DÖNEM: 23 CİLT: 45 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
92nci
Birleşim
21 Mayıs 2009 Perşembe
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, geçen tutanak hakkında
konuşması
V. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.-
Gümüşhane Milletvekili Yahya Doğanın, Müzeler Haftasına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, sınır ticaretinin
düzenlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepe göçün işsizliğe etkilerine
ilişkin gündem dışı konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, 263 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 2nci maddesinin yapılan açık oylamasıyla
ilgili açıklaması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21 milletvekilinin, Adli Tıp Kurumuna
yönelik iddiaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/376)
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/543) (S. Sayısı: 263)
3.- Türk Ceza
Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet
Komisyonları Raporları (1/670) (S. Sayısı: 353)
4.- Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/458) (S. Sayısı: 90)
5.- Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/552)
(S.Sayısı: 293)
6.- Siirt
Milletvekili Memet Yılmaz Helvacıoğlu ve 4 Milletvekilinin;
İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin; Antalya Milletvekili Osman
Kaptan ve 1 Milletvekilinin Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ve Millî
Savunma Komisyonu Raporu (2/427, 2/428, 2/429) (S. Sayısı: 361)
7.- Türk
Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve
Astsubaylar Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/463)
(S.Sayısı: 316)
8.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Sağlık ve Tıp Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/523) (S.Sayısı: 337)
9.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanında İşbirliğine
Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/532)
(S.Sayısı: 338)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kilis
Milletvekili Hasan Karanın, konuşması sırasında bir
milletvekilinin kendisine cahil diye müdahale etmesi nedeniyle
konuşması
X.-
OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 3üncü maddesinin oylaması
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara
Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri
ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 4üncü maddesinin oylaması
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Sağlık ve Tıp Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Hatay ve Antalya tatillerinin masraflarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/7586)
2.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Başbakanlığa yeni bir uçak
alınacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/7638)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00te açılarak beş oturum yaptı.
Samsun Milletvekili
Ahmet Yeni, 19 Mayıs Atatürkü Anma Gençlik ve Spor Bayramına,
Batman
Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Batmanın il oluşunun 20nci yıl
dönümüne,
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse, mevsimlik tarım işçilerinin
sorunları ile alınması gereken önlemlere,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Fransa Senatosu
Dışişleri, Savunma ve Silahlı Kuvvetler Komisyonunun vaki
davetine istinaden, Fransaya resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük
Millet Meclisi Parlamento Heyetini oluşturmak üzere siyasi parti
gruplarınca ismi bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 20 milletvekilinin, Gaziantep turizmindeki
sorunların (10/373),
Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran ve 20 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların (10/374),
Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 32 milletvekilinin, özürlü istihdamı
konusundaki mevzuatın uygulanmasındaki sorunların (10/375),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerini alacağı ve
ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
14-15 Nisan 2009
tarihlerinde Bahreyne resmî ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah
Güle refakat eden heyete, Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın
da iştirak etmesinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin
Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmının:
1inci
sırasında bulunan (6/444),
2nci (6/486),
12nci (6/587),
13üncü (6/597),
17nci (6/628),
32nci (6/690),
33üncü (6/691),
37nci (6/714),
58inci (6/799),
65inci (6/819),
71inci (6/827),
87nci (6/858),
92nci (6/865),
119uncu sırasında bulunan (6/903),
188inci (6/1010),
194üncü (6/1019),
241inci (6/1081),
325inci (6/1186),
326ncı (6/1187),
446ncı (6/1321),
448inci (6/1323),
449uncu (6/1324),
456ncı (6/1332),
Esas
numaralı sözlü sorulara Adalet Bakanı Sadullah Ergin cevap verdi;
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüz ve Tunceli Milletvekili Kamer Genç cevaba karşı
görüşlerini açıkladılar.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96) görüşmeleri komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman
ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının
(1/543) (S. Sayısı: 263) görüşmelerine devam edilerek, 2nci
maddesi kabul edildi, 3üncü maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.
Yozgat Milletvekili
Bekir Bozdağ, Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın
şahsına,
Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin partisine,
Sataşması
nedeniyle birer açıklamada bulundular
21 Mayıs
2009 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00te
toplanmak üzere birleşime 20.00de son verildi.
Nevzat
PAKDİL
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
Harun TÜFEKCİ |
|
Canan CANDEMİR ÇELİK |
|
Konya |
|
Bursa |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 103
II.- GELEN KÂĞITLAR
21 Mayıs 2009 Perşembe
Tasarılar
1.- Finansal
Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu Tasarısı
(1/707) (Adalet; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28.4.2009)
2.- Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/708) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.5.2009)
3.- Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/709) (Plan ve Bütçe ile
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.5.2009)
4.- Çek Kanunu
Tasarısı (1/710) (Avrupa Birliği Uyum ile Adalet Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.5.2009)
5.-
Uluslararası Ticaret Finansmanı İslami Kurumu Kurucu
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/711) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji; Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.5.2009)
Teklifler
1.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/455)
(Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.5.2009)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; 1219 Sayılı Tababet ve
Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair
Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/456) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 5.5.2009)
Tezkereler
1.- Mardin
Milletvekili Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/799) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.2009)
2.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/800) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.2009)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğlukun Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/801) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.5.2009)
Raporlar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kosova Öz-Yönetim Geçici Kurumları Adına
Hareket Eden Birleşmiş Milletler Kosova Geçici Yönetim Misyonu
(UNMIK) Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/414) (S. Sayısı: 377) (Dağıtma tarihi:
21.5.2009) (GÜNDEME)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Svilengrad-Kapıkule Demiryolu Sınır Geçişi Faaliyetlerinin
ve Kapukule Sınır Mübadele Garındaki Demiryolu Sınır
Hizmetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/419) (S. Sayısı: 378)
(Dağıtma tarihi: 21.5.2009) (GÜNDEME)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Orman ve
Ormancılık Araştırmaları Alanında Bilimsel ve
Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/687) (S. Sayısı: 379)
(Dağıtma tarihi: 21.5.2009) (GÜNDEME)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Gürcistan Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/531) (S. Sayısı: 380) (Dağıtma tarihi:
21.5.2009) (GÜNDEME)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Oman Sultanlığı Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/527) (S. Sayısı: 381)
(Dağıtma tarihi: 21.5.2009) (GÜNDEME)
6.-
Çoğaltılmış Fikir ve Sanat Eserlerini Derleme Kanunu
Tasarısı ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporu (1/582) (S. Sayısı: 382) (Dağıtma tarihi: 21.5.2009)
(GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergesi
1.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, bir köyün su sıkıntısına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1365)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Dışişleri Bakanının önceki görevinden
ayrılmasına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/7814)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
2.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin
Demirtaşın, GSM şirketlerine yapılan ödemelere
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/7815) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/04/2009)
3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin
Demirtaşın, milletvekillerin şoför ihtiyacına ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/7816) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
4.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, memur ve emeklilere bir defaya mahsus ödeme sözüne
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7817)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
5.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, emekli aylıklarının
iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7818) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
6.- Konya Milletvekili Atilla Kartın,
TRTnin bir ihalesine ve bazı vericilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7819) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/05/2009)
7.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, Türk
Telekomun yönetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7820) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
8.- Ankara Milletvekili Yılmaz
Ateşin, kayıp çocuklara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7821) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/05/2009)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, ABDde bulunan iki kuruluşun verdiği ödüllere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7822)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
10.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, İsrailin Mescid-i Aksa çevresinde
gerçekleştirdiği kazılara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7823) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
11.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, İsraile gönderilen gizli özel temsilciye
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7824)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
12.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, yeşil kart uygulamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7825)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
13.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, MEDULA Programına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7826) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
14.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, Balıkesir Belediyesinin borçlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7827)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
15.- Edirne Milletvekili Bilgin
Paçarızın, Edirnedeki tarihi köprülerden bazı araçlara
geçiş yasağı uygulamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7828) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
16.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun, TRTnin
yaptırdığı bir diziyle zarara
uğratıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7829)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
17.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkanın, belediye başkan ve yardımcılarının bir
ek ödemeden yararlandırılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7830) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
18.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, burs
verilen yüksek öğrenim öğrencilerinden mesleğe alınanlara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/7831)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
19.- Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin, Deniz Feneri davasında Alman makamlarının adli
yardım talebi iddiasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7832) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
20.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Deniz
Feneri davasında Alman makamlarının adli yardım talebi
iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7833) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
21.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Muşta depremle ilgili çalışmalara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7834) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
22.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryada
depremle ilgili çalışmalara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/7835)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
23.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, sosyal güvenlik sistemine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7836) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
24.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın,
kısa çalışma ödeneğinden yararlanan firmalara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7837) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
25.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın,
Hatayda kısa çalışma ödeneğinden yararlanan firmalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7838) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/05/2009)
26.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, çocuk işçiliğine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7839) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
27.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, geçici işçi kadro tahsislerine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7840) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
28.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün,
SGKnın eczacıların fatura ödemelerini bankalarda bekleterek
komisyon aldığı iddiasına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7841)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
29.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, Çakmak
Barajının tamamlanmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7842)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
30.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun,
Hamzadere Barajının tamamlanmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7843) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/05/2009)
31.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, Manyas Gölünün korunmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7844)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
32.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın, kredi
kartı kullanımına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/7845) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
33.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın,
Hataydaki kredi kartı borçlularına ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/7846) (Başkanlığa geliş tarihi:
04/05/2009)
34.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, IMF ile ilişkilere ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/7847) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/05/2009)
35.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, iç
talebin canlandırılmasına ve IMF ile görüşmelere
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/7848) (Başkanlığa
geliş tarihi: 05/05/2009)
36.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, nükleer enerji santrali yapımına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7849) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
37.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun, İzmirdeki enerji ihtiyacına ve OSBlerin
sorunlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7850) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
38.- İzmir Milletvekili Şenol Balın,
enerji alanında faaliyet gösteren KİTlerin borç ve alacaklarına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7851) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
39.- Muş Milletvekili Sırrı
Sakıkın, toplumsal olaylara müdahalelerde biber gazı
kullanılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7852) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/05/2009)
40.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
metrobüslerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7853) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
41.- İstanbul Milletvekili Sacid
Yıldızın, İstanbuldaki kentsel yaşam kalitesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7854) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
42.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, Türkiye Belediyeler Birliği yönetimine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7855) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
43.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, kaçak göçmen sorununa ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7856) (Başkanlığa geliş
tarihi: 05/05/2009)
44.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, 1
Mayıstaki olaylarda polisin bir müdahalesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7857)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
45.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Bingöl-Yedisu-Erzincan yolunun asfaltlanmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7858)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
46.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, öğretmenlerin kesilen ek ders ücretlerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7859)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
47.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, Balıkesirdeki öğrenci yurdu yapımına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7860) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
48.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin,
Devlet parasız yatılılık ve bursluluk sınavındaki
bir soruya ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7861) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
49.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun,
çiftçilerin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7862)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
50.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin,
pamuk tarımında alınabilecek bazı tedbirlere ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7863) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
51.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin
bir kanun tasarısı taslağına gönderilen görüşe
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7864) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
52.- Bursa Milletvekili Hamza Hamit Homrişin,
Tarım Kredi Kooperatiflerinin bazı uygulamalarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7865) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
53.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, acil
arama servisinin etkinleştirilmesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7866)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
54.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, bir beldeden geçen karayolunun oluşturduğu sorunlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7867) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
55.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, 2009 yılı bütçesindeki değişiklik
ihtiyacına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7868) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/05/2009)
56.- Niğde Milletvekili Mümin
İnanın, Ermenistan ile ilişkilere ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7869) (Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
57.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, İstanbul Boğazı çevresindeki gayrimenkul
alımlarıyla ilgili iddialara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7870)
(Başkanlığa geliş tarihi: 05/05/2009)
Meclis Araştırması Önergesi
1.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 21 Milletvekilinin, Adli Tıp Kurumuna
yönelik iddiaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi. (10/376)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/05/2009)
21 Mayıs 2009 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Fatma
SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
BAYRAM ALİ
MERAL (İstanbul) Daha önceleri niye yapmıyordun da şimdi
yapıyorsun Saygıdeğer Başkanım?
BAŞKAN
Bayram Bey, herkes kendi görevini bilsin efendim, lütfen.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Evet, pusula gönderen milletvekili arkadaşlarımın isimlerini
okuyacağım, salonda bulunup bulunmadıklarını
arayacağım.
Sayın
Ayşe Akbaş?
Sayın Suat
Kılıç? Burada.
Sayın
Abdullah Veli Seyda?
OKTAY VURAL
(İzmir) Yok.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Ayşe Akbaş geldi efendim.
BAŞKAN
Sayın Cemil Çiçek? Burada.
Sayın Ömer
Çelik? Burada.
Sayın Zeki
Ergezen? Burada.
Sayın Azize
Sibel Gönül? Burada.
Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, İç Tüzük 58inci maddeye göre,
geçen tutanak hakkında, müzakereler başlamadan söz talep ediyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bir beyanını düzeltecek herhâlde.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Kendi beyanımı düzelteceğim.
BAŞKAN
Sayın Anadol, buradaki ifadede, bir milletvekili veya bakanın
beyanından bahsediyor. Siz kendi beyanınızı mı
düzelteceksiniz efendim?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Evet, bir konuşmaya müdahale ettim, tutanağa
beyanım tam geçmemiş.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.-GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun, geçen
tutanak hakkında konuşması
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, yüce Meclisin saygıdeğer üyeleri; bugün, geçen
birleşimle ilgili tutanak hakkında, beyanım tam geçmediği
için Sayın Başkandan söz talep ettim. Lütfettiler verdiler,
teşekkür ederim.
Niye benim
beyanım tam geçmedi? Dün, Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman,
şu beyanda bulundu burada: Hasbelkader bu sınırları bizler
çizmedik, bir tarihte birileri bu sınırları çizdi, birilerimiz
sınırın aşağısında, birilerimiz
yukarısında kalmak durumunda kaldık.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, kendi beyanı
değil ki ama.
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) Müdahale etmeyin lütfen.
OKTAY VURAL
(İzmir) Doğru söylüyor, ne müdahale ediyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) Ben, şimdi bir konuya açıklık getirmek istiyorum.
Konuşmacı
birileri bu sınırları çizdi. dedi. O
birileri derken benim ifadem, beyanım buraya tam geçmedi, onun için söz
aldım.
Değerli
arkadaşlar, mayınların temizlenmesiyle ilgili yasayı
görüşüyoruz. Çok enteresandır, o civarda üç tane önemli vilayetimiz var.
Bir tanesi, 8 Şubat 1921de Gazi unvanı verilen Gaziantep,
sınırlar oradan geçiyor. Biraz içeride kalan, Sayın
Başkanımızın da seçim bölgesi olan, 7 Şubat 1973te
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kahramanlık payesi verilen
Kahramanmaraş. 12 Haziran 1974 tarihinde, Kurtuluş
Savaşında yaptığı yararlılıklar nedeniyle
Urfa ilinin adı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
Şanlıurfa olarak değiştirilmiş.
Demek ki
arkadaşlar, Türküyle, Kürtüyle, Arapıyla, Süryanisiyle dünyada
ilk kez verilen antiemperyalist bir kavganın, ulusal Kurtuluş
Savaşımızın, Şahin Beylerin, Karayılanların
çizdiği sınır hakkında O sınırları birileri
çizmiş hasbelkader, biz yapmadık. diyen anlayışı
kınamak için yerimden müdahale ettim, tam yer almamış.
Arkadaşlar, Türkiye'nin
alın teri, gözyaşı, kan bahasına çizdiği bu Lozan
sınırlarını şimdi birileri kırk dört
yıllığına yabancılara satmak istiyorlar. Bunları
ifade etmek istedim. (CHP ve MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
İlk söz,
Müzeler Haftası münasebetiyle söz isteyen Gümüşhane Milletvekili
Yahya Doğana aittir.
Sayın
Doğan, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Gümüşhane Milletvekili Yahya Doğanın,
Müzeler Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması
YAHYA DOĞAN
(Gümüşhane) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 18-24
Mayıs tarihleri arasında kutlanan Müzeler Haftası münasebetiyle
söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Müzeler, bir
milletin tarihinin ve kültürünün sergilendiği alanlardır. Gündem
dışı
(CHP ve AKP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar
Sayın
Doğan, buyurun efendim.
YAHYA DOĞAN
(Devamla) Türkiye gibi çok zengin bir tarihe ve kültüre sahip bir milletin
müzelerinin çok zengin olmasından daha tabii bir şey olamaz. Ülkemiz
coğrafi konumu, doğal zenginlikleri itibarıyla en eski dönemlerden
günümüze değin birçok uygarlığı
barındırmıştır. Müzelerimiz ise bu coğrafyada
yeşeren uygarlıklara ait kültürel varlıkların yok
olmasını önleyerek tarihi karanlıklardan kurtaran ve gelecek
nesli aydınlatan kurumlarımızdır. Kültürel
mirasımızın bilimsel çalışmalarla ortaya
çıkarılması, korunması, onarılması, sergilenerek
gelecek kuşaklara aktarılması görevlerini üstlenen müzelerimiz
aynı zamanda bir eğitim ve bilim sahası olarak da hizmet
vermektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir millet ancak tarihiyle,
kültürüyle, ortaya çıkardığı eserleriyle var olur. Müzeler
bütün bunların görsel olarak sunulduğu, genç kuşaklara en kolay
aktarıldığı yerlerdir. Bunun için günümüzde de müzecilik
hızlı bir gelişme göstermiş, müze ve müzecilik tarihi ile
milletleşme süreci âdeta birlikte anılır olmuştur.
Birçok ülkede
zengin müzeler oluşturulmuş ve bu müzelerde tarihî objeden etnografik
eserlere ya da sanat eserlerine kadar birçok eser sunulmuştur. Ülkemizde
de zengin, dünya ölçeğinde müzelerimiz
vardır ve bunlarla övünüyoruz. Ancak biz dünyadaki çok az millete
nasip olan bazı zenginliklere sahibiz. Bu sebeple müzelerimizin de nitelik
ve nicelik olarak çok daha farklı olması gerekmektedir. Topkapı
Sarayı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve
benzeri, bir çırpıda sayabileceğimiz ve tüm ülkelerin
gıptayla baktığı müzelerimiz vardır ve bunların
kıymetini çok iyi bilmeliyiz ama bu müzelerin depolarındaki eserlerin
de bir an önce gün ışığına
çıkarılmasını beklemekteyiz. Özellikle özel kişi ve
kuruluşların da müzecilik konusunda teşvik edilmesi, devletin
bunlara her türlü yardımı yapması yerinde olacaktır. Kültür
ve Turizm Bakanlığımızın Ankarada Türkiye
uygarlıklar müzesi kurulması için yürüttüğü
çalışmaların süratlendirilip hayata geçirilmesini beklemekteyiz.
Müzeler aynı
zamanda turizm sektörünün de vazgeçilmezidir. Yapılan bazı
incelemelere ve araştırmalara göre kültür ve tarih turizmi için
gelenlerin, deniz ve diğer turizm için gelenlerden 7 kat daha fazla gelir
bıraktığı hesaplanmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; müzelerimizin uzman kadrolarla ve
yeterli personelle takviyesi şarttır. Ülkemizde personel
yetersizliği sebebiyle kapalı olan müzelerimiz bulunmaktadır.
Özellikle nitelikli personel alımı için Maliye
Bakanlığımızın, bu talepleri, kadro taleplerini
karşılayacağını umuyoruz. Keza aynı şekilde
bilimsel şekilde nasıl ki arkeoloji ve kütüphanecilik bölümleri var
ise üniversitelerimizde bir müzecilik bölümünün de açılması yerinde
olacaktır.
Müzelerimize her
yaşta insanımızın kolaylıkla ulaşması
gerekmektedir. Bakanlığımızın, Kültür ve Turizm
Bakanlığının başlatmış olduğu müze kart
uygulaması yerinde bir uygulamadır. Bunların
sayısının artırılması, tabana
yaygınlaştırılmasını beklemekteyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Doğan, konuşmanızı
tamamlayınız.
YAHYA DOĞAN
(Devamla) Ülkesini tanımayan, tarihi ve kültüründen haberi olmayan
nesillerden ülke sevgisini, vatan aşkını beklemek hayalcilik
olur. Bu sebeple gençlere bütün bunları çok iyi öğretmeliyiz, ki
müzeler bunun için elimizdeki en önemli vasıtalardandır.
Şahısların, sivil toplum kuruluşlarının ve
belediyelerin de bu konulardaki görüşleri alınarak düzenlenecek
programlarla vatandaşlarımıza müze sevgisinin
kazandırılması ve müzelere sahip çıkmalarının
sağlanması gerekmektedir.
Kültür
Bakanlığının ülke dışında, tarihî ve
kültürel mirasımızı gösteren sergiler
açtığını görmekteyiz. Ancak güvenlik önlemlerinin
alınarak bunun daha çok ülkeye götürülmesi yerinde olacaktır.
Sözlerimi
bitirirken Müzeleri ziyaret etmek ve müzelerin faaliyetlerine iştirak
etmek bireyin kültür göstergesidir. özdeyişiyle Müzeler
Haftasını kutluyor, yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Doğan.
Gündem
dışı ikinci söz, sınır ticareti merkezleri
kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı hakkında söz
isteyen Edirne Milletvekili Rasim Çakıra aittir.
Sayın
Çakır, buyurun efendim.
2.- Edirne Milletvekili Rasim Çakırın, sınır
ticaretinin düzenlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararına
ilişkin gündem dışı konuşması
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 16 Mayıs
2009 Cumartesi günü, 2008/14451 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
Sayın Cumhurbaşkanının onayıyla Resmî Gazetede
yayımlandı. Bu karar, bazı Doğu ve Güneydoğu
sınır illerimizde sınır ticaret merkezlerinin
açılmasına yönelik bir karardı. Bu karardan yararlanan iller
Artvin, Ardahan, Iğdır, Ağrı, Van, Hakkâri,
Şırnak, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Kilis ve Hatay.
Sınır
ticaret merkezlerinin açılmasına yönelik 2003 yılındaki
Bakanlar Kurulu kararını biraz daha genişleten,
uygulanabilirliğini artıran, işlemleri biraz daha
kolaylaştıran ve bölge ekonomisine katkı sağlayacak,
bölgede işsizlik sorununa bir parça olsun çözüm bulacak, bizce de olumlu,
doğru bir Bakanlar Kurulu kararı. Bu karar gereği, ismini
saydığım illerde kurulacak olan sınır ticaret merkezlerinde
o illerde iş yapan iş adamları, bu merkezlere üye olarak, kendi
ait olduğu gümrük kapısından, belirlenen ürünleri, tespit edilen
ürünleri, belirlenen miktarlarda, gümrük vergisi alınmadan veya az
alınarak, gümrük işlemleri kolaylaştırılarak ithalat
ve ihracat yapabilme hakkına sahip olacaklar.
Tabii, burada, bu
kararnamenin önemli bir maddesi de ihracat yapılacak ürünlerin o ilde
üretiliyor olması. Yani bu da adı geçen illerde üretim potansiyelini
artıracak ve işsizlik sorununa bir nebze olsun çözüm üretecek.
Bu karar
doğru bir karar, hayırlı olmasını diliyorum ama niçin
bu kararla ilgili gündem dışı konuşma yapma ihtiyacı
hissettim, izninizle onu açıklamak istiyorum. Sizin de fark ettiğiniz
gibi Türkiye'nin sınır illerinin tamamı bu karar içerisine alınmış
ama nedense Edirne ilimiz, sanki bir serhat şehri değil, sanki bir
sınır ili değil, sanki bütün problemlerini,
sorunlarını çözmüş, ekonomisi gürül gürül, halkı mutlu,
insanları zengin gibi bir ayrıcalıklı muameleye tabi
tutulmuş. Bunun için gündem dışı söz alma ihtiyacı
hissettim.
Hâlbuki,
Edirnemiz hemen yanı başında Çerkezköy, Çorlu, İstanbul
gibi güçlü çekim alanları olan, her geçen gün nüfusu azalan,
tarımın ülke ekonomisinden aldığı paydan dolayı
kişi başı millî geliri her geçen gün azalan, en az bu Doğu,
Güneydoğu illerindeki kadar yoksulluğun, açlığın ve
sefaletin olduğu ve en az bu iller kadar böyle bir kararnamede yer
almayı hak etmiş bir serhat şehrimiz Edirne. Bakanlar Kurulunun
böyle bir düzenleme yaparken Edirneyi bu düzenlemenin dışında
tutmasının ekonomik veriler, ekonomik gerekçelerle izah
edilebileceğini ben zannetmiyorum. O zaman Edirne niçin bu düzenlemenin
dışında kaldı? sorusuna hep beraber bir yanıt
bulmamız gerekiyor. Ben öyle düşünmek istemiyorum ama Edirneliler
öyle düşündüğü için sizlere ifade etmek zorundayım.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Çakır.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Acaba biz iktidar partisine onun beklentisi kadar oy vermedik de
onun için mi bu kararnamenin dışında tutulduk? diye bir
eleştiri var Edirnelilerden. Ben umuyorum ve inanıyorum ki konuyla
ilgili Sayın Bakan Edirnelilerin bu endişesini giderecek, bu konuya
yönelik çalışmaları başlatacak ve Doğu ve
Güneydoğudaki sınır illerimizde olduğu gibi Edirnedeki
iş adamlarımızın da yararlanabileceği sınır
ticaret merkezlerinin Edirnede de kurulmasına ön ayak olacak,
yardımcı olacak, biz de Sayın Bakanın Edirne Ticaret
Odası, borsası, sivil toplum örgütleri ile beraber -başta
Valiliğin önderliğinde- yapacağı çalışmalara
Edirne Milletvekili olarak elimizden gelen her türlü desteği ve
katkıyı yapacağız.
Söz verdiği
için Sayın Başkana teşekkür ediyorum. Bu konuda diğer
Edirne milletvekillerinin de konuya ilgi ve alakasını bekliyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çakır.
Gündem
dışı üçüncü söz, Gaziantepe göçün işsizliğe etkileri
konusunda söz isteyen Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemire aittir.
Sayın
Özdemir, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepe
göçün işsizliğe etkilerine ilişkin gündem dışı
konuşması
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Gaziantepte göçün işsizliğe etkileri üzerine
konuşma yapmak üzere gündem dışı olarak söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, altı bin yıllık geçmişiyle Gaziantep,
sanayisi, ticareti, tarımı, tarihî ve kültürel zenginlikleri,
camileri, hanları, hamamları, kale ve kuleleriyle, yer altı ve
yer üstü kaynaklarıyla büyük bir metropoldür.
Gaziantepliler,
Gaziantep savunmasında yerle bir olan şehirlerini, 6 binden fazla
şehidine rağmen, girişimciliği ve azimleriyle örnek bir
sanayi, ticaret ve kültür kenti hâline getirmişlerdir.
Gaziantep üç
merkez, altı taşra ilçesi ve 1 milyon 612 bini geçen nüfusuyla,
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en büyük, Türkiye'nin ise 6ncı büyük
kentidir. Gaziantep, yıllık yüzde 6,7ye ulaşan göçle
Türkiye'nin en yüksek göç alan illerinden birisidir.
Güneydoğu
Anadolu Bölgesinin en gelişmiş sanayi altyapı ve tesislerinden
olan Gaziantep, üretim rakamlarıyla da hem bölgesinin hem de Türkiye'nin
lokomotifi durumundadır. Bu sanayi gelişimi, bireylerde istihdam ve
daha yüksek ticaret beklentilerini ortaya çıkarmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ilimiz iktidarın bütün şişirme rakamlarına
rağmen, ekonomik olarak maalesef kötü durumdadır.
İlk olarak,
çevresini saran teşvikli iller Gaziantepin üretim
yatırımlarının önünü kesmiştir.
İkinci
olarak, ekonomik kriz sürecinde Gaziantepte de olumsuz rakamlar ortaya
çıkmış. Gaziantepte gün geçmiyor ki iş yerleri ve üretim
merkezleri kapanmasın, işten personel çıkarmaları
olmasın. Ekonomik kriz sürecinde göç rakamları da hesaba
katıldığında Gaziantepin işsizlik rakamları daha
da belirginleşmiştir. Göç oranlarıyla paralel gelişmeyen
sanayi üretim ve iş yeri merkezleri rakamları ise işsizlik
rakamları üzerine doğrudan bir etki yapmaktadır.
Teşviksizlik sorunlu, dış yatırımları çevre
illere kaptıran, ekonomik kriz sürecinde sanayi ve ticareti olumsuz
etkilenen, bir de yüksek göç oranıyla Gaziantep ekonomisi
aşılması güç problemlere gebedir. İşsizlik bu
şekilde devam ederse, ileride ilde sosyal patlamalar görülecek, terör ve
asayiş sorunları, maalesef, kaçınılmaz hâle gelecektir.
Değerli
milletvekilleri, işsizliğin, çalışmak isteyen fakat iş
bulup da çalışamayanları ifade etmesi işsizlik ile göç
olgusu arasındaki doğrudan ilişkiyi ortaya koymaktadır.
Teşviksizlik, ekonomik kriz ve göçün etkisiyle Gaziantepte 2009
yılının ilk üç ayında İŞKURa başvuru yapan
kamu ve özel sektör işsiz sayısı 8.251i geçmiştir. Bu
rakamlar 2008 yılında aynı dönemle
karşılaştırıldığında yüzde 50lik bir
artış vardır. 2009 yılının ilk iki ayında 19
iş yerinin son çıkardığı işçi sayısı
ise 2.690dır. Son olarak, 2009 yılının Mart ayı sonu
itibarıyla Gaziantepte İŞKURa kayıtlı işsiz
sayısı 26.126ya ulaşmıştır.
Üretimimizin en
önemli göstergelerinden olan enerji tüketiminde de maalesef, düşüşler
gözlenmektedir. Doğal gaz tüketiminde yüzde 22, elektrik tüketiminde yüzde
11 düşüş olmuştur. Ülkemizin en büyük organize sanayi
bölgelerinden olan Gaziantepte enerji kullanımındaki düşüş
üretimdeki ve istihdamdaki azalmaların önemli bir göstergesidir.
Öte yandan,
eğitim konusunda da göçten kaynaklanan çok ciddi sıkıntılar
vardır. Gaziantepin ÖSS sınavlarında göstermiş olduğu
düşük performans da önemli bir göstergedir.
Değerli
milletvekilleri, bir kere, artık bölgeler arası değil, kentler
arası gelişmişlik rakamları değerlendirilmeye tabi
tutulmalı ve kamu yatırımları bunlara göre
gerçekleşmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özdemir, konuşmanızı tamamlayınız.
HASAN
ÖZDEMİR (Devamla) Amaç, bölgeler arası değil, kentler
arası gelişmişlik düzeyi farklılığını
ortadan kaldırmak olmalıdır. Aksi hâlde, kentler arası göç
konusu işsizlik rakamları konusunda Gaziantep örneğinde
olduğu gibi olumsuz tablolar ortaya koyabilmektedir.
Konuşmama
burada zaman yetersizliğinden son verirken yüce heyetinizi bir kez daha
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.
Sayın
Vuralın 60ıncı madde gereğince kısa bir söz talebi
vardır.
Buyurun
Sayın Vural.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, 263
sıra sayılı Kanun Tasarısının 2nci maddesinin
yapılan açık oylamasıyla ilgili açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dün, bu
mayınlarla ilgili yasa tasarısı görüşülürken 2nci maddede
bir açık oylama talebi vaki oldu ve bu açık oylama talebi yerine
getirilirken elektronik oylamada 178 milletvekilinin kabul ettiği girildi.
Daha sonra da
tutanaklara göre, pusulalarla birlikte 189 kişinin kabul ettiği
tutanaklara girmiş vaziyette.
Şimdi, bu
durumda 11 kişinin vekâleten ya da pusulayla oy vermiş olması
gerekiyor.
Şimdi ben
size bu vekâleten oy kullanan arkadaşları okumak istiyorum:
Şimdi,
Sayın Mehmet Aydın kendi adına kullanmış. Sayın
Mehmet Aydına vekâleten Sayın Vecdi Gönül kullanmış.
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Olur mu öyle şey!
OKTAY VURAL
(İzmir) Ve çok vahim olan bir konu Sayın Başkanım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olmayıp dışarıdan atanan
Sayın Ahmet Davudoğlunun da kabul oyu burada pusulalara geçmiş.
Şimdi
soruyorum size: Oy hakkı olmayan bir kişinin burada
pusulasını imzalayıp gönderen kimdir? Sayın Bakan
Brükseldedir ve bunlar oy hanesine yazılmıştır. Sayın
Bakanın oy hakkı yoktur.
Bu durumda, bu
uygulama hakkında, bunun düzeltilmesinin nasıl olacağı
konusunun da Türkiye Büyük Millet Meclisinde tezekkür edilmesi lazım.
Şimdi, Sayın Bakan Ahmet Davudoğlu, Sayın
Dışişleri Bakanı, ne zaman pusulayı
imzaladınız? Sizin oy hakkınız var mı?
Elimizi
vicdanımıza koyalım değerli arkadaşlar. Burası
Türkiye Büyük Millet Meclisi. Yani şimdi
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Suç bu, suç!
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Yapma Allah aşkına! Bunun eleştirilecek
nesi var? Sahtekârlığın neresini savunuyorsunuz!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım, bunlar
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Ee, niye laf atıyorsun o zaman? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Senin vermediğin nereden belli?
BAŞKAN
Sayın Vural, tamamladınız mı efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet Sayın Başkanım. Şimdi, oylama
yapılmış. Bu oylamada bulunan bakanın yerine vekâleten oy
sayılmış, oy kullanma hakkı olmayan oy pusulası
göndermiş, kabul edilmiş. Yani gerçekten bu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma usul ve esaslarına hiç uymuyor. Çok teeddüp
ettim. Çok yanlış bir iş yapılmıştır. Bu
hususun nasıl düzeltileceği konusunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde
belki de bir usul tartışması açılmak suretiyle tezekkür
edilmesinde büyük fayda görüyorum.
Arz ederim.
BAŞKAN
Sayın Vural, teşekkür ederim.
O pusulalar
geldiğinde ben o belirttiğiniz pusulaları okumadım. Sadece,
arkadaşların gelmiş olan o 178in dışındaki
tutanakların
Arkadaşlar imzayı reddettikleri için okudum ama
Sayın Davudoğluna ve Sayın Vecdi Gönülün Mehmet Aydına
ait olan pusulalarını, dikkat ederseniz -tutanaklara
bakınız, buradaki şeyler vardı, ben onları-
okumadım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, kullanılan oy sayısı 189, kabul 189.
Soruyorum: 189u kim saydı?
BAŞKAN
Sayın Vural
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Külliyen geçersiz!
OKTAY VURAL
(İzmir) Yani nasıl olur böyle bir şey yahu?
BAŞKAN
Sayın Vural, sesinizi yükseltmenize gerek yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bunun tartışılacak yönü yok.
BAŞKAN Ben
şunu ifade ediyorum: Bakınız, ben o pusulaları daha sonra,
o söylediğiniz iki pusulanın ikisini de okumadım.
Arkadaşların sehven bir toplama hatası vardır, onu kabul
ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, Sayın Zeki Ergezenin de okumamışsınız.
RECEP KORAL
(İstanbul) Okudu Zeki Ergezeni.
OKTAY VURAL
(İzmir) Tutanakta okumamışsınız ama
geçmişsiniz. Bakın, tutanakta yok.
RECEP KORAL
(İstanbul) Okudu Zeki Ergezeni.
OKTAY VURAL
(İzmir) Tutanakta yok. Bakın, tutanakta Sayın Cemil Çiçek
Hayati Yazıcıya vekâleten var. Sayın Vecdi Gönül
Ertuğrul
Günaya vekâleten Sayın Arınçın var, Sayın Taner
Yıldızın -Veysel Eroğlu göndermiş- var ama
diğerleri tutanaklarda yok diyorum. Tutanaklardan okuyorum ben efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Bu oylama geçersiz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu oylamayı nasıl düzelteceğiz şimdi? Meclis
Başkanlığı, bu tutanaklar doğrultusunda,
tutanakların değiştirilmesi konusunda talepte bulunsun.
BAŞKAN
Gereken değerlendirmeyi yapacağız.
Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, o zaman oylamayı iptal etmek
zorundasınız.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım, bu konunun nasıl
kararlaştırılacağı konusunun tezekkür edilmesini talep
ediyorum.
BAŞKAN
Tamam efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, şimdi, 5 tane bakanın
BAŞKAN Ben
o konuyla ilgili değerlemenin yapılacağını söyledim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Müsaade edin de gruplar o konuda görüşlerini söylesin.
ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, dün kâtip üyeler
arasında muhalefet kanadını temsil eden bir üye yoktu. Buna
itiraz edildi ancak Başkanlık makamı bunu önemsemedi. Belki de
bugün gelinmiş olan bu noktanın nedeni de bu dün
yaratılmış olan boşluktur.
BAŞKAN
Sayın Hacaloğlu, istirham ederim, lütfen. Bakınız,
bakanlık yapmış, görevlerde bulunmuş bir
insansınız. Lütfen, istirham ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, buyur Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, vekâletle kullanılan oy
sayısını hesaba kattığınız zaman, 184
toplantı sayısı yok. Dolayısıyla o oylamayı iptal
etmeniz lazım.
RECEP KORAL
(İstanbul) 189
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, işte, 189 kabul denilmiş, 5 ve 6 tanesi
BAŞKAN
Var, var
RECEP KORAL
(İstanbul) Karar yeter sayısından bahsediyoruz, karar yeter
sayısı
BAŞKAN
Sayın Genç, var, toplantı yeter sayısı var.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, sonradan gelmiş. Sayın Başkan, böyle bir
şey olur mu?
RECEP KORAL
(İstanbul) Saçma saçma konuşuyor!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bakın, burada biraz önce 189 oydan bahsedildi.
BAŞKAN
Sayın Genç, Genel Kurul
KAMER GENÇ
(Tunceli) 5-6 tane bakan vekâleten kullanmış.
BAŞKAN
Tamam, sözünüzü dinledim efendim. Tutanaklara bakarsınız.
Teşekkür
ediyorum size.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama doğrusunu yapın yani!
BAŞKAN
Doğrusunu yapıyoruz, yapacağız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğru değil! Böyle Başkanlık, böyle Başkan
Vekilliği yapılmaz!
BAŞKAN
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Böyle olmaz ya!
BAŞKAN
Buyurun, yerinize geçin Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sen o makamda doğru dürüst görevini yap yahu!
BAŞKAN
Sayın Genç, siz de lütfen milletvekili görevinizi düzgün
yapınız!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı yok, toplantı yeter
sayısı yok. Nasıl oylamayı geçerli sayıyorsunuz?
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Görevinizi düzgün yapınız, milletvekillerine
saygısızlık yapmayınız.
BAŞKAN
Evet, Meclis araştırması açılmasına ilişkin bir
önerge vardır, okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21
milletvekilinin, Adli Tıp Kurumuna yönelik iddiaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/376)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bilirkişilik
yapılanmasının sağlıklı ve hızlı
işleyişinin sağlanabilmesi için son günlerde kamuoyunda büyük
rahatsızlık yaratan Adli Tıp Kurumu'nda yaşanan
gelişmeler ve ülkemizde bilirkişilik müessesesi konusunun Meclis çatısı
altında detaylıca incelenebilmesi ve çözüm önerilerinin uzmanların
fikrinin de alınması yoluyla ortaya konabilmesi için TBMM
içtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri ve Anayasanın 98. maddesi
gereğince bir Meclis araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Nevingaye
Erbatur (Adana)
2) Osman Kaptan (Antalya)
3) Çetin Soysal (İstanbul)
4) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
5) Hulusi Güvel (Adana)
6) Tekin Bingöl (Ankara)
7) Atila Emek (Antalya)
8) Ergün
Aydoğan (Balıkesir)
9) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
10) Birgen
Keleş (İstanbul)
11) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
12) Hüseyin Ünsal (Amasya)
13) Ali Rıza
Ertemür (Denizli)
14) Ahmet Küçük (Çanakkale)
15) Şevket
Köse (Adıyaman)
16) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
17) Ensar
Öğüt (Ardahan)
18) Yaşar
Tüzün (Bilecik)
19) Hüsnü Çöllü (Antalya)
20) Tayfur Süner (Antalya)
21) Ali Koçal (Zonguldak)
22) Ali Arslan (Muğla)
Gerekçe:
Bilirkişilik
yapılanmasının sağlıklı ve hızlı
işleyişi hukuk sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır.
Adli Tıp hizmetleri de bilirkişilik hizmetlerinin en önemli
kısmını oluşturmaktadır. Ülkemizde bu hizmet Adli
Tıp Kurumu ve üniversitelerin ilgili birimleri tarafından
sunulmaktadır. Ancak son günlerde kamuoyunda büyük rahatsızlık
yaratan ve çokça tartışılan çeşitli davalarda Adli Tıp
Kurumu'nun tutumu, kurumun işlerliğini tekrar tartışmaya
açmıştır. Kurul'un liyakat ilkesi yerine
kayırmacılığa dayanan bir tutumla
kadrolaştığı ve uzmanlara sunacakları raporların
içeriği konusunda baskı yapıldığı
iddialarının ardından toplumda büyük rahatsızlık
yaratan ve "Üzmez davası" olarak bilinen bir çocuk
istismarı davasında Kurul'un mağdur hakkında "ruh
sağlığı bozulmamıştır" yönünde rapor
vermesinin ardından mağdurun tekrar Kurul'a sevk edildiği gün
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu üyesi ve Kurul'un tek çocuk
psikiyatrı olan Doç. Dr. Ayten Erdoğan, Kurul'dan istifa
etmiştir. Çeşitli yayın organlarına açıklamada bulunan
Erdoğan, mağdur hakkında tekrardan "ruh
sağlığı bozulmamıştır" yönünde
görüş bildirmesi konusunda baskı gördüğünü belirtmiş ve
Kurul'da birçok davada yanlış kararlar
alındığını, Kurum'un siyasi kriterlerce
yönetildiğini, kararların da baskı altında
alındığını ifade etmiştir.
Açıktır
ki adaletin uygun işleyebilmesi için Adli Tıp Kurumu'nun siyasi
baskıdan uzak, liyakata uygun yönetilmesi şarttır. Ayrıca
gelişmiş ülkeler seviyesinde insan haklarına uygun, çocuk
haklarını gözeten bir adli tıp hizmetinin sunumu için Kurum'un
liyakattan uzak uzmanlarca çalışması ya da diğer ülkelerde
olduğu gibi adli tıp hizmetinin üniversiteler bünyesinde verilmesi
gereklidir. Adli tıp hizmetinin sunumu esnasında, mağdurun
yaşadığı travmanın tekrarlanmaması için uygun
koşullarda muayene edilmesi gerekirken muayenelerin çoğu zaman insan
haklarına aykırı bir biçimde gerçekleştirildiği de
sıklıkla dile getirilen bir husustur.
Adli Tıp
Uzmanları Derneği tarafından yayınlanan "Adli Tıp
Hizmet Modeli ve İnsan Gücü Planlaması" adlı kitapta da
değinildiği üzere, "mevcut durumda, ülkemizde kurumlar
arası ilişkiler kazananı olmayan bir kavga ortamı
görüntüsünde olup kurumlar arası ilişkiler kişilerin tutumuna
bağlıdır. İnsan hakları çerçevesinde
değerlendirilen mağdur, sanık ve hasta hakları
açısından, kurumlar arası işbirliği ile bölgesel adli
tıp yapılanmalarının güçlendirilmesi, dolayısıyla
adli rapor sürecinin hızlandırılması ve niteliğinin
artırılması gereklilikten öte bir zorunluluktur. Ülkemizdeki
adli tıp uzmanı sayısı az değildir ancak üniversiteler
yetkin olmakla birlikte adli tıp hizmetlerinin
dışındadır. Bu aynı zamanda eğitimi de
engellemektedir. Bilirkişilik hususundaki var olan merkeziyetçi
yaklaşım anabilim dallarının gelişmesinin de önünü
tıkamaktadır."
Adli tıp
hizmetlerinin hızlı ve kaliteli sunumu için tüm kişi ve
kuruluşlar üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.
Ayrıca Kurum'un siyasi baskı ve siyasi kadrolaşmadan uzak bir
işleyişe geri dönmesi sağlanmalıdır.
Yukarıda
özetlenen sebeplerle, Adli Tıp Kurumu'nda bilimsel uluslar arası
güncel, genel kabul edilen muayene ve inceleme yöntemlerinden uzak, örneği
bulunmayan AB tarafından da raporlarında eleştirilen
yapılanma (İhtisas Kurulları ATK Genel kurulu) bir an önce
tasfiye edilmeli, İhtisas Dairelerinde siyasi kadrolaşma ve
liyakatten uzak yapılanma, çalışma ve muayene yöntemleri ve
koşullarının, hasta hakları ve insan hakları
çerçevesinde incelenebilmesi ve çözüm önerilerinin uzman görüşlerine de
başvurularak tartışılabilmesi amacıyla bu araştırmanın
açılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemdeki
yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşme, sırası geldiğinde
yapılacaktır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti
Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak
Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri
Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/543) (S.
Sayısı: 263)(x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen
birleşimde, tasarının 3üncü maddesi üzerinde verilen yedi
önergeden üç önergenin işlemi yapılmıştı. Şimdi,
3üncü madde üzerinde kalan dört önergenin işlemi yapılacaktır.
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 263 Sıra sayılı Kanun Tasarısının 3.
maddesinin 1. bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Enis Tütüncü |
Engin Altay |
Ergün
Aydoğan |
|
Tekirdağ |
Sinop |
Balıkesir |
|
Tayfur Süner |
Ramazan Kerim
Özkan |
|
|
Antalya |
Burdur |
|
(x) 263 S.
Sayılı Basmayazı 12/05/2009 tarihli 88inci Birleşim
Tutanağına eklidir.
Madde 3- (1) Maliye Bakanlığınca yapılacak
kullanım karşılığı temizleme ihalesinde,
mayın temizleme süresi taşınmazların yükleniciye
tesliminden itibaren 5 yılı, taşınmazların temizleme
karşılığı tarımsal faaliyetlerde
kullandırılması süresi ise, kabul işlemlerinin
yapılmasından itibaren 22 yılı geçemez.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Tütüncü. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Aslında, bu madde, dün de burada görüşüldü, gizli
amacı ifşa eden bir madde. Diyeceksiniz ki yasanın gizli
amacı olur mu? Ne yazık ki bu yasada bir gizli amaç ya da
gizlenmiş bir amaç var ve bu 3üncü maddeyle bu gizli amaç ifşa
ediliyor. Neden böyle konuşuyorum? Bakınız, Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu madde ne diyor, 3üncü madde ne
diyor: Kullanım karşılığı temizleme ihalesinden
söz ediyor, kullanım karşılığı temizleme ihalesi.
Peki, tasarının ismi nedir? Tasarının ismi Mayın
Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri. İsim bu. Yani,
burada arazi kullanımı ibaresi var mı? Yok. Peki,
tasarının amaç ve kapsam maddesinde -ki, madde 1- arazi kullanımı
karşılığında temizleme ihalesinden söz ediliyor mu?
Yok, söz edilmiyor. Neden söz ediliyor amaç ve kapsam maddesinde?
Mühimmatın temizlenmesi ve elde edilecek arazilerin tarımsal
amaçlı kullanılması işlemlerinden söz ediliyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; işte bu
3üncü madde öyle bir maddedir ki, mayın temizleme işinin öncelikle
Maliye Bakanlığınca yaptırılması önerisinin
altını boşaltıyor ve burada günlerdir dile getirdiğimiz
endişelerin de ne kadar haklı olduğunu bir daha gösteriyor.
Öte yandan bu maddede gözden kaçırılan başka bir
şey var Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Bu
tasarı hukuken de çok önemli bazı sonuçlar doğuracak ama bu
sonuçları itibarıyla da, hukuki sonuçları, olumsuzlukları
itibarıyla da tasarıda herhangi bir şey yok.
Elimde Kamulaştırma Yasasının 22nci maddesi
var. Bakınız 22nci madde ne diyor:
Kamulaştırılmış bir arazide kamu yararı
kalkmış ise bu arazi öncelikle eski, yani asıl sahiplerine
satılması için önerilir. Bu durumda ne olacak? Topraklar
temizlenecek, eski hâline getirilecek, eski maliklere, malikler ölmüş ise
kanuni mirasçılarına sunulacak. Üç ay içinde bedelini ödeyerek
taşınmazını geri alabilirsin. diyor Kamulaştırma
Yasasının 22nci maddesi. Ne olacak? Yasada bu konuda hiçbir
şey yok. Sorunlar, sorunlar, sorunlar
Ve bu sorunlar nereye gidecek
biliyor musunuz? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecek. Bunu
görüyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidecek. Hiçbir şey
yok, bu konularla ilgili hiçbir şey yok. Yani bir yasa
çıkarılıyor -birçok yönlerden eksiklerini burada
arkadaşlarımız dile getirdiler- ama olası hukuki olumsuz
sonuçlarını, sorunlarını da tamamen göz ardı eden bir
anlayışla hazırlanmış. Yani böyle bir şey olur
mu? Bunlar yok. Ne var? Mayın temizleme işinin nasıl ve kime
verileceği, kime ihale edileceği var.
Sayın milletvekilleri, tasarı bu hâliyle neye benziyor
biliyor musunuz? Hani bazı kamu ihalelerinde işin niteliğine
göre değil de işin verileceği yükleniciye göre
hazırlanması gereken şartnameler var ya işte ona benziyor.
Bu doğru değil, hukuka aykırıdır.
Danıştayın bozma kararı önümüzde. Yani hukukun
üstünlüğünün her aşamada, özellikle bu kutsal çatı altında
savunulmasını dile getiren biz milletvekilleri bu konuda neden sessiz
kalıyoruz? Muhalefetin çığlıklarına, bu konuda
Danıştayın kararı önümüzde olmasına rağmen, neden
kulaklarımızı tıkıyoruz? Anlamak mümkün değil.
Ayrıca, insanımızın tarihsel miras hakkına
aykırı, hukukuna aykırı ve siyasi etik kurallarına
aykırı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim, tamamlayınız
konuşmanızı.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) Ülkenin en stratejik bir yöresinde
Bu duygu ve düşüncelerle, Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; lütfen yol yakınken bu tasarıyı
tekrar çekelim -şimdiye kadar dile getirilmemiş bazı
konuları da dile getirdim- hukuki sonuçları itibarıyla da
gereken birtakım yeni düzenlemeleri bu yasada yapalım.
Teşekkür ederim, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Evet, önergenin oylamasından önce bir yoklama
talebi vardır.
Talepte bulunan milletvekillerini tespit edeceğim: Sayın
Anadol, Sayın Bingöl, Sayın Mengü, Sayın Coşkuner,
Sayın Çöllü, Sayın Arifağaoğlu, Sayın Susam,
Sayın Diren, Sayın Seçer, Sayın Köktürk, Sayın Keleş,
Sayın Ağyüz, Sayın Aydoğan, Sayın Kulkuloğlu,
Sayın Hacaloğlu, Sayın Oksal, Sayın Sönmez, Sayın
Arslan, Sayın Koç, Sayın Ünlütepe.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, yoklama
için üç dakika süre veriyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, pusula gönderen
arkadaşlar lütfen ayrılmasınlar efendim.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.55
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.08
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER : Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 92nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN İstem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
tekrar yoklama yapacağım ve toplantı yeter
sayısını arayacağım.
Üç dakikalık süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Evet, sayın milletvekilleri, pusula gönderen
arkadaşları okutuyorum, Genel Kurulda olup
olmadıklarını arayacağım:
İdris Naim Şahin? Burada.
Mehmet Yüksel? Burada.
Selma Aliye Kavaf? Sayın Bakan burada.
Mehmet Şimşek? Sayın Bakan burada.
Akif Gülle? Burada.
Ömer Çelik? Burada.
Zeki Ergezen? Burada.
Vecdi Gönül? Burada.
Cemal Öztaylan? Burada.
Haydar Kemal Kurt? Burada.
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Türkiye Cumhuriyeti Devleti
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı
Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman
ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/543)
(S. Sayısı: 263) (Devam)
BAŞKAN Sayın Enis Tütüncü ve
arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
263 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
3üncü maddedeki diğer önergelerin işlemini
gerçekleştireceğiz.
Sıradaki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı yasa
tasarısının üçüncü maddesinde geçen (5 yılı) (4
yıl) olarak ve (44 yılı) (5 yıl) olarak
değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 263
sıra sayılı yasanın 3üncü maddesiyle ilgili verdiğim
önergem üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Önergem şu: Burada, bu mayınların beş
yılda temizleneceğine ilişkin yılın dört yıl ve
burayı temizleyen kişiye de burayı kırk dört
yıllığına değil de beş yıllığına
kiraya verelim diyoruz. Yani bu hâliyle kırk dokuz yıl oluyor, benim
verdiğim önergeye göre de dokuz yıla geliyor.
Biliyorsunuz, yurdumuzun çok önemli bölgesinde, bir
sınır bölgesinde çok verimli arazilerin olduğu bu yerlerin
getirip de uzun süre devletin hüküm ve tasarrufu dışındaki bir
kişilere verilmesi
Ki, burada yapılan konuşmalarda bunun bir
yabancı devlete verileceği konusunda da Hükûmetin bir karşı
görüşü de olmadığına göre, demek ki, bu yabancı bir
şirkete verilecek. Bu yabancı şirket kırk dokuz yılda
burayı istediği
Eğer arkasında çok güçlü bir devlet varsa
bu toprakları âdeta bize iade edilemeyecek birtakım tasarruflarda
bulunacak. Yer altında, yer üstünde çok ciddi yatırımlar
yapacak, teknolojinin geliştirdiği olanaklarla bunları belki
kırk dört yıl sonra Türkiyenin geri alması imkânsızlaşacağından
verdiğimiz önergede bunun dört yıl, yani dört yıl içinde
temizlesin, beş yıl da alsın kullansın dedik.
Değerli milletvekilleri, tabii, dün burada
yaptığım bir konuşmada ben özellikle Manisanın
Turgutlu ilçesinde bir Çal Dağı diye bir dağ var. Bu dağda
yabancı İngiliz şirketine nikel aramakla ilgili de büyük bir
imtiyaz verildiğini ve bu imtiyazın oradaki hayatı, Gediz
Ovasını yaşanmaz hâle getirdiğini, orada İngiliz
şirketine çok büyük avantajlar sağlandığını,
bunu
Beni davet etmişlerdi, eski bir sosyal demokrat arkadaşın
Turgutluda bir çevrecilerin düzenlediği bir yürüyüşe beni de davet
etmişlerdi. Ben de Turgutluya gittim, gerçekten 5 binin üzerinde bir
vatandaş kitlesi Turgutlu Meydanında gezdik.
Şimdi, dün bölgenin milletvekili Bülent Bey çıktı
bana dedi ki: Efendim, ben
Ben burada konuşmamda dedim ki, efendim,
benim orada edindiğim bilgiye göre Turgutlu Belediye Başkanı
diyor ki: Efendim, biz burayı vermiyorduk Çevre Bakanımıza ama İngiliz
bakanı bastırdı, efendim İngiliz Büyükelçisi
bastırdı, bir de İngiliz şirketi bastırdı ve
Bakanımız da mecburen imzaladı. dedi. Bunun üzerine Bülent Bey
çıktı dedi ki: Tamamen yalandır, iftiradır. Ben de dedim
yani: Siz Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanları mısınız
yoksa İngiliz bakanları mısınız? Türkiye Cumhuriyeti
devletinin bakanları Türk milletinin menfaatini korur. Şimdi, kendisi
dedi ki: Ben Turgutlu Belediye Başkanını aradım, Ben
Kamer Gençle görüşmedim. dedi. Ben görüştü demedim ki.
Bakın, şu Turgutluda çıkan Yankı gazetesi.
Burada Belediye Başkanı Serhat Orhan, TUTSO Meclisinde, konuğu
oldu ve topluluğunda, Çal Dağı madeni konuşuldu.
Bakın, burada ne diyor Belediye Başkanı: Ben bu
anlatılanları Bakanın ağzıyla anlatıyorum.
Sayın Bakanımız hem şirket hem İngiliz Büyükelçiliği
ve hem de İngiltere Hükûmeti tarafından
sıkıştırılmaya başlandı ve imzaladı.
İşte, bu. Bu Turgutluda çıkan gazete. Bunu Turgutlu Belediye
Başkanı tekzip etmiş mi? Etmemiş. Burada Bülent Bey diyor
ki, Bülent Arınç: Belediye Başkanına söyledim, tazminat
açsın. Yahu, beni tazminatla ürkütemezsiniz. Ben, zaten şimdiye
kadar size epey para ödedim. Bundan sonra birkaç kuruş daha öderiz, ne
olacak?
Ayrıca, ben diyorum ki, bu madenin verilmesi için birilerine
tabii ki
Biliyorsunuz, işte, yurt toprakları aslında
satılmaz ama menfaat şebekeleri var. Bu menfaat şebekelerine
arada üç beş milyon dolar gitmiş diyorum. Yine, Bülent Bey diyor ki:
Efendim, Kamer Genç diyor ki: Beş on milyon dolar
dağıtılmış olabilir ama eğer
Kamer Genç kimi
itham ediyor? Bilirkişileri mi, hâkimleri mi şey ediyor?
Yani, değerli milletvekilleri, bir bakanlık
makamına oturan bir kişi olayları bu kadar istiskal edebilir mi?
Benim hâkimlerin, bilirkişilerin rüşvet aldığı
konusunda ne doğrudan doğruya ne dolaylı bir söylemim yok ki.
Şimdi, yani Efendim, hemen bilirkişilere ve hâkimlere
de ihbar ediyorum. Gelsin, Kamer Genç hakkında tazminat davası
açsın. diyor. Yahu, açsın
Açsın arkadaş
Şimdi, bak, ben sana soruyorum Bülent Bey: Sen, bu Çal
Dağı madenine karşı mısın, değil misin?
Orada, Gediz Ovasında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Devamla) Evet.
Çal Dağında 300 bin çam ağacı kesiliyor.
Orası bir çöle dönüyor. Sen buna karşı mısın,
değil misin? O zaman çık burada
Karşıysan benimle beraber
niye gelip yürümedin?
Bak, sen geçenlerde bir seçimde çıktın Tunceliye
gittin, ben o zaman milletvekili değildim. Kamer Genç gelmedi. dedin.
Oraya niye gittiğini de biliyorum. Ama peki burada çıkıp da
Türkiye Cumhuriyeti devletinin, Hükûmetinin bakanı sıfatıyla
buraya çıkan kişiler bu kadar gerçekleri inkâr ederse ben bunların
hangi sözüne güveneceğim arkadaşlar? Hangi sözüne güveneceğim
yahu? Bir defa hükûmet etmenin bir sorumluluğu vardır. Siyaset
adamının sözüne güvenilir insan olması lazım.
Çıkıyor, burada Ben Belediye Başkanıyla konuştum,
Kamer Gençle görüşmemiş. diyor. E, görüşmedi. O da gelip
bizimle yürümedi. Benim söylediğim laf da bu değil ki. Yalnız
Belediye Meclisinde demişim. Hâlbuki TUTSO Meclisinde, TUTSOda, yani
Turgutludaki Belediye Meclisinde konuşmuş.
Değerli milletvekilleri, ben, buraya gerçekleri getiriyorum
ama birileri, bu gerçekleri bile bile, bizi işte böyle tazminatlarla,
korkularla sindirmeye çalışıyor. Ben sinmem, onu bilesiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Evet, önergemin mahiyeti budur efendim.
Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Gençin önergesini oylarınıza
sunup karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir,
karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 3
üncü maddesinde geçen
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Kıratlı, gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: İbarenin değiştirilerek, uygulama
açısından en uygun süreye ulaşılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 3
üncü maddesinde geçen
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılamıyoruz efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Uygulama açısından teklif edilen sürenin uygun
olacağı düşünülmüştür.
BAŞKAN Evet, önergeyi oylarınıza sunup karar
yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.23
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.32
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 92nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
263 sıra sayılı Kanun Tasarısının
3üncü maddesi üzerinde verilen, İstanbul Milletvekili Sayın Mehmet
Müezzinoğlunun önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Kanun tasarısının görüşmelerine devam
ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri, 3üncü maddenin oylamasının
açık oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge
vardır.
Önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım:
Sayın Anadol? Burada.
Sayın Mengü? Burada.
Sayın Bingöl? Burada.
Sayın Susam?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Ben
BAŞKAN Sayın Özkan takabbül ediyor.
Sayın Coşkuner? Burada.
Sayın Diren? Burada.
Sayın Arifağaoğlu? Burada.
Sayın Çöllü? Burada.
Sayın Seçer? Burada.
Sayın Köktürk?
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Yerine efendim.
BAŞKAN Sayın Akıncı, yerine kabul ediyor.
Sayın Tütüncü? Burada.
Sayın Keleş? Burada.
Sayın Ağyüz? Burada.
Sayın Oksal? Burada.
Sayın Paçarız? Burada.
Sayın Sönmez? Burada.
Sayın Hacaloğlu? Burada.
Sayın Kulkuloğlu? Burada.
Sayın Aydoğan? Burada.
Sayın Koç? Burada.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Evet, pusula gönderen milletvekili
arkadaşlarımın isimlerini okutuyorum:
Hüseyin Çelik? Burada.
İdris Naim Şahin? Burada.
Hasan Sönmez? Burada.
Recep Koral? Burada.
Akif Gülle? Burada.
Ülkü Güney? Burada.
Ömer Çelik? Burada.
Zeki Ergezen? Burada.
Vecdi Gönül? Burada.
Mehmet Aydına vekâleten Vecdi Gönül? Burada.
Selma Aliye Kavaf? Burada.
Faruk Nafız Özaka vekâleten Selma Aliye Kavaf? Burada.
Recep Akdağa vekâleten Mehmet Mehdi Eker? Burada.
Sayın milletvekilleri, 263 sıra sayılı
Tasarının 3üncü maddesinin açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy sayısı: 192
Kabul: 192 (*)
4üncü maddeyi okutuyorum:
İhalenin yapılamaması
MADDE 4- (1) Mayın temizleme işi ve ihalesi ile ilgili
olarak Maliye Bakanlığınca 4734 sayılı Kanun
hükümlerine tabi olunmaksızın danışmanlık hizmeti
alınabilir.
BAŞKAN Madde üzerinde ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Çetin Soysala aittir.
Sayın Soysal, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÇETİN SOYSAL (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kara mayınlarının hem Türkiyede hem dünyada
temizlenmesi elbette daha barışçı bir dünya açısından
son derece önemlidir. 2007 sonu itibarıyla Türkiye'nin stoklarında 2
milyon 616 bin 770 mayın bulunduğu belirtilmektedir.
Hepimiz biliyoruz ki mayın bir risk anlamına geliyor.
Mayın patlaması nedeniyle ülkemizde ve dünyada pek çok insan
yaşamını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır. Türkiyede bu
konuda oluşturulmuş sağlıklı bir veri tabanı ne
yazık ki bulunmamaktadır. Bu nedenle Türkiyede mayın
kurbanı sayısı bilinmiyor. Elimizdeki rakamlara göre, 2007de
257 antipersonel mayın kurbanı olduğunu, 53ünün ölü, 204ünün
yaralı olduğunu biliyoruz ancak bunlardan kaçının sivil,
kaçının köy korucusu, kaçının asker olduğu bilinmemektedir.
Bu nedenle, sağlıklı bir veri tabanı
oluşturulması için konuyla ilgili bakanların koordineli bir
çalışma yapması ve bilgilerin tek merkezde
toplanmasını sağlayacak bir sistemin oluşturulması,
imzaladığımız sözleşmenin gereğidir.
Mayın patlaması sonucu sakat kalanlar, maalesef, sosyal
ve ekonomik haklar açısından son derece içler acısı
durumdadır. Türkiyede sakatlar, eğitim, sağlık, sosyal ve
kamu hizmetlerine erişim konusunda önemli sıkıntılar
yaşamaktadır. Mayından etkilenmiş bölgelerde fiziksel destek
sağlama kapasitesi çok sınırlı ve çok mağdur
olduğu için bu hizmete ulaşılamıyor ve destek ihtiyacı
ne yazık ki karşılanamıyor, hatta, bir rehabilitasyon
merkezi bile bulunmuyor.
Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar, mayından
zarar görenlerin yaşamlarını idame ettirmelerini
kolaylaştıracak hiçbir çözüm belirlenmemiştir. Mayın
patlaması nedeniyle hayatını yitirenlerin ailelerine yardım
edilmediği gibi sakat kalanlara dönük de yeterince bir sosyal güvenlik
anlayışı geliştirilememiştir. Ottawa
Anlaşmasının gereği, mayın patlamasından
sağ olarak kurtulanların ihtiyaçlarının giderilmesi ve
haklarının yasal güvence altına alınması için derhâl
harekete geçilmesi gerekmektedir. Ayrıca, acilen mayın merkezleri
kurulması için de adım atılmalıdır.
Mayınsız Bir Dünyaya Doğru 2008 Raporuna göre
Türkiye, stoklarındaki mayınların imhasını
tamamlamayan üç ülkeden biridir. Türkiye, imzaladığı ve taraf
olduğu bu uluslararası sözleşmenin gereğini yerine getirmek
durumundadır. Ancak, kara mayınlarının temizlenmesini öncelikle
barışçıl ve insani açıdan zorunluluk olarak görmekteyiz.
Ottawa Sözleşmesinin gereği yapılmalı, tüm kara
mayınları en kısa zamanda temizlenmelidir. Mayınların
temizlenmesine ilişkin takvimin hâlâ yapılamamasını büyük
bir eksiklik olarak görmekteyiz.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarı, yargı
tarafından iptal edilen tasarıyla aynı. Burada görülüyor ki
aslında, Ottawanın gereğini yerine getirmemek için bu yasa
tekrar gündeme getiriliyor aynı şekilde. Danıştayın
verdiği iptal kararında, mayınlı arazinin temizlenmesi ve
temizlenen arazinin tarımsal amaçla kullanılması, aynı
ihale içinde, hukuken ve işin niteliği icabı mümkün
bulunmamaktadır. Danıştayın verdiği iptal
kararına rağmen ısrarla aynı düzenlemeleri getirmek, kara
mayınlarının temizlenmesinin istenmediği, hatta,
temizlenecek tarım alanlarının da bölge çiftçisinin ekonomik ve
sosyal kalkınmasına sunulmak istenmediği anlamına geliyor.
Söz konusu düzenlemeyle Şırnakta 16 bin, Mardinde 49
bin, Şanlıurfada 57 bin, Gaziantepte 15 bin, Kiliste 11 bin,
Hatayda 34 bin olmak üzere toplam 185 bin dekar alan tarıma
açılabilme şansına erişecek.
Tüm bu illerimizi yakinen ilgilendiren nitelikli tarım
alanlarının oluşmasını sağlayan, Türk
tarımına önemli katkılar sunabilecek ve bölgedeki istihdam ve
sosyal proje ile önemli adımların atılmasını
sağlayabilecek bir proje iken, yine bu bölgede birlikler kurularak, bölge
insanını çiftçiliğe teşvik eder hâle getirerek, bizzat
bölge insanının ve yatırımcısının bölgede
daha aktif organik tarım yapmasını planlayarak sağlamak
mümkün iken, ısrarlı bir şekilde hiçbir ön çalışma
yapmadan, maliyetler belirlenmeden, kolaycı bir yöntemle, baştan
savmacı bir anlayışla yap-işlet-devret modelini öne
çıkarmak büyük bir gayriciddiliktir.
Henüz Maliye Bakanlığı mayın temizlenmesi ile
ilgili bir maliyet dahi oluşturabilmiş değildir. Sorulara
verilen yanıtlarda 2 ila 15 dolar arası bir rakam verilmesi bile bu
işe ne kadar gayriciddi yaklaşıldığının
göstergesidir. Aradaki fark 2 ila 15 dolar arası, neredeyse 10 katı.
Ve Genelkurmayın bu konuda yapabilecekleri göz önüne alınarak mutlaka
değerlendirilmek durumundadır.
Değerli arkadaşlarım, direkt veya dolaylı
olarak, buralarda uluslararası sermayeye dönük bir politika
oluşturulması büyük bir ihanettir. Bunu tarih asla affetmez.
Tarihimiz nice ihanetlerle doludur, ki bu ihanetler asla sorgusuz kalmaz.
Sayın Maliye Bakanı dün toprak reformunun
verimliliği artırmayacağını ifade etti; bir bölge
insanı olarak bölgeden ne kadar uzak kaldığını,
bölgeyi kavrayamadığını, bölgedeki çiftçilerin sorunlarını
bilmediğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bugün Güneydoğuda
tarımı bitiren, çiftçiyi perişan eden, uygulamalarınız
ve sizin politikalarınızdır. Hayvancılığın
yok edildiği, çiftçilerimizin ağır maliyetler altında zor
bir süreç yaşadığı gözler önündedir. Gelişmiş
sanayi toplumlarında bile özel sübvanse uygulanırken,
alabildiğine teşvikler verilirken, tarım ülkesi olan Türkiye,
tarımı ne yazık ki yok eder hâle geldi.
Değerli arkadaşlarım, örneğin Mardinde,
Urfada çiftçilerimiz çok zor durumda. Bölge çiftçisinin yüzde 80inin
TEDAŞa çok yüksek miktarda borcu var. Bu bölgedeki çiftçilerimiz tüm
topraklarını satsalar dahi TEDAŞa olan borçlarını
ödeyemeyecek durumdadır. Bu kadar büyük sorunlarla karşı karşıya
olan çiftçilerimiz haciz ve ipotek tehdidi altında üretim yapma
çabası içindedir. Güneydoğuda tarımla ilgili Maliye
Bakanlığı olarak ne yapılacağına dair bugüne
kadar hiçbir çaba sarf edilmemiştir. Enerji fiyatlarından dahi
haberleri olmadığını düşünüyorum. Bölgede daha
verimli, daha üretken, tarımın gelişimine dayalı ciddi
projeler üzerinde çalışmamız, hatta GAPı bile hayata
geçirmek için önündeki engelleri kaldırmamız gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, bir gerçeği görmemiz
gerekiyor: 877 kilometrelik sınırımız boyunca kara
mayınlarının temizlenmesi ve bu toprakların
işletilmesi Türk tarımına son derece önemli katkılar
sunacaktır. Yine aynı şekilde Güneydoğudaki çiftçimize
istihdam katkıları sağlayacaktır. Ancak 185 bin dekarlık
alanın temizlenmesi işini toprakların işletilmesinden
ayrı tutmak zorundayız. Ülkemize hiçbir katma değer getirmeyecek
olan, güvenlik açısından hassasiyetle bakmamız gereken bölgenin
birtakım konsorsiyumlara verilmesi yurdum insanına yapılacak en
büyük haksızlıktır.
Bu yasanın iptal edilen yasayla aynı çerçevede getirilmesi
bu yasanın geçmemesi anlamına gelmektedir. Bu arazilerin
mayınlardan temizlenmesi farklı, işletilmesi daha farklı
bir olaydır. 185 bin dekarlık alanın işletilmesinin bir
şirkete verilmesi son derece sancı ve sıkıntı
yaratır, ayrıca güvenlik açısından da kaygı vericidir.
Buralarda toprakların kullanımını bu
tasarıdan ayırarak bölge insanının gerek kişisel gerek
ticari gelişimine katkı sunarak feodal dokuyu ortadan kaldıran,
ziraat odaları ve birlikleriyle iş birliği yaparak çiftçiyi
geliştiren, tarımı geliştiren, teknolojiden yararlanan
eğitimli çiftçiler oluşturan, insanın gelişimine
dayalı bir anlayış içerisinde Güneydoğu Kalkınma
Projesi çalışmalarının başlatılması gerekiyor
ve bir an önce GAPın önündeki engeller kaldırılarak Türk
tarımını daha etkin hâle getirebilecek büyük projelere kafa
yormalıyız. Yap-işlet-devret gibi kolaycı, rantabl olmayan,
sadece birilerine rant sağlayan anlayışı kesinlikle ortadan
kaldırmalıyız.
Değerli milletvekilleri, burada bu alanların gerçekten
mayından temizlenmesini istiyor isek, güvenliğimiz, bölgemizin
hassasiyeti ve endişeler ortadan kaldırılarak
yapılmalıdır. Bölgenin sosyoekonomik yapısı,
işsizlik, göç, güvenlik gibi konular değerlendirilmeli ve bu
alanlarda sadece temizleme işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
Öncelikle kullanım hakkı ve temizleme işinin birbirinden
ayrılması gerekmektedir. Maliyetlerde oluşturulan rakamlara
gelince, 2 ile 15 dolar arasında fiyatlardan bahsedildiği gibi dün
Sayın Bakan, on dört firmanın teklif verdiğini, bu tekliflerden
en azının 530 trilyon, en yükseğinin ise 2 katrilyon 289 trilyon
olduğunu söyledi. Bu, rakamların bile birbirinden ne kadar uçuk ve ne
kadar birbirinden farklı olduğunu gösteriyor. Doğru bir
fizibilite yapılmadan bu işin olmayacağını görmemiz
gerekiyor. Bu işe daha ciddiyetle yaklaşmamız gerekiyor ve
bununla ilgili de gerekirse 2009 bütçesinden ödenek ayrılabilir.
Hiçbir fizibilite yapmadan, maliyetler belirlenmeden
yap-işlet-devret kolaycılığı içerisinde bu
toprakların kullanımını uluslararası sermayeye
veremezsiniz. Ottawa Anlaşmasının gereğini yapalım,
aksi takdirde Sevre imza atanlardan hiçbir farkınız kalmaz.
İşgal güçleri topla tüfekle işgal ettiler, siz de şimdi
karşılığı olmayan dolarla ülke topraklarını
peşkeş çektirmeye onay vermeyin, yazık olur. Tarih sizi asla
affetmez.
Değerli arkadaşlarım minaremiz süngümüz, kubbeler
miğferimiz, camiler kışlamız, müminler askerimiz. diyen
anlayışa ithaf etmek istediğim bir şey var:
Bastığın
yeri toprak diyerek geçme, tanı,
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme yazıktır
atanı,
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Değerli arkadaşlarım, bunlar her biri bir vatan
toprağıdır. Bu topraklarda şehitlerimiz, bu topraklarda
Uluslararası sermayeye peşkeş çekilmek adına bu
toprakları yok sayamayız. Bu toprakları bu noktada tutar isek
Sevrin altına imza atanlardan hiçbir farkımız kalmaz. Bu
İstiklal Marşıyla bunun dizeleri kolay yazılmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurunuz, tamamlayınız
konuşmanızı.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) Ve burada ben inanıyorum ki
Türkiye Büyük Millet Meclisimiz iradesini kullanacaktır ve Türkiye'nin
uluslararası sermaye tarafından işgal edilmesini, dolara, paraya
pula tenezzül etmeden, kendi gücüyle oraları temizleme gücüne sahip
olacağını gösterecektir. Meclis bu anlamda özgür iradesini
kullanmalıdır, ikna odalarından vazgeçilmelidir. Meclisin
üzerine ipotek konulmamalıdır. İstiklal
Marşımızın gereğini bu Meclis mutlaka
yapmalıdır.
Hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Koltuklar boş
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Mayın kaçakları
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Gaziantep Milletvekili Sayın Hasan Özdemir.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 263 sıra sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Devleti Arasında
Kara Sınırı Boyunca Yapılacak Mayın Temizleme
Faaliyetleri ile İhale İşlemleri Hakkında Kanun
Tasarısının 4üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Antipersonel kara mayınlarının
yasaklanmasını içeren Ottawa Anlaşması ve Türkiyenin bu
anlaşmaya taraf olma süreci hem Türkiyenin uluslararası itibarı
ve güvenilirliği hem de insancıl nedenlerle desteklediğimiz bir
süreçtir. Ancak bu noktada bizim karşı olduğumuz,
tasarının gerekçe bölümünde sadece Ottawa Anlaşmasının
bir gereği olarak bu tasarının hazırlanmış
olduğunun ifade edilmesidir. Ottawa Anlaşmasına atıfta
bulunulması doğrudur ama eksiktir. Türkiye, ekonomik ve sosyal
nedenlerle de bu mayınların temizleme işini
değerlendirmeli, Meclisimiz de çalışmalarını bu üç
gerekçeyle sürdürmelidir.
Değerli milletvekilleri, AKP zihniyeti bu tasarıyla
mayın temizleme işini Türk Silahlı Kuvvetlerinden alarak sanki
söz konusu arazileri kırk dört yıllığına aynı
yabancı şirkete vermek suretiyle peşkeş çekilmesine olanak
sağlamaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu iş için
gerekli uzman personeli ile teknik imkân ve kabiliyetleri mevcuttur.
Bilindiği gibi Türk Silahlı Kuvvetleri 1998 yılından beri
17 bin adet mayın temizlemiştir. Bunun dışında Bosna,
Kosova, Afganistan gibi bölgelerde de bu görevlerini başarıyla
yürütmektedirler.
Türk Silahlı Kuvvetlerinden bu işi alarak,
İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığını
devre dışı bırakarak, bu işten habersiz Maliye
Bakanlığının açacağı ihaleyle verilmek istenmesi
AKPnin sat kurtulcu zihniyetinin bir yansımasıdır.
Değerli milletvekilleri, farz edelim ki Türk Silahlı
Kuvvetlerinin elinde bu iş için gerekli araç ve gereç yok. O zaman
tasarının gerekçe bölümünde ısrarla vurgulanan Ottawa
Sözleşmesinin 6ncı maddesinin birinci fıkrasına hepimiz
birlikte bakalım. Aynen şöyle deniyor: Taraf Devletlerin her biri bu
Sözleşmeye göre yükümlülüklerini yerine getirirken, mümkün olan
durumlarda, diğer Taraf Devletlerden imkânlar dahilinde yardım isteme
ve alma hakkına sahiptir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin olası
ihtiyacı olması durumunda da bu çerçevede yardım talep edilmesi
bir haktır.
Peki, şimdi, AKP Hükûmeti mayın temizleme ve temizlenen
arazileri kırk dört yıllığına -bu hakkı-
yabancı şirketlere vererek ne amaçlamaktadır? Bu da oldu
diyelim. Bilinmesinde yarar vardır ki Amerika Birleşik Devletleri ve
İsrail hâlen bu sözleşmelere taraf değildir.
Değerli milletvekilleri, mayınlardan temizlenecek olan
bu bölgenin tarımsal faaliyetlerde bulunması, bölge gerçekleriyle
dikkate alındığında en akıllı seçim olacaktır.
Bu konuda, partimizin çok değerli milletvekilleri çok önemli
değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Ben de bu konuda mayın
temizlenecek sınır ilimiz olan Gaziantepin bir milletvekili olarak,
oradaki vatandaşlarımızın düşüncelerini ve
beklentilerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, öncelikle belirtmem gerekir ki
mayınlanmadan evvel de kendilerinin olan ve güvenlik nedeniyle yüce
devletimize verilen bu arazilerin o bölgedeki topraksız ve az
topraklı çiftçilere dağıtılmasında yarar vardır.
Dağıtım yetkisi ve görevi bölge valilikleri ve TİGEM
yetkililerinin katılacağı bir kurul tarafından
rahatlıkla yapılabilir; ayrıca, arazilerde neyin ekilip
biçileceğine de bunlar karar verebilirler. Böylece, bölgede yaşayan
pek çok aile toprak sahibi yapılırken, üretilen ürünler için de daha
üretim aşamasında etkin bir pazarlama ve dış
politikası belirlenmiş olacaktır.
205 bin dönüm toplam alanın Gaziantep Barak bölgesindeki
kısmı ise 15 bin dönümdür. Özellikle Barak ilçemiz
sınırlarında kalan alanın ekonomik kalkınma için önemi
çok büyüktür. Mayından temizlenecek olan arazinin Barak Sulama Projesi
kapsamına da alınması Gaziantep ve özellikle Karkamış
ekonomisi için bir lokomotif olacaktır. Öte yandan, sağlayacağı
iş alanları nedeniyle de, bölge halkının ekonomik,
sosyolojik ve kültürel durumlarına da büyük bir katkı
sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, Gaziantep, göç hareketinin en
yoğun gözlendiği illerden birisidir. Hem dışarıdan göç
hem de il sınırları içinde kırsaldan gelen göç Gaziantepin
nüfus yapısında sürekli bir değişime neden olmaktadır.
Şimdi topraksız ve az topraklı ailelere verilecek bu araziler,
her şeyden önce, kırdan kente göçün bir nebze önünü kesecektir.
Öte yandan, bu arazilerin Gaziantep halkına verilmesinin
olumlu yönde psikolojik etkileri de olacaktır. Mayınlı
arazilerde insanlar çocuklarını kaybettiler, sakat kaldılar,
yani mayının bedelini en fazla o sınır bölgesindeki iller
ödediler. Bu topraklar o insanların hakkıdır.
İnsanların mutluluğu, refahı ve özgüveni mayınlı
arazilerin geleceğine bağlıdır.
Gaziantep halkı bu arazilerin yabancı bir firmanın
kullanımına verilmesini endişe içerisinde olduğunu
gözlemektedir. Bu endişeyi giderecek olan da bu tasarıya olumsuz oy
verecek sayın AKP milletvekilleri, sizlersiniz. Gaziantep insanının,
mayınlı arazinin söz konusu olduğu diğer bölge
insanlarının gözü kulağı Türkiye Büyük Millet
Meclisindedir. İktidar, varlık sebebinin yabancı dostları
değil, Türk halkı olduğunu sürekli
hatırlamalıdır.
Tasarının bu hâliyle kabul edilemez olduğunu ve ret
oyu vereceğimizi bildirir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, bu Mecliste
kimse yok! Sadece oylamaya mı gelecek arkadaşlar efendim? Olur mu
öyle şey!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Siz de yoksunuz!
BAŞKAN AK PARTİ
Grubu adına Giresun Milletvekili Sayın Nurettin Canikli,
buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Dinledikleri zaman etkilenirler diye
düşünüyorlar! Ayar bozulur! Dün ayar vermişler, ayar bozulur diye
korkuyorlar!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Vekilleri salondan kim
çıkarıyor? Kimler çıkardı dinlemeyin diye?
AK PARTİ GRUBU ADINA NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Boş koltuklara dön Sayın
Başkan! Boş koltuklara bak, bize bakma!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Görüşülmekte olan
tasarının 4üncü maddesi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) O konuşuncaya kadar da biz
çıkalım. Protesto ediyoruz!
RASİM ÇAKIR (Edirne) Sen boş koltuklara konuş,
biz de çıkıyoruz! (AK PARTİ sıralarından güle güle
sesleri)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, aşağı yukarı geçen haftadan bu yana bu
tasarının görüşmelerini sürdürüyoruz.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) Siz de boş koltuklara konuşun,
biz de çıkıyoruz.
(CHP ve MHP milletvekilleri Genel Kurul Salonundan
ayrıldılar)
ALİ GÜNER (Iğdır) Gidin de gelmeyin!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Elbette çok şey
söylendi, çok şey konuşuldu. Aslında teknik açıdan, siyasi
açıdan, sosyolojik açıdan konuyla ilgili söylenmemiş hiçbir
şey kalmadı. Bu değerlendirmeler yapılırken elbette
katıldığımız değerlendirmeler oldu, ama bir
bölümünün de gerçeği yansıtmadığını, son derece
subjektif yorumlar ve görüşler içerdiğini de belirtmem gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, çok fazla ayrıntıya
girmeden konuyu netleştirmemiz lazım. Yani o kadar çok, Sevr
Anlaşmasından tutun da bağımsızlığa kadar,
ülkenin siyasi egemenliğinin sorgulanmasına kadar birçok şey
tartışıldı ve elbette bu kadar yoğun bir
dezenformasyon bombardımanı sonucunda, insanların, sizlerin,
vatandaşlarımızın kafalarının
karışmaması mümkün değil. Netleştirmemiz lazım.
Şimdi, ne yapmaya çalışıyoruz? Bir mayın
var, mayınlı alan var 216 bin dönüm, onu temizlemeye
çalışıyoruz. Ve burada iki tane konu var, yani iki tane olay
var, iki tane tartışılması gereken, farklı değerlendirilen
konu var. Bunlardan bir tanesi mayınların temizlenmesi. Bu mayınların
temizlenmesi gerekiyor. Bu mayınların bir an önce temizlenmesi
gerekiyor ve 1992 yılından beri bu mayınlar temizlenmeye
çalışılıyor. Birtakım adımlar
atılmış, Genelkurmayımız birtakım
çalışmalar yapmış, başka çalışmalar
yapılmış; ancak, sonuçlandırılamamış şu
veya bu nedenle, onun ayrıntısına girmeyeceğim. Bir
başka ifadeyle, bu konuda herkes hemfikir, yani bu mayınların
temizlenmesi gerekiyor ve bu mayınların temizlenmesinin de teknolojik
bir alan olduğunu da herkes kabul ediyor; yani, bir teknoloji gerektiriyor
ve bir sermaye gerektiriyor. Bu da tartışmasız. Rakamlar
tartışılabilir, 500 milyon dolardır, 1 milyar
dolardır, 2 milyar dolardır, önemli değil; ama, önemli olan
şu: Çok ciddi bir teknoloji, birikim gerektiriyor bu mayınların
temizlenmesi, bu mayınlardan kurtulmamız için. İkincisi de bu
işler için ciddi bir paranın harcanması gerekiyor, ciddi bir
rakamın harcanması gerekiyor.
Tabii, aslında, şu anda muhalefete mensup
arkadaşlar
Biz onları dinledik, onların
katılmadığımız, yanlış bulduğumuz bütün
o görüşlerini, hepsini dinledik, sabırla dinledik. Ama, muhalefetteki
arkadaşlarımızın aynı şeyi bizim
görüşlerimiz için göstermemelerini de gerçekten milletimizin takdirine
bırakıyorum. Bu da son derece önemi. Yani niye korkuyorlar? Siz her
şeyi söylüyorsunuz, sabahtan beri, geçen haftadan beri
konuşuyorsunuz, aklınıza gelen her şeyi söylüyorsunuz; ama
bizim burada yapacağımız bir değerlendirmeye
katlanamıyorsunuz. Korkunuz mu var? Kafanız mı
karışacak yoksa? Ezberleriniz mi bozulacak? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Gelin dinleyin, varsa eleştiriniz koyalım,
tartışalım, değerlendirelim.
Değerli arkadaşlar, ikinci konu nedir? Yani,
mayınların temizlenmesi konusunda herhangi bir problem yok, herkes
mutabık. Ve bu tasarıyla
Ayrıca, şu da kesin, bu konuda da
aşağı yukarı farklı bir düşünce söz konusu
değil: Bunu devletin kendi teçhizatı, kendi imkânlarıyla,
devletin herhangi bir organının kendi imkânıyla yapabilmesinin
de mümkün olmadığı bugüne kadarki yapılan
çalışmalardan, sonuç alınamayan çalışmalardan ortaya
çıkmış; yani, buna Genelkurmay, Millî Savunma
Bakanlığı, başkaları da dâhil. Kendi
aracını, kendi ekipmanını, kendi insan gücünü kullanarak bu
mayınların temizlenmesi mümkün değil. Temizlenebilir belki ama,
belki elli yılda temizlenir, kırk yılda temizlenir. Makul, kabul
edilebilir ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yerine getirilmesi
gereken tarihe kadar bu imkân çerçevesinde bunun yerine getirilmesi mümkün
değil, bu anlaşılıyor.
Dolayısıyla, mayınların temizlenmesi için
dışarıdan hizmet alınması gerekiyor değerli
arkadaşlar. Dışarıdan hizmet alınması gerekiyor
ve bu iş nasıl yapılabilir? Bir ihale mevzuatımız var.
Bu ihale mevzuatı bizden önce uygulamaya konuldu ve bu tasarıda
öncelikli olarak hizmet alımı yoluyla doğrudan, sadece hizmet
alımı yoluyla mayınların temizlenmesi, diğer
işten, yani temizlendikten sonra alanın, ortaya çıkan temiz
alanın değerlendirilmesine ilişkin işlemler bir tarafa, onu
ayırıyor. Ve aslında kanun burada çok net olarak yönlendiriyor
uygulayıcıyı. Diyor ki, önce, sen hizmet alımı yoluyla
bu ihaleyi yapacaksın. Eğer buradan sonuç alamazsan, yani normal,
geçerli mevzuat çerçevesinde, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde -bu mevzuat
da bizim dönemde uygulamaya konulmadı, bizden önceki hükûmetler döneminde
uygulamaya konuldu bu kurallar- bu kurallar çerçevesinde ihaleni
yapacaksın. Eğer buradan sonuç alamazsan, o zaman bir başka
yöntemle buranın mayınlardan temizlenmesi ve değerlendirilmesi
imkânı sunuyor.
Şimdi, arkadaşlarımızın aslında bu
konuşmalardan kafalarının da çok net olarak, muhalefete mensup
arkadaşlarımızın fikirlerinin çok net
olmadığı anlaşılıyor. Çünkü, birbirine zıt o
kadar farklı görüş ortaya konuldu ki. Şimdi, burada sorun şu
mu: Buranın, yani mayınların temizlenmesinden sonra bu
alanın yabancı şirketlere verilmesi mi problem? Çünkü birçok
arkadaş bunu böyle söyledi, hatta Sevr Anlaşmasıyla böyle bir
düzenlemenin yapılması eş anlama gelir gibi, kabul edilmesi
mümkün olmayan ve millete hakaret içeren ve bu çatı altında sarf
edilmemesi gereken sözler sarf edildi.
Şimdi, bakın arkadaşlar,
sınırlarımız içerisindeki bütün alanların bu yönüyle,
güvenlik açısından değeri birbirine eşittir. Yani
Muğladaki bir alanla Karadenizdeki bir kıyı şeridindeki
bir alan ya da Doğuda ya da Güneydoğudaki herhangi bir alan
arasında güvenlik açısından herhangi bir fark yoktur. Hepsi
Türkiye Cumhuriyeti devleti, milleti ve onun silahlı kuvvetlerinin
koruması ve güvenliği altındadır. Doğru mu?
Bu açıdan bakıldığında, şu anda
tartıştığımız alan ile, yani
sınırlarımızdaki mayınlardan temizleyeceğimiz
alan ile Ege Bölgesindeki, İç Anadolu Bölgesindeki herhangi bir fiziki
alan arasında hiçbir fark yok, aynıdır. Hepsi bu milletin
teminatı, garantisi altındadır, ülkenin siyasi egemenliğinin
altındadır; arada hiç fark yok.
Yıllardan beri, elli yıldan beri, altmış
yıldan beri bu ülkede, Türkiye Cumhuriyeti devletinde yabancılara
toprak satışı yapılır değerli arkadaşlar ve
geçmişteki hemen hemen bütün hükûmetler döneminde -altını
çizerek söylüyorum- bütün hükûmetler döneminde yabancılara, Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olmayan yabancılara gayrimenkul, mülk
satışı yapılmıştır; 57nci Hükûmet dâhil,
56ncı Hükûmet dâhil -hepsini bilerek söylüyorum- 55inci Hükûmet ve öncekiler
dâhil. Dolayısıyla eğer herhangi bir
Ve onlar satış!
Bakın, satıştan bahsediyoruz. Bu ise kiralamadır. Süresi
tartışılabilir, süresi uzundur ama kiralamadır.
Yıllardan beri bütün hükûmetler döneminde gayrimenkul
satışı yabancılara yapılmaktadır. Bunlar
arasında İsrailliler de vardır, Yahudiler de vardır, Amerikalılar
da vardır, Fransızlar da vardır. 57nci Hükûmet döneminde de
vardır değerli arkadaşlar, önceki hükûmetler döneminde de
vardır; İngiliz de vardır, hepsi vardır.
Şimdi, siz çıkıp buradan bu hükûmetleri, bu
hükûmetlerin yöneticilerini, siyasi partilerini, bakanlarını,
başbakanlarını bu ülkeyi satmakla, bu ülkenin
toprağını peşkeş çekmekle itham edebilir misiniz?
Eğer onu edemiyorsanız, o dönemde yabancılara mülk
satışı gerçekleştiren hükûmetlerin mensuplarını,
o dönemin başbakanını, bakanlarını böyle bir
suçlamayla karşı karşıya bırakamıyorsanız bu
Hükûmete söyleyecek hiçbir şeyiniz yok değerli
arkadaşlarım. O zaman, ayıptır,
haksızlıktır, yanlıştır ve bu kiralamadır.
Olayı bu açıdan, bu çerçevede değerlendirmek lazım.
Yabancıya satılan ya da kiraya verilen
toprağın sınırda olması, içeride olması hiç fark
etmez. Burada da bakın, dün Millî Savunma Bakanımız
açıkladı. Bu bölgelerde
Yani, şunu mu söylüyorsunuz: Kiraya alacak olan şirket
gelecek -çünkü, buna benzer görüşler de ortaya atıldı, ifade
edildi- ve bir daha çıkmayacak, buradan bir daha çıkmayacak. Bu ne
biçim mantıktır! Sizin bu millete güveniniz yok mu? Sizin bu milletin
silahlı kuvvetlerine inancınız yok mu? Böyle bir mantık
olabilir mi değerli arkadaşlar? Biz inanıyoruz, milletimizin
gücüne, devletimizin gücüne ve silahlı güçlerimizin gücüne inanıyoruz.
Hiç kimse, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da, böyle bir
gerekçeyle bir karış toprağımızı tehdit edemez.
Buna, ne millet imkân verir ne bu Meclis imkân verir, hiç kimse imkân vermez.
Bu kafanın değişmesi lazım değerli arkadaşlar.
Sadece siyasi rant elde etmek amacıyla, sadece
insanların kafasını karıştırmak amacıyla,
sadece buradan çıkıp hamasi nutuklar atarak, böyle bir konu,
yanlış bir şekilde aksettirilmez. Elbette eleştirebilirsiniz,
ona hiç kimsenin bir itirazı olamaz. En sert şekilde eleştirebilirsiniz
ama doğruların söylenmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Canikli, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Elbette bu
toprakların her karışı şehit kanıyla
sulanmıştır. Bu şehitler hepimizin şehididir. Bu
kanlar bu milletin kanıdır. O bölgedeki kanlar da bu milletin
kanıdır. Bütün Türkiye Cumhuriyeti devletinin
sınırları içerisindeki tüm alanlar, bu milletin teminatı
altındadır, bu milletin güvenlik güçleri, silahlı kuvvetlerinin
teminatı altındadır; onun dışında, hiç kimse,
hiçbir güç bunu ortadan kaldıramaz. Bunu herkesin çok iyi bilmesi
gerekiyor.
Benim tavsiyem: Bu millete inanın. Bu milletin güvenlik
güçlerine inanın, bu milletin geçmişine inanın. Oradan
şüphe duyarsanız, buraya gelir, insanların kafasını
karıştıracak -Sevr ve buna benzer- birtakım
yanlış yönlendirmeler yaparsınız. Geçmiş dönemdeki
hükûmetler döneminde -tekrar ediyorum- yabancılara, her hükûmet döneminde
mülk satışı yapılmıştır; Yahudilere de
satılmıştır, her tarafa satılmıştır.
Bu, satış değil kiralamadır. Eğer buradaki bu
eleştiriler, aynı zamanda, varsa, kendi hükûmetlerini, kendi
bakanlarını, kendi başbakanlarını da eleştirmelidirler
değerli arkadaşlar. Konuşmalarınızda herkesin, bütün
arkadaşlarımızın buna riayet etmesi gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bitiriyorum.
BAŞKAN Sayın Canikli, son cümlelerinizi alayım.
Buyurun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve tasarıda,
Türkiye güvenliğini, Türkiye topraklarının geleceğini
tehdit eden hiçbir düzenleme yoktur! Hiç kimse de buna müsaade etmez! Kimsenin
de aklından böyle bir şey geçmez!
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Hatip, bundan önce
konuşma yapan değerli hatiplerimizin, grup adına konuşma
yapan hatiplerimizin milletimize hakaret ettiklerini söylemiştir. Bu bir
bühtandır. Bu sataşma konusunda söz istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Böyle bir sataşma
yok Sayın Başkan. (MHP sıralarından Var, var sesleri)
OKTAY VURAL (İzmir) Ne, hangi söz hakaret!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Genel konuştuk
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Hangi söz hakaret!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Ne
bağırıyorsun? Kime bağırıyorsun?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) O
bağırıyor, ben de bağırıyorum.
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Hem satıyorsun hem
bağırıyorsun!
BAŞKAN Tutanakları getirteyim, inceleyeyim, söz
vereyim. Dediğiniz doğruysa söz vereyim. Tamam. Evet, Sayın
Vural, getirteceğim, oturun siz.
OKTAY VURAL (İzmir) Türkiye Büyük Millet Meclisi mensubu,
Türk milletini temsil etmekle şeref duyan ve bunun üzerine yemin
etmiş kimselerin Türk milletine hakaret ettiğini ifade etmek bir
milletvekiline yakışmıyor. Kimsenin haddi değildir bu
millete hakaret etmek. Bu, ayrıca milletimize hakarettir. Bu
bakımdan, tutanakları getirin; sataşma hakkında söz
istiyorum ve Sayın Hatibin de sözlerinin tutanaklardan
çıkartmasını talep ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sözlerimin
arkasındayım Sayın Başkan. Çıkartılacak hiçbir
şey yok. Söylediklerimin hepsi doğrudur.
OKTAY VURAL (İzmir) Sözlerinin arkasındaysan
sataşmadan dolayı söz istiyorum.
BAŞKAN Tamam, getirteceğim efendim.
Arkadaşlar, yalnız hassasiyetlerimizi şöyle
yapalım: Bakınız, öbür konuşan milletvekilleri de milletin
vekilleridir ama aynı şeyleri Sevr Anlaşması
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bunun yorumu size
düşmez Sayın Başkan!
BAŞKAN
diğer şeyler olurken hep beraber
yapmamız lazım. Bu dikkati, bu özeni hep beraber göstermemiz gerekir.
Evet, tutanakları getirteceğim.
GÜROL ERGİN (Muğla) Sayın Başkan, Sayın
Konuşmacı yanlış bilgi verdi, yanlış!
BAŞKAN Tutanakları getirteceğim Sayın Ergin.
Şahsı adına
GÜROL ERGİN (Muğla)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Tarım arazisi
satılmamıştır bu ülkede.
GÜROL ERGİN (Muğla) Yasaktı, siz
kaldırdınız burada.
OKTAY VURAL (İzmir) Doğru bilgi vermiyorlar ki.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Genel Kurulu
yanlış bilgilendiriyorlar.
OKTAY VURAL (İzmir) Köyleri sattınız ya!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Toprak
satışı vardır Sayın Başkan.
GÜROL ERGİN (Muğla) Bir tek metrekare
satıldığını kanıtlarsan
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben zaten köy
toprağı demedim, toprak satışı dedim, gayrimenkul
dedim.
GÜROL ERGİN (Muğla) Köy toprağından
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben köy
toprağı demedim ki Sayın Başkan.
GÜROL ERGİN (Muğla) Diyemezsiniz!
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gayrimenkul dedim, ne
fark eder? Ne fark eder?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bu, tarım arazisi
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan Vekili
konuşurken kasıtlı olarak boş sıraları
göstermemişler. 20 kişiye konuştun, 20 kişiye!
GÜROL ERGİN (Muğla) Bu verdiğin yerlerin hepsi
tarım arazisi
Atatürk 1924te yasaklamış. Doğru bilgi
verin.
BAŞKAN Buyurun Sayın Kara.
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 263 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti
sınırı ile Suriye Arap Cumhuriyeti sınırı
arasındaki mayınların temizlenmesiyle ilgili
Tasarının 4üncü maddesinde şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
İki günden beri, hatta geçen haftadan beri, yoğun bir
şekilde, mayınlı arazilerin temizlenmesini konuşuyoruz ama
-birçok arkadaşı dinledim, takip ediyorum- konuşan birçok
arkadaş mayınlı araziyi görmemiş gibi konuşuyor.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Seni Mecliste gören var mı ki
mayınlı araziyi göreceksin?
HASAN KARA (Devamla) Beni görmediysen göz doktoruna gidelim. Ben
ücretini karşılarım senin, gel, ben seni göz doktoruna
götüreyim.
BAŞKAN Arkadaşlar
Sayın Kara
Sayın Kara
HASAN KARA (Devamla) Sen bu Mecliste yokken ben vardım,
tamam mı! Sen otur, konuşma!
BAŞKAN Sayın Kara, lütfen efendim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Vekilsin de Mecliste yoksun, yoklamalarda
geliyorsun.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
HASAN KARA (Devamla) Öyle zannediyorsunuz
MEHMET GÜNAL (Antalya) Yoklamalarda geliyorsun.
HASAN KARA (Devamla) Arkadaşlar, geçen haftadan beridir,
siz, her konuyu her şekilde konuşuyorsunuz, bilip bilmeden birçok
şeyi ortaya söylüyorsunuz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yok ya!
HASAN KARA (Devamla) Hiç bizim gruptan bir tepki gelmiyor ama
biz haklı olduğumuz bir şeyi söylediğimiz zaman hepiniz
birden itiraz seslerinizi yükseltiyorsunuz. Bu doğru bir yöntem
değil. Ben bu konuda biraz
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Kilis kan ağlıyor.
Kilise sordun mu sen? Kilis Ticaret Sanayi Odasına git de sor
bakalım.
HASAN KARA (Devamla) Sen, Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Ağyüz, lütfen
Sayın
Ağyüz, lütfen
HASAN KARA (Devamla) Sayın Başkan, sen on yıldan
beri Kilise giremiyorsun. Biz Kiliste iki dönemden beri seçimi
kazanıyoruz, 2-0. Sen rahat ol, Kilisli bizi biliyor.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Kilise sordun mu sen?
Bilenler var burada!
HASAN KARA (Devamla) Arkadaşlar
Arkadaşlar
Arkadaşlar, ben size mayınlı araziyle ilgili bir iki hususu
söylemek istiyorum. Bakınız, benim yaşadığım yer
orasıydı, doğduğum büyüdüğüm yer orası. Benim beldemin
olduğu yer mayına
AHMET BUKAN (Çankırı) Mayınlar toplansın,
itirazımız yok.
HASAN KARA (Devamla) Şu anda o mayınlı arazi, siz
burada tartışırken, siz burada bazı şeyleri
konuşurken, yirmi yıldan beridir, otuz yıldan beridir, Suriyeliler
tarafından birer metre, birer metre temizlenip getirilip
kullanılıyor o mayınlı arazi. Bunu hiç biriniz
bilmiyorsunuz, konuşuyorsunuz. Bu bir.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Hepimiz biliyoruz onu.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kilis Milletvekili olarak sen niye
valinin önerisini desteklemedin o zaman?
HASAN KARA (Devamla) İkincisi, siz, yıllarca bir korku
dünyası oluşturmuşuz, yıllarca korku dünyasının
içinde yetiştirmişsiniz, gelmişsiniz ve bu korku dünyasında
öyle bir hâle gelmişiz ki biz, Suriyeden korkar hâle gelmişiz bir
zamanlar. Ne yapmışız? Bu Suriye sınırlarına
mayın döşemişiz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Kim döşedi?
HASAN KARA (Devamla) Bu yetmemiş, dikenli tel
çekmişiz, bu yetmemiş, termal kameralar koymuşuz, bu da
yetmemiş, bir de üzerine askerleri tamamen sınıra dizmişiz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bu da yetmedi, İsraillilere
vereceğiz.
HASAN KARA (Devamla) Suriye ne yapmış biliyor musunuz
arkadaşlar, Suriye ne yapmış?
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
HASAN KARA (Devamla) Bir tek askerini getirip sınıra
koymamış, bir gün gece sınırı beklememiş, bir gün
gelip orada güvenlik tedbiri almamış. Biz bu Suriyeden
korkmuşuz
ŞAHİN MENGÜ (Manisa) Ne demek korkmak ya! Korkmak ne
demek!
HASAN KARA (Devamla)
ama AK PARTİ
İktidarının son yıllarda yaptığı,
düşman kazanmak yerine dost kazanmak politikası sonucunda, bugün
Kilise gittiğimiz zaman, bugün Antepe gittiğimiz zaman, biz buraya
bu milyarlarca parayı niye harcamışız dediğiniz zaman,
Kilisteki herkes, Antepteki herkes size güler. Biz bu Suriyeden mi
korkmuşuz? dediğiniz zaman herkes size güler. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) 99da kimin korktuğu belli oldu!
HASAN KARA (Devamla) Onun için, lütfen
Lütfen
Lütfen koro gibi
bana cevap vermenize gerek yok, milletim beni dinliyor.
GÜROL ERGİN (Muğla) Senin gülünecek hâline gülsünler!
Burada konu vatan, vatan
Vatan için korkarsın tabii.
HASAN KARA (Devamla) Bakınız, siz sadece koro gibi
bana cevap veriyorsunuz ama şunu iyi bilin
(MHP sıralarından
gürültüler)
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Sayın Başkan, Hatibi dinleyemiyoruz!
BAŞKAN Ya, Sayın Kinay, lütfen efendim, lütfen
Sakin
olun.
HASAN KARA (Devamla) Sınır illerindeki bütün iller, o
illerdeki bütün siyasi partilere mensup insanlar dört gözle bu
mayınların temizlenmesini bekliyor. Siz hiç mayında
(MHP
sıralarından gürültüler)
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Sayın Başkan, Hatibi dinleyemiyoruz!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kalk sen müdahale et, kalk! Kalk müdahale
et!
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Sana ne oluyor, sana! Sana ne oluyor!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sana ne! Sana ne!
BAŞKAN Sayın Günal
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Sen kimsin, terbiyesiz! Sana mı soracağım?
BAŞKAN Sayın Kinay
Sayın Kinay
MEHMET GÜNAL (Antalya) Milletvekiliyim. Sen kimsin?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Ben de milletvekiliyim.
BAŞKAN Sayın Kinay
Sayın Kinay
MEHMET GÜNAL (Antalya) Başkan var orada. Orada Başkan
var.
BAŞKAN Sayın Günal
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Komisyonla ne
alakası var? Burası Genel Kurul. Sana ne!
HASAN KARA (Devamla) Çok değerli arkadaşlar
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Başkana söyle
HASAN KARA (Devamla) Sayın Başkanım
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Meclisin Başkan
Vekili var orada.
BAŞKAN Sayın Kinay, lütfen efendim
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye bu kadar savunuyorsun, niye heyecanlanıyorsun?
BAŞKAN Yahu, lütfen arkadaşlar, lütfen
HASAN KARA (Devamla) Sayın Vekilim
BAŞKAN Kaç yıldır bu Meclistesiniz, lütfen biraz
sabırlı olun.
HASAN KARA (Devamla) Antalya Vekilim
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kilis Milletvekili olarak niye valinin
projesine karşı çıktın? Bak, üç yılda amorti ediyor.
Üç yılda
Üç yılda amorti ediyor, niye karşı
çıktın? Sen geçen sefer vekilmişsin. Var mı sende, vereyim
mi?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Yalan yanlış konuşuyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Kinay
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
kimse milletvekilini yalan yanlış konuşmakla itham edemez.
Sözünü geri alsın.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Konuşma!
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
sözünü geri alsın lütfen.
BAŞKAN Sayın Kinay, Fehmi Bey, siz Komisyonu temsil
ediyorsunuz, lütfen efendim müdahale etmeyin, grup başkan vekilleriniz
var.
OKTAY VURAL (İzmir) Komisyonu temsil eden Sayın
Başkan, Komisyonu temsil edememektedir; yalan yanlış diye
hitap olmaz!
BAŞKAN Tamam
Tamam
Sayın Kinay
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, sözünü geri
alsın.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.20
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.32
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 92nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
263 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın Kara, iki dakikalık süreniz vardı, onu
vereyim, sürenizi tamamlayın.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ben mayınlarla ilgili bir iki hususu anlatmak istiyorum. Biz
içinde yaşadığımız için çok şeyin farkında
değiliz ama dışarıdan gelen arkadaşların
dikkatini çekmiş, dediler ki: Bu camilerinizde sağda ve solda
yükseklikler var, nedir bu, neye yarıyor? Bizim Kilisteki bütün
camilerde sağ tarafında ve sol tarafında yükseklik olur
yarım metre gibi. Onların tamamı mayında yaralanan,
ayağı kopan insanlar için ne yazık ki. Sağ ayağı
kopan sol tarafa, sol ayağı kopan sağ tarafa oturur. O bölgeye
geldiğiniz zaman -eskiden çok daha fazlaydı- gözü olmayan, eli
olmayan, tek ayağı olmayan yüzlerce insanla karşılaşırdınız.
Öyle şeylerimiz var ki, bazı köylerimiz
(CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Arkadaş, mayın temizlemeye kim
karşı çıkıyor?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ya, mayın temizlemeye kim
karşı çıkıyor? Allah, Allah! Kim karşı
çıkıyor temizlemeye?
HASAN KARA (Devamla) Sayın Başkanım, lütfen
BAŞKAN Sayın Kara, siz Genel Kurula hitap edin.
Arkadaşlar, lütfen dinleyin.
Sayın milletvekilleri, lütfen.
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Size mi soracak ne
diyeceğini? Senden mi icazet alacak?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ne diyorsun?
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Çarpıtma,
çarpıtma!
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Hareket yapma öyle!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Meclisin tamamı bu
mayının temizlenmesini istiyor, çarpıtmadan konuş!
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Sana mı soracak ne
konuşacağını?
BAŞKAN Sayın Kaşıkoğlu
Buyurun.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ne diyorsun be!
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Bağırma öyle
şovmen ağızla! Şovmen misin sen!
HASAN KARA (Devamla) Arkadaşlar
Çok değerli
milletvekili arkadaşlarımız
(AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, çok değerli milletvekillerimiz,
bakınız, sinirlenmeye, kızmaya gerek yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sizi orada işçi bile yapmayacaklar,
işçi, aldıktan sonra!
HASAN KARA (Devamla) Biz
Biz
GÜROL ERGİN (Muğla) Ya, vatan toprağı!
İsraile verin o zaman!
HASAN KARA (Devamla) Bakın, siz oturduğunuz yerden o
bölgeyle ilgili ahkâm kesmenize hiç gerek yok.
GÜROL ERGİN (Muğla) Ya, giden vatan toprağı,
vatan!
HASAN KARA (Devamla) Sen Vatan toprağı diyorsun,
öbürü başka bir şey diyor. Benim köyümün adını sen daha
bilmiyorsun. Benim köyümün adı Yananköy. Niye Yananköy biliyor musunuz
Sayın Vekilim?
GÜROL ERGİN (Muğla) Yazıklar olsun ya!
HASAN KARA (Devamla) Kurtuluş Savaşında
Çetecidir bunlar. diye Fransızlar gelmiş köyün tamamını
yakmış da onun için Yananköy. Biz o toprağı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) Sayın Vekil, iki
yıldan beri sen neredesin? Seni ilk defa bu kürsüde görüyoruz!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
AHMET YENİ (Samsun) Geçen dönem de buradaydı, sen yeni
gelmişsin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın Kara, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Az içeceksin biraz,
göreceksin böyle, Meclise geleceksin!
HASAN KARA (Devamla) Bizim orası, her karış
toprağımız
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Az içeceksin az!
Kafayı şey yapacaksın biraz!
GÜROL ERGİN (Muğla) Beraber içiyoruz galiba!
BAŞKAN Sayın Kaşıkoğlu, Sayın
Paçarız
Lütfen arkadaşlar
HASAN KARA (Devamla) Çok değerli milletvekillerimiz,
lütfen
Bakınız, ben bunu burada bulunan hiçbir milletvekiline
yakıştıramıyorum. Ben iki haftadan beridir tek tek herkesi
izliyorum ve dinliyorum. Hiçbir sesimi de çıkarmadım ve hiçbir laf
atmadım.
GÜROL ERGİN (Muğla) Yahu kardeşim, biz vatana
sahip çıkıyoruz. Ne laf atacaksın bize!
HASAN KARA (Devamla) Ama o toprakların tamamı
Fransızlarla Kurtuluş Savaşında benim dedemin, o bölgede
oturan insanların dedelerinin kanıyla alınmış
topraklardır. Siz oturup boş yere ahkâm kesmeyin orada, lütfen! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜROL ERGİN (Muğla) Vatanı satanlara laf
atacaksın! Biz vatana sahip çıkıyoruz, vatana!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Dedenin kemikleri sızlayacak,
dedenin!
GÜROL ERGİN (Muğla) Bize ancak vatan hainleri laf
atar! Biz vatana sahip çıkıyoruz. Boş konuşuyorsun burada!
BAŞKAN Sayın Ergin, lütfen
HASAN KARA (Devamla) Arkadaşlar
Arkadaşlar
Vatan
öyle oturup da sahip çıkmak değildir. Şu anda 35 derece
altında mercimek yolmasında yolma yolan insanlar vatana sahip
çıkıyor, senin gibi buradakiler sahip çıkmıyor.
GÜROL ERGİN (Muğla) İsrailden gelecek değil
mi oraya!
HASAN KARA (Devamla) O insanlar orada alınlarının
teriyle çalışıyorlar, kazanıyorlar. O topraklarda kan
döküyorlar, can verdiler.
GÜROL ERGİN (Muğla) Oraları İsraillilere
vererek, o insanları kurtaracaksın!
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yok öyle bir şey, yok.
HASAN KARA (Devamla) Onun için, kusura bakmayın, o
toprakları biz kanla alıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN KARA (Devamla) Ben, mayınların temizlenmesi
dileği ve temennisiyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kara, teşekkür ediyorum.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, konuşmacı,
konuşmasında Kilise giremezsin diye şahsıma hakaret
etmiştir. Kilisin on beş yıl önce Gaziantepe bağlı
olmadığını unutan bir milletvekili, Kiliste ne kadar
mayınlı arazilerin olduğunu bilmeyen cahil milletvekili,
çıkıp da burada hakaret edemez. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Gitsin, Kilis Ticaret Odasının demecini okusun. Kilis
Ticaret Odası Mayınlar temizlensin ama iş adamlarına
verilsin, köylülere verilsin, kiraya verilsin. diyor, satılsın
demiyor. Bu kadar cahiller.
AHMET YENİ (Samsun) Niye dinliyoruz Sayın Başkan?
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Neden dinliyoruz
Sayın Başkan?
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Sayın Başkan,
burada bir milletvekili arkadaşımıza Cahil diye
bağırmak bir cahilliktir! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Saygıdeğer arkadaşlarım
MEHMET GÜNAL (Antalya) Başkan vekilliği seçimine daha
birkaç ay var, o zaman aday olursunuz.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri
MEHMET GÜNAL (Antalya) Allah, Allah! Ya, ekimde olacak o seçim,
durun ya.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Bana bak, herkesi kendin
gibi zannetme. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kutlu
Sayın Kutlu
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ne diyorsun, benimle ne alakası var?
Ben başkan vekili adayı değilim, siz adaysınız. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kutlu
Arkadaşlar
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Bir şey diyeceksen
çık kürsüye konuş!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çıkacağım zaten.
Çıkacağım kürsüye konuşacağım.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Ne bildiğin varsa
konuş.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sen de çık. Sen de kürsüye çık
konuş. Niye oradan konuşuyorsun? Sen niye oradan konuşuyorsun?
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kara, lütfen bir oturur musunuz efendim,
sonra bir söz.. (AK PARTİ ve MHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, karşılıklı çatışma
üslubuyla Meclisi yönetemeyiz.
Sayın Kara, lütfen oturun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sen idare amirisin. Senin milleti
oturtman lazım, kendin çıkıp ayağa,
bağırıyorsun!
BAŞKAN Sayın Günal
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Şov yapma! Şov
yapma!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben oturuyorum, hiç ayağa
kalkmadım daha.
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Şov yapma!
BAŞKAN Sayın Kara, lütfen oturur musunuz
MEHMET GÜNAL (Antalya) El hareketi de yapma!
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkan
MEHMET GÜNAL (Antalya) Öyle yapma, öyle.
BAŞKAN Efendim, lütfen oturun da sonrasında konuyu
açıklığa kavuşturalım. Lütfen oturun.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Elini
MEHMET GÜNAL (Antalya) Böyle böyle de yapamazsın!
BAŞKAN Sayın Kutlu
Sayın Kutlu
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, bu arada
sayın grup başkan vekili arkadaşlara da söylüyorum; yani burada
bir kısım arkadaşlar konuştuğu zaman hepimizin belirli
bir ölçüde, saygı içerisinde dinlememiz lazım. Görüşünü
beğeniriz beğenmeyiz, bunlar normal şeylerdir ama her çıkan
arkadaşa en yüksek sesle müdahale etmenin Meclis adabıyla bir
ilişkisi olmaması gerekir. Hepimiz için söylüyorum. Lütfen
birbirimize saygı gösterelim çünkü burada olan bir siyaset kurumu var.
Şimdi dışarıda bu işi izleyen insanlar şu, bu demiyor,
bir müddet sonra hepimizi birden aynı kefenin içerisine koyarak
değerlendiriyor. Lütfen, birbirimize sabırlı olalım.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Biz aynı kefeye girmek
istemiyoruz.
BAŞKAN Sayın Yıldız, lütfen efendim.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Hayır efendim, biz aynı
kefeye girmek istemiyoruz.
BAŞKAN Sayın Yıldız
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Onların kefesi farklı.
BAŞKAN Arkadaşlar, hepimizi millet seçti, birbirimize
saygı göstermek millete saygı göstermek demektir. Lütfen, bunu
unutmayalım.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) Toprak satılsın diye seçilmedik.
BAŞKAN Şahsı adına Kürşat Atılgan,
Adana Milletvekili.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen, sakin olunuz efendim.
Konuşacağız, vereceğiz. Ya Sayın Kara,
söyleyeceğim, lütfen ya!
Arkadaşlar, sakin olun. Yani bir o, bir o
(AK PARTİ, CHP
ve MHP sıralarından gürültüler) Bunu çıkaramam ki ben böyle.
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Sayın Başkan,
şu milletin seçtiklerini bir içeri çağırın.
BAŞKAN Buyurun Sayın Atılgan. (MHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Paşam, askerlere de
söyle.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Evet, Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Şahsım adına, görüşülmekte olan kanun
hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, az önce AKP
Grubu adına konuşan arkadaşımızın mayınlarla
ilgili söylediği konu enteresan geliyor bana. Çünkü bu Mecliste bana bir
tek milletvekili gösteremezsiniz ki o sınırdaki mayınların
temizlenmesine karşı çıksın. Bu Meclisteki ne bir parti
grubu ne de bir tek milletvekili bu sınırlardaki mayınların
temizlenmesine karşı değil Değerli Vekil
Arkadaşım, herkes bu mayınların temizlenmesini istiyor.
Karşı olduğumuz husus getirdiğiniz yöntemle ilgili.
Getirdiğiniz yöntem, önce ihaleye çıkalım olmazsa kırk
dokuz yılından geriye doğru yap-işlet-devret modeli. Biz ne
diyoruz? Muhalefet ne diyor? Bunu ihaleyle yapın, Türkiye Cumhuriyetinin
bütçesi bu ihaleyi yapmaya yeterlidir; dolayısıyla ondan sonra o
toprakları köylüye mi dağıtırsınız, petrol mü
ararsınız, başka şey mi yaparsınız, nasıl
istiyorsanız öyle kullanın diyor. O nedenle ben AKP Grubunu tebrik
ediyorum, 550 milletvekilinin mutabık olduğu bir kanunu bu hâle
getirdikleri için tebrik ediyorum. Hepimizin mutabık olduğu bu
mayınların temizlenmesi konusunu bu hâle getirdiğiniz için sizi
tebrik ediyorum. Çünkü milletin menfaati, o bölgedeki halkın menfaati o
mayınların temizlenmesinden geçiyor. Bir dönemde o mayınlar
oraya, o bölgede yapılan kaçakçılık ve devletin o zamanki millî
menfaatlerine aykırı olduğu için döşendi, Sayın
Vekilin dediği nedenlerle döşenmedi. Oradaki elini, kolunu, gözünü
kaybedenlerin de büyük çoğunluğu o dönemde kanunlara aykırı
iş yaptığı için kayboldu.
MEHMET HANEFİ ALIR (Ağrı) Helal olsun sana ya,
helal olsun!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Mayın
tarlasına girdi!
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Dolayısıyla,
Değerli Arkadaşım, bu ihalenin bedeli, 200 milyon dolardan 1,6
milyar dolara kadar laflar söz ediliyor; acaba 200 milyon dolar mı 1,6
milyon dolar mı yoksa millete 1 milyar doların üzerinde ihale
edildiği zaman Türk milleti mi alıştırılmaya
çalışılıyor! Bunu da, Sayın Bakanın bu
fiyatları nasıl aldıklarını bu Mecliste
açıklaması gereken önemli bir husus olarak değerlendiriyorum.
Değerli arkadaşım, diğer bir konu,
Türkiye-Suriye ilişkileri son yıllarda son derece olumlu bir zemin
üzerinde gelişmektedir. Ancak şundan emin olun ki Suriye Devlet
Başkanı dâhil -bakın, Suriye Devlet Başkanı dâhil-
Suriye Hükûmetindeki bütün bakanlar dâhil, bu kanunda Türkiye Hükûmetinin
yabancı bir şirkete ve özellikle İsrail şirketinin o
sınırları almasına karşı ve de
aldığı zaman böyle bir şirket bu kanunla Türkiye-Suriye
ilişkilerinin bugünkü yürüdüğü zeminde yürümeyeceğini ben size
söyleyebilirim. Geçen sene Suriye Devlet Başkanının
makamında bir saat bulunmuş bir kişi olarak söylüyorum. Bunu da
tekrar düşünmenizi tavsiye ediyorum.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Makamında bu konuyu
mu görüştünüz?
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Makamında Türkiye-Suriye
sınırının temizleneceğini, ancak kanunun
yapılışındaki yabancı firma konusunun hâlâ Türkiyede
tartışma konusu olduğunu konuştuk. Türkiyenin kendisinin
temizlemesinin iyi olacağını söyledi.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Söyleseydin biz de ona
sorardık.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Söyledim ilgili bakanlara, merak
etmeyin, raporlar da gitti.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Hayır yani biz de
onlara sorardık.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Savunma
Bakanlığının diğer bir konusu, bu kanunun bu
şekliyle çıkmasına karşı gösterdiği
karşı yazıyı ya görmemezlikten geliyor veya görmemesi için
daha yüksek mevkilerden birtakım talimatlar aldığı
anlaşılıyor. Eğer Millî Savunma Bakanlığı bu
yazıyı imzalarken kendi imzasıyla bu kanunun bu şekliyle
çıkmasını uygun görmüyorsa acaba ne değişti de bu
kanun aynı şekliyle bu Meclis Kuruluna geldi?
Değerli arkadaşlarım, diğer bir konu, bu
mayınların temizlenmesiyle ilgili çıkılan ihalenin yüzde
100 başarıyla çıkılmasıdır. Birleşmiş
Milletler ve NATO standardı yüzde 99,6dır. Yani 615 bin mayında
aşağı yukarı 2.500 mayın ihtimali vardır.
Eğer siz yüzde 100le çıkarsanız, kanunun önceki maddelerinde
söz konusu olan ihaleyle, yapacağınız ihaleye hiç kimse
girmeyecektir daha önce olduğu gibi. Neden yüzde 99,6yla
çıkmıyorsunuz da yüzde 100 başarıyla
çıkıyorsunuz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Atılgan.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla)
Birleşmiş Milletler ve
NATO standardı nedir? diye komisyonda sorduğumda ilgili bürokrata,
dedi ki: Yüzde 99,6. Bilmediğini zannediyordum. Peki, neden yüzde
100le çıkıyorsunuz. dedim. Yukarıdan emir öyle geldi. dedi.
Bu emir niye verildi, bunu da takdirlerinize sunuyorum. Demek ki, hiçbir
firmanın girmesi istenmiyor.
AHMET YENİ (Samsun) Yüzde 100 başarı
sağlayacağız.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Doğru!
Diğer bir konu ise silahlı kuvvetlere bu görev daha önce
verildi. Türkiyenin en önemli kurumu ve Türkiyede EOD konusunda son derece
imkân kabiliyetleri yüksek olan bir müessese. Sayın Bakanın
dolaylı koordine içinde olduğu Silahlı Kuvvetler adına bir
sürü laf ediyor burada Sayın Bakan. Acaba Silahlı Kuvvetler bu görevi
niye yerine getiremiyor, ona da açıklık getirmek lazım.
İhtiyaç olan malzeme mi alınmadı, ihtiyaç olan para mı
alınmadı, ihtiyaç olan personelle ilgili birtakım yapılması
gereken işler mi yapılmadı? Ayrıca, buradan da Silahlı
Kuvvetler adına tezvirat yapan -Hükûmet kanadı için de söylüyorum-
Silahlı Kuvvetlerin komutanı da, bu mayın tarama işiyle ilgili
olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Sözlerimi tamamlıyorum.
BAŞKAN Sayın Atılgan, lütfen.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla) Silahlı Kuvvetlerin
komutanı da bu konuyla ilgili olarak Türk milletine neden
yapamayacaklarını açıklamak zorundadır, bu kanun bu kadar
tartışma konusu olduktan sonra.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Vural, Sayın Caniklinin konuşma metnini ben
getirttim. Son bölümde şöyle bir ifadesi var: Çünkü birçok arkadaş
bunu böyle söyledi. Hatta Sevr Antlaşması ile böyle bir düzenlemenin
yapılması eş anlama gelir. gibi, kabul edilmesi mümkün olmayan
ve millete hakaret içeren ve bu çatı altında sarf edilmemesi gereken
sözler söyledi.
Yani buradaki ifade
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, kim söylemişse,
Sayın Hatip o söyleyene bu sözü atfetsin ve o kişinin bu sözünün
doğru olmadığını ifade etsin. Meclisin hükmi
şahsiyeti ve bütün milletvekillerinin huzurunda konuşma yapan herkesi
bu şekilde bir ifadeden dolayı milletine hakaret gibi bir unsurla
karşı karşıya bırakması doğru değildir.
Kim söylemişse ona sözünüzü söyleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
BAŞKAN Evet, buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Burada sarf
ettiğim, kürsüde sarf ettiğim cümleyi siz okudunuz. Buradan herkes
çok net olarak şunu algılar ki, Sevrle ilgili konuşma yapan,
söz söyleyen kimse, ona yöneliktir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Kim o ya?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Çok açıktır.
Ben onun kaydını tutamam. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım böyle ulu
orta
(AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bu kadar net
Sayın Başkanım. Dolayısıyla buradan yola çıkarak
kendisiyle ilgili birtakım
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle ulu orta, kimin söylediği
bilinmeyen, söyleyip söylemediği de belli olmayan sözlerle bütün hatipleri
millete hakaret etme gibi bir sıfatla ilişkilendirmek ne derece
doğrudur? O zaman Sayın Grup Başkan Vekilimiz bu sözünü geri
alsın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Kime
atfettiği bilinmeyen bir sözle milletvekillerine milletine hakaret gibi
bir unsurla iliştiremez. O zaman sataşmadan dolayı
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, sözümü geri almıyorum. Sözümün arkasındayım, sözüm
de doğrudur. Hiç kimse buradan yola çıkarak Sevr
Anlaşmasıyla bağlantı kuramaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Kim söylemiş ya? Yok mu
yüreğiniz, onu söyleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bu kanun
tasarısına hiç kimse böyle bir benzetme hakkı yoktur.
BAŞKAN Tamam, teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN Efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bakın
BAŞKAN Bakınız
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın Grup
Başkan Vekili söylemediğini ifade ediyor. O zaman söyleyen
çıksın konuşsun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bakın
BAŞKAN Mikrofonunuz açık. Ben mikrofonunuzla size iki
dakika süre vereyim, konuşun Sayın Vural ne diyeceksiniz. Sayın
Canikli söyleyeceklerini ifade etti. Sözlerinin arkasında olduğunu
söyledi.
Buyurun açın.
OKTAY VURAL (İzmir) Neden dolayı söz veriyorsunuz siz
bana?
BAŞKAN 60ıncı maddeye göre söz veriyorum
kısa bir açıklama için.
OKTAY VURAL (İzmir) Sataşmadan dolayı mı?
(Gürültüler)
BAŞKAN Hayır, yerinizden kısa bir açıklama
için efendim. (Gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Usul tartışması açmak
istiyorum efendim. Bu yaptığınız doğru değil.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Uygulama doğru değil.
OKTAY VURAL (İzmir) Uygulamanız doğru
değildir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) 60a göre söz talebimiz yok ki.
OKTAY VURAL (İzmir) Usul hakkında tartışma
istiyorum çünkü benim 60a göre söz talebim yok, sataşmayla ilgili söz
talebim var. Dolayısıyla, sizin bu konularla ilgili verdiğiniz
karar benim talebime uygun değil.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sataşma yok ki Sayın
Başkanım.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sataşma olmadığından
dolayı yerinden açıklama yapma hakkı veriyor Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ha, bir grup başkan vekili daha
çıktı vallahi. İyi, hepsi birden
.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 63e göre söz istiyorum.
BAŞKAN Evet, ne oldu? Yani usul tartışması
yapacaksınız. Ama usul tartışması yapacak burada ne
var, ne anlamda var?
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, efendim, bakın
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Takdir yetkiniz yok Sayın
Başkan.
BAŞKAN Arkadaşlar, bakınız
Sayın Anadol, Sevr Anlaşması noktasında ifade
edilirken hiç kimse burada o arkadaşa bir tepki göstermedi.
Bakınız, bu ifade yanlış.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Yanlış değil efendim.
İfadeyi söyleyen benim.
BAŞKAN Böyle bir ifadenin yakışığı
var mı?
RASİM ÇAKIR (Edirne) Bu yasa Lozanı delmektir, bu
yasa Sevri hortlatmaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olarak ve hür iradeyi temsil eden bir
kimse olarak Birilerimiz hasbelkader bu sınırları çizdi,
birileri orada kaldı. Bu, sizi rahatsız etmedi mi? Etmiyor mu?
Sayın Canikli, etmiyor mu sizi?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bununla ne
alakası var? Gereken yapıldı.
OKTAY VURAL (İzmir) Ya, hiç alakası yok. Bu, Sevrden
başka ne ifade ediyor?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bunun, amacı
aşan bir ifade olduğunu çok net olarak söyledim Sayın Vural.
Bunu da siz duydunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Sınırları Sevr çizmek
istedi de onların taleplerini yerine getirmedik diye problem mi oldu
şimdi? Rahatsız mı oldunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bu amaçla söylenmedi.
Size ifade ettim Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Fransızların istediği
gibi yapmadık diye rahatsız mı oldunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bu amaçla
olmadığını, çok net olarak amacı aşan bir ifade
olduğunu söylüyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Niye düzeltmediniz? Niye
düzeltmediniz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tutanaktan çıkartırsınız.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
Tutanakları da inceleyin.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, bu sözler
sarf edildiği vakit düzeltilmesini, tutanaktan
çıkarılmasını istedim, hiçbir işlem
yapılmadı. O arkadaş da özür dilemedi burada.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bakın, amacı
aşan bir ifade olduğunu söylüyoruz burada.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Olur mu böyle bir şey?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bunu söyleyen
sıradan bir arkadaş değil. Bir hukukçu söylüyor bunu.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Tutanak burada.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çıkarın siz de tutanaktan, kim
söylediyse o zaman.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bu sınırları bir
tarihte birileri çizmiş. diyor. Amerikan mandacılarının
ağzıyla söylüyor. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından Ooo
sesleri)
BAŞKAN Sayın Anadol, lütfen efendim
Lütfen
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Sayın Başkan,
sınırlarla ilgili iki dakikalık, 60a göre söz istiyorum.
Sınırlar karışık değil, çok net. Türkiye
Cumhuriyeti o zaman ne yaptığını iyi biliyor. İzin
verirseniz, iki dakikada Hatay, Musul mücadelesini, 1924ü bilmeyen
arkadaşımıza bir anlatayım. (MHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Vay anasını be! Sizden
başka bilen yok!
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Bize ders vermek gibi
bir hakkı yok Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet Sayın Vural, kürsüden mi konuşmak
istiyorsunuz tekrar sataşma gerekçesiyle?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, usul
tartışması
BAŞKAN Buyurun.
Sayın Vural, üç dakikalık süre içinde
konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ben de aleyhinize istiyorum
efendim. Ben de aleyhinize
BAŞKAN Neyin efendim?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 63e göre tartışma
açıldı efendim.
BAŞKAN Hayır, usul hakkında açmadım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Hayır, iki lehte iki aleyhte
söz vereceksiniz efendim.
BAŞKAN Usul hakkında açmadım. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
Sataşmanın muhatabı gelsin
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim hayır, usul
tartışmasından dolayı söz istedim. Benim talebim
doğrultusunda işlem yapmak durumundasınız.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 63, 63
MEHMET GÜNAL (Antalya) Siz kendiniz yorum yapıyorsunuz
Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, ben önce istedim
sataşmadan dolayı, hayır dediniz. Dolayısıyla,
yaptığınız uygulama usule uygun değildir. Usul
tartışması açılmasını istiyorum.
BAŞKAN Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.53
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.14
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 92nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
263 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 4üncü maddesi üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştı.
Şimdi 4üncü madde üzerinde soru-cevap işlemini
gerçekleştireceğiz.
Sayın Taner, buyurun efendim.
RECEP TANER (Aydın) Sayın Bakan, mayın temizleme
işiyle ilgili bugüne kadar yaklaşık maliyeti bir türlü
öğrenemedik. Millî Savunma Bakanlığı olarak bu işin
yaklaşık maliyetini sizden öğrenebilir miyiz? Yani 216 bin dekar
arazinin ne kadar bir maliyet için kırk dokuz
yıllığına peşkeş çekildiğini öğrenmek
istiyoruz.
İkincisi: Mayın temizlemeye konu olan bu
sınırlarda en son ne zaman mayın patlaması neticesinde
vefat veya yaralanma olmuştur?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Taner.
Sayın Serdaroğlu, buyurun efendim.
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, iktidara geldiğiniz 2002
yılından bu yana Sayın Başbakanımızın
övünerek ve gerinerek ifade ettiği Ben bu ülkeyi tüccar siyaset
anlayışıyla yöneteceğim. sözleri kulaklarımızda,
uygulamaları ise aynen bu tasarıda olduğu gibi gözlerimizin
önündedir.
Sorularım:
Bir: Mayınların temizlenmesi veya temizletilmesi
karşılığında temizlenen yerlerin 5+44 yani 49
yıllığına birine veya birilerine verilmesi
İktidarınızın tüccar siyaset anlayışının
bir uzantısı mıdır?
İkinci sorum: Bu mükemmel ancak mükemmelliğin doğal
sonucu olan bu sorunlu coğrafyada varlığımızı
sonsuza dek sürdürebilmemiz için özellikle dış ticaret, dış
politikamızda tüccar siyaset anlayışından ne zaman
vazgeçeceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Serdaroğlu.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, biliyorsunuz mayınlı sahanın
yoğun olduğu bölgelerden birisi de Tunceli ilidir. Tunceli ili
hudutları dâhilinde son on yılda kaç tane mayın
patlamış ve bu patlayan mayınlar sonucunda kaç tane
vatandaşımız hayatını kaybetmiş, kaçı
yaralanmıştır?
İkinci sorum: Tunceli hudutları içindeki bu
mayınları ne zaman temizleyeceksiniz ve hangi usullerle
temizleyeceksiniz, onu öğrenmek istiyorum efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Yalçın
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Grup Başkan Vekiliniz Sayın Bekir Bozdağ Meclis
kürsüsünde bu konunun Millî Güvenlik Kurulunda görüşüldüğünü,
Genelkurmayla görüşüldüğünü ve bu iki organdan da olumlu kanaatler
verildiğini ifade etti. Efendim, Bekir Bozdağ MGK üyesi midir? Orada
konuşulanı nereden bilmektedir? Genelkurmay ve Millî Güvenlik Kurulu
tasarıya bu hâliyle mi destek vermektedir? Yoksa her iki kurumun görüşü
mayınların temizlenmesi gerektiği hususunda mıdır? Bu
hususu özellikle cevaplamanızı istirham ediyorum.
Bir de Sayın Bakanım, mayınlı arazilerin
temizlenmesi için bir çerçeve belirleyecek yasa çıkması normaldir,
doğaldır. Bunu yapmak yerine bir kullanımlık, sadece bir
olaya özgü bir kanun yapmayı neden tercih ediyorsunuz? Bu arazi için bu
kanun kullanılacak ve ondan sonra hiç kullanılmayan bir metin hâline
dönecek. Kanun yapma tekniği bakımından da doğru değil.
Bu tercihinizin özel bir sebebi var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Bakanım, bir konuda
bilgi edinmek istiyorum. Türkiye ile Gürcistan arasındaki ortak
sınırın da antipersonel mayınlarından temizlenmesi ve
sınır koruma amacıyla kullanılmaması konusunda bir
anlaşma imzalanmıştı. Altı yıl içerisinde bütün
mayınların temizleneceği amirdir bu sözleşmeye göre, 14
Ocak 2004 tarihinde. Bu mayınlar temizlenmiş midir?
Temizlenmişse kim temizlemiştir?
Yine aynı şekilde, Türkiye ile Bulgaristan
arasındaki antipersonel mayınlarının
kullanılmamasına ilişkin bir anlaşma. Bunun süresi de
altı yıldır, o da 2000li yılın başında
gerçekleşmiştir. Bu mayınlar temizlenmiş midir?
Temizlenmişse kim temizlemiştir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, mayın temizleme projesiyle ilgili
olarak Hükûmetinizce bir ekonomik fizibilite raporu hazırlanmış
mıdır? Hazırlandıysa geri ödeme süresi kaç yıl
çıkmıştır? Özetle, kırk dört yılı neye göre
belirlediniz?
İki: Suriye ve Türkiye arasındaki mayınlı
arazinin muhtemel bir İsrail ya da ABD şirketi tarafından
kullanıma geçmesi hâlinde kırk dört yıl boyunca Türkiye-Suriye
ilişkilerinde nasıl bir gelişme beklemektesiniz?
Değerlendirirseniz memnun olurum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, buyurun efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Sayın Başkanım, önce sorulara teşekkür ediyorum.
Sorularda bir müşterek taraf var: Kaç patlama oldu, kaç
kişi burada hayatını kaybetti veya şehit oldu?
Bu rakamlar yanımızda değil ama sorulan
soruların tipine göre, şekline göre yazılı olarak cevap
vereceğim bunlara. Yani burada hafızalarımızı
zorlayarak bir şey söylememiz yanlış olur; binaenaleyh bunlara
yazılı olarak cevap vereceğim.
Yaklaşık maliyet Maliye Bakanlığının
metotlarıyla tespit edilmiştir ancak bunlar açıklanamaz. Sebebi:
Bugünkü meri mevzuatımıza göre de muhammen bedel artık
9uncu
maddeydi yanlış hatırlamıyorsam, şöyle diyor: Mal ve
hizmet alımları için yapım işlerinin ihalesi
yapılmadan önce idarece her türlü fiyat araştırması
yapılarak katma değer vergisi hariç olmak üzere yaklaşık
maliyet belirlenir ve dayanaklarıyla birlikte hesap cetvelinde gösterilir.
Yaklaşık maliyete ihale ve ön yeterlilik ilanında yer verilmez.
İsteklilere veya ihale süreciyle resmî ilişkisi olmayan diğer
kişilere açıklanamaz.
Yani bu, Kanunumuzun, İhale Kanunumuzun getirdiği bir
önemli değişikliktir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Peki, kırk dört yılı neye
göre belirlemiş Maliye Bakanlığı? Sayın Bakanım
biz de bunu söylüyoruz. Ben de sizin söylediğiniz maddeyi söylüyorum.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Kırk dört yılın neye göre belirlendiği kendisine aittir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Nasıl belirlemiş?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Binaenaleyh, ihaleye çıkılacak
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bu muhammen bedel değil mi?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
kabul ederseniz, kabul etmezseniz mesele yok.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Niye yıl buraya yazılıyor
Sayın Bakanım?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Kabul ettiğiniz takdirde, ihaleye çıkıldığında
muhammen bedel açıklanmayacaktır. Kanun böyle diyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Muhammen bedeldir işte kırk
dört yıl, biz de onu söylüyoruz. Kendi söylediğiniz tezat içinde
Sayın Bakanım. Kırk dört yıl. demek muhammen bedel
belirlemek demek.
BAŞKAN Sayın Günal, lütfen
NURİ USLU (Uşak) Açıklanamaz. diyor.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Öyle işte!
Açıklamışlar, siz açıklamışsınız,
kanuna yazmışsınız.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Efendim, o eksiltmenin üst hudududur.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkür ediyoruz
açıklamanız için, biz de onu söylüyoruz.
RECEP KORAL (İstanbul) O bir süredir, süre; bedel
değil, süre
MEHMET GÜNAL (Antalya) Neye göre belirleniyor?
AHMET YENİ (Samsun) Sayın Başkan, dinlemeyecek
misiniz?
BAŞKAN Sayın Koral
Lütfen arkadaşlar
Sayın
Koral, Sayın Günal, lütfen
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Şimdi, Sayın Yalçının sorusuna geçiyorum: Millî Güvenlik
Kurulu ve Genelkurmayın görüşlerini ben açıklamaya mezun
değilim. Millî Güvenlik müzakereleri ve kararları gizlidir.
Onları açıklamaya yalnızca Sayın
Cumhurbaşkanımız ve yetkilendireceği kişiler
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Burada kürsüden söyledi.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Ben kendi sorumluluğumu ifade ediyorum.
Burada da, Genelkurmayın görüşleri de
Başbakanlığa eminim iletilmiştir. Burada da gene
açıklayacak olan Genelkurmay ile Başbakanlığın
kendisidir, takdir kendilerinindir.
Türkiye-Gürcistan sınırının temizlenmesi ile
Bulgaristan sınırının temizlenmesine, benim şu andaki
bilgime göre, henüz başlanmamıştır. Bu çalışmalar
henüz hazırlık aşamasındadır ama önümüzdeki asıl
büyük meseleyi çözmeden oraya sıra gelebileceğini ben şahsen bu
benim şahsi kanaatim- zannetmiyorum ama Maliye Bakanlığı
teşkilatı ne düşünür, o konuyu da bilmiyorum.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Öncelikleri Genelkurmay belirler. diyor
Kanun, nereden başlanacağını onlar belirliyor, Maliye
değil.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Benim tespit ettiklerim bunlar.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Sayın Bakanım, neden bir genel
kanun değil? Cevap vermediniz o soruma. Genel çerçeveyi çizen,
mayınlı alanların temizlenmesiyle ilgili esasları
belirleyen bir kanun yerine bir araziye özel bir kanun neden tercih edildi?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Şimdi, efendim kanun teklifi derecattan geçerek huzurunuza gelmiştir.
Gerekçesinde de neden böyle bir kanun yapıldığı
açıklanmaktadır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Gerekçesinde sadece mayın
temizleme var Sayın Bakanım, tarım hiç yok.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Tatmin olup olmamak sizlerin takdirindedir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sadece mayın temizleme diyor
gerekçesinde hiç tarımsal amaç yok.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Gerekçesi sizlerin malumudur, sizlerin bilgisine sunulmuştur.
Takdirlerinize arz ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ALİM IŞIK (Kütahya) Benim soruma cevap vermediniz.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, madde üzerinde
yedi adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına
göre okutacağım, sonra aykırılık durumuna göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinde geçen Maliye Bakanlığınca ibaresinin Maliye
Bakanlığı tarafından olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kerim
Özkul
Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinde geçen Maliye Bakanlığınca ibaresinin Maliye
Bakanlığı tarafından olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Tasarının 4 üncü maddesinin
başlığının Danışmanlık hizmeti
alınması olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Bekir
Bozdağ |
Veysi Kaynak |
Yahya Akman |
|
Yozgat |
Kahramanmaraş |
Şanlıurfa |
|
Abdulkerim
Aydemir |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
Ağrı |
Niğde |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 4. maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Osman Kaptan |
Enis Tütüncü |
|
İstanbul |
Antalya |
Tekirdağ |
|
Vahap Seçer |
Ramazan Kerim
Özkan |
Orhan Ziya
Diren |
|
Mersin |
Burdur |
Tokat |
(2) Mayından arındırılan arazilerin
tarımsal amaçla kullanılması işlemlerinde yabancı
uyruklu işçi istihdam edilemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı kanun
tasarısının 4. maddesinin madde
başlığının Danışmanlık Hizmet
Alımı şeklinde değiştirilmesini, madde metnindeki 4734
sayılı Kanun hükümlerine tabi olunmaksızın ibaresinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal |
Kamil Erdal
Sipahi |
Mümin İnan |
|
|
Antalya |
İzmir |
Niğde |
|
|
Rıdvan
Yalçın |
S. Nevzat
Korkmaz |
Münir Kutluata |
|
|
Ordu |
Isparta |
Sakarya |
|
|
|
Mehmet
Şandır |
|
|
|
|
Mersin |
|
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısının 4 üncü
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Harun
Öztürk
İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı yasa
tasarısının 4. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN Son iki önerge metinden çıkarılmakla
ilgilidir. Dolayısıyla ikisini birlikte işleme
alacağım.
Sayın Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
Sayın Öztürk
Yok.
Sayın Genç, siz buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 263 sıra sayılı Yasa
Tasarısının ihalelerin yapılmasına ilişkin
olarak getirilen 4üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasına dair önerge vermiş bulunuyorum. Bu önergemi
izah etmek üzere kürsüye geldim. Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri, yıllarca devlet
yöneten kişiler
Devlet yönetimi, dürüst, namuslu, hileden
arındırılmış, insanlar hakkında şüpheyi yok
edecek, dürüstlüğü insanların iradelerine bırakmadan devletin en
objektif kuralları içinde yönetilmesi için objektif kuralların
konulması devletin ömrü boyunca öngördüğü ilkelerdir. Yani siz herhangi
bir şeyin dürüst olarak yapılmasını istiyorsanız,
şaibeden arındırılarak yapılmasını
istiyorsanız ve o işi yapan insanların şüphe altında
bırakılmamasını istiyorsanız bütün devletlerin kabul
ettiği, bütün yönetimlerin kabul ettiği ilkeler vardır. Bu
ilkeler nedir? Açık yarış. İşte, bizim öteden beri
2886 sayılı İhale Kanunu, sonra 4774 sayılı Kamu
İhale Kanunu.
Şimdi, AKP İktidarı
Ben, işte bu dönem,
temmuzdan beri, geldiğim bu Parlamentoda her ihalede, her alım
satımda 4774 sayılı Kamu İhale Kanunu uygulanmaz, 2886
sayılı Kanun uygulanmaz... Böyle bir yönetim olmaz.
Şimdi, bunu getirmekle diyorsunuz ki Ey bürokratlar, ey bu
işlemleri, bu ihaleleri yapanlar, siz gidin, istediğiniz
yolsuzlukları yapın, istediğiniz talanı, soygunu
yapın, biz size açık çek veriyoruz. Böyle bir devlet yönetimi olmaz.
Zaten sizin bu anlayışınızla yapılan ihalelerin büyük
bir kesimi maalesef talan ihalesi oldu yani soyuldu memleket, işte sonuç
ortada. Efendim, bizi kriz teğet geçmiştir de biraz
sürünmüştür. Ya arkadaşlar, Türkiyede insanlar uyuyor mu bilmiyorum,
bu devleti yönetenler? Sokaklarda, işsiz, aç, çıplak, ondan sonra her
gün ağlayan, her gün bizden telefonda para isteyen, her gün fabrikası
kapanan insanları duymuyor musunuz siz ben bilmiyorum ki. Yani, bu kadar,
işsizlik oranı yüzde 20leri bulmuş, gençlerde yüzde 78i
bulmuş bir ülkede, hâlâ Bizde bir şey yok. demek için çok
şeylerden yoksun olmak lazım, insani düşüncelerden yoksun olmak
lazım, o ülkede yaşamamak lazım, hayal âleminde yaşamak
lazım.
Şimdi, onun için diyoruz ki bakın, daha önce de söyledim,
bir memlekette dürüst bir yönetim olabilmesi için ya o insanlarda Allah korkusu
olacak ya da kanun korkusu olacak. Şimdi, Allah korkusunun kimde
olduğu belli değil. Hele hele son zamanlarda, ekonominin,
paranın bu kadar değer ifade ettiği yönetimlerde Allah korkusu
pek kimsede görülmüyor. Çünkü, Allah da çıkıp da herifin boynuna
yapışmıyor ki yani Ulan sen bu
hırsızlığı yaptın da ben senin burnundan
getireyim, çoluk çocuğunun burnundan getireyim. diyor belki ama çok sonra
söylüyor. İşte, bunun etkisini hemen göstermediği için ondan
sonra da işte Nasıl olsa ben fırsatı buldum, hele bu cebi
bir doldurayım da ondan sonra ileride Allah bizim başımıza
bir bela getirir mi, getirmez mi? diyor. O tabii, Allaha havale edilmiş
bir şey oluyor. Nasılsa kısa zamanda bir şey
yapmayacağım, hiç olmazsa ben şimdi bu cebimi doldurayım.
diyor. Ha, bunun yanında bir kanun korkusu olacak. Kanun korkusu da nedir?
İşte, denetim, kanunda alım satımların objektif
kurallara göre yapılması lazım. Niye 4774 sayılı
Kanuna göre yapmıyorsunuz, İhale Kanununa göre yapmıyorsunuz
çünkü yandaşlarınız firmalar var. Yandaşlarınız
firmaları davet edeceksiniz, ondan sonra bunları ihalesiz
vereceksiniz.
Bakın, devri iktidarınızda o kadar büyük zenginler
belirdi ki, bugün İstanbulun en yüksek binası sizin bir
milletvekiline ait. Ben şimdi kendisiyle de
Bakın, uçakta da bahse girdik, Kütahya Şeker
Fabrikasında satın aldıktan sekiz ay sonra 113 dönüm arazi
Türkiye Şeker Fabrikaları adına kayıtlıyken tapu
üzerinde silinmiş, ondan sonra Kütahya Şeker Fabrikalarına
çevirmiş. Bu 113 dönüm arazi bedava alınmış. Biz bahse
girdik. Kendisi geldi, Ulaştırma Bakanının yanında
dedi ki: Böyle bir şey olmadı. Eğer sen bunu ispat edersen ben
fabrikayı sana bağışlıyorum. İspat etmezsen
milletvekilliğinden istifa eder misin? Hayhay, hatta çıkar kürsüde
şey ederim. dedim. Ben bekliyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun efendim.
KAMER GENÇ (Devamla) Bekliyorum hele bakalım, tapu elimde.
Ama şimdi, bunun gibi, yani devri iktidarınızda
Mesela, şimdi, şu Eskişehir yolunda muazzam gökdelenler
yapıldı. Kim yaptı bunları? Vergi veriyor mu?
Hesapları inceleniyor mu?
Tayyip Beyin oğlu birdenbire gemi aldı. Bu gemiyi hangi
parayla aldı?
Ondan sonra, Deniz Fenerinde, 14 milyon euro Ziya Karamana
gelmiş. Ziya Karaman kim? Ziya Karamanın oğluyla Tayyip Beyin
oğlu bacanak. Soru sormuşuz: Hakikaten bu gemiye giden paralarda
Deniz Fenerine gelen paralar var mı, yok mu? Bunu sormak bizim
şeyimiz. Bunları hep kapalı yapıyoruz.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa) Konuya gel, çok
dağıttın, topla, topla.
KAMER GENÇ (Devamla) Arkadaşlar, bakın, siz
doğruları yaparsanız biz buraya çıkar, doğrulardan
dolayı size teşekkür ederiz ama doğrular yapılmıyor,
boyuna suistimale elverişli, soyguna elveren, yöneticilere soyguna
elverişli bir ortam hazırlıyorsunuz. Bu ciddi bir kamu
yönetimiyle bağdaşamaz. Zaten devlet iflas etmiş duruma
gelmiş. Sizin zamanınızda, yani bir göreceğiz, birkaç ay
sonra
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Soygunculardan kurtuldu
bu memleket, merak etme.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Sayın Başkan, tabii, grup
başkan vekilleri olduğu zaman onlara bir iki dakika fazla
veriyorsunuz, ama ben bağımsız olduğum için
BAŞKAN Buyurun.
KAMER GENÇ (Devamla) Bakın, biraz önce ben karar yeter
sayısı istedim, Var. dediniz ama arkasından Kemal Bey istedi,
Yok. dediniz. Yani o makamı biraz dürüst yönetin, size tavsiye ediyorum!
Evet, karar yeter sayısını da istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Danışmanlık ihalesinin de 4734 sayılı
kanun hükümlerine göre yapılması amacıyla işbu
değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeleri birlikte işleme
alacağımı söylemiştim.
Önergeleri birlikte oylarınıza arz ediyorum: Kabul
edenler
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.36
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 17.44
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 92nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
4üncü maddenin metinden çıkarılmasına ilişkin
değişiklik önergelerinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeleri tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir,
karar yeter sayısı vardır.
263 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 4üncü maddesi üzerindeki diğer
önergelerin işlemlerini gerçekleştireceğiz.
Sıradaki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı kanun
tasarısının 4. maddesinin madde
başlığının Danışmanlık Hizmet
Alımı şeklinde değiştirilmesini, madde metnindeki
4734 sayılı Kanun hükümlerine tabi olunmaksızın
ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, iki haftadır burada
gergin bir şekilde bir kanun tasarısı görüşüyoruz ve bu
gerilimin nedenini sizler gayet iyi biliyorsunuz. Sizin sinirlenmenizin nedeni
de bizlerin haklı olduğunu aslında biliyorsunuz. Sizin de
kafalarınız karışık, her ne kadar dün ikna
edildiyseniz de hâlâ kafanızda karışıklık var. Öyle
olunca tabii ki sizler de bizlere kızıyorsunuz. Bir an önce
çıkaralım. diye talimat aldığınız için
çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Bizim bu önergemiz Çıkarmayın. diye gelmiyor, yeniden
tekrar ediyoruz. Sayın Bakanım, Sayın Komisyon Sözcümüz burada,
o da kızıyor ama bakın, verdiğimiz önerge çok net, 1inci,
2nci, 3üncü maddede de aynısını verdik: Gelin, mayın
temizleme çerçeve kanunu hâline getirelim. Diğer 921 bin mayının
hepsini, bunlar da dâhil olmak üzere, temizlemek üzere bir çerçeve kanun
çıkaralım. İstiyorsanız yeniden tarımsal amaçlı
tahsisle ilgili başka bir kanun tasarısı getirin. Orada herkese
açık bir şekilde bu ikisini birbirine bağlamayalım. dedik.
Danışmanlık hizmeti yine alınsın.
Biz ikna olmadık yani Genelkurmay
Başkanlığının Ben bunu yapamam. dediğine ikna
olmadık. Teknik nedenlerle değil maddi gerekçelerle olduğunu
biliyoruz. Hatta Millî Savunma Bakanlığının görüşünü
de Sayın Bakanımıza sorduk, ısrarla iki gündür bir türlü
cevap vermiyor, bize sürekli safahatini anlatıyor. Yani o
yazının arkasında mısınız değil misiniz
diyoruz. Değilsiniz, o zaman neden Millî Savunma Bakanlığı
Tamam, Genelkurmay Başkanlığınınkine ben
karışamam. diyor Sayın Bakanım ama Millî Savunma
Bakanlığının görüşü de var, size arz ettik, Komisyonda
da, burada da. Biz de istiyoruz ki bir defa somut bir şekilde
Dün açıklamalarda bulunmuşsunuz Sayın Bakanım,
henüz yalanlama, bilmiyorum -tekzip diyeyim daha teknik tabirle-
yaptınız mı, bugünkü gazetelerde var. Örneğin, Zaman
gazetesinde diyor ki: Son dönemde tasarı Meclis gündemine
alındığında grup başkan vekilleri kanalıyla
tekrar temasa geçildi -bakın, değerli arkadaşlarım, sizi
ilgilendiriyor- ancak Genelkurmay çıkarma işine yanaşmadı.
Tırnak içinde sizin söylediğinizi söylüyor, bilemiyorum.
Şimdi size soruyorum: Genelkurmayla grup başkan
vekilleri mi temasa geçiyor? Bunda bir yanlış yazma mı var Zaman
gazetesi adına?
Altında devam ediyor, diyor ki: Genelkurmay, bu işi
yaparken elle temizlik yapıyordu. 2014 yılına kadar temizlenmesi
gerekiyor ancak elle temizlik çok daha uzun yıllar alacak diye Genelkurmay
bu işi makineyle yapmak istedi. Bu işi yapmak için üç ayrı makinenin
aynı anda çalışması gerekiyor. Makineleri 5 milyon
dolardı. Genelkurmay da bu makinelerden üç takım alırsak 2014e
kadar temizliği yaparız diye düşündü. Piyasa
araştırması yapıldı, biz talip olunca makinelerin
takımının fiyatını 15 milyon dolara
çıkardılar. Dolayısıyla Genelkurmay o zaman Maliye
Bakanlığına devredelim. dedi.
Şimdi, Sayın Bakanım, buna bir tekzip varsa bizim
malumatımız yok. Eğer bu söyledikleriniz gizli oturum
olmadığı için ise bir şey diyemiyoruz, basına
sızanları soruyorum: Şimdi, bu doğru mudur, değil
midir? Öyleyse bundan kaç takım alınması gerekiyordu dedik. Yani
Genelkurmayın istediği maliyet, o ekipmanların, ne kadardı?
Bu arada, Savunma Sanayii Müsteşarlığı elli
adet mayın tarama tankı alınacağına dair bir ihaleden
bahsetmişti. Bunları ne için alıyoruz? Nerede kullanacağız?
Mademki hepsini ihale edeceksek buna envanterde ihtiyacımız var
mıdır diyorum.
Ben bu saate kadar bunlardan herhangi birine, değerli
arkadaşlarım, cevap alamadım.
Değerli arkadaşlarım, bu sorulara cevap
alamadım, bugün de alabileceğimi zannetmiyorum. O topraklar
Az önce
Sevr, Lozan tartışmaları yapıldı, yörenin milletvekili
arkadaşlarımız Biz oraları biliyoruz. dediler ama biz
biliyoruz ki bu toprakların her karışı için onlarca,
yüzlerce şehit verildi. Bizim itirazımız -bir defa daha
söylüyoruz- mayınların temizlenmesine değil, bizim
itirazımız toprakların tarıma açılmasına da
değil, bizim itirazımız böyle anlaşılmaz bir
şekilde, hiçbir açıklayıcı bilgi vermeden teknik olarak
-maliyetle ilgili dün size söyledim, Sayın Bakanım da diyor, 500
küsur trilyondan 2,3 trilyona kadar çıkan bir maliyet vardı. diyor-
bunların oldu bittiye getirilerek bu şekliyle acele ihale edilmesine
karşıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Yasa, bizim önergede de teklif
ettiğimiz şekilde sadece mayın temizlemeyle ilgili çerçeve yasa
hâline gelirse her türlü desteği sağlayacağımızı
buradan taahhüt ediyoruz. Bu maddelerin yeniden görüşülmesi gerekiyor. Ben
bu sözlerimin fayda etmediğini iki haftadır görüyorum.
Az önceki tartışmayı, TBMM TVyi de protesto
ediyorum, vermedi.
Şu anda, o topraklar için toprağa düşmüş
şehitlerimiz adına, kalan zamanımı saygı
duruşuyla geçiriyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler, MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
(Antalya Milletvekili Mehmet Günal saygı duruşunda
bulundu)
AHMET YENİ (Samsun) Şov yeri değil burası!
BAŞKAN Sayın Günal, kürsüde, konuşmak için
hatiplere söz veriliyor. Lütfen... Teşekkür ederim size.
Buyurun efendim
Sayın Günal, buyurun efendim. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler, MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Şova devam şova, görmedi
kimse!
BAŞKAN Sayın Günal, süre doldu, buyurun.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Zamanımı kullandım
Sayın Başkanım, fazlasını kullanmadım.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 263 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 4. maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Enis
Tütüncü (Tekirdağ) ve arkadaşları
(2) Mayından arındırılan arazilerin
tarımsal amaçla kullanılması işlemlerinde yabancı
uyruklu işçi istihdam edilemez.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Seçer, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce bir milletvekili arkadaşım tepkisini
değişik bir şekilde gösterdi. Tabii, saygı duymak
lazım. İki gündür bu yasa tasarısı üzerinde burada
müzakereler devam ediyor. Gerçekten tartışmalar sert geçiyor. Elbette
ki burada birbirimizi anlayışla karşılamamız
gerekiyor.
Sayın Canikli, az önce konuşmasında muhalefetin
kafasının karışık olduğundan bahsetti,
aslında burada kafası karışık olan iktidar partisi
diye düşünüyorum.
Dün olağanüstü bir grup toplantısı
yaptınız bu yasa tasarısıyla ilgili, Sayın Bakan,
Sayın Başbakan bu konuda size sunumda bulundu, belki de ikazda
bulundu, belki de bir talimat verdi. Bizim duruşumuz belli, muhalefetin
duruşu belli -DTPnin, MHPnin ve CHPnin- burada aslanlar gibi muhalefet
ediyoruz, kararlıyız; bu şekilde bu yasa tasarısının
geçmesini içimize sindiremiyoruz.
Bizim burada sizlerden farklı söylemimiz şu
Burada
hatip arkadaşlarım çıkıyor, kafa
karıştırıyorlar. Bizi yurttaşlarımız
izliyorlar, dikkatle izliyorlar. Belki
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Şov yapma!
VAHAP SEÇER (Devamla) Hayır, ben şov yapmıyorum,
burada doğruları anlatıyorum, sen de sakin ol ve dinle,
tavsiyede bulunuyorum sana. Sen her şeye karışıyorsun!
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Ben dinliyorum.
VAHAP SEÇER (Devamla) Dinle bir! Bir dinle! Dinlemesini öğren
önce!
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada
kafanızın karışacak noktalarını aydınlatmaya
çalışalım. Biz bu mayınlı arazilerin temizlenmesi
konusunda aykırı bir görüş belirtmiyoruz. Elbette ki
sınırlarımızı çağa uygun daha teknolojik
sistemlerle koruyalım, insanlık dışı birtakım
yöntemleri ortadan kaldıralım. Orada bu tip savunma sistemlerinin,
sınır koruma sistemlerinin elli yıldır o bölge halkına
ne sıkıntılar yarattığını biliyoruz.
Bacağı kopuk insanlar, kolu kopuk insanlar, psikolojik anlamda ciddi
zafiyet içerisinde olan insanlar, ekonomik anlamda oraya
sağladığı birtakım olumsuzluklar -o bölgede- hep
bunlardan haberdarız ve geçtiğimiz dönemde Cumhuriyet Halk Partisi,
Partim Ottawa Sözleşmesine taraf olduğumuza dair kanun
tasarısı bu Meclisten geçerken muhalefet etmedi sanıyorum.
Sayın Anadol, doğruluyor musunuz beni?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Evet.
VAHAP SEÇER (Devamla) Demek ki biz bu mayınların
temizlenmesine karşı değiliz.
Bizim karşı olduğumuz şu: Orası stratejik
açıdan önemli bir bölge, orası bölgenin spesifik olarak kendine has
özelliklerinden dolayı sosyal yönü olan bir bölge. Bizim buradaki
iddiamız, ısrarımız, evet bunun bedelini ödeyelim, hizmet
almak suretiyle bedelini ödeyelim. Siz diyorsunuz, Sayın Başbakan
söylüyor, diyor ki: 17nci büyük ekonomiyiz, gayrisafi millî
hasılamız 1 trilyon dolara dayandı. Bu kadar büyük bir ülkeysek
bunun bedelini ödeyemiyor muyuz? 300-500 milyon dolar ödeyemiyor muyuz? Bu bize
yakışıyor mu?
Sayın Canikli çıktı, buradan dedi ki: Biz bunu
kırk elli yılda ancak temizleyebiliriz. Diğer tarafta,
söylemleriniz hamasi. Burada gerçekleri mi söylüyorsunuz? Hayır,
gerçekleri söylemiyorsunuz. Burada kapalı kapılar ardında
birtakım pazarlıklar var, biz bunları hissediyoruz. Evet, vehim
içindeyiz, paranoya içindeyiz gerekirse. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Belgen var mı, belgeyle
konuş.
VAHAP SEÇER (Devamla) Sizin belgeniz var mı
Genelkurmayın bu konuda olumsuz görüş bildirdiğine dair belgeniz
var mı Sayın Milletvekili? Yok, değil mi?
Değerli arkadaşlarım, elbette ki, hepimiz
Türkiye'nin esenliğini istiyoruz, mutluluğunu istiyoruz,
iyiliğini istiyoruz ama değerli milletvekilleri, özellikle o bölge
milletvekilleri, bu konuya daha hassasiyetle yaklaşalım. Elbette,
grup disiplini içerisinde belki bu yasa tasarısına evet diyeceksiniz
ama yarın bölgenize gittiğiniz zaman, orada seçmenlerinizle, oradaki
yurttaşlarımızla, sizin insanınızla,
hemşehrilerinizle karşı karşıya geleceksiniz.
Bakınız, boşaltılmış köyler, terörün
verdiği tahribat, binlerce insan işsiz, aşsız, umutsuz,
moralsiz. Bu insanlar iş bekliyor, aş bekliyor.
Şimdi, bakın Tarihî bir fırsat yakaladık.
diyor Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan Kürt
meselesiyle ilgili. Şimdi bu fırsatları bu tip birtakım
kriterleri, unsurları, öğeleri kullanarak gerçekleştirme, hayata
geçirme şansına sahibiz. Orada 216 bin dekar araziyi
konuşuyoruz. Biz orada bu arazileri üreticiye dağıtacak olsak 2
bin tane, 2500 tane çiftçi ailesi yaratırız. Dolaylı olarak bu
insanların geçimini sağladığı
4le çarparsak, orada
10 bin insana ekmek verme, iş verme, aş verme imkânı
sağlayacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Seçer.
VAHAP SEÇER (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım, bu önergemizde elbette ki,
biz yasanın bu şekilde geçmesini istemiyoruz, arzu etmiyoruz. Ancak,
böyle geçecek olsa bile, en azından, orada bu arazilerin tarımsal
üretimde kullanım hakkını alan işletmelerin buralarda
istihdam edecekleri kişileri Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlarından almak zorunluluğunu bu yasaya, 4üncü maddeye
bir fıkrayla eklenmesini sizlerden talep ediyoruz.
Özellikle, az önce de üzerine basa basa söylediğim gibi,
bölge milletvekillerinin bu konuda, bu önergenin kabulü konusunda evet oyu
kullanacaklarını düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Seçer.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Tasarının 4 üncü maddesinin
başlığının Danışmanlık hizmeti
alınması olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Genel Kurulun takdirine bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılıyoruz efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe: Madde başlığının madde
içeriğine uygun olarak düzenlenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinde geçen Maliye Bakanlığınca ibaresinin Maliye
Bakanlığı tarafından olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Kıratlı yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İbarenin değiştirilerek, anlamın uygulama
açısından daha anlaşılır hâle getirilmesi
düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
263 sıra sayılı kanun tasarısının 4
üncü maddesinde geçen Maliye Bakanlığınca ibaresinin Maliye
Bakanlığı tarafından olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kerim
Özkul
Konya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum Sayın Özkul.
Gerekçe:
Verilen teklif ile anlamın netleşmesi
amaçlanmıştır. Ayrıca kanun tekniği
açısından da uygun görülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, 4üncü maddenin
oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair
önerge vardır. Önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
T.B.M.M. Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 4.
maddesinin İç Tüzük 143. maddeye göre açık oylama biçiminde
yapılmasını arz ederiz.
BAŞKAN Kemal Anadol? Burada.
Gökhan Durgun? Burada.
Mevlüt Coşkuner? Burada.
Bayram Meral? Burada.
Zekeriya Akıncı?
ONUR ÖYMEN (Bursa) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN Sayın Onur Öymen
Vahap Seçer? Burada.
Tekin Bingöl? Burada.
Orhan Ziya Diren? Burada.
Atilla Kart?
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN Sayın Susam
Turgut Dibek? Burada.
Birgen Keleş? Burada.
Enis Tütüncü? Sayın Tütüncü yok.
TACİDAR SEYHAN (Adana) Takabbül ediyorum.
BAŞKAN Sayın Seyhan
Metin Arifağaoğlu? Burada.
Ali Oksal? Burada.
Bilgin Paçarız? Burada.
Yaşar Ağyüz? Burada.
Rahmi Güner? Burada.
Ramazan Kerim Özkan? Burada.
Algan Hacaloğlu? Burada
Murat Sönmez? Burada.
İlhan Kesici? Burada.
Nur Serter? Burada.
Saygıdeğer milletvekilleri, açık oylamanın
şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince, açık oylama elektronik
cihazla yapılacaktır.
Üç dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, pusula gönderen
arkadaşlarımın isimlerini okuyorum:
Akif Gülle? Burada.
Binali Yıldırım, vekâleten Mehdi Eker? Burada.
Mehmet Alp? Yok.
Ülkü Güney? Burada.
Salih Kapusuz? Burada.
Cemil Çiçek, Hayati Yazıcıya vekâleten? Burada.
Cemil Çiçek? Burada.
Ömer Çelik? Burada.
Hüsnü Tuna? Burada.
Zeki Ergezen? Burada.
Mehmet Aydına vekâleten Vecdi Gönül? Burada.
Vecdi Gönül? Burada.
Dengir Fırat? Burada.
Sayın milletvekilleri, 263 sıra sayılı
Tasarının 4üncü maddesinin açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Oy sayısı : 195
Kabul : 194
Ret : 1 (x)
Böylece, bu madde kabul edilmiştir.
Bu maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda -bir önerge
kabul etmiştik danışmanlık ismi altında-
oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, madde
oylandı.
BAŞKAN Kabul edilen önerge istikametinde
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Önergeyi de oyladık
Sayın Başkan, maddeyi de oyladık.
BAŞKAN Tamam, tamam. Danışmanlık hizmeti
olarak değiştirilmesiyle birlikte oylarınıza arz ettik,
kabul ettik.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.10
(x) Açık
oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.19
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 92nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
263 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, biraz önce
yaptığınız oylamayla ilgili müsaade ederseniz bir hususu
açıklayayım.
İç Tüzükün 143üncü maddesine göre açık oylama
talebinde bulunan üyelerden herhangi birisi oy kullanmazsa, o zaman o oylama
işlemi işari oylamaya döner. Açık oylama gibi bir işleme
tabi tuttunuz. İç Tüzükün 143üncü maddesini okursanız
Yani,
tutanaklara hep açık oylama geçti, işari oya çevirmeniz lazım
onu. Çünkü 190 kişi kabul etmişti, bir ben reddettim. O açık
oylamayı isteyen arkadaşlardan hiçbirisinin oy
kullanmadığı anlaşılıyor. Yani, dikkatinizi
çekmek için söylüyorum. İç Tüzükün 143üncü maddesinde diyor ki:
Açık oylama talebinde bulunan üyelerden bazılarının oy
kullanmadığı anlaşılırsa işari oylamaya
döner. Siz açık oylama gibi işleme tabi tuttunuz. Ben sonucuna
baktım, arkadaşlar oy kullanmamışlar, işari oylama
olarak düzeltmeniz gerekir.
BAŞKAN Tamam, anladım Sayın Genç, o konuyu
inceleyelim. Katkınız için teşekkür ederim. Sağ olun.
Sayın milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları
raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
3.- Türk Ceza Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları
Raporları (1/670) (S. Sayısı: 353)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Türk Vatandaşlığı
Kanunu Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Türk
Vatandaşlığı Kanunu Tasarısı ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/458) (S. Sayısı: 90)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/552) (S. Sayısı: 293)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı sırada yer alan, Siirt Milletvekili Mehmet
Yılmaz Helvacıoğlu ve 4 Milletvekilinin, İzmir Milletvekili
Kamil Erdal Sipahinin, Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 1 Milletvekilinin,
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ve Millî Savunma Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Siirt Milletvekili Memet Yılmaz
Helvacıoğlu ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Kamil Erdal
Sipahinin; Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 1 Milletvekilinin Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(2/427, 2/428, 2/429) (S. Sayısı: 361)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
7nci sırada yer alan, Türk Silahlı Kuvvetlerinde
İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.- Türk Silahlı
Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay Ve Astsubaylar
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/463)
(S.Sayısı: 316)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
8inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/523) (S.Sayısı: 337)
(x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 337 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde bize intikal eden söz talebi
yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
(x) 337 S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE SLOVENYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
SAĞLIK VE TIP ALANINDA İŞBİRLİĞİNE DAİR
ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 21 Kasım 2007 tarihinde Ankarada imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Sağlık ve Tıp Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için dört dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Slovenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve
Tıp Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı. (Sıra Sayısı: 337)
Oy sayısı :
205
Kabul : 204
Çekimser : 1 (x)
Böylece, anlaşma onaylanmıştır ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum.
Sayın Karanın yerinden kısa bir talebi var, onu
yerine getireyim.
Buyurun Sayın Kara.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kilis Milletvekili Hasan
Karanın, konuşması sırasında bir milletvekilinin
kendisine cahil diye müdahale etmesi nedeniyle konuşması
HASAN KARA (Kilis) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ediyorum. Fakat ilgili arkadaş çıktı, ben
tutanaklara geçmesi açısından söylüyorum.
(x) Açık
oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
Bir Sayın Milletvekili ben konuşurken oradan cahil
diye bağırdı. Ben hukuk fakültesi mezunu, hâkimlik
yapmış, bürokraside çalışmış ve yedi yıldan
beri yaklaşık, milletvekilliği yapan ve bu şerefli Meclisin
şerefli bir üyesiyim. Eğer kendisi bu konudaki cahilliği küfür
ve hakaret konusunda bir şey bilmediğim açısından
konuştuysa bunu, ben bunu kabul ederim.
BAŞKAN Estağfurullah.
HASAN KARA (Kilis) Ama yaşına hürmeten ben kendisine
küfür ve hakaret edecek durumda değilim. Bunu sadece milletin takdirine
sunuyorum.
Arz ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Arkadaşlar, buradaki konuşmalarda zaman
zaman bizim kastımız olmadan bir kısım ifadeler
kullanılabilir. Bu ifadeler şunu gösteriyor ki daha dikkatli
olunması hepimiz için uygundur. Yoksa bütün milletvekillerimiz tabii ki bu
millete hizmet için çalışıyor.
9uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp
Bilimleri Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
9.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp
Bilimleri Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/532) (S.Sayısı: 338)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra da komisyonun bulunmayacağı dikkate
alınarak, gruplar arasında anlaşmayı da nazarı dikkate
alarak, sözlü soru önergeleri ve diğer denetim konularını
sırasıyla görüşmek için 26 Mayıs 2009 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum; sizlere ve bizleri
izleyen vatandaşlarımıza hayırlı akşamlar
diliyorum, hayırlı hafta sonları diliyorum.
Kapanma Saati: 18.32