DÖNEM: 23 CİLT:
69 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
102nci Birleşim
5 Mayıs 2010 Çarşamba
(Bu Tutanak Dergisinde yer
alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde
belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - YOKLAMALAR
III. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
3.- Milletlerarası Para
Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına
Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek
Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.- Kooperatifler Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek)
IV. - SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serterin,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
2.- İzmir Milletvekili
K. Kemal Anadolun, Samsun Milletvekili Suat Kılıçın, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin, Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, Mersin Milletvekili İsa Gökün, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
5.- Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
6.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
7.- Kocaeli Milletvekili
Osman Pepenin, Gaziantep Milletvekili Akif Ekicinin, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
8.- Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, Sinop Milletvekili Engin Altayın, AK PARTİ
Grubu Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
9.- Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, Mersin Milletvekili Vahap
Seçerin, şahsına sataşması nedeniyle konuşması
V. -
AÇIKLAMALAR
1.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Avrupa Parlamentosuna sunulma aşamasında olan
Avrupa Birliği katılım kavramı yerine imtiyazlı
ortaklığı öne çıkaran Avrupa Birliği Komisyonu
Raporunu kınadığına ilişkin açıklaması
2.- Samsun Milletvekili Haluk
Koçun, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
konuşmasında, Atatürkü Koruma Kanunu ve Atatürkün resminin
paraların üzerinden çıkarılması konusunda Genel Kurula
yanlış bilgiler verdiğine ilişkin açıklaması
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın,
millî kahraman İsmet İnönü hakkında söylediği sözlerinden
dolayı, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkesten, özellikle
Malatyalılardan ve İnönü ailesinden özür dilemesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
4.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibekin, 4/5/2010 tarihli 101inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı sözlerinin, Anayasa Komisyonu
Başkanı Burhan Kuzu tarafından değiştirilerek
aktarıldığına ilişkin açıklaması
5.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılının, Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğanın mal varlığıyla ilgili gerçek
dışı beyanlarda bulunduğuna ilişkin
açıklaması
6.- Devlet Bakanı Hayati
Yazıcının, CHP Grubuna mensup bazı milletvekillerinin,
konuşmalarında, mensubu bulunduğu Bakanlar Kurulu
Başkanını esas almak suretiyle Hükûmetin yolsuzlukla mücadelede
zaaf içerisinde olduğu yönündeki ifadelerine ilişkin
açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, konuşmasında, vermiş oldukları önergeyi
kastederek Yalan ve iftiralarla dolu bir gensoru önergesi verildi.
ifadelerine ilişkin açıklaması
8.- Adalet Bakanı
Sadullah Erginin, Konya Milletvekili Faruk Balın, şahsını
ve Bakanlığını ilzam eden bir ithamda bulunduğuna
ilişkin açıklaması
VI. - USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Söz taleplerinde iktidara
ve muhalefete mensup milletvekillerine eşit davranmayarak Genel Kurulu
tarafsız yönetmemesi nedeniyle Oturum Başkanının tutumu
hakkında
VII. -
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Kahramanmaraş Milletvekili
Durdu Özbolatın, Londrada bulunan bir müzedeki Atatürk heykeline
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı (7/13508)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Başbakanlık korumalarına
alınacak araçlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/13542)
3.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bir bölgenin kültür ve turizm koruma ve
gelişim bölgesi ilan edilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/13545)
4.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin, BDDK yöneticilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Ali Babacanın cevabı (7/13642)
5.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdalın, Akdamar Kilisesinin ibadete
açılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı (7/13652)
6.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, isteğe bağlı
sigortalıların prim borçlarına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı
(7/13711)
7.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Sulusaray ilçesine Sosyal Güvenlik Merkezi
kurulmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13712)
8.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankutun, halk ozanlarının desteklenmesine ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
(7/13761)
9.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin, kadın istihdamına,
Adanadaki kadın
istihdamına,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı
(7/13793), (7/13794)
10.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldızın, kamu kuruluşlarının bir
oteller zincirinde yaptığı toplantılara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/13863)
11.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, Başbakanlık
korumaları için cip alımına ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/13864)
12.- Adana Milletvekili
Nevingaye Erbaturun, kadınların kayıt dışı
istihdamına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13874)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.00te açılarak dört oturum yaptı.
Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 21 milletvekilinin:
Tarihî eserlerin
korunmasında yaşanan sorunların (10/711),
Kyoto
Protokolünün yükümlülüklerinin (10/712),
Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin, tarihî eserlerin
korunmasında ve müze yönetiminde yaşanan sorunların (10/713),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerini alacağı ve
ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Afganistan Halk
Meclisi Din, Kültür, Eğitim, Yüksek Öğrenim İşleri
Komisyonu Başkanı Muhammed Muhakkıkın vaki davetine
icabetle TBMM Dışişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir
Parlamento heyetinin Afganistana resmî ziyarette bulunmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi kabul edildi.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Uyuşturucu ve Psikotrop Madde,
Bağımlılığı ve Kaçakçılığıyla
Mücadele Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Teklifinin (2/449) İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi, yapılan
görüşmelerden sonra, kabul edilmedi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
4üncü
sırasında bulunan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811, 2/633) (S.
Sayısı: 496),
6ncı
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı,
Gıda ve Yem Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporlarının
(1/806) (S. Sayısı: 498),
7nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında
Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/689) (S.
Sayısı: 479),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
5inci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/656) (S. Sayısı: 497 ve
497ye 1inci Ek) ikinci görüşmesinde 14üncü, 15inci, 16ncı ve
17nci maddeleri kabul edildi; verilen aradan sonra komisyon yetkilileri Genel
Kurulda hazır bulunmadığından görüşmeleri ertelendi.
Mersin
Milletvekili İsa Gök, Anayasa Komisyonu Başkanı ve İstanbul
Milletvekili Burhan Kuzunun ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın,
konuşmalarında, Avrupadaki anayasa mahkemelerinin yapısı
ve görevleriyle ilgili olarak Genel Kurula yanlış bilgi verdiklerine,
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Mersin Milletvekili İsa Gökün,
konuşmasında söylediği sözleri değil söylemediği konuları
çarpıtmasına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Verilen aradan
sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından, sonraki işlerde de komisyonların
hazır bulunamayacağı anlaşıldığından, 5
Mayıs 2010 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat
12.00de toplanmak üzere birleşime 23.19da son verildi.
Mehmet Ali ŞAHİN |
Başkan |
Harun
TÜFEKCİ Bayram
ÖZÇELİK |
Konya Burdur |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Fatih
METİN |
Bolu |
Kâtip
Üye |
5 Mayıs 2010 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.00
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşimini
açıyorum.
II.- Y O K L A M A
BAŞKAN Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için beş dakika
süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin
oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu
süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin salonda
hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini, buna
rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, beş dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter
sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan,
Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324)
(S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan,
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan,
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan,
Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaşın; Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633)
(S. Sayısı: 496)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul
Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin; 7/11/1982
Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun ikinci görüşmesine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek (x) (xx)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri,
bilindiği gibi, Anayasa değişiklik tekliflerinin ikinci
görüşmesinde teklifin tümü ve maddeleri üzerinde görüşme
açılmamakta, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülmektedir.
Teklifin birinci
görüşmesinde tüm maddeleri üzerinde değişiklik önergeleri
verilmişti.
Dünkü birleşimde
teklifin 17nci maddesi, gizli oylama sonucunda kabul edilmişti.
Şimdi, teklifin 18inci
maddesini okutuyorum
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, ben dün
Efendim, tutumunuzla ilgili, 63üncü maddeye
göre söz istiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, dün Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, bana yerinden şöyle
laf attı: Ulan
diye bana bir
Ayrıca, şöyle demiş: Ne
anlarsın sen, otur yerine lan, hukukçu değilsin! diye bana bir
sataşma olduğunu dün de söyledim. Siz de dediniz ki, Tutanakları
getirteceğim, sataşma varsa size söz vereceğim.
demiştiniz. Sonra da bu şeyi yerine getirmeden oturumu
kapattınız. Tabii, sataşma da aynı oturumda söz verilir,
bunu bana siz de hatırlattınız. Ben, şimdi o tutumunuz
hakkında 63üncü maddeye göre söz istiyorum. Yani, orada bir usulsüzlük
yaptınız, İç Tüzükü uygulamadınız. Ayrıca da,
bir de siz orada bana işte Kafayı çekip gelmiş!
demişsiniz, ondan sonra bu sözleri tutanaktan da çıkarıyorsunuz.
Bu da cumhuriyet tarihinden beri tutanakta yapılmayan bir
tahrifattır. O konuda 63üncü maddeye göre söz istiyorum.
BAŞKAN - Şimdi,
Sayın Genç, siz, dünkü birleşimin bir oturumunda size yönelik bir
sataşma iddiasıyla benden söz istiyorsunuz. Siz, bu kürsüyü uzun süre
yönetmiş bir arkadaşımızsınız. Aynı oturum
içerisinde sataşma nedeniyle söz verilmesi gerektiğini çok açık
şekilde biliyorsunuz. Benim şimdi size burada bir söz vermem bu
konuda, asıl İç Tüzüke aykırılık nedeniyle benim
eleştirilmemi gerektirecek bir davranıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben
ondan dolayı söz istemiyorum.
BAŞKAN Neden istiyorsunuz?
KAMER GENÇ (Tunceli) Siz,
dün o oturumda bana söz vermeniz gerekirken söz vermediniz ve oturumu
kapattınız.
BAŞKAN Niye
vermediğimi hemen ifade edeyim: Açıkladığımda, Genel
Kurulun o anki durumu çalışmaların yürütülmesine müsait
değildi, ara vermek durumunda kaldım ve baktım
KAMER GENÇ (Tunceli) Peki
nasıl oluyor? Genel Kurulun bazı zamanları çalışmaya
müsait bazıları müsait değil midir?
BAŞKAN Ne
yapayım? Siz de olsaydınız o anda ara verirdiniz. Burada siz de
olsaydınız ara verirdiniz. Zorunlu nedenlerle ara verdim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır efendim, ara verdiniz
CEVDET ERDÖL (Trabzon)
Milletin vaktini çalmayın.
BAŞKAN Sayın
Genç, size söz vermemi icap ettirecek bir neden görmüyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, ben bu tutumunuz hakkında 63üncü maddeye göre söz
istiyorum.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
Zaten bakın, deminden beri sözleriniz zabıtlara geçti, aslında
amacınıza ulaşmış oldunuz
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, bakın, 63üncü maddeye göre söz verin.
BAŞKAN Aslında amacınıza
ulaşmış oldunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Bakın, bundan sonra, kendisine sataşılan bir milletvekiline
BAŞKAN Ben,
sataşmadan dolayı
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir
dakika ben size açıklayayım.
Bundan sonra şöyle bir
yol açtınız: Bundan sonra sataşılan milletvekiline
Başkan istemezse o oturumda söz vermez, ondan sonra oturumu kapatır
ve ondan sonra da der ki Kardeşim ben o oturum içinde sana söz vermedim.
Bu çok yanlış bir tarzdır. 63üncü maddeye göre lütfen bu konuda
bir usul tartışması açın. Yani bunu vicdanınız
kabul ediyor mu? Yani bir milletvekiline hakaret edilecek,
sataşılacak, o oturum içinde Başkan Ben tutanağı
getirteyim, inceleyeyim, eğer size sataşma varsa söz vereceğim.
diyecek
BAŞKAN Efendim, dünkü
birleşimde kalmış
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, tutumunuz hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Genç, dünkü birleşimde kalmış olan bir konuyu bugünkü
birleşimde
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, tutumunuz hakkında
BAŞKAN Lütfen, lütfen
efendim, böyle bir şey olmaz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
58e göre verin efendim.
BAŞKAN Lütfen oturun
yerinize.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bundan
daha haksız bir tutum olur mu, daha keyfî bir tutum olur mu Sayın
Başkan?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
58e göre, geçen tutanak hakkında söz iste.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Genç
Meramınız zabıtlara geçti, lütfen oturun
yerinize efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani
bize karşı haksız hareket ediyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen oturun yerinize. Meramınızı anlattınız,
zabıtlara geçti, lütfen oturun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle
bir şey olmaz! Sizi protesto ediyorum, keyfî yönetiminizden dolayı
sizi kınıyorum.
BAŞKAN Tamam efendim,
buyurun oturun.
18inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 18- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 147 nci maddesinin kenar başlığı 2.
Üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi şeklinde, birinci
fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi üyeleri
oniki yıl için seçilirler. Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi
seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri altmışbeş
yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar. Zorunlu
emeklilik yaşından önce görev süresi dolan üyelerin başka bir
görevde çalışmaları ve özlük işleri kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 18inci madde üzerinde elli iki önerge verilmiştir. Kura sonucu
belirlenen yedi önergeyi şimdi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 18 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci
maddesinin 1 inci fıkrasında geçen "oniki yıl "
ibaresinin "dokuz yıl" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Hakkı
Köylü Azize
Sibel Gönül |
Kastamonu Kocaeli |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 18 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci
maddesinin 1 inci fıkrasında geçen "oniki yıl "
ibaresinin "dokuz yıl" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Ahmet Yeni Mevlüt
Akgün |
Samsun Karaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 18 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Osman Öztürk Bengi
Yıldız |
Iğdır Siirt Batman |
Sevahir Bayındır |
Şırnak |
Madde : 18 - Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci maddesinin kenar
başlığı "2. Üyelerin görev suresi ve üyeliğin
sona ermesi" şeklinde, birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Anayasa Mahkemesi
üyeleri asil ve yedek üyeleri dokuz yıl için seçilirler. Bir kimse iki
defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri
altmış beş yaşını doldurunca emekliye
ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi
dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük
işleri kanunla düzenlenir."
BAŞKAN Şimdi
okutacağım dört önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte
işleme alacağım. İstemde
OSMAN ÖZÇELİK (Siirt)
Sayın Başkan, soyadım yanlış okundu, lütfen düzeltilsin.
BAŞKAN Doğru
okudum. diyor ama tekrar zabıtlara geçti efendim.
OSMAN ÖZÇELİK (Siirt)
Öztürk olarak okundu, hadi Özkürt olsa bir şey değil de!
BAŞKAN Zabıtlara
geçti efendim.
Önerge sahiplerine istemde
bulunmaları hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
Şimdi önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 18. maddesinin Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü İsa
Gök |
Tekirdağ Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 18. maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Fatma
Nur Serter |
Malatya İstanbul |
İsa Gök |
Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 18. Maddesinin Teklif madde
metninden çıkarılmasını arz ederim.
Cemaleddin
Uslu
Edirne
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Anayasa değişikliği teklifinin, 18. maddesinin teklif metninden
çıkarılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay Vural Mehmet
Şandır |
Konya İzmir Mersin |
S.
Nevzat Korkmaz Behiç
Çelik |
Isparta Mersin |
BAŞKAN Birlikte
işleme aldığım önergelere Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Bal?
FARUK BAL (Konya)
Sayın Korkmaz konuşacak efendim.
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
Önergeniz üzerinde beş
dakika gerekçe izah süreniz var.
Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Belki de anlamı üzerinde
çok da kafa yormadan kullanıp geçtiğimiz bir sözü sizlere yeniden
hatırlatmak ve üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum.
Her yerde
karşılaştığımız bir söz: Adalet mülkün
temelidir. Buradaki Mülk elbette, bildiğiniz gibi, mal mülk değil,
devletin ta kendisidir. Şayet devletin işleyişinde adaleti
askıya alır, güçlünün emrine tahsis edersiniz, ortada insanları
bir arada tutacak saygın, meşru bir otorite kalmaz.
Değerli milletvekilleri,
baki olan devlettir, hükûmetler geçicidir. Millet kavramı da sadece
bugün yaşayanları içermez, geçmişte ve gelecekte
yaşamış ya da yaşayacak olanlarla tamamlanır.
Hükûmetler gelip geçici olduğuna göre, hükûmetler adaletin tesisinden sorumlu
olabilir ancak adalet, hükûmetin emrinde olmaz, olamaz.
Dolayısıyla,
değerli milletvekilleri, Hükûmetin partisine mensup olabilirsiniz ama
devletin temeli olan adaleti ele geçirmek, sahip olmak arzusu içinde
olamazsınız. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Hukuk
devletinin temel prensibi, yargı
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı. Ona,
şuna, buna göre adalet tecelli etmez ve adalet herkese lazımdır,
yarın bu gücü kaybettiğinizde de lazım olacaktır, hatta, en
çok o zaman lazım olacaktır.
Değerli milletvekilleri,
yargıda elbette ciddi sorunlar vardır. Bunu, yargı kurumu da
bireysel olarak yargıçlar da söylemektedir. Hatta, bu
sıkıntıları, adli mekanizma içindeki hâkim ve savcılar
bizzat yaşamaktadırlar. Hukuka hizmet etmek istiyorsanız, mahkemelerin
etkin, süratli ve adil kararlar üretmesine hizmet etmelisiniz. Yargıya
hizmet, onları karar verme sürecinde daha da özgürleştirmekle olur.
Yoksa, yargıyı karşınıza alarak, husumet ilan ederek,
dünkü grup toplantısında yaptığınız gibi Onu
unutmadık, bunu unutmadık. diye tehditler savurarak adaletin
inşasına hizmet edemezsiniz. Ülkeyi yönetenlerin vazifesi,
yargının kendi içerisinde altını bir kez daha çiziyorum,
kendi içerisinde- sorunlarını aşabilecek süreçlere katkı
vermekten ibarettir.
Değerli milletvekilleri,
bu memleketin evlatları, yani bizlerden biri olan hâkimlerimiz ve
savcılarımız, hangi şartlarda, hangi zorluklar içerisinde
hizmet etmeye çalışıyorlar? Lütfen, şu rakamlara,
vereceğim rakamlara dikkat buyurunuz. Örneğin, ceza mahkemelerinde, 2008de,
muhatap oldukları dosya sayısı yaklaşık 3 milyon 60
bin. Bir dosya için, gece gündüz, çocuklarına ayıracakları
zamandan fedakârlık yaparak, koltuk altlarında evlerine dosya
taşıyarak, iki yüz elli sekiz günlerini harcamışlar. Hukuk
mahkemelerinde yine, 2008de, toplam dosya sayısı 2 milyon 520 bin, bir
dosyayı sonuçlandırma süresi iki yüz dokuz gün. Danıştayda
2008deki dosya sayısı 247 bin ve bu dosyaları
Değerli milletvekilleri,
getirilen Anayasa teklifi AKPnin geçmişte
karşılaştığı kötü olaylara, hatıralara bir
tepkidir. Yani bir sanığın, ceza kesen hâkime husumet
duyması gibi, AKP, aldığı kararların,
yaptığı yanlışların Yargıtaydan,
Danıştaydan geri dönmesi, kapatılma davalarına muhatap
olması dolayısıyla bu değişikliği Meclisin önüne
getirmiştir. Bu değişikliğin amacı, Anayasa
Mahkemesini, yani yarın Yüce Divan olarak önüne gideceği yüksek
mahkemeyi istediği şekilde yeniden yapılandırmak ve
yargıda kadrolaşarak yargıyı da zapturapt altına
almaktır.
Milletin bunu
görmediğini mi sanıyorsunuz? Milletin, zaman zaman adil olmayan
kararlara, mahkeme kapılarında geçen zamana yanarak duyduğu
kızgınlığı istismar ettiğinizin farkında
olmadığını mı düşünüyorsunuz? Aziz milletimiz,
fikrine başvurduğunuzda, kuyumcu terazisi hassasiyetiyle kılı
kırk yaran iradesini her zaman ortaya koymuş, doğruyu bir
tarafa, yanlışı bir tarafa ayırmasını
bilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, konuşmanızı tamamlayın lütfen. Ek süre veriyorum.
Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKPli milletvekili
arkadaşlarımızın sadece bugünü düşünerek değil,
geleceği düşünerek, yarını düşünerek oy
kullanacağına ve yanlışın Bağdattan değil,
millî iradenin tecelligâhı yüce Meclisten geri döneceğine inanarak
heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Korkmaz, teşekkür ederim.
Şimdi, diğer önerge
üzerinde Edirne Milletvekili Sayın Cemaleddin Uslu.
Sayın Uslu, buyurun
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz beş
dakikadır.
CEMALEDDİN USLU (Edirne)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 18inci maddesiyle ilgili
verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
18inci madde Anayasanın 147nci maddesine düzenleme getiriyor. Anayasa
Mahkemesi üyeliğinin süresi mevcut durumda altmış beş
yaş sınırına kadar devam ederken bu defa on iki yıl
olarak düzenleniyor. On iki
yıllık sürenin üyelerin yeterince tecrübe kazanması ve bu
tecrübelerini mahkeme çalışmalarına yansıtması
açısından yeterli olduğu öngörülmüş.
Değerli milletvekilleri,
anayasalar, vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini koruyan, siyasi
rejimin ve devlet organlarının görev ve yetkilerini belirleyen temel
kanunlardır. Anayasalar elbette asla değişmez metinler
değildir, toplumların ihtiyacına göre anayasalarda da
değişiklik yapılabilir. Nitekim, 12 Eylül askerî darbesinin
ürünü olan, antidemokratik hükümler taşıyan, yürürlüğe girdikten
itibaren geniş bir kesim tarafından farklı sebeplerle
eleştirilen 1982 Anayasası on beş defa
değişikliğe uğramış, seksen altı maddesi
değiştirilmiştir.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak toplumsal bir mutabakat belgesi niteliği kazanamayan bu
Anayasanın değiştirilmesi gerektiğine inanmaktayız
ancak bunun toplumun talebiyle örtüşen bir toplumsal uzlaşmayla
sağlanabileceğini düşünmekteyiz. Bu yüzden, toplumsal mutabakat
sağlamayan, Yüce Divan hesabı olan, kuvvetler
ayrılığını bozan bu Anayasa
değişikliğini benimsemedik.
Değerli milletvekilleri,
yapılacak değişiklikler Anayasanın bütününe
aykırı olmamalıdır. Anayasaya aykırı bir Anayasa
değişikliği olmaz. Oldubittiyle Anayasa
değiştirilemez, özen ister, gayret ister, mutabakat ister,
uzlaşı ister. Bundan dolayı Anayasa değişikliği
için Mecliste üçte 2 çoğunluk aranıyor. Bütün bunlara rağmen
Anayasaya aykırılık olursa, işte o zaman Anayasa Mahkemesi
doğal olarak devreye girerek görevini yapacaktır ama siz devletin
bütün kurumlarını ele geçirdikten ve etkisiz hâle getirdikten sonra
en önemli kurum olan yargıyı tamamen kontrol altına alarak
sadece kendi amacınız için kullanmaya kalkarsanız, bu, ülkenin
hayrına olmayacaktır. Zira yargı, hukuk ve yasalar çerçevesinde
görevini yapar. Eğer siz, başta Anayasa olmak üzere hukuk ve yasalara
aykırı kanunlar çıkarmaya, tasarruflarda bulunmaya
kalkarsanız yargı elbette devreye girecektir. Bunu yargı,
elimizi kolumuzu bağlıyor şeklinde sunmaya
kalkışmanız hukuk ve demokrasiye olan inancınızı
ve içinde bulunduğunuz ruh hâlinizi ortaya koyacaktır.
Sayın Başbakan geçen
hafta Anayasa Mahkemesini hedef alarak ana muhalefet mahkemesi olarak
tanımladı. Bunu yaparken de Anayasa Mahkemesinin bu siyasi partimizin
istediği doğrultusunda karar verdiğini ima etti. Olur da bu
Anayasa değişikliği, Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulursa
İşte, Anayasa Mahkemesi yanlı karar veriyor, biz bunun için
üyelik yapısını değiştiriyoruz. Üyelerin geldikleri
alanları genişletiyoruz. diye ifade ediyor.
Değerli milletvekilleri,
yargıyı bu derece rakip görmek doğru değildir.
Yargıyı kamuoyu önünde düşman gibi göstermek Türkiye'nin
geleceğini köreltir. Kaldı ki yüksek yargı üyelerinin
iktidarınız tarafından belirlenmesi sizin söyleminizin
başka bir ifadesi olmayacak mı? Doğru olan, demokrasi ve hukuk
kavramlarını geliştirmektir. Belirsiz bir sürece katkı
sağlamanın hiç kimseye faydası olmaz.
Değerli milletvekilleri,
bu Anayasa Değişiklik Teklifi millet için değil AKPnin kendi
için hazırlanmış ve AKP tarafından partilere ve millete
dayatılmaktadır. Parlamento içerisinde hiçbir siyasi partiden destek
görmemektedir. Sadece kendi çoğunluğu ile dayatılmaya
çalışılan bir görünüm sergilemektedir. AKPnin
yapacağı en doğru iş Anayasa değişikliği
çalışmalarına son vermek ve toplumsal katılım sürecini
başlatmaktır. Meclis çatısı altında Anayasa
değişikliği uzlaşma komisyonu kurulmalı, üzerinde
uzlaşılan hususlar belirlenmeli ve demokratik bir sözleşmeye
bağlanmalıdır. Bilahare yeni dönemde oluşacak Parlamento bu
değişiklikleri gerçekleştirmelidir.
Bu duygu ve
düşüncelerimle yüksek heyeti saygılarımla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Uslu, teşekkür ederim.
Sayın Serter, siz
konuşacaksınız herhâlde önergeniz üzerinde.
İstanbul Milletvekili
Sayın Fatma Nur Serter, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AKP Grup Başkanı ve İstanbul
Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 arkadaşının
hazırlayarak Meclise sunduğu bir Anayasa değişiklik teklifi
dayatmasıyla Türkiye karşı karşıyadır.
SONER AKSOY (Kütahya) Ne
dayatması
FATİH ARIKAN
(Kahramanmaraş) Dayatma
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Bağırma oradan!
BAŞKAN Lütfen
Sayın milletvekilleri, lütfen
Lütfen
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Toplumsal uzlaşma yerine dayatmayı bir yöntem olarak kabul eden AKP,
bu Anayasa değişikliği sürecinde de hem ulusal iradeye atıf
yaparken ulusal iradenin temsilcisi olduğunu
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen,
sayın milletvekilleri, Hatibi takip edelim.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
iddia ettiği kendi parti grubunu büyük bir dayatmayla karşı
karşıya bırakarak bu Anayasa değişikliği
teklifini Meclisten geçirme gayreti içindedir. AKPnin bu Anayasa
değişikliğinden neyi amaçladığı son derece
açıktır.
AHMET YENİ (Samsun) Açık
tabii
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Ama halkımızın daha iyi anlayabilmesi için tekrar etmekte yarar
vardır:
1) Tarafsız ve
bağımsız yargıyı sonlandırmak.
2) Kuvvetler
ayrılığını fiilen ortadan kaldırmak. Tabii,
kuvvetler ayrılığını fiilen ortadan kaldırmak,
iki kuvveti bir kuvvetin yani yürütmenin egemenliği ve baskısı
altına almak anlamını taşımaktadır.
Bu
değişikliğin kuvvetler ayrılığı
bakımından Türkiye için hangi anlamı ifade ettiğini en
açık bir biçimde Profesör Aratonun sözlerinde buluyoruz. Arato diyor ki:
Üç kuvvetten birinin diğer iki kuvvete darbe yapacağı bir
altyapı, bir yapılandırma içine Türkiye girmiştir.
İşte bundan dolayıdır ki, düşünenler, entelektüeller,
hukukçular bu Anayasa değişikliğinin Türkiye'nin kulvar
değişikliğine itileceği ve sivil darbe
yapılacağı bir Anayasa değişikliği olduğunu
defalarca ifade etmektedirler.
3) Bu Anayasa
değişikliğiyle Anayasa değişiklik paketinin tek bir
paket olarak halkın iradesine sunulması yani referanduma götürülmesi,
çok açık bir biçimde ulusal iradeye saygısızlıktır,
halkı aldatmaktır, halktan korkmaktır, halkın iradesiyle
yüzleşecek cesaretten yoksunluğun açık ve net bir
itirafıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun)
Milletten korkmayın.
RECEP KORAL (İstanbul)
Hadi halka gidelim.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Halka gidiyoruz, halka.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, niye müsaade ediyorsunuz?
BAŞKAN Lütfen,
sayın milletvekilleri, Hatibi izleyelim.
Tamam Sayın Anadol,
oturun lütfen.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
AKPnin baskıcı, dayatmacı ve tehditkâr tavrı bir yönetim
geleneğine dönüşmüştür.
AHMET YENİ (Samsun)
Milletten korkmayın.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bağırmakta haklısınız
çünkü çok iyi biliyorum ki, Başbakanın görüşleri AKPnin dogmaları
hâline gelmiştir; hiçbiriniz onun dışına
çıkamazsınız, farklı bir görüş ifade edemezsiniz.
YAHYA AKMAN
(Şanlıurfa) Oy kullanamıyorsunuz ya siz.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsunuz, oy.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen,
sayın milletvekilleri
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Bunu yapamazken dönüp kendi ezikliğinizi gizlemek için Cumhuriyet Halk
Partisine Size oy verdirilmiyor. diyecek kadar da gerçekleri
çarpıtırsınız. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) Oy
kullanmaktan korkanlar konuşuyor.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sakin olalım lütfen.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Bakın ben bir Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak kendi özgür
irademle gayrimeşru bulduğum bu Anayasa değişikliği
paketine Hayır. diyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Orada söyleyin.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Bu Anayasa değişikliği paketine referandumda Hayır.
diyorum. (AK PARTİ sıralarından Diyemiyorsunuz sesleri)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Hayır. diyemiyorsunuz, iradeniz yok.
AHMET YENİ (Samsun)
Hayır. diyemiyorsunuz, oy bile kullanamıyorsunuz.
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri, böyle bir usulümüz yok.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Ve burada bu gayrimeşru Anayasa teklifi paketine oy vermemeyi kendi özgür
irademle seçiyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun)
Korkudan sandığa bile gidemiyorsunuz.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Buradaki Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarıma
soruyorum: Sizler baskı altında mı oy kullanmıyorsunuz? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
SONER AKSOY (Kütahya) Oy
kullanın evvela.
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Eğer baskı altında oy kullanmayan varsa, bir tek kişi varsa
kalksın burada, baskı altında oy kullanmıyorum
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun)
Gidebiliyor musunuz oraya?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, olmuyor ki
AHMET YENİ (Samsun)
Buraya giden
BAŞKAN Lütfen,
Sayın Yeni
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Hepimiz kendi özgür irademizle oy vermemeyi seçiyoruz ve referandumda da
Hayır demek bizim özgür irademizdir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Gelin, bir oy verin.
FATMA NUR SERTER (Devamla) -
Biz sizin gibi Başbakanın dogmalarının esareti altında,
tehditle, baskıyla, erken seçim tehdidiyle, kendi kişisel
çıkarlarımızla oy veren insanlar değiliz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) Oy
kullanamıyorsun, oy!
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Biz, Cumhuriyet Halk Partililer olarak millî iradeden
aldığımız güçle, bize oy verenlerin bize emanet ettiği
güçle, kendi özgür irademizle oy vermemeyi seçiyoruz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) -
İnanarak konuş, inanarak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Serter, süreniz doldu efendim.
Ek süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayın.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Değerli milletvekilleri, Anayasayı demokratikleştirecek olan
bir zihniyetin kendisinin demokrasiyi özümsemiş olması gerekir.
Tarafsız yargı
dediği zaman, kendinden yana yandaş yargı, Başbakanın
istekleri doğrultusunda karar vermeyen bir yargıyı yandaş
yargı olarak nitelendireceksiniz.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsun, oy!
FATMA NUR SERTER (Devamla) -
Basın, tarafsız basın deyince, Başbakanın
görüşleri dışında görüş ifade eden köşe
yazarlarını Başbakan kalkacak medya patronlarına
şikâyet edecek, sonra da onları vatan, millet, devlet düşmanı
ilan edecek; sivil toplum kuruluşlarını tehdit edecek, ideolojik
bulacak! Ondan sonra da siz bu anlayışla demokratik bir Anayasa
getirmekten bahsedeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Gerçek demokratlar burada, burada
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
Lütfen yerinizden söz atmayın.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Sizin demokrasi ruhunu, demokrasi düşüncesini içselleştirememiş
bir grup olarak bu ülkeye getirdiğiniz Anayasa değişikliği
paketi de işte sizin görüşleriniz doğrultusunda yandaş bir
yargı üretecek ve Türkiyeyi
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsunuz, oy!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Serter, ek süreniz de doldu.
Genel Kurulu
selamlayabilmeniz için mikrofonu tekrar açacağım. Lütfen
selamlayın efendim ve lütfen konuşmanızı tamamlayın.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsun, oy!
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Bunun cevabını verdim.
Sizler dayatma, baskı ve
tehdit altında oy kullanan milletvekilleri olarak Cumhuriyet Halk
Partisine söz söyleme hakkına sahip değilsiniz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Millet oy verdiğinde, sandıkta görürsünüz.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsun, oy!
YAŞAR KARAYEL (Kayseri)
Kabinler arkada, kabinler
FATMA NUR SERTER (Devamla) -
Millet sizi görüyor, millet sizi görüyor ve değerlendiriyor. Onun için,
değerli milletvekilleri, dönün kendinize bakın. Bir aynaya bakın
aynaya, aynaya, önce Başbakan bir aynaya baksın. İnönüye dil
uzatan Başbakanın bir aynaya bakmasını tavsiye ediyoruz
kendisine. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kılıç, buyurun.
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkanım, az önceki konuşmacı, AK PARTİ
Grubuna ve teklif sahibi milletvekillerine bizim tarafımızdan ifade
edilen görüşler dışında görüşler atfetmiştir,
ağır iftiralarda bulunmuştur, hakaretler etmiştir. Bu
durumu düzeltmek üzere kürsüden 69uncu maddeye göre söz talep ediyorum.
BAŞKAN Sayın
Kılıç, bakın, sizin grubunuza mensup 2
arkadaşımızın da önergesi var; imza atıp orada
konuşsanız bunları daha güzel olmaz mı?
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkanım, ben sataşma nedeniyle söz istiyorum İç
Tüzük gereği.
BAŞKAN Sataşma
nedeniyle mi efendim?
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sataşma nedeniyle 69dan söz istiyorum. Önergeler ayrı.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Tutanaklara bak Sayın Başkan, tutanaklara bakmıyor musunuz?
BAŞKAN Üç dakika
içerisinde yeni bir sataşmaya mahal vermeyecek şekilde, siz Grup
Başkan Vekilisiniz
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sayın Başkan, tutanaklarda sataşma var mı, yok mu
bakmıyor musunuz?
BAŞKAN Ben de dinledim
efendim, büyük bir dikkatle takip ettim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Biz
söz isteyince tutanaklara bakıyorsun, böyle yönetim olmaz!
BAŞKAN Lütfen sakin olalım.
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat Kılıçın, İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
SUAT KILIÇ (Samsun)
Saygıdeğer Başkanım, sayın milletvekilleri; sizleri
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
az önce bu kürsüde dinlediğimiz milletvekili, oy kullanma hakkı parti
yönetimi tarafından gasp edilmiş olduğu için, acı, elem ve
ıztırabını bu kürsüye taşımıştır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, sataşma
SUAT KILIÇ (Devamla) AK
PARTİ milletvekilleri demokratik teamüllerin, özgür iradelerinin
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sen Samsuna git, Samsuna!
SUAT KILIÇ (Devamla)
Anayasadaki ve İç Tüzükteki gizli oy kullanma prensibinin gereği olarak
bugüne kadar oylarını kullanmışlardır, bundan sonra da
kullanmaya devam edeceklerdir. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Git, orada, Samsunda şehit cenazesine katılıyor musun?
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
SUAT KILIÇ (Devamla)
Hanımefendi, yapmış olduğu konuşmada, AK PARTİ
yöneticileri tarafından AK PARTİ milletvekillerinin iradeleri
üzerinde baskı oluşturulduğu gibi bir gafletin, bir dalaletin
içerisine düşmüştür. (AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Sayın
Arifağaoğlu
Lütfen
SUAT KILIÇ (Devamla) Oysaki
bizzat kendisi hayatının baharındaki on sekiz, on dokuz
yaşındaki kız çocuklarını ikna odalarına alan ve
başlarındaki örtüleri çıkarıncaya kadar okula kayıtlarını
yapmayan rektör yardımcısıdır, öğretim görevlisidir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Senin aklın ermez o işlere!
SUAT KILIÇ (Devamla) AK
PARTİnin geleneğinde, AK PARTİnin kültüründe ikna
odalarında masum kız çocuklarını ikna süreçlerinden
geçirmek yoktur.
K.KEMAL ANADOL (İzmir)
Ne alakası var?
SUAT KILIÇ (Devamla) - AK
PARTİnin demokrasi anlayışında
insanlarımızın iradeleri üzerine ipotek koymak yoktur,
baskı oluşturmak yoktur.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) - Gördük, gördük
SUAT KILIÇ (Devamla) - En
temel demokratik hak ve ödev olan oy kullanma hakkını cebren ve hile
ile gasbetmek yoktur.
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) - Baskı var, baskı! Gardiyanla oy
kullanıyorsunuz, gardiyanla!
SUAT KILIÇ (Devamla) -
Elbette ki şu ana kadar 17, birinci turda da 29 olmak üzere 46 madde
oylaması yapıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna üye 97
milletvekili 46 madde oylamasının hiçbirinde ret oyunu kullanma
hakkını bile hayata geçiremediler. (Gürültüler)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Suat Kılıç, Kanal D Muhabiri sana
GÜROL ERGİN (Muğla)
- Biz sizin yanlışınıza katılmak istemiyoruz
delikanlı.
SUAT KILIÇ (Devamla)
Sizler, parti yönetimi tarafından kendilerine güven duyulmayan
milletvekillerisiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizin bu kürsüden AK PARTİ milletvekillerinin oy kullanma hakkı
üzerinde tek cümle değil, tek kelime bile etmeye kesinlikle
hakkınız yok. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Suat Kılıç, Kanal Dye elinden kim tutup götürdü?
GÜROL ERGİN (Muğla)
Neler yaşandı, iki gün neler yaşandı burada?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Sizin
bu kulübelere girdikten sonra ne yönde oy kullanacağınıza dair
parti yönetiminin sizden kaygıları var ve maalesef yaklaşan
kurultayda Parti Meclisine girebilmek için bu kürsüyü âdeta bir reyting kürsüsüne
dönüştürmeyi iki haftadır kendinize ilke edindiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
GÜROL ERGİN (Muğla)
Kan süzdünüz, kan süzdünüz burada.
SUAT KILIÇ (Devamla) -
Değerli arkadaşlarım, bu tavrın sizi götürebileceği
bir yer yok.
Haydi buyurun referanduma
gidelim.
GÜROL ERGİN (Muğla)
Hadi Samsuna gidelim beraber, Samsuna.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sen Samsuna git. Hadi beraber Samsuna gidelim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Suat Kılıç, seni Samsundan bekliyorlar, Samsundan. Sen Samsuna
giremiyorsun.
SUAT KILIÇ (Devamla) -
Halkın üçte 2si referandumda Anayasa
değişikliğine Evet. demeye hazırlanıyor ve
siz, halkın üçte 2sinin Evet. demeye hazırlandığı
bir referandum sürecinin, bir Anayasa değişikliği teklifinin
karşısında kendinizi
(CHP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
GÜROL ERGİN (Muğla)
Türkiyeyi yeniden kana buladınız kana. Samsuna gidelim, Ahmet
Yeni de gelsin Samsuna gidelim.
AHMET YENİ (Samsun) -
Hep beraber gidelim Gürol Hoca.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Seni Kanal Dye kim götürdü, kiminle gittin?
GÜROL ERGİN (Muğla)
Sandığa dün ağzı açık koymuşsun hemşehrim.
BAŞKAN Sayın
Kılıç, süreniz doldu efendim, üç dakika süre vermiştim, doldu.
Genel Kurulu selamlayın
efendim, lütfen yerinize oturun, Genel Kurulu selamlayıp oturun efendim.
SUAT KILIÇ (Devamla)
Değerli arkadaşlarım
BAŞKAN - Lütfen
Sayın Kılıç
Genel Kurulu selamlayıp
oturun efendim.
SUAT KILIÇ (Devamla)
Saygıdeğer milletvekilleri, şu ana kadar olduğu gibi, bu
andan sonra da AK PARTİ milletvekilleri özgür iradeleriyle
oylarını kullanmaya devam edecek. (CHP sıralarından
gürültüler)
GÜROL ERGİN (Muğla)
Samsuna beraber gideceğiz beraber. Kürsüden konuşmak kolay.
SUAT KILIÇ (Devamla) Ümit
ve temenni ederim ki Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi de milletvekillerinin
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sayın Kılıç, Kanal Dye kiminle gittin, açıkla. Kanal
Dye kiminle gittin, kim elinden tuttu götürdü Kanal Dye?
SUAT KILIÇ (Devamla)
iradeleri üzerindeki ipoteği kaldırsın, size güven duysun ve oy
kullanma hakkınızı size iade etsin.
Saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Kanal Dye kim götürdü seni?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) - Sayın Başkan, sataşma için söz istiyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Suat Kılıç, seni Kanal Dye kim götürdü, elinden tutup kim götürdü,
bir açıkla.
SONER AKSOY (Kütahya) Otur
yerine!
BAŞKAN Evet, bir
saniye
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, bir saniye
arkadaşlar, lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Kim elinden tutup götürdü, kime teslim etti? Kim götürdü,
açıklasın.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, yerinize oturun efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Açıkla, yiğitsen açıkla!
BAŞKAN Bir saniye,
Grup Başkan Vekiliniz söz istiyor Sayın Öztürk. Sayın Öztürk,
yerinize oturun.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, sataşma
BAŞKAN Sayın
Anadol, bir saniye
Bakın, sataşma
nedeniyle söz verirken söz verdiğim değerli milletvekili
arkadaşımızı uyarıyorum, diyorum ki: Yeni bir
sataşmaya mahal vermeyin. Ama çoğu zaman da bu ihlal ediliyor
işte.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Sataştı, ben de sataşma nedeniyle söz
istiyorum.
BAŞKAN Sayın Anadol,
buyurun. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ben takip ediyorum burada
efendim. Lütfen, benim işime karışmayın.
Buyurun Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, bir: İsim vererek şahsen İstanbul
Milletvekili Nur Sertere sataşmıştır.
İki: Açıkça
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu kastederek Cumhuriyet Halk Partisine
sataşmıştır. Söz talep ediyoruz ikimiz de.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Olanı söyledi ya, sataşma yok.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Efendim, gerçekleri söylemek sataşma olmaz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Kendiniz için
mi efendim? Sayın Serter için mi söz istiyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Serter için ve parti için de kendime, ikimiz için de.
BAŞKAN Biriniz yetmez
mi efendim?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Pazarlık yok, pazarlık yok!
BAŞKAN Peki, o zaman
buyurun Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Cumhuriyet Halk Partisine sataştı, Nur Sertere sataştı.
BAŞKAN Sayın
Anadol, buyurun ama siz en tecrübeli milletvekillerimizden birisiniz, yeni bir
sataşmaya mahal vermeyeceksiniz inşallah.
Buyurun bakalım. (CHP
sıralarından alkışlar)
Üç dakika süre veriyorum.
2.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun, Samsun Milletvekili
Suat Kılıçın, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Maalesef, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; sabahleyin
oturum başlar başlamaz dün oylamada kendileri hesabına olumlu
sonuç almalarına rağmen, iktidar grubu bir taşkınlık
içindedir
AHMET YENİ (Samsun)
Millet hesabına, millet!
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
ve onu yatıştırması gereken Grup Başkan Vekili
Cumhuriyet Halk Partisine, milletvekillerine açıkça sataşarak
havayı gerginleştirmek istiyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kim başlattı? Kim sataştı?
Sizin konuşmacınız başlattı.
AHMET YENİ (Samsun)
Siz başlattınız, siz!
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
Şimdi, ben sataşıyorum ben, sana sataşıyorum Suat
Kılıç.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Suat Kılıç, Sayın
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
Turgutlu Belediyesine, kullandığın ikinci el arabayı
sıfır kilometreden fazla fiyata sattın mı, satmadın
mı? Cevap ver. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Hadi, buyurun
bakalım!
SUAT KILIÇ (Samsun)
Alakası yok Sayın Başkan.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sayın Kılıç, Kanal Dye kiminle gittin, onu açıkla.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Serter, bir saniye, vereceğim efendim. Bir dakika, bir dakika
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sayın Başkan, söz verin açıklasın! Soruya cevap versin!
BAŞKAN Sayın
Serter, ne için söz istemiştiniz? İsminizden bahsedildi, o nedenle
söz istediniz değil mi efendim?
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
Üç dakika. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Benim sataşma nedeniyle
söz vermemi eleştiren arkadaşlar, lütfen konuşmaları takip
ederseniz, niçin söz verdiğimi de anlarsınız.
3.- İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serterin, Samsun Milletvekili
Suat Kılıçın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, çok ilginç, ben burada ne zaman konuşsam, içinizden
birileri çıkıyor, tek atımlık barutunuz kalmış,
dönüp dönüp on yıl öncesine, yanlış bildiğiniz
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
CEVDET ERDÖL (Trabzon)
Onlar da ikna olmadı!
BAŞKAN Lütfen, lütfen
FATMA NUR SERTER (Devamla)
gerçeklerden tamamen uzak bir konuda yorum yapıyorsunuz. Acıyorum,
gerçekten acıyorum sizlere! Başka barutunuz kalmamış
anlaşılıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, ben, burada
AKPnin şu oy verme sürecinde kurduğu ikna odalarından
bahsetmedim, ama siz, gerçek amacı başı örtülü olan
öğrencilerin eğitim hakkına devam edeceği bir ortam
yaratmaktan başka
AHMET YENİ (Samsun)
Vay anasını be!
FATMA NUR SERTER (Devamla)
hiçbir baskı amacı taşımayan bu süreci
AHMET YENİ (Samsun)
Kız çocuklarımız iyi biliyor.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
iki tane, maalesef, gerici gazetenin yönlendirmesiyle çevirip çevirip
kullanıyorsunuz.
AHMET YENİ (Samsun)
Kandıramazsınız kimseyi!
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Sicilinizde yazıyor.
FATMA NUR SERTER (Devamla)
Yolunuz açık olsun arkadaşlar, kullanın, istediğiniz kadar
kullanın!
Biz, sizin hangi ikna
odalarında ikna edilerek buraya geldiğinizi çok iyi görüyoruz,
biliyoruz, siz on yıl öncesini kullanın durun.
Hadi hayırlı olsun!
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Evet, peki.
Efendim, devam ediyoruz.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sağlık Bakanına söylüyorum: Sağlık Bakanı, laf
atmak istiyorsan buraya gel, grubuna gel! Orası devletin, oradan laf atma!
Devletin bakanısın Sağlık Bakanı, laf atacaksan buraya
gel!
BAŞKAN Efendim,
şimdi, birlikte dört önergeyi işleme almıştım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Ben sataştım ama, sataşmadan söz verin! Ben
sataştım!
BAŞKAN Sayın
Anadol, ne dediniz anlayamadım?
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Ben sataştım, bir cevap versin, söz verin!
BAŞKAN Evet,
Sayın Gök, buyurun efendim.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Laf atacaksan buraya gel, bu tarafa!
BAŞKAN Değerli
arkadaşlar, niye böyle yerinizden celallenerek
Tüm Genel Kurula
söylüyorum, milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum, lütfen,
yapmayın böyle
Lütfen
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, devam edin.
GÜROL ERGİN (Muğla)
Suat Beyin söz isteği var, versene!
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Gök.
Sayın Gök, süreniz
beş dakikadır.
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herhâlde dünkü gol
atmanın sevinciyle bugün Genel Kurulu geriyorsunuz.
Dün ne yaptınız
arkadaşlar? Oylama sonrası alkışlar
Alkışlar
Garaja indik, garajda nara atanlar var, bağıranlar var. Hatta bir
milletvekili buradan muhalefete el hareketi yaptı, el hareketi yaptı.
Herhâlde bugün de..
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yok öyle bir şey.
İSA GÖK (Devamla) El
hareketi yaptı, bunu biliyorsun Elitaş... Biliyorsunuz, el hareketi
yaptı ve herkes biliyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yapmayın, yapmayın.
İSA GÖK (Devamla) El
hareketi salladı bize. Biz bunları gördük.
Anlaşılan bugün de
23 geçerse konfeti atacaksınız, havai fişek
patlatacaksınız değil mi? Havai fişek
Demokrasi oyunu
oynuyorsunuz, demokrasi oyunu.
Bir vekiliniz kalktı
Şimdi fişleme sırası bizde. dedi
Fişleyeceğiz. dedi. Ufak bir ceza verdiniz. Dün, hakikaten
vekiliniz fişledi, birilerini fişledi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Düzeltti. Bakın, o açıklamayı
düzeltti, öyle bir amacı olmadığını söyledi.
İSA GÖK (Devamla)
Fişleyenleri de överek yücelttiniz. Sonra, fişlenenleri inzibati
tedbirle oy kullanmaya gönderdiniz, fişlenenleri.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bilmediğimiz kişiler hakkında
Böyle bir şey olabilir mi?
İSA GÖK (Devamla) -
Bunun adı mevcutlu oy kullandırmadır, bunun adı inzibatla
oy kullandırmadır arkadaşlar. Bunun adı demokrasi
değildir.
Alkışladınız,
alkışlıyorsunuz. Neyi alkışlıyorsunuz ya? Neyi
alkışlıyorsunuz? Yani 1 Mayıs İşçi
Bayramını işsizler bayramı yaptınız. Halka gol
attık diye onu mu alkışlıyorsunuz? Neyi
alkışlıyorsunuz ha bire?
Hortumlayanları, bu aç,
bu işsiz insanları hortumlayanları, ihalelerde dünya parayı
götürenleri yargıya gitmekten kurtaran maddelerle, yargılayacak
hâkimleri hortumlayanlara atatmak için madde geçirdiniz. Halka gol attık
diye onu mu alkışlıyorsunuz? Ona mı seviniyorsunuz? Sizi
tebrik etmek lazım, sizi hakikaten tebrik etmek lazım!
Her şeyi
sattınız, her şeyi yediniz ama doymadınız,
doymuyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ayıp, ayıp! Çok ayıp!
İSA GÖK (Devamla)
Ayıp değil. Öğren bunları.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Somut bir şey varsa söyleyin. Bakın,
siz hukukçusunuz, somut bir şey varsa söyleyin.
İSA GÖK (Devamla) -
Gerede
BAŞKAN Sayın Gök
Sayın Gök
İSA GÖK (Devamla)
Balıkesir SEKA ihalesi, TÜPRAŞ
ihalesi, PETKİM ihalesi, ATV-Sabah ihalesi..
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Elinizde belge varsa, bilgi varsa söyleyin.
BAŞKAN Sayın Gök
Arkadaşlar, biraz da
önergeler üzerinde konuşsanız.
İSA GÖK (Devamla) Bir
sürü ihale var, bu ihalelerin hesabı sorulacağı zaman,
hesabı soracak olan makamı bu ihaleleri yapan insanlar
yargılanamasınlar diye, bu ihalelerin hesabı sorulmasın
diye, yani haram lokma yiyenleri yargılatmamak için hâkimleri
değiştirme yetkisi verdiniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Millet haram lokma yiyenleri biliyor.
İSA GÖK (Devamla)
Mahkemeyi yeniden düzenliyorsunuz. Bunun yasasını geçirdiniz,
alkışladınız. Bunun neresi alkışlanacak şey,
neresi? Hangi biriniz gece rahat uyuyabildiniz ha gece, yaptığınız
şeyle? Rahat uyuyanların da kesin vicdanında sorun var demektir
arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Çocuklarınıza anlatacağınız iyi bir şey
yapmadınız, çocuklarınıza anlatacağınız kötü
bir şey yaptınız.
Bakın arkadaşlar,
12 Eylül darbesini yapanlar ve 12 Eylül hukukunu yaratanlar yıllardır
lanetleniyor, yıllardır eleştiriliyor ve siz şimdi, 12
Eylül hukukundan daha beter, 12 Eylül darbesinden daha beter bir
karşı devrim gerçekleştiriyorsunuz, 12 Eylül hukukundan daha
beter bir hukuk düzeni yaratıyorsunuz. Lanetleniyorsunuz, 12 Eylül
hukukunu yaratanlardan daha beter lanetleniyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Lanet lafı sana yakışır, sana! O
lafı geri al.
İSA GÖK (Devamla)
Lanetleniyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Gök,
sizi temiz bir dille hitap etmeye davet ediyorum.
İSA GÖK (Devamla) Bu
ülkenin insanları sizleri lanetle anacak, lanetle!
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Lanet lafınızdan dolayı sizi
kınıyorum.
BAŞKAN Sayın Gök
İSA GÖK (Devamla) Ve
hiçbirinizin ne bu cihanda ne öbür cihanda yatacak yeriniz yok. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Yatacak yeriniz yok. Utanmanız
lazım, sıkılmanız lazım.
BAŞKAN Sayın Gök,
sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum.
İSA GÖK (Devamla) Bu
değişikliklerle, Anayasa Mahkemesi değişikliğiyle,
HSYK değişikliğini planlıyorsunuz.
RECEP KORAL (İstanbul)
Niye hakaret ediyorsun?
İSA GÖK (Devamla) - Bu
değişikliklerle, siz harama
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
İSA GÖK (Devamla) Siz kursaktan
haram lokma geçmenin yolunu açıyorsunuz, haram lokma geçireceklere yol
veriyorsunuz hem de içinizde bir avuç yiğit, 10 kişi varken.
RECEP KORAL (İstanbul)
Hakaret etmeye hakkın var mı? Hiç düşünmeden hakaret ediyorsun.
İSA GÖK (Devamla) - İçinizde
bir avuç yiğit, harama Hayır. demeyi bilen 10 tane yiğit
varken. Bu yiğitleri de fişleyerek, engelleyerek, buraya inzibatla
göndererek engellemeye çalışıyorsunuz. Buna demokrasi mi
diyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Çok mu ağrına gitti? Çok mu ağrına gitti?
İSA GÖK (Devamla) - Buna
parlamenter rejim mi diyorsunuz? Bu, AKPnin faşist devlet
yapısıdır arkadaşlar. 12 Eylülden bin beter oldunuz, bin
beter olacaksınız. Dedim ya iki cihanda yatacak yeriniz yok sizin.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Canikli, buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, biraz önce
konuşmacı grubumuza çok ağır hakaretlerde bulunmuştur.
Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, ben de
kendisini temiz bir dille konuşmaya davet ettim o nedenle. Ama lütfen yeni
bir sataşmaya mahal vermeyin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Her konuşmacının arkasından söz! Her
konuşmacının arkasından söz!
BAŞKAN Bakın,
yeni bir sataşma yaparsanız sataşılan gruba veya
kişiye söz veririm.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Bravo Başkan (!)
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Bravo Başkan, bravo (!) Her konuşmacının arkasından
BAŞKAN Lütfen...
Lütfen
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
4.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Mersin Milletvekili
İsa Gökün, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlar; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce şunu çok net olarak
ifade etmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar: Eğer milletimiz birini
lanetliyorsa
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Bravo AKPnin başkanına! Türk toplumu gördü, her şeyi gördü,
ne kadar tarafsız bir Meclis Başkanı olduğunu gördü. Helal
olsun size!
BAŞKAN Sayın
Öztürk, niye bu kadar celallisiniz? Sakin olun lütfen.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
eğer büyük Türk milleti, bu aziz milletimiz bir siyasi
partiyi lanetliyorsa o kesinlikle AK PARTİ değildir. Lanetlenen parti
-varsa öyle bir parti- otuz yıldan beri milletin iktidara
getirmediği, milletin güvenmediği, milletin hiç destek vermediği
bir siyasi partidir değerli arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Milletimiz AK PARTİyi yedi
sekiz yıldan beri iktidar yapmış.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Sekiz yıl önce neredeydiniz siz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İkinci döneminde daha da artan bir güvenle
iktidar yapmış. Milletin lanetlediği bir parti bu şekilde
milletin teveccühünü kazanıp millete hizmet etme imkânını
bulabilir mi değerli arkadaşlar?
İSA GÖK (Mersin)
Seçimlerde göreceksin!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Lanetlenen bir parti arıyorsanız aynaya
bakın değerli arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan, o lanetlenen 12 Eylül hukuku, o lanetlenen 12 Eylül
darbesi yüzde 92 oy aldı, yani oyla lanet beraber değildir.
BAŞKAN Peki Sayın
Gök, tamam.
İSA GÖK (Mersin) 12
Eylülcüler yüzde 92 oy aldı, siz
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Gök,
zabıtlara geçti, lütfen yerinize oturun.
Diğer önergeyi
okutuyorum
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler
ve ayağa kalkmalar)
BAŞKAN Tamam,
değerli arkadaşlar, lütfen oturun.
Lütfen sayın milletvekilleri
Lütfen oturun sayın
milletvekilleri yerlerinize.
Grup başkan vekili
arkadaşlarım
İdare amiri
arkadaşlar
(Gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan beş dakika ara verin.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oturuma ara vermek durumundayım. Lütfen... (Gürültüler)
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 12.55
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.10
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 18inci maddesi
üzerinde önerge işlemine devam edeceğiz.
Sıradaki önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 18 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan (Iğdır) ve
arkadaşları
Madde : 18 - Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci maddesinin kenar
başlığı "2. Üyelerin görev süresi ve üyeliğin
sona ermesi" şeklinde, birinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Anayasa Mahkemesi
üyeleri asil ve yedek üyeleri dokuz yıl için seçilirler. Bir kimse iki
defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez. Anayasa Mahkemesi üyeleri
altmış beş yaşını doldurunca emekliye
ayrılırlar. Zorunlu emeklilik yaşından önce görev süresi
dolan üyelerin başka bir görevde çalışmaları ve özlük
işleri kanunla düzenlenir."
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge
üzerinde, Iğdır Milletvekili Sayın Pervin Buldan
konuşacaklar.
Sayın Buldan, buyurun.
(BDP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika
Sayın Buldan.
Sayın milletvekilleri,
Genel Kurulda gerçekten çok yoğun bir uğultu var, lütfen
Bir hatibi
kürsüye davet ettim.
Buyurun.
PERVİN BULDAN
(Iğdır) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, kavga ve gürültüden
bana ne zaman sıra gelir diye bekledim doğrusu. Her gün bu
Parlamentoda bu tür görüntüleri izlemekten doğrusu rahatsız
olduğumuzu ifade etmek isterim. Gerçi biz de alıştık,
milletimiz de alıştı bu görüntülere, teşekkür ederiz
sayın vekiller!
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 18inci madde üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Carl Schmitt Olağanüstü
hâle kim karar vermişse egemen odur. demiştir. 12 Eylül 1980
darbesinin yapılmasıyla beraber ülke yönetimini ele geçiren güçler
1982 Anayasasını yaparak egemenliklerini kurmuşlardır.
Darbeci güçler ve bu güçlerin ürünü olan zihniyetler, kendilerini, Anayasa ile
beraber hukukun, yargının, bürokrasinin ve daha birçok kurumun sahibi
olarak atamışlardır.
Değerli milletvekilleri,
bireyin mutlak anlamda devlete tabi olmasını savunan görüşlerin
faşizme olan yakınlığı tarihsel olarak
ispatlanmıştır. Bu noktada, bu Anayasanın ve
organlarının faşist bir karaktere sahip olduğunu hiç
tereddüt etmeden söylemek mümkündür. 1982 darbe Anayasasının bir
vesayet organına dönüştürüldüğü Anayasa Mahkemesinin, temelde
hak ve özgürlüklerin teminatı adına var olması gerekmektedir.
Güçler ayrılığı ilkesinde yurttaşlarını
iktidar gücünü elinde bulunduran kesimlerin tahakkümünden korumak esasen
yargının en temel işlevlerindendir. Fakat ne var ki Türkiyede
Anayasa Mahkemesinin ve bir bütün olarak yargının kararlarına
baktığımız zaman, durumun hiç de böyle
olmadığı görülmektedir. Anayasa Mahkemesi, sürekli olarak siyasi
meselelerde iş bitirici kurum olarak gündeme gelmiştir. Burada son
derece ironik bir durum söz konusu olmaktadır. Bir mahkemeden söz ediyoruz
fakat bu Mahkemenin aldığı kararlar ülke siyasetine yön
vermektedir, devletin resmî ideolojisinin freni niteliğinde kararlara imza
atmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çok partili hayatın başlamasıyla beraber
türlü nedenlerle parti kapatarak ülkemizin dünyanın en çok parti kapatan
ülke konumuna yükselmesini Anayasa Mahkemesi sağlamıştır.
Türban sorunu olarak tabir edilen, aslında eğitim hakkının
kullanılmasının genişletilmesini sağlayacak olan
düzenlemeyi iptal eden bu Mahkemedir. 2007 Nisan ayında Genelkurmay
Başkanlığı tarafından verilen e-muhtırayı
takiben Anayasa Mahkemesinin hukuk dışı bir şekilde,
tamamen ideolojik bir karar alarak aldığı 367 toplantı
yeter sayısı kararının hepimiz tanıklarıyız.
Verdiği kararların
hak ve hukuka, insan haklarına olan aykırılığı
uluslararası alanda tescillenmiş olan bir yargı
organıdır Anayasa Mahkemesi. İktidarın hukuksal zemin
üzerinde ve demokratik meşruiyetle yaratılması gerekirken
Türkiye'de tam tersi bir durum mevcuttur; iktidar hukuk yaratmaktadır,
yarattığı hukuk ile egemenliğinin güvenliğini
sağlamaktadır. Bu nedenledir ki Anayasa Mahkemesinin meşruiyeti,
ülke tarihinin uzunca bir dönemini meşgul eden tartışmanın
konusu olmuştur. Bu meşruiyet krizinin artık bir son
bulması için bu krizlerin nedenlerine bakmak, gerçekçi çözümler üzerinde
düşünmek gerekir. Bu nedenle, Anayasa Mahkemesinin köklü bir
değişime tabi tutulması elzemdir ancak burada temel referans
noktası yargı bağımsızlığı
olmalıdır. Cumhurbaşkanının ve yürütme erkinin Anayasa
Mahkemesi üzerindeki etkinliğini artırma çabası yargı
bağımsızlığını sağlamaktan ziyade
yargıyı durduğu taraftan bir başka tarafa çekmenin izahı
olacaktır. Cumhurbaşkanının üyelerini
atadığı ve demokratik meşruiyeti yıllardır tartışılan
bir kuruma, Anayasa Mahkemesine üye seçme yetkisi vereceksiniz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Buldan, ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
PERVİN BULDAN (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
sonra da bizlere yargı
bağımsızlığı adına bu düzenlemeleri
yaptığınızı söyleyeceksiniz. Ama maalesef ki iki
tezden bir sentez çıkmıyor. Sadece savunulan tezin baskın tez
olması sağlanmaya çalışılıyor. Kendi hukukunu
yaratan, kendi hukuk anlayışına göre düzenleme yapan zihniyet,
kendi hâkimlerini, kendi savcılarını ve Anayasa Mahkemesi
üyelerini üretmektedir ve şayet bu şekilde bir düzenleme
yapılacak olursa, üretmeye de devam edecektir elbet.
Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin
tarafsızlığının sağlanması, demokratik bir
yapıya kavuşturulması bu şekilde mümkün görünmemektedir.
Shakespeare Yanlış
bir kavgada doğru kahramanlık olmaz demişti; manzaraya
bakınca, Hükûmetin demokrasi kahramanı olamayacağı
açıkça görülmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım iki önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle
birlikte işleme alacağım. İstemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim. İlk önergeyi ve
diğer önergenin imza sahibini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 18 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 147 nci
maddesinin 1 inci fıkrasında geçen "oniki yıl "
ibaresinin "dokuz yıl" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Mevlüt Akgün (Karaman) ve
arkadaşı
Diğer önerge sahibi
Azize Sibel Gönül (Kocaeli)
ve arkadaşı
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergelere efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Akgün, konuşacak mısınız, gerekçe mi efendim?
MEVLÜT AKGÜN (Karaman)
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Sayın
Köylü, siz mi konuşacaksınız efendim?
HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Evet.
BAŞKAN Buyurun,
önergesi üzerinde Kastamonu Milletvekili Sayın Hakkı Köylü. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır efendim.
HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
18inci madde ile 147nci
maddede yapılan değişiklikle, daha önce 65 yaş
sınırlamasının dışında başka bir
sınır olmayan Anayasa Mahkemesi üyeliği, 12 yıllık bir
sınırlandırmayla değiştirilmiştir. Biz de
önergemizde bu 12 yılın çok olduğunu ve 9 yıl olması
gerektiğini öne sürdük. Neden böyle düşündük? Öncelikle diğer
devletlerin, özellikle bizimle çok ilişkisi olan ve örnek
aldığımız ülkelerin mevzuatlarına da
baktığımız zaman, başta Almanyada 12 yıl,
Avusturyada 70 yaş sınırı var, bunun
dışında Fransada 9 yıl, İspanyada 9 yıl,
İtalyada 9 yıl, Macaristanda 9 yıl, Polonyada 9 yıl,
Portekizde, Romanyada 9 yıl ve Rusyada 12 yıl
sınırlandırması var. Bunun dışında Anayasa
Mahkemesinin daha önce hazırlamış olduğu bir taslakta da
Anayasa Mahkemesi üyelerinin görev sürelerinin 12 yılla
sınırlandırılması istenmiştir. Ayrıca
Barolar Birliği de hazırlamış olduğu öneride bunun 9
yıl olarak sınırlandırılmasını
öngörmüştür. Yani buradan anladığımız, mutlak surette
bir sınırlandırmanın olmasının gerektiği
kanaati çıkmaktadır. Peki, neden böyle bir düşünceye sahip
olduğumuzu size kısaca izah edeyim.
Değerli
arkadaşlarım, reformlar, hiçbir zaman belirli bir yaşa
gelmiş insanların, kendi doğrularından başka
doğruları kolay kolay kabul edemeyecek insanların
yapabileceği şeyler değildir. Keza değişim de
devamlı surette aşağıdan gelmektedir. Kuşaklar
arasındaki farkı değerlendirdiğimiz zaman, alt
kuşaklar her zaman üst kuşakları aşağıdan
yukarıya doğru bir baskıya tabi tutmakta, yeni düşünceleri,
yeni görüşleri onlara kabul ettirmeye çalışmaktadır ama
belli bir yaşa gelmiş olan insanların -kendimi örnek verirsem-
bizim yaşımızdaki insanların kendi doğrularından
kolay kolay vazgeçmesi mümkün değildir. Yüksek mahkemelerin vermiş
olduğu içtihatlar aşağıdan bir baskı olmadıkça
kolay kolay değiştirilememektedir. Yargıtaya
baktığımız zaman, Yargıtay Genel Kurul kararları
ve içtihadı birleştirme kararları da yıllarca
değiştirilemez. Ne zaman ki genç kuşaklardan birkaç kişi o
daireye gelir veya Yargıtay Genel Kurul toplantısına
katılacak duruma gelir, bu takdirde görüşler değişebilir.
Anayasa Mahkemesi ise daha da değişiktir. Anayasa Mahkemesindeki
görüşlerin elbette ki değişken olması gerekir. Anayasa
Mahkemesi, sadece hukukçulardan kurulan bir mahkeme de değildir. Bunun
yanında, Anayasa Mahkemesi, toplumun sosyal, siyasal, ekonomik ve hukuksal
bütün gelişmelerini göz önüne alması gerekir. Bunları göz önüne
aldığında, dünyadaki bu saydığımız
kriterler, hususlar devamlı değiştiğinde, şu hâlde,
Anayasa Mahkemesinde de devamlı bir değişimin olması
gerekir. İşte, bu değişimin yaratılabilmesi için,
mutlak surette orada görev yapanların belli bir süreyle görevlerinin
sınırlandırılması ve aşağıdan gelecek
yeni neslin bu değişimi sağlaması gerekmektedir.
İşte, bu maksatla böyle bir önerge verdik.
Burada bir cümleyi daha ifade
etmek istiyorum: Sabahtan beri yapılan görüşmelerde meydana gelen
görüntüler hakikaten hepimizi üzdü. Zaman zaman bu görüntülere şahit
oluyoruz. Burası, sağ köşenin başından sol
köşenin başına kadar, 542 milletvekiliyle birlikte toplam, millî
iradeyi teşkil ediyor. Bunda hiç kimsenin şüphesi yok. Burada
çıkan kanunlarda olumlu oy kullanan da, olumsuz oy kullanan da, çekimser
oy kullanan da, oy kullanmayan da, tamamı, millî iradenin birer
temsilcisidir.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Grubuna söyle, grubuna.
HAKKI KÖYLÜ (Devamla)
Bizler bunu millî irade olarak kabul ettiğimize göre, yani milletin
temsilcilerinin burada, milletin kendi vekillerinin burada temsil ettiği
durum millî irade olduğuna göre, bunu hepimiz kabul ettiğimize göre, buna
karşı olan ve
Darbe dediğimiz şey o zaman ne oluyor? Biz
buna millî irade demezsek, o zaman, darbeye ne diyeceğiz, ona söyleyecek
söz bulamayacağız.
Bu bakımdan, ben
değerli arkadaşlarımdan istirham ediyorum, haddim olmayarak
istirham ediyorum: Her türlü eleştiriyi yapalım, her şeyi
söyleyelim ama lütfen birbirimizi itham etmeyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Köylü, tamamlayın lütfen, size de ek süre veriyorum.
HAKKI KÖYLÜ (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Birbirimizi
kırmayalım çünkü her gün yüz yüze bakıyoruz ve millet
karşısında da mahcup oluyoruz. Bu mahcubiyeti hissetmememiz için
daha dikkatli davranırsak -ki bu kapasite, bu bilgi, bu beceri, buradaki
bütün milletvekili arkadaşlarımızda var istisnasız- o zaman
çok daha güzel bir Meclis çalışması olacağını
düşünüyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Köylü.
Diğer önerge sahibi
Sayın Akgün, konuşacak mısınız, gerekçe mi okunsun?
MEVLÜT AKGÜN (Karaman) - Gerekçe
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Mukayeseli hukuk ve
görev süreleri nazara alındığında makul bir süre tayin
edilmiştir.
BAŞKAN Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 18inci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi, teklifin 18inci
maddesinin gizli oylamasına başlayacağız.
Gizli oylamanın ne
şekilde yapılacağını arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki
kâtip üyeler Adana'dan başlayarak İstanbul'a kadar (İstanbul
dâhil), Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmir'den
başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan
milletvekiline biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı
olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek ve pul ve zarf verilen
milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri,
Başkanlık kürsüsünün sağında ve solunda yer alan oy verme
yerlerinden başka yerde oylarını kullanmayacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın
üye, kâtip üyelerden üç yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve
adını ad defterine işaretlettikten sonra kapalı oy verme
yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada zarfın
içerisine koyarak, diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır.
Bilahare oy verme yerinden
çıkacak olan üye, oy pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık
Divanı kürsüsünün önüne konulan oy kutusuna atacaktır.
Oylamada adı okunmayan
milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip
üyelerimizden bu hususlara riayet etmelerini ve milletvekillerinin de pul ve
zarf aldıktan sonra adlarının ad defterine
işaretlendiğine dikkat etmelerini istirham ediyorum.
Sayın
Başbakanın ve Enerji Bakanının bir dış misafiri
var, onunla görüşmeleri gerektiğinden oylarını önceden
kullanacaklar, Genel Kurulun bilgilerine sunuyorum.
Şimdi, gizli oylamaya
Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız kaldı
mı? Yok.
Evet, oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldırıyoruz.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
18inci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul :
337
Ret :
71
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur
|
Teklifin 18inci maddesi
kabul edilmiştir.
Şimdi 19uncu maddeyi
okutuyorum:
MADDE 19- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 148 inci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinin sonuna ve bireysel başvuruları karara
bağlar ibaresi, üçüncü fıkrasındaki
Cumhurbaşkanını, sözcüğünden sonra gelmek üzere Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanını, ibaresi eklenmiş,
beşinci fıkrası Yüce Divan kararlarına karşı
yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden
inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir. şeklinde
değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek
üzere Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri
Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili
suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar. şeklinde yeni
bir fıkra eklenmiştir.
Herkes, Anayasada güvence
altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu
gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine
başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
Bireysel başvuruya
ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 19uncu madde üzerinde elli önerge verilmiştir. Kura
sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 19 uncu maddesi ile Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 148 nci maddesine 2 nci fıkradan sonra
gelmek üzere eklenen ilk fıkrada geçen "Anayasa Mahkemesine
başvurabilir." ibaresinin "Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunabilir" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Ahmet Yeni Kemalettin
Göktaş Öznur
Çalık |
Samsun Trabzon Malatya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 19 uncu maddesi ile Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 148 nci maddesine 2 nci fıkradan sonra
gelmek üzere eklenen ilk fıkrada geçen "Anayasa Mahkemesine
başvurabilir." ibaresinin "Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunabilir" olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Bekir
Bozdağ Aşkın
Asan |
Yozgat Ankara |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 19 ncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Sebahat Tuncel Akın Birdal Fatma Kurtulan |
İstanbul Diyarbakır Van |
Şerafettin Halis |
Tunceli |
Madde : 19 - Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 148 inci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinin sonuna "ve bireysel başvuruları karara
bağlar" ibaresi, üçüncü fıkrasındaki
"Cumhurbaşkanını, sözcüğünden sonra gelmek üzere
"Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını," ibaresi
eklenmiş, beşinci fıkrası "Yüce Divan kararlarına
karşı yeniden inceleme başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun
yeniden inceleme sonucunda verdiği kararlar kesindir." şeklinde
değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek
üzere "Genelkurmay Başkanı da görevleriyle ilgili suçlardan
dolayı Yüce Divanda yargılanırlar." şeklinde yeni bir
fıkra eklenmiş ve devamındaki fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"Herkes, Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi
birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir. Bireysel başvurular en geç iki yılda
sonuçlanır. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel
başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme
yapılamaz. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir. "
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım dört önerge de aynı
mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alacağım, istemde
bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
T.B.M. Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 2709 Sayılı Anayasanın değiştirilmesine
ilişkin kanun teklifinin yapılacak ikinci tur oylamalarda teklifin
(19) maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
saygılarımla arz ederim. Kamer
Genç Tunceli
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 19. maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Atilla
Kart |
Malatya Konya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 19. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Oktay
Vural Reşat
Doğru |
İzmir Tokat |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 19. Maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Erkan Akçay Hasan
Çalış |
Manisa Karaman |
BAŞKAN Birlikte
işleme aldığım önergelere Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önergesi
üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasanın 19uncu
maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Milliyetçi Hareket Partisi, Anayasanın geniş bir uzlaşmayla
daha demokratik bir hâle getirilmesi gerektiğini yıllardır
söylemektedir. Bunu şimdi değil, 1999, 2002 ve 2007 yıllarında,
seçim beyannamelerinde ve her ortamda ifade etmiş, çağrıda
bulunmuştur. Bize göre, Anayasa değişikliğine bir yerden
başlanacaksa öncelikle temiz toplum, temiz siyaset, temiz yönetimin
sağlanması ve dokunulmazlıkların sınırlandırılmasıyla
başlanmalıydı.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yüz yetmiş dört maddeden ibarettir ancak bir de Adalet ve
Kalkınma Partisinin kendine özel bir anayasası ve anayasa
anlayışı vardır. AKPnin anayasası iki maddeden
ibarettir:
Madde 1 - Ben her zaman
haklıyım.
Madde 2 - Benim haksız
olduğum durumlarda 1inci madde geçerlidir.
Getirilen bu Anayasa
değişikliğinin bazı maddelerini bir tek cümlede özetlemek
mümkündür: Anayasa Mahkemesi ve yargı, iktidara, affedersiniz, AKPye
bağlıdır. İşin özeti, gidilmek istenen nokta budur.
Montesquieu, kanunların ruhunda, vahşilerin yemek yiyecekleri zaman
ağacı dibinden kesip yemişi öyle kopardıklarını,
zorba siyasi güçlerin de böyle olduğunu söylemektedir. Güç bende,
istersem asarım istersem keserim. anlayışıyla Anayasa
değiştirip başkanlık sistemi kurmak isteyenler ülkenin,
devletin, milletin temelleriyle oynamaktadırlar. İktidarda ilanihaye
kalma ve mutlak güce sahip olma hırsına
baktığımızda, AKPde jakobenizmin
hortladığını görüyoruz, haber veriyorum. Her demokratik
devlette üç çeşit yetki vardır: Yasama, yürütme ve yargı
yetkisi. Yasama, yargı ve yürütme yetkileri aynı kişiye veya bir
siyasi gruba verilirse, bunlar birbirinden ayrılmazsa ortada özgürlük diye
bir şey kalmaz, demokrasi kalmaz, hukuk kalmaz, bunun adı diktatörlüktür.
Bu durumda, zorbalığa, tiranlığa kimse mâni olamaz.
Değerli milletvekilleri,
gönlümüz arzu ederdi ki burada ülkemizi daha çağdaş hâle getirecek,
milletimizin beklentilerini karşılayacak, özgürlük eksenli, gerçek
bir anayasayı samimi bir uzlaşma ikliminde görüşüyor olsaydık
ancak bütün bunlar Mademki iktidar benim, ne yasa tanırım ne
muhalefet tanırım, istediğimi tehdit eder istediğimi
sustururum, milletin tek iradesi benim. diyen anlayış yüzünden
mümkün olamamıştır. Bu Anayasa Değişiklik Teklifi
toplumun talebi değildir, AKP yönetiminin ve Sayın
Başbakanın talebidir, onun ihtiyacıdır. Anayasa
değişiklik paketinin içeriğinden kamuoyuna
açıklandığı güne kadar Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekillerinin haberinin bile olmadığını biliyoruz.
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) Haberimiz var, baştan beri var.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Bu
Anayasa paketinin nerede ve kimler tarafından
hazırlandığını kimler biliyor? Ortada,
kişiselleşmiş ve partileştirilmiş bir Anayasa metni
bulunmaktadır. Bugün vatandaşın öncelikli gündemi işsizlik,
terör, yoksulluk ve yolsuzluktur. Vatandaş, bunları konuşuyor,
bankalara olan borcunu konuşuyor. Analar, akşama evde ne
pişireceğini konuşuyor. Analar babalar, çocuklarının
geleceğini düşünüyor, üç günde verilen 6 şehidini
konuşuyor. Böyle bir ortamda biz, öncelikli olarak insanları iş
güç sahibi yapacak, karınlarını doyuracak, refaha
ulaştıracak temel meseleleri, ihmal etmeden
konuşmalıydık.
Demokrasilerde, siyasi
partiler hem sandıkta millete hesap verirler hem de yaptıkları
iş ve eylemlerden, yolsuzluklardan dolayı Anayasa Mahkemesinde, Yüce
Divanda hesap verirler. AKP, yargıya hesap vermekten kaçmak için, Anayasa
Mahkemesinin şeklini, üye yapısını değiştirmek
istemektedir. AKP, yolsuzluk yapanların yargılanacağı Yüce
Divana hâkim atayarak yolsuzluktan beraat edeceğini düşünmektedir. Bu
teklife, siyasi hesap ve kaygı hâkimdir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Akçay, lütfen tamamlayın, ek süre veriyorum.
Buyurun.
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Türk
milleti, Seydişehir Eti Alüminyumu değeri 3,5 milyar dolar
olmasına rağmen birilerine 300 milyon dolara satanları,
TÜPRAŞın yüzde 14ünü kapalı kapılar ardında
değerinin çok altında satanları, bilirkişi
raporlarıyla 51 milyon dolarlık Balıkesir SEKAyı 1,1
milyon dolara satanları, 810 milyon dolarlık Tekelin alkol birimini
232 milyon dolara satanları unutmamıştır. AKPli
belediyelerin yolsuzluk ve usulsüzlüklerinin örtbas edildiğini
unutmamıştır. TOKİ ihalelerinde yandaşlara açılan
telefonlar unutulmamıştır. Anayasa Mahkemesinin tüm üyelerini
değiştirerek beraat edeceğinizi mi düşünüyorsunuz?
Değerli milletvekilleri,
bunun sorumluluğu, vereceğiniz oylarla sizlerin
omuzlarındadır. Önemli olan, hem yargıda hem de vicdanlarda
beraat etmektir.
Bu düşüncelerle muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Vural, siz mi konuşacaksınız efendim?
OKTAY VURAL (İzmir)
Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun.
Diğer önerge üzerinde
İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Sayın Oktay Vural. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Anayasa Mahkemesinin görev ve
yetkileriyle ilgili maddeye istinaden vermiş olduğumuz bir önerge
münasebetiyle söz almış bulunmaktayım.
Tabii, bir Anayasa
görüşmesi, bugün Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerini bu vesileyle
dile getirirken aslında bizi buraya getiren ve Hâkimiyet
kayıtsız şartsız milletindir. düsturuna uygun olarak
hepimiz milletimizin iradesiyle buraya geldik.
21inci Dönemde biz
vardık, 21inci Dönemden önce AKP yoktu. Daha sonra olmadık, bugün
varız. Yarın kimin olup olmayacağını millet takdir
edecek. Ama burada bizim kullandığımız irade, bizim
yaptığımız Anayasa, elbette, sevabıyla, günahıyla
milletimizin, açıkçası, bedel ödeyebileceği ya da
faydalanabileceği bir yasa olacak.
Bizi millet getirdi. Her
yaptığımız doğru mudur? Bizim her
yaptığımız gerçekten doğru ve istediğimizi
yapabileceğimiz bir güç mü verilmiştir bize? Biz Millet bizi buraya
getirdi, ben istediğim gibi millete muamele edebilirim. diyebilir miyiz?
Bizim sınırımız nedir? Bizi buraya getiren iradeyi,
açıkçası, kullananlar olarak acaba kendimizi
sınırlandırmayı başarabiliyor muyuz, becerebiliyor
muyuz? Evet, bizim her yaptığımız doğru mu,
yanlış mı, bunlara bakmamız lazım. Bu iradeyi kimin
için, nasıl kullanacağız? Keyfimize göre, gelecekte
oluşturacağımız sırça köşklere göre mi, yoksa
milletimizin iradesine göre mi? Bizi kim sınırlayacak? Anayasa, bu
Anayasa ve kanunlar.
Evet, işte böyle olunca
aslında hukuku üstün kılmış oluruz. Millet oy veriyor bize.
Millet oy veriyor ama yanlışı doğru, doğruyu
yanlış yapmak için oy vermiyor. Sizin yaptığınız
yanlışı millet oy verdi diye doğru kabul etmek mümkün müdür
ya da yaptığınız doğruyu yanlış görmek, yine
millet için, milletin iradesi olarak böyle ifade etmek doğru mudur?
Haklıyı haksız yapabilir misiniz siz? Yapabilir misiniz?
Yapamazsınız tabii. Yapmamanız gerekiyor. Milletin gücünü
kullananlar kendi güçlerini sınırlandırabiliyorsa, hesap
verebiliyorsa, sınırını bilebiliyorsa, millet
sorgulayabiliyorsa egemenlik vardır. Yoksa, demokratizm olarak sadece
iradeyi alıp Ben istediğimi yaparım. İstediğim yere
hâkim atarım, istediğim yere gönderirim. diyebiliyorsanız bu
doğru değildir değerli arkadaşlarım. Milletin iradesi
ancak bu şekilde hür olursa egemenlik kazanır. Sadece oy vermekle
millî irade oluşmuyor, millî iradenin hesap vermesi gerekiyor, millî
iradenin Anayasaya göre davranması gerekiyor.
Hukuk kimin için var? Biz
kimin için hukuk yapıyoruz? Millet için, değil mi değerli
arkadaşlarım? Haklıyı korumak için, zengine karşı
fakiri korumak için, zalime karşı mağduru korumak için,
mağrura karşı mağduru korumak için değerli
arkadaşlarım. Eğer hukuk güçlünün isteğine göre olursa ve
bu güçlü olanlar istediği gibi hukuk yapar, yargıyı
istediği gibi kullanırsa değerli arkadaşlarım, hukuk,
egemenliği ifade eden hukuk, hukuk olmaktan çıkar, sadece bir araç
olur. İşte, bugün geldiğimiz bu noktada gerçekten
yargının siyasallaşmasına götürecek sürecin çok tehlikeli
olduğunu ifade etmek istiyorum. Bugün geldiğimiz bu noktada hangi
biriniz acaba Haburdaki o gönderilen hâkimin gelenleri geldikleri gibi içeri
sokmasını içinize sindirebilirsiniz? Hangi biriniz acaba Haburda
kurulan mahkemede Türk Bayrağı problem olmasın diye
indirilmesini içinize sindirebilirsiniz değerli arkadaşlarım?
Dolayısıyla hangi biriniz acaba TÜPRAŞın ihalesi 1,3
milyar dolara giderken mahkeme tarafından iptal edildikten sonra 4,5
milyar dolara satılmasının ardındaki gerçeklerin
saklanmasını isteyebilirsiniz? Hiçbiriniz istemezsiniz. Galatportun
tekrar aynı şekilde ihale edilmesini ister misiniz?
İstemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Vural, ek süre veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayın
efendim.
OKTAY VURAL (Devamla)
İşte bugün geldiğiniz noktada eğer kendinizi
sınırlandırabiliyorsanız, ben iktidarı aldım,
istediğime ihale veririm demek istemiyorsanız bizim
yaptığımız gibi Kamu İhale Kanunu çıkartıp
bu ihalede şeffaflığı getirebiliyorsanız, gücünüzü
sınırlandırabiliyorsanız egemenlik milletin olur. Yoksa ben
istediğime ihale yaparım, Kamu İhale Kurumunu da, kanunu da
istediğim gibi değiştirebilirim diyorsanız o, değerli
arkadaşlarım, hukuku üstün kılmak değil, gücü haklı kılmaktır ya da kamu personel
sınavını getirip iş arayan insanlarımızın
kamuya geçişinde adaletli bir sistem getirmek istediğimiz gibi
kendinizi sınırlandırabiliyorsanız egemenlik milletin olur.
Yoksa gidip çeşitli bankalarda KPSSye girmeden istediğimizi işe
alırız diyorsanız değerli arkadaşlarım, egemenlik
milletin olmaz, egemenlik o zaman güçlünün olur, haklının olmaz.
Evet, değerli arkadaşlarım, eğer
dokunulmazlığı sınırlandırabiliyorsanız
egemenlik milletin olur. Hayır, ben dokunulmazlık zırhına
bürünmeliyim
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Vural, ek süreniz de doldu efendim. Genel Kurulu selamlamanız için
mikrofonu açıyorum.
Buyurun. Lütfen
Lütfen
OKTAY VURAL (Devamla)
Dokunulmazlığı sınırlandırmam, beni
yargılayacak mahkemelere de demokratik meşruiyet adı
altında hâkim atarım. Sizin demokratik meşruiyetiniz var,
eğer Anayasa Mahkemesine hâkim seçmeniz sizin için bir meşruiyetse
24üncü Dönemde oluşan millet iradesinin meşruiyetini ne
yapmış olursunuz? İşte bunlar sorulması gereken
hususlardır.
İşte Türkiyede
yasalar büyük sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp
kaldığı bir örümcek ağı olmamalıdır. Hak,
haklının olmalıdır.
Hepinize saygılarımı
arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım üçüncü önerge
üzerinde Konya Milletvekili Sayın Atilla Kart konuşacaklar.
Sayın Kart, buyurun
efendim.
Sizin de süreniz beş
dakikadır. (CHP sıralarından alkışlar)
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tarafımızdan
verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, konuşmamın başında bir gerçeği
ifade etmek istiyorum. İktidar grubu sözcüleri, maalesef milletvekili
sorumluluğu ve saygınlığıyla bağdaşmayacak
bir şekilde resmî metinleri bile çarpıtarak aktarıyorlar, grup
başkan vekilleri dâhil olmak üzere. Hemen bunları örnekleriyle ifade
edeyim.
Bakın, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Araştırma Merkezinin hazırladığı
metin, Kasım 2009. Bu metindeki ifadeler bile çarpıtılarak,
saptırılarak ve teklife bir destek sağlamak amacıyla
anlatılabiliyor, aktarılabiliyor. Bunu yapmaya hakkınız
yok, bunu yapmaya tenezzül etmeyiniz.
Bakın, bu resmî
kayıtlara göre gerçek nedir, getirilen teklifteki gerçek nedir: Anayasa
Mahkemesindeki 17 kişiden 7 kişinin hukukçu olmaması mümkündür.
Cumhurbaşkanı, 4 kişiyi doğrudan seçmektedir, 10
kişiyi ikinci aşamada seçmektedir yani 17 üyenin 14ünün seçiminde
Cumhurbaşkanının mutlak denecek ölçüde hâkimiyeti vardır.
Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek
İdare Mahkemesi. Burada bu kurumların seçimi belirleyici
olmamaktadır, sonuçta yine Cumhurbaşkanı, seçimi belirleyici
olmaktadır. Kurumlar sadece 1 aday için tercihlerini yapabilmektedirler.
Onun için Mustafa Bumin taslağı deyip o taslağı
gerçeğe aykırı bir şekilde anlatmaya tenezzül etmeyin. Bu,
milletvekili sorumluluğuyla bağdaşmıyor. Ne diyor Mustafa
Bumin taslağı? 11 kişiyi doğrudan kurum seçecek. diyor. O
tespitle sizin anlattıklarınızın uygun, uyumlu bir
tarafı var mı değerli arkadaşlarım? Bunları
yapmaya neden tenezzül ediyoruz? Bizi zaten kaygıya sevk eden,
endişeye sevk eden bu çarpıtmalar, bu demagojiler, bu
saptırmalar. Bu gerçekleri halkımız inanıyorum ki görüyor,
değerlendiriyor.
Bakın, bu getirilen
düzenlemeyle ortaya çıkan tablo şudur: Yüce Divan ve bireysel
başvuru anlamında yeni birtakım düzenlemeler getiriliyor. Burada
Yüce Divan yapılanmasının kontrol altına alınması
amacı, anayasal denetimi etkisiz kılmaya yönelik bir düzenleme
amacı ve bununla bağlantılı olarak ideolojik dönüşümü
gerçekleştirmek. Bu şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çıkaracağı yasaların Anayasa Mahkemesi tarafından
denetiminin fiilen engellenmesi amaçlanıyor ve bunun sonucunda da -yine,
tekrar ifade ediyorum- ideolojik dönüşüme zemin hazırlanıyor ve
tabii, bütün bunların devamında da -her ne kadar 8inci madde
düşmüş ise de- mahkemelerin, özellikle iktidar grubunun siyasi
partilerinin kapatılma riskini asgariye indirmek
Hangi anlamda
söylüyorum? Siyasi partilerin kapatılmasından elbette haz
almıyoruz ama suç işlemek anlamında, idari işlem yoluyla ya
da eylem yoluyla odak hâle gelmiş ise hele hele iktidar nüfuzunu, devlet
nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle bunu organize bir şekilde
yapıyorsa elbette hukuk devletlerinde suçun müeyyidesi mutlaka
olacaktır. Bu, demokrasinin hukuk yoluyla korunmasının zorunlu
sonucudur. Bunları bir kez daha ifade etmek gereğini duyuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bir hafta on gündür siyasi iktidar grubunun son derece
diktatöryal bir tavır içinde olduğunu gerçekten bu sekiz
yılı gözlemleyerek ifade ediyorum. Bunu daha evvel ifade
etmiştim. Dünden bu yana ise bu tavrın daha da psikolojik bir saldırgan
tavra dönüştüğünü yine üzüntüyle, kaygıyla gözlemliyoruz. Bu
noktada grubu, iktidar grubunu sağduyulu davranmaya davet ediyorum.
Yine bu çerçevede de şu
talihsiz değerlendirmeleri dikkatinize sunmak istiyorum. İktidar
grubu Genel Başkan Yardımcısı çıkıyor, 8inci
maddede Hayır. oyu kullananlara yönelik olarak Örgütlü ihanet
içindeler. diyebiliyor. Bu, gerçekten demokrasi adına utanç verici bir
ifadededir. Neyi görüyoruz? Bununla bağlantılı olarak psikolojik
bir saldırgan tavrın devreye girdiğini görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) Başbakanın ne dediğini bile
anlamamışsın, kürsüde konuşuyorsun.
BAŞKAN Sayın
Kart, süreniz doldu efendim. Size ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın
konuşmanızı.
ATİLLA KART (Devamla)
Ben şunu ifade etmek, vurgulamak ihtiyacını duyuyorum: Burada
8inci maddede, milletvekili saygınlığı ve sorumluluğu
içinde hareket eden milletvekili arkadaşlarımızın bu dik
duruşlarını bundan sonra da sürdürmelerinin önemini ve tarihî
sorumlulukları olduğunu ifade etmek istiyorum. O sorumluluğun
bir anlam kazanması için, o sorumluluğun siyasi tarihimize bir onur
sayfası olarak geçmesi için, inanıyorum ki arkadaşlarım o
sorumluluk duygusu içinde hareket edeceklerdir.
Bakın, ihtimal vermek
istemiyorum ama neler konuşuluyor? TEDAŞ ihaleleri konuşuluyor.
Neler konuşuluyor? Otoban ihaleleri konuşuluyor. Neler
konuşuluyor? Özel hastane olayları konuşuluyor. Bunlara,
bakın -tekrar ifade ediyorum- ihtimal vermek istemiyorum, bunları
vicdanınızda sorgulayın. Bunları geleceğe yönelik
olarak değerlendirmeniz için
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) Siz bir de oylarınızı gizli açıklayın,
buraya dahi gelememenin gerekçesini açıklayın!
ATİLA EMEK (Antalya)
Senin haberin yok, borsa yükseldi.
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) Ayıptır ya! Milletvekilleri böyle şeyler
konuşmaz.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
Söz al da konuş.
BAŞKAN Sayın
Kart, ek süreniz de doldu efendim, lütfen Genel Kurulu selamlayın ve
oturun. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Lütfen sakin olun.
ATİLLA KART (Devamla)
Bu endişelerimde yanılmayı yürekten diliyorum ama tarihe not
düşmek adına, bir hafta sonra, bir ay sonra kendinizi
sorgulamanız adına bunları ifade etmek ihtiyacını
duyuyorum.
Onun için diyorum ki sonuç
olarak: Ayrışmayı körüklemeyelim, toplumda
ayrışmayı körüklemeyelim. Çocuklarımızın ve
Türkiyemizin geleceğini karartmayalım.
Bu sorumlulukla, bu
düşüncelerle, bu değerlendirmelerle Genel Kurulu bir kez daha sorumlu
ve sağduyulu davranmaya davet ediyor ve saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET S.
TEKELİOĞLU (İzmir) Kendi oy hakkına sahip
çıkmayanın bize söyleyeceği hiçbir şey yok.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım son önerge Tunceli
Milletvekili Sayın Gençe aittir.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa teklifinin 17nci
maddesi üzerinde verdiğim önerge üzerinde söz almış bulunuyorum
ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
evvela bu Sayın Kuzu diyor ki: Ben anayasa profesörüyüm. Bunun anayasa
profesörlüğüyle ilgisi yok. Bakın Anayasanın 140ıncı
maddesinde diyor ki: Hâkimlerin aylık ve ödenekleri kanunla belirtilir.
Getirmiş, geçici maddeye ödenek koymuş. Bu mudur Bay Kuzu senin
anayasacı olduğun?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Ne anlarsın be, sen ne
anlarsın?
KAMER GENÇ (Devamla)
Ayrıca, geçici 20nci maddede diyor ki: Efendim, hâkimler ve
savcılardan gelen Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev
süreleri, sürelerini dolduruncaya kadar devam eder. Ama, geçici 20nci maddenin
(b) ve (c) fıkralarında yeniden buraya seçim yapıyor. Daha
süreleri devam ediyor, buraya geçici maddeyle seçim getiriyor. Bu mudur
Sayın Kuzu senin anayasacılığın?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sen anlamazsın!
KAMER GENÇ (Devamla) Git,
öğren ve gel! Utanıyorum senin Anayasa Komisyonu Başkanı
olduğundan dolayı.
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Sen hukukçu değilsin,
anlamazsın. Evvela hukuk fakültesini bitir sen. Ne anlarsın o
işlerden! Zavallı ya!
KAMER GENÇ (Devamla) Sen
gel, çıkalım televizyonlarda konuşalım.
BAŞKAN Sayın
Genç
Sayın Genç, konuşmalarımızda şahsiyetle
uğraşmayalım lütfen.
KAMER GENÇ (Devamla) Bu
Anayasa taslağının Anayasayla hiçbir ilgisi yok.
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Evvela hukuk fakültesi oku! Önce
benim öğrencim ol, sonra gel konuş!
KAMER GENÇ (Devamla) Hiçbir
ilgisi yok, dolayısıyla şimdi getirdiğiniz bu kanunla ne
yapıyorsunuz?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Ne anlarsın o işlerden?
KAMER GENÇ (Devamla)
Anayasa Mahkemesine Büyük Millet Meclisinde Sayıştaydan 2 üye
seçiyorsunuz. Yahu! Anayasa Mahkemesinin bakacağı konular belli, niye
Sayıştaydan 2 üye seçiyorsunuz? Çünkü Sayıştay AKPnin bir
grubu hâline geldi, bütün atamaları siz oraya yaptınız. Ha
AKPnin grubunda seçtiniz ha Sayıştayda seçtiniz, hiçbir farkı
yok.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin
bakacağı davalar belli. Şimdi, burada dün Anayasa Mahkemesinin o
maddesi kabul edilince âdeta zafer çığlıkları
attınız. Bu nedir biliyor musun? Faşizmin zafer
çığlıklarıydı. Sizin kafanızda, Tayyip Beyin
getirmek istediği faşizm
İşte, biz oturttuk, faşizmi
getirdik, kendimize göre bir Anayasa Mahkemesini kurduk; dolayısıyla
onun çığlıklarını atıyorsunuz.
Sizin bu kanunu, Hâkimler ve
Savcılar Kurulunu da değiştirmenizin de en önemli nedenleri,
orada 2 tane Alevi vatandaş var, çok dürüst ve namuslu
çalışıyorlar; sizin bakanlarınızın ve
Müsteşarınızın oyununa gelmiyorlar, dik duruyorlar;
yargı bağımsızlığının gerektirdiği
tarafsızlık, nitelik ve kişilikteler. Orada, yargıda
yaptıkları tarafsız atamalarda, bunlardan kurtulmak için
tutuyorsunuz, o kişileri hemen feshedip bunların yerine
başkalarını getiriyorsunuz.
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Bölgecilik yapma.
KAMER GENÇ (Devamla) - Oraya
yine, ödenek getiriyorsun Bay Kuzu. Bu Müsteşara 2 milyar liraya
yakın bir ek para veriyorsun. Peki, asillere veriyorsun da yedeklere niye
vermiyorsun? Senin kafan neye erer, onu bir söyle bakalım.
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Hepsi alacak, bir tek sen
alamayacaksın o ödenekten.
KAMER GENÇ (Devamla) -
Değerli milletvekilleri, gerçekten eğer bu Anayasa gerçek bir Anayasa
olsa -biz de yıllarca Anayasanın uygulayıcıları
arasındayız, geliyoruz mahkemelerde- Türkiye Büyük Millet Meclisinde
biz de vicdanımıza danışırız ama sizin burada
yaptığınız, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş
felsefesine aykırı. Türkiyede İstiklal Savaşını
verenleri kötüleyerek, o insanlara hakaret ederek kendinize bir değer
kazanmaya çalışıyorsunuz. Bu, sizin sonunuzu getiren bir
davranış biçimidir.
Şimdi, Tayyip Bey gitti,
Karamanlisle aşağı yukarı iki saat beraber konuştu.
Ondan sonra Karamanlis de çıkınca, bilmem birilerinin
yanaklarını öptü. Biliyorsunuz bu olayları değil mi? Peki,
bu Karamanlisle neyi tartıştı bu, neyi tartıştı?
İsmet Paşayı kötülemesinin altında, işte,
Yunanlılara verdiği millî mücadele var; arkadaşlar, bunlar var.
Şimdi, öyle bir Anayasa
getirmişsiniz ki, bu Anayasa, hangi hukuk ilkesini yüceltiyor, hangi hukuk
devletinin standartlarını artırıyor, hangi
vatandaşların hak ve özgürlüklerini artırıyor? Hayır.
Sizin şimdi Anayasaya
bireysel müracaatınızın nedeni, yani o yolu açmanızın
nedeni, ne yapacaksınız? Yargıtay ve Danıştay da sizin
istediğiniz teşkilatlanma içinde değil, orada kaybettiğiniz
davaları getireceksiniz, kendi düşüncenize göre kurduğunuz
Anayasa Mahkemesinde onları kazanmaya çalışacaksınız.
Bu artık en basit mantık. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru
verilecek kadar bir teşkilatı var mı? Yok. O kadar hâkim var
mı? Yok. Zaten Yargıtay ve Danıştayda hukuk yolları
tükendikten sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gitme durumu var
vatandaşın. E, bir daha niye Anayasa Mahkemesini sokuyorsunuz? Tek
nedeniniz, işte -siz biliyorsunuz- hemen herhangi bir olay oldu mu
koşuyorsunuz, tazminat davasını açıyorsunuz. Son zamanlarda
Yargıtay dedi ki: Bu siyasi eleştiriler tazminat davası konusu
olmaz. Belki onlara veya başka konularda kendinize göre
oluşturduğunuz bir Anayasa Mahkemesi kurarak orada dava kazanmaya
çalışıyorsunuz. Bunu kime yutuyorsunuz? Kaldı ki yani o
kadar kendinizi de açığa veriyorsunuz ki, bir şeye tahammülünüz
yok, bir şeye küfretmeyi kendinize sanat ediniyorsunuz. Meclis
Başkanlık makamında oturan Mehmet Ali Şahin iki defa bana
küfrediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SONER AKSOY (Kütahya) Otur
yerine!
BAŞKAN Sayın
Genç, ek süre veriyorum, buyurun, tamamlayın.
KAMER GENÇ (Devamla) Söz
hakkımızı vermiyor, burada konuşturmuyor bizi.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, bu Anayasa. Bu Anayasayı milletvekilleri çıkıp
da tartışamazsa nerede tartışılacak, kim
tartışacak bunu? Yani Burhan Kuzu mu bu Anayasayı biliyor
tartışacak? Böyle bir şey yok.
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sen bilmezsin, sen anlamazsın! Zavallı, zavallı! Yazık
Genel Kurulun huzurunu bozuyorsun, başka bir bildiğin yok!
KAMER GENÇ (Devamla) Yahu!
Anayasayı okuturum sana! Sana okuturum Anayasayı!
Yiğitliğin varsa gel bir televizyon kanalına çıkalım,
seninle tartışalım. Sen o Komisyonda, orada boşuna o
kürsüyü işgal ediyorsun, ya
Sen kendine bir çekidüzen ver bakalım.
Onun için, değerli
milletvekilleri, yani bunu vatandaşlar da görüyor. Grubunuzun içinde
özellikle bu yani bir yandan bu Ergenekon davası içinde işte, Alevi
kökenli subayları yok etmeye çalışıyorsunuz, bir yanda
hâkimler ve savcılar içindeki Alevi kökenli vatandaşları tasfiye
etmeye çalışıyorsunuz.
İBRAHİM KAVAZ
(Erzurum) Bölücülük yapma!
KAMER GENÇ (Devamla) Belli,
bu, bunun için geldi buraya. Yani birtakım insanlar da bunun farkında
değil. Burada söylüyoruz ki, vatandaşlar bilsin. İçinizde de
bazı kişiler, maalesef balta sapı olarak kendini kesmeye
çalışan arkadaşlar var ama bunu vatandaşlar görüyor.
Maalesef burada milletvekili olarak konuşma hakkımız
sınırlanıyor, bize hakaret ediliyor, söz verilmiyor. Biz de
çıkacağız çarşıda vatandaşlara bunu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Genç, ek süreniz de doldu. Genel Kurulu sadece selamlamanız için
mikrofonunuzu açabilirim, herkese olduğu gibi.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Lazım değil efendim, lazım değil.
KAMER GENÇ (Devamla) Evet,
ben zaten size selam vermiyorum, muhalefete veriyorum. Siz benim selamıma
layık adam değilsiniz ki!
Onun için, ben bundan sonra
sayın halkıma buradan sesleniyorum: Maalesef burada söz hakkı
bize tanınmıyor. Burada tehditle şey ediyor.
Dün, burada oylama
yapılırken Hayati Yazıcı bir milletvekiliyle beraber kabine
girdi ve onun oyuna etki etti. Ben gördüm bunları. Açık oylama
yapıyor, açık oylamanın sebebi de bu Meclis
Başkanından kaynaklanıyor.
BAŞKAN Sayın
Genç, tamam
Selamlama için açtım mikrofonunuzu.
KAMER GENÇ (Devamla)
Açık oylama yapıyorsunuz, bunun günahı sana olur. Bana
karşı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Kestin
ama
BAŞKAN Evet, lütfen
Selamlama için açtım ama, siz selamlamıyorsunuz.
Sayın milletvekilleri,
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 19 ncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel (İstanbul) ve arkadaşları
Madde : 19 - Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 148 inci maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinin sonuna "ve bireysel
başvuruları karara bağlar" ibaresi, üçüncü
fıkrasındaki "Cumhurbaşkanını, sözcüğünden
sonra gelmek üzere "Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanını," ibaresi eklenmiş, beşinci fıkrası
"Yüce Divan kararlarına karşı yeniden inceleme
başvurusu yapılabilir. Genel Kurulun yeniden inceleme sonucunda
verdiği kararlar kesindir." şeklinde
değiştirilmiş, maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkralar ve üçüncü fıkradan sonra gelmek
üzere "Genelkurmay Başkanı da görevleriyle ilgili suçlardan
dolayı Yüce Divanda yargılanırlar." şeklinde yeni bir
fıkra eklenmiş ve devamındaki fıkralar buna göre teselsül
ettirilmiştir.
"Herkes, Anayasada
güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi
birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa
Mahkemesine başvurabilir. Bireysel başvurular en geç iki yılda
sonuçlanır. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun
yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel
başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme
yapılamaz. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir. "
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Tuncel, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 19uncu
madde üzerinde değişiklik önergesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde, Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru ve Yüce Divan kararlarının yeniden incelenmesi
konusunda başvuru yapılabileceğini düzenlemektedir.
Bilindiği gibi, Türkiye,
insan hak ve özgürlükleri ihlalleri konusunda 2009 AİHM raporlarına
göre birinci sırada yer almaktadır. Bu düzenlemeler ile olağan
hukuk yollarının tükenmesinden sonra Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuru hakkı tanınmaktadır. Bu değişiklik ile
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kaybettiği davaların
tazminatını önlemek istemektedir. Ancak bu konuda Anayasa
Mahkemesinin vereceği kararlar konusunda bir muğlaklık
bulunmaktadır. Örneğin, başvuru sahibinin haklı olması
durumunda bir tazminat mı ödenecektir ya da bir yaptırım
uygulanacak mıdır uygulanmayacak mıdır? Bu, net değil.
Türkiye, bugüne kadar Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesinde açılan davaların yüzde
86sını yüklü miktarda tazminat ödeyerek kaybetmiştir.
İstatistiklere göre, AİHMin kurulduğu 1959dan bugüne 2.295
dava karara bağlanmıştır ve bu davaların 2.017si
Türkiye aleyhine sonuçlanmış ve Türkiye mahkûm olmuştur, sadece
46 dava Türkiye lehine sonuçlanmış, 204 davada ise Türkiye daha dava
sonuçlanmadan anlaşma yoluna girmiş ve tazminat ödemeyi kabul
etmiştir.
Hakkında açılan
davaların yüzde 86sını kaybeden ülkemiz, hâlen AİHMde
bekleyen dosya sayısıyla Rusyadan sonra ikinci sıradadır.
124.650 başvurusu olan dosyalardan 14.200ü -yani bu, toplam dosya
sayısının yüzde 11,4üne tekabül ediyor- Türkiyeyle ilgilidir.
AİHMe
başvuruların yüzde 12si, adil yargılanma hakkı ve
yargılanmanın uzunluğu konusundadır.
Sayın milletvekilleri,
adil yargılanma ve yargılanmanın uzunluğu bugün de temel
bir sorundur. Özellikle politik insanlara karşı uzun yargılanma
süreci bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Türkiyede 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununa muhalefetten tutuklanan insanlar bile altı ila on iki ay
arasında ancak mahkemeye çıkarılmaktadırlar, hatta bazıları,
geçen Aydında olduğu gibi,
çıkarılmadan ceza almaktadırlar.
14 Nisan 2009da tutuklanan
Demokratik Toplum Partisinin yöneticileri, aradan bir yıl bir ay
geçmiş olmasına rağmen, hâlâ haklarında iddianame dahi
hazırlanmış değildir. Arkadaşlarımız
siyasallaşmış yargı tarafından rehin
alınmış durumdadır âdeta.
Şimdi, bu
arkadaşlarımıza bireysel başvuru hakkı
tanırsanız bu hak ihlalini ortadan kaldırmış olacak
mısınız? Arkadaşlarımıza yapılan
haksızlığı gidermiş olacak mısınız?
Kaldı ki, Anayasanın 12 Eylül ruhunu taşıyan temel
nitelikleri değişmeden bireysel başvuru hakkı
tanırsanız ne olacak?
Mevcut Anayasa, bireyi
değil, devletin hakkını koruyor, bireyi devlete karşı
bir tehlike olarak görüyor. Bu anlayış değişmeden
Türkiyenin yol alması mümkün değildir. Yani bireyi, toplumu devlete
karşı potansiyel bir tehlike olarak gören zihniyetin mutlaka
değişmesi gerekir.
Türkiye
Bu zihniyet
değişmediği sürece muhalifler yargı kıskacından
kurtulmayacaktır. Bu, tabii ki, bugünün sorunu değildir. Bugün 5
Mayıs, yarın 6 Mayıs. 6 Mayıs 1972, sanırım sayın
milletvekillerine bir tarihi hatırlatır. Deniz Gezmiş, Yusuf
Aslan, Hüseyin İnan; onların idam yıl dönümü. Onlar da
demokratik Türkiye için, onlar da bu ülkede insanca yaşamak için,
halkların kardeşliği için mücadele ettiler ama ne yazık ki
bunun sonucunda idamla yargılandılar.
Sayın milletvekilleri,
Anayasa paketi tartışmalarının sonuna geliyoruz.
Barış ve Demokrasi Partisi olarak, bu paketin Türkiyenin
demokratikleşmesini öteleyen bir paket olduğunu, Türkiyenin
ihtiyacına cevap olmadığını her fırsatta dile
getirdik. Dolayısıyla Türkiyenin ihtiyacı olan, bir paket
değil, demokratik, sivil, 21inci yüzyıla uygun çağdaş bir
anayasadır.
AKP İktidarı kendi
paketine bile sahip çıkamamış, 8inci maddenin düşmesine
neden olmuştur. Bu faturayı kime çıkarmak istemektedir? Bugüne
kadar yok saydığı, birlikte görünmekten imtina ettiği,
Parlamentoya geldiğimiz günden bugüne yok saydığı partimize
çıkarmaya çalışmaktadır. Bunlar nafile çabalardır. AKP
İktidarı kendi milletvekillerini dahi ikna edememişken Türkiye
toplumunu nasıl ikna edecek göreceğiz. Bizler 6 kez partisi
kapatılmış bir gelenekten geliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Tuncel, lütfen konuşmanızı tamamlayın, ek süre veriyorum.
SEBAHAT TUNCEL (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
1994te DEP
milletvekillerinin yaka paça Parlamento kapısından atılması
hâlâ hafızalarımızda tazeliğini korumaktadır. Kürt
halkı on altı yıl aradan sonra, yüzde 10 antidemokratik seçim
barajına rağmen, kapıdan atılan iradesini bacadan
Parlamentoya getirmeyi başarmıştır. Bizler, Türkiye'nin
başta Kürt sorunu olmak üzere -ki Kürt sorunu çözülmeden bu ülkede gerçek
anlamda demokrasi gelmeyecektir- kadınların, yoksulların,
ötekilerin hak ve özgürlük sorununun çözüm yerinin Parlamento olması
gerektiğini, bunun için de parlamenter sistemde ısrarı ifade
ettik.
11 Aralık 2009da DTP
kapatıldı, Eş Başkanımız ve Diyarbakır
Milletvekilimize siyasi yasak getirildi ama buna rağmen biz, Parlamentoda
olmanın Türkiye demokrasisi açısından bir sorumluluğumuz
olduğunu gördük ve buradayız, burada da demokrasi mücadelesi
yürütmeye çalışıyoruz. Tüm bu çabalarımız yok
sayılarak, bizi çözümsüzlük tarafı yapmak isteyenlere,
halkımızı, haklarımızı seçeneksiz bırakmak
isteyenlere bir çift sözümüz var: Biz burada olduğumuz sürece buradaki
çözümsüzlük siyaseti kimden gelirse gelsin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Tuncel, ek süreniz de doldu. Genel Kurulu selamlamanız için sizin de
mikrofonunuz açıyorum.
Buyurun.
SEBAHAT TUNCEL (Devamla)
ister bu çözümsüzlük siyaseti AKPden ister CHP, MHPden gelsin, biz bunu
halkımıza karşı teşhir edeceğiz, Türkiye'nin
aydınlık geleceği için mücadele edeceğiz.
İktidar ve bazı
çevreler parti kapatmanın sadece partimizin sorunu olduğunu, bunun
için neden desteklemediğimizi sormaktadırlar. Biz diyoruz ki: Bu,
Türkiye'nin sorunu. Türkiye şuna karar vermelidir: 72 milyonun iradesi
burada temsil edilecek midir, edilmeyecek midir? Yoksa sadece bir
kısım elitin mi iradesi burada temsil edilecektir? Bu sorun sadece
Barış ve Demokrasi Partisinin sorunu değil, burada bulunan bütün
milletvekillerinin sorumluluğudur diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım iki önerge de aynı mahiyette
olduğundan birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde
önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve
diğer önergenin imza sahiplerini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 19 uncu maddesi ile Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 148 inci maddesine 2 nci fıkradan sonra
gelmek üzere eklenen ilk fıkrada geçen "Anayasa Mahkemesine başvurabilir."
ibaresinin "Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilir"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Bekir Bozdağ (Yozgat) ve
arkadaşı
Diğer imza sahipleri:
Ahmet Yeni (Samsun) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, konuşacak mısınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 19uncu madde
üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerinde söz aldım.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir iki hususun altını
çizmek için huzurlarınızdayım. Çarpıtılan bir iki
hususun gerçeğini ifade etmek için huzurunuzdayız. Anayasa
Mahkemesinin yapısıyla ilgili düzenleme ifade edilirken burada
sürekli bir şey ifade ediliyor, deniyor ki: İşte, bunlar Yüce
Divanda yargılanacaklar, kendilerini yargılayacak mahkemeyi
ayarlıyorlar, kurguluyorlar, yapıyorlar. diye.
Şimdi, Anayasanın
148inci maddesi -bakın, bir fıkrasını okuyorum- diyor ki:
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini,
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay,
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini,
Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcı Vekilini,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve
üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan
sıfatıyla yargılar.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, Yargıtay, Yüce Divan sıfatıyla görev yapan
Anayasa Mahkemesine üye seçiyor mu? Seçiyor. Peki, o zaman şu denebiliyor
mu: Yargıtaydakiler, göreviyle ilgili suçlardan dolayı kendilerini
yargılayacak mahkeme mi ayarlıyor? diyen var mı?
Danıştay seçiyor mu? Seçiyor. Askerî Yargıtay seçiyor mu?
Seçiyor. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi seçiyor mu? Seçiyor.
Cumhurbaşkanı seçiyor mu? Seçiyor. Onlar seçiyor. Onlar, kendilerini
yargılayacak mahkemeyi ayarlamak olmuyor, ne zaman ki 3 tane, Meclis, o da
dolaylı bir şekilde, nihai seçici olarak seçince, Meclis kendini
seçenleri, yargılayanları ayarlıyormuş gibi bir büyük
çarpıtmanın içerisine girilmektedir. Bu, tamamıyla bu Meclise
saygısızlıktır, bu Meclise hakarettir.
İkinci bir konu: Anayasa
Mahkemesinin görevlerine bakıyorsunuz, ne var? Kanunların, kanun
hükmünde kararnamelerin, iç tüzüklerin şekil ve esas bakımından,
Anayasanın ise şekil bakımından denetimiyle sınırlı
ama ana görevi bu. Sanki Anayasa Mahkemesinin sadece bir görevi var, Yüce Divan
sıfatıyla yargılama yapmak, önünde milyonlarca dosya var,
bunların tamamını yargılamak; iç yükü çok. Var mı
böyle bir şey? Yok. Bugüne kadar, Anayasa Mahkemesi kurulduğu günden bugüne,
elimizde dosya var. İşte, bakın, 12 tane şimdiye kadar Yüce
Divan sıfatıyla yargılama yapmış, 17 tane de siyasiyi
burada yargılamış. Şimdi, bakıyorsunuz kırk elli
küsur sene içerisinde yargılanan insan sayısı 17, dava
sayısı 12 tane. Sanki başka işi gücü yok, sadece bunu
yargılıyor.
Buradan bir şeye gelmek
istiyorum. Sayın Başbakanımızın ve
bakanlarımızın isimlerini kullanarak burada pek çok gazetede yer
alan iftiralar hakikat gibi ifade ediliyor. Diyorum ki namuslu, haysiyetli
insanlar iftiraları dile getirmezler. Savcılar orada, hâkimler orada,
devletin yetkili organları, götürüp oraya bırakırlar.
Şimdi, Sayın Başbakanla ilgili: Recep Tayyip Erdoğan
Beyefendi Belediye Başkanı mıydı? İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı. Dokunulmazlığı var
mıydı? Vardı. Yoktu, affedersiniz. Peki, hükûmetler kimdi,
hükûmetler?
ATİLA EMEK (Antalya)
Vardı, vardı!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Yoktu. 94ten 98e kadar yoktu. 28 Şubat da devam ediyordu,
hükûmetler de başkaydı.
ATİLLA KART (Konya)
Önceki dosyaları ne yapacağız Sayın Bozdağ?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
Çatır çatır aradılar, yolsuzluk, hırsızlık
aradılar.
ATİLLA KART (Konya)
Kalpazanlık dosyasını ne yapacağız?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bir kör kuruşu eğer bulsalardı, yetim
hakkını yediğini, birlik dirlik şiirinden mahkûm
etmezlerdi, yolsuzluktan mahkûm ederlerdi ama bulamadılar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Peki, değerli
milletvekilleri, milletvekili listesinden ismini silenler, hukuku çiğneye
çiğneye silenler, Ankaradan temyiz yapıp, temyiz edilmeyecek
şeyleri bozanlar, Sayın Başbakan 2003ün Martına kadar da
milletvekili değildi, niye yargılamadılar, hâkimler yok muydu,
savcılar yok muydu, hükûmetler yok muydu? Var. Ama niye
yargılamadılar? Ortada bir suç yok, suçlanacak bir durum yok.
Peki, Sayın
Başbakanla ilgili ne var? Bir tane dosya var. Neden? O da Belediye
Başkanlığıyla ilgili dönemden.
ATİLLA KART (Konya)
Şu anda üç dosya var.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Ne zaman bu dosya tanzim
ediliyor? AK PARTİyi kurduktan sonra bir şekilde tanzim edilip
geliyor.
ATİLLA KART (Konya)
Şu anda Başbakan hakkında üç dosya var.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) O dosyadan yargılananların hepsi de beraat etti.
OKTAY VURAL (İzmir)
Telekom dosyası geliyor.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Onun için, bir noktayı bir kez daha ifade ediyorum: Anayasa
Mahkemesinin yapılanmasının değiştirilmesi bizim
korkularımız için değil, Türkiye'nin hukuk devleti olması
için, yargı bağımsızlığının güçlenmesi
için, demokrasinin özgürlüklerden yana genişletilmesi için lazım ve
gerekli olan bir değişiklik.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, ek süre veriyorum, tamamlayın konuşmanızı
lütfen.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Şimdi burada
birtakım ihaleler dile getiriliyor, birtakım olaylar söyleniyor,
şurada şu olmadı mı burada bu olmadı mı
O zaman,
diyorum ki: Yapacaksınız savcılara şikâyetinizi, o
fezlekeler gelecek, komisyonda göreceğim o fezlekeleri.
ATİLLA KART (Konya)
Görev yapacak savcı mı bıraktınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Şimdi, komisyonda, Sayın Başbakanla ilgili
söylediklerinizden bir tane fezleke var mı?
ATİLLA KART (Konya)
Görev yapacak savcı mı bıraktınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Konuşuyorsunuz ama burada iftiraları slogan gibi
söylemekle temiz insanları kirletemezsiniz.
ATİLLA KART (Konya)
Görev yapacak savcı bırakmıyorsunuz.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Hiçbir zaman da kirletmeye gücünüz yetmeyecektir.
ATİLLA KART (Konya)
Görev yapacak savcı bırakmıyorsunuz.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Ha, bize selam verip vermeyenler olabilir. Şimdi selam
vermeyeceğini söylüyor. Biz saygı duyduğumuz insanlardan selam alırız, adamların selamını
alırız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN İkinci
önerge üzerinde siz mi konuşacaksınız Sayın Göktaş?
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Trabzon) Evet.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım ikinci önerge
üstünde, Trabzon Milletvekili Sayın Kemalettin Göktaş konuşacak.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Anayasa teklifimizin 19uncu maddesinin ikinci
fıkrasıyla ilgili, bireysel başvuruyla ilgili vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, burada, takriben yirmi
güne yakın Anayasa görüşmeleri yapmaktayız. Her gelen, maddeyle
ilgili olsun ilgili olmasın, aklına geldiği gibi konuşuyor.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Senden izin mi alacağız?
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) Tabii, millet de bunu dinlediği gibi takip ediyor ve
değerlendiriyor, bundan eminiz, ama bazıları vardır ki,
buraya gelip herkesi aklına geldiği gibi karalamaktadır.
Adaletten, yolsuzluktan, haksızlıktan dem vurmaktadır. Özellikle
Tunceliden seçilmiş olan milletvekili Kamer Genç, devamlı
Az önce
de konuşmasında, kendisine söz verilmediğinden şikâyet
etmekte, söz alamadığından şikâyet etmektedir.
Arkadaşlar, el insaf!
Bunun kadar bu kürsüyü kullanan bir milletvekili var mı aramızda?
Nasıl iş bu böyle? Nasıl adalet? Kendisinin Meclis Başkan
Vekilliği dönemini ben çok iyi bilirim. O dönemlerde en fazla
çekişmenin, kavganın olduğu dönem o dönemdir. O dönemler biz
muhalefetteydik; yoklama isterdik, Siz daha önce yoklama istediniz
Yoklamaya
iştirak etmezdi ve yoklamayı yaptırmazdı. Öyle bir tutum
içindeydi ve adaletten, haksızlıktan hep dem vururdu. Şimdi de
aynı şekilde, milletin servetinden, milletin malından, milletin
mülkünden bahseder ve konuşur. Arkadaşlar, şurada bir gerçek
var:
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
Kamer Beyin çıktığını gördüğünden
konuşuyorsun!
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) - Bu arkadaş, bugüne kadar bize geldiği şeyden
bahsetti, Ben hukukçuyum, ben işte mülkiyeliyim, ben maliyeciyim
Az
önce de bizim anayasa profesörümüzle atışmaya başladı, Ben
Anayasayı da bilirim, profesörlüğü de bilirim
Hepsinden bilir, ama
bir mesleği vardı, ben onu yeni öğrendim. Önemli bir
mesleği vardır, o da, meğer büyük bir
emlakçıymış, farkında değiliz arkadaşlar. Büyük
bir emlakçı. Baksanıza mal varlığına
Bu, bana gelen
mal varlığı. Hanginizde var bu kadar? (AK PARTİ
sıralarından Ooo sesleri) Didimde mi ararsınız,
Dikilide mi ararsınız, tarlalar, bloklar, apartmanlar, dolu, çoluk
çocuk
Nereden kazandığını bilmiyoruz, şimdi onu da
şey yapacağım.
Bakın arkadaşlar,
takriben burada, kendi ve çocuğu, kızı ve eşinin üzerine
yirmi daire. Yirmi daire, bunlar tripleks villa, dubleks villa...
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Tarla, arsa
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) - Tarla, arsa. Mesela
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, Kamer Genç mi oylanacak, önerge mi oylanacak?
BAŞKAN Sayın
Göktaş
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla)
Manavgatta
BAŞKAN Sayın
Göktaş, sizi önergeniz üzerinde konuşmak için davet ettim.
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) Tabii, Sayın Başkan, o ne kadar konuştuysa ben de o
kadar konuşacağım önerge üzerinde. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yine, oğlu,
Çandarlıda
Yine, arkadaşlar,
şimdi, burada, Tunceli edebiyatı yapıyor; Tuncelililerin
fakirliğinden, yoksulluğundan bahsediyor. Be mübarek, madem bu kadar
Tuncelilileri seviyorsun, şu iki tane, üç tane tarlayı satsan, bin
tane fakir, gariban Tuncelili zengin olur zengin, fukaralıktan kurtulur.
Kardeşlerim,
değerli arkadaşlarım
MEHMET SEVİGEN
(İstanbul) Sen yapma bari ya!
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) Gerçekleri konuşuyoruz arkadaşlar, belgesiz
konuşmuyoruz.
Bunun yanında, bir
başka şey: Tuncelili gençlerden bahseder, onların
geleceğinden bahseder, hep onların edebiyatını
yapmıştır, o Tuncelili vatandaşlarımızın
temiz duygularını sömürmüştür bugüne kadar burada ama lise
mezunu olan oğlunu Meclise alarak, kadrolu olmak üzere alarak 2 milyar 200
milyon maaş almasını sağlıyor. Şu anda
oğlunun da zaten serveti, buradaki benim bilgilerime göre
BAŞKAN Sayın
Göktaş, önergeniz üstünde de birkaç cümle söyler misiniz.
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) Söyleyeceğim Başkanım, söyleyeceğim,
geleceğim önergeme.
5 daire, 2 tarla, 1
bağ; oğlu
Bu nereden aldı bunu? Peki, madem bu kadar
Tunceliliyi seviyordun, niye bir Tuncelili kardeşimizi buraya işe
koymadın? Bu kadar Tunceli edebiyatı yapacak yerde, bu kadar
Tuncelileri seviyordun, yıllarca seni bu Parlamentoya getirdiler, niye bir
Tuncelili kardeşime sahip çıkmadın? Niye bu Meclise
koymadın bir Tuncelili kardeşimi?
ZEKERİYA AKINCI (Ankara)
Nereden biliyorsun?
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) Değerli arkadaşlar, burada yolsuzluk edebiyatı
yaparak milleti kandırmaya gerek yok. Ben, kendisinden bu serveti
nasıl elde ettiğini
Ki bunlar bir miktarı; Türkiye genelinde
neleri var; İstanbulda, Bursada neleri var, onu bilmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Göktaş, lütfen, konuşmanızı tamamlayın, ek süre
veriyorum.
Buyurun.
CANAN ARITMAN (İzmir)
Kemal Anadolun sorusuna cevap vermediniz hâlâ.
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) O laf atanlara şuradan şunu söylüyorum: Geçen dönem
oradan laf atanların bir tanesi kalmadı, Deniz Baykal hepsini
dışarıda bıraktı, onun için dikkat edin derim onlara.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) O senin haddine mi? 1 Mart tezkeresindeki tasfiyeleri söyle
sen!
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) - Değerli arkadaşlar
BAŞKAN Sayın
Göktaş
KEMALETTİN GÖKTAŞ
(Devamla) - Şimdi selamlamamı yapıyorum.
Değerli arkadaşlar,
az önce Size selam vermiyorum. dedi. Biz, adam olanın selamını
alırız der, hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
İç Tüzük 60a dörde göre Şırnak Milletvekili Sayın Hasip
Kaplanın bir söz talebi var. Çok kısa olmak koşuluyla,
Sayın Kaplan, mikrofonunuzu açıyorum, iki dakika içinde özetlersiniz
sanırım.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Avrupa Parlamentosuna
sunulma aşamasında olan Avrupa Birliği katılım
kavramı yerine imtiyazlı ortaklığı öne çıkaran
Avrupa Birliği Komisyonu Raporunu kınadığına
ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
bugün, Avrupa Parlamentosunda, bütçe raporunda imtiyazlı ortaklık öne
çıkarılarak Avrupa Birliği katılım kavramı
çıkarılmak istenmektedir. Avrupa Parlamentosu Bütçe Komisyonunda,
ardından Avrupa Birliği Komisyonu tarafından onaylanan rapor
bugün Avrupa Parlamentosuna sunuluyor. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raporu
tavsiye niteliğinde olsa da, bütçe raporları Avrupa Birliğinin
tüm kurumlarını kapsıyor. Türkiye önergelerle söz konusu
ifadeleri değiştirmeye çalışsa da, Yeşiller ve Sosyalistlerin
bu konuda girişimleri olsa da, Alman Hristiyan Demokratların öncülük
ettiği bu rapor bugün görüşülmeye devam edilecek ve üyelik kriterleri
içinde yer almayan imtiyazlı ortaklık gibi Türkiyeye özgü bir
çifte standart getirilmektedir. Ben bunu kınamak için söz aldım ve
bütün grupları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Kaplan, teşekkür ederiz.
III.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye
1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, teklifin 19uncu maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli
oylama şeklinde yapılacaktır.
Tekrar
hatırlatıyorum: Sizlere verilen pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Milletvekili
arkadaşlarımız ismi okunmadan lütfen sıraya girmesinler.
Gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız kaldı
mı? Sanıyorum, yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldırıyoruz.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 19uncu maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 337
Ret : 70
Çekimser :
-
Boş : 1
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
Bayram Özçelik Harun
Tüfekci |
Burdur Konya
|
19uncu madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
birleşime 16.15e kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati:
15.48
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.21
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Bayram ÖZÇELİK
(Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 20nci maddesini
okutuyorum:
MADDE 20- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 149 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
MADDE 149- Anayasa
Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler,
başkanvekili başkanlığında dört üyenin
katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme
Başkanının veya Başkanın belirleyeceği
başkanvekilinin başkanlığında en az oniki üye ile
toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt çoğunlukla
alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için
komisyonlar oluşturulabilir.
Siyasî partilere ilişkin
dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan
sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca
bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara
bağlanır.
Anayasa
değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına
ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar
verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy
çokluğu şarttır.
Şekil bozukluğuna
dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara
bağlanır.
Anayasa Mahkemesinin
kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan,
başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin
çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü
kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan
sıfatıyla baktığı davalar dışında kalan
işleri dosya üzerinde inceler. Ancak, bireysel başvurularda
duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme ayrıca,
gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek
üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir
ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra
kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının
veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
20nci madde üzerinde elli üç önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen
yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 20 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu
maddesinin 3 ncü fıkrasında geçen "toplantıya katılan
üyelerin" ibaresinin "üye tam sayısının" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Azize Sibel Gönül Ahmet Yeni Ahmet İyimaya |
Kocaeli Samsun Ankara |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 20 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde: 20- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesinin bir sonuncu
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 149 - Anayasa
Mahkemesi, üç bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler,
başkanvekili başkanlığında dört üyenin
katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme
başkanının veya Başkanın belirleyeceği
başkanvekilinin başkanlığında en az onbeş üye ile
toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt
çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir.
Ancak, bireysel
başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme
ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını
dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir
ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra
kapatılması istenen siyasî partinin genel
başkanlığının veya tayin edeceği bir parti
yetkilisi ile üç vekilin savunmasını dinler."
Akın Birdal Fatma Kurtulan Şerafettin Halis |
Diyarbakır Van Tunceli |
Sevahir Bayındır |
Şırnak |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 20. maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Engin Altay Bülent
Baratalı |
Sinop İzmir
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 20. Maddesi'nin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Ahmet Orhan Reşat
Doğru |
Manisa Tokat |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin 20. Maddesi'nin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Faruk Bal Şenol
Bal |
Konya İzmir |
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi maddeye en aykırı iki önergeyi okutup,
birlikte işleme alacağım. İstemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 20. maddesinin Anayasaya
aykırılığı nedeniyle Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
Tekirdağ Malatya |
Diğer önerge sahipleri:
Hikmet Erenkaya Şükrü
Elekdağ |
Kocaeli İstanbul |
BAŞKAN Komisyon
birlikte ele aldığım önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Elekdağ, buyurun.
Önerge üstünde İstanbul
Milletvekili Sayın Şükrü Elekdağ konuşacaklar. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Elekdağ,
süreniz beş dakikadır.
ŞÜKRÜ MUSTAFA
ELEKDAĞ (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 20nci maddesine ilişkin olarak verdiğimiz önerge
hakkında Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli
arkadaşlarım, iktidar partisi sözcüleri bu kürsüden Anayasa
değişiklik paketinin yararlarını izah ederken kanun
teklifinin 8inci, 17nci ve 23üncü maddelerinde de değindiler ve bu
maddelerde öngörülen değişikliklerin Türkiyede hukuk devletinin
temellerinin pekiştirilmesine ve demokrasinin geliştirilmesine hizmet
edeceğini vurguladılar ancak değerli arkadaşlarım,
demokrasiyi över ve onun erdemlerini dile getirirken demokrasinin olmazsa olmaz
nitelikleri ve şartları üzerinde pek durmadılar.
Değerli
arkadaşlarım, demokrasi, bir dengeler sistemi ve uzlaşma
sürecidir. Bunlar kadar önemli bir niteliği de yapılmış
hataların onarılmasına, düzeltilmesine imkân veren bir rejim
olmasıdır. Demokratik bir sistemi demokrasi yapan, bu üç
niteliğin, bu üç şartın mevcudiyetidir değerli
arkadaşlarım.
Evet, demokrasi, her
şeyden önce, bir fren ve denge mekanizmasını içeren bir
rejimdir. İktidar her ne kadar çoğunluğa teslim edilirse de
sadece çoğunluğun iradesine uyulan bir çoğunluk yönetimi
değildir. Demokratik bir rejim, çoğunluğun tercihine saygı
gösterir ama çoğunluğun azınlığa tahakküm etmesini
önleyen fren ve denge mekanizmasıyla sistemi sürekli dengeler.
İşte bu nedenlerle,
değerli arkadaşlarım, demokratik bir rejimin üstüne
oturduğu birinci temel seçim ise, ikinci temel de sisteme bu fren ve denge
mekanizmasını kazandıran kuvvetler ayrılığı
ilkesidir. Bir ülkenin anayasasında öngörülen kuvvetler
ayrılığı mekanizması bozulur, yargı erki yasama
erkiyle birlikte yürütmenin eline geçerse yani egemenlik tek bir elde
toplanırsa o zaman demokrasi bir istibdat rejimine, bir diktatoryaya
dönüşür.
İşte, değerli
arkadaşlarım, tartıştığımız kanun
teklifinin en belirgin özelliğini 17nci ve 23üncü maddelerindeki
önerilerle kuvvetler ayrılığı ilkesini temelden tahrip etmeyi
öngörmesi oluşturmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, bugün Türkiyede yasama organının fiilen
yürütme organının kayıtsız ve şartsız denetiminde
olduğu bir gerçektir. Şimdi önerilen kanun teklifindeki bu maddeler
ile yargı organı da yürütme organının emrine verilmek istenmektedir.
Bu gerçekleştiği takdirde esasen kötüye kullanılan siyasal gücün
tam anlamıyla zorbalığa ve bir baskı ve istibdat rejimine
dönüşülmesi teşvik edilmiş olacaktır.
Konuşmamın
başında, değerli arkadaşlarım, demokratik bir rejimin
olmazsa olmaz nitelikteki vasıflarından birinin de
uzlaşmacılık olduğunun altını çizmiştim.
Özellikle Anayasa değişikliğine yönelik öneriler söz konusu
olunca, bunların kamuoyuyla paylaşılması ve geniş
katılımlı ve uzlaşmacı bir süreç bağlamında
tartışılması zorunludur. Anayasanın bir devletin
kuruluş felsefesini, devlet yapısını, bireylerin hak ve
özgürlüklerini, ülkenin toplumsal ve siyasi ihtiyaçlarını ve
iktidarın el değiştirme biçimini düzenleyen bir kurallar bütünü
olduğu dikkate alındığında, bu belgede yapılacak
önemli değişikliklerin ancak toplumun tüm katmanlarının ve
geniş kesimlerin onayının alınmasıyla
gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılır.
Değerli
arkadaşlarım, bu kanun teklifindeki öneriler, karşıt
görüşler dikkate alınmadan, bir müzakere ve uzlaşma zemini
oluşturulmadan iktidar partisi tarafından düzenlenmiştir. Bu
bakımdan, usul ve öz bakımından sakıncalıdır,
hata payı yüksektir, yaratacağı olumsuz sonuçların
toplumumuzu germesi ve ciddi tepki ve sorunların çıkmasına yol
açması beklenmelidir.
Değerli
arkadaşlarım, yine konuşmamın başlangıcında
ifade ettiğim üzere, demokratik sistemin en önemli bir fazileti de
hataları onarma ve düzeltme yeteneğine sahip olmasıdır.
Diğer rejimler yönetimlere böyle bir imkân sağlamamaktadır
değerli arkadaşlarım. İngiltere Başbakanı
Churchill Demokrasi, yönetim sistemleri arasında en az kötü sistem.
derken demokrasinin zaafı bol bir yönetim biçimi olduğunu dikkate
almıştır. Evet, değerli arkadaşlarım,
demokrasinin zaafı boldur fakat büyük bir avantajı da kendi
zaaflarını onarma erdemiyle mücehhez olmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Elekdağ, ek süre veriyorum.
Lütfen
konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun.
ŞÜKRÜ MUSTAFA
ELEKDAĞ (Devamla) Beni mazur görün değerli arkadaşlarım
ama bugüne kadar iktidar partisinin ve Hükûmetinin maalesef bu erdemden
nasibini aldığını iddia etmek zordur.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiye'nin parlak bir geleceğe istikrarlı
bir şekilde yürüyebilmesi laik cumhuriyetin anayasal demokrasiyle
bütünleşmesine bağlıdır. Oysa bu kanun teklifinin 17nci ve
23üncü maddeleri bu ulvi amacı ortadan kaldırmanın da ötesinde
cumhuriyetimizi anayasal demokrasi zemininden uzaklaştırıyor,
devletin tarafsız kimliğine son veriyor. Devleti, çoğunlukta
olan siyasi partinin siyasi ideolojisinin tekeline teslim ediyor. Bu maddeler
demokratik rejimin sigortası olan yargı
bağımsızlığını imha etmekle kalmıyor,
Anayasanın değişmez nitelikteki hükümlerini de ihlal ediyor. Bu
bakımdan, değerli iktidar partisi mensubu arkadaşlarım,
hatadan dönmek erdemini gösteriniz. 23üncü madde, demokratik sistemin en büyük
ve en güçlü koruyucu sigortası olan yargı
bağımsızlığını imha ediyor, buna imkân
vermeyin.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Elekdağ, ek süreniz de doldu.
Genel Kurulu
selamlayabilmeniz için mikrofonu tekrar açıyorum.
Buyurun.
ŞÜKRÜ MUSTAFA
ELEKDAĞ (Devamla) Zira, değerli arkadaşlarım, demokratik
sistemimizin yapısı üzerine yıkıcı tahribat yapacak
olan 23üncü maddenin kabulünün yaratacağı sonuçların ülkemizde
yoğun tepkilere, toplumsal sürtüşme ve huzursuzluğa yol
açması kaçınılmazdır. Aklın ve sağduyunun emri,
değerli arkadaşlarım, böyle yapay yeni sorunlar yaratmak yerine,
Türkiyenin enerjisi ve yaratıcı gücünün, halkımız
tarafından birincil önceliği olan aş ve iş üretilmesine ve
ülkemizin bütünlüğünü tehdit eden ve her gün yeni şehitler vermemize
yol açan terörle mücadele alanına yönlendirilmesidir.
Bu dilek ve beklentilerle
yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Elekdağ.
Sayın Aslanoğlu,
buyurun.
Süreniz beş
dakikadır Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; bir Malatya Milletvekili olarak yüce Meclise üzüntülerimi
belirtiyorum. Hak diyorsunuz, adalet diyorsunuz, insan hakkı diyorsunuz
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Ve uyguluyoruz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) -
özgürlük diyorsunuz
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Ve uyguluyoruz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) -
bağımsızlık diyorsunuz...
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Evet.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla)
ama bu ülkenin
bağımsızlığı için büyük mücadele veren
insanı dünyanın
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) - Dünyanın en saygın ülkesi hâline getirdik Türkiyeyi.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) -
en faşist, en acımasız insan katili
insanına benzetiyorsunuz. Bu size yakışmıyor! Bu size
yakışmıyor! Bu size yakışmıyor!
Yakışmıyor! Eğer buradaysanız bugün
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Baykala söyle, onu Deniz Baykala söyle!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Bir dakika kardeşim
Ölmüş bir
insanın arkasından laf konuşmak, ölmüş bir insanın
arkasından
Bu bizim ibadetimizde, bizim geleneklerimizde ölmüş bir
insanın arkasından laf etmek, cevap veremeyen insana laf etmek
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Yaşayan bir insanın hakkında öyle söylüyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Otur yerine! Konuşma
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Otur yerine, otur yerine orada! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri...
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Allah, Allah!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Hatip ne yaptığının farkında
değil.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, siz Genel Kurula hitap edin efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ölmüş bir insanın arkasından
Bizim
geleneğimizde, göreneğimizde, dinimizde günahtır, günah!
BAŞKAN Siz Genel
Kurula hitap edin.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Günahtan da korkmuyorsun sen!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sen günahtan da korkmuyorsun. Cevap veremeyen,
ölmüş bir insanı bir zalime benzetmek kadar
En büyük günah budur
arkadaşlar.
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Öbürü günah değil mi?
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Sus, konuşma!
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Konuşma!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sakin olalım lütfen. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar) Sakin
olalım sayın milletvekilleri lütfen.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Değerli arkadaşlarım, siz
acımasızsınız bu konuda, ölmüş bir insanı
Kırk yıl geçmiş, kırk yıl! Dünyanın neresinde
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Öbürü günah değil mi?
BAŞKAN Sayın
Aksak, lütfen
Lütfen sakin olun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Dünyanın neresinde
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri, sakin olun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Dünyanın neresinde hangi ülkede
başbakanlık yapan, hangi ülkede cumhurbaşkanlığı
yapan, hangi ülkede kurtuluş savaşı mücadelesi veren bir
insanın arkasından bir kişi konuşur?
Bu konuşma
talihsizliktir. Bu konuşma acımasızlıktır. Bu
konuşma geleneğine, göreneğine ihanet etmektir.
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) Size
yakışıyor mu?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Evet, yakışıyor. Evet, evet, aynen
yakışıyor.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, bir de önergeye, önergenin gerekçesine gelelim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ben bir Malatya Milletvekiliyim, benim
hemşehrim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUHYETTİN AKSAK
(Erzurum) Sen kendi
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Havlama oradan, havlama! Yüreğin varsa orada konuş!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ne biçim konuşuyorsun?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ben dürüstlüğüyle, namusluluğuyla gurur
duyuyorum Sayın İnönünün. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
Sakin olun
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan
Sayın Başkan
ALİ RIZA ALABOYUN
(Aksaray) Havlama diye hitap ediyor bu tarafa, Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, duydunuz mu?
BAŞKAN Duyamadım
efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bizim Grubumuza karşı Havlama diye hitap ediyor.
Grup başkan vekillerini
göreve davet ediyoruz, sizi göreve davet ediyorum.
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Kayıtlara geçsin Havlama diye hitap ediyor, bu kadar
terbiyesizlik olmaz!
ALİ RIZA ALABOYUN
(Aksaray) Ne demek Havlama demek ya!
BAŞKAN Lütfen sakin
olun, lütfen
Sayın Aslanoğlu,
siz devam edin efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın milletvekilleri, bir ölünün
arkasından konuşmak kadar ayıp bir şey yoktur. Bu bir
ayıptır. Hele ki, hele ki bu kişi Türkiye Cumhuriyetinin
oluşmasında ve demokrasinin gelmesinde ve 1940lı yıllarda,
Türkiye'nin o günkü koşullarında çok partili sisteme geçişte,
Çankayadan yürüyerek aşağı inen o dürüst, namuslu, şerefli
insana söz etmek hepimizi içimizden vurmuştur. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) - Millî kahramana saygı yok.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Biz Malatyalılar olarak çok üzüntü duyduk ve
bunu Sayın Başbakanın çıkıp, bu konuda Sayın
İnönüye ettiği lafı, Sayın İnönüye ettiği, o acımasız
insana benzetmesini hakikaten telin etmesi lazım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) -
Benzeten sizsiniz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Kim benzetiyor? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bırakın bu işleri ya!
Bırakın bu işleri
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) Siz
benzetiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, lütfen, önergeniz üzerinde konuşur musunuz efendim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Lütfen, suçunuzu örtmeyin, çıkın
Sayın İnönünün her şey bitti bıyıkları mı
kaldı ya! Başka şeyle uğraşın ya. Ne demek? Onun
vizyonuyla, onun dürüstlülüğüyle, onun namusluluğuyla
uğraşın ya. Örnek alın, ders alın ya. Her şey
bitti bir bıyıkları mı kaldı arkadaşlar ya! Ne
demek ya! Bir bıyıkları mı kaldı ya! Hakikaten çok
elem verici ve çok üzüntü duyulacak bir olaydır.
MUSTAFA HAMARAT (Ordu) Siz
benzettiniz, siz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın milletvekilleri
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, ben sizi önergeniz üstünde konuşmanız için davet
ettim. Şimdi yirmi dört saniyeniz kaldı, bir de önergenizle ilgili
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, sizin bu konuda laf söyleme
hakkınız yoktur.
BAŞKAN Var efendim,
İç Tüzük bana bu imkânı veriyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Dün ben sizi ikaz ettim oradan. Bir arkadaş
çıktı, burada -Sayın Başkan unutmayın bunu dedim-
önerge hakkında tek kelime konuşmadı bak, dikkat ettim. Bu
konuda beni ikaz etmeye hakkınız yoktur Sayın Başkan.
BAŞKAN Uyarıyorum
efendim, daha önce de uyardım, herkesi uyarıyorum, sizi de
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hepinize saygılar sunarım, teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN Efendim,
buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Biraz önceki konuşmacı, grubumuzu, grup başkan
vekilimiz ve milletvekillerimizi ağır bir şekilde itham ederek,
töhmet altında bırakacak
CANAN ARITMAN (İzmir)
Türk milletinden özür dileyeceksiniz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Konuşmadınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri)
millî kahramanlarımıza
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Evet.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri)
dil uzatmak gibi bir ithamda bulunmuştur.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Aynen.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hakikaten ölçüsüz ve yakışıksız bir
konuşma yapmıştır. İzin verirseniz burada cevap vermek
istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Senin yaptığın ölçülülük mü?
BAŞKAN Üç dakika
içerisinde yeni bir sataşmaya mahal vermeyin lütfen.
M. FATİH ATAY
(Aydın) - Tutanaklara bakın Başkan. Siz duydunuz mu Sayın
Başkan? Sayın Başkan duydunuz mu siz?
BAŞKAN Ben de takip ettim
efendim.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
5.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
M. FATİH ATAY
(Aydın) Sayın Başkan, siz duydunuz mu, söz veriyorsunuz! Böyle
bir yöntem var mı?
BAŞKAN Sayın
Atay, lütfen, lütfen
M. FATİH ATAY (Aydın)
Böyle bir yöntem yok!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakınız, bu toplantıda konuşulan Anayasa
Değişikliği Teklifi başladığı andan itibaren
ana muhalefet partisinin sözcüleri ve Genel Başkanının bu değişiklik
teklifinin demokrasinin standartlarını yükseltmek, Türkiyede
muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için yapılan
gayreti alkışlamak yerine bunu bir dikta rejimine götürmek
anlamında ifadeler kullandı
(CHP sıralarından Allah,
Allah sesleri)
İSA GÖK (Mersin) Hangi
medeniyet?
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla)
ve Sayın Baykal, açıkçası, herhâlde farkında olmadan ama
haddini aşarak Genel Başkanımızı,
Başbakanımızı Hitlere benzetti. Onun üzerine Sayın
Başbakan dedi ki: Eğer sen bir Hitler arıyorsan önce kendi
geçmişinle hesaplaş, ona göre gel.
M. FATİH ATAY
(Aydın) Bu gerekçeyle mi söz aldı Sayın Konuşmacı?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla)
ve söyledi dün, dün grup toplantısında dedi ki: 11
Kasım 1938de Türkiye Cumhuriyetinin 2nci Cumhurbaşkanı olan
İnönü, o güne kadar millî kurtuluş kahramanı ama o günden
itibaren bir siyasi parti genel başkanı. Siyasi parti genel
başkanıysa incitecek şekilde de olsa eleştiriye tahammül
etmeli.
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Elli sene sonra mı Sayın Elitaş?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Ama ne oldu? Ne oldu? İnönü geldi, önce millî
kahramanımız Atatürkün resimlerini çıkardı paradan,
arkasından resimlerini kaldırdı bütün devlet dairelerinden.
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Eleştireceksen Baykalı eleştir.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bakın, size bir belge okuyorum, Atatürkü Koruma Kanunu ne
zaman çıktı biliyor musunuz? Atatürkü Koruma Kanunu 1951de
çıktı. Atatürkü kimden koruyorlardı biliyor musunuz? Atatürkün
resimlerini indiren Cumhuriyet Halk Partililerden korumak üzere Atatürkü
Koruma Kanunu çıktı. (AK PARTİ sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sizden koruyorlar, sizden! Sizin gibilerden koruyorlar!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Atatürkü Koruma Kanununun Meclis tutanakları elimde.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Deniz Baykal sayesinde Başbakan olan bir adam
İsmet Paşaya laf söyleyemez!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Komisyon tutanaklarında muhalefet şerhi koymuşlar.
Demokrat Parti Atatürkü Koruma Kanunu çıkarınca muhalefet şerhi
koymuşlar Cumhuriyet Halk Partililer.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sizden koruyorlar sizden!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Niye? Atatürk de herhangi bir vatandaş gibi sıradan
vatandaştır. Onun da hiçbir Türk vatandaşından farklı
bir özelliği yoktur. diye muhalefet şerhi koymuşlar.
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Sen kim, İsmet Paşa kim be?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) 1951 tarihli Anayasa Komisyonu, Adalet Komisyonu tutanakları.
Bu tutanakları
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Millî kahramana dil uzatma, ayıp!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Millî kahramanı
Bizim bir tek millî kahramanımız
var, o da Ulu Önder Atatürk. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Siz onu koruma kanununa
karşı çıkacaksınız
Bakın, Atatürkü Koruma
Kanununda kabul eden milletvekilleri, Atatürkü Koruma Kanununda, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde görüşme yapılıyor, 232 milletvekili
kabul ediyor.
CANAN ARITMAN (İzmir)
Cumhuriyeti kuranlara düşmansınız!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Bu 232 milletvekilinden sadece 5 tanesi sizin
sıralarınızda oturan Cumhuriyet Halk Partili.
Kalkıyorsunuz, şimdi, Atatürkün üzerinden geçinmeye
çalışıp
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
(AK PARTİ
sıralarından Selam ver sesleri)
BAŞKAN Evet, lütfen
Süreniz doldu Sayın
Elitaş, teşekkür ederim.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Evet,
Sayın Kılıçdaroğlu, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, siz de dinlediniz
BAŞKAN Ama bir gerekçe
açıklayın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul)
siz de açıkladınız.
Sayın Elitaş
doğrudan doğruya
BAŞKAN Peki efendim.
Kamuoyunu bilgilendirin
efendim, kamuoyu da takip ediyor bu önemli tartışmayı.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Üç dakika içerisinde, lütfen.
6.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Gönül isterdi ki kendi
tarihimizi bilelim, kendi tarihimize sahip çıkalım, kendi
tarihimizle, kendi büyüklerimizle her yerde, her şekilde onlarla övünelim
ama Sayın Başbakan öyle bir gaf yaptı ki dünyada örneği
olmayan, hiçbir siyasetçinin ağzına dahi alamayacağı bir
lafı etti.
Elimizi vicdanımıza
koyup, değerli milletvekilleri, düşünelim: İsmet İnönüyü,
Kâzım Karabekiri, Mustafa Kemal Atatürkü severiz veya sevmeyiz, her
insan şu veya bu şekilde eleştirilebilir ama dünyanın
hiçbir canisiyle hiç kimseyi karşılaştıramayız,
karşılaştırmamalıyız da
(AK PARTİ
sıralarından Siz yaptınız! sesleri, gürültüler)
Eğer biz
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Onu Sayın Baykala söyleyeceksin!
HÜSEYİN
DEVECİOĞLU (Kilis) Siz yaparken iyi mi!
BAŞKAN Lütfen, lütfen
sayın milletvekilleri
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Bakın, bir şey daha söyleyeceğim
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Geliyorum, geliyorum.
Birileri eğer bunu
yapıyorsa, biz o insanları da eleştirmiyoruz çünkü o insanlar
zavallı insanlardır, zavallılar eleştirilmez. Zavallı
insanlar aynı zamanda aşağılık insanlardır, onlar
da eleştirilmez. Onun için, siz, lütfen kendi tarihinize yine sahip
çıkın.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki,
Sayın Kılıçdaroğlu, teşekkür ederiz.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım üç önerge de aynı mahiyettedir, birlikte
işleme alacağım
HALUK KOÇ (Samsun)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Efendim Sayın
Koç?
HALUK KOÇ (Samsun) -
Kısa bir açıklama için sisteme girdim, görmediniz mi?
BAŞKAN Görmedim
efendim, özür dilerim.
60a göre mi söz istiyorsunuz
efendim yerinizden?
HALUK KOÇ (Samsun) Evet
efendim.
BAŞKAN Peki.
İki dakika içerisinde
özetlersiniz, siz konulara hâkim bir arkadaşımızsınız.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Samsun Milletvekili Haluk Koçun, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, konuşmasında, Atatürkü Koruma Kanunu ve
Atatürkün resminin paraların üzerinden çıkarılması konusunda
Genel Kurula yanlış bilgiler verdiğine ilişkin
açıklaması
HALUK KOÇ (Samsun)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben bir açıklama
gereği duydum.
1951 yılında
çıkarılan Atatürkü Koruma Kanunu, Sayın Elitaşın
söylediği çerçevede gelişmiş olayların sonucunda
çıkartılmamıştır. Yakın siyasi tarihi çok iyi
irdelemek lazım. Siz bir grup başkan vekilisiniz Sayın
Elitaş, sizin bu konuda konulara çok hâkim olmanız gerekir. 1950 14
Mayısında iktidar el değiştirdikten sonra cumhuriyet öncesi
kimliklerine dönmek isteyen birtakım çevreler cumhuriyetin temel ilkeleri
ve onu temsil eden Atatürk figürü üzerinde Anadolunun çeşitli yerlerinde,
okul bahçelerinde, meydanlarda sistemli bir saldırıya
girişmişlerdir. Demokrat Parti kendisine yönelecek olan
İrticayı hortlattılar.
eleştirilerinden kurtulmak için, kendisini güvenceye almak için o
kanunu çıkarmıştır.
Tutanakları aç, bak.
Bir şeyi daha ifade
etmek istiyorum Sayın Başkan.
Sayın Elitaş,
başka bir şey bilmiyor, paraların üzerinden şu
çıkarıldı, bu çıkarıldı
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bunu da belgeleriyle açıklarım sana, kimin
desteklediğini
HALUK KOÇ (Samsun) - Devrim
koşullarını, nedenini, niçinini, cumhuriyet idaresinin
devamlılığını kanıtlamayı iddia eden bir
girişim olduğundan haberi yok.
Aslında, dilinin
altında bir bakla var onun, hepsinin dilinin altında bir bakla var.
Aslında, Atatürke sövmek istiyorlar ama dilleri varmıyor, İsmet
Paşa üzerinden devretmek istiyorlar. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ayıp, ayıp! Ayıp sana, ayıp!
BAŞKAN Sayın
Köse, siz de söz istemişsiniz.
Siz de 60a göre mi efendim?
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Evet efendim.
BAŞKAN İki
dakika
Buyurun.
(AK PARTİ ve CHP
milletvekilleri birbirlerinin üzerine
yürüdüler)
Değerli arkadaşlar,
lütfen sakin olalım, niye sakin olmuyorsunuz.
Sayın
Kılıçdaroğlu, grubunuza hâkim olun lütfen. Böyle bir şey
olmaz. Lütfen
Oturun değerli arkadaşlarım. Lütfen
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, lütfen
Arkadaşlar oturun!
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) - Millî kahramanlarımızdan olan merhum İsmet
İnönü, ülkesini
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri birbirlerinin
üzerine yürüdüler)
BAŞKAN İdare
amiri arkadaşlarımız
(Gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, bakın
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, bir
saniye
(Gürültüler) Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın Köse, siz buyurun
anlatın.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, bu Meclis müzakere Meclisi, kavga Meclisi değil
ki!
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturur musunuz efendim. Bir şey yok
aslında. Bir şey yok.
Buyurun.
Değerli
arkadaşlarım, lütfen yerlerinize oturun. Lütfen
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, ara verin ki bu görüntüler girmesin!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.48
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.53
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın Köse, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğanın, millî kahraman İsmet İnönü
hakkında söylediği sözlerinden dolayı, Türkiye Cumhuriyetinde
yaşayan herkesten, özellikle Malatyalılardan ve İnönü ailesinden
özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
değerli arkadaşlar; İslami inanca göre hepiniz çok iyi
biliyorsunuz ki insanlar öldükten sonra onları hayırlı
şeylerle yâd etmek gerekir. İnancı olan hiçbir insan
Hangi
mekânda, hangi yerde olursa olsun, ölmüş bir insanın arkasından
şu veya bu şekilde konuşmak büyük bir günahtır. Kaldı
ki arkasından konuşulan kişi sıradan bir kişi
değildir, millî kahramandır ve eğer ülkemizi İkinci Dünya
Savaşında savaşa sokmamak için ömrünün yirmi beş
yılını savaş meydanlarında geçiriyorsa bu büyük insan
ve Sayın Başbakan bugün
O tarihte eğer ülkemiz savaşa
girmiş olsaydı, belki Sayın Başbakanımızın
babası bugün Gürcistanda bir köyde tarımla uğraşıyor
olacaktı. Yine, 2003 yılında bu partinin Genel Başkanı
Sayın Deniz Baykalın sayesinde Başbakan olan bir insanın
böyle konuşması büyük bir talihsizliktir. Türkiye Cumhuriyetinde
yaşayan herkesten ve özellikle Malatyalılardan, İnönü ailesinden
vakit geçmeden özür dilemesini istiyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
SIRRI SAKIK (Muş)
Sayın Başkan, eğer Malatyalılardan özür dilenecekse
Meclisten de özür dilensin.
BAŞKAN Son olarak
Sayın Dibeke söz vereceğim ve önergelerle ilgili
çalışmamıza devam edeceğiz.
Sayın Dibek, siz söz
istemişsiniz.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Ben şeyle ilgili söz istemiştim Sayın
Başkan, daha sonra
BAŞKAN Peki, daha
sonra
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım üç önerge de aynı
mahiyettedir, birlikte işleme alacağım. Önerge sahiplerine,
istemleri hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 20. Maddesi'nin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Faruk Bal (Konya) ve arkadaşı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinin 20. Maddesi'nin madde metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Ahmet Orhan (Manisa) ve
arkadaşı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 20. maddesinin Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent Baratalı (İzmir) ve
arkadaşı
BAŞKAN Komisyon
önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim
konuşacak efendim?
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Faruk Bal konuşacak.
BAŞKAN Konya
Milletvekili Sayın Faruk Bal, önergesi üstünde konuşacaklar.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika
Sayın Bal.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yaşadığımız gerginliğin Anayasa değişikliği
görüşmelerinde yaşanmamış olmasını temenni ederek
sözlerime başlıyor ve yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, anayasaların bir başka tarifi de güçlerin
sınırlandığı temel hukuk normları olarak ifade
edilir. Geçmişte kralların, geçmişte tek başına irade
kullananların bu iradelerini sınırlayan metinler, günümüzde
parlamenter demokrasilerde yasama gücünü ve yürütme gücünü sınırlayan
metinler olarak ifade edilmektedir.
Önümüzdeki teklif -Anayasa
Mahkemesiyle ilgili metni için ifade ediyorum- yürütmenin ve yasamanın
yargı ile sınırlandırılması düşüncesini
yaratılan yandaş yargıç ve yaratılmaya
çalışılan yandaş yargı kavramı ile sınırsız
hâle getirilebilecek bir düzenlemeyi içermektedir. Dolayısıyla
güçleri sınırlamakla, bir metin olarak önümüze çıkan
Anayasanın bu maddesi itibarıyla, Anayasa Mahkemesinde
yapılacak değişiklik parlamenter demokratik sistemin
genetiğini bozan bir değişiklik olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, Parlamenter demokratik sistemdeki güçler arasındaki
denge ve denetimi bu şekilde bir defa bozar iseniz bir daha diktaya
gidişi önleyemezsiniz. şeklindeki düşünce bütün bilim
adamları tarafından kabul edilmektedir. Tabii ki bu bilim
adamlarını tekrar ben sizlere sayacağım. Bu bilim
adamlarından yüzyılın sosyal siyaset uzmanı ve diktaya
gidişleri önlemek için bilimsel çaba harcayan Giovanni Sartori, Robert
Elgie ve Andrew Arato, size bunlarla ilgili görüşlerini
açıklamıştım. Eğer yasama gücünün ve yürütme gücünün
denge ve denetim mekanizmalarında fren mekanizmasını ortaya
koyacak yargıyla bir defa oynar iseniz bir daha bu dengeyi tekrar yerine
oturtamazsınız, bir daha diktaya gidişi engelleyemezsiniz.
diyordu. Bundan esinlenen, anayasa hukukumuzda önemli görevler ifa etmiş,
önemli çalışmalar yapmış çok değerli Türk hukukçular
da bulunmaktadır. Sayın Ergun Özbudun bunlardan birisidir, Sayın
Zafer Üskül bunlardan birisidir, Serap Hanımefendi bunlardan bir
diğeridir ve bunlar Adalet ve Kalkınma Partisinin Anayasa
çalışmalarına katkıda bulunmuş değerli bilim
adamlarıdır. Bunlar da Parlamenter demokratik sistemde denge ve
denetim mekanizmasının bozulması hâlinde diktaya gidişi
engelleyemezsiniz. şeklinde görüşlerini kitaplarında ve son
zamanlarda okuduğumuz beyanatlarında ortaya koymuşlardır.
Bunun yanı sıra, değerli bilim adamlarından Profesör Doktor
Sayın Hasan Tunç, yine bilim adamlarından Sayın Murat Sezginer,
Sayın Ethem Atay bu görüşlerini sizlerle
paylaşmışlardır. Bunun yanı sıra Sayın
Profesör Doktor Fazıl Sağlam, Doçent Doktor Selin Esen, Doçent Doktor
Levent Gönenç ve yine sizin bilim adamları olarak
değerlendirdiğiniz Profesör Doktor Levent Köker Beyefendi de
görüşlerini açıklamışlardır.
Bütün bunlara rağmen,
Anayasa değişikliğiyle ilgili ısrarınıza bir
anlam yükleyemiyorum. Fakat Sayın Başbakanın
açıklamış olduğu iki temel düşünceyi dikkate
aldığımızda niyetinizin halis olmadığı
ortaya çıkmaktadır. Bunlardan bir tanesi başkanlık sistemi
hevesidir, diğeri de bu Anayasa değişikliğinin
açılımın ilk adımını teşkil ettiğine
dair beyanatıdır.
Değerli
arkadaşlarım, elbette ki başkanlık sistemi ve
açılımla ilgili yasaların denetim mercisi Anayasa Mahkemesi
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
FARUK BAL (Devamla)
Teşekkür ederim.
Yasama organının
parlamenter demokratik sistemi özünden yaralayan bu iki temel hevesinizi
dengeleyecek ve denetleyecek merci olan Anayasa Mahkemesidir. Anayasa Mahkemesi
üzerinde oynadığınız bu oyun, elbette ki ileride yaşayacağımız
ikinci, üçüncü adımlarınızla yaşayacağımız
ve diktaya gidişi önleyecek tek mercidir. Perşembenin gelişi
çarşambadan belli olur.
Sayın
Cumhurbaşkanı Gülün, Anayasa Mahkemesine atamış
olduğu 3 üye ile ilgili izlemiş olduğu çizgi, yandaş
yargıç yaratmanın en spesifik örneğidir. Nasıl ki siz
Sayın Ahmet Necdet Sezeri YÖKe üye atarken, iki oy almış, dört
oy almış üyeleri rektör olarak atar iken eleştirmekte ne kadar
haklı iseniz, Anayasa Mahkemesinin genetiğiyle oynayacak bir
şekilde, Anayasa Mahkemesini yandaş yargı kurumu yaratacak
şekilde bu şeklide tanzim etmekte o derecede
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
ek süreniz de doldu. Tekrar, bir selamlama imkânı için açıyorum.
Genel Kurulu selamlayın lütfen, konuşmanızı tamamlayın.
FARUK BAL (Devamla)
Sayın Ahmet Necdet Sezeri eleştirmekte ne kadar haklı iseniz,
bugün bu Anayasa Değişikliği Teklifinde o kadar
haksızsınız. Dolayısıyla, yüce heyeti ben bir kez daha
düşünmeye ve birlikte gelecek nesillere millî birlik ve bütünlük
içerisinde, temel hak ve hürriyetleri sağlıklı bir biçimde
kullanabileceğimiz günleri emanet edebilmek için vicdanınıza bir
kez daha hitap ediyor ve değişiklik önergemize destek vermenizi talep
ediyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Yoklama yapılmasını istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Henüz daha
oylamaya geçmedik efendim, daha var.
Sayın milletvekilleri,
birlikte işleme aldığım üç önergeden ikincisi üzerinde
Manisa Milletvekili Sayın Ahmet Orhan, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
AHMET ORHAN (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
497 sıra sayılı Anayasada Değişiklik Kanun
Teklifinin 20nci maddesi üzerinde görüşlerimi ifade etmek üzere söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi ve aziz Türk
milletini saygıyla selamlıyorum.
Günlerdir yüce Meclisin
çatısı altında yoğun değerlendirmeler yapılmak
suretiyle çalışmalar yürütülmekte, gerek teklif lehine gerekse
aleyhine fikirler beyan edilmektedir. Ama, ne yazık ki tüm bu
tartışmalara rağmen, güya uzlaşma arayışı
içinde olduğunu söyleyen ve milletvekili çoğunluğuna güvenerek
hareket eden AKP Grubuna hiçbir şeyi kabul ettirmek mümkün
olmamıştır. Bu noktada bir hususu ayrı tutmak gerekmektedir
ki, o da, milletimiz vicdanında derin kaygılar yaratan, devlet ve
millet varlığımızı tehlikeye atan teklifin 8inci
maddesi yeterli oyu alamayarak düşmüştür.
Bilindiği gibi,
anayasalar, kanunlara istikamet veren, sınırlarını
belirleyen ve idarenin nizam içinde belirlenen görevleri yapmasını
temin eden, kişilerin hak ve ödevlerini düzenleyen, kişiler ile
devlet arasında sosyal mukavele olan üst hukuk normlarıdır.
Anayasalar ortaya
konuluşları bakımından farklılıklar gösterse
bile, anayasa değişiklikleri, çağdaş demokratik toplumlarda
mümkün olan en geniş zeminde katılımı ve
uzlaşmayı bünyesinde barındırması gerekmektedir.
Şimdi üzerinde
görüşmeler yaptığımız üçü geçici olmak üzere yirmi
dokuz maddelik Anayasa değişiklik paketine baktığımızda
ise evrensel hukuk kuralına uyulduğunu söylememiz maalesef mümkün
değildir. İktidarın sözde uzlaşma
arayışlarına inanacak tek bir kişi bile yoktur. Orta
yerdeki değişiklik tasarısı, tam bir dayatma
tasarısıdır, İstiyorum, olacak.
tasarısıdır. Bu davranış biçimindeki amaç da bellidir.
Söz konusu olan teklifin
20nci maddesi, Anayasanın 149uncu maddesinde değişiklik
öngörmekte, Anayasa Mahkemesinin yapısını yeni ihdas edilen
bölümlerle genişletmekte ve ortaya çıkan bölümlerin çalışma
yöntemlerini tanımlamaktadır; esas itibarıyla, bireysel
başvuruların ele alınabilmesi için bölümler
görevlendirilmektedir.
Vermiş olduğumuz
önergeyle, 20nci maddenin tasarıdan tamamen çıkarılması
suretiyle Anayasa Mahkemesinin mevcut yapısının geniş bir
uzlaşma temin edilinceye kadar muhafaza edilmesi önerilmektedir.
Değerli milletvekilleri,
milletimizin adalet kurumlarından beklentileri çok fazla olup, bunun
başında da yargılamaların istenen evrensel sürat ve
standartta tamamlanarak neticenin ortaya çıkmasıdır.
Bugünkü tablo milletimizin
beklentilerini karşılamaktan çok uzaktır. Cezaevleri
kapasitelerinin çok üzerinde doludur. Sanıkların
duruşmaları makul sürelerde tamamlanamadığı için
tutukluluk hâlleri belki de haksız yere devam etmektedir.
Hukuk mahkemelerinin durumu
daha kötüdür. Yarım asır süren davaların varlığı
hepimizin malumudur. Vatandaşlarımızın hukuki
ihtilaflarına, hukuk dışı çare arayışlarına
sıklıkla şahit olmaktayız. Üst mahkemeler inanılmaz
bir yük altındadır. Öyle ise Türkiye'nin adli görünümü böyleyken, bu
tablo ve görünümü değiştirmek için çözüm üretemediğiniz hâlde
niçin başka bir yargısal değişiklik peşindesiniz?
Modern demokrasilerin en önemli özelliği olan kuvvetler ayrılığı
prensibini bir kenara bırakarak, tüm erkleri niçin kontrol etme
hevesindesiniz? Bu yaklaşımın, şüpheniz olmasın ki,
ülkemize ve sizlere yararı olmayacaktır.
Herkese ayrı bir hukuk
nizamı hiçbir zaman yaşamamıştır. Tesis edilse bile
irade sahiplerine yaramamıştır. Tarih bunun örnekleriyle
doludur. Yargının, yürütmenin kontrolüne girmesi bir felaket
olacaktır.
Uygulamalarınızla
yargıyı siyasallaştırdınız, yargıyı
korkuttunuz, şimdi de yandaş yaygı yaratma peşindesiniz.
Gelin, girdiğiniz bu çıkmaz yoldan, ısrarlardan vazgeçiniz.
Milletimizin gerçek gündemine dönerek, illa hukuk alanında
iyileştirmeler yapacaksanız mahkeme kapılarında bekleyen
vatandaşlarımızın derdine çare bularak, onlara ihtiyaç
duyulan noktada hizmet ediniz. Şu kutsal çatı altında bizlerden
dertlerine derman olmamızı bekleyen milyonlarca işçi, köylü,
emekli, çiftçi vatandaşlarımıza müjdeli haberler verebilmek için
çalışalım. Gelin, gözü yaşlı anaların göz
yaşlarını silelim.
Bu duygu ve düşüncelerle
yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Orhan.
Sayın Baratalı,
buyurun.
Süreniz beş dakika.
BÜLENT BARATALI (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz teklifin 20nci
maddesi üzerinde verdiğimiz bir önerge üzerinde partimin görüşlerini
ifade edeceğim, lehinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu 20nci madde Anayasamızın 149uncu maddesini
değiştirmektedir. 17nci maddeyle kabul edilen Anayasa Mahkemesinin
teşkili, işlevi, çalışma esasları yeniden
belirlenmektedir. Bu teklifin içeriğine baktığımızda,
bu madde de teklifin bütününde var olan yargıyı ele geçirme iradesini
ve hırsını ifade etmektedir, o açıkça ortada görülmektedir.
Bu teklifle Anayasa Mahkemesi sıradan bir hâle gelmekte, iş yükü
ağırlaşmakta, işlevsiz kılınmaya
çalışılmaktadır; bir AKP mahkemesi hâline gelinmesine
çalışılmaktadır. Böyle bir AKP mahkemesi hâline gelince
artık yargı, yürütme vesaire, kuvvetler
ayrılığından gelen bütün prensipler ortadan kalkacak ve
denetimsiz bir ortam ortaya gelecek, Salazar gibi, Franco gibi, Hitler gibi,
Mussolini gibi ve Pinoşe gibi, yakın tarihimizde, ülke bu tür bir
dikta rejimine dönecektir.
Şimdi, bir
baskıcı rejim getirilmek istenmektedir ama bunun için de buraya gelen
bazı AKPli milletvekili arkadaşlarımız şirinlikler
yapmaktadır ve vicdan edebiyatı yapmaktadırlar. Ne
yapıyorlar? 12 Eylülde olanların, 12 Eylül faşizmine
karşı mücadele etmiş ama o faşist rejim tarafından
idam edilmiş, Erdal Eren başta olmak üzere, sağda ve solda
vuruşan bütün yurtseverleri burada söylemlerinde kullanmakta, onları
mezarlarında bile rahatsız etmektedirler. Ben bunlara
karşıyım çünkü onlar bir özgürlük ve demokrasi ve tam bağımsız
bir Türkiye mücadelesi için öldüler soldakiler ve sağdakiler. Şimdi
yapılmak istenen, bunlar kullanılarak buraya bir faşist dikta
anayasası getirilmesidir.
Şimdi bu demokrasi
havarisi arkadaşlara soruyorum: Siz 12 Eylülde neredeydiniz? Biz 12 Eylül
Anayasasına hayır oyu verirken siz neredeydiniz? Genel
Başkanınız, Başbakanınız, grup başkan
vekilleriniz, bakanlarınız, sizler neredeydiniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ben üniversite öğrencisiydim.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Biz o idarenin zindanlarında yatarken, tutukevlerinde yatarken, işkence
odalarında yatarken siz neredeydiniz?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Şimdi niye koruyorsun?
AHMET YENİ (Samsun)
Bugüne gel bugüne!
BAŞKAN Lütfen
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Siz neredeydiniz? Onu sormak istiyorum değerli arkadaşlar. Orada
yoktunuz, 12 Martta da yoktunuz, 1 Mayıs 77de yoktunuz, Çorumda
yoktunuz
Değil mi arkadaşlar?
AHMET YENİ (Samsun)
Bugüne gel bugüne!
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Maraşta yoktunuz, buralarda yoktunuz.
CANAN ARITMAN (İzmir)
Sivasta vardılar Sivasta!
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Şimdi buraya gelip de bu edebiyatı yapmaya izin vermeyiz size
değerli arkadaşlar. Buna hakkınız yok.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsunuz!
BAŞKAN Lütfen
karşılıklı konuşmayalım sayın
milletvekilleri. Lütfen
Lütfen
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Onun için, bütün bunların mağduru olan bizlere burada laf söylemeye
hakkınız yok.
Eğer siz tatlı su
demokratı değilseniz, suigenerist bir demokrat değilseniz
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kimin demokrat olduğunu millet biliyor.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
yarın Denizlerin idam günü, bu konuda benim verdiğim bir kanun
teklifi var, gelin o kanun teklifinin altına imza atın, sizin
demokrat olduğunuzu ben burada söyleyeceğim. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen karar veremezsin, ona millet karar verir.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
37ye göre getiriyorum, gelin gündeme alın, sizin demokrat olduğunuzu
burada söyleyeceğim. Aksi takdirde siz tatlı su
demokratısınız değerli arkadaşlar! Tatlı su
demokratısınız! Böyle bir samimiyetiniz yok değerli
arkadaşlar.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
kullanmaya korkuyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) 12 Eylül Anayasasına sarılmak mı
demokratlık!
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Şimdi, değerli arkadaşlar, ülkemizin büyük kahramanı
İkinci Genel Başkanımız hakkında söylediğiniz
sözlere geliyorum. Şimdi, eğer İnönü olmasaydı Recep Beyin
ismi Recep bin Ahmet olacaktı! O Potamya diyor, ben Güneysu olarak
düzeltiyorum, orada doğan bir insan olacaktı.
AHMET YENİ (Samsun)
Uydurma şimdi!
BÜLENT BARATALI (Devamla) - Belki mürit olacaktı!
Belki tarikat şeyhi olabilecekti! Belki iç oğlan olup Enderuna
gidecekti, belki taşraya vezir olacaktı! Bunlar olabilecekti. Ama bir
tek şey olamayacaktı, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı
olamayacaktı, İnönü sayesinde
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Ona millet karar verir.
BAŞKAN Sayın
Baratalı
Sayın Baratalı, süreniz doldu efendim, lütfen
tamamlayınız.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Değerli arkadaşlar, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı oldu,
koltuğunu ona borçlu.
AHMET YENİ (Samsun)
Siz niye Başbakan olamıyorsunuz?
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Şimdi, neden kızıyor İnönüye, sıralamaya
çalışıyorum:
Selanik Harekât Ordusunun
kurmayı olduğu için kızıyor.
Garp Cephesinin Komutanı
olduğu için kızıyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Öyle bir şey söylemiyor Başbakan.
BÜLENT BARATALI (Devamla) -
Lozan kahramanı olduğu için kızıyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Uydurma, uydurma
BÜLENT BARATALI (Devamla) -
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olduğu için kızıyor.
Çağdaş hukuku
getirdiği için kızıyor.
Kadın-erkek
eşitliğini sağladığı için kızıyor. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri, yerinizden söz atmayın.
BÜLENT BARATALI (Devamla) -
On bin kilometre demiryolu yaptığı için kızıyor.
Basma fabrikaları,
ziraatın makineleşmesini
Özellikle köy enstitüleri kurduğu için
kızıyor.
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) Kabine gir, kabine.
BÜLENT BARATALI (Devamla) -
1946da çok partili rejime geçtiği için kızıyor.
14 Mayıs 1950de
yenildiği zaman Benim en büyük zaferim bu yenilgimdir. dediği için
kızıyor.
Hak veriyorum, çünkü Recep
Beyin kafası 18 Mayıs 1918lerde duruyor, daha 19 Mayısa
gelemediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Baratalı, ek süreniz de doldu efendim, lütfen Genel Kurulu
selamlayın, ek süreniz de doldu.
BÜLENT BARATALI (Devamla) -
Ayrıca, Gaziye de kızıyor, Atatürke de kızıyor.
BAŞKAN Sayın
Baratalı, lütfen Genel Kurulu selamlayın.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Bakın, Gaziye, ne dediği için kızıyor?
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Söylemedi.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
Dinle de öğren
Dinle de öğren
Bakın ne diyor, Gazi
şöyle diyor Türk Milletine: Türklüğün unutulmuş büyük medeni
vasfı ve kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek
medeniyet ufkunda yeni doğmuş bir güneş gibi parlayacaktır.
Ne mutlu Türküm
dediği için kızıyor Gaziye. (CHP
sıralarından alkışlar)
Bu düşüncelerle
oylarınızı bekliyor, saygılar sunuyorum.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsunuz, oy.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
II.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Geç
kaldınız Kılıçdaroğlu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, daha önce de söyledim. Yoklama
istediğimizi de söyledim.
BAŞKAN Bir başka
oylama daha var, orada istersiniz efendim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sizin en azından fırsatçılık
yapmamanız lazım.
BAŞKAN Efendim, daha
önce istemiştiniz, tabii, 2 arkadaş daha konuşacaktı, o
nedenle işleme alamamıştım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Yani, biliyorsunuz düşüncemizi.
BAŞKAN Peki, onu bir
müktesep hak olarak kabul edelim.
AHMET YENİ (Samsun)
Ya, olur mu öyle şey?
BAŞKAN Yoklama
talebinde bulunan arkadaşlarımızı tespit ediyorum:
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Özkan, Sayın Korkmaz,
Sayın Keleş, Sayın Kart, Sayın Çöllü, Sayın Dibek,
Sayın Emek, Sayın Köse, Sayın Koçal, Sayın Ekici,
Sayın Sönmez, Sayın Güner, Sayın Güvel, Sayın Aydoğan,
Sayın Arıtman, Sayın Yazar, Sayın Ağyüz, Sayın
Arat, Sayın Çakır, Sayın Baratalı. Sanıyorum yetti.
Şimdi elektronik
sistemle yoklama yapacağız.
İki dakika süre
veriyorum ve süreyi başlatıyorum, buyurun.
İsmini okuduğum
arkadaşlarım sisteme girmiyorlar.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 20 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Akın Birdal
(Diyarbakır) ve arkadaşları
Madde: 20- Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu maddesinin bir sonuncu
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 149 - Anayasa
Mahkemesi, üç bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler,
başkanvekili başkanlığında dört üyenin
katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme
başkanının veya Başkanın belirleyeceği
başkanvekilinin başkanlığında en az onbeş üye ile
toplanır. Bölümler ve Genel Kurul, kararlarını salt
çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik
incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir.
Ancak, bireysel
başvurularda duruşma yapılmasına karar verilebilir. Mahkeme
ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını
dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları
çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin
davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra
kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının
veya tayin edeceği bir parti yetkilisi ile üç vekilin
savunmasını dinler."
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Birdal, buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
Diyarbakır Milletvekili
Sayın Akın Birdal önergesi üstünde konuşacak.
Süresi beş
dakikadır.
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Anayasanın bazı maddelerinde değişiklik öngören
yasanın 20nci maddesi için söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Yapılması
düşünülen değişiklik, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
hakkı ile siyasi partilere ilişkin davaların ve Anayasa
değişikliklerinin iptali davalarının görülme usullerini
düzenlemektedir. Bu değişiklikle Anayasa Mahkemesi bölüm ve genel
kurul diye iki organdan oluşmaktadır. Bölümler bireysel
başvuruları görüşecek, genel kurul ise siyasi parti
davaları, Yüce Divan yargılanmaları ve Anayasa
değişikliği iptallerine bakacaktır.
Şimdi, bu
değişiklikler ilk bakışta, siyasi parti davalarında
verilecek kararların alınması için aranan sayının
artmış olması olumlu görülebilir ancak siyasi parti
davalarında hâlâ hukuk dışı değerlendirmelerin geçerli
olduğu unutulmamalıdır. Hâlâ siyasi partilerin faaliyetleri
kapatma davalarında delil oluşturmaktadır. Bu durum sürdüğü
sürece karar almada aranan çoğunluk sayısının
değiştirilmesinin çok da fazla anlamlı olmadığı
görülecektir. Demokratik Toplum Partisini oy birliğiyle kapatan bir hukuk
anlayışı hüküm sürdükçe sayının
artırılmasının bir yararı olmayacaktır. Önemli
olan bu anlayışın değişmesidir. İktidar partisine
kaç kez çağrıda bulunduk, Siyasi Partiler Yasasını
değiştirelim, siyasi partilerin kapatılmasına ilişkin
Avrupa Birliğince de kabul edilen Venedik Kriterlerini esas alalım
diye ve hatta biz değil, AKPnin kapatılmasına dair, Anayasa
Mahkemesi Başkanı açıklarken kararını o da
önermiştir ama ne yazık ki, AKP tarafından bu dikkate alınmamıştır
ve sonuçta kendi milletvekillerinin, arkadaşlarının
oylarıyla Anayasada bu ilgili maddenin değiştirilmek istenmesi,
8inci maddesine de ne yazık ki geçirilememiştir.
Şimdi, evet, bir
yargı ve kamu yönetimi reformu gereklidir. Demokratik, sivil, insan
haklarına dayalı, çoğulcu, hukukun üstünlüğünü esas alan
bir demokratik Anayasanın olması gerektiği konusunda zaten
toplumsal bir mutabakat var. Bu konuda biz de hemfikiriz ve baştan beri
de, bu görüşmelerin başladığından beri de böyle
düşünmekteyiz. Nitekim, bu niyetimizi,
yaklaşımımızı yüce Genel Kurulun bilgisine
sunmuştuk ama ne yazık ki, bu konuda AKP tarafından hiçbir
yaklaşım gösterilmemiştir.
Şimdi, 1762
yılında Toplum Sözleşmesi adı altında, Jean Jacques
Rousseau Bizim, parlamento, yasalar, günlük işlerimizi düzenlemekle
ilgili çıkarılabilir ama geleceğimizle ilgili yasaların
çıkarılmasında toplumsal bir konsensüs mutlak
aranmalıdır ve bize sorulmalıdır. diyor. Yani temsilde
adalet olacaksa, gerçekten bu Anayasanın şekli baştan beri yanlıştır.
Örneğin, buradaki siyasi partilere sorulmamıştır Nasıl
bir Anayasa istiyorsunuz? diye. Muhalefet partilerine, Parlamento
dışındaki partilere sorulmamıştır, emek
örgütlerine sorulmamıştır, meslek odalarına, derneklere,
kadın ve gençlik örgütlerine. Yani bu coğrafyada yaşayan herkesi
ilgilendiren bu hukuk paketi AKP tarafından getirilmiştir ve kabul
edilmesi istenilmiştir. Şimdi biz bunu elbette ki kabul etmiyoruz.
Şimdi, örneğin
Fransada
Tabii ben tenzih ediyorum, burayla ilgisi yok ama kamuoyunda bize
öğüt veren kimi liberal, demokrat yazarlar, aralarında dost
bildiklerimiz de var. Kimdir o dost? Emekten yana, demokrasiden,
barıştan yana olduğunu düşündüklerimiz. Örneğin
Fransada cumhurbaşkanlığı seçiminde bir
anlaşmazlık oluyor, en sonunda, Le Penle Chirac kalıyor
sonunda. Fransanın sosyalistleri ne yapmaları gerektiği
konusunda karar veremiyorlar ama sonunda gerçekten Chiractan yana tavır
alıyorlar, biliyorsunuz gerekçelerini de, faşistlere karşı
hırsızlardan yana olma. Ama, biz, bugün ne AKPnin bu Anayasa
paketinden yanayız ne de onun karşısındaki gerekçeleriyle
CHPnin ve MHPnin getirdiği gerekçelerden yanayız. Bizim
yanımız vicdandan yana
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) CHPyle yan yana, MHPyle yan yana. CHP de girmiyor siz de
girmiyorsunuz.
AKIN BİRDAL (Devamla)
tam demokrasiden yana, adaletten yana, hukuktan yana, insan haklarından
yana, ezilenlerden yana yani barıştan yana.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) CHPyle yan yana.
AHMET YENİ (Samsun)
CHP, MHP ortak.
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) Bakın, orada.
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri...
AKIN BİRDAL (Devamla) -
Niye bu kadar tepki gösteriyorsunuz? Bakın, bunu dahi siz
sindiremiyorsunuz.
Şimdi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Birdal, konuşmanızı lütfen tamamlayın, ek süre veriyorum.
Buyurun.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Şimdi, sizin hiç evladınız öldü mü savaşta? Sizin hiç
cezaevinde şu anda bir yakınınız var mı?
HÜSEYİN GÜLSÜN (Tokat)
Var.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Ve siz hiç aç kaldınız mı?
HÜSEYİN GÜLSÜN (Tokat)
Kaldık.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Siz yoksulluğun ne demek
olduğunu bilir misiniz? Gerçekten, işte, bunları bilenler ve
bizden
Bunlardan kurtulmak isteyenler taleplerini bize bildiriyorlar ve biz de
ne yapacağımızı
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsunuz!
AKIN BİRDAL (Devamla)
ve ne yapmamız gerektiğini bu yolda kullanıyoruz.
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) Korkunuzdan oy bile kullanamıyorsunuz!
AKIN BİRDAL (Devamla)
Bakın, sayın milletvekilleri, neden korkalım?
Şimdi, az önce
baktım, yirmi tane Meclis araştırması önergesi
getirmişiz Genel Kurulunuza. Örneğin JİTEMi
araştıralım demişiz, sizden yanıt yok. Darbecilerle
hesaplaşalım demişiz, araştırma önergesi
getirmişiz, sizden yanıt yok. Faili meçhul cinayetleri açığa
çıkaralım demişiz, sizden yanıt yok.
AFİF DEMİRKIRAN
(Siirt) Dün neredeydin, dün?
AKIN BİRDAL (Devamla)
Cezaevlerinde hasta olanlar ölüyor diyoruz, gelin onları
sağlıklarına nasıl
kavuşturacağımızı konuşalım diyoruz, sizden
yanıt yok. İnsan hakları savunucuları, sizlerin ihlallerini
açığa çıkaranları, gelin, onları son günlerde
tutukluyorsunuz, cezaevine tıkıyorsunuz, onları
araştıralım diyoruz, sizden yanıt yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Birdal, ek süreniz de doldu, lütfen Genel Kurulu selamlayın efendim.
AKIN BİRDAL (Devamla) -
1 Mayıs katliamını araştıralım diyoruz
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Verdik önerge, işte,
araştıracağız.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Tamam, iyi oldu, onu destekleyeceğiz.
BAŞKAN Lütfen
AHMET YENİ (Samsun)
Desteklemeseniz bile çıkarıyoruz.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Ee çıkarıyorsunuz tabii, işte bu çoğunluk
anlayışı Biz yaparız, olur.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Onlar anlamazlar!
AKIN BİRDAL (Devamla)
Ama bakın, sizin yaptıklarınız, kendi
yargınızı yaratarak adaletsizliğe, hukuksuzluğa devam
edeceksiniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen edebiyatını yapıyorsun, biz
gerçekleştiriyoruz.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Bunun getireceği de toplumsal depremdir, toplumsal isyandır,
direniştir. Neyin? Ezilenlerin, emekçilerin isyanı ve direnişi
olacak.
AHMET YENİ (Samsun) Oy
bile kullanamıyorsun, oy!
BENGİ YILDIZ (Batman)
Size oy yok! Size oy yok!
BAŞKAN Sayın
Birdal, sizin mikrofonunuzu sadece selamlama için açtım. Süreniz doldu, ek
süreniz doldu.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Peki Sayın Başkan, bitiriyorum.
Şimdi, Sayın
Başbakan diyor ki: Ben bakıyorum muhalefet partilerinin bilmem yüzde
kaçı referanduma destek verecek. Şimdi, Sayın Başbakan
kamuoyu araştırması mı yaptırdı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tabii ki yapıyoruz, yapıyoruz...
Anketler, anketler... Anketler var.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Diğer muhalefet partilerinin yüzde kaçının sizin referandumunuza
oy vereceğini bilemem ama bizim tabanımız vermeyecek size.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Tabanın bunun hesabını soracak. Oy
kullanmamanın hesabını soracak sana.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Vermeyecek, göreceksiniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen tabanının yüzüne nasıl
bakacaksın?
AKIN BİRDAL (Devamla)
Şimdi, ben daha...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederiz Sayın Birdal.
AKIN BİRDAL (Devamla)
Bitiriyorum.
BAŞKAN Sayın
Birdal, ikinci kez uzattım sürenizi, lütfen...
AKIN BİRDAL (Devamla)
24üncü maddede bir sözüm daha var. Neden vermeyeceğiz, açıklayacağım
size.
Teşekkürler Sayın
Başkan. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Birdal.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 20 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 149 uncu
maddesinin 3 ncü fıkrasında geçen "toplantıya katılan
üyelerin" ibaresinin "üye tam sayısının" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Azize Sibel Gönül (Kocaeli) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
İyimaya, siz mi konuşacaksınız?
AHMET İYİMAYA
(Ankara) Evet efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Ankara Milletvekili Sayın Ahmet İyimaya.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
AHMET İYİMAYA
(Ankara) Çok Değerli Başkanım, çok değerli yüksek Genel
Kurul; sözlerimin başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Büyük Parlamentonun çok
istisnaen kullandığı kurucu iktidar yetkisini kullanıyoruz.
Temenni olunur ki müzakereler bu yetkinin önemine denk olarak fikir dolu, tez
dolu, karşı tezler dolu müzakereler olsaydı. Bütün maddelerin
müzakeratında bulundum. Genellikle slogan, sinir ve isnat,
düşünceleri kuşattı.
Değerli arkadaşlar,
sinirlerin yarıştığı yerde fikirler tatile çıkar.
ATİLA EMEK (Antalya)
Sayenizde, sayenizde
AHMET İYİMAYA
(Devamla) - Müzakere kürsüsünün önemli doruk sözlerinden biri Konuda güçlü,
ifadede uslu ol.
Şu anda ne
yapıyoruz? Anayasa Mahkemesi maddeleri müzakeresinde ne yapıyoruz?
Bir, Anayasa Mahkememizi dünya anayasa mahkemeleri ailesinin örnek bir
yapısı, örnek bir unsuru olarak inşa ediyoruz.
İSA GÖK (Mersin) Ahmet
Bey, çarpılırsınız.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) - Şu anda ne yapıyoruz değerli arkadaşlar?
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) AKP anayasasını kuruyorsunuz, AKP mahkemesini
AHMET İYİMAYA
(Devamla) - Anayasamızın altında ezildiği vesayet yükünden
Anayasa Mahkememizi özgürlük ekseninde yorum yapan, Anayasamızın
2nci maddesinin anlamına denk yeni bir yapıya kavuşturuyoruz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Bu lafların hiçbiri karın doyurmuyor, millet aç.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) - Şu anda ne yapıyoruz? Kriz üreten, üstlendiği,
tasarlandığı vesayet amacı doğrultusunda kriz üreten
Anayasa Mahkemesinden Anayasa normuna sadık kararlar dönemine geçişi
sağlayan bir yapılanma.
Şu anda ne
yapıyoruz? Hak eksenli Anayasa Mahkemesine, ideolojik eksenli Anayasa
Mahkemesinden hak eksenli Anayasa Mahkemesine geçiş temin ediliyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Nasıl oluyor o? Nasıl oluyor?
İSA GÖK (Mersin)
Keşke bugün konuşmasaydın Sayın İyimaya.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) - Bakın, eleştirileri birer cümleyle karşılamak
isterim.
İSA GÖK (Mersin)
Keşke sen konuşmasaydın.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Yasama organı Anayasa Mahkemesine üye seçmesin deniyor. Ben,
dünyada bu tip bir örneğin olmadığını söyleyerek
değil, bir yasama organı, Anayasanın mahiyetinden kaynaklanan,
Anayasa normunun niteliğinden kaynaklanan demokratik meşruiyeti kendi
zirve Anayasa Mahkemesinden esirgemesini, kendisine atılan bir gerçekten
silah olarak görüyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hangi çoğunlukla seçiyorlar onlar?
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Şu anda yine ne deniyor? Seçim usulü.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Nitelikli çoğunluk var mı? Önce ona dikkatli
bakın.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Değerli arkadaşlar, 4 kişi dışında
Anayasa Mahkememizin yapılanmasında bir seçim yoktur. Teknik anlamda
bir seçim yoktur. Paylaşımlı seçim vardır. Sözlüğe
yeni bir sözcük girsin. Seçişim vardır. Belli kaynak, nispi temsille...
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hangi çoğunlukla seçiyorlar?
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Çoğunluk usulüyle değil, nispi temsille...
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Millet geçim derdinde, boş ver seçimi.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) ...3 aday falan seçecek, Cumhurbaşkanı veya diğer
seçen kurul, Parlamento o 3 adaydan üye seçecektir.
ATİLA EMEK (Antalya)
Mahcup olacağın sözler söyleme!
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Bu bir rasyonelleştirmedir. Şu anda Anayasa Mahkememizi
de, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu da kurumların tek tip
çoğunluğunu oraya ikame eden modelden demokratik eğilim
çoğulculuğuna geçişi sağlayan bir yapılanmadır.
Değerli
arkadaşlar...
İSA GÖK (Mersin)
Sayın İyimaya, madem öyle Yargıtay Kanununu niye geri
çekiyorsun? Sen Komisyon Başkanısın.
BAŞKAN Sayın
Gök...
İSA GÖK (Mersin)
Yargıtay Kanununu niye geri çektin şahsen?
BAŞKAN Sayın Gök,
lütfen...
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Değerli arkadaşlar, hukukçu üye az deniyor. Bakın,
emsal aramamıza gerek yok...
İSA GÖK (Mersin)
Sayın İyimaya, yapmayın ya! Yapmayın!
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Anayasa mahkemeleri, Yüce Divan sıfatıyla da olsa norm
yargısı sıfatıyla da olsa bir hukuk mahkemesi
değildir. Bakın, bir ekonomist olsaydı, bir sosyolog
olsaydı Anayasanın ekonomik hükümlerini doğru okur...
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
Et ithalatını yasaklardı.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) ...ve Türkiyede özelleştirme yarışında
Türkiyeye 40 milyar kaybettiren bir değeri on yıl
uğraştı. Nihayet Anayasamızın 47nci maddesini
değiştirdik, bu sorunu öyle çözdük.
Yüce Divan siyasal
ağırlıklı bir yargıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Evet, onun için sokaktan insanları toplayıp
yargılatalım.
BAŞKAN Sayın
İyimaya, size de ek süre veriyorum, lütfen tamamlayın.
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Bakın, Fransa 2007 yılında siyaset mahkemesi olarak
modellendirdi ve Meclis Başkanını başkan yaptı.
Sayın
Başkanım, tabii, burada polemikler de yapıldı tarihsel
kişilikler, tarihsel şahsiyetler üzerinde. İki şeyi
birbirine karıştırmayalım: Tarih bizim parçamız,
koparmamız mümkün değil ama tarih eleştirilmez de değildir.
Ben bu konuda uzun söz söylemek isterdim. Bizi faşizmle itham eden densiz
söze farklı cevaplar vermek isterdim ama sizleri
Büyük Atatürkün ruhunun
teslimi sırasında İnönünün neden orada olmadığını
Refik Saydam olayıyla hatırlayalım. Bizim tarihimiz
gerçeğimiz, çatışmaları, pozitifleri vesaireyle
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ne alakası var ya? Bu ne cehalet!
AHMET İYİMAYA
(Devamla)
ama bu kürsüler onlar için hakemlik yapılması gereken
kürsüler değildir.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Tarihinize karşı bu ne düşmanlık ya?
AHMET İYİMAYA
(Devamla) Tarih bir bütün olarak, pozitifiyle de negatifiyle de bizim ortak
kültürümüzdür ama hiçbir devlet adamı da eleştirilmez değildir.
Saygılar sunarım.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Tarihine düşman insanlarsınız!
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın İyimaya.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 20nci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli
oylama şeklinde yapılacaktır...
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Sayın Başkanım, benim söz talebim
vardı. Eğer uygun görürseniz kürsüden
BAŞKAN Bir saniye
Oylamayı başlatmıyorum.
Yerinize oturun lütfen
Sayın Dibek. Siz 58e göre bir söz istemiştiniz, buyurun.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Sayın Başkan, kürsüden
BAŞKAN Peki efendim.
58e göre söz istemiştiniz, geçen tutanak hakkında.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, 4/5/2010 tarihli
101inci Birleşim tutanağında yer alan bazı sözlerinin,
Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu tarafından
değiştirilerek aktarıldığına ilişkin açıklaması
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Arkadaşlar, söz alma
gerekçem şuydu: Ben dün 17nci madde görüşülürken önergem üzerinde
söz almıştım. Anayasa Mahkemesinin yapısıyla ilgili
konuşurken, Meclisteki, burada yapılacak olan 3 kişilik seçimle
ilgili nisap konusunu gündeme getirmiştim ve bunu, iktidar sözcülerinin
buraya gelip sık sık -Sayın Bozdağ da bunu yapıyor,
diğer arkadaşlarımız da- bu konunun tüm Avrupa Birliği
ülkelerindeki kriterlere uygun bir şekilde düzenlendiğini
söylemişlerdi kendileri. Ben Hangi ülkede nitelikli çoğunluk olan,
yani üçte 2nin altında bir çoğunlukla meclis anayasa mahkemesine üye
seçiyor, böyle bir çoğunluk var mıdır? Çünkü, mevcut uygulama,
bırakın salt çoğunluğu, en çok oy alan, sonunda belki 150,
170 kişilere kadar giden bir seçim öngörüyor. demiştim. Daha sonra,
ben konuştuktan sonra Sayın Anayasa Komisyonu
Başkanımız söz aldı ve sanki, ben burada Meclis Anayasa
Mahkemesine üye seçemez, dünyada böyle bir yöntem yok. demişim gibi bir
açıklama yaptı. Bugün basında benim konuşmam onun
vermiş olduğu yanıtla çıktı. Öyle bir
anlaşılma olmuş. Ben bunu düzeltmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
ben kesinlikle burada öyle bir şey söylemedim, öncelikle bunu düzelteyim.
Benim söylemeye çalıştığım, burada doğrular
söylensin, gerçekler söylensin. Milletvekili arkadaşlarımız
BAŞKAN Sayın
Dibek, zaten zabıtlar sizin söylediğiniz gibi düzenlenmiş.
TURGUT DİBEK (Devamla)
Evet, milletvekili arkadaşlarımız gerçekleri bilsinler. Meclis
seçecekse Anayasayı doğrudan, referanduma gitmeden nasıl
seçiyorsa, değerli arkadaşlar, o şekilde seçmeli. Avrupa bunu
böyle yapıyor, dünya bunu böyle yapıyor. Nasıl yapıyor?
Üçte 2 çoğunluk. Amaç ne? Uzlaşmayı sağlamak. Burada
AKPnin niyeti uzlaşma olmadığı için yani Ben yaptım
olduyla da buradakileri seçmek için bu düzenlemeyi getirmiştir. dedim.
Bu arada, değerli
arkadaşlar, ben Sayın İyimayanın sözlerinden sonra
şunu da belirtmek istiyorum: Bakın, geçmişte de Sayın
İnönü ile ilgili olarak burada bir tartışma oldu.
BAŞKAN Sayın
Dibek, size 58e göre söz vermiştim.
TURGUT DİBEK (Devamla)
Sayın Başkanım, rica ediyorum
Rica ediyorum Sayın
Başkanım
Çünkü Sayın
İyimaya
(Mikrofon Başkan
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Size sadece
geçtiğimiz birleşimdeki bir hususu düzeltmek için söz verdim ama siz,
şimdi, Sayın İyimayaya cevap vermeye kalkışıyorsunuz.
Bu usulümüzde yok.
TURGUT DİBEK (Devamla)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bu usulümüzde
yok, sadece selamlayın efendim. Size saygı duyuyorum, tüm
milletvekili arkadaşlarımıza da saygı duyuyorum. Sadece
selamlamanız için, lütfen bir başkasına cevap vermeyin.
TURGUT DİBEK (Devamla)
Peki
Tamam
Değerli arkadaşlar,
o zaman şunu söyleyeyim: Bakın, ben AKP milletvekilleri içerisinde
çok sayıda arkadaşımızın Başbakanın
düşüncelerine katılmadığını biliyorum. Katılan
arkadaşlarımız olabilir çünkü geçmişte olmuştu. Ama
bakın, sizden şunu rica ediyorum
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AFİF DEMİRKIRAN
(Siirt) Yok öyle bir şey!
BAŞKAN Lütfen
Sayın Dibek
TURGUT DİBEK (Devamla)
özellikle İnönü ile ilgili olarak.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Dibek
Lütfen
TURGUT DİBEK (Devamla)
Değerli arkadaşlar, vicdanlarınıza ve dillerinize zincir
vurmayın, yanlış varsa söyleyin. Söyleyin değerli
arkadaşlar
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamam
Sayın Dibek, teşekkür ederiz.
FAZLI ERDOĞAN
(Zonguldak) İşine bak sen! Oy kullanmaya yüreğin yok! Oy
kullan, oy!
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, bildiğiniz gibi, sizlere görevli
arkadaşlarımızca verilecek pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser
oyu ifade etmektedir.
İsmi okunmayan
milletvekili arkadaşımız lütfen sıraya girmesin.
Gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
Buyurun.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, bu tablo nedir, müdahale eder
misiniz.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, görevli arkadaşlarımız, lütfen
Lütfen
Kuyruklar oluşmasın, kuyruktaki arkadaşlarımız,
oylarını kullansınlar, daha sonra tekrar okuyun diğer
arkadaşlarımızı, bir izdihama yol açmayalım.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sırayla çok rahat bir şekilde gidiyor.
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan milletvekili arkadaşımız kaldı mı?
Oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Lütfen, oy
kutularını kaldırınız.
(Oyların
ayrımına başlandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu arada Trabzonsporu da tebrik ediyorum, Türkiye Kupasını
kazandı ve Trabzonsporun UEFA kupasında Türkiyeyi
başarıyla temsil etmesini diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Sevigen, lütfen
siz de alkışlayın!
(Oyların
ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 20nci maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 336
Ret : 71
Çekimser : 1
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Bayram
Özçelik Harun
Tüfekci |
Burdur
Konya
|
Teklifin 20nci maddesi kabul
edilmiştir.
21inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 21- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 156 ncı maddesinin son fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, mensuplarının disiplin ve özlük
işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 21inci madde üzerinde kırk dokuz önerge
verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi şimdi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 21 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Süreyya
Sadi Bilgiç
Isparta
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 21 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Dilek
Yüksel Ahmet
Yeni |
Tokat
Samsun |
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 21 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Vahap Seçer Akif Ekici |
Malatya Mersin Gaziantep |
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 21 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Engin Altay Akif Ekici |
Adıyaman Sinop Gaziantep |
Tekin Bingöl |
Ankara |
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 21 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tekin Bingöl Akif Ekici Rahmi Güner |
Ankara Gaziantep Ordu |
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497e
1.ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 21 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fatma Kurtulan Şerafettin Halis Sevahir
Bayındır |
Van Tunceli Şırnak |
Akın Birdal |
Diyarbakır |
Askeri yargıç ve
savcıların Yargıtayda görev alanları kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Şimdi
maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 21. Maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Kürşat
Atılgan Beytullah
Asil Reşat
Doğru |
Adana Eskişehir
Tokat
|
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Atılgan, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Atılgan.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
156ncı maddeyle ilgili değişiklik önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Bu madde Askerî Yargıtayla ilgilidir.
Değerli arkadaşlarım, Askerî Yargıtay askerî
yargımızın önemli bir anayasal kurumudur ve cumhuriyet
tarihimizden eskidir. Doksan altı yıllık bir kurumdur ve 1914
yılında kurulmuştur. Gerçekten askerî yargıya neden
ihtiyaç vardır; var mıdır, yok mudur? diye bir soru sormak
lazım çünkü yapılan askerî yargıyla ilgili
değişikliklerin mantığını anlamak çok kolay
değil.
Değerli
arkadaşlarım, bizim askerî yargımızın Batılı
anlamda modernize edilmesi II. Mahmudun yeni orduyu kurmasından sonraki
yıllara rastlar. Hukukumuzun Batılı anlamda modernize
edildiği 19uncu yüzyılın ikinci yarısından
başlayan, Danıştayın ve Sayıştayın 1868de
hukuk sistemimize girmesiyle birlikte, askerî yargı üzerinde birtakım
değişiklikler yapılmış ve askerî yargımız da
Batılı anlamda modernize edilmeye başlanmıştır ve
bu modernizasyondaki mülahazalar ve kanunlar çoğunlukla Fransadan
alınmıştır.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, dünyada ordular olduğu müddetçe onlara özgü
yargılama usulleri de olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Silahlı kuvvetlerin
askerî yargıya ihtiyaç duyulan önemli iki prensibi vardır: Bunlardan
biri disiplin, diğeri ise emirlere mutlak itaattir. Bu iki hususun
sağlanması, bunun hilafında davrananların bir an önce
cezalandırılması veya hukuki yönden tekrar disiplini ve itaati
sağlamak için süratle bir hukuk sistemine ihtiyaç doğmuştur ve
de bu da ancak askerî yargıyla mümkün olabilmiştir. O nedenle Türk
Silahlı Kuvvetlerinde, çok ciddi bir -geleneksel olarak- askerî yargı
sistemi oluşmuştur. Eğer yapılmak istenen şey
silahlı kuvvetlerin siyasete müdahalesini önlemekse çok daha köklü
şeyler yapmak gerekir.
Değerli milletvekilleri,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin, cumhuriyet öncesini söylemiyorum ama
cumhuriyet dönemi, siyasete müdahalesi belli başlı beş tanedir:
Birincisi 60 İhtilali, ikincisi 12 Mart Muhtırası, üçüncüsü 80
İhtilali, dördüncüsü 28 Şubat postmodern darbe, beşincisi ise 27
Nisan e-muhtırasıdır.
Şimdi, 60 İhtilali
ve 12 Mart Muhtırası artık zihinlerde çok gerilerde
kalmıştır ve milletimiz onu vicdanında yeteri kadar
yargılamıştır ve tarihin vicdanına
bırakılmıştır. Tarih, 60 İhtilali ve 12 Martla
ilgili aşağı yukarı hükmünü vermiştir.
Diğeri ise 12 Eylüldür.
12 Eylülde, özellikle Milliyetçi Hareket Partisinin mensupları ve bir
kısım solcu arkadaşlarımız çok büyük
sıkıntılar çekmiştir, işkenceler görmüştür.
12 Eylül Anayasasıyla
ilgili de günlerdir birtakım değişiklikler yapıyoruz ancak
emin olun ki yapay değişiklikler yapıyoruz. Bu 12 Eylülle
ilgili de, yapanlarla ilgili, geçici 15inci madde bildiğiniz gibi,
gündemden kaldırılmak için bir madde var.
Diğer iki husus ise 28
Şubatla ilgili ki bu çok enteresandır. Bu olay, özellikle AKP
Grubunun büyük çoğunluğunun içinden geldiği siyasi yapıya
karşı yapılmış olan bir postmodern darbe olmasına
rağmen, buna karşı herhangi bir söyleminizin veya eyleminizin
olmaması benim açımdan çok enteresandır. Yani burada 12 Eylülle
ilgili, diğer ihtilallerle ilgili o kadar çok şeyler söylendi ki,
ancak 28 Şubatla ilgili neden bir tek laf etmezsiniz; enteresandır.
Yoksa Sonuçları itibarıyla hayırlı olmuştur,
gömleğimizi değiştirdik, AKP gömleği giydik,
dolayısıyla iktidar olduk, o nedenle bu konuyu açmayayım.
mı diyorsunuz? Eğer böyle düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. Yani demokrasi havarisi olmak veya gerçek anlamda
demokrat olmak böyle düşünmeye engeldir değerli
arkadaşlarım. Her durum ve şartta millet iradesini savunmak
gerekir, millet iradesinin arkasında durmak gerekir.
Diğer bir konu ise 27
Nisan e-muhtırasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Atılgan, ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın
lütfen.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
27 Nisan sonrası
gelişen olaylar ise yine benim açımdan çok enteresandır.
Düşünün ki Ben sizin seçmek istediğiniz
Cumhurbaşkanını istemiyorum. diyecek bir Genelkurmay
Başkanı ve 367 gerekçesiyle birlikte seçimlere gideceğiz,
AKPnin hak etmediği oylarla iktidar olacaksınız ve e-muhtıranın muhatabı olan,
istenmeyen cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı olacak ve siz
hiçbir şey olmamış gibi ilgili Genelkurmay Başkanıyla
bir yıl daha çalışmaya devam edeceksiniz. Olması gereken
neydi? derseniz, öncelikle e-muhtırayı veren şahıs
hakkında istifaya davet etmeniz veya kendisi istifa etmesi gerekir,
etmiyorsa ilgili şahsın kararnamesini hazırlayıp görevden
almanız gerekirdi; demokratlık bunu gerektirirdi. Yoksa
Dolmabahçede biz bu adamı esir aldık, istediğimizi
yaptırırız. düşüncesiyle mi bu konuyu da gündeme
getirmiyorsunuz? Demokrasi savunuculuğu, kendinize ve partinize zarar
vereceğini bilseniz bile millet iradesi yönünde ve lehinde
alacağınız kararlarla ispatlanır, sözlerle değil
eylemlerle ispatlanır değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Atılgan, ek süreniz de doldu. Selamlama imkânı sağlamak için
mikrofonunuzu tekrar açıyorum, Genel Kurulu selamlayın.
Buyurun.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Unutmayın ki
devletimizin kurucusu ve milletimizin kurtarıcısı Mustafa Kemal
Atatürk, insanları değerlendirirken söyledikleriyle değil kritik
olaylar karşısındaki kararlarıyla ve tavırlarıyla
değerlendirirdi.
Bu düşüncelerle, 27
Nisanı ve 28 Şubatı niye hiç dile getirmediğinizi tekrar
hatırlatarak hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 21 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akın
Birdal (Diyarbakır) ve arkadaşları
Askeri yargıç ve
savcıların Yargıtayda görev alanları kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL
(İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üstünde,
Van Milletvekili Sayın Fatma Kurtulan, buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
Beş dakika süreniz var
efendim.
FATMA KURTULAN (Van)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve
Demokrasi Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
AKPnin mevcut demokrasi
anlayışı hukukun üstünlüğünü ve yargı
tarafsızlığını sağlamayı iddia ettiği
düzenlemeler için de geçerlidir. Şunu açıkça görmekteyiz ki, AKP,
gücü kendi elinde toplama gayreti içindedir. İktidarların bu
tutumunun ne kadar tehlikeli olduğuna Milton Friedman şu sözüyle
dikkat çeker: Tarih bize özgürlük için en büyük tehlikenin, gücün tek bir elde
toplanması olduğunu göstermiştir. Gücün politik ellerde
toplanması, özgürlüğümüz için çok tehlikelidir. der.
Anlaşıldığı
gibi Hükûmet, askerî yargının alanını daraltırken
Askerî Yargıtay ile ilgili yeni düzenlemeler yapıyor. Hukuk
sistemindeki çift başlılığı sürdürmek anlamına
gelen bu düzenlemeyle hukuk sistemimize bir demokratik rota kazandırmak
mümkün değildir. Çift başlı hukuk sistemi devam ettikçe askerî
bürokrasinin hesap vermekten muaf tutulacağı ortadadır.
Askerlerin adli mahkemelerde yargılanmasında sakıncalar
görülmüş ki Askerî Yargıtay askerî bürokrasinin hesap vermesine engel
olacak bir konuma tutulmuştur. Askerî mahkemelerin, yapısı
itibarıyla bağımsız olmadıkları ve tarafsız
karar veremeyecekleri bir gerçektir. Zira, askerî yargı, doğal hâkim
ilkesine aykırı bir durum teşkil etmektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bilindiği gibi ülkemizde yargının
önemli sorunlarından biri yargı birliğinin olmaması ve
sivil askerî bir yargı ayrımıdır. Askerî mahkemeler, Askerî
Ceza Kanununa göre ceza yargılaması yapıyor. Demokratik hukuk
devletleri ve AİHM, asker kişilerin görevlerinden kaynaklanan ve
görevleri sırasında işledikleri suçlarına bakan disiplin
mahkemeleri dışında yargı ayrımını kabul
etmiyor.
Dünyanın birçok
ülkesinde askerî yargı ya sivilleştirilmekte ya da bütün olarak
kaldırılmaktadır. Antidemokratik olan bu yargı sistemi
militarist anlayışın bir yansımasıdır. Adil bir
yargılama hakkının temel bir ihtiyacı olan tabii hâkim
ilkesi ve yargı birliğinin sağlanması bir hukuk devleti için
vazgeçilmezdir. Bu nedenledir ki Askerî Yargıtay ve askerî mahkemeler
hukuka aykırıdır.
Ülkemizde yıllardır
yaşanan bir hukuksuzluk var, askerî mahkemeler, askerleri yargılama
yerleri olarak değil, onları koruma görevi yapmıştır.
Gerçekten tarafsız bir yol izlenecekse yargılanmalarda o zaman askerî
mahkemelere ve Askerî Yargıtaya neden ihtiyaç duyulsun? Ordu, 1961den
sonra askerî yargıyı genel yargı içinden çekip çıkararak
kendine sistem içi dokunulmazlık alanı inşa etmiştir.
İç Hizmet Kanunundaki 35inci maddeyle görev alanını keyfîlik
sınırlarına kadar genişletip askerî diktatörlük
kurmuştur.
Evrensel hukukun gereği
çok açıktır, askerî yargının teşkil ettiği çift
başlılık, Türkiye'nin gerçek bir demokratik hukuk devleti
olmasına engel teşkil ediyor. Ülkemizde askerî mahkemeler sadece
askerleri değil, duruma göre sivilleri de
yargılamıştır. AKP İktidarı ise sekiz
yıllık iktidarı sürecinde buna seyirci kalmıştır.
Askerî Yargıtayı bile kaldırma cesareti olmayan Hükûmetin,
yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını
sağlamak için samimi bir çaba içinde olmadığı
açıktır.
Türkiyede iktidarların
geleneği olan yargı üzerinde iktidar olma çabası AKPde daha
açık gözlenmektedir. Demokratik yargının esasını
oluşturan bağımsızlık ve tarafsızlık, AKP
anlayışının özünü oluşturan iktidara
bağımlı, iktidara bağlı olmakla sağlanamaz.
AKPnin yargı reformu adı altında içinde olduğu bu
çabasıyla ülkemizde kuruluşundan bu yana tarafsız ve
bağımsız olmayı bir türlü gerçekleştiremeyen
yargının tüm çevrelere eşit mesafede olma gerekliliğini
yerine getirmeyeceği açıktır.
Yargı, ancak, mevcut
Anayasa ve Anayasadan gücünü alan yazılı kuralların bir bütün
hâlinde değiştirilmesiyle çağdaş ve demokratik normlara
kavuşturulacaktır diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Kurtulan, teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım beş önerge de aynı mahiyettedir, o
nedenle birlikte işleme alacağım, istemde bulunmaları
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve
diğer önergelerin imza sahiplerini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 21 inci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 156 ncı
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Askerî Yargıtayın
kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Akif Ekici (Gaziantep) ve
arkadaşları
Diğer önerge: Engin
Altay (Sinop) ve arkadaşları
Diğer önerge: Vahap
Seçer (Mersin) ve arkadaşları
Diğer önerge: Dilek
Yüksel (Tokat) ve arkadaşları
Diğer önerge: Süreyya
Sadi Bilgiç (Isparta)
BAŞKAN Komisyon,
birlikte işleme aldığım önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Önergesi
üstünde Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Ekici, süreniz beş
dakikadır.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasa
teklifinin 21inci maddesinin üzerinde verilen önerge üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
yaklaşık on sekiz günden beri, sabahlara kadar olmak üzere, Anayasa
değişikliği adı altında hepimiz
çalışmaktayız, ciddi mesailer sarf etmekteyiz, ülkenin bu kadar
sorunu varken. Ama maalesef üzülerek görüyorum ki, değiştirilmek
istenen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası değil, adını koymak
gerekirse RTE Anayasası şekline dönüşmüş bir anayasa
üzerinde konuşuyoruz değerli arkadaşlar.
SIRRI SAKIK (Muş)
Açılımını yap.
AKİF EKİCİ
(Devamla) Ülkemizde bu kadar ciddi sorunlar varken, yoksulluk, yolsuzluk had
safhaya ulaşmışken biz nelerle uğraşıyoruz! Fakat
şunu söylemem gerekiyor değerli arkadaşlar: Hangi tür tedbir
almayla ilgili gayret sarf ederseniz ediniz, yeri göğe
yaklaştırsanız, Recep Tayyip Erdoğan, Recep Erdoğan ve
aynı yolda yürüyenlerin hepinizi söylemiyorum- Yüce Divan huzuruna
çıkmaktan kurtulma şansınız yok, bunu bilmeniz gerekiyor
değerli arkadaşlar.
AHMET YENİ (Samsun)
Milletin yüzde 50siyle beraber yürüyoruz.
AKİF EKİCİ
(Devamla) Bunu bilmeniz gerekiyor değerli arkadaşlar.
SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) Buna sen mi karar vereceksin?
AKİF EKİCİ
(Devamla) Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; ülkemizin
gündeminde çok önemli sorunlar var gerçekten. Bugün sayıları 6
milyonu aşmış issizlik, son bir yılda meydana gelen 287 bin
iflas, kredi kartı borcunu ödeyemeyen 1 milyon 82 bin kişi, her 10
çiftçiden 3ünün neden icra takibine düştüğünü; her 10 çiftçiden
1inin neden hapse girdiğini; kapanan sanayi tesislerini; dershane
parasını ödeyemediği için hapse giren anneyi; bu nedenle
gururuna yediremeyip intihar eden genci; 2003-2008 yılları
arasında geçim zorluğu, ticari başarısızlık ve
bunların getirdiği aile geçimsizliği nedeniyle intihar eden
4.611 vatandaşımızı; doğal gaz
alamadığı için sobadan zehirlenip hayatını kaybeden
vatandaşımızı; ayda evine bir kilo et götüremeyen emeklimizi;
cinsel istismar edilen küçücük yavrularımızı; on iki-on üç
yaşında evlendirilmeye mahkûm edilen yavrularımızı,
bunları görmemiz gerekiyor değerli arkadaşlarım.
Değerli arkadaşlar,
bunlar içinde bulunduğumuz yoksullukla ilgili söylemlerim, bir de
işin yolsuzluk boyutuna bakmamız gerekiyor. 2002 yılında
AKP, iktidara gelirken, gerçekten bunalmış olan ülkemizde Yolsuzluk
ve yoksulluğun üzerine gideceğim. vaadiyle gelmişti. Israrla
üzerinde durarak yolsuzluk ve yoksulluğun ortadan
kaldırılacağı söylenmişti. Evet, o zaman bir tabir
vardı, hortumculuk tabiri; hortumu kestiniz ama kanal açtınız.
Nereye açtınız kanalı? Yandaşlarınıza
açtınız.
Değerli arkadaşlar,
bugün gündemimizde olması gereken önemli konular var. Ülkemizi idare eden
Recep Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığına aday olduğunda mal
varlığıyla ilgili bir açıklama yapmıştı. Bir
daire, bir kooperatif hissesi, bir arsa, yüzde 10luk bir şirket hissesi
olan Tayyip Erdoğan, bu sekiz yıl içerisinde 2 milyar doların
üzerinde bir servete erişerek
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) 2 milyar
dolar mı? Yalan söyleme, yalan! Uydurma!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Yalan söylüyorsun!
AKİF EKİCİ
(Devamla) -
dünyada 10 zengin lider arasına girmiştir değerli
arkadaşlarım. Bunları değerlendirmemiz gerekiyor,
bunları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Halk bizden bunları
bekliyor.
AHMET YENİ (Samsun)
Yalan konuşuyorsun, yalan!
AKİF EKİCİ
(Devamla) - Bakanın oğlunun bursları
Bursla okurken 2 milyon
dolara gemicik alan Sayın Başbakan değil miydi değerli
arkadaşlar? Recep Erdoğan değil miydi değerli
arkadaşlar? Mısır ithalatındaki gümrük vergisinin yüzde
20ye indirilmesini, dönemin Maliye Bakanının oğlu 4 bin ton mısır
ithal ettikten sonra yüzde 45e çıkaran yine sizler değil misiniz
değerli arkadaşlar? Bu kadar zahmetsiz, bu kadar yorulmadan para
kazanan bir mantık ve düşünce sağlıklı bir yere
gitmiyor demektir değerli arkadaşlar. Bu gençlerin hepsi ticaret
dehası mıdır? Cumhurbaşkanının oğlu,
geçmiş dönemdeki Maliye Bakanının oğlu, bunlar hep birer
ticaret dehası mıdır değerli arkadaşlarım?
Bir resim göstereceğim
size. Burası Amasra. Dün Sayın Pepe çıktı, burada, sanki sütten çıkmış ak
kaşık gibi, kendinde hiçbir problem yokmuş gibi anlattı. Bizler
de çok net bilgi sahibi olmadığımız için inanmak durumunda
kaldık ama inanmak da mümkün değil bu yapıya. Burası
Amasrada bir ormanın içerisi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AKİF EKİCİ
(Devamla) Burada maden çıkarılıyor değerli
arkadaşlarım. Burada maden çıkarılıyor, mermer
çıkarılıyor. Bunu yapan Pepe ve Pepenin adamları.
Bunların çıkıp
BAŞKAN Sayın
Ekici, süreniz doldu efendim. Size ek süre veriyorum. Bir dakika içinde
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
AKİF EKİCİ
(Devamla) - Bu kadar ekonomik kriz, bu kadar problem yaşanırken
değerli arkadaşlarım, biz ne yapıyoruz? Recep Erdoğan,
bu diktatör zihniyeti içerisinde ulusumuzun, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kurucularından olan örnek insan -otuz yıla yakın bir zaman olmuş
hayatını kaybedeli- değerli insan İsmet İnönüyle
ilgili bir başbakana, bir milletvekiline, hatta bir Türkiye Cumhuriyeti
devleti vatandaşına yakışmayacak bir şekilde töhmette
bulunmakta ve aslı astarı olmayan bir kelime kullanmaktadır. Ama
şunu söylemem gerekiyor değerli arkadaşlar: Söyleyene bakmak gerekiyor.
Söylediği laftan ziyade söyleyenin kişiliğine ve
şahsiyetine bakmak gerekiyor değerli arkadaşlarım.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinize saygılar sunmadan önce bu konuyla ilgili tekrar düşünmenizi,
aklıselim olan arkadaşların özellikle memleketlerine
döndüklerinde hemşehrilerine, seçmenlerine nasıl cevap vereceklerini
iyi değerlendirmelerini ve ileriki dönemde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AKİF EKİCİ
(Devamla) Toparlayacağım Sayın Başkanım.
BAŞKAN Selamlama için
AKİF EKİCİ
(Devamla) -
torunlarına nasıl hesap vereceklerini
Bu Meclis
kayıtlarını torunları incelediklerinde mezarlarında
kemikleri sızlamayacak mı?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Aynı şey sizin için de
AKİF EKİCİ
(Devamla) - Bunu bilmeleri gerekir diye düşünüyorum. Herhâlde bunu göz
önünde bulundurursunuz, bu utanç göstergesi tavrınızdan vazgeçer,
aklıselime gelirsiniz.
Hepinize saygılar sunar,
teşekkür ederim değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Şeref tablosu, şeref! Utanç sizinki. Şeref tablosu
(Gaziantep Milletvekili Akif
Ekicinin Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlunun oturduğu yere
doğru yürümesi)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Başı sensin,
başı! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
Ekici, lütfen
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Onun başı sensin!
BAŞKAN - Sayın
Ekici, lütfen yerinize oturun.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Senin görevin oturup laf atmak mı?
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) - Konuşma be!
BAŞKAN- Sayın
Ekici, lütfen yerinize oturun.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Adam gibi olun, adam!
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) - Görüyoruz sizi
Oy kullanmaya bile gidemiyorsunuz!
BAŞKAN - Sayın
Ekici, lütfen
Bakın, bir grubun üstüne hışımla
yürüyorsunuz, bu size hiç yakışır mı? Hiç
yakışır mı bir milletvekiline? Lütfen
OSMAN PEPE (Kocaeli)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Pepe, buyurun, ne söyleyeceksiniz?
OSMAN PEPE (Kocaeli)
Sayın Başkan, söz istiyorum. Sayın Sözcü, ismimden bahsederek
aslı astarı olmayan ithamda bulundu.
BAŞKAN Evet, sizinle
ilgili bazı iddialarda bulundu. Sataşma nedeniyle söz istiyorsunuz.
Üç dakika içerisinde, yeni
bir sataşmaya mahal vermeyecek şekilde lütfen açıklama
yapın.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
7.- Kocaeli Milletvekili Osman Pepenin, Gaziantep Milletvekili Akif
Ekicinin, şahsına sataşması nedeniyle konuşması
OSMAN PEPE (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önceki gün buradan
Cumhuriyet Halk Partisinin sözcülerinin, aslı astarı olmayan,
gazetelerdeki yalan, uydurma, iftira haberlerle şahsımıza ve
partimize yönelik buradaki vaki tecavüzlerine, vaki isnatlarına,
ithamlarına karşı söz almış, onları
cevaplamıştım. Ama biraz önce Cumhuriyet Halk Partisinin
Değerli Sözcüsü çıktı bir fotoğraf gösterdi. Orijinali bu.
Bir ulusal gazete, tıpkı Güney Amerika dizileri gibi, beş gündür
bir dizi yayın yapıyor.
ABDULLAH ÖZER (Bursa) Sen,
Cüneyt Turkut kim, onu söyle.
OSMAN PEPE (Devamla) Bu ormana nasıl kıydın? diye
bir manşet var. Burada yeşil bir ormanın ortasında bir
maden ocağı. Bu ocaktan bizim, ailemizin,
çocuklarımızın hiçbir yakınımızın ilgisi ve
alakası yok. Bununla alakalı ihtarnamemizi noterden çektik. Bununla
alakalı haberi yapan gazeteye, haberi yazan muhabire şahsım,
çocuklarım, şirketler, her günkü haber için ayrı ayrı
tazminat davaları, ceza davaları açtık, açmaya da devam
edeceğiz ama siyaset omurgalı olmayı gerektirir, siyaset dürüst
olmayı gerektirir. Başkalarının ithamıyla, doldurma ve
dolduruş haberlerle burada çıkıp sanki doğruymuşçasına,
yani bir başkasının yalanının üzerine siyaseti
inşa etmek
RASİM ÇAKIR (Edirne)
Sende omurga ne arar!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Bakan, sende omurga değil kemik
kalmamış! Bırakın omurgayı kemik kalmamış!
OSMAN PEPE (Devamla) Bak,
inşa etmek
BAŞKAN Sayın
Ekici, lütfen
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Cüneyt Turkut kim, onu söyle!
BAŞKAN Sayın
Pepe, lütfen konuşmanızı tamamlayın.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Cüneyt Turkut senin muhasebecin değil mi, sizin
muhasebeciniz değil mi?
OSMAN PEPE (Devamla) Ne
muhasebecisi canım, olur mu öyle şey?
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Şirketinizin muhasebecisi değil mi?
BAŞKAN Sayın
Ekici, buyurun.
OSMAN PEPE (Devamla)
Bununla alakalı gazetedeki...
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Omurgadan bahsetme
OSMAN PEPE (Devamla)
bakın, gazetelerdeki yazılan her şeyi doğru görürseniz,
Sayın Baykal, 22 Temmuz seçimleri öncesinde
(CHP sıralarından
gürültüler)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Ne alakası var Baykalla?
OSMAN PEPE (Devamla)
Bakın, ne alakası vardır, şimdi göreceksin.
Altı yüz elli dairesi
var. demişti benimle alakalı. Var mıydı? Yoktu.
İspata davet ettim. Edebildi mi? Edemedi. Tık yok, tık! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) Niye kızıyorsun?
OSMAN PEPE (Devamla) Niye?
Çünkü, bakın, Sayın Baykal tuzağa düşmüştü.
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) Çamur atma!
OSMAN PEPE (Devamla)
İstanbul İl Başkanı, bir milletvekili, düzmece bir haberi
Sayın Baykalın önüne sanki gerçekmiş gibi koydu. Seçimin
atmosferinin heyecanıyla
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Pepe, süreniz doldu efendim. Süreniz doldu, üç dakika süre vermiştim.
Sadece Genel Kurulu selamlayın lütfen. Açıklama yaptınız.
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) Cüneyt Turkutu söyle.
OSMAN PEPE (Devamla)
onca
tecrübeli olan Sayın Baykal, o haber sanki doğruymuş gibi,
gazetelerde Bir bakanın altı yüz elli dairesi var. Dedi, ama
yalandı, ama aslı yoktu. Bu haber de aynı onun gibi. Sadece bu haber
değil diğer haberler de gazetelerin maalesef oturdukları yerde
tezgâhladıkları haberlerdir.
BAŞKAN Sayın
Pepe, teşekkür ederim.
OSMAN PEPE (Devamla)
Bunların hiçbirisinin aslı astarı yoktur. Mahkemede yasal
haklarımızı da arıyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederiz.
ATİLA EMEK (Antalya)
Cüneyt Turkut kim? Cevap vermedin, Cüneyt Turkut kim?
BAŞKAN - Sayın
Altay
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Pepe omurgalı
olmaktan bahsetti ve kendisine iftira atıldığını
söyledi. Omurgalı, onurlu bir bakan bu tür haberler
karşısında oturur kendisinin ve çocuklarının servetini
kamuoyuna açıklar. Bunu bekliyoruz kendisinden.
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederiz, zapta geçti.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Bahçekapılı, buyurun.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sayın Başkanım, 60ıncı maddeye göre
söz istemekteyim, çünkü Sayın Genel Başkanımızın mal
varlığıyla ilgili gerçek dışı beyanlarda
bulunmuşlardır. Kısa bir açıklama talep ediyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Siz mali müşaviri misiniz?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sizi ilgilendirmez.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Bir dakika
BAŞKAN 60a göre mi
istediniz, anlayamadım?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN - Yerinizden bir
açıklama mı yapacaksınız? 60a dörde göre mi efendim?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Evet, evet efendim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun, 60a
dörde göre iki dakika süre veriyorum efendim. İki dakikada lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başbakanın yeminli mali
müşavirliğini yaptığını da açıklayabilir mi
efendim?
BAŞKAN Efendim,
yerinden bir açıklama yapıyor. Buyurun, lütfen
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Grup Başkanımıza laf atmayın Kemal
Bey.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Nereden bilecek bunu?
BAŞKAN Lütfen buyurun
Sayın Kılıçdaroğlu. Her milletvekili
arkadaşımızın böyle talepleri olur, biz de
yardımcı oluyoruz.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, Grup Başkanımıza
laf atıyor ya!
BAŞKAN Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılının, Gaziantep Milletvekili Akif Ekicinin,
konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın mal
varlığıyla ilgili gerçek dışı beyanlarda
bulunduğuna ilişkin açıklaması
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Söz talebinde bulunduğum
zaman Cumhuriyet Halk Partisi sıralarından mali müşavir olup
olmadığımı sordular. Hayır değilim, ben
avukatım, ama aynı zamanda AK PARTİ Grubunun Grup Başkan
Vekiliyim ve her şeyden önce de bu Mecliste bir milletvekiliyim ve AK
PARTİ'li bir milletvekiliyim. Bunları kendilerine hatırlatmak
istedim.
Aslında söz istememin
amacı bu değildi. Şunu söylemek istiyorum: Genel
Başkanımız ve Başbakanımız hakkında mal
varlığıyla ilgili, gerek bu Anayasa değişikliği
esnasında gerekse de diğer teklif veya tasarılar
görüşülürken gerçekle hiçbir ilgisi olmayan, içi boş bazı
iddialarda bulunmaktalar ve gerçek dışı beyanlarda ve
açıklamalarda bulunmaktadırlar. Elbette, sözü olmayan, konusuyla
ilgili sözü, düşüncesi ve fikri olmayan kişilerin genel anlamda
düşeceği bir yanlışlıktır bu.
Şunu söylemek isterim:
Bu konuda tereddüdü olan bir insan varsa, bilgi sahibi olmak istiyorsa, lütfen
AK PARTİnin İnternet sitesinden Sayın
Başbakanımızın mal varlığı hakkında
bilgi sahibi olurlar ve burada
AHMET DENİZ
BÖLÜKBAŞI (Ankara) Evler nerede, evler?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul)
gerçekle ilgili olmayan beyanlarda bulunma
yanlışından da kurtulurlar.
Teşekkür ederim. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki,
teşekkür ederiz.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın
Altay, buyurun.
Önergeler üzerinde gerekçe
açıklamalarına devam ediyoruz.
Şimdi, sıra, Sinop
Milletvekili Sayın Engin Altayda. (CHP sıralarından
alkışlar)
Beş dakika Sayın
Altay süreniz.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Dün akşamdan beri
keyfiniz yerinde ancak şunu bilin ki paketiniz delinmiştir; ister bir
delik ister üç delik, hiç fark etmez.
Sayın milletvekilleri,
birkaç gündür gazete manşetlerine bakıyorsunuz değil mi? Gazete
manşetlerindeki Parlamento manzarası içinize siniyor mu? Ben sekiz
yıldır buradayım. İlk defa Parlamento manzaraları
gazetelerde bu kadar iç karartıcı, Parlamentonun haysiyetine,
itibarına gölge düşürücü bir yaklaşım aldı, şekil
aldı; bundan siz sorumlusunuz.
Şimdi, bakın,
Sayın Recep Tayyip Erdoğan bilmelidir ki bu Parlamentoyu hiçbir zaman
majestelerinin parlamentosu yapamayacaktır, buna onun gücü yetmeyecektir.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Kim istiyor ki öyle bir şey?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sizin kayıtsız şartsız biat ve itaatiniz de buna
yetmeyecektir, bunu bilin.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş)
Oyunu kullanamıyorsun. Biat edenler belli.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bakın, sayın milletvekilleri, günlerdir Efendim, CHP oylamaya niye
girmiyor?.. Ya, size ne kardeşim! (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
ENGİN ALTAY (Devamla)
Bu, kararımızın ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.
Siz dahi CHPnin katılmadığı bir Anayasa
değişikliğinin meşruiyetinden şüphe ediyorsunuz, sizin
bu yönünüzü de kutluyorum. Ancak parti tüzüğü değiştirir gibi
Anayasa değiştirmeye, Anayasa yapmaya kalkarsanız kendiniz çalar
kendiniz oynarsınız, ara sıra da delik deşik olursunuz.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, bakın, Başbakan 10 Ekimde demiş ki: Öyle konular
vardır ki bunları referanduma götürdüğünüz zaman halka da
saygısızlık yaparsınız. O konu neyse, diyelim ki
özgürlükler, haklar konusu ise, şimdi bu konularda hemen
aklınıza referandum gelirse bu bir defa bu kavramı
kavramamış olmanın bir ifadesi olur, çok ciddi bir yanlışlıktır;
bu, halka saygısızlıktır. Recep Tayyip Erdoğan.
Şimdi referandum, referandum diyor. Niye? Çocuklara, kadınlara
pozitif ayrımcılık ve diğer haklar için.
Şimdi, sayın
milletvekilleri, ben bu Başbakanın, her vesileyle
değiştim diyor ama bu artık ha bire bir pot kırıp,
çam devirip ben değiştim diyerek de bunların altından
kalkamaz.
Şimdi, sayın
milletvekilleri, bakın, demokrasiyi bir araç olarak kullanıp
cumhuriyetin şekil ve niteliklerini değiştirmek isteyenler,
cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıranları dillerine dolayamaz,
ağızlarına alamazlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, bakın
Şimdi, bir tarafta Sümerbankın Nazilli Basma Fabrikasında,
Başbakanlığı döneminde sadece 25 kuruşluk bir
usulsüzlük yapıldığı tespit olundu diye Atatürke
istifasını sunan bir Başbakanımız var, bir tarafta da The
Economiste göre -arkadaşım yanlış söyledi- dünyanın
sekizinci zengin Başbakanı var.
ALİ GÜNER
(Iğdır) İspat edin.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Yedi yılda dünyanın sekizinci zengin Başbakanı olan birisi,
o Başbakanı eleştiremez.
ALİ GÜNER
(Iğdır) Hayal, hayal.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Hitlere benzese benzese, 2,5 milyon insanı evsiz bırakan, 350 bin
kişinin katili El Beşiri baş tacı yapanlar benzer.
Hitlere benzese benzese, ben bu tip insanları benzetirim.
Böyle, cumhuriyetin
Ben
geçen burada konuşmamda söylemiştim.
BAŞKAN Sayın
Altay, bir de önerge üstünde birkaç cümle söyleseniz.
ENGİN ALTAY (Devamla)
İçinizde cumhuriyetin kuruluş felsefesini benimsememiş, içine
sindirememiş insanlar var. Hepiniz öylesiniz demiyorum ama içinizde bu tip
insanların olduğunu da biliyoruz.
BAŞKAN Sayın
Altay, bir de önerge üstünde birkaç cümle söyleyin lütfen.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Şimdi, İsmet Paşayla ilgili sataşma Neyzen Tevfikin ünlü
şiirini aklıma getirdi benim. Burada söylemeyeceğim o şiiri
ama Türkiyede o şiiri bilmeyen yok.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) İsmet Paşayı CHP Genel
Başkanlığından kim düşürdü?
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Başbakanın bu gafı, bu saldırısı, Neyzen
Tevfikin şiirini aklıma getirdi. Okumak istemiyorum.
Sayın milletvekilleri,
şimdi ben size Mevlânâdan bir şey okuyayım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Altay, süreniz doldu efendim, ek süre veriyorum ama önerge üzerinde hiç
konuşmadınız.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Konuşacağım şimdi.
BAŞKAN Buyurun.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Sayın Başkan, diyalektiği bilirsiniz, her şey birbiriyle
ilintilidir.
BAŞKAN Ben de
uyarıyorum efendim konuşun diye, çıkan
arkadaşlarımızı; ne yapayım?
ENGİN ALTAY (Devamla)
Mevlânâdan bir dörtlük de ben okuyorum
Okuyayım mı? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Kör cehalet
çirkefleştirir insanları,
Suskunluğum
asaletimdendir,
Her lafa verecek bir
cevabım var,
Lakin bir lafa bakarım
laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım
adam mı diye.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çok doğru!
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Sayın
Şeçer
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Biraz önce Sayın Grup Başkan Vekili
Bahçekapılı, doğru söylemediğimi ifade etti. 69uncu
maddeye istinaden iki dakika da olsa bir söz istiyorum.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Üstüne alınan alınsın, genel olarak
konuştum ben.
BAŞKAN Efendim,
Sayın Grup Başkan Vekili Falan İnternet adresine girilirse
Sayın Başbakanın mal varlığını orada bulmak
mümkündür. dedi.
AKİF EKİCİ (Gaziantep)
Hayır efendim, Sayın Başbakan bunu kendisi
açıklamıştır, bu mal varlığını.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) 2 milyar
dolar!
BAŞKAN Efendim, size
sadece adres gösterdi.
AHMET YENİ (Samsun)
Adres gösterdi, adres.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Evet, beni eleştireceğine çıksın desin ki
BAŞKAN Sayın
Ekici, ben orada bir sataşma görmedim.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep)
Başbakan dünyanın on zengin başbakanı
arasında değildir, 2 milyar dolar mal varlığı yoktur
BAŞKAN Lütfen, lütfen
Sayın Ekici
AKİF EKİCİ
(Gaziantep)
beş tane birer buçuk milyon dolarlık villası
yoktur, 3 milyon dolarlık gemisi yoktur. desin, başüstüne diyelim.
BAŞKAN Sayın
Ekici, teşekkür ederiz, lütfen
Sayın Seçer, buyurun
efendim.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Bahçekapılı, eğer
açıklayacaksanız bunu açıklayın lütfen, avukatlık
yapıyorsanız. Avukatlık yapıyorsanız onu yapın.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Öğrenin, sonra konuşuruz.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Seçer, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
Önergeniz üstünde beş
dakika söz hakkınız var, buyurun.
VAHAP SEÇER (Mersin)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
Anayasa Değişikliği Kanun Teklifinin 21inci maddesinde
verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten üç haftadır
yoğun bir çalışma temposuyla Anayasa değişikliği
görüşmelerini devam ettiriyoruz. Değerli arkadaşlarım,
tabii ki ben hukukçu bir milletvekili değilim ama burada bu üç haftadır
bu müzakere sürecinde
Aslında buna müzakere de denmez; nihayetinde
müzakere tarafların kendi niyetlerini, önerilerini ortaya sürerek ortak
bir akılda buluşmasıdır, bir konsensüstür ama burada
maalesef taraflardan birinin dayatmasını üç haftadır burada
milletvekilleri olarak izliyoruz. Anayasa bir toplumsal uzlaşma mı,
toplum sözleşmesi mi? Eğer böyleyse, bizim burada
yaptığımız çalışma bir Anayasa
değişikliği çalışması değil. Burada, nihayetinde
devletin tüm kurumlarının, toplumun tüm kesimlerinin, dili, dini,
rengi, ırkı ne olursa olsun, hangi mezhepten, hangi kökenden olursa
olsun, bir arada yaşamanın, ortak bir ülkede, ortak bir ülküyle,
ortak bir şiarla, ortak bir düşünceyle yaşamanın ana
sözleşmesini yapıyoruz ama burada görüyorum ki iktidar, maalesef Ben
yaptım, oldubitti. mantığıyla bir Anayasa
değişikliği çalışmasını Türkiye Büyük Millet
Meclisine dayatmış durumdadır.
Değerli
arkadaşlarım, sokaktaki vatandaşın sizin özellikle üzerinde
durduğunuz 8inci madde, 17nci madde ve 23üncü maddede yani parti
kapatma, HSYK ve Anayasa Mahkemesinin yapısının
değiştirilmesiyle ilgili herhangi bir derdi yok. Onun derdi
farklı. Akşam yatağına yattığı zaman Acaba
sabah işsiz oğluma iş bulacak mıyım, aç
karnımı doyuracak mıyım. diye düşünüyor.
Değerli
arkadaşlarım, tabii demokrasi, insan hakları, temel hak ve
özgürlükler, bireysel hak ve özgürlükler, kolektif hak ve özgürlükler lafta
olmuyor, zihniyette oluyor. Eğer siz ülkenizde sosyal adaleti
sağlayamamışsanız, gelir dağılımında
adaleti sağlayamamışsanız, eğitim düzeyini yükseltememişseniz,
sizin yapacağınız birtakım yasal değişiklikler ya
da uygulamaya koyacağınız anayasal değişiklikler bir
şey ifade etmiyor, demokrasi zihinlerde oluyor.
Bakın değerli
arkadaşlarım, bugün ülkemizde eğer insanların
karnını doyurabilirsek, insanların eğitim düzeyini
yükseltebilirsek demokrasi anlayışını o topluma çok daha
rahat oturtabiliriz. Yoksa, o insanların demokrasi diye, demokrasi
kavramı diye, düşüncesi diye bir şey olma şansı yok; fiziki
olarak da yok, doğal olarak da yok.
Onun için, bakın,
yolsuzluk, arsızlık, açlık, sefalet kol geziyor. Bu ülkenin,
gerçekten, seksen yıldır alın teriyle, tüyü bitmemiş
yetimlerin hakkıyla, ödediği vergilerle, fakirin fukaranın
ödediği vergilerle oluşturulmuş kurumlar, tesisler yok
pahasına iktidar yandaşlarına, bazı karanlık iktidar
yandaşlarının olduğu gibi sermaye odaklarına
peşkeş çekiliyor bu ülkede değerli arkadaşlarım.
Bakın, yurdun muhtelif
yerlerinde çocukların istismarıyla ilgili, cinsel istismarla ilgili
haberler geliyor. Geçtiğimiz günlerde üniversite sınavı oldu,
binlerce öğrencimiz, evladımız sıfır çekti ama Millî
Eğitim Bakanından ya da aileden sorumlu Sayın Devlet
Bakanından tık yok. Bu insanların bu olumsuzluklar karşısında
istifa etmesi gerekiyor. Eğer demokrasiyse, gelişmiş
demokrasiyse bir bakanın, kabinedeki bir bakanın, sorumlu bir
bakanın bu olumsuzluklar karşısında istifa etmesi
gerekiyor. Siz ne demokrasisinden bahsediyorsunuz? Neyi
kandırıyorsunuz? Kimi kandırıyorsunuz?
Bakın, bir Tarım
Bakanımız var. Üç yıldır 2 kez gıda krizine sebep
oldu. 2008 yılında Türkiyede buğday bulunamadı,
mısır bulunamadı, pirinç bulunamadı. Bugün et
fiyatları fakirin fukaranın, garibin gurebanın
tüketemeyeceği miktarlara geldi. Nerede Tarım Bakanı? Kim bu
işin sorumlusu?
Geçtiğimiz günlerde bu
konuda Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi bir grup önerisi
verdi Türkiyede bu sorunların yani hayvancılık
sorunlarının araştırılmasıyla ilgili. Tenezzül
buyurup Sayın Tarım Bakanı şu kürsüden milletvekillerine bu
konuda bilgi vermedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Seçer, sizin de süreniz doldu, ek süre veriyorum.
Buyurun
konuşmanızı tamamlayın.
VAHAP SEÇER (Devamla)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bir
kandırmacadır gidiyor. Birbirimizi kandırmayalım.
Türkiyenin mutlaka 1982 yılında asker vesayetinde yapılan bu
Anayasayı, bu utanç Anayasasını değiştirmesi
gerekiyor, topyekûn değiştirmesi gerekiyor, uzlaşmayla
değiştirmesi gerekiyor, konsensüsle değiştirmesi gerekiyor
ama dayatmayla değil.
Bu anlamda, elbette ki, biz,
Anayasa değişikliğine özünde, temelinde karşı
değiliz, böyle bir duruşumuz yok. Daha demokratik, daha
çağdaş, çağdaş hukuk normlarına uygun bir anayasa
istiyoruz ama bu şekilde değil, bu usulle değil, bu tarzda
değil.
Bakınız, bizi
kınıyorsunuz, Niçin oy vermiyorsunuz? Şimdi, bir eğlence
tertip etmişsiniz, kendiniz çalıyorsunuz, kendiniz oynuyorsunuz;
bizden alkış istiyorsunuz, ödül istiyorsunuz. Biz bunu
yapmayacağız.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Birlikte
işleme aldığım beş...
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN Efendim,
buyurun Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Sayın Başkan, biraz önce konuşan hatiplerden Sayın Engin
Altay, Sayın Başbakanımıza mal varlığına
ilişkin bir iftirada bulunmuştur.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ondan sonra kaç kişi konuştu!
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Grup Başkanımıza, kabul edilemez bir şekilde
gerçek dışı bir yaklaşımla
saldırmıştır. Bu nedenle 69a göre söz istiyorum. (CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Bozdağ biraz önce Sayın Bahçekapılı ona cevap verdi.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Bahçekapılı konuştu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan... Sayın Başkan, Sayın
Bahçekapılı konuştu.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, Sayın Bahçekapılı
sataşmadan söz almadı...
BAŞKAN Evet,
açıklama yaptı.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) ...ve kendisi Yaşar Ağyüz Beyefendinin konuşması
üzerine konuşmuştur, o ayrıdır, İç Tüzük 60a göredir
ama ben sataşmadan söz istiyorum. Burada büyük bir çarpıtma
vardır, gerçek dışı bir ifade vardır.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Milyarder değil mi yani Sayın Başbakan?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, olmaz böyle bir şey ya!
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Engin Altayın konuşmasında Dünyanın onuncu
büyük zengini olan Başbakan ifadesini kullandı.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ben o iddiayı ezbere konuşmuyorum. Ben, en saygın dergi, The
Economist dergisinde okuduğum bir şeyi söylüyorum.
BAŞKAN Bir saniye...
Bir saniye...
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Önemli olan Başbakan ifadesini kullanması.
ENGİN ALTAY (Sinop)
The Economist dergisini alın, okuyun.
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan... Sayın Başkan, Elitaş
BAŞKAN Şimdi,
69a göre söz istediniz...
İSA GÖK (Mersin) Onlar
da sıradalarmış!
BAŞKAN Bir saniye...
İSA GÖK (Mersin) Suat
Bey de kapıdan giriyormuş, tek tek onlara da söz verin! Hepsi teker
teker geleceklermiş!
BAŞKAN
Şahsına sataşılan...
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Böyle bir şey olur mu Sayın Başkan? Her
şeyin bir kuralı var.
BAŞKAN Bir saniye...
...veya ileri sürmüş
olduğu görüşten farklı bir görüş kendisine atfolunan
Hükûmet, komisyon, siyasî parti grubu veya milletvekilleri, açıklama
yapabilir veya cevap verebilir.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) O verdi, biraz önce verdi.
BAŞKAN Açıklama
ve cevaplar için Başkan, aynı oturum içinde olmak üzere söz verme
zamanını takdir eder. Şimdi okuduk.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Söz verdiniz zaten.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Grup Başkan Vekili ne anlattı?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, Grup Başkanımızın...
BAŞKAN Şimdi,
burada şahsıyla ilgili iddiada bulunulan Sayın Başbakan yok
ancak o bir grubun başkanıdır, burada 2 tane de vekili
vardır.
Üç dakika içerisinde, lütfen,
69a göre bir açıklama yapın Bozdağ; buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
Buyurun efendim.
İSA GÖK (Mersin) Yani
Başkan, bu kadar olmaz!
BAŞKAN Tamamen İç
Tüzük çerçevesinde, tamamen. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
İSA GÖK (Mersin) - Hadi
canım sen de!
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) O zaman 5 tane grup başkan vekili var, 5i de
konuşsun!
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Elitaş ile Sayın Canikli de geliyormuş Sayın
Başkan, onlara da söz verin!
BAŞKAN İşte,
elimizde İç Tüzük
İSA GÖK (Mersin)
Elinizdeki Tüzük mü? Adam gibi oku şunu ya!
BAŞKAN - Gruptan
bahsediyor
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
İSA GÖK (Mersin)
Bırak ya!
OKTAY VURAL (İzmir)
Bir daha gelme, bir daha Meclisi yönetme!
IV.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
8.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın, Sinop Milletvekili
Engin Altayın, AK PARTİ Grubu Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kürsü
milletin kürsüsü -biz her zaman söylüyoruz- ve bu kürsüyü kirletmeye hiç
kimsenin hakkı yok. Biz doğruları konuşacağız, doğruları
ifade edeceğiz.
Bakın, Sayın
Başbakanımızla ilgili söylenen lafların tamamı
iftiradır. İftiraları 100 tane değil, 500 tane kişi bu
kürsüden tekrarlasa, dile getirse bile gerçek makamına geçemezler.
Sayın Başbakan
1994ten 1998e, hapse gidene kadar olan dönemde Belediye Başkanı mıydı?
Belediye Başkanıydı. Dokunulmazlığı var
mıydı? Vardı. O zamanın, dönemin
(AK PARTİ
sıralarından Yoktu, yoktu sesleri) Affedersiniz
Yoktu, yoktu
O
zaman dönemin
(CHP sıralarından Vardı vardı! sesleri,
alkışlar [!]) Alkışlamayın
Dönemin iktidarları
dünyayı dar etmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesini didik
didik aradılar mı? Yolsuzluk aradılar, hırsızlık
aradılar, buldular mı? Bulamadılar. (CHP sıralarından
gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Buldular
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Buldular, davalar devam ediyor.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bulamadıkları için birlikten bahseden şiirden
mahkûm ettiler. Eğer bulsalardı hırsızlıktan,
yolsuzluktan mahkûm ederlerdi. Mahkûm edemedikleri için oradan mahkûm ettiler.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Davalar devam ediyor.
RAHMİ GÜNER (Ordu)
Dokunulmazlıkları kaldıralım o zaman.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Peki, hapisten sonra geçen süre içerisinde
dokunulmazlığı var mı? Yok. O zaman belediye
başkanı mı? Yok. 28 Şubatın gölgesindeki iktidarlar
var mı? Var. Peki, niye yargılamadınız, niye mahkeme
huzuruna çıkarmadınız?
OSMAN ÇAKIR (Samsun)
Dokunulmazlık dosyaları bekliyor, dokunulmazlık dosyaları.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Kanunlar yok muydu? Savcılar yok muydu? Vardı.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Vardı da, Adalet Bakanlığına
müsteşar yaptınız!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Ama çıkaramadınız çünkü alnı ak, geçmişi
ak, yaptıkları ak, kendisi ak bir lider vardı, o yüzden
dokunamadınız, o yüzden kirletemediniz. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Bakın, eğer milletvekili
listesinden 3 Kasıma giderken İtiraz üzerine verilen kararlar
kesindir. hükmüne rağmen Ankaradan temyiz edip savcılar, bozan
Yargıtay vardı. Hukuk ayaklar altına alınarak bunlar
yapıldı. Emin olun, 1 kuruş haram boğazdan geçmiş
olsaydı onu yapanlar ayağından asarlardı Tayyip
Erdoğanı, emin olun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ama yapamadılar, bulamadılar, başka yerden
Mal varlığına
gelince: Sayın Başbakanımızın mal
varlığı İnternet sitelerinde her gün güncelleniyor. Orada,
buyurun bakın.
Peki, ben soruyorum:
Sayın Baykalın mal varlığı nerede? Öğrenebilir
miyiz? İnternette var mı? Nerede var mal varlığı?
Buraya çıkıp konuşuyorsunuz. Genel Başkan, mal varlığını
açıklayamıyor
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Mal varlığı yok ki!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla)
eşinin mal varlığını açıklayamıyor.
Meclis Başkanlığı istedi, geçmişte soruşturma
komisyonu vardı, oraya bile mal varlığı veremediler ama
buradan konuşuluyor.
Peki, Sayın
Başbakan 2 milyar dolarla dünyanın onuncu zenginiymiş. Bunu
ispat edemeyen müfterinin ta kendisidir! (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Elinde belge olan varsa, oraya versin. Efendim, The
Economist yazmış! İftirayı herkes yazıyor
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Bozdağ, süreniz doldu efendim, sadece selamlama için açıyorum,
lütfen
Lütfen
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) The Economistle ilgili de Sayın Başbakan dava
açmıştır, davası devam ediyor.
Bu nedenle, değerli
dostlar, bu kürsüyü iftiralarla lütfen kirletmeyelim. Gerçeklerle bu kürsüyü
şenlendirelim, bu kürsüden gerçeklerle milletimizi aydınlatalım
diyorum ve bu millet, kimin hırsız, kimin yolsuz, kimin
hakkını hukukunu koruduğunu seçimlerde verdiği oylarla
ortaya koymaktadır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan, biraz önce Bekir Bozdağ
BAŞKAN - Bir saniye
Bir
saniye
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Bir dakika,
Sayın Bakanın söz isteği var sizden önce.
Buyurun Sayın Bakan, ne
dediniz efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) O
da milletvekili efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Grup Başkan Vekilleri konuşsun, Hükûmet
konuşsun, iktidar konuşsun!
BAŞKAN - Bir saniye
efendim
. Bir dakika efendim, işlem yapıyorum.
Buyurun.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Biraz önce, muhalefet partisine mensup bir milletvekili, şahsımla
ilgili, Tarım Bakanlığının eleştirilere cevap
vermediğini söyledi. Konuyla ilgili açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Evet,
Sayın Seçerin, konuşması esnasında sizden bahsederek
tarım politikalarınızı eleştiren ifadeleri oldu
İSA GÖK (Mersin) Ne
ifadesi efendim, ne? Bilgi vermedi. dedi.
BAŞKAN -
bununla ilgili
açıklama mı yapacaksınız, sataşma nedeniyle?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Evet.
BAŞKAN - Efendim,
buyurun
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, bu konu bitmedi!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN - Bir saniye
Sayın Bakan.
Buyurun.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Bekir Bozdağ biraz önce sordu,
Açıklayamayan müfteridir. dedi, ben açıklayacağım izin
verirseniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET NİL HIDIR
(Muğla) - İspat etmeyen müfteridir. dedi.
BAŞKAN - Neyi
açıklayacaksınız efendim?
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) İspat edeceğim efendim. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
Ekici, bir iddiada bulundunuz, Sayın Başbakanın 2 katrilyondan
fazla mal varlığı olduğunu söylediniz, onun
yardımcısı, vekili de geldi açıklama yaptı,
İnternet sitesinde var. dedi. Bunda ne var?
İSA GÖK (Mersin)
Tamam, burada ispatlayacak!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sordu, ispatlayacağım efendim.
BAŞKAN - Neyi ispat
edeceksiniz efendim?
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Kendilerine ispatlayacağım, iki dakika bana söz verin.
BAŞKAN - Sayın
Altay, siz ne diyeceksiniz efendim?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, Hatip, direkt beni kastederek iki defa, bu kürsüyü
kirlettiğimi söyledi yani bir kere bundan dolayı, 69a göre söz
istiyorum.
İkincisi, söylediklerimi
çarpıtmıştır, ispatlamayanı müfteri ilan
etmiştir. Söylediklerimi belgelemek, ispatlamak için ben de söz talep
ediyorum 69a göre. Önce bu konuyu bitirelim, Tarım Bakanının
konusuna sonra dönelim canım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tarım Bakanı zaten
BAŞKAN Evet Kürsüyü
kirletmeyelim. ifadesini kullandı.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Evet, evet
BAŞKAN Ancak o cümleyi
kullanırken herhangi bir şahıstan bahsetmedi.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Hayır efendim
ENGİN ALTAY (Sinop)
Bizzat beni kastetti.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Hayır İspat etmeyen müfteridir. dedi.
BAŞKAN Hayır,
genel olarak konuştu.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
BAŞKAN Genel olarak
konuştu, herkese hitap etti, ben bir sataşma görmüyorum. Sayın
Altay, Sayın Ekici, lütfen yerlerinize oturun.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Direkt adımı kullanarak söz istedi.
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Bakana neye göre söz veriyorsun Sayın Başkan?
BAŞKAN Oturun
yerinize! Tamam.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Neye göre söz veriyorsun Sayın Başkan? İdare
edemiyorsun orayı. Keyfine göre söz veriyorsun.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, Tarım Bakanına niye söz verdiniz?
BAŞKAN Efendim,
Sayın Tarım Bakanına, Sayın Seçer, Tarımı
Türkiye'de kötü yönetiyorsunuz. diye iddiada bulundu, Tarım Bakanı
da sataşmadan söz istedi.
OKTAY VURAL (İzmir)
Kriz çıktı. dedi efendim.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Biz yolsuzlukların nasıl belgeleri olduğunu
anlatacağız Sayın Bozdağa. (Gürültüler)
BAŞKAN Lütfen oturun.
Buyurun.
9.- Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin,
Mersin Milletvekili Vahap Seçerin, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir)
Kriz çıktı. dedi, bu bir sataşma değildir.
Bırakın canım!
BAŞKAN Efendim
sataşma var, tabii var efendim. Olur mu?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Sayın
Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Lütfen oturun
yerinize arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir)
Allah Allah! Bugüne kadar bilgi vermiyordu, niye bugün veriyor?
BAŞKAN Lütfen oturun
yerinize.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Tarım
ve gıda kriziyle, bizimle ilgili konuşanlar şunu bilsinler
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Tarımı bitirdiniz, hayvancılığı bitirdiniz.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
bizim
iktidarımız döneminde
(CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Niye
vuruyorsunuz sıralara?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
vatandaşlar çayı
(CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN Milletin
parasıyla alınan bu aletlerin bozulacağını
düşünmüyor musunuz?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
kuru üzümle
yemeye mecbur olmadılar, içmeye mecbur olmadılar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sütünü bitirdiniz milletin!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi,
bize bu lafları söyleyenler geçmişlerinde millete şeker temin
edemedikleri için vatandaşlarımız
VAHAP SEÇER (Mersin) Bugünü
anlat!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
çayı
şekerle değil, çayı kuru üzümle, çayı pekmezle içmek
mecburiyetinde kalıyorlardı, önce bunların bir
hesabını verin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar; CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
BAŞKAN Lütfen
OKTAY VURAL ( İzmir)
Danışıklı ihale yapıyorsunuz!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bunları
söyleyenlerin devri iktidarında çiftçiler tarlalarını sürmek
için mazot bulamıyorlardı
OKTAY VURAL (İzmir)
Ette spekülasyonu nasıl yaptığını anlat bakalım.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
mazot
kuyruklarında heba oluyorlardı. (CHP sıralarından sıra
kapaklarına vurmalar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Aynaya
bak!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bunları
bize yakıştıranların devri iktidarlarında
(CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Milletin sütünü bitirdiniz!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
bu
memlekette vatandaşlar tezgâh altındaki karaborsadan bir paket Sana
yağı
(CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar)
VAHAP SEÇER (Mersin)
Geçmişi bırak! Demagoji yapma!
OKTAY VURAL (İzmir) Et
fiyatını nasıl artırdığınızı bir
anlat bakalım!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
bir paket
margarin almak için birbirleriyle kavga ediyorlardı.
Şimdi, değerli kardeşlerim,
bizim İktidarımızda ise
OKTAY VURAL (İzmir)
Kurban Bayramından önce söyledik, Sıkıntı var. dedik.
RAHMİ GÜNER (Ordu)
Utanmadan konuşuyorsun!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
Türkiyede
hayvansal üretim de bitkisel üretim de
OKTAY VURAL (İzmir)
Bırak!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
çok iyi bir
noktaya geldi.
OKTAY VURAL (İzmir)
Tabii, tabii
Onun için
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) 70 milyon
insan besleniyor, 30 milyon turiste gıda temin ediliyor
OKTAY VURAL (İzmir)
Yaa!
ATİLA EMEK (Antalya)
Niye et ithal ediyorsun?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
artı
11,5 milyar dolarlık da gıda maddesi ve tarım ürünü
ihracatı yapılıyor. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Yaa!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Şimdi,
bu neyle oldu?
OKTAY VURAL (İzmir)
Ete gel! Ete gel!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
Dünyanın sekizinci büyük tarım ekonomisi Türkiye'nin tarımsal
üretimi.
OKTAY VURAL (İzmir) Et
fiyatının spekülasyonunu nasıl yaptınız, onu
anlatın.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) 56 milyar
dolarlık tarımsal üretim değeri var bu memlekette.
OKTAY VURAL (İzmir)
Geç, geç, geç!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Pirinç
meselesinde de et meselesinde de ortaya birtakım spekülatörler
çıktı, biz de o spekülatörlere fırsat vermemek için
birtakım tedbirleri alacağımızı söyledik. Daha tedbirleri
bile almaya lüzum kalmadan et fiyatlarında yüzde 20 düşüş oldu.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
İhaleyi de yaptın değil mi!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bugün
Ankarada da Türkiye'nin diğer yerlerinde de
OKTAY VURAL (İzmir)
Akdeniz açıklarında hangi gemide ne bekliyor?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
kuşbaşının da kıymanın da fiyatında yüzde
20 düşme meydana geldi. Türkiyede
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bakan, süreniz doldu efendim. Lütfen Genel Kurulu selamlayıp yerinize
oturun, lütfen
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Sayın
Başkan, bitiriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Çok bilgilendik Sayın Başkan, gerçekten!
BAŞKAN Lütfen
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinin bu konuda
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
bilgi verdi şimdi?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -
ne
tarım politikaları konusunda ne de başkaca bir politikada
söyleyecek bir sözü yok çünkü
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sen ne
biliyorsun! Sen tarımın tsini bilmezsin!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Türkiye'nin
üretiminde onların hiçbir katkısı yok...
VAHAP SEÇER (Mersin) Sen ne
biliyorsun tarımı! Atıp tutuyorsun orada!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
sadece
iftira var
VAHAP SEÇER (Mersin) Eline
verilen kâğıtları okuyorsun oradan!
BAŞKAN Lütfen Sayın
Bakan, tamamlayın.
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
sadece
isnat var ve itham var.
VAHAP SEÇER (Mersin) Sen
kendini ne zannediyorsun!
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Hadi git
Et ithalatına git bakalım
Nasıl ayarlandı, bir
onu anlatın.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Ekici, biraz önce dinledim sizi.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Efendim, dinlemediniz.
BAŞKAN Bakın, bir
saniye
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Açıklama istedi Sayın Bekir Bozdağ, açıklama
yapacağım.
BAŞKAN - Bakın, bir
saniye
Bir saniye
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
BAŞKAN Dinler misiniz
beni bir dakika
Sayın Ekici, Sayın Altay, siz ikiniz de
çıktınız, Sayın Başbakanının, 2 katrilyon
lira civarında mal varlığı olduğunu ve dünyanın
sekizinci zengin başbakanı olduğunu iddia ettiniz. Tamam
mı?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Evet.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) On zengin başbakanın içinde olduğunu söyledik,
evet.
BAŞKAN - Grup
başkan vekili arkadaşlar da dediler ki: Sayın Başbakan,
mal varlığı beyanında bulunmak zorunda olan bir
kişidir. Mal varlığı beyanında bulunmuştur. Ne
kadar mal varlığı olduğu, partisinin İnternet
sitesinde yayımlanmaktadır.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Niye tekrarlıyorsunuz? Duyduk.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başbakanın bulunduğu mevki bu
paraları elde etmeye yeterli değil.
BAŞKAN Bakın, siz
de başkaları da Sayın Başbakanın mal
varlığını merak ediyorsa gitsin, oraya başvursun.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başbakan otuz yıldan beri siyaset
yapıyor, on yıl Belediye Başkanlığı
yapmıştır, aldığı maaş belli.
BAŞKAN Sizin buraya
Kimseyi buraya davet edip de ispat gibi bir sorumluluğumuz yok. Mal
beyanında bulunulmuştur.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN - Efendim,
buyurun, oturun yerinize.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, Hatip bu kürsüyü kirlettiğimi söyledi.
BAŞKAN Efendim, sizi
kastettiği kanaatinde değilim.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ben bu kürsüyü kirletmiyorum, kirletmedim. O lafı geri almak
zorundadır.
BAŞKAN Sizi
kastettiği kanaatinde değilim, genel olarak konuştuğu
kanaatindeyim. Kirletmeyelim. dedi.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Hayır, şahsımı hedef alarak söyledi. Lütfen Sayın
Başkanım
BAŞKAN
Kirletmeyelim. dedi. Lütfen oturun
Buyurun
(Gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop) O
zaman, ben de şimdi AKP bu Meclisi kirliyor! mu diyeyim yani? Öyle mi
diyeyim yani? Öyle şey olur mu Sayın Başkan.
BAŞKAN
Kirletmeyelim. dedi. Lütfen oturun yerinize.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Ortalığı siz geriyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Bırakın canım bu işi ya! Seçim yaklaştı galiba!
BAŞKAN Lütfen efendim
Lütfen
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Diğer
önerge
Sayın Yüksel,
konuşacak mısınız? Sayın Dilek, konuşacak
mısınız? (CHP sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Önerge sahibi
Tokat Milletvekili Sayın Dilek Yüksel, konuşacak
mısınız? (CHP sıralarından sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
DİLEK YÜKSEL (Tokat)
Gerekçe
BAŞKAN Sayın
Bilgiç
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sayın Başkan
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan
Hop! Hop!
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Niye buraya bakmıyorsun?
BAŞKAN Buyurun
Sayın
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Niye bakmıyorsun buraya?
BAŞKAN
Bağırma! Bağırma! (Gürültüler)
Oğluna evde böyle hitap
edebiliyor musun?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sen ne biçim Başkansın!
BAŞKAN Sen evde
oğluna böyle hitap edebiliyor musun Sayın Öztürk?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sen ne biçim Başkansın!
BAŞKAN - Sen kime hitap
ediyorsun öyle? Otur yerine! Otur! (AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Meclisi doğru yönet!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Terbiyesizlik etme!
BAŞKAN - Otur yerine!
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, buyurun.
Evde oğluna hitap
edemeyen adam, burada bana bağırıyor! (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Şu hâle bak!
BAŞKAN Buyurun. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf
atmalar, gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, tutumunuz hakkında söz istiyorum
efendim. Meclisi iyi yönetemiyorsunuz, tutumunuz hakkında söz istiyorum.
(Gürültüler)
BAŞKAN Ben Meclisi
İç Tüzüke uygun yönetiyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, bakın
BAŞKAN Herkes bir
iddiada bulunmuşsa bunun cevabını alacaktır, tabii ki buna
imkân sağlayacağım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Siz tarafsınız!
BAŞKAN Buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Niçin tarafsız yönetmiyorsunuz? Sayın Bakana söz
verdiniz.
BAŞKAN Verdim tabii.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Güzel
Sayın Bakan neyi anlattı?
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
anlattı?
BAŞKAN Tarım
politikalarını eleştirdiniz, o da çıktı cevap verdi.
(CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hayır efendim
BAŞKAN Nasıl
cevap vereceğini ben tayin edecek değilim ki!
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Bakın efendim
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Senin tutumun hakkında konuşmak istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, siz ne istiyorsunuz onu söyleyin bana.
Sayın
Kılıçdaroğlu, anlayamadım, talebiniz nedir benden? Onu
anlayayım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Parlamentoyu sağlıklı yönetemiyorsunuz
Sayın Başkan. Dolayısıyla, ben, tutumunuz hakkında söz
istiyorum. O nedenle, izin istiyorum.
BAŞKAN - Peki, iki
aleyhte, iki lehte üçer dakika süreyle söz veriyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Aleyhte
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Aleyhte
SIRRI SAKIK (Muş)
Aleyhte
BAŞKAN - Aleyhte
İSA GÖK (Mersin)
Lehte
BAŞKAN - Lehte
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Lehte, Sayın Başkanım
ENGİN ALTAY (Sinop)
Aleyhte diye önce ben bağırdım. (Gürültüler)
SIRRI SAKIK (Muş)
Sayın Başkanım, aleyhte demiştim.
BAŞKAN - Efendim, bir
saniye
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkanım, önce lehte ben dedim.
AGÂH KAFKAS (Çorum) Lehte,
Başkanım
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkanım, lehte
(Gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Lehte
AGÂH KAFKAS (Çorum)
Sayın Başkanım, lehte
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan, tutanaklara göre verin lütfen, gene
karıştı orası. Tutanakları isteyin, ona göre verin.
AGÂH KAFKAS (Çorum)
Başkanım, lehte istiyorum.
BAŞKAN Şimdi,
Divan Üyesi arkadaşlarımızın tespitine göre aleyhte,
Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Altay; lehte, Sayın
Bozdağ, Sayın Kafkas. (CHP sıralarından gürültüler)
İSA GÖK (Mersin) Ya,
önce ben dedim lehte diye.
BAŞKAN -
Arkadaşlarımız tespit etti, ben tespit yapmadım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Lehte, lehte
Önce buradan geldi. Tutanaklara bakın
efendim.
ATİLA EMEK (Antalya)
Kafkas daha yeni söyledi, tutanakları getirsin.
BAŞKAN - Sayın
Kılıçdaroğlu, tutumum hakkında aleyhte söz istediniz.
Buyurun.
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Söz taleplerinde iktidara ve muhalefete mensup milletvekillerine
eşit davranmayarak Genel Kurulu tarafsız yönetmemesi nedeniyle Oturum
Başkanının tutumu hakkında
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Her parlamentoda
tartışma olması gayet doğaldır ama o
tartışmaları yönetecek olan sayın başkanın da
objektif olması gerekiyor. Vahap Seçer arkadaşımız bu
kürsüye geldi, Tarım Bakanını eleştirdi, iki kez tarım
açısından ekonominin krize girdiğini söyledi ve Bakanın da
lütfedip yanıt vermediğini, bu konuda verilen bir araştırma
önergesinin de AKPnin oylarıyla reddedildiğini söyledi. Sayın
Bakan geldi, siz Sayın Bakana söz verdiniz ve başladı
İkinci Dünya Harbinden bu yana anlatmaya! Siz niye müdahale etmiyorsunuz
Sayın Başkan? Sizin göreviniz
Hangi konuda yanıt verecekti
Sayın Bakan? Sayın Bakan eğer gerçekten o Bakanlıkta
Bakanlık yapmak istiyorsa oturduğu rüşvet çarkını,
önce onu soruştursun bakalım. O rüşvet çarkının
üstünde oturuyor o Bakan! Bunun hesabını soracağız o
Bakandan, öyle kolay kolay kurtulacağını sanmasın.
İkinci konu, Sayın
Başkan, arkadaşlarımız Sayın Başbakanın mal
varlığını sorguladılar, grup başkan vekilleri de
yanıt verdi ve gelip burada söylediler, açıkça: Bunları ispat
etmeyen müfteridir. Bir başka arkadaşımıza da ismini de
vererek Kürsüyü kirletiyorsunuz. dediler.
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Doğru.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
Siz bu arkadaşlarımızı ispata davet ediyorsunuz, o zaman
onların ispat etmelerine olanak sağlayın, kafalardaki
bulanıklık kalksın ortadan. Kürsüyü hiç kimse kirletmiyor.
Bakın, değerli
milletvekilleri, Sayın Başbakanın sigortadaki
aldığı aylık bellidir
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Sen kendi sigortandan bahset.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla)
aldığı maaşlar bellidir, Belediye
Başkanı olarak aldığı paralar bellidir; mal
varlığı bellidir. Hiç kimse Bunları tam izah etmiş.
diyemez.
AHMET YENİ (Samsun)
Ticaret bilmiyor musun?
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Ticareti bilmiyor musunuz? Kemal Bey, ticareti
bilmiyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Sayın Başbakanın mal varlığıyla
ilgili soruşturma Ankara Adliyesinde görülmemiştir, Yargıtaya
götürülmemiştir. Götürmeyen savcıyı da siz Adalet
Bakanlığına müsteşar yaptınız. Biz bunları
unutuyor muyuz sanıyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başbakanın eskiden tüccar
olduğunu biliyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Biz bunların hepsini biliyoruz.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Tüccar olduğunu bilirsin eskiden.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Sayın Başbakan kalkacak da Mal varlığım
şöyledir, mal varlığımı İnternet sitesine
koyuyorum
Mal varlığını İnternet sitesine
koyduğunu biz biliyoruz ama o mal varlığının
kaynağını Sayın Başbakan açıklamak
zorundadır.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Kaç yaşından beri, kaç yıldır
ticaret yaptığını biliyorsunuz Sayın
Başbakanın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Oğlunun düğününe gelen altınlarla, kilolarca
altınlarla açıklıyor.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Baykaldan haber ver.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Sayın Başbakan acaba oğluna borcunu ne zaman ödedi?
SONER AKSOY (Kütahya)
Baykaldan ne haber?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(Devamla) Öyle ya, bunların hepsini sormayacak mıyız biz?
O nedenle, Sayın
Başkan, tutumunuzu eleştiriyorum. Lütfen 2
arkadaşımıza da söz verin, dolayısıyla bu
Parlamentoyu, Parlamentonun saygınlığına uygun olarak
yönetin. Sizden bunu istiyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Ne kadar ticaret yaptığını
biliyorsun Sayın Başkanın.
BAŞKAN Şimdi,
Divan kâtibi arkadaşlarımız demin de açıkladım- lehte
ve aleyhte söz isteyen arkadaşlarımızı tespit ettiler ve
önüme getirdiler.
İSA GÖK (Mersin)
Tutanağa baktınız mı Başkanım, tutanağa?
BAŞKAN Sayın
Sakıkın ısrarla
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan, kimin önce istediğini tutanak belirler, siz
değil. Tutanağı istetin, kim önce istemiş, tutanakta geçer
zaten.
BAŞKAN Efendim,
eğer bu konuda
İSA GÖK (Mersin)
Lütfen
Bari bu konuda adil olun. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Bir saniye
Değerli arkadaşlarım, bir saniye, kavga etmeyelim.
İSA GÖK (Mersin)
İlk ben istedim.
BAŞKAN Bu konuda bir
ısrar var ise beş dakika ara veririm, tutanakları getirtirim,
bakarız, ona göre yeniden lehte ve aleyhte sözleri tayin ederiz.
İSA GÖK (Mersin) En
güzeli o. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Bir saniye
Hiç
kavgaya, gürültüye, çatışmaya gerek yok.
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) Siz yaratıyorsunuz gürültüyü.
BAŞKAN Mademki bu
konuda bir ısrar var, bir ısrar var
Tutanakları hemen getirtmek
mümkün müdür? (AK PARTİ sıralarından Yok, yok sesleri)
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Sayın Başkan, devam edelim, sonra tutanaklara göre hareket edelim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Beş dakika ara verin, tutanak gelir.
BAŞKAN Efendim, daha
önce de bunu yaşadık. O nedenle, tutanaklara bakarak söz vermenin
daha doğru olduğu kanaatindeyim. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri,
lütfen! Burayı ben yönetiyorum. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar!)
Beş dakika
birleşime ara veriyorum. Tutanakları getirtip, kim istemiş, ona
göre karar vereceğiz.
ALİ UZUNIRMAK
(Aydın) Geldiğin zaman söz veremezsin Başkan.
Kapanma Saati: 19.26
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.37
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf Coşkun
(Bingöl)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Komisyon
yerinde.
Hükûmet yerinde.
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Bir saniye
efendim, bir dakika, daha...
VI.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER (Devam)
1.- Söz taleplerinde iktidara ve muhalefete mensup milletvekillerine
eşit davranmayarak Genel Kurulu tarafsız yönetmemesi nedeniyle Oturum
Başkanının tutumu hakkında (Devam)
BAŞKAN Bir önceki
oturumda usul hakkında bir görüşme açıp aleyhte İstanbul Milletvekili Sayın
Kemal Kılıçdaroğluna söz vermiştim.
Şimdi tutanakları
getirttim. Tutanaklara göre kim önce lehte, kim aleyhte söz istemiş:
İlk aleyhte söz isteyen Sayın Engin Altay ki veriyoruz zaten.
İkinci sırada Sayın Kılıçdaroğlu var ki verdik,
konuştu.
Üçüncü sırada,
Sayın Sakık, siz varsınız ama üçüncü bir kişiye söz
veremiyorum biliyorsunuz.
SIRRI SAKIK (Muş)
Genelde ırmaklar toprağın zayıf halkasında
BAŞKAN
Tutanakları istediniz, tutanaklara göre konuşuyorum.
SIRRI SAKIK (Muş) Her
seferinde aynı şey oluyor. Canınız sağ olsun.
BAŞKAN Evet, sizin de
canınız sağ olsun, hepimizin canı sağ olsun Sayın
Sakık.
Lehte ilk söz Sayın Gök,
lehte istemiş
İSA GÖK (Mersin)
Nasılmış?
BAŞKAN Bir saniye, bir
dakika
İkinci lehte söz de
Sayın Bozdağ.
İSA GÖK (Mersin)
Nasılmış ama, nasılmış ama? Adalet buymuş işte!
BAŞKAN Şimdi, bir
dakika
Gayet tabii. Yani herhangi
bir milletvekili arkadaşımız hangi siyasi partiye mensup olursa
olsun, isterse bağımsız olabilir, lehte ve aleyhte söz isteme
hakkına sahiptir. Ancak Sayın Gök, bakın, benim tutumumun
lehinde söz istediniz.
İSA GÖK (Mersin)
Efendim, ben, tutumunuzu o kadar çok öveceğim ki zaten, göreceksiniz
şimdi.
BAŞKAN Eğer
aleyhe konuşursanız sözünüzü keserim.
İSA GÖK (Mersin)
Efendim, kesemezsiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Bak, istismar
ettirmem, kusura bakmayın. Benim tutumumun lehinde söz istediniz, lehinde
konuşacaksınız.
Şimdi, aleyhte
Sayın Kılıçdaroğluna söz vermiştim.
Şimdi lehte Sayın
Gök, buyurun, buyurun bakalım.
Bakalım ne diyecek, ben
de merak ediyorum.
Buyurun bakalım.
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis
Başkanımız Sayın Mehmet Ali Şahin o kadar adildir ki
duydukları tam doğrudur, tutanaklar yanlıştır!
Tutanaklar ilk benim lehte söz istediğimi söylemiş, tutanaklar
yanlış!
Sayın arkadaşlar, sizleri
kınıyorum! Benim Başkanım doğru duymuştur,
sizleri kınıyorum! Ben söz almış değilim aslında.
Diğer bir şey
arkadaşlar: Meclis Başkanım o kadar adildir ki ilk söz istememe
rağmen söz vermemiştir. O kadar adildir ki bir konuşma
yapılmıştır, AKP grup başkan vekili bu konuşmaya
cevap vermiştir ancak grup başkan vekilinin konuşması
yetersiz olduğu için benim Meclis Başkanım çok doğru olarak
ikinci bir grup başkan vekiline söz vermiştir. Eğer ki o da
yeterli olmazsa, eğer ki o da yeteri kadar Sayın Başbakanı
savunamazsa -Meclis Başkanımı destekliyorum- 3üncü Grup
Başkan Vekili Sayın Elitaşa söz vermesi lazım. Yetersiz
mi? Ondan sonra mutlaka Sayın Suat Kılıça söz vermesi
lazım; destekliyorum. Yine mi olmadı? Sayın Canikli
Mutlaka söz
vermesi lazım. Meclis Başkanlığı doğru
yönetiliyor, yönetim zaten böyle olur.
Benim Meclis
Başkanım ve Divan üyeleri çok adildir. O kadar adildir ki, oradan bir
üye dünkü oylamada el hareketi yapıyor, onu görmez. Niye görsün? Göremez,
uzağı görmüyor Meclis Başkanım. Lütfen söz etmeyin Meclis
Başkanıma. Hatta o kadar adildir ki, benim adımın
olduğunu söylemeyen, beni duymayan Divan üyesi, geçen gün de Sayın
Kamer Gençe hakaret etmişti, kovmuştu ve ağza alınmayacak
bir laf etmişti ama Kamer Genç hak etmiştir! Benim Divanım doğrusunu
yapar, benim Meclis Başkanım en doğrusunu yapar.
AGÂH KAFKAS (Çorum) Hakaret
ediyorsun, ayıp!
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Tiyatro mu yapıyorsun?
BAŞKAN Sakin olun
arkadaşlar; konuşsun, konuşsun.
İSA GÖK (Devamla) -
Benim Meclis Başkanım her ne kadar hukuk fakültesi
okuyamamış olabilir ama benim Meclis Başkanım iyi bir
hukukçudur. Benim Meclis Başkanımın tek sorunu, bakın
şurada şu var: Elindeki Tüzük ne yazık ki yanlış
basılmış. Meclis Başkanıma kimse söz söyleyemez,
söylemeyin, elindeki Tüzük yanlış.
AGÂH KAFKAS (Çorum)
Ayıp ediyorsun, çok ayıp ediyorsun!
İSA GÖK (Devamla)
Elindeki Tüzük, Meclis Başkanlığının tarafsız,
doğru, adil olması gerektirdiğini yazmıyor. Hatta elindeki
Tüzük, Meclis Başkanının Anayasaya ilişkin oylamalarda oy
kullanmasını da yazıyor ama kendisi nezaketen kullanmıyor.
Ben Meclis Başkanımı tebrik ediyorum; bu adil tutumundan
dolayı, her şeyi duymasından dolayı, hukuk fakültesi mezunu
olmamasına rağmen -tahmin ediyorum, belki de mezundur- hukukçu
kimliğinden dolayı tebrik ediyorum. Aynen yaptığı
eylemleri, işlemleri destekliyorum. Bravo Meclis Başkanım!
BAŞKAN Sayın Gök,
teşekkür ederim.
İSA GÖK (Devamla) Ama,
o koltukta Gazi Mustafa Kemal oturmuştu, işte ona içim kan
ağlıyor çünkü bu koltukta Meclis Başkanım oturuyor.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Gök,
çok teşekkür ederim, çok güzel bir konuşma yaptınız!
İSA GÖK (Mersin)
Sağ olun efendim!
BAŞKAN - Çok
teşekkür ederim!
İSA GÖK (Mersin)
Efendim, lehinize konuştum değil mi Sayın Başkan?
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim, çok güzel bir konuşma yaptınız! Tarihe
geçecek bir konuşmaydı gerçekten, ben de sizi tebrik ediyorum ve
destekliyorum!
Şimdi, Sayın Altay,
aleyhte, buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Sayın Başkan, evvelki hafta da sizinle
böyle tartışmalarımız oldu ve ben bazı şeyler
söylediğimde, bana hak verdiğinizi de yazılı bir notla bana
iletmiştiniz, bunu söylemeyecektim ama şimdi bunu söylemek
zorundayım. Ama görüyorum ki aradan geçen, daha doğrusu, dünkü
fişleme tanziminden, dünkü fırçalarından sonra herhâlde, burada,
bugün gerçekten size hiç yakıştıramadığım bir
tutum sergiliyorsunuz.
Bu kürsü milletin kürsüsüdür.
Biz de burada ne söyleyip ne söylemeyeceğimizi biliriz. Özellikle siyaset,
neyi söylemeyeceğini bilmektir zaten. Bir grup başkan vekilinin
çıkıp bu kürsüde Bu kürsüyü kirletiyorlar. diye demagoji
yapmasından daha utanç verici bir şey olamaz. Lütfen haddinizi bilin!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Şu anda utanç verici bir hareket yapıyorsun.
AGÂH KAFKAS (Çorum) Tehdit
ediyorsun.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Benim söylediğim her şey rakama dayalıdır. Türkiye,
bazı uluslararası kuruluşların yayın
organlarını her konuda referans alır. The Economist dergisi de
referans alınan dergiler ve yayınlar arasındadır. Ben,
Başbakana, dünyanın en zengin sekizinci adamı demedim,
dünyanın en zengin sekizinci başbakanı diyor The Economist
dergisi dedim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yalan!
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Arap şeyhlerini saymazsanız doğrudur, 2 trilyon 366 milyar nakit
para, 500 milyar alacak
Ben, üç sene önce
Kısıklıdaki villaları sordum Sayın Başbakana
yazılı soru önergesiyle, niye cevap vermedi?
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Bağırmadan konuş, bağırmadan!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ben
yedi senedir milletvekiliyim, bir kredi kartından parayı çekiyorum,
ötekine yatırıyorum. Yedi senedir benim beş kuruş param
yok. Sayın Başbakan 1994ten 2010a kadar, on altı yılda bu
kadar parayı nasıl kazanmış? Önce AKBİL olmak üzere,
önce AKBİLden başlayarak, gelsin, Belediye Reisliğinde,
Başbakanlığında, hakkında ne kadar usulsüzlük,
yolsuzluk iddia ve ithamları varsa, o konularda gitsin yargıda
aklansın, ondan sonra başkan olmaya kalksın, ondan sonra
yarı başkan olmaya kalksın. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) İftira eden ispat eder.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Başbakan freni patlamış BMC kamyonu gibi, onun frenine bir ayar
verin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) İftira eden ispat eder.
ENGİN ALTAY (Devamla) -
Onun frenine bir ayar verin.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, konuşmacı
Sayın Başbakanımıza, Grup Başkanımıza çok
açık hakaret etmiştir. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, siz konuşmayacak mısınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sataşma efendim, bunun tutumla alakası yok.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ne
hakareti etmişim?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hakaret yok efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sataşmadan söz istiyorum Sayın
Başkan. Sataşmadan söz istiyorum. O ayrı bir şey. Ben
sataşmadan söz istiyorum. Çok açık olarak sataştı.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, sataşma ayrı şey, tutumunuz
ayrı şey. Ben sizin tutumunuzla ilgili konuşacağım
efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Peki, geri alıyorum. Başbakan freni patlamamış kamyon gibi.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) Edepli
ol!
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
sayın milletvekilleri
Kırıcı ifadeler
kullanıyorsunuz. İç Tüzükte kullanılmaması gereken
ifadeleri kullanıyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Benzetme yapıyorum.
BAŞKAN Mecliste bir
gerginliğe lüzumsuz yere sebep oluyorsunuz.
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Yazıcı.
Sayın Canikli, ne
dediniz efendim?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, biraz önceki
kullandığı ifadede çok net olarak Sayın
Başbakanımıza hakarette bulunmuştur, yolsuzluk
ithamıyla suçlamıştır. O nedenle, sataşmadan söz
istiyorum Sayın Başkanım. Grup Başkanımız
hakkında konuşmuştur, çok net, açık ifadelerle hakaret
etmiştir. Dolayısıyla sataşma
BAŞKAN Efendim,
şimdi, bir dakika, usulle ilgili bir tartışmayı şu
anda yapıyoruz. Lehte bir tek söz hakkı kaldı, o da Sayın
Bozdağda.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkanım
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, konuşun.
Sonra
değerlendireceğim sizin talebinizi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır efendim, bu bekleyemez Sayın
Başkanım. Çok net olarak sataşmıştır.
BAŞKAN Efendim, ne
beklemez? Nereye gidiyoruz ki bekleyemez Sayın Canikli? Bir yere
gitmiyoruz.
Sayın Bozdağ
buyurun.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sataşmadan söz istiyor Sayın Başkan. Ben lehinizde
konuşacağım.
BAŞKAN Efendim,
lütfen, sizi davet ettim. Benimle tartışmayın lütfen Sayın
Bozdağ. Sizi davet ettim lehte.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, bakın,
sataşmaya cevap verilmesi gerekir. Önce sataşmanın
cevabının verilmesi gerekir Sayın Başkan.
BAŞKAN Daha sonra
değerlendireceğim sizin talebinizi.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
Başkanın tutumu lehinde söz aldım.
Tabii, burada
tartışmalar yaşanırken, Sayın Başkana dönük
saygı sınırlarını, edep
sınırlarını, bu toplumun ahlak değerlerini zorlayan
davranışlar içerisinde olduğuna hepimiz şahidiz. Neredeyse
ellerinde bir değnek eksik, Başkanı pata küte dövüp aşağıya
indirecekler.
İSA GÖK (Mersin)
Başbakan dövüyor zaten bize gerek yok.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Yani, burada, bakın, herkes kanaatini söyleyecek, Başkan
da İç Tüzük ve Anayasaya uygun burayı yönetecek ama bunu yaparken,
birileri burada konuşurken, hakaretleri, Başkana dönük tehditleri
bütün Türkiye görüyor. Ben, bu nedenle Sayın Başkanın lehinde
söz aldım ama bu hakaretlere, bu tehditlere karşı tavır
koymadığı için de tutumunu yanlış bulduğumu
huzurlarınızda ifade etmek istiyorum.
Sayın
Başbakanımızın mal varlığıyla ilgili konuya
gelince, İftiraları burada söylemek onu hakikat yapmaz. dedim, yine
söylendi.
Bakın, Sayın
Başbakanımızın mal varlığı, bugün hâlen
Başbakanlık Basın Merkezinin İnternet sitesinde bu mal
varlığı var, sürekli yayınlanıyor.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Rakamı söyle, rakamı!
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) Rakamı söyle!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Ben şimdi soruyorum: Bu kadar açık, bu kadar net her gün
mal varlığı yayınlanan bir Sayın Başbakana bu
iftirayı, bu ithamı yapmak hangi ahlaki değerle bağdaşır?
Bu bir.
İki: Geçmişte de
sizin gibi bir tanesi, kalktı 1 milyar dolar serveti var. diye, hem de
tam seçime beş kala böyle bir iftirayı dile getirdi, bir iş
adamı, meşhur biri biliyorsunuz, hakkında hem İstanbulda
hem Ankarada açılan bütün tazminat davalarında bu iftiralarından
dolayı tazminata mahkûm edildi. Şimdi The Economist diye
bahsediyor; çakma İnternet sitelerinde bu gezen bir haber ama Economistin
İnternet sitesine girin bakın böyle bir haber orada da yok ama
iftirayı buradan getirip kullanıyorlar.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Gösteririm yarın ben.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bir başka konu: Sayın Başbakan, bugün mevcut mal
varlığını sadece bir günde edinmiş, Başbakan
olunca bunun sahibi olmuş birisi de değil, ondan önce ticari
hayatı var, ondan önce başka iş hayatı var;
baktığınız zaman tam on yedi yıl ticaretle meşgul
olmuş
ENGİN ALTAY (Sinop) Ne
kadar vergi vermiş?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla)
ve alnının teriyle kazanmış, alnının
teriyle servetini biriktirmiş ve alnının teriyle
biriktirdiği serveti de milletimizin bilgisine sunmuş; açık ve
şeffaf bir durumdadır.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Alenen ilan ediyor.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bir başka şey: Çok net söylüyorum, Türkiyede Sayın
Başbakan kadar mal varlığı incelenen, medya
tarafından, partiler tarafından, başka birtakım güçler ve
yerler tarafından kaynakları gram gram, kuruş kuruş, didik
didik incelenen 2nci bir insan var mıdır, yok mudur bilmiyorum. Var
mıdır sizce? (AK PARTİ sıralarından Yok. sesleri)
Yok. Bir tane açık bulamadılar, bir tane ayıp bulamadılar
ama iftiralarla, sadece freni patlamış çöp arabalarıyla bunu
gidermeye çalışıyorlar, ama çöpler de bu gerçeği, bu
temizliği kirletemez diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki.
Efendim, lehte ve aleyhte söz
talepleri bitti. Tutumumda herhangi bir değişiklik yok. Tutumumun
İç Tüzüke uygun olduğu kanaatindeyim.
Sayın Yazıcı,
siz deminden beri bir talepte bulunacaksınız, ilgilenemedim.
Buyurun.
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Sayın Başkan, hem az önceki müzakerelerde
hem daha önceki müzakerelerde özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin bazı
sözcüleri Başbakanımızı esas almak suretiyle Hükûmetimizin
yolsuzlukla mücadele konusunda zaaf içerisinde olduğunu ifade
etmişlerdir. 69a göre söz istiyorum. Bu konuda bir açıklama yapmak
istiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 69a göre Hükûmetin söz talep hakkı var Sayın
Başkan.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Geçen oturumdaki soruya cevap veremezsin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Kılıçdaroğlu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) - Hükûmete söz verirseniz biz de söz istiyoruz efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Geçen oturumdan dolayı söz veremezsiniz, sataşmadan dolayı.
Oturum bitti.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Aynı konuda söyleyeceklerimizin olduğunu da
bilginize arz ediyorum.
K. KEMAL ANADOL
(İstanbul) Oturum bitti.
ENGİN ALTAY (Sinop)
Geçen oturumdan dolayı söz olmaz.
BAŞKAN Şimdi siz
Hükûmet adına söz istiyorsunuz efendim? Hükûmet adına mı?
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Evet efendim.
BAŞKAN Hükûmete
yönelik
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) 69uncu maddenin birinci fıkrası
gereği.
BAŞKAN - Hükûmete
sataşıldı, o nedenle söz istiyorsunuz?
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Evet, Sayın Başkan.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Hayır, ne söylenmiş?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Ne söylendi efendim? Hükûmete ne söylendi?
BAŞKAN Efendim, bir
saniye
Niye veremeyecekmişim? Hükûmete sataşılmışsa
İç Tüzükü okumuyor musunuz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hayır, Hükûmete ne söylendi Sayın Başkan? Ne
söylendi efendim?
BAŞKAN Bir dakika
Buyurun okuyalım tekrar: Şahsına sataşılan veya ileri
sürmüş olduğu görüşten farklı bir görüş kendisine
atfolunan Hükümet
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Evet
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Devam
BAŞKAN
komisyon,
siyasî parti grubu
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Evet
BAŞKAN
veya
milletvekilleri, açıklama yapabilir ve cevap verebilir. Değil mi
efendim? Şimdi Hükûmet adına bir Sayın Bakan, Devlet
Bakanı
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Aynı oturumda.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Devam et. Aynı oturumda.
BAŞKAN Efendim?
ENGİN ALTAY (Sinop)
Sayın Başkan aynı oturumda diyor. Geçen oturumdaydı bizim
konuştuğumuz.
İSA GÖK (Mersin)
Gerisini okuyun Sayın Başkan, gerisini okuyun. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Evet. Bir
saniye
Bir saniye
Bakın orada haklı bir itirazları var
Sayın Yazıcı.
İSA GÖK (Mersin)
Gerisini bir okuyun bakayım o fıkranın.
BAŞKAN Bir saniye
Açıklama ve cevaplar için Başkan, aynı oturum içinde olmak
üzere söz verme zamanını takdir eder.
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Aynı sözler tekrarlandı.
BAŞKAN Yalnız
Sayın Altay, siz biraz önce konuştunuz. Yani şu anda yürütmekte
olduğumuz oturum hakkında konuştunuz.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Hükûmete bir şey söylemedi o konuşmada.
İSA GÖK (Mersin)
Hükûmet yok.
BAŞKAN Peki, üç dakika
içerisinde
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop)
Neye göre veriyorsunuz?
BAŞKAN Efendim,
tamamen İç Tüzükü uyguluyoruz.
Hükûmet bir açıklama
yapma ihtiyacını hissetti Hükûmete yönelik eleştiriler
karşısında.
Buyurun.
Yeni bir sataşmaya mahal
vermeyelim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Devlet Bakanı Hayati Yazıcının, CHP Grubuna
mensup bazı milletvekillerinin, konuşmalarında, mensubu
bulunduğu Bakanlar Kurulu Başkanını esas almak suretiyle
Hükûmetin yolsuzlukla mücadelede zaaf içerisinde olduğu yönündeki
ifadelerine ilişkin açıklaması
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar, çok ilginç tartışmalar
izliyoruz. Ama çok özetle şunu ifade etmek isterim: İnsanın
kafasında ya fikir var ya küfür var. Fikri olan fikrini söyler, verilere
dayanır; gerçekten kanıtlanmış olaylar varsa onları
burada dile getirir. Kanıtlanmamış, hayalinizde gördüğünüz
veya bazı gazetelerde okuduğunuz iddialarla bu milletin Meclisinde,
bu kürsüde konuşmak bizim etik değerlerimizle değil hiçbir
değerle bağdaşmaz. Sayın Başbakan, dün değil,
bugün değil uzun yıllardan bu yana ve sizin iktidarda olduğunuz
dönemlerde
BİLGİN PAÇARIZ (Edirne)
- Millî kahraman
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (Devamla) -
özel olarak
görevlendirdiğiniz müfettişler vasıtasıyla her şeyi
didik didik incelenmiştir. Altmış beş sene dava açılmıştır.
Hepsi sonuçlanmış, iki tanesi arkadaşları
sonuçlandığı hâlde yasama dokunulmazlığı
nedeniyle bekliyor, ama o davadan yargılananların hepsi beraat
etmiş, aşamadan geçmiş, kesinleşmiş. Mal
varlığından söz ediyorsunuz. Ben o dönemde Sayın
Başbakanın avukatlığını üstlenmiş bir
hukukçuyum. Birçok davasına girdim çıktım. Mal
varlığı da didik didik edildi. (CHP sıralarından
gürültüler)
İSA GÖK (Mersin) Ne
demek
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
Lütfen
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (Devamla) Bakın Sayın
Gök, lütfen dinleyin.
Sayın
Başbakanın mal varlığı son derece şeffaf, hatta
bir çok parti genel başkanının yapamadığı
derecede şeffaf. (CHP sıralarından Çok şeffaf, çok
sesleri) Bunları
açıklayayım. Sayın Başbakan bir defa, sizin
tanıdığınız, dikkatinizi çektiği 1994
yılında dünyaya gelmiş değil, on yedi yıllık
iş adamlığı var.
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) O zaman yoksuldu.
ENGİN ALTAY (Sinop) -
Vergisi ne, vergisi? Vergisini açıklasana.
ERGÜN AYDOĞAN
(Balıkesir) - Sayın Bakan, o zaman geçinemiyordu.
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (Devamla) Şirketleri var,
oradaki payları var onların değerlendirmesi var ve bunların
kuruş kuruşuna hesabını verecek durumda ve vermiştir.
(CHP sıralarından gürültüler) Bu bir.
İkincisi
ABDULLAH ÖZER (Bursa)
Çocuklarını Amerikada kim okuttu o zaman?
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (Devamla) Arkadaşlar bak dinlemezseniz geldiğiniz gibi
gidersiniz ama dinlerseniz öğrenerek gidersiniz.
BİLGİN PAÇARIZ
(Edirne) Yapma ya!
DEVLET BAKANI HAYATİ
YAZICI (Devamla) Soru soruyorsunuz, dinleyeceksiniz bunu. Seçim sonu gelir,
aynen gidersiniz. Lütfen dinleyin.
Şimdi, Sayın
Başbakanın davalarıyla alakalı, burada Adalet
Bakanlığı Müsteşarından söz etmişsiniz.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Fahri Kasırga
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Kuyruklu bir yalan.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Fahri Kasırga, ismini de veriyorum.
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Adalet Bakanlığı
Müsteşarı hukuk hâkimidir.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) Hukuk hâkimi.
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Hukuk hâkimi. Ben öyle biliyorum.
HAKKI
SUHA OKAY (Ankara) - Tazminat davalarını
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Ben öyle biliyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Savcı değil.
BAŞKAN
Sayın Yazıcı, verdiğimiz süre doldu efendim, lütfen.
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Savcı olduğunu iddia
etmişsiniz. Bu da kuyruklu bir yalan.
BAŞKAN
Lütfen selamlayın Genel Kurulu
Selamlayın Genel Kurulu lütfen
Kâfi açıklama yaptınız.
DEVLET
BAKANI HAYATİ YAZICI (Devamla) Dolayısıyla, son olarak arz
etmek istediğim şu ki: Bu kürsünün mehabetini korumak hepimizin
görevidir. Birbirimizin yüzüne bakacağız; aslı astarı
olmayan şeyleri burada tekrarlamak suretiyle hiçbir yere
gidemeyeceğimizi, gidemeyeceğinizi bilmenizi istirham ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
M.
FATİH ATAY (Aydın) Sayın Başkan
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, biraz önce
BAŞKAN
Sayın Canikli, efendim, buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, biraz önce söz
istemiştim Sayın Grup Başkanımıza çok açık
hakaretten dolayı
BAŞKAN
Sayın Canikli, gerek Bozdağ gerek Yazıcı kâfi miktarda
açıklamayı yaptı.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, efendim, Sayın Başkan
BAŞKAN
- Efendim, lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu sataşma açıkta kaldı.
BAŞKAN
- Hayır, hayır, söz vermiyorum. Lütfen oturun yerinize.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, bu sataşma
açıkta kaldı.
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, bakın, görüşmekte olduğumuz
konudan oldukça uzaklaştık. Lütfen konuya dönelim. Kimseye söz
vermiyorum efendim. Lütfen
Lütfen
III.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye
1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN - Sayın
Yüksel, konuşacak mısınız, gerekçe mi?
DİLEK
YÜKSEL (Tokat) Gerekçe
BAŞKAN
- Sayın Bilgiç, gerekçe mi?
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Konuşacağım. (AK
PARTİ sıralarından Gerekçe sesleri)
BAŞKAN
Lütfen
Lütfen arkadaşlar, son derece uzaklaştık.
Sayın
Bilgiç, konuşacak mısınız?
SUAT KILIÇ (Samsun)
Gerekçe
BAŞKAN Sayın
Bilgiç, konuşacak mısınız efendim?
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Efendim,
gerekçeyi okuyoruz:
Gerekçe: Askerî
Yargıtayın yargılama usullerinin de mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 21inci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylamasını
gizli oylama şeklinde yapacağız.
Bir kez daha
hatırlatıyorum: Siz saygıdeğer milletvekillerine verilecek
olan pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz, buyurun.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Oyunu
kullanmayan milletvekili arkadaşımız kaldı mı?
Oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Kutuları
kaldırıyoruz.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 21inci maddesinin gizli
oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 407
Kabul : 336
Ret : 71
Çekimser :
-
Boş : -
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur |
21inci madde kabul
edilmiştir.
Birleşime yarım
saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.42
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.20
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Fatih METİN
(Bolu)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
22nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 22- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 157 nci maddesinin son fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 22nci madde üzerinde kırk dokuz önerge verilmiştir.
Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Yeni Nurettin
Canikli |
Samsun Giresun |
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alev Dedegil Bekir Bozdağ Agâh Kafkas |
İstanbul Yozgat Çorum |
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kayhan
Türkmenoğlu
Van
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mehmet
Ali Susam |
Malatya İzmir |
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Şimdi
okutacağım en aykırı üç önerge aynı mahiyette
olduğu için birlikte işleme alıyorum, istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 22 nci
maddesinin tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şerafettin Halis Sevahir
Bayındır Akın
Birdal |
Tunceli Şırnak Diyarbakır |
Sebahat
Tuncel M.
Nezir Karabaş |
İstanbul Bitlis |
Diğer önerge sahipleri:
Oktay
Vural Mehmet
Serdaroğlu |
İzmir Kastamonu |
Diğer önerge sahipleri:
Reşat
Doğru Kürşat
Atılgan |
Tokat Adana |
BAŞKAN Komisyon
birlikte işleme alınan önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Atılgan, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika
Sayın Atılgan.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasamızın
157nci maddesinde yapılan değişiklik üzerine vermiş
olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi ve sizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, 157nci madde Askerî Yüksek İdare Mahkemesiyle
ilgilidir. Bu anayasal kurumumuz 1972 yılının Temmuz ayında
yürürlüğe giren bir kanunla kurulmuştur, yani otuz sekiz
yıllık bir anayasal kurumdur. Kurulmasının asli sebebi
Danıştay Paşaları diye adlandırılan olaydır.
Askerî Şûra kararıyla emekliliğe ayrılan Silahlı
Kuvvetlerdeki bazı generallerin Danıştaya başvurarak tekrar
Silahlı Kuvvetlere dönmesi üzerine Silahlı Kuvvetlerde meydana gelen
kargaşa ve disiplinsizlik nedeniyle böyle bir mahkemenin kurulmasına
karar verilmiştir. Dolayısıyla, askerî konulara askerî bir
mantık içinde karar verilmesi gerektiği nedeniyle bu tür, idarenin,
yani askerî idarenin tasarruflarının Danıştay yerine Askerî
Yüksek İdare Mahkemesi gibi bir kurumda değerlendirilmesi lüzumu
ortaya çıktığı için bu kurum kurulmuştur. Bu nedenle,
değerli arkadaşlarım, askerî yargı üzerinde yapılacak
her türlü değişiklik çok dikkatlice yapılmak zorundadır.
Silahlı Kuvvetlerin, bütün dünya ordularında olduğu gibi, en
önemli iki özelliği disiplin ve itaattir. Dolayısıyla Türk
Silahlı Kuvvetlerinin disiplinini zafiyete uğratacak herhangi bir
değişikliği yaparken üzerinde çok dikkatlice düşünerek, çok
itinayla düşünerek ve silahlı kuvvetlerin o konu hakkındaki
görüşlerini de çok dikkate alarak bir değişik yapmak
zorundayız.
Aslında bu Anayasa
değişikliği nedeniyle askerî yargıda yapılan
değişikliklerin çok büyük bir anlamı olduğunu da
düşünmüyorum. Ama özellikle iktidar partisi
arkadaşlarımızın amacı Türk Silahlı Kuvvetlerinin
siyasete müdahalesini engellemekse, onun yolunun da bu
olmadığını kesinlikle söylemek isterim. Onun birinci
şartı, ülkeyi ve Silahlı Kuvvetleri iyi yönetebilme erkinden
geçer. Emin olun ki ülkeyi ve Silahlı Kuvvetleri çok iyi
yönetebildiğinizi söylemek mümkün değildir.
Eğer Silahlı Kuvvetler
içinde herhangi bir müdahale heveslileri veya müdahale teşebbüsü veya
nakıs teşebbüs veya müdahale hazırlığı varsa, o
konuda da öncelikle millet iradesini yansıtan bu Meclisin bütün
milletvekillerinin, bütün partilerinin ortak bir hareket tarzıyla milletin
ve Millet Meclisinin gücünü muhafaza edecek şekilde hareket etmesi
gerekir. Yoksa, silahlı kuvvetler bize dokunduğu zaman kötü,
başkasına dokunduğu zaman iyi mantığıyla hareket
ederseniz olmaz. Bunu niye söylüyor? derseniz, size yakın tarihimizde çok
önemli bir olayı hatırlatmak için söylüyorum bu düşüncemi.
Bildiğiniz gibi 2008 Mart ayında Kuzey Iraka yapılan
operasyondan sonra özellikle partimizin liderinin ve ana muhalefet partisinin
liderinin neden operasyonun erken bittiği noktasında siyasete ve
siyaset kurumuna yani Başbakana ve yürütmeye çok ciddi eleştirileri
olmuştu ve bunun üzerine o zamanki Genelkurmay Başkanı,
partimizin liderini, partimizi ve ana muhalefet partisini kastederek Bunlar
PKKdan daha tehlikeli. gibi laflar etmişti. İşte, bu laflar
karşısında siz demokrasi havarisi kesilen AKPli
arkadaşlarımızın birçoğunun sevindiğini,
alkışladığını hatta neredeyse zil takıp
oynama noktasına geldiğini gördük. Değerli
arkadaşlarım, bu davranışı, bir demokrasi havarisi
kesilen sizlerin davranışını bu kürsüden kınamak
istiyorum.
Diğer bir konu, yani
bize dokunduğu zaman silahlı kuvvetler kötü, başkasına
dokunduğu zaman iyi mantığı böyle her
konuşmasında demokrasiyi gündeme getiren siz
arkadaşlarımızın büyük bir ayıbı olarak tarihe
geçmiştir. Bunu buradan tutanaklara geçmesi için söylüyorum.
Diğer bir konu ise,
değerli arkadaşlarım, basına da
yansıdığı şekliyle eski Deniz Kuvvetleri Komutanı
Özden Örnekin günlükleridir. Özden Örnekin günlüklerinde, eğer bu
günlükler doğruysa, milletin iradesiyle ilgili birtakım
hazırlıkların olduğu görülmektedir. Günlüğün kendisine
ait olduğu söylenen Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hayır, bu bana
ait değildir. diyerek reddetmektedir ama o zamanki Genelkurmay Başkanı
Var da diyemem, yok da diyemem. demektedir, Doğru da diyemem, yalan da
diyemem. demektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Atılgan, ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın
lütfen.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla)
- Bir şey ya vardır ya yoktur, ya doğrudur ya değildir. Dolayısıyla,
gerçek demokrat olan insanların işte bu olayın da üzerine
gitmesi gerekirdi ve doğruyu çıkarması gerekirdi. Yoksa,
artık aylarla, yıllarla ifade edebileceğimiz bir zaman diliminde
onlarca insanı suçlu-suçsuz hapishaneye doldurarak adaleti yaralamak
değildir. Dolayısıyla, gerçek demokrasiye inanan insanlar, bu
tür demokrasiye müdahale noktasında olabilecek hadiselerin üzerine
giderler. İşte siz değerli AKPli arkadaşlarımın
demokrasi anlayışını burada milletimize bir kere daha
ifşa etmiş oluyorum.
Evet, değerli
arkadaşlarım Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
veciz sözünü hatırlatmak istiyorum. Çünkü, görüyorum ki, başta
demokrasi olmak üzere savunduğunuz her kavram ve değerin
altını dolduramıyor ve sadece söylem düzeyinde bu kavram ve
değerleri savunuyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Atılgan, size ek süre de verdim. Lütfen Genel Kurulu selamlayın.
KÜRŞAT ATILGAN (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan.
O nedenle, değerli
arkadaşlarım, millet sizden laf değil iş üretmenizi
bekliyor. Burada benim söylediklerimi manidar bulmuyorsanız, bari milletin
söylediklerine kulak verin. Onlar sizden kaos, kargaşa, kavga ve safsata
beklemiyor. Onlar sizden iş, aş, istihdam ve refah üretmenizi bekliyor.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Serdaroğlu, ikinci önerge üzerinde siz mi konuşacaksınız
efendim?
MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN Kastamonu
Milletvekili Sayın Mehmet Serdaroğlu
(MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Serdaroğlu,
sizin de süreniz beş dakikadır.
MEHMET SERDAROĞLU
(Kastamonu) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önergemiz
üzerine söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken
-İktidarın özellikle siyaseten yaptığı
yanlışlar sonucu maalesef terör tırmanmaya ve can almaya devam
ediyor- şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve büyük milletimize
başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
anayasalar toplumun bir arada yaşama iradesinin yazılı
beyanıdır. Dolayısıyla anayasa değişiklikleri,
siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, bilim çevrelerinin görüş ve
katkılarıyla olgunlaştırılıp yapılır.
Sayın milletvekilleri,
82 Anayasasının yirmi sekiz yılda seksen dört maddesi
değişmiş, bunun otuz dokuzunda Milliyetçi Hareket Partisinin
imzası ve mutabakat vardır. En son, Anayasanın 10 ve 42nci
maddelerini sizlerle birlikte burada değiştirdik. Bugün ise
Sayın Başbakan Ben Meclisin yüzde 68ine sahibim. ifadesiyle
Kimseye ihtiyacım yok. demek istiyor. Yüzde 68 Meclis
çoğunluğunu yüzde 46 ile elde eden AKP, bugün ise yüzde 30lara
gerilemiş, dolayısıyla Meclis iradesi şekil
değiştirmiştir. Ve bu şartlarda yüzde 30luk destekle tek
başına temel yasayı değiştirmek kimsenin hakkı
olamaz. Dolayısıyla, yaptığınız iş
demokrasiyle örtüşmemektedir. Bugüne kadar demokrasiyi hep kalkan olarak
kullanıp birliğimizi, beraberliğimizi bozup, temel
değerlerimizi tahrip edip halklar arasında husumet
yerleştirmenizi tarih ve bu millet asla ve asla affetmeyecektir.
Değerli milletvekilleri,
2007de 23üncü Dönemin hemen başında, Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli siz ve bütün topluma
çağrıda bulunarak Gelin, bir Anayasa hazırlık ve
uzlaşma komisyonu kurup bütün toplumun desteğini alacak bir Anayasa
değişikliğini hep birlikte yapalım. demiştir, ama siz
bu önemli çağrıya itibar etmediniz, bu anlamlı sese kulak
vermediniz.
Değerli milletvekilleri,
biz her şeye muhalefet anlayışıyla hareket etmedik.
Bakın, Sayın Genel Başkanımız parti grubumuza her
zaman şunu önermiştir: Ülkemizin ve milletimizin lehine olan her
türlü Parlamento çalışmasını destekleyin. Aksi durumda ise
yanlışların düzeltilmesi için iktidara önerilerde bulunarak yol
gösterin. İşte, bizim siyaset ve muhalefet
anlayışımız budur.
Milletimize seslenerek
şunu da çok açık ve net bir şekilde ifade ediyorum ki:
Milliyetçi Hareket Partisi olarak varlık sebebimiz, ülkemizin ve
milletimizin aydınlık geleceği içindir.
Değerli milletvekilleri,
yine 23üncü Dönemin hemen başında Milliyetçi Hareket Partisi,
Anayasa değişikliği için komisyon oluşturulması
talebini, Meclis Başkanlığına müracaatla istemiştir. Belge
mi istiyorsunuz? İşte belgesi! (AK PARTİ sıralarından
Vay sesleri)
Bu belge, Milliyetçi Hareket
Partisinin 82 Anayasasını uzlaşma ve mutabakatla
değiştirme isteğinin belgesidir. Bu belge, kimin dayatmacı,
kimin uzlaşmacı olduğunun belgesidir.
Bakın, Genel
Başkanımızın talimatıyla Meclis Başkanı
Sayın Köksal Toptana yaptığımız yazılı
müracaattan aynen okuyorum:
Bu düşüncelerden
hareketle, zatıalinizin başkanlığında
oluşturulacak, siyasi parti gruplarının temsilcilerinin yer
alacağı bir heyetin Anayasa hazırlık ve uzlaşma
komisyonu olarak görev alması ve bu heyetin hazırlık ve
uzlaşma konusunda usul ve yöntemleri belirleyecek çalışmalarda
bulunmasını yüksek takdirlerinize arz ediyoruz.
Oktay Vural Mehmet
Şandır |
Milliyetçi Hareket Partisi Milliyetçi
Hareket Partisi |
Grup Başkan Vekili Grup
Başkan Vekili |
Tarih: 24 Eylül 2007,
değerli milletvekilleri.
Bütün milletim bilsin ve
duysun ki: Biz, Anayasa değişikliğine değil, AKPnin despot
ve dayatmacı tavrına ve zamanlamasına karşıyız.
24 Eylül 2007de AKPnin aklı neredeydi? Aradan üç yıl geçtikten
sonra mı aklınız başınıza geldi?
Soruyorum: İyi niyet
bunun neresinde, hayır bunun neresinde, dürüstlük bunun neresinde, hele
hele, uzlaşma ve demokrasi bunun neresinde?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Serdaroğlu, ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın
efendim. Bir dakika ek süre verdim.
MEHMET SERDAROĞLU
(Devamla) - Tekrar ediyorum: Bunu üç yıl önce değil de neden üç
yıl sonra, neden seçim öncesinde gündeme getirdiğinizi, samimiyetle,
dürüstçe ve Allah aşkına bu millete doğruca açıklayın.
Bakın, grubunuzda dün
ahtan bahsedildi. Verdiğiniz sözleri -ben bu iktidar partisinin sayın
milletvekillerine bunu söylüyorum- bugün verdiğiniz sözleri unutup, devasa
sorunlarla boğuşan ve sizin göz ardı ettiğiniz ve sanal
gündemlerle avutmaya çalıştığınız bu milletin
ahı size yetecektir diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Siz o ahın altından
kalkamıyorsunuz.
BAŞKAN Birlikte
işleme aldığım üçüncü önerge
Sayın Karabaş, siz
mi konuşacaksınız efendim?
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Evet.
BAŞKAN - Buyurun, Bitlis
Milletvekili Sayın Nezir Karabaş. (BDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika
efendim.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz kanun teklifinin 22nci maddesi üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, 12 Eylül faşist
askerî darbesi Anayasasının değiştirilmesini
tartışıyoruz. 12 Eylülden sonra ilk seçimde gelen siyasi
partiler, Anavatan dâhil, bugüne kadar tüm siyasi partiler, seçimler
geldiği zaman, seçimden sonra Anayasayı -12 Eylül Anayasasını-
değiştireceğini, sivil, demokratik bir Anayasa
yapacağını söylemiştir. AKP de 2002de, 2004 yerel
seçimlerinde ve özellikle 2007 genel seçimlerinde bu vaatlerde
bulunmuştur.
Bugün ise bu dar, Türkiye'nin
beklentisine denk gelmeyen teklifi tartışıyoruz. Ama işin
diğer tarafı daha önemli: Yıllardır, Türkiyedeki
hukuksuzluğu, süren çatışma, şiddet ve savaşı
reddeden, buna karşı çıkan, bunun için milletvekillerinden genel
merkez yöneticilerine, kadınına, gençliğine kadar bedel ödememiş
tek bir kişisi kalmamış bir parti Barış ve Demokrasi
Partisi. Altı defa partisi kapatılmış bu parti şimdi
statükonun yanında, Ergenekonun yanında değerlendiriliyor.
Şu kürsüde bulunan tüm
siyasi partiler ve bulunmayan siyasi partiler
Evet, Türkiyede 12 Eylül
darbesini asker yapmıştır, ondan sonraki hukuksuz bir çok uygulamayı
asker yapmıştır, doğru. Ancak, ilk seçimden sonra seçilen
Anavatan Partisi dâhil bugüne kadarki tüm siyasi partiler, başbakanlar,
milletvekilleri ve onların yereldeki temsilcileri, işlenen o
cinayetlere ortak olmuşlardır. Tüm siyasi partilerin, şu anda da
AKPnin bölgedeki temsilcileri -Ergenekon dedikleri kimse, çeteler, JİTEM-
Ergenekoncularla birlikte olmuşlar; bunların içinde olan, bu dönem
üzerinde holdingleşen tüm kesimler, istisnasız, kim iktidarsa,
ranttan geçindikleri için, zaten orada Kürt halkının o
acısına ortak olmayan kesimlerin tek gittikleri yer devlet
partisidir. O parti kimse, o parti üzerinden rant elde etme, holdingleşme
yoluna gitmişlerdir.
Şimdi, bölgede, şu
anda burada bulunan milletvekilleri, şu anda Barış ve Demokrasi
Partisinin Genel Merkezinin görevlileri, il ve ilçelerde bulunan tüm
yöneticilerden, baskıdan, tutuklamadan, işkenceden geçmeyen tek insan
yok. Peki Bu otuz yıl boyunca 50 bin kayıp verdik. diyoruz.
Sayın Başbakandan tut diğer yetkililere kadar Bu ülke 50 bin
şehit verdi. diyor. Bu 50 bin kişinin yüzde 80i öldüğü zaman,
açın basın arşivlerini, bu insanların bırakın
Şehit oldu. diyoruz, 50 bin şehit verdik- şehit
olmasından, ölümünden bahsedilmiyor. Etkisiz hâle getirilen
insanlardır! Bugün ise gelip bunların üzerinden siyaset
yapıyorsunuz ve siz barışı, demokrasiyi; siz statükoyu
ortadan kaldırıyorsunuz, Barış ve Demokrasi Partisi
statükonun yanında yer alıyor!
8inci maddede gördük. Bu
teklifi siz getirdiniz ve arkasında durdunuz şimdiye kadar ama 8inci
maddede statükodan yana olan, şoven, ırkçı tüm kesimler, 8inci
madde dışında, Anayasa Mahkemesinin, HSYKnın
değişmesi sizi çok ilgilendirmiyor çünkü Hâkimler ve Savcılar
Kurulundaki hâkimle, Anayasa Mahkemesindeki şu andaki hâkimle, AKPnin
atadığı veya şu anda Diyarbakırda Cumhuriyet
Başsavcısının mantığı arasında bir fark
yoktur. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı biz her
gittiğimizde AKPnin getirdiği teklife destek verin. diyor ama
aynı hâkim, Anayasa Mahkemesi hâkimi, 11i birden, DTPnin kapatılmasına
oy veren hâkimden farklı düşünmüyor. Bu zihniyeti
değiştirecek misiniz? Bu zihniyeti değiştirecek misiniz?
Kürtleri bu ülkede kabul edecek misiniz?
Şu anda Anayasayı
değiştiriyorsunuz. Anayasayı değiştirme talebi
kimlerin talebidir? Bu ülkede ezilenlerin talebidir, haksızlığa
uğrayanların talebidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Milletin talebi, milletin.
BAŞKAN Sayın
Karabaş, size de ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen
konuşmanızı.
MEHMET NEZİR KARABAŞ
(Devamla) Kadının talebidir, Alevinin talebidir ama sizler
işçiyi, emekçiyi, Kürtü, bu Anayasa teklifini hazırlarken dikkate
almıyorsunuz. Bizimle yan yana durmaktan korkuyorsunuz, Kürt sorununu
çözeceksiniz! Kürt sorununu Özal çözemedi, Demirel çözemedi, sizler de
çözemezsiniz. Kürt halkıyla birlikte, onun temsilcileriyle birlikte
çözebilirsiniz.
Buradan basının
bazı temsilcilerine de seslenmek istiyorum: Bu ülkede o coğrafya,
bölge coğrafyası baştan başa yanıyorken, on sene, on
beş sene önceki basın arşivlerini açalım; üç beş tane
namuslu yazar hariç, ne kadar bunun arkasında durdunuz? O statükoyu
sürdüren, orada katliamları yapan, orada köyleri yakan mevcut yapı,
statüko ve vesayet karşısında ne kadar direndiniz? Bugün sizler
barıştan yana oluyorsunuz, statükoyu değiştirmekten yana
oluyorsunuz, Barış ve Demokrasi Partisi, onun milletvekilleri de
statükonun temsilcileri oluyor!
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Karabaş, ek süreniz de doldu. Genel Kurulu selamlayın lütfen.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar, değerli
milletvekilleri; biz, bu teklifin çıkmasından hemen sonra Anayasa
talebinin tekrar devam edeceğini, Kürtlerin, Alevilerin, emekçilerin
tekrar yeni bir Anayasa isteyeceğini söylüyoruz. Bu Anayasa teklifi mevcut
talebi öteliyor, bu Anayasa teklifi sorunların çözümüne cevap olmayacak
diyoruz. Bunun için, buna karşı değiliz, bu yetersizdir diyoruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım üç tane önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım dört önerge de aynı mahiyettedir. O
nedenle birlikte işleme alacağım. İstemde bulunmaları
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve
diğer önergelerin imza sahiplerini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/656 Esas Numaralı
7/11/1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 22 nci maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157 nci
maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve
arkadaşları
Askeri Yüksek İdare
Mahkemesinin kuruluşu, işleyişi, yargılama usulleri,
mensuplarının disiplin ve özlük işleri, mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Diğer önergelerin imza
sahipleri:
Kayhan Türkmenoğlu
Van
Alev Dedegil (İstanbul)
ve arkadaşları
Ahmet Yeni (Samsun) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI
MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Susam, siz mi konuşacaksınız efendim?
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Anayasanın bazı maddeleriyle ilgili değişiklik öneren
kanun teklifinin 22nci maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi adına verdiğimiz önerge
üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasa değişikliğiyle ilgili on sekiz
gündür çalışıyoruz. Bu on sekiz gün içerisinde ikinci tur
oylamalarda bir madde düştü, diğer maddeler kanunun gerektirdiği
330u aşarak bu noktaya geldi. Peki, az önce, konuşmalardan da
anlaşıldığı üzere, AKP dışında
diğer siyasi partilerin bu Anayasa değişikliğiyle ilgili
itirazları var. Sadece siyasi partilerin mi itirazları var? Buraya
gelmeden önce masama gelmiş bir faks vardı Eğitim-İş
Sendikasından. O faksta diyor ki: Toplumda sadece Meclis
çoğunluğuyla alınmış Anayasa değişiklikleri
kabul görmüyor. Bizim görüşümüzü almadan yaptığınız
Anayasa değişiklikleri bizim için geçerli değildir.
Değerli
arkadaşlarım, diyebilirsiniz ki: Eğitim-İş ne kadar
temsil edebiliyor? Ama size şunu söyleyeyim: Anayasalar toplumsal
uzlaşma metinleridir. Siz anayasaları yaparken sadece bir siyasi
partinin anayasasını yaparsanız ve bu anayasanın -sonuçta
referandumda yüzde 51 de alsanız- toplumun uzlaşma metni
olduğunu kabul ettiremezsiniz. Neden? Neden ettiremezsiniz? Çünkü
demokrasilerde kültür artık değişti, anayasalar çoğunlukçu
anayasa değil, anayasalar demokratik anayasa olursa kabul edilebilir.
Artık demokrasi çoğunluğun demokrasisi değil, artık
demokrasi azınlıkların haklarının olduğu
demokrasi. Azınlıkların haklarını göz ardı ederek
Bizim çoğunluğumuz var, biz istediğimizi yaparız.
anlayışıyla Anayasa değişikliği yapmak demokratik
değildir. Aynı zamanda dünyanın farklı ülkelerinden
örnekler vererek de bu işi yapmak doğru değildir.
Bakın, arkadaşlar,
Türkiyede yargının, yürütmenin ve yasamanın ayrı ayrı
güçler dengesini ortadan kaldıran bir süreci yaşıyoruz. Yasama
ve yürütme tek elden idare edilir noktaya geldi. Bu Anayasa
değişikliğiyle yapılacak olan otuza yakın maddenin üç
tane maddesini de değiştirirseniz yani Partiler Kanununu bir yana
bıraktım, Anayasayı ve Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunu
da Cumhurbaşkanı ve Başbakanın yani AKP çekirdek kadrosunun
tayin ettiği insanlarla oluşacak bir yargı hâline getirirseniz,
Türkiyede güçler ayrılığı prensibini bir kenara itip bir
kişinin idare ettiği bir anlayışa götürürsünüz. Bu,
toplumda böyle algılanır ve bu toplumda bu algılanmadan sonuç
çıkmaz, barış çıkmaz ve sizin için de iyi sonuç
çıkmaz.
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Ne demek iyi sonuç çıkmaz? Doğrudan
söyle.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) Değerli arkadaşlar, AKPnin ne yapması gerekir?
Eğer bu ülkeyi yönetmek istiyorsa, bu ülkeyi yönetirken
uzlaşmayı ön plana koymak gerekir
AGÂH KAFKAS (Çorum)
Milletle uzlaşma, milletle
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla)
ama bu ülkeye sahip olmak istiyorsa, kavgayı ve
tartışmayı ön plana koymak gerekir. AKP eğer bu ülkede
demokratik bir anayasa yapmak istiyorsa, toplumun uzlaşmasıyla bir
anayasa yapmak gerekir ama kendi anayasasını yapmak istiyorsa,
işte böyle Benim çoğunluğum vardır, ben istediğimi
yaparım. anlayışıyla anayasa yaparsınız.
MEHMET S.
TEKELİOĞLU (İzmir) Uzlaşma komisyonuna üye vermediniz.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla) Peki, bundan, ülkenin ekonomik sorunlarını çözecek bir
uzlaşı ortamı yaratabilir misiniz? Ülkenin siyasal
sorunlarını çözecek bir uzlaşı ortamı yaratabilir
misiniz?
Şimdi, bir aydır bu
konuyu tartışıyoruz. Bundan sonra en az üç ay daha referandum
süreci içerisinde bu konuları tartışacağız. Peki,
ülkenin gerçek gündemi bir kenara itilerek bu gergin ortamda ve bu
gerginliklerin sonucunda bu ülkede bu iktidarı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Susam, ek süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
MEHMET ALİ SUSAM
(Devamla)
bu iktidarınızı ağız tadıyla, bu
ülkeye hizmet vererek götürebileceğinizi zannediyor musunuz?
Götüremezsiniz. Yarın yapılacak bir seçimde... Şu anki oy
oranınız en son yerel seçimde yüzde 30lar civarında. Peki
arkadaş, yüzde 30luk bir oy oranıyla bu ülkenin yüzde yüz
Anayasasına egemen olacak bir anlayışı hayata geçirmeye
çalışmak, bu ülkede demokratik, çağdaş, ileri bir Anayasa
yapıp toplumda uzlaşmayı sağlamak mı, yoksa yüzde
30la bu ülkede diktatörlük kurmaya giden yolun önünü açmak mı? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, onun için sizleri uyarıyorum, sizlere bir kez daha
söylüyorum: Bu, ne size ne ülkemize huzur ve barış getirmez.
Hepinizin, aklınızı başınıza alıp bir kez
daha bu konuyu düşünmenizi rica ediyor, bu Parlamentonun vicdanlı
sesinin bu konuda duyarlı olacağına inanıyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım dört önergeden
ikincisi Sayın Türkmenoğluna ait.
Konuşacak
mısınız, gerekçe mi efendim?
KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van)
Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçe.
Sayın Dedegil...
Sayın Bozdağ,
konuşacak mısınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Evet, konuşacağım.
BAŞKAN Buyurun,
önergeniz üzerinde Sayın Bozdağ. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Askerî Yüksek
İdare Mahkemesi ile ilgili Anayasa maddesinde değişiklik yapan
maddeyle alakalı verilen önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, askerî yargıyla
ilgili alanda yapılan düzenlemeler, bu alandaki düzenlemelerin hukuk
devletinin standartlarına uygun bir şekilde
değiştirilmesini öngörmektedir. Biliyorsunuz, hem askerî yargıda
hem Askerî Yargıtayda hem de Askerî Yüksek İdare Mahkemesinde
hâkimler karar verirken, yargı bağımsızlığı,
hâkimlik teminatı ve askerî hizmetin gereklerine göre karar vereceğini
hüküm altına alıyordu. Tabii askerî hizmetin gerekleri ifadesi yer
aldığı zaman, yargının
bağımsızlığı, hâkimlik teminatı, hukuk
devleti, askerlik hizmetinin gerekleri söz konusu olduğu zaman bunu bir
dengelemek, gerektiği zaman da göz ardı etmek gibi bir sonucu da
ortaya çıkarıyordu. Bizim Anayasamızda hukuk devleti ilkesiyle
bağdaşmayan bir ayıptı ve bu düzenlemeyle bu ayıp
Anayasamızdan çıkartılmaktadır. Önemli bir
değişimdir, önemli bir reformdur.
Tabii, hukuk adına
ayıplar sadece bunlarla da kalmıyor. Bizim hukukumuza
baktığınız zaman, içerisinde pek çok alanda yaşanan
ayıplar da var, pek çok siyasinin başına gelen nice olaylar da
var. Şimdi, ben, Sayın Başbakanımızla ilgili birkaç
hususun altını çizmek isterim bu vesileyle.
Biliyorsunuz, Sayın
Başbakanımız 1994 yılında İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı idi. O dönemde değişik
iktidarlarla çalıştı. 94te DYP-SHP, bilahare CHP Hükûmeti oldu,
daha sonra Anayol Hükûmeti oldu, bir dönem Refahyol oldu, ondan sonra Anasol-D,
devam eden iktidarlar oldu ve bu iktidarlar döneminde görevde bulundu. Görevde
bulunduğu süre içerisinde, Sayın Başbakan kadar
iktidarların incelemesine, denetlemesine, sorgulamasına,
sorgulanmasına tabi olan ikinci bir başkan bizim tarihimizde var
mı yok mu bilmiyorum.
HİKMET ERENKAYA
(Kocaeli) Sayın Başbakan kaç yıl Belediye
Başkanlığı yaptı?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Müfettiş üzerine müfettişler geldi ve bir şey
bulamadılar. Uydur dendi belki, uyduramadılar, hiçbir şey
çıkmadı. Dokunulmazlık da yok, yargılanma imkânı da
var. Bir yargılama imkânı da kullanıldı,
yargılandı -demin Hayati Bey de ifade etti- mahkemeler oldu, bir bir
beraat etti. Ama siyaseten Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi
olacağı belli bir kişilik. Toplumun her tarafından sevgi ve
saygı kendini İstanbula doğru gösteriyor ve Ankaraya
çağırıyor âdeta. Bu yolu kesmek lazım. Onun için,
yolsuzlukla kesilemedi bu yol, hırsızlıkla kesilemedi bu yol.
Boğazından geçen bir haram lokmayı bulamadı yol kesmek
isteyenler, olmadı ve okul kitaplarında millî şairlerimizden bir
tanesinin şiirinden, hukukun en büyük ayıplarından, en büyük
cinayetlerinden biri işlenerek bir karar verildi. Ben o kararı
okudum, emin olun gerekçesini okurken yüzüm kızardı. O gerekçeyi
yazanlar nasıl yazdılar, emin olun okurken benim yüzüm
kızardı. Ama böyle bir gerekçe yazıldı, hukuk ayaklar
altına alındı, Yargıtay bunu onayladı.
Daha sonra, yine ilginçtir,
1999dan sonra 4616 sayılı Yasa çıktı. Bu çerçevede,
Sayın Başbakan, avukatları aracılığıyla,
suçun vaki olmamış sayılması ve adli sicil kaydının
silinmesiyle ilgili Diyarbakır 3 numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesine
müracaat ediyor. Müracaatı üzerine, mahkeme talebi reddediyor oy
çokluğuyla. Daha sonra itiraz ediyor. İtiraz edince, bir sonra gelen
numaralı DGM buna bakıyor, itirazı kabul ediyor, suçun vaki
olmamış sayılmasına karar veriyor ve arkasından da adli
sicilin silinmesine karar veriyor. Bu karar Adli Sicil ve İstatistik Genel
Müdürlüğüne ibraz ediliyor ve sicil kaydı siliniyor, adli sicile
ilişkin belge alınıyor. Baktığınız zaman,
buraya kadar işlem, hukukun içinde işleyen bir işlem ama o arada
Sayın Sabih Kanadoğlu hemen devreye giriyor. Temyiz yetkisi yok
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bozdağ, lütfen bitirin.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan, bitiriyorum, son cümlelerim.
BAŞKAN - Önergeniz
üzerinde hiçbir şey söylemediniz.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Sayın Başkanım, hukukla ilgili konuşuyorum,
konu da hukuk devleti.
Şimdi, bunun üzerine
Yargıtay Başsavcısı Bu itiraz üzerine verilen şey,
aslında Tayyip Beyin avukatları temyiz etmiştir, itiraz
değildir. diyor, dosyayı getiriyor ve Yargıtayda 8. Ceza
Dairesi toplanıyor.
TURGUT BİDEK
(Kırklareli) Ne anlatıyor Sayın Başkan?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Bizim hukukumuzda da -cümle çok açık, biliyor musunuz- diyor
ki Ceza Muhakemesi Usul Kanunu: İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
Kesin kararı temyiz ediyorlar, Yargıtay temyiz üzerine
Hadi, anladık,
hukuku çiğnediniz, Yargıtay bir daha çiğniyor, ilk derece
mahkemesine göndermiyor, mahkeme yerine kendi geçiyor, kararını
veriyor ve adli sicil kaydını yeniden ikame ediyor, milletvekili
listesinden siliyorlar.
Bunu niye anlattım,
biliyor musunuz: Sayın Başbakanın yolunu kesmek isteyenler,
hukuku da böylece katlettiler. Eğer bir yolsuzluk, eğer bir
hırsızlık, tek bir lokma yetim hakkı olaydı, hukuku
katletmeden
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Bozdağ, ek süreniz de doldu, lütfen Genel Kurulu selamlayın efendim.
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) -
başka yollarla o yolu
keserlerdi. Başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar
diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Diğer
önerge üzerinde Sayın Canikli, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Şimdi, Başbakana bağlar!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bu kürsüden Sayın Başbakanımızla
ilgili çok önemli bir iddia gündeme getirildi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Aferin
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Bakanlık devri geçti, geç kaldın, seçim dönemi geliyor, boşuna
yağ yakma!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Çok önemli bir iddia ve bu iddianın
netleştirilmesi gerekir değerli arkadaşlar. Bu ülkede hepimiz
yaşıyoruz, bu ülke hepimizin ülkesi. Bu ülkeyi yöneten Sayın
Başbakanla ilgili böyle bir iddianın elbette
araştırılması ve gerçek olup
olmadığının tespit edilmesi gerekir.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul)
Güzel; araştırma önergesi vereceğiz
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Son derece önemli bir iddia. İddia nedir?
Tutanaklardan okuyacağım değerli arkadaşlar, iddia şu,
diyor ki konuşmacı: The Economiste göre
Yani The Economist
dergisini kastediyor, Dünyanın sekizinci zengin Başbakanı var.
Devam ediyor: Yedi yılda dünyanın sekizinci zengin
Başbakanı olan birisi, o Başbakanı eleştiremez.
diyor. Yine devam ediyor: Ben o iddiayı ezbere konuşmuyorum, ben en
saygın dergi The Economist dergisinde okuduğum bir şeyi
söylüyorum. Buradan aynen böyle ifade ediyor ve en son diyor ki: The
Economist dergisini alın okuyun. Ben bu arada aldım, okudum, hepsini
okudum, hepsini taradım. Sayın Başbakanımızla ilgili,
bahsedilen iddiayla ilgili en ufak bir bilgi, bir yayın yok değerli
arkadaşlar. Yok.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hangi sayısını okudun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hangi sayısı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bitmedi,
bu kadarla da iktifa etmedik. Etmedik. Bakın, bu arada, The Economist
dergisinin Türkiye temsilcisinin bir açıklaması geldi bu konuyla
ilgili, Anadolu Ajansından, biraz önce elime ulaştı, diyor ki:
İddia tamamen hayal ürünüdür. Merkezi Londrada olan The Economist
dergisi, herhangi bir zamanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili dünyanın en zengin
liderleri arasında yer aldığına ilişkin hiçbir
yayın yapmamıştır, böyle bir bilgiye de biz sahip
değiliz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN ERTUĞRUL (Aksaray)
Başbakan fakir mi?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Demek ki iddia yalan, yalan, hem de kuyruklu
yalan. Her şey ortada, belgeler
Bütün Economist dergisinin
tamamını taradım değerli arkadaşlar, böyle bir iddia
yok, Sayın Başbakanımızla ilgili böyle bir iddia yok.
Bakın, daha kısa
bir süre önce, yine yalan ve iftiralarla dolu bir gensoru önergesi getirdiniz,
o iddiaların hiçbirisinin gerçek olmadığını belgelerle
buradan ispat ettik değerli arkadaşlar ve bunun üzerine Çakma önerge
getiriyorsunuz. dedik. Şimdi aynı eğilim devam ediyor,
aynı alışkanlık devam ediyor değerli arkadaşlar.
Âdeta bir yalan üretim merkezi oluşturulmuş. Yalan üretim merkezi!
Yalan üretim merkezinde yalan üretiliyor, iftira üretiliyor, ayıptır,
ayıp! Çok ayıp değerli arkadaşlar, çok ayıp! (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Onurlu olan
Bu iddia sahibi,
şimdi, bakın, bunlar kimse, birazcık onur varsa -ispat
edilmiştir olmadığı- çıkıp Sayın
Başbakandan, bu milletten, bütün AK PARTİden özür dilemelidir,
birazcık eğer onur varsa değerli arkadaşlar. Yapacak
başka hiçbir şey yok, onu bekliyoruz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Canikli, Remzi Gür ile Başbakanın
konuşmasını okuyayım mı? 25 bin doları Amerikaya
gönderdiğini ispatlayayım mı gelip oraya?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ve bir daha, buradan tekraren söylüyorum, gündeme
getirilen bu iddianın, Sayın Başbakanımızla ilgili
iddianın gerçekle hiçbir alakası yoktur
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Bak bu mızrak çuvala sığmaz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
The Economist dergisinin hiçbir
sayısında da böyle bir iddia yer almamaktadır; bu yalandır,
iftiradır. Buradan ispat ediyoruz, buradan ilan ediyoruz.
Siz ne zaman
akıllanacaksınız? Ne zaman onurlu davranacaksınız?
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Ya, insan utanır!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Ayıptır! Ayıptır! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Haysiyetsiz bir konuşma yapıyorsun. Utanır insan
be!
BAŞKAN Lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hiç gerçekle ilgili olmadığı,
ilgisi olmadığı hâlde
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Haysiyetsiz bir konuşma yapıyorsun!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
bu ülkenin Başbakanına her türlü
hakareti yapacaksınız, her türlü yalanı söyleyeceksiniz
(CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Kimseye yalan söylemiyoruz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
biz buradan çürüteceğiz, yine
konuşacaksınız. Ayıptır!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) 5 tane 1,5 milyon dolarlık villa nerede!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Çıkıp özür dilemeniz gerekiyor.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Nerede 3 milyon dolarlık gemi!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Çıkıp özür dileyeceksiniz, başka
şansınız yok.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) 10 milyar maaş alıyor Başbakan. 10 milyar
maaşla mı biriktirdi bunları! Haysiyetli konuş!
BAŞKAN Sayın
Ekici, lütfen...
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Haysiyetsiz ve utanmaz bir konuşma yapıyorsun!
BAŞKAN Sayın
Ekici, lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Biz sizin yalanlarınıza cevap vermekten
bıktık
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Biz de sizin yolsuzluklarınızdan bıktık!
ALİ İHSAN KÖKTÜRK
(Zonguldak) Gemiler ne oldu!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
ama siz yalan getirmekten, yalan üretmekten
bıkmadınız. Âdeta yalan üretme makinesi
Böyle bir şey
olabilir mi değerli arkadaşlar! (CHP sıralarından Dosyalar
burada. sesleri)
BAŞKAN Lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi,
burası milletin Meclisi. Burada yalan söyleyemezsiniz, burada Sayın
Başbakana hakaret edemezsiniz, gerçek dışı iftiralarda
bulunamazsınız, böyle bir hakkınız yok! Bu milletin
kürsüsünü bu şekilde kirletemezsiniz! (CHP sıralarından
gürültüler)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) 10 milyar maaş alıyor Başbakan!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Böyle bir şey olamaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Eğer
Yolsuzluk mu görmek
istiyorsunuz
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) İnanarak konuşmalısın! Haysiyetli
konuşmalısın!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
usulsüzlük mü görmek istiyorsunuz, Yuvacık
Barajının ihalesine bakın, İSKİ skandalına
bakın
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) 5 tane 1,5 milyon dolarlık villa ne! Hangi parayla
alındı! 5 tane 1,5 milyon dolarlık villayı hangi parayla
aldı Başbakan!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
partinizin hesaplarına bakın
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Bari sesini kes, otur!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
Anayasa Mahkemesinin kararına bakın!
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Canikli, süreniz doldu efendim. Ek süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayınız.
ENVER YILMAZ (Ordu)
Yalancısın, yalancı!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Yalanı siz söylüyorsunuz!
BAŞKAN - Sayın
Ekici, lütfen oturun.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Biz ne söylüyorsak, değerli arkadaşlar,
belgeli söylüyoruz, belgesiz hiçbir şey söylemiyoruz. Yuvacık
Barajının yolsuzluğu, İSKİ yolsuzluğu dillere
destan olmadı mı? Dillere destan olmadı mı? Yıllar
geçti aradan, hâlâ tazeliğini korumuyor mu? Hâlâ bu millet bedel ödüyor
bunlar için.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Millet çok iyi biliyor bunları! Millet çok iyi biliyor!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Eğer illa yolsuzluk aramak istiyorsanız
aynaya bakacaksanız, kendi geçmişinize bakacaksınız
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Millet hesabını soracak sizden!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
tarihinize bakacaksınız. AK
PARTİnin geçmişi, ismi gibi ak, tertemiz! (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bir tane
iddianızı bugüne kadar ispat edemediniz, bir tanesini. Hepsinin yalan
olduğunu biz buradan ortaya koyduk.
OKTAY VURAL (İzmir)
Her şeyi ispatladık.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ayıptır! Ayıptır!
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Ayıbı siz yapıyorsunuz!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Gelin, özür dileyin, bu milletten özür dileyin,
Başbakanımızdan özür dileyin.
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Ayıbı sen yapıyorsun!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Varsa şu dergiyi getirin.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Canikli, konuşurken Yalan ve iftiralarla
dolu bir gensoru önergesi getirdiniz. dedi ve gensoru önergesinin altında
imzası olanlardan birisi de benim
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır efendim, onunla alakası yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) -
dolayısıyla sataşma vardır, söz
istiyorum.
(Ordu Milletvekili Enver
Yılmaz ve Ankara Milletvekili Tekin Bingölün birbirlerinin üzerine
doğru yürümeleri)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
(AK PARTİ ve
CHP sıralarından gürültüler)
Sayın Kılıçdaroğlu,
arkadaşlarınızı
Grup başkan vekili
arkadaşlarımız, lütfen milletvekillerinize sahip olun. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan, siz devam edin.
BAŞKAN - Sayın
Bingöl, lütfen oturun siz de. Lütfen
ENVER YILMAZ (Ordu)
Çık dışarı!
OKTAY VURAL (İzmir) -
Sayın Başkan, artık yeter bu saldırılar. Nedir bu ya!
(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, bakın, yabancı bir heyet var misafir
koltuğunda, siz burada birbirinizle kavga ediyorsunuz.
Yakışıyor mu! Yakışıyor mu arkadaşlar!
Televizyonları başında millet bizi izliyor.
Yakışıyor mu! (AK PARTİ ve CHP sıralarından
gürültüler)
Değerli arkadaşlar
(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.08
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.17
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen
ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Yedinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
22nci madde üzerindeki
önerge işlemine devam ediyoruz.
Van Milletvekili Sayın
Kayhan Türkmenoğlunun önergesinin gerekçesini okutacak idim, ara vermek
zorunda kaldım.
Sayın
Kılıçdaroğlu, bir şey söylüyordunuz, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Canikli kürsüde konuşurken Yalan ve
iftiralarla dolu bir gensoru önergesi verildi. dedi ve açıkça,
yapmış olduğumuz gensorunun konusunda bize sataşmada
bulundu. Söz istiyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, oturum
değiştiği için, sataşmadan söz veremezsiniz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Ayrıca gruba yönelik olarak da
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Oturum değişti, bu yeni oturum.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Demin de oturum değişti diye bize söz vermediniz
Sayın Başkan.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Ya, bir dakika, bir müsaade edin. Kemal Bey dedi. Kemal Bey bir derdini
anlatsın, bir müsaade edin.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Demin aynı şekilde yaptık
Sayın Başkan, oturum değişti diye söz vermediniz.
ATİLA EMEK (Antalya) -
Onursuz diyen adam konuşamaz!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biz sadece iddialara cevap verdik Sayın
Başkanım. Biz herhangi bir
ATİLLA KART (Konya)
Suçlama yaptın, iftirada bulundun, karalama yaptın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun)
hakaret etmedik, yalanlara cevap verdik biz
sadece.
BAŞKAN Şimdi,
tabii, bu Genel Kurulu İç Tüzüke göre yönetmek durumundayız.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA
(Bartın) - Onursuz derken yalanlara mı cevap veriyorsunuz
kardeşim?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Belgelerle cevap verdik.
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, siz de biliyorsunuz ki aynı oturum tabiri
geçmektedir. Şöyle yapabilir miyiz: 60a dörde göre yerinizden bir
açıklama yapma imkânı sağlasam size?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sataşma var Sayın Başkan.
ATİLLA KART (Konya)
Hakaret var.
BAŞKAN Ama, işte,
oturum değişti.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Dolayısıyla, izin verirseniz, kürsüden
BAŞKAN Şimdi ben
size versem, bir başka sefer, oturum değiştiği için birine
söz vermediğim takdirde bunu örnek gösterecektir.
ATİLLA KART (Konya)
Hakaret var Sayın Başkan, hakaret var!
BAŞKAN Ama kapatmak
zorunda kaldım, çünkü
Ne olduğunu siz de gördünüz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, gruba yönelik olarak hakaret varsa,
izin verin kürsüden yanıt vereyim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Öyle bir şey yok.
BAŞKAN Ama, yani,
İç Tüzüke aykırı hareket etmemi istiyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hayır.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Oturum değiştiğinden veremez.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Ama, ben size söz veriyorum, olayı germeyeceğim.
BAŞKAN Efendim,
yerinizden açıklama yapsanız
(CHP sıralarından gürültüler)
Efendim, bir saniye
Yani, İç Tüzükümüz neye izin veriyorsa o
şekilde hareket ederim. Anlayış göstermeniz gerekir Sayın Kılıçdaroğlu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Efendim, sataşmadan ötürü ben
BAŞKAN Yani, bu
İç Tüzükü hepimiz de
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen
yerinizden açıklayın, lütfen.
(CHP sıralarından gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, sataşmadan ötürü
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, hakarette bulundu.
BAŞKAN Efendim, oturum
değişti.
ATİLLA KART (Konya)
Birkaç kez hakarette bulundu Sayın Başkan.
BAŞKAN Size
sataşmadan dolayı söz veremem. Emsal olur, emsal olur.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, ben zatıalinizden söz istedim
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, emsal olur. Yerinizden makul bir süre
vereceğim, lütfen oturun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul)
arayı siz verdiniz, ben vermedim.
BAŞKAN Yerinizden
açıklama imkânı vereceğim. Lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) O zaman, her sataşmadan, her hakaretten sonra ara
verilirse olmaz ki!
BAŞKAN Efendim,
İç Tüzükümüz müsait değil. İç Tüzükümüz müsait değil,
bunu siz de biliyorsunuz. Niye ısrar ediyorsunuz? Oturum
değişti. Burada ben keyfimden kapatmadım, yani niçin
kapattığımı biliyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, ben zatıalinizden oturumdan
önce, bitmeden önce zaten söz istemiştim ama siz ara verdiniz. Yani, benim
söz hakkım bakidir.
BAŞKAN Ama ara vermek
zorunda kaldım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Söyledim, sataşma vardı ve ciddi bir sataşma
vardı.
BAŞKAN Yani, Genel
Kurulu o sırada yönetmemin mümkün olmadığını gördüm.
Siz de gördünüz. Hatta, Kapatın. diye gruplardan talepler geldi.
Yani, şimdi, buradan
konuşmakla oradan, mikrofondan meramınızı anlatmak
arasında fazla bir fark yok. Lütfen, İç Tüzükümüze uygun hareket
edelim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Ben de İç Tüzüke uygun istiyorum efendim.
BAŞKAN 60a dört
şu anda sizin konuşma talebinizi karşılayabilecek tek
maddemizdir. 69a göre size sataşmadan söz veremem, oturum
değişti.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, geçmiş tutanak hakkında söz
istiyorum o zaman. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Efendim,
lütfen
Lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Geçmiş tutanak, yani
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, ısrar etmeyin, ısrar etmeyin
Yerinizden
size bir söz imkânı vereyim. Makul bir süre vereceğim.
Lütfen buyurun, lütfen
Lütfen, Sayın Kılıçdaroğlu...
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Kemal
Kılıçdaroğlu, otur!
ATİLA EMEK (Antalya)
Sayın Başkan, çifte standart olur mu?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen saygılı olun. Bir partinin Grup Başkan
Vekiline söz veriyorum. Lütfen
Buyurun efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, konuşmasında, vermiş
oldukları önergeyi kastederek Yalan ve iftiralarla dolu bir gensoru
önergesi verildi. ifadelerine ilişkin açıklaması
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Canikli Yalan ve
iftiralarla dolu bir gensoru verildi. dedi. Amerikan Adalet
Bakanlığının İnternet
sitesinde, resmî İnternet
sitesinde Türkiyede rüşvet dağıtan firmalar var,
Türkiye'nin ismi var. Bu ismi görüp, o İnternet sitesinde Türkiye'nin adını görüp
sessiz kalmak bir iktidarın onuruyla bağdaşır mı?
Türkiye Cumhuriyetinin onuruyla bağdaşır mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yargıya intikal etmiş mi etmemiş
mi?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Bunlara yargı karar verir.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Yine aynı şekilde, Amerikan Sermaye Piyasası
Kurulunun Türkiyede rüşvetlerin nasıl
dağıtıldığına ilişkin raporları varken
ve o raporlar günlerce gazetelerde yer alırken, onlar burada
söylendiği zaman, onlar söylendiğinde iktidar kanadının,
Hükûmete dönüp Bunları niye araştırmıyorsunuz? diye sorma
onurunu niye göstermiyor? Onursa önce o onuru göstermesi gerekmiyor mu?
Sayın Başbakan, mal varlığıyla ilgili ne yaparsa
yapsın
(AK PARTİ sıralarından yeter, yeter! sesi)
Sayın Başbakan, Remzi Gürle yaptığı telefon
konuşmasında Amerikadaki kızı için 25 bin-30 bin dolar
para istiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Ayıp ya! Ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başbakan bu parayı Remzi Gürden hangi
gerekçeyle, niçin istiyor? Onun çıkıp açıklanması
lazım.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Ayıp, ayıp!
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Yine Sayın Başbakan, Ben emekli
aylığıyla geçinemiyorum. diyor Schrödere. Kime söylüyor?
BAŞKAN Efendim, tamam
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkan, bunlar gensoru görüşmeleri sırasında
görüşüldü. Çakma gensoru. İddiaları ispat edilemediği için
Böyle bir gündem yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) 3 Mart 2004te, Gazeteci Murat Çelike verdiği
röportajda, Eğer ben bu işleri kurmazsam aldığım
emekli aylığıyla geçinemem. diyor. Bu kürsüde, Sayın
Başbakanın aylığının artırılması
için ve Schrödere gidip
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Efendim,
teşekkür ederiz Sayın Kılıçdaroğlu, süreniz doldu.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) ...Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının
aldığım aylıkla geçinemiyorum dememesi için önerge veren
bir kişiyim ben. Başbakanın onurunu ben koruyorum, bunlar
değil!
BAŞKAN Efendim,
gensoru önergesi burada görüşülmedi mi? Bu iddialar
karşılıklı konuşulmadı mı? Burada
konuşuldu. Tekrar niye bunları gündeme getiriyoruz,
anlayamıyorum. Gensoru konuşuldu burada.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Olur mu Sayın Başkan?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) İftiradan başka bir şey değil
Başkanım. Sürekli iftira
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın AKPnin grup başkan vekillerine izin
veriyorsunuz, çıkıp konuşuyorlar, bize izin vermiyorsunuz. Bu
sizin tutumunuz
BAŞKAN Efendim, verdim
ya size.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hayır efendim.
SUAT KILIÇ (Samsun) Biz
sözü sataşmadan aldık.
BAŞKAN Size niye söz
verdim efendim?
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Öyle değil
Siz oturumu kapattınız, bize söz
vermemek için.
BAŞKAN Oturumu
kapatmak zorunda kaldım, keyfimden kapatmadım efendim. Lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Hayır efendim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bu konuda yeteri kadar karşılıklı
konuşma ve tartışma oldu. Lütfen Genel Kurulu sükûnete davet
ediyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Şunu söylemek istiyorum Sayın Başkan
Sayın Başkan
Sayın Başkan
(AK PARTİ
sıralarından Yeter! sesi)
BAŞKAN Sayın
Kılıçdaroğlu, yeteri kadar söz imkânı tanıdım,
söyleyeceklerinizi söylediniz, zabıtlara geçti, değerlendirmeyi
millet yapar. Lütfen
Halkımız televizyonları başında
izliyor.
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi
önergenin gerekçesini okutuyorum efendim:
Gerekçe:
Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin çalışma usullerinin mahkemelerin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı
ile hâkimlik teminatı esaslarına göre düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Birlikte
işleme aldığım önergeleri oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 22nci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli
oylama şeklinde yapılacaktır.
Tekrar
hatırlatıyorum: Sayın milletvekillerine ilgili
arkadaşlarımızca verilecek olan pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, oyunu kullanmayan arkadaşımız var mı? Yok.
Oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Kutuları
kaldırınız lütfen.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 22nci maddesinin gizli oylama sonucu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 337
Ret : 71
Çekimser :
-
Boş : -
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur |
Teklifin 22nci maddesi kabul
edilmiştir.
23üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 23- Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 159 uncu maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
MADDE 159- Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin
bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu yirmiiki asıl ve oniki yedek üyeden oluşur; üç daire
halinde çalışır.
Kurulun Başkanı
Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı
Kurulun tabiî üyesidir. Kurulun, dört asıl üyesi, nitelikleri kanunda
belirtilen; yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal
bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe
yöneticileri ile avukatlar arasından Cumhurbaşkanınca, üç
asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay
Genel Kurulunca, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay üyeleri
arasından Danıştay Genel Kurulunca, bir asıl ve bir yedek
üyesi Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulunca kendi üyeleri arasından,
yedi asıl ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci
sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş
adlî yargı hâkim ve savcıları arasından adlî yargı
hâkim ve savcılarınca, üç asıl ve iki yedek üyesi birinci
sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren
nitelikleri yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları
arasından idarî yargı hâkim ve savcılarınca, dört yıl
için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilir.
Kurul üyeliği seçimi,
üyelerin görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde
yapılır. Cumhurbaşkanı tarafından seçilen üyelerin
görev süreleri dolmadan Kurul üyeliğinin boşalması durumunda,
boşalmayı takip eden altmış gün içinde, yeni üyelerin
seçimi yapılır. Diğer üyeliklerin boşalması halinde,
asıl üyenin yedeği tarafından kalan süre tamamlanır.
Yargıtay,
Danıştay ve Türkiye Adalet Akademisi genel kurullarından
seçilecek Kurul üyeliği için her üyenin, birinci sınıf adlî ve
idarî yargı hâkim ve savcıları arasından seçilecek Kurul
üyeliği için her hâkim ve savcının; ancak bir aday için oy
kullanacağı seçimlerde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla
asıl ve yedek üye seçilir. Bu seçimler her dönem için bir defada ve gizli
oyla yapılır.
Kurulun, Adalet Bakanı
ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı
dışındaki asıl üyeleri, görevlerinin devamı süresince;
kanunda belirlenenler dışında başka bir görev alamazlar
veya Kurul tarafından başka bir göreve atanamaz ve seçilemezler.
Kurulun yönetimi ve temsili
Kurul Başkanına aittir. Kurul Başkanı dairelerin
çalışmalarına katılamaz. Kurul, kendi üyeleri
arasından daire başkanlarını ve daire
başkanlarından birini de başkanvekili olarak seçer. Başkan,
yetkilerinden bir kısmını başkanvekiline devredebilir.
Kurul, adlî ve idarî
yargı hâkim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama
ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa
ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun
görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden
uzaklaştırma işlemlerini yapar; Adalet
Bakanlığının, bir mahkemenin kaldırılması
veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini
karara bağlar; ayrıca, Anayasa ve kanunlarla verilen diğer
görevleri yerine getirir.
Hâkim ve savcıların
görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (hâkimler için idarî
nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını
denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç
işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına
uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde
haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin
teklifi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanının
oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma
ve inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme
yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı eliyle de
yaptırılabilir.
Kurulun meslekten
çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki
kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.
Kurula bağlı Genel
Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter, birinci sınıf hâkim ve
savcılardan Kurulun teklif ettiği üç aday arasından Kurul
Başkanı tarafından atanır. Kurul müfettişleri ile
Kurulda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve
savcıları, muvafakatlerini alarak atama yetkisi Kurula aittir.
Adalet
Bakanlığının merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında
geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hâkim ve
savcılar ile adalet müfettişlerini ve hâkim ve savcı
mesleğinden olan iç denetçileri, muvafakatlerini alarak atama yetkisi
Adalet Bakanına aittir.
Kurul üyelerinin seçimi,
dairelerin oluşumu ve işbölümü, Kurulun ve dairelerin görevleri,
toplantı ve karar yeter sayıları, çalışma usul ve
esasları, dairelerin karar ve işlemlerine karşı
yapılacak itirazlar ve bunların incelenmesi usulü ile Genel
Sekreterliğin kuruluş ve görevleri kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, 23üncü madde üzerinde elli üç önerge verilmiştir. Kura
sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 23 üncü maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu
maddesinin 10 uncu fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ahmet Yeni Aşkın
Asan |
Samsun Ankara |
Kurulun meslekten
çıkarma ve yer değiştirme cezasına ilişkin olanlar
dışındaki kararlarına karşı yargı
mercilerine başvurulamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 23 üncü maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu
maddesinin 11 inci fıkrasında geçen Kurula bağlı Genel
Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter ifadesinin Kurulacak Genel
Sekreterliğe olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fikri Işık Bekir
Bozdağ Mehmet
Tunçak |
Kocaeli Yozgat Bursa |
İsmail Göksel İsmail Bilen Nedim Öztürk |
Niğde Manisa Eskişehir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23 üncü
maddesiyle değiştirilen 159 uncu maddenin iki, üç ve dördüncü
fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sevahir Bayındır Akın Birdal Sebahat Tuncel |
Şırnak Diyarbakır İstanbul |
Şerafettin Halis |
Tunceli |
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu yirmi iki asıl ve on bir yedek üyeden oluşur;
"Hâkimler Yüksek Kurulu" ile "Savcılar Yüksek kurulu"
hâlinde yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşan iki daire hâlinde
çalışır.
Kurulun başkanı
seçimle belirlenir. Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı
Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir, oy kullanamazlar.
Kurulun, dört asıl
üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev
yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar
arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve iki yedek üyesi
Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki
asıl ve bir yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından
Danıştay Genel Kurulunca, iki asıl üye ile bir yedek üye Türkiye
Barolar Birliği yönetim kurulu ve Baro Başkanları
tarafından yirmi yıl fiili avukatlık yapmış olanlar
arasından dört yıl için seçilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23. Maddesi'nin
on birinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Faruk Bal Ali
Uzunırmak Reşat
Doğru |
Konya Aydın Tokat |
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım en aykırı üç önerge
aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23. Maddesi'nin
Teklif metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Faruk
Bal Şenol
Bal |
Konya İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23. maddesinin Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Küçük Atilla
Kart |
Çanakkale Konya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656
Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23. maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerinin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali
Rıza Öztürk |
Malatya Mersin |
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu önergelere efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyor Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Öztürk, siz mi konuşacaksınız efendim?
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AKP Grup Başkan Vekili Bekir
Bozdağın çok doğru bir şekilde söylediği gibi, bu
kürsü milletin kürsüsüdür. Bu kürsüden ister iktidar isterse muhalefet partisi
milletvekilleri düşüncelerini özgürce söylerler ancak bu
düşüncelerini beğenmeyen arkadaşlarımız gelirler, bu
düşüncelerini burada söylerler. Son günlerde, özellikle bu Anayasa
değişikliği çerçevesinde, AKP milletvekillerinin sayısal
çoğunluklarına dayanarak uygulamaya çalıştıkları
baskı ve şiddeti şiddetle kınıyorum. Baskı ve
şiddetle bizi yıldırabileceklerini, susturabileceklerini
sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Öte yandan, Meclis
Başkanı, kendisinin Meclisi taraflı yönettiğine yönelik
tepkiler sonucu şahsımla ilgili olarak oğluna hitap edemeyen
adam lafını kullanmış. Bir kere, öncelikle şunu
söylemek istiyorum Sayın Başkanım: Benim oğlum yok, 2 tane
kızım var, 2 kızımla da iftihar ediyorum, onlarla gurur
duyuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Ancak öyle
anlaşılıyor ki siz evinizde oğlunuza söz
geçiremediğiniz için, oğlunuza söz geçirememenin verdiği
öfkeyle, buraya gelip, Meclisteki milletvekillerine yönelik olarak, hiç de bir
Meclis Başkanına yakışmayan üslupla saldırılarda
bulunuyorsunuz. Yine, Sayın Başbakan, kendisine derdini anlatmaya
çalışan çiftçilere Ananı al git. diyor, on üç
yaşındaki bir çocuğun ümüğünü sıkıyor. Benim
çocuklara, sadece kendi kızlarıma değil, çocuklara yönelik
herhangi bir öfke duymam söz konusu olamaz çünkü çocuklar, hukuksuzluğun,
haksızlığın kaynağı değildir; bizim
tepkimiz, haksızlığa ve hukuksuzluğadır. Meclis
Başkanı olarak, siz de eğer bu Meclisi yasa ve yönetmeliklere uygun
olarak yönetirseniz size de herhangi bir tepkimizin olmayacağını
belirtmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, AKP grup başkan vekili arkadaşlarım
burada konuşurlarken şunu söylediler, dediler ki: Sayın
Başbakan hakkında bir tek fezleke var mı?
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, benim üslubumu bilen arkadaşlarımız
geçmiş tutanakları incelediklerinde, ben kişilerin kişisel
sorunlarını çok fazla bu kürsüde dile getirmemişimdir. Beni
ilgilendiren husus bu aşamada şudur: Sayın Bekir Bozdağ da
Sayın Hayati Yazıcı da bilirler ki CMKnın 225inci maddesi
uyarınca iddianamedeki fiil ve fail hakkında sonuç doğurur
mahkeme kararları.
Şimdi, benim elimde,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın imzasıyla Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderilmiş iki tane konu var, okumak istiyorum. Birisi
şu değerli arkadaşlarım: Zimmet, kamu taşıma
biletlerinde kalpazanlık, resmî evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile
cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçlarından
dolayı bir kişinin, bir genel başkanın
dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor.
Eğer bu kişi gerçekten Bekir Bozdağın ya da Hayati
Yazıcının söylediği gibi beraat etmişse, diğer
failler hakkında verilen beraat kararı bununla da ilgili sonuç
doğuruyor ise o zaman bu fezlekenin Adalet ve Anayasa Karma Komisyonunda
olmaması lazım; bu kişi, bugün, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı
Recep Tayyip Erdoğan. Başka bir genel başkanla ilgili de
dokunulmazlığın kaldırılması dosyası var
değerli arkadaşlarım, o da 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasına muhalefet yani seçim sırasında
güneş battıktan sonra propaganda yapmak; bu da Cumhuriyet Halk
Partisi Genel Başkanı Deniz Baykalın
dokunulmazlığı.
Değerli
arkadaşlarım, bunları söyledikten sonra, bugün gerçekten yasama
ve yürütmenin bir olarak, birleşerek, yargının elini kolunu
kırmaya çalıştığı, gerçekten yargıyı
kötürüm hâline getirmek istedikleri bir Anayasa değişikliğiyle
karşı karşıyayız.
Bugün görüşülmekte olan
23üncü madde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159uncu maddesinde
değişiklik yapılmasına ilişkin AKP teklifidir. AKP,
getirdiği Anayasa değişikliğinin bu maddesiyle, Anayasanın
159uncu maddesini kendi ihtiyaçlarına göre biçimlendirmeye
çalışmaktadır, yargının kalbi olan Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını yeniden
yapılandırmaya çalışmaktadır. Baktığımız
zaman, AKP çevreleri, Avrupa Birliğinin bunu bir
standartlaşmanın gereği olarak sunduklarını, Avrupa
Birliğinin istediğini söylüyorlar ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Öztürk, ek süre veriyorum bir dakika. Lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla)
Avrupa Birliğinin gerçekten bu 159uncu maddenin
değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar ama hem
İstişari Ziyaret raporları hem de Yargıçlar Konseyi
raporlarına baktığımız zaman, okuduğumuz zaman,
Türkiyede, gerçekten, Anayasanın 159uncu maddesinin
değiştirilmesi tavsiye edilmektedir ancak bu değişiklik,
AKPnin söylediği gibi Adalet Bakanının yargıyı daha
fazla ele geçirmesine ilişkin değil, tam aksine, bu Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulundan Adalet Bakanı ve Müsteşarının
çıkarılmasına ilişkin bir tavsiye kararıdır.
Hatta, bu konuda Avrupayı örnek gösteren Adalet
Bakanlığına ilgili Konseyden çok anlamlı yanıtlar
verilmiştir; Fransanın bu konuda örnek olamayacağı ve kötü
örneklere dayanarak kendi yanlışlıklarımızın
mazur gösterilemeyeceğini söylemiştir.
Değerli
arkadaşlarım, bu AKP anayasasıdır, bu milletin
anayasası değildir. Bu, 12 Eylül Anayasasını daha
demokratik, daha özgür
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Öztürk, ek süreniz de doldu.
Sadece Genel Kurulu
selamlayabilmeniz için açıyorum. Lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) -
bir hâle getiren bir anayasa değildir. Bu, tümüyle
mahkemeleri Başbakana bağlayan, birimler hâline getiren, hâkimleri de
Başbakanın emir ve talimatına sokan, yasalara, Anayasaya ve
vicdanlarına göre değil, Başbakanın emir ve talimatlarına
göre karar veren bireyler hâline, memurlar hâline indirgeyen bir
anayasadır. Bu anayasanın 12 Eylül Anayasasından demokrasi ve
özgürlükler açısından hiçbir farkı yoktur değerli
arkadaşlarım.
Bu vesileyle
düşüncelerimi beş dakikada ne kadar söyleyebildiysek o kadar
söyledik. Teşekkür ediyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından akışlar)
BAŞKAN Sayın
Kart, siz mi konuşacaksınız efendim?
ATİLLA KART (Konya)
Evet.
BAŞKAN Konya
Milletvekili Sayın Atilla Kart diğer önerge üzerinde
konuşacaklar. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tarafımızdan
verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Böylesine gergin bir ortamda
Anayasa görüşmeleri yapmanın
yanlışlığını ve bunun üzüntüsünü ifade ederek
maddeyle ilgili, önergeyle ilgili değerlendirmelerimi yapmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, yargı organlarının yürütmeden
bağımsız olarak kendi içinde oluşturulması yöntemini
yerinde buluyor. Avrupa Birliği Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu
Komiseri ile Avrupa Birliği-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu
Başkanı, hem Türkiyede ve hem de Avrupada bakan ve
müsteşarın kurulda bulunmalarının demokrasinin temel
ilkesini ihlal ettiğini, bu nedenle Türkiye'nin buna göre düzenleme
yapması gerektiğini ifade ediyorlar, Anayasa
çalışmaları konusunda Hükûmeti tüm tarafların önerilerini
dikkate almaya davet ediyorlar. Avrupa Yargıçları İstişari
Konseyi, 23 kasım 2007 tarihinde benzeri değerlendirmeyi
yapıyor. Bu sebepledir ki Fransa, 2008 yılında yaptığı
değişiklikle 2011den geçerli olmak üzere cumhurbaşkanı ve
adalet bakanının kurulu yönetmesi uygulamalarına son
vermiş, yargıtay başkanı ve başsavcının,
hâkimler ve savcılar yüksek kurulunun başkanı olması
uygulamasına geçmiştir. İstişari ziyaret raporları ve
Budapeşte Ortak İlkeleri de bu yönde.
Şimdi, hâl böyleyken,
şu hususu bir kez daha vurgulamak gereğini duyuyorum: Resmî
kayıtlar, metinler, Avrupa Birliği sürecinde, Avrupa Konseyi
yapılanmasında, hem icrai anlamda hem istişari anlamda, bu
nitelikte düzenlemeler getiriyorlar ve bunlar artık metinlere intikal
etmiş durumda. Ama neyi görüyoruz? İktidar grubu yetkililerinin bu
metinleri bile lafızlarına aykırı olarak -yorumu
bırakıyorum- gerçeğe aykırı olarak Genel Kurula
aktardıklarını görüyoruz. Bunlara artık tenezzül etmeyiniz,
tarihe karşı sorumlu olursunuz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygınlığını ihlal eder konuma geliyorsunuz. Bunlara
tenezzül edilmemesi gereğini bir kez daha ifade ediyorum.
Bu gerçekler
karşısında, demokratik meşruiyet, kooptasyon, efendim,
yargıç devleti gibi kavramları, bu kurumların tavsiyelerine,
ilkelerine aykırı bir şekilde yorumlamanın da bilgi
kirliliği yaratmaktan başka bir anlama gelmediğini hemen ifade
ediyorum.
Yargının
sorunları yok mu? Elbette var, pek çok var. Yirmi yılı aşan
bir süre avukatlık mesleğini icra eden, bu işin pratiğini
bilen birisi olarak söylüyorum: Yargının pek çok sorunu var ama o
sorunları gidermenin yolu ve yöntemi bu değil. Bu gayet açık. Bu
getirilen çözümler, çözüm olamaz.
Türkiyede ne
yapılıyor? Bakıyoruz: Adalet Bakanının hegemonyası
daha da somut hâle getiriliyor. Bakan, kurum başkanı olarak hâkim ve
savcıların denetimini kontrolünde tutuyor. Bu konuda ayrıca
anayasal bir teminat getiriliyor, 1982 Anayasasının
yarattığı yargı ve yargıcın
bürokratlaşması olayı daha da kalıcı ve kurumsal hâle
getiriliyor. Yer değiştirme cezalarına karşı
yargı yolunun kapalı olmasını, antidemokratik ve
maksatlı bir uygulama olarak gördüğümüzü önemle ifade ediyoruz.
Daha vahim olanı
şu: Gerçekten şundan emin olmanızı istiyorum, şimdi
ifade edeceğim husus yargıyı sabote etmekle eş
değerdir değerli arkadaşlarım. Bakın, 22 kişilik
bir Kurul oluşturuluyor, bunun 7 kişisi adli yargıdan gelecek, 3
kişisi idari yargıdan gelecek. 10 tane üye bu şekilde gelecek.
Olabilir, olmalıdır, elbette yargı tabanı temsil anlamında
daha da genişletilmelidir, bu doğru bir tercih ama nasıl geliyor
bu insanlar? 11.300 civarında yargıç ve savcı var, bütün bu
yargıç ve savcıların seçim mevzuatı çerçevesindeki
iştirakleriyle bu seçimlerin yapılması öngörülüyor.
Bakın, Taha Akyolun bu
konuyla ilgili değerlendirmesini sizlerle paylaşmak istiyorum
değerli arkadaşlarım. Bu gerçekten yargıyı sabote
etmekle eş değer olan bir düzenlemedir. Ne diyor Sayın Akyol?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kart, ek süre veriyorum, konuşmanızı lütfen tamamlayın.
ATİLLA KART (Devamla) -
Taslaktaki en tehlikeli husus şudur: HSYKnın -21 diyor, sonra 22ye
çıktığını biliyoruz- Kurulun 21 üyesinden toplam 10
tanesini Türkiyedeki adli ve idari bütün hâkim ve savcılar, yani toplam
14 bin -hayır, 11.300- seçmen seçecek. Onun için ortaya sandık
konulacak. Bu tür seçimlerde mesleki liyakatten ziyade başka faktörler
devreye girer, yargı tahribata uğrar diye endişeliyim. Bunun
yerine, kıdem, master, doktora, bilimsel hukuki yayın ve performans
gibi kıstaslarla yapılacak bir sıralamaya göre üye
belirlenmelidir. Yargıtayda bile daire başkanı seçimlerinin ne
sorunlar yarattığını bilmiyor muyuz? Şimdi de adaletin
tabanını mı hiziplere bölelim? Bunun vebali çok
ağırdır. diyor.
Gerçekten, son derece yerinde
ve Türkiye gerçeklerini bilerek yapılan bir değerlendirme. Onun için
şunu özellikle ifade ediyorum, bunu vicdanlarınıza seslenerek
ifade ediyorum, bunu sağduyunuza seslenerek ifade ediyorum: Yapılacak
olan bu düzenleme yargıyı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ATİLLA KART (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Kart, ek süreniz de doldu. Sadece Genel Kurulu selamlayabilmeniz için
mikrofonunuzu açıyorum.
Buyurun.
ATİLLA KART (Devamla)
Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım. Teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yapılacak olan bu düzenleme, şundan emin
olunuz, sistemin diğer unsurlarını bir tarafa
bırakıyorum doğrudan yargıyı hedef alarak söylüyorum
ve en hafif deyimiyle söylüyorum: Belirsizliğe yol açacak, ayrışmaya
yol açacak, Fetret Dönemine yol açacak bir tabloyu yaratacaktır, kaosu
yaratacaktır; yargı, tümden işlemez hâle gelecektir.
Coğrafi anlamda, etnik anlamda, dinî anlamda ya da başka unsurlar -o
unsurları burada ifade etmek istemiyorum- tam anlamıyla bir
bölünmenin yaşandığını göreceksiniz.
Onun için diyorum ki burada
8inci maddede dik duruş sergileyen sağduyu sahibi, sorumluluk sahibi
arkadaşlarımın görevinin bu maddede de devam ettiği
düşüncesini ifade etmek istiyor, Genel Kurulu bu duygularla ve
saygıyla selamlıyorum değerli arkadaşlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bal,
siz mi konuşacaksınız efendim?
FARUK BAL (Konya) Evet,
Sayın Başkan.
BAŞKAN Diğer bir
önerge üzerinde Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Bal.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 23üncü madde Anayasa değişikliği teklifinin en
önemli maddelerinden bir tanesidir çünkü yürütme, yasama ve yargı
üçgeninde oluşan parlamenter demokratik sistemin denge ve denetim
mekanizmasını bozan bir maddedir. Bu denge ve denetim
mekanizması, yasama ve yürütme üzerindeki sınırlandırma
yetkisinin daraltılması suretiyle bozulmakta ve yasamanın ve
yürütmenin kontrol edilemez bir güç olarak demokratik bir yönetimden
uzaklaşmasını ortaya koyan bir maddedir.
Değerli
arkadaşlarım, parlamenter demokratik sistemlerde yasama meclisinin
karar ve çıkarmış olduğu kanunların Anayasa Mahkemesi
tarafından Anayasaya uygunluğu denetlenir. Yürütmenin işlem ve
eylemleri Danıştay ve idare mahkemesi tarafından
Sayın Başkan, bu
gürültüde arkadaşlarımız eğer beni dinlemeyecekse lütfen
gürültü yapmasınlar, insicamı bozmasınlar.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen Hatibi dinleyelim.
Buyurun Sayın Bal, siz
devam edin.
FARUK BAL (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, işte, Anayasa Mahkemesinin yasama
organını, Danıştay ve idare mahkemelerinin yürütme
organını sınırlarken kullandıkları değer,
ölçü hukuktur. Demek ki yürütme ve yasama, hukuk ile
sınırlandırılmaktadır. Böyle yönetilen ülkelere biz
hukuk devleti demekteyiz. Onun içindir ki demokratik sistemlerde hukuk
devletinin önemi büyüktür, onun içindir ki demokratik olan devletlerde hukukun
üstünlüğü önemlidir.
İşte, hukukun
üstünlüğünü sağlayacak ve hukuk devleti özelliğini demokrasiye
kazandıracak olan da bağımsız ve tarafsız bir
yargıyı temsil edecek olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kuruludur. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, demokratik ülkelerde Adalet
Bakanının yargı üzerindeki siyasi etkilerini
sınırlandıran, yargı üzerindeki siyasallaşma
yetkilerini sınırlandıran bir görev ifa etmektedir.
İşte, bu Anayasa
değişikliğinin tümünün vatandaşa iş ve aş vaat
etmediği gibi yargıya da hiçbir şey vaat etmediği ve
hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu yaratan bir amaca
yöneldiği ortadadır.
Değerli
arkadaşlarım, bu Anayasa değişikliği teklifiyle
hukukun üstünlüğünü sağlayacak olan, yasamayı, yürütmeyi hukukla
sınırlandıracak olan hâkimler ve savcılar ile diğer
adliye çalışanlarına hiçbir güç kazandıracak tavrı,
davranışı ve teklifi görmemekteyiz. Gerçekten, şairin Gene
tehir etme üç ay öteye. diye sitem ettiği yargıya çare yoktur
burada. Şairin dedesinden kalan davaya devam etme kararlılığını
ortaya koyan ve bu nedenle de torununun olduğunu hâkime müjdeleyen
sitemine derman yoktur burada.
Değerli
arkadaşlarım, burada yargının
siyasallaştırılması dışında bir amaç
vardır, o da AKPnin sekiz yıllık icraatı
sırasında devleti partileştirdikten sonra, devlet
kadrolarını AKPlileştirdikten sonra sermaye transferi
yapmış ve yaptığı sermaye transferiyle yandaş
zenginlerini yaratmış, arkasından da basının yüzde
60ını yandaş basın hâline getirmiş, bakiye yüzde 40ını
ise vergi borcuyla korkutmuş, hapislerle korkutmuş ve böyle bir düzen
oluşturmuş. İşte, AKPnin burada oluşturduğu bu
düzene bir hukuk yaratma arzusu vardır, AKPnin oluşan bu AKP
düzenine bir hukuk düzeni inşa etme amacı vardır.
Değerli
arkadaşlarım, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun hatası
yok mudur? Vardır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun eksiği
yok mudur? Vardır. Zaten var olduğu, 1982 Anayasasının bir
darbe anayasası olmasıyla sabittir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun elbette reorganizasyona ihtiyacı vardır, elbette reforma
ihtiyacı vardır ama böyle değil.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
lütfen konuşmanızı tamamlayın efendim, ek süre veriyorum.
FARUK BAL (Devamla) AKPnin
yaptığı gibi devleti partileştirerek değil, sermaye
transferine bekçi hazırlamak üzere değil, yandaş hâle gelmiş
basına koruyucu olmak üzere bir yargı yaratma amacıyla
değil ve AKPnin yaratılmış yandaş
yargıçlarına yandaş bir yargı kurumu yaratma amacıyla
değil.
Değerli
arkadaşlarım, işte böyle olunca karşımıza şu
sorular çıkmaktadır: Sayın Adalet Bakanı kendisini
yetkisini sınırlamakla görevlendirilmiş anayasal bir kurum olan
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu yetki gaspıyla
suçlayabilmektedir. Hâkimlerin telefonları dinlenilmek suretiyle en özel
alanlarına kadar girilmiştir, hâkimler korkutulmuştur, hâkimler
kendilerini savunabilir konumdan çıkmışlardır, hâkimler
kendilerini savunamamaktan şikâyet etmektedirler. Değerli
arkadaşlarım, o kadar korkutulmuştur ki hâkimler, kendi
telefonunu dinleme kararını verecek kadar hâkimlik
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
ek süreniz de doldu efendim, Genel Kurulu selamlayın lütfen.
FARUK BAL (Devamla)
Sayın Başkan, tamamlıyorum.
Kendi telefonunu dinleme
kararı verecek kadar korkmuş bir hâkimin, hukuk devletinde
yasamayı ve yürütmeyi sınırlandırabilecek, hukukun
üstünlüğü kavramını hayata geçirebilecek ve Türkiyeyi
demokratik bir ülke olarak tanımlayacak hukuk düzeninde hâkimlik görevini
yapabileceğini ifade etmek zordur.
Dolayısıyla AKPnin
getirmiş olduğu bu teklifin ne hâkimlere ne hukuk devletine ne hukuk
devletini inşa etmekle, onu hayata geçirmekle görevli olan Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kuruluna hiçbir faydası olmayacaktır diyor, bir
gün hepimize lazım olacak olan adalet için bu maddenin metinden çıkarılmasını
vicdanlarınıza havale ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birlikte işleme aldığım önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.34
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.38
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN
(Bolu)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 102nci Birleşiminin
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
23üncü madde üzerindeki
önerge işlemine devam ediyoruz.
Sıradaki öneriyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23. Maddesi'nin on birinci
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ederiz.
Faruk Bal (Konya) ve
arkadaşları.
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Bal,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce size Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulunun parlamenter demokratik sistemdeki yerini ve
olması gelen şeklini ifade etmeye çalıştım. Şimdi
bu Kurulun ne hâle getirildiğini birlikte paylaşmaya
çalışacağız.
İlerleyen maddelerinde,
değerli milletvekilleri, bu Kurula, Anayasa Değişikliği
Teklifi gerçekleştiği takdirde otuz gün içerisinde Kurulun
şekli, şemaili değişecek, buraya yeni üyeler seçilecektir.
Bu üyelerin seçim şeklini ve seçim sürecini sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Kanun yürürlüğe
girdiği takdirde beş gün içerisinde adaylık başvurusu için
Yüksek Seçim Kurulu ilan edecek, üç gün içerisinde başvurular
alınacak, iki gün içerisinde başvuranların durumu incelenecek,
iki gün içerisinde adaylara itirazlar yapılacak, iki gün içerisinde
itirazlar karara bağlanacak ve 2nci pazar günü seçim yapılacak. Bu
arada bir şey yasak, ne yasak? Aday olacak hâkimlerin propagandası,
propaganda yapması yasak.
Değerli arkadaşlarım,
bunun, derleyip toparlarsak, ifadesi şudur: Adalet ve Kalkınma
Partisi, otuz gün içerisinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu AKP
kurulu hâline getirebilmek için her türlü planı, programı
hazırlamış, rakiplerinin ya da bağımsız ve
tarafsız bir yargı için çabalayacak olan Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kuruluna aday olacak kişilerin konuşmasına dahi imkân
vermeden, ikişer günlük dilimler içerisinde merdivenleri süratle
tırmalayarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu AKPnin yandaş
bir kurulu hâline getirilecektir.
Değerli
arkadaşlarım, bu ne işe yarayacaktır? Bu,
yargının hiçbir işine yaramayacaktır. Bunun,
yargıyı siyasallaştırmış olmanın
dışında, Türk hukukuna, Türk demokrasisine hiçbir faydası
olmayacaktır, vatandaşa hiçbir menfaati olmayacaktır ama AKPye
pek çok faydası olacaktır. Geçen defa ifade etmiştik, bu süreç
içerisinde Adalet Bakanlığının etkili ve yetkilileri
yargı üzerindeki bütün etkilerini ve yetkilerini telgrafla, telefonla,
mesajla veya bizzat giderek, gittiklerinde kendilerine teşrifatçılık
yapan yandaş yargıçlarıyla, gittiklerinde kendilerine refakat
eden yandaş yargıçlarıyla bu seçim sürecinin neticesinde
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu siyasallaştırmış
hâle getirecektir ve yasamanın ve yürütmenin hukukla
sınırlandırılması ve denetlenmesi artık mümkün
olmayacaktır. Dolayısıyla Türkiye tam bir AKP
diktasının içine girmiş olacaktır.
İşte, bunun bir
örneği var değerli arkadaşlarım, Başbakan Adana
seçimlerini hazmedemedi. Hazmedemediği içindir ki, Adana Belediye
Başkanlığıyla ilgili, Hükûmetin ne kadar kamu gücü varsa,
ne kadar etkisi ve yetkisi varsa, Adana Büyükşehir Belediye
Başkanlığıyla mücadele etmeye başladılar. Netice
itibarıyla Adana Büyükşehir Belediye Başkanı görevinden
alındı. Hukuka gidildi; işte hukuk o zaman lazım olur. Yani
herkesin ihtiyaç duyduğunda, bir itham altında
kaldığında başvurabileceği güvenli bir limandır
hukuk. Hukuka müracaat edildiğinde, Adana İdare Mahkemesinin karar
vereceği gün Adalet Bakanının Müsteşar Muavini, Sayın
Bakanın ifadesiyle sadece teknik işlerden ve araziden sorumlu Mustafa
Kökçam Adanaya, oradan Mersine gider. Bu, bu Mecliste gündeme
getirildiğinde Sayın Bakan der ki: Davaya bakan hâkim orada yoktu ve
giden Müsteşar da davalarla ilgili değildi. Oysa, değerli
arkadaşlarım, bu fotoğrafın içerisinde şimdi önünde
dava bulunan Bölge İdare Mahkemesi Hâkimi Ali Yaşar Yurdabak
Müsteşar Muavininin karşısında esas duruşta.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
süreniz doldu, bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun efendim,
tamamlayın konuşmanızı.
FARUK BAL (Devamla) Bu
Müsteşar Muavini aynı zamanda sadece teknik işlerden değil,
idari davaların tamamından, idari işlemlerin tamamından
sorumlu bir Müsteşar Muavinidir ve bu Müsteşar Muavinine refakat eden
Hâkim bugün Adana Belediye Başkanlığı konusunda İdare
Mahkemesinin vermiş olduğu yürütmeyi durdurmanın reddine
ilişkin karara bakacak olan hâkimdir. Ne olacak sonunda? Ben size
peşin söyleyeyim Sayın Bakan: Bu Anayasa Değişikliği
Teklifine kadar dosyayı masanın altında tutacak, bu
değişiklik geçtikten sonra hukuka aykırı bir biçimde
itirazı reddedecektir, binlerce örneğini, yüzlerce örneğini
gördüğümüz gibi.
Değerli
arkadaşlarım, hukuk, günü geldiğinde size çok lazım oldu.
Bu kürsüleri siz kullanırken Damdan düştük. diye
anlattınız. Damdan düşen bir insan eğer damdan
düşmenin acısını anlar ise hukuku bu kadar tahrip etmekten
vazgeçer, hukuku siyasallaştırmaktan vazgeçer
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal,
Genel Kurulu selamlayın lütfen.
FARUK BAL (Devamla)
damdan
düşenlerin acısını herkese paylaştırmadan, sadece
Müslümanlığı kendisine yontmadan hukukun bir peygamber postu
olduğunu, peygamber postunda siyasallaşma olmaması gerektiğine
inanır ve bu inançla sizlere ifade ediyorum ki, elimizdeki Anayasa
Değişikliği Teklifi tamamen hukuk düzenini ortadan
kaldıracak ve yargıyı siyasallaştıracak bir tekliftir.
8inci maddede olduğu gibi, vicdanlarınız ile meseleyi
değerlendirmenizi talep ediyor, hayırlı bir sonuç
alacağımızı ümit ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP
ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Bakan, buyurun bir şey mi söyleyecektiniz?
Buyurun.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri
BAŞKAN Bir saniye
efendim, bir dakika, ne istediniz?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Sayın Başkanım, kürsüdeki Hatip,
şahsımızı ve Bakanlığımızı ilzam
eden bir ithamda bulunmuştur. Daha önce bu kürsüde dile getirilmiş
BAŞKAN Bir saniye
Bir
saniye
Size söz verebilmem için İç Tüzükün bir hükmünün
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay)
bu iddialara cevabımız vardır, müsaade
ederseniz birkaç cümleyle cevaplandırayım.
BAŞKAN Kürsüde size
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Yerimden, zaman sınırlı olduğu için.
BAŞKAN 60a dörde göre
kısa bir açıklama yapmak istiyorsunuz.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Evet efendim.
BAŞKAN Tamam, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Adalet Bakanı Sadullah Erginin, Konya Milletvekili Faruk
Balın, şahsını ve Bakanlığını ilzam
eden bir ithamda bulunduğuna ilişkin açıklaması
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kürsüde konuşan
Sayın Hatip daha önce de aynı, benzer iddiaları gündeme
taşımış idi. Bunlara ilişkin cevabımızı
hem yazılı olarak kamuoyuyla paylaştık hem bu kürsüden dile
getirdik ancak tekrar tekrar aynı iddialar gündeme taşınıyor.
O kadar etkilemiş ki bizim bürokratımız orayı, bugün veya
dün, aynı İdare Mahkemesi meclis üyelerinin kendi içinde
yapmış olduğu seçimin sonucunda yürütmesinin durdurulması
kararı vermiştir. Burada, bu gerçek dışı itham ve
iddiaları toptan, temelinden reddediyoruz.
Saygılar sunuyorum
Sayın Başkan.
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan
III.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı
İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin,
7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan
BAŞKAN Oylamaya geçtim
efendim.
İSA GÖK (Mersin)
Hayır, daha önce söyledi.
BAŞKAN Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Genel Kurulu yanlış bilgilendiriyor Sayın Bakan.
BAŞKAN - Sayın Bal,
buyurun, bir şey mi diyeceksiniz efendim?
FARUK BAL (Konya)
Sayın Başkan, Sayın Bakan benim yanlış ve yalan
beyanda bulunduğumu ifade etti.
BAŞKAN Efendim, öyle
bir ifade kullanmadı, Yalan kelimesini kullanmadı...
FARUK BAL (Konya)
Hayır efendim, Yalan, yanlış ifadesini...
OKTAY VURAL (İzmir)
Evet, öyle dedi.
BAŞKAN -
sadece Daha
önce yaptığım açıklamalara benzer bir açıklama
yapıyorum. dedi.
Efendim, bir sataşma
falan görmüyorum Sayın Bal. Lütfen...
FARUK BAL (Konya) Evet,
benim yalan beyanda bulunduğumu ifade etti. Ben, Sayın Bakanın
bundan önceki Meclisin oturumunda kullanmış olduğu sözleri aynen
naklettim. Dolayısıyla bunun neresi yanlış, neresi yalan?
BAŞKAN Lütfen
Tamam
efendim, zabıtlara geçti; Sayın Bal, zabıtlara geçti.
Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Bakan doğru bilgi vermiyor, milleti yanıltıyor.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, şimdi, bir konuda görüşlerinizi almak
ihtiyacını hissediyorum. 23üncü maddenin görüşmelerinin
tamamlanması ve oylama sonucunun açıklanmasına kadar
çalışma süresinin
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan
BAŞKAN -
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan
Bir dakika Sayın Başkanım
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bir dakika
Görüş alınmadan böyle otomatik oylanmaz ki.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Bir dakika Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun efendim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkanım, bir usul yanlışı
yapıyorsunuz.
BAŞKAN Niçin efendim?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) -
Sayın Başkanım, bu sadece tamamlama içindir.
BAŞKAN Tamam, biz de
onun için
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) -
Hâlen devam etmekte olan önergeler üzerinde görüşmeler var. Bu önergeler
üzerine görüşmeler tamamlanmadan, daha ne zaman geleceği bir meçhul
olan oylama için bu oylamayı yapamazsınız.
BAŞKAN Efendim, bir
maddeyi görüşüyoruz, oylamasıyla birlikte bir bütündür.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Ama Sayın Başkan
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat)
Sayın Başkan, bir maddeyle ilgili ve maddenin tamamlanmasına
kadar. Önerge maddeyle alakalı. 55e ikiyi okursanız
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, şu anda yaptığınız işlem
yanlıştır.
BAŞKAN Bir saniye
efendim, Sayın Bozdağa söz verdim, sonra size vereceğim.
Buyurun.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Sayın Başkanım, 55inci maddenin ikinci
fıkrasını okursanız, zorunlu hâllerde, devam eden
işlerin tamamlanmasıyla Genel Kurul kararıyla
çalışmaların işin tamamlanmasına kadar
uzatılacağı hükmünü amirdir. Bundan önce de pek çok defalar bu
uygulama yapılmıştır. İç Tüzüke uygun bir durumdur
efendim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, müsaade eder misiniz?
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, eğer önergelerde konuşma yoksa,
önergeleri hemen işleme alın ondan sonra oylama başlasın,
daha sonra
BAŞKAN Efendim,
oylamayı yaptık.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Müsaade eder misiniz Sayın Başkan?
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Yapıldı zaten, Genel Kurul karar aldı Sayın
Başkan.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, oylama Sayın Balın şahsı
adına vermiş olduğu önergeyle ilgili oylamaydı.
BAŞKAN Evet tabii,
tabii.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Orada bir sorun yok.
BAŞKAN Tamam, tamam.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Ama, siz, Genel Kurulun çalışmasını, bu maddenin
tamamlanmasına kadar bu işi yapmak istiyorsunuz.
BAŞKAN Evet.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Ancak, yapılması gereken şudur: Diğer önergeler
görüşülür ve saat on ikiden önceki bir zaman diliminde oylama süreci
başlarsa, o zaman bu oylama diliminin tamamlanması için oylama
yapabilirsiniz. (AK PARTİ sıralarından Hayır, hayır
sesleri, gürültüler) Yoksa, bir işlem başlamadan önergelere
ilişkin işlemler tekemmül ettirilmeden Genel Kurulun almış
olduğu iradeyi, kendiliğinizden bu tasarrufu
değiştiremezsiniz, çünkü Genel Kurulun çalışma saati -AKP
grup önerisi- saat on iki olarak belirlenmiştir. Onun için, öncelikle
diğer önergelerin görüşmelerini tamamlayacaksınız,
diğer önergelerin görüşmesi saat on ikiden önce biterse o zaman
oylamaya geçmek için oylama yaptırabilirsiniz. Aksine, usulde bir
yanlış yapıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın
Okay, bakın, siz bu dönemde Parlamentoya girdiniz ve Grup Başkan
Vekilisiniz, ben dört dönemdir buradayım. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler) Burada uzun süre parlamenterlik
yapmış, grup başkan vekilliği yapmış
arkadaşlarımız var. Bu işlem defalarca
yapılmıştır. Hatta, bakın, bir kanunun bitimine kadar
süre uzatımı kararını da bu Parlamento vermiştir,
bırakın bir maddeyi.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN - O nedenle,
biraz önce Genel Kurulun bu konudaki kararını aldım.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, demek ki hukukla bağlantınız
kopmuş, on beş-yirmi senedir hukuku ihlal etmek mubah hâle
gelmiş.
BAŞKAN Yapılan
işlemde herhangi bir hukuksuzluk yoktur, İç Tüzükün 55inci
maddesine tamamen uygun bir işlem yaptık Sayın Okay.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Siyaseten ihlal yapıyorsunuz, hukuki ihlal yapıyorsunuz, ihlal
ediyorsunuz.
BAŞKAN - İç
Tüzükün 55inci maddesini okursanız
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
55inci maddesi, hiçbir şekilde sizin anladığınız
anlamda değildir, hiçbir şekilde sizin
anladığınız anlamda değildir.
BAŞKAN Çok
teşekkür ederim ama Genel Kurulun kararını aldım.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Genel Kurulun da bu konuda kararını alamazsınız.
BAŞKAN - Sayın
Bayındır, siz mi konuşacaksınız efendim?
SEVAHİR BAYINDIR
(Şırnak) Evet.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
İç Tüzükü ihlal etmek için Genel Kurulun iradesine
başvuramazsınız.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Buyurun.
Diğer önerge üzerinde
Sayın Bayındır
Affedersiniz, affedersiniz,
bir saniye
İkisini bir değil
Sayın Bayındır
bir saniye -okumadık- sizi yerinize alacağım, daha sonra
çağıracağım çünkü birleşerek işleme
aldığımız bir önerge değil. Özür dilerim Sayın
Bayındır, kusura bakmayın.
ATİLA EMEK (Antalya)
Başkan, görüyorsun, Meclisi nasıl idare ettiğin belli değil
mi; şu hâle bak!
BAŞKAN Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497e
1. ek sıra sayılı Anayasanın Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23 üncü
maddesiyle değiştirilen 159 uncu maddenin iki, üç ve dördüncü
fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sevahir Bayındır
(Şırnak) ve arkadaşları
Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu yirmi iki asıl ve on bir yedek üyeden oluşur;
"Hâkimler Yüksek Kurulu" ile "Savcılar Yüksek kurulu"
hâlinde yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşan iki daire hâlinde çalışır.
Kurulun başkanı
seçimle belirlenir. Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı
Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir, oy kullanamazlar.
Kurulun, dört asıl
üyesi, nitelikleri kanunda belirtilen; yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev
yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar
arasından Cumhurbaşkanınca, üç asıl ve iki yedek üyesi
Yargıtay üyeleri arasından Yargıtay Genel Kurulunca, iki
asıl ve bir yedek üyesi Danıştay üyeleri arasından
Danıştay Genel Kurulunca, iki asıl üye ile bir yedek üye Türkiye
Barolar Birliği yönetim kurulu ve Baro Başkanları
tarafından yirmi yıl fiili avukatlık yapmış olanlar
arasından dört yıl için seçilir.
BAŞKAN Komisyon
katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın
Bayındır, buyurun lütfen. (BDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır efendim.
SEVAHİR BAYINDIR
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan maddenin değiştirilmesine ilişkin
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii bu kadar gergin,
çatışmalı, stresli geçen bir Anayasa değişikliği
tartışmalarında bu tür teknik hataların da olması
kaçınılmazdır. Sözlerime başlamadan bir şey söylemek
istiyorum: Geçmiş dönemde de yine çok ciddi kavgalar olmuştu burada.
Ankarada otobüs yolculuğu esnasında iki kişi kavga eder.
Otobüsteki diğer kişiler şöyle diyorlar: Meclis mi sandın
burayı?
Şimdi, bu Meclis
değişim için çaba harcadığını varsayıyor,
Türkiye rol model olduğunun iddiasında, çağdaş, demokratik
kriterleri hedeflediğini iddia ediyor ama manzaralar ne yazık ki bu
iddianın, bu hedefin, bu amacın çok tersine. Yanlış
okunuyor her şey ve davranışlar yanlış.
Değişim HSYK için
şart ama nasıl bir değişim? Yani YÖK atamaları olurken
de, üniversitelerde profesörler atanırken de, valiler atanırken de,
kaymakamlar atanırken de, yani bütün atanmış kurullar için
objektif kriterler şart. HSYK gibi bir kurumun bağımsız
olması şart. Yani hiçbir düşünceye, hiçbir kişiye, hiçbir
siyasal anlayışa yakın olmamalı. Gerçek anlamda hukukun
üstünlüğünü savunabilecek, kendisine bağlı üyeleri de bu
çerçevede, hem ekonomik özlük haklarını koruyabilecek hem de adil
yargının süreklileşebilmesi için onun gerekli tüm
koşullarını oluşturması lazım. Ama hangi
kafalarla? Ama hangi eğitim biçimiyle? Ama hangi kanunla? Çünkü
Montesquieunün dediği gibi, Hâkimler, sadece kanunları söz olarak
ifade edendir.
Peki, o zaman, bu
kanunları yapan Meclis değil mi? Meclis halka karşı sorumlu
değil mi? Eğer Meclis halka karşı sorumluluğunu
doğru yerine getirmezse, eğer bu Meclis ulus devlet
mantığından vazgeçmezse, Makyavelin üç yüz yıl önce iddia
ettiği, oluşturduğu bu düşünce kalıpları
artık o diyarlarda makbul değil; zamanı geçmiş, pert
olmuş, kadük olmuş. Şimdi bu kadük düşünce biçimiyle, bu
dar, dıştalayıcı ve çağın dışında
kalmış ideolojik yaklaşımla, bu tekçi, milliyetçi, siyasal
yaklaşımla ve bu Anayasanın ruhu bu eksende olduktan sonra
hâkimi, savcısı sonuçta bu Parlamentonun
çıkardığı, işte, o kanunları sadece okuyanlar
olacaktır, sadece onları ifade edenler olacaktır. O nedenle, biz
parti olarak da başından beri şuna dikkat çekiyoruz: Kendinizi
kandırmayın. Nasıl ki seçimlere gitmeden, bir paket makarnayla
toplumu kendinize mecbur ederek bir şey verdiğinizi iddia edip
beş yıl ya da dört yıl boyunca o halkının servetini,
malını, geleceğini ipotek altına alıyorsanız bu
Meclise de bir küçük paket Anayasa değişikliği varsayımıyla
hiçbir düşünceyi kendi denetiminizin altına alamazsınız,
BDPyi hiç alamazsınız. Çünkü BDP bu siyasal zihniyetlerin, bu kanun
devletinin, miadı geçmiş bu kanun devletinin mağdurudur.
Ergenekonla mücadele
ettiğinizi varsayıyorsunuz, HSYKnın Ergenekon zihniyetini
koruduğunu iddia ediyorsunuz, doğrudur. Peki, ulus devlet
mantığı, tek millete dayalı mantık, tek cinsin
egemenliğine dayalı bir mantık, inançları
dıştalayan bir mantık var olduğu sürece yeni Ergenekonlar
muhtemelen filizleniyordur ama başka bahçelerde, ama başka
görüntülerde, ama başka fikirler altında. O nedenle, gelin, hakikatle
yüzleşelim. 20nci yüzyılın kanseri olarak
tanımlanmış bu tek milliyetçi ideolojiden vazgeçmediğiniz
sürece
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bayındır, ek süre veriyorum, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
SEVAHİR BAYINDIR
(Devamla) Bu ideolojik yapılanmadan siz vazgeçmediğiniz sürece
İşte, Siirtte bir çavuş bir genci ağır makineli
tüfekle öldürür ve Yargıtay der ki: Meşru hakkını kullanmıştır.
İşte, yargı Uğur Kaymazın öldürülmesine
Teröristtir. der. Dolayısıyla bu hukuk garabetinden bir an önce bu
Meclisin kurtulması lazım. Yoksa AK PARTİ kendisini aklayamaz.
Ne bugün ne de gelecekte hiçbir şekilde kendini aklayamaz ve Sayın
İyimaya bu kürsüden şunu ifade eder: Bu üsluplara gerek yok, bu
tartışmaya gerek yok. İyi, güzel de böyle bir Anayasaya da
gerek yoktu. Böyle kendi başınıza belirleyip dayatmak da bir
üslup değil mi lütfen? Bir dayatma değil mi lütfen? Gerginliğin
dinamitlendiği nokta değil mi lütfen? Dolayısıyla bunun
geçerliliği ve meşruluğunu, basını arkanıza
alarak, farklı farklı imkânları arkanıza alarak halka...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bayındır, ek süreniz de doldu efendim.
SEVAHİR BAYINDIR
(Devamla) Selamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN Sadece selamlama
için mikrofonu tekrar açıyorum. Lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
SEVAHİR BAYINDIR
(Devamla) Bu yaklaşımınızla medyayı arkanıza
alarak, kimi liberalleri arkanıza alarak, halka
Değiştiriyorum. iddiasında bulunarak siz bizleri asla töhmet
altında tutamazsınız, baskılayamazsınız ama bizim
demokratik baskımız bir gün mutlaka sizi demokratik cumhuriyete,
demokratik ulusa ulaştıracak.
Bu inançla hepinizi
saygıyla selamlıyorum, iyi geceler diliyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi okutacağım iki önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle
birlikte işleme alacağım. İstemleri hâlinde önerge
sahiplerine söz vereceğim.
İlk önergeyi ve
diğer önergenin imza sahibini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 23 üncü maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu
maddesinin 10 uncu fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kurulun meslekten çıkarma ve yer
değiştirme cezasına ilişkin olanlar
dışındaki kararlarına karşı yargı
mercilerine başvurulamaz.
Ahmet
Yeni (Samsun) ve arkadaşı
BAŞKAN Diğer
önergenin imza sahiplerini okutuyorum:
Fikri Işık
(Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN Evet, ikisi de
aynı mahiyettedir.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Başkan, aynı mahiyette değil iki önerge. Farklı
farklı iki önerge var burada.
ATİLA EMEK (Antalya)
Bunlar farklı Sayın Başkan.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Ayrı ayrı işleme alın Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet efendim,
affedersiniz... Affedersiniz...
Sayın Asanın
önergesini işleme alıyorum.
Komisyon katılıyor
mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Asan, konuşacak mısınız?
AŞKIN ASAN (Ankara)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okuyun.
Gerekçe: Kurulun
kararlarına karşı yargı yetkisi sınırları
genişletilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 23 üncü maddesi ile
değiştirilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 159 uncu
maddesinin 11 inci fıkrasında geçen Kurula bağlı Genel
Sekreterlik kurulur. Genel Sekreter ifadesinin Kurulacak Genel
Sekreterliğe olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fikri Işık
(Kocaeli) ve arkadaşları
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, bu, Sayın Bekir Bozdağın da
imzaladığı bir önerge. Saat on ikiyi de dört geçiyor. Ama burada
özne kaldırılmıyor. Dolayısıyla bu önergede kim
atanacak? Öznenin kaldırıldığı bir önerge
anlamsız bir önerge. Doğrusu bunu niye işleme
aldığınızı bilmiyorum. Yani atanacak belli değil.
Bekir Bey imzalamış, herhâlde kabul edecekler.
BAŞKAN Efendim,
Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU
BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Konuşacak
mısınız?
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okuyun lütfen.
Gerekçe: Kanunun
yazılım açısından aynı satırda geçen iki Genel
Sekreter ifadesinin teke indirilerek sadeliğin sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
teklifin 23üncü maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli
oylama şeklinde yapılacaktır.
Bir kez daha milletvekili
arkadaşlarımıza hatırlatıyorum: Sizlere verilecek
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
İsmi okunmayan
milletvekili arkadaşım lütfen sıraya girmesin.
Görevli
arkadaşlarımızı uyarıyorum. İsmi okunmayan
arkadaşlarımıza pul ve zarf vermesin.
Gizli oylamaya Adana ilinden
başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı )
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, birlikte kullanıyorlar.
BAŞKAN Sayın
Kart, birlikte olmaları mümkün değil, birbirine çok yakın
olduğu için uzaktan öyle görünüyor. Mümkün değil.
İSA GÖK (Mersin)
Sayın Başkan, oyları görerek kullanıyorlar.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, birbirlerini kontrol ediyorlar.
BAŞKAN Perdeleri çekin
efendim.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Hayır Sayın Başkan, oylamalar gizliliğe uygun
yapılıyor.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
2 kişi de aynı kabine girdi.
BAŞKAN Aynı
kabine girmeleri mümkün değil efendim, buradan öyle görünüyor yan yana
olduğu için. Mümkün değil efendim öyle bir şey.
(Oyların toplanmasına
devam edildi)
BAŞKAN Evet, oyunu
kullanmayan milletvekili arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını
kaldırıyoruz.
(Oyların
ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
23üncü maddesinin gizli oylama sonucu açıklıyorum:
Oy Sayısı :
409
Kabul : 334
Ret : 73
Çekimser : 1
Boş : 1
Geçersiz : -
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur |
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 6 Mayıs 2010 Perşembe günü,
alınan karar gereğince saat 12.00de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.58