DÖNEM: 23 CİLT: 69 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
103üncü
Birleşim
6 Mayıs 2010 Perşembe
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen ve 27 milletvekilinin, futbol
karşılaşmalarındaki şiddet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/714)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 29 milletvekilinin, tütün üreticilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/715)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 20 milletvekilinin, ataması yapılmayan
öğretmen adaylarının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/716)
B) Tezkereler
1.- Sivas
Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği
helikopter kazası ve kurtarma çalışmalarının tüm
yönleriyle araştırılarak benzer durumların
yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla yeniden kurulan (10/333, 334, 335 - 3/1090) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin bir ay
uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/1186)
2.- TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakutun bir Parlamento heyetiyle birlikte, ABD
Temsilciler Meclisinde temaslarda bulunması ve New Yorkta gerçekleştirilecek
29uncu Türk Günü etkinliklerine katılmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1187)
C) Çeşitli İşler
1.- Genel Kurulu
ziyaret eden İsviçre Kantonlar Meclisi Başkanı Erika
Forster-Vanniniye Başkanlıkça Hoş geldiniz denilmesi
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, 11, 12, 13 Mayıs 2010 tarihlerinde
çalışmalarına ara vermesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi
VI.- AÇIKLAMALAR
1.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın idam edilişinin
yıl dönümüne ilişkin açıklaması
2.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, konuşmasında yanlış bazı teknik bilgiler
verdiğine ilişkin açıklaması
3.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, 25inci madde üzerinde muhalefet partilerinin
vermiş olduğu önergelerin amacının Anayasanın geçici
15inci maddesi üzerindeki belirsizliği, tartışmayı
gidermeye yönelik olduğuna ilişkin açıklaması
4.-
Gümüşhane Milletvekili Yahya Doğanın, 25inci madde üzerinde
yapılan konuşmaların aklıselim ile
yapılmadığına ve AK PARTİyi 12 Eylül ürünü olarak
suçlamanın doğru olmadığına ilişkin
açıklaması
5.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, İnsanlığa
karşı suçlarda zaman aşımı yoktur. diyen
uluslararası sözleşme hükmüne uyularak gerekli düzenlemenin
yapılması gerektiğine ilişkin açıklaması
6.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, 5/5/2010 tarihli 102nci Birleşim
tutanağında yer alan, Trabzon Milletvekili Kemalettin
Göktaşın, konuşmasındaki, mal varlığı ve
oğlunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde çalışmasıyla ilgili
ifadelerine ilişkin açıklaması
7.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncının, önergesi üzerinde konuşmak yerine Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanına, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine ve AK
PARTİ Grubuna yönelik yaptığı ithamları,
iftiraları tümüyle kendisine iade ettiğine ilişkin
açıklaması
8.- Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncının, özgür düşünce ve
iradesiyle Anayasa Değişiklik Teklifiyle ilgili fikirlerini kürsüden
beyan ettiğine, Samsun Milletvekili Suat Kılıçın
hakaretlerini hak etmediğine ilişkin açıklaması
9.- Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, Eskişehir Milletvekili
Beytullah Asilin, konuşmasındaki AK PARTİ İktidarı
döneminde tarımda üretimin durduğu, tarım ürünlerinin ithal
edilir hâle geldiği şeklindeki ifadelerine ilişkin
açıklaması
10.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, çiftçiyle ilgili konularda söylediği
sözlere ilişkin açıklaması
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.- Kooperatifler
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci
Ek)
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Sinop Milletvekili Engin Altayın,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin, CHP Grubu Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Edirne Milletvekili Rasim
Çakırın, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
4.- Ankara Milletvekili
Hakkı Suha Okayın, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
5.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılının, İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigenin, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, maden
ocağı kazalarındaki tıbbi müdahalelere ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/12907)
2.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, bazı sözleşmeli
personelin intibak sorunlarına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/12975)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köye ebe atamasına ilişkin sorusu
ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/13070)
4.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, Diyarbakırdaki bir
sağlık evinin durumuna ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/13071)
5.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13565)
6.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir baraj yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13566)
7.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir baraj yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13567)
8.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13570)
9.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir gölet yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13571)
10.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, bir baraj yapımına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13572)
11.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekicinin, bir baraj projesine ilişkin sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/13573)
12.-
Eskişehir Milletvekili F. Murat Sönmezin, milletvekillerinin yurt
dışı ziyaretlerine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/13623)
13.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Vandaki sulama kanallarına ilişkin
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/13637)
14.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, Afyonkarahisara
yapılan fidan tahsisine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/13713)
15.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaadaki kanalların
temizletilmesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/13715)
16.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta ruhsat verilen taş ve kum
ocaklarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/13762)
17.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Karadeniz sahilinde kurulacak bir petrol
dolum tesisine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/13784)
18.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, belediyelerin çöp toplama
kapasitelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/13785)
19.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Karadeniz sahilinde kurulacak bir petrol
dolum tesisine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/13797)
20.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki atık
yönetimi ve tesislerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/13958)
21.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bağlantısı
yapılan telefonların çalıştırılmasına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/14362)
22.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ana bina bahçesine konulan bazı
banklara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili
Nevzat Pakdilin cevabı (7/14363)
23.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, yerleştirilen ses kayıt
cihazlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/14364)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 12.00de açılarak sekiz oturum yaptı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
4üncü sırasında
bulunan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Kooperatifler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonları Raporlarının (1/811,
2/633) (S. Sayısı: 496),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
5inci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep
Tayyip Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun (2/656) (S. Sayısı: 497 ve
497ye 1inci Ek) ikinci görüşmesinde 18inci, 19uncu, 20nci, 21inci,
22nci ve 23üncü maddeleri kabul edildi.
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, İstanbul Milletvekili Fatma Nur
Serterin, grubuna,
İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol, Samsun Milletvekili Suat Kılıçın,
grubuna,
İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serter, Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, şahsına,
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Mersin Milletvekili İsa Gökün, grubuna,
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, grubuna,
İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, grubuna,
Kocaeli
Milletvekili Osman Pepe, Gaziantep Milletvekili Akif Ekicinin,
şahsına,
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Sinop Milletvekili Engin Altayın, AK
PARTİ Grubu Başkanına,
Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Mersin Milletvekili Vahap
Seçerin, şahsına,
Sataşması
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan, Avrupa Parlamentosuna sunulma aşamasında
olan Avrupa Birliği katılım kavramı yerine imtiyazlı
ortaklığı öne çıkaran Avrupa Birliği Komisyonu Raporunu
kınadığına,
Samsun
Milletvekili Haluk Koç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
konuşmasında, Atatürkü Koruma Kanunu ve Atatürkün resminin
paraların üzerinden çıkarılması konusunda Genel Kurula
yanlış bilgiler verdiğine,
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse, Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın,
millî kahraman İsmet İnönü hakkında söylediği sözlerinden
dolayı, Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkesten, özellikle
Malatyalılardan ve İnönü ailesinden özür dilemesi gerektiğine,
Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek, 4/5/2010 tarihli 101inci Birleşim
tutanağında yer alan bazı sözlerinin, Anayasa Komisyonu
Başkanı Burhan Kuzu tarafından değiştirilerek
aktarıldığına,
İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Gaziantep Milletvekili Akif
Ekicinin, konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğanın mal varlığıyla ilgili gerçek
dışı beyanlarda bulunduğuna,
Devlet
Bakanı Hayati Yazıcı, CHP Grubuna mensup bazı
milletvekillerinin, konuşmalarında, mensubu bulunduğu Bakanlar
Kurulu Başkanını esas almak suretiyle Hükûmetin yolsuzlukla
mücadelede zaaf içerisinde olduğu yönündeki ifadelerine,
İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, konuşmasında, vermiş oldukları önergeyi
kastederek Yalan ve iftiralarla dolu bir gensoru önergesi verildi.
ifadelerine,
Adalet
Bakanı Sadullah Ergin, Konya Milletvekili Faruk Balın,
şahsını ve Bakanlığını ilzam eden bir
ithamda bulunduğuna,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Söz taleplerinde
iktidara ve muhalefete mensup milletvekillerine eşit davranmayarak Genel
Kurulu tarafsız yönetmemesi nedeniyle Oturum Başkanının
tutumu hakkında açılan usul tartışması sonucunda,
Oturum Başkanı, tutumunda bir değişiklik
olmadığını açıkladı.
6 Mayıs 2010
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 12.00de toplanmak
üzere birleşime 00.58de son verildi.
|
|
|
Mehmet
Ali ŞAHİN |
|
|
|
|
Başkan |
|
|
|
Harun
TÜFEKCİ |
|
Bayram
ÖZÇELİK |
|
|
Konya |
|
Burdur |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
|
Fatih
METİN |
|
Yusuf
COŞKUN |
|
|
Bolu |
|
Bingöl |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
Gülşen
ORHAN |
|
|
|
|
Van |
|
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 137
II.- GELEN KÂĞITLAR
6 Mayıs 2010 Perşembe
Tasarılar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Norveç Krallığı Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı (1/868) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.04.2010)
2.- Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/869) (Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.04.2010)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Hizmetleri Alanlarında
İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/870) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
ile Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21.04.2010)
4.- Ortak Savunma
Araştırma ve Teknoloji Projeleri Konulu 1 Numaralı Avrupa
Araştırma Grubu Düzenlemesinin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/871) (Milli Savunma ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.04.2010)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Büyük Cemahiriyesi Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/872) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.04.2010)
Teklif
1.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Esnaf ve
Çalışanların Vergi Yükünün Hafifletilmesi ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/681) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22.04.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Bakanlık merkez
binasının yenilenmesine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2055) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/04/2010)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Ankarada yeni öğretmenevleri
yapılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2056) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, ücretsiz ders kitabı
uygulamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2057) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, ödünç ders kitabı
uygulamasına geçilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2059) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/04/2010)
5.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, elektrik üretim projelerine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2059) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
6.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, bankaların
aldığı hesap işletim ücretlerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü
soru önergesi (6/2060) (Başkanlığa geliş tarihi:
26/04/2010)
7.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada turizm yatırımlarına
tahsis edilen Hazine taşınmazlarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/2061) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26/04/2010)
8.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, orman yangınlarına ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/2062)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
9.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, gazilere ve şehit
yakınlarına verilen faizsiz konut kredisi ve şeref
aylığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/2063) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
10.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, tarihi bir alanın turizme
kazandırılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2064) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/04/2010)
11.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, tarihi bir kalenin restore edilmesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/2065)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
12.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatın fındık üreten
iller kapsamına alınmasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2066)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
13.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Gediz Nehri ıslah projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/2067)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
14.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, planlı üretim ile organik ve iyi tarım
uygulamalarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2068) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2010)
15.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, borcundan dolayı
kapatılan sulama kuyularına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/2069) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
16.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokat-Sulusaray-Boğazlıyan
yolunun açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2070) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2010)
17.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, emekli olan ve yeni atanan memur
sayısına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2071) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
18.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, marketlerle ilgili kanun
çalışmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/2072) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, ilaç reklamlarına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/2073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
20.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, TOKİnin konut üretimine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2074)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, özel dedektifliğin
düzenlenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14184) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
2.- İstanbul
Milletvekili Hüseyin Mertin, 23 Nisan Çocuk Şenliği etkinliklerine
engelli çocukların katılımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14185) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
3.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın, vergi ve SGK prim borcu bulunan
esnafa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14186)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
4.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Türkiyede kaçak olarak
bulunan Ermenilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14187) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
5.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, Bilecikteki bazı TOKİ
konutlarının durumuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14188) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/04/2010)
6.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, TMSFye devredilen bir işletmenin
işçilerinin alacaklarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14189) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
7.- Hakkari Milletvekili
Hamit Geylaninin, Hakkaridaki kamulaştırmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14190)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
8.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, araç muayenesi hizmetlerindeki sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14191)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Kurtuluş Savaşı ve
Cumhuriyet Müzeleri Müdürlüğünün adının
değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14192) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
10.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, ABDdeki Nükleer Güvenlik Zirvesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14193)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
11.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, TMSF yönetimindeki bir otelde yolsuzluk
yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14194) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/04/2010)
12.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, TOKİ konutlarının
geçici site yönetimlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14195) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
13.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir sendikanın öğretmenler
gününde yaptığı bir faaliyete ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14196) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/04/2010)
14.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, KPSS sınavlarındaki
bilgi ölçümüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14197) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
15.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Avrupa Birliği projeleri
ve fonlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14198) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
16.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, sosyal koruma harcamalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14199)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
17.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, yoksullukla mücadele politikasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
18.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Avrupa Sosyal Haklar Komitesinin
gözlemlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14201) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
19.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, sosyal yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14202)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
20.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, İşsizlik Sigortası Fonuna
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14203)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
21.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuk yoksulluğuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14204)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
22.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin, kapatılan DTP yöneticileri hakkında
yapılan soruşturmaya ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14205) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
23.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin, yargının işleyişine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14206)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
24.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Tekirdağ 2 Numaralı F
Tipi Cezaevinde yapıldığı iddia edilen bazı
uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14207) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
25.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçede çocuklara ayrılan miktara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14208)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
26.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuk mahkemesi bulunmayan illere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
27.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun,
Sultansazlığı sulak alanı ve kuş cennetinin
korunmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14210) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/04/2010)
28.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, bir köyün kanalizasyon
sistemine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14211) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
29.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir yönetmeliğe ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14212)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
30.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, yerel yönetimlerin atık tesislerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14213) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
31.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yapıların depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru
önergesi (7/14214) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
32.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki yapıların depreme
karşı dayanıklılığına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek)
yazılı soru önergesi (7/14215) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
33.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, elektrik üretiminin
özelleştirilmesine ve TTKnın yeniden
yapılandırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14216)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
34.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, güneş
enerjisinden yararlanmaya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14217)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
35.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, TPAO Personel
Yönetmeliğindeki emeklilik yaşı düzenlemesine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14218) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
36.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, bir daire başkanı hakkındaki iddialara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14220) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
37.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Siirtteki cinsel istismar olayına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14220)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
38.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, bir yolun
asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14221) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün yol ve kanalizasyon sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14222) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
40.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, Ankara Büyükşehir Belediyesinin su temin
projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14223) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/04/2010)
41.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, Esenyurt Belediyesinin imar
değişikliklerine ve bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14224)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
42.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Çanakkaledeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14225) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
43.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Reşadiye ve Ladik ilçelerindeki
terör olaylarına yönelik iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14226)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
44.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir otelde gerçekleştirilen
etkinliklere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14227) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/04/2010)
45.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, komiser yardımcılığı
sınavına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14228) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/04/2010)
46.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Şanlıurfa-Ömerli köyünde
yapılan bir kutlamaya ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14229) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/04/2010)
47.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir belediye başkanı
hakkındaki dosyanın yargıya intikaline ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14230)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
48.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, kamuda uzman kadrosunda
çalışanların özlük haklarına ve personel reformuna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14231) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
49.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Kızılırmak Suyu Projesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14232) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
50.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, öğretmenevlerinin konaklama
ücretlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14233) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/04/2010)
51.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bazı yönetici
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14234) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/04/2010)
52.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, okul öncesi eğitim
kurumlarında görevlendirilen yöneticilerin ek ders ücretlerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14235) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
53.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bazı atamalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14236) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
54.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, merkez teşkilatında yapılan
bazı atamalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14237) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24/04/2010)
55.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Diyarbakırdaki hastanelerin depreme
karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14238)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
56.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Elazığdaki hastanelerin depreme
karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14239)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
57.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursadaki hastanelerin depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14240)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
58.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Korkuteli Hastanesinin bina ve uzman doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14241) (Başkanlığa geliş tarihi:
24/04/2010)
59.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, buzağı
maması adı altında süt tozu ithalatı iddialarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14242) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
60.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, Eğirdir Su Ürünleri
Araştırma Enstitüsünün kapatılmasına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14243) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
61.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarına ilişkin Devlet
Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
62.-
Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın, TÜİKin işgücü ve
istihdam verilerine ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz)
yazılı soru önergesi (7/14245) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/04/2010)
63.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin, Hakkarideki işsizliğe ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14246) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/04/2010)
64.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Gökçeada ve Bozcaada ile ilgili bir
rapora ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14247) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/04/2010)
65.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, hac organizasyonu müracaat ve
kayıt yenileme ücretlerine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Çelik) yazılı soru önergesi (7/14248) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/04/2010)
66.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, bir bağlantı yolu projesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14249) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/04/2010)
67.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuklara duyarlı bütçelemeye
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14250)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/04/2010)
68.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, TEKEL Yönetim Kurulunun
bazı üyelerinin bir yurt dışı seyahatine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14251)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
69.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, ekonomik sorunların sosyal etkilerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14252)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
70.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Eydoğanın, yönetim
anlayışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14253) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
71.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Gaziantepte 23 Nisan
törenlerinde çocukların garson olarak
çalıştırılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14254) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
72.-
İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralın, TEKELin alkol biriminin
özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14255) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
73.-
İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralın, bazı ihalelerle
ilgili yargı kararlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14256) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
74.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, üçüncü Boğaziçi köprüsünün
güzergahına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14257) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
75.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, kamu kuruluşlarının
yabancı kelime kullanmalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14258) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
76.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyada gıda üretimi ve
dağıtımı yapan firmaların denetimine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14259)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
77.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, arazileri kamulaştıran
kişilerin linyit işletmelerinde işe alınmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14260)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
78.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bazı vakıf
üniversitelerinin burslu öğrencilerden kayıt parası
aldığı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14261) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
79.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, sosyal yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14262)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
80.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bir ifadesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14263) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
81.- Adana
Milletvekili Recai Yıldırımın, Adalet
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının
Adanaya yaptığı iddia edilen ziyarete ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14264) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27/04/2010)
82.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bazı gösterilere
katılan öğrencilere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/14265) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/04/2010)
83.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Vanda görev yapan iki bürokrat hakkındaki
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14266) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
84.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Vanda görev yapan bazı SHÇEK personelinin
atamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14267) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
85.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bakan ve müsteşarlara
ödenen harcıraha ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14268) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
86.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun,
bazı mali suçlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14269) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
87.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterinin Hoca Ahmet Yesevi
Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğine atanmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14270)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
88.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Darülacezeye yapılan bir
bağışın yolsuzluğa uğradığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14271) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
89.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, et ithaline yönelik
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14272) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
90.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, işkence olaylarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14273)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
91.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, baz istasyonlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14274)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
92.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, emek istismarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14275)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
93.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuk mahkemelerindeki yargılama
sürelerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14276) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
94.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, kadına yönelik şiddete
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14277)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
95.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki bazı yargı verilerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14278)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
96.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, bazı yargı verilerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14279)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
97.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bazı cinayet olaylarına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14280)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
98.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, cinsel
istismara uğrayan çocuklara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14281) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
99.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, Adli Tıp Kurumunun
DNA testine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14282) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
100.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, çocuk
yargısına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14283) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
101.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, bir suç duyurusunun savcılıkça
değerlendirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14284) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2010)
102.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TEKEL işçilerinin durumuna
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14285) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
103.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, arazileri
kamulaştırılan kişilerin bir linyit işletmesinde
işe alınmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14286)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
104.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuk işçiliği ile ilgili birime
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14287) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
105.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, çocuk işçiliğine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14288) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
106.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki kayıt
dışı istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14289)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
107.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, çocuk işçiliğine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14290) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
108.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Saroz körfezindeki kirliliğe ve
bazı gölet projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14291) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
109.- Mersin Milletvekili
Behiç Çelikin, Mut ilçesindeki çiftçilerin sulama sorununa ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14292)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
110.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, DSİde görev yapan ziraat
mühendislerinin durumuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14293) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
111.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, İstanbul-Beykozda bir sulak alana
hafriyat dökümüne ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14294) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/04/2010)
112.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karacabeyin bir köyündeki su
taşkınına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14295) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
113.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlideki orman köylülerinin
desteklenmesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14296) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/04/2010)
114.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki kadın istihdamına
ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru
önergesi (7/14297) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
115.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, sokağa bırakılan ve
sokakta yaşayan çocuklara ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/14298) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/04/2010)
116.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Diyanet İşleri
Başkanlığı personelinin özlük haklarına ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/14299)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
117.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Diyanet İşleri
Başkanlığının verdiği burslara ve bir iddiaya
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru
önergesi (7/14300) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
118.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun,
Amasya-Gümüşhacıköyde yapılan kapalı spor salonuna
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı
soru önergesi (7/14301) (Başkanlığa geliş tarihi:
27/04/2010)
119.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, personel
alımına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak)
yazılı soru önergesi (7/14302) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
120.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, ASALA terör örgütü mensuplarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14303) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
121.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, personel alımına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14304) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
122.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir linyit işletmesinin banka promosyon
paralarını kullanımına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14305)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
123.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir linyit işletmesi
çalışanlarına yapılan promosyon ödemesine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14306) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
124.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, arazileri
kamulaştırılan kişilerin TKİde işe
alınmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14307) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
125.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, nükleer santral ihalesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14308)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
126.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, TEDAŞın bir
kısım personelinin sorunlarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14309)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
127.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, toplantı ve gösterilerde
gözaltına alınanlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14310) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
128.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankara-Etlik Garajının
yıkılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14311) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
129.- Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncının, Ankaraya su temini
projelerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14312) (Başkanlığa geliş tarihi:
26/04/2010)
130.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaraya su teminine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14313)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
131.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve
şikayetlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14314) (Başkanlığa geliş
tarihi: 26/04/2010)
132.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir yolsuzluk olayına adı
karışan dernek ve vakıflara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14315)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
133.- Siirt Milletvekili
Osman Özçelikin, Siirtte yaşanan cinsel istismar olayına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14316) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
134.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, İran sınırında gerçekleşen
bir ölüm olayına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14317) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
135.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Emniyet Teşkilatı personeline yönelik
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14318) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
136.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin araç
alım ve kiralama ihalelerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14319)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
137.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, iki köy arasındaki su ihtilafına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14320) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
138.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Keçiörende bir çocuğun inşaat
çukurunda ölümü olayına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14321) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
139.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki okulların depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14322)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
140.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, İran sınırında mazot
kaçakçılarının öldürüldüğü olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14323)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
141.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, bazı
kadınlara yönelik taciz ve şiddet olaylarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14324)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
142.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Gediz-Üzümlü Belediyesi yönetimine
yönelik iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14325) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/04/2010)
143.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki Hazine arazilerine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14326)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
144.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, ihracattaki vergi iadesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14327)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
145.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, seviye belirleme sınavına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14328) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
146.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ankarada yeni
öğretmenevleri açılmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14329)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
147.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, YİBOlarda yaşanan sorunlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14330)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
148.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, YİBOlardaki sağlık hizmetlerine ve
yardımcı hizmetlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14331) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
149.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, parasız yatılı öğrenim gören
öğrencilere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14332) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
150.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, eğitim
sisteminde çocuk ihmal ve istismarının önlenmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14333)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
151.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, Malazgirt ilçesindeki eğitimle ilgili
ihtiyaçlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14334) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/04/2010)
152.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Dicle Üniversitesi Rektörlüğünün
disiplin uygulamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14335) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/04/2010)
153.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, okullaşma oranlarına ve
öğrenimine devam edemeyen bazı çocuklara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14336)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
154.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki hastanelerin depreme
karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14337)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
155.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki hastanelerin depreme
karşı dayanıklılığına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14338)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
156.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Ayancık Devlet Hastanesindeki çocuk doktoru ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14339)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
157.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki devlet
hastanelerinde hizmet alımıyla çalıştırılan
personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14340) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
158.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyada açılması
düşünülen yeni hastanelere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14341) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27/04/2010)
159.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, zayıflama ilaçlarına
ve obeziteye ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14342) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/04/2010)
160.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, personel alımına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14343)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
161.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, acil sağlık hizmetlerindeki
bazı uygulamalara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14344) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
162.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, asansörlerin denetimine ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14345)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
163.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, cinsiyetçi
reklamlara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14346) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
164.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Tarım Kredi Kooperatifleri
Gaziantep Bölge Birliğine personel alımıyla ilgili iddialara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14347) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
165.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçerin, kırmızı et piyasasındaki
gelişmelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14348) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
166.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, kırmızı et
piyasasındaki gelişmelere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14349)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
167.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, et ithalatına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14350) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
168.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, banka borcu nedeniyle tarım arazilerine
gelen hacizlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14351) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/04/2010)
169.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, tarımsal sulamada
kullanılan elektrik borçlusu çiftçilere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14352)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
170.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, kırmızı et
sektöründeki sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14353)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
171.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, tarıma dayalı sanayinin desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14354) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
172.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet
Müzeleri Müdürlüğünün adının değiştirilmesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14355) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/04/2010)
173.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, TOKİnin Antalyadaki arsa
satışlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi
(7/14356) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
174.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyanın, bazı mazbut vakıfların
kurdukları üniversitelere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/14357) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2010)
175.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Ziraat Bankasının
personel alım sınavına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/14358) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
176.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, TSKnın bazı
mensuplarının dahil edildiği yargı sürecine ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14359)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/04/2010)
177.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Ankara aktarmalı Bursa-Gaziantep uçak
seferlerindeki bekleme süresine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14360) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26/04/2010)
178.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, bir yayladaki baz istasyonu ihtiyacına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14361) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/04/2010)
179.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bağlantısı
yapılan telefonların çalıştırılmasına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/14362) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/04/2010)
180.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ana bina bahçesine konulan bazı
banklara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/14363) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/04/2010)
181.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, yerleştirilen ses kayıt
cihazlarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/14364)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/04/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen ve 27 Milletvekilinin, futbol
karşılaşmalarındaki şiddet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/714) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.03.2010)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 29 Milletvekilinin, tütün üreticilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/715) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.03.2010)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 20 Milletvekilinin, ataması
yapılmayan öğretmen adaylarının sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/716) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.03.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, H1N1
aşılarının kullanımına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12682)
2.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, bir basın
açıklamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12822)
3.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Erzincandaki bazı yargısal
olaylara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12823)
4.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bir cezaevindeki sağlık hizmetlerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12824)
5.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir basın açıklamasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12825)
6.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir soruşturma dosyasına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/12826)
7.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Ziraat Bankasının halka
arzına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13465)
8.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, ülkemizde bulunduğu iddia edilen nükleer
silahlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13466)
9.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Bulgaristandan gelen
bazı soydaşların durumuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13467)
10.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, keçi yetiştiriciliğine ve
hayvancılıktaki bazı sorunlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13469)
11.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Kalkınma Bankasında hizmet
alımıyla çalıştırılan personele ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13471)
12.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bir toplantıyı izlemek
isteyen bazı muhabirlerin engellendiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13473)
13.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, bir köyün bazı
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13474)
14.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, bir şirketin
katıldığı ihalelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13476)
15.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Tekirdağdaki
belediyelerin ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13490)
16.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Tekirdağ
toptancı halindeki dükkan yetersizliğine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13491)
17.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Edremit Belediyesi eski Başkanı
hakkındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13492)
18.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, basında yer alan bazı
illerde İstiklal Marşı okunmadığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13493)
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir köy yolunun asfaltlanmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13494)
20.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Boğaziçi öngörünümündeki
kaçak yapılaşmaya ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13495)
21.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniye Belediyesinin taraf olduğu davalara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13496)
22.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki trafik suçlarına ve
kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13497)
23.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniye İl Genel Meclisince tahsis edilen
ve satılan taşınmazlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13498)
24.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
gözaltındaki kötü muamele iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13499)
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, doğal afetten zarar gören bazı
köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13500)
26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, İstanbul Çevre Düzeni Planına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13501)
27.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamanda
kullandırılan mikro kredilere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13502)
28.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Şişlideki bir
arsanın imar durumunda yapılan değişikliklere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13503)
29.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle ilgili
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13504)
30.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, kaybolan bir YİBO öğrencisine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13505)
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta kamu kuruluşlarının
esnaftan et almasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13509)
32.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, KİTlerde çalışan bazı
personelin özlük haklarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13510)
33.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Bartındaki
elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13511)
34.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklarelindeki TEKEL
taşınmazlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13512)
35.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Devlet Memurları Kanununun 76.
maddesine göre yapılan personel atamalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13513)
36.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, yazarlık yazılım
ihalelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13514)
37.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, açılan soruşturmalara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13515)
38.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bazı personele ödenmesi
gereken ücretlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13516)
39.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bir beldedeki taşımalı
eğitime ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13517)
40.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ders Aletleri Yapım
Merkezinin yönetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13518)
41.-
İstanbul milletvekili Çetin Soysalın, ilköğretim
müfettişlerinin sorunlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13519)
42.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, Uşak Eşme
Yatılı Bölge İlköğretim Okulunun yönetimine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13520)
43.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, kaybolan bir YİBO öğrencisine ve
okullardaki şiddet iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13521)
44.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, PTT personelinin çalışma
saatlerine ve taşeronlaşmaya ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13528)
45.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, ulaştırma sektörü
kaynaklı karbondioksit salımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13529)
46.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya Havalimanında yabancı
turistlerden alınan bir ücrete ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13530)
47.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, bir televizyon
kanalında yayından kaldırılan diziye ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/13531)
48.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum kuruluşlarına bütçeden
yapılan yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/13535)
49.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum kuruluşlarına bütçeden
yapılan yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13536)
6 Mayıs 2010
Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 12.00
BAŞKAN: Mehmet Ali ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşimini açıyorum.
III.-Y O K L A M A
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için beş dakika süre vereceğim.
Sayın milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda
bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme
giremeyen milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını, görevli personel aracılığıyla,
beş dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Sevigen ve 27 milletvekilinin, futbol
karşılaşmalarındaki şiddet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/714)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Son haftalarda spor sahalarında spor dışı
tezahürat ve saha olayları yaygınlaşmaya
başlamıştır. Kardeşliğin, insanca rekabetin ve
barışın yansıması olan spor oyunlarıyla
bağdaşmayan tutum ve davranışlar hızla artmaktadır.
Sporcuların birbirlerine, sporcuların hakeme, seyircinin sporcu,
hakem ve rakip takım seyircilerine sözlü ve fiili
saldırıları artmaktadır.
Son olarak Süper Ligde Bursa Spor Diyarbakır Spor
maçlarıyla başlayan olaylar, futbol
karşılaşmalarının yapılmasını
imkansız hâle getirmiş ve pek çok kişinin yaralanmasıyla
sonuçlanmıştır.
Olaylar âdeta geliyorum demişken, Futbol Federasyonu, Spordan
Sorumlu Devlet Bakanlığı önlemler almakta gecikmiş,
devletin diğer birimleriyle koordinasyon kurarak olayları önleme
yönünde yeterli çabayı sarf etmemiştir. Bir çok Bakanlıktan daha
fazla bütçeye sahip olan Federasyonun ve Spordan Sorumlu Devlet
Bakanlığının olayların önlenmesi için gerekli güvenlik
önlemlerini almaması, medya aracılığıyla psikolojik
hazırlıklar yapmaması anlaşılamamıştır.
Dünyada futbol şiddetin ve
ırkçılığın en fazla ortaya çıktığı
bir spor dalıdır. Bu nedenle futbolun patronu olan uluslararası
kuruluşlar en fazla bu konularda kampanyalar yapmaktadır. En
ağır cezalar bu yöndeki tezahürat ve fiillere verilmektedir.
Ne var ki bu yöndeki çalışmalar ülkemizde yeterince
yapılmamaktadır. Futbol müsabakalarında siyasi sloganlar
atılmasına hoşgörü gösterilmesi, şiddete varan eylemleri
âdeta teşvik etmiştir. Yetkili makamlar Türkiye-Ermenistan A milli
takım maçında gösterdikleri hassasiyeti olayların geleceği
belli olan Diyarbakır Spor maçlarında göstermemiştir.
Takımlar sahaya çıkmaya korkar hâle gelmiştir.
Kamuoyunda, Devletin olaylara tümüyle el koyması için daha vahim
olayların olması mı beklenmektedir? Sorusu sorulmaktadır.
Sporda siyaset artmıştır. Âdeta spor siyasete alet edilmektedir.
Hızla önlem alınmadığı takdirde, doğu ve
güneydoğu illerinin takımlarına yönelik benzer hareketlerin yapılması,
olayların bu illerdeki futbol maçlarına da yayılması ihtimali
artacaktır.
Olayların daha da genişlememesi, olumsuz örnek
olmaması ve daha büyük toplumsal olaylara sebebiyet verilmemesi
amacıyla, sorumluların ortaya çıkarılması,
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
15.03.2010
1) Mehmet Sevigen (İstanbul)
2) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
3) Rasim Çakır (Edirne)
4) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
5) Fevzi Topuz (Muğla)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
8) Ahmet Küçük (Çanakkale)
9) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
10) Gürol Ergin (Muğla)
11) Ali Koçal (Zonguldak)
12) Çetin Soysal (İstanbul)
13) Abdullah Özer (
Bursa)
14) Erol Tınastepe (Erzincan)
15) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
16) Gökhan Durgun (Hatay)
17) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
18) Hulusi Güvel (Adana)
19) Ali Arslan (Muğla)
20) Mehmet Cevdet Selvi (Kocaeli)
21) Rahmi Güner (Ordu)
22) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
23) Sacid Yıldız (İstanbul)
24) Tayfur Süner (Antalya)
25) Atila Emek (Antalya)
26) İsa Gök (Mersin)
27) Muharrem İnce (Yalova)
28) Necla Arat (İstanbul)
2.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt ve 29 milletvekilinin, tütün üreticilerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/715)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Tütün Ülkemizde 400 yıldır üretilen geleneksel bir
ürünümüzdür. Tütün Dünyanın yaklaşık 120 ülkesinde üretilirken,
Türkiye'de üretilen tütüne kota konmuş, daha sonra 2009'da
yasaklanmış, tütün üreten aileler işsiz ve yoksul
kalmış, göç ederek perişan bir duruma gelmişlerdir. Tütün
üretimi destekleme kapsamı kampanyasına alındığı
yıllarda Türkiye'de tütün üretimi 1950 ile 2002 yılları
arasında Şark Tipi Tütün (oryantal) üretiminde en iyi dönemini
yaşayarak Dünya üretiminde ilk sıralarda bulunurken 2002
yılında çıkan yasadan sonra tütün destekleme alımları
kaldırılması, maliyet farklarının yükselmesi sonucunda
tütün fiyatlarının düşük kalması nedeniyle tütün üretiminde
büyük ölçüde azalmalar olmuştur.
1980'li yıllarda Tekel dışında 70 kadar tütün
şirketi sektörde faaliyet gösteriyordu. Daha sonraki yıllarda ABD ve
İngiltere başta olmak üzere bazı büyük sermaye grupları,
Ülkemizde bulunan küçük şirketleri yok edip pazarı eline geçirip
üreticilerimizden maliyetinin altında tütün almış, tütün üreticisi
iflas ederek yoksullaşıp, işsiz kalmış ve büyük
şehirlere göç etmişlerdir. Batman, Diyarbakır, Muş, Bitlis,
Siirt ve Adıyaman başta olmak üzere 2009 yılında tütün
ekimi yasaklanmış üreticiler işsiz ve yoksul kalınca
Bölgede yaşam vahim bir hale gelmiştir. Tütün üretiminde aile
birimlerinin tümü çalıştığı için bölgedeki
işsizlik ve yoksulluğun giderilmesinde önemli katkısı
olmaktadır.
Tekel kapanmadan önce Tekelin desteklemesiyle Ege, Karadeniz
Doğu ve Güneydoğu'da 1 Milyonu aşkın insanın geçimini
sağlayacak tütün üretiliyordu. Ancak Devletin desteklemesinin tütün
üreticisinden kesilmesinden sonra tütün üretimi O noktasına gelmiş
bulunmaktadır. Halbuki bugün Ege, Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu
tütünü Dünyanın en kaliteli tütünleri arasında olmasına
rağmen Devletin tütün çiftçisini desteklememesi sonucunda 1 Milyon ailenin
işsiz ve yoksul kalmasına imkan sağlamıştır. Bu
nedenle 400 yıldan bu yana üretilen tütün üreticisi bitmiş,
işsizlik ve yoksulluk armış, insanlar göç etmiş
perişan bir konuma gelirken ne yazık ki Devlet 2009 yılında
372 Milyon Dolar ödeyerek 83 Milyon kg tütün ithal etmiştir. Tütün
üreticimizin yaşadığı tüm sıkıntılar
araştırılarak bugüne kadar verilen sözlerin, altına imza
atılan vaatlerin yerine getirilip getirilmediği ve
mağduriyetinin boyutunu tespit etmek amacıyla Anayasanın 98. Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca
bir Meclis Araştırması açılması hususunda
gereğini saygılarımla arz ederim. 11.03.2010
1) Ensar Öğüt (Ardahan)
2) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
5) Çetin Soysal (İstanbul)
6) Fevzi Topuz (Muğla)
7) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
8) Rasim Çakır (Edirne)
9) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
10) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
11) Ahmet Küçük (Çanakkale)
12) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
13) Tekin Bingöl (Ankara)
14) Gürol Ergin (Muğla)
15) Ali Koçal (Zonguldak)
16) Abdullah Özer (Bursa)
17) Erol Tınastepe (Erzincan)
18) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
19) Gökhan Durgun (Hatay)
20) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
21) Hulusi Güvel (Adana)
22) Ali Arslan (Muğla)
23) Mehmet Cevdet Selvi (Kocaeli)
24) Rahmi Güner (Ordu)
25) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
26) Sacid Yıldız (İstanbul)
27) Atila Emek (Antalya)
28) İsa Gök (Mersin)
29) Muharrem İnce (Yalova)
30) Necla Arat (İstanbul)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğüt ve 20 milletvekilinin, ataması yapılmayan öğretmen
adaylarının sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/716)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de her yıl Üniversite bitirip diplomasını
alan binlerce öğretmen, eğitim alanındaki yetersizlikler
nedeniyle işsizler kervanına katılmaktadır. İI Milli
Eğitim Müdürlüklerimiz yerel bazda verdiği ilanlarla bazen de
megafonla yapılan duyurular sonucunda öğretmen almaktadırlar. Bu
alımlarda öğretmen olma şartı bile aranmamakta,
seracılık mezunu, at yetiştiriciliği mezunu, ziraat
fakültesi mezunları öğretmen olarak çocuklarımızın
geleceğini tayin etmektedirler.
Okullarda eğitim fakültesi mezunu binlerce ücretli
öğretmen adeta birer köle gibi çalıştırılmakta,
aylık ortalama 500.-TL ücret ve yarım sigorta ile sosyal güvencesiz,
her an işten çıkartılma korkusu ile
çalıştırılmaktadırlar. Bu ücretli
öğretmenlerimiz, öğretmenliği bir meslek olarak bile
uygulamaktan ve istihdam güvencesinden yoksun bırakılmış,
çok açık bir biçimde siyasetin etkisi altında hareket etmeye zorunlu
tutulmuşlardır. Adı da aslında öğretmen değil,
geçici personel; pamuk ipliği ile bağlı iş güvencesi. Hani
öğretmenler özgür yetiştirecekti kuşakları? Fikri hür,
vicdanı hür, irfanı hür olacaktı! Kendisinin özgür
olmadığı bir ortamda, öğretmenler nasıl özgür insanlar
yetiştirebilir?
2002 Genel Seçimler öncesinde Başbakan'ın
İstanbul'da seçim mitinginde yapmış olduğu konuşmada
"birçok gencimiz, özellikle öğretmen adaylarımız işsiz
kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları
kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can
çekişmektedir. O kadar sene beklet, sonra al. O adamda artık heves
kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah; biz
iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün
hazırlıklarını yapacak ve ertesi gün görev
aşkıyla okuluna gidecek, hiç merak etmeyin" demiştir.
Yapılan bu söyleme karşılık 2002 Genel Seçimlerinde 60 bin
olan atanamayan öğretmen sayısı ne yazık ki AKP
iktidarının 8. yılında 360 bini bulmuştur. AKP
iktidarında vaat edildiği gibi diplomasını almış
genç öğretmenlerimiz mezun olduğu gün, öğretmen bekleyen
öğrencilerle buluşturulamamış, söylenenler ancak seçim
vaatleri arasında yerini almıştır. Milli Eğitim
Bakanlığının iç denetim faaliyet raporunda birçok konuda
kendine kötü not vermiştir. Mevcut norm hesaplama kriterlerine göre
sistemde olması gereken öğretmen sayısı 717.824
olmasına rağmen, mevcut öğretmen sayısı 584,507'dir.
Yani 133,317 öğretmen açığı bulunmaktadır.
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde yaşanan
öğretmen açığı sebebi ile bölgenin Mülki Amirleri kendi
insiyatifleri doğrultusunda çözüm üretmekte, Ardahan Valiliğinde
eğitimli polis memurlarımız öğretmen olarak atanmakta
taşra belediyelerinde megafonlardan öğretmen aranıyor
anonsları yapılmaktadır. Ne yazık ki geleceğimizi
emanet edeceğimiz öğrencilerimizi yetiştirme konusunda
eğitim alan, fakülte mezunu ve atanamayan 360 bin öğretmenimizin,
garsonluk, seyyar satıcılık ve pazarcılık yaparak
yaşam mücadelesine devam etmeleri büyük bir çelişkidir. Atanamayan
öğretmenlerimizin yaşadığı tüm
sıkıntılar araştırılarak, bugüne kadar verilen
sözlerin, altına imza atılan vaatlerin yerine getirilmediği ve
genç öğretmenlerimizin mağduriyetinin boyutunun tespiti amacıyla
Anayasanın 98., Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve
105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
16 03.2010
1) Ensar Öğüt (Ardahan)
2) Rahmi Güner (Ordu)
3)Turgut Dibek (Kırklareli)
4) Sacid Yıldız (İstanbul)
5) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
6) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
7) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
8) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
9) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
10) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
11) Ahmet Küçük (Çanakkale)
12) Tekin Bingöl (Ankara)
13) Şevket Köse (Adıyaman)
14) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
15) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
16) Atila Emek (Antalya)
17) Abdulaziz Yazar (Hatay)
18) Hikmet Erenkaya (Kocaeli)
19) Selçuk Ayhan (İzmir)
20) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
21) Akif Ekici (Gaziantep)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, Sivas Milletvekili ve Büyük Birlik
Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5
Kişinin Hayatını Kaybettiği Helikopter Kazası ve
Kurtarma Çalışmalarının Tüm Yönleriyle
Araştırılarak Benzer Durumların Yaşanmaması
İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Yeniden
Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu
Başkanlığının, Komisyonun görev süresinin
uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
B)
Tezkereler
1.- Sivas Milletvekili ve Büyük
Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5
kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası ve
kurtarma çalışmalarının tüm yönleriyle
araştırılarak benzer durumların yaşanmaması için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla yeniden
kurulan (10/333, 334, 335 - 3/1090) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Başkanlığının,
Komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi
(3/1186)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sivas Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 Kişinin Hayatını
Kaybettiği Helikopter Kazası ve Kurtarma
Çalışmalarının Tüm Yönleriyle Araştırılarak
Benzer Durumların Yaşanmaması için Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla (10/333, 334, 335-3/1090) Esas
Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu; 18.02.2010 tarihinde
göreve başlamıştır.
Komisyonumuz, TBMM İçtüzüğünün 105 inci maddesi
uyarınca kendisine verilen 3 aylık süre içerisinde
çalışmalarını tamamlayamadığından 18.05.2010
tarihinden itibaren Genel Kuruldan 1 aylık ek süre istenmesine karar
vermiştir
Gereğini bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN İç Tüzükün 105inci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan Araştırmasını üç ay içinde
bitiremeyen komisyona bir aylık kesin süre verilir hükmü gereğince
Komisyona bir aylık ek süre verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup,
oylarınıza sunacağım:
Buyurun.
2.- TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun bir Parlamento heyetiyle birlikte, ABD Temsilciler
Meclisinde temaslarda bulunması ve New Yorkta gerçekleştirilecek
29uncu Türk Günü etkinliklerine katılmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1187)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
TBMM Başkanvekili Sadık Yakut
başkanlığında bir Parlamento heyetinin, ABD Temsilciler
Meclisi'nde temaslarda bulunması ve New York'ta gerçekleştirilecek
29. Türk Günü etkinliklerine katılması hususları
Başkanlık Divanı'nın 02 Mayıs 2010 tarih ve 71
sayılı görüşü üzerine "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620
Sayılı Kanun'un 10. Maddesi" uyarınca Genel Kurul'un
tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır; okutup, işleme alacağım ve sonra
oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, 11, 12, 13 Mayıs 2010 tarihlerinde
çalışmalarına ara vermesine ilişkin AK PARTİ Grubu
önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 6.5.2010 Perşembe günü (bugün)
toplanamadığından İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Nurettin
Canikli
Giresun
AK
PARTİ Grup Başkanvekili
Öneri:
Genel Kurulun 6.5.2010 Perşembe günkü (bugün)
birleşiminde 497 ve 497ye 1. Ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin ikinci tur görüşmelerinin 6.5.2010
Perşembe günü saat 24.00e kadar bitmemesi hâlinde görüşmelerin
tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılması,
daha önce alınan kararın aksine 7, 8, 9 Mayıs 2010 tarihlerinde
Genel Kurulun çalışmaması,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11, 12, ve 13 Mayıs 2010
tarihlerinde çalışmalarına ara vermesi
Önerilmiştir.
BAŞKAN Evet, şu anda
Başkanlığımıza sadece aleyhte
Sayın İçli, buyurun.
Eskişehir Milletvekili Sayın Tayfun İçli grup
önerisinin aleyhinde söz istediler.
Süreniz on dakika Sayın İçli.
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Değerli
milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP grup önerisinin aleyhinde söz aldım.
Değerli arkadaşlarım, AKP grup önerisinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çalışma takvimi değiştiriliyor.
Tatile giriyoruz, yaklaşık on günlük bir tatile giriyoruz. AKP Grubu
haklı, çünkü milletvekilleri gerçekten sabaha kadar
çalıştı, yoğun çalıştı, hatta iki üç saat
uykuyla o çalışmaları devam ettirdi. Şimdi, yorulan AKPli
milletvekili arkadaşları için ve diğer muhalefet milletvekili
arkadaşlar için bir tatil kararı çıkartıyorlar.
Değerli arkadaşlarım, bu nasıl bir
anlayıştır? Hep söyledik, bir söz vardır dedik, atasözü:
Acele işe şeytan karışır. Acele ettik. Sabaha kadar,
sabaha kadar çalıştık, yorulduk, gergin hâle geldik, Türkiye
Büyük Millet Meclisine yakışmayacak burada birtakım olaylar
oldu, sözler söylendi.
Değerli arkadaşlarım, hep söyledik, anayasa
görüşmelerinde ivedilikle görüşme yasağı vardır.
Öncelikle görüşebilirsiniz ama ivedilikle görüşme yasağı
vardır. Anayasalar, toplumsal sözleşmelerdir. Bu toplumsal
sözleşmeler tartışılırken sadece Türkiye Büyük Millet
Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin görüşlerinin tutanağa
geçmesi önemli değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilmeyen
siyasi partilerin de görüşlerinin tutanağa geçmesi, ilgili
tarafların, sendikaların, üniversitelerin, yargı organlarının
görüşlerinin alınması ve bu maddelerin sindire sindire,
tartışıla tartışıla geçmesinin esas olduğunu
söyledik ama AKPli arkadaşlara bunu anlatamadık. Bizim sayısal
gücümüz vardır, biz her istediğimizi yaparız, biz bunu geçiririz.
dediler. Televizyonlarda hiç yakışık almayan görüntüler; gazetelerde
küfre varan sözler, milletvekillerinin birbirine söylediği sözler
Şimdi ne yapıyoruz değerli arkadaşlarım?
Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisini on beş gün tatile sokuyoruz.
Kimin iradesiyle? Sayın Başbakanın iradesiyle.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) On beş gün değil, bir
hafta, bir hafta.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bunlar doğru değil. Yani, hep atasözlerinden
giriyoruz: Keskin sirke küpüne zarar verir. Yani istediğiniz kadar
keskin olun, göreceksiniz, birazdan ifade edeceğim, sizin küpünüze zarar
verecek bu. Çünkü, ikaz ediyoruz
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) On beş gün değil, bir
hafta.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Olabilir, on gün olur, bir
hafta olur, ama aç kapa yapılacağını da ben biliyorum.
Yani, Mecliste grupların nasıl taktik izlediklerini -siz de
deneyimlisiniz, ilk kez milletvekili olmadınız, ben de ilk kez
milletvekili olmadım- yaşayarak göreceğiz. Bunu basın
izliyorsa, bu takvimin nasıl çalıştığını,
nasıl tatil yapıldığını hep birlikte
vatandaşlarımız görecek. Bu işin tanığı
vatandaşlarımız.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, artık, bugün
bu Anayasayı bitirme niyeti var. Yani, diyorlar ki: Saat 24.00e kadar
çalışacaktık, bitinceye kadar çalışma kararı
Değerli arkadaşlarım, buradan bir milletvekili
olarak kendi görüşlerimi bir kez daha iletmek istiyorum: Bu Anayasa
teklifi buradan geçtiği takdirde, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
geçtiği takdirde Anayasamızın açık hükümlerine
aykırı olacak, Anayasa Mahkememizin daha önce ifade ettiğim
kararlarına, içtihatlarına aykırı olacak. Bakın,
şimdiye kadar anayasa yargısı, Anayasa Mahkemesi
içtihatları hiçbir zaman güçler ayrılığı ilkesiyle
ilgili bir tartışmaya girmedi çünkü şimdiye kadar gelen siyasi partiler
güçler ayrılığı ilkesini, hukuk devleti ilkesini zedeleyici
davranışlarda bulunmadılar ama Anayasa Mahkemesinin
kararlarına baktığınız zaman, Anayasanın
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, egemenliğini
yetkili organları eliyle kullanır. dedikten sonra, yargı
yetkisini düzenleyen maddelerinin, Anayasanın 2nci maddesinin
Cumhuriyetin niteliklerinin tanımı, Anayasanın
başlangıç hükmündeki kuvvetler ayrılığının
medeni bir iş bölümü olduğunu, hiçbir gücün diğer bir güçten
üstünlük sağlama anlayışında kabul edilemeyeceğini
belirten maddelerinin değişmez ve değiştirilmesi teklif
edilemez hükümler olduğunu Anayasa Mahkemesi kararlarında net olarak
görüyoruz değerli arkadaşlarım.
Geçtiğimiz günlerde ben burada şunu söyledim: Eğer
bunu yaparsanız
AKP kapatma davasında 10 ve 42yle ilgili
yapılan değişikliğin teklif edilmesinin ve
yasalaştırılmasının Anayasa Mahkemesi tarafından
laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunun bir
numaralı delili olarak kabul edildiğini Anayasa Mahkemesinin
kararından arz ettim, tekrar sizlere burada bunları
okumayacağım.
Değerli arkadaşlarım, bunu söylediğimde bir
gazetemiz benim için Utandıran Çağrı
başlığını atmak suretiyle, benim Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısını göreve davet ettiğimi, ona
çağrıda bulunduğumu söyledi. Bakın, sizler dinlediniz:
Sizlere üç kez, yalvarıyorum dedim, yapmayın bunu dedim. Bunu
yaparsanız Anayasaya aykırı olur dedim. Bunu yaparsanız
Anayasa Mahkemesinin içtihatlarına aykırı olur dedim. Bir
hukukçu olarak, bir milletvekili olarak bunları size söyledim ve sizlere
yalvardım. Ben Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına Bu
partiyi kapatın. diye bir çağrıda bulunmadım, ben, AKPli
milletvekili arkadaşlara çağrıda bulundum. Geçmişte
Partilerarası Uzlaşma Komisyonunda, Anayasa Komisyonunda görev
yapmış bir arkadaşınız olarak, bir hukukçu olarak, bir
milletvekili olarak bu çağrıda bulunmam kadar doğal olan hiçbir
şey olamaz.
Bir kez daha size çağrıda bulunuyorum: Hukuk, bir
devletin bağışıklık sistemidir, iskeletidir. Siz bir
devletin bağışıklık sistemini bozarsanız,
iskeletini kırarsanız, o devlet
Bugün yapacağınız
düzenleme, Anayasa Mahkemesinde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda
yapacağınız düzenleme, yarın bir gün sizin sokakta
torununuzla, kucağınızda torununuzla giderken ilişkileri
zedeleyebilecek bir ilişkidir. (AK PARTİ sıralarından
Allah Allah sesleri)
Allah Allah
Öyledir. Yargı
bağımsızlığı, bir devleti devlet yapan en önemli
özelliklerden biridir. Eğer bunu yandaş yargıya çevirmeye
kalkarsanız, Anayasa Mahkemesini aslan terbiyecisi gibi terbiye etmeye kalkarsanız
Umarım öyle olmaz, ben, siyasi partilerin kapatılmasına hep
karşı olmuş bir insanımdır ama -ama diyorum, ancak
diyorum- demokrasilerin de kendini koruma refleksinin olduğunu,
demokrasilerin kendini koruma refleksini yine Anayasada yine anayasal
yargıya vermek suretiyle sağladığını bilen biri
olarak, ben, bir kez daha buradan sizleri, değerli arkadaşlarım,
uyarıyorum.
Bakın, Ziya Paşanın bir sözü vardır, yani
böyle eski sözü kullanmasını seven arkadaşlarımız çok,
burada sıklıkla onu söylüyorlar: "Nush ile uslanmayanın
hakkı tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir."
Bundan bir sonuç, yani buradan
AHMET YENİ (Samsun) Ayıp, ayıp, milletvekilisin
be!
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Olur mu, ayıp olur mu?
Ziya Paşanın bu sözünü
Sizler burada hep böyle eski sözleri
söylüyorsunuz, buradan arif olan anlar. Ben size bir şey söylemiyorum ki
burada Ziya Paşanın bir sözünü söylüyorum.
AHMET YENİ (Samsun) Milletin vekili olarak söylüyorsun,
utan!
CEVDET ERDÖL (Trabzon) Çok ayıp ediyorsun!
BAŞKAN Sakin olun sayın milletvekilleri, sakin olun,
lütfen.
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Niye alınıyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, bakın, bir işi
yapma iradesinde olan yahut da aklında böyle bir düşüncesi olan
insanlarda alınganlık olur. Niye siz alınıyorsunuz da
başka siyasi partiler alınmıyor? Ben, burada bir konuyu
anlatmaya çalışıyorum. Burada herhangi bir sataşma da yok,
(a) partisi, (b) partisi, (c) partisi dedim mi? Ziya Paşanın bir
sözünü söyledim. Eğer Ziya Paşanın bu sözü birilerini
rahatsız ediyorsa o zaman Ziya Paşa kavramını ve sözünü
edebiyatımızdan, her şeyimizden kaldırmamız
lazım. Edebiyat neden vardır, sanat neden vardır?
Baskıcı dönemlerde derdini anlatamayanları sanatla anlatma
özelliği. Karikatür de öyledir. Yani, şimdi birçok siyasetçimiz
karikatüristlere dava açıyor, karikatüristlerden çok kaygı duyuyor,
şiirlerden kaygı duyuyor ama dünyanın her yerinde
baskıcı dönemlerde yaşanan olayları sanatçılar,
edebiyatçılar, karikatüristler, ressamlar bu şekilde ifade ediyorlar.
Ben de kaygılarımı bu şekilde ifade ediyorum, birileri
anlasın, algılasın diye bunu ifade ediyorum ve tekrar
söylüyorum: AKPnin bu grup önerisi, işte, acele işe şeytan
karışır, başa döndük, sabahlara kadar
çalıştık, şimdi bugün bitireceğiz, değerli
arkadaşlarım, on beş gün tatil yapacağız. Peki, neden
bunu tekrar sindire sindire yapmadığımızı neden
sorgulamıyoruz? Artık tabii ki bu takdir AKPli
arkadaşlarımızın.
Bu görüşlerimi dile getirdim. AKP grup önerisine bu nedenle
karşıyım.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın İçli.
Aleyhte Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk söz
istediler.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sizin de süreniz on dakika.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AKP grup önerisinin aleyhine söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bugün 6 Mayıs 2010.
Bundan tam otuz sekiz yıl önce 6 Mayıs 1972 tarihinde Türkiye
gençliğinin antiemperyalist, antifaşist önderlerinden Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan 12 Mart faşist diktatörlük
yönetimi tarafından darağacına gönderildi. Onların tam
bağımsız, demokratik, özgür Türkiye ve özgürlük mücadeleleri
faşist diktatörlük tarafından kanla bastırıldı.
Değerli arkadaşlarım, tabii ki o zamanı
bilmeyen arkadaşlarımız vardır. 12 Mart 1971 faşist
darbesinin nedenlerine baktığımız zaman, dünyada tüm
gençlik hareketleri öncelikle üniversitelerden başlamış, daha
sonra köylü gençliğe ve işçi gençliğe ve tüm yaşayanlara
sarmıştır. Bu mücadelenin merkezi Avrupa ve Fransa. Oralardaki
gençlik önderlerinin bu demokrasi ve özgürlük mücadelesi yönetenler tarafından
hoşgörüyle karşılanmış ve kan ve şiddet
uygulanmamış, o kişiler bugün Avrupada yönetenler
olmuşlardır, bugün Avrupayı yönetmektedirler, ama bizim ülkemiz
emperyalizmin güdümünde, emperyalizm tarafından yönlendirilen, denetlenen
bir ülke olduğu için o tarihlerde, 12 Mart faşist diktatörlüğü
bir yol olarak denenmiş ve gerçekten faşizm kanlı
baskısını o gençlik mücadelelerinin üzerinde göstermiş.
Değerli arkadaşlarım, bugün geçmişe dönüp
baktığımızda Deniz Gezmişi, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnanı darağacına çıkaranlar, gerek o 12 Mart
faşist diktatörlüğünün önderleri gerekse o dönemde, olağanüstü
dönemde olağanüstü hukuk kurallarına bağlı olarak
onların idam kararlarını verenlerin bugün halk tarafından
hiç birisi bilinmiyor. Onları, o idam kararını verip
uygulayanları halk unuttu. Ancak egemen güçlerin her türlü
unutturmasına, baskısına ve tehdidine karşı hiç kimse
Deniz Gezmişi, Yusuf Aslanı ve Hüseyin İnanı
unutmadı, tıpkı Adnan Menderes, Hasat Polatkan, Fatin Rüştü
Zorluyu unutmadığı gibi.
Değerli arkadaşlarım, hep söylüyoruz,
olağanüstü yönetimlerin olup olmadığını anlamak için o
ülkede hukuk kurallarının keyfî olarak uygulanıp
uygulanmadığına ve bir keyfîliğin olup olmadığına
bakmak lazım. Neydi Deniz Gezmişleri gerçekten darağacına
götüren suçları? Bunlara yüklenen suçlar, normal hukuk kuralları
içerisinde, o tarihteki hukuk kuralları içerisinde
değerlendirdiğimizde, gerçekten darağacına
çıkartıp canlarıyla ödenmesi gereken suçlar mıydı?
Elbette ki onların da o mücadelenin içerisinde, var olan hukuk
kuralları karşısında belki hukuk kurallarına
aykırı davranışları vardır ancak bunları,
hadi diyelim ki Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, hoşgörüyle
karşılama kapasitemiz yok; o zaman, var olan hukuk
kurallarının karşılığı olan cezaları
uygulamak gerekirdi. Onlara olağanüstü hukukun emrettiği şekilde
idam cezaları haksızdır, hukuksuzdur ve nitekim, o dönem bu idam
kararlarının infazı sırasında bulunan mahkeme
başkanı bunların avukatlarına dönerek, Halit Çelenke, Siz
hukuk kuralları içerisinde avukat olarak yapmanız gereken her
şeyi yaptınız ama bu iş başka iş. demiştir.
İşte, şimdi aradan otuz sekiz yıl geçti.
Türkiyede demokratikleşme iddiaları her geçen gün daha fazla önem
kazanıyor, daha fazla güç kazanıyor. Eğer bir ülkede
demokratikleşme gerçekten olacaksa, Türkiye Cumhuriyeti demokratik hukuk
devleti olacaksa geçmişindeki olağanüstü hukuksuzlukları
temizlemesi gerekir değerli arkadaşlarım.
Bu kürsüden, hepimiz çıktığımızda,
Türkiyenin kapatılan partiler mezarlığı olduğunu
söylüyoruz ama hiçbirimizin aklına, bu ülkenin aslında faili meçhul
siyasi cinayetler mezarlığı olduğu gelmiyor, hiçbirimizin
aklına, olağanüstü dönemlerde haksız ve hukuksuz olarak siyasi
kararlarla idam sehpalarına çıkarılan insanların
gelecekleri gelmiyor.
Şimdi, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan
Polatkanın itibarları iade edilmiştir. Geç de olsa Türkiye
Büyük Millet Meclisi bu eksikliği gidermiştir. 12 Mart faşist
diktatörlüğünün amansızca aramızdan ayırdığı
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın itibar kaybı
zaten söz konusu değil. Onlar, hangi siyasi düşünceden olursa olsun,
yüce Türk milletinin kalbindeki unutulmaz yerlerini aldılar. Ama
değerli arkadaşlarım, Türk halkının bizden
beklediği bir şey var. Gerçekten, halkların kardeşliği
için, bağımsız, özgür ve demokratik bir Türkiye için mücadele
eden bu insanların idam edilmelerine ilişkin yasanın yürürlükten
kaldırılmasını Türk halkı bizden bekliyor değerli
arkadaşlarım. Deniz Gezmişlerin idam edilmelerine ilişkin
yasa yürürlükte kaldığı müddetçe demokratikleşme
iddiaları bir anlam ifade etmez.
Beni üzen şudur değerli arkadaşlarım: Aradan
otuz sekiz yıl geçmesine rağmen, hâlâ, bugün, Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnana ilişkin anma
toplantılarının polis tarafından baskıyla
karşılandığını öğrendim ben. Seçim bölgem
Mersinde, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın
anılmasına yönelik toplantının polis tarafından
engellenmek istendiği, bunların terörist olduğu ve bunlara
ilişkin anma toplantısının yapılamayacağı
bana iletildi. Eğer bu bilgi doğruysa gerçekten bu sakat bir
anlayıştır, antidemokratik bir anlayıştır.
İşte, otuz sekiz yıl sonra bir yandan demokratikleşme,
özgürleşme türküleri söylerken bir yandan hâlâ insanların haksız,
hukuksuz şekilde asılan bu 3 fidana karşı anma
toplantılarını baskıyla, zorla ve hukuksuzlukla susturmaya
çalışmak demokratik anlayışla bağdaşmıyor
değerli arkadaşlarım.
Bugün, Denizleri anmak, onlara saygı duymak, onların
mücadelelerine inanmak veya inanmamak ayrı bir konudur. Ama gerçekten biz
bu ülkede hakikaten darbelere karşı çıkacaksak, darbe hukukunun
yarattığı tüm olguları sonuçlarıyla birlikte ortadan
kaldırmamız lazım. Onun için benim bu Parlamentodan
beklediğim, 23üncü Parlamentonun bu demokratikleşme, özgürleşme
çerçevesinde darbe hukukunu yok etmek için Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnanın idam edilmelerine ilişkin yasanın
yürürlükten kaldırılmasını ben talep ediyorum.
Hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Öztürk, teşekkür ederim.
Başka söz talebi yok.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Başkanım, söz
talebim var
BAŞKAN Gelmedi efendim önüme.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Hayır,
yazılı değil.
BAŞKAN Ekrana gelmiş ama oyladım. Bir başka
vesileyle
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Oylamayla ilgili
değil, gündemle ilgili.
BAŞKAN Yerinizden mi söz istediniz?
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Evet.
BAŞKAN Affedersiniz, 60a göre söz istediniz, tabii
efendim, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Şırnak Milletvekili
Sevahir Bayındırın, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnanın idam edilişinin yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Bugün Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, 3 fidanın idam
edilişinin yıl dönümü. Yıl dönümü nedeniyle kendilerini
saygıyla anıyorum ve diyorum ki darağacına giderken Deniz
Gezmişin Yaşasın Kürt ve Türk halkının
kardeşliği! şiarının hâlâ bizim mücadele gerekçemiz
olduğunu ifade etmek istiyorum ve yıllar aradan geçse de bu
kardeşlik duygusunun, bu kardeşlik ilkesinin hayata geçeceğine
inanıyorum ve eğer bugün Deniz Gezmiş yaşamış
olsaydı, eminim bu ilkesine uymayanların kendi adına
konuşmasından da rahatsız olurdu diyorum.
Teşekkür ederim. Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bayındır.
Sayın milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu
ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Kooperatifler Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın; Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Kooperatifler Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, Kooperatifler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonları Raporları (1/811, 2/633) (S. Sayısı:
496)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan ve 264
Milletvekilinin; 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun
ikinci görüşmesine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (x)
(xx)
(x) 497 S. Sayılı Basmayazı
19/04/2010 tarihli 88inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(xx) 497ye 1inci Ek S.
Sayılı Basmayazı 2/5/2010 tarihli 99uncu Birleşim
Tutanağına eklidir.
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, bilindiği gibi, Anayasa değişiklik
tekliflerinin ikinci görüşmesinde, teklifin tümü ve maddeleri üzerinde
görüşme açılmamakta, yalnızca maddeler üzerinde verilmiş
değişiklik önergeleri görüşülmektedir.
Teklifin birinci görüşmesinde, tüm maddeleri üzerinde
değişiklik önergeleri verilmişti.
Dünkü birleşimde, teklifin 23üncü maddesi gizli oylama
sonucunda kabul edilmişti.
Şimdi, teklifin 24üncü maddesini okutuyorum:
MADDE 24- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166 ncı
maddesinin kenar başlığı I. Planlama; Ekonomik ve Sosyal
Konsey şeklinde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında
hükümete istişarî nitelikte görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve
Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin kuruluş ve
işleyişi kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 24üncü madde üzerinde
elli bir önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 24 üncü maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166
ncı maddesine eklenen fıkrada geçen istişari nitelikte
ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ahmet Yeni Azize
Sibel Gönül
Samsun Kocaeli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 24. maddesi ile Anayasanın 166. maddesine eklenen
fıkranın aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Ahmet Küçük |
|
|
Gökhan Durgun |
|
|
Çanakkale |
|
|
Hatay |
|
|
|
|
Engin Altay |
|
|
|
|
|
Sinop |
|
Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında
ve uygulanmasında hükümete istişare nitelikte görüş bildirmek
amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin
Kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 24. maddesi ile Anayasanın 166. maddesine eklenen
fıkranın aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Osman
Çoşkunoğlu
Malatya Uşak
Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında
ve uygulanmasında hükümete istişare nitelikte görüş bildirmek
amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin
Kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 24 ncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Akın
Birdal |
|
Fatma Kurtulan |
Sebahat Tuncel |
|
|
Diyarbakır |
|
Van |
İstanbul |
|
|
|
|
Şerafettin
Halis |
|
|
|
|
|
Tunceli |
|
Madde: Madde 24- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166
ncı maddesinin kenar başlığı Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Konsey şeklinde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Ekonomik sosyal ve kültürel politikaların
oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş
bildirmek amacıyla Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Konsey kurulur,
kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Şimdi okutacağım en aykırı
üç önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme
alacağım, istemde bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 24. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını ve
diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Çetin Soysal Turgut
Dibek
İstanbul Kırklareli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 24.
Maddesi'nin teklif metninden çıkarılmasını arz ederim.
M. Akif Paksoy Yılmaz
Tankut
Kahramanmaraş Adana
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Anayasa değişikliği
teklifinin, 24. maddesinin teklif metninden çıkarılması için
gereğini arz ve teklif ederiz.
|
|
Mithat Melen |
|
Faruk Bal |
Oktay Vural |
|
|
İstanbul |
|
Konya |
İzmir |
|
|
Mehmet
Şandır |
|
S. Nevzat
Korkmaz |
Behiç Çelik |
|
|
Mersin |
|
Isparta |
Mersin |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Melen, siz konuşacaksınız
herhâlde?
MİTHAT MELEN (İstanbul) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın Mithat Melen
önergesi üstünde konuşacaklar.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
MİTHAT MELEN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; değişiklik önergesi üzerinde konuşmak
üzere söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla
selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bu Ekonomik ve sosyal
politikaların oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte
görüş bildirmek amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. sözüyle
bakın 166ncı maddesi Anayasamızın nasıl
çelişiyor. Ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı, özellikle
sanayiin ve tarımın yurt düzeyinde dengeli ve uyumlu biçimde
hızla gelişmesini, ülke kaynaklarının döküm ve
değerlendirilmesini yaparak verimli şekilde kullanılmasını
planlamak, bu amaçla gerekli teşkilatı kurmak Devletin görevidir.
Şimdi, bir tarafta devlet görevi... Zaten dikkat
buyurursanız Anayasamızın mali ve ekonomik hükümlerle ilgili
161 ve 173üncü maddeleri genelde devlete görev vermiş. Burada hükûmete
istişari mahiyette bir danışma hakkı
sağlamış. Bir kere, dünyadaki son ekonomik gelişmelerle,
özellikle altmış yıl önce, elli yıl önceki dünyadaki
gelişmeler birbirinden çok farklı şeyler. Yani
Anayasamızın ekonomik hükümleri ve mali hükümleri bugünkü çağdaş
düzeyi yansıtacak biçimde değil ve birçok madde buradaki, zaten
kanunla düzenlenebilecek maddeler, bütçe buna dâhil, Ekonomik Sosyal Konsey de
öyle. Kanunla düzenlenmesi gerekirken yıllardan beri bunu biz ne kanunla
düzenleyebildik ne de hakikaten kanunla ilgili gerekli
yaptırımları yapabildik. Yani Ekonomik Sosyal Konsey gerçekten
seçimle gelmesi icap ediyor, dünyada da seçimle geliyor. Başta Avrupa
Birliği modelidir bu. Bu seçimle gelen yapı, Türkiyede seçimle gelen
değil, zaten tayinle geliyor. Bugün hakemlerin, düşünün,
futbolcuların, bugün çok önemli konu, temsil edilmediği bir yapı
mesela veyahut da bizlerin temsil edilmediği bir yapı,
akademisyenlerin temsil edilmediği bir yapı. Resmen tayinle kurduğunuz
bir model. Bu tayinle kurduğunuz modeli bir de Anayasaya ekliyorsunuz ve
Anayasanın öyle bir maddesine ekliyorsunuz ki planlama var orada.
Şimdi, serbest piyasa ekonomisiyle planlamanın
çelişmediğini biliyoruz ama planlamanın nasıl, kime hesap
vermesi konusunda bir çelişki var ortada ciddi biçimde. Yani yürütme
organının hükûmet olması gerekirken, burada devlete görev
vermiş devamlı olarak. Bir sonraki maddeye de bakarsanız, yine,
devletten bahsediyor. Mesela Anayasanın 167nci maddesinde Devlet, para,
kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı
ve düzenli işlemelerini sağlar. diyor. O zaman, sıkıya
geldiği zaman Devlet yok mu? diyoruz, sıkıya geldiği
zaman Devlet benim. diyoruz ama devlete görev verince hükûmet bir şey
yapmıyor demektir. Yani icra makamına görev vermemek, yürütme
organına görev vermemek burada çok önemli bir şey ve özellikle bu
maddenin planlamayla ilgili bölüm içinde yer alması bence çok
Anayasanın ruhuna uygun değil çünkü, bakın, Anayasanın
166ncı maddesinin birinci bölümünü Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey
olarak da değiştiriyorsunuz. Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey
olarak değiştirdiğiniz zaman, yani bir taraftan planlama; kim
yapacak? Devlet. Öbür taraftan Ekonomik Sosyal Konsey, yani sivil yapı,
sivil örgüt ki hep bunu ısrarla söylüyoruz, programa getirmeye
çalışıyoruz ki dünyadaki yeni yapılanma sivil örgüt
yapılanması. Parlamento da bence en büyük sivil örgütün ta kendisi,
milleti, halkı temsil ettiği için. Ama Ekonomik ve Sosyal Konseyin
temsilinde de ciddi sorunlar var. Seçimle gelmeyen bir Ekonomik Sosyal Konseyin
olmaması lazım.
Bir de dikkate almak gereken bir şey var. Gerçekten, bu
Avrupa Birliği modeli, özellikle son gelişmelerden sonra da yine
sıkıntıya düştü. Niye sıkıntıya düştü?
Çünkü devlet daha fazla devreye girmeye başladı Avrupada da. Yani
gayrisafi millî hasılanın yüzde 50sine kadar devlete hâkim olmaya
başladı. Şimdi, biz de gelecekte -tabii hiç ummuyoruz ama-
Türkiyede herhangi bir sıkıntı, ekonomik sıkıntı
olduğu zaman devletin daha ağırlığını
göreceğiz, daha ağırlığını görmek zorunda
kalacağız. Bunun için şimdiden bu önlemleri çok dikkatle almak
lazım. 2000 yıllarından sonra dünya bir rahatlama içindeydi
belki, ekonomik rahatlama ama 2010dan sonra da özellikle Avrupa bu ekonomik
rahatlamanın içinde olmayacak ve bu maddeler...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Melen, bir dakika ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
MİTHAT MELEN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Bu maddeler önem kazanacak. Yani böyle bir fırsat varken,
gerçekten Anayasayı değiştirirken hiç ekonomiyle ilgilenmeden,
ekonomi yokmuş gibi farz ederek bu 161 ve 173üncü maddeler üzerinde
hiçbir değişiklik yapmayı düşünmedik. Ama çok yakında,
çok yakında ekonomi öyle bir ciddi Türkiyenin gündemine girecek ki -çünkü
dünyanın gündemine ve Avrupanın gündemine girdi- bazı
değişiklikler yapmak zorunda kalırız. Çünkü dünya
değişiyor, Türkiyenin buna ayak uydurması lazım. Bu
Ekonomik Sosyal Konsey mantığı, zaten geç kalmış bir
mantık, doğru dürüst işlemeyen bir mantık. Şimdi, bunu
Anayasaya koyunca mı işleyecek? Ardından da Kanunla
düzenlenir. diyoruz. Bu kadar yıldır bu kanunu
çıkaramadıysak şimdi nasıl çıkaracağız?
Bu duygu ve düşüncelerle, bu maddenin
çıkarılması konusundaki görüşlerimizi tekrar eder, yüce
heyeti saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Melen.
Diğer önerge üzerinde herhâlde Sayın Paksoy
konuşacaklar.
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy, buyurun
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz beş dakikadır.
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; önergemiz hakkında söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu Anayasa paketi hepimizin bildiği üç madde için yüce
Meclise getirildi. Diğer maddelerin, paketi halka şirin göstermek
için elma şekeri olarak pakete eklendiği kanaatindeyim. Ekonomik ve
Sosyal Konsey de elma şekeri maddelerinden bir tanesi. Bu konseyler birçok
ülkede var, amacı da, ekonomik ve sosyal politikaların
oluşturulmasında kamu ile toplumsal kesimler arasında
uzlaşı ve iş birliğini sağlamaktır.
Ekonomik ve Sosyal Konsey, 1995 yılında, bir
Başbakanlık genelgesiyle kuruldu. 2001 tarihinde de 4641
sayılı Kanunla yasal dayanağa kavuşturuldu. Yani, Ekonomik
ve Sosyal Konseyin Türkiyede zaten on beş yıllık bir
geçmişi var.
Peki, iktidarda olduğunuz sekiz yıl boyunca siz bu
Konseyi kaç defa toplamayı akıl ettiniz? Belki
hatırlamazsınız ama ben söyleyeyim: 2005-2007 döneminde hiç
toplamadınız, 2008-2009 döneminde ise ekonomik krizin etkisiyle
sadece 2 defa topladınız. Öte yandan, Avrupa Birliğinin
tavsiyelerine rağmen, Konseyde kamu kurumlarının
ağırlığını azalttınız mı?
Hayır. Ya Başbakanı Konsey Başkanlığından
çıkarttınız mı? O da hayır. Çıkartmayı
düşünüyor musunuz? O da hayır. Konseye, istişari mahiyette
görüş bildirmekten öte bir görev veriyor musunuz? O da hayır.
Aslında amacınız gayet açık: AB Uyum Mevzuatı
adı altında, size bağlı olmayan yargıyı ve sivil
toplumu kendinize bağlamaya çalışıyorsunuz.
Uyguladığı politikaların başarısız
olduğunu görünce hiddetlenen, işsizliğin çözümünü Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği üyelerinin birer kişi istihdam etmesine
bağlayan, fiyat artışlarının talimatla, olmazsa
ithalatla düşeceğini sanan bir Başbakanın, Ekonomik ve
Sosyal Konseyi anayasal bir kurum hâline getirmesini biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak hiçbir şekilde inandırıcı bulmuyoruz,
halkımız da bulmuyor.
Bu konuda samimi olmadığınız şuradan
anlaşılıyor: Bir taraftan Ekonomik ve Sosyal Konseyi anayasal
bir kurum hâline getirirken, diğer bir taraftan, Sayın
Başbakanın istihdam talimatını uygulanabilir bulmayan
Türkiye Odalar Borsalar Birliğine tarihinde ilk defa 16 müfettiş
birden gönderiyorsunuz! Yani sizin talimatınızı yerine getirmeyene
aba altından sopa gösteriyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her 4
gençten 1inin işsiz olduğu, çalışanların
yarısından fazlasının, emeklilerin yüzde 75inin açlık
sınırının altında hayatını devam
ettirdiği, 72 milyon nüfusun aktifi ve pasifiyle 15 milyonunun yeşil
kartlı, tahmin edilen 22 milyon istihdamın yarısının
kayıt dışı olduğu, 576,57 TLlik asgari ücretin yüksek
bulunup daha aşağıya çekecek esnek istihdamın
tartışıldığı, tarım ürünlerinden sonra et
ithal edildiği bir ülkede yaşıyoruz.
Bakın kıymetli arkadaşlar, sekiz yıllık
İktidarınız döneminde kadınlara yönelik şiddeti mi
azalttınız, çocuk istismarını, çocukların
kaçırılmasını mı önlediniz, her gün çığ gibi
büyüyen ve sayısız ocakların sönmesine sebep olan kredi
kartı mağdurlarının sorunlarını mı çözdünüz,
işsizliği mi azalttınız, kayıt
dışını mı önlediniz, söz verdiğiniz hâlde
tarımsal üretimde kullanılan mazot ve elektrik üzerindeki ÖTVyi mi
kaldırdınız, gübrede KDV oranını yüzde 1e mi
çektiniz? Bunların hiçbirini yapmadınız.
Bakın, mantar gibi çoğalan büyük
alışveriş merkezleriyle ilgili olarak bakkallara ne diyor
Sayın Başbakan: Bizim buradan geri dönmemiz mümkün değil.
Bakkallar kendi aralarında birleşsinler. Bakkallıktan
vazgeçsinler, onlar da büyük marketler kursun.
Sayın Başbakan, bakkal evine ekmek götürmekten âciz
duruma düşmüş, vergisini ödeyemiyor, nerede o sermaye büyük market
kuracak? Siz eğer samimiyseniz, hiçbir Batı ülkesinde örneği
görülmeyen alışveriş merkezleriyle ilgili tasarıyı
getirin Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine, yasalaştıralım.
Türkiyeyi vahşi kapitalizmin bırakınız yapsınlar,
bırakınız geçsinler talanından hep birlikte
kurtaralım. Ancak, bunları yapmazsınız,
yapamazsınız. Sizin asıl amacınız, gerçek gündemi
manipüle ederek iktidara dayalı olarak kurduğunuz saadet devrinin
devamını sağlamaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Paksoy, lütfen konuşmanızı
tamamlayın, size de ek süre veriyorum.
Buyurun.
MEHMET AKİF PAKSOY (Devamla) Halkın gerçek gündemi
olan eko-nomik sorunları, işsizliği, yoksulluğu,
yolsuzluğu, yandaşlara çekilen kıyakları unutturmak,
ekonomideki beceriksizliğinizin üzerini örtmek. Bu düzenleme, dostlar
alışverişte görsen babından bir düzenlemedir ve kabulünden
sonra bir daha hatırlanmayacaktır.
Bu Hükûmet artık yolun sonuna gelmiştir. Sekiz
yıllık iktidarı döneminde uzlaşmadan kaçan, sürekli olarak
gerilim ve sorun üreten, ürettiği bu sorun ve gerilimleri
iktidarının devamı için vazgeçilmez kabul eden bir siyasi
anlayışın bu ülkeye vereceği bir hizmet
kalmamıştır. Değil sekiz yıl, seksen yıl da
iktidarda kalsanız bu gerilim ve mağdur edebiyatından
vazgeçeceğinizi de zannetmiyorum.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
aldığım üç önergeden sonuncusu üzerinde İstanbul
Milletvekili Sayın Çetin Soysalın söz talebi vardır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Soysal, buyurun efendim.
Süreniz beş dakikadır.
ÇETİN SOYSAL (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, darağacında üç fidanın idam edilişinin
yıl dönümünde, 6 Mayısta, Denizi, Hüseyini, Yusufu saygıyla
anıyorum.
Değerli arkadaşlarım, son zamanlarda yeni bir
tartışma başladı. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisinin 50li
yıllarına kadar olan süresi içinde yaşananlara bir soysuzluk
suçlaması, iftirası, karalamasıyla karşı
karşıya kalındı.
Bakın, 1929, ekonomik bunalımın dünyada
yaşandığı o süreçte, 1939 ve 1945 yıllarında
yaşanan İkinci Dünya Harbine rağmen ve bir tek kişinin
burnunun kanamadığı o süreçlerde savaştan
çıkmış, bağımsızlığını ilan
etmiş Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olan Cumhuriyet Halk Partisinin
Birinci Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk ve İkinci Genel
Başkanı İsmet İnönünün yaptıklarına
baktığımız zaman: 1923te Cumhuriyet Halk Partisi kuruldu,
birinci Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürktü. Ankara başkent
ilan edildi, Lozan Anlaşması yapıldı, Devlet
Demiryolları kuruldu, Türkiye İş Bankası kuruldu, Türkiye
Tütüncüler Bankası kuruldu, Türkiye Hava Kurumu kuruldu, Osmanlıda
köylülerden alınan aşar vergisi kaldırıldı, Sanayi ve
Maden Bankası kuruldu; Ticaret odaları, sanayi odaları kuruldu,
Eskişehirde demir yollarıyla ilgili malzeme atölyeleri kuruldu,
Adana Mensucat Fabrikası kuruldu, şeker fabrikaları kuruldu,
demir çelik sanayisi kuruldu, Türkiye Medeni Kanunu yürürlüğe girdi, Türk
Telsiz Telekom Şirketi kuruldu, Eskişehir uçak sanayisi kuruldu, ilk
şeker fabrikası olan Alpullu Şeker Fabrikası işletmeye
açıldı. Tarım satış kooperatif birlikleri kuruldu,
Kayseri Uçak Motor Fabrikası açıldı, Uşak Şeker
Fabrikası işletmeye açıldı, Emlak Bankası kuruldu.
İstanbul Radyosu yayınlara başladı, Samsun-Havza- Amasya
demir yolları açıldı. Eskişehir Bankası kuruldu.
Anadolu Demiryolu yabancı şirketlerden satın alındı.
Haydarpaşa, Eskişehir-Konya-Yenice- Mersin demir yolları
yabancılardan satın alındı.
Değerli arkadaşlarım, burada sanayiye dönük
yapılan önemli atılımlar var. Cumhuriyetin önemli
kazanımları buralarda gerçekleşti. Paşabahçe
fabrikaları kuruldu, Haydarpaşa limanları kuruldu ve bunun
yanı sıra Sümerbank kuruldu, Diyarbakır Tekel Fabrikası
kuruldu, Tekel Genel Müdürlüğü kuruldu ve önemli atılımlar
yapıldı. Şimdi, O dönemde çivi bile çakmadı. diyenler
Burada sayamadığım daha yüzlerce önemli atılım
cumhuriyetin 1950li yıllarına kadar yapıldı, üstelik bir
tek dış borç alınmadan ve Osmanlının var olan
borçlarını ödeyerek yapıldı ve Bu dönemde çivi
çakılmadı. diyenlerin, aslında bu süreçte çaktıkları
çiviyi insan etine çaktıklarını görmeleri gerekir.
Bakın, burada cumhuriyetin ilk yıllarında
yapılanlara karşı AKP neler yapmış:
Değerli arkadaşlarım, siz Tekeli
sattınız, siz SEKAyı sattınız, siz cumhuriyetin ilk
yıllarında kurulan sanayi değerlerini ortadan
kaldırdınız ve bugün de çıkıp Mustafa Kemale,
İsmet İnönüye, cumhuriyetin 1950li yıllarına kadar olan
sürece laf atıyorsunuz ve burada soysuzlukla itham ediyorsunuz Cumhuriyet
Halk Partisini.
Değerli arkadaşlarım, bizim soyumuz bellidir; bizim
soyumuz, Cumhuriyet Halk Partisinin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürktür;
bizim soyumuz, ikinci Genel Başkanımız İsmet İnönüdür
ama kimilerinin soyu Sevrin altına imza atan Damat Ferit Paşalar
olabilir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ayıptır be!
ÇETİN SOYSAL (Devamla) Biz Sevrin altına imza
atanlara karşı, Damat Ferit Paşalara karşı, Mustafa
Kemalin, partimizin kurucu üyesi olmasından, birinci Genel
Başkanı olmasından onur duyarız, iftihar duyarız; yine
aynı şekilde, İsmet İnönünün ikinci Genel
Başkanı olmasından ötürü gurur duyarız, onur duyarız.
Ve bugün sizin yaptıklarınıza baktığımız
zaman, Aç bırakarak ağlatan, cahil bırakarak yalvartan.
anlayışına karşılık, gerçekten, Türkiyede
aydınlanma hareketini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Soysal, ek süre veriyorum, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
ÇETİN SOYSAL (Devamla)
başlatan Cumhuriyet Halk
Partisinin geçmişte şerefli, onurlu ülke yönetim
anlayışı vardır, sanayide de yapmıştır,
Türkiyede dış politikamıza da yapmıştır, bir tek
kuruş dış borç almadan hayata geçmiş. Siz ne
yaptınız? Sadece 51 milyar dolarlık özelleştirme
varlık satışı ortada. Tarihinin en büyük dış
borçlanmasını yaptınız, dış borcumuzu ve iç
borcumuzu ikiye katladınız. İşte bu anlayış Damat
Ferit Paşa anlayışıdır ve yine, bunun yanı
sıra, Mussolini benzetmesi gibi çirkin yaklaşımlar içerisinde
bulunanlara birileri çıkar da, sizinle ilgili Grivas der ise ne
yaparsınız? Grivas kim mi? Grivas, Alman faşizminin işgal
ettiği Yunanistanda yurtseverleri gammazlayan kişidir. Onun için, bu
tür çirkin iftiralardan, bu tür hakaretlerden vazgeçin.
SUAT KILIÇ (Samsun) Tahrikleri bırak! Yeterince tahrik
ettin.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) Bu doğru bir yaklaşım
değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SUAT KILIÇ (Samsun) Tahrikleri bırak.
BAŞKAN Sayın Soysal, ek süreniz de doldu efendim.
Genel Kurulu selamlayın lütfen.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) Bu vesileyle hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum.
SUAT KILIÇ (Samsun) Tahrikleri bırak! Tahrikleri
bırak!
ÇETİN SOYSAL (İstanbul) Sen Grivasa bak!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 24 ncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Akın
Birdal (Diyarbakır) ve arkadaşları
Madde: Madde 24- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166
ncı maddesinin kenar başlığı Ekonomik, Sosyal ve
Kültürel Konsey şeklinde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Ekonomik sosyal ve kültürel politikaların
oluşturulmasında hükümete istişarî nitelikte görüş
bildirmek amacıyla Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Konsey kurulur,
kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Diyarbakır Milletvekili
Sayın Akın Birdal, buyurun efendim.
Süreniz beş dakika efendim.
AKIN BİRDAL (Diyarbakır) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliğini öngören yasa
teklifinin 24üncü maddesindeki değişiklik üzerine söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Ben de tam otuz sekiz yıl önce, hemen 7-
En uzun koşuysa elbet Türkiyede de devrim,
O, onun en güzel yüz metresini koştu,
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak,
En hızlısıydı hepimizin,
En önce göğüsledi ipi.
İşte bazen böyle oluyor, ilk, duvara barış
yazanın vurulduğu gibi!
Şimdi, burada tartıştığımız
konular
Dün genel ve ilkesel yaklaşımımızı burada
ifade etmeye çalıştım. Örneğin, burada Ekonomik ve Sosyal
Konsey de insan hakları evrimi sürecinde ekonomik, sosyal, kültürel
haklarla doğrudan ilişkili bir konu. Örneğin, Ekonomik ve Sosyal
Konsey -az önce de belirttiğim gibi- kaç kez toplanmıştır,
Sayın Başbakan kimleri çağırmıştır, gündemi
nasıl belirlenmiştir ve ne kararlar alınmıştır ve
çağırılanların önerileri doğrultusunda ekonomik,
politik kararlar oluşturulmuş mu, bunları görmek mümkün
değil.
Şimdi, tabii, Sayın Başbakanın ve AKPnin
hükûmet, iktidar anlayışı besbelli. İşte 23 Nisanda
çocukları koltuğa oturtturdu Sayın Başbakan, Şimdi
yetki sende, istersen asarsın istersen kesersin. Ne demek bu?
CELAL ERBAY (Düzce) Çok bayatladı.
AKIN BİRDAL (Devamla) Bayat değil, hayır. Bir
anlayışı ve kültürü burada sorgulamak durumundayız.
Şimdi, dün örneğin
Biz, ekonomik, sosyal kararları
burada sürekli yine eleştireceğiz ama örneğin, daha dün burada
12 Eylül darbesine karşı bir Anayasa değişikliği
önerisi getiriyorsunuz ama 6ncı maddede, örneğin, toplu
sözleşme konusunda grev hakkını getirmiyorsunuz
çalışanlara.
SUAT KILIÇ (Samsun) Parti kapatmayla ilgili
AKIN BİRDAL (Devamla) Parti kapatmayla ilgili değil.
Yani, siz orada kendinizi
SUAT KILIÇ (Samsun) Anayasa Mahkemesinin
demokratikleşmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
AKIN BİRDAL (Devamla) Şimdi, sizin, örneğin, dün
yine burada konuşurken, orada grup başkan vekiliniz bana
sataşıyor. Şimdi diyor ki örneğin: Biz Meclis
araştırma önergeleri getirdik ve kabul etmediniz. İşte
getirdik ya! diyor. İşte getirdiniz, tamam. İşte muhalefetin
zaten rolü burada: Size ne yapılması gerektiği konusunda yol göstermek
ve itici güç olmak.
Yoksa, örneğin tabanımız diyor ki
Nurettin
Canikli, Sayın Grup Başkan Vekili Tabanınız bunun
hesabını sizden soracak ve anketler bunu gösteriyor. ve Sen
tabanının yüzüne nasıl bakacaksın? diyor.
Arkadaşlar, şu alışkanlıktan vazgeçin.
Burada her konuşanı AKP milletvekili sanıyorsunuz! Bizim,
başka muhalefet partilerinden olduğumuzu ve başka iradeyi temsil
ettiğimizi ve neden burada olduğumuzu unutuyorsunuz.
Bakın, ben size o tabanımızın ne
istediğini söyleyeyim: Geçtiğimiz günlerde, Diyarbakır il
kongresinde divan başkanı olarak bütün delegelerimize ve gelen
üyelere sordum: Bakın, hemen yanı başımızda on
dakikada bir Diyarbakırdan savaş uçakları kalkıyor operasyonlar
için. Bu operasyonlar devam ederken siz bu Anayasa değişikliğine
evet mi diyeceksiniz, hayır mı? dedim.
BURHAN KAYATÜRK (Ankara) E tabii.
AKIN BİRDAL (Devamla) Ve ağız birliğiyle, oy
birliğiyle hayır dediler. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Şimdi, elinde taş izi olan çocuklarımız, 2
bine yakın çocuğumuz cezaevindeyken, siz bu Anayasa
değişikliğine evet diyecek misiniz? dedim.
MEHMET YÜKSEL (Denizli) Aynı kafa!
AKIN BİRDAL (Devamla) Siz, yüzde 50-60ı
aşkın oyla bu halk, bu kentin sahibi olan insanlar cezaevindeyken, bu
Anayasa değişikliğine evet diyecek misiniz? dedim. Ve Sizi
işsizliğe, açlığa, yoksulluğa terk eden AKPnin bu
neoliberal politikaları sürerken bu Anayasa değişikliğine
evet diyecek misiniz? dedim. Ve siz; bu vergilerle, yoksul halkın,
sizin vergilerinizle oluşturulan hazine yardımı üç partiye
dağıtılırken bizim bundan yoksun
bırakılışımızı kabul edecek misiniz? ve de
Siz, demokrasi adına, temsilde adaleti engelleyen, ezilen emekçi
halkların iradesini engelleyen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(AK PARTİ sıralarından Battınız,
battınız sesi)
AKIN BİRDAL (Devamla) Göreceğiz, göreceğiz.
BAŞKAN Sayın Birdal, lütfen konuşmanızı
tamamlayın. Bir dakika süreniz var efendim.
AKIN BİRDAL (Devamla)
bunun, bu iradenin Türkiye Büyük
Millet Meclisinde yüzde 10 barajla engellenmesine evet diyecek misiniz ve
Biz yaptık, oldu. anlayışını kabul edecek misiniz?
dedim.
BAYRAM ALİ BAYRAMOĞLU (Rize) Maskeniz düştü.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
Lütfen
AKIN BİRDAL (Devamla) O da sizin maskeniz. Bakın,
aynaya bakın, gerçeğinizi göreceksiniz.
Diyarbakırda herkes buna hayır dedi. İşte,
bizi gönderen iradenin, bizim ne yapacağımızı
Asıl
yol gösterici odur. O da ezilen emekçi Kürt halkı ve Türkiye devrimci
demokratlarıdır, sosyalistleridir, muhalifleridir; emekçi, ezilen
halkımızdır. Yoksa bugün Ekonomik Konsey, Dünya
Bankasının, Dünya Ticaret Örgütünün ve IMFnin ekonomik
politikalarını, Ekonomik, Sosyal Konsey adı altında
onların dayatmalarını bize getirip de
Sonuçları görüyoruz.
Özelleştirmeden, taşeronlaştırmadan, kamu
mallarını satmaktan, işsizliğe ve yoksulluğa yol
açmaktan başka ne yapıyorsunuz? O nedenle, bence, bu
yaptığınızın adını doğru koyun, herkes
o yolda gitsin. Bizim adımız belli, yaptığımız
belli, yapmak istediğimiz belli.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Biz bir şey
yapmayız, biz hiçbir şey yapmayız.
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) Biz bir şey
yapmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Birdal, ek süreniz de doldu efendim.
Lütfen
AKIN BİRDAL (Devamla) Bu umutla, bu Anayasa
değişikliği sizlere hayırlı olsun.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Şimdi okutacağım iki önerge de aynı
mahiyettedir. Birlikte işleme alacağım, istemleri hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğerlerinin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 24. maddesi ile Anayasanın 166. maddesine eklenen
fıkranın aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Osman
Coşkunoğlu (Uşak) ve arkadaşları
Ekonomik ve sosyal politikaların oluşturulmasında
ve uygulanmasında hükümete istişare nitelikte görüş bildirmek
amacıyla Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulur. Ekonomik ve Sosyal Konseyin
Kuruluş ve işleyişi kanunla düzenlenir.
Diğer önerge imza sahibi:
Engin Altay (Sinop) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Coşkunoğlu, siz
konuşacaksınız herhâlde önergeniz üstünde.
Buyurun efendim, süreniz beş dakikadır.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Anayasa değişikliği
kanunu tasarısının, teklif olarak gelen tasarının
24üncü maddesi Ekonomik Sosyal Konsey ile ilgili. Ne yapıyor bu madde
Ekonomik Sosyal Konsey ile? Güzel bir madde gibi görünüyor, güzel bir amaç için
kurulmuş gibi görünüyor fakat ne gereği var, ne anlamı var hiç
düşündünüz mü? Ekonomik Sosyal Konsey tıkır tıkır
çalışıyor da veya tıkır tıkır
çalışmak istiyor da anayasal temeli olmadığı için mi
bunu yapamıyor? Bir, bu soruyu samimiyetle kendi kendinize lütfen
cevaplandırın. İki, bakın, bunun gerekçesinde söylenen de
yanlış. Gerekçesinde bu yasanın: Avrupa Komisyonu ilerleme
raporlarında Türkiyenin, ekonomik ve sosyal politikaların
belirlenmesinde, iyi işleyen ve fonksiyonel bir yapıya
kavuşturulmamış olması eleştiri konusu diyor.
Şimdi, Anayasaya koyarak mı bunu iyi işler duruma
getireceğiz? Ayrıca, Avrupa Birliği ilerleme raporundan
alıntı
Alıntı yok, yorumlama da yanlış. Avrupa
Birliği ilerleme raporunda şöyle deniyor, bu alıntı yani
doğrudan okuyorum: Ekonomik ve Sosyal Konsey de sosyal taraflara
danışılması işlevini iyileştirmek amacıyla,
hükûmet temsilcilerinin ağırlıklı rolünün
azaltılması da dâhil olmak üzere, bazı yapısal reformlar
uygulamaya konulmalıdır. Bakın, Avrupa Birliği ilerleme
raporu bunu diyor.
Şimdi bir kere bu çarpıtılmış yorumda,
gerekçede ve bunun bir anayasal temele kavuşturulmasının
Ekonomik Sosyal Konseyin daha iyi çalışmasıyla yakından
uzaktan ilgisi yok.
Peki, neden böyle bir Anayasa değişikliğiyle
karşı karşıyayız? Neden 2nci maddeye
. Birkaç neden
sorayım da ondan sonra benim cevabımı vereyim. Sizler de
kendiniz lütfen vicdanlarınızda bu cevabı verin. Neden 2nci
madde? Örneğin kişisel verilerin korunmasına ilişkin 2nci
madde
Anayasaya böyle bir madde konuyor. Neden böyle bir madde var?
Şimdi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
Tasarısı, 22 Nisan 2008de Sayın Başbakanın
imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuştur. İki
senedir bekliyor kanun. O kanun bekleyip dururken, Anayasaya
Ve biz de o
kanunun görüşülmesini istiyoruz. Yani çok çabuk, bir günde geçebilecek bir
kanun durup dururken Anayasa değişikliği yapmanın
amacı ne olabilir? Lütfen samimi cevap verin.
Bakın, madde 4, zamanım olmadığı için bir
tane de bunu söyleyeceğim ama lütfen düşünün, madde 4te ne deniyor?
Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına
açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel
ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet,
her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu
tedbirleri alır. diye Anayasaya bir fıkra ekliyoruz madde 4
gereğince.
Değerli arkadaşlar, benim seçim bölgem Uşakın
Eşme ilçesinde sadece bu yıl içerisinde ve sadece bir
yatılı okulda on üç yaşındaki 2 kız cinsel tecavüze
uğradı ve on yaşındaki bir oğlan kayboldu, günlerce
arandı, daha sonra okulun bahçesinde çok çirkin bir ortamda, maalesef,
bulundu ölü olarak.
Siirtten gelen haberleri biliyorsunuz. Şimdi de lütfen,
sekiz yıldır büyük bir çoğunlukla ülkeyi yöneten bir partinin
saygıdeğer milletvekilleri olarak, Anayasaya Devlet, her türlü
istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri
alır. diye bir madde koyarken bu olanları önlemenin yolu sanki
buradan mı geçiyor? Yapılacak dünya kadar şey varken
-bunları somut önerilerle Sayın Bakana da sundum, kendileri de ilgileniyor,
o bakımdan teşekkür de ederim- çok gecikmiş, ihmal edilmiş,
çocuklarımızın
Siirtte olanları gazetelerden üzülerek
sizler de okumuyor musunuz?
Şimdi, peki, neden bu maddeler konuluyor Anayasaya?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Coşkunoğlu, ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) Şimdi, tabii,
zamanım olmadığı için söyleyemeyebilirim. Neden bu maddeler
var? Hiçbir gereği yok gibi. Ha güzel görünüyor, neden? Ben buna kendi
tahminimi söyleyeyim, sizler de lütfen bu konuda düşünün. Sayın
Başbakanın yaptığı benzetmeyi yapacağım, bir
hap. Halka yutturulmak üzere bir hap hazırlanıyor. dedi Sayın
Başbakan. O yutturulmak demedi de hap dedi. Şimdi, madde madde
giderseniz, maddelerin birçoğunun bu hapın dışındaki
yutmayı kolaylaştıran şeker olduğunu göreceksiniz. Ama
bazı maddeler de hapın içindeki hasta edici -tedavi edici değil,
hasta edici- ilacı olduğunu
Yani bu şekerlemeler onu koruyor
gibi! Değerli milletvekillerim, lütfen
Bu çok
tartışıldı ama bir şey söyleyerek sizlerin
düşüncenize umarım bir katkıda bulunurum.
Bakın, Anayasa Mahkemesinin oluşturulması konusunda
Batı demokrasilerinden bazı örnekler verildi değil mi?
Parlamento seçiyor. Şimdi orada iki hata yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Coşkunoğlu, ek süreniz de doldu
efendim.
Genel Kurulu selamlayabilmeniz için mikrofonu bir kez daha
açıyorum. Lütfen
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) İki hata
yapılıyor. Birincisi: Oradaki anayasa mahkemeleri aynı zamanda
Yüce Divan değil.
İkincisi, çok önemli: O parlamentolarda, düşünebiliyor
musunuz, bir başbakan gelecek o parlamentoların birine, Fransaya,
Belçikaya ve saygıdeğer başkanımıza dönerek,
milletvekillerini göstererek Bunları sen mi susturacaksın, ben mi
susturayım? diyebilir mi oradaki bir başbakan? Ha işte onun
için bu farkları göz önüne alarak lütfen -Sayın Başbakana
saygı duyabilirsiniz, destekleyebilirsiniz- bu noktada bir ince ayar
çekmek üzere sizlerin onurlu vicdanına burada hitap ediyorum,
başvuruyorum. Hepinizi bu sorumlulukla baş başa
bırakıyor, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diğer önerge üzerinde Sayın Altay siz
konuşacaksınız değil mi efendim?
ENGİN ALTAY (Sinop) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN Sinop Milletvekili Sayın Engin Altay.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz beş dakikadır.
ENGİN ALTAY (Sinop) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Aslında normalde bugün söz almayacaktım ancak dün
akşam Sayın Caniklinin, öyle ne derler Sazan gibi atlaması.
mı derler, mal bulmuş bilmem ne gibi, bu kürsüye gelip Önemli
iddianın netleştirilmesi gerekiyor. diye başlayıp benim
buradaki iddiamı yalancılıkla, kuyruklu yalanla suçlayıp
benim onuruma laf etmesi canımı sıktı. Çıkıp
Başbakandan özür dilesin. dedi, Ne zaman onurlu
davranacaksınız? dedi, kendisine aynen iade ediyorum, Gerçek
dışı iftirada bulundunuz. dedi.
Sayın milletvekilleri, bu kürsü hükûmete alkış ve
övgü düzme kürsüsü değildir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Yalan söyleme kürsüsü de
değildir.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tabii değildir, tabii yalan
söyleme kürsüsü hiç değildir.
Bu kürsünün iki önemli işlevi vardır: Birinci
işlevi, hükûmetin gelip bu kürsüden yüce milletimiz adına biz
milletvekillerine hesap vermesidir. İkinci işlevi de bu kürsüden
bizlerin, sizin ve bizim, iktidar milletvekilleri ve muhalefet milletvekilleri,
hepimizin buraya gelip hükûmeti eleştirmesi, hükûmete hesap sorma
kürsüsüdür bu kürsü, başka bir işlevi yoktur.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ben özür
dilemeyeceğim ama bir düzeltme de yapmam gerekir. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
ENGİN ALTAY (Devamla) Bakın, bir şey söyleyeyim
ben size: Peşinen söylüyorum, dün akşamki iddiamın aynen
arkasındayım, aynen. Şimdi, evde gazete okursunuz sabah
çıkmadan ama İnternetten ama basılı medyadan gazeteyi
okursunuz. Gelirsiniz büronuza, arkadaşınızla
paylaşırsınız: Ya şöyle bir haber okudum, olay olmuş?
Nerede okudun, Hürriyette mi, Milliyette mi? Hürriyette okuduğunuzu
Milliyette, Milliyette okuduğunuzu Vatanda, Vatanda okuduğunuzu
Akşamda okudum dediğiniz olmadı mı? Olur, olur. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, efendim, sayın milletvekilleri, lütfen, lütfen
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi, bizim bu çerçevede
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Bir dakika
Ben belge
göstereceğim. Belge göstereceğim, bir takım da Sayın
Canikli için hazırladım burada.
Bizim şimdi bu çerçevede Wikipediadır, The
Economist, Forbes, İnternette çok çeşitli uluslararası bilgi
portalları var. Böyle bir yanlış kaynak göstermem benim
verdiğim bilginin yanlış olduğu anlamına hiç gelmez.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
CEVDET ERDÖL (Trabzon) Çok yanlış
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdi ispat
Sayın
milletvekilleri, lütfen
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
CEVDET ERDÖL (Trabzon) Kaynak yanlışsa belge de
yanlıştır.
ENGİN ALTAY (Devamla) Efendim, başka kaynak
Bakın, bakın
Başbakanlık Basın Merkezinden kaynak
gösteriyorum elimde belgeyle.
Şimdi, sayın milletvekilleri
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Bir dakika, başka kaynaklar da var, merak etmeyin. Çok net,
çok sarih, Sayın Başbakanın 1 Mart 2010 itibarıyla 2 milyon
366 bin lira -yeni parayla- parası, nakdi var, 500 bin lira da
alacağı var. Yani 2 trilyon 866 milyar parası var
Başbakanın. Kendi beyanı yahu!
SUAT KILIÇ (Samsun) Milyon, milyon
Doğru konuş.
ENGİN ALTAY (Devamla) Şimdiki parayla milyon, benim
anladığım dilde -benim kafam eski Suat- 3 trilyon. Bu doğru
mu? Bu doğru mu?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Doğru.
ENGİN ALTAY (Devamla) Doğru.
Şimdi, bakın, benim size söylediğim şudur: Üç
tane şey var, birinci liste, burada 28inci ancak benim için geçerli
Gülme Sayın Canikli, gülme. Şimdi, bak, bak
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Kaç tane var toplam?
ENGİN ALTAY (Devamla) Bir dakika
Üç tane, vereceğim
sana.
Bakın, değerli arkadaşlar, Recep Tayyip
Erdoğanın 1,8 milyon dolar görünüyor. Doğru mu? Şununla
örtüşüyor mu? Yani 3 trilyon; 1,8 milyon dolar eder mi? Eder, eder
Şimdi, bak, ben dün dedim ki
Başbakan dünyanın en
zengin 8inci lideri. demedim. Ben dedim ki: Başbakan dünyanın en
zengin 8inci başbakanı. dedim.
Şimdi, bu listenin başında, 28den ön tarafta, ki
buradan başbakanları işaretledim çünkü burada krallar var,
kraliçeler var, emirler var, Arap emirleri var, sultanlar var, prensesler var.
Kralları, kraliçeleri, sultanları düş, bu listeyi
(AK
PARTİ sıralarından Yalan! sesleri) Ya, doğru,
Başbakanın beyanı burada, burada bu. Milyar dolar demiyorum ben,
1,8 milyon dolar diyorum.
Şimdi, kralları, emirleri düşünce Sayın
Başbakan 8 ya da 9uncu
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Allah daha çok versin. Allah daha çok versin de bak bak, şimdi, diyor ki,
bakın kendisi Medeniyetler İttifakında konuşma
yapıyor. Kendisinin çok yoksul bir ailede büyüdüğünü, özel
otomobillerinin olmadığını söyleyen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SUAT KILIÇ (Samsun) Kaynağını söyle,
kaynağını.
BAŞKAN Sayın Altay, ek süre veriyorum bir dakika.
Lütfen konuşmanızı tamamlayın efendim.
SUAT KILIÇ (Samsun) O 2nci gösterdiğin belgenin
kaynağını söyle.
ENGİN ALTAY (Devamla)
Erdoğan şöyle
konuştu: Küçük Tayyip okula yaya giderdi. Okula giderken annem elimden
tutamazdı. Ayakkabılarım delik deşikti. Yağmurda,
kışta, sıcakta ayaklarımın kızardığını
bilirim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Evet, evet.
Biz de diyoruz ki: CHP Grubu, Başbakanın,
bakanların ve onların çocuklarının mal
varlığını araştırmak için bir Meclis
araştırma önergesi getirecek Meclisin açıldığı gün.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AYHAN YILMAZ (Ordu) Alın teriyle kazandı.
ENGİN ALTAY (Devamla) Eğer, burada, benim onurumu
sorgulayanlarda birazcık onur varsa bu araştırma önergesine
Evet. dersiniz, hak ortaya çıkar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri, sakin olun.
ENGİN ALTAY (Devamla) Sayın milletvekilleri, onurlu
olmanın
SUAT KILIÇ (Samsun) Özür dile Engin Altay, özür dile, özür.
ENGİN ALTAY (Devamla)
yolu millete hesap vermekten geçer.
Millete hesap veremeyenin onurundan şüphe ederim.
Saygılar
(CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) Özür dile.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri, sakin olun.
Bir saniye.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Canikli, buyurun.
ENGİN ALTAY (Sinop) Durun ben belgeleri de vereyim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Var bende.
Sayın Konuşmacı biraz önce ismimden bahsederek hem
sataştı hem de benim söylemediğim hususları söylemiş
gibi ifade etti. Bu nedenle söz istiyorum Sayın Başkan.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Ne söyledi Sayın
Başkan?
BAŞKAN 69a göre mi söz istiyorsunuz efendim?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Evet.
BAŞKAN Üç dakika içerisinde lütfen
meramınızı anlatın ve lütfen, özellikle belirtiyorum, yeni
bir sataşmaya mahal vermeyin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, Sinop Milletvekili Engin Altayın, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önce
arkadaşımızın iki tane düzeltme yapmasından
dolayı kendisine teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, bir saniye niye gürültü
ZÜLFÜKAR İZOL (Şanlıurfa) Sayın Başkan,
bana onursuz diyene ben bin defa onursuz derim! Benim şahsiyetime
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın İzol lütfen
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Lütfen, değerli
arkadaşlar, lütfen, lütfen
ZÜLFÜKAR İZOL (Şanlıurfa) Burası
Parlamentodur, burası onurlu bir Parlamentodur!
ENGİN ALTAY (Sinop) Senin Grup Başkan Vekilin söyledi
önce.
ZÜLFÜKAR İZOL (Şanlıurfa) Yeter be!
(Şanlıurfa Milletvekili Zülfükar İzolun CHP
sıralarına yürümesi, gürültüler)
BAŞKAN Sayın İzol lütfen... Sayın İzol
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Lütfen, lütfen,
değerli arkadaşlar
BAŞKAN Sayın İzol, Sayın İzol
Sayın İzol lütfen
Sayın grup başkan vekilleri lütfen
Sayın İzol
(Gürültüler)
Arkadaşlar, lütfen dışarı çıkarın
Sayın Milletvekilini, lütfen
Lütfen, idare amiri arkadaşlarım, lütfen sükûneti
sağlayınız.
Sayın Canikli, buyurun, üç dakika içinde.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Dün, Sayın Başbakanımıza haksız,
ağır hakaretlerde, ithamlarda bulunan Sayın Konuşmacı
bugün geldi, dünkü konuşmasını düzeltti.
ENGİN ALTAY (Sinop) Yahu, hakarette bulunmadım, yapma
ya!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Dün yanlış
yaptığını, bir yanlış kaynaktan bilgi
aldığını söyledi ve o sıralamanın
yanlış olduğunu yani dün kendisinin ifade ettiği
sıralamanın yanlış olduğunu söyledi.
ENGİN ALTAY (Sinop) Kaynağı yanlış
söyledim, kaynağı.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla
bizim dünkü iddiamız teyit edilmiş oldu. Yani biz dedik ki: Dünkü,
bu iddia yalan. Bugün Sayın Konuşmacı, biraz önce, bizim dün
yalan olarak ispat ettiğimiz iddiasının hakikaten yalan
olduğunu kendisi de teyit etti. Önce teşekkür ediyorum, gerçekten
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu listede -bir liste
var- wikipedia İnternette -ilgilenen arkadaşlarımız bilir-
bir tür ücretsiz ansiklopedi gibi bir kaynak, bir data bankası.
SUAT KILIÇ (Samsun) İnternetin dedikodu sitesi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Buraya isteyen herkes
girebilir, herhangi bir kişiyle ilgili, kendisiyle ilgili ya da
başkasıyla ilgili herhangi bir bilgiyi rahatlıkla girebilir,
orada yer alabilir. Yani bir kişi herhangi bir, diyelim ki Sayın
Baykalla ilgili oraya girebilir -örnek olarak söylüyorum yine- Sayın
Baykalın mal varlığının 3 milyar dolar olduğunu
oraya girebilir, bir kullanıcı da onu oradan görebilir. Wikipedia
böyle bir site, böyle bir yapılanma.
SUAT KILIÇ (Samsun) Dedikodu sitesi.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ama buna rağmen,
bakın, buna rağmen, biraz önce o Wikipediada olduğunu
söylediği toplam 28 dünya lideri arasında Sayın Başbakan
alttan 3üncü, yani fakirlikte, en fakir 3 liderden bir tanesi. (CHP
sıralarından gürültüler)
Evet, öyle. Kendisi de söyledi zaten değerli arkadaşlar,
bakın, liste burada. (CHP sıralarından gürültüler) Liste burada
arkadaşlar, liste burada! Liste burada! Çok net.
ENGİN ALTAY (Sinop) Çıkarın kralları,
sultanları, emirleri; başbakanları söyleyin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani bu açıdan da
dünkü ortaya attığı iddianın asılsız olduğu
ortaya çıktı değerli arkadaşlar. Ortaya çıktı,
çok net olarak teyit edildi.
Şimdi, biz Sayın Baykaldan bekliyoruz. Sayın
Baykalın mal varlığını açıklamasını
bekliyoruz.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Kaç kere açıkladı!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Görelim bakalım
dünyada ana muhalefet liderleri arasında zenginlik sıralamasında
kaçıncı? Onu bekliyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki efendim.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Sayın Başkan
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kılıçdaroğlu, bir şey
söylemedi aslında ama buyurun ne diyeceksiniz? (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Baykalla
ilgili söyledi efendim.
BAŞKAN Bir saniye
Bir saniye arkadaşlar, Sayın
Kılıçdaroğlunu duyamıyorum, yoğun bir uğultu
var.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Baykalla
ilgili açıklama yaptı.
BAŞKAN Yani Sayın Baykal da mal
varlığını açıklarsa iyi olur. dedi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
ben de bu konuyla ilgili bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN Peki, buyurun efendim, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, yeter
artık, bıktık!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, burada
başka milletvekilleri de var, başka siyasi partiler de var.
BAŞKAN Lütfen, sayın milletvekilleri, müdahale
etmeyin.
Buyurun Sayın Kılıçdaroğlu.
2.- İstanbul Milletvekili
Kemal Kılıçdaroğlunun, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, CHP Grubu Başkanına sataşması nedeniyle
konuşması
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında
tartışılan bir konu, yeni tartışılan bir konu da
değil Sayın Başbakanın mal varlığı.
Biz, önümüzdeki hafta bir araştırma önergesi
vereceğiz
ABDÜLHADİ KÂHYA (Hatay) Gensoru verin, gensoru!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
bakanların,
Başbakanın, bakanların çocuklarının mal
varlıklarının araştırılmasıyla ilgili bir
önerge vereceğiz. Çoğunluk yine Adalet ve Kalkınma Partisinin
değerli milletvekillerinden oluşacaktır, buna da herhâlde sizler
de Evet. diyeceksiniz, arzu ederseniz diğer değerli
milletvekillerini de katabilirsiniz, hiçbir sorunumuz yok.
SUAT KILIÇ (Samsun) Ana muhalefet liderini de ilave et.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Ben sadece şunu
öğrenmek istiyorum. Bunu öğrenmek çok basit, çok da kolay bir
şey. Siz iktidar milletvekillerisiniz, Sayın Başbakanın
ücret aldığı yerler belli, Sayın Başbakanın
aldığı aylıklar belli, Sayın Başbakanın
çalıştığı, kurduğu şirketler belli,
onların verdiği beyanlar belli, ödedikleri vergiler belli;
toplarsınız
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Hepsi banka üzerinden
geçmiş paralar, İnternet sitesinde var.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
mevcut mal
varlığına koyarsınız, herkes çıkar bunu izah
eder, mesele de biter.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) İnternet
sitesinde var hepsi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Bu kadar basit bir olayı
büyütmenin de hiçbir mantığı yoktur ve buna da karşı
çıkmanın bir mantığı yoktur.
Aslında, bizim önerimiz, sizin Sayın
Başbakanın
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen, sakin olun efendim. Sakin olun
lütfen.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla)
mal varlığıyla
ilgili bütün kuşkuların ortadan kalkmasını sağlamaya
yönelik bir öneridir. Eğer bu öneriye, bizim getirdiğimiz
araştırma önergesine Evet. derseniz, sadece size saygı
duyacağız ve teşekkür edeceğiz. Niçin bundan
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) İnternet sitesine
girdiğiniz zaman hepsini görürsünüz kaynağıyla, belgesiyle.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Biz, mevcut mal
varlığını çok iyi biliyoruz zaten. Biz, mal
varlığının kaynağını öğrenmek istiyoruz
Sayın Canikli, kaynağını öğrenmek istiyoruz. Mevcut
mal varlığının kaynağını açıklamaktan
hiç kimse korkmamalıdır. Mal varlığı olmaktan kimse
korkmamalıdır.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Alın teri
BAŞKAN Sayın Kurt, lütfen sakin olun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) Alın teriyle
kazanılan paradan kimse korkmamalıdır. Mal
varlığının sorgulanmasından kimse
korkmamalıdır. Eğer bizim araştırma önergemizi
reddederseniz bu tartışmalar devam eder. Bu kadar basit bir olay.
Hepinize saygılar sunuyorum efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kılıç, buyurun.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Kılıçdaroğlu
konuşması sırasında
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Sayın Başkan,
ben daha önce elimi kaldırdım.
BAŞKAN Duyamadım efendim.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Kılıçdaroğlu,
konuşması sırasında
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Ben daha önce elimi
kaldırdım.
BAŞKAN Bir saniye
Coşkunoğlu, sizi de
dinleyeceğim. Dinleyeceğim efendim. Bir saniye
Sakin olun.
SUAT KILIÇ (Samsun) Saygıdeğer Başkanım,
Sayın Kılıçdaroğlu konuşması sırasında,
dünden bu yana mevzubahis ediliyor olmasına rağmen ve dünden bu yana
konuyla ilgili yeterli, detaylı, ayrıntılı, belgelere
dayalı açıklamalar yapılmış olmasına rağmen,
inadına ve ısrarla Sayın Başbakanın mal
varlığı üzerinden bir tereddüt, bir kuşku yaratmaya ve bu
kuşkuları topluma mal etmeye gayret ediyor.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Sadece Başbakan değil,
herkes.
SUAT KILIÇ (Samsun) Bu konudaki ithamlarını,
iddialarını belgeleriyle birlikte cevaplandırmak üzere ve Grup
Başkanımıza yönelik ağır ithamlarının
yanıtını vermek üzere, 69a göre üç dakika kürsüden söz talep
ediyorum.
BAŞKAN Hayır efendim, biraz önce Grup Başkan
Vekili arkadaşınız açıklama yaptı.
SUAT KILIÇ (Samsun) Ama Sayın Başkan
BAŞKAN Yok, hayır
Gerek yok.
SUAT KILIÇ (Samsun) Saygıdeğer Başkanım
BAŞKAN Gerek yok efendim, Sayın Canikli konuştu.
Sayın Coşkunoğlu, buyurun.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Sayın Başkan,
bir düzeltme yapmak için söz istiyorum.
BAŞKAN Niçin efendim?
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Meclisin
itibarını korumak için, yanlış bazı teknik bilgiler
verildi onları düzeltmek için söz isteğim var.
BAŞKAN Sayın Coşkunoğlu, size yönelik
herhangi bir sataşma olmadı ki.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Efendim?
BAŞKAN Size yönelik bir sataşma mı oldu? Onun
için mi söz istiyorsunuz? Niçin efendim? Niçin söz istiyorsunuz
anlayamadım?
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Söyledim de, o zaman
tekrar edeyim.
BAŞKAN Efendim, tabii, şimdi benim bir milletvekili arkadaşıma
söz verebilmem için ya 69a göre bir sataşma, bir açıklama
ihtiyacı nedeniyle böyle bir talepte bulunabilir
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) 60a göre
BAŞKAN Veyahut da bir milletvekili olarak 60ıncı
maddenin dördüncü fıkrasına göre kısa bir açıklama yapmak,
pek kısa bir açıklama yapmak için yerinden söz isteyebilir.
İkincisi mi efendim?
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Evet, ikincisi
BAŞKAN İkincisi. O zaman buyurun, oturun yerinize.
Buyurun.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, ben de tutumumuz
hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN Efendim, her milletvekili
arkadaşımızın İç Tüzükte böyle bir talebi
vardır; Başkan onu takdir eder.
Lütfen, benim işime karışmayın.
Buyurun Sayın Coşkunoğlu.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Uşak Milletvekili Osman
Coşkunoğlunun, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
konuşmasında yanlış bazı teknik bilgiler
verdiğine ilişkin açıklaması
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bunu aslında Meclisimizin, beraberce görev
yaptığımız bu Meclisimizin itibarı için
Çünkü
tutanaklara bazı, başkaları okuduğu zaman garip yorumlar
yapabileceği, yanlış bilgiler geliyor. Geçenlerde bir
Bakanımız kalktı burada Bilgisayarlar yalan söylemez. dedi.
Hem de öyle güzel söyler ki veya söylettirilir ki.
Biraz önce de Sayın Canikli Wikipedia için Buna isteyen
istediğini yazar. dedi. Yok böyle bir şey. Wikipedia, evet,
geniş katılımla hazırlanan bir ansiklopedidir. Çeşitli
dillerde, İngilizcesi de var, Türkçesi de var, yapılır. Fakat
öyle isteyenin istediğini yapabildiği, yazabildiği bir
ansiklopedi değildir. Bunu açıklamak istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki, teşekkür ederim.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, iki önergeyi de birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 24 üncü maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 166
ncı maddesine eklenen fıkrada geçen istişari nitelikte
ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Azize
Sibel Gönül (Kocaeli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Gönül, konuşacak
mısınız, gerekçe mi?
AZİZE SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Konseyin Hükümete olabilecek katkılarının
sınırlandırılmaması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 24üncü maddesi üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi teklifin 24üncü maddesinin gizli oylamasına
başlayacağız.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını bir kez daha arz ediyorum: Komisyon ve Hükûmet
sıralarında yer alan kâtip üyelerden komisyon sırasındaki
kâtip üyeler Adana'dan başlayarak İstanbul'a kadar (İstanbul
dâhil), Hükûmet sırasındaki kâtip üyeler ise İzmir'den
başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dâhil) adı okunan
milletvekiline biri beyaz, biri yeşil, biri de kırmızı
olmak üzere üç yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek, pul ve zarf verilen
milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık kürsüsünün sağında
ve solunda yer alan oy verme yerlerinden başka yerde oylarını
kullanmayacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser
oyu ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye, kâtip üyelerden üç yuvarlak pul
ile mühürlü zarfı aldıktan ve adını ad defterine işaretlettikten
sonra kapalı oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu
burada zarfın içine koyacak, diğer iki pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy pulunun
bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün önüne
konulan oy kutusuna atacaktır.
Oylamada adı okunmayan milletvekiline pul ve zarf
verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyelerimizden bu hususlara riayet etmelerini ve
milletvekillerinin de pul ve zarf aldıktan sonra adlarının ad
defterine işaretlendiğine dikkat etmelerini istirham ediyorum.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
Çeşitli İşler
1.- Genel Kurulu ziyaret eden
İsviçre Kantonlar Meclisi Başkanı Erika Forster-Vanniniye
Başkanlıkça Hoş geldiniz denilmesi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, resmî konuğumuz
olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan İsviçre Kantonlar Meclisi
Başkanı Sayın Erika Forster-Vannini şu anda Genel
Kurulumuzu teşrif etmiş bulunuyorlar. Yüce heyetimiz adına
kendilerine Hoş geldiniz. diyorum. (Alkışlar)
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan milletvekili
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını lütfen kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 24üncü maddesinin gizli
oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 407
Kabul : 336
Ret : 71
Çekimser :
-
Boş :
-
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Fatih
Metin
Burdur Bolu
24üncü madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.27
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.59
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Fatih
METİN (Bolu), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 25inci maddesini okutuyorum:
MADDE 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 25inci madde üzerinde
elli bir önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 25 inci maddesinde geçen Anayasasının ibaresinden sonra
gelmek üzere Altıncı Kısmında yer alan ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Zeyid Aslan Osman
Coşkun
Tokat Yozgat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 25 inci maddesinde geçen Anayasasının ibaresinden sonra
gelmek üzere Altıncı Kısmında yer alan ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/656 Esas numaralı 7.11.1982 tarih ve 2709 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bazı maddelerinde
değişiklik yapılması hakkında Kanun teklifinin çerçeve
25. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Fehmi Murat Sönmez Tekin
Bingöl
Eskişehir Ankara
"Madde 25 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici
15 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Geçici Madde 15:
Anayasa'nın Geçici 3 ncü maddesi ile hukuki varlıkları
sona eren 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun ile 2356
sayılı Millî Güvenlik Konseyi Hakkında Kanun'da ifade edilen
Millî Güvenlik Konseyi'nin Başkan ve üyeleri hakkında, 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 309 ncu, 311 nci ve 312 nci maddeleri uyarınca,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250 ve devamı
maddelerince görevli adli yargı mercileri tarafından soruşturma
açılarak, yargılamaları da bu merciler tarafından
yapılır. "
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/656 Esas numaralı 7.11.1982 tarih ve 2709 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bazı maddelerinde
değişiklik yapılması hakkında Kanun teklifinin çerçeve
25. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Rasim
Çakır
Malatya Edirne
"Madde 25 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici
15 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Geçici Madde 15:
Anayasa'nın Geçici 3 ncü maddesi ile hukuki
varlıkları sona eren 2324 sayılı Anayasa Düzeni
Hakkında Kanun ile 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi
Hakkında Kanun'da ifade edilen Millî Güvenlik Konseyi'nin Başkan ve
üyeleri hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 309 ncu, 311
nci ve 312 nci maddeleri uyarınca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 250 ve devamı maddelerince görevli adli yargı mercileri
tarafından soruşturma açılarak, yargılamaları da bu
merciler tarafından yapılır. "
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 25
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
A.
Kenan Tanrıkulu
İzmir
Madde 25.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan sürülemez ibaresi
sürülebilir şeklinde, başvurulamaz ibaresi başvurulabilir
şeklinde, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye son fıkra olarak
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının
oluşturulduğu tarihe kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme
yetkilerini Türk milleti adına kullanan, Milli Güvenlik Konseyinin, bu
dönemde kurulmuş hükümetlerin ve Danışma Meclisinin her türlü
karar ve tasarruflarını uygulayan idare, yetkili organ, merci ve
görevliler tasarruflarından dolayı yargılanabilir.
Açılacak davalarda zaman aşımı süresi bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işlemeye başlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 25
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Faruk Bal |
|
Mehmet
Şandır |
Atila Kaya |
|
|
Konya |
|
Mersin |
İstanbul |
|
|
Oktay Vural |
|
|
Mehmet Ekici |
|
|
İzmir |
|
|
Yozgat |
Madde 25.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye son fıkra olarak aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının
oluşturulduğu tarihe kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme
yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla
kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş
hükümetlerin 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev
ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından
dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ile
yargı merciine başvurulabilir.
Açılacak davalarda zaman aşımı süresi bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işlemeye başlar.
BAŞKAN Şimdi son önergeyi okutup işleme
alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 25 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Pervin Buldan |
|
İbrahim
Binici |
Bengi
Yıldız |
|
|
Iğdır |
|
Şanlıurfa |
Batman |
|
|
Sebahat Tuncel |
|
|
Hasip Kaplan |
|
|
İstanbul |
|
|
Şırnak |
Madde 25- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Geçici Madde 15- 12 Eylül darbesini yapan generaller,
danışma meclisi üyeleri, bakanları ve tüm kamu görevlileri
hakkında yargı yoluna başvurulabilir.
Darbe sonucu mağdur olanlardan özür dileme ve geçmişle
yüzleşme bir erdemliliktir.
Mağdurların itibarları ve hakları iade edilir,
zarar görenlere tazminat ödenir.
Vatandaşlıktan çıkarılanların
vatandaşlığı yeniden konulur.
İnsanlığa karşı işlenen suçlarda
zamanaşımı hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önergesi üzerinde Iğdır Milletvekili
Sayın Pervin Buldan, buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
PERVİN BULDAN (Iğdır) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sözlerime otuz sekiz yıl önce bugün idam edilen Deniz
Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslanı saygıyla anarak
başlamak istiyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
25inci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Türkiye siyasi tarihinin en önemli kavşağı olan ve
totaliter rejimin başlangıç noktasını oluşturan 12
Eylül 1980 darbesi, Türkiye halkına bedelleri çok ağır olan bir
yıkım yaşattı. Binlerce gözaltı, tutuklama,
fişleme, işkence, sürgün bu dönemin dehşet veren
uygulamaları oldu. Diyarbakır Cezaevinde, Mamakta, Metriste ve
daha, sayısız birçok cezaevinde vahşet günleri
yaşatıldı. İnsanlık onuru paramparça edildi.
Militarizmin devreye soktuğu onlarca korkunç uygulama ardın sıra
birbirini izledi. Bu trajedi o kadar uzun sürdü ki günümüze kadar devam edecek
şekilde varlığını korudu. Zaman geçtikçe daha çok
insan tutuklandı. Öyle ki bugün cezaevleri cumhuriyet tarihinin en yüksek
doluluk düzeyine ulaştı ve cumhuriyet tarihinde hiç
olmadığı kadar çocuk tutuklandı. Ülke faili meçhul
cinayetler cehennemine çevrildi. Binlerce köy boşaltıldı.
Oluşturulan hukuk dışı çeteler devletin kirli
işlerinin tetikçiliğini yaptılar. Emeğiyle geçinen
yurttaşlar, yaratılan güvensiz ve güvencesiz ortamda kölelik
koşullarına zorlandılar. Zenginlerin daha çok
zenginleştirildiği bu ortamda işsizler ordusu
yaratıldı ve şiddet toplumun bütün kesimleri üzerinde hâkim
kılındı.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aradan tam
otuz yıl geçti, ne yazık ki, Türkiye kendi faşizmiyle
hesaplaşmadı. İnsan onurunu temel alan felsefeden yoksun,
demokrasi ve özgürlüklerden beyhude, devlet eksenli 82 darbe Anayasasının
baştan sona yeniden düzenlenmesi, darbeciler ve onların
yarattığı zihniyetle mücadelenin en belirgin ögesi
olacaktır.
Başlangıç metinlerine hiç dokunulmayan, faşist
karakteri korunmak istenen ve Anayasayı bütünlüklü bir dönüşüme tabi
tutmaktan imtina eden bu düzeyde sığ bir değişikliğin,
bir hesaplaşma olmadığı açıktır. 12 Eylül
darbesinin ürünü olan bütün yasalar, mevzuatlar, kurumlar olduğu gibi
duruyorken 12 Eylül darbesinin mahkûm edilmesi söz konusu olabilir mi? Siyasi
Partiler Yasasına, YÖKe, Millî Güvenlik Kuruluna, DGMlerin yeni versiyonu
olan özel yetkili ağır ceza mahkemelerine dokunulmazken 12 Eylül
darbesi nasıl işlevsiz kılınabilir?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
dünyanın farklı ülkelerinde de darbeler olmuş, faşizm
rüzgârları estirilmiştir. İspanyada, İtalyada, Almanyada
bir döneme damgasını vuran faşist rejimler yenilmeye mahkûm
edildiler. Bu ülkeler kendi geçmişleriyle yüzleştiler ve
yaşatılan karanlık dönemlerin aktörlerinden hesap sordular.
Türkiyede ise bu aktörler her zaman iş başında oldular.
Devletin bütün kurum ve kuruluşlarında, politikalarında ve
toplum üzerinde kurulan hâkimiyet bu hükümdarlığa dönüştürüldü.
Dünyanın hiçbir ülkesinde darbecilere Türkiyede olduğu kadar
saygı gösterilmedi ve hiçbir ülkede darbecilere bu kadar uzun süre itaat
edilmedi. Darbeyle hâkim kılınmak istenen zihniyetin bir versiyonu 28
Şubatla uzlaşmanın bir ürünü olan AKPnin demokrasi mücadelesi
görüntüsü vermeye çalışsa da, 12 Eylül darbesiyle hesaplaşmak
niyetinde olmadığı gayet açıktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
tarihinde görevinden alınan ilk savcı, Kenan Evreni darbe yapmak
suçundan yargılamak isteyen savcıydı; ikincisi ise Şemdinli
Savcısı oldu. Dönemin Genelkurmay Başkanının,
Şemdinli olayının faillerini iyi çocuk olarak
tanımlamasından sonra
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Buldan, konuşmanızı
tamamlayın lütfen, ek süre veriyorum.
Buyurun.
PERVİN BULDAN (Devamla) Teşekkür ederim.
AKP İktidarının Şemdinli
Savcısını görevden alması, askeri, hukuktan üstün
kılmak değil de nedir?
27 Nisan e-muhtırasından sonra askerî darbenin
mağdurunu oynayan AKP İktidarı, aynı Genelkurmay
Başkanını trilyonluk zırhlı araçla
mükâfatlandıran AKP İktidarı değil midir?
Darbeci olarak nitelendirdiği Genelkurmay
Başkanıyla Dolmabahçe Protokolünü imzalayan AKP Lideri değil
midir?
Yine, Genelkurmay Başkanı Herkes doğru yerde
dursun, dikkatli olsun. uyarısında bulunduktan sonra Biz doğru
yerde duruyoruz, gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün.
diyerek hizada olduğuna dikkat çeken de AKP Hükûmetinin Başkanı
değil midir? Kaldı ki bütün bu olanlar uzak bir tarihte değil,
son birkaç yıl içerisinde yaşanmıştır.
Militer güçlere itaat etmeyi, demokratik olduğunu iddia
ettiği karakterine sindirebilen bir Hükûmet, bu mücadeleyi
göğüsleyecek basirete sahip olamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Buldan, ek süreniz de doldu. Lütfen Genel
Kurulu selamlayın efendim, tekrar açıyorum mikrofonunuzu.
PERVİN BULDAN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan, bitiriyorum.
Geçici 15inci maddenin kaldırılmasını olumlu
bulduğumuz hâlde, darbecilerden hesap sormak için asla yeterli
olmayacağını belirtir, Genel Kurulu saygıyla
selamlarım. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı istiyoruz.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, yoklama
talebimiz var.
BAŞKAN Yoklama talebi var, önce yoklama talebini yerine
getirelim efendim.
Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızı
tespit ediyoruz: Sayın Okay, Sayın Kılıçdaroğlu,
Sayın Hamzaçebi, Sayın Ekici, Sayın Emek, Sayın Çakır,
Sayın Kart, Sayın Sevigen, Sayın Çöllü, Sayın Köse,
Sayın Koçal, Sayın Bingöl, Sayın Güvel, Sayın Korkmaz,
Sayın Güner, Sayın Sönmez, Sayın Aydoğan, Sayın
Arifağaoğlu, Sayın Karaibrahim, Sayın Ünlütepe.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımız lütfen
sisteme girmesinler.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 25
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Ekici (Yozgat) ve arkadaşları
Madde 25.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye son fıkra olarak
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının
oluşturulduğu tarihe kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme
yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla
kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş
hükümetlerin 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev
ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından
dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ile
yargı merciine başvurulabilir.
Açılacak davalarda zaman aşımı süresi bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işlemeye başlar.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Sayın Başkan, izin verirseniz, İç Tüzükün 87/9uncu maddesi
gereğince katılmama gerekçemizi de ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
1982 Anayasasının geçici 15inci maddesi yürürlüğe girdiği
zaman, o zamana kadar -12 Eylül öncesi ve 12 Eylül sonrası- darbe yapan
veya onlarla birlikte bu suça katılanlarla ilgili her türlü işlemi
durdurmuştu, zaman aşımı durmuştu. Şimdi, geçici
15inci maddenin kalkmasıyla birlikte, zaman aşımı yeniden
işlemeye başlayacaktır. O nedenle, bu ve benzeri önergelere
katılmıyoruz. Zaman aşımı, geçici 15inci maddenin
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bu değişiklikle
kaldırılmasıyla şimdi başlayacaktır.
Bu gerekçeyle katılmıyoruz efendim.
ATİLLA KART (Konya) Bu gerekçe sizi kurtarmayacak
Sayın Bakan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Mehmet Ekici konuşacak efendim.
BAŞKAN Önergesi üstünde Yozgat Milletvekili Sayın
Mehmet Ekici.
Sayın Ekici, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır efendim.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu kürsü milletin kürsüsü. Bu kürsüde 12 Eylül
konuşulurken lütfen, dillerimizi değil, yüreklerimizi ve
aklımızı konuşturalım çünkü 12 Eylül askerî harekâtı
sadece birtakım gençlik gruplarına veya birtakım siyasal
partilere karşı yapılmış bir askerî harekât
değildir. Amerikalıların our boys dedikleri kişilerin,
büyük güçlerin stratejik menfaatleri çerçevesinde Türkiyedeki sosyal
dengelerin yeniden şekillendirilmesi, siyasi yapının ve hukukun
yeniden şekillendirilmesi, ekonomik anlayışın neoliberal
konjonktüre uydurulması amacıyla yapılmıştır.
Dolayısıyla, 12 Eylül Anayasasının eylem ve fiillerine
karşı durmak her Türk insanının demokratik hakkı ve
insani bir görevdir. Bu sebeplerle herkesin 12 Eylül hakkında
konuşmak gibi bir hakkı da vardır. Bu sadece cezaevlerinde çile
çeken benim arkadaşlarımın hakkı değildir, Türk
milletinin hakkıdır. Dolayısıyla, herkes konuşur,
konuşmalıdır ancak konuşurken dar parti
hesaplarının aleti ve istismar malzemesi yapılamayacak kadar
kıymetli bir konudur.
Değerli milletvekilleri, benim, bir davanın, bir dinin
veya bir ideolojinin samimi müminlerine saygım sonsuz. Mücadelelerini
benimsemesem de, onlara karşı duruş göstersem de saygı
duyarım. Küfrü, kötülüğü, şerri tanır, izler ve
zararlarına karşı tedbir alırım ancak kalbiyle dili
aynı olmayanlardan, amacına ulaşmak için her türlü yalanı
kullanmaktan çekinmeyenlerden ve emanete ihanet edenlerden Allaha
sığınırım. İşte bugün öyle şeylerle
karşı karşıyayız ki Amaca giden yolda her şey
mübahtır. Makyavelist anlayışının esiri olmuş
bir sürü konuşmayı buradan dinliyoruz. Onun için diyorum ki: Burada 12
Eylülü konuşanlar kalplerini ve akıllarını koysunlar.
Değerli arkadaşlarım, bu bize azap veriyor, bu bizi
üzüyor. 12 Eylül ihtilali kimi, neyi, nasıl beslemiş? sorusunun
cevabını veremeyenler 12 Eylülü anlayamaz.
Sürem yetmeyecek, biliyorum ama başlıklar hâlinde
söyleyeyim:
12 Eylül harekâtı PKKyı besledi. 80 öncesinde Siverek,
Viranşehir civarındaki 300 kişilik grup, eğer dört yıl
sonra iki tane ilçeyi basabiliyorsa, bunun cevabını
verebiliyorsanız 12 Eylülü kavradınız demektir.
Neoliberal kodamanları besledi. 12 Eylül öncesinde beş
dikili ağacı olmayanların nasıl zengin olduklarına
şahit olduk.
Başka kimi besledi? Güya dinî referanslı -12 Eylül
öncesinde- 300-500 kişilik grupların, 12 Eylül sonrasında
nasıl ekonomik ve sosyal gruplar hâline dönüştüğünü izledik.
Peki kimi ezdi 12 Eylül? Antiemperyalist karakterli, bu ülkenin
çocuklarını ezdi.
İşte, eğer bunu kavrıyorsak, şunu da bize
demeyin
12 Eylül işkencesinin çilehanelerinin her türlü
işkencesinden geçmiş, istikbalinden olmuş insanları sadece
siyasi hesaplar uğruna 12 Eylül Anayasasını savunmakla, 12
Eylülle özdeşleşmekle, antidemokratik olmakla
suçlayacaksınız, öyle mi? Bu, dürüstlük değildir
arkadaşlar; bu, siyasi ahlaka sığmaz; bu, haddini
aşmaktır; bu, 12 Eylül şehitlerine saygısızlıktır;
aslında hiç de sevmediğiniz insanların istismarı
anlamına gelir.
Bizim neslimiz, solcusuyla sağcısıyla, demokrasinin
erdemini, işkencenin nasıl bir insanlık suçu olduğunu,
bağımsızlığın değerini, bir bardak, bir cam
bardak çayın değerini çilenin, işkencenin içinde öğrendi.
Dolayısıyla, şimdi bu insanları 12 Eylülcülükle, 12 Eylül
rejimini savunmakla suçlamak ne kadar büyük bir haksızlıktır.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
Lütfen yerinizden
konuşmayın.
MEHMET EKİCİ (Devamla) Eğer samimiyseniz,
eğer yüreğiniz yetiyorsa önergemize destek verin. Bu açıklama,
Sayın Bakanın yaptığı açıklama yanlış
bir açıklamadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ekici, ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın efendim lütfen.
MEHMET EKİCİ (Devamla) Tamam Sayın
Başkanım.
Zaman aşımı dolmuştur. Önergemiz, zaman
aşımını kaldıran bir önergedir. Samimiyseniz,
yüreğiniz yetiyorsa, kalbinizi ve aklınızı buraya
koyabiliyorsanız bu önergeye evet deyin veya benzeri bir önerge verin.
Değerli arkadaşlar, 12 Eylülü anlamak budur, kavramak
budur. 12 Eylülcü diye suçladığınız insanlar cezaevlerine
tıkılmışken birileri soluğu Suudi Arabistanda ve
İngilterede aldı. Biz şapla şekeri birbirine
karıştırmayız. Mücadelemizi, ülkücü hareket olarak,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu hesaplaşmayı sonuna kadar
götürecek kadro elbette biziz ama 12 Eylülcülerle birlikte resim verenlerin,
onları ağırlayanların -isimlerini kullanmak istemiyorum
burada- kimler olduğu da şurada mevcut. İsterseniz bu
fotoğrafları, Kenan Evrenin yanına sübhaneke boncuğu gibi
dizilenlerin fotoğraflarını isteyene gösteririm.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ekici, ek süreniz de doldu.
MEHMET EKİCİ (Devamla) Hocam, çok kısa
BAŞKAN Genel Kurulu selamlayabilmeniz için tekrar
açıyorum.
Buyurun, lütfen tamamlayın.
MEHMET EKİCİ (Devamla) Onun için, hep beraber
Despotizmle mücadele ediyoruz. derken despotlaşmadan, Hak kuvvetlinin
değil, hak haklınındır. anlayışı
içerisinde, gelin, zaman aşımını yok edelim.
Bir sözüm de Sayın Bahçekapılıya. Burada geçen gün
bir konuşma yaptınız Hanımefendi. Sizden rica ediyorum,
lütfen, benim şehitlerimi anarken, o darağacının
altından geçenleri anarken lütfen gülmeyin! Bizim yüreğimiz yanarken
lütfen gülmeyin! (MHP sıralarından alkışlar)
Efendim, önergemize destek istiyor, Genel Kurulu
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
Sayın Ekici, oturun yerinize siz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bahçekapılı, buyurun.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) 63e göre söz
istiyorum. Sayın Konuşmacı, adımı anarak, benim
yapmadığım bir davranışı
yaptığımı iddia ediyor.
FARUK BAL (Konya) Neye cevap verecek Sayın Başkan?
BAŞKAN Bir saniye
Bir saniye
Bir saniye
FARUK BAL (Konya) Neye cevap verecek?
ALİM IŞIK (Kütahya) Bir daha mı güleceksiniz?
BAŞKAN Bir dakika ya
Bir dakika, dinleyelim. Ne
söylediğini bilmiyoruz ki arkadaşlar, ne söyleyeceğini
bilmiyoruz ki.
Buyurun Sayın Bahçekapılı.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Efendim,
sataşmadan dolayı söz istiyorum.
FARUK BAL (Konya) Sataşma yok.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Ne sataşması? Gülerek
konuştunuz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Konuşmacı bana hitaben bazı sözler sarf etti.
BAŞKAN Efendim, siz birtakım şehit isimlerini
anarken güldüğünüzü ifade etti
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Evet.
BAŞKAN Siz gülmüş müydünüz efendim?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Hayır efendim.
BAŞKAN Tamam, zabıtlara geçti. Buyurun oturun yerinize.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin 25
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
A.
Kenan Tanrıkulu
İzmir
Madde 25.- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici 15
inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan sürülemez ibaresi
sürülebilir şeklinde, başvurulamaz ibaresi başvurulabilir
şeklinde, ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye son fıkra olarak
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının
oluşturulduğu tarihe kadar geçen süre içinde, yasama ve yürütme
yetkilerini Türk milleti adına kullanan, Milli Güvenlik Konseyinin, bu
dönemde kurulmuş hükümetlerin ve Danışma Meclisinin her türlü
karar ve tasarruflarını uygulayan idare, yetkili organ, merci ve
görevliler tasarruflarından dolayı yargılanabilir.
Açılacak davalarda zaman aşımı süresi bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte işlemeye başlar.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkanım, bu konu deminki önergeye benziyor,
aşağı yukarı aynısı. Burada geçici 15inci
maddenin kalkmasıyla yargılama sürecinde yetkili mahkemeler bunu
tespit ederler, yoksa sonradan şu şu maddelerden
yargılansın ya da zaman aşımı koyalım
Bunların
hukukta karşılığı yok.
Bu gerekçeyle katılmadığımı arz etmek istiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Var, var, var
Kendinize gerekçe
uydurmayın.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Gözümüzün içine bakarak
söylemeyin bunu.
BAŞKAN Hükûmet efendim?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Sayın Başkan, bu önergeleri veren arkadaşlarımız
gerçekten 12 Eylül darbesini yapan Konsey ve Danışma Meclisi
haksız işlem ve tasarruflarından ötürü yargılansınlar
istiyorlar ise biz bu hassasiyeti derinden paylaşıyoruz ama önergeler
sanıyorum ki bir yanlış kabulden kaynaklanıyor. Bir arkadaşımız
da biraz önce ifade etti Zaman aşımı dolmuştur. Bu
önergeleri kabul edin, yeniden bir zaman ihdas edelim. dedi. Zaman
aşımı dolmuş kabulünden yola çıkarsak çok vahim bir
hukuki hata işlemiş oluruz.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Ama öyle Sayın Bakan, öyle
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Zaman aşımı, değerli arkadaşlarım,
Anayasanın, 82 Anayasasının 15inci maddesi
OKTAY VURAL (İzmir) Milletvekillerini
kandırmayın!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
12 Eylül 1980den seçimlerin ilanına kadar geçen süre içinde Millî
Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi ve onların emri
tahtında iş yapanların haksız tasarruflarının
herhangi bir hukuki tartışma sürecine muhatap
olamayacağını söyleyerek Anayasa hükmüyle zaman
aşımını kesti.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, doğru bilgi
vermiyorsunuz!
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Şimdi, biz, bu hükmü -hukuki, doğru bir hukuki iş yapalım,
tarihî bir iş yapıyoruz çünkü- kaldırarak bu zaman
aşımını durduran hükmü ortadan kaldırıyoruz ve bu
Anayasanın kabulüyle durdurulmuş olan zaman aşımı
işleyişi şimdi yeniden başlamış oluyor. Biz,
böyle bir kabulle
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Açıkça yazsak ne kaybederiz
Sayın Bakan?
OKTAY VURAL (İzmir) Kılıf aramayın
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Biz, böyle bir kabulle yola çıkarsak, zaman aşımı
dolmuştur, Anayasa hükmüyle zaman aşımı ihdas ederiz dersek
fevkalade yanlış olur.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Yanlış bilgi veriyor
Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
O yüzden, bizim yaptığımız düzenleme, hukuki, cezai, mali
her türlü yola başvurmanın önünü açmaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Hükûmet yanlış bilgi veriyor.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
O yüzden önergeye katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Hükûmet siyasi bilgi veriyor,
yanlış bilgi veriyor.
BAŞKAN Efendim, kimin yanlış bilgi kimin
doğru bilgi verdiğini tayin etmek Başkanlık
Divanının görevi değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Kılıf uyduruyor
Kılıf uyduruyor
BAŞKAN Bir saniye
HASİP KAPLAN (Şırnak) Suç tarihi 12 Eylül
1980dir. Darbe günü suç tarihidir.
BAŞKAN Efendim, her arkadaşımız
OKTAY VURAL (İzmir) Onların
yargılanmasını istemeyenler konuşuyor şu anda.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar, bir saniye
OKTAY VURAL (İzmir) Bilmiyorsun, bilmiyorsun
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Sayın Bakan
OKTAY VURAL (İzmir) Bilmediğin konuda konuşma!
BAŞKAN Bir dakika
Bir dakika
Şu anda ne yapıyoruz? Bir önerge okundu. Ben Komisyona
ve Hükûmete katılıp katılmadıklarını sordum.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan, bir
saniye
BAŞKAN Onlar da İç Tüzükün ilgili maddesi
gereğince niçin katılmadıklarını izah ettiler.
Beğenirsiniz beğenmezsiniz efendim
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Ya katılır ya katılmaz.
Niye yanlış bilgi veriyor? Katılıp katılmadığını
sorar.
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Yanlış bilgi veriyor,
yanlış bilgi veriyor!
BAŞKAN Ama ne diyor İç Tüzük? Gerekçesini
açıklayabilir. diyor.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, bir dakika
BAŞKAN Efendim, gerekçesine katılırsınız
veya katılmazsınız, o sizin takdiriniz
OKTAY VURAL (İzmir) Yanlış bilgi veriyor!
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Yanlış bilgi
BAŞKAN O sizin takdiriniz
Efendim, yanlışsa onu burada düzeltecek hâlimiz yok.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Yani millete mi havale edelim?
BAŞKAN Millete havale ederiz onu efendim, millete havale
ederiz.
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Anayasa yapıyoruz burada
Sayın Başkan.
BAŞKAN Eğer yargıya gidecekse yargı
değerlendirir.
Lütfen oturun arkadaşlar.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN Şimdi, önerge üzerine Sayın
Tanrıkulu, konuşacak mısınız?
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bir dakika
Sayın Bakan yanlış bilgi verdi.
BAŞKAN Efendim, lütfen
Lütfen
Öyle bir şey olmaz.
FARUK BAL (Konya) Bir saniye
BAŞKAN Sayın Bal, öyle bir şey olmaz. Lütfen
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, Sayın Komisyon ve
Sayın Bakan
BAŞKAN Evet
FARUK BAL (Konya)
katılmak veya katılmamak konusunda
iradelerini beyan etmeleri yeterliydi.
BAŞKAN Tabii.
FARUK BAL (Konya) Ancak açıklama yapmak suretiyle Genel
Kurula yanlış bilgi verdiler.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz burada bilmiyor muyuz,
okumamız yok mu bizim?
FARUK BAL (Konya) Müsaade ederseniz, iki dakika içerisinde
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Yanlış bilgi veriyorsunuz.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, İç
Tüzükün 87nci maddesi açık, katılmama gerekçesini bakan
açıklayabilir.
BAŞKAN Bakın ne diyor, bakın Sayın Bal:
Komisyon ve Hükûmet katılmama gerekçesini kısaca
açıklayabilir. Açıkladılar, İç Tüzüke uygun bir iş
yaptılar. Niye itiraz ediyorsunuz?
FARUK BAL (Konya) Elbette ama doğrusunu da bizim söyleme
hakkımız var.
BAŞKAN Efendim, yanlış olabilir. Ben Niye
yanlış konuştunuz? deme hakkına sahip miyim burada Meclisi
yöneten
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, önerge sahiplerinin
amacını çarpıttı.
BAŞKAN Olur mu efendim ya, lütfen
O zaman herkesin konuşmasını benim burada
doğrudur, yanlıştır diye değerlendirmem
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, önergenin amacını
çarpıttı.
BAŞKAN Lütfen oturun efendim.
Konuşacak mısınız Sayın Tanrıkulu?
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkanım,
zaman aşımında iki esas vardır.
BAŞKAN Efendim, lütfen
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Bir saniye
Ama çok
yanlış bilgi
BAŞKAN Efendim, lütfen, onun zaman aşımı var
mı yok mu, doğru mu söyledi yanlış mı söyledi, onu
burada değerlendirecek değiliz. Ben İç Tüzüke uygun
kuralları uyguluyorum. (Gürültüler)
Lütfen oturunuz.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Zaman aşımında
iki esas vardır. Birisi cezanın zaman aşımıdır,
birisi suçun zaman aşımıdır. Burada Sayın Bakanın
açıklaması yanlış bir açıklamadır. Suçun zaman
aşımıyla cezanın zaman aşımını
birbirine karıştırmasın.
BAŞKAN Efendim, tamam, yanlış bir açıklama
olduğunu söylediniz, siz de söylediniz, Sayın Bal da söyledi ve
zabıtlara geçti, değerlendirir değerlendirecek olanlar.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, bir
yanlış açıklama tartışması var. Çok önemli bir
maddeyi görüşüyoruz. Bu konuda Sayın Bakanın ifadesiyle hukuki
yorumlardaki farklılık var. En azından bu konuda talepte bulunan
arkadaşlara İç Tüzük 60a göre yerinden kısa bir söz verilmesi
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Yok efendim, öyle bir usulümüz yok, hayır.
ATİLLA KART (Konya) Ekrana girdim Sayın Başkan.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, tamam, siz de Sayın Bakanın
açıklamalarına katılmıyorsunuz, zabıtlara geçti.
Sayın Kılıçdaroğlu, siz ne söyleyeceksiniz
efendim?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, katılmamak
ayrı bir şey, yanlışı ifade etmek ayrı bir
şey.
BAŞKAN Efendim, olur mu böyle bir şey?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Olur mu efendim?
BAŞKAN Böyle bir usul olmuş mu? İç Tüzükümüzde
böyle bir düzenleme yok, uygulamamız yok.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Bakan şu an kamuoyunu
yanıltan bir açıklamada bulundu.
BAŞKAN Lütfen, lütfen oturun efendim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Herkes kendisine göre bir yorumda bulundu.
BAŞKAN Siz en az benim kadar İç Tüzükü bilen, onun
ruhunu kavramış olan arkadaşımsınız.
Sayın Kılıçdaroğlu, siz ne diyeceksiniz?
MEHMET EKİCİ (Yozgat) Ama yanlış
açıklama Sayın Başkan.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Bunu kim takdir edecek?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, bir meçhulü
tartışıyoruz. Birisi bir ifadede bulundu
BAŞKAN Efendim, şu anda sadece önerge sahibine söz
verebilirim.
Sayın Tanrıkulu, konuşacak mısınız,
gerekçeyi mi okutalım efendim?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, ekrana girdik,
söz talebim var.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen efendim, lütfen
ATİLLA KART (Konya) Kısa söz talebim var.
BAŞKAN Efendim, şimdi önerge üstünde önerge sahibini
ATİLLA KART (Konya) Ekrana girdik efendim, ekranda
görünüyor.
BAŞKAN Sayın Kart, lütfen oturun. Böyle bir şey
olabilir mi? Ben şimdi önerge sahibine söz vereceğim. Gerekçesini
okuyun. dedi, gerekçesini okutuyorum.
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen arkadaşlar
(CHP sıralarından
gürültüler) Lütfen, İç Tüzükü uygulayın. Benim İç Tüzükü
uygulamadığımı eleştiriyorsanız, kendiniz önce
uygulayın şu İç Tüzükü. Zorlamayın lütfen, lütfen
Gerekçe:
12 Eylül askeri harekatı sebebiyle işlenen cezai, mali
ve hukuki sorumluluk taşıyan fiillerin yargı mercii önüne
getirilmesini engelleyen Anayasanın Geçici 15. maddesi hükmü, bu fiiller
sebebiyle yargılanmasını mümkün hale getirilmektedir.
Ayrıca, Anayasa engeli sebebiyle fiilen ve hukuken
açılamayan davaların, bu engelin ortadan kaldırılması
ile ortaya çıkacak zaman aşımı
tartışmalarının uygulamada yaratabileceği tereddüdü
ortadan kaldırmak amacı ile bu önerge verilmiştir.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, fiilî durum
yaratıyorsunuz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim, bakın, şimdi iki tane önerge var,
o sizin partinize mensup milletvekillerine ait.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Çıkarsınız, konuşursunuz
efendim. Lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
o konuda değil efendim.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Kılıçdaroğlu
ne dediniz?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Hükûmet bu kadar önemli
bir konuya katıldığını, hassasiyetleri
bölüştüğünü söyledi. O zaman yapılması gereken,
zatıalinizin bir ara vermesi ve Hükûmetin, eğer verilen önergeyi
beğenmiyorsa (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
hazırlanan bir önergeyle yargılama sürecinin açılmasını
istiyoruz efendim.
BAŞKAN Efendim, olur mu Sayın
Kılıçdaroğlu? Allah aşkına yani Sayın
Kılıçdaroğlu, İç Tüzükte falan olmayan taleplerde
bulunuyorsunuz. Lütfen
Lütfen
(CHP sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım. Lütfen
sessiz ve sakin olun.
İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/656 Esas numaralı 7.11.1982 tarih ve 2709 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının bazı maddelerinde
değişiklik yapılması hakkında Kanun teklifinin çerçeve
25. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
"Madde 25 - Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının geçici
15 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Geçici Madde 15:
Anayasa'nın Geçici 3 ncü maddesi ile hukuki
varlıkları sona eren 2324 sayılı Anayasa Düzeni
Hakkında Kanun ile 2356 sayılı Millî Güvenlik Konseyi
Hakkında Kanun'da ifade edilen Millî Güvenlik Konseyi'nin Başkan ve
üyeleri hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 309 ncu, 311
nci ve 312 nci maddeleri uyarınca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 250 ve devamı maddelerince görevli adli yargı mercileri
tarafından soruşturma açılarak, yargılamaları da bu
merciler tarafından yapılır. "
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Rasim
Çakır
Malatya Edirne
Diğer önerge imza sahipleri:
Fehmi Murat Sönmez
(Eskişehir) ve arkadaşı
BAŞKAN Efendim, Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkanım, bu Anayasadaki söz edilen geçici 3üncü maddede
Millî Güvenlik Konseyi altı yıllık süre için seçilmişti,
süresi de dolmuştur. Geçici 15 bunları da koruyordu,
kalktığı zaman aynı usule tabi olacaklar. Bu gerekçeyle
katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Katılmıyorsunuz.
Hükûmet efendim?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Efendim, aynı gerekçeyle, geçici 15inci maddenin yürürlükten
kaldırılmasıyla 1982 Kasımında kesilen zaman
aşımı şimdi ve yeniden başlayacaktır. O nedenle
katılmıyoruz.
BAŞKAN Peki.
BAŞKAN Sayın Çakır, siz mi
konuşacaksınız efendim?
RASİM ÇAKIR (Edirne) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
Edirne Milletvekili Sayın Rasim Çakır önergesi üstünde
söz istedi.
Sayın Çakır, süreniz beş dakika efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Maksatlı olarak
yanlış bilgi veriyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Kasıtlı olarak.
BAŞKAN Lütfen sakin olalım.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım
HASİP KAPLAN (Şırnak) 91 affı var Sayın
Başkan. 80 suç
CMUK 104-105
Yani kandırmayın.
BAŞKAN Sayın Kaplan, bir saniye, bir saniye
Ben bir
sayın milletvekilimizi kürsüye davet ettim, böyle bir usul olmaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Yanlış bilgi veriyor ama
efendim. Doğru değil dediği.
BAŞKAN Lütfen efendim, sonra aranızda
görüşürsünüz onları.
OKTAY VURAL (İzmir) Tutanaklara geçsin, Bakan milleti
yanlış bilgilendiriyor.
BAŞKAN Sonra onları aranızda konuşursunuz,
görüşürsünüz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) 12 Eylülün
ayıbını üzerinden henüz atamadılar. Onun için
OKTAY VURAL (İzmir) 12 Eylül ayıbı üzerinizde
zaten.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Biraz gerçekçi olalım,
bu konuda uzlaşalım.
BAŞKAN Sayın Çakır, buyurun lütfen.
RASİM ÇAKIR (Devamla) Süremi yeniden başlatın o
zaman Sayın Başkanım.
BAŞKAN Süreyi yeniden başlatalım, tabii,
haklı.
RASİM ÇAKIR (Devamla) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak 12 Eylülden kalan
Anayasanın geçici 15inci maddesinin kaldırılması ve 12
Eylülü yapanlara yargı yolunun açılmasıyla ilgili bir
görüş birliği içerisinde olduğumuzu Anayasa
çalışmaları içerisinde hep gözlemledik. Fakat biz muhalefet
olarak
Bu yaptığımız çalışmalarda Türkiye'nin
önemli hukukçuları -az önce Sayın Bakan ve Komisyon izah etti ama- bu
konuda anlaşmazlık içerisindeler. Bazı hukukçular
Yargılanabilir. bazı hukukçular zaman aşımı veya
başka gerekçelerle Yargılanamaz. görüşü içerisindeler. O zaman
mademki hep beraber bir görüş birliği içerisindeyiz, Anayasanın
geçici 15inci maddesine bizim vermiş olduğumuz önergeyi ilave
etmekte ne sakınca var değerli arkadaşlarım, soruyorum
size. Bu, hem bu maddenin kaldırılması ve cuntacıların
yargılanmasını talep eden iktidar milletvekili
arkadaşlarımın samimiyetini test edecektir, diğer taraftan
da eğer bu önergeye Hayır. derseniz o zaman da bakalım tarih
mi yazacaksınız, yoksa tarih mi sizi nasıl yazacak, hep beraber,
Allah ömür verirse göreceğiz.
Değerli arkadaşlarım, biz, bugünlere 12 Eylüllerde
bedel ödeyerek geldik. Önce rahmetli Alpaslan Türkeşle, rahmetli Bülent
Ecevitle Dil ve İstihbarat Okulunda işkence odalarında, sonra
Ankara Emniyetinin DAL şubelerinde, daha sonra Mamakın aslan
kafeslerinde, tecrit odalarında bedel ödeyerek bugünlere ve bu koltuklara
geldik.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Başka kimse
yoktu orada değil mi, sadece sen ödedin!
BAŞKAN Lütfen
RASİM ÇAKIR (Devamla) Onun için, siz değerli
arkadaşlarımızın
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen değerli arkadaşlar, yerinizden
konuşmayın.
RASİM ÇAKIR (Devamla)
bu süreçte en küçük bir bedel
ödemeyen değerli arkadaşlarımızın bu konuda muhalefet
milletvekillerine söz söylemeye ve yargılamaya kesinlikle
hakkının olduğunu düşünmüyorum.
Sizler 12 Eylülün geçici 15inci maddesini kaldırıp
yerine, yapmış olduğunuz bu Anayasa
değişikliğiyle 12 Eylül cuntasının bile cesaret
edemediği bir yeni anayasayı, daimî anayasa olarak Anayasanın
içerisine sokmaya gayret ediyorsunuz, geçiciler daimî hâle geliyor sizlerin bu
gayretleriyle.
Değerli arkadaşlarım, cumhuriyet,
yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan insanların
çağdaşlaşma, modernleşme ve birlik beraberlik içerisinde
yaşayabilmek için oluşturmuş olduğu en önemli bir siyasal
organizasyondur ve 12 Eylül zannetmeyin ki sadece, 12 Eylülde gençleri
cezaevine atmak, idam etmek gibi bir amaç için yapılmıştır.
O, sadece 12 Eylülün küçük bir sonucudur. 12 Eylül
29 Ekim 1923ten 12 Eylüle
kadar cumhuriyetin gece gündüz çalışarak bu ülkede yaşayan
insanların birlik beraberliği, kalkınması, refahı ve
mutluluğu için oluşturduğu temel kurumların 12 Eylülden
sonra bir bir yok olduğunu görüyoruz. 12 Eylül öncesi kurulan zirai
donatım kurumlarından tutun, demir çelik fabrikalarından tutun,
alüminyum tesislerinden tutun, Ziraat Bankasından tutun, Toprak Mahsulleri
Ofisine kadar, bu ülkede kim ki yaşıyorsa herkesin günlük yaşam
standartlarını yükseltmeyi ve ekmeğini büyütmeyi amaçlayan
cumhuriyet kurumlarının 12 Eylülden sonra bir bir özerk hâle
getirildiği, özelleştirildiği ve cumhuriyetin yavaş
yavaş sizlerin sayesinde sırtını bu yoksul halka dönmeye
başladığını görüyoruz. 12 Eylül sadece bir kesit
değildir, 12 Eylül bir süreçtir, 12 Eylül 1980den başlayan hatta
daha önce suni olarak 12 Eylül koşullarını yaratarak
başlayan ve bugün de devam eden bir süreçtir. Yani 12 Eylül bitmiş değildir,
12 Eylül devam ediyor ve sizler 12 Eylülün bir ürünüsünüz, sizler 12 Eylülün
büyük idealine ulaşabilmesi için bir araçsınız. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Zannetmeyin ki kendinizi 12 Eylüle karşı tavır
alan bir siyasal partisiniz. Tam tersi, 12 Eylül koşullarından
yararlanarak iktidar olmuş ve 12 Eylülün temel
anlayışını devam ettirmeyi tarihsel görev üstlenen bir
siyasal organizasyonsunuz. 12 Eylül bu ülkede ne zaman bitecektir?
İşte, gerçek sosyal demokrat bir Cumhuriyet Halk Partisi iktidara
geldiğinde 12 Eylül süreci tamamlanmış olacaktır. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Yani gerçek sosyal demokrat
olduğunuzda, öyle mi?
BAŞKAN Sayın Çakır, konuşmanızı
tamamlayın lütfen. Ek süre veriyorum.
Sayın Çakır, buyurun.
Lütfen, değerli milletvekilleri, sakin olalım
RASİM ÇAKIR (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
bugün 6 Mayıs. Bugün tek amacı, tek isteği tam
bağımsız Türkiye olan ve yirmi dört yaşında boynunu
yağlı kemende sokarken Yaşasın tam bağımsız
Türkiye! diyen Denizlerin idam edilişinin 38inci yıl dönümü.
Ben, Edirne Milletvekili olarak bu, idamla ilgili
çıkmış olan kanunun bu Meclis tarafından
kaldırılmasını ve en kısa zamanda bir kanun teklifi
vererek bu konuda sizlerin de destek vermenizi talep ediyorum ve buradan Can
Yücelle otuz sekiz yıl önceye seslenmek istiyorum:
Aşk olsun be çocuk, aşk olsun.
Eğer üzülüyorsam sana anam avradım olsun.
Sevgili arkadaşlarım, sözlerimi tamamlıyorum. Bu
millet büyük bir millettir, bu millet sever, yüzde 30 oy verir, 34 oy verir,
yüzde 47 oy verir, iktidar yapar, bağrına basar, gönlüne koyar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çakır, sadece selamlamanız için
açıyorum.
RASİM ÇAKIR (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
RASİM ÇAKIR (Devamla) Öyle bir millettir ki bu
sevdiğini sever ve bağrına koyar ve iktidar yapar, yüzde 47 oy
verir, 60 oy verir ama unutmayın değerli arkadaşlarım, bu
millet elindeki kendi kendini yönetme yetkisini, cumhuriyet ve demokrasi
yetkisini hiç kimseye vermez. Kim ki bu milletten aldığı
demokratik hakkı ve yetkiyi, bu ülkeyi yönetmek adına
aldığı yetkiyi bir padişahlık yetkisine
dönüştürmeye çalışıyorsa, bilin ki bu millet buna izin
vermez.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, diğer önerge üstünde Sayın Bingöl,
siz mi konuşacaksınız efendim?
TEKİN BİNGÖL (Ankara) Evet.
BAŞKAN Ankara Milletvekili Sayın Tekin Bingöl.
Süreniz sizin de beş dakika Sayın Bingöl. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
TEKİN BİNGÖL (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa değişikliğinin 25inci
maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkelerin tarihlerinde gururla andıkları sayfalar vardır.
Örneğin Türkiye tarihinde emperyalizme karşı verilen
bağımsızlık mücadelesi bu şanlı sayfalardan
birisidir. Yine ülkelerin tarihlerinde utançla anılan, karanlık
sayfalara yazılan dönemler de vardır. İşte 12 Eylül askerî
darbesi bu utanç sayfalarından birisini oluşturur.
Bugün 6 Mayıs 2010. Bundan otuz sekiz yıl önce 6
Mayıs 1972de Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edildiler. O
3 devrimci genç, kısa ama onurlu yaşamlarıyla birlikte,
sıkıyönetim mahkemelerindeki o kararlı tutumları ve
darağacına giderken takındıkları yurtsever ve cesur
tutumlarıyla saygıyla anılmaktadırlar ama Denizleri asanlar
ile 12 Eylül askerî darbesini yapanlar, utançlarıyla tarihin karanlık
sayfalarına adlarını yazdırdılar.
Değerli milletvekilleri, 12 Eylül askerî darbesi
sağcısıyla solcusuyla yüz binlerce insanı
soruşturmalardan, işkence tezgâhlarından geçirdi. Bu darbe
birçok insanı hedef almıştı ama bunlarla birlikte o
soruşturmadan geçirilenlerin milyonlarca ailesi de âdeta perişan
edildiler.
12 Eylül askerî darbesini yapanlar, daha sonra hayata
geçirdikleri, talimatla yaptırdıkları, emir-komuta zinciri
altında hayata geçirdikleri 12 Eylül askerî Anayasasını,
isteklerini, taleplerini ve korunmalarını sağlayacak bir
şekilde ortaya koydular. Yani 12 Eylül askerî darbesini yapan generaller
emrettiler, o Anayasayı yapanlar arz ettiler.
Değerli milletvekilleri, 12 Eylül askerî darbe
Anayasasının içinde var olan geçici 15inci madde generallerin ve 12
Eylülü uygulayanların koruma zırhıydı. Ama bugün
görüştüğümüz Anayasa değişikliğinde yürütmeden
kaldırılmak istenen 15inci madde ile diğer masum maddeler,
tıpkı 12 Eylül Anayasası gibi bir kalkan olarak
kullanılmaktadır, geçirilmek istenen maddeler için bir örtü, bir
kılıf görevini görmektedir.
Aslında 12 Eylül Anayasasını
tartışıyorken iktidar partisi milletvekili
arkadaşlarımız bu Anayasayı demokratik bir teamülle,
özgürlükçü bir yaklaşımla değiştirdiklerini iddia
ediyorlar. Çok uzağa gitmeye gerek yok, yakın tarihte 28 Şubat
süreci ile 27 Nisanın hesabını sormadan, onları masaya
yatırmadan, 12 Eylül Anayasasının, 12 Eylül darbesinin
hesabını görmek ucuzca bir yaklaşım olacak değerli
arkadaşlar. Zira 28 Şubat ile 27 Nisanı yeri geldiğinde
mağduriyet olarak kullanan ve bundan siyaseten nemalananlar, önce
onların, bu yakın tarihin somut girişimlerinin
hesabını görmek durumundadırlar.
27 Nisan bildirgesini o gece kendim hazırladım, kendim
yayınladım. diyen general herhâlde özde Atatürkçüydü, onun için
hesap sorulmuyor!
Değerli milletvekilleri, 12 Eylül Anayasasının
mağdur ettiği insanların bir beklentisi var: Onlar 12 Eylül
Anayasasından ve geçen süre içerisinde ödedikleri bedellere rağmen
hâlâ yüreklice, kararlı ve onurlu bir duruş sergiliyorlar. Hiçbir
zaman ne kulvar değiştirdiler ne de yol arkadaşlarını,
satmadılar. Onlar bir şey istiyor değerli arkadaşlar: Hiç
olmazsa otuz yıl önce bu ülkede ceberut bir yönetim sergileyen faşist
cuntanın generallerinden ve uygulayıcılarından hesap
sorulsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bingöl, ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
Buyurun.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) Teşekkür ediyorum.
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Oy bile vermiyorsun!
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri, müdahale etmeyin.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) 12 Eylül Anayasasını
değiştirmek sadece ve sadece bir parti, hangi siyasi parti olursa
olsun ya da hangi siyasal iktidar olursa olsun tek başına hayata
geçirirse mutlaka ve mutlaka onun içinde o partinin ya da o kuruluşun
siyasi düşünceleri ve onun çıkarları yansıyacaktır. O
nedenle, tek başına hazırlanan bir anayasal düzenleme hiçbir
zaman tüm toplumu kucaklayan mutabakat zaptı olmayacaktır. Çünkü
anayasa metinleri mutabakat metinleridir ve tüm yurttaşların
kendilerini güvencede hissettiği metinlerdir. Oysa bugün hazırlanan
metin tamamen taraflı, hiçbir şekilde uzlaşma zemini aranmadan
hazırlanan metinlerdir.
Sayın Bakan, az önce yaptığınız
açıklamaya değinmek istiyorum: Geçici 15inci madde yürürlükten
kaldırıldıktan sonra, az önce bahsettiğim sadece ve sadece
bedel ödeyen insanların yargılamak istedikleri ve hesap
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bingöl, ek süreniz de doldu efendim.
Sadece Genel Kurulu selamlayabilmeniz için açıyorum mikrofonu.
Buyurun Sayın Bingöl, lütfen...
TEKİN BİNGÖL (Devamla) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
O madde yürürlükten kaldırıldıktan sonra 12 Eylül
askerî darbesini yapan generaller, faşistler ve o darbenin
uygulayıcılarından hesap sorulmadığı zaman bunu
nasıl izah edeceksiniz ve o bedel ödeyen insanlara, halka nasıl hesap
vereceksiniz diye çok merak ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Hatipler konuşurken
öncelikle, özellikle
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, benim de söz
talebim var.
BAŞKAN Bir saniye.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
bundan önce konuşan Sayın Hatip konuşmasında partimizin 12
Eylül
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, on
dakikadır bekliyorum, söz talebimi değerlendirmiyorsunuz.
BAŞKAN Bir saniye efendim, birine söz verdim. Şimdi
gördüm efendim.
ATİLLA KART (Konya) Cevap vermiyorsunuz.
BAŞKAN Şimdi gördüm. Oturun bir dakika. Niye azarlar
gibi konuşuyorsunuz Sayın Kart?
ATİLLA KART (Konya) Ama cevap vermiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Kart, beni azarlıyorsunuz ya. Var
mı böyle bir hakkınız?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın Bozdağ, buyurun.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
Hatip konuşurken grubumuza dönerek ve itham ederek 12 Eylül ürünüsünüz,
12 Eylülün aracısınız, darbecileri
yargılamadınız
27 Nisan 2007den bahsederek ithamda
bulunmuştur. 69a göre söz istiyorum efendim.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Efendim, bir sataşma yok.
BAŞKAN Evet, ben de Hatibin konuşmasını
takip ettim.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Her siyasi eleştiri sataşma
mı Sayın Başkan?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Siyasi eleştiri değil
efendim, bu bir ihtilaf.
BAŞKAN Üç dakika içerisinde, yeni bir sataşmaya mahal
vermeyin. (CHP sıralarından gürültüler)
ATİLA EMEK (Antalya) Helal olsun Başkan!
BAŞKAN Efendim, ben de takip ettim.
ATİLA EMEK (Antalya) Başkan, helal olsun!
BAŞKAN Evet, ben de takip ettim, burada gördüm.
ATİLA EMEK (Antalya) AKP Grubu eş başkanı!
BAŞKAN Lütfen
Siz de gördünüz.
RASİM ÇAKIR (Edirne) O zaman konuşma metnini
Sayın Başkan, grup başkan vekili versin, biz okuyalım.
BAŞKAN Lütfen
Ben İç Tüzükü uyguluyorum efendim.
ATİLA EMEK (Antalya) Meclis Başkanı değil,
AKP Grubu eş başkanı! Ayıptır, ayıp!
BAŞKAN Lütfen yeni bir sataşmaya mahal vermeyin
Sayın Bozdağ. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, Edirne Milletvekili Rasim Çakırın, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; AK PARTİli, AK PARTİ ve AK PARTİ
Grubuna mensup milletvekilleri milletin ürünüdür. Neye karşı
ürünüdür? Antidemokratik her türlü müdahaleye karşı, hukuk
dışı her türlü yapılanmaya karşı, darbelere
karşı milletin ortak sesidir. Bugün bu görüşmeler vesilesiyle
bir kez daha bu ortaya çıkmıştır.
Darbelere sevinenleri bu millet gördü. 27 Mayıs 1960 darbesi
olduğu zaman onu kimlerin alkışladığını bu
millet çok iyi biliyor. Darbenin yedeğinde kimin iktidar, kimin
başbakan olduğunu, 1 Mayısları bayram diye bu millete
kutlattığını ve bunu içine sindirdiğini bu millet çok
iyi biliyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Kim
onlar, siz de iyi biliyorsunuz.
12 Mart 1971 muhtırası verildiği zaman, Meclis
açıkken bu Mecliste Anayasa değiştirip darbecilerin,
cuntacıların talimatı doğrultusunda, milletin
Anayasasına, milletin hukukuna, milletin anlayışına
kimlerin ayar verdiğini de bu millet iyi biliyor. O zaman
Başbakanın hangi partinin içerisinden
çıktığını da iyi biliyor. Kimin darbe
şakşakçısı, kimin onlarla beraber iş tuttuğunu da
bu millet çok çok iyi biliyor.
12 Eylül darbesinde bu milletin tamamı mağdur
olmuştur, sadece bir kesimi değil, sağdan veya soldan
değil, 72,5 milyon mağdur olmuş, 72,5 milyon fatura
ödemiştir. Onun için
Bir başka noktaya geleceğim, 27 Nisan
e-muhtırası. Değerli dostlar -geçenlerde de ifade edildi burada-
bunların yargılanmasını engelleyen bir yasa hükmü var
mı? Yok. Peki, yargılamayı kim yapacak, Hükûmet mi yapacak,
Başbakan mı yapacak? Soruşturmayı Hükûmet mi açacak?
Yargılamayı Hükûmet mi yapacak? Soruşturmayı açacak
savcılar, yargılamayı yapacak
Hükûmetler
Ama görüyoruz ki
Türkiyede bazı kişilere karşı soruşturma açmak
cesaret istiyor, o cesareti gösteremediler.
AHMET BUKAN (Çankırı) Soruşturma yapanları
görevden alıyorsunuz!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) 27 Nisan, affedersiniz, 27
Şubat 1997de Genelkurmaya gidip esas duruşta duran ve o darbecileri
alkışlayanlar bunu açma cesareti gösterememişlerdir. Bizi niye
itham ediyorsunuz? Hukuku işletmekle görevli olanlar orada.
ATİLLA KART (Konya) İdari soruşturmayı niye
açmadınız?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Onlar soruşturma
açtılar da biz ellerinden mi tuttuk?
ATİLLA KART (Konya) İdari soruşturmayı niye
açmadınız?
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Buradan bir kez daha
çağrı yapıyorum, zaman aşımı da dolmadı.
Buyursun açsınlar soruşturmalarını, yargılamalar neyse
yapsınlar, biz de hep beraber takip edelim ama bakın, bu ülkede darbe
teşebbüsüyle yargılananların avukatlığını
yapanlar var. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, Sayın Bozdağ, teşekkür ederiz
efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Kimlerin darbelerden yana
olduğunu bu millet çok iyi biliyor.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Lütfen
Tamam.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Silivride avukatlık
yapanları bu millet çok iyi biliyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bozdağ.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Okay, buyurun.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Galiba izahat vermeme gerek dahi yok.
Aynı şekilde, Cumhuriyet Halk Partisine yönelik sataşmanın
üzerine söz talep ediyorum.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Ben parti ismi vermedim efendim.
BAŞKAN Şimdi, ben, konuşmaları, özellikle
hassas konulardaki konuşmaları Sayın Okay büyük bir dikkatle
takip ediyorum
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Eğer alınıyorsa
mesele yok. Ben parti ismi vermedim.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Siz niye alındınız?
BAŞKAN Bir saniye
Bir saniye
yani bir sataşma talebiyle karşıma
çıkacağınızı düşündüğüm için... Şimdi,
sizin partinizden hiç bahsetmedi ama birtakım tarihleri verdi, 12
Martlardan, 71lerden, 80lerden bahsetti.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, AKP mi dedi
pekâlâ? Yani 12 Martla hangi partiden, 60 ihtilaliyle hangi partinin iktidara
geldiği
Kimlerden bahsetti?
BAŞKAN Bilmiyorum ben hangi partiden, gerçekten bilmiyorum
hangi partiden çıktı.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) O zaman öğreneceksiniz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Ben o zaman ilkokul talebesiyim, nereden
bileceğim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Ama nedense iktidar partisinin grup
başkan vekili ayağa kalktığında kürsüye davet
ediyorsunuz ama muhalefet partisinden olursa hemen bir biçimde
tartışma yaratıyorsunuz.
BAŞKAN Efendim, bir dakika
Öğrenmeye
çalışıyorum bir sataşma var mı, yok mu.
Peki, efendim buyurun.
Celallenmeyin Sayın Okay, lütfen sakin olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
ATİLA EMEK (Antalya)
Tarafsızlığınızı gösterdiniz Sayın Başkan!
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, siz de
tarafsız olun, Türkiye Büyük Millet Meclisini yönetiyorsunuz!
BAŞKAN Gayet tabii, ben objektifim, çok rahatım o
konuda. Hiç endişe etmeyin.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Siz de tarafsız olun!
BAŞKAN Tarafsızım efendim ben.
Buyurun.
4.- Ankara Milletvekili Hakkı
Suha Okayın, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biraz evvel burada AKP Grup Başkan Vekili kimi ifadelerde
bulunurken Cumhuriyet Halk Partisine yönelik haksız ithamlarda
bulunmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi her darbenin mağduru
olmuştur ve her darbeye karşı da dimdik durmuştur. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Kim alkışladı?
Kim bayram yaptı?
BAŞKAN Lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) Demokrasiyi askıya almaya
kalkışan Demokrat Partinin son günlerinde yapılan darbe
sonrası buna karşı dik duran İsmet İnönüdür
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) 27 Nisan muhtırasından
sonra açıklamalarınıza bir bakın!
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) Ve ondan sonraki süreçte de 61de bu
Meclise gine darbeye karşı olan gine o İsmet İnönüdür ve
Talat Aydemir ayaklanmasına karşı dimdik duran Cumhuriyet Halk
Partisinin Genel Başkanı İsmet İnönüdür. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen yerinizden laf atmayın arkadaşlar.
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) 12 Mart muhtırasından sonra
Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde olan ve Genel Sekreter olan, daha sonra
Genel Başkan olan, istifa eden Sayın Bülent Ecevittir ve o dönemde
her partide olduğu gibi kimi zaman ihanet kotaları vardır.
Geçmişte AKPnin kurulduğu süreç gibi, Cumhuriyet Halk Partisi
içerisinde bazı ihanet kotaları gitmiş darbecilerin hükûmetinde
yer almıştır ve devam etmiştir.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Anayasa değişti.
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) 12 Martın mağduru yine
Cumhuriyet Halk Partililer olmuştur, 12 Eylülün mağduru yine
Cumhuriyet Halk Partililer olmuştur, Cumhuriyet Halk Partisi
kapatılmıştır. Tam on iki sene sonra yeniden
açılmıştır, cumhuriyeti kuran, demokrasiyi getiren
Cumhuriyet Halk Partisi 1992de yeniden açılmıştır. 28
Şubat süreci Cumhuriyet Halk Partisinin dışındadır. O
süreci yaşayanlar onun hesabını verirler ama 27 Nisan
e-muhtırasından sonra 4 Mayısta Dolmabahçede
E-muhtırayı ben bizzat yazdım. diyen işgüzarla
sırdaş olan, kanka olan sizin Sayın Genel
Başkanınızdır. (CHP sıralarından
alkışlar) 27 Nisanın hesabını kendiniz vereceksiniz
ve o Genelkurmay Başkanına zırhlı aracı alan yine sizin
Hükûmetinizdir. Sizler, darbe sonrası, darbecilikten mağdur
edebiyatı içerisinde siyaset üretiyorsunuz ama darbenin gerçek
mağdurları darbeye karşı dimdik ayakta duruyor.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kart, sisteme
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Darbecilerin
avukatlığını yapan sizsiniz.
(AK PARTİ ve CHP sıralarından
karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Bir saniye değerli arkadaşlar, lütfen
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Dimdik duran biziz, hesap soran
biziz.
BAŞKAN Sayın grup başkan vekilleri, lütfen
Lütfen efendim
Lütfen
Sayın Kart, niçin talepte bulunmuştunuz? (CHP
sıralarından On beş yaşında çocukların
O
mağdurlar ne olacak? sesi, gürültüler)
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun.
Sayın Kart, buyurun, ne için söz istediniz efendim? 60a göre
mi efendim? Niçin söz istediğinizi söylerseniz ben de İç Tüzüke göre
size söz verip vermeyeceğimi tayin edeceğim efendim.
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, maddeyle ilgili
önergeler konusunda kısa bir söz talebinde bulunuyorum.
BAŞKAN Evet. Yani hangi maddeye göre söz talebinde
bulunursanız, onu değerlendirip
60a göre mi istiyorsunuz efendim?
ATİLLA KART (Konya) Yerimden kısa söz talebinde
bulunuyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
İç Tüzüke göre böyle bir usul yok efendim.
BAŞKAN 60/4e göre, yerinizden pek kısa bir
açıklama mı yapmak istiyorsunuz?
ATİLLA KART (Konya) Evet.
BAŞKAN Buyurun efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, böyle
bir usul yok.
BAŞKAN Milletvekillerinin böyle bir talebi var. Lütfen
efendim, var, böyle bir hakları var.
Sayın Yahya Doğan da girmiş, ona da vereceğim
efendim.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Konya Milletvekili Atilla
Kartın, 25inci madde üzerinde muhalefet partilerinin vermiş
olduğu önergelerin amacının Anayasanın geçici 15inci
maddesi üzerindeki belirsizliği, tartışmayı gidermeye
yönelik olduğuna ilişkin açıklaması
ATİLLA KART (Konya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli arkadaşlarım, geçici 15inci maddenin
niteliği konusunda ceza hukukçuları ve anayasa hukukçuları üç
ayrı farklı görüşe sahip: Kimi hukukçular bu geçici 15inci
maddenin sorumsuzluk niteliğinde olduğunu, kimi bu sürecin bir
askıya alma anlamına geldiğini, kimileri de geniş bir
yorumla af niteliği taşıyabileceğini ifade ediyorlar. Yani,
hukuki anlamda, hem ceza hukuku anlamında hem anayasa hukuku
anlamında ciddi bir tartışma söz konusu. O zaman
yapılması gereken nedir? Bu belirsizliğe, bu
tartışmaya son verecek şekilde anayasal bir düzenleme getirmek.
İşte muhalefet partilerinin üçünün de verdiği önergenin
amacı bu belirsizliği gidermeye yönelik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ATİLLA KART (Konya) Bu belirsizliğin giderilmesi neden
Hükûmeti rahatsız ediyor?
BAŞKAN Sayın Kart, tamam, meramınızı
anlattınız, zabıtlara geçti.
Teşekkür ederim Sayın Kart.
ATİLLA KART (Konya) Neden engelleyici bir tavra giriyor?
Onun anlamı şudur:
BAŞKAN Sayın Kart, teşekkür ederiz. Tamam.
ATİLLA KART (Konya) 12 Eylülün siyasi iktidar
tarafından himaye edilmesi demektir ve tarih bunu böyle
değerlendirecektir.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kart.
Sayın Doğan, siz de sisteme girmişsiniz; buyurun.
4.- Gümüşhane Milletvekili
Yahya Doğanın, 25inci madde üzerinde yapılan
konuşmaların aklıselim ile yapılmadığına ve
AK PARTİyi 12 Eylül ürünü olarak suçlamanın doğru
olmadığına ilişkin açıklaması
YAHYA DOĞAN (Gümüşhane) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Bu konu ve önerge üzerinde, bana öyle geliyor ki, aklıselim
ile değil de biraz duygularla veyahut da politik şeylerle, pürhukuk
diliyle konuşulmuyor, benim tespitim bu oldu. Bu işi biz Anayasaya
Yani, şöyle yorumlanır, böyle yorumlanır diye
konulmasını doğru bulmuyorum, hukukçuların işidir.
İkincisi ve en önemlisi de şudur: Bir siyasi partimizin
sözcüleri -geçende de söylediler, bugün de söylediler- partimizi 12 Eylül ürünü
olarak suçladılar. Ben, bu partideki birçok arkadaşım,
başta kendim olmak üzere, 12 Eylülün en büyük
mağdurlarındanız, ama asaletimizden, kalkıp
konuşmuyoruz. Efendim, müesseseleri yıpratmamak için fazla
geçmişi kurcalamıyoruz. Bunun lütfen düzeltilmesini istirham
ediyorum.
BAŞKAN Peki efendim, zabıtlara geçti, teşekkür
ederiz.
YAHYA DOĞAN (Gümüşhane) Partimize 12 Eylül ürünü
denmemesini de özellikle istirham ediyorum.
BAŞKAN Peki efendim, çok teşekkür ederiz.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Ürünü demeyelim, mahsulü diyelim
artık!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye efendim. Burada İç Tüzükü
uyguluyoruz Sayın Çiçek.
Son olarak, Sayın Kaplan, bir dakika içerisinde lütfen
-60/4e göre söz talebinde bulundunuz- yerinizden meramınızı
anlatınız efendim. Sonra oylamaya geçeğim.
Buyurun.
5.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, İnsanlığa karşı suçlarda zaman
aşımı yoktur. diyen uluslararası sözleşme hükmüne
uyularak gerekli düzenlemenin yapılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan. 12 Eylül darbesi, İç Hizmet Kanunu 35e göre
yapıldı. Tabii, bu İç Hizmet Kanunu değiştirilmiyor,
kanun teklifimiz duruyor.
15inci madde mutlak sorumsuzluk hâlini düzenliyor. Suç tarihi,
suç fiili 12 Eylül 1980dir. Bu Meclis kapatılmıştır,
partiler kapatılmıştır; milletvekilleri, bakanlar,
başbakanlar Zincirbozana kapatılmıştır.
İnsanlığa karşı suçlarda -Pinochetde, Nazi
suçlarında- zaman aşımı yoktur. diye uluslararası
sözleşme hükmü var. Bizim söylediğimiz bu. Bunu yaparsanız 12
Eylül generallerinden birini hiç olmazsa sembolik içeri
alırsınız, yoksa siz altında ezilirsiniz diyoruz, uyarıyoruz.
Bu Meclisin hepsi karşıysa düzeltelim beraber. Bizim
söylediğimiz bu.
BAŞKAN Peki efendim.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın arkadaşlarım, değerli
milletvekilleri; Sayın Çakır ve Sayın Bingölün önergelerini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette,
birlikte işleme alıyorum, istemleri hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 25 inci maddesinde geçen Anayasasının ibaresinden sonra
gelmek üzere Altıncı Kısmında yer alan ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
İkinci önergenin imza sahipleri:
Zeyid Aslan (Tokat) ve
arkadaşı
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergelere?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Asan
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe okunsun.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Sayın Başkan
BAŞKAN Önerge üstünde konuşacak mısınız
efendim?
ZEYİD ASLAN (Tokat) Konuşacağım Sayın
Başkan.
BAŞKAN Tokat Milletvekili Sayın Zeyid Aslan, buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ZEYİD ASLAN (Tokat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Anayasa teklifimizin 25inci maddesi üzerindeki önergemiz
üstünde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün bu
kürsüden, 12 Eylül 1980 sabahı saat beş buçukta, on bir
yaşındaki kardeşiyle birlikte, Thompsonların, uzun namlulu
silahların alnına dayandırılmasıyla
uyandırılmış on beş yaşındaki bir çocuk
olarak konuşuyorum. Ben bugün bu kürsüden, 12 Eylül sabahı
Türkiye'nin her köşesinde, her ilinde, ilçesinde, mahallesinde,
sokağında, sabah yataklarından namlularla uyandırılan,
çocuklarının, eşlerinin, analarının feryatlarıyla
cemselere bindirilen milyona yakın insan adına sizlere sesleniyorum.
Ben bugün bu kürsüden, darbeye zemin hazırlayabilmek için kimi gencecik
fidanları idam sehpalarında, kimi gencecik fidanları da
sokaklarda öldürtenlerden hesap sormayı bekleyen acılı
annelerin, acılı kardeşlerin, acılı babaların
adına sesleniyorum ve onlar adına ve kendim adına diyorum ki: 12
Eylül kandır, 12 Eylül trajedidir, 12 Eylül katliamdır, 12 Eylül
karanlığın sembolüdür, 12 Eylül Türkiye'nin geleceğinin
mezara gömüldüğü gündür. İşte, böylesine bir süreci bu ülkeye,
bu ülkenin insanlarına, bu ülkenin gencecik fidanlarına
yaşatanlardan bugün burada bu Meclis olarak hep birlikte hesap
sormanın zamanı gelmedi mi?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Geldi, önergemizi kabul
ederseniz geldi.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Bugün burada 12 Eylülle
yüzleşmenin, bugün burada 12 Eylülle hesaplaşmanın hep birlikte
önünü açarak
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Açmıyorsun,
açmıyorsun.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Ben istatistikleri vermiyorum.
Milyonlara yakın gözaltında, binlerce insanların
işkencehanelerde, kafeslerde gördükleri zulümlerin, eziyetlerin,
işkencelerin hesabını bugün burada hep birlikte soralım
istiyorum.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Edebiyat yapıyorsun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Önergeyi kabul edeceksin
o zaman.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Ben, özellikle bugün burada, Meclis
olarak vereceğimiz, biraz sonra vereceğimiz oyla 12 Eylülü ve 12
Eylülcülerin bu ülke insanına yaptıklarını unutmamak için,
unutturmamak için bugün burada birlikte olalım diyorum.
Yine, Ozan Arifin dediği gibi Zindanlar, hücreler, gizli
bölmeler
AHMET DENİZ BÖLÜKBAŞI (Ankara)
Anlaşıldı. Anlaşıldı.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
Gizli bölmelerde gizli
ölümler/İşkenceler hakaretler, zulümler/Unutamam, unutamam,
unutamam. demek için bugün birlikte hareket edelim. Çünkü, 12 Eylülün
öncesinde zemin hazırlamak için, 12 Eylülün sonrasında da
kendilerine kılıf bulmak için yok edilen, işkence gören,
öldürülen, idam edilen tüm gençler, tüm çocuklar bizim
çocuklarımızdı.
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Roman yaz, roman.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Onlar bu memleketin öz
evlatlarıydı. Onlar eylülün kırdığı güllerdi.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Onlar burada, sen neredesin?
ZEYİD ASLAN (Devamla) İşte diyorum ki, 12
Eylülün bu çocuklara ve 12 Eylülden sonra jakoben bir zihniyetle, ideolojik
bir anlayışla tek tip insan yaratma çabası içerisinde bir nesil
oluşturmaya çalışanlara, gelin bugün oylarınızla
destek verin. Gelin bugün acılı anaların yüreklerini
ferahlatın.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Sen roman yaz, roman.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Sen önergene bir oy ver önce.
ATİLLA KART (Konya) Önergeye neden destek vermiyorsun, onu
söyle.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Değerli milletvekilleri
BAŞKAN Devam edin Sayın Aslan, buyurun.
ATİLLA KART (Konya) Önergeye neden destek vermiyorsun?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Niye
yargılamanın önünü kesiyorsunuz, açın o zaman?
ATİLLA KART (Konya) Neden engelliyorsun?
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım, lütfen
ZEYİD ASLAN (Devamla) Bugün burada, 12 Eylül sonrası
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) 12 Eylülü
aklıyorsunuz burada.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
bütün siyasi ekmeğini 12 Eylül
karşıtlığından yiyenleri
ATİLLA KART (Konya) 12 Eylülü niye himaye ediyorsun, onu
söyle.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
bugün burada, Gece yarısı
baskınıyla geldiler, halkımız idamların
hesabını soracak, beşi bir yerde anayasası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Ne zaman?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Hangi yasayla soracak?
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen konuşmanızı
tamamlayın efendim, ek süre veriyorum, lütfen.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
12 Eylül rejimini tarihin
karanlığına gömeceğiz. diyenleri biraz sonra bu kulübelerde
görmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) 12
Eylülün 12 Eylül karşıtlığından siyaseten
nemalananları, asıl 12 Eylül ürünü olanları 12 Eylülle
hesaplaşmak için bu kulübelerde görmek istiyorum
ATİLLA KART (Konya) Bu kadrolar nerede görev yapıyor,
bir bakar mısın?
ZEYİD ASLAN (Devamla)
ve diyorum ki: Elbette, ben şu
görüşmeler sırasında gördüm ki, darbelere avukatlık
yapanlar darbecileri yargılayacak cesareti bulamazlar, bunu gördüm. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Doğrudur, aynen
öyle(!)
ZEYİD ASLAN (Devamla) Beni lütfen yanıltın.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) 12 Eylül ürünü olanlar
yargılamanın önünü kesemezler!
ZEYİD ASLAN (Devamla) Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, burada
ATİLLA KART (Konya) 12 Eylülün valileri nerede görev
yapıyor; sayın bakanları nerede görev yapıyor?
ZEYİD ASLAN (Devamla)
bu madde üzerinde Bizim üzerimizde
12 Eylül acısı yaşandı. diyenleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, Sayın Aslan, ek süreniz de doldu efendim,
lütfen... Lütfen
Genel Kurulu selamlamanız için açıyorum, sadece
selamlamanız için.
Buyurun.
ATİLLA KART (Konya) Yanı başında o bakanlar.
O bakanlar yanı başında.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Mamak Cezaevinde C-5lerde,
kafeslerde insanlık dışı muamelelere maruz kalmış
Mustafaların annesinin yüreğini ferahlatacak bir irade bekliyorum.
Bugün burada, Diyarbakır Cezaevini bu kürsüye gelip anlatıp da orada
insanlık dışı muamelelere maruz kalanların
(CHP ve
MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Yuh sana, yuh!
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) İşine bak!
BAŞKAN Lütfen, tamam. Sayın Aslan, Genel Kurulu
selamlayın efendim, lütfen.
ZEYİD ASLAN (Devamla) ...hakkını savunduğunu
söyleyip de oy kullanamayanların yarın oraya nasıl
gideceğini sormak istiyorum ve bugün burada
(CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Yuh sana, yuh!
AKİF AKKUŞ (Mersin) Utan, utan!
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen
Selamlamanız için
açtım mikrofonu.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
biraz sonra
kullanacağınız oyla
(CHP ve MHP sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, on dakika oldu, niye
müsaade ediyorsunuz!
RECEP TANER (Aydın) Oturuyorsun orada Sayın
Başkan!
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Yeter
artık!
BAŞKAN Sayın Aslan, tamam, oturun lütfen yerinize,
tamam.
ZEYİD ASLAN (Devamla)
biraz sonra
kullanacağınız oyla
BAŞKAN Lütfen
Lütfen efendim, ek süreniz de doldu, tamam,
teşekkür ederiz. Sayın Aslan, tamam, doldu süreniz, buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, daha neyi
bekliyorsunuz!
ZEYİD ASLAN (Devamla)
Türkiye'nin bir dönemine kara leke
olarak geçmiş insanlara yargı yolunu açacak bu maddeye
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen konuşmanızı
Lütfen, tamam
ZEYİD ASLAN (Devamla)
ya buraya girer, bu yargı
yolunu açacak bu maddeye evet deriz, beyaz oy veririz, Türk demokrasi
tarihine kahramanlar olarak geçeriz. (MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen
Teşekkür ederiz,
tamam.
ZEYİD ASLAN (Devamla) Ya da cuntacılara, darbecilere
cesaret verir
(MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen dedim, lütfen kürsüyü
boşaltın. Lütfen
ZEYİD ASLAN (Devamla)
postal sesini duyunca
şapkalarını alıp gidenler gibi
(MHP sıralarından
Yuh sana! sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın Aslan, lütfen
Lütfen dedim. Alır
mısınız şu arkadaşı?
(Bir grup AK PARTİ milletvekili hatip kürsüsü önüne geldi)
ZEYİD ASLAN (Devamla)
ya onursuz olursunuz! (MHP
sıralarından gürültüler)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Terbiyesiz herif!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen oturun efendim.
Tamam, oturun efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bu Meclisi adam gibi
yöneteceksen yönet! Yönetmeyeceksen in aşağıya!
BAŞKAN Efendim, Sayın Milletvekili söz istedi, ne
yapayım? Kestim sözünü. Ne yapmam lazım?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Terbiyesiz herifleri
konuşturuyorsun burada.
(İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın Başkanlık kürsüsü önünde Başkanla
karşılıklı konuşmaları)
OKTAY VURAL (İzmir) Bir kürsüyü nasıl işgal
ettirirsiniz? İdare amiri çağıramaz mısınız siz?
(AK PARTİ sıralarından Otur! sesleri, gürültüler)
MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) Otur yerine!
BAŞKAN Kim işgal etti? Aldılar götürdüler
işte. Ben mi ineceğim aşağıya, onu alıp
götüreceğim?
OKTAY VURAL (İzmir) Burada bulunan milletvekillerini
BAŞKAN Lütfen efendim. Tamam, oturun efendim. Sözünü
kestim. Oturun.
OKTAY VURAL (İzmir) El kol hareketi yapıyorsunuz.
BAŞKAN Siz bana el kol hareketi yapıyorsunuz. Lütfen
oturun. Tamam, lütfen
(AK PARTİ ve MHP sıralarından ayağa
kalkmalar, gürültüler)
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun. Sakin olun
arkadaşlar. Lütfen
Bir şey yok. Lütfen
Bir şey yok
arkadaşlar, oturun.
OKTAY VURAL (İzmir) Tetikçiler!
BAŞKAN Efendim, birlikte işleme aldığım
diğer önergenin gerekçesini okur musunuz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Almayın, almayın!
Tetikçiler! Tetikçi kullanıyorlar ya!
BAŞKAN Sayın Asanın gerekçesini okuyun lütfen:
Gerekçe: Kanun tekniği açısından maddenin daha
anlaşılır hâle gelmesi amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum önergeleri: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 25inci maddesi üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bildiğiniz üzere, size verilen pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
Lütfen sakin olun arkadaşlar, lütfen
Lütfen sakin olun. Yok
bir şey, niye celalleniyorsunuz? Yok bir şey. Lütfen
(Oyların toplanmasına başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
(Gürültüler)
Sayın milletvekilleri, şu andaki bu görüşmeleri televizyon
naklen yayınlıyor. Tüm Türk halkı izliyor, dünya halkı
izliyor. (Gürültüler) Ya, lütfen yapmayın! Bir milletvekilinin nasıl
hareket etmesi gerektiği
Gerektiği şekilde hareket edin,
lütfen
(Komisyon sıraları yanında toplanmalar,
karşılıklı müdahaleler ve gürültüler)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Sayın
Başkan, oylamayı durdurun, sağlıklı bir ortam yok.
BAŞKAN Evet, oylamayı başlattık
arkadaşlar
Lütfen
Evet
Lütfen
Oylama işlemimiz devam ediyor,
lütfen
İdare amiri arkadaşlarımız, lütfen olaya müdahale
edin. Ortada bir şey yok
Ortada bir şey yok
(Oyların toplanılmasına devam edildi)
(Komisyon sıraları yanında toplanmalar,
karşılıklı müdahaleler ve gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bu kadar olmaz!
OKTAY VURAL (İzmir) Tahrik ediyor
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Adamın sesini kesmiyorsunuz
(Oyların toplanmasına devam edildi)
(Antalya Milletvekili Tunca Toskayın oy zarfını
kutuya attıktan sonra Başkanlık kürsüsü önünde Başkanla
karşılıklı konuşmaları)
TUNCA TOSKAY (Antalya) Bir dakika müsaade eder misiniz
Terk et
kürsüyü dediğiniz zaman
Ondan sonra konuşması durur durmaz
hemen müdahale edin. İki buçuk dakika burada tek kelime etmeden adamı
bize sövdürdünüz, iki buçuk dakika tek kelime etmeden bize sövdürdünüz
Başkan.
BAŞKAN Bir dinler misiniz
Beş dakika verdim, bir
dakika daha verdim. Selamlamanız için açıyorum. dedim, yine
başladı ve kestim.
TUNCA TOSKAY (Antalya) Ben ona bir şey söylemiyorum.
BAŞKAN Ben kestim çünkü
TUNCA TOSKAY (Antalya) Ama buradan hiç müdahale etmeden iki
buçuk dakika bize sövmesine müsaade ettiniz Sayın Başkan.
BAŞKAN Ama mikrofon kapalı, mikrofon kapalı.
TUNCA TOSKAY (Antalya) Kapalı ama İdare amirini
çağırırım. diyorsunuz muhalefetten konuşanlara.
BAŞKAN Dedim
Sayın Milletvekili, kürsüyü
boşaltın. diyorum.
TUNCA TOSKAY (Antalya) Sesinizi çıkarmadınız,
sesinizi çıkarmadınız.
BAŞKAN Zabıtları getirtelim bakalım ne
demişim.
TUNCA TOSKAY (Antalya) Sesinizi çıkarmadınız.
BAŞKAN Olur mu efendim!
TUNCA TOSKAY (Antalya) İdare amirlerini göreve
çağırmıyorsunuz. Terbiyesiz herif!
(İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın Başkanlık kürsüsü önünde Başkanla
karşılıklı konuşmaları)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
provokasyon için adam çıkartıyorsunuz burada.
BAŞKAN Kim çıkartıyor?
OKTAY VURAL (İzmir) Siz
Yani bugünkü organizasyonu, orada
durmakla
Burada bir milletvekili geldiği zaman idare amirini
çağırıyorsunuz.
BAŞKAN Kimin çıkacağını ben nereden
(Oyların
toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını lütfen kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 25inci maddesinin gizli
oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 337
Ret : 72
Çekimser :
-
Boş :
-
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yaşar Tüzün Harun
Tüfekci
Bilecik Konya
25inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 16.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.11
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Genç, bir şey söyleyeceksiniz
herhâlde.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, şimdi, dün Kemalettin
Göktaş benimle ilgili, çıktı, bir sürü şey söyledi. Ben de
Genç Bakış televizyonu için randevumu almıştım.
Zatıalinize de zaten haber vermiştim.
BAŞKAN Biliyorum, haberim var. Haberim var Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sataşmadan bir söz verirseniz, ben cevap
vereyim. demiştim ama uçağı kaçırma riski olduğu
için
BAŞKAN Ama siz de biliyorsunuz ki geçtiğimiz
birleşim, geçtiğimiz oturumda size sataşmadan dolayı söz
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet, anladım, onu da biliyorum ama
buna da bir cevap vermem gerekir.
BAŞKAN Size sataşmadan dolayı söz vermeyi isterim
ama İç Tüzük müsait değil. Bunu siz benden çok daha iyi bilirsiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman, bir açıklama
hakkını verin bana. Ama bir zaman tanıyın.
BAŞKAN Yerinizden 60/4e göre bir açıklama imkânı
verebilirim, tabii.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yerimden bir açıklama
hakkını verirseniz
Ama, yalnız, şöyle bir üç, dört dakika
verirseniz memnun olurum.
BAŞKAN Onun takdirini ben yapayım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama, yani, benim de tutanaktakine
BAŞKAN Peki efendim, peki.
Yalnız, şimdi benim geçici maddeyle ilgili milletvekili
arkadaşlarıma bir açıklama yapma
Siz oturun yerinize efendim. Sistemden söz istersiniz, biraz sonra
ona bakarız.
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 18inci maddeyi okutacağım ancak bir
açıklama yapma ihtiyacını hissediyorum.
Sayın milletvekilleri, Anayasanın 175inci maddesinin
birinci fıkrasına göre Anayasanın değiştirilmesi
hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğünün 93üncü maddesinin üçüncü
fıkrasına göre, Anayasa değişikliği tekliflerinin
ikinci görüşmelerinde yalnızca maddeler üzerinde verilen
değişiklik önergeleri görüşülebilmektedir. İç Tüzükün
94üncü maddesi de bir maddenin düşmesini ikinci görüşmede de gerekli
çoğunlukta kabul oyu alamama şartına
bağlamıştır.
Anayasa ve İç Tüzükün ilgili hükümleri birlikte
değerlendirildiğinde Anayasa değişikliğine
ilişkin tekliflerin iki defa görüştürülmesi birinci turda önerge
verilen bir madde üzerinde ikinci tur görüşmelerde de önerge
verilebilmesine imkân sağlanması ve maddenin ikinci
oylamasının yapılması gerekmektedir.
Şimdi görüşeceğimiz 26ncı maddeye
bağlı geçici 18nci maddenin dayanağını oluşturan
8inci madde ikinci tur oylamada Anayasada öngörülen beşte 3
çoğunlukta oy alamadığından kabul edilmemiş ve teklif
metinden çıkartılmıştı. Ancak Anayasa ve İç
Tüzükün biraz önce bilgilerinize sunduğum hükümleri gereği Meclis
Başkanlığı olarak 26ncı maddeye bağlı
geçici 18inci maddeyi kendiliğimizden metinden çıkarmamız hem
Anayasa hem de İç Tüzüke aykırı olacaktır. O nedenle madde
üzerinde önerge işlemi yapıldıktan sonra maddenin kabul edilip
edilmemesi Genel Kurulun oyuna sunulacaktır.
Milletvekili arkadaşlarımızın bilgilerine
sunuyorum.
Şimdi, geçici 18inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 18- Bu Kanunun 8 inci maddesiyle
Anayasanın 69 uncu maddesinde yapılan değişiklikler,
Anayasa Mahkemesinde görülmekte olan davalarda da uygulanır. Ancak, siyasî
partilerin malî denetiminin Sayıştay tarafından
yapılacağına ilişkin hükümleri, siyasî partilerin 2009
yılına ait denetimleri hakkında uygulanmaz; 2009
yılına ilişkin malî denetimler Anayasa Mahkemesince yapılır.
BAŞKAN Efendim, şimdi, önerge işlemlerine
geçmeden önce Sayın Gençin 60/4e göre bir söz talebi vardır.
Üç dakika içerisinde özetlersiniz efendim.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, 5/5/2010 tarihli 102nci Birleşim tutanağında yer alan,
Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaşın, konuşmasındaki,
mal varlığı ve oğlunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde
çalışmasıyla ilgili ifadelerine ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, dün, Kemalettin Göktaş, burada, kimin
eline verdiği belli olmayan, papağan gibi birtakım şeyler
söyledi. Ben de size bu konuda ufak bir açıklama yapmak istiyorum.
Ben, daha önce, ANAP iktidarda iken, 1989larda ANAPa
karşı muhalefet yaparken bu konular yine dile geldi ve ben o zaman
hepsine cevap verdim. Şimdi, Kemalettin Bey diyor ki: Daireleri var.
Şimdi, sayın milletvekilleri, ben, 1971
yılında Dikmende 5 dönüm bir tarla aldım. Aradan altı yedi
sene sonra buradan imar geçti ve 4 parsel oldu. Bu 4 parseli daire
karşılığında verdim.
OSMAN KILIÇ (Sivas) Bana ne ya!
KAMER GENÇ (Tunceli) Bize o zaman 15 daire
kalmıştı. Bunun 6sını sattım, 10 tanesi
kalmıştı. Bunu orada çok cüzi bir parayla
almıştım.
İkincisi, ben, 83 ile 87 arasında mali müşavirlik
yaptım. 1983ten beri vergi mükellefiyetim var. O sırada bir param
vardı. Deniz kıyısında bir arsa almak için gittim fakat
Manavgatta bulamadım, orada 9 dönüme yakın bir tarla aldım.
Fakat şimdi yeni imar geçiyor, o 9 dönümlük yer 3 bin metrekareye
düştü ama onun da 6 kişiyle şüyulu olduğu için bir
değeri yok.
Oğlum 1995 yılında TİKAda
çalışırken, eşimle Hüsamettin Cindorukun eşinin
arkadaş olması dolayısıyla, onun tamamen ricası
üzerine buraya alınmıştır. Kendisi on beş senedir
burada çalışıyor ve şu anda 7nin üçünden maaş
alıyor. Hiçbir özelliği yok. Zannediyorum, işte Bülent
Arınçın akrabaları var, zatıalinizin akrabaları var,
burada birçok Mecliste çalışanların akrabası var.
Bir tavsiyede bulunuyorum arkadaşlara: Bu Mecliste
çalışan herkesin kendi yakınlarını Meclisten istifa
ettirsin, ben de çocuğumu istifa ettiriyorum, çünkü bunu çok şey
ediyorlar. O zaman herkes şey ederse ben de şey ediyorum. Ama benim
oğlum 2 milyar lira maaş alırken -on altı senelikken-
burada ilkokul mezunu müdür yardımcısı 5,5 milyar alıyor.
Yani onun daha başka şeylerini biliyorum.
Ayrıca şimdi, ben Danıştaydayken Dikilide bir
yazlık kooperatife girmiştim, Konutkentte de bir kooperatife
girmiştim. Dikilideki kooperatifi sattım. Yine o zaman, zaman zaman
daire alıyorduk yani bir evimiz vardı Dikmende, onu sattık,
başka bir yerden aldık.
Ben şimdi aşağı yukarı 60tan beri kamu
görevini yapan bir kişiyim, kırk bir yıllık da evliyim,
eşim de İngilizce öğretmeni. Şimdi bir şey rica
ediyorum: Arkadaşlar gelsinler, buyursunlar, gidelim
mallarımızı, mülklerimizi, hepsini tek tek inceleyelim.
Eğer hakikaten bir usulsüzlük var ise ben o bütün her şeyi hazineye
devretmeye amadeyim. Ama herkes bunu yapsın. Şimdi, burada,
bakın, 70te ANAP da bunları yaptı, bunlar da hiçbir şey
O
zaman hepsine cevap verdim.
Şimdi, Çandarlıda benim oğlum 30 dönümlük bir
dağ başında
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Hemen tamamlayın Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani 30 dönüm tarla almış. Ben
geçen gün bunu sattım, 1 liraya satılmıyor metrekaresi, dağ
başında! Şimdi, diyor ki: Çandarlıda liman
yapılıyor. Biz bunu 2000 yılında almışız ve
o zaman aldığımız fiyat da 30 milyon efendim. Yani bu sadece
o zaman bir arkadaşımız vardı ve kendisi dedi ki: Burada,
dağ başında bir çiftlik ileride kurarsınız. diye bir
30 dönüm alınmış. Kim veriyorsa ben metrekaresini 1 liraya
vermeye razıyım.
Şey değil de hep benim, burada çok önemli konular
tartışılırken Sayın Başkan, bizi özellikle
konuşturmaktan alıçekmek için birtakım şeyler
yapılıyor. Ama Kemalettin Göktaşla ilgili çok ciddi bilgiler
var bende. Zamanım yetmediği için
BAŞKAN Peki, Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Yiğitliği varsa çıksın
televizyona, onun akrabaları nerede çalışıyor ve
bunları şey edelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, teşekkür ederim.
Makul süre verdim, açıklamanızı yaptınız,
zabıtlara geçti, takdirini kamuoyu yapacaktır kuşkusuz.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biraz önce de ifade
ettiğim gibi, 26ncı maddeye bağlı geçici 18inci maddeyi
okutmuştum. Bu madde üzerinde, yani 26ncı maddeye bağlı
geçici madde üzerinde 53 önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen 7
önergeyi şimdi okutup işleme alacağım ve ilk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 18 de geçen "2009 yılına ilişkin mali
denetimler Anayasa Mahkemesince yapılır" cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Fahrettin
Poyraz
Bilecik
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 18 de geçen "2009 yılına ilişkin mali
denetimler Anayasa Mahkemesince yapılır" cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
İsmail
Göksel
Niğde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 18 de geçen "2009 yılına ilişkin mali
denetimler Anayasa Mahkemesince yapılır" cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Ahmet
Yeni
Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497e 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin Geçici 18 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
|
İbrahim
Binici |
|
Bengi
Yıldız |
Özdal Üçer |
|
|
Şanlıurfa |
|
Batman |
Van |
|
|
|
|
Pervin Buldan |
|
|
|
|
|
Iğdır |
|
Madde 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"Geçici madde 18- Bu Kanunun 8 inci maddesiyle
Anayasanın 69 uncu maddesinde yapılan değişiklikler, lehe
olan hükümler geçmişe şamil olarak uygulanır, Anayasa
Mahkemesinde görülmekte olan davalarda da uygulanır. Ancak, siyasî
partilerin malî denetiminin Sayıştay tarafından
yapılacağına ilişkin hükümleri, siyasî partilerin 2009
yılına ait denetimleri hakkında uygulanmaz; 2009
yılına ilişkin malî denetimler Anayasa Mahkemesince
yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 18'in teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 18'in Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mehmet
Sevigen
Malatya İstanbul
BAŞKAN Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi
okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 18'in Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü Fuat
Çay
Tekirdağ Hatay
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Sayın Çay, siz konuşacaksınız
herhâlde.
FUAT ÇAY (Hatay) Evet.
BAŞKAN Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Hatay Milletvekili Sayın Fuat Çay önerge üstünde
görüşlerini açıklayacak.
Süreniz beş dakika efendim.
FUAT ÇAY (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; otuz sekiz yıl önce bugün, 6
Mayıs 1972, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslanın
idam edildiği tarihtir. Onlar asla yaptıklarından pişman
olmamışlar, eğilip bükülmemiş, af dilememiş ve teslim
olmamışlardır. Onların mücadelesi emperyalizme
karşı yapılmıştır. Onlar hayatlarını
Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığına
adamışlardır. Onları ve onlar gibi dik duranları
saygıyla anıyorum.
Sayın milletvekilleri, Anayasanın değişiklik
paketinin ikinci tur görüşmelerinin sonuna gelmiş bulunuyoruz.
Demokrasinin standartlarını yükseltme adına yargıyı
yürütmenin emrine sokarak Orta Doğu gibi bir dikta rejimine doğru yol
alıyoruz. Dolayısıyla şu an, tarihin önemli anlarından
biridir.
AKP kendi devlet düzenini kurma yolunda son engeli
aşmış olarak bürokrasiyi, bürokrasideki kadrolaşmayı
tamamlamış, YÖKü dizayn etmiş, üniversiteleri, rektörleri
hizaya sokmuş, Cumhurbaşkanı makamına kendi
adamını yerleştirmiş, kendi basınını,
yandaş basınını da oluşturmuş,
dokunulmazlıkların zırhına bürünmüş; kendi
yolsuzluklarının, Deniz Feneri ve buna benzer yolsuzlukların
üzeri örtülmüş ve kendi yeni yaşam biçimini de
oluşturmuştur.
Yedi yıldızlı otellerde düğünler, çuvallarla
altın hediyeler, Hummer arabalara binmeler, özel uçaklar, gemiler,
şirketler, şimdi bir tek yargı kaldı. Yargının
binlerce sorunu dururken çözülmeyen davalar, içeride sorguya çıkmadan
tutuklanan insanlar, Yargıtayda 1,5 milyonu aşan davalar ve Geciken
adalet, adalet değildir. mantığıyla yıllardır
sürüncemede kalan, çözülmeyen ve alınmayan haklar, personel
sorunları, kadro sorunları, yetişmiş elemanlar,
eğitilmiş elemanlar sorunu dururken, yargıyı teslim alma
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesini de teslim
aldınız mı o diktatörlüğe giden yolun kilometre
taşları örülmüş ve tamamlanmış olacak.
AKPli sözcü arkadaşlarımızın bazısı
millî iradeden bahsediyor. Buraya çıkan her arkadaşımız
millî iradeden bahsediyor ve buradaki 365 milletvekilinin
çoğunluğunun millî iradeyi temsil ettiğini söylüyor. Acaba öyle
midir? Bugün AKP en son yerel seçimlerde yüzde 37 civarında oy
almıştır. Şimdi, bu arada yapılan kamuoyu
araştırmalarında AKPnin oyu yüzde 30larda. Türkiyede yüzde 70
seçmen ve vatandaş iradesi sizin karşınızda.
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Hadi referanduma gidelim.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Referanduma gidelim.
FUAT ÇAY (Devamla) Siz, şimdi böyle bir azınlık,
yani oy azınlığı ve milletvekili çoğunluğuyla bir
Anayasayı değiştirme hakkına sahip değilsiniz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Rahat olun ya!
FUAT ÇAY (Devamla) Böyle bir talebiniz, bir parti iktidar
çoğunluğunun ama halkın azınlık iradesinin
çoğunluğa tahakkümüdür.
Yüz yıllar önce yaşamış bir Arap ve Müslüman olan
düşünür İbni Zaferin elimde kitabı var, sizler, belki
çoğunuz okumuşsunuzdur. Adil Padişah diye tavsiyeleri var ve o
tavsiyelerde şunu diyor İbni Zafer: İdare eşittir
meşruiyet artı şiddet ve zor kullanma. yani yönetim,
meşruiyet ve zor kullanmanın şiddetinin toplamıdır.
Yönetenin meşruiyeti yükseldikçe zor kullanma arzusu azalır ancak
kötü politikalar nedeniyle yönetenin meşruiyeti düştükçe zor kullanma
arzusu artacak, diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çay, ek süre veriyorum bir dakika.
Tamamlayın efendim.
FUAT ÇAY (Devamla) Sayın Başkan, tamamlamak üzereyim.
Geldiğimiz noktada Sayın Başbakanın zoru ve
şiddeti kullanma konusunda gayet yetenekli olduğu görülüyor. Şu
anda AKPnin meşruiyeti azalmış, şiddeti artmıştır.
Basına baskı, basını cezalandırma, liberal iş
adamlarının tasfiyesi, sözünü dinlemeyen iş adamları,
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanıyla girdiği
polemikler sonucunda onun işletmelerini inceletme ve Mecliste, şu
kutsal, Türkiye Cumhuriyetini kuran Mecliste hoşlarına gitmeyen
konuşmalar yapan arkadaşlarımıza saldıralar
şiddetin ta kendisidir.
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Tahrik var, tahrik!
FUAT ÇAY (Devamla) Bu gidişle 12 Eylül vesayetinin yerini
Tayyip Erdoğan vesayeti alacaktır. Sizler, solun çöplüklerinde her
zaman kullanacağınız ve ayaklarınızın
altında paspas yapacağınız aktörler bulabilirsiniz.
Onları kamuoyu ve tarihin yargılamasına havale ediyorum. Sizler,
demokrasinin ve hukuk devletinin kantarının ayarını
bozdunuz. Unutmayalım ki, ayarını bozduğunuz kantar gün
gelir sizi de tartar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çay, ek süreniz de doldu.
FUAT ÇAY (Devamla) Şu cümleyi tamamlayayım efendim.
BAŞKAN Genel Kurulu selamlayın lütfen.
FUAT ÇAY (Devamla) Sayın milletvekilleri, yapılmak
istenen değişiklikler Türkiye'yi diktatörlüğe götürür.
Sizleri son bir kez sağduyulu olmaya, cumhuriyetin temel
niteliklerini korumaya davet ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Teşekkürler Sayın Başkan.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş)
Yaptığımız tam da o, zaten.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir; birlikte işleme alacağım,
istemde bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 18'in teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Diğer önerge sahibi:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergelere?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Başkanım, bir kısa açıklama da ben yapmak istiyorum
kayıtlara geçmesi adına.
Tabii, sizin de belirttiğiniz gibi, bu madde 8inci maddeyle
paralel gitmesi gereken bir madde. 8inci madde 330 rakamını
bulamadığı için kabul edilmemiş gözüküyor,
dolayısıyla bunun aslında uygulanacak hiçbir tarafı
kalmamıştır ve metinden çıkarılması gerekiyor.
Konusu kalmamıştır bu maddenin. Bu gerekçeyle Genel Kurulun
takdirine bırakıyorum efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılıyoruz
efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, o zaman bu
önergeyi
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Hayır,
hayır, önerge reddediliyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Tamam
Önerge kabul ediliyorsa o
zaman bu önergeye tekrar gizli oylamaya dönmemiz lazım.
BAŞKAN Efendim, tekrar soruyorum Komisyona ve Hükûmete,
katılıyor musunuz efendim?
Biraz önce açıklamayı yaptım efendim.
Buyurun.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Ben gerekli açıklamaları yaptım Sayın Başkanım,
bu çerçevede takdire bıraktım.
BAŞKAN Takdire bıraktınız.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Sayın Sevigen, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Sevigen, süreniz beş dakika efendim.
MEHMET SEVİGEN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; burada uzun bir zamandan beri Adalet ve
Kalkınma Partisinin Sayın Genel Başkanının
sunduğu, Parlamentoyu bu kadar uzun süre meşgul eden bir Anayasa
değişikliği üzerinde konuşuyoruz. Doğru yapılıyor,
yanlış yapılıyor, eksik söyleniyor, fazla söyleniyor,
insanlar birbirlerine karşı düşüncelerini ifade ediyorlar,
karşılıklı konuşmalar oluyor, atışmalar
oluyor. Bunlar Parlamentonun tuzu biberidir. Milletvekilleri, birbirlerine laf
da atar laf da söyler. Mühim olan, bunu Meclis Başkanının
tarafsız olarak idare edebilmesidir. Bunların hepsini geçiyorum.
Ama bilin diye söylüyorum, burada eski
arkadaşlarımız var, Sayın Komisyon
Başkanımız var, milletvekilliği yapan
arkadaşlarımız var, eski İçişleri Bakanımız
var, kendisine de soruyorum: Allah aşkına, şimdiye kadar, bütün
dönemler de dâhil, hiç bu kadar milletvekilleri birbirine düşman oldu mu?
Cumhuriyet tarihinde, geçen dönem, Anavatan Partisi dönemi, Doğru Yol Partisi
dönemi, hep yaşadık, milletvekillerini hep gördük. Grup başkan
vekillerinin bu kadar provokatörlük yaptığını gördük mü?
İktidar partisi grup başkan vekillerinin biraz önce
AYŞE TÜRKMENOĞLU (Konya) CHP ve MHP
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Şimdi bilin diye söylüyorum,
CHPsi, MHPsi yok.
Bakın sevgili arkadaşlarım, ilk defa cumhuriyet
tarihinde belki de bu Parlamentoda yani hepimizin atalarının,
babalarının, sizlerin, Gazi Mustafa Kemal Atatürkün, İsmet
Paşanın -Sayın Başbakan Tayyip Erdoğanın hor
gördüğü, bazı dönemlerde methettiği, ölüm yıldönümünde
övgüler yağdırdığı, arkadan kalkıp Faşist
dediği İsmet Paşanın- kurduğu bu Parlamentoda
şimdiye kadar milletvekilleri birbirlerine bu kadar düşmanca bakmadılar.
(AK PARTİ sıralarında gürültüler)
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Düzelt, düzelt.
İsmet Paşa mı kurdu?
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Bakmadılar.
Dinleyeceksiniz, bir dakika
Beni dinlersiniz, gelir
cevabını verirsiniz. Şimdi birbirimize girmeyelim.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Mustafa Kemal kurdu.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Mustafa Kemal kurdu, burada,
arkadaşları kurdu. Sizin atalarınız, babalarınız
yok muydu? Kabul etmiyor musunuz bu Parlamentoyu? Cumhuriyeti kurdu bu
Parlamento. Bütün hepiniz için söylüyorum.
Ve şimdi, bu dönemde sevgili arkadaşlar
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) İsmet Paşa
mı kurdu Meclisi? Düzelt.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) O da dâhillerden bir tanesi.
Mustafa Kemal de İsmet Paşa da senin belki de atan da baban da
Kurtuluş Savaşını verenler
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Düzelt onu.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Savaştan önce kuruldu, ben
baştan beri konuşuyorum, söylediğimi bilerek konuşuyorum.
Birbirimize laf atmayalım.
Sevgili arkadaşlarım, ilk defa bu dönemde bu
Parlamentoda ikna odaları kuruldu, ikna odaları. Milletvekilleri
özgür iradesiyle oy kullandıkları zaman gurur duyduğumuz, belki
de buradan size teşekkür edeceğimiz 1 Mart Tezkeresi sizin özgür
iradenizle geçti. 8inci madde sizin özgür iradenizle düştü. Bunun için
gurur duyuyoruz birbirimizle. Öyle değil mi? Ama burada 8inci madde
düştükten sonra teker teker milletvekilleri çağrıldı, ikna
odaları kuruldu Türkiye Büyük Millet Meclisinin
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Nerede?
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Bu yüce milletvekilliğinin
Parlamentosunda. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Arkadan, sevgili arkadaşlarım,
arkadan cadı avlarına çıkıldı, cadı
avlarına, tarihte görmüşsünüzdür.
BAŞKAN Lütfen sakin olun arkadaşlar, lütfen sakin olun
efendim.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Sayın Başkan,
hakaret ediyor.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Muhbirlik yapıldı,
milletvekilleri birbirine düşürüldü. Arkadaş arkadaşı
jurnalledi burada.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) Yalan!
MEHMET SEVİGEN (Devamla) İlk defa yaşıyor
Parlamento. Bir utanç tablosu yaşadık biz burada, bu Parlamentoda. Bu
Parlamentoda sayın büyüklerim bilir, bakanlar bilir, Komisyon
Başkanım bilir. İlk defa bu Parlamentoda bir utanç tablosu
yaşandı. Milletvekilleri birbirine bakmıyor, yan yana oturmuyor,
vebalı gibi birbirinden kaçıyor milletvekilleri.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Allah, Allah!
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Bunları bu duruma getirmeye
sizin hakkınız var mı? Burada milletvekilleri kavga ediyor. Ben
buradaydım, rica ettim; grup başkan vekili oradakilerle kavga etsin
diye gülüyor, sırıtıyor, insanların ölüsüyle alay ediyor.
Böyle bir uygulama var mı?
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) Hadi canım sen de!
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Sevgili arkadaşlarım,
böyle bir uygulama var mı Allah aşkına? Maalesef bütün
bunları biz, geçmiş arkadaşlarız diye söylüyorum. Bütün
bunları biz, bütün bu geçmiş dönemlerde yaşamadık. İlk
defa bu dönemde yaşıyoruz sevgili arkadaşlarım.
Biz eğer o akla uysaydık 1 Mart Tezkeresinde Türkiyeyi
savaşa sokmuş, Kürtü Kürte, Türkü Türke
kırdırıyorduk. Bizim düşüncelerimiz belli. Bizim bütün
milletvekili arkadaşlarımız teker teker buraya çıkarak,
açık bir şekilde oylarını kullanmayacaklarını,
ret olduğunu, göğüslerini gere gere, yalnız kapalı olmayan
kulübede değil, kapalı olmayan kulübede değil, bütün milletin
gözlerinin içine baka baka, bütün millete baka baka reddettiğini söyledi
bütün arkadaşlarım.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Anayasa gizli
olmasını istiyor.
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) İlçe kongresi
değil burası!
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Bizim kimseden korkumuz yok. Biz
Genel Başkanımıza, Parti Meclisimize her zaman
Biat etmek
ayrı bir konu. O bizi hiç ilgilendirmez sevgili arkadaşlarım.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen sakin olun arkadaşlar.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Ben sizin gözlerinizin içine
baktığım zaman o Kurtuluş Savaşında mücadele eden
parlamento arkadaşlarımı görmek istiyorum. Bu, benim hakkım
değil mi?
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Aynen öyle!
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Öyle değil işte. Öyle
değil. Öyle değil. Buradan milletvekillerini birbirine düşüren,
cadı avları kuran, Parlamentoyu bu duruma getirenleri görmek
istemiyorum sevgili arkadaşlarım. Sizden sonra da devam edecek bu
Parlamento. Kimseye kalmıyor, size de kalmayacak. Mustafa Kemaller gitti,
İsmet İnönüler gitti, Özallar gitti ve şimdi saygıyla
andığımız Menderesleri kestiler. Bu Parlamentoda üç tane
çınarın buradan oylandığı zaman el kaldıran
milletvekillerini de yaşadık. O durumları mı
yaşayacağız, o günleri mi göreceğiz? Biz burada eskiye
dönük, birbirine kin, nefret içinde olmayan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sevigen, bir dakika ek süre veriyorum
size de efendim, tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Sevgili arkadaşlarım
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) O çınarlar için ne
yaptın, onu söyle!
BAŞKAN Lütfen sakin olun. Lütfen
Efendim, buyurun ek süre verdim.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Sevgili arkadaşlarım,
biz burada, 12 Eylülü
KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) Söyle: 12 Eylül
Anayasasını savunuyorsun, o çınarlar için ne yaptın?
BAŞKAN Sayın Aydın, lütfen
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Biz burada milletvekillerini,
buradan çıktıktan sonra da birbirinin yüzüne bakacak, birbirini
görebilecek duruma getirmek istiyoruz. Bu Parlamento bizden sonra da gelecek.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Bu üslupla mı
getireceksin?
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti, laik,
demokratik cumhuriyet, bu kurduğumuz cumhuriyet bizden sonra da
yaşayacak sevgili arkadaşlarım. Bilin diye söylüyorum, bunu
bilin diye söylüyorum.
İsmet Paşa ile ilgili söyledikleri için Sayın
Tayyip Erdoğana Malatya milletvekili arkadaşlarım Bizi incitti
Sayın Başbakanım, niye bunları söylüyorsunuz
niye
söylemediler? İsmet Paşa olmasaydı, Mustafa Kemal ve
arkadaşları olmasaydı, Allah aşkına, bu ezanlar, bu
bayraklar olabilir miydi? Millî bayramları olmayan insanların dinî
bayramları olur mu sevgili arkadaşlarım? Bizim onlara minnet
duygusu içinde olmamız gerekmiyor mu?
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Sizin Genel
Başkanınıza söyleyin.
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Geçmişe yönelik, biz
nasıl
Sayın Özalı, Sayın Menderesi -fikirlerini
beğenmeyebiliriz ama- biz yaptıkları işlerden dolayı
saygıyla anıyoruz. İsteriz ki bu ülkenin Başbakanı da
Başbakanlık yapmış, bu ülkede
Cumhurbaşkanlığı yapmış, bu ülkeye çivi
çakmış kim olursa olsun onları da saygıyla sevgiyle yâd
etmesini
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sevigen, ek süreniz de doldu.
Genel Kurulu selamlayabilmeniz için açıyorum mikrofonu.
Lütfen
MEHMET SEVİGEN (Devamla) Bu bakımdan, bu Parlamentoyu
bu duruma getirmeyin. Buradan sonrası da var, sizden sonra da olacak bu
Parlamento, sizden daha sonrakilerde de devam edecektir. Engellemeyin.
Yazıktır, günahtır diye düşünüyorum.
Hepinizi sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Bahçekapılı, buyurun.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın
Konuşmacı grubumuzu itham ederek ikna odalarından bahsetti. Grup
başkan vekilleriyle ilgili de itham edici sözlerde bulundu, böyle sözler
sarf etti. 69a göre söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Evet, ikna odaları kurulduğu şeklinde
bir iddiası oldu. Açıklama yapmak istiyorsunuz.
Peki, buyurun, üç dakika içinde özetleyin efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Yeni bir sataşmaya mahal vermeyin lütfen.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılının, İstanbul Milletvekili Mehmet
Sevigenin, grubuna sataşması nedeniyle konuşması
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, Sayın Sevigen
konuşmasına gayet güzel başladı. Bu Parlamentoda, evet,
Mustafa Kemal Atatürkün kurduğu bu Parlamentoda milletvekili olarak görev
yapan bizlerin nasıl davranması gerektiği konusunda gayet güzel
sözler söyledi ama yaman bir çelişki sundu burada, Bu ne yaman
çelişki! anlamına gelecek bir durum yaşadı burada. Bütün
bu söylediklerini, bizim grubumuza bakarak, bizi hedef alarak, sanki bu
tartışmaları AK PARTİ Grubunun milletvekilleri
yaratıyor veya eğer söz konusuysa, bu milletvekillerine
yakışmayacak sözleri sadece AK PARTİ Grubu milletvekilleri sarf
ediyor, şeklinde bir imada bulundu.
Şimdi, eğer, bu Parlamento içinde milletvekillerinin
Parlamentoya yakışır bir seviyede kalmasını ve
konuşmasını istiyorsanız, önce tarafsız olmak
zorundasınız Sayın Sevigen. Bu konuşmanızı sadece
iktidar partisinin kısmına değil, bütün Parlamentoya, muhalefet
partisinin de kesimlerine ve bütün milletvekillerine hitap ederek söylemek
zorundasınız. Eğer bu Parlamentoda, bu Parlamentoya
yakışmayacak şekilde sözler sarf edilmişse,
fotoğraflar yer edilmişse, o zaman, buyurun, tutanakları
inceleyin. Kimlerin bu toplantılarda hangi sözlerle hangi kavgaları
başlattığını tutanaklar size gayet güzel gösterecek. O
zaman, o tutanakları incelediğiniz zaman da burada tekrar sizinle
karşılaşmak ve bunun muhabbetini yapmak isterim.
Bizim milletvekili arkadaşlarımız, bu sürecin
sağlıklı bir şekilde geçmesi için, grup başkan
vekilleri olarak bizler de sağduyuyla hareket etme konusunda en azami gücü
gösterdik ama sürekli hakarete uğradık, sürekli tehditlere maruz
kaldık, ağza alınmayacak bir yığın hakaretle
karşı karşıya yaşamak zorunda kaldık. Biz
bunları da taşıdık çünkü bizim amacımız bu
Anayasa değişikliğinin bu Parlamentodan sağlıklı
bir şekilde geçmesi ve Türkiye'nin özlediği, demokratik anayasa ile
yürütüldüğü veya yönetildiği bir ülkeye kavuşmaktır, bizim
amacımız bu.
Bizim partimizde, hiçbir milletvekilinin üzerinde, AK PARTİ
olarak, ne bir irade özgürlüğümüz üzerinde bir baskı kurduk ne bir
yönlendirme yaptık ne de ikna odaları kurduk. (CHP
sıralarından gürültüler) Bizim milletvekili
arkadaşlarımız -siz de buradan izliyorsunuz- özgür iradeleriyle
buraya giriyorlar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Milletvekillerinin
eşliğinde gidiyorlar.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) Ha, bir baskı varsa bu
sizlerden tarafa bize oluyor.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Mevcutlu gidiyorlar.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) Biz burada oy
kullanırken muhalefet partileri tarafından müthiş bir baskı
ve tahkir edilme duygusuyla karşı karşıya kalıyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Ayşe Nur
Hanım, arka tarafa bakarsanız görürsünüz onları.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) Ama buna rağmen, özgür
irademizle burada oylarımızı kullanıyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Arka tarafa
bakarsanız, hangi milletvekillerinin kimlere zimmetlendiğini
görürsünüz.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (Devamla) Çünkü biz demokrasiyi
seviyoruz, demokrasiye inanıyoruz ve AK PARTİnin bu Anayasa
değişikliğiyle, bu teklifteki imzası olan
arkadaşlarıyla bunu gerçekleştireceğimize inanıyoruz.
Saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Evet, teşekkür ederim Sayın
Bahçekapılı.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi, diğer önerge Sayın
Doğrunun.
Gerekçeyi okutuyoruz değil mi efendim?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyoruz.
Gerekçe:
Devlet ile Milleti kucaklaştıracak, Vatandaşın
temel hak ve hürriyetlerini evrensel standarda yükseltecek, Cumhuriyetin temel
nitelikleri ile Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif
edilemeyecek maddelerini koruyacak, Anayasa değişikliği böylece
milletin iradesine dayandırılmış olacaktır bunun için
TBMM Parlamentosunda Anayasa'nın daha geniş bir uzlaşma içinde
geçmesi gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497 e 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin geçici 18 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
İbrahim
Binici (Şanlıurfa) ve arkadaşları
Madde 26- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına
aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"Geçici Madde 18- Bu Kanunun 8 inci maddesiyle
Anayasanın 69 uncu maddesinde yapılan değişiklikler, lehe
olan hükümler geçmişe şamil olarak uygulanır, Anayasa Mahkemesinde
görülmekte olan davalarda da uygulanır. Ancak, siyasî partilerin malî
denetiminin Sayıştay tarafından yapılacağına
ilişkin hükümleri, siyasî partilerin 2009 yılına ait denetimleri
hakkında uygulanmaz; 2009 yılına ilişkin malî denetimler
Anayasa Mahkemesince yapılır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Kaplan, siz mi
konuşacaksınız?
Önerge üzerinde Şırnak Milletvekili Sayın Hasip
Kaplan.
Buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; siyasi partilerin kapatılması rejimi
bir bütündür, sadece bir izin şartına bağlanacak bir
değişikliğe mahkûm edilecek bir durum değil. Çünkü -Siyasi
Partiler Yasası 12 Eylül Millî Güvenlik Konseyi döneminde
çıkarıldı- 78den 108inci maddeye kadar bütün kapatma
gerekçeleri Siyasi Partiler Kanununda yazar, Anayasada ise genel hükümler
var.
Şimdi, burada AK PARTİ bir tasarı getirdi ve burada
izin şartı konusunu koyduğu 8inci madde, birinci turda 5
arkadaşımızın katılıp oy verdiği 8inci
madde geçti ama ikinci tura geldiğimiz zaman, bizim katılmadığımız
oylamada AK PARTİ kendi içinde kendi arkadaşlarının
oylarıyla vuruldu ve o madde düştü. Şimdi bu madde de ona
bağlı olarak
Muhtemelen hepiniz ya oylamaya girmeyeceksiniz bizim
gibi ya da ret oyu kullanacaksınız kendi maddenizde, kendi
arkadaşlarınızın sayesinde.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Biz ne
yapacağımızı biliriz.
HASİP KAPLAN (Devamla) Statüko, resmî ideoloji ve tabular
karşısında olduğunu söyleyenlerin 12 Eylül
Anayasasına ve hukukuna karşı da birlikte dik durması
gerekiyor.
Bakın, Meclis araştırması, Venedik
Komisyonunun araştırması kitapçığını bütün
milletvekillerine dağıttı. Milletvekillerine
dağıtılan bu kitapçıkta parti kapatma rejimi var ve Venedik
Komisyonu, Türkiye Anayasa Mahkemesinin çağrısı üzerine 2008
yılında verdiği raporunda ve burada yaptığı
toplantıda diyor ki: 12 Eylül Anayasasını tümden değiştirin,
siyasi partiler rejimini tümden değiştirin.
Şimdi, yüzde 10 barajı işinize gelecek, yüzde 7
Hazine yardımı işinize gelecek, parti kapatma kriterlerini
taşıyan Siyasi Partiler Yasası işinize gelecek,
bunları değiştirmeyeceksiniz, sonra da kalkıp Biz,
değişim, reform ve demokrasinin öncüleriyiz, diğerleri
karşımızda statüko
Buna kimseyi
inandıramazsınız arkadaşlar.
Bakın, çok açık söyleyeyim, ben belki sizin
anlayacağınız dilden söylesem daha iyi anlarsınız:
Müdârâ yapmayacaksınız, Arapça bilenler bilmeyenlere anlatsın,
yani takiye.
Demokrasi şeffaftır. Yine, zehebini, zihabını,
mezhebini, niyetini gizlemek yoktur demokraside; açık
olacaksınız, demokrasi açık bir rejimdir. Burada eğer 12
Eylül hukukuna karşıysanız, demin tartıştığımız
geçici 15inci maddede müruruzaman dolduktan sonra el
kaldırmayacaksınız ya da zaman aşımını
durduracaksınız. Pinochet gibi yargılanmalıdır Kenan
Evren. Evet, Nazi suçluları hâlâ yüz yaşında, doksan
yaşında her yerde yakalanıyor, çünkü ulusal üstü insan
hakları belgelerinde insanlığa karşı işlenen
suçlarda zaman aşımı yoktur. Buna niye direnç gösteriyorsunuz,
anlamakta güçlük çekiyoruz.
Tabii ki, Dolmabahçede eylem destek planı konusunda
Başbakan anlaştıktan sonra bizim partimizle üç sene
görüşmemiştir, protokol toplantılarında dahi bizim
liderlerimizin yanından geçmemiştir çünkü İyi çocuklar diyen
Büyükanıtla o gizli görüşmenin temelini bizim partimiz üzerinden
kurmuştu ve altına eğer zırhlı araç çekilmişse,
eğer 27 Nisanın generalleriyle kol kolaysa, eğer JİTEMciler
ve kan dökenler, çeteler ve o dönem suç işleyen generaller ve emniyet
mensupları bir partinin yönetiminde veya yerel yönetimlerinde veya
milletvekilleri arasındaysa, mülki idare amirleriyle onlar kol kola
girmişse, bir başka partiyi de Ergenekonun siyasi uzantısı
olarak suçlamak, onun destekçisi olmak gibi eleştiriler getirmek,
acımasızca, insafsızca, vicdansızca bir
yaklaşımdır; ister siyasi olsun, ister yazan olsun.
Biz ki bu bütün Ergenekon darbelerinin hem mağduruyuz hem
tanığıyız; biz ki iddianamelerde ya müştekiyiz ya
müdahiliz. Kim ki onlarla kol kola giriyorsa, Erzurum Adliyesinin üzerinde,
adil yargılama yapılacak denildiği anlarda jetler adliyenin
üzerinden geçiyor ve Hükûmet kendine gelmiyorsa, o jetleri uçuran generalleri
apoletlerini söküp emekliliğe sevk etmiyorsa bugün de 12 Eylül darbesini
aynı mevzuatını koruyor demektir, aynen devam ettiriyor
demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) Ne
bağırıyorsun?
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen konuşmanızı
tamamlayın efendim, ek süre veriyorum.
HASİP KAPLAN (Devamla) Dün uçurulan jetlere ses
çıkarmayanlar, dün uçurulan jetlerde susanlar 12 Eylülün izlerini silme
cesaretini de gösteremez arkadaşlar.
Yüzde 10 barajını niye kaldırmıyorsunuz?
Hazine yardımını niye kaldırmıyorsunuz? Düşünce
özgürlüğünü niye getirmiyorsunuz? Anayasanın
başlangıcında ırkçılık var, şovenizm var,
militarizm var, faşizm var, burada katliam var niye başını
değiştirmiyorsunuz? Bu Anayasanın da sonunda inkılaplar
kanunu var, Şapka Kanunuyla bitiyor. Hâlâ o şapkayı takmaktan
utanmıyor musunuz, ezilmiyor musunuz, sıkılmıyor musunuz?
Bu 12 Eylül Anayasasının işine geleni, bana yarıyor diyeni
tutacaksınız, yaramayanı da değiştireceksiniz. Bunda
samimiyet var mı? Bunda inanç var mı? Burada kararlılık var
mı? Sekiz yıl iktidardan sonra bunu yapmak bu halka reva mı? Bu
halka zulüm değil mi? Niye birbirimizi kandırıyoruz? Ama 72
milyon insanı kandırmak mümkün değil arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaplan, ek süreniz de doldu efendim.
HASİP KAPLAN (Devamla) Toparlıyorum.
BAŞKAN Genel Kurulu selamlamanız için mikrofonu
açıyorum. Lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Biz bütün bunları meydan meydan
gezerek, bütün bunları ev ev gezerek, sokak sokak gezerek, vatandaş
vatandaş gezerek -bu çifte standardı, bu
haksızlığı, bu adaletsizliği- anlatacağız ve
bir şey daha söyleyeyim, sitemimdir: Temel ile Dursunu birlikte ipe
getirmişler, Dursuna son sözünü sormuşlar, Anamı göreyim.
demiş. Ya Temel: Sen de ananı görme. demiş. İçinizde
sadece BDP bu parti kapatmadan yararlanmasın diye oy veren çürükler
olduğu sürece, o çürükleri ayıklamadığınız sürece
siz de çürüyeceksiniz.
BAŞKAN Lütfen Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Devamla) Siz de çürüyeceksiniz, siz de
çürüyeceksiniz! Bilesiniz bunu. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Tamam, peki.
FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) Ne bağırıyorsun?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Evet. oyu verseydin
o zaman.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Geçici 15inci maddeye
bile oy veremiyorsun sen!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hepsinde de söylerim ben,
ben açık yürekliyim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Lütfen Sayın
Kaplan, oturun.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım üç önerge de aynı
mahiyettedir, birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerine
istemleri hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergelerin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 18 de geçen "2009 yılına ilişkin mali
denetimler Anayasa Mahkemesince yapılır" cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Fahrettin
Poyraz
Bilecik
Diğer önerge sahipleri:
İsmail Göksel
Niğde
Ahmet Yeni
Samsun
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Poyraz, gerekçe mi okunsun efendim?
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Gerekçe okunsun Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Göksel?
İSMAİL GÖKSEL (Niğde) Gerekçe okunsun efendim.
BAŞKAN Sayın Yeni?
AHMET YENİ (Samsun) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin önceki cümleleri içerik olarak aynı anlamı
ihtiva ettiğinden dolayı bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 18inci maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bilindiği üzere, size verilen pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı?
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldırıyoruz.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 26ncı maddesine
bağlı Geçici 18inci maddesinin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 282
Kabul : 203
Ret : 72
Çekimser :
3
Boş :
1
Geçersiz :
3
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya Bilecik
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 18inci madde Anayasada öngörülen beşte 3
çoğunlukta kabul oyu alamadığından reddedilmiştir.
Madde teklif metninden çıkartılmıştır. Bundan sonraki
geçici maddelerin numaraları kanun yazımı esnasında
teselsül ettirilecektir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.23
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.34
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 26ncı maddesine bağlı geçici 19uncu
maddesini okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 19- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte Anayasa Mahkemesinin mevcut yedek üyeleri asıl üye
sıfatını kazanır.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün
içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi bir üyeyi Sayıştay Genel
Kurulunun ve bir üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer
aday içinden seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için
aday göstermek amacıyla;
a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık
başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde
adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel
Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin ancak bir
aday için oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder.
İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar
Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru
tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar
Birliği Başkanlığının ilanında gösterilen
yer ve zamanda baro başkanları tarafından seçim
yapılır. Her bir baro başkanının ancak bir aday için
oy kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin
sonucunda aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin
yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye
Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına bildirilir.
ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on
gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her
boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye tamsayısının
üçte iki ve ikinci oylamada üye tamsayısının salt
çoğunluğu aranır; ikinci oylamada salt çoğunluk
sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki aday için üçüncü oylama
yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan aday üye seçilmiş
olur.
Cumhurbaşkanı, birer üyeyi Yargıtay ve
Danıştay kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin
boşalmasından sonra Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan
yükseköğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler
dallarında görev yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği
üçer aday içinden seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların
halen mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek
üyeler, tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur.
Anayasa Mahkemesinde halen belli görevlere seçilmiş olanların
bu sıfatları seçilmiş oldukları sürenin sonuna kadar devam
eder. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte üye olanlar yaş
haddine kadar görevlerine devam ederler.
Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki
yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 26ncı maddeye
bağlı geçici 19uncu madde üzerinde elli bir önerge verilmiştir.
Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına eklenen Geçici Madde 19 un son fıkrasında geçen iki
yıl ibaresinin bir yıl şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Dilek
Yüksel
Tokat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1 ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin Geçici 19 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Sebahat Tuncel Bengi Yıldız Özdal Üçer
İstanbul Batman Van İbrahim
Binici Hasip Kaplan
Şanlıurfa Şırnak
Madde: 26
Geçici Madde 19 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
Anayasa Mahkemesinin yeni üyeleri hemen seçilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün
içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi iki üyeyi Sayıştay Genel
Kurulunun ve üç üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer
aday içinden seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için
aday göstermek amacıyla;
a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık
başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde
adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel
Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin ancak bir
aday için oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder.
İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığına başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığının ilanında gösterilen yer ve zamanda
baro başkanları ve üyeler tarafından seçim yapılır.
Her bir baro başkanının ancak bir aday için oy
kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday gösterilmiş
sayılır.
c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin
sonucunda aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin
yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye
Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına bildirilir.
ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on
gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her
boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye
tamsayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğu aranır; ikinci
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır; üçüncü oylamada en fazla oy alan
aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı, üyeyi Yargıtay ve Danıştay
kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra
Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev
yapan öğretim üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden
seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların halen
mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek üyeler,
tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur. Anayasa Mahkemesinde halen belli
görevlere seçilmiş olanların bu sıfatları, Anayasanın
yürürlüğe girdiği tarihte sona erer.
Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki
yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 19un metinden çıkarılmasını
arz ederim.
Faruk Bal Reşat
Doğru
Konya Tokat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 19un metinden çıkarılmasını
arz ederim.
Nevzat Korkmaz Alim
Işık
Isparta Kütahya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 19un Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Zekeriya
Akıncı
Malatya Ankara
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi maddeye en
aykırı iki önergeyi okutup birlikte işleme alacağım.
İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 19un Anayasaya
aykırılığı nedeniyle Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fatih Atay Rahmi
Güner
Aydın Ordu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 19un Anayasaya
aykırılığı nedeniyle Teklif metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü Şahin
Mengü
Tekirdağ Manisa
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyor Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyor.
BAŞKAN Sayın Mengü, siz mi
konuşacaksınız efendim?
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Sayın Şahin Mengü
konuşacak.
Süreniz beş dakika Sayın Mengü.
ŞAHİN MENGÜ (Manisa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir
-bunu, yirmi gündür hep aynı şeyi söylüyoruz- dolayısıyla
yeni bir anayasa hazırlayan hükûmetler, katılımcı,
şeffaf bir süreç izlemek zorundadırlar. Bu nedenle, paketin, bütün
toplum kesimlerini kapsayan, katılımcı, çoğulcu,
şeffaf bir süreçte, anayasa hazırlamak için gerekli, makul
sayılacak bir süre içinde hazırlanması gerekirdi, ancak maalesef
buna uymadık, hatta o kadar uymadık ki burada hepimiz, yani bütün
arkadaşlarımızla beraber yirmi gündür hiçbir insani şarta
uymayan olağanüstü bir çalışma şartı ve ortamında
bir Anayasa paketi hazırlanıyor.
Sadece bununla kalmadınız, referandum sürecini de yüz
yirmi günden altmış güne indirdiniz, kendinize göre çok enteresan
gerekçeler sundunuz; Dört ay çok uzun, insanlar unutuyor. dendi. Hâlbuki
anayasaların temelinde halkın da işin içinde olması gerekir
yani sadece bu, sivil toplum örgütünün, sendikanın, siyasi partinin
işi değildir; sokaktaki bireyin işidir, yukarıda oturan
gazeteci arkadaşımın şahsi işidir, sokakta yürüyen
Ahmetin işidir, bankacı Mehmetin işidir; onun için hepimizin,
bütün toplumun katmanlarının ve kesimlerinin tartışarak
bunu yapması gerekirdi ancak bunu maalesef yaptırmadınız.
Bunu çok yadırgamıyorum, hakikaten yadırgamıyorum çünkü
Adalet ve Kalkınma Partisi de Hükûmet de ne insan hakları konusunda
özgürlükleri gözetecek kadar demokrat ve ne de hukuk devletini içlerine
sindirebilecek kadar demokratlar; bunun için hakikaten elimizde çok done var.
Bakın, gazetelere baktığınız zaman, son
zamanlarda benim bakanım, benim bakanlarım, O hangi
bakanmış, tutup kolundan kapının önüne koyarım. gibi
pek demokrat olmayan sözler ve bu demokrat olmayan sözleri, demokrasiyle
bağdaşmayan sözleri içine sindirebilen bakan topluluğu.
Şimdi, bütün bunlar varken değerli milletvekilleri, bir
şeyleri beklemek hakikaten çok fazla iyimserlik oluyor. Hukuk ile kanunu
birbirinden ayırmak ve kanun yapma gücünü veya Parlamentoda
çoğunluğu elde tutmak, her düzenlemeyi yapacağım
anlamına gelmez. Yani bilimde, siyaset biliminde, anayasa biliminde, hukuk
biliminde bu Parlamentoda çoğunluğa sahip olabilirsiniz ama parmak
hesabı, oy hesabı demek her şeyi yapabileceğiniz
anlamına gelmez. Bu, hukuk devletlerinde düşünülmeyen bir
şeydir. Özellikle Bir toplumsal mutabakat belgesi. dediğiniz bir
anayasa hazırlığında, bu anayasayı eğer sadece
bir siyasal partinin, sadece sizin partinizin anayasası olarak topluma
sunarsanız, bu anayasayı her dakika eleştirilir, tartışılır
hâle getirirsiniz, aynı 82 Anayasasında olduğu gibi,
doğduğu günden itibaren tartışılan bir metin hâline
gelir.
Bu anlamda Bu yasa benim. Yaptım oldu. İstersem,
kendimi korumak için her türlü yasayı yaparım, buna kimse
karışamaz çünkü demokrasilerde, seçimde çok oy aldım.
diyebilirsiniz, bu siyaseten, şeklen mümkün olabilir, bu hukuken, kanunen
geçerli de olabilir ama hiçbir hukukçuya, hiçbir uygar demokratik ülkede
insanlara bunu anlatmanız mümkün değildir, aynen bugün bizim
Türkiyede yaşadığımız gibi. Bu ülkede, insanlara
neyin, nasıl yapıldığını, şu
Anayasanın herhangi bir hükmünü, neyi değiştirdiğimizi
gelin soralım. Bizim gibi devleti yönetmeye çalışan
insanların dışında, sokaktaki insanların neyin ne
olduğunun farkında olup olmadığını bir görelim.
Yok, böyle bir anlatım yok çünkü süre çok kısıtlıydı,
referandumda süreyi çok kısıtladınız, hiçbir şeyi
anlatmamız mümkün değil.
Bakınız, değerli arkadaşlarım, yasama
organlarını sınırlandıran anayasalar ve evrensel hukuk
ilkeleri vardır. Şu olayın ilk tartışılmaya
başlandığı günden beri gerek Anayasa gerek İç Tüzük
olağanüstü zorlandı. Ben, dün akşam, burada tartışma
yapılan konularda sanki bir İç Tüzük ihlali olduğu
inancındayım, oturup çok ciddi incelemek lazım. Bu neden oluyor
biliyor musunuz? Aceleci davranmaktan. Dün akşam, burada önergeler görüşüldü,
saat on ikiye geldi. Bu sabah oylamaya başlasak ne değişirdi?
Hiçbir şey değişmezdi. Yani saygıdeğer
parlamenterlerin neye oy atacağını bilmediğini mi,
hatırlamayacaklarını mı düşünüyoruz biz? Böyle bir
şey olmaz ama bir acele tavır içinde Aman, bir an evvel bitsin.
yangından mal kaçırır mantığı içinde olduğu
zaman maalesef olaylar bu noktaya geliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Mengü, lütfen konuşmanızı
tamamlayın, ek süre veriyorum.
Buyurun.
ŞAHİN MENGÜ (Devamla) Değerli milletvekilleri,
son defa -artık bu iş bu gece bitiyor herhâlde- tarihî
sorumluluğunuzu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. Burada
yarın hep beraber tarihe karşı bir şeylerin sorumlusu olacağız.
82 Anayasasını yapanlar da tarihe geçtiler, tarih nasıl
yargılıyor, nasıl anıyor hep beraber görüyoruz. Bugün bu
Anayasa değişikliğini yapanları da yarın tarih
yargılayacak. İnşallah, bizleri, bu Parlamentoyu lanetle
anmazlar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
aldığım ikinci önerge Aydın Milletvekili Sayın Fatih
Ataya aittir.
Sayın Atay, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
Önergeniz üzerinde beş dakika izah imkânınız var.
M. FATİH ATAY (Aydın) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Anayasa
Değişiklik Teklifinin 26ncı maddesinin geçici 19uncu maddesi
için verilen önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, bu madde ile Anayasa Mahkemesi yedek
üyeleri asil üye olma hakkını kazanıyorlar. Ayrıca, Anayasa
Mahkemesine seçilecek olan üyelerin diğer kurumlardan seçilmelerinin
süreleri, görev yapanların süreleri belirleniyor ve bireysel başvuru
için uygulama kanununun iki yıl içinde yürürlüğe girmesi
amaçlanıyor.
Bu madde, Anayasamızda yer alan kuvvetler
ayrılığı ilkesine, hukuk devleti ilkesine ve demokratik
ilkelere aykırıdır ve kaldırılmalıdır ve
önergemiz kabul edilerek bu madde metinden çıkartılmalıdır
çünkü bu madde ile Anayasa Mahkemesine seçilecek olan üyelerin seçilme
şekilleri, seçen kurumların hukukçu olmayışları, Yüce
Divan sıfatıyla görev yapan Anayasa Mahkemesine amacına
aykırı olarak üye seçilmesi söz konusu olur ve bu, hukuk devleti
ilkesiyle bağdaşmaz.
Değerli milletvekilleri, hepimiz halkın oylarıyla
seçildik. Bu kürsüye geldik, yemin ettik. Bir kamu görevi yapıyoruz.
Halkımız bize bir görev verdi, bir denetleme görevi verdi, ülkemizi
yöneten Hükûmetin yaptığı harcamaların doğru yerlerde
yapılıp yapılmadığını ve doğru
harcamaların olup olmadığını denetleme görevi verdi.
Ayrıca, yasama görevi olarak da yeni yasaların yapılması,
değişmesi gereken yasaların da değişmesi için görev
verdi.
Şimdi, biz bir sorumluluk aldık, bir yetki aldık
halkımızdan. Kendileri bizleri vekil tayin ettiler, bu yapılan
harcamaların doğru olup olmadığı konusunda Hükûmeti,
yürütmeyi denetleme görevi verdiler. Bu sorumluluğumuz, hepimizin, 550
kişinin sorumluluğu.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetin yaptığı
bazı harcamaların doğru olmadığı
inancındayız, sorgulanması gerektiği
inancındayız. Bu hepimizin sorumluluk alanı içerisinde olan bir
şey. Bakınız, Pakistana deprem nedeniyle bir para
toplandı. TOKİye devredildi o paralar. Daha sonra Pakistana bir
okul ve bir hastane yaptırıldı, 100 milyon dolar civarında.
Değerli milletvekilleri, 50 milyon dolara bu iki binayı
yapacak 50 tane müteahhit bulunur size. Hepsi korkuyor. Kim aldı biliyor
musunuz? Çok özel bir şirket aldı, 100 milyon dolara. Devletin,
halkın, bizim paramız.
Denetlemekle sorumlu olduğumuz bir işi denetlememiz
gerekmez mi? Bu nedenle oy almadık mı? Bu nedenle seçilmedik mi? Bu
nedenle vekil değil miyiz?
OKTAY VURAL (İzmir) Kim almış peki?
M. FATİH ATAY (Devamla) Bakınız, bir kamu
bankasından, Başbakana yakın bir şirket -o eski şirket
değil, o değil, başka bir şirket- 300 milyon dolar kredi
aldı. Çok yakında... 300 milyon dolar... Çok büyük bir para bu.
Nasıl teminat verdi? Bir söylentiye göre, teminat vermediği
iddiasındalar. Zaten, konumu gereği, piyasadaki durumu nedeniyle
teminat verme şansı olmayan bir şirket. Peki, bunu
araştırmamız gerekmez mi?
AHMET YENİ (Samsun) E, söyle de araştıralım.
M. FATİH ATAY (Devamla) Bu halkımızın
parası değil mi?
AHMET YENİ (Samsun) Söyleyin de araştıralım.
M. FATİH ATAY (Devamla) Bu bizim sorumluluğumuz içinde
değil mi?
AHMET YENİ (Samsun) Söyleyin de araştıralım.
M. FATİH ATAY (Devamla) Bir dakika
Geleceğim
kardeşim.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
M. FATİH ATAY (Devamla) Geleceğim, geleceğim
AHMET YENİ (Samsun) Söyleyin de araştıralım.
M. FATİH ATAY (Devamla) Hangisini araştırmak için
oy verdiniz? Hangi araştırma önergesine oy verdiniz de
Araştıralım. diyorsunuz?
AHMET YENİ (Samsun) KİT Komisyonu olarak
araştırırız.
M. FATİH ATAY (Devamla) Sayın milletvekilleri, o
Pakistandaki şirkete Kâğıthanede Devlet Arşivleri ihalesi
yapıldı. 300 trilyon liraya yakın, 300 trilyon liraya
Davet
usulü, davet usulü yapıldı. Peki, bunlara hiç mi vicdanımız
sızlamayacak yani? Gelecek çocuklarımıza karşı
sorumluluğumuz yok mu? Bu devletin parasının kötü harcanıp
harcanmadığını sormak, soruşturmak, bunları takip
etmek hepimizin sorumluluğunda değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Atay, bir dakika süre veriyorum, lütfen
konuşmanızı tamamlayın efendim.
M. FATİH ATAY (Devamla) Bundan kaçmak gibi bir durumumuz
söz konusu olabilir mi? Yemin etmedik mi? Halkın harcanacak olan
paralarının doğru harcanıp harcanmadığı
konusunda denetleyeceğimize yemin etmedik mi?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ayağını
kaldırmıştır!
M. FATİH ATAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bu sorumluluk bilinci içerisinde bunu yerine
getireceğimize inanıyorum.
Sizler de düzeni değiştirmek istediğinizi
belirttiniz seçimlerde, iktidara geldiniz, yargılanmadınız. Özal
da Düzeni değiştireceğim. diye geldi, o da iktidar oldu, o da
yargılanmadı. Ama yıllar önce 3 tane genç çıktı, Biz
bu vurguncu, bu soygun düzenini değiştireceğiz. dediler ama
kimseyi incitmediler, kimseyi öldürmediler ama onlar yargılandılar,
idam edildiler ama inançlarını, o idam sehpasında dahi
vazgeçmediklerini gösterdiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
M. FATİH ATAY (Devamla) O Yusufu, Denizi, Hüseyini
saygıyla anıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
aldığım önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım üç
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme
alacağım ve istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 19un metinden çıkarılmasını
arz ederim.
Nevzat
Korkmaz (Isparta) ve arkadaşı
Diğer önerge sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşı
Fatih Atay (Aydın) ve arkadaşı
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergelere?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Akıncı, buyurun efendim.
Önergeniz üstünde
Beş dakika süreniz var. (CHP
sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben de sizleri selamlarken aynı zamanda,
otuz iki yıl önce yurdunu ve ulusunu sevmekten başka hiçbir
günahları olmayan ve haksız yere, suçsuz yere idam edildiklerinden
hiç şüphe duymadığım Deniz Gezmişi, Yusuf
Aslanı ve Hüseyin İnanı saygıyla anıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sevgili milletvekilleri;
cumhuriyet tarihimizin en kapsamlı Anayasa değişikliklerinden
birisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi ayağını tamamlamak
üzereyiz. Yapılan bütün tartışmalarda biz ısrarla bu
değişikliğin özünde kimin talebi olduğunu ve hangi amaçla
yapıldığını, hangi hesapların
yapıldığını anlatmaya çalıştık ve bir
kez daha bu son konuşmalarda milletin kürsüsünden milletime sesleniyorum:
Ey bu ülkenin 72 milyon insanı, bu
değişikliğin içinde sen yoksun yani anlatılan senin hikâyen
değildir. Bu değişiklik Sayın Başbakanı ve
yakın çevresini Yüce Divandan kurtarma operasyonudur. Ama olsun yine de
yeni bir Anayasamız oluyor!
Gözün aydın Türkiye. Gözün aydın, İç Anadolunun
uçsuz bucaksız topraklarında binbir güçlükle ürettiği
buğdayını yıllardır aynı fiyata satıp,
mazotunu, ilacını üç beş katına almak zorunda
bırakılan sahipsiz çiftçiler!
Gözünüz aydın, büyük emperyalist güçlerin tekelci
kuruluşlarına kurban edilen Egenin, Güneydoğunun yoksul tütün
ekicileri, Çukurovanın çilekeş pamuk ekicileri!
Gözünüz aydın, uluslararası tezgâhlarda en kıymetli
varlığı fındığı elinden alınan
Karadenizin sahipsiz köylüleri!
Gözünüz aydın, yıllardır ihmal edilmiş,
unutulmuş, en sonunda ithal et politikalarıyla çökertilmiş besicilerimiz!
Gözünüz aydın, sendikacılar, kitle örgütleri!
Gözünüz aydın, büyük bir hukuk reformu yaptık ve Divan
kâtip üyeleri dâhil Divandaki arkadaşlarımızın kaç
yıllığına görev yapacaklarını Anayasamızda
belirledik artık!
Gözünüz aydın, yaşadığı coğrafyada
bir yandan cemaatlerin, tarikatların, bir yandan etnik kökenini sömüren
örgütlenmelerin pençesinde kıvranan Kürt kökenli emekçiler, kır
yoksulları!
Gözünüz aydın, GAPın bitmesini yıllardır dört
gözle bekleyenler!
Gözünüz aydın, artık Anayasamızı
değiştirdik, ombudsmanlık sistemi geldi biliyor musunuz?
Gözünüz aydın, açlık sınırındaki
maaşıyla hem kendini hem işten atılan çocuğunu hem de
boynu bükük torununu geçindirmek zorunda olan emekliler, emekçiler, 4/C
mahkûmları, taşeron işçileri!
Gözünüz aydın, ellerindeki yaldızlı
diplomalarıyla yıllardır işsizliğin pençesinde
kıvranan bu ülkenin her biri bir cevher olan fidan gibi gençleri!
Gözünüz aydın, bu ülkenin en ücra köşesinde görev
yapmaya hazır, bu ülkenin çocuklarına ışık saçmaya
hazır ama yıllardır bir türlü ataması yapılamayan
öğretmen adayları!
Gözünüz aydın, aç kalıp böbreğini,
organlarını satanlar, çöplerden ekmek toplayanlar, yataklarına
aç girenler, gece yarısı ıssız sokaklarda kâğıt
toplayanlar, tacize, tecavüze uğrayanlar, büyük bir hukuk reformu
yapıyoruz farkında mısınız?
Gözünüz aydın, ekonomik durgunluğun girdabında
boğulan esnaflarımız!
Gözünüz aydın, bütün zorluklara karşın bu ülkenin
sanayisini ayakta tutmaya, fabrika bacalarını tüttürmeye
çalışan iş adamlarımız!
Gözünüz aydın, Anayasamızı değiştirdik,
artık Anayasanın 166ncı maddesinin kenar
başlığı I. Planlama; Ekonomik ve Sosyal Konsey
şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkra eklenmiştir. türünden çok önemli bir düzenleme yaptık
sizler için! Üstelik bu Konsey bir yıldır toplanmıyorken.
Gözünüz aydın, yıllardır acısını
bağrına basan şehit anaları, terör kurbanları!
Gözünüz aydın, horlananlar, dışlananlar, itilip
kakılanlar!
Gözünüz aydın, bütün sindirme, korkutma çabalarına
karşı dimdik ayakta kalıp direnenler yurtseverler,
cumhuriyetçiler, Atatürkçüler!
Gözünüz aydın, bu ülkenin yiğit aydınları,
hukukçuları, rektörleri, yazarları, gazetecileri, bilim
adamları! Sizin durumunuz Silivride ve başka yerlerde 12 Eylül
koşullarından daha kötü, biliyoruz. Yine de biz bu Anayasanın
geçici 15inci maddesini yürürlükten kaldırmakla avunuyoruz, övünüyoruz
ama hiç umutlanmayın. Çünkü 12 Eylülün generalleri yargılanmayacak
bu değişikliğe rağmen, havanda su dövdük yani.
Ama sizin gerçekten gözünüz aydın, bu ülkenin iktidar
yandaşları, yalakaları, yağcıları.
Gözünüz aydın, bu ülkedeki cümle ikiyüzlüler, dönekler, sahte
demokratlar, acıları istismar edenler, ulusal kahramanlarına
faşist diyebilenler.
Gözünüz aydın, laik, demokratik cumhuriyetin köküne kibrit
suyu ekmek isteyenler.
Sizin gerçekten gözünüz aydın, iktidara yakın durarak
zenginleşen yeni yetme müteahhitler, enerji hatlarını kapanlar,
madenlerimizi talan edenler, bankaları soyup soğana çevirip
televizyon, gazete, fabrika satın alanlar.
Gözünüz aydın, Haburcular, Deniz Fenercileri, sizin gerçekten
gözünüz aydın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akıncı,
konuşmanızı tamamlayın lütfen. Ek süre veriyorum bir
dakika.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Gerçekten gözünüz aydın,
ülke zenginliklerinden pay kapmak için akbaba gibi Türkiye'nin etrafında
dolaşan fırsat düşkünü sözde dış sermaye çevreleri,
Orta Doğunun şeyhleri, emirleri, Anayasamızı
değiştirdik.
Bazılarının gerçekten gözü aydın,
düşürülmesi gereken kalelerden birisi olarak görülen HSYKnın
yapısını değiştirip hâkimlerin, savcıların
yandaş yargı çevrelerinden seçilmesine fırsat
yaratıldı artık, hem de bağımsız yargı
diye diye.
Gerçekten gözünüz aydın, en büyük yol göstericiniz ve
rehberiniz Sayın Başbakanımızı yargılayacak yüce
mahkemeye kafa dengi üyeler seçmeyi mümkün kılan değişiklikleri
yaptınız, kendinizle ne kadar övünseniz azdır ama durun
bakalım, bu iş daha bitmiş değil. Mecliste parmaklar
kalktı, indi, sadece buradaki işlem tamamlandı ancak bu
işin daha mahkemesi var
ABDURRAHMAN DODURGALI (Sinop) Millet var.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla)
belki referandumu var, belki
genel seçimi var. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen sayın milletvekilleri
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Daha bu bin yıllık tarihin
süzgecinden geçmiş yüce ve bilge ulusumuzdan sandıkta
yiyeceğiniz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Bitiriyorum Başkanım,
selamlamak için.
BAŞKAN Sadece selamlama için Sayın Akıncı,
sadece selamlama için tekrar açıyorum.
Buyurun.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla) Sadece selamlama.
BAŞKAN Tabii.
Buyurun.
ZEKERİYA AKINCI (Devamla)
yüce ulusumuzdan
yiyeceğiniz ilk fırsatta bir tokat var. İşte o zaman bu
hesapların tümü altüst olacak, işte o zaman 72 milyon insanımızın
gerçekten gözü aydın olacak, işte o zaman Türkiye yeniden
şahlanacak.
Ben, bu duygularla hepinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla
selamlıyor, önergemize desteğinizi bekliyorum. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kılıç, buyurun. (AK PARTİ
ve CHP sıralarından gürültüler)
Bir saniye arkadaşlar, duyamıyorum, Grup Başkan
Vekili arkadaşımızı duyamıyorum.
Buyurun Sayın Kılıç.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, önerge üzerinde konuşan
milletvekili, bir siyasi parti grubuna yönelik olarak ve Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanına yönelik olarak ağza alınmayacak, mesnetsiz,
dayanaksız iftiralarıyla karalamalarda bulunmuştur.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Niye alınganlık
gösteriyorsunuz?
SUAT KILIÇ (Samsun) Bu konuda düzeltme hakkımızı
kullanmak üzere İç Tüzükün 69uncu maddesinden söz talep ediyorum.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Ne dedim ben? Ben ne dedim? Demedi
mi faşist?
BAŞKAN Sayın Akıncı, yerinize oturun lütfen.
SUAT KILIÇ (Samsun) Anayasa Mahkemesi
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Kardeşim, demedi mi
faşist?
SUAT KILIÇ (Samsun) İthamda bulundunuz. Çık o zaman,
sözlerini inkâr et. Demedim. diyorsan, çık özür dile.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Hangi sözlerimi? Burada inkâr
edilecek, özür dilenecek bir tek kelime yok. Ben işin özünü, sizin
hesaplarınızı, kafanızdan geçenleri anlattım ulusuma.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
Böyle karşılıklı
konuşmayın efendim, lütfen
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sizin alınganlık
gösterecek bir şeyiniz varsa o sizin sorununuz.
BAŞKAN Sayın Kılıç, bakın, sizin
grubunuza mensup arkadaşlarımızın da değişiklik
önergeleri var. Orada konuşarak cevap verseniz daha şık olmaz
mı?
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, önerge sahibi
arkadaşlarımız konuşma haklarını kullanmayacaklar,
bunu ifade ettiler, gerekçeyi okutacağını söyledi
arkadaşımız.
BAŞKAN Efendim, kürsüye çıkan milletvekili
arkadaşlarımız genellikle önergeleriyle ilgili
görüşmüyorlar, karşılıklı ithamlarda bulunuyorlar, ben
de buradan dinliyorum.
SUAT KILIÇ (Samsun) Saygıdeğer Başkanım,
zaten bu iddialara, ithamlara ve iftiralara yapılan bir eleştiri
hakkının kullanılması değildir, yapılan bir
muhalefet milletvekilliği değildir. Muhalif bir görüş ortaya
koymak adına hakaretler sıralanmıştır.
BAŞKAN Şimdi, bu iddialara siz, partinize mensup
milletvekillerince verilmiş önerge bağlamında cevap
verebilirsiniz. Tamam efendim, verebilirsiniz. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler) Hayır hayır, önergeniz üstünde cevap
verin.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, benim önergem yok.
Ben AK PARTİ Grubu adına Grup Başkan Vekili olarak söz talep
ediyorum.
BAŞKAN Efendim, imza atar veya önerge sahibi milletvekili
arkadaşımız gelir, cevap verir.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, 69dan
vermiyorsanız, 60/4e göre söz talep ediyorum.
BAŞKAN Efendim, lütfen
SUAT KILIÇ (Samsun) 60/4e göre o zaman söz talep ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN O zaman yerinizden, 60/4e göre. Lütfen, yerinizden
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, 69a göre
sataşmadan vermiyorsanız, 60/4e göre söz istiyorum.
BAŞKAN Yerinizden efendim.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Daha nasıl
sataşma olacak?
BAŞKAN Yerinizden
Bu bitmez tükenmez bir serüvene
dönüştü, karşılıklı ithamlar.
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
7.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncının, önergesi üzerinde konuşmak yerine Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanına, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine ve AK
PARTİ Grubuna yönelik yaptığı ithamları,
iftiraları tümüyle kendisine iade ettiğine ilişkin
açıklaması
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Az evvel önergesi üzerinde söz alan Sayın Milletvekili bir
muhalefet milletvekilinin yapma hakkına sahip olduğu şeyi
yapmamıştır, yani önergesi üzerinde
konuşmamıştır, bu bir.
İkincisi: Muhalefet, elbette ki muhalif kalmak demektir,
kendi görüşlerini seslendirecektir ama eline tutuşturulmuş
basmakalıp bir bildiriyi okumak suretiyle yaptığı
şeyin milletvekilliği olduğunu zannediyorsa yapılan
şey doğru bir yaklaşım değildir.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Bunu kimse benim elime
tutuşturmadı.
BAŞKAN Lütfen Sayın Akıncı
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Senden daha çok kafam
çalışıyor.
BAŞKAN Sayın Akıncı
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Senden daha çok
BAŞKAN Sayın Akıncı, lütfen
Sayın Kılıç
SUAT KILIÇ (Samsun) Ortaya koyduğu cümleler iftiradır.
BAŞKAN Sayın Kılıç, siz de lütfen yeni bir
sataşmaya mahal vermeyin. Lütfen
SUAT KILIÇ (Samsun) Ortaya koyduğu cümleler hakarettir.
BAŞKAN Kelimelerinize, cümlelerinize dikkat edin, lütfen
SUAT KILIÇ (Samsun) Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına,
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine, AK PARTİ Grubuna yönelik ağır
ithamlarda bulunmuştur. Bu ithamları, bu iftiraları tümüyle
tarafına iade ediyorum. Bunların bizim açımızdan kabul
edilebilir bir tarafı yok. Bu bir.
AHMET DENİZ BÖLÜKBAŞI (Ankara) Kaç dakika
Kaç dakika
BAŞKAN Lütfen
SUAT KILIÇ (Samsun) İkincisi: Anayasa
Değişikliği Teklifiyle bizim yapmak istediğimiz şey,
yandaş bir yargı yaratma çabası kesinlikle değildir. (CHP
sıralarından gürültüler) Biz yandaş bir yargı istemiyoruz.
Yargı AK PARTİye de yandaş olmasın, yargı Cumhuriyet
Halk Partisine de yandaş olmasın, yargı bağımsız
olsun, yargı tarafsız olsun
AHMET DENİZ BÖLÜKBAŞI (Ankara) Kaç dakika verdiniz?
BAŞKAN İki dakika.
SUAT KILIÇ (Samsun)
ve bu ülke herkesin kendi görüşlerini
rahatlıkla ifade edebileceği düzeyde demokratik, herkesin kendini
ifade edebileceği ölçüde özgür ve bireyin hukukuna saygılı bir
ülke olabilsin diye gayret sarf ediyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Daha ne kadar konuşacak?
SUAT KILIÇ (Samsun) Her çıkan muhalefet milletvekili
önergesi üzerinde konuşmak yerine tahrik ve provokasyon amaçlı
cümleler sarf edecek olursa
BAŞKAN Tamam Sayın Kılıç.
SUAT KILIÇ (Samsun)
bu Meclisin çalışma huzurunu
koruyabilmek mümkün olmayacaktır.
BAŞKAN Sayın Kılıç, tamam,
cevabını verdiniz.
SUAT KILIÇ (Samsun) Ben bu çerçevede sözlerimi ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamam, teşekkür ederim, süreniz doldu efendim.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım,
milletvekillerine önergeleri üzerinde konuşma yapacaklarını
hatırlatmak Divanın görevidir. Bu görevi de Divana hatırlatma
ihtiyacını ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Tamam efendim, doldu.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkanım
BAŞKAN Efendim?
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkanım, çok
açık, çok belirgin bir sataşma var.
BAŞKAN Yok efendim.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Grup Başkan
Vekili...
BAŞKAN Sadece sizin iddialarınıza cevap verdi.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Grup Başkan
Vekili, benim, elime tutuşturulmuş basma kalıp şeyleri
okuduğumdan söz etti.
BAŞKAN Bir sataşma görmüyorum ben efendim.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkan olmaz ama
yani
BAŞKAN Lütfen Sayın Akıncı, oturun.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Olur mu efendim!
BAŞKAN Sayın Kılıça da sataşmadan söz
vermedim.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Rica ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Kılıça da sataşmadan söz
vermedim. Lütfen oturun yerinize, yerinize oturun.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Kim benim elime bunları
tutuşturmuş olabilir? Sayın Başkan, söz istiyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Yerinize oturun efendim, bir açıklama
yapacaksanız yerinizden yapın. Tamam, buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Hayır, efendim
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Hayır, efendim, kürsüden
69a göre çok açık bir sataşma var.
BAŞKAN Buyurun efendim, buyurun. Yerinizden yapın.
Sayın Kılıça da vermedim gördünüz. Lütfen yerinize oturun.
Lütfen efendim, Sayın Akıncı, yerinize oturun.
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Sayın Başkan, önce
o sattığı arabanın hesabını versin!
BAŞKAN Buyurun efendim, ne diyecekseniz buyurun.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Televizyon spikerlerinin
eline kâğıt tutuşturulur, milletvekilinin değil.
SUAT KILIÇ (Samsun) Kemal Bey
BAŞKAN Arkadaşlar lütfen
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Konuşurken siz de
dikkatli konuşacaksınız, Grup Başkan Vekilisiniz.
BAŞKAN Sayın Kılıçdaroğlu, oturun
lütfen, sakin olun. Niye sinirleniyorsunuz?
Evet, Sayın Akıncı, buyurun.
8.- Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncının, özgür düşünce ve iradesiyle Anayasa
Değişiklik Teklifiyle ilgili fikirlerini kürsüden beyan
ettiğine, Samsun Milletvekili Suat Kılıçın hakaretlerini
hak etmediğine ilişkin açıklaması
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biraz önce konuşan AKP Grup Başkan
Vekili Arkadaşımın hiç hak etmediğim hakaretlerine maruz
kaldım. Ben bir televizyon spikeri değilim ama en az Suat Bey kadar
kafam çalışır, elim kalem tutar, dilim de döner.
Bu Anayasa değişikliğinin arkasında yatan
gerçekleri, bu ulusa anlatacak kadar da cesaretim var. Hiç kimsenin elime bir
şey tutuşturması söz konusu değildir.
BAŞKAN Kendim yazdım diyorsunuz, tamam.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Ben kendi özgür düşüncemle,
irademle Anayasa Değişiklik Teklifiyle ilgili fikirlerimi kürsüde
beyan ettim.
BAŞKAN Tamam, tamam efendim.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Kaldı ki Suat Beyin
alınganlık göstermesini gerektirecek hiçbir şey yok, hiçbir
şey yok. Ne yeni yetme müteahhit kavramından ne yalakalıktan ne
yağcılıktan ne Haburculuktan ne Deniz Fenerciliğinden Suat
Beyin alınmasını gerektiren bir durum var mı? Neye itiraz
ediyor?
BAŞKAN Tamam, tamam efendim, cevabını verdiniz
Sayın Akıncı.
Teşekkür ederiz tamam.
ZEKERİYA AKINCI (Ankara) Neye itiraz ediyor?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Efendim, şimdi devam ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, lütfen sakin olun,
sabırlı olun.
Nevzat Korkmaz Isparta Milletvekili, kendi önergesi üzerinde
görüşecek.
Sayın Korkmaz, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Korkmaz, beş dakika süreniz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde, teklifin 17nci maddesiyle üye sayısı
artırılan Anayasa Mahkemesinin eksik üyelerinin nasıl
tamamlanacağı hususunu düzenliyor.
Bildiğiniz üzere, AKPnin acelesi var, yangından mal
kaçıracak ya! Seçimlere gidiliyor, kendilerini çok da ümitli bir hava
beklemiyor. Acilen
Anayasa Mahkemesi üyelerinin tamamlanıp yakın bir
tarihte gerçekleşecek Yüce Divan için pozisyonunu hazırlaması
lazım. İçinde bulunduğunuz bu telaş bile size yöneltilen
isnatların ne kadar ciddi olduklarının bir işareti. Ne
yaparsanız yapın kul hakkını yiyenler, yetim hakkına
göz dikenler ve bu talanı görmemek için sırtını dönüp
görmemezlikten gelenler nasıl bir kumpas içinde olurlarsa olsunlar ilahî
adaleti de göz ardı etmesinler. Herkesin bir hesabı var,
Allahutealanın da hesabı var. Haram yiyip kızgın
ateşler yutanlar ve bu millete balık hafızalı muamelesi
yapanlar er geç hesap vereceklerdir. AKP Anayasa Değişikliği
Teklifine karşı çıkanlara, millî irade
düşmanıymış gibi laf söyleyen AKP konuşmacılarına
hatırlatmak isterim ki millî iradenin tecelligâhı Meclistir, yasama
organıdır ama asıl olan millettir, biz onların vekiliyiz.
Milletin yüzde 80i diyor ki: Ey vekiller, siz ayda mı
yaşıyorsunuz? Benim derdim çorba, ekmek, evladıma iş,
askerime, polisime, insanıma güvenlik. Bana ne AKPnin şahsi
hesaplarından? Benim problemlerimle kim uğraşacak? Yani sana
yetki veren millet, iradesinin yanlış
kullanıldığını söylüyor. Öte yandan Meclis millet
adına karar veriyor. Yargı kim adına karar veriyor? Türk milleti
adına. Dünyada bir örneği var mıdır, ülkeyi yönetenlerin
hesap vermediği, dokunulmazlık zırhının arkasına
gizlendiği? Devlet yetkisini, gücünü, kamu kaynağını
kullanan herkes hesap verecektir, ismi ister Başbakan ister
Cumhurbaşkanı olsun. Bu prensibi benimsemeyen ve her türlü meydan
okumaya rağmen, hesap vermekten kaçınan kişinin adaletinden,
demokratlığından bahsedilebilir mi?
Sayın Başbakan ve AKP yönetimiyle ilgili doğru ya
da abartılı söylenen çok şey var. Bunların doğru ya da
yanlış olması başka mevzu, konuşuluyor olması
bile başlı başına bir utanç vesilesi değil mi? Biz
sokaktaki adamdan bahsetmiyoruz, devleti yöneten Başbakandan bahsediyoruz,
bakanlardan bahsediyoruz. Konuşulanlardan eminim kendi çevreleri de
rahatsız. Bunun yolu, Sayın Başbakan demokrat bir ülkenin
demokrat bir yöneticisi olarak çıkar milletin huzuruna Bu kadar söz
yeter, dokunulmazlığımın kaldırılmasını
istiyorum, aklanma istiyorum. der, inşallah öyle de olur.
Öfkemiz biraz da üzüldüğümüzden. Bu asil milleti yönetenler
bu tür suçlamalara muhatap olmamalıdır, bunu hak etmiyor milletimiz
diye düşünüyoruz.
Yani buraya çıkıp Sayın Erdoğan dünyanın
8inci zengin siyasetçisi mi, 3üncüsü mü, 5inci mi? bunun
tartışılması bile üzüntü verici. Bu
tartışmayı kim bitirecektir arkadaşlar? Bizzat Sayın
Başbakan. Millet bunu kendisinden istiyor. İstediği çok şey
mi? Neden bundan köşe bucak kaçıyor? Haydi, varım. derse
spekülasyonlar bitecek, ak koyun kara koyun ortaya çıkacak. Senin asli
görevin bu. Tarihe mal olmuş şahsiyetlerin bıyığı
sakalıyla uğraşacağına, üzerindeki vekaletin tertemiz
temsili için gayret göstermeni bekliyor bu millet. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sessizliği, ataleti, kendisinin mal varlığıyla
ilgili lafı üreten, çoğaltan bir yaklaşım değil mi?
Defalarca söyledik, Anayasa değişikliği üzerinde milletin
mutabakatı lazımdır. Aramadınız ve
dayattınız. Bu metni ya kabul edersiniz ya da millete gideriz.
Sanki milletten korkan var. Hodri meydan! Yarın seçim olsun, Milliyetçi
Hareket Partisi yarın hazırdır. (MHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ama hakikaten kaçındığımız bir şey
var: Dokuz düşünüyor, bir konuşuyoruz aziz milletimizin
kutuplaşmaması ve bir kaosa sürüklenmemesi için.
Açtığınız açılımlarla milletimizi sürüklediğiniz
ayrışma ortamı ve hassasiyetler ortada iken ve bu
çatışmalar milletimizi bu kadar yorarken neden yeni
tartışmalara ve kutuplaşmalara meydan veriyorsunuz? Allah
şahittir, bunu düşünüyor ve öyle hareket ediyoruz.
Tüm gruplar 12 Eylül Anayasasını değiştirmek
istiyor. Defalarca dile getirdiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Korkmaz, süreniz doldu, ek süre
veriyorum, lütfen tamamlayın bir dakika içinde efendim.
Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Teşekkür ederim.
Bu uyumu, iş birliğini kim sağlayacak? İktidar
Partisi, AKP. Böyle mi yaptı? Hayır. Hiçbir siyasi partinin
görüşünü almadan, hiçbir görüşe itibar etmeden.
Anayasa değişikliğinin son maddelerini
görüşüyoruz kıymetli arkadaşlar. Arkada, her kesim için
söylenmiş bir o kadar söz, bir o kadar yaralayıcı,
hırpalayıcı ve kutuplaştırıcı bir tortu var.
işte Milliyetçi Hareket Partisinin ısrarla kastettiği buydu.
Bazılarının aklı gözündeymiş,
yaşayarak öğreneceklermiş. Ancak insanlarımızın
acil çözümler beklediği Meclisinin çok kıymetli zamanlarını
da heba ettiniz. Daha da üzücü olanı, bundan sonra Mecliste yapılacak
ortaklaşa güzel şeyler için bir müzakere ve konuşma zemini
bırakmadınız. Yaptığınız, bir filin porselenci
dükkânına girmesi gibi. Belki istediğinizi aldınız ama
kırılmış, dökülmüş çok şey kaldı arkada.
Meclisin mehabetine, saygınlığına, ortak çalışma
yeteneğine kıydınız, yazık ettiniz. Bunu
görememiş ise ferasetinizi, bunu murat etmiş ise niyetinizi yüce
milletimize havale ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Korkmaz, ek süreniz de doldu efendim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Selamlayacağım efendim.
BAŞKAN Lütfen Genel Kurulu selamlayın. Mikrofonunuzu
sadece Genel Kurulu selamlamanız için açtım.
Buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Allah sizlere bu kadar büyük bir çoğunluğu nasip etti,
ancak milletin anayasasını yapmayı ve herkesi kucaklamayı
nasip etmedi. Bunda da bir hayır var diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bal, siz konuşacaksınız,
değil mi efendim?
FARUK BAL (Konya) Evet efendim.
BAŞKAN Sayın Bal, önergeniz üzerinde beş dakika
süreniz var.
Buyurun.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yolun sonuna yaklaşıyoruz. Yolun sonuna gelmeden bir
kez daha Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu önerge üzerine
düşüncelerimi sizlerle paylaşmak üzere huzurunuzdayım. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette ki
hukuk sistemimizde Anayasa Mahkemesinin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunun, Danıştayın, Yargıtayın, alt derece
mahkemelerinin tamamının bir reorganizasyona ve tamamının
bir reforma ihtiyacı var. Bu reform, elbette ki evrensel değerlerle
örtüşmeli. Bu reform, elbette ki yıllarca mahkemeler peşinde
koşan ve Mahkemelerde seni süründürürüm. şeklinde bir bedduaya bile
konu olan Türk yargısına hizmet edecek bir reform olmalı. Bu
reform, insanlarımızın yargı önüne gittiğinde
orayı güvenli bir liman olarak görebileceği bir reform olmalı.
Bu reform, adil ve makul bir yargılamayı gerçekleştirebilmeli.
Ancak, sizin getirdiğiniz reform, reform değildir, sizin
getirdiğiniz mevcudu deforme etme teşebbüsüdür.
Değerli milletvekilleri, şimdi sizlere bir rakamlar
çorbası okuyacağım, lütfen dinleyin bunu. Bu rakamlar
çorbası dünyanın hiçbir anayasasında yoktur. Bu rakam
çorbasına dünyanın hiçbir ülkesinde anayasa düzeyinde temel bir hukuk
belgesinde rastlanmaz. Bakınız çorbanın şekline: Anayasa
Mahkemesine seçilecek üyeler Sayıştaydan, barodan,
Danıştaydan, Yargıtaydan, adli ve idari yargıdan toplam
otuz gün için sınırlıdır. Acele var burada, telaş var.
Bu otuz günlük süre içerisinde Sayıştay ve Danıştaydan
seçilecek üyelere adaylık için beş günlük süre
tanınmış. Adaylık için Yargıtay ve
Danıştaydan seçilecek üyelere müracaat için yedi gün, adli ve idari
yargıdan seçilecek hâkimler için ise beş günlük süre tanınmış.
Adayların başvurusu için Sayıştay ve barolara beşer
gün, Danıştay ve Yargıtaya yedi gün, adli ve idari yargıdan
aday olacaklara ise üç günlük süre tanınmış. Seçim için
Sayıştay ve baroya beş gün, Yargıtaya yedi gün. Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kuruluna adli ve idari yargıdan seçilecekler için ise
kıyma gibi, günler dilim dilim edilmiş. Bu dilimler içerisinde
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun inceleme için, adaylıkları
inceleme için iki gün, itirazları değerlendirmek için iki gün ve
itirazlardan sonra da ikinci pazar günü olmak üzere rakamlarla dolu bir anayasa
çorbası huzurunuzdadır.
Değerli arkadaşlarım, bütün bu rakamlar bir
şeyi ifade ediyor. Bütün bu rakamlar, kılı kırk yararak ve
kırk kapıya kırk kilit vurarak bir hedefe yönelmiş
durumdadır. O hedef de Anayasa Mahkemesini ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunu, eğer bu kanun anayasalaşırsa, otuzuncu gün,
kapısındaki Anayasa Mahkemesi ibaresini kaldırıp AKPnin
yandaş yargı kurumu olarak ilan etmek üzere ya da HSYKnın
başındaki tabelayı kaldırıp AKPnin yandaş
kurumu olarak ilan etmek üzere.
Değerli arkadaşlarım, bunlar yapılırken
bir telaş var, bir acele var, bir korku var. Bu korku, elbette ki ecele
faydası olmayan bir korku olacaktır. Bu korku, sizi, yandaş
kurum hâline getirseniz bile yargının önünde hesap vermekten
kurtarmayacaktır.
Değerli arkadaşlarım, gidicisiniz. Giderayak
yargıyı yandaş kuruma dönüştürmek istiyorsunuz. Yandaş
hâle getirilecek yargıdan bekledikleriniz var. Birincisi,
gizlemediğiniz dikta özleminiz. Başkanlık sistemi adı
altında, parlamenter demokratik sistemin kuvvetler
ayrılığı ilkesini, yargı
bağımsızlığını ve yasama ve yürütmenin
yargıyla denetlenmesi ilkesini ihlal ediyorsunuz. Giderayak hukukun
üstünlüğünü ihlal ediyorsunuz, giderayak üstünlerin hukukunu
yaratıyorsunuz. Zannedersiniz ki gittiğiniz zaman, yarattığınız
hukuk sizi üstün kabul edecek ve üstün bir zümre olarak sizi yargılamadan
geri bırakacak. Bu öyle olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet Sayın Bal, size de ek süre veriyorum,
konuşmanızı tamamlayın lütfen.
FARUK BAL (Devamla) Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlarım, Anayasa Mahkemesini,
HSYKyı eleştirirken bizim de katıldığımız
noktalar vardı. 367 kararını biz de eleştirdik, baş
örtüsü kararını biz de eleştirdik, Sayın
Cumhurbaşkanı Necdet Sezerin yapmış olduğu atamaları
biz de eleştirdik. Siz, nasıl, eleştirirken o gün haklı
iseniz, bugün, o eleştirilerin aynısını yerine getirecek
derecede haksızsınız. Siz, kanı kanla
yıkamaktasınız. Siz, kanı kanla yıkarken demokrasinin
özüne yeni kanayan yaralar açmaktasınız. Yolun sonuna geliyoruz ve
Sayın Başbakanın bugün size hitap ettiği gibi, eğer
siz bugün bu yasayı geçirirseniz Meclisten, tarih sizi silecektir, millet
de sizi gönlünden ve gözünden silecektir.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sen öyle zannet! Millet sizi
affetmeyecek!
SUAT KILIÇ (Samsun) Millet silmiyor!
FARUK BAL (Devamla) Biz öyle anlıyoruz Sayın
Başbakanın dediğini, biz öyle anlıyoruz.
Bir kez daha bu gazi Meclisten sizleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal, ek süreniz de doldu efendim. Genel
Kurulu selamlayın lütfen. Sadece selamlama için açtım.
Lütfen buyurun.
FARUK BAL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bir kez daha bu gazi Meclisin birer üyesi olarak sizin
vicdanınıza hitap ediyorum. Parlamenter, demokratik sistemin bugün
eleştirdiğimiz düzeyine doksan yılda geldik. Eğer bu kanun,
eğer bu Anayasa değişikliği gündeme gelir ve
gerçekleşir ise tekrar eşitliği, özgürlüğü, hakkı,
hukuku bulmak için bir doksan seneye daha ihtiyacınız olacaktır.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hepsi yanlış! Her şeyi
çarpıtıyorsun!
FARUK BAL (Devamla) Yüce kurulu saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin Geçici 19 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Sebahat
Tuncel (İstanbul) ve arkadaşları
Madde : 26
Geçici Madde 19- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
Anayasa Mahkemesinin yeni üyeleri hemen seçilir.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün
içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi iki üyeyi Sayıştay Genel
Kurulunun ve üç üyeyi de baro başkanlarının gösterecekleri üçer
aday içinden seçer.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapacağı üye seçimi için
aday göstermek amacıyla;
a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Sayıştay Başkanı adaylık
başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren beş gün içinde
adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren beş gün içinde Sayıştay Genel
Kurulunca seçim yapılır. Her Sayıştay üyesinin ancak bir
aday için oy kullanabileceği bu seçimde en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
b) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
beş gün içinde, Türkiye Barolar Birliği
Başkanlığı adaylık başvurusunu ilan eder.
İlan tarihinden itibaren beş gün içinde adaylar Türkiye Barolar
Birliği Başkanlığına başvurur. Başvuru
tarihinin sona erdiği günden itibaren beş gün içinde Türkiye Barolar
Birliği Başkanlığının ilanında gösterilen
yer ve zamanda baro başkanları ve üyeler tarafından seçim
yapılır. Her bir baro başkanının ancak bir aday için
oy kullanabileceği bu seçimde, en fazla oy alan üç kişi aday
gösterilmiş sayılır.
c) (a) ve (b) bentleri uyarınca yapılan seçimlerin sonucunda
aday gösterilmiş sayılanların isimleri seçimin
yapıldığı günü takip eden gün Sayıştay ve Türkiye
Barolar Birliği başkanlıklarınca Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına bildirilir.
ç) (c) bendi uyarınca yapılan bildirimden itibaren on
gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçim yapılır. Her
boş üyelik için yapılacak seçimde, ilk oylamada üye
tamsayısının üçte iki ve ikinci oylamada üye
tamsayısının salt çoğunluğu aranır, ikinci
oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa bu oylamada en çok oy alan iki
aday için üçüncü oylama yapılır, üçüncü oylamada en fazla oy alan
aday üye seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanı, üyeyi Yargıtay ve Danıştay
kontenjanlarından olan ilk üyeliklerin boşalmasından sonra
Yükseköğretim Kurulunun kendi üyesi olmayan yükseköğretim kurumlarının
hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim
üyeleri arasından göstereceği üçer aday içinden seçer.
Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday gösteren kurumların
halen mevcut üyeleri ile kendi kontenjanlarından seçilmiş yedek
üyeler, tamamlama seçiminde göz önünde bulundurulur. Anayasa Mahkemesinde halen
belli görevlere seçilmiş olanların bu sıfatları,
Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihte sona erer.
Bireysel başvuruya ilişkin gerekli düzenlemeler iki
yıl içinde tamamlanır. Uygulama kanununun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren bireysel başvurular kabul edilir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Tuncel, siz mi
konuşacaksınız efendim?
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Evet.
BAŞKAN Buyurun, önergeniz üzerinde. (BDP
sıralarından alkışlar)
Beş dakika içerisinde, lütfen gerekçenizi
açıklayınız.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 497 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 26ncı maddesinin geçici 19uncu
maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün 6 Mayıs. Bugün Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnanın idam edilişinin
yıl dönümü. Buraya gelmeden önce mezarlıktaydık, bu 3
fidanın mezarını ziyarete gittik. Orada Denizlerin yol
arkadaşları vardı, Denizlerle birlikte mücadele etmiş ve o
süreci bire bir yaşamış insanlar vardı, bir de gencecik
insanlar vardı Denizlerin yolundan giden.
Tabii ki bu ülkede sadece Denizler değildi idam edilen, ancak
Denizlerin idamıyla birlikte Türkiyenin geleceği de idam edildi.
Otuz sekiz yıldır, ne yazık ki bu ülkede, demokratik ve
bağımsız bir ülke talebini her fırsatta dile getiren
devrimciler, her zaman yargı kıskacıyla karşı
karşıya geldiler. Umuyoruz ki bu son olur. Gerçekten, Türkiye,
artık, Denizlerin öncülüğünü yaptığı demokratik ve
bağımsız bir ülke için, gerçekten eşitlikçi, özgürlükçü bir
ülke için gereken adımları atar.
Sayın milletvekilleri, burada sayın hatipleri
dinlediğimde doğrusu çok şaşırıyorum. Hem iktidar
partisinden hem muhalefetten buraya çıkan hatiplerin hepsi 12 Eylülde en
çok kim mağdur oldu. kavgasına giriyor. 12 Eylülde bütün
halkımız mağdur oldu sevgili arkadaşlar, sadece bir siyasi
partiye mensup olanlar değil. Biz, geleceğimiz, 12 Eylülle bir
şekilde karartıldı. Şimdi bu kavgayı
yapacağımıza, Kim daha fazla mağdur oldu. kavgasını
yapacağımıza, bu 12 Eylülün ürünü olan 82 darbe
Anayasasını değiştirmek için burada tartışsak
ya. Bu Anayasayı tamamen değiştirip 21inci yüzyıla uygun
bir anayasayı yapmak için bu kadar istekli olup gelişsek,
sanırım, ülkemiz için daha faydalı işler yapmış
olacağız.
Şimdi bu maddeyle, Anayasa Mahkemesinin üyeliği belirleniyor
ve bu yasayla bir şekilde Anayasa Mahkemesinin
bağımsızlığı, sözde bağımsız
olabileceği ifade ediliyor.
Sevgili arkadaşlar, bu ülkede yargı hep
bağımsızdı. 72de Denizleri idam eden yargı da
bağımlıydı, on yedi yaşındaki Erdal Erenin
yaşını büyütüp idamına neden olan yargı da
bağımsız değildi. Bu ülkede hâlâ yargı
bağımsız değil, yargının bir ideolojisi var. Bu
ideolojiyi de 12 Eylül Anayasasından alıyor. Bu değişmediği
sürece istediğiniz kadar değişiklik yapın,
değişmeyecek.
Bakın, Kürtlerin bir Ape Musası var. Siz onu Musa
Anter diye tanırsınız. Bilirsiniz, Musa Anter, 93
yılında bir faili meçhul cinayete gitti. Bu faili meçhul cinayetin,
tıpkı 17 bin kişinin failleri bulunmadığı gibi,
Ape Musanın da faili bulunmadı. Bu da siyasi bir karardır.
Bölgede yaşanan faili meçhulleri bulmamak da bir siyasettir.
Ape Musanın bir sözünü hatırlatmak isterim. Ape Musa
şöyle diyor:
Cellat uyandı yatağında bir gece,
Tanrım dedi, bu ne zor bilmece.
Öldükçe çoğalıyor insanlar,
Ben tükenmekteyim öldürdükçe.
Belki Ape Musa savaşın, çatışmanın en
yoğun yaşandığı bir dönemde bunu
yazmıştı ancak bugün hâlâ geçerlidir. Bu sistem çürümüştür
artık. 12 Eylül zihniyetiyle geliştirilen bu yasalar artık
toplumun ihtiyaçlarına cevap vermiyor ama karşısında bir
blok her geçen gün büyüyor. Karşısındaki blok, demokrasi ve
özgürlük cephesidir, barış cephesidir. Her geçen gün büyüyor
gerçekten. Her ne kadar bastırılmak istense de, susturulmak istense
de, yargı kıskacına alınmak istense de bu demokrasi güçleri
her geçen gün büyüyor, bunu herkesin görmesi gerekiyor. Bugün iktidarın da
muhalefetin de yapması gereken, Türkiye'nin geleceğini
düşünmektir. Kendi küçük siyasi iktidarını düşünmenin bir
anlamı yoktur.
Şimdi, AKP İktidarı yaptığı bu
değişiklikle neyi hedefliyor? Zaten siyasal olan yargının,
iktidarın kimin eline geçmesi? Kendi ellerine geçmesi. Bu iktidar, bu erk
ha AKPnin elinde olmuş ha başka bir gücün elinde, Türkiyeyi
değiştirecek mi? Değiştirmeyecek. Gerçek anlamda
bağımsız, eşitlikçi, gerçek anlamda demokratik bir anayasa
oluşmadığı sürece, istediğiniz kadar siz maddeler
üzerinden değişiklik yapın, bunun hiçbir anlamı
olmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tuncel, süreniz doldu. Ek süre veriyorum,
lütfen tamamlayın konuşmanızı.
SEBAHAT TUNCEL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bunun hiçbir anlamı olmayacaktır, Barış ve
Demokrasi Partisi olarak biz başından beri bunu ifade ettik. Siz bu
Anayasaya yama yaparak Türkiyeyi aydınlık yarınlara
taşımıyorsunuz, Türkiyeyi demokratikleştirmiyorsunuz;
aksine, Türkiyenin demokratik geleceğinin önüne engel oluyorsunuz.
Bugün sistemin kendisi bozulmuştur yani bugün motor bozuktur.
Siz motora benzin koysanız ne olacak, koymasanız ne olacak? Asıl
motorun değişmesi gerekiyor, sistemin kendisinin değişmesi
gerekiyor, bu çarkın değişmesi gerekiyor. Bugün AKP
İktidarının yaptığı şey, bozulan, paslanan
bu çarka bir şekilde yağ sürüp bu çarkın biraz daha sürmesini
devam ettirmektir. Ama biz bunun karşısında olacağız
çünkü biz halkımızın gelecek yarınları için sorumluluk
almış durumdayız.
Bu duygularla, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına eklenen Geçici Madde 19 un son fıkrasında geçen iki
yıl ibaresinin bir yıl şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Dilek
Yüksel
Tokat
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Yüksel, konuşacak
mısınız, gerekçe mi?
DİLEK YÜKSEL (Tokat) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bireysel başvuru hakkının bir an önce
hayata geçirilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 19uncu maddesi üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır. Bir kez daha milletvekili arkadaşlarımı
uyarıyorum: Sizlere verilen pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser
oyu ifade etmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu oylamanın sonucunu
açıkladıktan sonra birleşime ara vereceğimi milletvekili
arkadaşlarımın bilgilerine sunuyorum.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını kaldırınız.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 26ncı maddesine
bağlı geçici 19uncu maddenin gizli oylama sonucu:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 337
Ret : 71
Çekimser :
-
Boş :
-
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya Bilecik
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 19uncu maddesi kabul edilmiştir.
Birleşime saat 21.00e kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.11
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 21.00
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Fatih
METİN (Bolu), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 26ncı maddesine bağlı geçici 20nci
maddesini okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 20- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren otuz gün içinde aşağıda belirtilen esas ve
usuller dahilinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri seçilir:
a) Cumhurbaşkanı, hâkimlik mesleğine
alınmasına engel bir hali olmayan; yüksek öğretim
kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında en az
onbeş yıldan beri görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe
yöneticileri ile meslekte fiilen onbeş yılını
doldurmuş avukatlar arasından dört üye seçer.
Cumhurbaşkanı, üst kademe yöneticileri arasından seçeceği
Kurul üyesini, bakanlık, müsteşarlık, müsteşar
yardımcılığı, valilik,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, kamu kurum ve
kuruluşlarında genel müdürlük veya teftiş kurulu
başkanlığı görevlerini yapanlar arasından seçer.
b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri
arasından üç asıl ve üç yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde
Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay üyesinin sadece bir
aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar
sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri
arasından iki asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde
Danıştay Genel Kurulu seçim yapar. Her Danıştay üyesinin
sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar
sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
ç) Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, kendi üyeleri
arasından, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna bir asıl ve bir
yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi
gün içinde Türkiye Adalet Akademisi Başkanı adaylık
başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden itibaren yedi gün içinde
adaylar Başkanlığa başvurur. Başvuru tarihinin sona
erdiği günden itibaren onbeş gün içinde Türkiye Adalet Akademisi
Genel Kurulu seçim yapar. Her üyenin sadece bir aday için oy
kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar sırasıyla
asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
d) Yedi asıl ve dört yedek üye birinci sınıf olup,
birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş olan adlî yargı hâkim ve savcıları
arasından, adlî yargı hâkim ve savcıları tarafından
Yüksek Seçim Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren beş gün içinde Yüksek Seçim Kurulu
adaylık başvurularını ilân eder. İlân tarihinden
itibaren üç gün içinde adaylar Yüksek Seçim Kuruluna başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren iki gün içinde Yüksek
Seçim Kurulu adayların başvurularını inceler ve aday
listesini belirleyerek ilân eder. Takip eden iki gün içinde bu listeye
karşı itiraz edilebilir. İtiraz süresinin sona erdiği
günden itibaren iki gün içinde itirazlar incelenir,
sonuçlandırılır ve kesin aday listesi ilân edilir. Yüksek Seçim
Kurulunun kesin aday listesini ilân ettiği tarihten sonraki ikinci Pazar
günü her ilde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında
yapılacak seçimlerde, o ilde ve ilçelerinde görev yapan hâkim ve
savcılar oy kullanır. İl seçim kurulları o ilde oy
kullanacak hâkim ve savcıların sayısına göre sandık
kurulları oluşturur. Sandık kurullarının işlem,
tedbir ve kararlarına karşı yapılan şikâyet ve itirazlar
il seçim kurulunca karara bağlanır. Adaylar propaganda yapamazlar;
sadece, Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen usul ve esaslar
çerçevesinde özgeçmişlerini bu iş için tahsis edilmiş bir
internet sitesinde yayımlayabilirler. Bu seçimlerde her seçmen sadece bir
aday için oy kullanabilir. Seçimlerde en çok oy alan adaylar sırasıyla
asıl ve yedek üye seçilmiş olur. Kullanılacak oy
pusulalarıyla ilgili diğer hususlar Yüksek Seçim Kurulu
tarafından belirlenir. Yüksek Seçim Kurulu, oy pusulalarını
kendisi bastırabileceği gibi gerektiğinde uygun göreceği il
seçim kurulları vasıtasıyla bastırmaya da yetkilidir.
Yapılacak seçimlerde, 26/4/1961 tarihli ve 298 sayılı Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun bu bende
aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
e) Üç asıl ve iki yedek üye birinci sınıf olup,
birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından,
idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim
Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin
bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında
yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi
içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve
savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi
hükümleri uygulanır.
Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri
uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl
üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü
takip eden iş günü görevlerine başlarlar.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay ve Danıştaydan gelen
asıl ve yedek üyelerinin görevleri, seçilmiş oldukları sürenin
sonuna kadar devam eder. Bunlardan, Yargıtaydan gelen üyelerden görev
süresini tamamlayanların yerine birinci fıkranın (b) bendi
uyarınca seçilenler; Danıştaydan gelen üyelerden görev süresini
tamamlayanların yerine birinci fıkranın (c) bendi uyarınca
seçilenler, sırayla göreve başlarlar.
Birinci fıkranın (b) ve (c) bentleri uyarınca
seçilen üyelerden, üçüncü fıkra uyarınca göreve
başlayanların görev süresi, birinci fıkranın (a), (ç), (d)
ve (e) bentleri uyarınca seçilen diğer Kurul üyelerinin görev
süresinin bittiği tarihte sona erer.
İlgili kanunlarda gerekli düzenlemeler yapılıncaya
kadar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilen asıl üyeler,
Yargıtay daire başkanı için ilgili mevzuatında öngörülen
tüm malî ve sosyal haklar ile emeklilik hakkından aynen
yararlanırlar. Ayrıca, Kurulun Başkanı
dışındaki asıl üyelerine, (30000) gösterge rakamının
memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu
bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenir.
İlgili kanunlarda düzenleme yapılıncaya kadar,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu;
a) Anayasa hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla,
yürürlükteki kanun hükümlerine göre Kurul şeklinde çalışır.
b) İkinci fıkra uyarınca asıl üyelerinin
göreve başladığı tarihten itibaren bir hafta içinde Adalet
Bakanının başkanlığında toplanır ve bir
geçici Başkanvekili seçer.
c) En az onbeş üye ile toplanır ve üye tam
sayısının salt çoğunluğu ile karar verir.
ç) Sekreterya hizmetleri Adalet Bakanlığı
tarafından yürütülür.
Kurul müfettişleri ile adalet müfettişleri
atanıncaya kadar, mevcut adalet müfettişleri, Kurul müfettişi ve
adalet müfettişi sıfatıyla görev yaparlar.
Bu madde hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli düzenlemeler
yapılıncaya kadar uygulanır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 26ncı maddeye
bağlı geçici madde 20 üzerinde elli bir önerge verilmiştir. Kura
sonucu belirlenen yedi önergeyi şimdi okutup işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 20'nin 6 ncı fıkrasının c) bendinde geçen
"En az onbeş" ibaresinin "En az onyedi" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ahmet
Yeni
Samsun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 20'nin 6 ncı fıkrasının c) bendinde geçen
"En az onbeş" ibaresinin "En az onyedi" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Bekir
Bozdağ Fevzi
Şanverdi
Yozgat Hatay
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin Geçici 20 nci maddesinin
"b" "c" "e" fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
|
Özdal Üçer |
|
Bengi
Yıldız |
Pervin Buldan |
|
|
Van |
|
Batman |
Iğdır |
|
|
İbrahim
Binici |
|
|
Sırrı
Sakık |
|
|
Şanlıurfa
|
|
|
Muş |
b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri
arasından üç asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa
başvurur Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren
onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay
üyesinin sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan
adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri
arasından iki asıl ve bir yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde
Danıştay Genel Kurulu seçim yapar Her Danıştay üyesinin
sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar
sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
e) İki asıl ve bir yedek üye birinci sınıf
olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından,
idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim
Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin
bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında
yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi
içerisinde kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve
savcıları oy kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi
hükümleri uygulanır.
Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri
uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl
üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü
takip eden iş günü görevlerine başlarlar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım dört önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte
işleme alacağım. İstemde bulunmaları hâlinde önerge
sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 26. maddesine bağlı Geçici Madde 20'nin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ahmet Küçük Gökhan
Durgun
Çanakkale Hatay
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
26. maddesine bağlı Geçici Madde 20'nin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Kamer
Genç
Malatya Tunceli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 20'nin teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Faruk Bal Mehmet
Şandır
Konya Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 26. Maddesine
bağlı Geçici Madde 20'nin teklif metninden
çıkarılmasını arz ederim.
Rıdvan
Yalçın Reşat
Doğru
Ordu Tokat
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yalçın, siz mi
konuşacaksınız efendim?
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Evet efendim.
BAŞKAN Önerge üstünde, Ordu Milletvekili Sayın
Rıdvan Yalçın.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Yalçın.
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Çok değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan
Anayasamızın bazı maddelerinin değiştirilmesine
ilişkin kanun teklifinin geçici 20nci maddesini düzenleyen 26ncı
maddesi üzerinde verdiğimiz önergeye ilişkin olarak söz
almış bulunuyorum. Konuşmamın başında, yüce
Meclisin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, uzun ve yorucu bir maratonun son
saatlerini yaşamaktayız. Burada güzel örnekler
oluşturamadık, milletimizin umudunu yeşertecek örnekler
oluşturamadık ne yazık ki. Birkaç gündür, cumhuriyetimizin
kuruluşunun tarihî şahsiyetlerinden Sayın İnönü üzerinden
yapılan polemiğin, iki gündür de Sayın Başbakanın mal
varlığı üzerinden sürdürüldüğüne tanık olmaktayız.
Biz prensip olarak bu kürsüdeki meselelerin kişiselleştirilmesini,
hele bunun aile mahremiyetini de kapsayacak şekilde olmasını
doğru bulmuyoruz. Sayın Başbakanın servetiyle de bizim bir
alıp veremediğimiz yok.
Değerli arkadaşlarım, ilginç olan şu: Burada
bir grup sözcüsü Sayın Başbakanın dünyanın en zengin
başbakanlardan biri olduğunu ifade etti, bir diğer grup sözcüsü
ise Sayın Başbakanın dünyanın en yoksul
başbakanlarından biri olduğunu ifade etti. Bu bile çok
farklı bir ironidir, iki grup arasındaki uçurumun ne kadar
açılmış olduğunu göstermesi bakımından ilginç bir
örnektir.
Değerli milletvekilleri, baştan beri savunduğumuz
bir şey var: Ne yazık ki bu sistem yolsuzluk üretmeye devam
etmektedir. Bunun için de ilk yapılması gereken şey bir siyasi
etik yasası çıkarılmasına olan ihtiyaçtır. Daha önce
de başka vesilelerle bu kürsülerde ifade ettim, iktidar olduktan sonra
yaptığınız ilk yasa değişikliklerinden bir tanesi
büyükşehir belediye şirketlerinin belediyelerin ihalesine
girebilmesinin önünü açmak olmuş.
Değerli arkadaşlar, sistem şöyle işliyor: Bir
belediye başkanı bir şirket kuruyor, o şirkete bir müdür
tayin ediyor, atadığı müdür gelip o belediyeden trilyonlarca
lira tutarındaki ihalesine giriyor, bunun adı da serbest ticaret
oluyor, serbest rekabet oluyor. 35 milyar Türk lirası sarf eden
TOKİnin bu parayı hangi şartlarda sarf ettiğini defalarca
konuştuk.
Daha ileri bir örnek vereyim size değerli
arkadaşlarım. Birçok arkadaşımız bunları seçim
çevrelerinde de yaşamıştır. Bugün bırakın
ihaleyi, kamu kaynaklarının ne şekilde sarf edildiğini,
memurlara, kamu çalışanlarına aldıkları giyim
yardımını, nereden alışveriş yapacaklarına
kadar belirleme iddiası içerisinde olunan bir sistemle karşı
karşıya kalıyoruz. Bunu da ayrıca bilginize sunmak istedim.
Değerli milletvekilleri, üzerinde konuştuğum madde,
Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulunun AKP tandansındaki kadrolarla
nasıl doldurulacağının prensiplerini, usullerini düzenleyen
bir maddedir.
Değerli milletvekilleri, bir konuda anlaşmak lazım.
Burada ne yapmak istiyorsunuz, doğru nedir? Siz, yüksek
yargının, özellikle kendi tasarruflarınıza karşı
bir siyasi tutum aldığı iddiasındasınız.
Değerli arkadaşlarım, burada, yüksek
yargıyı töhmet altında bırakan bu
anlayışınızı doğru
bulmadığımı ifade ediyorum. Burada
yaptığınız şey sonuç itibarıyla şudur:
Arkadaşlar, tasarruflarınızı, kararlarınızı
hukuka uygun hâle getirmek yerine yüksek yargıyı
tasarruflarınıza uygun hâle getiriyorsunuz. Bütün bu paketin ya da bu
maddenin özeti budur. Maalesef, oluşturulacak bu sistem Türkiyenin
önündeki tıkanıklığı açmayacaktır. Geçen bir
konuşmamda ifade ettim, yine ifade ediyorum. Eğer bu önermeniz
doğruysa, eğer yüksek yargı ya da genel olarak yargı,
bağımsızlığı yanında tarafsız da
değilse, bir başka siyasi organizasyonla irtibatlı olduğu
için siz yargıya bu muameleyi yapıyorsanız, değerli arkadaşlarım,
burada yaptığınız şeyin tersinden bir
farklılığı olmadığını göreceğiz.
Yani şunu söylüyorsunuz özellikle: Sen (A) partisine bağlıyken
şimdi ben seni (B) partisine bağlamak istiyorum diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, Türkiyenin ihtiyacı bu
değil. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak her platformda
savunduğumuz üzere, bir kez daha ifade ediyorum, bu meselenin çözümü,
herhangi bir ideolojik kulvarın, ideolojik frekansın hâkimlerine
değil, hakkın, hakikatin, adaletin hâkimlerine olan ihtiyaçtır,
bu anlamda yapılabilecek bir çalışmanın da her zaman
yanında olacağımızı birçok fırsatta da ifade
ettik.
Değerli milletvekilleri, bu yaptığınız
tasarrufla, yüksek yargıyı tamiri mümkün olmayan
sıkıntılara atmak yanında önemli bir şeyi, önemli bir
sakıncayı daha gerçekleştirmiş oluyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIDVAN YALÇIN (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yalçın, konuşmanızı
tamamlayın lütfen, ek süre veriyorum bir dakika.
RIDVAN YALÇIN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bu Mecliste, 1982 Anayasası üzerinde 80e yakın madde
değiştirildi ve 33 maddelik bir paket 57nci Hükûmet döneminde
değiştirildi; toplam 38 madde değiştirildi. Değerli
arkadaşlar, bu maddelerin değiştirilmesinde uzlaşmaz olan
bir tek Refah Partisi olmuştur. Örneğin, özel televizyonların
açılmasına ilişkin değişiklik
yapılacağı zaman, o zamanki Refah Partisi, bunun ahlak
dışı yayınların yolunu açacağını ifade
etmiştir.
Şuraya gelmek istiyorum değerli milletvekilleri: Siz bu
tasarrufla bütün toplumsal kesimlerle, bütün siyasi aktörlerle
uzlaşmayı reddederek, aslında, bu Mecliste geçmişte
oluşmuş Anayasa değişiklikleri hususundaki mutabakatı
da bozmuş oluyorsunuz, kötü bir örnek, kötü bir yol açmış
oluyorsunuz. Bu Mecliste yaşanan gerilimler, kavgalar, hiçbirimizin tasvip
edemeyeceği örnekler, bu paketin bundan sonraki süreçte de milletimizin ne
ölçüde ayrıştığının, ne ölçüde
keskinleştiğinin, birbirine ne ölçüde husumetler
besleyebileceğinin birer kötü örneği olmuştur değerli
milletvekilleri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yalçın, ek süreniz de doldu efendim.
RIDVAN YALÇIN (Devamla) Selamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN Sadece selamlama için açıyorum, lütfen
RIDVAN YALÇIN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, evet, demokrasilerde oy almak
iktidar olmanın aracıdır ama tek kavgamız oy almak yerine,
oy alamadıklarımızın da saygısını kazanmak
olduğunda da belki birbirimizi daha iyi anlayacağız diyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Yalçın.
Diğer önerge üstünde, Sayın Bal, siz mi
konuşacaksınız efendim?
FARUK BAL (Konya) Evet.
BAŞKAN Konya Milletvekili Sayın Faruk Bal, buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bal, sizin de süreniz beş dakikadır.
FARUK BAL (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yolun sonuna doğru geliyoruz. Bindik bir alamete,
gidiyoruz kıyamete! İnşallah hakkımızda
hayırlıdır.
Yolun sonuna gelirken yolun başından bahsetmek istiyorum
sizlere: Yolun başında, bu teklif gündeme geldiğinde
uzlaşma yoktu, millet yoktu, milletin iradesi yoktu, milletin beklentisi
yoktu; vatandaşa iş yoktu, aş yoktu. Yolun başında
halis niyet yoktu, imza rezaleti vardı. Yolun başında
uzlaşma yoktu, AKPnin dayatması vardı. Yolun başında
AKPnin başkanlık sistemi hevesi vardı, tek adam hevesi
vardı, dikta özlemi vardı. Yolun başında PKK terör
açılımı vardı. Yolun başında AKPnin korkusu
vardı. Yolun başında AKPnin devleti partileştirirken
çiğnediği hukukun hesabını verme korkusu vardı. Yolun
başında AKPnin milleti fakirleştirirken, yandaş zengini
yaratırken, sermaye transferi yaparken, özelleştirme adı
altında yerli ve yabancı dostlarına tüyü bitmedik yetim
hakkını peşkeş çekerken hesap verme korkusu vardı.
Yolun başında AKPnin yarattığı yandaş
basının kâğıttan kule gibi çökme korkusu vardı.
AKP, bu korkuyla, kendi yandaşları için
yarattığı düzene koruyucu bir hukuk arıyordu ve o düzende
Sayın Başbakan astığını asacaktı,
kestiğini kesecekti, hukuk da buna fetva verecekti. İşte, yolun
başında AKPnin halis olmayan niyeti buydu.
AKPnin bu düzeni hukuka uyduramadığı durumda,
kendi hukukuna uygun bir düzen yaratma hevesi vardı. AKPnin hukukunda
yargı bağımsızlığı yoktu, yargının
tarafsızlığı yoktu, hukukun üstünlüğü yoktu ama
üstünlerin hukuku vardı.
AKPnin bu hukuk düzeni içerisinde bir an önce varmak
istediği bir hedef vardı, o hedefe ulaşabilmek için acelesi
vardı, telaşı vardı ve korkusu vardı. İşte,
bu korkunun ürünüdür ki, dünyanın hiçbir anayasasında olmayan, bir
ayı dilimlere bölmek suretiyle ikişer, üçer günlük aralıklarla
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna seçilecek adli ve idari yargı
hâkimleri için bir senaryo yazılmıştı. O senaryonun
içerisinde seçim serbestti, ancak seçme hürriyeti olan insanlara tercihte
bulunma hakkı yoktu. O senaryonun içerisinde aday olmak serbestti, ancak o
adayların seçilme hürriyeti yoktu. O senaryonun içerisinde aday
olanların kendini tanıtma hakkı yoktu, hürriyeti yoktu ve
propaganda yapma imkânı yoktu. İşte böyle bir demokrasi
anlayışı içerisinde AKP, kendi demokrasi
anlayışına uygun kendi yargısını yaratma
senaryosunun oyununu bugün biz burada oynamaktayız.
Değerli arkadaşlarım, yaratılacak yandaş
basın, AKPnin korkularına çare olmayacaktır. Yaratılacak
yandaş yargı kurumu, AKPnin korkusunun dermanı
olmayacaktır. Yargının elbette reforma ihtiyacı var.
Yargının elbette kendisine çekidüzen verme ihtiyacı var, elbette
yargıya çekidüzen verme zaruretimiz var. Ancak bu zaruret böyle
dayatmayla, bu zaruret böyle diktayla değil; bu, uzlaşmayla, toplumun
tüm kesimlerini içine alarak, herkese sorumluluk, yetki ve teklif verebilme
imkânını sunarak ve yargının tümünden görüşlerini
almak suretiyle uzlaşma ortamında yargıya çekidüzen verilmesi
gerekmekteydi.
Yapılacak olan bu düzenlemede Gene tehir etme üç ay öteye.
diye yargıdan şikâyet edecek olan vatandaşın derdine derman
yok. Davasının dedesinden kaldığını, bu nedenle
bıktığını, bezdiğini ifade eden, şikâyet
eden vatandaşın derdine derman yok. Hakkı
arayışı, hukuku arayışı, adaleti
arayışı, dedesinden kalan davasının takip edilmesi
için oğlunun da bir oğlunun olduğunu, torununun olduğunu
müjdeleyen vatandaşın derdine derman yok. Yargıtayda bekleyen 1
milyon 700 bin davanın taraflarına derman yok bu teklifte.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal, lütfen tamamlayın, ek süre
veriyorum.
FARUK BAL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Mesai yetmediği için akşamları dosyasını
evine götüren hâkimin, savcının derdine derman yok, kâtibine derman
yok, yazı işleri müdürüne, infaz koruma memuruna, seçim
çalışanlarına derman yok. Bu teklifte yargının hiçbir
yarasına merhem yok. Bu teklif, sadece, AKPnin korkusuna merhem olmak
üzere yaratılmış bir tekliftir ve AKPnin korkusuna da merhem
olmayacak bir tekliftir.
Değerli arkadaşlarım, yargının elbette
kendine çekidüzen vermesi ve elbette yargıya bir çekidüzen verilmesi
gerektiğini ifade etmiştim ancak birkaç defa tekrar ettiğim gibi
yine tekrar ediyorum: Siz, kanı kanla yıkıyorsunuz. Siz,
kanı kanla yıkarken demokrasimizin içinde tekrar bir kanayan yara
açıyorsunuz. Kanayan bu yara, doksan yıl boyunca elde ettiğimiz
demokratik tecrübelerimizin iyileştirilmesi yerine, belki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bal, ek süreniz de doldu efendim. Genel
Kurulu selamlayın lütfen.
FARUK BAL (Devamla) Teşekkür ederim.
Doksan yıl demokratikleşme süreci içerisinde elde
ettiğimiz tecrübeleri iyileştirmek, güzelleştirmek,
vatandaşa adaleti, hukuku sunmak, vatandaşın günü
geldiğinde güvenli bir liman olarak sığınabileceği bir
yargı sistemi yaratmak yerine, kanı kanla yıkamanız
suretiyle, demokrasi üzerinde kırk yıl kanayacak bir yara
açıyorsunuz. Umarım bu, sizin vicdanınızda küçücük bir
şüphe uyandırır ve bu akşam vereceğiniz oylarla,
önümüzdeki yıllarda, Türkiyenin demokrasi mücadelesinde doksan yıl
geriye, tekrar başladığımız yere dönmeyiz diyor, yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birlikte işleme
aldığım dört önergeden üçüncüsü üstünde Tunceli Milletvekili Sayın
Kamer Genç.
Sayın Genç, buyurun.
Sizin de süreniz beş dakikadır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçici 20nci maddenin tasarı metninden
çıkarılmasıyla ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bizim, milletvekili
olarak yol haritamız nedir? Biz burada milletvekili olarak göreve
başladığımız zaman namusumuz ve şerefimiz
üzerine, burada yapacağımız işler üzerine yemin ettik. Bir
kişinin en kutsal varlığı namusu ve şerefidir,
ülkesidir, vatanıdır ve dürüst görevidir. Eğer bu kavramlar
birtakım insanların kafasında, gerektirdiği sorumluluk
duygusunu vicdanında teşekkül ettirmişse, ona göre hareket
etmek, burada uzlaşı sağlamak, burada ülkemizin birliği ve
bütünlüğü, ülkemizin geleceği için var olması gereken refahı,
birlikteliği sağlamak çok rahat olur ama birilerinin, kendi
vicdanlarına, beyinlerine eğer ipotek konulmuşsa, ille Ben
şu kişinin dediği şekilde hareket edeyim de
Etmezsem
işte benim milletvekilliğim bir süre sonra biter.
anlayışı ve davranışı içinde olursa o toplumda
maalesef her şey bitmiştir, insan haysiyeti de yok olmuştur,
onuru da yok olmuştur, yani orada memleket sevgisi de yok olmuştur.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, bu Bay
Kuzuya ben söylüyorum, kızıyor. Bak, Sayın Kuzu, aç 23üncü
maddenin son fıkrasını. Şimdi, diyor ki, bakın:
Süresi biten üyeler yeniden seçilir. Aç orayı, onun bir paragraf
olması lazım. Yani sen daha Türkçede imlayı bilmiyorsun! Çünkü
o, paragraf olmazsa
Diyor ki: Danıştay, Yargıtay ve o
şeyler yeniden seçilebilir. Onun seçilebilmesi için
Aksi takdirde, o,
son cümlenin devamı olur. Bak, bunları bilmen lazım.
İkincisi, sevgili milletvekilleri, şimdi burada bir
şey getirmişiz. Burada deniliyor ki: Bu Kanun yürürlüğe
girdiği tarihte Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun Yargıtay
ve Danıştaydan gelen asil ve yedek üyeleri normal sürelerini
doldururlar. Peki, bu maddenin
Diyorsunuz ki: Bu Kanun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde Yargıtay ve
Danıştay yeniden seçim yapar. Bakın, arkadaşlar, bunu
anlamak için zırcahil olmaya da gerek yok, biraz cahil olmak da yeterli.
(Gülüşmeler)
BAŞKAN Lütfen
KAMER GENÇ (Devamla) Şu anda Yargıtaydan ve
Danıştaydan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna gelmiş
arkadaşlar var, bunların iki sene sonra süresi doluyorsa ve
bunların tekrar, yeniden seçilme hakkı var ise peki, niye yeniden
bunlara otuz gün içinde seçim yaptırıyorsunuz? Bir
açıklasın bu bizim Bay Kuzu. Yani keşke oğlak olsaydı,
belki daha iyi akıl
Yani keçinin oğlağı daha zekidir ama
bakın
(Gülüşmeler) Arkadaşlar, benzetme yaparken hakikaten
bazı şeylere de iyi teşhis koymak lazım. Yani gidelim,
aklı başında olan bir insana söyleyeyim. Bir kanun
getirmişsiniz, diyorsunuz ki Bir görevde olanlar yeniden seçilebilir.
Peki, bunun yeniden seçilmek için daha süresi de dolmamış, diyorsunuz
ki Bu Kanun yürürlüğe girdikten sonra, yeniden yerine seçim
yapılır. Peki, sen seçim yaptığın zaman,
bunların tekrar seçilme hakkı olduğuna göre Bay Kuzu, onların
seçim hakkını elinden alıyorsun. Böyle bir şey olur mu
arkadaşlar?
Değerli arkadaşlarım, bakın, şimdi,
Tayyip Bey çıkmış, diyor ki Ben malımı, mülkümü
devrettim. Ben kendisine bir tavsiyede bulunuyorum. Bizim Kemal
Kılıçdaroğlu Ekrem Tosunu tanıyor musun? dedi; Yok,
tanımam. dedi. Sonra Ekrem Tosunun kim olduğu çıktı.
Oğlunun, gelininin
Bu Kamer var ya, Kamer -benim de ismim, var ya orada,
birisi söyledi- o pırlanta dükkânını devrettiği kişi
de oğlunun ve kızının temsilcisiymiş. Biliyorsunuz,
oğlu, kızı orada pırlanta dükkânına ortak olunca bir
kanun getirdiler Pırlanta satışı KDVden, ÖTVden
istisna. dediler. Peki, böyle bir şey olur mu? Sen bir asgari ücretlinin
yediği ekmekten KDV alıyorsun, ondan sonra, pırlanta gibi çok
lüks bir maddeden yüzde 18 KDV almıyorsun! Bu hangi zihniyette var? Peki,
ben size soruyorum. Yani siz vicdanınıza
Yani siz, iktidar partisini
desteklemeseydiniz, böyle bir şey gelseydi bunu boğardınız
ya, vallahi boğardınız ya! Böyle olur mu ya! Bu memlekette
insanlar aç ölürken onların ekmeğinden KDV alıyorsun,
kullandığı temel gıda maddelerinden KDV alıyorsun, öte
taraftan, en zenginlerin kullandığı pırlantadan vergi
almıyorsunuz, bu hangi zihniyet
Şimdi, bu Canikli denen arkadaş
keşke burada olsaydı, Bu Tayyip Beyin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, süreniz doldu, bir dakika ek süre
veriyorum size de; buyurun, tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ (Devamla) Şimdi, arkadaşlar, bakın,
hiç birbirimizi kandırmaya gerek yok. Gelin, bakın, şerefimizle,
namusumuzla bir komisyon kuralım, diyelim ki: Bütün herkesi bir
inceleyelim. Bana gelen, intikal eden olaylara göre Tayyip Bey o hisseleri
devretmemiş, İstanbul Belediyesinde Meclis üyesi olan, orada oturan
bir arkadaşa devretmiş ama gayriresmî devretmiş. Ben de inanmadım
buna ama bir gidelim, inceleyelim arkadaşlar, bu Tayyip Bey, bu serveti
nereden edindi.
Arkadaşlar, Başbakan olan, bütün ihaleler onun emriyle
yapılıyor, ithalat
Bakın, et ithal ettiler. Şimdi,
diyorlar ki: Bu et ithalatına müsaade verilen hayvanlar gelmiş,
Akdenizde gemide bekliyor. Kim buna haber verdi de
Daha kararı yeni
aldınız. Bu hayvanlar nereden geldi, gökten mi geldi de Akdenizin
içinde durdu? Şimdi, hemen üç gün içinde getireceksiniz
Arkadaşlar,
siz dahi, çocuklar dahi buna inanmaz. Gerçekten bu kadar vahim hata yapılmaz.
Hırsızlık yapılır ama bunun da bir dürüstlüğü
var. Hırsızlığı da dürüst yapın arkadaşlar!
Vallahi öyle yapın!
Peki, saygılar sunuyorum efendim. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Hatay Milletvekili Sayın Gökhan Durgun önergesi
üstünde konuşacak.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz sizin de beş dakika Sayın Durgun.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teklifin 26ncı maddesine bağlı geçici 20nci
maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında
söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu geçici 20nci madde, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun otuz gün içinde yeniden
oluşturulmasını öneriyor. Bu maddeye
baktığımızda, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
seçilecek üyelerin seçimini düzenleyen bir takvimi bir ay içerisinde hayata
geçirmeyi ortaya koyuyor.
Bu acele, bu telaş
Böylesine önemli bir Kurul nasıl
çalışacak, nasıl oluşacak, ne kadar demokratik olacak, daha
da önemlisi, ne kadar bağımsız olacak? Bu Kurulun
bileşenlerinden gelen isimler içerisinden Kurula üye atama yetkisi de
Cumhurbaşkanında. Kimdir Cumhurbaşkanı? Şu andaki
iktidar partisinin çekirdek kadrosundan birisi. Bu teklif nerede
yapıldı? AKPnin çekirdek mutfağında yapıldı.
Değerli arkadaşlarım, böyle ortaya konan bir
teklifle bu Kurul ne kadar bağımsız çalışabilecek? Bu
Anayasa değişikliği, AKPnin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
sayısal çoğunluğuna dayanarak Anayasayı zorla ve cebren
değiştirme girişimidir.
Ağzınızdan düşürmüyorsunuz: Mevcut Anayasa
darbe Anayasasıdır. diyorsunuz. Şimdi siz ne
yapıyorsunuz? Sizin şu anda yaptığınız da bir
darbe anayasası. Kendi parti mutfağınızda
hazırladığınız bu değişiklik teklifini, yine
kendi milletvekillerinizin oylarıyla birlikte Genel Kuruldan geçirmeye
çalışıyorsunuz. Milletvekilleri markaja alınmış;
gece yarıları uykudan uyanıp, gelip oy kullanmış; kim
oy kullandı, ne oy kullandı diye çetele tutulmuş; milletvekilleri
birbirini fişlemeye kalkmış. Kulislerde Sen benim hakkımda
neden bu fişlemeyi yaptın? diye birbirinin üzerine yürüyen
milletvekilleri var. Şimdi, böyle bir ortamda milletvekillerinin özgür
iradesini kullandığını söylemek mümkün mü?
Bu yaptığınız işlem, 12 Eylül darbe
Anayasasından hiç farkı olmayan bir Anayasa değişikliğidir.
Bunun adı da AKPnin Sivil Darbe Anayasasıdır değerli
arkadaşlarım. Siz şu anda zorla Anayasa
değiştiriyorsunuz ve yanlış yapıyorsunuz. Şimdi
bütün bunlara baktığımız zaman, bize bir iyi niyetten, bir
demokrasiden bahsetmeniz mümkün değildir, ikna etmeniz de mümkün
değildir.
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Millete gidiyor, millete.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) Anayasayı zorla
değiştirme ifadesini kullanırken bugünün tarihinin önemini
sizlerle paylaşmak istiyorum. Bugün 6 Mayıs 2010. 6 Mayıs
1972de yani bundan otuz sekiz yıl önce Anayasayı zorla
değiştirmek suçunu işledikleri gerekçesiyle 3 şerefli insan
idam edildi ama onlar Anayasayı değiştirme gibi bir eylemin
içinde değildi. Onlar Anayasayı değiştirdikleri için
değil, tam bağımsız Türkiye istedikleri için idam
edildiler. Onlar sizin gibi 60 bin Amerikan askerini Türkiye topraklarına
davet etmediler; onlar tam tersine, ABD üslerinin Türkiyeden
kaldırılmasını istediler. Onlar Irakta 1 milyon Müslümanı
katleden ABD askerleri için ABDye mektup yazıp Askerlerin sağ salim
memleketlerine ulaşması için dua ediyorum. demediler. (CHP
sıralarından alkışlar) Onlar ABD Başkanının
elini sıkmak için Dolmabahçe Sarayının
kıyısında, bakanların avuçlarını CIA
ajanlarının kontrol ettiği o Dolmabahçe
kıyısında, o dönemde oraya gelen Amerikanın 6ncı
Filosunun askerlerini denize döktüler, onların diktiği Amerikan
Bayrağının yerine de Türk Bayrağını çektiler.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
Lütfen, sayın milletvekilleri, sakin
olalım.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) Onlar Türkiyeyi, siyasal ve ekonomik
bağımsızlığını,
hırsızlığın, yoksuzluğun, yolsuzluğun,
yoksulluğun, savurganlığın bitmesini istediler. Siz Büyük
Orta Doğu Projesinin Eş Başkanlığını
yapmakla övünürken onlar o günlerde, bugünden daha da küstah bir vaziyette
Amerikan emperyalizminin Orta Doğudaki, Kuzey Afrikadaki ülkelerin yer
altı ve yer üstü kaynaklarına göz dikmelerine engel olmak istediler.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Kemikleri sızlıyor,
kemikleri!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) Denizler bugün yaşasaydı, tam
bağımsız Türkiye mücadelesinin daha da kararlı
sürdürülmesini isterlerdi, işçi ve emekçilerin yanında yer
alırlardı, sizin deyiminizle ayakların baş olma
mücadelesini desteklerlerdi, 4/C kölelik uygulamasına da karşı
çıkarlardı. Onlar Petrol Yasası ile yer altı
zenginliklerimizi yabancılara satmadılar. Onlar TÜPRAŞı,
Demir Çeliki, Telekomu, Tekeli, bankaları yabancılara teslim
etmediler. Onlar demokrasi ve adalet istediler, Türk-Kürt
kardeşliğinin yaşamasını istediler, bölücülük
yapmadılar.
Değerli arkadaşlarım, hepimiz burada tarihî bir
görev yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Durgun, süreniz doldu efendim. Bir dakika
ek süre veriyorum.
Buyurun.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Demokrasi bizim için araçtır, istediğimiz yerde biner,
istediğimiz yerde ineriz. diyerek düşündüğünüz o demokrasi
ancak insanlık onurunu, insan hakları ve özgürlüğünü kendi
kişisel menfaatlerinden, konumlarından üstün tutanların
bilinciyle ve özverisiyle kurulabilir ve yaşatılabilir.
Değerli arkadaşlarım, sık sık burada
Başbakanın mal varlığı tartışması
gündeme geliyor, tartışmalar yaşanıyor ama Deniz
Gezmişlerin mal varlıkları hiç tartışılmadı
çünkü mezarlarının başında üzerinde adlarının
bulunduğu mezar taşlarından başka servetleri ve mal
varlıkları yoktu.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum, iyi akşamlar
diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 26 ncı maddesinin Geçici 20 nci maddesinin "b"
"c" "e" fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b) Yargıtay Genel Kurulu, Yargıtay üyeleri
arasından üç asıl ve iki yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Yargıtay Birinci
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Birinci Başkanlığa
başvurur Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren
onbeş gün içinde Yargıtay Genel Kurulu seçim yapar. Her Yargıtay
üyesinin sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan
adaylar sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
c) Danıştay Genel Kurulu, Danıştay üyeleri
arasından iki asıl ve bir yedek üye seçer. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren yedi gün içinde Danıştay
Başkanı adaylık başvurusunu ilan eder. İlan tarihinden
itibaren yedi gün içinde adaylar Başkanlığa başvurur.
Başvuru tarihinin sona erdiği günden itibaren onbeş gün içinde
Danıştay Genel Kurulu seçim yapar Her Danıştay üyesinin
sadece bir aday için oy kullanabileceği seçimde, en fazla oy alan adaylar
sırasıyla asıl ve yedek üye seçilmiş olur.
e) İki asıl ve bir yedek üye birinci sınıf
olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri
yitirmemiş idarî yargı hâkim ve savcıları arasından,
idarî yargı hâkim ve savcıları tarafından Yüksek Seçim
Kurulunun yönetim ve denetiminde seçilir. Bölge idare mahkemelerinin
bulunduğu illerde, il seçim kurulunun yönetim ve denetimi altında
yapılacak bu seçimlerde, o bölge idare mahkemesinde ve yargı çevresi içerisinde
kalan yerlerde görev yapan idarî yargı hâkim ve savcıları oy
kullanır. Bu seçimler hakkında da (d) bendi hükümleri uygulanır.
Birinci fıkranın (a), (ç), (d) ve (e) bentleri
uyarınca seçilen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun asıl
üyeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki otuzuncu günü
takip eden iş günü görevlerine başlarlar.
Özdal
Üçer (Van) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu efendim ?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Sakık, buyurun efendim. (BDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Sakık.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, tabii, Denizlerin ölüm yıl dönümü. Biz, Denizleri hep
rahmetle anar, yüreğimizde taşırız ama Denizler üzerinde
bugün o kadar farklı şeyler söylendi ki milliyetçilikten tutun bilmem
neye kadar. Oysaki Deniz öldüğünde Yaşasın Türk ve Kürt halkının
kardeşliği
Cellatların karşısında bile o mazlum
halkın mücadelesini korkmadan, ürkmeden sürdüren bir yiğitti, bir
devrimciydi, bir önderdi ama bugün Denizin adını ananlar, ben eminim
ki, Denizin ruhunu sızlattılar, kemiğini sızlattılar.
Deniz, tek kimliğe kilitlenen biri değildi. Deniz, bütün
halkların öncü kadrosuydu ve en zor günde Kürtler ve Türkler adına
ürkmeden, korkmadan, cellatlarına karşı Ben onurlu
öleceğim ama siz onursuz bir şekilde hayatınızı
sürdüreceksiniz. diyordu. Şimdi, buradan bugün Denizin kemiklerini
sızlatmak hepimizi acıtıyor.
Sevgili arkadaşlar, uzun bir maratondan geliyoruz. Bu
maratonda epeyce şeyler tartışıldı, konuşuldu.
Shakespearein dediği gibi Dünya bir oyun sahnesi, bizler birer aktör.
Oysaki bu Meclisi bir oyun sahnesine çevirdik. Herkes kendi seçmenlerine
Anayasanın dışında, tartışmaların
dışında, herkes seçmenine nasıl mesaj iletebilir
Burayı bir tiyatro sahnesine çevirdik. Kim ne kadar sesini yükselttiyse
sağ olsun Sayın Başkanımız o kadar tavizkâr davrandı.
Kim ne kadar edepli davrandıysa o kadar azarlandı. Bunu da hak
etmediğimizi söylüyorum.
Şimdi, sevgili arkadaşlar, ben birkaç gün önce burada
uzman çavuşlarla ilgili düşüncelerimi sizlerle
paylaşmıştım. Uzman çavuşlarla ilgili söylediğim
şuydu: En çok savaşın öncü kadrolarıdır, en çok
mayına basanlardır, en çok ölenlerdir ama öyle bir adaletsiz uygulama
içerisindedirler ki, bunlar orduevine giremezler. demiştim. Bunlar
kırk beş yaşına geldiğinde -paralı asker gibi
bunlar- emekli olamazlar, devletin olanaklarından faydalanamazlar.
demiştim.
Bunu söylerken Genelkurmay Başkanı Anıtkabirde bir
açıklama yapıyor, benim ordunun içerisine nifak soktuğumu
söylüyor. Eğer mazlumların hakkını savunmak nifaksa ben
nifakçıyım. Çünkü bu insanlar mağdur, bu insanlar eğer bu
ülke için gidiyorlarsa, canını feda ediyorsa ülkenin orduevine de
girebilmelidirler. Biz mazlumların hakkını savunuruz, bunun
adı Kürt olur, Türk olur, başka halklardan olur. Biz bu mücadeleyi
hep sürdürdük ve sürdüreceğiz ve burada diyor ki: Bu adiliktir. Biz
kışla diliyle kendisine cevap vermek istemiyoruz. Ama şunu
açıkça söyleyeyim: Bakın, bizi böyle itham edenler Ergenekonun 1
no.lu sanık konumunda olan biriyle Anıtkabirde çok rahat bir
şekilde poz verebiliyor. Yine, Ergenekon davasının
sanıklarından 3. Ordu Komutanı Saldıray Berkle ilgili Ben
buna kefil olabilirim. diyor. Şimdi, bir hukuk devletinde bir Genelkurmay
Başkanı -biri bir başka suçtan yargılanıyor- Ben buna
kefil olabilirim. diyor. Islak imzayı atanlara diyor ki: Efendim, bir
kâğıt parçası. Çukurcada mayına basan ve ölen 7 tane
asker
Hemen gerekçe hazır: PKK mayınları döşedi. Sonra
bu mayınların Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olduğunu hep
birlikte gördük.
Yine, Poyrazköyde bulunan lav silahları için Soba borusu. dedi,
sonra silahların gerçek olduğu ortaya çıktı. Buna benzer
onlarca şeyi sayabiliriz.
Yine, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Erzincan
davasındaki sanıklar yargılanırken, oradaki F-16ların
nasıl uçuş yaptığını da gördük. Şimdi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sakık, süreniz doldu, ek süre
vereceğim.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) Biz oradaydık.
F-16lar falan uçmadı, yalan söyleme, orada.
SIRRI SAKIK (Devamla) Siz Genelkurmayın temsilcisi misiniz?
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Sakık, ek süre veriyorum da ancak
burada bulunmayıp cevap verme imkânı olmayan kişilerle ilgili bu
tür iddialarda bulunmak
SIRRI SAKIK (Devamla) Biz de Anıtkabirde yoktuk. Bize
oradan
BAŞKAN
pek uygun düşmüyor. Burada cevap verme
imkânı yok ki.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Millî Savunma
Bakanının memuru onlar.
SIRRI SAKIK (Devamla) Şimdi, sizi bu mesajlar kurtarmaz.
Gerçekten, eğer bir yerlere mesaj veriyorsanız bu mesajlar sizi
kurtarmaz. O mahkemelerin üzerinden
BAŞKAN Hiçbir yerlere mesaj vermiyorum, sadece olması
gerekeni söylüyorum.
SIRRI SAKIK (Devamla)
F-16ları uçuranlara karşı
siz bir birlik oluşturamazsınız. Bu felaketler hepinizi
boğar. Kumdan kaleler kimseye felaket oluşturmaz. Eğer bir
mahkemenin üzerinden F-16lar uçuyorsa ve bir devletin memuru dönüp
Parlamentoya, parlamenterlere hakaret edebiliyorsa, asıl göreviniz
çıkıp ona cevap vermektir, bana değil, ona cevap vermektir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Doğru olan budur!
SIRRI SAKIK (Devamla) Sizin bir milletvekiliniz burada bir
haksızlığı dile getiriyorsa
HASİP KAPLAN (Şırnak) Üyeye sahip
çıkacaksınız, üyeye
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla)
siz çıkıp milletvekilinize
sahip çıkmanız gerekirken ne yazık ki Genelkurmaya sahip
çıkıyorsunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Buraya gelmediler,
seçildiğimizden beri gelmediler buraya. Gelmediler, bu Parlamentoyu
tanımadılar.
BAŞKAN Sayın Sakık, süreniz doldu.
SIRRI SAKIK (Devamla) Sayın Başkan, ben sizinle
tartışmaktan
BAŞKAN Bir saniye
Sakin olun. Sayın Sakık, sakin
olun lütfen, lütfen sakin olun.
SEVAHİR BAYINDIR (Şırnak) Korktunuz mu?
BAŞKAN Şimdi, Genel Kurulu selamlayabilmeniz için
tekrar mikrofonunuzu açacağım, lütfen
SIRRI SAKIK (Devamla) Şimdi, bu kadar olup bitenlere kefil
olanlara, size kim kefil olacak? Bu kadar hukuksuzluğa karşı,siz
hukuksuzluğa karşı siper oluştururken size kim kefil
olacak?(AK PARTİ sıralarından Millet, millet sesleri) Kefil
olanlar, gördük, yani Şemdinli olaylarında da çıkıp kefil
oldular, sonra ne oldular? Kefal oldular. Siz de kefil olursanız bir gün
kefal olursunuz.
Ben burada hepimize aslında önemli görevler
düştüğünü, Parlamentonun bugün burada Anayasayı
değiştirerek
Eğer gerçekten siz yüreğinizdeki,
beyninizdeki yasaları değiştirmezseniz, siz bu ceberut
yapılara karşı bir barikat oluşturmazsanız, bu yasalar
hiçbir şey ifade etmez. Bugün, evet, o uçakları oradan
havalandıranları görevden alma yetkiniz var, bu Hükûmetin yetkisi
var. Eğer bunu yapabilirseniz biz sizin arkanızda ve
yanınızda oluruz ama siz bunları yapmazsanız, küçük
şeylerle Türkiye kamuoyunu yönlendirirseniz bu konuda gerçekçi
olmadığınızı kamuoyu da bilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan,
selamlama kaç dakika?
BAŞKAN Sayın Sakık, selamlama için verdiğim
süre de doldu ve aştı.
SIRRI SAKIK (Devamla) Ben hepinize iyi geceler diliyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir. Birlikte işleme alacağım,
talepte bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497'ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 26 ncı maddesi ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına eklenen
Geçici Madde 20'nin 6 ncı fıkrasının c) bendinde geçen
"En az onbeş" ibaresinin "En az onyedi" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşı
Diğer önerge sahibi:
Ahmet Yeni
Samsun
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergeye?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Sayın Bozdağ?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üye
sayısının arttırılması doğrultusunda bu
önerge verilmiştir.
BAŞKAN Sayın Yeni, siz de gerekçe dediniz değil
mi efendim?
AHMET YENİ (Samsun) Evet.
BAŞKAN Gerekçelerin ikisi de aynıydı.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin 26ncı maddesine
bağlı geçici 20nci madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bilindiği gibi, size verilen pullardan beyaz olanı
"kabul", kırmızı olanı "ret",
yeşil olanı ise "çekimser" oyu ifade etmektedir.
Sayın milletvekilleri, birkaç saniyenizi istirham ediyorum,
bir hususu bilgilerinize sunmak istiyorum: Geçici 20nci maddenin oylama sonucu
açıklandıktan hemen sonra geçici maddelerin bağlı
olduğu çerçeve 26ncı maddenin gizli oylaması yapılacaktır.
Bunu milletvekili arkadaşlarımızın bilgilerine sunuyorum ve
gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, salonumuzda bulunup da
oyunu kullanmayan arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldırın lütfen.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 26ncı maddesine
bağlı geçici 20nci maddenin gizli oylama sonucunu
açıklıyorum:
Oy Sayısı : 408
Kabul : 336
Ret : 72
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Yusuf
Coşkun
Konya Bingöl
Sayın milletvekilleri, teklifin çerçeve 26ncı maddesine
bağlı geçici madde 20 kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere, 26ncı
maddeye bağlı geçici 18inci madde reddedilmiş, geçici 19 ve
20nci maddeler kabul edilmiş ve bu maddelerin numaraları teselsül
ettirilmişti.
Şimdi, bu iki geçici maddenin bağlı olduğu
çerçeve 26ncı maddenin gizli oylaması yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere, size verilen
pullardan beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret,
yeşil olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Şimdi gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oylar toplandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 26ncı
maddesinin gizli oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 338
Ret : 71
Çekimser : -
Boş : -
Geçersiz : -
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Harun
Tüfekci
Burdur Konya
Teklifin çerçeve 26ncı maddesi kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 23.07
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.18
BAŞKAN: Mehmet Ali
ŞAHİN
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 103üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
Teklifin 27nci maddesini okutuyorum:
MADDE 27- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 27nci madde üzerinde
elli üç önerge verilmiştir. Kura sonucu belirlenen yedi önergeyi okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 27 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
Madde 27- Bu Kanunun çerçeve 9 uncu maddesi yayımı
tarihinden 6 ay sonra, diğer maddeleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 27 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Bekir
Bozdağ Fahrettin
Poyraz
Yozgat Bilecik
Madde 27- Bu Kanunun çerçeve 9 uncu maddesi yayımı
tarihinden 6 ay sonra, diğer maddeleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 27.
Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ederim.
Madde 27- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
ve halkoyuna sunulması halinde her maddesi ayrı oylanır.
Beytullah Asil Reşat
Doğru
Eskişehir
Tokat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 27.
Maddesi'nin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ederim.
Madde 27- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğü girer
ve halkoyuna sunulması halinde her maddesi ayrı oylanır.
Oktay Vural Hasan
Çalış
İzmir Karaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 27. maddesinin Anayasaya aykırılığı
nedeniyle aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Abdulaziz Yazar Atilla
Kart
Hatay Konya
Madde 27 Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer. Yasanın halk oyuna sunulması halinde, tüm maddeler ayrı
ayrı oylanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 27. maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hakkı
Suha Okay
Malatya Ankara
Madde 27 Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer. Yasanın halk oyuna sunulması hâlinde, tüm maddeler ayrı
ayrı oylanır.
BAŞKAN Evet, şimdi maddeye en aykırı
önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 497ye 1. ek sıra sayılı
Anayasanın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 27 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Bengi
Yıldız |
|
Pervin Buldan |
Sebahat Tuncel |
|
|
Batman |
|
Iğdır |
İstanbul |
|
|
|
|
İbrahim
Binici |
|
|
|
|
|
Şanlıurfa |
|
Madde 27- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
ve halkoyuna sunulması halinde farklı maddeler ayrı bölümler
halinde tek oy pusulasında birlikte oylanır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Sayın Yıldız, buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır efendim.
BENGİ YILDIZ (Batman) Sayın Başkan, değerli
üyeler; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
12 Eylül hukukunu tartıştığımız bir
süre içerisinde, dün akşam itibarıyla, sınırın
diğer tarafına geçtikleri iddiasıyla Şırnakta
insanlarımız taranmak suretiyle öldürüldü. İki yıl
içerisinde 18 insan sınır ticareti yaptı diye açılan
ateş sonucu yaşamlarını yitirdiler ve bugüne kadar bunlara
ilişkin herhangi bir soruşturma, bir cezalandırma
gerçekleşmemiştir ne yazık ki.
Ahmet Arif, General Muğlalı tarafından Zilan
katliamında 33 -benzer- Kürt yurttaşı, insanı
öldürüldüğünde Ankarada 33 tane tavuk öldürülse gazetelere manşet
olur ama 33 Kürt öldü, Ankaradan çıt çıkmıyor. diyordu. Aradan
geçen bütün yıllara rağmen, Ankaradan hâlen ses çıkmıyor,
ülkemizin bir bölgesinde yaşanan bu olaylara karşı.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bizler Parlamentoda
Anayasa paketini konuşurken Sayın Bülent Arınç
-sanırım burada, burada olmasından da memnun oldum çünkü onunla
ilgili konuşacağım- referandum hesabını
yapmaktadır ve bu hesabına göre, MHP tabanının yüzde 15le
20si arasında, CHP tabanının yüzde 10u, Barış ve Demokrasi
Partisi tabanının da yüzde 50sine yakını bu pakete yani
AKPnin bu paketine destek verecekmiş. Nereden biliyor Sayın Bülent
Arınç? Anadoluda malum bir deyim vardır, aç tavuk kendisini
darı ambarında sanırmış veya görürmüş diye.
Herhâlde
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Onu da söyleyeceğim birazdan, Halep ile arşın
meselesini de.
Sayın Arınçın bu hesapları 2009 seçimlerinden
önce de yapılmıştı. Diyarbakırı, Tunceliyi,
Batmanı, Çankayayı, mümkünse İzmiri de alıyordunuz. Yani
kaleleri fethediyor ve düşürüyordunuz ancak evdeki hesabın
çarşıya uymadığını 2009 seçimlerinde gördünüz.
Doğrusunu merak ediyorum, Sayın Arınç, mesela
Batmana, Diyarbakıra, Şırnaka, Iğdıra, Vana gidip
ne diyeceksiniz? Ey Kürtler, 1.530 BDP yöneticisini tutukladık,
bunların arasında yüzde 60, 70, 80 civarında oy verdiğiniz
belediye başkanları da var, MYK ve parti meclisi üyeleri de var, bir
yıldır cezaevindedirler, iddianameleri de hazırlanmadı ama
siz, bu pakete, gelin, destek verin diyeceksiniz herhâlde.
Binlerce çocuğunuz taş attı diye yaşı
oranında ceza aldı ama siz yine de bizim paketimize oy verin. DTPyi
kapatıp 35 Kürt siyasetçisini yasaklı kıldık, güvercin
dediğimiz Ahmet Türk ile Aysel Tuğluku da siyaset
dışına ittik, milletvekilliklerini düşürdük. Biz iyi
şeyler yapıyoruz, bizi izlemeye devam edin diyeceksiniz herhâlde.
BDP milletvekilleri hakkında, Parlamentoda sırf
görüşlerini açıkladılar diye 400 fezlekeleri var,
haklarında yüzlerce yıl ceza isteniyor ama bizim gibi
düşünseydiler bu dava açılmayacaktı diyeceksiniz herhâlde
meydanlarda.
İl, ilçe, belde yöneticileriniz,
başkanlarınız, konuşmalarından dolayı binlercesi
hakkında dava açıldı, ceza yediler ama siz, yine bize oy verin,
biz özgürlükçüyüz diyeceksiniz.
Bu paketteki her maddeyi geçirdik ama sizinle ilgili olan 8inci
maddeyi geçiremedik, buradaki suç Barış ve Demokrasi Partisi
milletvekillerine aittir diyeceksiniz...
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Aynen öyle diyeceğiz.
BENGİ YILDIZ (Devamla)
Kürtler de bunu yutacak ve size oy
verecek!
Sizin o meydanlara gelip gelmeyeceğinizden şüpheliyim
doğrusunu isterseniz. O meydanlarda görüşürüz. Biz Anayasa
Mahkemesinde demiyoruz, O meydanlarda sizinle görüşeceğiz.
diyoruz.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Tehdit mi ediyorsun? Tehdit mi
ediyorsun?
BENGİ YILDIZ (Devamla) Anayasa Mahkemesi ve HSYK üyeleri
CHPye yakındırlar. Bundan sonra CHP yanlısı değil
de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yıldız,
konuşmanızı tamamlayın lütfen, ek süre veriyorum.
BENGİ YILDIZ (Devamla)
AKP yanlısı
olanları oraya seçeceğiz. Artık Anayasa Mahkemesindeki
Kemalistler değil, AKPliler partinizi kapatacak. diyeceksiniz, Kürtler
de buna çok sevinecek ve size oy verecekler! BDPyi kapatma raporunu hazırlayan
Alpaslan Altanı Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadık, bundan
sonra rapor değil de oy kullanacak partinizin kapatılması için
ama siz gene de bizim bu paketimize oy vereceksiniz. diyeceksiniz Doğu ve
Güneydoğudaki Kürtlere, İstanbuldaki, İzmirdeki emekçilere ve
Kürtlere! Yüzde 10 barajını Kürtlerin önünde
bırakacaksınız, 2002 seçimlerinde Şırnakta,
Batmanda, Diyarbakırda yüzde 50 oy alan insanlar yerine, yüzde 5-10 oy
alan partilileriniz Parlamentoya gelecek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yıldız, ek süreniz de doldu
efendim. Selamlayın lütfen Genel Kurulu.
BENGİ YILDIZ (Devamla) Biz yüzde 5-10 oyla yine
Parlamentoya gideceğiz, ama iradenizin temsilcisi olan yüzde 50-60
Parlamentoya gitmesin. diyeceksiniz ve Kürtler size oy verecek! Bu
yanlış hesap birçok yerden döner ama şuna emin
olmalısınız ki yanlış hesap meydanlardan dönecek,
sandıktan dönecek.
Hepinizi bu duygu ve düşüncelerle, saygı ve sevgiyle
selamlıyorum ve meydanlarda bekliyoruz sizleri. (BDP
sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından
Tabii, görüşürüz. sesleri)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alıyorum.
Talepte bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahiplerini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 2/656 Esas Numaralı 7/11/1982 Tarihli
ve 2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27.
maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Abdulaziz
Yazar (Hatay) ve arkadaşı
Diğer önerge sahipleri:
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşı
Madde 27- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer. Yasanın halk oyuna sunulması halinde, tüm maddeler ayrı
ayrı oylanır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Sayın Okay, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
30 Mart 2010 günü, hüküm ifade etmeyen bir teklif ile Anayasa
değişiklik süreci başladı, daha sonra 5 Nisanda yeniden bir
teklif verildi, 19 Nisanda Meclis Genel Kurulunda görüşmeler
başladı, bugün 6 Mayıs. Yani, Parlamento, bir ayı aşan
bir süredir Anayasa değişikliğine ilişkin
çalışmalarını sürdürdü ve bugün, artık, bu
değişiklikle ilgili Parlamento çalışmasına
ilişkin sözün bittiği yere geldik.
Değerli arkadaşlarım, anayasalar kimi zaman
dayatmalarla kimi zaman pazarlıklarla kimi zaman konjonktürel nedenlerle
değişikliğe uğrar, ancak anayasaların kurucu
felsefesi, kurucu iradesi, ya yeniden bir devlet yapılanırsa ya rejim
değişirse veyahut da devletin yapısında köklü bir
değişiklik olursa, o zaman o kurucu felsefesi
değişikliğe uğrar. Nitekim, bu kürsüden Genel Kurula hitap
eden AKPli milletvekili arkadaşlarımızın
birkaçının ifadesinde şu yansıma vardı: Bu
Parlamentoda biz kurucu iradeyi yeniden tanımlıyoruz ve de burada biz
kurucu irade yetkisini kullanıyoruz. Kurucu iradenin yeniden
tanımlanması veyahut da kurucu irade yetkisinin yeniden
kullanılması, o kurucu iradenin yansıdığı
Anayasanın değiştirilmez, değiştirilmesi teklif dahi
edilemez hükümleriyle bağlantılıdır. Bugün
görüşülmekte olan ve görüşmeleri tamamlanan kimi düzenlemeler var ki,
bu düzenlemeler hukukun üstünlüğüne, hukuk devletine, kuvvetler
ayrılığı prensibine ve bunları koruyan
Anayasanın başlangıç ve özellikle 2nci maddesine çok ciddi bir
şekilde aykırılık teşkil ediyor.
Değerli arkadaşlarım, bu
aykırılıkları biz ve arkadaşlarımız
açıklıkla ifade etti. Ancak bu görüşmeler sürecinde bir husus
göz ardı edildi: Sizlerin de malumu, 23üncü Dönem Parlamentosu 21/10/2007
tarihli Anayasa değişikliğiyle, Cumhurbaşkanı seçim
koşulları ve statüsü değişti. Yani Anayasamızın
101inci maddesinde değişiklik yapıldı ve böylece
Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecek ve
Cumhurbaşkanı siyasi partiler tarafından veya siyasi partilere
mensup veyahut da en az 20 milletvekili tarafından önerilecek ama burada
bir şey daha getirildi, o da şu: Cumhurbaşkanı iki dönem
seçilecek yani siyasi partiler Cumhurbaşkanı seçiminde siyasi
faaliyette bulunacak. Oysa, Parlamento tarafından Cumhurbaşkanı
seçildiğinde bağlantılı olduğu siyasi partiyle
ilişkisini kesiyor ve Cumhurbaşkanı bir tarafsız
kimliği ile devletin başına geçiyordu. Oysa bundan sonraki
süreçte, Cumhurbaşkanı, siyasi partilerin adayı olarak seçim
süreci yaşayacak ve seçilecek. Çok doğal ki hem Anayasa Mahkemesi
yapısında hem Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
yapısındaki değişimle, artık, bir siyasi kimlik olan
ve bir dahaki dönem seçilmek isteyen veyahut da mevcut seçim
şartlarında olan cumhurbaşkanları istese de istemese de
siyasi tercihini öne çıkaracak ve böylece, yapılmak istenen
değişiklik, açıkçası, değiştirilmesi teklif dahi
edilemeyen Anayasanın 2nci maddesine aykırılığı
çok somut olarak ortaya koyacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Okay, ek süre veriyorum, tamamlayın
lütfen konuşmanızı.
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) Teşekkür ederim.
Kaldı ki arkadaşlarım, üzerinde
konuştuğumuz yürürlük maddesi ise hem 87 Anayasa
değişikliğine aykırı olarak sunulmuştur çünkü
175inci maddenin getiriliş biçimi, vatandaşa referandum sürecinde
seçme hakkının, tercih hakkının tanınmasıdır,
bu da çok doğal ki demokratik bir haktır ama bu hâliyle gelince,
birbirleriyle ilişkisi olmayan kimi maddeler tek paket hâlinde referanduma
götürülüyor, bu da bu düzenlemenin Anayasaya aykırılık içeren
bir başka bölümüdür.
Sonuç itibarıyla, maalesef, böylesine, Parlamentoyu özellikle
19 Nisan tarihinden itibaren ve sürekli çalışan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Okay, ek süreniz de doldu efendim. Lütfen
Genel Kurulu selamlayarak konuşmanızı tamamlayın efendim.
HAKKI SUHA OKAY (Devamla) Sayın Başkan,
selamlıyorum ve bitiriyorum.
Yaptığımız çalışmalarda hepimiz
gözlerimizi kapattık ve Anayasaya aykırılığı çok
somut olan bir Anayasa değişikliğine, Parlamentonun gündeminde
ciddi bir zaman vererek işgal ettik.
Değerli arkadaşlarım, bu düzenleme, bir anlamda
cumhuriyeti rotasından çıkartmak amaçlı, bir anlamda
aydınlanma devriminden rövanş almak amaçlı, ama bir anlamda da
cumhuriyetin değerlerini örselemek amaçlı gelmiştir. Dilerim, bu
yanlıştan -iki tane daha oylama var- yüce Kurul vazgeçer diyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kart, siz mi
konuşacaksınız efendim önerge üzerinde?
ATİLLA KART (Konya) Ben konuşacağım.
BAŞKAN Konya Milletvekili Sayın Atilla Kart önergesi
üzerinde konuşacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Kart, buyurun.
Süreniz beş dakika efendim.
ATİLLA KART (Konya) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yürürlük maddesiyle ilgili olarak tarafımızdan
verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, devleti yönetmek amacıyla
değil, devleti ele geçirmek amacıyla yapılan
çalışmaların en önemli aşamalarından birisini
tartışıyoruz. Bu amaca ulaşmak için her türlü yöntemin
kullanıldığını ibretle görüyoruz. Toplumda
ayrışma ve kutuplaşma yaratmak pahasına getirilen bir
düzenleme ile karşı karşıyayız. Millî irade
kavramını dillerinden düşürmeyenlerin bu kavramı nasıl
çarpıttıklarını, içini nasıl
boşalttıklarını ibret ve kaygıyla izliyoruz. Ne diyor
Sayın Başbakan? Efendim, maddeleri vekiller tek tek
tartıştı. Biz hap hâline getirdik. Milletin takdirine
sunacağız. diyor. Peki, bu işin sahibi millet değil mi?
Bırakalım, vatandaş bu aşamada iradesini doğrudan
ortaya koysun. İşte, millî iradenin somut olarak tezahür ettiği
bir aşamadan söz ediyoruz, o maddelerin tek tek görüşülmesi
gereğinden söz ediyoruz ya da konu olarak, anlam olarak birlikte
gruplandırılması gereğinden söz ediyoruz. Asıl olan
vatandaş, bu işin sahibi olan vatandaş, seçmen iradesini
doğrudan ortaya koysun, bundan neden korkuyoruz? Ben, vatandaş
olarak, yirmi dokuz maddelik bir teklifin dördüne evet diyeceğim, yirmi
beşine hayır diyeceğim ya da yirmisine evet diyeceğim,
dokuzuna hayır diyeceğim; yirmi sekizine evet diyeceğim,
birisine hayır diyeceğim.
Peki, değerli milletvekilleri, bakın, demokrasinin
esası serbest oy ilkesi değil midir? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Niye burada yapmadınız?
ATİLLA KART (Devamla) Demokrasinin esası serbest oy
ilkesi değil midir?
BAŞKAN Lütfen müdahale etmeyin sayın milletvekilleri.
Lütfen müdahale etmeyin.
ATİLLA KART (Devamla) Tarih boyunca bunun mücadelesi, bunun
kavgası verilmemiş midir? Seçmenin iradesini neden iğfal
ediyoruz, neden baskı altına alıyoruz? Aslında, bu durum
şunu gösteriyor: Millî irade söylemini dillerinden düşürmeyenlerin,
bu kavramı nasıl istismar ettiklerini ve siyaseten dürüst
olmadıklarını gösteriyor, halkın iradesinden de
korktuklarını gösteriyor.
Bakın, Venedik İlkelerinden, Romadan, Roma tarihinden
söz etmeyeceğim, Roma hukukundan söz etmeyeceğim. O ilkeleri
doğrulayan, aslında Anayasanın 175inci maddesinin yedinci
fıkrası lafız olarak da bunu doğruluyor, bunu ifade ediyor.
Ne diyor? Genel Kurul aşamasında hangi maddelerin birlikte, hangi
maddelerin ayrı ayrı oylanacağını Genel Kurul karara bağlar.
diyor. Yani madde, bu yönüyle de 175inci maddenin yedinci fıkrasına
açıkça aykırı. Bu şartlar altında yapılan bir
Anayasa değişikliğinde milletvekillerinin iradelerine yönelik
olarak her türlü istifham ve istismarların doğması
kaçınılmazdır. Bu dönemler McCarthy dönemleridir.
Kurumların yıprandığı,
yıpratıldığı, anayasal çatışmaların
yaratıldığı, kuşkuların ve karalamaların
doğduğu ortamlardan söz ediyorum. McCarthy ikliminin egemen
olduğu bir toplumsal ortamda yapılmak istenilen bir anayasa
değişikliği emin olunuz ki çıktığı gün malul
hâle gelen bir değişiklik anlamını
taşıyacaktır. Bu değişiklik
yapıldığı tarihten itibaren, uzun yıllar sürecek bir
tartışma ve gerginlik ortamı başlamış demektir.
Kişisel ve siyasi hesapların egemen olduğu bir teklifle
karşı karşıyayız. Bu kaygılar sebebiyledir ki
iktidar, gemileri yakmak, kutuplaşma ve ayrışma yaratmak
pahasına, getirdiği bu teklifte ısrar etmektedir. Böyle bir
Anayasa değişikliğinden Türkiyeye hayır gelmez.
Değerli milletvekilleri, birbirleriyle hiç ilgisi olmayan bu
kadar farklı konuyu içeren, serbest oy ve seçmenin özgür iradesini
iğfal eden, McCarthy ikliminin egemen olduğu bir iklimde
görüşülen, sınırlı olarak mevcut olan hukuk devleti
yapılanmasını tümden ortadan kaldıracak nitelikte olan,
ayrışma ve kutuplaşmayı tırmandıran, kaos
ortamını ve fetret dönemini yaratması kaçınılmaz olan
bu teklife karşı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kart, konuşmanızı tamamlar
mısınız efendim. Size de ek süre veriyorum, buyurun.
ATİLLA KART (Devamla)
inanıyorum ki Türkiye Büyük
Millet Meclisinin üstün ve özgür iradesi, kararı ortaya
çıkacaktır ve -en hafif deyimiyle ifade ediyorum- bu talihsiz
girişimi engelleyecektir. Bu sistemin değiştirilmesi ve
düzeltilmesi gereken elbette pek çok yönü var -bu yargı
mekanizmasının içinden gelen, bunları bire bir yaşayan,
uygulamayı, pratiği bilen birisi olarak söylüyorum- bu noktada hiçbir
tereddüt yok ancak bunun yol ve yöntemi parti devleti yapılanmasının
anayasal dayanaklarını oluşturmakla olmaz. İki üç yıl
sonra pişman olacağımız süreçlere karşı
şimdiden tedbirli olmak gerekiyor, bu süreçlere katkı
sağlamaktan vazgeçmek gerekiyor.
Bu Parlamentonun üçte 2sinin mutlaka
değişeceğinden emin olunuz değerli milletvekilleri. Bu
hepimiz için söz konusu, sadece iktidar için söylemiyorum, muhalefet için de
söylüyorum, hepimiz için söz konusu. Kişisel kaygı ve beklentiler
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kart, ek süreniz de doldu efendim.
ATİLLA KART (Devamla) Bağlıyorum efendim.
BAŞKAN Lütfen Genel Kurulu selamlayın.
Buyurun.
ATİLLA KART (Devamla) Değerli milletvekilleri,
kişisel kaygı ve beklentilerin üstüne çıkılarak karar
verilmesi gereken bir süreci yaşıyoruz. Geldiğimiz bu
aşamada Genel Kurulun tarihî bir sorumluluk anlayışıyla ve
sağduyuyla hareket edeceğine inanıyorum.
Bu değerlendirme, bu umut ve beklentilerle Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kart, teşekkür ederim.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge de aynı mahiyettedir, o nedenle birlikte işleme alıyorum.
Talepte bulunmaları hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 27.
Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ederim.
Madde 27- Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer
ve halkoyuna sunulması halinde her maddesi ayrı oylanır.
Beytullah
Asil (Eskişehir) ve arkadaşı
Diğer imza sahipleri:
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşı
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Sayın Başkanım, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Şimdi, bu İç Tüzük 87/9a göre, görüşmekte olduğumuz
beş önergenin beşi de aslında aynı yönde, tek tek
oylansın şeklinde. Mantıken baktığınız zaman
doğru gibi gözüküyor çünkü referandumlar netice itibarıyla bir
konunun sunulması aslında. Ama takdir edersiniz ki
Yirmi otuz
maddelik bir metni bizim ya da başka bir ülkenin ayrı ayrı
sunması durumunda ortaya çıkacak tabloyu düşünün siz.
ATİLLA KART (Konya) Konularına göre
ayırabilirsiniz Sayın Başkanım. Konularına göre
ayırabiliriz, gruplandırabiliriz.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Bir açıklama yapayım, Atilla Bey. Bunları çok konuştuk.
Bak, ben sizi dinledim deminden beri.
Şimdi, burada biz otuz madde için tek tek -diyelim- sayfa
açtık, oraya yazdık.
OKTAY VURAL (İzmir) Çift çift olsun efendim.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Gelecek seçmen, okuyacak
ATİLLA KART (Konya) Gruplandırabiliriz.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Bu maddeye evet mi desem, hayır mı desem? Geçecek öbür maddeye.
Böyle bir şey fiilen mümkün müdür? Söylüyoruz da arkadaşlar,
olmayacak bir şey söylüyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Niyetiniz ne peki?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
İkinci bir husus: Venedik Kriterleri dediğimiz
Aslında
istişari niteliktedir onlar, çünkü kriter anlamında değil. Evet,
orada Bir içerik bütünlüğü olsun. deniyor ama Bir metnin, bir
anayasanın değişik bölümleri eğer birlikte sunuluyorsa
-tıpkı bizim yaptığımız gibi- anayasanın
tamamı sunulmuş gibi addedilir ve bu durumda da hâliyle hepsi birden
sunulabilir. diyor.
ATİLLA KART (Konya) 175 son derece açık.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Şimdi, bizim Anayasamızda, söylediğiniz gibi, 175inci madde bu
imkânı veriyor ama söylediğim gerekçeyle, yani zorluk sebebiyle
bizden önceki değişikliklerde de maalesef
ATİLLA KART (Konya) Bu gerekçe olabilir mi? Bu yasal bir
gerekçe olabilir mi, dediğiniz?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
95, 99u çıkarsak -onlarda referanduma gitmemiş- diğerlerinin
tamamında Tümü birden oylanır. denmiş Sayın Başkan.
2001deki durum, özellikle otuz altı madde için Tümü birden
oylanır. şeklinde. Yani, ideal olmak anlamında söylemiyorum ama
başka da çare yok. O bakımdan, bu tür önergeler bence sonuç almaya
yönelik gibi gözükmüyor Sayın Başkanım.
BAŞKAN Yani katılmıyorsunuz, değil mi?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Ben katılmıyorum, evet, bu gerekçelerle.
BAŞKAN Hükûmet efendim?
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Katılmıyorum Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Anayasa Komisyonu
Başkanı gönlünden evet demek geçtiğini söylüyor. Tek tek olmaz
da, kaçar kaçar olması gerektiğini istiyorsa, o iradesini
yapsın, ona göre önerge yapalım, oylatalım.
BAŞKAN Peki.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Mesajınız
kayıtlara geçti Sayın Vural.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Müsaade edin.
OKTAY VURAL (İzmir) Buyurun
Buyurun
Buyurun, hadi
Gönlünden geçiyor senin.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
O teorik olarak, ideali söylüyor, ben bilimsel söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Bırak onları ya, bırak
ya
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
Komisyon Başkanına
BAŞKAN Efendim, böyle karşılıklı olmaz.
Tamam...
OKTAY VURAL (İzmir) Peki, 17, 23, geçici maddeler birlikte,
diğerleri ayrı
BAŞKAN Tamam efendim
Çok teşekkür ederiz.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, ne dediğiniz belli
değil! Varsa hadi getirin, varsa bir fikriniz gelin.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Ben ideali söyledim.
BAŞKAN Efendim, Komisyon da, Hükûmet de önergelere
katılmadı.
Sayın Asil, siz mi konuşacaksınız efendim?
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Evet.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bilim adamlığı
kimliğinizle katkı verin Meclise.
BAŞKAN Eskişehir Milletvekili Beytullah Asil önerge
üzerinde konuşacak.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bilim
adamlığınızla katkı verin.
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
İçerik bütünlüğü olması lazım, içerik bütünlüğü
İçerik bütünlüğü varsa
.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Bilim adamlığı
görüşü
Böyle şey olur mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
2001de siz ne yaptınız? Otuz altı maddeyi birden
oyladınız.
BAŞKAN Lütfen değerli arkadaşlar
Böyle
karşılıklı konuşma olmaz. Genel Kurulun bir
intizamı var, nizamı var. Lütfen
Lütfen
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
O benim bilim adamlığı görüşüm. Olur mu?
BAŞKAN Sayın Başkan, sayın milletvekilleri,
lütfen
Sayın Asil, buyurun.
Süreniz beş dakika efendim.
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 27nci madde üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, içerisinde ayrı
ayrı pek çok madde barındıran, farklı haklar doğuran,
özgürlükler oluşturan bir Anayasa değişikliği
yapıyoruz. Kabul edilen yirmi altı, bu da kabul edilirse geçici
maddelerle beraber yirmi sekiz madde olarak gerçekleşecek.
Şimdi, bütün zorluklarına rağmen, zor olabilir,
zoru kolaylaştıracak tedbirler almak suretiyle bunu yapmak elbette
mümkün ama bunu öncelikle arzulamak gerekir. İşte bu
düşüncelerle hazırladığımız önergemizi yüce
heyetinize sunduk, inşallah sizlerin de desteğiyle kabul görecektir.
Bunun üzerinde yeteri kadar konuşuldu.
Değerli arkadaşlarım, bunu vesile saymak suretiyle
birkaç hususun üzerinde durmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, ülkemiz bütün dünyada
olduğu gibi sıkıntılı günlerden geçiyor. Bu
sıkıntılı günler içerisinde ülkenin gündemi ve milletin
gündemi farklı, AKPnin gündemi maalesef farklı. Milletin gündemi
ekonomi, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk. Milletin gündemi çocuğuna
aldıracağı eğitimin kalitesi. AKPnin gündemi ise
işsizlikten, yoksulluktan, yolsuzluklardan, açılımdan, Haburdan
vatandaşın çektiği sıkıntılardan dolayı aşağıya
düşen seçmen desteğini tersine çevirme hesabı.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan
işsizlik sorununun çözümü için Her iş adamı 1 kişiyi
işe alsın. diyor ancak tarım arazilerimiz boş,
meralarımız yaylalarımız kuş uçmaz kervan geçmez hâle
getirilmiş. 3 milyar dolarlık bitkisel yağ, 500 milyon
dolarlık soya fasulyesi ithal eder hâle gelmişiz. Bizim olan
mercimeği, ülkemizin her karış toprağında yetişen
buğdayı maalesef ithal etmeye başladık. Anadoluda hayvan
nesli tükenmeye yüz tutarken çiftini çubuğunu, tarlasını,
bağını bahçesini terk etmek zorunda kalan,
ahırını boşaltmak zorunda kalan insanlara sanayicinin
maaş bağlaması ne kadar doğru olur ve onlar bu yükü ne
kadar taşıyabilirler? O insanlara maaş bağlatacak yerde
onları tekrar üretken yaparak 3 milyar dolarlık yağlı
tohumu, 500 milyon dolarlık soya fasulyesini, ülkenin ihtiyacı olan
mercimeği, buğdayı, eti, sütü ürettirmek daha doğru olmaz
mı? Olur ama çiftçimizi dünyanın en pahalı mazotuyla
toprağını işleyemez hâle getirdiniz. Köylümüzü
dünyanın en pahalı yemi ile hayvanını besleyemez hâle
getirdiniz. Bugün de kendi köylümüzden esirgediğiniz desteği et ithal
etmek suretiyle maalesef Avrupa çiftçisine ödemekle meşgulsünüz.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan Nice
çocuklar gördüm, verdiğim oyuncağı hayatlarında ilk kez
görmenin şaşkınlığı içindeydiler. Açıla
açıla tükenmiş kurşun kalemlerle yazarken elleri üşüyen
minik yavrular dediğimiz çocuklar, işte bu elleri üşüyen minik
yavrular, sekiz yıllık İktidarınızda
uyguladığınız yanlış politikalarla işsiz
bıraktığınız, dünyanın en pahalı mazotuyla
toprağını işleyemez hâle getirdiğiniz babaların
çocukları.
Sayın Başbakanın bu sözleri üzerine
gözyaşı döken milletvekillerine seslenmek istiyorum:
Gözyaşlarınız samimi ise, çocuklarımızın
yetişmesinde önemli engel olan millî eğitimdeki az sonra ifade
edeceğim yanlışlıkların düzeltilmesi için
katkılarınızı bekliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Asil, bir dakika ek süre veriyorum,
lütfen tamamlayın.
BEYTULLAH ASİL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Değerli milletvekilleri, kendi politik görüşlerinizi
millî eğitim vasıtasıyla yaygınlaştırmak için
millî eğitime politikayı soktunuz. Bunun sonucu: Mesleği yerine
AK PARTİye hizmet eden, torpilli olan öğretmen ve eğitimcileri,
millî eğitimdeki başarısına, kıdemine ve tecrübesine
bakmadan yöneticilik görevine getirdiniz. Ortaya koyduğunuz siyasi
amaçlı bu uygulama, millî eğitim örgütünün işleyişini
bozmakta, mesleğinde başarılı hizmetleriyle yükselmek
isteyen öğretmen ve yöneticileri son derece rahatsız etmekte ve millî
eğitimde gün geçtikçe verimin düşmesine neden olmaktadır.
İşte üniversite sınavlarında, ortaöğretim geçiş
sınavlarında sıfır çeken çocukların
çoğalmasının temel nedeni bu.
Bütün bu duygu ve düşüncelerle önergemize desteğinizi
bekliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Asil.
Sayın Vural, buyurun efendim, önergeniz üstünde. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sizin de süreniz beş dakikadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize saygılarımı arz ediyorum.
Evet, çakma imzalarla başlayan bir Anayasa
değişiklik paketinin son maddesine geldik. Gerçekten bugün bu son
maddede özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletin vekili
olanların her madde hakkında Evet. ya da Hayır. deme
hakkını kullanıp da millete bu hakkını tanımaktan
imtina eden bir Meclisle karşı karşıyayız şimdi.
Milletin vekilinin var hatta maddelerden birini de düşürme hakkı var
ama milletin hakkı yok. Niye? Millete hapı yutturacağız.
Yani gerçekten, milletimizi bir şeyi anlamayan, ayıramayan
insanlardan müteşekkil, göbeğini kaşıyan insan olarak
gören bu zihniyeti kınıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Siz öyle görüyorsunuz.
OKTAY VURAL (Devamla) Evet, çok partili hayatta on sekiz - yirmi
tane parti içerisinden oy vereceğini seçebiliyorsa, kendi Anayasası
düzenlendiği zaman da neye Evet. neye Hayır. diyebileceğini
elbette biliyordur. Hâkimiyet kayıtsız şartsız
milletindir. diyor. Oysa, siz vekiller bunu tepe tepe kullanıyorsunuz ama
maalesef tepeden bakma, Jakoben anlayışınız maalesef
millete tercih hakkı tanımıyor. (MHP sıralarından
alkışlar) İşte bu zihniyet, baskıcı zihniyetin
klasik bir tezahürüdür. Burada söyleyeceğim sözlerin bir anlamı var
mı yok mu bilmiyorum ama gerçekten gözler varsa görecek, kulaklar varsa
duyacak çünkü bunlar şehadet edecek ve buna inanıyorum.
2007 seçimlerinden önce 367 ekseninde oluşturduğunuz,
uzlaşma zemini oluşturmadan yaptığınız
mağduriyet edebiyatlarıyla, o estirdiğiniz rüzgârla buralara
geldiniz. 2007 seçimlerinde birlikte Mağduriyete ve 367ye
sığınmayın. dedik, Millet iradesi vardır. dedik,
milletin iradesini burada temsil ettik, geldik buraya. Türkiyeyi yeni bir
krizden kurtardık. Sonra referandum garabetiyle Seçilmiş
Cumhurbaşkanını yeniden seçtireceğiz. dediniz. Yine girdik
devreye, millet krize girmesin diye onu da çözdük. Daha sonra yine Baş
örtüsü meselesi. dediniz. Gelin. dedik, Anlaşalım. dedik,
anlaştık ama bizi yarı yolda bıraktınız. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Yalan mı?
BAŞKAN Lütfen Sayın Milletvekili
OKTAY VURAL (Devamla) Yine Anayasa dediniz. 29 Eylülde, 29
Eylül 2007de Köksal Toptana yazı yazdık: Anayasa, kişi, zümre
ve partiye mal edilmesi ve kutuplaşmanın kaynağı
olması, Anayasanın toplumsal sözleşme belgesi olması
niteliğini kazanmasını engelleyecektir. dedik, el uzattık,
Gelin. dedik. Hayır, gelmediniz, gelmediniz ve bütün bunlar
yapılırken Cumhuriyet Halk Partisiz olmaz. dediniz, Elli kere de
olsa gideceğiz. dediniz ve neden bunları
yaptığınızı anladık. Çünkü siz,
açıkçası, bu Anayasa değişikliğini, toplumda bir
kutuplaşma ve cepheleşme meydana getirmek suretiyle bir siyasi rant
arayışı hâline getirmek istiyorsunuz. Neden? Çünkü Milliyetçi
Hareket Partisiyle oturduğunuz zaman Bu milleti açılım
tuzağına düşürmeyin, Habur rezaletine ortak etmeyin. deyip
gördüğümüz için bu oynanan oyunları da görecektik ve bunlara
hayır diyecektik. Onun için uzattığımız eli tutmadınız,
milletin elini tutmadınız. Ne yaptınız? Aksine, yolsuzluklardan
sığınmak için zırhlı dokunulmazlıklar
oluşturdunuz, Habura atadığınız hâkim gibi Anayasa
Mahkemesine Habur hâkimlerini atamak istiyorsunuz. Oynanan oyun budur. (MHP
sıralarından alkışlar) Milletimize gerçekleri söyleyin.
Mızraklarınıza çocuklarımızı,
kadınlarımızı, şehitlerimizi, 12 Eylülün
acılarını koyarak gelebilirsiniz ama kimsenin sırça
köşkü için biz siyasetimizden ve fikrimizden vazgeçecek değiliz.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Öyle olsun!
OKTAY VURAL (Devamla) O bakımdan, evet, dün millî
görüş deyip bugün küreselleşmenin taşeronu olabilirsiniz. Dün
açıkçası Hristiyan kulübü deyip bugün Avrupa Birliğinin
misyoneri olabilirsiniz, değişebilirsiniz. Dün ihanet
kotalarından devşirilmiş siyaset tetikçileriyle
kışkırtmaları bugün yapabilirsiniz ama biz nefsimizden önce
milletimizi seviyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
Nefsimizden önce milletimizi seviyoruz. Koltuktan önce milletimizi seviyoruz.
(MHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Onun için de, evet, milleti sevmek kendi nefsini, kendi partisini
açıkçası sona bırakmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Vural, size de ek süre veriyorum, lütfen
bir dakika içinde konuşmanızı tamamlayın efendim.
Buyurun.
OKTAY VURAL (Devamla) Evet, biz Partimiz için papaz elbisesi
bile giyenlerdeniz. demedik, demeyeceğiz. (MHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
12 Eylülde sıkıntı çektik, dert çektik ama
değerli kardeşlerim, fikir namusumuzu ve siyaset namusumuzu
korumayı bildik. Emperyalizme de bozgunculara da yolsuzluklara
karşı da bugün dimdik ayaktayız, zihinlerimizle mücadelemizle
ayaktayız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, 12 Eylülün ve 28 Şubatın istediği
düzeni bugün kurmak isteyenlerin beraber yürüdüğü bu yolun uçurumun
kenarına geldiğini düşünüyoruz. Evet, uçurumun kenarında
milletin hakkı var, hukuku var. Uçurumun kenarında size düşen
görev, uçurumdan atlayıp peşinden gitmek değil, uçurumun
kenarında onu yakalayıp bu milleti uçuruma götürmemektir. (MHP
sıralarından alkışlar) İradenizi bunun için
kullanmanızı istirham ediyorum.
Hepinize saygılarımı arz ediyorum. (MHP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Sayın Bakan, sisteme girmişsiniz
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Sayın Başkanım
BAŞKAN Bir saniye
Bir açıklar mısınız
mikrofonu açmadan önce, niçin?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Biraz önceki konuşmacı tarımla ilgili
yanlış bilgiler verdi. (MHP sıralarından Ayağa kalk!
sesleri)
BAŞKAN Bir saniye arkadaşlar, duyamıyorum
Sayın Bakanı.
Ayağa kalkarak konuşun, arkadaşlar da görsün; evet.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Biraz önceki konuşmacı tarımla ilgili
yanlış bilgiler verdi.
BAŞKAN Evet.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Ne yanlışı!
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Onları düzeltmek istiyorum.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, yeter artık ya!
BAŞKAN Evet, 60/4e göre açıklama yapmak istiyorsunuz,
kısa bir açıklama yapmak istiyorsunuz.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Evet.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, Eskişehir Milletvekili Beytullah
Asilin, konuşmasındaki AK PARTİ İktidarı döneminde
tarımda üretimin durduğu, tarım ürünlerinin ithal edilir hâle
geldiği şeklindeki ifadelerine ilişkin açıklaması
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz
önce, Değerli Hatip, AK PARTİ İktidarı döneminde tarım
sektöründe buğdayın ithal edildiğini (MHP sıralarından
gürültüler) mercimeğin, yağlı tohumların vesaire, bunların
hep ithal edildiğini, üretimin durduğunu, durdurulduğunu
söyledi. Tabii, mazotun, gübrenin vesairenin desteğini
Bizden önceki
hükûmet, çiftçiye bu ödemeleri durdurmuştu; biz bu ödemeleri
başlattık. Mazot desteğini de gübre desteğini de biz
başlattık. Bunlar yoktu. (MHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN Peki Sayın Bakan.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, bütün bakanlara
söz vermeniz lazım böyle olursa.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Sizden 1 milyar 868 milyon lira olarak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamam efendim, tamam.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
Hükûmet bilgi mi veriyor?
MUHARREM VARLI (Adana) Sayın Başkan, ben de yerimden
söz istiyorum. Ben çiftçiyim, çiftçi, Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
Hükûmet bilgi mi veriyor, bilgi mi veriyor efendim? Sayın Bakan, Genel
Kurula bilgi mi veriyor?
BAŞKAN Efendim, yerinden açıklama yapmak isteyen her
arkadaşımıza 60/4e göre söz imkânı verdim, o da istedi,
ona da verdim, ne var?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Milletvekili olarak mı söz
verdiniz, Hükûmet olarak bilgi mi veriyor?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Şimdi, Sayın Başkanım
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
milletvekili olarak mı söz verdiniz, Hükûmet adına mı?
BAŞKAN Efendim, Sayın Bakan aynı zamanda bir
milletvekili değil mi, o isteyemez mi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Efendim, isteyebilir ama
BAŞKAN Yani İç Tüzükün 60/4ünden yararlanamaz
mı bir sayın bakan?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Hayır, yararlanabilir ama
Hükûmet adına mı, bakan olarak mı, milletvekili olarak mı?
BAŞKAN Açıklama yapıyor efendim, bilgi veriyor,
bilgi veriyor, bir açıklama yapıyor. (MHP sıralarından
Basın toplantısı yapsın. sesleri)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Milletvekili olarak, bakan olarak
değil.
BAŞKAN Ben ne açıklama yapacağını ne
bileyim. Tarım politikalarıyla ilgili yerimden açıklama
yapacağım. dedi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Diğer bakanlara da verin bari!
MUHARREM VARLI (Adana) Ben de söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Bitti mi efendim konuşmanız?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Efendim, bitmedi, konuşturmadılar Sayın
Başkan.
BAŞKAN Efendim, yerinizden verdim size, lütfen.
Kısaca, çok kısa efendim lütfen.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Peki, Sayın Başkan.
Buğday ithalatı AK PARTİ döneminde sona erdi. AK
PARTİyle birlikte Türkiye artık ekmeklik buğdayını
ithal etmekten kurtuldu.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Et niye ithal ediyoruz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Sizin döneminizde, bizim devraldığımız
dönemde ihtiyaçtan dolayı ekmeklik buğday ithalini biz durdurduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamam efendim, lütfen sataşmayın. Efendim,
sizin döneminiz bizim dönemimiz derseniz bu iş bitmez. Tamam Sayın
Bakan. Tamam efendim, tamam. Lütfen oturun.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Sayın Başkan, bütün
bakanlara söz ver, diğer bakanlar da konuşsun!
MUHARREM VARLI (Adana) Sayın Başkan, sisteme girdim,
söz istiyorum efendim. Ben çiftçiyim, benim yüreğim yanıyor.
BAŞKAN Bir dakika yavaş konuş, sakin konuş.
Kavga eder gibi konuşuyorsunuz ya.
MUHARREM VARLI (Adana) Söz istiyorum efendim, sisteme girdim.
BAŞKAN Televizyonları başında bizleri
izleyenler de burada hep kavga oluyor zannedecek. Lütfen sakin, sakin
MUHARREM VARLI (Adana) Tamam efendim, söz istiyorum, lütfen.
BAŞKAN Sayın Varlı, buyurun; sakin, ama sakin
10.- Adana Milletvekili Muharrem
Varlının, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin, çiftçiyle ilgili konularda söylediği sözlere ilişkin
açıklaması
MUHARREM VARLI (Adana) Sayın Başkan; Sayın Bakan,
çiftçiyle alakalı ne zaman bir konu gündeme gelse hemen böyle
kafaları karıştıracak rakamlarla meydana çıkıyor.
Eğer Sayın Bakan, çiftçinin hâlinden çok memnun olduğunu iddia
ediyorsa lütfen gelsin Adanaya gidelim, beraber Adananın köylerini,
buğday üreticisini, pamuk üreticisini, mısır üreticisini beraber
dolaşalım, besici
(Mikrofon Başkan tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Tamam efendim, teşekkür ederiz, tamam, tamam
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Niye kestiniz efendim?
BAŞKAN Ama bitmez ki bunun sonu gelmez arkadaşlar,
bunun sonu
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Bakana milletvekili
olarak söz verdim. dediniz.
BAŞKAN Efendim, Türkiye'nin tarım politikalarıyla
ilgili bir eleştiri alınca, yanlış bir bilgi
verildiğini iddia edince bir bakana açıklama yapma fırsatı
tanımak gayet doğaldır arkadaşlar.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Biraz önce Vekil olarak söz
verdim. dediniz.
BAŞKAN 60/4e göre verdim.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ona iki dakika niye bizim vekile bir
dakika?
BAŞKAN Tamam, lütfen.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, bakan bilgi
verirse gruplara da söz hakkı doğar.
BAŞKAN Değerli arkadaşlar yani bir dakika, bunun
sonu gelmez ki... Oylama yapıyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, 2 vekile niye farklı
davranıyorsunuz?
BAŞKAN Bir dakika, bir dakika, öyle bağırma!
Sayın Korkmaz, bana bağırma öyle! Bağırarak
konuşmayın benimle! Benimle bağırarak konuşmayın,
lütfen. Sakin olun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Tekrar ediyorum, iki milletvekiline
niye farklı davranıyorsunuz?
BAŞKAN Hayır efendim, kimseye farklı
davranmadım.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Bakana Milletvekili
olarak söz verdim. dediniz, iki dakika konuştu; niye bizim milletvekiline
bir dakika veriyorsunuz?
BAŞKAN Hayır efendim, onun sözünü de kestim. Onun
sözünü de kestim efendim. Kestim, lütfen
(MHP sıralarından
gürültüler)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, Bakan bilgi
verirse gruplara söz hakkı doğar.
BAŞKAN Efendim, şimdi önerge işlemlerini
yürütüyoruz. Lütfen, tamam
KADİR URAL (Mersin) Sayın Başkanım, ben de
sisteme girdim efendim, ben de söz istiyorum.
BAŞKAN Arkadaşlar, eğer tüm
arkadaşlarımız sisteme girerse sabaha kadar oylamayı
bitiremeyiz.
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Lütfen
Lütfen arkadaşlar
Lütfen
60/4e göre milletvekillerine söz verme yetkisi Başkanın
inisiyatifine tanınmıştır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Aynı süreyle!
BAŞKAN Onu kullanıp kullanmamak bana aittir. Tamam,
istismar ettirmem. 60/4ü istismar ettirmem. Lütfen
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Adaletli davranarak!
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
5.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Recep Tayyip
Erdoğan ve 264 Milletvekilinin, 7/11/1982 Tarihli ve 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/656) (S. Sayısı: 497 ve 497ye 1inci Ek) (Devam)
BAŞKAN Şimdi okutacağım iki önerge de
aynı mahiyette olduğundan birlikte işleme alacağım,
istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi ve diğer önergenin imza sahibini
okutuyorum...
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Oturun lütfen
Lütfen
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
497ye 1 inci Ek Sıra Sayılı Kanun Teklifinin
çerçeve 27 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Aşkın
Asan
Ankara
Diğer önerge sahibi:
Bekir Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
Madde 27- Bu Kanunun çerçeve 9 uncu maddesi yayımı
tarihinden 6 ay sonra, diğer maddeleri yayımı tarihinde
yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim önergelere?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN KUZU (İstanbul)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Gerekçe mi efendim? Sayın Bozdağ, konuşacak
mısınız?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Konuşacağım
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, uzunca bir zamandır
Anayasada değişiklik öngören teklifin müzakeresini yaptık. Burada
geniş kapsamlı tartışmalar oldu, müzakereler oldu.
Meclisimizin geçmişine baktığımız zaman, bu
yapılan Anayasa değişiklikleri kadar geniş kapsamlı
tartışılan, müzakere edilen ikinci bir değişiklik yok.
En geniş kapsamıyla tartışıldı, müzakere edildi, hem
iktidar hem muhalefet milletvekilleri kendi görüşlerini anlattı,
CANAN ARITMAN (İzmir) Biz söyledik, biz dinledik.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Milletimiz de bunları
değerlendirdi, değerlendirmeye devam edecektir. Ama ben bir kez daha,
bu oturumun sonuna doğru bu değişikliğin özünde ne var,
bunu birkaç kelimeyle ifade etmek isterim.
Bir defa, temel hak ve hürriyetleri güçlendiren düzenlemeler
içeriyor. Bir yandan, pozitif ayrımcılık getirilirken, öte
yandan seyahat hürriyeti güçlendirilirken, hukuken daha teminatlı hâle
getirilirken, kişisel veriler hukuk devletinde korunması
gerektiği gibi bir standartta koruma altına alınırken,
çocuk hakları ilk defa Anayasamızın içerisinde anayasal
güvenceye kavuşturulurken
CANAN ARITMAN (İzmir) Zaten vardı, zaten vardı.
Siz Anayasayı bilmiyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Arıtman
Sayın Arıtman,
lütfen
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Öte yandan yeni hak arama
yolları da ilk defa Anayasamıza konulmuştur. Bakarsanız,
idarenin işleyişiyle ilgili ilk defa kamu denetçisine başvurma
hakkı getiriliyor.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı
getirilerek insanımıza haklarının ihlal edilmesi hâlinde
AİHMe gitme yerine Türkiyede yeni bir mekanizmayı işletme
imkânı getirildi. Böylelikle hak arama yolları
çoğaltıldı, hukuk devletinde olması gereken imkânlar ortaya
konuldu.
Bunun yanında, hukukumuzda yer alan ayıplar, hukuk
devletinin ayıpları da Anayasadan temizlendi.
Düşünebiliyor musunuz, Yüksek Askerî Şûra bir karar
veriyor, Seni ihraç ettim. diyor, haksızlığa uğradığını
düşünen bir vatandaşın Ben haksızlığa
uğradım. deme hakkı yok, mahkemeye gitme hakkı yok.
Şimdi onun önü açıldı, bu ayıp Anayasadan kalktı.
CANAN ARITMAN (İzmir) En ayıplı Anayasa sizin
yaptığınız.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu karar veriyor, diplomaları yırtıyor, Sen
falancanın adını geçirdin, imla kurallarına uymadın.
diye ona haksızlık yapıyor, ama haksızlığa
uğrayan kişinin Ben haksızlığa uğradım.
deme hakkı yok. Bu ayıp hukuk devletinde olur mu?
CANAN ARITMAN (İzmir) En ayıplı Anayasa AKP
anayasası.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şimdi, bu ayıp da
tarihin çöplüğüne gidiyor.
Öte yandan, yine bakın, milyonlarca memur var bu ülkede,
milyonlarca. Uyarma ve kınama cezalarına yargı yolu
kapatılıyor ve amirler subjektif değerlendirmeyle bir uyarma,
bir kınama; sonra terfi zamanı geldiğinde uyarma cezası
almamış olmak, kınama cezası almamış olmak
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Yalan söylüyorsun;
çarpılmamak için ayağını kaldırıyorsun!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şimdi, benim Uyarma
aldım, kınama aldım; haksızsınız. deme
hakkım yok ama terfi yaparken de bütün yollar kapatılmış,
yarış haksız hâle getirilmiş bir durumda. Bu ayıp da
hukuktan temizleniyor.
Bu ülkede milyonlarca memur var, sadece toplu görüşme
hakkına sahip ama sözleşme hakkı yok.
METİN ÇOBANOĞLU (Kırşehir) Grev hakkı
yok!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Şimdi masaya oturup,
Hükûmetle çatır çatır pazarlık etme hakkı getirildi ve
Hükûmet artık Ben bu ücreti veriyorum. deme hakkından vazgeçti. Kim
diyecek? Kamu Görevlileri Hakem Kurulu diyecek, onlar karar verecek; Hükûmet de
uyacak buna, sendika da uyacak, emekliler de bundan yararlanacak.
Değerli milletvekilleri, öz itibarıyla bu düzenlemeler:
1) Temel hak ve hürriyetleri güçlendirmiştir.
2) Hak arama yollarının önündeki engelleri
kaldırmıştır.
3) Hak arama yollarını çoğaltmıştır.
4) Hukuk devletinin standartları gereği olması
gerekenleri Türk Anayasasına ve Türk hukukuna koymuştur.
Dolayısıyla yapılan düzenlemeler, cumhuriyetimizin
niteliklerini tanzim eden 2nci maddedeki hem demokratik niteliğini hem de
hukuk devleti niteliğini güçlendiren düzenlemeler olmuştur.
CANAN ARITMAN (İzmir) Sizin oylarınızla hukuk
devleti mevta oldu.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Gönül isterdi ki, bu
düzenlemeler burada yapılırken bir konsensüsle yapılsın.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Olmaz o konsensüs!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Gönül isterdi ki, milletin
vekilleri uzlaşsın da buradan çıksın.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) O konsensüs burada olmaz!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ama Görüşmeyiz., ama Bu
dönem yapmasın, başka dönem yapsın. Biz yapamayız., ama
Şu şartlarda kabul ederseniz uzlaşma olur, kabul etmezseniz
olmaz. Uzlaşırsak da ben gene bu işi mahkemeye götürürüm. diyen
anlayışlarla uzlaşmanın da formülü bulunamadı.
OKTAY VURAL (İzmir) Bak burada!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) O nedenle Anayasa diyor ki,
milletin Meclisinde milletin vekilleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bozdağ, size de bir dakika ek süre
veriyorum, lütfen konuşmanızı tamamlayın efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Milletin Meclisinde milletin
vekilleri uzlaşamadığı takdirde Anayasa
değişikliği için millette uzlaşmanın yolunu
açmıştır. O nedenle, Meclisin sağlayamadığı
konsensüsü millet sağlayacaktır. Milletten korkmaya, milletin
iradesinden çekinmeye gerek yok. Siz Anayasa Mahkemesine güvenip, oraya
gidebilirsiniz veya Biz de imza vereceğiz. diye açıklama
yapabilirsiniz ama biz millete güveniyoruz, milletimize gideceğiz, son
kararı da millet verecektir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
CANAN ARITMAN (İzmir) Milletten korkan siz, millete
güvenmeyen siz!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Anayasa
değişikliklerini Anayasa Mahkemesinin denetleme yetkisi yoktur.
Mahkemeler millet adına karar verir ama Anayasa
değişikliklerinde karar verme yetkisi sadece ve sadece millete
aittir. Bu konuda da milletimiz karar verecektir.
OKTAY VURAL (İzmir) Millette hesaplaşacağız
sizinle, sandıkta hesaplaşacağız!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben bu vesileyle, emeği
geçen bütün milletvekillerimize, sabırla bizi izleyen bütün herkese
ayrı ayrı, huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) AKP milletvekillerine teşekkür
et! Bizim hiçbir söylediğimizi dikkate almadınız, kendi
grubunuza teşekkür edin!
OKTAY VURAL (İzmir) Habura, Habura!
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Eğer vekillerimizin
oylarıyla bu değişiklik kabul edilirse
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Kendi grubunuza teşekkür edin,
bizim en ufak bir katkımızı almadınız!
BAŞKAN Sayın Bozdağ, tekrar açıyorum,
selamlayın lütfen Genel Kurulu.
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bitiriyorum.
Anayasa üzerindeki darbe gölgesi biraz aralanacak, hukuk
devletinin üzerindeki vesayet biraz kalkacak, millî irade üzerindeki vesayet
biraz kalkacak. Onun için, vesayetin kalkmasından rahatsız olanlar
elbette karşı duracak ama milletten yana olanlar alkış
verecek. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Habura, Habura!
BAŞKAN Lütfen
BEKİR BOZDAĞ (Devamla) Ben bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Asan, gerekçe mi?
Sayın Asan
Sayın Asan, duymuyor musunuz beni efendim?
Sayın Asan, gerekçe mi?
AŞKIN ASAN (Ankara) Gerekçe
BAŞKAN Evet, takip edin burayı. Önünüzdeki bilgisayarı
kapatın, burayı takip edin.
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye arkadaşlar
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Efendim, söz istedim.
BAŞKAN Efendim, oylama yapıyoruz, gerekçe okutuyorum.
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Ama sabahtan beri
BAŞKAN Sabahtan beri mi? Hangi sabahtan beri? Sabahtan beri
buradayız. Bir saniye bekleyin.
Buyurun okuyun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Siz devam edin Sayın
Başkanım.
SUAT KILIÇ (Samsun) Devam edin Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun okuyun.
Gerekçe
Kamu denetçiliği kurumunun kuruluş
çalışmalarının zaman alacağı düşünülerek bu
önerge verilmiştir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Hangi sebeple söz istediniz efendim?
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan, biraz önce
Sayın Tarım Bakanımız bir konuşma yaptı
BAŞKAN Niçin söz istediniz?
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Kısa bir açıklama
yapacağım.
BAŞKAN Efendim, şu anda oylamamız bitti,
önergeleri görüştük.
Yani, Tarım Bakanı size sataştı mı da söz
istiyorsunuz efendim?
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) 60a göre söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Efendim, o benim takdirimde...
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Ama ben uzun zamandır söz
istiyorum efendim.
BAŞKAN 60/4e göre, Verebilir Sayın Başkan.
diyor. Daha önce de istendi, vermedim arkadaşlara, size de veremiyorum.
Sayın milletvekilleri, teklifin 27nci maddesi üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddenin oylaması gizli oylama şeklinde yapılacaktır.
Bildiğiniz üzere, size verilen pullardan beyaz olanı
kabul, kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise
çekimser oyu ifade etmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu maddenin oylama sonucu
açıklandıktan hemen sonra teklifin tümünün gizli oylaması
yapılacaktır.
Bilgilerinize sunuyorum.
Gizli oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanmasına başlandı)
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, biraz yavaş yavaş
Sayın Başkan, metin okumuyoruz, oy kullanmaya davet ediyoruz, biraz
yavaş.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Bozdağ,
arkadaşın avucunu açmasını ister misin? Açamaz ki! Ben size
diyorum ya, milletvekillerine baskı yapıyorsunuz diye...
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Böyle bir şey yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Hayır efendim,
bakın, çağırın... Çağırın buraya...
Çağırın buraya... Yüreğiniz yetiyorsa
çağırın. Çağıramazsınız,
çağıramazsınız, çünkü milletvekilliği iradesini...
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Orada
gösteriyor zaten, pulları gösteriyor orada.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Gelir misiniz? Avucunuzu
açar mısınız? Açın avucunuzu! Açamazsınız!
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Orada
pulları elinize aldınız.
BAŞKAN Ne oldu efendim?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bir şey yok Sayın
Başkan, oylamaya devam edin.
BAŞKAN Ne oldu efendim, anlayamadım?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bir şey yok
Başkanım, bir şey yok.
SUAT KILIÇ (Samsun) Efendim, yok öyle bir şey.
Milletvekilleri kullanmadıkları ıskarta pulları bir
başkasına verdiğini iddia ediyor. Böyle bir şey yok, gerçek
dışı. Elli tur oylama yapıyoruz.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) Hayal görüyorlar, hayal.
Senaryo yazıyorlar.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Oy atan bir
başka milletvekilinin pullarını elinize aldınız.
BAŞKAN Ne olmuş efendim?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Efendim, kendi kendilerine
konuşuyorlar.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Başka bir
milletvekilinin kullanmadığı diğer pulları bir
başka milletvekili niye alıyor?
BAŞKAN Ne olmuş efendim, anlayamadım?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
milletvekilinin kullanmadığı pulları niye teslim ediyor?
Böyle şey olur mu?
BAŞKAN Yok efendim öyle bir şey.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, yok
böyle bir şey.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Senaryo yazıyorlar
efendim. (CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Böyle bir seçim
var mı?
BAŞKAN Efendim, lütfen...
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, bu
yığılma ne?
BAŞKAN Efendim, yığılmaları eritin,
ondan sonra okuyun. Yığılmalar erisin, ondan sonra...
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) İftira efendim, böyle bir
şey yok.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sizi
çağırttım, davet ettim gelsin diye. Niye
çağırmadınız? Göz göre göre avucunda...
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Git oy kullan, yüreğin
varsa! (CHP sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Usulünce oy
kullanmıyorsunuz bir de oy kullanmamızdan bahsediyorsunuz!
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Yüreğin varsa adam
gibi oy kullan!
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Başkan, nasıl oy
verdiklerini kontrol etmek zorundasınız. Demagoji yapıyorsunuz
ya! Böyle bir oylama olur mu?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oylamamız İç
Tüzüke uygun şekilde devam etmektedir. Bunun dışındaki
itirazların hiçbir geçerliliği yoktur.
CANAN ARITMAN (İzmir) Sayın Başkan, bu duruma
müdahale etmeyecek misiniz?
BAŞKAN Biz buradan takip ediyoruz Başkanlık
Divanı olarak.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanamayan
arkadaşımız kaldı mı?
Tamam mı efendim orası?
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Tamam.
BAŞKAN Oy kullanma işlemi
tamamlanmıştır.
Oy kutularını kaldırıyoruz.
(Oyların ayırımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27nci maddesinin gizli oylama
sonucu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 336
Ret : 72
Çekimser :
-
Boş :
1
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Fatih
Metin
Konya Bolu
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27nci maddesi
CEVDET ERDÖL (Trabzon) Madde kabul edilmiştir Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sakin olun. Niye sözümü kesiyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 27nci
maddesi kabul edilmiştir.
Böylece teklifin maddelerinin oylaması sona ermiştir.
Teklifin tümünün oylamasına geçeceğiz.
Teklifin tümünün oylaması gizli oylama şeklinde
yapılacaktır.
Bildiğiniz üzere, size verilen pullardan beyaz olanı kabul,
kırmızı olanı ret, yeşil olanı ise çekimser oyu
ifade etmektedir.
Görevli arkadaşlarımız lütfen yerlerini
alsınlar ve milletvekili arkadaşlarımızın isimlerini
okuyan kâtip üyelerimiz, lütfen ağır ağır okuyunuz, bir
izdihama yol açmayınız.
Evet, Adana ilinden oylamaya başlıyoruz.
(Oyların
toplanmasına başlandı)
OKTAY VURAL (İzmir) Yusuf Ziya İrbeç Abdurrahman
Arıcıya iki pulu teslim etmiştir efendim.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Yeşil ve kırmızı
pulları Abdurrahman Arıcıya teslim etmiştir; zabta geçsin.
OKTAY VURAL (İzmir) Şehadet ederiz.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Şehadet ederim, zabta geçsin.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, pulları
getirip orada veriyorlar.
(Oyların toplanmasına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, oyunu kullanmayan
arkadaşımız kaldı mı? Yok.
Oy kullanma işlemi tamamlanmıştır.
Lütfen oy kutularını kaldırınız.
(Oyların ayrımına başlandı)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Sayın Başkan,
naklen yayın yapıyor arkadaşlar.
CANAN ARITMAN (İzmir) Bayram, telefon ediyor Suat
Kılıça. Ayıp, ayıp!
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Divandan naklen
yayın yapılıyor.
CANAN ARITMAN (İzmir) Divan üyesi oradan haber veriyor.
Ayıp ya!
SUAT KILIÇ (Samsun ) Kiminle konuştuğumu nereden biliyorsun?
CANAN ARITMAN (İzmir) Getir son görüştüğün
numarayı. Getir, son arama numarasını getir. Yüreğin
yetiyorsa getir son görüştüğün numarayı. Ayıp ya
yaptığınız şey. Bak, kaçar gidersin değil mi?
(Oyların ayrımına devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin tümünün gizli oylama
sonucunu açıklıyorum:
Oy Sayısı : 409
Kabul : 336 (AK PARTİ sıralarından
ayakta alkışlar)
Ret : 72
Çekimser :
-
Boş :
1
Geçersiz :
-
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Harun
Tüfekci
Burdur Konya
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar)
Alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için 18 Mayıs 2010 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
02.01