DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 69
100üncü Birleşim
3 Mayıs 2010 Pazartesi
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan va kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
türlü belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
fındık sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/708)
2.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
kırmızı et sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/709)
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 30 milletvekilinin, arıcılıkta
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/710)
V.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere
Seçim
1.- Kadın
Erkek Fırsat Eşitliği, İçişleri ve Adalet
Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim
VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.- Kooperatifler
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci
Ek)
VII.-
AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, 2/5/2010 tarihli 99uncu Birleşim
tutanağında yer alan, Başkanlık Makamına hitaben
söylediği Sizin davranışınız anormal.şeklindeki
ifadesiyle ilgili açıklaması
2.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılının, Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, konuşmasında iktidar partisi grubuna
hitaben söylediği Boş sıralara konuşuyorum. ifadesine ilişkin
açıklaması
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
AK PARTİ Grubu Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
3.- Samsun
Milletvekili Haluk Koçun, Kocaeli Milletvekili Osman Pepenin,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
IX.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Her madde
için işleme alınan yedi önergenin dördünün siyasi parti grubuna mensup
milletvekillerine hak olarak tanınmasına ve kalan üç önergenin
belirlenmesi için kura çekiminin İç Tüzüke uygun olarak yapılıp
yapılmadığı hakkında
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, farklı statülerde öğretmen
istihdamına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçunun cevabı (7/13364)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Ardahandaki öğretmen
açığının polis memurlarıyla giderilmesine ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/13365)
3.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ardahandaki öğretmen
açığının polis memurlarıyla giderilmesine ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/13366)
4.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, yüksek lisans ve doktora yapan
öğretmenlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçunun cevabı (7/13367)
5.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum kuruluşlarına bütçeden
yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/13368)
6.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, öğretmen açığının
kapatılmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçunun cevabı (7/13370)
7.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Öğrenci Andına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/13381)
8.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Dumlupınar Üniversitesi Tıp
Fakültesine akademik ve idari personel alımına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun
cevabı (7/13389)
9.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yönetici atamalarına
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun
cevabı (7/13429)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 12.04te açılarak altı oturum yaptı.
Birinci Oturum
Gaziantep
Milletvekili Mahmut Durdunun, Adalet Komisyonu üyeliğinden istifa
ettiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin:
Eğitim
sisteminde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/705),
Şırnakta
güvenlik güçlerine yönelik yaşam hakkı ihlali iddialarının
araştırılması (10/706),
Yeşil kart
uygulamasındaki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/707),
Amacıyla
birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan (10/411) esas numaralı, son
günlerde toplumumuzda meydana gelen şiddet, yaralama ve öldürme
olaylarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun
2/5/2010 Pazar günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP
Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
MHP Grup önerisi
nedeniyle; Adana Milletvekili Muharrem Varlı, Mersin Milletvekili Behiç
Çelik,
Antalya
Milletvekili Atila Emek,
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir,
Muğla Milletvekili
Mehmet Nil Hıdır,
Konya
Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu,
Son günlerde
meydana gelen terör olaylarını kınadıklarına;
şehit olan askerlere Allahtan rahmet, ailelerine ve Türk milletine
başsağlığı dilediklerine,
İzmir
Milletvekili Canan Arıtman, millet evlatlarının vatan
uğruna şehit düştüklerine, Hükûmetin sınır ötesi
harekât tezkeresine göre gereğini yapmasına ve Meclisin her bir şehit için saygı
duruşunda bulunmasına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil, son günlerde artan
terör olaylarına ve bu terör olaylarında şehit olanlara
Allahtan rahmet, ailelerine ve Türk milletine
başsağlığı dilediğine ve İzmir Milletvekili
Canan Arıtmanın Genel Kurulda her bir şehit için saygı
duruşunda bulunulması önerisinin Başkanlık Divanınca
kararlaştırılması gerektiğine ilişkin bir
konuşma yaptı.
Birleşime
saat 13.03te ara verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Bayram
ÖZÇELİK Harun
TÜFEKCİ
Burdur Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İkinci, Üçüncü, Dördüncü, Beşinci,
Altıncı Oturumlar
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
4üncü
sırasında bulunan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811,
2/633) (S. Sayısı: 496),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
5inci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/656) (S. Sayısı: 497 ve
497ye 1inci Ek) ikinci görüşmesine başlanarak 7nci maddesine kadar
kabul edildi.
TBMM
Başkanı olarak, daha önce görevlendirilmiş Başkan
Vekillerine rağmen, bu teklifin görüşmelerindeki oturumları
yönetmesi; oylamalarda uygulanan usullerin gizli oylama esaslarına uygun
olmadığı hâlde ikinci görüşme oylamalarında da
aynı şekilde uygulamaya devam edeceğini ifade etmesi nedeniyle
Oturum Başkanının tutumu hakkında açılan usul
tartışması sonucunda, Oturum Başkanı, tutumunda bir
değişiklik olmadığını açıkladı.
Kâtip Üye ve
Burdur Milletvekili Bayram Özçelik, bazı milletvekillerinin ismini
zikrederek önergeleri eksik okuduğuna, Anayasa oylamaları gibi ciddi
bir konuda Başkanlık Divanında görev almasının uygun
olmadığına dair ifadelerine ilişkin bir açıklamada bulundu.
Alınan karar
gereğince, 3 Mayıs 2010 Pazartesi günü saat 12.00de toplanmak üzere
birleşime 00.14te son verildi.
Mehmet
Ali ŞAHİN
Başkan
Bayram
ÖZÇELİK Harun
TÜFEKCİ
Burdur Konya
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yusuf
COŞKUN Fatih
METİN
Bingöl Bolu
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 135
II.- GELEN KÂĞITLAR
3 Mayıs 2010 Pazartesi
Tezkereler
1.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1180) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.4.2010)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1181) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.4.2010)
3.-
Şanlıurfa Milletvekili Ramazan Başakın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1182) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.4.2010)
4- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1183) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26.4.2010)
5.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldız, Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan, Hakkari Milletvekili Hamit Geylani ile Van Milletvekilleri Fatma
Kurtulan ve Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1184) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.4.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrulun, ekonomik kalkınmaya ilişkin
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/2029) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/04/2010)
2.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, bazı ürünlerin destekleme primi
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/2030) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
3.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, Tarsusta sel mağduru çiftçilerin zararının
tazminine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2031) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
4.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, Hazine arazisi kiralayan çiftçilere destekleme
primi ödenmemesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2032) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
5.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Cumhurbaşkanının yurt
dışı gezilerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/2033) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
6.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvelin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı
Teşvik Fonuna ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) sözlü soru önergesi (6/2034) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/04/2010)
7.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, doğal afet sigortasına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü
soru önergesi (6/2035) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
8.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su depolarının
durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2036) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
9.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su depolarının
durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2037) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
10.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su depolarının
durumuna ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2038) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
11.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2039)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
12.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2040)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2041)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
14.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2042)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
15.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2043)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
16.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köyün içme suyunun kalitesine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2044)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
17.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı yaylalardaki ihtiyaçlara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2045)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Türk Bayrağı Tüzüğünde
sporcular için değişiklik yapılmasına ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Nafız Özak) sözlü soru önergesi (6/2046)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta KKKA hastalığı
araştırma istasyonu kurulmasına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2047) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/04/2010)
20.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir kasabaya gölet yapımına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2048)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
21.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir deredeki taşkın önleme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2049) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
22.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Ziledeki arazi
toplulaştırmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2050) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/04/2010)
23.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Ziledeki toprak tahlillerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2051) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
24.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Zile OSBnin alt yapı
yatırımlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2052) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
25.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Ziledeki pancar ekim iznine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/2053)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
26.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir alanın turizm merkezi ilan
edilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2054) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, toplu açılış
yapılan tesislere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14016) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
2.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, metro
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14017) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
3.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, öğrenci burslarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14018)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
4.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, kullandığı hava
taşıtlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14019) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
5.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Manisadaki çiftçilerin borçlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14020)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
6.- İstanbul
Milletvekili Atila Kayanın, 1999daki Marmara depremi sonrasındaki
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14021) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
7.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ordu Cezaevinde bazı hükümlülere
yapıldığı iddia edilen uygulamalara Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14022) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
8.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, tutuklu ve hükümlülerin ailelerine
yakın yerlere nakledilmelerine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14023) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/04/2010)
9.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, toplulaştırılan bir
arazinin dağıtımına ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/14024)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
10.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14025) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
11.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, orman yangınlarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14026) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
12.-
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, madencilik
çalışmalarında tahrip olan orman alanlarının
ağaçlandırılmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14027)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir orman arazisinin
kullanımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14028) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
14.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir köye sulama kanalları ve gölet
yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14029) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
15.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Bornovadaki bir firmanın madencilik
faaliyetlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14030) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
16.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, Torbalıdaki ecrimisil
uygulamasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14031) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
17.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Ziraat Bankasının memur
alımlarında KPSS şartını kaldırmasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/14032) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/04/2010)
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, çiftçi borçlarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/14033)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
19.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14034) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
20.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Kozlukta yapılacak doğalgaz
çevrim santraline ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14035) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
21.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, merkez valilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14036) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
22.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, İstanbuldaki dere ıslahı
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14037) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
23.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, araç muayenesindeki bazı sorunlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14038) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
24.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki
terör örgütü baskısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14039)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
25.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki kayıp çocuk
vakalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14040) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
26.- Antalya
Milletvekili Sadık Badakın, Antalya Büyükşehir Belediyesinin
bir ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14041) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
27.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Mustafa Kemal Üniversitesindeki
bazı olaylara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14042) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/04/2010)
28.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, tarihi eserlerin restorasyonuna
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14043) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
29.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14044) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
30.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, bir köyün arazilerinin
Hazine adına tesciline ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14045) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
31.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, gelir uzmanlığı
sınavına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14046) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
32.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Ankarada toplu
açılışı yapılan okullara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
33.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, Aydın İl Milli Eğitim
Müdürlüğünün para toplanması talebine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14048)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
34.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, okulların yönetimine ve giderlerinin
finansmanına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14049) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
35.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, İstanbulda dere
yatağı ve heyelan bölgesinde yapıldığı iddia
edilen okullara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14050) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
36.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14051) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
37.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, şube müdürü
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14052) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
38.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, okullarda öğrencilere yönelik
şiddet olaylarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14053) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
39.-
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, Şile Devlet
Hastanesi inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14054) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
40.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14055) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
41.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyada görev yapan
sözleşmeli personele ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14056) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
42.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Akhisar OSBnin ihtiyaçlarına
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14057) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
43.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Manisadaki OSBlerin sorunlarına ve
bazı konularda teşvik uygulanmasına ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14058)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
44.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Salihli OSBnin bazı sorunlarına
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14059) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
45.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14060) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
46.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Alanya esnafının
desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14061) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
47.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Kemer esnafının
desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14062) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
48.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Manavgat esnafının
desteklenmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14063) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/04/2010)
49.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, et fiyatlarına ve
gıda güvenliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14064)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
50.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, süt tüketiminin
artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14065)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
51.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, zeytincilik sektöründeki bazı sorunlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14066) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
52.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, zeytincilikle ilgili bir kanun teklifine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14067) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
53.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, zeytinciliğin geliştirilmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14068) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
54.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14069) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
55.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, denizlerdeki avlanma
yasağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14070) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/04/2010)
56.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyada besicilikle
uğraşanların desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14071)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
57.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14072) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
58.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmazın, bir yetki belgesi konusunda
taksici esnafın yaşadığı soruna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
59.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, trafik kazalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14074)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/04/2010)
60.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, kamu yararına
çalışan derneklere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/14075) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
61.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Ziraat Bankasının eleman
alımında KPSS puanı aramamasına ilişkin Devlet
Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi
(7/14076) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
62.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, işsizliğe ve
işletmelerdeki istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14077)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/04/2010)
63.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, askerlik görevini yaparken ölen bir
kişiye ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14078) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/04/2010)
64.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Cer Modern Sanatlar
Müzesinin açılış törenine sanatçıların
katılıma zorlandığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14079)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/04/2010)
65.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, açılımla ilgili bir gazete
haberine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14080)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
66.- Sinop
Milletvekili Engin Altayın, öğretmen atamalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
67.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, işsizliğe ve kayıt
dışı istihdama ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14082) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
68.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Müzeleri Müdürlüğünün adının
değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14083) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
69.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, bazı tarihi kiliselerin
ibadete açılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14084) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
70.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, elektronik haberleşme hizmetleriyle ilgili
yönetmeliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14085) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
71.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, Türkiye Kupası final maçının
oynanacağı yere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14086) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
72.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bir otelde kamu
kuruluşlarının gerçekleştirdiği toplantılara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14087)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
73.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Burdur Gölündeki kirliliğe
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14088)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
74.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Kalkınma
Bankası denetim raporuyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14089) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
75.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Kalkınma Bankasının denetim
raporuna ve yapılan atamalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14090) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
76.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, TOKİnin Ataköy sahilindeki
taşınmazlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14091) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
77.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, yangın geçiren bir
köye yapılan TOKİ konutlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14092) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
78.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, mevsimlik tarım işçilerinin
sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14093)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
79.- Adana
Milletvekili Recai Yıldırımın, SGK sağlık
yardımından yararlanamayan bazı kişilere ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14094) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
80.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köye gölet yapımına ve dere
ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14095) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
81.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İzmir 2. merhale içme suyu
projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14096) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
82.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, DSİnin İzmirdeki
bazı projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14097) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
83.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bar barajın su
kanallarının yapımına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14098)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
84.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, Mutun güney köylerinin su
ihtiyacının karşılanmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14099)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
85.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Alanyada ölen gösteri yunuslarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14100) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
86.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalacının, bir baraj projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
87.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Kaz Dağındaki madencilik
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14102) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
88.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, bir köyün çocuk parkı ve futbol sahası
ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14103) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
89.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, İnegöl ilçesindeki bir köprü
ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14104) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
90.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14105) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
91.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su ve kanalizasyon
şebekelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14106) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
92.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su ve kanalizasyon
şebekelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14107) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
93.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Samsundaki terör
saldırısına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14108) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
94.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir kasabanın yoluna ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14109)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
95.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir yol yapımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14110)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
96.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir köy yolunun asfaltlanmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14111) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
97.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, Emniyet Teşkilatı personelinin özlük
haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14112) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
98.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Dikilideki bir sahil yolunun
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14113) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
99.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana İl Özel İdaresinin araç alım
ve kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14114) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
100.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ispartadaki linç girişimi
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14115) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
101.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki su ve kanalizasyon
şebekelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14116) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
102.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde turizmin
geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14117) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
103.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde turizmin
geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14118) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
104.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde turizmin
geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14119) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
105.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Siirtteki okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14120) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
106.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14121) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
107.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14122) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
108.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14123) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
109.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14124) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
110.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14125) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
111.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14126) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
112.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14127) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
113.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14128) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
114.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14129) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
115.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı okullardaki kitap ihtiyacına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14130)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
116.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Müzeleri Müdürlüğünün adının
değiştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14131) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
117.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, müzelerin eser
alımına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14132) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
118.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki
tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14133)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
119.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, istifa eden memurların emekli
ikramiyesi almalarıyla ilgili çalışmalara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
120.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün elektrik sisteminin yenilenmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14135)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
121.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, büyükşehir belediyelerinin
takas ve mahsup işlemlerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14136) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
122.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, belediyelerin gelirlerinden
yapılan kesintilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14137) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
123.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, 2006 yılında belediyelere
yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14138) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
124.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, 2007 yılında belediyelere
yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14139) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
125.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, 2008 yılında belediyelere
yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14140) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
126.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, varlık barışı
uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14141) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
127.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Belediyesine tahsis edilen
bazı taşınmazlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14142) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
128.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki tarımsal sulamada
kullanılan elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14143) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
129.- Mersin
Milletvekili Kadir Uralın, sıcak para girişine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14144)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
130.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, tarımsal sulamada kullanılan elektrik
borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14145) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
131.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir sınavın başvuru
ücretine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14146) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
132.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı üniversitelerin öğretim
görevlisi ve yurt ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14147)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
133.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı üniversitelerin öğretim
görevlisi ve yurt ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14148)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
134.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı üniversitelerin öğretim görevlisi ve yurt
ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14149) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
135.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki okul ve lojman ile
öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14150) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
136.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki okul ve lojman ile
öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14151) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
137.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki okul ve lojman ile
öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14152) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
138.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki okul ve lojman ile
öğretmen ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14153) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
139.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki öğrencilerin
üniversiteye giriş sınavlarındaki başarı durumuna
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14154) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
140.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, üniversite giriş
sınavlarındaki başarı durumuna ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14155)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
141.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, engelli öğretmen alımındaki
şartlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14156) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
142.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, Anamurda Lisans Yerleştirme Sınavı
yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14157) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
143.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki okul öncesi
öğretime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14158) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
144.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki sağlık
ocaklarının personel ve diğer ihtiyaçlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14159)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
145.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki sağlık
ocaklarının personel ve diğer ihtiyaçlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14160)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
146.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki sağlık
ocaklarının personel ve diğer ihtiyaçlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14161)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
147.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki KKKA
hastalığı önlemlerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14162)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
148.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bazı ilçelere hastane
yapımına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14163) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
149.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, döner sermaye ödeme
katsayılarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14164) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
150.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, bazı meslek kuruluşlarıyla
ilgili düzenleme çalışması olup olmadığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14165) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
151.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, canlı hayvan ve et ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14166) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
152.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, canlı hayvan ve et ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14167) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
153.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, canlı hayvan ve et ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14168) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
154.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki tarım
sigortası uygulamalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14169)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
155.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, VIP hizmetlerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14170)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
156.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, sabit telefon aboneliğindeki
işlemlere ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14171) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
157.- Mersin
Milletvekili Kadir Uralın, Aksaray-Pozantı karayoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14172)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
158.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokat çevre yolu
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14173) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
159.-
İstanbul Milletvekili Birgen Keleşin, Ermeni iddiaları
konusunda izlenen politikaya ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14174)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
160.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, hac görevlisi olmak isteyen personelin
belirlenmesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik)
yazılı soru önergesi (7/14175) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
161.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, TÜİK ile SGKnın istihdam verilerine
ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru
önergesi (7/14176) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
162.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Büyükorhan ilçesindeki futbol sahası
ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak)
yazılı soru önergesi (7/14177) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
163.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, nükleer santral
kurulmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14178) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
164.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ziraat Bankasının perosnel
alımına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/14179) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
165.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, bir soru önergesine ve bir
davanın hükümlülerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14180) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/04/2010)
166.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, TMSF yönetimindeki bazı şirketlerin
pazar paylarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/14181) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
167.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, tapu kayıtlarıyla ilgili bir genelgeye
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14182) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/04/2010)
168.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yapıların depreme
dayanıklılığına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru
önergesi (7/14183) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/04/2010)
Meclis Araştırması
Önergeleri
1.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin,
fındık sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/708)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.03.2010)
2.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin,
kırmızı et sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/709) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.03.2010)
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 30 Milletvekilinin, arıcılıkta
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/710)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.03.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, bazı eylemlere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12697)
2.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barışın, İsviçrede Ermeni
soykırımı iddialarını reddettikleri için mahkum edilen
Türk vatandaşlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/12711)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bir polis operasyonuna
ve tutuklu bazı kişilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12713)
4.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, cezaevlerine Türkçe
dışındaki bir dilde yayın girişi şartlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12717)
5.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Adli Tıp Kurumunun imza
inceleme kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12718)
6.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Adli Tıp Kurumunun bazı
işlemlerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12719)
7.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Adli Tıp Kurumunun bir ıslak imza
incelemesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12720)
8.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Adli Tıp Kurumu üyelerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12721)
9.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, yurt dışındaki Türkleri mağdur
eden şirketlerle ilgili adli yardım taleplerine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12722)
10.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyada yeni açılacak cezaevi
ve mahkemelere ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12723)
11.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Roman
açılımı kapsamında yapılan ödemelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13385)
12.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Ermeni iddialarına ve izlenen
politikaya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13387)
13.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Şeker
Fabrikasının değer tespitine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13388)
14.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yeni yatırım ve teşvik
uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13390)
15.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir Bakanlar Kurulu Kararındaki
değişikliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13391)
16.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Şeker
Fabrikasının pancar kotasının düşürülmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13392)
17.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Polis Meslek Yüksek Okulları
giriş sınavıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13393)
18.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, üniversite
çalışanlarının özlük haklarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13394)
19.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Polis Meslek Yüksek Okullarından
ilişiği kesilen öğrencilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13395)
20.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, çipli pasaport uygulamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13398)
21.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Ovacık ilçesinde yapılan bir
hidroelektrik santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13407)
22.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Ziraat Bankasındaki personel
yönetimine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/13412)
23.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, İstanbulda tutuklanan bir
kişiye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13415)
24.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, trafik cezaları ve kazalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13416)
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yeşil pasaport hakkına ve
pasaportların yenilenmesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13417)
26.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Emniyet Teşkilatında yardımcı
hizmetler sınıfında çalışanların özlük
haklarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13418)
27.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, terör örgütü yandaşlarının
Mersindeki eylemlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13419)
28.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, ODTÜye otobüs seferlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13420)
29.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Esenyurtdaki bir
yeşil alanın imara açılmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13421)
30.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, bir tarihi camiinin tadilatına ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13422)
31.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, halk kütüphanelerine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13424)
32.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bir eyleme destek veren lise öğrencilerinin
cezalandırılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13425)
33.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, okullarda
çalıştırılan kişilerin sicillerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13426)
34.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, okul kantinlerinde çalışanlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13427)
35.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İzmirdeki eğitim
kurumlarının depreme dayanıklılıklarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13428)
36.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, YÖKün yurt dışından
öğrenci kabulüyle ilgili kararına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13430)
37.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, bir eyleme destek veren lise
öğrencilerinin cezalandırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13431)
38.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bir lisede eyleme katılan
öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13432)
39.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Bursa-Simav karayolundaki
çalışmalara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13451)
40.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bilinmeyen numaralar servisine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13453)
41.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Salihlideki köprü
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13454)
42.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, cep telefonu ve internet kullanım
ücretlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13455)
43.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir holdingin vergi borçlarına
karşılık bina devrettiği iddialarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13456)
44.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Myanmardaki Türk şehitliklerinin durumuna
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13460)
45.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bir taşeron
şirkete yönelik iddialara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13462)
46.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Roman açılımı
toplantısına ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13463)
3 Mayıs 2010
Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.00
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100üncü Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için beş dakika süre vereceğim. Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin
salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerinse yoklama pusulalarını görevli
personel aracılığıyla beş dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda çok yoğun bir
uğultu var. Lütfen
Görüşmeler başlamıştır.
Başkanlığı Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, fındık sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/708)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Fındığın üretiminden ihracatına kadar her
aşamasında var olan ülkemizin, fındık piyasasında
etkin olması ve bu piyasaya yön vermesi gerekmektedir. Dünya
fındık piyasalarında sahip olduğumuz avantajları devam
ettirmek ve etkinliğimizi arttırmak için gerekli üretim tedbirlerini
almak ve politikalar oluşturmak zorunluluk hâline gelmiştir. Bu nedenle
fındık üreticilerimizin ve topyekûn sektörün sorunlarının
incelenmesi ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla, Anayasamızın 98, TBMM İçtüzüğümüzün 104 ve
105. maddeleri gereğince Araştırma Komisyonu kurularak sorunun
araştırılmasını arz ve talep ederiz.
17.03.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Ülkemiz, Dünya fındık üretiminin yüzde 75'ini,
ticaretinin ise yüzde 85'ini tek başına gerçekleştirmektedir.
Türkiye'de 400 bin çiftçi, 642 bin hektarlık alanda fındık
üretimi yapmakta ve yaklaşık 2,5 milyon kişi geçimini
fındıktan sağlamaktadır. Türkiye'de fındık
üretimi, özellikle Karadeniz Bölgesi'nde, doğuda Gürcistan
sınırından, batıda İstanbul'a kadar uzanan sahil
şeridinde gerçekleştirilmektedir. Aslında fındık
üretimi ülkemizin diğer bölgelerinde de yapılmaktadır. Ancak bu
bölgelerde üretilen fındığın kalitesi düşük
olduğu için üretildikleri il çevresinde tüketilmekte ve rekolte
tahminlerine ilave edilmemektedir. Yıllık fındık
üretimimiz, ekolojik koşullar neticesinde 500 ile 700 bin ton
aralığında değişebilmektedir. Üretilen miktarın,
400 bin ile 450 bin tonu, 100 civarında ülkeye ihraç edilmekte, 100 bin
tonu ise iç piyasada tüketilmektedir.
Karadeniz bölgesinin en önemli tarımsal faaliyeti olan
fındık üreticiliği, aile bireylerinin katılımı
ile yapılmaktadır. Fındık, eğimli tarım arazileri
ve ürün çeşitliliği sınırlı olan Karadeniz Bölgesinde,
nüfusun önemli bir kısmı için tek geçim kaynağıdır.
Çiftçi başına düşen 12 dekarlık alanda yapılan
fındık üretiminde dekar başına ortalama verim çok
düşüktür. Fındık bahçelerinde iyi bir bakım, gübreleme,
zirai mücadele ve budama ile dekar başına ortalama 90 kg olan verimi,
iki katına çıkarmak mümkündür. Böylece geliri sadece
fındığa bağlı olan üreticilerin gelirlerinde istikrar
sağlamanın yanında, fındığın kalitesi
yükselecek ve meyilli arazilerde erozyon tehlikesi önlenmiş
olacaktır.
Karadeniz ekonomisinin bel kemiğini oluşturan
fındık tarımı, bölgede ticaretin ve sanayinin de itici
gücüdür. Fındık işlemeye yönelik küçük ve orta büyüklükte sanayi
tesislerinin yarattığı istihdam, ekonomik canlılık
sağlayarak bir nebzede olsa bölgeden göçü engellemektedir. Ayrıca
hasat döneminde, fındık toplamak için bölgeye akın eden
işsiz yığınlar için geçici de olsa iş imkânı
yaratmaktadır.
Türkiye'nin tarımsal ürün ihracat gelirleri içerisinde
%15'lik paya sahip olan fındık ihracatı, yılda
yaklaşık olarak 1,5 milyar dolar döviz girdisi yaratmaktadır.
Dünya fındık ihracatındaki ülkemizin payının yüksek
olması, fındık çeşitlerimizin kaliteli olmasına ve
dünya fındık üretim alanının büyük çoğunluğunun
elimizde olmasına bağlı bulunmaktadır. Almanya ve
İtalya Türkiye'nin fındık ihracatında en önemli iki ülke
konumundadır. İki ülkenin toplam fındık
ihracatımız içindeki payı % 45-50 arasında
değişmektedir. Almanya ve İtalya Türkiye'den ithal ettiği
fındığın önemli bir kısmını, kendi
tesislerinde işleyip her biri birer marka hâline gelmiş olan
mamulleri yüksek kârlarla başka ülkelere ihraç etmektedir
GÜROL ERGİN (Muğla) Sayın Başkan, korkunç
bir uğultu var. Hiç bir şey anlaşılmıyor ki
Nasıl Meclis bu? Ne hâle getirdiniz Meclisi?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gerçekten -demin de
uyarmıştım- çok yoğun bir gürültü var. Kâtip
arkadaşımızın okuduklarını duymakta zorluk
çekiyoruz. Lütfen
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Pazar yeri, pazar yeri!
GÜROL ERGİN (Muğla) Ben başka bir şey
söyleyeceğim de ayıp olacak! Başka bir benzetmem var, ayıp
olacak!
BAŞKAN Sayın Ergin, lütfen hiddetlenmeyin, lütfen
Buyurun, okuyun:
Türkiye fındık üretiminde tekel durumunda olmasına
rağmen, Dünya Fındık Borsası'nın Almanya'nın
Hamburg kentinde olması ve fındık fiyatlarının orada
belirlenmesi oldukça düşündürücüdür.
1938'den beri faaliyette olan Fiskobirlik üzerinde etkili olmaya
çalışan mevcut hükümet, bunda başarılı olamayınca
Fiskobirlik'i piyasa dışına iterek işlevsiz hale getirdi.
Hükümetin 2006 yılında fındık alım yetkisi
verdiği Toprak Mahsulleri Ofisi, 2009-2010 döneminde fındık
alımı yapmayacağını duyurdu. Kamu adına
fındık alımı yapacak kuruluşları piyasadan çeken
mevcut hükümet, tüccarı ve ihracatçıyı piyasanın tek
belirleyicisi ve tek hâkimi haline getirdi. Hükümetin bu uygulamaları
sonucunda, yaklaşık 400 bin üreticinin kaderi ve fındık
fiyatları, az sayıda tüccar ve ihracatçının insafına
bırakılmıştır.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse; Neo-liberal politikalar
kılavuzluğunda tarım sektörünü şekillendirme heveslisi
iktidar, çokuluslu tarım ve gıda şirketleri ile kol kola girerek
küçük çiftçiyi kendi toprağında 'sözleşmeli ırgat' haline
getirmeye çalışmaktadır. Kamu adına alım yapan
kuruluşları piyasa dışına iten ve 400 bin
fındık üreticisini bir avuç tüccarın insafına bırakan
bu uygulamaların, geçimini fındıktan sağlayan milyonlarca
insanımızın geleceğini belirsizleştirdiği gayet
açıktır. Dünya fındık üretiminin % 75'ni tek
başına gerçekleştiren çiftçimizin sorunlarının
ivedilikle ele alınarak çözüm önerilerinin belirlenmesi,
sağlıklı ve istikrarlı bir fındık
piyasasının oluşturulması amacıyla, Meclis
Araştırma Komisyonu kurulması uygun olacaktır.
2.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, kırmızı et
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/709)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
Kırmızı et sektöründe yaşanan sorunların
tespiti, bu sorunların ülke ekonomisinde ve hayvancılık
sektöründe yarattığı olumsuz etkilerin ortadan
kaldırılması için gerekli çözüm yollarının
belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzüğün 104.
ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
1- Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2- Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3- Ayla Akat Ata (Batman)
4- Bengi Yıldız (Batman)
5- Akın Birdal (Diyarbakır)
6- Emine Ayna (Mardin)
7- Fatma Kurtulan (Van)
8- Hasip Kaplan (Şırnak)
9- Hamit Geylani (Hakkâri)
10- İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11- M. Nuri Yaman (Muş)
12- Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13- Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14- Osman Özçelik (Siirt)
15- Özdal Üçer (Van)
16- Pervin Buldan (Iğdır)
17- Sebahat Tuncel (İstanbul)
18- Sevahir Bayındır (Şırnak)
19- Sırrı Sakık (Muş)
20- Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Geçim kaynakları arasında vazgeçilmez bir öneme sahip
olan tarım ve hayvancılık sektöründe yaşanan sorunlar son
yıllarda artış göstermekte ve özellikle et fiyatlarında
yaşanan artış tüm alanı etkileyecek bir olumsuzluğa
neden olmaktadır.
Sürekli yükselen et fiyatları için farklı yorumlar
yapılsa da, sektör yetkilileri, büyükbaş ve küçükbaş
hayvancılığın cazibesini yitirmiş olması
konusunda hem fikir. Bunun en önemli nedeni ise yem maliyetlerinin yüksek
olması, yayla yasağı ve mera alanlarının
yetersizliği yani ürün üretim maliyetlerinin yüksekliği ve
hayvancılıkla geçimini sağlayan kesimin hayvancılık
yapma koşullarının ortadan kaldırılmış
olmasıdır.
Kırmızı et sektöründe yaşanan en büyük sorun
ürün maliyetlerinin yüksekliği ve kayıt dışı
üretimdir. Ham madde yetersizliği, zaman zaman gündeme gelen hayvan
hastalıklarının tüketiciyi olumsuz yönde etkilemesi, yem bitkilerinde
son yıllardaki büyük artışlar üreticinin tarımsal sanayi
sektörü ile entegrasyonunun gelişmemesi, yetersiz denetim, haksız
rekabet ve ticari zorluklardır söz konusu sektörü bitirme
aşamasına getirmiştir.
Özellikle 2007 yılından bu yana aşırı artış
gösteren yem fiyatları nedeniyle küçük ve orta ölçekli besi çiftliklerinin
sayısı ve kapasite kullanımları azalmış, yeterli
kazancı sağlayamayınca üretici besicilikten uzaklaşarak
anaç hayvanlarını kesime göndermiş, yayla yasakları
nedeniyle köylüler özellikle küçük baş hayvan besiciliği yapmaktan
vazgeçmiş bu da arzın daralmasına ve fiyatların
artmasına neden olmuştur.
Sığır dışındaki manda, koyun ve keçi
gibi alternatif kırmızı et kaynaklarında gerek hayvan
sayısı gerekse et üretimi bakımından ciddi azalmalar
yaşanmakta, bu durum kırmızı et ihtiyacının bu
kaynaklarla ikame edilmesinin önünü tıkamaktadır. Bu durum
üreticileri bir daha dönmemek üzere bu sektörden çekilmek zorunda
bırakmaktadır. Neticede ette dışa bağımlı
olacağımız gibi, tüketiciler değil ucuz et yemeyi eti
şimdikinden daha pahalıya tüketmek durumunda kalacaklardır.
Üretim maliyetlerinin yüksekliği ürün fiyatlarına
yansımakta ve dolayısıyla tüketici yüksek reyon fiyatı
alım gücü yetersizliği nedeniyle hijyen ve sağlık
koşullarının bilinmediği güvenilir olmayan ve denetlenmeyen
merdiven altı kesimlere yönelmek zorunda kalmaktadır.
Besi hayvancılığı ve kırmızı et
sektörünün sorunlarının aşılabilmesi için hayvan
yetiştiricilerinin devlet desteklerinden yoksun
bırakılmaması gerekmektedir. Desteklemeler bir bütünlük
içerisinde yapılmalı, bu alanda yaşanan sorunlar
aşılıp normal seviyeye ulaşıncaya kadar acil önlemler
alınmalı, sürekli bir denetim ve destek mekanizması
geliştirilmelidir.
Kırmızı et fiyat artışları,
yaşanan belli bir sürecin sonucudur ve bu durum ithalatla değil
üretimi artırıcı politikalarla çözülebilir. Uzun dönemli
kalıcı bir hayvancılık ve et sektörüne özel politikalar ile
verimlilik yakalanabilecektir. Sorunun esası fiyat artışından
ziyade sektörün üretim maliyetlerinin düşürülmesinde
başarısız kalınmasıdır. Mevcut üretim, maliyet ve
fiyat yapısı, ne yazık ki halk
sağlığını da tehdit eden kayıt
dışının, üretim sürecinin çiftlikten sofraya her
noktasında artmasını da beraberinde getirmektedir.
Devlet, aşırı fiyat düşüş ve yükselmelerine
karşı gerekli tedbirleri almalı, bu konuda piyasayı regüle
etmek için gerektiğinde müdahale edecek mekanizmaları devreye
sokmalıdır.
Kaçak ve kontrolsüz kesimler neticesinde et üretiminin büyük bir
kısmı kayıt dışıdır. Sektörde en kısa zamanda
kayıt dışılığı önleyecek tedbirler
alınmalıdır. Ucuz maliyetli bir üretim için
meralarımız en kısa zamanda ıslah edilerek üreticilerimizin
hizmetine sunulmalı, yayla yasakları bütünüyle kalkmalıdır.
Gerekçede belirtmiş olduğumuz bu nedenlerden dolayı bir meclis
araştırma komisyonun kurulmasını gerekli görmekteyiz.
3.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse ve 30 milletvekilinin, arıcılıkta yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/710)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemiz arıcılık tarihi, çok eski yıllara
dayanmaktadır. Arıcılık, birçok yönüyle ele
alındığında sosyoekonomik bir faaliyet olduğu
görülmektedir. Ülkemizde arıcılık, dünya arıcılığı
içinde önemli bir mesafe katetmiştir. Her şeye karşın, bu
ilerleme ile sahip olduğumuz potansiyellerin örtüşmediği
rakamlardan da anlaşılmaktadır.
Türkiye sahip olduğu 4 milyon dolayındaki kovan
varlığı ve 63 bin ton dolayındaki bal üretimi ile dünyada 3
ve 4'üncü sıralarda yer alarak hem kovan varlığı hem de bal
üretimi bakımından dünyanın en önemli ülkeleri
arasındadır. Oysaki ülkemizde kovan başına ortalama bal
üretimi 16 kilogram civarındadır. Bu rakam dünya ortalaması olan
20 kilogramın altındadır. Ayrıca, bal üretimi ile dünyada 3
ve 4'üncü sıralarda yer alan Türkiye'nin, dünya bal ticaretinde 10'uncu
sırada yer alışı birtakım sorunların
varlığının da işaretçisidir. Ülkemizin sahip
olduğu arıcılık potansiyelinden yeteri kadar
faydalanılmadığı rakamlarla ortadadır.
Türkiye'nin ekolojik ve sosyoekonomik yapısı
gereği, ülkemizin her yerinde arıcılık
yapılabilmektedir. Bal üretimi bakımından sırasıyla
ilk on ilimiz; Muğla, Ordu, Adana, Aydın, Sivas, Antalya, İzmir,
Mersin, Erzincan ve Samsun olup ülkemiz bal üretiminin yaklaşık
yarısı bu illerimizde üretilmektedir. Bununla birlikte çok
sayıda ilimizde de önemli oranlarda arıcılık faaliyeti
yapılmakta ve bal üretilmektedir. Örneğin; Adıyaman'da 38 bin
civarı arılı kovan bulunmaktadır. En az 30 kovan sahibinin
üye olabildiği Arıcılar Birliği'ne üye sayısı 500
dolayındadır. Kış mevsiminde ova, yaz mevsiminde ise yayla
özelliğindeki Sincik, Gerger ve Çelikhan ilçelerinde, hem ovada hem de
yaylada elde edilen kendine has ve kaliteli balın üretimi söz konusudur.
Balın üretiminin artması ve sahip olduğumuz potansiyellerin
değerlendirilmesi amacıyla çeşitli çalışmalar da
yapılmaktadır. TEMA Vakfı tarafından balın kalitesini,
verimini arttırıcı bir projenin 3 yıl boyunca
uygulanmış olması bunun örneğidir. Sonuçta organik bal kalitesine
yakın olduğu anlaşılan bir bal elde edilmişti. Bunun
haricinde ülkemizin çeşitli yerlerinde arıcılık
eğitimleri verilmesi, bu konuda enstitü kurulması ve özel sektörün bu
konuya daha önemle yaklaşması, daha büyük ilerlemeler için zemin
sağlamaktadır. Devletin de bu konuya daha büyük bir özenle
yaklaşması olumlu sonuçlar doğuracaktır. Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı kovan başına 6 TL destek
vermektedir.
Arıcılık, kırsal kesimde günün
koşullarına uygun olarak desteklenirse önemli bir istihdam alanı
olacaktır.
Arıcılık söz konusu olduğunda akla
yalnızca bal gelmemektedir. Balmumu, arı sütü, arı zehri gibi
çok sayıda ürün, bu sektörden elde edilmektedir. Ancak;
arıcılık konusunda her açıdan büyük potansiyellere sahip
ülkemizde, arıcılığın yaşadığı
sorunlar çözülmediği takdirde daha büyük ilerlemeler yaşanması
söz konusu olmayacaktır. Ülkemizde; ıslahın yapılması,
modern kovana geçişin tamamlanması, ihracat konusunda engellerin
aşılması, devlet desteğinin artırılması,
eğitim veren kurum, kuruluş, dernek ve vakıfların
desteklenmesi, mesleki örgütlenmenin teşvik edilmesi, ilaçlar nedeniyle
kimyasal maddelerin bal içinde kalıntılar bırakmasına engel
olunması, balmumuna naftalin katılması, mazottan ilaç yapılması,
yanlış zaman ve miktarda ilaç kullanımı gibi uygulamalara
son verilmesi için eğitim ve denetimin daha sistemli ve yaygın olarak
yapılması gibi önlemler alınması
arıcılığımız için yaşamsal öneme sahiptir.
Ülkemizde arıcılıkta ve arıcılıkla
elde edilen ürünlerin üretiminde yaşanan sorunların ve bu sorunların
çözüm yollarının tespiti amacıyla Anayasa'nın 98. ve TBMM
İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Şevket Köse (Adıyaman)
2) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
3) Rasim Çakır (Edirne)
4) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
5) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Fevzi Topuz (Muğla)
8) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
9) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
10) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
11) Ahmet Küçük (Çanakkale)
12) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
13) Tekin Bingöl (Ankara)
14) Gürol Ergin (Muğla)
15) Ali Koçal (Zonguldak)
16) Çetin Soysal (İstanbul)
17) Abdullah Özer (Bursa)
18) Erol Tınastepe (Erzincan)
19) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
20) Gökhan Durgun (Hatay)
21) Hulusi Güvel (Adana)
22) Ali Arslan (Muğla)
23) Mehmet Cevdet Selvi (Kocaeli)
24) Rahmi Güner (Ordu)
25) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
26) Sacid Yıldız (İstanbul)
27) Atila Emek (Antalya)
28) Tayfur Süner (Antalya)
29) İsa Gök (Mersin)
30) Muharrem İnce (Yalova)
31) Necla Arat (İstanbul)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
V.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği, İçişleri ve Adalet Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN Kadın Erkek Fırsat Eşitliği
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Çorum Milletvekili Sayın Ahmet Aydoğmuş
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
BAŞKAN İçişleri Komisyonunda boş bulunan ve
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Yozgat
Milletvekili Osman Coşkun aday gösterilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Karar yeter sayısı
istiyorum.
BAŞKAN Oylarınıza sunacağım ancak karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kâtip üyeler arasında bir uyum olmadı, o nedenle elektronik
sistemle oylama yapacağım.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmiştir.
BAŞKAN - Adalet Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Mardin Milletvekili
Cüneyt Yüksel aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince,
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu
ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın;
Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
4.- Kooperatifler Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı: 496)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264
Milletvekilinin; 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
ikinci görüşmesine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan
ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (x) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, ben, İç Tüzükün 58inci maddesine göre, geçen
birleşimde yer alan bir ifademi düzeltmek istiyorum. 58inci maddeye göre
söz istiyorum.
BAŞKAN Şunu bir okuyayım, bir saniye
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi, Anayasa
değişiklik tekliflerinin ikinci görüşmesinde teklifin tümü ve
maddeleri üzerinde görüşme açılmamakta, yalnızca maddeler
üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri görüşülmektedir.
Teklifin birinci görüşmesinde, tüm maddeleri üzerinde
değişiklik önergeleri verilmişti.
Geçen birleşimde, teklifin 6ncı maddesi gizli oylama
sonucunda kabul edilmişti.
Şimdi, teklifin 7nci maddesini okutacağım ancak bu
ara Sayın Gençin bir talebi var, onu yerine getireceğim.
Sayın Genç, 58 dediniz değil mi efendim?
KAMER GENÇ (Tunceli) 58e göre.
BAŞKAN Sayın Genç, düzeltmek istiyorsunuz değil
mi efendim?
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, 2/5/2010 tarihli 99uncu Birleşim tutanağında yer alan,
Başkanlık Makamına hitaben söylediği Sizin
davranışınız anormal.şeklindeki ifadesiyle ilgili
açıklaması (xxx)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben, cuma günü bir arkadaşımın, akrabamın
düğünü nedeniyle yurt dışında bulundum ama bu arada kendi
ilimde çok elim bir olay oldu, kendi ilçemde ve köyüme de yakın bir yerde
4 askerimiz şehit edildi, 7 askerimiz de yaralandı. Gerçekten çok
büyük bir acı duydum bu olaydan. Ben, bu olayı şiddetle
kınıyorum. Çünkü, bu memlekette yirmi yaşında, yirmi
beş yaşında askerlerin şehit edilmesinin kabul edilecek bir
tarafı yoktur. Bu memleketi karıştırmaya çalışan
emperyalist güçlere kimsenin alet olmaması lazım. Benim ilimin
aslında bu olaylarla da ilgisi yoktur ama maalesef, bizim de
istemediğimiz ve çok büyük acı duyduğumuz ve hatta o
acının da etkisiyle konuşma gücümü bile kendimde
bulmadığım bir haleti ruhiye içindeyim, büyük acı
duyuyorum. Bu ölümlerin artık o bölgede bitmesi lazım. Herkesin
aklını başına toplaması lazım.
Benim ilçemin eski ismi Kızıl
Neyse
Şimdi
hatırlayacağım ama biraz heyecanlandım, kusura
bakmayın. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)
MEHMET EMİN EKMEN (Batman) İlk defa mı
konuşuyorsun?
BAŞKAN Lütfen değerli milletvekilleri, olur böyle
şeyler.
KAMER GENÇ (Devamla) Ben onu hatırlayacağım da
Kızıl Kilisedir benim ilçemin eski ismi. Ben artık
Nazımiye ilçesinin Kızıl Kilise olmasını istemiyorum.
Kızıl Kilisenin de kime yaradığını da herkesin
bilmesi lazım. Söylemek istediğim bu. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
Tabii sizde millî duygular olmadığı için siz
gülersiniz böyle şeylere. Bu bir millî duygunun ifadesidir.
Değerli arkadaşlarım, bir Anayasa müzakeresini
yapıyoruz. Bakın, bu Anayasa müzakeresi önemli bir olay. Burada, bu
müzakereyi yaparken çok enine boyuna tartışılması
lazım.
Şimdi, Meclis Başkanlığı makamına
gelen arkadaş burada bana geçen hafta bir küfür etmiş. Tutanaklarda
gösterdim, kendisi benden özür diledi. Dün de burada sarhoşsun demiş
veya içmiş içmiş gelmiş demişsiniz.
Bakın, tutanaklarda şöyle demiş:
sizi böyle
normal olmayan davranışlar içerisinde görüyorum. Ondan önce
Ben de
buna karşı olarak sizin davranışlarınız
anormal! demişim.
Yani benim düzeltmek istediğim beyanım Sizin
davranışınız anormal! Ama bu, Başkan makamında
oturan arkadaşın bana söylediği bir laftan dolayı
kaynaklanıyor.
Değerli milletvekilleri, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı çok yüce bir makamdır. O makamın
yüceliğini yücelten orada oturan kişilerin oraya has
davranışlar içinde ve orayı yüceltecek tarafsızlık,
bilgelik ve dürüstlük içinde olması lazım ama eğer bir partinin
militanı gibi davranırsa oraya kimse saygı duymaz.
Şimdi, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu geldi
bana dedi ki: Sen Danışma Meclisinde askerlerden korkmuşsun,
çekimser oy vermişsin. Getirdi iki tane şey burada koydu.
Başkan vekiline dedi ki: Bak, birisinde çekimser, birisinde ret diyor.
Ee bunu düzeltin dediniz. Hani, düzelttiler mi Burhan Kuzu? Söyle düzeltsinler
işte.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Benim nasıl gücüm yetsin? Başkanlık
KAMER GENÇ (Devamla) Söyle onlara işte, mademki bana
kızıyorsun.
Yani burada önemli olan bizi daima kamuoyunda küçük düşürmek.
Şimdi, Mehmet Ali Bey, beni kamuoyunda küçük düşürmekle
size ne düşer?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Düşeceğin kadar
düşmüşsün!
KAMER GENÇ (Devamla) Yani buraya çıkıyorsun
Bakın, bütün gazetelerde diyor ki, işte Kafayı çekmiş
gelmiş. diyorsunuz. Peki, siz Meclis Başkanı olarak acaba bu
beyanatımı, böyle ben bir şey demedim dediniz mi? Orada
milletvekilinin haysiyetiyle oynarsanız, o zaman biz ne
yapacağız? Bakın, biz dedik ki kardeşim Anayasada elli tane
önerge verilmişse, bunları okutacaksınız ama yedisini
işleme alacaksınız. Yahu, arkadaşlar, bakın,
bunları kavramak için oradaki Anayasa müzakeresinin ne anlama
geldiğini bilmek lazım.
Şimdi, yani, bu memleketin kurucusu, İstiklal
Savaşını veren İsmet İnönüyü Hitlere benzeten
insanlara burada, en azından ağzının payı verilmez mi?
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Ağzının
payını vermek senin haddin değil.
KAMER GENÇ (Devamla) - İsmet Paşa bu memleket için
canını verirken, Yunanlılara karşı İstiklal
Savaşını verirken, acaba, Tayyip Erdoğan, Yunanlılara
karşı verilen bu mücadeleden çok mu rahatsız? Çok rahatsız
olduğu belli, çünkü, onu
Diyor ki: Keşke bu İsmet İnönü
Yunanlıları orada yenmeseydi de Yunanlılar bu memleketi
işgal etseydi. Bunun anlamı bu. Bunun başka anlamı
çıkar mı arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Saçmalama!
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) İşine bak, işine.
KAMER GENÇ (Devamla) Yani, İsmet İnönü kadar
saygılı, haysiyetli ve onurlu yüce bir kumandanı getirip de
Hitlere benzeten adama ben ne diyeyim şimdi, ne diyeyim ben, ben ne
diyeyim yani şimdi? Ya, insan biraz çekinir arkadaşlar, bu devletin
değerlerine bir değer verir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, 58e göre istediğiniz söz
süresi dolmuştur.
KAMER GENÇ (Devamla) Tamam, bir dakika veriyorsunuz ama
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Her zaman değil o, her
zaman vermiyor.
BAŞKAN Ama siz, Sayın Genç, 58e göre bir hususu
düzeltmek için söz istediniz, onu da ifade ettiniz demin.
KAMER GENÇ (Devamla) Düzeltmek için ama sözümü bitirmedim.
BAŞKAN Şu ibaremi değiştiriyorum,
düzeltiyorum. dediniz. Maksat hasıl olmuştur. Çok teşekkür
ederim, buyurun.
KAMER GENÇ (Devamla) Neyse, zaten her zaman keyfîliğiniz
görülüyor. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz efendim.
GÜROL ERGİN (Muğla) İsmet Paşaya dil
uzatanın dili kopsun, dili, dili! İsmet Paşaya dil uzatmak
terbiyesizliktir!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Elitaş, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, konuşan
Hatip bir taraftan biraz önce konuşmasında, Tuncelideki
şehitlerimizle ilgili konuşurken, AK PARTİ sırasındaki
milletvekili arkadaşlarımızın millî duygularının
olmadığını ifade etti. Bir de Grup
Başkanımızla ilgili Ona dersini, haddini bildirmek gerekir.
diye ifade kullandı. İzin verirseniz görüş beyan etmek
istiyorum.
BAŞKAN Ben de takip ettim de, bir sataşma
anlamında mı söz istiyorsunuz efendim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Evet efendim.
BAŞKAN Üç dakika içerisinde, lütfen yeni bir sataşmaya
mahal vermeyin.
Buyurun.
GÜROL ERGİN (Muğla) Sayın Başkan, burada
hangi sataşma var? Sataşma İsmet Paşaya. Sataşma
İsmet Paşaya oldu.
BAŞKAN - Efendim, ben de takip ettim efendim, neler
söylediğini siz de dinlediniz.
GÜROL ERGİN (Muğla) - İsmet Paşaya laf
söyleyene sataşma yapmadı orada kürsüde. Ayıptır,
ayıp!
BAŞKAN - Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, AK PARTİ Grubu
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
GÜROL ERGİN (Muğla) Devleti kuran adama burada hakaret
ediliyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bu kürsü hiç kimsenin
şov yapma, reklam yapma kürsüsü değil.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Şovu siz
yapıyorsunuz; aylardır, yıllardır
yaptığınız şov.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Buraya gelen Hatip, daha
önceki İç Tüzük 58inci maddedeki hükmü kullanarak, önceki tutanaktaki
yaptığı bir konuşmanın yanlış
anlaşılmaya meydan verdiğini düşünerek düzeltme talebinde
bulunmuş, beş dakikalık süre içerisinde sadece bir cümleyle,
birkaç kelimelik bir cümleyle bu düzeltme talebini yerine getirmiş.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Düzeltilecek o kadar çok
yeriniz var ki ne yapsın, beş dakika yetmiyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ama yaptığı
konuşmanın içi her zaman olduğu gibi sadece hakaret dolu, sadece
yalan ve iftiralarla dolu söylemden öteye gitmemiş.
Dün Sayın Başbakanın yaptığı
konuşmayı eleştirmek konusunda ne senin hakkın var, ne de
haddin var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Kim yapacak? Utanmıyor musunuz
İsmet Paşaya laf söylemeye!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İsmet Paşa tarihte
bir kahraman olarak yerini almış ama siyasi parti genel
başkanı olduktan sonra, her siyasi parti genel
başkanının olduğu gibi eleştirilmek konusunda da hiç
kimsenin itiraz etme hakkı yoktur.
GÜROL ERGİN (Muğla) Eleştirinin de bir edebi
olur! Eleştiride edep olur!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Nasıl ki 1972
yılında, 1973 yılında 12 Mart Muhtırasına
karşı rahmetli Ecevitin tek başına karşı
durmasıyla birlikte ve o gün Türk milletinin Ecevitin darbecilere
karşı gösterdiği tavırla 1973-1974 seçimlerindeki
aldığı oy ve arkasından millî kahraman İsmet
İnönüye karşı Genel Kuruldaki aldığı
başarı, o zaman eleştirilmek mecburiyetinde kalabilir.
Bir siyasi partinin genel başkanını, bugün
iktidarda olan, milletin gönlündeki yüzde 47lik oyla zirveye getirilmiş
bir parti genel başkanını
GÜROL ERGİN (Muğla) O geride kaldı, geride.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
yakışıksız
bir şekilde, faşizan bir partinin genel başkanıyla
bağlantı kuruyorsa
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Doğru.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
verdiği cevaplar
karşısında da her türlü siyasi kişiliğin
eleştirilmesini de beklemek mecburiyetindedir.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) O mantık mantık
değil, kusura bakma.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İsmet İnönü
Kurtuluş Savaşı sırasında tarihî bir kahramandır,
hepimiz kabul ediyoruz ama İsmet Paşa 1950 yılından
itibaren siyasi bir kişiliktir. Ne zamana kadar? 1973 yılına
kadar.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) İsmet Paşa
olmasaydı, şimdi bu sıralarda olmayacaktın. Çok partili
siyasal rejim olmayacaktı. İsmet Paşaya dua edin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisi Genel
Başkanı olduğu süreye kadar siyasi kişiliği devam
etmiştir ve eleştirilebilir. Nitekim, Demirel-İnönü
eleştirilerini hep beraber gördük, ondan önceki Menderes-İnönü
tartışmalarını, eleştirilerini gördük
GÜROL ERGİN (Muğla) Aynı şeyi yarın
Atatürk için söyleyeceksiniz
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
Ecevit-İnönü
tartışmalarını hep beraber gördük ve ondan sonraki süreçte
de hep bunları gördük ama açıkça söylüyorum, siyasi parti genel
başkanları siyasi partileri eleştirirken, benzetme yaparlarken
lütfen ölçü içerisinde kalsınlar, hiç kimseyi rahatsız edici bir
şekilde benzetme noktasına girmesinler.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Elitaş.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Anadol, buyurun.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Grup Başkan Vekili,
Cumhuriyet Halk Partisinin 2nci Genel Başkanı İsmet
İnönüyle ilgili beyanlarda bulunmuştur.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Ne dedi? Kahraman dedi.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Kahraman dedi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Siyasi parti genel
başkanı dedim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bir dakika.
BAŞKAN Bir saniye arkadaşlar.
Evet
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Bununla ilgili çok kısa bir
açıklama yapmak istiyorum. Sataşma vardır.
AHMET ÖKSÜZKAYA (Kayseri) Sataşma yok.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sataşma yok.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
Siyasi parti genel başkanı eleştirilebilir. dedim, hakaret
etmedim. Kahramandır. dedim.
BAŞKAN Sayın Anadol, gerçekten ben de büyük bir
dikkatle takip ettim, merhum İnönüyle ilgili söyledikleri müspet
cümlelerdi Sayın Elitaşın.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Hayır efendim.
BAŞKAN - Siz hangi cümlesi sebebiyle, bir sataşma
nedeniyle söz istiyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Şimdi, İsmet
İnönünün Kurtuluş Savaşı sırasındaki hizmetlerinden
bahsetti. Ben ona bir şey demiyorum. Ondan sonraki beyanlarıyla
ilgili, yani 12 Mart, siyasi parti genel başkanı olarak
BAŞKAN Sayın Anadol, ben, doğrusu bir
sataşma görmüyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ben ısrar ediyorum efendim.
BAŞKAN Yani bir sataşma görmüyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ben ısrar ediyorum,
oylayın o zaman. İktidar grubu söz vermek istemiyorsa mesele yok.
Oylayın, direniyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Oraya bakıyor, gruptan talimat gelirse
söz verecek!
BAŞKAN Sayın Anadol, İç Tüzükün ilgili maddesi
gereğince sataşma olduğundan bahsetti, ben de bir sataşma
görmediğim için söz vermedim ama kendisi ısrar etti. Bu durumda
İç Tüzükün ilgili maddesi gereğince kendisine sataşmadan
dolayı söz verilmesi konusunda ısrar eden Sayın Anadolun
talebini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
etmeyenler
(CHP sıralarından Kabul edildi., AK PARTİ
sıralarından Konuşsun. sesleri)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Konuşsun
Başkanım.
BAŞKAN - Peki, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar) Siz istediniz, ben de oylattım Sayın Anadol.
Buyurun.
GÜROL ERGİN (Muğla) Başkan, durduk yere kendini
zora soktun.
BAŞKAN Hayır, kendisi talep etti, Oya sunun. dedi,
ben de oya sundum. Genel Kurulun takdiridir.
2.- İzmir Milletvekili K.
Kemal Anadolun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yüce
Meclisin saygıdeğer üyeleri
AHMET YENİ (Samsun) Oy verdik Kemal Bey. Kemal Bey, oy
verildi.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) -
Tabii tabii, iktidar grubuna teşekkür ediyorum. Yani bana bu
hakkı sağladıkları için teşekkür ediyorum.
Amacım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok önemli bir
toplantısı sırasında gerginlik yaratmak değil. Ama
şunları belirtmek istiyorum: Arkadaşlar, her ülkenin ulusal
kahramanları vardır, her ülkenin kurucu liderleri vardır. Bunlar
hakkındaki kararı tarih verecektir. Ama bunları güncel
tartışma konusu yaparak Türkiye'nin mevcut siyasal gündemini
değiştirmeye yönelik beyanlar ancak talihsiz beyanlardır.
Yani insanın belleği gerilere gidiyor. 1950de yirmi
yedi senelik tek parti iktidarını demokratik yaşama geçmek için
bırakan ve 14 Mayısta seçimleri kaybettikten sonra yürüyerek Çankaya
Köşkünden Pembe Köşke inen İsmet İnönüye, demokrasiyi
kuran ve Türkiyeye yerleştiren liderlerin başındaki İsmet
İnönüye, Garp Cephesi Komutanı İsmet İnönüye -Meclis
tutanaklarında vardır, açın 50-60 arasındaki Meclis
tutanaklarına bakın- Garp Cephesi Komutanına asker
kaçağı diyebilecek kadar kendinden geçmiş milletvekilleri
vardır. Tutanaklara bakın, 50-60 arasında.
Şimdi, bunlara biz alışkınız. Hele
İnönü ailesi çok daha fazla alışkındır. Yurt
dışına gitsin, Türkiyeyi terk etsin, sürelim. diyen
milletvekilleri vardır. Şimdi aradan kaç sene geçmiş.
1960lardan bahsedildi. 1961de bu salonda Talat Aydemir
ayaklanmasını bastıran İsmet İnönü kapıdan içeri
girdiği vakit, bu salona girdiği vakit en başta Adalet Partili
milletvekilleri olmak üzere tüm Meclis ayakta karşılayarak demokrasi
kahramanı olduğunu bir daha tespit ve tescil etmiştir bu
Parlamento. Şimdi elbette İsmet Paşa eleştirilecektir,
eleştirilmeyen kimse yok tarihte, ama o eleştirilerin dozunu
alabildiğine artırarak, onu insanlık tarihinde en büyük
suçlulardan biri Hitlere benzetmek gaflet, dalalet ve ihanettir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7nci maddeyi
okutuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
Sayın
Başkan
(AK PARTİ sıralarından Otur yerine! sesleri)
Bir dakika efendim, bir dakika
Ne var ya!
Şimdi efendim, konuşmasında bana dedi ki: Şov
ve reklam yapıyor ve yalan söylüyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Söylemedim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu sataşmadır.
Ayrıca, ben size bir soru sordum, siz dün bana Kafayı
çekip gelmiş. dediniz mi, demediniz mi? Bakın orada nokta nokta var.
BAŞKAN Sayın Genç, zabıtları getirttim.
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman, ben size söyledim, niye cevap
vermiyorsunuz?
BAŞKAN Bir saniye.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Cevap verilecek.
BAŞKAN Fırsat bulamadık ki.
KAMER GENÇ (Tunceli) Fırsat niye olmadı, işte ona
sataşmadan söz vereceğine
BAŞKAN Evet. Zabıtları getirttim, zabıtlarda
öyle bir ifade yer almamaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama
siz söylediniz mi söylemediniz mi?
BAŞKAN Söylediğim her şey burada yazar.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, ama mikrofonunuz kapalı
BAŞKAN Sayın Genç, Sayın Elitaşın
beyanlarıyla ilgili sataşmadan söz istiyorsunuz, zabıtları
getirtip bakacağım efendim. Lütfen yerinize oturun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Peki. Söz vereceksiniz ama
BAŞKAN Zabıtları getirtip bakacağım,
var mı öyle bir şey.
KAMER GENÇ (Tunceli) Tamam, peki.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN 7nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü
maddesinin üçüncü ve yedinci fık-raları yürürlükten
kaldırılmıştır.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkan, önerge gönderiyorum işleme almıyorsunuz, söz istiyorum
işleme almıyorsunuz. Önerge önünüze gelmedi mi?
BAŞKAN - İnceletiyorum önergenizi.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Nasıl
inceletiyorsunuz? Bakın, söz istiyorum burada
BAŞKAN İnceletiyorum efendim, daha yeni geldi.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) İnceletecek bir
şey yok.
BAŞKAN Yeni geldi, inceletiyorum. Oturun lütfen.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) İnceletecek bir
şey yok.
BAŞKAN Sayın
İçli, lütfen oturun, inceletiyorum önergenizi.
Sayın milletvekilleri, 7nci madde üzerinde elli iki önerge
vardır, kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme
alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve
7 nci maddesinde geçen "yedinci fıkraları" ibaresinden
sonra gelmek üzere "01.09.2010 tarihinden itibaren" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Öznur
Çalık
Malatya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 7 nci maddesinde geçen "yedinci fıkraları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "01.09.2010 tarihinden itibaren"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 7 nci maddesinde geçen "yedinci fıkraları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "01.09.2010 tarihinden itibaren"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 7 nci maddesinde geçen "yedinci fıkraları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "01.09.2010 tarihinden itibaren"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Halil
Mazıcıoğlu
Gaziantep
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 7 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Ufuk Uras Sırrı Sakık Osman Özçelik
İstanbul Muş Siirt
Hamit
Geylani
Hakkâri
Madde 7 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü
maddesinin üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten
kaldırılmıştır. Sonuncu fıkra olarak "
İşçi niteliği taşımayan kamu hizmeti görevlilerinin bu
alandaki haklarının kapsam, istisna ve sınırları,
gördükleri hizmetin niteliğine uygun olarak ve hakkın bağlı
olduğu amaca ulaşmayı zorlaştırmayacak ölçüde kanunla
düzenlenir.
Grev temel bir haktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 7. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali
Rıza Öztürk
Malatya Mersin
Madde 7- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü
maddesinin yedinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve maddeye aşağıda yer alan
fıkralar eklenmiştir.
"Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları sonrasında
memurlar ile diğer kamu görevlileri grev hakkına sahiptir. Statü
hukukunun gereği olarak memurlar ile diğer kamu görevlileri için
lokavta başvurulamaz.
Grev sonrasında greve katılan işçilerin grev
uygulanan işyerinde ortaya çıkan maddi zarardan kişisel
sorumluluğu bulunmamaktadır.
Lokavt hak değildir."
BAŞKAN Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi
okutup, işleme alacağım
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkan
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Benim önergem bu
tutumunuz hakkında. Bakın, bir milletvekili olarak söz istiyorum,
yazılı önerge gönderiyorum
BAŞKAN Nedir efendim önergeniz?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Efendim, işte
bakın
BAŞKAN Verin; arkadaşların önergesi nedir?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) İki cümle...
İncelettiriyorum diyorsunuz, sizin okuyup anlamanız gerekir onu,
incelettirmenize gerek yok. Bakın, okumamışsınız daha,
ama işlemi başlatıyorsunuz.
BAŞKAN Yeteri kadar açık değil, bir izah eder
misiniz.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Evet, işte onu beklerdim
ben sizden.
BAŞKAN Buyurun, buyurun bakalım.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Mikrofonu açıyor
musunuz?
BAŞKAN Hayır, buradan değil. Bir dakika, bir
dakika
Size söz vermedim ki. 63e göre ne istiyorsunuz?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım,
bakın, bu Anayasa değişikliği
BAŞKAN Hangi nedenle usul tartışması
istiyorsunuz efendim?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Önerge efendim
Efendim kura çekiyorsunuz, önergeler
BAŞKAN Benim hangi tutumumun İç Tüzüke
aykırı olduğunu ileri sürerek
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Kura çekimi,
önergeler diyorum efendim, okumadınız mı? Bir Genel Kurula
okur musunuz lütfen önergemi. Lütfen okuyun.
BAŞKAN Önergelerle ilgili olarak İç Tüzük 63üncü
madde gereğince usul tartışması açılmasını
talep ediyorum.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Evet.
BAŞKAN Hangisiyle ilgili? Nesiyle ilgili önergelerin?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Efendim, önerge
Yedi
önergeyi işleme alıyorsunuz
BAŞKAN Evet, öyle yapıyoruz.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Yedi önergeyi işleme alıp
kurayla diyorsunuz. Yedi önergeye de kura çekmiyorsunuz.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Bakın, burada
BAŞKAN Evet öyledir, İç Tüzük öyle, kurayla yedi
önerge... Ne kadar önerge
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Kurayla çekmiyorsunuz efendim, yedi
önergenin üçünü kurayla çekiyorsunuz, ama tutanaklara yedi önerge de
BAŞKAN Ama İç Tüzük ne diyor?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Efendim
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkanım, bakın, birinci konuşmalarla ilgili kura çekildi,
tutanak var, birinci turda önergelerle ilgili Divanda çekildi.
BAŞKAN Evet, tamam.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Şimdi,
bakın, burada, 3 kişi hakkında
Her maddede 3 kişi
çekilmiş kura. Peki, önergeyi verenleri niye kura çekiminde ilan
etmediniz?
İki: Burada otuz tane madde
BAŞKAN Efendim, İç Tüzüke göre o işlemi kâtip
üyeler yapar.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) İzin verir
misiniz
BAŞKAN Sayın İçli, Sayın İçli
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Siz beni dinleyin
BAŞKAN Sayın İçli, bizim İç Tüzükümüze göre
o işlemleri kâtip üyeler yapar. Kâtip üyelerin görevlerini okursanız
İç Tüzükte, o işlemin kâtip üyeler tarafından
yapıldığını öğreneceksiniz.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkanım, kâtip üyeler yapar
BAŞKAN Efendim?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) İzin verirseniz
ben kendi meramımı anlatayım, siz yorumlayın,
kararınızı verin.
BAŞKAN Buyurun, buyurun.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Ama siz beni dinlemiyorsunuz,
karşılıklı benimle diyalog içindesiniz.
BAŞKAN Önergelerle ilgili
Elli-elli beş tane önerge
verilmiş, bu önergelerin içerisinden kurayla tespit edilen yedi tanesini
işleme alıyorum.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Yedisini kurayla belirlemediniz
Sayın Başkan.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Kurayla belirleniyor.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Hayır efendim, üçer tanesi
kurayla belirleniyor.
BAŞKAN Bu tutumumda İç Tüzüke aykırı
herhangi bir yanlış uygulama söz konusu değil. Siz bu
uygulamanın yanlış olduğunu mu ileri sürüyorsunuz?
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Evet efendim, onun
için söz talep ediyorum ve bir de şunu anlatmaya
çalışıyorum: Böyle karşılıklı
bağırarak sesimi de yükseltmek istemiyorum size karşı,
makamınıza karşı, çünkü yanlış
anlaşılıyor, Niye Başkana bağırıyor? diye
AKPli arkadaşlar... İzin verirseniz, şurada mikrofonda kendimi
ifade edeyim, neden tutumunuzun yanlış olduğunu söyleyeyim.
Aynı görüşte olan arkadaşlarım da var.
BAŞKAN Sayın İçli, Divanda görevli kâtip
üyelerimizin huzurunda bu kura çekimi gerçekleşmektedir. Benim Başkan
olarak herhangi bir dahlim de söz konusu değildir. Kurada ortaya
çıkan önerge sahibi arkadaşlarımızın bu önergelerini
işleme alıyorum. Bunda herhangi bir usule aykırılık
yoktur, İç Tüzüke aykırılık yoktur ama siz bu kura
işleminin sizin de huzurunuzda çekilmesini filan mı arzu ediyorsunuz?
Ama İç Tüzük buna imkân vermiyor, kâtip üyelerin bulunduğu ortamda
çekilmesini düzenlemiş. Kâtip üyelerin görevleri arasında bu da
vardır.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Neden aykırı
olduğunu anlatmaya çalışayım.
BAŞKAN Ben bir usule aykırılık görmüyorum
efendim.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkanım, bakın, kaç madde bu Anayasa
değişikliği, kaç madde? Otuz madde, değil mi?
BAŞKAN Evet.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Şu elimde, biraz
evvel fotokopisini aldığımda, kaç maddeyi Divan kura çekti
bilginiz var mı?
BAŞKAN Hepsinde çekiyorlar.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Hayır,
yanlış işte, onu anlatmaya çalışıyorum. Yirmi
dört madde
Buyurun
BAŞKAN Evet, şu anda yirmi beş tanesi
çekilmiş, diğerlerini de çekecekler.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Olur mu?
İşte, yirmi dört, yirmi beş değil.
BAŞKAN Evet, diğerlerini de çekecekler efendim, daha
sıra gelmedi.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkanım, bakın burada
BAŞKAN Sayın İçli, yani söylediğinizi
anlamakta çok zorluk çekiyorum, sanıyorum milletvekili
arkadaşlarımız da öyle.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Değerli
Başkanım, niye benimle diyaloğa giriyorsunuz? Değerli
Başkanım, niye benimle karşılıklı
BAŞKAN Yani on-on beş güne yakın süredir burada
Anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalar
yapıyoruz. Her madde üzerinde kaç tane önergenin işlem gördüğünü
sadece milletvekili arkadaşlarımız değil, televizyonları
başında bizleri izleyen vatandaşlarımız da artık
bu işi öğrendiler, nasıl olduğunu biliyorlar. Siz niye
itiraz ediyorsunuz, anlayamadım.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Sayın
Başkan, siz mikrofonda konuşuyorsunuz, beni buradan
karşılıklı size bağırmaya zorluyorsunuz.
BAŞKAN Bir usule aykırılık yok Sayın
İçli.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Oldu. Efendim, ben
ifade edeyim kendimi.
BAŞKAN Benim tutumum hakkında usul
tartışması açılmasını istiyorsunuz
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Evet
Tutumunuz
hakkında, evet.
BAŞKAN Peki efendim. Fazla uzatmayalım; iki lehte iki aleyhte
Sayın İçli ve Sayın Öztürk aleyhte söz istediler,
Sayın Bozdağ ve Sayın Canikli, siz de lehte istediniz.
Sayın İçli, buyurun efendim.
Üç dakika süre veriyorum.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Her madde için işleme
alınan yedi önergenin dördünün siyasi parti grubuna mensup
milletve-killerine hak olarak tanınmasına ve kalan üç önergenin
belirlenmesi için kura çekiminin İç Tüzüke uygun olarak yapılıp
yapılmadığı hakkında
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Değerli
Başkanım, teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, üç dakikadan korkmayın. Süre
uzatmak gibi bir amacım olsa, ben bunu başka türlü tıkarım.
Bakın, keskin sirke küpüne zarar verir.
Sınırsız güç, güç değildir. Siz sayısal gücünüzle
burada her şeyi yapabileceğinize inanıyorsunuz ama bu
yanlıştır.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Milletin gücü, milletin!
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Bakın, bunu geçin.
AHMET YENİ (Samsun) Milletin gücü, milletin!
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Şimdi bakın, bir
Anayasa değişikliğini
Sayın Başkanım, yani ben burada laf bombardımanına...
Süremi lütfen yeniden başlatın.
BAŞKAN Evet
Değerli arkadaşlar, lütfen
Ben bir
hatibi kürsüye davet ettim, meramını anlatsın. Lütfen yerinizden
söz atmayın arkadaşlar.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Yani biraz tahammüllü olun.
Yani bakın, ben size saygı gösteriyorsam
BAŞKAN Sayın İçli, konuşun efendim, Genel
Kurula hitap edin lütfen.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Ya, atmayın
kardeşim şu lafı ya!
BAŞKAN Genel Kurula hitap edin lütfen.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Bir oturun ya! Bir susun!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Kadrolu onlar, kadrolu.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Ya, bu
Kadro musunuz siz? Ne
amaçla buradasınız, onu anlamıyorum ben.
BAŞKAN Sayın İçli
Sayın İçli
Lütfen,
karşılıklı konuşmayın.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Değerli
Başkanım, bakın, bunun birinci turlarında önerge verildi,
gruplar anlaştı. Burada sadece siyasi parti grupları yok. Grubu
olmayan siyasi partiler olduğu gibi, bağımsız
milletvekilleri var. Siz şimdi, grup başkan vekilleri
Bakın,
elimde liste var; 4 AKP, 1 CHP, 1 MHP, belli ki
Yani bilemiyorum tabii ama hep
bakıyorsunuz, gruplar adına da burada önergeler var. Dört tanesini
gruplara ayırmışsınız, üç tanesini kura çekiyorsunuz.
Bir, uygulama
Bakın, bürokrat arkadaşlar da
vardır; yukarıda biz toplandık, kura çekecektik, uzlaştık.
Ben bir tek 8inci maddede söz hakkım olduğu için diğer
önergelerden çektim. Sonra, değişiklik önergelerinde, her madde için
Divanda, burada torba hazır ve burada çekilişe katılmak
isteyenlerin iradesiyle orada kuralar çekildi adil olarak.
Şimdi, ben diyorum ki: Ne zaman çekildi bu? Divan çekti.
Peki, nasıl çektiniz? İşte, çekmişler. Yedi önergeden üç
önergeyi çekmişler, dört önergeyi gruplara vermişler.
Değerli Başkanım, ben Divandaki arkadaşlara
saygısızlık, güvensizlik göstermiyorum ama işin bir
adabı, usulü olması lazım.
Şimdi, bu Anayasa değişiklik teklifi bakın kaç
madde? 30 madde. Neden 24 maddesinin kurasını çektiniz de 6 tanesini
çekmediniz? Neden milletvekilinin haberi yok? Bir işin adil, usule uygun
olması için burada açıklarsınız, dersiniz ki:
Arkadaşlar, şu saatte kura çekiyoruz. Çünkü kura bu. Ben nereden
bileyim? Belki ben çekmek isteyeceğim bu kurayı. Bunun adil
olması için bunu yapmanız lazım ama bakıyoruz uygulamaya...
Bir de Değerli Başkanım, benim sizinle
karşılıklı diyalog içine girmek gibi bir tutumum yok. Siz
Başkansınız, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil ediyorsunuz.
Burada milletvekilleri sizi eleştirebilir, milletvekilleri sert de
eleştirebilir, acımasız da eleştirebilir. Siz onlara cevap
vermek durumunda değilsiniz. İç Tüzükte, eğer
Tutumunuz
hakkında Genel Kurula başvuracaksınız -ki sayısal
çoğunluğu var- oraya başvurursunuz ama siz sürekli
milletvekilleriyle bir kapışmaya giriyorsunuz. Bu da hoş
değil. Ben, bu tutumunuzun yanlış olduğunu söylüyorum ve aynı
düşüncede olan arkadaşlarımız var.
Bir de şu: İç Tüzükün 93üncü maddesi Anayasa
değişiklik tekliflerinde özel hüküm getiriyor, özellikle ikinci ve
üçüncü fıkrasında. Bakın, sayılmış, çok
sınırlı olarak sayılmış. Siz önerge
sayısını, diğer, birinci turdaki gibi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın İçli, verdiğim süre doldu.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Tamamlayacağım...
BAŞKAN Ne yapalım, süreniz doldu.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Hayır efendim. Sizin
şeyinize gerek duymuyorum. Çok teşekkür ederim, ben bitirdim. Bir
dakika lütfedecekler!
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Lehte Sayın Bozdağ, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Başkanlık Divanının,
açılan tartışmada lehinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Anayasa değişikliklerinin
nasıl yapılacağını Anayasanın 175inci maddesi
düzenliyor. 175e baktığınız zaman burada yazan şeyler
çok net ve çok açık. Şimdi, aranan şey şu: Bir, 184 imzayla
bir teklif yapılmış mı yapılmamış mı?
İki, Genel Kurulda iki defa görüşme var mı yok mu, kırk
sekiz saat arayla? Üçüncüsü de, 330 ve daha fazla oy almış mı
almamış mı? Bunlar, Anayasanın koyduğu özel
şartlar ve arkasından diyor ki: Bunun dışındaki
usuller ise kanun tasarı ve tekliflerinin Mecliste görüşülmesine dair
usul ve esaslar neyse ona tabidir.
Şimdi, bakıyoruz, bugüne kadar Mecliste görüşülen
kanun tasarı ve tekliflerinde önergelerin görüşülmesi,
oylanması, yediden fazla önerge verildiği takdirde bu önergelerin
kimlere düştüğünün tespit edilmesi, bununla ilgili usul nedir diye
baktığımızda, bizim karşımıza İç Tüzük
87 çıkıyor. Orada da deniyor ki: Milletvekilleri tarafından
Anayasaya aykırılık önergeleri dahil her madde için yedi önerge
verilebilir. Her siyasî parti grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge
verme hakkı saklıdır.
Şimdi, Anayasaya aykırılık dâhil yedi önerge
verilebilir, siyasi parti gruplarının birer önerge hakkı da
saklıdır. Şimdi buna göre Meclis Başkanlığı
ne yapıyor? Önerge sayısı fazla olduğu zaman, siyasi parti
gruplarının hakkı da saklı olduğuna göre, kurayla kime
önergelerin düştüğü tespit ediliyor. Burada önergelerle ilgili kura
işlemi yapılmış mı? Yapılmış. Kura
çekim sırasında Yaşar Tüzün, Bilecik Milletvekili, CHPden;
Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili, MHPden; Ayhan Sefer Üstün, Sakarya
Milletvekili, AK PARTİden; Yusuf Coşkun, Bingöl Milletvekili
-Yaşar Tüzünle Yusuf Coşkun aynı zamanda Kâtip Üye, bunlar çekiyor-
Ahmet Küçük, Çanakkale Milletvekili, CHPden; Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya Milletvekili, CHPden. Kura çekilirken kura çekilen yerde 1 tane idare
amiri, 2 tane kâtip üye ve diğer milletvekili arkadaşların da
olduğu bir ortamda kura çekiliyor kâtip üyeler tarafından ve diğerleri
de bu kuraya tanıklık ediliyorlar, tutanak altına da
alınıyor. Yapılan işlem İç Tüzüke uygun. Meclisin
bugüne kadar İç Tüzük çerçevesinde yaptığı uygulamalara da
uygun. Her dönemde yapılan iş şu anda da
yapılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, Sayın Bozdağ, teşekkür ederiz.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben de teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun.
Tutumumun aleyhinde söz istediniz.
Üç dakika süre verdim.
Buyurun.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Başkanın değişiklik
önergelerini işleme alma konusundaki tutumunun aleyhinde söz aldım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Sayın Başkan, tutanakları açıp
bakarsa görür ki, her seferinde her maddeyle ilgili olarak elli küsur önergenin
geldiğini ve bunlardan yedisinin kurayla belirlenerek işleme
alındığını tutanaklara geçirtmektedir. Ancak Divandan
aldığımız liste, birden yirmi dörde kadar olan listede yedi
önerge kurayla belirlenmemekte; üçer önerge, milletvekillerinin önergeleri
kurayla belirlenmektedir. Öncelikle bu tutanaklardaki ifadelerini düzeltmesi
gerekiyor. Bu bir.
Diğer konu, dört önergenin kura dışı belirlenmesi
konusu, İç Tüzükün 87nci maddesine dayandırılmaktadır.
Ancak Anayasa değişiklik teklifleriyle ilgili olarak özel bir
düzenleme vardır Anayasamızda. Anayasa değişiklikleri,
Hükûmet ve gruplar tarafından teklif edilememektedir. Teklif edilemeyen bir
Anayasa değişikliği konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda görüşmelerin yapıldığı sırada,
değişiklik önergelerinin de gruplar tarafından verilmemesi
gerekir bu prosedüre göre ve Anayasa değişikliklerinde
milletvekilleri tarafından tekliflerin verilmesi gerekir. Gruplar
şunu söyleyebilirler: Efendim, kura dışı tutulan 4 teklif
gruplara mensup milletvekillerine aittir diyebilirler. Ancak o
milletvekillerinin de 7 milletvekilinin teklifinde olduğu gibi kura ile
belirlenmesi gerektiğini düşünüyorum ve Sayın
Başkanın, bu Anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak
önergelerin işleme alınmasındaki tutumunun yanlış
olduğunu ve Anayasa görüşmelerini sakatladığını
ifade etmek istiyorum.
Bir diğer bilmek istediğim, elli küsur önerge içerisinde
AKP Grubuna mensup milletvekilleri tarafından verilen önergelerin
sayısının da Genel Kurul tarafından bilinmesi
gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, bu görüşmeler
sırasında, 72nci maddeyle ilgili olarak verilen, muhalefet partileri
tarafından verilen önergelerden birden fazla önerge, İç Tüzük
tarafından verilen bir hakkın kötüye kullanılması gerekçe
gösterilerek işleme alınmamıştır.
Aynı şekilde, Sayın Başkanın, AKPli
milletvekilleri tarafından verilen ve aynı mahiyetteki önergelerin
İç Tüzükten doğan bir hakkın kötüye kullanılması
manasına geldiği hâlde, bu önergeleri niçin işleme
aldığını ben de bilmek istiyorum, Genel Kurulun da bilmek
istediğini düşünüyorum ve bu çifte standardın ortadan
kaldırılması konusunda açıklama beklediğimi ifade
ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Öztürk, teşekkür ederim.
Tutumumun lehinde, Sayın Canikli, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; İç Tüzükün
63üncü maddesi çerçevesinde açılan tartışmada,
Başkanlık Divanının tutumunun lehinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, İç Tüzükümüzün 175inci
maddesinin ikinci fıkrası çok açık bir hüküm ortaya
koymaktadır: Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki
tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar
dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü
hakkındaki hükümlere tâbidir.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Anayasanın
Anayasanın
BAŞKAN Sayın Canikli, Anayasanın 175i
diyecektiniz, İç Tüzük dediniz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Pardon efendim.
Anayasanın 175inci maddesinin ikinci fıkrası çok
net olarak bu kuralı ortaya koymuştur. Eğer herhangi bir konuda
özel düzenleme yok ise, o zaman, kanunlarda öngörülen, kanunların
görüşülmesinde ortaya çıkan usul tatbik edilir. Burada herhangi bir
tartışma söz konusu değil. Bu çerçevede
arkadaşlarımızın ileriye sürdüğü İç Tüzükün
93üncü maddesinin üçüncü fıkrası bu anlamda, tartıştığımız
çerçevede özel bir düzenleme getirmemektedir, bir istisna getirmemektedir.
İkinci görüşmede yalnızca maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülür, birinci görüşmede üzerinde
değişiklik teklifi bulunmayan bir madde hakkında ikinci görüşmede
önerge verilemez. Dolayısıyla, burada önerge sayısı
hakkında, önergelerin gruplara dağılımı hakkında
herhangi bir özel düzenleme getirmemektedir. Genel kural nedir? Genel kural, en
fazla yedi önerge verilebilir, grupların önerge hakları
saklıdır. Dolayısıyla özel bir hüküm yok. Çok açık
yani bunu anlamak için uzman olmaya bile gerek yok değerli
arkadaşlar. Üst üste koyduğunuzda çok açık olan,
tartışmasız hükümlerinden bir tanesi. Bazı hükümler
vardır muğlaktır, tartışılabilir, tartışma
konusu olabilir ama bu çok açıktır, burada hiçbir problem yoktur.
Yapılan işlem doğrudur. Başkanlık Divanının
bugüne kadar
Uzun yıllardan beri uygulama da böyledir. Bugüne kadar bir
ihtilaf, tartışma çıkmamıştır. Bugün, bu amaçla
bir tartışma, suni, fiktif bir tartışma oluşturulmaya
çalışılıyor; bu doğru değildir değerli arkadaşlar.
Yapılan işlemde herhangi bir sakatlık yoktur,
Başkanlık Divanının tutumu doğrudur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergelerle ilgili
Başkanlık Divanınca şu ana kadar yapılan uygulama
tamamen İç Tüzükümüz çerçevesinde ve şu ana kadar yürütülmekte olan
uygulamalar çerçevesinde yapılmaktadır, tutumumda herhangi bir
değişiklik olmamıştır.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, en aykırı önergeyi okutup
işleme alacağım.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 7. Maddesinin
madde metninden çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet Ekici Reşat
Doğru
Yozgat Tokat
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önergesi üzerinde Sayın Ekici, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Beş dakika süreniz var efendim.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkanı ve
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, grev ve lokavt hakkını
düzenleyen Anayasamızın 54üncü maddesinin üçüncü ve yedinci
fıkrasının çıkarılmasına ilişkin Anayasa
değişiklik teklifiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz
aldım. Özüne bakarsanız, yapılmak istenen değişiklik,
üçüncü paragrafta, grev esnasında greve katılan işçilerin ve
sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu grev
uygulanan işyerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika
sorumludur. ile siyasi amaçlı dayanışma grev ve lokavtı
gibi maddelerin yürürlükten kaldırılmasıdır. Bu, özünde
doğru bir düzenlemedir. Aslında bunlar
1980 öncesi yaşanan
işçi hareketlerinin Türkiyeye yaşattığı bazı
sıkıntılı durumlar münasebetiyle 80 Anayasasının
çok daha katı, işçi hareketlerini de kısıtlayıcı
yönde aldığı tedbirler münasebetiyle
sıkıştırılmış bir işçi hareketi söz
konusu olmuştu. Özünde bu işlem doğrudur ancak çalışma
hayatını bir bütün olarak, bir kül olarak alıp bu maddeler, bu
ve benzeri maddeler yani 5inci değişiklik maddesi, 6ncı, 7nci
maddeler çok daha yüksek bir istişareyle, çok daha iyi bir
dayanışmayla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığında oluşacak bir heyetle, işçi
hareketinin önderlerinin ve sivil toplumun da dâhil olduğu bir süreç
içerisinde ele alınıp düzenlenmiş olsaydı, bugün çok daha
farklı bir ortamda Anayasa tartışması yapıyor
olacaktık. Doğrusu, bu alınan tedbirler Türk işçi
hareketinin, çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi bakımından
yeterli midir diye iç dünyamızda biz bir özeleştiri
yaptığımız zaman da bunun yeterli
olmadığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, tanınan haklar,
uygulanabilir haklar olduğu zaman anlam taşır. Bakın, dün
Taksim Meydanında, sendikalaştığı için işinden
atılan, sendika üyesi olduğu için işinden atılan
insanların yürüyüşüne şahit olduk. Ya-ni, anayasalarda ve
yasalarda tanıdığınız hakları uygulanabilir
haklar hâline getirdiğimiz an biz başarılı bir yürütmeyi,
başarılı bir parlamentoyu meydana getirmiş oluruz.
Şimdi, bu gelen haklarla yani burada
tanındığı iddia edilen haklarla çalışma
hayatının başarılı bir şekilde yeniden
düzenlenmesi mümkün değildir. Doğrusu, ısrarla söylüyoruz, biz
söylemekten, siz dinlemekten bıkmadınız ancak bu Anayasa
Değişiklik Teklifinin geriye alınarak, geriye çekilerek Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı altında ve konsensüsle
bir Anayasa değişikliği tasarısını yine size
bıkmadan, usanmadan teklif edeceğiz çünkü bu maddede
yapacağınız düzenlemenin hiçbir anlamı yok. Şu anda,
Türk işçisinin hak ettiği anda, uzlaşmazlığa
düştüğü anda greve çıkacak takati yoktur, grev yapmaya cesareti
yoktur. Grev yapan işçiler, gerek kamu gerek özel hayatta tehdit edilen,
işinden edilmekle, ekmeğinden edilmekle tehdit edilen insanlar hâline
gelmiştir ve bu tehdit düzeyi o kadar yükselmiştir ki şu
Parlamento çatısı altında, yürütmenin temsilcilerinin
ağzından O kadar boş, işsiz var, bulduğunuzla
yetinin. denecek kadar da ileri gidilmiştir. Dolayısıyla,
şu anda, bu teklif diziniyle hayata geçirmeye çalıştığınız
bu Anayasa değişikliği uygulanabilir değildir.
Bu gök kubbenin altında söylenmemiş güzel söz de yok,
ilk çağlardan beri bir sürü güzel söz söylenmiş, anayasa metinlerine
bir sürü güzel şey girmiş ama bu güzellikleri uygulanabilir
güzellikler hâline getirmeye çalışmak yerine, daha zor, daha güç,
daha az uygulanabilir hâle getirmenin ne İktidara ne yasamada görev alan
değerli milletvekili arkadaşlarımıza yani iktidarıyla
muhalefetiyle hiçbirimize bir faydası yoktur. Onun için, gelin, bu teklifi
geri çekin ve biz, gerçek..
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ekici, süreniz doldu. Lütfen
Ek süre
veriyorum, tamamlayın.
MEHMET EKİCİ (Devamla) Biz bu Parlamentoda on beş
gündür Anayasa değişikliği tartışması
yapacağımız yere, işsizlikle alakalı, halkın
geçim sıkıntısıyla alakalı, güvenlikle alakalı
-bakın, daha dün 7 tane evladımızı toprağa verdik-
bunları konuşalım, bunlar hakkında tedbir alalım
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Ekici, teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 7. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve
arkadaşları
Madde 7- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54 üncü
maddesinin yedinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve maddeye aşağıda yer alan
fıkralar eklenmiştir.
"Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları sonrasında
memurlar ile diğer kamu görevlileri grev hakkına sahiptir. Statü
hukukunun gereği olarak memurlar ile diğer kamu görevlileri için lokavta
başvurulamaz.
Grev sonrasında greve katılan işçilerin grev
uygulanan işyerinde ortaya çıkan maddi zarardan kişisel
sorumluluğu bulunmamaktadır.
Lokavt hak değildir."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizin gerekçesi açık ve ayrıntılı bir
şekilde belirtilmiştir. Ben, bu vesileyle, Anayasa
değişikliği üzerindeki düşüncelerimi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, AKPli hukukçu
arkadaşlarımızla veya diğer partilerden hukukçu
arkadaşlarımızla konferansa, panele ya da bilimsel bir
toplantıya katılsak, orada hepimiz, aynı şekilde, hep bir
ağızdan çıkmışçasına Anayasanın toplumsal
uzlaşma belgesi olduğunu, sadece Parlamentodaki siyasi partiler arasındaki
uzlaşmayı sağlamaktan ibaret olmadığını,
aynı zamanda Parlamento dışındaki tüm grup, katman ve
sınıflar arasında da uzlaşmayı sağlayan en
geniş uzlaşma belgeleri olduğunu hep birlikte söyleriz ve
devamla da şunu söyleriz hep beraber: Anayasalar, karşılıklı
dayatma ve suçlama ortamlarından uzak, insanların birbirini
karşılıklı olarak bilgilendirdiği,
aydınlattığı ve karşılıklı
dayanışma içerisinde, aklın ve mantığın egemen
olduğu bir süreçte yapılması gerektiğini hep beraber
söyleriz değerli arkadaşlarım ancak bugünkü Türkiye
ortamına baktığımızda, gerçekten, toplumsal
kutuplaşma dengeleri altüst etmiştir, siyasette, Parlamentoda,
mahallelerde, sokaklarda çatışmalar, gerilimler
yaşanmaktadır. Hatta öylesine ki devlet kendi yasalarını,
kendi hukukunu çalıştıramaz ve sahip çıkamaz hâle
gelmiştir. Siyaset, yargının kendisini
kuşattığından, yargı da siyasetin ve yürütmenin
kendisini kuşattığından şikâyet eder hâle gelmiştir.
Kurumlar birbirine güvenemez, hatta güvenmeyi bir kenara bırakın,
birbirini suçlar hâle gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, böyle bir ortamda biz Anayasa
değişikliği yapıyoruz yani rejim değişikliği
yapıyoruz. Rejim değişikliği sorunu, sadece muhalefet
partileri olarak Cumhuriyet Halk Partisinin, Milliyetçi Hareket Partisinin ya
da BDPnin sorunu değildir; bu, aynı zamanda, AKPli
arkadaşlarımızın da sorunudur.
Elli beş yıllık hukukçu Sami Selçuk, elli beş
yıllık hukuk birikiminin verdiği değerlendirmelere göre,
bugünkü, böyle bir ortamda Anayasa değişikliklerinin
yapılmaması gerektiğini, özellikle yargıya yönelik
düzenlemelerin geri bırakılması gerektiğini söylemektedir.
Değerli arkadaşlarım, milletvekili olarak bizler,
milletin bize verdiği yetkiyi, yeniden milletvekili olabilmek
düşüncesi ve kaygısı ile kendi kişisel
çıkarlarımız için kullanıp israf edemeyiz;
davranışlarımızı yeniden milletvekili olup olmama
ölçütüne göre indirgeyemeyiz, böyle davranamayız. Kaldı ki
davranışlarımızı -bu Parlamentoda bulunan tüm siyasi
partiler açısından söylüyorum- önümüzdeki dönem yeniden milletvekili
olabilme kişisel kaygısına endekslesek bile, geçmiş dönem
parlamentoları izlediğimizde, geçmiş dönem Parlamentolarda
mevcut milletvekili arkadaşlarımızın üçte 2sinin bir
sonraki Parlamentoda olmadığını görürüz değerli
arkadaşlarım. O zaman, bizim yapmamız gereken şey,
davranışlarımızı belirlerken,
oylarımızı kullanırken sadece ve sadece hakkın,
hukukun ve vicdanlarımızın sesini dinlemeliyiz, toplumun ve
çocuklarımızın geleceğini gözeterek
davranışlarımızı belirlemeliyiz. Bu
milletvekilliğinin sona ereceğini, yaptığımız
eylemlerin, verdiğimiz oyların gelecekte çocuklarımızla,
torunlarımızla birlikte bize bir yaşamı yeniden
şekillendireceğini bilmemiz gerekiyor. İleride gerçekten çocuklarımızın
geleceği ve torunlarımızın geleceği için bizim
bunları şekillendirdiğimizi bilmemiz gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten bugün Parlamento
olarak herkes zor bir sınav veriyor. Gerçekten hepimiz toplumdaki
sağduyunun, aklın ve mantığın, bir de
vicdanlarımızın sesine göre hareket etmemiz gerektiğini ben
düşünüyorum. Sayın Başbakan Tayyip Erdoğandan korkarak oy
kullanmanın doğru olmadığını düşünüyorum,
liderlerden çekinerek oy kullanmanın doğru
olmadığını düşünüyorum.
MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) Siz de Baykaldan mı
korkuyorsunuz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Tayyip
Erdoğandan
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, ben burada
SUAT KILIÇ (Samsun) Oy kullanmıyorsun. Oy kullan, oy!
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Aynaya bak, aynaya!
KÜRŞAD TÜZMEN (Mersin) Bizim korkumuz yok,
saygımız var, saygımız.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Sataşmanıza gerek yok.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Allahtan korkun değerli
arkadaşlarım, Allahtan; Tayyip Erdoğandan korkmayın!
SUAT KILIÇ (Samsun) Aynaya bak, aynaya!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Gelecek günlerde
vicdanınızın sızlamasından, kanamasından,
içinizin acımasından, yüreğinizin kanamasından korkarak oy kullanın
değerli arkadaşlarım, Başbakanın emir ve
talimatlarına göre değil. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun.
KÜRŞAD TÜZMEN (Mersin) Yüreğin yetiyorsa kabine geç.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Sizler, tıpkı 1 Mart
2003 tezkeresinde olduğu gibi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SUAT KILIÇ (Samsun) Sıraya gir.
BAŞKAN Sayın Öztürk, süreniz doldu, size ek süre
veriyorum efendim lütfen tamamlayınız.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Aynı şekilde
ben de sizin oy kullanmanızı rica ediyorum.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) Yüreğiniz varsa oy
kullanın!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakanın emir ve
talimatlarına göre değil, Sayın Başbakandan korkarak
değil, tıpkı, 1 Mart 2003 tezkeresinde olduğu gibi,
AKPlisiyle, CHPlisiyle, MHPlisiyle nasıl 1 Mart 2003 tezkeresinde tüm
baskılara direnerek özgürce o tezkerede oylama nasıl
yaptıysanız, vicdanlarınızın sesini duyarak oy kullandıysanız
burada da tıpkı o tezkerede olduğu gibi
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Siz de kullanın, siz de.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
hakkın, hukukun sesine
kulak vererek, sadece milletten aldığınız yetkiyi
kullanarak oy kullanmanızı
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Millet size de yetki vermedi
mi?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
ve parmaklarınızı
da haktan, hukuktan yana kaldırmanızı ben diliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
SUAT KILIÇ (Samsun) Oy kullan, oy!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bir de başkan vekili
olacaksın. Sataş sen! Ger, ger sen Parlamentoyu!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Kürşad Tüzmen, sana
yakışmıyor, sen laf atma. Sen benim aynı bölgemde
milletvekilisin.
BAŞKAN Lütfen karşılıklı
atışmayalım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497/1 ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 7nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ufuk
Uras (İstanbul) ve arkadaşları
Madde 7:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 54üncü maddesinin
üçüncü ve yedinci fıkraları yürürlükten
kaldırılmıştır. Sonuncu fıkra olarak, işçi
niteliği taşımayan kamu hizmeti görevlilerinin bu alandaki
haklarının kapsam, istisna ve sınırları, gördükleri
hizmetin niteliğine uygun olarak ve hakkın bağlı
olduğu amaca ulaşmayı zorlaştırmayacak ölçüde kanunla
düzenlenir. Grev, temel bir haktır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Uras, siz mi
konuşacaksınız?
Buyurun efendim, süreniz beş dakikadır.
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli vekiller; öncelikle 3 Mayısta basın emekçilerinin
Basın Özgürlüğü Gününü kutlarım. 216 sanıkla Basın
Özgürlüğü Gününü kutlamanın burukluğunu yaşamaktayız.
Mecliste ve siyasette tutarlı olmak ifadesi nasıl
anlatılır? derseniz, bugün verilecek tek cevap şudur:
İktidarın Anayasa değişikliklerinde yaptığı
gibi davranmamakla tutarlı olunur. Neden mi? Bakalım:
54üncü maddenin üçüncü ve yedinci fıkralarını
yürürlükten kaldırma gerekçenizde "Maddeyle, tarafı
olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile çağdaş
demokratik toplumlarda çalışma hayatını düzenleyen ve genel
kabul gören evrensel ilkelerle bağdaşmayan fıkralar yürürlükten
kaldırılmalıdır." diyorsunuz.
Peki, tarafı olduğumuz ve
imzaladığımız uluslararası sözleşmeler ve
çağdaş demokratik toplumlardaki çalışma
yaşamımızın düzenlenmesi bunlarla mı
sınırlıdır? Sendikal haklar ile grev hakkı
açısından neden tutarlı davranarak diğer uluslararası
sözleşme maddelerine uyum sağlanmıyor?
Kamu çalışanına grevsiz toplu sözleşme
hakkı getiriliyor. Kamu çalışanlarına grev
hakkını çok gören bu anlayış tutarlı mı
davranmış oluyor? Uluslararası sözleşmelerde ve ILO
kararlarında, çağdaş demokratik ülkelerdeki çalışma
hayatında kamu çalışanlarına grev hakkı yok mu? Çok
uzağa gitmeyin, komşumuz Yunanistan'a bakın, kamu
çalışanları grev yapıyor, bir günlük iş
bırakıyor. Peki, ne oluyor? Yunanistan'ı kamu
çalışanları mı batırdı, yoksa onlarca
yıldır yanlış ekonomi politikaları ve devasa
yolsuzluklarla Yunan ekonomisini perişan edip belki de tarihin en büyük
kurtarma operasyonu ile ülkelerini karşı karşıya
bırakan hükûmetler mi? Karamanlis-Papandreu ailelerinin dönüşümlü
yönetimi mi Yunan ekonomisini içler acısı hâle getirdi, yoksa ücretli
çalışanlar, emeği ile geçinenler mi?
"Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev
ve lokavtı, genel grev ve lokavt, iş yeri işgali, işi
yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler
yapılamaz." fıkralarının çıkarılması ne
anlama geliyor? Yeni sendikal haklar mı söz konusu? Genel grev, siyasi
grev, işi yavaşlatma ve iş yeri işgali serbest mi
bırakılıyor? Hiç alakası yok. Defalarca söyledik, 82 Anayasası, mantığı
nedeniyle, tüm kısmi ve olumlu da olan bazı düzenlemelere
rağmen, baskıcı ve antidemokratik özünü koruyor.
Sendikal haklar konusunda önerilen bu düzenlemelerle suya sabuna
dokunulmuyor. Bu öneriler hak doğurucu, sonuç doğurucu değil.
Evet, bazı tuhaf ifadeler Anayasa metninden çıkıyor ama bu
yeterli değil, çünkü en az onlar kadar tuhaf başka hükümler
korunuyor. Değişiklikler bütünsel değil, durumu kurtarmaya
yöneliktir ve esas önemlisi, Çalışma Yasası'ndaki
tuhaflıklar, uluslararası sözleşmelerle uyumlu olmayan, ILO
kararlarına ters düşen düzenlemeler ve yasalar
varlığını koruyor.
Çok iyi biliyoruz ki, yetki prosedürleri değişmeden,
yasalar yeniden düzenlenmeden yapılan değişiklikler göstermelik
olacaktır. Peki, Çalışma Yasası'nın
değişeceğine dair bir somut hazırlık var mı? Biz
bunu biliyor muyuz? Bu Anayasa maddeleri hakkında bizden olumlu oy
isteyenler, bu yasalarda değişiklikler yapılacağına ya
da hangi bir yönde değişiklikler yapılacağına dair
bilgi veriyorlar mı? Hayır. "Sen destek ver ama ben ne
yapacağıma sonradan kendim karar veririm. zihniyetiyle
demokratikleşme sağlanabilir mi? Bu politika demokratik bir zihniyete
ait olabilir mi? Grev hakkı olmadan, toplu sözleşme hakkı gibi
bir garabeti kim yaratıyor? Uluslararası sözleşmeler mi? Yoksa
çağdaş demokratik ülkelerdeki uygulamalar mı? Zarfı
değiştiriyorsunuz, mazruf aynı! Emekliye sendika hakkı
olmasın, çiftçiye sendika hakkı olmasın, kamu çalışanına
grev hakkı olmasın ama uluslararası sözleşmelere uyuyoruz.
densin. İşte, tutarsızlık buradadır.
Bütün çalışanların ve çalışmayla ilgili
olanların toplu pazarlık, grev ve toplu eylem hakkını
güvence altına alacak bir değişiklik neden sizi bu kadar
zorluyor? Bu ülkede korkularla siyasetin bir anlamı
kalmadığını görmüyor muyuz? İşte otuz iki
yıl boyunca 1 mayıslar, işçiye, emekçiye, solcuya, demokrata,
sosyaliste kâbus haline dönüştürüldü de ne oldu? Bu sene herkesin
yıllardan beri arzuladığı 1 Mayıs kutlaması yapılabildi
ama otuz iki sene bunun için uğraşıldı. Bu
anlayışla Türkiye, demokrasi konusunda, çalışma
hakları konusunda ilerleyemez, çalışanların vicdanında
aklanamaz.
54üncü maddenin kendisi 12 Eylül darbesinin adeta simgesidir.
Genel grev, siyasi grev, iş yavaşlatma ve işyeri işgali
gibi yasaklar metinden çıkarılıyor ama yeterli değildir
çünkü 54üncü maddedeki bu değişiklik sonuç doğurucu
değildir. Anayasanın görünen yüzündeki çirkinliği kapatmaya
yönelik bir adımdır ve yeterli değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Uras bir dakika ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
MEHMET UFUK URAS (Devamla)
Tamamlıyorum efendim.
54üncü maddenin birinci fıkrasına göre işçiler
sadece toplu iş sözleşmesi sırasında uyuşmazlık
çıkması halinde grev hakkına sahiptir. Yasalar bunun
dışındaki bütün grevleri yasa dışı grev saymaktadır.
Bakın, 54üncü maddenin grev ertelemeye olanak veren
hükümleri aynen korunuyor. Grev ertelemelerin grevleri olanaksız hâle
getirdiği bilinmiyor mu? Yıllardır bu ertelemelerle grevler
yapılamaz hâle getirilmedi mi? Hükûmetler bu erteleme kararlarına
imza atmadılar mı? Attılar ve grevi yaptırmadılar.
Şimdi hâlen sendikal yasakların özü korunuyor. Peki, bu
tutarsızlık değil midir?
Heine bir şiirinde Yeni devirde, yeni esere, yeni elbise
gerek. diyordu. Bize gerek olan da bu tür bir zihniyet
değişikliğidir. Dante Söyledim ve ruhumu kurtardım.
demişti, darısı tüm ruhların başına olsun.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Uras teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım dört
önerge de aynı mahiyettedir, bu
nedenle birlikte işleme alacağım. İstemde bulunmaları
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 7 nci maddesinde geçen "yedinci fıkraları"
ibaresinden sonra gelmek üzere "01.09.2010 tarihinden itibaren"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Halil
Mazıcıoğlu
Gaziantep
Diğer önerge sahipleri:
Veysi Kaynak
Kahramanmaraş
Aşkın Asan
Ankara
Öznur Çalık
Malatya
BAŞKAN Komisyon birlikte işleme aldığım
önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Mazıcıoğlu, konuşacak
mısınız?
HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe
Sayın Kaynak?
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Asan?
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Çalık?
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Gerekçe
BAŞKAN Evet, gerekçeyi okuyalım.
Gerekçe:
Uygulama açısından hukuki sorumlulukları tespit
etmek amacıyla yürürlükten kaldırma tarihinin ileri
alınmasının uygun olacağı
değerlendirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 7nci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Lütfen, milletvekili arkadaşlarım, yerlerinizde
oturunuz.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki
kâtip üyeler Adana'dan başlayarak İstanbula kadar (İstanbul
dâhil), Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmir'den
başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan
milletvekiline biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı
olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve pul ve zarf verilen
milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında
ve solunda yer alan oy verme yerlerinden başka yerde oy
kullanmayacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, kâtip üyelerden üç yuvarlak pul
ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını ad defterine
işaretlettikten sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak
kullanacağı pulu burada zarfın içerisine koyacak, diğer iki
pulu ise ıskarta kutusuna atacaktır.
Bilahare oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır.
Oylamada adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf
verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyelerimizden bu hususlara riayet etmelerini ve
milletvekillerinin de pul ve zarf aldıktan sonra adlarının ad
defterine işaretlendiğine dikkat etmelerini önemle istirham ediyorum.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7/11/1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 7nci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 337
Ret : 71
Çekimser :
-
Boş :
1
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
Teklifin 7nci maddesi kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.13
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 14.43
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Önceki oturumda teklifin 7nci maddesi kabul edilmişti.
Şimdi, teklifin 8inci maddesini okutuyorum:
MADDE 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu
maddesinin üçüncü, dördüncü ve yedinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,
altıncı fıkrasının sonuna Meclis
çalışmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen
düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri, odaklaşmanın
tespitinde gözetilemez. cümlesi eklenmiş, dokuzuncu
fıkrasındaki beş yıl ibaresi üç yıl şeklinde
değiştirilmiş, beşinci, altıncı ve dokuzuncu
fıkralarındaki temelli sözcükleri, onuncu fıkrasındaki
temelli olarak ibaresi ile sekizinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun
olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partilerin malî denetimi Sayıştay tarafından
yapılır. Sayıştayca siyasî partilerin mal edinimleri ile
gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim
yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak
yaptırımlar kanunda gösterilir. Sayıştayın bu denetim
sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalar,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine,
talebin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı tarihte
Mecliste grubu bulunan her bir siyasî partinin beşer üye ile temsil
edildiği Komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Meclis
Başkanı, bu Komisyona Başkanlık eder; ancak, oy
kullanamaz. Komisyonun kararları,
yargı denetimi dışındadır. İzin talebinin Meclise
ulaşmasından itibaren otuz gün içinde Komisyon oluşturulur ve
Komisyon, kararını izin talebinin Meclise ulaşmasından
itibaren en geç altmış gün içinde verir. Meclisteki siyasî parti
gruplarınca, izin talebiyle ilgili görüşme yapılamaz ve karar
alınamaz. İzin talebini karara bağlayacak Komisyonun
oluşumu, izin talebinin görüşülme usul ve esasları Meclis
İçtüzüğüyle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre kapatma
yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili
siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun
bırakılmasına karar verebilir. Devlet yardımından
yoksun bırakılma, bağlı olduğu kapatma
davasının ve kararının usulüne tabi olup tek
başına dava konusu yapılamaz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, 8inci madde üzerinde
elli iki önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 8 nci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 69 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının ilk
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
İsmail Bilen
Manisa
"Siyasi Partilerin kapatılmasına ilişkin
davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi
üzerine, talebin, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı
tarihte yine Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasi
partinin sandalye sayıları oranında temsil edildiği yirmi
üyeden müteşekkil komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 8 nci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 69 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının ilk
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Cahit
Bağcı
Çorum
"Siyasi Partilerin kapatılmasına ilişkin
davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi
üzerine, talebin, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı
tarihte yine Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasi
partinin sandalye sayıları oranında temsil edildiği yirmi
üyeden müteşekkil komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 8 nci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 69 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının ilk
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Azize
Sibel Gönül
Kocaeli
"Siyasi Partilerin kapatılmasına ilişkin
davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi
üzerine, talebin, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı
tarihte yine Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasi
partinin sandalye sayıları oranında temsil edildiği yirmi
üyeden müteşekkil komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 8 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sırrı
Sakık Osman Özçelik Hamit Geylani
Muş Siirt Hakkâri
Mehmet
Ufuk Uras
İstanbul
Madde 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu
maddesinin üçüncü, dördüncü ve yedinci fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş,
altıncı fıkrasının sonuna "Meclis çalışmalarındaki
oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve
işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez." cümlesi
eklenmiş, dokuzuncu fıkrasındaki "beş yıl"
ibaresi "altı ay" şeklinde değiştirilmiş,
beşinci, altıncı ve dokuzuncu fıkralarındaki "temelli"
sözcükleri, onuncu fıkrasındaki "temelli olarak" ibaresi
ile sekizinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır
"Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına
uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla
düzenlenir. Siyasî partilerin malî denetimi Sayıştay tarafından
yapılır. Sayıştay'ca siyasî partilerin mal edinimleri ile
gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim
yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak
yaptırımlar kanunda gösterilir. Sayıştay'ın bu denetim
sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalar,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine,
talebin Türkiye Büyük Millet Meclisine
ulaştığı tarihte Mecliste grubu bulunan her bir siyasî
partinin beşer üye ile temsil edildiği Komisyonun üye tam
sayısının üçte iki çoğunluğu ve gizli oyla
vereceği izin üzerine açılır ve Anayasa Mahkemesince kesin
olarak karara bağlanır. Meclis Başkanı, bu Komisyona Başkanlık
eder; ancak, oy kullanamaz. Komisyonun kararları, yargı denetimi
dışındadır
İzin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren otuz
gün içinde Komisyon oluşturulur ve Komisyon, kararını izin
talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç altmış gün
içinde verir. Meclisteki siyasî parti gruplarınca, izin talebiyle ilgili
görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. İzin talebini karara
bağlayacak Komisyonun oluşumu, izin talebinin görüşülme usul ve
esasları Meclis İçtüzüğüyle düzenlenir."
"Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre
kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre
ilgili siyasî partinin; uyarılmasına, neden olan üye veya
yöneticilerinin üyeliklerinin düşmesine Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Devlet yardımından yoksun bırakılma, bağlı
olduğu kapatma davasının ve kararının usulüne tabi
olup tek başına dava konusu yapılamaz." Siyasi partilerin
yargılanmasında tüzel kişi ile birlikte, hakkında
yaptırım istenen gerçek kişiler de yargılama sürecine
katılırlar.
Siyasi partiler resmi dil Türkçe ile yazışma ve
çalışmalar yaparlar. Tüzük ve programlarını, seçim ve
propaganda çalışmalarını resmi dil dışında
farklı dillerde de yapabilirler. Siyasi partilerde cinsiyetler arası
fırsat eşitliğini sağlamayı gözetir. Tüm karar
organlarında cinsiyetler arası eşit temsil ve
katılımı fiilen sağlayacak esaslara göre oluşur.
Siyasi partiler tüzüklerinde belirtildiği takdirde eş
başkanlık modelini uygulayabilirler. Siyasi partilerde Genel
Başkanlık sürelidir. Parti içi demokrasi ve üye hukuku zorunludur.
Adayların belirlenmesinde yüzde on kontenjan dışında
kalanlar, tüm üyelerin katıldığı yargı gözetimindeki
ön seçimle belirlenir. Seçim barajı ve hazine yardımı yüzde
beşten fazla olamaz.
Bir siyasî parti, tüzük ve programına aykırı olarak
şiddet uygular veya teşvik ederse, bu nitelikteki fiiller o partinin
üyelerince yoğun, sürekli işlenirse, reel ve yakın tehlike varsa
o partinin büyük kongre veya genel başkan, merkez karar veya yönetim
organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Grup Genel Kurulu veya
grup yönetim kurulunca benimsendiği yahut bu fiiller aynı
şekilde doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde
yargılanırlar.
Anayasa Mahkemesi, önceki fıkra hükümlerine
aykırılık nedeniyle açılan davalarda, taraf olunan uluslar
arası sözleşmeler, Venedik Kriterleri ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında karar
verir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım üç önerge de maddenin metinden
çıkarılmasına dair önergedir. O nedenle birlikte işleme
alacağım, istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin, 8. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet
Şandır
Konya İzmir Mersin
Behiç Çelik S. Nevzat Korkmaz Sabahattin Çakmakoğlu
Mersin Isparta Kayseri
Alim
Işık Abdülkadir
Akcan M. Akif Paksoy
Kütahya Afyonkarahisar Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 8. Maddesinin
madde metninden çıkarılmasını arz ederim.
Mehmet
Şandır Hasan
Çalış
Mersin Karaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 8. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Nevingaye Erbatur Atilla Kart
Malatya Adana Konya
BAŞKAN Birlikte işleme aldığım
önergelere Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kart, siz mi
konuşacaksınız?
ATİLLA KART (Konya) Evet.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Önerge üzerinde Sayın Kart konuşacaklar.
Süreniz beş dakika efendim.
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; tarafımızdan verilen önerge üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
iktidarında yedi buçuk yılın sonunda ortaya çıkan tabloyu,
bir bölümünü, kısaca ana başlıklarıyla ifade etmek
istiyorum. 3 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen Telekomünikasyon Yasası, 5
Kasım 2007 tarihli Amerika Birleşik Devletleri görüşmesi,
alınan kararlar ve gelişen olaylar, Aralık 2007 tarihinde kabul
edilen Tanık Koruma Yasası, jandarmanın pasifize edilerek
emniyet üzerinden yasa dışı ve yasaya aykırı olarak
gerçekleştirilen kurumsal dinleme mekanizmaları, ortam dinlemeleri ve
toplumdaki ayrışma duygusu, Başbakanlık örtülü
ödeneğinin üstlendiği rol ve amacı dışında
kullanılması, Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlığı Tasarısının kabulü ve
diğer yasal düzenlemeler ile parti devleti yapılanmasının
yasal alt yapısı büyük ölçüde tamamlanmış durumdadır.
Bürokraside de bu çerçevede önemli bir dönüşüm gerçekleştirilmiştir.
Artık bürokraside, kamuda devlet memuru değil, parti memuru
kavramı ve uygulaması egemen hâle gelmiştir.
Ana başlıklarıyla anlatımını
yaptığımız bu sürecin sonunda artık siyasi partilerin
kapatılmasını siyasi iktidarın insaf ve takdirine
bırakan bir düzenlemeye sıranın geldiğini görüyoruz.
Türkiyede bu süreç yaşanmaktadır. Böyle bir düzenleme demokrasiyle
bağdaşmaz, ahlaken de kabul edilemez. Çağdaş hukukta ve
demokrasilerde böyle bir düzenleme yoktur. Erkler gaspı yapılmak
pahasına yapılmak istenilen bir düzenlemeyle karşı
karşıyayız. Demokrasinin intiharından söz ediyorum
değerli milletvekilleri, hiç abartmadan, polemik yapmadan, demokrasinin
intiharı tehlikesinden söz ediyorum.
Bu tablo içinde iki olayı, gerçekten, polemiğe kaçmadan
Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.
Bakın değerli milletvekilleri, Deniz Feneri
Derneğiyle ilgili soruşturma
Onun idari, adli anlamdaki
savsaklanmasını bir tarafa bırakıyorum. Bunların
tartışmasına girmek istemiyorum ama yakın zamanda ortaya
çıkan iki olayı bilginize sunmak istiyorum. Neyi görüyoruz? Deniz
Fenerinin çekirdek kadrosunun Bursa ve İstanbul Büyükşehir
Belediyelerinde 70 trilyonluk ihaleler aldığını görüyoruz
değerli milletvekilleri. Neyi görüyoruz? Bir diğer önemli olay, bakan
çocuklarının artık 240 milyon dolarlarla taahhüt işlerine
girdiğini görüyoruz değerli milletvekilleri.
Bakın, bunu yaratan bir sistem var. Dokunulmazlıkla
ilgili 83üncü madde ve 100üncü maddedeki soruşturma sistemi bu sömürü
düzenini yaratıyor. Bu mekanizma, bu sömürü sistemini yaratıyor.
Bakanların yakın çevresinde, 26-28 yaşlarında, 100 milyon
dolarlarla iş yapan ticari dehalar doğuyor. Elbette bütün
bakanları kastetmiyorum, bunu çok açık olarak ifade ediyorum. Hangi
bakanları kastettiğimi hemen ifade edeyim: Enerji, turizm, gıda,
basın, inşaat ve taahhüt alanlarında, bakan çocukları ve
yakınlarının nüfuz suistimali yoluyla iş yapar hâle
geldiğini görüyoruz.
Ben şundan eminim: Vicdanınız bu tablo ve bu
mekanizmadan rahatsız oluyor. Aksini düşünemiyorum, bu söz konusu
olamaz. Yapılan ya da yapılmak istenilen düzenlemelerin bütün bu
süreci karartmaya ve denetlenemez hâle getirmeye yönelik olduğunu
artık görmemiz gerekiyor. Bu sistemin düzeltilmesi gereken pek çok yönü
var. Ancak bu yol ve yöntemlerle değil. On-on beş yıl
sonrasından söz etmiyorum; bütün içtenliğimle, bütün
kaygılarımla ifade ediyorum ki, iki üç yıl sonra pişman
olacağımız süreçlere katkı sağlamayalım. Bu
Parlamentonun en az üçte 2sinin değişeceğini unutmayalım
değerli arkadaşlarım. Kişisel kaygı ve beklentilerimizin
üstüne çıkalım. Yönetim krizi ve kaosu yaratması
kaçınılmaz olan böyle bir sürece, böylesine belirsiz bir sürece
katkı sağlamayalım. Bunun vebali ve sorumluluğu hiçbir
şekilde bertaraf edilemez. Bunu görmemiz gerekiyor, bunu
değerlendirmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kart, süreniz doldu. Bir dakika ek süre
veriyorum, konuşmanızı lütfen tamamlayınız.
ATİLLA KART (Devamla) Değerli milletvekilleri, bunu
bir öz güven ve öz eleştiri anlayışı içinde lütfen
vicdanınızda muhasebesini yapın.
Bakın, elli beş yıllık bir hukukçudan, onun
sözlerinden söz ederek konuşmamı bitireceğim. Bu hukukçu
kamuoyunun, toplumun, tüm çevrelerin genel olarak hukuki anlamda, akademik
anlamda görüşlerine saygı duyduğu bir akademisyen, bir hukuk
adamı. Sami Selçukun yazısının bir bölümünü kısaca
okumak istiyorum. Ne diyor Sayın Selçuk: Bu Anayasa gitsin de yerine ne
gelirse gelsin, yenisi nasıl olsa bundan daha iyi olur mantığıyla
yola çıkarsak yağmurdan kaçarken doluya tutulabiliriz. Siz
istemeseniz de biz bu değişiklikleri yaparız, halkın da
onayını alırız. derseniz yanılgıları
katlarsınız. Ben seni mat ederim. yarışıyla Anayasa
değişikliği yapılmaz. Siyasallaşmış
yargı suçlamalarıyla, önyargılarıyla öç izlenimi
uyandıran öfkelerle, kaygılarla yargıyı terbiye etmek,
yargıyı hizaya getirmek...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kart, ek süreniz de doldu efendim.
ATİLLA KART (Devamla) Selamlayacağım Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sadece Genel Kurulu selamlamanız için mikrofonu
açıyorum. Lütfen Sayın Kart...
ATİLLA KART (Devamla) Bir cümle Sayın Başkan.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
ATİLLA KART (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
şunu samimi olarak ifade ediyorum, bütün içtenliğimle ifade ediyorum
ki bu Parlamento, bu sorumluluğu, bu sağduyuyu vicdanında
değerlendirecek olgunluğa sahip olan bir Parlamentodur. Kabinde kendi
vicdanıyla baş başa kaldığı zaman inanıyorum
ki en doğru kararı, en özgür iradeyi ortaya koyacaktır.
Bu değerlendirmelerle, bu düşüncelerle ve bu dileklerle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Sen de kabine girsene!
FARUK BAL (Konya) Toplantı yeter sayısı
Sayın Başkan
BAŞKAN Oylamaya yapmıyoruz ki efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Efendim, daha henüz oylama noktasına gelmedik.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Tamam.
BAŞKAN Şimdi sizi davet edeceğim efendim.
Birlikte işleme aldığım üç önergeden ikincisi
Sayın Şandıra ait.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından
alkışlar)
Önerge üzerinde gerekçeyi açıklayacaklar.
Süreniz beş dakikadır efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
önemli bir konuyu tezekkür ediyoruz, boş sıralara
konuşmamaktı toplantı yeter sayısı istemekteki arzumuz
ama canı sağ olsun milletvekili arkadaşlarımızın.
Değerli Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz konu üzerinde son bir defa daha
sizi düşünmeye davet ediyorum. Bu görüştüğümüz konu,
Anayasanın 69uncu maddesindeki parti kapatma hususunun yeniden
düzenlenmesiyle ilgilidir.
Değerli arkadaşlar, 69uncu maddede çerçeve 8inci
maddeyle şöyle bir husus getiriyoruz, diyoruz ki: Meclis
çalışmalarındaki oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen
düşünceler ile idarenin eylem ve işlemleri odaklaşmanın
tespitinde gözetilemezler.
Değerli arkadaşlar, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru
olan, en değerli unsuru olan siyasi partilerin hangi kapsamda ve hangi
hukuk içerisinde siyaset yapacaklarını Anayasamız 68inci
maddesinde müeyyidelerini, tanımlarını yaparak 69uncu maddede
de cezasını koymuştur.
Şimdi odak olamama durumunun dışına
çıkartılan hususlar şunlardır, lütfen dikkatinize
sunuyorum: 68e dörtte deniliyor ki: Devletin
bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti
ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine
aykırı siyaset yapılamaz, siyasi parti kurulamaz.
Şimdi getirdiğimiz düzenlemede bu hususu, Mecliste yani
milletvekili olanlardan ve idareden
İdare kim? Hükûmet ve hükûmet
üyeleriyle, belediyeler. Bunların hiçbir eylem ve söylemlerini odak olma
tanımlamasının içerisine koyamayacağız. Böylelikle,
devletin ülkesiyle, milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı, insan
haklarına karşı, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine
karşı, millet egemenliğine, demokratik ve laik cumhuriyet
ilkelerine karşı siyaset yapılmayı serbest
bırakıyoruz. İşin özü budur değerli arkadaşlar.
Buysa Anayasamızın değiştirilemez maddelerine
aykırıdır. Eğer bu konuda Hükûmet grubu olarak, iktidar
grubu olarak ısrar ederseniz, bu konu, daha önce örneğini
yaşadığımız, 411 oyla burada kabul edip de Anayasa
Mahkemesine giden konuda olduğu gibi değiştirilemez maddelere
atıf yapılarak bu yasanın bütünüyle iptali yoluna gidilebilinir.
Bu doğru değil.
Bir başka yanlış olan hadise şu: Değerli
arkadaşlar, en büyük ortak paydamız... Değerli milletvekilleri,
bakın, burada bulunan herkesin en büyük ortak paydası, ülkenin,
milletin ve vatanın bölünmez bütünlüğüdür, birliğidir. Birliğimizi
parçalatırsak, buna bir hukuk oluşturursak, buna bir zemin
oluşturursak burada beraber olmamız, bağımsız
devletimizin olması, Meclisimizin olması imkânı kalmaz. Bu
yanlış oluyor.
Değerli milletvekilleri, yani sebebi size ait olmak üzere,
zamanlaması da takdiri de size ait olmak üzere bir Anayasa
değişikliği yapıyorsunuz ama yaptığınız
bu Anayasa değişikliğinde attığınız bir
adım, geleceği çok ciddi bir kaosa atacağı endişesiyle
bunları söylüyorum. Yoksa takdir sizindir ama burada getirdiğiniz hususla
artık bölücü siyaset yapılmasının önünü kesemezseniz.
Burada çok temel bir konu olan, yani parti kapatma ve siyaset yapma
yasağını tanımlayan suçları odak olmaktan
çıkartırsanız artık bundan sonra bölücü siyasetin ve bölücü
siyaset üzerinden parti kurmanın önünü kesemezsiniz.
Değerli milletvekilleri, bakınız, ben temennimi
ifade ediyorum size. Anayasa değişiklik teklifi yapılırken
hiçbir şekilde demokrasinin standartlarını yükseltmek,
özgürlükleri geliştirmek adına, bu gayretler adına kurucu hukuku
değiştiremezsiniz, değiştirmemelisiniz. Bizim kurucu
hukukumuzda devletin milleti ve toprağıyla bölünmez bütünlüğü,
vazgeçilemez ve değiştirilemez bir hukuktur. Millî kimliği
sorgulamak yanlış olur, üniter devleti zayıflatmak
yanlış olur. Ana dile saygı göstereceğiz diye, Türkçe
dışındaki dillerde eğitim ve siyaset yapılmasına
fırsat vermek yanlış olur. Bunun geleceğini düşünmek
mecburiyetindesiniz.
Bakın, bu Meclisin, kendi sağduyusuyla Hükûmetin
önerileri karşısında bazen çok doğruyu da
yaptığını hatırlıyoruz. Bu millet bunu
unutmadığı için sizi takdir etti. Bu 3 Mart Tezkeresi bunun en
canlı örneğidir. Burada da ona benzer bir yanlışlık
yapılmaktadır. Lütfen, bundan geri dönünüz.
Değerli milletvekilleri, bence, farklılıkları
siyasi kimliklere dönüştürerek ve bunlar içerisinden siyaset yaparak bu
ülkenin geleceğini parçalamaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şandır, ek süre veriyorum
efendim bir dakika, lütfen konuşmanızı tamamlayın.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Buna hiç kimsenin hakkı
yoktur. Bu doğru değil, bu meşru değil. Bundan ne
milletimiz razı olur ne atalarımız razı olur ne de tarih
böyle bir kusuru affeder. Değerli milletvekilleri, sizi kendi
vicdanınızla baş başa bırakıyorum.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak Partiler
kapatılmasın. diyoruz. Kapatılmasın partiler ama parti
kapatmaya sebep teşkil edecek suçları işleyen yöneticiler
cezalandırılsın. Gelin bu maddeyi geri çekelim, bu madde düşsün,
yeniden bu şekilde tanzim edelim. Hiçbir şekilde teröre
bulaşmamış, bölücülük yapmamış, terörü bir siyasi
program olarak kullanmamış hiçbir siyasi parti
kapatılmasın. Ama eğer bölünmez bütünlüğü ortadan
kaldıracak bir zemin hazırlarsanız, bir hukuk
hazırlarsanız bu ülkede, artık, bölücülüğün siyaseti
yapılır ve bu mutlaka bir sonuca ulaşır diye endişe
etmekteyim.
Değerli milletvekilleri, sözümün sonunda şunu arz etmek
istiyorum size
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Sayın Başkanım,
selamlamak istiyorum, bitireyim cümlemi lütfen.
BAŞKAN Selamlama için tekrar açıyorum ama sadece Genel
Kurulu selamlayabilmeniz için, lütfen.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Hayhay efendim.
Değerli milletvekilleri, şunu ifade etmek istiyorum:
Siyaset yapıyoruz iktidarıyla muhalefetiyle. Herkes kendi kabulü
doğrultusunda bir duruş ortaya koyuyor. Ama inanınız ki en
büyük ortak paydamız bu milletin birliğidir. Bu milletin birliği
olmazsa burada bulunamayız, bulunuş sebebimiz de olmaz, millet de
bizi affetmez. Takdir sizindir değerli milletvekilleri, takdir sizindir.
Bu ülke de sizin, karar da sizindir. Vereceğiniz kararlarla geleceği
karartmaya hakkımız yok.
Sizi sorumluluğa davet ediyorum ve bu yanlıştan
geri dönülmesini sizden istirham ediyorum; milletim adına istirham
ediyorum, gelecek adına istirham ediyorum, geçmişte verilen mücadele
adına, akıtılan kanlar adına istirham ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şandır, teşekkür ederim.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Başkan,
izin verirseniz yerimden kısa bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN Hangi konuda efendim?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Şandırın söylediğiyle ilgili olarak çok kısa bir
saptama yapacağım, bir tespit yapacağım burada bulunan
milletvekillerinin sayısına yönelik olarak.
BAŞKAN Kaçıncı maddeye göre istiyorsunuz? İç
Tüzükün kaçıncı maddesine dayanarak söz istiyorsunuz efendim?
Açıklama mı? Yerinizden
60/4e göre mi efendim?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Çok kısa bir
açıklama yapacağım efendim, bir tespit sadece.
BAŞKAN İç Tüzük 60a göre mi istiyorsunuz?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) 60a göre kısa
bir söz istiyorum.
BAŞKAN Peki efendim, yerinizden
İç Tüzük 60ıncı madde dördüncü fıkraya göre,
buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, konuşmasında iktidar partisi grubuna
hitaben söylediği Boş sıralara konuşuyorum. ifadesine ilişkin
açıklaması
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Şandırın söylemlerine katılmamakla
birlikte şunu belirtmek isterim ki biz, milletvekili
arkadaşlarımızla birlikte sorumluluğumuzun bilincindeyiz.
Bizim uyarı almaya ihtiyacımız yok ve sorumluluğumuzu
Evet. oylarıyla yerine getirmek istiyoruz. (MHP sıralarından
gürültüler)
AHMET DENİZ BÖLÜKBAŞI (Ankara) Böyle açıklama
mı olur Değerli Başkan?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Açıklamam
şudur: Sayın Şandır, konuşmasında, iktidar
partisi grubuna dönerek Boş sıralara konuşuyorum. dedi. Oysa, bizim
şu anda milletvekili sayımız Bakanlar Kurulu hariç 180dir,
muhalefetin toplamı ise 71 kişidir. Bunu belirtmek istedim.
Teşekkür ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Keşke hepiniz burada
olsaydınız da hepinize konuşsaydık, önerimiz buydu.
BAŞKAN Efendim, tamam
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Diğer önerge üzerinde, birlikte işleme
aldığım üçüncü önerge üzerinde Sayın Bal konuşacaklar.
(MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim, buyurun.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; değişiklik önergesi üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini açıklamak üzere
huzurunuzdayım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Siyasi partiler milletimizin ortaya koyduğu sivil
organlardır ve milletimizin değeridir. Bu sebepledir ki siyasi
partiler demokrasimizin vazgeçilmez unsurudur. Milliyetçi Hareket Partisi bu
anlayışla hadiseye baktığı içindir ki siyasi
partilerin belirli çerçeve içerisinde değerlendirilmesini ve evrensel
değerler dışında, kapatılma tehlikesi içerisinde
kalmamalarını ön planda tutmaktadır. Bu itibarla da Adalet ve
Kalkınma Partisi hakkında geçtiğimiz süreçte kapatma davası
açılır açılmaz, Milliyetçi Hareket Partisi demokrasiye olan
saygısı ve evrensel değerlerle barışık siyasi
düşüncesinin gereği olarak siyasi parti kapatma konusundaki Anayasa
hükmünün gerek Venedik Kriterleri ve gerekse insan hakları evrensel
değerleri çerçevesi içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
vardığı sonuca göre yeniden tanzim edilmesi gerektiğini
ifade etmiş ve bu konuda bir Anayasa değişikliği
yapılmasını önermişti. Dolayısıyla, Milliyetçi
Hareket Partisi, bugün bu teklifi verirken aynı değerleri muhafaza
eden bir partidir ve bugünkü teklifin de içinde bulunduğumuz süreçte
demokratik bir yönünün bulunmadığı ve Anayasanın özüyle
sözüyle çelişen bir yapıda olduğunu ifade etmektedir.
Değerli arkadaşlarım, birinci olarak, siyasi
partilerin mali denetimlerinin Anayasa Mahkemesinden alınıp
Sayıştaya verilmesi
Sayıştayın nasıl teşkil
edildiğine dair yaşadığımız gerçekler dikkate
alındığında, siyasi partilerin anayasal ve yargısal
bir teminattan uzaklaştırıldığı
düşüncesindeyiz. Diğer taraftan, siyasi partiler hakkında
cumhuriyet başsavcısının, kapatma davası açmadan önce
Türkiye Büyük Millet Meclisinden izin alma işlemi, hiçbir ahlaki, hiçbir
siyasi ve hiçbir demokratik değere dayanmayan, sadece Siyasi partiler
kapatılamaz. sonucuna ulaşabilmek için ortaya konulmuş bir
düşünceden ibarettir.
Değerli arkadaşlarım, siyasi partilerin
kapatılmasına ilişkin izni verecek olan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde teşkil edilecek komisyon, bu Mecliste grubu olan partilerden
oluşacaktır. Oysa, Türkiyede bu Mecliste temsil edilmeyen siyasi
partiler hakkında da kapatma kararı verilebileceğine göre bu,
başından bir eşitsizlik yaratmaktadır.
Diğer taraftan, bu komisyona iştirak edecek olan, siyasi
bir karara imza atacak olan milletvekillerinin şu düşünceler ile
anayasa hukuku çerçevesi içerisinde, vicdanlarının Anayasa
mecburiyeti hâline dönüştürülmesi hiçbir değerle
bağdaştırılamayacaktır. Elbette siyasi partilerin biri
diğerinin siyasi rakibidir. Elbette siyasi partiler arasında
olması gereken bir gerçek vardır, o da siyaseten çıkar
farklılıkları vardır, siyaseten menfaat zıddiyeti
bulunmaktadır. Dolayısıyla, siyaseten menfaat zıddiyeti
bulunduğu bir parti hakkında bir milletvekilinin vicdanını
Anayasa ile mahkûm ederek karar vermeye zorlamak hiçbir ahlaki değerle
bağdaşmamaktadır.
Diğer taraftan, geçmişte örneklerini gördüğümüz
gibi, gerek gensorularda gerek dokunulmazlık oylamalarında gerekse
hükûmetlerin düşürülmesine ilişkin ya da kurulmasına
ilişkin oylamalarda, milletvekillerinin vicdanlarını
pazarlamanın yeni bir versiyonunu yaşamaktayız ve buna anayasal
bir zemin hazırlamaktayız. Milletvekilinin bu komisyonda karar verir
iken nasıl pazarlıklar ile vicdanını Anayasa gereği bir
mahkûmiyete dönüştüreceğini şimdiden görebilmekteyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal, süreniz doldu, size de ek süre
veriyorum.
Buyurun, konuşmanızı tamamlayın.
FARUK BAL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, bu teklif ile
Anayasanın 14üncü maddesinde ve Anayasanın 68inci maddesinde
getirilmiş olan hak ve hürriyetlerin
sınırlandırılmasına ilişkin düzenlemeler bu
teklif ile baypas edilmektedir ve bundan sonra, her hakkın, her hürriyetin
kullanılmasının bir sınırı olması gereken
düzen ortadan kaldırılmaktadır yani Anayasanın 14üncü
maddesindeki ve 68inci maddedeki devletin üniter yapısı, millî
birlik kavramlarının içerisi boşaltılmaktadır.
Bunlara karşı, Mecliste ve idarenin eylem ve işlemlerinde
yapılacak olan faaliyetler odak olma noktasından çıkarılacaktır.
Dolayısıyla, 1876 yılında Osmanlı
İmparatorluğunun yaşayarak imparatorluğun
dağılma sürecine sokulmasına ilişkin bir tertiple
karşı karşıyayız ve önümüzdeki çok yakın bir
gelecekte, bu Mecliste, aynen 1876 Anayasası ile oluşturulan Mecliste
yapılacak konuşmalar gibi konuşmalar olabilecektir ve biz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal, ek süreniz de doldu.
FARUK BAL (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sadece selamlama için mikrofonu tekrar
açıyorum.
Buyurun.
FARUK BAL (Devamla) -
gazi bir Meclis olarak, bu devleti
kurmuş Meclisin üyeleri olarak, bu devletin toprağıyla,
milletiyle parçalanması için faaliyet gösterenlerin önünde engel
olabilecek bir hukuki düzenlemeden mahrum olacağız.
Yüce heyeti saygıyla selamlayarak, onların
vicdanına bu milletin geleceğini, bu devletin geleceğini emanet
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Şandır, demin bir talebiniz
olmuştu, hâlâ talebinizde ısrarlı mısınız
efendim? Yoklama talebiniz olmuştu.
FARUK BAL (Konya) Evet, yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Evet, 20 arkadaşımızın
ayağa kalkarak yoklama talebinde bulunması gerekiyor.
III. YOKLAMA
(MHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
BAŞKAN Yoklama talebinde bulunan arkadaşların isimlerini
tespit edeceğim: Sayın Çakmakoğlu, Sayın Vural, Sayın
Bal, Sayın Çalış, Sayın Işık, Sayın
Kalaycı, Sayın Tankut, Sayın Çobanoğlu, Sayın
Şandır, Sayın Durmuş, Sayın Asil, Sayın
Tanrıkulu, Sayın Uslu, Sayın Coşkun, Sayın
Yıldız, Sayın Melen, Sayın Atılgan, Sayın Enöz,
Sayın Bukan, Sayın Varlı.
Sayın milletvekilleri, isimleri okunan
arkadaşlarımız sisteme girmeyecekler, bir kez daha
hatırlatıyorum.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Birlikte işleme aldığım
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 8 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
Madde 8- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 69 uncu
maddesinin üçüncü, dördüncü ve yedinci fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, altıncı
fıkrasının sonuna "Meclis çalışmalarındaki
oy ve sözler, Mecliste ileri sürülen düşünceler ile idarenin eylem ve
işlemleri, odaklaşmanın tespitinde gözetilemez." cümlesi
eklenmiş, dokuzuncu fıkrasındaki "beş yıl"
ibaresi "altı ay" şeklinde değiştirilmiş,
beşinci, altıncı ve dokuzuncu fıkralarındaki
"temelli" sözcükleri, onuncu fıkrasındaki "temelli
olarak" ibaresi ile sekizinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
"Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun
olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir.
Siyasî partilerin malî denetimi Sayıştay tarafından
yapılır. Sayıştay'ca siyasî partilerin mal edinimleri ile
gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu hususun denetim
yöntemleri ve aykırılık halinde uygulanacak
yaptırımlar kanunda gösterilir. Sayıştay'ın bu denetim
sonunda vereceği kararlar kesindir.
Siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalar,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine,
talebin Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı tarihte
Mecliste grubu bulunan her bir siyasi partinin beşer üye ile temsil
edildiği Komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır. Meclis Başkanı,
bu Komisyona Başkanlık eder, ancak, oy kullanamaz. Komisyonun
kararları, yargı denetimi dışındadır.
İzin talebinin Meclise ulaşmasından itibaren otuz
gün içinde Komisyon oluşturulur ve Komisyon, kararını izin
talebinin Meclise ulaşmasından itibaren en geç altmış gün
içinde verir. Meclisteki siyasi parti gruplarınca, izin talebiyle ilgili
görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. İzin talebini karara
bağlayacak Komisyonun oluşumu, izin talebinin görüşülme usul ve
esasları Meclis İçtüzüğüyle düzenlenir."
"Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre
kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre
ilgili siyasi partinin; uyarılmasına, neden olan üye veya
yöneticilerinin üyeliklerinin düşmesine Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
Devlet yardımından yoksun bırakılma, bağlı
olduğu kapatma davasının ve kararının usulüne tabi
olup tek başına dava konusu yapılamaz." Siyasi partilerin
yargılanmasında tüzel kişi ile birlikte, hakkında
yaptırım istenen gerçek kişiler de yargılama sürecine
katılırlar.
Siyasi partiler resmî dil Türkçe ile yazışma ve
çalışmalar yaparlar. Tüzük ve programlarını, seçim ve
propaganda çalışmalarını resmî dil dışında
farklı dillerde de yapabilirler. Siyasi partilerde cinsiyetler arası
fırsat eşitliğini sağlamayı gözetir. Tüm karar
organlarında cinsiyetler arası eşit temsil ve
katılımı fiilen sağlayacak esaslara göre oluşur.
Siyasi partiler tüzüklerinde belirtildiği takdirde eş başkanlık
modelini uygulayabilirler. Siyasi partilerde Genel Başkanlık sürelidir.
Parti içi demokrasi ve üye hukuku zorunludur. Adayların belirlenmesinde
yüzde on kontenjan dışında kalanlar, tüm üyelerin
katıldığı yargı gözetimindeki ön seçimle belirlenir.
Seçim barajı ve hazine yardımı yüzde beşten fazla olamaz.
Bir siyasi parti, tüzük ve programına aykırı olarak
şiddet uygular veya teşvik ederse, bu nitelikteki fiiller o partinin
üyelerince yoğun, sürekli işlenirse, reel ve yakın tehlike varsa
o partinin büyük kongre veya genel başkan, merkez karar veya yönetim
organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki Grup Genel Kurulu veya
grup yönetim kurulunca benimsendiği yahut bu fiiller aynı
şekilde doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde
yargılanırlar.
Anayasa Mahkemesi, önceki fıkra hükümlerine
aykırılık nedeniyle açılan davalarda, taraf olunan uluslar
arası sözleşmeler, Venedik Kriterleri ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında karar
verir.
BAŞKAN Önergeye Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Sakık, buyurun, önergeniz üzerinde
beş dakika gerekçe açıklayacaksınız.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de hepinizi selamlıyorum.
Aslında bu Anayasa, Başlangıç maddesinden
başlarsanız, ret ve inkârdan başlıyor, son maddesi de
şapka. Yani bu şapkadan ne çıkar? Bu Anayasada, eğer,
Başlangıçta bir halk, buradaki farklılıklarımız
reddediliyorsa, bu Anayasadan bir şey çıkmayacağını
hep birlikte konuştuk, tartıştık. Asıl
sorunlarımızın
Anayasanın bir bütün şeklinde
değiştirilmesi gerektiğini söyledik.
Siyasi partiler kapatılıyor, milletvekillikleri
düşüyor. Evet, benim geldiğim gelenek: Altı siyasi parti
kapatıldı. Ben bu altı siyasi partide aktif rol aldım.
Milletvekilliğim düşürüldü, arkadaşlarımızın
milletvekilliği düşürüldü ve uzun yıllar siyaset
dışında kaldık. Uzun yıllar cezaevinde kaldık ama
sorunlarımız çözülmedi. Şimdi geldiğimiz noktada
Sayın Başbakan 2010 bütçe görüşmelerinde şunu
söylüyordu: Sizin hiç anne-babanız öldü mü? Kendinizi Dersimdeki bir
anne-babanın yerine koydunuz mu? Evet, bizim annemiz, babamız öldü,
bizim partilerimiz kapatıldı, bizim milletvekilliklerimiz
düşürüldü. Ama bunların hepsi, sadece bir partinin yaşaması
için değil, buradaki ret ve inkâr politikalarının ortadan
kaldırılması için bu ağır bedeller ödendi. Şimdi
de bu bedellerin daha ödenmemesi için hepimiz adımlar atıyoruz ama
uzlaşıyı bir türlü beceremiyoruz.
Şimdi, bakın, bir muhalefet lideri size dönüyor, diyor
ki, 7 Şubat 2008: Ya Kurtuluş Savaşı yaparsın, yeni
bir devlet kurarsın ya da ihtilal yaparsın, idamı göze
alırsın, o zaman yeni anayasa yapabilirsin. Biz böyle demiyoruz, biz
diyoruz ki: Uzlaşalım, birlikte yeni anayasalar yapalım,
toplumun ihtiyacı olan anayasaları birlikte inşa edelim.
Şimdi, diğerleri ordusuyla, yargısıyla,
tankıyla, topuyla mevziye yatıyorlar, Uzlaşalım.
diyorlar. Bunun adı uzlaşı değil, bunun adı teslim
almaktır. Ama Barış ve Demokrasi Partisi de bir taslak
hazırlıyor, size sunuyor. Gelin, oturalım, bu taslağı
birlikte hayata geçirelim, sorunlarımızı birlikte çözelim.
diyorlar ama ne yazık ki siz, Barış ve Demokrasi Partisinin
taslağını, emeğini görmemezlikten geliyorsunuz çünkü
ürküyorsunuz, korkuyorsunuz, Biz Barış ve Demokrasi Partisiyle yan
yana olursak bedel ödeyebiliriz
Dünyanın her yerinde demokrasi bedel
ödenerek kazanılır.
Siz ne kadar yasalsanız Barış ve Demokrasi Partisi
de bir o kadar yasaldır. Eğer doğru noktalarda
buluşabiliyorsak buluşmalıyız. Siyaset uzlaşı
sanatıdır, diyalog sanatıdır, uzlaşabilmeliyiz ama
siz, bizimle uzlaşıyı bir kenara itiyorsunuz, sizi teslim almak
isteyenlerle uzlaşı arayışı içerisinde oluyorsunuz.
İşte, bizim tepkimiz budur. Biz ilk günden beri bunları
söylüyoruz. Yani bir anayasa bütün çıplaklığıyla ret ve
inkâr üzerinde inşa edilmişse ve Türklük üzerine inşa
edilmişse bu anayasa barışı sağlayamaz. Biz Anayasada
Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Bütün
farklılıkları, bu ülkede yaşayan bütün
farklılıkları bu Anayasaya dâhil etmeliyiz, gayrimüsliminden
Kürtlere, Türklere kadar bir bütün olarak...
Şimdi, çıkıp burada, belli kesimleri etkilemek
için, Efendim, ülkenin bölünmez bütünlüğü
Şimdi, her partinin kendisine özgü bir
bölünmez bütünlüğü var. Peki, uluslararası kriter ve hukuk ne diyorsa
onu birlikte hayata geçirelim.
Osmanlıdan bahsediyorlar. Osmanlı çok kültürlüydü.
Osmanlıda, o beğenmediğiniz Osmanlıda Kürtçe üniversiteler
vardı. İstanbulda Kürtçe üniversite vardı, Urfada Kürtçe
üniversite vardı, Diyarbakırda vardı, Vanda vardı.
Osmanlı onunla ayaktaydı. O vesileyle Osmanlıyı referans
gösterenler dönüp Osmanlıyı iyi tahlil etmeliler ve iyi
okumalılar. Biz 1921 Anayasasının hâlâ 2010 anayasasından
daha çok özgürlükçü olduğunu biliyoruz. Bu da bizim
ayıbımız. Eğer 1921 Anayasası özgürlükçü bir anayasa
ve 2010 anayasası yasaklarla doluysa bu da Parlamentonun bir
ayıbıdır. Düşünün, aradan yüz yıla yakın bir süre
geçiyor, hâlen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sakık, ek süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayın efendim.
SIRRI SAKIK (Devamla) Teşekkür ediyorum.
o ruhu aramaya çalışıyoruz, hâlen oradaki
farklılıklarımızı Anayasaya dâhil etmeye
çalışıyoruz.
Şimdi, onun için, bizim verdiğimiz bu
değişiklik önergesi
Daha bundan birkaç ay önceydi, yanı
başınızda meslektaşlarınızdı Sayın
Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk, milletvekillikleri düştü. Eminim ki
eğer vicdanınızda bu bir iz bırakmışsa niye üç yıl?
Niye bir yıl değil? Niye altı ay değil? Bu insanlar siyaset
dünyasından gittiler.
Şimdi size söylüyorum: Verdiğimiz değişiklik
önergesini, eğer emir komuta zinciri içerisinde
çalışmıyorsanız, vicdanlarınıza
danışıyorsanız lütfen o zaman bizim önergemizi destekleyin.
Hepinize teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
SIRRI SAKIK (Muş) Demokrasiniz bu sizin işte!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım üç önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte
işleme alacağım. İstemde bulunmaları hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 8 nci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası'nın 69 uncu maddesinin 4 üncü fıkrasının ilk
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
İsmail Bilen
Manisa
"Siyasi Partilerin kapatılmasına ilişkin
davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının talebi
üzerine, talebin, Türkiye Büyük Millet Meclisine ulaştığı
tarihte yine Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasi
partinin sandalye sayıları oranında temsil edildiği yirmi
üyeden müteşekkil komisyonun üye tam sayısının üçte iki
çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılır
ve Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara bağlanır."
Diğer önerge sahipleri:
Cahit Bağcı
Çorum
Azize Sibel Gönül
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Bilen, konuşacak
mısınız?
İSMAİL BİLEN (Manisa) Konuşacağım
efendim.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakikadır efendim.
İSMAİL BİLEN (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifimizin 8inci maddesinde vermiş olduğum önerge üzerinde
söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yaklaşık on gündür burada darbe Anayasasını
tartışıyoruz, darbe Anayasasında
yaptığımız, yapacağımız iyileştirmeleri
görüşmeye çalışıyoruz. Birçok kez muhalefetin de şahit
olduğum sözcüleri, bu darbe Anayasasına, 82 Anayasasına oy
vermedikleriyle övünüyorlar. Eminim, şimdi Parlamentoya sorsak yüzde 99,9u
da bu Anayasaya oy vermediğini ifade edecek.
Şimdi, böyle bir Anayasaya oy vermediğimizi
söyleyeceğiz ancak bu değişikliğe de karşı
çıkacağız.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Ne farkı var?
İSMAİL BİLEN (Devamla) Buradaki
tutarsızlık, samimiyetsizlik milletimiz tarafından da aziz
milletimiz tarafından da ibretle seyrediliyor. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Ne farkı var?
İSMAİL BİLEN (Devamla) İbretle seyrediliyor.
RECAİ YILDIRIM (Adana) İbretlik olan sensin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
İSMAİL BİLEN (Devamla) Bakın, 82
Anayasasını hiç kimse savunmuyor bu Parlamentoda. Darbe
Anayasasını savunan bir kişiye şahit olmadım ama ne
hikmetse Bu darbe Anayasasını değişelim.
dediğimizde buna, ilk etapta, oy vermediklerini söyleyenler itiraz ediyor.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Takiye yapıyorsunuz, takiye!
İSMAİL BİLEN (Devamla) Özellikle de
itirazları üç noktada toplanıyor. Bunlardan bir tanesi, siyasi
partilerin kapatılması; ikincisi, Anayasa Mahkemesinin yapısı
ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısının
genişletilmesi.
Siyasi partiler, diyoruz ki, toplumun vazgeçilmez unsurları
ve bu partiler mutlaka -şiddete bulaşmamış ise- siyasi
hayatta yerlerini alsınlar. Eğer şiddete bulaşmış
olanlar varsa veya şiddeti özümseyenler varsa bunlar kapatılsın.
Getirilen teklifte, teklifi okuduğumda, 8inci maddede yapılmak
istenen değişiklikte asla böyle bir şiddeti benimseyen ya da
şiddeti teşvik eden bir siyasi partinin siyasi hayatta yer
almasını öngören bir düzenleme olmadığını
görüyorum.
Şimdi, bir siyasi partiyi düşünün, bu siyasi parti
iktidara gelecek ya da aziz milletimizin kahir bir ekseriyetinin desteğini
alacak, bununla mücadele edemeyenler, bir kısım odaklarla veya bir
kısım yandaş, sözüm ona yargıç veya savcılarla o
siyasi partinin kapatılması ya da siyasi partinin siyasi hayattan
uzaklaştırılmasını öngörerek, milletin kendilerine
vermediği yetkiyi, iradeyi bir başka kurumun desteğiyle
sağlamaya çalışacaklar.
Burada tutarlı olmak lazım, burada samimi olmak
lazım. Bu siyasi partiler eğer demokratik hayatın vazgeçilmez
temel öğelerinden bir tanesiyse Siyasi partilerin kapatılmasına
karşıyız ancak/veya/ama/lakin
ibareleriyle bu siyasi
partilerin, bir şekilde mücadele edemediğiniz, siyaseten
bileğini bükemediğiniz siyasi partilerin kapatılmasını
meşru göstermemelisiniz. Aziz milletimiz sizi ibretle ve dehşetle
izliyor.
Değerli arkadaşlar, şimdi, bizim zaman zaman
kabinlerde oy verirken kısmen de olsa arkadaşlarımızın
zarfı kontrol etmelerini bir gerekçe, bahane gösterip eleştirenlere
de bir iki cümleyle cevap vermek istiyorum: Biz hiç olmazsa şu kabinlere
girerek, milletin bize verdiği yetkiyi orada kullanmaya gayret sarf
ediyoruz. Siz o kabinlere bile giremiyorsunuz. Bizi buradan büyük bir zevkle,
ibretle izlemekle yetiniyorsunuz.
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) İbretle! İbretle!
İSMAİL BİLEN (Devamla) - Ya siz kendi kendinize
güvenmiyorsunuz ya da birileri size güvenmediği için demokratik
hakkınızı burada ortaya koymanızı engelliyor. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu da ibretle, üzülerek
müşahede ediyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Mevcutlu olarak oy kullanmak
mı güvenmek?
İSMAİL BİLEN (Devamla) Hayır
Girin, girin
şuraya, tercihinizi, demokratik tercihinizi ortaya koyun.
BAŞKAN Sayın Bilen, lütfen karşılıklı
konuşmayın, Genel Kurula hitap edin, konuşmanızı
kişiselleştirmeyin.
İSMAİL BİLEN (Devamla) Eğer kendinize
güveniniz varsa, eğer kendinize inancınız varsa şuraya
girer, millete de milletin verdiği size desteğe de saygınız
varsa şuraya girer, kabinlerde perdeyi kapatarak oyunuzu
kullanırsınız. Bu kadarına bile size izin verilmezken,
burada oy kullananlara sataşarak, milletin bize verdiği yetkiyi
kullanmamızı eleştirerek bizi yermeye çalışıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bilen, ek süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayın efendim.
RASİM ÇAKIR (Edirne) İsmail, önceki önergelerinde niye
konuşmadın da şimdi konuşuyorsun?
İSMAİL BİLEN (Devamla) Bakın, 8inci
maddeyle getirilen hususa değinmek istiyorum.
Verdiğim önergede diyorum ki: Siyasi partilerin güçleri
oranında bu kurullarda, bu komisyonlarda görev almaları gerekir. Ama
AK PARTİ İktidarı bunu bile tercih etmiyor. Eğer bir parti
kapatılacaksa, eşit komisyonlardan oluşacak,
aldığı oy oranına bakılmaksızın
göndereceği üyelerin tercihiyle, beşer kişilik üyelerin
tercihiyle yapılacak oylamada çıkacak karara saygılı
olacağını ifade ediyor. Bundan daha demokratik bir duruş
olabilir mi?
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bağcı, konuşacak
mısınız?
CAHİT BAĞCI (Çorum) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Gönül
AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Milli iradenin temsili açısından daha uygun
olacağı düşünülmüştür.
BAŞKAN Birlikte işleme aldığım
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
ENGİN ALTAY (Sinop) Kabul etsene verdiğin önergeyi,
niye kabul etmiyorsun?
BAŞKAN - Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 8inci madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bir kez daha milletvekili arkadaşlarımı uyarmak
istiyorum. Sizlere verilecek pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı çekimser oyu
ifade etmektedir.
İsmi okunmayan milletvekili arkadaşım lütfen
sıraya girmesin. Özellikle kâtip üye arkadaşlarıma, İç
Tüzükte düzenlenmiş olan gizli oylamayla ilgili hususlara azami gayret
göstermelerini istirham ediyorum.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan milletvekili
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Sayın milletvekilleri, oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldırıyoruz.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7/11/1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 8inci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 410
Kabul : 327
Ret : 76
Çekimser : 2
Boş : 3
Geçersiz : 2
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
İlgili madde öngörülen beşte 3 çoğunlukla kabul oyu
alamadığından reddedilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.31
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.47
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 9uncu maddesini okutuyorum:
MADDE 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü
maddesinin kenar başlığı VII. Dilekçe, bilgi edinme ve
kamu denetçisine başvurma hakkı şeklinde
değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma
hakkına sahiptir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı
olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle
ilgili şikâyetleri inceler.
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye tamsayısının
salt çoğunluğu aranır. Üçüncü oylamada salt çoğunluk
sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki aday için dördüncü oylama
yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu
Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması,
inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi
ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin
usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 9uncu madde üzerinde
kırk sekiz önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi
okutup işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 9 uncu maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74 üncü
maddesine eklenen 2 nci fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Aşkın
Asan Ahmet
Yeni
Ankara Samsun
"Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu
Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili bireysel
şikâyetleri inceler."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 9 uncu maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74 üncü
maddesine eklenen 2 nci fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Cahit
Bağcı
Çorum
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin
işleyişiyle ilgili bireysel şikâyetleri inceler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 9 uncu maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74 üncü
maddesine eklenen 2 nci fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Halil
Mazıcıoğlu
Gaziantep
"Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu
Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili bireysel
şikâyetleri inceler."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "7.11.1982 tarihli Ve 2709
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi"nin 9 uncu maddesi ile anayasanın 74 üncü maddesine eklenen
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin
işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler."
fıkrasının Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin
işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Harun
Öztürk
İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 9. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74. maddesine
5. fıkra olarak eklenen fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Küçük Ferit Mevlüt Aslanoğlu Engin Altay
Çanakkale Malatya Sinop
İsa
Gök
Mersin
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu aranır.
İlk iki oylamada üçte iki çoğunluk sağlanamaz ise diğer
oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunu
alan aday seçilmiş olur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 9 ncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Osman Özçelik Hamit Geylani Sırrı
Sakık
Siirt Hakkâri Muş
Ufuk
Uras
İstanbul
Madde: 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü
maddesinin kenar başlığı "VII. Dilekçe, bilgi edinme
ve kamu denetçisine başvurma hakkı" şeklinde
değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma
hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu
Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri
inceler.
"Kamu denetçiliği bağımsız,
tarafsız, dokunulmaz ve özerktir. Tüm kamu kurumları denetime tabidir.
Kamu Baş Denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan
aday seçilmiş olur.
Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu
Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması,
inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi
ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin
usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi maddeye en
aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 9. Maddesinin
madde metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Behiç Çelik Reşat
Doğru
Mersin Tokat
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Çelik, konuşacak
mısınız?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Devlet ile Milleti kucaklaştıracak, Vatandaşın
temel hak ve hürriyetlerini evrensel standarda yükseltecek, Cumhuriyetin temel
nitelikleri ile Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif
edilemeyecek maddelerini koruyacak, Anayasa değişikliği böylece
milletin iradesine dayandırılmış olacaktır. Bunun için
Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentosunda Anayasanın daha geniş
bir uzlaşma içinde geçmesi gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 9 ncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ufuk Uras (İstanbul) ve
arkadaşları
Madde : 9- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74 üncü
maddesinin kenar başlığı "VII. Dilekçe, bilgi edinme
ve kamu denetçisine başvurma hakkı" şeklinde
değiştirilmiş, maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten
kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Herkes bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma
hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu
Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri
inceler.
"Kamu denetçiliği bağımsız,
tarafsız, dokunulmaz ve özerktir. Tüm kamu kurumları denetime
tabidir.
Kamu Baş Denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki ve üçüncü oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğu aranır. Üçüncü
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için dördüncü oylama yapılır; dördüncü oylamada en fazla oy alan
aday seçilmiş olur.
Bu maddede sayılan hakların kullanılma biçimi, Kamu
Denetçiliği Kurumunun kuruluşu, görevi, çalışması,
inceleme sonucunda yapacağı işlemler ile Kamu Başdenetçisi
ve kamu denetçilerinin nitelikleri, seçimi ve özlük haklarına ilişkin
usul ve esaslar kanunla düzenlenir. "
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özçelik, buyurun.
Süreniz beş dakikadır.
OSMAN ÖZÇELİK (Siirt) Sayın Başkan, sayın
vekiller; verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Madde, ombudsmanlık kurumunu oluşturmaktadır. Bu
kurum, Avrupanın birçok ülkesinde uygulanmakta ve toplumsal yararlar da
sağladığı açıktır. Bu sistemin nasıl
işleyeceğini henüz bilmiyoruz, elimizde böyle deneyimler yok, veriler
yok. Umarız, Türkiyedeki adalet sistemi gibi işlemez.
Türkiyede adalet sistemi, resmî devlet ideolojisi çerçevesinde
baskıcı devlet mekanizmasını savunan, hukuk yerine, insan
hakları yerine, birey ve vatandaş yerine devleti koruyan bir
sistemdir. Bu nedenle, hukuk sistemi, adalet sistemi tarafsız değil
ve bağımsız değil. Umarız bu kurum da böyle olmaz.
Bakın, adalet sisteminin nasıl işlediğine dair
elimizde çok güzel bir örnek var, çok önemli bir örnek var. Biliyorsunuz,
Mehmet Sincar bu Parlamentonun bir üyesiydi, 1991 seçimlerinde Halkın Emek
Partisi ile SHP ittifakıyla Mardinden seçilmiş ve Parlamentoya gelmiş
idi. Sayın Mehmet Sincar barışçı, demokratik, mütevazı
kişiliği ile bütün yaşamını demokrasiye,
barışa, insan haklarına ve özgürlüklere adamış bir
milletvekili idi. O yıllarda, bölgede faili meçhul cinayetler
işlenmekteydi. 1993 yılında, Batmanda, o günün Demokrasi
Partisinin il yöneticileri faili meçhul cinayetlerde yaşamlarını
kaybetmişlerdi. Habip Kılıç ve Metin Özdemir adlı
yöneticilerimiz, Batmanda birçok faili meçhul gibi, orada
yaşamlarını yitirmişlerdi. O günün partisi DEP
milletvekillerinden ve merkez yöneticilerinden oluşan bir heyet, insan
hakları ihlallerini incelemek ve bu cinayeti yerinde izlemek üzere bölgeye
bir heyet olarak gittiler. Heyetin içinde Hatip Dicle, Leyla Zana, Nizamettin
Toğuç ve Sayın Mehmet Sincar vardı. Bölgede esnaf ziyareti
yaptıkları sırada silahlı saldırıya
uğradı heyet ve Mehmet Sincar yakın mesafeden, başına
ateş edilerek öldürüldü. Mehmet Sincarın cenazesi partisine
verilmedi, ailesine verilmedi ve kaçırıldı, Kızıltepede,
2 belediye işçisinin çalışmasıyla defnedildi. Faili meçhul
cinayetlere bir yenisi eklenmişti. Mehmet Sincarın davası
mahkemelerde bir sonuç vermedi. Ailesinin açtığı davalar hiçbir
sonuç vermedi ve ne yazık ki Parlamento, faili meçhul şekilde
cinayete kurban giden milletvekiline de sahip çıkmadı. Aradan on yedi
yıl geçmiş olmasına rağmen, hâlâ bu Parlamentonun üyesi
Mehmet Sincarın ölümü aydınlığa kavuşturulmadı,
sonuçlanmadı.
Merkezi Cenevrede bulunan Parlamentolar Arası Birliğe
bağlı İnsan Hakları Komitesi cinayeti yakından takip
etmekte ve Komite, cinayetle ilgili bilgi almak amacıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonuna yazı yazmakta.
Komisyon, ailesiyle irtibat kurulamadığını, adresinin
bulunmadığını söyledi, oysa Mehmet Sincarın eşi
Sayın Cihan Sincar Belediye Başkanıydı. 1999 seçimlerinde
seçilmiş, 2004 seçimlerinde tekrar seçilmişti ve bu
yazışmaların olduğu tarihte belediye
başkanlığının dokuzuncu yılındaydı.
Ayrıca, aile, mahkemelerde davacı sıfatıyla olayı
yakından izlemekteydiler. Ergenekon davası
açıldığında Mehmet Sincar olayını aydınlatacak
deliller ortaya konmuştu, müdahil olarak katılmak istemelerine
rağmen, bu talepleri reddedilmişti. Ne yazık ki Türkiye Büyük
Millet Meclisi hâlâ bir üyesine sahip çıkmış değil.
Bundan çok daha acısı, bir mahkemenin verdiği bir
karardır. Bu, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin
verdiği bir karar. Bu karara konu olan olay şu: Mardinin Nusaybin
ilçesinde DEHAP ilçe binası aranıyor, hiçbir suç delili bulunmuyor
ancak bazı
Bir fotoğraf sergisi var. Fotoğraf sergisinde Mehmet
Sincarın bu fotoğrafı da asılı. Mehmet Sincarın
bu fotoğrafının da bulunduğu sergide birçok
sanatçının, ölen sanatçıların, Ahmet Kaya gibi, Yılmaz
Güney gibi sanatçıların da fotoğrafları var. Mahkeme
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özçelik, konuşmanızı
tamamlayın lütfen, ek süre veriyorum.
OSMAN ÖZÇELİK (Devamla) Tamamlıyorum
Başkanım.
İlçe başkanımız ve ilçe yöneticilerimiz
gözaltına alınıyor, dava açılıyor. İddia edilen,
terör örgütünün propagandasını yapmak ve bu nedenle ilçe yöneticileri
cezalandırılıyor. Mahkemenin kararında çok enteresan
kayıtlar var. Bakın şu cümleler yer alıyor:
Fotoğrafı asılı kişilerden bir
kısmının geçmişte yasa dışı terör örgütünün
üyesi olmak, örgüte yardım, yataklık etmek, örgüt lehine gösterilere
katılmak, güvenlik kuvvetleriyle girdikleri çatışmalarda veya
toplumsal gösterilerde ölmek suçlarından -ölmenin bile suç olduğunu
söylüyor mahkeme- olaylarından dolayı soruşturma ve
kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiştir. diyor.
Karar metninin bir başka yerinde, bu kişilerden bir
kısmının çeşitli terör örgütleriyle irtibatta olduğu
şüpheli ve sanık konumunda kişiler bulundukları, bu
kapsamda fotoğrafı bulunan şahıslardan Mehmet Sincar ve
Tevfik Kayanın PKK terör örgütünün üyesi olduğu, operasyonlar sonucu
yakalandıkları yazılı.
Sevgili arkadaşlar, ilçe yöneticilerine terör örgütü
propagandası yaptıkları gerekçesiyle bir yıl ceza
veriliyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özçelik, ek süreniz de doldu efendim.
OSMAN ÖZÇELİK (Devamla) Bağlıyorum efendim,
bağlıyorum.
BAŞKAN Lütfen Genel Kurulu selamlar mısınız,
lütfen
OSMAN ÖZÇELİK (Devamla) Tamam Başkanım.
ve yöneticilerin, parti binasında suç işledikleri için,
cezaları 2 katına çıkarılıyor. Şu anda parti
binalarımızda faili meçhul cinayetlerde ölen bütün sivillerin
resimleri var. Onları demokrasi şehidi olarak anmaya devam ediyoruz.
Musa Anter de, Vedat Aydın da, Mehmet Sincar da, Ceylan Kız da,
Uğur da bizim demokrasi şehitlerimizdir.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 9. maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 74.
maddesine 5. fıkra olarak eklenen fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ahmet Küçük (Çanakkale) ve
arkadaşları
Kamu Başdenetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir. İlk iki oylamada
üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu aranır.
İlk iki oylamada üçte iki çoğunluk sağlanamaz ise diğer
oylamalarda üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunu
alan aday seçilmiş olur. "
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyoruz efendim.
Gerekçe:
Kamu Başdenetçisinin uzlaşmayla seçilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "7.11.1982 tarihli ve 2709
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 9 uncu maddesi ile anayasanın 74 üncü maddesine eklenen
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin
işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler."
fıkrasının Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin
işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler." şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Harun
Öztürk
İzmir
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Öztürk, konuşacak
mısınız efendim?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
Süreniz beş dakikadır.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 9uncu maddeyle ilgili vermiş olduğum
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklif sahibi milletvekili
arkadaşlarımız ne kadar da güzel bir teklif
hazırlamışlar ki Komisyonda ihmal edilebilecek nitelikteki bir
iki düzeltme dışında hiçbir düzeltme ihtiyacı
doğmamıştır. Şu ana kadar iktidar grubuna mensup
milletvekillerince verilen değişiklik önergeleri dâhil Genel Kurulda
verilen hiçbir önergenin kabul edilmemesi başka türlü nasıl
açıklanabilir? Gerçekten, değişiklik teklifini yapan
milletvekillerinin kolektif iradelerini kutlamak isterim.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz
9uncu madde vatandaşlara idarenin işleyişiyle ilgili
şikâyetleri yapabilecekleri yeni bir makam ihdas etmektedir. Bu yeni
makamın adı Kamu Denetçiliği Kurumudur.
Değerli milletvekilleri, mevcut uygulamaya birlikte
bakalım. Vatandaşlar idarenin işleyişiyle ilgili
şikâyetlerini doğrudan idareye yapabilmekte, idareler de bu
şikâyetleri teftiş kurullarına incelettirmektedir. Bu inceleme
sonucunda tatmin olmazlarsa şikâyetlerini adli ve idari yargıya da
intikal ettirebilmektedirler.
Yine, vatandaşlar idari işlemlerle ilgili
şikâyetlerini idareye başvuru yapmadan doğrudan yargıya
götürebilecekleri gibi şikâyetlerini yine doğrudan Türkiye Büyük
Millet Meclisine intikal ettirebilmektedirler.
Şimdi dostlar alışverişte görsün dedirtecek
bir şekilde aynı şikâyetleri inceletmek üzere Türkiye Büyük
Millet Meclisine bağlı Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasını
öngörüyoruz. Bu Kurumun Başkanını da Türkiye Büyük Millet
Meclisi seçecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen
Sayın Başkanın, Türkiye Büyük Millet Meclisini nasıl
taraflı yönettiğini Anayasa değişikliği
görüşmeleri sırasında hem milletvekilleri hem de milletimiz
açıkça görmüştür.
Değerli milletvekilleri, iktidar çoğunluğu
tarafından seçilecek Kamu Başdenetçisinin Kurumu tarafsız bir
şekilde yönetemeyeceğini düşündüğümden bu Kurumun Türkiye
Büyük Millet Meclisine bağlı olmayan özerk bir kurum
olmasının daha doğru olacağını
değerlendirmekteyim. Ayrıca, üst üste denetim kurumları kurarak
idareyi hukuk içinde tutmanın ve vatandaşların
haklarını adil bir biçimde korumanın mümkün
olmayacağına da inanmaktayım.
Yine, mevcut iktidar elinde Kamu Denetçiliği Kurumunun
Başbakanlık bünyesindeki Etik Kuruldan farklı
örgütlenmeyeceğini ve farklı işlemeyeceğini
düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, eğer siz iktidar olarak
hakkında yolsuzluk dosyası olanları milletvekili olarak Türkiye
Büyük Millet Meclisine taşımışsanız,
dokunulmazlıklarını kaldırmayarak ve tekrar tekrar
milletvekili seçilmelerini sağlayarak suç isnatlarının zaman
aşımına uğramasına yol açıyorsanız,
eğer siz iktidar olarak idari işlemlerin ve yolsuzlukların
yargıya intikal etmesinden rahatsızlık duyuyorsanız,
eğer sizin aklınızda Bakanlık teftiş
kurullarını ortadan kaldırmak gibi düşünceler varsa sizin
gerçekten bir Kamu Denetçiliği Kurumu kurmak istediğinize kimse
inanmaz ve bu teklif de göz boyamaktan öteye geçmez diyor yüce heyetinizi
tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç
önerge de aynı mahiyette
olduğundan birlikte işleme alıp istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 9 uncu maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 74 üncü
maddesine eklenen 2 nci fıkranın aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
"Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu
Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili bireysel
şikâyetleri inceler."
Halil
Mazıcıoğlu
Gaziantep
Diğer önerge sahipleri:
Cahit Bağcı
Çorum
Aşkın Asan
Ankara
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Mazıcıoğlu, konuşacak
mısınız?
HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe
Sayın Bağcı?
CAHİT BAĞCI (Çorum) - Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe
Sayın Asan?
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamu Denetçiliği Kurumunun işleyiş tarzına
daha uygun olacağı düşünüldüğünden değişiklik
yapılmıştır.
BAŞKAN Oylamaya geçmeden önce Komisyonun bir düzeltme
talebi var.
Buyurun Sayın Kuzu.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkanım, bu madde 9da Herkes bilgi edinme ve kamu
denetçisine başvurma hakkına sahiptir. cümlesinde Herkesten sonra
bir virgül konulması, Anayasadaki uygulamaya ve şeye daha yakın
düşüyor. O açıdan, bunu düzeltmek istedim.
BAŞKAN Peki.
Arkadaşlar onu not aldılar.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 9uncu madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Tekrar arkadaşlarımı uyarıyorum: Sizlere
verilecek pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya Adana İlinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan milletvekili
arkadaşımız var mı? Yok.
Sayın milletvekilleri, oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7/11/1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
9uncu maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 340
Ret : 69
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
Sayın milletvekilleri, teklifin 8inci maddesi kabul
edilmemişti. Buna göre madde numaralarının teselsül ettirilmesi
gerekiyor. Ancak, özellikle önergelerde bir karışıklık
olmaması için teklifteki madde numaraları esas alınarak
görüşmelere devam edeceğiz, daha sonra madde numaraları teselsül
ettirilecek ve düzeltilecektir.
Bilgilerinize sunuyorum.
Şimdi, teklifin 10uncu maddesini okutuyorum efendim:
MADDE 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası yürür-lükten
kaldırılmıştır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 10uncu madde üzerinde elli
önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 10 uncu maddesinde geçen son fıkrası ibaresinden sonra
gelmek üzere bu kanunun yayımı tarihinden itibaren ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Azize
Sibel Gönül
Kocaeli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 10 uncu maddesinde geçen son fıkrası ibaresinden sonra
gelmek üzere bu kanunun yayımı tarihinden itibaren ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Abdullah
Çalışkan
Kırşehir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 10 uncu maddesinde geçen son fıkrası ibaresinden sonra
gelmek üzere bu kanunun yayımı tarihinden itibaren ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Veysi Kaynak Ahmet Yeni
Kahramanmaraş Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 10 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hamit Geylani Sırrı Sakık Osman Özçelik
Hakkâri Muş Siirt
Ufuk
Uras
İstanbul
Madde: 10 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır. Son fıkra yerine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Siyasi etik kanunu bir yıl içinde ayrıca düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Koçal İsa
Gök
Zonguldak Mersin
Madde 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Partisinin kapatılmasına neden olan milletvekili, beyan
ve eylemleri nedeniyle Anayasanın 83. maddesi kapsamındaki
dokunulmazlık hükümlerinden yararlandırılmaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Madde 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Partisinin kapatılmasına neden olan milletvekili, beyan
ve eylemleri nedeniyle Anayasanın 83. maddesi kapsamındaki
dokunulmazlık hükümlerinden yararlandırılmaz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi maddeye en
aykırı önergeyi işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin 10. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet
Şandır
Konya İzmir Mersin
Behiç
Çelik S. Nevzat
Korkmaz
Mersin Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Çelik mi konuşacaklar efendim?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Behiç Çelik
konuşacak.
BAŞKAN Sayın Çelik, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakikadır.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Değişiklik Teklifinin çerçeve 10uncu
maddesinin tekliften çıkarılmasını öngören önergemiz
üzerinde konuşmak için söz aldım. Bu vesileyle hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Anayasanın 84üncü
maddesinin son fıkrası bu hükümle, çerçeve 10la yürürlükten
kaldırılmaktadır. Diyor ki: Beyan ve eylemleriyle kendi
partisinin temelli kapatılmasına yol açan milletvekilinin
vekilliği Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararının
açıklanmasından sonra düşmektedir. Mealen hüküm bu
şekilde. Ancak 84üncü madde düzenlemesi doğrudan parti
kapatılmasına ilişkin 68inci maddedeki müeyyidelerle
bağlantılıdır. Dolayısıyla 69 atıfta
bulunduğu için 69la da bağlantılı bir hükümdür. Şimdi
burada siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin 68inci maddenin
dördüncü fıkrasındaki hükme ilişkin herhangi bir milletvekili
beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına yol
açtığı takdirde doğrudan parti kapatılırken
milletvekilinin vekilliğinin de düşmesi öngörülüyordu ancak 84teki
bu hükmün kaldırılmış olması suçun ortada olmasını
ama bunun müeyyidesinin kaldırılmasını gerektirmektedir.
Dolayısıyla bu değişiklik maddesinin, yani çerçeve 10uncu
maddenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği artık çok net bir
şekilde ortadadır. Onun için söz konusu heyetin, yani iktidar partisinin
bu konuyu ele alarak yeniden bu madde üzerinde düşünmesinin önemi
ortadadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Anayasa
değişikliği baştan sona Türkiye Cumhuriyetinin temel
nizamını doğrudan ilgilendiren, olumsuz olarak ilgilendiren
hükümlerle doludur. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ve
hukuk devleti niteliğini ayaklar altına alan, keyfî, idareyi en ön
plana çıkaran maddeler içermektedir. Dolayısıyla sadece bu
değil, ama bunun yanında bu düzenlemeler bütünü, aslında,
açılımın ve Habur zihniyetinin Türkiye'nin temel nizamına
yedirilmesi olayından ibarettir ama bu da yetmiyor. Anayasa
Değişikliği Teklifi yaklaşık bir aydır Türk
kamuoyunda tartışılırken gözden uzak tutulmak istenen asıl
sorun tabii, açlık, sefalet, işsizlik yani ekonomik sorunlar milleti
canından bezdirmiş ve bu hususlar, ne yazık ki icra makamı
olan Hükûmet tarafından çözümsüz olarak bırakılmakta, sadece
Anayasayla yatıp kalkıyoruz ama ortada en ufak bir iyileşme
belirtisi söz konusu değil.
Onun için, bizim tavsiyemiz şudur Milliyetçi Hareket Partisi
olarak: Gelin, açılımdan vazgeçin. Gelin, milleti iktisaden
kalkındıracak, refaha ulaştıracak iyileştirmeler
yapalım, politikalarımızı buna göre belirleyelim.
Milliyetçi Hareket Partisi her zaman, Türk milletinin lehine olan, halkımızın
lehine olan her işe olumlu bakmaya hazırdır ama burada bu
yapılmıyor, sürekli olarak
tartıştığımız konu -biraz önce arz etmiş
olduğum gibi- Türkiye'nin temel taşlarının yerinden
oynatılmasıdır. Biz buna direniyoruz. Biz, Türk milletinin
karnının tok, sırtının pek olmasını
istiyoruz, daha kalkınmış bir ülke istiyoruz, daha dik duran bir
ülke istiyoruz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çelik, konuşmanızı
tamamlayın lütfen, ek süre veriyorum.
Buyurun.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) Sayın Başkan, çok
teşekkür ediyorum.
dışarıyla ilişkilerinde daha onurlu bir ülke
istiyoruz ancak bunlar söz konusu değil, bunlar yapılmıyor.
Tüccar, esnaf perişan olmuş. 1 milyon 200 bin kredi kartı
mağduru mevcut; intiharlar var, cinayetler var, cinnetler var, soygunlar
var; aileler dağılıyor, boşanmalar artıyor.
Arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bunun adı sosyal
patlamadır, toplumsal çözülme ve dağılmadır. Onun için,
bunlara çözüm bulacak yeni yöntemler, yeni politikalar geliştirmeli ve
biraz önce arz etmiş olduğum değişikliğin
düşünülmesini özellikle tavsiye ediyor ve öneriyorum.
Bu duygularla hepinizi tekrar saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çelik, teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir. Dolayısıyla birlikte işleme
alacağım, istemde bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 10- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Partisinin kapatılmasına neden olan milletvekili, beyan
ve eylemleri nedeniyle Anayasanın 83. maddesi kapsamındaki
dokunulmazlık hükümlerinden yararlandırılmaz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Ali Koçal (Zonguldak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergelere efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) İsa Gök konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde, Mersin Milletvekili Sayın
İsa Gök
(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
İSA GÖK (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, her metnin, her hukuki metnin
bir sistematiği vardır, bir bütünlüğü vardır. Bunu yazanlar
baştan sona kadar -metnin tümüne itiraz edebilirsiniz, ama- bir sistematik
dâhilinde suçu, suçun tarifini, eylemini, müeyyidesini koyar. Bu bütünlüğü
bozduğunuzda bir defa absürt bir konu ortaya çıkar zira suç var,
müeyyide yok; eylem var veya suç yok, bunun mantığını
bozmamak lazım.
Şimdi Anayasamızın 84üncü maddesinin son
fıkrası özet olarak söylüyorum- partisinin temelli
kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebebiyet veren milletvekilinin
durumunu düzenliyor. Anayasa Mahkemesi bir partinin kapatılmasına,
temelli kapatılmasına karar veriyor. Karar verirken bu kararında
beyan ve eylemleri sebebiyle, milletvekili, partinin kapatılmasına
sebebiyet verebilir. Bunu burada bırakıyorum.
Anayasanın -sistematiği arz etmeye
çalışıyorum arkadaşlarım- 68inci maddesinde, parti
kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma var. Partilerin
tüzüklerinin, çalışmalarının, beyan ve eylemlerinin hangi
şartlar dâhilinde olabileceğini düzenleyen maddedir. Derken, siyasi
partilerin uyacakları esaslar var, 69uncu madde. Şimdi, bu maddede
de yine Anayasa, sistem ve rejim olarak, tehdit olarak gördüğü
hususları on fıkra olarak saymıştır. On fıkra
olarak rejime ve sisteme tehdit gördüğü hususları saydıktan
sonra, bu tehditleri gerçekleştiren milletvekilleri yönünden beyan ve
eylemleri itibarıyla müeyyideyi ise 84e sona koymuştur. Eğer ki
var olan Hükûmet tasarısında bu 84e son fıkranın metninde
baki kalması arzu edilirse arada bir defa sistematik bozuluyor, 69
duruyor, 68 duruyor yani Tüzükteki hükümler duruyor, beyan ve eylemler
duruyor, temelli kapatma duruyor, milletvekilinin bir partinin
kapatılmasına sebebiyet vermesi duruyor ve temelli kapatma duruyor
ama o milletvekili belki de partisinin kapatılmasına sebebiyet
verecek. Arkadaşlar, bu konuda hassasiyetinizi istirham ediyorum,
bakın, burası çok önemli: A milletvekili X partisinin
kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebebiyet verebilecek, bu
sebebiyet verme Anayasa Mahkemesi tarafından sabit görülecek, kapatma
kararı verilebilecek ama bu kapatma kararının akabinde, bu beyan
ve eylemleri gerçekleştiren milletvekili hiçbir şekilde
-cezalandırma kelimesini kullanmak istemiyorum- bu sonuçtan sorumlu
olmayacak. Bu, ceza hukukunun genel prensipleriyle, muz cumhuriyetindeki ceza
hukuku ilkeleriyle dahi bağdaşmaz. Neden bağdaşmaz? Çünkü X
partisindeki A milletvekili radikal işler yapıyor, büyük eylemler
yapıyor, bölücü olabilir, ayrılıkçı olabilir,
yıkıcı olabilir
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Faşist olabilir.
İSA GÖK (Devamla)
Anayasanın 68 ve 69daki rejim
tehdidi denilen fıkraları gündeme getirebilir, Anayasa Mahkemesi de
bunları ciddi görüp kararına derç edebilir ama o milletvekilinin
milletvekilliği, eğer ki bu Anayasa teklifindeki son
fıkranın kaldırılması hükmü baki kalırsa, o
milletvekili burada kalıp milletvekilliğini sürdürür, sürdürür. Bu
bir tehdittir. Kime karşı tehdittir? Partiye karşı
tehdittir. Siz milletvekiline, mensubu olduğu partiye karşı bir
provokasyon yapabilme olanağı doğurursunuz. O yüzden, böyle bir
ihtimalin vücuda gelmemesi için, Anayasadaki var olan sistematiğin
korunması için ve gelinen bu nokta itibarıyla 84üncü maddenin son
fıkrasındaki, fıkra yok etme şeklindeki hükmün mutlaka
kaldırılması gerekiyor. Zira bu değişiklik
gerçekleşecek olursa, milletvekilliğinin parti kapatılmasına
sebebiyet vermesine rağmen, mahkeme kararında delil olarak kabul
edilmesine rağmen, partinin temelli kapatılmasının
sonuçlanmasına rağmen vekilliği devam edecek, düşmeyecek,
aynen burada milletvekilliğini sürdürecek. Bu kabul edilemez. Bu, hukuk
anlamında da sistematiğe aykırıdır ve bir de
Anayasamızın getirdiği
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gök, ek süre veriyorum bir dakika kadar,
lütfen konuşmanızı tamamlayın.
İSA GÖK (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar, ben burada herhangi bir parti, herhangi bir
siyasi duruş, herhangi bir şahıs için asla bunu zikretmiyorum.
Ben yalnızca teknik anlamda, hukuki teknik anlamda ve Anayasa yapma
tekniği anlamında olayın yanlışını
vurgulamaya çalıştım. Bu yanlışlığın
giderilmesi yüce Meclisin takdirindedir.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gök, teşekkür ederim.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkan, bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN - Komisyon bir açıklama ihtiyacı hissetti
herhâlde.
Buyurun efendim.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Sayın Gökün ifade ettiği madde, malumunuz
parti kapatıldığı zaman sebep olanların
milletvekilliğinin düşmesiyle alakalı bir hüküm. Dünyada bunun
hiçbir örneği yok bizden başka.
İkinci bir husus, zaten bağımsız olarak gelme
imkânı her zaman var yani partili olarak bulunma durumu söz konusu
değil. Burada düşmediği zaman bağımsız olarak
kalacak, partisiyle bağı zaten kopmuş oluyor yani parti
kapatıldığı için hâliyle. Dolayısıyla
zannediyorum konuya bu minvalde bakmak lazım.
Bir de İnsan Hakları Mahkemesinin daha önce verdiği
kararlar var Nazlı Ilıcak ve benzeri davalarda. İnsan
Hakları Mahkemesi bu hükmü ağır bulmuştur, orantısız
bulmuştur. Hatta onlar Anayasa Mahkemesine dilekçe verdiler tekrar dönmek
için. Onların dedikleri, Anayasa Mahkemesinin Bu benim işim
değil, ben kararımı verdim. şeklinde olmuştu.
Dolayısıyla bu konuda çok böyle abartılacak bir tablo yoktur.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İSA GÖK (Mersin) Sayın Başkanım, bir
şey arz etmek istiyorum, isim zikrettiği için Sayın Komisyon
Başkanı.
BAŞKAN Sayın Gök, yerinizden lütfen.
Buyurun.
İSA GÖK (Mersin) Efendim, Avrupa Parlamenterler Meclisinde
dahi parti kapatılma sonrası sebebiyet veren milletvekillerinin
Avrupa Parlamentosundaki parlamenterliğinin düşmesi hükmü
vardır. Sayın Komisyon Başkanı bu konuda yanlış
bilgi biliyorlar. Bu hüküm zaten vardır, Avrupada dahi düşmektedir.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Yok efendim.
BAŞKAN Peki efendim. Zabıtlara geçti, Genel Kurul
değerlendirir.
Teşekkür ederim.
Birlikte işleme aldığım diğer önerge...
Sayın Aslanoğlu burada mı efendim?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Gerekçe...
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasaları ihlal edenlerin dokunulmazlık
zırhından yararlanmasının engellenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Birlikte işleme...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, yoklama talebimiz
var.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızı
tespit ediyoruz:
Sayın Okay, Sayın Gök, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Keleş, Sayın Coşkunoğlu, Sayın Güvel,
Sayın Çöllü, Sayın Köse, Sayın Emek, Sayın Kaptan,
Sayın Bingöl, Sayın Sevigen, Sayın Arat, Sayın
Barış, Sayın Sönmez, Sayın Aydoğan, Sayın
Akıncı, Sayın Baratalı, Sayın Güner, Sayın Susam,
Sayın Seçer.
Efendim, yoklama için iki dakika süre veriyorum ve süreyi
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı var.
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 10 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde: 10 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 84 üncü
maddesinin son fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır. Son fıkra yerine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Siyasi etik kanunu bir yıl içinde ayrıca düzenlenir.
Ufuk
Uras (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Geylani. (BDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; anılan değişiklik önergesi üzerine
söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde milletvekilliğinin
düşmesi daha çok sıradanlaşan siyasi partilerin
kapatılmasıyla gündeme gelmiştir. Parti kapatma kültürü ise bu
sistemin DNAsında vardır. Türkiye siyasi parti kapatma ayıbıyla
ilk kez, 1925 yılında, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasını
kapatarak tanışmıştır. Daha sonra, askerî, adli ve
anayasa mahkemeleri kararlarıyla 50den fazla siyasi parti
kapatılmış ve siyasi yasaklılık geleneğiyle
milletvekillerinin siyasi yaşamlarına son verilmiştir. 80
darbesiyle de tüm siyasi partiler kapatıldı ve bütün
milletvekillikleri düşürüldü. 61 Anayasası ile kurulan Anayasa
Mahkemesi tarafından ise şimdiye kadar 26 siyasi parti
kapatılmıştır. Bunlardan 18i bölücülük, solculuk ya da
laikliğe aykırılık iddiasıyla
kapatılmış ve bazı milletvekillerinin vekilliği
düşürülmüştür. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
yapılan başvurular neticesinde ise, Refah Partisi davası hariç
diğer bütün partilerin kapatılmasında adil yargılama
yapılmadığı gerekçesiyle milletvekillerinin düşmesini
de haksız bularak Türkiyeyi tazminatlara mahkûm etmiştir. Türkiyede
açılan kapatma davaları, ifade özgürlüğü noktasında siyasi
partilerin program ve tüzüklerinde yer alan ifadeler ve parti yöneticilerinin
beyanları gerekçe gösterilerek, kapatma ve milletvekilliğini
düşürme kararları verilmiştir. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin yerleşmiş bir içtihadına göre Bir düşünce
açıklaması toplum açısından ne kadar şok edici, ne
kadar sarsıcı olursa olsun, şiddet çağrısı
içermedikçe bu açıklamanın ifade özgürlüğü
sınırları içerisinde değerlendirilmesi gerekiyor.
denilmektedir.
Değerli arkadaşlar, demokratik bir düzende, insan
haklarıyla birlikte, tüzel kişilik olan siyasi partilerin ve seçilen
milletvekillerinin de hakları vardır. Siyasi hakların
kullanılması, özgürce faaliyet gösteren demokratik siyasi partiler
kanalıyla gerçekleşir. Türkiye'nin de imzalamış olduğu
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11inci maddesinde Siyasi
partiler, demokrasinin tam olarak işlemesi için temel örgütlenme
biçimlerinden en önemlisidir. denilmektedir. Siyasi partilerin program, tüzük,
proje ve tüm etkinliklerinin başta ana dil ve her tür yazılı,
basılı ve sözlü araçlarla yapılması da siyasetin
doğasıdır. Onun için, Venedik Kriterleri gereğince, siyasal
etkinliklerinde yakın tehlike yaratacak somut ve reel şiddet
içermedikçe siyasi partiler kapatılamaz. Bu durumda bile uluslararası
hukuk normları öncelikli olmalıdır. Ama Türkiye, canı
istediği zaman parti kapatıyor, siyasi yasak getiriyor ve
milletvekilliğini de düşürüyor. Son olarak Demokratik Toplum Partisinin
kapatılması ve eski Eş Genel Başkanımız Ahmet
Türk ile Milletvekilimiz Aysel Tuğlukun milletvekilliklerinin
düşürülmesi ile beş yıllık siyasi yasaklılık
siyaseten can isteme keyfîliğidir. Fakat, yolsuzluklar, ihaleye fesat
karıştırma, vergi kaçırma ve benzeri iddialarla yüzlerce
dokunulmazlık fezlekesi hâlen Meclisin tozlu raflarında duruyor.
Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak, düşünce
açıklamalarıyla birlikte, yasama sorumsuzluğu
dışında kalan bütün suçlarda milletvekili
dokunulmazlıklarının kaldırılması
gerektiğini ifade ediyoruz. Sadece ana dil ile muhalif düşünce
açıklamalarından ve sistemi sorgulamaktan ötürü partilerin
kapatılması ve milletvekilliklerinin düşürülmesi siyasi bir
cinayettir ve bu ülkenin bir ayıbıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Geylani, bir dakika ek süre veriyorum,
lütfen tamamlayın konuşmanızı.
HAMİT GEYLANİ (Devamla) Teşekkür ederim
Başkanım.
Bu ayıp 1994te DEP milletvekillerinde en kaba bir
şekilde işlendi. Yapılan insanlık dışı, haksız
ve hukuksuz uygulamalar ne yazık ki bugün de devam etmektedir.
Partilerin kapatılmadığı, siyasi
yasakların olmadığı ve siyaseten milletvekilliğinin de
düşürülmediği özgür bir ülke dileğiyle, Genel Kurulu bir kez
daha saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme
alacağım. İstemde bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 10 uncu maddesinde geçen son fıkrası ibaresinden sonra gelmek
üzere bu kanunun yayımı tarihinden itibaren ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederim.
Veysi Kaynak (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
Diğer önerge sahipleri:
Abdullah Çalışkan
Kırşehir
Azize Sibel Gönül
Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaynak, konuşacak
mısınız?
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Çalışkan?
ABDULLAH ÇALIŞKAN (Kırşehir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe...
Sayın Gönül?
AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tekniği açısından maddenin daha
anlaşılır hale gelmesi amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 10uncu madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Milletvekili arkadaşlarımı bir kez daha
bilgilendiriyorum:
Sizlere verilecek pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser
oyu ifade etmektedir.
İsmi okunmadan milletvekili
arkadaşlarımızın sıraya girmemelerini önemle istirham
ediyorum.
Kapalı kabinlerde oylarınızı
kullanacaksınız ve kürsünün önündeki oy kutularına
oylarınızı atacaksınız.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, görüşmekte
olduğumuz, daha doğrusu oylamasını yapmakta olduğumuz
maddenin gizli oylama sonuçlarını açıkladıktan sonra
birleşime kırk dakika ara vereceğim. Milletvekili
arkadaşlarımın ona göre kendilerine program yapmaları
düşüncesiyle bu açıklamayı yapıyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldırıyoruz.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7.11.1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10uncu maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 335
Ret : 73
Çekimser : -
Boş : 1
Geçersiz : -
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur"
Sayın milletvekilleri, 10uncu madde kabul edilmiştir.
Saat 19.45e kadar birleşime ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.49
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Teklifin 11inci maddesini okutuyorum:
MADDE 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü
maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci
devre için seçilenlerin görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam
eder.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 11inci madde üzerinde
kırk dokuz önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi
okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 11 inci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 94 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının 2
nci cümlesinde geçen "devre için" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Mevlüt
Akgün
Karaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 11 inci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 94 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının 2
nci cümlesinde geçen "devre için" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Öznur
Çalık
Malatya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 11 inci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 94 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının 2
nci cümlesinde geçen "devre için" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan Ahmet
Yeni
Ankara Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497e 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 11 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sırrı
Sakık Hamit
Geylani Ufuk
Uras
Muş Hakkâri İstanbul
Osman
Özçelik
Siirt
Madde: 11
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci dönem
için seçilenlerin görev süresi yasama döneminin sonuna kadar devam eder."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 11. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akif Ekici Ergün
Aydoğan
Gaziantep Balıkesir
Madde 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94.
maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi İlk seçilenlerin
görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin görev süresi
ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder. şeklinde
değiştirilmiş ve 5. fıkrasının sonuna
Gerektiğinde Genel kurul Danışma Kurulunun teklifi üzerine
kâtip üyelerin veya idare amirlerinin sayısını
artırabilir. cümlesi eklenmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
11. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Madde 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94.
maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi İlk
seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin
görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder. şeklinde
değiştirilmiş ve 5. fıkrasının sonuna
Gerektiğinde Genel kurul Danışma Kurulunun teklifi üzerine
kâtip üyelerin veya idare amirlerinin sayısını artırabilir.
cümlesi eklenmiştir.
BAŞKAN Şimdi maddeye en aykırı önergeyi
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin, 11. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet
Şandır
Konya İzmir Mersin
Behiç
Çelik S. Nevzat
Korkmaz
Mersin Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Korkmaz konuşacak.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurun, önerge üzerinde. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasa değişiklik metninin 11inci maddesi üzerine
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yüce milletimiz, Meclisinin, kendi
sorunları dışında başka mevzularla meşgul
olmasını ibretle seyretmektedir. Verilen kırk sekiz saatlik
arada Ispartada hemşehrilerim ile bir araya gelme imkânı buldum.
Meclise, AKP tarafından dayatılan Anayasa
değişikliğiyle ne kadar ilgilendiklerini sordum.
Değerli milletvekilleri, şunu belirtmeliyim ki
vatandaş son derece öfkeli, bir kısmı da müstehzi bir ifade
takınmış, diyorlar ki: Sayın Vekil, şu
söylediklerimizi kürsüden dile getirin. Yarınından kaygılı
olan insanın Anayasa gibi bir derdi olabilir mi? diye soruyorlar.
Çiftçimiz tükenmiş durumda. Yaz sonunda kaldıracağı hasat
da derdine derman olmayacak. Allah yardımcımız olsun diyor
endişeyle. Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliğinin Ispartadaki
seçimlerine iştirak ettim. Orada dile getirilen
sıkıntıları bir duysanız, hepsi içten, yürekten
konuşuyor. Ispartada 28 bin olan esnaf sayısı 11 binlere
düşmüş. Bunlar dükkânlarını kapamışlar,
işlerini terk etmişler. Terk etmişler de ne yapmışlar?
Devlette memur mu olmuşlar yahut fabrikalar kurulmuş da oralara
işçi olarak mı girmişler? Hayır. Bir kısmı
borçlarından dolayı hapse düşmüş, 500 kişilik Isparta
Cezaevinde -Esnaf Odası Başkanının tabiriyle-
yaklaşık bin kişi kalıyor, yarısı yerlere
serilmiş yataklarda yatıyor, hepsi de zor durumda; bir
kısmı da dükkânını kapatmış, sanki
ayıplı vatandaşlarmış gibi evlerinden
dışarı çıkmıyor, çıkamıyor, kara kara
düşünüyorlar, yarın evladının önüne koyacağı bir
tas çorba için.
Kıymetli milletvekilleri, esnafın sesine kulak verin,
esnaf dertlidir, işler iyi gitmiyor. Memur sıkıntıda. Önce
iş tatminsizliği vardı. Artık bunlardan dahi
vazgeçmiş, açlık derdine düşmüş. Hayatını kredi
kartlarıyla idame ettirmeye çalışıyor. Ispartada
bankaların takibine düşmüş kredi kartı borcu miktarı
14 trilyon lirayı bulmuş kıymetli arkadaşlarım. Emekli
İnanın bana, ne çalışırken hayallerime
ulaştım ne de emekliliğimde. Önceden de
sıkıntılarım vardı ama artık altından
kalkamaz durumdayım. Son nefesimde hayatımı
adadığım ülkeme hakkımı helal etmek istiyorum. Duyun
sesimi. diyor ve insanca bir yaşamı kendisine temin edecek emekli
aylığı istiyor.
Dün bu kürsüye çıkanlar İşçi Bayramını
kutlamışlardır ama işçi, 1 Mayısı, maalesef
içinde bulunduğu sıkıntılar dolayısıyla bayram
olarak kutlayamamıştır. Taksime dolan binlerce işçi,
aslında, konuşmalarının içeriğine bakarsanız, hep
şikâyet etmiştir, hep yönetenlere sitemde bulunmuştur. Bu kadar
vurdumduymaz olmayın. Onlara sanki lütfedilmiş gibi Bayram hediye
ettik. diye övüneceğinize sıkıntılarına eğilin.
Kaldı ki 1 Mayıs, 23üncü Dönem Meclisinde, oy birliği ile
işçilerin hak arama günü olarak kabul edilmiştir. Geçen sene birlikte
yaptığımız, bütün Meclisin birlikte yaptığı
şunun için bile muhalefete teşekkür edemeyecek
durumdasınız.
İş dünyası, Mecliste piyasaları yeniden tanzim
etmek üzere bekleyen Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu gibi düzenlemelerin
yasalaşmasını bekliyor. Ki bu kriz ortamında işçisini
kapının önüne koymamak için direnen iş dünyasına Meclis bu
kadar da mı destek olmayacak?
AKP, toplumun tamamını oluşturan bu kesimleri
görmemezlikten gelip Sorun var. diyenlere, Ekmek bulamıyorsan pasta
ye. deme umursamazlığını göstermektedir. Bütün meseleler
hallolmuştur, herkes huzur ve refaha ulaşmıştır da bir
tek Anayasa kalmıştır eksik olan.
Değerli milletvekilleri, suçlu bulunmuştur. Suçlu, AKPye
göre Anayasadır. Ekonomide batağa saplanmamızın müsebbibi
Anayasadır; ekonomik kriz ve geçim derdiyle yıkılan ailelerin,
sönen ocakların müsebbibi Anayasadır; dış politikada
neredeyse her gün yaşadığımız rezaletin müsebbibi
Anayasadır; Irakta Türkmenlerin katledilmesinin, Ermenilerin,
Rumların Türk devleti ve milleti karşısında mevzi
kazanmasının, hatta canından vatanı için vazgeçen
şehitlerimizin, intihar eden öğrencilerin sorumlusu Anayasadır.
Yani, Sayın Başbakan ve arkadaşları Anayasa gibi sihirli
bir reçete bulmuşlar, memleketi bununla kurtaracaklarmış da
muhalefet buna engel oluyormuş gibi istismar politikası devreye
sokulmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Korkmaz, süreniz doldu, bir dakika ek
süre veriyorum, lütfen tamamlayın konuşmanızı.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Teşekkür ederim
Başkanım.
Hülasa, sekiz yıllık yönetim
başarısızlığına, zafiyetine kılıf
bulmak, mazeret üretmektir bunun özeti.
Milletin sorunlarını çözmek yerine, oyalama ve gündem
değiştirme yolunu seçen AKPye millet bunun hesabını sormak
üzere sandıklarda bekliyor diyor, önerimizin kabulü dileklerimle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme
alacağım. İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahiplerini
okutuyorum.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 11. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 11- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94.
maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi İlk
seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci devre için seçilenlerin
görev süresi ise o yasama döneminin sonuna kadar devam eder. şeklinde
değiştirilmiş ve 5. fıkrasının sonuna
Gerektiğinde Genel kurul Danışma Kurulunun teklifi üzerine
kâtip üyelerin veya idare amirlerinin sayısını
artırabilir. cümlesi eklenmiştir.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Zekeriya
Akıncı
Malatya Ankara
Diğer önerge sahipleri:
Ergün
Aydoğan
Balıkesir
Akif Ekici
Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akıncı, önergeniz üzerinde
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın
Başbakanın ve AKP yöneticilerinin çok istediği bir Anayasa
değişikliğini yapabilmek için verilmiş olan teklifin ikinci
tur görüşmelerini yapıyoruz. İnancım odur ki hem birinci
tur hem de bu turdaki tartışmalar içerisinde bu teklifin bir anlamda
röntgeni çekilmiş ve asıl niyet herkes tarafından daha iyi
görülür ve anlaşılır olmuştur.
Ben bu kısa konuşma süremde bu yalın gerçeklerin
bazılarını dikkatinize sunmak istiyorum:
Bir: Bu teklifte aslında birbiriyle hiç ilgisi olmayan
maddeler harman edilmiştir. Özü üç maddede gizli olan ve aslında
yargıyı denetim altına almayı amaçlayan kimi maddeler,
kimsenin pek de itiraz etmediği kenar süsü niteliğinde başka
maddelerle gizlenmeye çalışılmıştır.
Örneğin, benim üzerinde konuşma yaptığım maddeyle
-elinizi vicdanınıza koyunuz Allah aşkına- Divanda görev
yapacak değerli arkadaşlarımızın görev süresiyle
Anayasa Mahkemesinin seçiminin uzaktan yakından bir alakası var
mı ki aynı soruyu sorup benzer cevap isteyeceğiz sizlerden ya da
yurttaşlarımızdan?
İki: O nedenle, muhalefet partisinin teklifin iki ayrı
paket olarak görüşülmesi ve oylanması önerisi bile ne yazık ki
-korkudan biraz- dikkate alınmamıştır.
Şunu anlatmaya çalışıyorum değerli
arkadaşlarım, iktidar partimiz iyi kötü bir demokrasi pilavı
yapmaya çalışıyor ama biz baştan beri diyoruz ki:
Değerli AKPli milletvekilleri, bu pilavın içinde, yediğinde
milletin dişini kıracak üç tane iri taş var. Gelin, bu
taşları ayıklayalım. Sağ olsun, duyarlı
arkadaşlarımızın katkısıyla, milletin dişini
kıracak taşlardan bir tanesini ayıkladık, geride kaldı
iki tane. Gelin, yine, sizlerin iyi niyetli destekleriyle diğer
taşları da ayıklayalım da şu demokrasi pilavı
dediğiniz pilavı milletimiz ağız tadıyla bir
yiyebilsin. Bizim istediğimiz budur, sizden beklediğimiz budur,
başka hiçbir talebimiz yoktur.
RÜSTEM ZEYDAN (Hakkâri) Niye oy vermeye gelmiyorsunuz?
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Üç: Bu kadar içtenlikli ve iyi
niyetli çabamıza karşın, İktidar, bu değişiklik
teklifi üzerinde hiçbir ciddi ve içtenlikli uzlaşma
arayışında olmamış; tam aksine, bir dayatmayla
amacına mutlaka ulaşacağı niyetini sergilemiştir. Bu
dayatmanın altında yatan, hiç kuşkusuz, son güçlü kaleleri de
ele geçirip tek adam, tek parti iktidarına ulaşma hedefidir.
İlginçtir, tam bu tartışmalar yapılırken,
bu yalın gerçek biraz daha belirgin bir biçimde ortaya çıkarken,
Sayın Başbakan, hepimizi üzen, hiç hak edilmediği hâlde bir
polemiğe konu edilen ve aslında bize göre de gündemde olan şehit
cenazelerini ve ulusumuzun yaşadığı acıyı
gizlemeye çalışan bir tartışma açtı yeni baştan.
İkinci Genel Başkanımız, büyük kahraman, güçlü siyaset
adamı, devlet adamı İnönü üzerine açılmış olan bu
tartışma ne yazık ki hepimizi çok üzmüştür, hele onun
benzetilmiş ve eşleştirilmiş olduğu siyaset adamı
ve yöneticiyle uzaktan yakından ilgisinin olmadığını
bilenler için daha çok ıstırap verici olmuştur; çünkü:
1) İnönü, 1910-1922 yılları arasında
postallarını hiç çıkarmamıştır ama Hitler gibi
yayılmacı politikalar için değil; tam aksine, daima bir ulusal
kurtuluş savaşının içerisinde vatan
toprağını savunma iddiası ve mücadelesiyle
savaşmıştır.
2) İnönü, başka ülkelerin sınırlarına göz
dikmemiş; tam aksine, Lozanda büyük bir diplomasi örneği
sergileyerek ulusal sınırlarının çizilmesinde birinci
derecede rol oynamıştır.
3) İkinci Dünya Savaşında ülkemizi büyük
tehlikelerden korumuştur, Hitler gibi milyonlarca insanın ölümüne
sebep olmamıştır; tam aksine, bir çocuğun Ekmeksiz
kaldım. feryadına Olabilir ama babasız bırakmadım.
diyerek, bir çocuğun babasının ölümüne bile izin vermeyecek
derecede duyarlı ve insancıl davranmıştır.
4) Hitler gibi, milletten aldığı güçle ve oyla
iktidarını kurduktan sonra faşist bir otoriter yönetim kurmak
yerine, silahla ve süngüyle ulusal Kurtuluş Savaşında kazandıkları,
bu ülkede, tam bir olgunlukla, günü geldiğinde muhalefete iktidarı
terk edebilecek kadar da olgun siyasi tavır sergilemiş bir devlet
adamıdır. Birbirine 180 derece zıt iki insanın hangi amaçla
ve niye birbirine benzetilmiş olduğunu bir kez daha Sayın
Başbakanın düşünmesini öneriyorum.
Dört: Bu değişiklik talebinde İktidar yalnız
kalmıştır. Esasında üç konuda saklı olan bu teklifte
talep edilenler, ne işsiz gençlerin ne sahipsiz çiftçilerin ne boynu bükük
emeklilerin ve emekçilerin ne geleceğe kaygıyla bakan ticaret
erbabının ve sanayicinin ne de bizim, muhalefet olarak talebimiz
değildir. Çok açıktır, bu talep
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akıncı, ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Bu talep, çok açıktır,
ki Sayın Başbakanın talebidir.
Bakınız sevgili arkadaşlarım, AKP adına
konuşma yapan arkadaşlarım da 1 Mayıs kutlamalarına
göndermede bulundular. Biz de Taksimde ve Türkiye'nin dört bir yanında 1
Mayısın coşkuyla, bir bayram havasında kutlanmış
olmasından mutluluk duyduk ama aynı zamanda o büyük, güçlü kitlesel
gösterilerde hiç dikkatinizi çekti mi: Ben Ankara mitingine katıldım.
Kuşkusuz katılan arkadaşlar var, katılmayanlar var.
Pankartlar vardır, sloganlar vardır. Yurttaşlar, yüz binlerce
insan, emekçiler ve emeğin dostları pankartlarıyla ve
sloganlarıyla taleplerini haykırırlar. Şimdi sormak
istiyorum: O mitinglerde bir tane HSYKnın yapısını
değiştirin, Anayasanın yapısını
değiştirin diye pankart ya da slogan gördünüz mü? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SEBAHATTİN KARAKELLE (Erzincan) Ne alakası var?
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Ben görmedim, görmedim.
Halkın sesine kulak verin. Orada hangi sloganlar yeri göğü inletti
biliyor musunuz? Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek! O
sloganlar yükseldi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Onun
için, iktidar partisi olarak size önerimiz, 1 Mayısın şölen
havasında kutlanmış olduğundan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akıncı, ek süreniz de doldu
efendim.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) -
dolayı mutluluğumuzu
paylaşın ama lütfen, oradan yükselen taleplere
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Selamlama için açayım ama sadece selamlama için
Genel Kurulu. Lütfen
Sayın Akıncı, lütfen
AHMET AYDIN (Batman) Halktan kaçmayın, referanduma gidin.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Oradan yükselen -bizim içtenlikli
önerimizdir- taleplere de kulak veriniz, yükselen seslere kulak veriniz. O
nedenle de AKP yöneticilerinin içindeki bu hesap sorma korkusuna dayalı
ama bir gün geldiğinde Türk milleti adına hesap soracak Anayasa
Mahkemesinin özünü ve yapısını değiştirme
çabalarından vazgeçiniz. Biraz önce söylediğim gibi, gelin şu
pilavın içindeki taşları ayıklayalım. Eğer bir
demokrasi pilavı yaptıysanız, halkımız bunu
ağız tadıyla yiyebilsin. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bu doğrultuda verilmiş olan önergeme de desteğinizi
bekliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYHAN YILMAZ (Ordu) Diğer maddelere Evet deyin.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Taşları
ayıklayın, verelim.
BAŞKAN Efendim, birlikte işleme aldığım
diğer önerge üzerinde Sayın Ekici, siz mi
konuşacaksınız?
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Ben konuşacağım
efendim.
BAŞKAN Balıkesir Milletvekili Sayın Ergün
Aydoğan önergesi üzerinde konuşacak, gerekçesini açıklayacak.
Buyurun Sayın Aydoğan. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika.
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan teklifin 11inci maddesi üzerine verilen önerge üzerine
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri;
görüşmelerin başladığı günden bugüne kadarki sürede
toplumsal uzlaşı ve mutabakat metni olması gereken
Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesini mi yoksa AKP
tüzüğünü mü görüştük? AKP İktidarı, uzlaşı
aramadan, muhalefeti yok sayarak tek başına
hazırladığı Anayasa değişikliğini dayatmaktadır.
Muhalefetin tüm uzlaşı önerilerini gözü kapalı yok
saymaktadır ve sürekli muhalefeti suçlamaktadır ve şu ana kadar
da muhalefetin bu konudaki hiçbir önerisini kabul etmemiştir.
Burada her gün bir bakanımız farklı bir görüş
bildirerek, dayattığınız Anayasa değişiminin her
derde deva olduğunu anlattığını görüyoruz.
Bakanlarımızdan biri, bu dayatma Anayasanın ekonomik
zenginleşme sağlayacağını bu kürsüden ifade etti.
Soruyorum, bu dayatma Anayasası hangi sorunları çözüyor, teğet
geçen krizi mi, iç, dış borcu mu, işsizliği mi yoksa her
gün yüreğimizi yakan terörü mü? Soruyorum, hangisini çözecek bu dayatma
Anayasası?
Değerli arkadaşlar, son günlerde sıkça
gördüğümüz ve üzüldüğümüz çocuk tacizcileri ve tecavüzcülerinin
üzerini kapatıp RTÜK tarafından yasaklatılarak halkın
duymasının engellendiğini görüyoruz. (AK PARTİ
sıralarından Ne güzel sesi)
Evet, güzel diyor Değerli Milletvekili.
Sayın Başbakan, dün sabah diyor ki: Milletimiz
yaptıklarımızı biliyor. Evet, hep birlikte görüyoruz: Dün,
kimliğini, inancını merak etmeden dost ve kardeşlik içinde
yaşarken, bugün birbirlerine kuşkuyla bakıyor. Dün,
vatanıyla, milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunurken, bugün
ayrışmayı düşünüyor. Dün, vatanı için şehit
düşenleri konuşurken, bugün, sayısını unuttuğumuz
açılımları konuşuyoruz. Dün, dinî ve millî bayramları
ortak duygular içinde kutlarken, bugün sayenizde tartışır hâle
geldik. Şeker Bayramını, 30 Ağustos Bayramını
tartışır hâle geldik.
AYHAN YILMAZ (Ordu) 1 Mayısta neyi
tartışıyoruz? Taksimdeydi. Ayıp ya!
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Oraya da geleceğim
Değerli Milletvekili.
Dün, kendi kendine yeten tarım ülkesiyken, bugün, tarım
ürünlerini ithal eden bir ülke hâline geldik.
AYHAN YILMAZ (Ordu) Yıllarca o hükûmetlerin
yapmadığını bu Hükûmet yaptı.
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Onu da söyleyeceğim.
Dün, hayvan ihracı yapan bir ülkeyken, maalesef, bugün,
hayvan ithalatı yapan bir ülke hâline geldik. Dün millî eğitim kurumu
iken, sayenizde gayrieğitim kurumu hâline geldi. Yapboz tahtası
hâline geldi, her yıl eğitim sisteminde değişiklikler
yaptığınızı görüyoruz. Çocuklarımızın
psikolojisi değişti.
Dün, her kesimden olanlar bir bütündü; bugün, öğretmenleri,
memurları, sanatçıları, yazarları, basını,
medyayı birbirinden ayrıştırdınız. Millî birlik
ve kardeşlik vardı, bugün yok ettiniz. Ortak uzlaşı ve
mutabakat metni olması gereken Anayasamızı, bugün, AKP
Anayasası hâline getirdiniz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi
kahramanlığı yapıyorsunuz. Evet, iki gün önce 1
Mayıstı. 1 Mayısı meydanlarda coşkuyla kutladık.
İki yıl önce de 1 Mayısın bayram ilan edilmesi teklif
edildiğinde, sizler, Sayın Başbakan bir günlük tatilin 2
katrilyon olduğunu söyledi. Bugün ne oldu da sekiz yıldır izin vermediğiniz
Taksimde bayramı kutluyoruz?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) İşçi
sınıfının haklarını onlar vermedi.
AYHAN YILMAZ (Ordu) Size sormak lazım.
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Değerli arkadaşlar,
demokrasiden bahsediyorsunuz. Bakın, dün TOBBun on altı
şirketine ilk defa Sanayi Bakanlığı denetim elemanı
gönderdi. Bu mu demokrasi anlayışınız? Bu mudur
demokrasiden anladığınız? İlk defa, TOBBun
şirketlerine, on altı şirketine denetim gönderiyorsunuz.
AYHAN YILMAZ (Ordu) Gönderilmesin mi?
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Yani TOBB sizin
talimatlarınıza uymadığı, 1 milyon 300 bin işçi
almadığı için mi TOBBa denetim elemanı gönderdiniz?
AYHAN YILMAZ (Ordu) Denetlemekten ne zarar gelir? Denetlemenin
ne zararı var?
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Acaba sizlere yakın
şirketlere de denetim elemanları gönderiyor musunuz? Soruyoruz.
AYHAN YILMAZ (Ordu) Denetlemiyoruz, Denetlemiyorsunuz.
diyorsunuz; denetliyoruz, Denetliyorsunuz. diyorsunuz.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bakın, Başbakanın zaman zaman
frenlerinin tutmadığı, Gönende Balıkesirde- Sayın
Çelikin ifadesi. Evet, maalesef tutmadığını üzüntüyle dün
gördük. Sayın Başbakan Türkiye Cumhuriyetinin kurucularından ve
millî kahramanlarımızdan rahmetli İnönüyle ilgili mesnetsiz ve
düzeysiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Aydoğan, süreniz doldu. Size ek süre
veriyorum, konuşmanızı lütfen tamamlayınız.
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
mesnetsiz ve düzeysiz ifadeler kullanmakta. Sayın
Başbakan, şunu unutmasın ki bugünlere gelmesini sağlayan
kahramanlarımız olmasaydı Sayın Başbakan bugün bu
koltukta oturamıyor olacaktı.
Bugün bu koltukta oturmasını sağlayan millî
kahramanlara saygılı olalım, millî
kahramanlarımızı hep birlikte saygıyla analım, millî
kahramanlarımızı günlük politikalara alet etmeyelim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yani, burada
günlerden beri konuştuğumuz Anayasa görüşmelerinde AKP, sizler
demokratsınız, muhalefet statükocu. Hadi canım sen de!
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun)- Oy kullanabilecek misin?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Konuşmacı,
Sayın Başbakandan bahsederken, Sayın Başbakanın
yaptığı bir eleştiri üzerine mesnetsiz ve düzeysiz
ifadesini kullandı. Ya konuşmacı özür dilesin, yoksa
sataşmadan söz talep ediyorum.
ATİLA EMEK (Antalya) Daha ne olacaktı?
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Yani İnönüye faşist demenin
ne mesnedi var ne düzeyi var ya! Allah Allah!
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
eleştiri yapılabilir, her siyasi genel başkan eleştiriye
maruz kalabilir ama yapılan eleştiri -mesnetli olabilir- düzeyli
olmalıdır. Onun için, ya konuşmacı sözünü geri alsın
ya da izin verin
ATİLA EMEK (Antalya) Bir millî kahramana o sözü söyleyen
elbette o düzeyde konuşmuştur. Ayıptır ya!
BAŞKAN Sayın Elitaş, zabıtları bir
getirteyim, gerçekten bir hakaret içeren ifadeler var ise kendisiyle tekrar
görüşürüz.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, açıkça söyledi.
Düzeysiz ifadesi ne anlama geliyor Sayın Başkan?
BAŞKAN Tamam efendim, zabıtları
getirteceğim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bu kadar alıngan
olmayın arkadaşlar.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) Alınganlıkla
alakası yok.
BAŞKAN Birlikte işleme aldığım
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497e 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 11 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde: 11
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 94 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"seçilenlerin görev süresi iki yıldır, ikinci dönem
için seçilenlerin görev süresi yasama döneminin sonuna kadar devam eder."
Ufuk Uras (İstanbul) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Sakık, buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu tartışmalarda, bu oylamalarda, olup bitenlerde
bizim diğer siyasi partiler gibi bunu coşkuyla kutlamak gibi bir
anlayışımız yok. Bizim
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) Diğer partilerden
farkınız yok! Hiç farkınız yok!
SIRRI SAKIK (Devamla) Bizi dinleyeceksiniz
Bizi
dinleyeceksiniz...
BAŞKAN Lütfen
Lütfen yerinizden söz atmayın
arkadaşlar.
SIRRI SAKIK (Devamla) Bizim kötülük kuyularından
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) Hiç farkınız
yok!
BAŞKAN Sayın Göktaş, lütfen
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Yanında durmak
istemediğiniz insanlardan neden oy istiyorsunuz?
SIRRI SAKIK (Devamla) Bizim kalbimiz kötülük kuyularından
su çekmez. Ama bunu kendinize
soracaksınız. Niye bu noktada olduğunuzu kendinize
soracaksınız? Bizimle oturup konuşup tartıştınız
mı? Bizimle birlikte buraya sundunuz mu bir şey? Bütün çabamıza
rağmen niye bizi ötekileştirdiniz? Niye bizi yok saydınız?
FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) Burada yazıyor.
SIRRI SAKIK (Devamla) Hayır
Şimdi bakın sevgili arkadaşlar, kim kiminle
beraberdir, buna, birkaç gün önce ilk oylamada 5 arkadaşımız
geldi burada sembolik olarak katıldı, beş oy verdi ve sizin
temsilcileriniz çıktı aynen şunu söyledi -bütün Türkiye kamuoyu
bunu bilmeli- Arkadaşlarınız geldi, boş oy kullandılar.
Bizimle yan yana gözükmemek için elinizden ne geliyorsa onu yaptınız.
Yine bir sözcünüz çıktı dedi ki: Bunlar Ergenekonla birlikte
hareket ettiler. (AK PARTİ sıralarından aynen öyle, aynen
öyle sesleri)
Şimdi bakın, sevgili kardeşim
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sayın Başkan, arkadaşlar dinlerlerse
BENGİ YILDIZ (Batman) Dinlemesinler
Dinlemesinler
BAŞKAN Evet, lütfen Hatibi dinleyelim değerli
milletvekilleri.
BENGİ YILDIZ (Batman) Dinlemedikleri için bu noktadalar.
SIRRI SAKIK (Devamla) İşte, aslında niye
anlaşmadığımızın göstergesidir. Siz, bizim
beynimizin, bedenimizin efendisi olmak istiyorsunuz. Oysaki beynimizin,
bedenimizin efendisi biz olmak istiyoruz. Sizin temsilciniz çıkıp
şunu söylüyor, diyor ki: Ergenekonla yan yana... Biraz insan
vicdanlı olur. Ergenekon, bizim katilimizdir. Hiçbir dönem katil ve
mağdur yan yana olmaz. Ergenekonla kimlerin yan yana olduğunu siz
çok iyi bilirsiniz. (BDP sıralarından alkışlar) 29 Mart
seçimlerinde kimlerin yan yana durarak bize karşı cephe
açtıklarını da biliyoruz. Ama işinize geldi mi Ergenekon
diyeceksiniz! Biz, Ergenekonun mağduruyuz. Biz, bu sistemin
mağduruyuz. Onun için katillerimizle yan yana olmayız.
Sevgili arkadaşlarımız, bakın, şunu iyi
biliniz: Biz, küçücük maddelerle, efendim, çocuğa bir hediye vererek
kandıracak şekilde bir siyaset yapmıyoruz. Yine bu kürsüde size
seslendik, 1994lerden örnekler verdik. Bakın, bizi alıp apar topar
götürdüler, cezaevindeydik, bize Meclis Başkanı elçiler gönderdi
Şu dilekçeyi imzalarsanız milletvekilliğiniz düşmez, siz
özgürlüğünüze kavuşursunuz. dediler ama biz bir bütün olarak
-içeride olan arkadaşlar- şunu söyledik: Biz, özgürlük için bedel
ödemeye hazırız. Siz özgürsünüz. Biz kapalı kapılar
ardında demir ve beton yığınları arasındayız.
Biz, özgürlükler için buradayız. Biz burada milletvekilliğimizi
kurtarmak veyahut da partimizin kapatılmasını kurtarmak
değil, biz Türkiyeyi özgürleştirmek istiyoruz. Biz, özgürlükler için
bedel ödüyoruz. Onun için, sizin gibi çıkarcı bakmıyoruz.
Aramızdaki fark da budur. Size diyalog dedik, diyaloğu yok
saydınız; uzlaşı dedik, uzlaşıyı yok
saydınız.
Şimdi, Japonların çok hoş bir sözü var:
Güneşe tapanlar, ısı kanunlarını
tartışamaz. Sistemden korkanlar, ürkenler, bu ülkede demokrasiyi,
özgürlükleri inşa edemez. Onun için, dönün kendinize. Kendi vekillerinizi
ikna edemiyorsanız Barış ve Demokrasi Partisine dönüp bir tek
kelime söyleme hakkınız yok. Sorun varsa sizin içinizdedir. İlk
önce iç işinizi alıp o dizaynı yapmış
olsaydınız belki bugün bu sitemleriniz bize olmazdı. Eğer
sitemleriniz varsa, diyalog kapısını Barış ve
Demokrasi Partisi size kapalı mı tuttu? Ne yaptı? Hayır,
size taslak sunmadı mı? Gelin, görüşelim. demediler mi? Ama
siz korktunuz. Şimdi korkuyorsanız, dönüp bizi günah keçisi ilan
etmeyin.
Buradan bütün Türkiye halkına sesleniyorum: Biz diyalog için
varız, diyalog için kapıları sonuna dek zorladık ama
AKPnin kadroları bu konuda kapılarını kapattılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sakık, lütfen
konuşmanızı tamamlayın, ek süre verdim bir dakika.
SIRRI SAKIK (Devamla) Evet, biz sürekli diyalog ve
uzlaşıdan bahsettik, siz sürekli kapılarınızı
kapattınız ve sürekli döndünüz, biz gelip burada oy kullanalım
ama asla aramızda bir diyalog olmasın
Biz bunları daha önce de konuştuk ve
tartıştık. Bunların hiç kimseye bir yarar
getirmeyeceğini hep de söyledik. Onun için biz gerçekten Anayasanın
kökten değişmesi gerektiğini de vurguladık. Eğer bir
anayasa başlangıçtan itibaren ret ve inkâr politikası üzerine
inşa oluyorsa, o anayasadan özgürlük çıkmaz, uzlaşı
çıkmaz, barış çıkmaz. Bizim kapımız sürekli,
eğer gerçekten özgürlükleri inşa edecekseniz
kapılarımız sonuna dek açıktır. Eğer
yüreğiniz varsa bütün konularda görüşmeye hazırız ama yürek
yoksa o da sizin sorununuzdur.
İyi akşamlar. (BDP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç
önerge de aynı mahiyettedir. O nedenle birlikte işleme
alacağım. İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 11 inci maddesiyle değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 94 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının 2
nci cümlesinde geçen "devre için" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Aşkın Asan
Ankara
Diğer önerge sahipleri:
Öznur Çalık
Malatya
Mevlüt Akgün
Karaman
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Asan, konuşacak
mısınız?
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Çalık
ÖZNUR ÇALIK (Malatya) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Akgün
MEVLÜT AKGÜN (Karaman) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Verilen önergeyle kelime sınırlaması yapılarak
anlam bütünlüğünün sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 11inci madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bir kez daha milletvekili arkadaşlarımı
uyarıyorum: Sizlere verilecek pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı da çekimser
oyu ifade etmektedir.
Milletvekili arkadaşlarım, lütfen isminiz okunduktan
sonra oy kullanmak için gerekli mahalle gidiniz ve kapalı mekânlarda oy
kullanılacağını bir kez daha hatırlatıyorum ve
gizli oylamaya Adanadan başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, izin
verir misiniz
Biraz önce, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni
Doğan, oy kullanırken zarfın içinde başka bir oy
pusulasının olduğunu görmüş. Lütfen milletvekili
arkadaşlarımızı uyarın...
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Herkes zarfın içini
açsın, baksın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, biraz önce,
Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, buradan oy kullanırken
zarfın içinde başka bir oyun olduğunu görmüş, boş
zarfın içerisinde. Lütfen buradan milletvekili
arkadaşlarımızı uyarın, zarfların içerisine
baksınlar ve Başkanlık Divanı da biraz daha bu konuda
hassas olsun.
BAŞKAN Anladım, evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, bununla
ilgili hususun Divana bildirilmesi gerekiyor, böyle ulu orta söylenmesin.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Oy kullanılan yerde de
müthiş bir yığılma var.
BAŞKAN Lütfen, görevli arkadaşlarım, oy kullanmak
için
Önce Divan üyesi arkadaşlarıma, milletvekili
arkadaşlarıma, zarfları veren görevli arkadaşlarıma
sesleniyorum: Lütfen, zarfları kontrol ederek verin ve milletvekili
arkadaşlarımız da zarfları aldıklarında lütfen
bakarak, içinin boş olduğunu görerek oylarını
kullansınlar. Bir milletvekili arkadaşımızın
zarfının içerisinden bir pul çıkmış; bu konuda
duyarlı olmaya davet ediyorum.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını lütfen kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7.11.1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 11inci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 336
Ret : 70
Çekimser :
-
Boş :
1
Geçersiz :
1
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
Teklifin 11inci maddesi kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.06
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 21.15
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 100üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Teklifin 12nci maddesini okutuyorum:
MADDE 12- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin ikinci fıkrasına Ancak, Yüksek Askerî Şuranın
terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her
türlü ilişik kesme kararlarına karşı yargı yolu
açıktır. şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü
fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yargı yetkisi, idarî eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette
yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 12nci madde üzerinde
kırk yedi önerge bulunmaktadır. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi
okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 12 nci maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlede geçen "terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederim.
Osman Pepe Azize
Sibel Gönül
Kocaeli Kocaeli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 12 nci maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlede geçen "terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederim.
Fahrettin Poyraz Ahmet
Yeni
Bilecik Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 12 nci maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlede geçen "terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederim.
İkram
Dinçer
Van
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1inci ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 12 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hamit Geylani Osman Özçelik Sırrı
Sakık
Hakkâri Siirt Muş
Ufuk
Uras
İstanbul
Madde 12:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinin
ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askerî Şuranın terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme ve disiplin kararlarına karşı yargı yolu
açıktır." şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü
fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik
denetimi şeklinde kullanılamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12. maddesi ile değiştirilen Anayasanın 125.
maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ali Koçal Şevket
Köse
Zonguldak Adıyaman
Yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12. maddesi ile değiştirilen Anayasanın 125.
maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Atila
Emek
Malatya Antalya
Yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
BAŞKAN Şimdi maddeye en aykırı önergeyi
okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin, 12. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Mehmet Şandır S. Nevzat Korkmaz
Konya Mersin Isparta
Behiç
Çelik Mehmet
Ekici
Mersin Yozgat
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Erdal Sipahi efendim,
imzası yoksa imzalasın.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) İmza var
efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İmzalattırırız
efendim.
BAŞKAN Gelin, şimdi alalım imzanızı.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İmzalayıversin.
BAŞKAN Sayın Sipahi, süreniz beş dakikadır.
Önergenizin gerekçesini açıklayacaksınız.
Buyurun.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) Sayın
Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Anayasa değişikliğinin 12nci maddesi Yüksek Askerî
Şûra kararlarıyla ilgilidir. Yapılan değişiklikte,
terfi, atama gibi Yüksek Askerî Şûra kararları, hâlen olduğu
gibi yargıya kapalı tutulurken, ordudan atılanlara yargı
yolu açılmaktadır. İktidar döneminde Başbakan ve Millî
Savunma Bakanımızın her Yüksek Askerî Şûra
toplantısı sonrasında Şûra kararlarıyla ordudan
atılan askerî personel için sergiledikleri şerh koyma
alışkanlıkları Anayasa değişikliği hâline
getirilmektedir. Buna AKPnin şerh koyma değişikliği de
diyebiliriz.
Son birkaç günde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğü uğruna toprağa düşen yiğitler, maalesef, bu
açılımın bedelini ödemekteler. Anayasa değişiklik
görüşmeleri başlayalı 10 Mehmetçik ve 1 polisimiz şehit
düştü. Bir kısmı ağır yaralı olarak yaşam
savaşı veren 11 asker ve 2 polisimiz ise yaralı.
Şerh koyma alışkanlığı keşke
açılım projesini hazırlayan ABDye karşı yerine
getirilebilseydi. Bu şerhler keşke PKKnın taleplerine,
İmralının tavsiyelerine ve yakında törenle
karşılama hazırlıkları yapılan aşiret
reislerinin küstahlıklarına karşı koyulabilseydi.
Keşke, terörle mücadele önce müzakere, sonra Haburda mütarekeye
çevrilirken şerh konulabilseydi.
Görüşülen değişikliklerde askerî yargıyla
ilgili hükümler mevcuttur. Askerî yargı konusunda, maalesef, kısmen
art niyet, kısmen bilgisizlikten kaynaklanan yanlış kanaatler
gündeme getirilmiştir. Çok eski ve köklü bir geleneğe sahip askerî
yargıyı komutanların emirleri doğrultusunda karar veren bir
anlayışta görmek yanlı bir zihniyetin ürünüdür. Dünyanın
birçok ordusunda mevcut askerî yargıyı eleştirirken Lüksemburg,
hatta Senegal gibi örnekler verilmesi ciddiyetten uzaktır. Askerî yargı
olmayan Almanya ise 90lı yıllara kadar İkinci Dünya Harbi
işgal ordularının konuşlandığı, Nazi
sonrası kısıtlamaların olduğu bir ülkeydi. Alman
ordusunun 1950'li yıllarda işgal güçleri gözetiminde kurulduğunu
hatırlatırım.
Hâlen muvazzaf veya emekli askerlerle ilgili olarak sivil
yargıda devam eden birçok dava vardır malumlarınız.
Bunların birçoğunda, Anayasanın 145inci maddesi esas
alındığında, askerî mahalde cereyan etmeleri, askerî
şahısları ilgilendirmeleri, askerlik hizmet ve görevleriyle
ilişkileri nedeniyle askerî yargının da müdahil olması
gerekirdi. Bu takdirde de Anayasanın 158inci maddesi uyarınca
olumlu uyuşmazlık şartının meydana gelmesi nedeniyle
uyuşmazlık mahkemesinin devreye girmesi gerekirdi. Terörle Mücadele
Kanunu, Türk Ceza Kanunu gibi yasalarda yapılan değişiklikler
aksi iddia olarak ortaya sürülebilir ancak bırakalım da bunun
gerekçesini ve hangi yargının sorumlu olduğunu bizler yerine
uyuşmazlık mahkemeleri açıklasın ve hukuk doğru
yürüsün. Bu konuda bir teşebbüs oldu mu olmadı mı bilmiyoruz ve
Sayın Bakanımızdan bunun cevabını bekliyoruz.
Aslolan hukuka müdahale değil, hukukun doğru
işlemesi. Kimse darbe de istemiyor, darbeci de. Suç ve suçlu varsa Korunsun. da denmiyor.
Bu ülke darbe ve müdahaleler yaşadı ve hepsi de güya
yapıldıkları sebeplerden çok daha beterini miras olarak
bıraktılar. Kaldı ki bu darbe ve müdahalelerde kimler
mağdur oldu, kimler mamul oldu burada yeterince konuşuldu. Ancak
darbe yargıları darbe sonuçları haklı olarak tenkit
edilirken, o bahaneyle daha beter bir yargı
anlayışının ortaya konmasını yandaş
yargı yaratılıp Yüce Divandan kaçınan bir
anlayışın demokratik anayasa
diye maskelenmesini de kimse istemiyor. ABDnin parçalama bölme
senaryolarının açılım ile kapısını açan
bir anayasa hiç istenmiyor.
19uncu yüzyıl vahşi batı kanunu olan Önce
asalım, sonra yargılarız. anlayışının Önce
tutuklayalım, sonra yargılarız. şeklinde
uygulanmasını da kimse istemiyor. Dört köşeli çarpık
yargı anlayışını bu ülkede kimse istemiyor. Nedir o
dört köşe? Birinci köşede, kerameti kendinden menkul gizli tanıklar.
İkinci köşede, güya emekli müstafi teröristler yani itirafçılar!
Üçüncü köşede, konuşma röntgenciliği yani telefon dinlemeleri!
Dördüncü köşede ise ne idüğü belirlilerin ihbar mektupları.
İsterseniz bu ucubeye, Habur'da çadıra sokulup Sen mutlaka pişmansındır.
komedisini, katiller rahatsız olmasın diye odalardaki Atatürk resmi
ve Türk bayraklarının indirilmesini de ekleyebilirsiniz. Böylece
çarpık yargı anlayışına beşinci köşeyi de
ilave edebilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sipahi, ek süre veriyorum bir dakika
içinde lütfen konuşmanızı tamamlayın.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) Teşekkür
ederim, bitiriyorum efendim.
Son olarak, sayın milletvekilleri, bu gidiş gidiş
değildir. Bu çarpıklıklar düzelmeli, yeni çarpıklıklar
ülkeyi karabasana götürmemelidir. Sorumluluk sadece vicdani değil
tarihîdir. Ben bu vicdani ve tarihî sorumluluğu duyanlara ve yüce Meclise
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme
alacağım. İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12. maddesi ile değiştirilen Anayasanın 125.
maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Yargı yetkisi idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Atila
Emek
Malatya Antalya
Diğer önerge sahipleri:
Ali Koçal
Zonguldak
Şevket
Köse
Adıyaman
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Emek
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Şevket Köse
BAŞKAN Sayın Köse, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce yüce
heyetinizi en derin saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, AKP, ülkemizin işsizlik,
yoksulluk ve yolsuzluk problemlerini yok sayıp iki aydır
Anayasayı kendi önceliklerine göre değiştirmek için ülke
gündemini işgal etmektedir. Cumhuriyet Halk Partisinin bu Anayasa
Değişiklik Teklifine ilişkin temel bazı itirazları
bulunmaktadır. Bu değişiklik teklifi, her şeyden önce,
yöntemi bakımından yanlıştır. Hemen herkesin bildiği
gibi, anayasalar, birer toplumsal uzlaşma metnidir. Bu teklif
hazırlanırken uzlaşma aranmamış, muhalefetin
eleştirilerine kulak asılmamış ve sivil toplumun talepleri
görmezden gelinmiştir, yapısı değiştirilmek istenilen
kurumların görüşleri bile sorulmamıştır. Neticede, bu
teklif, AKP mutfağında hazırlanıp Meclise getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, bu değişiklik teklifinde
hedeflenen, yargı bağımsızlığını
ortadan kaldırmak, yargıyı denetim yapamayacak duruma
getirmektir. Bu teklifle yapılmak istenen, yargıyı kuşatmak
ve kuvvetler ayrılığını ortadan
kaldırmaktır. Esas amacı ise Sayın Erdoğanı Yüce
Divandan kurtarmaktır. Bu yapılırken hiçbir yerde rastlanmayacak
bir biçimde temel hak ve özgürlüklere ilişkin hükümler de bu pakete dâhil
edilmemiştir. Antidemokratik maddeleri değiştirmek konusunda
samimi olan bir iktidar Paketin tamamı referandumuna gitmeli. diye
dayatamaz. Samimi bir iktidar vatandaşın önüne birbiriyle ilgisi ve
aralarında bir bağ olmayan konuları bir araya getirip Ya hep ya
hiç. demez. Çünkü bu konu Venedik Komisyonu kararlarına da demokrasinin
özüne de aykırıdır.
Değerli arkadaşlar, bu pakette dokunulmazlıklara
ilişkin hükümlere yer verilmemiştir; bu pakette YÖKe ilişkin
bir tek madde yoktur; basın özgürlüğüne, işçi haklarına,
RTÜKe, yoksulluğa ilişkin bir tek madde yoktur. Peki, bunlar
halkın talepleri değil midir sayın milletvekilleri? Hangi
maddelerin bu pakete dâhil edileceğini kimseye sormadınız.
Paketi önlerine koyup Bir haftanız var; destekliyor musunuz,
desteklemiyor musunuz? dediniz. Desteklemeyenleri, yetersiz bulanları,
eksiğini gösterenleri darbe Anayasasını savunmakla
suçladınız. İstediniz ki yargıya ilişkin kuşatma
planınızı herkes desteklesin ama yalnız kaldınız.
Çünkü yaptığınız demokratik değildir, çağdaş
değildir. İnsanları Ya hep ya hiç. mantığına
zorlayamazsınız, zorlarsanız boyunuzun ölçüsünü
alırsınız.
Sayın milletvekilleri, daha dün
Cumhurbaşkanının yetkilerini aşırı bulan siz
değil miydiniz? Şimdi Anayasa Mahkemesinin neredeyse
tamamını seçme yetkisini Cumhurbaşkanının inisiyatifine
bırakıyorsunuz. Daha dün Şeffaf demokrasi için dokunulmazlıklar
kalksın. diyen siz değil miydiniz? Bu pakette lafı bile
edilmiyor. Daha dün YÖKten yakınmıyor muydunuz? Hani nerede YÖKe
ilişkin maddeler? Sorarım size: Bunlar tutarsızlık
değil midir? Ama tek amacınız bağımsız
yargıyı ortadan kaldırmak olunca bunları görmezden
geliverdiniz. Unutmayın, gün gelir bağımsız yargı
herkese lazım olur.
Sayın milletvekilleri, 12 Eylül darbesi elbette
yargılanmalıdır, darbecilerden hesap sorulmalıdır.
Elbette kadın ve çocuklara pozitif ayrımcılık
yapılmalıdır. Anayasadaki antidemokratik hükümler elbette
değiştirilmelidir.
12 Eylül Anayasasına karşısınız ama
Adalet Bakanının HSYKya da başkanlık yapmasına da
karşı değilsiniz. Peki, sorarım ben size: Bu hüküm oraya 12
Eylül generallerince konulmadı mı? Bu nasıl samimiyetsizliktir?
Değerli arkadaşlar, şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz her türlü vesayete karşıyız, hem askerî vesayete
karşıyız hem tek kişilik sivil diktatörlük kurmak isteyen
kişilerin vesayetine de karşıyız.
Değerli arkadaşlar, sözlerime bir Alman öyküsüyle son
vermek istiyorum. Buraya çok dikkat etmenizi rica ediyorum: Alman Kralı
Büyük Friedrich sarayını yaptırırken, bahçesinde duran
değirmeni sahibinden almak ister, değirmenci vermez. Kral bedeli artırır
fakat değirmenci yine direnir. Öfkelenen Friedrich Ben Kralım, zorla
alırım. diye haber gönderince değirmenci son sözünü söyler:
Alamazsın, Berlinde hâkimler var. Bu sözü tam iki yüz yıl önce
söylemiştir.
Şimdi, bu yargıyı kuşatmak için
vatandaşları birbirine düşüren bir iktidarın ihtirasına
engel olmaya çalışıyoruz. Değerli milletvekilleri, evet,
ben de diyorum Ankarada hâkimler var. Umarız, AKP İktidarı
mahkemeye düşmeden doğru yolu bulur.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Efendim, diğer önergenin gerekçesini mi
okuyacağız yoksa
ATİLA EMEK (Antalya) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Emek, konuşacak
mısınız efendim?
ATİLA EMEK (Antalya) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN Diğer önerge üzerinde Antalya Milletvekili
Sayın Atila Emek.
Süreniz beş dakika efendim.
Buyurun.
ATİLA EMEK (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12nci maddesiyle ilgili vermiş bulunduğumuz önerge
üzerine söz aldım. Konuşmama başlarken yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Değişiklik önergemizde Yargı yetkisi idari eylem
ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile
sınırlıdır. şeklinde düzenleme
yapılmasını içermektedir. Ülkemizde yargı yerindelik denetimi
yapmamaktadır. Teklifte, uygulamada olmayan bir durum Anayasa hükmü hâline
getirilmekte, yargı işlevini usulî incelemeye indirgemekte, bu durum
da hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Bu
açıdan somut, işlevi olmayacak değişikliğin teklif
metninden çıkarılması yerinde olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
değişiklik paketinin görüşüldüğü bugünlerde, ülkemizin
içinde bulunduğu durumu sizlerle paylaşmak isterim.
Son günlerde terör saldırılarının artarak
devam ettiği, Anadolunun yiğit evlatları bu vatan için
canlarını verirken, anaların kınalı kuzuları
gencecik yaşta bu ülke uğruna şehit olurken, Adalet ve
Kalkınma Partisinin iktidarında şehitlerimizin yaşıtı
bakan, Başbakan, hatta Cumhurbaşkanı çocukları,
damatları, babalarının ve iktidarın sayesinde iş
adamı oluverdiler, köşeyi döndüler, servetlerine servet
kattılar. Sayın milletvekilleri, hak, adalet, hukuk, vicdan bunun
neresinde?
Değerli arkadaşlarım, tüm bunlar yetmezmiş
gibi, şimdi görüştüğümüz bu Anayasa Değişiklik
Teklifiyle devletin temeli olan hukukla, yargıyla oynuyor, hukuku,
yargıyı AKPlileştirmek, devleti temellerinden sarsıp AKP
devletine dönüştürmek istiyorsunuz. Bu teklifle cumhuriyetin
anayasası yerine AKP anayasasını yapmak istiyorsunuz. Bu
teklifin, yapmak istediklerinizin özü, özeti budur.
Sayın milletvekilleri, Anayasa Değişiklik Teklifi,
ülkenin ve milletin ihtiyaçlarından değil AKP üst yönetiminin
ihtiyaçlarından doğan bu değişiklik milletin gündemiyle
ilgili değildir. Millet yolsuzluğun sonucu olan yoksullukla
canından bezmiş, çaresizlik içinde iş, aş, ekmek mücadelesi
vermektedir. İktidar çevreleri iktidar gücü ve desteğiyle bir elleri
yağda, bir elleri baldadır. Ozanın dediği gibi:
Milletin sırtından doyan doyana,
Bunu gören yürek nasıl dayana,
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana,
Bilmem söylesem mi, söylemesem mi?
Hayvan üreticileri bugün Konyadan, Sakaryadan feryat ediyordu,
bunu duydunuz mu?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz
Cumhuriyet Halk Partililerin siyasi anlayış ve terbiyesinde Beytülmale
el uzatılmaz. kuralı geçerlidir. Bu söz kimindir biliyor musunuz? Bu
söz Millî Mücadele Kahramanı, 2nci Cumhurbaşkanımız, 2nci
Genel Başkanımız, Büyük Devlet Adamı İsmet
İnönünün sözüdür. Beytülmal, milletin malıdır. Milletin
malına el uzatanlar, milletin sırtından servetlerine servet
katanlar, gencecik çocuklarını iş adamı yapanlar,
bunların hesabını bir gün, mizan günü mahkemeyi kübrada
vereceklerdir. Böylece, ilahî adalet yerini bulacaktır. Burada olduğu
gibi, sayınız ne olursa olsun, bu kuralı değiştirmeye
de gücünüz yetmeyecektir.
Sayın milletvekilleri, hukukçu kimliğim ve hukuka olan
inancımla millet malına el uzatanların yargı önünde
hesaplarını vereceği gün gelecektir. Bu hesap, Yüce Divanda,
bağımsız yargıda elbette görülecektir. İşte, sizin
bütün çabanız, Yüce Divanda ve yargıda hesap verme günü
geldiğinde, kendinizi güvenceye alacağınız ortamı
hazırlamak için yargıyı siyasi iktidarın güdümüne almaya
çalışıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Emek, süreniz doldu. Bir dakika ek süre
veriyorum.
ATİLA EMEK (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Hukuk devletini, erkler ayrılığını
ortadan kaldırıyorsunuz; yandaş medya gibi, yandaş
yargıyı da yaratmaya çalışıyorsunuz ancak bunu
başaramayacaksınız ve hesap vermekten de maalesef
kurtulamayacaksınız.
Bu duygularla, önergemizin kabul edilmesi dileğiyle yüce
Meclise saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
aldığım önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1inci ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 12 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 12:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci maddesinin
ikinci fıkrasına "Ancak, Yüksek Askerî Şuranın terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü
ilişik kesme ve disiplin kararlarına karşı yargı yolu
açıktır." şeklindeki cümle eklenmiş ve dördüncü
fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik
denetimi şeklinde kullanılamaz.
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Geylani, buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır efendim.
HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; anılan değişiklik önergesi üzerine
söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasanın 2nci maddesinde,
sözde, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğu yazılıdır.
Peki, gerçekten de Türkiye bir hukuk devleti mi yoksa antidemokratik bir
kanunlar devleti midir? Hukuk devleti öncelikle kendi koymuş olduğu
kurallara uymasıyla hukukileşir, hukuk devleti sadece hukuku olan ya
da yasası olan devlet anlamında değildir. Bununla birlikte hukuk
devleti sadece modern yasa metinlerinin çıkarılmasıyla da hukuki
olmaz. Onun için tüm yasaların adaletin sağlanmasına hizmet
edecek şekilde evrensel hukuk normları, insan hakları gibi
değerlere uygun olarak çıkarılmaları ve yine, bu
değerlere hizmet eder şekilde uygulanmaları ve
yorumlanmaları gerekmektedir. Devletin istisnasız tüm
organlarınca yapılan işlemlerin yargı denetimine tabi
olması ve bu denetimi sağlayacak olan yargı erkinin de
kendisinin de evrensel hukuk değerleri, insan hakları, adalet ve
hakkaniyet gibi kriterlere bağlı olması
kaçınılmazdır. Demokratik hukuk devletinde idarenin bütün
iş ve eylemleri yasamanın, yasama faaliyetleri yargı denetimine
tabidir.
Değerli arkadaşlar, ancak yürürlükteki 82 darbe
Anayasasına göre bazı işlemler yargı denetimi
dışındadır: Cumhurbaşkanının tek
başına yapacağı işlemler, Yüksek Askerî Şûra
kararları, olağanüstü hâl, sıkıyönetim ve savaş
hâllerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnameler, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu kararları, ayrıca Anayasanın geçici
15inci maddesiyle de birçok tasarruf yargı dışında tutulmuştur.
Bilindiği gibi, Anayasanın istisna getirdiği bu işlemler
ve ortaya çıkan sonuçları, yıllardır Türkiye'nin en önemli
kaotik gündem maddelerini oluşturmaktadır. Şimdi, bu teklifle
YAŞ kararlarının yargı denetimine
açıldığı iddia edilmektedir. Oysa maddenin bu hâliyle kabul
edilmesi durumunda değişen çok fazla bir şey olmayacaktır
çünkü evrensel hukuk kriterlerine uygun olmayan yargı sistemlerinde keyfî
istemlere göre boşluklar doldurularak dolanma hileleri
yaşanmaktadır.
Bu durumda, YAŞ kararları öncesinde hukuki olmayan ama
yasalitenin tamamladığı noktada uygunluk yönünde kararlar
oluşturulacaktır. Örneğin, TSK bir personelini resen emekli
etmek istediği zaman, buna uydurulan evraklar
hazırlandığı sürece yargının bunu denetlemesi ve
yapılanın uygunsuz olduğu yönünde karar vermesi oldukça zor
olacaktır. Bunun için bir şekilde sicil amirlerinin kanaatine
güvenmek ve sürecin doğru çalıştığına inanmak
zorunda kalınacağı için, sonuçta sadece evrak incelemesi yaparak
ve bulunan kanıtlar üzerinden karar verilmesi de kaçınılmaz
olacaktır.
Değerli arkadaşlar, YAŞ kararları,
yargıya, adil karar alabilmeyi ve netice verecek şekilde
düzenlenmelidir. Sadece Kanuna uygun mu? şeklinde yapılacak bir
düzenleme adil sonuç vermeyecek, personeli sistem dışına
çıkartmak isteyen art niyetlilerin gerekçelerini güçlendirecektir.
Maddenin bu hâliyle kabul edilmesi durumunda, boşluk
oluşmaması bakımından askerî mevzuatta da
değişikliğe gidilerek düzenleme yapılması yeniden
kaçınılmaz duruma gelecektir. Bu maddenin adil yargılama ve
sonuçlandırmaya yetkili olacak şekilde düzeltilerek
kanunlaştırılmasının mağduriyetlerin önlenmesi
bakımından daha isabetli olacağı
kanısındayız.
Bu nedenle, 12nci maddenin tekrar gözden geçirilmesi, YAŞ
kararlarının tam yargıya açılması ve
sınırlandırmanın değişiklik
tasarısından çıkarılarak düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu bir kez daha
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Şimdi okutacağım üç önerge de aynı mahiyette
olduğundan birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde
önerge sahiplerine söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 12 nci maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlede geçen "terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederim.
İkram
Dinçer
Van
Diğer önerge sahipleri:
Azize Sibel Gönül (Kocaeli) ve arkadaşları
Fahrettin Poyraz (Bilecik) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Dinçer, konuşacak
mısınız?
İKRAM DİNÇER (Van) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Sayın Pepe?
OSMAN PEPE (Kocaeli) Konuşacağım efendim.
BAŞKAN Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe önerge
üzerinde konuşacaklar.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN PEPE (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; cumartesi ve pazar günleri şahsımla ve ailemle
alakalı olarak bir ulusal gazetede baştan aşağı yalan
ve yanlışlarla dolu, tutar hiçbir tarafı olmayan haberler
manşet yapıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi bu yalan ve yanlışların
üzerine kurulu muhalefetinin gereği olarak, dün Sayın Koç, bugün
Sayın Kart 240 milyon, 100 milyon gibi rakamları telaffuz ederek,
aslı astarı olmayan şeylerle şahsımıza yönelik,
partimize yönelik muhalefet yapmaya, kara çalmaya çalışıyorlar.
Kendilerine şunu hatırlatıyorum: 22 Temmuz
seçimleri öncesiydi. İstanbul İl Başkanı veyahut da
İstanbul milletvekillerinden birisi Sayın Genel Başkanları
Baykala 650 dairesi olan bir Bakan var. Bakan çocukları var. diye bir
söz söylettiler. Sonra çıktık meydanlarda Sayın Baykal,
elinizde belgeniz, bilginiz varsa lütfen açıklayın. 650 değil,
65 değil, 6 tane dairenin çocuklarımıza ait olduğunu ispat
edin, bu daireleri bağışlayacağız. dedik. Ama
tık yok.
Tabii, siyasetçi son derece savunmasız, basın son derece
hoyrat. Önce, kara çal, mahallenin başında bir yalan uydur, öteki
başında uydurduğun yalana inan!
Peki, biz ne yapalım siyasetçiler olarak? Yargıya
gideceğiz. Hakkımızı nerede arayacağız? Önce,
basına tekzip gönderiyoruz; aslı yoktur, astarı yoktur,
esası yoktur. Basındaki patronların, beyefendilerin keyfi
gelirse tekzibi yayınlar, keyfi gelmezse yayınlamaz.
Peki, ne yaparız arkasından? Mahkemeye gideriz.
Mahkemedeki hâkim efendi der ki: Siyasetçi ağır eleştiriye
tahammül edecek.Bu nasıl iş? Bu nasıl siyaset
anlayışı? Bu nasıl hukuk anlayışı?
İşte Türkiye'de tuzun koktuğunu, insanların
hakkını, hukukunu aramak için müracaat edecekleri merciler olan
mahkemelerin ne kadar tarafgirane karar verdiklerini, nasıl siyasi taraf
olduklarını onlarca dava ile ortaya koymak mümkündür.
Buradan elbette ki üzüntü duyuyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Silivriden mi bahsediyorsun?
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Siz
alıştırdınız, sizi örnek alıyorlar.
OSMAN PEPE (Devamla) Ben bu cumartesi ve pazar günü
şahsımla, ailemle alakalı olarak çıkan haberlerle
alakalı tekzip gönderdim, yayınlamadılar; noterden gönder, yayınlamıyor;
mahkemeye gidiyorsun
İnşallah, temenni ediyorum, hak yerini bulacak.
Hukukun bağımsız olması önemlidir ama hukukun,
Türkiye'deki yargının esas
sorunu tarafsız da olmasıdır. Maalesef Türkiye
yargısının böyle bir hastalığı var. Bakıyor,
kimin hakkında, hangi siyasi görüşten, ona göre kararını ön
yargılı olarak veriyor.
Beş sene bakanlık yaptık, bu beş sene
bakanlık esnasında, evet, tüyü bitmemiş yetimin hakkına,
hukukuna el uzatmadık, el uzattırmadık ama
bazılarının menfaatlerine, evet, engel olduk;
bazılarının ayaklarına bastık.
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Kim onlar?
OSMAN PEPE (Devamla) Onlar da, şimdi sıra kendilerine
gelmiş, rövanş almaya çalışıyorlar. Ama şunu
söyleyeyim: Güneş balçıkla sıvanmaz.
Cumhuriyet Halk Partisinin değerli sözcülerinden şunu
istirham ediyorum: Lütfen ama lütfen, başkalarının
yalanları ve yanlışlarıyla bu kürsüden milleti ve
sayın milletvekillerini meşgul etmeyin. Başka bildiğiniz
doğrular, gerçekler varsa siyaseti doğrular üzerine inşa edin.
Burada eğer bunu yapabilecek gücünüz, cesaretiniz varsa sizi millet ayakta
alkışlar. Ama yalanlarınızla baş başa
kalırsınız ve mahkûm olursunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Pepe, lütfen konuşmanızı
tamamlayın efendim, ek süre veriyorum.
Buyurun.
OSMAN PEPE (Devamla) Ben, Sayın Başkana
müsamahasından dolayı ve siz değerli milletvekili
arkadaşlarıma
Bu konuda eminim ki pek çoğunuzun çeşitli
sıkıntıları olmuştur, benzer
sıkıntıları olmuştur. Türkiyede hakkın, hukukun,
yansız ve tarafsız işlediği günleri canıgönülden arzu
ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet Sayın Koç, buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) Sayın Pepe
BAŞKAN Sayın
Koç, size söz vermeden önce, izin verirseniz bir şey söyleyeceğim.
Sayın Pepe, tabii, bir değerlendirme yaptı ama tüm yargı
kurumlarımızı istisnasız aynı kategoriye koymanın
veya birtakım yanlış kararlardan hareketle tüm yargı
kurumlarımızı aynı kefeye koymanın doğru
olmadığını ifade etmek istiyorum.
ATİLA EMEK (Antalya) Hâkim efendi diye tabir yoktur!
BAŞKAN - Eleştirilen yanlış kararlar
kuşkusuz ki vardır. Özellikle bunun zabıtlara geçmesi için bu
cümleleri kullandım.
ATİLA EMEK (Antalya) Sayın Başkan, Hâkim efendi
yoktur.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Hâkim efendi ne anlama geliyor?
BAŞKAN - Sayın Koç, buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) Sayın Başkan, Sayın Pepe
konuşmasında
Ben konuşmam sırasında Sayın
Pepeden hiç isim olarak bahsetmedim.
BAŞKAN O sizden
bahsetti mi?
HALUK KOÇ (Samsun) Bahsetti.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Koç dedi, Koç, 3 defa Koç
dedi.
HALUK KOÇ (Samsun) Müsaade ederseniz bu konuda kısa bir
açıklama
BAŞKAN Doğrusu ben de dikkatle dinledim ama demek ki
kaçırdım.
Yeni bir sataşmaya mahal vermeyin lütfen, buyurun. Siz çok
tecrübeli bir milletvekili arkadaşımızsınız Sayın
Koç, üç dakika içerisinde
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Samsun Milletvekili Haluk Koçun,
Kocaeli Milletvekili Osman Pepenin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HALUK KOÇ (Samsun) Sayın Başkan, söz verdiğiniz
için teşekkür ediyorum.
Sayın Pepeyi bir önerge üzerinde söz almış olarak
bu kürsüde gördük. Tabii, sizin de, İç Tüzük gereği zaman zaman
yaptığınız gibi, önerge üzerinde konuşmaya davet
etmenizi beklerdim fakat önerge dışında, kendisiyle ilgili
birtakım açıklamalarda bulundu. Bence bir eski sayın
bakanın bu konuda bir şikâyeti varsa, bunun yeri, burada bir önerge
üzerinde, İç Tüzük dolanarak bir açıklama yapmak değil, konunun
kendi tarafından doğrularıyla, bir basın
toplantısıyla bunu kamuoyuna duyurmak daha doğru bir
yaklaşım olurdu. Bu benim düşüncem.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, Sayın
Pepeye dönük ben ismen konuşmamda herhangi bir ifadede bulunmadım,
sadece şunu söyledim, sizlere hitap ederek şunu söyledim: Birkaç
gündür gazete sayfalarında, Türkiyede yaşanan
sıkıntılı ortamda, kara toprağa yürüyen vatan
evlatlarının haberleri yanında, 240 milyon dolara ekmek
parası kazanmaya çalışan bakan mahdumlarını görünce
benim yüreğim sızlıyor. Bir gazete haberidir, doğru.
Gazete haberini bir isim olarak ifade etmedim.
Şimdi, şunu söylemeye çalışıyorum:
Değerli arkadaşlarım, bakın, Kendi çocukları şu
bu
dedi. Benim 2 tane çocuğum var Sayın Pepe. Benim
yaşantım da ortada. Peki, niye hiçbir Cumhuriyet Halk Partilinin
çocukları hakkında bu tür iddialar ortaya konmuyor? Neden? Bunu bir
düşününün. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
HALUK KOÇ (Devamla) Bunun bir kolayı var. Bakın,
Anayasa değişikliği yapmaya çalışıyorsunuz.
83üncü ve 100üncü maddeler duruyor. Eğer bu tür bir şikâyetiniz
varsa kaldırın 83ü, 100ü, sıyrılın şu
dokunulmazlıklardan, hakkınızda çevrenizde sizinle ilgili ne
suçlama varsa gidin yargıya, o hâkim efendilerden değil ama hâkim
beylerden aklanmanızı dileyin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Ayıp! Ayıp!
BAŞKAN Sayın Poyraz konuşacak
mısınız, gerekçe mi?
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Hakkı Suha Okayın
kardeşi için de söylendi, doğru muydu?
BAŞKAN Efendim, lütfen
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Ayıp, ayıp! Hiç
doğru değil!
BAŞKAN Lütfen
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Çok ayıp, çok!
HALUK KOÇ (Samsun) Size yakışmıyor. Bakın, söz
alıp konuşursunuz.
BAŞKAN Sayın Koç, lütfen yerinize oturun.
HALUK KOÇ (Samsun) Yarası olan gocunur.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar,
karşılıklı konuşmayalım.
HALUK KOÇ (Samsun) Maalesef, üzgünüm.
BAŞKAN Karşılıklı
konuşmayalım.
Sayın Koç, lütfen
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın Poyraz konuşacak
mısınız, gerekçe mi?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okuyun lütfen.
Gerekçe: Hukuk devleti ilkesine daha uygun düşecektir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 12nci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bir kez daha her maddede olduğu gibi milletvekili
arkadaşlarıma hatırlatıyorum. Sizlere verilen pullardan
beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil
olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Milletvekili arkadaşlarımız lütfen isimleri
okunmadan sıraya girmesinler.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan arkadaşımız
kaldı mı?
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7.11.1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12nci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 338
Ret : 69
Çekimser : -
Boş : 2
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun
Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya
Burdur
Teklifin 12nci maddesi kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 13üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 13- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle
eklenmiştir.
Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme
hükümleri saklıdır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 13üncü madde üzerinde
elli bir önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve
13 üncü maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ali İhsan
Merdanoğlu Ahmet
Yeni
Diyarbakır Samsun
Ancak, kazanılmış haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri saklıdır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 13 üncü maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kerem
Altun
Van
Ancak, kazanılmış haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri saklıdır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 13 üncü maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
Ancak, kazanılmış haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri saklıdır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. Ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 13 ncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sevahir
Bayındır Bengi
Yıldız Pervin
Buldan
Şırnak Batman Iğdır
İbrahim
Binici
Şanlıurfa
Madde : 13
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci maddesinin
ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri ve sosyal güvenlik hakları saklıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü Mehmet Ali Susam Bihlun Tamaylıgil
Tekirdağ İzmir İstanbul
"Madde 13- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128
inci maddesinin ikinci fıkrasına "Ancak, mali ve sosyal haklara
ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Toplu
sözleşme ile memur ve diğer kamu görevlilerinin aleyhine hüküm
getirilemez." cümleleri eklenmiştir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mehmet
Ali Susam
Malatya İzmir
Madde 13 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin ikinci fıkrasına Ancak, mali ve sosyal haklara
ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Toplu
sözleşme ile memur ve diğer kamu görevlilerinin aleyhine hüküm
getirilemez. cümleleri eklenmiştir.
BAŞKAN Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin 13. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet
Şandır
Konya İzmir Mersin
Behiç Çelik S. Nevzat Korkmaz İsmet Büyükataman
Mersin Isparta Bursa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Efendim, kim konuşacak?
OKTAY VURAL (İzmir) İsmet Büyükataman efendim.
BAŞKAN Sayın Büyükataman, buyurun efendim.
Süreniz beş dakikadır. (MHP sıralarından
alkışlar)
İSMET BÜYÜKATAMAN (Bursa) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; Anayasa Değişikliği Kanun
Teklifinin 13üncü maddesi hakkında verdiğimiz önerge üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün, 3 Mayıs 1944,
Milliyetçiler Bayramının 66ncı yıl dönümüdür.
Türklüğün izzetine yakışır bir hareket tarzıyla ortaya
çıkan bu irade, dönemin siyasi gelişmelerine karşı millî
bir refleksin adıdır. 3 Mayıs Milliyetçiler Günü hepimize kutlu
olsun.
Bu vesileyle, başta merhum Başbuğumuz Alparslan
Türkeş Bey ve Hüseyin Nihal Atsız Bey olmak üzere,
hayatlarını vatan ve millet yolunda kaybeden tüm aziz
şehitlerimize Cenabıallahtan rahmet diliyorum. Ruhları
şad, mekânları cennet olsun.
Saygıdeğer milletvekilleri, anayasalar toplum
sözleşmeleridir, yalnızca bugün yaşayanları değil
yarın doğacak kuşakları da etkileyecek, siyasetin ve
zamanın üstünde ve ötesinde metinlerdir. Anayasayı değiştirenlerin
siyasetten çekilmiş oldukları dönemlerde bile ürettikleri anayasalar
toplumu yönlendirmeye devam edecektir. Anayasa hazırlamanın
sorumluluğu büyüktür ve milletlerin geleceğinde hayati önemi haizdir.
Bu nedenle, toplumu oluşturan herkesin ve her kesimin azami talep ve
beklentilerini önce dinlemek, sonra değerlendirmek ve sonra da karara
varmak esas olmalıdır. Bu durumda, uzlaşma
arayışları, uzlaşma ahlakı, uzlaşma kültürü,
uzlaşma ortamı ve bunların üzerinde yapılacak ittifak,
anayasaların etik ve toplumsal kaynağı olmak durumundadır.
Saygıdeğer milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak anayasa değişikliklerinde
karşılığını arayacağımız sorular
şunlar olacaktır:
Türkiye, 21inci asrın ikinci on yıllarında terör,
yoksulluk, yolsuzluk, hayat pahalılığı ve işsizlik
belalarını yenmiş bir ülke mi olacaktır?
Ülkemiz, siyasi yapısındaki antidemokratik
unsurları tasfiye ederek, modern demokrasilerde olduğu gibi,
düşünce, inanç, teşebbüs, örgütlenme ve benzeri alanlarda temel hak
ve hürriyetleri güvence altına alan demokratik devlet yapısına
kavuşacak mıdır?
Vatandaşlarımız, herkesin aynı milletin
evladı olmaktan gurur duyacağı, ayrışmayı
değil birleşmeyi, farklılaşmayı değil
kucaklaşmayı, kutuplaşmayı değil buluşmayı
sağlayacak toplumsal uzlaşmayı gerçekleştirecek midir?
Türkiye, birbirinden uzaklaşmamış, birbirine
yabancılaşmamış bir millet yapısıyla etnik köken,
inanç, mezhep gibi doğallıkların millî kimliğin ve bin
yıllık kardeşliğin zenginliği olarak görüldüğü
bir toplum hayatına ulaşacak mıdır?
Devletimiz taviz ve teslimiyet döngüsünden kurtulup bağımsız
karar verebilen, yeryüzünde sözü geçen ve dünyaya Başkent Ankara
vizyonuyla bakabilen bir kudret hâline gelecek midir?
Ve bütün bunlar olurken, bizi bir millet olarak tanımlayan ve
millî ve üniter varlığımızı güvenceye alan
Anayasamızın başlangıç maddesinde ifadesini bulan
kabullere ve cumhuriyetin kurucu değerlerine saygı ve riayet
gerçekleşecek midir?
Bizim, Anayasa tartışmalarında
arayacaklarımız bunlardır. Bize göre bunlara Evet demek, bunun
için mücadele etmek Türkiye'nin ve Türk milletinin kaderine sahip çıkmak,
geleceğini inşa etmek demektir.
Milliyetçi Hareket Partisi için Anayasa
değişikliklerinin dayandığı ilkeler bundan sekiz
yıl önce yaptığımız bir tespitin ve çizgimizin
tekrarı olan şu hüküm olacaktır: Fertlerin temel hak ve
hürriyetlerinin geliştirilmesi ve teminat altına alınması,
kamu düzeninin ve millî bütünlüğün sağlanması ve
korunmasıdır.
Saygıdeğer milletvekilleri, yeni bir Anayasa
hazırlanması veya mevcut Anayasada köklü değişiklikler
yapılması ancak siyasi istikrarın olduğu ve
uzlaşmanın zemin bulduğu bir ortamda düşünülebilecek bir
husustur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Büyükataman, konuşmanızı
tamamlayın lütfen, bir dakika süre veriyorum.
İSMET BÜYÜKATAMAN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Bu bakımdan, siyasi normalleşme süreci
başlatılmadan ve Türkiyeyi yönetme kabiliyetini kaybetmiş
bugünkü Hükûmete dayalı siyasi tablo değişmeden yeni Anayasa
hazırlanması doğru değildir.
Türk milliyetçileri, geçmişten aldığı güç ve
vazgeçmeyecekleri ilkeleriyle, milletimizin onayı ve rızası
olmadan yapılacak her türlü tertibe ve müdahaleye dün olduğu gibi
bugün de yarın da karşı durmaya devam edecektir.
Sözlerime burada son verirken yüce heyetinizi en derin saygı
ve hürmetlerimle selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Büyükataman, teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge aynı mahiyette olduğundan birlikte işleme
alacağım. İstemde bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Madde 13 Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin ikinci fıkrasına Ancak, mali ve sosyal haklara
ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Toplu
sözleşme ile memur ve diğer kamu görevlilerinin aleyhine hüküm
getirilemez. cümleleri eklenmiştir.
Diğer önerge sahibi:
Bihlun Tamaylıgil (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Susam
konuşacak.
BAŞKAN Sayın Susam, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Susam.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasanın bazı maddelerinin
değişikliğiyle ilgili Kanun Teklifinin görüşülmesiyle
ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Bu madde büyük oranda Türkiyede özellikle kamu
çalışanlarımızın, memurların örgütlenme, sendikal
hakları, toplu sözleşme ve daha ileri noktalarda hak elde
edebilmeleri noktasındaki yeni değişikliklerle ilgili bir madde.
Gönlümüz arzu ederdi ki bu madde, hep beraber bu Mecliste Avrupa Birliği
normlarına ve çağdaş demokrasilerde var olan şekline uygun
şekilde değiştirilsin; 6ncı maddede yapmış
olduğumuz değişikliklerle birlikte bu maddeyle bu iş,
Avrupada olduğu gibi örgütlenme hakkının verildiği,
örgütlenme hakkının toplu sözleşmeyle devam ettiği ve grev
hakkıyla bu örgütlenme hakkının devam ettiği bir hak hâline
gelsin; o da yetmeyip -dünyada olduğu gibi, birçok ülkelerde- aynı
zamanda yönetime katılma ve kamu çalışanlarının
siyaset yapma hakkının sağlandığı bir kanun
maddesi olsun. Çünkü kamu çalışanlarının bu hakkı elde
etmesi aslında çağdaş demokrasilerde ve demokratikleşmek
isteyen her ülkede elzem olan şeylerdir.
Maalesef bu Anayasa değişikliğinde verdiğimiz
olay, bugün mevcut yapıyı daha ileriye götürmek değil, mevcut
yapıyı daha da geriye götüren bir nokta oldu. Şu an kamu
çalışanları sendika hakkına sahipler, hatta toplu
sözleşme de yapıyorlar. Bununla ilgili Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine açtıkları davalarda birçok kazanımlar da elde
ettiler.
Bakın, geçende KESK, İzmir Büyükşehir Belediyesine
gelip Sizinle ben toplu sözleşme yapmak istiyorum. Yapmazsanız, bu
toplu sözleşmede ben gerekli olan uyarıları
yapacağım. dedi. İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı da Ben sizinle bu toplu sözleşmeyi yapacağım
ama Meclisten geçecek kanunun son şeklini almasını ve
Ona göre
bir görüşme yapmaya hazır olduğunu belirtti. Demek ki şu an
bu mevcut uygulama var. Peki, bu Anayasa değişikliğinde ne
yapıyoruz? Eskiden, uzlaşmazlık hâlinde Bakanlar Kurulunun
vermiş olduğu kararın geçerli olduğu yerine, kamuda yeni
bir uzlaşma kurulu oluşturuyoruz, Bakanlar Kurulunu devreden çıkartıyoruz,
toplu sözleşme görüşmelerinde uyuşmazlık olduğunda bu
kurulun verdiği kararı geçerli sayıyoruz. Aslında Bakanlar
kurulunu sütre gerisine koyup Bakanlar Kurulunun atadığı bir
kurulla memurların haklarını kesin olarak tayin eden bir noktaya
geliyoruz. Bu ileri bir adım değil aslında geri bir
adımdır.
Gönül ne arzu eder? Gönül, bu konuda memurların, grevli,
toplu sözleşmeli hak elde etmesini ister. Bunun için, bu Meclisin, bu
Anayasa değişikliğinde
bir uzlaşma kültürüne, uzlaşmaya ihtiyacı vardı, hatta
sadece bu Mecliste bulunan partilerin uzlaşmasına değil toplumun
tümünün uzlaşmasına ihtiyaç vardı. Bu uzlaşmaya ülkemizin,
gerçekten, sadece Anayasa için değil, içinde bulunduğumuz
koşulların gerektirdiği ekonomik ve sosyal şartların
da zorlaması nedeniyle uzlaşmaya ihtiyacımız var.
Değerli arkadaşlarım, uzlaşma, hepimizin
üzerinde ısrarla durması ve demokratikleşmede elimizde çok
önemli bir silahtır. Uzlaşmayı sağlayacak olan şey de
aslında, ülkede iktidar olan güçlerdir. Bugün, iktidar partisine
düşen birinci görev, Anayasada uzlaşmaya açık ve
uzlaşmayı gerçekleştirme doğrultusunda müthiş özveri
göstermesi gereken noktadır. Tam tersine, iktidar partisini, muhalefet
uzlaşmaya yanaşmasa da uzlaşma isteyen parti olarak görmeye
ihtiyacımız var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Susam, ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) Uzlaşma isteyen taraf
olmasına ihtiyaç var. Neden? Çünkü, Türkiye'nin ekonomik işlerinin,
uzlaşan bir Parlamentoda hızla çözülmesine ihtiyaç var. Türkiyede,
bugün, yaşanan terör belasının alt edilmesinin, bu Parlamentoda
ve ulusun tümü içerisinde bir uzlaşmayla çözülmesine ihtiyaç var.
Uzlaşmayı sağlayacak olan güç de iktidarın
tavrıdır. Buradan iktidarı uyarıyorum: Lütfen, ülkenin
ihtiyaçları için daha uzlaşmacı olmalısınız. Bu
ülkede ekonomik sorunların, sosyal sorunların ve millî birlik,
bütünlüğün üzerindeki tehlikelerin ortadan kaldırılması
için uzlaşmacı olmak zorundasınız ve bu Anayasa
görüşmelerinde uzlaşmacı olmadığınız için
Türkiye'nin yeni, çağdaş, demokratik bir anayasa yapma
şansını kaçırmasına neden oldunuz. Bu hepimiz için çok
üzüntü verici bir durumdur.
Bu duygularla bu yüce Parlamentoyu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Susam.
Sayın Tamaylıgil, siz mi konuşacaksınız
efendim?
Diğer önerge üzerinde İstanbul Milletvekili Sayın
Tamaylıgil, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz çerçeve 13üncü madde üzerinde şahsım
adına verdiğim değişiklik önergesi adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, demokrasi, demokrasi kültürü ve bu hak kullanımı
açısından baktığımızda emeğin hakkı,
emeğin grev hakkı, üretimden kaynaklanan hakkını
kullandırmak ve vermek en önemli görev.
Bugün burada görüşülen madde, Anayasanın 53üncü
maddesinin 128inci maddeye uyarlanmasıyla gerçekleşen bir madde. Ama
ne getiriyor, kime ne getiriyor, ne kazandırıyor veya hangi riskleri
içeriyor? Acaba bunların altını çizmemizde bir sakınca
olacak mı? Bakınız, toplu görüşme, toplu sözleşmeye
Uzlaşma kurulları yine verilen önergelerle kamu
çalışanları Yüksek Hakem Kurulu gibi bir yapıya ve oradan
çıkan kararlar da daha önce Bakanlar Kurulu kararıyla son noktaya
ererken şimdi yargı yolu olmayan, toplu sözleşme hükmünde
uzlaşma kurulunun kararı hâline dönüşüyor.
Değerli arkadaşlar, Anayasanın 128inci
maddesinde, kamu çalışanlarının, memurların özlük
hakları, sosyal hakları tek tek belirlenen kanunlara atıfta
bulunulmuştur. Orada ne vardır? Tazminat aylıkları
vardır, sağlıkla ilgili ödentiler vardır, ölüm ödentileri
vardır. Ama şimdi bu toplu sözleşmeyle ilgili getirilen bağlayıcı
karar bunların kazanılmış olduğu noktadan nereye
doğru geri gideceğinin hiçbir şekilde
açıklığını ortaya koymamaktadır, statü hukukuyla
oluşmuş olan kazanımları ne yazık ki kayıp olma
riskiyle karşı karşıyadır.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizin onayladığı
çeşitli sözleşmelerden bir tanesi de ILO sözleşmeleridir ve ILO
sözleşmelerine baktığımız zaman orada
bağlayıcı olan kararlar vardır. 87, 98 ve 151
sayılı ILO kararları, uluslararası olarak
baktığınızda, memurlarımıza toplu sözleşme
ve grev hakkını veriyor. Neden grev hakkından rahatsız
oluyoruz? Neden grev hakkı vermiyoruz? Sendika hakkının en
önemli bütünleyici faktörü olan grev hakkı neden verilmiyor? Biz
Anayasanın 90ıncı maddesini değiştirdik. O madde
içeriğinde ne diyor? Uluslararası sözleşmeler iç hukuk
oluşumunda ön noktadadır, birinci geçerlilik noktasındadır.
Peki, bu ILO sözleşmelerinin yaptırımları ve kararları
varken bugüne kadar sizi ne tuttu, neden bu değişiklikler
yapılmadı?
Bakın değerli arkadaşlarım, dünyanın en
büyük işçi sendikası federasyonu olan ve 155 ülkede 175 milyon
işçiyi temsil eden Uluslararası Sendika Konfederasyonu 28 Nisan 2010
tarihinde Türkiyeyle ilgili bir basın bülteni yayınladı. Bu
bültenin içerisinde de Türkiye'deki sendikal hakların sık sık
ihlal edildiğini, toplu sözleşme ve grev haklarının en
ağır biçimde engellendiğini, işçilere sendikadan
çıkmaları için baskı yapıldığını,
sendikaların iç işlerine müdahale edildiğini belirtiyorlar.
Uluslararası raporları, uluslararası değerlendirmeleri
sık sık göz önüne alıp buna göre uygulamalar
yapılıyor. Peki, bunlar hiç dikkate alınmıyor mu?
Bugün baktığımızda, ne yazık ki 1
Mayıstaki yaşadığımız o bayram
havasının içerisinde geçmişi hatırlama gerekliliğini
de ortaya koymak gerekiyor. Ayakların başları yönettiği
yerde kıyamet kopar. Taksimde inatlaşma hoş olmaz. diye iki
sene önce söyleyen sizlerdiniz. O ayakların baş olduğu yerde
kıyamet kopmadı, öyle bir gerçeklik olamadı çünkü bu ülkede
işçi sendikası, demokratik kitle örgütleri her zaman baş
tacıdır, emekçinin temsilidir, emekçinin hak
arayışının en önemli organıdır. Ama Taksimde
inatlaşmak gerçekten hoş oldu. Taksimde, iki gün önce, biz 1
Mayıs coşkusunu yaşadık.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) AK PARTİnin sayesinde oldu.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Keşke geçen sene o
biber gazlarını yemeseydik...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tamaylıgil, lütfen
konuşmanızı tamamlayın, ek süre veriyorum.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, tabii 1 Mayısı yaşamak, 1
Mayısın anlam ve önemini ve o yasakların oluşturduğu
yapıyı kaldırmak için çok önemli bir gerekçemiz daha var: 1
Mayıs 1977de yaşanan, 37 vatandaşımızın
katledildiği o olayların faillerini araştıracak bir
çalışmayı bir an önce Mecliste gerçekleştirmek. Bunu teklif
ettik, kabul etmediniz. Ama diliyorum ki o 1 Mayıs katliamının
da araştırması yapılacak, faillerinin,
suçlularının açığa çıkması
sağlanacaktır. O zaman emeğin, emekçinin -ve bugün baktığınızda
yüzde 10 enflasyon açıklandı arkadaşlarım ama kamu memuruna
verdiğiniz zam 2,5+2,5, altı aylık, o da 5 etmez, 3,75 eder
altı aylık hesapladığında- hem emekçinin
hakkını hem onun mali hakkını, sağlık
hakkını hem de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tamaylıgil, ek süre de doldu.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla) Selamlayıp
bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Sadece Genel Kurulu selamlamanız için mikrofonu
açıyorum.
Buyurun.
BİHLUN TAMAYLIGİL (Devamla)
emeğin sesini,
onların yankısını Meclisten hep beraber
çıkaralım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. Ek sıra sayılı Anayasanın
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 13 ncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sevahir
Bayındır (Şırnak) ve arkadaşları
Madde : 13
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci maddesinin
ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri ve sosyal güvenlik hakları saklıdır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Bayındır, siz mi
konuşacaksınız?
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Evet.
BAŞKAN Buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasanın bazı maddeleri üzerinde
yapılan değişiklik önergesinin 13üncü maddesine ilişkin,
grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bazı maddelerini değiştirmeye
çalıştığınız ama hiçbir şekilde 12 Eylül
darbe Anayasasının ruhunu değiştiremediğiniz bu
Anayasa Değişikliği Teklifi üzerinde yine görüşlerimizi
sizinle paylaşacağız.
Değiştiremediniz, çünkü emekçilerin hem örgütlenme hem
de bu örgütlenmelerine bağlı olarak ekonomik ve sosyal haklarını
kullanmaya dair en temel gösterge olan grev hakkını ne yazık ki
yine gasbediyorsunuz. Yani, sizin yapmanız gereken, 12 Eylül
Anayasasının grev hakkına getirdiği
sınırlandırmaları sınırlandırmakken siz hâlâ
özgürlükleri sınırlandırıyorsunuz.
Avrupa Birliği uyum sürecinde her yıl raporlarda şu
söylenir: Çalışanların -hatta çalışanlar da
değil aslında, herkesin- sendika kurma hakkı vardır.
Siz herkes ibaresini koymadınız. Herkes ibaresini
koymadığınız için, burada, çiftçiler, emekliler, gençler,
ev eksenli çalışan kadınlar ne yazık ki hâlâ
örgütlenemeyecekler, hâlâ kayıt dışı çalışmak
zorunda kalacaklar, hâlâ emekleri sömürülecek, limon gibi
sıkılacaklar yine.
Yine, toplu sözleşme ve grev hakkı et ve tırnak
gibi birbirinden ayrılamaz iki temel unsurdur ama siz Toplu
sözleşmeye gelin, sözleşiyormuş gibi yapacağız ama
sizin görüşlerinizi asla dikkate almayacağız. diyorsunuz. Siz
ne yapmaya çalışıyorsunuz? Siz bu adımlarla halkı, emekçileri,
ezilenleri, ötekileştirilenleri kandıramazsınız ama kendinizi
kandırabilirsiniz. Siz kendinizi dahi kandıramazsınız bu
konuda.
Yine, bugün, Diyarbakır Cezaevinde TMK mağduru çocuklar
isyandaydılar. İşte, cezaevinde
(AK PARTİ
sıralarından Niye taş attılar? sesi) 12 Eylül
Anayasasını değiştiremediğin için taş
atıyorlar, Anayasanın ilk maddelerini
değiştiremediğin için taş atıyorlar. Niye bana
Her
gün Türküm, doğruyum, çalışkanım. dedirttiğiniz
için taş atıyorlar. Niye hâlâ Birleşmiş Milletler Çocuk
Hakları Sözleşmesinin ana dil hakkına çekince koyuyorsun diye
taş atıyorlar.
BAŞKAN Sayın Bayındır, taş atmayı
meşru mu görüyorsunuz? Sayın Bayındır
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Niye hâlâ 12 Eylülün
hapishanelerde tutsaklara
BAŞKAN Sayın Bayındır, çocukların
taş atmasını bir milletvekili nasıl meşru görebilir?
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Müdahale etmeyin bana lütfen!
BAŞKAN Ederim
Ederim efendim
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Sayın Başkan,
Başkanlığınızı bilin, müdahale etmeyin bana! (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Siz bir milletvekilisiniz, çocukların taş
atmasını burada meşru göremezsiniz.
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Bu hakkı size kimse
vermiyor. Sözümü kesmeyin! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Bu veriyor, bu!
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Sözümü kesmeyin! Sözümü kesmeyin
burada! Bu hakkı kimse size vermiyor! (AK PARTİ
sıralarından sıra kapaklarını vurmalar, gürültüler) Bu
hakkı size kimse vermiyor! Milliyetçilik, ırkçılık
hakkını kimse size vermiyor! Israr etseniz de bu kabul görmüyor!
MEHMET SALİH ERDOĞAN (Denizli) Burası Türkiye
Büyük Millet Meclisi!
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Sen kendine bak!
BAŞKAN - Sayın
Bayındır, lütfen, önergeniz üstünde görüşün.
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) Israr etseniz de milliyetçilik,
inkâr, imha kabul görmüyor!
Diyarbakır Cezaevini gündeme aldınız, hani
okullaştırıyordunuz! Ama 12 Eylülde Kenan Evrenin
başaramadığını siz başarıyorsunuz. Çocuklar
cezaevinde hasta. Arkadaşları, hasta arkadaşları hastaneye
götürülemiyor diye çocuklar kapılarını kapatmak zorunda
kalıyorlar. Haberiniz var mı sizin, buralara gömülmüşsünüz,
kendi iktidarınızın sağlamlaşması için uygun
adımlarla marş marş yapmaya çalışırken? Ama
toplum bunu kabul etmiyor.
Yine, Siirtte
Siirtte Vali Beye soruyoruz: Sizin, burada
kuş uçsa, yaprak kıpırdasa haberiniz olur. Nasıl oluyor da
2006nın sonundan itibaren üç buçuk yıl sistemli olarak çocuklar
istismar ediliyor, çocukların hakları yeniyor, çocukların
onurları kırılıyor, nasıl duymadınız?
Diyorlar ki: Biz, sadece güvenlik için istihbarat alıyoruz. Peki, bu
devlet, güvenlik devleti olmaya ne zamana kadar devam edecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAHYA DOĞAN (Gümüşhane) Katiller bitinceye kadar!
BAŞKAN - Sayın Bayındır, süreniz doldu, ek
süre veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayın.
SEVAHİR BAYINDIR (Devamla) -
Peki, siz sosyal devlet değil misiniz? Peki, siz Çocuk Koruma
Kanununa imza atmadınız mı? Peki, bu valilere, emniyete sosyal
haklarını korumak ve uygulamak için bütçe göndermiyor musunuz? Nereye
gidiyor bu paralar? Bu halkın onuru yok mu? Bir halkın onurunu,
emeğini, dilini, kültürünü yasaklarsanız, bir tek yol kalır
direnmek kalır. dediği gibi şairin, bir tek yol kalır,
direnmek kalır. Tek başına kurtulamazsınız, ya hep
birlikte kurtulacağız ya hiçbirimiz diyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Çok saçma ve
şaşkın bir konuşma yaptınız Sevahir!
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Asıl sen AKPye
giderek yaptın şaşkınlığı!
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alıyorum.
Önerge sahiplerine istemleri hâlinde ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 13 üncü maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 128 inci
maddesinin 2 nci fıkrasına eklenen cümlenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ancak, kazanılmış haklara ilişkin toplu
sözleşme hükümleri saklıdır.
Aşkın
Asan
Ankara
Diğer önerge sahipleri:
Kerem Altun
Van
Ali İhsan
Merdanoğlu
Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI HAYATİ YAZICI (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Asan konuşacak
mısınız?
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe...
BAŞKAN Sayın Altun
KEREM ALTUN (Van) Gerekçe
BAŞKAN Sayın Merdanoğlu
ALİ İHSAN MERDANOĞLU (Diyarbakır) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Toplu sözleşme ile elde edilen tüm haklar bu kapsamda
saklı tutulmaktadır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, 13üncü madde üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bildiğiniz üzere, size verilen pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı
çekimser oyu ifade etmektedir.
İsmi okunmayan milletvekili arkadaşımız lütfen
sıraya girmesin.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şu anda
çalışma süremizin dolmasına makul bir süre kalmakla birlikte
oylama ve sayım uzayabilir. O nedenle, maddenin gizli oylama sonucunun
açıklanmasına kadar sürenin uzatımını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Kupaları kaldırıyoruz.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 7.11.1982 Tarihli ve
2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13üncü maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 339
Ret : 70
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Katip Üye
Harun
Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin sonuna
gelmiş bulunuyoruz.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için 4 Mayıs 2010 Salı günü saat 15.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 23.52