DÖNEM: 23 CİLT: 69 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
101inci
Birleşim
4 Mayıs 2010 Salı
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 21 milletvekilinin, tarihî eserlerin korunmasında
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/711)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 21 milletvekilinin, Kyoto Protokolünün
yükümlülüklerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/712)
3.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin, tarihî eserlerin
korunmasında ve müze yönetiminde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/713)
B) Tezkereler
1.- Afganistan
Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri
Komisyonu Başkanı Muhammed Muhakkıkın vaki davetine
icabetle TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir
Parlamento heyetinin Afganistana resmî ziyarette bulunmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1185)
C) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, (2/449) esas numaralı Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/208)
V.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.- Kooperatifler
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek)
6.- Veteriner
Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonları Raporları (1/806) (S. Sayısı:
498)
7.- Türkiye
Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer
Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/689) (S. Sayısı: 479)
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Anayasa Komisyonu Başkanı ve
İstanbul Milletvekili Burhan Kuzunun ve Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, konuşmalarında, Avrupadaki anayasa
mahkemelerinin yapısı ve görevleriyle ilgili olarak Genel Kurula
yanlış bilgi verdiklerine ilişkin açıklaması
2.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Mersin Milletvekili İsa Gökün,
konuşmasında söylediği sözleri değil söylemediği
konuları çarpıtmasına ilişkin açıklaması
VII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, barajlara ve hidroelektrik santrallere
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/12873)
2.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, MTA Tabiat Tarihi Müzesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/13470)
3.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Kulada kurulan tehlikeli atık bertaraf
tesislerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/13560)
4.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13562)
5.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13563)
6.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13564)
7.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13568)
8.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13569)
9.- Adana
Milletvekili Mustafa Vuralın, SGK Teftiş Kurulu Adana Grup
Başkanlığının kapatılmasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ömer Dinçerin cevabı (7/13625)
10.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Van Gölündeki kirliliğe ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13638)
11.- Samsun
Milletvekili Suat Binicinin, bir enerji nakil hattına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/13691)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 12.00de açılarak beş oturum yaptı.
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin:
Fındık
sektöründeki (10/708),
Kırmızı
et sektöründeki (10/709),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 30 milletvekilinin, arıcılıkta
yaşanan (10/710),
Sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla birer Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Kadın Erkek
Fırsat Eşitliği Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubuna düşen 1 üyeliğe Çorum Milletvekili
Ahmet Aydoğmuş,
İçişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyeliğe Yozgat Milletvekili Osman Coşkun,
Adalet
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyeliğe Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel,
Seçildiler.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
(1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/761) (S.
Sayısı: 458),
4üncü
sırasında bulunan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811,
2/633) (S. Sayısı: 496),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
5inci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/656) (S. Sayısı: 497 ve
497ye 1inci Ek) ikinci görüşmesinde 7nci, 9uncu, 10uncu, 11inci,
12nci ve 13üncü maddeleri kabul edildi; 8inci maddesi üye tam
sayısının beşte üç çoğunluğuyla kabul oyu
alamadığından reddedildi.
Başkanlıkça,
8inci maddenin kabul edilmemesi sonucu, 9uncu maddeden itibaren madde numaralarının
teselsül ettirilmesi gerektiği ancak maddeler üzerinde verilmiş olan
önergelerin görüşmelerinde bir karışıklık
olmaması için, teklifteki madde numaraları esas alınarak
görüşmelere devam edileceği, daha sonra madde numaralarının
teselsül ettirileceği ve düzeltileceği açıklandı.
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, 2/5/2010 tarihli 99uncu Birleşim
tutanağında yer alan, Başkanlık Makamına hitaben
söylediği Sizin davranışınız anormal.,
İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, konuşmasında iktidar partisi grubuna
hitaben söylediği Boş sıralara konuşuyorum.,
İfadesine
ilişkin birer açıklamada bulundular.
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, AK
PARTİ Grubu Başkanına,
İzmir Milletvekili
K. Kemal Anadol, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, grubuna,
Samsun
Milletvekili Haluk Koç, Kocaeli Milletvekili Osman Pepenin, şahsına,
Sataşması
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Her madde için
işleme alınan yedi önergenin dördünün siyasi parti grubuna mensup
milletvekillerine hak olarak tanınmasına ve kalan üç önergenin
belirlenmesi için kura çekiminin İç Tüzüke uygun olarak yapılıp
yapılmadığına ilişkin açılan usul tartışması
sonucunda, Oturum Başkanı, tutumunda bir değişiklik
olmadığını açıkladı.
4 Mayıs 2010
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 23.52de son
verildi.
|
|
|
Mehmet Ali ŞAHİN |
|
|
|
|
|
Başkan |
|
|
|
|
Harun TÜFEKCİ |
|
Bayram ÖZÇELİK |
|
|
|
Konya |
|
Burdur |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
Fatih METİN |
|
|
|
|
|
Bolu |
|
|
|
|
|
Kâtip Üye |
|
|
No.: 136
II.-
GELEN KÂĞITLAR
4
Mayıs 2010 Salı
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 21 Milletvekilinin, tarihi eserlerin
korunmasında yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/711) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.03.2010)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 21 Milletvekilinin, Kyoto Protokolünün
yükümlülüklerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/712) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.03.2010)
3.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 Milletvekilinin, tarihi eserlerin
korunmasında ve müze yönetiminde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/713) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.03.2010)
4 Mayıs 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 101inci
Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için
beş dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin oy
düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu
süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda
hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını
görevli personel aracılığıyla beş dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 21
milletvekilinin, tarihî eserlerin korunmasında yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/711)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, ülkemizdeki, tarihî eserlerin
araştırılması, müzelerde bulunan tarihî eserlerin
korunması, bunların müzelerde sergilendikleri ve
depolandıkları ortamların incelenmesi, eserlerin
yıpranmadan uzun süre muhafaza edilebilecek uygun ortamların
hazırlanması ve devlet müzelerindeki tarihî esrelerin yağmalanmasının
engellenmesi konusunda, alınması gereken tedbirlerin ve bunlara
ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için,
Anayasanın 98inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince, Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Kürşat Atılgan (Adana)
3) Gürcan Dağdaş (Kars)
4) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
5) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
6) Ahmet Bukan (Çankırı)
7) Murat Özkan (Giresun)
8) Mehmet Şandır (Mersin)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Akif Akkuş (Mersin)
11) Beytullah Asil (Eskişehir)
12) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
13) Rıdvan Yalçın (Ordu)
14) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Atila Kaya (İstanbul)
16) Ahmet Deniz Bölükbaşı (Ankara)
17) Mithat Melen (İstanbul)
18) Recep Taner (Aydın)
19) Bekir Aksoy (Ankara)
20) İzzettin Yılmaz (Hatay)
21) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
22) Hakan Coşkun (Osmaniye)
Gerekçe:
Ülkemiz,
neredeyse insanlığın var oluşundan günümüze kadar
ulaşan eski uygarlıkların yaşadığı bir
coğrafyada bulunmaktadır. Binlerce yıldır bu topraklarda
yaşayan bütün toplumlar, yeraltında, yer üstünde ve su altındaki
eserleriyle, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel
özelliklerini yansıtan eserler bırakmışlardır. Bu açıdan
değerlendirildiğinde, ülkemiz, her türlü kültür varlıklarına
sahip olan, nadir yerleşim alanlarından bir tanesidir. Geçmişten
günümüze, günümüzden de geleceğe, toplumların yaşam biçimleri,
gelenek-görenekleri, inançları dünyayı algılama biçimleri,
kültürleri, sanatları vb. hakkında bizlere bilgi veren ve tüm insanlık
için çok önemli bir yere sahip olan kültür varlıkları, bir milletin
manevi açıdan sahip olduğu en değerli eserlerdir. Bu eserlerin
zarar görmesi ya da yok olması, o toplumların, psikolojik açıdan
direncinin kırılmasına ve moral açısından çökmesine
neden olmaktadır
Dört bir
yanında binlerce yıllık geçmişe sahip
uygarlıkların eserleriyle dolu olan ülkemizde, ne yazık ki
tarihî eserlere hak edildiği gibi davranılmıyor. Türkiyede
koruma altına alınan, envanter çalışmalarına dâhil
edilen, ya da yasa güvenceleri altında turizm hareketine katkısı
olan tarihî eserlerin, neredeyse birkaç katını, kaçak kazılar,
hırsızlık gibi sebeplerle, bilinçsiz bir şekilde heba
ediyoruz. Mevsimlerin, iklim değişimlerinin binlerce yıldır
yapamadığı tahribatı, cehalet ve ilgisizlik yüzünden bizler
yapıyoruz. Geçmişle geleceğimiz arasındaki en önemli
köprüleri, ilgisizlik yüzünden bir hiç uğruna yok ediyoruz. Bu
tahribatın en önemlileri, son yıllarda kendini iyice gösterdi. Sit
alanları içinde yer alan eserlerin yok edilmesi, tarihî eserlerin yurt
dışına götürülmesi derken, son dönemlerde, basında
sıklıkla, müzelerde hırsızlık haberleri yer almaya
başladı
İnsanlığın
ortak mirası sayılan kültür varlıkları, hem bizlere hem de
gelecek kuşaklara, dünyanın ortak geçmişi ve ortak kültürel
zenginliği hakkında bilgi vermektedirler. Tabii ki bu kültürel
zenginliğin çok sağlıklı bir şekilde korunması ve
gelecek kuşaklara aktarılması da büyük önem
taşımaktadır
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü için alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması
açılması gerekmektedir.
2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 21
milletvekilinin, Kyoto Protokolünün yükümlülüklerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/712)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, ülkemizin 2004 yılında taraf olduğu
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesi kapsamında imzalanan Kyoto Protokolü, 5 Şubat 2009
tarihinde TBMM Genel Kurulunda 5836 sayılı Kanunla kabul
edilmiştir. Çevre ve Orman Bakanlığı, Ülkemiz, Kyoto
Protokolünün Ek B listesinde yer almadığından Kyoto
Protokolüne taraf olunması 2012 yılı sonuna kadar ülkemize
herhangi bir sera gazı azaltım yükümlülüğü getirmemektedir dese
de, bundan sonraki süreçte nasıl bir devlet politikası izlenmesi
gerektiği, 2012 sonrası için yapılacak
çalışmaların maliyetlerinin çıkartılıp
stratejilerinin belirlenmesi ve yapılacak yatırımların
araştırılıp tespit edilmesi, alınması gereken
tedbirlerin ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele
alınabilmesi için Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104 ve
105inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Kürşat Atılgan (Adana)
3) Gürcan Dağdaş (Kars)
4) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
5) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
6) Ahmet Bukan (Çankırı)
7) Murat Özkan (Giresun)
8) Mehmet Şandır (Mersin)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Akif Akkuş (Mersin)
11) Beytullah Asil (Eskişehir)
12) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
13) Rıdvan Yalçın (Ordu)
14) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Atila Kaya (İstanbul)
16) Ahmet Deniz Bölükbaşı (Ankara)
17) Bekir Aksoy (Ankara)
18) Recep Taner (Aydın)
19) Mithat Melen (İstanbul)
20) İzzettin Yılmaz (Hatay)
21) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
22) Hakan Coşkun (Osmaniye)
Gerekçe:
Ülkemizin 2004
yılında taraf olduğu Birleşmiş Milletler İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında imzalanan
Kyoto protokolü, 5 Şubat 2009 tarihinde TBMM genel kurulunda 5836
sayılı kanunla kabul edilmiştir. Türkiye Kyoto Protokolünü
benimsemiş ve bu durumu yasalaştırmıştır. Ancak
ülkemiz gibi gelişmekte olan ve ekonomisini sanayiye dayalı hale
getirmeye çalışan ülkeler, getireceği ağır ekonomik
zorluklar karşısında Kyoto Protokolüne karşı çekince
koyarak, sözleşmeye taraf olmalarına rağmen, bu protokol
hükümlerini onaylayıp ülkelerinde hayata geçirme konusunda acele
etmemektedirler. Ülkemiz, daha önceki mevcut şartların hiçbirinde
değişme olmamasına, dış kaynaklı enerji
satın almasına ve henüz yenilenebilir enerji kaynakları
konusunda yeterli mesafe alınamamasına rağmen, bu protokolü
onaylamıştır.
Uygun bulma kanun
tasarısının çevre komisyonundaki görüşme tutanakları
incelendiğinde, Komisyona bilgi veren DPT temsilcisinin, Ülkemizin 1990
yılı sera gazı salınımının 170 milyon ton
olduğunu, bunun 2004 yılında 296 milyon tona
çıktığını belirterek, bu artışın devam
etmesinin kaçınılmaz olduğu şeklinde bilgi verdiği
görülmektedir. Aynı devlet kurumumuz, Ülkemizin özel
şartlarının sağlayacağı muhtemel esneklikler
tamamlanmadan, emisyon azaltımının sektörler ve genel olarak
ülkemiz ekonomisine etkisi ortaya konmadan protokole taraf
olunmasının, zamanlama olarak yerinde olmadığı
düşüncesini ortaya koymuş, TOBB Temsilcisi ise, protokole taraf
olmakla ilgili hazırlıkların yeterince
tamamlanmadığı, hazırlık yapılmadan
uygulamanın çok zor yükümlülükler getirilebileceği endişesini
taşıdıklarını belirterek, 2012 sonrası için
hangi taahhütleri isteyeceklerini bilmiyoruz şeklinde görüşlerini
beyan etmişlerdir. Toplantıya katılan çevre örgütleri
temsilcileri ise protokolün onaylanmasını desteklediklerini ifade
etmişlerdir.
Devlet
kurumlarının yaptıkları ölçüm ve hesaplamalara göre,
Türkiye eğer 2012 sonrası için özel şartları
sağlayamaz ise, mevcut sera gazı salınımlarını
yarı yarıya azaltmak yükümlülüğüyle karşı
karşıya kalacaktır. Bunun maliyetinin ise hala net olarak ortaya
konmadığı bilinmektedir. Komisyon Görüşmelerinde, Komisyon
Başkanının ifade ettiği gibi, şartları yerine
getirebilmenin maliyet hesaplarının net olarak belirlenmediği,
bu konuda 20 ila 148 milyar dolar arasında rakamların telaffuz
edildiği anlaşılmaktadır. İfade edilen bu rakamlar,
ülkemiz ekonomisi açısından büyük bir önem arz etmektedir. Bu rakamların
finansmanının nasıl sağlanacağı, İkinci tur
görüşmelerde nasıl bir tutum sergileneceği, 2012 sonrası
için hangi tür özel şartların talep edileceği konusunda geç
kalınmadan şimdiden bir yol haritasının belirlenmesi
gerekmektedir.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü için alınacak tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis Araştırması
açılması gerekmektedir.
3.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19
milletvekilinin, tarihî eserlerin korunmasında ve müze yönetiminde
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/713)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tarih ve sanat
eserlerimizin, müzelerimizin korunmasında yaşanılan problemlerin
araştırılarak, alınacak tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla, Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu
Kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
2) Necati Özensoy (Bursa)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
5) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
6) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
7) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
8) Rıdvan Yalçın (Ordu)
9) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
10) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
11) Hüseyin Yıldız (Antalya)
12) Ahmet Orhan (Manisa)
13) Mustafa Enöz (Manisa)
14) Metin Ergun (Muğla)
15) Recep Taner (Aydın)
16) Yılmaz Tankut (Adana)
17) Muharrem Varlı (Adana)
18) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
19) Kürşat Atılgan (Adana)
20) Alim Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Binyıllardır
çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış topraklarda
yaşıyoruz. Zengin tarihimizin mirası olarak, pek çok tarih ve
sanat eserimiz, açık alanlarda ve müzelerde sergilenmekte, yada depolarda
sergilenmeyi beklemektedir.
Bu zengin miras,
her zaman tarihi eser kaçakçılarının ilgisini çekmiş, pek
çoğu yurt dışına kaçırılmış,
yabancı devletlerin müzelerini, zenginlerin koleksiyonlarını
süslemişlerdir.
Son günlerde
Ankara Resim ve Heykel Müzesinde yapılan envanter
çalışmasında eksik eserler bulunduğunun tespit edilmesi
ile, sahip olduğumuz tarih ve sanat eserlerini korumakta büyük problemler
yaşadığımız bir kez daha ortaya
çıkmıştır.
Müzelerimizde ve
depolarında, saklama koşullarının yetersizliği, teknik
personel eksikliği, hatalı onarım çalışmaları
gibi tarih ve sanat eserlerimize kendi kendimize verdiğimiz zarar da,
konunun diğer bir boyutunu oluşturmaktadır.
Milli
saraylarımızda saklanan tarih ve sanat eserleri ve
eşyalarında da durum içler acısıdır. Depolarda
bakımsızlık ve pislik içinde yırtık-sökük,
kırık-dökük çürümeye terk edilmiş padişahların kullandığı
eşyalar harap haldedir.
Tarihimize ve
kültürümüze sahip çıkma bilincinin yeterince gelişememesi, Kültür ve
Turizm Bakanının, sorumluluğu altındaki müzenin
soyulmasını, müstehzi bir ifadeyle askeri darbe dönemine atarak,
sorumluluğundan sıyrılma çabasından bile kolayca
anlaşılmaktadır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin konuya el koyarak, tarihi ve sanat eserlerimizin
korunması ve gelecek kuşaklara eksiksiz ve bozulmadan
aktarılabilmesi için bir Araştırma Komisyonu kurulması
zorunluluk haline gelmiştir.
Tüm bu
nedenlerle, tarih ve sanat eserlerimizin, müzelerimizin korunmasında
yaşanılan problemlerin araştırılarak, alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98 ve
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırma Komisyonu Kurulmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
B) Tezkereler
1.- Afganistan Halk Meclisi Din, Kültür, Eğitim,
Yüksek Öğrenim İşleri Komisyonu Başkanı Muhammed
Muhakkıkın vaki davetine icabetle TBMM Dışişleri
Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin Afganistana resmî
ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1185)
03/05/2010
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Afganistan Halk
Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri
Komisyonu Başkanı Muhammed Muhakkık, TBMM
Dışişleri Komisyonu Heyetini, resmi bir ziyaret
gerçekleştirmek üzere Afganistana davet etmektedir.
Sözkonusu heyetin
Afganistanı ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 6. Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir
doğrudan gündeme alınma önergesi vardır, okutup işleme
alacağım ve daha sonra oylarınıza sunacağım.
C) Önergeler
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, (2/449)
esas numaralı Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/208)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/449 Esas
sayılı, Uyuşturucu ve Psikotrop Madde,
Bağımlılığı ve Kaçakçılığı
ile Mücadele Genel Müdürlüğü Kurulmasına dair Kanun Teklifimin 45
gün içerisinde görüşülmediği için TBMM İç tüzüğünün 37.
maddesi gereğince doğrudan TBMM Genel Kurulu gündemine
alınmasını,
Arz ederim. 14.10.2009
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
BAŞKAN
Sayın Doğru, konuşacaksınız herhâlde?
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Evet.
BAŞKAN
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Teklifiniz
üzerinde, önergeniz üzerinde beş dakika konuşma hakkınız
var.
Sürenizi
başlatıyoruz.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; (2/449) sıra sayılı,
Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle Mücadele Genel Müdürlüğünün
kurulması için vermiş olduğumuz kanun teklifi hakkında
İç Tüzükün 37nci maddesine göre gündeme alınmasıyla ilgili söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Dünyada
olduğu gibi ülkemizde de önümüzdeki yıllarda en önemli
sorunların başında madde kullanımı ve
bağımlılığı olacaktır. 21inci yüzyılda
yeni dünya düzeninde, toplumda ve sosyal yaşamda beklentilerin değişmesi,
aile yapısındaki bozulmalar bu durumu ortaya çıkarmaktadır.
Önümüzdeki yıllar, dünyada, uyuşturucu ve madde
kullanımının toplumu nereye doğru sürüklediğini
göreceğimiz yıllar olacaktır. Aynı sorunu ülkemizde de gün
geçtikçe ağır bir şekilde hissetmeye başlamış
bulunmaktayız. Yapılan son araştırmalar başta büyük
şehirler olmak üzere Anadolunun köylerine kadar uzanan çok önemli
problemin ortaya çıkmakta olduğunu göstermektedir. Geç kalmadan,
geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize derhâl çok ciddi önlemler
alarak sahip çıkmalıyız.
Türkiyeyi saran
uyuşturucu ve madde bağımlılığı için
koruyucu sağlık önlemleri hakkında aileler ve gençleri uyarmak
ve doğru yönlendirmek için bu kurulmasını istediğimiz genel
müdürlüğe her geçen gün biraz daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Ülkemizde uyuşturucu madde kullanım
alışkanlığı çığ gibi büyümekte ve
kullanım yaşı giderek düşmektedir. Ülke olarak,
geleceği olan gençlerimizi bu durumdan mutlaka korumalıyız.
AMATEMin
çalışmalarına göre, okullarda ve gençlerde uyuşturucu
kullanım oranı her yıl ikiye katlanmaktadır.
Uyuşturucunun ticareti ve kazanılan para, dünyada terör örgütlerinin
temel kaynakları arasındadır. Ülkemizde de terör örgütleri bu
yolla 10 milyar dolar gibi büyük para kaynağı elde etmektedirler. Bu
durum bile ülkemizde konuya acil olarak müdahale edilmesini gerektirmektedir.
Bağımlılık yapan maddelerin
satıcılarının özellikle gençlerimizi hedef
aldığı güvenlik güçleri kaynaklarından
anlaşılmaktadır. Hedef, çocuklarımız ve
gençlerimizdir. Uyuşturucuyla mücadelede hem arzın hem talebin
durdurulması gerekmektedir.
Madde
kullanımı toplumsal bir sorun olması yanında şeker
hastalığı, tansiyon hastalığı gibi bir
hastalıktır. Amaç bu hastalığa gençlerimizin
yakalanmamasıdır. Yakalandıktan sonra tam tedavisi maalesef
mümkün olmamaktadır.
Sayın
milletvekilleri, geçmiş yıllarda madde kullanım yaşı
on iki iken bugün bu yaş onlara düşmüştür. Ülkemizde son
beş yıldan beri ekonomik tablonun ileri derecede bozulması,
toplumda psikolojik bozukluklara sebep olmaktadır. Hükümetin yeterli önlem
almaması, açlığın, yokluğun, fakirliğin,
işsizliğin ileri derecede artması, madde kullanımı ve
uyuşturucuya eğilimi daha da fazla artırmıştır.
Bu da ülkemizi sahip olduğu genç nüfustan dolayı hedef ülke hâline
getirmektedir. Uyuşturucu tacirleri bunu iyi değerlendirmekte hem
kaçakçılığı hem de kullanımını ülkemizde desteklemektedirler.
Uyuşturucuyla
mücadelede çok etkin olmak ülkemiz için zorunlu hâle geldiğinden
Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerle Mücadele Genel Müdürlüğü ve bu
Genel Müdürlüğün yetkili ve etkin bir şekilde
çalışması için kanun düzenlemelerine gidilmelidir.
Uyuşturucu maddelerle ilgili suçlar kamunun sağlığıyla
ilgili işlenen suçlardır, oluşturduğu zarar çok
fazladır. Mahkemelerin uzaması, başka davalarla
birleştirilmesi doğru değildir. Bundan dolayı
uyuşturucu madde suçlarının soruşturma, kovuşturma ve
yargılama aşamasını kapsayacak şekilde tahkikat konusu
kendine has özellikler taşımaktadır. Onun için de bu konuda
uzmanlaşmış hâkim ve savcıların bulunduğu ihtisas
mahkemeleri kurulmalıdır. Kurulacak olan Genel Müdürlük, denetiminde
serbestlik, suç şüphesinin öğrenilmesinde rehberlik, koruma ve
yardıma kadar çok ciddi bir şekilde yapılanması
gerekmektedir. Madde bağımlılığı
rehabilitasyonunun özel önem arz ettiği de unutulmamalıdır.
Rehabilitasyon merkezlerinin yerleri iyi tespit edilmeli, Avrupa Uyuşturucu
ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme
Merkeziyle koordineli çalışmalar mutlaka yapılmalıdır.
Uyuşturucu ve madde bağımlılığı konusu
yazılı ve görsel medyanın sürekli gündem maddelerinden birisi
hâline getirilmelidir. Çeşitli vakıflarca yürütülen sosyal yardımlar
geçici bir destek olarak değerlendirilmeli, gençler çalışmaya ve
kazanmaya yönlendirilmeli, üretken hâle getirilmelidir. Bütün şehirlerde
istihdamı artırıcı, iş temin eden projeler mutlaka
desteklenmelidir.
Kanun teklifimiz,
uyuşturucu madde bağımlılığı ve
kaçakçılığın sorunlarının
araştırılması ve gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun raporundaki
önerilen konularla ilgili hazırlanmıştır.
Meclisimizden,
sizden kanun teklifimize destek bekliyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Doğru.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzük 37ye göre bir milletvekili
arkadaşımızın da konuşma talebi olmuştur.
Sayın Hasan
Çalış, Karaman Milletvekili, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sizin de süreniz
beş dakikadır.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğruyla beraber vermiş
olduğumuz 21/4/2009 tarihli uyuşturucu, psikotrop madde
bağımlılığı ve kaçakçılığıyla
mücadeleyi amaçlayan kanun teklifimizin komisyonlarda zamanında
görüşülmemesi nedeniyle, İç Tüzük 37ye göre Genel Kurul gündemine
aldırmak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
heyetinize saygılarımı arz ediyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, uyuşturucu ve kaçakçılıkla mücadeleyi
amaçlayan, bu konuyla ilgili ayrı bir teşkilat kurulmasını
amaçlayan böyle bir kanun teklifinin sadece muhalefetten geldiği için
gündeme alınmaması, böyle önemli bir konuda iktidar veya muhalefet
anlayışıyla, mantalitesiyle yaklaşılması
manidardır ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.
Kıymetli
arkadaşlar, eroin, morfin, esrar, kokain, extacy, amfetaminler ve
opioidler sıklıkla kullanılan uyuşturuculardandır. Bu
uyuşturucular Avrupa ve Kuzey Amerikada sıklıkla olmak üzere,
dünyanın hemen hemen her tarafında kullanılmaktadır.
Ülkemizde de giderek kullanıcı sayısı artmaktadır ve
gerçekten, gençlerimizi her geçen gün biraz daha fazla tehdit eden bir
durumdur. Yapılan araştırmaların gösterdiği önemli
sonuçlar, doğudan batıya, batıdan doğuya, uyuşturucu
trafiğinin merkezi maalesef Türkiyedir.
Türkiyede
uyuşturucu kullanımında Diyarbakır, İstanbul,
İzmir sıklıkla kullanılmak üzere, büyük merkezlerimizde
giderek yaygınlaşmaktadır. Uyuşturucuya başlamakta
ailenin, okulun, arkadaş gruplarının önemi ortaya
çıkmaktadır. Uyuşturucu satıcıları özellikle okul
önlerini kendilerine hedef seçmiş durumdadırlar.
Bu sonuçlar
uyuşturucuyla mücadelede son derece önemlidir. Uyuşturucu
bağımlılığının sebeplerine
baktığımız zaman, maddenin kimyasal özelliği ki,
merkezî sinir sistemi üzerinde yaptığı etkiyle kısa sürede
şahısları bağımlı hâle getirebiliyor. Bunun için
ağrı kesiciler ve sedatifler hekim kontrolü dışında,
mutlaka, kullanılmamalıdır. Ayrıca kişisel özellikler
etkilidir. Ergenlik dönemi, yanlış arkadaş grupları,
arkadaş gruplarına uyum sağlama, macera tutkusu,
başarısızlık, sorumluluktan kaçma, güvensizlik gibi
nedenler ve nasıl olsa ben alışmam, bir gün bırakırım,
bana bir şey olmaz anlayışı uyuşturucunun
yayılmasında önemli bir sıkıntıdır.
Uyuşturucu bağımlılığının tedavisinde
ise, bağımlının tedavi olma isteği, erken teşhis,
hastanede yeterli tedavi görmesi ve şahsı topluma kazandırmayla
ilgili rehabilitasyon çalışmasının başarıyla
yürütülmesi kadar koruyucu tedbirlerle uyuşturucu
bağımlısı olmanın yollarını kapatmak da
önemli olmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten çocuklar belli yaşlarda aile büyüklerine,
anneye, babaya özenirler, belli yaşlarda öğretmenlerine özenirler,
belli yaşlarda toplumda önemli kişilere ve starlara özenirler. Bu
kişilerin kötü örnek olması gerçekten çocuklarımız,
gençlerimiz açısından önemli bir sıkıntıdır.
Kendini bu durumda hisseden bütün vatandaşlarımızı ben
sorumluluk noktasında dikkatli olmaya davet ediyorum.
Buradan ailelere
sesleniyorum: Sizin için evlatlarınızdan daha kıymetli ne
olacaktır? Onlara sahip olun, onları anlamaya çalışın.
Öğretmenlere sesleniyorum: Yavrularımıza,
yavrularınıza, öğrencilerimize sahip olun. Toplum liderlerine ve
starlara sesleniyorum: Çocuklarımıza iyi örnek olun.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çalış, lütfen tamamlayın, ek süre veriyorum.
Buyurun.
HASAN ÇALIŞ
(Devamla) Basın ve medyanın program yapımcılarına,
yöneticilerine sesleniyorum: Çocuklarımıza kötü örnek olacak
programlardan, kötü örnek olacak yayınlardan kaçının. Bu
evlatların her birinin sizin de evladınız olabileceğini
düşünün diyorum. Buradan değerli milletvekili arkadaşlarıma
sesleniyorum: Bu evlatlar sizin de evladınız olabilir. Bu kanun
teklifiyle ilgili görevinizi yapınız lütfen.
Teşekkür
ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Çalış, teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum...
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Yoklama talebinde
bulunan arkadaşlarımızı tespit edeceğiz.
Sayın
Anadol, Sayın Okay, Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın
Selvi, Sayın Keleş, Sayın Kart, Sayın Gök, Sayın Emek,
Sayın Güvel, Sayın Köse, Sayın Koçal, Sayın Ekici,
Sayın Bingöl, Sayın Aslanoğlu, Sayın Sönmez, Sayın
Süner, Sayın Kaptan, Sayın Dibek, Sayın Öğüt, Sayın
Özyürek, Sayın Barış, Sayın Güner, Sayın
Hacaloğlu, Sayın Korkmaz.
İsimlerini
tespit ettiğimiz arkadaşlarımız sisteme girmeyecekler.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağım.
İki dakika
süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) Önergeler (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, (2/449)
esas numaralı Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi (4/208) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergeleriyle
diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S.
Sayısı: 458)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın; Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin;
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
ikinci görüşmesine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (x) (xx)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
bilindiği gibi, Anayasa değişiklik tekliflerinin ikinci
görüşmesinde teklifin tümü ve maddeleri üzerinde görüşme
açılmamakta, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülmektedir.
Teklifin birinci
görüşmesinde tüm maddeleri üzerinde değişiklik önergeleri
verilmişti.
Dünkü
birleşimde teklifin 13üncü maddesi gizli oylama sonucunda kabul
edilmişti.
Şimdi,
teklifin 14üncü maddesini okutuyorum:
MADDE 14- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Disiplin
kararları yargı denetimi dışında
bırakılamaz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 14üncü madde üzerinde kırk beş önerge
verilmiştir.
Kura sonucu
belirlenen yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 14 üncü maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu
maddesinin 3 üncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Fahrettin
Poyraz
Bilecik
Disiplin
cezalarına ilişkin kararlar yargı denetimi
dışında bırakılamaz.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 14 üncü maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu
maddesinin 3 üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Zekeriya
Aslan
Afyonkarahisar
Disiplin
cezalarına ilişkin kararlar yargı denetimi
dışında bırakılamaz.
(x)
497 S. Sayılı Basmayazı 19/04/2010 tarihli 88inci Birleşim
Tutanağına eklidir.
(xx)
497ye 1inci Ek S. Sayılı Basmayazı 2/5/2010 tarihli 99uncu
Birleşim Tutanağına eklidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 14 üncü maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu
maddesinin 3 üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Azize
Sibel Gönül Ahmet
Yeni
Kocaeli Samsun
Disiplin
cezalarına ilişkin kararlar yargı denetimi
dışında bırakılamaz.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497 e 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 14 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
İbrahim
Binici |
Bengi
Yıldız |
Fatma Kurtulan |
|
|
Şanlıurfa |
Batman |
Van |
|
|
Pervin Buldan |
Osman Özçelik |
|
|
|
Iğdır |
Siirt |
|
Madde: 14
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Tüm disiplin
kararları yargı denetimine tabidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 14.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Yaşar
Ağyüz
Malatya Gaziantep
Madde 14- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 129. maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve 6.
fıkrada yer alan hakkında ibaresinden sonra görevleri sebebiyle
ibaresi eklenmiştir.
Disiplin
kararları yargı denetimine tabidir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi, maddeye en aykırı iki
önergeyi okutup birlikte işleme alacağım. İstemleri hâlinde
önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 14. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Yılmaz
Tankut Hasan
Çalış
Adana Karaman
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Anayasa değişikliği teklifinin, 14. maddesinin teklif
metninden çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
|
|
Faruk Bal |
Oktay Vural |
Mehmet
Şandır |
|
|
Konya |
İzmir |
Mersin |
|
|
Behiç Çelik |
S. Nevzat
Korkmaz |
|
|
|
Mersin |
Isparta |
|
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, siz mi konuşacaksınız efendim?
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Önerge üzerinde
Isparta Milletvekili Sayın Nevzat Korkmaz, süreniz beş dakikadır
efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Demokrasinin
tesisi ve yürütülmesi, millî iradenin temsil edildiği Mecliste
milletvekillerinin özgür iradesiyle, çok yönlü müzakere ve görüşmeler
yapabilmesine bağlıdır. Milletvekilleri, mensubu olduğu
partilerin görüşlerini elbette dikkate alacaklardır. Ancak, Anayasa
değişikliği mevzubahis olduğunda, Anayasanın yediden
yetmişe tüm milleti ilgilendirdiğini bilerek, vicdani kanaatlerine
göre hareket etmeleri gerekmektedir. Üstelik, Anayasanın sadece bizleri
değil, çocuklarımız, torunlarımız ve gençlerimizden
müteşekkil gelecek nesli de etkilediğini düşünür isek,
sorumluluğumuzun büyük olduğunu ve verdiğimiz oylarla gelecek
nesiller tarafından da değerlendirileceğimizi unutmamamız
lazımdır.
Değerli
milletvekilleri, gelinen noktada, AKPnin Meclis görüşmelerinde
sergilediği Ben yaptım olducu anlayışı ve
davranışlarıyla maalesef müzakere ortamı kalmamıştır.
Kürsüye çıkan muhalefet milletvekillerinin her söylediği
yanlış değil, her konuşmada istifade edilecek cümleler var.
Diyoruz ki,
parlamenter sistemin belirleyici vasfı denge ve denetimdir.
Getirdiğiniz değişiklik yasama, yürütme ve yargı arasındaki
dengeyi hükûmet lehine bozmaktadır. Hükûmet deyince sadece kendi
Hükûmetiniz akla gelmesin, bu ülkede birçok hükûmet kuruldu, kurulacak,
yıkılacaktır dolayısıyla zaman üstü düşünmeye
çalışalım.
Anayasa
değişikliği denetimin güçlendirilmesi adına da bir şey
getirmiyor. Milletvekili dokunulmazlığını
kaldırmıyorsunuz. İşte, Meclisin yürütmeyi denetleyen
denetim mekanizmaları ortada. Bunlarda bir iyileştirme var mı?
Yok.
Anayasa ilk kez
değiştirilmiyor sevgili arkadaşlar, ancak yapılacak
değişikliğin parlamenter demokrasinin özüne de aykırı
olmaması lazım. Bunu yaparsanız mevcudiyetinizi
tartışmaya açarsınız. Meclis Anayasa
tartışmalarının gündeme dayatmacı bir yöntemle
getirilmesinden beri gergindir, sağduyu ve sükûnet yerini sinirlilik
hâline terk etmiştir, zaman zaman nezaket kuralları bile ihmal
edilmektedir. Meclis yorgundur, cumartesi, pazar dahi gece yarılarına
kadar milletvekilini Mecliste bulunmaya zorlama ve sürekli, Genel Kurulda dahi,
elde gezen telefonlarla yapılan yoklamalar, milletvekillerinin Anayasa
tartışmalarına hür idaresiyle katılmasını
neredeyse imkânsız hâle getirmektedir.
Bu hâlin
sorumlusu, Mecliste uygun bir müzakere ve tartışma ortamını
oluşturup çalıştırmayı beceremeyen iktidar partisidir,
AKPdir. Hâlbuki, tüm milleti ilgilendiren Anayasa değişiklikleri
görüşmeleri âdeta bir demokrasi şenliğine çevrilebilir, en üst
noktada sağlanacak bir uzlaşmayla dosta düşmana birlik ve
beraberlik mesajı verilebilirdi. Ancak, AKPnin bu uzlaşmaz ve
çatışmacı tutumu dolayısıyla bu fırsat
kaçırılmıştır, ifrat ve tefrit birbirine
karışmıştır. Bu görüntüler, milletimizin Meclise
yönelik güvenini de maalesef zedelemektedir. Parlamenter sistemi
hırpalayan yolu AKP niye tercih etmiştir? Sanıyorum cevabı
Sayın Başbakanın basına verdiği demeçte gizlidir.
Sayın Başbakan, başkanlık sistemini istemektedir, tek ve
mutlak otorite olmaya taliptir. O hâlde, parlamenter sistemin can evi milletin
Meclisi gözden düşürülmelidir, işe yaramaz bir kurum algısı
yaratılmalıdır insanlarımızın gözünde. Bu
düşünce çok acımasız ve bir o kadar da tehlikelidir. Çünkü, ismi
ne olursa olsun içinde köylüsü kentlisi, genci yaşlısıyla
milletin olmadığı bir sistemin ayakta kalması mümkün
değildir. Görünen o ki, dilimizin ucuyla millî irade ve millî
egemenliği överken, yine milletin gözü önünde bu değerlerin içini
boşaltıyorsunuz. Tek adamlığa gidiş yolunda milleti
tasfiye ediyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, şu yaptığımız bir futbol
müsabakası değildir, illa birbirimizi yenmek olmamalıdır
amaç. Milletimizin topyekûn kazandığı bir sonucu ortaya
koymalıdır bu yüce Meclis. Bunun yolu başından beri
söyleyegeldiğimiz milletin bütünüyle mutabakat aramaktan geçmektedir.
Değerli
milletvekilleri, millî kahramanlar millete hizmet yolunda yarınları
adına küçük hesap peşinde koşmayan, hangi zorluklarla
karşılaşırsa karşılaşsın gereğini
yapan insanlardır. Yoksa sizler gibi, bizler gibi onlar da yerler,
içerler, gülerler, ağlarlar
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Sayın Korkmaz, lütfen konuşmanızı tamamlayın. Bir
dakika ek süre veriyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Onları
diğerlerinden ayıran en önemli özellik, karar anlarında
sergiledikleri tavırlardır. Bu kişiler, onlardan biri
olmayı ellerinin tersiyle itip zor zamanlarda yükü sırtlayıp
kaldırır ve tarihte yıldızlaşırlar.
Sözlerimi, içinde
yaşadığımız anların karar anları
olduğunu hatırlatarak ve önergeye destek beklediğimizi
söyleyerek tamamlıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birlikte işleme
aldığım diğer önerge üzerinde Sayın Çalış,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; yüce Meclise
saygı ve selamlarımı arz ederek sözlerime başlıyorum.
Anayasalar,
halkın ihtiyaçlarına, var olan ve var olabilecek problemlerinin
çözümüne, huzur ve refahına katkı sağlayan, uzlaşma kültürü
sonucu ortaya çıkmış toplumsal mutabakat metinleridir.
Görüşmekte olduğumuz teklif gerçekten toplumsal bir mutabakat metni
midir? Maalesef hayır. Pekâlâ, işsizliğimize bir çözüm getirecek
mi? Emeklinin, memurun derdine derman olacak mı? Ekonomik kriz toplumun
bütün kesimlerini, özellikle dar gelirlileri vurmuş iken bunların
dertlerine derman olacak mı? Ekonomik kriz nedeniyle küçülen, batmakla
karşı karşıya kalan, senetlerini, çeklerini ödeyemeyen,
iş yerlerini sabahleyin ümitle açıp akşam siftah etmeden evine
gitmek zorunda kalan, işinin, tezgâhının başında
işsiz hâle gelmiş esnafın, zanaatkârın derdine derman
olacak mı? Maalesef hayır. Orman köylüsünün, emeğinin
karşılığını yıllardır alamayan
köylünün; TEDAŞa, tarım krediye, bankalara karşı borç
batağına batmış, haciz kapısına dayanmış
köylünün derdine derman olacak mı? Hayır.
Değerli
arkadaşlar, o zaman bu Anayasa Değişiklik Teklifi ne işe
yarıyor? Bu Anayasa Değişiklik Teklifi, milletin derdine derman
değil, AKPnin derdine derman olmayı amaçlamıştır. 12
Eylül cuntası ne istemişti? Geçici 15inci maddeyle kendini
dokunulmaz, sorgulanamaz kılmıştı. Acaba siz bu teklifle ne
yapamaya çalışıyorsunuz? Bu sorunun cevabı üzerinde
düşünmek gerekiyor. Daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk söyleminiz ne
oldu? Aklıselim, nasıldır ki 12 Eylül Anayasasına
tırpan vuruyorsa, size de doğru yolu gösterecektir. Nasıl ki
1982 Anayasası yüzde 92 kabul oyu ile halka onaylatılmış
olmasına rağmen cunta Anayasası olarak yaftalanmaktan
kurtulamamışsa, maalesef sizin anayasanız da daha şimdiden
adınızla yaftalanmıştır çünkü ortak aklın ürünü
değildir.
Kıymetli
arkadaşlar, parlamenter demokratik sistem, yasama, yürütme, yargı
arasında bir erkler dengesi kurmuştur; bu denge çok önemlidir,
bozulmamalıdır. Yasama organı millet adına ve milletten
aldığı yetkiyle görevini yürütürken, siz bu dengeyi yürütme
lehine bozar, milletin görüşlerinin yansıtılmasına engel
olursanız, Anayasamızın 98, 99, 100üncü maddelerinin Türkiye
Büyük Millet Meclisine verdiği yürütmeyi denetleme yetkisini âdeta
sulandırır, temsilî hâle getirirseniz kamu vicdanı ve bu
yetkinin sahipleri nezdinde mahkûm olursunuz. Daha fazla demokrasi, daha fazla
şeffaflık, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadele söylemleriyle iktidara
gelip, bu sözlerinizi unutarak dokunulmazlık zırhının
arkasına sığınır, onlarca dosyanızla yasalardan
kaçmaya çalışırsanız kamu vicdanı rahatsız olur.
Kürsü dokunulmazlığı vaadinizi, seçim barajlarıyla ilgili
vaatlerinizi unutursanız kamu vicdanı rahatsız olur.
Devletimizin
bütün organları gibi vatandaşlarımızın yargıya
olan güveni de son derece önemlidir. Toplumsal güvenlik ve huzur
açısından da bu önemlidir. Siz, daha fazla hukuk, hukuk devleti
vaatlerinizi unutur, yargıyı tartışılır hâle
getirirseniz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çalış, lütfen konuşmanızı tamamlayın,
ek süre veriyorum.
Buyurun.
HASAN ÇALIŞ
(Devamla)
vatandaşın güveni yargıya azalırsa,
yargıyı emrinize almaya çalışırsanız kamu
vicdanı rahatsız olur. Sorumluluğu sınırlı olan
Cumhurbaşkanına Anayasa Mahkemesinin 14 üyesini atattırmaya çalışırsanız,
Anayasa Mahkemesini iş göremez hâle getirirseniz, yandaş bir mahkeme
hâline getirmeye çalışırsanız kamu vicdanı
rahatsız olur, ülkeyi kaosa sürüklersiniz, bu kaosun içerisinde sizler de
boğulursunuz.
Değerli
arkadaşlar, bizim sizlere önerimiz şudur: Yol yakınken bu
öneriyi, bu teklifi geri çekin, ortak aklın ürünü, ülkemizin dertlerine
derman olabilecek bir anayasayı hep beraber yapalım diyorum,
saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birlikte işleme aldığım
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 14.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Madde 14- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 129. maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve 6.
fıkrada yer alan hakkında ibaresinden sonra görevleri sebebiyle
ibaresi eklenmiştir.
Disiplin
kararları yargı denetimine tabidir.
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, siz konuşacaksınız herhâlde?
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır efendim.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ikinci turu görüşülmekte olan 497 sıra sayılı Anayasa
Değişiklik Teklifinin 14üncü maddesi üzerinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, 19 Nisandan beri Türkiye Büyük Millet Meclisinin
gündeminde olan bu Anayasa değişiklik paketinin partilerin önüne
sunulması yaklaşık 22 Martta başlamıştır. 22
Mart
Bugün 4 Mayıs. Yaklaşık iki buçuk aydır gerek
Parlamentonun gerek kamuoyunun gündemini işgal etmektedir. Bir siyasi
partinin mutfağında hazırlanan Anayasa değişiklik
dizisini TRT 3 vasıtasıyla halkımıza on beş gündür
seyrettiriyoruz.
Peki, bu Anayasa
Değişiklik Teklifi, Anayasa değişiklik paketi
halkımızın özlemi, beklentisi ve onların
katılımıyla yapılan bir değişiklik midir?
Hayır, değildir. Özü nedir? 12 Eylül heyulasını önümüze
getirerek 12 Eylül Anayasasını değiştiriyoruz. Gerekçeye
baktığınız zaman, bugüne kadar halkın
katılımı ve demokratik yöntemlerle anayasa
yapılmamıştır, şimdi yapacağız. Peki, baktığımız
zaman da bu değişiklik paketinde halkın katılımı,
demokratik katılım, şeffaflık var mı? Yok. Partilerin
önüne koyuyorsunuz Üç gün içerisinde cevap verdin, verdin; vermedinse ben
Parlamentoya getiriyorum. Belki çoğu iyi niyetli milletvekillerimizin de
bu işe katkısı yoktur. Katılım toplumsal mutabakat
belgesi dediğimiz anayasada olmaz ise nerede olacak?
Düşünün, bu
noktaya nasıl geldik biz? Bu noktaya
2009 Martından sonra Bakanlar
Kurulunda değişiklik yapıldı, Adalet Bakanı da
değişti haklı olarak. Adalet Bakanı, birtakım
icraatlarından sonra Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla
karşı karşıya geldi. Karşı karşıya
gelmesinin nedeni ne? Adalet Bakanlığı makamı üç beş
beden büyük geldi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da kendisine iki üç
beden küçük geldi. Bunu ne yapması lazım? Ucundan,
kıyısından törpülemesi lazım. Bu, aslında
başlangıçta da AKPnin ve Sayın Başbakanın gündeminde
vardı Anayasa değişikliği ama tevazu göstererek
uzlaşma zemini bekliyorlardı.
Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kuruluyla çatışma, Erzincan, Erzurum
olayları, Adalet Bakanının, Anayasa değişikliğini
gündeme getirmesine neden oldu. Aslında çözüm
O Adalet
Bakanlığında bekleyen sorunlar çözüm bekliyor. Hapishanelerde
yığılma var, tutuklu sayısı artmış,
yargı hızlı işlemiyor, çocuk mahkemeleri sorunu var.
Bunlara çözüm bulması gerekirken bu sorun ağır geldi; çünkü
Adalet Bakanlığı Ali Diboculukla yönetilecek bir makam
değildir. Ve Adalet Bakanının istifası sorunun çözümü iken
biz, ummuyor ve dilemiyorum ki, Anayasa değişiklik paketi ve
referandumla halkımızı üç ay meşgul etme konumuna ve
150-200 trilyon para harcama konumuna gelmeyiz.
Bakın,
değerli arkadaşlarım, anketlerde, Anayasa değişiklik
paketi, halkın gündeminde yüzde kaçlarda? Altlarda geziyor! Sivil toplum
örgütlerinde bu Anayasa değişiklik paketine ilgi yok.
Esnafımızın derdi işsizlik, çark dönmüyor.
İşsizlik had safhada, üretimi artırmak lazım, bunun için
yatırım yapmak lazım. Özelleştirme gelirlerini borca
yatırarak çark dönmez, istihdam yaratmak lazım. Bugün,
eğitilmiş her 4 gençten 1 tanesi işsiz; eğitim görmüş
ama onlar, gazete sütunlarında, bakan çocuklarının, eski bakan,
yeni bakan çocuklarının iş güç sahibi olduklarını,
devlet kaynaklarından çarkı döndürdüklerini görünce kendi kendilerine
herhâlde hayrete düşüyorlardır, ben de hayrete düşüyorum. Evet,
bunun cevabı Bakan çocukları, milletvekili çocukları aç mı
kalsın? değildir. Bakan çocukları, milletvekili
çocukları, devlete yakın iş yapmasınlar, kurdukları
şirketlerle TOKİden iş almasınlar, kurdukları
şirketlerle bilgisayar ihalesine girmesinler. budur denilen. Bakın,
rahmetli Adnan Menderes döneminde, oğlu özel şirkete ortak olarak
devletle iş yapmaya kalkmıştır, rahmetli Menderesin sözü
Olmaz. demiştir. Rahmetli İnönü, gene öyle
yapmıştır, çocuklarını eğiterek devlete yararlı
insanlar hâline getirmiştir değerli arkadaşlar. Yani, bugün
içinde bulunduğumuz koşullarda bunu yapmaz isek ne
yapacağız?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, lütfen konuşmanızı tamamlayın. Size
de ek süre veriyorum.
Buyurun.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Basın özgürlüğü diyoruz, basın
özgürlüğü var mı? Alevi açılımı dediniz, hangi Alevi
açılımı? 24üncü maddedeki din ve ahlak kültür dersini niye
kaldırmıyorsunuz? Kürt açılımı dediniz, niye bir
mesaj vermiyorsunuz? Önce, bu Anayasada var olan maddeleri uygulamak
durumundasınız ama uygulamıyorsunuz.
Bu Anayasa
değişikliği bakanlara da sorulmamış, çünkü
sorulsaydı Çevre Bakanı 169u, 170i değiştir. derdi.
Kültür Bakanı 63üncü maddeyi değiştir. derdi, kolaylık
sağlardı. Çalışma Bakanımıza sorsanız,
Olmaz, emeklilere de sendika hakkı verin, memurlara da grev hakkı
verin. derdi. Size sorulsa belki daha iyi Anayasa çıkardı.
O nedenle,
katılımcılığı olmayan ve halkın beklentisi
olmayan, iş, aş derdine, Kürt açılımına, Alevi
açılımına ve diğer demokratik hak ve özgürlüklere
açılım kazandırmayan bir Anayasa değişiklik paketi
olduğu için, biz bu Anayasa değişiklik paketine karşıyız.
Karşı olduğumuz için de demokratik tavrımızı
kullanıyoruz, katılmamakla kullanıyoruz. Siz de özgürsünüz.
O nedenle,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesiyle bu Anayasa paketinin referanduma
sunulmamasını diliyor
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, ek süreniz de doldu efendim. Genel Kurulu
selamlamanız için mikrofonu tekrar açıyorum, lütfen Genel Kurulu
selamlayın.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Teşekkür ederim.
Sizin
değerli oylarınızla bu Anayasa değişiklik paketinin
referanduma sunulmamasını diliyor, halkımızın
gündemini bu tür maddelerle değil, iş, aş sorununu, ekonomiyi
çözerek gidermemiz gerektiğini düşünüyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497 sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 14 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
İbrahim
Binici (Şanlıurfa) ve arkadaşları
Madde: 14
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Tüm disiplin
kararları yargı denetimine tabidir.
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Binici, buyurun efendim.
Süreniz beş
dakikadır. (BDP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 497 sıra sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 14üncü maddesi ile ilgili
verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 129uncu maddesinde yapılan değişiklik
bizce de göreceli bir ilerleme olarak kabul edilse dahi yeterli değildir.
Yapılmakta olan Anayasa değişikliğine şiddetle
karşı durmayışımızın temel nedeni, toplumsal
beklentilere cevap olamayan darbe Anayasasının
halklarımızın talepleri istikametinde değişiklik
yapabilme beklentisinden ibarettir.
Bu teklif henüz
Genel Kurula gelmeden önce temel prensibimiz, yamalı bohçaya dönen 82
cunta Anayasasının bir bütün olarak değiştirilmesi
yönündeydi. Bu talep aynı zamanda ülkemizin bütün toplumsal
katmanlarının temel beklentisi doğrultusunda
şekillenmeliydi.
Ülkemizde bariz
bir siyasal hastalık bulunmaktadır. İktidara gelen her siyasal
partinin, öncesindeki duruşu ile iktidardayken tutumları
arasında çok ciddi bir farklılık göze çarpmaktadır.
Ülkemizdeki iktidar anlayışı, çoğunluğun gücünü
arkasına alarak azınlıkların istem ve taleplerini
görmezlikten gelme anlayışını taşımaktadır.
Demokrasi
adına yola çıktığını her zaman ifade etmekten
kaçınmayan AKP Hükûmeti, kendi geleceğini garantiye alma adına
kulağını her tepkiye tıkamış durumdadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Hükûmetinin bu katı,
faydacı tutumunu, halkımıza Bakın ben statükoya
karşıyım, diğerleri statükonun yanında
mesajını verme çabası içerisindedir.
BDP,
mirasını devraldığı siyasi anlayışı her
zaman ve her yerde demokrasinin, özgürlüğün mutlak savunucusu olmuş
bir partidir. Tekçiliğe karşı çoğulculuğu, statükoya
karşı yeniliği, devlete karşı özgür bireyi esas
almış siyasal bir harekettir ve bu nedenle bugüne kadar büyük bedel
vermiştir ama bu halkın özgürlük mücadelesi uğruna bundan sonra
da -halkımızın kuşkusu olmasın- bu bedelleri de
vermeye her zaman hazırdır. Temel şiarımız mevcut
yapı içerisinde farklılıklarımızı koruyarak
yarınlara daha büyük bir birliktelikle ulaşabilmektir.
AKP
İktidarının tek bir derdi vardır değerli
arkadaşlar, o da kendi derin yapısına anayasal koruma
zırhını oluşturma çabası içerisinde
olmasıdır. Bu çıplak gerçeğin halkımızca iyi
tahlil edilmesi de gerekmektedir. Kuşkusuz ki halkımız bu on
beş günlük Anayasa değişikliğinde bunu tahlil
etmiştir; yarın da bunun, sandıkta AKPnin siyasal
iktidarından hesabını soracaktır. Toplumsal beklentileri
boşa çıkarma ve perdeleme konusunda siyasal bir aktör olan AKP
Hükûmeti şimdiye kadar bunu başarmıştır ama artık
baş aşağı, yokuştan aşağı gün güne
gitmektedir. Bu halk onlardan seçimde hesap soracaktır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Binici, süreniz doldu, ek süre veriyorum. Bir dakika içinde
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
İBRAHİM
BİNİCİ (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; göreceli bir ilerlemeyi ifade eden
bu anayasal değişikliğin tarafımızdan kabul
görebilmesi için mutlak surette Barış ve Demokrasi Partisinin üç
yıldır dile getirdiği dilekleri, temennileri, halkın
istemleri dikkate alınmalıydı.
BDP olarak,
hiçbir partinin güdümünde olduğumuz düşünülemez; böyle bir
düşüncenin içinde olanları bir kez daha uyarıyoruz, kendi
hesaplarını bir daha gözden geçirmelerini bekliyoruz. BDP Grubunun
siyasal duruşu her zaman berrak ve şeffaf olmuştur. Eğer
bir sorun olduğunu düşünen varsa kendilerini
sorgulamalıdırlar.
Bu duygu ve
düşüncelerle bütün heyeti saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi
okutacağım üç önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte
işleme alacağım. İstemde bulunmaları hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
ve diğer önergelerin imza sahiplerini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci EK
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 14 üncü maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 129 uncu
maddesinin 3 üncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Azize
Sibel Gönül (Kocaeli) ve arkadaşları
Disiplin
cezalarına ilişkin kararlar yargı denetimi
dışında bırakılamaz.
Diğer önerge
sahipleri:
Zekeriya Aslan
(Afyonkarahisar)
Fahrettin Poyraz
(Bilecik)
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu önergelere efendim?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Gönül, konuşacak mısınız?
AZİZE
SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçe
Sayın Aslan?
ZEKERİYA
ASLAN (Afyonkarahisar) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçe
Sayın
Poyraz?
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Konuşacağım efendim.
BAŞKAN
Sayın Poyraz, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Saygıdeğer Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 129uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki
değişiklik önergemle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu maddede bildiğiniz gibi kınama ve uyarma
cezalarını da yargı denetimine açıyoruz ve burada, bugüne
kadar kınama ve uyarma cezaları da ortaya çıkmış olan
ve çoğu kere de mağduriyetlere yol açan fakat yargı denetimi
dışında olan memur arkadaşlarımıza da bir anlamda
yeni bir hak tanımış oluyoruz.
Türkiyenin
uzunca bir süredir gündemi, hepimizin bildiği gibi, Anayasa
değişikliği. Uzunca bir süredir diyorum çünkü bu süre,
değerli arkadaşlar, ne bir haftalık ne bir aylık ne de bir
yıllık süre. 1986 yılında siyasal bilgiler fakültesine
girdiğimiz zaman Anayasa hukuku derslerinde tartışılan
konuların başında 82 Anayasası geliyordu, bundan yirmi
küsur sene öncesinden bahsediyoruz. Aradan seneler geçti ve bugün buradayız,
yine tartışılan konu: 82 Anayasası.
Siyasi partilerin
bütün programlarına baktığımız zaman, şu anda
Mecliste grubu bulunsun veya bulunmasın, bütün siyasi partilerin parti
programlarında da 82 Anayasasıyla ilgili pek çok tartışmanın,
pek çok değerlendirmenin olduğunu görüyoruz ve bütün siyasi partiler
de parti programlarında, seçime girerken de seçim beyannamelerinde de
milletimize 82 Anayasasıyla ilgili olarak çeşitli
değişiklikler yapma noktasında taahhütlerde bulunuyorlar.
AK PARTİ
olarak da biz diğer siyasi partilerden farklı değiliz,
farklı konumda değiliz. Biz de bu sorunun, bu
sıkıntının tespitini yaptık ve kuruluşumuzdan
itibaren de milletimize bu anlamda da, bu sıkıntının
çözümlenmesi noktasında da taahhütlerde bulunduk. Zaman zaman da hep
birlikte, gerek geçmiş dönemde gerekse bu dönemde de çeşitli Anayasa
değişiklikleri yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.
Değerli
arkadaşlar, şu birkaç haftalık süre zarfında sabırla
burada arkadaşlarımızla muhalefet milletvekili
arkadaşlarımızın çeşitli eleştirilerini
dinliyoruz. Aslında bakıldığı zaman
eleştirilerinin birkaç noktada odaklandığını
görüyoruz. AK PARTİyi uzlaşmaz olmakla suçluyorlar, AK PARTİyi
aceleci olmakla suçluyorlar, AK PARTİyi millî iradeye ipotek koymakla, AK
PARTİyi milletvekillerinin iradesine ipotek koymakla suçluyorlar.
Değerli
arkadaşlar, biz aceleci değiliz ama Türkiye aceleci. Şu otuz
yıllık, yaklaşık otuz yıllık dönem zarfında
Türkiyenin, büyüyen, gelişen Türkiyenin önünde biriken dağ gibi
sorunların çözümlenmesi anlamında, siyasetçiler olarak bu
sorunların çözümü noktasında elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak da acele etmemiz gerekiyor. Usulü dairesince
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) İşsizliği çöz!
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) - Lütfen, buradaki aceleden kastettiğim, işleri
acele etmek, İç Tüzük değil.
Burada elbette ki
sorunları ivedilikle çözmemiz gerekiyor. Bu bizim sorumluluğumuz,
sorumluluktan asla ve asla kaçınamayız. Millî iradenin
tecelligâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinde biz bunun
tartışılmasını istedik. Ne yaptık? Gerek Mecliste
grubu bulunan siyasi partiler gerekse Mecliste grubu bulunmayan, yüzde 1in
üzerinde oy almış olan tüm siyasi partilere açık öneride
bulunduk, dedik: Gelin, bu paketi tartışalım; öneriniz varsa
önerinizi getirin, konuşalım, tekliflerinizi değerlendirelim.
Ne dediniz? Görüşmeyiz. dediniz. Ne dediniz? Olmaz. dediniz ve millete
taahhüt ettiğiniz, millete bir nevi söz verdiğiniz,
Değiştireceğiz. dediğiniz 82 Anayasasını
sahiplenen konumuna düştünüz. Darbeyi yapanlar yargılansın.
diyoruz, siz diyorsunuz ki Hayır, yargılanmasın.
Çıkın bunu millete izah edin. diyoruz, Buyurun, referanduma
götürelim, sonuçta, nihayetinde millet karar versin. diyoruz, ona da olmaz
diyorsunuz. Milletvekillerinin iradesine ipotek koyuyorsunuz. diyorsunuz. Biz
bakıyoruz, görüyoruz, milletimiz de görüyor; burada isimler okunduğu
zaman oraya geçip kabinlerde oy kullanan milletvekillerinin kimler
olduğunu, isimleri okunduğu hâlde oraya gidemeyip de oyunu dahi kullanamayan
milletvekillerinin kimler olduğunu tüm Türkiye görüyor, bütün millet
görüyor. Bu mudur milletin, milletvekillerinin iradesine ipotek koymak?
İddia sahiplerinin önce dönüp kendilerine bakmaları gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, biz burada nihayetinde bir taslak getirdik. Bunu
tartıştık, sivil toplum örgütlerine götürdük, siyasi partilere
götürdük ama sonuçta şunu söylüyoruz değerli arkadaşlar:
Bakın, sözün esas sahibi kimdir? Sözün esas sahibi milletin kendisidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Poyraz, size de ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Buyurun, madem o zaman sözün esas sahibi milletin kendisiyse
hadi buyurun millete gidelim. Hani hepimiz milliyetçiydik, hani hepimiz
halkçıydık? Milletin sözünün üzerine söyleyecek sözümüz mü var? Neden
milletten kaçıyoruz? Neden milletten kaçınıyoruz?
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Kaçınıyorsunuz. de canım.
FAHRETTİN
POYRAZ (Devamla) Değerli arkadaşlar, biz kaçınmıyoruz
elbette, biz sözümüzün arkasındayız; soruyu soruyorum, asla
kaçmıyoruz. Millî irade, milletin iradesi sandıkta tecelli edecektir,
bundan asla şüphemiz yok. Eğer sözünüzün arkasındaysanız,
milliyetçiyseniz, halkçıysanız, milletin iradesine saygı
duyuyorsanız o zaman son sözü de, nihai kararı da milletin söylemesi
noktasındaki taahhüdünüzü de yerine getirmeniz gerekmektedir.
Ben bu
maddemizin, Anayasa paketimizin milletimize hayırlar getirmesini temenni
ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Poyraz, teşekkür ederim.
Diğer
önergenin gerekçesini okutacağım.
Gerekçe:
Madde metni daha
açık hale getirilmiştir.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, teklifin 14üncü maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi,
teklifin 14üncü maddesinin gizli oylamasına geçeceğiz.
Gizli
oylamanın ne şekilde yapılacağını bir kez daha
arz ediyorum: Komisyon ve hükûmet sıralarında yer alan kâtip
üyelerden komisyon sırasındaki kâtip üyeler Adanadan başlayarak
İstanbula kadar (İstanbul dâhil), hükûmet sırasındaki
kâtip üyeler ise İzmirden başlayarak Zonguldaka kadar (Zonguldak
dâhil) adı okunan milletvekiline biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve
pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri,
Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan oy verme
yerlerinden başka yerde oylarını kullanmayacaklardır.
Bildiğiniz
üzere, bu pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı
ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak
sayın üye, kâtip üyelerden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı
aldıktan ve adını ad defterine işaretlettikten sonra
kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu
burada zarfın içerisine koyacak, diğer iki pulu ise ıskarta
kutusuna atacaktır.
Bilahare oy verme
yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı
Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna
atacaktır.
Oylamada adı
okunmayan milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip
üyelerimizden bu hususlara riayet etmelerini ve milletvekillerinin de pul ve
zarf aldıktan sonra adlarının ad defterine
işaretlendiğine dikkat etmelerini özellikle istirham ediyorum.
Şimdi, gizli
oylama Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar
toplandı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız
kaldı mı? Yok.
Oy kullanma
işlemi tamamlanmıştır.
Oy
kutularını kaldırıyoruz.
(Oyların ayrımı
yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 14üncü maddesinin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 339
Ret : 69
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun
Tüfekçi Bayram
Özçelik
Konya Burdur
Teklifin 14üncü
maddesi kabul edilmiştir.
Şimdi
15inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 15- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü maddesi kenar
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
G. Adalet
hizmetlerinin denetimi
MADDE 144- Adalet
hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet
Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve
savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle
yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 15inci madde üzerinde elli bir önerge
verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 15 inci maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü
maddesinde geçen iç denetçiler; ibaresinin iç denetçiler tarafından;
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Dilek
Yüksel
Tokat
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 15 inci maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü maddesinde
geçen iç denetçiler; ibaresinin iç denetçiler tarafından;
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Halil
Mazıcıoğlu Ahmet
Yeni
Gaziantep Samsun
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497e 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 15 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Bengi
Yıldız |
Fatma Kurtulan |
Pervin Buldan |
|
|
Batman |
Van |
Iğdır |
|
|
|
Osman Özçelik |
|
|
|
|
Siirt |
|
Madde : 15
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü maddesi kenar
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
G. Adalet
hizmetlerinin denetimi
Madde 144 -
Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet
Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve
savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle
yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar ve HSYK karar ve
uygulamalarına ilişkin yaptırımlar kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 15. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Akif Akkuş Hasan
Çalış
Mersin Karaman
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Anayasa değişikliği teklifinin, 15. maddesinin teklif
metninden çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
|
|
Faruk Bal |
Oktay Vural |
Mehmet
Şandır |
|
|
Konya |
İzmir |
Mersin |
|
|
Behiç Çelik |
S. Nevzat
Korkmaz |
Rıdvan
Yalçın |
|
|
Mersin |
Isparta |
Ordu |
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 15.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu M.
Fatih Atay
Malatya Aydın
BAŞKAN
Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 15.
maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nesrin
Baytok Turgut
Dibek
Ankara Kırklareli
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Baytok, siz mi konuşacaksınız efendim?
NESRİN
BAYTOK (Ankara) Evet.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Baytok.
NESRİN
BAYTOK (Ankara) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tarihe
geçen bir Anayasa değişikliği oturumu daha
gerçekleştiriyoruz. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Adalet
hizmetlerinin denetimiyle ilgili maddeyi görüşüyoruz. Yargıyı
etkin, başarılı, gerçekten adil hâle getirebilmeyi arıyoruz.
Bunun önemli dayanak noktalarından birisi de denetim
mekanizmasıdır hiç kuşku yok. İyi düşünülmüş, iyi
kurgulanmış bir denetim başarının arkasındaki
temel etkendir. Uygulamada denetim işinin iyi yürümediğini görüyoruz.
Maalesef bu maddedeki düzenleme de denetimi daha karmaşık ve içinden
çıkılmaz hâle getiriyor.
Bu dönem
yargıya siyasi talimatların verildiği bir dönem oldu. Bakanlar
savcıları arayarak talimat vermeye yöneldiğinde zaten nasıl
bir denetim sağlanabilir, doğrusu bilemiyorum. Adalet kurumu,
maalesef, adalet dağıtabilmekten çok uzaktadır. Ne yazık ki
işler AKP döneminde daha da kötüye gitmiştir.
Sayın
milletvekilleri, bu tespiti üzülerek yapıyorum, gerçekten çok daha kötüye
gitmiştir. Adalet Bakanlığı, Hükûmetin canını
sıkan kişilerden hınç almak için sopa gibi
kullanılmaktadır. Bunun için adalet mekanizmasındaki iki yol
acımasızca kullanılıyor; birisi tutuklu yargılayabilme
hakkı, ikincisi de gizli tanıklık.
Geçici bir koruma
önlemi olan tutuklama, kişi özgürlüğünü peşinen
sınırlayan bir ceza niteliği almıştır.
İnsanlar haklarında bir hüküm verilmeden
cezalandırılıyorlar. Suçsuz insanların, suçluluğu
kanıtlanmamış insanların aylarca, yıllarca
haklarında iddianameler hazırlanmadan, hâkim huzuruna
çıkarılmadan hapiste tutulduklarına tanık oluyoruz.
Tutuklama yöntemi bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor.
Örneğin, Ergün Poyraz üç yıl oluyor tutuklu, hapse atıldı
unutuldu. Hani cezası? Hani Ergenekon? Suçu ne, hâlâ bilinmiyor. Bu bir
kişi mi? Ne gezer
Rektörler, bilim adamları, gazeteciler,
sendikacılar, askerler, AKP muhalifleri tutulup tutulup içeri
atıldı.
Öte yandan
yargılamanın adil olması kadar makul sürede bitirilmesi de
önemlidir. Nerede makul süre? Dünyada bir Guantanamo var, bir de Silivri var,
yanı sıra bir de Habur hukuku oluştu.
Sayın
milletvekilleri, gizli tanıklığa gelince, bu dönemde neye
tanık olduk? Gizli tanık diye, birileri hakkında iftira
mekanizması çalıştığına tanık olduk, bir de
suçluların gizli tanık yapılarak hapisten
salıverildiğine. Gizli tanıklık iftira atma yolu oldu.
Gizli tanık bir iddiada bulunuyor, doğruymuş gibi kabul görüyor.
Sözleri destekleyen somut deliller ortada yok. İftira at, serbest kal!
Sayın
milletvekilleri, bu Anayasa değişikliğinde bu ve benzeri hukuk
skandallarına engel olabilecek bir düzenleme var mı diye
bakıyoruz, maalesef göremiyoruz. Bu Anayasa değişikliklerinin en
önemli ayağı yargıyla ilgili düzenlemeleri içeriyor oluşu.
Bu maddede de hâkim ve savcıları denetleme yetkisi Adalet
Bakanlığından alınarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kuruluna devrediliyor gibi görülüyor ancak maddeye göre adalet hizmetleri ile
savcıların idari görevleri yönünden denetimi Adalet
Bakanlığı tarafından yapılacak deniliyor. Denetimin
kapsamı nedir, içeriği nedir, sonuçları nedir, adalet hizmeti ne
demektir? Gerekçede yargı göreviyle ilgili olmayan adalet hizmeti diyor.
Anayasanın bir başka maddesinde, 140/6 maddesinde yargıç ve
savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına
bağlı olması kuralı korunuyor. O zaman adalet hizmetleri
ibaresinin kapsamından ne anlayacağız?
Özetle, iyi
niyetli belki ama kafası karışık birileri tarafından
hazırlanmış bir maddedir bu madde. Anayasa
değişikliğinde uzlaşma aramanın önemi buralardan
gelmektedir. Anayasa değişikliğinde üçte 2 çoğunluk
gerekliliği uzlaşmayı mecbur tutmak içindir, anlamı budur.
Bu çalışmada ise iktidar Yaptım, oldu. demektedir. Ne mutlu ki
Parlamento geleneğimiz sağduyuyu hâkim kılma konusunda harekete
geçebiliyor. Dün bu yönde çok önemli bir başarı sağlandı.
Güçler ayrılığı ilkesi yürütme ile yasama arasında
kendisini gösterdi. Yürütme, yasama ve yargı arasında da bu dengeyi
kurmalı ve korumalıyız. Külüstür, gelişigüzel, çalakalem
yöntemlerle Anayasa değişikliği yapmak yerine, bu yüce Meclise
yakışır yasalar ve anayasalar yapabilmeliyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Baytok, konuşmanızı tamamlayın lütfen. Size de
bir dakika ek süre veriyorum.
NESRİN
BAYTOK (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Yargıyı
bağımsız ve adil yapabildiğimiz ölçüde demokrasimiz
gelişecektir. Adaletsizlik insana açlıktan çok daha fazla acı
verir ve telafisi yoktur. Açlığınızı yemek yiyince
geçirirsiniz ama adaletsizliğe uğradığınızda
yıllar boyunca unutamazsınız, sürekli sürekli kanayan bir yara
olur. Bu dönem AKP yönetimi maalesef pek çok kişide böyle derin yaralar
açtı ve tarihe böyle geçiyor. Ne kadar acı!
Sayın
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım üç önerge de aynı
mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alacağım, istemde
bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 15.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Faruk Bal (Konya)
ve arkadaşları
Hasan
Çalış (Karaman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Atay, siz mi konuşacaksınız efendim? Buyurun.
Aydın
Milletvekili Sayın Fatih Atay. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakika Sayın Atay.
M. FATİH
ATAY (Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 15inci maddenin değişiklik
önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, Anayasanın 144üncü maddesinin
değiştirilmesine yönelik olan bir maddeyi
tartışıyoruz. Bu maddeyle getirilmek istenen işlem adalet
hizmetleriyle ilgili, Adalet Bakanlığının
görevlendireceği adalet müfettişleri tarafından bir denetimin
olabilmesidir. Adalet hizmetleri kavramı geniş bir kavramdır.
Bunun içine hâkimlerin ve savcıların yaptıkları bütün
işlemler, bütün kararları girmektedir. Bu nedenle bu kadar geniş
bir kavramın Adalet Bakanlığının atayacağı
müfettişler tarafından denetlenmesi yargının idare
tarafından, yürütme tarafından denetlenmesi anlamına gelir ve
kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiş olan
Anayasamızda, hukuk devletini benimsemiş olan Anayasamızda bu,
kuvvetler ayrılığı ilkesinin sona erdirilmesi anlamına
gelir ve Anayasaya aykırıdır.
Değerli milletvekilleri,
toplumun büyük bir kesimi, sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri,
Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi Başkanı
çıktılar bu Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak
düşüncelerini kamuoyuyla paylaştılar. Hiçbirisi, hiçbir kurumun
başkanı, bu değişikliklerin Anayasanın ruhuna uygun
olmadığını söylediler ve onlar siyasi ve ideolojik etkiden
arındırılmış bir yargının
yaratılmasından yana olduklarını söylediler. Bu istek
onların kişisel istekleri değildi, kurumsal istekleri idi çünkü
bu istek Anayasada yer alan hukuk devleti ilkesinin bir sonucudur.
Değerli
milletvekilleri, günlerdir bu kürsüye çıkan bütün muhalefet partisi
milletvekilleri görüşlerini sunarken sizlerin yargı ile sorununuz
olduğu konusunda bir iddiada bulundular. Siz hayır dediniz, bu
iddiayı reddettiniz. Ancak bir bakan Hükûmet adına görevliyken
milletvekili arkadaşlarımızın sorduğu soru
karşısında bir itirafta bulundu, dedi ki: İzmir
Limanı özelleştirildi -evet- 1 milyar 200 milyon dolara
satmıştık, daha sonra özelleştirmenin yasalara uygun
olmadığı iddiasıyla dava açıldı. Davanın
sonucunda özelleştirme iptal edildi -evet, doğru- hadi bakalım,
siz satın, 1 milyar 200 milyon dolara satabilir misiniz? Hani Böyle
yargı olmaz olsun, devlet bundan zarar etti. anlamına gelen
düşüncelerini söyledi.
ALİ ÖZTÜRK
(Konya) İptal değil. İki buçuk sene sonra...
M. FATİH
ATAY (Devamla) Değerli milletvekilleri, sürenin uzunluğuyla ilgili
tartışma ayrı bir şey ama yargı kararları devlete
kazandırdığı parayla ölçülmez. Yargı kararları
hukuka uygunlukla, adaletin gerçekleşip gerçekleşmediğiyle
ölçülür ama aynı duyarlılığı Sayın Bakanın,
TÜPRAŞ özelleştirilmesinde
İhale ettiniz, idari yargıdaki
3 tane bayan hâkim, yargıç o özelleştirmeyi iptal etti. Sonra tekrar
onu ihaleye çıkardınız ve devlete 3 milyar dolardan fazla bir
kazanç elde etmesini sağladılar. Yani böyle mi değerlendirilmesi
gerekir? Tabii ki değil. Yani yargıyla sorununuz olduğu
iddiasını, bu tavrı, Hükûmetin bir bakanının bu
ifadeleri kullanmasıyla kanıtlamış olduğu kanısındayım.
Sayın
milletvekilleri, adalet müfettişleri Bakana bağlı görevliler.
Adalet müfettişlerinin Anayasada yer almasını anlamak gerçekten
mümkün değil. Yani bir teftiş yapacak olan insanların Anayasada
yer aldığı dünyada tek anayasa bizimkidir diye düşünüyorum
ama Yargıtay var, Sayıştay var, Danıştay var. Onlar
kurum ama adalet müfettişlerinin Anayasada yer almasını sadece
bizim Anayasa koymuş. Bunun çok doğru olduğunu
düşünemiyorum. Yani bunun
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Atay, ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
M. FATİH
ATAY (Devamla) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, elbette bu görüşmeler sırasında hepimizin
alacağı bazı dersler var. Sayın Meclis
Başkanımız da, bu teklifi sunanlar açısından
sanıyorum ki Parlamentodaki Anayasa değişikliği
tekliflerinde en rahat, en kolay müzakerelerin yapıldığı
bir dönemi geçiyoruz çünkü Meclis Başkanımız bu teklifi sunanlar
için her türlü kolaylığı yaptı tutumuyla,
davranışlarıyla ama aynı Meclis Başkanının o
kürsüdeki konumuyla bütçe görüşmelerinde Başbakanın
göstermiş olduğu tavra da bir cevap beklediğimi bir milletvekili
olarak söylemek istiyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Atay.
Birlikte
işleme aldığım ikinci önerge üstünde Ordu Milletvekili
Sayın Rıdvan Yalçın konuşacaklar.
Buyurun
Sayın Yalçın. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
Anayasamızın değiştirilmesine dair kanun teklifinin
çerçeve 15inci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilişkili olarak
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle konuşmamın
başında yüce Meclisin değerli üyelerini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, birkaç gündür süren rahmetli İnönü üzerinden bir
polemikle ilgili birkaç hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Millî
Mücadele kahramanlarından biri olan rahmetli İnönü iktidardan
düşeli tahmin ediyorum bir altmış yıl olmuştur ve
Hakkın rahmetine kavuşmuş bir insandır. Partiniz
içerisinde de rahmetli İnönüyle siyaset yapmış insanlar
olduğunu da tahmin ediyorum. Bizim, siyasi görüşlerine, parti olarak
olumsuz rezervlerimizi de her zaman ifade ettik ama iktidardan altmış
yıl önce düşmüş bir insan hakkında, bugün siyasi rakibiniz
olmamasına rağmen faşist kelimelerine varacak kadar üslubu
aşan eleştirileri doğru bulmadığımızı,
insani bulmadığımızı, hatta Ölülerinizi hayırla
yâd ediniz. anlayışıyla İslami de
bulmadığımızı özellikle ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Anayasa meselesi, Meclis gündemine, hatta Türkiye gündemine
geldiğinden bu yana Sayın Genel Başkanımızın her
fırsatta uzlaşma kelimesini ifade ettiğini,
uzlaşmayı salık verdiğini biliyorsunuz. Bir önceki Meclisi
Başkanımız Anayasa hazırlanması için bir komisyon
oluşturulmasını talep ettiğinde, ilk görevlendirmeyi de
Sayın Genel Başkanımız yapmış bulunmaktaydı.
Bütün bunlara rağmen, bütün uzlaşma isteklerimize rağmen, siz,
diğer bütün kurumlarla olduğu gibi -daha önce de ifade ettim-
FİSKOBİRLİKten Futbol Federasyonuna, Odalar Birliğinden
TÜSİADa, kendi ideolojik kulvarınızda olmayan her kurumla
olduğu gibi burada da bütün siyasi partilerle uzlaşma yerine, bilek
güreşi yapmayı tercih ediyorsunuz.
Ve değerli
arkadaşlarım, bakın, on beş gündür bu meseleyi burada
konuşuyoruz. Sayın Başbakan on beş gündür Mecliste, bütün
Sayın Bakanlar on beş gündür Mecliste, bizler de doğal olarak
Meclisteyiz. Bu arada on beş tane vatan evladı şehit oldu
değerli arkadaşlar. Samsunda yapılan bir törende, şehit
töreninde insanlar Şehitler burada, vekiller nerede? diye slogan
atıyorlar, tempo tutuyorlar değerli arkadaşlarım. Bir
arkadaşınız, Hamza Bey kardeşimiz, kız kardeşini
kaybetti, aynı gün cenazesini toprağa koyup buraya gelmek zorunda
kaldı. Arkadaşlar, nedir bu aceleniz? Nedir? On beş gündür
bakanlarımız burada. Bir tarım ülkesi olmakla övünen, dünyada
kendi kendini doyurmakla övünen yedi ülkeden biri olduğunu iddia eden, övünen
Türkiye, Türkiyenin Tarım Bakanı burada otururken Türkiye et
ithalatına başladı değerli arkadaşlar. Bugün,
açık denizde, yapılan ihalelere hazır olmak üzere etlerin
bekletildiği ifade ediliyor.
Çok yakın
zamanda bir üniversite sınavı yapıldı değerli
arkadaşlar, on binlerce öğrenci sıfır çekti. On beş
gündür Sayın Millî Eğitim Bakanı burada oturuyor değerli
arkadaşlarım. Ülkemizin farklı yerlerinden yüz
kızartıcı, utanç verici tecavüz ve istismar haberleriyle her gün
sarsılıyoruz, aileden sorumlu Devlet Bakanımız on beş
gündür burada oturuyor değerli arkadaşlarım.
Değerli
arkadaşlarım, bir hususu daha ifade etmek istiyorum. Her
fırsatta, her sözünüzün başında, millî iradeden, millet
egemenliğinden, milleti temsil etmekten bahsediyorsunuz. Arkadaşlar,
siz, millet iradesinin acaba kendi sıralarınızın
bittiği yerin ötesinde olduğunun farkında değil misiniz?
Biz buraya atamayla mı geldik Allah aşkına? Siz millet iradesini
temsil ediyorsunuz da biz başka bir irade adına mı burada
bulunuyoruz?
Yüzde 47 oy
aldınız, olabilir. Değerli arkadaşlarım, size oy
vermeyen insanların kanaatlerinin sizin için hiç mi önemi yoktur? Yüzde 47
oy yüzde 100 hükmetme hakkı demek midir? Geçen konuşmamda da
söyledim, muhalefet beş yüz yirmi iki tane kanun teklifi vermiş,
hiçbiri mi saygıya değer değildir, hiçbiri mi doğru
değildir, hiçbiri mi müzakereye layık değildir? Değerli
arkadaşlar, eğer bu anlayışla devam ederseniz,
aldığınız oyun oranı önemli değil, yüzde 100
hükmetme hakkı olarak kabul ederseniz bu anlayış demokrasiye
uymaz.
Şimdi,
arkadaşlar, bir de yargıyla ilgili kısımla ilgili bir
şeyler söylemek istiyorum. Yargıyla ilgili konuşulurken mesela,
sürekli şunu söylüyorsunuz: Yargı bağımsız
olmalı, tarafsız da olmalı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yalçın, ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Teşekkür ederim.
Bunu söylerken
şunu ima da ediyorsunuz, zaman zaman da yayın
organlarınızda açıkça yazdırıyorsunuz: Şu anki
yüksek yargı organlarının bir başka siyasi partiyle
ideolojik paralellik içerisinde olduğunu ifade ediyorsunuz ve bu paketin
getiriliş amacının da bu yapıyı değiştirmek
olduğunu söylüyorsunuz.
Değerli
arkadaşlar, bu söylediğiniz önerme doğruysa, bunu doğru
kabul edeceksek ne farkı vardır yapmak istediğiniz şeyin?
Bu millet için ya da Milliyetçi Hareket Partisi için, orada oturan üyelerin (A)
partisinin ya da (B) partisinin adamı olması önemli değil,
hakkın, hakikaten, adaletin adamı olması önemli. Bu
getirdiğiniz teklif bunu getiriyor mu değerli arkadaşlarım?
Bakın,
RTÜKe bu Meclis üye seçti. Ne deniyor oradaki üyeler için? CHPli üye
şu. ya da AKPli üye şu. Orası özerk bir kurum ama kim
referans olmuşsa, kim seçmişse onunla aynı ideolojik kulvarda
bir tanımlamaya ulaştırılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu teklif bizim endişelerimize cevap vermiyor.
Biz, dediğim gibi, oralarda bir siyasi, ideolojik kulvarın
değil, adaletin insanları olsun istiyoruz, bu teklif buna cevap
vermiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN
Sayın Yalçın, ek süreniz de doldu.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Selamlayıp bitiriyorum.
BAŞKAN
Sadece Genel Kurulu selamlamanız için açıyorum mikrofonu, buyurun.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, eğer oradaki üyeler kimin atadığıyla,
atayan kişinin siyasi kimliğiyle tanımlanmaya devam edecekse bu,
Türkiyedeki tıkanıklığı çözmeye yetmeyecektir.
Bu
düşüncelerle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Birlikte işleme aldığım üçüncü önerge üzerinde, Sayın
Akkuş, siz mi konuşacaksınız efendim?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Akkuş konuşacak efendim.
BAŞKAN
Mersin Milletvekili Sayın Akif Akkuş, buyurun efendim.
Sizin de süreniz
beş dakikadır. (MHP sıralarından alkışlar)
AKİF AKKUŞ
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 15inci maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 19 Nisan 2010 tarihinden itibaren yoğun bir şekilde
üzerinde çalıştığımız Anayasa
değişikliklerinin ikinci tur görüşmelerini yapmaktayız.
Önergemizde bu 15inci maddenin gündemden düşmesini arzu etmekteyiz yani
Anayasa maddeleri arasından çıkartılmasını arzu
etmekteyiz.
Bu maddeyle, 1982
Anayasasının 144üncü maddesi kenar başlığıyla
birlikte değiştirilmektedir. Buna göre Adalet hizmetleri ile
savcıların idarî görevleri yönünden Adalet
Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve
savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle
yapılır. denilmektedir.
Daha önceki
başlıkta Hâkim ve savcıların denetimi. denilirken,
teklifte Adalet hizmetlerinin denetimi. denilmektedir. Adalet hizmetlerinin
kapsamı çok şümullü bir cümle; daha açık olabilirdi. Bu
aynı zamanda yasama, yargı ve yürütme arasındaki dengenin
bozulmasına da sebep olacaktır. Hâlbuki, anayasalar bu üç kuvvet
arasında dengeyi sağlayacak şekilde düzenlenmeli, denetim
dengenin sağlanmasına yardımcı olmalıdır. AKP bu
teklif ile Anayasada bulunması gereken kuvvetler
ayrılığını kendi çıkarına olacak
şekilde bozmaktadır. Bunun bir sonucu olarak da yargı
bağımsızlığı ve hâkim teminatı ile hukuk
devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeleri zedelenmektedir diye
düşünüyoruz.
Anayasanın
birinci tur görüşmelerinde getirilmek istenen kural ve kaideler üzerinde
detaylı bir şekilde görüşmeler yapılmasına ve olumlu
gelişmelere yol açabilecek birtakım tekliflere rağmen bunlar
dikkate alınmadı ve Anayasa Değişikliği Teklifi
dayatma özelliğini korudu. Anayasalar vatandaşların temel hak ve
hürriyetlerini teminat altına alan, rejimin ve devlet
organlarının görev ve yetkilerini belirleyen kanunların temeli
ve onların yapılmasında temel teşkil eden hukuk
normlarıdır. Maalesef, bu Anayasa değişiklik teklifleri
yukarıda belirttiğimiz esasları göz ardı etmekte ve
özellikle yargıyı kontrol etme amacını
taşımaktadır. Fakat, bu teklif, topluma açılım
ucubesinin bir sonucu olarak önemli bir demokratikleşme paketi gibi
sunulmaktadır. Hâlbuki teklif, yargıyı Hükûmetin emrine sokan,
hâkim ve savcıyı Hükûmetin memuru hâline getirmeyi amaçlayan bir
teklif olarak karşımızda duruyor. Böylece, hâkim ve
savcılar iktidarın emrine girdiği gibi, siyasallaşan
mahkemelerin vereceği kararlarla iktidarlara yol gösterecek medya ve sivil
toplum örgütleri de kontrol altına girecektir. Dolayısıyla,
yolsuzlukların, haksızlıkların, baskıların,
iktidarın haksızlıkları ve baskılarının
yasal yollardan önü açılacaktır.
Değerli
milletvekilleri, günümüz dünyasında modern demokratik usullerle yönetilen
ülkelerde anayasalar açık, anlaşılabilir ve toplumsal mutabakat
sağlanarak yapılmaktadır yani muhalefetin görüşlerine de
yer verilmeli, onların uyarıları dikkate alınmalıdır.
Soruyorum size: Bu Anayasa teklifi hazırlanırken böyle bir mutabakat
arandı mı? Herhangi bir önergeye evet denildi mi? Muhalefet
önergesini bırakın iktidar partisinin önergelerine itibar edildi mi?
Maalesef bunlara değer verilmedi. Bütün bunlar, 1982 Anayasasına
karşı çıkarken kullanılan dayatma anayasası tabirine
eş değerdir. Dolayısıyla, burada yapılmak istenen de
hâkim ve savcıları, atama, denetleme, soruşturma,
araştırma ve inceleme konusunda baskı altına almayı
tasarlamaktır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye
sayısı artırılarak denetim altına alındığı
gibi, Adalet Bakanlığı Müsteşarının asli üye
olması ve Adalet Bakanının Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun Başkanı olması, başka ülkelerde karşılaşılamayan
bir durumdur. Sık sık örnek verdiğiniz için başka ülkeleri,
bunu söylemek ihtiyacını duydum.
Değerli
milletvekilleri, özel hayatın mahremiyeti dinlemelerle âdeta ortadan
kalkmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akkuş, size de ek süre veriyorum, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
AKİF
AKKUŞ (Devamla) Burada, George Orwellın Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
isimli kitabını hatırladım, 1970li yıllarda
yazılmıştı. Bu kitabında, sadece muhalefet değil
iktidar mensupları da dinlenmiş ve totaliter iktidar kendi üyelerine
de büyük mahrumiyetler yaşatmıştır; bunu unutmayın.
Bu Anayasa
değişikliği, vatandaşın içinde bulunduğu
sıkıntıların hiçbirisine çare değildir. Vatandaş
sizden yani Hükûmetten, işsizliğe, yokluğa, yoksulluğa ve
gelir dağılımı adaletsizliğine çözüm getirmesini
beklemektedir. Siz ise yasalara karşı tutum ve davranışlarınızın
yakın gelecekte cezasını çekmemek için gelecek korkusuna
dayalı bir anayasa yapmanın telaşı ve aceleciği
içerisindesiniz. Henüz vakit varken, dayatmalarla ortaya koyduğunuz bu
tekliften vazgeçin. Bir anayasa uzlaşma komisyonu kurarak, devletin ve
milletin değerlerini bağdaştıracak, demokrasi ile
cumhuriyeti barıştıracak, milletin bölünmez bütünlüğünü
üniter yapı içinde sağlayacak, devleti kurum ve
kuruluşlarıyla uyum içinde çalıştıracak, herkesi
kucaklayacak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akkuş, ek süreniz de doldu.
AKİF
AKKUŞ (Devamla) Efendim, teşekkür etmek üzere
BAŞKAN
Sadece selamlama için açıyorum.
Buyurun.
AKİF
AKKUŞ (Devamla)
her kesimi kucaklayacak bir anayasa teklifiyle
karşımıza gelin diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497ye 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 15 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız (Batman) ve arkadaşları
Madde : 15
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 144 üncü maddesi kenar başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
G. Adalet
hizmetlerinin denetimi
Madde 144 -
Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet
Bakanlığınca denetimi, adalet müfettişleri ile hâkim ve
savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle
yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar ve HSYK karar ve
uygulamalarına ilişkin yaptırımlar kanunla düzenlenir.
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) -
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Yıldız, buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Barış ve Demokrasi Partisi adına söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
AKP Hükûmeti, bir
Anayasa taslağı hazırlayıp Meclise getirdi. Bu
taslağı hazırlamadan önce, bizimle, sivil toplum örgütleriyle
görüşme gereğini duymadı, bizleri bu sürece katmadı.
Taslağını hazırlayıp Komisyona sevk ederken gelip bir
çayımızı içti Sayın Adalet Bakanı, Sayın Cemil
Çiçek ve Sayın Bekir Bozdağ. Bu taslağın AKPnin
taslağı olduğunu belirttiler, bu taslağın önerilere
açık olduğunu da söylediler. Parti olarak, hemen, sivil toplum
örgütlerinden öncelikli taleplerinin ne olduğunu, buna ilişkin
görüşlerini istedik. Aydınlardan, hukukçulardan görüş aldık
ve Barış ve Demokrasi Partisi olarak, AKP Hükûmetine önerilerimizi
sunduk.
1) Dedik ki:
AKPnin hazırladığı bu taslak, mevcut yasal düzenlemeler
şu şekilde olmalıdır. Yani paketi demokratikleştiren,
değiştiren önermelerimiz oldu.
2) Bu
taslağa ek olarak şu şu maddeler eklenmelidir. dedik.
3) Anayasal
önerilerden ayrı olarak, AKP Hükûmetinin demokratikleşme çerçevesinde
yapabileceği yasal değişiklik taleplerimizi Hükûmete sunduk.
Bütün bu
çabalarımıza rağmen, Adalet ve Kalkınma Partisinin
yetkilileri kamuoyuna yaptıkları bütün açıklamalarda Biz
herkesle görüştük, görüşmek istedik ama kimse bize öneri
sunmadı. Biz de kendi yolumuza devam edeceğiz. dediler. Bunu, bu
Parlamentodaki tüm partiler ve milletvekilleri biliyor ama kamuoyu bilmiyor.
Neden bilmiyor? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi devletin bütün
mekanizmalarını ele geçirmiş, basını zapt
etmiştir.
Birinci turda, 5
arkadaşımızla gelip oy kullandık. AKP yetkilileri
Barış ve Demokrasi Partililer çekimser oy kullandı. dediler.
Bu evet oyları bizim oylarımız. dediler. Biz de Tamam,
sizinse sizin. dedik. Şimdi, çamura saplandılar ve Sorumlusu
BDPdir. diyorlar. Neden sorumlusu BDPdir?
FEVZİ
ŞANVERDİ (Hatay) Biz öyle bir şey demedik!
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Diyorsunuz, diyorsunuz. Sizin yandaş medyanız da
söylüyor. (AK PARTİ sıralarından Kandile bak! sesleri,
gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen karşılıklı konuşmayalım efendim.
BENGİ YILDIZ
(Devamla) - Paketinize
BAŞKAN -
Sayın Yıldız, siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Siz Kandile bakın!
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Siz de halka bakın, halka. Yönünüzü halka
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Biz yaptık olduyla olmuyor işte.
Siz yaptınız, olmadı. İkinci seferdir yapıyorsunuz,
olmuyor. Birinci sefer, türban meselesinde sivil Anayasa
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Siz, MHPyle beraber
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Biz, MHPyle
MHP de meşru bir partidir, CHP de meşru bir
partidir, en azından sizin kadar meşru bir partidir.
SUAT
KINIKLIOĞLU (Çankırı) Allah muhabbetinizi artırsın.
BENGİ YILDIZ
( Devamla) Evet, halkın iradesini sadece kendinizden ibaret
görüyorsunuz. Sizin saplandığınız bataklık budur
işte. Demokrasiyi kendinizden ibaret görüyorsunuz ve bu
yaklaşımınız da Hayırlı olsun. diyoruz size
zaten.
SELAMİ UZUN
(Sivas) Siz kendinize bakın.
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bizim
paketimiz olmayan, irademizin olmadığı, taleplerimizi içermeyen
bir düzenlemede hiç kimse sorumluluğu bize yükleyemez. Yetkiler ve
sorumluluklar paraleldir. Hiçbir etkimizin olmadığı bir pakette
sorumluluğu bize yükleyen her kim olursa olsun vicdansızdır,
kandırmacıdır, korkaktır, faturasını
başkasına ödetmeye çalışmaktadır.
AKP, dün
itibarıyla yokuştan baş aşağı yuvarlanmaya
başlamıştır. Anayasaya yama vurma yerine kendi
söküğünü dikme çabasına girişmiştir. Bu paket düşük
yapmıştır, çocuk ölü doğmuştur. Bu fiyasko,
tıpkı daha önceki fiyaskolarınıza benzer bir fiyaskodur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yıldız, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Halkımızın
güçlü bir şekilde talep ettiği yeni, sivil bir anayasa yerine, AKP,
paketini öncelediği için bu bataklığa
saplanmıştır, topluma demokrasicilik oyununu oynatmaya
çalışmaktadır, bayatlamış pilavı ısıtıp
ısıtıp tekrar halkımızın önüne sürmeye
çalışmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, AKPnin kazan kazan dönemi bitmiştir. Ne yaparsa
yapsın kaybet kaybet döneminin başlangıcındadır.
Belki sizi pohpohlayan bir kısım medyanız vardır.
Biliyorsunuz, padişahın da şakşakçıları
vardır. Devlet batarken Padişahım çok yaşa! diyen bir
ekip vardı, onlar paralıydı, maaşlıydı.
Şimdi, bir kısım yandaş medyanızla, aydınınızla
Çok iyi gidiyorsunuz, devam edin. diyenler olabilir ama buna inanın ki
kaybetmenin başlangıcındasınız, kaybetmeye devam
ediyorsunuz. Biliyorsunuz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yıldız, ek süreniz de doldu efendim. Lütfen Genel Kurulu
selamlayın.
BENGİ YILDIZ
(Devamla) Evet, birçok parti, yüzde 25lerden, yüzde 30lardan yüzde 1lere
düştü. Hepsi, toplumsal gerçekliği görmedikleri için o noktaya
geldiler. Onun için, çok da mağrurlanmayın yani, onu demek istiyoruz.
Halkın taleplerine, özlemlerine, sivil toplumun taleplerine, Parlamentodaki
siyasal partilerin sesine biraz kulak verin, bu size yararlı olur diyoruz.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
SUAT
KINIKLIOĞLU (Çankırı) Bugünkü Oral Çalışları
okuyun.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Biz, Oral Çalışları da diğerlerini de okuyoruz,
merak etmeyin, hepsini okuyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge de aynı
mahiyettedir. O nedenle, birlikte işleme alacağım, istemde
bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi
ve diğer önergenin imza sahibini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 15 inci maddesiyle
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 144 üncü
maddesinde geçen iç denetçiler; ibaresinin iç denetçiler tarafından;
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Halil
Mazıcıoğlu (Gaziantep) ve arkadaşları
Diğer
önergenin imza sahibi:
Dilek Yüksel
Tokat
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Mazıcıoğlu, konuşacak mısınız?
HALİL
MAZICIOĞLU (Gaziantep) Gerekçe
BAŞKAN
Sayın Yüksel?
DİLEK YÜKSEL
(Tokat) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Metnin daha
anlaşılır hâle gelmesi için işbu önerge verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, Komisyonun bir düzeltme talebi vardır.
Buyurun
Sayın Kuzu.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sayın
Başkanım, bu maddede, ikinci cümlenin sonlarında
araştırma inceleme ve soruşturma ifadesinde
araştırmadan sonra bir virgül konması gerekiyor. Bunu arz
etmek istedim.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Tamam efendim. Zabıtlara geçti, ilgili arkadaşlar dikkate alacaklar.
Sayın
milletvekilleri, teklifin 15inci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin
oylaması gizli oylama şeklinde yapılacaktır.
Bildiğiniz
üzere, size verilen pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı
olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya
Adana İlinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN
Oyunu kullanmayan milletvekili arkadaşımız kaldı mı?
Yok.
Oy kullanma
işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy
kutularını kaldırınız.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 15inci maddesinin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 338
Ret : 70
Çekimser : 1
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun
Tüfekci Bayram
Özçelik
Konya Burdur
15inci madde
kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.13
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 18.36
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 101inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin
16ncı maddesini okutuyorum:
MADDE 16- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 145-
Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından
yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen
askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik
hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara
bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye
mahkemelerinde görülür.
Savaş hali
haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz.
Askerî
mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler
bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve
gerektiğinde bu mahkemelerde adlî yargı hâkim ve
savcılarının görevlendirilmeleri kanunla düzenlenir.
Askerî yargı
organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin
özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî
hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri,
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre kanunla düzenlenir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 16ncı madde üzerinde kırk dokuz önerge
verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci
maddesinin 2 nci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Fevzi
Şanverdi
Hatay
Asker olmayan
kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci
maddesinin 2 nci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kerim
Özkul
Konya
Asker olmayan
kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci
maddesinin 2 nci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ahmet
Yeni
Samsun
Asker olmayan
kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/656 Esas
numaralı 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi
ile değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci
maddesinin 2 nci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Metin
Arifağaoğlu
Malatya Artvin
Asker olmayan
kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497ye 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 16 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Fatma Kurtulan |
Sevahir
Bayındır |
Bengi
Yıldız |
|
|
Van |
Şırnak |
Batman |
|
|
|
Osman Özçelik |
|
|
|
|
Siirt |
|
Madde : 16
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde 145- Asker
kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker
kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri
suçlara ait davalara Yargıtay bakmakla görevlidir.
Devletin
güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlara ait davalar her hâlde adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş
hâlinde dahi, asker olmayan kişiler adli mahkemelerde yargılanır.
BAŞKAN
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Birlikte
işleme alıp, istemleri hâlinde, önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 16. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Behiç Çelik Mustafa Enöz Nevzat Korkmaz
Mersin Manisa Isparta
Reşat
Doğru
Tokat
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Anayasa değişikliği teklifinin, 16. maddesinin teklif
metninden çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet Şandır
Konya İzmir Mersin
S.
Nevzat Korkmaz Behiç
Çelik
Isparta Mersin
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu efendim önergelere?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Çelik konuşacaklar.
BAŞKAN
Sayın Çelik, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
teklifin çerçeve 16ncı maddesinin metinden
çıkarılmasını öngören önergemiz üzerinde konuşmak için
söz aldım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, yangından mal kaçırırcasına yapılan
bu Anayasa değişikliği, Türk siyasi tarihine kara bir leke
olarak geçecektir çünkü bilinmektedir ki, bu Anayasa
değişikliği, iktidarın verdiği taahhütler
doğrultusunda önce açılıma hizmet edecektir, bu kesindir.
Açılımı yürütebilmenin yolu da iktidarın kendisini
garantiye alacak düzenlemeler yapmasından geçer. Ne diyor Sayın
Başbakan: Anayasa değişikliği önerimiz, açılım projemizin,
Millî Birlik ve Kardeşlik Projemizin önemli bir parçasıdır;
açılım kapsamında atacağımız adımların
önünü açıyor, alt yapısını hazırlıyor.
Değerli
milletvekilleri, düşünebiliyor musunuz, kendini gayrimeşru alana atan
AKP İktidarı burada meşrulaşma peşinde. Kiminle?
İş birlikçi aydınlarla, Avrupa sevdalıları ile,
yandaş medya ile, teslimiyetçi siyasilerle, dış güçlerin yerli
lobileriyle ve yabancı destekçilerle.
Değerli
milletvekilleri, iş birlikçi, teslimiyetçi, sözde, manevi değerlere
saygılı gibi görünen bir zihniyet, asla, Türk milletinin
vicdanında aklanamayacaktır. Bu iktidarda, ne yazık ki,
itikadımız bozuldu; inançlı, ihlaslı Türk insanı gördü
ki, bu iktidar kendine yabancı, uzak ve Atlantik ötesinin ürünü. Bu
sebeple, açılıma hizmet edecek olan, suçlu AKPlileri kurtaracak
olan, yargıyı ele geçirerek dikta heveslilerine yol açacak olan bu
Anayasa değişikliği Türkiyeyi Iraklaştırma
projesinin bir parçası hâline getirecektir. İnanıyorum ki, Türk
milleti de bu tehlikeyi fark edecektir.
Türkiyede siyasi
tüketim malzemesi yapılmayan hiçbir değerimiz kalmamıştır;
eğitim, din, yargı, ordu, azınlık, etnisite, mezhep, dil
Takdir edersiniz ki, bu gidiş hayra alamet değildir.
Değerli
milletvekilleri, burada önemli olan, yargı
bağımsızlığı ve hızlı, gecikmeyen
adalettir, hâkim teminatıdır ama ordunun yargı biriminin
sulandırılması, yozlaştırılması bu
iktidarın düsturu olsa gerek. Biz ordumuzun güç ve kudreti sayesinde bu
topraklarda özgürce yaşayabiliyoruz. Ordumuza dil uzatanların
niyetinin Anadoluda Türklüğün eşsiz mirasını silmek
olduğunun farkındayız. Askerî yargıdan, Yüksek Askerî
Şûradan hareketle, güya, demokratlık taslayarak ulaşılan
mesafeleri de biliyoruz, Üzüm yemek değil, bağcıyı
dövmek. fırsatını kollayanları da biliyoruz. Mazisi
zaferlerle dolu olan Türk ordusu halkı için yaşar, halkı için
ölür, tam bir millet ordusudur; paralı ordu, çıkar ordusu,
vahşet ve katliam ordusu değildir. Gönülleri fetheder önce, hak ve
adaleti gözetir. Türk ordusuna husumet besleyenler öncelikle insanlık
düşmanlarıdır ve asla iflah olmazlar. Bu itibarla, sanki Türk ordusundan
öç alırcasına yapılan her girişimin yapanları da
ondurmayacağını burada hatırlatmak isterim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bilinmektedir ki parlamenter
demokraside yasama, yürütme ve yargı erklerinin arasındaki dengenin
korunması, temiz toplum, temiz yönetim ve bağımsız
yargı hedefleri esas alınmalıdır. Ancak bu teklifle
özellikle yargının siyasallaştırılarak yürütmenin,
yani iktidarın tamamen kontrolüne verilmesi, millet nezdinde, zaten
sorunları olan yargı erkinin temelli çökeceğini hatırlatmak
isterim. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesinin ve Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunun düzenlenme şeklinin yargı erkine iktidarın el
koyması anlamını taşıdığı
açıktır. Anayasa Mahkemesinin mahkeme niteliğinden
çıkarılarak Hükûmetin emrine verilmesi düşünülemez. Erkler
arasında dengenin korunması milletimizin hayrına olacaktır.
Bu hususu vicdan sahibi bütün değerli vekillerimizin vicdanına ve
yüksek takdirlerine arz ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çelik, süreniz doldu, ek süre veriyorum, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
BEHİÇ
ÇELİK (Devamla) Teşekkür ederim.
Türkiyenin
anayasal gündemi hükûmet sistemi arayışları
olmamalıdır, Türkiyenin gündemi yasama
dokunulmazlıklarının kaldırılması
olmalıdır, Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim
mekanizmalarının artırılması olmalıdır,
yargı bağımsızlığını engelleyen yasal
unsurların kaldırılması olmalıdır. Belirtmek isterim
ki adaleti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak
varlığı düşünülemez.
Değerli
milletvekilleri, açlık, işsizlik gibi zorluklarla muzdarip
halkımızın çaresizliği en öncelikli meselemizdir.
Açılımdan ve bu tekliften vazgeçmeli ve bu sorunlara
eğilmeliyiz. Temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetim benimsenmelidir.
Bu iktidarda, acil işler göz ardı edilmiş, gündem
değiştirilerek Anayasa kilitlenmiştir. Bu fasit daireden
çıkmak lazım. Bu sebeple iktidar partisine diyoruz ki, gelin, teklifi
geri çekin, refahı yaratın, işsizliğe çözüm bulun, esnaf ve
KOBİlere uygun krediler açın, tarımı
canlandırın, yolsuzlukların önüne geçin.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çelik, ek süreniz de doldu.
BEHİÇ
ÇELİK (Devamla) Bir selamlayayım efendim.
BAŞKAN -
Sadece Genel Kurulu selamlamanız için açıyorum. Lütfen
BEHİÇ
ÇELİK (Devamla) Teşekkür ederim.
Biz, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak Anayasaya önemli ölçüde aykırılık
teşkil eden bu teklifi esastan ve usulden kabul etmiyoruz. Önergemizi yüce
heyetinize sunuyoruz. Takdir yüce Meclisindir.
Saygılarımı
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çelik.
İkinci
önerge üzerinde, Sayın Enöz, siz konuşacaksınız, buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
Manisa
Milletvekili Sayın Mustafa Enöz, sizin de süreniz beş dakikadır.
MUSTAFA ENÖZ
(Manisa) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 497 sıra
sayılı Anayasa Değişikliği Teklifinin 16ncı
maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, vatandaşların temel haklarını, özgürlüklerini
teminat altına alan, vatandaşın toplumsal değerlerini
koruyan, devlet otorite ve organlarının görevlerini, yetkilerini
belirleyen, kanunlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan temel hukuk
normları anayasalardır. Dolayısıyla, bir ülkenin en üst hukuk
normu olan anayasaların değiştirilmesi de özel bir usule tabi
olmaktadır.
Anayasada
yapılacak olan değişiklikler ülkede hukuk alanında
bazı dengelerin bozulmasına, sistemin tıkanmasına,
halkın kabullenmediği uygulamalara sebebiyet verebilir. Bu sebepten
dolayı, anayasa değişiklikleri yapılırken toplumun
bütün katmanlarının görüşlerinin alınması
gerekmektedir. Anayasa tartışmaları yaparak gündemi tıkamak
yerine toplumun her kesiminin benimseyeceği bir anayasayı
uzlaşarak yapmamız vatandaşlarımızdan büyük bir kabul
ve anlayış görecektir diye düşünmekteyiz.
Tabii ki
ülkemizin demokratik gelişmesini tamamlaması toplumsal ve ekonomik
kalkınmasına katkıda bulunacaktır. Ancak, bunlar
yapılırken ülkemizin istikrar içerisinde bulunmasının da
son derece önemli olduğunun altını bir kez daha çizmek
istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, AKP Hükûmetleri döneminde ülkemizin temel kurumları, iç
dinamikleri ve güvenlik politikaları ihmal edilmiştir. Bu
bağlamda, ülkemiz huzur, barış ve demokrasinin gelişmesi,
sağlam ve millî bir ekonomik yapının oluşması,
hakkaniyetli gelir paylaşımıyla ahlaki bir sistemin
yerleşmesi sekteye uğramıştır. İşsizlik,
durgunluk, hayat standardının düşmesi ve benzeri açmazlar sosyal
patlamalara çok müsait bir ortam hazırlamaktadır. Sanayi durma noktasına
gelmiş, halkımızın alım gücünün düşmesiyle
piyasadaki ekonomik hareketlilik de azalmıştır. Ülkemizde son
istatistiklerde neredeyse her 2 gençten 1i işsiz noktasına
gelmiş, tarım sektörü çökmüş, icralar kapıya
dayanmış, esnaf bitmiştir. Ülkemizdeki böyle bir manzara
karşısında Meclis olarak Anayasa değişikliğini
gündeme getirme yerine, biz burada, vatandaşlarımızı
iş sahibi yapacak, evlerine ekmek götürecek, onları refaha ulaştıracak
temel meseleleri tartışmalıydık. Bu, daha anlamlı
olurdu. Maalesef vatandaşlarımızın gerçek gündemi burada
görüşülmüyor.
Sayın
milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi, Anayasa gibi millî
birliğimizin tapusu olan en üst hukuk normunda yapılmak istenen bu
değişiklikler ile kuvvetler ayrılığına dayanan
parlamenter sistemin denge ve denetim mekanizmalarını kendi lehine
bozmakta ve başta parti kapatma, yargı
bağımsızlığı ve hâkim teminatıyla hukuk
devleti ve hukukun üstünlüğü ilkeleri yaralanmaktadır. Sonuçta
parlamenter sistem yerine ucu diktaya açık bir başkanlık sistemi
için zemin hazırlanmaktadır. Böylelikle AKP iktidarı parlamenter
sistemin temeli olan kuvvetler ayrılığı ilkesini bir kenara
bırakma yoluna girmiştir.
Sayın
milletvekilleri, Anayasa Değişiklik Teklifi Hükûmetçe büyük bir
aceleye getirilmiştir. Anayasa gibi temel bir yasada yapılması
düşünülen değişikliğin bu kadar aceleye getirilmesi ve
toplumun bütün katmanlarıyla mutabakata varılmaması, konunun ne
kadar ciddiyetten uzak olduğunu göstermektedir. Bunlar
yapılırken de demokratikleşme ve sivilleşme projesinin bir
gereğiymiş gibi kamuoyuna takdim edilmektedir.
Sayın
milletvekilleri, bu teklif, toplumumuzun temel ihtiyacı olan yargı
reformunun gerçekleşmesi ihtiyacından kaynaklanmamaktadır.
Yargı sürekli olarak statükocu ilan edilmekte, neredeyse demokrasi düşmanı
bir unsurmuş gibi gösterilmeye çalışılmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, yapılmak istenen bu değişikliklerle yargı
bağımsızlığı mı güçlenecektir,
halkımızın adalete ulaşması mı
hızlanacaktır, yargılama süreleri mi kısalacaktır,
yargıdaki iş yükü mü hafifleyecektir, yargıdaki olumsuz
çalışma koşulları mı düzelecek, yoksa yargı
kararlarını etkisizleştiren uygulamalar mı ortadan
kaldırılacaktır? Hayır, bunların hiçbirisi gerçekleşmeyecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Enöz, süreniz doldu, size de ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
MUSTAFA ENÖZ
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, tekraren söylüyorum: Bu değişiklik metni güçler
ayrılığı ilkesine aykırıdır. Mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ortadan
kalkmakta, yargı siyasallaşmaktadır.
Bu duygu ve
düşüncelerle, önergemizin kabulü yönünde oy kullanmanızı bekler,
yüce heyeti saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497ye 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 16 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fatma
Kurtulan (Van) ve arkadaşları
Madde : 16
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde 145 -
Asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların
asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak
işledikleri suçlara ait davalara Yargıtay bakmakla görevlidir.
Devletin
güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.
Savaş
halinde dahi, asker olmayan kişiler adli mahkemelerde
yargılanır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyor
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Kurtulan, siz mi konuşacaksınız?
FATMA KURTULAN
(Van) Evet.
BAŞKAN
Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
FATMA KURTULAN
(Van) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; partim Barış ve Demokrasi Partisi adına
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Günlerdir
yoğun bir tartışma içerisindeyiz. Herkesin burada olma gerekçesi
üzerine söz alıp kendi düşüncesini ortaya koyduğu,
tartıştığı yoğun tartışma sürecini
yaşadık. Burada, bize göre, yer yer takiye
yapıldığı görüldü, yer yer Ergenekon zihniyetinin
kükrediğini gördük, yer yer de ırkçı
yaklaşımların ortaya konulduğunu da gördük. Bizler de
kendimizce burada olma gerekçemiz üzerine kendi düşüncelerimizi, ülkemizin
demokratikleşme sürecine katkı sunacak, önemli gördüğümüz,
Türkiyenin temel sorununa parmak basacak sorunları dile getirmeye ve
bunun temeli olarak da Anayasanın tümden değişiminden yana olan
tavrımızı ortaya koymaya çalıştık. Ancak, bugüne
kadar ender olarak görülen, bizim sık
yaşadığımız, Sayın Meclis Başkanınca
ayrımcı bir tutuma tabi tutuluyoruz. Burada daha önce, biliyorsunuz,
Savaş var bu ülkede. dediği için susturulmak istenen bir
arkadaşımız oldu. Sayın Meclis Başkanımız,
sanırım bundan haberdar değil. Bu ülkede bir savaş
yaşandığını
94lü yıllarda dönemin Genelkurmay
Başkanı Düşük yoğunluklu bir savaş
yaşanıyor. demiştir. Bizler de o sözcüğü
kullandığımız için çok yargılandık. Şimdi
artık böyle bir durumu yaşamıyoruz. Toplumca artık herkesçe
kabul edilen bir gerçeğin üstünü örtmenin hiç gereği yok. Hâlâ
ülkemizin dört bir yanına cenazeler gidiyorsa, 50 bin
insanımızın ölümünden söz ediliyorsa, bunun adı
savaş değil de nedir? Sormak isterim.
Yine dün
akşam
NURETTİN AKMAN
(Çankırı) Terör, terör!
FATMA KURTULAN
(Devamla) Burası konuşma yeridir orası dinleme yeridir. Lütfen
dinleyiniz, yerinizde oturup.
Dün akşam da
bir arkadaşımız çocukların neden taş
attığının gerekçelerini sizlerle paylaşmaya
çalıştı. Yine aynı şekilde
arkadaşımızın sesi kesilmeye, kısılmaya,
bastırılmaya çalışıldı. Şimdi, Savaş
içinde doğan, büyüyen çocuklar ne yapar? diye sormak isterim. Filistinde
çocuklar ne yapıyorsa Kürt çocukları da onu yapıyor. Tasvip
etmesek de maalesef böyle bir gerçekle karşı
karşıyayız.
Uğur
Kaymazı hepiniz biliyorsunuzdur. On iki yaşında evinin önünde
saldırıya uğradı. Evinin önünde bedenine yaşı
kadar kurşun sıkılarak Aha teröristin cenazesi! diye lanse
edildi. Şimdi sormak istiyorum: Uğur Kaymazın arkadaşları
ne yapar?
Yahya
Menekşe panzerin altında kaldı Cizrede. Onun
arkadaşları, okul arkadaşları, sınıf
arkadaşları, mahalle arkadaşları ne yapar?
Mehdi Kurt Vanda
nevroza katılmak isterken -görüntüleri var, ikna olmayanlara bu
görüntüleri verebilirim- 20 kadar polis çemberinin içerisinde elden ele bir
topu birbirine atar gibi tartaklanıp coplanarak şu an akli dengesi
bozulmuş vaziyette. Mehdi Eker tedavi görmekte. Kurt, Mehdi Kurt
Pardon
(Gülüşmeler) Tedavi görmekte. Mehdi Kurtun arkadaşları ne
yapar, size sormak isterim.
Cüneyt
Yüksekovada basın karşısında, gözlerin önünde kolu
kırıldı. Cüneytin arkadaşları ne yapar, bunu sormak
isterim.
Biz genel olarak
demokratik bir Anayasanın sorunlarımızı tümden
çözeceğini söylemiştik. Kürt sorunu gibi acil, hepimizin
canını yakan bu sorunun demokratik bir Anayasadan geçtiğini
söylemiştik. Bunun önemli bir adımı bu Anayasayla birlikte
Daha öncesinde yaşanan bir Habur pratiği var. Habur aslında
önemli bir adımdı, yine de hiç kimsece bu anlaşılmadı.
Bizim sevincimizi, yakınlarımızı sağ salim görmenin
sevincini doğrusu sizler de Habur rezaleti olarak
tanımladınız. Operasyonlar hâlâ devam ediyor maalesef,
çatışmalar yoğun.
Sonuç olarak, ben
bu Anayasa girişiminin AKPnin bir seçim yatırımı
olduğunu düşündüğümü tekrar belirtmek istiyorum. Yargı
üzerinde bir iktidar kavgasının hayata geçirilmek istendiğini,
Türkiyenin bu suni gündemle uğraştırılmak
istendiğini, asıl gündemden koparılmak istendiğini sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Yargının
bağımsızlığından söz etmemiz mümkün değil
elbette. Yargının bağımsız olmadığı
herkesçe söyleniyor ama yargı üzerinde de bu iktidar kavgasını
bir an önce durdurmak gerekiyor. Belki de AKPnin ele geçirmesi gereken son
kale olarak ele alıp, bu Anayasa tasarısının içine de
yerleştirerek bazı maddeleri, herkesin reddedebileceğini
düşünerek
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kurtulan, size de ek süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayın.
FATMA KURTULAN
(Devamla) Teşekkürler.
tekrar önümüze sürülüyor.
Dolayısıyla
82 Anayasasının cilalanarak tekrar önümüze geldiği görülüyor.
Bir AKP yetkilisinin burada yaptığı bir konuşmada 12 Eylül
döneminde hem sağda hem solda katledilenleri, zarar görenleri saygıyla
andığını belirtirken, şunu hatırlatmak isterim:
Siz değil misiniz Kenan Evreni yanına alıp
açılışlara götüren? Siz değil misiniz? Bir yıl
öncesinden beri, önünüzde 12 Eylülün yargı sürecine intikal etmesini
isteyen iki önergeyi bertaraf ederek görmezlikten gelen sizler değil
misiniz?
Lütfen bunların
üzerine daha
Kandırma yöntemlerini bırakınız, üzerine daha
iyi gidelim, elbirliği içerisinde olalım. Sağlıklı bir
anayasa toplumun ihtiyacını giderecektir, gerisi aldatmacadır ve
kimsenin buna kanmadığını siz de çok yakında
göreceksiniz.
Saygılar sunuyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Kurtulan, teşekkür ederim.
Lütfen şu
açıklamayı yaparsam alınmayın: Türkiye Filistin
değildir, Orta Doğu değildir.
SEVAHİR
BAYINDIR (Şırnak) Ya nedir?
BAŞKAN
Türkiye vatanıyla ve milletiyle bölünmez bir bütün,
bağımsız bir ülkedir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
SEVAHİR
BAYINDIR (Şırnak) Teşbihte hata olmaz Sayın Başkan,
teşbihte hata olmaz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Tutumunuzu doğru bulmuyoruz Sayın Başkan,
usul tartışması açmak istiyoruz.
BAŞKAN
Efendim, Türkiyeyi nasıl Filistine, Orta Doğuya benzetirsiniz? Ne
alakası var? (BDP sıralarından gürültüler) Ne alakası var?
SEVAHİR
BAYINDIR (Şırnak) Edebiyatta öyle öğrettiler bize.
BAŞKAN -
Talihsiz bir benzetmedir. Ben de Sayın Kurtulanın bu
beyanını düzelttim.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN
Başkanın böyle yetkileri var, İç Tüzükü okursunuz.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) 63 usul
Sayın Başkan, 63 usule göre söz
istiyorum.
BAŞKAN
Efendim, şimdi okutacağım dört önerge aynı mahiyette
olduğundan, birlikte işleme alıp, istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
ve diğer önergelerin imza sahiplerini okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/656 Esas
numaralı 7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi
ile değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 145 inci
maddesinin 2 nci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Asker olmayan
kişiler askeri mahkemelerde yargılanamaz
Diğer
önergenin imza sahibi:
Ahmet Yeni
Samsun
Diğer
önergenin imza sahibi:
Kerim Özkul
Konya
Diğer
önergenin imza sahibi:
Fevzi
Şanverdi
Hatay
BAŞKAN
Önergelere Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Arifağaoğlu, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Önergeniz
üzerinde beş dakika gerekçenizi izah edin.
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Artvin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan Anayasa teklifinin 16ncı maddesi
için verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Anayasa
değişikliği çok çok önemlidir, sıradan bir kanun değişikliği
değildir. Anayasa değişikliklerinde toplumsal mutabakat esas
olmalıdır. Anayasa değişikliği çoğunlukçu
değil çoğulcu bir anlayışla, geniş katılımlı
bir toplumsal uzlaşma ile değiştirilmelidir. Anayasa toplumsal
mutabakat sözleşmesidir. Bu Anayasa değişikliği milletin
ihtiyaçlarından doğmamıştır. Toplumun gündeminde terör
vardır, şehitler vardır, işsizlik vardır, yoksulluk
vardır, köylünün ürettiği ürünün gerçek değerinde
satılamayışı vardır, icralık traktörler
vardır, kısaca darlık vardır, yokluk vardır. Anayasa
teklifiyle yapay gündem yaratmanın ve halkın gündemini örterek
yargıyı ele geçirmenin gayesi vardır, maksadı vardır.
Hazırlanan Anayasa değişikliğinde yüksek yargı organları
ve Barolar Birliği yoktur; sivil toplum örgütleri, üniversiteler yoktur;
ana muhalefet ve muhalefet partileri de yoktur. Bu Anayasa
değişikliği dayatma bir metindir, sivil anayasa metni olarak
kabul edilemez. Toplumsal mutabakata ve uzlaşmaya ulaşmak diye bir
niyetiniz olmamıştır. AKPnin gayesi yargıyı
kuşatmaktır.
25 Ekim 2002 günü
Grup Başkanınızın verdiği dokunulmazlıkların
kaldırılması sözünü sekiz yıldır unuttunuz. Ancak bu
millet verilen sözleri unutmaz. AKP Anayasasına evet demez, toplumsal mutabakatın
olmadığı Anayasa değişikliğine rıza
göstermez, yargıyı kuşatmanıza izin vermez, hukuk
devletinin ortadan kalkmasına müsaade etmez, hukukun üstünlüğüne
inanmayanlara geçit vermez. Tek kişinin otoriter yönetimine ve
uygulamalarına yüce Meclisimiz izin vermeyecektir, yargıyı
kuşatmanıza müsaade etmeyecektir.
Bu ülkede ilk
defa, zam isteyen memura IMFi ikna edin. denilmiştir. Bu ülkede ilk
defa, çiftçilere Gözünüzü toprak doyursun. denilmiştir. Bu ülkede ilk
defa, şehit askerler için Askerlik yan gelip yatma yeri değildir.
denilmiştir. Yine bu ülkede ilk defa Açız. diyen bir işçiye
Ananı da al, git. denilmiştir.
Sayın
Başbakan, sinirleriniz yıpranmıştır. Bunlar
Başbakanın ağzına yakışacak sözler değildir.
Sayın
Başbakan, Kurtuluş Savaşı mücadelesi veren ve milletin
gönlünde taht kuran, Lozan ve demokrasi kahramanı Millî Şef
İnönüyü Hitlere benzetmeniz bardağı taşıran son
damla olmuştur. Kurtuluş Savaşında ve Türkiye
Cumhuriyetinin kurulmasında Ulu Önder Atatürkle Millî Şefin
mücadelesi hiçbir zaman unutulamaz. Bu iki kahraman şimdi Anıttepede
karşılıklı yatıyorlar. Her gün binler, on binler, yüz
binler bu iki kahramanı ziyaret ediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Arifağaoğlu, lütfen konuşmanızı
tamamlayın ek süre veriyorum.
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Türkiye
Cumhuriyetinin İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönüyü
Hitlere benzetmek yakıştı mı size Sayın
Başbakan, yakıştı mı sayın milletvekilleri,
yakıştı mı ey Türk milleti? Artık konuşma
zamanı milletindir. Bu aziz millet AKPye ve Anayasasına geçit
vermeyecektir.
Teşekkür
ediyorum.
Tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, diğer önerge sahiplerinden Sayın Yeni,
konuşacak mısınız?
Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Samsun
Milletvekili Sayın Ahmet Yeni önergesi üzerinde
Beş dakika
süreniz var.
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce milletimizi
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teklifin
16ncı maddesi, Anayasanın 145inci maddesini yeniden düzenlemektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa Değişikliği
Teklifiyle cumhuriyetimizin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti
niteliğinin, insan haklarına dayalı, özgürlükçü ve çoğulcu
demokrasinin barışçı, dayanışmacı ve
eşitlikçi toplum yapısının çağdaş
anlayış ve uygulamalar doğrultusunda güçlendirilmesi
amaçlanmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yedi buçuk yılda Türkiyede
ortaya koyduğumuz başarının altında uzlaşma
kültürü vardır.
RECEP TANER
(Aydın) Ek 17nci madde ne oldu?
AHMET YENİ
(Devamla) Bu uzlaşma kültürünü, mutabakat arayışını
2007deki Anayasa değişikliği sürecinde de ortaya
koyduğumuz hâlde randevu taleplerimize kapılarını kapatan,
ortak bir taslak hazırlanmasına karşı çıkan, Bu
Meclis Anayasayı değiştiremez. diyerek kendisini inkâr eden,
milletvekillerinin iradesine ipotek koyan, oy bile kullandırtmayan,
dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir muhalefet tarzıyla hareket
edenler asla ve asla bizlere söz söyleyecek, bizlere akıl verecek konumda
değillerdir.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sen kendine bak, bırak bizi, sen kendine bak!
AHMET YENİ
(Devamla) Bu milleti kuşatamayan, onun dertleriyle dertlenemeyen,
hassasiyetlerini benimseyemeyen, halkla gönül diliyle konuşamayan, kendi
tabanıyla bile diyalog kuramayan, belli ideolojilerin değirmenine su
taşıyanlar elbette Türkiyenin menfaatini, selametini ve istikbalini
AK PARTİ kadar düşünemeyecektir.
AK PARTİ
hizmetin, demokrasinin, adaletin, huzurun, güvenin, istikrarın,
özgürlüğün, içte ve dışta güç ve saygınlığın
sembolüdür. AK PARTİ Türkiyede üretimin, değişimin,
gelişimin lideridir; farklılıkların, özgürlüklerin,
bireysel tercihlerin, her türlü demokratik tepkinin güvencesidir. AK PARTİ
kadar her bir ferdin hakkına, hukukuna, yaşam tarzına ve düşüncesine
samimiyetle saygı duyan; 72,5 milyon vatandaşımızı
kucaklayan başka bir parti yoktur. AK PARTİ millet eliyle, millet
iradesiyle demokrasinin, adaletin, barışın ve huzurun mümkün
olduğunu kanıtlayan bir partidir.
AK PARTİnin
mücadelesi millet adına, milletle omuz omuza verilen ulvi bir mücadeledir.
AK PARTİnin mücadelesi Türkiyeyi daha mutlu ve aydınlık bir
geleceğe taşıma mücadelesidir; vatanını, milletini ve
medeniyetini cansiparane savunan kahraman ecdadımıza borcumuzu ödeme,
emanete hakkıyla sahip çıkma mücadelesidir.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Önergeye gel, önergeye
AHMET YENİ
(Devamla) - AK PARTİ çözülemez gibi görünen sorunları çözmek,
Türkiyenin âdeta ayağına pranga olan meseleleri aşmak, hayal
gibi görünen hedefleri gerçekleştirmek, birlik ve beraberliğimizi
güçlendirmek ve kardeşliğimizi pekiştirmek için
çalışmaktadır. Otuz iki yıl sonra 1 Mayısı
İşçi Bayramı olarak ilan eden bir partidir.
AK PARTİ,
ülkenin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her
karışını görmekte, işçisinden sanatçısına,
çiftçisinden bürokratına her emeğin ve emekçinin alın terinin
değerini vermektedir.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Vay be, sen neymişsin be ağabey!
AHMET YENİ
(Devamla) - Çünkü AK PARTİ milletin partisidir, AK PARTİ milletin
vicdanıdır, milletin sesidir, AK PARTİ milletin ta kendisidir.
Taksit taksit
demokrasi anlayışını millete layık gören, çözüm
iradesini zayıflatmaya çalışan zihniyet, ileri demokrasiye,
güçlü bir ekonomiye kavuşmanın ancak demokratik bir anayasayla,
çağdaş bir hukuk sistemiyle mümkün olduğunu pek tabii
kavrayamamaktadır. Kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, AK
PARTİ, millî iradeyi rehin almak isteyenlerle, değişime,
dönüşüme direnen yeniliklere kapalı anlayışlarla mücadelesine
devam edecektir. İşte, bu vizyon AK PARTİyi 81 ilin 63ünde
birinci parti yapmıştır, 81 ilin 80inde milletvekili
çıkarmıştır.
Değişim
irade ister, değişim güç ister, cesaret ister, samimiyet ve
kararlılık ister. Milletin tercihlerine sırtını
dönenler, milletin rotasından başka bir rotaya dönenler bu gücü asla
bulamazlar. İşte, onlar dört seçim değil kırk seçim
görseler bile muhalefete devam edeceklerdir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yeni, lütfen konuşmanızı tamamlayınız.
AHMET YENİ
(Devamla)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ
mazlumlar, mağdurlar için, demokrasi için One minute diyebilen
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu, lütfen
Lütfen
AHMET YENİ
(Devamla) -
bir kadroya ve bir lidere sahiptir. (CHP sıralarından
gürültüler)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Burayı ben yönetiyorum, lütfen
Bana talimat vermeyin, ne
yapacağımı ben bilirim. (CHP sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ
(Devamla) Bu 12 Eylül darbe Anayasasının
değişikliğine evet diyemeyenler ne hakla milletin huzuruna
çıkacaklardır.
Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Özkul, konuşacak mısınız?
KERİM ÖZKUL
(Konya) Gerekçe
BAŞKAN
Sayın Şanverdi?
FEVZİ
ŞANVERDİ (Hatay) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeleri okutuyorum.
Gerekçe:
Asker olmayan
kişilerin her halükarda adli mahkemelerde yargılanması
hedeflenmiştir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, gerekçelerini dinlediğiniz önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, teklifin 16ncı maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin
oylaması gizli oylama şeklinde yapılacaktır.
Bildiğiniz
üzere, size verilen pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı
olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Milletvekili
arkadaşlarımız isimleri okunmadıkça lütfen sıraya
girmesinler.
Gizli oylamaya
Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu maddeyle ilgili oylama sonucunu açıkladıktan
sonra kırk beş dakika ara vereceğimi milletvekili
arkadaşlarımızın bilgilerine sunuyorum.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız
kaldı mı? Yok.
Oy kullanma
işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy
kutularını kaldıralım.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 16ncı maddesinin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 410
Kabul : 336
Ret : 72
Çekimser : 1
Boş : 1
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Harun
Tüfekci
Burdur
Konya
16ncı madde
kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime kırk beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.47
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 101inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 17nci
maddesini okutuyorum:
Madde 17- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 146-
Anayasa Mahkemesi onyedi üyeden kurulur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi; iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden, bir üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar
arasından gösterecekleri üç aday içinden yapacağı gizli
oylamayla seçer. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her
boş üyelik için ilk oylamada üye tam sayısının üçte iki ve
ikinci oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu
aranır. İkinci oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu
oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü
oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı;
üç üyeyi Yargıtay, iki üyeyi Danıştay, bir üyeyi Askerî
Yargıtay, bir üyeyi Askerî Yüksek İdare Mahkemesi genel
kurullarınca kendi başkan ve üyeleri arasından her boş yer
için gösterecekleri üçer aday içinden; en az ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi
Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev
yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden;
dört üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest avukatlar, birinci sınıf
hâkim ve savcılar ile en az beş yıl raportörlük yapmış
Anayasa Mahkemesi raportörleri arasından seçer.
Yargıtay,
Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve
Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim Kurulundan
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak seçimlerde,
her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; en fazla
oy alan üç kişi aday gösterilmiş sayılır. Baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç
aday için yapılacak seçimde de her bir baro başkanı ancak bir
aday için oy kullanabilir ve en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
Anayasa
Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın
doldurulmuş olması kaydıyla; yükseköğretim kurumları
öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını
kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık
yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve
en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci
sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az yirmi
yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi
üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki
başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler.
Anayasa Mahkemesi
üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir görev
alamazlar.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 17nci madde üzerinde elli üç önerge
verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 17 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı
maddesinin 2 inci fıkrasının ilk cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini yine aynı
maddenin 3 üncü fıkrasında geçen dört üyeyi ibaresinin üç üyeyi
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ahmet
Yeni Alev
Dedegil
Samsun İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden, iki üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden
yapacağı gizli oyla seçer
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 17 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı
maddesinin 2 inci fıkrasının ilk cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini yine aynı
maddenin 3 üncü fıkrasında geçen dört üyeyi ibaresinin üç üyeyi
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan Bekir
Bozdağ
Ankara Yozgat
Türkiye Büyük
Millet Meclisi iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden, iki üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden
yapacağı gizli oyla seçer
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497e 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Osman Özçelik |
Pervin Buldan |
Bengi
Yıldız |
|
|
Siirt |
Iğdır |
Batman |
|
|
|
Fatma Kurtulan |
|
|
|
|
Van |
|
Madde : 17-
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 146-
Anayasa Mahkemesi ondokuz asıl yedi yedek üyeden kurulur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi; iki asıl bir yedek üyeyi Sayıştay Genel
Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için
gösterecekleri üçer aday içinden, üç asıl iki yedek üyeyi ise baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri
üçer aday içinden yapacağı gizli oylamayla, iki üyeyi Yargıtay,
iki üyeyi Danıştay, iki üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest
avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile Anayasa
Mahkemesinde en az on yıl görev almış raportörleri
arasından seçer.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk
oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam
sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan
aday üye seçilmiş olur ,
Cumhurbaşkanı;
üç asıl iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl bir yedek üyeyi
Danıştay, genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az
ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi
olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal
bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından
göstereceği üçer aday içinden seçer.
Anayasa hukuku
öğretim üyesi doçent ve profesörler arasından, anayasa hukuku
öğretim üyelerinin kendi içlerinde yapacağı seçimle Anayasa
Mahkemesine üç asıl bir yedek üye seçilir.
Yargıtay,
Danıştay ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim
Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak
seçimlerde, her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy
kullanabilir; en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş
sayılır.
Baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç
aday için yapılacak seçimde de her bir aday için baro üyesi avukatlar oy
kullanabilir ve en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş
sayılır.
Anayasa
Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın
doldurulmuş olması kaydıyla; Yükseköğretim kurumları
öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını
kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık
yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve
en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış,
birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az
yirmi yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi
üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki
başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa
Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir
görev alamazlar.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Anayasa değişikliği teklifinin, 17. maddesinin teklif
metninden çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
|
|
Faruk Bal |
Oktay Vural |
Mehmet
Şandır |
|
|
Konya |
İzmir |
Mersin |
|
|
Behiç Çelik |
S. Nevzat
Korkmaz |
|
|
|
Mersin |
Isparta |
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17. Maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Ertuğrul
Kumcuoğlu Reşat
Doğru
Aydın Tokat
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 17.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Şahin
Mengü
Malatya Manisa
BAŞKAN
Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 17.
maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis
Tütüncü Turgut
Dibek
Tekirdağ Kırklareli
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Dibek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, 17nci madde üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle
ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Öncelikle Genel Kurulu
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, bu Anayasa değişiklik paketini
hazırlayanların yani işin mutfağında olanların
aslında ne yaptığını, neyi istediğini, neyi
amaçladığını bilerek bir paket
hazırlamışlardı. Bunu da zaten bizler yaklaşık
iki haftadan bu yana sizlere anlatmaya çalışıyoruz.
Mesele şu:
Şimdi, onlar görevlerini yaptılar yani bu paketi hazırlayanlar,
bilerek, isteyerek bir paket hazırladılar. Bu paketin içerisine,
işte, görüştüğümüz çok önemli bir madde olan 17nci maddede
değişikliği de öngördüler ve karşımıza
getirdiler.
Değerli
arkadaşlar, mesele bu pakete oy verecek olan milletvekilleri yani sizler
ve halkımız, bu konuyu anlatıldığı gibi yani
iktidar sözcülerinin veya bu paketi hazırlayanların ve Türkiyenin
gündemine getirenlerin anlattığı gibi, gerçekten, doğru bir
şekilde onların anlattığı gibi mi yoksa bizim
anlattığımız, kamuoyunun anlattığı,
diğer muhalefet partilerinin anlattığı gibi işin ne
olduğunu, gerçek niyetin ne olduğunu anlayarak mı
değerlendiriyoruz? Bana göre işin meselesi bu değerli
arkadaşlar. Bu konuda bizler de yardımcı olmaya
çalışıyoruz sizlere.
Bu 17nci madde
de değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin yapısını
sil baştan değiştiren bir madde. Yani 8inci maddedeki siyasi
partilerin kapatılması, bu ve 23üncü madde de -yarın
görüşülecek olan- Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulundaki yapı. Bu
üç madde ve bunun bağlantılı maddeleri paketin ayrı bir
yerinde, ayrı bir noktada, diğer maddeler de ayrı bir yerinde.
Tabii, iktidar sözcüleri, Komisyondaki Sayın Başkan gerekse
sayın bakanlar buraya çıktıklarında bu maddelerle ilgili
olarak
Geçenlerde söylemiştim, yani, bu, maalesef Adalet ve Kalkınma
Partisinin, iktidarın bir alışkanlığı,
yıllardan bu yana bunu uyguluyorlar demiştim, yani bir şeyi ya
gizliyorsunuz ya da yapmak istediğiniz şeyin tam tersini
konuşuyorsunuz demiştim burada. 17nci madde de öyle arkadaşlar
aslında.
Burada
konuşuyorsunuz, bizler dinliyoruz. Ben oradan dinlediğimde,
arkadaşlarımız da dinliyor, bakıyorum Avrupa Birliği
ülkelerindeki uygulamalar burada ölçüt gösteriliyor, bu 17nci madde için de
aynı şey söyleniyor. Avrupa Birliğinde durum budur. deniliyor.
Venedik Kriterlerinde durum budur. deniyor, işte Gelişmiş
ülkelerde, demokrasilerde böyledir. deniyor. Biraz bu konuda ben de sizlere yardımcı
olayım, bakalım öyle mi değerli arkadaşlar?
Şimdi,
değişiklik ne burada? Sayı artırılıyor ama
bunların en önemli şekli seçim şekli, nasıl gelecekleri
değiştiriliyor. Onlarla ilgili birkaç şeyi sizlerin bilgisine
sunmak istiyorum değerli arkadaşlar.
Bir tanesi,
Meclisin seçmesi. Bununla ilgili olarak çok farklı
arkadaşlarımız, Bunu, tabii, dünyanın birçok ülkesinde,
Avrupada da Meclis yani yasama Anayasa Mahkemesine üye seçiyor. dedi. Seçiyor
da arkadaşlar, nasıl seçiyor, bizim gibi mi seçiyor yani sizin
öngördüğünüz gibi mi seçiyor, ona bir bakalım. Ben iki tane anayasa
profesörü arkadaşımızın olduğunu biliyorum iktidar
partisi içerisinde. Birisi Komisyon Başkanı, bir diğeri de
Sayın Zafer Üskül. Onlar dâhil, tüm anayasa hukukçularına buradan
soruyorum, diğer hukukçu arkadaşlarımıza soruyorum: Hangi
Avrupa ülkesinde Meclis, değerli arkadaşlar, üçte 2nin altında
bir nisapla, yani o nitelikli çoğunluk dediğimiz bir nisapla,
çoğunlukla Anayasa Mahkemesine üye seçiyor? Türkiyeden başka bir yer
var mı? Burada bakıyoruz üçte 2 denmiş, olmadı salt
çoğunluk denmiş, o da olmadı yani nitelikli olmayan, adi
çoğunluk dediğimiz, kim fazla alırsa o denmiş değerli
arkadaşlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok.
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Cumhurbaşkanını aynı yöntemle
seçiyorsunuz
BAŞKAN
Lütfen müdahale etmeyin.
TURGUT DİBEK
(Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, birinci nokta
bu.
Şimdi,
anayasa değişikliklerini dünyanın her biri nasıl
değiştirilmesini, Meclisin, öngörmüşse, yani biz nasıl
Anayasa değişikliklerini referanduma gitmeden
değiştireceğiz? Üçte 2 çoğunlukla, 367 ile. Aynı
yöntemi, Meclis üyeyi seçerken niye öngörmüyorsunuz değerli
arkadaşlar? Bunu bir unutmayın. Niçin öngörmüyorsunuz? Bunun altında
ne var değerli arkadaşlar?
İşte,
hukukçu meselesi
Yine bunu Komisyonda da konuşmuştuk. Yani 17
kişinin -baktığımız- 11inin hukukçu olmama ihtimali
var. Değerli arkadaşlar, hangi ülkenin anayasa mahkemesinde
bırakın 11 taneyi, 2 tane, 3 tane, 1 tane hukukçu olmayan üye
vardır? Bırakın hukukçu olmayı, o kişilerin
nitelikleri dahi önemlidir, iyi hukukçu olmaları aranır değerli
arkadaşlar.
Şimdi, seçim
şekli de çok ilginç. Yani burada, kendinize istediğiniz şeyi
başkalarına istemiyorsunuz, başkalarına öngördüğünüz
şeyi kendinize öngörmüyorsunuz değerli arkadaşlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Dibek, bir dakikalık ek süre veriyorum,
konuşmanızı lütfen tamamlayın.
TURGUT DİBEK
(Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, Meclis 3 tane, Anayasa
Mahkemesine, üye seçecek, 2 Sayıştaydan, 1 barolardan gelecek burada.
Burada, arkadaşlar, oy verecek olan bizler, milletvekilleri demokratik
hakkımızı kullanırken 3üne birden oy kullanabileceğiz
ama yüksek yargıdan gelecek olanlar, barolar ve diğer, işte,
YÖK, değerli arkadaşlar, onlar 3üne birden oy verecekler mi? Her 1
aday için 3 kişi önerecekler, onlar -hayır- 1 tek kişiye oy
verecekler. Bu niye gelmiştir? Arkadaşlar, bu niye gelmiştir?
Yani ben bunu sizin mantığınıza, aklınıza,
vicdanınıza sunuyorum: Ya, bu değişiklik niye gelmiştir?
Bu öneri niye gelmiştir? Yani burada şunu diyebilir misiniz: Burada
bu değişiklik için eşit ve serbest oy hakkı vardır, o
milletvekili arkadaşımız demokratik hakkını
kullanmaktadır. diyebilir misiniz değerli arkadaşlar? Mümkün
müdür böyle bir şey?
Bakın, bir
de raportörlük olayı var. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen, sayın milletvekilleri, Hatibe müdahale etmeyin.
TURGUT DİBEK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, raportörlerden de 1 tane, Anayasa
Mahkemesinin
Ya, raportör, değerli arkadaşlar, onun görevi
ayrı. Anayasa Mahkemesi üyeliği 11 veya 17, ama en üst nokta. Oraya
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Dibek, ek süreniz de doldu efendim. Sadece Genel Kurulu
selamlayabilmeniz için mikrofonu açacağım. Lütfen Sayın Dibek
TURGUT DİBEK
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
O konu da
değerli arkadaşlar önemli, onu da lütfen düşünmenizi istiyorum.
Ama sözlerimi bitirirken, sizleri selamlarken şunu hatırlatmak
istiyorum değerli arkadaşlar: Her şey bir yana, bunların
hepsi konuşulabilir ama bir ülkede temel bir yasa, Anayasayı
değiştiriyoruz. Bunu getirenlerin faydacı bir
yaklaşımla değerli arkadaşlar, Benim işime ne yararsa
onları getireyim. anlayışıyla böyle bir
değişikliği yapması hiçbir yerde görülmemiştir
değerli arkadaşlar. Öncelikle bunu hatırlatmak istiyorum.
Şunu da
bilginize sunmak istiyorum, tekrar bunu da hatırlatmak istiyorum:
Değerli arkadaşlar, bu yaşadığımız olay yani
bir dayatmayla getirdiğiniz bu paketin bizim toplumumuzdaki
ayrışmayı derinleştirdiğini, büyüttüğünü de
gördüğünüzü ben varsayıyorum, buna inanıyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Dibek, teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım üç önerge de aynı
mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alacağım.
İstemde
bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 17.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını ve diğer
maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şahin
Mengü (Manisa) ve arkadaşı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 17. Maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın) ve arkadaşı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Anayasa değişikliği teklifinin, 17. maddesinin teklif
metninden çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Bal (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Önergelere Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sayın
Başkanım, kısa bir açıklama yaparak kararımı
vereceğim.
BAŞKAN
Buyurun.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Şimdi,
Sayın Dibek de demin söyledi yani Avrupadaki uygulamaları buraya
doğru yansıtalım. dedi, ben de doğru yansıtalım
diyorum.
Şimdi,
bakın, elimdeki listede, 30 ülkenin 20sinin burada listesi var. (CHP
sıralarından gürültüler)
ATİLLA KART
(Konya) İç Tüzükün hangi maddesine göre konuşuyor Sayın
Başkan? Hangi maddeye göre konuşuyor?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Müsaade buyur
Müsaade buyur
20 ülkenin
ATİLA EMEK
(Antalya) Sayın Başkan
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Rahatsız
olmayın gerçeklerden, rahatsız olmayın. Bu milletin gerçeği
bilmesi lazım. Genel Kurulu kandırıyorsunuz.
20 ülkenin
tamamında anayasa mahkemesi üyelerini meclis seçiyor, tamamında. Gelin,
bunun bir tanesini beğenelim, tek bir tanesini, dediğiniz usulle
seçelim burada.
ATİLLA KART
(Konya) Son söz hakkınızı kötüye kullandınız.
BAŞKAN
Sayın Komisyon
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sayın
Başkanım, açıklamama müsaade buyurun. Benim her zaman
açıklama hakkım var yani, müsaade edin, rica ediyorum.
ATİLA EMEK
(Antalya) Katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) İkinci bir
husus, elimizdeki metinde, 2001de Barolar Birliğinin metni, 7 üyeyi
Meclis seçsin. diyor, en sonunda En çok oy alanlar seçilir. diyor. Metin
burada. Anayasa Mahkemesinin verdiği metinde 4 üye seçsin. diyor, en
sonunda Beşte 2yle seçsin. diyor. O metin de burada.
Şimdi,
yargı organları bakımından, hâkim üye bakımından
bakıyoruz, mevcut olan 82nin bugünkü durumunda yüzde 63ü yargıç,
teklif edilen metinde yüzde 70 yargıç, Komisyondan geçeni yüzde 76,47si
yargıç. Doğru bilgi verelim diyorum ve katılmadığımı
belirtiyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Mengü, siz mi konuşacaksınız efendim önerge üstünde?
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Evet.
BAŞKAN
Sayın Mengü, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Manisa
Milletvekili Sayın Şahin Mengü önergesi üstünde, gerekçeyi
açıklayacak.
Beş dakika
süreniz efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Komisyon Başkanı yanlış bilgi veriyor.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sen ne bilirsin bu
işleri be!
BAŞKAN
Lütfen
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Ne anlarsın sen
bu işten, otur yerine lan! Hukukçu değilsin sen!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Kuzu
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Komisyon Başkanına bak!
BAŞKAN
Lütfen
Sayın Kuzu,
siz de
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Konuşup
duruyorsun, hadi oradan be! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Lütfen
Birbirimize,
arkadaşlar, bu tür hitaplarda bulunmayalım lütfen. Meclise
yakışmıyor.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan!
BAŞKAN Kim
hitapta bulunmuşsa onlara söylüyorum.
Sayın Mengü,
buyurun.
Süreniz beş
dakika.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada
elbette her şeyi tartışacağız.
Tartışırken de belli bir üslupla
tartışacağız.
Sayın
Başkan, siz profesörsünüz Hadi lan, sen ne biliyorsun! demek
hakkına sahip misiniz?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sen kendi işine
bak Allah aşkına!
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Sen hakkına sahip misin?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sana mı
soracağım?
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Hakkına sahip misin?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Kendi işine bak
sen!
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Evvela saygılı olacaksın.
BAŞKAN
Sayın Mengü, lütfen siz Genel Kurula hitap edin efendim.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Buradaki milletvekili konuşacak.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sana mı
düştü onu savunmak?
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Buradaki yaptığınız işlem
başından sonuna kadar
BAŞKAN
Sayın Mengü
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Buyurun.
BAŞKAN Siz
Genel Kurula hitap edin efendim, gerekçeyi açıklayın efendim.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Olur mu Sayın Başkan böyle şey? Müdahale
etmiyorsunuz.
BAŞKAN
Ettim efendim, ben ettim. Gerekirse yine ederim. Siz konuşmanızı
yapın.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu Anayasa tasarısı
sizin söylediğiniz gibi bir demokratikleşme paketi falan değil;
bu Anayasa paketi, sizin yargıyı ele geçirme operasyonunuzun temeli.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, lütfen Hatibi dinleyelim.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Yalan söylüyorsun.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Bakın
Hayır, yalan
söylemiyorum, yalanı sizin arkadaşlarınız söyledi. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sükûnetle dinleyin.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Nerede söyledi? 2003te söyledi, 2004te söyledi, 2006da
söyledi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ne yaptılar?
Orada Cumhurbaşkanının yetkilerinin çok olduğunu
söylediler. Şimdi ne yapıyorsunuz? Cumhurbaşkanına 14
kişiyi seçtiriyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Kaç kişiydi önceden, şimdi kaç kişi?
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Bağırma oradan, bağırma, otur yerine!
Kasaba avukatı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlarım, bunun
Anayasaya aykırı olduğunu sade ben söylemiyorum. Anayasaya
aykırı olduğunu bütün hukukçular söylüyor. O kadar söylüyor ki
FATOŞ GÜRKAN
(Adana) Hangi hukukçular?
ŞAHİN MENGÜ
(Devamla) Bana inanmayabilirsiniz, bazı profesörlere inanmayabilirsiniz
ama size en yakın duran, hatta sizin basın organlarınızdan
birinde yazan, Türkiyenin çok ünlü bir hukukçusu, bakın Sayın Sami
Selçuk ne diyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın,
ne diyor Sayın Sami Selçuk.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yerinizden niye sürekli söz atıyorsunuz,
anlayamıyorum. Dinleyin. Sizin sözcünüz çıkar cevap verir.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Dinleyin, rahatsız olmayın.
Anayasa yapmak
ve değiştirmek bilimsel bilinçle olur. Ben seni mat ederim, çocuksu
yarışla olmaz. Siyasallaşmış
AHMET YENİ
(Samsun) Ergenekona
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Ergenekona sonuna kadar giderim.
AHMET YENİ
(Samsun) Ergenekona git, avukatlığını yap.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Ergenekondaki hukuksuzluğu sonuna kadar
eleştiririm. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Mühim olan
hukuksuzluğu eleştirebilmektir, hukuksuzluğun
karşısında olabilmektir; hukuksuzluğu tanımak
değildir, onu alkışlamak değildir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Burada, bugün,
bağırıyorsunuz. Bugün haber bültenlerinde, bir lisede olan
kavgada gencecik çocukları okuldan kelepçeyle
çıkarttırıyorsunuz. Neyi anlatıyorsunuz? Nerede Avrupa,
nerede uygarlık, nerede medeniyet? Siz oralarda değilsiniz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Siyasallaşmış
yargı
BAŞKAN
Lütfen sayın milletvekilleri
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Bırak şu gazete haberlerini.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Hiç bağırma!
Siyasallaşmış
yargı suçlamalarıyla, ön yargılarıyla öç izlenimi
uyandıran öfkelerle, kaygılarla yargıyı terbiye etmek,
hizaya getirmek hiç olmaz; olursa çıkış noktası
yanlış demektir.
Çağrım
şudur: Parti kapatma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, Anayasa
Mahkemesi konularıyla ilgili üç önemli konuyu erteleyelim.
Karşılıklı suçlamaların cirit attığı,
kurumların ve bireylerin birbirine güvenmediği, öfkelerin ve
kişisel tutkuların aklın ve bilimin önüne geçtiği, bilim
insanlarının bile kişisel görüşüm-resmî görüşüm
ayrımında zorlandığı bir ortamda
sağlıklı düzenlemeler yapılamaz.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Bırak, gazete haberlerini boş ver.
BAŞKAN
Lütfen
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Değerli arkadaşlarım, çok rahatsız
oluyorsunuz bazı gerçeklerin söylenmesinden. Niye rahatsız
oluyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Senden rahatsız oluyoruz, senden!
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Bakın, bilemediğiniz bir şey var: Anayasa
Mahkemesi raportörlüğü belki bir hukuk hayatının
başlangıcında iyi bir kariyer başlangıcı olabilir
ama Anayasa Mahkemesi raportörlüğünden Anayasa Mahkemesi üyeliğine
gelmek o mesleğin, o makamın gereği ve kâfi miktarı
değildir. Bir memlekette bu getirdiğiniz düzenlemeyle herhangi bir
kimya mühendisi, herhangi bir veteriner, herhangi bir tıp doktoru Anayasa
Mahkemesi üyesi olabilir. Bu nasıl bir mantıktır?
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Sen milletvekili oluyorsun da onlar niye
olamıyor?
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Amerikan Anayasasında hiçbir kural yoktur ama Amerikan
Anayasasına göre bugüne kadar seçilen hiçbir üye hukukçu olmaz
değildir, tüm üyeler hukukçudur ve
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Burası Amerika değil ki, burası Türkiye
Cumhuriyeti.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Ha, nereden bulacak
Hukukçu mu bulamıyorsun? Ha, bak ne
güzel söylüyorsun. Niye böyle
BAŞKAN
Lütfen, lütfen sayın milletvekilleri
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) İşinize geldiği zaman Amerika, işinize
geldiği zaman Avrupa Birliği ama işinize geldiği zaman
Burası orası değil ki Hani siz çağ
atlatmıştınız, hani bunlarla yarışıyordunuz,
hani dünyanın en büyük 15inci ekonomisiydiniz, hani küçük Amerika
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) 17nci ekonomisiyiz.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Öyle olacağız.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla)
neredesiniz? İşinize geldi mi öyle, işinize
geldi mi böyle. Bırakın beyler, gerçekleri insanlardan
saklamayın.
Değerli
arkadaşlarım, tarihî bir görev yapıyoruz, tarih hepimizi
yazacak, tarihe karşı sorumluluğunuz var. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, niye bağırıyorsunuz
anlayamıyorum. Niye sükûnetle dinlemiyorsunuz?
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Bağırarak hiçbir şeyi önleyemezsin! Beni öyle
bağırarak susturamazsın! Ben 12 Eylül generalleriyle
boğuşarak geldim! Sen o zaman kenarda bekliyordun! Neyi
anlatıyorsun bana? Burada bağırmak çağırmak yok. Sen
12 Eylül generallerinin yanına hiç hayatın boyunca çıkmadın.
O zaman para kazanmaya çalışıyordun, öyle mi?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Onların avukatlığını
yapıyorsun!
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Ben avukatlık yapıyordum tabii o dönemde.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Şimdi onların
avukatlığını yapıyorsun!
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Evet, onların da avukatlığını
yaparım, hakkı çiğnenen herkesin
avukatlığını yaparım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Mengü, size ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı
tamamlayınız.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Arkadaşlar, hakkı çiğnenen herkesin
avukatlığını yapmak kutsal bir görevdir. Ha, eğer bir
ahlaksızın avukatlığını yaparsam bunun
hesabını sorarsınız (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) ama her hakkı yenen insanın
avukatlığını sonuna kadar yaparım ister Ergenekon
davasında yargılansın ister herhangi bir başka davada
yargılansın. Avukatlık yapmak kutsal bir görevdir, bunu
anlayamazsınız. Bunu ancak bizim gibi o koridorlardan gelenler bilir.
Hadi bakayım, gidin de bir taneniz yapın. Yapabilir misiniz?
Yapamazsınız. O yürek ister, yürek! Askerî rejimlerde avukatlık
yapmak yürek ister. Nerede o yürek sizde! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Teşekkür
ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Oy bile kullanamıyorsunuz, oy!
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Darbecilerin avukatlığını yap sen!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birlikte işleme aldığım üç
önergeden ikincisi üzerinde Aydın Milletvekili Sayın Ertuğrul
Kumcuoğlu.
Buyurun efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Kumcuoğlu, sizin de süreniz beş dakikadır.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Hepimizin dikkat buyurduğu veçhile bu Anayasa
değişikliğinin en hassas maddelerinin birinin üzerinde
müzakerelere başlamış bulunuyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, ikinci tur oylama hakkında konuşarak yaraya
tuz basmak istemiyorum ama sözü birinci tur oylamaya getirdiğimiz vakit
bir gerçekle karşı karşıyayız.
Birinci tur
oylamada, Adalet ve Kalkınma Partisi dışındaki çevrelerden
aldığınız yoğun desteğe rağmen, tam üç
maddede grup çoğunluğunuzun, yani 335 rakamının
altında bir kabul oyuyla geçmiş maddeler. Demek ki Adalet ve
Kalkınma Partisi bir bütün hâlinde bu Anayasa
değişikliğinin arkasında değil. Grupta dahi
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sen kendine bak!
AHMET YENİ
(Samsun) Siz kendinize bakın!
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Grupta dahi konsensüs
AHMET YENİ
(Samsun) Sen bizi boş ver, sözün var mı sözün!
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Müsaade edin efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen yerinizden söz atmayın, Hatip
konuşuyor, dinleyin.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Grupta dahi konsensüs sağlayabilmiş
değiliz, bakın. Ancak yakın tarihimizde çok ilginç
deneyimlerimiz var, bunlara baktığımız vakit bizde ilginç
dersler çıkıyor.
Bakın, tarih
18 Haziran 1999, Anayasanın 143üncü maddesi değiştiriliyor.
İktidarda Milliyetçi Hareket Partisinin bulunduğu üçlü koalisyon var.
Oylamaya katılan milletvekili sayısı 483, kabul oyu 423, kabul oyu
oranı yüzde 88. Tarih 13/8/1999, 47nci ve 125inci maddeler
değiştiriliyor. Oylamaya katılan milletvekili sayısı
508, kabul oyu 448, kabul oyu oranı yüzde 89. Tarih 3 Ekim 2001,
Anayasanın 34 esas maddesi değiştiriliyor ve bir geçici madde
ilave ediliyor. Oylamaya katılan milletvekili sayısı 494, kabul
oyu 474, kabul oyu oranı yüzde 96. Tekrar ediyorum: Yüzde 96. Bunu bugün
niye yapamıyoruz?
Bakın, 1999
ve 2001 senelerinde Milliyetçi Hareket Partisinin ortak olarak yer
aldığı üçlü koalisyonda o günkü Anayasa değişiklikleri
yapılırken bugünkü gibi gerginlik yok, çekişme yok, kavga
gürültü yok, kürsülere çıkıp bağırıp
çağırmak yok, cehennemî yaz sıcağında referandum
telaşı yok, ekonomik kriz ortamında gereksiz referandum
masrafı yok. Peki, ne var? Sükûnet var, uzlaşma var, konsensüs var,
yani sağduyu var. E, bugün bunu niye sağlayamıyoruz?
AHMET YENİ
(Samsun) Kemal Derviş var.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Bugün bunu niye sağlayamıyoruz?
Demek ki bir
yerde yanlış yapıyoruz. Onun için, bakın, bu Anayasa değişikliğinde,
diğer siyasi partilerle ilgili bir hüküm vermek, bir beyanda bulunmak
istemiyorum ama Milliyetçi Hareket Partisinin 57nci Hükûmet döneminde, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 21inci Döneminde sağlamış olduğu,
göstermiş olduğu bu demokrat tavrı, bu uzlaşmacı
yaklaşımı, bu yapıcı tavrı niye bu sefer
değerlendiremedik? Niye bunu yapamadık? Niye bunu
yapamadınız?
Değerli
arkadaşlar, onun için, şimdi şapkamızı önümüze
alıp çok ciddi surette düşünmek ve sağduyuyu, aklı,
izanı gündemimize taşımak durumundayız. Bu işte bir
yanlışlık var. Bu iş, bu şekilde
yapılmış anayasalarla, biz bu toplumun geleceğini
sağlıklı, olumlu bir şekilde inşa edemeyiz. Bu Anayasa
değişikliğinden huzur çıkmaz. Bu Anayasa
değişikliğinden demokrasi çıkmaz. Bu Anayasa
değişikliğinden birliktelik çıkmaz. Bu Anayasa
değişikliğinden refah çıkmaz bu yolla gider isek. Lütfen,
zaman fazla geç değil, daha önümüzde birkaç günümüz var
AHMET YENİ
(Samsun) Vesayet sona eriyor, bitiyor!
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Başkanım
BAŞKAN
Sayın Yeni, lütfen...
Buyurun
Sayın Kumcuoğlu, konuşun.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Şimdi efendim, laf atma zamanı değil.
Şu an düşünüp taşınmak, doğruyu bulmaya
çalışmak zamanı. Ben bu büyük Türk milletinin son seçimlerde
düşünüp taşınıp
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kumcuoğlu, size de ek süre veriyorum efendim. Bir dakika
içinde lütfen konuşmanızı tamamlayın.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) -
buraya gönderdiği, güvenip, teveccüh gösterip,
kendi kaderi üzerinde söz söyleme, oy kullanma hakkını verdiği
siz değerli milletvekillerimizin bu önümüzdeki birkaç gün içinde bu
önümüzdeki birkaç madde konusunda en doğruyu, en isabetliyi
yapacağınızdan eminim. Dolayısıyla (AK PARTİ
sıralarından Yalvar, yalvar sesleri)
Kimseye hiçbir
şey yalvarmıyorum. Gerekirse bu millet için Allaha
yalvarıyorum. Diyorum ki: Allahım, bize izan ver, bize izan ver,
bize akıl ver, bize doğru yolları göster. Amin.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kumcuoğlu.
Diğer önerge
üzerinde, Sayın Bal, siz konuşacaksınız herhâlde?
FARUK BAL (Konya)
Evet.
BAŞKAN -
Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal üçüncü önerge üstünde, gerekçelerini
açıklayacaklar.
Sizin de süreniz,
Sayın Bal, beş dakikadır.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
Değişikliği Teklifinin 17nci maddesi üzerine Milliyetçi
Hareket Partisi tarafından verilen önerge üzerine söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, tümünü değerlendirdiğimiz zaman 17nci madde
Anayasa değişikliğinin üç önemli maddesinden birisidir. Bu üç
önemli maddede bugün, bu akşam sükûnet içerisinde, sağduyulu bir
görüşme yaparak milletimize en hayırlısını, ülkemize
en hayırlısını temin etme gayreti içerisindeyiz. 17nci
madde Anayasa Mahkemesinin yapısını ve üye durumunu
düzenlemektedir ve Anayasa Mahkemesinin fonksiyonlarıyla doğrudan
ilgilidir.
İçinde
bulunduğumuz ve yönetildiğimiz rejim parlamenter demokratik sistem
ile ifade edilmektedir. Parlamenter demokratik sistemde güçler
ayrılığı ilkesi esastır ancak güçlerin
ayrılığı kadar, yasamanın, yürütmenin ve
yargının kendi aralarında denge mekanizmalarının ve
denetim mekanizmalarının oluşturulduğu bir sistemdir.
Eğer denge ve denetim mekanizmaları uygun bir şekilde
oluşturulamaz ise parlamenter demokratik sistemde güçlerin bir tanesi ön
plana çıkar ve o sistemi, demokratik olma özelliğinden
uzaklaştırır.
İşte
Anayasa Mahkemesi, ifa ettiği görev itibarıyla parlamenter demokratik
sistemde denge ve denetim görevini yürütmektedir. En önemli denetim alanı
ise yasama organının almış olduğu kararların ve
çıkarmış olduğu kanunların Anayasaya uygunluğunu
denetlemektir. Eğer Anayasa Mahkemesi bu görevini yerine getiremez hâle
gelir ise değerli arkadaşlarım, o takdirde, dünyanın
1950li yıllarda terk ettiği çoğunluk sistemi ülkemize maalesef
geri döner, çoğunluğun her dediğinin doğru olduğu,
çoğunluk diktası dediğimiz bir sisteme dönüşürüz ki, bu,
parlamenter demokratik sistemin genetiğinin bozulması anlamına
gelmektedir. Bu kadar önemli bir madde üzerinde görüşürken, biz, diktaya
gidişin engellenmesi için, uzlaşma kültürüne dayalı ve
birbirimizi anlayabileceğimiz zeminlerde bu Anayasa
Değişikliği Teklifinin gerçekleştirilmesini arzu ettik
ancak bugüne kadar böyle bir durumu elde edebilmiş değiliz.
Adalet ve
Kalkınma Partisi, bu Anayasa değişikliği
tartışmaları başladığı süreçte iki tane
önemli açıklamada bulunmuştur Sayın Başbakan. Bunlardan bir
tanesi Hedefimiz başkanlık sistemidir. demiştir, diğeri
de Bu Anayasa değişikliği açılımın ilk
adımıdır, bir adımıdır. demiştir.
İşte, biraz önce anlattığım tehlikeleri bu iki
beyanatla birleştirdiğimiz takdirde, Türkiyenin önünde çok ciddi bir
riski görmekteyiz. Bu riski Anayasa değişikliğiyle bu Meclis
yaparsa, önümüzdeki nesillerin, yok olduğu zaman varlığı
fark edilen bir değere muhtaç hâle geleceğine inanıyorum.
HASAN ANGI
(Konya) Yapma! O kadar da değil!
FARUK BAL
(Devamla) - Havayı bugün, biz varlığını fark
etmiyoruz, yok olduğu zaman ne kadar kıymetli, ne kadar, hayat için
kudretli olduğunu anlayabiliyoruz. Hürriyeti de var olduğu zaman
anlayamazsınız, yokluğunu hissettiğiniz zaman hürriyetin
kadri kıymeti anlaşılır. Diktanın da gelişini
şimdi hissedemeyebilirsiniz ama dikta geldikten sonra, o ortamın ne
kadar, insanın yaşam biçimine, insani değerlerine ve evrensel
değerlere aykırı bir unsur olduğunu hep birlikte
anlarız fakat vakit çok geçmiş olur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bal, size de ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın
lütfen.
FARUK BAL
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Milliyetçi
Hareket Partisi, Anayasa değişikliğinin
yapılmasını size defalarca ifade etti, arzu etmektedir,
planı projesi bu yöndedir. Anayasa Mahkemesinin de reforma ihtiyacı
var, Anayasa Mahkemesinin de reorganizasyona ihtiyacı var. Anayasa
Mahkemesine de elbette üyeler seçilecek ama kim seçecek? Birisi seçecek. Gelin,
hep beraber, orada Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah
var. diyebilecek kadar adalet için hükmedecek hâkimleri seçecek bir düzen
kuralım. Sayın Gülün son atamalarında yaptığı
gibi sadece Anayasa Mahkemesine üye değil, Anayasa Mahkemesinin
oluşan üye yapısı içerisinde kıdem durumunu da düzenleyecek
bir satranç oyunu içerisinde bu işler yapılıyorsa değerli
arkadaşlarım, burada bir yanlışlık vardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Bal, tekrar açıyorum, lütfen Genel Kurulu selamlayın.
FARUK BAL
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gelin,
yanlıştan erken dönelim diyor, bu ülkenin gelecekte yok olduğu
zaman, hepimiz, varlığı için mücadele edeceğimiz hürriyet
sistemini, millî birliğini ve bütünlüğünü hep beraber
vicdanlarımızda bir kez daha tartalım diyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 497e 1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız (Batman) ve arkadaşları
Madde : 17-
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 146-
Anayasa Mahkemesi ondokuz asıl yedi yedek üyeden kurulur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi, iki asıl bir yedek üyeyi Sayıştay Genel
Kurulunun kendi başkan ve üyeleri arasından, her boş yer için
gösterecekleri üçer aday içinden, üç asıl iki yedek üyeyi ise baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri
üçer aday içinden yapacağı gizli oylamayla, iki üyeyi Yargıtay,
iki üyeyi Danıştay, iki üyeyi üst kademe yöneticileri, serbest
avukatlar, birinci sınıf hâkim ve savcılar ile Anayasa
Mahkemesinde en az on yıl görev almış raportörleri
arasından seçer.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinde yapılacak bu seçimde, her boş üyelik için ilk
oylamada üye tam sayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye tam
sayısının salt çoğunluğu aranır. İkinci
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan
aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı;
üç asıl iki yedek üyeyi Yargıtay, iki asıl bir yedek üyeyi
Danıştay, genel kurullarınca kendi başkan ve üyeleri
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden; en az
ikisi hukukçu olmak üzere üç üyeyi Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi
olmayan yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal
bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından
göstereceği üçer aday içinden seçer.
Anayasa hukuku
öğretim üyesi doçent ve profesörler arasından, anayasa hukuku
öğretim üyelerinin kendi içlerinde yapacağı seçimle Anayasa
Mahkemesine üç asıl bir yedek üye seçilir.
Yargıtay,
Danıştay ve Sayıştay genel kurulları ile Yükseköğretim
Kurulundan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday göstermek için yapılacak
seçimlerde, her boş üyelik için, bir üye ancak bir aday için oy
kullanabilir; en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş
sayılır.
Baro
başkanlarının serbest avukatlar arasından gösterecekleri üç
aday için yapılacak seçimde de her bir aday için baro üyesi avukatlar oy
kullanabilir ve en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş
sayılır.
Anayasa
Mahkemesine üye seçilebilmek için, kırkbeş yaşın
doldurulmuş olması kaydıyla; Yükseköğretim kurumları
öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını
kazanmış, avukatların en az yirmi yıl fiilen avukatlık
yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğrenim görmüş ve
en az yirmi yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış,
birinci sınıf hâkim ve savcıların adaylık dahil en az
yirmi yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi
üyeleri arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve iki
başkanvekili seçilir. Süresi bitenler yeniden seçilebilirler. Anayasa
Mahkemesi üyeleri aslî görevleri dışında resmi veya özel hiçbir
görev alamazlar.
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Özçelik, siz mi konuşacaksınız?
OSMAN
ÖZÇELİK (Siirt) Evet.
BAŞKAN
Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
OSMAN
ÖZÇELİK (Siirt) Sayın Başkan, değerli Genel Kurul
üyeleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 17nci maddesine
ilişkin verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
17nci madde,
Anayasa Mahkemesinin üye sayısını ve seçilme yöntemini, usulünü
belirlemektedir. Mevcut Anayasa Mahkemesi, 367 kararıyla, onlarca siyasi
partiyi kapatmakla, Meclisin çıkardığı kanunları
reddetmekle, bir hukuk mahkemesi olmadığı, bir siyasi mahkeme
olduğu, verdiği bu kararlarla ortaya çıkmıştır.
Bu nedenle, mevcut Anayasa Mahkemesi bu yapısıyla 367 kez özürlü bir
mahkemedir.
Anayasa
Mahkemesinin üye sayısının artırılması ve
seçileceklerin niteliklerini belirleyen bu düzenleme, mevcut teklifteki
düzenleme, kuşkusuz, yapıyı biçimsel olarak iyileştirmeye
dönük olduğunu kabul ediyoruz, biçimsel olarak ama. Bizim de teklifimizde,
sayının artırılması, 19a çıkarılması
ve seçileceklerin niteliklerinin artırılması açısından
önergemizde belirlediğimiz talepler var.
Ancak, anayasal
kurumların neredeyse tamamının, Anayasa Mahkemesinde olduğu
gibi, resmî devlet ideolojisi tahakkümünde, ona bağlı, devleti
kutsayan, devleti büyüten ve devlet esaslı, insanı,
vatandaşı, bireyi yok sayan bir anlayıştır. Bir resmî
ideoloji çerçevesinde çalıştığı sürece Anayasa
Mahkemesinin üye sayısını artırarak veya seçilme usullerini
daha demokratik hâle getirerek demokratikleştirmiş olmayız.
Bakın, daha
yeni, Yargıtay raportörü, Demokratik Toplum Partisinin
kapatılmasına ilişkin verdiği raporda, DTPnin
kapatılmasını talep eden rapor yazdı ve yakın bir
zamanda Sayın Cumhurbaşkanı tarafından, Alparslan Altan,
raportör, Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı. Yani düşünce,
zihniyet değişmedikçe değişen bireylerin
demokratikleşmeyi sağlayamayacağı görülmektedir.
Resmî ideoloji
nedir? Resmî ideoloji ne yapar? Ne öngörür?
Resmî ideolojiye
göre Anayasa Mahkemesi kimin? Devletin. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
devletin, YÖK devletin, RTÜK devletin, Toprak Mahsulleri Ofisi, basın,
aydınlar, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi devletin. Peki, ülke ve
millet kimin? O da devletin.
Bakın, her
milletin bir ülkesi ve birçok milletin de devleti var ama bizde önce devlet var
ve bu devletin ülkesi var ve milleti var. Öncelik devlette, millette
değil. Bu nedenle devlet Anayasasında 13 kez devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünü ısrarla vurgulamaktadır. Yani ne
kadar çok tekrarlarsa, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün
o kadar güvence altına alınabileceğini sanmaktadır. Bu bir
yanılgıdır. Her şey devletin, her şey devlet için.
Peki, devlet
kimin? Devlet, askerî bürokrasinin. Vesayetçi askerî bürokrasinin devlet. Çünkü
askerî bürokrasinin bu devleti kurduğu varsayılıyor, her
şeyin ona ait olması gerektiği düşüncesi hâkim.
Halk ne olacak?
Vatandaş ne olacak? Bunlar kim? Onlar ya komünistlik yaparak ya
şeriatçılık yaparak ya Kürtçülük yaparak ya da Avrupa Birliğine
Türkiyeyi üye yapmaya çalışarak devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü sağlamaya çalışan, her an ihanete
gidebilecek bir güruh. Halkı, milleti böyle gören bir anlayış
hâkim.
Peki
Böyle bir
halka güvenilmez, bu halkın seçtiği vekillere güvenilmez, Meclise
güvenilmez, vesayet gerekli. Peki, biz sana nasıl güveneceğiz?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özçelik, konuşmanızı tamamlayın lütfen, ek süre
veriyorum.
Buyurun.
OSMAN
ÖZÇELİK (Devamla) Tamamlamaya çalışıyorum Başkan.
Seni
eleştirenleri, yanlışlarını söyleyenleri hainlikle
suçluyorsun. Basına, mütareke basını diyorsun. Bizi korumak
üzere verdiğimiz silahı halka yöneltip tehdit ediyorsun.
Verdiğimiz paraların denetimini bile sağlayamıyoruz. Islak
imzalı darbe planına kâğıt parçası diyorsun.
Kameraların karşısına geçip darbe
planlayıcılarının toprağa gömdükleri lav
silahlarını gösterip bu, soba borusu diyorsun. Darbecilikle
suçlananları yanına alıp Anıtkabire gidiyorsun. Hakkâri
Çukurcada mayına basarak, döşediğin mayına basarak ölen 7
asker için PKK döşedi o mayınları diyor, halkı
kandırıyorsun. Biz, nasıl güvenelim sana, nasıl
inanalım? Biz, militarizmin peşine takılan, askerden çok daha
militarist olan siyaset bezirganlarının safında olmayacağız.
Milletin kayıtsız şartsız egemenliği yerine, vesayeti
esas alan militaristten
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özçelik, ek süreniz de doldu efendim, Genel Kurulu selamlayın
lütfen. Tekrar açıyorum mikrofonunuzu, lütfen Genel Kurulu selamlayın
ve konuşmanızı bitirin.
OSMAN
ÖZÇELİK (Devamla) Peki efendim.
Milletin
kayıtsız şartsız egemenliği yerine, militarizmle
uzlaşarak militarizmden rol çalmaya çalışan iktidar
heveslilerinin de dümen suyunda olmayacağız. Gerçek bir demokrasi,
sivil bir anayasa, barış, emek mücadelesini ve insan hakları
mücadelemizi, onurlu mücadelemizi devam ettirmeye başlayacağız,
sürdüreceğiz, gerçekleştireceğiz.
Saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
Sen elini böyle
yap! Sen burada olmayacaksın, halk seni götürecek buradan!
(Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkana hitaben)
BAŞKAN
Lütfen Sayın Özçelik
OSMAN
ÖZÇELİK (Siirt) Niye elini sallıyor böyle? Ne demek bu?
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge de aynı
mahiyette, o nedenle birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde
de önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
ve diğer önergenin imza sahibini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek
Sıra Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 17 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 146 ncı
maddesinin 2 inci fıkrasının ilk cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini yine aynı
maddenin 3 üncü fıkrasında geçen dört üyeyi ibaresinin üç üyeyi
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi iki üyeyi Sayıştay Genel Kurulunun kendi başkan
ve üyeleri arasından, her boş yer için gösterecekleri üçer aday
içinden, iki üyeyi ise baro başkanlarının serbest avukatlar
arasından her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden
yapacağı gizli oyla seçer
Aşkın
Asan (Ankara) ve arkadaşları
Diğer
önerge: Alev Dedegil (İstanbul) ve arkadaşları.
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, konuşacak mısınız?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Evet.
BAŞKAN
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
17nci madde üzerinde verilen önerge sebebiyle söz aldım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
önemli bir konuyu tartışıyoruz, doğru. Türkiyenin yönü,
istikametinin ne yanda olduğunu da tespit açısından bunu
geniş anlamda değerlendirmek lazım.
Şimdi
konuşuldu. Parlamentoların anayasa mahkemesinin üye seçiminde durumu
ne? Ben, bir dünyaya bakalım bir de Türkiyeye bakalım isterim.
Almanya, 16 üye
var, 8ini Federal Meclis, 8ini Federal Konsey, tamamını yasama
organı seçiyor.
Bakıyorsunuz,
Macaristan, 11 üye var, tamamını Parlamento seçiyor.
Polonyaya
bakıyorsunuz, 15 üye var, tamamını Parlamento seçiyor.
Avusturyaya
bakıyorsunuz, hükûmet, Ulusal Konsey, Federal Konsey, yani yasama ile
yürütme birlikte seçiyor.
Belçikaya
bakıyorsunuz, tamamını Parlamento seçiyor.
Fransada Devlet
Başkanı, Meclis Başkanı, Senato Başkanı
müşterek seçiyorlar.
İtalyaya
bakıyorsunuz, Parlamento, Devlet Başkanı, Temyiz Mahkemesi,
Danıştay ve Sayıştay müşterek seçiyor.
Yine Portekize
bakıyorsunuz, Meclis Genel Kurulu ve Anayasa Mahkemesi
yargıçları seçiyor.
Romanyada da
yine Parlamento, Bakanlar Kurulu ve Devlet Başkanı.
Rusyada da
tamamını Devlet Başkanı seçiyor. Örneğe bakıyor
musunuz, Avrupanın bütün ülkelerinde neredeyse parlamentonun anayasa
mahkemesine üye seçmediği bir ülke yok; yürütmenin üye seçmediği
ülkeler var ama parlamentonun üye seçmediği ülke yok, Rusya hariç.
Peki, bizim
mevzuatımıza bakıyoruz, 1961 Anayasası darbe
Anayasası. Darbecilerin getirdiği hukuka
baktığınızda bu Parlamentoya güven var, bu Parlamentonun
içindekilere güven var. Demişler ki: 3ünü Millet Meclisi seçsin, 2sini
Senato seçsin. Yetmemiş, 12 Martta cuntacılar bu Anayasaya ayar
vermiş. Bu Anayasaya ayar veren cuntacılar bile bu Parlamentonun
içindekilere güvenmiş, Onlar da iyi insanları seçebilirler, onlar da
bu memleketin geleceğini düşünen, demokrasiyi, hukuku düşünen
iyi insanları Anayasa Mahkemesine seçerler. diye, yine 3ünü Meclisin,
yine 2 tanesini Senatonun seçmesini onlar da Anayasa
değişikliğiyle Anayasaya koymuşlar ama 12 Eylül geliyor,
darbe hukuku ortaya konuyor: Millete güvenilmez, onların temsilcilerine
hiç güvenilmez çünkü 12 Eylül hukukunda millet potansiyel tehlikedir,
onların temsilcileri de daha büyük tehlikedir. O yüzden, millete ait olan
bu yetkiyi 12 Eylül hukuku, darbe hukuku gasbetmiştir. Bugün yapılan
bu düzenlemeyle Parlamentoya 3 tane üye seçme imkânı getiriliyor, o da
nihai seçici değil, dolaylı seçici; gasbedilen bir hakkın yirmi
sekiz yıl sonra iadesi anlamına gelir.
Değerli
milletvekilleri, bakın, yine bu hukukun kurduğu Anayasa Mahkemesine
bakıyorsunuz, 2003te Sayın Bumin bir öneri veriyor ve önerinin
içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasa Mahkemesine toplam 4 tane
üye seçmesini ifade ediyor. Bu Anayasa Mahkemesi de bunu söylüyor. Darbe
hukukunun oluşturduğu Anayasa Mahkemesi Anayasa Mahkemesine
Parlamento üye seçsin. diye öneri getiriyor Parlamentoya. Ama bakın, ben
çok üzüldüm, dünyada bir parlamento var mıdır ki kendi anayasa
mahkemesi oluşurken oraya, parlamenterler, seçilmesin diye
canhıraş bir mücadele içerisinde olur? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Olabilir mi böyle bir şey,
olabilir mi acaba? Ama maalesef oluyor. Kendine güvenmeyen parlamenterlerin
olduğu bir yer, kendine güvenmeyen, milletine güvenmeyen ama
başkalarına güvenen, Onlar her şeyi iyi yapar, biz her
şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırırız. diyen sakat bir
anlayış, 12 Eylül ruhunun yansıdığı bir
anlayış. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kendi milletvekiline de güvenmeyen!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - İşte bugün bu ruhu oylayacağız.
Devam mı yoksa dursun mu?
Peki, bir
başka konu: Cumhurbaşkanının durumu. Değerli
milletvekilleri, bugün Anayasamızda 11 asıl, 4 yedek üyenin
tamamını Sayın Cumhurbaşkanı nihai olarak seçiyor.
Bugün bu arızalar varsa, tamamını Sayın
Cumhurbaşkanı seçmiyor mu nihayetinde? Şimdi ne
değişiyor? Üye sayısı 17 oluyor. 17 üyeden 14ünü
Sayın Cumhurbaşkanı seçiyor. Cumhurbaşkanının
seçim yetkisi her hukukta var, 12 Eylül hukukunda da var. Canhıraş
bir şekilde savunduğunuz 12 Eylül hukuku da bunu söylüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, size de ek süre veriyorum. Lütfen
konuşmanızı tamamlayın efendim.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Anayasa
Mahkemesinin Parlamentoya ve siyasi partilere gönderdiği öneride de
aynı şeyler var. Baktığınız zaman,
Cumhurbaşkanının pozisyonu güçlenmiyor, aksine, seçtikleri
azalıyor. Cumhurbaşkanı bugün 4 tane doğrudan üye seçiyor
ama mevcut düzenlemeye göre de 3 tane doğrudan üye seçiyor. Hukukçu
sayısı azalıyor. Yok öyle bir şey. Yargıtaydan 3
tane, Danıştaydan 2 tane, Askerî Yargıtaydan 1 tane, Askerî
Yüksek İdare Mahkemesinden 1 tane, barolardan gelen 1 tane, YÖKten gelen
2 tane, yine Cumhurbaşkanının doğrudan seçecekleri
raportörleri, birinci sınıf hâkimleri, avukatları
koyduğunuz zaman Mahkemenin 15i hukukçu. Ama siz Danıştayı
hukukçu saymazsanız, Askerî Yüksek İdare Mahkemesini hukukçu
saymazsanız, onu saymazsanız, bunu saymazsanız, işi çarpıtmak
için her şeyi tersinden gösterirseniz böyle bir yaklaşım ortaya
çıkar.
Bu düzenlemenin
demokrasinin gelişmesi için, hukukun ileri gitmesi için, Anayasa
Mahkememizin ve Parlamentomuzun ileri Batı ülkelerinde, hukukun üstün
olduğu yerlerdeki gibi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, ek süreniz de doldu. Sadece selamlama yapabilmeniz için
mikrofonu açıyorum. Lütfen
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) -
şekillenmesi için yapılması gerekli bir
düzenleme olduğunu ifade ediyor ve bu konu üzerinde yapılan bütün
çarpıtmaların özel mülkü gibi görenlerin gayretinden başka bir
şey olmadığını ifade ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Dedegil, gerekçe mi, konuşacak mısınız?
ALEV DEDEGİL
(İstanbul) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Tamam Sayın Gök.
Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Milli iradenin
temsil yeri olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçeceği üye
sayısı artırılmıştır.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın Gök, buyurun.
İSA GÖK
(Mersin) Yerimden bir dakika söz istiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, yerinden söz veremezsiniz.
BAŞKAN -
Neye göre efendim?
İSA GÖK
(Mersin) 60/4e göre Sayın Başkan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Efendim önergede 60 uygulanmaz Sayın
Başkan. Önergede sadece komisyon ve önerge sahibi konuşabilir.
BAŞKAN
Sayın Gök, önergeler görüşülürken
İSA GÖK
(Mersin) Efendim, ben on dakikadır parmak kaldırıyorum
Sayın Başkan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Önergede sadece önerge sahibi ve komisyon
kısa bir açıklama yapabilir.
BAŞKAN
Efendim olabilir ama baştan beri önerge görüşüyoruz burada Sayın
Gök.
İSA GÖK
(Mersin) Efendim
Sayın Başkanım
BAŞKAN
Önergelerden birine imza atsaydınız, konuşsaydınız
olmaz mıydı efendim.
İSA GÖK (Mersin)
Efendim önerge değil, 60/4e göre
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, 60/4 uygulanmaz
burada.
BAŞKAN
Oturun yerinize efendim, oturun. Lütfen oturun yerinize.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) 87/9 uygulanır burada Sayın Başkan,
60 uygulanmaz.
BAŞKAN
Bakalım efendim, 87/9. Şimdi biri 60/4 diyor, biri 87/9 diyor. Bir
bakalım ne diyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) 87/9 efendim. Önergelerde sadece önerge sahibi,
komisyon ve hükûmet konuşabilir.
BAŞKAN -
Sayın Elitaş, farklı farklı şeyler.
Pek kısa
bir sözü olduğunu belirten üyeye Başkan, yerinden konuşma izni
verebilir.Gerçi Başkanın takdirine
bırakılmıştır.
Pek kısa
bir sözü olduğunu
diyor İç Tüzük.
O zaman, siz bir
dakika içerisinde lütfen meramınızı anlatın.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, Anayasa Komisyonu
Başkanı ve İstanbul Milletvekili Burhan Kuzunun ve Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, konuşmalarında, Avrupadaki
anayasa mahkemelerinin yapısı ve görevleriyle ilgili olarak Genel
Kurula yanlış bilgi verdiklerine ilişkin açıklaması
İSA GÖK
(Mersin) Sağ olun Sayın Başkan.
Sayın
Komisyon Başkanı ve Grup Başkan Vekili Sayın Bozdağ
yanlış bilgi veriyorlar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Avrupada yasama organının ve yürütmenin anayasa
mahkemesine üye vermesi var ancak buradaki kriter, anayasa mahkemesinin Yüce
Divan yetkisinin olup olmamasıdır. Almanya, İspanya örneği
yanlış örnektir çünkü oralarda -Fransa örneği
yanlıştır- Yüce Divan yetkisi yoktur.
İki: Mustafa
Bumin imzalı Anayasa Mahkemesinden gelen teklifte ise şu anki
Anayasada olduğu gibi yüksek yargı organlarının salt
çoğunluğuyla göndereceği doğrudan üyeleri vardır ve
efendim, Yüce Divan yetkisi olduğu için, Anayasa Mahkemesinin gönderdiği
tasarı taslak metninde de zaten 11 tane üyenin yargıdan gelen,
doğrudan yargının gönderdiği üyeler olmasına dikkat
çekilmiştir. Avrupada Yüce Divan yetkisi varsa çoğunluğu
yargının seçtiği, doğrudan seçtiği üyelere
verilmektedir.
BAŞKAN
Peki, Sayın Gök
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Komisyon Başkanı orada yanlış bilgi
verdi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Peki efendim, tamam, zabıtlara geçti beyanınız efendim.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, burada
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, anlayamadım, ne dediniz?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Hatip 60a göre konuşurken benim
yanlış bilgi verdiğimi söyleyerek benim söylediğim
şeyi çarpıtmıştır, söylemediğim şeyi
çarpıtmıştır. Söylediğimi çarpıtsa gam yemem ama
söylemediğim bir şeyi çarpıtma gibi büyük bir maharet
göstermiştir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yok öyle bir şey ya!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Genel Kurul şahit ve Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim, ona yerinden söz verdim, siz de yerinizden açıklama yapın
efendim lütfen.
Buyurun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ama sataşma var.
BAŞKAN Değerli
arkadaşlar, böyle karşılıklı
Lütfen
Burası
münazara yeri değil Genel Kurul. Lütfen
Buyurun efendim.
2.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın, Mersin
Milletvekili İsa Gökün, konuşmasında söylediği sözleri
değil söylemediği konuları çarpıtmasına ilişkin
açıklaması
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım, burada ben
konuşurken Avrupa ülkelerinde anayasa mahkemesinin oluşumundan
bahsettim, nasıl oluştuğunu söyledim ama ben burada Yüce Divan
göreviyle ilgili bir kelime dahi kullanmadım. Benim kullanmadığım
bir kelimeden hareketle Efendim, burada Hatip yalan söylemiştir,
yanlış söylemiştir... gibi bir ifade kullanıldı ama
bu da önemli bir şeydir, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşım,
söylemediğim bir konuda yalan söylediğimi nasıl keşfetti,
tespit etti, anlayamadım.
Bu hususu
zabıtlara geçirmek için ifade ettim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Peki, efendim, sizinki de zapta geçti efendim, sizinki de zapta geçti.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, efendim
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, teklifin 17nci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin
oylamasını gizli oylama
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
şeklinde yapacağız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
AHMET YENİ
(Samsun) Otur yerine, otur!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere size
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
AHMET YENİ
(Samsun) Geç yerine!
BAŞKAN
verilen pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı
ret, yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Efendim, oylamaya geçtim Sayın Genç. Lütfen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Komisyon Başkanı konuşmasında bana
sataştı, tutanağı getirtin, sataşmadan söz istiyorum
efendim.
BAŞKAN
Zaptı getirteceğim efendim, gerçekten öyle bir şey varsa
işlem yaparız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tamam, ben de onu istiyorum efendim.
BAŞKAN -
Lütfen oturun yerinize.
Sayın
milletvekilleri, gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
Lütfen,
değerli arkadaşlar, tane tane okuyun, ismi okunmayan
arkadaşımız sıraya girmesin. Lütfen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın açık oylama
yapılıyor, bakın.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yavaş biraz! Şimdiden doldu millet!
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) - Sıraya giriyorlar ama sıraya
giriyorlar!
BAŞKAN
Sayın Arınç, bir mazereti nedeniyle önceden oy kullanma talebinde
bulundu.
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) - Sıraya giriyorlar!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım, yavaş yavaş
kullanılsın efendim.
BAŞKAN Bir
saniye efendim.
Sayın
Arınça ben önceden oy kullanma izni verdim, kullanacak, çünkü bir
toplantıya yetişmesi gerekiyor.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
(Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Sağlam ve Giresun Milletvekili Murat Özkan
arasında karşılıklı laf atmalar, MHP ve CHP
sıralarından gürültüler)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Arkadaşlar
Arkadaşlar
ATİLA EMEK
(Antalya) Ne oluyor ya? Millî Eğitim Komisyonu Başkanı ne
yapıyor orada?
BAŞKAN
Lütfen sayın milletvekilleri
ATİLA EMEK
(Antalya) Şuna bak, şuna bak ya! Ayıp, ayıp! Şu hâle
bak ya!
BAŞKAN
Tamam efendim, bir şey yok efendim. Lütfen değerli arkadaşlar
Lütfen sakin olalım.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Oraya bakın Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, lütfen, sinirlenecek bir şey yok, lütfen sakin
olalım.
ATİLA EMEK
(Antalya) Açık oy kullanıyor. Ayıp, ayıp!
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Açık oy!
CANAN ARITMAN
(İzmir) Açık oy kullanıyor.
ATİLA EMEK
(Antalya) Koskoca Komisyon Başkanı! Evet, açık oy
kullanıyor. Ayıp ya, ayıp!
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Mehmet Sağlam açık oy kullanıyor.
MEHMET
SAĞLAM (Kahramanmaraş) Senin gözün kör o zaman! Bu zarf
kapalı. Senin gözün kör o zaman!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Oylamalar gizli yapılıyor.
Çarpıtılıyor Sayın Başkan.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Perdeleri kapatın.
BAŞKAN
Divan üyesi arkadaşlarımız, milletvekillerine zarf veren
arkadaşlarımız; lütfen zarfın içine bakın ve
milletvekili arkadaşlarımız da zarfı
aldığınızda içine bakın, ondan sonra oyunuzu
kullanın lütfen. (CHP sıralarından gürültüler)
Tamam efendim. Ne
fark eder? Hepsine güveneceğiz, Divandaki arkadaşlarımıza
güveniriz biz. (Gürültüler)
Arkadaşlar
niye ayaktayız Allah aşkına? Lütfen oturun, oy
kullanıyoruz.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Mustafa Elitaş orada oyları kontrol ediyor. Orada ne
bekliyor o? Mustafa Elitaş oradan çekilsin efendim.
CANAN ARITMAN
(İzmir) Açık oy kullanılıyor...
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Mustafa Elitaş oradan çekilsin.
BAŞKAN
Sayın Genç, ne var?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, oradan çekilsin efendim, Mustafa
Elitaş oradan çekilsin.
BAŞKAN Ben
bir şey görmüyorum orada. Arkadaşlar sırada, işte, zarf
alıp kullanacaklar oylarını.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, orada oturmasın, gelsin şurada otursun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Biraz yavaş.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Ağır ağır okuyun, yavaş yavaş;
anlaşılmıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, perdeler açık! Perdeler
kapansın.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Perdeler açık! Oradan takip ediyorlar Sayın
Başkan.
CANAN ARITMAN
(İzmir) Elitaşa oy gösteriyor!
BAŞKAN Ne
diyorsunuz efendim, anlayamadım?
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Elitaş oraya oturmuş, tek tek bakıyor.
Perdeler açık!
MEHMET EMİN
EKMEN (Batman) Kemal Bey, gel beraber oy kullanalım!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Her şey İç Tüzüke uygun
yapılıyor.
BAŞKAN
Efendim, şu perdeleri bir görevli arkadaşımız... Çekiverin
efendim, çekiverin perdeleri.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Başkan, perdeler hâlâ açık.
BAŞKAN Ben
mi açayım gideyim de şimdi Sayın Anadol.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Uyarın.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, perdeler kapalı efendim.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Perdeyi kapatarak kullanın, hem
örnek olursunuz.
SERACETTİN KARAYAĞIZ
(Muş) Bakın, bakın, gördünüz mü?
BAŞKAN
Lütfen
Lütfen
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Mustafa Elitaş Grup Başkanı
olarak orada oyları kontrol ediyor, lütfen oradan çıksın
efendim. Mustafa orada herkesin oyunu görüyor efendim. Yani onun orada görevi
yok ki, herkesin ne oy kullandığını görüyor orada. Bu,
açık oylama. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Sayın Başkan, perdeleri kapattırabilir misiniz?
AHMET YENİ
(Samsun) Fotoğraf çekemezsiniz.
Sayın
Başkan, kabinler fotoğraflanıyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
(Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay ile İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk
Urasın oy zarflarını oy kutusuna atmaları
sırasında)
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Güzel bir fotoğraf! Bravo! Yakıştı sana!
[AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
alkışlar (!)]
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Milletvekili özgür iradesini gösterdi.
Zincirlenmemiş bir irade var burada.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, CHPliler oy kullanmadı, davet edecek
misiniz?
ATİLA EMEK
(Antalya) Sen otur yerine, karışma bu işlere Ahmet!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sen yerine otur, karışma! Kadrolu laf atıcı!
ATİLA EMEK
(Antalya) Sana bir şey getirmez bu Ahmet!
AHMET YENİ
(Samsun) Oy kullanmayan var Sayın Başkan!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Otur yerine!
BAŞKAN
Lütfen, lütfen
Tüm milletvekili arkadaşlarımızın isimleri
okunmuştur kâtip üyelerce, isteyen oy kullanır isteyen kullanmaz,
milletvekili arkadaşlarımızın kendi takdiridir. Lütfen
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız
kaldı mı? (AK PARTİ sıralarından CHPliler
kullanmadı. sesleri)
Lütfen sayın
milletvekilleri
Lütfen birbirimize saygılı olalım, birbirimizin
tercihine de saygılı olalım.
Oy kullanma
işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen, oy
kutularını kaldırınız.
(Oyların
ayrımına başlandı)
BAŞKAN -
Sayın milletvekili arkadaşlarım, şu görüntü pek hoş
değil.
Sayın
Anadol, arkadaşlarımıza rica edelim, yerlerine otursunlar.
Gerçekten hoş görünmüyor. Herkes otursun.
Divan üyesi
arkadaşlarımız büyük bir titizlikle sayımlarını
yapacaklar. Bir arkadaşımız açacak, diğerleri gözlemde
olacak. Hiçbir tereddüt duymayın, Divan görevini dört dörtlük
yapacaktır. Sonucu sakinlikle bekleyeceğiz.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, niye yoğun bir gürültü var?
CANAN ARITMAN
(İzmir) İşaretleşiyorlar efendim. AKPnin idare amirleri
buraya işaret ediyor.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olalım.
Arkadaşlarımız henüz daha sayımı bitirmediler.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Kulislerde çay ikramımız var.
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin 17nci maddesinin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 410
Kabul :
Lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
Ret : 69
Çekimser : 1
Boş : 3
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Bayram
Özçelik Harun
Tüfekci
Burdur Konya
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Madde kabul
edilmiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.57
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.15
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 101inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN -
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ? Yok.
Ertelenmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, Anayasa Komisyonu Başkanı
BAŞKAN Bir
saniye, önümde, biraz sonra sizinle ilgili işlemi yapacağım.
6ncı
sırada yer alan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı,
Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Veteriner Hizmetleri, Bitki
Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı ile
Avrupa Birliği Uyum ve Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonları Raporları (1/806) (S. Sayısı: 498)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
7nci sırada
yer alan Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye
Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
7.- Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında
Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına
Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/689) (S. Sayısı: 479)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Şimdi,
birleşimi kapatmak durumundayım ama ondan önce Sayın Gençin
Sayın Genç,
tutanakları getirttim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet.
BAŞKAN
Tabii, karşılıklı
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben sadece, Sayın Başkan, demişim ki
BAŞKAN
Orada evet bir kelime var, bir kelime var orada
KAMER GENÇ
(Tunceli) Milletvekiline hakaret edene İç Tüzükün 160ıncı
maddesine göre
BAŞKAN
Yalnız
Yalnız, tabii, ben size bir önceki oturumda söz vermek
durumdaydım İç Tüzük gereği.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Anladım ama yani sizden kaynaklandı.
BAŞKAN
Ancak o kadar burası, Sayın Genç siz de takip ettiniz, burası
görüşmelerin yapılmasına benim neticeyi
açıkladığımda pek müsait değildi. Ben de doğrusu
öyle
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yalnız Sayın Başkan, bu müsait olmama meselesi
değil ki burası Türkiye Büyük Millet Meclisi salonu yani burada bizim
can güvenliğimiz yoksa
BAŞKAN Ama
güzel de, bakın siz
Sayın Genç, siz İç Tüzükü en az benim
kadar biliyorsunuz, belki benden daha fazla biliyorsunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, biliyoruz da ama milletin söz hakkını yok
etmek
BAŞKAN Ama
sataşma nedeniyle söz verilebilmesi için
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet, aynı oturumda
BAŞKAN -
aynı oturumda biliyorsunuz
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ayrıca, bakın sizin de tutumunuz var. Yarın o zaman
söz isteyeyim. Siz bana Kafayı çekmiş, gelmiş.
demişsiniz. Dün ben size sordum: Siz bunu söylediniz mi? Siz dediniz ki:
Tutanaklarda yok. Ama bütün televizyon kanallarında ve TRTnin
çektiği kanalda var. Siz orada demişsiniz ki: Kafayı
çekmiş, gelmiş. demişsiniz. Bunu dediniz mi, demediniz mi?
BAŞKAN
Yanımdaki arkadaşa öyle bir şey söylediğim
anlaşılıyor, ben de izledim onu, evet. Demişim efendim,
demişim ama zabıtlara geçmemiş Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Özür diliyor musunuz, dilemiyor musunuz?
BAŞKAN
Bakın ne diyorum
Niye inkâr edeceğim Allahın bildiğini?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Allaha inanıyorsan bunu inkâr etmemen lazım.
BAŞKAN
Tabii, niye inkâr edeceğim? Yanımdaki arkadaşıma çünkü
nitekim zabıtlara
KAMER GENÇ
(Tunceli) Senin arkadaşın doğru dürüst şahitlik yapmaz ki.
BAŞKAN
Sayın Genç, bir saniye
Zaten zabıtlara geçen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Zabıtları yok ediyorsunuz.
BAŞKAN -
benim ifadelerimde de Sayın Genç, bu akşam siz çok
farklısınız. Her zaman böyle davranmazdınız. diyorum.
Onun bir tepkisi olarak söylemişim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O ayrı bir olay ama Sayın Ekiciye söz verdikten sonra
Kafayı çekmiş, gelmiş. diyorsunuz. Bütün televizyon
kanallarında var ve tutanak tahrifatı yapıyorsunuz.
BAŞKAN
Efendim, yanımdaki arkadaşa onu söylemişim, inkâr etmiyorum
Sayın Genç, tamam.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Arkadaşımıza gerek yok.
BAŞKAN
Bunun sonucu neyse ben ona katlanırım Sayın Genç, tamam.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O zaman, peki, televizyondaki sesi getirelim, kontrol edelim.
BAŞKAN
Tamam efendim, edelim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Madem yarın onu konuşalım.
BAŞKAN
Yarın onu görüşemeyiz, kontrol ederiz.
Teşekkür ederim
Sayın Genç.
Bundan sonraki
işlerde de komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 5 Mayıs 2010 Çarşamba günü
saat 12.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.19