DÖNEM: 23 CİLT: 38 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
50nci
Birleşim
28 Ocak 2009 Çarşamba
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- YOKLAMALAR
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, yasa dışı dinleme olaylarına
ilişkin gündem dışı konuşması ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
2.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TOKİ projeleriyle ilgili sorunlara
ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı
3.- Kars
Milletvekili Mahmut Esat Güvenin, Kâzım Karabekir Paşanın
vefatının 61inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.-
Gümüşhane Milletvekili Kemalettin Aydının, 25/1/2009 tarihinde
Zigana Dağında meydana gelen çığ felaketine ilişkin
açıklaması
2.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuşun, Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın gündem dışı
konuşmaya verdiği cevaba ilişkin açıklaması
3.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, Cizrede
meydana gelen trafik kazasına ilişkin açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULU SUNUŞLARI
A) TEZKERELER
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptanın, Fransada düzenlenecek
olan Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Konferansına,
beraberindeki Parlamento heyetiyle katılmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/677)
VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Merkez Bankasının
İstanbula taşınmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/394) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
2.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Güneydoğu Anadolu
Bölgesindeki petrol rezervlerine ve bazı iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/399) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
3.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, turizmle ilgili bir
konuşmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/415)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı
4.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, girişimcilerin engellendiğine
yönelik bir beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/418) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı
5.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Katar Emirinin Türk heyetine hediye
verip vermediğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/469) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, halk eğitim usta
öğreticilerinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/487) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
7.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, adrese dayalı nüfus kayıt
sistem verilerinin belediye gelirlerine etkisine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/508) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
8.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, tasfiye halindeki bir finans kurumuna ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/515) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
9.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, özelleştirilen Kütahya Şeker
Fabrikasına ait arsayla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/516) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
10.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, TPAO eski Genel Müdürünün bir enerji
şirketinde çalışmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/517) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
11.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, tüketicilerin yaygın
şikayetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/524)
(Cevaplandırılmadı)
12.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/529) (Cevaplandırılmadı)
13.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, iplik ithalatında
uygulanan vergi oranlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/530)
(Cevaplandırılmadı)
14.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki yatırımlara,
yeşil kartlılara ve yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/562)
(Cevaplandırılmadı)
15.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, İller Bankası Genel Müdür
Yardımcılarının atama şartlarına uyup
uymadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/569)
(Cevaplandırılmadı)
16.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, doktorların aldıkları
ücrete ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/575)
(Cevaplandırılmadı)
17.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTnin yönetimine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/585)
(Cevaplandırılmadı)
18.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, çiftçilerin tarımsal sulama
elektrik borçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/594) (Cevaplandırılmadı)
19.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin
Kıbrısa düzenlediği geziye ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/596) (Cevaplandırılmadı)
20.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, bir televizyonun yayınının
kesilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/602)
(Cevaplandırılmadı)
21.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar
Ağyüzün,
malvarlığına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/610) (Cevaplandırılmadı)
22.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, bazı kamu kurumlarının internet
sitelerindeki bazı şahıslarla ilgili tanıtıcı
bilgilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/619)
(Cevaplandırılmadı)
23.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, demir fiyatlarındaki
artışa ve inşaat sektörüne ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/622) (Cevaplandırılmadı)
24.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, bir kredi değerlendirme
kuruluşunun notuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/623) (Cevaplandırılmadı)
25.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, tarım politikasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/625) (Cevaplandırılmadı)
26.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, mısır prim
fiyatlarına ve mısır ithalatına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/629) (Cevaplandırılmadı)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı:
96)
2.- Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (1/608)
(S. Sayısı: 266)
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin
Milletvekili Kadir Uralın, muhtarların özlük haklarının
iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Beşir Atalayın cevabı (7/5981)
2.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, kayıt dışı istihdama
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/6013)
3.- Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, KEY ödemelerinde itiraz
süresinin uzatılmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/6049)
4.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Kahramanmaraştaki
tekstil fabrikalarına enerji desteği ödemelerine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/6068)
5.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, gazilerin özel sağlık
kuruluşlarına başvurusundaki sevk zorunluluğuna ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin
cevabı (7/6167)
6.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya Toptancı Hâl Derneğine yönelik
bazı uygulamalara
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/6178)
7.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, TOKİden ihale alan bir
şirketin Sarıkamış
esnafını mağdur etmesine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/6244)
8.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcının, ÇASGEMin sertifika
programlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/6273)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.00te açılarak beş oturum yaptı.
Bursa
Milletvekili Ali Kul, Osmanlı Devletinin kuruluşunun 710uncu
yıl dönümüne,
Mersin
Milletvekili Kadir Ural, Atatürkün Silifkeye gelişinin 84üncü yıl
dönümüne,
İzmir
Milletvekili Harun Öztürk, 2008 yılı merkezî yönetim bütçe
uygulamasının sonuçlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
İzmir Milletvekili
Ahmet Kenan Tanrıkulunun Avrupa Güvenlik ve İşbirliği
Teşkilatı Parlamenter Asamblesi Türk Grubu asıl üyeliğinden
istifasıyla boşalan üyelik için Afyonkarahisar Milletvekili
Abdülkadir Akcanın MHP Grubunca aday gösterildiğine ilişkin
Başkanlık tezkeresi,
Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır ve 20 milletvekilinin, JİTEM ile
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanmış faili
meçhul cinayetler konularında (10/313),
Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz ve 24 milletvekilinin, 2/B olarak bilinen arazilerin
durumu ile ormanların sürdürülebilir yönetimi konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla (10/314),
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri;
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön
görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
TBMM
Başkanı Köksal Toptanın, Suriye Halk Meclisi Başkanı
Mahmoud Al-Abrashın Suriyeye davetine bir Parlamento heyetiyle birlikte
icabetine,
İktisadi
İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) tarafından
19 Şubat 2009 tarihinde Pariste düzenlenecek olan Finansal ve Ekonomik
Kriz başlıklı parlamenter seminere katılım hususuna,
İlişkin
Başkanlık tezkereleri;
22/1/2009
tarihinde dağıtılan ve Genel Kurulun 22/1/2009 tarihli 48inci
Birleşiminde okunan Devlet Bakanı Mehmet Aydın hakkındaki
(11/6) esas numaralı gensoru önergesinin gündemin Özel Gündemde Yer
Alacak İşler kısmında yer alması ve gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin
Genel Kurulun 27/1/2009 Salı günkü birleşiminde yapılmasına,
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan 239, 2547, 322, 316, 306 ve 311 sıra
sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin bu kısmın
sırasıyla 7, 8, 9, 10, 11 ve 12nci sıralarına
alınması ve diğer kanun tasarı ve tekliflerinin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine,
Genel Kurulun
27/1/2009 ve 3/2/2009 Salı günkü birleşimlerinde sözlü soruların
görüşülmesinden sonra diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine, 27/1/2009
ve 3/2/2009 Salı günkü birleşimlerinde 15.00-20.00, 28/1/2009 ile
4/2/2009 Çarşamba günkü ve 29/1/2009 ile 5/2/2009 Perşembe günkü
birleşimlerinde 14.00-20.00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesine,
322 sıra
sayılı Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerin ekli cetveldeki şekilde
olmasına,
İlişkin
Danışma Kurulu Önerisi, yapılan görüşmelerden sonra;
Kabul edildi.
Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve
Tarım Kredi Kooperatifleri Tarafından Üreticilere
Kullandırılan ve Sorunlu Hale Gelen Tarımsal Kredilerin Yeniden
Yapılandırılmasına İlişkin Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin
(2/235), İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi, yapılan görüşmelerden
sonra kabul edilmedi.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu Adına Grup Başkan Vekilleri Ankara Milletvekili
Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun,
TRTnin Ergenekon soruşturmasıyla ilgili yayınlarıyla kamu
yayıncılığı kural ve ilkelerine aykırı davranmasına
göz yumduğu iddiasıyla Devlet Bakanı Mehmet Aydın
hakkında bir gensoru açılmasına ilişkin önergesinin (11/6)
görüşmeleri tamamlandı, yapılan oylamadan sonra, gündeme
alınmasının kabul edilmediği açıklandı.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmının:
1inci
sırasında bulunan (6/386),
2nci (6/388),
3üncü (6/391),
93üncü (6/605),
95inci (6/607),
126ncı (6/659),
136ncı (6/672),
145inci (6/682),
150nci (6/697),
190ıncı (6/768),
212nci (6/805),
221inci (6/817),
236ncı (6/836),
237nci (6/837),
243üncü (6/848),
260ıncı (6/871),
270inci (6/881),
271inci (6/883),
286ncı (6/899),
297nci (6/910),
312nci (6/928),
316ncı (6/937),
317nci (6/938),
318inci (6/939),
331inci (6/952),
337nci (6/960),
345inci
sırasında bulunan (6/969),
347nci (6/971),
368inci (6/997),
374üncü (6/1004),
389uncu (6/1024),
394üncü (6/1031),
406ncı (6/1043),
Esas
numaralı sözlü sorulara İçişleri Bakanı Beşir Atalay
cevap verdi; (6/391), (6/607), (6/672), (6/682), (6/697), (6/768), (6/805),
(6/848), (6/899), (6/910), (6/938), (6/939), (6/952), (6/960), (6/969),
(6/1004), (6/1024), (6/1043) esas numaralı soruların sahipleri de cevaba
karşı görüşlerini açıkladı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul
edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
(1/324) (S. Sayısı: 96) görüşmeleri Komisyon yetkilileri Genel
Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporunun (1/608) (S. Sayısı: 266) müzakerelerine devam olunarak
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Maddelerine geçilmesi için
yapılan oylamalarda toplantı yeter sayısı
bulunmadığı anlaşıldığından; 28 Ocak
2009 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 14.00te
toplanmak üzere birleşime 19.50de son verildi.
Eyyüp
Cenap GÜLPINAR
Başkan
Vekili
Yusuf
COŞKUN Yaşar
TÜZÜN
Bingöl Bilecik
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fatoş GÜRKAN
Adana
Kâtip
Üye
28 Ocak 2009 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 50'nci
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, dinleme olayları
hakkında söz isteyen Gaziantep Milletvekili Akif Ekiciye aittir.
Buyurun Sayın Ekici. (CHP sıralarından
alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Gaziantep Milletvekili Akif
Ekicinin, yasa dışı dinleme olaylarına ilişkin gündem
dışı ko-nuşması ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırımın cevabı
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye'de son zamanlarda artan yasa
dışı dinleme olaylarıyla ilgili ve yaratılan korku
imparatorluğuyla ilgili söz almış bulunmaktayım. Yüce
Divanı saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesi
Başkanının, YÖK başkanlarının, Ana Muhalefet
Partisi Genel Sekreterinin, askerlerin, bürokratların, gazetecilerin,
siyasetçilerin, daha doğrusu tüm toplumun dinlenmekte olduğu ve korku
imparatorluğu altında sindirilmek istendiği bir ortam içerisinde
yaşıyoruz. Herkesin dinlenmekte olduğu bir süreçten geçiyoruz.
Telekulağın bir iddia olmaktan çıktığı,
hayatın ta kendisi, gerçeğin ta kendisi olduğu bir Türkiye var
karşımızda.
Değerli arkadaşlar, benim dile getirdiğim,
yakındığım konu, yargı kararıyla yapılan,
suçu önlemeyle ilgili yapılan, emniyetin yapmış olduğu,
izne tabi dinlemelerle ilgili değil, bunların dışında
illegal yapılan dinlemelerdir. Bunlar, sanatçıdan esnafına, ev
hanımından memuruna herkesin Ben dinleniyorum. demesi hukuk
devletine zarar vermektedir, insan psikolojisini bozmaktadır. Yasa
dışı veya hizmet ettiği mantık adına dinleme yapan
kişiler, gruplar, kuruluşlar veya kurumlar için bir çözüm
bulunması gerekmektedir. Bugün şu gerçek bilinmektedir: 600 dolar
bedel ödeyen, ücret ödeyen bir kişi istediğini dinleme imkânına
kavuşmuş ve bunu sağlamış olmaktadır. Peki, bu
sorunu teknik olarak önlemekle sorumlu Ulaştırma Bakanı ne
yapıyor, nasıl bir çözüm önerisi getiriyor? Çok enteresan, Sayın
Bakanın önerisi şu: Dinlenmek istemiyorsanız
konuşmayın. Evet, Dinlenmek istemiyorsanız
konuşmayın. diyor Sayın Bakan. Bu mantık akla şunu getiriyor,
Bir dönem okullar olmasa millî eğitimi çok rahat idare edebilirim. diyen
mantığı çağrıştırıyor değerli
arkadaşlar.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Enerji Bakanı da
şöyle bir iddiada bulundu: Doğal gaz
pahalılığından yakınıyorsunuz.
Üşüyorsanız fındık yiyin. Yani arkadaşlar, lütfen
gülünecek şeyler yapmayalım, toplumla bu kadar alay etmeyelim, bu
kadar ciddiye almaz bir davranış içerisinde bulunmayalım.
Değerli milletvekilleri, özel hayata müdahale, duygusal
yaşamın, günlük yaşamın denetim altına
alınması anlamına gelen yasa dışı dinlemeleri bir
milletvekili olarak değil, Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşı
olarak yani 70 milyondan biri olarak kabul edemiyorum, içime sindiremiyorum.
Türkiye'nin bir hukuk devleti mantığı içinde yönetilmesi ve
hukukun üstünlüğünün sağlanması hepimizin görevidir. Avrupa
Birliği üyeliği yolunda ilerleyen demokratik Türkiyede bu görüntüler
bizlere yakışmıyor. Yetkisi olanların, teknolojinin
nimetlerinden faydalananların diğer vatandaşların özel
hayatını gasp etmesi Türkiyeye yakışmıyor. Bu
işe bir an önce çözüm bulunması gerektiği inancı
içerisindeyim. Eğer buna çözüm bulunmazsa
Bizim yöremizde şöyle bir
tabir vardır: Deri kokarsa tuzlanır. Tuz kokarsa yapacak şey
felakete gidiştir. Değerli arkadaşlarım, tuzu kokutmadan bu
işin çözümünü bulmakla ilgili adım atılması gerektiği
inancı içerisindeyim.
Değerli arkadaşlar, söylenecek çok söz var ama beş
dakika içerisinde bunları sığdırmak, bunları anlatmak
pek de kolay olmuyor.
Türkiye siyasi ve ekonomik açıdan çok zor bir süreçten
geçiyor. Yoksulluk ve çaresizlik her geçen gün daha da artmaktadır. Her
gün kapanan iş yerleri, işten çıkarma haberleri artık
önemsiz ve kanıksanmış duruma gelmiştir, ülkemizin her
yerinde yaşanır olmuştur. Ortada peş peşe batan şirketler,
işsiz kalan yüz binler var. Küresel krizde ikinci dalgadan söz ediliyor
ama biz hâlâ krizin adını dahi koyamadık. Bırakın
adını koymayı, teğet geçmesinden psikolojik olmasına
kadar birçok ilginç tanımlamalar getirdik. Gaziantepte,
Kahramanmaraşta, Konyada, Türkiye'nin tüm illerinde kriz teğet
geçmemiştir, yüzlerce iş yeri kapanmıştır,
kapanmayıp küçülenler, üretimi tek vardiyaya indirenler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Ekici, devam edin.
AKİF EKİCİ (Devamla) -
tesislerini söküp
başka ülkelere götürenler için hiçbir tedbir alınmamıştır.
Alınması gereken çok basit, küçük, birkaç tedbir vardır,
söyledik bunu defalarca: Vergileri birkaç puan indirirseniz, yüksek SSK
primlerini düşürürseniz, kur politikasında inat etmeyip
mantıklı bir çözüm getirirseniz, Çin, Hindistan, Tayland, Filipinler
gibi ülkelerin yaptığı haksız rekabeti önleyici tedbirler
alırsanız bu sorunlar çözülür iddiasındaydık ama maalesef
bunların hiçbirisi yapılmadı.
Değerli arkadaşlar, kronik bir sorun hâline gelen
işsizlik, AKPnin iktidar olduğu son altı buçuk yıl içerisinde
daha da artmıştır. Bugün 18 milyon insan yoksulluk
sınırı altındadır, 2 milyon insan aç yatıp
kalkmaktadır. Bu yüce Meclisin asli görevi bu olmalıdır, korku
imparatorluğu yaratarak insanları sindirmek yerine bu yoksul ve
açlık sınırı altında kalmış insanların
sorunları nasıl çözülür, ne gibi tedbirler alınır
hesapları ve çalışmaları içerisinde olmamız gerekir
ama şunu da söylemeden geçemeyeceğim
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Ekici.
AKİF EKİCİ (Devamla) Bir teşekkür edeyim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Son cümlenizi alayım efendim.
Buyurun.
AKİF EKİCİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, maalesef şu gerçeği de görüyoruz: Bugün her türlü
yoksulluğun içerisine bulaşmış olan, imar rantlarından
faydalanan, beş yıl önce çocuklarını
arkadaşlarının burs desteğiyle okuttuğu
iddiasında bulunanlar bu krizden, bu ekonomik sıkıntıdan
paylarını almamışlar, bunun içerisinde yoklar ama
BAŞKAN Teşekkür edecektiniz Sayın Ekici.
AKİF EKİCİ (Devamla) Peki, Sayın
Başkanım.
Teşekkür ederim değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ekici.
Gündem dışı konuşmaya Ulaştırma
Bakanı Sayın Binali Yıldırım cevap verecektir.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Akif Ekicinin Türkiyedeki dinleme sorunu konulu gündem
dışı konuşması için huzurunuzdayım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dinleme konusu sadece
Türkiye'nin konuştuğu bir konu
değildir. Dünyanın bütün devletlerinde bu dinleme meselesi zaman
zaman gündeme gelir ve siyasetin önemli alanlarından birisi olarak da
günlerce gündemde kalır. Geçmiş olayları,
hafızamızı yokladığımızda birçok ülkede
dinlemelerle ilgili birçok skandallar, olaylar ortaya
çıkmıştır.
Dinlemenin asıl yasal çerçevesini Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası oluşturur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
22nci maddesine baktığımızda Herkes, haberleşme
hürriyetine sahiptir.
Haberleşmenin gizliliği
esastır. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden
biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim
kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak
gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili
kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. Yetkili merciin
kararı yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim,
kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde karar
kendiliğinden kalkar. Anayasamızın 22nci maddesi
haberleşmenin gizliliği ve insanların özel hayatının
korunmasıyla ilgili hususları bazı istisnalar
dışında düzenlemiş ve dinlemenin, izlemenin, sinyal
takibinin hangi şartlar altında ve hangi hukuki yollar takip edilerek
yapılacağını hükme bağlamıştır.
Bu çerçevede dinlemeye esas yasalar da
çıkarılmıştır. Bu yasalar nedir? Ceza Muhakemesi
Kanunu, 135-140 arasındaki maddeler, delil toplamaya yönelik olarak
dinleme, sinyal izleme, teknik takip konularını düzenlemektedir.
Eğer başkaca bir delil bulunamıyor ise bu maddeler
muvacehesinde dinleme yapılabilir ancak bunların usulüne uygun hâkim
kararı, gecikmesi mahzurlu hâllerde savcı kararı alınmak
suretiyle yapılır denmektedir.
İşte bu çerçevede 5397 sayılı telekomünikasyon
yoluyla yapılan iletişimin tespiti, değerlendirilmesi, sinyal
bilgilerinin takibi ve kayda alınmasıyla ilgili bir kanun bu
Meclisten geçti ve yürürlüğe girdi. Bu Kanunun amacı şu: Bu
Kanun, gerek Anayasamızın 22nci maddesinde öngörülen hususlar
gerekse Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen maddeler gerekse 5190
sayılı Kanun yani eski DGMler yerine kurulan mahkemelerin
görevleriyle ilgili Kanun kapsamında yapılacak yasal takibin,
dinlemenin, sinyal bilgilerini izlemenin yasal çerçevede yürümesinden sorumlu
olarak bir başkanlık oluşturuldu.
Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığının görev alanı, dinlemeye
yetkilendirilmiş üç kuruluşumuzun -ki bunlar MİT, Jandarma ve
Emniyet, bu kuruluşlarımızın- gerek istihbarat amaçlı
gerek organize suç örgütleriyle mücadele amaçlı gerekse de adli
amaçlı dinlemelerinin Anayasamızda tanımını bulan,
ilgili kanunlarda da usulleri açıklanır şekilde
yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ve bu
kuruluşlara eğer uygunsa uç vermek
Yani dinlemeyi yapmak
değil bu kurumun görevi. Bir
şeyin burada aydınlatılması gerekir. Bu kurum dinleme
yapmaz. Bu kurum, dinleme yapmaya yetkili MİT, Jandarma, Emniyetin
taleplerinin yasalara uygun olup olmadığını denetler,
eğer uygunsa onlara dinleme yahut izleme veya sinyal takibi gibi konularda
yol verir veya taleplerini reddeder.
Buna neden ihtiyaç duyulmuş? Daha önce böyle bir mekanizma
yok. Ne yapıyor? Bütün kurumlar, kendi inisiyatiflerinde, istediği
gibi bu dinlemeleri yapıyor ve bu dinlemelerde de kurumlar arasında
rekabet oluşuyor, istihbaratlarla, suçlarla mücadelede zaaf oluşuyor
ve bu arada da yasal olmayan oradaki bireylerin yaptığı
bazı yanlış uygulamalar da toplumda rahatsızlık
oluşturuyor. İşte bu eksikliği ortadan gidermek için
Anayasamızın 22nci maddesine göre bu Başkanlık
oluşturuldu. Bu Başkanlığın hangi şekilde
çalışacağını az önce izah ettim.
Bir de bu dinlemelerde veya izlemelerde toplumun kafasında
bir karışıklık var. Bazı tanımlar var. Bu Yasaya
göre çıkarılan Adli Dinleme Yönetmeliğinde -Adalet
Bakanlığının- burada olayları
tanımlamış. Bunlardan bir tanesi iletişimin tespiti.
İletişimin tespiti şu demek: İçeriğine girmeden,
müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim
araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer
bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespiti. Yani neler konuştuğuna
girmeden trafiğin izlenmesi. Kim kiminle konuştu, nerede
konuştu, koordinatları
Buna niye ihtiyaç var? Bu da diyelim ki bir
suçluyu takipte gerek istihbarat amaçlı gerek organize suç örgütleriyle
mücadele amaçlı suç organizasyonunun takibine yönelik bir işlemdir ve
buna iletişimin tespiti denir.
İkinci konu sinyal bilgisi. Sinyal bilgisi de bir
iletişim ağında haberleşmenin iletimi veya faturalama
amacıyla işlenen her türlü veri. Burada da iki husus var. Bu tek
yönlü sinyal bilgisi. Zaten her abone istediği an buna ulaşabilir.
Bir ücret ödeyerek siz bütün konuşmalarınızın dökümünü alabilirsiniz;
ne zaman, kiminle, hangi telefonla konuştunuz. Bu tek yönlü sinyal bilgisi
herkes için açık, bedeli mukabilinde alınabilir ancak bunun iki türlü
sinyal takibi için yine mahkeme kararı lazım. Sizin
aradığınız numaraların da nereleri aradığını
öğrenmek gerekiyorsa, böyle bir ihtiyaç varsa bu iş de sinyal bilgisi
takibine dayalı bir iştir ve bunun mahkeme kararı
dışında elde edilmesi mümkün değildir.
Sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi konusu diğer bir
tanım. İletişimin içeriğine yine girmeden yetkili makamdan
alınan karar kapsamında sinyal bilgilerinin iletişim sistemleri
üzerinde bıraktığı izlerin tespiti, bunlardan anlamlı
sonuçlar çıkarılması, değerlendirilmesi, böylece suçlularla
mücadele. Bir anlamda, örneğin bilgisayarlardan
gönderdiğimiz elektronik postalar veya sayısal telefonlarda
-şimdi sayısal telefonlar yaygınlaştı- yapılan
bütün konuşmalar, İnternete girdiğimiz zamanki bütün
işlemler bir iz bırakıyor. Yani siz onları imha etseniz
bile o izler yer sağlayıcılar, içerik
sağlayıcılar, hizmet sağlayıcıların elinde
bulunuyor. İşte bu bilgileri de takip etmeye Sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesi diyoruz.
Bir başka şey: Buna da teknik araçlarla izleme veya
halk arasında ortam dinlenmesi deniyor. Ortam dinlenmesi Ceza Muhakemesi
Kanununun 140ncı maddesine göre 1inci fıkrada sayılan suçlar
dolayısıyla yapılan soruşturmalarda suçun
işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin
bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde
şüphelinin veya sanığın kamuya açık yerlerdeki
faaliyetleri, iş yerinin teknik araçlarla izlenmesi, ses veya görüntü
kaydının alınma işlemi. Buna ortam dinlenmesi deniyor. Bu
da CMKnın 140ıncı maddesine göre mahkeme, hâkim kararıyla
yapılabilen bir iştir. Bu tür işlem Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığından izin almadan,
doğrudan, CMK 140a göre hâkimler ve savcılar tarafından
yapılabiliyor.
Bu tanımları verdikten sonra, izleme, sinyal takibi,
teknik takip veya dinlemenin hangi araçlardan yapıldığına
da göz atmak lazım. Toplumun aydınlanması gerekiyor.
Cep telefonundan cep telefonuna veya cep telefonundan sabit
telefona, İnternetten elektronik postanın gönderilmesi veya cep
telefonundan (SMS) kısa mesaj gönderilmesi veya uydu üzerinden
haberleşme. Bütün bu mecralar telekomünikasyon yoluyla iletişim
takibinde esas alınan mecralardır, bunun dışında bir
yöntem de yoktur. İşte, bu mecralardaki yapılacak her türlü
iletişim tespiti, sinyal takibi, değerlendirilmesi ve ortam
dinlemesinde uyulacak kurallar, usuller, yasalar az önce ifade ettiğim gibidir.
Bütün bunları yapmazsak
Bu takipler şüphesiz niçin
yapılıyor? Organize suçlarla mücadele etmek, devletin içeride ve
dışarıda istihbarat toplaması ki bu yetki sadece MİTe
aittir. Polisin ise ülke çapında sinyal izleme, istihbarat toplama yetkisi
vardır. Jandarmanın da görev bölgesi içerisinde böyle bir yetkisi
vardır. Bunlar, bu kuruluşların kendi kanunlarıyla
verilmiş yetkilerdir.
Burada yapılan iş, TİBin oluşturulması,
buradaki taleplerin disiplin altına alınması, bu işler
yapılırken yasalara uyulup uyulmadığının
titizlikle kontrol edilmesinden ibarettir ve dolayısıyla, böylece
yasa dışı dinlemelerin veya kötü niyetli, gerek kamu görevlisi
gerekse kamu görevlisi dışındaki insanların bu tip
faaliyetler içerisinde olmalarının önüne geçilmesidir.
Peki, bütün bunları yaptıktan sonra diyelim ki bunlara
uymayanlar oldu. Olamaz mı? Olur. Yani birisi gelir, ortam dinlemesi, bir
topluluğun içine girer, cebindeki kaydediciyi açar, ortam dinlemesi
yapabilir veya bir cihaz koyabilir bir yere, dinleme yapabilir. Bunlar yasal
olarak yapılabildiği gibi yasal olmayan yönlerden de
yapılıyor. Az önce söyledim, 5190a göre yasal olarak
yapılabiliyor; yasal olmadan da yapılıyor, örneklerini de
geçmişte gördük ama bunların müeyyideleri var.
Müeyyideleri nedir? Eğer bu iş bir hizmet
sağlayıcı, yer sağlayıcı marifetiyle
yapılıyorsa yetki belgesi iptal ediliyor, adli ve hapis cezası
veriliyor. Bunların cezaları da yine CMKya göre bir yıldan üç
yıla kadar hapis cezası. Bir başka özelliği de
şüphesiz bu tip dinlemeler hiçbir şekilde mahkemelerde delil olarak
geçerli değildir. Bunlar da işte bu TİBin kurulmasıyla
ilgili kanunla getirilmiş müeyyidelerdir. Önceden bu müeyyideler yoktu. Bu
dinlemeler yapılıyordu. Yasal olarak yapılanı da
vardı, yasal olmayan dinlemeler de vardı ama müeyyideler yoktu.
İşte TİBin kurulmasıyla ilgili yasayla birlikte
yasadışı, 5397ye göre yapılan dinlemelerde bu şekilde
dinlemeyi yapan işletme -cep telefonu şirketi, sabit telefon
şirketi- hem yetki belgesinin iptali hem de para cezasına çarptırılıyor.
İşte bu getirilen hüküm iki şeyi güvence altına
almıştır vatandaşlarımız bakımından:
Birincisi, bunların delil olarak kabul edilmemesi; ikincisi, bu işi
yapanların hapis cezasıyla tecziye edilmeleridir ve bu şekilde,
burada, yasa dışı dinlemelerle ilgili bir disiplin
sağlanmıştır.
Son günlerde, tabii, gündeme getirilen bazı hususlar var,
onları da bu vesileyle açıklamakta yarar görüyorum. Örneğin,
Yargıtayın verdiği bir karar var. Bu karara göre, Jandarma bunu
yapamadığı hâlde MİT ve Emniyetin yurt çapında
dinlemeye devam ettiği iddia ediliyor.
Değerli milletvekilleri, buradaki olay şudur: Az önce
dedim, MİTin, Emniyetin, Jandarmanın dinleme, sinyal
izlemelerinin hangi esaslar dâhilinde
yapılacağı kuruluş kanunlarında ifade ediliyor. Buna
göre, Jandarma, sadece sorumluluk bölgesinde ve terörle mücadele alanında
dinleme yapmaya yetkilidir, bunun dışındaki dinlemeleri yapamaz.
Ancak, yargıya başvurarak Türkiye çapında bir dinleme yetkisi
istemiş ve bir mahkeme reddetmiş, bir mahkeme kabul etmiş, konu
Yargıtaya gelmiş ve kamu yararına düzeltme suretiyle bu talep
reddedilmiştir. Diğer kuruluşların ise zaten
kanunlarında, ülke çapında Emniyetin, devlet çapında MİTin
-devlet çapındadan kastımız hem yurt içinde hem yurt
dışında- dinleme yetkisi zaten vardır.
Dolayısıyla onlar kendi yetki kanunlarındaki, kuruluş
kanunlarındaki hususlarla hareket etmektedir. Dolayısıyla böyle
bir uygulamada yanlışlık söz konusu değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakanım, son bir dakikanız;
buyurun.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) Yine,
gündeme getirilen, bakanlar, milletvekilleri ve üst düzey bürokratların
dinlendiği iddiasıdır. Bu konu esasen şudur: Kamu
görevlilerinin dinlenme esasları da onların bir suç konusunda
sorgulama ve yargılama esaslarıyla aynıdır. Örnek vermek
gerekirse bir genel müdürün dinlenebilmesi için önce onun sorgulanması,
yani 4483e göre bakan tarafından izin verilmesi
İzin verilmemesi
hâlinde itiraz yoluyla sorgulanmasına savcılıkça karar verilip
ondan sonra ancak dinleme yapılır. Mahkeme kararı alınmadan
hiçbir şekilde doğrudan dinleme yapılamaz yani kamu
görevlilerinin, milletvekilinden bürokrata kadar dinleme esasları
yargılanmalarına esas mevzuat hükümleri mucibince yapılır,
öyle rastgele dinleme yapılamaz. Onu da ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakanım, son cümlenizi alabilir
miyim.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) Son
sözlerimiz
Tabii Elektronik postalar benden önce okunuyor. iddiası
var. Burada da elektronik postalar veya kısa mesajlar da dinlemeyle
eş değerdir, aynı usullere tabidir ancak şu tehlikeyi
görmek lazım: Bu yer sağlayıcılar -Mynet, Yahoo, Gmail veya
diğerleri- size bir IP numarası verirken bu trafiğinizi virüsle mücadele
için rıza verdiğinize dair bir sözleşme imzalatır. O
sözleşme kapsamında bu bilgiler onlardan geçiyor ama bu bilgilerin
hepsini dinlerler mi, dinlemezler mi veya bilgisayarınızın, cep
telefonunuzun içerisine bir virüs yazılımı da konmak suretiyle
böyle bir risk de vardır ama bunlar ne yasalarla ne diğer
bahsettiğim hususlar dâhilinde değerlendirilecek konular
değildir.
Özet: Dinleme yapıldı, bilgiler elde edildi, bir
şey çıkmadı. Cumhuriyet başsavcısı bunu on
beş gün içerisinde, ilgilisine, dinleme
yapıldığını ve herhangi bir bulguya rastlanmadığını
da bildirmekle mükelleftir. Yine bu, Ceza Muhakemeleri Kanununda hükme
bağlanmıştır.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Şimdi, kısacası, tabii bir son
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) Peki,
teşekkür ediyorum.
Tabii benim demek istediğim şudur: Eğer
yanlış işiniz yoksa, yasal olmayan hiçbir işiniz yoksa
dinlenmekten korkmayın, istediğiniz kadar konuşun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yapmayın
Sayın Bakanım!
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Çok kötü bir cümle ama
Sayın Bakan!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Türkiye
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Bir bakan olarak bunu
söylemeyin lütfen!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Türkiye
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Bir bakan olarak
yakışmıyor! Bu söylenir mi ya? Ne demek?
SACİD YILDIZ (İstanbul) Herkesin özeli
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Herkesi dinleyin o zaman!
Özel yaşamı falan dinleyin! Bir bakana yakışmıyor bu
sözler.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) -
Şimdi bakınız, bir şeyi söylemek istiyorum. Söylediğim
şudur
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Tehlikeli bir şey
yoksa konuşmayın
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Söylediğim şudur: Eğer yanlış
anlaşıldıysa düzelteyim.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Evet, düzeltin lütfen!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Şimdi, hani dediniz ya Eğer dinlenmek istemiyorsanız
konuşmayın. Dinlenmenin hangi usullerle
yapılacağını, bütün hukuki boyutlarıyla, teknik boyutlarıyla
ortaya koydum. Hâlâ şüpheniz varsa
Toplumda birçok insanın
şüphesi var.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) O zaman
konuşmayın!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) Bu da
bir hakikattir. Buna da bu şartlar altında yapılacak başka
bir şey yoktur. Teknolojinin önüne geçme imkânı yoktur ama önemli
olan, kim ne yaparsa yapsın, yasal olmayan yollardan böyle bir şey
yaparsa bunu delil olarak kullanamaz, şantaj olarak kullanamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Bunu söyleyin!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Kullandığı zaman da bunun müeyyidesi var, hükmü var; bunun da
bilinmesi lazım.
AKİF EKİCİ (Gaziantep) Bunu söyleyin!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) - Bunu
ifade etmek istedim, kastettiğim budur.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
Gündem dışı ikinci söz, TOKİyle ilgili
sorunlar hakkında söz isteyen Adana Milletvekili Yılmaz Tankuta
aittir.
Buyurun Sayın Tankut. (MHP sıralarından
alkışlar)
2.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankutun, TOKİ projeleriyle ilgili sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
YILMAZ TANKUT (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Toplu Konut İdaresinin yürüttüğü projelerle ortaya
çıkan ve yaşanmakta olan sorunlarla ilgili gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hiç şüphesiz, hepinizin de
malumu olduğu üzere, ülkemizin en önemli
sıkıntılarından birisi de konut sorunudur. Bu sorun hâlen
yaygın olarak devam etmektedir ve hâlen de milyonlarca
insanımızı ilgilendirmektedir.
TOKİ bu sıkıntıları azaltmak
amacıyla faaliyete geçmiş ve birçok bölgede önemli
çalışmalar yapmıştır, yapmaya da devam etmektedir.
Ancak TOKİ ilk başlangıç zamanlarında ortaya koyduğu
ciddi ve verimli çalışmalarını maalesef artık devam
ettirememektedir. Bunu, özellikle teslim edilen ve hâlen devam eden projelerde
ortaya çıkan vatandaşlarımızın
memnuniyetsizliğinden, mağduriyetinden ve haklı olarak yaptıkları
şikâyetlerinden anlamaktayız. Bugün hemen her yerde TOKİnin
hizmetlerinden, projelerinden şikâyetler gelmektedir. Mağdur olan
insanlarımızın tepkileri çığ gibi yükselmektedir.
Keşke TOKİnin bu çalışmalarından hiç şikâyet
olmasaydı da biz de burada bugün bu konuları konuşmak
mecburiyetinde kalmasa idik ama maalesef gerçekler artık
gizlenememektedir.
Sayın milletvekilleri, az önce de belirttiğim gibi,
TOKİ projelerinden şikâyetler ve tepkiler her geçen gün
azalacağı yerde maalesef çoğalmaktadır. Bugüne kadar,
TOKİden şikâyetlerle ilgili 4 kez soru önergesi vermek zorunda kalan
bir arkadaşınız olarak doğaldır ki öncelikle seçim
bölgem olan Adanadan yükselen feryatları dile getirdim. Daha önce
Adanada Yüreğir-Kargakekeç, Yüreğir-Atakent ve Seyhan-Şambayadı
ile Yüreğir-Aksantaştaki ve son olarak yine Adanadaki ve
Yalovadaki bazı TOKİ projelerindeki sorunlarla ilgili
şikâyetleri Sayın Başbakana yazılı soru önergeleriyle
ilettim. Ancak, ne yazık ki bunlardan sadece Kargakekeç ile ilgili olan
önergeme tatmin edici ve çözüm getirici bir cevap aldım ve bundan
dolayı da mahallî basında TOKİ yöneticilerine teşekkür
etmeyi de ihmal etmedim.
Sayın milletvekilleri, tarafımıza iletilen
TOKİyle ilgili şikâyetleri buradan kısaca şöyle özetlemek
istiyorum:
1) Teslim edilen veya teslim
sürecinde olan konutların damları akmakta, kapılar, camlar, yer
parkeleri veya seramikler kırık teslim edilmektedir.
2) Çevre düzeni ya hiç
yoktur ya da yasak savma babından eksik yapılmış ve böylece
teslim edilmiştir.
3) Sosyal donatılar son
derece yetersiz yapılmaktadır. Konutlar genelde şehirlerin
gelişme istikametinde yapıldığından, sosyal
donatılarla ilgili mağduriyetler çok ciddi bir şekilde
gözükmektedir.
4) PTT, sağlık ocağı, okul gibi zorunlu hizmet
birimlerinin yokluğu vatandaşlarımızı büyük ölçüde
mağdur etmektedir.
5) Konutlar, yapılan protokolün aksine zamanında teslim
edilmemektedir. Pek çok müteahhit, şu anda hak edişlerini
alamadıkları için konutları inşa etmekten vazgeçmiş
durumdadırlar. İleriye dönük planlama yapan ve çoğu kiracı
olan vatandaşlarımız bu yüzden büyük sıkıntılarla
karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu duruma en bariz
örnekse, Adanada basın mensuplarımız için yaptırılan
konutlardır. Burada 2006 Haziran ayında teslim edilmesi gereken
konutlar, ne yazıktır ki hâlen basın mensuplarımıza
teslim edilememiştir.
6) TOKİ, teslim edilen sitelere, bir
yıllığına, Boğaziçi adlı şirket üzerinden
geçici yönetim atamaktadır. Bu yönetim, site sakinlerinden çok yüksek
aidatlar, gider avansı ve masraf adı altında değişik
ücretler talep etmektedir. Ayrıca, bir yıl geçmesine rağmen site
sakinlerinin genel kurul yapmalarına izin verilmemekte, genel kurul
yapılan yerlerde de site sakinlerinin seçtiği kalıcı
yönetimlere idare teslim edilmemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sorunun
hemen bütün TOKİ projelerinde yaşandığını ifade
etmiştim. Bakınız, İnternet ortamında bize gelen ve
yurdumuzun çok değişik vilayetlerinden, Adanadan, Tekirdağdan,
Gaziantepten, pek çok vilayetten gelen ortak sıkıntılardan iki
tanesini müsaadenizle açıklamak istiyorum:
TOKİ, eskiden, iyi, sağlam ve hesaplı ev
yapıyordu, tutulmaya başlanınca işin suyunu
çıkardılar. Özellikle Anadoluda yaptıkları beş para
etmez.
Ben de TOKİden ev aldım, Allaha havale ediyorum. Bu
işten bir kuruş kazanan herkesi Allaha havale ediyorum.
Maalesef durumun özeti ve gerçekler budur. İşte bu
gerçekler ışığında Hükûmete ve ilgililere buradan
seslenmek istiyorum. Artık lütfen hayali ve içi boş sözlerle pembe
tablolar çizmeden vatandaşlarımızın şikâyetlerine ve
sıkıntılarına ilgisiz kalmaktan vazgeçiniz. Zaten yokluk ve
yoksulluk içerisinde kıvranan ve âdeta bitkisel hayat yaşayan ve bu
manada ayakta kalmaya çalışan insanlarımızın
feryatları karşısında yetki sahibi olarak çözüm ve çareler
üretiniz.
Büyük umutlarla, çoluk çocuğunun nafakasından keserek,
başını sokabilecek bir yuva sahibi olabilmek için TOKİye
başvuran ve şu an TOKİ konutlarında -az önce de özetlemeye
de çalıştığım- sıkıntılarla
boğuşarak ikamet eden insanlarımızın
sıkıntılarını acil olarak çözünüz diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Tankut, devam edin.
YILMAZ TANKUT (Devamla) Son olarak özellikle yaklaşık
bir ay önce bizzat ziyaret ettiğim TOKİ Adana Şambayadı
konutlarında oturan sakinlerin geçici yönetimle çok büyük
sıkıntılarının olduğunu buradan bir kez daha
hatırlatmak istiyorum. Bu yüzden de bir yıl geçtiği hâlde bir
türlü yaptırılamayan kalıcı yönetimin seçileceği genel
kurulun bir an önce yapılarak başta Şambayadı TOKİ
konutları olmak üzere diğer bütün konutlardaki geçici yönetimlerin
meydana getirdiği sıkıntıların bir an evvel sona
ermesi lazım geldiğini buradan bir kez daha hatırlatmak
istiyorum.
Sözlerime son verirken, Hükûmetin, TOKİ ile ilgili
yaşanan bu sıkıntıları bir an önce çözerek
insanlarımızın mağduriyetine artık bir son vermesini
temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tankut.
Gündem dışı konuşmaya Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek cevap
vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum. TOKİyle ilgili olarak bu konuyu
gündeme getiren Sayın Tankuta da teşekkür ediyorum.
Toplu Konut İdaresi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin en seçkin
kurumlarından bir tanesidir ve geriye dönük beş altı sene
içerisinde de hatta ta kurulduğu günden beri ülkemizde modern bir
şehirleşme, insanlarımızın konut ihtiyacının
karşılanması ve daha yaşanabilir bir çevre oluşturma
noktasında bu kurumun çok önemli hizmetler yaptığını
biliyoruz ve Türkiye'nin her tarafında da bugün iftiharla ifade etmemiz
gerekir ki TOKİnin yaptığı hizmetleri birlikte
müşahede ediyoruz. Bundan dolayı başta TOKİ idaresi olmak
üzere, tüm çalışanlarına, yöneticilerine huzurunuzda teşekkür
etmek istiyorum.
Tabiatıyla bazı şikâyetlerin olduğu da
doğrudur. Bu şikâyetleri dinlemek, bunların bir an evvel
giderilmesi noktasında bir çaba içerisinde olmamız gerektiği de
ortadadır ancak bu şikâyetler, yapılan işlerin
büyüklüğü, vüsati dikkate alındığında,
bazıları da bir yönüyle kaçınılmazdır. Bunların
bir kısmı esas itibarıyla Türkiyede müteahhitlik sektörünün
içinde bulunduğu bazı disiplinsizliklerden veya bazılarının
bu hizmeti yapıp yapmaması noktasında oturup karar vermemiz
gerektiğinden kaynaklanıyor.
Şimdi, evvela, TOKİ ne yapıyor geriye dönük
2002den bu tarafa? Onunla ilgili bir iki rakam vermek istiyorum. 1 Ocak
2003ten 27 Ocak 2009 tarihine kadar olan süre içerisinde 81 il, 490 ilçe ve
bunların müştemilatı içerisinde, 1.152 şantiyede 340 bin
konut inşa etmektedir. Dolayısıyla, rakamın
büyüklüğüne baktığımızda, nüfusu 100 bini aşan on
beş tane şehir inşa etmiş demektir 2003ten bugüne
gelinceye kadar.
Sadece konut inşaatı yapmıyor,
yapsatçılıktan farklı bir şey. Sosyal amaçlı bir
kısım faaliyetleri de TOKİ eliyle buralara götürme imkânı
var. Bunlardan birkaçını misal vermemiz gerektiğinde, mesela,
TOKİ, bu 340 bin konutla birlikte 443 tane okul yapmış toplam
12.850 derslik, 437 spor salonu, 35 tane kütüphane, 325 ticaret merkezi, 263 cami,
37 hastane, 74 sağlık ocağı, 23 yurt ve pansiyon, -6 bin
kişiden fazla öğrencimiz burada kalabilmekte- 14 sevgi evi, 10
engelsiz yaşam merkezi ki toplam 159 bina, bunların hepsi bu
konutlarla beraber inşa edilmektedir.
1 Ocak 2003ten bugüne kadar 20 katrilyonluk bir
yatırım, harcama yapmış ve aylık 600 trilyon
liralık da bir ödemeyi gerçekleştiriyor. Bunu şunun için
söyledim: Tabiatıyla, bu kadar kapsamlı ve Türkiye'nin her
tarafına yaygın, sadece rant merkezlerinde değil, kimsenin
gitmediği, müteahhitlerin itibar etmediği yerler dâhil, orada
yaşayan insanlarımızın daha sağlıklı
konutlarda yaşayabilmeleri, gelir durumu müsait olmayan
vatandaşlarımızın bu kanaldan ev sahibi olabilmeleri,
şehirlere göçü, belli şehirlere göçü önleyebilmek açısından
ve çok amaçlı, çok kapsamlı bu projeleri Türkiyede yürütüyor.
Şimdi, bu kadar büyük proje yürütülürken zaman zaman şu veya bu
sebeple ki bunların bir kısmı müteahhitlerin ekonomik
yetmezliği sebebiyle veya bir yönüyle de ahlaki durumları dikkate
alındığında, bazılarının taahhütlerini
yerine getirmediğini de görüyoruz. Bunlarla ilgili işlemler de
süratle yapılmakta ya tasfiye edilmekte veya onlar adına bu
işlemler sürdürülmektedir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ama Sayın Bakan
esnafı dolandırıyorlar.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Şimdi, esnafı dolandırıyor tabiri, o esnafla
taşeron arasındaki ilişkidir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Tabii, tabii.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Devlet olarak, o kişilere mal veren bana sorarak mal vermiyor
oraya.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) TOKİyle ilgili
değil.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Müdebbir tüccar önünü sonunu iyi araştıracaktır.
Dolayısıyla, bu türlü bir dolandırıcılık
olayı varsa -buna yoktur diyemem ama- ben ne tedbir alabilirim netice
itibarıyla ona bakmak lazım. İşte, ahlaki bir
kısım sıkıntılar derken genel bir ifade kullanmaya çalıştım,
belli sayıda müteahhit. Yani bu sektörde çalışan son derece
saygıdeğer, geniş de bir kesim var; onları, o
kişilerin dışında tutmamız gerekmektedir.
Şimdi, değerli milletvekilimiz Sayın Tankut, bu
konuyla ilgili, özellikle Adana bölgesiyle ilgili olarak da müteaddit defalar
soru önergeleri verdi, biz de bunları cevapladık. Adanada 9.322
konut inşaatı var. Bunların bir kısmı bitti, bir
kısmı demin söylediğim ilköğretim okulu, 2 lise, 9 spor
salonu, 7 ticaret merkezi, 5 cami, 2 sağlık ocağı,
kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu sevgi evleri ve sair donatılarla birlikte
Adanada önemli bir hizmeti gerçekleştiriyor. Ancak müteahhitten
kaynaklanan bir sorun oldu. Basın mensuplarının üye olduğu
bu yapılarla ilgili olarak da bana ulaşan milletvekilleri
olduğunda, biz, TOKİ idaresiyle görüştük, bunların
taksitlendirmelerini bina bitinceye kadar da durdurduk. Bu
arkadaşlarımıza da bu vesileyle teşekkür etmek istiyorum.
Dolayısıyla, bu konuda bir kısım sıkıntılar
varsa, zaten TOKİ idaresi müşteri memnuniyetinin ölçülmesi anlamında
da bir proje geliştiriyor. Yapılan konutlarda
vatandaşlarımızın ne gibi şikâyetleri var, ne gibi
sıkıntıları var, bunları değerlendiriyor ve
bunları da en kısa sürede gidermeye çalışıyor.
Şundan emin olabilirsiniz: Bu şikâyetleri hassasiyetle
değerlendiren ve en kısa yoldan bunları çözüme kavuşturmak
üzere görev yapan bir TOKİ yönetimi var başta Sayın Başkan
olmak üzere, orada çalışan arkadaşlarımız, kamu
görevlileri. Dolayısıyla, bu tür şikâyetler olduğunda
İdareyle ilişki kurulmak suretiyle bunları en kısa sürede
ortadan kaldırma imkânı olabilecektir. Zaman zaman soru önergeleriyle
konu gündeme geldiğinde biz de ayrıca İdareye konuyu intikal
ettiriyoruz ve çözümü birlikte bulmaya gayret ediyoruz.
Gösterilen hassasiyete çok teşekkür ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakanım.
Gündem dışı üçüncü söz, Kâzım Karabekir
Paşanın vefatının 61inci yıl dönümü münasebetiyle
söz isteyen Kars Milletvekili Mahmut Esat Güvene aittir.
Buyurun Sayın Güven. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
3.- Kars Milletvekili Mahmut Esat
Güvenin, Kâzım Karabekir Paşanın vefatının 61inci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MAHMUT ESAT GÜVEN (Kars) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kurtuluş Savaşımızın önemli
kahramanlarından, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Değerli Başkanlarından
Kâzım Karabekir Paşanın 61inci ölüm yıl dönümü nedeniyle
gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
1882 yılında İstanbulda dünyaya gelen Kâzım
Karabekir Paşa, başarılı bir asker olmasının
yanında başarılı bir eğitimci ve aynı zamanda
kültür ve sanat adamıdır. İstanbul Hükûmeti tarafından
bütün yetkileri alınan Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadelenin
ateşini yakmak üzere sivil olarak Anadoluya geçtiği zaman, Şark
Cephesi Komutanı olarak Paşam, eskisi gibi, harfiyen bütün
kolordumla emrinizdeyim. diyerek büyük bir bağlılık gösteren
Kâzım Karabekir Paşa, aynı zamanda Erzurum Kongresinin
hazırlıkları ve toplanmasında önemli rol oynayarak Kurtuluş
Savaşımızın köşe taşlarından birisi
olmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kâzım
Karabekir Paşa, aynı zamanda, Erzincan ve Erzurumu Ermeni ve
Ruslardan geri aldığı gibi, Sarıkamış, Kars ve
Gümrü Kalesini ve Karaköseyi kurtarmıştır. Doğuda Ermeni
komitacılarını bozguna uğratarak Kars, Ardahan ve Artvini
yeniden vatan topraklarına katmıştır. Ermenilere
karşı elde edilen bu başarıdan sonra doğu cephesinin
imkânları batı cephesine kaydırılmıştır.
Gümrü ve Kars antlaşmaları onun başkanlığında
imzalanmış ve bu başarılarından dolayı Kâzım
Karabekir Paşa Şark Fatihi olarak
adlandırılmıştır.
Kâzım Karabekir Paşa, Erzurum, Kars ve havalisinde
savaş ve Ermeni katliamları sonucu yetim ve bakıma muhtaç 6 bin
civarında Türk çocuğunun yetimler babası olmuş, onlar için
okullar ve kurslar açmış, onları hayata ve ülkeye
kazandıran etkinlikler düzenlemiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; fikir
icraatlarıyla Türk eğitim tarihinde önemli bir yeri olan Kâzım
Karabekir Paşanın Türk çocukları için açtığı ve
buralarda uygulanan eğitim programı ve felsefesi günümüz eğitim
problemlerine bile ışık tutacak düzeydedir. Kâzım
Karabekire göre okulların niteliği ve programı ne olursa olsun
eğitim ve öğretimin başta gelen amacı, millî ve ahlaki
değerler başta olmak üzere insanı hayatta en lazım ve en
gerekli prensip ve bilgilerle donatmak olmalıdır. Savaş
ortamı içinde bile yalnızca okullarla değil, tiyatro, kurslar,
bayramlar gibi Doğu Anadoluda bir eğitim ve kültür seferberliği
başlatmıştır. Bu seferberlikte sanat faaliyetlerini de
ihmal etmemiştir. Bu çalışmalarıyla yetim çocuklar iş
ve aş sahibi olurken diğer yandan Doğunun kültür ve sanat
yönünden kalkınmasını hedeflemiştir.
Bir komutan olarak elinde kılıç Doğuda askerî
harekâtı yönetirken bir elinde kalemle, yetimlerin babası olan
Kâzım Karabekirin bu davranışı, kılıcın
yanında kalemi ihmal etmeyen örnek bir Türk geleneğidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kâzım
Karabekir Paşa, çok partili siyasi hayata geçiş için kurulan ve
sonradan kapatılan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının
Başkanlığını yaptığı gibi, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde Edirne ve İstanbul Milletvekili olarak
bulunmuştur. 1946 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
seçilen Paşa, iki yıl sonra yani 1948 yılında Meclis
çalışmaları sırasında vefat eden örnek bir
milletvekili olmuştur.
Altmış altı yıllık hayatı boyunca
yurt ve millet sevgisini her şeyin üstünde tutmuş, kişisel
ihtirastan uzak kalmış, vatanı sadece düşmanlardan
temizlemeyi değil, iyi eğitilmiş gençlerle
kalkındırmayı da hedef edinmiş çok yönlü bir kişidir.
Şark Fatihi ve Yetimler Babası olarak anılması, askerî
yöndeki başarısının yanı sıra şehit
çocuklarını himaye etmesinden ileri gelmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama burada son verirken başta Mustafa Kemal Paşa ve
Kâzım Karabekir Paşa olmak üzere Millî Mücadelede emeği geçen
bütün kahramanlarımızı rahmetle anıyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Güven.
Sayın Aydın, sisteme girmişsiniz. Neyle ilgili
efendim, bir şey mi vardı?
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) Efendim, hafta sonu
25/1/2009da Zigana Dağında olan çığ felaketi konusunda
Meclisi bilgilendirmek istiyorum.
BAŞKAN İç Tüzük madde 60a göre yerinizden size söz
veriyorum.
Buyurun efendim.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Gümüşhane Milletvekili
Kemalettin Aydının, 25/1/2009 tarihinde Zigana Dağında
mey-dana gelen çığ felaketine ilişkin açıklaması
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 25 Ocak 2009 Pazar günü saat 11.15
sularında Gümüşhane sınırları içerisindeki Zigana
Dağının 2.200 rakımındaki kuzey yamacında
meydana gelen ve tüm ulusumuzu üzüntüye boğan çığ felaketi
konusunda söz almış bulunuyorum. Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu felakette birkaç gerçek bir aradadır. Birinci gerçek,
Zigana Dağının ve Gümüşhanenin bu tarzda turistik ve
kış turizmi açısından elverişli yoğun bölgelere
sahip olması ama bunun yanında ikinci gerçek de -hepimizi üzen- 2
doktor, 4 mimar, 1 okutman, 1 hemşire ve 2 gencimizin -ki bu gençlerimizin
birisi AK PARTİ Yönetim Kurulu üyesi, birisi de CHP üyesi- ölümü ve bunun ülkemizi yasa
boğması hepimizi üzmüştür. Hepsine Allahtan rahmet,
yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı
diliyorum.
İkinci gerçeğin dışında üçüncü bir gerçek
vardı ki bu felaket durumunda ülkemizin altyapısı ne
durumdaydı ve nasıl bir cereyan oldu orada? Olay gerçekleşir
gerçekleşmez on beş dakika içerisinde il Valimiz Sayın Ömer
Salihoğlu ve şahsım da -aynı zamanda doktor olmam
nedeniyle- olay yerindeydik, 6 cesedin çıkarılmasının ilk
müdahalelerinde şahsi olarak da müdahalede bulundum.
Olay anından itibaren Sayın
Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız ve Sayın
İçişleri Bakanımız Sayın Valimizle sürekli temas
hâlinde olup bilgi aldılar ama diğer taraftan da hem Gümüşhane
hem Trabzon sağlık camiası, sivil savunma ekipleri olay yerine
yirmi dakika içerisinde ulaştılar ve ilimizdeki, Gümüşhane
ilindeki tüm uzman arkadaşlar -ortopedi, genel cerrah ve beyin
cerrahı arkadaşlar- olmak üzere 20nin üzerinde doktor, yirminin
üzerinde ambulans olay yerinde oldu. Ayrıca Sağlık
Bakanlığımızın helikopter ambulansı Erzurumdan
geldi, 3. Ordunun kurtarma ekibi bir buçuk saat içerisinde yine olay yerinde
oldu. Tüm bu hadiseler kaybettiğimiz değerli
dostlarımızın -ki bunların 5 tanesi benim daha önceki
yaşamımda dostlarımdı- geri dönmesi açısından
yeterli olmadı ama bugün ülkemizin elinde olan altyapısıyla
böyle felaketlere hazırlıklı olduğu ortaya çıktı.
O nedenle de bu üzücü olayın yaşandığı, tüm ailelerin
ve tüm ulusumuzun üzüntü içerisinde olduğu bir hadisede kurtarma
ekiplerimizin ülkemizin her noktasından hareket hâlinde olduğunu
gördük ve bu ekiplere de teşekkür etmeyi bir borç bilerek kamuoyunu
bilgilendirmek istedim.
Bir şey daha oldu ki -güzel- Türkiyede bundan sonra da
olmamasını diliyorum: Bu tarz felaketlerde bir kısım siyasi
amaçlar uğruna ekran karşısına geçerek polemiklere
girilmemiş olmasıydı orada. Şahsım olarak milletvekili
olmama rağmen, iki saate yakın doktorluk yaptık ama bütün
kameralardan kaçarak bunu yapmaya çalıştık. Dilerim ki bundan
sonraki siyasi hayatta da bu tarz felaketlerde siyasi bir uğraş
adına ekran karşısına geçilmesin.
Saygılar sunarım, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim. Geçmiş olsun efendim.
Sayın Durmuş, siz de sisteme girmişsiniz, buyurun
efendim.
2.- Kırıkkale Milletvekili
Osman Durmuşun, Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın gündem dışı konuşmaya
verdiği cevaba ilişkin açıklaması
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Sayın Başkan,
Ulaştırma Bakanı, konuşmasında Jandarma bölgesinde
jandarma, polis ve MİT tüm yurtta kanunlarında bulunan yetkilerle
herkesi dinleyebilir. dediler.
Sayın Başkan, Anayasamızın temel hak ve
özgürlüklerinden olan haberleşme hürriyetimiz hepimiz için geçerlidir.
Dinleme, diğer yöntemlerle delil elde edilememişse en son müracaat
edilecek yoldur. Ülkemizde teknik takip, izleme, delillerin kararması
ihtimali karşısında dinlemeyi başlatır, yirmi dört
saat içinde hâkim kararı almak zorundadır. Jandarma istihbarat
başkanı, bölge komutanı, emniyet ve MİT her hâlükârda
dinleme yapıyor. Hâkim kararı göz ardı ediliyor. Dinleme
yapıldığına dair de bilgi verilmiyor. Alan dinleme
cihazları da bu ülkede denetimsiz olarak ve cezası olmadan yurda
sokulmaktadır. Ayrıca, Bakan Suç işlememişseniz
dinlenmekten korkmayın. diyor. Bir bürokratı istifaya
çağıran genel müdür, hakkında elli beş santimetre
kalınlığında bir dosyası olduğunu söylüyor.
İlgili Benim hiçbir soruşturmam yok, dosyam tertemizdir. deyince de
genel müdür Ben yaptım, oldu. diyor. Bu ülkede sipariş üzerine
dosyalar hazırlandığını hepimiz biliyoruz. Onun için,
yanlış anlamaya fırsat vermemek için kanundan doğan haklar
karşısında Anayasanın da insanlarımıza
verdiği haklar var. Bunların da ifade edilmesi gerekirdi diyor,
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Bayındır, siz de girmişsiniz, neyle
ilgili?
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Cizredeki kazayla
ilgili.
BAŞKAN Buyurun.
3.- Şırnak Milletvekili
Sevahir Bayındırın, Cizrede meydana gelen trafik kazasına
ilişkin açıklaması
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) İki üç gün önce
Cizrede bir trafik kazası yaşandı. 4 insanımız
yaşamını yitirdi ve yaralılar var. Öncelikle bu ölenlere
Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum ve
yaralı olanlara acil şifalar diliyorum.
Biz burada Sayın Ulaştırma
Bakanlığına defalarca, Cizredeki yol durumuyla ilgili
bilgilendirmede bulunduk ama ne yazık ki, bu bilgilendirmelerimiz
sonucunda bir yol alınamadı. Şehir içi yolu hem bozuk hem de
zamanı aşılmış tanker, TIR, kamyonlar sürekli gitmekte
ve insanın çok yoğun hareket hâlinde olduğu bir ortam.
Dolayısıyla, bayır aşağı ilçeye girerken frenleri
patlıyor arabaların ve insanların üzerine gidip ölümlerine sebep
oluyor.
Lütfen, rica ediyoruz bir kez daha buradan, yeni ölümlere sebep
olmadan bu konuyu ele alın ve düzeltin diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bayındır.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Sayın Cemil Çiçek, gündemin Sözlü Sorular kısmında yer alan
sorulardan 1, 2, 7, 10, 26, 32, 38, 41, 42, 43, 45, 47, 48, 63, 67, 71, 75, 82,
84, 88, 92, 99, 102, 103, 105 ve 108inci sıralarındaki soruları
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup,
oylarınıza sunacağım:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULU SUNUŞLARI
A) TEZKERELER
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Köksal Toptanın, Fransada düzenlenecek olan Avrupa
Birliği Parlamento Başkanları Konferansına, beraberindeki
Parlamento heyetiyle katılmasına ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/677)
27
Ocak 2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Köksal
Toptanın, beraberinde Parlamento heyetiyle Fransada düzenlenecek olan
Avrupa Birliği Parlamento Başkanları Konferansına
katılması hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 6. maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, karar yeter
sayısı
BAŞKAN Arayacağım efendim.
Tezkereyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.02
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.12
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 50nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Tezkereyi kabul edenler
Efendim, Kâtip Üyeler arasında tereddüt var. Cihazla
yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
Başlatıyorum efendim.
Dört dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yarım saat, yarım saat
Sayın Başkan, dört dakika az!
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Görünen şey için niye tekrar
oylama yapıyorsunuz?
BAŞKAN Beş dakika verme hakkım da var, vermiyorum
işte, dört veriyorum.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Sayın Başkan, nezaketli
olmuyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yani bu olmaz Sayın
Başkan. Vallahi olmaz.
BAŞKAN Olmazsa olmasın.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Kâtipler niye öyle yapıyor?
Saymıyor musunuz?
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, tezkere kabul
edilmiştir. Karar yeter sayısı vardır.
Gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun, Merkez Bankasının İstanbula
taşınmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/394) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı
2.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, Güneydoğu Anadolu
Bölgesindeki petrol rezervlerine ve bazı iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/399) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
3.- Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlunun, turizmle ilgili bir konuşmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/415) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
4.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, girişimcilerin engellendiğine yönelik bir
beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/418) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı
5.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, Katar Emirinin Türk heyetine hediye verip
vermedi-ğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/469) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı
6.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, halk eğitim usta öğreticilerinin özlük haklarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/487) ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
7.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, adrese dayalı nüfus kayıt sistem verilerinin
belediye gelirlerine etkisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/508) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı
8.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, tasfiye halindeki bir finans kurumuna ilişkin Başbakan-dan
sözlü soru önergesi (6/515) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
9.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, özelleştirilen Kütahya Şeker Fabrikasına ait arsayla
ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/516) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı
10.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, TPAO eski Genel Müdürünün bir enerji
şirketinde çalışmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/517) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı
11.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, tüketicilerin yaygın şikayetlerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/524)
(Cevaplandırılmadı)
12.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/529) (Cevaplandırılmadı)
13.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, iplik ithalatında uygulanan vergi
oran-larına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/530)
(Cevaplandırılmadı)
14.- Niğde Milletvekili Mümin
İnanın, Niğdedeki yatırımlara, yeşil
kartlılara ve yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/562) (Cevaplandırılmadı)
15.- Antalya Milletvekili Mehmet
Günalın, İller Bankası Genel Müdür
Yardımcılarının atama şartlarına uyup
uymadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/569) (Cevaplandırılmadı)
16.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, doktorların aldıkları ücrete
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/575)
(Cevaplandırılmadı)
17.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, TRTnin yönetimine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/585) (Cevaplandırılmadı)
18.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, çiftçilerin tarımsal sulama elektrik
borçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/594)
(Cevaplandırılmadı)
19.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin Kıbrısa
düzenlediği geziye ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/596) (Cevaplandırılmadı)
20.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, bir
televizyonun
yayınının
kesilmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/602)
(Cevaplandırılmadı)
21.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, malvarlığına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/610) ‑(Cevaplandırılmadı)
22.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, bazı kamu
kurumlarının internet sitelerindeki bazı şahıslarla
ilgili tanıtıcı bilgilere ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/619) (Cevaplandırılmadı)
23.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, demir fiyatlarındaki artışa ve
inşaat sektörüne ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/622)
(Cevaplandırılmadı)
24.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, bir kredi değerlendirme kuruluşunun notuna
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/623)
(Cevaplandırılmadı)
25.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, tarım politikasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/625) (Cevaplandırılmadı)
26.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, mısır prim fiyatlarına ve
mısır ithalatına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/629) (Cevaplandırılmadı)
BAŞKAN Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek gündemin Sözlü Sorular
kısmının 1, 2, 7, 10, 26, 32, 38, 41, 42, 43, 45, 47, 48, 63,
67, 71, 75, 82, 84, 88, 92, 99, 102, 103, 105 ve 108inci
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir.
Şimdi bu soruları sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
1- T.C Merkez Bankası özerk bir kurum mudur?
2- T.C Merkez Bankası özerk bir kurum ise kendileri ile
ilgili idari kararlar T.C Merkez Bankası İdare Merkezi
tarafından alınmaz mı?
3- Hükümetiniz özerk kurumların her türlü işlerine
karışıyor ve talimat veriyor mu?
4- T.C Merkez Bankası Ankara'da kaç kişi
çalıştırıyor, kaç çalışanın eşi
Ankara'da diğer kamu kurumlarında çalışıyor, kamu
kurumlarda çalışanlara İstanbul'da hangi kurumda görev
vereceksiniz? İstanbul'daki bu kurumlarda yeterince kadro
boşluğu var mı?
5- T.C Merkez Bankasının Maliye
Bakanlığı, Hazine, kamunun diğer kurumlarıyla sürekli
işbirliği yapması gerekmiyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda yazılı olan sorularımın
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 09.01.2008
Ahmet
Duran Bulut
Balıkesir
Türkiye'nin en büyük ithalatı petroldür. Ülkemizde,
ihtiyacımız olan yeterli petrolün olmadığı ifade
edilmektedir.
Silopi'de Madencilik yapan Beşir Yılmaz Cudi
Dağının eteklerinde 150 milyon ton asfalt madeni bulup 1975
yılına kadar işlettiğini belirtiyor.
Her asfalt madeninin altında petrol bulunduğunu petrol
uzmanları iddia ediyorlar.
Beşir Yılmaz bölgeden topladığı
numuneleri Almanyada tahlil ettirdiğini ve bölgede petrol ile birlikte
Yatağan ve Tunçbilek kaynaklarının çok üstünde aktif uranyum
madeninin tespit edildiğini ifade ediyor.
Beşir Yılmaz maden çıkardığı bölgede
1967-1987 yıllarında İngilizler petrol aramışlar.
Açılan kuyulardan yaklaşık 100 metre petrol
fışkırdığını köylülerin de gördüğünü
ifade ediyorlar. Ancak İngilizler bu kuyuları betonlayarak
kapatmışlar.
1. Yukarıda bahsettiğim konularla ilgili Beşir
Yılmaz size mektup gönderdi mi? Gönderdiyse incelettiniz mi?
2. MTA bölgede petrol araması yaptı mı?
Yaptıysa nasıl bir sonuç alındı?
3. 18 yıl önce 6 Türk petrol mühendisi bölgede araştırma
yaparken kayboldukları, daha sonra başları kesilmiş bir
vaziyette cesetlerinin bulunduğu doğru mudur? Doğruysa failleri
ve sebepleri bugüne kadar bulunabilmiş midir?
4. Yerli teknoloji ile 1.200 metreye kadar sondaj
yapılabildiği halde Beşir Yılmaz'ın petrol
aramasına niçin izin verilmemektedir?
5. Bölge de başta PKK olmak üzere terör olaylarının
arkasında, bölge üzerinde hesapları olan dış güçler mi
vardır, varsa bunlar kimlerdir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 21.01.2008
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
20 Ocak 2008 Pazar Günü katıldığınız,
Türkiye Otelciler Federasyonu 2. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığınız
konuşmada, "İstanbul tıkanma noktasında, şu anda
turizmde yatırım itibariyle arzu edilen durum yok.
Olmadığından değil, önümüz tıkanık
olduğundan kaynaklanıyor.... Rezalet, yılların bedelini
ödüyoruz, ..... tarihler öncesinden yapılmış yasalar var...
" İfadelerini kullanarak arzu edilen turizm
yatırımlarının yapılamaması ile ilgili olarak
geçmiş dönemleri suçluyorsunuz.
Sorular
1- 5,5 yıldır iktidarda olan partiniz,
tıkanmış turizm yatırımlarının önünü açmak,
tarih öncesinden kalan yasaları değiştirmek için neler
yapmıştır?
2- Geçmiş dönemden kastınız, Başbakanı
olduğunuz 5 yıllık 59. hükümet dönemi midir?
3- 5,5 yıl iktidar olduktan sonra, halen geçmiş
dönemleri suçlamak doğru bir yaklaşım mıdır?
Geçmişi suçlayarak siyaset yapma anlayışından ne zaman
vazgeçeceksiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 22.01.2008
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ticaret-Sanayi ve Turizm alanlarında yaşanan Ekonomik
sorunlar, değişik platformlarda dile getirilmekte, çözüm önerileri ve
şikayetler iktidara Demokratik biçimde sunulmaktadır.
1. Ekonomik istem ve beklentilerin dile getirildiği
"Antalya'da Türkiye Otelciler Federasyonu'nun 20 Ocak 2008 günü
yapılan Olağan Genel Kuruluna" katılarak,
yaptığınız konuşmada belirttiğiniz;
Girişimcinin önüne edep, adap dışı engel
çıkaranlar kim veya kimlerdir? Aşamadığınız
engeller nelerdir?
İktidar; şikayet etme makamı ise sorunları
hangi güç çözecek?
2. Bu suçlamanızla, bazı projelere, 1/100.000
İstanbul Metropoliten Planına ters, yoğunluk
artırdığı, İstanbul'un siluetine ve Koruma Kurulu
kararına aykırı olduğu için imar tadilatlarına
karşı çıkan Meslek Odalarını, Koruma Kurullarını
mı kastetmektesiniz?
İktidar sorumluluğu ve siyasi etik ile
bağdaşmakta mıdır?
3. Turizm yatırımlarının yönlendirilmesinde
esas olan sağlıklı planlama ise;
Planlamada çok başlılığı
kaldırmayı, sağlıklı bir imar Kanununu
çıkarmayı,
Kentsel Dönüşüm adı altında plan bütünlüğünü
bozan özel düzenlemeleri yaptırmamayı,
Keyfi ve ranta dayalı, yeşil alanları yok eden;
İmar tadilatları ile plan uygulamalarını çıkmaza sokan
Belediyeleri, denetim altına almayı, düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
1. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün Katar Emiri
Şeyh Hamad'ı ziyareti sırasında içinde bazı Bakanlar
Kurulu Üyelerinin bulunduğu 51 kişilik resmi heyete ve beraberindeki
gazetecilere maddi değeri yüksek hediyeler verildiği doğru
mudur?
Doğru ise bunun karşılığında Katar
Şeyhinin ülkemizi olası ziyaretinde, "Devlet Şeref
Madalyası" vermeyi düşünür müsünüz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Millî Eğitim Bakanlığı, Çıraklık
Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne bağlı Halk
Eğitim Merkezlerinde çeşitli branşlarda mesleki eğitim
veren, yaklaşık 11.638 Halk Eğitim Usta Öğreticisi görev
yapmaktadır.
1. Meslek ve beceri sahibi olmak isteyen insanlarımızı
yetiştirerek, ekonomiye katkıda bulunan, Halk Eğitim Usta
Öğreticileri sürekli kadrolu olmadıkları gibi 4857
Sayılı İş Kanununa da tabii değillerdir. Geçici
personel olarak istihdam edilmektedirler. Bu kişiler için;
Kamu kurumlarında ve Belediyelerde çalışan geçici
işçileri,
2006 yılında altı ay çalışmış
olmak koşulu ile, kadrolu sürekli işçi statüsüne alan yasa
kapsamına dahil etmeyi düşünüyor musunuz?
2. Öğretici görevlerini zevkle ve coşkuyla yapan bu
çalışanları, sosyal güvenceye, emekli olma ve kıdem
tazminatı alma hakkına kavuşturmak için ilgili
bakanlıklara, konu üzerinde çalışma yapılması
talimatınız oldu mu?
3. Gelecek güvencesi içerisinde çalışmak, yaşamak
ve zamanında emekli olmak isteyen Halk Eğitim Usta
Öğreticilerinin var olan ve uzun süredir devam eden mağduriyetlerinin
giderilmesi için ayrı bir yasal düzenleme yapılması gerekmez mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Adrese Dayalı Nüfus Sistemi Nüfus Sayımı
sonuçlarına göre, belediyelerimizin tüm hesapları alt üst
olmuştur. Eski nüfuslarına göre personel istihdam eden,
yatırım yapan ve çalışanlarının büyük bir
kısmını da kadroya geçiren belediyelerimiz, son nüfus bazlı
yeni ödenekle, hizmet vermek bir yana personel maaşlarını
karşılayamaz hale gelmiştir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Ortaya çıkan bu soruna yönelik her hangi bir
çalışmanız var mıdır?
Bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
2- Belediye çalışanlarımız maaş
kaygısına düşmüşlerdir. Bu durumdan belediye
çalışanlarımızın etkilenmesi söz konusu mudur?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 04.03.2008
Kamer
Genç
Tunceli
Bilindiği üzere Enver Ören'in kurduğu İhlas Finans,
yurttaşlardan topladığı paraları ödemeyerek
iflasını istemişti.
1) İhlas Finans mağdurları kaç kişidir?
2) İhlas Finans tarafından çeşitli vaatlerle
alınan para miktarı toplamı kaç liradır?
3) Bugüne kadar bu kurum mağdurlarının
mağduriyetlerinin giderilmesi için Hükûmetiniz ne gibi işlemler
yapmış ve mağdurlardan parasını alan var
mıdır, kaç liradır?
4) Bu kurum neden TMSF'ye devredilmemiştir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 04.03.2008
Kamer
Genç
Tunceli
Kütahya Şeker Fabrikası 23.820.000 dolara partiniz
yandaşlarına 24/10/2004 günü Özelleştirme İdaresince
devredilmiştir. Fabrikanın 2004 yılı beyan edilen net
kârı 11 trilyondur.
Satış işlemi gerçekleştikten sonra Türkiye
Şeker Fabrikası Genel Müdürlüğüne ait olan 112 dönüm arazi,
20/05/2005 tarihinde usulsüz olarak tapuda Kütahya Şeker Fabrikaları
adına düzeltme yoluyla mülkiyetine geçirilmiştir. Evvelce alınan
241 dönümlük arazi de usulsüz imar değişikliği ile değeri
58 trilyona çıkarılmıştır.
1) 112 dönüm araziyi Türkiye Şeker Fabrikaları Genel
Müdürlüğüne iadesini düşünüyor musunuz?
2) Bu işlemi usulsüz yapan Tapu Müdür/memurlar hakkında
herhangi bir cezai soruşturma yapılmış mıdır? Bu
memur usulsüz devredilen lojmanda bedava oturmakta mıdır?
3) 241 dönümlük arazide imar uygulaması
yapılmış mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 04.03.2008
Kamer
Genç
Tunceli
1) T.P.A.O'nun ana sözleşmesinde görev alanına girmeyen
doğalgaz santrali kurma hususunda damadınızın Genel Müdürü
olduğu Çalık Holding ile bir sözleşme yaptığı ve
bu sözleşmeyi imzalayan T.P.A.O Genel Müdürünün Çalık Grubuna
transfer olduğu doğru mudur? Doğruysa her iki ortak kaç lira
nakit sermaye koymuşlardır?
2) Özelleştirmeden devlete 1,1 milyar dolar borcu olan bu
kuruma devlet mali desteği vermiş midir?
3) Bu transfer 2531 sayılı Kanuna aykırı
olduğuna göre ne gibi işlem yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Kısa adı TÜDEF olan Tüketici Dernekleri Federasyonu
tarafından yapılan açıklamada; tüketicilerin "hak
arama" konusunda kredi kartı sabit ödemelerinden kapıdan
satışlara kadar birçok uygulama ile ilgili şikayette
bulundukları belirtilmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1. Tüketiciler, geçen yıl en çok kredi kartlarından
alınan yıllık ücretler konusunda şikâyetçi oldu. Bu konuda
bir çalışmanız var mıdır?
2. Bu sene şikâyetlere,
Türk Telekom tarafından alınan sabit ücretler eklendi. Tüketicilerin
bu konudaki haklarını korumayı düşünüyor musunuz?
3. Bir diğer
şikâyet konusu da, kapıdan satışlar ile elektrik, su,
doğal gaz KDV oranlarının yüksekliğidir. Bu konulara
yönelik, herhangi bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Cumhuriyet kadınlarımız, 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününü;
Eşitlik, özgürlük, barış istekleriyle
kutladılar.
1. Partinizin düzenlediği bir toplantıda
kadınlarımıza, En az üç çocuk doğurun, soyumuzu
çoğaltın talimatınız,
Türkiye Cumhuriyeti Demokratik, Laik ve Sosyal bir hukuk
devletidir diyen, Anayasamızın, 20. ve 41. maddeleri ile İnsan
Hakları Evrensel Bildirgesine, Kadın Hak ve Özgürlüklerine
aykırı değil midir?
Siyaset yapmaya ve Belediye seçimlerinde çalışmaya davet
ettiğiniz kadınlarımızı eve kapatmak sonucunu
doğurmaz mı?
2. 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Yasa
Tasarısıyla,
Emekli olma yaşını
artırdığınız,
Emzirme nedeniyle Asgari ücretin onda birine
düşürdüğünüz,
Nüfusumuzun %55i olan kadınlarımızın, çok
çocuk doğurmaları için, kocalarına da bir talimat ve ekonomik
destek vermeniz gerekmiyor mu?
3. Bu konuda evli çiftlerimizi zorunlu kılmak ve çok çocuklu
aile kültürünün oluşması için, Milli Eğitim
Bakanlığı aracılığıyla, eğitim vermeyi
veya cezai müeyyideleri ağırlaştırılmış
yasal düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
4. Türk Milletinin Kökünü kazımak isteyenler kimler?
Bilmediğimiz potansiyel bir tehlike mi var?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ekonomimiz için büyük önem taşıyan tekstil sektörünün
sorunlarına ilişkin sorumun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Mehmet
Akif Paksoy
Kahramanmaraş
Tekstil sektörünün içinde bulunduğu
sıkıntıları çözmek için iplik ithalatında uygulanan
vergilerin (halen %4) (yüzde 10lar civarına) artırılması
düşünülüyor mu? Düşünülmüyorsa zaten zorda olan bu sektördeki birçok
işletmenin kapısına kilit vurulmasıyla ortaya çıkacak
olan istihdam ve vergi açığını nasıl önlemeyi
düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorularımın
Başbakan Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan Niğde
Soru: 1- Niğde İlimize, 2008 yılında Devlet
tarafından hangi projelere, ne kadar yatırım yapılması
planlanmaktadır.
Soru 2) Niğde ilinde 22 Temmuz 2007 tarihinden sonra kaç adet
yeşil kart iptal edilmiştir?
Soru 3) 2005, 2006 ve 2007 yıllarında, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma fonundan Niğde ilimizde ayni
ve nakdi olarak kaç kişiye, toplam kaç YTL'Iik yardım
yapılmıştır? Bu yardımlar için 2008 yılında
ne kadar pay ayrılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Doç.
Dr. Mehmet Günal
Antalya
5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 25. maddesine
göre; banka genel müdür yardımcılarının asgari üçte
ikisinin hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu
yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde, mühendislik alanında
lisans düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen
alanlarda lisansüstü öğrenim görmüş olmaları şarttır.
1) İller Bankası
Genel Müdür yardımcıları bu atama şartlarını
taşıyorlar mı? Taşımayanlar varsa, onların
atamaları nasıl yapılmıştır?
2) Taşıyorlarsa,
BDDK'nın 18.12.2007 tarih ve 17282 sayılı yazısıyla
bankaya kesilen idari para cezasının mahiyeti nedir?
3) Atama esnasında, BDDK'ya bildirimde bulunulmuş mudur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Askeri Hastane, Üniversite, Vakıf Üniversitesi, Vakıf
Hastanesi ve Devlet Hastaneleri bünyesinde görev yapan hekimlerimiz, aynı
eşit işi yapmalarına rağmen, farklı farklı
ücretler almaktadır. Bugün, döner sermaye gelirlerinin hekimlerimizin
emekliliklerine yansıtılmaması da ayrı bir sorun olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Bu bilgiler ışığında;
1) Eşit işe eşit ücret konusunda hekimlerimize
yönelik bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda
bir çalışmanız var mıdır?
2) Hekimlerimize ödenen
döner sermaye gelirlerinin emekliliklerine yansıtılması
konusunda bir projeniz var mıdır? Varsa, bunlar nelerdir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ürettiği
programlarının bedava verilebilmesini sağlayan Bakanlar
Kurulunun çıkardığı, 18.02.2008 tarihli ve 2008/13295
sayılı kararnamenin eki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
gönderilen "Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" kamuoyunda ve TRT
çalışanlarında büyük tedirginlik ve kaygı yaratmıştır.
1) TRT programlarının ve arşivinin bedava
verilmesini sağlayan 8 Mart 2008 günlü KHK hangi ihtiyaçtan ve hangi
beklentiden doğmuştur?
Bu konuda istek ve talepte bulunan vakıf ve derneklere
yardımcı olmak mı sağlanmıştır? Yoksa
yandaş televizyon kanallarına destek mi olunacaktır?
2) Kamu mallarının özelleştirme
aşamalarında sıkça rastladığımız
özelleştirmeyi cazip kılacak, kadroların tasfiyesi veya
azaltılması ve borçların tasfiyesi gibi yöntemleri, yeni TRT
yasa değişiklik tasarısı ile TRT'de yapılmak istenmesi,
özelleştirme hazırlığı mıdır?
İktidarınızın ve AKP'nin sesi yapma hazırlığı
mıdır?
3) TRT'nin:
Özel Radyo ve Televizyon yayımcılığı ile
rekabet edememesinin gerekçesi kadro fazlalığı mı yoksa
siyasi yandaşlığı esas alan kadrolaşma
anlayışınız mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın
Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizde geçen yıldan beri yaşanan kuraklık
tarım ürünleri rekoltemizin düşüklüğüne ve çiftçilerimizin
ekonomik olarak mağduriyetine neden olmuştur.
Bu yılın kurak geçtiği gerçeği ortada iken,
tarımsal sulama yapan çiftçilerimize elektrik borçlarından
dolayı haciz işlemi uygulanmakta ve elektrikleri kesilmektedir.
1) Her bölgede çiftçilerimizin, Tarımsal sulama için
kullandıkları 2-3 yıllık elektrik bedelinin (2-3 yıl
fatura gelmediği ve seçim dönemi rahatlığı içinde) faiz ve
gecikme zammı ile büyük meblağlara ulaşması nedeniyle
ödeyemedikleri için var olan borçların faizi silinerek, ana parayı
24-36 ay süreli taksitlendirilerek ödenmesini sağlayacak yasal düzenleme
yapılmasını zorunlu görüyor musunuz?
2) Bazı bölgelerde (Seçim bölgem Gaziantep'in ilçelerinde)
borçtan dolayı Elektrik saatlerinin mühürlendiğini, tarımsal
sulama yapamadıklarını, bazı bölgelerde (Eskişehir ve
civarı) elektrik borcundan dolayı Ziraat Bankasınca yapılan
DGD, Mazot, Gübre, Hububat desteklemeleri ödemelerine bloke konulduğunu
bilerek çiftçilerimizin ekonomik ve borç sorunlarının çözümü için
işlemi uygulanmaması, haciz alacaklarının bloke edilmemesi,
Elektrik saatlerinin mühürlenmemesi için ilgili bakanlıklara bir talimat
vermeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 28.03.2008
Kamer
Genç
Tunceli
Ankara Anakent Belediye Başkanı,
Başkanlığında 21-24 Mart 2008 tarihleri arasında
Kıbrıs'a 150 kişi götürüp Ankara gecesi
yapmıştır.
1) Bu kutlamanın maliyeti kaç liradır?
2) Giden kişiler arasında halen Anayasa Mahkemesi
Başkan Vekilinin eşi Ferda Paksüt de bulunmakta mıdır?
Ayrıca adı geçen belediyede çalışmakta mıdır?
Çalışmakta ise hangi tarihte ve hangi görevde kaç lira maaş ile
çalışmaktadır?
3) Bu geziye kimler götürülmüştür?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 08.04.2008
Kamer
Genç
Tunceli
İstanbul' da yayın yapan "DEM" Televizyonunun
yayını 05-06.04.2008 tarihinde kesilmiştir.
Sebebini açıklar mısınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Özgür Ansiklopedi Wikipedianın Hükümet ve Devlet
Başkanlarının mal varlıklarını
açıkladığı listede, Varsıl Yöneticilerin üst
sıralarında yer almanız övünç vesilemiz olmakla birlikte,
bazı bilgilere ve açıklamalara gereksinim doğurmuştur.
1) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
seçilmeniz sonrası verdiğiniz 15 Nisan 1994 günlü,
AKP Genel Başkanı olduktan sonra verdiğiniz 10
Eylül 2001 günlü,
Başbakanlık göreviniz devam ederken,
Başbakanlık Resmi İnternet sitesine
koydurduğunuz 07 Şubat 2006 günlü,
Kişisel mal varlığı
beyanlarınızı ve bilgilerinizi karşılaştırdığınızda,
açıklanan 2 milyar dolarlık likit varlığa
ulaştığınız iddiasını gerçekçi buluyor
musunuz?
2) Gerçek ise, likit varlığınızın önemli
artışında kurucusu olduğunuz şirketlerinizin
yaptığı Şirket Distribütörlüğünü devir etmenizin mi katkısı
olmuştur?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkanım, Divan Kâtibi
arkadaşımız soruları öyle yuvarlak laflarla geçiyor ki, bu
sorularda ne sorulmuş, ne isteniliyor; anlaşılmıyor.
Maalesef, sırf AKPye sorulan soruları gizlemek için kendisi çok
süratle okuyor.
BAŞKAN Biraz daha ağır okusun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Lütfen
Yani, Divan Kâtibi ne
sorduğumuzu millete duyurmuyor.
BAŞKAN Anlaşıldı efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hükûmete ne sorduğumuzu Hükûmete duyurmuyor. Sorular böyle okunmaz
efendim. Açık açık, tane tane okusun, biz ne sormuşuz,
vatandaş da öğrensin efendim.
BAŞKAN Anlaşıldı.
Biraz daha yavaş okuyun efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın R. Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Kültür ve Turizm Bakanlığının resmi
İnternet sitesinde, Fethullah Gülen'in hayatı büyüklere,
Şırnak il Müftülüğü'nün sitesindeki Saidi Nursi çizgi filmi ise
küçüklere hazırlanmıştır. İngilizce kaleme alınan
hayat öyküsünde "düşünce adamı ve şair" olarak
tanıtılan Fethullah Gülen'in üzerindeki baskının 28
Şubat döneminde arttığı ve sağlık sorunları
nedeni ile New York'a gittiği anlatılmaktadır. Çizgi filmde ise
Saidi Nursi'nin doğumundan itibaren hayatı, çocukların
anlayacağı dilden ekrana yansıtılmaktadır.
Soru 1 : Devletin resmi İnternet sitelerinde bu
kişilerin hayatlarının yayınlanması sizce ne kadar
doğrudur?
Soru 2 : Fethullah Gülen ve Saidi Nursi hakkında
yazılanlar doğru mudur? Doğru değilse, bu yanlış
bilgileri devletin sitelerine kim vermiştir? Bu siteler kimlerin
sorumluluğundadır?
Soru 3 : Bu insanların hayatlarının resmi
İnternet sitelerinde, üstelik yanlış bir şekilde yer alması,
din istismarı yapmak değil midir?
Soru 4: Bu şahısları devletin resmi İnternet
sitelerinden çıkarmak için yapmış olduğunuz bir
çalışma var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
İnşaat demiri fiyatlarının
yılbaşından bu yana yüzde 35 oranında artması
demir-çelik üreticileri ile inşaatçıları karşı
karşıya getirmiştir. İnşaatçılar Derneği
(İNDER) inşaat sezonu öncesi demir fiyatlarının keyfî
olarak artırıldığını belirtmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1 - İnşaat demiri fiyatlarındaki bu artış
inşaat sektörünün önüne âdeta demirden bir ağ örülmüştür. Bu
demirden ağı kaldırma konusunda çalışmanız var
mıdır?
2 - İnşaat sektöründe canlılık olmadan
ekonomik büyümenin sağlanması mümkün değildir. İnşaat
sektörünü canlandırma konusunda bir projeniz var mıdır?
3 - Demir fiyatlarındaki artış, hâliyle maliyetleri
de artırmıştır. Bu maliyet artışının
faturasını kime kesmeyi düşünüyorsunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Sayın hükümet yetkilileri, rakamlar
üzerinde bazı manipülasyonlarla ısrarla ekonominin çok iyi
gittiğini, ihracatın patladığını, millî gelirin
bir gecede birkaç kat arttığını belirtmektedir. Halbuki
reel ekonomi ve halkımızın gerçeği bunların aksini
göstermektedir. En son Sayın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekren ve hükümetin bazı bakanları yaptıkları
açıklamada benzer pembe tabloya işaret etmiştir.
Bu bilgiler ışığında;
1- Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard
and Poor's, Türkiye'nin kredi notunu durağandan negatife çevirmiştir.
Bunu nasıl izah etmeyi düşünüyorsunuz? Ekonomi iyiye gidiyorsa, kredi
notumuz niçin düşmektedir?
2 - Vatandaşlarımız, ekonomik gidişat
konusunda, "pembe tablo"lar çizen hükümet yetkililerine mi, yoksa
kredi notumuzu düşüren Standard and Poorsun kararına mı
inanacaklar?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Uzmanlar, tarımda dünyada yaşanan ve yaşanacak
sorunlar konusunda uyarmaktadır. Yapılan bütün projeksiyonlarda
2025'e kadar ciddi bir gıda sıkıntısının
yaşanacağı belirtilmektedir. Küresel ısınma nedeniyle
üretim artış hızının tüketicinin çok gerisinde
kalacağı tahmin edilmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1) Tarım politikalarında izlenen yol, tarımda
üretimi artırmak yerine küçültmekte, yok etmektedir. Tarımda ulusal
bir tarım politikası izlemeyi düşünüyor musunuz?
2) Tarım envanteri konusunda bir çalışmanız
var mıdır? Tüketim ihtiyacı ve tercihine göre teşvik
verilmesi konusunda çalışmanız var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Tarım sektöründe ağırlıklı olarak
yaşanan kuraklığın etkisiyle meydana gelen üretim
kayıpları tarımda gerilemeye yol açmıştır.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, son bir yılda gübre
fiyatlarında yüzde 100, mazot fiyatlarının da yüzde 23
artış olduğunu belirtmektedir. Buna karşılık Hükûmet
tarafından açıklanan mısır prim miktarı, geçen
yıla oranla yüzde 70 oranında düşürülerek 2 Ykr/kg olarak
açıklanmıştır.
1) Üretimi teşvik etmek ve çiftçilerin kuraklık
zararlarını karşılamalarını sağlamak
amacıyla, açıklanan mısır prim miktarlarını
yeniden gözden geçirmeyi düşünüyor musunuz?
2) Prim uygulamaları, ülkelerin üretim
açığını kapatmak için yapılmaktadır. Bu durumda
açıklanan mısır prim miktarlarının ithalatı daha
da artıracağını düşünüyor musunuz?
3) 2007 yılı içinde, hangi ülkelerden toplam ne kadar
mısır ithalatı gerçekleştirilmiştir?
BAŞKAN Soruları Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek cevaplandıracak.
Buyurun Sayın Çiçek. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel
okuduğunuz, değerli arkadaşlarımız tarafından
Sayın Başbakana yöneltilmiş olan sözlü sorularla ilgili sizlere
sırasıyla bilgi sunmaya çalışacağım. Ancak bir
hususu ifade etmek istiyorum: Tabiatıyla değerli milletvekillerimizin
her konuda soru sorma hakları var İç Tüzük ve Anayasa çerçevesinde,
ancak bu soruların bir kısmının -siz de takdir edersiniz
ki- çok önemli bir bölümü ilgili bakanların görev ve sorumluluk
sahasına giriyor. Başbakan adına da bunları
cevaplandıracağız ancak şöyle bir kırtasiyeciliği
de yaşadığımızı takdirlerinize sunmak istiyorum:
Sizlerin takdiriyle Sayın Başbakandan bu sorular soruluyor
-yazılı ya da sözlü- biz ilgili bakanlığa yazıyoruz,
oradan gelen yazı bize geliyor, biz Meclise yazıyoruz, böylece bir
dolaşım söz konusu, ama mademki sorulmuştur,
aldığımız bilgiler çerçevesinde bunları cevaplamaya
çalışacağız. Bazı sorular belki muhtasar olabilir,
ilgili bakan arkadaşlarımıza sorulmuş olsaydı bir
başka vesileyle, bunlar daha teferruatlı cevaplanabilirdi.
Şimdi, birinci soru olarak Merkez Bankası özerk bir kurum
mudur? diyor Sayın Aslanoğlu. Merkez Bankasıyla ilgili 5 tane
sorusu var.
1211 sayılı Kanunla anonim şirket olarak
kurulmuş ve örgütlenmiş Merkez Bankası, merkezî idare veya
hizmet, yerinden yönetim kuruluşu, KİT olmayan,
bağımsız idari otorite olarak nitelendirilmeyen,
bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluş
tanımlarının dışında kalan, idari hiyerarşi
ve vesayete tabi bulunmayan, bütçe kanunlarının kapsamında yer
almayan, bağımsızlık, özerklik olarak ifade edilen,
bütünüyle kendine özgü bir hukuki statüye sahiptir. Bu çerçevede Merkez
Bankasını değerlendirmek lazım. Hiç şüphesiz, bu 1211
sayılı Merkez Bankası Kanununda kendine verilen görevler neyse
o görevleri kendi usulleri içerisinde, kendi yetkili organları eliyle
müstakil olarak alabilecektir, idari tasarruflarında bulunabilecektir.
Ancak soruda şöyle bir husus var, ona dikkatlerinizi çekmek isterim:
Tabiatıyla her kuruluş -ister özerk veya ister özerk olmasın-
kendi mevzuatlarında bir değişiklik söz konusu olduğunda bu
fikirlerini hükûmete bildirir, hükûmet bunları tasarı hâline getirir
veya sizler kanalıyla teklif olarak gelebilir. Bu konularda, bu
müesseselerin, bu kurumların yetki, sorumluluk vesair
hususlarının belirlenmesi hiç şüphesiz bir yasama tasarrufunu gerektiriyorsa
bu yetki doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir,
değilse bu yetkinin ilgili kuruluşlar tarafından tek yanlı
olarak kullanılması da söz konusu değil. Merkez
Bankasının yerinin değiştirilmesi de dâhil, bu ve benzeri
konular bir yasama tasarrufu olacağı için, bir kanunla
değişeceği için, buna karar vermek doğrudan doğruya
sizin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisindedir.
Merkez Bankası Ankarada kaç kişi
çalıştırıyor? Kaç çalışanın eşi
Ankarada diğer kurumlarda çalışıyor?
Merkez Bankası idare merkezinde 2.559 kişi
çalışmakta olup, eşi banka dışında Emekli
Sandığına tabi olarak çalışan 292 kişi
bulunmaktadır.
Merkez Bankasının, Maliye Bakanlığı,
Hazine ve kamunun diğer kurumlarıyla sürekli iş birliği
yapması gerekmiyor mu?
Hiç şüphesiz, gerekir, çünkü ekonomi bir bütün, bir
kısım faaliyetler özerk bir kuruluş olan -demin
saydığım- Merkez Bankası tarafından yürütülüyor, ama
bir kısım kararlar, bir kısım işlemler de ekonomiyle
ilgili diğer birimler tarafından yürütülüyor. Dolayısıyla,
aslında illa da yasaya bakarak bunu değerlendirmeye gerek yok, hepsi
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarıdır, birbirleriyle iş
birliği içerisinde olmaları, karşılıklı
danışma içerisinde olmaları, ama karar alırken de herkesin
kuruluş kanunlarındaki usul ve esaslara ve o çerçeveye göre karar
alması gerekmektedir. Bu çerçevede, zaten Merkez Bankası
Başkanlığı da bu türlü iş birliğini
yapmaktadır.
Bir başka soru Sayın Ahmet Duran Bulut tarafından
sorulmuş. Türkiye'nin en büyük ithalatı petroldür. Ülkemizde
ihtiyacımız olan yeterli petrolün olmadığı ifade
edilmektedir. deniyor. Maden Tetkik Arama Enstitüsünün petrol araması
yapıp yapmadığıyla ilgili ve bir şahsın bu manada
bir müracaatının olup olmadığıyla ilgili bir sorusu
var.
Yürürlükteki mevzuatımız açısından petrol arama,
üretim faaliyetlerini düzenleme ve denetleme görevi 6326 sayılı
Petrol Kanunuyla Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne
verilmiştir. Dolayısıyla, Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğünün böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. 6326 sayılı
Petrol Kanununun 6ncı maddesinin ikinci fıkrası Sermaye
şirketi niteliğinde bulunan özel hukuk tüzel kişilerine müsaade,
arama ruhsatnamesi, işletme ruhsatnamesi verilebilir. hükmünü de amirdir. Dolayısıyla, ruhsat
alabilmek için öncelikle tüzel kişiliğe sahip olmak gerekmektedir. Bu
açık hüküm karşısında, soru önergesinde ismi geçen
kişinin arama ruhsatı almak üzere bugüne kadar Petrol
İşleri Genel Müdürlüğüne herhangi bir başvurusu söz konusu
değildir.
Yine mektupta bahsi geçen sahada 1967-1987 yılları
arasında yabancı petrol şirketleri tarafından iki kuyu
açılmıştır. Kuyulardan petrol yerine su geldiği için
her iki kuyu da sulu kuyu olarak terk edilmiştir. Hâlen aynı
bölgede Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü
iki yabancı ortağıyla beraber detaylı çalışmaları
yaparak petrol arama faaliyetlerine devam etmektedir.
Bir başka soru Sayın Mehmet Serdaroğlunun.
Sayın Başbakanın 20 Ocak 2008 Pazar günü
katıldığı Türkiye Otelciler Federasyonunun 2nci
Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada İstanbul
tıkanma noktasında, şu anda turizmde yatırım
itibarıyla arzu edilen durum yok. Olmadığından değil,
önümüz tıkanık
tarzında başlayan konuşmasından
yola çıkarak beş buçuk yıllık iktidar döneminde turizm
yatırımlarının önünü açmak için yapılan
değişiklikler, Geçmiş dönemden kastınız ne, ne
kastediliyor? onunla ilgili bir sorusu ve geçmişe yönelik bu türlü
suçlamaların doğru olup olmadığını ifade ediyor.
Siyasette zaman zaman, bugün yapılanları
değerlendirebilmek açısından, bir evvelki dönemde yapılan
çalışmaların mukayesesi hepimizce yapılmaktadır. Her
mukayeseyi bir suçlama olarak değerlendirmek bence doğru değil,
konuya açıklık getirmek adına yapılan değerlendirmeler
olarak bunları anlamak bence doğru olur. Dolayısıyla,
geriye dönük beş buçuk yıllık
Sorunun sorulduğu tarih
itibarıyla beş buçuk yıl, o günden bugüne zaman geçtiği
için
Yani biz sorunun sorulduğu tarihteki bilgileri vererek bu
soruları cevaplandırıyoruz, onu takdirlerinize arz ediyorum. Bu
süre içerisinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Yasasında
değişiklik yapılmıştır ve bu
değişiklikle turizm mevzuatında kültür ve turizm koruma ve
gelişim bölgesi kavramı getirilmiş, kültür ve turizm koruma ve
gelişim bölgeleriyle turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları
yapmaya, yaptırmaya, resen onaylamaya ve tadil etmeye yetkili
kılınmıştır. Böyle bir düzenleme ihtiyaçtan
kaynaklanıyor. Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun, 4957 sayılı Kanun
yürürlüğe girmiştir 1/8/2003 tarihinde. 2634 sayılı Yasaya
dayalı olarak çıkarılan Kamu Arazisinin Turizm
Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikte revizyon
yapılmış, bu revizyonla yatırımların
hızlandırılması, bürokratik işlemlerin
azaltılması ve günün koşullarına uyum sağlanması
amaçlanmıştır. Kamu Taşınmazlarının Turizm
Yatırımlarına Tahsisi Hakkındaki Yönetmelik 2634/4957
sayılı Kanunun 8inci maddesine istinaden hazırlanmış
olup 1/7/2006 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir.
Yine, geriye dönük olarak turizm sektörünü geliştirecek
dinamik bir yapı ve işleyişi temin etmek için, 2634
sayılı Teşvik Kanununda, 24/2/2003 tarih ve 4957
sayılı Kanunda, 5571 sayılı Kanunda, 5728
sayılı Kanunda değişiklik yapılmış.
Ayrıca, 21/6/2005 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Turizm
Tesislerinin Belgelendirilmesine ve Niteliklerine İlişkin Yönetmelik
ile turizm yatırım ve işletme belgesi alınması
kolaylaştırılmıştır.
Ayrıca, 1972 yılından beri uygulanmakta olan 1618
sayılı Seyahat Acenteleri ve Seyahat Acenteleri Birliği
Kanununda 5771 sayılı Kanunla değişiklik
yapılmış ve yeni Yasada günün koşullarına ve seyahat
acentelerinin ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeler getirilmiştir.
Ayrıca, Yüksek Planlama Kurulunda kabul edilen ve onaylanan
2/2/2007 tarihli ve Resmî Gazetede de yayımlanan Türkiye Turizm
Stratejisi (2023) çalışmasıyla, 2023 yılına kadar
Türkiye'nin turizm faaliyetleri açısından genel bir bakış,
bir gelecek tasavvuru bu belgeyle ortaya konulmuştur.
Turizm sektörünün ne kadar dinamik bir sektör olduğunun ve
Türkiye için de ne kadar önemli olduğunun hepimiz farkındayız.
Dolayısıyla, bugün çıkardığımız yasalar,
belki birkaç sene sonra günün ihtiyaçlarına cevap vermeyecek, ihtiyaca
göre de bu değişiklikler yapılacaktır. Nitekim, biraz
sonra, bu sözlü sorulardan sonra gündeme gelecek kanun tasarısı da
netice itibarıyla turizmle bağlantılı yasadır. Geriye
dönük -bu süre içerisinde- çok sayıda kanunda, yönetmelikte ve ikincil
mevzuatta düzenlemeler yapılmak suretiyle Türkiye'ye daha fazla turizm
kazandırabilme noktasında ciddi bir çabanın, gayretin içerisine
girilmiştir. Turizm yatırımlarının
arttığı ortadadır ve Türkiye'nin bugün önemli bir turizm
potansiyeline sahip olduğunu ve sayılarının artık
25-26 milyonla telaffuz edebileceğimiz bir rakama ulaştığını
da ifade etmek istiyorum.
Bir başka soru, Sayın Yaşar Ağyüzün: Ticaret,
sanayi ve turizm alanlarında yaşanan ekonomik sorunlar
değişik platformlarda dile getirilmekte
deniliyor ve Ekonomik
istem ve beklentilerin dile getirildiği Antalyada Türkiye Otelciler
Federasyonunun 20 Ocak 2008 günü yapılan Olağan Genel Kuruluna
katılarak yaptığınız konuşma
diye biraz evvelki
konuşmadan bahisle sorular sorulmuştur.
Bununla ilgili olarak bir kısım cevapları bir
önceki soruda vermeye çalıştım ancak şunu ifade etmek
istiyorum: Tabii, Türkiye'nin, turizmi öncelikli bir sektör olarak kabul etmek
ve bütün hesabını kitabını buna göre yapmakta
sayısız faydaları var. Türkiye'miz için bu önemli bir
kaynaktır. Rekabet edebileceksek dünyayla, tabiatıyla bu türlü turizm
yatırımlarına da gerekli teşvikleri vermek ve önemi vermek
mecburiyetindeyiz. Ancak, turizm konusunun önemi giderek daha iyi
anlaşılmakta. Başlangıçta turizme bir şaşı
bakışın olduğunu da -geçmişte ortaya konduğunu-
ifade etmek isterim. Turizmin lafı edilmiş ama gereği
yapılma noktasında önemli çabalar ancak 80li yıllardan sonra
başlamıştır. Üstelik turizmi teşvik etmek ve turizm
yatırımlarını artırabilmek maksadıyla
yapılan bir kısım düzenlemelere karşı da hemen olumsuz
bir bakışla, o tarihteki yazılanlara bakarsanız, talan,
peşkeş, yağma gibi isnatlarda bulunarak, aslında bu alanda
yatırım yapan insanların da belli ölçüde şevki
kırılmış, bir psikolojik engel de ortaya konulmuştur.
Ancak, kabul etmek gerekir ki, 80li yıllardan itibaren başlayan bu
yatırımlar sayesinde Türkiye bugün bu kadar turizm potansiyeline
sahip olmakta, sayıları demin ifade ettiğim- 25-26 milyonu
bulan yabancı turisti veya yerli turisti Türkiyede
ağırlayabilme imkânına kavuşmuş olmaktadır.
Yapılan konuşmaları bu çerçevede değerlendirmek bence daha
uygun olacaktır.
Yine, Sayın Yaşar Ağyüzün, Sayın Cumhurbaşkanıyla
ilgili bir sorusu var. Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün,
Katar Emiri Şeyh Hamadı ziyareti sırasında
aldığı, heyetteki hediyelerden bahsediliyor ve Devlet
şeref madalyası vermeyi düşünüyor musunuz? diye bir sorusu var.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, soru önergesi
dâhil, İç Tüzükün 96ncı ve müteakip maddelerinin
başlığı Denetim Yollarıdır. Denetlenecek olan
da hükûmettir, yani başbakandır, hükûmetin teker teker üyeleridir. Bunların
birlikte ya da ayrı ayrı yaptıkları faaliyetlerle ilgili
olarak bilgi edinmek maksadıyla değerli milletvekillerimiz soru
sorabilecektir ve biz de bunlara, yazılıysa yazılı,
sözlüyse sözlü usulde cevap vermeye çalışıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanlarının Anayasamızda
özel bir konumu var. Cumhurbaşkanlarının sorumlu olduğu ya
da sorumsuz olduğu alanlar 105inci maddede belirlenmiştir.
Dolayısıyla, şimdi, siyasi sorumluluğu olmayan bir makamla
ilgili burada bir soru önergesine elbette kişisel olarak bir cevap
verebiliriz, cevap verip bu işi burada bitirebiliriz; ancak bu bir usul
olur, yanlış bir yola girmiş oluruz, Anayasaya uygun olmayan
bir yol. Dolayısıyla, Anayasanın 105inci maddesi böyle bir
soruyu cevaplamamıza imkân vermediği için bu soruya ancak bu
şekliyle cevap verme imkânı var, onu takdirlerinize arz ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) İcranın başı,
eylemlerinden dolayı Hükûmet cevap vermek zorunda. İcranın
başı
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Sayın Başkan, ben sözlerimi söylüyorum, değerli
arkadaşlarımız tatmin olmazlarsa kendi cevaplarını
verirler.
BAŞKAN Sayın Genç, bu soruyu siz sormadınız
ama. Soruyu soran arkadaş müdahale etmiyor, siz niye müdahale ediyorsunuz?
KAMER GENÇ (Tunceli) Müdahale etmeniz lazım ama, Meclise
bilgi verilmesi gerekir.
BAŞKAN Soru soran var burada efendim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Biz yaptığımız tüm faaliyetleri hepimiz
-isterse teker teker milletvekili veya birlikte- Anayasa ve İç Tüzük
çerçevesinde yapıyoruz. Anayasada Cumhurbaşkanının
yaptığı işlemlerden dolayı sorumsuzluğu söz
konusu ise onunla ilgili burada bir görüşme açmakla Anayasaya, İç
Tüzüke aykırı bir yol açmış oluruz. Bugüne kadar da bunun
emsali yoktur. Bu Anayasa ilk defa uygulanmıyor, geçmiş 61
Anayasasında da var. Olmayan bir şeyi ihdas ederek Anayasaya
aykırı bir yolun açılması bence doğru değildir
ama kişisel olarak şu veya bu şekilde bir cümle söyleyip buna
cevap vermek de mümkün ama yanlış bir yola girmiş oluruz diye
konuyu Anayasanın 105inci maddesinin cevapladığı
kanaatindeyim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine
Sayın Yaşar Ağyüzün, Millî Eğitim Bakanlığı
Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğüne
bağlı halk eğitim merkezlerinde çalışan çeşitli
branşlardaki
11.638 halk eğitim usta öğreticisi görev
yaptığı metinde ifade edilmektedir. Bu konuyla ilgili olarak
yapılmış birçok çalışma var. Evvela, tabii bunlarla
bizler de görüşüyoruz, Millî Eğitim Bakanlığımız
da konunun üzerinde hassasiyetle durmuş ve taleplerinin önemli bir
kısmını da gerçekleştirmiştir. Söz konusu personel
ders ücreti karşılığı geçici olarak görevlendirilmekte
olup bunlara ilişkin mevcut uygulamanın soruya konu kapsamında
değiştirilmesine, kadroya geçirilmelerine yönelik herhangi bir
çalışma bugün Millî Eğitim Bakanlığında yoktur.
Usta öğreticiler, yaptıkları işin tabiatı
gereği kısmi zamanlı olarak çalışan kimselerdir. Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı her derece ve türdeki
örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ek ders ücreti
karşılığında ilgili mevzuatı çerçevesinde uzman
ve usta öğretici olarak çalışanların 19/8/2008 tarihli ve
26972 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 5797 sayılı
Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 80inci maddesinin birinci fıkrasına
eklenen bir hükümle prim ödeme gün sayıları ayda otuz güne
çıkarılmış olup bu düzenlemeyle emeklilik için gerekli
iş gününü tamamlamalarına imkân sağlanmıştır.
Aynı kanunla, ayrıca, geçmişe yönelik borçlanma yoluyla da
emekli olmalarının önü açılmıştır. Daha önce
sağlık hizmetlerinden yararlanamayan usta öğreticiler Hükûmetimizin
yapmış olduğu düzenlemeyle sağlık güvencesine
kavuşturulmuş bulunmaktadır. Dolayısıyla, bu konumdaki
usta öğreticiler bakımından geriye dönük yapılmış
olan hizmetler bunlardır.
Sayın Hasan Çalış tarafından Adrese
Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sayımı sonuçlarına göre
belediyelerimizin tüm hesaplarının altüst olduğu, nüfusun
azalması sebebiyle bir kısım belediyelerimizin gelir
kaybına uğradığı ve çalışanlarıyla
ilgili bir kısım kaynak sıkıntısı çektiği
ifade edildi. Nüfusu azalan belediyelerin nüfus azalmasından doğacak
genel bütçe vergi payı kayıpları 2008 yılı Mart
ayından itibaren telafi edilmiştir. Ayrıca, belediyelerin
borçlarına mahsuben genel bütçe vergi payından yapılan kesintiler
2008/13535 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı sonrasında nüfusu
azalan belediyeler için yüzde 36 oranında azaltılmış, 2008
yılı Temmuz-Ekim döneminde ise kesinti oranı yüzde
sıfır düzeyine indirilmiştir.
Diğer taraftan, 2008 yılında yürürlüğe giren
5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe
Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunla yerel yönetimlere
aktarılan genel bütçe vergi payının tutarı
artırılmış ve bölüşüm esasları yeniden
düzenlenmiştir. Yeni kanun sonrasında en az gelişmiş yöre
belediyelerine aktarılan kişi başına genel bütçe vergi
payı reel olarak yüzde 85,5 düzeyinde artarken, o artış,
sırasıyla, en gelişmiş gruba doğru yüzde 71,3, yüzde
60,1, yüzde 38 ve yüzde 16lık olarak gerçekleşmiştir.
Ayrıca, 2009 yılından itibaren nüfusu 10 binin altında olan
belediyelere denkleştirme ödeneği verilecektir.
Özetle, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi
sonrasında bazı belediyeler için genel bütçe vergi gelirlerinde
oluşan kayıp, yapılan düzenlemeler sonrasında telafi
edilmiş olmaktadır.
Bir başka soru, Enver Örenin kurduğu İhlas Finans,
yurttaşlardan topladığı paraları ödemeyerek
iflasını istemişti. İhlas Finans mağdurları kaç
kişidir? İhlas Finans tarafından çeşitli vaatlerle
alınan para miktarı toplamı kaç liradır? Bugüne kadar bu
kurum mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için
hükûmetiniz ne gibi işlemler yapmış ve mağdurlardan
parasını alan var mıdır, kaç liradır? Bu kuruluş
neden TMSFye devredilmemiştir diye dört ayrı soru var.
Şimdi, birinci soru, İhlas Finans mağdurları
kaç kişidir? Şirket kayıtlarına göre tasfiye
başlangıcı olan 10/2/2001 tarih itibarıyla toplam 222.298
hesap sahibi bulunmaktadır.
İkinci soru, İhlas Finans tarafından çeşitli
vaatlerle alınan para miktarı toplamı kaç liradır? Hesap
sahiplerinin İhlas Finans Kurumunun faaliyet izninin
kaldırıldığı ve tasfiyeye başlangıç olan
10/2/2001 tarih itibarıyla 675 milyon 679 bin 38 Amerikan doları.
Hesap dolar üzerinden açıldığı için öyle ifade ediyoruz. Bu
sabah itibarıyla 28/1/2009 dolar kuru, alış kuru itibarıyla
1.615 üzerinden çarpıldığında 1 katrilyon 91 trilyon 221
bin 646,37 TLdir ve 244.353 yaklaşık da euro borç söz konusudur.
Bunun da tutarı bugünkü alış kuru üzerinden 529 trilyon 915 bin
798,78 TL tutarında alacağı bulunmaktadır.
Bugüne kadar bu Kurum ve mağdurlarının
mağduriyetlerinin giderilmesi için yapılan işlemler ve
parasını alan ne var, ne kadar para ödenmiş? İlgili
bakanlığın görev ve sorumluluk alanı çerçevesinde tasfiye
sürecinin başladığı 10/2/2000 tarihinden bugüne kadar Türk
Ticaret Kanunu ve Ortaklıkların Denetimine Dair Tüzük hükümleri
uyarınca şirket nezdinde ilgili bakanlık müfettişleri ve
denetim elemanlarınca şirketin genel hesap ve işlemlerinin
incelenmesi amacıyla 6 defa denetim yapılmış ve denetim
sonuçları ilgili şirkete tebliğ edilmiştir, devletin
kayıtlarında da var.
Şirket tarafından ilgili bakanlığa gönderilen
Aralık 2008 tarihli tasfiye işlemlerine ilişkin faaliyet
raporuna göre, bu ay yapılan ödemeler de dâhil olmak üzere, 152.118 hesap
sahibine 242 milyon 243 bin 917 Amerikan doları -bunu bugünkü kurla
çarparsanız Türk parası karşılığı
çıkacaktır- ayrıca 59 milyon 125 bin 66 da euro ödeme
yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu Kurum neden TMSFye devredilmemiştir? Tasfiye hâlinde
İhlas Finans Kurumu Anonim Şirketinin faaliyet izni
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun 10/2/2001 tarih ve 071
sayılı Kararı ile kaldırılmıştır. Bütün
işlemler 2001de alınan kararlar çerçevesinde sürdürülüyor. Demek ki
10/2/2001 tarihinde artık Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu tarafından şirketin faaliyet izni
kaldırılmış. Adı geçen Kurum tarafından tasfiye
hâlinde İhlas Finans Kurumu Anonim Şirketinin mevduat toplama izninin
kaldırılması sonucunda şirket genel kurulunda alınan
karar gereğince 3/8/2001 tarihinde tasfiye hâline girmiştir. Şirketin
tasfiye işlemleri genel kurulda seçilen tasfiye memurları
tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir.
Anılan şirketin kanunen tasfiyeye girdiği tarih itibarıyla
şirketin tabi olduğu hukuk tamamen değişerek şirket
bir finans kurumu olmaktan çıkmış, Türk Ticaret Kanunu hükümleri
çerçevesinde bir anonim şirketin tabi olduğu tasfiye hükümlerine göre
tasfiye sürecine girmiş olduğu için TMSFye devredilmemiştir.
Kütahya Şeker Fabrikasının 23 milyon 820 bin dolara
satışıyla ilgili olarak satış işlemlerinden
kaynaklanan üç tane soru var. 112 dönüm arazinin Türkiye Şeker
Fabrikaları Genel Müdürlüğüne iadesini düşünüyor musunuz? Bu
işlemi usulsüz yapan tapu müdür/memurları hakkında herhangi bir
cezai soruşturma yapılmış mıdır? Bu memur usulsüz
devredilen lojmanda bedava oturmakta mıdır? 241 dönümlük arazide imar
uygulaması yapılmış mıdır? tarzında üç tane
soru var. Aslında 22 Ocak 2008 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda ben bu soruyu cevapladım. Dolayısıyla tutanaklarda da
bu sorunun cevabı var. Bahsedilen arsanın doğrudan doğruya
bir defa Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğünün
kayıtlarında olmadığı, bu gayrimenkulün Kütahya
Şeker Fabrikasına ait olduğu tapu kayıtlarından
bellidir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, belge var belge.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) - Bununla ilgili bugüne kadar yapılan işlemlerde de
herhangi bir usulsüzlük, kanunsuzluk olmadığı ortadadır.
Dolayısıyla bu soruyu 22 Ocak 2008 günlü oturumda cevaplamış
oldum. O cevabı da burada aynen tekrar ettiğimi ifade etmek
istiyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bizim sorularımıza anında
cevap vermiş olsaydı
Bakın burada yanlış bilgi
veriliyor.
BAŞKAN Dinler misiniz. Lütfen dinleyin.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Bir başka soru Sayın Başkan, Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığının ana sözleşmesinde görev
alanına girmeyen doğal gaz santrali kurma hususunda Genel Müdürün
Çalık Holdingle bir sözleşme yaptığı ve Çalık
Grubuna transfer olduğu, özelleştirmeden devlete 1,1 milyar dolar
borcu olan bu kuruma devletin mali destek verip vermediği ve bu transfer
2531 sayılı Kanuna aykırı olduğuna göre ne gibi
işlem yapıldığı ifade edilmektedir. Bir defa bu tip
kuruluşların bütün işlemleri KİT Komisyonu tarafından
zaten denetleniyor veya Yüksek Denetleme Kurulu tarafından Meclis
adına denetlemeleri yapılıyor. Yapılan işlemlerde bir
sakatlık varsa, bir hukuki eksiklik varsa zaten bu Meclisin önüne geliyor,
gündemde de bunları hep beraber değerlendiriyoruz, konuşuyoruz.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı hem Türkiye
içerisinde hem de Türkiye'nin enerji ihtiyacını
karşılayabilmek için dünyanın muhtelif yerlerinde bu tip
çalışmaları yapmaktadır. Bunu yasalar çerçevesinde,
uluslararası hukuk çerçevesinde yapmaktadır. Dolayısıyla,
Türkiye Petrollerinin bu tip aramaları yaptığı birçok ülke
var, hâlen de bu yönde bir tercihi ülke olarak yapıyoruz.
Bununla ilgili soru önergesinde cevabı istenen konularla
ilgili zaten 2006 yılı Yüksek Denetleme Kurulunun Raporunda yer
almış, 14 Şubat 2008 tarihinde yapılan KİT alt
komisyonunun toplantısında görüşülerek gündemden
çıkarılmış. Sözü edilen Genel Müdür 30/3/2007 tarihinde
emekli olmuştur.
Bugün kamuda birçok insan devletten ayrıldıktan sonra
çeşitli sebeplerle bilgi ve tecrübesini özel sektörde de
değerlendiriyor. Bu kişi ayrıldıktan sonra nerede
çalışır, neden çalışır; bu, tamamıyla
kendisine ait bir husustur. Çalışmasını engelleyecek bir
yasal hüküm varsa
Bazı meslek mensupları bakımından bu
türlü engeller vardır, yoksa istediği yerde çalışabilir.
Mühim olan, bu çalışmanın, bu çabanın, bu faaliyetin yasal
olup olmadığıdır. Yasal olduğu sürece de hiçbir mahzur
yoktur. Çünkü hepimiz, bir hukuk devletinde yaptığımız
işleri kanun, nizam çerçevesinde, yasalar çerçevesinde sürdürmek
mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla, yasal olmayan bir durum söz konusu
olmayınca da yapılacak herhangi bir durum da söz konusu
değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakanım, süreniz doldu,
cevaplandırmadığınız soru var mı?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Epey soru daha var.
BAŞKAN Kaç tane?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) En az bir on kadar soru var. İsterseniz bugün veya daha
sonraki bir oturumda cevaplandırırım onları.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Başka zaman
BAŞKAN Efendim, bir saatimiz doldu. Bugünlük bu kadar
şey yapalım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Devamla) Peki.
Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sağ olun, teşekkür ederim.
Cevaplandırılmayan sorular gündemde kalacaktır,
tekrar cevaplandırılacaktır efendim; onu belirtmek istiyoruz.
Sayın Aslanoğlu, sisteme girmişsiniz; buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan,
Merkez Bankasıyla ilgili sorum da
Tabii, Merkez Bankası özerk bir
kurumdur. İstanbula taşınıp taşınmama konusunda
kararı Merkez Bankası yönetimi verir. Burada benim bu soruyu
sormamdaki amaç, Hükûmet olarak, İstanbula taşınacak -oranın
görüşünü almadan- özerk kurumun görüşünü almadan böyle bir görüş
serdettiğiniz içindir.
Ayrıca, bir de bir şey eklemek istiyorum: Siz sadece
emekli çalışan 256 kişi dediniz, eşleri tabii bir de
Sosyal Güvenlik Kurumunun sigortalı, yani orada
çalışanların eşlerinin sigortalı olarak
çalışanlar da yaklaşık 700 küsur tane de sigortalı
çalışan var. Bunu da size sunuyorum efendim.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, sorularımıza gösterdiğiniz
ilgiden dolayı teşekkür ediyorum. Tabii soruya vermiş
olduğunuz cevaptan da anlaşılıyor ki, belediyelerimizin o
günkü sıkıntıları telafi edilmiş, yani
sıkıntıları giderilmiş. Ancak tabii ki bu soruyu biz
soralı bir yıldan biraz daha uzun bir süre oldu. Bu soruları
sorduktan sonra bu belediyelerin bir kısmının belediyeliği ortadan
kalktı, köy statüsüne düştü, sonra yeniden seçime girme hakkı
doğdu mahkeme kararıyla ve bugün seçimlere giriyorlar. Keşke bu
soruları biraz güncelliğini kaybetmeden cevaplasanız,
Meclisimizin denetim yetkisini sulandırmasak daha iyi olur diye düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Bulut
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Sayın
Başkanım, Sayın Bakanıma teşekkür ediyorum, 8 Ocak
2008de vermiş olduğum soru önergeme 28 Ocak 2009da cevap
alıyorum. Sorularımın içerisinde cevap verilmeyen Cudi
Dağında araştırma yapan, araştırma yaparken
öldürülmüş, cesetleri bulunan 5 petrol mühendisinin faillerinin bulunup
bulunmadığı? idi. Sorduğum soru hem Enerji
Bakanını hem İçişleri Bakanını
ilgilendirdiği için Başbakanlığa soruyu vermiştim her
ikisine dağıtılması açısından. Bu konulara ve
petrolün o bölgede yan tarafta -çıkarılan- kuyudan su
fışkırdığı ifadesine oradaki köylülerin Petrol
fışkırdı. şeklindeki cevapları, hemen yan
taraftaki yerde asfalt madeninin bulunmuş olması, bölgenin ciddi bir
petrol potansiyeline sahip olduğu şeklinde emareler göstermektedir.
MTAnın bu bölgeye ağırlık vermesi,
çalışmalarını yönlendirmesinin ülkemiz açısından
faydalı olacağı düşüncemi ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Ağyüz
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkanım,
Sayın Bakanıma sorduğumuz sorulara verdiği cevaplar için
teşekkür ederiz de sorularımız başka, cevaplar başka!
Sayın Bakan bize turizm beklentilerini övüyor, geldiği noktayı
övüyor. Biz diyoruz ki: Girişimcinin önüne engel koyan kimler? Bunu
açıklayın. İktidar şikâyet ediyor sivil toplum
kuruluşlarından, mühendis odalarından. Mühendis odaları
yasayla kurulmuş kurumlardır. Bunlar imar planları talan edilirken
sesini çıkarmasın da, dava açmasın da kim açsın? İktidarın
başında bulunan Sayın Başbakan bunlara tahammül etmek
zorundadır. Karşı meslek odalarını suçlayın,
koruma kurullarını suçlayın. İstanbul bugün finans
merkezi adı altında talan ediliyor. Dubai Port, Galataport; biz
bunları kastediyoruz. Sahillerimiz işgal ediliyor. Yani turizmi
canlandıracağım diye doğayı mahvetmeye hiçbir
iktidarın hakkı yok ki. Biz bu sorulara cevap istiyoruz. Kimler,
kimleri kastediyorsunuz? Eğer sivil toplum örgütleri ise onlar, bilimsel,
yasadan verilmiş yetkilerini kullanıyorlar, kent sorumluluğunu
taşıyorlar. Kent sorumluluğunu taşımayan insanlara da
yön gösteriyorlar. Ama maalesef Sayın Başbakan, her oturduğu
ortamda çok yakın zamanda, yine bir ay önce, sivil toplum örgütlerini
suçluyor, onları engel çıkarıcı olarak
Bu tavırdan
vazgeçmek durumunda kalması lazım iktidarın.
Sorularıma cevap alamadığım için teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Serdaroğlu
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, iktidarın geçmişe dönük olumsuz ifadelerini
artık insanlar yadırgamaya başladı. Bundan böyle,
geçmiş, altı yıllık AKP İktidarı olarak
değerlendirilecektir. Bakınız, cumhuriyet hükûmetleri döneminde
devlet ve özel sektör, iktidar olduğunuz 2002 yılına kadar
turizme 17 milyar dolar altyapı olmak üzere 35 milyar dolarlık
yatırım yapmışlardır. Bu miktarın 2010
yılına kadar 50-55 milyar dolara çıkması gerekiyor.
Altı yıldır turizme yatırım yapılmadı diyebileceğimiz
kadar azdır. Oysa 2020 yılında dünya turizm geliri 2 trilyon
dolara yaklaşacağı belliyken, bu gelirden
alacağımız pay yatırım yapmakla, yatak
sayısının artırılmasıyla, turizm
çeşitlemesine gidilmesiyle olacaktır. Bu sebeple, yasaları
suçlamak, geçmişi eleştirmek yerine, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak yapılması gerekenlerin süratle yapılmasını
söylüyor, turizm ülkemiz için fevkalade önemlidir diyor, Kastamonu olarak da bu
pastadan pay almak istiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Serdaroğlu.
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Yine sorularım cevaplandırılırken Hükûmet
adına cevaplayan kişi ismimden bahsetmediği için ben de
kendilerini Bakan olarak tanımıyorum.
Sayın Başkan, böyle bir soru cevaplama usulü yok.
İç Tüzük çok açık, 98inci madde: Bizim sorularımıza bakan
çıkacak, burada cevap verecek ve biz de ona cevap vereceğiz. Sorulara
verilen cevapların hepsi yanlış ve hepsi gerçekleri inkârdan
ibarettir. Bu hırsızlıkları, soygunları,
usulsüzlükleri ne zamana kadar örtbas edeceğiz? Hiç olmazsa şu
kürsüde, biz ne soru sormuşuz, Hükûmet ne cevap veriyor, işin özü
nedir, bilmemiz lazım.
Bakın, verilen cevaplardan birisi
Kütahya Şeker
Fabrikalarını alan AKPli milletvekilidir. Bir senelik kârı
fiyatına almıştır. Burada lojmanlar ve bir arazi yoktur.
Bu, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Ortaklığı
adına kayıtlıyken, bu satıştan sonra tapuda tahrifat
yapıyorlar, Kiler adına, şeker fabrikalarının
adına geçiyorlar. Tapusu var, sahtekârlık yapılmış
tapuda. Bunu söylüyoruz, hâlâ cevap vermiyor. Ya insan biraz
sıkılır yani! Bu kadar açık, net, tapuda tahrifat
yapılan bir şeyi niye inkâr ediyorsunuz? Bunu kabul edin.
İkincisi
BAŞKAN Sayın Genç, konuşmanıza lütfen dikkat
ediniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)- Efendim
BAŞKAN Lütfen, daha tertipli konuşunuz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Temkinli konuşuyorum. Doğru cevap
verse, ben de temkinli konuşurum.
BAŞKAN Ama bu şekilde hitap edemezsiniz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) İkincisi
BAŞKAN Bu şekilde hitap etmeyin, lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, lütfen
Sayın Başkan,
müsaade edin de söyleyelim.
BAŞKAN Tamam, devam edin. Devam ediniz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Devam edeyim.
BAŞKAN Hakaret ederseniz keserim sözünüzü.
KAMER GENÇ (Tunceli) Türkiye Petrolleri Anonim
Ortaklığı Tayyip Erdoğanın damadının
başında bulunduğu Çalık Grubuyla bir sözleşme
yapıyor ve görev alanı olmadığı hâlde doğal gaz
santrali şirketini kuruyor ve bir ay sonra geçiyor onun başına
ve bu, 2531 sayılı Kanuna aykırı. Burada çıkmış
diyor ki, efendim, bunu KİT denetlemiş. KİT denetlemişse,
ben de milletvekili olarak burada soruyorum. Bu, kanuna
aykırıdır. Diyorum ki bu Çalık Grubu Türkiye Petrollerinden
kaç lira sermaye aldı da koydu? Bunun cevabını ver. Niye inkâr
ediyorsun? Yani bu, vatandaşın dinlemesi gereken, bilmesi gereken bir
şey değil midir? Sayın Başkan, devletin parasını
getirip de kendi damadının şirketine vermek insani midir?
Devletin kaynaklarını çarçur etmek değil midir?
Yine, Sayın Başkan, işte, bakın, burada
gazete: Gizli anlaşma yaptı, bir ay sonra Çalık enerjiye
transfer oldu. Bunlar söylenen şeyler.
Yine, Enver Örenle, İhlas Holdingle ilgili söylüyorum.
İhlas Holding tuttu -bakın, kendisi de söyledi- efendim, şurada
1 katrilyon 527 trilyon lira vatandaştan para toplamış, ondan
sonra da hileli iflasa gitmiş.
BAŞKAN Dinler misiniz beni bir dakika Sayın Genç?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Siz İç Tüzükü çok iyi bildiğinizi iddia
ediyorsunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet.
BAŞKAN Lütfen, 98inci madde önünüzde, açın, okuyun.
Bakın, bu kadar konuşma hakkınız var mı?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, beş tane soru
cevaplandırıldı.
BAŞKAN Yine yok. Kısa ve öz
KAMER GENÇ (Tunceli) Ee, kısa ve öz
Ben söylemeyeyim mi?
BAŞKAN Burada açıklamamış, kaç soru
soracaksınız?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bakın,
Hükûmete alet olmayın. Hükûmete alet olmayın. Burada sorumuza cevap
bulamadık efendim.
BAŞKAN Kimse kimseye alet olmuyor. Yine hakaret etme!
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani, şimdi Enver Öreni siz de mi
koruyorsunuz? Orada vatandaşların topladığı
paraları cebine indiren, Tayyip Erdoğanın arkadaşı
olan Enver Örenin TMSFye
devredilmemesi konusunda gösterilen gayretleri burada halka anlatmayacak
mıyız? Nerede anlatacağız?
BAŞKAN Konuştuğunuz şeyi
kulağınız duyuyor mu?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim? Var işte
Burada soru var.
BAŞKAN Hayır, bana karşı
konuştuğunuz şeyi kulağınız duyuyor mu? Bir
dakika
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Bana söylediğiniz lafları
kulağınız duydu mu?
KAMER GENÇ (Tunceli) Benim kulağım duyuyor da sizin
kulağınız sizin konuştuklarınızı duymuyor.
BAŞKAN Peki, o zaman konuşun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani o zaman burada ne sormuşuz onu
söyledik.
BAŞKAN Tamam, peki. Sözünüzde durun ama.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Sözünüzde duracaksınız değil mi?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Ben alet oluyorum değil mi?
KAMER GENÇ (Tunceli) Anlamıyorum dediğinizi.
BAŞKAN Ben alet mi oluyorum diyorum, niye
anlamıyorsunuz? Ben alet mi oluyorum?
KAMER GENÇ (Tunceli) Ne? Anlamıyorum
BAŞKAN Anlamazsın tabii. İşine gelmezse anlamazsın,
sağır olursun sen.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, diyorum ki önlemeyin,
konuşmamızı önlemeyin.
BAŞKAN Önlemeyin. değil, alet olduğumu
söylediniz. Bunu düzeltin bakayım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Peki, siz alet de olmuyorsunuz.
BAŞKAN Düzeltin bakayım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, alet olmuyorsunuz. Tamam
BAŞKAN O kadar
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani sözümüzü kesmezseniz alet
olmuyorsunuz.
BAŞKAN İyi vallahi ya! Sen istediğin gibi
konuş, ben burada sözünü kesmeyeceğim! O yetki yok mu bende?
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, ben
BAŞKAN Keserim sözünü. Konuşturmuyorum seni.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, ben soru hakkımı
kullanıyorum.
BAŞKAN Konuşmuyorsun
Hadi!
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkanım, bakın
BAŞKAN Konuşturmuyorum sizi. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.22
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.38
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 50'nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, müsaade ederseniz,
tutumunuz hakkında iki cümle söylemek istiyorum.
BAŞKAN Ne diyorsun?
KAMER GENÇ (Tunceli) Tutumunuz hakkında
Biraz önce beni çağırdınız içeriye, hakaret
ettiniz. Ben zannettim ki beni çağırdınız, iki dost gibi,
iki arkadaş gibi Arkadaş, yani, senin şu söylemin veya şu
şeyin bana
İsterseniz kürsüden izah edeyim.
BAŞKAN Efendim, edemezsiniz. Hayır, oturun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim?
BAŞKAN Söz vermiyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben zannettim ki
BAŞKAN Hayır, söz vermiyorum, oturun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, bir dakika
K. KEMAL ANADOL (İzmir) O zaman oylayın, direniyor
arkadaş.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bakın, benim
haysiyetimi ve onurumu kırdınız. Benim arkamdan kavası
gönderdiniz, ben zannettim Buyurun içeriye gelin, konuşalım.
diyeceksiniz. Ben daha girer girmez
BAŞKAN Ben sizi mecburen kavasla çağırdım;
gelmediniz...
KAMER GENÇ (Tunceli) Gelmedim tabii
BAŞKAN Baştan gelseydiniz konuşurduk.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır, ben niye geleyim?
Ondan sonra da grup başkan vekillerinizin yanında bana
hakaret ettiniz, küfrettiniz.
Şimdi, sizden rica ediyorum. Tutumunuz hakkında bir
konuşma yapmak istiyorum.
BAŞKAN Tutumum hakkında hiçbir şey yok efendim.
Oylamaya sunarım
Tutumum hakkında hiçbir şey yok efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Oylamayla ilgisi yok.
BAŞKAN Hayır efendim, vermiyorum. Vermiyorum efendim.
İstediğiniz kadar orada konuşun efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bakın, ben bir
milletvekiliyim. Beni çağırıp da orada bana hakaret edemezsiniz.
Grup başkan vekilleriniz de oradaydı.
BAŞKAN 1inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik
Yapılması Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/608) (S. Sayısı: 266) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Buradalar.
Geçen birleşimde, tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştı.
Şimdi, maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum
II.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Tamam, gönderin efendim yoklama talebini.
Yoklama talebinde bulunanları tespit edeceğim.
Sayın Aslanoğlu? Buradalar.
Sayın Korkmaz? Buradalar.
Sayın Anadol? Buradalar.
Sayın Yıldız? Buradalar.
Sayın Güvel? Buradalar.
Sayın Köse? Buradalar.
Sayın Ünsal? Buradalar.
Sayın Oksal? Buradalar.
Sayın Sönmez? Buradalar.
Sayın Barış? Buradalar.
Sayın Özer? Buradalar.
Sayın Ağaoğlu? Buradalar.
Sayın Ekici? Buradalar.
Sayın Paçarız? Buradalar.
Sayın Durgun?...
(x) 266 S. Sayılı
Basmayazı 22/1/2009 tarihli 48inci Birleşim Tutanağına
eklidir.
SELÇUK AYHAN (İzmir) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN Sayın Ayhan takabbül ediyor.
Sayın Koçal? Buradalar.
Sayın Arat? Buradalar.
Sayın Seçer? Buradalar.
Sayın Kesici? Buradalar.
Sayın Arıtman, sizin isminiz yok ama.
CANAN ARITMAN (İzmir) Koyunuz şimdi.
BAŞKAN Sayın Öztrak? Buradalar.
Sayın Arıtman? Buradalar.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum.
Pusula gönderen arkadaşlar lütfen Genel Kurulu terk
etmesinler.
Yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı yoktur.
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.44
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.59
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 50nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için üç dakikalık süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
II.- YOKLAMA
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, yapılan ikinci
yoklamada da toplantı yeter sayısı
bulunamamıştır.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 29 Ocak 2009 Perşembe
günü 14.00te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 17.04