DÖNEM: 23 CİLT: 45 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
93üncü
Birleşim
26 Mayıs 2009 Salı
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. -
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- İstanbul
Milletvekili Bayram Ali Meralin, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler
Yasasına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekicinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun uygulamalarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Samsun
Milletvekili Fatih Öztürkün, Necip Fazıl Kısakürekin
vefatının 26ncı yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Bursa Şevket Yılmaz Devlet
Hastanesinde meydana gelen yangın nedeniyle açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü ve 22 milletvekilinin, Turgutlu-Çal
Dağında yapılacak nikel madenciliği faaliyetlerinin
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/377)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 20 milletvekilinin, tütün sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/378)
3.- Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/379)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/198) esas
numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun, 26/5/2009 günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
2.- (10/139,
10/155, 10/171, 10/172, 10/173, 10/181, 10/183, 10/197 ile 10/369) esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 26/5/2009 Salı günkü birleşiminde
birlikte yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
3.- Gündemdeki
sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel
Kurulun, 26 Mayıs ve 2 Haziran 2009 Salı günlerindeki
birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine; 27
Mayıs ve 3 Haziran 2009 Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde
ise sözlü soruların görüşülmemesine; 293, 239, 126, 131, 321, 324,
383 ve 385 sıra sayılı kanun tasarılarının
İç Tüzükün 91inci maddesine göre Temel Kanun olarak ve bölümler hâlinde
görüşülmesine; Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üç üyelik
için seçimlerin 26/5/2009 Salı günkü birleşimde yapılmasına
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Sakarya
Milletvekili Münir Kutluatanın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, partisine sataşması nedeniyle
konuşması
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
5.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
6.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, yasa dışı telefon dinlemelere
ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin
cevabı (7/7040)
2.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bir köyün yol sorununa
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/7446)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batman-Gercüşteki
taşımalı eğitime ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/7454)
4.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, uzlaşmalara ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/7496)
5.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TRTnin izlenme oranlarına ve
sözleşmesi sona erdirilen programlara ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/7509)
6.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, TRT Yönetim Kuruluyla ilgili yönetmelik
değişikliğine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/7510)
7.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir camiye ait tarihî saatin
akıbetine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/7511)
8.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, hak ediş ya da ihale bedeli
ödenmeyen firmalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/7524)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Yeşilayın etkin hâle
getirilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/7532)
10.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Tunceli Valisi hakkındaki incelemeye
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/7539)
11.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vandaki sınır
kaçakçılığı olaylarına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/7541)
12.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Şanlıurfada yaşanan
bazı olaylara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Beşir Atalayın cevabı (7/7542)
13.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, İstanbulda vergi rekortmenlerinin
açıklanmamasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/7545)
14.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bilişim sektöründeki KDV indirimine
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/7547)
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TRT personeline
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/7570)
16.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, çiftçilerin elektrik borçlarına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/7610)
17.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Göksu EDAŞ ihalesine
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/7611)
18.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, SGKnın emekli maaşları
ödemesinde bankalardan komisyon almasına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı
(7/7642)
19.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, THYnin Başbakanın
kullanımı için uçak aldığı haberlerine ilişkin
sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/7658)
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan TEDAŞ İl Müdürlüğünün
bir ihalesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/7662)
21.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, THYnin acenteleriyle
çalışacağı bankaya ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/7724)
22.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, GSM
şirketlerine yapılan ödemelere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/7815)
23.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, basın takip sistemine erişime,
Türkiye Büyük
Millet Meclisi İnternet Sitesindeki sanal tur uygulamasına,
İlişkin
soruları ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/7963), (7/7964)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03te açılarak yedi oturum yaptı.
İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol, geçen tutanak hakkında bir konuşma
yaptı.
Gümüşhane
Milletvekili Yahya Doğan, Müzeler Haftasına,
Edirne
Milletvekili Rasim Çakır, sınır ticaretinin düzenlenmesine
ilişkin Bakanlar Kurulu kararına,
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir, Gaziantepe göçün işsizliğe etkilerine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, 263 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 2nci maddesinin yapılan açık
oylamasıyla ilgili bir açıklamada bulundu.
Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21 milletvekilinin, Adli Tıp Kurumuna
yönelik iddiaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/376) Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve ön görüşmesinin,
sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
3üncü
sırasında bulunan, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Avrupa Birliği Uyum ve Adalet Komisyonları Raporlarının
(1/670) (S. Sayısı: 353),
4üncü
sırasında bulunan, Türk Vatandaşlığı Kanunu
Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporunun (1/458) (S.
Sayısı: 90),
5inci
sırasında bulunan, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporlarının (1/552) (S. Sayısı: 293),
6ncı
sırasında bulunan, Siirt Milletvekili Memet Yılmaz
Helvacıoğlu ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Kamil Erdal
Sipahinin; Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 1 Milletvekilinin Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ve Milli Savunma Komisyonu
Raporunun (2/427, 2/428, 2/429) (S. Sayısı: 361),
7nci
sırasında bulunan, Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam
Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Millî Savunma Komisyonu Raporunun (1/463) (S. Sayısı: 316),
9uncu
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/532) (S. Sayısı:
338),
Görüşmeleri,
2nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri
Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/543) (S.
Sayısı: 263) görüşmelerine devam edilerek, 5inci maddesine
kadar kabul edildi, verilen aradan sonra,
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
8inci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Alanında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/523) (S. Sayısı:
337) görüşmeleri tamamlanarak, yapılan açık oylamadan sonra
kabul edildi.
Kilis
Milletvekili Hasan Kara, konuşması sırasında bir
milletvekilinin kendisine cahil diye müdahale etmesi nedeniyle bir
açıklamada bulundu.
26 Mayıs
2009 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 18.32de son
verildi.
Nevzat
PAKDİL
Başkan
Vekili
Yaşar
TÜZÜN Fatma
SALMAN KOTAN
Bilecik
Ağrı
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 104
II.- GELEN KÂĞITLAR
22 Mayıs 2009 Cuma
Tasarı
1.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/712) (Plan ve Bütçe ile
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.5.2009)
Teklifler
1.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın; 2238 Sayılı Organ ve Doku
Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi (2/457) (Anayasa; Adalet ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.5.2009)
2.- İstanbul
Milletvekili Esfender Korkmazın; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar
Genel Sağlık Sigortası Kanununda Bazı
Değişiklikler Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
(2/458) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.5.2009)
3.- İstanbul
Milletvekili Ümit Şafakın; 5604 Sayılı Mali Tatil
İhdas Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/459) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.5.2009)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; 2022 Sayılı
65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk
Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi (2/460)
(Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan
ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
13.5.2009)
Tezkereler
1.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/802) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20.5.2009)
2.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/803) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.5.2009)
3.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/804) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.5.2009)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Silivri Cezaevindeki tutukluların
sağlık sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1366) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/05/2009)
2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Başbakanlığa yeni uçak
alımına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1367)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte su plan ve projeleri
kapsamındaki yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1368) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/05/2009)
4.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantep TEDAŞ Müdürlüğünün
oluşturduğu kaynağa ilişkin Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1369) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/05/2009)
5.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepin rüzgar enerjisi potansiyeline
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1370) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
6.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte sanayi üretiminde enerji girdi
fiyatlarında düzenleme yapılmasına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/1371)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
7.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepdeki tarımsal desteklemelere
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1372) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
8.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepde Kırsal Kalkınma
Programı çerçevesindeki projelere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1373) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/05/2009)
9.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki okul açığına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1374)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
10.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte kamu
yatırımlarındaki azalmaya ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi
(6/1375) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, bakanların atanma usulüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7871)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
2.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, THYnin acenteleriyle
çalışacağı bankaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7872) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Ermenistan ile görüşmelerin
İsviçrede yapılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7873) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
4.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Bursada TOKİ taksitlerini ödemeyenlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7874)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
5.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, yurt dışındaki
memurların aylıklarıyla ilgili kararnamenin
değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7875) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
6.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, kriz nedeniyle SGKya yapılan ödemelerin
azalmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7876) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
7.- Konya Milletvekili
Atilla Kartın, Abhazyaya uçak ve gemi seferleri yapılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7877)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
8.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Mardin-Mazıdağındaki
olayın nedenlerine ve alınacak önlemlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7878)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
9.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigenin, Mardin-Mazıdağındaki olayın
nedenlerine ve alınacak önlemlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7879) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
10.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, TOKİnin
Diyarbakır Valiliği ile yaptığı protokole ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7880)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
11.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın,
Diyarbakırdaki SODES Projesi uygulamalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7881)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
12.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, çocuk suçluluğuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7882)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
13.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaranın ilçelerinin
sosyo-ekonomik durumlarının iyileştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7883)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
14.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, pamuk üreticilerinin ve tekstil
sektörünün desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/7884) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
15.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada dağıtılan
yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7885) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
16.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Dünya Uygur Kongresi başkan ve
genel sekreterine Türkiyeye giriş izni verilmemesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/7886)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
17.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, İhlas Finans Kurumunun
oluşturduğu mağduriyete ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/7887) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/05/2009)
18.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankutun, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bazı
ihalelerine ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7888)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
19.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki deprem sigortası
çalışmalarına ve riskli binalara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7889) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
20.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, esnafın idari para
cezalarının affına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7890)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
21.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, iş kazalarına ve meslek
hastalıklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7891) (Başkanlığa
geliş tarihi: 06/05/2009)
22.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, sinema ve televizyon sektöründeki
çalışma koşullarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/7892)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
23.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, İç Anadolu Bölgesinde
Çevre Kanunu uyarınca verilen idari para cezalarına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/7893)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
24.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Çorluda bir
göletteki çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7894) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
25.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Tekirdağda
çevre mevzuatı kapsamındaki denetimlere ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7895)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
26.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Devlet Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğü internet sitesindeki reklamlara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7896)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
27.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakıflarının İstanbuldaki
yardımlarına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/7897)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
28.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakıflarının Ankaradaki
yardımlarına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/7898)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Türkgözü Gümrüğünün
etkinleştirilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/7899)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
30.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, Ziraat Bankasında
personelin emekliliğe zorlandığı haberlerine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/7900) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2009)
31.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Halk Bankasına vergi cezası
kesildiği iddialarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/7901) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
32.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgelerine verilen teşviklere ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/7902) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/05/2009)
33.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7903) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
34.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyede verilen yenilenebilir enerji kaynak
belgelerine ve HES başvurularına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7904)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
35.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada verilen yenilenebilir enerji kaynak
belgelerine ve HES başvurularına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/7905)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
36.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, elektrik faturalarındaki
TRT payına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7906) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
37.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Bergama Organize Sanayi Bölgesinin elektrik
ihtiyacına ve doğalgaz bağlantısına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7907) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
38.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, doğalgaz ithalatına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7908) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
39.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin, Hakkari-Van karayolunda bal yüklü
araçların denetimine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7909) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2009)
40.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Ankarada metro güzergahlarındaki yol
genişletme çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7910)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
41.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Jandarma Er Eğitim
Taburunun taşınacağı iddiasına ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7911)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
42.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, Diyarbakır
yerel gündem kent meclisi ve konseyi toplantılarına
katılıma ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7912) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
43.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın, Mardin-Mazıdağındaki
olaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7913) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
44.-
İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın, koruculuk sistemine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7914)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
45.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan Belediyesinin bazı
tasarruflarına ve Çukurova Belediyesiyle paylaşımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7915) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
46.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvelin, Seyhan ve Çukurova Belediyeleri arasındaki personel
paylaşımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7916) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/05/2009)
47.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, özel idare müdürlüklerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7917)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
48.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, Mardin Valisinin bir
açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7918) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/05/2009)
49.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, Meram Belediyesinin bayan voleybol
takımını kapatmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7919)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
50.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, bazı suçlardaki artışa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7920)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
51.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Kelkit Havzası Kalkınma
Birliğinin organik tarım desteklemelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7921)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
52.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Silivrideki bir
höyüğün tahrip edildiği iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7922)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
53.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/7923)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
54.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Hazine özel mülkiyetindeki
taşınmazlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7924) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/05/2009)
55.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, THYnin acenteleriyle
çalışacağı bankaya ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7925) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
56.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, okulların elektrik ve
su borçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7926) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2009)
57.-
İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlunun, Avrupa İslam
Üniversitesinin İstanbul Şubesine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7927)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
58.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, bazı atama ve yer
değiştirmelere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7928) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2009)
59.-
İstanbul Milletvekili Necla Aratın, öğretmen ve yönetici
görevlendirmelerindeki bazı uygulamalara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7929)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
60.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, araştırma
görevlilerinin özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7930)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
61.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, hukuka aykırı yönetici
atamaları yapıldığı iddialarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7931)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
62.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, Azerbaycanda görev yapan öğretmenlerin
sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7932) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
63.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, yurt dışında görev yapan
öğretmenlerin özlük haklarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7933)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
64.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, usulsüz atama iddialarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/7934)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
65.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, geçici görev ve tedavi
yolluklarının ödenmesindeki sorunlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7935)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
66.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir yönetmelikte yapılan değişikliğe
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7936) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
67.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, liselerin çocuk
gelişimi ve eğitimi bölümü mezunlarının öğretmen
olarak çalıştırılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7937)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
68.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, öğretmenevlerine ve üye bandrol ücretindeki
artışa ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7938) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
69.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Rizedeki bebek ölümlerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7939)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
70.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta KKKA hastalığı
nedeniyle merkez kurulmasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7940) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
71.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Ankaradaki bebek ölümlerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7941)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
72.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/7942)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
73.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, AOÇdeki akaryakıt
istasyonlarının kiralanmasındaki usulsüzlük iddialarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7943) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
74.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir enstitü laboratuvarına ve fide
üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7944)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
75.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaada TMO geçici fındık
alım merkezi açılıp açılmayacağına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7945) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
76.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, pamuk üretimine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7946)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
77.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki çiftçilerin kredi
kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7947) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
78.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, kredi kullanan üreticilere ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7948) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
79.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, buğdaylarda görülen bir hastalıkla
mücadeleye ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7949) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
80.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyede üreticilerin
kullandığı kredilere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7950)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
81.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/7951)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
82.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, zeytinyağı teşvik primine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/7952) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/05/2009)
83.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, Söğüt-Bozüyük yoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7953)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
84.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, Bilecik şehir merkezinden geçen
karayolundaki çalışmalara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7954)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
85.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Urfa-Habur bölünmüş yol
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/7955) (Başkanlığa geliş
tarihi: 06/05/2009)
86.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Çorludaki bir köyün
yol sorununa ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/7956) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/05/2009)
87.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Demirköyde
bazı abonelere anormal telefon faturaları geldiği iddiasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/7957) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
88.- Antalya Milletvekili
Tayfur Sünerin, PTT Şubelerindeki güvenlik yetersizliğine ve
dağıtıcıların özlük haklarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7958)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
89.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/7959)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/05/2009)
90.-
İstanbul Milletvekili Necla Aratın, kadınların miras
haklarını kullanmalarındaki sorunlara ilişkin Devlet
Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/7960)
(Başkanlığa geliş tarihi: 06/05/2009)
91.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Vakıflar Bölge Müdürlüklerinin
yüklenicilere ödeme yapmamasına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/7961) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/05/2009)
92.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, ev tipi tüplere
dolum yapan akaryakıt istasyonlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/7962)
(Başkanlığa geliş tarihi: 0705/2009)
93.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankutun, Basın Takip Sistemi erişimine ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/7963) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2009)
94.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TBMM İnternet Sitesindeki sanal tur uygulamasına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/7964) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/04/2009)
No.: 105
25 Mayıs 2009 Pazartesi
Tezkere
1.-
Sayıştay Birinci Başkanlığı Seçimine
İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
Tezkeresi (3/806) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
Rapor
1.- Kamu Düzeni
ve Güvenliği Müsteşarlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri
Komisyonu Raporu (1/704) (S. Sayısı: 383) (Dağıtma tarihi:
25.5.2009) (GÜNDEME)
No.: 106
26 Mayıs 2009 Salı
Raporlar
1.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarıları ile
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/688, 1/703,
1/684, 1/696) (S. Sayısı: 384) (Dağıtma tarihi: 26.5.2009)
(GÜNDEME)
2.- Gelir Vergisi
Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/692) (S. Sayısı: 385) (Dağıtma tarihi: 26.5.2009)
(GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü ve 22 Milletvekilinin, Turgutlu-Çal
Dağında yapılacak nikel madenciliği faaliyetlerinin
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/377) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22.05.2009)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 21 Milletvekilinin, tütün sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.05.2009)
3.- Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 Milletvekilinin, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/379) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.05.2009)
26
Mayıs 2009 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP
ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız. Yoklama için üç dakika süre
vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak
salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik
sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden
yardım istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise
yoklama pusulalarını görevli personel
aracılığıyla üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden,
üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, siyasî partiler ve seçim yasaları
hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Bayram Ali
Merale aittir.
Buyurun
Sayın Meral. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralin, Seçim
Yasası ve Siyasi Partiler Yasasına ilişkin gündem
dışı konuşması
BAYRAM ALİ
MERAL (İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası hakkında
gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, konuşmama başlamadan önce iki konuyu bilgilerinize
sunmak istiyorum: Malumunuz, Bursada bir hastane yandı. Orada 8
vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını
kaybedenlere Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı diliyorum.
Diğer bir
konu değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, bu yüce Meclis
de görüştü, daha önce Toprak Su, Toprak İskân ve YSE genel
müdürlükleri birleştirildi
BAŞKAN
Sayın Meral, bir saniye.
Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulda büyük bir uğultu var, sizleri sükûnete
davet ediyorum.
Buyurun
Sayın Meral.
BAYRAM ALİ
MERAL (Devamla)
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü adı altında
bir genel müdürlük kuruldu. Bu Genel Müdürlük Türk köylüsüne büyük hizmetler
üreten bir genel müdürlüktü ama ne yazık ki bütün
ısrarlarımıza rağmen bu Genel Müdürlük, bu yüce Mecliste AK
PARTİ milletvekili oyları ile kapatıldı, burada
çalışan işçiler ve memurlar özel idarelere
dağıtıldı ve işler aksadı. İşler
aksadığı gibi orada çalışan çok yetişkin
personel, mühendis, işçi, bir noktada, iş yapamaz bir noktaya
getirildi. Bugün işin acı tarafı, ne yazık ki bu özel
idarelerde çalışan işçiler aylardır ücretlerini
alamıyor, ikramiyelerini alamıyor, fazla mesaisini alamıyor.
Bunun sebebi, Maliye Bakanlığının özel idarelere katkı
sağlamaması ve ücretlerinin yüzde 30unun düşük gönderilmesidir
değerli arkadaşlarım. Bu hiçbir dönemde
yaşanmamıştır ve görülmemiştir. Benim özellikle
Arkadaşlarımdan rica ediyorum: Bu konuya behemehâl çözüm bulsunlar.
Değerli
arkadaşlarım, benim bu yasalar hakkında söz istememin bir nedeni
vardır. Hiçbir arkadaşım rahatsız olmasın. Burada bir
yasa görüşülürken yani Suriye hududundaki temizlikten dolayı yasa
görüşülürken AK PARTİli milletvekili
arkadaşlarımızın büyük çoğunluğunun huzursuz ve
rahatsız olduğunu gördüm.
Bizim ortak
unvanımız var değerli arkadaşlarım. Bu unvana ortak
sahip çıkmak zorundayız. Geçmişte yani 1980 öncesi
milletvekilleri seçimi olurdu. Ağırlık, değerli
arkadaşlarım, ön seçimlere verilirdi. Yani milletvekilini
vatandaş, seçmen ön seçimle seçerdi ama mutlaka genel başkanların
da kendine has bir programı vardı, düzenlemesi vardı ama 12
Eylül yasalarıyla bu ortadan kaldırıldı. Genel merkezlere,
değerli arkadaşlarım, liste düzenleme yetkisi verildi. Ondan
sonra milletvekilleri düşünen ama konuşamayan bir milletvekili durumuna
getirildi. İşte, o günü, ben, bunu burada gördüm değerli
arkadaşlarım. Bundan hiçbir arkadaşımın rahatsız
olmasına gerek yok. Eğer milletvekili ön seçimle buraya gelmiş
olsa bir parti genel başkanı bakanına Kızarsam seni kapının
dışına koyarım. diyemez. Eğer bir milletvekili ön
seçimle gelmiş olsa değerli arkadaşlarım, burada
düşündüğünü rahat bir şekilde dile getirir. Her nedense bir çok
yasa, yüzlerce, binlerce yasa buradan geçmesine rağmen Seçim Yasası
ve Siyasi Partiler Yasası getirilmiyor. Neden değerli
arkadaşlarım?
Muhterem
arkadaşlarım, kendi partisinde özgürlük sağlayamayan siyasi
partiler vatandaşa özgürlük getiremez muhterem arkadaşlarım.
Biz, her şeyden önce, ne yapıp yapıp Seçim Yasasının
ve Siyasi Partiler Yasasının yeni şekliyle bu Meclise getirilip
görüşülmesini istemek zorundayız. Yaşadınız ve
bunları yaşıyorsunuz.
Nedir
değerli arkadaşlarım? Elbette ki ön seçimin de bazen
mahzurları vardır ama bu, denetim altında, yargı
gözetiminde bir seçmen listesi hazırlanırsa ve seçimler yargı
denetiminde, gözetiminde sağlanırsa değerli arkadaşlarım,
o zaman vatandaşın dediği olur, burada oturan milletvekilleri,
genel başkanına sorumlu olduğu kadar vatandaşına kadar
da sorumlu olur değerli arkadaşlarım.
Seçimler
yaklaşıyor, sesimiz çıkmıyor yani sesiniz
çıkmıyor değerli arkadaşlarım. Zoraki birçok yasaya el
kaldırdınız burada ama halkın desteğiyle buraya
gelmiş olsanız değerli arkadaşlarım, bunların
elbette ki birçoğu olmayacaktır, olamaz da.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
BAYRAM ALİ
MERAL (Devamla) Bunun olamaması demek, genel başkana, parti
yönetimine karşı saygısızlık yapmak anlamında
değildir değerli arkadaşlarım. Bunun adı, bir
milletvekilinin özgürce düşünmesi, özgürce düşüncesini bu kürsüden
halka hitap etmesidir değerli arkadaşlarım. Ama, bunu, bu
Mecliste, yedi senedir değerli arkadaşlarım, gözünüzün içine
baka baka seyrediyorum, inanmaya inanmaya, üzüntü duya duya birçok yasaya
elinizi kaldırdınız ve elinizi kaldırıyorsunuz. Bugün
de göreceğiz, bundan sonra da göreceğiz.
Umuyorum ki
değerli arkadaşlarım, belki bizler belirli
sıkıntıları çektik ama geliniz, bu yasaları gündem
maddesi yapın, yasaları siz getiriyorsunuz, gelecek milletvekilleri
bu sıkıntıyı çekmesin.
Unutmayın
değerli arkadaşlarım, giden dönemde burada her dediğini
yerine getiren milletvekillerinden 160 tanesi listeye giremedi değerli
arkadaşlarım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAYRAM ALİ
MERAL (Devamla) - Hiç merak etmeyin, temenni etmiyorum ama en azından
150ye yakın milletvekili bu dönemde yine listeye girmeyecektir. Onun
için, özgürce düşünün ve özgürce düşüncenizi ortaya koyun. Sizden
bunları istiyorum.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Benim bu
konuşmam ne sizin işinize yarar ne de bizim işimize yarar ama
gerçeklerin işine yarar değerli arkadaşlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Meral.
Gündem
dışı ikinci söz, Sosyal Güvenlik Kurumunun uygulamaları
hakkında söz isteyen Yozgat Milletvekili Sayın Mehmet Ekiciye
aittir.
Buyurun
Sayın Ekici. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
2.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Sosyal Güvenlik
Kurumunun uygulamalarına ilişkin gündem dışı
konuşması
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Bugün, bir
vatandaşın derdiyle ilgili olarak, aslında birçok
vatandaşımızın derdiyle ilgili olarak söz aldım. Cafer
Civan ve Ayşe Civan, Kürtün-Gümüşhanede oturan ve Sosyal Güvenlik
Kurumundan şehit çocukları münasebetiyle maaş alan 2 Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşıdır. Kurum aylıklarını
bağlamıştır ancak 1/4/2004 ve 31/7/2009 tarihleri
arasında kurum hatasından kaynaklanan bir şekilde bugüne kadar
yaptıkları 11.609 lira 90 kuruşluk fazla ödemeyi
yaşları seksen üç ve seksen beş olan bu 2 ihtiyar, şehit
anne ve babasından tahsil etmektedir. Elbette, fazla ve usulsüz ve yersiz
ödemelerin tahsili mümkündür. Ancak bu insanların bu yapılan hatada
bir sorumlulukları yoktur. Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin
Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre, bu insanlar,
borçlarını üç ay içerisinde yatırmaz iseler kanuni faizleriyle
birlikte ödemek durumundadırlar.
Sayın
milletvekilleri, yaşı seksen üç ve seksen beş olan ve yatalak
olan insanların 11 milyarlık bir borcu ödemeleri, faiziyle birlikte
peşin olarak ödemelerinin mümkün olmadığı
malumlarınızdır. Ben, Sosyal Güvenlik Kurumundan Bu durumda
olan ne kadar mükellefiniz vardır? diye sorduğumda, bu bir
bilgisayar hatasından kaynaklanan ve
Sosyal Güvenlik Kurumunun
yaklaşık -2004 ile 2009 arasında- beş yıllık bir
sürede atladığı bir hatasının vebalini mükellefine
yükletmemek gerektiği düşüncesiyle söz aldım. Bu durumda çok
fazla dosya vardır. Şimdi, Sayın Bakanımızdan rica
ediyorum ve bu Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Müdürlüğünden rica ediyorum.
Bu, yönetmelikle düzenlenen bir husustur. Dolayısıyla, yapılan
fazla ödemelerin aslını elbette almalıdır devlet ama ödeme
güçlüğü çeken bu insanlara bir de faiz yükü yüklememelidir. Bu noktada yüzlerce
dosya, Sosyal Güvenlik Kurumunun hatasından kaynaklanan dosya mevcuttur.
Dolayısıyla, bu insanlara yardım edilmeli, bu yönetmelik
değiştirilmeli veya en azından Kurum ve Bakanlık kendi
hatasının farkında olarak, bu insanlara faiz tahakkuk ettirmeden
asıl alacağını alacağı bir düzenlemeye geçmelidir.
Bunu bir
insanlık görevi olarak kabul etmek gerekir, bunu bir devlet
hatasının düzeltilmesi olarak kabul etmek gerekir ve bu düzeltilme
mutlaka yapılmalıdır diyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ekici.
Gündem
dışı üçüncü, söz Necip Fazıl Kısakürekin vefat
yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Fatih
Öztürke aittir.
Buyurun
Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
3.- Samsun Milletvekili Fatih Öztürkün, Necip Fazıl
Kısakürekin vefatının 26ncı yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
FATİH ÖZTÜRK
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 24 Mayıs
1983 gecesi sabaha karşı vefat eden, inanç, fikir ve sanat dünyamızın
en görkemli güneşi, büyük üstat
Necip Fazıl Kısakürekin vefatının 26ncı
yılı münasebetiyle gündem dışı olarak söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi ve siz
saygıdeğer milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, büyük üstat Necip Fazıl 26 Mayıs 1905te
İstanbulda doğdu. Çocukluğu büyükbabasının
İstanbul Çemberlitaştaki konağında geçti. İlk ve
ortaöğrenimini Amerikan ve Fransız kolejleri ile Bahriye Mektebinde
tamamladı. Lisedeki hocaları arasında Yahya Kemal, Ahmet Hamdi
Akseki, İbrahim Aski gibi isimler vardı.
Necip Fazıl,
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdikten
sonra, Millî Eğitim Bakanlığı bursuyla gönderildiği
Fransada felsefe bölümünü bitirdi. Türkiyeye dönüşünde Hollanda, Osmanlı
ve İş Bankalarında müfettiş ve muhasebe müdürü olarak
çalıştı. Robert Koleji, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi,
Ankara Devlet Konservatuvarı, Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya fakültelerinde ders verdi. Sonraki yıllarında
edebiyata yönelerek fikir ve sanat çalışmaları
dışında başka hiçbir işle meşgul olmadı.
Bütün bir ömrü sevgi ve heyecan hâline getiren, fikir öfkesini mukaddes kabul
eden çileli şair Necip Fazıl, bugün eserleriyle yaşamaktadır.
Dünyada Türkçe diye bir dil olduğu sürece de yaşayacaktır. Çünkü
o, sonsuzluk kervanının peşinde koşmayı, Büyük Dosta
kavuşmayı hayatının gayesi olarak görmüştü. Geride
bıraktığımız yüzyılın kültür, sanat, edebiyat,
tefekkür ve aksiyon açısından olduğu kadar, siyasi ve edebî
polemikleri, ruhi arayışları, davası uğruna çektikleri
çileleri ve duruşuyla Necip Fazıl Kısakürek, anılmaktan
ziyade anlaşılması gereken en önemli şahsiyetlerden
biridir.
Üstat Necip
Fazıl, annesinin arzusuyla şair olmak istedi. Bunu
düşündüğünde henüz on iki yaşındaydı ve ilk şiirleri
Yeni Mecmuada yayımlandı. Millî Mecmua, Anadolu, Varlık ve Yeni
Hayat dergilerinde çıkan şiirleriyle kendisinden söz ettirmeyi
başardı. Daha sonra Parise gitti ve dönüşünde
yayımladığı Örümcek Ağı ve
Kaldırımlar adlı şiir kitaplarıyla edebiyat dünyasında
patlama yaptı. Üstat, Kaldırımlar şiirinde Bana
düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta / Ben bu
kaldırımların emzirdiği çocuğum / Aman, sabah
olmasın bu karanlık sokakta / Bu karanlık sokakta bitmesin
yolculuğum! diyerek
Onun hayatında bir dönüm noktası olan
Kaldırımlar, ruhunu ve gayesini yitirmiş bir cemiyette
bunalımlar yaşayan, bu yanlış gidişi
değiştirmeye gücü yetmediği için mutsuz bir entelektüelin
şiiridir.
Necip Fazıl,
bu eserleriyle genç yaşta şöhreti yakalayarak çağdaş
şairlerin önüne çıkmayı başardı. Edebiyat çevrelerinde
hayranlık, aynı zamanda heyecan uyandırdı. 1932de Ben ve
Ötesi adlı şiir kitabını çıkardığında
henüz otuz yaşına basmamıştı. Genç şair otuz
yaşlarında şöhretin zirvesindeydi. Yirmi bir yaşında
yazdığı şiirleri ders kitaplarında okutulmakta,
zamanın edebiyat tenkitçileri tarafından bir mısrası bütün
bir millete şeref vermeye yetecek şair olarak
değerlendirilmekteydi.
1943
yılında neşretmeye başladığı ve
fasılalarla 1978 yılına kadar devam eden Büyük Doğu dergisinin
isim babasıydı. Yine Renk renk hatıralarım oda oda silindi
/ Anne kokan bir Türkçem vardı, o da silindi. diyerek Türkçeyi en güzel,
en anlaşılır biçimde kullanılmasını isteyen,
zengin, doyuran ve dolduran bir biçimde Necip Fazıl kullanmaya
çalıştı. O, Türkçeyi büyük bir dehanın kullanması
gerektiği biçimde kullandı. O, büyükleri, kahramanları
sorgulayan, asla yağdanlık sevmeyen biriydi. Fikir ve tefekkür
adına herkesin övdüğü ve eksik yönlerini, görmediği yönlerini
görür ve eleştirirdi. Birçok önde gelen devlet adamını,
aydın ve politikacıyı yaptığı yanlış
bir hareketten sonra arayıp ikaz eden, kanaat önderlerine tesir eden bir
şahsiyetti.
Benim adım
Bay Necip, babamınki Fazıl Bey. diye tanıtan Necip Fazıl,
dışı Yavuz, içi Yunus bir adamdı.
Necip Fazıl
bütün eserlerinde Yunusun, Mevlânânın, Şeyh Galibin tasavvuf
anlayışını yeni bir dille, bambaşka bir
söyleyişle yansıtan bir sanatçıydı. Aynı zamanda,
dünya görüşü çerçevesinde toplumsal bir oluşumu temellendirmeye
çalışan bir devlet adamı, bir hareket adamı ve aksiyoncu
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
FATİH ÖZTÜRK
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
ülkeyi
baştan başa dolaşıp konferanslar veren usta bir hatip, dergi
ve gazeteler çıkaran bir gazeteci ve yayıncı olarak kelimenin
tam anlamıyla fırtınalı bir hayat sürmüş ve aksiyon
içinde her zaman ilgi merkezi olmuş ilginç bir şahsiyetti.
Üstadın ölüm
yıl dönümünde onu rahmet ve minnetle anarken, onun ölümle alakalı şu
sözleriyle sözlerime son vermek istiyorum:
Ölüm güzel
şey, budur perde ardından haber,
Hiç güzel
olmasaydı ölür müydü peygamber.
Saygılar
sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Sayın
Özensoy, 60ıncı maddeye göre pek kısa söz
hakkınızı veriyorum.
Buyurun, bir
dakikalık süreniz var.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Bursa Milletvekili Necati Özensoyun, Bursa Şevket
Yılmaz Devlet Hastanesinde meydana gelen yangın nedeniyle
açıklaması
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bilindiği
gibi, bu sabaha karşı Bursada, Bursa Şevket Yılmaz Devlet
Hastanesinde elim bir kaza meydana geldi, bir yangın vakası meydana
geldi ve 8 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ben 8
vatandaşımıza Allahtan rahmet, yakınlarına baş
sağlığı diliyorum.
Bu
yangının neden olduğu, neden kaynaklandığı tabii
ki, yetkililerin incelemelerinden sonra meydana çıkacaktır. Ancak,
ifade edilenlere göre, radyoloji bölümünde çıkan yangının
kablolara da sirayet etmesiyle birlikte, acil destek ünitesinde yatanların
sevkleri sırasında bir kısmının meydana geldiği,
bir kısmının da dumandan boğulduğu ifade ediliyor ve
hastanede de yine aspiratör sisteminin olmadığı ifade ediliyor.
Ben bu tür vakaların, bizlere maalesef, bu acı olayların bir
örnek olması ve
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özensoy.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır. Ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve 22
milletvekilinin, Turgutlu-Çal Dağında yapılacak nikel
madenciliği faaliyetlerinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/377)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Manisa ili
Turgutlu ilçesinin 15 km kuzeyindeki ormanlık Çal Dağı
bölgesinde nikel madeni çıkarılması için deneme üretimlerine
başlanmıştır. Asıl üretim faaliyetlerine geçmek için
Çevre ve Orman Bakanlığına izin girişiminde bulunulmuş
ve Çal Dağı bölgesinde 3.298.539 metrekare alanda sülfürik asit
kullanılarak nikel madeni çıkarma, ayrıştırma ve
zenginleştirme yapılması izni verilmiştir.
Bölgede deneme
üretimi için yapılan çalışmalarda birçok ağaç kesilerek
ormanlık alanın zarar görmesine neden olmuşlardır.
İşletme süresince 200 binin üzerinde ağacın kesileceği
tahmin edilmektedir. Bu durum bölgedeki ormanlık alanın tamamen yok
olması demektir. Bölgedeki ağaçların kesilmesi ve dere
yataklarının bozulması nedeniyle erozyon artmış, daha
önce hiç görülmemesine rağmen bazı köyler sel felaketine maruz
kalmıştır. Ayrıca nikel madeninin
çıkarılmasında kullanılan sülfürik asitin neden olduğu
olumsuzluklarla ilgili şikayetlerde gelmeye
başlamıştır.
Bölgenin en
önemli su havzası olan Gediz nehri Çal Dağının ve maden
sahasının çok yakınından geçmektedir. Bu nedenle yer
altı ve yer üstü su kaynakları ile doğal kaynaklar bundan
olumsuz etkilenecektir. Projesinde işletme ömrü 15 yıl olarak
belirlenen maden tükendiğinde bölgede orman ve tarım alanları
ile birlikte nüfusu yüz bini bulan Turgutlu ilçe merkezimiz bu çevre
kirliliğinden önemli ölçüde zarar görecektir. Turgutlu Çaldağ
bölgesinde, Musulcalı, Akköy, Çampınar, İzzettin, Yakuplar,
Temrek ve Sarıbey köyleri bulunmakta bölge halkı geçimini tarım
ve ormancılıktan sağlamaktadır. Bölge halkı,
geleceklerini karartmamak adına konuya duyarlılık göstermekte ve
Çaldağ ormanlık alanlarına tarım arazilerine ve köylerine
sahip çıkmak için nikel madeni çıkarılmasına
karşı olup, ülkenin en büyük çevre felaketini önlemek adına,
işletmenin kapatılmasını talep etmektedirler.
Turgutlu Çal
Dağı bölgesinde nikel madeni çıkarılması ve
işlenmesi amacıyla kurulacak işletmenin; fayda-maliyet analizinin
tespiti, ormanlar ve tarım arazileri üzerine etkilerinin, nikel madeninin
ayrıştırılmasında kullanılacak olan sülfürik
asidin, yer altı ve yerüstü su kaynakları, tarım arazileri ve
çevre üzerindeki kirletici etkilerinin ve çevre köylerde yaşayan bölge
halkının yaşam standartlarının ve
sağlıklarının korunması, tedbirlerinin
araştırılması, işletme kapandığında
ortaya çıkacak sorunların tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 nci
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Şahin
Mengü (Manisa)
2) Orhan Ziya
Diren (Tokat)
3) Ensar
Öğüt (Ardahan)
4) Şevket
Köse (Adıyaman)
5) Gürol Ergin (Muğla)
6) Ergün
Aydoğan (Balıkesir)
7) Zekeriya
Akıncı (Ankara)
8) Rasim
Çakır (Edirne)
9) Algan
Hacaloğlu (İstanbul)
10) Hüsnü Çöllü (Antalya)
11) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya)
12) Fatma Nur
Serter (İstanbul)
13) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
14) Fehmi Murat
Sönmez (Eskişehir)
15) Yaşar
Ağyüz (Gaziantep)
16) Vahap Seçer (Mersin)
17) Faik Öztrak (Tekirdağ)
18) Nesrin Baytok (Ankara)
19) Hüseyin Ünsal (Amasya)
20) Ali Rıza
Ertemür (Denizli)
21) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
22) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
23) Ahmet Küçük (Çanakkale)
2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 20 milletvekilinin,
tütün sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/378)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Yaklaşık
400 yıldır topraklarımızda üretilen Türk tütünü; nefaseti,
kokusu ve harmanları ıslah edici özelliği ile dünya
piyasalarında marka olmuş ve özel ürün konumuna
ulaşmıştır.
İhracatında
dünya birinciliğini tartışmasız sürdürdüğümüz
Şark Tipi de denilen tütünümüzü, yıllardır 100 bin tonun
üzerinde ihraç ettiğimiz düşünülürse ve bu ihracattan
yaklaşık olarak bir yılda 450-500 milyon dolar
kazandığımız düşünülürse tütünün ekonomik değeri
bir kez daha anlaşılabilir. Ayrıca; aile işletmeciliği
biçiminde yapılan tütün yetiştiriciliği, yaklaşık 750
bin insanımızın geçimine katkıda bulunmaktadır.
Ayrıca, tütünün bakım ve işleme safhalarında
yaklaşık 15 bin, tütün mamulleri üretim tesislerinde
yaklaşık 6 bin ve bu ürünlerin pazarlama ve dağıtımı
aşamasında yaklaşık 4 bin kişi olmak üzere toplamda 25
bin civarında yurttaşımız istihdam edilmektedir.
Bilindiği
üzere, 4733 sayılı yasa ile 2002 yılından itibaren tütünde
destekleme alımlarına son verilmiştir. Üretici tütünlerinin
alım satımında yazılı sözleşme esası
getirilmiş, sözleşmesiz veya sözleşme fazlası üretilen
tütünlerin alım satımının satış merkezlerinde
açık artırma yöntemiyle yapılması öngörülmüştür.
Sözleşmeli üretim esasına göre üretilecek tütünlerin
fiyatlarının alıcı ile satıcı arasında
varılacak mutabakat çerçevesinde belirlenmesi de esas alınmıştır.
Bu tarihten itibaren ise tütüncülüğümüz kötü bir gelişme
yaşamıştır. 4733 sayılı yasanın
yürürlüğe girdiği ve 2001 yılı ürünlerinin
alımının gerçekleştiği 2002 yılından 2008
yılına gelindiğinde ekici sayısında % 62 ve tütün
üretiminde ise % 47,7 gibi çarpıcı bir azalma olmuştur. Tütün
üretimimizdeki bu düşüş ihracat rakamları ile iç talep
rakamları dikkate alındığında özellikle Ege ve
Karadeniz bölgesinde üretilen tütünlerde toplam ülke ihtiyacının çok
altında kalmıştır. Özellikle son yıllarda tütün alım
fiyatlarının düşük seyretmesi ile tütün üreticileri tütün
tarımından uzaklaşmış, yaşanan
kuraklığın da etkisi ile ihracatçı özel sektör
firmaları eksik kalan sipariş miktarlarını geçici bir çözüm
olarak Tekelin stoklarından karşılamışlardır.
Gelinen nokta itibarı ile artık Tekel stoklarının da
tükenmiş olması nedeni ile önümüzdeki yıllar için böyle bir
ikame imkanı kalmamıştır.
Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilen tütünümüzde de kötü gidiş
devam etmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde üretilen
çeşitlere göre farklılık göstermekle birlikte, bu tütünlere olan
dış alıcı talebi düşüktür. Bununla birlikte yurt
içinde üretilen tamamı yerli tütünlerden oluşan sigaralarda yöre
tütünlerinin kullanımı devam etmektedir. Bu tütünlere olan iç talep
miktarları ise maalesef hızla düşmektedir. Örneğin; 2007
yılında bu tütünlerin iç piyasadaki tüketim miktarı 7.650 ton
iken 2008 yılında bu rakam 5.204 tona gerilemiştir. Önümüzdeki
yıllarda tamamen yok olma tehlikesi ile karşı
karşıyadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde tütün
üretiminden ayrılan ekiciler için Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı'nın yapmış olduğu Alternatif Ürün
Projesi uygulaması ise maalesef başarısızlıkla
sonuçlanmıştır.
Tütün ve tütün
mamulleri konusunda yoğun çalışmalar yapan Tütün Eksperleri
Derneği, tütüncülüğümüzün ne kadar tehlikeli bir sürece
girdiğini defalarca kez uyarılarıyla göstermeye
çalışmıştır. Bu konudaki
çalışmalarını, aralıksız olarak sürdürmektedirler.
Bu kapsamda;
tütün ve tütün ürünleri piyasalarımızın geçtiği bu zor
durumda sorunlarının tespit edilmesi, konunun uzmanları ile özel
sektör temsilcilerinin görüşlerinin alınması ve sorunlara çözüm
yollarının üretilmesi amacıyla Anayasa'nın 98. ve TBMM
İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Şevket
Köse (Adıyaman)
2) Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya)
3) Ensar
Öğüt (Ardahan)
4) Yaşar
Ağyüz (Gaziantep)
5) Orhan Ziya
Diren (Tokat)
6) Ergün
Aydoğan (Balıkesir)
7) Gürol Ergin (Muğla)
8) Zekeriya
Akıncı (Ankara)
9) Rasim
Çakır (Edirne)
10) Fatma Nur
Serter (İstanbul)
11) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
12) Fehmi Murat
Sönmez (Eskişehir)
13) Algan
Hacaloğlu (İstanbul)
14) Vahap Seçer (Mersin)
15) Faik Öztrak (Tekirdağ)
16) Nesrin Baytok (Ankara)
17) Hüseyin Ünsal (Amasya)
18) Ali Rıza
Ertemür (Denizli)
19) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
20) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
21) Ahmet Küçük (Çanakkale)
3.- Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin,
mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/379)
Türkiye Büyük
Milet Meclisi Başkanlığına
Mevsimlik
tarım işçilerinin sosyal, ekonomik, sağlık ve barınma
sorunlarının araştırılması ve gereken tedbir ve
önlemlerin alınması için, Anayasanın 98'inci, İçtüzük'ün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
için gereğini arz ve talep ederim.
1) Ahmet Türk (Mardin)
2) Emine Ayna (Mardin)
3) Fatma Kurtulan (Van)
4) Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır)
5)
Sırrı Sakık (Muş)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi
Yıldız (Batman)
8) M. Nezir
Karabaş (Bitlis)
9) Akın
Birdal (Diyarbakır)
10) Aysel
Tuğluk (Diyarbakır)
11) Gültan
Kışanak (Diyarbakır)
12) Hamit Geylani (Hakkâri)
13) Pervin Buldan (Iğdır)
14) Sebahat
Tuncel (İstanbul)
15) Nuri Yaman (Muş)
16) Osman Özçelik (Siirt)
17) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
18) Sevahir
Bayındır (Şırnak)
19) Hasip Kaplan (Şırnak)
20)
Şerafettin Halis (Tunceli)
21) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
Ülkemizde
tarımdaki çalışma biçimleri arasında, koşulları
en ağır çalışma biçimi mevsimlik tarım
işçiliği oluşturmaktadır. Açlık
sınırında yaşayan mevsimlik tarım işçi aileleri
geçimlerini sağlamak için tüm aile bireylerinin iş gücüne ihtiyaç
duymaktadırlar. Mevsimlik tarım işçileri, tarımsal üretimin
gerektirdiği dönemlere göre her yıl Nisan ayında başlayarak
Ekim sonuna değin çeşitli yörelerde geçici işçi olarak
çalışmaktadır.
Kırsal
kesimden gelen tarım işçileri ve yerli halk arasında ön
yargılar duvar örmüştür. Bu da karşılıklı ihtiyaç
temelinde oluşmuş ekonomik faydalanmaya zarar vermektedir. Mevsimlik
çalışma alanlarına gidiş gelişler bütün aile bireyleri
ile yapılmaktadır. Ekonomik nedenlerle aileler kamyon
kasalarında, minibüslerde sıkışık ve güvenli olmayan
şekilde yolculuk etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu nedenle tarım
işçileri kimi trajik olayların ardından gündeme gelmekte sonra
da unutulmaktadır. Bu trajik vakaların çoğu trafik
kazasıyla gelen ölümlerdir.
24/05/2009
tarihinde Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Karahıdırlı
köyünde tarım işçilerini taşıyan minibüs kazasında 4ü
ağır 24 kişi yaralandı.
22/05/2009
tarihinde Urfanın Siverek ilçesinde tarım işçilerini
taşıyan kamyonet kazasında 1 kişi öldü. Kamyonetin
kasasında bulunan çoğu kadın olmak üzere 33 kişi
yaralandı.
16/05/2009
tarihinde Urfa'nın Siverek ilçesinde, tarım işçilerini
taşıyan bir traktörün devrilmesi sonucu 6 kişi yaralandı.
07/05/2009
tarihinde Şanlıurfa'dan Adana'ya gelen tarım işçilerinin,
etkili olan sağanak yağış nedeniyle 50 çadırı
sular altında kaldı. Yaklaşık 500 kişi ölüm tehlikesi
geçirdi.
12/03/2009
tarihinde Adana'da tarım işçilerini taşıyan midibüs
kazasında 1 kişi hayatını kaybetti, 22 kişi
yaralandı.
09/03/2009
tarihinde Adana'nın Küçük Dikili Beldesinde tarım işçilerini
taşıyan iki minibüsle bir kamyonun çarpışması sonucu
67 kişi yaralandı.
Benzer üzücü
olayların tekrarlanmaması için alınması gereken önlemler
acil alınmalıdır. Ayrıca tarım işçilerinin
yaşam koşulları da elverişsiz olup, aileler ilkel
çadırlarda barınmaktadırlar. ILO'nun 2002'de
yayınladığı Türkiye'de Gezici ve Geçici Kadın
Tarım İşçilerinin Çalışma ve Yaşam
Koşulları ve Sorunları Raporuna göre, tarım
işçilerinin barınma yerleri ve çevrelerinde tuvalet, banyo ve
çamaşır yıkama yerlerinin bulunmaması temizlik ve
sağlık açısından sakıncalar yarattığı,
aldıkları düşük ücreti biriktirmelerinden dolayı yetersiz
beslenmekte olduklarına dikkat çekmiştir. Çadır
yerleşimleri açık alanda ve uygunsuz yerlerde kurulduğu için
akrep, yılan, kene gibi tehlikelere de korumasız bir ortam
oluşturmakta ve çadır yerleşimlerin su kenarlarında
olmasından dolayı yoğun sivrisinek görülmekte ve buna
bağlı olarak da sıtma vb. hastalıklara
rastlanılmaktadır.
Mevsimlik
tarım işçiliği ilköğretim çağındaki
çocukların eğitime devamını etkileyen önemli nedenlerden
biridir. Her yıl ailesi ile birlikte tarım işçiliğine giden
binlerce ilköğretim öğrencisi çocuğun eğitim yılı
sona ermeden okullarını terk etmelerine ve okulların
açılmasından en az bir ay sonra dönmelerine neden olmaktadır.
Tüm dünyada
tarım, çocuk işçiliğinin en fazla olduğu sektör
durumundadır. Çocuk işçilerin yüzde 70inin bu alanda
çalıştığı tahmin edilmektedir. Tarım sektöründe
çalışan çocukların 132 milyonu 5-14 yaş grubundaki kız
ve erkek çocuklarıdır. Özellikle tarım kesiminde
çalışan kız çocuklarının yükü ağırdır.
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO), 182 Sayılı
Sözleşmesi en kötü biçimlerdeki çocuk işçiliğinin 18 yaş
altındaki tüm çocuklar için yasaklanması ve ortadan kaldırılmasına
yönelik acil önlemler alınmasını gerektirmektedir.
Her türlü sosyal
imkândan yoksun olan ailelerin, ekonomik durumlarının da ülke
ortalamasının çok altında olan ve genellikle tek geçim
kaynaklarının mevsimlik tarım işçiliği olduğundan
dolayı, mevsimlik tarım işçilerinin sosyal, ekonomik,
sağlık ve barınma sorunlarının analizinin
yapılması ve gereken tedbir ve önlemlerin alınması için bir
araştırma komisyonu kurulması gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/198) esas numaralı Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun,
26/5/2009 günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu
önerisi
Tarih:
25.5.2009
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 26.05.2009 Salı günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun TBMM Genel Kurul Gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmının 143. sırasında yer alan 10/198 esas
nolu, Ülkemizdeki İşsizlik
Sorunlarının ve Buna Bağlı Gelişen İç Göçün
Araştırılarak İnsanlarımızın
Sıkıntılarının Giderilmesine Yönelik Çözümlerin
Geliştirilmesi, Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi ve
Bunlara İlişkin Yapılacak Düzenlemelerin Ele Alınabilmesi
İçin Anayasanın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis
araştırması önergesi görüşmelerinin 26 Mayıs 2009
tarihinde yapılmasının İç Tüzüğün 19uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulması önerilmiştir.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
BAŞKAN
Önerinin lehinde konuşmak üzere Aydın Milletvekili Sayın
Ertuğrul Kumcuoğlu.
Buyurun
Sayın Kumcuoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Milliyetçi
Hareket Partisinden bir grup arkadaşımızın vermiş
olduğu bir önerge üzerinde görüş ve değerlendirmelerimi arz
etmek üzere huzurlarınızdayım.
Söz konusu
önerge, Türkiyede artık son zamanlarda aşırı derecede
ciddi bir önem kazanmış olan işsizlik sorununu ve işsizlik
sorununu takip eden iç göç sorununu araştırmak, bu olayın
nereden, nasıl kaynaklandığını görüp anlamak ve buna
karşı bazı tedbirler getirme imkânlarını
araştırmak üzere verilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, AKP Hükûmeti, zaman zaman mukayeselerini 2002
yılına da yayarak, 2002den bu yana AKP Hükûmetinin hangi konularda,
nasıl önemli mesafeler almış olduğunu ifade etmek için bu
kürsüyü çok yakın şekilde kullanmaktadır. Zaman zaman buna
hepimiz yakından şahit oluyoruz.
Şimdi,
gelelim, biz de bu konuda bir mukayese yapalım, bakalım Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti ne kadar başarılı bir
hükûmetmiş ve bu konuda başarılarını da hep beraber
alkışlayalım!
Bakınız,
Türkiyede işsizlik: 2000 yılında toplam işsizliğin
toplam istihdama oranı yüzde 3,9; 2006 yılında yüzde 6,5; 2007
Aralığında yüzde 10,6; 2008 Aralığında yüzde 15,5
ve 2009 Şubatında yüzde 16,1.
Değerli
arkadaşlarım, İktidarınızda Türkiyede işsizlik
yüzde 3,9dan yüzde 16,1e çıkmış ve siz hâlâ Türkiyede
Türkiye'nin doğru ve iyi yönetildiğini iddia ediyorsunuz.
EYÜP AYAR
(Kocaeli) 2000 yılında iktidarda MHP vardı!
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Nereden nereye
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Bu konunun üzerinde sizleri, düşünmeye teklif
ediyorum. Onlar sizin düşünmenize engel olmak için ellerinden geleni
yapıyorlar ama sizin de gözünüzü açmanız lazım. Düşünmek
Allahın insanoğluna bahşettiği en büyük meziyetlerden
birisidir.
Değerli
arkadaşlarım, zaman zaman bu kürsüde bir kurumumuzun sürekli olarak
misyonundan uzaklaştığı ve sürekli olarak itibar
kaybına uğradığını dile getiriyorum. Bu,
TÜİK müessesesidir. TÜİK müessesesi dört harften müteşekkil gibi
görünürse de sonunda 3K harfi vardır. TÜİK, Türkiyede iktidarı
kollama ve koruma kurumuna dönüşmüştür. Zaman zaman Türkiyede
rakamlarla oynayarak, istatistiklerle oynayarak cumhuriyetin tarihinde
görülmemiş bir biçimde Türkiyede iktidara hizmet etmeyi özel misyonu
olarak gören bir kurumla karşı karşıyayız. Ama herkes
bilir ki en kötü saat bile günde 2 defa doğruyu gösterir.
İşte, bu efendim, doğruyu
gösterdiği anlardan biri de şu anda elimizde. Bu da Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumunun Haber Bülteni.
Bakın işin ciddiyetine. 15 Mayıs 2009 tarihli elimizde bir belge
var: 2009 yılı Şubat ayında Türkiye işsizlik genelde
yüzde 16,1e vurmuş. Bu tarım dışı sektörde -yani
sanayi ve hizmetlerde- yüzde 19,8 ve genç nüfusta işsizlik oranı da
yüzde 30,1.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyede her 3 gençten 1isi işsiz.
Şimdi,
tabii, bakın, yine aynı metinden, Hükûmetin metninden hareket
ediyorum: Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın
aynı dönemine göre 1 milyon 125 bin kişi artarak 3 milyon 802 bin
kişiye yükselmiştir.
1 milyon
kişiyi son bir yıl içinde işsiz bıraktınız. Bu
insanları sadece işsiz ve aşsız
bırakmadınız, bu insanları aç ve açıkta
bıraktınız. Bu ne oluyor? Bu beraberinde çok ciddi bir sorun da
getiriyor. Ne yapıyor? Göçü tahrik ediyor, işsiz insanlar kendilerine
Acaba daha iyi iş imkânları, aş imkânları bulabilir
miyiz? diye bir yerden öbürüne, özellikle köylerden kentlere akıyorlar ve
son senelerde köylerimiz artık yaşanılır olmaktan
çıkmış, kasabalarımız köyleşmiş,
şehirlerimiz varoşlardan ibaret garip yerleşim birimlerine
dönüşmüştür. Dolayısıyla, bugün Türkiyede işsizlik
meselesinin sadece başlı başına ele alınması
yetmez, işsizlik sorununun iç göçle birlikte ele alınması ve Türkiyede
işsizlik sorununun getirdiği sosyoekonomik, sosyokültürel
dengesizliklerin inceden inceye, derli toplu bir şekilde
araştırılması gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, bizim çocukluğumuzda, gençliğimizde
akşam gazeteleri çıkardı. Akşam gazetelerinde
Gazete
satabilmek için, gazeteyi satan çocuklar: Cinayeti yazıyor, cinayeti
yazıyor! diye bağırırlardı. Yani, bundan yirmi, otuz,
kırk sene önce Türkiyede cinayet istisnai bir olaydı, ama bugün
gazetelerin 3üncü sayfalarını okumaktan artık içtinap etmeye
başladık. Gazetelerin 3üncü sayfalarını okuyamıyoruz,
gazete okuyamıyoruz, televizyon seyredemiyoruz. Türkiyede müthiş bir
sosyal huzursuzluk ve sosyal karmaşa var. İnsanlar mutsuz. Niçin
mutsuz? Çünkü, insanlar işsiz ve aşsız. Bundan bir süre önce Mardinin
Bilge köyünde husule gelen olayı siz sadece töreyle izah edemezsiniz,
başka meselelerle izah edemezsiniz. Çünkü, Türkiyede
yüzyıllardır aynı töreler, aynı gelenekler, aynı
sistem bakiyken bu tür olaylara rastlanmıyordu. Bu tür olaylara, maalesef,
zamanı iktidarınızda rastlanmaktadır ve zamanı
iktidarınızda bu tür tatsız olaylar aldı
başını gidiyor. Onun için, gelin hep beraber bu konuları
inceleyelim.
Şimdi, biz
bu konuda ne istiyoruz? Diyoruz ki: Gelin bu konuyu araştıralım.
Neden? Bakın, AKP olarak sizin devlete ne anlam verdiğinizi, devlete
nasıl bir işlev yüklediğinizi, devletin toplum içindeki
misyonunun ne olduğu, yerinin ne
olduğu konusundaki görüşlerinizi ve düşüncelerinizi anlamakta
güçlük çekiyoruz. Çünkü bunları açıkça ifade etmekten kaçınıyorsunuz.
Ama bu topraklar üzerinde öteden beri devlet yönetiminin temel
kurallarından birisi istişaredir. Demokrasiler istişare
rejiminin en ileri safhası, en kurumlaşmış
safhasıdır ve demokrasilerde en üstün istişare makamı
burasıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Gidip
İstanbulda iş adamlarıyla istişare ediyorsunuz.
Gidiyorsunuz Almanyada Schröderle
Türkiyede hiçbir Türk vatandaşıyla sarmaş dolaş
olmadığınız şekilde sarmaş dolaş olup
istişare ediyorsunuz, ama Türkiye'nin meselelerini, Türk insanının
meselelerini, Türkiyede işsiz güçsüz, aç, çıplak insanın
meselelerini gelip bu çatı altında bu milletin temsilcileriyle
tartışmaktan, onlarla istişare etmekten içtinap ediyorsunuz.
Peki, Türkiye
Büyük Millet Meclisi ne için burada var? Bu millet seçilerek niye buraya
gelmiş? Ama AKP milletvekilleri olarak siz diyebilirsiniz ki Efendim,
bizi buraya Başbakan getirdi. Binaenaleyh biz, ne derse onu yapmak
durumundayız.
Hayır
arkadaşlar, biz muhalefet milletvekili olarak Başbakana hiçbir
şey borçlu değiliz. Biz, burada Türkiyenin meselelerini iyi niyetle
ve elimizden gelen uzmanlık birikimimizle devreye sokarak
tartışmak, araştırmak, efendim bu konuda belli neticeler
çıkarmak ve çıkardığımız bu neticelere göre
sadece Hükûmete değil, devletin bütün organlarına, sadece devlete
değil, millete, milletin birçok sivil toplum örgütüne yön göstermek, yol
göstermek istiyoruz.
Böyle bir
uygulamadan, böyle bir araştırmadan, böyle bir çalışmadan
niçin kaçıyoruz?
Benim samimi
önerim, partim adına, şahsım adına samimi önerim
şudur: Arkadaşlar, bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve
buradaki müzakereler kamuoyunda artık eski ilgiyi görmüyor. Türkiye Büyük
Millet Meclisi, artık bu insanlığın, Türk milletinin
ikinci, üçüncü derecede gördüğü müesseseden biri hâline dönüşmek
durumunda.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum. Tamamlayın lütfen.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Eğer siz bu milletin meselelerini doğru
olarak, yoğun olarak, samimi olarak, objektif olarak getirip bu
kürsüden tartışmazsanız
Türkiyede sağlıklı bir demokrasi vardır diyemeyiz. Onun
için, gelin hep beraber Türkiyede işsizin, aşsızın,
açıkta olanın, aç olanın, hasta, sakat, özürlü olanın,
derdi olanın, sıkıntısı olanın, sorunu
olanın sorunlarını, dertlerini,
sıkıntılarını burada görüşelim ve bulduğumuz
sonuçlardan tedbirler çıkaralım,
çıkardığımız tedbirleri kamu görevlilerine intikal
ettirelim, onlar da onları hayata intikal ettirsinler ve böylece bu
milletin Meclisi olduğunu gösterelim ve bu millete karşı olan
borcumuzu ödeyelim.
Ben bu duygu ve
düşüncelerle söz konusu araştırma önergemizin kabulünün yerinde
ve isabetli olacağı inancıyla hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kumcuoğlu.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisinin aleyhinde ilk söz, Giresun Milletvekili
Sayın Nurettin Canikliye aittir.
Buyurun
Sayın Canikli. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi aleyhine söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, grup önerisiyle -biraz önce Sayın Kumcuoğlu da ifade
etti- istihdam ve işsizlikle ilgili konuların, hususların
araştırılmasına ilişkin bir önerileri var. Şimdi,
tabii, konu açılmışken aslında bu konuları
tartışmak için bir fırsat yaratıldığı için
ben teşekkür ediyorum arkadaşlara; bu yönüyle olumlu bir katkı
sağlamışlardır. Gerçekten bu konuları
konuşmamız lazım, tartışmamız lazım,
değerlendirmemiz lazım.
Değerli
arkadaşlar, önce şunu ifade edelim: 2002 yılında genel
işsizlik oranı yani Hükûmetimiz devraldığında
hepinizin bildiği gibi -biraz önce de ifade edildi- yüzde 10,3. Şu
anda yüzde 16,1. Doğru, gerçekten, genel işsizlik oranına yani
tarım kesimi ve tarım dışı kesimin birlikte
işsizlik oranına bakıldığında 2002
yılında AK PARTİ devraldığında 10,3ten bugün
16,1e çıktığını görürsünüz. Bu rakam, devletin
yayınladığı rakamlar, doğrudur, net olarak biz de
ifade ediyoruz ama gerçek anlamda bir değerlendirme yapabilmek için biraz
daha derinlere, detaya inmek lazım değerli arkadaşlar. Bu
detaylı değerlendirmeye geçmeden TÜİKle ilgili de birkaç
şey söylemek istiyorum.
Türkiye
İstatistik Kurumu bundan on yıl önce, on beş yıl önce hangi
kriterlere göre çalışıyor ve dataları yayınlıyor
ise bugün de aynı kurallara, aynı kriterlere göre bu görevini ifa
etmektedir. O günden bugüne kadar TÜİKin çalışma biçiminde ve
rakamların ortaya çıkartılması yöntemlerinde herhangi bir
subjektif değişiklik söz konusu olmamıştır.
Dolayısıyla rakamlar
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) - Sabah başka, öğleden sonra başka
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
Bakın, bugün de yani 16,1 olarak görülen, yükselmiş olarak
görülen işsizlik oranı da yine TÜİKin yayınladığı
rakamlar.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Sabahleyin ayrı yazıyorlar, akşamüstü
ayrı yazıyorlar.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla, bu devletin
kuruluşudur, on beş yıl önce neyse bugün de aynıdır.
Bunun altının çizilmesi gerekiyor.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Hiç de öyle değil!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Gelelim
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) - Öyle değil
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Arkadaşlar, doğruları söylüyoruz
yani ve sizin söylediğiniz, biraz önce Sayın Kumcuoğlunun
söylediği rakamları da ben teyit ediyorum.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Yanlış söylendiğini
Kendileri düzeltti.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) 10,3ten 16,1e çıktığı
yanlış mı?
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Kendi yanlışlarını aynı gün
kendileri düzelttiler.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi değerli arkadaşlar
Ara
sıra elbette hata yapılabilir.
Şimdi
gelelim detaya. Tarım dışı sektörler ve tarım
sektörüyle birlikte değerlendirildiğinde işsizlik oranı bu:
10,3ten 16,1e gelmiş. Bu sektörleri, detaylı ve daha kapsamlı,
daha sağlıklı bir değerlendirme yapmak için
ayırmamız lazım. Tarım dışı sektörle
tarım sektöründeki istihdamla ilgili gelişmeleri ayırmamız
lazım.
Şimdi,
bakın, değerli arkadaşlar, tarım sektöründe istihdam
oranı, 2002 yılında tarımsal istihdam oranı yüzde
34,9; bugün bakıldığında, 2009 Şubat itibarıyla
yüzde 22,2.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Tarımı bitirdiniz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bunun anlamı şu, bunun anlamı
şu: Tarım kesiminden çok yoğun bir şekilde tarım
dışı alanlara kayış var, talep var.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) - İşsizliğe doğru
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi, tarımsal
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Vatandaş aç kaldı, varoşlar aç
kaldı. Aç kaldı, pakete taşıdınız, pakete, kömüre
taşıdınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Arkadaşlar, şimdi, bakın,
OECDnin
Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 5 ile 14
arasındadır yani toplam istihdam oranı, toplam
çalışanların tarım kesimindeki oranı
gelişmiş ülkelerde yüzde 5 ile 14 arasındadır.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Buğdaya para vermediniz, süte para vermediniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Biz devraldığımızda bu oran
34,9dur, bugün 22,2ye düşmüştür. Hâlen, OECD, gelişmiş
ülkelerin tarım-istihdam oranı itibarıyla
karşılaştırıldığında çok yüksektir.
Bazı ekonomistler, bazı akademisyenler, gelişmenin
kriterlerinden bir tanesinin de tarımdaki istihdam oranı
olduğunu söylerler ve bu doğrudur çünkü tarımdaki istihdam
imkânları sınırlıdır ve bütün gelişmiş
ekonomilerde tarımsal üretim artarken tarım istihdamı
azalmaktadır. Neden? Tarım dışı sektörlerde istihdam
imkânları, iş imkânları sağlanmaktadır.
Şimdi,
bakın, değerli arkadaşlar, rakamlar itibarıyla
konuşursak 2002de tarımdaki istihdam edilen işçi
sayısı 7,458 bin yani 7 milyon 458 bin. Bugün ne kadar? 4 milyon 390
bin. Yani yaklaşık 3 milyon kişilik, bir tarım sektöründe
istihdam azalması meydana gelmiştir ve bu azalma olurken tarımda
üretim azalmamıştır. Bu çok önemli, değerli
arkadaşlar. Yani tarımda çalışan, neredeyse yarı yarıya
düşmüş çalışan insanların sayısı ama üretim
azalmıyor. Bu ne anlama gelir? Bütün ekonomistler bilir, demek ki bu gizli
işsizlik. Yani bir başka ifadeyle aslında bunlar tarım
sektöründe gerçek anlamda üretime katkı sağlamayan insanlar. Gerçek
anlamda istihdam yok ve bu kaçınılmaz zaten. Hâlen yüzde 22,2 olan bu
oran, gelişmiş ülkelerde yüzde 5 ile 14, en yüksek Yunanistanda
12-14 civarında, diğer ülkelerde 5le 12 arasında
değişiyor, bizde hâlen yüzde 22 ve gelişme yolunda olan bir
Türkiyede bu dönüşümün yani tarım dışı, tarım
sektöründen tarım dışı alana istihdam kaybı da
kaçınılmazdır, bu talebin oluşması da
kaçınılmazdır.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Nereye gitti bu insanlar, nereye?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Peki, gelelim esas konuya: Tarım
dışı sektörlerde ne olmuş? Yani sanayide, ticarette,
inşatta ne olmuş? Bakın, tarım dışı istihdam
rakamı 2002 yılında 13 milyon 896 bin iken -en son
yayınlanan rakamlar bunlardır- 2009 Şubat itibarıyla,
değerli arkadaşlarım, 15 milyon 389.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Yalanın batsın ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - 2002deki 13 milyon 896 binden, 2009
Şubatındaki 15 milyon 389. Devletin rakamları, aksini hiç kimse
iddia edemez, gelsin konuşalım.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Bütün fabrikalar kapandı, fabrikalar!
OKTAY VURAL
(İzmir) İşsizlik artıyor!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Yani biraz önce 10,3-16,1 de TÜİKin
rakamları, bunlar da TÜİKin rakamları değerli
arkadaşlar. Bunlar çok net, tartışmasız rakamlardır.
Bu tablonun
anlamı ne biliyor musunuz? Bakın, toplum dönüşüyor, toplum
gelişiyor, tarım toplumundan daha çok sanayi toplumuna doğru
kayıyor. Bunun yansıması nedir? Yansıması budur. Yani
AK PARTİ Hükûmeti, AK PARTİ hükûmetleri, İktidarı bütün bu
sıkıntılara rağmen, dünyanın
yaşadığı yüzyılın en büyük krizine rağmen
istihdamda tarım dışı alandaki, tarım
dışı sektörlerdeki istihdamda yaklaşık
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Vekilim, yalan makinesinden mi geldiniz?
BAŞKAN
Sayın Akkuş
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
1,5 milyona yakın yeni istihdam imkânı
yaratmıştır, oluşturmuştur. Bunun takdir edilmesi
gerekir, altının çizilmesi gerekir değerli
arkadaşlarım, bütün dünya kasıp kavrulurken. Peki, işsizlik
oranının yüksekliği nereden kaynaklanıyor?
OKTAY VURAL
(İzmir) 1 milyon 200 bin, işsiz kaldı!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Nereden kaynaklandığının tek
bir nedeni var, biraz önce ifade etmeye çalıştım: Tarımda
çalışan, aslında çalışıyor gibi gözüküp de
aslında çalışmayan, üretime katkı sağlamayan, gizli
işsiz olan insanların tarım dışı sektörlerde
iş talep etmesi nedeniyle rakam yükselmektedir. Bir başka ifadeyle,
tarımdaki istihdam oranını, 2002deki aynı oranı
koruduğumuz takdirde, yani varsayalım ki 2002de
devraldığımızda tarım kesimindeki istihdam oranı
aynen korunmuş ve değişmemiş varsayımıyla hareket
ettiğinizde, işsizlik oranlarını buna göre revize
ettiğinizde, işsizlik oranında bir artış yok
değerli arkadaşlar. Tarımdan gelen
OKTAY VURAL
(İzmir) Yok, gerçekten yok!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Rakamlar bunlar. [MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar (!)]
Tekrar
söylüyorum, bakın tekrar söylüyorum; rakamlarla konuşuyorum.
Konuştuğum şey bilimsel, bilimsel.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Fabrika bacaları tütmüyor artık.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Yani hepsinin altının dolu, hepsi
rakamlarla ifade ediliyor değerli arkadaşlar. (MHP
sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) İşsizlik rakamında kendinizle
yarışıyorsunuz, doğru!
BAŞKAN
Sayın Yıldız
Sayın Korkmaz
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İşsizlik sorunu yok demiyorum, bu bir
sıkıntı değildir demiyorum. Bakın, farklı
şeyler konuşuyoruz değerli arkadaşlar. Elbette
işsizlik problemdir, ciddi bir problemdir, Türkiye'nin ciddi bir
problemidir.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) İnsanlar kendi kendine
BAŞKAN
Sayın Yalçın
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ama şunu söylüyorum: AK PARTİ
hükûmetleri esas yapması gereken görevlerinin farkındadır.
RECEP TANER
(Aydın) Toprakları İsraile pazarlayalım mı,
toprakları İsraile verelim mi!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ve tarım dışı alanlarda,
nerede; sanayide, hizmetlerde, ticarette, inşaatta yeni istihdam oluşturabilmektedir,
krize rağmen oluşturabilmektedir.
Türkiye
geçmiş yıllarda da krizler yaşadı; 1987de, 1994te,
2001de. O dönemdeki tarım dışı sektör rakamlarına
bakın, tarım dışındaki sanayide, ticarette ve
inşaatta çalışan insanların sayısına bakın
değerli arkadaşlarım. Bu dönemde, yüzyılın en büyük
krizine, küresel krizine rağmen tarım dışı istihdamda
1,5 milyon artış vardır. Bu son derece önemlidir.
Haa, eğer
hoşunuza gidecekse şunu da söyleyeyim: Bakın, elbette krizden
sonra, krizin bir yansıması olarak işsizlik rakamlarında
tarım dışı alanlarda dahi bir artış meydana
gelmiştir, doğrudur ama bu hangi rakamlardır? Bizim
rakamlarımızdır.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Vekil, kriz teğet geçti, teğet!
BAŞKAN
Sayın Akkuş
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) 2006 yılı rakamlarına
baktığınızda, 2006 yılındaki tarım
dışı istihdam rakamlarıyla bugünün tarım
dışı istihdam rakamlarını
karşılaştırdığınızda, gerçekten
yaklaşık 800 bin civarında bir işsizlik
artışı olmuştur ve bu, tamamen yaşanan krizin bir
sonucu olarak ortaya çıkmıştır ve 2006 yılı
rakamları da AK PARTİ Hükûmetinin rakamlarıdır. Yani AK
PARTİ hükûmetleri kendisiyle yarışıyor; zirveye
ulaştı. İşsizlik oranında ciddi anlamda katkı
sağlandığı bir dönemdir 2006.
S. NEVZAT
KORKMAZ (Isparta) İşsizlik
rakamında kendinizle yarışıyorsunuz, doğru!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ama önceki iktidarlardan
devraldığımız rakamlar itibarıyla
bakıldığında tarım dışı sektörlerde 1,5
milyonluk bir istihdam artışı sağlanmıştır.
Bunu hiç kimse inkâr edemez.
Özetle söylemek
gerekirse: Bu sorunun çözülmesi için gereken her türlü tedbir de
alınmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
2008in ikinci
yarısından itibaren talebin artırılmasına yönelik veya
toplam maliyeti 55 milyar ya da eski ifadeyle 55 katrilyon olan düzenlemeler
uygulamaya konulmuştur ve bunun sonucu olarak değerli
arkadaşlar, bakın, bu hep soruluyordu: Neden tedbir almıyorsunuz?
Tedbir almıyorsunuz, kriz inanılmaz boyutlarda, niye Hükûmet tedbir
almıyor? Tedbir aldık ve bu tedbirlerin de şu anda rakamlara
yansımaları ortaya çıkmaya başlamıştır
değerli arkadaşlar.
Talebi ölçen en
objektif kriter nedir? Tüketici Güven Endeksi. En dip noktaya kasım
ayında ulaşıyor, 2008in Kasım ayında. Yani toplumdaki
tüketim eğilimini, talebin seviyesini gösteren rakam bu. Kasım
ayında yüzde 68,8; Hükûmetimizin aldığı tedbirlerle
-bakın değerli arkadaşlar, bunu bütün ekonomistler bilir- aralıkta
yüzde 69,90a, ocakta yüzde 71,56; şubatta 74,01; martta 74,77 ve nisanda
yüzde 80e ulaşmıştır değerli arkadaşlar.
Talepteki artışın istihdam ve üretime yansıması
elbette bir gecikmeyle olur, altı ve dokuz aylık bir süreyle
gecikmeyle olur ve inşallah istihdam rakamlarına da bu olumlu
gelişmeler, kıpırdamalar ve -ciddi kıpırdama bunlar-
hareketlenme
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Önergenin aleyhine oy vereceğimi ifade eder,
saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Nurettin Bey Parlamentoya bilgi verirken
tarımda istihdamın azaldığından bahsediyor ama
görüyoruz ki 15 Mayısta
yayınlanan TÜİK raporuna göre tarımdaki istihdam 206 bin
artmış.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, hayır Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Şimdi demek ki bu, geriye dönüş. Böyle bir metot var
mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yani 2002
rakamları -çok net olarak burada ifade ediyorum- doğru değildir.
Hiç kimseden bugüne kadar öyle bir iddia olmadı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Burada yazıyor.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Yazıyor
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Öyle bir iddia olmadı. İlk defa böyle
bir iddia 2002den bugüne kadar tarım istihdamında ciddi azalmalar
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, Türkiye İstatistik Kurumu, 206 bin kişi
artmıştır tarım istihdamı, sanayide 287 bin
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne zaman artmıştır Sayın
Vural? Yapmayın Allah aşkına! Bakın, rakamlar çok net,
girin TÜİKin sitesinden bunları görebilirsiniz.
BAŞKAN Her
ikinizde de netice hasıl oldu.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisi lehinde Kocaeli Milletvekili Sayın Cevdet
Selvi.
Buyurun
Sayın Selvi. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
M. CEVDET
SELVİ (Kocaeli) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; ilk önce hepinizi
Bu, Türkiyenin yakıcı hâline
gelmiş Meclis araştırmasıyla ilgili görüşlerimizi
söylemek üzere huzurunuza geldim. Hepinize saygı ve sevgilerimi
sunarım.
Olayı
dinlerken, sanki Türkiyenin dışında, sanki bu Meclis
Türkiyenin gerçeklerinden uzak, halkın yaşadığı
olayları fark edememiş bir Meclis görüntüsü olduğunu
düşünmek mecburiyetinde kaldım. Rakamlar söylendi; işsizlik
şu, efendim çiftçilerin durumu bu. Yahu, Türkiyede, artık sorumlu
insanlar, hele milletvekili olanlar, siyasi sorumluluk alanlar kapıya
çıkamaz hâle geldi. Ben şaşırıyorum, üniversite mezunu
olmuş, askere gitmiş, masterini yapmış insanların, o
gençlerin ancak üçte 1i iş bulma şansına sahip olan Türkiyede,
nüfusun genç olduğu Türkiyede, üretimden vazgeçilmiş, yabancı
ülkelerin ürünleri alınarak, tarlasında üreten, ailece üreten
insanlar üretemez hâle getirilmiş, şehirlere göç ettiği
açıkça görünen insanlar ortadayken, iş peşinde, her türlü
mesleğe sahip olanlar asgari ücretle iş peşinde koşarken,
buraya çıkıp rakamlar söyleyip, âdeta Türkiyede işsizlik yok,
azaldı demenin ben bir anlamlı savunma olduğuna
inanmıyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Milletin aklıyla alay ediyorlar Sayın
Başkan.
M. CEVDET
SELVİ (Devamla) Türkiyede bütün yapılan araştırmalarda,
birinci yakıcı olay işsizlik ve yoksulluktur. Dünyada
hatırı sayılan otuz beş ülkenin içinde, Güney Afrika hariç,
TÜİKin rakamıyla yüzde 16,1 işsizlikle otuz beş ülkenin
içinde ve dünyada ikinci işsiz ülke hâline gelmiş ve bu konuda da
rekor kırdığı açıkça dünyada, bölgede ve Türkiyede
defalarca söylenmiştir.
Burada bir
incelik vardır, yüzde 16,1le dünyada Güney Afrikadan sonra ikinci gelen
Türkiyede iktidara gelindiğinden beri gerçekleri saptırarak,
saklayarak, hesap oyunlarıyla, hesaplama yenilikleriyle halkın
uyutulduğu, yanıltıldığı ve bundan nemalanan
çevrelerin de böyle halkı âdeta kandırdığı bir dönemde
işsizlik, iş gücüne katılım hesabı
değiştirilmiştir. Gerçek işsizlikte en ufak bir azalma
yoktur ama iş aramayanlar, aramaktan vazgeçenler, umudu kırılan
yüz binlerce insan iş aramıyor, o hâlde iş gücüne
katılmıyor diye bunların rakamları
azaltılmış, yaşamda işsizlik artarken hesap ve rakam
oyunlarıyla bu asgariye çekilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, işsizlik, gerçek olarak, TÜİKin
yaptığı yüzde 16,1 hesabına rağmen, korkunç boyutlara
gelmiştir ama gerçek işsizlik, iş gücüne katılım, çok
kısa süre geçici işçi olanları da işsiz olarak belirli
sürelerde hesap ettiğimizde Türkiye'nin 7 milyon dolayında
işsizi olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Köylerden
göç, işsiz gençlik elbette birdenbire Türkiye'nin başına bir
dert olarak gelmemiştir. Bu işsizlik, AKP İktidarının
iktidara geldiği günden itibaren devam etmektedir
NURETTİN
AKMAN (Çankırı) Önce yok muydu?
M. CEVDET
SELVİ (Devamla)
artarak devam etmektedir. Şimdi, global krizi,
küresel krizi bahane ederek kurtulmaya veya oraya, her zaman olduğu gibi,
başka yerlere atarak, suçlayarak, başkalarını
yanıltarak işin içinden kurtulmaya çalışıyordu.
Değerli
arkadaşlarım, Hükûmet Programında, Acil Eylem Planında ve
Seçim Bildirgesinde işsizlikle mücadele edileceği açık seçik
yazılmış olmasına rağmen her geçen yıl
işsizlik artmıştır. Bu nedenle de 2004 yılında,
AKP, yani İktidar, işsizlikle mücadele yılı diye yeni bir
kampanya açmıştır. 2004 yılında, korkunç hızla
artan işsizlik nedeniyle İktidar, 2004 yılını
işsizlikle mücadele yılı ilan ederek bunu aşmaya çalışmıştır
ama ne yazık ki bunda başarılı olamamış,
altı buçuk yıllık AKP İktidarında, işsizlik ve
kayıt dışıyla mücadele edeceğini defalarca
tekrarlayanlar ve değerli bakanlar, açık seçik, tüm dünyanın
duyacağı şekilde İşsizlikle mücadele edemedik,
işsizliği önleyemedik. diye açıklamalar
yapmışlardır. Yani aradan yüz yıl geçmedi, alt tarafı
altı buçuk yıl önce -bakanların adını
hatırlarsanız- İşsizlikte başarılı
olamadık. diye rakamlarla itirafta bulunmuş, İktidarın
mahcubiyetini doğru söyleyerek de azaltmaya
çalışmıştır. Bunları biz söylemedik, kendi
bakanlarınız söyledi.
Değerli
arkadaşlarım, eğer bir ülke üretimden vazgeçerse veya
vazgeçirilirse, emeğe, üretime, ürüne, kaliteye, verime önem vermezse o
ülkenin sorunlarını, yoksulluğu aşması ve
işsizliği önlemesi ve ülkenin gelişmesi ve
kalkınmasını gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Şöyle geriye dönüp bakalım, İktidarınızda yerli
malı kullanmak ayıp sayılıyordu. Armudu
dışarıdan getirerek sevinç duyuyorduk. Bakın, geçen sene 20
milyon ton buğdaydan, Türkiye gibi bir yerde, 4 milyon ton, 3,5 milyon ton
dışarıdan buğday almak zorunda kaldık. Üretime önem
vermezseniz, üretene önem vermezseniz, kaliteye önem vermezseniz, kendi
ülkenizin kaynaklarını beğenmez, çarçur ederseniz ve elden
çıkarırsanız elbette işsizliği önlemeniz mümkün
değil, rakamlarla, laf kalabalığıyla bunu önlemenin de
mümkün olmadığı, güneşin balçıkla
sıvanmadığı bugün sokaklardadır. Yüzde 30 gençler
işsizdir, zaten yaşlılar bellidir.
Diğer olaya
gelince, arkadaşlarım, ekonomik yönden neyin ne olduğunu
İktidar partisi ve meraklı milletvekillerinin, bizden daha
ayrıntılı bir şekilde çöküntüyü,
onarılmasının güçlüğünü rakamlarıyla ortaya
koymaktadır. Hâlâ daha bu yoksul ülkede israf içinde yaşayarak,
uçaklarla hava basarak, doğru olmayan laflarla Türkiyeyi temsil etmeye
kalkarak bu insanları kandırmanın mümkün
olmadığını bildiğinizi biliyorum. Bunun kurtuluş
çaresi yok. Ekonomide bu çöküntü, sosyal yaşamdaki gelişmelere
bakıldığında tüm kamuoyunun vicdanını
sızlatmaktadır. Bunalım, stres, hak ettiği hâlde bir asgari
ücretle iş bulamayan insanlar, ailesinden ayrılan insanlar, okula çocuğunu
götüremeyen insanlar, kirasını ödeyemeyen insanlar asgari ücretle
bile iş bulamıyor, şu politikalarla
bulamayacağını da düşünerek ciddi cinnet geçirir hâle
geliyor. Hâlâ hangi rakamlarla, hangi gerçeklerle işsizliği
azalttık, azalacak
Yatırımınız var mı?
Geldiğinizden beri milyarlarca dolar altın yumurtlayan tavukları
satmadınız mı? Vergi de düştü, kaçak arttı, kayıt
dışı arttı, hâlâ
daha satıyor. Şimdi Millî Piyangoyu satacaksınız çünkü
teknolojiyi ve orada kaliteli adam bulamadığınız için
başkasına
Toprakları sattınız sorumsuzca.
Özelleştirme diye, binlerce insana ekmek veren, ekonomiye katkı
sağlayan tesisleri sattınız. Burada rakamlarla bunu önlemeniz
mümkün değildir. Bu gerçekleri saptırmanın zamanı geçti.
Burada, o rakam şuymuş, buymuş
Rakamların hepsi
yanlıştır, doğru değildir rakamlarınız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
M. CEVDET
SELVİ (Devamla) Doğru olsaydı bu bütçeyi tekrar ele almak veya
devletten israf içinde daha fazla para kaytarmayı, almayı
düşünmezdiniz.
Değerli
arkadaşlarım, olayın bu yönü böyle. İkincisi,
anlayamadığım olay şu: Bu önerge İç Tüzükün,
Anayasanın, özellikle İç Tüzükün ilgili maddeleri nedeniyle gündeme
getirilmiştir. Ne istenmektedir? Göçler ahlakı bozmaktadır,
cinnetleri artırmaktadır, cinayetleri çoğaltmaktadır,
kültürümüzü perişan eden, ahlakımızı yozlaştıran
önemli faktörlerden biridir. İnsanlar açtır, evinden yurdundan
gitmiştir, işsizdir. Ne istiyor bu önerge ben ona baktım. Ya, Türkiye
bizim, kim ne söylerse söylesin, her ailede bir iki işsiz var. Gelin, bu
Meclis çok önemli olayı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
M. CEVDET
SELVİ (Devamla) -
beraber ele alsın, bu araştırma
komisyonu önergesi kabul edilsin. Sorumlu milletvekilleri iktidardan
muhalefetten bir araya gelsinler Acaba bu işsizliği nasıl
azaltırız, nasıl önleriz? bunun için kafa yoralım.
Önerilerimiz var, bu perişanlığı, bu tehlikeyi, bu sosyal
bunalımı kısa süre sonra sosyal patlama olacağını
bilerek önleyelim, tedbirleri beraber bulalım diyoruz biz, niye
kaçıyorsunuz? Neden kaçıyorsunuz? (CHP ve MHP sıralarından
Ses gelmiyor. sesleri)
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, ne kadar daha devam edecek?
BAŞKAN
Süresi bitti. Ben verdim bir dakika, siz onu da bitirdiniz. Üzerine de bir üç
dört dakika gitti.
AHMET YENİ
(Samsun) Her gelen kürsüyü böyle şey mi yapacak!
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Elli senedir konuşuyorsunuz zaten!
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Selvi. (CHP sıralarından
alkışlar)
Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisi aleyhinde Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç
Süreniz on
dakika.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; MHP grup önerisinin aleyhine söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan
önce, Bursada meydana gelen yangında hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Tanrıdan rahmet diliyorum. Ama Türkiyede
tabii kaç tane adam ölse de ortada bir hükûmet yok, sorumluluk duygusu yok.
İşte böyle bir, maalesef acayip bir siyasi oluşumla karşı
karşıyayız.
Şimdi
MHPnin önergesinde Efendim işte işsizlik sorunu var, bunu beraber
Meclis incelesin, buna bir hâl çaresini bulalım. diyor. Şimdi AKP
sözcüsünü dinledik: Devri iktidarımızda tarım
dışı sahalarda 1,5 milyondan fazla istihdam sahasını
yarattık. O zaman gerek yok bu önergeye. diyor. Ben de destekleyeyim
dedim. Gerek yok zaten! Niye gerek yok, biliyor musunuz? Bugün Türkiye
Cumhuriyeti devleti diye bir devlet yok. Devlet işlemiyor. Var
mıdır? Türkiye Cumhuriyeti devleti diye bir devlet var mı
arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından Var, var sesleri)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Ne demek Kamer Bey!
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Devlet var Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bakın, olmadığını ben size
ispatlayacağım. Tepesinde oturan kişi şüpheli. Kimin
kararıyla şüpheli? Mahkeme kararıyla, mahkeme. Sincan mahkemesi
Şüphelinin yargılanması lazım. diyor. Bakın.
Şimdi, bu şüpheli denilen kişi nedir? Zamanında Refah
Partisinde iken, devlet bunlara, Refah Partisine
(AK PARTİ
sıralarından Ayıp, ayıp sesleri)
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan
Sayın Başkan
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, Meclisin çalışmasını söylüyorum,
Meclisin çalışmasını.
AHMET YENİ
(Samsun) - Meclisi tahrik etmenin anlamı yok!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Devletin olmadığını size
ispatlayacağım. Evvela devlet olacak ki burası şey etsin.
Efendim, Refah
Partisi, devletin hazinesinden aldığı 1 trilyon lira
parayı, kapanma tehlikesiyle karşı karşıya gelince,
bunu tutmuşlar, 81 ilde hiç bitmemiş gibi sahte belge düzenlemek
suretiyle birileri bunu almış, cebine atmış. Bunu kim
diyor? Mahkeme kararı diyor ve bu partinin Genel Başkanı ve
birkaç kişisi, il başkanları mahkûm olmuş. Neden mahkûm
olmuş? Devletin hazinesinden çıkan parayı devlet hazinesine iade
etmesi gerekirken etmemiş, sahte belge düzenlemek suretiyle o paralar
ceplere gitmiş. Şimdi bu böyle.
Şimdi,
Abdullah Bey o zaman neredeydi? Refah Partisi Genel Başkan
Yardımcısıydı. Şimdi, bu şeyden ceza alan
Necmettin Erbakan mahkûm oldu. Sizin işte, yine Abdullah Bey Yahu, sen,
devletin parasını devlete iade etmeyen Necmettin Beyi mahkeme
hapsetti ama ben affediyorum. dedi ve tuttu kendisini affetti.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, normal, hukukun işlediği bir yerde
devletin en tepesine sütten çıkmış ak kaşık gibi
tertemiz insanlar gider, arkasında hiçbir ayıbı olmayan, hiçbir
kusuru olmayan
Ee ama Abdullah Bey gitsin yargılansın.
AHMET KOCA
(Afyonkarahisar) - Gündeme gel.
KAMER GENÇ
(Devamla) Gündeme geliyorum işte. Meclis diye, yok kardeşim
Meclis
Sen neyi şimdi
Senin bugün mahkemen diyor ki: Arkadaş,
şu milletvekillerini getir, ben yargılayacağım. Gönderiyor musun? Gönderiyor musun? Diyor ki:
Ben yargılanmam. Hadi bakalım! Sen hükûmet misin değil misin?
Yahu, hükûmet olan hükûmet eder.
Eğer bir
devlet işlemiyorsa
Yani bugün memleketimizde mahkemeler işlemiyor.
Mahkemelerin işlemediği bir parlamentonun varlığından
söz edilebilir mi? İşte, Abdullah Gül diyor ki, efendim, şimdi
deniliyor ki
Bakın, o Sincandaki hâkim, Genel Başkanınız
Tayyip Erdoğanla ilgili olarak 14 defa lehe karar vermiş. 14 defa
lehe karar vermiş ama sizin için çok güzel karar vermiş ama Abdullah
Gül için diyor ki: Arkadaş, yani senin hakkında verilmiş bir
karar var, ama bu Anayasaya sığmıyor, bu bir mahkeme
kararıdır. Efendim, sen gidip yargılanacaksın. Efendim,
emsali gitmiş, beraat etmiş
Yahu! Emsali beraat edebilir, evvela
mahkeme kararı önemli, mahkeme kararı.
Şimdi, demin
dedim ya, yani çağdaş devletlerde, sorumluluk duygusu teşekkül
eden ülkelerde orada oturan insanlar kusursuz olacak. Şimdi hakkında
şüpheli diye mahkeme kararı var. Şüpheli kişi, gel
şüpheli, git şüpheli
Olur mu böyle şüpheli? Yani, devletin,
bakın, başında oturan kişinin, dedim ya, bir defa gidip
yargılanması lazım. Ama yani isnat edilen suç da çok
ağır bir suç; devletin hazinesinden gelen parayı -milletin
parası millete iade edilmemiş- sahte belgelerle harcanmış
gibi göstermiş. Sizin vicdanınıza, bakın
Siz, bu AKP
milletvekili olmasaydınız, acaba başka bir kişi böyle bir
suçla karşı karşıya kalsaydı ne derdiniz? Kıyametleri
koparırdınız, beyler, kıyametleri
koparırdınız.
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Darbe çağırıyorsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Çünkü bu memlekette
Eğer bir memlekette mahkeme
işlemiyorsa, yani birileri Biz mahkemede yargılanmıyoruz.
diyorsa o memleket bitmiş. Onun için, biz burada havanda su dövüyoruz.
Yani böyle bir şey olur mu? Türkiyede kanun işlemiyor, Anayasa
işlemiyor, hukuk işlemiyor... Ondan sonra
çıkmışız burada birbirimize karşı, efendime
söyleyeyim, yok sen böyle yaptın
Yok
arkadaş ya, işlemiyor. Evvela, Abdullah Gülün, hemen en
kısa zamanda, oradan istifa ederek, gidip mahkemede yargılanması
lazım.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Hayır efendim.
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, diyor ki geçen gün: Yahu! İşte, her şey
Türkiye Cumhuriyetine oluyor. Yahu! devletin itibarı
sarsılıyor. Ne münasebet. Devletin itibarı, orada o makama
layık olmayan insanların oturmasıyla zedelenir. Yani,
hakkında şüpheli iddiası -mahkeme kararıyla şüpheli-
kayıtlara geçmiş bir kişi orada oturursa o zaman Türkiye'nin itibarı
sarsılır. Çağdaş ülkelerde, demokrasinin kabul ettiği
ülkelerde ne oluyor? Kim suç işlerse, o suçlu veya zanlı gidip
yargılanmak
O, devletin, demokrasinin işlediğini gösterir.
Onun için,
değerli milletvekilleri, bakın bu memleket artık sizin devri zamanınızda
çok itibar kaybetti. Türkiye bölünme sahasına geldi. Her gün
televizyonlarda bakıyorsunuz, Türkiye neredeyse bölünmüş ve
bölünecek. Burada birileri çıkıyor, birtakım oy peşinde, bu
devleti parçalamak için her şeyi yapıyor. Laik Türkiye Cumhuriyeti
devleti denilen bir kavram ortadan kalkmış. Sokaklarda, yani
işte kaymakamlarınız Ben, efendim, plajlara bilmem mini etekli
adam sokmam. diyen kaymakamlarınız var, Bira içirmem. diyen
kaymakamlarınız var. Böyle bir yönetici, böyle bir zihniyet Türkiye
Cumhuriyeti devletini yönetmeye layık bir zihniyet değil. Türkiyede
insanları ikiyüzlülüğe
alıştırmışsınız. Artık arkadaşlar
burada yıllarca politika yapıyoruz. Ben AKPnin kökeni olan Refah
Partilerini, Saadet Partilerini bilemez miyim? Bu kürsülerde neler
söylediklerini, nasıl burada kıyametler kopardıklarını
bilmiyor muyum? Getirip o sözleri burada söylersem burada
oturamazsınız. Niye de, ne oldu da, siz o eski tavrınızdan
vazgeçtiniz de, yani bir iktidar partisine geçtiniz de neyiniz
değişti, karakteriniz değişti mi?
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Sen kendi karakterine bak. Böyle hakaret etme.
KAMER GENÇ
(Devamla) Arkadaşlar, ikiyüzlü olmaya gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti
devletinde insanlar siyasi menfaatleri uğruna her şeyi
değiştirmemeleri lazım, benliklerini kaybetmemeleri lazım.
Türkiyede hukuk birdir, hukuk devleti ilkeleri birdir, insanların
dürüstlüğü birdir. Efendim, benden olursa benimkisi gidip mahkemede
yargılanamaz! Niye yargılanmasın ya? Türkiyede hukuk varsa
herkes yargılanır, efendim, hukuk varsa herkes yargılanabilir.
Efendim, Anayasa değiştirmek istiyorsunuz. Yahu Anayasayı
değiştirmek için, daha Anayasayı değiştirmeye gelince
çok şey var. Sizin amacınız Türkiye Cumhuriyeti devletinin
bütünlüğünü tartıştırmak. Sizin amacınız bu. Yani
sizin amacınız şu Türkiye Cumhuriyeti devletinde laik sistemi
tartıştırmak.
AHMET YENİ
(Samsun) Yalan konuşuyorsun, yalan!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Sizin amacınız bu, yoksa Anayasayı manayasayı
değiştirmek meselesi değil.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Bizim amacımızı biz biliriz, sen
bilemezsin.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Onun için, maalesef, bakın, sayın milletvekilleri,
inanmanızı istiyorum.
AHMET YENİ
(Samsun) Sana inanmıyoruz, yalan konuşuyorsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Türkiye çok ciddi sıkıntılar içindedir, çok çok
tehlikeli sıkıntılar içindedir. Türkiyede ben görüyorum, siz
AHMET YENİ
(Samsun) İnanmıyoruz, yalan konuşuyorsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bakın, Türkan Saylanın cenazesine katıldım. O
insanların heyecanlarını, o insanların tepkilerini, o
insanların size karşı olan tepkilerini gördüm. Gelin sokaklara
gidelim
KEMALETTİN
GÖKTAŞ (Trabzon) Cenaze namazını kıldın mı?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Arkadaşlar, bakın, akıl ve mantık birdir.
Türkiye çok ciddi sıkıntılar içindedir. Eğer parlamentoysak
buna bir tedbir bulalım, bir çare bulalım.
Şimdi,
Türkiyede yargı işlemiyor, Ben yargılanmam. diyor. Nasıl
yargılanmıyorsun kardeşim? O zaman mahkeme yok demektir. O zaman
mahkemelerin, arkadaşlar, kapısına kilit vuralım ve diyelim
ki: Hadi ya, mahkemeye gerek yok.
İşte AKP İktidarı yasamadır, yürütmedir,
yargıdır, bunlar memleketi yönetsin. Böyle bir düşünceyle,
böyle bir sistemle Türkiyeyi yönetemezsiniz.
Şimdi,
insanlar, hakikaten, eğer beceremediği bir makama gelmişse, o
makamları terk etmek de bir fazilettir. Bakın, size bir tavsiyede
bulunuyorum: Hemen bir erken seçim kararını alın. Şimdi
Abdullah Gülü yargılama kararını aldı ya mahkeme,
hemencecik çıkarsınız, işte, biz efendim
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Abdullah Bey, bakın, diyeceksiniz, işte, Efendim,
haksızlığa uğradı. Gidersiniz milletin
karşısına, işte, 27 Nisandaki o muhtıra gibi, efendim,
işte, dindar cumhurbaşkanını seçtirmediler diye, yine oy
toplamaya çalışın. Bu son şeyiniz olur ama şunu
samimiyetle söylüyorum, Türkiyede çok büyük sıkıntı var,
insanlar çok aç, işsiz, insanların onurları devri
iktidarınızda maalesef büyük bir miktarda zedelenmiştir. Bu
İktidarın yapabileceği en hayırlı iş, en
kısa zamanda seçime gidip, bu milleti
Gerçekten sizin
İktidarınız zamanında yöneticileriniz, bu memleketi
yönetecek kabiliyet, nitelik ve kişilikten yoksun, görüyoruz bunu. Yahu,
şimdi, bir memlekette mahkemeler işlemiyorsa, o memlekette nasıl
bir hükûmet edilir arkadaşlar, bunu soruyorum size yahu! Memlekette
mahkemeler işlemiyor, işlemiyor. İşliyorsa buyursunlar.
Adam diyor ki: Ben diyor gidip yargılanmam diyor. Hadi bakalım,
sen iktidarsan yargılat. İşte, iktidar bu.
Yargılatmıyorsan, o zaman istifayı göze al.
Saygılar
sunuyorum.
Bir de karar
yeter sayısını istiyorum Sayın Başkan.
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama istiyorsunuz.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin oylamasından önce bir yoklama talebi
vardır. Şimdi bu talebi yerine getireceğim. Ancak yoklama
talebini işleme koyabilmem için ayakta olup yoklama talep eden
milletvekillerinin sayısının 20 olup olmadığını
tespit edeceğim, isimler tutanağa geçeceğinden ayaktaki her
sayın milletvekilinden sırasıyla isimlerini söylemelerini rica
ediyorum: Sayın Anadol, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın
Korkmaz, Sayın Aydoğan, Sayın Selvi, Sayın Emek, Sayın
Çöllü, Sayın Meral, Sayın Güvel, Sayın Küçük, Sayın Seçer,
Sayın Kaptan, Sayın Gök, Sayın Arat, Sayın Öztürk,
Sayın Köktürk, Sayın Altay, Sayın Özkan, Sayın
Paçarız, Sayın Ağyüz.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
Adlarını
okuttuğum sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini
rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- (10/198) esas numaralı Meclis
araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun,
26/5/2009 günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu
önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Şimdi öneriyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri reddedilmiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün
19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
2.- (10/139, 10/155, 10/171, 10/172, 10/173, 10/181,
10/183, 10/197 ile 10/369) esas numaralı Meclis araştırması
önergelerinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26/5/2009 Salı günkü
birleşiminde birlikte yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 26.05.2009 Salı günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz
ederim.
Hakkı
Suha Okay
Ankara
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmında yer alan 10/139, 10/155, 10/171, 10/172, 10/173, 10/181,
10/183, 10/197 ile 10/369 esas numaralı Meclis Araştırma Önergelerinin
görüşmelerinin, Genel Kurul'un; 26.05.2009 Salı günkü birleşiminde
birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin
lehinde ilk söz Mersin Milletvekili Sayın Vahap Seçere aittir.
Buyurun
Sayın Seçer. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
VAHAP SEÇER
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Arkadaşlarımızın
verdiği tarımsal konuları içeren Meclis
araştırması açılmasıyla ilgili toplam 9 adet ayrı
ayrı önergelerin gündeme alınması hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım.
Değerli
arkadaşlarım, içinde bulunduğumuz şu günler ülkemizde
tarımsal faaliyetlerin yoğun yapıldığı dönem. Bir
yandan 2008-2009 üretim yılı hububat hasat mevsimi başladı,
diğer taraftan 2009 yılına ait yağlı tohum üretimi,
sebze meyve konusunda üretim hızla devam etmekte, bu bahar mevsimleri
içerisinde.
Bizim grup
önerimizin ana amaçlarından bir tanesi, işte, böyle tarımsal
faaliyetlerin yoğun yapıldığı dönemde ülkemizdeki
tarımsal faaliyetlerde, bitkisel üretimde, hayvansal üretimde, tahıl
üretiminde, meyve üretiminde vesair üretimlerde yaşanan sorunlar,
yaşanması olası sorunlar, bunların tespiti, bunların
çözüm yolları hakkında Meclisin araştırma komisyonları
oluşturup, ülkemizin muhtelif üretim yapılan bölgelerinde bu
konuları yerinde inceleyerek, yerinde araştırılarak bu
sorunların tespiti ve çözüm yolları konusunda gerçekçi, ülke
gerçeğiyle örtüşür, dünya gerçeğiyle örtüşür raporlar
hazırlayarak ülkemizi bu sektörde, tarım sektöründe gelecek beş
yıllarda, gelecek on yıllarda daha iyi noktalara getirmeyi arzu
etmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, dünyada her geçen gün tarımsal üretimin önemi bir
kat daha artmakta. Dünya nüfusu hızla artıyor, dolayısıyla
tarımsal üretim kaynaklı gıda ihtiyacı da bu anlamda her
gün artıyor. Bunun yanında, ekonomisi hızla gelişen, nüfusu
oldukça yoğun birtakım ülkelerde, o ülke toplumunun gıda
alışkanlıkları, yeme içme
alışkanlıkları değişiyor -Çin gibi, Hindistan
gibi- bunların refah seviyeleri yükseliyor, dolayısıyla
tarımsal ürünlere talepleri de artıyor.
Bir diğer
konu: Dünyada fosil yakıtlar, şu anda enerji kaynakları
içerisinde yine vazgeçilmez enerji kaynağı. Geçtiğimiz
yıllarda, hatırlayacağınız gibi petrol fiyatları
150 dolar seviyelerine kadar çıkmıştı. İşte o
dönemde, yine, burada, biyoyakıt üretimi arttı; tarımsal üretim
faaliyetleri sonucu elde edilen ürünlerden elde edilen yakıtların
önemi bir kat daha ortaya çıktı. Bu da tabii ki dünyada tarımsal
üretimin, özellikle bu konuda ham madde ihtiva eden tahıl ürünlerinin
önemini bir kat daha arttırdı.
Ayrıca, o
veya şu sebeplerden, son yıllarda dünyada küresel ısınma
sorunu ile karşı karşıya kalındı, küresel
ısınma kaynaklı iklim değişiklikleri meydana geldi.
Bu, beraberinde kuraklığı getirdi. Bu da tabii ki tarımsal
üretimi, tarımsal üretimdeki verimi olumsuz yönde etkiledi. Bu da tabii ki
dünyada tarımsal üretim konusunda ne derece önemli olduğunu ortaya
koyan sebepler oldu diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ülkemizde de durum farklı değil. Nasıl
dünyada tarımsal üretimin önemi artıyorsa ülkemizde de bunun önemi
her geçen gün artıyor. Ülkemizde de nüfus artışı söz
konusu. Ülkemizde de
Özellikle enerji ithal eden bir ülkeyiz. Yıllık
ithalatımızın büyük bir miktarını enerjiye
harcıyoruz. Ayrıca, ülkemizde tarım toplumu olduğumuz da
göz önüne alınırsa, önümüzdeki yıllarda, bu sektöre mevcut
Hükûmetin veya bundan sonra gelecek hükûmetlerin uygulayacakları
tarım politikasında, tarım sektörünün başat
olmasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, şu günlerde ülkemizde hububat hasadı
başlamış durumda. Geçtiğimiz yıllarda, özellikle
gıda krizinin yaşandığı yıl olan 2007de ve daha
sonra, bu konuda görevli olan Toprak Mahsulleri Ofisinin yaptığı
yanlışlıkları müteaddit defalar kürsüden veya basın
yoluyla hem bizim Cumhuriyet Halk Partisi sözcüleri hem diğer parti
sözcüleri, bu konuda faaliyet içerisinde olan meslek odaları, meslek
örgütleri, sivil toplum örgütleri defaten dile getirdiler. Bu yıl bir kez
daha uyarı yapmak durumundayız.
Yine
bakıyoruz, geçtiğimiz yıllarda bu kurumumuzun ortaya
koyduğu politikalardan kaynaklanan yanlışlıklar
süregelmekte. Bugün Akdeniz Bölgesinde, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde
hububat sezonu başladı, hasat mevsimi başladı ama hâlâ
Toprak Mahsulleri Ofisinde bir hareket yok. Üretici ısrarla, Hükûmetin
açıklayacağı müdahale alım fiyatını bekliyor ama
Hükûmetten henüz bir ses yok. Üretici ısrarla beklenti içerisinde, bir an
önce Hükûmet hububat alımlarına başlasın, ama Hükûmetten
bir ses yok.
Geçtiğimiz
yıllar hasat sezonu başladığında buğday
fiyatları yaklaşık olarak 45-50 kuruş
civarındaydı, bugün Akdeniz Bölgesinde, Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde hasat başladı, buğday fiyatları 40 kuruş
civarında ve alıcı bulamıyor. Aynı şekilde,
geçtiğimiz yıl arpa fiyatları 40 kuruş
civarındaydı, bugün yoğun olarak Urfa bölgesinde hasat devam
ediyor ve üretici 30 kuruşa malını alacak müşteri
bulamıyor ve hâlâ ısrarla Hükûmet, Tarım
Bakanlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi bu konuda kamuoyunu
aydınlatıcı bir beyanatta bulunmuyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu konuda tekrar Hükûmeti uyarıyoruz: Bir an önce
Hükûmet, 2009 sezonu hububat müdahale alım fiyatlarını
açıklamalı, bir an önce alıma başlamalı. Sadece fiyat
açıklamak veya alıma başlamak yetersiz, etkin bir alım
sezonu üreticiye yaşatılmalı diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, tarım sektöründe Hükûmetin üreticiye sahip
çıkması gerekiyor. Bakınız, yaklaşık olarak sekiz
on aydır hem ülkemiz hem dünya bir küresel kriz yaşıyor. Bütün
sektörlerde üretim düştü, kapasite kullanım oranı düştü;
bütün sektörlerde küçülme yaşandı; bütün sektörlerde istihdam
azalması yaşandı, işçiler işten
çıkartıldı ama böyle kötü bir ortamda, böyle bir ekonomik krizin
yaşandığı ortamda tarım sektörü ülkemizde bir can
simidi görevi yaptı. Az önce hatip arkadaşlar tarım sektöründeki
istihdam oranından söz ederken 2002 ile 2009un mukayeselerini
yaptılar. 2002den 2009a kadar olan süreçte tarım sektöründe 3
milyon insan tarım sektöründen diğer sektörlere kaydı ya da
diğer sektörlerde, ikame sektörlerde iş bulamadıysa işsiz
kaldı ama krizin yaşandığı günlerden bugüne,
yaklaşık olarak sekiz aylık süreç içerisinde -bu, TÜİKin
rakamları- yaklaşık olarak 300 bin insanımız yine
tarım sektöründe kendisine iş buldu, tarım sektöründe istihdam
oranı 300 bin kişi olarak artış gösterdi. Bu da gösteriyor
ki, şartlar ne olursa olsun her zaman için ülkemizde tarım sektörü,
korunması, kollanması, desteklenmesi gereken bir sektör. Tarım
sektörüne her zaman rakamsal anlamda, para anlamında, ekonomik anlamda,
yani bu sektöre bir iktisadi sektör olarak bakılmasının
yanlışlığına burada dikkatinizi çekmek istiyorum.
Demek ki tarımın iktisadi olması kadar sosyal birtakım
yönlerinin olduğunun da dikkatlerden kaçmaması gerektiğini
düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinin tarım
konularını içeren araştırma önergelerinin gündeme
alınması konusunda
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
VAHAP SEÇER
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu konulardaki
tarımsal faaliyetleri içeren, bunların sorunlarının
tespiti, bunların çözüm yollarını içeren Meclis
araştırmasına dair önerilerimizin gündeme alınması
konusuna, bu konuya olumlu bakacağınızı düşünüyoruz.
Gerçekten,
tarım sektörü önemsenmesi gereken bir sektör, Türkiye için olmazsa olmaz.
Tarımsal üretim insan yaşamı için olmazsa olmaz. Türkiyenin bu
anlamda daha iyi yerlere gelebilmesi için, bu sektörün gelişebilmesi için,
Türkiyede üretim yapan üreticilerin, çiftçilerin refah düzeyinin yükseltilmesi
için, onların gelir düzeyinin artırılması için bu
konuların enine boyuna incelenmesi, gerçek sorunlarının ortaya
çıkarılması, çözüm yollarının tespit edilmesi için bu
önerimize sıcak bakmanızı, olumlu bakmanızı ve lehinde
oy kullanmanızı diliyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Seçer.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisinin aleyhinde söz isteyen Sakarya Milletvekili Sayın
Ayhan Sefer Üstün.
Buyurun
Sayın Üstün. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Sakarya) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekillerimiz;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun vermiş olduğu grup önerisi aleyhinde
söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekillerimiz, 26/5/2009 Salı günü yani bugün Danışma Kurulu
toplanamadığından Mecliste grubu bulunan üç partimiz Meclis
gündemini belirlemek için ayrı ayrı grup önerileri vermiştir.
Biraz önce
Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi oylanmış ve
reddedilmiştir. Şimdi ise Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisini
görüşüyoruz. Biraz sonra da AK PARTİnin grup önerisini
görüşeceğiz. Yani, gündemi belirlemek üzere üç ayrı grup önerisi
verilmiştir. Yani, neredeyse gündemini belirlemek için iki saate
yakın bir mesaimizi harcayacağız gibi gözüküyor. Oysa, ben AK
PARTİnin de grup önerisine baktım. Çok daha kapsamlı, çok daha
geniş bir zamanı öneren bir grup önerisi. O bakımdan, önümüzdeki
günlerde kanaatimce bu, benim şahsi kanaatimdir- İç Tüzükte
yapılacak bir değişiklikle, böyle birden fazla grup önerisi
olduğunda en kapsamlı grup önerisinin öncelikle oylanmasıyla
birlikte, aslında bir an önce gündeme geçmemiz gerektiği
kanaatindeyim. Aksi takdirde yüce Meclisi gerçekten bu şekilde
oyalıyoruz ve verimli çalışmasını da engelliyoruz.
Değerli
arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi, önerisinde ne diyor: Cumhuriyet Halk
Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmında yer alan (10/139), (10/155), (10/171) ve devamında
belirtilmiş olan Meclis araştırmalarının Salı
günü, yani bugün görüşülmesini talep ediyor. Yani, bugün kanunları
görüşmeyelim, biraz önce bahsetmiş olduğum bu Meclis
araştırma önergelerini görüşelim diye bir önerisi var.
Değerli
arkadaşlar, siz de hatırlarsınız, Genel Kurulumuz, Meclisimiz
zaman zaman denetim faaliyetleri yapmıştır, zaman zaman da yeri
geldiğinde yasama faaliyeti içerisinde bulunmuştur. Önümüzde, 1
Temmuzda biliyorsunuz İç Tüzük gereği bir tatil var. Neredeyse bir
beş haftalık süremiz var ama yine acil çıkması gereken de
kanunlarımız var. O bakımdan, ben bizim önerimize de
baktığımda daha çok bu yasama faaliyetlerinin
yapılması konusunda bir öneri var bizim önerimizde. Bizim önerimizi
açıklamak istemiyorum, çünkü benden sonra çıkacak
konuşmacılar bunları açıklayacaklardır. Tabii, o
bakımdan, biz Meclis araştırması önergelerinin
görüşülmesi yerine, yani denetimin yapılması yerine burada
yasama faaliyetlerinin yapılmasını arzu ediyoruz.
Sıradaki,
görüşülmesi yarım kalan kanun da biliyorsunuz mayınların
temizlenmesiyle ilgili kanundu. Son iki maddesine geldik; yürütme ve yürürlük.
Belki bundan sonra bana konuşma sırası gelmez diye o kanunda bir
iki noktayı da buradan size ifade etmek istiyorum çünkü hem muhalefetteki
bazı sözcüler hem de
Son, basında çıktı. İşte,
bu mayın temizleme işleminin NATOnun NAMSA diye bir birimine
verilmesiyle ilgili olarak öneriler var. Burada NAMSAnın İnternet
sitesine girdiğimizde bu kurumun denetim faaliyeti yapan bir kurum
olduğunu, bir birim olduğunu görmekteyiz. Bunun da işlerini yine
uluslararası firmalara yaptırarak parasını da o
yaptırdığı ülkeden talep ettiğini görmekteyiz. Yani
NAMSA, öyle taburları, bölükleri olup da gelip de bizatihi o faaliyeti
yapmamaktadır. Bunu buradan açıklamak üzere ifade etmiş
bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir de, yarın 27 Mayıs 2009 yani 27 Mayıs 1960
ihtilalinin 49uncu yılı, 12 Eylül 1982 darbesinin de 27nci
yılı. Şimdi, buradan nereye varmak istiyorum? Yarın gündem
dışı söz alamayabilirim ama o darbe sonucunda, orada
yargılanıp da asılan rahmetli Menderesi ve
bakanlarını bir daha saygıyla selamlıyorum, Allahtan
rahmet diliyorum. 12 Eylül 1982 darbesinden sonra da bu memlekette hem şu
anda Cumhuriyet Halk Partisi sırasında oturan hem Milliyetçi Hareket
Partisi sıralarında oturan, belki bizim AK PARTİ
sıralarında oturan birçok değerli siyasetçi siyasetten
menedildi. Darbe yönetimleri burada değişik kanunlar, anayasalar
çıkarıp değişik kanunlar getirdi. Bunlar hep darbe ürünü
düzenlemelerdi, darbe ürünü kurumlardı. Bunlar bir bir
ayıklandı. Ancak darbe ürünü siyasetçiler de geldi bu Meclise. Bu
darbe ürünü siyasetçiler, maalesef, yetkilerini milletten
almadığı için ne millete saygıları oldu ne de milletin
seçtiği milletvekillerine, cumhurbaşkanlarına, başbakanlara,
bakanlara saygısı oldu. Bu darbe ürünü siyasetçiler çok azaldı
artık, tek tük, elinizle gösterecek kadar azaldı. Ama maalesef,
bunlar burada, her kürsüye çıktıklarında gelip gelip bu milletin
seçtiği insanlara saygısızlık yapmayı kendilerine
birer iş edindiler. O bakımdan, 27 Mayıs darbesinin yarın,
49uncu yılına geldiğimiz bu dönemde, darbeleri tekrar
şiddetle kınıyorum, darbe ürünü siyasetçilerin de milletin
seçtiklerine karşı göstermiş olduğu bu
saygısızlığı tekrar kınıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisine karşı da ret oyu vereceğimizi söyler,
bütün Meclisi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Üstün.
Cumhuriyet Halk
Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Ali
Uzunırmak
(MHP sıralarından alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Saygıdeğer milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu önerisi lehinde söz aldım. Hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, Türk Parlamentosu herhâlde dünyadaki ender parlamentolardan
birisi olarak bu görüşmelerle de tarihe geçecektir çünkü bir grup
milletvekili Meclisin inisiyatif almasını, Hükûmet
politikalarıyla ilgili araştırmalar yapılmasını
istiyor ve ne yazık ki bir grup milletvekili de karşı çıkıyor.
Acaba, ait olduğumuz kurumun işlevi, fonksiyonu hakkında doğru
kanaate, bilgiye ve görev anlayışına mı sahip değiliz?
Bir milletvekili arkadaşımız çıkıyor, Meclisin
faaliyet alanlarından birisi olan araştırmalar hakkında
Meclisi meşgul etmeyelim. diyebiliyor. Bu, ender rastlanabilecek bir
mantıktır ve bir taassuptur. Milletvekilinin her şeyden önce bu
taassuptan kurtulması gerektiği kanaatini taşıyorum
kıymetli arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlar, elbette ki Meclis tavsiye ve iradesini ele almalıdır
çünkü artık gelişen hadiseler karşısında bu öneriyi
reddedebilecek arkadaşlarıma ben bir iki soruyla bir düzeltici irade
yönüne gelmeleri için tavsiyede bulunmak istiyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, bugün Türk tarımı ve Türk çiftçisi acaba dünya
çiftçisiyle rekabet edebilir bir konumda mıdır, bu konumunu
kaybetmiş midir? Eğer, Türk parlamenterleri olarak biz, Türk
çiftçisinin dünya çiftçisiyle rekabet edebilir durumda olup
olmadığını araştırmak ve Türk çiftçisinin o
konuma gelmesini temin etmek için Hükûmete bir tavsiye ve bir irade baskısında
bulunmak istiyorsak bu araştırma önergesinin lehinde olmaktan daha
güzel ne olabilir? O milletvekili arkadaşlarımız bölgelerine
gittiklerinde biraz tarımcının ve Türk çiftçisinin içinde
olmalarını ben arkadaşlarıma tavsiye ediyorum.
İkinci soru
olarak soruyorum: Türk çiftçisinin refah seviyesi dünden bugüne
artmış mıdır azalmış mıdır? Bunu
görebilmek için Hükûmetin açıkladığı, Sayın
Bakanın zaman zaman miktarlar vererek, birtakım rakamlar vererek
açıkladığı destek fiyatlarıyla falan
kandırılmaya hiç gerek yok. İnsinler ovaya veya
çıksınlar dağa Türk çiftçisinin, Türk köylüsünün refah
seviyesinin ne olduğunu, vekilliğini yaptıkları sayın
arkadaşlarımız görsünler ve burada bu önergelere ona göre
tavır takınsınlar.
Değerli
arkadaşlar, derde çözüm olmayan, yükselmiş görünen destek
rakamları bizleri kandırmasın. Eğer biz artan maliyetleri,
düşen ürün fiyatlarını görmezsek ve bu aradaki oranları
insanımızın içinde bizzat hissederek yaşamazsak,
Bakanın verdiği rakamlar elbette ki büyümüş olarak bizim
gözümüze görünebilir. Ben inkâr etmiyorum, elbette ki Türkiye Cumhuriyeti
devletinin bütçesi, 2002den bugüne katbekat artmıştır ama
bütçeden tarımın, tarım sektörünün ve çiftçinin
aldığı pay günden güne düşmüştür. Bu hem kamudan
aldığı pay açısından, bütçeden aldığı
pay açısından böyledir hem çiftçinin ürünlerinin maliyetteki
yükselişi, ürün fiyatlarındaki düşüşü açısından,
çiftçinin hayat standardını hemen hemen sıfıra indirmeye
yönelmiştir.
Değerli
arkadaşlar, tarım aynı zamanda stratejik bir alandır çünkü
gıda ihtiyacı, gıda güvenilirliği ve gıdanın
sürekliliği açısından da artık dünyada büyük
şirketler, holdingler, ülkeler, canıyürekten bu işlere el atmaya
başlamışlardır ve inanılmaz bir rekabet
yaşanmaktadır. Rekabet o seviyeye gelmiştir ki, artık, ürün
pazarlarında değil tohumda, genetikte ve başka alanlara
artık sıçramıştır ve daha suyun başından
itibaren dolayısıyla rekabetin acımazsızlığı
işin neticesine varıldığında iş işten
geçmiş olmaktadır. Dolayısıyla, böyle acımasız
bir rekabetin yaşandığı alanda Türk Parlamentosunun mutlaka
bu araştırma önergelerine sahip çıkması ve Hükûmete yön
vermesi gerekmektedir.
Kıymetli
arkadaşlar, bunun yanında, elbette ki üretim kültürü çok önemli bir
kültürdür. Eğer üretim mantığını, üretim kültürünü,
üretim teknolojisini siz yenileyemez, sahip olamazsanız, tüketim
alışkanlıklarına uygun üretim kültürü ve üretim
standartlarını, üretim kalitesini yükseltemezseniz, üretim kültürü
yok olursa, o üretim kültürünü meydana getirebilmek için zaman ve artık
başka bilgi ve teknoloji gibi birtakım şeylere sahip olabilmek
için sermaye de yetmez. Onun için, vakit kaybedilmemelidir ve üretim kültürünün
yaşatılabilmesi için, Türk tarımına ve çiftçisine -ne
yolla- ister destek ister yönlendirme fonları adı altında
birtakım ek fonlar kurularak, Türk tarımı destekleme ve yönlendirme
fonu adı altında stratejik ürünlerde ve başka başka
alanlara varıncaya kadar yönlenmesi de temin edilerek, yelpazesi
oluşturularak Türk tarımının problemlerine çözüm
bulunmalıdır.
Değerli
arkadaşlar, Türk çiftçisinin dünyayla rekabet edebilir olup olmadığını
sizlerle paylaşmak için değerli milletvekillerinin tarımsal
ürünlerdeki ithalat oranlarına bakmalarının yeterli
olacağı kanaatini taşıyorum. Dolayısıyla, bu
rakamları ele aldığımızda, Türkiyede tarımsal
ürünlerin ithalatı
Âdeta Batı ülkeleri tarafından bir cennet
hâline getirilmiştir.
Tarım,
tabiata açık yapılan bir faaliyet alanıdır. Orada,
eğer biz devlet isek, eğer biz kamu isek, eğer biz
vatandaşın birtakım hakkını, hukukunu teminat
altına almakla görevliysek, kıymetli arkadaşlar, tabiata açık
yapılan bir faaliyet alanında, Bu sene yağmur yağdı,
sel oldu., Bu sene yağmur yağmadı, kuraklık oldu.
diyerek bu sebeplere sığınmak gibi bir hakkımızın
olmaması gerektiği kanaatini taşıyorum. Eğer devlet
vatandaşından vergi alıyor ve devlet kurumsal olarak ortada ise,
elbette ki kuraklığın da tedbirini almak zorunda, elbette ki
selin de tedbirini ve korumacılığını almak
zorundadır. Eğer bu tedbirler alınmıyor ise, o zaman bu
devlet niye vardır? Uygulanan Allahın dediği olur
programı ise
Allahın dediği, amenna, sıddıkna,
inanıyoruz, elbette ki, elbette ki
MEHMET ÇİÇEK
(Yozgat) Saddakna
MUSA
SIVACIOĞLU (Kastamonu) Yanlış söylüyorsun.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) - Ama eğer devlet bütün bunlara karşı
sigortacılığından bir başka alanlarına varıncaya
kadar tedbirler geliştiremiyorsa o zaman bu işlevin ve bu görevin bir
anlamı yoktur kıymetli arkadaşlar. Dolayısıyla benim
buradan kıymetli arkadaşlarımıza tavsiyem şudur: 2002
yılındaki gübre fiyatlarını 2009 yılındaki gübre
fiyatlarıyla, 2002 yılındaki mazot fiyatlarını, ilaç
fiyatlarını, işçilik fiyatlarını 2009
yılındaki fiyatlarla, bunun karşılığında et
süt, sebze meyve hatta sanayiye ham madde hazırlayan tarımsal
ürünlere varıncaya kadar 2009 yılındaki maliyet
fiyatlarıyla ürün satış fiyatlarını
karşılaştırdıklarında Türk çiftçisinin içinde
bulunduğu şartları daha iyi anlayacaklardır. Eğer
istiyorlarsa ben bir iki rakam vereyim ve onlar da rahatlasınlar. 2002
yılında 15-15 gübrenin
fiyatı 260 kuruş, 2009 yılında 1 lira 5 kuruş
kıymetli arkadaşlar. Mazot 1 lira 40 kuruş 2002
yılında, 2009 yılında 2 lira 30 kuruş civarında
seyrediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Bunun yanında pamuk 2002 yılında 80
kuruş ile 1 lira arasında, bugün pamuk 70 ile 92 kuruş
aralığında. Bu fiyatlar birçok şeyi anlatmakta. Elbette ki
mantığımız şu olmamalı kıymetli
arkadaşlar: Yüksek ürün fiyatları meseleye çözüm değil. Meseleye
çözüm yüksek ürün fiyatlarında değil; meseleye çözüm, maliyetlerin,
girdilerin hafifletilebilmesinde. Çünkü bilhassa gıda ürünlerinde yüksek
fiyatlar tüketimi azaltır, tüketimin azalması hem sağlık
hem üretim açısından sağlıklı netice vermez.
Dolayısıyla, biz, çiftçinin rahatlığını yüksek
ürün fiyatlarında değil, rekabet edebilir şartlara getirilmesinde,
ürün maliyetlerinde aramalıyız. Araştırma önergesi
doğrudur, araştırma önergesi yerindedir ve biz,
araştırma önergesinin lehinde oy kullanacağız.
Hepinize
teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Eskişehir Milletvekili
Sayın Tayfun İçli.
Süreniz on
dakika.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun önerisinin aleyhinde söz aldım. Yanlış
anlaşılmasın, aslında grup önerisindeki Meclis
araştırma önergelerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine
alınması doğru. Ben, bu öneriyi eksik bulduğum için
Cumhuriyet Halk Partisi önerisinin aleyhinde söz aldım.
Anlaşılan
o ki bugün yapılan Danışma Kurulu toplantısında
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu olan siyasi partilerimiz
anlaşamamış. Anlaşamamaları aslında çok
doğal çünkü birazdan AKP grup önerisi Türkiye Büyük Millet Meclisinde
okunduğunda neden diğer siyasi partilerin grup önerilerini Türkiye
Büyük Millet Meclisine getirdiği de çok iyi anlaşılacak.
Değerli
arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisindeki eksik
bulduğum konular şu: Cumhuriyet Halk Partisi, sadece tarımla
ilgili Meclis araştırma önergelerinin gündeme
alınmasını istemiş. Peki, sadece Türkiyede tarımla
ilgili konular mı çok çok önemli? Tabii ki Türkiyede tarım ve
hayvancılık artık bitme noktasına gelmiş, çiftçimiz
kan ağlıyor, bu yadsınamaz; ancak peki, sanayicimizin durumu çok
mu iyi? Tüccarımızın, esnafımızın, emeklimizin
durumu çok mu iyi?
Biraz evvel
burada oylanan Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisinde dile
getirdiği işsizlik sorunu Türkiyede hangi noktadadır?
İşsizlik sorunu önemli değil midir? Peki, Türkiyede yolsuzluk,
yoksulluk ne boyuttadır? Türkiye'nin tüm borcu 500 milyar doları
aşmışken Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilen yasa,
tasarı ve tekliflerini hangi anlayışla değerlendirmemiz
gerekir? İşte, bu nedenle Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisini
eksik buluyorum değerli arkadaşlarım.
Buraya
geldiğimiz zaman sanki farklı bir ülkede
yaşadığımızı hissediyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemiyle sokakta halkın gündemi çok çok farklı.
Televizyonları izlediğiniz zaman gündeme gelen birinci haber toplumun
hangi noktada olduğunu gösteren, toplumun cinnet noktasına
geldiğini gösteren sayısız örneklerle karşı
karşıya kalıyoruz. Keza, gazetelerimizin eskiden üçüncü, dördüncü
sayfalarında, iş sayfalarında yer alan haberlerin artık
gazetelerimizin birinci sayfasında yer aldığını
görüyoruz. Değerli arkadaşlarım, toplum artık ciddi anlamda
cinnet geçiriyor ama nedense Türkiye Büyük Millet Meclisinde gündem çok
farklı.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündemini belirleyen AKP, Türkiyede her şeyin güllük
gülistanlık olduğu izlenimini veren bir çalışma takvimini
önümüze getiriyor. Türkiyede ciddi bir ekonomik krizin olduğunu, ciddi
bir işsizlik olduğunu, sanayicimizin, tüccarımızın,
esnafımızın, emeklimizin kan ağladığını
herkes bilmekle birlikte, nedense Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türkiye'nin
gerçek gündemi konuşulmuyor ve gerçek gündemi bir anlamda halkın
gözünden saklanmak isteniyor. Sayın Başbakanın deyimiyle
ekonomik kriz konusunda Teğet geçti. şeklinde hafife alan yaklaşımlar
geçmişte nasıl olduysa, hâlâ günümüzde AKPnin belirlediği grup
gündemle Türkiye güllük gülistanlık gösterilmeye
çalışılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, tabii ki AKP grup önerisinin aleyhinde söz aldım.
İnşallah, AKP grup önerisinin aleyhinde söz hakkı
aldığımda bunlara değineceğim ama AKP grup önerisine
baktığımız zaman, bizlerin, milletvekillerinin -çok özür
dileyerek söylüyorum- çok hafife alındığını görüyoruz
bu grup önerisinde. Daha önce salı günleri AKP grup önerisiyle veyahut da
Danışma Kurulu önerisiyle üst sıralara çıkarılan kanun
tasarı ve tekliflerinin AKPnin bugün getirdiği grup önerisiyle çok
alt sıralara indirildiğini görüyorsunuz. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündeminin bir yazboz tahtasına dönüştürüldüğünü
görüyorsunuz. Sizlere dağıtılan Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündeminde yer almayan kanun tasarı ve tekliflerinin -ki en son sıra
sayısı alan 382 sıra sayılı Kanun
Tasarısıdır- 383, 384 ve 385inci sıralarda yer alan kanun
tasarıları ve tekliflerinin gündeme getirildiğini ve kırk sekiz
saat geçmeden görüşülmesi istemiyle önümüze getirildiğini
görüyorsunuz. Yine AKPnin bugün grup önerisine
baktığımızda, normal kanun olarak görüşülmesi gereken
27 maddelik, 30 maddelik, 40 maddelik kimi kanun tasarılarının
bir oldubitti anlayışıyla, bir temel kanun olarak Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüşülmesinin istendiğini görüyorsunuz.
Değerli
arkadaşlarım, biraz evvel de söyledim, Türkiye'nin gündemi
farklı. Toplum artık cinnet geçiriyor. Toplum ciddi anlamda cinnet
geçiriyor. Evleri yıkılmasın diye direnen kimi
vatandaşlarımızın, emniyet güçleriyle sanki başka
ülkenin vatandaşlarıymış gibi direnişini, o gaz
bombalarını televizyonlarda izliyoruz. Mardinin bir köyünde, aynı
aileden olan akrabaların birbirlerini o cinnet noktasında
öldürdüğünü görüyoruz. Birçok olaya tanık oluyoruz.
Ama
bakıyorsunuz, AKPnin gündemine baktığınız zaman,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirdiği kanun tasarı ve
tekliflerine baktığınız zaman, Türkiye'nin bu gerçek
gündemiyle uyuşmayan kanun tasarı ve tekliflerinin buraya
getirildiğini görüyoruz. Daha matbaada basılmamış olan ya
da şimdi basılıp önümüze gelmemiş kanun tasarı ve
tekliflerinin hemen bugün veyahut yarın görüşülmesini istiyor AKPli
grup başkan vekili arkadaşlarım.
Arkadaşlarım,
biraz bize saygı gösterin. Biraz milletvekillerine saygı gösterin.
Milletvekilleri önemli işler yapmaktadır. Yani Kabul edenler,
Etmeyenler, 90 maddelik, 30 maddelik birçok kanunu getiriyorsunuz;
incelenmemiş, sorgulanmamış, Türkiye'nin gerçek gündemiyle
uyuşmayan birtakım kanun tasarı ve tekliflerini,
milletvekillerini sanki Kabul edenler, Etmeyenler bir kol gibi düşünen
bir hâle getiriyorsunuz.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi yüce bir makamdır. Bir taraftan bazı olaylarda yasama
organının üstünlüğünden söz ederken, millet iradesinin gücünden
bahsederken, millet iradesini burada kullanan milletvekillerini -çok özür
dilerim- adam yerine koymuyorsunuz. Milletvekilleri grup başkan
vekillerinin, yürütme organının, Başbakanın veyahut Bakanlar
Kurulunun talimatıyla çalıştırılan kişiler
değildir.
Ha,
Anayasamızda angaryanın suç olduğu belirtilir. Siz burada
milletvekillerine angaryanın ötesinde birtakım yükümlülükleri
yüklüyorsunuz. Bu milletvekillerinin sokağa çıktığı
zaman, halkın gerçek gündemiyle karşı karşıya kaldığı
zaman ne durumda olduğunu grup başkan vekillerinin gerçekten çok iyi
düşünmesi ve irdelemesi gerekir. Tabii bir taraftan Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisinin aleyhinde konuşurken yeri gelmişken AKP
grup önerisinin aleyhinde de konuşuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasamızın 98inci maddesine göre Türkiye
Büyük Millet Meclisinin denetleme işlevi vardır, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgi edinme hakkı vardır. Türkiye'de tarım
sıkıntıdaysa, Türkiye'de işsizlik varsa, Türkiye'de
yolsuzluk varsa, Türkiye'de yoksulluk arttıysa bunun
görüşüleceği ve çözüm bulunacağı yer Türkiye Büyük Millet
Meclisidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Eğer
Anayasamızın 98inci maddesi gereğince Meclis
araştırmaları ve genel görüşme önergeleri görüşülmezse
Türkiye Büyük Millet Meclisinde ne görüşülecek? Toplumun, halkın
sıkıntıları nerelerde görüşülecek değerli
arkadaşlarım? Kapalı kapılar ardında yapılan
görüşmelerden sonra önümüze gelen kanun tasarı ve tekliflerinin
ülkeyi ve halkı nereye götürdüğünü birtakım geçmiş
deneyimlerden yaşayarak acıyla öğrendik.
Bakın, bugün
bu gündem kabul edildiğinde son iki maddesi kalan bu mayınlı
arazilerle ilgili kanun tasarısı görüşülecek. Düşünün,
ülkenin güvenliğiyle ilgili 510 kilometre uzunluğundaki vatan
toprağı büyük Türk ulusu dediğimiz, büyük Türk devleti
dediğimiz kendi devletimiz tarafından temizlenemeyip elli
yıllığına, yarım asırlığına başka
bir ülkeye temizlettirilmeye verilecek değerli arkadaşlarım.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İçli.
III.- Y O K L A M A
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL
(İzmir) Toplantı yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun önerisinin oylanmasından önce bir yoklama
talebi vardır, şimdi bu talebi yerine getireceğim.
Ancak, yoklama
talebini işleme koyabilmem için ayakta olup yoklama talep eden
milletvekillerinin sayısının 20 olup
olmadığını tespit edeceğim. İsimler tutanağa
geçeceğinden ayaktaki her sayın milletvekillinden,
sırasıyla, isimlerini söylemelerini rica ediyorum: Sayın Vural,
Sayın Kumcuoğlu, Sayın Günal, Sayın Çakır, Sayın
Torlak, Sayın Uslu, Sayın Özensoy, Sayın Orhan, Sayın
Yunusoğlu, Sayın Taner, Sayın Akkuş, Sayın Bal,
Sayın Enöz, Sayın Ergun, Sayın Toskay, Sayın Durmuş,
Sayın Sipahi, Sayın Asil, Sayın Varlı, Sayın Bukan,
Sayın Bölükbaşı.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
Adlarını
okuttuğum sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini
rica ediyorum.
Yoklama
pusulası gönderen arkadaşlar Meclis Genel Kurulundan
ayrılmasınlar, okuyacağım çünkü.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN -
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- (10/139, 10/155, 10/171, 10/172, 10/173, 10/181,
10/183, 10/197 ile 10/369) esas numaralı Meclis araştırması
önergelerinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 26/5/2009 Salı günkü birleşiminde
birlikte yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri
reddedilmiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.19
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.31
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER : Fatoş GÜRKAN (Adana), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
3.- Gündemdeki sıralama ile çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun, 26 Mayıs ve 2 Haziran
2009 Salı günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer
denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve
tekliflerinin görüşülmesine; 27 Mayıs ve 3 Haziran 2009 Çarşamba
günlerindeki birleşimlerinde ise sözlü soruların
görüşülmemesine; 293, 239, 126, 131, 321, 324, 383 ve 385 sıra
sayılı kanun tasarılarının İç Tüzükün 91inci
maddesine göre Temel Kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine; Radyo
ve Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üç üyelik için seçimlerin 26/5/2009
Salı günkü birleşimde yapılmasına ilişkin AK PARTİ
Grubu önerisi
26/5/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu, 26.05.2009 Salı günü (Bugün)
toplanamadığından, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
Kısmında yer alan 324, 351, 357, 228, 353, 361, 316, 99, 121, 126,
131, 250, 260, 279, 294, 321, 375, 382 ve 265 Sıra Sayılı Kanun
Tasarı ve Tekliflerinin, bu kısmın 5, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15,
16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25 ve 26 ncı sıralarına,
Gelen Kağıtlar listesinde yayınlanan ve bastırılarak
dağıtılan 385, 383 ve 384 Sıra Sayılı Kanun
Tasarılarının ise 48 saat geçmeden bu kısmın 6, 7 ve 8
inci sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;
Genel Kurulun; 26
Mayıs ve 2 Haziran 2009 Salı günlerindeki birleşimlerinde sözlü
sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işler kısmında yer alan işlerin görüşülmesi, 27
Mayıs ve 3 Haziran 2009 Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde
ise sözlü soruların görüşülmemesi,
Genel Kurulun;
27 ve 28
Mayıs ile 3 ve 4 Haziran 2009 Çarşamba ve Perşembe günleri saat
14:00'te toplanması,
26 Mayıs
2009 Salı günkü (bugün) birleşiminde 263 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısı görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
27 Mayıs
2009 Çarşamba günkü birleşiminde 293 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
28 Mayıs
2009 Perşembe günkü birleşiminde ise 324 Sıra Sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
2, 3 ve 4 Haziran
Salı, Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerinde ise saat
23:00'e kadar;
çalışmalarını
sürdürmesi,
293, 239, 126,
131, 321, 324, 383 ve 385 Sıra Sayılı Kanun
Tasarılarının İçtüzüğün 91. Maddesine göre Temel Kanun
olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetvellerdeki şekliyle
olması,
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunda boşalacak üç üyelik için seçimlerin 26 Mayıs
2009 Salı günkü (bugün) birleşimde yapılması .
Önerilmiştir.
293 Sıra Sayılı Afet ve Acil Durumu Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı (1/552)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 20 20
2. BÖLÜM 21
- 28
Çerçeve
25. madde 9 madde olarak ve
Geçici
1-2-3-4-5. Md.ler Dahil 21
Toplam
Madde Sayısı 41
239 Sıra Sayılı
Erişme Kontrollu Karayolları Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değ. Yap. Dair Kanun
Tasarısı (1/569)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 12 12
2. BÖLÜM 13
- 25
Ek
Madde 7-8 Md.ler Dahil 14
Toplam
Madde Sayısı 26
126 Sıra Sayılı
Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
(1/479)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 15 15
2. BÖLÜM 16
- 24
Çerçeve
22. madde 4 madde olarak ve
Geçici
1-2-3-4. Md.ler Dahil 16
Toplam
Madde Sayısı 31
131 Sıra Sayılı
Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun
Tasarısı (1/487)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 30 30
2. BÖLÜM 31
- 41
Çerçeve
41. Madde 18
madde
olarak alınmıştır. 28
3. BÖLÜM 42
44 3
Toplam
Madde Sayısı 61
321 Sıra Sayılı
Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı (1/499)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 01
30 30
2. BÖLÜM 31
60 30
3. BÖLÜM 61
90 30
4. BÖLÜM 91
120 30
5. BÖLÜM 121
150 30
6. BÖLÜM 151
180 30
7. BÖLÜM 181
210 30
8. BÖLÜM 211
240 30
9. BÖLÜM 241
270 30
10. BÖLÜM 271
300 30
11. BÖLÜM 301
330 30
12. BÖLÜM 331
360 30
13. BÖLÜM 361
390 30
14. BÖLÜM 391
420 30
15. BÖLÜM 421
450 30
16. BÖLÜM 451
480 30
17. BÖLÜM 481
510 30
18. BÖLÜM 511
540 30
19. BÖLÜM 541
570 30
20. BÖLÜM 571
600 30
21. BÖLÜM 601
630 30
22. BÖLÜM 631
649 19
Toplam
Madde Sayısı 649
324 Sıra Sayılı
Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/602)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 25 27
2. BÖLÜM 26
- 47 25
3. BÖLÜM 48
- 65 18
4. BÖLÜM 66
- 73
(Çerçeve
66. madde 19 madde
olarak
esas alınmıştır) 26
Toplam
Madde Sayısı 96
383 Sıra Sayılı
Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında
Kanun Tasarısı (1/704)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 15 15
2. BÖLÜM 16
- 20
(Çerçeve
18. maddedeki (1), (2), (3),
(3/a),
(3/b), (4), (5), ila Geçici 1
ve
2. maddeler dahil 12
Toplam
Madde Sayısı 27
385 Sıra Sayılı
Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı (1/692)
BÖLÜMLER BÖLÜM
MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
- 20
Çerçeve
4. maddeye bağlı Geçici 76
ve
77 maddeler Çerçeve 7. maddeye
bağlı
Geçici 5 ve 6. maddeler dahil 22
2. BÖLÜM 21
- 43
Çerçeve
41 maddedeki (1), (2), (3),
(4),
(5) fıkralar
İla
Geçici
1 ve 2. maddeler dahil 29
Toplam
Madde Sayısı 51
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde ilk söz Kocaeli
Milletvekili Sayın Azize Sibel Gönüle aittir.
Buyurun
Sayın Gönül. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
AZİZE
SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Danışma Kurulu 26 Mayıs Salı günü (bugün)
toplanamadığından grup önerimiz hakkında, grup önerimizin
lehinde söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce
yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, İç Tüzükün 19uncu maddesi gereğince grubumuzun
önerisi hakkında
Sayın Divan Kâtibi arkadaşımız grup
önerimizi açıkladı. Grup önerimiz, kanun tasarı ve tekliflerinin
on dokuz adedinin gündemin ön sıralarına alınması ve iki
haftalık çalışma gündeminin belirlenmesiyle ilgili.
Bugün 263
sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri Hakkında Kanun
Tasarısının bitimine kadar, çarşamba ve perşembe
günleri saat 14.00te çalışmaya başlanıp gündeme
alınan kanunların bitimine kadar çalışılması
öngörülmüş. Salı günleri saat 15.00te başlayıp -önümüzdeki
hafta Salı günü de saat 23.00e kadar- önümüzdeki haftanın bitimi de
saat 23.00 olarak önerilmiştir.
Değerli
arkadaşlar, gündemin ön sıralarına alınan kanun
teklifleriyle ilgili olarak, demin de söylediğim gibi, Divan Kâtibi
arkadaşımız bunların açıklamalarını
yapmıştır. Ben onları tekrar açıklamak istemiyorum.
İki haftalık bir gündem önerisi bulunmaktadır. Lehinde oy
kullanacağımızı bildirir, önerimizin kabulünü arz ederiz.
Tekrar hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gönül.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisinin aleyhinde söz isteyen Ankara Milletvekili
Sayın Hakkı Suha Okay. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz on
dakika.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve
Kalkınma Partisinin grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, AKP Grubu anlaşılan temmuz ayına kadar
gündemini belirlemiş. Tabii, gündemini belirlerken, bu hafta ve önümüzdeki
haftanın çalışma saatlerini de belirlemiş. Ancak haziran
ayı sonuna kadar belirlenen gündemin önümüzdeki hafta nasıl
değişeceğini, yeni bir gündem oluşturulmayacağını
düşünmediğimiz için teferruat bölümünü geçiyorum. Bu haftaki
çalışmayla ilgili bölümünü ve bu konudaki aleyhe düşüncelerimi
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugünkü gündemde
iki haftadır süregeldiği ifade edilen ve 6 maddesinin 4 maddesi geçen
mayınlı arazilerin temizlenmesi yasasının son 2 maddesinden
sonra Radyo Televizyon Üst Kurulunun seçim maddesi var. Radyo Televizyon Üst
Kuruluna ilişkin yasal düzenleme 3984 sayılı Yasa ve bu Yasa
uyarınca altı yıllığına üyeler seçiliyor ama üçte
1i ikişer yılda bir yenileniyor. İlk yenileme 2007nin
Mayısında olmuş. 9 üye de bir kuraya girmiş, o 9 üyeden 3
tanesi kura torbasından çıkmış. Şimdi ikinci yenileme
dilimine gelindiğinde, bu kez, RTÜK, yetkisi olmadığı
hâlde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliğinden de görüş
alarak, iki tane kura torbası yapmış. Bir torbaya CHP
kontenjanından seçilen üyeler demiş, bir torbaya AKP
kontenjanından seçilen üyeler demiş,
önce CHP kontenjanından seçilen üyelerden 2 tanesinden 1ini
çekmiş, daha sonra torbada kalan üye için, onu da götürmüş AKPnin
torbasının içine atmış.
Değerli
arkadaşlarım, bu uygulama tamamen hem Anayasaya hem Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu Yasasına aykırı ve CHP
kontenjanından seçildiği söylenen arkadaş bu kura
uygulaması aleyhine idare mahkemesine dava açmış, yürütmeyi
durdurma talebinde bulunmuş; dava dilekçesi 21 Mayısta tebliğ
edilmiş ve on gün sonra idare mahkemesi savunma istemiş, karar
verecek yani iş yargıya intikal etmiş.
Oysa bugün,
yangından mal kaçırırcasına 13 Temmuzda göreve
başlayacak üye için bir seçim önerisi var ve belirlenen adaylar,
belirlenen adaylar da daha bugün ilan edildi. Yasa diyor ki: Aday
belirlendikten sonraki on gün içerisinde seçim yapılır. Bu acelemiz
niye; bu paniğimiz, bu telaşımız, bu heyecanımız
niye? Yönteme ilişkin bir yargıya başvuru var. Bugün burada bu
seçim yapıldı, iki gün sonra veyahut da on günlük süre doldu,
önümüzdeki pazartesi kura yöntemi iptal edildi. O zaman Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bu işlemi yeniden bir ihtilaf konusu olacak ve çok
doğaldır ki hukuksal niteliğine, etkisine ve doğurduğu
sonuçlara bakacağız ve bu konu yargıdan geri dönebilecektir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin karar ve tasarruflarını böylesine bir
telaş içerisinde yargıdan olası ihtilaflar boyutuna
taşımanın pratik bir yararı yoktur. Bu, bir anlamda
Meclisin saygınlığına da gölge düşürecek boyutta bir
tasarruf hâline gelmektedir. Daha bugün ilan edildi, bugün seçim
yapıyorsunuz.
Bir başka
husus: Yarın gündeme gelecek olan -eğer bugün mayınların
temizlenmesi AKP Grubu tarafından geri çekilmezse- Vatandaşlık
Kanunu: Vatandaşlık Kanunu geçen Parlamento döneminde gelmiş,
7/6/2006 tarihinde, 10/1/2008 tarihinden bu yana Meclis gündeminde. Ama
yarın
Onun yanında da Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığı Kanunu... Geçen hafta Danışma Kurulu
kararıyla bu kanun, maddelerin tek tek görüşüleceği temel kanun
olarak gelmedi, bu kanun temel kanun olarak gelmedi. Şimdi, bugün temel
kanun olarak grup önerisi geldi. Bu kanunla ilgili biz grubumuzda
çalışma yaptık, milletvekili arkadaşlarımızı
görevlendirdik. AKP Grubuyla birlikte geçen Danışma Kurulunda bunun
kanun olarak görüşülmesini ön sıraya alıyorsunuz ama bugün
birlikte, tek tek madde olarak görüşülmesi gereken bir yasayı AKP
grup önerisiyle temel yasa hâline getiriyorsunuz! Bu açıkçası AKP
Grubuna güvensizliğin çok temel bir göstergesi oldu bizim için.
Değerli
arkadaşlarım
Ve neden bugün bu mayın ve seçimin bitimine kadar,
neden yarın Vatandaşlık, Afet ve Acil Durum Yönetiminin bitimine
kadar ve neden perşembe günü Gümrük Kanununun bitimine kadar Türkiye
Büyük Millet Meclisi çalışıyor? Açıkçası bunun
nedenini ben kendi dünyamda çözdüm ama sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Çünkü mayınların temizlenmesiyle ilgili bir yasayı görüşüyoruz.
Bu yasada Hükûmeti temsilen bir bakan oturuyor. Oturan Bakanın
açıklamalarını Bakanlığı yalanlıyor. Bakan
bu konuda düşüncelerini ifade ediyor. Millî Savunma Bakanı,
yanlış anlamayın. Gazetelerde diyor ki: Sınır güvenliği
sağlanamayacak. Şeffaf ve rekabetçi değil, bölge
halkını olumsuz etkileyecek. Kaza, can kayıpları ve
Suriyeyle sorunlara neden olacak, petrol hakları kaybedilebilecek. NAMSA
daha ucuza yapardı. Ne diyor? Bu evraktaki düşünceler aynen
doğrudur ve ben bunu inkâr etmiyorum. diyor. Kim diyor? AKPli Millî
Savunma Bakanı.
Gazeteci soruyor,
diyor ki: Peki de bu yasa görüşülürken Parlamento Genel Kurulunda siz
oturuyorsunuz. Orada da şunu söylüyor Sayın Bakan: Evet, o sözlerin
arkasında duruyorum ama onu ben Bakan olarak ifade ettim, burada Hükûmeti
temsil ediyorum.
Şimdi tabii,
sorun şu: Bu yasanın geçmesi için AKP Grubu, genel merkezinde özel
bir grup toplantısı yaptı ve Bu yasa bir an evvel geçsin.
dendi. Maalesef, bu yasa birilerinin istediği gibi geçen hafta bitmedi.
Geçen hafta bitmeyince, döndü Sayın Başbakan Düzcede dedi ki: Hemen
bir yakıştırma başladı, Siz burayı
İsraile, Yahudilere mi peşkeş çekeceksiniz? diyorlar. Peki,
Sayın Millî Savunma Bakanım da aynı şeyleri
düşünüyordu. Ve devam etti: Yatırım yapan küresel sermaye
şu dinden, şu dilden geldi diye, Eyvah! Türkiye elden gidiyor.
demek bu kadar kolay mı? diyor Sayın Başbakan Düzcede. Ee,
Sayın Millî Savunma Bakanı da mı öyle düşünüyor?
Sorun şu
arkadaşlarım: Hükûmet değişikliği öncesi Ben, bu
sözleri söyleyen bakanları kapının önüne koyarım. diyen
bir Başbakan, bu yasanın görüşmelerindeki rutin bir Parlamento
çalışma sürecinde ve AKP Grubunun da yeter katılımı
sağlayamadığı için bu yasanın geçmediğini gördü.
Sayın Başbakan hiddetlendi, çok kızdı ve ülkesini,
geçmişini, tarihini dahi faşistlikle itham ederken bir taraftan da
AKP Grubundaki milletvekillerini cezalandırdı ve dedi ki: Siz her
şeye rağmen -özel grup toplantısı yapıyorum- e
muhalefetin sesini de kesemiyorsunuz, e o zaman size ceza vereceğim. Arkadaşlar,
bu yasa ve bundan sonraki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
yasalar,
salı günü başlayacak bitimine kadar, çarşamba günü
başlayacak bitimine kadar, perşembe günü başlayacak bitimine
kadar
Değerli
arkadaşlarım, burası Parlamento, burada milletvekilleri millet
adına karar verir Başbakan adına değil. Bu Parlamentonun
saygın milletvekilleri Sayın Başbakanın kapı
kulları da değildir. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar) Onun için, Sayın Başbakan istedi diye bu
Parlamentonun insan fizyonomisine aykırı bir şekilde ve
sırf sizleri cezalandırmak için haftalarca, günlerce
çalışma zorunda bırakılmasını
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çalışmak ödül bize. Çalışmak ceza
olur mu?
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) Sizleri cezalandırmak
için
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çalışmak ödül
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) Tabii, bu, denetimi sağlayamayan grup başkan vekillerini
cezalandırmak içindir.
böyle bir çalışma şey
yaptım
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Çalışmaktan niye bu kadar rahatsız
oluyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Mayın tarlası için
HAKKI SUHA OKAY
(Devamla) Ha şundan çekinmiyoruz, şundan çekinmiyoruz: Bu
çalışmaya sonuna kadar varız ama en az 184 kişi de burada
hazır olun. (AK PARTİ sıralarından Buradayız
sesleri)
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Okay.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup önerisinin lehinde konuşmak üzere, Kayseri
Milletvekili Sayın Mustafa Elitaş. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce Meclis Başkalık Divanının
sizlere sunduğu iki haftalık bir programı hazırladık.
Bu iki haftalık program içerisinde, bugün saat 15.00ten itibaren
başlamak üzere hem RTÜK üyelerinin seçimi hem de mayınlı
arazilerin temizlenmesiyle ilgili iki madde kalan kanun
tasarısının iki maddesini oyladıktan sonra Genel Kurulu
bitireceğiz. Bitimine kadar karar aldık.
Yarın yine
gündemimizde olan kanunlarla ilgili, Türk Vatandaşlığı
Kanunu iki bölüm hâlinde, arkasından Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun o da iki bölüm hâlinde, onun bitimine kadar, inşallah siz
değerli milletvekillerimizin oylarıyla Meclisimizin gündemimizi
belirlemiş olacağız.
Perşembe
günü de 324 sayılı Gümrük Kanununu üç bölüm hâlinde
değerlendireceğiz ve bitimine kadar bu kanunları
çıkarmayı uygun olarak görüyoruz.
Önümüzdeki
haftanın programı da, biraz önce ifade edildiği gibi,
değerli milletvekillerimizin bilgilerine sunularak milletvekillerimizin
kanunla ilgili katkılarının daha iyi ve daha olumlu bir
şekilde olabilmesi amacıyla ki muhalefetten olan milletvekili
arkadaşlarımızın bizi eleştirip Sürekli gündem
değiştiriyorsunuz, gündem hakkında bilgi sahibi olamadık.
şeklindeki söylemlerine karşı arkadaşlarımızın
daha iyi hazırlanabilmeleri amacıyla yapılan bir düzenleme.
Bugüne kadar da gruplarla yaptığımız danışma
kurullarında bitimi şeklinde de çok kararlar aldık ve iki
haftalık gündemleri, saat 23.00e kadar, 24.00e kadar olan gündemleri de
yapmaya gayret ettik.
Değerli
milletvekilleri, Anayasamıza göre Türkiyedeki uygulanan sistem
parlamenter sistemdir. Parlamenter sistemde kanunların nasıl
yapılacağı İç Tüzükte belirlenmiş. Milletvekillerinin
verdiği tekliflere kanun teklifi deniliyor, hükûmet tarafından
yapılan, hazırlanan teklifler de kanun tasarısı diye ifade
ediliyor. Parlamenter sistemin çalışması hükûmetin komisyon
sıralarında hem de Genel Kuruldaki komisyon sıralarında
oturmalarıyla alakalı. Yani bu sistem, hükûmetin istediği, arzu
ettiği kanunları yasalaştırmak üzere oluşturulmuş
bir sistem. Ne zamandan beri? Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğundan bu
tarafa olan bir sistem devam ediyor ve burada, değerli milletvekili
arkadaşlarımızın AK PARTİ Grubu olarak
hazırladığı öneriyi, Danışma Kurulu olursa hem
Cumhuriyet Halk Partisi hem Milliyetçi Hareket Partisi hem Demokratik Toplum
Partili ve AK PARTİ Grubunun milletvekillerinin onaylarıyla,
oylarıyla kabul ediyoruz, eğer Danışma Kurulunda
toplanamazsak veya anlaşamazsak, burada milletvekillerinin oylarına
sunulup bu çalışma takvimini ve çalışma
programını değerli milletvekillerinin oylarıyla beraber
ortaya çıkarmış oluyoruz. Burada hiçbir milletvekili
başkasının ne askeridir ne tutmasıdır.
Milletvekilleri, milletin özgür iradesiyle seçilmiş, 70 milyonu temsil
eden değerli insanlardır ve onlar da gururla milletini temsil
ediyorlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi,
bakınız değerli milletvekilleri, bazen söylüyorsunuz, AK
PARTİ Grubunun milletvekilleri grup başkan vekillerinin veya
Başbakanın söylediği önergeye hiç istisnasız,
sorgulamasız el kaldırıyorlar. diye ifade ediyorsunuz. Bir tane
şöyle düşünün, bakın, AK PARTİnin getirdiği
önergelere, teklif ettiği konularla ilgili, muhalefetten grup başkan
vekillerinin eli kalkmadığı zaman hanginizin eli kalkıyor?
Bir tane geriye dönün bakın, öne doğru bakın ama şunu
açık ve net ifade ediyorum: Bizim komisyonumuzda milletvekili
arkadaşlarımız çalışıyorlar ve hatta, sizin
önergelerinizi, bakıyoruz, anlaşıyoruz, makul olan
önergelerimizi buradan bizim milletvekili arkadaşlarımızın
bir kısmının da desteklediğini görüyoruz fakat
enteresandır, bu gruptan, muhalefet grubundan hiçbir milletvekilinin, AK
PARTİnin doğru bir önergesini, doğru bir teklifini bugüne kadar
el kaldırarak desteklediğini görmedim.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Doğru söylemiyorsun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi sorarım, biraz önce konuşan
arkadaşa sorarım, kim kimin emrinden çıkmıyor, kim emir
eri, onu herkes bir kendi içerisinde
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Doğru konuş Sayın Elitaş!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
bu sıralarda oturan milletvekili arkadaşlarımızın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda oturan
arkadaşlarımızın çek etmesi gerekir.
Biz
milletvekillerimizin iradelerine, onlara güveniyoruz ve bugüne kadar -AK
PARTİ altı buçuk yıldır iktidarda- hiç grup kararı
almadık, hiçbir zaman grup kararı almadık. En önemli konularda
dahi milletvekillerimiz özgür iradelerini kullandılar, oylarını
tespit ettiler. (MHP sıralarından gürültüler) Bakınız,
değerli arkadaşlar, size abes geliyor olabilir çünkü bunu
yapamazsınız siz, bunları yapamazsınız, size abes
geliyor olabilir, bu gruptaki milletvekilleri özgür iradelerini kullanabilme
yetkisine sahiptir. (MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Partide grup toplantısı yaptınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakınız
(MHP ve CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakınız, değerli milletvekillerim
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
iki haftadır mayın yasasını
konuşuyoruz, mayınların temizlenmesiyle ilgili yasayı
konuşuyoruz. İki haftada dört maddeyi geçebildik.
Bakınız
değerli milletvekilleri, buradan biraz önce de konuşan Sayın
Grup Başkan Vekili ve iki haftadır muhalefete mensup milletvekilleri,
bu yasa olmaması lazım, şöyle olması lazım, böyle
olması lazım, ihanet, hainlik diye ifade edilen bir şekilde,
hakikaten yakışıksız ve kantarın topuzunu kaçan bir
şekilde eleştiriyorlar.
Bakınız,
size bir pasaj okuyacağım: Bu vesileyle önergeye de değinmek
isterim. Önerge bugüne kadar yapılmış olan açıklamalar ve
yapılan tartışmalar çerçevesinde bana göre iyi bir çözüm
getiriyor. Şu nedenle: Öncelikle hizmet satın alınması
suretiyle işin yaptırılması öngörülüyor yani iki işi
birbirinden ayırıyor. Bu son derece önemli. İki iş
birbirinden ayrılırken muhtemel bir fiyatı, yüksek teklifi
önlemek amacıyla da hükûmet tasarısında yer alan modeli
saklı tutuyor yani gerektiğinde o modelle de ihaleye gidilebilir
diyor. Ancak birinci tercih hizmet satın alınması suretiyle ihale,
o açıdan olumlu. Belki önerge metnine birtakım düzeltmeler
gerekebilir ancak önerge kabul edilirse 1inci maddenin de düzeltilmesi
gerekir. İleriki safhada, aradaki müzakereler sonunda bu görüşü
beyan eden arkadaşımızın görüşleri doğrultusunda
önerge değiştiriliyor ve daha uygun bir hâle getiriliyor. Bunu
söyleyen kim? Cumhuriyet Halk Partisinin Plan Bütçe Komisyonu üyesi Sayın
Akif Hamzaçebi. Sayın Akif Hamzaçebi diyor ki: Bizim de
katkılarımızla birlikte ortaya çıkan 2nci madde ve 1inci
madde buna paralel olarak yapılan düzenlemeyle birlikte biz bunun olumlu
olacağı kanaatindeyiz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Başka kanun o.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, değerli milletvekilleri, Plan
Bütçe Komisyonundan, Milliyetçi Hareket Partisinden yetkili arkadaşlarımız,
özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun Plan Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bu kanun
yapılırken önergeyle ve önergeyle değiştirilen sürece
katkı sağlarken şu anda yani bir kaşık suda
fırtına koparılıp, nedir bu
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi katkıyı kabul ettiniz? Sayın Başkan,
Sayın Elitaşın komisyon görüşmelerinden haberi yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Düşünüyorsunuz, bakıyorsunuz,
dinliyorsunuz yani hakikaten kanunu okuduğunuz sürece, kanunun metinlerine
baktığınız sürece söylenenin sadece hamaset olduğunu
ve bunun
OKTAY VURAL
(İzmir) Muhalefet şerhini okudunuz mu?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Okudum efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ee, o zaman muhalefet şerhi varsa nasıl
katkıyı
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakınız, o zaman muhalefetteki
sayın Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız demek ki o
muhalefet şerhlerini kendi iradeleriyle yazmamışlar çünkü kendi
iradeleri burada.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne o?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Burada, irticalen yaptıkları
konuşmaları, kendi iradeleri burada. O iradelerinin çerçevesinde
demek ki siz o arkadaşlarımıza muhalefet şerhini,
karşı oy yazısını
yazdırmışsınız, imza
attırmışsınız anlamı çıkar. Komisyon
tutanaklarını alın, bakın.
KADİR URAL
(Mersin) Sen Kayserili misin?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Komisyon tutanaklarında sayın
milletvekillerinin buradaki yaptığı muhalefetin hiçbiri yok.
KADİR URAL
(Mersin) Kamuoyunu yanlış bilgilendiriyorsun.
BAŞKAN
Sayın Ural
Sayın Ural
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin, Sayın Maliye Bakanı
Kemal Unakıtanla birlikte yaptıkları önergeye katkılar
var. O katkılar çerçevesinde de Sayın Akif Hamzaçebi diyor ki:
Şu anda bu kanun maddesi uygun bir hâle geldi. ve hatta düzeltiyor
Öncelikle yapmamız gereken iş sadece temizlemenin, münhasıran
temizlenmenin yapılması. Oradaki münhasıran kelimesinin de
çıkarılıp kafalarda istifham olabileceğini ifade ediyor.
Bunu da çıkaralım, biz bunu daha anlaşılır bir hâle
getirelim. diye ifade ediyor ve önerge okunduktan sonra Sayın Bakan diyor
ki
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yahu, senin Bakanın beş tane ayrı demeçte
bulundu, beş ayrı ifadesi var Savunma Bakanının.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
Sayın Başkan, müsaade ederseniz,
Sayın Akif Hamzaçebinin bir düzeltmesi vardı. Onu da eğer müsaade
ederseniz milletvekili arkadaşlarımızın
yaptığı önergeye Sayın Hamzaçebinin düzeltmesiyle birlikte
yaparsak daha uygun olur. kanaatini
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
ifade ediyor ve buradan Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu Plan Bütçe Komisyonu üyesi arkadaşlarımızın
muhalefet ile ilgili konuşmaları var ama burada Meclis kürsüsünden
bakıp dinlediğimiz zaman şuradaki söylemle çok farklı.
Demek ki bu arkadaşlar
OKTAY VURAL
(İzmir) Neyi farklı? Biz sizin gibi değiliz ki.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bu arkadaşlar, muhalefet şerhine
baktığınız zaman tutanaklarla arada çok büyük fark var.
Hani biraz önce konuşan arkadaşımız diyordu ya, siz
işte buradaki şeyleri dinliyorsunuz, grup başkan vekilleri el
kaldırıyor, el kaldırıyorsunuz. Demek ki burada, Plan Bütçe
Komisyonu üyesi olan arkadaşlarımız kendi iradelerinin
dışında, kendilerine hazırlattırılmış
ayrışık oylar, belki de bilgileri dâhilinde ya da daha önceden
alınmış imzalı kâğıtlarla oylanıyordur diye
düşünüyorum ve ben şunu tüm milletvekilleri adına söylüyorum:
Hiçbir milletvekilinin iradesi kimseye ipotekli değildir. Hepimiz 70
milyonu temsil ediyoruz. 70 milyonu temsil etmekle de, milletvekili olmakla da
gurur duyuyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Sayın Hatip, Milliyetçi Hareket
Partisi Grubuna mensup milletvekillerimizin koyduğu muhalefet
şerhiyle Komisyondaki yaptıkları çalışmalar
arasında çelişki olduğunu ifade ederek sataşmada
bulunmuştur. Bu bakımdan, milletvekillerimizin, Komisyon üyesi
milletvekillerimizin bu vahim hatayı ve muhalefet şerhiyle ilgili
düşüncelerin samimiyetini Türkiye Büyük Millet Meclisiyle
paylaşması gerektiği hususunu arz ediyorum.
Sayın Münir
Kutluatanın ve Abdülkadir Akcan Beyin sataşmadan dolayı söz
hakkı talebi
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, hiç kimseyi, ismiyle hitap
etmedik. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
Sayın
Başkan, sadece Sayın Hamzaçebinin
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Muhalefet şerhi diyor. Muhalefet şerhi verenler
belli.
BAŞKAN Bir
saniye
Bir ağızdan konuşulduğu için hiç kimseyi
duyamıyorum.
Sayın
Kutluata ile ilgili tamam.
Sayın
Akcanın hangi nedenle sataşmaya maruz kaldığını
anlamadım.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Muhalefet şerhim var efendim benim de.
OKTAY VURAL
(İzmir) Onun da başka bir komisyonda muhalefet şerhi var.
BAŞKAN
Plan Bütçe Komisyonundan bahsedildi.
Evet
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ben burada hiç kimseye
sataşmadım. Sadece Sayın Hamzaçebinin Plan Bütçe Komisyonu
tutanakları çerçevesinde söylediğini zikrettim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Tevile gerek yok efendim, tevile gerek yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Söylediğim budur Sayın Başkan. Hiç
kimseye sataşmadım.
BAŞKAN
Sayın Kutluata, size iki dakika süre veriyorum.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Yeni bir
sataşmaya mahal vermeden bilgilendirin lütfen.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Sakarya Milletvekili Münir Kutluatanın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MÜNİR
KUTLUATA (Sakarya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; üçüncü
haftaya girdik bu yasayla ilgili. Üzüntüyle izlediğim husus şudur: Bu
kanunu kim savunacağım diye göğsünü siper etmeye kalkarsa
batıyor.
Şunu
milletin dikkatine özellikle sunuyorum: Şimdi, Sayın Grup Başkan
Vekilinin burada yaptığı konuşmaya bizi dâhil etme
şekline bakın lütfen: Efendim, bu muhalefet şerhinde, Milliyetçi
Hareket Partisinin bu yasa tasarısının geldiği andan
itibaren hangi aşamada ne karar aldığı, nereye
girdiği, hangi toplantıları terk ettiği, neleri koydurmaya
çalışıldığı, hangi özel toplantıları
bunu çıkarın diye Plan Bütçe Komisyonu odalarında
görüşmeler yapıldığı, hepsi orada yazılı.
Şimdi, bunu burada çarpıtarak gerekçe yapmanın hiçbir
anlamı yok. Evet, Milliyetçi Hareket Partisi başından beri diyor
ki, bu kanunda ihaleyi ayırın.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ayrı ihale.
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Ayrı değil. Bizim teklifimiz
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ayrı ihale.
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Hayır, lütfen Sayın Başkan. Bakın, ben
hiç yalana gelemiyorum. Bizim teklifimiz, oraya bu işin tek ihaleyle
birilerine verilmek üzere kamuflaj maddesi olarak eklenmiş. Biz o
toplantıyı terk ettik zaten. Şimdi, bakın
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Varsayım, varsayım.
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Varsayım yok.
Efendim,
diyorsunuz ki
AHMET YENİ
(Samsun) Birilerini biliyorsanız söyleyin.
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Lütfen Beyefendi. Bakın, çok önemli. Hiç, hiç,
bakın gelemem.
Bakın,
diyorsunuz ki
AHMET YENİ
(Samsun) Birilerine verilecek.
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Hayır efendim.
Altı
maddelik kanun için iki haftadır bizi
uğraştırıyorsunuz. Biz, Suriye
sınırının savunması için ömrümüz boyunca
uğraşırız. Evet, yok öyle şey. (MHP
sıralarından Bravo! sesleri, alkışlar)
Şimdi,
lütfen, bakın cevap veriyorum
KADİR URAL
(Mersin) Namus için uğraşıyoruz, namus.
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Hayırdır ya namusumuzdan şüpheniz
mi var?
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Beyefendiler, cevap veriyorum.
Şimdi,
deniliyor ki, evet, biz, bu ihaleyi yapınız dediğimiz zaman,
ihaleyle temizlemeyi yapın
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) -
dediğimiz zaman arkada müşterek ihale yapma anlamını
kaybediyor, onun tasarıdan çıkması gerekiyordu. Hem bizim
teklifimizi, eğer o anlamda idiyse Cumhuriyet Halk Partisinin de teklifini
oraya koyarak, arkadan esas birlikte ihale şartını orada
sürdürdüğünüz zaman hiçbir anlamı yok. Bizim samimi, ciddi
teklifimizi kamuflaj için kullanmış duruma düşüyorsunuz.
Yüce Meclisin
takdirlerine şu hususu arz ediyorum, lütfen düşününüz: Efendim, bir
ihale yapacaksınız, mayınların temizlenmesi. Arzu
ettiğiniz nedir? En ucuz şekilde yapılmasıdır. Bunun
için yol nedir? Çok sayıda firmanın, ilgili kuruluşun
katılmasıdır. Eğer siz mayın temizleme ihalesine Sen
burada tarım yapacaksın. şartını koşarsanız
o zaman bir tek kuruluş veya bir ülkenin kuruluşu çıkar,
karşınıza gelir. Bu mantıksız. Temizlediniz diyelim.
Kullanım ihalesi yapıyorsanız o zaman ne beklersiniz? Daha
yüksek değer biçecek olan ve daha fazla Türkiye ekonomisini kârlı
çıkaracak bir teklif verirsiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kutluata
MÜNİR
KUTLUATA (Devamla) Bunun arkasına ne ekliyorsunuz? Mayın temizleme
ihtisasınız olsun, gelin o şekilde bu toprakları
kullanın. Bunun maksadı nedir?
Lütfen bizim
söylediklerimize siz ilave yapmayın ve şaşırtmayın
efendim.
Muhalefet
şerhimizde madde madde var.(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kutluata.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, aynı şekilde, Sayın AKP
Grup Başkan Vekili, Plan Bütçe müzakerelerini söz konusu yaparak
Cumhuriyet Halk Partisinin tutumunu kuşkulu biçimde tanıtmaya
çalışmıştır. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin
görüşünü çok kısa arz edeceğim.
BAŞKAN
Yeni bir sataşmaya mahal vermeden, iki dakika; buyurun.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) CHPnin isminden bahsederek
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Cumhuriyet Halk Partili
komisyon üyesi bir arkadaşımın tutanaktaki söylediklerini okudum
ben.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hayır, hayır!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Okumadın. Kendin kendine yorum yapma!
Hayır efendim!
BAŞKAN
Sayın Anadol, ben size Buyurun. dedim. İki dakika veriyorum.
Yeni bir
sataşmaya mahal vermeden, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, partisine sataşması nedeniyle
konuşması
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yüce Meclisin
saygıdeğer üyeleri, vaktinizi fazla almayacağım. Geçen
hafta tamamen Suriye sınırlarındaki mayınların
temizlenmesi işiyle uğraştık ve muhalefet samimi olarak,
Türkiye'nin başına bu işin neler açacağını teker
teker teker sıraladı. Şimdi söylüyoruz: Bir, bu
mayınların temizlenmesine karşı olan bir tek milletvekili
yoktur ne iktidardan ne muhalefetten. Ottawa Sözleşmesini onayladı
bu Meclis, bu konuda bir ihtilaf yok. Ne diyor muhalefet? Diyoruz ki:
İster hizmet satın alın ister orduya yaptırın, bu
mayınlar temizlensin, ortaya çıkan arazi o kolu bacağı
uçan, oradaki topraksız köylüye dağıtılsın. (CHP ve
MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bizim
söylediğimiz bu! Ne diyorsunuz? (CHP ve MHP sıralarından
Hayır sesleri) Hayır! E, samimiyseniz niye Hayır diyorsunuz?
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Talimat öyle talimat!
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) Ha, bir gerekçeniz var, diyorsunuz ki: Hazinede para yok.
İşinize geldiği vakit Dünyanın en büyük 17nci
ekonomisi., işinize geldiği vakit Hazinede para yok.
MUHARREM VARLI
(Adana) Yeni uçak alıyorlar, 60 milyon dolar!
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) Başbakana uçak alırken para var 61 milyon dolar. (CHP ve
MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Damadın
genel müdür olduğu Atv grubuna devlet bankasından 750 milyon kredi
alırken para var ama sıra mayınlara geldiği vakit yok.
Samimiyetsiz olan sizsiniz! (CHP ve MHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, bu konuşma sataşmaya cevap
mı oldu yani şimdi?
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Günal, buyurun.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, doğrudan alt komisyon üyesi
olarak ve bu muhalefet şerhinde imzası olan bir milletvekili olarak,
Sayın Elitaşın sözlerinde sataşma vardır, ya
sözlerini geri almasını istiyorum ya da bunların düzeltilmesi
için
BAŞKAN
Sayın Elitaş zaten öyle söylemediğini ifade etmesine
rağmen
(MHP sıralarından gürültüler)
Ben dinlediğimi paylaşıyorum
sizinle canım!
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, ben alt komisyon üyesi olarak,
başından beri bu işin nereden geldiğini bilen birisi
olarak
BAŞKAN
Şimdi, bakın, bu iş böyle sürerse ara veririm, hepinizin talebi
düşer. Ben şimdi Sayın Kutluata,
Plan ve Bütçe Komisyonu
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Efendim, Muhalefet milletvekilleri söylediklerinin arkasında
durmuyorlar. dedi.
BAŞKAN O
zaman bütün muhalefet milletvekillerine sırasıyla söz verelim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sataşma var Sayın Başkan, söz vermeniz lazım.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bizatihi şahsıma sataşma var, burada
konuşmayı yapan bendim.
BAŞKAN
Şimdi, bakın, Sayın Günal, ara vereceğim ama
METİN ERGUN
(Muğla) Sayın Başkan, tutanakları inceleyin, ondan sonra
karar verin.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Ben bizatihi
BAŞKAN
Tamam, bizatihi ara vereceğim. Ne yapacağız şimdi?
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Verirseniz verin Sayın Başkanım, bana buradan
doğrudan konuştu, benim şahsımı muhatap alarak.
BAŞKAN
Müsaade ederseniz
Müsaade ederseniz bir şey söyleyeceğim.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Buyurun efendim.
BAŞKAN
Plan Bütçe Komisyonu üyeleri adına, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
temsilcileri adına Sayın Kutluata konuştu, hepiniz adına
konuştu. Şimdi
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkan, ben de alt komisyon üyesiyim, sadece ben
alt komisyon üyesiyim, başından beri söylediklerim
tutarlıdır.
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Açıklamasını yaptı Sayın
Başkanım, yeter!
BAŞKAN
Sayın Vural, böyle bir usulümüz var mı? Sayın Vural
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Alt komisyonda da sordum, müsaade ederseniz
BAŞKAN -
Vermeyeceğim
Sayın
Akcana Tarım Komisyonu üyesi olarak, aynı komisyonda,
dolayısıyla onun muhalefet şerhiyle ilgili süre vereceğim.
Buyurun
Sayın Akcan. (MHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, Plan Bütçe Komisyonu üyesi
olarak ben de söz istiyorum.
3.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Tarım Komisyonu
görüşmeleri sırasında tasarıyı bütün detayıyla,
samimi olarak ele aldık ve ciddi katkı yapmaya
çalıştık. Bu sırada, tabii, istediğimiz veya
önerilerimiz yerine gelmediği boyutlarında muhalefet şerhimizi
ilave ettik.
Ben
zamanınızı fazla almamak için muhalefet şerhinin son
paragrafını tutanaklardan okumak istiyorum: Aslında konusu
itibariyle hayırlı ve faydalı bir faaliyet olduğuna
inandığım bu işin bir an önce halledilmesi için
oturduğu kanuni zeminin doğru olmamasına bağlı olarak
yeniden kesintiye uğramasına üzülürüm. Ancak, örneğin mayın
temizleme sonrası temizlenen arazinin kullanım süresinin ihale
parametresi olarak seçildiği bir yap-işlet-devret ihalesi, sorunu,
hukuki bir zemine oturtacaktır. diye not düşmüşüm ve muhalefet
şerhinin altına imza koymuşum.
Değerli
milletvekilleri, tasarıyla ilgili olarak bizim öne sürdüğümüz husus,
bu kanun tasarısının ele alınmasına gerek
olmadığıdır. Zira, Türkiyede hâlihazırda uygulamada
bir yap-işlet-devret kanunu mevcuttur, bu kanuna göre
yap-işlet-devreti gerçekleştirirsiniz. Ancak burada gizlenen,
tasarının arkasına gizlenen bir husus var, bu da 2nci maddede.
Tasarının 2nci maddesine dönüp baktığımız zaman
ne görüyoruz? Bütün hadise, bütün kıyamet, bütün problem burada kendisini
göstermekte. Değerli milletvekilleri, tasarının 2nci maddesinde
yaklaşık üçüncü cümle olarak ifade edilen husus şudur:
Ayrıca söz konusu alanda bulunan ve diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına ait olan taşınmazlar da aynı yöntemle
Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı
sadece bu cümle için ele alınıyor. Niye? Çünkü temizlenecek araziye
bitişik Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait 1
milyon 751 bin dönüm arazi bunun bir müştemilatı olarak ele
alınacaktır. Bütün kıyamet bundan kopmaktadır. Yoksa 350
metre eninde istediğiniz kadar uzunlukta bir alanda -ister 1.500 kilometre
deyin ister 550- organik tarım yapamazsınız. Buna her
şeyden önce sizin Tarım Bakanlığınızın
yönetmelikleri izin vermez. Organik tarım yapma imkânının
olmadığı bir alandan bahsediyoruz, temizlenecek alandan. 350
metre en, organik tarım yapmaya müsait olmadığı için
ihaleyi alacak olanlar bilahare bizden organik tarım yapmaya müsait alan
isteyecektir, o da Ceylanpınar Tarım İşletmesidir. Bunun
tutanaklara özellikle geçmesini istiyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.19
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde son söz, önerinin aleyhinde
İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vural...
Sayın Vural
yok mu?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Yok Sayın Başkanım.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Süre dolmadı daha Başkanım.
Benim
sataşma talebim vardı. Bu herhâlde
BAŞKAN O
bitti. Ara verince gitti.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Ama ondan öncesindeydi Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Yok
Ama işte öyle, usul öyle.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Kayıtlara geçmesini istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Geçti zaten.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Geçmedi Sayın Başkanım.
BAŞKAN Siz
konuştunuz, geçti.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Elitaş özür dilemiyorsa ben şunu söylüyorum: Komisyon
üyesi ve alt komisyon üyesi milletvekili olarak
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım
MEHMET GÜNAL
(Antalya)
benim söylediğim bütün şeyler neyse yazılı
olarak var. Burada da aynısını söyledim. Alt komisyondan
itibaren de aynı söyledim.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Tamam, kayda geçti.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) AKP Hükûmetinin bakanlarıdır o söylediklerinin
arkasında durmayan, biz değiliz; bunu da tutanaklara geçirin.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Geçti efendim. Tutanaklara geçti.
BAŞKAN
Evet.
Buyurun
Sayın Vural.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Niye öyle söylüyorsunuz ya, AKP
Hükûmetinin bakanları falan diye!
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Burada efendim, burada. Gösterelim
BAŞKAN
Sayın Günal
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Vecdi Gönül buradaydı, söyledik.
BAŞKAN
Sayın Günal
MEHMET GÜNAL
(Antalya) İsterseniz yazıyı size yeniden takdim edeyim.
BAŞKAN
Sayın Günal
Sayın Vural,
buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Ayıp değil mi! AKP
Hükûmetinin bakanları burada oturuyor.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Evet. Kendisi burada yok.
BAŞKAN
Sayın Günal
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) O zaman biz de söz isteriz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Bakanım, isteyin.
Ben hemen size
takdim edeyim, hemen takdim edeyim. Sayın Vecdi Gönülün söylediklerini
kabul edecek misiniz?
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.32
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.41
BAŞKAN : Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER : Fatoş GÜRKAN (Adana), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Görüşmelere
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu önerisi üzerinde son söz, önerinin aleyhinde
İzmir Milletvekili Sayın Oktay Vurala aittir.
Buyurun
Sayın Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, aslında, Sayın Bakanın
herhâlde bir söz talebi vardı. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Söz talebim yok benim.
BAŞKAN
Yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Eğer söz talepleri varsa önceliği kendilerine
verebilirim.
BAŞKAN
Yani Sayın Bakanın bir söz talebi yok.
Sayın Vural,
buyurun lütfen.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkan, benim söylediklerim Sayın Bakanla
ilgili değildi. Benim söylediklerim sadece Sayın Gönül ve Sayın
Maliye Bakanıyla ilgiliydi, onları kastettim.
BAŞKAN
Tamam, hallolmuş Sayın Günal.
Sayın Günal,
buyurun yerinize.
Buyurun
Sayın Vural.
Süreniz on
dakika.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, biz de söz istiyoruz.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bunlar basit taktikler, işimize bakalım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Plan Bütçe Komisyonu üyelerini
suçlamıştır Sayın Elitaş.
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Van) Ne alakası var?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Ne demek ne alakası var?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, Sayın Vural
başlasın efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Millî Savunma Bakanı gelsin, burada ne
konuştuğunu açıklasın.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bunlar taktik oyalamalar, bunlar basit şeyler.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Alt komisyonda ne konuştuklarını,
Genelkurmay yetkilisinin orada konuştuklarını Meclise
açıklasınlar.
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu, tamam, bunlar hep konuşuldu, söz de verildi,
Sayın Anadola da söz verdim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, Sayın Elitaş komisyon üyelerini
suçladı.
BAŞKAN
Şimdi Sayın Vural konuşsun, ondan sonra siz gene yerinizden
bağırırsınız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Biz de söz istiyoruz efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.- Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun, 26 Mayıs ve 2 Haziran 2009
Salı günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine; 27 Mayıs ve 3 Haziran 2009 Çarşamba günlerindeki
birleşimlerinde ise sözlü soruların görüşülmemesine; 293, 239,
126, 131, 321, 324, 383 ve 385 sıra sayılı kanun
tasarılarının İç Tüzükün 91inci maddesine göre Temel
Kanun olarak ve bölümler halinde görüşülmesine; Radyo ve Televizyon Üst
Kurulunda boşalacak üç üyelik için seçimlerin 26/5/2009 Salı günkü
birleşimde yapılmasına ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
(Devam)
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aslında,
tabii, biraz önce bir arkadaşımızın belirttiği gibi,
bir sayın bakanın Aslında, bu tasarıya Bakan olarak
karşıyım ama Hükûmetin tasarısıdır.
şeklindeki bir çelişkiye muhakkak Hükûmetin cevap vermesi gerekiyor
ki bunu oyluyoruz çünkü, bu tasarı öncelikli olarak görüşülsün mü
görüşülmesin mi. O bakımdan, Sayın Bakana bu konuda öncelikle
söz talebinin yerine getirilmesi uygun olacaktı.
Şimdi, biraz
önce, Sayın Elitaş, özellikle AKP Grup Başkan Vekili Sayın
Mustafa Elitaş, milletvekillerimize sataştınız ve âdeta
milletvekillerimizin sözlerini çarpıttınız. Sizin, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubuna mensup bu değerli milletvekillerine özür borcunuz
var. Bu özür borcunuzu yerine getirmenizi istirham ediyorum çünkü bizim
milletvekillerimiz karakolda ötüp de mahkemede şaşanlardan
olmadı. (MHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Bizim milletvekillerimiz siyaset gömleğini sık sık
değiştirip başka gömleklerle, başka tişörtlerle
dolaşan milletvekilleri de olmadı. (MHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Dün dündür, bugün bugündür. diyenler de
olmadı. O bakımdan, bu konuda Milliyetçi Hareket Partisinin
tutarlı görüşüne karşı söyleyebileceğiniz en ufak bir
söz yoktur. O bakımdan, bu değerli milletvekillerinden, Plan ve Bütçe
Komisyonunda bu milletvekillerinden özür dilemeniz gerekiyor, sözlerinizi düzeltmeniz
gerekiyor. Aksi takdirde müfteri durumuna düşersiniz. Bunu özellikle ifade
ediyorum.
Şimdi biraz
önce yine Sayın Elitaş söyledi AKPnin önerilerine oy vermiyorlar.
Değerli arkadaşlarım, biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak şu ya da bu partinin önerilerine evet ya da hayır diyen
bir parti değiliz. Biz, milletimizin lehine olana evet milletimizin
aleyhine olana hayır deriz. (MHP sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekilleri, bize oy veriyorsunuz, bizim önerimize oy veriyorsunuz,
vermiyorsunuz. gibi bir değerlendirmeniz ancak sizin subjektif
bakış açınızın bir eseridir, bunu da bilmeniz
gerekiyor. Biz siyaseti millet için yapıyoruz, önce parti menfaati için
yapanlardan değiliz.
Tabii, bu öneri
geldi, AKP Grubunun önerisi. Sayın Başbakan söyledi: İki hafta
çalıştık, geçiremedik. Vay, siz misiniz bunu yapan! Sizi iki
hafta boyunca cezalandırıyorum.
FARUK KOCA
(Ankara) O cezayı kabul ediyoruz.
OKTAY VURAL
(Devamla) Görevinizi yerine getirmediğiniz sürece, bitmediği sürece
gündem, sizin çalışmaya devam etmenizi istiyorum.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Katıksız hapis!
OKTAY VURAL
(Devamla) Bu doğru bir tavır değil, bu gerçekten doğru
bir tavır değil.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çalışmak ceza değildir,
çalışmak ödül.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bitimine kadar değil de doğru olanı yapın
diyor. Bir şeyi bitirmek önemli değil.
Sayın Veysi
Kaynak, bir şeyi bitirmek önemli değil. Bu memleketin hayrına
mı değil mi, bu milletin hayrına mı değil mi, ona
bakmak lazım. O bakımdan, milletin hayrına olmayan bir
şeye, hangi partiden olursa olsun hayır demeniz gerekiyor.
Görüyoruz ki gerçekten toplantı yeter sayısı bulunmasında
sıkıntı oluyor. Neden? Neden? Çünkü, değerli milletvekillerimiz
inanmıyorlar bu tasarıya, onun için ikna odaları kuruluyor, onun
için Bunu ivedilikle geçirin. diye ifade etmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
sınırların mayından temizlenmesiyle ilgili hususa sonuna
kadar evet diyen bir siyasi partiyiz. Ama değerli arkadaşlarım,
kalkıp Bu sınırı mayınlardan temizleyin ama bu
sınırı Şanlıurfadaki, Kilisteki, Antepteki,
Hataydaki, Mardindeki vatandaşlarımıza, Türk
vatandaşlarına tahsis edin. dememizi değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakanın faşizan bir
yaklaşım olarak değerlendirmesini kendisinin Türk milletine
şaşı bakış açısına bağlıyorum.
Asıl kendisidir. Ne olacak? Bu toprakları biz işleyemeyecek
miyiz? İşlemekten aciz miyiz? Dolayısıyla böyle bir
tasarının öncelikle gündeme getirilmesi son derece
yanlıştır. 2 maddesi kaldı.
Bakın,
değerli milletvekilleri, bazı tasarılarda gerçekten etkili
muhalefet yapıyoruz ama bazı tasarılarda, görüyorsunuz ki
Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar, bu dönem içerisinde 190
tasarı, 100 teklif geçmiş. Bütün bunların çoğunda, bu ülkenin
lehine olanlarına elbette evet oyu verdiğimiz de doğrudur.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, 6 maddelik bir tasarı iki haftada
geçiyorsa bunu bir düşünmek lazım, değil mi? Düşünmeyelim
mi? İki hafta geçiyor. Ne aceleniz var? Bir yıl beklediniz de, Davos sonrasında
özür dilemek için bunu alelacele getirmeye ne gerek var? Milliyetçi Hareket
Partisi olarak biz böyle bir dayatmanın doğru
olmadığını düşünüyoruz.
Bakın,
burada temel kanunları getiriyorsunuz. Değerli
arkadaşlarım, Türk Ticaret Kanunu da temel kanun değil mi?
Görüşmeye başladık, ne oldu? Değerli
arkadaşlarım, görüşemiyoruz. Niye? Değerli
arkadaşlarım, bu konuda bir mutabakat oluşması konusunda
iyi niyetimizi istismar etmeden, Türkiye'nin öncelikleri olan kanun
tasarılarını görüşelim diyoruz. Böyle alelacele bitimine
kadar demekle bir iş olmuyor. Yani 70 maddelik bir tasarıyı,
bir -açıkçası- temel kanun olarak getirdiğiniz zaman, 70 madde
üzerinde 7 tane önergeden, 490-500 tane önerge olur, 2.500 dakikası da gider.
Neden bu konuda zorla bitimine kadar diye ifade
Yapamazsınız.
Hodri meydan size! Buyurun! Türk Ticaret Kanununu çıkarmaya gücünüz varsa
çıkaralım. Hodri meydan!
Çıkaramazsınız arkadaşlar. 1.600 maddelik bir
tasarıyı buradan uzlaşmayla çıkarmamız İç Tüzük
imkânları dâhilinde ancak mümkün olabilir. Yapamazsınız,
yapamıyorsunuz. İşte gündemin ilk sırasında.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, önerge geliyor: Denetim yapmayın.
Sözlü sorular? Yok. Haziranda yok, mayısta yok. Denetim konuları
görüşmeyecek. E, denetlenmeyecek misiniz?
Bakın,
yapılan araştırmalarda, 23üncü Dönemde, 1inci, 2nci Yasama
Yılında yazılı soru önergelerinin sadece yüzde 42si
cevaplandırılmış. Evet, sözlü soru önergelerinin ise ancak,
değerli arkadaşlarım, yüzde 49u cevaplanmış, 1inci,
2nci Yasama Yılında. Şimdi kalkıp siz diyorsunuz ki:
Cevaplandırmayın. Ben size soruyorum: Bu önerge içerisinde
Şu
size dağıtılan gündeme bakın değerli
arkadaşlarım, 33 kanun tasarısı kalmış, 49 tane uluslararası
sözleşme, 75 tane dokunulmazlık. Gelin, buyurun,
dokunulmazlıkları görüşelim. E, görüşmüyorsunuz.
Uluslararası sözleşmeleri
Bir günde 20 tane uluslararası
sözleşme geçti. 33 tane kalmış değerli
arkadaşlarım, 33 tane.
Şimdi, böyle
bakıldığı zaman, bu Parlamentoda gerçekten ülkenin
hayrına olan, geleceğiyle ilgili hususlarda mümkün olduğunca
uzlaşmayı sağlamak
Ama uzlaşma olmayan konularda da
muhalefetimizi sürdürüyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, altı yedi tane kanun getiriliyor, temel kanun.
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı, değerli arkadaşlarım, 51 madde. Niye?
Maddesi çok, alelacele görüşelim. Böyle olmaz Sayın Elitaş,
böyle olmaz! Bu tasarıları bu şekilde geçirmeniz -eğer muhalefeti yok sayarak,
sayısal çoğunluğunuza güvenerek yapıyorsanız-
inanın ki bu doğru değil, yapmanız da mümkün değil
zaten. O bakımdan, sizlerin daha makul bir çalışma saatine ve
daha makul bir çalışma gündemine sahip çıkarak Parlamentoya
gelmenizi istirham ediyoruz.
Burada
birtakım tasarıları getirmişsiniz.
Yazmışsınız, Türkiye Cumhuriyeti İslam Konferansı
Örgütüyle ilgili hususu 26ncı sıraya koyuyorsunuz. Zaten
sırasında. Bunun için Danışma Kurulu kararı almaya
gerek mi var? 26 sırayı yapıyorsunuz da
26 sırayı
düzenlediğiniz zaman zaten bugüne kadar Danışma Kurulu olarak
aldığınız hiçbir karara uymadınız ki. Her bir
Danışma Kurulunda bir önceki Danışma Kurulunun
kararlarını değiştirdiniz. Bu şekilde Meclis
çalışmalarını gerçekten yürütmemiz mümkün değil. O
bakımdan bu önergenin, değerli arkadaşlarım, AKPnin grup
önerisinin milletvekillerini bir cezalandırma önergesi olarak gündeme
gelmiş olduğu gözüküyor. O bakımdan böyle bir önergenin
reddedilmesi gerekiyor değerli arkadaşlarım.
Bakın, saat
19.00, çalışma saatimizin sonuna geldik. Peki, bu konuda, size
söylüyorum
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bu konuda, Parlamento gündemini bu şekilde zorlayarak, siyasi
parti gruplarını, muhalefeti yok sayarak, sayısal
çoğunluğunuzla, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde millî
iradenin tesisinin mümkün olacağını düşünebiliyor musunuz?
Böyle bir dayatmayı muhalefet milletvekili olarak, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak biz kabul etmeyiz. Böyle bir önerinin de Parlamentoya
dayatılmasını uygun görmüyoruz. O bakımdan bu öneri
yanlış bir öneridir. Bu öneri denetim hakkını ortadan
kaldıran, bu öneri bu milletin önceliklerini dikkate almayan, bu öneri
milletin menfaatlerini dışlayan kanun tasarısını
öncelikle geçirmek için kurgulanmıştır, işin özü budur.
Değerli
arkadaşlarım, bu mayına basmamanızı tavsiye ediyorum,
gerçekten. Gelin bu mayına Türkiyeyi bastırmayalım. Onun için
Davostan bir özür için böyle bir tasarıyı öncelikle, Parlamentoda
görüşmenin ve bitirmenin doğru olmadığını
düşünüyor ve hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Vural.
Sayın Günal,
sisteme girmişsiniz
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, az önce arz etmiştim, ben
söylediğim şeyleri belgeli söylerim, Sayın Bakanları
kastetmedim. Bir düzeltme hakkı istiyorum 60ıncı maddeye göre.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Bakan itiraz etmiyor.
BAŞKAN
Peki, bir dakika süre veriyorum.
Buyurun.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) İki dakika Başkanım, bir cümle
BAŞKAN Bir
dakika, buyurun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, 60ıncı madde
uyarınca söz istiyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Antalya Milletvekili Mehmet Günalın, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET GÜNAL
(Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkanım, benim kastettiğim Sayın Atalay ve Sayın
Arınç değildi, kanun tasarısıyla ilgili
bakanlarımız Sayın Maliye Bakanı ve Sayın Millî
Savunma Bakanıydı.
Sayın Gönül,
bizatihi kendisine sorduk ve -kendisi burada- arkasında duruyor musun
dedik, hiçbir şey söylememişti. Cumhuriyet gazetesinde bugün diyor
ki: Ben, ikisini de inkâr etmiyorum, attığım imzayı da
inkâr etmiyorum, buradaki görüşümü de inkâr etmiyorum. İkisi
birbirine tezat teşkil ediyor. Biz de onu söylüyoruz. İmzası da
bizim elimizde hâlâ duruyor.
Dolayısıyla,
ben, bütün bakanları değil, bu kanun tasarısıyla ilgili
Sayın Maliye Bakanı ile Sayın Millî Savunma Bakanına
söylemiştim. İsterlerse kendileri cevap verebilirler ama onlarla
ilgili bir şey söylemedim. Kendileri de eğer öyle söylerlerse, onlar
hakkında da söylediklerim geçerli olur. Amacım buydu.
Dolayısıyla,
teşekkür ediyorum söz hakkı verdiğiniz için, ben,
söylediğim şeyi, Sayın Elitaşın söylediği gibi
öyle havada bırakmam, belgelerim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) - Belgeler elimdedir, isterlerse hem Sayın Bakanlara hem de
Sayın Grup Başkan Vekillerine takdim edebilirim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Aslanoğlu, buyurun.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yoklama istiyoruz efendim, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Daha Sayın Aslanoğluna söz veriyorum.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Peki.
BAŞKAN -
Buyurun.
5.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, Sayın Millî Savunma
Bakanı ve Genelkurmay yetkilileri, -bu işler dedi, demişle
olmaz- Genelkurmayın hangi yetkilisi Biz bu işi yapamıyoruz.
dediyse, Sayın Grup Başkan Vekilinin elinde olan mektubun gizli
oturumla gelip bize niye yapamayacaklarını anlatmadıkları
takdirde benim vicdanım buna elvermez. Komisyonda da Cumhuriyet Halk
Partili komisyon üyeleri olarak, Sayın Millî Savunma Bakanına
defalarca sorduk. Sayın Günalın dediği gibi, bu Millî
Savunmanın işi ve Genelkurmay Başkanının işi.
Sayın Genelkurmay Başkanlığı ve Millî Savunma
Bakanlığı gizli oturumda, burada, bunun niye Maliye
Bakanlığına verildiğini gelip açık seçik izah etmediği
sürece benim vicdanım buna elvermiyor.
Teşekkür
ederim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Sayın Sipahi
6.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu konuda Millî
Savunma Komisyonu da malumunuz tali komisyondu. Bu konu Millî Savunma
Komisyonuna 18 Mart tarihinde görevlendirme olarak Plan ve Bütçe Komisyonundan
gönderildi ve 18 Marttan 3 Temmuza kadar işlem yapılmadı. 3
Temmuz tarihinde Millî Savunma Komisyonu toplanamadı diye tekrar Plan ve
Bütçe Komisyonuna iade edildi.
Ben Sayın
Meclis Başkanını göreve davet ediyorum. Ortada bir yalan beyan
vardır, bir sahtecilik vardır. Çünkü geçen süre içerisinde, 26
Martta, yani dokuz gün sonra ve 29 Mayısta, iki defa Millî Savunma
Komisyonu toplantı yapmıştır. İki toplantı
yapılmasına rağmen Millî Savunma Komisyonu toplanamadı.
diye bir yalan beyanla konu iade edilmiştir. Bunu takdirlerinize
sunuyorum.
Teşekkür
ederim.
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu önerisinin oylamasından önce
bir yoklama talebi vardır.
Şimdi bu
talebi yerine getireceğim, ancak yoklama talebini işleme koyabilmem
için ayakta olup yoklama talep eden milletvekillerinin sayısının
20 olup olmadığını tespit edeceğim.
İsimler
tutanağa geçeceğinden, ayaktaki her sayın milletvekilinden
sırasıyla isimlerini söylemelerini rica ediyorum.
Sayın
Anadol, Sayın Okay, Sayın Aslanoğlu, Sayın Korkmaz,
Sayın Susam, Sayın Meral, Sayın Aydoğan
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, biz de yoklamaya
katılıyoruz.
Elitaş,
Bozdağ, Kaynak, Koca
BAŞKAN
Sayın Köktürk, Sayın Gök, Sayın Arat, Sayın Erenkaya,
Sayın Bozdağ, Sayın Elitaş, Sayın Gönül, Sayın
Çalık, Sayın Kacır
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, biz de yoklamaya katılıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Günal, Sayın Vural
K.KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, saat 19.00 oldu.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, oylamanın süresi
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Saat 19.00, çalışma süresi bitti.
OKTAY VURAL
(İzmir) Çalışma saati
BAŞKAN
Şimdi yoklamayı yapayım, ondan sonra bitiyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır, çalışma saati bitti.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, saat 19.00, süre doldu. (Gürültüler)
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Sayın Başkan, yoklama
yapamazsınız.
OKTAY VURAL
(İzmir) Süre doldu.
BAŞKAN -
Sözlü soru önergeleri ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla
görüşmek için, 27 Mayıs 2009 Çarşamba günü saat 15.00te
toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum. [AK PARTİ
sıralarından alkışlar (!)]
Kapanma Saati: 19.00