DÖNEM: 23 CİLT: 45 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
91inci
Birleşim
20 Mayıs 2009 Çarşamba
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip
üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Samsun
Milletvekili Ahmet Yeninin, 19 Mayıs Atatürkü Anma Gençlik ve Spor
Bayramına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Batman
Milletvekili Mehmet Emin Ekmenin, Batmanın il oluşunun 20nci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, mevsimlik tarım işçilerinin
sorunları ile alınması gereken önlemlere ilişkin gündem
dışı konuşması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Fransa
Senatosu Dışişleri, Savunma ve Silahlı Kuvvetler
Komisyonunun vaki davetine istinaden, Fransaya resmî ziyarette bulunacak olan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamento Heyetini oluşturmak üzere siyasi
parti gruplarınca ismi bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/797)
2.- 14-15 Nisan
2009 tarihlerinde Bahreyne resmî ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı
Abdullah Güle refakat eden heyete, Kahramanmaraş Milletvekili Veysi
Kaynakın da iştirak etmesinin uygun görülmüş olduğuna
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/798)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, Gaziantep turizmindeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/373)
2.- Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran ve 20 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/374)
3.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 32 milletvekilinin, özürlü istihdamı
konusundaki mevzuatın uygulanmasındaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/375)
VI.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, vize alımında
yaşanan sorunlara ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/444) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, cezaevlerinin doluluk oranına ve
yolsuzluk yapan bürokratlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/486) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Zile Adliyesinin lojman ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/587) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
4.- İstanbul
Milletvekili Necla Aratın, AB raporlarında Türk yargısına
yönelik ifadelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/597) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
5.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, infaz ve koruma
memurlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/628) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
6.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Ermenistanda düzenlenen törende Türk
Bayrağına yapılan saldırıya ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/690) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
7.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, Kuzey Irak yönetimiyle
ilişkiler konusundaki iddialara ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/691) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
8.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Van F Tipi Cezaevinde bazı televizyon
kanallarının izlenmesine izin verilmediği iddiasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/714) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
9.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, dini özgürlüklerle ilgili
konuşmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/799) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
10.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, uygulama imkanı kalmayan
kanunların yürürlükten kaldırılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/819) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
11.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, kutlamalarda silah kullanımına
yönelik yaptırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/827) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
12.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, infaz koruma memurlarının özlük
haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/858) ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı
13.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, 2 Temmuz Sivas olayları
davasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/865) ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı
14.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, İslam Konferansı Örgütü ile
imzalanan bir anlaşmaya ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/903) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
15.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, gözaltına alınan bir kişinin ölümüne
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1010) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
16.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, çek
alacaklılarının mağduriyetine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1019) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
17.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Türk Ceza Kanununda bireylere yönelik
suçlarda değişiklik yapılıp yapılmayacağına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1081) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
18.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Batı Trakyada Türk anaokulları
açılmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1186) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı
19.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Batı Trakyada Türk anaokulları
açılmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1187) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı
20.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, tutuklu bir gazetecinin hücrede tutulmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1321) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
21.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, NATO Genel Sekreterinin seçimine
ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1323) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
22.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Ermenistan politikasına
ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1324) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
23.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Deniz Feneri davası
dosyasının durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1332) ve
Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı:
96)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/543) (S. Sayısı: 263)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Isparta Milletvekili S. Nevzat
Korkmazın şahsına sataştığı iddiasıyla
konuşması
2.- Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin partisine
sataştığı iddiasıyla konuşması
IX.-
OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 2nci maddesinin oylaması
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Adli Tıp Kurumunun verdiği bir rapora
ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı (7/5576) (Ek cevap)
2.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, İstanbul Adli Tıp
Kurumu 6. İhtisas Dairesinin hazırladığı bir rapora
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/5585) (Ek cevap)
3.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, Adli Tıp Kurumunun verdiği
bir rapora ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı (7/5587) (Ek cevap)
4.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Adli Tıp Kurumu yönetimine ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı (7/5641) (Ek cevap)
5.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Adli Tıp Kurumu ihtisas kurullarına
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/5850) (Ek cevap)
6.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Muş E Tipi Cezaevinde
yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı (7/6209) (Ek cevap)
7.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Diyarbakırdaki bir bina
inşaatına ve belediyenin kurduğu bir şirkete ilişkin
Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/6410) (Ek cevap)
8.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Kahramanmaraş
Adalet Sarayı inşaatına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı (7/6421) (Ek cevap)
9.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, Bursa Barosu avukatlarının adli
yardım alacaklarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı (7/7128)
10.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bazı tutuklu ve hükümlüler
ile bunların tedavilerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı (7/7225)
11.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Erzurum H Tipi Cezaeviyle ilgili
bazı iddialarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı (7/7352)
12.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Tunceli Millî Eğitim Müdürlüğü
yöneticilerine yönelik bazı iddialara ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun
cevabı (7/7451)
13.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, tedavi
yolluklarının ödenmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/7452)
14.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, Ulusal Deprem Konseyinin
yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı (7/7468)
15.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, emekli ikramiyesi ve
maaşlarında ödeme sorunu olduğu iddialarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ömer Dinçerin cevabı (7/7470)
16.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada yerel seçim sürecindeki olaylara
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/7493)
17.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, coğrafya öğretmeni
atamalarına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçunun cevabı (7/7502)
18.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bir müsteşar yardımcısı
hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Nihat Ergünün cevabı (7/7507)
19.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, evde bakım hizmeti
konusundaki bir başvuruya yapılan işlemlere ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı (7/7512)
20.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, ekonomik krizle ilgili bir
konuşmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Cevdet Yılmazın cevabı (7/7530)
21.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Mersindeki gürültü
kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/7534)
22.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Kula ilçesindeki gölet
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/7535)
23.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Turizm Eğitim Merkezlerine
öğrenci alımıyla ilgili bir habere ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/7553)
24.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, hukuk alanında yüksek lisans ve doktora
için yurt dışına gönderilenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçunun cevabı (7/7556)
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan İl Millî Eğitim
Müdürlüğünün temizlik işleri ihalesine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/7557)
26.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, hacca gideceklerin belirlenme yöntemine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/7565)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03te açılarak altı oturum yaptı.
Birinci, İkinci Oturum
13 Mayıs
2009 tarihli 89uncu Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait
tutanak özetinin okunabilmesi için, Başkanlıkça, İç Tüzükün
71inci maddesi uyarınca kapalı oturuma geçilmesi gerektiği
açıklandı ve kapalı oturuma geçildi.
Üçüncü Oturum
(Kapalıdır)
Dördüncü, Beşinci ve Altıncı Oturum
Hatay
Milletvekili Abdulaziz Yazar, Dünya Eczacılık Gününe ve
eczacıların sorunlarına,
Edirne
Milletvekili Necdet Budak,
Muğla
Milletvekili Gürol Ergin,
14 Mayıs
Dünya Çiftçiler Gününe ve çiftçilerin sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay,
Muş
Milletvekili Sırrı Sakık,
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç,
Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk,
14 Mayıs
Dünya Çiftçiler Gününe ve çiftçilerin sorunlarına ilişkin birer açıklamada
bulundular.
Kırım
Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa A. Kırımoğlunun
vaki davetine icabet edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Meral Akşenerin beraberindeki Parlamento heyetini oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarınca ismi bildirilen milletvekillerine
ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut ve 21 milletvekilinin, engellilerin
sorunlarının (10/372),
Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, güvenlik güçlerinin toplumsal
olaylarda çocuklara yönelik müdahalelerinin (10/371),
Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 26 milletvekilinin,
alışveriş merkezleri ve zincir mağazaların geleneksel
ticaret sistemine etkilerinin (10/370),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerini alacağı ve
ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
(1/324) (S. Sayısı: 96),
3üncü
sırasında bulunan, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporlarının
(1/670) (S. Sayısı: 353),
4üncü
sırasında bulunan, Türk Vatandaşlığı Kanunu
Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporunun (1/458) (S.
Sayısı: 90),
5inci
sırasında bulunan, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporlarının (1/552) (S. Sayısı: 293),
6ncı
sırasında bulunan, Siirt Milletvekili Memet Yılmaz
Helvacıoğlu ve 4 Milletvekilinin, İzmir Milletvekili Kamil Erdal
Sipahinin, Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 1 Milletvekilinin Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ve Millî Savunma Komisyonu
Raporunun (2/427, 2/428, 2/429) (S. Sayısı: 361),
7nci
sırasında bulunan, Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam
Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Millî Savunma Komisyonu Raporunun (1/463) (S. Sayısı: 316),
Görüşmeleri;
2nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman
ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/543)
(S. Sayısı: 263) görüşmelerine devam edilerek, 1inci maddesi
kabul edildi, 2nci maddesi üzerinde bir süre görüşüldü, verilen aradan
sonra,
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okay, Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, kamuoyunu ve Genel Kurulu yanılttığı
iddiasıyla,
İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi, sözlerinin
çarpıtıldığına ilişkin,
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin
şahsına ve partisine sataşması nedeniyle,
Birer
açıklamada bulundular.
8inci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Süleymaniye Külliyesinin Korunması
Hakkında İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/484) (S. Sayısı: 336), görüşmelerini
müteakip, yapılan açık oylamadan sonra kabul edildi.
20 Mayıs
2009 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 14.00te
toplanmak üzere birleşime 19.50de son verildi.
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Yusuf
COŞKUN Harun
TÜFEKCİ
Bingöl
Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Canan
CANDEMİR ÇELİK
Bursa
Kâtip
Üye
No.: 101
II.- GELEN KÂĞITLAR
18
Mayıs 2009 Pazartesi
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, fizyoterapistlerin yetki ve
sorumluluklarının düzenlenmesine ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1347) (Başkanlığa
geliş tarihi: 28/04/2009)
2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, yapılandırılan vergi
borçlarını ödeyemeyenlerin durumuna ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1348) (Başkanlığa
geliş tarihi: 28/04/2009)
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Deniz Feneri dava dosyasına ilişkin
Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1349) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/04/2009)
4.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, belediye işçilerinin özlük
haklarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1350)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
5.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, düşük nüfuslu belediyelerin mali
durumlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1351)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
6.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yurt dışında yüksek
öğrenim yapan öğrencilere öğrenim kredisi verilmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1352)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
7.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte açılan gençlik ve kültür
evlerine ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) sözlü soru
önergesi (6/1353) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
8.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte hayvancılıktaki sorunlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1354) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
9.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, enerji maliyetlerinin azaltılmasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1355) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
10.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, GAP kapsamında Gaziantepteki
yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz)
sözlü soru önergesi (6/1356) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2009)
11.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya-Nemrut yoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1357)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
12.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, tarım ürünlerinin mevsimsel
özellikler dikkate alınarak sigortalanmasına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1358)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
13.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, yangın söndürmek
amacıyla uçak ve helikopter alımı ihalesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1359)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
14.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, İddaa oyunundan kulüplere
ayrılan paya ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) sözlü
soru önergesi (6/1360) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2009)
15.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Ağın Köprüsü ve feribot
yoluna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1361) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
16.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, emekli maaşlarının
iyileştirilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1362) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/04/2009)
17.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, KPSS sonuçlarına göre
yerleştirmedeki sisteme ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) sözlü soru önergesi (6/1363) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/04/2009)
18.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, bir sulama projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1364)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, İzmitteki deprem konutlarının
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7748) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya-Afyon-Uşak Bölgesel
Havaalanı Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7749) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığının bazı yurt
dışı ve yurt içi programlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7750)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
4.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, yüksek öğrenim kredi borçlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7751)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
5.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Akkuyuda kurulacak nükleer santral ihalesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7752)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
6.- Kocaeli
Milletvekili Cevdet Selvinin, Başbakanlığa yeni uçak
alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7753) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
7.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Kestel TOKİ projesindeki boş alana
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7754)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
8.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, domuz gribine karşı önlem
alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7755) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
9.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlunun, baraj gölü içinde kalacak
Yusufeli ilçesindeki yapılaşmaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7756) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
10.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, ABD Başkanının 24 Nisan
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7757) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
11.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, Ermenistan ile ilişkilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7758) (Başkanlığa
geliş tarihi: 28/04/2009)
12.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, Ergenekon Soruşturmasında yer alan
bazı belgelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7759) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
13.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, İstanbuldaki bir operasyona ve
medyanın terörle ilgili yayınlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7760)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
14.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, emeklilerin durumlarının
iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7761) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
15.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, emekli aylıklarının
iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7762) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
16.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, İstanbulda yapılan bir
operasyona ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7763) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
17.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, yerel
seçimlerle ilgili itirazlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/7764) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/04/2009)
18.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Deniz Feneri davasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7765)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
19.- İzmir Milletvekili Kemal Anadolun, Deniz
Feneri davası dosyasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7766) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
20.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtmanın, Adli Tıp Kurumunun işleyişine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7767)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
21.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin
Demirtaşın, cezaevlerindeki bazı uygulamalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7768)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
22.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtmanın, Deniz Feneri davası dosyasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7769)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
23.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir
barajın yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7770) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
24.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkayanın,
İzmit Körfezindeki kullanım yoğunluğuna ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7771)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
25.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin,
OR-KÖYden kredi alan kooperatiflerin borçlarına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7772)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
26.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Düzce ve
ilçelerinin çevre düzeni planlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7773)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
27.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, Mersin-Akkuyuda kurulacak nükleer santral ihalesine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7774) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
28.- İzmir Milletvekili Kemal Anadolun,
Bergama Organize Sanayi Bölgesine doğalgaz bağlanmasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7775) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
29.- Sinop Milletvekili Engin Altayın, Sinopa
doğalgaz yatırımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
30.- İzmir Milletvekili Recai Birgünün,
İstanbulda yapılan bir operasyona ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7777)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
31.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir
soğuk hava deposu yapımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7778)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
32.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, bir
cinayetin zanlılarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7779) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
33.- Ordu Milletvekili Rahmi Günerin, bir cinayetin
zanlılarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7780) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
34.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin,
Ankarada toplu taşımda yaşanan sorunlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7781)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
35.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın,
Muradiye ilçesinde yaşandığı iddia edilen bir olaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7782) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
36.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin
Nalcının, Kapaklı Belediyesinin ihalelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7783)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
37.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün,
DİSK Genel Merkezinin çevresine kamera yerleştirilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7784)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
38.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin bitki ithaliyle ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7785)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
39.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun,
İstanbul Emniyet Müdürünün bazı ifadelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7786)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
40.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Yedisu-Kiğı yolunun asfaltlanmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7787)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
41.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün
su sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7788) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/04/2009)
42.- Erzurum Milletvekili Zeki Ertugayın,
kapatılan ve birleştirilen belediyelerin
çalışanlarının durumuna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7789)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
43.- Ordu Milletvekili Rahmi Günerin, DİSK
Genel Merkezi çevresine kamera yerleştirilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7790)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
44.- İzmir Milletvekili Abdurrezzak Ertenin,
kruvaziyer turizmin geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7791)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
45.- İstanbul Milletvekili Çetin
Soysalın, İstanbul 2010 Kültür Başkenti Projesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7792)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
46.- Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın, Seviye Belirleme Sınavındaki puanlama
sistemine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7793) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
47.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtmanın, bir yönetmelikte yapılan değişikliğe
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7794) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
48.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat
Sönmezin, yüksek öğrenim kredi borçlarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7795)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
49.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, eğitici ve formatör olarak görevlendirilen
bilişim teknolojileri öğretmenlerinin sorunlarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7796)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
50.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın,
İzmirdeki bazı atamalara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7797)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
51.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkanın, Burdurda güzel sanatlar lisesi açılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7798) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
52.- Muğla Milletvekili Ali Arslanın,
domuz gribine karşı alınacak önlemlere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7799)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
53.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
Termaldeki bir otelin işletmesine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7800)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
54.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, kayısı üreticileri birliğinin
desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7801) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
55.- Sinop Milletvekili Engin Altayın, küçük
sanayi esnafının desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7802)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
56.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemürün,
elma ihracatının desteklenmesine ve soğuk hava depolarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7803) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
57.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemürün,
girdi maliyetlerine ve tarım sektörünün desteklenmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7804) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
58.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, tarım sektörünün desteklenmesine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7805) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
59.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, Marmara Bölgesinin sofralık zeytininin
değerlendirilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7806)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
60.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, zeytinin markalı ve ambalajlı
satılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7807) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/04/2009)
61.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, zeytin üretiminde havzalara göre ürün planlamasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7808) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
62.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Kütahya-Afyon-Uşak Bölgesel Havaalanı
Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7809) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/04/2009)
63.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Karacabey-Bandırma bölünmüş yoluna ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7810)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2009)
64.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun, Türk
Telekomun görüşme ücretlendirmesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7811)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/04/2009)
65.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin,
bulunan silah ve mühimmata ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7812) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2009)
66.- Şırnak Milletvekili Sevahir
Bayındırın, Habur Sınır Kapısındaki
bazı sorunlara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/7813) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30/04/2009)
No.: 102
20
Mayıs 2009 Çarşamba
Raporlar
1.- Türk Borçlar Kanununun
Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/674) (S. Sayısı: 375) (Dağıtma
tarihi: 20.05.2009) (GÜNDEME)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Adalet Bakanlığı ile Fas Krallığı Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği Konusunda
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/407) (S.
Sayısı: 376) (Dağıtma tarihi: 20.05.2009) (GÜNDEME)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin, Gaziantep turizmindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/373) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08.05.2009 )
2.- Siirt Milletvekili Afif
Demirkıran ve 20 Milletvekilinin, madencilik sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/374) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.05.2009 )
3.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvel ve 32 Milletvekilinin, özürlü
istihdamı konusundaki mevzuatın uygulanmasındaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/375) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14.05.2009 )
20 Mayıs
2009 Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 91inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A
M A
BAŞKAN Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
vereceğim.
Sayın milletvekillerinin
oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu
süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda
hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla üç dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, oy pusulası gönderen milletvekili
arkadaşlarımın isimlerini okuyacağım, burada olup
olmadıklarını kontrol edeceğim.
Sayın Ülkü Gökalp Güney?
Burada.
Sayın Dengir Fırat?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Yok.
BAŞKAN Sayın Zeki
Ergezen? Buradalar.
OKTAY VURAL (İzmir)
Almayın daha pusula.
BAŞKAN Almadım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır, Sayın Kâtip Üyeye söylüyorum.
BAŞKAN Evet,
Sayın Afif Demirkıran?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Yok.
BAŞKAN Sayın
Cafer Tatlıbal?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Yapmasınlar Allah aşkına ya!
Ayıp ya!
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, lütfen efendim. Sakin olunuz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Ama, Sayın Başkan
BAŞKAN Zaten şu
anda toplantı yeter sayısı var yani. Çoğunluk temin edildi
arkadaşlar, lütfen birbirimize karşı saygılı
olalım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Hayır,
olmayan insana
Etik mi Sayın Başkan!
BAŞKAN Efendim,
vermiş, çıkmış olabilir. Sayın Aslanoğlu, lütfen
Sayın Şaban
Dişli? Burada.
Tamam efendim.
Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, gündeme geçmeden üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, 19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle
söz isteyen Samsun Milletvekili Ahmet Yeniye aittir.
Sayın Yeni, buyurun
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Samsun
Milletvekili Ahmet Yeninin, 19 Mayıs Atatürkü Anma Gençlik ve Spor
Bayramına ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET YENİ (Samsun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumlarınız
olduğu üzere dün tüm yurtta büyük bir coşkuyla
kutladığımız 19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramımız münasebetiyle gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle şahsım ve 19
Mayıs şehri Samsunumuz adına siz değerli milletvekillerini
saygıyla selamlıyor, yüce Türk milletimizin bayramını
tekrar kutluyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizlere öncelikle 19 Mayıs 1919 Atatürkü
Anma, Gençlik ve Spor Bayramının millî bayram olarak kabul edilmesi
ve resmiyet kazanmasıyla ilgili kısa bilgi vereceğim. Esasen bu
gündem dışı konuşmamda kıymetli gençlerimize seslenmek
ve bu vesileyle de 19 Mayıs şehrimizde
yaptıklarımızı, cumhuriyete giden yolda ilk adım
şehri olan Samsuna kazandırdıklarımızı,
gençlerimize ve gelecek nesillerimiz adına neler kazandırdık,
onlara değineceğim.
Bildiğiniz üzere
cumhuriyet tarihimizin önemli sayfalarından biri olan 19 Mayıs 1919
günü Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ulusal bağımsızlık
meşalesini yakmak, yurdu işgalden kurtarmak amacıyla ilk olarak
Samsuna ayak basmıştır. Kurtuluş mücadelesinin ilk önemli
kararlarını Samsun ilimizde almıştır. Samsun,
kurtuluş zaferinin başlangıç noktası olarak tarih
sayfalarındaki yerini almıştır. Bu büyük zaferin ve Türkiye
Cumhuriyetinin temelleri Samsundan atılmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürkün birçok ifadelerinden de
anlaşılacağı üzere, cumhuriyetimizin Türk gençliğine
emanet ve armağan edilmesi de göz önüne alınarak bu tarihî günümüz
1938 yılından bu yana millî günlerimiz kapsamında 19 Mayıs
Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır.
İşte bu mutlu ve gururlu günümüzün 90ıncı yıl dönümünü
dün hep birlikte kutladık.
Kutlamalar çerçevesinde tüm
yurtta bugüne yakışan, günün ehemmiyetini ortaya koyan birçok program
ve etkinlikler düzenlenmiştir. Ülke çapında düzenlenen programlarda
Samsun ilimiz de üzerine düşen vazifeyi eksiksiz olarak tamamlamıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığımız ve Samsun Valiliğimizle birlikte
tertip ettiği kutlama programları çerçevesinde İstanbul, Samsun,
Ankarada birçok etkinlikler düzenlenmiştir. Programların birçoğunda
başarılı öğrencilerimiz, kıymetli öğretmenlerimiz
ve değerli idarecilerimiz görev almışlardır. Gösterdikleri
çalışmalardan, ortaya koydukları özveriden dolayı tekrar
kendilerini kutluyorum, tebrik ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
Samsuna seksen bir vilayetten başarılı öğrencilerimiz getirtilmiş
ve o andaki heyecanlarını sizlerle gerçekten paylaşamam; o kadar
gururlu, mutlu günler yaşadık.
Kutlamalar çerçevesinde
Mustafa Kemal Atatürkü İstanbuldan Samsuna getiren Bandırma
Gemisini temsilen bir feribotumuz İstanbuldan hareket ederek Meclis
Başkanımız ve beraberindeki heyeti Samsuna getirmiştir.
Günün anlam ve ehemmiyetine ayrı bir değer katan bu ziyaret ve
temsilî program, Samsun halkı adına bizleri ve tüm
vatandaşlarımızı çok mutlu etmiştir. Bu tarihî
olayın temsilî ve yaptıkları ziyaretten dolayı başta
Meclis Başkanımıza ve beraberindeki kıymetli
misafirlerimize buradan teşekkürlerimi sunuyor, memnuniyetlerimizi dile
getiriyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yaşadığımız bu bayramlar
münasebetiyle millet olarak hep birlikte hissettiğimiz bu duygu dolu güç,
birlik ve beraberliğimizi daha da perçinleştirdiğimiz manevi
duygularımız bizleri her gün daha da ileriye, daha da umutlu
yarınlara götürmektedir.
Bu gün dolayısıyla,
istikbalimizin güveni ve güçlü yarınlarımızın temsilcileri
olan değerli gençlerimize, kıymetli vatandaşlarımıza
buradan da seslenmek istiyorum: Türk milletinin kazandığı birçok
şanlı zaferin, millî günlerimizin, anlam dolu
bayramlarımızın bizlere verdiği onur ve coşkuyu,
hissettiğimiz heyecan ve gücü asla unutmamalıyız.
Sevgili gençler,
şanlı zaferlerle dolu tarihimizi bugün sizler yarın da gelecek
nesiller, muhakkak daha iyi şekilde anlatarak, bütün gönüllerde
yaşatarak aktaracaksınız. Bu meyanda, dün
kutladığımız 19 Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramımız münasebetiyle bunu bir kere daha dünyaya ilan ettiniz.
Bunun onurlu gururunu hep birlikte hissettik ve bize yaşattınız.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bayram kutlamaları içinde öncelikle ay
yıldızlı bayrağımız, Samsundan Havzaya, oradan
Amasyaya, Sivasa ve dolayısıyla cumhuriyetimizin kurucusu Gazi
Mustafa Kemal Atatürkün manevi şahsiyetlerine sunulmak üzere
Cumhurbaşkanımıza takdim edilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Yeni, konuşmanızı tamamlayınız lütfen.
Buyurun.
AHMET YENİ (Devamla)
Sevgili gençler, Türk milleti olarak ruhumuzdan, öz ve benliğimizden asla
silinmeyen şanlı tarihimizi, eşsiz zaferlerimizi, dökülen
şehit kanlarımızı, gazilerimizi, verilen istikbal ve istiklal
mücadelelerini, şüheda ecdadımızı ve aziz
atalarımızı her zamankinden daha derinden bizlere yaşatarak
hatırlattığınız için sizlere ayrıca teşekkür
ediyoruz.
Değerli milletvekilleri,
bu vesileyle tekrar Türk gençliğine, bütün gençlerimize
şükranlarımı sunuyor, gösterdikleri gayret, verdikleri
emeklerden dolayı da bir kez daha kutluyorum.
Değerli gençler, bizler
inanıyoruz ki cumhuriyetimiz, sizlerin omuzlarında, her gün
gelişen bilim ve tekniğin ışığında, modern
dünyanın tüm gereksinimleriyle birlikte çağdaş medeniyetlerin üzerinde
yükselmeye devam edecektir.
Sizler öyle bir milletin
torunları, öyle bir milletin nesillerisiniz ki, asırlarca üç
kıtaya hâkim olmuş, topraklarında yaşayan herkese özgürce,
adalet içinde yaşama imkânı sunan, herkese insanca muamele yapan, her
zaman hakkı tutan, zulme karşı çıkan, zalimi lanetleyen bir
milletin torunlarısınız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET YENİ (Devamla)
Sayın Başkan, Samsun olduğu için
BAŞKAN Sayın
Yeni, son cümlenizi alayım lütfen.
AHMET YENİ (Devamla)
Sözlerimin sonunda tekrar, cumhuriyetimizin yarınlarını gerçek
anlamda, ortaya koyduğunuz bu eserlerle, kalıcı
yatırımlar ve hizmetlerle inşa ettiğimizi tekrar ifade
ediyorum.
Bizlere bugünleri
kazandıran aziz şehitlerimizi tekrar rahmetle ve minnetle
anıyorum. Bu vesileyle, tekrar yüce Türk milletimizin, gençlerimizin 19
Mayıs Atatürkü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını kutluyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yeni.
Gündem dışı
ikinci söz, mevsimlik tarım işçilerinin sorunları hakkında
söz isteyen Adıyaman Milletvekili Şevket Köseye aittir.
Sayın Köse
Yok.
Diğer bir gündem
dışı söz, Batmanın il oluşunun 20nci yıl dönümü
münasebetiyle Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmene aittir.
Sayın Ekmen, buyurun
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Batman
Milletvekili Mehmet Emin Ekmenin, Batmanın il oluşunun 20nci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET EMİN EKMEN
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Batmanın
il oluşunun 20nci yıl dönümü münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Birçok medeniyete ev
sahipliği yapmış, zengin bir tarihe sahip olan ilimiz,
Beşiri ilçesine bağlı bir köy iken, 1955te ilçe olarak Siirte
bağlanmış ve 16 Mayıs 1990 tarihinde de il
unvanını almıştır. İlçe olarak elli beş, il
olarak yirmi yıllık tarihi bulunan Batmanımız,
sınırları içerisinde birçok din ve etnik gruba ait
medeniyetlerin izini gururla taşımaktadır. Beşiri ilçemizde,
milattan önce 3000 yılına ait tarihî bulgular, Asur, Med ve
Perslerden izler görmek mümkündür. Gercüş ilçemizin tarihi milattan önce
7000li yıllara kadar gider, Asur, Pers ve Artuklu medeniyetinden izler
taşır. Kozluk ilçemiz ise 10 bin yıllık tarihî Erzen
kentini günümüze taşırken, İslam medeniyetine ait birçok eserin
de ayakta kaldığı bir ilçedir. Sason, sizi milattan önce 1400lü
yıllardan alır, Babür, Asur ve İskitlerden izler
taşıyarak günümüze kadar getirir.
Son olarak, tabii ki,
Hasankeyf. Hâlen tam keşfedilmemiş mirasıyla bir açık hava
müzesi olan bu ilçemiz, İslam medeniyetinin birçok döneme ait eserlerini
gururla sergilemekle kalmaz, insanlığın izini sürenlere de on
bin yıllık bulgular sunar. Bu birikimle Batman, İslam,
Hristiyan, Yezidi, Süryani, Ermeni ve daha birçok medeniyetin eserlerini bugüne
kadar taşır.
1960ta 12 bin olan
Batmanın nüfusu bugün 500 bini aşmıştır. Bu
hızlı büyümede birinci etken, şüphesiz, 1940lı
yıllarda Batı Raman Dağında bulunan, hâlen ülkemizin en
kıymetli rezervlerini taşıyan petrol kaynaklarıdır.
Ülke ekonomisine önemli katkılar sunan petrol, arama faaliyetleriyle
Türkiye Petrollerini, rafinaj işlemleri için TÜPRAŞı ve
petrolün nakli için de BOTAŞı ilçemize çekmiş ve ilçemizi
hızla büyüterek bugünkü modern hâle getirmiştir. Bu tesisler ve
çalışanları sadece ekonominin ve petrolün
taşıyıcısı olmamış, aynı zamanda,
modern kültürü ve sanatı da 1950li yıllarda ilçemize
taşıyarak, Batmanın çağdaş bir yüz almasında
öncülük etmişlerdir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; petrolün sağladığı kontrollü
ve olumlu büyüme 1990lı yıllarda yerini kontrolsüz bir büyümeye
bırakmıştır. Gerek kendi ilçe ve köylerinden gerekse de
çevre illerden büyük göç alan Batman, sosyal olarak heterojen bir yapıya
dönüşmüştür. Şehrin kenar semtlerine yerleşen nüfusa
yaşanılabilir bir kent ve iyi bir yaşam
sunulamamıştır.
Bu göçe sebebiyet veren ve
otuz yılı aşkın bir süredir Türkiyemizin huzurunu,
ekonomisini, kardeşliğini âdeta yiyip bitiren Kürt meselesinin, insan
haklarını özümsemiş, çağdaş ve demokratik bir
anlayış içerisinde, gerek sorunun gerekse de Türk siyasi
hayatının tüm aktörlerinin
vereceği olumlu katkıyla çözüleceğine olan inancımı ve
umudumu da burada tekrarlamak istiyorum.
İlimiz, neredeyse yüzde
50yi bulan işsizlik oranı, zaman zaman basında
abartılı olarak yer bulan sosyal sorunları ile çatışma
döneminin tüm acılarını bünyesinde taşıyan bir
şehirdir. İç göç, modernleşmeye ve özgürleşmeye
çalışan birey ile gelenek ve toplum arasında önemli
çatışma ve kırılmaları beraberinde getirmiş, bu
da birçok sorunu büyüterek günümüze taşımıştır.
Batman 1990 yılında
il olmasıyla birlikte ekonomik, kültürel, siyasi ve sosyal olarak
hızla büyümüş ve tüm sorunlarına rağmen bugün
Güneydoğu Anadolunun parlayan bir yıldızı ve büyüme
potansiyeli en yüksek olan bir ili hâline gelebilmiştir. 2002
yılında iktidara gelen AK PARTİ hükûmetleri ile birlikte Batman
birçok eksiğini gidererek gerçek anlamda bir şehir olmak için
hızla ilerlemektedir.
İnşaatı on
beş yıl süren Bölge Devlet Hastanesi yatak sayısı üç yüz
otuza çıkartılarak bitirilmiş, il merkezinde Ağız ve
Diş Sağlığı Hastalıkları Hastanesi, Çocuk ve
Kadın Doğum Hastanesi hizmete başlamıştır. Bugün
her ilçemizde bulunan uzman doktorlar tıbbi operasyon yapabilecek bir
altyapı ile halkımıza hizmet verebilmektedir. Düne kadar
pratisyen doktor dahi bulunmayan ilçelerimizin bugün uzman doktorlara sahip
olması bu ilerlemenin en güzel nişanesidir.
Demir yoluna sahip olan ve
dört çıkış noktası da duble yollara kavuşan ilimiz,
bedeli 50 milyonu bulan sivil apronun inşası bittiğinde, sadece
vatandaşlarımız için değil,
yatırımcılarımız için de cazip bir merkez
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ekmen, tamamlayın konuşmanızı.
MEHMET EMİN EKMEN (Devamla)
Batmanlının hayali olan üniversite kurulmuş olup merkezî
hükûmetin desteğiyle kurumsallaşmaktadır. İlk ve
ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 100e doğru
ilerlemektedir. Derslik ve öğretmen sayısı 2000
yılının neredeyse 2 katını bulmuş durumdadır.
Bitme aşamasında
olan kültür merkezimiz ve GAP SODES kapsamında hayata geçirilen sosyal
projeler toplumun rehabilitasyonunda önemli bir rol oynayacaktır. Geçen
yıl 60 milyon lira harcanan ve bu yıl da 60 milyon lira ödenek ayrılan
Batman sol sahil sulama şeridinin Garzan Barajı ve Garzan regülatörü
ile birlikte bitecek olması Batmanı modern tarımın ve
tarım sanayisinin merkezi hâline getirecektir.
GAP Eylem Planı ile
birlikte, fabrika sayısı 2002de 3 iken, bugün 33 olan ve
genişletilen OSBye ikincisini, hatta üçüncüsünü ilave etme potansiyelimiz
yüksektir, tıpkı ikinci küçük sanayi sitesinin tamamlanmak üzere
olması gibi.
Batmanlı çevrecilerin ve
hemşehrilerimizin büyük ümidi olan doğal gaz, temiz bir çevre için,
gerek ana dağıtım hattı isale ihalesi gerekse şehir
içi dağıtımı ihalesi tamamlanmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ekmen, lütfen tamamlayınız.
Buyurun efendim.
MEHMET EMİN EKMEN
(Devamla) Tamamlıyorum efendim.
Tabii ki
Batmanımızın tarihini, yapılan hizmetler ve geleceğe
yönelik beklentilerini beş dakika içerisinde anlatmanın verdiği
sıkıntı içerisinde sözlerimi tamamlarken, ilimizin
kuruluşundan bugüne hizmet etmiş tüm mülki ve siyasi erkâna
teşekkürlerimi sunar ve milletvekili arkadaşlarım adına,
Batmanımızın il oluşunun 20nci yıl dönümünü bir kere
daha kutlar, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Ekmen.
Sayın Köse, buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
3.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunları ile alınması gereken önlemlere
ilişkin gündem dışı konuşması
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
mayıs ayı içerisinde canları pahasına göç etmeye
başlayan mevsimlik tarım işçileriyle ilgili gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
Konuşmama
başlarken, önceki gün kaybettiğimiz, yaşamını bilim ve
çağdaşlık yoluna adayan Çok Değerli Profesör Doktor Türkân
Saylanı saygıyla anıyorum.
Değerli milletvekilleri,
günlük yaklaşık 20 lira kazanabilmek için yerlerinden
yurtlarından kalkıp ülkemizin bir ucundan diğer ucuna giden
mevsimlik tarım işçileri, ekmek peşinde, canlarını
kaybetme uğruna yola çıkmaya başladılar.
Yurttaşlarımız artık trafik kazaları ile anılmak
istemiyor. Bu insanlarımız büyük sorunlarla boğuşuyorlar
ama bu sorunların çözümüne dair Hükûmetten destek görmedikleri için
perişan oluyorlar.
Bu kürsüden mevsimlik
tarım işçisi kardeşlerimizin sorunlarını ve bunlara
dair kimi çözüm önerilerini sunmak istiyorum: Bu sorunları yani işçi
kardeşlerimizin sorunlarını, yola çıkmadan, yolda ve çalışma
yerinde yaşanılan sorunlar olarak üç başlığa ayırmak
olanaklıdır.
Birinci sorun şu:
Sorunlar daha yola çıkmadan başlıyor. Okulların açık
olduğu dönemlerde ailecek göç eden tarım işçileri,
çocuklarını okullarından alıp yanlarında götürmek
zorunda kalıyorlar. Zaten eğitim seviyesi düşük olan bölgelerimizde
eğitimsizlik sorunu iyice büyümektedir. Oysa çocukların göç
etmeyeceği bir seçenek sağlamak, her şeyden önce Millî
Eğitim Bakanlığınca
araştırılmalıdır.
İkinci sorun şudur:
Yola çıkmadan başlayan sorunlar yol boyunca da devam etmektedir. Her
yıl medyada gördüğümüz ve çok sayıda ölümle sonuçlanan kazalarda
bu işçi kardeşlerimiz 20 lira para için canlarını
veriyorlar. Bu konuda yasal bir düzenleme yapılmaya
çalışıldı ama çok başarılı olduğu da
söylenemez. Eğer mevsimlik tarım işçilerini taşıyan
araçların daha denetimli olması isteniyorsa bu işçilerimiz,
taşınan işçilerimiz kooperatifler yoluyla taşınabilir
diye düşünüyorum. Kooperatifler kurulur ve taşıma
şirketleri bu işleri yaparsa kooperatif bünyesindeki araçlar yola
çıktığı ve geçtiği illerde denetimden rahatlıkla
geçirilebilir. İnsanlarımız konserve kutusuna
sıkıştırılmış gibi taşınmaz ve
ekmekleri uğruna canlarını vermek zorunda kalmazlar. Bu konuda,
Ulaştırma Bakanlığına ve illerin valiliklerine önemli
görevler düşmektedir.
Üçüncü sorun ise, yola
çıkmadan ve yolda yaşanan sorunlar işçilerimizin
çalıştıkları yerlere varınca da devam etmektedir. Her
şeyden önce, insanca yaşama şartları içerisinde
değiller. Yaşadıkları yerler sağlıksız ve
çoğu ise içmek için temiz su bulamamaktadırlar. Birçoğu tuvaleti
bile olmayan yerlerde çalışmaktadır. Bir başka
deyişle, yolculuktan sağ olarak çıkan işçiler gittikleri
yerlerde de sağlıksız şartlarda kaderine terk edilmiş
olarak çalışmaktadırlar. Üstelik, bu
yurttaşlarımız gittikleri yerlerde kimi zaman on iki saati
aşkın sürelerle çalışmak zorunda kalıyorlar.
Sosyal güvence ve primler
konusu ise bu işçilerimiz için ayrıca önemli bir sorundur. Bu
konularda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile
Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca acil önlemler tespit
edilmelidir. Örneğin, çalışılan yerlerde barınma, yeme
içme konularında çeşitli standartlar getirilebilir. Şikâyet için
gerekli birimler oluşturulmalıdır. Bu konuda da illerin ziraat
odalarıyla iş kurumları aktif olarak görev
almalıdırlar.
Sayın Başkan,
değerli milletvekillerim; mevsimlik tarım işçilerimizin çileli
ve kimi zaman da ölümle sonuçlanan yolculuklarında en önemli
sıkıntılar bunlardır. Bahsettiğimiz sorunlar
çözülmediği sürece her yıl acı, yürek burkan görüntülerle
karşılaşmaya devam edeceğiz gibi görünmektedir. Mevsimlik
tarım işçilerimizin sıkıntılarını daha önce
de çoğu kez gündeme getirmeye çalıştım bu kürsüde. Bir
Meclis araştırma komisyonu kurulması için önerge de vermiş
idim. Bu yurttaşlarımız bizden çözüm bekliyorlar. Bu gidişe
dur diyebilmek için gerekirse bir Meclis araştırma komisyonu
kurulmalıdır.
Değerli arkadaşlar,
bakınız, Adıyaman çiftçilerinin büyük bir kısmı
mevsimlik tarım işçisi konumuna getirildi. Kendi toprakları
baraj altında kaldığından ya da toprakları olanlar bu
topraklarda sulama yapamadığından işsizlik iyice
arttı. Alternatif ürün projesi daha henüz yerleşmeden tütün
bitirildi; mazot ve gübre fiyatları artarken desteklemeler komik
rakamlarda kaldı ve ekonomik kriz bir karabasan gibi Adıyamanlı
hemşehrilerimizin üstüne çökünce, herkes mevsimlik tarım işçisi
olmaya başladı. Bu sıkıntılar aynı zamanda
Diyarbakırda, Mardinde, Şanlıurfada, doğunun birçok
illerinde de geçerlidir.
Değerli milletvekilleri,
tarımda ucuz iş gücü mantığı ucuz yaşam olarak
algılanmamalıdır. Ucuz iş gücünü sağlayanın da
bir insan olduğunu unutmamalıyız.
İnsanlarımızın eğitim-öğretim haklarını
ellerinden almayacak, sağlıklı yolculuk yapmasını ve
insanca çalışma şartlarında çalışmasını
sağlayacak önlemler almak çok zor olmamalıdır. Adil bir
çalışma yaşamını devletten istemek
vatandaşlarımızın en doğal hakkıdır. Bu
konuya kulaklarımızı tıkayarak, gözlerimizi kapatarak çözüm
bulamayız.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Köse.
ŞEVKET KÖSE (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekillerim; biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak bu konuda Hükûmeti uyarmayı görev biliyoruz. Çeşitli
çözüm önerileri sunmaya çalıştım. Bunları artırmak
olanaklıdır. Bu sıkıntıların, bu konunun çözümü
için atılacak tüm iyi niyetli çabaları da destekleyeceğimizi herkesin
bilmesini istiyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinize en yürekten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Köse.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçiyoruz.
Adalet Bakanı Sayın
Sadullah Ergin gündemin Sözlü Sorular kısmında yer alan 6/444, 486,
587, 597, 628, 690, 691, 714, 799, 819, 827, 858, 865, 903, 1010, 1019, 1081,
1186, 1187, 1321, 1323, 1324, 1332 esas numaralı sözlü soru önergelerini
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sırası
geldiğinde Sayın Bakanın bu talebini yerine getireceğim.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup,
bilgilerinize sunacağım.
Buyurun efendim.
V.- BAŞKANLIĞIN
GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Fransa
Senatosu Dışişleri, Savunma ve Silahlı Kuvvetler
Komisyonunun vaki davetine istinaden, Fransaya resmî ziyarette bulunacak olan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamento Heyetini oluşturmak üzere siyasi parti
gruplarınca ismi bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/797)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Fransa Senatosu
Dışişleri, Savunma ve Silahlı Kuvvetler Komisyonunun vaki
davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisi parlamento heyetinin Fransaya
resmi bir ziyarette bulunması Genel Kurulun 28.04.2009 tarih ve 82
sayılı birleşiminde kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi hakkında
3620 Sayılı Kanunun 2. Maddesi uyarınca heyeti oluşturmak
üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş olduğu isimler
Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mehmet Alp Burdur
Milletvekili
Murat Mercan Eskişehir
Milletvekili
Şükrü Elekdağ İstanbul
Milletvekili
Canan Kalsın İstanbul
Milletvekili
Metin Ergun Muğla
Milletvekili
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
Buyurun.
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, Gaziantep turizmindeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/373)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Güneydoğu Anadolu
Bölgemiz içerisinde sanayi ve ticaret alanlarında yüksek bir
gelişmişlik düzeyinde olan Gaziantep ilimiz turizm alanında da
önemli bir ekonomik gelir getirecek potansiyele sahiptir. Bu bağlamda
Gaziantep ilinde turizm sektörünün sorunlarını ve turizm
alanındaki potansiyeli de ortaya çıkaracak olan önlemleri tespit
etmek üzere Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104. ve 105. maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Hasan Özdemir (Gaziantep)
2) Reşat Doğru (Tokat)
3) Şenol Bal (İzmir)
4) Münir Kutluata (Sakarya)
5) Cemaleddin Uslu (Edirne)
6) Behiç Çelik (Mersin)
7) Kadir Ural (Mersin)
8) Hakan Coşkun (Osmaniye)
9) Akif Akkuş (Mersin)
10) Recep Taner (Aydın)
11) Erkan Akçay (Manisa)
12) Beytullah Asil (Eskişehir)
13) Muharrem Varlı (Adana)
14) Yılmaz Tankut (Adana)
15) Mümin İnan (Niğde)
16) Recai
Yıldırım (Adana)
17) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
18) Mehmet Ekici (Yozgat)
19) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
20) Hüseyin Yıldız (Antalya)
21) Rıdvan Yalçın (Ordu)
Gerekçe:
Gaziantep tarihte ilk
uygarlıkların görüldüğü Mezopotamya ve Akdeniz arasındaki
konumu ile tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarının
yerleşme sahası olmuştur. Tarihî İpek Yolu
güzergâhında olması ile de ilin tarihsel önemi ve
canlılığı devamlı olarak korunmuştur. Ayrıca
Gaziantep, uygarlık tarihine yön vermiş olup, her dönemde kültür ve
ticaret merkezi olma özellini korumuştur.
Gaziantep'in tarihi
mirasının bugün en önemli ifade yerleri olan Gaziantep müzeleri
tarihin yaşadığı yerler olarak öne çıkmaktadır.
Bu alanda gerek Kültür ve Turizm Bakanlığı gerekse
Büyükşehir Belediye Başkanlığının
yapmış oldukları çalışmalar yetersiz kalmaktadır.
Müzelerle birlikte tarihî mirasın en önemli unsurları olan tarihî
evler, yollar, tarihî camiler ve hanlar ile bu yapıların çevrelerinin
düzenlenmesi hususunda eksiklikler gözlemlenmektedir.
Gaziantep tarihsel
mirasının yanında kültürel değerleriyle de bir turizm kenti
olma potansiyelini taşımaktadır. Toplumların binlerce
yıllık yaşayışlarıyla biçimlenen ve ortak duyguyu
ifade eden halk oyunları, geleneksel giysiler, yöresel yemekler, yöresel
türküler ve gelenek-görenekleri ile Gaziantep âdeta bir kültür bahçesidir.
Gaziantep'in çevre
olanakları turizm amaçlı sportif faaliyetlere de imkân vermektedir.
Örneğin, Gaziantep av
turizmi potansiyeli açısından zengin bir ildir. Nitekim Fırat
nehri civarında keklik, turaç, yaban ördeği ve yaban kazı
avı yapılabilmektedir. İslahiye ilçesinde bulunan Tahtaköprü
Baraj Gölü civarında da çil, turaç, yaban kazı, arı kuşu,
yaban domuzu gibi av hayvanları bulunmaktadır. Yine Gaziantep'te
bulanan Şahinbey Burç Göleti, Tahtaköprü Baraj Gölü, Hancağız
Baraj Gölü, Alleben Göleti ve Fırat Nehri kıyısında sportif
amaçlı olta balıkçılığı yapılabilmektedir.
Zeugma Antik Kenti,
Karkamış Harabeleri, Yesemek Bölgesi, Rum Kale, Gaziantep Kalesi,
Tilbaşan Kalesi gibi kale ve kuleler Gaziantep'in tarihî
mirasıdır. Ayrıca, Kendirli Kilisesi, Nizip Fevkani Kilisesi
gibi inanç merkezleri de bu tarihi mirasın önemli birer unsuru olarak
Gaziantep turizmi için dikkat çekici bir yerdedir.
Gaziantep'teki turizm
çeşitliliğinin bir diğer yansıması Türk-İslam
Medeniyeti eserleriyle görülmektedir. Ökkeşiye Hazretleri Türbesi,
Yuşa Peygamber Türbesi, Pirsefa Hazretleri Türbesi, Ömeriye Camii, Ahmet
Çelebi Camii gibi yapılarıyla Türk-İslam Medeniyetinin önemli
eserleri vardır.
Turizm sektörü en
hızlı gelişen ve güncelliğini hiç kaybetmeyen bir
alandır. Nitekim uluslararası kuruluşların 2020
tahminlerine göre toplam turizm geliri miktarı 2 trilyon dolara
ulaşacaktır. Türkiye de bu turizm pastasından mutlaka azami
ölçüde pay almayı hedeflemelidir. Sahip olunan potansiyel ve zengin
kaynaklar ile alternatif turizm seçenekleri Türkiye'de ve özellikle
Gaziantep'te turizm sektörünü önemli kılmaktadır. Gaziantep'in bugün
turizm potansiyelini kullanmada yeterli bir seviyede
olmadığını görmekteyiz. Ekonomik ve sosyokültürel
yapısı ile Türkiye'de marka ve model bir kent konumuna gelen
Gaziantep bu özelliğini turizm alanına da yansıtmak
zorundadır.
Gaziantep turizminin bütün bu
çeşitliliğine rağmen gelişememişliğinin
nedenlerinin araştırılarak çözüm önerilerinin belirlenmesi
bölgedeki kalkınmayı da tetikleyici bir etken olacaktır. Bu
nedenle turizmin altyapı ve ulaşım sorunlarından, turistik
tesislerin teşvikine kadar geniş bir alanda çalışmalar
hızla gerçekleştirilmelidir. Bu bağlamda Gaziantep'te turizm
sektörünün önündeki sorunların ortaya konulmasına ve bu sorunlara
karşı çözüm önerilerinin geliştirilmesine gerek
duyulmaktadır.
2.- Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran ve 20 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/374)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Yurdumuz, karmaşık
jeolojik yapısı nedeniyle çok çeşitli madenlere
sahiptir.Türkiye, dünya madenciliğinde adı geçen 132 ülke
arasında üretim değeri itibariyle 28'inci, maden çeşitliliği
itibariyle ise 10'uncu sırada yer alıyor. Dünyada halen ticareti
yapılan 90 çeşit madenden 60'ı Türkiye'de de üretilmektedir.
Türkiye'de halen, 60 civarında farklı maden ve mineral üretimi yapılıyor.
Dünya metal maden rezervlerinin yüzde 0,5'i, endüstriyel hammadde rezervlerinin
yüzde 2,5'i, kömür rezervlerinin yüzde 1'i Türkiye'de bulunuyor. Dünya bor
rezervlerinin ise yüzde 72'sine sahip olan Türkiye, bu oranla dünyada ilk
sırada bulunmaktadır. Türkiye altın cevheri potansiyelinde de
çok önemli bir konumdadır.
GSMH içinde
madenciliğimizin payı, Cumhuriyet'in ilk yıllarında %30
iken; 1960'lı yıllarda %5'e, günümüzde ise %1,5'lara kadar
düşmüştür. Bu oran Almanya ve ABD'de %4 civarında olup,
Kanada'da %7,5, Avustralya'da %8,7'dir.
Madencilik sektörüne yön
verirken uzun vadede bir madencilik politikası
oluşturulmalıdır. Bu politikanın kalıcı
olması yanında, zaman içinde değişip, yeni koşullara
uyacak esnekliği de göstermesi zorunludur. Ayrıca bu politika tespit
edilirken maden potansiyelimiz sağlıklı bir şekilde
belirlenmeli ve doğal kaynaklarımızın tükenebilirliği
göz önüne alınmalıdır. Madencilik sektörümüzün
gelişmiş ülkeler düzeyine gelmesi ve ekonomimizde olması gereken
yere ulaşması için sektördeki belirsizliklerin en aza indirilmesi
gerekmektedir. Ülkemiz sınırlı kaynaklarını
akılcı bir şekilde aramalarda
yoğunlaştırmalı ve özel girişimcilerin sektörde
yatırım yapmaları teşvik edilmelidir. Çalışmaların
daha verimli olabilmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin
yapılması ve bunlara işlerlik kazandırılması
şarttır.
MTA raporlarına göre
Türkiye 5 milyar m3 mermer rezervi ile dünya mermer potansiyelinin %
40'ına sahiptir. Toplam rezervi 13,9 milyar ton olan Türkiye'nin, 1,6
milyar ton civarındaki görünür rezervi, bugünkü temposuyla, dünya
tüketimini 80 yıl karşılayabilecek düzeydedir. Ülkemizde 80'in
üzerinde değişik yapıda, 120'nin üzerinde değişik renk
ve desende mermer rezervi belirlenmiştir.
Ayrıca Dünya'da ve
Türkiye'de ekonomik kalkınmanın en temel
ağırlıklı enerji girdileri olan petrol ve doğal gaza,
gün geçtikçe daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Kullanım
alanlarının yaygınlığı arz-talep dengesi içinde
bu ürünlere bağımlılığı arttırmış
ve sonuçta petrol ve doğal gaz, dünyadaki diğer enerji
kaynaklarından ayrılarak stratejik bir konuma gelmişlerdir.
1945 yılında
keşfedilen Raman petrol sahasının keşfinden bugüne
yapılan çalışmalar Türkiye'de petrol ve doğal gazın
varlığını kanıtlamıştır. Bugüne kadar
irili-ufaklı yaklaşık 120 tane petrol ve doğal gaz
sahası keşfedilmiştir. Bu arama faaliyetleri sonucunda
yaklaşık 1 milyar ton petrol varlığı tespit
edilmiş olmakla birlikte, bunun ancak % 15'ine tekabül eden 150-160 milyon
tonu üretilebilir rezervdir. Bu üretilebilir rezervin 110-120 tonu üretilmiş
olup, geriye 40-50 milyon ton rezerv kalmıştır ki bu da
Türkiye'nin 1,5 yıllık tüketimine denk gelmektedir. Öte yandan
ülkemizin halen doğal gaz rezervi ise 8 milyar m3 olup, 2008
yılındaki 37 milyar m3 toplam tüketimle mukayese edildiğinde
yaklaşık 3 aylık ülke ihtiyacını ancak
karşılayacağı görülmektedir.
Ülkemizdeki maden, doğal
taş, petrol ve doğal gazdan oluşan tabii yer altı
kaynaklarının sorunlarının tespiti, sektördeki
belirsizliklerin en aza indirgenmesi etkin, kalıcı ve uzun vadeli
çözümlerin belirlenmesi, bu sektörün önünün açılması ve
teşvikinde nelerin yapılabileceğinin tespiti, bu konu
çerçevesinde dünya ölçeklerine göre yeterli araştırma
yapılıp yapılmadığı ve konuyla ilgili gerekli
önlemlerin alınması ve bu sektörümüzün teknik bilgi ve alt yapı
eksikliklerinin giderilmesi için Anayasa'nın 98. TBMM iç tüzüğünün
104. ve 105. maddeleri gereğince bir meclis
araştırmasının açılmasını arz ederiz.
1) Afif Demirkıran (Siirt)
2) Kazım Ataoğlu (Bingöl)
3) Seracettin
Karayağız (Muş)
4) Azize Sibel Gönül (Kocaeli)
5) Şevket Gürsoy (Adıyaman)
6) Medeni Yılmaz (Muş)
7) Abdullah
Çalışkan (Kırşehir)
8) İhsan Koca (Malatya)
9) Zülfikar İzol (Şanlıurfa)
10) Fikri Işık (Kocaeli)
11) Mahmut Durdu (Gaziantep)
12) Cemal Taşar (Bitlis)
13) Ömer İnan (Mersin)
14) Polat Türkmen (Zonguldak)
15) Fetani Battal (Bayburt)
16) Burhan Kayatürk (Ankara)
17) Ülkü Gökalp Güney (Bayburt)
18) Yılmaz
Helvacıoğlu (Siirt)
19) Murat
Yıldırım (Çorum)
20) Hüseyin Devecioğlu (Kilis)
21) Cafer Tatlıbal (Kahramanmaraş)
3.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 32 milletvekilinin, özürlü istihdamı
konusundaki mevzuatın uygulanmasındaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/375)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Özürlülerimiz konusunda
mevzuatın yeterli olmasına karşın uygulamada gerekli
hassasiyetin gösterilmediği, özellikle yardımcı hizmetler
sınıfında çalıştırılan özürlü personelin
kimi kamu kurumlarında özürlülük durumları dikkate alınmadan
fiziksel güç isteyen işlerde çalışmaya zorlandıkları
ve özürlülük durumları konusunda yeterli hassasiyet gösterilmediği
gözlenmektedir.
Kamuda çalışan
özürlü yurttaşlarımız mevzuata aykırı olarak bazı
olumsuz uygulamalara maruz bırakılmakta ve bu durum insan onurunu
inciten durumların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde özürlülerle ilgili
mevzuatın yeterince ve sağlıklı biçimde
uygulanmamasının nedenleri ile kamu kesiminde istihdam edilen az
sayıdaki özürlü personelin çalıştırılmalarında
yaşanan sorunlar ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98'inci İç Tüzüğün 104 ve 105'inci
maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Hulusi Güvel (Adana)
2) Ensar Öğüt (Ardahan)
3) Atila Emek (Antalya)
4) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
5) Osman Kaptan (Antalya)
6) Nesrin Baytok (Ankara)
7) Birgen Keleş (İstanbul)
8) Abdullah Özer (Bursa)
9) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
10) Ali Koçal (Zonguldak)
11) Eşref Karaibrahim (Giresun)
12) Turgut Dibek (Kırklareli)
13) Rahmi Güner (Ordu)
14) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
15) Şahin Mengü (Manisa)
16) Rasim Çakır (Edirne)
17) Tayfur Süner (Antalya)
18) Şevket Köse (Adıyaman)
19) Gürol Ergin (Muğla)
20) Necla Arat (İstanbul)
21) İsa Gök (Mersin)
22) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
23) Vahap Seçer (Mersin)
24) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
25) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
26) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
27) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
28) Tekin Bingöl (Ankara)
29) Hüsnü Çöllü (Antalya)
30) Hüseyin Ünsal (Amasya)
31) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
32) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
33) Çetin Soysal (İstanbul)
Gerekçe;
Özürlüler İdaresi
Başkanlığı ve Devlet İstatistik Enstitüsünün
verilerine göre ülkemizde 8,5 milyon özürlü yaşamaktadır. Özürlü olan
nüfusun toplam nüfusumuz içindeki oranı %12.29'dur.
Özürlü
yurttaşlarımızın eğitimden başlayan oldukça
kronikleşmiş sorunları bulunmaktadır. Özürlülerimizin yüzde
88'i eğitim, yüzde 99'u meslek ve beceri edindirme hizmetinden
yararlanamamaktadır. Yasalarla birtakım haklar
sağlanmış olmasına rağmen uygulamada sorunlar
çözülememekte ve özürlü yurttaşlarımız ile ailelerinin
üzerindeki yük artmaktadır.
Anayasamızın
61'inci maddesi başta olmak üzere pek çok yasa, yönetmelik, genelge ve
tebliğ ile korunmaya çalışılan özürlü
yurttaşlarımızın hakları uygulamada yok
sayılmaktadır. Belediyelerin verdikleri hizmetlerde özürlülerimizin
engelleri konusunda yeterli hassasiyet gösterilmemekte, kamu hizmetlerinden
yararlanma koşullarında yeterli gelişme
sağlanamamaktadır.
Özürlü
yurttaşlarımızın yüzde 80'i işgücüne katılamamaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 53'üncü maddesi 2'nci
fıkrasında yer alan "Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre
çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3
oranında özürlü çalıştırmak zorundadır" hükmüne
rağmen, söz konusu kurum ve kuruluşların bu zorunluluğa
uymadığı gözlenmektedir. 2008 yılı için kamu
kurumlarında 51.507 özürlü istihdam edilmesi gerekirken 9.996 özürlü
istihdamı gerçekleşmiştir. 41.541 özürlü kadrosu ise kullanılmamıştır.
Bazı kamu kurumları hiç özürlü istihdam etmemektedir.
Türkiye genelinde özel sektör
işverenlerince istihdam edilen özürlü sayısı ise Hazinenin
işverenlere özürlü istihdamı için 16,5 milyon TL prim desteği
vermesine karşın 35.335 kişi olmuştur. Özürlülerimizin bir
kısmı sosyal güvenlik şemsiyesi dışında kayıt
dışı çalışmaya zorlanmaktadır. Ülkemizde
özürlüler için istihdam alanında fırsat eşitliği yaratma
görevinin yerine getirilemediği görülmektedir. Pek çok özürlü
yurttaşımız insan onuruna yakışmayan işlerde
çalışmak zorunda bırakılmaktadır.
Kamuda çalışan
özürlü yurttaşlarımız da bazı olumsuz uygulamalara
maruzdur. 16.09.2004 tarih ve 25585 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlülerin Devlet Memurluğuna
Alınma Şartları ile Yapılacak Yarışma
Sınavları Hakkında Yönetmeliğin 25'inci maddesinde
"Özürlüler, özürlülüklerini artırıcı veya ek özür getirici
işlerde çalıştırılamazlar" hükmü yer
almasına rağmen özellikle yardımcı hizmetler
sınıfında çalıştırılan özürlü personelin
özür durumları ve raporları dikkate alınmaksızın gece
bekçiliği, temizlik ve bakım işleri gibi fiziki güç isteyen
kadrolarda çalıştırıldıkları gözlenmektedir.
İstihdam edilme
şansı bulan az sayıdaki özürlü yurttaş için
çalışma koşullarında yeterli hassasiyet
sağlanamamaktadır. Özellikle kamu kurumlarında
yardımcı hizmetler sınıfında istihdam edilen
özürlülerimiz, özürlü istihdamı ile ilgili yapılmış
yönetmelik ve yayınlanmış genelgelere kamu kurum ve
kuruluşlarınca uyulmadığı ve kadro sıkıntısı
gerekçe gösterilerek özürlerine uygun olmayan, özürlerinin artmasına neden
olan işlerde çalışmaya zorlandıkları konularında
duyarsızlıktan yakınmaktadırlar.
Bu nedenlerle, kamu kesiminde
çalışan özürlü personelin özür durumları ve raporları
dikkate alınmaksızın fiziki güç isteyen kadrolarda istihdam
edilmeleri ve özürlülerimizin uygulamada
karşılaştıkları sorunlar ile alınması
gereken önlemlerin Yüce Meclisimizce belirlenmesi amacıyla bir Meclis
Araştırması açılmasının yerinde olacağı
kanısını taşımaktayız.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Başbakanlığın
Anayasanın 82nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
A) Tezkereler (Devam)
2.- 14-15 Nisan
2009 tarihlerinde Bahreyne resmî ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı
Abdullah Güle refakat eden heyete, Kahramanmaraş Milletvekili Veysi
Kaynakın da iştirak etmesinin uygun görülmüş olduğuna
ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/798)
18/5/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Vaki davete icabetle, 14-15
Nisan 2009 tarihlerinde Bahreyne resmi ziyarette bulunan
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Güle refakat eden heyete,
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın da iştirak etmesi
uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti
ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci
maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Efendim, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Tamam.
Tezkereyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
14.44
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.55
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER
: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Başbakanlık
tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, tezkereyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Tezkereyi
oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
14.56
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:
15.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER : Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Biraz önceki oylamada
Başbakanlık tezkeresinde karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Tekrar oylarınıza
arz edeceğim, karar yeter sayısını arayacağım:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, gündemin Sözlü Sorular kısmına
geçiyoruz.
VI.- SÖZLÜ
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, vize alımında
yaşanan sorunlara ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/444) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, cezaevlerinin doluluk oranına ve
yolsuzluk yapan bürokratlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/486) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Zile Adliyesinin lojman ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/587) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
4.-
İstanbul Milletvekili Necla Aratın, AB raporlarında Türk
yargısına yönelik ifadelere ilişkin sözlü soru önergesi (6/597)
ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
5.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, infaz ve koruma
memurlarının özlük haklarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/628) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
6.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Ermenistanda düzenlenen törende Türk
Bayrağına yapılan saldırıya ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/690) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
7.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, Kuzey Irak yönetimiyle
ilişkiler konusundaki iddialara ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/691) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
8.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Van F Tipi Cezaevinde bazı televizyon
kanallarının izlenmesine izin verilmediği iddiasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/714) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı
9.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, dini özgürlüklerle ilgili
konuşmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/799) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
10.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, uygulama imkanı kalmayan
kanunların yürürlükten kaldırılmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/819) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
11.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, kutlamalarda silah kullanımına
yönelik yaptırımlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/827) ve
Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
12.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, infaz koruma memurlarının özlük
haklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/858) ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı
13.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, 2 Temmuz Sivas olayları
davasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/865) ve Adalet Bakanı
Sadullah Erginin cevabı
14.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, İslam Konferansı Örgütü ile
imzalanan bir anlaşmaya ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/903) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
15.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, gözaltına alınan bir kişinin ölümüne
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1010) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
16.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, çek alacaklılarının
mağduriyetine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1019) ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı
17.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Türk Ceza Kanununda bireylere yönelik
suçlarda değişiklik yapılıp yapılmayacağına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1081) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
18.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Batı Trakyada Türk anaokulları
açılmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1186) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı
19.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Batı Trakyada Türk anaokulları
açılmasına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1187) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı
20.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, tutuklu bir gazetecinin hücrede tutulmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1321) ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı
21.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, NATO Genel Sekreterinin seçimine
ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1323) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
22.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Ermenistan politikasına
ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1324) ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
23.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Deniz Feneri davası
dosyasının durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1332) ve
Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
BAŞKAN - Adalet
Bakanı Sayın Sadullah Ergin gündemin Sözlü Sorular
kısmında yer alan sorulardan 1, 2, 12, 13, 17, 32, 33, 37, 58, 65,
71, 87, 92, 119, 188, 194, 241, 325, 326, 446, 448, 449, 456ncı
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir.
Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi soruları
okutuyorum:
31.01.2008
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
Babacan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Vatandaşlarımızın
yurt dışına yapacağı turistik ve ticari seyahatleri
için ilgili ülkelerin konsolosluklarından vize taleplerinde önemli
sorunların yaşandığı ve farklı ülkelerin
uygulamaları yine farklılık göstermektedir.
1- Türkiyeye vize uygulayan
ülkelerin konsoloslukları ile vizeler konusunda belirli standartlar
getirilmesi için görüşmeler yaptınız mı ve yapmayı
düşünüyor musunuz?
2- Fuar, sergi ve iş
seyahati için yurt dışına gidecek esnaf, tüccar ve
sanayicilerimiz için farklı bir uygulamaya gidilmesi yönünde herhangi bir
çalışmanız var mı ve bu
çalışmalarınızı ilgili konsolosluklarla görüşecek
misiniz?
3- Yurt
dışında yaşayan eş, çocuklar ve akrabalarını
ziyaret etmek isteyen vatandaşlarımıza son derece güçlük
çıkarılmakta ve vize verilmemektedir. Ameliyat olacak
çocuklarını, anne ve babalarını görmek için gitmek isteyen
vatandaşlarımıza bile vize vermeyen bu konsolosluklar insan
haklarını ihlal etmesine karşın,
Bakanlığınızca hiçbir tepki gösterilmemesini nasıl
izah edebilirsiniz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Cezaevlerindeki doluluk oranının
çok arttığı ve fiziki koşulların bu artışa
cevap veremediği konusunda, kamuoyunda çok ciddi endişeler yer
almaktadır.
1- 2007 yılında
geçmiş yıllara göre adi suçlu sayısında artış var
mıdır? Cezaevlerindeki doluluk var olan kapasitenin üzerinde midir?
2- Cezaevlerindeki doluluk
oranının artışında, AKP Hükümeti döneminde artan ve
göreve geldikten sonra devlet otoritesini zaafa uğratan,
yaptıkları ve alet oldukları yolsuzluklardan dolayı,
tutuklanan bürokratlarımızın sayısal artışı
etken midir?
3- Değişik
kurumlarda yolsuzluktan dolayı, ceza alan ve tutuklanan bürokrat
sayısı ne kadardır? (Örneğin, Enerji
Bakanlığı, Botaş Genel Müdürlüğü, Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğü, Gümrük Müsteşarlığı v.s.)
4- Yolsuzluk yapan
bürokratların sayısı bu hızla artarsa, Ankara Elmadağ
İlçesinde açılan özel statülü cezaevi sayısını
artırmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru: Zile ilçemiz Adliyesi,
Ağır Ceza Hâkimliğinin de bulunduğu önemli bir
kuruluşumuzdur. Burada görevli hâkim, savcı ve diğer
personelimizin ihtiyacı olan lojmanların temini için
Bakanlığınızca yapılmış olan bir
çalışma var mıdır? Varsa lojmanlar ne zaman temin
edilecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda yer
alan sorumun Adalet Bakanı Sayın M. Ali Şahin tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Necla
Arat
İstanbul
Avrupa Birliği
siyasetçilerinin ve kimi bürokratlarının Türk Adaletine ve yargı
sistemine yönelik hakaret içeren raporlar hazırlamalarına Adalet
Bakanı olarak gereken yanıtı verecek misiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Halk dilinde gardiyan
olarak bilinen ceza infaz kurumlarında çalışan infaz ve koruma
memurları, çok zor şartlar altında görev yapmaktadır.
Kamuoyuna yansıyan haberler; bu personelin yıllık izinlerini
bile zamanında kullanamadıklarını ortaya koymaktadır.
1- Düşük ücretle çok zor
şartlarda görev yapan infaz kurumu memurlarının ücret
artışına yönelik bir çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz?
2- Yıpranmaları konusunda
bir düzenlemeniz var mıdır? Hizmetiçi eğitim kursu
harcırahı mağduriyetlerini gidermeyi düşünüyor musunuz?
3- Emeklilik dereceleri ve
iş yurt kurumlarında olduğu gibi kapalı kurumlarda
çalışanların da döner sermaye gelirlerinden
yararlandırılması konusunda bir düzenlemeniz var
mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla
Dışişleri Bakanı Sayın Ali Babacan tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
24 Nisan 2008 tarihinde
Erivanda düzenlenen ve Ermenistan Cumhurbaşkanının da
katıldığı resmi anma töreninde yere Türk Bayrağı
serildiği, törene katılanların Bayrağımızı
çiğnediği haberi, fotoğraflı olarak uluslararası
basın ajansları tarafından tüm dünyaya
dağıtılmıştır.
Ne Ermenistana iyi niyet
mektupları gönderen Bakanlığınızdan, ne de 301.
maddeyi değiştirerek Türklüğe hakareti suç olmaktan
çıkarmaya çalışan Hükümetinizden Bayrağımıza
yapılan çirkin saldırıya karşı bir tepki
gösterilmemiştir.
Sorular
1-Tarihten bugüne bizi biz,
Türkü Türk yapan bütün değerlerimizi temsil eden, şanlı
Bayrağımıza karşı yapılan bu açık ve resmi
saldırıya karşı neden sessiz kaldınız?
2- Milletimizde infial
uyandıran bu alçakça saldırı, sizce tepki gösterilmeyecek kadar
önemsiz midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Ali Babacan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Televizyon ve gazetelere,
Sayın Bakan adına yansıyan haberlere göre; sözde Kuzey Irak
yerel yönetimi ile değişik seviyelerde ilişki
kurulacağı belirtilmektedir.
Bu bilgiler
ışığında;
1- T.C.
Dışişleri Bakanlığının sözde Kuzey Irak
Yerel Yönetimi ile değişik seviyelerde ilişki kuracağı
haberleri doğru mudur?
2- Bu haberler doğru
ise, sözü geçen yönetim masada Türkiye Cumhuriyetinin
karşısında hangi sıfatla yer alacaktır?
3- Sayın hükümetiniz,
kapalı kapılar arkasında birilerine milletten gizlediği bir
söz mü vermiştir? Türk Milletini televizyon ve gazeteler aracılığı
ile bir gizli planınız var da ona mı hazırlıyorsunuz?
Atacağınız bu adımın Türkiye Cumhuriyetinin üniter
yapısını ve Türk Milletinin millî bütünlüğünü tehdit ettiğinin
farkında mısınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından anayasanın 98. ve içtüzüğün 99. maddeleri
gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasına
aracılığınızı arz ederim.
Özdal
Üçer
Van
Van Tutuklu ve Hükümlü
Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma
Derneğinin yaptığı incelemelere göre Van F Tipi Cezaevinde
Meclis Tv ve yerel kanalların izlenmesine izin verilmediği tespit
edilmiştir. Bu hukuksuz durum karşısında Van F tipi
Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin cezaevi idaresine defalarca dilekçe
ile başvurdukları ancak hiçbir cevap alamadıkları
konularıyla ilgili olarak;
1- Anayasal güvence
altına alınan haber alma özgürlüğü hangi gerekçe ile
engellenmektedir?
2- Meclis Tv ve Yerel
televizyonların izlenmesine hangi çekincelerden kaynaklı izin
verilmemektedir?
3- Tutuklu ve hükümlülerin
konuyla ilgili olarak cezaevi müdürlüğüne verdikleri dilekçelerle ilgili
niçin herhangi bir işlem yapılmamıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Ali Babacan
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Avrupa Parlamentosu (AP)
Dış İlişkiler Komitesi üyelerine yapmış
olduğunuz konuşmada; Türkiyede sadece gayrimüslim
azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle
ilgili sorunlar yaşıyor şeklinde açıklamanız
olmuştur.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Ülkemizde Müslüman
çoğunlukların dini özgürlükleriyle ilgili
yaşadığı sorunlar nelerdir? Bu sorunlara yönelik altı
yıllık iktidarınız döneminde nasıl bir
çalışma yaptınız? Yeni çalışmalarınız
nelerdir?
2- Gayrimüslim
azınlıklar ülkemizde ne gibi sorunlar yaşamaktadır? Bu
sorunların çözümüne yönelik olarak nasıl bir planlama yapmayı
düşünüyorsunuz? Bu konularda kamuoyunu aydınlatabilir misiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Adalet Bakanı Sn. Mehmet Ali Şahin tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
1. Türkiyede ekonomide
yaşadığımız enflasyon gibi kanunlar bazında da
enflasyon yaşanmaktadır. Hukukçuların bile takip
edemeyeceği kadar kanun çıkartılmaktadır. Bu nedenle
uygulama alanı kalmayan hükümsüz duruma düşmüş kanunların
ayıklanıp ilga edilmesi için herhangi bir çalışma
yapıyor musunuz?
2. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kuruluşundan bu yana binlerce kanun çıkarılmıştır.
Dağınık hâlde bulunan ve yasal mevzuatta uygulama alanı
kalmayan kanunların yürürlükten kaldırılması veya derlenip
toparlanarak toplum hizmetine tekrar sunulması düşünülüyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorularımın Adalet Bakanı Sn. Mehmet Ali
Şahin tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru:
1- Son dönemlerde
basında çıkan haberlerde görüldüğü üzere, ülkemizde maalesef,
düğünlerde ve maçlardan sonra rastgele silah atılması sonucu
birçok masum insanımız yaralanmakta veya hayatını
kaybetmektedir. Bu acı olayların önüne geçilebilmesi için, Türk Ceza
Kanununda gerekli düzenlemeler yaparak, halk arasında, maganda
kurşunu diye tabir edilen şekilde ölüme sebebiyet verenler
hakkında, çok daha ağır cezaları gerektirecek müeyyideler
konusunda bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorularımın Adalet Bakanı Sn. Mehmet Ali
Şahin tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1- Hâlen 657
sayılı Devlet Memurları Kanununa göre idari hizmetler
sınıfında çalışan ve çok zor şartlarda görev
yapan infaz koruma memurlarının, hizmet sınıfının
değiştirilerek, özlük haklarının düzeltilmesi konusunda bir
çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Yakın tarihimizin utanç
günü 2 Temmuz 1993te yaşanan Sivas-Madımak yangınının
üzerinden 15 yıl geçti, bu toplu cinayetin travması hâlen sürmekte
iken,
1. 35 aydın
insanımızın ateşe verilerek canlı canlı
yakıldığı olayın sanıklarından
yakalanamayan, yargı önüne çıkarılmayan kişi var
mıdır? Varsa kimlerdir?
2. Açılmış
davanın üzeri küllendirilip, sıradan polisiye bir olay gibi gösterme
çabaları devlete ve yargıya olan güveni sarsmıyor mu?
Dava süreci
tamamlanmış mıdır?
3. Toplu cinayetin
derinlemesine aydınlatılması, yakalanmayan, sorgulanmayan ve
cezalandırılmayan sanık kalmamasını,
yakınlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve kamu
vicdanının rahatlaması için gerekli görüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
Babacan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemiz ile İslam
Konferansı Örgütü (İKÖ) arasında geçen ay
Dışişleri Bakanımız ile İslam Konferansı
Örgütü Genel Sekreterinin imzaladığı Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulma aşamasındaki ikili anlaşma metninde,
1. İslam
Konferansı Diyalog ve İşbirliği Gençlik Forumu
Başkanının imzasının yer alması hangi diplomatik
zorunluluktan kaynaklanmaktadır?
2. İslam Konferansı
Örgütü İslami Temeller Üzerinde İşbirliğini esas
aldığına göre bu Gençlik Forumuna anlaşma ile verilen
ayrıcalıklı imtiyazlar hangi amaçla kullanılacaktır?
Buna neden gerek duyulmuştur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla Adalet
Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
13.10.2008
Kamer
Genç
Tunceli
Sol içerikli yayın satan
Engin Ceber 24 Eylül 2008 tarihinde polisçe gözetim altına
alındıktan sonra Metris cezaevinde ölmüştür.
1- Adı geçenin ölüm
nedenini açıklar mısınız?
2- Bu şahsa gerek
emniyette ve gerekse cezaevinde herhangi bir işkence
yapılmış mıdır? Yapılmış ise failleri
hakkında ne gibi işlem yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Çek Kanundaki boşluk nedeniyle
iyi niyetli olmayan çek sahipleri, ödememek amacıyla, ilgili Bankaya
"inisiyatifim dışında elimden çıktı"
ifadesini kullanarak çeklerini ödemekten imtina ettiği açıkça
görülmektedir. Kendisinin iş yaptığı, faturasını
aldığı borçları için verdiği çeklerine dahi aynı
ifade kullanılarak Bankalarına verdiği talimatla
borçlarını ödememektedirler.
a) İnisiyatifimin
dışında elimden çıktı ifadesine
karşılık ödenmeyen çeklerde iyi niyetli alacaklılar
mağdur edilmektedir, bu konuda yasal bir önlem almayı düşünüyor
musunuz?
b) Kendi inisiyatifi
dışında elinden çıktığını belirten çek
keşidecilerinin bu taleplerini yargı yoluna giderek, belgelenmesi
konusunda bir yasal düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
c) İyi niyetli
alacaklıları korumak amacıyla başka bir yasal önlem
almayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Sn. Mehmet Ali Şahin
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru:1- Son zamanlarda,
yazılı ve görsel basına yansıdığı
şekliyle, ülkemizde çocuklara yönelik taciz, tecavüz, cinayet, darp gibi
insanlık dışı suçların işlenmesinde
artış olması nedeniyle toplumda derin kaygılar olduğu
görülmektedir. Bu suçları işleyenlerin en ağır şekilde
cezalandırılması için, TCK'da bireylere yönelik işlenen
suçlara ilişkin değişiklik yapmayı planlıyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
Babacan tarafından sözlü olarak yanıtlanması isteğimi
bilgilerinize sunarım.
Necati
Özensoy
Bursa
Batı Trakya Türk
Azınlığının eğitim ve öğretimi Türk
ilkokullarında yapılmaktadır. Yunanistanda yaklaşık
bir yıl önce bir yasa çıkarılmış, anaokullarına
gitmeyen çocukların ilköğretime başlayamayacağı ve bu
yasaya uymayan velilere de cezai müeyyide uygulanacağı hüküm
altına almıştır. Bu durumda Batı Trakya Türkleri
çocuklarını yalnız Yunan ana okullarına
gönderebilecekledir. Buna göre;
1) Batı Trakya Türkleri
Türk Azınlık ilköğretim okullarında Lozana göre
eğitim hakkı olduğuna göre bu yeni düzenleme ile Türk
Azınlık ana okullarının açılması gerekmez mi?
2) Dışişleri
Bakanlığımızın Lozanda taraf ülke garantör devlet
olması hasebiyle bu konuda Yunan Dışişleri
Bakanlığı ile bir görüşmede bulundu mu?
3) Mütekabiliyet
hakkımızı bu konuda kullanmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
Babacan tarafından sözlü olarak yanıtlanması isteğimi
bilgilerinize sunarım.
Necati
Özensoy
Bursa
Lozan Antlaşması
ile Yunanistan'a emanet edilen Batı Trakya Türk
Azınlığı'nın eğitim ve öğretimi Türk
azınlık ilkokullarında yapılmaktadır. Yunanistan'da
yaklaşık bir yıl önce anaokullarına gitmeyen
çocukların ilköğretime başlayamayacağı yönünde bir yasa
çıkmıştır. Anaokuluna çocuklarını göndermeyen
veliler de ceza uygulamasına muhatap kalacak bununla birlikte Batı
Trakya Türkleri çocuklarını yalnız Yunan anaokullarına
gönderebileceklerdir. Buna göre;
1- Batı Trakya'da Türk
anaokulları açılmaması, Yunan anaokullarına giden
çocuklarımızın daha sonraki eğitim dönemlerinde de Yunan
okullarını tercih etmelerine yol açabileceğini düşünmüyor
musunuz? Bu durum Türk Azınlık okullarının kapanması
tehlikesini yaratmayacak mıdır?
2- Yunan
anaokullarının çığ gibi açılmaya
başlandığı şu dönemde Türk anaokulları
açılması için hangi çalışmaları yapıyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla Adalet
Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 10/10/2009
Kamer
Genç
Tunceli
Cumhuriyet Gazetesi Ankara
Temsilcisi Mustafa Balbay 36 gündür tutukludur. Bize intikal eden bilgide
tutuklandığı günden bugüne kadar tek kişilik bir hücrede
kalmaktadır.
1) Bu olay doğru mudur?
2) Hangi nedenler ve mevzuat
gereği Mustafa Balbay bu kadar uzun süre tek kişilik hücreye
konulmaktadır?
3) Bu hücrede bekletilme
süresi ne zamana kadar devam edecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
Babacan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim. 07/04/2009
Av.
Rıdvan Yalçın
Ordu
NATO Genel Sekreterliği
için aday gösterilen Danimarka Başbakanı Sn. Rasmussenin
Peygamberimize hakaret içeren karikatürlere karşı
aldığı tutum ile PKKnın yayın organı ROJ TVnin
yayınlarını engellemediği ve teröre destek verdiği
gerekçeleri ile bu göreve uygun olmadığı bizzat Sayın
Başbakan tarafından ifade edilmiştir.
Sn. Rasmussenin karikatür
krizi için özür dileyeceği, ROJ TVnin yayınlarının da
engelleneceği taahhüdünde bulunduğu bu taahhütler
karşısında ABD Başkanının garantörlüğünde
Türkiye'nin veto hakkını kullanmayacağı Sn.
Cumhurbaşkanı ve Sn. Başbakan tarafından ifade
edilmiştir.
Ne var ki özür
dileyeceği ifade edilen Sn. Rasmussen basının
karşısına sargılı kolla çıktığı
için özür dilemiş, ROJ TV için ise daha önce olduğu gibi
savcılığı adres göstermiştir.
Bu durumda:
1) ABD Başkanı Sn.
Rasmussen itiraz ettiğimiz iki hususta da tavrı
değişmediğine göre hangi hususta garantör olmuştur.
2) Rasmussenin veto
edileceği beklentisi oluşturup, ondan sonra NATO da bir iki koltuk
karşılığı vetodan vazgeçilmesi ile dünya
basınında ülkemizi düşürdüğünüz durumun farkında
mısınız?
3) Bu koltuk
pazarlığı ile elde ettiğiniz sonuç, Sn Rasmussenin itiraz ettiğiniz
handikaplarını ortadan kaldırmış mıdır?
Açıklanmasını
arz ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Dışişleri Bakanı Sayın Ali
BABACAN tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim.
07.04.2009
Av.
Rıdvan Yalçın
Ordu
Soru: Ülkemizin toprak
bütünlüğünü tanımayan, milletimizin temiz alnına
soykırım lekesi sürmek adına dünya ölçeğinde
kampanyalarını sürdüren Ermenistana karşı, üstelik bu
iddialarından vazgeçmedikleri hâlde tek millet iki devlet olmakla
gururlandığımız kardeş Azerbaycanın
toprakları işgal altındayken, gerek
Cumhurbaşkanlığı gerekse hükûmet olarak yürüttüğünüz
süreç sonunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı medeniyetler ittifakı
forumuna katılmadığı gibi bizde bu gelişmelere paralel
bir değişim geçireceğiz açıklamasında
bulunmuştur.
Bu itibarla;
Aynı milletin
evlatları olduğumuz, devletler ve milletler arasında örneği
olmayacak bu kardeşlik, soydaşlık, aynilik
bağlarını inciten, yok eden ve hatta tümden bozulmasına yol
açacak bu açılımın Ermenistanla hangi ortak menfaatimize
dayandığı, hangi kazanımın Azerbaycanın
kaybından daha önemli olduğunu, bu kardeşliğin tehlikeye
atılmasının hangi bedele karşılık olduğunun
açıklanmasını arz ederim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin
tarafından.sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizde kamuoyu gündemini
son bir yıldır Deniz Feneri e.v davası ile iddianamesi bile
tartışmalı olan Ergenekon soruşturması doldurmakta ve
hukuk çevreleri, sivil toplum kuruluşları ile siyasi çevrelerde,
medyada tartışılmaktadır.
1. Deniz Feneri e.v
davası Almanya'da aylarca sürdü, ülkemiz savcıları ve
Bakanlığınız dava sürecini seyretti.
Dava açabilmek için aylarca
dava dosyasının gelmesini beklediler. Deniz Feneri e.v dava
dosyasının tercümesi 54 gün geçmesine rağmen neden
yapılamamaktadır?
2. Yargının
siyasallaştırıldığını söylemekten başka
suçu olmayan YARSAV Başkanı hakkında geç kalmadan açtırdığınız
soruşturma benzerini, Deniz Feneri e.v. davasının görülmesini
engelleyen, olası delillerin yok edilmesine zaman tanıyan sorumlu ve
yetkililer için de açmayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Sayın
Bakanım, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Adalet Bakanı ve Dışişleri Bakanımıza yöneltilen
sözlü soru önergelerine cevap vermek üzere huzurlarınızdayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Malatya
Milletvekilimiz Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlunun (6/444) esas
sayılı sorusuna cevapla başlıyorum.
Başta AB üye ülkeleri
olmak üzere, ilgili ülke yetkilileri ve makamlarıyla yapılan temas ve
görüşmelerde vatandaşlarımızın iş görüşmesi,
aile birleşimi, akraba ziyareti, tedavi ve benzeri amaçlı vize
başvurularında karşılaşılan sorunlar gündeme
getirilmekte ve bunlara yönelik çözüm taleplerimiz iletilmektedir. Bu
çerçevede, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin makamlarıyla yapılan görüşmelerde
1996 yılından bu yana AB ile gümrük birliği içerisinde bulunan
ve 2005 senesinde de katılım müzakerelerine başlamış
olan Türkiyeye yönelik katı vize uygulamalarına son verilmesi ve
vize işlemlerinin en kolay ve hızlı hâle getirilmesi yönündeki
taleplerimiz kuvvetli ifadelerle dile getirilmektedir. Söz konusu ülkelere
başta iş adamları, profesyonel sürücüler, sanatçılar,
sporcular, akademisyenler ve öğrenciler olmak üzere
vatandaşlarımıza somut vize kolaylıkları
sağlanmasını öngören ikili anlaşmalar imzalanması da
teklif edilmektedir.
Bu kapsamda, Çek Cumhuriyeti,
Slovenya, İtalya, Avusturya, Almanya ve Baltık ülkelerine
karşılıklı vize kolaylıkları içeren
anlaşmalar yapılması önerilmiştir. Bunun sonucunda, 22
Kasım 2004 tarihinde Çek Cumhuriyeti, 20 Nisan 2006 tarihinde Slovenya, 26
Haziran 2006 tarihinde Letonya ve 18 Ocak 2007 tarihinde de İtalya ile
vize kolaylıkları içeren ikili düzenlemeler
gerçekleştirilmiştir. Bunlar arasında, İtalya ile
yapılan Vize Kolaylıkları Mutabakat Muhtırasının,
anılan ülkenin Schengen üyesi olması dolayısıyla özel bir
önemi bulunmaktadır. Zira, Schengen ülkelerinin
vatandaşlarımıza yönelik katı vize uygulamalarına
başlıca dayanak olarak gösterdikleri Schengen müktesebatına
taraf bir ülkeden, ilk kez önemli vize kazanımları elde
edilmiştir. İtalya, vize müracaatı sırasında iş
mektubu getiren iş adamlarına uzun süreli ve çok girişli vize
vermeye ve ayrıca profesyonel sürücülerimiz, akademisyenler,
öğrenciler, sanatçılar ve sporcular için basitleştirilmiş
ve hızlı vize prosedürü uygulamaya başlamıştır.
21 Aralık 2007 tarihi
itibarıyla Schengene dâhil olan Estonyayla
karşılıklı vize kolaylıkları sağlanması
konusunda bir süredir elden çalışmalar sonuçlandırılmak
üzeredir. Diğer AB-Schengen üyeleri ile de aynı içerikte düzenlemeler
yapılması için temaslarımız sürmektedir. Bu çerçevede,
Avusturya makamlarıyla sürdürülmekte olan görüşmelerde
karşılıklı olarak vize kolaylıkları getirilmesi
üzerinde çalışmalar oldukça ilerlemiştir. Ayrıca
Bakanlığımız, vize almakta güçlük çeken
vatandaşlarımızın, iş adamı, akademisyen,
öğrenci, sanatçı, sporcu, profesyonel sürücülerin yanı sıra
aile birleşimi, akraba ziyareti, tedavi ve turistik amaçlı seyahat
etmek isteyenler gibi münferiden yaptığı yazılı ve
sözlü şikâyetleri de titizlikle değerlendirmekte ve gerektiğinde
ilgili ülke temsilcilikleri nezdinde girişimde bulunarak kendilerine
yardımcı olmaktadır.
Kastamonu Milletvekilimiz
Mehmet Serdaroğlunun (6/690) esas no.lu sözlü soru önergesine
cevabımız:
Ermenistanda yapılan 24
Nisan törenlerine katılanların Türk Bayrağının
üzerinden geçtiğini gösteren basın haberleri teessür ve nefretle
karşılanmıştır. Bayraklar ait oldukları ülkelerin
millî sembolleri olup ayrı ve çok özel anlamları vardır. Türk
geleneklerine göre savaş hâlinde olunan ulusların dahi
bayrakları çiğnenemez. Hâl böyle iken Ermenistanda yaşanan olay
tarafımızda infial yaratmıştır. Ermenistandaki söz
konusu menfur olay, Bakanlığımızca yapılan 25 Nisan
2008 tarih ve 11 sayılı bir açıklama ile sert bir şekilde
kınanmıştır. Söz konusu açıklamada Türk
Bayrağı'nın taşıdığı anlam
itibarıyla yüce Türk milletinin tarihten bugüne gelen bütün temel
değer ve inançlarını, özgürlüğünü sembolize ettiği, bu
yönüyle de milletimizin, bir nevi, var oluşuyla eş anlamlı kabul
edildiği, Türk milletinin bu değerlerine ve bunları yansıtan
bayrağına atfettiği önemin herkes tarafından da yakinen
bilindiği, bu bakımdan söz konusu haberlerin toplumumuzda büyük
üzüntü, tepki ve infial doğurduğu vurgulanarak söz konusu
davranış ve eylemler şiddetle kınanmıştır.
Açıklama ayrıca İngilizceye de çevrilerek dünya kamuoyuna
duyurulmuş ve diğer ülkelerle temaslarımızda Ermenistanda
vuku bulan bu alçakça saldırı ifşa edilmiştir.
Karaman Milletvekilimiz
Sayın Hasan Çalışın (6/691) esas no.lu sözlü soru
önergesine cevabımız:
Türkiye ayrım gözetmeksizin
Iraktaki bütün grup ve oluşumlarla diyalog kanallarını
açık tutmaktadır. Bu diyalog, Iraklı çeşitli gruplar
arasında siyasi uzlaşıya katkıda bulunmak ve Irakın
bütünlüğünü pekiştirmek amacıyla kullanılmaktadır.
Irak ile ikili ilişkilerimizi enerji, ticaret ve yeniden inşa
alanlarını da kapsayacak şekilde geliştirmek temel
hedefimizdir.
Öte yandan, Irakın
başkenti Bağdatta Iraklı tüm liderlerle görüşmeler
gerçekleştirilerek ülkemizin PKK terör örgütünün Irak topraklarındaki
varlığından duyduğu rahatsızlık, Iraktaki idari
sınırların belirlenmesi konusundaki hassasiyetimiz ve Irak ile
ikili ilişkilerimizi geliştirme isteğimiz açık bir
şekilde muhataplarımıza iletilmeye devam edilmektedir. Nitekim,
sözlü soru önergesinin Bakanlığıma intikalinden bu yana
Irakın ayrılmaz bir parçasını oluşturan Kuzey Irak
yerel yönetiminden Neçirvan Barzani ve Mesut Barzani ile de yukarıdaki
çerçevede görüşmelerde bulunulmuştur.
Türkiye, Irak ile
ilişkilerinde uluslararası hukuku rehber almakta ve ilişkilerine
bu çerçevede yön vermektedir. Bu bağlamda, uluslararası hukuktan
kaynaklanan meşru güvenlik endişelerimiz, Iraklı yetkililerin
dikkatine getirilirken muhataplarımızın Irak yasalarına
göre meşru bir sıfata sahip olmaları dışında bir
kıstas belirlenmemektedir.
Karaman Milletvekilimiz
Sayın Hasan Çalışın (6/799) esas no.lu sözlü soru
önergesine cevap: Dinî inanç özgürlüğü, başta Anayasa olmak üzere,
kanunlarımızın güvencesi altındadır. Herkes vicdan,
dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. Ülkemizde özellikle 2000lerin
başından itibaren yoğun şekilde devam eden reform süreci
din özgürlüğü bağlamında da çalışmaları
içermektedir.
Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Yaşar Ağyüzün (6/903) esas no.lu sözlü soru önergesine
cevaptır:
28-30 Haziran 2005
tarihlerinde Sanada gerçekleştirilen 32nci İslam Konferansı
Örgütü Dışişleri Bakanları Konferansında kabul edilen
bir kararla İslam Konferansı Gençlik Forumunun İslam
Konferansı Örgütünün bağlı kuruluşu olması kabul
edilmiştir. Bu çerçevede söz konusu anlaşma ülkemiz ile İKÖ ve
İslam Konferansı Gençlik Forumu arasında
imzalanmıştır. İslam Konferansı Gençlik Forumu
Başkanı, pozisyonu gereği ve İKÖnün talebi üzerine
anılan kuruluşu temsilen anlaşmayı
imzalamıştır. Söz konusu anlaşma içerik ve yazım
biçimi açısından bir ev sahibi ülke anlaşması olup
İslam Konferansı Gençlik Forumunun uluslararası kuruluşlara
tanınan hak ve ayrıcalıklardan faydalanabileceği
koşullarda faaliyetini yürütebilmesini teminen hazırlanmıştır.
İslam Konferansı Gençlik Forumunun başlıca amaçları,
İKÖ üyesi ülkelerin gençleri arasında karşılıklı
anlayış, tecrübe ve fikir teatisini desteklemek; uluslararası
düzeyde medeniyetler arası diyalog ve hoşgörüye hizmet etmek;
ekonomik ve sosyal kalkınma, teknik iş birliği ve kültürel
alışveriş alanlarında dayanışmayı
desteklemektir.
Bursa Milletvekilimiz
Sayın Necati Özensoyun (6/1186) esas sayılı soru önergesi:
Batı Trakya Türk
azınlığının ana dilde eğitim hakkı,
başta Lozan Anlaşması olmak üzere, ikili ve çok taraflı
anlaşmalarla garanti altına alınmıştır.
Yunanistandaki zorunlu anaokulu uygulamasının
başlatılması üzerine soydaşlarımız
azınlık anaokulları açılması taleplerini Yunanistan
makamlarına iletmişlerdir. Batı Trakya Türk
azınlığının karşı karşıya
kaldığı tüm hak ihlalleri ve bu çerçevede azınlık anaokulu
açılması talebi, yapılan ikili temaslarda Yunan tarafına
iletilmektedir. Konu yakından izlenmekte olup tüm seçenekler
değerlendirilmektedir.
Bursa Milletvekilimiz
Sayın Necati Özensoyun (6/1187) esas no.lu sözlü soru önergesi:
Batı Trakyadaki mevcut
Türk azınlık ilkokullarının kapanmaları söz konusu
değildir. Batı Trakya Türk azınlığı,
azınlık anaokulu açılması taleplerini Yunan
makamlarına iletmektedir. Bu husus ikili temaslarımızda
tarafımızdan da Yunanistan makamları nezdinde gündeme getirilmekte
ve ısrarla takip edilmektedir.
Ordu Milletvekilimiz
Sayın Rıdvan Yalçının (6/1323) esas numaralı sözlü
sorusu:
Yeni NATO Genel Sekreterinin
belirlenmesi sürecinde Anders Fogh Rasmussenin muhtemel
adaylığının gündeme geldiği andan itibaren konuya ilişkin
bilinen görüşlerimiz gerek müttefiklerimizle çeşitli düzeylerde
yapılan ikili temaslarda gerek NATO çerçevesinde yapılan
danışmalarda tarafımızdan dile getirilmiştir. Bu
bağlamda, ülkesindeki karikatür krizinin idaresinde izlediği tutum
ışığında Rasmussenin Genel Sekreter görevine
getirilmesinin, özellikle NATOnun öncelikli hedef olarak belirlediği
Afganistandaki misyonunun başarısı üzerinde
doğurabileceği olumsuz etkiye ağırlıklı olarak
dikkat çekilmiştir. Keza bu durumun önümüzdeki dönemde ittifakın
gündeminde giderek ön plana çıkan halkı ağırlı olarak
Müslüman olan geniş bir coğrafyadaki ülkeler ve ortaklarla
ilişkilerde yaratabileceği hassasiyete ve bu ülkeler nezdinde
NATOnun imajı ve inandırıcılığı üzerinde
yapabileceği tahribata da özellikle işaret edilmiştir.
Danimarkadan
aldığı lisansla yayınlarına devam eden Roj TV
şiddet ve terörizme teşvik içeren propaganda yayınlarına
son verilmesi yönündeki talebimiz Danimarka makamlarına yararlı
olacağı düşünülen bilgi, belge ve materyallerle birlikte her
vesileyle iletilmektedir. Kopenhag Savcılığı Roj TVyle
ilgili bir soruşturma yürütmekte olup, Danimarkadan beklentimiz, sürecin
terörizmle mücadeleyle ilgili uluslararası yükümlülüklerle
bağdaşan bir biçimde sonuçlandırılmasıdır.
Danimarkanın Roj TV
bağlamında izleyegeldiği politika, kuşkusuz Rasmussene
yönelik tutumumuzu şekillendiren temel unsurlardan birini teşkil
etmiştir. Yukarda bahse konu endişelerimiz esasen bazı
müttefiklerimizce de önceden paylaşılmış olmakla birlikte,
3-4 Nisan tarihli Strazburg Zirvesinde ülkemiz dışında tüm
müttefiklerin Rasmussenin adaylığını desteklediği bir
tabloyla karşı karşıya kalınmıştır.
NATO zirvesinde ortaya
çıkan bu durum karşısında veto seçeneğinin
kullanılmasının doğurabileceği sonuçlar, özellikle
60ıncı Yıl Dönümü Zirvesi gibi önemli bir tarihî
buluşmanın krizle sonuçlanması, bu durumdan Türkiye'nin
doğrudan ve yegâne sorumlu olan ülke olarak gösterilmesi ve ittifakın
birlik ve dayanışmasının kamuoyu tarafından
sorgulanması gibi sakıncalı ihtimaller ışığında
etraflıca değerlendirilmiştir. ABD Başkanı
Obamanın Cumhurbaşkanımızla yaptığı özel
görüşmede ülkemizin endişelerinin bertaraf edilmesi
bağlamında şahsi taahhüdünü ortaya koyması Rasmussen
bağlamında ülkemiz tarafından oydaşmaya uyulmasında
teşvik edici bir rol oynamıştır.
Beklentilerimizin uygulamaya
geçirilmesi kuşkusuz zamana yayılı bir süreci getirecektir. Bu
bağlamda Rasmussenin Medeniyetler İttifakı
toplantısında yaptığı beyan ülkemizin
endişelerinin giderilmesi yönünde atılmış ilk
adımı teşkil etmiştir.
Ordu Milletvekilimiz
Sayın Rıdvan Yalçının (6/1324) sayılı sözlü soru
önergesi:
Ülkemizin aynı
coğrafyayı paylaştığı komşu ülkelerle mevcut
sorunlarının diyalog yoluyla çözüme kavuşturulması ve bu
sayede bölgemizde kalıcı istikrar ve barışın tesisine
katkıda bulunulması Türk dış politikasının temel
önceliklerinden biridir. Ermenistanla ikili ilişkilerimizin normal bir
zemine oturtulması amacıyla başlatılan diyalog süreci de bu
çerçevede değerlendirilmelidir.
Ağustos 2008de
Gürcistan ile Rusya Federasyonu arasında yaşanan kriz Türkiye için
stratejik öneme sahip olan Güney Kafkasyadaki istikrarın ne kadar
kırılgan bir nitelik taşıdığını ve
mevcut sorunlara kalıcı çözümlerin bulunmadığı bir
ortamda çatışmaların bölgedeki güvenlik, istikrar ve iş
birliğini tehdit eder boyutlara kolaylıkla ulaşabileceğini
gözler önüne sermiştir. Ülkemiz, bu krizi izleyen dönemde, Güney
Kafkasyadaki donmuş ihtilafların ortadan kaldırılması
için, uygun bir ortam yaratılması amacına dönük diplomatik
faaliyetlerine hız vermiş, bu çerçevede Kafkasya İstikrar ve
İşbirliği Platformu önerisini gündeme getirmiş ve bu
platforma bölgedeki sorunlara taraf olan diğer ülkelerle birlikte
Ermenistanı da davet etmiştir.
Söz konusu girişimlerle
eş zamanlı olarak, sınır komşumuz olan Ermenistan ile
mevcut sorunlarımızın ortadan kaldırılması için
yürütülmekte olan kapsamlı diyalog sürecine de bölgede ortaya çıkan
yeni dinamiklerin yarattığı imkânlar çerçevesinde hız verilmiştir.
Ermenistan ile yürütülen görüşmelerde iki ülke arasında mevcut tüm
sorunlar bütüncül bir anlayışla ele alınmakta, tüm
sorunların zaman içinde adım adım çözüme
ulaştırılması ve iki ülke arasındaki ilişkilerin
normal bir zemine kavuşturulması hedeflenmektedir.
Diğer yandan, Güney
Kafkasyada kalıcı güvenlik, barış ve istikrarın
tesisi, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Yukarı Karabağ
sorununun da çözümüne bağlı
olduğu bölgedeki tüm aktörlerce bilinmektedir. Bu husus, Sayın
Başbakanımızca Azerbaycan Parlamentosuna hitaben 13 Mayıs
2009 günü yapılan konuşmada bir kez daha
vurgulanmıştır. Ülkemiz, Azerbaycanın kanayan yarası
durumundaki bu ihtilafın barışçı yollarla çözümü için
verdiği desteği sürdürmekte ve bu yönde yoğun bir diploması
trafiği yürütülmektedir.
Hükûmetimizin dostumuz ve
kardeşimiz olan Azerbaycan ile ikili ilişkilerimize
bakışı her zaman Bir millet iki devlet anlayışı
doğrultusunda şekillenmiştir. Bu çerçevede, Ermenistan ile
Türkiye arasında yürütülen diyalog sürecinde de Azerbaycanın
iyiliği ve menfaatleri hiçbir şekilde göz ardı
edilmemiştir. Süreç boyunca Azerbaycan makamlarına yürütülen
çalışmalar hakkında her aşamada gerekli bilgilendirme
yapılmış olup Azerbaycan yetkilileriyle bilgi
alışverişimiz ve görüşmelerimiz her düzeyde
sürdürülmektedir.
Dolayısıyla,
Türkiye ile Ermenistan arasında devam eden sürecin Azerbaycanın
kaybına yol açacak bir boyutu olduğu düşünülmemektedir.
Türkiye'nin Güney Kafkasyaya yönelik siyasetinin amacı mevcut tüm
sorunların diyalog yoluyla aşılması ve bu bölgede istikrar,
güvenlik ve refahın tüm bölgenin hayrına olacak koşullar
altında kalıcı ve sürekli kılınmasıdır.
Bölgede mevcut sorunların çözümüyle normal ilişkilerin ve iyi
komşuluk ilişkilerinin tesisi tüm bölge ülkelerinin menfaatine
olacaktır.
Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Yaşar Ağyüzün 6/486 no.lu sözlü soru önergesi:
Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Yaşar Ağyüzün ceza infaz kurumlarının
kapasitesi ve doluluk oranlarına ilişkin soru önergesine cevap
olarak, ceza infaz kurumlarımızın yatak kapasitesi ile aynı
dönemdeki tutuklu ve hükümlü sayıları yıllar itibarıyla
aşağıdaki şekliyle gösterilmiştir. 2007 yılı
ocak ayı itibarıyla yatak sayısı 74.140 iken toplam hükümlü
ve tutuklu sayısı 70.277; 2008 yılı ocak ayı
itibarıyla yatak sayısı 86.387 iken toplam hükümlü ve tutuklu
sayısı 90.837; 14 Mayıs 2009 tarihi itibarıyla yatak
sayısı 103.904 iken toplam hükümlü ve tutuklu sayısı
110.880 kişidir.
Kamuoyunda bazı suç
tipleri yolsuzluk olarak bilinmekle birlikte, mevzuatımızda böyle
bir suç tipi bulunmamaktadır. Suç tipleri belirtildiğinde istatistiki
veri bildirilmesi mümkün olacaktır.
Ayrıca, cezaevlerindeki
doluluk oranı ve ihtiyaçlar oranında ceza ve infaz kurumları
inşası hizmetlerine devam edilmektedir.
Tokat Milletvekilimiz
Sayın Reşat Doğrunun 6/587 esas no.lu sözlü soru önergesine cevaptır:
Başbakanlık
tarafından hazırlanan ve 18 Ocak 2007 tarihli Resmî Gazetede
yayımlanan tasarruf tedbirleri konulu 2007/3 sayılı genelgede,
kamu kurum ve kuruluşları tarafından yurt içinde ve yurt dışında
hizmet binası, lojman, her ne adla olursa olsun, memur evi, kamp,
kreş, eğitim, dinlenme ve benzeri sosyal tesis ve bunlarla ilgili
arsa ve arazi satın alınmayacağı,
kamulaştırılmayacağı, kiralanmayacağı ve
yeni inşaat yapılmayacağı karara
bağlandığından, Bakanlığımızca lojman
alımı mümkün bulunmamaktadır, ancak taşra
teşkilatımızda görevli hâkim, savcı ve diğer
personelin konut ihtiyacı ilgili cumhuriyet
başsavcılıklarının talepleri doğrultusunda Adalet
Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kaynaklarından
sağlanan ödeneklerle karşılanmaya
çalışılmaktadır. Zile Cumhuriyet
Başsavcılığının lojman satın
alınmasına yönelik talebi de bu çerçevede Adalet
Teşkilatını Güçlendirme Vakfı
Başkanlığına iletilmiş olup konu incelenmektedir.
İstanbul Milletvekilimiz
Sayın Necla Aratın (6/597) esas no.lu sözlü sorusu:
Devam eden Avrupa
Birliği tam üyelik müzakere sürecinde, Avrupa Birliği tarafı,
aday ülke olarak Türkiye'den beklentilerini kısa ve orta vadeli öncelikler
hâlinde Katılım Ortaklığı Belgesi adı verilen
Konsey kararlarında ifade etmekte, bu önceliklerin yerine getirilme
durumuna ilişkin değerlendirmeler ise 1998 yılından bu yana
her yıl yayımlanan ilerleme raporlarıyla
yapılmaktadır.
Bu belgelerde, müzakere
sürecinin kapsadığı bütün alanlarla ilgili olduğu gibi
yargı sistemine yönelik olarak da beklenti, eleştiri ve
değerlendirmeler yapılmaktadır. Bundan başka 2003, 2004,
2005 ve 2008 yıllarında Avrupa Komisyonunca görevlendirilen
bağımsız uzmanlarca ülkemize düzenlenen ziyaretler sonucunda
Türk yargı sisteminin işleyişine ilişkin istişare
ziyaret raporları düzenlenmiş olup bu raporlarda da Türk yargı
sistemi daha detaylı olarak ele alınmakta ve bir kısım
tavsiye, eleştiri ve değerlendirmelere yer verilmektedir.
Anılan raporlarda yer
verilen tavsiye, eleştiri ve değerlendirmelere
karşılık olarak gerekli cevaplar
Bakanlığımızca düzenli olarak verilmektedir, ancak hangi
raporların içeriğinin hakaret olarak algılandığı
anlaşılamadığından somut bir cevap verilmesi mümkün
olmamıştır.
Karaman Milletvekilimiz
Sayın Hasan Çalışın (6/628) ve Niğde Milletvekilimiz
Sayın Mümin İnanın (6/858) esas no.lu sözlü soruları
içerik itibarıyla aynı olduğundan birlikte
cevaplandıracağım:
Bakanlığımız
tarafından hazırlanıp kanunlaşması sağlanmak
üzere 14/12/2007 tarihinde Başbakanlığa gönderilen,
Başbakanlık tarafından da 6 Mayıs 2008 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisine sevk edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet alt
komisyonunda görüşmeleri tamamlanan ve Adalet Komisyonunda görüşülmek
üzere gündemde bulunan Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik
Hizmetleri Kanunu Tasarısının Adalet alt komisyonunda
yapılan görüşmelerinde ceza infaz kurumu personelinin mali ve özlük
haklarında iyileştirmeye yönelik düzenlemeler getirilmiş olup
tasarının kanunlaşma süreci devam etmektedir.
23 Haziran 2007 tarihli ve
26561 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren
2007/12226 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ceza infaz
kurumlarında eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinde görev yapan
bazı personele ek ders ücreti verilerek kısmi bir iyileştirme
sağlanmıştır.
Ceza infaz kurumu personelinin
özlük hakları ve maaşları yeterli olmadığından
benzer konumda görev yapan güvenlik kuvvetleriyle aynı seviyeye getirme
çalışmaları hâlen devam etmektedir.
Van Milletvekili Sayın
Özdal Üçerin (6/714) esas no.lu sözlü soru önergesine cevaptır:
Ceza infaz kurumlarında
barındırılan hükümlü ve tutukluların hakları,
güvenceleri ve kısıtlamalar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile 6 Nisan 2006 tarihli
Resmî Gazetede yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi
ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Anılan kanunun
66ncı maddesinde hükümlülerin telefon ile haberleşme hakkı,
67nci maddesinde radyo ve televizyon yayınları ile İnternet
olanaklarından yararlanma hakkı, 68inci maddesindeyse, hükümlülerin
mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hakkı
düzenlenmiştir.
a) 5275 Sayılı Kanunun Hükümlünün
radyo, televizyon yayınları ile İnternet olanaklarından
yararlanma hakkı kenar başlıklı 67nci maddesinde,
1) Hükümlü ceza infaz
kurumlarında merkezî yayın sistemi bulunduğu takdirde, bu
sisteme bağlı olarak radyo ve televizyon yayınlarını
izleme hakkına sahiptir.
2) Merkezî yayın sistemi
bulunmayan kurumlarda, yararlı olmayan yayınların izlenmesini ve
dinlenmesini engelleyecek önlemler alınmak suretiyle
bağımsız anten kullanılarak televizyon ve radyo izlenmesine
ve dinlenmesine izin verilir. Bu cihazlar, bedeli kendisi tarafından
ödenmek koşuluyla hükümlü adına kurumca satın alınır.
Her ne biçimde olursa olsun dışarıdan gelenler tarafından
getirilen radyo, televizyon ve bilgisayarlar kuruma alınmaz.
3) Kapalı ve açık
ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde ancak, eğitim ve
iyileştirme programları çerçevesinde kurum yönetimince belirlenen
yerlerde görsel ve işitsel eğitim araç ve gereçlerinin
kullanımına izin verilebilir. Eğitim ve iyileştirme
programları gerekli kıldığı takdirde denetim
altında internetten yararlanılabilir. Hükümlü, odasında
bilgisayar bulunduramaz. Ancak, Adalet Bakanlığının uygun
görmesi hâlinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın
ceza infaz kurumuna alınmasına izin verilebilir.
4) Bu haklar, tehlikeli hâlde
bulunan veya örgüt mensubu hükümlüler bakımından
kısıtlanabilir. hükmüne yer verilmiştir.
b) Ayrıca, anılan
Tüzükün 90ıncı maddesinde de benzer düzenleme yer almakta olup
mevzuat hükümleri doğrultusunda hareket edildiğinden Van F Tipi
Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü ve
tutukluların haber alma özgürlüğünün kısıtlanması söz
konusu değildir.
2) Van F Tipi Yüksek
Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kapalı devre televizyon
sistemi mevcut olup yirmi adet televizyon kanalı izlenebilmektedir. Ulusal
kanallardan TRT 1, TRT 2, TRT 3 ve TRT 6 kanallarının aynı anda
izlenmesinde herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Öte yandan, uydu
sisteminde yerel yayınların teknik olarak alınmasına imkân
bulunmadığı için bu kanalların yayınları
verilememektedir.
3) Hükümlü ve
tutukluların açıklanan konuyla ilgili olarak Ceza İnfaz Kurumu
Müdürlüğüne verdikleri bütün dilekçeler için gerekli işlemler
yapılmıştır ve yapılmaya devam edilecektir.
Adana Milletvekilimiz
Sayın Kürşat Atılganın (6/819) sayılı soru
önergesi:
Bilindiği üzere
10/10/1984 tarihli ve 3056 sayılı Başbakanlık
Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 10uncu maddesine göre
hukuki metinleri toplamak, ayıklamak, yürürlükte olanlarını
tespit etmek; meri mevzuatı ek ve değişiklikleriyle birlikte
tek metin hâline getirerek yayınlamak; mevzuatı bilgi işlem sistemi
içinde takip etmek; Resmî Gazeteyi yayımlamak, düstur ve fihristleri
hazırlamak Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve
Yayın Genel Müdürlüğünün görevleri arasında yer almaktadır.
Başbakanlık, 2006
yılı faaliyetlerinde kaliteli mevzuata ulaşılması
amacıyla başlatmış olduğu bir kısım
projeleri tamamlayarak kullanıcıların hizmetine sunmuştur.
Konuya ilişkin olarak Başbakanlık tarafından
gerçekleştirilen çalışmalar şunlardır:
1) Kanunların,
Tüzüklerin, Bakanlar Kurulu Kararı ile Yürürlüğe Konulan Yönetmeliklerin
Ayıklanması Projesi: Başbakanlıkça 2006 yılı
içerisinde başlanan Kanunların, Tüzüklerin ve Bakanlar Kurulu
Kararları ile Yürürlüğe Konulan Yönetmeliklerin Sadeleştirilmesi
ve Ayıklanması Projesi bir buçuk yıl süren
çalışmalardan sonra 2007 yılında sonuçlandırılmıştır.
Yürürlükte olan ve kanunlar külliyatında yer alan 920 adet kanun, 215 adet
tüzük ve 275 adet Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan
yönetmelik incelenmiştir. Çalışma sonucunda;
a) 26 Nisan 2007 tarihli ve
5637 sayılı Uygulama İmkânı Kalmamış Bazı
Kanunların Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanunla 118
adet kanun,
b) 14/6/2007 tarihli ve 26552
sayılı, 15/6/2007 tarihli ve 26553 sayılı, 21/6/2007
tarihli ve 26559 sayılı resmî gazetelerde yayımlanan tüzüklerle
37 tüzük,
c) 39 adet yönetmelik,
yürürlükten
kaldırılmış. Yürürlükten kaldırılan
mevzuatın tespiti çalışmalarına
Bakanlığımız da etkin bir şekilde katkı
sağlamıştır.
2) Yönetmeliklerin
Kodifikasyonuyla Uygulanmayan Hükümlerin Ayıklanması ve
Sadeleştirilmesi Projesi: 1970-2005 yılları arasında kamu
kurum ve kuruluşlarına ait 13.967 adet yönetmeliğin
yürürlüğe konulduğu, bunlardan 9.457 adedinin
değişikliği, değişiklik yönetmeliği 4.510
adedinin ise müstakil yönetmelik olduğu, müstakil yönetmeliklerin de 3.366
adedinin Resmî Gazetede yayımlanarak 1.144 adedinin ise kurumların
yetkili organlarının oluruyla yürürlüğe konulduğu tespit
edilmiştir. 805 adet yönetmelik ise yönergeye çevrilerek hukuki
varlığına son verilmiştir.
Bunlardan, konusu ve
dayanağı kalmamış olan 67 adet yönetmelik, Devlet
Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelikin tüm kurum ve
kuruluşları kapsamına alması sağlanarak 52 adet
arşiv yönetmeliği, özelleştirme uygulamaları nedeniyle kamu
tüzel kişiliğini kaybetmiş kuruluşlara ait 53 adet
yönetmelik, Kamu İhale Kanununda düzenlenmesi nedeniyle 52 ihale
yönetmeliği, üniversitelere ait olup konusu ve dayanağı
kalmamış 85 adet yönetmelik yürürlükten
kaldırılmıştır.
Şekil eksiklikleri de
giderilerek kodifikasyonu yapılan 2.956 adet yönetmelik yeniden MS Word
formatında dizilmiş ve Başbakanlık web sayfasında
ücretsiz olarak mevzuat bilgi sisteminde hizmete sunulmuş ve elektronik
ortamda kamuoyunun sürekli yararlanabileceği yönetmelikler külliyatı
oluşturulmuştur.
3) Kodifikasyon, düstur ve
fihrist hazırlama hizmetleri: Bu hizmetler de elektronik ortamlarda
değerlendirilip halkımızın hizmetine sunulmuştur.
Niğde Milletvekilimiz
Sayın Mümin İnanın (6/827) no.lu sözlü sorusu:
5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
başlıklı 170inci maddesinin 1inci fıkrasının
(c) bendine göre, kişilerin hayatı, sağlığı veya
mal varlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da
kişilerde korku, kaygı ve panik yaratabilecek tarzda silahla
ateş eden veya patlayıcı madde kullanan kişinin altı
aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.
Belirtilen suç, cumhuriyet savcılığınca resen takip
edilmektedir. Bu suçun işlenmesinde kullanılan silahın, ruhsatının
olup olmadığına bakılmaksızın 5237
sayılı Kanunun 54üncü maddesi uyarınca müsaderesine de karar
verilmektedir.
Türk Ceza Kanununun 81inci
maddesinde kasten adam öldürme suçu düzenlenmiş olup müeyyidesi müebbet
hapis cezası olarak belirlenmiştir.
Bir kişinin havaya
ateş etmek suretiyle genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
suçunu işlemesi sonucunda kişilerin yaralanmasına veya ölümüne
neden olması hâlinde, olayın özelliğine ve eylemin
niteliğine göre, ayrıca olası kast söz konusu ise kasten adam
öldürme veya yaralama suçundan verilen cezadan Türk Ceza Kanununun 21inci
maddesi uyarınca indirim yapılmak suretiyle cezaya hükmedilecek;
bilinçli taksir söz konusu ise, taksirle yaralama veya öldürme suçundan verilen
ceza, Türk Ceza Kanununun 22nci maddesi uyarınca
artırılacaktır.
Öte yandan, 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 170inci maddesinin uygulama
sonuçlarının henüz tam olarak alınamadığı dikkate
alınarak, bu aşamada söz konusu maddede bir değişiklik
yapılmasının uygun olmayacağı düşünülmektedir.
Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Yaşar Ağyüzün (6/865) sayılı sözlü soru önergesi:
2 Temmuz 1993 tarihinde
meydana gelen olaylarla ilgili olarak Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinin
1993/106, 1994/30 esas nolu dosyalarından, 130 sanık hakkında
kamu davasının açıldığı; Yargıtay incelemesi
sonunda, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/7 esas nolu
dosyasında 7; 2008/123 esas nolu dosyasında 3; 2004/28 esas nolu
dosyasında ise 2 sanık olmak üzere toplam 12 sanık
hakkındaki yargılamanın devam etmekte olduğu;
yargılaması sonuçlanan diğer sanıklar hakkında müebbet
ağır hapis, muvakkat hapis cezaları ile beraat kararı
verildiği; müebbet ceza alan hükümlülerden 9, muvakkat ceza alan
hükümlülerden 13 kişinin cezalarının infazı yönünde yurt
içinde ve yurt dışında arandıkları Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığının yazılarından
anlaşılmıştır.
Tunceli Milletvekili
Sayın Kamer Gençin (6/1010) esas nolu sözlü soru önergesinin cevabı:
Maktül Engin Ceberin,
tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumundan, tedavi amacıyla önce
Bayrampaşa Devlet Hastanesine, oradan da Şişli Etfal Eğitim
ve Araştırma Hastanesine sevk edildiği, burada beyin
kanaması tanısı ile tedavi altına
alındığı, 10 Ekim 2008 tarihinde vefat ettiği, tüm
vücut bölgelerinde künt travmaya bağlı yaygın doku içi beyin
kanaması ve bu nedenle gelişen komplikasyonlar sonucu ölüm
olayının meydana geldiği Adli Tıp Kurumunun otopsi
raporundan anlaşılmıştır.
İlk incelemelerini yapan
Adalet müfettişleri tarafından soruşturmanın selameti
bakımından olay esnasında görevli olan 19 personelin Devlet
Memurları Kanununun 137 ve 138inci, Adalet Bakanlığı Teftiş
Kurulu Yönetmeliğinin 15 ve 106ncı maddeleri gereğince 14 Ekim
2008 tarihinde tedbiren geçici olarak görevden
uzaklaştırılmalarına karar verildiği; 6 Kasım
2008 tarihli Kararname ile Metris 1 ve 2 no.lu T tipi kapalı ceza infaz
kurumlarının müdürleriyle birlikte 16 personelinin yerlerinin
değiştirildiği; Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunca
17 Kasım 2008 tarih ve 2008/92502 sayılı İddianame ile 43ü
ceza infaz kurumu personeli, 13ü polis memuru, 4ü jandarma personeli olmak üzere
toplam 60 kişi hakkında ihmali davranışlar neticesi
sebebiyle ağırlaştırılmış işkence,
görevi ihmal, eziyet etme, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, görevi kötüye
kullanma, zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın
aşılması ile kasten yaralama suçlarından Bakırköy
Ağır Ceza Mahkemesince kamu davası açıldığı
ve yargılamanın hâlen devam etmekte olduğu
Bakanlığımız kayıtlarından
anlaşılmıştır.
Malatya Milletvekilimiz
Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlunun (6/1019) esas no.lu sözlü soru
önergesi:
6762 sayılı Türk
Ticaret Kanununun 711inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen
Keşideci, çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden
rızası olmaksızın çıkmış olduğu
iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten men edebilir. şeklindeki
hükmünün Cenevre Birlik Anlaşmasının 32nci maddesiyle
İsviçre hariç, mehazlarda yer almayan ve İsviçre öğretisinde de
şüpheyle karşılanması yorum güçlüklerine ve
tartışmalara yol açması, amaç ve faydasının
belirlenememesi ve çekin değerini düşürmesi sebebiyle 18/2/2009
tarihli ve 5838 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 32nci maddesinin 19uncu
fıkrasıyla yürürlükten kaldırılmıştır. Öte
yandan, Bakanlığımızca hazırlanan ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden Türk Ticaret Kanunu
Tasarısında anılan fıkra hükümleri
alınmamıştır.
Niğde Milletvekilimiz
Sayın Mümin İnanın (6/1081) esas no.lu sözlü soru önergesi:
Bilindiği üzere, 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun Tanımlar başlıklı
6ncı maddesinin 1inci fıkrasının (b) bendinde Çocuk
deyiminden; henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişinin;
Çocukların cinsel istismarı başlıklı 103üncü
maddesinde Cinsel istismar deyiminden; a) Onbeş yaşını
tamam-lamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin
hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği
gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her
türlü cinsel davranışın; b) Diğer çocuklara
karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka
bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel
davranışın anlaşılacağı ifade
edilmiştir. Bu suçla ilgili artırıcı sebepler ise 3, 4 ve
6ncı fıkralarda düzenlenmiştir.
Çocuklara karşı
işlenen bu tür suçlarda ceza belirlenirken Türk Ceza Kanununun
Cezanın belirlenmesi başlıklı 61inci maddesi dikkate
alınacak ve 103üncü maddenin 1 ve 2nci fıkrasına göre cinsel
istismar suçunu işleyenlere üç yıldan on beş yıla kadar
hapis cezası verilebilecek, ayrıca maddenin 3, 4 ve 6ncı
fıkralarına göre de artırım yapılabilecektir. Öte
yandan, maddenin 5inci fıkrasına göre, cinsel istismar için
başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır
neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna
ilişkin hükümler de uygulanacak ve bu suçtan da ceza verilecektir.
Bu açıklamalar
çerçevesinde, Türk Ceza Kanununun cinsel dokunulmazlığa
karşı suçları düzenleyen 102 ile 105inci maddelerinin bir bütün
olarak kendi içinde uyumlu ve dengeli olduğu, 5275 sayılı Ceza
ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunla yeniden
düzenlenen infaz sistemine göre hükümlünün koşullu salıvermeden
yararlanabilmesi için verilen hapis cezasının en az üçte 2sini iyi
hâlli olarak ceza infaz kurumunda geçirmesinin gerektiği, ceza infaz kurumunda
kalınacak sürenin 5275 sayılı Kanunla
uzatılmasının da suç işlenmesini önleyici bir etken
olduğu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yeni ceza adalet
sisteminin oluşturulması çalışmaları
sırasında, uzun araştırma ve çalışmalar
sonucunda, özellikle de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler
ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin içtihatları
doğrultusunda, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, meslek
kuruluşları ve diğer ilgili kuruluşların da
katkılarıyla hazırlandığı, uygulama
sonuçlarının henüz tam olarak alınamadığı
değerlendirilerek, bu aşamada söz konusu maddelerde bir
değişiklik yapılmasının uygun olmayacağı
düşünülmektedir.
Tunceli Milletvekilimiz
Sayın Kamer Gençin (6/1321) esas no.lu sözlü sorusu:
Mustafa Balbay isimli
vatandaşımızın Ceza İnfaz Kurumlarının
Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Tüzükün 67nci maddesi gereğince tutuklu kabul odasına
alındığı, anılan maddenin amir hükmü gereği üç gün
içinde kuruma uyumuna yönelik yardım yapılarak gerekli bilgilerin sözlü
ve yazılı olarak bildirildiği, süre sonunda, 17 Nisan 2009
tarihinde üç kişilik odaya yerleştirildiği, ayrıca, kurumda
kalan diğer tutuklu ve hükümlüler gibi havalandırma bahçesinden
faydalandığı Bakanlığımız
kayıtlarının incelenmesinden
anlaşılmıştır.
Gaziantep Milletvekilimiz
Sayın Yaşar Ağyüzün (6/1332) no.lu sözlü soru önergesinin
cevabı:
Ülkemiz ile Almanya
arasındaki cezai konularda adli yardımlaşmaya ilişkin
talepler, Ceza İşlerinde Karşılıklı Adli
Yardım Avrupa Sözleşmesi hükümleri uyarınca yerine
getirilmektedir. Söz konusu talepleri iletme hususunda
Bakanlığımız merkezî makam olarak belirlenmiştir. Söz
konusu sözleşme çerçevesinde düzenlenen adli yardım talepleri ülkemiz
ile Almanya arasında 1974 tarihli protokol gereğince her iki ülkenin
dış temsilcilikleri aracılığıyla diğer ülke
merkezî makamlarına iletilmektedir.
Bu bağlamda, soru
önergesine konu edilen hususlarla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı Basın Bürosu ve Frankfurt Bölge
Mahkemesi Savcılığının
Bakanlığımızdan adli yardım talepleri olmuştur.
Bunlardan birincisi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı
Basın Bürosu tarafından, yürütülmekte olan soruşturma
kapsamında, anılan başsavcılıkça Alman
makamlarından bilgi, belge teminine yönelik olarak düzenlenen adli
yardım evrakı Almanca tercümeleriyle birlikte 25 Eylül 2008 tarihinde
Bakanlığımıza ulaşmış olup, bundan bir gün
sonra, 26 Eylül 2008 tarihinde Alman yetkili makamlarına iletilmek üzere
Frankfurt Başkonsolosluğumuza gönderilmiştir.
Dışişleri Bakanlığı ve Frankfurt
Başkonsolosluğumuza iletilen 20 Ekim 2008 ve 30 Ekim 2008 tarihli iki
ayrı yazımızla da Almanya yetkili makamları nezdinde
girişimde bulunularak adli yardım talebine ilişkin
cevapların çabuklaştırılması ve sonucundan bilgi
verilmesi talep edilmiştir.
Dışişleri
Bakanlığından alınan 18 Aralık 2008 tarihli
yazıyla Federal Adalet Dairesinden alınan 5 Aralık 2008 tarihli
yazıya atfen Frankfurt Savcılığınca adli yardım
yoluyla talep edilen bilgi, belgelerin, ceza davası neticesinde verilen
karar hariç olmak üzere, bir aylık süre zarfında ibraz
edilebileceğinin ifade edildiği belirtilmiştir. Alman yetkili
makamlarından istenilen evrak Dışişleri
Bakanlığının 24 Şubat 2009 tarihli yazısı
ekinde Bakanlığımıza ulaşmış olup, aynı
günlü yazımız ekinde Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına kuryeyle teslim edilmiştir. Daha
önceden benzer şekilde talep edilen adli yardım evraklarıyla
ilgili olarak cevaplar beş altı aydan önce
Bakanlığımıza ulaşmamakta olup, bazı durumlarda
bu süre bir yıla çıkabilmektedir.
Görüldüğü üzere,
Bakanlığımıza intikal eden evrakın işlemi
ivedililikle yapılmış olup, bilgi ve belge temini talebine
ilişkin evrakın Alman makamlarınca ikmal edilerek Berlin
Büyükelçiliğimize ulaştırılması dört ayı bulmuştur.
Diğer taraftan, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığının adli yardım talebine cevaben
alınan evrakın tercüme ettirilmesi soruşturmayı yürüten
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının görev ve
yetkisi dâhilinde bulunmaktadır.
Bir diğer dosya
Frankfurt Bölge Mahkemesi Savcılığınca 16 zanlı
hakkında yürütülen soruşturma kapsamında Bakanlığımızdan
24 Nisan 2009 tarihinde adli yardım talebinde bulunulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakan, konuşmanızı tamamlayınız.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Devamla) - Bakanlığımız
kayıtlarının incelenmesinden Alman makamlarının
sorumluğunda olan adli yardım evrakının düzenleme tarihinin
20 Ocak 2009, Almanya Federal Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliğinin üst
yazısı tarihinin 21 Nisan 2009, evrakın Alman Büyükelçiliğince
Bakanlığımıza elden getirilme, teslim edilme tarihinin ise
24 Nisan 2009 olduğu tespit edilmiştir. Yani evrak Alman
makamlarınca düzenlendikten tam üç ay sonra
Bakanlığımıza Alman makamlarınca teslim
edilmiştir. Diğer dosyada da Alman makamlarının bu
evrakları Türkiyeye ulaştırması, Bakanlığımıza
ulaştırması dört ay zaman almıştır. Bu evraklarla
ilgili olarak Adalet Bakanlığımızda evrakın
gelişiyle çıkışı arasında bir ila dört gün
arasında bir zaman harcaması söz konusunudur. Bunun ötesinde
Bakanlıkta hiçbir aksaklık, gecikme söz konusu olmamıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığı
ve Adalet Bakanlığıyla ilgili, milletvekillerimizin sormuş
olduğu sözlü sorulara cevapları arz ettim.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Korkmaz, siz soru
soran arkadaşlar içerisinde yoktunuz ama sisteme girmişsiniz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Evet, soru için girmiştim, öncelikle girmiştim. Söz talebim yok.
BAŞKAN Söz talebiniz
yok. Peki, tamam.
Sayın Aslanoğlu,
buyurun efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, sorduğum çekle ilgili soru
yaklaşık iki yıl öncenin bir sorusuydu. Ben krizde gerek
komisyonda gerekse burada bu çeklerin bu şekilde düzenlenmesi
gerektiğini defalarca ifade ettim ve siz de gördünüz ki, Plan ve Bütçe
Komisyonundan -Adalet Bakanlığımız değil Plan ve Bütçe
Komisyonundan- geçirdiğimiz ve Meclisten geçirdiğimiz kanunla
piyasaya bir istikrar gelmiştir, çeke güven gelmiştir. Bu, iki
yıl önceki soru. Ancak, buradaki esas sorun,
karşılıksız çeklerden dolayı farklı uygulanan
hapis cezalarından dolayı bir sürü mağdur var. Onunla ilgili bir
önceki dönem, Adalet Bakanlığımız, yasa
tasarılarının hazırlandığını ve Meclise
geleceğini söylüyordu. Bir sürü sorun var, bu konuda mahkemeler faklı
farklı kararlar uyguluyor, bir sürü insanlar mağdur edildi. Yani
acilen gelmesi lazım, yani iki gün içinde gelecek demişti bir önceki
Bakanımız, ama bu yasa hâlâ ne komisyonlara ne Meclise gelmedi.
Öncelikle hapis cezalarından dolayı şu andaki en büyük sorun
farklı mahkemelerin farklı kararlarla bazı insanlara hapis,
bazılarına hapis cezası vermemesinden dolayı bir sürü
mağdur var. Bu nedenle, öncelikle, bu yasanın herkese eşit
uygulanması açısından Meclise gelmesini öncelikle bekliyoruz.
Vize konusunda ise, hâlâ
sorunlar devam ediyor. Ama bazı ülkelere, özellikle onlara bizim büyükelçi
ve konsoloslukların yaptığı özveriyi onlar bize
yapmıyor. Yine, aynı şekilde, hasta olan kızına
insanlar gidemiyor, doğum yapacak kızına insanlar gidemiyor.
Aynı gaddarlık, aynı zalimlik devam ediyor.
Bunu arz edeyim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Ağyüz,
buyurun efendim.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 35
aydın insanımızın ateşe verilerek
yakıldığı günden bugüne kadar çok süre geçti. Sizin de
beyanınızdan bazı insanların yakalanamadığı
söz konusu. Gecikmiş adalet adalet değildir. Özellikle, aydın
kesimlerin, Alevi kesimin, Alevi insanlarımızın en büyük
rahatlığı vicdani ve manevi tatmindir. Bu kaçak olan,
bulunamayan kişiler için işlem devam etmekte midir, yoksa zamana
yayılıp unutturulmak mı istenmektedir?
Yine aynı soru Deniz
Fenerinde de söz konusu. Seksen beş gün geçti, Zahid Akman Beyefendi
koltuğunda oturuyor. Bunu da zamana yayarak Deniz Feneri
olayının Türkiyeye bağlandığını
unutturmanın bir halkası olarak mı yorumlayalım, yoksa
adaletin ağır işlediği şeklinde mi yorumlayalım?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Ağyüz.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim, iki tane soruma
cevap verildi. Birisi Engin Çeber, bu vatandaşımız içeriye 24
Eylül 2008 tarihinde polisçe gözetim altına alınıyor. Maalesef
yapılan işkence sonunda öldürülüyor, o işkence sonucunda.
Sayın Bakan cevap verdi: İşte şu kadar personelin yerini
değiştirdik, şu kadarını mahkemeye verdik. Sayın
Bakan, yani bir genç insanın öldürülmesi o kadar ağır bir suç ki
bunları yer değiştirmekle sanki ne olacak? Yani işte bu öldürülen
son vatandaş Engin Çeber sol içerikli yayın satan bir kişi. Bir
suçu da yok. Bir azılı gangster de değil. Buna rağmen insan
hayatının bu kadar ucuz sayılarak
Başka yerde olsa
bakanlar istifa eder, bırakın yani 3-5 kişinin yerini
değiştirmek. Sonra, değiştirdiğiniz kişiler
aynı nitelikte insanlarsa gittikleri yerde de aynı suçu
işlerler.
İkincisi, Cumhuriyet
gazetesi temsilcisi Mustafa Balbay 6 Martta içeriye alınıyor ve
kırk üç gün hücrede tutuluyor. Yani bu gerçekten bir basına,
özellikle sol içerikli veya yurtsever nitelikli yayın yapan basın
mensuplarına karşı Hükûmetinizin gösterdiği bir husumet ve
kinin ifadesidir. Bir gazetecinin kırk üç gün tek hücreli bir hapishanede
tutulmasının sebebini izah etmeniz lazım. Neden dolayı bu,
tek kişilik hücrede tutuluyor? Bir tek kişilik hücreye bir
zanlının konulabilmesi için en azından ciddi bir disiplin suçu
olması lazım, suç işlemesi lazım. Ama maalesef işte bu
arkadaşımızın, Ankara Cumhuriyet gazetesi temsilcisi çok
saygıdeğer bir kişi olmasına rağmen işte tek
hücreye konulması bunun geleceğini de tehlikeye sokmuştur. Çünkü
hapishanede can güvenliği de yoktur. Maalesef böyle tek kişilik
hücrelere konulduğu zaman bunlara husumet duyan birtakım çevreler de
var
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Genç, sözünüzü tamamlamak için, ben her soru için bir dakika vermiştim,
siz tamamlayamadınız. Bir dakika daha vereyim size. Buyurun efendim,
tamamlayın konuşmanızı.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim.
Yani şu ülkenin birlik
ve bütünlüğünü savunan, cumhuriyeti savunan, laik cumhuriyet ilkelerini
savunan bir gazetecinin içeride bu kadar, alınıp da kırk üç gün
tek bir hücreye konulmasının bir mantığı da yok. Çok
ağır bir suç bana göre. Herhâlde AKP Hükûmeti mensupları tek
başına dört duvar arasında yaşamanın ne anlama
geldiğini bilmiyorlardır herhâlde. Bu çok ağır bir
cezadır ve henüz hakkında bir doğru dürüst iddianame de yoktur
ama nedense, işte, bir Ergenekon iddianamesi adı altında,
birçok, ülkenin ileri gelen, saygıdeğer gazetecileri, profesörleri,
rektörleri alınıyor ve hapishanelerde çok keyfî uygulamalara maruz
bırakılıyorlar. Bir vatandaş olarak bunu şiddetle
kınıyorum. Aynı zamanda da bu hâl normal vatandaşlar
üzerinde de büyük bir korku yaratıyor. Artık insanlar maalesef bu,
telefonla da konuşmuyorum
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Genç.
Sayın Bakan, ek bir
şey söyleyecek misiniz, yoksa tamamlandı mı efendim?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, çeklerle ilgili, hapis cezalarıyla
ilgili, Sayın Bakan, bir aydınlatırsanız
Herkes cevap
bekliyor.
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, soru önergeleri
cevaplandırılmıştır. Sayın Bakana ve soru soran
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, Sayın Bakan herhâlde oturduğu yerden
açıklama yapacak Sayın Başkan.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Sayın Başkan, bir açıklama yapmak
istiyorum, arkadaşların açıklamalarına kısa kısa
cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun kürsüye
Sayın Bakanım.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
arkadaşımızın Çek Yasasıyla ilgili uygulama
birliğinin sağlanmasına dönük talepleri haklı taleplerdir.
Bu talepleri karşılamak üzere çek kanun tasarısı
Parlamentoya sevk edilmiştir, komisyonlarda görüşülmek üzeredir. O
komisyon çalışmalarına katkılarını da, Sayın
Aslanoğlunun, bekliyoruz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Memnuniyetle.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Devamla) İnşallah, en kısa sürede bu
sorunları gidermek üzere komisyonumuzda da görüşülecektir.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Adalet Komisyonunda mı?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Devamla) Onun dışında, Sayın Yaşar
Ağyüzün, Sivas davası sanıklarıyla ilgili belirttiği
yurt içinde, yurt dışında... Bu
davanın sanıklarından önemli bir kısmı
almış oldukları cezaları şu anda infaz etmektedirler,
yatmaktadırlar ama bir miktar sanık da hâlâ
bulunamamıştır. Bunlarla ilgili yurt içi ve yurt
dışında aramalar devam etmektedir.
Gene Deniz Feneri
soruşturmasıyla ilgili sürecin geciktirildiğine dair
birtakım tespitleri var Sayın Ağyüzün ama bu konu defalarca
açıklandı. Değerli arkadaşlar, bu bir yargısal
faaliyet. İki ülkenin adli makamları arasında yapılan
yazışmalar. Bu yazışmalar Adalet Bakanlığı
üzerinden yapılıyor. Ancak soruşturmaları yapan
bağımsız yargı organları. Almanyada Alman yargı makamlarıdır,
Türkiyede yetkili başsavcılıklardır. Burada iki dosya
olduğunu ifade etmiştim. Bir tanesi Ankara
Başsavcılığının başlatmış
olduğu soruşturmadır. Bu soruşturmayla ilgili
Bakanlıktan talep edilen bilgiler tam bir gün sonra Almanya hükûmetine iletilmiştir.
Gelen cevap da aynı gün itibarıyla başsavcılığa
ulaştırılmıştır. Bakanlığın burada
en ufak bir gecikmesi ve ihmali söz konusu değil. Aksine Bakanlık işlemleri
hızlandırmıştır.
Bir diğeri, Alman
Federal Mahkemesinin Türkiyeden istediği adli yardım
olayıdır -ki 16 kişiyle ilgili- bu dosya da geldikten tam dört
iş günü sonrasında Ankara Başsavcılığına
iletilmiştir. Bundan sonraki tasarruflar tamamen yargı
makamlarının yapacağı işlemlerdir. Burada idarenin,
Bakanlık makamının müdahalesi söz konusu değildir. Esas
itibarıyla yargısal faaliyetlere siyaset kurumunun, Bakanlık
makamının, idari birimlerin müdahalesi Anayasamıza göre de
yasalarımıza göre de mümkün değildir.
Onun dışında,
Sayın Kamer Gençin Engin Çeberle ilgili, personele ilişkin yer değiştirmeler,
açığa almalar, vesaire ölüm cezasının
karşılığı mıdır gibi bir
yakarışları oldu. Bu idari açıdan yapılan
tasarruflardır. Oysa başsavcılık bunlarla ilgili
davaları açmıştır. Bu yargılamalar devam etmektedir.
Bunların karşılığında hak ettikleri cezalar
suçlulara verilecektir ama Bakanlık, elindeki imkânlarla bu personele
karşı uygulayabileceği bütün yaptırımları
uygulamıştır. Onu söylemek açısından, ifade etmek
açısından ben bunları belirttim.
Sayın Balbayla ilgili
olarak da Kırk üç gün hücrede tutuldu. gibi bir beyanı oldu.
Bendeki kayıtlara göre üç gün orada misafir edildi. Bütün tutuklu ve
hükümlüler için uygulanan prosedür Mustafa Balbay için de
uygulanmıştır. Herhangi bir ayrıcalığa tabi
tutulmadığını buradan ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Bakan, 17 Nisanda dediniz, 6 Martta kırk üç gün ediyor.
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına
geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk
Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki
Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263)(x)
BAŞKAN Komisyon?
Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen birleşimde
tasarının 2nci maddesi üzerinde gruplar adına konuşmalar
tamamlanmıştı.
Şimdi 2nci madde
üzerinde şahısları adına konuşmalar
yapılacaktır.
Şahsı adına
ilk söz Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğana aittir.
Sayın Erdoğan
Yok.
Manisa Milletvekili
Sayın Mustafa Enöz, buyurun.
MUSTAFA ENÖZ (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısının 2nci
maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
bu tasarı, Meclisimizde 12 Mart 2003 tarihinde onaylanan ve kısaca
Ottawa Sözleşmesi olarak bilinen antipersonel mayınların
temizlenmesine uygun olarak, Suriye Arap Cumhuriyeti ile aramızdaki kara
sınırında bulunan antipersonel, antitank
mayınının imha edilmesi ve bu suretle elde edilecek arazilerin
tarımsal amaçla kullanılmasıyla ilgilidir. Yaklaşık
Sayın milletvekilleri,
sözünü ettiğimiz bu araziler tarıma uygun ve petrol rezervleri
bulunan arazilerdir. Kamuoyunda İsrailin organik tarım yapma
gerekçesiyle bu bölgeye yönelik ihaleleri almak istediği yaygın bir
biçimde yer almaktadır. Önümüzdeki yıllarda dünyada ve özellikle Orta
Doğuda suyun çok daha öne çıkacağını
düşündüğümüzde, İsrailin böyle bir plan içerisinde olması
hiç de yadırganacak bir durum gibi görülmemektedir ancak bizim için bu
durum son derece hassas bir konudur ve önemlidir.
Bu tasarıyla, bahse konu
arazilerdeki ihalelerin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734
sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmaktan
çıkarılması amaçlanmaktadır.
2886 sayılı
Yasanın 2nci maddesi
mayınlı sahanın temizlenmesi ile
temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması
işlerinin aynı istekli tarafından karşılanması mutat
olmadığı için söz konusu işlerin bir ihalede
toplanması anılan 2nci maddeye uygun olmadığı gibi
mayınlı arazinin temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal
amaçlı kullanılması ihtiyaçlarının, en iyi
şekilde ve uygun koşullarda karşılandığından
da söz edilemeyeceğinden, anılan iki ihtiyacın bir ihaleyle
karşılanması hukuken ve işin niteliği icabı
mümkün bulunmamaktadır. hükmünü ihtiva etmektedir.
Sayın milletvekilleri,
ülkemizin en kritik bölgesi olan bu bölgenin uzun yıllar yabancı
şirketler tarafından değerlendirilmesi ayrıca bizim için
güvenlik açısından çok ciddi sakıncalar yaratmaktadır.
Hükûmetin bu konularda hangi düşüncede olduğunu doğrusu
anlamakta güçlük çekmekteyiz.
Bölgenin mayından
temizlenmesi işinin yabancı özel şirketler tarafından
yapılması ve bu toprakların yabancıların eline geçmesi
hâlinde bölgede yaşayan vatandaşlarımızla ilgili sorunlar
daha da artacaktır çünkü bu şirketlerin söz konusu arazilerin
kullanımı ile ilgili olarak bölge insanı ile bir ilişkisi
olmayabilecektir.
Ayrıca, Suriye ile
aramızda bir tampon bölge gibi oluşturulacak bir alanın ileride
millî güvenliğimiz ile ilgili birçok sorunu da beraberinde
getirebileceği de hatırdan çıkarılmamalıdır.
Aslında 200 bin dönümü
aşan bu arazilerin devlet eliyle mayından temizlenip orada
yaşayan vatandaşlarımızın kullanımına
açılması, bu verimli arazilerin organik tarım için kooperatifler
aracılığı ile bizim insanımız tarafından
kullanılması düşünülmelidir.
Sayın milletvekilleri,
arazinin mayından temizlenme işi ile aynı arazinin organik
tarım adı altında aynı firmaya verilmesinin
anlaşılması mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Enöz, konuşmanızı tamamlayınız.
MUSTAFA ENÖZ (Devamla)
Çünkü bu iki iş birbirinden son derece farklıdır. Aynı
firmanın bu iki işi bağdaştırması ve birlikte
yürütmesi imkânsızdır. Bu durumda ihaleye girecek olan firmalar,
yanlarında bir ortakla beraber mi gireceklerdir? Çünkü aynı
şirketin hem mayın temizleme hem de tarıma açma gibi bir durumu
söz konusu olamaz. Mayın temizleme işi, oldukça tehlikeli, uzman
kişilerden oluşmuş bir teknik ekibe ihtiyaç gerektiren bir
iştir. Danıştay kararına rağmen bu iki ihalenin bir
araya getirilmesini doğru bulmadığımızı ifade
ediyorum. Tasarı bu hâliyle millî menfaatlerimize de uygun değildir.
Bu duygu ve düşüncelerle
yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Enöz, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, söz isteyen yoksa ben konuşmak istiyorum.
BAŞKAN Evet.
Sayın Erdoğan var
mı? Yok.
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 263 sıra
sayılı Yasa Tasarısının 2nci maddesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
tabii, müzakere ettiğimiz kanun çok önemli bir kanun. Türkiyenin çok
önemli bir toprak parçasının belirli bir süre için -ki bu kanunda
kırk dört yıllık süre için- burada söylendiğine göre ve
Hükûmet tarafından da reddedilmediğine göre, özellikle İsraile
verileceği, burada işte tarım yapılacağı
şeklinde bir tasarıyla karşı karşıyayız.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, bu ülkenin topraklarının birtakım yabancı
devletlere peşkeş çektirilmesi yurtseverlik duygusuyla
bağdaşan bir davranış biçimi değildir. Bir
toprağı kırk dört yıl başka bir devletin işgaline
verdiğiniz zaman artık o toprağın sizinle aidiyeti kalmaz,
orada onlar istediği gibi tasarruf da yapar, bir daha da kolay kolay ona
sahip olamazsınız. Tabii, bu ileride çok çeşitli sorunlar da
yaratabilir.
Şimdi, burada Hükûmet
çok net değil. Evvela, Genelkurmay Başkanlığı
hakikaten burada bu arazileri temizleyecek güce sahip midir, değil midir,
bunu açıkça söylemeli. Bize gazetelerden intikal eden şeylerde, 45
veya 46 milyon dolarlık bir para karşılığı bu
arazinin temizleneceği
Millî Savunma Bakanlığı veya
Genelkurmay Başkanlığı istemiş ama Hükûmet demiş
ki Benim param yok. Param yok ama 61 milyon dolar verilip -efendime
söyleyeyim- yeni uçaklar alınıyor ama 35 milyon dolar bulunmuyor.
Yani burada bu memleket bu kadar horca yönetilemez.
Şimdi, öyle ifadeler
getirmiş ki, (3)üncü fıkrasında: Temizlenecek
mayınlı alanların öncelik sırası, Genelkurmay
Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı,
Dışişleri Bakanlığı ve Maliye
Bakanlığının mutabakatı ile belirlenir. Buradaki
öncelik sırası nedir? Bunu açıklaması lazım
komisyonun. Yani hangi öncelik sırası, neye göre öncelik
sırası? Burada maden mi arama öncelik sırası olacak,
tarım mı? Yani burada o kadar muğlak bir ifade ki
Sonra diyor
ki Maliye Bakanlığı
Bu bölgede bulunan başka kurumlara ait
arazileri de aynı yöntemlerle kiraya veriyor. Yine sormak istiyorum
Sayın Bakanlığa veya Komisyona: Aynı alan içinde
-diğer bakanlıklara- hangi bakanlıklara ne kadar bir alan var?
Yani o alan içinde mayınlı olmayıp da o geniş alanın
çevrelediği veya ona komşu olan çeşitli kamu kurumlarına
ait araziler de buna göre verilecek mi? Bir kanun çıkarıyoruz. Bu
kanunun net olarak sınırlarının belirlenmesi lazım
yani kaç dönüm, nerede, nasıl, hangi usullerle verileceğinin
belirlenmesi lazım.
Değerli milletvekilleri,
bu bir vatan toprağıdır. Bu vatan toprağının
üzerinde hele hele yabancılara tasarruf yetkisini verdiğiniz zaman
bunun gerçekten açıkça belirtilmesi lazım.
Ben hafta sonunda Turgutluya
gittim. Orada nikel çıkaran bir İngiliz şirketine Çal Dağı
diye bir dağı uzun dönem için kiraya vermişler, maden arama
ruhsatını vermişler, Gediz Ovasını kullanılamaz
hâle getirmiştir. Şimdi, bu memleketi savunmak bu memleketin her
vatandaşının görevi. Yani olur mu? Orada asit
fabrikasını kurma izni veriliyor! Koskoca Gediz Ovasını,
dünyada emsali olmayan, tarımı en yüksek seviyede, yani insan ekseniz
dahi insanı
Yani mahsul elde edilebilecek nitelikteki verimli bir araziyi
sen getir, bir İngiliz şirketine
Ondan sonra asit
fabrikasını yapsın, o Gediz Nehrini kirletsin, ondan sonra o
ovaları, orada yaşayan insanları yaşamaz hâle soksun, o
güzelim tarım arazilerini çöl hâline çevirin!
Yahu sayın
milletvekilleri, bir yurtseverlik duygusunu taşıyan hiçbir kişi,
hiçbir kurum böyle, bu memleketi kötü kullanamaz. Yani işte gittik,
Turgutluda 5 bin tane vatandaşla beraber yürüdük. Bana da telefon
etmişlerdi, gittik. Yani arkadaşlar, herkes bu memleketin
birliğini, bütünlüğünü ve bu memleketin doğal
kaynaklarını korumak zorundadır. Yani 3-5 tane hileli, 3-5 tane
satılmış
Ondan sonra yabancıdan aldıkları 5-10
milyon dolarla bu ülkeyi satanların suç ortağı olmamak
lazım. Yani bu memleketin Parlamentosunun olaylara el koyması
lazım, bu memleketin yurtsever bürokratlarının bu işlere
engel olması lazım.
Bize orada söylendiğine
göre, Turgutlu Belediye Başkanı diyor ki: Efendim, maalesef,
İngiliz elçisi bastırdı ve bakanımız bu baskıya
karşı koyamadı. Onun için bu ruhsatı verdik, maden arama
ruhsatını. ve orada bir de asit fabrikası kuracaklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
konuşmanızı tamamlayınız.
KAMER GENÇ (Devamla) - Yani
bu nasıl bir Hükûmet ki bir bakanı, bir İngiliz
baskısı altında kalarak
Türkiye Cumhuriyetinin en mümbit
toprakları bu kadar kullanılamaz. O toprakları çöl hâline
getirecek, orada yaşayan milyonlarca insanın
yaşamlarını tehlikeye sokacak, ondan sonra tasarruf yapacak!
Sizler İngiliz hükûmetinin bakanları mısınız, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin hükûmetinin bakanları mısınız?
Evvela
Bunu orada bize söyleyen Turgutlu Belediye Başkanı, AKPnin
belediye başkanı ve orada toplumda söylüyor bunları. Yani
arkadaşlar, bu memleket gerçekten, özellikle AKP İktidarı
zamanında çok kötü kullanılıyor, çok kaynakları yok
ediliyor. Ya bu kadar, bu memleketin değerlerini kaybettiği bir
iktidar Türkiyede olmamıştır. Görüyoruz işte
vatandaşların içine düştükleri sıkıntıları.
Yani görünen köy kılavuz istemez. Gediz Ovasını siz getirip de
3-5 milyar dolar için, birileri aracılık yapıyor, para
alıyor diye bunu hunharca kullanamazsınız.
Ben, bu kanunun çekilmesini
diliyorum, saygılar sunuyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Genç.
Saygıdeğer
milletvekilleri, İç Tüzükün 72nci maddesine göre, 2nci maddenin
görüşmelerine devam olunmasına dair bir önerge vardır.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 2. maddesinin görüşmelerinin
İçtüzüğün 72nci maddesine göre devam etmesini arz ederiz.
Saygılarımızla. |
|
|
|
|
Oktay Vural |
Şenol Bal |
Recep Taner |
|
İzmir |
İzmir |
Aydın |
|
Alim Işık |
Ali Torlak |
Nevzat Korkmaz |
|
Kütahya |
İstanbul |
Isparta |
Gerekçe:
Yeterince bilgi temin
edilmesi için görüşmelerin devam etmesi gerekmektedir. Tasarının
kamuoyunda tartışılacak olması, millî menfaatlerimizi
haleldar etmeyecek tarzda düzenlenmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu
madde ile ilgili görüşmeler yeterli olmadığından bu önerge
verilmiştir.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Peki.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, kabul edildi herhâlde.
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir dakika
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Bir de karar
yeter sayısı arayacağız. Lütfen...
Evet, karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati :
16.37
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 16.50
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
İzmir Milletvekili Oktay
Vural ve arkadaşlarının 2nci maddenin görüşmelerine devam
olunmasına dair İç Tüzükün 72nci maddesine göre verdikleri
önergenin oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, Divan sadece iktidar partisi mensuplarından
oluşuyor. Şimdi, karar yeter sayısı olup
olmadığına Divanınız karar verecek. Bir anormallik yok
mu Sayın Başkan?
BAŞKAN Adaletimizden
şüphe etmeyiniz Sayın Anadol. Biraz önceki, gün başından
beri ki oylamalara şahitsiniz.
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Adaletten kuşkuluyum Sayın Başkan.
BAŞKAN Şimdi
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım:
Kabul edenler...
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayalım Sayın Başkan.
BAŞKAN Saydım
efendim.
Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Şimdi maddeyle ilgili
soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, Divanda muhalefet partisi olması lazım. (AK
PARTİ sıralarından Otur yerine. sesleri, gürültüler)
TAHİR ÖZTÜRK
(Elâzığ) Otur yerine be!
KAMER GENÇ (Tunceli)
Güvenilir olabilmesi için muhalefet partisinin bir üyesinin olması
lazım. Şimdi hepsi AKPli arkadaşların. Olmaz ki!
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, buyurun efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Şimdi, efendim, Divan bir partiden oluşmuştur. Biliyorsunuz,
İç Tüzüke göre Divanın çeşitli partilerden oluşması
lazım. Her zaman için öyle. Şimdi orada en azından bir divan kâtibi
üyesinin muhalefetten olması lazım ama şimdi burada oylama
yapılınca
BAŞKAN Sayın
Genç, bakınız
KAMER GENÇ (Tunceli) Bizim
arkadaşlara güvenimiz var ama şüphemiz de var.
BAŞKAN Sayın
Genç, itiraz etmek için itiraz etmeyelim. Sabahtan beri 6-7 tane oylama oldu.
6-7 oylamanın en az 5 tanesinde ben karar yeter sayısı yoktur
diye gittim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama
yani usulüne göre oluşturulursa daha iyi olur efendim.
BAŞKAN Lütfen efendim
Hiç adaletsizlik olmaz. Lütfen efendim
Sayın Korkmaz, buyurun
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Şimdi, Sayın Başkan, usulüne göre oluşturulursa daha iyi
olur efendim.
BAŞKAN Efendim, biraz
önce, bakınız, Murat Bey vardı. Murat Bey bir görevi
dolayısıyla, işi dolayısıyla gitti. Meclisi
çalıştıracağız. Lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, görevini yapsın. Muhalefetten Divana seçilen arkadaşlar da
görevlerini yapsınlar efendim.
BAŞKAN Divan görevini
yapıyor efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama,
yapmıyorlar işte orada.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Adaletli olalım Başkanım. Bir dakikamız gitti, yeniden
basabilirseniz
BAŞKAN Efendim?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Adaletli olmaya devam edelim diyorum. On dakikanın biri gitti, yeniden
basarsanız
OKTAY VURAL (İzmir)
Dakikanız da adaletli olsun.
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, buyurun efendim.
Hayır, oradan,
yerinizden soracaksınız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Hayır, hayır
Soru efendim.
Değişiklik önergesi reddedildi. Anayasaya
aykırılık iddiamız var. Onunla ilgili
BAŞKAN Efendim, soruyu
yerinizden soracaksınız. Tamam da yani soruyu oradan
soracaksınız.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Beşe düştü Sayın Başkanım. Ondan beşe düştü
biz dokuzdan ona çıksın derken.
BAŞKAN
Arkadaşlar, beş dakika soru, beş dakika cevap işlemi
gerçekleştireceğiz. Yani bunlar da muhalefetin içine giriyor mu,
engellemenin?
OKTAY VURAL (İzmir)
Belki Sayın Bakan beş dakika değil de bir saniyede
Yazılı cevaplayacağım. diyebilir.
BAŞKAN Beşi
cevaba, beşi sorulara aittir arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Geri
kalanı kullanabiliyoruz.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
bakın, cevabınız da gitti. Neyse
Tekrar sisteme girin, vereyim.
Sayın Taner, buyurun
efendim.
RECEP TANER (Aydın)
Sayın Bakan, bu kanunda, düzenlemede Ottawa Sözleşmesine göre
düzenlemenin yapıldığını belirtmektesiniz. Bu
Sözleşmeye göre Suriye sınırının haricinde mayın
yok mudur ki şu anda sadece Suriye sınırı hedef
alınmakta?
Bir diğer soru da: Bu,
geçmişte, Türk Silahlı Kuvvetlerinin mayın temizlemeyle ilgili
yaptığı çalışmalar ortada. Türk Silahlı
Kuvvetlerinin bu mayın temizlemeyle ilgili, yapmak istemediğine dair
AKPnin açıklaması var. Bunun belgesinin sayın vekillerimiz
tarafından görülmesinde ne sakınca var ki ortaya
çıkarılmamakta?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Taner.
Sayın Korkmaz, buyurun
efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ülkemizin kara
sınırlarının korunması hususunda görevli birim Kara
Kuvvetleri Komutanlığı ile Jandarma Genel
Komutanlığıdır. Ayrıca hudut komiseri ve komiser
muavinleri olan vali ve kaymakamlar dolayısıyla da İçişleri
Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğüdür.
Ülkemizin en uzun kara sınırlarının korunması ve
güvenlik tedbirlerinin alınması hususlarını yakından
ilgilendiren bu tasarı görüşülürken bu birimlerden maalesef hiçbir
yetkili bulunmadığını görmekteyim.
Sorularım şunlar:
1) Bu birimlerin görüşlerinin Meclis ile paylaşımları
gereksiz ve faydasız mı görülmektedir ki görüşmelerde bu
birimlerden herhangi bir yetkili bulunmamaktadır?
2) Bu meselede de yegâne
hareket noktanız Babalar gibi satarım. düşüncesi midir ki
güvenlik boyutu ihmal edilmektedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Korkmaz.
Sayın Genç, buyurun
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Efendim, birinci sorum:
Evvela, bu alanların mayından temizlenmesi konusunda Hükûmet
Genelkurmay Başkanlığından herhangi bir talepte
bulunmuş mudur? Bulunmuşsa bunun sonucunu öğrenmek istiyorum.
İkincisi: Yine bu
temizlenecek mayınlı alan arasında diğer kamu
kurumlarının ne kadar arazileri vardır? Bunların
miktarları nelerdir? Onu öğrenmek istiyorum.
Bir de (3)üncü fıkrada
Temizlenecek mayınlı alanların öncelik sırası
Buradaki öncelik sırasıyla neyi kastediyorlar? Yani, pek böyle
anlaşılmıyor, şunlar belirler diyor.
Sorularım bunlar
efendim, teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Genç.
Sayın Tütüncü
ENİS TÜTÜNCÜ
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Mayından temizlenecek
arazi Avrupa Birliği normlarındaki 130 dekarlık işletme
büyüklüğü çerçevesinde eğer topraksız köylülere
dağıtılırsa kaç topraksız aile bu
dağıtımdan toprak sahibi, işletme sahibi olabilir?
İkinci sorum da:
İşletme sahibi, toprak sahibi yapılacak bu aileler kooperatifler
örgütlenmesiyle örgütlenip devletin TİGEM dâhil tüm olanakları acaba
bu ailelere, bu kooperatiflere seferber edilebilir mi ve bu çerçevede bölgede
bir organik tarım seferberliği başlatılabilir mi?
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Tütüncü.
Sayın Bal
ŞENOL BAL (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, şimdi,
bu tasarıya göre mayınlı araziler hatta bu mayınlı
arazilerle, temizlenecek olan mayınlı arazilerle bütünlük arz eden
hazineye ait araziler bu ihale kapsamında ki bugüne kadar da basında
çıkan haberler ve gösterilen durum, bu arazilerin bir şirkete ihale
edileceği yönünde. Bu teslimiyetçi, ver kurtulcu, sat kurtulcu
yapıdan Hükûmetiniz ne zaman kurtulacak?
Acaba bu bölgelerde
tarım kentleri oluşturularak Türkiyenin her yerinden gelebilecek,
işte Karadenizden, Yozgattan ve o bölgenin durumu kötü olan
insanlarının yerleşebileceği tarım alanları,
tarım yerleşim birimleri oluşturmayı hiç düşünmediniz
mi?
Diğer bir sorum:
Şimdiye kadar -Şırnak ve Mardin- Suriye
sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi için
ihaleler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, süremiz
doldu.
Sayın Bal, teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, aslında maddeler gayet açık ama maalesef
Yani
burada dedikodu üzerine birtakım istismar yapıldığı
ortada. (CHP sıralarından gürültüler)
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Ne istismarı oluyor?
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Ne istismarı var?
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Ne istismarı var canım!
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Değerli arkadaşlar, şimdi
Sayın Gençin sorularından başlayayım.
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Sayın Bakan, sen soruların cevabını ver önce.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Sınır fiziki güvenlik sistemi,
değerli arkadaşlar, tel çit, iz tarlası, hareket sensörleri, yer
altına döşenecek sensörler, termal kameralar gibi teknolojik
sistemlerle tesis edilmektedir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ne
kadar edilmiş?
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Sınır fiziki güvenlik sisteminin
tesisinde ve güvenliğin sağlanmasında Genelkurmay
Başkanlığı yetkilidir. Bu nedenledir ki kanunda
mayınlı alanların hangi öncelikle ihale edileceği konusu
Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve
Maliye Bakanlığının mutabakatıyla belirlenecektir.
Dolayısıyla güvenliğin tesisinde en ufak bir zafiyet söz konusu
olmayacaktır. Kanun burada son derece açıktır değerli
arkadaşlar.
Mayınlı alanlarda
bulunan mülkiyeti gerçek ve hazine dışındaki tüzel kişilere
ait taşınmazların yüz ölçümüyle ilgili bir soru soruldu.
Değerli arkadaşlarım,
mayınlı alanlar yaklaşık olarak 216 bin metrekaredir; bunun
189.724 -yaklaşık olarak söylüyorum- metrekarelik kısmı
hazineye ait, geriye kalan 25.723 metrekarelik alanın 12.979 metrekaresi Suriye
uyruklu şahıslara, 7.096 metrekaresi Tarım İşletmeleri
Genel Müdürlüğüne yani TİGEMe, 5.646 metrekaresi ise Türkiye
Cumhuriyeti Devlet Demiryollarına aittir. Yani mayınlı
alanların yaklaşık yüzde 88i hazineye, yüzde 12si gerçek ve
hazine dışındaki tüzel kişilere aittir.
Ottawa Sözleşmesi sadece
Suriye sınırlarımız için mi geçerlidir sorusu vardı.
Tabii ki 2014 yılına kadar bütün mayınların Türkiye'miz,
yani ülkemiz tarafından temizlenmesi taahhüt edilmiş.
ALGAN HACALOĞLU
(İstanbul) Sayın Bakan, verdiğiniz rakamlar yanlış.
216 bin metrekare 216 milyon metrekare...
BAŞKAN Sayın
Hacaloğlu, lütfen efendim.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) 216 milyon
Pardon, dönüm demek
istemiştim.
ALGAN HACALOĞLU
(İstanbul) Yani arada 1.000 kat fark var. Ne konuştuğunuzun
farkında değilsiniz.
BAŞKAN Sayın
Hacaloğlu, lütfen efendim.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Maliye Bakanlığının
sadece Suriye sınırında bulunan mayınlı alanın
temizleme ve ihale işlemlerini yürütme görev ve yetkisi Bakanlar Kurulu
kararlarına istinaden verilmiş olup, diğer bölgelerdeki
mayınlı alanların temizlenmesi Maliye Bakanlığına
verilmiş bir görev ve yetki dâhilinde değil.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bunlar temizlenmeyecek mi Sayın Bakanım? Sözleşme gereği
onların da temizlenmesi lazım.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Onların da uluslararası
anlaşmaya göre tabii ki temizlenmesi lazım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kim
temizleyecek?
ŞENOL BAL (İzmir)
Niye öncelik oraya?
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Değerli arkadaşlarım, onu da
zamanı gelince Hükûmetimiz karar verecektir temizletilmesi konusunda.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ne
zaman?
ŞENOL BAL (İzmir)
Aynı kanun içinde olsaydı.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Şimdi, mayından temizlenen
topraklar AB normlarında -yani 130 dönüm- kaç aileye
dağıtılabilir? Bu arada AB normları benim bildiğim
kadarıyla 180 dönüm civarında ama 130 dönümü dahi esas alırsak
yaklaşık 1.600 aileye dağıtılabilir.
Daha önceki dönemlerde toprak
reformları çerçevesi içerisinde bu türden toprak tahsisi yani arazi tahsisi
yapılmış ama maalesef tarımda ölçek anlamında bu
bölgede önemli bir iyileşme sağlanmadığı da
ortadadır.
Burada organik tarıma
Yani organik tarım yapılabilir mi, kooperatifler bir araya gelebilir
mi türünden birtakım sorular var. Tabii ki burada, mayınların
temizlenmesi sonrasında, üretim tekniğinin belirlenmesi bence ancak
temizlenmeden sonra doğru olur çünkü o nedenledir ki yasa
taslağında da zaten organik tarım yerine tarımsal
faaliyet ifadesi kullanılmış. Eğer temizlenen alanda
organik yapılması mümkünse tabii ki yapılması daha
doğru olur çünkü bu, katma değeri yüksek bir faaliyettir, o
şekilde yapılacaktır.
Değerli arkadaşlar,
bu maddede hizmet alımı esastır ve bu bölgedeki bütün yer
altı kaynaklarına ilişkin bütün düzenlemeler zaten
yapılmıştır, bu amaç maddesine dahi
taşınmıştır. Yani Petrol Kanunu, madencilikle ilgili
kanun bütün bunlar, bu hususlar öncelikli olarak geçerlidir.
Dolayısıyla, başka türlü bir mülahazada bulunmak, başka
türlü bir değerlendirmede bulunmak için yani ya kanunu okumamak lazım
ya da kötü niyetli olmak lazım burada.
Değerli arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
3üncü maddeyi kaldırın o zaman!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kötü
niyetli olanlar belli.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakanım, tamamlayın efendim konuşmanızı.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Onun için, değerli
arkadaşlarım, burada kanun son derece açık. Kanunda hiç kimseye
peşkeş çekildiği yok.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Açık, açık!
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Yabancılara açık!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yabancılara açık!
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) - Arazi bir kere satılmıyor. Arazi,
değerli arkadaşlar, arazi satılmıyor burada.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Ayırın Sayın Bakan, ayırın. Mayın temizliği
ile tahsisi ayırın o zaman!
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) - Öncelikli olarak biz ne
yapacağız? Hizmet alımına gideceğiz, bunu daha önce de
tekrarladım. Ondan sonra değerli arkadaşlar
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Mayın temizleme hizmeti açın efendim.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Değerli arkadaşlar, kanun son
derece açık.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hiç
açık değil!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yabancılara açık!
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Burada, başka türlü bir mülahazada
bulunmak için dediğim gibi- ya kanunu okumamış olmak lazım
ya da
Satılmaktan bahsediyor arazilerin, böyle bir şey söz konusu
değil ki.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
3
3
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) - Arazi satılmayacak değerli
arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kırk dokuz yıllığına vermek satmaktan beter zaten!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Madde üzerinde sekiz
önerge vardır. Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasında geçen gerekli görüldüğü ibaresinin gerekli ve
faydalı görüldüğü olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasında geçen uygulanmasına ilişkin ibaresinin
uygulanmasıyla ilgili olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında geçen çalışmasına ilişkin
ibarelerinin çalışmasıyla ilgili olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesinin
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
Cümle: Ancak bu madde
gereğince satılacak arazilerin % 10undan fazlası
yabancılara satılamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti
Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısı nın 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk
İzmir
(1) Mayın temizleme
işi, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu ihale Kanunu
hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın almak
suretiyle yaptırılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Kanun Tasarısının 2 nci maddesinin
beşinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mehmet
Şimşek
Maliye
Bakanı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 2 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Orhan Ziya Diren |
Sacid Yıldız |
Şevket Köse |
|
Tokat |
İstanbul |
Adıyaman |
|
Hulusi Güvel |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Ali İhsan Köktürk |
|
Adana |
Malatya |
Zonguldak |
|
|
Enis Tütüncü |
|
|
|
Tekirdağ |
|
Madde 2- Mayın temizleme
işi, Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay
Başkanlığı tarafından yapılır veya 4.1.2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre yaptırılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Kanun Tasarısının 2. maddesinin
Anayasaya aykırı olmasından dolayı tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Nevzat Korkmaz |
Mehmet Şandır |
Behiç Çelik |
|
Isparta |
Mersin |
Mersin |
|
K. Erdal Sipahi |
Mehmet Günal |
Rıdvan Yalçın |
|
İzmir |
Antalya |
Ordu |
BAŞKAN Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, kıymetli milletvekili arkadaşlarım;
görüşülen tasarının 2nci maddesinin Anayasamızın
138inci maddesine aykırı olduğu iddiasıyla Milliyetçi
Hareket Partisi adına Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunmuş olduğumuz önerge
hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime, öncelikle AKP
yönetiminin yapıyor olduğu bir büyük ve telafisi mümkün olmayan
yanlışa, milletvekili, yani bir birey olarak ortak olmamanız
gerektiğini hatırlatarak başlamak istiyorum, çünkü
evlatlarınıza Ne yapalım, partimiz öyle istemişti.
mazeretinizi anlatamaz, bugün vicdani kanaatinize göre hareket etmediğiniz
için yarın onların vicdanlarında mahkûm olursunuz.
Değerli milletvekilleri,
ismi ne olursa olsun sizler de bunun farkındasınız ki bir
partinin söylediği her şey doğru olmadığı gibi,
her söylediği yanlış da olmaz. Milliyetçi Hareket Partisinin
geçen haftadan beri sürdürdüğü tasarıyla ilgili muhalefeti samimidir
ve milletimizin geleceği kaygılarını
taşımaktadır. Her türlü siyasi mülahazanın
dışında bu kaygılar haklı olabilir mi? diye
düşünmek, bırakın milletvekili duyarlılığını,
özellikle sorumlu bir birey ve entelektüel
duyarlılığını gerektirmektedir.
Yönetimimiz ve grup
adına konuşan hatiplerimiz de defalarca belirtti, bu tasarı ülke
geleceğini doğrudan ipotek altına alacak hususlar içermektedir
ve biz bu sıkıntıların giderilmesini istemekteyiz. Yoksa
buradaki hiçbir parti grubu Mayınları temizlemeyelim, arazileri
üretime açmayalım. demiyor, temizledikten sonraki döneme yönelik
haklı eleştirilerimiz var.
Değerli AKPli
milletvekili arkadaşlarım, inanıyorum ki,
vicdanlarınızla baş başa kaldığınızda
sizler de bu hususlara hak veriyorsunuz, fakat parti disiplini, maalesef, bu
gerçekleri dillendirmenizi engelliyor. Ancak, unutmayalım ki, burada, bu
tasarı için kalkan her parmak yarın milletimizce ayrı ayrı
değerlendirilecektir. Bu yüzden, lütfen ama lütfen, âdeta bir futbol
takımı tutarmış gibi parti tutuculuğundan vazgeçmenizi
istirham ediyorum.
ERTEKİN ÇOLAK (Artvin)
Onu siz yapıyorsunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
İçinizde hukuk eğitimi almış arkadaşlarımız
var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Dinleyeceksiniz
arkadaşım.
ERTEKİN ÇOLAK (Artvin)
Dinlemeyeceğiz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
İçinizde hukuk eğitimi almış arkadaşlarımız
var, pekâlâ onlar da iyi biliyor. Görüşülen tasarının tümü
olduğu gibi 2nci maddesi de Anayasamıza aykırıdır.
Yarın bu tasarı Anayasa Mahkemesine götürüldüğünde, orada,
Anayasaya uygun bulunmadığından dolayı, muhtemeldir ki,
iptal edilecek. Ne diyor Anayasanın 138inci maddesinin dördüncü
fıkrası, dikkat edin lütfen: Yasama ve yürütme organları ile
idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır.
Danıştayımız
13. Dairesinin bu tasarıyla ilgili 2007/3295 esas sayılı bir
kararı vardır. Bu kararda denilmektedir ki: Mayınlı
sahanın temizlenmesi ile temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması işleminin aynı istekli tarafından
karşılanması mutat olmadığı için söz konusu
işlerin bir ihalede toplanması 2886 Sayılı Kanunun 2 nci
maddesine uygun olmadığı gibi, mayınlı arazinin
temizlenmesi ve temizlenen arazinin tarımsal amaçlı kullanılması
ihtiyaçlarının en iyi şekilde ve uygun şartlarda
karşılandığı da söz konusu edilemeyeceğinden,
anılan iki ihtiyacın bir ihaleyle karşılanması hukuken
ve işin niteliği icabı mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle
-son paragrafından- Bakanlar Kurulunca yürütmenin durdurulması
isteminin reddine -dikkat edin lütfen- oy birliğiyle -oy çokluğuyla değil, oy
birliğiyle- söz konusu kararnamelere dayalı olarak Maliye
Bakanlığı tarafından düzenlenen ihale şartnamelerinin
yürütülmesinin durdurulmasına yine oy birliğiyle karar verildi.
Şimdi, diyebilir
misiniz, Danıştayın bu kararı yasamayı
bağlamamaktadır? Eğer
demokratik devlet hukuk devleti ilkesiyle bütünleşmiyor ise
demokratikliğin sadece kâğıt üzerinde kalacağı
aşikârdır.
Tabii ki, yönetimin hukuk
devleti çerçevesinde yürütülmesi sorumluluğu iktidara aittir. İktidar
partisi, AKP Grup yönetimi bunun bilincinde midir? Maalesef, hayır
diyeceğim.
Bakın, AKPnin Grup
Başkan Vekili Sayın Bekir Bozdağın bu çatı
altında geçen hafta sarf ettiği söze: Danıştay kararı
yanlıştır. Size göre öyle. Ona göre başka bir
düşünce. Bana göre de doğrudur. Ne olacak şimdi? Hani Anayasa
emrediyordu mahkeme kararının yasama organını da
bağladığını. Üstelik bu sözü sarf eden, maalesef
hukukçu bir milletvekili. Bu hassasiyete en çok duyarlı olması
gereken insanlardan biri. Yargı kararının hafife
alınmaması gerektiğini, uluorta yüksek yargı
kuruluşunun eleştirilmemesi gerektiğini bilmesi lüzum edenlerden
biri.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Korkmaz, konuşmanızı tamamlayınız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
Bu hususu bilmiyor ise vahim, biliyor da bilmezlikten geliyorsa daha da vahim.
Sayın Bozdağ, bu
sözünüzü geri almalısınız; herkes bu Meclisi izliyor; almaz
iseniz, ne vatandaşlara hukuk devletine saygı
çağrılarınız dikkate alınacak ne de adaleti, hukuk
devletini ve işinize gelen mahkeme kararlarını savunurken bu
millet sizi samimi bulacaktır.
Adaletin herkese lazım
olduğunu unutmayacaksınız. Anayasa Mahkemesinde kapatılma
korkusu yaşadığınız o günlerde herkesten hatta Avrupa
Birliğinden bile medet umarak yaptığınız adalet
talebinizi bu millet unutmuş değildir.
İşinize
geldiği zaman yüce mahkeme, gelmediği zaman öcü mahkeme. Mahkemelerin
bağımsızlığına ve
tarafsızlığına gölge düşürecek beyanlardan
kaçınacaksınız. Özellikle hukukçu bir milletvekili olarak
sürekli karşınıza çıkarılabilecek bu
konuşmaları yapmayacaksınız. Danıştay
kararını fütursuzca eleştiren bu sözler ümit ederim ki, dil
sürçmesi olsun ve bu da bu kürsüden düzeltilsin.
Bu düşüncelerle, bu
tasarının ve özellikle 2nci maddesinin Anayasaya aykırı
olduğunu söylüyor
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) -
AKP Grubunu bu yanlıştan dönmeye davet ediyor, hepinize
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bozdağ.
Arkadaşlar, lütfen
sükûneti sağlayalım.
Buyurun.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, Sayın Hatip konuşmasında
ismimi de ifade ederek birtakım değerlendirmede bulunmuştur.
Uygun görürseniz bir açıklama yapayım, sataşma var cevap vermek
istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, iki dakika içerisinde Sayın Korkmazın söylediği
ifadelere açıklık getiriniz.
Buyurun efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Isparta Milletvekili S. Nevzat
Korkmazın şahsına sataştığı iddiasıyla
konuşması
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta
burada Danıştay kararıyla ilgili bir değerlendirmede
bulundum. Benim değerlendirmem doğru bir değerlendirmedir.
Neden? Mahkeme kararları eleştirilmez. diye bir kural, kaide
Anayasada yok, hiçbir yerde de yok. Mahkeme kararlarına uyulması
ayrı şey, bağlayıcılığı ayrı
şey, onun yanlış olduğunu, Anayasaya aykırı
olduğunu söylemek ayrı şey; bunu birbirinden ayırt etmek
lazım. Daha geçenlerde Anayasa Mahkemesi Başkanı, daha
evveliyatında Danıştayın, Yargıtayın sayın
başkanlarının adli yıl veya kuruluş yılı
açıklamalarına şöyle bir bakılırsa mahkeme
kararlarının eleştirilebileceğinin en yüksek perdeden
söylendiğine herkes şahit olur. Mahkeme kararları
eleştirilmez değil, bu bir.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
Sizin de eleştirmediğiniz mahkeme kararı var mı!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) İki: Neden ben Anayasaya aykırı. dedim; onu da
ifade etmek isterim.
Anayasanın 125inci
maddesinin dördüncü fıkrası der ki: Yargı yetkisi, idarî eylem
ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile
sınırlıdır. Yargı yetkisi, idari eylem ve
işlemin hukuka uygunluğunu denetlemekle
sınırlıdır. Sınır çizmiş. Devam ediyor:
Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak
yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve işlem
niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı
kararı verilemez. Çok net. Kamu yararını Danıştay
takdir edemez. Böyle bir yetkisi yok. İdarenin takdir edeceği bir
şey, kamu yararı nedir, ne değildir. Danıştay idarenin
takdir ettiği bu yarar Anayasa ve yasalarda gösterilen şekil ve
esaslara uygun mudur, değil midir, bunu yapar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yaz
da ver bari, yaz da eline ver yargının!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Yoksa, köprüye zam yaptınız
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Bozdağ, yanlış biliyorsun! Meclisi yanlış
yönlendiriyorsun, idari davalarda o takdiri yapar!
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İdari davalarda var bu!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın Bozdağ
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan, bir cümle
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, son cümlenizi alayım.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Sayın Başkanım, bitiriyorum.
Kamu yararını
takdir, idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıran ve Anayasanın
koyduğu bir yasaktır. Danıştay, maalesef, uzunca bir
zamandır, idarenin takdir yetkisini hiçe sayan bir sürü karar
vermiştir. Ben bunu söyleyeceğim; bu kürsüde söylemek benim
vazifemdir. Hukukçular bunu söyleyecek. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Bırakın canım, bir de alkışlıyorsunuz!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) - Saygılarımı sunuyorum (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, şimdi çok vahim bir hata
yapılıyor burada. Sayın Bozdağ kamu yararıyla ilgili
hususu verdiği zaman, kamu yararıyla ilgili herhangi bir karar
alamayacağını söylüyor. Kamu yararıyla ilgili kararı
yürütme alabilir ama bunun yerinde olmadığına ilişkin
denetim yargının denetimindedir.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Yerindelik denetimi
OKTAY VURAL (İzmir)
Yerindelik görmeyebilir. Yani böyle bir şey olabilir mi? Yanlış
bilgilendirmeyin.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Vural, yerindelik denetimi ile hukukilik denetimini
birbirinden ayırmak lazım.
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, Sayın Vural
Arkadaşlar
OKTAY VURAL (İzmir)
Mahkemenin denetimine tabi.
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, lütfen efendim, oturunuz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Bir sürü kamulaştırmayla ilgili hususlar iptal edilmiştir.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) İşte Anayasayı
OKTAY VURAL (İzmir)
Hep öyle kanun yapıyorsunuz, onun için zaten sıkıntı
çıkıyor.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Hiç alakası yok. Kamu yararını mahkeme takdir edemez.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Şandır ve arkadaşlarının
önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.- Y O K L A
M A
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yoklama istiyoruz.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Geçti Sayın Başkanım.
BAŞKAN Arkadaşlar
lütfen
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) - Oylamaya geçtikten sonra
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Hayır
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Orada var kardeşim, oraya verdik.
BAŞKAN Evet
arkadaşlar, 20 kişiyi arayacağım: Sayın Anadol,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Özcan, Sayın Köse, Sayın Özkan,
Sayın Çakır, Sayın Tütüncü, Sayın Emek, Sayın Baytok,
Sayın Ağyüz, Sayın Akıncı, Sayın Hacaloğlu,
Sayın Seçer, Sayın Bingöl, Sayın Kulkuloğlu, Sayın
Paçarız, Sayın Kaptan, Sayın Ersin, Sayın Durgun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, ad okumak suretiyle yoklama yapın; millet de hangi
milletvekili burada, hangisi yok, anlasın.
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekilleri, önergenin oylamasından önce bir
yoklama talebi vardır. Yoklama talebinde bulunan yirmi milletvekili arkadaşımızın
ismini tespit ettim ben, bu arkadaşlarımız
Biraz sonra
yapacağımız oylamanın şeklini şimdi
belirleyeceğim.
Evet, yoklamanın
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, ad okumak suretiyle yoklama yapın.
BAŞKAN Hayır
efendim, niye ad okuyarak yoklama yapayım?
Evet, elektronik oylama
cihazına girmemelerini rica ediyorum.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 2 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Madde 2- Mayın temizleme
işi, Millî Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay
Başkanlığı tarafından yapılır veya 4.1.2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre
yaptırılır.
BAŞKAN Sayın
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, buyurun efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; değerli arkadaşlar, Maliye Bakanlığı
ne zamandan beri acaba mayın kaldırıyor, mayın
döşüyor? Ne zamandan beri mayın döşüyor Maliye
Bakanlığı, ne zamandan beri arkadaşlar?
OKTAY VURAL (İzmir)
Yedi yıldan beri ekonomiyi mayınladılar zaten.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın Millî Savunma Bakanı, bu görev
sizindir, bu görev sizindir. Genelkurmay Başkanlığı bu
görev sizindir. Bu mayınları nasıl döşediyseniz
bunları temizlemek de Maliye Bakanlığına düşmez,
Maliye Bakanına düşmez arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Önce iktidara gel, sonra yaparsın.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Bırak sen, otur oturduğun yerde!
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Önce iktidara geleceksin.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Otur, otur oturduğun yerde!
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Önce iktidara gel, sonra yaparsın.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Otur, otur oturduğun yerde!
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu,
lütfen
Sayın Aslanoğlu
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Sen Bakanın yerine geç otur.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Otur oturduğun yerde! Her zaman böyle
yapıyorsun.
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Bakanın yerine geç otur.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ben burada Maliye Bakanlığına, yüce
bürokrasisine acıyorum.
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Terbiyesiz!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Terbiyesiz deme.
Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, el koyar
mısınız?
BAŞKAN Bakarım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Terbiyesiz senin gibi
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ayıptır yaptığın.
BAŞKAN - Sayın
Aslanoğlu, lütfen
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Ben
bakacağım efendim, siz konuşmanızı tamamlayın.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Durdurun süremi efendim.
BAŞKAN Efendim, devam
edin konuşmanıza, eklerim ben sürenize.
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) O Bakana elinle böyle böyle yapamazsın, o, Türkiye
Cumhuriyetinin Millî Savunma Bakanıdır.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Evet, benim Sayın Bakana saygım
vardır.
Değerli milletvekilleri,
Yüce Divana gönderecek başka bir bakanlık bulamadınız da,
onurlu, şerefli Maliye Bakanlığının
bürokratlarını mı acaba ileride Yüce Divana göndereceksiniz.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Hiç endişe etme.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, ben burada Millî
Savunma Bakanlığını, Genelkurmay
Başkanlığını görevlerine sahip çıkmaya davet
ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
bir mecliste kanun yapılırsa hangi el, hangi hikmet Millî Savunma
Komisyonunu
Millî Savunma Komisyonu niye toplanmadı arkadaşlar bunu
sorsanıza ya.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Kaçırdılar.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Bu kanun kimin kanunu arkadaşlar. Bu Kanun
Millî Savunma Komisyonunun kanunu değil mi? Bunun oradan geçmesi
gerekmiyor mu? Niçin oradan geçirmediniz?
RECEP KORAL (İstanbul)
İhale kanunu ihale
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Genelkurmay yazı yazmış Ben yapamam bu işi
demiş.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Genelkurmayın böyle bir yazısı yok.
Genelkurmay, sizin
Sayın Bozdağ, Genelkurmay diyor ki: Benim araç
ve gerecim yok, araç ve gereç verirseniz ben bunu yaparım. Sayın
Bozdağ, lütfen, okuduğunuz yazıda bunu da söyleyin.
Değerli milletvekilleri,
Genelkurmay Başkanlığı nasıl döşediyse aynı
şekilde temizlemek görevi onundur. Burada Genelkurmay
Başkanlığını bu ülkenin sorumluluğu
açısından sorumluluğa davet ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
İkincisi, kimin
malını kime veriyorsunuz? Bu mal kimindi?
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Kimseye satmıyoruz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Kimden aldınız bu malları? Kimin
malını kime veriyorsunuz ya siz? Kimin malını veriyorsunuz?
Oradaki yöre halkının malı değil mi arkadaşlar bu mal?
Bu mal kimin malı?
RECEP KORAL (İstanbul)
Türkiye Cumhuriyetinin.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Önce benim malımı bu ülke uğruna
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Kime satmışız?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) -
ülkenin bölünmez bütünlüğü için, ülkenin
emniyeti için aldıysanız, seve seve o yöre insanı bu malı
verdiyse, önce bana vereceksiniz bana, mal benim, mal sizin değil, mal
benim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Evet, o yöre
insanı size seve seve onu verdi arkadaşlar, seve seve verdi, ülkenin
savunması için verdi. Şimdi bunu kaldırıyorsanız önce
benim malımı verin arkadaş. Başkasına bu malı
satamazsınız. Bana teklif etmek zorundasınız.
Değerli milletvekilleri
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Malatyayla alakası yok ki bunun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Beyefendi, sen git Adıyamanda konuş,
tamam mı? Sen git Adıyamanda konuş. Sen Adıyamanda
konuş.
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Sen de Malatyada konuş.
FERİT MÜVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Senin vicdanın elveriyorsa
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Veriyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Vicdanın elveriyorsa o zaman git başka
yerde konuş.
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Burası benim malım, ben burada
konuşacağım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Sayın milletvekilleri
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Mayınlar senin malın oluyor da burası benim
malım olmuyor mu!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Evet, evet.
O benim, o yöredeki
insanların ülkenin bölünmez bütünlüğü için, ülkenin emniyeti için dün
seve seve verdiği bu malı bir başkasına vermek hiç kimsenin
yetkisinde değildir arkadaşlar. Önce o insanların malını
verin, o insanların malını verin.
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Şu anda kim kullanıyor?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Aldınız, aldınız. Mal o
insanlarındır, önce o insanlara teklif edeceksiniz.
Şu yüce Mecliste
Mayın temizlenmesin. diyen bir tek kişi var mı
arkadaşlar? Bir tek insan var mı?
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Kim temizledi? Şimdiye kadar niye temizlemediniz? Bunca
gündür niye temizlenmedi?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Burada, ulusal çıkarları korumak
adına, ülkenin bölünmez bütünlüğü açısından görev
Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma
Bakanlığınındır. Onlar elini taşın
altına koyacaklar, yoksa birilerine ihale etmek üzere bu iş olmaz
kardeşim.
FEHMİ HÜSREV KUTLU
(Adıyaman) Olur, olur. Calp de
Olmaz. diyordu!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Lütfen, ülkenin eğer çıkarını
düşünüyorsanız
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, buyurun, tamamlayınız efendim
konuşmanızı.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ve burada birilerine laf atmak da Terbiyesiz.
demek de o kişinin demek ki benim kadar
Ben çok terbiyeliyim ama sizin
terbiyenizi gösterdi.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Siz de Bakana terbiyesizlik yaptınız.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Kimin terbiyesiz olduğunu ben sana
göstereceğim! Kimin terbiyesiz olduğunu göstereceğim sana!
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Bakandan özür dile.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Göstereceğim sana! Senin bu iki oldu. Haddini
bildireceğim sana!
Sayın
Başkanım, çıkıp özür dilemezse
(AK PARTİ
sıralarından Yeter be! sesi)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti
Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Harun
Öztürk
İzmir
(1) Mayın temizleme
işi, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu
hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın almak
suretiyle yaptırılır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
tasarının 2nci maddesiyle ilgili vermiş olduğum
değişiklik önergesi nedeniyle söz aldım. Şahsım ve
Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının 2nci
maddesi mayın temizleme işinin öncelikle Kamu İhale Yasası
hükümlerine göre Maliye Bakanlığınca hizmet satın almak
suretiyle yaptırılacağını hükme
bağlamaktadır. Bu hükmün uygulanma biçiminin tereddüde yer vermeyecek
bir biçimde açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Mayın temizleme işinin Kamu İhale Yasasına göre hangi
usulle ihale edileceği konusunda Hükûmet öncelikle Türkiye Büyük Millet
Meclisine bilgi sunmalıdır. Anılan yasanın öngördüğü
açık ihale usulü, belli istekliler arasından ihale usulü ve
pazarlık usullerinden hangisiyle ihale işlemine başlanılacaktır?
Tasarıya konu mayın temizleme işinin ihalesine daha önce de
uygulanan belli istekliler arasında ihale usulüyle başlanması
kaçınılmaz görünmektedir. Çünkü mayın temizleme işi
uzmanlık ve ileri teknoloji gerektirmektedir. Bu nedenle, işe herkesin
katılacağı açık ihale usulüyle başlanması mümkün
değildir. Belli istekliler arasında ihale usulü kullanılarak
yapılacak ihalenin sonuç verebilmesi için davet edilecek aday
sayısının beşten, verilen teklif sayısının
da üçten az olmaması gerekmektedir. Teklif veren istekli
sayısının üçten az olması nedeniyle ihalenin iptali
durumunda ön yeterliliği tespit edilen bütün istekliler arasında
tekrar davet edilerek ihale sonuçlandırılabilir. Buna rağmen
ihale sonuçlandırılamaz ise pazarlık usulü kullanılarak ihalenin
sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bunları şunun için
bilgilerinize sunma ihtiyacı duydum: Yukarıda saydığım
yollar tüketilmeden tasarıyla öngörülen tarım arazilerinin
işletilmesi karşılığında ihale yöntemine
geçilememelidir.
Değerli milletvekilleri,
Kamu İhale Yasasına göre sonuçlandırılamayan mayın
temizleme işinin tasarıya göre Devlet İhale Yasası ve Kamu
İhale Yasası hükümlerine tabi olmaksızın ihale edilirken
ihale konusu işin kapsamının genişletilmekte olduğuna
da dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Lütfen, 2nci maddenin birinci
fıkrasını dikkatle ve tekrar tekrar okuyunuz. Söz konusu
fıkraya göre, hazineye ait alanlar ya da Maliye
Bakanlığınca idare edilen mayından temizlenecek alanlar
işletilmek üzere verilecektir.
Başka? Müstakil
kullanımı mümkün olmayan ve taşınmazlarla bütünlük
teşkil eden hazineye ait diğer taşınmazlar da
işletilmek üzere verilecektir.
Başka? Diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar da işletilmek
üzere verilecektir.
Görüldüğü gibi, bu
düzenleme, mayından temizlenen alan dışında hazineye ve
diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait
taşınmazların da tarımsal amaçla işletilmek üzere
mayın temizleme işi karşılığında kırk
dört yıllığına verilebileceğini hükme bağlamaktadır.
Hatta, duruma göre, kamu kurum ve kuruluşlarına ait
taşınmazlar için devlet ayrıca kamulaştırma bedeli
ödemek zorunda dahi kalabilecektir.
Değerli milletvekilleri,
1inci maddedeki önergemiz reddedildiğine göre niye diğer maddelerde
paralel önergeler vermeye devam ettiğimizi sorabilirsiniz. İç
Tüzükün verdiği tekriri müzakere hakkını kullanarak önceki maddeler
için de yanlıştan dönme imkânı yaratmak için bu yöntemi
benimsediğimi ifade etmek istiyorum.
Yanlıştan
döneceğiniz ümidiyle, yüce heyetinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı yasa tasarısının 2 nci maddesinin
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
Cümle: Ancak bu madde
gereğince satılacak arazilerin % 10undan fazlası
yabancılara satılamaz.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Genç, konuşmanızı yapmak üzere buyurun, ama burada
satışla ilgili hiçbir hüküm yok, maddeye dikkat ederseniz
KAMER GENÇ (Tunceli) Tahdit
koyduk
BAŞKAN
Bakınız, önergenizde siz satıştan bahsediyorsunuz.
Dolayısıyla, olmayan bir şeyle ilgili önerge veriyorsunuz.
Buyurun açıklayın.
KAMER GENÇ (Tunceli) Tahdit
koyduk, çünkü bu Hükûmetin ne yapacağı belli olmaz.
BAŞKAN Bir atlama
olmuş orada.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada tabii 205 bin
dönümlük arazi çıkıyor ortaya. Bu arazileri, tabii, yani kırk
dört yıllığına, bana göre, yabancı bir şirkete
vermekle satmak arasında bir fark yok.
Şimdi, evvela, dün,
İstanbulda rahmetli Türkan Saylanın cenazesine katıldım.
Hakikaten çok saygıdeğer bu yüce insanın cenazesine yüz binlerce
insan katılmıştı. Kendisine Tanrıdan rahmet
diliyorum. Ama, AKPli bir bakanın, orada, bir yetkilinin
olmamasından da üzüldüm. Bir tarikat şeyhi olsaydı bütün Hükûmet
sırayla oradaydı, ama Türkan Saylan gibi Türk eğitimine, Türk
tıbbına bu kadar büyük bir hizmet etmiş ve dünya çapında
çok saygıdeğer bir kişiliği olan hele bu kişinin
giderken bir cenazesine katılmamak bence hakikaten Türkiyeyi yönetenler
için çok büyük ayıp ve hakikaten Türkan Saylan Türkiye için çok yüce bir
değerdi ve sizin zamanınızda da kendisine yapılan o
gerçekten insanlık dışı muameleden dolayı bence AKP
Hükûmetinin Sayın Türkan Saylanın ailesinden de özür dilemesi
lazım ve beyler, bir cenazeye yüz binlerce insan katılıyorsa,
eğer bir memleketin Hükûmeti ona hiçbir ilgi duymuyorsa zaten o memleketi
yönetecek bir hükûmet yok. Bunu böyle anlamak lazım. Ama hakikaten Türkan
Saylana Türk halkı o verdiği saygıdeğer hizmetten dolayı
meydanlarda karşılığını verdi. Yeri cennettir,
ben inanıyorum. Yani çok taraflı bir Hükûmet olamaz. Ben işte
dediğim gibi Boluda bir tarikat şeyhi ölüyor, oraya Tayyip Bey
gidiyor. Vali gelip de tarikat şeyhinin, efendim, cenazesine gitmedi diye
vali görevinden alınıyor. Ama burada bu kadar büyük bir, halkın
sevgilisi olmuş bir yüce insanın cenazesine hiç kimse
katılmıyor.
Neyse, değerli
milletvekilleri, yani şimdi Türkiye hepimizin. Aslında
insanların heyecanlarının da, sevinçlerinin de, kederlerinin de
müşterek olması lazım. Ancak böyle bir memlekette
barış olur, huzur olur, insanlar birbirini sever. Bunun baş
sorumlusu da Hükûmeti yöneten insanlara ait olması lazım, bunun
göstergesi ona ait olması lazım. Ama işte sen ve ben, onlar
ve bizler kelimesi maalesef şey ediyor.
Şimdi Sayın
Başkan dedi ki: Burada satış yok da
Şimdi burada tabii
yüklü bir arazi çıkıyor ortaya. Bu yüklü arazinin -ileride bu
Hükûmetin ne yapacağı belli olmaz- efendim, satabilir de. Diyoruz ki:
Efendim, eğer satılırsa bu, hiç olmazsa yüzde 10undan
fazlası yabancılara satılmasın. İşte demin de
dedim, biraz önceki yaptığım konuşmada. İşte
Turgutluya gittim. Orada işte Çal Dağları gibi, çok, gerçekten
hele o Yunanlılar oraları işgal ettiği zaman o Manisa
halkının sığındığı o güzelim
dağlar bir İngiliz şirketine kiraya veriliyor maden aramak için,
uzun dönemli ve aynı zamanda da sülfürik asit fabrikası kurma yetkisi
veriliyor oraya. O fabrika oraya kurulduğu zaman, oraya o ruhsatı
vermek, oraya o fabrikayı kurmak, o madenleri İngilizlere vermek
kadar memleket duygusundan yoksunluk ifade eden bir şey olmaz değerli
milletvekilleri.
İşte böyle bir
hükûmet karşısında, elbette ki, kanunları yaparken biz de
bu Hükûmetin ileride yapabileceği şeyleri de düşünerek bunun
önlemini almak durumunda kalıyoruz. O nedenle bir önerge verdim.
Hakikaten, Turgutludaki o meydandaki o 5 bin tane vatandaşın o
heyecanını, o geleceğinin sürükleneceği o çölleşmeyi
görerek o meydanlara dolmasını gerçekten çok büyük bir, sevindirici
bir olay gördüm. Çünkü, değerli milletvekilleri, ülkenin toprakları
parayla satılmaz. İnsanların haysiyetleri ne kadar parayla
satılmıyorsa, ülkenin toprakları da parayla satılmaz.
İngiliz şirketine birileri birkaç tane tabii ki dolarlar verebilirler
ve bunun arkasında da, işte biraz önce de söyledim, Turgutlu Belediye
Başkanı mecliste diyor ki: Efendim, ne yapalım,
Bakanımız tepkiler karşısında dayanamadı,
mecburen de seçimden sonra ruhsatı verdi. Yani böyle milleti kandırarak,
seçimden önce ruhsatı verme verme, ondan sonra, seçimden sonra çık,
milleti kandır. Bunlar iyi şeyler değil. Memleketi yöneten
insanların sağduyulu olması lazım, vatansever olması
lazım, bunun zamanı, hiçbir zaman seçimle veyahut da herhangi bir
olayla değişmemesi lazım.
Onun için, maalesef, devri
hükûmetiniz zamanında Türkiye Cumhuriyeti devleti çok kötü yönetiliyor,
Türkiye ekonomisi batağa gidiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla)
Sayın Başkan, bir dakikam var herhâlde.
BAŞKAN Buyurun,
konuşmanızı tamamlayınız efendim.
KAMER GENÇ (Devamla) Devri
hükûmetinizde, yani Allah rızası için, yani bir tane fabrika
yaptınız mı arkadaşlar? Bir tane fabrika,
işsizliği önleyen bir fabrika yaptınız mı?
NURETTİN AKMAN
(Çankırı) Binlerce
KAMER GENÇ (Devamla)
Yatırımı artıran, üretimi artıran, ülkeyi
dış güçlerin denetiminden ve emperyalizmin denetiminden kaldıran
bir hizmet yaptınız mı? Bir gösterin bana.
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Sattılar, sattılar.
KAMER GENÇ (Devamla) Yani
tamam, bir yol, belki bir duble yol yapmışsınız. Mesele
değil ki duble yol yapmak. İşte, geçen gün, ekonomiyi
teşvik adı altında, efendim, Jaguar arabalarının
ÖTVsini kaldırdınız. Yani böyle bir memleket bu düşünceyle
yönetilemez.
Ben önergemin kabulünü
istiyorum.
Sayın Başkan,
yalnız karar yeter sayısını da istiyorum efendim.
BAŞKAN Tamam.
Evet, sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Bakanım, söz
talebiniz var, buyurun efendim kürsüye. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın
Arınçın, bir bakanın tutumuyla ilgili olarak Turgutlu
Belediyesinin açıklamalarıyla ilgili, Hükûmetin tavrıyla ilgili
bir cevap hakkı var.
Buyurun.
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin partisine
sataştığı iddiasıyla konuşması
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Takriben yirmi dakika kadar
önce Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç, seçim bölgem Turgutluda olan
bir olayı nakletti ve bu olay sebebiyle eleştirinin de ötesinde
Hükûmetimizi itham eden birtakım sözler kullandı. Ben
tutanağın gelmesini bekledim. O sırada kendileri tekrar kürsüye
geldiler, konuyla hiç ilgisi olmayan şeylerden bahsettiler ve Turgutlu
olayını tekrar ettiler. Dolayısıyla 69uncu madde
gereğince Sayın Başkandan söz istemiştim, kendisine
teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
biraz önce yaptığı konuşma ve şimdi
tekrarladığı konuşmasında, Sayın Kamer Genç -o
bizim için sayın kelimesini hiç kullanmadı ama ben, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin saygınlığı açısından bir
milletvekiline sayın demeden hitap etmiyorum ve buna devam
edeceğim- Turgutluda bir mitinge katılmışlar, kendisini
özel davet etmişler, o mitingde Çal Dağında nikel madeninin
çalışmasıyla ilgili protestolar olmuş ve bununla ilgili
Hükûmetimizi itham ederken Siz İngiliz Hükûmetinin bakanları
mısınız yoksa Türk Hükûmetinin bakanları mısınız?
şeklinde, hicap duyduğum kelimeler kullandılar.
KAMER GENÇ (Tunceli) Kimse
yok mu Hükûmetin içinde?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) Lütfen dinleyin.
Aynı zamanda Turgutlu
Belediye Başkanının isminden bahsederek Kusura bakmayın, İngiliz
Büyükelçisi bastırdı, bizim de Bakanımız izin vermek
zorunda kaldı. gibi bir söz kullandılar. Ben biraz önce Turgutlu
Belediye Başkanımızı aradım. Bu mitingden onun da
benim de haberim vardı. Kendisi şu anda aramızda değil.
Milliyetçi Hareket Partimizin çok değerli bir milletvekili, sevgili
arkadaşım Sayın Ahmet Orhan da o mitinge katıldı,
Kamer Genç yalnız değildi.
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Belediye Başkanımızın
söylediği şudur, fevkalade
üzüldü ve şunu söyledi: Kesinlikle yalandır, iftiradır, ben
Kamer Gençi sadece televizyonlardan tanıyorum. Böyle bir
konuşmayı kendisine de yapmadım, hiç kimseye de böyle bir
şey söylemedim
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır, Belediye Meclisinde söyledi.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
Lütfen bana
tutanakları gönderin, ben kendisi hakkında yasal haklarımı
kullanacağım. Ama şunun bilinmesini istiyorum: Böyle bir söz
yalandır ve büyük bir iftiradır.
İngiliz Büyükelçisi
bastırdı da Çevre Bakanı izin vermek zorunda kaldı. sözünü
Sayın Başkan kabul etmiyorlar, ben de kabul etmiyorum.
İkincisi: Hükûmetim
adına böyle bir ithamı kesinlikle kabul edemem. Biz Türk milletinin,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin içinden çıkmış
bakanlarıyız ve Hükûmetiyiz. Bundan önceki Türkiye Cumhuriyeti
hükûmetlerinin bakanları gibi bizim de tek bir gayemiz var: Türk
milletinin ve ülkemizin çıkarlarını korumak. Biz Türk
Hükûmetinin, Türk milletinin bakanlarıyız. Bundan Sayın Gençin
de başkalarının da hiçbir endişesi olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz,
tamamlayınız Sayın Arınç.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) Bu madenle ilgili olarak bir
şey söyleyeyim: Bu yeni bir olay değil. Bu, beş yıldan beri
devam ediyor, yargı süreci içindeydi. Sivil toplum kuruluşlarından
birisi ÇED raporunun iptaliyle ilgili olarak idare mahkemesinde dava açtı.
İdare mahkemesinin davasında da bilirkişiler müttefiken, yani
hep beraber ÇED raporunun olumlu olduğu konusunda görüş bildirdiler,
idare mahkemesi de talebi reddetti, ÇED raporunu onayladı. İlgili
işlemler ancak mahkeme kararından sonra başladı.
Dolayısıyla Türkiyede faaliyet gösteren sadece buradaki bir maden
şirketi
İngiliz veya bir başka ülkeden olması önemli
değil, Türkiye'nin her yerinde yasalara göre kurulmuş, faaliyet
gösteren şirketler ve yabancı yatırımlar vardır.
Burada üç tane itham var.
İkisini cevaplandırdım: Biz Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin
bakanlarıyız. 2-3 milyar dolarlık bir yatırımı
5-10 milyon dolar dağıtmış olabilirler. diyor. Eğer
Sayın Kamer Gençin ithamı bilirkişi raporunu veren 3
kişiye ve bunu onaylayan mahkemeye aitse ben buradan da sayın
bilirkişilere ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakanım, lütfen konuşmanızı tamamlayınız
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
bu mahkeme heyetine
Sayın Gençle ilgili yapabilecekleri işlem konusunda bir ihbarda
bulunmak istiyorum.
Biz Türkiye'nin
gelişmesi ve kalkınması için ekonomik alanda faaliyetlerin
gösterilmesinden yanayız. Turgutludaki nikel madeniyle ilgili olarak da
Hükûmetimiz her türlü tedbiri almıştır. Lütfen
konuşmalarınızda eleştiri sınırını
aşarak hakaretlere girmeyin, sonra buna cevap vermek zorunda
kalırız.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Eleştiri sınırını aşan sensin!
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, efendim, biraz önceki konuşmacı dedi ki
BAŞKAN Biraz önceki
Sayın Bakan, evet, konuşmacı olarak söyledi, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Konuşmacı, herhâlde konuşmacı, başka bir şey
değil yani.
BAŞKAN
Konuşmacı da Sayın Bakan yani.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya,
neyse boş ver, Sayın Bakan
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli) Burada
mahsus benim konuşmamı çarpıtıyor. Ben ne
bilirkişileri kastettim ne hâkimleri kastettim.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Tutanaklar elimde!
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani
3-5 milyon fazla
Ben hâkimlere de saygılıyım,
bilirkişilere de saygılıyım. Ben dedim ki: Ruhsat vermek
için birileri aracılık yapabilir, para da alabilir. Yani bunda
bilirkişilerin, hâkimlerin ne şeyi var?
BAŞKAN Evet,
teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Benim
söylediğim laf: Belediye başkanı orada belediye meclisinde
konuşmuş. Arkadaşlar bana söylediler. Belediye Başkanı
böyle konuşmamışsa mesele yok. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani
Turgutluya, Sayın Arınç gitsin bakalım oraya. Gelseydi o da
mitinge katılsaydı.
BAŞKAN Sayın
Genç, teşekkür ederim efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Oradaki hanımlar demişler ki: 300 bin ağaç kesildi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, elinde ne bir kayıt
var ne bir belge var. O ona demiş
Dedikoduyla konuşuyor,
dedikoduyla hareket ediyor. sayın Başkan, böyle bir şey olur mu!
KAMER GENÇ (Tunceli)
Demiş ki efendim: Ağaç kesen, baş keser.
BAŞKAN Evet
Buyurun
Sakin olun!
KAMER GENÇ (Tunceli) Niye
orada öyle söylüyorsun, burada niye böyle konuşuyorsun?
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263) (Devam)
BAŞKAN - Diğer
önergeyi okutuyorum.
Buyurun efendim:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında geçen çalışmasına ilişkin
ibarelerinin çalışmasıyla ilgili olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, önemli bir konuydu bu, bu konuda bir açıklama yapsaydı iyi
olurdu!
BAŞKAN Buyurun.
Gerekçe: Yapılan teklif
ile maddede yer alan anlatım bütünlüğünün sağlanması
düşünülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Önerge sırası doldurmak için verilmiş.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu
önemli önergeleri müzakere etsek iyi olurdu Sayın Başkan!
BAŞKAN - Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasında geçen uygulanmasına ilişkin ibaresinin
uygulanmasıyla ilgili olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum
Gerekçe: Anlam netliği
sağlanması amaçlanmıştır.
OKTAY VURAL (İzmir)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
OKTAY VURAL (İzmir)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Bu önergeler naylon önergedir, tutanağa geçsin.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, naylon fatura gibi naylon önerge!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Naylon fatura gibi naylon önerge bunlar!
BAŞKAN Arkadaşlar,
lütfen
Birbirimizin önergeleriyle ilgili olarak, sayın grup başkan
vekilleri böyle ifadeler kullanmayalım. Milletvekilleri önerge veriyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Niye Hükûmet katılmıyor? İktidar partisi milletvekili veriyor,
Hükûmet katılmıyor. Naylon önerge!
BAŞKAN Neyse
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Sayın Başkanım
OKTAY VURAL (İzmir)
Yoktur, yoktur
BAŞKAN Efendim,
önergeyi oyluyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci
fıkrasında geçen gerekli görüldüğü ibaresinin gerekli ve
faydalı görüldüğü olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Bakan, siz katılın bari!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, belki önergeyi savunacak,
doğrudan gerekçeyi okutuyorsunuz!
BAŞKAN Buyurun.
Gerekçe: İbarenin
değiştirilerek anlamın uygulama açısından daha
anlaşılır hâle getirilmesi düşünülmektedir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Naylon deyince de kızıyorlar!
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Belki önerge sahibi konuşacak.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, önerge sahibine sormuyorsunuz.
BAŞKAN Hayır,
önerge sahibi yok efendim, olmayınca gerekçeyi okutuyorum. Önerge sahibi
yok, olmayınca, gerekçeyi okutuyorum mecburen.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Önergesi okunurken Mecliste olmayan milletvekilini kınıyorum!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Üç
tane önergeyi arka arkaya verip, sahip çıkmıyor!
BAŞKAN Sayın
Başkanım, her zaman böyle yapıyoruz.
Evet, oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Kanun Tasarısının 2nci maddesinin
beşinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mehmet
Şimşek
Maliye
Bakanı
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, aynı konuda benim de önergem vardı?
BAŞKAN Siz,
önergenizde geldiniz konuştunuz ya efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır, bu konuda da önergem vardı?
BAŞKAN Sayın
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) - Katılıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet zaten
katılıyor, evet.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
1inci maddede yapılan
değişikliğe paralel değişiklik
yapılmıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, benim önergemden niye bahsetmiyorsunuz?
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Efendim, olan önergelerin
hepsini okutuyorum, olmayan bir önergeyi okutamam ki ben.
KAMER GENÇ (Tunceli) Benim
önergem var orada!
BAŞKAN - Sayın
Genç, bakınız, siz satışla ilgili bir önerge
vermiştiniz, arkadaşlarımız kabul etmişler, ben ifade
ettim, verdim ve en fazla yedi önerge verilebilir
KAMER GENÇ (Tunceli) Öbür
önergem de var!
BAŞKAN -
sizin
önergenizi aldık ve diğer önergeyi işlem dışı
koyduk.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani,
önergeyi işleme koymuyorsunuz!
BAŞKAN Evet,
koyamadığımız için koymuyoruz, doğru.
KAMER GENÇ (Tunceli) E onu
söyleyin o zaman!
BAŞKAN Evet, aynı
şeyi söylüyoruz.
Diğer bir önergenizi
koyduk, diğerini koymadık, doğrudur.
KAMER GENÇ (Tunceli) Niye
söylemiyorsunuz?
BAŞKAN Evet, İç
Tüzük hükümleri gereği koyamıyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
İç Tüzük öyle değil ki!
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, 2nci maddenin oylamasından önce, oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair önerge vardır.
Önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Yasa Tasarısının 2nci maddesinin
oylanmasında İç Tüzükün 143üncü maddesine göre açık oylama
talep ediyoruz.
Saygılarımızla.
BAŞKAN Kemal Anadol?
Burada.
Gökhan Durgun? Burada.
Osman Kaptan? Burada.
Ahmet Ersin? Burada.
Ramazan Kerim Özkan? Burada.
Rasim Çakır? Burada.
Hüsnü Çöllü? Burada.
Atila Emek? Burada.
Ali İhsan Köktürk?
Burada.
Metin Arifağaoğlu?
Burada.
Şevki Kulkuloğlu?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Tekeffül ediyorum.
BAŞKAN Evet, tamam.
Nesrin Baytok? Burada.
Vahap Seçer? Burada.
Bilgin Paçarız? Burada.
Murat Sönmez?
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
Ben varım.
BAŞKAN Sayın
Tütüncü takabbül ediyor.
Yaşar Ağyüz?
Burada.
Zekeriya Akıncı?
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Ben
BAŞKAN Sayın
Dibek takabbül ediyor.
Şevket Köse? Burada.
Tekin Bingöl? Burada.
Şahin Mengü?
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) Ben
BAŞKAN Sayın
Mengünün yerine de Ergün Bey takabbül ediyor.
Evet, sayın
milletvekilleri, açık oylamanın şekli hakkında Genel
Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Alınan karar
gereğince açık oylama elektronik oylama cihazıyla
yapılacaktır.
Oylama için yine üç
dakikalık süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, 263 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 2nci maddesinin açık oylama sonucunu arz
ediyorum:
Kullanılan oy
sayısı : 189
Kabul : 189(x)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, pusulalarla birlikte mi acaba?
Okumadınız da pusulaları, okur musunuz. Oylamayla ilgili hiç
pusula okumadınız.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Evet, pusulalar nedir?
OKTAY VURAL (İzmir)
Yani, salonda olup olmadıklarını teyit etmeniz gerekiyor.
BAŞKAN Elektronik
oylama cihazındaki gösterilen rakam 178.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Pusulaları okur musunuz Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Pusulaları okursanız
BAŞKAN Okurum efendim.
ASIM AYKAN (Trabzon) Gerek
yok ki, rakam yeterli.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, pusulaların okunması gerekiyor, salonda olup
olmadıklarını tespit etmeniz gerekiyor.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, siz sonucu ilan ettiniz.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Öyle şey olur mu, orada on dakikadır hareketlilik
yaşanıyor.
ASIM AYKAN (Trabzon)
Sayı da kritik değil ki, nasıl olsa kabul edenler vermiş.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Pusula verip dışarı gidenleri
çağıralım tekrar.
BAŞKAN Evet.
Sayın Mehmet Aydın?
Sayın Bakan burada.
Sayın Vecdi Gönül?
Sayın Bakanımız burada.
Sayın Ertuğrul
Günaya vekâleten Sayın Bülent Arınç, Başbakan
Yardımcısı? Burada.
Sayın İsmail
Katmerci?
OKTAY VURAL (İzmir)
Yok, İzmirde.
TEVFİK
ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) Dışarı
çıktı Başkanım.
BAŞKAN
Dışarı mı çıktı?
(CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Alsancakta, Alsancakta.
BAŞKAN Yahu
arkadaşlar, lütfen!
Sayın Taner
Yıldız, Enerji Bakanımız?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Salonda da yoktu.
BAŞKAN Veysel
Eroğlu Bey burada mı efendim? Veysel Eroğlu göndermiş
pusulayı.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yok efendim, vekâlet vermeden olmaz.
BAŞKAN Veysel
Eroğlu Bey?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Birden fazla vekâlet olmuyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Ara verin Sayın Başkan, çoğunluk yok.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Vekâleten oy
kullanılıyor. Bu yoklama değil, oylama. Bunu niye mesele
yapıyorlar anlamıyorum. Sadece bir tane vekâlet kullanıyorum.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Yeni gelenler var. Koşarak geliyor beyefendi!
BAŞKAN Sayın
Cemil Çiçek? Burada.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Şimdi girdiniz salona, şimdi! Yeni giriyorsunuz!
Şimdi girdiniz.
BAŞKAN Sayın
Hayati Yazıcıya vekâleten de Sayın Cemil Çiçek, burada.
İSMAİL
KATMERCİ (İzmir) Ben geldim Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) İzmirden geldi,
İzmirden!
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) İzmirden geldiği belli.
BAŞKAN Sayın
milletvekili arkadaşlarım, madde kabul edilmiştir. İsteyen
tutanakları alabilir, oy kullanan arkadaşları görebilir,
vekâleten olan arkadaşların isimlerini de sizlere okudum.
OKTAY VURAL (İzmir)
İmzalı oy pusulalarını da istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - 3üncü maddeyi
okutuyorum:
Mayın temizleme ve arazi
kullanım süreleri
MADDE 3- (1) Maliye
Bakanlığınca yapılacak kullanım
karşılığı temizleme ihalesinde, mayın temizleme
süresi taşınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5
yılı, taşınmazların temizleme
karşılığı tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması süresi ise, kabul işlemlerinin
yapılma-sından itibaren 44 yılı geçemez.
BAŞKAN Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Hatay Milletvekili Sayın Gökhan
Durgun, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÖKHAN DURGUN
(Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 3üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının bu
maddesi mayın temizleme ve arazi kullanım sürelerini belirleyen
maddedir. Madde aynen şöyle: Maliye Bakanlığınca
yapılacak kullanım karşılığı temizleme
ihalesinde, mayın temizleme süresi taşınmazların
yükleniciye tesliminden itibaren 5 yılı, taşınmazların
temizleme karşılığı tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması süresi ise, kabul işlemlerinin
yapılmasından itibaren 44 yılı geçemez.
Yani bu ne demektir? Toplam
205 bin dönüm mayınlı arazi alanının, beş
yılı temizleme, kırk dört yılı da işletme
hakkı olmak üzere toplam kırk dokuz yıllığına
yerli ya da yabancı -ama muhtemelen yabancı, muhtemelen de
İsrailli- bir firmaya verilmesi öngörülüyor. Kısaca bu.
ÖMER İNAN (Mersin)
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
GÖKHAN DURGUN (Devamla)
Söyleyeceğiz şimdi.
İki Kıbrıs
büyüklüğünde -bu alan iki Kıbrıs adası büyüklüğünde-
vatan toprağını kırk dört yıllığına,
büyük bir olasılıkla da yabancılara kiraya verme ihalesidir. Bu
kanunun adını böyle değiştirmek lazım.
Bu sürenin kırk dört
yıl kadar uzun olması da hiçbir bilimsel gerçeğe, bir veriye ve
bir incelemeye de dayanmamaktadır, her şey afakidir. Ayrıca
böyle bir ihale konusunda Türkiye'nin bir deneyimi de yoktur. İlk kez bu
tür bir ihale yapılmaktadır. Geçmişte böyle bir ihale
yapılmamıştır. Büyük bir uzmanlık gerektiren ve
ülkenin güvenliğini doğrudan ilgilendiren bu şekilde büyük
çaplı bir ihalenin yapılması, konunun hiç uzmanı olmayan,
maliye konusunda uzman mıdır değil midir -eski Maliye
Bakanı, yeni Maliye Bakanı- Türkiye'nin gerçeğine
baktığımız zaman ortaya çıkıyor ama bu konuda hiç
de uzman olmayan bir Maliye Bakanlığı bu işi üzerine
alıyor.
Peki, soruyorum şimdi,
bu işin yaklaşık maliyeti belli midir? Şu anda bu işin
maliyeti de belli değil. Azami, asgari bedeller var. Kimi firma diyor ki:
Ben bunun 1 metrekaresini 0,5 dolara temizlerim. Başka bir firma diyor
ki: 1 metrekareyi 15 dolara temizlerim. 30 kat! Bir tarafta 0,5, bir tarafta
15; böyle bir ihale yapılıyor ve bu arazi kırk dört
yıllığına tarımsal amaçlı kullanma hakkı
sadece ve sadece bu ihaleyi alıp temizleyene aynı ihale çerçevesinde
veriliyor. Ayrıca, mayından temizlenen arazilerinin de bu
şekilde yabancılara kullandırılmasının da önü
açılmış oluyor. Mayınlı sahanın temizlenmesiyle
temizlenen arazinin tarımsal faaliyetlerde kullandırılması
işlerinin aynı istekli tarafından
karşılanmasının mutat olmadığı gerekçesiyle
Danıştay 13. Dairesi bu ihalenin yürütülmesinin durdurulmasına
karar veriyor. Bakıyoruz şimdi bu maddeye, yargı kararı
olmasına rağmen, aynı konu tekrar bu maddenin içinde
karşımıza çıkıyor. Dünyada -bana örnek gösterin- hem
mayın temizleme işinde uzman aynı zamanda da organik tarım
işinde uzman bir şirket gösterin. Gösteremezsiniz arkadaşlar,
böyle bir şey mümkün değildir.
Ayrıca bu tasarıda
ihale komisyonu konusu var, o da Anayasaya aykırıdır, 7nci
maddesine. İhale komisyonlarının oluşumu ve
çalışmasına ilişkin esas ve usuller Maliye
Bakanlığı tarafından belirlenecek. Böyle söylüyor. Ama
Anayasanın ilgili maddesi de diyor ki Bu konuda esas ve usuller
sınırsız şekilde yürütmeye devredilemez. Bu da
Anayasanın 7nci maddesine aykırı. Yani
anlaşılıyor ki bu kanun mahkemede bitecek, Danıştayda
bitecek, Anayasada bitecek. Böyle garip bir ihale bu. Ne yapmaya
çalışıyoruz değerli arkadaşlarım? Bu
ısrarınız niye? Amacınız nedir? Yani, hani herkes
yargı kararına saygılı olacaktı, hani yargıya
müdahale edilmeyecekti? Ama anlayış şu, öyle görülüyor: Ben
yargı kararlarına uymam, yargı bana uyar.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi sizlere şunu soruyorum: Ben size
soruyorum, hangi biriniz tarlanızı, arsanızı veya herhangi
bir taşınmazınızı kırk dört
yıllığına bir Amerikaya, bir İsrailliye kiraya
verirsiniz? Kırk dört yıllığına hanginiz verirsiniz
tarlanızı, evinizi, arabanızı? Al evimi boyat, badana yap,
kırk dört yıl da kullan, sonra bana geri ver!.. Siz verseniz
evlatlarınız ne der size yarın? Değerli
arkadaşlarım, dünyada bir tek ülke yoktur ki topraklarının
büyük bir bölümünü kırk dokuz yıllığına kiraya
vermiş, böyle bir ülke gösteremezsiniz.
Diğer bir önemli husus
da bu işte maliyet konusundaki belirsizliktir. Kimisi diyor ki: Bu
iş 50 milyon dolara anahtar teslimi yapılır. Eski Maliye
Bakanı -Allah selamet versin- diyor ki: 400 milyon dolarla 1,6 milyar
dolar arasında değişir. Türk Silahlı Kuvvetleri Bu
iş için 30 milyon dolar para verin, teçhizat alın, biz bu işi
yapalım. diyor. Böyle bir belirsizlik var. Böyle bir hâl olur mu? En
alttaki fiyatla en üstteki fiyat arasında 30 kat var. Bu ihale, ucu sonu
belli olmayan bir ihale. Maliyet nedir, belli değil, ama bir şey
belli, kırk dört yıllığına kiraya verileceği
belli. Değerli arkadaşlarım, bu, beş yıl temizle,
kırk dört yıl kullan, sonra devret ihalesidir.
Türkiyenin 205 bin dönüm
arazisinin mayından temizlenmesi için gerekli olan parayı Türkiye
Cumhuriyeti bulmaktan âciz midir? Hani, Başbakan söylüyordu, her şey
iyiye gitmişti, göstergeler güzeldi, Türkiye büyüyordu! Şimdi biz
mayınları temizlemek için para bulamıyoruz ve götürüyoruz,
kırk dört yıllığına bu arazileri kiralıyoruz.
Arkadaşlar, para yoksa
çözüm buluruz, kaynak buluruz. Gelin, lüks tüketimden vergi alalım, ben
dâhil Cumhuriyet Halk Partisi olarak grubumuzdaki tüm milletvekilleri
maaşlarımızın bir kısmını
bağışlayayım, bir fon bulalım, o fona aktaralım,
yurt dışından yurt içinden kampanya başlatalım, bu
parayı bulalım. Niye topraklarımızı kırk dokuz
yıllığına kiraya vereceğiz? Kaynak bulunur
değerli arkadaşlarım, ama istenirse kaynak bulunur.
Değerli
arkadaşlarım, iki gün önce kaybettik Sayın Profesör Doktor
Türkân Saylanı. Bir eğitim insanı, bir bilim insanı,
çağdaşlıktan, demokrasiden, uygarlıktan yana bir insan,
mücadelesi bu yönde geçmiş. Onu rahmetle, şükranla, saygıyla
anıyorum.
Bakın, bundan üç
yıl önce ne söylüyor Sayın Türkân Saylan, aynen okuyorum:
Sınırlarımızdaki mayınlı arazinin temizlenmesi,
kırk dokuz yıllığına işletme koşuluyla
verilmesi asla ve asla kabul edilemez. Bu temizleme işi Türk Silahlı
Kuvvetlerince ve onların kontrolünde, gereken para halkın
vergilerinden ayrılarak yapılmalıdır. Temizlenen arazi bir
plan ve program içinde, hakkaniyet ölçülerinde bölge halkının
üretimine dönüştürülmelidir. Bu işin yabancılara kırk dokuz
yıllık kullanma hakkının devredilmesi Misakımillî
sınırlarımızın yok edilmesi anlamına gelir. Bu
karar, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çoğunluk olsa da hiçbir temsilcimiz
tarafından onaylanmaz, onaylanmamalıdır. diyor yurtsever,
aydın Sayın Türkân Saylan.
Değerli
arkadaşlarım, gelin oturalım, şehitlerimizin
kanlarıyla sulanmış bu vatan topraklarını
yabancılara vermeyelim. Bakın, Amerika bir yılda 8 milyar dolar
organik tarımdan kazanç elde ediyor, Japonya 2,5 milyar dolar. Türkiyede
bu araziler organik tarıma açılırsa 1 milyar dolar yılda
kazancımız var. Yani 1 milyar dolara temizleyeceğiz, yılda
kazancımız 1 milyar dolar! Bunu anlamak mümkün değil.
Değerli
arkadaşlarım, şu soruları kendimize sormamız
gerektiğini düşünüyorum: Yarım yüzyıl sonra bu arazilerin
yabancılara satılmayacağını kim garanti edecek?
Sayın Bozdağ mı garanti edecek? Şu anda kaç
yaşındadır; Allah uzun ömür versin ama kırk elli yıl
sonra herhâlde bunun hesabını veremeyecek.
Kıbrıs önümüzde bir
gerçektir. İngilizlere zamanında bir savunma anlaşması
sonucunda kiraladık, elimizden aldılar, şimdi hâlâ
Kıbrıs meselesi diye yanıp tutuşuyoruz. Bu da aynı
noktaya gider arkadaşlarım. Bu topraklara bir daha giremezsiniz, bu
topraklarda hak talep edemezsiniz. Bu düşünce doğru bir düşünce
değildir. Bu araziler bizim vatan topraklarımızdır,
şehitlerimizin kanlarıyla sulanmıştır.
Bakın, değerli
arkadaşlarım, şunu söyleyeceğim en son: Ben devletin
bağımsızlığı ve varlığını
koruyacağıma ant içmiş bir milletvekiliyim ama 205 bin dönüm
vatan toprağının kırk dokuz yıllığına
yabancılara kiraya verilmesini içime sindiremiyorum, kabul de edemiyorum!
(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, siz bugün kiraya verirseniz o toprakları
yarım yüzyıl sonra hiç giremezsiniz. Mayınları temizleyecek
derken Türkiye'nin geleceğine ve güvenliğine mayın
döşemeyelim.
Sizleri sevgiyle
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Durgun, teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Sayın Günal, buyurun
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, kanunun geneli üzerine konuşurken bu kanunun
sahibi yok demiştik, özellikle de Sayın Millî Savunma
Bakanımızın burada olmadığını
söylemiştik. Şimdi Sayın Şimşekin yerine aramıza
geldi, hoş geldi diyoruz; kısmen de olsa belki sorularımıza
cevap verebilirse tabii, sadece burada bulunması sahiplendiği
anlamına gelmiyor.
Yine, Adalet ve Kalkınma
Partisinden arkadaşlarımız yoklamayı yapıp gittiler.
Sadece yoklamada sahipleniyorlar, gerisini, Hükûmet burada, herhâlde halledecek
diye düşünüyorlar.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, bu kanunun görüşülmesi sırasında
yaşananları kısaca görüştük. Sayın Bakanımız
bugün burada. Geçen gün bazı sorularımız havada kaldı.
Biz Millî Savunma
Komisyonundan görüş istedik, alt komisyon olarak; maalesef -daha sonra
gelen gündem çağrılarında- Millî Savunma Komisyonu toplanmadan
yeniden toplantı yapıldı.
Şimdi, bakıyoruz,
Sayın Bakan bugün acaba gerçekten bize bilgi vermeye mi geldi, yoksa yine
Geçen sefer Sayın Unakıtan Adalet ve Kalkınma Partili
arkadaşlarımızı ikna etmek üzere kendisini çağırmıştı.
Bizden kapalı oturum istedi ama kapalı oturum istediğine dair
bize gizli bir bilgi veya açıklayıcı herhangi bir bilgi maalesef
veremedi ve ondan hemen önce -ben geçen gün Sayın Kinay söylediği
zaman ona da söylemiştim siz de oradaydınız diye- ara
oturumda, arkadaşlarımız, Komisyonda
yaptığımız tartışmadan sonra, bu kanun
tasarısının geri çekilmesi ve bu işin Genelkurmay
Başkanlığınca yapılması konusunda
anlaşmışlardı. Ondan sonra ne oldu da tekrar bu kanun
geldi? Bir de bu kadar bekledikten sonra
Ekimden bu yana bu kanunun gündeme
gelmesi
Gündemin ön sıralarında duruyordu ama görüşülmesi
anlamında sürekli bir tartışma yaşandı. Ama birden, ne
olduysa -asıl sahibi olan Sayın Unakıtan bile bu kadar süredir
başaramamıştı- Kabine değişir değişmez
hemen, ilk iş olarak, gelen tasarılardan birisi gündeme
alındı.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, ilgili Komisyon olmadığı gibi, biz
Sayın Bakanımızdan, daha önce, 2001 yılından itibaren
başlayan süreçte oluşturulan proje biriminden birilerinin bize bununla
ilgili bilgi vermesini istemiştik, o da gelmedi. Böyle bir hastalık
var maalesef. Geçen gün bunu iktidar hastalığı olarak
söylemiştim. Şimdi önümüzde bir tane daha örnek var, yine
tartışacağız ama, yeri gelmişken söyleyeyim; kamu düzeni
ve güvenliği müsteşarlığının kurulması
konusunda, bugün İçişleri Komisyonunda görüşüldü, öyle ilginç
şeyler yaşıyoruz ki.
Değerli arkadaşlar,
Plan ve Bütçe Komisyonunun gündeminde böyle bir şey yok. Bir
müsteşarlık kuruyorsunuz, kadro istiyorsunuz, elemanlar
aktarılacak, para istiyorsunuz ama Plan ve Bütçe Komisyonuna bu gelmiyor.
Sayın Meclis Başkanının, vekâleten Başkan Vekilimizin
dikkatlerine sunuyorum. Bunu bir anlayışı göstermek için
söyledim. Millî Savunma Komisyonunda görüşülmeyen bir mayın temizleme
kanun tasarısı olur mu?
Şimdi, değerli
arkadaşlar, Sayın Bakana tekrar sormak istiyorum: Sayın
Bakanım, bunun maliyeti konusunda somut bir bilgi var mı? Sayın
Şimşek sunamadı çünkü o sonradan intikal ettiği için sadece
verilenleri bize söylüyor. Size, zatıalinize Komisyonda da sormuştum.
Yani burada bir kafamızı karıştıran şey budur.
Bizim bu kanunun bu şekliyle çıkmasına karşı
çıkmamızın asıl nedeni, kırk dört yıl nasıl
belirlendi? Bu maliyeti nasıl buldunuz? Siz, bizlere Uçuk rakamlar
oluyor. dediniz ama, ben, şimdi size bir iki tane örnek söyleyeceğim.
Yani, bu okuduğumuz şey, değerli arkadaşlarım,
İnternete tıkladığınız zaman -firmanın
ismini de verebilirim, çünkü İnternette duruyor- Aardvark
firmasının kısa bir değerlendirmesini, size
İnternet
sitesinde hâlâ duruyor, web sitesinde. Suriye hududundaki kara
mayınlarının temizlenmesi projesi kapsamında -ilgili
makinenin kodunu veriyor, ismini veriyor- Kara Kuvvetleri
Komutanlığınca Eylül 2003 ayında Nusaybin bölgesinde teste
tabi tutulmuştur. Hakiki mayın tarlalarında yapılan
çeşitli testlerde gösterdiği başarılı performans
sonucunda Aardvark firması Nisan 2004 ayı içerisinde -dikkatinize celbediyorum, Nisan 2004
Sayın Bakanım- Kara Kuvvetleri Komutanlığınca kontrat
görüşmelerine davet edilmiş, ancak Aardvarkın tamamen
dışında olarak yetkili makamlarca projenin organizasyon
yapısı üzerinde tekrar çalışılması lüzumu ortaya
çıktığından, sonuçlanmak üzere olan kontrat
görüşmeleri dondurulmuştur. Ondan sonra Millî Savunma Bakanlığına
aktarılması, sonra Maliye Bakanlığına
aktarılması gündeme geliyor.
Değerli
arkadaşlarım, o firmanın web sitesinde hâlâ 1 metrekaresinin
yaklaşık maliyetinin, günde sekiz saat ve yılda iki yüz gün
-mevsim şartları dikkate alınarak- bir çalışma süresi
öngörüldüğü zaman, beş yıllık sürede metrekare
fiyatının 0,35 pounddan daha az bir maliyet olduğu söyleniyor.
Sayın Bakanım bize
Şimdi, ben bu bilgileri
okurken size nasıl sormayayım, buna nasıl
inanırsınız, nasıl kırk dört yıl
hesaplarsınız, nasıl beş yıldan sonra kırk dört
yıl bunu işletmeye verirsiniz? Ben bunu anlayamıyorum.
Sayın Bakanım, bu konuda elinizde net bir bilgi varsa lütfen bizi
aydınlatın, biz de bundan vazgeçelim.
Şimdi, bir de burada
ilginç bir husus var değerli arkadaşlarım. Sayın
Bakanımız Komisyonda bilgi verdi, sağ olsun, ama bilgilerimiz
yine eksik kaldı. O anda da başka bir toplantısı
vardı, ayrılmak durumunda kaldı. Burada, değerli
görüşmeciler, konuşmacı arkadaşlarımız
bahsettiler.
Ben Sayın Bakanıma
tekrar sormak istiyorum, eğer duyabiliyorsa beni,
arkadaşlarımız müsaade ederse, burası önemli çünkü,
kendisiyle ilgili bir husus var
Sayın Bakanım, size
Komisyonda da sormuştum. Bize dediniz ki:
Bakanlığımız daha önceki görüşünü
değiştirdi, çünkü, tasarının gelmesinden sonra
değişiklikler oldu. Sizin imzanızla Başbakanlığa
giden 11 Şubat 2008 tarihli yazıda, 7 maddesinde de
tasarının bu hâliyle kabulünün uygun görülmediği mütalaa
edilmekte, 8inci maddesinde de, bütün bunları dikkate alarak Bu
tasarı bu şekliyle kabul edilmesin. deniyor.
Şimdi, siz bize dediniz
ki: Tasarıda değişiklik var. O zaman sorduk. Bize lütfen
açıklar mısınız, bu tasarıda size geldikten sonra, siz
Başbakanlığa o görüşü gönderdikten sonra ne
değişiklik olmuştur da siz gelip buna Millî Savunma Bakanı
olarak Tamam demek zorunda kalmışsınızdır? Biz bunu
anlayamıyoruz. Maliyetini anlayamıyoruz. Neden kırk dört
yıllık vermek konusunda ısrarınız var?
Arkadaşlar
Mayınlar temizlensin. dedik, itirazımız yok. Ottawa
Sözleşmesi bütün mayınların temizlenmesini istiyor Sayın
Bakanım. 2003 yılında imzalanmış, gelmiş ve biz
de onaylamışız. 2014e kadar 920 küsur bin mayın, 2004
yılında Birleşmiş Milletlere verdiğimiz rakam;
illeriyle beraber söyleyebilirim. Burada yapacağımız kaç? 600
bin mayın. Peki, Suriye sınırının
dışındakileri kim temizleyecek değerli arkadaşlar?
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Onlara da bir İsrail buluruz.
MEHMET GÜNAL (Devamla) -
Ottawa Sözleşmesi onu içermiyor mu? Üçte biri o tarafta duruyor.
Diğer illerimizde de mayınımız var. Bizim bu mayın
temizleme karşılığı araziyi tahsis edeceğimiz
firma bize diğer mayınları temizleyecek mi? Yani, ne olacak?
Türkiye Cumhuriyeti devleti bu mayın temizliğinin ücretini ödemeyecek
kadar âciz hâle mi gelmiştir? Söylediğiniz bir gerekçe.
Yap-işlet-devret modelini sizin Bakanlık olarak yazmanızın
Yazınız burada. Arkadaşlarımız sürekli söylüyor.
Sayın Bozdağ -yok şu anda- Genelkurmayın yazısı
var. diyor, Bakanlığın yazısı var
Hepsini okuduk.
Genelkurmay diyor ki: Benim bütçemde para yok, teçhizat şu kadar liraya
mal oluyor, Millî Savunma Bakanlığı daha etkin bir şekilde
yapsın. Millî Savunma Bakanlığı bir daha yazı
yazıyor, Sayın Unakıtanın talebi üzerine -kendisi de
burada yok- bir daha yazı yazıyor, diyor ki: Bizim de paramız
yok. Çok farklı tepkiler geldi. Biz bundan vazgeçtik. Az önce okudum
Şimdi, bunları niye
açıklığa kavuşturmuyoruz? Alelacele, iktidar taassubu
içerisinde bunları kabul ediyorsunuz?
Değerli
arkadaşlarım, bizim söylediğimiz budur. Bakın, yeniden
taahhüt ediyorum. Gelin -önerge verdik- sadece mayın temizleme işi
yapın, beş dakikada çıkaralım bunu. Tamam, yine Maliye
Bakanlığı yapsın. Hükûmet karar versin. İçinde Millî
Savunmanın uzmanları da olsun. Ama niye tahsis etmeyi amaçlıyorsunuz?
Kanunun adı baştan yanlış. Mayın temizleme falan
değil. Amacına da koymuşsunuz, aynı şekilde
tartıştık. Amaç, bunun tahsisidir.
Birkaç tane örnek daha
söyleyeyim: Sizin yapmış olduğunuz incelemelerde, yani
Genelkurmay Başkanlığının proje biriminin, Kara
Kuvvetleri Komutanlığındaki mayın temizleme ile ilgili
teklifleri alan, o firmalarla görüşen,
Mardinin Nusaybin ilçesinde temizliği yapan firmaların
verdiği tekliflerde yaklaşık tutar; metrekaresi 1-2 ABD
doları, 2 ABD doları, 2-3,5 ABD doları, 2 ABD doları, 3-9
ABD doları, 2 ABD doları, 0,5-10 arası. Teklifler bunlar, yüksek
dediğiniz teklifler. Siz incelemişsiniz. Genelkurmay
Başkanlığının, Kara Kuvvetleri
Komutanlığının oluşturduğu birimin
yaptığı incelemeler bunlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, o zaman nasıl kırk dört
yıla karar verdiniz? Nereden çıktı 1,6 milyar dolar? Velev ki, 2
milyar olsun. Yapalım ihalemizi. Açalım uluslararası firmalara,
gelsin, mayınımızı temizlesin, hem de ötekileri de
temizlesin. 2014e kadar taahhüdümüz var. Diğer illerde de var bu
mayınlar. Hepsini temizlemek zorundayız. Açalım ihalemizi.
Gelin, lütfen geri çekin. Sadece mayın temizleme olsun. Önergelerimiz var,
kabul edin ve bunu çıkaralım hemen, yapılması gerekiyorsa.
Tamam, usulünü, esaslarını, yine Maliye Bakanlığı
otursun Millî Savunmayla, Dışişleri Bakanlığıyla,
Tapu Kadastro ile, kim varsa konuşsun. Ama lütfen bu ikisini birbirinden
ayıralım.
Bunda ısrar
ediyorsanız, o zaman art niyet ararız, o zaman bu, adrese teslim bir
ihaledir diye bakarız. Çünkü herkes konuşuyor önceden. Bakın,
şimdi bakan değil, az önce buradaydı Sayın Tüzmen. Diyor
ki, efendim Antepte bir açıklama yapmış, mayınların
temizlenmesi için Güney Afrika Cumhuriyetine yaptığı ziyarette
konusunda uzman firmalar ile görüşmeler yaptıklarını
anımsatan Tüzmen - arkadaşlar, bu, Anadolu Ajansının
haberi- Bu firma uluslararası arenada temizleme işinde çok
başarılı. diyor. 2007de yine Bitlis Milletvekili Veli Kaya
diyor ki: Yedi yıllığına bir firmaya verdik. Şimdi,
herkes bununla ilgili Verilmiş. diyor. Sonra da diyorsunuz ki: Niye
kötü niyetlisiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Günal
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Lütfen, bu iki
tasarıyı, yani tasarı derken tasarının içindeki iki
konuyu, mayın temizleme işini ve tarımsal amaçlı
kullanıma açma işini ayıralım. Aksi takdirde başka
niyetler göreceğiz, çünkü 2nci maddesinde de müstakil kullanımı
mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla bütünlük arz eden hazineye ait
arazilerden bahsediliyor.
Bir de, ne kadar bu niyette
arazi var, onları da görmek istiyorum lütfen mümkünse. Hazineye ait olan
ve bunların kenarında olan ne kadar metrekarelik taşınmaz
vardır kapsamı içerisine almış olduğunuz? Bu konuda da
bilgi verebilirseniz sevinirim.
Onun için Lütfen bu
tasarıyı geri çekelim, düzgün bir şekilde yeniden yapalım
ve sadece mayın temizleme olarak açalım. diyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu adına Kırıkkale Milletvekili Sayın Vahit
Erdem.
Buyurun efendim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
VAHİT ERDEM (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz, Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içerisinde ve Suriye hududu boyunca döşeli olan
mayınların temizlenmesiyle ilgili kanun tasarısı
hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
önce bir hususu bilgilerinize arz etmek istiyorum. Sovyetler Birliği
dağıldıktan sonra bilhassa mayın temizleme, zamanı
geçmiş eski cephaneliklerin imhası, eski silahların imhası
çok önemli gündem maddelerinden birini oluşturdu ve özellikle Doğu
Avrupa ülkelerinde, bugün Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerde mayın
temizleme ve biraz evvel söylediğim hususlardaki konular önem
taşıdı ve bu ülkeler bu işi büyük çapta
başardılar, bitirdiler. Ne vasıtasıyla bitirdiler?
İşte, dünyada oluşmuş ihtisas sahibi firmalar
vasıtasıyla bunu yaptılar. NAMSAnın burada ismi geçiyor,
NATOnun bir yan kuruluşu. NAMSAnın bu kadar büyük, 200 bin dönümlük
arazide mayın temizleme yapmasının mümkün olacağı
kanaatinde değilim. NAMSA böyle bir görevi icra etmedi benim bildiğim
kadarıyla ama NAMSA müşavirlik yapabilir; birinci husus bu.
Şimdi, Türkiyede bu
mayın temizleme konusu 90lı yılların başından
beri görüşülüyor. On yedi yıl geçmiş. On yedi yıldır
200 bin dönüm tarım arazisi ekonominin dışında, biz hâlâ
konuşuyoruz. Eğer böyle bir kanun çıkmazsa, konuşmaya devam
edeceğiz, bir on yıl daha geçecek. Hâlbuki
sıkışmışız, Ottawa Anlaşmasıyla,
2014e kadar bu mayınların temizlenmesi gerekiyor yani geriye,
aşağı yukarı beş yılımız
kalmış.
Hükûmet bütün bunları
değerlendirerek
Ben, geçmişteki ne olmuş, ne olmamışa
girmek istemiyorum, bunu sayın bakanlarımız, daha önceki
konuşmacılar çok detaylı bir şekilde izah ettiler. Hükûmetimiz
nihayet, Danıştayın da kararını dikkate alarak bunu
bir kanun meselesi hâline getirmiş. Bu, hukuka saygısızlık
değil, tam tersine, Danıştayın kararını da
dikkate alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesiyle bu işin bir kanun
hâline getirilip bir an önce sonuçlandırılmasını
öngörmektir. Bunu evvela ifade etmek istiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Baypas ederek mi Sayın Başkan?
VAHİT ERDEM (Devamla) -
Şimdi, muhalefeti ciddi bir şekilde dinledim ben.
Başta neredeyse ben de
endişeye kapıldım -itiraf edeyim- ilk, kanun tasarısı
görüşülmeye başladığından itibaren
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sabah mı ikna oldunuz?
VAHİT ERDEM (Devamla)
fakat Sayın Bakanımızdan ve ilgili kurumlardan
bilgilendirildim, tabii ki bilgilendirileceğim.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Biz niye ikna olmuyoruz?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, muhalefetin argümanları -ben polemik yaratmak için
söylemiyorum- korkuya, güvensizliğe dayanıyor.
Değerli arkadaşlar,
korkarak bir devlet yönetilemez. Türkiye, 70 milyon nüfuslu büyük bir ülke. Yok
yabancı bir ülke gelecekmiş de Türkiye topraklarını
işgal edecekmiş; kiralanmış araziden bir daha
çıkmayacakmış, satılacakmış vesaire gibi
argümanların yeri olmadığı kanaatindeyim. Hatta burada
arzı mevuttan bahseden oldu. O zaman ben de Osmanlı, eski Osmanlı
toprağından bahsederim; bunlar hayal.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Vahit Bey, siz, uzmanlık alanınıza girin.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Evet, gireceğim. Şimdi oraya da gireceğim.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bakın, bunlar NAMSAnın projeleri. Üç sayfa kendi yaptığı
temizlemeler bunlar.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Yani ben buradaki argümanları
MEHMET GÜNAL (Antalya) 1,6
milyon antipersonel mayını sökülmesi, Arnavutluk 700 bin
antipersonel, Beyaz Rusya 1,4 milyon, Sırbistan, Karadağ 400 bin;
Ukrayna, yapılan temizleme
Ben Genel Kurulu bilgilendiriyorum.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Efendim, siz konuştunuz. Müsaade ederseniz, siz konuştunuz ben
konuşayım.
Şimdi, onlar teferruat.
BAŞKAN Sayın
Günal, lütfen hatibi dinleyelim.
Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoktur
dedi de Sayın Başkanım. Ben de hemen, anında arz ediyorum.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Burada, güvenmediğiniz kurumları söyleyeyim. Güvenmediğiniz
kurumlar: Hükûmet, Genelkurmay Başkanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve diğer ilgili
kurumlar. Yani bu ihale yapılacağı zaman bir şartname
hazırlanacak. Bendeniz de büyük projelerde çalıştım. Çok
ihaleler yaptık. Uluslararası ihalelerin öyle basit, birtakım
dokümansız hazırlandığını söylemek mümkün
değil.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Genelkurmay niye yapmıyor?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Genelkurmay yapamadığını ifade etmiş Sayın
Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Siz yaptırın, iktidarsınız!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, ayrıca
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yaptırın! Hani askerî vesayet rejimi bitmişti?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, burada
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yaptırın!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi şunu da ifade edeyim: Bu, 200 bin dönüm gibi arazide
Genelkurmayın mayın temizlemesinin de ben -şahsen eğer bana
inanıyor, güveniyorsanız- doğru olmadığı
kanaatindeyim. Genelkurmayın da işi değil mayın temizlemek.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Genelkurmaya görev veremiyor musunuz? İktidarsınız
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, dünyada mayını kim döşemişse o temizler gibi
bir kaide yok, öyle bir kaide bilmiyorum ben. Biraz evvel örnek verdim.
Doğu Avrupa ülkelerinde ve birçok ülkelerde, Sovyetler Birliğinde
döşenen mayınları şirketler temizledi; yani öyle bir kural
yok.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Hükûmetin gücü yetmiyor mu Genelkurmaya görev vermeye? Hükûmetin gücü
yetmiyor mu?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, burada başka bir husus Maliye Bakanlığı bu
konunun uzmanı değil. deniyor. Tamam, değil, hiçbir
bakanlık uzman değil. Hangi bakanlık mayın temizleme uzmanı?
Maliye Bakanı yapan kurum değil.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Millî Savunma.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Efendim, Millî Savunma da uzmanı değil, kusura bakmayın.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Müsteşarımız, size düştü bu yük ama ne
yapalım!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hayır, hayır, ben inanarak konuşuyorum. Millî Savunma da
uzmanı değil.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Melih Gökçek yapabilir bu işi!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Maliye Bakanlığı mayın temizleyecek değil, mayın
temizletecek. Savunma Sanayi Müsteşarlığını bendeniz
kurdum. Ben savunma sanayi uzmanı mıydım? Ama ihaleler yaparak
ilgili uzmanlara verdik.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Millî Savunma temizletsin ne olacak, o da temizletebilir.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, o zamanlar ben Savunma Sanayi Müsteşarı iken yabancı
ortakların yanına bir de yerli ortak katıyor idik. Yerli
ortakların çoğu -biz herkese açık olarak teklifte bulunduk-
inşaat firmalarıydı. O zaman, muhalefet, hakikaten çok şiddetli
bir şekilde tenkit etti, dediler ki: Ya, inşaat firmaları
savunma sanayisinden ne anlar. Şimdi, şöyle: İnşaat
firması oturup da o inşaat firmasıyla o işi yapacak
değil; yabancıyla yeni ortaklık kuracak, ilgili uzmanları
bir araya getirecek, o sanayiyi kuracak. Nitekim roket sanayi öyle kuruldu.
İşte bugün Türkiye'nin en başarılı şirketlerinden
birisi.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Mayına gelelim, mayına
Sayın Erdem...
VAHİT ERDEM (Devamla)
Onun için, devlet burada ihale yapıyor, işi uzmanına vermek
üzere
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Doğru.
VAHİT ERDEM (Devamla)
ve bu ihaleyi yaparken de ilgili
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Tarım uzmanına mı verecek? Organik tarımcıya mı
ihale vereceğiz?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Ha onu da söyleyeyim
MALİK ECDER ÖZDEMİR
(Sivas) Ne alakası var.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, vakit azalıyor, bir dakika
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar
VAHİT ERDEM (Devamla)
Değerli arkadaşlar, diğer bir argümanınız: Efendim,
mayın uzmanı ile tarım uzmanı aynı değil.
Değil, doğru. Ama herhâlde, o mayın uzmanı gidip de
mayın temizleyen adamlarla o tarımı yapacak değil. Mesele
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bravo işte! Biz de onu söylüyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
İsrailliler yapacak onu, İsrailliler
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hayır bir dakika
Boş yere alkışlıyorsun. Bir dakika,
sonunu dinle, sonunu dinle.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
İsrailliler
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Hoşuma gitti, alkışlıyorum.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, firma bu mayını temizledikten sonra yeni bir şirket
kuracak. Eğer
OKTAY VURAL (İzmir)
Hangi firma?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Bir dakika
Bir dakika
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Ne biçim çıkıyor ortaya.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir
dakika, Vahit Bey biliyor, bir dakika arkadaşlar
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hayır bir dakika
Kendisi temizleyecek değil
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Şartnameyi sizler hazırladınız herhâlde!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi siz, sanki mal bulmuş mağribî gibi
Söylediğimde bir
şey yok. Yeni bir şirket kuracak. Ne şirketi? Tarım
şirketi. Tarım şirketi vasıtasıyla da bu araziyi
işletecek, eğer birinci şık işlemez ise.
Değerli arkadaşlar,
bu yap-işlet-devret formülü yeni değil, Türkiye'de 1980lerden beri
uygulanan bir yöntem. Sanki yap-işlet-devret yeni uygulanıyormuş
gibi burada müzakere, münakaşa yapıyoruz. Bu yap-işlet-devret
formülüyle ilgili kanunlar çoktan çıktı ve şu anda bu
şekilde Türkiye'de yürütülen projeler var yap-işlet-devret
formülüyle. Bunlardan korkmaya gerek yok, benim kısaca söylemek
istediğim.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Bizi ikna edemediniz Sayın Vekilim.
VAHİT ERDEM (Devamla) -
Şunu çok samimi olarak ifade edeyim: Eğer bu kanun çıkmazsa biz
bu konuşmalara devam ederiz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Çıksın Başkanım, çıksın
Mayın temizlemeye
verdik, hemen çıksın.
VAHİT ERDEM (Devamla) -
2014 yılı da geçer, biz hâlâ bu mayınların temizlenmesiyle
ilgili konuşmaları sürdürür gideriz. Gelin, devletimize,
Hükûmetimize, ilgili kurumlarımıza güvenelim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Neden?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi, bir arkadaş Arazilerini yabancı firmaya veren,
işletme hakkı veya başka türlü veren bir başka devlet yok
dedi. Şimdi, burada konuşurken, burası Türkiye Büyük Millet
Meclisi, biz bir defa satmıyoruz bunu, işletme hakkı veriyoruz,
bir.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kırk dört yıl!
VAHİT ERDEM (Devamla)
İkincisi, ben size veren ülkeleri söyleyeyim: İngiltere başta
olmak üzere
MEHMET GÜNAL (Antalya) Neyi
vermiş?
MALİK ECDER ÖZDEMİR
(Sivas) Sınırı mı vermiş, sınırı
mı?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Suudi Arabistan Kralının İngilterede çok büyük bir
çiftliği var. Çiftliği var, bırak tarım işletmesini.
Buna benzer misalleri ben çoğaltabilirim.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İngilterede bütün mülkiyet kraliyet ailesinindir, hiç kimsenin
toprağı yoktur, kendi vatandaşına dahi vermez.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Onun için, lütfen, içinde bulunduğumuz dünyayı iyi anlayalım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hiç
kimse toprak vermez İngilterede.
VAHİT ERDEM (Devamla)
İçinde bulunduğumuz dünyayı iyi anlayalım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yahu mayınları temizleyelim de, niye zorluyorsunuz ille
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Temizleyelim.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hayır, öyle bir şey yok, evvela mayın temizleme ihalesi
yapılacak.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Hemen
Hemen
VAHİT ERDEM (Devamla)
Ondan sonra, eğer öyle başaramazsak, bir defa bu mayının
temizlenmesi lazım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Niye yapamayalım ya?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Bu mayının her hâlükârda temizlenmesi lazım.
Diğer bir konu, güvenlik
konusu. Şimdi, arkadaşlar güvenlik konusuyla ilgili de endişeler
belirttiler.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İran-Irak sınırı ne olacak, onu kim temizleyecek Sayın
Başkan?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Bir defa, mayın temizlenecek alanın Suriye sınırı
boyunca bir şeridi güvenlik şeridi olacak ve Genelkurmayın
emrinde olacak. Yani, biz, böyle, birtakım hayalî güvenlik korkusu
yaratarak
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Olur mu canım?!
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hayalî, ülke elden gidiyor korkusu yaratarak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Vahit Bey, tarımcılarla mayıncıları
ayırın.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Erdem, konuşmanızı tamamlayınız efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Tarımcılarla mayıncıları ayırın.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Şimdi efendim, tarımcıyla mayıncının, bakın,
benim dediğim gibi ayrılacağı kanaatindeyim. Nasıl
ayrılacak? Mayın temizlemeyi yapan firma yeni bir tarım
işletmesi şirketi kuracak, oraya belki Türk ortak da alacak.
OKTAY VURAL (İzmir)
Var mı bir örneği bugün; var mı?
VAHİT ERDEM (Devamla)
Belki Türk ortak da alacak. Onu artık, proje ihalesini yapan
OKTAY VURAL (İzmir)
Bir tane örnek verin Sayın Erdem, bir tane örnek verin.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir)
Mayıncı olup tarım yapan bir tane örnek verin.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Ben size inşaat firmalarının sanayici olduğunu söyledim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim ben mayından bahsediyorum. Mayıncı olup domates üreten
bir tane firma söyleyin.
VAHİT ERDEM (Devamla)
Ben onun cevabını verdim Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
NAMSAyla ilgili, tecrübesi yoktur diye burada
BAŞKAN Sayın
Vural, lütfen efendim
VAHİT ERDEM (Devamla)
Mayın temizleyen uzmanlarla tarım işletmesini yapan uzmanlar
ayrı olmayacak, bundan şüpheniz olmasın.
OKTAY VURAL (İzmir)
Efendim, NAMSAyı, yeterli tecrübeye sahip olmadığını
söylüyorsunuz da
BAŞKAN Sayın
Vural
VAHİT ERDEM (Devamla)
Ben şunu söylüyorum: Bunu Hükûmetimiz, tabii, ihaleyi yapan
arkadaşlarımız düşünecekler
OKTAY VURAL (İzmir)
Sen inanmış gözükmüyorsun!
VAHİT ERDEM (Devamla)
yeni kurulacak tarım işletmesiyle ilgili şirkete belki Türk
firmasını da alacak eğer opsiyon, o alternatif
kullanılırsa.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Belki
VAHİT ERDEM (Devamla)
Hükûmetimizden bunu isteyebiliriz. Yeni kurulacak şirket mayın temizleyen
şirket
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun,
konuşmanızı tamamlayınız.
VAHİT ERDEM (Devamla)
tarım işletmesi olmayacak gayet tabii.
Değerli arkadaşlar,
son olarak şunu söyleyeyim: Ben bu kanunun bir an önce çıkarılarak
Hükûmetimizin bir an önce bu ihaleyi
İnşallah birinci opsiyon
gerçekleşir sizin de endişeleriniz ortadan kalkar. Bir an önce bu
mayınların temizlenip şu veya bu şekilde ekonomiye
katılmasını arzu ediyorum ve bu doğrultuda da oyumu
kullanacağımı ifade ediyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, bir önemli konuyu Sayın Bakana iletmek istiyorum.
Bu tasarı konusunda
önemli bir hassasiyetimiz var. Bugün AKP Grubunun bu konuda kapalı bir
oturum yaptığı, Sayın Bakanın bu konuda bir brifing
verdiği ifade ediliyor. Dolayısıyla, biraz önceki AKP Grubuna
ilişkin hatip de birtakım endişeleri olduğunu ama birtakım
görüşmelerden sonra endişelerin ortadan
kalktığını söylüyor. Şimdi, biz, Sayın Bakandan,
bu kapalı oturumda
AKPnin kapalı oturumda paylaşıp da
bizimle paylaşmadığı hususları yine bir kapalı
oturumda bizden de esirgemesin, bizi aydınlatsın.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bizim de endişelerimizi gidersin.
OKTAY VURAL (İzmir)
Burası Parlamento, AKP Grubuna kapalı oturumda bilgi veren Sayın
Bakan, kapalı oturum talep etsinler bize de bilgi versinler, bu
şekilde sağlıklı bir değerlendirme yapalım. Bunu
değerlendirmelerinde fayda görüyoruz Sayın Bakanın.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Vural.
Şahsı adına
ilk konuşmacı Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman.
Sayın Akman, buyurun
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 263
sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman
ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları üzerinde
şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
iki haftadır hararetle tartışmakta olduğumuz bu yasa
tasarısı üzerinde ne yazık ki bilen arkadaşlar da, bilmeyen
arkadaşlar da konuşmalar yapıyorlar, fikirler ileri sürüyorlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kim
biliyor, kim bilmiyor, onu da söyle.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Elbette, bu Parlamento çatısı altında herkes her türlü
görüşü beyan etme hususunda özgürdür.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kimin bildiğini anlatıyoruz, onu da söyle.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Lütfen biraz sabredersiniz Beyefendi, daha birinci cümlemle beraber
sataşma yapma
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kim
biliyor, kim bilmiyor? Sataşma yapıyorsun.
BAŞKAN Sayın
Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Başkanım, Bilen, bilmeyen konuşuyor. diyor,
isimlendirsin o zaman.
BAŞKAN Siz
bilenlerdesiniz herhâlde Sayın Günal, lütfen
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İsimlendirsin o zaman.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Sayın milletvekili, siz profesyonel sataşmacı olmaya
başladınız. Her konuşmaya başlayana
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bilen bilmeyen kim? Soruyoruz işte
YAHYA AKMAN (Devamla) Daha
birinci cümlemi sarf ederken sataşmak zorunda mısınız?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Söyleyin.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Lütfen susar mısınız.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Söyleyin, kim biliyor, kim bilmiyor.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Lütfen susar mısınız.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İthamda bulunmayın, isim verin.
BAŞKAN Sayın
Günal, lütfen
Sayın Akman, Genel
Kurula hitap ediniz.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Çetelenizi burada tutacak değilim herhâlde yani.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Burada isim verin, anlatalım o zaman.
YAHYA AKMAN (Devamla) Ben
görüşlerimi ifade edeceğim.
BAŞKAN Sayın
Günal, lütfen
Sayın Akman
YAHYA AKMAN (Devamla) Her
çıkan hatibe birinci dakikasında müdahale etme hakkını
kendinizde görüyorsunuz. Lütfen, istirham ediyorum
BAŞKAN Sayın
Akman, Genel Kurula hitap edin.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Varsa, söyleyin bileni bilmeyeni, biz de anlatalım.
BAŞKAN - Sayın
Günal, lütfen
YAHYA AKMAN (Devamla)
Lütfen yani
Ne söyleyeceğimizi bilmeden hemen lafa karışmak
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Bilen bilmeyen deme o zaman.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kimin bilip kimin bilmediği biliniyor.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Bilen bilmeyen diyorum, çünkü huzurunuzda bilen bir
arkadaşınız var. Bu konuyu Türkiye'de konuşulduğu
günden bu yana bir bölge milletvekili olarak takip eden bir
arkadaşınız var karşınızda.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Vay
be! Bilen belli oldu!
YAHYA AKMAN (Devamla) Evet,
zamanından beri, Sayın Millî Savunma Bakanımızla beraber,
buradaki sınır illerini temsil eden, geçen dönemden devam eden
diğer bir kısım arkadaşlarımızla beraber bu
işin evveliyatını biliyoruz, bölge insanıyız,
hassasiyetleri biliyoruz. Yıllarca bu işin sosyal
sıkıntılarını yaşayan insanlarız.
MEHMET GÜNAL (Antalya) O
zaman niye kendi insanımıza dağıtmıyorsunuz?
YAHYA AKMAN (Devamla) Orada
kolunu, bacağını kaybeden insanlar, o mayınlara çarparak
kolunu, bacağını kaybeden insanlar benim hemşehrilerim,
benim insanım. Taziyeye gitmek için
(MHP sıralarından
gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Böyle bir ayrımcılık var mı?
OKTAY VURAL (İzmir)
Bizim de insanımız..
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Bizim de kardeşimiz.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Müsaade edin lütfen
Müsaade edin lütfen
Akrabasının
taziyesi için Suriye tarafına geçip kolunu, bacağını
kaybeden insanlar benim insanım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hepimizin, hepimizin.
YAHYA AKMAN (Devamla) Bugün
AK PARTİ İktidarıyla beraber, değişen dış
politika konseptiyle beraber, oluşan kardeşlik iklimiyle beraber bunu
hazmedemeyen insanlar var bu memlekette. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
İsraile vermek mi gerekiyor?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kendi insanına ver.
YAHYA AKMAN (Devamla)
Sayın milletvekilleri, daha önce üç tarafı denizlerle, dört
tarafı düşmanlarla çevrili olan bir memleketin mensubu olmaktan mutlu
olan insanlar olduğunu görüyorum ben ne yazık ki. (MHP sıralarından
gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
Nerede?
YAHYA AKMAN (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bakın, AK PARTİ iktidarıyla
beraber, ben de dâhil olmak üzere
OKTAY VURAL (İzmir)
Denizden rahatsızlığın var, yüzme bilmiyorsun herhâlde!
YAHYA AKMAN (Devamla) -
bugün bölgedeki birçok arkadaşımızın yakın
akrabaları sınırın öbür tarafında yaşıyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ne
alakası var?
YAHYA AKMAN (Devamla) -
Hasbelkader bu sınırları bizler çizmedik, bir tarihte birileri
bu sınırları çizdi; birilerimiz sınırın
aşağısında, birilerimiz yukarısında kalmak
durumunda kaldık. (MHP ve CHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
demek bu?! Devletimiz Millî Mücadelede çizdi, sen mi kaldıracaksın?!
YAHYA AKMAN (Devamla) -
Bakın, bu kürsüde şimdi ifade etmiş olduğum olayın bu
sosyal tarafına neredeyse hiç değinilmedi.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Başkan, müdahale edin. Bu ne demek? Bu kadar olmaz!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar
YAHYA AKMAN (Devamla) - Bu
kara mayınlarının ne kadar kötü bir şey olduğunu, bir
an önce defedilmesi gereken birer bela olduğunu pek fazla ifade etmedi
hatipler. Ben bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bir kere her şeyden
önce şu mayınlardan kurtulmamız gerekiyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tamam.
YAHYA AKMAN (Devamla) - Bunun
yolu ne olursa olsun. Bölge insanı bu şekilde haykırıyor,
bunu istiyor, bizim de buna tercüman olmamız lazım.
OKTAY VURAL (İzmir)
İstemeyen var mı?
YAHYA AKMAN (Devamla) -
Gelelim muhalefet partisi milletvekillerinin ortaya koydukları korku ve
paranoyalara. Bakın, ben buraya milletvekili geldiğim günden bu yana
on yıldır bu Meclisin çatısı altındayım
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Bir daha zor gelirsiniz.
YAHYA AKMAN (Devamla) - Her
sene bu memlekette İsraillilere, özellikle seçim bölgem olan
Şanlıurfanın bazı bölgeleri peşkeş
çekilmektedir. Ben belli aralıklarla tapu kadastro bölge müdürünü
ararım, ya bu aralarda İsraillilerden yeni bir yerler alan oldu mu?
Hâlâ bunun izine ve eserine rastlamadım.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Dökümünü verelim size. Dökümü var Tapu Kadastroda.
YAHYA AKMAN (Devamla) -
Türkiye'nin en fazla güvenlikli olarak korunacak bölgesi İsraillilere
verilecek, bir yerlere peşkeş çekilecek; bunlara kargalar güler.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Verildi zaten.
YAHYA AKMAN (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, bakın, biz, burada, özellikle anlamsız
olan soğuk savaş dönemlerinde genişletildikçe genişletilen
güvenlik şeritlerinden sonra birçok vatandaşımızın
topraksız kalmasına vesile olan o sınır bölgesini
OKTAY VURAL (İzmir)
Bizim değil, İsrailin.
YAYHA AKMAN (Devamla) -
artık tarımımıza, ekonomimize ve ülkemize
kazandırmanın zamanı gelmiştir ve geçiyor bile. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
İsraile veriyorsun, bölge insanına değil?
YAHYA AKMAN (Devamla) - Bir
an önce, o yıllardır tarım ilacı görmeyen, gerçekten
işletilmeye muhtaç
(MHP ve CHP sıralarından gürültüler)
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Önergemizi niye reddettiniz?
YAHYA AKMAN (Devamla) -
özellikle organik tarım için elverişli olan bölgeyi ekonomiye
kazandırmamız lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir)
Mardinlilere, Urfalılara niye toprakları
dağıtmıyorsunuz da İsraile veriyorsunuz?
BAŞKAN Buyurun
Sayın Akman, konuşmanızı tamamlayınız.
Sayın milletvekilleri,
lütfen
YAHYA AKMAN (Devamla) Böyle
doğru ve haklı bir gerekçe varken, mal bulmuş mağribî gibi
siyasi menfaat devşirmek adına çıkıp bu kürsüde olur olmaz
birtakım şeyler söylemenin hiçbir alemi yoktur.
Bizler de bölge insanı
olarak bu projenin her açısından arkasındayız. Devlet
kurumları bu konuda uyum içerisinde çalışmaktadır. Millî
Savunma Bakanımız buradadır, özellikle önümüze getirilmiş
olan tasarı kafada oluşabilecek bütün istifhamları giderebilecek
niteliktedir. Keşke bir firma çıksa dese ki: Ben bunu iki yılda
temizlerim, on yılda da iade ederim. Bu, açık eksiltme usulüne tabi
bir ihaledir, inşallah da öyle olacaktır. Ama bu, burada iddia
edildiğinin tam tersine birilerine peşkeş çekilmemesi için
açık artırmaya sunulmuş bir konudur çünkü birileri istedi ki
bunu tekel olarak yapsınlar bu memlekette
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Halka verelim. dedik, önerge verdik.
YAHYA AKMAN (Devamla) -
ve devleti milyar dolarlarca zarara
uğratsınlar.
Bakın arkadaşlar,
ne zaman ki bu iş açık ihaleye, yerli yabancı herkese
açıldı, işte orada film koptu. Açık ve net söylüyorum,
orada film koptu.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Akman, son cümlelerinizi alayım efendim lütfen. Sayın Akman, lütfen
konuşmanızı tamamlayınız.
YAHYA AKMAN (Devamla) Bu
saatten sonra hiç kimse burayı müktesep hak olarak kendine alma
hakkına sahip değil, yerli yabancı kim gelirse
yatırımcı insanlara da açık olacak burası. Devletin
kurumlarının da murakabesi altında gerçekleşecek bu iş
diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Şimdi, bir konuya açıklık getirmek istiyorum.
Konuşmacı Birileri bu sınırları çizdi. dedi. O
birileri dediği
OKTAY VURAL (İzmir)
Türk milletidir.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Kuvayımilliyedir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
-
Kuvayımilliyeyi başarıya ulaştıran, o zamanki Lozan
sınırlarını çizen
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) Ne alakası var Kuvayımilliyeyle, ne alakası
var! Ne alakası var!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Birileri dedi, birileri dedi
OKTAY VURAL (İzmir)
O zaman biz çizdik
sınırları. Dokundu mu sana!
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) Ne diyorsun sen ya!
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Tutanak var. O birileri sözcüğünün tutanaktan çıkmasını
istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu
millet kurtuluş mücadelesiyle çizdi sınırlarını.
BAŞKAN Evet,
sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.52
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 91inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
263 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, tutanakla ilgili efendim, onu istirham ediyorum, onu
çözümleyelim. O birileri sözcüğüyle ilgili itirazımız duruyor
yerinde. Arkadaş düzeltsin efendim.
BAŞKAN Tamam efendim,
tutanaklara geçti. Tamam Sayın Anadol.
Şimdi söz
sırası, şahsı adına, Milliyetçi Hareket Partisi
Giresun Milletvekili Murat Özkana aittir.
Murat Özkan, buyurun efendim.
MURAT ÖZKAN (Giresun)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan
önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şahsım adına,
görüşülmekte olan 263 sıra sayılı Kanun Tasarısı
hakkında söz almış bulunuyorum.
Sayın milletvekilleri,
uzun süredir bu konuyu tartışıyoruz ve hararetli bir
tartışma yapıldığı da bir gerçek. Diğer
taraftan da muhalefet partili milletvekillerinin bu tasarıdan korktuğuna dair bazı hatipler sözde
bulundu.
Değerli arkadaşlar,
biz kimseden korkmuyoruz ama biz kaygı içerisindeyiz, kaygı
duyuyoruz, milletimiz adına kaygı duyuyoruz. Çünkü bu topraklar bu
milletin toprakları ve bu toprakların sınırları da
birileri tarafından değil, bu Parlamentonun yönettiği bir
Kurtuluş Savaşı sonucunda kanla çizilmiştir. Bunu öncelikle
vurgulamak istiyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri,
bizim geçmişte de kiraya verdiğimiz bir toprağımız
vardı. Osmanlı hazinesine gelir sağlaması için
Kıbrısı İngilizlere biz geçici olarak verdik ama bugün
Kıbrıs yok. Bugün Kıbrıs bizim değil. (AK PARTİ
sıralarından Bizim, bizim sesleri.)
HASAN KARA (Kilis) Ne bizim
değil ya?
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Neresi sizin?
HASAN KARA (Kilis)
Yarısı bizim, yarısı bizim.
MURAT ÖZKAN (Devamla)
Kıbrıs bugün
Sadece ve sadece Kıbrıs üzerinde bir
garantörlük hakkımız var, onları iyi bilin.
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) Garantörlük filan değil. Türk oğlu Türktür
Kıbrıs.
MURAT ÖZKAN (Devamla)
Bilmeden laf atmayın.
Değerli arkadaşlar,
ben Sayın Bakandan sormak istiyorum: Bu tasarı
hazırlanırken fayda-maliyet analizi yapıldı mı? Bu
analizi de görmek istiyorum bir milletvekili olarak. Kamu yararına
yapılacak
Çünkü devletin yaptığı tüm işlerin kamu
yararına olması gerekiyor. Fayda-maliyet analizini yaptık
mı? Bunu öğrenmemiz gerekiyor.
Diğer yandan, bu
tasarının stratejik ve hukuki olarak ciddi hatalar içerdiğini
söylememe zaten gerek yok, sizler biliyorsunuz. Malumunuz, 3152
sayılı İçişleri Bakanlığının
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2nci maddesi, kıyı,
sınır ve kara sularımızın güvenliğinin
sağlanmasından İçişleri Bakanlığını
yetkili kılmıştır. Böyle bir Yasamız var, belki
bilmiyor olabilirsiniz. Şuradaki Komisyona katılan ve bu yasada
ihaleyi yapacak yetkililer arasında bir İçişleri
Bakanlığı temsilcisinin olmaması ciddi bir hukuki
hatadır değerli arkadaşlar. Sayın Bakanım
yıllarca İçişleri Bakanlığında çok üst düzey
görevler yaptı. Kendisi de bu hususu çok iyi bilir. Bugün güney
sınırlarımızın Kara Kuvvetlerimiz tarafından
beklenmesinin tek nedeni, Jandarmanın yetersiz, sayısının
az olması ve bu protokolledir. Buradaki asıl yetkili birim
İçişleri Bakanlığıdır. Niye bu ihaleyi
İçişleri Bakanlığı yapmıyor ya da niye
katmıyorsunuz? Bunu teknik olarak izah etmeniz gerekiyor. Çünkü
İçişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında kanun buna amir.
Diğer bir taraftan,
değerli arkadaşlar, burada Konunun sahibi yok. denildi bir
milletvekili arkadaşımız tarafından. Çok doğru
denildi, gerçekten konunun sahibi aslında İçişleri
Bakanlığı ve sahibi olmadığını söylemek
gerekiyor.
Değerli arkadaşlar,
yine bir hatip dedi ki: Bu ihaleye yerli ortak da alınabilir. Bu kafayla
giderseniz bu ihaleye yerli ortak olmaz, yerli ırgatlar olur ancak. Sizin
yapmış olduğunuz bu yasayla yerli ırgatlarımız
olur. Bunlar da bu firmanın yanında çalışırlar. Bu
milleti, bu milletin ferdini siz ırgat yapmak istiyorsunuz ama
unutmayınız ki bu millet asla buna layık değildir ve buna
da izin vermeyecektir.
Değerli arkadaşlar
-organik tarım yapılmasına müsait olan bu yer- böyle bir yerde
organik tarım yapmak istiyorsanız on yıl ekmeden, dikmeden,
gübre atmadan beklemeniz gerekiyor. Burası yıllardır bekliyor
hazır, nezih bir arazi olarak.
Bu arazinin organik
tarım yapıldığı takdirde kendisini kaç yılda
amorti edeceğine dair, sözlerimin başında söylediğim,
fayda-maliyet analizi yapıldı mı? Biz buranın çok ciddi
rakamlara baliğ olduğunu düşünüyoruz.
Ve neden korkuyorsunuz? Niye
bu bölgenin insanına bu arazileri vermiyorsunuz? Bu arazilerin bir
kısmı mutlaka hazine arazisiydi ama bir kısmı
unutmayınız ki kamulaştırma sonucunda mayın
döşenen arazi hâline getirilmiştir. Eğer kamulaştırma
gereği ortadan kalkmış ise sahiplerine iade edilmesi de bir
hukuki evrensel kaidedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özkan.
MURAT ÖZKAN (Devamla) Sizin
Yok. demenizle evrensel kurallar değişmiyor. Evrensel kurallar,
ancak tarih içerisinde derin bir süzgeçten geçerek oluşturuluyor. Bu
evrensel kurallara sahip olursanız medeni olursunuz. Medeni olmak için de
ilk iş konulan kurallara uymayı gerektiriyor değerli
arkadaşlar.
Şimdi, böyle bir araziyi
kiraya verdiğiniz takdirde kırk dört yıl içinde ne kadar para
kazanacağınızı hesaplamadan, böyle bir fizibilite, böyle
bir fayda-maliyet analizi yapmadan bu yerin böyle bir kiraya verilme
işlemi ya da yap-işlet-devret modeliyle yapılmasını
ciddi bir hata olarak gördüğümü ifade edeyim ve bu yanlıştan
lütfen dönün.
Türkiye Cumhuriyetinin
başkalarına kiraya verilecek bir karış arazisi yoktur.
Unutmayın ki bir zamanlar Kıbrısı da kiraya
vermiştik, bugün uçtu gitti.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MURAT ÖZKAN (Devamla)
Diğer yerleri de kiraya vererek milletimizin topraklarını heba
etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
Sözlerime son verirken
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Özkan, teşekkür ederim.
Madde üzerinde soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Kaptan, buyurun
efendim.
OSMAN KAPTAN (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
sınırlarımızdaki bu topraklarımızın
kırk dört yıllığına yabancılara verilmesi,
Misakımillî sınırlarımızın yok edilmesi
anlamına gelmez mi?
İkinci soru: Türkiyede
bugüne kadar mayınlı arazilerin temizlenmesini kim yapıyordu?
Üçüncü soru: Koskoca
Türkiyede bu işi yapabilecek bir kişi, kurum, bir firma yok mu ki
İsrailli bir firmaya veriyorsunuz? Ordu bu mayınları
temizleyemiyor mu? Temizleyemiyorsa gerekçesi nedir?
Son soru da: Bu
çağdaş yaşamın, çağdaş eğitimin bir sembolü
hâline gelmiş Türkan Saylan Hanımefendinin Allah rahmet eylesin-
cenazesine Hükûmetin bir temsilcisinin katılamaması, valinin,
belediye başkanının katılmaması konusunda Hükûmetin
bir talimatı mı vardır?
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Çakır
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bugün,
basında Terörle Mücadele Müsteşarlığının
bütçesiyle ilgili gerekli paranın örtülü ödenekten
karşılanacağı şeklinde İçişleri
Bakanımızın bir açıklaması var. Bu mayınlı
arazilerin temizlenmesiyle ilgili ödenek yoksunluğundan dolayı böyle
bir yöntemi tercih ettik. diye savunma yapılacağına bunun parası
da örtülü ödenekten acaba karşılanamaz mıydı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Çakır.
Sayın Tütüncü
ENİS TÜTÜNCÜ
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Genelkurmayın mayın
temizleme işini yapamamış olması Türk Silahlı
Kuvvetlerinin bu konudaki yetersizliğinden, tecrübesizliğinden mi
kaynaklanmaktadır yoksa Genelkurmayın bütçesine, Millî Savunma
Bakanlığının bütçesine yeterli ödeneğin
konmamasından mı kaynaklanmaktadır?
Ve bununla
bağlantılı olarak Sayın Rasim Çakırın sorusunun
altını çizme ihtiyacı içindeyim. Eğer böyleyse bu yeni
kurulan Terörle Mücadele Müsteşarlığındaki gibi acaba
Genelkurmaya örtülü ödenekten bir tahsisat sağlanabilir mi?
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Tütüncü.
Sayın Emek
ATİLA EMEK (Antalya)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakan,
mayınlı alanların kamulaştırılmasına yönelik
hak sahipleri tarafından bugüne kadar kaç dava
açılmıştır? Dava sayısı ne kadardır?
İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yapılmış
mıdır? Bunlar kaç tanedir? Hak sahiplerine haklarının
iadesi yönünde bir düşünceniz var mıdır? Bu hak sahiplerinin
hakları nasıl korunacaktır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Emek.
Sayın Özkan
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Sayın Bakan, toplam 216 bin dekar olduğu bilinen
mayınlı arazinin temizlenmesi için gerekli olan parayı Türkiye
bulamayacak kadar aciz midir? Bu para ne kadardır? Bu mayınları
1956 yılından beri o topraklara döşemiş olan Türk
Silahlı Kuvvetleri, kendi yerleştirdiği mayınları
para, teknolojik destek sağlanarak veya uzmanlaşmış
personel desteği verilerek kendisi çıkarmayı sağlayamaz
mı?
Ayrıca, hudutta bir
tekmil verilir, Asil Türk milletinin namus ve şerefini korumakla görevli
birliğim, vatan ve millet uğruna seve seve can vermeye
hazırdır. denir. Bu hudut tekmilini değiştirmeyi mi
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Özkan.
Sayın Bakanım,
buyurun efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Teşekkür ediyorum.
Sorular için de teşekkür
ediyorum. Yalnız, sorulara geçmeden evvel konuşmalar
sırasındaki sorulara da cevap versem, Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bakanım, bir soru alayım.
Sayın Akcan, buyurun
efendim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Akcan yok efendim.
BAŞKAN Tamam.
O zaman, Sayın
Bakanım, buyurun.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Konuşmalar sırasındaki
sorulara da cevap vermek istiyorum uygun görürseniz.
Bir sayın
konuşmacımız Kıbrıs adası büyüklüğünde
diye ifade etti, hatta 2 katı diye. Kıbrıs adasının
yüz ölçümü 9.251 kilometrekare, bizimkisi 216 kilometrekare. Yani yüzde 2,5u,
yüzde 2,3ü kadar.
ŞENOL BAL (İzmir)
Hazine arazileri, bütünleşen?
ORHAN ZİYA DİREN
(Tokat) Tarım arazisini kastetti.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Şimdi, arazilerin miktarları
konusu konuşmalarda geçti, onu da arz edeyim. Toplam hazine arazisi 189
bin -teferruat okumuyorum- dekar, toplam şahıs mülkiyeti 12.979
dekar, toplam TİGEM 7.096 dekar, Devlet Demiryollarının arazisi
5.646; hepsi 216 bin dekar, yani 216 kilometrekare.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Önemli değil yani Sayın Bakan, verebiliriz! Çok önemli değil!
Hiç önemli değil!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Santimetrekaresi bile çok önemli
ülkemizin.
Bir şeyi iyice
anlatabilmek için söylüyorum. Bu ince bir şerit,
Şunu da arz edeyim:
Kanun geçerse -tabii takdir sizin, geçirip geçirmemek- mayınların
temizlenmesinden dolayı burada yeniden fiziki tedbir alınacak;
dikenli tel, elektrikli koruma vesair. Bunun için de 50 metresi
alındığı düşünülürse demek ki ortalama -çok kabataslak
söylüyorum- ihale edilecek kısım, tamamı ihale edilip
temizlenecek ancak kullanıma verilecek kısım 300 metrelik
olacaktır. Bir diğer kaba ifadeyle, temizlenen kısmın
sekizde 1i yeniden askerî kullanıma verilecektir korunması
bakımından.
Sayın Kaptanın
sorusu, sınırlar Misakımillî ile
İki şeyi herhâlde
biraz karıştırdık. Biliyorsunuz Kıbrıs kiraya
verilmedi. Kıbrıs 1856 Kırım Harbi sebebiyle İngilizlerin orada geçici üs
yapmasına izin verildi, siyasi bir karardı. Biz burada bir medeni
hukukun getirdiği kiracı hakkıyla ilgili bir karardan
bahsediyoruz.
Bugüne kadar kim yaptı
temizlemeyi? Bugüne kadar silahlı kuvvetlerin bir bölüğü var,
mayın temizleme bölüğü, insan gücüyle çalışıyor, elle
temizliyor; bu bölük yaptı. Eğer teferruatını isterseniz,
mesela Akçakale Kapısı ve diğer yerlerde bu bölük bugün dahi
faaliyet gösterdi, göstermeye devam ediyor. Belki takip ettiniz, hudutta petrol
çıkarılan bölgeler de mayınlıydı, oraları da bu
bölük temizledi ancak fevkalade zor bir işi insan zayiatı vermeden
vatan hizmetini yapan evlatlarımızla yapmak gibi bir sorumluluk
taşımaktadırlar.
Ordu temizleyemez mi?
MURAT ÖZKAN (Giresun)
Sayın Bakan, 1878de kiraya verilmiş.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Müsaade ederseniz sırayla gideyim.
MURAT ÖZKAN (Giresun)
Tarihi yanlış söylediniz.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) 1878de Mısırla beraber oldu.
İlki, ilki şeyde verildi. İngilizlerin ilk
çıkışı Kırımladır.
MURAT ÖZKAN (Giresun)
Hazineye gelir sağlamak için
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Yanılabilirim, ben tarihçi
değilim.
Değerli arkadaşlar,
bunu açıklama fırsatı verdiği için Sayın Kaptana
teşekkür ediyorum, ordu temizleyemez mi diye...
4 Mart 1992 tarihinde 2795
sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla bu temizleme görevi
Genelkurmaya verilmiş. Yani onlar da başlangıçta sizin gibi
düşünmüşler, Genelkurmay bunu en iyi şekilde yapar diye
Genelkurmaya verilmiş. 2001 yılında kaynak konusunda bir problem
çıkmış. Ama daha sonra, 22 Ağustos 2001de bu temizleme
için Genelkurmayda bir ofis kurulmuş, ilk ciddi adım onunla
atılmış. Ancak gene kaynakta problem var. Bunun
kaynağı Sayın Başbakanımızın ilgisiyle
karşılandı, sizin de aklınızdan geçen bir şekilde
RECEP TANER (Aydın)
Sayın Bakan, rakam nedir?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Karşılandı. Müsaade
ederseniz rakamı söylemeyeyim ama o şekilde
karşılandı.
2003 yılında bu
para bulunduktan sonra, daha evvel mayın temizlemesinde çalışmış
bazı ekip elemanları takviye edilerek yurt dışına
gönderildi. Özellikle Bosna-Hersekte çok önemli bir temizleme
yapılmıştı, orada tecrübe olsun diye oraya gönderildi.
Dışarıdan getirilen kullanılmış teçhizatla, bu
arkadaşların da bilgisiyle, 2003 yılı Eylül ve Ekim
ayları içerisinde mekanik mayın temizleme teçhizatlarının
denemeleri Mardinde yapıldı; bu teçhizat denemeleri de
başarılı oldu. Bundan sonra Genelkurmay ciddi bir planlamayla bu
işi yapmaya niyetlendi -Kara Kuvvetleri tabii- ve piyasa araştırmasına
çıkıldı.
Şimdi rakamları tam
hatırlayamayabilirim ama oranlar doğrudur: İlk alınan
teçhizat 5 milyon dolar civarındaydı. Bu teçhizat dediğimiz
şey çok büyük makineler, dozer gibi, ona benzer böyle gayet heybetli
tarama makineleri falan. Bu üçlü bir kombinasyon, birinin
yaptığını diğeri yapamıyor. Bunlar denendi.
Şimdi, bildiğiniz
gibi bu gibi devasa makineler hiçbir zaman vitrine konup da
satılmıyor, sipariş üzerine yapılıyor. Siparişe
çıkıldı, 5 milyon dolarlık makinelerin, üçlü makinelerin
her bir grubu için 14 ila 15 milyon dolar istendi, çok yüksek rakamlar istendi.
Bu tabii bir grup, beş grup değil, onlarca grup olmalıydı
ki beraberce yürütülsün.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Toplam ne kadar olacaktı Sayın Bakanım?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Bunun üzerine Genelkurmay, bu iş
bir de ihaleyle yapılabilir mi, yani hizmet almak suretiyle
yapılabilir mi diye Millî Savunma Bakanlığından görüş
sordu.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Neden? 2004te kontrata çağırmışsınız diyorum,
firmanın web sitesinde duruyor Sayın Bakanım. Şimdi
isterseniz İnternetten gösterebilirim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Şimdi ben size listeyi
gösteriyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Kontrata çağrı diyor.
AHMET YENİ (Samsun)
Yahu dinleyin, biz de dinleyelim!
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Genelkurmay Başkanlığı parasını düşünmeden
kontrata çağırır mı? Bu kadar mı taktik, strateji
bilmiyor?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Ben size
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hiç
mi ön hazırlık yapmıyor yani?
BAŞKAN Sayın
Günal, Sayın Bakanı bir dinleyelim efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Başkan, ben mi
konuşacağım, arkadaşlar mı konuşacak?
BAŞKAN Sayın
Günal
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ama
Sayın Bakan bize hikâye anlatıyor Başkanım, bilgi
söylemiyor.
NURETTİN AKMAN
(Çankırı) Dinle, dinle
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bilgi, bilgi
BAŞKAN Efendim bir
dinleyelim Sayın Bakanı, lütfen.
Buyurun Sayın
Bakanım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Şimdi, Genelkurmay bize İhale
yapılırsa ne olur? diye bir görüş sordu. İhale, yani
kendisi teçhizat almadan ihaleyi yapalım düşüncesiyle
On dört firma
teklif verdi, bu on dört firmanın en az teklifi 530 trilyon, en çoğu
2,279 trilyon, yani 2 katrilyon 289 trilyon
Bu kadar büyük paraları bizim
bütçemizde bulmak mümkün değildi. Bunun üzerine Genelkurmay
Başkanlığı, sizlerin de bildiği gibi, 24 Haziran
2008de Bunu başka bir kurum yapsın. diye Başbakanlığa
yazıyı yazdı. Yazı bizden de geçmedi, bize yalnız
bilgi verildi. Neden? Çünkü 1992de Genelkurmaya bu görev Hükûmet
tarafından verilmişti, yani Millî Savunma Bakanlığı
arada yok.
Şimdi, bu yazı
üzerine, Başka kurum yapsın yazısı üzerine
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Sayın Bakanım, bizim söylediğimiz bu yazıdan önceydi. 2004
Nisan ayında Kara Kuvvetleri Komutanlığında anlaşmasa
niye kontrat sözleşmesine çağırsın firmayı, onu
soruyorum.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) - Şimdi, efendim
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Müsaade edin de
açıklasın.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Orayı geçti ama Sayın Bakan, devam ediyor.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Bir dakika
Bir dakika efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye
çağırsın?
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri
Sayın Günal, lütfen
Buyurun Sayın
Bakanım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Her şeyi de ben şimdi size
uzun boylu
Şimdi, Abdüllatif
Şener Beyin başkanlığında bir heyet toplandı,
bunda Millî Savunma da var, Genelkurmay da var. Bu toplantıda şuna
karar verildi: Mevcut Bakanlar Kurulu kararı olduğu sürece
Genelkurmaydan başka bunu kimse yapamaz, Genelkurmaya çünkü görev
verilmiş 92de. Bunun üzerine yeni Bakanlar Kurulu kararı
alınmak suretiyle Başka bir kurum görevlendirilsin. dendi. Bu
toplantı da 26 Ekim 2004 tarihinde yapıldı ve bu öneri üzerine
de Bakanlar Kurulu yeniden bir karar aldı ve Maliye
Bakanlığını görevlendirdi.
Şimdi, arada geçen Kara
Kuvvetlerinin bu işi yapmak için verdiği mücadele, doğrusu
Aytaç Yalman komutan, çok değerli bir komutandı, yani çok büyük
işler başarmış komutandı, onun verdiği mücadeleyi
ben hatırlıyorum. Yani herkes samimiyetle bu işe girdi ama bunun
çok da kolay bir mesele olmadığı tespit edilerek bugünkü noktaya
getirildi.
Şimdi, Sayın
Çakır, terörle mücadele için verilen şekilde para
Para
bakımından bir sıkıntı olmadı efendim.
Genelkurmay ne istediyse bizim hükûmetimiz zamanında verildi.
Sayın Tütüncü
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
- Ama demin Vazgeçtik. diyordunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) -
Neden vazgeçtiler o zaman?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Paramız yok. dediniz.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Para yok. dediniz.
Siz safahatini
anlatıyorsunuz
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Peki, efendim, açık söyleyeyim,
bütçede para olmadığı için istenilen para örtülü ödenekten
verildi ama örtülü ödenekten milyarlar ödeyemezsiniz. Bütçeye koymanız
lazım. O nihayet bir denemeydi.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Maliye Bakanlığınınki bütçe de Millî Savunmanınki
bütçe değil mi? O başka bir bütçe mi efendim?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Efendim, bütçeyi siz sabahtan
kalkıp da akşama mı hazırlıyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Hayır.
2001de verilmiş görev,
onun planlaması yapıldı.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Tütüncünün sorusuna cevap
verildi zannediyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
2001de siz görev vermişsiniz, devam ediyor yani.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Yapsaydınız o zaman.
MHP olarak iktidardaydınız 1992den beri, yapsaydınız.
BAŞKAN Sayın
Günal, Sayın Kinay
Sayın Kinay, lütfen
efendim.
Sayın Günal, lütfen.
Buyurun Sayın
Bakanım, toparlayınız efendim, konuşmanızı
tamamlayınız.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Emekin, mayınlı
alanların
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Parası ayrıldı. Genelkurmay parasına bakmadan proje
çalışması yapmaz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Siz yapsaydınız!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Biz
yapıyorduk zaten, siz gelince bozuldu.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
kaç dava
açıldığı... Bunu biz de araştırdık, tespit
edemedik. Yalnız şu var: Efendim, İstimlak Kanunu
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Siz yapsaydınız!
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Bizimki yapılıyordu, incelemeler devam ediyordu.
ŞENOL BAL (İzmir)
Yedi senedir iktidardasınız, niye
RECEP KORAL (İstanbul)
Yeter artık, yeter ya! Ne kadar yakışıksız ya! Lütfen
bırakın dinleyelim, biz dinleyelim!
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Efendim, bana saygı
göstermiyorsanız, diğer arkadaşlarınız, bakın,
dinliyor, onlara saygı gösterin.
Bakın, altı sene
geçtikten sonra istimlak amacı dışında kullanımdan
dolayı dava açılamıyor ama gene de arkadaşlarımız
dava açılmış mı diye bakacaklar.
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Hikâye dinlemeyelim, bilgi bekliyorum.
RECEP KORAL (İstanbul)
Ben hikâye dinleyeceğim kardeşim!
BAŞKAN Sayın
Günal, arkadaşlar, Sayın Koral, lütfen
AHMET YENİ (Samsun)
Bakanın konuşmasına Hikâye. diyorsunuz utanmadan.
BAŞKAN Sayın
Yeni
AHMET YENİ (Samsun)
Soru sordunuz, Bakan cevap veriyor, Hikâye. diyorsunuz.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen Sayın Bakanı dinleyelim.
RECEP KORAL (İstanbul)
Can kulağıyla dinliyoruz burada. Bir, üç, beş, on
Yeter ya!
BAŞKAN Buyurun.
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Bakanım, açılmış dava var mı?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Araştırıyorlar. Yani,
arkadaşlarımızın hafızasında yok ama prensip
itibarıyla, bu 1959dan geldiğine göre, 1959da hemen mayınlar
döşendiğine göre
Altı sene geçtikten sonra iade davası
açılamaz zaten. Yani şimdi diyelim ki temizlendi, Vaktiyle istimlak
etmiştiniz, bana iade edin. demek bugünkü hukuka göre mümkün değil
ama ileride ne olur bilinmez. Ama demin okuduğum
Bakın,
şahsın arazisi de mayınlanmış, onlar temizlenip
kendilerine iade edilecek. 12 bin dekar; onlar temizlenip iade edilecek.
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Mayınlanmış, parası verilmemiş mi efendim?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Verilmişler ayrı, bu
verilmemiş. Yani muhtemelen sonradan dava açılıp bunların
hazine yeri olmayıp kendilerine ait olduğu ispat edilmiş ama bir
defa mayın döşendiği için verilememiş, yani muhtemelen
diyoruz, o zamandan şeyimiz
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
İnsan Hakları Mahkemesinde dava konusu.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Başkan, benim tespit
edebildiğim sorular bu kadar.
Arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
Madde üzerinde yedi adet
önerge vardır, önergeleri okutuyorum.
Buyurun efendim:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinde geçen
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
263 sıra
sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinde geçen
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı yasa tasarısının üçüncü maddesinde
geçen (5 yılı) (4 yılı) olarak ve (44 yılı) (5
yılı) olarak değiştirilmesini saygılarımla arz
ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Kanun Tasarısının 3. maddesinin 1.
bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Tayfur Süner R. Kerim Özkan Ergün Aydoğan
Antalya Burdur Balıkesir
Enis
Tütüncü Engin Altay
Tekirdağ Sinop
Madde 3- (1) Maliye
Bakanlığınca yapılacak kullanım
karşılığı temizleme ihalesinde, mayın temizleme
süresi taşınmazların yükleniciye tesliminden itibaren 5
yılı, taşınmazların temizleme
karşılığı tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması süresi ise, kabul işlemlerinin
yapılmasından itibaren 22 yılı geçemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 3. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Sacid Yıldız Atila Emek
Malatya İstanbul Antalya
Hakkı Suha Okay Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Ankara Tokat Adana
Şevket Köse Ali İhsan Köktürk İsa Gök
Adıyaman Zonguldak Mersin
Madde 3- Mayın
temizleme işi, arazilerin Millî Savunma Bakanlığı ile
Genelkurmay Başkanlığına ya da ihale sonucu işi alan
firmaya tesliminden itibaren 5 yıl içinde tamamlanır. Mayından
temizlenen arazilerin tarımsal amaçlı kullanımı için
öncelikle, arazinin bulunduğu yörede yaşayan topraksız ya da az
topraklı ailelere teklif götürülür. Topraksız ya da az topraklı
ailelerin tarımsal kullanımına verilen arazilerin kullanım
süreleri 44 yılı geçemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Tasarının 3. maddesinin madde
başlığının Mayın Temizleme Süresi, madde
metninin ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Nevzat Korkmaz Mehmet Günal
Mersin Isparta Antalya
Münir Kutluata Mümin İnan Rıdvan Yalçın
Sakarya Niğde Ordu
K.
Erdal Sipahi
İzmir
Madde 3- Maliye
Bakanlığınca yapılacak mayın temizleme ihalesinde
mayın temizleme süresi taşınmazların yükleniciye
tesliminden itibaren 5 yılı geçemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki
Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısı nın 3 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk
İzmir
BAŞKAN Bu okunan
önerge en aykırı önerge olduğu için işleme buradan
başlıyoruz.
Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Başkanım,
katılamıyoruz Yalnız, bir cümle, müsaade ederseniz, söyleyeyim.
Sorulara cevap verirken, Kara
Kuvvetleri bu işi yapmaktan imtina edince, daha doğrusu
yapamayacağını anlayınca örtülü ödenekten
aldığı parayı aynen iade etmiştir. Örtülü ödenekler
hassas bir konu olduğu için, burada belirtmekte fayda görüyorum. O örtülü
ödenekten kimsenin kursağına bir kuruş girmemiştir.
Arz ederim.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz tasarının 3üncü maddesiyle ilgili vermiş
olduğum değişiklik önergesi nedeniyle söz aldım.
Şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Arazinin kullanımı
karşılığında mayınları temizletmeyi
düşünüyorsunuz. Bu yönteme başvurmanızın gerekçesi olarak
da mayınların temizlenmesi işi için bütçeden kaynak
ayıramayacağınızı söylüyorsunuz. Bütçeden
karşılanamayacağını söylediğiniz tutarın
beş yıl için en fazla 1,5 milyar dolar olacağını
hesaplıyorsunuz. Yani, ortalama her yıl için bütçeye
koyacağınız ödenek tutarı en çok 300 milyon dolar.
Sayın Bakan bu kaynağın bulunamayacağını ifade
ettiler. Bu ülke, 2009 yılı için 57 milyar TL tutarında faiz
ödeyebildiğine göre mayın temizleme işi için de 1,5-2 milyar
TLyi de isterse pekâlâ bulabilir.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, bu yöntemle yapılacak ihalede ihale bedeli olarak hazineden
bir şey çıkmayacağı düşünülüyor. Ancak gerçek böyle
mi? Biraz daha yakından bakalım.
Tasarı kabul
edildiğinde ihaleyi alacak firma ya da firmalara tarımsal amaçla
kullandırılacak arazinin büyüklüğü bugünden belli mi? Belli
olmadığını 2nci maddeyle ilgili olarak
yaptığım konuşmamda belirttim.
Diyelim temizleme
karşılığında kullandıracağınız
alan mayınlı araziyle sınırlı olsun. Bu alandan bir
yılda elde edilecek ürün bedelini hesap ettiniz mi? İhaleyi alan
firmaların kırk dört yılda ne kadar gelir elde edeceğini
hesap ettiniz mi? İhaleyi alanların 1,5 milyar doları kaç
yılda çıkaracağını hesap ettiniz mi?
Diyelim ihaleyi alan firma ya
da firmalar üç beş yıl içinde mayın temizleme işi için
ödedikleri tutarı tarımsal faaliyetlerden elde ettikleri gelirle
karşıladılar. Geriye kalan kırk yıl için vatan topraklarını
bedelsiz yerli ya da yabancılara terk etmiş olmayacak
mısınız? Hani siz, tüyü bitmemiş yetim hakkını
yedirmemek iddiasındaydınız. Şimdi bu, tüyü bitmemiş
yetim hakkını yedirmek olmuyor mu?
Değerli milletvekilleri,
her hâl ve kârda iki işin ayrı ayrı ihale edilmesi hâlinde kamu
daha kârlı çıkacaktır. Tasarının öngördüğü ihale
yöntemi benimsendiğinde bölgeye yerleşecek yabancı bir
işletmecinin yaratacağı iç ve dış güvenlik
sorunları ise işin cabası olacaktır.
Ülke menfaatlerinin ve
hazinenin aleyhine sonuç verecek bu ihale yönteminin kabul edilmemesi için
işbu değişiklik önergesi verilmiştir. Önergeye destek
vereceğiniz ümidiyle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar
yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Oylama mı yapacaksınız Sayın Başkan?
BAŞKAN Evet.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi
vardır, onu yerine getireceğim.
Sayın Anadol, Sayın
Kılıçdaroğlu, Sayın Okay, Sayın Diren, Sayın
Köse, Sayın Özkan, Sayın Çakır, Sayın Seçer, Sayın
Tütüncü, Sayın Köktürk, Sayın Özdemir, Sayın Emek, Sayın
Çöllü, Sayın Küçük, Sayın Baytok, Sayın Dibek, Sayın
Soysal, Sayın Serter, Sayın Arifağaoğlu, Sayın
Ağyüz, Sayın Hacaloğlu, Sayın Ünlütepe.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
BAŞKAN Pusula veren
milletvekili arkadaşlarımız lütfen ayrılmasınlar.
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Süre doldu Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Süre doldu. Pusula yok, pusula yok; süre doldu.
BAŞKAN Sayın
Anadol, Tüzünün önünde de gösterge var efendim. Şu anda iki dakika on
yedi saniye oldu efendim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Olur mu Sayın Başkan!
BAŞKAN - Efendim merak
etmeyin, burada var, arkadaşımız anında kesecek ve şu
anda iki dakika yirmi beş saniye oldu.
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Sayın Başkan, yapmayın Allah aşkına! Bir de
Adaletimize güvenin. diyorsunuz.
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
BAŞKAN Evet, süre
tamamlandı.
Toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
sıra sayılı Tasarının 3. maddesinin madde
başlığının Mayın Temizleme Süresi madde
metninin ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Madde 3- Maliye
Bakanlığınca yapılacak mayın temizleme ihalesinde
mayın temizleme süresi taşınmazların yükleniciye
tesliminden itibaren 5 yılı geçemez.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Günal, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, burada yine sanki bir hikâye konuşuyoruz gibi
dinliyoruz, sonra kayboluyoruz, sonra yoklamaya geliyoruz, sonra tekrar
kayboluyoruz. Sayın Bakana soru soruyoruz, Sayın Bakan bize
safahatını anlatıyor. Onların hepsi var, biz size
onları sorduk. Hatta siz 2003ten başlattınız, ben size
2001de başladığını Komisyonda söyledim. Onun hepsini
biliyoruz. Biz size somut soru soruyoruz, bir tane cevap gelmiyor.
Bakın, Sayın
Bakanım, 2nci maddede aynen şöyle diyor, buna bir cevap verin lütfen:
Müstakil kullanımı mümkün olmayan ve bu taşınmazlarla
bütünlük arz eden Hazineye ait diğer taşınmazlar
Ne kadar?
Yani ne kadar? Yani bu her şeyi içeriyor; bunun yakınında olan,
kenarında olanlar nedir? Örnek, maliyet sorduk
Şimdi, bakın, az
önce ben size çok somut verdim, hesapladım, topladım, geldi. Arada
sordum yine bana kızdınız dinle diye, yine cevap bekliyorum.
0,35 pound
Aardvark firması Nisan 2004te -Allahın işi- Bir
anda kesildi. diyor, Kara Kuvvetleri Komutanlığı beni kontrat
yapmaya çağırmıştı. diyor. Şimdi, bir Kara
Kuvvetleri Komutanlığı düşünün, bir Genelkurmay
Başkanlığı düşünün, 2001den 2004e kadar bunun
peşinde koşacak, bütün firmalara yazı yazacak, hepsinden teklif
alacak, Mardinin Nusaybin ilçesinde deneme yapacak, ondan sonra da
bunları kontrat yapmaya çağıracak, bu arada, Allahın
işi, ne kadara mal olduğunu, parasını falan hiç
düşünmeyecek, bir anda, ne olduysa Ya bu ne kadar tutuyordu? Çok
pahalıymış, biz bundan vazgeçtik. diyecek. Siz gerçekten buna
inanıyor musunuz kendiniz? Bana kızmadan önce, lütfen bir
düşünün.
Ben size şimdi
okuyayım birkaç tane maliyet, Sayın Bakana da sordum, bakın,
diyorum ki: 2004te Ottawa Sözleşmesini imzaladıktan sonra
bildirmişiz: 921 bin 080 gömülü mayın, 2 milyon 973 bin stokta. Onlar
anlaşma gereği farklı şekilde patlatılıyor, MKE
tarafından. Şimdi 921 binin 600 bini burada, 300 bini ne olacak?
diyorum. Bir cevap verir misiniz? Bunu temizlemeyecek miyiz? Bunu kim
temizleyecek Allah aşkına? Bir cevap verin, yani bir tane cevap verin.
Size okuyayım. Demin
sordum: Birçok teklif var mı? diye. Arkadaşlarımız
diyorlar ki: NAMSA bu işi yapmıyor. Diye. Tam üç sayfa boyunca,
-sizlere de takdim edeyim- milyonlarca mayın temizleniyor şu anda, Birleşmiş
Milletler ve NAMSA aracılığıyla. Kendisi yapmıyorsa da
üstleniyor, danışmanlığını yapıp firmalar
yapıyor. Kontrolünü, IMAS Kriterleri gereğince o mayının
temizlendiğini, zaten NAMSA yapmak zorunda. Onu yapmadığı
zaman sizin temizlediğinizin garantisi yok şu anda, uluslararası
bir standart var.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, daha önce bahsettim, Komisyonda da sordum sayın
bakanlara, bir cevap gelmedi, Kilis Valiliği
Size net bilgi
vereceğim. Bölgemin insanları diyen Arkadaşım da dâhil,
Sayın Şanlıurfa Milletvekili kardeşimiz de dinlesin, maliyetleri
verelim, ne yapılabiliyormuş? Bakın, mayınlı
sahaların temizlenmesiyle ilgili Kilis İl Özel İdaresinin, Kilis
Valiliğinin bir projesi, sonuç bölümünden okuyorum: Bu proje uygulamaya
konulup üretime geçildiği takdirde 1.025 işletme ile ortalama her
işletmeyi 5 nüfus olarak düşündüğümüzde toplam 5.125
vatandaşımızın gelir seviyesini artıracak ve bu üretim
ile 2004 yılı verileri baz alındığında il
ekonomisine katkısı 7,5 milyar olacaktır. Değerli
arkadaşlarım, burada 36.200 dekarlık bir mayınlı sahanın
temizlenmesiyle ilgili bir proje, sadece Kilis ilini kapsayan.
Bakın, size bir örnek
daha vereyim: Projenin toplam maliyeti 20 milyon, o zamanki rakamla milyar,
rakamlar biraz değişti şimdi. Yani, üç yılda organik
tarım için yapılan masrafların tamamını kendisi amorti
ediyor, 7,5e 21; çarpı 3=22,5 yapıyor. Şimdi, o zaman bize niye
rakam vermekten kaçınıyorsunuz? Bir tane maliyet verin,
hesaplayalım. 500 trilyon dedi Sayın Bakanım. Dolar bazında
ne yapar? 300 küsur milyon dolar. Şimdi bunu mu veremiyoruz, bunun için mi
kırk dört yıllığına veriyoruz? Kırk dört
yılda sadece bu kadar mı para kazanılacak, 1,5 milyar mı
kazanılacak? Bunun hesabı yapıldı mı? diyoruz.
Önümüzde proje var, önümüzde rakamlar var. O zaman bundan bilgi istememizden
niye gocunuyorsunuz? Ben somut bilgi istiyorum, bunda kızacak bir şey
yok ki, niye bana bağırıyorsunuz? Ben bilgi soruyorum. Bana
hikâye anlatılmasını istemiyorum, ben o safahatı binlerce
kere okudum, üç tane klasörüm oluştu. Hepsine bakıyorum, biliyorum
ben onları. Bilenlerle bilmeyenler dedi de Sayın Vekilim, onun için
söylüyorum, biliyorum, söylemediklerinizi de biliyorum. Ama lütfen bu konuda
kafa karışıklığımızı bizimde giderin,
gelin anlatın. Bu tasarıyı geri çekin.
Bizim verdiğimiz önerge
sadece mayın temizliğine dönüştürüyor, 3üncü maddeyle ilgili
önergemiz de 1 ve 2de olduğu gibi. Mayın temizlemeye tamam deyin,
gelin 900 bin tane mayının hepsini temizleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla)
Toparlıyorum Başkanım.
Ondan sonra, tarım için
bakın ne kadar güzel projeler var. Sadece Kilis Valiliği İl Özel
İdaresinin gayretiyle
Bütün ayrıntısını verebilirim,
kaç metreye ne ekilecek, hangi tohum ekilecek, kaç para gelecek, maliyeti
nedir, hepsi var. Türkiye Cumhuriyetinde bunlar yapılabiliyor.
Dolayısıyla, İsrailliye vermeye falan gerek yok, kırk dört
yıllığına vermeye hiç gerek yok.
Lütfen bizi bu konuda
aydınlatın, maliyetle ilgili bir bilginiz varsa. Ki onu da Türkiye
Cumhuriyeti ödeyemeyecekse, 3-500 milyon doları, sırf bunun için
veriyorsak bize yazıklar olsun burada. Yani birçok şeye para
buluyoruz, her şeye para buluyoruz, sadece GAP için 9 milyar dolar, 4, 4 +
1 koyduk ama hâlâ verebilecek para buluyoruz. Bunlar ne için? Bunlar da o
yörenin insanları için, bu toprakların kazandırılması
için değil mi? Bunlar için de lütfen para bulalım, geliniz bu
mayınları temizleyelim, hepsini birden temizleyelim.
Uluslararası
anlaşmaya siz el kaldırdınız burada arkadaşlar, geçen
dönemden olan arkadaşlarımız var.
İmzaladığımız şeye el kaldırdınız,
Ottawa sözleşmesine; Hepsini temizleyin diyor, Sadece Suriye
sınırını temizleyin. demiyor.
Onun için, hepinizi
vicdanınızla baş başa bırakıyorum,
kararınızı yeniden gözden geçirmenizi diliyor, teşekkür
ediyorum.
Saygılar. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263
Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 3. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Madde 3- Mayın
temizleme işi, arazilerin Millî Savunma Bakanlığı ile
Genelkurmay Başkanlığına ya da ihale sonucu işi alan
firmaya tesliminden itibaren 5 yıl içinde tamamlanır. Mayından
temizlenen arazilerin tarımsal amaçlı kullanımı için
öncelikle, arazinin bulunduğu yörede yaşayan topraksız ya da az
topraklı ailelere teklif götürülür. Topraksız ya da az topraklı
ailelerin tarımsal kullanımına verilen arazilerin kullanım
süreleri 44 yılı geçemez.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Okay, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; değişiklik
önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlarım.
Değerli
arkadaşlarım, biraz evvel Sayın Millî Savunma Bakanını
dinledik. Ancak Sayın Bakanın bu Parlamento çatısı
altında bu tür açıklamalarından sonra, Sayın Bakan
açıklama yapıyor, daha sonra Millî Savunma Bakanlığı
yalanlıyor; Sayın Bakan düşüncelerini ifade ediyor, Komisyon alt
komisyonunda Millî Savunma Bakanlığı sözcüsü farklı
şeyler söylüyor; Sayın Bakan Genel Kurulda düşüncelerini ifade
ediyor ama daha sonra o ifadelerinin farklı olduğu yine Meclis
tutanaklarında sabit.
Şimdi, sorun şu:
Türkiye ile Suriye sınırları arasında kara
mayınlarının temizlenmesi söz konusu ama Parlamento gerçek
anlamda yeter bilgi sahibi olamıyor. Sayın Bakan rakamları
verirken 500 trilyon da vardı. diyor, 2 katrilyon da vardı. diyor
ama anlatımları nedense hep 2 katrilyon üzerinden oluyor.
Değerli
arkadaşlarım, açıkçası, Sayın Bakanın bu konuda
bu Parlamentoyu, Genel Kurulu, hatta kamuoyunu tatmin edici açıklamada
bulunduğu kanısında değilim. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak da biz burada tatmin olmadık.
Aslında bu yasa kendi
içinde bazı hususları saklayan, gizleyen, gerçek amacı gizleyen
bir yasa. Şimdi, yasanın 1inci maddesinde Mayın ve
patlamamış mühimmatın temizlenmesi ve elde edilecek arazilerin
tarımsal amaçla kullanılması. amaç ve kapsam olarak ifade
edilirken, dönüp bakıyoruz, asıl amacı saklayan madde 3üncü
madde. O 3üncü madde diyor ki: Kullanım
karşılığı temizleme ihalesi., Kullanım
karşılığı temizleme ihalesi.
Burada, hiç, bu Genel Kurulu,
kamuoyunu yanıltmayalım, gerçek iradeyi ortaya koyalım. Bu
tasarı, netice itibarıyla iktidarın veya iktidara mensup bir
kısım milletvekili arkadaşlarımın oylarıyla
geçerse eğer, Türkiye ile Suriye sınırları arasındaki
kara mayınlarını muhtemel yabancı ortaklı bazı
şirketler alacak, kırk dört yıl süreyle de o araziyi o
şirketler kullanacak.
Biz Ana Muhalefet Partisi
olarak açık, net bir şey söylüyoruz, diyoruz ki: Kara
mayınları temizlenmeli. Zaten kara mayınlarının
temizlenmesi hususunda Ottawa Sözleşmesini
imzaladığımız için bir tartışma yok ama o kara mayınlarından
temizlenen topraklar o yöredeki az topraklı, topraksız köylüye
verilsin. Aramızdaki fark bu. (CHP sıralarından
alkışlar)
Peki, bu yasa böyle geçerse
ne olacak? Bu yasa bu hâliyle geçerse bilesiniz ki Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Gideceğiz ama şunu
da bilesiniz: Olası hazırlanmış veya hazırlanacak olan
bu ihaleyi üstlenmeye niyetlenen firma, beş yıl içerisinde temizlemek
durumunda. Muhtemelen, Anayasa Mahkemesi gündemi Anayasaya böylesine açık
olan -kimi düzenlemeler için başvurumuzu hâlâ gündemine almamakla beraber-
bu yasa geçtikten sonra beş yıl içerisinde görüşülür.
Bu yasa
görüşüldüğünde de bilesiniz ki, bu yasanın kendi içindeki
düzenlemeler de dâhil iptale mahkûmdur; dolaylı özelleştirme
yaptığınız için iptale mahkûmdur; Parlamento yetkisini
Maliye Bakanlığına devrettiğiniz için iptale mahkûmdur;
yargı kararını devre dışına
çıkardığınız için iptale mahkûmdur. Böylesine bir yasal
düzenlemeyle Parlamentoyu yoğun bir çalışma sonrasında,
belki bu çalışma sonrasında hazır taşeron firma,
müteahhit firma üstlenecek, ama o müteahhit firma bu arazileri tarımsal
amaçlı olarak, eğer yasadaki gibiyse sadece tarımsal
amaçlıysa
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, son
cümlenizi alayım.
HAKKI SUHA OKAY (Devamla)
orada kullanamadan bu yasa iptal edilecek ve iptal edilecek olan bu yasa
sonrasında da o müteahhit firma çok büyük zarar görecek.
Değerli
arkadaşlarım, çok önemli bir yasayı görüşüyoruz. 22nci
Dönem Parlamentosunun 1 Mart tezkeresi sonrasında sergilemiş
olduğu dik duruşu, zannederim, 23üncü Dönem Parlamentosu da bu
yasada gösterecektir diyorum, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Okay.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
çalışma süremiz tamamlanmıştır.
Kanun tasarı ve
tekliflerini sırasıyla görüşmek için 21 Mayıs 2009
Perşembe günü, alınan karar gereğince, saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Sizlere ve bizleri izleyen
vatandaşlarımıza hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati:
20.00