DÖNEM: 23 CİLT: 44 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
84üncü
Birleşim
30 Nisan 2009 Perşembe
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, mahalle
ve köy bekçileri ile köy korucularının sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Malatya Milletvekili Ömer Faruk Özün, Malatya ilindeki
kayısı üretimi ve pazarlamasına ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25
milletvekilinin, bazı pilot illerde uygulamaya konulan aile
hekimliğinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/357)
2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 25
milletvekilinin, Nemrut Dağının turizm potansiyelinin
araştırılarak geliştirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/358)
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin,
Gaziantepte değişen iklim koşulları ve çevresel
faktörlerin insan sağlığına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/359)
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (1/652) (S. Sayısı: 343)
VI.- OYLAMALAR
1.- Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
2.- Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
VII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, cezaevlerindeki
hukuk dışı ve keyfi uygulama iddialarına ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/5371) (Ek
cevap)
2.-İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, bir barajdaki suyun
İzmir şehir şebekesine verilmediği iddiasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/7348)
3.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Mersinde bir
vatandaşın göz altına alınmasına ilişkin sorusu
ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/7361)
4.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbaturun, RTÜKün çocuklara
yönelik internet sitesindeki kadınlara yönelik ifadelere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı (7/7396)
5.- Ankara Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Korkuteli ilçesindeki su
sorununa ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/7440)
6.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, TMSF denetimindeki bir
televizyon kanalının seçim öncesi programlarına ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Nazım Ekrenin cevabı (7/7464)
7.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir
gazetecinin işten çıkarılmasına ve akreditasyonları
iptal edilen gazetecilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/7477)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00te açılarak üç oturum
yaptı.
Oturum Başkanı ve TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil,
Diyarbakırda bugün şehit olan 9 Mehmetçiğimize Allahtan
rahmet, ailelerine ve tüm milletimize başsağlığı
dileyen bir konuşma yaptı.
İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa
Elekdağın, Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri ve Amerika
Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obamanın 24 Nisan
açıklamalarına ilişkin gündem dışı
konuşmasına, Dışişleri Bakanı Ali Babacan cevap
verdi.
İstanbul Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağ,
Dışişleri Bakanı Ali Babacanın,
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, İstanbul
Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağın,
İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahi,
Dışişleri Bakanı Ali Babacanın,
Konuşmalarına;
Giresun Milletvekili Murat Özkan, Azerbaycan-Türkiye-Ermenistan
arasındaki görüşmelerde ara buluculuk rolü üstlenen İsviçrenin
durumuna;
İlişkin birer açıklamada bulundular.
MHP Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandır,
CHP Grubu adına İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol,
AK PARTİ Grubu adına Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün,
Tunceli Milletvekili Kamer Genç,
Diyarbakırın Lice ilçesinde PKK terör örgütünün hain
saldırısı sonucu 9 askerimizin şehit edilmesini
şiddetle ve nefretle kınayan, şehitlerimize Yüce Allahtan
rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı dileyen
birer konuşma yaptılar.
Muş Milletvekili Sırrı Sakıkın,
çocukların şiddete ve haksızlığa maruz kalmaları
ile Diyarbakırın Lice ilçesi kırsalında mayın
patlaması sonucu yaşamını yitiren 9 askerimize Allahtan
rahmet, ailelerine başsağlıyı dileyen,
Hakkâri Milletvekili Abdulmuttalip Özbekin, Hakkâri ilinde 23
Nisan günü cereyan eden olaylara ilişkin,
Gündem dışı konuşmalarına;
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, emek ve
demokrasi güçlerinin Taksim Alanında 1 Mayıs Bayramını
kutlama taleplerine olumlu cevap verilmesi konusundaki açıklamasına;
İçişleri Bakanı Beşir Atalay cevap verdi.
Genel Kurulu ziyaret eden Kazakistan Parlamentosundan bir
milletvekili heyetine Başkanlıkça Hoş geldiniz denildi.
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 22 milletvekilinin,
1977 yılında 1 Mayıs kutlamalarında Taksimde meydana gelen
olayların araştırılması (10/354),
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 22 milletvekilinin,
Gaziantepte ekonomik kriz ve göçün işsizliğe etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
(10/355),
Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25 milletvekilinin,
Kayseri ilinin turizm sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/356),
Amacıyla birer Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin,
sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmının;
1inci sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci
maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler
hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96)
görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
2nci sırasında bulunan, Posta Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporunun (1/491) (S. Sayısı: 230) görüşmeleri tamamlanarak,
yapılan oylamadan sonra kabul edildi.
30 Nisan 2009 Perşembe günü, alınan karar gereğince
saat 14.00te toplanmak üzere birleşime 19.49da son verildi.
|
|
Nevzat PAKDİL |
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
Yaşar TÜZÜN |
|
Fatoş GÜRKAN |
|
Bilecik |
|
Adana |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Harun TÜFEKCİ |
|
|
|
Konya |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 91
II.- GELEN KÂĞITLAR
30 Nisan 2009 Perşembe
Teklifler
1.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; 4733
Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün
ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve
Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/446)
(Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.4.2009)
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın; Tokat İline Bağlı
Gökal Adlı İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/447)
(İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22.4.2009)
Tezkereler
1.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/774) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28.4.2009)
2.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/775) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28.4.2009)
Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25
Milletvekilinin, bazı pilot illerde uygulamaya konulan aile
hekimliğinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/357) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22.04.2009)
2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 25
Milletvekilinin, Nemrut Dağının turizm potansiyelinin
araştırılarak geliştirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/358)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.04.2009)
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin,
Gaziantepte değişen iklim koşulları ve çevresel
faktörlerin insan sağlığına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/359) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.04.2009)
30 Nisan 2009 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 84üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, mahalle bekçileri ile köy
korucularının sorunları hakkında söz isteyen Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğluna aittir.
Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun, mahalle ve köy bekçileri ile köy
korucularının sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Nisan 2008de yüce Meclis bir yasa
geçirdi köy ve mahalle bekçileriyle ilgili. O gün gazetenin biri aynen
şöyle yazıyordu: Artık bekçiler olmayacak ve artık sokaklarda
gezen bekçiler polis sınıfına geçti ve 8.152 bekçiye iktidar
büyük pay, pasta verdi ve artık polis kimliği taşıyacak.
Bekçilere tazminat verilecek. Bekçilere polis üniforması giydirilecek,
polis kimliği taşıyacak. Değerli arkadaşlar,
şikâyet ediyorum hepinizi. Yüce Meclisin iradesine rağmen, Emniyet
Genel Müdürlüğü bir yıldır bekçilerden sadece, lise
mezunlarına 51 lira, ortaokul mezunlarına 37 liranın
dışında hiçbir şey vermedi. Ne bir fiilî hizmet zammı
ne başka bir tazminattan yararlanmadı. Sadece ayak sürüyor,
yasayı uygulamıyor ve 8 bin küsur bekçi Keşke biz emniyet
sınıfına geçmeseydik. diyorlar. Değerli
arkadaşlarım, şikâyet ediyorum Emniyet Genel Müdürlüğünü.
Yüce Meclisin çıkardığı yasayı ya uygulasın ya
uygulasın.
Burada, Yasanın içinde fiilî hizmet zammı vardı,
Yasanın içinde bunların her türlü sosyal haklarıyla ilgili her
şey vardı ama maalesef, bugüne kadar, Emniyet Genel Müdürlüğü
her nedense bunlarla ilgili hiçbir talimatı çıkarmadı, hiçbir
uygulamayı yapmadı.
Değerli arkadaşlarım, bu yasayı burada
konuşurken -kulaklarımda aynen çınlıyor- geçen yıl,
nisan ayında Artık, bizim 8 bin tane bekçimiz emniyet
sınıfına geçecek, emniyet sınıfının her
türlü haklarından yararlanacak
Hiçbir şeyden yararlanmadı
arkadaşlar. Sadece 51 lira, lise mezununa da 41 lira.
Değerli arkadaşlarım, bir yasa ya
yapılır, ya yapılır. Eğer bir yasa
yapıldıysa, burada bu insanlara birtakım haklar
tanındıysa, kimsenin hakkını yemeye kimsenin hakkı
yoktur. Bu nedenle, ben bir kez daha yüce Meclisi uyarıyorum: Geçen
yıl çıkarılan 5557 sayılı Yasanın Emniyet Genel
Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı tarafından
bir an evvel uygulanması, bu insanların fiilî hizmet
zammının, bu insanların emekliliğini önemli derecede
etkileyecek tüm tazminatlarının verilmesi lazım arkadaşlar.
Zaten hepsi 8 bin tane kaldı. Yeni bekçi almıyorsunuz, hiç
değilse, yıllarca hizmet eden bu insanlara bir vefa örneği
gösterelim.
Değerli arkadaşlarım, bir başka konu köy
korucuları.
Değerli arkadaşlar, Türkiyede önce insana insanca
bakın. Bu insanları vatanın bölünmez bütünlüğü için her
yerde kullanıyorsunuz ama maalesef, altmış beş
yaşına geldiği zaman eline 250 lira para veriyorsunuz. Geçen
dönem bunların hiçbir yasası yoktu. Meclis iradesiyle
Ben çok kez
gündeme getirdim, bunların sosyal güvencesi yoktu. 240 lira maaş
veriyorsunuz emekli olduğu zaman, altmış beş
yaşından sonra ve maalesef, eşi ve çocuklarına da
yeşil kart veriyorsunuz.
Arkadaşlar, bu ülkede eğer bir sosyal güvenlik sistemi
varsa herkesin görevi bellidir, bu görev içerisinde herkesin hakkını
vermek zorundasınız. Siz, altmış beş yaşına
kadar insanları çalıştırıyorsunuz, emekli ediyorsunuz.
Emekli edilen bir insanın
Başka hangi kurumda çalışan
kişilerin çocuklarına, eşlerine yeşil kart veriyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, köy korucuları çok güç
koşullarda çalışmaktadır. Tabii, bunların sahibi de
yok. Sahibi derken kime bağlı olduğu belli değil, güya
kaymakamlara bağlı ama talimatı ilçedeki jandarma
komutanından alıyorlar. Bir kere, özellikle köy
korucularının bir sahibi olması lazım. Bu nedenle, köy
korucularına, yine geçen dönem çok büyük umutlarla
çıkardığınız yasa hiçbir işe yaramadı.
Sonuçta 241 lira emeklilik parasına bu insanları, bir kere, resmî bir
konuma taşıdınız. Hepsi 241 lira arkadaşlar.
Altmış beş yaşından sonra bir insanı 241le
emekli ediyorsak gelin o çıkardığımız Kanunu geri
alalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bu ülkede hizmet eden kişilerin hizmet riskleri
bellidir. Eğer siz mahalle ve köy bekçilerini emniyet
sınıfına aldıysanız, emniyet sınıfında
kime, aynı hizmeti yapan kişiye ne uyguluyorsanız uygulamak
zorundasınız. Yine köy korucularının tüm risklerini göze
alarak, sadece 241 lirayla emekli ettiğiniz insanların, bir kez daha
gözden geçirmenizi diliyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Gündem dışı ikinci söz, Aydın ilinde jeotermal
seracılıkla yaş sebze ve meyve üretimine katkıları
hakkında söz isteyen Aydın Milletvekili Ahmet Ertürke aittir ama
bendeki bilgilere göre bir şehit cenazesi için Aydına gitmiş
Ahmet Bey galiba. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyoruz. Ahmet Beye de hayırlı
yolculuklar
Evet, diğer söz, Malatya ilindeki kayısı üretimi ve
pazarlaması hakkında söz isteyen Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öze
aittir.
Sayın Öz, buyurun efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
2.- Malatya Milletvekili Ömer
Faruk Özün, Malatya ilindeki kayısı üretimi ve pazarlamasına
ilişkin gündem dışı konuşması
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce şahsınızı
ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünya kuru kayısı üretiminin yüzde 80ini oluşturan
Malatya, toplamda da Türkiye genelinde, Türkiye dünya kayısı
üretiminin üçte 1ini üretmektedir. Dünyada üretilen kayısının
büyük bir bölümü sofralık kayısı olarak tüketilmektedir. Bunun
en büyük nedeni, yaş olarak kayısının ömrünün kısa
olması. Bunun için, kayısının daha uzun zaman
dayanıklı olması için, özellikle Türkiye Malatyada
yetiştirilen kayısı kurutularak işlenmekte ve piyasaya
sürülmektedir.
Malatya, ekolojik özellikleri ve toprak yapısı
itibarıyla kayısı yetiştiriciliğine, kayısı
tarımına önemli bir katkı sağlamaktadır çünkü, gerek
ülkemizde gerek dünyanın birçok yerinde kayısı üretimi
yapılmaktadır ama Malatya kayısısının
aroması, Malatya kayısısındaki besin değeri dünyada ve
ülkemizde yetiştirilen hiçbir kayısıyla ölçülmeyecek derecede
farklılık arz etmektedir. Bu yüzdendir ki dünya kuru kayısı
tüketiminin yüzde 80ini Malatya kayısısı oluşturmaktadır.
Malatya nüfusunun yaklaşık yüzde 60lık
kısmının geçim kaynağı da kayısıdır ve
bu kayısının büyük bir bölümü Amerika Birleşik Devletleri
ve Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilmektedir ki bu çerçevede, 2007
yılında yaklaşık 100 bin ton civarında, 280 milyon
dolar civarında ihracatımız olmuştur. Bu yıl içinde
şu ana kadar yapılan ihracat 240 milyon dolar civarındadır.
Biz, bunu 300 milyon dolar olarak hesaplıyoruz. Ancak yaş olarak
ihraç edilen kayısımızın miktarı yıllık
14-15 milyon doları geçmemektedir. Oysaki bu kayısının
yaş olarak da pazarlanmasının önünün açılması
gerekmektedir. Eğer yaş olarak pazarlamanın önünün
açılması durumunda ihracat miktarımızın daha da
artacağı malumlarınızdır.
Malatya kayısısının
tanıtımını yapabileceğimiz bir organizasyon kurmak
için, bir Malatya kayısısı tanıtım grubu oluşturmak
için çalışmalarımızı başlattık.
İnşallah, bunun kurulmasıyla Malatya
kayısısının imajının, gerek ülkemizde gerekse
dünyada daha da artmasını sağlamış olacağız.
Özetle, pazarlamayla ilgili ana problemlerimiz bulunmaktadır.
Kuru kayısının yurt içi ve yurt dışında yüksek
fiyattan alıcı bulması ve yeni pazarların
geliştirilmesi için kayısının beslenme ve insan
sağlığı açısından öneminin geniş kitlelere
iletilmesi gerekmektedir. Nitekim ülkemizde üretilen kuru
kayısının yaklaşık yüzde 80-85lik kısmının
ihraç edilmesine karşılık sadece yüzde 10luk kısmı
yaş olarak ihraç edilebilmektedir veya iç piyasada tüketilebilmektedir.
Bilindiği gibi meyve seçimi, tüketimi ile ilgili
davranışlar öğrenilmiş davranışlar olup bu
davranışların değiştirilmesi güç ve yavaş
işleyen bir süreçtir. Bu bakımdan, bireylere kayısı tüketim
alışkanlığının kazandırılması için
beslenme eğitim programları düzenlenmeli, televizyon, radyo, gazete
ve İnternet gibi iletişim araçları vasıtasıyla bunun
reklamı yaygınlaştırılmalıdır.
Kuru kayısı ihracatçılarının bir
çatı altında toplanmasının gerekliliği elzem
teşkil etmektedir. Bunun için, bu çerçevede bir Malatya
kayısısı ihracatçılar birliği kurulması konusunda
girişimlerimiz son noktaya gelmiştir.
Diğer bir konu değerli milletvekilleri, Türkiyede
nasıl fındıkta yıllık mahsul oranı fazla
olduğunda Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat istikrarının
sağlanması açısından belli zamanlarda fındık
alımı yapıyorsa, aynı şekilde kayısının
da özellikle mahsulün bol olduğu zamanlarda Toprak Mahsulleri Ofisinin
fiyat istikrarının sağlanması açısından belli
zamanlarda kayısı alımını gerçekleştirmesi
gerekmektedir.
Kayısının dış dünyada
tanıtımıyla ilgili Dış Ticaret
Müsteşarlığımızın mutlaka reklam konusunda
geniş bir desteğine ihtiyaç vardır. Ayrıca, ilk defa
İktidarımız döneminde gündeme gelen ve don tehlikesi ile
karşı karşıya olan kayısı da meyve dönemiyle
ilgili sigorta kapsamına alınmıştır ama bunun mutlaka
çiçek dönemini de kapsayacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi
gerekmektedir.
Kuru kayısının ham madde şeklinde
satışı yerine, kayısıdan ihraç ürünleri
geliştirilmesi ve ürün çeşitlendirilmesi noktasında da Malatya
olarak çalışmalarımız devam etmektedir.
Ülkemizin yaş kayısı ihracatı 5 bin ton gibi
çok düşük bir rakamlardadır. Ülkemiz sahip olduğu ekolojik ve
potansiyel nedeniyle birçok ülkeden daha fazla avantaja sahiptir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK ÖZ (Devamla) Ülkemizin kuru kayısı
ticaretinde olduğu gibi yaş kayısı ticaretinde de lider bir
ülke olma şansını iyi değerlendirmesi gerekmektedir.
Ben sözlerimi tamamlarken, yüce Meclisimizin önünde ve bizleri
izleyen tüm Türk halkına, her gün mutlaka belli miktarda kayısı
yenilmesinin birçok derde deva olacağını belirtiyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Kayseri Milletvekili Mehmet
Şevki Kulkuloğlu ve 25 milletvekilinin, bazı pilot illerde
uygulamaya konulan aile hekimliğinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/357)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini aşağıda arz ettiğimiz, pilot bölge
olarak Kayseri ve diğer bazı şehirlerde uygulamaya konulan Aile
Hekimliği uygulamasının sorunlarının
araştırılmasını, sorunların
araştırılması amacıyla alınacak önlemlerin ve
çözüm önerilerinin, mevzuatta yapılacak değişikliklerin tespiti
amacıyla Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105inci
maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve talep ederiz. 20.04.2009
1) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
2) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Atila Emek (Antalya)
5) Tayfur Süner (Antalya)
6) Mustafa Özyürek (İstanbul)
7) Sacid Yıldız (İstanbul)
8) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
9) Faik Öztrak (Tekirdağ)
10) Ali Arslan (Muğla)
11) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
12) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
13) Tekin Bingöl (Ankara)
14) Zekeriya Akıncı (Ankara)
15) Algan Hacaloğlu (İstanbul)
16) Selçuk Ayhan (İzmir)
17) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
18) Derviş Günday (Çorum)
19) Gökhan Durgun (Hatay)
20) Osman Coşkunoğlu (Uşak)
21) Esfender Korkmaz (İstanbul)
22) Canan Arıtman (İzmir)
23) Mevlüt Çoşkuner (Isparta)
24) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
25) Ensar Öğüt (Ardahan)
26) Ahmet Küçük (Çanakkale)
Gerekçe:
Aile Hekimliği müessesesi, 09.12.2004 tarih ve 5258 sayılı
Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun ile beraber
bazı pilot illerde uygulanmaya başlanmıştır. Aile
hekimliği pilot uygulaması, Sağlık
Bakanlığının pilot olarak belirlediği illerde birinci
basamak sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi ve bireylere daha
hızlı sağlık hizmeti verilmesi için yapılmakta olan
bir uygulama olarak tanımlanmaktadır. Ancak, Aile Hekimliğinin
pilot olarak uygulandığı illerde hem sağlık
hizmetlerinde hem de sağlık personelinin çalışma
koşullarında sorunlar doğmuştur.
Örneğin, Kayseri ilinde bazı ilçelerde saat 17.00den
sonra doktorun bulunmaması, saat 17.00den sonra Kayseri Devlet Hastanesi
gibi büyük hastaneler dışında yurttaşlara bakacak
doktorların bulunamaması, Kayseri Devlet Hastanesinde ise acil
doktorlarının da aile hekimi olarak görevlendirilmeleri nedeniyle
sorunların büyümesi aile hekimliği pilot uygulamasında
karşılaşılan sorunlar arasındadır.
Bu nedenlerle, hem sağlık hizmetlerinin verilmesindeki
sorunlar hem de sağlık personelinin bu pilot uygulama nedeniyle
karşılaştıkları sorunların
araştırılması, alınacak önlemlerin ve çözüm
önerilerinin, mevzuatta yapılacak değişikliklerin tespiti
amacıyla Anayasanın 98inci, İçtüzüğün 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılmasını arz
ve talep ederiz.
2.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse ve 25 milletvekilinin, Nemrut Dağının turizm
potansiyelinin araştırılarak geliştirilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/358)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizin ve Adıyamanın en önemli kültür
varlıklarından biri de Doğu-Batı medeniyetinin,
Nemrut Dağı'nın zirvesindeki eserlerden ilk söz
eden ve bunların Asurlulardan kalma olduğunu tahmin eden, 1881 'de
Diyarbakır'da yol yapım işlerinde görevli Alman Mühendis Karl
Sester'dir. Sester'in verdiği bilgiler doğrultusunda Kraliyet
Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen
genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip,
Nemrut Dağı'nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve
batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa
heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde
çalışır. Uzun çalışmalar sonunda Grekçe
yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene
Uygarlığı'na ait olduğunu ve Kommagene Kralı 1.
Antiochos tarafından yaptırıldığını
keşfeder. Antiochos'un ağzından yazılan kitabe, Nemrut
Dağı'nın sırrını ve Antiochos'un
yasalarını içermektedir. Daha sonra Alman Mühendis Karl Humann ve
İstanbul Arkeoloji Müzesinin kurucusu Osman Hamdi Bey'in de
katıldığı Nemrut Dağı çalışmaları
1953'ten 1980'li yıllara kadar Amerikalı Arkeolog Theresa Goell ve
Friedrich Karl Dörner ve 1986 yılından itibaren, Dörner'in
öğrencisi Sencer Şahin tarafından sürdürülmüştür.
Kommagene Uygarlığının ortaya çıkmasını
sağlayan kazılar, Nemrut Dağı'ndan başka Arsameia,
Samsat ve Fırat Havzasında gerçekleştirilmiştir. Bölgede
yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir
eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde
korumaya alınmıştır.
Nemrut Dağı
turizm açısından Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve
Türkiye için büyük bir potansiyeldir. Hâlihazırda her yıl binlerce
yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği Nemrut Dağı,
bacasız fabrika olarak değerlendirilen bir yerdir. Yalnız,
Nemrut Dağının turizm potansiyelinin yeterince
değerlendirildiği söylenemez. Zengin potansiyeli, hak ettiği
değeri bulamadığı için ortaya çıkarılamayan
Nemrut Dağının; hak ettiği değeri bulması ile
birlikte, ülkemiz hem ekonomik hem de sosyal kazançlar elde edecektir.
Nemrut Dağının turizm potansiyelinin
araştırılması, bu bölgede turizmin gelişmesine engel
olan sorunların ve bu sorunların çözüm önerilerinin tespiti
amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105.
maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Şevket Köse (Adıyaman)
2) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
3) Ali Arslan (Muğla)
4) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
5) Tayfur Süner (Antalya)
6) Atila Emek (Antalya)
7) Sacid Yıldız (İstanbul)
8) Mustafa Özyürek (İstanbul)
9) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
10) Faik Öztrak (Tekirdağ)
11) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
12) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
13) Tekin Bingöl (Ankara)
14) Zekeriya Akıncı (Ankara)
15) Algan Hacaloğlu (İstanbul)
16) Selçuk Ayhan (İzmir)
17) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
18) Derviş Günday (Çorum)
19) Gökhan Durgun (Hatay)
20) Osman Coşkunoğlu (Uşak)
21) Esfender Korkmaz (İstanbul)
22) Canan Arıtman (İzmir)
23) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
24) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
25) Ensar Öğüt (Ardahan)
26) Ahmet Küçük (Çanakkale)
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir ve 20 milletvekilinin, Gaziantepte değişen iklim
koşulları ve çevresel faktörlerin insan sağlığına
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/359)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bireylerin bir Anayasal hakkı olan sağlıklı ve
dengeli bir çevrede yaşama hakkı Gaziantep ilinde ihlal edilmektedir.
Bu bağlamda Gaziantep ilinde kuraklık, iklim
değişikliği ile çevre ve hava kirliliğinin insan
yaşamını tehdit eden seviyeye ulaşmasının
nedenlerinin araştırılarak alınacak önlemleri tespit etmek
üzere Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Hasan Özdemir (Gaziantep)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Murat Özkan (Giresun)
4) Akif Akkuş (Mersin)
5) Şenol Bal (İzmir)
6) Metin Ergun (Muğla)
7) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
8) Münir Kutluata (Sakarya)
9) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
10) Yılmaz Tankut (Adana)
11) D. Ali Torlak (İstanbul)
12) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
13) Kürşat Atılgan (Adana)
14) Mustafa Enöz (Manisa)
15. H. Hamit Homriş (Bursa)
16) Necati Özensoy (Bursa)
17) İsmet Büyükataman (Bursa)
18) Cumali Durmuş (Kocaeli)
19) Cemaleddin Uslu (Edirne)
20) Hasan Çalış (Karaman)
21) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
Gerekçe:
Gaziantep ili, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Akdeniz Bölgesi
ile birleştiği bir konumdadır ve bu özelliği ile bölgedeki
şehirler arasında eşsiz bir iklime sahiptir. İklim
şartları şüphesiz ki Gaziantep ilinin tarımsal alanda
ekonomik yapısına da etki etmektedir. Tarımsal ürün
çeşitliliği ile Gaziantep tarımı bölgede meyve-sebzeden
hububata kadar geniş bir ürün yelpazesinde üretim yapmaktadır.
Bu özelliği ile tarihsel olarak da çevresinin bir tarım
ambarı konumunda olmasına rağmen Gaziantep tarihten bugüne
yansıyan bu özelliğini kaybetme tehlikesi ile karşı
karşıyadır. Bir kere tüm dünyayı derinden etkileyen küresel
ısınma olgusunun Türkiye'de en derinden hissedildiği bölgelerden
birisidir.
Gaziantep tarımı küresel ısınmanın
tehdidi ile karşı karşıya iken sahip olduğu su
kaynakları ile bu tehlikeyi karşılayabilecek bir potansiyele
sahiptir. Ancak bugün yürütülen projeler Gaziantep tarımı için
gerekli faydayı sağlayamayacak durumdadır.
Bölgenin tarımsal sulamada kullanılan ve sulama
amacıyla yapılan barajları da doldurması planlanan
akarsuları çevresel bir facia içerisindedir. Nizip Çayı ve Sacır
Suyu bugün kirlilik sorunuyla boğuşmaktadır.
Gaziantep ili Başpınar Mevkiinde kurulan 4. Organize
Sanayi Bölgesi ile Nizip Sanayi Bölgesi'ndeki toplam 4 bin 800 civarındaki
işletmenin atıklarının % 40'ı Nizip Çayına
herhangi bir arıtma işlemine tabi tutulmadan akıtılmaktadır.
Nizip Çayının ulaştığı kirlilik
düzeyi çeşitli kurum ve kuruluşların raporlarıyla da
belirlenmiştir. Örneğin, Gaziantep İl Sağlık
Müdürlüğünün raporlarında da suyun hiçbir şekilde
kullanılmaması tavsiye ediliyor. Nizip Çayının sulama için
inşa edilen Hancağız Barajına döküldüğünü dikkate
alırsak bu hâlde sulamada kullanılacak baraj suyunun kirlilik düzeyi
de suyun kullanılamaz olacağı bir noktaya
ulaşmaktadır.
Nizip Çayının bu kirlilik düzeyi Çayın
akış güzergâhındaki 50 bin nüfusluk bölgede ekonomik,
sağlık ve toplumsal alanlarda olumsuzluklar ortaya
çıkarmaktadır. Bölgede sadece sudaki kirlilikten etkilenmeyen ürünler
yetiştirilebilmektedir. Ancak bu ürünler de insan
sağlığını tehdit etmektedir.
Yine sağlık alanında civar köylerde tifo,
sıtma gibi hastalıkların gözlemlenmesinde artış
gözlemlenmiştir. Toplumsal etkileri açısından
bakıldığında da Nizip Çayı civarındaki köylerde
yaz aylarında nehirden gelen koku ve yine nehirdeki kirlilikten kaynaklanan
sivrisinek sorunu nedeniyle sağlıklı bir ortamda yaşamak
imkânsız hale gelmektedir.
Öte yandan bölgedeki tarımsal faaliyetlerde sulama
ihtiyacını karşılayan Sacır Suyunun
ulaştığı kirlilik düzeyi de kaygı vericidir.
Oğuzeli ilçesinin ve Gaziantep merkezinin sanayi atıkları
biyolojik ve kimyasal bir arıtma işleminden geçirilmeden
akıtıldığı Sacır Suyu 85 bin dönümlük bir arazide
sulama için kullanılmaktadır. Akarsuyun ulaştığı
bu kirlilik düzeyi buğday, mısır, pamuk, biber üretimini tehdit
etmekte; akarsuyun sulama için kullanıldığı arazilerde ürün
çeşidinde ve miktarında verimsizliğe neden olmaktadır.
Gaziantep ilimizdeki bir diğer çevresel sorun da özellikle
kış aylarında görülmeye başlayan hava kirliliği
sorunudur. Özellikle Hükûmet tarafından kömürlerdeki toz ve kükürt
oranlarındaki fazlalık geceleri hava kirliliğini insan
sağlığını tehdit eden bir noktaya
ulaştırıyor.
Gaziantep ilindeki çevre ve hava kirliliğinin
ulaştığı bu nokta Gaziantep halkının Anayasal
haklarına ulaşamamaları durumunu ortaya çıkarmaktadır.
Nitekim Anayasanın 56. maddesi şöyle demektedir: "Herkes,
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına
sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını
korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların
ödevidir." Bu bağlamda Gaziantep ilinde çevre kirliliğinin
nedenlerinin araştırılması ve çevre kirliliğine
karşı alınacak önlemlerin belirlenmesine gerek
duyulmaktadır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
2.- Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/652) (S.
Sayısı: 343) (*)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 343 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde ilk söz Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Eskişehir Milletvekili Beytullah Asile aittir.
Sayın Asil, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce,
dün -hepimizi derin bir acıya boğan- bu ülkenin bekçileri, aziz vatan
evlatları uğradıkları hain saldırıda şehit
düştüler, Allahtan hepsine rahmet diliyorum. Terör
karşısında sessiz kalan, şu veya bu şekilde destek veren
bütün iç ve dış odakların ateşle
oynadıklarını ve bu ateşin bir gün kendilerine
dönebileceğini hatırlatıyorum, hepsini lanetliyorum, aziz
milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 343
sıra sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek için söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, dünya üzerinde futbolun en üst
yönetici kurumu olan FIFA, kendisine üye olan ulusal federasyonların
futbol yönetiminin ülkelerinde aynı şekilde düzenlenmesini ve bu
düzenlemenin de kanunla değil futbolun tarafları tarafından
kabul edilecek bir statüyle yapılmasını istemektedir. Hedeflenen
bugün gerçekleşecektir. Futbol camiamıza, ülkemize, milletimize
hayırlı olsun.
Bundan sonra Türkiye Futbol Federasyonu yetkililerimiz,
özerkliğin verdiği rahatlamanın ama bunun
karşılığı olan ağır sorumluluğun
gereğini yerine getirerek ülkemizdeki gençler arasında futbolu
yaygınlaştırmaya, bunun başarılabilmesi için Gençlik
ve Spor Genel Müdürlüğümüzle de iş birliği yaparak gerekli olan
modern tesisler ile tüm ülkeyi donatmaya ve çağdaş futbol eğitiminden
yararlandırmayı hedef alan bir programı hayata geçirmeye
başlamalıdır. Özerkliğin getirdiği bu rahatlama hiçbir
şekilde başına buyrukluk olmamalı, Ben yaptım
oldu.ya dönüşmemelidir. Bunu şunun için söylüyorum: Bugün
görüşmekte olduğumuz Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı daha Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündemine gelmeden, 3 Haziran 2008de, Türkiye Futbol Federasyonu
kongresinde, genel kurulunda kabul edilen bir statü var. Bu statünün de yasaya
aykırı olmayan hükümleri bu yasanın yürürlüğe girmesiyle
uygulamaya başlanacak. Bu keyfîliğin emarelerini bu statüde
görüyoruz. Bir örnek vermek gerekirse: Bugüne kadar Türkiyede Futbol
Federasyonu yönetim kurulları gönüllülük esasına göre
çalıştı. Bu statüyle gönüllülük esasından
ayrılınmakta, yönetim kurulundan bazıları maaşlı
konuma getirilmekte. Bu Futbol Federasyonunun gönüllülük esasına göre
çalışma prensipleriyle aykırı düşeceği hususunu
da yüce heyetinize hatırlatıyorum.
(x) 343 S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde lisanslı futbolcu
sayısı 225 bin civarındadır. Bu rakamın ülke nüfusuna
bölünmesiyle elde edilen oran binde 3 düzeyindedir. Bu istatistikle Avrupadaki
53 ülke arasında 49uncu sırada yer alıyoruz. Avrupa
ortalaması ise yüzde 2,5 düzeylerinde. Avrupa ortalamasına
ulaşabilmemiz için lisanslı futbolcu sayımızı 2 milyon
seviyesine çıkarmalıyız. Bu bilgi bile bize gösteriyor ki katetmemiz
gereken daha pek çok yolumuz var.
Günümüz dünyasında, futbolun da endüstrileşme sürecine
dâhil, pazarlanabilir bir ürüne dönüştüğü hepimizin bildiği bir
gerçektir. Bu gerçekten hareketle, Federasyonumuz öncülüğünde Türk futbol
kulüplerini yeniden yapılandırarak bu sürece etkin bir şekilde
dâhil olmaları da bir zorunluluktur. Bu alanda son derece
şanslıyız. Köklü bir tarihî geçmişe sahip, uzun
yılların imbiğinden geçerek oluşmuş kurumsal bir
kültür ve kurumsal bir geçmişin kazandırdığı büyüklüğe
ulaşmış çok fazla kulübe sahibiz.
O nedenle, bu düzenlemelerin Türkiye futbol camiasına ve aziz
milletimize hayırlar getirmesini diliyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Asil.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sinop Milletvekili
Sayın Engin Altay.
Sayın Altay, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Konuya geçmeden önce, müsaade ederseniz, dün hain bir
saldırı neticesinde hayatını kaybeden Türk Silahlı
Kuvvetlerimizin değerli mensuplarına Tanrıdan rahmet diliyorum,
ailelerine sabır diliyorum. Acılarını, şahsım ve
partim olarak paylaştığımızı bir kere daha teyit
ediyorum. Bu saldırıyı planlayanları, yapanları,
yönlendirenleri şiddetle ve nefretle kınıyorum.
Sayın milletvekilleri, yine aynı şekilde yarın
da önemli bir gün, yarın 1 Mayıs; emekçilerin birlik, beraberlik,
mücadele ve dayanışma günü. Geçtiğimiz günlerde Meclisimizde hep
beraber, bütün siyasi partilerin ortak girişimiyle 1 Mayıs nihayet,
Emek ve Dayanışma Günü olarak tatil ilan edildi. Bundan da tabii,
büyük memnuniyet duyuyoruz ancak ben şunu biliyorum ki sınıf
çatışmalarında emek dünyası çok acı olaylar
yaşamıştır tarihten günümüze. Bunların bir tanesi de
-hepimizin bildiği gibi- 1977 Taksim katliamıdır, emekçilere
yapılan hain saldırıdır. Oradaki acımız hâlâ
tazeliğini korumaktadır.
Hükûmetin bu Taksim inadından da bir an önce vazgeçerek
Türkiye'nin artık biraz daha olgunlaştığını, en
azından emekçilerin olgunlaştığını
Devleti
bilmem, devletin belli kademelerindeki görevlileri bilmem, onlar bazen
orantılı-orantısız güç kullanma konusunda
karıştırıyorlar bazı şeyleri ama Hükûmetin Taksim
inadından vazgeçmesini de yüce Meclisin kürsüsünden Hükûmete böyle bir
çağrı yapmayı da bir görev sayıyorum.
Yine konumuz spor olduğu için, Sayın Bakanı da
hazır bulmuşken
Sayın Bakan, Sinopun Erfelek ilçesi, kırk dokuz
yıllık bir ilçedir. Türkiyede eğer kırk dokuz
yıllık bir ilçe olup da kapalı spor salonu olmayan başka
bir ilçe varsa talebimi geri çekiyorum. Ama, elli yıldır orada
kaymakamın olduğu, kapalı spor salonu olmayan başka bir
ilçe yoksa lütfen, bu Erfelek ilçesinin bu ihtiyacının da bir an önce
giderilmesi konusunda değerli katkılarınızı rica
ediyorum.
Sayın milletvekilleri, konuştuğumuz sadece spor
değildir, dev bir endüstriden bahsediyoruz bugün. Bir büyük eksikliği
bugün Meclisimiz bütün partilerin ittifakıyla giderecektir.
Futbol, hem heyecandır hem mutluluktur hem de maalesef, hiç
olmaması gerektiği hâlde büyük acılara sebep olabilen bir spor
dalıdır. Büyük acılara sebep olmasının tabii, birçok
sebebi var, bunlara birazdan değineceğim ancak bir tane sebebi var ki
bu direkt, Hükûmetin altı yedi yıllık ekonomik
politikalarıyla ilgilidir. O da gençlerin, özellikle işsizlik
buhranından, bunalımından dolayı psikolojilerinin olumsuz
yönde bozulması ve deşarj taleplerini statlarda
gerçekleştirmeleridir. Bu, iyi bir durum, iyi bir tablo değildir.
Birçoğumuz yedi yıldır, bir kısmımız iki
yıldır burada milletvekili olarak görev yapıyoruz. Ben
abartmadan şunu söyleyebilirim: Yedi yıldır, her zaman
milletvekillerinden insanlar iş talebinde bulunurlar ama benden, şu
son iki üç ayki kadar yoğun iş talebi, geriye dönük yedi yıl
boyunca olmamıştır. Daha açık bir ifadeyle söylemek
gerekirse, 3 Kasım 2002den 2009un başına kadar yani altı
yılda ne kadar iş talebi olmuşsa şimdi son üç ayda,
altı yılda olandan fazla iş talebi olmuştur.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu durum, eminim
sizde daha yoğundur, iktidar partisi milletvekillerinde daha yoğundur
ve eminim ki sizi de üzmektedir, sizin de vicdanınızı,
yüreğinizi incitmektedir, kanatmaktadır. Ama ortada vahim bir durum
vardır. Özellikle gençlerin işsizlik sorununu çözmek konusunda
Hükûmetin yetersizliğini, dirayetsizliğini, basiretsizliğini,
burada, Meclis kürsüsünde, milletvekili olarak, yasama organının
üyeleri olarak yürütmenin aciz içindeki hâlini seyretmek bizim görevimiz
değildir. Yasama organı olarak yürütmenin içine düştüğü bu
acze karşı hepimize düşen görevler vardır. Özellikle
iktidar partisi milletvekillerine düşen daha yoğun görevler
vardır. Yani bir milletvekiline her gün istisnasız 7-8 kişinin
çocuğuma iş diye telefon açması, annelerin ağlaması
eğer sizi rahatsız etmiyorsa diyecek bir lafım yok, ama
rahatsız ediyorsa, gençlerin, Türkiye'nin bu sorununa yönelik olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Hükûmete Bu nasıl bir gidiştir? Bu
nasıl bir hâldir? Bu nasıl bir politikadır? diye sorabilmesi
lazım. Milletvekili olmak bunu gerektirir. Bunu yapabilmemiz lazım.
Bunu yapabiliyorsak biz de aldığımız o paraları, maaşı
hak eder oluruz. Yok, bunu yapamıyorsak yanlış iş
yapıyor oluruz değerli milletvekilleri.
Hükûmetin bu konudaki politikasızlığının
giderilmesi konusunda partime düşen bir görev varsa -ki zaman zaman
çeşitli önerilerle Hükûmete yardımcı da olmuştur Genel
Başkanımız- biz bu yardıma devam ederiz. Ama Hükûmet Yok, biz
bunu çözmek istemiyoruz kardeşim. diyorsa ona bizim diyecek bir
lafımız yok. Millet demeye başladı, önümüzdeki süreçte de
bunu daha yoğun bir şekilde söyleyecektir.
Değerli milletvekilleri, Anayasanın 59uncu maddesi
Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh
sağlığını geliştirecek tedbirleri alır,
sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet
başarılı sporcuyu korur. hükmünü içermektedir. Böyle bakınca,
devlet olarak sporun her kademesinde, sadece artık holdingleşen
Birinci Profesyonel Futbol Liginde değil her kademesinde ve Türkiye'nin
her metrekaresinde gerçekten samimi tedbirler alması lazım.
Geldiğimiz noktada tabii bunları göremiyoruz. Türkiyede spor
deyince hepimiz taraftarız. Belli spor dallarına, belli spor
merkezlerine yönelik devletin olumlu çabaları olmakla birlikte Türkiye'nin
taşrası, köyü, kasabası, ilçesi, nahiyesi spor konusunda
özellikle son dört-beş yıldır çok büyük bir felaket ve hezimet
yaşıyor.
Değerli arkadaşlar, ta 1923 yılına dayanan bir
futbol ve federasyon mazimiz var. 21 Mayıs 1923te Türkiye FIFAya üye
olmuş. Biz şimdi 207 üyesi olan FIFAnın 26ncı üyesiyiz.
Yani gelinen noktaya bakın, FIFAnın 26ncı üyesiyiz ama
beş ayrı kanun değiştirdikten sonra nihayet ana statüyü
kabul edecek şekilde bir kanunu ancak tanzim edebiliyoruz.
Değerli milletvekilleri, 5 defa kanun yaptık ve bugün
5inci kanunla bu işi bir hâle yola sokacağız. Bu da şunu
göstermektedir: Kabul etmemiz lazım ki biz biraz öngörüsüz, biraz da
vizyonsuz -bu kanunla ilgili, Türkiye Futbol Federasyonuyla ilgili söylüyorum-
maalesef bu konuda bir büyük eksik ve açmaz içinde olmuşuz. Gene
Hükûmetin, Hükûmete mensup siyasi partinin çeşitli konulardaki
inatlaşmaları 5 defa kanun yapmamıza rağmen, bu işi
rayına sokmamıza engel olmuş. Bu şu demektir: Parlamentoyu
gereksiz yere çalıştırmışsınız, israf
etmişsiniz, buranın zamanını parasını israf
etmişiz, bu da yanlıştır, israf da haramdır. Temenni
ederim bundan sonraki kanunlarda aynı konu için 4-5 defa gereksiz yere
kanun yapmak zorunda kalmayalım. Ortada Federasyon tarafından hazırlanmış
bir ana statü var. Şimdi biz çıkaracağımız kanunla
buna yasal imkân vereceğiz ama tabii değişiklik
yapılacaktır, redaksiyon. Komisyonumuzda bu ana statünün ana
kelimesini de kaldırdık, statü Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü
hâline getirdik. Bu çerçeve kanunla da nihayet 207 FIFA ülkesinde var olan
statüye Türkiye ancak şimdi kavuşacak. Bu da biraz ayıp
olmuştur. FIFAnın 26ncı üyesi olup da, ilk 26ncı üyesi
olup da herkesten sonra statü, ana statü tesis edebilmemiz Türkiye'nin ve
Hükûmetin bana göre bir ayıbıdır. Bunu da dikkatlerinize
sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, futbol, biraz önce söyledim, büyük
bir endüstridir, sevilen bir spor dalıdır. En büyük
bağlılık, taraftarlık ve futbol
taraftarlığıdır. İnsanlar parti değiştirir
ama bilirsiniz, takım değiştiremezler. Ben
değiştirecek olsam Fenerbahçeyi elli kere bırakacağım
ama bırakamıyorum. Parti değişiyor, ayrı bir şey.
Bakın, 2007 ile 2009 arasında Türkiyede yaşayan her 100
kişiden 8 kişi, size olan güvenini, itimadını terk etti,
başka partilere yönlendi.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Hükûmet;
futbolun marka değeri ne kadar yüksek olursa olsun bunun içerisinde
barındırdığı amatör ruhu asla öldürmemeliyiz. Hükûmet
bu konuda mutlaka sürekli olarak bir dikkat ve duyarlılık içinde olmalıdır.
Şimdi, sponsorluk gelirleri, uluslar arası müsabaka
gelirleri, bağış gelirleri artık futbolun klasik bütçesini
değiştirmiştir. Eskiden var olan stadyum gelirlerinin hiçbir
önemi de kalmamıştır. Bu da statlarda şiddetin
değişik bir vesilesidir, sebebidir.
Şimdi, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; futbol
altyapımız gerçekten yetersizdir. Bursa gibi Türkiye'nin en büyük
şehirlerinden birinin stadyumuna 1979dan beri el sürülmemiştir. Suni
çim nedir ne değildir hâlen belli değildir ama Ankaranın, Türkiye'nin
başkentinin dört takımından üç tanesi suni çimde top
oynadığı için ligin diplerindedir. Sincanda
yanılmıyorsam- top oynayan Ankara Spor da ciddi
başarıların altına imza atmaktadır. Bunlar, Hükûmetin,
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün öncelikle bakması gereken
işlerdir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; kış
mevsiminde Konya gibi, Bursa gibi, Sivas gibi süper lig ekiplerinin
sahalarında değil futbol oynamak yürümek mümkün değildir.
Şimdi ben, size soruyorum Sayın Hükûmet: Eğer Sivasspor
şampiyon olursa başarılar dileriz Sivasspora- Şampiyonlar
Liginde maçlarını nerede oynayacak? Oynayamaz Sivasta, Sivasta
Şampiyonlar Ligi maçı oynanamaz. Burada gelip siz şimdi günü
kurtarmak için oynanır diyebilirsiniz ama Sivasta Şampiyonlar Ligi
maçı oynanamaz. Bu şimdi bizim ayıbımız mı?
İlgililere bunu da duyurmak istiyorum.
Şimdi, üç büyüklerle ilgili de Fenerbahçe kendi
stadını yaptı ve inşallah UEFA finaline ev sahipliği
yapacak, bundan iftihar ediyoruz. Galatasaray da TOKİ ile birlikte
Seyrantepede çağa yakışır bir stada kavuşuyor. Peki,
bir Fenerbahçeli olarak ben soruyorum şimdi: Bu Beşiktaşın
hâli ne olacak? Beşiktaş stadının hâli ne olacak?
Anıtlar Yüksek Kuruluyla olan meseleyi çözmek o kadar zor mu? Buna da
Hükûmetin dikkatini çekmeyi bir görev sayıyorum. Yani Hükûmet,
Anıtlar Yüksek Kurulu, Beşiktaş bir araya gelsinler, bu meseleyi
çözsünler. Beşiktaş stadı da çağın normlarına
uygun bir stat olmaktan maalesef çıkmıştır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; amatör spor
kulüplerini de ihmal etmemeliyiz. Bugün üst yapıya oyuncu hazırlayan,
futbolcu yetiştiren yer orasıdır, kaynak orasıdır. O
kaynağı kurutursanız Türk futbolunu ilanihaye öldürürsünüz, yok
edersiniz.
Şimdi, çok büyük sıkıntılar
yaşanıyor amatör spor kulüpleriyle ilgili, taşrayla ilgili; buna
mutlaka tedbir alınması lazım.
Şimdi, bu arada, bu ana statüde eksikler var. Mesela,
Başkanlığa aday olmak için ana statüden görebildiğimiz
kadarıyla, beşte 1 imza lazım. Bunun çok mantıklı ve
çok demokratik olduğunu düşünmüyorum ve çok net bilmemekle beraber,
araştırabildiğim kadarıyla hiçbir FIFA ülkesinde hiçbir ana
statüde böyle beşte 1 imza şartı,
ağırlığı yok.
Çarpıklıklarımız var Sayın Bakan,
Sayın Hükûmet. Sahaların işletmesini kulüplere verdik, ancak
protokol tribünlerini Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne verdik. Bu
protokol tribünleri her zaman da bir sorun olur. Siz milletvekili olarak yer
ayırtırsınız, gidersiniz, bakarsınız orada
kelalaka bir sürü insan oturmaktadır. Size de cam arkasından küçük
bir puf verirler, orada maç seyredersiniz. Yani buna da dikkatinizi çekmek
istiyorum. Bu protokol kavgasından da sıyrılmak lazım.
Efendim, millî maçta Futbol Federasyonu yapacak, diğer işlerde
Gençlik Spor Genel Müdürlüğü yapacak! Verin bunları kulüplere olsun
bitsin canım! Ne işiniz var sizin protokolde kim, nerede oturacakla!
Yani, herhâlde bütün kulüpler kimi nereye oturtacağını iyi
bilir, en azından gençlik spor il müdürlüğündeki bazı çok
bilmişlerden iyi bilir; bunu da söylemek istiyorum.
Şimdi futbol-siyaset ilişkisinden de bahsetmek istiyorum.
Siyasetin elini futboldan çekmesi lazım. Büyük şehirlerde
belediyelerin bu futbol takımlarını himaye etmekten bana göre
vazgeçmesi lazım. Şimdi, Ankaraspor ve Ankaragücünün Ankara
Büyükşehir Belediyesinin elinde olduğunu düşünelim:
Yanlış bilmiyorsam 7+7; 14 delege, Melih Gökçekin istediği
doğrultuda seçilecek; böyle şey olur mu? Bunların da derhâl
düzeltilmesi lazım, bu konuda da alınması gereken bir tedbir
varsa alınması lazım.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı
seçimlerine bu Hükûmetten önce hiçbir Başbakanın müdahale ettiği
görülmemiştir. Rahmetli Hasan Doğandan başlayan süreçte
Hükûmet, Sayın Başbakan -topla oynadığı için belli ki-
bu işe müdahale etmektedir. Biz de top oynadık Sayın
Başbakan, ben 5te devre, 10da biter maçta 8 gol atmış adamım.
(CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yani evet, ama
böyle burnumuzu da her şeye sokmuyoruz.
Şimdi, Mahmut Özgeneri İzmirden aday yapmak istediniz,
adam iyi ki kabul etmemiş, orada hezimete uğrayacaktı,
getirdiniz Federasyon Başkanı oluversin
Adam da istemeye istemeye
muhtemelen başkan oldu. Yani ticaret odalarının seçimlerine el
atmanıza alışkınız, sendika seçimlerine el
atmanıza alışkınız, yargı organlarına
atamalardaki müdahaleciliğinize alışkınız, rektörlük
seçimlerine müdahalenize alışkınız; e bırakın
şu futbolu da futbolcular halletsin, o işe çok
karışmayın. O iş sizin işiniz değil. Size
düşen, altyapı hazırlamak, iyi futbolcular yetiştirmek için
altyapı hazırlamak.
Bakın, okul sporlarında dökülüyoruz, futbola sadece bir
profesyonel bakışla, perspektifle bakmak Hükûmetin işi
değildir. Anayasa 59 size emir vermiş Devlet böyle yapar.
demiş. Siz Anayasanın 59uncu maddesinde size biçilen rolün
gereğini yapmak zorundasınız.
Millî Eğitim Bakanlığında Okuliçi Beden
Eğitimi İzcilik Dairesi var. O ayrı etkinlikler yapar, Gençlik
Spor Genel Müdürlüğünün bundan hiç haberi olmaz, ilgisi olmaz, meşgul
olmaz. Böyle iş olur mu? Olmaz.
Şimdi, amatör spor kulüplerine
bakmadığınızı söyledim. Şimdi, bu amatör spor
kulüpleri değil mi bu üç büyüklere, dört büyüklere, beş büyüklere
-neyse- altyapıdan futbolcu hazırlayan? Yani Brezilyayı zengin
etmekten başka işi olmayan bir Türkiye futbol sistemimiz var. Varsa
yoksa Brezilyayı zengin ediyoruz. Yani şu Tuncay, Semih, Arda gibi
çocuklar nereden yetişmiş bir bakın. Hepsi o çamurlardan,
tarlalardan yetişmiş. Siz bunlara gerekli desteği verirseniz
eminim ki Brezilya bizden oyuncu isteyecektir. Türk genci Atatürkün
işaret ettiği gibi zeki, çevik ve ahlaklıdır. Dünyanın
diğer milletlerinden farkı da buradadır ama siz bu zeki, çevik,
ahlaklı gençleri çamur batağına mahkûm ediyorsunuz. Bu da
doğru bir durum değildir.
Yani niye biz 70 milyonluk Türkiyede bir Alex, bir Hagi
yetiştiremedik bugüne kadar? Bu sorumluluk sadece AKPnin değil,
geriye dönük ANAPın, Adalet Partisinin ve Demokrat Partinin de bunda
büyük sorumlulukları var tabii ki.
Şimdi, sürem azaldı, Sayın Başkanın
müsamahasına da sığınmak istiyorum yeniden bir maddede söz
almamak için.
Şimdi, Sayın Bakanım, amatör kulüplerin ciddi
olarak malzeme, saha ve tesis sorunu var. Deplasmana gidecek mali imkânı
yok. Yükselme maçlarına gidecek
Bizim Sinopta Helaldı beldesi
yanlışlıkla şampiyon oldu. Şimdi Helaldı yükselme
maçlarına gidecek ne otobüs bulabiliyor ne onun içine koyacak mazot ne de
yatacak yer parası bulabiliyor. Bunlara devlet olarak siz sahip
çıkmayacaksınız da kim çıkacak? Biz bir şeyler yapmaya
çalışıyoruz, bizi de aşıyor bu işler.
Şimdi, bu altyapıdan alınan filiz lisans ücreti,
vize ücreti, transfer payı adı altında ASKFnin ve Futbol
Federasyonunun aldığı paralar caiz midir? Yani sizin bu
sponsorluk gelirlerinden, uluslar arası maç gelirlerinden onlara
yardım etmeniz lazımken
Filiz lisanstan para alınır
mı ya? Bu ne demek biliyor musun? Bu, Futbolcu yetişmesin
kardeşim. demek. Böyle şey olur mu? Bunlar da yanlış
işlerdir, dikkatinize sunuyorum sayın milletvekilleri
Madem il diyoruz, oraya bir vali gönderiyoruz, oraya ilçeleri
bağlıyoruz, beldeleri bağlıyoruz, Sen vilayetsin.
diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Kaç dakika istiyorsunuz Sayın Altay?
ENGİN ALTAY (Devamla) İki dakika Sayın
Başkan.
BAŞKAN Peki.
ENGİN ALTAY (Devamla) Çok teşekkür ederim.
oraya vali veriyoruz
Yani olmuyor. İlleri, ekonomik olarak
batırdığımız için küçük illeri, kimse
İlde bir
sanayici yok ki bir takıma destek çıksın da Üçüncü Lige
çıksın. Şimdi, örneğin bizim Sinopta bir sanayici yoktur
Sinopspora para verebilecek. Şimdi, madem bir ayıp etti bu Hükûmet,
Türkiye'nin ekonomisini, küçük illeri batırdı, e bir bonus versin,
her ilin bir takımı -yani normal şartlarda
çıkamamış ise, zaruri olarak; bir dönem bu vardı-
çıksın Üçüncü Lige kardeşim. Üçüncü Ligde takımı
olmayan bir il olur mu? E var. Böyle politikalarla bunlar oluyor.
Şiddete gelmek istiyorum Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri: Şiddette kusur sadece tribündeki taraftarın kusuru
değildir, buna dikkatinizi çekmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından uğultular)
ENGİN ALTAY (Devamla) Gürültü yapmazsanız sizi
kusurlular listesine almam, yaparsanız sizi de alacağım. (AK
PARTİ sıralarından gülüşmeler)
Kulüpler de sporda şiddet konusunda kusurludur, medya da
kusurludur. Altını çizerek söylüyorum: Medya da sporda şiddet
konusunda kusurludur, aktörüdür, parçasıdır. Geçen ki o büyük
şeyde Millî Takımın neydi o reklam öyle? Turca reklamı.
Yani robocoplar gibi yaptınız futbolcuları. Şimdi bunu
Federasyona soruyorum: Yani o reklam Gel statta şiddet yap. diyor
çocuklara, gençlere. Bu da Federasyonun ya da ilgili Genel Müdürlüğün
kusurudur.
Şimdi, medyanın attığı manşetler
sporda şiddetin önemli sebebidir. Taraftarlığı geçim
kapısı yapanlar var. Bedava bilet dağıtımından,
artık, kulüp başkanları şikâyet ediyor ama onu da
dağıtacaklar, kulüplerde gruplar kurulacak, Başkanlık
seçimi kolaya girecek.
Süremin bittiğinin farkındayım, son söz:
Bakın, İngiltere Heysel faciasından sonra FIFA tarafından
beş yıl menedildi uluslar arası müsabakalardan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ALTAY (Devamla) Başkanım, bunu anlatmam
lazım, çok önemli.
BAŞKAN Buyurun, buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi, beş yıl doldu.
Bunu iyi dinleyin sayın milletvekilleri, beş yıl doldu; dönemin
Başbakanı Thatcher UEFAya dedi ki: Biz daha o olgunluğa
ermedik, bizim bu mahrumiyetimiz iki yıl daha sürsün. Ve hakikaten
İngilterede Hükûmet öyle politikalar izledi ki o holigan moligan
işleri bitti biliyorsunuz, şimdi İngiltere taraftarı belki
de dünyanın en centilmen taraftarı oldu. Şimdi, bu nasıl
oldu? Bu uygulanan doğru politikalarla oldu.
Şimdi, ben de bu vesileyle, bu kanuna destek veriyoruz,
vereceğiz, ancak bu kanunun çıkmasıyla kurulacak, oluşacak
ana statü deyin, statü deyin, ne derseniz deyin, bunun doğru dürüst
işletilmesi konusunda Hükûmete, ilgili Genel Müdürlüğe ve elbette
hepimize büyük görevler düşüyor.
Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Altay.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Tunceli Milletvekili
Sayın Şerafettin Halis. (DTP sıralarından
alkışlar)
Buyurun efendim.
DTP GRUBU ADINA ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısıyla ilgili Demokratik Toplum Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Spor dalları arasında yayılarak küresel bir boyut
kazanan futbolun, kadından erkeğe, yaşlıdan gence,
yoksuldan zengine herkesi kendi pençesine alacak kadar güç
kazandığını biliyoruz. Geniş kitleleri etkileyen bir
evrensel faaliyet olan futbol, uluslar arası ilişkiler
açısından derin bir önem arz ettiği gibi, ekonomi dünyası
için de bir o kadar önem arz ediyor. Bu önemden dolayıdır ki tüm
dünyada futbolu daha da geliştirmek, yaymak ve daha da kurumsallaştırmak
için çaba harcanmakta ve örgütlenmeler yapılmaktadır. Bu alanla
ilgili ulusal örgütlenmeler uluslar arası örgütlenmelere entegre olarak
kural belirlemeye çalışmaktadır. Türkiyede de Türkiye Futbol
Federasyonu futbol faaliyetlerini yürütmek, geliştirmek ve yurt
sahasına yaymak, bu konularla ilgili her türlü düzenlemeyi yapmak,
kararları almak ve uygulamalarla yetkili bir kurumdur.
1923 yılında başka bir adla kurulmuş olan
Federasyon, yine aynı yıl Uluslar arası Futbol
Federasyonları Birliğine, FIFAya başvurmuş ve yirmi
altıncı üye olmuştur. Profesyonel futbol liglerinin kurulmaya
başlandığı 1950li yıllardan sonra, 1962
yılında Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Türkiye
Futbol Federasyonunu tam üyeliğe kabul etmiştir.
Tüm futbol faaliyetlerinin düzenlenmesi ve yönetilmesi gibi önemli
bir görevi yerine getiren, futbol konusunda Türkiye'nin tek yetkili kurumu olan
Türkiye Futbol Federasyonunun, ne yazık ki, hukuki niteliği hâlâ
tartışılır durumdadır. 2007 yılının son
ayında yürürlüğe giren 5719 sayılı Kanunla bu
tartışmalı konuma son verilmek istenmişse de
tartışmalı konumdan bir türlü
kurtarılamamıştır. Öyle ki, özellikle son yıllarda
Türkiye Futbol Federasyonu Kanunu Meclis gündeminden düşmez olmuştur.
Bu durum, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu raporunda da
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Türkiye Futbol Federasyonu Kanunuyla
meşgul edilmesinin doğru olmadığı, dört yıl
içinde TFF Kanununda 5 kez değişiklik yapıldığı,
bu değişikliğin son olması için siyasetin futboldan tamamen
elini çekmesi gerektiği belirtilmiştir.
İlk çıktığı günkü felsefesinden
farklı olarak, ne yazık ki, profesyonel futbol, bugün, masumane bir
eğlence aracı olmaktan çıkarılarak bir spor dalı olma
niteliğinden uzaklaştırılmaya çalışılıyor.
Futbol, endüstrileşmiş küresel bir güç olarak, neredeyse farklı
sosyal katmanlara ait her bireyi afyonlamış gibi etki kapsamına
almış, yüzlerce milyon doların döndüğü bir alan olarak güç
sahibi her kesimin ilgi odağı olmuştur. Siyaset, bu alanda
varlık göstermekten vazgeçmemiş, bir yandan holdinglerin öte yandan
mafyanın iştahını kabartan bir rant alanı olarak
dizayn edilmeye çalışılmıştır. Futbol,
siyaset-holding-mafya üçgeninde, ne yazık ki, sıkışıp
kalmıştır. Doğaldır ki, böyle olunca da Futbol Federasyonunun
kurallarını da bu güçler koymak için devreye gireceklerdir ve girmeye
çalışacaklardır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Futbol Federasyonu kanunu
tasarısında hem Hükûmetin teklif ettiği metinde hem de
Komisyonun kabul ettiği metinde Türkiyede FIFA, UEFA ve TFF himayesinde
gerçekleştirilen müsabakalar ile bu kanun kapsamında organize edilen
müsabakalardan elde edilecek gelirler ve TFFnin diğer tüm gelirleri her
türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. denilmiştir. Her ne kadar bu
maddeye Komisyon metninde ek bir açıklamayla Bu muafiyet, TFFye ait
iktisadi işletmeleri, ilgili kanunlar uyarınca yapılacak
kesintileri kapsamaz. dese de vergiden açık bir muafiyet
sağlandığı gün gibi aşikârdır.
Profesyonel müsabakalar kim tarafından, nasıl
yapılıyor olursa olsun, Türkiyede gelir getiren her türlü faaliyette
olduğu gibi vergiden muaf tutulmamalıdır. Hele hele bugün
ülkemizde açlık sınırı altında ücretle geçimlerini
sağlayan asgari ücretli işçiler vergi muafiyetinden
yararlanamıyorsa gelir sahibi hiçbir kurum ya da kesim de vergiden muaf
tutulmamalıdır. Anayasanın 73üncü maddesi Herkes, kamu
giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle
yükümlüdür. der. Vergiden muafiyet bir istisna olacaksa, bu, asgari ücretliler
ve yaşam standartları düşük dar gelirliler için
olmalıdır.
Çağdaş bir mantalite içinde bir utanç tablosu olarak
karşımıza çıkan asgari ücrete bir bakalım: 2009
yılının ilk altı ayı için brüt 660 TL maaş alan
on altı yaş üstü çalışanlardan toplam 188 TL kesinti
sağlanarak, ellerine net olarak 478 TL geçiyor. On altı yaş
altı çalışanlara ödenen net ücret 406 TLdir.
Ülkemizde yapılan araştırmalara göre dört
kişilik bir ailenin aylık açlık sınırı 738
TLdir, dikkatinize sunulur. Oysaki bu tasarıyla bazı etkinlikleri
vergiden muaf tutulmak istenen Futbol Federasyonunun Fatih Terime ödediği
ücret Türkiyenin bir başka ayıbı ve utancı olarak
karşımıza çıkıyor.
Geçen yıl, futboldan sorumlu Devlet Bakanı Sayın
Murat Başesgioğlunun bir önergeye verdiği cevapta Terimin
maaşının 135.595 TL olduğu belirtiliyor. Bu miktarın
Cumhurbaşkanı maaşının 8 katı,
Başbakanın maaşının 15 kat fazlası olduğu
açığa çıkıyor. Bu açıklamalardan bir süre sonra Fatih
Terimin maaşı yaklaşık 206 bin TLye
çıkarılıyor. Bu maaş bu ülkede Öğretmenler Gününde
görevinin kutsallığından dem vurulan öğretmen
maaşının 230 katı. Asgari ücretlinin aldığı
maaşın da kaç katı olduğunu siz hesaplayın!
Değerli milletvekilleri, futbol siyaset-mafya-holding
üçgeninden kurtarılmadıkça Futbol Federasyonu ne Meclisin gündeminden
ne de yargının gündeminden düşmeyecektir. 12 Eylül ülkemizde
sadece demokrasiyi darbelemekle kalmadı, insan yaşamını yok
etmenin ötesinde demokrasilerde olmayan, olmaması gereken bir sürü kirli,
karanlık ortamların ve uygulamaların yaşanmasına da alan
yarattı.
Köşeyi dönmek için her yolun mübah olduğu 80li
yıllarda Türkiye'de yüzlerce milyon doların döndüğü futbola
karanlık güçler müdahale etmeye başlıyor. Öyle ki kongrelerde
kendilerini açık açık göstermekten kaçınmıyorlar.
Örneğin 84 yılında yapılan kongrede Beşiktaş
Kulübünün güvenliğini Alaattin Çakıcı sağlıyor,
Süleyman Seba Başkan oluyor. Daha sonraki yıllarda Alaattin
Çakıcının Beşiktaş Kulübü adına aldığı
pasaportla yurt dışına nasıl kaçtığı
biliniyor. Aynı yıllarda diğer kulüpler de müdahale görüyor.
Mafya sadece Birinci Ligle sınırlamıyor kendisini, İkinci
ve Üçüncü Liglerde de hâkimiyet sağlamaya çalışıyor. Bu
güçler futboldan tek sorumlu kurum olan Futbol Federasyonuna da müdahale
etmekten geri kalmıyorlar.
Şimdi çok yakın bir geçmişe dönelim. 1997 Futbol
Federasyonu seçimlerinde eski Beşiktaşlı Mustafa Kefeli ile
Haluk Ulusoy yarışıyor. Seçim Sheraton Otelinde
yapıldığı için delegeler orada konaklıyor. Ancak
otelin bir katında Sedat Peker ve adamları, diğer katında
Alaattin Çakıcının kardeşi Gencay Çakıcı ve
adamları, diğer katında Korkut Eken ve adamları
kalıyor. Peker ve Çakıcı, Mustafa Kefeliyi; Korkut Eken ise
Haluk Ulusoyu destekliyor. Seçimi Haluk Ulusoy yani Korkut Eken kazanıyor;
kaybeden ise Peker ve Çakıcı oluyor.
Sonrası var. Sonrasında Çakıcı, Haluk Ulusoyu
ve Federasyon Başkan Vekili Hadi Türkmeni ölümle tehdit ediyor. Hadi
Türkmen istifa ediyor. Ulusoy, Çakıcıyla anlaşma yolu
arıyor. Sonuçta Çakıcı şart koşuyor: Bir dönemden
fazla Başkanlık yapmayacaksın. Senin kanını
dökmediğim için 100 koyun kesip cezaevindeki adamlarıma
göndereceksin. diyor. Bunun üzerine Haluk Ulusoy Eyüp Sultanda 50 koyun
keserek işi kapatıyor. Değerli milletvekilleri, bu bilgiler,
Mustafa Kefelinin DGM dosyasında olduğu gibi yer alıyor.
Mafyanın futbol alanındaki fonksiyonu bu kadarla
sınırlı değil tabii. 80li yıllarda hayalî
ihracatın patlamasıyla futbolcular üzerinden de kara para aklanmaya
çalışılıyor. Maçlarda her türlü şikeye
rastlanıyor ve taraflara, yenilmeleri için tehditlerde bulunuluyor. Etik
olmayan bir sürü yol ve yönteme başvuruluyor. Bu ilişkiler dönem
dönem yargıya yansımasına rağmen, medyada duyulmasına,
çeşitli kesimleri rahatsız etmesine rağmen değişen bir
şey olmuyor.
Bir futbol eleştirmeni Eskiden, Millî Takım kamp
yaptığı zaman, içilen bir şişe maden suyunun
hesabını sorardı müfettişler. Biz Türkiyede futbolun özerk
olmasını istedik maalesef özel oldu. Başarı için her
şey mübah oldu. diyor. Yani açıkçası, futbolu mafya oynuyor biz
seyrediyoruz, futbolu holdingler oynuyor biz sömürülüyoruz ve siyaset bu
işin bir ucundan tutuyor biz kirleniyoruz.
Bir gazeteci, bir önceki dönem futboldan sorumlu Devlet
Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahine Futbol-mafya ilişkisi
neredeyse resmîleşti. Futbol dünyasından mafyayı temizlemek için
bir projeniz var mı? diye soruyor. Tabii Mehmet Ali Şahin Evet,
var. Kamuoyuna yansıyan telefon görüşmeleri belki on işten
sadece biridir. diyor ve devam ediyor: Bu olayların üstüne gidilme
konusu bizim gündemimizde. Ben şimdiki noktada teftiş kurullarını
görevlendirme yetkimi kullanabilirim, nitekim kullandım da ama denetimin
daha yetkili olabilmesi için Futbol Federasyonu içinde sürekli görev yapacak,
futbol-mafya bağlantılarının üstüne gidebilecek bir birimin
kurulmasına ve bu birime, yargıçlara, savcılara ve emniyete
tanınan gizli telefon dinleme gibi delil toplama yetkilerinin
tanınmasına ihtiyaç var. diyor Sayın Bakan. O gün bunları
söyleyen futboldan sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin
şimdi Adalet Bakanı. Artık Türkiyede dinlenmeyen hiç kimse
kalmadığına göre, futbol dünyası da mafya güçlerinden
çoktan kurtulmalıydı ama bu işin hâlâ neresindeyiz bilemiyoruz.
Değerli milletvekilleri, Spor ahlaktır,
centilmenliktir, sağlıktır, kötü alışkanlıklardan
kurtulmaktır. algısıyla futbolun evrenselleşen gücünü
uluslar arası ilişkilerde ve ülkemizde barışa katkı
sunabilecek, insana hizmet edebilecek özel yapıya kavuşturmak,
siyaset, holding, mafya kıskacından kurtarmak görev, yetki ve
sorumluluğumuz dâhilindedir.
Bu inançla, sizleri tekrardan saygıyla selamlıyorum.
(DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Halis, teşekkür ediyorum.
AK PARTİ Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın
Abdurrahman Arıcı.
Buyurun Sayın Arıcı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDURRAHMAN ARICI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Spor ve özellikle futbol faaliyetleri, günümüzde geniş
kitleleri etkileyen, uluslar arası ilişkileri geliştirerek dünya
barışına katkı sağlayan evrensel bir faaliyet
alanıdır. Sporun tarihî gelişimi bir oyun olması yanında
bir endüstri olduğu gerçeğini de beraberinde getirmiştir. Sanayileşme
ve kentleşme süreci sporun bir meslek olarak seçilmesini gündeme
getirmiş, bu gelişme sonucundan da sporun bilimsel yöntemlerle
incelenmesi ve yazılı hukuk kurallarıyla düzenlenmesi
ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Spor mevzuatı genel
hukuk ilkelerine uygun olarak bütün ülkelerin iç hukuklarına etki edecek
biçimde uluslar arası niteliktedir. Uluslar arası spor örgütlerine
üye olan ülkeler bu kuruluşların benimsediği ilkelere ve
talimatlara uyacaklarını kabul etmişlerdir.
Ülkemizde profesyonel futbol faaliyetleri 3813 sayılı
Kanun uyarınca kurulmuş Türkiye Futbol Federasyonu tarafından
yürütülmektedir. Futbol yönetiminin tamamen özerk bir yapıya
kavuşması ve kendi organları tarafından yönetilmesi benimsenmiştir.
Bu doğrultuda da geçmişte birçok düzenlemeler
yapılmıştır.
Görüşmekte olduğumuz tasarı, öncelikle her türlü
spekülasyonlardan uzak bir şekilde bir mecburiyetten
kaynaklanmaktadır. Ağırlıklı gerekçe olarak Avrupa ve
dünya futbol organizasyonuna ülke futbolumuzun entegrasyonu
amaçlanmaktadır. Bu bağlamda, Futbol Federasyonumuzun yönetimsel
yapısında önemli radikal değişimler söz konusudur.
Federasyonun yönetim yapısındaki demokratikleşme çok daha ileri
boyuta taşınmakta, hukuki anlamda görev, yetki ve sorumluluklar farklılaşmakta
ve denetim anlayışı ulusallıktan uluslar arası sisteme
dönüştürülmektedir.
3813 sayılı Kanunun günümüze kadarki
uygulamalarından edinilen deneyimler de göstermiştir ki, gerek
yeterince açıklık kazandırılmayan ve gerekse istismara
açık hükümler ile futbolun yönetimsel sıkıntıları spor
ve futbol kamuoyunda olduğu kadar toplumumuzda da ciddi kaygılara
neden olmuştur. Futbol Federasyonu ifadesi ve kavramının
gerçekte kulüplerin birliği anlamını
taşıdığından toplumumuz habersizdir. Türkiye Futbol
Federasyonu oluşumu, bu anlamda, Avrupa ve dünya örneklerinde olduğu
gibi yönetimde kulüplerin ağırlığını
taşıyan bir yapıdan oluşmaktadır. Çünkü futbol
ekonomisine katma değer yaratan unsur, öncelikle kulüplerdir. Bugüne kadar
yaşanan çeşitli olumsuzlukların temelinde öncelikle böylesi bir
yapının kurulamamış olması yatmaktadır.
Biraz önce, arkadaşlarımızın
konuşmalarında Türkiyede çağdaş statların
olmadığından bahsedildi. AK PARTİ hükûmetleri döneminde,
Türkiyede çok örnek verebileceğimiz statlar yapılmakta ve
bazıları da devam etmektedir. Örneğin, Kayseri Stadı
açılmıştır, Galatasarayın Seyrantepedeki stadı
devam etmektedir, Antalya stadı devam etmektedir. Bu örneklerin bundan
sonraki süreçte de daha fazla artacağına inanmaktayım ben.
Yine amatörlere nakdî yardım bu dönemde kanuna konmuştur
ve kanunla beraber amatörlerde futbolu geliştirmek amacıyla, amatör
futbol, spor kulüp ve federasyonları ile bünyesinde futbol
branşı bulunan Engelliler Spor Federasyonuna her türlü ayni ve nakdî
yardımda bulunmak Türkiye Futbol Federasyonun görevleri
arasındadır. Bundan sonra her türlü ayni ve nakdî yardımın
yapılacağından emin olmalıyız.
Yine protokol tribünleri Gençlik Spor Genel Müdürlüğü
uhdesinde bırakılmıştır. Çünkü bundan önceki
dönemlerde de hiçbir zaman kulüplerde muhatap bulamamakta ve muhatabı
olmadığı sürece de buralardaki kargaşa sürmekteydi.
İllerde gençlik spor il müdürlüklerine, ilçelerde ilçe gençlik spor
müdürlüklerine verilmekte, millî maçlarda da Türkiye Futbol Federasyonunun
uhdesine bırakılmaktadır.
Yine, Federasyon başkanlarının tespitinde, son
dönemde rahmetli Hasan Doğanın Federasyon Başkanı
olmasında tamamen Kulüpler Birliği, 2A lig kulüpleri, İkinci ve
Üçüncü Lig kulüplerinin temsilcileri bir araya gelerek Hasan Doğan
üzerinde uzlaşmış ve ortak bir deklarasyonla Federasyon
Başkanlığına aday yapılmıştır.
Yine, kulüplerimizin altyapılarına gerekli destek
Türkiye Futbol Federasyonu olarak tesis yapımında yüzde 35lere varan
oranda destek yapılmakta. Bu da kanuna konmuş vaziyettedir.
Üçüncü Lig kulübü olmayan illerimizde de geçen hafta bunlar
arasında müsabakalar yapılmış ve bu müsabakalar sonucunda
ancak Üçüncü Ligi hak eden kulüpler, yani kendi gruplarında şampiyon
olan kulüpler Üçüncü Lige çıkmaya hak kazanmışlardır.
Bundan sonra bir aşama daha var: Yine yirmi ilde, Üçüncü Lig kulüpleri
olmayan iller arasında, yine gruplar arasında müsabakalar
yapılacak ve buna göre de Üçüncü Lige çıkarılacaktır.
Tasarıyla Türkiye Futbol Federasyonu teşkilat
yapısı ile futbolun işleyişinin, Uluslar arası Futbol
Federasyonu Birliği (FIFA)nin öngördüğü kurallara uygun olarak
yeniden yapılandırılması öngörülmektedir. Her türlü futbol
faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye'yi futbol konusunda
yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk tüzel
kişiliğini haiz özerk Türkiye Futbol Federasyonunun teşkilat,
görev ve yetkilerine ait esas ve usullerin yeniden düzenlenmesi öngörülerek,
17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş
ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda daha önce kabul edilen Kanunla,
Türkiye Futbol Federasyonunun özerkleşmesi konusunda çok ileri
adımlar atılmış, spordan sorumlu Devlet Bakanlığının
Federasyon üzerindeki gözetim ve denetim yetkisi ortadan
kaldırılmıştır. Dolayısıyla, artık
idari bir vesayet yetkisinden söz edilmemektedir. Ancak, futbol yönetiminin
tamamen özerk olması gerekmektedir. İki yüz yedi üyesi bulunan FIFAda
ülkeler futbol yönetimini kendi ana statüleriyle yönetmektedirler. Futbolu
kanunla yöneten ender ülkelerden birisi de Türkiyedir.
Tasarıyla, futbol yönetimi, futbolla ilgili
işleyişler ve kurallar, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından
çıkarılacak statüye bırakılmaktadır. Türkiye Futbol
Federasyonu, FIFA ve UEFAya bağlıdır. Tüm dünyada olduğu
gibi Türk futbolunun da uluslar arası kurallarla yönetilmesi
gerekmektedir.
Burada, bir kanunda bulunması zorunlu olan hususlar
dışında hiçbir şey tasarıya dahil edilmemiştir.
Gerekli olan unsurlar dışında futbol yönetimine ilişkin
bütün esaslar artık Türkiye Futbol Federasyonu statüsüyle belirlenecektir.
Türkiye Futbol Federasyonunun yönettiği bütçe önemli bir
meblağa ulaşmıştır. Bu tasarının
yasalaşmasıyla, denetim yetkisi Türkiye Futbol Federasyonu Genel
Kuruluna geçecektir. Futbol aktörlerinin hak ve hukuklarını en iyi
şekilde koruyarak, denetimini gayet iyi yapacaklarına
inancımız tamdır. Yasama organı, bu tasarıyla, Türkiye
Futbol Federasyonu Genel Kuruluna bir nevi yasama yetkisi devretmektedir. Bu
anlamda, Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu âdeta futbolun parlamentosu
konumuna gelecektir. Amacımız, özerkliği güçlendirmek,
sorunları futbol ailesi içinde çözebilecek bir mekanizma
oluşturmaktır, Türkiye Futbol Federasyonu prestij ve etkinliğini
artırmaktır.
Futbol Federasyonumuz, özel tüzel kişiliğe sahip özerk
bir kuruluştur. Bu, aslında, bizim idari hayatımızda
teşkilatlarımız içerisinde tipik bir örgütlenmedir. Futbol
Federasyonu bir taraftan kamu hizmeti görmektedir, diğer taraftan da kamu
kaynaklarını kısmen de olsa kullanmaktadır.
Dolayısıyla, bu iki önemli vasıf onun kamusal bir
ağırlığını bize göstermektedir. Ancak, Yasa,
futbol yönetiminden sorumlu bu kuruluşumuzun bir özerk kuruluş
olduğunu ifade etmiştir. Bilindiği üzere, özerklik statüsü daha
çok kamu kurumlarına verilen bir statüdür. Yani hiçbir özel tüzel
kişiliğe bizim yasamız, bizim Parlamentomuz özerklik statüsü
vermemiştir ama futbolun özelliğinden dolayı futbol
organizasyonuna, futbol yönetimine özerklik statüsü verilmiş
bulunmaktadır.
Şimdi bunun yanında bir de Federasyonumuzun uluslar
arası bağlantılar açısından durumu söz konusudur.
Bilindiği gibi dünyada futbolu yöneten iki önemli kuruluş
vardır: FIFA ve UEFA. Dünya Futbol Birliği ve Avrupa Futbol
Birliği olarak tanımlayabileceğimiz iki önemli organizasyon
vardır. Bizim Futbol Federasyonumuz da bu iki önemli organizasyonla
ilişkilidir ancak ne yazıktır ki hem kanunda hem de ana statüde
bugüne kadar FIFAya ve UEFAya üye olduğu yazılı değildir.
Amaç maddesine bakarsanız, kuruluş maddesine bakarsanız sadece
Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabi olduğu, ulusal ve uluslar
arası düzeyde futbolun organizasyonunu yönetmekle görevli olduğu
ifade edilmektedir. Futbolun yönetimine ilişkin hukuki kurallar tam olarak
yerine getirilememiştir. Bu konuda bir eksiklik, bir norm
eksikliğiyle karşı karşıyayız.
FIFA 2005 yılında bir çalışma
başlattı. Şöyle ki: Ulusal federasyonlar ana statülerini
FIFAnın statüsüne uyumlaştırsınlar. Çünkü her ülkede
değişik kurallar uygulanıyor. Böyle bir çalışma
başlatıldı ve bu çalışma bizim Federasyonumuza da
iletildi. Daha önceki genel kurullarda yaşanan sıkıntılar
da FIFAya intikal ettiği için bir uyuşmazlık ortaya
çıktı. Dolayısıyla bu standart statünün düzenlenmesi
çerçevesinde geçmişte yaşanan bu ihtilafların da giderilmesi
konusunda bir çalışma başlatıldı.
Futbol Federasyonumuz 2 Kasım 2007 tarihinde spordan sorumlu
Devlet Bakanlığına bir yazı göndererek Kanunda
yapılacak değişiklikleri Genel Kurulumuza sunduk ve Genel
Kurulumuz bunu onayladı. Şimdi size bunu gönderiyoruz. Bunun yasama
prosedürünü tamamlamanızı istiyoruz. dedi. Yani bir ihtiyaçtan
kaynaklanan bu tasarı spordan sorumlu Devlet
Bakanlığımız tarafından hazırlanarak Bakanlar
Kuruluna sunulmuş ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmiştir.
Şimdi, özü itibarıyla Futbol Federasyonu Genel Kurulunda
kabul edilen maddelerin büyük bölümü bu tasarıya dâhil edilmiştir,
bir iki madde hariç tasarı içerisinde yer almıştır. Mesela
ne var? Orada icra kurulu kurulması diye bir hüküm var. İcra kurulu
dediğimiz şudur: Çok olağanüstü durumlarda, Yönetim Kurulunun
toplanmasının çok zor olduğu durumda 3 veya 5 kişilik bir
acil kurul karar alıyor ve bu karar ilk Yönetim Kurulu
toplantısında onaya sunuluyor. Ama artık dünyada ve ülkemizde
iletişim son derece hızlı olduğu için, Futbol
Federasyonunun Genel Kurulunun toplanması bu kadar uzun süreye mal
olmayacağı için böyle bir icra kurulu şimdilik öngörülmedi
veyahut da böyle bir şeye gerek olmadığı kanaatine
varıldı. Yalnız, Yönetim Kurulu, yine, yasaya gerek
olmaksızın böyle bir kurul da kurabileceği yetkisi kendisine
verilmiştir.
Bunun dışında, Türk Futbol Federasyonunun UEFA ve
FIFAya üyelik konusu: FIFAnın ve UEFAnın uluslar arası
evrensel kurallarının bizim Federasyonumuz tarafından da takip
edileceğine ilişkin önemli maddeler bu tasarıya dâhil
edilmiştir. Onun dışında, iki tane yeni organ teşekkül
ettirilmiştir: Birincisi uyuşmazlık çözüm kurulu, diğeri de
disiplin kurulları.
Değerli milletvekilleri, futbol organizasyonunu, futbol
yönetimini parlamenter sisteme de bir anlamda benzetebiliriz. Yani, yasama,
yürütme ve yargı fonksiyonlarını birlikte bünyesinde
barındırmaktadır. Yasama organını Genel Kurul
teşkil ediyor, yürütmesi Yönetim Kurulu ve yargısı da spor
mahkemeleri dediğimiz mahkemeleri, yani Tahkim Kurulu, Disiplin Kurulu ve
yasayla birlikte getirdiğimiz uyuşmazlık çözüm kurulu da futbol
yönetiminin yargısal boyutunu oluşturmaktadır.
Bu yasayla birlikte, FIFAnın da öngördüğü üzere, bir
uyuşmazlık çözüm kurulu öngörülmektedir. Bu uyuşmazlık
çözüm kurulu âdeta istinaf mahkemesi gibi, yani temyizden önce bir alt kademe
gibi. Burada, kulüpler ile kulüpler arasında, kulüpler ile futbolcular
arasında, yani futbol ailesinin kendi içindeki ihtilaflara ilk derecede
bakacak ve kararları itiraza açık bir spor mahkemesi
kurulmaktadır. Ayrıca, disiplin kurulu da bu yasayla birlikte
kuruluyor. FIFAnın da çok isabetli bir şekilde temas ettiği
gibi, Futbol Federasyonunun Yönetim Kurulunun bir yargı organı gibi
karar vermesi fonksiyonuna son veriliyor.
Onun dışında, genel kurula ilişkin bazı
hükümlerde değişiklikler yapılmıştır, hem
Federasyonun Genel Kurulunda yapılan değişiklikler hem de
olmasını öngördüğümüz bazı değişiklikler de
burada yer almıştır.
Genel Kurulun olağanüstü toplanma sayısı Futbol
Federasyonumuzun Genel Kurulunda kabul edilen metinde, bu, üçte 2 olarak çok
yüksek bir nisapla öngörülmüştür. Takdir edersiniz ki olağanüstü
genel kurulu toplamak için üçte 2lik bir nisabın aranması çok
zorlayıcı bir unsurdur. Yani, FIFAnın da zaten böyle bir nisap
öngörmesi söz konusu değildir, bu yüzden yüzde 40a
düşürülmüştür. Yani yüzde 40 oyla genel kurul delegesi
olağanüstü genel kurulun toplanmasını istiyorsa yüzde 40 üyenin
oyu yeterli olacaktır.
Bir de genel kurulun delege yapısına ilişkin
Türkiye'nin gerçeklerine uygun bir düzenleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere futbola katma değeri sağlayan kulüplerdir. Yani
bu işin zahmetini, eziyetini çeken kulüplerdir. Dolayısıyla
kulüplerin Federasyon Genel Kurulunda daha çok temsil edilmesi işin
hakkaniyetine uygun bir iştir. Şimdi taban birlikleri dediğimiz
bazı birlikler var, bazı dernekler var. Bunların bir
kısmı geçmiş yasalarda genel kurul delegesi olarak kanunla
alınmış. Bugün Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüze, spordan
sorumlu Devlet Bakanlığımıza o kadar çok dernek ve
vakıf müracaat etmiştir ki Ben de futbolla ilgileniyorum, beni de
mutlaka Futbol Federasyonu Genel Kurulunun delegesi yapın. diye. Yani bu
sonu gelecek bir hadise değil. Onun için, burada kulüplere
ağırlık veren, kulüp delegelerinin temsiline
ağırlık veren bir genel kurul
yapılandırılması söz konusudur. Burada Süper Lig
takımlarına, Birinci Lig takımlarına, İkinci Lig ve
Üçüncü Lig takımlarına daha geniş bir temsil hakkı
tanınmıştır. Dolayısıyla futbol kulüplerin
işidir. Bir söz sahipliği söz konusuysa kulüplerin burada daha çok
söz sahibi olması da gerekir diye düşünmekteyiz.
Sayın milletvekilleri, spordan sorumlu Devlet
Bakanlığının denetim ve gözetim yetkisi kaldırılmıştır
ve bu konuda Bakanlığa tanınmış yetkilerden de
vazgeçilmiştir. Yani vazgeçeceksek, Parlamentomuz geneli itibarıyla
yasama yetkisinden bir vazgeçme söz konusu olacaktır.
Bir geçici madde vardır ki, geçici maddede deniliyor ki:
Otuz gün içerisinde bu Federasyonumuzun Genel Kurulu toplansın hem de bu
kanunun öngördüğü statü değişiklikleri ana statüsüne eklensin ki
kural yoksunluğu ortadan giderilsin hem de seçim konusu gündeme
getirilsin. Çünkü bundan evvelki Genel Kurulun şu andaki mevcut yönetime
vermediği yetkileri, bu kanunla, biz, yeni yönetime vermekteyiz.
Tahkim Kurulu eskiden Genel Kuruldan seçiliyordu. Şimdiki
düzenlemeyle, Tahkim Kurulunu, yani sporun önemli bir mahkemesini atama yetkisi
Federasyon Başkanına ve yönetime bırakılmaktadır. Onun
dışında Uyuşmazlık Çözüm Kurulu gibi çok önemli bir
spor mahkemesinin atanması, üyelerinin atanması,
başkanının atanması Futbol Federasyonu Başkanına
veya yönetimine verilmektedir. Bunlar çok önemli değişikliklerdir.
Türkiyedeki her türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek ve
denetlemek önemli getirilen değişikliklerden bir tanesidir.
Yine, futbolun gelişmesini, yurt sathına
yayılmasını sağlamak, FIFA ve UEFAnın yetkili
organları tarafından konulan kuralların gereği gibi
uygulanmasını sağlamak, ulusal talimatları hazırlamak
ve Türkiyeyi futbolla ilgili konularda yurt dışında temsil
etmek.
Yine, yurt içi ve yurt dışı futbol faaliyetleri
için plan, program, benzeri her türlü düzenlemeyi ve anlaşmayı yapmak
ve başarılı sonuçlar sağlanması için gerekli
tedbirleri almak.
Her düzeyde müsabakalar düzenlemek ve millî takımlar ile
kulüp takımlarının uluslar arası müsabakalara
katılması ve mücadele edebilmesi için gerekli tedbirleri almak.
Fair play kurallarına uygun olarak bağlılık,
dürüstlük ve sportmenlik prensiplerini gözetmek.
Üyelerinin, kulüplerin ve futbolcuların, hakemlerin,
yöneticilerin, teknik direktör ve antrenörlerin, sağlık personeli,
futbolcu temsilcileri ve müsabaka organizatörleri ile diğer tüm
ilgililerin Uluslar arası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA)
ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) ve Türkiye Futbol
Federasyonu tarafından konulan statü, talimat ve düzenlemeler ile
bunların yetkili kurulları tarafından verilen kararlara uymalarını
sağlamak.
Yine, getirilen yeni bir eklemeyle, şiddet, şike,
teşvik primi, ırkçılık, doping ve her türlü
ayrımcılıkla mücadele etmek. Daha önceki kanunda şike ve
teşvik primi yoktu, bunlar da kanuna ilave edilmiştir.
Yine, bünyesinde futbol branşı bulunan engelliler spor
federasyonlarına her türlü ayni ve nakdî yardımda bulunmak. Bunu çok
önemsiyoruz.
Yine, biraz önce sözlerime başlarken bahsettiğim gibi,
futbolu geliştirmek amacıyla bünyesinde futbol branşı
bulunan amatör futbol, spor kulüp ve federasyonlarına her türlü ayni ve
nakdî yardımda bulunmak. Çünkü futbolun tabanını amatörler
teşkil etmektedir. Amatörler bizim göz bebeğimizdir. O yüzden,
amatörlere gerekli nakdî ve ayni yardımda bulunmak Türkiye Futbol
Federasyonun en büyük görevlerinden birisidir.
Türkiye Futbol Federasyonunun yapması gereken görevler olarak
bunlar belirlenmiştir kanunda.
Tasarının yasalaşması hâlinde Türkiye Futbol
Federasyonu teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın
çalışma usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve
birimler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat
birimlerinin görevleri ile bu kanunun uygulanmasına dair diğer
hususlar Federasyonun üyesi bulunduğu Uluslar arası Futbol
Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları
Birliği (UEFA) kurallarına uygun olarak genel kurulun yapacağı
ve Resmî Gazetede yayımlayarak yürürlüğe girecek ana statü ile
yönetim kurulunun yapacağı statü ve talimatlarla belirlenecektir.
Geçen hafta, bildiğiniz gibi, Antalyada dört gün süreyle,
parlamenter spor kulübümüzün futbol takımı, Avrupadan davet ettiğimiz
Polonya, Macaristan, İtalya, Kazakistan, Romanyayla bir turnuvada
buluştu. Futbol tüm ülkelerin ortak paydası ve TRT 3 de -sağ
olsun- yayınladı, Avrupa ülkelerinde de yayınladı.
Bunların geri dönüşümü bize çok iyiydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Arıcı,
konuşmanızı tamamlayınız.
ABDURRAHMAN ARICI (Devamla) Teşekkür ederim.
Orada gelen 100ün üzerinde parlamenterle ikili ilişkilerde
de bulunduk. Avrupa Birliği yolunda bize zaten destek oluyorlardı. Bu
futbol dolayısıyla, futbol ilişkileriyle, sahadaki
ilişkilerle de bu desteğin süreceğini kendileri dile getirdiler.
Nasıl haziran ayında Avrupadaki Avrupa
Şampiyonasında tüm ortak paydalar futbolla birleşmişse
futbol, spor bu konuda önemli adımlar atmaktadır.
Yasanın hayırlı olmasını diliyor, yüce
heyeti de saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şahsı adına Bitlis Milletvekili Cemal Taşar.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CEMAL TAŞAR (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 343 sıra sayılı Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının tümü
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, insanlık kendi tarihi içinde
doğadan kopuşla birlikte kendine yeni amaçlar edinmiştir.
Bunların en öne çıkanı da sanat ve spordur. Özellikle spor
birimleri içindeyse futbolun doğuşunun yakın bir tarih
olmasına rağmen, bu yüzyılda bütün dünyada futbol, tarifi
imkânsız bir karşılık görmüştür. Bireyin ve toplumun,
dinlerin ve ülkelerin, yoksulların ve zenginlerin insanlık tarihi
boyunca doğal örgütlenme ve kendiliğinden hareket etme becerisi,
futbolun dışında sanatta, siyasette ve hatta dinî eğilimler
dâhil, futbol kadar insan yaşamında karşılık
görmemiştir. Dünyanın globalleşmesinde en büyük ve tek ortak
noktanın futbol olduğunu söylesek mübalağa etmiş
olamayız.
Futbol, çağımızda geniş kitleleri etkilemekte,
uluslar arası ilişkileri geliştirmekte büyük bir güce sahip
olmakla birlikte, dünya barışına katkı sağlaması
bakımından da evrensel, vazgeçilmez bir faaliyettir. Bununla birlikte
futbol, bir spor olmakla beraber aynı zamanda bir endüstri durumuna
gelmiştir.
Sporun tarihî gelişimi sonucu ortaya çıkan profesyonel
spor, sadece zevk için boş zamanları değerlendirme faaliyeti
olma dışında kazanç elde etme amacı güden bir
uğraş hâline gelmiştir. Sanayileşme ve kentleşme süreci
sporun bir meslek olarak seçilmesini gündeme getirmiş, bu gelişme
sonucunda da sporun bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve yazılı hukuk
kurallarıyla düzenlenmesi ihtiyacını ortaya
çıkarmıştır.
Değerli milletvekilleri, futbolun en üst yönetici kurumu olan
FIFAnın kendisine üye ulusal federasyonların düzenlemeleri hakkında
yapmış olduğu uzun araştırmalar neticesinde
federasyonların çok farklı şekillerde
yapılandığı tespit edilmiştir. Birçok ulusal
federasyonun düzenlemeleri FIFAnın kendi düzenlemelerinde öngördüğü
temel prensipleri barındırmadığı, hatta bu düzenlemelere
aykırı hükümler içerdiği belirlenmiştir. Bu sebepten
dolayı her türlü futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası
kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve
Türkiyeyi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil
etmek üzere özel hukuk tüzel kişiliğine haiz özerk Türkiye Futbol
Federasyonunun teşkilat görev ve yetkilerine ait esas ve usullerin yeniden
düzenlenmesi öngörülerek 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye
Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmaktadır. Görüşülen bu tasarıyla Türkiye
Futbol Federasyonunun teşkilat yapısı ve futbolun
işleyişi, Uluslar arası Futbol Federasyonları
Birliğinin öngördüğü kurallara uygun olarak yeniden
yapılandırılmaktadır. Yapılan düzenlemeyle Türkiye Futbol
Federasyonunun teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın
çalışma usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve
birimler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat
birimlerinin görevleri ile bu kanunun uygulanmasına dair diğer
hususlar, Federasyonun üyesi bulunduğu Uluslar arası Futbol
Federasyonları Birliği ve Avrupa Futbol Federasyonları
Birliği kurallarına uygun olarak genel kurulun yapacağı ve
Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek ana statü ile yönetim
kurulunun yapacağı statü ve talimatlarla belirleneceği
esası getirilmektedir. Böylece, FIFA ve UEFA kurallarında veya
kriterlerinde meydana gelecek olan değişiklikler nedeniyle kanun
değişikliği yapmak yerine Türkiye Futbol Federasyonunun ana
statüsü ve talimatlarında yapılacak değişikliklerle futbolun
ulusal mevzuatı uluslar arası mevzuata uygun hâle getirilecektir. Bu
yapı sporun dinamizmine ve uluslar arası olma niteliğine daha
uygun bir yapılanma modelidir. Bu tasarı kanunlaştıktan
sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi artık sık sık futbolla ilgili
kanunlarda değişiklik yapmak zorunda da kalmayacaktır. Bu
vesileyle, Türk futbolu da daha güzel yerlere gelecektir.
Sözlerime son verirken bu tasarıya emeği geçen herkese
teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şahsı adına Kocaeli Milletvekili Fikri
Işık.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Konuşmayacağım.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Evet, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU
KURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDA
KANUN TASARISI
Amaç
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; her türlü futbol
faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiyeyi futbol konusunda
yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk
hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol
Federasyonunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve
usulleri düzenlemektir.
BAŞKAN Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak.
MHP GRUBU ADINA ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 343 sıra
sayılı Futbol Federasyonumuzla ilgili tasarının 1inci
maddesinde grubum adına söz aldım. Hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum.
Kıymetli arkadaşlar, evrensel rekabete ve
müsabıklığa evrensel kurum ve kurallara uyarak
hazırlanılmalıdır. Bu tasarıdaki amaç Türkiye futbol
organizasyonunu FIFAya uygunluk hedefini esas almaktadır.
Dolayısıyla kurallar, kararlar, karar alıcılar,
uygulayıcılar; kararlara, kurallara muhatap olanlar,
dolayısıyla tüm aktörlerin rolleri, hak ve ödevleri her kesim
tarafından özümsenmesi gerekmektedir. Bunu temin etmek, tarafların,
aktörlerin ortak aklıyla, kural koymakla, kural koyucuların
koydukları kuralların, hak ve ödevlerin taraflar tarafından
doğru anlaşılmasıyla ancak doğru bir istikamet temin
edilebilir.
Şimdi, Türkiyede bugüne kadar Futbol Federasyonumuzla
ilgili, futbol alanıyla ilgili yapılan kanun tasarı,
tekliflerinde hiçbir zaman, acaba bu ortak akıl bulunmaya
çalışıldı mı? Bunu ben, sizlerin ve yüce milletimizin
takdirlerine sunmak istiyorum.
En kısa zaman içerisinde, bu bizim üçüncü defa aynı
konuyla ilgili yaptığımız bir görüşmedir.
Dolayısıyla, Sayın Başbakan diyor ya Eski
alışkanlıklar Türk siyasetinden gitmeli. aslında belli
zaman dilimleri içerisinde, Türk siyasetine muttali olmayan insanlar için bu
sözler cazip gelebiliyor ama bana bir şeyi hatırlatıyor: Bir
konuda, üç beş ay içerisinde üçüncü defa kanun tasarısının
görüşülmesi, zamanında İttihat Terakkinin Enver
Paşasının Yok kanun, yap kanun. mantığıyla
buraya tasarılar getiriliyor ve hatta, işte burada dile
getireceğim konuda bile kanunun ruhuna, lafzına hiç uyulmadan, dikkat
edilmeden, birtakım cümlelerle kanunlar geçiştiriliyor, sonra da
Acaba yeniden nasıl yapı veya söz değişiklikleri temin
edilebilir? diye bunlarla uğraşılıyor.
Bakın, Kanunun 1inci maddesinde diyor ki: Bu Kanunun
amacı her türlü futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası
kurallara göre yürütmek
Kıymetli arkadaşlar, eğer bir kural millî ise bu
nasıl milletlerarası, eğer milletlerarası kurallara göre
yürüteceksek bu nasıl bir millî kural olacak? Şimdi -ama ben
Sayın Bakanımızın da olurunu almak istedim- bunun
şöyle düzeltilmesi mümkün olabilir diye düşünüyorum: Eğer
milletlerarasından sonra gelmek üzere, müsabakaları
hazırlamak yani millî müsabakaları, milletin kendi içerisindeki
müsabakaları veya kurallarını hazırlamak anlamında,
müsabakaları hazırlamak, organize etmek, faaliyetleri
milletlerarası kurallara göre yürütmek şeklinde
değiştirilirse bu 1inci maddedeki cümle düşüklüğünü ve
çalakalem yazılmış olduğunu engelleyebiliriz kanaatindeyim.
Sayın Bakanımız diyor ki: Eskiden de böyle. Eskiden de
böyleyse yanlışı devam ettirmenin de bir anlamı
olmadığı kanaatini taşıyorum.
Bu neden kaynaklanıyor kıymetli arkadaşlar? Bugün
uğraştığımız bu konular Türkiyeyi; çok ama çok
meşgul etmiş bir alanda
Hepimiz biliyoruz ki Futbol Federasyonuna
bir siyasi müdahale yapıldı. Bu siyasi müdahale yapılırken
ben, bir devlet adamı hayatı içerisinde
Kıymetli arkadaşlar, her zaman atasözleri çok önem
teşkil etmiştir. Bir atasözümüz vardır: Kişiye dayanma,
insana dayanma ölür, ağaca yaslanma devrilir. Ben, rahmetli Hasan
Doğan Beyi mütevazı bir insan olarak rahmetle anıyorum ama
ülkenin bir kurumu, hele hele uluslar arası bir kurumu kişiye
dayalı bir şekil vermeye eğer siyasi irade tarafından
çalışılırsa işte bugün Futbol Federasyonunun Merkez
Hakem Kurulundan başka başka birtakım organlarına
varıncaya kadar, hatta ve hatta kulüp başkanlarımızdan
antrenörlerimize varıncaya kadar basında okuduğumuz, tribünlerde
meydana gelen hadiselerin neler olduğunu sizler ve halkımız
doğru bilmektesiniz. İşte, bunları zemin hazırlamak
kurum, kural, kaide, hukuk dışında kişiye dayalı bir
mantık ve bir düzen, bir iktidar kurmanın gayretinden
kaynaklanmıştır.
Değerli arkadaşlar, Türk futbolunun uluslar arası
teşkilatlanması, temsil edilmesi sadece ve sadece millî müsabakalar
olarak ele alınmamalı. Eğer biz Türk futbolunu
sporcularıyla, takımlarıyla, hakemleriyle, antrenörleriyle,
menajerleriyle, yöneticileriyle, basın elemanlarıyla uluslar
arası nitelikte ve uluslar arası rekabet edebilecek güçte
yetiştirmediğimiz sürece Futbol Federasyonunun sadece ve sadece millî
maçları, millî müsabakaları uluslar arası organize etmiş
olması onun bu görevlerini yerine getirdiği anlamına gelmez. Dolayısıyla
buradan hareketle, özerklik kazanan bir kurumumuzun, her şeyden önce, biz,
kaynaklarımızın, her alandaki kaynaklarımızın,
gerek ekonomik gerekse insan kaynaklarımıza varıncaya kadar
rasyonel, yerinde, etkin ve verimli kullanılmasının ancak
uluslar arası rekabette Türkiyeyi bir yerlere götüreceğine
inanıyoruz ve bu açıdan baktığımızda, futbol,
dünyada, hem hitap ettiği kesimler açısından hem sosyal olarak
hem psikolojik olarak hem de ekonomik olarak çok büyük alan işgal
etmektedir ve dolayısıyla ülkemiz için çok önemlidir, dünya için çok
önemlidir. Bunun için, bizim altyapılardan başlayarak
kaynaklarımızı doğru, yerinde ve etkin destekleyerek
kulüpleri, projeler karşılığında ve
başarıyı mükafatlandıracak şekilde yönlendirme ve
aynı zamanda destekleme olarak bunları iyi organize
edebildiğimizde biz uluslar arası alanda bir rekabet
şansına sahip oluruz.
Bizim, Futbol Federasyonumuzun sadece yurt dışı
müsabakalarda Türkiyeyi temsil etmesinin yeterli olmadığı
kanaatini taşıyorum ve şunu düşünüyorum:
İnşallah, birkaç ay sonra tekrar bu tasarı başka bir
değişiklikle veya başka ihtiyaçlarla Meclis gündemimize gelmez
kıymetli arkadaşlar. Çünkü bunun, bu tasarının daha çok
rahat bir şekilde, daha rahat bir gözlem içerisinde gözden geçirilerek ve
aktörlerin, bütün aktörlerin mutabakatıyla Meclis gündemine gelmesinde
sağlıklı bir futbol yasasının çıkmasında
fayda vardı ama tasarı, hakkıyla, ne basında ne Meclis
gündeminde ne taraflarda tartışılmadı. Gene, bir kısa
süre içerisinde bu tasarı Meclis gündeminden geçiriliyor. Ama dediğim
gibi İnsana yaslanma ölür, ağaca yaslanma devrilir. Eğer
İktidar Odalar Borsalar Birliğinden kayak federasyonlarına
varıncaya kadar toplumun bütün katmanlarına, bütün sivil toplum
örgütlerine müdahale etmeye devam ederse tabii ki bu konulardaki
gelişmeler milletimizin aleyhine olacaktır.
Belediyelerin spor örgütlenmelerine müdahalelerine gelince:
Kıymetli arkadaşlar, belediye bütçelerinden, belediye
kaynaklarından spor kulüplerinin desteklenmesine evet ama belediye bütçesi
spor kulüplerine destek oluyor diye kulüp yönetimlerinin siyasete alet edilecek
şekilde bu yardımların bir silah olarak kullanılması,
hatta ve hatta federasyon seçimlerine delege gönderilinceye kadar belediye
başkanlarının isteklerine göre isimlerin tespit edilmesi, işte
bu özerkliğe ters düşen, siyasetin arkadan dolanılarak
yapıldığı bir yol hâline gelmiştir Türkiyede.
Bunların da önlenmesi gerekmektedir.
Tabii ki hukuk, kural koyar ama o kural mantığa uyarsa
yaşanılabilir olur. Dolayısıyla, onu denetleyen, hukuku
denetleyen mantıktır, vicdandır. İktidarı da denetleyen
hukuktur ama çoğunluğa dayalı işletilmediği zaman onu
da denetleyen mantıktır, vicdandır.
Bunları bilgilerinize sunmak istedim.
Hepinize teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, özerk federasyon diyoruz
değil mi? Bu yasanın amacı özerk bir federasyon yaratmak. Peki,
özerk federasyon, amatör anlayışla, dernekçilikle kurulan kulüplerle
olur mu arkadaşlar? Özerk federasyon diyoruz, Dernekler Kanununa göre
kurulan kulüplerle biz özerk federasyon yaratıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, önce kulüplerin mali
özerkliği olmalıdır. Eğer bir federasyon özerk olacaksa onu
oluşturan kulüplerin de ekonomik olarak özerkliğe
kavuşturulması lazım. Burada Federasyon Hep bana Rabbena.
diyor ve Siz beni ekonomik olarak kuvvetli yapın, kulüplerle çok da
enterese olmuyorum. diyor.
Değerli arkadaşlarım, bir kere Futbol Federasyonu
kulüplere sahip çıkmıyor, kulüplerin hakkına sahip
çıkmıyor, kulüplerin ekonomik özgürlüğüne sahip
çıkmıyor. Kulüpler adına İddaa oyununu oynatıyor.
Bunun tüm oyuncusu kulüpler ve maalesef, maalesef, iddia ediyorum, İddaa
oyunundan sadece sadece kulüplere verilen pay yüzde 7 arkadaşlar.
Arkadaşlar, siz, kulüpleri bir at olarak
koşturuyorsunuz, onun sırtından para kazanıyorsunuz, hadi
koş yavrum diyorsunuz, oradan gelen hasılatın sadece yüzde
7sini kulüplere veriyorsunuz. Ey Federasyon, kulüpleri savunmayan Federasyon,
böyle özerk olsan ne işe yarar? Kulüpleri savun kardeşim, kulüplerin
ekonomik özgürlüğünü savun, gel kavga et! Etmiyorsun, sadece yüzde 7yle
kulüpleri avutuyorsun, buna da seyirci kalıyorsun. Böyle özerk federasyon
olmaz arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, 31/12ye kadar 7,5 katrilyon
hasılat elde etmiş İddaa. Tamamen kulüplerdir bunun oyuncusu.
Sadece kulüplere verdiği para 450 milyar. Gerisi? Gerisi devlete yüzde 20
vergi. Ey devlet, önce sen şu kulüplerin ekonomik özgürlüğünü
sağla!
Arkadaşlar, geçen dönem, yüzde 11 İddaa oyununu yöneten
kuruma pay veriliyordu. Burada çıkan bir yasadan sonra -ben bu konuda Spor
Toto Teşkilatına teşekkür ediyorum. Yani hakkını da,
ihale konusunda yüzde 11den yüzde 1,85e düşürme konusundaki
çabasını da kutluyorum.- bir yüzde 10 daha kâr geldi oradan, yani
dağıtılabilir kâr ama hâlâ kulüplerin payı,
arkadaşlar, yüzde 7.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun geçerken Ey
Federasyon, benim kulüplerimin ekonomik özgürlüğü ne olacak? diye
sormuyorsun, Benim kanunumu buradan geçir. diyorsun. Olmaz arkadaşlar
bu. Önce, siz, kulüplerin ekonomik özgürlüğünü sağlayacak düzenlemeyi
yapın, ondan sonra getirin. Ben özerk olacağım
Özerk kulübü
olmayan bir federasyon, arkadaşlar, ilelebet özerk olamaz.
Sayın Bakan, bu konuda size de büyük görev düşüyor ama
kulüpler adına hep ihmal ettiniz. Kulüplerin ekonomik özgürlüğünün
sağlanmasında, kimseye minnet etmemesinde siz de çok iyi biliyorsunuz
ki kulüplerin ekonomik özgürlüğü önemli ama İddaa gelirlerinden
sadece sadece kulüplere yüzde 7 pay vererek, onlara bir sus payı vererek
kulüpleri mağdur ettiniz.
Bir de onlar arkadaşlar, temlik ediliyor. Yani kulüplerin
yaşaması için lazım olan para, eğer birileri o kulübü daha
önce yönetmişse bir de temlik ediliyor. Ondan sonra, bu İddaadan
gelen hiçbir para
Beş yıl, yedi yıl sonra İddaadan bir
kuruş almayacak kulüp var arkadaşlar. Beş yıl eğer
aynı ligde kalırsa İddaa gelirinden beş yıl kulübe bir
kuruş para girmeyecek, hep temlik verilmiş.
Sayın Bakan, İddaa gelirleri kulübün yaşaması
için verilmesi gereken bir paradır. İddaa gelirlerine haciz
konulamaz, temlik edilemez. şartı getirilmediği sürece
O
kulübün en azından o gün yaşaması için, birilerine minnet
etmemesi için, birilerine el açmaması için haciz ve temlik
kaldırılmalıdır İddaa gelirinden. Kimse gelip oraya
haciz de koyamamalı, temlik de edememeli arkadaşlar. O kulübün
yaşaması için bu gerekiyordu ama maalesef bunu
sağlamadınız. Siz yüzde 7 payla kulüplere sadece bir sus
payı verdiniz.
Değerli arkadaşlarım, Süper Lig kulüpleri
İddaadan yani yüzde 7 verilirse
Yüzde 7 veriyorlar yani
hasılatın yüzde 7si. 49 ikramiyeye gidiyor, 51ini yönetiyorlar, 51i
bir yerlere gidiyor. Sadece kulüplere yüzde 7 gidiyor. 51in
100ün yüzde
7si. Süper lig kulüplerine oynadıkları maça göre, Türkiye
kupası veya şeye göre yaklaşık yıllık 3,5
trilyon, Bank Asya Ligindeki kulüplere 1le 1,5, İkinci Lig kulüplerine
750yle 800, Üçüncü Lig kulüplerine ise 300le 400 bin lira arasında para
gidiyor.
Değerli arkadaşlarım, eğer bir Süper Lig
kulübü yüzde 7lik rakam
Yüzde 7lik rakam, 51den kalan, 51in yüzde 3,5u
yapıyor arkadaşlar, yani yüzde 3,5unu veriyor. 51den kalan yüzde
3,5u, siz yüzde 3,5 daha artırdığınız zaman, yani
hasılatın yüzde 15ini veya 20sini kulüplere verdiğiniz zaman
Türkiye liglerinde tüm kulüpler özerk olur, özgür olur, kimseye minnet etmez
arkadaşlar.
Bir yıldır burada söylüyorum. Hepiniz bunu çok iyi
biliyorsunuz, her gün hepinizin başında ama her nedense hep seyirci
kaldık ve Federasyon da duyarlı davranmadı, bunun sahibi
Federasyon olmasına rağmen. Kulüplerin avukatı, sahibi
Federasyondur. Ben burada Federasyonu kulüplerin hakkını
savunmadığı için bu konuda kınıyorum. Bir gün
adımını atmadı, bir gün Benim kulüplerimin
hakkını ver. demedi.
Değerli arkadaşlarım, ikinci bir sorun var.
Kulüpler dernek şeklinde yönetiliyor. Belki bir on sene sonra kulüplerde
bir tek -özellikle İkinci Lig, Üçüncü Lig, Bank Asya Liginde kulübü olan
şehirlerde- yönetici bulamayız arkadaşlar. Öyle bir şey var
ki Dernekler Kanunuyla yönetiyorsun
Örnek vereceğim: Silifkespor 2003
yılında feshedilmiş arkadaşlar, kulüp kendini
feshetmiş. 2003... O gün gene kulübün birtakım şeyleri
varmış, feshetmişler. Aradan geçmiş altı yıl ve
Silifkesporda o gün, son on yılda kimler yöneticilik yapıyorsa
şu anda 500 milyar lira hepsine haciz gitmiş durumda. Evlerini satıyorlar
arkadaşlar. Arkadaşlar, böyle bir anlayış olur mu ya! Siz
2003 yılına müdahale etmeyin, 2003 yılında senin borcun
var. demeyin, aradan geçecek altı sene, altı sene sonra sen, o
kulüpte kimler yöneticilik yapmışsa hepsinin evine barkına,
maaşına, neyi varsa haciz göndereceksin arkadaşlar. Yani böyle
bir şey olur mu?
Sayın Bakan, eğer Federasyon kulüplerin bu konusuna,
yönetim anlayışına farklı bir anlayış getirmezse
siz Anadolu kulüplerinde, Üçüncü Lig ve İkinci Lig kulüplerinde yönetici
bulamayacaksınız.
Değerli arkadaşlarım, yine, bu Mecliste destek olan
arkadaşlara teşekkür ediyorum. Başta Sayın Uzunırmak,
Abdurrahman Bey, tüm grupların, tüm arkadaşlarımızın
ortak şeyiyle kulüplere bir nefes aldırmaya çalıştık.
Bir bakın, acaba Federasyon ilgi duydu mu buna. Hangi kulüp
acaba bu sözleşmeyi yaptı da ve bu sözleşmeden sonra ilk taksidi
ödeyebilecek para buldu? Bir lütfetsin baksın Federasyon, bunlarla bir
ilgilensin.
Eğer siz kulüpleri öldürmek istiyorsanız
Bugün kulüp
yöneticisi olarak belki sizin yanınızda olan insanın yarın
malı mülkü satılırsa siz vicdan azabı duymayacak
mısınız? Değerli arkadaşlarım, özerk federasyon
özerk kulüplerle olur.
Bir de başka bir şey söyleyeyim: Bazı iller çok
şanslı. Bazı bakanlarımız bu konuda çok becerikli! Çok
becerikli! Bazı bakanlarımız kendi futbol kulüplerine o kadar güzel
olanaklar tanıyorlar ki. Ama her ne hikmetse koskoca İzmir, koskoca
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADULLAH ERGİN (Hatay) Malatya
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Daha konuşmam
var, daha çok söyleyecek şeyim var. Daha bir sonraki
BAŞKAN Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Koskoca
İzmirim, garip İzmirim, yıllarca Altınordusundan,
Altayından, Göztepesinden, Karşıyakasından, sahibi
olmayan İzmirim
İzmirin böyle biraz becerikli bir bakanı
olsaydı İzmir kulüpleri bugün Birinci Ligde olurdu. Ama siz de
biliyorsunuz ki bazı kulüplere bazı bakanlarımız çok özel
ilgi duyuyor. Ey Sayın Bakanım, Türkiyede her kulüp senindir, sadece
senin ilinin kulübü sana ait değildir. Onun için siyaset spordan elini
çekmelidir. Spor sevgidir, barıştır, dostluktur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Şahsı adına Konya Milletvekili Ayşe
Türkmenoğlu.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 1inci maddesi hakkında şahsım
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün, tüm dünyayı etkileyen
evrensel bir oyun olan futbol, bu işlevinden dolayı uluslar
arası ilişkilerin gelişmesine ve dünya barışına
da katkı sağlamayı amaçlayan bir faaliyet hâline gelmiştir.
Son zamanlarda sıkça söylenen bir deyimle bugün için artık futbol,
sadece futbol değildir. Futbol tarihsel sürecinde sadece bir oyun olmaktan
çıkmış, büyük bir endüstri hâline gelmiştir. Bugün, futbol
ekonomik boyutuyla ayrı bir sektörel ilerleme kaydetmiş ve sadece
oyunu oynayan futbolcular dışında birçok profesyonel
mesleği içinde barındıran bir faaliyet alanına
dönüşmüştür. Bu inanılmaz gelişmeyle birlikte
sanayileşme ve kentleşme süreci, sporun bir meslek olarak seçilmesini
gündeme getirmiş, bu gelişme sonucunda da sporun bilimsel yöntemlerle
incelenmesi ve yazılı hukuk kurallarıyla düzenlenmesi
ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Günümüz futbolu, geldiği endüstriyel aşamada farklı
bir yapılanmaya gidilmesini zorunlu hâle getirmiştir. Futbolun
ticarileşmesinin getirdiği parasal gelir, futbol pastasının
finansal büyüklüğünü sürekli ve istikrarlı bir şekilde
artırmayı gerektirmektedir. Bu nedenle futbolun idari
yapılanması dışında Avrupada federasyonların
iktisadi ve mali olarak da farklı bir yapılanmaya gittikleri ve
ticaret hukukuna göre gelir elde eden iktisadi kuruluşlar olarak
yapılanmaya başladıkları görülmektedir.
Spor mevzuatı ise genel hukuk ilkelerine uygun olarak bütün
ülkelerin iç hukukuna etki edecek biçimde uluslar arası niteliktedir.
Uluslar arası spor örgütlerine üye olan ülkeler, bu kuruluşların
benimsediği ilkelere ve talimatlara uyacaklarını kabul
etmişlerdir. Bugün, Türkiye Millî Futbol Takımı sportif anlamda
önemli başarılara imza atmış ve Avrupa Futbol
Şampiyonasında yarı final oynama başarısını
göstermiştir. Sportif anlamda yakalanan bu başarıların
hukuki düzenlemelerle desteklenmesi amacıyla hazırlanan bu kanun
tasarısının, Türkiye futbolunun uluslar arası hukuk
kıstaslarına uygunluğunun sağlanmasına katkı
sağlayacağı kuşkusuzdur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 1nci maddesi ile kanunun amacı ve Türkiye Futbol
Federasyonunun, Uluslar arası Futbol Federasyonları Birliği
(FIFA) ile Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) üyesi
olduğuna yer verilmiştir. Maddede Bu kanunun amacı; her türlü
futbol faaliyetlerini millî ve milletlerarası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiyeyi futbol konusunda
yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk
hükümlerine tabi ve tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun
kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas usulleri
düzenlemektir.
Türkiye Futbol Federasyonu, Uluslar arası Futbol
Federasyonlar Birliği ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliğinin
üyesidir. hükmü yer almaktadır.
Ülkemizde profesyonel futbol faaliyetleri, 3813 sayılı
Kanun uyarınca kurulmuş Türkiye Futbol Federasyonu tarafından
yürütülmektedir. Futbol yönetiminin tamamen özerk bir yapıya
kavuşması ve kendi organları tarafından yönetilmesi
benimsenmiştir, bu doğrultuda geçmişte birçok düzenleme
yapılmıştır. Son olarak, tasarı ile yeni bir çerçeve
kanun hazırlanarak futbolun yönetimi uluslar arası kurallara göre
hazırlanan ana statüye bırakılmıştır.
Tasarı ile Futbol Federasyonunun teşkilat
yapısı ile futbolun işleyişinin Uluslar arası Futbol
Federasyonunun öngördüğü kurallara uygun olarak yeniden
yapılandırılması öngörülmektedir. Her türlü futbol
faaliyetlerini, millî ve milletler arası kurallara göre yürütmek,
teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiyeyi futbol konusunda
yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere özel hukuk tüzel
kişiliğini haiz, özerk Türkiye Futbol Federasyonun teşkilat,
görev ve yetkilerine ait esas ve usullerinin yeniden düzenlenmesi öngörülerek
17/06/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmaktadır.
Futbol yönetiminin tamamen özerk olması bugün artık
zorunluluk hâline gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Türkiye'nin, futbolu kanunla yöneten nadir ülkelerden biri hâline
gelmesi sebebiyle artık Türkiye'nin de FIFAnın ana statüsü
doğrultusunda Türkiye Futbol Federasyonunca çıkarılacak olan
statüye göre yönetilmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı ile futbol
yönetiminin futbol aktörlerince yapılması kabul edilmekte ve
dolayısıyla futbolun özerkliği güçlendirilerek oluşacak
sorunları futbol yönetiminin kendi içinde çözebilecek mekanizmanın
oluşmasına katkı sağlanmış olacaktır.
Bu düşüncelerle, kanunun Türk sporuna ve Türk futboluna
hayırlı olmasını dilerken, Türkiye Süper Liginde şu
dönemde bir onur mücadelesi vermekte olan Konyaspor camiamızın da bu
onur mücadelesinden başarıyla çıkmasını temenni
ediyorum. Bu vesileyle tüm Konyaspor camiamıza ve
taraftarlarımıza saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Saygılar efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, madde üzerinde
soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Doğru, buyurun efendim.
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanımıza bir soru sormak istiyorum:
Anadoludaki birçok statta, stat içerisinde, saha kenarında jimnastik
aletleri mevcuttur. Bu jimnastik aletleri Genel Müdürlük vasıtasıyla
mı oraya konmuştur? Bunların alımında ve oraya
yerleştirilmesinde sizin bir dahliniz olmuş mudur? Çünkü burada oraya
bir tabela koyuyorlar, şahıs isimleri vardır; o şahıs
isimlerinden dolayı da insanlar onların koymuş olduğunu
düşünüyorlar. Tabii bazıları da bayağı
kırılmış ve dökülmüş durumdadır. Bu konuda bilgi
almak istiyorum Sayın Bakanım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Uzunırmak
Sayın Uzunırmak
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, tabii ki benim sormak istediğim soru
belki direkt sizi ilgilendirmiyor, devletin birtakım başka
kurumlarını ilgilendiriyor ama spor sizin alanınız
olduğu için müdahale etmeniz gerektiği kanaatini taşıyorum.
Kamu kurumlarına olan kulüp borçlarıyla ilgili bir
haksızlık sürüyor. Bu da şöyle: Mesela, benim de yönetici
olduğum zaman içerisinde geçmişten gelen maliye ve sigorta
borçlarından dolayı İddaa gelirlerinin bir kuruşuna biz
dokunmadık ama daha sonra maliye Aydınsporun borçlarından
dolayı geçmişte yöneticilik yapmış 200 kişiye borç
çıkarttı ve hacze geliyor.
Şimdi, benim dönemimde mesela, hiçbir İddaa gelirine
dokunmadan maliyeye ve sigortaya geçmiş dönemin borçları kesildi ama
biz bu parayı kullanamadığımız hâlde, bizim
dönemimizde ve biriken borçlarla birlikte biz yükümlülük altına giriyoruz.
Şimdi, bunun acaba nerede bir düzenlemesi yapılabilir ki
her dönem kendi döneminde olan borçlardan mesul olsa en azından? Biz kendi
dönemimizdeki paraya dokunamıyoruz, maliyedeki sistem gereği
geçmişteki borca kesiliyor para ama daha sonra,
kullanamadığımız o kaynak, belki bizim dönemimizde
oluşan bir değer, onu kullanamıyoruz. Maliyeye kesildiği
hâlde, daha sonra, bizim farklı bir şekilde üzerimize geliniyor.
Birçok kulübümüz bu konuda mustarip ve gelecekte yönetici bulamayacak Anadolu
kulüpleri. Bunun nereden giderilebileceği, nasıl giderilebileceği
Spor Bakanı olarak -bir düzenleme gerektiği kanaatini
taşıyorum- düşünülür mü böyle bir şey?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, buyurun.
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ediyorum Başkanım. Soru soran arkadaşlarımıza
da teşekkür ediyorum.
Tabii, Sayın Uzunırmakın ifade ettiği konu
genelde bütün kulüplerimizin durumuyla yakından ilgili. Maalesef,
başta futbol kulüplerimiz olmak üzere amatör kulüplerimizin bugün bir mali
sıkıntı içerisinde oldukları bir gerçek. Ancak şunu da
kabul etmemiz lazım: 2002 yılından bu tarafa, İddaa ve Spor
Toto Teşkilatımız Türk sporunun en büyük sponsoru
konumundadır. Yani bugün İddaa gelirleri olmasa, isim hakları
olmasa emin olun birçok kulüp ligde mücadele etme şansını kaybeder
ve bugün liglerde sahaya çıkamaz durumda kalırlar. Onun için hem
Federasyona hem de spor kulüplerine İddaanın çok büyük ölçüde gelir
transfer ettiği bir gerçek ancak kulüplerimizin tabii, bütün bunlara
rağmen, bir mali sıkıntıları söz konusu.
Hatırlarsanız, bunu gidermek açısından geçtiğimiz
aylarda kulüplerimizin birikmiş, sigorta ve vergi borçlarını on
yıl erteleme gibi -çok uzun vadeli erteleme ve çok düşük faizlerle
erteleme konusunda- önemli bir karar aldık. Bunun büyük ölçüde
kulüplerimizi mali yönden rahatlattığı kanaatindeyim.
Şimdi, tabii -Mevlüt Bey de ifade etti, belki yeri
geldiği zaman ona da o konudaki görüşlerimi ifade edeceğim-
kulüplerimizin yaşaması bir kere mahallinden sahip
çıkılmasına bağlı. Belediyelerimizin, vilayetimizin,
özel idaremizin, milletvekillerimizin kulüplerimize, kulüplerimizin
altyapısına sahip çıkmaları gerekiyor ancak kulüplerimizi,
özellikle şehir kulüplerimizi bu şekilde yaşatabiliriz yoksa
Gençlik - Spor Genel Müdürlüğünden devamlı ödenek gelsin diye bir
beklenti içerisinde olursak bunun karşılığını
alamayız. Mutlaka her vilayet kendi dinamiklerini, kendi
imkânlarını, kendi potansiyellerini değerlendirerek bu kulüpleri
yaşatmak için elinden gelen desteği göstermek zorunda. Ha, biz
İddaa gelirlerinden ve Genel Müdürlük bütçesinden bize ayrılan paydan
sürekli gerek ayni gerekse nakdî olarak kulüplerimizi destekliyoruz ama bunun
yeterli olmadığını biz de biliyoruz. Onun için, mahallî
katkıların bu anlamda önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.
Bir kulüpler yasası çalışması içerisindeyiz.
Bu kulüpler yasası çalışması içerisinde, kulüplerin
alacakları, borçlanma süreleri, temlik konusu da dikkate
alınıyor. Her yönetimin kendi dönemiyle ilgili borçlardan sorumlu
olması ve temlik konusunda da belli bazı limitler getirilmesi bu
kulüpler yasası içerisinde düzenlemeyi düşündüğümüz maddeler.
Gerçekten çok ucu açık, hiç yönetimin sorumlu olmadığı
alanlarda kendilerine borç çıkartıldığı hususlar
karşımıza gelmekte. İnşallah, bu kulüpler
yasasıyla kulüplerimizin yönetimi ve mali yönden sorumlulukları da
dikkate alınacak.
Sayın Doğrunun sorusunu tam anlayamadım
açıkçası. Jimnastik aletlerinin spor sahalarımızın
kenarına kimler tarafından konulduğu konusunda. Bunu biz de
gönderiyoruz, yerel yönetimler de gönderiyor, bazen şahıslar da
REŞAT DOĞRU (Tokat) Sayın Bakanım,
şimdi, bir tabela asılı Falan adam bunu buraya
göndermiştir. diyor. Yani, reklam panosu gibi böyle bir isim
asılıyor. Dolayısıyla koymuşsa, göndermişse sahip
çıksın, oraya yenilerini koysun. Bu kadar.
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Anladım. Peki, bu konuda da arkadaşlarımızın dikkatini
çekeceğimizi ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
Tanım ve kısaltmalar
MADDE 2- (1) Bu Kanunda geçen;
a) FIFA : Uluslar arası Futbol Federasyonları
Birliğini,
b) UEFA : Avrupa Futbol Federasyonları Birliğini,
c) TFF : Türkiye Futbol Federasyonunu,
ç) Genel Kurul : Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulunu,
d) Başkan : Türkiye Futbol Federasyonu
Başkanını,
e) Yönetim Kurulu : Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunu,
f) İcra Kurulu : İki Yönetim Kurulu toplantısı
arasında acil karar alınması gereken hususlarda toplanarak karar
alan kurulu,
g) Denetleme Kurulu : Türkiye Futbol Federasyonu Denetleme
Kurulunu,
ğ) Disiplin Kurulları : Kulüpler ve kişiler
tarafından işlenen her türlü disiplin ihlalini veya sportmenlik
dışı davranışı, Yönetim Kurulu tarafından
hazırlanan Futbol Disiplin Talimatı çerçevesinde inceleyerek karara
bağlayan kurulları,
h) Genel Sekreter : Türkiye Futbol Federasyonu Genel Sekreterini,
ı) Genel Sekreterlik : Türkiye Futbol Federasyonu Genel
Sekreterliğini,
i) TFF Statüsü : Bu Kanunda belirtilen usul ve esaslar ile Kanunun
uygulanmasına yönelik diğer hususlara dair Genel Kurul
tarafından yapılan futbola ilişkin düzenlemeyi,
j) Talimat : Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü ve söz konusu
Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulu tarafından yapılan
düzenlemeyi,
k) Yan ve Geçici Kurullar : Türkiye Futbol Federasyonu merkez
teşkilatı içerisinde yer almayan, bu Kanunda belirtilen konularda
faaliyetlerin yerine getirilmesi için oluşturulan tali kurulları,
l) Kulüp Lisans Kurulu : Türkiye Futbol Federasyonu kulüp lisans
talimatı doğrultusunda başvuru sahibi bir kulübe lisans verilip
verilmeyeceğine karar veren kurulu,
ifade eder.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Bilecik Milletvekili Sayın Yaşar Tüzün.
Sayın Tüzün, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşmekte
olduğumuz 343 sıra sayılı Futbol Federasyonu kanununun
2nci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi
yarın 1 Mayıs. Emekçilerin demokratik hak ve özgürlükleri için
canları pahasına verdikleri mücadelenin simgesi olan 1 Mayıs
İşçi Bayramını içtenlikle kutluyorum. 1 Mayısın
öncelikle barış, kardeşlik, huzur içinde ve en önemlisi, özüne
uygun biçimde kutlanmasını diliyorum. Geçtiğimiz yıl
Taksimde yaşanan bu talihsiz olayların bir daha
yaşanmamasını temenni ediyor, buradan tüm emekçilerimize sevgi
ve saygılarımı sunuyorum.
Evet, değerli arkadaşlarım, futbol bütün dünyada
olduğu gibi ülkemizde de en çok sevilen ve seyircisi olan bir spor
dalıdır. Ülkemizde, Türkiyemizde spor denildiğinde
kuşkusuz futbol akla gelmektedir. Futbolun bu kadar ilgi ve rağbet
görmesi büyük bir sanayi kolunu da beraberinde getirmiştir. Ülkemiz
ekonomisine çok ciddi katkıları olan bir spor dalıdır. Tüm
bunların sonucu olarak da her seviyede kişisel ve toplumsal
etkinliklerin başını çekmektedir.
Bugün tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de milyonlarca
kişi âdeta futbol ile yatıp kalkmaktadır. Aynı zamanda,
futbolcu değişimleri ve uluslar arası turnuvalar, müsabakalar
büyük kitleleri bir yerden bir yere taşımaktadır. Bu durumuyla
futbol bir sanayi, bir ekonomik etkinlik olması yanında
kültürlerarası yakınlaşma ve kaynaşmayı da beraberinde
getirmektedir. Bu durumu futbol ile bir sanayi, bir ekonomik etkinlik
olması yanında kültürler arası yakınlaşma ve
kaynaşmayı beraberinde getirdiğini söylüyoruz ama bunu
gözlemlediğimiz çok az oluyor. Maalesef ülkemizde ve diğer ülkelerde
futbol arasındaki rekabetin çok olumsuz şartlarda da
yaşandığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu kanunla Türkiye Futbol
Federasyonu Statüsünün, FIFA ve UEFA Statüsüyle uyumlu hâle gelmesi futbola
olan ilgiyi daha da artıracaktır. Ayrıca, liglerin ve
müsabakaların daha sorunsuz oynanmasını sağlayacaktır.
Tabii ki bunlar olması gereken değişiklikler. Bunlar
yapılıyor ve yapılmaya da devam edecektir. Ancak, bu
değişiklikleri yaparken üzerinde iyi
çalışmadığımız, ilgililerden gerekli
görüşleri almadığımızda
Bundan önceki çıkan
kanunlara baktığımızda da altı yıl içerisinde
beş defa değişikliğe uğramış bir kanunu
bugün görüşüyoruz. Bu değişiklikler gösteriyor ki
hazırlanan kanun tasarıları, üzerinde yeterince görüşülme
yapılmadan ve tarafların da görüşleri alınmadan
hazırlanmış olduğu kanun tasarılarıdır.
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesindeki
federasyonların neredeyse tamamı özerk olmuştur. Bunu
destekliyoruz ve böyle olması gerektiğine inanıyoruz. Ama
maalesef hâlâ -burası çok önemli- daha, özerk federasyonlar kanunumuz
bulunmamaktadır, özerk federasyonlar kanunu yoktur. Hâlâ özerk olarak
tanımadığımız federasyonlar kanunsuz bir şekilde
idare edilmektedir.
3289 sayılı Kanunun ek 9uncu maddesiyle özerk olan
federasyonlar ki buna Futbol Federasyonu da dâhil hâlâ kanunsuz idare
edilmektedir. Bu durum Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme
Kurulu Raporunda da yer almıştır. 2/4/2009 tarihinde
yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu
Raporu incelendiğinde
Mutlaka Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüz ve
bu Müdürlükte çalışan çok değerli bürokratlarımız ve
spordan sorumlu Devlet Bakanımızın da bu raporu
incelediğini ve alınan ve yapılan tespitler sonucunda
yazıya dökülen maddenin de en kısa zamanda yerine getirilmesi için
gerekli çalışmaların yapıldığına yürükten
inanmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporunun son
paragrafına baktığımızda şunu açık ve net
bir şekilde görüyoruz: Federasyonlar, özellikle merkezî idarenin
bakın, burası çok önemli, merkezî idarenin- etki ve
yönlendirmesinden kurtulmuş, kurallarını kendisi koyacak kadar
ehliyete sahip olmuştur. Ancak gerek kendi uygulamaları gerekse
kulüplerin tutum ve beyanlarından dolayı özerkliğin gerekleri
tam anlamıyla tesis edilememiştir. Burası çok önemli
değerli arkadaşlarım. Bu rapor, Cumhurbaşkanlığı
Devlet Denetleme Kurulunun gerekli görmüş olduğu eksikleri tespit
ettikten sonra Özerkliğin gerekleri tam anlamıyla tesis
edilememiştir. demektedir. Bu raporu incelediğimizde bu
sonuçları çıkartabiliyoruz.
Değerli arkadaşlarım, tabii, bu kanunla, Futbol
Federasyonu, FIFA ve UEFA kuralları çerçevesinde kendi statüsünü
belirleyecek. Bu çok güzel. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi olarak destekliyoruz,
katkı veriyoruz ancak devlet içerisinde farklı bir devlet,
farklı bir konum da yaratmamamız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü
Türkiye Futbol Federasyonunun yıllık gelirlerinin yüzde 15i proje
karşılığı İkinci ve Üçüncü Lig kulüplerine
verilebiliyor. Bu bir önceki yani kanunda, yönetmelikte var. Her yıl yapmış
olduğu bütçe kanununda, Federasyon Genel Kurulunda bu gelirlerinin yani
bir yıllık gelirinin yüzde 15i İkinci Lig ve Üçüncü Lig
kulüplerine proje karşılığı veriliyor. Oysa gelirler
toplamına baktığımızda Federasyonun, bu oranın
çok yetersiz olduğunu görüyoruz ve üstelik bu proje
karşılığı
Dolayısıyla bizim burada Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak yapmak istediğimiz, bu kanunu
çıkartırken yapacağımız, karar vermemiz gereken çok
olumlu bir madde daha var, o da 9uncu maddede, Futbol Federasyonunun
giderlerini belirleyen maddede bu yüzde 15 oranının mutlaka ama
mutlaka artırılması gerektiğine inanıyoruz. Bununla
ilgili, 9uncu maddede vermiş olduğumuz bir önergemiz var. Bu
Federasyonun giderlerinin yüzde 15ten yüzde 30a çıkartılması
konusunda bir önergemiz var. Madde sıralaması o konunun da yerine
geldiğinde bu önerge görüşülecek, şimdiden de bu önergeye
katkı ve destek istiyoruz ki çünkü hepimiz milletvekili olarak ve
milletvekili görevimizden önce bulunduğumuz kentte,
yaşadığımız bölgede futbolla, sporla mutlaka
ilişki içerisine girmişizdir, birçoğumuz yönetici,
birçoğumuz kulüp başkanı olmuştur. Oradaki kulüplerimizin
sorunlarını, sıkıntılarını çok iyi biliyoruz
ve bu sıkıntıların da çözülmediğini biliyoruz. Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak bizden böyle bir desteği, böyle bir
katkıyı kulüplerimiz istemektedir.
Değerli arkadaşlarım, yine İddaa, Spor Toto ve
Spor Lotodan kulüplere dağıtılan payın mutlaka ama mutlaka
artırılması gerekiyor, çünkü özellikle İddaanın son
yıllarda ve son aylarda, her yıl ve her hafta -daha doğrusu her
hafta- ne kadar bir oranda yükseliş gösterdiğini, bu rakamların
hangi boyutlara ulaştığını hepiniz çok iyi
biliyorsunuz. O nedenle İddaa başta olmak üzere Spor Toto ve Spor
Lotodan kulüplerimize dağıtılan payın mutlaka ama mutlaka
artırılması gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak artık Futbol
Federasyonuyla ilgili altı yılda 5 defa kanun çıkartan bir makam
hâline gelmektense yapacağımız,
çıkartacağımız kanun bundan sonraki yıllarda
kulüplerimizin sorununu çözebilecek ve bu sorunları Futbol Federasyonu tarafından
giderebilecek maddeleri burada onaylayalım ki kulüplerimiz içinde
bulunmuş olduğu -başta ekonomik- sorunlardan kurtulsun diye
düşünüyorum.
Bu kanunun, başta Futbol Federasyonuna ve tüm spor
camiasına hayırlı ve uğurlu olmasını temenni
ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Tüzün.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 343 sıra
sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 2nci maddesinde grubum adına
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce dün Licede hain bir
saldırı sonucunda şehit olan 9 erimize Allahtan rahmet, kederli
ailesine Allahtan sabırlar diliyorum. Bu hain saldırıyı da
burada şiddetle kınıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, burada,
sizin bir olaya dikkatinizi çekmek için bu konuşmayı yapmak istedim.
Son zamanlarda Futbol Federasyonu çok skandal kararlara imza atıyor.
Bunlardan birisi, geçen haftalarda sonuçlanan Üçüncü Lige yükselme
müsabakalarında Tekirdağ Çerkezköysporun Üçüncü Lige
yükseldiğini, burada da gördüğünüz gibi, Futbol Federasyonunun resmî
İnternet sitesinde de ve aynen size okuyorum:
2008-2009 Sezonu Profesyonel Takımı Olmayan İller
Türkiye Futbol Federasyonu Üçüncü Lige yükselme müsabakaları
sonuçlandı.
Profesyonel takımı olmayan 21 ili temsilen 25
takımın 3 Nisan tarihinde başlayan, 19 Nisan tarihinde
Tekirdağ Çerkezköyspor ile Bayburt Özel İdaresi müsabakası
tamamlandı ve Çerkezköyspor 2009-2010 yılında Üçüncü Ligde
oynamaya hak kazandı. diyor. Bunun akabinde -burayı çok iyi
dinlemenizi istiyorum- 27sinde, 27 Nisanda aynı Futbol Federasyonu bir
karar daha alıyor: Tekirdağ Çerkezköysporun oynamış
olduğu Bayburtsporun bir önceki maçta, Hakkâri Üzümcüsporla
yaptığı maçta sahte kaleci oynattığı tespit
ediliyor ve alınan kararda şu söyleniyor: Gelip yeniden Hakkâri
Üzümcüsporla maç yapacaksınız.
Sayın milletvekilleri, ortada takım yok. Yani siz Futbol
Federasyonu olarak bir hata yapıyorsunuz, bu hatanın ceremesini
çekmesini Çerkezköyspora bırakıyorsunuz. Böyle bir şey yok!
Eğer Hakkâri Üzümcüspora bir haksızlık
yapıldığına kanaatiniz varsa, arkasından oynanan,
şu anda da devam eden diğer kategorideki maçlarda 5 takım
değil de 6 takım çıkarırsınız. Buradaki konuya
şöyle dikkat çekmek istiyorum ben: Tabii, şampiyonluk 19 Nisanda
olduktan sonra takım dağılmış durumda. Şu anda
çıkıp maç yapacak bir -Çerkezköysporun- takımı yok. Bunun
kararını ben buradan
Sayın Bakanıma da söyledik. Daha
önceden ben konuştum ama
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İşin talihsizliği o,
sahibi yok işin!
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) İşin sahibi
yok!
KEMALETTİN NALCI (Devamla) Evet. Bu işe sahip
çıkılmasını istiyorum.
Ben, yüce Meclisten ve burada Bakanımızdan, Çerkezköyün
almış olduğu hakkın yeniden gasbedilmesini istemiyorum.
Bu konuda, ben, hem Futbol Federasyonunun hem de Sayın
Bakanımın daha hassas davranarak, Tekirdağ Çerkezköysporun
almış olduğu hakkının elinden alınmaması
gerekiyor.
Diğer bir konu da sayın milletvekilleri, Türkiye'nin her
yerinde olduğu gibi Tekirdağın Saray ilçesinde de geçen hafta
gezdiğimiz zaman, on iki senedir tamamlanmayan kapalı spor
salonları var. On iki sene olmuş. Yani ihalesi 1998 yılında
yapılmış. Daha sonra müteahhitle bir mahkemeleşme
yapılmış ve tesis kullanıma daha açılmadan çürümeye
terk edilmiş. Bunlarla ilgili, tamamlanmayan, atıl kalmış
bu spor tesislerinin bir an önce -ki böyle örnekler çok fazlasıyla var-
ayrı bir ödenek sistemi kurularak ve zaten bu işler mevcut
müteahhitlerden fesih yoluyla geri alındıkları için bu
konuların da üzerine gidilmesini talep ediyor ve bu duygu,
düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Nalcı, teşekkür ediyorum.
Şahıslar adına söz talebi yok.
Soru-cevap yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
Türkiye Futbol Federasyonunun görevleri
MADDE 3- (1) TFFnin görevleri şunlardır:
a) Türkiyedeki her türlü futbol faaliyetini yürütmek, düzenlemek
ve denetlemek.
b) Futbolun gelişmesini ve yurt sathına
yayılmasını sağlamak.
c) FIFA ve UEFAnın yetkili organları tarafından
konulan kuralların gereği gibi uygulanmasını sağlamak,
ulusal talimatlar hazırlamak ve Türkiyeyi futbol ile ilgili konularda
yurt dışında temsil etmek.
ç) Yurt içi ve yurt dışı futbol faaliyetleri için
plan, program, benzeri her türlü düzenlemeyi ve anlaşmayı yapmak ve
başarılı sonuçlar sağlanması için gerekli tedbirleri
almak.
d) Her düzeyde müsabakalar düzenlemek ve milli takımlar ile
kulüp takımlarının uluslar arası müsabakalara
katılması ve mücadele edebilmesi için gerekli tedbirleri almak.
e) Fair Play kurallarına uygun olarak
bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik prensiplerini gözetmek.
f) Üyelerinin, kulüplerin, futbolcuların, hakemlerin,
yöneticilerin, teknik direktör ve antrenörlerin, sağlık personelleri,
futbolcu temsilcileri ve müsabaka organizatörleri ile diğer tüm
ilgililerin FIFA, UEFA ve TFF tarafından konulan Statü, talimat ve düzenlemeleri
ile bunların yetkili kurulları tarafından verilen kararlara
uymalarını sağlamak.
g) Şiddet, şike, teşvik primi,
ırkçılık, doping ve her türlü ayrımcılıkla
mücadele etmek.
ğ) Futbolu geliştirmek amacıyla; amatör futbol spor
kulüp ve federasyonları ile bünyesinde futbol branşı bulunan
engelliler spor federasyonlarına her türlü ayni ve nakdî yardımda
bulunmak.
(2) TFFnin teşkilat, görev ve yetkileri,
teşkilatın çalışma usul ve esasları,
oluşturulacak diğer kurul ve birimler, merkez, yurt içi ve yurt
dışı teşkilat birimlerinin görevleri ile bu Kanunun
uygulanmasına dair diğer hususlar; TFFnin üyesi bulunduğu FIFA
ve UEFA kurallarına uygun olarak, Genel Kurulun yapacağı ve
Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girecek TFF Statüsü ile Yönetim
Kurulunun yapacağı ve aksi kararlaştırılmadığı
sürece TFFnin resmi internet sitesinde yayımlandığı gün
yürürlüğe girecek talimatlarla belirlenir.
BAŞKAN Madde üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı hakkında,
3üncü maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu meyanda, dün alçak bir saldırıya maruz kalan 10 şehidimizi
rahmetle anıyor, yüce milletimize başsağlığı
diliyor, bu saldırıların arkasında bulunan devletleri,
örgütleri şiddetle lanetliyorum.
Değerli milletvekilleri, Futbol Federasyonunun getirilen
görevleri, tasarıda görevlerinde belirtilen, Türkiyedeki her türlü futbol
faaliyetlerini yürütmek, düzenlemek ve denetlemek görevlerini yinelerken,
denetlemenin önemine dikkat çekmek istiyorum. Kurumlarda hukukun
işleyişini, verimliliğinin
artırılışını, işlerin kurallarına uygun
yürütülmesini sağlayan, aksi takdirde kuralsızlığa,
haksızlığa, hengâmeye ve anarşiye yol açacak olan bu
durumların denetlemedeki sonucunun tartışmalardan uzak kalacak
dürüstlükte ve tutarlılıkta olması gerektiğini ifade
ediyorum.
Yurdumuzda milletvekilleri de dâhil olmak üzere üst düzey kamu
görevlileri, bilim adamlarının almış oldukları
ücretlere bakıldığında, futbolcuların
aldıkları astronomik ücretler, milletimizin futbola verdiği
önemi, yaptığı fedakârlığı göstermektedir. Buna
karşın sporcularımızın tertip ve düzeni,
sorumluluğu, eğitimi noktasında sorumlu olan kurumlar nerelerdir?
Kulüpler bir yarışın içine girmişler, önlerini
görmüyorlar. Başkaları yaptığında yanlış ve
suç olan konular kendileri yaptıklarında mübah olsun istiyorlar.
Oysaki taraftarlar ve gönül veren halkımız, kulüplerin bir sorumluluk
çerçevesinde sporcu ve taraftarlarına örnek davranış ve
çalışma içerisinde olmasını beklemektedir.
Sayın milletvekilleri, sporun ekonomik, siyasi ve sosyal
konularda var olan etkinliğinin artarak devam ettiği günümüzde çok
geniş kitleleri ilgilendiren spor olgusu, yaşayan canlı bir
organizma gibi giderek büyümeye devam etmektedir. Bu durum, kontrol edilebilirliği,
değişen ve gelişen branşların çeşitliliği de
göz önüne alındığında giderek zorlaşmaktadır.
Değişen çağda değişmemek intihardır. Sporun da
sürekli değişen ve gelişen şartlar çerçevesinde
değişime uyum sağlaması gerekmektedir. Gelişmiş
ülkelerde spor gönüllü kuruluşlar tarafından yönetilmektedir.
Avrupanın hemen her ülkesinde spor, bağımsız bir örgüt
altında toplanan özerk federasyonlarla branşlarını yöneten
ve sayıları yüz binleri aşan spor kulüpleri tarafından
halka yaygınlaştırılan bir yapılanma içerisindedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; futbol bütün
dünyada en çok sevilen ve seyircisi olan spor dallarından biri iken,
uluslar arası turnuvalar, müsabakalar, büyük kütleleri bir ülkeden
diğerine taşımakta ve bu durum ülke ekonomilerini olumlu
etkilemektedir. Futbol, ekonomik etkinlik olmasının yanı
sıra kültürler arasında yakınlaşma ve kaynaşmayı
da beraberinde getirmektedir.
Futbolda şiddet konusuna değinmeden geçilemez. Temel
amacı toplumu gündelik sıkıntılardan
uzaklaştırmak ve sosyalleşmelerini tamamlamak olan futbol,
insanları birbirine düşürmemeli, toplum yapısına zarar
verir hâle getirmemelidir. Bunu başarmada en önemli görev kulüplerde ve
medyadadır. Sağduyulu kulüp yöneticileri ve medya üyelerine bilinçli
kamu elemanları da eklenince futbol, insanlar arasında bir
şiddet gösterisi olmaktan çıkıp sportif bir seyir
alacaktır.
Toplumu örgütlemede kulüplerin üzerine büyük roller
düşmektedir. Sporda başarıya ulaşmanın yolu sporu
geniş kitlelere yaymaksa eğer, bunun sadece okul ve kulüpler
aracılığıyla yapılması kesindir. Bu bağlamda
kulüpler, tutkunlarını spora seyirci kalmaktan öteye geçirmeli, spor
yaptırmalı, en azından yapanlara destek olmalıdır. Bir
spor tutkununun, sempatizanının seyircilikten taraftarlığa
geçişi de böyle sağlanabilir. Yetişkinlerin futbolu sevdirmek ve
izletmek adına çocuklarını götürdükleri
futbol müsabakalarında
karşılaştıkları manzaralar çocuklar ve gençler için
kötü örnek olmaktadır. Zevk için stada giden seyirciler, stres içerisinde
geri dönüyorlar, huzursuz oluyorlar, kimi zaman da saldırıya
uğruyor, darp ediliyorlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
okullarımızda spor eğitimine de dikkat edilmesi gerekmektedir.
Okulların birçoğunda spor tesisi bulunmamakta, kapalı spor
salonları olmamaktadır. Spor eğitimi kaliteli bir biçimde
verilmek zorundadır. Öncelikle okul öncesi ve ilköğretimde
çocukların spor kültürünü geliştirecek, okul öncesi eğitim ve
ilköğretim programlarını yürütecek, yeterli sayıda,
kültürlü, donanımlı, uzman personel bulunmamaktadır. Okullarımızın
ne kadar sportif olduğu da tartışılabilir. Devlet
okullarımızın birçoğunda spor salonu veya spor
yapılabilecek başka tesisi bulunmadığı gözler
önündedir. İlköğretim okullarında spor mekânlarına önem
verilmemiştir ve okulların büyük çoğunluğu sadece
dersliklerden ibarettir. Örneğin, seçim bölgem olan Balıkesirde
ilköğretim ve ortaöğretim okulları sayımız 649dur. Bu
okulların toplam spor salonu sayısı, özel okullar da dâhil olmak
üzere 38dir; 649 okul, 38 salon. Olimpiyatlarda ev sahipliği yapan ülkelere
bakıldığında bu sayı çok daha yüksektir. Bu ülkelerin
yarışı kazanmalarında, okullarda spor kültürü ve olimpik
eğitim programlarının önemli bir avantaj
sağladığı bir gerçektir. Dışarıdan sporcu
getirerek sporda bir yerlere gelmek mümkün değildir. Spor hocası,
antrenör getirilebilir ve spor adamları yetiştirmekte
değerlendirilebilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde
engelliler için gerekli, yeterli altyapının oluşturularak spor
tesislerinin yapılması, engelli sporculara erişilmesi, engellilere
özürlü değil sporcu olarak bakmamız gerekmektedir. Burada,
Türkiye Futbol Federasyonuna da büyük görevler düşmektedir.
Değerli milletvekilleri, Balıkesir ilinde 19 ilçe
içerisinden 8inde kapalı spor salonu bulunmakta, 11 ilçede kapalı
spor salonu bulunmamaktadır. Edremit gibi il seviyesinde olan bir ilçede
kapalı spor salonu bulunmamasını, burada genelde
milletvekillerinin batı illerini değerlendirirken batıda sanki
büyük hizmetler yapılıyor, büyüt yatırımlar
yapılıyormuşçasına değerlendirmeleri
karşısında bu rakamları vermek istedim.
Federasyonumuzun görevleri içerisinde şiddetin, şikenin,
teşvik priminin, ırkçılık, doping ve her türlü
ayrımcılıkla mücadelenin yeri çok önemlidir. Tabii ki sahalarda
ve saha dışında şiddetin önlenmesi için kulüpler, spor
tesisleri, spor kulüpleri, okullar, diğer kurumlarla birlikte,
basınla, yayın organlarıyla şiddetin önlenmesi,
şiddetin bir araç olarak işlerin başarılmasında
ortadan kaldırılması, şiddetle bir yere
varılamayacağı kültürünün beyinlere gergef gergef
nakşedilmesi gerekmektedir.
Teşvik priminde büyük usulsüzlükler ve suistimaller
olmaktadır. A Takımı B Takımıyla
yarışırken A Takımı yensin diye C Takımı
prim vermekte ve haksız rekabete yol açacak hadiseler olmaktadır. Bu
bakımdan, denetim mekanizmasının çok ciddi, düzgün, tutarlı
yapılması gerekmektedir.
Spor maçlarının yine ülkede, bu hassas dönemlerden
geçerken ırkçılık gibi çatışmalara meydan vermeyecek
dikkat ve titizlikte yürütülmesi ve götürülmesi gerekmektedir. Her türlü
ayrımcılığın, doping gibi yanlış
uygulamaların önlenmesinde de Federasyonumuza büyük görevler
verilmektedir.
Yasanın Futbol Federasyonuna, spor camiasına ve
milletimize hayırlı olması dileklerimle yüce Meclisi, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bulut.
Şahsı adına, Mardin Milletvekili Sayın Cüneyt
Yüksel.
Buyurun Sayın Yüksel.
CÜNEYT YÜKSEL (Mardin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlarken, önceki gün Diyarbakırın
Lice ilçesinde hain saldırı sonucunda şehit olan 9 askerimize ve
Şemdinlide askerî birliğe açılan taciz ateşi neticesinde
şehit olan askerimize Allahtan rahmet, kederli ailesine ve
yakınlarına başsağlığı diliyorum. Milletimizin
başı sağ olsun.
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile ilgili olarak görüşlerimi sunmak üzere söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Spor, insan hayatındaki en önemli olgulardan biridir.
Önemlidir, çünkü kişinin beden, ruh ve fikir gelişimini sağlar.
Spor, gerçek anlamda başarı gücünün artırılması ve
kişisel açıdan en yüksek noktaya çıkarılması yolunda
yardımcı olur. Bu bilinçten yola çıkan ülkeler, spor bilincini
çok küçük yaşlardan itibaren insanlarına kazandırmaya
çalışmaktadırlar. Günümüzde toplumdaki spor bilincinin
yüksekliği, bir gelişmişlik ve çağdaşlık
göstergesi olarak da kabul edilmektedir.
Spor deyince ülkemizde ve dünyanın pek çok yerinde ilk akla
gelen futboldur. Din, dil, ırk farklılığı gözetmeden
tüm dünya halklarını aynı tutkuyla bir araya getirebilmeyi
başarmış başka bir olgu var mıdır dünyada?
Futbol, küreselleşmenin de simgesi olmuştur. Günümüzde pek çok ülke
için, futbol, bütün toplumu kaynaştıran en önemli olgulardan biri
olarak kabul edilmektedir. Bakınız, siyaset ile futbol tam da bu
açıdan benzerlik arz etmektedir. Futbol da siyaset gibi
ayrıştırıcı değil bütünleştiricidir.
İkisi de adil ve eşit koşullar altında oynanırsa
topluma bir fayda sağlayan centilmence yarışlardır.
Futbolun bütünleştirici etkisi, kendisini dış siyasette ve diplomaside
de göstermektedir. Artık iki ülke arasındaki sorunlar tribünlerde
konuşulabiliyor. Geçen hafta Antalyada düzenlenen Parlamenterler
Arası Futbol Turnuvasında olduğu gibi ülke vekilleri
kardeşçe mücadele edip el sıkışabiliyor. Bu, ülkemizin
diğer ülkelerle ilişkilerinin geliştirilmesine olduğu kadar
tanıtımına da çok büyük bir katkı demektir.
Günümüzde futbolun spor ve gösteri niteliğinin endüstriyel
bir niteliğe evrilmesiyle, onu, artık, kendine özgü bir ekonomik
sektör ve ticari bir iş kolu olarak da düşünmemiz gerekiyor.
Bakınız, spor ekonomisi hakkında dünyanın en deneyimli
isimlerinden biri olan Colin Smithe göre futbol resesyondan en son etkilenecek
sektörlerden biri. Yalnızca Amerika Birleşik Devletlerinde spor
ekonomisinin büyüklüğü 400 milyar dolara ulaşmıştır.
Ülkemizde bugün kulüp şirketleri halka arz edilmektedir. Bu kadar büyük
bir ekonomi söz konusu olduğunda kurum ve markalar elbette bundan uzak
kalamazlar. Futbol endüstrisinin en iyi şekilde yönetilmesi, yönetici
kurumun en iyi yasal düzenlemelerle yetkilendirilmesini de gerekli kılar.
Hükûmetimiz bu bilinçle spor ekonomisi alanında önemli
çalışmalar yapmıştır. Çıkarılan sponsorluk
yasalarıyla Süper Ligimiz bugün dünyada en çok gelir getiren
Bakınız, cumhuriyetimizle aynı yaşta olan
Türkiye Futbol Federasyonu misyonunu nasıl belirlemiş? Eğitim ve
tesisleşmeyi sağlayarak uluslararası düzeyde rekabet edecek
altyapıyı oluşturmak, spor kültürünü topluma benimsetmek, futbol
ekonomisini büyüten güçlü finansal yapıya sahip bir organizasyon olmak. Bu
misyonun hayata geçirilmesi ve futbol sektörünün içinde bulunduğu
sorunlardan kurtulabilmesi için yeniden yapılanması elzem hâle
gelmiştir. Dolayısıyla, görüşmekte olduğumuz tasarı
hem ulusal hem de küresel platformda oldukça önemli bir tasarıdır.
Tasarının 3üncü maddesi Federasyonun görevleriyle
ilgilidir. Buna göre Federasyon, futbolun gelişmesini ve yurt sathına
yayılmasını sağlamak, FIFA ve UEFAnın yetkili
organları tarafından konulan kuralların gereği gibi
uygulanmasını sağlamak, ulusal talimatlar hazırlamak ve
Türkiye'yi futbol ile ilgili konularda yurt dışında temsil etmek
için gerekli çalışmaları yapacaktır.
Maddenin en önemli düzenlemelerinden ikisi Federasyonun fair
play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve
sportmenlik prensiplerini gözetme görevi ile şiddet, şike,
teşvik primi, ırkçılık, doping ve her türlü
ayrımcılıkla mücadele etmek görevidir. Futbol
takımları arasında dostluk, centilmence mücadele için
gereklidir, futbolun birleştirici özelliği bu noktada kendisini
gösterir. Maçların düşmanlık ve gerginlik içinde değil
karnaval havasında geçmesi sosyal olarak da birleştirici
olacaktır. Sadece kulüpler arasında değil, Futbol Federasyonu
ile ilişkilerde dostane yaklaşım futbolun gelişimine
katkı sağlayacaktır.
Federasyon, futbolu geliştirmek amacıyla amatör futbol
spor kulüp ve federasyonları ile bünyesinde futbol branşı
bulunan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CÜNEYT YÜKSEL (Devamla)
engelliler spor federasyonlarına
her türlü ayni ve nakdî yardımda bulunacaktır. Özellikle Anadoluda
şehir kulüplerinin desteklenmesi, nakdî yardımların
artırılması futbolun gelişimi için elzemdir.
Futbolu Süper Ligin tekelinden çıkarıp, birinci, ikinci
ve üçüncü ve hatta amatör liglere daha fazla ağırlık vermemiz,
oynanan oyunun kalitesini ve uluslar arası başarıyı da
artıracaktır. Örneğin, bakınız, Mardinspor, seçim
bölgem olan Mardin için oldukça büyük önem arz etmektedir. Spor Toto ve
İddaa gibi şans oyunlarından kulüplere aktarılan payın
yüzde 7den yüzde 15e çıkartılarak yüzde 100
artırılması futbolda gelişimi sağlayacak diğer
bir olanaktır. Anadolu şehirlerimiz için bu kadar bütünleştirici
başka bir olgu yoktur.
Bu tasarı, üzerinde hassasiyetle durularak
hazırlanmış, uluslar arası örneklerine uygun
çağdaş bir federasyon yasasıdır. Evet, futbol, gerçekten de
kitlelerle ilişkisi olan bir spor olmaktan ibaret değil, aynı
zamanda küresel bir tutku. Futbol, herkesin anladığı, bölgesel,
ulusal farklılıkları ve kuşak
farklılıklarını aşan bir spor.
Hem ekonomimiz hem ülkemizin tanıtımı hem turizm
hem de her şeyden öte halkımızın tutkuyla bütünleşmesi
açısından tasarının oldukça önemli olduğunun
altını çiziyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Yüksel.
Soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Nalcı, buyurun efendim.
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Teşekkürler
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, ben, 2nci madde üzerinde konuşurken
siz burada yoktunuz, onun için bir de soru sorma ihtiyacı duydum. Bu,
Üçüncü Lige yükselme maçlarında Tekirdağ Çerkezköyspor Üçüncü Lige
çıktı, daha sonra, ki burada 20/4/2009 tarihinde, Türkiye Futbol
Federasyonunun resmî İnternet sitesinde de bu yayınlandı. Fakat
aynı şeyde Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunun 27/4/2009 tarihinde
almış olduğu bir karara göre de, daha önce oynanan Bayburtspor
ile Hakkâri Üzümcüspor arasındaki maçta lisanssız bir futbolcu
oynatıldığı tespit ediliyor ve yeniden Çerkezköyspor ile
Hakkâri Üzümcüsporun maç yapması isteniyor. Tabii, maç bittiği için
Çerkezköyspor tüm futbolcularını dağıttı.
Şimdi burada Çerkezköysporun hakkı gasbediliyor. Acaba
bununla ilgili, bu kararla ilgili düzeltici bir karar veya gerçekten bu Hakkâri
Üzümcüspora bir haksızlık yapıldıysa, hatayı yapan
Futbol Federasyonu, çözümü de bulması gereken o. Bunu Çerkezköyspora
yüklememesi gerekir diye düşünüyorum. Bu konu hakkındaki
görüşlerinizi merak ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, buyurun efendim.
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Çok teşekkür ederim.
Ben burada değildim ama içeriden izledim sizi.
Yazınızı da daha önceden vermiştiniz, oradan da konuya
muttaliyim.
Tabii, benim getireceğim yorum tamamen sizin gibi
dışarıdan biri olarak. Çünkü futbolun yönetimi, futbolun hukuk
kuralları ve hukuk kurumları bizim kanunlarımızda Futbol
Federasyonuna tevdi edilmiş bir konudur. Sizin bu konunuza ilişkin de
Futbol Federasyonumuzun ilgili kurulu, daha doğrusu Yönetim Kurulu bir
karar vermiş. Tabii, bu kararın itiraz mercileri yine kendi
içerisinde mündemiç bulunmakta. Yani benim yapabileceğim sadece bu konuya
daha dikkatli, daha objektif, bir hak mahrumiyeti yaratılmaması
noktasında Federasyonun dikkatini çekmek olacak. Bu toplantıdan sonra
inşallah kendileriyle bir görüşme yapacağız.
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Sayın Bakanım,
Çerkezköysporun takımı kalmadı. Sahaya çıkacak
takımı yok.
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Evet, yani bunu dikkatlerine ileteceğiz Sayın Milletvekili.
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 3.
maddesinin sonuna gelmek kaydıyla aşağıda belirtilen (h)
bendinin eklenmesini arz ederiz.
Saygılarımızla,
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Halil Ünlütepe |
Bülent
Baratalı |
|
Malatya |
Afyonkarahisar |
İzmir |
|
Rasim
Çakır |
Fevzi Topuz |
Ahmet Küçük |
|
Edirne |
Muğla |
Çanakkale |
|
|
R. Kerim Özkan |
|
|
|
Burdur |
|
(h) Maliye Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile her yıl kulüplerin vergi ve sigorta
borçları hakkında bilgi alarak, bu borçların ödenmesi konusunda
kulüplerle diyalog kurar.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım, yani bu,
yaptırımda olmayan bir husus ama bir temenni olarak bunun tutanaklara
geçmesi önemli. İlgili bakanlıklar inşallah bu konuda gerekli
dikkati gösterir.
BAŞKAN Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; Sayın Bakanım, bir
kere, Federasyondan tek bir avukatla burada temsil etmesine çok üzülüyorum. Bir
yasası çıkıyor ama Federasyondan bir hukuk müşaviri
arkadaşımın dışında bir yetkili yok, bir.
İki: Burada verdiğim mesaj şu: Ey Federasyon, bu
kulüpler senin, sen kulüplerle varsın. Kulüpler boğuluyor, vergi ve
sigorta borcuna boğuluyor ve kulüpleri yöneten
Bugün Federasyonu yöneten
insanlar dün kulüplerden geldiler, hepsi bir kulüpten geldi, isim vermek
istemiyorum. O kulübün eğer, bugün
Federasyon yöneticileri sizlere
sesleniyorum: Yarın sizin başınıza, evinize
barkınıza haciz gelecek. Bugün anlı şanlı Federasyonu
yönetiyoruz. diyorsunuz, görevinizi yapmıyorsunuz. Göreve davet ediyorum,
Federasyona böyle bir görev verin diyorum, en azından kulüplerin vergi ve
sigorta borçları konusunda her sene Maliye Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bunu öder
demiyorum: öder demiyorum, bilgi al, zahmet et bilgi al, hangi kulübün kaç
kuruş borcu var? Bu borçlar nasıl ödenecek? Topla kulüpleri,
kulüplerle konuş, bu borçlar nasıl ödenecek? Ama sen ilgisiz
kalacaksın. Demin örnek verdim, 2003 yılında kapanan
Silifkesporun zamanında onurluca başkanlığını
yapmış, kendini feshetmiş insanlarına haciz gidecek
arkadaşlar. Şunu söylüyorum: İçimizde kulüp yöneticiliği
yapmış olan varsa, o kulüplerin vergi ve sigorta
Yani, Süper Lig
kulüpleri kesiyorlar, ödemiyorlar ama Süper Lig kulüplerinin
dışında şehir kulüplerinin vergi ve sigorta borcu varsa,
burada yöneticilik yapmış hangi arkadaşım varsa
hazırlıklı olun, yarın kapınıza icra gelecektir.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Ödedik zaten.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Burada diyoruz ki, ey
Federasyon, sen buna duyarlı ol, insanların onurunu, şerefini
Yani, kulüp yöneticiliği yapmak bir amatör ve o şehri yüceltmenin, o
şehre hizmet etmenin bir gereğidir. Hem kulüp yöneticisi
yapacaksın, bir türlü maddi yük altına sokacaksın o
insanları, bir de, aradan on sene geçecek arkadaşlar, malı,
mülkü, namusuyla ne kazandıysa bunlar da gidecek. Böyle bir mantık
olur mu arkadaşlar? Ey Federasyon, ne güne duruyorsun sen? Sayın
Bakanım, kabul etmediniz ama burada demek istediğimiz bu. Ey
Federasyon, sen bunlara sahip çık, kulüplerin ekonomik özerkliği için
zamanında önlem al. Birilerinin beş sene sonra, yedi sene sonra, on
sene sonra kapılarına icra gönderme. Yarın senin
başına gelir ey Federasyonu yönetenler! Sen dün bir kulüpte
yöneticiydin. Hepsi başka kulüplerde yöneticiydi. Ben diliyorum ki, bugün
bir sürü insanın başına gelen, bir gün, o zaman eğer buna
önlem almazsa, Federasyonu yönetenlerin de başına gelsin o zaman.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
17.15te toplanmak üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.01
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.19
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 84üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
343 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
4üncü maddeyi okutuyorum:
Teşkilat
MADDE 4- (1) TFFnin teşkilatı, TFF Statüsünde
belirlenir.
(2) TFF, merkez, yurt içi ve yurt dışı
teşkilatından meydana gelir. TFFnin merkezi Ankaradadır.
(3) Türkiyedeki her türlü futbol teşkilatı TFFye
bağlıdır ve bunların hak ve görevleri TFF Statüsü ve
diğer talimatlarda tanımlanır.
(4) TFF, FIFA ve UEFA üyesidir.
(5) TFF merkez teşkilatı en az
aşağıdakilerden oluşur:
a) Genel Kurul.
b) Başkan.
c) Yönetim Kurulu.
ç) İcra Kurulu.
d) Hukuk Kurulları.
e) Denetleme Kurulu.
f) Genel Sekreter.
(6) TFFnin, danışma ve idari birimleri
aşağıdakilerden oluşur:
a) Genel Sekreterlik.
b) Yan ve geçici kurullar.
(7) TFF kurul veya organları TFF Statüsü uyarınca
atanarak veya seçilerek göreve gelir. Ancak, Türkiye Amatör Spor Kulüpleri
Konfederasyonu, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği, Türkiye Faal Futbol
Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği ile Profesyonel Futbolcular Derneği
kontenjanından belirlenen Genel Kurul delegeleri, kendi yönetim
kurullarınca seçilir.
(8) Seçimler, özgür ve bağımsız demokratik yollarla
gerçekleştirilir.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu,buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bu
bölümünde biraz hakemler ve teknik direktörler konusunda
konuşacağım. Tabii, Federasyonun bir parçası bunlar,
hakemler, antrenörler, futbolcular. Bir kere, bugün rahmetli olan Sayın
Sedat Balkanlıya Yüce Tanrıdan rahmet diliyorum. Sedat
Balkanlı Fenerbahçede ve Galatasarayda futbol oynadı ama biçare öldü,
yoklukla öldü, çaresiz öldü. Allah kimseye hastalık vermesin ama
Bir kere, Federasyonun bir
görevi de şu olmalı Sayın Bakanım: Futbolcuların
dayanışması açısından ve ihtiyacı olan
İleride ona bir kıstas konulabilir. Belli futbolcuların
çaresizliğinde yardımcı olmak görevidir. Ama Sedat Balkanlı,
çok çekti ama maddi olanaktan da yoksun öldü. Onun için Federasyonun bu konuda
bir eylem yapması lazım, Federasyonun hini hacette, ihtiyacı
olan, sosyal açıdan bu insanlara yardımcı olması
lazım. Bireysel yardım değil, bunu bir kurumsal hâle getirmesi lazım.
Ben bugünün anısına da bunu sizin hepinizin dikkatine sunuyorum.
Tabii, Federasyon yetkilisi olmadığı için Sayın
Bakanım, özerk diyoruz, ama yani siz sadece niyetinizi belirtirsiniz,
ama Federasyon yetkilileri olsaydı burada birtakım şeyleri daha
net konuşabilirdim.
Değerli arkadaşlarım, tabii, futbolun bir
parçası da hakemler, olmazsa olmazı. Türkiyede bir Merkez Hakem
Kurulu seçiliyor dönem dönem bir de hakem dernekleri var. Şimdi,
aslında, dernekler tüm hakem camiasının ortak değeridir.
Derneklerin amacı, Türk hakemliğini en iyi yere götürmek
olmalıdır, Türk hakemliğini uluslar arası seviyeye
taşımak olmalıdır, Federasyonun görevi de bu
olmalıdır. Ama, maalesef, son yıllarda, baktığımız
zaman, hakem camiası arasında bir çekişme var, birbirlerine
karşı bir güvensizlik doğmuş. Yani, içinizde, eğer,
objektif, net, herhangi bir şeyinden şüphe duyduğunuz kişi
varsa, zaten camia bunu dışlamalıdır, camia bunu
barındırmamalıdır. Herhangi bir kuşkunuz olan
dernekler barındırmamalıdır. Dernek seçimini alacağım
diye, bu konuda, şaibe olmuş, şaibeli birilerini illaki
getirmeyin, önce dernekler bu görevi yapmalı. Yani, derneklerin görevi,
Federasyona ve hakem camiasına yardımcı olmaktır. Ama bir
gerçek var Sayın Bakanım: Maalesef, derneğe seçilen hakemler,
Dernekteysen, istifa etmezsen sana maç vermeyiz. deniliyor. Bu, garip bir
durum. Ben, tabii, kim haklıdır, kim haksızdır, bunun
şeyini yapmak istemiyorum, ama derneklerin de, Federasyonun da, Merkez
Hakem Kurulunun da, bir tek hakemleri tek yumruk yapmak görevidir. Hakemlerin
şaibesiz, pırıl pırıl ve dünya hakemliğine
gidecek yapıyı oluşturmalıdır. Ben bu konuda burada
Federasyona da, Merkez Hakem Kuruluna da ve derneklere de sesleniyorum: Türk
hakemliğinin geleceği için kimsenin şahsi kaprisini Türk futbolu
çekmek zorunda değildir. Herkes sporun spor gibi yapılarak, kim
başarılıysa, kim en iyi yönetiyorsa, kim en iyi hakemse
bunları değerlendirmek hepimizin görevidir, Federasyonun görevidir.
Bu nedenle, Futbol Hakem Komitesinin dün de, evvelsi gün de, daha önce de, daha
önce de, on sene önce de, bugün için de konuşmuyorum, hep bu süreçte, o
onun adamı; o gitti, onun adamı; bu geldi, bunun adamı
Bundan
kurtulması lazım. Derneklerle Federasyonun, derneklerle Merkez Hakem
Komitesinin ortak noktada buluşması lazım, hakemliğin, Türk
hakemliğinin en iyi yere gitmesi için arkadaşlar. Tabii, bunu,
içimden gelen bu duyguyla hiç, ne dernekten yana ne Merkez Hakem Kurulundan
yana ne Federasyondan yana değil, sadece Türkiyede bir gerçek var, bir
sorun var, bu sorunun giderilmesi
Şu haklıdır, şu
haklıdır demiyorum. Burada Türk hakemliğinin, haklı olan
bir tek şey vardır, dünya hakemliğine gitmesidir. Bunun
altını bir kez çiziyorum.
Değerli arkadaşlarım, ikinci konu Türk
antrenörleri, Türk hocaları. Maalesef, yani bir yabancı
hayranlığımız her şeyde olduğu gibi burada da
var. Değerli arkadaşlarım, Federasyon, yabancı
antrenörlerin veya FIFA, UEFA yabancı antrenörlerin haklarını
koruduğu kadar Türk hocaların haklarını korumuyor.
Yaşadık, gördük. Birçok kulübümüzün ve yabancı
futbolcuların haklarını FIFA koruduğu kadar benim
futbolcularımın hakları da korunmuyor. Burada eşit
olmalı her şey. Yani, artık bir kulüpte bir yabancı,
beş sene önce oynayan bir yabancıya bilmem 500 bin dolar, 1 milyon
dolar kulübün gelirlerine el konularak alınıyor. Aksi hâlde diyor,
Ben sana lisans vermem. Federasyon söylüyor. Aynı şekilde, Türk
antrenörlerin de hakkını korumak Federasyonun görevidir ve Türk
antrenörlerinin iyi yetişmesini temin etmek görevidir. Tabii, burada
bireysel başarılar Türk antrenörünün başarısını
getirmiyor arkadaşlar. Federasyon bu konuda bireysel başarı
yerine toplumsal başarıyı, Türkiyedeki hocaların
kalitesini yükseltmek yönünde önlem almalıdır. Tabii, burada maddi
imkânı olan hocalarımız gidip yurt dışında
eğitim alabiliyor ama maddi imkânı olmayanların bu
olanağı yoksa aynı haktan yararlanamıyor. Onun için, burada
Federasyona büyük görev düşüyor. Burada, özellikle yurt
dışına gidemeyen insanlarımızı,
hocalarımızı gerekirse yurt dışından -buradan 50
kişi götürmek yerine- oradan bir veya birkaç kişi getirerek burada
onları yetiştirmesi lazım ama Federasyonun bu konuda hiçbir
girişimi yoktur, bu konuda Türk antrenörünün yanında değildir
Federasyon ve Türk antrenörler de
Tabii, bir kulüp
boşaldığı zaman, 15-20 kişi müracaat ederse, her türlü
ilke bozuluyor, her türlü sorun doğuyor. Ekmek parası için, onlar da
her türlü, bazen çok zor koşullarda, hatır binasına,
Yarın, bu kulüple kapımı kapatmayayım, ben yine bu kulübe
gelirim. diye birtakım maddi haklarını da alamıyor ama her
yabancı takır, takır, takır alıyor.
Ben bu konuda bir kez daha, gerek hakemler konusunda gerek
antrenörler konusunda Federasyonun daha dikkatli davranıp ve bu
insanların, özellikle hakemler konusunda, bu arada oluşan, dernek -
Merkez Hakem Kurulu arasındaki sorunları düzeltmek görevi
Federasyonundur. Burada görev Federasyona düşer ama hiçbir zaman
dernekleri muhatap almadı. Bu dernek bana destek olmadı. diye
dışladılar. İki, derneklerin de Futbol Federasyonunu
dışlamak gibi bir lüksü yoktur. Dernekler de Türk hakemliğini
eğer seviyorsa, ona inanıyorsa, dernekler de, Federasyonun
yanlışını görmediği sürece Federasyona destek olmak
zorundadır ama maalesef burada bir ikilem var. Bu ikilemin mutlaka giderilmesi
açısından birinci görev Federasyonundur. Burada yandaş hakem
yerine, benim adamım yerine bizim adamımız, Türk
hakemliğini ön plana çıkarması lazım.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Madde üzerinde iki adet önerge vardır.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı kanun
tasarısının 4. maddesine aşağıdaki bendin
eklenmesini arz ve teklif ederiz. 30.04.2009
(9) Yönetim kurulu ve icra kurulu gönüllülük esasına göre
çalışır.
|
Ahmet Duran
Bulut |
Abdülkadir
Akcan |
Ali
Uzunırmak |
|
Balıkesir |
Afyonkarahisar |
Aydın |
|
Prof. Dr.Akif
Akkuş |
Reşat
Doğru |
|
|
Mersin |
Tokat |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/652 esas sayılı "Türkiye
Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 4 üncü maddesinin yedinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mevlüt Akgün |
Cüneyt Yüksel |
Fatih Öztürk |
|
Karaman |
Mardin |
Samsun |
|
Fevzi
Şanverdi |
Suat
Kılıç |
|
|
Hatay |
Samsun |
|
"(7) TFF kurul veya organları TFF Statüsü uyarınca
atanarak veya seçilerek göreve gelir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
SADULLAH ERGİN (Hatay) Gerekçe
BAŞKAN Evet, gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu fıkranın devamında yer alan "Ancak, Türkiye
Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği,
Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği ile Profesyonel
Futbolcular Derneği kontenjanından belirlenen Genel Kurul delegeleri,
kendi yönetim kurullarınca seçilir." hükmü;
FIFA tarafından kabul edilmeyen bir hükümdür. Kabul edilmeme
gerekçesi de TFF Genel Kurul iradesine ve yapısına
dışarıdan müdahale olmasıdır. TFF Statüsünde Genel
Kurul delegelerinin nasıl belirleneceği ayrıntıları
ile düzenlenmektedir. Genel Kurulca kabul edilmiş olan TFF Statüsünde hakem,
antrenör ve futbolcuların kurduğu dernekler ile
konfederasyonların ne şekilde delege olacağı ve delege
olacakların nitelikleri ayrıntılı olarak
belirlenmiştir. Taslakta adı geçen dernek ve konfederasyon FİFA
ve UEFA tarafından tanınmış ve akredite olmuş
değillerdir. Bu derneklere ilave olarak başka dernekler
kurulabileceği gibi bu dernekler her hangi bir şekilde fesihte
olabilecektir. Bu nedenle bu dernek ve kuruluşların adının
münhasıran sayılması FİFA ve UEFA kurallarına
aykırı olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı kanun
tasarısının 4. maddesine aşağıdaki bendin
eklenmesini arz ve teklif ederiz. 30.04.2009
(9) Yönetim kurulu ve icra kurulu gönüllülük esasına göre
çalışır
Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Uzunırmak, buyurun efendim.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 4üncü madde üzerinde eklenmesini
istediğimiz paragrafın amacı şudur: Futbol Federasyonu
Yönetim Kurulu gönüllülük esasına göre çalışmalıdır.
Hazırlanan statüde ve amaçlanan birtakım, işte, kanunun atama ve
seçimle göreve gelen üyeleri arasında kastedilen atamadan
anlaşılıyor ki seçilenler arasında bile maaşlı
insanlar olacaktır. Dolayısıyla, gönüllülük esasına dayanan
hizmet burada bir noktada yarınlarda pazarlık unsuru hâline
getirilecektir ve Yönetim Kurulu arasında da gönüllülük esasına göre
çalışan ve ücretli çalışan noktasında bir ayrımcılık
meydana gelecektir ve yarınlardaki, ondan sonraki genel kurullarda da
burası muhtemeldir ki bir pazarlık unsuru olacaktır.
Kıymetli arkadaşlar, çağdaş demokrasi, seçme
ve seçilme özgürlüğünün daha ötesinde birtakım kurallarla
desteklenmiş olması gereken bir demokrasidir. Dolayısıyla,
burada çok doğru teklif ettiğimiz şeylerde dahi eğer
katılmamak, başka şeyler söz konusu oluyorsa Benim
çoğunluğum var, ben seçme seçilme özgürlüğünün sağladığı
imkânlar içerisinde çoğunluğu sağladım, dediğim dedik,
astığım astık, kestiğim kestik. oluyorsa demokrasi,
çoğunluk yönetimi oluyorsa, Sayın Başbakanın artık
belli bir noktadan sonra itiraf etmeye başladığı
çoğulcu yönetim anlayışı içerisinde olmuyorsa bu iş,
burada, muhalefet olarak çok fazla konuşmanın bir anlamı yok.
Yani kulağımıza gelen odur ki, genel sekreter ve birtakım
seçilmişlerin içerisinden belli bir noktada olacak arkadaşların
40ar, 50şer milyar lira maaşla donatılacağı, hatta daha
başka birtakım yetkilerle de donatılacağı
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ali Bey, yılda
mı ayda mı?
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) Ayda efendim, ayda; olur mu
yılda?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ayda mı?
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) Ayda tabii ki.
Şimdi, dolayısıyla, bu ülke kaynaklarını
yerinde ve etkin kullanmak varken ve birtakım şeyleri dikkate almak
varken, bunun gibi, birtakım, acaba geçmişte Futbol Federasyonunun
içerisinden Hükûmetle iletişim içerisinde, özerklik sağlanmadan,
başka başka birtakım numaralarla genel kurula götürülmesini
temin eden insanlara bir diyet mi ödenecek şimdi? Benim aklıma da o
geliyor. Bu takım diyetler ödeniyor.
Dolayısıyla, ben, önergemizin kabulünü ve birtakım
haksızlıkların ve tartışılmanın
giderilmesinin önünün alınmasını teklif ediyorum ve bunu Genel
Kurulun bilgilerine sunuyorum.
Çağdaş demokrasiyi doğru algılamamız
gerektiği kanaatini taşıyorum.
Saygılar sunuyorum.
Karar yeter sayısı istiyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Evet, önergeyi oylarınıza sunup karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kara yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.37
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.52
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 84üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
343 sıra sayılı Kanun Tasarısının
4üncü maddesi üzerinde verilen, Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. Karar yeter sayısı vardır.
Kabul edilen önerge istikametinde 4üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
5inci maddeyi okutuyorum:
İlk derece hukuk kurulları
MADDE 5- (1) TFFnin ilk derece hukuk kurulları özellikle
aşağıdaki kurullardan oluşur:
a) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu.
b) Disiplin Kurulları.
c) Kulüp Lisans Kurulu.
d) Etik Kurulu.
(2) İlk derece hukuk kurulları kulüp lisansı ile
ilgili kararlar almaya veya bu Kanun, TFF Statüsü, TFFnin diğer talimat
ve düzenlemeleri ile diğer yetkili TFF kurul ve organları
tarafından alınacak kararlara ilişkin olarak çıkacak
ihtilaflarda karar vermeye münhasıran yetkilidir.
(3) TFF talimatları ilgili talimatın
yayımından, ilk derece hukuk kurulları tarafından
alınan kararlar ise ilgili kararın tebliğinden itibaren yedi gün
içinde itiraz edilmez ise kesinleşir. İlk derece hukuk
kurullarının görevlerine giren konularda ve bunlar tarafından
verilen kararlara karşı yargı yoluna başvurulamaz.
(4) İlk derece hukuk kurullarının görevleri,
yetkileri, hakları ve üyelerinin sahip olmaları gereken nitelikler
ile her bir kurulun usul kuralları TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda
düzenlenir.
(5) İlk derece hukuk kurullarının üyeleri TFF
Statüsünde öngörülen şekilde belirlenir.
(6) İlk derece hukuk kurullarının hiçbir üyesi,
TFFnin başka kurul ve organlarında görev alamayacağı gibi
TFF üyesi herhangi bir kulüp ya da diğer bir özel hukuk tüzel kişisi
bünyesinde de görev alamaz. Bu üyeler tam bir bağımsızlık
ve tarafsızlık içinde görevlerini icra etmek zorundadırlar.
BAŞKAN Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Isparta Milletvekili Sayın Süleyman Nevzat Korkmaz, buyurun
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 5inci maddesi üzeride şahsım ve
Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına görüşlerimi sizlerle
paylaşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmamın başında, yürekleri yakan ve Anadolu
insanının ocağına ateş düşüren
Diyarbakır-Lice, Hakkâri-Şemdinlideki melun terör
saldırısını, bu saldırıya ve insanlık
düşmanı terör örgütüne açık ya da kapalı, aleni ya da
ağızlarını yamultarak destek veren kişi ve terör
örgütü artığı kuruluşları da nefretle lanetliyorum.
Özellikle, işbaşına geldiği ilk günden
itibaren ucuz siyasi saiklerle taviz politikasını ve dış
çevrelere hoş görünebilmek duruşunu devam ettiren Hükûmete de gerekli
duruş ve kararlılığı göstermemesinden ve terör
yandaşı çevrelere karşı da sessizliğini muhafaza
etmesinden dolayı sorumluluğunun ve ihmalinin giderek
arttığını hatırlatmak istiyorum.
Bu hain saldırıda 10 vatan evladı şehit
olmuştur. Bayraklaşan bu kahramanlara Allahtan rahmet, geride kalan
sevdiklerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve aziz milletimize
başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Yarın 1 Mayıs değerli Meclis üyeleri, Emek ve
Dayanışma Bayramı. Bir müddet önce Meclisimizden çıkan ve
Milliyetçi Hareket Partisinin de destek verdiği Yasa gereği
yarın tatil ve ülkemizin değişik yörelerinde kutlamalar
yapılacak. Özellikle ifade etmek isterim ki gerginlik ve şiddetin
kimseye faydası yok. Bayram günü milletimize yeni acılar
yaşatılmaması için tüm tarafları aklıselime ve
sağduyuya davet ediyorum. Özellikle ülkeye hizmetle mükellef siyasi
partilerimizin de demeç ve davranışlarında mutedil ve dengeli
durmaları gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Ülkemizin yasaları vardır. Bu yasaların
yapıldığı yer bu aziz çatının altıdır.
Bu bakımdan mevzuatı, kanunları yok saymak ve popülizmin
girdabına kapılmak da Türkiye Büyük Millet Meclisine ve
güvenilirliği ve itibarına hakarettir, haksızlıktır.
Bunu unutmamalarını, tahriklerden uzak durmalarını
Milliyetçi Hareket Partisi olarak beklediğimizi de ifade etmek istiyorum.
Tüm dünyada gündemi belirleyen ve kitleleri arkasından
sürükleyen en önemli unsurlardan biri de spordur. Özellikle profesyonel spor
dalları, müsabakaları etkileri sınırları aşan,
her türlü siyasal, sosyal ve ekonomik gündemin üzerine çıkan, günlük
hayatımızda da en çok bizleri meşgul eden hususlar
arasındadır.
Türkiyede futbol ve özellikle profesyonel futbol en çok sevilen,
ilgi gören spor dallarının başında gelmektedir. Ancak bu
sektörün bu kadar sevilmesine karşın ciddi problemleri vardır.
Bu problemleri burada konuşmak ve bu endüstriye, bu sektörden ekmek
yiyenlere elbette destek olmak gerekmektedir. Bunu yapalım ancak zaten
gelir ve gider dengesini kurmak vazifesinde olan ve bunun için de belirli kaynakları
olan profesyonel futbola destek olmak kadar bu sektöre sporcu yetiştiren,
ayakta kalmasını sağlayan amatör spor, amatör futbolcu ve
kulüplerine de desteğin önemli olduğunu unutmamamız
gerekmektedir.
Yine ikinci önemli tespit de, sağlıklı ve güçlü
nesiller için okullarımıza ve öğrencilerimizin hayatına
spor olgusunu yerleştirmemiz ve onları desteklemememiz
gerçeğidir.
Ayrıca şunu da belirtmek zorundayız ki, sadece
futbola kilitlenmek ve sanki diğer spor dalları yokmuş gibi
davranmak da o branşlardaki sporcu ve kulüpler için büyük
haksızlıktır ve yanlış bir spor
politikasının tezahürüdür.
Türk futbolu yönetim, hukuki, finansal ve sosyal anlamda ciddi bir
karmaşanın içerisindedir, çözümler ortaya konulamamaktadır.
Bu sorunları şu başlıklar altında
toplamak mümkündür:
1) Türkiye Futbol Federasyonunun kulüpler
karşısındaki duruşu büyükler lehinedir. Anadolu kulüpleri
kendilerini sahipsiz görmektedir.
2) Kulüplerin, özellikle büyük kulüplerin kendi haklarına
rıza göstermek yerine kendi çıkarları doğrultusunda
Federasyona baskı ve yönlendirme yaptığı da bilinmektedir.
3) Futbol kulüp yöneticileri ile
çalışanlarının ciddi bir eğitim, misyon ve vizyon
eksiklikleri vardır. Futbol kulüplerinin kurumsallaşamaması da
ciddi bir sorundur.
4) Futbol sektöründe dengesiz idari ve mali yapılanmalar
mevcuttur.
5) Türkiye Futbol Federasyonunun teşkilat
yapılanmasında da yasal ve idari eksiklikler bulunmaktadır.
Hiç iyi şeyler olmamış mıdır? Elbette
olmuştur. Son dönemde yapılan Türkiye Futbol Federasyonuyla ilgili yasal
değişikliklerle birlikte profesyonel futbolun
yapılanmasının bazı ihtiyaçları giderilmiştir.
Liglerin isimlerinin satılmasıyla, şans oyunlarında ciddi
paylar sağlanmasıyla ve yeni sponsorluk sözleşmeleriyle Türkiye
Futbol Federasyonu ve profesyonel futbolun imkânları
artırılmıştır. Meclis gerekeni yapmış, en
azından Bakanlıkça önüne getirilen tasarıyı
yasalaştırmıştır. Yasa yapmak kadar onları
uygulamak da önemlidir. Bu nedenle yasa uygulayıcısının
amaç ve niyeti de ön plana çıkmaktadır. Basiretini ortaya koyar, iyi
uygulamak ya da uygulamamak.
Bu yasayla Federasyonun bazı sorunları aşması
bekleniyordu ama o beklenen fayda bir türlü gerçekleşememiştir. Büyük
kulüpleri koruyan ve kollayan bir sistem içinde bu zamana kadar bildiğiniz
gibi Türkiye Birinci Liginde, Süper Ligde dört şampiyon
çıkartılabilmiştir. Sivassporu hedefe en çok yaklaşan bir
diğer Anadolu takımı olarak da Milliyetçi Hareket Partisi
adına tebrik etmek istiyorum.
Federasyon ve büyük kulüplerin tekelci anlayışları,
futbolumuzdaki sportif, mali, idari ve hukuki temel
sıkıntıların odak noktasını
oluşturmaktadır. Futbol kulüpleri kurumsallaşamama ve kötü
yönetimleri dolayısıyla borç batağındadır. Futbolun
ekonomisi, ülkede sermaye ve reklam harcamaları, yaşanan ekonomik
kriz dolayısıyla duraklama dönemine girmiştir, hatta gerilemeye
başlamıştır. Futbol gelirlerinin temeli olan seyirci
sayısı ve gelirleri düşmekte, büyük takımlar
dışında kulüpler ürün satışlarında zarar
etmektedirler. Kriz dolayısıyla sponsorlar da geri çekilmeye
başlamıştır.
Neler yapılabilir:
Öncelikle, Türkiye Futbol Federasyonu adil ve dengeli
duruşunu göstermek durumundadır.
Her ilin profesyonel ligde en azından bir
takımıyla temsil edilebilmesinin altyapısı
oluşturulmalıdır.
İkinci ve Üçüncü Ligdeki nispeten küçük kulüplere -üst lige-
üretmiş olduğu isim hakkı, televizyon gelirleri, şans
oyunlarından verilen paylar artırılmalıdır. Bu
kulüplere sponsor olacak firmalara da bazı kolaylıklar temin
edilmelidir.
Ligin devam eden süreci içinde, mali sorunlar yaşayan kulüpler
için Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde bir sigorta ve yardımlaşma
fonu oluşturulmalıdır.
Üst ligde mücadele veren kulüplerin trilyonluk borcuna
bakılmaksızın, alt liglerdeki kulüplerin borcundan dolayı
cezalandırılması ile bazen üçüncü taraf olan diğer kulüpler
bile etkilenebilmektedir. Bu soruna çözüm bulunarak, özellikle ligler devam
ederken cezalandırmaların ve tahsilatların önüne geçilmesi
gerektiğini düşünüyorum. İşte size Ispartaspor örneği.
Bu örneği özellikle sizlerle paylaşmak istiyorum ki Türkiye Futbol
Federasyonu da kamuoyu da önemli olanın yaşatmak olduğunu,
cezalandırmak olmadığını anlasın.
2007-2008 sezonunda Ispartaspor Kulübü lig lideri iken 154 bin
lira, yani eski parayla 154 milyar lira borcu nedeniyle oyuncu lisansları
askıya alınarak oyuncular 3 müsabakaya 9 kişiyle çıkmak
zorunda bırakılmışlardır. Türkiye Futbol Federasyonu
da bu uygulamasından dolayı, o sezonda bir üst lige çıkacak ve
amatör kümeye düşecek takımların kaderiyle
oynamıştır. Bu nasıl olmuştur? Örneğin, o sezon
Muğlaspora karşı tam kadroyla çıkan Ispartaspor 2 maçta 6
puan almıştır. Muğlasporun rakipleri olan Bursa Nilüfer ve
Konya Ereğli takımlarına karşı da 9 kişiyle
oynamak zorunda bırakılmıştır. Hepsi bizim
takımımızdır, bunlar arasında bir ayrım
yapmamamız gerekiyor ancak bu tip haksız ve adaletsiz
uygulamaları önlemek için, Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde, sezon
içinde bu tür olaylara mahal vermeyecek çözümler üretilmelidir.
Bir diğer önerimiz de şudur: Kulüplerin idari ve mali
yapılarını denetleyecek, Türkiye Futbol Federasyonuna organik
bağı olmayan, bağımsız bir yapı
oluşturulmalı; objektif ve zamanında yapılacak tespitlerle,
kulüplerin idari ve mali sorunları daha da derinleşmeden çözümler
üretmek için hızlı hareket edilmesi sağlanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Sayın Başkanım, iki
dakika ilave alabilir miyim?
BAŞKAN Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Kulüp batmadan el
uzatılmalıdır. Basra harap olduktan sonra Basrayı
kurtarmanın kimseye faydası olamayacağı bilinmelidir.
Gelelim, amatör spor kulüpleriyle ilgili bazı çözüm
önerilerimize:
Amatör spor kulüpleri mevcut ekonomik yapılarıyla çok
zor şartlarda faaliyetlerini sürdürmektedirler. Her kulüp için sezon
başı katılım ücreti toplam 400 lira; bunun 200 lirası
Türkiye Futbol Federasyonuna, 200 lirası da Amatör Spor Kulüpleri
Federasyonuna gitmektedir, 10 lira da yeni lisans çıkartma ücreti
alınmaktadır. Bu kulüplerin malzeme ihtiyaçları, sezon
başı giderleri ve deplasman giderleri de düşünüldüğünde bir
amatör kulübün yıllık gideri 30-35 milyar lirayı
bulmaktadır. Bu paraların ekonomik yapısı bozuk olan
yerleşim yerlerinin kulüplerince tedarik edilmesi zordur. Eğer
profesyonel futbolun altyapısı olan amatör futbol kulüpleri
desteklenmez ise profesyonel kulüplerde top oynayacak memleket evladı
bulamazsınız. Öyleyse, Türkiye Futbol Federasyonunca, bulunduğu
lige göre profesyonel kulüplere sezon başı verilen en az 125 milyar
lira lige katılım ücreti gibi amatör kulüplere de hakları
ölçüsünde katılım ücreti verilmelidir. Verelim ki yırtık
ayakkabılar ve karda, kışta tek tip, incecik formalarla
çocuklarımız spor yapmak zorunda bırakılmasın.
Onların beslenmesine, malzeme ihtiyaçlarına katkı
sağlayalım.
Parasal yardım yanında özellikle özel idare ve
belediyelerden yapılan malzeme yardımı imkânlarını da
artıralım ve bu idarelere de bu amaçla Türkiye Futbol Federasyonundan
kaynak aktaralım.
İşte, hem profesyonel futbol hem de amatör futbolla
ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin bazı çözüm önerileri. Sadece
konuşuyorsunuz, önerileriniz yok. diyen AKP Hükûmetine ve AKP Grubuna da
hatırlatmak istiyorum. İnşallah, bunları hem Sayın
Bakanımız hem Grup dikkate alacaktır.
Tüm bu eleştirilerimize rağmen özellikle futbol
sektöründe ve Türkiye Futbol Federasyonunun teşkilatlanmasında
uluslar arası normlara uyumu arayan bu tasarıda, yukarıda siyasi
parti gruplarının da mutabakatı olduğu dikkate alınarak,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek olacağımızı
belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Madde üzerinde soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sayın Akcan, buyurun efendim.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın
Başkanım, benim sorum bir önceki önergeyle ilgiliydi. Önerge
oylandı geçtiği için sorum söz konusu değil.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Uzunırmak
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Ben de tutanaklara geçmesi açısından sormak ve
öğrenmek istiyorum; geçmişteki maddeyle ilgili ama Sayın
Bakanıma soruyorum: Statüsünde seçimle gelen yönetim kurullarından 2
veya daha fazla ücretli durumda atanmış diyebileceğimiz FIFA
üyesi hangi ülkeler var acaba, statüsünde bunları taşıyan? Biz,
bu kanunu bir noktada Federasyonumuzun FIFAya uygunluğu için
çıkartıyoruz. Acaba, seçimle gelen yönetimlerden içerisinde 2 tane
veya daha fazla ücretli bulunduran FIFA üyesi bir ülke var mı, varsa bu
ülkeler hangileri?
Teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bu özel bir şey mi ayrıca?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, buyurun efendim.
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Sayın Milletvekilimize
de teşekkür ediyorum.
Şimdi, Sayın Milletvekilimizin vermiş olduğu
önergeye katılmadığımızı ifade ettim, gerekçesini
kuliste kendisine de ifade ettim, şimdi de Genel Kurulla paylaşmak
istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, burada yapmak
istediğimiz husus şu: Futbolun yönetimini olabildiğince futbol
ailesine bırakmak. Sadece bir çerçeve kanun ve yasanın vücut vermesi
gereken organlarını belirtmek, geri kalan teferruata ilişkin
bütün ikincil düzenlemeleri Futbol Genel Kuruluna bırakmak. Yani, biz,
burada işte Yönetim Kurulundan maaş alacaklar veyahut da başka
hakları alacaklara ilişkin teferruata, detaylı düzenlemeye
girersek bu başlangıçtaki amacımızla ters düşeriz.
Kaldı ki geçtiğimiz haziran ayında yapılan Genel Kurulda,
bütün futbol kulüplerinin delegelerinin temsil edildiği Genel Kurulda oy
birliğiyle bir ana statü
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Ben, dünyada örneği var
mı onu bilmek istiyorum, başka bir şey istemiyorum. Dünyada
örneği var mı?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Veya bu düzenleme bir özel düzenleme
mi?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (Devamla)
Dünyadaki örneği var mı yok mu onu araştıralım, size
yazılı olarak cevap vereyim.
Peki, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
6ncı maddeyi okutuyorum:
Tahkim Kurulu
MADDE 6- (1) Tahkim Kurulu, bu Kanun uyarınca
bağımsız ve tarafsız bir zorunlu tahkim mercii olup TFFnin
en üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen
nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.
(2) Tahkim Kurulu, TFF Statüsü ve ilgili talimatlar uyarınca
karar verme yetkisine sahip kurul ve organlar tarafından verilecek
kararları nihai olarak inceleyerek münhasıran karara bağlar.
Tahkim Kuruluna başvuru süresi TFF talimatlarının
yayımından veya itiraz edilen kararın tebliğinden itibaren
yedi gündür.
(3) Tahkim Kurulunun oluşumu, görev, yetki, hak ve
sorumlulukları ile üyelerinin sahip olması gereken nitelikler TFF
Statüsünde belirlenir. Tahkim Kurulunun işleyişi ve usul
kuralları TFF tarafından çıkarılacak talimatta yer
alır.
(4) Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları
kesin ve nihai olarak karara bağlar ve bu kararlar aleyhine yargı
yoluna başvurulamaz.
(5) Tahkim Kurulu üyeleri de bu Kanunun 5 inci maddesinin
altıncı fıkrası hükümlerine tabidir.
BAŞKAN Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde grubum adına
konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ben de diğer hatipler gibi, maalesef, Diyarbakır Lice
Abalı köyünde mayın patlaması sonucu 9 şehidimizi ve
Şemdinlide taciz atışı sonucu 1 şehidimizi rahmetle
anıyorum. Şehitlerin ailelerine, büyük Türk milletine ve kahraman
Silahlı Kuvvetlerimize de başsağlığı diliyorum.
Bu arada, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Yine, dün meydana gelen canlı bomba olayında, eski
Adalet Bakanı Sayın Profesör Doktor Hikmet Sami Türke de geçmiş
olsun dileklerimi iletiyorum.
Terör, ne yazık ki Türkiye'nin gündeminde olmaya devam
ediyor. Ümit edelim ki bundan sonraki süreçte, dönemde, yıllarda, terör
sıfıra yakın indirilebilsin, etkisi nötrlensin ve terörle
yaşayan bir Türk toplumu değil aksine, güzellikler içerisinde ve
güvenlik içerisinde yaşayan bir Türk toplumunu el birliğiyle
gerçekleştirelim. Ama, ne yazık ki, öyle görünüyor ki, terörle
yaşamak için uygun iklim, uygun ortam yaratılıyor ve
dışarının, egemenlerin Hükûmete dayattıkları her
alanda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında yapılan
değişikliklerle bu elverişli iklim her zaman yaratılmaya
devam ediliyor. Ondan sonra, birileri çıkıp 29 Mart seçimlerinin
belli sınırları çizdiğini ifade etme cüretini dahi
gösterebiliyorlar. Bunu da şiddetle huzurlarınızda kınıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konumuza
dönersek tasarıda aslında 5inci madde olarak düzenlenen ancak ilgili
Komisyonca 6ncı maddeye teselsül ettirilen Tahkim Kurulu yargısal
yetki kullanan en üst organdır. Bu sebeple Tahkim Kurulu Türkiye Futbol
Federasyonu teşkilat yapısı içerisinde mütalaa
edilmemiştir.
Tasarı şunları getirmektedir başlıca:
1) Tahkim Kurulu bağımsız ve tarafsızdır.
2) Tahkim Kurulu en üst hukuk kuruludur.
3) Nihai karar mercisidir.
4) Tahkim Kurulunun oluşumu, görev, yetki, hak ve
sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikleri Türkiye
Futbol Federasyonu Statüsünde belirlenmektedir.
5) Tahkim Kurulunun işleyişi ve usul kuralları
Türkiye Futbol Federasyonunun çıkaracağı talimatta yer
almaktadır.
6) Tahkim Kurulunun kararları kesin olup yargıya
kapalı olmaktadır.
7) Tahkim Kurulu üyelerine getirilen kısıtlamalar hüküm
altına alınmaktadır.
Değerli milletvekilleri, arz etmiş olduğum bu
görüşler ışığında Türkiye Futbol Federasyonu
statüsü Tahkim Kurulu bakımından da doğal olarak önem arz
etmektedir.
Tahkim Kurulu, Türkiye Futbol Federasyonu
Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulu kararıyla mesleki
tecrübesi en az beş yıl olan hukukçular arasından seçilecek 1
başkan ve 6şar adet asil ve yedek üyeden meydana gelmektedir.
Uluslar arası Futbol Federasyonları Birliği, yani FİFA ile
Avrupa Futbol Federasyonları Birliği, yani UEFA
kurallarının esas alınacağı da bu vesileyle vurgulanmaktadır.
Tahkim Kurulu üyeleri Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunun
görev süresi kadar yetkilidir. Bu süre dolunca seçimin tekrarı zorunludur.
Spor kulüplerinde görev alanların veya spor federasyonlarında görev
alanların, istifa etmedikçe söz konusu kurulda görev almaları da
mümkün değildir. Disiplin kurullarınca altı aydan fazla ceza
alanlar da keza Tahkim Kurulu üyesi olamamaktadır. Tahkim Kurulu
kararları Türkiye Futbol Federasyonu tarafından uygulanır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
haklarının ihlal edildiği inancında olan kişilerin mahkemelere
başvuru prensibinin belki de tek istisnası spor alanındaki
tahkimdir. Adli veya idari mahkemelere müracaat etmeden başvurulan tahkim,
önemli, etkin ve süratli bir müessesedir. Tahkime müracaat etmek yargı
mercilerine göre üstün avantajlar sağlamaktadır. Bu bağlamda
tahkim yoluna giderek bir uyuşmazlığın giderilmesi
yargı mercilerinden çok daha hızlı sonuçlanmakta,
uyuşmazlık konusunu uzmanlarına teslim etme hususu da bu yönüyle
gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, Tahkim Kurulunun
yapılandırılmasını içeren 6ncı maddenin uluslar
arası kurallara ve kendi mevzuatımıza uygun olarak güzel bir
şekilde burada düzenlendiğini özellikle vurgulamak isterim.
Bu arada Süper Ligde Sivassporun başarısını
ben de arzu etmekteyim ama şunu da ifade etmem gerekir ki bir
Beşiktaşlı olarak tabii ki Beşiktaşın hemen
takipte olması da ve şampiyon olması da temel arzumuz.
Sporda en önemli hususun şike olduğu bir gerçektir.
Yıllarca Anadolunun dört bir tarafında görev almış bir
kişi olarak şikenin spora ne büyük zararlar verdiğini
birçoğunuz bilmektesiniz çünkü şikeyle mücadele aslında sporun
gelişmesine en büyük katkı unsuru olarak karşımıza
çıkar. Anadolu takımlarının sorunlarına diğer bir
yönüyle el atmak, onların sorunlarını çözmek ve diğer büyük
takımlarla onların eşit statüde yarışmasını
temin etmek de Türk sporunun gelişmesi açısından çok büyük önem
arz etmektedir.
Bütün takımlara kendilerini ayakta tutacak kadar sürekli ve
yeterli gelir kaynaklarının yaratılması da çok önemlidir.
Bu itibarla birçok kentte uygulanan elektrik ya da su makbuzlarından ya da
kamu kurum ve kuruluşlarının üretim yaptığı
tesislerden küçük oranlarda konulan birtakım rakamlarla, elde edilen
gelirlerle ayakta tutulmaya çalışılan Anadolu takımları
vardır. Bunların ancak Anayasaya aykırı olan yönleri söz
konusudur. Bu hususta da özellikle spordan sorumlu Devlet
Bakanlığımızın bir çalışma yapması ve
Anadolu kulüplerine sürekli ve yeterli gelir kaynaklarını
yaratması gerekmektedir. Eğer böyle bir çalışma olmazsa
taşrada görev yapan belediye başkanları, vali, emniyet müdürü
gibi spora öncelik ve önem tanıyan birtakım kamu görevlilerinin
sıkıntıya girdikleri gerçeğiyle her zaman karşı
karşıya kalacağız.
Ben, Türk sporunun gelişmesi ve Türkiye Futbol Federasyonunun
FIFA ve UEFA standartlarında özerk, güçlü ve güvenilir kurum
olmasını yürekten diliyor, grubum adına ve şahsım
adına hepinize en derin saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Sayın Aslanoğlu, konuşmayacaksınız
herhâlde.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Konuşmayacağım efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
6ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
7nci maddeyi okutuyorum:
Denetleme Kurulu
MADDE 7- (1) TFFnin hesapları ve mali durumu, Genel Kurul
tarafından seçilmiş Denetleme Kurulunca denetlenir. Denetleme Kurulu
raporu, Genel Kurul tarihinden en az onbeş gün önce Genel Kurul üyelerine
gönderilir ve ayrıca Genel Kurula sunulur.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
T.B.M. Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı yasa
tasarısının 7. maddesindeki (seçilmiş) kelimesinden sonra
(yedi kişiden ibaret) ifadesinin ilavesini saygılarımla arz
ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Seçilecek Denetleme Kurulu üyesi sayısının yedi
kişi olacağı belirtilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
8inci maddeyi okutuyorum:
Türkiye Futbol Federasyonunun gelirleri
MADDE 8- (1) TFFnin gelirleri şunlardır:
a) Futbol müşterek bahis oyunlarından kulüplere verilen
isim hakkının %15i.
b) Başvuru harçları ve para cezaları.
c) Kulüplerin televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik
cihaz ve benzeri araçlarla yapılacak müsabaka yayınlarından ve
yayın organları ile yapacakları her türlü sözleşmelerden
elde ettikleri gelirlerin %10u.
ç) TFF tarafından akdedilen sponsorluk sözleşmelerinden
elde edilen gelirler.
d) Resmi ve özel milli müsabakalardan elde edilen gelirlerin
kesintilerden sonra kalan net meblağı ile bu müsabakaların
televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla
yayınlarından elde edilecek gelirler.
e) Tescil, vize, aktarma, aidat ve TFFye bağlı
futbolcular ve kulüplerden elde edilen benzeri gelirler.
f) Mal varlığı gelirleri, mal
varlığı değerlerinin devir, temlik, satış ve
kiralanması gibi hususlardan elde edilen gelirler.
g) TFF tarafından kurulacak veya ortak olunacak her türlü
iktisadi teşebbüs ve şirketlerden elde edilecek gelirler.
ğ) Faiz gelirleri.
h) Bağış ve yardımlar.
ı) Diğer gelirler.
BAŞKAN Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Akif Akkuş.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 343 sıra sayılı
Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısıyla ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, futbol günümüzün en popüler spor
dallarından birisini oluşturmaktadır yani en azından
seyirci olmak babından futbolla ilgilenmeyenimiz hemen hemen yoktur.
Futbol, aynı zamanda dev bir ekonomik etkinlik, büyük bir iş kolu,
dostluk ve iyi ilişkilerin geliştirilmesinde kültürel bir araç ve
ülkenin tanıtılmasında önemli bir faaliyet olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Futbol ilk ortaya çıktığı günden itibaren
birçok gelişmeye sahne olmuş ve birçok değişiklikler
yaşamıştır. Dolayısıyla, futbolun kaide ve
kuralları değiştiği gibi futbola ait yasaların da
zaman zaman yeni anlayışlara göre değiştirilmesi
kaçınılmazdır. Bu tasarı da böyle bir anlayışla
gündeme geldi ama biraz önce de diğer vekillerimizin belirttiği gibi
aşağı yukarı yirmi bir aylık süre içerisinde bu Futbol
Federasyonunun 3üncü defadır Meclis gündemine gelişi oldu. Bu
bakımdan herhâlde çok hızlı değişiklikler oluyor ve bu
çok hızlı değişikliklere de çözümler getirilmesi
arzulanıyor diye düşünüyorum.
Bu tasarının futbolu daha zevkli hâle getirebilmesi için
yeni ortaya çıkan kural ve kaidelerin uygulanması, futbol ile
ilgilenenlerin, futbolcusundan idarecisine, hakeminden teknik direktörüne hatta
amigo ve top toplayıcısına kadar herkesin eğitilmesi
gerekmektedir. Yani biz futbolumuzdaki ana aksaklıklardan birisini
eğitim olarak görmekteyiz. Eğer bu konuda birtakım kural ve
kaideler ortaya konursa, yasalara bunlar eklenirse bunların daha iyi
olacağı, daha iyi sonuçlar alınacağı kanaatindeyim.
Zaman zaman görmek istemediğimiz saha içi, saha dışı ve
tribünde cereyan eden çirkinliklerin yaşanması eğitim
eksikliğinin bir sonucudur diyorum.
Yasanın 8inci maddesi Futbol Federasyonunun gelirleri ile
alakalıdır. Elbette, dedik ki futbol büyük bir iş kolu, büyük
bir ekonomik etkinlik; o zaman bunda para birinci planda rol oynayacaktır
diye belirtiyoruz. Gerçekten de dünyanın değişik ülkelerinde
yetişmiş olan nadir futbolcular, yine dünyanın büyük kulüpleri
olarak nitelendirilen paralı kulüpler tarafından sürekli bulunmakta,
ortaya çıkartılmakta, alınmakta ve bunlar kendi
takımlarında oynatılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, futbol ve müsabakalar büyük bir
ekonomik etkinlik diyoruz çünkü bu büyük ekonomik ve sosyal olay büyük de bir
para transferine müdahil olmaktadır.
Aynı zamanda, müşterek bahis adı verilen şans
oyunları da futbolun vazgeçilmez unsurlarından birisi hâline
gelmiş ve her hafta milyonlarca vatandaşımız müşterek
bahse para yatırmakta veya aktarmaktadır. Elbette ki bu oyunlarda rol
alan kulüplerin herhangi bir pay almaması düşünülemez. Yani bunlar
mademki bu futbol takımlarını kendi çizelgelerinde gösteriyorlar
yahut o futbol takımlarının faaliyetleriyle birtakım
gelirler elde ediyorlar, bu futbol takımlarının da bunlardan
gelir elde etmesi gerekir diye düşünüyoruz. Fakat bu payın yüzde 7
gibi düşük bir oranda olması kanaatimce yetersizdir. Yani futbol
kulüpleri, biliyorsunuz, bu gelirlerin ancak yüzde 7 gibi bir
kısmından istifade ediyor, gerisi devlete gelir vergisi yahut da
başka alanlarda, başka yerlerde kullanılıyor. Bunun
artırılması gerekir diye düşünüyorum. Bu etkinliklerin
organize ve kurallarının uygulanmasında söz sahibi olan
federasyon ise kulüplere ödenen payın yüzde 15ini alıyor. Yani
burada yaptığı, demek ki, bu etkinliklerin organizasyonu ve
kuralların uygulanmasıyla ilgili çalışmalar yapıyor,
bunun karşılığında da bu alınan paraların
yüzde 15ine âdeta el koyuyor.
Değerli milletvekilleri, özellikle Anadolu kulüpleri büyük
sıkıntılar içerisindedir. Bu sıkıntılar
onların sık sık küme düşmesine yahut profesyonel
futbolcularının çoğunun anlaşma ücretini tam
alamamasına sebep olmaktadır. Şehirlerimizin futbol
takımları her zaman sponsor bulamamakta ve esnafa müracaat etmektedir
ve esnaflarımız da maalesef bundan mutazarrır
olmaktadırlar. Esnaf bu istenen ücreti isteyerek vermemekte ve özellikle
mahallî yöneticiler ile vatandaş arasında sıkıntılar
meydana gelmektedir. Hepimiz geçtiğimiz ay sonunda mahallî seçimlerde çalıştık.
O mahallî seçimler sırasında hepinize gelen şikâyetlerin futbol
takımları için belediyenin aldığı ücretler olduğu
kanaatindeyim çünkü bana da bu konuda birçok defa şikâyetler geldi.
Hâlbuki futbolun karşılıklı anlayışı ve
hoşgörüyü artırması arzu edilmektedir.
Anadolu kulüplerinin her birinin esnafa, finans
kuruluşlarına ve şahıslara külliyetli miktarda borcu
bulunmaktadır. Futboldan beklediğimiz başarının elde
edilmesi, kullanılacak veya kulüplere aktarılacak kaynakla
yakından alakalıdır. Bu yüzden, futbolla ilgili müşterek
bahis oyunlarından kulüplere daha fazla kaynak
aktarılmalıdır diyorum.
Futbol Federasyonu, kulüplerin televizyon, radyo, İnternet
vesaire gibi araçlarla yapılan müsabaka yayınlarından elde
ettikleri gelirin de yüzde 10unu almaktadır. Bu meblağ yüzde olarak
az gibi görünmesine rağmen, takımların elde ettikleri gelirleri
dikkate aldığımızda Federasyonun aldığı
miktar ortaya çıkacaktır.
Burada, yirmi dokuz hafta sonunda
takımlarımızın kazandıkları -bir
kısmının tabii, hepsini belirtmeyeceğim- para miktarı
var. Mesela, buradan, Sivasspor 7 milyon 900 bin TL, Beşiktaş 6
milyon 846 bin, Trabzonspor 6 milyon 194 bin, Galatasaray 6 milyon 31 bin,
Fenerbahçe 5 milyon 542 bin, Konyaspor 3 milyon 912 bin, Kocaelispor 3 milyon
97 bin. Tabii, en alttaki Hacettepesporu ele alırsak bunun çok daha
düşük bir ücret aldığı ortaya çıkmaktadır ki bu,
yarın transferlerini nasıl yapacak? Ve yapamayacak. Zaten küme
düşüyor, orada bocalayıp duracak.
8inci maddenin (d) fıkrasında belirtilen gelirler,
resmî ve özel millî müsabakalardan elde edilen gelirler ve bunların
yayınlanmasından elde edilen gelirler olarak Futbol Federasyonunun
önemli gelir kaynaklarındandır, ancak bu gelirlerden Millî
Takıma futbolcu veren takımlara da bir miktar kaynak ayrılması
uygun olur kanaatindeyim. Bu, futbolcular kadar kulüplerin de
performansını artırmaya yardımcı olacaktır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Tarsusa mı,
Mersine mi verilsin?
AKİF AKKUŞ (Devamla) Tarsusa verilsin, ona da
verilsin.
Değerli milletvekilleri, 1 Haziran 2007 ile 31 Mayıs
2008 arasındaki bir yıllık dönemde çeşitli kaynaklardan
Federasyonun elde ettiği gelirler toplam olarak 134 milyon 245 bin 584
TLdir. Bunlar içerisinde en büyük miktar 67 milyon 368 bin 949 TL ile
profesyonel futbol gelirleridir. Ancak, cari giderlerine baktığımız
zaman, bu profesyonel futbol giderlerine
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Akkuş,
konuşmanızı tamamlayınız.
AKİF AKKUŞ (Devamla) Teşekkür ederim.
25 milyon 176 bin 183 TL ödendiğini görüyoruz, yani gelirin
yarısı bile değil. Ancak, cari giderler 37 milyon 302 bin155
TLdir. Eğitim giderleri ise, sadece 4 milyon 218 bin 833 TLdir.
Yukarıda da belirttiğim gibi, futbol ve
müsabakalarından beklediğimiz istifadenin gerçekleşmesi için
eğitim vazgeçilmez bir uğraş olmalıdır. Bu yüzden,
Türkiye Futbol Federasyonunun gelirlerinin daha büyük bir miktarının
eğitime harcanması beklenen sonuçlara daha fazla yaklaşmayı
sağlayacaktır diyorum.
Ayrıca, dikkati çeken bir gelir-gider tablosu da millî
takımlar geliri ile millî takımlar gideri arasındaki
farktır. Bu da tabii, millî takımlarımızın
başarısı ile orantılıdır.
Burada, Türkiye Futbol Federasyonu gelirleri arasında yer
alan, (f) fıkrasında belirtilen mal varlığı gelirleri,
mal varlığı değerlerinin devir, satış ve kiralanması,
vesair gibi hususlardan elde edilen gelirler yer almaktadır.
Genellikle futbol için ayrılan yerler şehir ve
kasabaların kenarında yahut şehir yerleşmelerinin seyrek
olduğu yerlerdedir; dünü kast ediyorum. Böyle olunca da o gün fazla bir
değeri olmayan ve genellikle hazineye ait olan geniş araziler
takımlara veya Futbol Federasyonuna tahsis edilmektedir. Bugün, buralar
değerlenmiş ve büyük meblağlarla alınıp satılan
yerler olmuştur. Dolayısıyla, kulüpler veya Futbol Federasyonu
bugün haksız kazanç elde etmektedirler diye belirtiyorum. Bu yüzden,
hazineden devralınmış bu alanların devir ve
satışı gibi hususlara daha fazla özen gösterilmeli ve
buraların satış ve devri bence önlenmelidir diyorum.
Tabii, burada, geçtiğimiz Futbol Federasyonu Yasasında değişiklikler
yapılırken, hatırlarsanız Atatürk Orman Çiftliğinin
bir kısmının Futbol Federasyonuna devri vardı, ancak bu
önlendi.
Netice olarak diyorum ki, futboldan iyi sonuçlar,
beklediğimiz neticeleri almak için futbolla uğraşan herkesin,
her kesimin eğitimine biraz daha özen gösterilmelidir diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahsı adına Ensar Öğüt, Ardahan Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş kanunu üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi spor,
sevgi, dostluk, kardeşliktir ve Doğu Anadoluda her zaman bu devam
etmiştir. Ancak, Sayın Bakanım buradayken söyleyeyim, Doğu
Anadoluda, güneydoğuda futbol oynayan çocuklarımız çok
mağdur. Bir kere, hakikaten bunu içtenlikle söylüyorum, doğu ve
güneydoğu milletvekilleri de bunu biliyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ardahana
yapmadılar mı bir şey?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Şimdi Ardahana da ne yapıp
yapmadıklarını söyleyeceğim.
Şimdi, Ardahana futbolla ilgili çok fazla bir şey
yapılmadı ama Sayın Bakanım hakikaten çok gayretli, ben
huzurunuzda teşekkür ediyorum. O gayreti çerçevesinde de oraya yardım
edeceğini, sadece Ardahana değil, doğu ve güneydoğuya
yardım yapacağını ben umuyorum.
Şimdi, geçen sene bizim Posof Futbol Takımımız
şampiyon oldu. İnanın, Trabzona veya Erzuruma elemelere
gidemedi. Niye gidemedi? Yol parası yok, otobüs yok, efendim, gittiği
zaman kalacak yer yok, kalsa verecek parası yok.
Bu seçimlerde, yani 29 Mart seçimlerinden bir hafta sonra,
Ardahansporun Erzuruma gidip elemelere katılması lazım. Dediler
ki: 8 milyar para lazım. Vali Beye gittik, dedi ki: Benim böyle bir
bütçem yok. Yahu, bunu Federasyon vermiyor mu? Vermiyor. Bakanlık?
Bakanlık da vermiyor. Çocuklar isyan etti. Biz sağdan soldan, iş
adamlarından topladık, gönderdik; yatacak yerini de kalacak yerini de
temin ettik, paralarını verdik.
Yani şimdi, Doğu Anadoluda çocuklar barış ve
sevgi için futbol oynuyor, spora koşuyor ama devlet elini uzatmıyor.
Devlet elini uzatmadığı için de çocuklar perişan bir
durumda ve devlete küsüyorlar. İşsiz, zaten yoksul ve göç var, bir de
şimdi futbol oynayan az sayıda da olsa çocuklarımızın
imkânları kısıtlı olunca boşlukta kalan çocuklar,
maalesef arkadaşlar, terör örgütlerinin kucağına
düşüyorlar. Bu çok ciddi bir olaydır arkadaşlar, ben bunu
yaşıyorum, görüyorum, siz de görüyorsunuz.
Bu bakımdan, Sayın Bakanımdan ben istirham
ediyorum: Doğu ve güneydoğuya, özellikle kalkınmakta öncelikli
olan otuz altı ilimiz var, bu illerimize özel bir paket
hazırlayın; gençlerin formalarını, ayakkabılarını,
oynayacak sahalarını, tesislerini
Efendim, onun
dışında, diyelim ki, turnuvalara gidiyorlar, elemelere
gidiyorlar, bu nedenle
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Oylarını da oraya
verecekler o zaman, akıllarına getirme!
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Canım, şimdi, biz çocuklara
bir şeyler verelim de oylarını onlar nereye vereceklerini
bilirler, sen merak etme.
Şimdi, burada, gençlik çok önemli arkadaşlar. Atatürk de
Türkiye Cumhuriyeti devletini ve geleceğini gençliğe
bırakmış. Gençlik de bize emanet olduğuna göre Büyük Millet
Meclisinden özellikle ben istirham ediyorum: Kalkınmakta olan illere
mutlak surette özel imkânlar, özel paketler, özel projeler sunmamız
lazım. Yani devletimiz büyük. Oradaki, doğudaki yani Ardahandaki,
Karstaki, Iğdırdaki, Erzurumdaki, Vandaki, Hakkârideki, Şırnaktaki
çocukları hapishaneye atmak değil, onlara top oynatmak, onlara
kardeşliği, barışı, sevgiyi kucaklayacak şekilde,
spora kazandırmak için, o bölgelere, futbolla ilgili, diğer spor
dallarıyla ilgili, koşmayla ilgili
Hatta biliyorsunuz, atletizmde
devamlı Doğu Anadoludan şampiyon çıkar. Niye? Çünkü çocuk
çok koşuyor ama teknik anlamda, eğer çim sahası olursa ve
tesisleri olursa, futbol oynayacak imkânları olursa, inanıyorum o
zaman o çocuklardan çok daha iyi futbolcular çıkarak dünya şampiyonluğuna
katılacak çocuklar olacaktır.
Ben, Sayın Bakandan ve Hükûmetten şunu istirham
ediyorum: Doğu ve güneydoğuya özellikle bir ayrıcalık
tanıyın, oradaki çocukları topluma kazandıralım.
Oradaki, futbolla ilgili ve diğer spor dallarıyla ilgili
yatırımları bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/652 esas sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının
8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mevlüt Akgün |
Cüneyt Yüksel |
Fatih Öztürk |
|
Karaman |
Mardin |
Samsun |
|
Fevzi
Şanverdi |
Suat
Kılıç |
|
|
Hatay |
Samsun |
|
(a) Futbol müşterek ve sabit ihtimalli bahis
oyunlarından kulüplere verilen isim hakkının %15i.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca
oynatılmakta olan oyunlar arasında sabit ihtimalli oyunlara da yer
verildiğinden madde bu oyunları kapsayacak şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 9u okutuyorum:
Türkiye Futbol Federasyonunun giderleri
MADDE 9- (1) TFF yıllık bütçe esasına göre
bütçesini hazırlar ve bu Kanunda kendisine verilen görevleri yerine
getirebilmek için TFF Statüsü çerçevesinde gerekli bütün masraf ve
harcamaları yapar.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı kanun
tasarısının 9 uncu maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Yaşar
Tüzün |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Hüsnü Çöllü |
|
Bilecik |
Malatya |
Antalya |
|
Ahmet Küçük |
Rasim
Çakır |
|
|
Çanakkale |
Edirne |
|
Federasyonun yıllık toplam gelirinin en az % 30u, her
bütçe döneminde 31 Aralık tarihine kadar Federasyona sunulan ve Yönetim
Kurulu tarafından kabul edilen projelerde kullanılmak üzere ikinci ve
üçüncü liglerde takımı bulunan kulüplere
kullandırılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Tüzün, buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Sayın Başkanım,
değerli milletvekili arkadaşlarım; vermiş olduğumuz
önergenin gerekçesini anlatmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamın
başında da belirttiğim gibi bizler Futbol Federasyonunun
özerkliği konusunda bir kanun çıkarıyoruz. Bu kanunda, belki de
UEFA ve FIFA kriterlerini de Türkiye Futbol Federasyonunun uygulaması
konusunda görüşlerimizi belirtiyoruz. Ancak Federasyonun, özellikle
yetkilerini kullanır iken İkinci Lig ve Üçüncü Lig
takımlarına da proje karşılığı bir
yardım ettiğini, yardım yaptığını söylemiştik.
Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun,
eski kanunun yani bugün yürürlüğe girdikten sonra bugün kabul
ettiğimiz kanundan önceki kanunun 23üncü maddesi şöyle demektedir:
Federasyonun yıllık toplam gelirinin en az yüzde 15'i, her bütçe
döneminde 31 Aralık tarihine kadar Federasyona sunulan ve Yönetim Kurulu
tarafından kabul edilen projelerde kullanılmak üzere İkinci ve
Üçüncü Liglerdeki takımlara bütçenin yüzde 15i dolayında yardım
yapılabilir. Bizler, vermiş olduğumuz önergeyle bunun, bu
oranın yüzde 30a çıkarılmasını talep ediyoruz. Yani
zaten İkinci ve Üçüncü Lig takımlarının içinde
bulunmuş olduğu ekonomik sıkıntıları hepimiz
biliyoruz. Dolayısıyla Futbol Federasyonunun bütçesinin de
İkinci Lig ve Üçüncü Lig takımlarına öncelikle bir proje
karşılığı ve yönetim kurulunun kabulü
doğrultusunda bir karar alınacak. Bu oranın yüzde 15ten yüzde
30a çıkartılması konusunda bir önerge verdik. Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun içindeki değerli spor adamı olan
milletvekillerimizle de görüştük; bunlar da bu önergenin doğru
olduğunu, uygun olduğunu söylediler. Onun için, bu önergenin kabulü
yönünde oy kullanmanızı rica ediyoruz.
Eğer kullanmaz iseniz de, hemen belirteyim, hepinizin
İkinci Lig ve Üçüncü Ligde kulüp takımları var, hepinizin seçim
bölgesinde bulunan takımlar var; bu takımları yok
saydığınızı, bu takımlara karşı gerekli
katkıyı ve desteği Türkiye Büyük Millet Meclisinde
göstermediğinizi bir yazıyla tüm illerdeki İkinci Lig ve Üçüncü
Lig takımlarına belirteceğim. Dolayısıyla, böyle bir
mağduriyeti yaşamamanız için, gelin bu önergeye destek verin,
katkı verin.
Değerli arkadaşlarım, amacımız burada
bağcıyı dövmek değil üzüm yemek; amacımız siyaset
yapmak da değil. Tekrar söylüyorum, Futbol Federasyonunun bütçesinin yüzde
15i İkinci Lig ve Üçüncü Lig takımlarına bir proje
karşılığı veriliyor, bu önergeyle bu oranı
çoğaltıyoruz. İkinci Lig ve Üçüncü Lig
takımlarımız hazırlamış olduğu projeler
doğrultusunda Federasyona müracaat edecekler. Zaten Federasyon da Yönetim
Kurulu kararı ile bunu onaylayacak. Bu oranın artmasını
talep ediyoruz.
Önergemizin kabulü yönünde oy kullanacağınızı
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tüzün.
Divana alalım sizi, buyurun; oylama yapacağız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10uncu maddeyi okutuyorum:
Dış denetim
MADDE 10- (1) TFFnin mali durumu ve kâr zarar hesapları
yıllık dönemler halinde spor sektöründe uluslar arası denetim
tecrübesi bulunan bağımsız bir denetim kuruluşu
tarafından denetlenir.
(2) Denetim raporları Genel Kurulda tetkik edildikten sonra
kamuoyuna duyurulur.
(3) Denetim raporunun bir kopyası, Genel Kurul toplantı
tarihinden önce, TFF Statüsünün ilgili hükümleri çerçevesinde delegelere
ulaştırılır.
(4) Aynı denetim şirketi aralıksız olarak
beş yıldan fazla denetim görevi yapamaz.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
TBM Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı yasa
tasarısının 10. maddesinin (4) Nolu bendinde geçen (beş)
ifadesinin (üç) olarak değiştirilmesini arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Beş yıl çok uzun bir zamandır, üç yıl daha
makuldür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci maddeyi okutuyorum:
Vergi muafiyeti ve alacaklarının önceliği
MADDE 11- (1) Türkiyede FIFA, UEFA ve TFF himayesinde
gerçekleştirilen müsabakalar ile bu Kanun kapsamında organize edilen
müsabakalardan elde edilecek gelirler ve TFFnin diğer tüm gelirleri her
türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.
(2) Bu muafiyet, TFF ye ait iktisadi işletmeleri, 31/12/1960
tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 13/6/2006 tarihli ve
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yapılacak
kesintileri kapsamaz.
(3) TFF tarafından bu Kanunun 15 inci maddesi gereğince
verilen para cezaları kulüplerin TFFden olan alacaklarından
öncelikle mahsup edilir.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
TBM Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 343 sıra sayılı yasa
tasarısının 11. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu kuruma vergi muafiyeti tanınmasına gerek yoktur. Çok
büyük kazançları vardır. Vergilendirilmesi gerekir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
12nci maddeyi okutuyorum:
Kulüp lisans sistemi
MADDE 12- (1) Ulusal müsabakalarda yer alan kulüplerin yerine
getirmeleri gereken kriterler, FIFA ve UEFA Kulüp Lisans sistemi
talimatları doğrultusunda Yönetim Kurulu tarafından belirlenir.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
13üncü maddeyi okutuyorum:
Yayınların ve protokol tribünlerinin düzenlenmesi
MADDE 13- (1) Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içindeki tüm futbol müsabakalarının televizyon, radyo, internet ve
her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlanmasına,
iletilmesine, yayınların düzenlenmesine ve programlanmasına
münhasıran Yönetim Kurulu yetkilidir.
(2) Anılan yetki
özellikle TFFnin yayın haklarının merkezi olarak
pazarlanmasını ve elde edilen gelirin yetkili organlar
tarafından alınan kararlar uyarınca kulüplere dağıtılmasını
kapsar.
(3) Milli müsabakalar şifreli olarak yayınlanamaz.
(4) Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafından spor
kulüplerine veya kamu kurum veya kuruluşlarına protokol
karşılığında devredilen, kiralanan veya süreli intifa
hakkı tesis edilen spor tesislerine ait protokol tribünlerinin
kullanılmasında kişi sayılarının tespiti ve
protokol yönlendirmesi Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü talimatları
dâhilinde gençlik ve spor il ve ilçe müdürlüklerince yapılır. Milli
müsabakalarda ise protokol tribünü TFF tarafından düzenlenir.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/652 Esas sayılı Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 13 üncü maddesine aşağıdaki dördüncü
fıkranın eklenmesini ve diğer fıkra numarasının
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mevlüt Akgün |
Cüneyt Yüksel |
Fatih Öztürk |
|
Karaman |
Mardin |
Samsun |
|
Fevzi
Şanverdi |
Suat
Kılıç |
|
|
Hatay |
Samsun |
|
(4) Futbol müsabakası yayınlarının, TFF
tarafından belirlenen usul ve esaslar dışında haksız
ve yetkisiz olarak radyo, televizyon, İnternet veya herhangi bir
yayın veya iletişim aracıyla canlı veya banttan
yayınlanması, çoğaltılması,
dağıtılması, satılması, izlenmesi veya
izletilmesi hâlinde, TFFnin veya yayıncı kuruluşun
şikayeti üzerine 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Kanununun 71 inci maddesindeki cezai hükümler uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ NECAT BİRİNCİ
(İstanbul) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Genelde sporun özelde ise futbolun bugünkü en önemli gelir
kaynağını spor müsabakalarının yayınlarından
elde edilen gelirler oluşturmaktadır. Türk futbolunun da bugün
dünyada önemli bir noktaya gelmesindeki en önemli etken on yılı
aşkın bir süredir sürdürülen yayın havuzu gelirleri
oluşturmaktadır.
Pay-TV olarak bilinen paralı ve şifreli
yayıncılık neticesinde elde edilen yüksek gelirler sayesinde
futbolun en önemli geliri oluşturulmaktadır. Yayın teknolojileri
ve internetteki gelişmeler neticesinde yayıncı kuruluşlar
çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya
kalmaktadırlar. İnternet üzerinden futbol müsabakalarının
ücretsiz olarak yayınlanması sonucunda yayıncı
kuruluşların abone sayılarını azaltmakta ve gelirleri
düşen yayıncı kuruluşlar da futbola gerekli kaynağı
aktaramamaktadırlar.
Futbolun gelirlerini korumak ve etkili bir hukuki koruma
sağlayabilmek amacıyla bu konuda özel bir kanun maddesine ihtiyaç
duyulmaktadır.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 81 inci
maddesinde 5728 sayılı Kanunun 143 üncü maddesiyle
değiştirilmesi neticesinde bu tür yasal olmayan yayın
kullanımlarının yaptırımı ortadan
kaldırılmıştır. Yayıncı kuruluşun bu
konuda yaptığı hukuki başvurular mahkemelerce kanuni
dayanağı ortadan kaldırıldığı gerekçesi ile
reddedilmektedir. Bu nedenle yasal olmayan yayınlara yeniden
yaptırım uygulanmasını teminen söz konusu Tasarıda,
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 71 inci maddesine
atıf yapılması zorunlu hale gelmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde 13üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
14üncü maddeyi okutuyorum:
Fikri, sınaî ve ticari haklar
MADDE 14- (1) TFFnin kullandığı veya
kullanacağı marka, logo ve benzeri tüm fikri ve sınai
hakların mülkiyeti ve kullanım hakkı münhasıran TFFye
aittir. Bu hakların varlığı Türk Patent Enstitüsü ve
Uluslar arası Patent Ofisleri nezdinde TFF tarafından tescil
ettirilmelerine engel değildir.
(2) TFFnin sponsoru olmadığı halde,
yaptıkları duyuru, reklam, tanıtım ve benzeri faaliyetlerle
üçüncü kişilerin nezdinde TFFnin sponsoru izlenimini yaratan
kişilerin eylemleri hakkında 29/6/1956 tarihli ve 6762
sayılı Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin
hükümleri uygulanır.
BAŞKAN 14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
15inci maddeyi okutuyorum:
Cezalar
MADDE 15- (1) Futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve
kişilere disiplin ihlalleri ve sportmenliğe aykırı fiiller
ve bunlara uygulanacak cezalar, FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak TFF
Statüsü ve Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulunun
yapacağı talimatlarla belirlenir.
BAŞKAN 15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
16ncı maddeyi okutuyorum:
Genel Kurul kararlarının iptali
MADDE 16- (1) Genel Kurulun, Türk hukukuna ve TFF Statüsüne
aykırılık teşkil eden tüm kararlarına karşı,
karar tarihinden itibaren otuz gün içinde TFF merkezinin bulunduğu yer
asliye hukuk mahkemesinde iptal davası açılabilir. Bu davalar basit
yargılama usulüne tâbidir.
BAŞKAN 16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
17nci maddeyi okutuyorum:
İzinli sayılma
MADDE 17- (1) TFF tarafından hafta sonu veya iş
günlerinde oynanacak maçlarda görevlendirilen ve uhdesinde kamu görevi olan
kişilerden; hakemler, temsilciler ve gözlemciler ile TFF kurul üyeleri,
çalıştıkları kurumların yetkili makamlarının
bilgileri dâhilinde görevleri süresince idari izinli sayılırlar.
(2) Bu maddede belirtilen sürenin başlangıcı ve
bitişi TFFnin ilgili talimatlarıyla belirlenir.
BAŞKAN 17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 18i okutuyorum:
Uygulanacak hükümler
MADDE 18- (1) Bu Kanuna
dayanılarak çıkarılacak TFF talimatları, düzenlemeleri ile
bunlara ilişkin uygulamalar aleyhine, ancak Tahkim Kurulu nezdinde
itirazda bulunulabilir.
(2) Bu Kanunda, TFF Statüsü ve ilgili diğer talimatlarda
hüküm bulunmayan hallerde 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler
Kanunu ile 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu
hükümleri kıyasen uygulanır.
BAŞKAN 18inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 19u okutuyorum:
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 19- (1) 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye
Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır.
BAŞKAN Madde 19u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1i okutuyorum:
Organlar, statü ve talimatlar
GEÇİCİ MADDE 1- (1) TFFnin 3813 sayılı Kanuna
göre seçilmiş organları, olağan görev sürelerini tamamlarlar.
(2) Bu Kanunla öngörülen TFF Statüsü ve talimatları
yürürlüğe girinceye kadar, mevcut Ana Statü ve talimatlar ile Genel Kurul
tarafından 3/6/2008 tarihinde kabul edilen TFF Statüsünün bu Kanuna
aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(3) Bu Kanuna uygun TFF Statü değişiklikleri, en geç bu
Kanunun yürürlüğe girmesini takip eden ilk olağan Genel Kurulda
yapılır.
BAŞKAN Geçici madde 1i oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 20yi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 20- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 21i okutuyorum:
Yürütme
MADDE 21- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünün oylanmasından önce İç
Tüzükün 86ncı maddesine göre lehte Cemal Taşar, Bitlis
Milletvekili.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CEMAL TAŞAR (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 343 sıra sayılı Türkiye Futbol Federasyonu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının
üzerinde oyumun rengini belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
İktidarımız döneminde yasallaşan, yüce
Meclisin oylarıyla birlikte yasalaşan 1 Mayıs Emek ve
Dayanışma Günü yarın kutlanacak. Bu bayramın birlik,
beraberlik ve kardeşliğe ve evrensel barışa katkı
sağlamasını ve şölen havası içinde geçmesini temenni
ediyorum sözlerimin başında.
Bugün yüce Meclis tarafından kabul edilen Türkiye Futbol
Federasyonu Kanununun FIFA ve UEFA normları içerisinde Türk futbolunun en
güzel yere oturtulacağına inanıyorum.
Bu tasarının kanunlaşmasında emeği geçen
herkesi kutluyorum, teşekkür ediyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi tekrar
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
tekrar selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Taşar.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için dört dakika süre vereceğim. Bu süre içinde
sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu
yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy
pusulalarını, oylama için öngörülen dört dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Vekâleten oy kullanacak sayın bakanların hangi bakana
vekâleten oy kullandığını belirten pusulalarını
bekliyoruz efendim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.09
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.17
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
343 sıra sayılı Kanun Tasarısının
yapılan açık oylama sonucunda toplantı yeter sayısı
bulunamamıştır. Bunu dikkate alarak birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.18
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.22
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekili, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 84üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
343 sıra sayılı Kanun Tasarısının
açık oylamasında toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi açık oylamayı tekrar
edeceğiz.
Oylama için yine dört dakika süre veriyorum ve oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, ikinci defa yapılan oylamada da toplantı
yeter sayısı bulunamadığından, sözlü soru önergeleri
ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek
için 5 Mayıs 2009 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Sizlere ve bizleri izleyen vatandaşlarımıza
hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 19.28