DÖNEM: 23 CİLT: 72 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
121inci
Birleşim
22 Haziran 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş
ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Kırşehir
Milletvekili Mikail Arslanın, İstanbul Halkalıda askerî ve
sivil personel taşıyan servis aracına yapılan
saldırıya ve Kırşehir ilinde yaşanan dolu afeti ve
çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, İstanbul Halkalıda ve
Şemdinlide meydana gelen saldırılara ve hidroelektrik
santrallerinin çevreye etkilerine ilişkin gündem dışı
konuşması
3.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, hain terör
saldırılarını kınadığına ve dolunun
Eskişehirde meydana getirdiği zarara ve ilin diğer
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili
Hulusi Güvelin, Gazeteci
İlhan Selçukun
vefatına ilişkin açıklaması
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, terör saldırılarına,
Niğdedeki dolu afetine, köylerdeki içme suyu sorununa ve çiftçilerden
haksız yere alınan trafo parasına ilişkin
açıklaması
3.-
Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçlinin, İstanbulda meydana
gelen terör olayına, Gazeteci İlhan Selçukun vefatına ve
Eskişehir ilinin sorunları ile yerel medyaya karşı
yürütülen iktidar baskısına ilişkin açıklaması
4.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Şemdinli ve İstanbul
Halkalıda meydana gelen terör saldırısına ilişkin
açıklaması
5.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Amasya Tamiminin 91inci yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
6.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, faili meçhul cinayetlerle
ilgili AK PARTİnin tutumuna ilişkin açıklaması
7.-
Diyarbakır Milletvekili Akın
Birdalın, faili meçhul
cinayetlerle ilgili AK PARTİnin tutumuna ilişkin
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 31 milletvekilinin, Abant Tabiat
Parkındaki çalışmaların çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/777)
2.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 30 milletvekilinin, çiftçi
borçları sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/778)
3.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, Siirtteki cinsel istismar
olayının araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/779)
4.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, zorunlu din kültürü ve ahlak
bilgisi dersi konusunda Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/780)
B)
TEZKERELER
1.- İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde bulunduğu dönemde de çalışabilmesine ilişkin
tezkeresi (3/1230)
2.- Dilekçe
Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de
çalışabilmesine ilişkin tezkeresi (3/1231)
C)
ÖNERGELER
1.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, 5237 Sayılı Türk Ceza
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin (2/554) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/223)
VII.-
ÖNERİLER
A)
SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (10/618) esas
numaralı Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 22/06/2010
Salı günkü birleşiminde yapılmasına dair CHP Grubu önergesi
2.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Temmuz 2010 tarihinde tatile
girmeyerek, yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara
devam edilmesine; (11/12) esas numaralı Gensoru Önergesinin gündeme
alınıp alınmayacağı hususundaki görüşmelerin
Genel Kurulun 24/06/2010 tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
VIII.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, kuruyemiş ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1066) Cevaplanmadı
2.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalyada kilim
dokumacılığının
canlandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1093) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
3.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, TÜRKSOYun bütçesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1179) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
4.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Aspendos Tiyatrosu yakınında faaliyet
gösteren taş ocağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1292)
ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
5.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Tuzhanı restorasyonuna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1302) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı
6.-
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin,
Gaziantepteki turizm yatırımlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1401) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
7.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar
Ağyüzün, sinema sanatçılarının desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1411) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
8.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
Çavdarhisarda sit alanındaki mahallelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1425) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
9.-Antalya Milletvekili
Osman Kaptanın, Antalya
Devlet Senfoni Orkestrası Şefinin görev yerinin
değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1446) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
10.-Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, Altın Koza ve Altın
Portakal film festivallerine kaynak tahsisine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1476) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
11.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, bir antik kentteki kazı
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1535)
Cevaplanmadı
12.- Adana Milletvekili
Kürşat
Atılganın, bazı
film festivallerine kaynak tahsisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1586)
ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
13.- Karaman Milletvekili
Hasan
Çalışın, turizm
yatırımlarındaki gelişmelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1594) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
14.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki yatırım
projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1711) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
15.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, Mehmet Akif Ersoyun vefat
ettiği dairenin müzeye çevrilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1745) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
16.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmana müze açılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1774) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
17.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, Bitliste
açılacağı söylenen bir müzeye ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1802) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
18.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, İstanbuldaki beş
yıldızlı otellere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1828) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
19.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Bayburttaki
bir binanın restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1882) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
20.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya-Nemrut yoluna ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1943) ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
21.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya bağlantılı
bir yolun turizm yolu kapsamına alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1944) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı
22.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Nemrut Dağı Millî
Parkındaki bir projeye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1945) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
23.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, Bitlisteki bazı
taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/2021) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
24.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada turizm yatırımlarına
tahsis edilen Hazine taşınmazlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2061) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
25.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, tarihî bir alanın turizme
kazandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2064) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
26.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, tarihî bir kalenin restore edilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/2065) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
27.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki turizm çalışmaları
ile kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2095) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.-
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram
Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499)
X.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, İzmir Milletvekili Şenol
Balın, Grup Başkanlarına sataşması nedeniyle
konuşması
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konya Tarım İl Müdürlüğünün
taşıtlarına ilişkin soruları ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/12227) (Ek cevap)
2.- Giresun Milletvekili
Murat Özkanın, Ziraat Bankasının eleman
alımında KPSS puanı aramamasına ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/14076)
3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere,
Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere,
Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere,
Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere,
Denizli-Merkezdeki yatırımlara ve
faaliyetlere,
Akköy ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Serinhisar ilçesindeki çiftçi
borçlarına,
Çivril ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Denizli-Merkezdeki çiftçi borçlarına,
Buldan ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Bozkurt ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Bekilli ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Baklan ilçesindeki çiftçi borçlarına,
Babadağ ilçesindeki çiftçi
borçlarına,
Güney ilçesindeki çiftçi borçlarına,
- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Bafranın köylerindeki hayvan
ıslahı çalışmalarına
Bafra Ovasındaki su
baskınlarına,
- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, kırmızı et
ithalatına,
Süt ve süt ürünlerinde süt tozu
kullanımına,
Zirai ilaç bayilerine,
- Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaşın, canlı hayvan ithalatına,
- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, TMO
Yönetim Kurulu Başkanının buğday fiyatıyla ilgili
açıklamasına,
- İzmir Milletvekili Canan
Arıtmanın, et ithaline ve hayvancılık sektörüne,
- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, gıda denetçilerine ve gıda
mühendisi çalıştırma zorunluluğuna
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/14544), (7/14545),
(7/14546), (7/14547), (7/14548), (7/14549), (7/14550), (7/14551), (7/14552),
(7/14553), (7/14554), (7/14555), (7/14556), (7/14557), (7/14565), (7/14558), (7/14559) (7/14560), (7/14561),
(7/14562), (7/14563), (7/14564),
(7/14566), (7/14567)
4.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, askerlik yaptığı
sırada kaybolan bir kişiye
ilişkin sorusu ve Milli Savunma
Bakanı M.Vecdi Gönülün cevabı
(7/14573)
5.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, bir erin ölümüne ilişkin sorusu
ve Milli Savunma Bakanı M.Vecdi
Gönülün cevabı (7/14604)
6.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bir kanun tasarısındaki bazı
düzenlemelere ilişkin Başbakandan soruları ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/14610)
7.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, askeri kurumlarda görev yapan
sivil memurların özlük
haklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Milli Savunma Bakanı M.Vecdi Gönülün
cevabı (7/14616)
8.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, Amasyadaki buğday üreticilerinin
desteklenmesine
- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlideki suni tohumlama destekleme
primi ödemelerine
İlişkin soruları
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/14679), (7/14680)
9.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köydeki hasar tespitine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı (7/14621)
I.
- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03te açılarak dört oturum yaptı.
Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün,
Çankırı
Milletvekili Nurettin Akman,
Jandarma
teşkilatının 171inci kuruluş yıl dönümüne;
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru, yağmur, dolu ve sel afetine
uğrayan çiftçilerin sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Mersin
Milletvekili Akif Akkuş, son zamanlarda terör olaylarının
birdenbire arttığına, ülke geneline yayılmaya
başladığına, jandarma karakollarının da
saldırıya uğradığına ve terörün bir an önce durdurulması
için ne gerekiyorsa acilen yapılması gerektiğine,
İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahi, jandarma teşkilatının 171inci
kuruluş yıl dönümüne,
Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı, Konyanın bazı ilçelerinde meydana
gelen dolu ve sel felaketine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Ürdün Senatosu
Başkanı Taher Al Masrinin,
Karadağ
Parlamentosu Başkanı Ranko Krivokapicin,
Slovenya Ulusal
Meclisi Başkanı Pavel Gantarın,
Beraberinde birer
Parlamento heyetleriyle birlikte ülkemizi ziyaret etmelerinin uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeleri Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır ve 19 milletvekilinin, Adli Tıp
Kurumunun işleyişindeki sorunların araştırılarak
(10/773),
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal ve 19 milletvekilinin, güvenlik kuvvetlerine
yönelik, orantısız güç kullanımı iddialarının
araştırılarak (10/774),
Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ve 19 milletvekilinin, sosyal yardımlar
konusunun araştırılarak yoksullukla mücadelede (10/775),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, yatılı
ilköğretim bölge okullarının sorunlarının
araştırılarak (10/776),
Alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı,
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu Adına Grup Başkan Vekilleri Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata ve Batman Milletvekili Bengi
Yıldızın; uygulanan iç ve dış politikalarda Hükûmet
Programında verdiği sözleri yerine getirmediği, ekonomik ve
sosyal sorunları çözmede başarılı olamadığı
iddiasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesi (11/12) Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergenin gündeme alınıp alınmayacağı
konusundaki ön görüşme gününün Danışma Kurulu tarafından
tespit edilip Genel Kurulun onayına sunulacağı,
Açıklandı.
8/6/2010 tarihli
113üncü Birleşimde alınan karar gereğince, Genel Kurulda bugün
itibarıyla günlük çalışma programına 501 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmeleriyle
başlanılması gerekirken bu konuyla
başlamadığı nedeniyle Başkanlık
Divanının tutumu hakkında açılan usul görüşmesi
sonucunda, Oturum Başkanı, Başkanlık Divanının
tutumunda bir değişiklik olmadığını
açıkladı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
6ncı
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun
Tasarısı ile 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporlarının (1/371, 1/101) (S. Sayısı:
477),
7nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Diyanet İşleri Başkanlığı
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; 633
Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanununa Bir Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (1/833, 1/162, 2/443) (S. Sayısı:
507),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan,
Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/773) (S.
Sayısı: 475) üzerindeki görüşmeler tamamlanarak elektronik
cihazla yapılan açık oylamadan sonra,
8inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Müdafaa
Mükellefiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı; Denizli Milletvekili Ali Rıza
Ertemürün, Askeri Öğrencilerden Başarı Gösteremeyenler
Hakkında Kanun, Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, Harp
Okulları Kanunu ve Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın, Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Milli Savunma
Komisyonu Raporu (1/843, 1/433, 2/634, 2/664, 2/665) (S. Sayısı: 501)
üzerindeki görüşmeler tamlanarak,
Kabul edildi ve
kanunlaştı.
5inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin, 5539 Sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/788, 2/226) (S.
Sayısı: 499) tümü üzerinde bir süre görüşüldü; verilen aradan
sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından görüşmeleri ertelendi.
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün,
şahsına sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
22 Haziran 2010
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 01.05te son
verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Murat ÖZKAN Fatih
METİN
Giresun Bolu
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yaşar TÜZÜN Bayram
ÖZÇELİK
Bilecik Burdur
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 163
II.
- GELEN KÂĞITLAR
21
Haziran 2010 Pazartesi
Tezkereler
1.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1221) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.06.2010)
2.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1222) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.06.2010)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1223) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.06.2010)
4.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak, Batman Milletvekili Ayla
Akat Ata, Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, Siirt
Milletvekili Osman Özçelik, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim
Binici ve Mardin Milletvekili Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1224) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.06.2010)
5.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1225) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.06.2010)
6.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1226) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.06.2010)
7.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1227) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.06.2010)
8.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1228) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden
Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.06.2010)
9.-
Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü Bünyesinde Türk Silahlı
Kuvvetlerinin 5 Eylül 2010 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha UNIFIL
Harekâtına İştirak Etmesi Hususunda Anayasanın 92 nci
Maddesi Uyarınca Hükümete İzin Verilmesine İlişkin
Başbakanlık Tezkeresi (3/1229) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16.06.2010)
Rapor
1.-
İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsanî veya Küçültücü Muamele
veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek
İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/752)
(S. Sayısı: 522) (Dağıtma tarihi: 21.06.2010) (GÜNDEME)
Süresi İçinde Cevaplanmayan
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, bir firmaya yönelik rüşvet iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13777)
2.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, Muştaki sağlık hizmetlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13840)
3.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, et fiyatlarına ve hayvancılık
sektörüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14479)
4.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, telefon dinlemelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14480)
5.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, bazı elektrik
dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14481)
6.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İsmet İnönü dönemine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14482)
7.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı
şirketlerin denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14485)
8.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Mersinde yapılacak havaalanına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14487)
9.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Irak sınırındaki maden
sahasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14488)
10.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, merkezi sınavlardaki usulsüzlük
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14489)
11.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, bir mermer
ocağına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/14490)
12.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, ABD ziyaretine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14492)
13.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Yıldız
Dağları Biyosfer Projesine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14494)
14.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bir otelle ilgili çeşitli iddialara
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14498)
15.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14499)
16.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, terör mağdurlarının
istihdamına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14500)
17.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana İl Özel İdaresinin spor
hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14501)
18.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki hastanelerin depreme karşı
dayanıklılığına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14502)
19.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Ergenekon Davası kapsamındaki
bazı işlemlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14503)
20.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan Belediyesinin çevre düzenlemesi
harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14504)
21.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Yüreğir Belediyesinin çevre düzenlemesi
harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14505)
22.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bazı üniversite
öğrencilerinin karıştığı olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14506)
23.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, komiser
yardımcılığı sınavıyla ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14507)
24.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Vanda madde
bağımlılığına yönelik önlemlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14508)
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Belediyesinin katı
atık bedeli uygulamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14509)
26.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Karapınar Belediyesinin bir
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14510)
27.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, bir kaçırılma
olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14511)
28.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, Vanda yaşanan bazı olaylara
ve İl Emniyet Müdürünün durumuna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14512)
29.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmana hal binası yapımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14513)
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsa hal binası yapımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14514)
31.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, kayıp çocuk vakalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14515)
32.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, bir elektrik dağıtım
hattının iyileştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14522)
33.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir elektrik dağıtım
bölgesinin özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14523)
34.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursanın bazı ilçelerindeki
taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14524)
35.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, YÖK
Başkanının bir açıklamasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14525)
36.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizli Merkezdeki yatırımlara
ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14526)
37.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14527)
38.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14528)
39.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14529)
40.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve eğitim verilerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14530)
41.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, ders kitaplarında Kurtuluş
Savaşı konusundaki müfredat değişikliğine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14531)
42.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, öğretmen atamalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14532)
43.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bir lisede
yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14533)
44.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14539)
45.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14540)
46.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14541)
47.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizli-Merkezdeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14542)
48.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlinin bazı ilçelerindeki
yatırımlara ve faaliyetlere ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14543)
49.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, İstanbul Boğazında
yapılacak yeni köprünün güzergahına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14568)
50.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya-Uşak karayolu yapım
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14569)
51.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya-Balıkesir
arasındaki karayolu yapım çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14570)
52.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bazı karayolu
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14571)
53.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Tuncelideki çatışmalarda bir
bombanın kullanıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14575)
54.- Muş
Milletvekili M.Nuri Yamanın, kitle imha silahı bulunup
bulunmadığna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/14576)
55.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bazı illerdeki mikro
kredi kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14579)
56.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Abant Tabiat Parkındaki inşaat
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14580)
57.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, kimlikleri
değiştirilen sanıklara ait bilgilerin mahkemeye verilmemesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14581)
58.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Ankaradaki raylı hat projelerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14582)
59.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, kapatılmayan çukurlarda meydana gelen
ölüm olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14583)
60.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Burdura fen lisesi
açılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14584)
61.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursanın bazı ilçelerindeki
taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14585)
62.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Mustafakemalpaşa ve Karacabeydeki
taşımalı eğitime ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14586)
63.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Başkale ilçesinde eğitim ve
öğretimdeki duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14587)
64.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bir ilköğretim okulunun ihtiyaçlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14588)
65.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bir ilköğretim okulunun durumuna ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14589)
66.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Çatak ilçesinde eğitim ve öğretimdeki
duruma ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14590)
67.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, erozyonun etkilerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14596)
68.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, küçükbaş ve büyükbaş hayvan
varlığına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14597)
69.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, et fiyatlarındaki
artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14598)
70.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bir yöredeki madencilik faaliyetlerinin
zeytincilik ve arıcılığa etkisine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14599)
71.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Türk Telekomun nakli yapılan
personeline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14600)
72.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Türk Telekomdan nakil dilekçesi veren
personele ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14601)
73.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, mesleki rehabilitasyon
hizmetlerine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/14603)
No.: 164
22 Haziran 2010 Salı
Teklifler
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın; Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/715) (Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.6.2010)
2.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın; 3213 Sayılı Maden Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/716)
(Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2010)
3.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan ve 2 Milletvekilinin; 2919 Sayılı Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununun Ek 2.
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/717) (Plan
ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2010)
4.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın; 2919 Sayılı Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununun Ek 1. Maddesi Sonuna
Yeni Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/718) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.6.2010)
5.- Giresun
Milletvekili Murat Özkan ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; 2919 Sayılı Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/719)
(Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.6.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki yüksek öğrenim yurdu
ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak)
sözlü soru önergesi (6/2108) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/06/2010)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki derneklere ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/2109)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
3.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki çocuk işçiliğine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2110) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
4.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Bor ilçesindeki petrol arama
çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2111) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/06/2010)
5.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdede el değiştiren ve
yabancılara geçen arazilere ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından sözlü soru önergesi (6/2112)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Milletvekillerince verilen kanun tekliflerine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/15044) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/06/2010)
2.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, TMSFye devredilen bankalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15045)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
3.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, özelleştirilen
KİTlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/15046) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
4.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, bir Yahudi örgütünün
verdiği ödülü iade edip etmeyeceğine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/15047) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/06/2010)
5.- İstanbul
Milletvekili Hüseyin Mertin, Suudi Arabistandan döviz girişi
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/15048) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
6.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlunun, Sakarya-Akyazıda
yapılaşmadaki koruma bandının düşürülmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15049)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
7.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı tren
seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/15050) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
8.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, İnsani Yardım
Vakfına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/15051) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
9.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Suudi Arabistandan para girişi olduğu
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/15052) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
10.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, emeklilerin maaş zamlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15053)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
11.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Abdullah Öcalanın avukatları
aracılığıyla yaptığı açıklamalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/15054)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
12.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, büyük mağazalara yönelik
düzenleme yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/15055) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2010)
13.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, yabancılara taşınmaz
satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/15056) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
14.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batmandaki belediyelere aktarılan
kaynaklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/15057) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/06/2010)
15.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, bir cinsel istismar olayı
soruşturmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15058) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2010)
16.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlunun, Artvindeki icra dosyalarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/15059)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
17.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, icra takiplerine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15060)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
18.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, köy korucularının
karıştığı suçlara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15061) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
19.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, üniversitelerdeki olayların
soruşturulmasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15062) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2010)
20.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Oğuzeli Doğanpınar Barajı
projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/15063) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
21.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, İstanbuldaki derelerin
ıslahına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15064) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/06/2010)
22.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Sof Dağındaki taş
ocaklarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15065) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/06/2010)
23.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Çanakkale
Şehitliğindeki bazı uygulamalara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15066)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
24.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Kuzey Anadolu fay hattının
geçtiği bölgedeki koruma bandının indirilmesine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek)
yazılı soru önergesi (7/15067) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/06/2010)
25.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Sakarya-Akyazıda yapılaşmadaki
koruma bandının düşürülmesine ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru
önergesi (7/15068) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
26.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, muz ithalatına ve yerli üreticilerin korunmasına
ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan) yazılı soru
önergesi (7/15069) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
27.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Dış Ticaret
Müsteşarlığında banka promosyonu kullanımıyla
ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan)
yazılı soru önergesi (7/15070) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
28.-
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, İstanbulda
meydana gelen sel afetlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15071) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/06/2010)
29.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, hayatını kaybeden bir gence
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/15072) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
30.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, İstanbulda şiddetli
yağışlar için alınacak tedbirlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/15073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
31.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Muğlada trafik kazalarına yönelik
önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/15074) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
32.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, kendilerinden haber alınamayan
bazı teröristlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15075) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
33.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, üniversitelerdeki güvenlik
olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15076) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
34.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, bir köydeki afet
lojmanlarının eksiklerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15077)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
35.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, okul ve okul çevrelerinde çocuklara yönelik
cinsel istismar olaylarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15078) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
36.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Muğlada ilköğretimde öğretmen
başına öğrenci sayısının yüksekliğine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/15079) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
37.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, üniversitelerde yaşanan
olaylara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/15080) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
38.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, kadroya geçecek
öğretmenlerin göreve başlatılmalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/15081)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
39.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, geçici görevle
çalıştırılan şube müdürlerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/15082)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
40.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, İsraille yapılan askeri
anlaşmalara ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15083) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/06/2010)
41.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, askeri tatbikatlarda ve bazı
harekatlarda yapılan harcamalara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15084)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/06/2010)
42.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, LYME hastalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/15085)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
43.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Muğladaki hastane yatak
sayısının artırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/15086)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
44.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, uçakla zeytin sineği
ilaçlamasının kaldırılmasına ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/15087)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
45.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Gediz Ovasındaki don nedeniyle üzüm
üreticilerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/15088) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
46.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Marmara
Ereğlisindeki avlanma yasağı bölgelerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/15089) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
47.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının,
İstanbul-Çerkezköy yolcu treni seferlerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/15090)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
48.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, limanlarda bekleyen
gemilere ve balıkçıların avlanma yerlerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/15091)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
49.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, Ceyhan ve Adanadan geçen tren
seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15092)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
50.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, vergi denetmenlerinin sorunlarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/15093)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/06/2010)
51.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir gölden kum
alınmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15094) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/06/2010)
52.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, Süper Ligde
yabancı oyuncu sayısının artırılmasına
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı
soru önergesi (7/15095) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2010)
53.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir RTÜK üyesiyle ilgili açıklamasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/15096)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/06/2010)
54.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, Rize Ticaret Borsası
hakkındaki bazı iddialara ve Çay Kanunu Tasarısı
hazırlıklarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15097) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
55.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, Rize Ticaret
Borsasının Çay Araştırma Enstitüsü kurmasına
ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış)
yazılı soru önergesi (7/15098) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
56.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, esnafın Halk
Bankasından kullandığı kredilere ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/15099) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/06/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 31 Milletvekilinin, Abant Tabiat
Parkındaki çalışmaların çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/777) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.04.2010)
2.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 30 Milletvekilinin, çiftçi
borçları sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/778) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.04.2010)
3.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 Milletvekilinin, Siirtteki cinsel istismar
olayının araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/779) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.04.2010)
4.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 Milletvekilinin, zorunlu din kültürü ve ahlak
bilgisi dersi konusunda bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/780) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.04.2010)
22 Haziran 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.06
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 121inci Birleşiminin görüşmelerine
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz Kırşehir ilinde yaşanan dolu afeti
ve çiftçilerin sorunları hakkında söz isteyen Kırşehir
Milletvekili Mikail Arslana aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Arslan.
Sayın
milletvekilleri, biraz sessiz olursak Sayın Arslanı daha rahat
duyabileceğiz.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Kırşehir Milletvekili Mikail Arslanın,
İstanbul Halkalıda askerî ve sivil personel taşıyan servis
aracına yapılan saldırıya ve Kırşehir ilinde
yaşanan dolu afeti ve çiftçilerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
MİKAİL
ARSLAN (Kırşehir) Sayın Başkan, yüce Meclisimizin
değerli üyeleri; Kırşehir ilinde yaşanan dolu afeti
nedeniyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan evvel, İstanbul Halkalı semtinde, yan yol üzerinde
seyretmekte olan, askerî ve sivil personel taşıyan servis
aracına düzenlenen uzaktan kumandalı ve parça tesirli bombanın
patlaması üzerine şehit olan 3 askerî personelimiz ile on altı
yaşındaki kızımıza Allahtan rahmet dilerken Türk
Silahlı Kuvvetlerine, acılı ailelerine ve Türk milletine
başsağlığı diler, yaralılarımıza
Allahtan acil şifalar temenni ederim.
Bu tür
saldırılar bizi birbirimize daha çok bağlamalıdır.
Bütün emniyet güçlerimiz muhakkak ki teyakkuz durumundadır ancak
milletimizin de şüpheli hâl ve davranışlar
karşısında teyakkuz hâlinde olması lazımdır.
Ayrıca herkes sabır ve metanetini korumalı ve sağduyulu
olmalıdır.
Bugün,
Kırşehirde yaşanan üzücü bir olayı konuşmak ve
Parlamentomuzu bilgilendirmek üzere buradayım. İlimizde, 22
Mayıs tarihinde Kamanda, 10 Haziran tarihinde Mucurda, 14 Haziran
tarihinde Merkez, Akpınar, Çiçekdağı, Boztepe ve Akçakent
köylerinde önce sağanak hâlinde yağmur, akabinde şiddetli dolu,
bilahare tekrar şiddetli sağanak yağmur
yağmıştır. Bunun sonucunda, 83 köyümüzde, 567.872 dekar
arazide zarar oluşmuştur. Kırşehirin 233 köyü olduğu
düşünülürse Kırşehirin takriben üçte 1lik alanında bu
afet gerçekleşmiştir. Zarar gören çiftçi sayısı 5.615tir,
yüzde 10 ile yüzde 90 arasında tarlalar zarar görmüştür. 8.891 adet
tarım sigortası poliçesi yapılmış, zararın tazmin
edilecek bölümü ise 229.581 dekardır yani arazinin yüzde 40lık
oranında sigorta yapılmış gözükmektedir. Köylerimize
yaptığımız ziyaretlerde, çiftçilerimizin üzgün ve çaresiz
durumlarına bizzat şahit oldum. Kamanın 25 köyü, Mucurun 2
köyü, Akpınarın 1 köyü, Çiçekdağının 25 köyü,
Akçakentin 8 köyü, Boztepenin 7 köyü, Merkezin de 15 köyü zarar
görmüştür. Ayrıca belediye ve il özel idaresi sorumluluğunda
olan bölgelerde de altyapı ciddi şekilde zarara
uğramıştır. Tarım sigortası yaptırmayan
çiftçilerimiz ise hisseli ve müşterek tapusu olan araziler, hazineye ait
tarlalar, ortakçılar tarafından ekilen tarlalar ve gelir seviyesi
düşük olan çiftçilerimizdir. Ayrıca, dekar başına
düşen hububat veriminin düşük olduğu, kuraklığın
yaşandığı özellikle güney Hirfanlı sahillerinde sam
yeli ve süne de rekolteyi olumsuz olarak etkilemektedir.
Diğer
illerimizde de yaşandığını düşündüğümüz bu
afet hakkında sayın bakanımızdan ve Hükûmetimizden
talebimiz ise şunlardır: Öncelikle banka borçlarının
düşük faizle ertelenmesi, tohum yardımı mümkünse
yapılabilmesi, ayni ve nakdî yardımın sağlanabilmesidir.
Özellikle çiftçilerimizin bu zor sürecinde ilgili yardım ve desteklerini
esirgemeyen Devlet Bakanımız Sayın Cemil Çiçek Beye, Tarım
Bakanımıza ve Koruma ve Kontrol Genel Müdürümüze teşekkür
ediyoruz.
İnşallah
en kısa zamanda bu tür afetlerin telafisi konusunda acil tedbirler ilan
edilir ve çiftçilerimizin bu zor süreci de kazasız, belasız
atlatılır diyor ve hepinizi tekrar saygı, sevgi ve hürmetle
selamlıyorum, esenlikler diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Arslan.
Gündem
dışı ikinci söz hidroelektrik santrallerinin çevreye etkileri
hakkında söz isteyen Tokat Milletvekili Reşat Doğruya aittir.
(MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Doğru.
2.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
İstanbul Halkalıda ve Şemdinlide meydana gelen
saldırılara ve hidroelektrik santrallerinin çevreye etkilerine
ilişkin gündem dışı konuşması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Su
kaynakları üzerine kurulan HES projeleri dediğimiz hidroelektrik
santrallerinin çevreye etkileriyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, bugün Halkalıda kahraman askerlerimize yapılan
saldırıyı şiddetle kınıyorum. 4 tane şehit
var. 4 şehidimize Allahtan rahmet dilerken ailelerine
başsağlığı diliyorum. Tabii, son zamanlarda -özellikle
birkaç gün önce 12 tane daha şehidimiz vardı- şehitlerimize
yapılan saldırıları yüce milletimiz unutmuyor. Tüm
yetkilileri göreve bekliyoruz, göreve davet ediyorum ve yüce Türk milletinin
geçmişinde olduğu gibi her
zaman hainlere gereken dersi vermiş olduğunu ve bundan sonra da
vereceğini söylemek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizde nüfusun artması, buna paralel olarak enerji
ihtiyacının artmasına neden olmuştur. Su, önemli bir
varlığımızdır. Tarım alanlarının ve
ekolojik dengenin en önemli ihtiyacı sudur. Mesela bugün Tokatta, Tokat
ili Almus ilçesi Dikili halkı, özlemle Gümelönünden Akarçay-Almus
istikametine giden kanallardan kendilerine su verilmesini istiyorlar. Dikili
Belediye Başkanı Ömer Yeter, bunun için yoğun gayret sarf
ediyor. Yetkililerden ilgi bekliyorlar.
İşte bu
sorunların aşılması için yola çıkan devlet kurum ve
kuruluşları, ülkenin var olan tüm potansiyel enerji
kaynaklarını değerlendirme yoluna gitmişler ve bu fikre
paralel olarak da HES projeleri gündeme gelmiştir. HES projeleri, enerji
talebini karşılamak amacıyla kurulan ve kurulmak istenen santral
projeleri, çevre bilincini de beraberinde getirmiştir. O yüzden gerek
sivil toplum kuruluşları gerekse halkımız bu konu üzerinde
hassasiyetle durmaktadır.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizin korunması gerekli alanları bugün HES
tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu projeler hayata
geçerse başta Doğu Karadeniz vadileri olmak üzere önce vadilerde
susuzlaştırma, sonrasında sosyal yaşamın son
bulacağı imkânsızlaştırmayı beraberinde
getirecektir, tarım alanlarının yok olduğu bölgelerde göç
ve işsizlik had safhaya ulaşacaktır. Örneğin UNESCO
tarafından Türkiyede küresel ısınmadan etkilenmeyecek bölge
olarak tescil edilen Kelkit Vadisinin de gelecekteki durumu HES projeleri
yüzünden en fazla etkilenecek olan bölge hâline gelmiştir. Örneğin
Kelkit Vadisinde Niksar, Reşadiye, Koyulhisar hattı üzerinde yirmiye
yakın HES projesi uygulanmakta, bu bölgede binlerce ağaç kesilmekte,
çok büyük topraklar heyelanla ırmak yatağına dökülerek
kaybedilmektedir. Bu yönlü olarak Reşadiye Belediye Başkanı
Rafet Erdem, yüreği yanmış bir şekilde yetkililere
seslenmektedir, acil önlem alınması için her platformda
konuşmaktadır. Ormanlarımız kaybediliyor, doğal denge
bozuluyor, buralardaki bu projeler mutlaka acilen durdurulmalıdır.
diyorlar.
Ayrıca
Niksar ve Erbaa ilçemizin can damarı olan Kelkit Irmağı üzerinde
yapılması düşünülen Erbaa HES Projesi, bu vadideki ekolojik
dengenin bozulmasına sebep olacaktır. Erbaa, Niksar ziraat odası
başkanları, sivil toplum kuruluşları, bu projenin ortadan
kaldırılması için büyük mücadele veriyorlar. Hatta bu mücadele
içerisinde basınıyla, gazetecileriyle, halkıyla tam bir bütün
şeklinde mücadele ediyorlar. Kendilerini birer birer tebrik ediyorum.
Ayrıca,
Niksar Belediye Başkanımız Duran Yadigar bir rapor
hazırlatmıştır. Raporun bazı bölümleri, ülkemizin her
tarafındaki tüm bölgeleri kapsayacak çok önemli noktalara hitap
etmektedir. Bu noktada da benim söyleyeceğim, bu konularla ilgili olarak,
sayın yetkililerden, bakanlık yetkililerinden de bir açıklama
beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Bakınız,
bu rapora göre, bölgeye zararları şöyle sıralanıyor:
Kelkit
Irmağı dereleşecek, kuruyacak ve ortadan kalkacaktır.
Bölge
ekonomisinde önemli değişimler oluşacak, yumuşak iklim
yapısı karasallaşıp sertleşecektir.
Su döngüsü
değişecek, yer altı ve yer üstü su dengeleri ve kalitesi olumsuz
etkilenecek, kuraklık baş gösterecektir.
Bölge yaban bitki
ve hayvan çeşitliliği zarar görecektir.
Ormanlar ve
tarım alanları, su döngüsü ve iklimsel değişimden olumsuz
etkilenecektir.
Çayır ve
meralar kuruyacak, hayvancılık olumsuz etkilenecektir.
Küresel
ısınmaya bölgenin direnme gücü maalesef kalmayacaktır.
Irmak
yatağındaki arazi toprak istismarcılarınca işgal
edilecektir.
Tarım
alanları parçalanacak ve binlerce dönüm tarım ve orman alanı
proje sahasının etkisine girecektir.
Bölge estetik ve
görsel değerlerini yitirecek, turizm değerleri maalesef
kaybolacaktır.
Bölge ekonomisi
tarım ve ormancılığın etkilenmesiyle birlikte
çöküşe girecek, işsizlik ve göç artacaktır.
Arazilerin yöre
halkından yabancılara geçişi hızlanacaktır.
Sel, erozyon,
halk ve çevre sağlığı sorunları da beraberinde
gelecektir.
Sayın
milletvekilleri, Kelkit Vadisi ayrıca Kuzey Anadolu fay hattı
üzerinde bulunduğundan birinci derece deprem bölgesidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
REŞAT
DOĞRU (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yapılacak
proje, çevreye yapacağı yıkımın yanında ileride
devleti de zarara uğratacaktır; çok acı bir tabloyla
karşı karşıya kalınacaktır.
Ülkemizde
sayıları yaklaşık olarak 1.700 dolayında olan bu HES
projeleriyle ilgili olarak her yerde davalar açılmıştır.
Davaların bazıları ise kazanılmış ve iptal
konumuna gelmiştir. Ama halkın istediği, özellikle bütün HES
projelerinin iptal edilmesi ve tekrar bunların hepsinin gözden
geçirilmesidir.
Bakınız,
son zamanlarda çeşitli enerji kaynakları gündeme getiriliyor. Enerji
ihtiyacımızı başka yollardan temin edebiliriz. Güneş
enerjisi pilleri artık dünyanın her yerinde kullanılıyor, biz
neden kullanmıyoruz? Mesela, son yıllarda gelişmiş
ülkelerde gördüğümüz, deniz kenarına kıyıdan uzakta
kurulmuş rüzgâr türbinleri kurulabilir, yine başka illerde
kurulabilir. Yıldız, poyraz ve karayel gibi kuvvetli rüzgârlara sahip
bölgelerimize kuracağımız rüzgâr türbinleri ile HESlerden elde
edeceğimiz enerjiden çok fazlasını hem de doğayı
tahrip etmemiş olarak elde edebiliriz.
Bu tür
düşüncelerimi sizlerle paylaşıyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Gündem
dışı üçüncü söz, Eskişehir ilinin sorunları
hakkında söz isteyen Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmeze
aittir. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Sönmez.
3.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, hain
terör saldırılarını kınadığına ve
dolunun Eskişehirde meydana getirdiği zarara ve ilin diğer
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
FEHMİ MURAT
SÖNMEZ (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Eskişehirin bazı sorunlarını dile getirmek için gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle hain
terör saldırılarını kınıyor, tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve ülkemize
başsağlığı diliyorum.
Eskişehir,
cumhuriyet tarihi boyunca şehirleşmeyi ve sanayileşmeyi ilk
başaran kentlerden birisidir. Eskişehirin son yıllarda
ağır sorunları vardır ama ben vakit darlığı
nedeniyle sadece bir iki tane güncel olana değineceğim.
Eskişehir
ilçelerine geçtiğimiz hafta dolu yağdı. Tarladaki ürün yüzde 10
ile yüzde 90 arasında zarar gördü. Zarar gören tarlaları gördük,
gezdik. Vatandaş Hükûmetten umudunu kesmiş Allaha yalvarır
durumda, bütün umudunu harmana ve hasada bağlamış. Tüm
borçlarını hasada ertelemiş olan çiftçimize eğer Hükûmet
yardım etmezse yiyecek ekmek bulamayacağı gibi, elinde kalan
malını da icra götürecek. Zaten çiftçinin çoğunun traktörü de
hacizli durumda. Acilen çiftçinin zararını karşılayacak
önlemlerin alınması gerekmektedir.
Eskişehirin
en güncel ve acil konularından birisi de şehir içinden geçen demir
yolunun yer altına alınma projesidir. Bugün güncel olarak, sorun
olarak önünüze getirmemin nedeni, devam eden bu proje ile ilgili
kısaltılma söylentilerinin oluşmasıdır.
Tren yolu
Eskişehirin tam ortasından geçmekte ve şehri ikiye bölmektedir.
Hızlı trenle birlikte şehir içinden geçen demir yolunun yer
altına alınma projesi ortaya çıkmıştır, bu bir
zarurettir. Biz de bu projeyi destekledik çünkü Eskişehir için mutlaka
yapılması gereken bir projeydi ama neredeyse bu projenin de suyu
çıkmak üzere. Bunu şaka olarak söylemiyorum, çünkü kazılarda su
çıktığı ve 10 metre
Bütün herkes bilir ki Eskişehir
bir ovaya kurulmuştur ve 10 metre derinliğinde su çıkar. Su
çıkma bahanesiyle bir projenin kısaltılma şansı
olmaması gerekir. Bu, muhakkak bu projeyi yapanlar tarafından
öngörülmüştür. Zaten bu da bahanedir. Tek amaç, hattı kısaltarak
bir yıl içinde yapılacak seçimlere kadar tamamlamak ve bunu bir
siyasi ranta dönüştürmektir. Aslında hat projedekinden daha da uzun
olmalıdır. 1 kilometre daha uzun olursa demir yolunun üstünde hiçbir
zaman hemzemin geçit şehrimiz içinde kalmayacaktır. Tren yolunun
üstünde de şehri boydan boya geçen bir bulvar oluşacak, eğer
rant hesabı yapılmazsa bu bulvar da şehre yeni bir çehre
kazandıracaktır, şehrimiz için büyük bir kazanç olacaktır.
Bu
söylediğim, şehrin yöneticileri ile iktidar milletvekilleriyle,
muhalefet milletvekilleriyle herkesin ortak düşüncesidir.
Eskişehirin kaderini küçük siyasi hesaplara heba etmeyelim, kurban
etmeyelim. Eğer çeşitli bahanelerle hattı kısaltırsak
bu sizlere kâr değil, hezimet ve yıkım getirecektir.
Sayın Genel
Başkanımız Kurultayda yaptığı konuşmada
Faşizme geçit yok. demişti. Faşizm nedir? Bir sürü tarifi
yapılabilir, devlet gücünün acımasızca halk ve kişiler
üzerinde kullanılması da bir tariftir. Bir süredir Eskişehirde
Toprak işçilerinin yaşadıkları bu tarife bire bir
uymaktadır. Hepimizin bildiği gibi Toprak Holdingin fabrikaları
Eskişehirde ve hemen yanı başındaki Bozüyükte
bulunmaktadır. Ağustos 2009da TMSF Topraka el koyduğu zaman
işçilerimiz sevinmiş Mağduriyetimiz ortadan kalkacak,
alacaklarımızı artık devletten daha kolay
alırız. diye düşünmüştür ama maalesef,
işbaşındakilerin sosyal devlet anlayışından ve hukuktan
uzak olduğunu unutmuşlardır. TMSF el koymadan önce
işçilerin açtıkları tazminat ve alacak davaları
sonuçlanmış ve mahkeme, işçilerin haklarını
kendilerine teslim etmiştir, yasal faiz ile ödenmesine karar
vermiştir. İşçiler, ilamları icraya koymuştur ancak
TMSF mallara el koyduğu için sonuç alınamamıştır
Satılamaz. denilmiştir ve bu yol da kapanmıştır.
Bir
kısım işçi tekrar işbaşı yapmış ama
çoğu işçi yeniden işbaşı yapamamıştır.
Bunları, aileleriyle birlikte işbaşı yapamayanları
topladığımız zaman 8-10 bin kişiye tekabül etmektedir
ve bu sırada TMSF bir ibraname hazırlamıştır ve
ibranamede işçilere demiştir ki: Siz faizlerinizden vazgeçin,
alacağınızın yüzde 12sini almayın, biz de size
alacağınızı ödeyelim. Aksi hâlde hiçbir şey
alamazsınız. Yani bir, işçinin başına silah
dayanmadığı kalmıştır. Evde çocuğuna ekmek
götüremeyen, aylardır aç olan bir insan, bu işçilerimiz, mecburen bu
teklifi kabul etmek zorunda kalmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
FEHMİ MURAT
SÖNMEZ (Devamla) Eğer devlet gücünü kullananlar bu gücü böyle zalimce
kullanırsa buna faşizm denmez mi? Demokrasi önce hak ve hukuktur.
Eğer hak ve hukuktan yana iseniz, Demokratım. diyorsanız önce
bu Toprak işçilerinin haklarını son kuruşuna kadar ödeyin.
Demokrasi lafla olmuyor.
Süremiz
kalmadığı için Eskişehirin diğer
sorunlarını sadece başlık olarak söyleyeceğim.
Eskişehir
bir üniversite kentidir, genç nüfusu fazladır ve hızlı bir
şekilde uyuşturucu alışkanlığı
yayılmaktadır; bir an önce bunun için önlemlerin alınması
gerekmektedir.
Bir başka
problemimiz, şehrin içinden geçen kara yolu çalışmaları çok
yavaş ilerlemektedir, şehir içindeki hayatı çok
zorlaştırmaktadır; bir an evvel bunun
hızlandırılması gerekmektedir ve inşaat sektörünün
sürekli değiştirilen yönetmeliklerden dolayı
sıkıntıları vardır, bunların da bir an önce
çözülmesi gerekmektedir.
Bu sorunları
çözülmüş bir şehirde yaşamak istiyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Sönmez.
Buyurun
Sayın Güvel.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Gazeteci İlhan
Selçukun vefatına ilişkin açıklaması
HULUSİ GÜVEL
(Adana) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; dün, hayatını kaybeden
Anadolu aydınlanmasının en güçlü sesi, cumhuriyet
değerlerinin tartışmasız en onurlu savunucularından
biri olan İlhan Selçuka Allahtan rahmet diliyorum. Tüm basın camiasına
ve cumhuriyete gönülden bağlı yurttaşlarımıza
başsağlığı diliyorum. İlhan Selçuk, yürekten
bağlı olduğu cumhuriyet değerlerini erozyona uğratmak
isteyenlerin sürekli saldırısına maruz
bırakıldığı son yıllarda demokrasiye ve
halkına olan güvenini asla yitirmemiştir. Aydınlık bir
Türkiye özleminin simgesi olan İlhan Selçuka son dönemlerinde reva
görülenlerin ülkemizi karanlığa sürüklemek isteyenlerin bir
tezgâhı olduğu eninde sonunda ortaya çıkacaktır.
Bağımsız ve çağdaş bir Türkiye inancını
taşıyan yurttaşlık bilincine sahip insanlarımız
basınımızın namuslu kalemi İlhan Selçukun bize
mirası olan değerlerinin takipçisi olacaktır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Güvel.
Sayın
İnan, buyurun.
2.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın, terör
saldırılarına, Niğdedeki dolu afetine, köylerdeki içme
suyu sorununa ve çiftçilerden haksız yere alınan trafo parasına
ilişkin açıklaması
MÜMİN
İNAN (Niğde) Çok teşekkür ediyorum.
Aslında
söyleyeceğim sorunların çözüm mercisi olan Hükûmet yetkililerinin
olmaması ne kadar acı bir durum.
Ben de son
zamanlarda ülkemizin canını yakan terör olaylarında şehit
olan askerlerimize Cenabı Allahtan rahmet dilerken yaralananlara
geçmiş olsun diyor, milletimizin başı sağ olsun diyorum.
Niğdede de
geçtiğimiz haftalarda dolu afetinden çiftçilerimiz önemli bir biçimde etkilenmiştir.
Bu konuda yetkililerin derhâl tespit yapıp devletin gerekli
yardımlarda bulunabilmesi için çalışmalar
başlatmasını temenni ediyorum.
Diğer
taraftan, geçen hafta dile getirdiğim Niğdede onlarca köyün
aylardır içme suları maalesef akmamaktadır. Geçen hafta
Sayın Sağlık Bakanı bu konuyla ilgileneceğini
söylemişti ama henüz bir netice alamadık. Bunu bir kez daha
hatırlatmak istiyorum.
Diğer
taraftan, özelleştirilen elektrik şebekesinin Niğdede
haksız bir biçimde kayıp ve kaçak ve trafo parası adı altında
çiftçilerimizden bu yokluk gününde, yaz gününde bir çay parası bulamayan,
bulmakta zorluk çeken çiftçilerimizden abone başına
yaklaşık biner TL talep edilmektedir. Bu haksız
uygulamaların ortadan kaldırılması için ilgililerin derhâl
denetim yapmalarını ve özel şirketlerin bu konuyu hangi
gerekçelerle aldıklarının tespit edilmesini bir kez daha Hükûmet
yetkililerine hatırlatmak istedim, ama maalesef, söylediğim gibi
Hükûmet yetkilileri burada yok, sadece Büyük Millet Meclisindeki
saygıdeğer üyelere duyurmak istedim.
Söz
verdiğiniz için de ayrıca çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın İnan.
Sayın
İçli, buyurun.
3.- Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçlinin,
İstanbulda meydana gelen terör olayına, Gazeteci İlhan
Selçukun vefatına ve Eskişehir ilinin sorunları ile yerel
medyaya karşı yürütülen iktidar baskısına ilişkin
açıklaması
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Bugün
İstanbulda gerçekleştirilen insanlık dışı terörü
lanetliyorum ve şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum,
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Ayrıca, dün
yaşamını yitiren aydınımız İlhan Selçuka da
Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli
Başkanım, biraz evvel Eskişehirin sorunlarıyla ilgili
görüşlerini belirten Murat Sönmez arkadaşımın,
Eskişehirin sorunlarıyla ilgili dile getirdiği konulara aynen
iştirak ediyorum, ancak bu arada çok önemli, farklı bir konuya da
değinmek istiyorum.
Bugün ne
yazık ki birçok ilde siyasi iktidara muhalif olanlara karşı
acımasız bir devlet terörü estirilmektedir. Eskişehirin en
önemli medya kuruluşları bugün siyasi iktidarın bir nevi mali
denetimi altına alınmıştır. Sadece Doğan grubuna,
yaygın medya diye tanımlanan yaygın medyaya karşı
yürütülen bu iktidar baskısının, Eskişehir ilimizde bir
yerel medyaya karşı başlatılmış
olmasını da kınıyorum efendim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın İçli.
Sayın
Şandır
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
Şemdinli ve İstanbul Halkalıda meydana gelen terör
saldırısına ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak biz de bugün sabah Halkalıda yaşanan
terör saldırısında hayatını kaybeden 5
insanımıza -4 asker, 1 de kız çocuğuna- yüce Allahtan
rahmetler diliyoruz; terörü şiddetle ve nefretle kınıyoruz,
yaralı olanlara da acil şifalar diliyoruz; milletimizin
başı sağ olsun. Bu şehitlerimizin ve
yaralılarımızın sahiplerine de sabır diliyoruz, ancak
burada bir şeyi daha hatırlatmak istiyoruz.
Türkiye'yi Türk
milleti adına yöneten siyasi iktidarı, bu terörü önlemeye, bu
kanı durdurmaya da davet ediyoruz. Sayın Başbakanın geri
dönüp muhalefeti suçlamasını, bunların acılarının
paylaşılmasını istismar olarak görmesini de gerçekten bir
talihsizlik olarak görüyoruz ve kınıyoruz; ifade ettiği,
kullandığı kelimeleri de kendilerine iade ediyoruz.
Acımız
derin. Her gün, Türkiye kan kaybetmektedir ve bu kanı durdurmaktan sorumlu
olan Sayın Başbakanın da kalkıp muhalefeti suçlamak gibi
bir hakkı yoktur.
Tekrar
şehitlerimize rahmetler diliyor, milletimizin başı sağ
olsun diyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Gündeme
geçiyoruz.
Sayın
milletvekilleri, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay,
gündemin Sözlü sorular kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 28, 64,
71, 111, 114, 120, 131, 148, 174, 204, 211, 282, 302, 317, 336, 355, 392, 428,
429, 430, 491, 530, 532, 533 ve 560ıncı sıralardaki
soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Sayın
Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine
getireceğim.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 31
milletvekilinin, Abant Tabiat Parkındaki çalışmaların
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/777)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bolu Abant Tabiat
Parkında yaşanan çevre ve doğa katliamı, görsel
basınımızdan da görüleceği üzere, geri dönülemez bir
noktaya taşındığı bilim çevrelerince ifade
edilmektedir.
Bolu
Valiliği'nin 'Abant Uzun Devreli Gelişme Planı'nda yer alan
planlama kararlarına uymadığı, yapılan inşai
müdahale sonucunda, göl seviyesinin yükseldiği, su seviyesinin yükselmeyle
birlikte göl çevresindeki piknik alanlarının, ağaçların ve
yolların sular altında kaldığı, yolun
dışında yeni küçük gölcükler oluştuğu ve buradaki
ağaçlık ve ormanlık alanların da su altında
kaldığı, Kıyı Kanununa rağmen, kıyıya
yapılan müdahalelerin canlıların yuvalarının
bozulmasına ve ekosistemin zarar görmesine neden olduğu,
Valiliğin Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve
Milli Parklar Genel Müdürlüğünün 19 Mart 2009 tarihli raporuna rağmen
çevre katliamının devam ettiği, bunun yanı sıra, Çevre
ve Orman Bakanlığına bağlı Batı Karadeniz
Ormancılık Müdürlüğünün raporunun, valiliğin çalışmalarına
olumsuz görüş bildirdiği; Abant Uzun Devreli Gelişme
Planına ve sorumlu kamu kurumlarının uyarılarına
karşın Bolu Valiliğinin Türk Ceza Yasasının (TCK)
Çevrenin Kasten Kirletilmesine yönelik suçlara yönelik 181. maddesinde ve yine
TCK'nın 257 ile diğer ilgili maddelerinde öngörülen suçları
işlediği düşünülmektedir.
Her dönem yerli
ve yabancı turistlerce ziyaret edilen Abant Tabiat Parkının
ülkemizin sayılı ulusal değerlerinden biri olduğu,
burayı olumsuz kılacak her türlü müdahalenin sadece ekonomik
değil, ekolojik olarak da zarar göreceği, ülkemizin taraf olduğu
ve imzaladığı uluslararası sözleşme ve kararlara
rağmen Abant Tabiat Parkında yapılan inşai müdahale ve
imalatların uluslararası çevrelerde ülkemizi zor durumda
bırakacağı düşünülmektedir.
Bu anlamda, Abant
Tabiat Parkında yaşanan doğa katliamının
durdurulması ve bu ulusal değerimizin geri
kazandırılmasına yönelik çalışmaların
yapılması için Anayasanın 98., içtüzüğün 104 ve 105'inci
maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
2) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
3) Metin Arifağaoğlu (Artvin)
4) Mehmet Fatih Atay (Aydın)
5) Ali Oksal (Mersin)
6) Yılmaz Ateş (Ankara)
7) Osman Coşkunoğlu (Uşak)
8) Hüsnü Çöllü (Antalya)
9) Zekeriya Akıncı (Ankara)
10) Birgen Keleş (İstanbul)
11) Erol Tınastepe (Erzincan)
12) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
13) Şevket Köse (Adıyaman)
14) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
15) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
16) Tayfur Süner (Antalya)
17) Atila Emek (Antalya)
18) Gökhan Durgun (Hatay)
19) Tekin Bingöl (Ankara)
20) Ali Arslan (Muğla)
21) Nevingaye Erbatur (Adana)
22) Gürol Ergin (Muğla)
23) Nesrin Baytok (Ankara)
24) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
25) Tacidar Seyhan (Adana)
26) Sacid Yıldız (İstanbul)
27) Selçuk Ayhan (İzmir)
28) Hulusi Güvel (Adana)
29) Abdulaziz Yazar (Hatay)
30) Ahmet Küçük (Çanakkale)
31) Osman Kaptan (Antalya)
32) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
Gerekçe:
Abant Tabiat
Parkının, sahip olduğu özellikler ve değerlerin
korunması, gelecek kuşaklara aktarılması düşüncesiyle,
Abant Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı (UDGP)
hazırlanmıştır.
Abant Tabiat
Parkında, ekosistemlerin devamlılığının
sağlanması, doğal hayat habitatlarının korunması,
göl kenarındaki turbalaşmanın önlenmesi, yaylalardaki düzensiz
yapılaşmanın önlenmesi, günübirlik kullanımların
denetim altına alınması, çevre kirliliğinin önlenmesi,
koruma-kullanma dengesinin sağlanması, Tabiat Parkı
sınırları içinde kirlilik ve gürültü oluşturan araç
trafiğinin önlenmesi gibi kararlar planın (UDGP) hedefleri
arasında yer almıştır.
Abant Tabiat
Parkı'nın Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nden
alınıp, Bolu İl Özel İdaresi'ne devredilmesiyle,
Valiliğin Abant Tabiat Parkında bir dizi inşai faaliyete
giriştiği, Abant Uzun Devreli Gelişme Planı'na
aykırı olarak sürdürülen faaliyetler neticesinde; Abant gölü
kıyısının kazı faaliyetleri sonucu bozulduğu,
mevcut yolda genişletme çalışmalarının
yapıldığı, yol zeminin hafriyatla doldurulduğu, 670
civarında ağacın kesildiği, gölün dere ile olan
bağlantısındaki menfezlerin değiştirilmesi sonucu göl
sularının yükseldiği, çevresinde yer alan mera
alanının göle dönüştüğü, ağaçların ve endemik
bitkilerin sular altında kaldığı, yazılı ve
görsel basınımızda yer alan haberlerden ve açıklamalardan
anlaşılmıştır.
Sadece ülkemizin
değil, bölgemizin hatta dünyamızın en önemli doğal ve
kültürel değerlerinden biri olan Abant Tabiat Parkında yaşanan
doğa katliamının, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan ve 19 Mart 2010 tarihinde Genel
Müdürlüğe, 23 Mart 2010'da ise Valiliğe iletilen raporla da
doğrulandığı yetkililerin açıklamalarından
anlaşılmaktadır.
Bu bilgiler
ışığında;
Türkiye'nin
çevreyle ilgili taraf olduğu ve imza attığı uluslar
arası sözleşme, protokol ve kararlara ne kadar bağlı
kaldığı,
Türkiye'nin
çevreye ilişkin taahhütlerini yerine getirmemesinin ortaya
çıkardığı sonuçlar ve bu sonuçların AB üyeliğine
yapacağı olumsuz etkiler,
Kıyının eski haline geri döndürülmesinin mümkün olup
olmadığı;
Valiliğin
çalışmalarının, tüm dünyada nesli tükenmekte olduğu
için Uluslararası Bern Sözleşmesi gereği, mutlak koruma
altına alınan ve kırmızı listede bulunan Su
Samurlarının (Lutra lutra) yaşam alanları ve
yuvalarının bozularak kaybolmalarına ya da ölmelerine neden olup
olmadığı,
Su
ekosisteminde en önemli yaşam alanı olan ve küçük canlıların
en önemli yuva ve yumurta bırakma alanları olan akarsu ve göl
kıyı alanlarındaki girinti ve çıkıntıların
inşai faaliyet sonucu zarar görüp görmediği,
Dünyada sadece
Abant havzasında yetişen, ancak yapılan çalışmalar
sonucu kaybedildiği ifade edilen endemik bitkilerin, ülkemize yeniden
kazandırılmasının mümkün olup olmadığı,
Yapılan
faaliyetler sonucu kaç ağacın kesildiği ve kaç ağacın
toprak altında kaldığı,
Abant Tabiat
Parkında yaşanan doğa katliamının sonuçları ve
tahribatın ülkemize maliyeti,
İçişleri Bakanlığınca, kıyının
değiştirilmesi faaliyetlerine ve doğanın tahribatına
seyirci kalan veya bizzat tahribat emirlerini veren mülki amirler ve diğer
yetkililer hakkında bugüne ne tür bir işlem
yapıldığı,
Bolu Valisinin,
Abant Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planını (UDGP)
dikkate almadan, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
uzmanlarının ve Batı Karadeniz Ormancılık
Müdürlüğü uzmanlarının raporlarına rağmen,
yapmış olduğu çalışmalar "Çevreyi Kasten
Kirletenlere" ilişkin TCK'nın 181. maddesiyle, yine TCK'nın
257 ve sair ilgili maddelerine göre değerlendirilip,
değerlendirilmediği:
Gibi
soruların ve alınacak önlemlerin, belirtilen gerekçelerle Yüce
Meclisimizde ele alınması ve incelenmesi önem arz etmektedir.
2.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 30
milletvekilinin, çiftçi borçları sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/778)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tarım
sektöründe çalışan çiftçilerimiz borç batağında
yaşamaktadırlar. Her 10 çiftçiden 9'u borçlu, 3'ü icra takibinde,
borçlarını ödeyemeyen her 10 çiftçiden 1'i de hapistedir.
2007 ve 2008'de
yaşanan kuraklık tarım sektörünü ciddi olarak
sarsmıştır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi
Kooperatifleri'nden kredi kullanan çiftçilerin kredi borcu faizini ödemek
şartı ile geçen yıl yapılan yerel seçim öncesinde 1
yıl ötelenmişti. Ötelenen bu 3 milyar liralık kredi 2010
yılında geri ödenecektir.
3 milyar
liralık kredi borcu bulunun çiftçilerimiz bu yılı sel ve don
felaketleriyle geçirmiştir. Trakya, Antalya ve Ege bölgesinde sel felaketi
ciddi zarara yol açmıştır. Ege'de özellikle Manisa'da üzümde,
Malatya'da kayısıda, Karadeniz'de fındıkta don felaketi
etkili olmuştur. Sel ve don felaketinin tarımsal kredilerin geri
ödenmesine olumsuz etkisi olacağı herkes tarafından bilinen bir
gerçektir. Üretim kaybı ve maliyetlerin yükselmesi nedeniyle üretici
krediyi ödemekte zorlanacaktır.
Çiftçilerimizin
yalnızca Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankalarına
değil, diğer tüm bankalara da borcu vardır. Tüm bankalar
tarım kredisi kullandırmaktadır. Bu rakamlara bakacak olursak
durumun vahameti ortaya çıkmaktadır. Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 2007 yılında tarıma toplam
10 milyar 30 milyonluk kredi verilirken takibe düşen kredi tutarı 304
milyon 839 bin lira olmuştur. 2008'de tarım kredileri 12.8 milyar
liraya, takipteki kredi miktarı 451 milyon liraya yükselmiştir. Geçen
yıl ise, tarımsal krediler 14.9 milyar liraya ulaşırken
takipteki kredi miktarı iki katına çıkarak, 941 milyon liraya
ulaşmıştır. 2010 şubat sonu itibariyle çiftçilerimizin
kullanmış olduğu tarımsal kredi rakamı 15.6 milyar
liraya ulaşmıştır. Takipteki kredi miktarı ise 2010
Şubat ayı itibari ile 1 milyar lira düzeyine
ulaşmıştır.
Verilere
bakıldığında kullanılan krediye göre takibe düşen
kredi miktarı oransal olarak çok daha hızlı artmaktadır. Bu
yıl tarım kredileri açısından en kritik yıl
olacaktır. Bankalara olan kredi borçlarını ödeyemeyen çiftçilerimiz
ayrıca önceki yıllardan Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçlarını da ödeyemeyecekler, bu durum
çiftçilerimiz için daha büyük borç ve haciz batağına neden
olacaktır. Borcunu ödeyemeyen çiftçilerimiz topraklarını
kaybedecek ve hapislere düşecektir.
Ekonomik krizin
yaşandığı ülkemizde işsizlik en önemli sorunken,
hükümet bu konuya kayıtsız kaldığı gibi
çiftçilerimizin sorunlarını da görmezden gelmektedir.
Türkiye'de
işsizlik oranı yüzde 14,5'i görünürken borç batağındaki
çiftçilerimiz bu işsizler arasında sayılmamaktadır. Ancak
borç ve icra batağında olan çiftçilerimiz çaresizdir.
Türkiye'de her
kesim yoğun bir geçim derdi çekmektedir. İşçisinden, memuruna,
küçük esnafından, işsizine kadar nasıl hayatını idame
ettireceğini düşünen halkımız gibi çiftçilerimiz de geçim
sıkıntısı çekmekte, ellerinde tarım ürünleri
borçlarını karşılamamaktadır.
Çiftçilerin
yaşadıkları sorunlar yalnızca çiftçileri ve onların
ailelerini değil tüm toplumu ilgilendirmektedir. Çiftçinin sorunu
tarımın sorunudur. Tarım ise bir toplum için vazgeçilmez, en
önemli sektördür. Çiftçisinin sorunlarını çözemeyen bir ülke
halkının gıda sorununu da çözemez.
Borç
batağındaki çiftçilerimizin sorunlarının tespiti, ortaya
çıkarılması ve çözümlenmesi amacı ile Anayasamızın
98. maddesi, İçtüzüğümüzün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir
Araştırma Komisyonu kurularak konunun tüm boyutlarıyla
araştırılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
1) Turgut Dibek (Kırklareli)
2) Tansel Barış (Kırklareli)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Çetin Soysal (İstanbul)
5) Erol Tınastepe (Erzincan)
6) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
7) Şevket Köse (Adıyaman)
8) Birgen Keleş (İstanbul)
9) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
10) Enis Tütüncü (Tekirdağ)
11) Tayfur Süner (Antalya)
12) Hüsnü Çöllü (Antalya)
13) Atila Emek (Antalya)
14) Gökhan Durgun (Hatay)
15) Tekin Bingöl (Ankara)
16) Ali Arslan (Muğla)
17) Nevingaye Erbatur (Adana)
18) Gürol Ergin (Muğla)
19) Nesrin Baytok (Ankara)
20) Mehmet Şevki
Kulkuloğlu (Kayseri)
21) Tacidar Seyhan (Adana)
22) Abdullah Özer (Bursa)
23) Sacid Yıldız (İstanbul)
24) Selçuk Ayhan (İzmir)
25) Hulusi Güvel (Adana)
26) Abdulaziz Yazar (Hatay)
27) Ali Oksal (Mersin)
28) Osman Kaptan (Antalya)
29) Ahmet Küçük (Çanakkale)
30) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
31) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
3.-
Siirt Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, Siirtteki cinsel
istismar olayının araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/779)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Siirt'te
yaşanan "nitelikli cinsel istismar" vakası ile ilgili
olarak meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Osman Özçelik (Siirt)
2) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi Yıldız (Batman)
6) Akın Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) M. Nuri Yaman (Muş)
13) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
14) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
İlköğretim
Okulu öğrencisi 7 kız çocuğuna, yaşları 14 ila 70
arasında değişen onlarca kişinin tecavüz ettiği
skandalı kamuoyunun gündeminde geniş bir biçimde yer
almıştır. Çocuklar aynı okulda eğitim görmektedirler
ve durumlarını rehber öğretmenleri ile paylaşmaları
üzerine skandal açığa çıkmıştır.
10.4.2010
tarihinde Siirt Cumhuriyet Başsavcılığının
talimatıyla başlatılan soruşturma kapsamında
sorgulanan 100 kişiden 17 si tutuklanmış 25 kişi ise
gözaltında alınmıştır.
Kız
çocuklarının ifadesi doğrultusunda aynı sınıftan
yaşları 14 ila 16 arasında değişen yedi erkek
öğrenci de gözaltına alınmıştır.
Yaşları küçük olduğu gerekçesiyle serbest bırakılan bu
yedi öğrenci hakkında Savcının itirazı üzerine yeniden
tutuklama kararı çıkartılmıştır. Mahkemenin
gizlilik kararı aldığı bu olayla ilgili Siirtli
hukukçuların verdiği bilgilere göre, kızların
şikayetçi olduğu kişiler arasında rütbeleri ve isimleri
bilinmeyen bir asker ve bir de polis memuru bulunmaktadır. Ancak genel
kanı çocukların korktukları için bu iki zanlının isimlerini
söyleyemedikleri yönündedir.
Olayda adı
geçen kişiler arasında çocukların öğrenim gördüğü
okulun müdür yardımcısının da aralarında
bulunduğu bazı esnaf ve şehrin ileri gelenlerinin de ismi
geçmektedir. Olayın ortaya çıkmasının ardından iki
kamu görevlisi de açığa alınmıştır. Tutuklanan
kişiler ile ilgili Emniyet ve Savcılığın basına
koyduğu ambargo "adı geçen isimler arasında deşifre
olmaması gereken isimler mi var?" sorularını da beraberinde
getirmektedir. Kızların yaklaşık iki yıldır
tecavüze maruz kaldığı da şehirde bilinmesine rağmen
olaydan haberdar olanların neden sessiz kaldığı da
aydınlatılması gereken noktalardan birisidir.
4.- Siirt Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin,
zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi konusunda Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/780)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İlköğretim
ve Ortaöğretimde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin
zorunluluğunun kaldırılması ve içeriğinin düzenlenmesi
konularında Anayasanın 98'inci ve TBMM İçtüzüğün 104 ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Osman Özçelik (Siirt)
2) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi Yıldız (Batman)
6) Akın Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) M. Nuri Yaman (Muş)
13) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
14) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe
Türkiye'de din
eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta ve sürekli
güncelliğini korumaktadır. Türkiye'nin Avrupa Birliğine (AB)
aday olması, tartışmalara ayrı bir boyut daha
kazandırmaktadır.
Türkiye
Cumhuriyeti devleti bir yandan AB sürecine uyum yasaları hazırlarken,
diğer yandan AB Anayasası ve uluslararası sözleşmelerde
belirtilen, bireysel özgürlük, hukukun üstünlüğü, insan hakları,
kültürel çeşitliliğin tanınması, demokrasi ve din ile
devlet ilişkilerinin ayrılığı üzerine kurulmuş
olan tanımlamaları görmezden gelmemelidir. AB Temel Haklar
Bildirgesinin, 54'üncü maddesinin büyük çoğunluğu, insan onuru,
demokrasi, bireyin düşünce ve din özgürlüğü, eğitim hakkı,
yasalar önünde eşitlik, ayırımcılık yasağı,
kültürel dinsel çeşitlilik, sosyal güvenlik ve kişi haklarına
saygıya dayalıdır ve bu haklar yasalarla teminat altına
alınmıştır.
Anayasanın
24'üncü maddesinde: "Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine
sahiptir ve hiç kimse, dini inançlarından, ibadetinden, inanç ve
kanaatlerinden dolayı kınanamaz, suçlanamaz" denmektedir. Fakat
din ve ahlak eğitimi ve öğretiminde "Sünni İslam"
devletin gözetimi ve denetiminde zorunlu olarak öğretilmektedir.
Alevilerin, diğer din ve mezheplerin inançsal, kültürel
farklılığı ve kimliği yok sayılmaktadır.
Dolayısıyla Türkiye'de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde
mezhepler üstü aydınlatıcı ve bilgilendirici, nesnel ve objektif
bir eğitimden söz edilememektedir. Sünni İslamın
yayılması ve dayatılması tek seçenek olarak
sunulmaktadır. Türkiye'de nüfusun yaklaşık ĵü farklı inanç
ya da mezheplere aittir.
Amerika
Birleşik Devletleri Dışişleri
Bakanlığının yayınladığı 2009 dini
özgürlükler raporunun Türkiye bölümünde yer alan veriler şu
şekildedir:
Türkiye'nin
Dinler Demografisi;
15-20 milyon
Alevi 15.000 Süryani
500.000 Şii
Caferi 10.000 Bahai
65.000 Ortodoks 5.000
Yezidi
23.000 Yahudi 6.000 Protestan
Çeşitli
ülkelerdeki din eğitimi uygulamalarının bilinmesi ve Türkiye ile
karşılaştırılması,
Karşılaştırmalı Eğitim Bilimi ve Türkiye'deki din
eğitimi tartışmaları açısından önem
taşımaktadır. Bazı ülkelerde din eğitimi ve
öğretimi yaklaşımları;
Avusturya:
Avusturya'da 1959 tarihli Anayasanın 2. maddesindeki, "Devlet,
eğitim ve ders konularında üzerine aldığı görevi
ailenin kendi dinî inançlarını ve dünyaya bakış
açılarını dikkate alarak ve haklarına riayet ederek yerine
getirmelidir" hükmüne göre din eğitimi verilmektedir.
Almanya:
Çocuğun Din Kültürü dersine katılıp
katılamayacağına aileler karar vermektedir. Dersi seçmeyenler
alternatif olarak sunulan etik/ahlak dersine girmek zorundadır.
Fransa: Devlet
okullarında herhangi bir dinin eğitimi ve öğretimi
verilmemektedir. Ancak büyük kitleler tarafından benimsenen dinler,
ilkokuldan lise son sınıfa kadar okutulan tarih kitaplarında
'dinler tarihi' ve 'din kültürü' dersi olarak müfredatta yer almaktadır.
İtalya: Din
eğitimi ve öğretimi anaokulu ve ilkokulda haftada 2, ortaokul ve
liselerde 1 saat isteğe bağlı olarak verilmektedir. Bu derse
katılmayanlar alternatif ders alabilmekte veya okuldan
çıkabilmektedir.
Birleşik
Krallık (İngiltere İskoçya, Galler, K. İrlanda): Bütün
okullarda din kültürü eğitimi verilmektedir. Okulların yüzde 23'ü
kilise okuludur. Ailelere dinî hassasiyetlere göre okul seçme imkânı
verilmektedir.
Laik ve
Demokratik devletin, işleyişi gereği resmi bir dininin
bulunmaması gerekmektedir ve belli bir dine üstünlük
tanınmamalıdır, ayrıca laik devletin belirli bir dinin
gereklerini yasalar ve diğer idari işlemlerle geçerli kılmaya
çalışmaması gerekir. Bu bağlamda, laik bir devlette belli
bir dinin, eğitim ve öğretimi zorunlu hale getirilemez. Anayasada da
belirtildiği üzere Din kültürü ve Ahlak bilgisi dersi adı altında
bütün dinler ve mezhepler rasyonel ve nesnel bir biçimde öğretilmelidir ve
bu öğretimde seçmeli ders olarak müfredatta yer almalıdır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Vural,
sisteme girmişsiniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet Sayın Başkanım. Bir konu hakkında
yerimden bir söz talebim var müsaade ederseniz.
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Amasya
Tamiminin 91inci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım, bugün, aslında Amasya
Tamiminin yıl dönümü. Doksan bir yıl önce bugün Türk milletinin
tarih sahnesinden silinmek istediği bir dönemde Amasyada yanan
bağımsızlık meşalesi Türk Kurtuluş
Savaşının da fitilini ateşlemiştir. Bu Tamimle
bağımsızlığın ancak ve ancak milletin azim ve
kararlılığıyla gerçekleşeceği tüm dünyaya ilan
edilmiş, milletin içinde bulunduğu ağır koşullara
rağmen Amasyada ilan edilen bu düstur çerçevesinde, inanç, azim,
fedakârlık ve büyük bir kahramanlık örneği sergileyen Türk
milleti yedi düvele karşı girişilen millî mücadelede
başarıya ulaşmıştır. Bu Tamim vesilesiyle,
millete, millî egemenliğe, millî iradeye dayalı devletimizin ilelebet
yaşatılacağına dair azim ve
kararlılığımız aynen devam etmektedir. Bu vesileyle,
cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı Amasya Tamiminin
yıl dönümünü kutluyor, Tamimin gösterdiği istikamette yürüyerek
milleti bağımsızlığa kavuşturan ve bu güzel
vatanı bize emanet bırakan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk
olmak üzere bütün gazilerimizi, şehitlerimizi, rahmetle, minnetle
anıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Vural.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi vardır,
ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) TEZKERELER
1.- İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de
çalışabilmesine ilişkin tezkeresi (3/1230)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde bulunduğu dönemde de çalışabilmesine dair bir talebi
olmuştur. Başkanlığımızca uygun görülen bu talep
İçtüzüğün 25 inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
III.- YOKLAMA
CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama
Bakacağız efendim.
Sayın
Anadol, Sayın Hamzaçebi, Sayın İnce, Sayın Çakır,
Sayın Güvel, Sayın Köse, Sayın Çöllü, Sayın Öztürk,
Sayın Karaibrahim, Sayın Emek, Sayın Süner, Sayın Sönmez,
Sayın Paçarız, Sayın Halıcı, Sayın Pazarcı,
Sayın Serter, Sayın Erenkaya, Sayın Günday, Sayın
Yalçınkaya, Sayın Küçük.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Kuzu kuzu gelin, kuzu kuzu!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kuzular burada oturuyor kuzular! Kuzu kuzu oturun
burada!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Kuzu kuzu gelin!
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati : 15.57
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:16.07
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
İstem
üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
yoklama işlemini tekrarlayacağım ve yoklama için iki dakika süre
vereceğim.
Yoklama
işlemi başlamıştır.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) TEZKERELER (Devam)
1.- İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de
çalışabilmesine ilişkin tezkeresi (3/1230) (Devam)
BAŞKAN -
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının vermiş
olduğu tezkeresini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler
Tezkere kabul edilmiştir.
Diğer
tezkereyi okutuyorum:
2.- Dilekçe Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
tatilde bulunduğu dönemde de çalışabilmesine ilişkin
tezkeresi (3/1231)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Dilekçe
Komisyonunun, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de
çalışabilmesine dair bir talebi olmuştur.
Başkanlığımızca uygun görülen bu talep
İçtüzüğün 25 inci maddesi gereğince Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (10/618) esas numaralı Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 22/06/2010 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına dair CHP Grubu önergesi
22.06.2010
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 22.06.2010 Salı günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Kemal Anadol
(İzmir)
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündemin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmında yer alan (Faili Meçhul Siyasi Cinayetler Konusunun
Araştırılması Amacıyla); (10/618) esas numaralı
Meclis Araştırma Önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun,
22.06.2010 Salı günlü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk.
Buyurunuz
Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; faili meçhul
bırakılan siyasi cinayetlerin araştırılması
üzerine Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yılmaz savunucularından,
demokratik hukuk devleti ilkesinin önderlerinden, üstat, büyük gazeteci
İlhan Selçukun ölümü nedeniyle kendisine Allahtan rahmet, İlhan
Selçuku seven tüm dostlarına başsağlığı
diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, cumayı cumartesiye bağlayan gece PKK örgütü
tarafından Hakkârinin Şemdinli ilçesinde bir tabura, bir askerî
birliğin üssüne yapılan hain terör saldırısını
lanetliyorum. Hain saldırıda yaşamını yitiren
şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Hükûmet yetkililerinin,
katledilen her şehidimizin ardından rutin hâle gelen beylik cümlelerle
dolu sözlerinde cektir, cağız, ceğiz şeklindeki
hiçbir derde derman olmayan soyut ve afaki demeçlerini bırakarak terörün
bir an önce son bulması için yapması gerekenleri yapması,
yapmaması gerekenleri yapmaması milletimizin artık ortak ve acil
talebidir. Çünkü ateş sadece düştüğü yeri yakmıyor, sadece
terörde şehit düşenlerin canı yanmıyor, terörün
yaktığı ateş tüm Türkiyenin, doğusuyla
batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle her tarafını yakar hâle
gelmiştir. Terörün yaktığı ateş artık sadece
şehitlerin yakınlarının canını yakmıyor, tüm
Türk ulusunun canını yakıyor, yüreğini kanatıyor,
içini acıtıyor değerli arkadaşlarım. Artık buna
son vermek zamanı gelmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, şehitlerimizin acılarıyla dolu böylesine
bir günde, geçen gün biz Babalar Gününü kutladık. Ancak bu Babalar
Gününde, gerçekten, siyasi cinayetlerde babalarını,
yakınlarını yitirmiş insanların buruk
acılarını da yaşadık.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyenin tarihine baktığımız
zaman siyasi cinayetlerle dolu ve bu siyasi cinayetlerin failleri, kimler
tarafından işlendiği, neden işlendiği bugüne kadar bir
türlü tespit edilememiş. 1948 yılında Sabahattin Âlinin
öldürülmesiyle başlayan siyasi cinayetlerdeki belirsizlik, bugüne kadar olan
süreçte bütün hızıyla devam etmiş. Türkiyenin geçmişindeki
karanlıkların aydınlatılması, demokrasimizin ve
özgürlüklerimizin gelişmesi açısından önemlidir. Türkiyenin
geçmişindeki bu karanlıkları aydınlatacak yegâne güç de,
kayıtsız ve şartsız sahip olduğu egemenliği
millet adına kullanan Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Değerli
arkadaşlarım, siyasi cinayetlerde yakınlarını kaybeden
kişilerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformunun
yakınlarının neden, nasıl, kimler tarafından
katledildiğine yönelik beklenti ve arayışları
aralıksız sürdürmüştür. Bu nedenle bu siyasi cinayetlerde
yakınlarını kaybeden bu Toplumsal Bellek Grubu, 11 Şubat
2010 günü başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olmak
üzere, tüm siyasi parti gruplarına başvurarak bu siyasi cinayetlerin
aydınlatılmasına yönelik taleplerini Meclis Başkanı ve
gruplara iletmiştir. Meclis Başka-nı da bunların
taleplerini bir yazı ekinde grup başkan vekilliklerine
iletmiştir.
O tarihte
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olarak bizlerin verdiği Meclis
araştırması önergesi, bu ziyaretten iki ay sonra CHP Grubu
önerisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine 6 Nisan 2010 tarihinde
grup önerisi olarak getirilmiştir. Üzülerek söylüyorum ki, Cumhuriyet Halk
Partisinin bütün siyasi mülahazalardan uzak olarak, sadece ve sadece yakınlarını
siyasi cinayetlerde kaybetmiş insanların ve toplumun
vicdanlarını rahatlatmaya yönelik bu taleplerini karşılamak
üzere getirdiği bu Meclis araştırması önergesi, bu Genel
Kurulda AKPli milletvekili arkadaşlarımızın oylarıyla
reddedilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, yine, Cumhuriyet Halk Partisinin 1 Mayıs 1977
kanlı olaylarının araştırılmasına
ilişkin Meclis araştırması önergesi, bu Meclis Genel
Kurulunda 20 Nisan 2010 tarihinde AKP oylarıyla reddedilmiştir.
Doğu ve Güneydoğu Anadoluda sürdürülen JİTEM faaliyetlerine
ilişkin bu Mecliste bir partinin verdiği önerge bu Genel Kurulda AKP
oylarıyla reddedilmiştir. Yine bir partinin darbelerin
araştırılmasına yönelik verdiği önerge, bu Meclis
gru-bunda AKP oylarıyla reddedilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, demokratikleşme iddiasının ve sürecinin
işletilmeye çalışıldığı bu süreçte Türkiye
Büyük Millet Meclisi gerçekten demokrasiyle yakından ilgili olan bu talep
konusunda araştırma yapmayacak da, neyin araştırmasını
yapacak? Hani, biz gerçekten Türk milleti olarak geçmişinde
karanlıkları olmayan, gerçekten faili meçhul bırakılan
siyasi cinayetleri olmayan, demokratik hukuk ilkeleriyle yoğrulmuş
bir Türkiyeyi, aydınlık bir Türkiyeyi gelecek
çocuklarımıza nasıl bırakacağız?
Değerli
arkadaşlarım, bu siyasi cinayetlerde yakınlarını
kaybeden kişile-rin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu,
gerçekten bu önergenin reddedilmesine rağmen bu Meclisten umudunu,
beklentisini kaybetmemiştir ve bunun aydınlatılacağına
yönelik, buna ilişkin Meclis araştırması komisyonu
kurulaca-ğına yönelik umut ve beklentisi inatla ve sabırla devam
etmektedir. Bu anlam-da da kendileri faaliyetlerini sürdürmektedirler. Millî
iradenin temsilcisi olan, milletin kayıtsız ve şartsız
sahip olduğu egemenliği kullanma yetkisine sahip olan bu Meclis, bu
insanların ve toplumun bu çığlıklarını
görmezlikten, duymazlıktan gelemez, hiçbir şey yokmuş gibi
davranamaz. Bakın, bu amaçla geçtiğimiz 19 Haziran günü bu Toplumsal
Bellek Grubu İstanbulda bir etkinlik düzenledi.
Siyasi
cinayetlerin üstüne resmen püskürtülen karanlıkların
aydınlatılması çağrımızı bir kez daha
tekrarlıyoruz. 19 Haziran Babalar Gününde, Benim Babam Bir
Kahramandı etkinliğinde birbirimizi görmek, hep birlikte
yüzleşmek dileğiyle İstanbulda, Rıfat Ilgazda bir
etkinlik düzenlemişlerdir.
Değerli
arkadaşlarım, buradan da anlaşılmaktadır ki, bu
insanlar, bu siyasi cinayetlerin üzerine örtülen örtünün
karanlığının resmen yapıldığını
söylemektedirler yani bunun gerçekten devlet içerisindeki yapılanmalar eliyle
yapıldığını söylemektedirler; bu, çok vahim bir
durumdur. Türkiye Büyük Millet Meclisi, demokratik hukuk devletinde böylesine
bir vahim durumla yaşayamaz, bunu aydınlatmak durumundadır.
Değerli
arkadaşlarım, geçmişe baktığımız zaman,
gerçekten 1 Mayıs 1977 katliamları yapıldı, 16 Mart 1978de
İstanbul Üniversitesi önünde öğrencilerin üzerine bombalı
saldırılar yapıldı; bunlar, gerçekten 12 Eylül 1980e
gelmenin işaret fişeğiydiler. 12 Eylül 1980e taşıyan
ve 12 Eylül 1980den sonra devam eden olaylar arasındaki fiil ve fail
bağlantısından yola çıktığımız zaman,
faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin işlenmesinde
halkın iradesiyle işbaşına gelen hükûmetlerin üstünde bir
gücün varlığını gösterdiği kanısı toplumda
uyanmaktadır.
Emperyalizmin
geri kalmış ülkelerde besleyip büyüttüğü kontrgerilla
faaliyetinin ve bu faaliyetin üstünün örtülerek delil karartma
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) -
ve zaman aşımı manevralarıyla
yargısal süreçte kendisini gösteren bir devlet geleneğinin
varlığının saptanması, devleti esas alan, devletin
hukuku yerine yurttaşı esas alan hukuk devletinin önündeki tüm
engellerin kaldırılması için Sabahattin Aliden günümüze kadar
işlenmiş olan siyasi cinayetlerin neden, nasıl, kimler
tarafından işlendiğinin araştırılması ve
arkasındaki gizli ilişkilerin ve gerçekten, örgütsel
yapıların ortaya çıkarılması demokratik hukuk
devletinin gelinen süreçte olmazsa olmaz koşuludur, demokrasimizin
gelişiminin koşuludur. Bu nedenle, bu siyasi cinayetlerin
araştırılmasına yönelik bu Meclis
araştırması önergemizi tekrar Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
olarak Genel Kurulun takdirlerine sunma ihtiyacını hissettik.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) Bağlıyorum efendim.
Hiçbir siyasi
mülahaza öngörmeksizin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin oy birliği ile bu
araştırma önergesini kabul ederek gerçekten, geçmişimizde
karanlık olan noktalara ışık kaynağı
saçmasını diliyorum ve bu konuda hem toplumun hem demokrasi
güçlerinin hem de bu siyasi cinayetlerde yakınlarını kaybeden
tüm insanlarımızın umut ve beklentilerine
karşılık verelim diyorum. Hepinize saygılar ve sevgiler
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Aleyhte,
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir.
Buyurunuz
Sayın Özdemir. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından faili meçhul
siyasi cinayetlerin araştırılması ve öldürülenlerin
arkasındaki siyasi örgütlenmeyi ortaya çıkarmak amacıyla verilen
Meclis araştırması komisyonu kurulmasına dair önerge
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, konuşmama başlamadan evvel, bugün İstanbulda
meydana gelen terör saldırısında şehit olan 5 vatan
evladına Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Hükûmetin terörü bitirmek amacıyla ortaya koyduğu etnik temelli
açılımın başlangıcından itibaren 129 vatan
evladımız şehit olmuştur. Son olarak Hakkâride,
Elâzığda, Diyarbakırda ve İstanbulda
gerçekleştirilen saldırılar Türkiye'nin terör sorununu bir kez
daha acı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu vesileye terörle
mücadelede şehit olan bütün evlatlarımıza Allahtan rahmet
diliyorum, gazilerimize uzun ömürler diliyorum, Hükûmete de terörle müzakereden
vazgeçip gerçekten terörle mücadele yapmaya davet ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, cinayetlerin açığa kavuşturulması elbette
ki ülkemizdeki aydınlığın ve aydınlık
geleceğin bir önemidir ancak siyasi cinayetlerin
aydınlatılması çabaları yeterli değildir. Milliyetçi
Hareket Partisi olarak hiçbir faili meçhul cinayetin kalmaması
gerektiğini düşünmekteyiz ve inanmaktayız. Buna göre, siyasi
cinayetlerin dışında faili meçhul adi cinayetler, organize suç
örgütlerinin işlediği cinayetler, uyuşturucu kaçakçısı
örgütlerin işlediği cinayetler, asıl önemlisi kan davası ve
terör cinayetleri, PKK ve diğer terör örgütlerinin işlediği
cinayetler ve olaylar bu komisyonun çalışması içerisine dâhil
edilmelidir. Yaratılanların en şereflisi olduğuna
inandığımız ve insanın yaşama hakkının
kutsal olduğu şiarıyla burada önergeyi tartışmalı
ve komisyonun çalışmaları için ilk değerlendirmeleri
yapmalıyız.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde bugüne kadar faili meçhul cinayetler toplumun her
kesiminden çok sayıda vatandaşımızın ölümüyle
sonuçlanmıştır. Bu durum, ülkemiz için talihsiz bir vakadır
ancak görüşmekte olduğumuz önergeye de yansıyan bir eksik bilgi
ve değerlendirme vardır. Özellikle siyasi faili meçhul cinayetlerin
sağ-sol ayrımı yapılmadan her siyasi görüşe mensup
bireyleri hedef aldığının bilinmesine rağmen, önergede
siyasetin sol kesiminde bulunmuş isimlerin yer alması kamuoyunu eksik
bilgilenmeyle sonuçlandıracak değerlendirmelere götürecektir.
Türkiye'nin siyasi faili meçhul cinayetlerinin önemli bir bölümü milliyetçi,
ülkücü camiadan aydınlar, yazarlar, öğrenci ve siyasetçi, bürokrat
ayrımı yapılmadan bireyleri de hedef almıştır.
Faili meçhul cinayetler denildiğinde sadece sol kesimden bazı
isimlerin akla gelmesi, tek yanlı bir tutum olmamalıdır.
Milliyetçi Hareketin bugüne kadar ağırbaşlı bir
şekilde sessiz kalmayı tercih etmesi, yaşanan onlarca
acıların tekrar yaşanmaması ve toplumda çatışma
ortamının oluşmaması içindir. Milliyetçi Hareketin tutumu,
insanlarımızın sevgi ve huzur içinde yaşamalarına
gösterdikleri itina içindir.
Elbette ki
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu önergede yer alan faili
meçhul cinayetler araştırılmalı ve
aydınlatılmalıdır ancak mademki faili meçhul cinayetleri
tartışıyoruz, milliyetçi, ülkücü camianın da faili meçhul
cinayetlere kurban gittiği bireylerini burada anmakta yarar vardır.
Ruhi Kılıçkıran, Dursun Önkuzu, Süleyman Özmen, Bingöl Belediye
Başkanı Hikmet Tekin, Gazeteci-Yazar Erdoğan Hançerlioğlu,
Milletvekili, Gazeteci İlhan Darendelioğlu, Gümrük ve Tekel eski
Bakanı Gün Sazakı bu isimlerle sayacağımız ve
unutamayacağımız şehitlerimizdir. Bu kişilerin
artık bir amacı ve duygusu vardı, bağımsız, refah
ve birlik içinde, varlık içinde bir Türkiye. Bunlar için şehit
edildiler. En verimli dönemlerinde faili meçhul cinayetlere kurban giden bu
isimlerin neden ve kimler tarafından katledildiği, azmettiricilerin
kimler olduğu aradan geçen onlarca yıllara rağmen
açıklığa kavuşturulamamıştır. Bu çerçevede,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bütün faili meçhul cinayetlerle birlikte bu
cinayetlerin de araştırılarak Türkiyeyi karanlık günlere mahkûm
etmek isteyenlerin ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz.
Değerli
milletvekilleri, cinayetlerin aydınlatılması elbette ki
öldürülenleri geri getirmeyecektir ancak en azından bu menfur cinayetlere
kurban gidenlerin aileleri ve milletimizin derin vicdanı az da olsa
rahatlayacak, bir gelişme olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, devletin faili meçhul cinayetleri aydınlatma görevi
bulunmaktadır. Bu görev hükûmetler eliyle yürütülmektedir. Diğer bir
ifadeyle, faili meçhul cinayetlerin araştırılması ve çözüme
kavuşturulması siyasi iktidarın elindedir ve görevidir. Bu
vesileyle esas görev ve sorumluluk Hükûmette bulunmaktadır.
İçişleri
Bakanımız her gün konuştuğunda faili meçhul cinayetlerin
kalmadığını söylemektedir. İşte, biraz önce
konuşan arkadaşımızın belirttiği gibi, benim de
söylediğim gibi, diğer yıllardan kalan birçok faili meçhul
cinayet vardır. Hükûmetin görevi, sadece kendi bulunduğu zamanın
faili meçhul cinayetlerini çözmek değildir, şu ana kadar bütün faili
meçhulleri çözme gibi bir görevi vardır. Hükûmet ise bu görevini güvenlik
güçleri vasıtasıyla yürütür ve güvenlik güçlerimizin son dönemde
teknolojik imkânlarındaki artışlar, pek çok alanda üstün
başarılar göstermesine vesile olmaktadır. Emniyet teşkilatı
ve jandarma teşkilatının aynı başarıları
faili meçhul cinayetlerin çözümünde göstereceğine, eski bir emniyetçi
olarak, gerçekten yürekten inanıyorum. Yeter ki Hükûmet bu alanda
sağlam bir irade açıklasın.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede faili meçhul cinayet kalmadığı,
faili meçhul cinayetleri açıklamada Hükûmetin çok başarılı
olduğuna dair açıklamalar
Hükûmetin karanlıkta kalan diğer
olaylara karşı, biraz önce de belirttiğim gibi, aynı
sorumluluk bilinciyle yaklaşması gerekmektedir. Hükûmetin
gösterdiği çabaların faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılmasında yeterli olmadığı noktalarda
Türkiye Büyük Millet Meclisinin devreye girmesi gerekmektedir. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gerçekleştireceği düzenlemeler, kurulacak olan
araştırma komisyonu aracılığıyla
olmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizdeki mevcut şartlar içerisinde önemli bir konuyu
daha gündeme getirmek istiyorum. Bölücü terör PKKnın ismi de pek çok
cinayete karışmıştır. Terör örgütünün bu
cinayetlerinin de araştırılması gerekmektedir. Ülkemizin
içerisinde bulunduğu hassas konum dikkate alındığında,
PKKnın ve diğer terör örgütlerinin cinayetlerinin, gerekirse
ayrı birer komisyon kurularak mutlaka araştırılması
gerekmektedir. Kurulacak araştırma komisyonunda faili meçhul olaylara
ilişkin bilgi ve belgelere kolayca ulaşılabilmektedir. Bu durum
son derece önemlidir çünkü faili meçhul olaylara ilişkin belgeler bütün
cumhuriyet başsavcılıklarında ve
savcılıklarında, emniyet teşkilatı, jandarma
teşkilatında ve istihbari bilgiler de istihbarat
teşkilatlarında bulunmaktadır. Birbirleriyle
bağlantılı dosyalara ulaşmak mümkün olamamaktadır.
Komisyonun çalışmaları neticesinde, ilgili dosyaların
birleştirilmesi vesilesiyle güvenlik güçlerimizin faili meçhul cinayetleri
çözmesinde büyük katkı sağlayacaktır.
Netice
itibarıyla, bu faili meçhul cinayetlerin nedenlerinin, faillerinin ortaya
çıkarılması gerekmektedir. Sağ-sol ayrımı
yapılmadan faili meçhul cinayetlerin çözümüne
ulaşıldığı demokratik bir devlet için bu araştırma
komisyonları mutlaka kurulmalıdır.
Bu vesileyle,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak böyle bir araştırma komisyonunun
yanında olacağımızı ve önergeye destek
vereceğimizi bildiriyorum. Ancak bir kez daha vurgulamak istiyorum ki
faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasındaki çabalar bütün bu
olayların derinlemesine araştırılmasını
kapsamalıdır. Siyasetin her bölümünde, toplumun her kesiminde, nedeni
ne olursa olsun, gerçekleştirilen cinayetler
aydınlatılmalıdır.
Konuşmama
burada son verirken, önergeye evet oyu vereceğimizi bildiriyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özdemir.
Lehte,
Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli.
Buyurunuz
Sayın İçli.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Çok değerli
milletvekili arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin lehinde söz aldım.
Değerli
arkadaşlarım, benden önceki konuşmacı
arkadaşlarımın sözlerine aynen iştirak ediyorum, bu
konuları tekrarlayacak değilim. Hepimizin bildiği gibi,
yaşam hakkı kutsal bir hak ve yaşam hakkına yapılacak
saldırılar insanlık dışı bir
saldırıdır, lanetlenmesi gerekir ve bu faili meçhul cinayetlerin
mağdurlarının sağcı-solcu olması aslında
hiçbir şey ifade etmemektedir biraz evvel değerli
arkadaşımın ifade ettiği gibi. Bu insanlık suçudur, bu
mutlaka araştırılmalıdır ama değerli
arkadaşlarım birazdan hepimiz göreceğiz, çok değerli, çok
saygıdeğer vatandaşlarımız da görecek, bu öneri
reddedilecek çünkü AKPnin sayısal üstünlüğü var, sayısal
üstünlüğü olduğu için Kabul edeler
Etmeyenler
denilmek suretiyle
bu Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi reddedilecek.
Değerli
arkadaşlarım, tabii bu öneri reddedilecek, sonra ne yapılacak?
AKPnin kendi önerisi var, AKP kendi önerisini getirecek. Değerli
arkadaşlarım, tabii o öneri sırasında öneri için söz
alamayacağımı düşünerek şimdiden bazı
düşüncelerimi ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, AKP grup önerisinde tabii yine yazboz tahtasına
çevrilmiş, yine birtakım kanunlar getiriliyor ama en önemlisi bence
bu önerinin üçüncü paragrafındaki husus, diyor ki değerli grup
başkan vekilleri, AKP grup başkan vekilleri: Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 5inci maddesi gereğince Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 1 Temmuz 2010 tarihinde tatile girmeyerek yeni bir karar
alınıncaya kadar çalışmalarına devam etmesini
oylarınıza sunuyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu öneri yok hükmündedir. Neden yok hükmündedir? Grup
önerisiyle Anayasayı değiştiremezsiniz, İç Tüzükü
değiştiremezsiniz. Neden? Anayasa madde 93. Anayasa madde 93 Türkiye
Büyük Millet Meclisi, her yıl Ekim ayının ilk günü
kendiliğinden toplanır. Meclis, bir yasama yılında en çok
üç ay tatil yapabilir; ara verme veya tatil sırasında, doğrudan
doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca
toplantıya çağrılır. dedikten sonra devam etmektedir.
Yani, asıl olan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasada
belirtildiği üzere ve İç Tüzükte belirtildiği üzere 1 Temmuzda
tatile girmesidir. Genel Kurul ucu açık bir karar alamaz. Ne demiş
Anayasa, en fazla üç ay tatil yapabileceğini
Ama tatil
yapabileceğine Anayasada hüküm var.
Dönüyoruz İç
Tüzükün 5nci ve 7nci maddelerine, burada da asıl olan Meclisin 1
Temmuzda tatile girmesidir ama tek istisnası üç aydan fazla tatil
yapamayacağı.
Peki, grup
önerisi ne diyor? Yeni bir karar alınıncaya kadar
çalışmaların devam etmesi. Peki, yeni karar almadık, hangi
kanunlar geldi? Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasadan kaynaklanan tatil
hakkını AKP grup önerisiyle kaldırabilir miyiz? Kaldıramayız.
Onun için bu öneri yok hükmündedir, oylamayla geçse dahi bu yok hükmündedir.
Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yine, AKP grup önerisiyle birtakım kanun,
tasarı ve teklifleri gündeme getirildi. Her zaman ifade ediyorum, siyasi
iktidar, Sayın Başbakan, Sayın AKP yöneticileri diyorlar ki: Bu
kanunlar görüşülsün. Güzel. Peki, değerli arkadaşlarım,
anlamaya, incelemeye fırsat bulamıyoruz; yağmur gibi geliyor,
okumaya fırsat bulamıyoruz ama bunun daha da farklı bir olayını
söyleyelim, acı olayını, bizzat Sayın Başbakanın ifade
ettiği gibi, AKP yöneticileri de ifade ediyor, bu Meclisin, bu
çalışma takvimi, milletin gereksinme duyduğu yasaların
çıkması için değil. Peki, ne için? Anayasa Mahkememiz 5 Temmuzda
karar verecek de onun için. 5 Temmuzda ne kadar verecek Anayasa Mahkemesi?
Anayasa değişikliğinin iptali hakkında bir karar verecek.
Değerli
arkadaşlarım, yürütme organı, yasama üzerinde baskı kurmak
suretiyle, özellikle de yargı, yüce Anayasa Mahkemesi üzerinde bir
baskı, bir telkin oluşturacak şekilde bir karar alamaz. Böyle
bir şey olur mu?
Şimdi,
öneride tabii bu ifade edilmiyor ama bu öneride ifade edilmiyor ama Sayın
Başbakanın grup toplantısında, başka
açıklamalarında Türkiye Büyük Millet Meclisinin niçin
çalışması gerektiği ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin
neden 1 Temmuzda tatile girmemesi gerektiği çok açık bir şekilde
ifade ediliyor. Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yüce çatı, keyfî
uygulamalara alet edilemez; keyfî uygulamalara alet edilemediği gibi,
insanlık dışı uygulamalara da alet edilemez.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiye Cumhuriyetinde milletvekillerinin
çalışma usulü gibi bir usule hiçbir insan muhatap olmamaktadır.
Bakın, poliste nöbetçi vardır, askerde nöbetçi vardır, devlet
memurunda nöbetçi vardır, grup başkan vekillerinde nöbetçi
vardır ama milletvekillerine
nöbetçi yoktur; milletvekilleri 13.00te başlayacak bitinceye kadar,
sabaha kadar. Burada komik görüntüleri basın mensupları çekiyor
milletvekilleri kürsüde uyurken.
Değerli
arkadaşlarım, yarın öbür gün birçok arkadaşımız
tansiyon veyahut başka bir nedenle çok kötü birtakım şeylerle
karşı karşıya kalabilirler. Milletvekilliği görevi
onurlu bir görevdir, haysiyetli bir görevdir. Milletvekillini eğer burada
grup başkan vekilleri korumazsa hiç kimse koruyamaz. Neden Sayın
Başbakan bütün bu kanun tasarı ve tekliflerinde burada oturmuyor?
Neden nöbetçi bakanlar var da bütün Bakanlar Kurulu burada değil?
Şimdi, 1 Sayın Bakanımız var burada. Neden
bakanlarımız burada değil? Demek ki bakanlar ve sayın
başbakanlar milletvekilinin çok çok üzerindedir. Halk arasında
ağalıkla ilgili laf vardır, bir ağa vardır bir de
marabalar vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin fertleri maraba
değildir, hiç kimsenin de kölesi değildir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Bravo!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Milletvekilinin üzerinde de hiçbir efendi de yoktur.
Eğer birtakım çalışma takvimi getireceklerse geçmişte
olan başbakanlar gibi, merhum Ecevit gibi -sabahlara kadar geldi burada
oturdu- Sayın Başbakan da bakanları da burada oturur. Bunu bir
kere önemle belirtmek istedim.
Değerli
arkadaşlarım, bu grup önerisinde uluslararası sözleşmeler
var ama en çok ilgimi çeken -Bilmiyorum sizin ilginizi çekti mi?- 73 sıra
sayılı Kanun Teklifi. Bu 73 sıra sayılı Kanun Teklifi
nedir değerli arkadaşlarım? Bakın, ne diyor ve bu
sözleşme -uluslararası bir sözleşme- 7/12/2007de
imzalanmış. 2007, 2010
Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
onayına sunuluyor. Neymiş değerli arkadaşlarım,
bakın: Iraka Komşu Devletler Hükûmetleri ile Irak Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Terörizm, Sınırlardan Yasadışı
Sızmalar ve Örgütlü Suçlarla Mücadele Konularında Güvenlik
İşbirliğine İlişkin Protokolün Onaylanması Gözün
aydın Sayın Hükûmet, günaydın, günaydın!
Bugün 5
şehit verdik İstanbulda, önceki gün 11 şehit verdik
Güneydoğu Anadoluda, ondan önce İskenderunda 6 şehit verdik.
Ee, sızmalar oluyor. Hani Kuzey Irak? Yani Sayın Başbakan
kürsüye geldiği zaman birtakım şeyler söylüyor ve bugün, çok
ilginçtir, tabii, mensubu olduğum Hükûmete de, merhum Ecevite de bir anlamda
dil uzatıldı Nerede be kardeşim sıfır terör?
şeklinde. O zaman konjonktür öyle gerektirmiş,
bölücübaşını paketleyip bize vermişler, o nedenle terör
sıfır olmuş.
Sayın
Başbakan, bölücübaşını paketlettirip Türkiye'ye getirebilen
iradeye bak sen. Nasıl paketlendi, paketlenmedi, nasıl verildi
değil, orada devletin bir iradesi vardı, Hükûmetin bir iradesi
vardı. Şimdi ne oldu sizin iktidarınızla? Askerimizin
başına çuval geçirildi de sesiniz çıkmadı. Şimdi
geliyorsunuz, ağlama şeklinde, terör böyleymiş, işte
2001de böyleymiş, 2002de sayısını unuttu, çok
azmış, yılda olan can kaybı, bugünün Türkiyesinde her gün
oluyor.
İktidar
olmak ağlama yeri değildir, iktidar olmak sorun çözmektir.
Şimdi, bana getiriyorsunuz 2007 tarihinde imzalanmış bir
sözleşmeyi, Türkiye Büyük Millet Meclisi onaylasınmış!
Canlar gidiyor sürekli. Yani bunlar, değerli arkadaşlarım,
bunlar hafife alınacak konular değil.
Şimdi
bakıyoruz, terör tavan yapmış, ekonomi paldır küldür
gidiyor, muazzam bir kriz var, yolsuzluk, yoksulluk, işsizlik bu Hükûmet
döneminde tavan yapmış. Olumlu anlamda değil, olumsuz anlamda.
İnsanlar panik hâlinde, insanlar korkuyor, insanlar çocuklarından
korkuyor, geleceklerinden korkuyor. Şimdi bölücü terör örgütü askere
değil artık sivillere saldırmaya başladı.
Vatandaşlarımız okuluna çocuklarını gönderirken
nasıl göndereceği kaygısında. Buna Hükûmet
ağlamayacak, Hükûmet çare bulacak.
Bir de yeri
gelmişken şunu ifade edeyim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Bu yüce Meclisin
Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahinin açıklaması: Bu
terör olaylarıyla ilgili Genelkurmaydan açıklama bekliyormuş,
tatmin edici açıklama.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başbakan yapacak, Başbakan!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Evet, eleştiriden sonra da diyor ki: Türkiye
Büyük Millet Meclisinin denetleme görevi vardır.
Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetleme görev -Anayasa/87,
Anayasa/98- Meclis araştırması, Meclis soruşturması,
genel görüşme; bunlarla Türkiye Büyük Millet Meclisi denetleme
hakkını kullanır. Yoksa Meclis Başkanı bir siyasi
parti lideri gibi Türk ordusunun başını, Genelkurmayı
sıkıntı altına sokacak demeçlerde bulunmaz; bulunur, o onun
kendi, Mehmet Ali Şahin olarak geçer, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı olarak geçmez. Nasıl bugün benim söylediklerim Tayfun
İçlinin sözleri olarak geçiyorsa o senin sözlerin. Eleştiriler
üzerine tutup da Ben denetleme görevini yerine getiriyorum. şeklinde
halkın kafasını karıştırıcı beyanlarda
bulunmak doğru değildir Sayın Başkanım. Bunu da
özellikle belirtiyorum.
Beni
dinlediğiniz için, sabrınız için hepinize teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın İçli.
Aleyhte, Sakarya
Milletvekili Ayhan Sefer Üstün.
Buyurun
Sayın Üstün. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Sakarya) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhinde söz aldım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, Şemdinlide, Diyarbakırda,
Elâzığda, İstanbulda şehit olan askerlerimize ve
vatandaşlarımıza Cenabı Allahtan rahmet diliyorum,
milletimizin başı sağ olsun ve bu menfur
saldırıları yapanları da şiddetle kınıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi, Kanunları
görüşmeyelim, önümüzdeki günlerde siyasi cinayetlerle ilgili, faili
meçhullerle ilgili bir araştırma komisyonu kuralım ve bunu
görüşelim.e ilişkin, gündeme ilişkin bir grup önerisi.
Değerli
arkadaşlar, biz, aslında öneriyi önemsiyoruz. Gerçekten, bu
memlekette faili meçhul kalmaması lazım, her şeyin
aydınlığa çıkması lazım.
Cumhuriyet Halk
Partisinin grup önerisinde, 1948 yılında vefat etmiş Sabahattin
Alinin de cinayetinin araştırılması ve ortaya
çıkması talep ediliyor, çok haklılar. 1948 yılında
Sebahattin Aliyi kim katletmişse, aslında ortaya çıkmalı.
Sorumluluk kiminse, bugünse bugün, yarınsa yarın veya daha önceki
yıllarda kimler hükûmet olmuşsa bu ortaya çıkarılmalı.
Değerli
arkadaşlar, yine akabinde Abdi İpekçi ile ilgili bir önerge
vermişler; çok haklılar. Abdi İpekçi gibi aydın bir
kişinin bu memlekette öldürülmüş olması ve faillerinin tam
olarak aydınlatılmaması hatta sıkıyönetim
komutanlığındayken dahi bu cinayetin üstünün örtülmüş
olması, gerçekten bizim de üzüldüğümüz bir olay.
Bu konularla
ilgili sürekli gruplara vatandaşlarımız geliyorlar. Sayın
Bekir Bozdağ Grup Başkan Vekilimiz ve Sayın Ayşe Nur
Bahçekapılı bu konuda kendileriyle görüşüyor. Meclisimizin
tatile girmesine az bir zaman kaldı. İnşallah, ümit ediyorum ki
ben, tatilden sonra, bütün grupların mutabakatıyla, bu grup
önerisinde olan veya olmayan ne kadar faili meçhul cinayet varsa bunlarla
ilgili bir araştırma komisyonu kurulur ve bu cinayetler
aydınlatılır. Hatta araştırma komisyonuyla ilgili
hükümler İç Tüzükte çok zayıf, son derece zayıf. Öncelikle,
bence grupların anlaşmaları lazım ve burada
araştırma komisyonlarının yetkilerini ve etkilerini
artıracak düzenlemeler yapmaları lazım. Biz daha önceki
yıllarda yüce Meclis çağırdığı hâlde bu Meclise
gelmeyen kamu görevlilerini biliyoruz. Dolayısıyla, bu kamu
görevlilerini de buraya getirecek etkinlikte İç Tüzük düzenlemeleri
yapılması lazım.
Değerli
arkadaşlar, bakın, bu faili meçhul meselesine sağ-sol meselesi
olarak da bakmamak lazım. Sayın Özdemir işaret etti, ben de fark
ettim grup önerisinde. Sadece sol görüşteki mağdur olan veya kurban
giden insanlar yazılmış. Bu faili meçhul meselesi, terör
meselesi sağ-sol meselesi değildir. 12 Eylülden önce gördük, sabah
bir solcuyu öldüren silah öğleden sonra bir sağcıyı
öldürdü. Bunlardan ders almamız lazım, bunlardan ibret almamız
lazım. Dolayısıyla bu meseleyi sağ-sol meselesi olarak veya
hükûmetleri yıpratmak için veya devleti sıkıntıya sokmak
için kullanmamamız lazım. O bakımdan değerli
arkadaşlar, bu konuda gerekli adımların atılması
gerektiği konusunda ben de hemfikirim.
Değerli
arkadaşlar, Hükûmetimizin döneminde Necip Hablemitoğlu cinayetinin
dışında faili meçhul cinayetlerin neredeyse tamamı
çözülmüştür. Ancak burada, bir cinayet olduğunda artık gerekli
olgunluğu göstermemiz lazım; basın olarak bu olgunluğu
göstermemiz gerekir, siyasi partiler olarak da göstermemiz lazım; bir
cinayet işlendiğinde, daha ilk dakikadan, ilk günden faili ilan
etmememiz lazım. Bakın, Danıştay cinayetini
hatırlayın. O günlerde hemen bu cinayetin neden
yapıldığı, hangi saiklerle işlendiği ilan edildi,
katiller hemen bulundu, vesaire ama sonraki günlerde cinayetlerin rengi
değişti ve şimdi hangi mertebeye geldiğini gördünüz.
Dolayısıyla,
bırakalım yargı işini yapsın değerli arkadaşlar,
bırakalım yargı işini yapsın. Yargı işini
yaparsa memlekette, bu faili meçhul cinayetlerin de bir bir ortaya
çıkacağından eminiz. Bakın, Diyarbakırda ilk kez
faili meçhullerle ilgili bir mahkeme kuruldu. Biz, mahkemenin işini
kolaylaştırmamız gerekirken Acaba mahkemenin işini
nasıl engelleriz? diye uğraşıyoruz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Başbakana söyle, Başbakana!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) Değerli arkadaşlar, dolayısıyla herkesin bu
konuda katkı sağlaması lazım. Burada, son terör
olaylarıyla ilgili yine Hükûmeti suçlamak, buradan bir siyasi rant elde
etmek veya Bizim zamanımızda terör sıfırlandı. gibi
birtakım yaklaşımlarla bu yeni olaylardan sanki birer siyasi
rant elde etmek son derece yanlış.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Yaklaşım değil, gerçek onlar!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) Bakın değerli arkadaşlar, 1 kişi dahi
ölmüş olsa biz mağdurları sayılarla ifade etmeyiz. 10
kişi ölmüş, 100 kişi ölmüş
1 kişi dahi ölse bunlar
vatan evladıdır. (MHP sıralarından gürültüler)
Bakın
değerli arkadaşlar, burada bu rakamlar var, ben bu rakamları
okumaya utanırım. Utanırım çünkü bu insanların
canı, malı rakamlarla ifade edilmez. Ama bakın, bir rakam
okuyayım: 1999 yılında şehit asker sayısı 173.
Değerli arkadaşlar, utanıyorum bunu söylemeye,173.
RECEP TANER (Aydın)
2002de kaç?
OKTAY VURAL
(İzmir) 2002de kaç?
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) 2002de, söyleyeyim: 18.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ya
Atma Recep!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) Bunlar insan değil mi? Bunlar asker değil mi?
RECEP TANER
(Aydın) Yanlış biliyorsun!
OKTAY VURAL
(İzmir) Atma Recep din kardeşiyiz!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) Sayıyla mı ifade edeceksiniz?
Peki, 2000de:
22. Bunlar insan değil mi? Polis sayısını söyleyeyim:
Bakın, 12; 12.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yeter ya! Teröre teslim oldunuz konuşup duruyorsun!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Bunlar insan değil mi? İlla rakamlarla mı ifade
edeceksiniz?
OKTAY VURAL
(İzmir) Teröre teslim oldunuz konuşup duruyorsunuz?
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Bakın, 2007 yılında, Hükûmetimiz döneminde
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi yüzle konuşuyorsun ya, hangi yüzle konuşuyorsun?
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) -
en fazla şehit
sayısının verildiği 2007 yılıdır.
OKTAY VURAL
(İzmir) İmralının yol haritası elinizde, onunla
pazarlık yapıyorsunuz; konuşup duruyorsunuz!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - 123 arkadaşlar
Ama
maalesef geliyorsunuz burada, sayılarla, rakamlarla ifade etmeye
çalışıyorsunuz işinizi.
OKTAY VURAL
(İzmir) İmralıyı affetmek için elli takla
attınız! Terörle Mücadele Kanununu getirdiniz olmadı, taş
atan çocukları getirdiniz olmadı
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - 1999 yılında da şehitler gelmişti, 2000
yılında da şehitler gelmişti. Bugün, o şehit
cenazelerinin arkasında siyasi rant devşirmeye çalışanlar o
gün cenazelerin arkasından buharlaşmışlardı, meydanda
yoktular o gün onlar. O zaman, APOyla pazarlık ediyorlardı.
RECEP TANER (Aydın) O zaman açılım yoktu!
OKTAY VURAL
(İzmir) Kan üzerinden açılım pazarlıyorsunuz be!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - APOyla pazarlık ediyorlardı. Eğer
saldırı yapmazsanız belki sizi affederiz. diye pazarlık
ediyorlardı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Hangi yüzle konuşuyorsunuz ya!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, terör, siyasi rant elde edilecek bir
yer değildir, bir alan değildir, bir alan değildir.
OSMAN
ERTUĞRUL (Aksaray) Ayıp! Ayıp!
OKTAY VURAL
(İzmir) - Rantçı sizsiniz be!
Rantçı sizsiniz, açılım pazarlıyorsunuz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Herkesin tek yumruk
olması lazım. Teröre karşı herkesin tek yumruk olması
lazım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Analar ağlamasın. diye açılım
dayatması yapan sizsiniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - O zaman 1999da açılım mı vardı? (MHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Hadi oradan!
BAŞKAN
Sayın milletvekillerimiz, lütfen sakin olarak dinleyiniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) 2000de açılım mı vardı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Hadi oradan!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Sen işine bak! Sen işine bak!
OKTAY VURAL
(İzmir) Haburda gördük yüzünüzü, Haburda!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Anaların ağlaması oy getiriyor
herhâlde size!
OKTAY VURAL
(İzmir) Haburda gördük! Güzel şeyler oluyor. dediniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, bizler inşallah, tatilden sonra
geleceğiz ve bu faili meçhullerle ilgili komisyonu kuracağız.
Ben bu
OKTAY VURAL
(İzmir) İsraillilere, adamları gönderip öldürt, sonra rant
için pazarla öyle mi?
BAŞKAN
Sakin olun sayın milletvekilleri
Lütfen sessiz dinleyin.
Sayın Üstün,
devam edin.
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) Değerli arkadaşlar, tatilden sonra geleceğiz ve bu
komisyonu kuracağız.
OKTAY VURAL
(İzmir) Mavi Marmarada ölüme gönderdiklerinizin hesabını
soracağız sizden!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Cinayetten prim yapmaya kalkan bir siyasi parti!
OKTAY VURAL
(İzmir) Terörden prim üreten sizsiniz; primciler, rantçılar!
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Devamla) - O bakımdan, o önerge geldiğinde sizlerden destek
istiyoruz. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar; AK PARTİ ve MHP
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Üstün.
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, toplantı yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Sayın Şandır, Sayın Vural, Sayın Günal, Sayın
Nalcı, Sayın Bukan, Sayın Serdaroğlu, Sayın
Çalık, Sayın Enöz, Sayın Taner, Sayın Özensoy, Sayın
Uslu, Sayın Akkuş, Sayın Çelik, Sayın İnan, Sayın
Bulut, Sayın Tankut, Sayın Akcan, Sayın Kutluata, Sayın
Özdemir, Sayın Çobanoğlu.
SIRRI SAKIK
(Muş) Sayın Başkan, ben söz istemiştim. Faili meçhul
cinayetlerden yakınımı kaybettim, sizin kadar mağdur olan
biriyim. Bir şey söylemek istiyorum.
BAŞKAN -
Sayın Sakık, yoklama talebi girince
SIRRI SAKIK
(Muş) Yoklama talebinden önce söz istemiştim.
BAŞKAN
Biliyorum Sayın Sakık, bundan sonra size söz vereceğim.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
1.- (10/618) esas numaralı Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin ön görüşmelerinin Genel
Kurulun 22/06/2010 Salı günkü birleşiminde yapılmasına dair
CHP Grubu önergesi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın
Sakık, 60a göre söz istemiştiniz.
İki dakika
süre veriyorum.
Buyurunuz
efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Muş Milletvekili Sırrı
Sakıkın, faili meçhul cinayetlerle ilgili AK PARTİnin tutumuna
ilişkin açıklaması
SIRRI SAKIK
(Muş) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, biraz önce
arkadaşımız faili meçhul cinayetlerle ilgili iktidar partisi
adına konuşurken faili meçhul cinayetlerin tamamının
aydınlığa kavuştuğunu söyledi. Oysaki Sayın
Başkan siz eşinizi kaybettiniz, ben eminim ki hâlen eşinizin
faillerinin
bulunmadığını
Ben de burada ağabeyimi
kaybetmiştim, benim ağabeyimin de failleri bulunmadı ve bizim
yaşadığımız coğrafyada 17.500 faili meçhul
cinayet var. Ben morg rakamcılığı yapmayayım ama ne
yazık ki gerçeğimiz bu. Birkaç isim söylemek istiyorum. Mesela Musa
Anter; aydın, gazeteci, yazar; Vedat Aydın, bizim il
başkanımızdı; Mehmet Sincar, milletvekiliydi ve bunun gibi
yüzlerce insan faili meçhul cinayetlere kurban gittiler ama bunların hâlen
failleri yokken ortada, çıkıp buradan, kürsüden Biz faili meçhul
cinayetleri aydınlığa kavuşturduk. tezi doğru
değildir. Eğer gerçekten bu iktidar partisinin bu faili meçhul
cinayetleri aydınlığa kavuşturmak gibi bir talebi
olmuş olsaydı biraz önce Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş
olduğu bu Meclis araştırma önergesine Evet. derdi ama ne
yazık ki sürekli bu tür araştırmalara Hayır. deyip ve
çıkıp toplumu da yanlış bir şekilde bilgilendirmesi,
bilgi sunması çok ahlaki değil.
Söz
verdiğiniz için de çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Sakık.
Sayın
Birdal, buyurunuz.
7.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın,
faili meçhul cinayetlerle ilgili AK PARTİnin tu-tumuna ilişkin
açıklaması
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) Teşekkürler Sayın Başkan.
Doğrusu,
şimdi arkadaşları -AKP adına- dinlerken gerçekten bir
üzüntümü sizlerle paylaşmak istiyorum, yüce Genel Kurulla. Bu hafta sonu
Ankarada yirmi iki kuruluşun düzenlediği Adalet ve Gerçek
İnisiyatifi adlı bir toplantı vardı. Diyarbakırdan,
Kırklareliden, Edirneden, Adanadan, İzmirden, Türkiye'nin her bir
yanından yakınlarını kaybetmiş olanlar, faili meçhul
cinayetlere kurban vermiş olanlar, işkencede ve benzer alanlarda
acıları yaşayanlar
Ne yazık ki AKP adına hiç kimse bu
toplantıyı izlemedi, ulusal medya da izlemedi, birkaç muhalif
basının yanında. Oysa demokratikleşen, sivil bir topluma
ulaşan, barışçıl bir topluma ulaşan her ülkede
gerçekleri araştırma ve adalet komisyonları oluşturulmuştur.
O nedenle bundan kaçınmayalım, eğer yok diyorlarsa gerçekten yok
olacak, faili meçhul cinayetlerin son bulacağı bir topluma
ulaşalım ve AKP de böyle bir gerçekleri araştırma ve adalet
komisyonuna kendileri getirsinler, biz de destek verelim ve gerçekten bir
yüzleşme olanağını bulalım.
Teşekkür
ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Birdal.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
2.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 1 Temmuz 2010 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar
alınıncaya kadar çalışmalara devam edilmesine; (11/12) esas
numaralı Gensoru Önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun
24/06/2010 tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin AK
PARTİ Grubu önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu 22.06.2010 Salı günü (bugün) toplanamadığından,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına
sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
Kısmında yer alan 506, 73, 342, 519, 483 ve 374 sıra
sayılı Kanun Tasarı ve Tekliflerinin bu kısmın 8, 12,
13, 14, 15 ve 16 ncı sıralarına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
11/12 esas
numaralı gensoru önergesinin; gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak
İşler" kısmında yer alması ve Anayasanın 99
uncu maddesi gereğince gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerinin 24.06.2010 tarihli
birleşiminde yapılması,
TBMM
İçtüzüğün 5 inci maddesi gereğince, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin 01 Temmuz 2010 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar
alınıncaya kadar çalışmalara devam edilmesi,
Genel Kurulun; 06
ve 13 Temmuz 2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü
soruları müteakip diğer denetim konularının
görüşülmeyerek bu birleşimlerde Gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
Kısmında yer alan işlerin görüşülmesi, 07 ve 14 Temmuz 2010
Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü soruların
görüşülmemesi,
Genel Kurulun;
02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günleri de toplanarak, bu birleşimlerinde
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler Kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
Genel Kurulun;
22, 29 Haziran, 06, 13 Temmuz 2010 Salı günkü birleşimlerinde
15:00-24:00 saatleri arasında, 23, 30 Haziran, 01, 07, 08, 14, 15 Temmuz
2010 Çarşamba ve Perşembe günkü birleşimlerde 13:00-24:00
saatleri arasında, 25 Haziran, 02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günkü
birleşimlerde 14:00-24:00 saatleri arasında çalışmalara
devam edilmesi, 24 Haziran 2010 Perşembe günkü birleşimin saat
11:00'de başlaması ve saat 24:00'e kadar çalışmalara devam
edilmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN
Lehte Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı.
Buyurun
Sayın Arıcı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ABDURRAHMAN ARICI
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ
grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ
olarak, grup olarak, bütün getirilen tasarıların
kanunlaşması için çalışmaktayız. Bu vesileyle
çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Bu
çalışmalarımıza katkı sunacak tüm milletvekili
arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Tüm Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Arıcı.
Aleyhte
İzmir Milletvekili Kemal Anadol.
Buyurun
Sayın Anadol. (CHP sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yüce Meclisin saygıdeğer
üyeleri; sözlerime başlamadan önce Cumhuriyet Halk Partisi grubu
adına şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, duyduğumuz büyük
acıyı ifade etmek istiyorum ve bunun sonunun gelmesi için yüce
Meclisi göreve davet ediyorum.
Ayrıca,
aydınlanmanın büyük önderi, değerli gazeteci ve düşün
adamı İlhan Selçuka da Allahtan rahmet diliyorum. Tüm basın
camiasına ve tüm ilericilere, demokratlara, ulusalcılara
başsağlığı diliyorum.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi, okunan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Zarar mı?
Yani ulusalcı demek rahatsız mı ediyor sizi? Rahatsız
mı ediyor?
Değerli
arkadaşlarım, bu grup önerisi, esas olarak, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma saatlerini AKPye göre düzenliyor ve ondan sonra
da Türkiye Büyük Millet Meclisinin dolaylı biçimde 16 Temmuz 2010 Cuma
günü tatile girmesini öngörüyor. Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine
aykırı. Değerli arkadaşım demin bu kürsüden dile
getirdi, tekrar etmiyorum. Ama işin siyasi tarafına değinmek
istiyorum. Arkadaşlar, terör artık büyük kentlerin içine girdi,
sivilleri hedef aldı, çocukları öldürmeye başladı. Türkiye
kan gölüne döndü. Gelecek için de bunu durdurma umudu gitgide azalıyor.
Terör örgütünün bu eylemlerinin büyük kentlere sirayet edeceği kendine
yakın kaynaklar tarafından açıklandı ve bu konudaki
uzmanlar bunu doğruluyorlar. Bu durumda, Türkiye bu ortamdayken Türkiye
Büyük Millet Meclisinin tatile girme hakkı yoktur. Türkiye kaynayan kazana
dönecek, kan dökülecek, siz Türkiye Büyük Millet Meclisini tatile
sokacaksınız! Hem de nasıl sokacaksınız: Kendi
milletvekillerinize şeker verir gibi Sabaha kadar
çalışırsanız -lütfedip bu sabaha kadar
çalışmayı gece 24e çekerek- sizi biz ayın 16sında
tatile göndereceğiz. diyeceksiniz. Lütfedeceksiniz! Ve bu anormal
çalışma saati ancak tatilin şartı olacak
milletvekillerinize. Millet Meclisi tatile girmeme kararı
almalıdır ve ondan sonra da insani koşullarda
çalışmalıdır. Meclis tatile girmesin ama normal saatlerde
çalışsın, insan haklarını ihlal eden bir
çalışma düzeni içinde olmasın.
Karayolları
Kanununu biraz sonra görüşeceğiz. Açın bakın,
aralıksız sadece beş saat araba kullanmaya müsaade ediyor,
molalı dokuz saat en fazla araba kullanmaya müsaade ediyor. Neden?
Direksiyondaki vatandaşımız eğer daha fazla araba
kullanırsa bir yere çarpar, kaza yapar kendine, malına,
başkasının malına, canına zarar verir diye. Ama biz
hata yaparsak zararı millet görüyor, millet görecek. Yani gece
yarısı saat 3te gözlerini ovuşturarak ellerini
kaldırıp kulis kapısından içeri giren, neye oy
verdiğini bilmeyen milletvekillerinin görüntüsü sizi rahatsız etmiyor
mu? Böyle milletvekilliği olur mu? Böyle Parlamento olur mu, böyle
Parlamento olur mu? Yakışıyor mu? (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
KEREM ALTUN (Van)
Sakin ol!
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) - Rahatsız olan beni dinlemez. Dışarıda güzel çay
var.
Şimdi,
arkadaşlar, Anayasa değişikliğinde, günde yirmi dört saat
var, birinci gün on sekiz saat çalıştık, ikinci gün on beş
saat çalıştık, on dört saat çalıştık ve ondan
sonra hayret, on gün Meclis toplanmadı.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) On sekiz saat.
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) On sekiz
Yani normal çalışsaydık, normal bir
çalışma düzeni içinde bu değişiklikleri yapsaydık ne
olurdu? Ha, bunun sebebi şu, bakın söyleyeyim: Sayın Recep
Tayyip Erdoğan hangi komisyon üyeliği yaptı Başbakan
olmadan evvel? Bir gün bir komisyon üyeliği yaptı mı, bir tek
gün? Yapmadı. Ondan evvel de aynı şekilde politikacılar
vardı. Sayın Recep Tayyip Erdoğanın şahsına
hücum ederek onu yıpratma amacıyla bunları söylemiyorum, bir
deneyimli parlamenter olarak söylüyorum. Aynı olayı başka
partilerden başbakan yardımcılarında, başbakanlarda yaşadık.
Bir gün komisyon üyeliği yapmayan bir kişi milletvekili olur olmaz
Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı,
Bakanlık gibi makamlara oturursa bu Meclisin
çalışmasını değerlendiremez. Maalesef Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, hâlâ daha Türkiye Büyük Millet Meclisini İstanbul
Büyükşehir Belediye Meclisinden ayırt edemiyor. Belediye, adı
üstünde belediye başkanlığı, başkanlık sistemi
var, kararı başkan verir ama bizim Sayın Başbakan kendisini
Meclis Başkanının da üstünde görüyor, kaç defa yaptı bunu.
Şimdi, dolayısıyla Çalışın. diyor siz de onun
dediklerine göre çalışma saatini değiştiriyorsunuz.
Arkadaşım çok doğru söyledi, biz Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın marabası değiliz. Biz Türk milletini temsil eden
milletvekiliyiz. Halkın oylarıyla geldik, milletvekilliği
yapmaya geldik buraya.
Şimdi,
dayatacaksınız, ondan sonra onu da anlamıyorum, uykulu biçimde
çıkardığınız düzenli olmayan yasaların iptali
için anayasal hakkımızı kullanıp Anayasa Mahkemesine
gidiyoruz, size batıyor, Sayın Başbakan rahatsız oluyor. Ee
Anayasa Mahkemesi bozunca, gece 3e, 4e kadar mesai yapan bu Meclisin mesaisi
ne oluyor? Angaryaya dönüşüyor, madde yürürlüğe girmeyince bütün bu
çalışmalar boşa gidiyor. Ve uyarıyoruz:
Çıkarmayın bu yasa maddesini bu şekilde, döner Anayasa
Mahkemesinden, hukukçu olmaya lüzum yok, okuma yazma bilmek yeter,
mantıklı birisinin olması yeter, milletvekili olmak yeter.
diyoruz, inadına çıkartıyorsunuz. Kentsel dönüşüm projesi:
Belediye reisleri gelecek, mülkiyet hakkını hiçe sayarak, belediyeler
oraya buraya saldıracak, her yere el koyacak, bunu madde hâline
getireceksiniz. Ee ben şimdiden söylüyorum: Bu, evrensel hukuk
kurallarına aykırı, ulusal hukuk kurallarına
aykırı, gideceğiz Anayasa Mahkemesine iptal olacak. O zaman da
diyorsunuz ki: Niye gittiniz? Ana muhalefet mahkemesi diyor Sayın
Başbakan Anayasa Mahkemesine. Sayın Başbakan, o zaman Anayasa
değişiklikleri yaptınız, Anayasa Mahkemesini ortadan
kaldırırdınız bir Anayasa değişikliğiyle
iş biterdi. Ee niye yapmadınız? Ha, hem Anayasa Mahkemesi
dursun, YÖK gibi ben orayı ele geçirdikten sonra hiç ses etmeyeyim. Hani
YÖK eleştirileriniz, nerede, YÖKü niye eleştirmiyorsunuz artık?
Sizin elinize geçti. Anayasa Mahkemesi de öyle olsun dediniz ve Anayasa
Mahkemesine gitmeyi suç sayan bir Başbakan mantalitesi, bir iktidar
partisi mantalitesi Türkiyedeki parlamenter çalışma düzenini bu hâle
soktu.
Arkadaşlar,
gerçekten söylüyorum, millete hitap ediyorum: Kan gölüne dönen bir Türkiyede
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatil yapma hakkı yoktur. Nizami biçimde çalışırız,
şu çalışma saatlerini ona göre ayarlarız. Yoksa, grup
üyelerinize, milletvekillerinize şeker verip kandırırcasına
Çalışın saat on ikiye kadar, ondan sonra tatile sokacağız
sizi. deyip çalışma düzenini allak bullak etme hakkınız
yok.
Bu Meclis çalışmaz
mı sabahlara kadar? Çalışır, senede üç dört defa
çalışır. Çok önemli şeyler olur, olaylar olur,
çalışır ama siz bunu sürekli hâle getirdiğiniz vakit, ILO
standartlarına aykırıdır, sağlık kurallarına
aykırıdır. Afet dönemi çalışma yönetmelikleri vardır,
orada bile bu yok. E, ondan sonra yoklama istiyoruz, kızıyorsunuz.
Hayır, bu Meclis çalışacak, siz de kuzu kuzu geleceksiniz
buraya. Hiç çaresi yok... Hiç çaresi yok... Bu Meclisi tatil etme
kararındaysanız...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
K. KEMAL ANADOL
(Devamla) - ...onu da biz teşhir edeceğiz.
Yüce Meclise
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Anadol.
Lehte, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş...
Buyurunuz
Sayın Elitaş.
(AK PARTİ ve
MHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
Sakin olun
sayın milletvekilleri...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, müsaade ederseniz, biz de AK PARTİ Grubunun grup
önerisinin ne anlatmak istediğini sizlere ifade etmek istiyorum. Grup
önerimiz eğer dikkatle okunmuş olsaydı, grup önerimiz...
RECEP TANER
(Aydın) O arkadaşlara söyle!
AKİF
AKKUŞ (Mersin) - O tarafa söyle!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Hocam... O tarafı gösterme Hocam! Akif Hocam,
yakışmıyor sana yani niye o tarafı -gene oraya geliyorum
da- gösteriyorsun?
BAŞKAN
Sayın Elitaş, lütfen...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Etmeyin, yakışmıyor Hocam. Biz sizi
severiz. Yapmayın, lütfen! (MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Elitaş, lütfen Genel Kurula hitap edin,
karşılıklı konuşmayınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)- Hocam, lütfen
Yakışmıyor Hocam
BAŞKAN
Sayın Elitaş, lütfen Genel Kurula hitap edin,
karşılıklı konuşmayınız.
Buyurunuz
efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)- Haklısınız Sayın Başkan,
ama bir milletvekili arkadaşımız başka bir gruptaki
milletvekilini dışarı davet ediyor. Çay içmeye davet ediyor,
biliyorum.
Şimdi, bizim
grup önerimiz Sayın Grup Başkan Vekili tarafından dikkatle
okunmuş olsaydı kendi teklifinin bu grup önerisi içerisinde var
olduğunu anlamış olurdu.
İç
Tüzükümüzün 5inci maddesi açık ve net, ikinci fıkra:
Danışma Kurulunun önerisi üzerine Genel Kurulca başkaca bir
karar alınmadıkça Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Temmuz günü tatile
girer. Bizim grup önerimiz de neyi ifade ediyor? Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 1 Temmuz tarihinde tatile girmeyerek yeni bir karar alıncaya
kadar çalışmalara devam edilmesi. diyor. 16 Temmuz tarihine kadar da
salı ve cuma günleri çalışma saatlerini belirliyor, bugün
15.00-24.00, çarşamba günü 13.00-24.00, perşembe günü bu haftaya has
olmak üzere- 11.00-24.00, cuma günü 14.00-24.00; gelecek haftadan itibaren 16
Temmuza kadar 15.00-24.00; 13.00-24.00; 13.00-24.00; 14.00-24.00.
Bu hafta 11.00de
başlamamızın sebeplerinden birisi, bir siyasi partinin
Sayın Başbakan hakkında verdiği gensoru önergesinin
görüşmelerinin yapılması amacıyla saat 11.00de Genel
Kurulu çalışmaya davet ediyoruz.
Bakınız,
biz, Anayasa değişiklikleri bittikten sonraki süreç içerisinde bütün
siyasi parti gruplarını ziyaret ettik. Cumhuriyet Halk Partisi,
Milliyetçi Hareket Partisi ve Barış Demokrasi Partisinin grup
başkan vekillerini ziyaret ettik; dedik ki: Bizim şu süre içerisinde
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatile gireceği 1 Temmuz tarihine kadar
otuz tane kanunu çıkarmakla ilgili durumumuz söz konusu. Lütfen inceleyin,
bu kanunlarla ilgili itirazınız, ihtilaflarınız varsa
onları işaret edin, o kanunlarla ilgili önergeleriniz varsa bu
önergeleri birlikte siyasi parti gruplarından o konuda uzman olmuş
arkadaşlarımız bir araya gelsinler, konuşsunlar,
tartışsınlar, bu kanunları çıkarmak için gayret
gösterelim.
Otuz kanun
maddesine şu anda ilave olan iki veya üç tane kanun var; ilave
ettiğimiz iki veya üç tane kanun olacak. Onlar da siyasi parti grup
başkan vekillerinin bilgileri dâhilinde. Çünkü komisyonda olan, mesela
Mali Kural Kanunu, mesela vergi kanunlarında değişiklik yapan
kanun, mahsuplaşmayla ilgili, devlet yardımlarıyla ilgili kanun
tasarı ve tekliflerinin komisyonda olduğunu, Dışişleri
Bakanlığı Teşkilat Kanununun hâlâ komisyonda
olduğunu, bu kanun tasarı ve tekliflerinde değerli
gruplarımızın da katkıları olduğu takdirde bunu
yapabileceğimizi ifade ettik. Zaten 30 kanun tasarısı veya teklifi
içerisinde şu ana kadar 17 tanesini gerçekleştirmiş olduk.
Bugünden sonraki itibarıyla da dün siyasi parti grup başkan
vekillerimizle de konuştuk, 15 tane kanun tasarı veya teklifinin bu
dönem içerisinde çıkarılmasını arzu ediyoruz. Nasıl?
Konuşarak, uzlaşarak, anlaşarak. Mesela, bugün Karayolları
Kanununu görüşeceğiz, 50 maddeye yakın bir kanun
tasarısı. Biz, siyasi parti gruplarına buradan diyoruz ki:
Geliniz, bugün birinci bölümünü çıkaralım. Kanun maddeleriyle
ilgili herhangi bir, zihninizde düşünce, sıkıntı varsa,
mesela -Sayın Anadolun söylediği- bir şoför beş saatten
fazla gidemez, günde de dokuz saatten fazla araç kullanamaz. Sayın Anadol
diyebilir ki: Ben altı saat olsun diye uygun düşünüyorum; on saatten
de fazla olmasın diye düşünüyorum. Bunu teknik arkadaşlara
sorarız, diğer siyasi parti grupları da uygun derse önergeyi
birlikte imzalarız, kabul ederiz veya dört saate düşürürüz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Hiç yapmadınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) İşte biz, size bunu teklif ediyoruz.
Yarın da gelin, Karayolları Kanununun ikinci bölümünü bitirelim. On
iki diye bir şartımız yok ama siz, burada kanun maddeleriyle
ilgili, temel yasa olarak kabul ettiğimiz kanun maddeleriyle ilgili her
bir madde için -hakikaten imza atan milletvekili arkadaşlarımızın
da o konuda büyük bir rahatsızlık duyduğunu hissettiğim
için... Hani dediniz ya İçeri girerken milletvekili arkadaşlar el
kaldırıyor, indiriyor diye, burada herkesin her konuyu bilme
mecburiyeti yoktur çünkü her siyasi parti grubunun komisyonlarda etkili,
yetkili uzman, o konuyla ilgili uzman milletvekilleri vardır. Mutfak,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde komisyonlardır. Burası bilgilendirme
amacınadır.
Şimdi,
mesela, Adalet Komisyonunda bazı kanun tasarıları
konuşuluyor, Plan ve Bütçe Komisyonunda bazı kanun
tasarıları konuşuluyor. O komisyon üyesi
arkadaşlarımız, Bayındırlık Komisyonu üyesi
arkadaşlarımız, diğer komisyon üyesi
arkadaşlarımız grup başkan vekillerini veya ilgili
arkadaşları o konuyla ilgili bilgilendiriyor ve siyasi partinin
itirazı veya kabulü ortaya çıkıyor. Ama burada, milletvekili
arkadaşlarımızın bütün kanunları bilme mecburiyeti
varmış gibi ifade etmek yanlış olur. Türkiye Büyük Millet
Meclisi Tüzüğüne ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma
esaslarına aykırı olur ama ben muhalefet partilerine şunu
söylüyorum, bazı milletvekili arkadaşlarımız var mı
yok mu, bilmiyorum: Karayolları Kanununda her bir madde için beş
tane önerge verilebilir. Verilebilecek beş önerge içerisinde, siyasi parti
grupları eğer kanunda bir kelimeyi değiştirmek kelime
yerine sözcük demek anlamında bir önerge veriyorsa, o önergeye imza
atan, grup baskısıyla imza atan arkadaşımın
düştüğü duruma bakınca, inanın
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Grup baskısı filan yok ya! O sizde olur, bizde yok.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
hakikaten, milletvekili olarak düşünüyorum,
bir milletvekilinin böyle, bakmadan, okumadan, ısrarla ve baskıyla
imza atmasını üzüntüyle karşılıyorum.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) O sizin milletvekillerinizde, yok bizde öyle bir şey.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) Geçmiş örnekleri de çıkarabiliriz, eğer varsa
görürüz. Mesela, Anayasa değişikliği konusunda İç Tüzük,
milletvekillerine, siyasi parti gruplarına yetki vermiş. Anayasa
değişikliklerinde yedi tane önerge verme hakkı var,
grupların hakkı her zaman saklıdır. Kapatma önergesini
milletvekilleri vermelerine rağmen, siyasi parti gruplarının
hakkı saklı olduğundan dolayı kapatma önergesi diye ifade
ettiğimiz önergeler düşer. Ama Anayasa değişikliğine
Allah rızası için bir bakın, kontrol edin. Sayın Anadol,
otuz maddede bir tek önerge okundu ve otuz maddede manifesto diye
adlandırılan aynı gerekçe okundu. Kadınların pozitif
ayrımcılığını ifade eden 10uncu maddedeki
değişiklikte de aynı gerekçe okundu. Anayasa Mahkemesinin
yapısını daha demokratik bir şekle getirebilmek
Anayasa
Mahkemesinin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun
yapısının, seçmen listesinin
artırıldığı, 11.500 hâkim ve savcının
demokratik ve özgür iradeleriyle seçeceği bir Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunun değiştirilmesiyle ilgili madde metnine de aynı
önerge verildi.
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) İşte, muhalefeti hesaba katın.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ekonomik ve Sosyal Konseyin kurulmasıyla
ilgili Anayasa değişikliği maddesinde de aynı önerge
verildi, aynı gerekçe okundu.
İç
Tüzükteki Meclis Başkanlığının dört yılda bir
seçileceği dönemle ilgili önergeye de bir bakın.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Elitaş, iyi takip etmemişsin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Anadol, sizi tasdik ediyorum, kimseyi
itham etmiyorum. Siz mi yaptınız onu? Siz mi yaptınız
Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Biz yaptık ama iyi takip etmemişsin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Siz yaptıysanız
Yani bilmiyorum, ben
Sayın Anadol adına söylüyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) İyi takip etmemişsiniz.
RECEP TANER
(Aydın) Otuz defa konuştuk, anlamadınız mı hâlâ!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, bakın, otuz maddede aynı
önergeyi yazıp
Bakın, Ekonomik Sosyal Konseyle ilgili maddede dahi
aynı önerge ve aynı gerekçe.
VAHAP SEÇER
(Mersin) - Farklı önerge, aynı gerekçe
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Ve bunun
altına da imza atan kişiler manifesto sunuyoruz diyorlar.
VAHAP SEÇER
(Mersin) Aynı önerge değil Sayın Elitaş, farklı
önerge aynı gerekçe.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yanlış söylüyorsun hep, doğru dürüst
okumamışsın.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Mahcup olursun, mahcup!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, bakınız değerli arkadaşlar,
Anayasa değişikliği 7 Mayıs sabaha karşı bitti.
Niye on beş gün tatil verdik?
Değerli
arkadaşlar, biz sizlerle konuştuk, grup başkan vekilleri olarak
konuştuk, Geliniz, bunu bugün şu saatte bitirelim, mayıs
ayının -o 7 Mayıstan sonraki Cuma günü bitti- haftasına ara
verelim. Ondan sonra gelen sürede 18, 19, 20 Mayıs var. 20 Mayıs
Perşembe günü ve Cuma günü çalışalım
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
çünkü 19 Mayıs resmî tatil, 20 Mayıs
Perşembe ve Cuma günü çalışalım. 7 Mayıs tarihinden
itibaren verdiğimiz arada, bir dahaki haftalara da cumaları ilave
ederek biz bunu telafi edelim. dedik.
Yani bir
değerli milletvekili arkadaşımızın burada ifade edip
sizin de onun altını birdenbire doldurmaya çalışmanız,
o zaman tahmin ediyorum şimdiki Genel Başkanınız Sayın
Kılıçdaroğluyla yaptığımız bir
görüşmenin sonucunda, Sayın Şandırdı o zamanki
konuştuğumuz Grup Başkan Vekilimiz
K. KEMAL ANADOL
(İzmir)- Ortada bir metin yok, imza yok, ne yaparsanız yapın! Ne
yaparsanız yapın!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Ama ben
Anadolu çocuğuyum Sayın Anadol, laf ağızdan
çıktığı an imzadır. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Çok gördük öyle!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Biz,
çıkan lafın arkasındayız.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir)- Çok gördük öyle!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Çıkan lafın arkasındayız.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir)- Çok gördük öyle!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Çıkan lafın arkasındayız.
Sizin milletve-kili arkadaşlarınız da, AK PARTİ Grubu
milletvekillerinin ağzından çıkan lafın ne kadar geçerli
olduğunu bilir.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Trakya ne oluyor? Sizi şiddetle kınıyorum!
Trakya milletvekilleri ne oluyor? Trakya vekilleri, bu Meclisin vekilleri
değil mi?
BAŞKAN
- Sayın Paçarız
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bu
önergemizin kabulünü değerli millet-vekillerinden istirham ediyor
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Ayıptır be!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şu yaptığın, daha büyük bir
ayıp.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Trakya nerede? Türkiye iki bölümdür: Ana-dolu ve Trakya.
Sizi şiddetle kınıyorum!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Şu
yaptığın daha büyük bir ayıp
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Trakya nerede! Söyleyeceğini bil!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Otur yerine
Otur yerine
Otur yerine,
saygısızlık yapma!
BAŞKAN
- Sayın Paçarız, lütfen
Lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Burada senin grup başkan vekilin var, ama
Ben sana kızmakla haksızlık yapıyorum. Burada bir siyasi
partinin temsilcisi grup başkan vekili konuşurken, bir siyasi
partinin grup başkan vekilinin sizi uyarmamasını
Ben sizi
haksız görmüyorum.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Ayrımcılık yapma! Ayrımcılık
yapıyorsun!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Sizin yaptığınız normal olabilir
ama siyasi parti grup başkan vekilini millete havale ediyorum, diğer
siyasi partilere havale ediyorum.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Sen kendi grubuna doğru konuş, kendi adına
konuş. Türkiyeyi Anadolu, Trakya diye bölme!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederiz Sayın
Elitaş.
Aleyhte Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır
(MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, her
hafta salı günü bu ızdırabı yaşamaya mahkûm muyuz diye
düşündüğüm oluyor. Üç yılı tamamladık, ama bir türlü
uzlaşmayı başaramadık ve ben Sayın Elitaşa
bakarak söylüyorum: Şu üç yılda muhalefet gruplarıyla
uzlaşmayı beceremediniz, başaramadınız maalesef,
üzülerek söylüyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Ceza
Kanununu çıkardık.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, hep beraber hepinizin
gözünün önünde oluyor. Bunun üzerinden siyaset yapmak falan, hiç öyle bir arzum
yok ama hatırlamanız açısından söylüyorum, hepinizin
gözünün önünde oluyor. Her hafta başı Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu bir grup önerisi getiriyor. Artık, Danışma Kurulu önerisi
gelmez oldu Meclise, grup önerileri geliyor.
Şimdi,
burada son grup önerilerinin, yani Adalet ve Kalkınma Partisinin
verdiği grup önerilerinin hepsi yanımda. Bu konuyu merak eden
arkadaşlarla daha, böyle, detayda tartışmak mümkün. Bir sonuç
olarak söylüyorum: Maalesef bir zorunluluk olabilir, bir şey söylemiyorum
yani Hükûmet olmanın, ülke yönetmenin zorunluluğu diyebilirsiniz.
Gündem değişebilir, ihtiyaçlar değişebilir. O gün öyle
konuştuk, bugün ihtiyaç dolayısıyla böyle konuşuyoruz, böyle
bir öneri getiriyoruz. diyebilirsiniz, ona bir şey söylemiyorum ama bunu
buradan ifade ettiğinizde veya Danışma Kurulu
toplantısında ifade ettiğinizde karşılıklı
bir anlayış da mümkün olabilir.
Şimdi,
bakınız arkadaşlar, bunların detayını uzun uzun
anlatmayayım ama Sayın Elitaşın söylediği, otuz
kanunla ilgili liste de önümde. Bunu gerçekten getirdiler bize ve dediler ki
Bunları 1 Temmuza kadar çıkartalım, Meclisimizi olağan
tatiline kavuşturalım. Eyvallah dedik, hatta benim orada bir
önerim oldu: Burada değişiklikler olabilir, Hükûmet başka
şeyler getirebilir, ihtiyaç olabilir, onun için otuzla kendinizi
sınırlamayınız. Çıkması mecburi, zorunlu
kanunlardan bir liste yapınız, biz de ona bakalım. Nasıl
bir tavır sergileyeceğimizi size ifade edelim. dedik.
Şimdi,
kararımız, işte, saat 15.00-20.00, 13.00-20.00
çalışacağız ama bir hafta sonra bu çalışma
saatini
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İki hafta sonra.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Bakın -bir hafta veya iki hafta- bu
çalışma saatini hiç bizimle istişare etmek gereğini
duymadan bitimine kadar koydunuz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Anadolu çocuğu bunlar.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Değerli arkadaşlar, ısrar ettik, bu
bitimine kadar
yakışmaz çünkü
çalıştıramazsınız Meclisi bitimine kadar. Yani buna
kim gerek gördü, hangi gerekçe buna sizi zorunlu kıldı, anlamak
mümkün değil. Bitimine kadar!
Değerli
milletvekilleri, dört tane temel kanunu bir kanun içerisinde toplayarak
Tarım Kanununda, Tarım Bakanlığıyla ilgili çok temel
bir konuda bir düzenleme yaptınız. Dört tane kanunu ve ona
bağlı yönetmelikleri mülga hâle getirdiniz, iptal ettiniz, yeni bir
kanun çıkardınız, kırk sekiz maddeydi, elli maddeydi bu
Kanun. Bu Kanunun üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi olarak gerek komisyonda
gerekse alt komisyonda çok emek verdik; 2 tane tarım profesörü
çalıştı; 2 tane, tarımı yönetmiş genel müdür
çalıştı, 50ye yakın önerge verdik, burada nereden baksak
30a yakın milletvekili arkadaşımız konuştu. Bir tek
önergeyi kabul edin arkadaşlar ya! Bir tek önergeyi kabul edin! Öyle
değil de böyle yaparsanız kabul ederiz. deyiniz ve yine de
Veterinerlik Kanununun çıkmasında Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun fedakârlığı gerekti, önergelerimizin ikinci
kısmını çektik ve öyle çıktı Kanun ama saat beşe
kadar çalıştık, sabah beşe kadar
çalışıldı. İkinci gün, saat dördü çeyrek geçiyordu,
ezan okunuyordu buradan çıktığımızda.
Değerli
arkadaşlar Bu doğru değil, bu hak değil. diye burada
çığlık çığlığa ifade ettik ama ne hikmetse
ne sayın milletvekillerimiz ne grup yönetimimiz ne iktidar partisinin
değerli yöneticileri bu çığlığımıza kulak
asmadılar ve neticede yani böyle Siz ne derseniz deyiniz biz
yaparız, biz güçlüyüz, sayısal çoğunluğumuz yeterlidir,
bizim dediğimiz doğrudur, doğruyu biz biliriz.
dayatmasıyla bu Meclisi çalıştırdınız. Yani bir
şey söylemiyorum ama bunu Meclisin tarihi yazacak. İnanıyorum ki
bugünler geçtikten sonra, siz de geriye dönüp baktığınızda,
bu dayatmadan utanacaksınız arkadaşlar.
Şimdi, gece
24.00e kadar alıyorsunuz kararı. Ben sizi bir muhasebe yapmaya davet
ediyorum. Bir günde bitmesini öngördüğünüz ve bitimine kadar
koyduğunuz ilk salı günkü dört kanun bir haftada bitmedi.
Değerli
arkadaşlar, bir günde bitmesini karar hâline getirdiğiniz, burada el
kaldırarak karar hâline getirdiğiniz o dört kanunu bir haftada
bitiremediniz, iki haftada bitiremediniz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İki günde bitti.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Yani şimdi daha bugün görüşeceğimiz
kanun geçen haftanın kanunu, evvelki haftanın kanunu.
Değerli
arkadaşlar, bu dayatmayla, bu inatla bu Meclisi
çalıştıramazsınız,
çalıştırdığınızdan bir hayır hasıl
olmaz. Bunu yapmayın. diyoruz size. Bunu niye yapıyorsunuz?
Şimdi yeni bir önerge getiriyorsunuz. İşte ben bir hesap ettim,
Meclisin ne zaman tatile gireceği belli değil, 1 Temmuzda girmeyeceği
kesinleşti. 1 Temmuz demiştiniz ama vazgeçtik diyorsunuz.
Sayın Elitaşın ifadesiyle Anadolu çocuğu değil mi
Sayın Anadol?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Evet.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Ama 1 Temmuzdan vazgeçtiniz. Ne zaman tatile girecek
Meclis? Belli değil. Şimdi, arada diyorsunuz ki: 16 Temmuzda Meclis
tatile girecek. 16 Temmuza kadar ne çalışacağız
arkadaşlar? Önümüze listeyi koydunuz. 16 Temmuza kadar, şurada on üç
tane kanun var, artı, Sayın Elitaş saymakla bitiremiyor,
Dışişleri Teşkilat Kanunu gelecek daha, mali kural kanunu
gelecek daha, Maliyeyle ilgili torba, çorba kanun gelecek daha, daha taş
atan çocuklar -daha nelerin geleceği- uluslararası sözleşmeler
girecek daha.
Değerli
arkadaşlar, meseleyi ciddiyetten uzaklaştırdınız,
itirazımız bu, ciddiyetten uzaklaştı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Şandır, sizin listenin içinde
onlar.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Gerçekten yani bu Meclise, Türkiyenin hukukunu tanzim
eden bu Meclise kendi hukukunu gözetmeyen, ihlal eden bir yaklaşım
yakışmıyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Şandır, size verdiğimiz
listede bir tane farklılık var.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Aramızda dostluklar ayrı bir hadise ama
güven denen hadisenin, birlikte çalışmak için güven denen
hadisenin varlığını asla söylemezsiniz, hiç söylemezsiniz.
Hiç öyle Söz ağızdan çıkar. gibi laflarla zor duruma
düşmeyin. Yani birtakım mecburiyetleriniz
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Teklifin bugün birinci bölümünü bitirelim,
gidelim.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Bu sebeple söylüyorum, değerli arkadaşlar,
sizin oralarda da bir oyun oynanıyordur birdir bir derlerdi bizlerde.
Birincinin yaptığı kuraldır. Millet toplanır, güler.
Seyirlik oyun ama birinciye güler değerli arkadaşlar. Birinci
atlarken dokunursa siz de dokunacaksınız, dokunmazsanız
yatarsınız. Birinci atlarken düşerse siz de düşeceksiniz,
yoksa yanarsınız. Birinci komiklik olsun diye türlü türlü oyunlar
yaparak arkadan gelenleri zor durumda bırakmak için
uğraşırdı. İnan ki şimdi
yaptığınız o yani komiklik deyip meseleyi böyle istihza
etmek anlamında söylemiyorum ama bu yaptığınız
yakışmaz.
Biz net
söylüyoruz: Türkiyeyi Türk milleti adına bu İktidar yönetiyor.
Milletin iradesine saygı gösteriyoruz. Bu İktidar, kendi
sorumlulukları doğrultusunda önceliklerini belirlemek hakkına
sahiptir. Önceliklerini belirleyecek ama belirledikleri önceliğe önce
kendileri uyacak. Bugün böyle, yarın başka bir şekil veya
komisyonlarda çalışıyoruz, alt komisyonda
çalışıyoruz, dünyanın önergesi veriliyor, on beş
maddelik kanun geliyor, kırk beş maddelik kanun olarak komisyondan
çıkıyor, buraya geliyor, burada yeniden önergeleri dayıyorsunuz.
Nasıl uzlaşacağız, hangi zeminde
uzlaşacağız?
Dolayısıyla,
değerli arkadaşlar, iktidar partisinin, ilkesel olarak mı
diyelim yani ilkesizlik mi diyelim, gayriciddilik mi diyelim, bu Meclisin
gündemini belirleme üslubuna ve usulüne biz sonuna kadar karşı
duruyoruz. Neyi getirirseniz getiriniz getirdiğinizin ciddiyeti yok
maalesef.
Bugün böyle,
Sayın Elitaş, yarın ne getireceğiniz
Bak, tekrar
söylüyorum
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Şandır, size verdiğimiz
otuz tanede bir tane değişiklik var.
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Bakınız, önümüzdeki hafta burada bu
konuşmanın tekrarını yapacağız emin olun.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) O da emir eri, eline ne verirlerse onu yapıyor.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Şimdi, Sayın Elitaşın
getirdiği önerge 16 Temmuz Cuma gününe kadar programlandı, sıra
sayıları belirlendi, hangi kanunların görüşüleceği
belirlendi ama emin olun, önümüzdeki salı günü yeni bir listeyle
huzurunuza gelecekler.
Değerli
arkadaşlar, ülkemiz gerçekten bir ateş çemberinden geçiyor yani
hepinizin yüreğinin yandığını biliyorum. Ülkemizin
temel sorunu, insanımızın temel sorunu bu bölücü etnik terörün
durdurulması. Onunla ilgili kanunları getirin, onunla ilgili gündem
belirleyin, hep beraber oturalım. Sayın Başbakan geriye dönüyor,
muhalefete hakaret ediyor ve yardım istiyor. Gelin, gelin onunla ilgili
hukuki düzenlemeleri, kanunları çıkartalım. Milletin
önceliği, bu akan kanın durmasıdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Bitiriyorum efendim.
Milletin
önceliği sizin derdiniz, tasanız değil maalesef. Siz kendinizce
bir program koyuyorsunuz ve bu programa da muhalefeti mecbur tutuyorsunuz. Buna
hakkınız yok. Bakın, bugün başlayacağımız
Karayolları Kanunu, ne Bakanın şahsına ne
Bakanlığın şahsına ama bir bölümü bir günde
değil, bir haftada zor geçersiniz.
Değerli
arkadaşlar, bu usul size fayda getirmez. Bu usulle netice
alamazsınız ama yolu var bunun. Gelin, uzlaşarak yapalım;
gelin, birlikte yapalım; ülkenin kanunlarını,
ihtiyacını birlikte tanzim edelim. diye söyleye söyleye dilimizde
tüy bitti ama sayın iktidar maalesef uzlaşmazlık üzerine kurulu
bir anlayışla politika yapıyor. Bunun ne size hayrı var ne
memlekete hayrı var.
Arz olunur.
Saygılar
sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Anadol, Sayın İnce, Sayın Seçer, Sayın Tütüncü, Sayın
Gök, Sayın Süner, Sayın Altay, Sayın Halıcı,
Sayın Küçük, Sayın Çakır, Sayın Paçarız, Sayın
Özbolat, Sayın Hacaloğlu, Sayın Günday, Sayın Kart,
Sayın Öymen, Sayın Korkmaz, Sayın Kesici, Sayın
Karaibrahim, Sayın Yalçınkaya.
İki dakika
süre veriyorum yoklama için.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
(Devam)
2.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun
çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 1 Temmuz 2010 tarihinde tatile girmeyerek, yeni bir karar
alınıncaya kadar çalışmalara devam edilmesine; (11/12) esas
numaralı Gensoru Önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun
24/06/2010 tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin AK
PARTİ Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Grup önerisi kabul edilmiştir.
Şimdi de
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) ÖNERGELER
1.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, 5237
Sayılı Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin (2/554) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/223)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/554 esas
numaralı Kanun Teklifim, süresi içinde ilgili komisyonda
görüşülmediğinden İçtüzüğümüzün 37. maddesi gereğince
doğrudan gündeme alınmasını saygılarımla arz
ederim.
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
BAŞKAN
Önerge sahibi olarak Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu.
Buyurunuz
Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
SERDAROĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hırsızlık suçuna ceza
artırımıyla ilgili kanun teklifim hakkında söz aldım.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce hain saldırıları şiddetle
lanetliyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yakınlarına ve
milletimize başsağlığı, yaralılara acil
şifalar diliyorum ve üzülerek ifade edeyim ki sayenizde bu sözler
artık sıradan ve anlamsız hâle gelmiştir.
Değerli
milletvekilleri, iktidarın bir an önce bu açılım ve
saçılımları bir kenara bırakıp topçu, popçu
toplantılarıyla vakit geçirmeden terörle mücadelede kesin sonuç
alabilecek önlemleri hayata geçirmesi gerekir. Artık sabır
kalmamış, bıçak kemiğe değil damara
dayanmıştır. Ancak, ne yazık ki terörle ve
şehitlerimizle ilgili düşünceler milletimizle paylaşıldığı
zaman Sayın Başbakan Şehitler ve terör üzerinden siyaset
yapmayın. diyor. Buna cevap veriyorum: Şehit ve terör üzerinden
siyaset yapıp nemalanmak isteyen şerefsizdir. (MHP
sıralarından alkışlar) Ancak ülke gerçeğinin dile
getirilmesinden gocunanlara ne demeli, onu bilmiyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak işsizliği dile getiriyoruz İşsizlik
üzerinden siyaset yapmayın., yoksulluğu dile getiriyoruz Yoksulluk
üzerinde siyaset yapmayın., çiftçinin, esnafın, emeklinin hâlini
dile getiriyoruz Çiftçiyi, esnafı, emekliyi siyasete alet etmeyin. diyen
bir iktidarın ülkenin içinde bulunduğu bu vahim tablolara
sağlıklı bakması zaten mümkün değildir.
İktidar,
terörle mücadeleyi başından beri yanlış
yapmıştır. Bu yanlışın ceremesini millet çekiyor.
Fidan gibi gençler toprağa veriliyor, ailelerin ocaklarına ateş
düşüyor, dolayısıyla Türk milleti kan ağlıyor.
İktidara sesleniyorum: Ordunun terörle mücadele gücünü elinden
aldınız. Polisin elinden asayişle mücadele gücünü
aldınız. Özel harekât polisleri Kızılayda devriye gezer
hâle getirildi. Tarihî yanlışınızla Kuzey Irakta
konuşlanan 8 bin askerimizi geri çektiniz ve nihayetinde bölgenin
istihbaratını Amerika Birleşik Devletlerinin eline, inisiyatife
ve insafına bıraktınız. Sekiz yıldır
aldığınız yanlış kararlar sonucu bugünkü son
derece vahim durumlara sayenizde gelinmiştir.
Değerli
milletvekilleri, özellikle son yıllarda
hırsızlığın, yolsuzluğun ve terörün had safhaya
çıktığı bir dönemde, suçun
karşılığı olan cezanın caydırıcı
olması gerektiği ayrı bir önem kazanmıştır.
Toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen ekonomik krizle birlikte suç
oranları da giderek artmıştır. Suç oranlarının
azalabilmesi için, suç işleyenlerin cezasız kalmamaları önemli
bir etkendir.
Değerli
milletvekilleri, özellikle büyük şehirlerde suç oranları büyük
artışlar gösterirken, hırsızlık insanların kâbusu
hâline gelmiştir ve neredeyse evine, iş yerine, arabasına
hırsız girmeyen vatandaş yok gibidir. İnsanlar, ekonomik
sorunlarla borç batağında yaşam mücadelesi verirken,
hırsızlık yüzünden mal güvenliği bir tarafa, can
güvenlikleri de büyük tehdit altındadır. Artık insanların
evini, iş yerini, arabasını bırakın,
ahırındaki hayvanı, tarlasındaki ürünü,
yaptığı hasadı dahi çalınmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ceza yasaları, suç işlemeye niyetli olanları
caydırabilmelidir. Ne yazık ki ülkemizde hırsızlık
suçlarına verilen ceza yetersiz, caydırıcı olmaktan
uzaktır.
Sayın
milletvekilleri, hırsız yatak odanıza kadar gelecek, sen
müdahale edemeyeceksin! Edemezsen, hırsız tabii ki eve girer.
Yakalıyorsun, adalet ceza veriyor, ceza tecil oluyor, hırsız gelip
seninle dalga geçiyor. Vatandaşın arabası çalınıyor,
şayet yakalanırsa altı ay ceza, o da tecil. Hırsız
gelip ön cama not bırakıyor. Ne yazıyor biliyor musun?
Arabanı yine çalacağım. diyor.
Şu günlerde
köylü hayvanım çalınmasın diye damında, ürünüm
çalınmasın diye tarlasında yatmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET
SERDAROĞLU (Devamla) İş yeri sahipleri hırsızlar
yüzünden köpek besler hâle geldiler.
Bakın, bir
örnek veriyorum değerli milletvekilleri. Hırsız eve giriyor,
evin sahibi bunu fark ediyor ama uyur gibi yapıyor, bunu hırsız
da anlıyor ve çıkarken ne diyor biliyor musun? Aferin,
akıllı adamsın. diyebiliyor.
Evet,
değerli milletvekilleri, bu hırsızlar bu cesareti nereden
alıyor? Bana göre ceza eksikliğinden.
İşte,
kanun teklifimle gece işlenen hırsızlık suçunun
cezasının üçte 2 oranında artırılması
amaçlanmaktadır ancak yine Milliyetçi Hareket Partisinden böyle bir teklif
geldi diye düşünmezseniz bu önerimize kabul oyu verirsiniz.
Aksi hâlde yine
bu suçlar devam edecek diyor, hepinizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu.
Önerge üzerinde
Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Özdemir.
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hırsızlık olaylarının artmasıyla
ilgili, İç Tüzük 37ye göre söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Son zamanlarda
bildiğiniz gibi terör olaylarında gerçekten büyük bir artış
var. Bu konuda, biraz önce belirttiğim konuşmamda da dediğim
gibi, terörle müzakereden vazgeçip, bu açılım saçılım
işlerinden vazgeçip gerçekten ciddiyetle bu konunun üzerine gidilmeli. Bu
konular, böyle sadece belirli, şehitlerimiz başında nutuk
atmalarıyla olmuyor. Uzun müddet terörle mücadele eden, ateşi eliyle
tutan bir adam olarak söylüyorum: Bu gidişat kötüdür ve bu
gidişatı mutlaka durdurmak gerekmektedir.
Ben, ANAP
zamanında da önce Ağrı Emniyet Müdürü, daha sonra Malatya
Emniyet Müdürü olduğum zaman da o zamanki Sayın Başbakan Bunlar
bir avuç eşkıyadır. demiştir, ama bir avuç
eşkıya olmadıkları ülkenin her tarafını
sardığında görülmüştür. Bu işin şakası
yoktur, iktidarıyla muhalefetiyle el birliğiyle bu olayın
üzerine mutlaka gitmemiz gerekir. Bunu, dediğim gibi, belirtmekte yarar
görüyorum.
Değerli
milletvekilleri, yine dediğim gibi, ben, uzun müddet hem adi olaylarla hem
organize suçlarla hem terörle mücadele ederek büyük şehirlerde il emniyet
müdürlükleri de yapan bir insan olarak söylüyorum: Gerçekten bu adi
hırsızlık olaylarında, adi olaylarda da büyük
artış vardır. Hükûmet bunun yolunu da bulmuştur, o da
şudur: İnceleyin, daha önceleri üç aylık, altı aylık
ve yıllık istatistikler her tarafa verilirdi, şu anda emniyet
teşkilatının ve İçişleri
Bakanlığının sitelerine girdiğiniz zaman suçları
görememektesiniz. Yine ben karakol ve ilgili yerlerle de gidip
görüşüyorum. Bazı yerlerde adi olaylara suç numarası
verilmemektedir istatistikler az görünsün diye. Bunlara bizim
zamanımızda Varideyle cumhuriyet savcılığına
gönderilmeler. denilirdi yani suç numarası verilmeden bir faili meçhul
olayı rahatlıkla adliyeye gönderebilirsiniz, istatistikleriniz az
çıkabilir. Dediğim gibi, bunlar da geçici yollardır.
Şimdi, hem
bu organize suçlar hem terör olaylarındaki artışlardan şunu
gördük: Gerçekten polis teşkilatı ve jandarma teşkilatları
organize suç konularında, uyuşturucu konusunda ve yine organize olarak
işlenen kapkaç ve benzeri konularda iyi bir deneyim sahibi oldular,
gerçekten güzel işler yapıyorlar. Ama bu adi olan
hırsızlık, bilhassa hayvan hırsızlıkları,
mal hırsızlıkları, büyükbaş hayvan
hırsızlıkları köyleri bizar etmiş durumda.
İnsanlar evlerinde yatamıyorlar, sabaha kadar nöbet tutuyorlar. Bizim
Gaziantepte de -söylüyorum, Gaziantep Valimiz, Gaziantep Jandarma
Komutanımız da dinlesin- gerçekten vatandaş orada, büyük hayvan
hırsızlığında sabaha kadar nöbet tutuyor. Bunlar, son
derece, dediğim gibi, yanlış şeylerdir.
Bunun
dışında, dediğim gibi, oto
hırsızlığı, ev hırsızlıkları çok
artmış durumda. Bununla vatandaş sanki ilgilenmiyor, çok medyaya
gelmiyor. Bu konuyla ilgili yapılacak tedbirleri şöyle anlatmakta
yarar var: Mesela, illerde başlanan bu mobese sistemlerini daha içerlere
doğru yapmakta yarar vardır diye değerlendiriyorum.
Yine huzur
toplantılarıyla vatandaşları hırsızlıklara
karşı uyarmakta yarar var ve cezaların caydırıcı
olmasıyla ilgili, biraz önceki sayın milletvekilimizin de
belirttiği gibi, cezaların artırılmasında da yarar var.
Genellikle bu
suçlar yedi yıldan aşağı olduğu için, birçokları,
dediğim gibi, içeriye girmeden, yani tutuklanmadan mahkemeleri devam
ediyor. Bunların üzerinde durulmasında yarar vardır diyorum.
Yine motorize
devriyelerin, yaya devriyelerin hemen hemen büyük şehirlerde ve
şehirlerde bittiğini görüyoruz. Her şeyi artık işte
belirli şeylerle takip edelim diyorlar ama yaya devriyeyi ve motorize
devriyeyi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN
ÖZDEMİR (Devamla) Yaya devriyeleri ve motorize devriyeleri
hızlandırmamızda, dediğim gibi, polis
sayısının, jandarma sayısının
artırılmasında yarar vardır diyorum ve konuşmama son
verirken yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özdemir.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.58
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati:18.13
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Şimdi gündemin
Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul Günayın birlikte
cevaplandıracağı ve birleşimin başında gündemdeki
sıralarını belirtmiş olduğum soruları
sırasıyla okutuyorum:
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın,
kuruyemiş ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066) Cevaplanmadı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Eker tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Tüm
Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği
(TÜKSİAD), Türkiye'de yıllık 210 bin ton kuruyemiş
tüketildiğini belirterek, kişi başına tüketimin 3
kilogramı bulduğunu ifade etmektedir. Ülkemizdeki bu büyük pazar
başta Çin olmak üzere birçok ülkenin iştahını
kabartmaktadır.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Çin'den 20 bin
tonu ayçiçeği çekirdeği olmak üzere toplam 40 bin ton kuruyemiş
ithalatı yapılmış mıdır? Yapılmış
ise bu ithalat hangi dönemde yapılmıştır?
2. Kuruyemiş
ithalatında belli bir sınırlama var mıdır? Yerli
üreticilerimizi korumak amacıyla sınırlama getirmeyi
düşünüyor musunuz?
3. Çerezlik
ayçiçeği çekirdeği ve yer fıstığına başka
ürünlerde olduğu gibi prim vermeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda
çalışmanız var mıdır?
2.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalyada kilim
dokumacılığının canlandırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1093) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalyanın
Akseki ve İbradı yöresindeki köylerde bir zamanlar çok yaygın
olan kilim dokumacılığı artık tarihe
karışmaktadır. Eskiden birçok aile geçimini
dokumacılık ve hayvancılıktan kazanırken, şimdi
bu mesleklere ilgi yok denecek kadar azalmıştır.
Soru 1: Ülkemiz
kültür tanıtımında da önemli bir yer tutan kilim
tezgâhlarımızın tekrar hayata geçirilmesi için
Bakanlığınızca yapılan bir çalışma var
mıdır?
Soru 2: Bu yörede
bitirilen hayvancılığı canlandırmak için Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ile ortak bir proje
başlatmayı düşünüyor musunuz? Hayvancılığın
tekrar ayağa kalkmasıyla beraber, dokuma tezgâhlarının da
eskisi gibi hareketlenmesi sağlanamaz mı?
Soru 3:
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile ortak
hazırlayacağınız projede, dokuma
sanatkârlığının KÖY-DES projesi kapsamında ele
alınıp, geliştirilmesi düşünülemez midir?
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
TÜRKSOYun bütçesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1179) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Kültür ve Turizm Bakam Sayın Ertuğrul Günay tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: TÜRKSOY
(Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi) 2008 yılı için ne
kadar para ödenmektedir. TÜRKSOY'un daha aktif hale gelmesi için bütçesinin
artırılmasını düşünüyor musunuz?
4.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Aspendos
Tiyatrosu yakınında faaliyet gösteren taş ocağına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1292) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalya'nın
Serik İlçesi sınırlarındaki Aspendos Antik Tiyatrosu'na 1-2
km. mesafede "Akdeniz Beton" şirketinin kurduğu bir
taş ocağı faaliyet göstermektedir. Çok önemli bir tarihi eser
niteliğinde olan bu tiyatro ve çevresi 1. Derece Doğal ve Arkeolojik
Sit Alanı olarak kabul edilen bir bölgedir.
Soru 1 : Aspendos
Antik Tiyatrosu, burada yapılan gösterilerden zarar gördüğü
gerekçesiyle 2008'de kapatılmış ve bakıma
alınmıştır. Zarar gören ve bakıma alınan
böylesine önemli bir tarihi eserin 1-2 km. yakınına bir taş
ocağı kurmak sizce ne kadar doğrudur?
Soru 2 : Bu
taş ocağında dinamitler patladıkça, tiyatro zarar
görmeyecek midir? Aynı şekilde tiyatronun 50-100 m.
yakınında bulunan ve DSİ'nin kullanması için tahsis edilen,
hafif tonajlı araçların kullandığı bu yoldan geçen ve
taş ocağından çıkan malzemeleri taşıyan
yaklaşık 100 ton ağırlığındaki
kamyonların bu esere zararı olmayacak mıdır?
Soru 3 :
Bakanlığınız, sit alanı olarak kabul edilen bölgeleri
bu şekilde mi korumaktadır? Aspendos Antik Tiyatrosu ve çevresine
böyle mi sahip çıkıyorsunuz?
5.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin,
Tuzhanı restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1302) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dt.
Şevket Köse
Adıyaman
Adıyaman'ın
en önemli tarihi eserlerinden biri olan ve turizme büyük katkısı
olacağı tahmin edilen Tuzhanı'nda restorasyon
çalışmaları, kamulaştırma nedeniyle süren davalar ve
bir yerel gazetemize de yansıdığı gibi, "bürokratik
engeller" nedeniyle yapılamamaktadır. Bu bağlamda:
1. Tuzhanı
restorasyon çalışmalarının durma nedeni yalnızca
davalar mıdır? Yerel gazeteye yansıyan herhangi bir bürokratik
engel mevcut mudur? Bunların dışında başka nedenler
varsa nelerdir?
2. Tuzhanı
restorasyon çalışmalarına ne zaman başlanması
hedeflenmektedir?
3. Tuzhanı
restorasyon çalışmaları için ne kadarlık bir ödenek
ayrılmıştır? Ayrılan bu ödenek yeterli midir?
4. Tuzhanı
restorasyon çalışmaları başladıktan sonra ne
kadarlık bir süre içerisinde bitirilebilir?
6.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki
turizm yatırımlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1401)
ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı'na
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Kültür ve Turizm
Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda
Bakanlığınızın görevleri millî, manevi, tarihî, kültürel
ve turistik değerleri araştırmak, geliştirmek, korumak,
yaşatmak, değerlendirmek, yaymak, tanıtmak, benimsetmek ve bu
suretle millî bütünlüğün güçlenmesine ve ekonomik gelişmeye
katkıda bulunmak olarak düzenlenmektedir.
Buna göre;
1) Gaziantep
ilinde 2009'un ilk 4 ayında turizm alanında yapılan kamu
yatırım miktarı ne kadardır? 2009 yılı hedefleri
ile değerlendirildiğinde bu yatırımlar ne kadarlık bir
gerçekleşmeyi ifade etmektedir?
2)
Bakanlığınız 2008 yılında özel sektörü
teşvik anlamında Gaziantep'te ne kadarlık kredi
kullandırmıştır?
3)2008'in ilk 4
ayı ile 2009'un ilk 4 ayı
karşılaştırıldığında Gaziantep'e gelen
turist sayısındaki değişim nedir?
7.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, sinema
sanatçılarının desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1411) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Yaşamını
Sinema oyunculuğu yaparak sürdüren Sanatçılarımızın
işsizlik ve Ekonomik sıkıntı içerisinde oldukları ve
üzüntü verici intiharların yaşandığı somut ve acı
gerçeğimiz,
Sosyal güvenceden
yoksun ve örgütsüz olan Sanatçılarımız için Müzik Sektöründe
olduğu gibi,
1. Tüm
Sanatçılarımızın rol aldıkları Film ve Tiyatro
oyunlarının tekrar yayınlanmasından doğan Telif
Hakları Yasasını hazırlamayı ve
yasalaştırmayı düşünüyor musunuz?
2.
Gelişmiş Ülkelerdeki gibi Sanata, Sanatçıya sahip çıkan ve
destek olan düzenlemeler yapmayı düşünüyor musunuz?
8.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
Çavdarhisarda sit alanındaki mahallelere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1425) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına,
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın
Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Dünyanın ilk
borsasının da bulunduğu Romalılar döneminden kalma Aizonai
Antik kentine sahip Kütahya ili Çavdarhisar ilçesi, her yıl çok
sayıda turistin ziyaret ettiği önemli turizm merkezlerimizden
birisidir. Ancak ilçe merkezindeki Meydan, Kemaller, Cereller ve Yukarı
mahallede bulunan birçok binada sit alanı içine girdiği gerekçesiyle
hiçbir tadilat ve tamirat işlemi
yapılamadığı için mahalle sakinleri oldukça
sıkıntılı durumdadır. Bu sorunla ilgili olarak;
1. Aizonai antik
kent sınırlarına girmediği hâlde her türlü imara
kapalı olduğu iddia edilen ilçe merkezindeki adı geçen
mahallelerin imara açılabilmesi mümkün müdür?
2. Mümkün
değilse adı geçen mahallelerin uygun bir alana
taşınması sağlanabilir mi?
3. Bu konuda
Bakanlığınızca yürütülen bir çalışma var
mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?
9.- Antalya Milletvekili Osman Kaptanın, Antalya
Devlet Senfoni Orkestrası Şefinin görev yerinin
değiştirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1446) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul GÜNAY tarafından sözlü olarak
yanıtlanması için gereğini arz ederim. 05.06.2009
Osman
Kaptan
Antalya
1- Antalya Devlet
Senfoni Orkestrasını kuran, Türkiye'nin ilk bayan Orkestra Şefi
olan İnci Özdil'in; görevinden alınarak önce İstanbul'a,
ardından da Bursa'ya sürülmesinin gerekçeleri nelerdir?
2- Basında
yer alan İnci Özdil'in görev yerinin değiştirilmesinde;
"Cumhuriyetçi" oluşunun, 2007 yılında "Cumhuriyet
Konseri" düzenlemesinin bir etkisi var mıdır?
3- Cumhuriyetçi
olmak ve Cumhuriyet konseri düzenlemek takdir edilmesi gerekirken, sürgün
edilmesini nasıl açıklarsınız?
4- Antalya
kamuoyunda büyük tepkilere neden olan ve 21 Sivil Toplum Örgütü tarafından
tekrar Antalya'daki görevine dönmesi için kampanya başlatılan, İnci
Özdil'in, Antalya'daki görevine dönmesini sağlayacak
mısınız?
10.-Adana Milletvekili Kürşat Atılganın,
Altın Koza ve Altın Portakal film festivallerine kaynak tahsisine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1476) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Kültür ve Turizm Bakanı Sn. Ertuğrul Günay tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Soru: Ülkemizde
sinema denilince akla gelen iki önemli festivalden birisi olan Adana Altın
Koza Film Festivali'nin on altıncısı 08-13 Haziran tarihlerinde
Adana'da gerçekleştirilmiştir. Türk sinemasının
(Yeşilçam) bugünlere gelmesinde önemli sanatsal katkılar
sağlamış olan Altın Koza Film Festivali'ne bakanlığınız
tarafından ne kadar kaynak tahsis edilmiştir? Aynı şekilde
Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne
bakanlığınızın fon katkısı ne kadardır?
11.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, bir
antik kentteki kazı çalışmalarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1535) Cevaplanmadı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Kültür ve Turizm Bakanı Sn.
Ertuğrul GÜNAY tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim. 26.08.2009
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Tokat Merkezde
bulunan, gelişimi çok eski çağlara uzanan Komana Antik Kenti'nde
yapılan arkeolojik çalışmalar ne zaman bitirilecek ve turizme
kazandırılacaktır?
12.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın,
bazı film festivallerine kaynak tahsisine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1586) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Açıklama:
Sn. Bakan kendisine daha önce yönelttiğim sözlü sorumun cevabında
geçen sene, yani 2008 itibarıyla Adana Altın Koza Film Festivali'ne
500.000 TL, Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne ise
Avrasya Film Market
adlı etkinliklerle beraber
3.500.000 TL kaynak
ayırdıklarını belirtmiştir. Yine Sn.
Bakan'ın verdiği
bilgilere göre bu kaynak tahsisi Adana Altın Koza için 250.000 TL'ye,
Antalya Altın Portakal için 1.300.000 TL'ye çekilmiştir.
Soru:
Yaptığınız bu kaynak azaltmalarında dikkate
aldığınız kıstaslar nelerdir? Bu güzide
festivallerimizin yapıldığı bu illerimizde geçen sene
yapılan mahalli seçimleri kaybetmiş olmanızın etkisi var
mıdır? Bilhassa Adana Büyükşehir Belediyesi'ni Aytaç
Durak'ın MHP'nin adayı olarak yeniden kazanmasının bu kaynak
tahsisindeki azalmanın nedeni olduğu söylentilerine ne diyeceksiniz?
13.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın,
turizm yatırımlarındaki gelişmelere ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1594) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Ekonomik kriz
bazı turizm yatırımlarını da etkilemeye
başlamıştır. Veriler, Hazine Müsteşarlığından
teşvik belgesi alan yeni yatak sayısının 2009
yılında 2008 yılına göre yüzde 30
azaldığını göstermektedir.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Ekonomik
krizden bazı turizm yatırımlarının da etkilendiği
doğru mudur? Krizden başlıca hangi turizm yatırımları
etkilenmiştir?
2- Bu
yatırımların zamanında yapılamayışı,
Türkiye'yi bir ekonomik kayba uğratmış mıdır?
Uğratmış ise, bu ekonomik kaybın miktarı TL olarak ne
kadardır?
3- Bu
yatırımları, turizmin hizmetine kavuşturma konusunda bir
çalışmanız olacak mı? Olacak ise, ne zaman olacak?
4- Yatak
teşviklerinde kısıtlamaya mı gidilmektedir? Teşvik
sayısının 2009 yılında geçen yıla oranla yüzde 30
düşmesinin sebepleri nelerdir?
14.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın,
Adanadaki yatırım projelerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1711) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Türkiye
İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerde
il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel
İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde
işsizlik oranı % 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere göre,
işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile
Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri
işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnak'tan
sonra sıralanmıştır.
Soru: Buradan
hareketle sormak istiyorum: Bakanlığınızın bu göstergeleri
dikkate alarak Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adana'nın
işsizlik oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir
yatırımı, tasarrufu ve/veya önlemi şimdiye kadar olmuş
mudur? Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ve
bilhassa Çukurova'da turizm faaliyetlerini Akdeniz'in Batısındaki
standartlara kavuşturabilecek ne gibi yatırımlarınız
ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem Adana ile ilgili turizm
alanında ileriye dönük planlarınız hakkında bilgi verebilir
misiniz?
15.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın,
Mehmet Akif Ersoyun vefat ettiği dairenin müzeye çevrilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1745) ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Milli
şairimiz ve İstiklal Marşımızın yazarı
Mehmet Akif Ersoy'un son nefesini verdiği Beyoğlu İstiklal
Caddesi'nde bulunan Mısır Apartmanı'ndaki dairenin müze haline
getirilmesi konusunda vatandaşlar tarafından imza kampanyası
başlatılmıştır.
Bu bilgiler
ışığında;
1-
Kapısında yalnızca "Mehmet Akif Ersoy bu binada
ölmüştür" yazan Milli şairimizin vefat ettiği
Mısır Apartmanı'ndaki daire şu anda hangi ticari amaçla
kullanılmaktadır?
2- İmza
kampanyası ile ilgili Bakanlığınıza her hangi bir
müracaatta bulunulmuş mudur? Bulunulmuş ise, bu konuda ne
yapmayı düşünüyorsunuz?
3- İstiklal
Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy'un son nefesini
verdiği daireyi vatandaşlarımızın taleplerini dikkate
alarak, Müze haline getirmeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda
girişiminiz olacak mı?
16.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Batmana müze
açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1774) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
18.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Etnografya,
tarih, güzel sanatlar, açık hava müzeleri bilim, askerî ve özel müzeler
adı altında neredeyse her uygar ülkenin geçmişe dair ne varsa
sergilemeye çalıştığı kendi kültürel birikimdir. Söz
konusu olan bu yapılar, Batman
bölgesi yerleşim yeri açısından birçok kültürün ortak
noktasıdır. Burada çok sayıda müzede sergilenecek eserler
mevcuttur.
1- Batman'a
geçmişten geleceğe uzanan bu çizgide tarihî eserlerimizin gelecek nesillere
tanıtımı, ve öğretilmesinin yanında bölgenin
tanıtımı için de faydalı olacaktır. Batmana müze
açmayı düşünüyor musunuz?
17.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın,
Bitliste açılacağı söylenen bir müzeye ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1802) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
Aşağıdaki sorularımın, Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 26.01.2010
Mehmet
Nezir Karabaş
Bitlis
Açıklama-
2008 Kasım ayında edebiyatçı William Saroyan'la ilgili
basına yansıyan açıklamanızda; "Ermeni yazar William
Saroyan'ın ailesinin yaşadığı Bitlis'teki evin tam
lokasyonunu tespit etmeye yönelik araştırmalarımız hâlen
devam etmekte. Tam olarak tespit eder etmez burayı bir müzeye
dönüştürmeyi ve 2009 yılı içinde açmayı
planlıyoruz" demiştiniz.
1- William
Saroyan'ın ailesinin Bitlis'teki evinin yerini tespit ettiniz mi? Tespit
ettiyseniz, evin bulunduğu yerin açık adresi nedir?
2- Sözü edilen
evi müzeye dönüştürme ve 2009 yılında açmayı taahhüt
etmiştiniz. Bu taahhüdünüzü gerçekleştirebildiniz mi?
3- Eğer
gerçekleştiremediyseniz, bu konudaki çalışmalarınız
hangi aşamadadır?
4- Müzenin
açılması ile ilgili verebileceğiniz yeni bir tarih var
mıdır?
18.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
İstanbuldaki beş yıldızlı otellere ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1828) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
1.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
İstanbul
Avrupa Başkenti olmuştur. İstanbulda son yıllarda çok
kongre yapılmaktadır. Türkiye'nin kongre merkezi durumuna
gelmiştir. Kültür Başkenti olmasından dolayı da çok
sayıda turist gelecek. Bu gelecek turistlerin konaklamaları için
İstanbul genelindeki 5 yıldızlı otel sayısı
yeterli durumda değildir.
1- İstanbul
genelinde ne kadar beş yıldızlı otel var, yatak kapasitesi
ne kadardır? Beş yıldızlı otellerin
sayısını artırmayı düşünüyor musunuz?
2- İstanbul
genelinde yapımı devam eden kaç tane beş yıldızlı
otel inşaatı var?
19.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Bayburttaki
bir binanın restorasyonuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1882) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 15.02.2010
Ensar Öğüt
Ardahan
Bayburt Zahit
Mahallesinde Kültür ve Turizm İl Müdürlüğünce restore
çalışması başlatılarak müze hâline getirilmeye
çalışılan bu bina 20 yıldan beri kaderine terk edilmiş
durumdadır. Tarihimize ve Kültürümüze bu şekilde önem verildiği
müddetçe ne tarihimize sahip çıkabiliriz ne de kültürümüze. Bu müzenin bir
an evvel yapılması gerekmektedir.
1- Bayburt Zahit
Mahallesinde 20 yıl önce restore edilerek müze hâline getirilmesi için
yapılan çalışmalar tamamlanmadan kaderine terk edilmiştir.
Tarihimize ve Kültürümüze sahip çıkmak için bu müzenin bir an evvel
yapılması için ek bütçe yapılarak tamamlanması ne zaman
sağlanacaktır?
20.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Malatya-Nemrut yoluna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1943) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Nemrut
Dağına Malatya ve Adıyamandan ulaşılabilmektedir.
Dünyada ve ülkemizdeki seyahat özgürlüğü nedeniyle Nemruta gitmek
isteyen ziyaretçiler dilediği yoldan gitmelidir.
Ancak;
1)
Bakanlığınızca özellikle, 2002den bu yana Malatya-Nemrut
yolu dâhil olmak üzere bugüne kadar hiçbir ödenek tahsisi yaptınız
mı?
2) Sizin bu
bakanlığa atanmanızdan sonra Nemrutla ilgili tüm
açıklamalarınız Malatya kamuoyunda hep sorun
yaratmışsa bunun nedenini araştırdınız mı?
3) Nemrut
konusunda Malatyaya yönelik düşüncelerinizde yansız ve tarafsız
olmadığınız görüşümü çürütmek amacıyla bu bölgeye
ve özellikle 10 kmlik yol için ödenek vermeyi düşünüyor musunuz?
21.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Malatya bağlantılı bir yolun turizm yolu kapsamına
alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1944) ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Malatya-Pütürge-Tepehan-Adıyaman yolu 100
km'dir. Bu yolun Pütürge-Tepehan yol ayrımı 60 km ve Tepehan'a kadar
olan kısmı ise 20 km olup karayolları ağı
içerisindedir. Tepehan-Adıyaman ayrımı olan 10 km'lik
kısım ise karayolları ağına dahil değildir. Bu
nedenle;
1) 10 km'lik
bölüm Nemrut'a giden bir yol olduğu için turizm yolu kapsamına
alınacak mı?
2) Malatya-
Adıyaman bağlantısı olan bu yol tamamen karayolları
ağı içerisine alınamaz mı?
3) Bu bölüm için
2010'da ilave bir ödenek tahsis edilerek bu yolun ulaşıma uygun
standart bir yol haline getirilmesini düşünüyor musunuz?
22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Nemrut Dağı Millî Parkındaki bir projeye ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1945) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Bakanlığınız,
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün 4.3.2010
tarihli Malatya Valiliğine hitaben yazdığı bir yazıda,
Malatya İl Özel İdaresi'ne ait Nemrut Milli Parkı'ndaki bir
binanın yıkılması talep edilmiştir. Ancak;
1) Burada
yapılması planlanan Malatya Evi Projesi hangi amaçla
yapılacaktır?
2) Bu projenin
içeriği nedir?
3) Bu proje ile
bölgenin hangi ihtiyaçlarının giderileceğini Malatya kamuoyu ve
Malatya Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile paylaştınız mı?
Bu projenin fizibilitesi tarafınızdan yaptırıldı
mı?
23.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın,
Bitlisteki bazı taşınmazlara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2021) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
13.04.2010
Mehmet
Nezir Karabaş
Bitlis
Yazılı
cevabınızda; 'Konu ile yapılan araştırmalarda söz
konusu evin yeri hakkında bilgi sahibi olan birine
rastlanılmadığı gibi ayrıca Bitlis Tapu Sicil
Müdürlüğü'nce William Saroyan ve ailesi adına kayıtlı
herhangi bir taşınmaz kaydının bulunmadığı
öğrenilmiştir.' demişsiniz.
1- Bitlis Tapu
Sicil Müdürlüğü'nde, 1907 yılı ve sonrasında Bitlis'ten göç
etmiş, Ermeni asıllı kaç vatandaşımıza ait
taşınmaz kaydı bulunmuştur?
2- William
Saroyan'ın, 1964 yılında Yaşar Kemal ve Fikret Otyam ile
birlikte Bitlis'teki baba evini ziyaret ettiği doğru mudur?
Doğru ise, hâlâ hayatta olan bu sanatçılarımızla
görüştünüz mü? Görüşmediyseniz, konu ile ilgili bu
sanatçılarımızın bilgisine başvuracak
mısınız?
3- 2863
Sayılı Kanun'un 26. maddesine atıfta bulunarak, '...özel veya
tüzel kişiler tarafından başvurulması halinde gerekli
değerlendirmede bulunulabilecektir.' İfadenizden,
Bakanlığınıza bağlı müze projenizden
vazgeçtiğiniz sonucu çıkarılır mı?
24.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada turizm yatırımlarına
tahsis edilen Hazine taşınmazlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/2061) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul Günay tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim. Saygılarımla. 26.04.2010
Hulusi
Güvel
Adana
1. 2008-2010
yılları arasında Adana ilimizde Hazine'ye ait olan kaç
taşınmaz Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis
edilmiştir? Söz konusu taşınmazların niteliği ve
büyüklüğü ne kadardır?
2. Adana ilimizde
turizm yatırımlarına tahsis edilen Hazineye ait
taşınmazlar hangi firmalara kiraya verilmiş, tahsis edilmiş
ve/veya irtifak hakkı verilmiştir? Söz konusu
taşınmazların satış ve/veya kira bedelleri ne
kadardır? Anılan taşınmazlar hangi amaçla (tesis, turizm
amaçlı spor, golf vs.) kullanılmaktadır?
3. Adana ilimizde
kamu kuruluşlarına ait turizm, eğitim ve dinlenme maksatlı
tesisler ile arazilerden tasarruf hakları
Bakanlığınıza verilen tesis mevcut mudur? Mevcut ise hangi
kuruma ait hangi tesislerdir?
25.- Aydın
Milletvekili Recep Tanerin, tarihî bir alanın turizme
kazandırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/2064) ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul
Günay tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Recep Taner
Aydın
Aydın
Koçarlı ilçesinin Çakırbeyli köyünün Yeltepe mevkiindeki yel
değirmenlerinin restore edilerek turizme kazandırılmasıyla
hem güzel mesire kazanılmış olacak hem de Millî Mücadeledeki
rolüne saygı gereği yerine getirilmiş olacaktır.
1- Bu yel
değirmenlerini restore ederek turizme kazandırmayı
düşünüyor musunuz?
2 - İzmir 2
nolu tabiat ve kültür varlıklarını koruma kurulunca,
19.06.1996/5905 sayılı kararlarıyla tescil edilmiş ve
bölgede Roma döneminden kalma çatı kiremitleri bulunduğu
belgelenmiş olmasına rağmen bugüne kadar bu eserlerle ilgili
Bakanlığınızca niçin hiçbir çalışma
yapılmamıştır?
3- Mülkiyeti
hazineye ait olan bu alanda yapılacak çalışma, hem kendi
tarihimize, hem de burada yaşayan eski medeniyetlere saygının
bir gereği olduğuna göre, neden yok olmasına göz
yumulmaktadır?
26.- Aydın Milletvekili Recep Tanerin, tarihî bir
kalenin restore edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/2065) ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın
Ertuğrul Günay tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Recep Taner
Aydın
Aydın
İli Koçarlı İlçesinin güneydoğusundaki Cincin köyünde
bulunan, Osmanlı İmparatorluğunun tüm izlerini taşıyan
ve Cihanoğulları tarafından yaptırılan tarihî Cincin
Kalesinin, son yağışlardan sonra doğu sur duvarları
çökmüş, batı kısmındaki sur duvarları da
yıkılmak üzeredir, ilgisizlik ve bakımsızlık yüzünden
bir tarih kaybolmaktadır.
Bakanlığınız
tarafından 1995 yılında "Anıt Eser" olarak tescil
edilen Koçarlı'nın açık hava müzesi niteliğindeki tarihî
Cincin kalesinin restore edilmesiyle, turizme ve bölgeye sosyal ve ekonomik
anlamda katkı sağlanacaktır.
Bu tarihi kale
iyice harap olmadan, konunun aciliyetine binaen;
1-
Yıkılmaya başlamış bulunan tarihî Cincin kalesi için
ödenek ayırarak restore ettirmeyi düşünüyor musunuz?
2- Tarihî Cincin
kalesinin özel mülkiyet olması sebebiyle
kamulaştırılmasını sağlamayı düşünüyor
musunuz?
3-
Bakanlığınızın, başka medeniyetlere
karşı gösterdiği ilgiye rağmen, kendi medeniyetimize
karşı olan duyarsızlığı nedendir?
27.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki turizm çalışmaları
ile kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/2095) ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Turizm
potansiyeli açısından ülkemizin en önemli kentlerinden birisi olan
Gaziantep ilinin turizmden elde ettiği gelir halen potansiyelini
karşılayabilecek bir düzeyde değildir.
Buna göre;
1)
Bakanlığınızın Gaziantep turizmi ile ilgili olarak
özellikle yurtdışında ne gibi çalışmaları
vardır? Tanıtım çalışmaları hangi ülkelerde
gerçekleştirilmektedir?
2) Gaziantepte
alternatif turizm alanları oluşturma konusunda
çalışmalarınız nelerdir?
3) Gaziantep
ilindeki taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının
bakım ve onarım çalışmalarında öncelik belirleme
ölçütleri nelerdir?
4)
Bakanlığınız taşınmaz kültür ve tabiat
varlıklarının bakım ve onarımı için 2010
yılı için ayırdığı ödenek nedir? Bu ödeneğin
ne kadarı kullanılmıştır?
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım;
Bakanlığımıza yöneltilmiş olan, arkadaşlarımızın
sorularına mümkün olduğu kadar cevap vermeye
çalışacağım. Önce bu konulara ilgi gösteren
arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Türkiyenin kültür ve turizm
yaşamını yakından takip eden, kendi illerinde ve ülke
düzeyinde, ülke ölçeğinde konuları takip eden
arkadaşlarımın dikkatlerine, ilgilerine çok teşekkür
ederim.
Bundan önce,
sözlerimin başında ben de bugün konuşan bütün
arkadaşlarımız gibi, birkaç günden bu yana, hatta birkaç
haftadan bu yana Hakkâriden İstanbula kadar ülkemizin farklı
bölgelerinde hain, aymaz, acımasız eller tarafından
canlarını yitiren bütün yurttaşlarımıza,
kardeşlerimize Allahtan sonsuz rahmet diliyorum. Bunun son
olmasını diliyorum ve bu tür olayların da bir siyasi tartışma,
bir siyasi istismar, bir siyasi çekişme vesilesi yapılmaması
gerektiğini düşünüyorum. Bu sorunla yirmi beş yıl, bir
çeyrek yüz yıldan bu yana ülkemiz uğraşıyor. Her iktidar
döneminde benzer sorunlar ve sıkıntılar yaşandı.
İçeriden, dışarıdan çeşitli nedenleri var
yaşadıklarımızın. Buna karşı Türkiye Büyük
Millet Meclisinin bir ortak tavır göstermesi gerektiğini çünkü
yapılanların, sadece bir siyasi partiye, sadece bir düşünceye değil, milletin
bütünlüğüne, vatanın bütünlüğüne kasteden davranışlar
olduğunu ve bu tür olaylar ortaya çıktığı zaman
siyasetin kendi arasında sesini yükseltmesi, çekişmesi yerine ortak
bir tavır sergilemesinin bu olayları aşmakta yararlı ve
yardımcı olacağını düşünüyorum.
Şimdi,
arkadaşlarımızın verdiği sorulara alfabetik il
sırasıyla mümkün olduğu kadar cevap vereceğim.
Adana Milletvekilimiz
Sayın Güvelin Adana turizmiyle ilgili soruları var. Biz, Adanada
turizmi sanayinin yanı sıra ve tarımın yanı sıra
önemli bir çekim alanı yapmak konusunda özel bir gayret göstermeye
çalışıyoruz. Bu yıl, benim önerimle Adanada ilk defa bir
turizm arama konferansı yapıldı. Bir ölçüde Adananın sivil
toplum örgütlerini, kamuoyunu bu hareketin içine çekmek, turizmin Türkiyenin
gelişen alanlarından birisi olduğunu, istihdamın
gelişmesi açısından, toplumsal standartların yaşam
kalitesinin yükselmesi açısından önemli olduğunu Adana
kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık.
Adanada bizim,
Yumurtalık bölgesinde tasarruf hakkı
Bakanlığımızda olan önemli miktarda
taşınmazlarımız var ancak şu ana kadar bunlarla ilgili
bir talep ne yazık ki oluşmadı, tahsis konusunda gayretlerimiz
olmasına rağmen bir talep oluşmadı. Adananın denize
sırtına dönmüş bir il olmaması gerektiğini
paylaşmaya, Türkiye sathında bu düşünceyi yaymaya
çalışıyoruz. Onun ötesinde, geçmiş yıllarda
başlamış, Ceyhanda, Kozanda, Tufanbeylide, Yüreğirde
kültür merkezleri var. Bunlara bir ölçüde yardımcı olmaya
çalışıyoruz ve tamamlamaya çalışıyoruz ama genel
olarak bütün milletvekili arkadaşlarımın bilmesini isterim.
Türkiyede 90lı yıllarda başlamış plansız ve
projeleri de çok yanlış kültür merkezleri bataklığı
var bir anlamda. Bir ilin kültür merkezi olarak, bir ilin, bir ilçenin esas
itibarıyla çok amaçlı bir salona ihtiyacı olmasına
rağmen içinde mercimek kadar salonu olan ama boyutları son derece gereksiz
büyütülmüş ve böylece maliyeti de büyütülmüş kültür merkezleri var.
Onları olabileceği kadar toparlamaya ve tamamlamaya
çalışıyoruz.
Yine, Sayın
Kürşat Atılganın sorusu var. Adana Altın Koza Festivaline
ve Antalyaya
Antalyada iki uluslararası festival yapılıyor,
iki uluslararası film festivali yapılıyor. Bir tanesi Altın
Portakal, bir tanesi Avrasya Festivali. Uluslararası boyutta olduğu
için önceki yıllarda da önemli miktarda yardım ediliyordu. Biz de
geçen yıl 2,5 milyon civarında yardımda bulunduk. Adana ulusal
festival. Adanaya da geçen yıl 250 yardım edilmişti, daha sonra
bunu 150 olarak artırdık ve 400 civarında yardımda bulunduk
ulusal festival olduğu için.
Bu yıl
Altın Kozanın iptal edileceğine ilişkin söylentiler
çıktı. Buna şiddetle karşı çıkıyorum.
Altın Koza çok gelenekselleşmiş bir festivaldir ve mutlaka
sürmesi gerekiyor. Boyutlarının yeniden gözden geçirilmesi ve mutlaka
bu geleneğin yaşatılması gerekiyor. O konuda
arkadaşlarımızı hem yerel düzeyde hem de Bakanlık
düzeyinde uyardım.
Değerli
arkadaşlarım, bu tür festivallere biz hiçbir siyasi ayrım
yapmaksızın yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Türkiye sadece gelen ziyaretçilerin deniz kıyısında, denize
girmesiyle turizmi sürdürülebilir olarak tutamaz. Aynı zamanda kültür
yaşamımızın, aynı zamanda toplumsal yaşam
kalitemizin yükselmesi lazım ki sürdürülebilir bir turizm yapalım. O
yüzden, herhangi bir ayrım yapmaksızın bu imkân ölçüsünde bütün
bu Anadoludaki, -buna benzer çok yerde var, Karsta var, Artvinde var,
İzmirde var, Mardinde var- sinema festivalleri, müzik festivalleri,
hepsine olabilecek ölçüde yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Sayın
Sünerin, Antalya Milletvekili Arkadaşımızın, geleneksel
sanatların, özellikle kilim dokumacılığının
geliştirilmesi konusunda soruları var. Sayın Süner
Bakanlığımızın çalışmalarını
yakından takip eden bir arkadaşımız. Çok teşekkür
ederim. El sanatlarının geliştirilmesi konusunda Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğüyle
çalışmalarımız var Antalya yöresinde ve Muğla
yöresinde. Muğlada Milas ilçesinde bebek giysilerinin pazarlanması
konusunda bir proje üzerinde çalışıyoruz. Yine Akseki ve
İbradı ilçelerinde benzer çalışmalarımız var.
Şimdi, son
yıllarda önemli bir gelişme olarak, biz, müze ve ören yerleri
içindeki on kadar, biraz geleneksel ve biraz eskimiş ölçütlerdeki
mağazalarımızı daha çağdaş bir
anlayışla yenilemeye çalıştık. Elli beş kadar
yerde -ihaleyle, özel firmalara da açtık, özel yarışmalara da
açtık, yabancı danışmanlıklar da alıyoruz bu
konuda- gerçekten standartları yüksek yeni mağazalar açılmaya
başladı. İstanbul Topkapıda bunun bir örneğini ya da
Anadoluda birçok yerde görebilirsiniz. Bu yıl sonu itibarıyla bütün
bu mağazalar yenilenmiş olacak ve orada geleneksel el
sanatlarının da mutlaka satın alınması, bulundurulması
şartını getirdik. Bakanlık denetiminde ama özel
danışmanlıklarla ve özel firma eliyle yapıyoruz. Bu
mağazaların yayılması ve standartlarının
yükselmesi, Türkiye çapında geleneksel el sanatlarına verilen
değeri ve buradan elde edilen ekonomik geliri de arttıracaktır.
Yine Sayın
Sünerin, Aspendos Tiyatrosu civarında bir taş ocağıyla
ilgili sorusu var. Resmî bilgilerle kuş uçuşu 6 kilometre kuzeyde bir
taş ocağı var. Bu taş ocağı sit
alanının dışında tamamen. Birinci derece arkeolojik
sit alanında böyle bir çalışma yapılması mümkün
değil. Buradaki malzemenin Aspendos civarından geçirilmesi daha önce
söz konusuydu. Bu uygulamayı Koruma Kurulu kararıyla
kaldırdık. Çevre belediyesi yeni bir yol güzergâhı tespit etti,
200 metre Aspendosun dışında ve Koruma Kurulundan geçici
olarak bu yolun kullanılması konusunda bir karar
çıkarıldı. Olabileceği kadar bu maden ocaklarını,
taş ocaklarını, buna benzer ocakları, biz, sit
bölgelerinden, arkeolojik alandan ve sürdürülebilir turizm açısından
arkeolojik alanlardan ve turizmde, kültürde değerlendirilebilecek alanlardan
uzak tutmaya özen gösteriyoruz.
Sayın
Kaptanın bir sorusu var.
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir dakikanızı rica edeceğim.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Buyurunuz efendim.
BAŞKAN
Sayın Süner sisteme girmiş.
Buyurunuz
Sayın Süner, çünkü soruları bitti.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Bakanım, hiçbir zaman önergeleri siyasi
çekişme konusu yapmak için vermiyoruz. Bir kere kilimcilik maalesef
Aksekide şu anda yapılmıyor. Sosyal Dayanışmanın
böyle bir çalışması yok. İkinci olay...
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Aksekide Geleneksel El
Sanatlarını Destekleme Projesi kapsamında çalışma
olduğunu söyledim, kilimcilikle ilgili...
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Halıcılık üzerine açtılar fakat şu anda
bir faaliyeti yok.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Peki.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Benim istediğim, tarihî bir kilimcilik olayı vardır
orada, Sosyal Dayanışma kilimcilik üzerine kurslar açarsa hem yöreye
katkısı olur hem turizme katkısı
olur, dağ turizmi de ön plana çıkar.
Şimdi Sit
alanlarında taş ocağı faaliyetleri
yaptırmıyoruz. diyorsunuz, bu taş ocağı faaliyeti
hâlâ daha devam ediyor bu sit alanının içinde. Bakın,
Sarıabalı köyü bu taş ocağından dolayı -yirmi
dört hane var burada- boşaltılmak mecburiyetinde kaldı. Yani
heyelan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Süner.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Lütfen açar mısınız.
BAŞKAN Bir
dakika süre vermiştim.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Bakan, sırf taş ocağı heyelanı
yüzünden yirmi dört hane evlerini terk etti. Lütfen, sit alanı içinden bu
taş ocağının kaldırılmasını rica
ediyoruz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Şimdi,
bakınız, bendeki bilgilerde, Sarıabalı köyündeki taş
ocağı Aspendos Tiyatrosundan 6 kilometre kuzeyde ve birinci derece
arkeolojik sit alanın dışında. Sit alanının
içinde herhangi bir taş ocağı olmadığı resmî
bilgilerle verilmiş. Bunu ben ayrıca özel olarak takip edeceğim.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Bakan, sit
alanının içinde şu anda dinamit patlatılıyor ve
Aspendos Tiyatrosu zarar görüyor.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ben aynı
duyarlılığı gösteriyorum, yani arkeolojik alanlarda, sit
alanlarında, birinci derece arkeolojik alanların yakınında
bile o alanlara zarar verecek olan herhangi bir taş
ocağının bulunmaması konusunda, maden
ocağının bulunmaması konusunda dikkati gösteriyorum.
Sayın
Kaptanın sorusu, Antalyada bir arkadaşımızın
Bursaya nakliyle ilgili. Arkadaşımız Teftiş Kurulu
raporuyla, soruşturma raporuna istinaden İstanbula geçici olarak
gönderilmiş ve sonra Bursaya şef olarak tayin edilmiş, yani bir
tenzilirütbe söz konusu değil. Burada sadece bir hususu altını
çizerek belirtmek istiyorum. Bu arkadaşımızın daha önce
cumhuriyet konserleri düzenlediği ve bu nedenle mi
alındığı konusunda doğrusu beni inciten bir soru var.
Bunu hem soru sahibine hem soruya muhatap olarak kendime
yakıştıramam.
Değerli
arkadaşlar, cumhuriyet bizim ortak değerimizdir, cumhuriyet herhangi
bir siyasi partinin tekelinde değildir. Hiçbir siyasi görüş,
cumhuriyet karşıtı bir yaklaşım bizim
tarafımızdan itibar, iltifat görmez. Cumhuriyetle ilgili bir gayreti,
bir faaliyeti sürdürdüğü için de hiçbir arkadaşımız tecziye
edilemez. Tam tersine, iki yıldan bu yana, ben Ankarada,
bırakın Cumhuriyet Bayramını 19 Mayıs
bayramlarında, Ankara Üniversitesiyle iş birliği içinde, 5.000
kişinin katıldığı, şimdiye kadar hiç
yapılmamış şölenler yapıyorum. Yani bayramlarımızın
dar mekânlarda bir avuç insan tarafından, bir avuç elit tarafından
kutlanmaması, olabileceği kadar geniş halk kitleleri
tarafından paylaşılması konusunda özel bir
duyarlılık gösteriyorum. 19 Mayısı, Cumhuriyeti
kutladı diye birisini cezalandırdığımızı ima
etmek çok büyük bir haksızlıktır. Yani Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmetinin herhangi bir bireyine böyle bir şeyin sorulmaması
lazım.
Basında
bazen bu tür gereksiz tartışmalar çıkıyor ve milletvekili
arkadaşlarımızın bunu ciddiye almasından hakikaten
üzüntü duyuyorum. Burada da benzer bir şey oldu -parantez içinde
söyleyeyim- Ankarada Cumhuriyet ve Kurtuluş Savaşı müzeleri bir
müdürlük adı altında ve ikisi de Bakanlığımıza
bağlıydı. Birinci Büyük Millet Meclisi olan Kurtuluş
Savaşı Müzesini Türkiye Büyük Millet Meclisi talep etti, Burası
bizim mebdeimizdir, kaynağımızdır, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı tarafından yönetilmesi gerekir.
diye. O yüzden, biz, Kurtuluş Savaşı Müzesini ayırdık,
Türkiye Büyük Millet Meclisine emanet ettik ve müzenin adını tabii Cumhuriyet
Müzesi olarak tekilleştirdik. Bunu soru konusu yaptı arkadaşlar:
Kurtuluş Savaşı sözü sizi rahatsız ediyor mu?
Kurtuluş
Savaşı sözü birisini rahatsız ediyorsa o kişinin Türkiye
Büyük Millet Meclisinde bence bulunmaması gerekir. Kurtuluş
Savaşı, Cumhuriyet
Bu kavramları bir çekişme, bir
tartışma konusu yapmak kolaycılığına lütfen
kalkışmayalım.
Sayın Ensar
Öğüt -ona da çok teşekkür ederim, o da çok dikkatle
çalışmalarımızı yakından takip eden bir
arkadaşımız- Batman ilinde bir müze gayretimiz var mı?
diyor.
Bizim Batman
ilinde müze gayretimiz var, Vanda yeni, müzeyi geliştirme gayretimiz var,
Gaziantepte bu yıl bir müze açıyoruz, 10 Temmuzda Kamanda
Japonlarla ortak bir müze açıyoruz, Antalya Arkeoloji Müzesini
geliştirme gayretimiz var, Ankarada bir Türkiye Uygarlıklar Müzesi
yapma gayretimiz var
Yani Türkiyede çok daha fazla müze yapmak, tarihimize,
tarih bilincimize sahip çıkmak konusunda
çalışmalarımız var. Bunlarla ilgili bazı yerlerde
arazi planlaması yapıyoruz, bazı yerlerde kaynak sıkıntısı
yaşıyoruz ama Türkiyede müze standartlarını yükseltmeye ve
müze sayısını çoğaltmaya çalışıyoruz.
Bayburtta yine
müze konusunda Kavalalılar Evi var, tescilli, onun
Bakanlığımıza tahsisini istedik. Olabilirse, Bayburtta
Bakanlığa bağlı olarak yeni bir müze
çalışmamız olacak.
Ayrıca,
Bayburtta bir değerli bilim adamının da yine kendi
gayretleriyle yaptığı bir müze var, bir sanatçı
hocamızın, Sayın Hüsamettin Koçanın, onun da yakında
açılışını gerçekleştireceğiz.
Yine,
İstanbulda turizm yatırımları konusunda sorusu var
Sayın Öğütün. İstanbulda bizim 70 civarında
yatırım belgeli, 200den fazla da işletme belgeli tesisimiz var
ve bu yıl İstanbul turizmi, inşallah, birtakım beklenmedik
sorun ve sürprizlerle karşılaşmazsak, yüzümüzü çok ağartacak
bir çapta, bir nitelikte devam ediyor.
Aydın
Milletvekili Sayın Tanerin sorusu var. Aydında Koçarlı,
Çakırbeyli köyünde birinci derece arkeolojik sit alanı tespitimiz var
bizim. Burada daha önce bize restorasyon konusunda bir talep
yapılmamıştı. Sonra il müdürlüğümüzle, Sayın
Milletvekilimizin de gayretleriyle, temas sayesinde, şimdi özel mülkiyete
konu olan bir alanın kamulaştırılması konusunda,
Cincin Kalesinin kamulaştırılması konusunda şu anda
çalışıyoruz, eğer kamulaştırmayı
sağlarsak bu restorasyon konusunda da önümüzdeki yıl inşallah
bir çalışmaya başlayacağız. Tabii, Aydında o
kadar çok güzel yerler var ki hepsine yetişmek mümkün olmuyor ama
bunları dikkatle takip ediyoruz.
Adıyaman
Milletvekili Sayın Köse, Adıyaman Tuz Hanını soruyor.
Adıyaman Tuz Hanı, 2007nin sonunda benim ilk Adıyamana gittiğimde
özel olarak işaret ettiğim ve Adıyamanın kültür
hayatına katılmasının çok önemli olduğuna yürekten
inandığım bir mekân. Kamulaştırma konusunda bazı
hak sahipleriyle anlaşamadık ve şu anda temyizde,
Danıştayda. O konular sonuçlandığı zaman
Yeterli ödeneğimiz
var, bizim Adıyaman Nemrut
ekseninde dünya miras alanı içinde olduğu için 4 milyon
civarında şu anda ayrılmış kaynağımız
var Adıyamandaki işlere. Bunun proje parası da hazır.
Yeter ki Danıştaydan bu kamulaştırmalarla ilgili sonuç
alalım. Ondan sonra Tuz Ha-nının restorasyon projesi ve
arkasından uygulaması başlayacak. Ben de gerçekten Nemrut gibi
özel bir kültür varlığı olan bir alanda kent merkezinin de gelen
ziyaretçileri taşıyabilecek bir kapasiteye
kavuşmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu arada
Kâhtadaki kültür merkezimizi de üniversiteyle birlikte kullanıyoruz ve o
da bölgenin gerçekten sosyal yaşamına özel bir katkı yaptı.
Üniversite de son derece dikkatli ve duyarlı, bizim emanetimizi
değerlendirmeye çalışıyor.
Sayın
Özdemir, Gaziantepin
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Bakan.
Sayın Köse,
buyurunuz.
Soruyu tekrar
soran milletvekillerimize yalnız bir dakika süre veriyorum,
hatırlatayım.
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım Danıştayda olduğunu söylediler ama
Danıştay 6. Dairesi temyize götürüp dört buçuk yıl süren
davanın, Tuz Hanı'nda, 11 esnafın aleyhine
sonuçlandığını söyledi. Davanın bittiğini
biliyoruz biz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yani o zaman yeni döndü. Ne
zaman döndü diyor?
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Tarihi bilemiyorum. Şanlıurfa Bölge İdare
Mahkemesi tarafından bu on bir dükkânın aleyhine yani devletin lehine
sonuçlandığına dair Danıştayın kararı var.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sonuçlandıysa, bizim
-ondan sonra- elimizde paramız var
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Ama oranın müdürü de, yani kültür turizm müdürü 2010
yılında bu restorasyon işlemlerinin
tamamlanacağını söylüyor. Onu da söyleyeyim, henüz bir
işlem yoktur.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Danıştaydan
ihtilaf bitince bizim de restorasyon için kaynağımız var.
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Yani gerçekten Adıyaman esnafı çok kayıp
veriyor hem turizminde hem de ekonomik girdisinde çok kaybı vardır,
bu konuda bir çalışma hızlandırması önemlidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Tuz Hanı projesi benim
kendi projem. Yani Tuz Hanının, Adıyamanın kültür
yaşamına katılması konusundaki
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Danıştay karar vermiş yalnız.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla)
projeyi ben
başlattım, onun için Tuz Hanını Adıyamanlı
arkadaşlarım kadar yakından takip ettiğimi konuyu bilenler
sanıyorum ki teslim edeceklerdir.
Gaziantepte,
arkadaşlarım, Sokak Sağlıklaştırması
Projemiz var. Zeugma müzesi bitiyor ve bu yıl açmaya
çalışıyoruz. Teşhir, tanzimle ilgili şu anda
çalışmalar yapılıyor. Nizip Rumkalede rölöve, restitüsyon,
restorasyon çalışmalarımız var. Biz, Gaziantepe 2009
yılında 25 milyonu Zeugma olmak üzere 33 milyondan fazla kaynak
ayırmışız. Gaziantep, bizden önemli pay alan illerin
başında geliyor. Tabii, çalışıyorlar ve hak ediyorlar
ve hak edenlere de olabileceği kadar yardımcı olmaya
çalışıyoruz.
Sayın
Milletvekilimizin, özel sektöre bir kredi imkânımız olup
olmadığıyla ilgili sorusu var. Böyle bir sistemimiz ne
yazık ki yok. Eski yıllarda Bakanlığın bankası
falan da varmış ama çeşitli istismarlar nedeniyle şimdi o
uygulamadan vazgeçilmiş.
Gaziantepte
ziyaretçi sayısı beklenilen oranda olmasa bile artıyor, geçen
yıla göre bu yılın ilk dört ayında -bana ulaşan
rakamlara göre- artış var. Biz, Gaziantepi uluslararası
fuarlarda tanıtmak konusunda
Tabii Gaziantepi değil sadece, ben o
bölgenin turizm potansiyeline çok inanıyorum. Kültür turizmi
açısından, şehir turizmi açısından -Gaziantep
başta olmak üzere- Hatay, Gaziantep, Urfa, Mardin, Adıyaman, bütün o
çevrede büyük bir kültür turizmi potansiyeli var. Tabii Türkiyeyi genel
olarak, o bölgeyi özel olarak rahatsız eden bu terör belasından
kurtulduğumuz takdirde, sanıyorum Türkiye için özel bir destinasyon
ortaya çıkacaktır. O bölge insanı, turizmden büyük bir ekmek
kapısı, geçim kapısı imkânı bulacaktır. O yüzden,
o bölge halkına yardım etmek güya- amacıyla ya da o bölge
halkının hakkını savunmak amacıyla terör eylemlerine
girişenler bence önce o bölge halkına çok büyük zarar veriyorlar ve
ihanet ediyorlar. Bölgede gerçekten çok yüksek bir potansiyel var ve önümüzdeki
yıllarda, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi Türkiye kültür
turizminin çok önemli destinasyonlarından birisi hâline gelecek.
İslâhiyede
Huzurlu Yaylasında bir turizm merkezi planlamamız var, planı
onaylanmış. Marka kentler kapsamı içinde Gaziantepte
çalışma yapıyoruz, marka kent değerlendirmesi içine
alınmıştı. Bu Zeugma mozaikleri tabii dünya çapında
bilinir hâle geldi ve bu yıl sonuna kadar açmayı
düşündüğümüz müzede, şu anda sergilenen miktarın 3
katından fazla mozaik sergileyeceğiz. Hatta son bir
çalışmamız var, ben bugünlerde acilen bir Gaziantep gezisi de
yapmak istiyorum: Müzeyi acaba tümüyle mozaiklere hasretmenin kapsamı daha
genişletip genişletmeyeceği konusunda bir değerlendirme
var, buna karar vereceğiz ve Gaziantepin geleceği açısından
o müzenin de çok önemli bir çekim merkezi olacağı aşikâr.
Biz, 2010
bütçesinde 58 milyon, 59 milyon civarında kültür
varlıklarının bakım ve onarımı için
ayrılmış olan kaynağın -yıl ortası
itibarıyla- yarısını kullanmış vaziyetteyiz ve
bir tek kuruşu ziyan etmeden, bundan sonrasını da değerlendirmeye
ve kullanmaya devam ediyoruz.
Yine Gaziantep
Milletvekili Arkadaşımız Sayın Ağyüzün film ve
tiyatro oyunlarında rol alan sanatçıların telif haklarıyla
ilgili bir sorusu var. Bu arkadaşlarımız
bağlantılı hak sahibi o yüzden, yasalarımıza göre
herhangi bir hak düzenlemesi eksiklikleri yok. Avrupa Birliği
müktesebatı çerçevesinde ve Türkiye'nin telif hakları konusunda ciddi
bir sıkıntısı gözükmüyor ama arkadaşlarımız,
sözleşmelerle zaman zaman haklarını aşırı ölçüde
devrediyorlar ve oradan kaynaklanan sıkıntılar var.
Son zamanlarda,
sinema oyuncularının örgütlenmesi konusunda önemli yeni
gelişmeler var. Onların da müzik meslek grupları gibi
örgütlenmesi hâlinde haklarını elde etmeleri konusunda daha büyük bir
imkâna kavuşacakları aşikâr.
Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğru arkadaşımızın
TÜRKSOYla ilgili sorusu var. Şunu sizinle paylaşmak istiyorum:
TÜRKSOY bir ara atıldı, yani 2007de ben devraldığım
zaman oldukça atıldı çünkü Genel Müdür Azerbaycan eski Kültür
Bakanı büyükelçi olarak gitmiş. Burada bir emanet genel müdürlük
vardı. Uluslararası niteliği neredeyse yok hâle gelmişti.
Türkiye'nin işte arada sırada yurt dışına
çıkıp bir fotoğraf ve resim sergisi yaptığı bir
niteliğe indirgenmişti. Başka bir düzenleme yaptık. Eski
Kazakistan Kültür Bakanı Sayın Kasanov arkadaşımız
Genel Müdür oldu. Şimdi, Genel Sekreter sıfatını
değiştirdik ve İngilizcenin yanı Rusça da bilen bir doçent
arkadaşımız da Türkiye adına Genel Müdür
Yardımcısı oldu ve böylece biz o Türk coğrafyasında
çok daha etkin bir biçimde görev yapma şansına eriştik.
Türkiye'nin
yaptığı katkıyı yıllık 500 bin Amerikan
dolarından 1 milyona çıkardık
2009 ve 2010da ve yeni Genel Sekreterin katkılarıyla
Kazakistan da katkısını bir miktar artırdı, Azerbaycan
da bir miktar artırdı. Şimdi en azından Kazakistan,
Azerbaycan ve Türkiye arasında ciddi bir diyalog oluştu. Bir
ayağı Gagavuzyada, bir ayağı Kuzey Kıbrısta,
bir ayağı Balkanlarda ve Kafkasyada olmak üzere TÜRKSOY daha faal,
daha etkinlik düzeyi artmış bir kuruluş hâlinde. Bunda yeni
Genel Sekreterin ve yeni Genel Müdür Yardımcısın
katkıları var, arkadaşlarımıza da buradan Millet
Meclisinin önünde teşekkür etmek istiyorum.
Bitlis
Milletvekilimiz Sayın Nezir Karabaşın bir sorusu var. Özel
müzeler konusunda arkadaşlarım, zaman zaman basına bazı
tartışmalar çıkıyor, Bitliste ünlü yazar Saroyanın
evi olduğu ve bunun müze yapılması
Ben böyle bir evin
bulunması hâlinde -dünyanın her yerinde bu tür yerler değerlendiriliyor,
uluslararası bilgiye sunuluyor- değerlendirebileceğimizi
söylemiştim ama bizim tespitlerimizde böyle bir şey bulamadık.
Eğer böyle bir tespit olur ve bunun müracaatı olursa iyi niyetle
değerlendirmeye hazırız çünkü biz, bizim
topraklarımızdaki herkese dostuz, bizim topraklarımızdaki
bütün değerleri de bizimdir diye, bizim milletimizindir diye,
insanlığın bize emanetidir diye ayrımsız savunuyoruz.
İnançlarına bakmıyoruz, itikatlarına bakmıyoruz, etnik
kökenlerine bakmıyoruz, sadece Türkiyeye fayda getirsin, onu
arıyoruz. O çerçevede bir kültür yaklaşımı, bir kültür
politikası sürdürmeye çalışıyoruz.
Kütahya
Milletvekilimiz Sayın Alim Işıkın bir sorusu var. Tabii,
Kütahya-Çavdarhisar, bu bölge de son derece önemli. Bu arada, bir olumlu
bilgiyi paylaşmak istiyorum. Aizonaideki, Çavdarhisardaki TÜRSABla
yapılan otel bitti. Önümüzdeki aylarda inşallah birlikte
açılışını gerçekleştireceğiz. Son derece
güzel oldu.
Bizim bu
bölgelerde, bu kültür alanlarında şöyle bir sorunumuz oluyor: Bir
bölgeyi kurullar arkeolojik alan olarak değerlendiriyor, üzerinde
yaşayan köylünün veya kasabalının ciddi bir yaşam sorunu
oluyor ve kamulaştırma imkânlarımız ne yazık ki
hızla kamulaştırmaya yetmiyor. Böyle yerlerde sayın
milletvekillerimizin de yardımıyla TOKİyi devreye sokmaya,
başka bazı anlaşma formülleri bulmaya
çalışıyoruz. Burada da böyle sorunlarımız var ama
Aizonai, şahsen, benim çok önemsediğim bir yer ve birkaç ay içinde
sanıyorum orada, bölgede, birlikte bu sorunları konuşma
fırsatı bulacağız.
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir dakika
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bir iki dakika
İki
soru vardı.
BAŞKAN
Hayır, var süreniz ama Sayın Doğru herhâlde yeterli cevap
alamamış.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Tabii, pardon.
BAŞKAN
Buyurunuz.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
TÜRKSOYla ilgili
vermiş olduğunuz cevaba teşekkürlerimi arz ediyorum.
TÜRKSOY,
bildiğimiz gibi, Türk soylu ülkelerin kültür bakanlarınca
kurulmuş ve faaliyetleri de yürütülen bir kuruluştur. Kurulduğu
andan itibaren de çok önemli hizmetler yapmıştır. Biraz önce
söylemiş olduğunuz gibi, son başkan, Kazakistanın eski
Kültür Bakanı Kaseinov zamanında hakikaten çok önemli hizmetler
yapılmaktadır. Ancak, tabii, bütçesinin çok yetersiz olduğunu
düşünüyoruz, yani o söylemiş olduğunuz miktarlar yine de,
Sayın Bakanım, biraz yetersiz gibi görünüyor. Özellikle kurucu ülke
olmamız dolayısıyla sizin
Başkanlığınızda bu faaliyetin biraz daha
artırılarak
Yani bütçenin artırılması ve
faaliyetlerin daha yoğun bir şekilde yapılması konusundaki
çalışmayla ilgili sorumdu. Bu yönlü olarak eğer
düşüncelerinizi belirtirseniz memnun olurum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ben de çok teşekkür
ederim.
Şimdi,
tabii, rakamın artması benim de dileğim çünkü ben onun işte
Yönetim Kurulundayım, dönem başkanlığı yaptım,
şimdi tekrar dönem başkanlığı sıramız
geliyor. Ama TÜRKSOYu biz önemli ölçüde Türkiyenin gayretiyle
taşıyoruz yani 25 bin dolar her ülkenin ödenti vermesi gerekiyor,
birçoğu vermiyor. Şimdi, biz, Sayın Kaseinovun göreve
gelmesinden sonra, hiç olmazsa öteki komşularımız bu
borçlarını ödesinler ve bu sınırlı rakamları
versinler -çünkü herkesin aşağı yukarı burada 1 memuru
çalışıyor- hiç olmazsa o para buradaki uzmanın giderini
karşılasın, buna uğraştık, bir miktar tahsil
edebildik. Sayın Kaseinovun gayretleriyle biraz -yani burada, Türkiye
Büyük Millet Meclisi önünde ve basın önünde çok fazla iç sıkıntılarımızı
paylaşmak istemiyorum- bir miktar bazı ülkelerin aidatları
yükseldi ve Türkiye tabii kendi rakamını çok daha büyüttü, büyük
ölçüde biz taşıyoruz. Ama şimdi etkinlikleri mümkün olduğu
kadar başka ülkelerle paylaşarak, sadece Türkiyenin değil
onların da ortak faaliyeti olduğunu hissettirmeye, onların da
katkılarını artırmaya çalışıyoruz. Ben
2007yle kıyaslayınca iyi bir noktada olduğumuzu söylüyorum ama
mükemmel olmadığımızı elbette biliyorum, artması
gerekiyor çünkü bu coğrafyada biz
Şunun da altını çizmek
istiyorum arkadaşlarım: TÜRKSOY bir siyasi birlik değil, TÜRKSOY
bir kültür birliği. Onun için yani Rusya da mesela buraya -Rusya
Federasyonu- gözlemci olarak katılmak istiyor, biz buna da Olur. dedik
çünkü Rusyada da çok sayıda Türk grupları yaşıyor. Bu
kültür birliği, halkların birbirini tanıması,
dayanışması, bölgede barışın gelişmesi
konusunda faydalar sağlıyor. Ama bunun merkezi Türkiyede olduğu
için ve yakın yıllara kadar Türkiye çalışmaları büyük
ölçüde içeriye hapsettiği için ilgi azalmıştı. Şimdi
ilgiyi paylaşarak, mümkün olduğu kadar çoğaltmaya
çalışıyoruz.
Ben de çok
temenni ederim, bütçeyi 10 katına çıkaralım ve gerçekten
uluslararası ölçekte çok daha büyük başarıların
altını imzalayalım ama son yıllarda gelişme, ivme
iyiye doğru gidiyor, onun altını çizmek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, Sayın Karabaşın da sorusuna cevap
vermiştiniz, o da bir açıklama istiyor.
Buyurunuz.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, Sayın Saroyan 1964 yılında Yaşar Kemal ve
Fikret Otyamla birlikte, yanında Bitlisten de birçok kişiyle
birlikte Bitlise geliyor ve o dönem evini ziyaret ediyor. Şu anda mevcut
evin ziyaret edildiği yer de Bitlisteki birçok kişi tarafından
da biliniyor. Ailesinin adına bir tapu kaydının olması
mümkün değil çünkü o dönem ve sonrasında, 1915 sonrasında
tehcire uğrayan, gönderilen ve terk eden, Bitlisi terk eden Ermenilerin
hiçbirinin tapu kaydı bulunmuyor. Eğer evinin yeri tespit edilmek
isteniyorsa bu çok rahat bir şekilde bulunabilir ve kamulaştırılabilir.
O konuda eğer Bakanlığınızın bir
çalışma yapması düşünülürse biz Sayın Saroyan...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bize özel müze konusunda bir
başvuru olursa, Böyle bir mekân vardır, mülk vardır, özel müze
açılacak diye bir resmî başvuru olursa biz -biraz önce söyledim,
bizim Türkiyeye yararlı olsun, onun dışında başka
hiçbir ayrımımız yoktur- onun gereğini yerine getirmeye
çalışırız ama şu anda bizim bildiğimiz herhangi
bir mülk veya Alın, müze yapın denilen herhangi bir teklif yok, onu
işaret etmeye çalıştım.
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Bakan.
Sayın
Işıkın da sorusuna cevap vermiştiniz, onun da bir ek
sorusu var.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Bakanım, öncelikle teşekkür
ediyorum, geç de olsa cevabı aldık ama hakikaten sizlerin de
katkısıyla bitme aşamasına gelen otelin yapımında
başta Ulusoylar olmak üzere emeği geçen herkese ben de teşekkür
ediyorum.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) TÜRSAB
ALİM
IŞIK (Kütahya) İnşallah yakında orası da
açılır.
Oradaki temel
problem Kütahya-Gediz kara yolunun sağında kalan bir iki mahallede,
kazı alanına girmemesine rağmen sit alanı içerisinde
olması nedeniyle kendi evlerini tamir edemeyen
vatandaşlarımız var. O mahallenin problemi eğer
çözülebilirse en azından küçük onarımları kendileri yapabilecek
hâldeler veya bu mahallelerin bir yere taşınması gerekiyor. Onu
ben sormuştum ama onunla ilgili cevabı alamadım.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Söyleyeyim.
ALİM IŞIK
(Kütahya) Çok memnun olurum.
Bir de,
kazıda yıllarca Alman arkeologlar tarafından yapılan
çalışmalar biliyorsunuz çok yavaş ilerliyor. Buraya da
Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünün
sunduğu proje gerçekleştirilebilse gerçekten o bölgenin sorunu
çözülmüş olur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Çok teşekkür ederim.
Şimdi,
Aizonai, Cereller ve Meydan mahalleleri değil mi? Orası üçüncü derece
sit alanında ve kurula başvurmaları hâlinde, müze denetiminde
temel kazısı yaptıklarında eğer arkeolojik bir buluntu
bulunmazsa inşaata devam etmelerinde hiçbir engel yok. Yani bu bilgiyi
arkadaşlarımız da, biz de zaten paylaşıyoruz ama siz
de paylaşabilirsiniz. Üçüncü derece arkeolojik alanda denetimli
inşaat yapılabiliyor. O konuda arkadaşlarımız rahat
olsunlar.
Şimdi, bu
yabancı kazıların bazıları, arkadaşlar, tabii bu
Türkiyede yüzyıllık yabancı kazı tarihi var. Ben,
arkeolojiyi çok önemsiyorum, arkeolojik kazıları bizzat yerinde
denetliyorum, defalarca bakıyorum, ayrıntısını takip
ediyorum, yayınlarını takip ediyorum, Türkçe
yayınlanmasını istiyorum bulguların mutlaka Almancanın,
İngilizcenin yanı sıra.
Şimdi,
bunları bir ciddi biçimde elden geçirmeye çalıştık ve
verimli kazılar var gerçekten, verimli arkeoloji alanı
çalışmaları var. Bir de Aizonai örneğinde olduğu gibi,
yapıyormuş gibi yapmaları var. Arkadaşlarımızı
uyardık, hazırlık dönemi, alanda çalışma dönemi,
bulguların yazılması dönemi, korunması dönemi,
yaklaşık dört aylık bir çalışma takvimi istedik
herkesten. Önce bir isyan çıktı, sonra bir orta noktada
anlaştık ve her kazı bölgesine mutlaka akademik düzeyi olan bir
Türk kazı başkan yardımcısı istedik. Bunlar ciddi
itirazlarla karşılaştı ama biz de kararlı biçimde bu
taleplerimizde ısrarda bulunduk çünkü yabancı bir arkeoloji enstitüsü
elbette kendi bilimsel portföyünün geliştirilmesi için benim ülkemde
kazı yapıyor ama ben de niye onunla iş birliği
yapıyorum, neden kendi topraklarımda kazı yapıyorum? Ben de
benim topraklarımdan çıkan o bilimsel bilgiye sahip olmak istiyorum,
onun kazılması değil sadece, iyi korunması ve geleceğe
iyi aktarılmasını istiyorum. O yüzden, sadece kazıp gitmek
yetmez, onun koruma önlemlerinin alınması ve oradan çıkan
bilgilerin, kazı yapan ülkenin diliyle yayınlanması yetmez,
benim bilimsel dilimin de zenginleşmesi için benim dilimle de
yayınlanması gerekir diye bugün ilk defa genelge yaptık. Ciddi
itirazlar, isyanlar oldu ama kararlıyız ve bundan sonra böyle gidecek.
Yani kazıya gelinecek, hazırlıklar yapılacak. Kazıda
mutlaka bir Türk başkan yardımcısı olacak ve o başkan
yardımcısının akademik bir statüsü olacak, bilgisi olacak,
onu takip edebilecek düzeyi olacak, kazı bulguları mutlaka, kazı
yapan ülkenin dilinden başka bizim dilimizde de yayınlanacak ve
böylece benim de ülkemde kazı yapılmasından, bilimsel dilimin ve
ülkemin hazinelerinin geleceğe aktarılması bakımından,
geleceğimin güvence altına alınması, geliştirilmesi ve
güvence altına alınması sağlanacak.
Şimdi,
Aizonaiya da bu gözle bakıyoruz. Üniversite bize bir teklif yaptı
-ortak çalışma- ama talep rakamları çok yukarı
çıktı. O yüzden başka bir sponsorluğa daha
ihtiyacımız var. Yani her kazıya o kadar kaynak
aktardığımız zaman tabii sıçrama yaparız ama
bizim o kadar kaynak aktarma şansımız yok.
Değerli
arkadaşlarım, bu, Meclisin yeni açıldığı dönemde
bütçeye gireceğiz. Herkesin bilmesi için söylüyorum: Genel bütçede bize
kazılar için ayrılan rakam 1 milyon TLnin altında. Biz geçen
yıl kazılarımıza 24 milyon TL harcadık yani bize
ayrılan rakamı neredeyse 20ye 30a katlamaya; döner sermaye
imkânları, yedek ödenekler, başka yerlerden
Kazıları çok
önemsiyoruz ama kaynaklarımızın da bir ölçüde buna uygun biçimde
artması gerekiyor.
Sayın
Aslanoğlu Nemrutla ilgili
Nemrut da bizim göz
ağrılarımızdan birisi. Oradaki çalışmaların
da yavaş gittiğinden şikâyetçiyim ben yani Nemruttaki koruma
çalışmalarının -bu soru onunla ilgili değil ama bunu
paylaşmak istiyorum- yavaş gittiği kanısındayım
çünkü bir değerli üniversitemizle çalışıyoruz ve ne
yazık ki benim beklediğimden daha yavaş geliyor üniversitenin
önerileri. Bunu hızlandırmaya çalışıyoruz.
Biz,
Adıyaman ve Nemrut ayrımı yapmaksızın o güzergâhı
iyileştirmeye çalışıyoruz. İki bölgede, Adıyaman
ve Nemrut güzergâhlarında yeni, modern, sağlıklı,
gelenlerin Nemrutla ilgili bilgi alabilecekleri, bazı örnekler
görebilecekleri karşılama evleri
Projeyi yaptık, ihaleye
çıkıyoruz; çıktık hatta ihaleye, bir sorunumuz oldu. Kaynak
ayırdık.
Yani,
değerli arkadaşlarım, Türkiye'de dokuz tane bizim, UNESCO Dünya
Mirası Listesinde yerimiz var. Tabii hepsi çok önemli ama bunlardan
ikisini özel biçimde çok önemsiyorum.
Birisi:
Divriği. Divriği bu dokuz UNESCO dünya miras alanı içinde Türk
ve İslam olan tek ünite, tek alan. Bu açıdan önemli. 1220
yılında Mengücek döneminin başkentinin bir şaheseri.
Nemrut da
inanılmaz bir doğa ve tarih ortaklığı. Bu, geçen hafta
Şian kentinde, o Terra Cotta Askerleri gördüm. Bizim ülkemizde onunla
kıyaslayabileceğimiz -muhteşem bir eser ama- evsafta bir tarih
eseri Nemrut. Onun çok özel biçimde korunması konusunda geçmiş
yıllardan gelen ihmallerimiz var ve Nemrutu şimdi, çok daha
hızla iyileştirmeye çalışıyoruz ama itiraf ediyorum ki
benim özlediğim kadar hızlı henüz gidebilmiş değiliz.
Bunu da açık yüreklilikle burada söylemek istiyorum.
Sayın Hasan
Çalışın bir sorusu var.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, Sayın Bakan, iki soruma cevap
vermediniz. Bir tanesine cevap verdiniz, ikisine cevap vermediniz.
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Pardon, öteki?
BAŞKAN
İki sorusu daha vardı.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yolla ilgili.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Evet, yola gelelim.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yolla ilgili de
Şimdi,
Bakanlığımız ile Karayolları Genel Müdürlüğü
arasında imzalanmış protokol çerçevesinde,
Elâzığ-Malatya ayrımı, Pütürge ayrımı, Nemrut
ayrımı, Nemrut Dağı (Kâhta-Gerger) ayrımı toplam
94 kilometre uzunluğundaki yol 2005 yılında Turistik Yollar
Yatırım Programına alınmış ve biz bu tarihe
kadar bu yollara 2 milyon 387 bin lira ödenek göndermişiz. Şu andaki
durumumuz bu yollarla ilgili ama yollarla ilgili de bu önümüzdeki dönem, bu
karşılama merkezleriyle birlikte yollarla ilgili de biraz daha
hızlanmamız gerekiyor.
BAŞKAN
Aslanoğlunun ek bir talebi daha var galiba.
Buyurunuz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, sizi yanlış
yönlendirmişlerdi, bir yanlışı düzelttiniz. Teşekkür
ediyorum. Şu andaki eski konaklamayı yıkıp yerine
yapacaktınız ama yapılmadan yıkmak olmazdı. Bu konu
düzeltildi, ödenek gitti, teşekkür ediyorum.
Ama, yollar
konusunda -özellikle 15 kilometrelik- Tepehandan sonra Kâhta
ayrımına kadar tek arabanın geçeceği yollar konusunda sekiz
yıldır hiçbir ödenek vermediniz. Bunu arz ediyorum. Bu nedenle,
özellikle bu yıl bu ödeneğin mutlak konmasını ve özellikle
bizim meselemiz Nemruttur
Ne Adıyaman ne Malatya
Adıyaman bizim
kardeşimizdir, kesinlikle
Ama biz, o Malatya-Adıyaman
arasındaki yolun, bir şekilde
O 15 kilometrelik turizm yolunun
hiçbir ödeneği olmadığını, hiçbir ödenek
verilmediğini, bunu bir kez daha size sunuyorum. Hiçbir çalışma
yoktur.
Bilgilerinize arz ediyorum.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bu yollar konusundaki
talepler, arkadaşlar, bizim bütçe sınırlarımızı
biraz zorluyor. Yani 15 kilometre yol aşağı yukarı bize yol
için tahsis edilmiş parayı neredeyse olduğu gibi versek ancak
karşılıyor ve Türkiyede tabii çok sayıda turistik
bölgelerle ilgili yol talebi var. Biz bu konuda Ulaştırma
Bakanlığının yardımını görüyoruz, elimizdeki
kaynakları devrediyoruz ve Ulaştırma Bakanlığı
aşağı yukarı bize ayrılmış olan
tahsisatın 10 katından daha fazla yol yapmaya
çalışıyor.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, siz misiniz, Sayın Ulaştırma
Bakanı mı, hanginiz?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Şimdi, Sayın
Bakanla birlikte bu yol talebini bir kez daha not etmiş olduk.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim siz mi, Sayın Bakanım mı? Siz
misiniz efendim? Muhatabım siz misiniz, Sayın Bakanım mı?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Benim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sizsiniz. Peki. Sizden geri aldım Sayın
Bakan, Ulaştırma Bakanı üstüne aldı.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) İzin verirseniz son
soruyu bitireyim arkadaşlar, süremiz azalıyor.
Karaman
Milletvekilimiz Sayın Çalışın İstanbulda Mehmet Âkif
Ersoyun vefat etmiş olduğu evin müze yapılmasıyla ilgili
bir düşüncesi var. Ne yazık ki burası da bir apartman dairesi ve
özel mülk. Yani burayı da özel müze kapsamında bir biçimde
değerlendirmek gerektiğini ben de düşünüyorum. O apartmanın
kapısında Mehmet Âkif Ersoyun, büyük şairimizin orada
yaşadığına ilişkin bir ibare var ama ben doğrusu
Âkifin bundan fazlasına ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Yani İstanbulda bir apartman dairesinde isminin bulunmasından veya
ona ait birkaç eşyanın bulunmasından daha fazla, ona ait bir
özel müze, bir tarihî tescilli yapı da yapabilirsek onun
hatırasına daha büyük bir saygı gösteririz diye
düşünüyorum. Ankarada bu hayalimiz bir ölçüde gerçekleşti. Ankarada
önceki yıllarda çok bakımsız durumda olan bu Tacettin
Dergâhı ve çevresi, şu anda iftihar edeceğimiz bir konuma geldi.
İstanbulda da Âkifin hatırasına, adına uygun bir düzenleme
yapmak benim de şahsen çok paylaştığım özel
özlemlerimden birisidir.
Bir sorum
kaldı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bakan, size bir üç dakika daha vereceğim.
Buyurunuz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Efendim, yine Sayın
Çalışın turizm yatırımlarındaki
gelişmelerle ilgili bir sorusu var -zaman azaldı- şunu söylemek
istiyorum: Kararlı bir biçimde gelişiyor değerli arkadaşlarım
Türkiyedeki turizm yatırımları. Türkiye geçen yıl hepiniz
biliyorsunuz, 2009da, dünyanın önde gelen 10 turizm ülkesi arasında
yılı artıyla kapatan tek ülke oldu, dünyanın geri kalan 9
ülkesi yılı eksiyle kapattı. Buna uygun biçimde de tabii
Türkiyede, Türkiye'nin genelinde, İstanbul özelinde, Antalya özelinde
hızlı gelişmeler var. Türkiyeden bir örnek vermek gerekirse,
mesela 2002de yatırım belgeli 222 bin yatağımız
varmış, bunların önemli bir kısmı işletmeye
kavuştu. Şu anda, 2009 sonu, 2010 itibarıyla şu anda bizim
220 bin yatırım belgeli çalışmamız var.
İşletme belgeli, 2002de 396 bin yatağımız
varmış, şu anda 624 bin yatağımız var. Yani
Türkiye turizm altyapısı da Türkiye'nin turizm ihtiyaçlarına
uygun biçimde gelişiyor.
Turizmin
gelişmesi için tabii, yatak gerekiyor, turizm tesisi, yeme içme tesisi
gerekiyor, başka hijyenik tedbirler gerekiyor, ulaşım gerekiyor
ama önce barış gerekiyor değerli arkadaşlarım. Yani
Atatürkün o sözüne şimdi her zamandan daha fazla ihtiyacımız
var, o Yurtta barış, dünyada barış. sözüne her zamandan
fazla ihtiyacımız var.
Türkiye, aslında
bir gelişme trendi içinde, Avrupanın altıncı büyük
ekonomisi, dünyanın yedinci turizm ülkesi. Ben inanıyorum ki Türkiye,
özel bir düşmanlık olmazsa önümüzdeki birkaç yıl içinde
İngiltereyi geçecek, ilk beşin içine girecek turizm
yükselişinde. Ama bütün bunlar için bizim kendi aramızda
birliğimizi bütünlüğümüzü korumamıza, Türkiye'de
barışın sürekli olmasına, sadece Türkiye'de değil
bölgede barışın sürekli olmasına çok ihtiyacımız
var. Onun için, bir ihanetle karşı karşıya geldiğimiz
zaman, bir saldırıyla karşı karşıya
geldiğimiz zaman, bir tuzakla karşı karşıya
geldiğimiz zaman öfkemizi birbirimizden çıkarmaya kalkmayalım;
neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamaya
çalışalım, hangi tuzaklarla karşı karşıya
olduğumuzu ve o hain ellerin bizi nereye sürüklemeye
çalıştığını beraberce düşünelim çünkü bu
çatının altında biz bir kaderi paylaşıyoruz. Daha önce
de başka vesilelerle söyledim. Daha anlayışlı, daha
dayanışmacı, daha yardımlaşmacı olmaya
çalışalım ve bu tür ihanetlere karşı bir siyasi parti
tavrı olmasın, bir Türkiye Büyük Millet Meclisi tavrı olsun.
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) Çok geç kaldınız Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Bir Türkiye Büyük Millet
Meclisi tavrı olduğu zaman,
biz, sanıyorum ki içimizden ve dışımızdan gelen
olaylarla baş etmek konusunda çok daha güçlü oluruz ve
haklılığımızı dünyaya duyurmak konusunda
ayağımızı yere çok daha sağlam basarız.
Değerli
arkadaşlarım, sorulara elimden geldiği kadar ve bana
verilmiş olan bilgiler çerçevesinde cevap vermeye çalıştım.
Son olarak
-rahmet dileklerimi şehitlerimiz için ifade etmiştim- Türkiye'nin
önemli bir yazarı vefat etti. Yarın ve öbür gün cenaze törenleri
yapılacak. Siyasi düşüncelerine katılalım
katılmayalım, Türkiye'nin önemli bir düşünce adamı ve önemli
bir köşe yazarı vefat etti, Sayın İlhan Selçuk, ona da
rahmet dileklerimi sunmak istiyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
Cevap
vermediğiniz sorular varsa -daha sonra herhâlde- gündemde
bırakacağız.
Sayın
milletvekilleri, bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.20
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.21
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Bir önceki
oturumda Sözlü Sorular kısmında Sayın Günay tarafından
cevaplandırılacağı belirtilen sorulardan (6/1066) ve
(6/1535) esas numaralı sorular
cevaplandırılamadığı için gündemde kalmaya devam
edecektir.
Bilgilerinize
sunulur.
Şimdi,
alınan karar gereğince diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S.
Sayısı: 458)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe komisyonları raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen
birleşimde tasarının tümü üzerinde gruplar adına
konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, söz
sırası, şahsı adına Bursa Milletvekili Sedat
Kızılcıklıya ait.
Buyurunuz
Sayın Kızılcıklı. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
SEDAT KIZILCIKLI
(Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; 499 sıra sayılı Tasarının
geneli üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bilindiği üzere, ülkemizin ulaşım
ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla 1 Mart 1950de
5339 sayılı Kanunla kurulan Karayolları Genel Müdürlüğü,
kuruluşundan bu yana insanımızın yaşam
standardını yükseltme çabasında ortaya koyduğu performans
ile ülkenin saygın kurumlarından birisi hâline gelmiştir.
Altmış yıllık geçmişine baktığımızda
Karayolları Genel Müdürlüğümüzün her zaman çağın
ihtiyaçlarına, ulaşım ve iletişim imkânlarına ve
teknolojinin gelişimine paralel olarak yeni görüş ve yöntemlere
açık bir politika izlediğini görmekteyiz.
Otoyollar, devlet
ve il yolları ağına giren güzergâhları tayin ve tespit
etmek, yapılan plan ve programlar çerçevesinde bu ağlar üzerindeki yol,
köprü, tünel ve sanat yapılarının projelerini,
bakımını ve onarımını, işletmesini yapmak,
bu işlere ilişkin teknik esasları saptamak ve yolların
güvenli bir şekilde sürekli olarak trafiğe açık
tutulmasını sağlamakla görevli Karayolları Genel
Müdürlüğü, yıllar itibarıyla belirlediği hedef ve
politikaları doğrultusunda, erişebilirliği sağlamak,
yaz kış geçit veren yollara ağırlık vermek, asfalt
çalışmaları yapmak, bitümlü sıcak karışım
kaplamaya ağırlık vermek, otoyol bakım programını
hayata geçirmek ve 2003 yılından itibaren ise bölünmüş yol
çalışmalarını hızlandırmak şeklinde
sürdürmüştür.
Değerli
kardeşlerim, tabii, yol yapmak, tünel yapmak çok önemli, otoban yapmak çok
önemli. Ancak, bu yolların açık tutulması, açık tutuluyor
olması da gerçekten çok önemli. Özellikle kış
şartlarında, kötü hava koşullarında
yollarımızı açık tutmak için gece gündüz çalışan
Karayolları Genel Müdürlüğümüze ve değerli personeline çok
teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz
gibi, Karayolları Genel Müdürlüğü özellikle son yıllarda çok büyük
bir atağa geçmiş ve yatırımlarını çok önemli
ölçüde artırmış ve hizmetlerini büyütmüştür. Bunlar
arasında hemen aklımıza gelen, hemen Türkiye'nin çok
yıllardır konuştuğu fakat bir türlü bitiremediği
projeleri öncelikle sizinle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz
gibi, bir Bolu Tüneli çalışmamız vardı. Başlatan
herkese teşekkür ediyorum. Ancak, on yedi yıldır bir türlü
tamamlanamamıştı Bolu Tüneli. Özellikle Ankara-İstanbul
arasında gerçekten o Bolu Dağını aşmak ne kadar
zordu. Ama şimdi bu Bolu Tünelinin tamamlanmasıyla birlikte
Ankaradan İstanbula üç buçuk-dört saatte gidiliyor. Hatta ve hatta
insanlar bugün Acaba havadan mı gidelim, karadan mı gidelim?
karşılaştırmasını yapar hâle gelmiştir.
(x)
499 S. Sayılı Basmayazı 18/6/2010 tarihli 120nci Birleşim
Tutanağına eklidir.
Yine Muğla
Göcek Tüneli vardı, o bölgeye gidenler bilir. Yaklaşık yirmi
dokuz yıl boyunca konuşulan bir projeydi. Çok şükür, onun da
bittiğini hep beraber görüyoruz.
Yine Karadeniz
sahil yolu vardır, yıllardır Türkiye gündeminde
konuşulmuş, sürekli çalışılmış bir proje.
Başlatanlara teşekkür ediyorum ama otuz dokuz yıldır
bitirilememişti. Dolayısıyla, bugün Karadeniz sahil yolunun da
bitmiş olduğunu görmekten son derece mutluyuz.
Bursada çevre
yolu bitmiş durumdadır, İzmir çevre yolunun kuzey geçişi
bitmiş durumdadır.
Ve yine
yakın tarihte açtığımız Adapazarı-Mekece-Bilecik
yolu. Özellikle İstanbul-Antalya arasında çalışan
otobüslerin, kamyonların o Mekece yolunda çektiği
sıkıntıları hep beraber biliyoruz. Bugün buralarda gerçekten büyük
kolaylıklar, büyük rahatlamalar sağlanmıştır.
Dolayısıyla bunlar çok önemli projelerdir.
Görüldüğü
gibi, bu yol çalışmalarıyla ilgili biliyorsunuz zaman zaman
mazeretler gündeme getirilmiştir. Denilmiştir ki: Personel yok,
ekipman yok, para yok, kaynak yok. Ama mesele mazereti gündeme getirmek
değil, mazeret söylemek değil mesele maharet göstermektir.
İşte, gördüğünüz gibi mazeret değil maharet
gösterilmiş, o yıllardır bitirilemeyen Bolu Tüneli de, Göcek
Tüneli de, Karadeniz sahil yolu da ve yine Adapazarı-Mekece-Bilecik yolu
da bitmiş ve böylelikle halkımızın ulaşımdaki
kaliteli hizmet alması sağlanmıştır.
Yine, duble
yollara baktığımızda gerçekten çok büyük bir aşama kaydettiğimizi hep
beraber görmekteyiz. Yaklaşık 6 bin kilometre duble yol
yapılmıştı
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Yol kalmadı, yeniden yapılıyor.
SEDAT KIZILCIKLI
(Devamla) -
ülkemize ve yapan arkadaşların hepsine çok teşekkür
ediyorum, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, ama 11 bin kilometre
daha duble yol ilave edilmek suretiyle bugün kara yollarımızın
duble yol ağı 17 bin kilometreye
çıkarılmıştır ve büyük bir atılım duble
yollarda, bölünmüş yollarda yapılmıştır. Peki, bu
duble yollar yapıldı da ne katkı koydu, neler
sağlandı? denilirse; bakın, doğrudan katkısı
yaklaşık 96 milyon saatlik yıllık seyahat süresinin
azalmasıdır. Bunun da ekonomiye katkısı 3 milyar 360 bin
TLdir, yani 3 katrilyonun üzerinde ekonomiye bir katkı sağlandığı
ifade edilmektedir.
Yine, bu
bölünmüş yollar sayesinde akaryakıt tasarrufu
yapılmaktadır. Yaklaşık 550 milyon litre akaryakıt
tasarrufu sağlanmıştır. Bunun da ekonomiye
katkısı 472 trilyon olarak hesaplanmaktadır. Yaklaşık
500 trilyonluk bir katkı buraya konulmuştur.
Değerli
arkadaşlar, tabii ki 550 milyon litre akaryakıt sarfiyatındaki
tasarrufla birlikte 1 milyon 900 bin ton emisyon salımında da azalma
sağlanmıştır.
Dolayısıyla,
baktığınız zaman, çevreye katkı, ekonomiye katkı
ama en önemlisi, mal güvenliğine katkı, can güvenliğine
katkı çünkü kaza oranları düşmüş, ölüm oranları
düşmüş. Dolayısıyla, mal güvenliğine ve can
güvenliğine yapılan bu katkılar sayesinde gerçekten ülkemiz
kazançlı çıkmıştır. Bunun için de emeği geçen
herkese teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım, peki, üzerinde konuştuğumuz 499 sıra
sayılı Yasa Tasarısının içerisinde neler var diye
bakacak olursak, öncelikle 5018 sayılı Kanuna ekli sayılı
cetvelde genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri arasında yer alan
Karayolları Genel Müdürlüğü, Ulaştırma
Bakanlığına bağlı kamu tüzel kişiliğine haiz
ve özel bütçeli bir kuruluş hâline dönüştürülmekte yani 5018
sayılı Yasadan önceki hâline, geriye döndürülmektedir.
Yine,
Karayolları Genel Müdürlüğünün görev alanının kapsam ve
sınırları genişletilerek görev ve sorumlulukları
yeniden tanımlanmaktadır. Merkez ve taşra teşkilatları
yeniden düzenlenmektedir.
Personel
atanmasına ve kadroların kullanımına ilişkin usul ve
esaslar bu yasa tasarısıyla belirlenmektedir.
Genel
Müdürlüğün özel bütçeli olmasına paralel olarak gelir kalemleri ile
para ve mallarının statüsü belirlenmektedir.
Genel
Müdürlüğün tasarı kapsamında yapacağı iş ve
eylemler dolayısıyla uygulanacak vergi istisnası ve
muafiyetlerin kapsamı belirlenmektedir.
Erişme
kontrollü kara yollarına bağlantı yapılmasına ve söz
konusu kara yolları üzerinde şehir geçişleriyle yerleşim
yerlerine bağlantının sağlanılmasına ilişkin
usuller belirlenmekte.
Genel
Müdürlüğün görev alanına giren yollara ilişkin üç
yıllık yapım ve bakım çalışma
programını hazırlayarak söz konusu program dolayısıyla
bakım ve onarım işlerini üç yıla kadar gelecek yıllara
sari olacak şekilde yayabilmesine imkân sağlanmaktadır.
Kara
yollarının yapımı ile ilgili olarak ihtiyaç
duyacağı taşınmazların
kamulaştırılmasında kamulaştırma bedellerine
karşılık gelmek üzere hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin
hüküm ve tasarrufu altında olup da kendisine devir ve temlik edilmesi
suretiyle elde ettiği taşınmazları, ilgililerin muvafakati
dâhilinde trampa yapmaya Genel Müdürlük yetkili kılınmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, Karayolları Genel
Müdürlüğü 2007 yılında da Ulaştırma
Bakanlığının bünyesine katılmak suretiyle hava, deniz,
demir yolu ve kara yolu birleştirilmiş, böylelikle bir bütünlük,
koordinasyon ve planlama sağlanmıştır. Aslında
Ulaştırma Bakanlığının son yıllarda
yaptığı çalışmalara baktığınız
zaman sadece kara yollarında bu başarılar
sağlanmamış, demir yollarında son yıllarda tarihî yatırımlar
yapılmış, Ankara-Eskişehir arası hızlı tren
devreye girmiş; yine, İstanbula uzatılması için
çalışmalar devam etmekte, Ankara-Konya ve Ankara-Sivas
arasındaki çalışmalar da başladı veya devam ediyor.
Yine, hava
ulaşımına baktığınız zaman, artık
uçağa binmek bu ülkede lüks değil, herkes uçağa binebiliyor ve
yine havaalanları terminaller gerçekten uluslararası standartlara
kavuşmuş, ilaveler yapılmış, kaliteleri
artırılmış, konforları artırılmış,
gerçekten bu alanda da çok büyük atılımlar yapılmış..
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.
SEDAT KIZILCIKLI
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Denizde,
özellikle uluslararası sularda gemilerimizle ilgili tabii ki
sıkıntılar azaltılmış. Haberleşmeye
baktığımız zaman, iletişime
baktığımız zaman, gerçekten, Ulaştırma
Bakanlığımızın her sahada, mukayese edilmeyecek
büyüklükte büyük başarılar kazandığını, kara
yollarına sadece yaklaşık 24 katrilyonluk yatırım
yapıldığını, Ulaştırma
Bakanlığında müthiş çalışmaların, güzel
çalışmaların olduğunu hepimiz sevinerek görmekteyiz. Çünkü
bundan ülke insanımız kazanıyor çünkü bundan ülkemiz
kazanıyor ve özellikle yurt dışından ülkemize gelen
insanlar da baktıklarında Türkiyenin ne kadar bu alanda mesafe
aldığını, daha da modernleştiğini, daha da
çağdaşlaştığını ve ülke insanına daha
konforlu hizmet verdiğini görmekte.
Ben,
Ulaştırma Bakanımızın şahsında ekibine de
teşekkür ediyorum, sizlere de saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kızılcıklı.
Şahsı
adına, Konya Milletvekili Hasan Angı.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Hasan Bey yok.
BAŞKAN O
zaman konuşmalar sona erdi.
Soru-cevap
bölümüne gireceğiz. Soru-cevap bölümümüz yirmi dakika. Sayın Taner,
Sayın Doğru, Sayın Uslu, Sayın Tankut, Sayın
Işık ve Sayın Asil sisteme girmişler. Daha önce kaydedilen
arkadaşlarımız da var ama onlar da girerlerse öncelik
tanıyacağız.
Soruların
birer dakika olduğunu tekrar sayın milletvekillerimize
anımsatıyorum, başlamıştır.
Sayın Taner,
buyurunuz.
RECEP TANER
(Aydın) Sayın Bakan, 4925 sayılı Karayolu
Taşıma Kanunu ile ulaşım sektörüne yeni yükler getirilirken
belge denetiminin yeterince yapılmamasından dolayı yasal
zorunluluklarını yerine getiren esnafımız belgesiz
çalışanlar karşısında haksız rekabete
uğramaktadır. Bir, Bakanlığınızın
denetimlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? İçişleri
Bakanlığı elemanları, trafik ve jandarma denetimlerinin
arttırılması için Bakanlık olarak
yaptığınız bir çalışma var mı? Bir de, yeni
araç alanların aldıkları yeni araçlarına taşıt
kartını çıkartabilmesi için verilen süre yetersiz, o süreyi
arttırmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Taner.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Tokat ilinde
çevre yolu veya Tokat-Çamlıbel yolu uzun zamandan beri bir türlü
bitirilememiştir. Özellikle çevre yolu konusunda zaman zaman, bazen,
işte, süratli şekilde bitirileceği anlatılmış
ancak bazen tünel yapılacak veya başka şeyler yapılacak
şeklinde söylemler içerisinde olunmuştur ve şu an
itibarıyla de şehrin içerisinde, belirli bir saatlerde neredeyse
trafik durma aşamasına gelmiştir. Bu yönlü olarak, acaba, çevre
yolunu ne zaman bitirmeyi düşünüyoruz Tokat ili olarak? Ayrıca
Çamlıbel yolu da 2001 senesinden itibaren müteaddit defalar gündeme
getirilmiş ama bir türlü burası da bitirilememiştir, bu yönlü
olarak neler söyleyeceksiniz Sayın Bakan?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın Uslu
CEMALEDDİN
USLU (Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Edirneyle ilgili bir soru sormak istiyorum: Edirne-Keşan bölünmüş yolu
geçtiğimiz sonbaharda yer yer bitirilmiş ve trafiğe
açılmıştı. Kış şartlarında yeni
yapılan yol kullanılamaz hâle geldi ve yeniden tek yönlü gidiş
geliş yoluna dönüldü. Bu durumda Karayollarının bir zararı
var mıdır? Edirne-Keşan bölünmüş yolu ne zaman
bitirilecektir? Bir de Keşan-Enez kara yolu, özellikle yaz aylarında
çok yoğun bir kullanıma tabi, dolayısıyla bunun da
genişletilmesi lazım. Bunu düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Uslu.
Sayın
Tankut...
YILMAZ TANKUT
(Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Adana-Karataş yolu uzun yıllar geçmesine rağmen bir türlü
tamamlanamamıştır. Özellikle yaz aylarında sahil turizmiyle
önemli bir cazibe merkezi olan Karataşın yaklaşık 40
kilometrelik duble yol projesi henüz bitirilmemiştir. Keza
Ceyhan-Yumurtalık yolu da aynı sıkıntıyla
karşı karşıyadır. Özellikle enerji bölgesi hâline
gelmesi bakımından Yumurtalık halkı da bu manada
mağdur vaziyettedir. Adana-Karataş ve Ceyhan-Yumurtalık
yollarıyla ilgili son durum nedir? Duble yol ve yol genişletme
çalışmalarının tamamlanması için öngördüğünüz bir
zaman dilimi var mıdır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tankut.
Sayın
Işık...
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
sizin de çok iyi bildiğiniz gibi Ankara-İzmir otoyolu ve
Ankara-İzmir hızlı tren projelerinin en kısa güzergâh
üzerinde bulunan Kütahya il merkezinden geçmesi gerekirken ne yazık ki bu
projeler Kütahya ili baypas edilerek hazırlanmış
durumdadır. Projelerin tekrar gözden geçirilerek Kütahya il merkezinden
geçirilmesi sağlanabilecek midir? Bu konuda bir katkınız Kütahya
için olacak mıdır?
İkincisi:
Kütahya il merkezinde çevre yolu üzerinde ihtiyaç duyulan dört farklı üst
ya da alt geçitten hiç olmazsa bir ya da ikisinin bu yıl
inşaatına başlanabilecek midir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Sayın
Asil...
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakan,
Eskişehir-Ankara yolunun 40ıncı kilometresinde Konya yolu
kavşağına köprü yapıldı. Konya yolundan gelen araçlar
Eskişehir yönüne gidebilmek için köprüden geçerek Ankara-Eskişehir
yoluna dâhil oluyorlar. Yol iki şeritli. Köprüden iner inmez gelen araçlar
sağ şeride dâhil oluyor, Ankara yönünden Eskişehir yönüne giden
araçların önüne çıkıyorlar. Gün geçmiyor ki kaza olmasın.
Uyarılara rağmen düzeltme yönünde hiçbir faaliyet yok.
Yine aynı
yolda asfalt kaplama, yenileme çalışmaları yapılıyor.
Kaplaması yenilenen yollara çizilen çizgiler eğri büğrü çünkü
kaplama dalgalı, düz çizgi çizmek bile mümkün olmuyor. Yapılan
işler denetlenmiyor mu? Yolu ve kavşağı kontrol ettirmeyi
düşünür müsünüz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Asil.
Sayın Güvel
HULUSİ GÜVEL
(Adana) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Bakan,
2002 yılında başlayan 49 kilometrelik Adana-Karataş yolu
yapımı yıllardır sürmesine rağmen hâlâ
bitirilememiştir. İlimiz için çok büyük önemi olan denize en
yakın Karataş ilçemize ulaşımda çok sıkıntı
çekilmektedir. Bilhassa Havutlu ile Adana merkez arasında kalan
kısmı, bu yolu kullanan yurttaşlarımız için bir
işkence hâlini almıştır. Kaynak yetersizliği gerekçe
gösterilerek yolun tamamlanması sürekli ertelenmektedir. Bu sene söz
konusu yolun bitirilmesi için ödenek ayrılmış mıdır?
Sayın Bakan, Adana-Karataş yolunu ne zaman bitireceksiniz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Güvel.
Sayın Bulut
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Bakan, 57nci Hükûmet döneminde araç muayene
istasyonlarıyla ilgili ihaleyi iptal ettiniz. 57nci Hükûmet döneminde
yapılmıştı ihale. Bunu yolsuzluk nedeniyle iptal
etmiştiniz. Sonra bununla ilgili herhangi bir yolsuzluk tespit ettiniz mi?
İddia edilen yolsuzluk nedeniyle bürokratından bakanına kadar
herhangi bir soruşturma açtınız mı? Herhangi bir cezai
müeyyide uyguladınız mı? Bu iddia doğruysa ne
yaptınız; değilse, iftira mı attınız? Bunu
açıklar mısınız?
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bulut.
Sayın
Yıldız
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, 2003-2009 arasında, yıllar itibarıyla ve toplam olarak,
bölünmüş yollara ne kadar para harcanmıştır? Yine,
2003-2009 yılları arasında, yıllar itibarıyla ve
toplam olarak, otoyollara ne kadar para harcanmıştır? Yine,
2003-2009 arasında, yıllar itibarıyla, bölünmüş yollar için
ne kadar arazi istimlak edilmiştir, bu istimlakler için ne kadar para
ödenmiştir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yıldız.
Sayın
Çalış
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanım, Karamanın Taşeli bölgesi gerçekten ulaşım
yönünden sıkıntılıdır. Bu bağlamda
Sarıoğlan-Sarıveliler arasındaki yolun Eğitse-Hadim
arası kısmını ne zaman hizmete açmayı
düşünüyorsunuz? Ayrıca, Sarıveliler-Alanya yolunda bir çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz? Ermenek-Mut yolunda programınız
nedir? Bunları bilmek istiyorum.
Ayrıca,
duble yolların çoğalmasıyla kara yollarında trafik
akışı ayrı bir seyir kazanmaya başladı.
Araçların hız tahdidiyle ilgili yeni bir düzenleme yapmayı
düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çalış.
Sayın
Akkuş
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, Sayın Bakan; köy ve kasaba
yolları, il özel idaresi tarafından yaptırılmakta veya
tamir ettirilmektedir. Bu da bu yolların çok uzun bir sürede
tamamlanmasına veya tamamlanamamasına sebep olmaktadır.
Vatandaşın buralardan gereği gibi istifadesi böylece söz konusu
olmamaktadır. Bunun sebebi, il özel idarelerinin yol yapım ve
onarım konusunda yeterli olmaması ve il idaresinin birçok işi
birlikte yapmak istemesidir. Köy ve kasaba yollarının yapım ve
onarımının Karayolları Genel Müdürlüğü uhdesine
verilmesinin ne gibi sakıncaları vardır? Bu konuda bir
çalışmanız var mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akkuş.
Sayın
Özdemir
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana
soruyorum: Ulaşım, günümüzde bireylerin en temel ihtiyaçlarından
birisi hâline gelirken, dünyada gelişmiş ekonomiler ulaşım
-genel olarak trafik güvenlik- sorunlarını, ulaşım
alanına yapılan yatırımlarla gidermeye
çalışmaktadırlar. Ülkemizdeyse nüfus, sürücü ve araç
sayısındaki hızlı artışa rağmen
ulaşım ve trafik güvenliği alanında yeterince
yatırım yapılmamaktadır. 2918 sayılı
Karayolları Trafik Kanunu dokuz bakanlığa ayrı ayrı
görev, yetki ve sorumluluk vermektedir. Kara yolları trafik
güvenliğine ait, bakanlığınız olarak, yeni
projeleriniz nelerdir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özdemir.
Sayın
Barış
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) -Teşekkür ederim. Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
Kırklareli ilinin Babaeski-Lüleburgaz ve Lüleburgaz-Çorlu arasındaki
duble yol ne zaman bitecektir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Barış.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Tanerin sorusu 4925 sayılı
Karayolu Taşıma Kanununun uygulamalarına yöneliktir. Karayolu
Taşıma Kanunuyla bilindiği gibi Türkiyede kara yolu
taşımacılığı bir yasal mevzuata
kavuşmuş ve böylece mali yeterlilik, mesleki yeterlilik ve mesleki
saygınlık esasına göre sektör yeniden düzenlenmiş ve belge
sistemine geçilmiştir.
Elli yıldan
fazla süren bir zaman diliminde gelişigüzel büyüyen sektörün disiplin
altına alınması şüphesiz kolay bir iş değildir.
Bu anlamda çok ciddi çalışmalar yapılmış, başlangıçta
sektörde dirençler büyük olmasına rağmen -bu düzensizliğe
karşı- daha sonra bunu sektörün sağlıklı
gelişmesi, rekabet gücünün artmasına çok olumlu katkı
sağladığı bizzat sektörde faaliyet gösterenler
tarafından görülerek, Bakanlığımızdan denetimlerin
daha fazla artırılması talebinde bulunmuşlardır. Bu,
sevindirici bir gelişmedir. Bugün kara yolu
taşımacılığımızın yüzde 99u kayıt
altına girmiştir ve 2009 yılında 4 milyon ticari
taşıt belge ve denetime tabi tutulmuştur tonaj bakımından.
2010 yılında ise hedef 5,5 milyon aracın denetlenmesidir, belge
denetimi ve tonaj denetimi buna dâhildir. Bugüne kadar yılın ilk
beş ayında 3 milyon taşıt denetimden geçirilmiştir.
İstasyonlarımız yirmi dört saat yedi gün esasına göre
çalışmaktadır. Bu yıl sonuna kadar istasyon
sayısı da yirmiye çıkarılacak ve böylece denetimlerde daha
etkin bir uygulama gerçekleşmiş olacaktır.
Şurasını
söylemek lazım: Geçtiğimiz aylarda yaptığımız bir
düzenlemeyle jandarma ve emniyetin yanı sıra Karayolu personelinin de
denetleme yapmasına imkân veren bir yasa değişikliği
gerçekleştirilmiş ve bunun da uygulamada gerekli faydayı
sağladığı görülmüştür.
Sayın
Doğrunun Tokat çevre yoluyla ilgili sorusu: Tokat çevre yolu 5,2
kilometre bölünmüş yol standardında olup ihalesi çok eskidir, 2003
yılından öncedir. 2003 yılından önce 1,7 kilometresi, daha
sonra da 2,8 kilometrelik kısmı yapılmıştır.
Sizin de bildiğiniz gibi burada yükleniciden kaynaklanan bazı
sorunlarımız nedeniyle iş gecikmiş olmakla beraber
hedefimiz bu yıl sonunda çevre yolunu sathi kaplama seviyesinde
açmaktır.
Diğer bir
soru Çamlıbel yoludur. Çamlıbel yolundaki heyelan nedeniyle
yapımda bir gecikme yaşanmıştır. Bu yıl o yolu da
bitirmeyi hedefliyoruz.
Diğer bir
sorumuz Sayın Uslunun, Edirne-Keşan bölünmüş yoluyla ilgilidir.
Edirne-Keşan yoluyla ilgili çalışmalarımızın bu
yıl tamamen eksiklikleri giderilmiş olacaktır, bölünmüş yol
olarak tamamlanacaktır.
Evet, diğer
bir sorumuz, Sayın Tankutun ve aynı zamanda Sayın Güvelin
sorusu da budur: Adana-Karataş yolunda kamulaştırma ile ilgili
sorunumuz var, bunu gidermeye çalışıyoruz. 2010
yılında da yine Adana-Karataş yolunu tamamlayacağız.
Bu yolun Adananın denize açılan önemli bir koridoru olduğunu
biliyoruz, çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz.
Sayın
Işıkın sorusu: Ankara-İzmir otoyolu ve Ankara-İzmir
yüksek hızlı tren projelerinin hâlen çalışmaları,
arazideki çalışmalar, etüt çalışmaları, sondaj
çalışmaları devam ediyor. Bu soru, zaman zaman Afyonda ve
Kütahyada sıkça sorulan bir sorudur. Otoyolun Afyondan mı
geçeceği, Kütahyadan mı geçeceği şeklinde iki il
arasında bir rekabet yaşanmaktadır. Bizim söyleyeceğimiz
şudur: Otoyollar iki nokta arasını en kısa mesafede kateden
ve arazi kullanım şartlarının en uygun olduğu
güzergâhlardan geçen yollardır. Esasen bir otoyolun şehir merkezinden
geçmesini istemek, o şehre yapılabilecek bir iyilik değil, bir
kötülüktür. Şüphesiz, ortalama 50 kilometrelik bir koridor içerisinde bu
çalışmalar yapılıyor ve en uygun güzergâh bu
çalışmalar sonunda ortaya çıkacak. İster Kütahyaya
yakın ister Afyona yakın geçmiş olsun bu otoyolun mutlaka, bu
şehirlerimize bağlantısı yapılmış
olacaktır. Böylece de bölgedeki illerimiz bu otoyoldan azami ölçüde
istifade edeceklerdir. Benzer şekilde yüksek hızlı demir yolu
çalışmaları da aynı paralelde devam etmektedir.
Sayın
Asilin Eskişehirle ilgili, geçitlerle ilgili sorusu: Evet, buradaki
problemli kavşaktaki sıkıntımız
kamulaştırmadan yine kaynaklanıyor. Kamulaştırma
işlemi tamamlanamadığı için burada tabii ki
şartların getirdiği kısıtlı bir çalışma
var. Bunu, zannediyorum bir ay içerisinde bu sorunu çözeceğiz ve o
kavşağı da, oradaki sıkıntıyı da
gidermiş olacağız. Şunu ifade etmekte fayda var:
Eskişehirde çok yoğun alt, üst geçit, farklı seviyeli
kavşak geçiş çalışmalarımız var, zannediyorum 9
civarında böyle kavşak yapımı var. Bütün bunlar birkaç ay
içerisinde tamamlanmış olacak.
Sayın
Bulutun sorusu: Bu araç muayene istasyonları malum bu yeni fennî
sistemden önce, daha önceki dönemlerde, 57nci Hükûmet döneminde yapılan
bir özelleştirme var. Bu ihale yolsuzluk nedeniyle iptal
edilmemiştir, teknik nedenlerle iptal edilmiştir.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Bakan, hayır.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Efendim, ben bu konuda isterseniz
Sayın Bakanım, size çok kapsamlı, bütün safahatı anlatan
yazılı bir bilgi notunu arz edeyim. O zaman eğer bu konuda hâlâ
bir sıkıntı varsa size bizatihi bunu da izah etmeye
hazırım.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Ben anlatayım.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Dolayısıyla bu konu
oldukça uzun bir konudur, burada cevaplamak yerine size bizatihi bunu anlatmak
daha doğru olur diye düşünüyorum.
Sayın
Yıldızın soruları: 2003-2009 arasında bölünmüş
yol, otoyol ve toplam kamulaştırmayla ilgili, tamamını
değil ama, şimdi, 2003te 780 milyon, 2004te 1 milyar 372 milyon,
2005te 2 milyar 16 milyon, 2006da 2 milyar 78 milyon, 2007de 1 milyar 944
milyon, 2008de 4 milyar 170 milyon, 2009da 4 milyar 924 milyon, toplam 17
milyar 789 milyon, yani 17,2 katrilyon bölünmüş yollara harcama
yapılmıştır.
Otoyollar ve
kamulaştırmayla ilgili diğer detayları da ayrıca
yazılı olarak arz edeceğim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine
III.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Tespit
yapıyoruz: Sayın Anadol, Sayın İnce, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Barış, Sayın Ünsal, Sayın
Karaibrahim, Sayın Köse, Sayın Özkan, Sayın Öztürk, Sayın
Hamzaçebi, Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Sönmez, Sayın
Kaptan, Sayın Ağyüz, Sayın Seçer, Sayın Yazar, Sayın
Özpolat, Sayın Yıldız, Sayın Ersin.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi,
birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1
ila 30uncu maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm
üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Amasya Milletvekili Hüseyin
Ünsal konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olalım.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) 499 sıra sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı üzerinde CHP Grubu adına söz almış
bulunuyorum.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Maç kahvehanesi gibi oldu burası!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Ünsal, bir dakika
Sayın Ünsal, bir dakikanızı
alayım.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, kürsüde bir milletvekili arkadaşımız
var, biraz sessiz olursanız onu daha rahat dinleyeceğiz.
Buyurunuz
Sayın Ünsal.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Evet, 499 sıra sayılı Kanun Tasarısı
üzerine söz almış bulunuyorum Cumhuriyet Halk Partisi adına.
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkanım, Adalet ve Kalkınma Partisi bir geleneğini devam
ettiriyor. Kanunu bu tarihlere sıkıştırdınız;
gecenin bir saatinde kanun çıkartmaya çalışıyorsunuz.
Oylama zamanı arkadaşlarımız içeri giriyorlar, mobil,
dışarıda kulislerde oturuyorlar ve kanun çıkarıyorlar.
İçeriye giren arkadaşlarımız ellerini
kaldırırken, oy verirken hangi maddeye, hangi
değişikliğe, hangi önergeye oy verdiğinin farkında
değiller. Yaptığınız bir
sıkışıklık.
İLKNUR
İNCEÖZ (Aksaray) Burada olanlar farkında.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Sizin için söylemiyorum. Sizler orada oturmuş,
dinliyorsunuz. Ama bakın, arkanıza
bakın, arkadaşlarımız kuliste. Böyle kanun
çıkmaz. Bu kanun bu şekilde çıkmaz.
Değerli
arkadaşlarım, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu hükümleri çerçevesinde genel bütçeli olan bir kuruluşu şimdi
özel bütçeli bir kuruluş hâline getirmeye çalışıyorsunuz.
Karayolları Genel Müdürlüğünün kendine özgü çok ağır
ağır gelirleri yok. Dolayısıyla, harcamaları çok
fazla. Bu harcamaları da hazine yardımlarından gerçekleştirilmektedir.
Bu durumda genel bütçe içerisinde yer alması gereken bu durum, yani
getirilmek istenen tasarı 5018 sayılı Kanunun ruhuna
aykırı olarak yasalaştırılmak istenmektedir. Bu,
ileride daha da başka yatırımcı kuruluşların da
bütçe dışına çıkmasına yol açacaktır;
sakıncalı bir durumdur, doğru bir uygulama değildir.
Tasarı ülkemizde ulaşım sektörüne de geçici çözüm getirmektedir.
Ulaştırma
Bakanımız da burada. Ulaştırma konusunda Adalet ve
Kalkınma Partisi geldiği, iktidara geldiği günden itibaren sekiz
buçuk yıldır en büyük icraatları olarak ulaştırma
konusundaki icraatlarını söylemektedirler; özellikle duble yollar,
hızlı tren gibi konularda ulaştırmaya önem verdiklerini
söylemektedirler. Hâl böyleyken de bir yandan da ulaştırma konusunda
özelleştirmeler hızla ilerlemiş, özellikle Türk Hava
Yolları ve denizcilik sektöründe özelleştirmeler hızla
ilerlemiştir; limanlar satılmış, elimizde kalan birkaç
liman da satılmak üzeredir. Yapılan yatırımlar
özelleştirme gelirlerini maalesef karşılayamaz durumdadır.
Bu yasa ile de
kara yolları özelleştirilmeye başlanacaktır.
Geldiğiniz günden beri cumhuriyet dönemi kazanımları olan
fabrikaları, iş yerlerini tekel ve tekel konumunda olan hakları
devretmektesiniz. Şimdi Satacak ne var, ne yok? diye müflis bir tüccar
gibi aranmakta, bu yasa ile de kara yollarına gözünüzü dikmektesiniz.
Kanunun 29uncu maddesi bunu gerektiriyor. Genel Müdürlüğün
sorumluluğunda bulunan otoyollar ile bunların üzerinde bulunan
bakım, işletme tesisleri, hizmet tesisleri ve diğer mal ve
hizmet birimleri ve varlıklarının işletme
hakkının verilmesi 4046 sayılı Kanun hükümleri
uyarınca Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca
gerçekleştirilir. deniyor.
Saygıdeğer
milletvekilleri, özelleştirme yoluyla -başından da
söylediğim gibi- iktidara gelmeden evvel cumhuriyetin kuruluşundan
itibaren bu ülkeye kazandırılan tüm varlıkları neredeyse
sattınız. Ama Başbakan buna rağmen her
konuşmasında bir çivi dahi çakmayanlar diyerek bu ülkeye hizmet
edenlere ayıp etmekte ve onların kazandıklarını satarak
aslında bir bakıma da onların çaktıkları çivileri bu
ülkeden sökmektedirler.
AKP sözcüleri bu
kürsüye her geldiklerinde ülkenin borçları konusunda maalesef halkı
yanıltmakta ve yanlış bilgi vermektedir. Değerli AKPli
arkadaşlarım, devri iktidarınız, cumhuriyet tarihinin en
büyük borçlarını yaptıran iktidar olarak tarihe geçecek.
Borçlanma şampiyonu oldunuz, işsizlik şampiyonu oldunuz;
üzülerek ifade etmek gerekir ki döneminizde bu özelleştirmeler ile de elde
edilen kaynakları, yolsuzluklara, yandaşlara verilen kaynaklarla adam
kayırma şampiyonu hâline geldiniz.
Şimdi
sıra kara yollarında. Türkiye'nin, iki kıta arasında,
dünyanın jeopolitik olarak en önemli konumunda olduğunu biliyoruz.
Ülkemiz transit geçiş yapılan bir coğrafyadadır. Böylesine
önemli bir konuda özelleştirme yolu tercih edilirken alelacele getirilen
ve yeterince tartışılmayan bir yasanın konuya çözüm
getireceğini söylemek, tamamen ülke gerçeğini ve
sorunlarını bilmemektir. Daha Plan Bütçe Komisyonu
çalışmaları devam ederken mevcut şartlarda
borçlanmanın mı yoksa işletme hakkı devrinin mi daha ucuz
olacağı konusunda, kamu yararının nerede fazla
olacağı konusunda Özelleştirme İdaresinden sorulmuş;
konu, devir bedellerinin açıklanması anlamına geleceği için
ve bu ifade edilerek cevap alınamamıştır. Kamu
yararının böylesine bir gerekçeyle saklanması, şaibeleri,
her zaman olduğu gibi yine gündeme getirecektir.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; kanunun 19uncu maddesi de
ayrı bir facia olarak ortaya çıkmaktadır. Bu maddeyle, kentsel planlama
bütünlüğü içinde İmar Yasasından aldığı
yetkileri, imar planını yapan yerel idarelerin yetkilerini ellerinden
almaktasınız. Yerel tercihler gözden
çıkarılmıştır. Kanunla, otuz gün içinde belediyeler,
bu konuyla ilgili görüşlerini Genel Müdürlüğe bildirecekler, idare de
yirmi gün içinde varsa itirazı değerlendirip
sonuçlandıracaktır.
Hemen her alanda
demokrasi söylemlerini dilinden bırakmayan İktidar, yerel
yönetimlerin haklarında kısıtlama getirerek demokrasinin
beşiği sayılan yerel yönetimleri maalesef devre
dışı bırakmaktadır. Belediyelerin ortaklık
payı hakkı da gasbedilmekte, kentlerde yeşil alan, meydan,
otopark gibi kamu alanlarının azalmasına neden
olunmaktadır.
Ayrıca,
geçiş ücretleri belirleme yetkisinin bakana verilmesi de mantıkla
bağdaşmamaktadır. Özellikle köprü geçiş ücreti, şehir
içinde ulaşım koordinasyonunun sağlanması
bakımından önemli bir araçtır. Bu bakımdan, köprü
geçiş ücretlerinde yerel yönetimlerin temsil edileceği bir komisyon
kurulmalıdır.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, bu yasa, özelleştirme konusunda ilginçtir- kara
yollarının satışını öngörmektedir ve kara
yolları içerisindeki hizmetleri öngörmektedir. Bu kara yollarından
elde edilecek gelirlerin, nerede, nasıl, ne şekilde
kullanılacağı konusunda Hükûmetin bir planı yoktur. Dün
konuşmayı hazırlamadan evvel eylem planına
baktığımızda da, bu konuyla ilgili, Hükûmetin çok
hazırlıklı olmadığını da görmekteyiz.
Dolayısıyla
yasa alelacele getirilmiştir ve bir para ihtiyacı vardır, bu
para ihtiyacını da en seri, en çabuk nereden elde ederiz
tartışması vardır ve Hükûmet özelleştirme yoluyla kara
yollarını elden çıkarmak gibi
Türkiye gibi
jeopolitik önemi olan, Avrupayı Asyaya bağlayan önemli bir noktada
olan Türkiye'nin kara yollarının bu şekilde, düşünmeden,
hesapsız bir şekilde özelleştirmeyle elden
çıkarılması akılla bağdaşmamaktadır.
Yine de bu
kanunla belediyelerin yetkileri gasp edilmektedir ve yetkiler gasp
edildiği sürece de bu tartışmalar daha da ileride İstanbul
gibi önemli şehirlerimizde devam edecektir.
Dolayısıyla
kanunun tamamına karşı değiliz ama kanunun bu bölümleriyle
ilgili düzenlemelerle ve önergelerle düzeltilmesini istiyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Iğdır Milletvekili Pervin
Buldan.
Buyurunuz
Sayın Buldan. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA
PERVİN BULDAN (Iğdır) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının birinci bölümü üzerine
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
21inci
yüzyılda sosyal ve ekonomik alanı canlı tutmanın önemli
yollarından biri de hiç şüphesiz ki ulaşım hizmetleridir.
Yargının bir ulaşım türü olarak kullanılan kara
yollarının noktalar arasında kesintisiz taşımaya
olanak vermesi bu ulaşım türünün gelişmesine ve giderek önem
kazanmasına imkân vermiştir. Kentleşme, sanayileşme ve nüfus
artışının hızlı bir biçimde gelişmesinin
beraberinde getirdiği sorunlar, ulaşım sektörünün önemli bir
ayağını oluşturan kara yolları alanında da hiç
kuşkusuz yaşanmaktadır. Ancak diğer alanlarda olduğu
gibi iktidar bu alanda da yaşanan sorunların çözümünü
özelleştirme politikalarında görmektedir. Zira son yıllarda tüm
dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamu işletmelerinin
özelleştirilmesi yoğun bir şekilde yapılmakta ve bu
konudaki tartışmalar da beraberinde devam etmektedir. Nitekim,
görüşülmekte olan yasa tasarısının genel gerekçesinde bu
durum açıkça ifade edilmiştir.
Karayolları
Genel Müdürlüğünün görev ve yetkilerini, teşkilat
yapısını, gelirler ve muafiyetlerini yeniden düzenleyen bu
tasarı ile Genel Müdürlüğün sorumluluğunda bulunan oto yollar
ile bunlar üzerinde bulunan bakım ve işletme tesisleri ile diğer
mal ve hizmet üretim birimleri ve varlıkları, işletme
hakkının verilmesi yoluyla özelleştirilmektedir.
AKP
İktidarı, doğası gereği kamuya ait ne varsa el
koymayı kendisine görev bilmiş durumda çünkü AKPnin
doğasında kamu hizmeti üretmek değil, tam tersine el koymak ve
peşkeş çekmek mantığını hâkim kılan bir
neoliberal zihniyet mevcuttur. Bu zihniyet sınır tanımıyor.
Bu zihniyet, yaptığı kara yollarıyla övünürken
satacaklarıyla iştahı kabartıyor. Buradan da
çıkıyor ki AKP bütün faaliyetlerinde kamusal çıkardan ziyade
bireysel ranta dönüşme potansiyeli üretme amacı taşıyor.
Geçmişte demir yollarına "Komünist işi." diyen
zihniyetin bugün daha gelişmiş biçimini AKPde görmek gerekiyor.
Büyük sermaye gruplarına kazanç sağlamak amacıyla kara
yollarını yaygınlaştıranlar, demir yollarını
engelleyenler şimdi AKPde vücut bulmuş durumdalar. Ama oyunun
kuralları değişmiş durumda. Şimdi kamu malı
üretimi diye bir şey yok çünkü artık her şey bireysel veya grupsal
ranta dönüştürülebilecek niteliktedir. AKP'nin en büyük özelliği kamu
yararı diye ortaya çıkardığı her şeyi
satması, peşkeş çekmesidir. Yandaşlara verilen ihalelerle
birçok rant kapısı aralanırken özelleştirmelerle rant daha
kalıcı hâle getiriliyor.
AKP
İktidarının işleri kara yollarıyla da bitmeyecek. Halk
desteğini yitirdikçe âdeta yangından mal kaçırırcasına
çıkarmaya çalıştığınız yağma kanunlarla
nereye kadar ayakta kalabileceğinizi düşünüyorsunuz? AKP
unutmasın ki bu yağmaların hesabı halk tarafından bir
gün mutlaka sorulacaktır ve o gün hiç de uzak değildir.
Değerli
milletvekilleri, küresel kapitalizmin ürettiği krizi aşmak
amacıyla, özellikle 80'li yıllardan sonra hız verilen
özelleştirilme politikaları ile birlikte kamu yararı
önemsenmemekte ve toplumun ihtiyaçları pahalı bir yapıya
dönüştürülmektedir. 1986 yılında başlayan ve AKP Hükûmeti
döneminde hızlandırılan özelleştirmeler, beraberinde,
işsizlik ve sendikasızlaştırma sürecini
hızlandırmış, işçileri hak kaybı ve işten
çıkarılmalarla karşı karşıya
bırakmış, yaygın işten çıkarmalar sosyal
barışı riske etmiş, çalışma hayatında
güvencesiz bir çalıştırma türü olan taşeron
uygulamalarına yaygınlık kazandırmıştır.
Unutulmamalıdır
ki Anayasanın 2'nci maddesinde belirtilen sosyal devlet, öncelikle çalışanları
koruyan, iş yaratan ve güvenceler sağlayan devlettir ancak bu temel
ilke özelleştirmeler ile zayıflatılmaktadır. Sosyal
devletin koruyucu ayakları olan sendika, vergi ve sosyal güvenlik haklarını
düzenleyen kanunlar çalışanlar aleyhine değiştirilmektedir.
Bu bağlamda bu bir yıkımdır. AKP İktidarı bu
uygulamalardan bir an önce vazgeçmelidir.
Değerli
Milletvekilleri, AKP İktidarı hiçbir dönemde yapılmayan
yatırım ve hizmetlerin kendi dönemlerinde
yapıldığını her fırsatta dile getirmektedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde cumhuriyet tarihi boyunca göz
ardı edilen hizmet ve yatırımların ulaşım
alanında da götürüldüğünü iddia etmektedir. Özellikle bölünmüş
yol yapımı, asfalt yapım ve onarım
çalışmaları ile il ve devlet yollarında yoğun
çalışmaların yapıldığı belirtilmektedir
ancak cumhuriyet tarihi boyunca götürülmeyen hizmetlerin ve
yatırımların götürüldüğü ifade edilen bölge illerinde
ulaşım alanında yaşanan sorunlar, iddia edilenin aksine,
hâlâ devam etmektedir.
Birkaç örnek
vermek istiyorum: Batman kent merkezinden 955 sayılı
Diyarbakır-Mardin-Siirt kara yolu geçtiğinden, Batman, bölgesel
bağlantı ve transit geçiş bakımından önemli bir
konumda kalmaktadır. Diğer bir deyişle, Batman, Habur Gümrük
Kapısı transit yolu üzerinde kurulmuştur; gerek doğu-batı
ve gerekse kuzey-güney yönlerinde ana bağlantı arterleri üzerinde
bulunmaktadır. Bu nedenle, güçlü bölgesel kara yolu
bağlantılarının sağlayabileceği birçok
avantajlara sahiptir ancak mevcut kara yolu ağının büyük
sorunları bulunmaktadır.
Yolların
büyük bir bölümü bölünmüş durumda değildir. Standartlara uygun
kaliteli ve güvenli yolların olmaması, yol genişliklerinin
yetersiz olması, kent içinden geçen kara yollarının refüj
genişliklerinin yetersiz olması ve var olan refüjlerin gerek peyzaj
gerekse yapısal olarak sorunlu olması, Karayollarının
yeterli aydınlatma ve levhalandırma yapmaması, kara
yollarındaki asfalt kalitesinin düşük olması nedeniyle yollarda
aşınmanın çok çabuk gerçekleşmesi yaşanan sorunlar
arasındadır.
Yine,
yapılan yolların projelerine göre yapılmaması nedeniyle yol
konfor ve kalitesinin düşük olması, şehir içinden geçen kara
yollarında kavşakların gerekli standartlarda
yapılmaması nedeniyle ne yazık ki kazaların yaşanmasına
neden olmaktadır. Kara yollarında özellikle ağır
taşıt trafiğinin yüksek olduğu akslarda yan yolların
olmaması, köprü, viyadük, tünel gibi sanat yapılarının dar
olması ve yeterli sayıda olmaması ve kurumlar arası
iletişimin zayıf olması gibi pek çok sorunla karşı
karşıya bulunmaktadır.
Yine, benzer
durum Diyarbakır ili içinde yaşanmakta, çevre yollarının
olmaması nedeniyle ağır tonajlı araçların şehir
merkezini kullanması sonucu şehir içi ulaşımda
tıkanıklık ve çevre kirliliği yaşanmaktadır. Urfa
- Elazığ bağlantı yolu çalışmalarına
başlanmış ancak bir türlü sonuçlandırılmamıştır.
Keza Urfa-Mardin çevre yolu güzergâhının belirlendiği ancak
herhangi bir proje ve imalatın yapılmadığı
bilinmektedir.
Bölgede Habur
sınır kapısına kadar yapılması düşünülen ve
bağlantı yolları yapılarak ulaşım ağına
dâhil edilmesi gereken otoyol çalışmaları Urfa'ya kadar
tamamlanmış, Urfa'nın doğusunda ise herhangi bir
çalışma yapılmamaktadır. Türkiye'nin birçok ilinde
bölünmüş yollar tamamlanmasına rağmen; Diyarbakır-Elazığ,
Diyarbakır-Bingöl, Diyarbakır-Mardin, Diyarbakır-Batman kara
yolu bölünmüş yol değildir.
Değerli
Milletvekilleri, kentler arası ve kent içi ulaştırma
kapsamında ortaya çıkan uygulamaların çoğunlukla sistem
anlayışından uzak olması, tekil projeler olarak ele
alınması pek çok eksikliği de beraberinde getirmektedir. Uzmanların
ve meslek kuruluşlarının ısrarlı uyarılarına
rağmen bilimsel nitelikte araştırma, etüt, proje ve
değerlendirmelerin yapılmaması yanlış
uygulamaların devam etmesine yol açmaktadır. Kentlerin ekonomik ve
sosyal gereksinimleri dikkate alınmaksızın "Ben bu
yatırımları yaparım." anlayışı
yatırımlarda belirleyici rol oynamaktadır.
Unutulmamalıdır
ki, ulaştırma, ekonomik ve sosyal yaşamın yanı
sıra kent yaşamında da, kaliteli yaşama önemli katkı
sağlayan gereksinimlerden biridir. Bu nedenle toplumun bilinçlenmesi ve
alınan kararlara katılımının sağlanması
sorunların çözümünde temel bir gereksinim olarak görülmelidir diyor, bu
duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Buldan.
Milliyetçi
Hareket Partisi grubu adına Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan.
Buyurunuz
Sayın Akcan. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı ve Kanun Teklifi ile ilgili olarak
birinci bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlarken, son birkaç gün içerisinde meydana gelen menfur olaylarda
hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet, Türk
milletine ve yakınlarına başsağlığı
diliyorum.
Yaşadığımız
bu olaylarla ilgili olarak iktidar olup da muktedir olamayanların
iktidarda olup da muhalefet gibi davranma becerisini ibretle seyrediyoruz. Bu
durum sadece bu olayda değil, AKP İktidarının
işbaşına geldiği günden bu tarafa sürekli
dinlediğimiz, şahit olduğumuz bir tavır: İktidar olup
muhalefet gibi davranmak.
Değerli
milletvekilleri, İktidar 8inci yılının içerisinde.
Üzerinde tartıştığımız kanun
tasarısının genel gerekçesinin ikinci paragrafından
itibaren yüce heyetinize konuyu takdim etmeye çalışacağım.
İkinci
paragraf diyor ki: 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği
1950 yılından bugüne kadar geçen süre içinde, tüm dünyada olduğu
gibi ülkemizde de kamu yönetimi ve işletmeciliği
anlayışının değişime uğradığı
gözlemlenmektedir. Yani 8inci senede mi fark ettiniz bunu Sayın Bakan?
Daha önceleri devletçilik anlayışı çerçevesinde kamu
kurumları tarafından klasik usullerle doğrudan yürütülen pek çok
kamu hizmeti, günümüzde liberalleşme ve özelleştirme
uygulamaları çerçevesinde özel sektörün işletmesine bırakılmıştır.
Yapacağınız erişim kontrollü Karayolları Kanunundaki
değişiklikle bunu sağlayabiliyordunuz, bir maddeyle bu işi
çözerdiniz. Önümüzde kocaman bir kanun tasarısı ve raporları ve
bunu, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunu değiştirerek, erişim kontrollü Karayolları
Kanunuyla da bunu birleştirerek halletmeye çalışıyorsunuz.
Sayın Bakan
Karayollarının yapım, bakım, onarımıyla ilgili
hizmetlerin gördürülmesinde Karayolları Genel Müdürlüğü
dışındaki özel kişi ve kuruluşlardan yararlanmakla
birlikte, bu konuda Karayollarıyla ilgili mevzuatın ülkemizin
ulaşmış olduğu liberalleşme düzeyinden geri
kaldığı açıktır. diyorsunuz. Özelleştirme Kanunu
var, Yap-İşlet-Devret Kanunu da var ve bu çerçevede zaten geçen,
yakın zamanda İstanbul-İzmir otoyolunu bizim Hükûmetimiz döneminde,
57nci Hükûmet döneminde yapılmış ön etüt
çalışmalarını da göz önüne alarak yap-işlet-devret
modeliyle ihale ettiniz ve herkesin merak ettiği konu da, bunun niye
onaylanmadığı, bu ihale sürecinin niye sona erdirilmediği.
Bunu yapabiliyorsunuz.
Yine 57nci
Hükûmet döneminde özel sektörün imkânlarından yararlanmak için Göcek
Tüneli ihale edildi. Bugün çalışıyor. Yap-işlet-devret
modelinin bir sonucudur bu. O zaman niye yani böyle bir gerekçeye
sığınıyorsunuz? Yani bunu daha önce kimse yapmadı,
sadece siz yapıyorsunuz! Bunu, sevdiğim bir insan olarak, sizin
ağzınızdan çok sıkça duyuyoruz ve kamuoyunu
yanlış bilgilendirerek ifade ediyorsunuz Sayın Bakan.
Bakın, 22
Aralık 2008 tarihli yeni araç muayene istasyonları... O
açılış sırasında yaptığınız
konuşmadan pasajlar: Taşımacılığın derme
çatma yapılamayacağını bildikleri için düzenlemeler
yaptıklarını anlatan Yıldırım, sözlerini
şöyle sürdürdü -Anadolu Ajansından- Sürücü hata yapabilir ancak bizim
trafik kazalarına sürücü hatası deme lüksümüz olamaz. Onun için,
tedbirlerimizi alıyoruz. Modern araç muayene istasyonları bu
hassasiyetimizin bir sonucudur. Bir insanın hayatını kurtarmaya
bile vesile olmuşsak bu bahtiyarlık bize yeter. Kime? Size!
Sayın Bakan, 2001 yılının sonlarından itibaren bugün
tabi olduğunuz muayene istasyonlarının yönetmeliğini
çıkardık, hazırladık. Haziran 2002de Resmî Gazetede
yayımlattık. Arkasından bu Yönetmelike dayalı olarak
Avrupada, Amerikada, Kanadada bu işin bu yolla
yapıldığı bütün ülkelerde yapılan muayene istasyonlarının
ve işletmeciliğinin nasıl olduğunu en iyi şekilde
tespit ettirip yapılacak ihaleye şartname hazırladık. Bu
şartnameyle ihaleye çıktık. Çıkılan bu ihalenin
yapıldığı tarih Ağustos 2002,
sonuçlandığı tarih 6 Kasım 2002. 3 Kasım seçimlerinden
sonra oldu ve benden görevi devralan Sayın Bakan Teftiş Kurulu
Başkanına özel emir vererek: Bu ihaleyi iptal edecek gerekçe getir
Bir gerekçe bulup getirdiler. 6 veya 9 Aralık 2002 tarihli gazetelerde
manşet 260 Trilyonluk İhaleye İptal. Yolsuzluk
yapıldığı gerekçesiyle bu ihale iptal edildi. Gerekçe de
269 trilyon, eğer devlet bu araç muayene istasyonlarını kendisi
işletirse 269 trilyon cebine kalır, eğer özel sektör
işletirse onun cebine girer. Böyle bir gerekçeyle araç muayene
istasyonlarının ihalesini iptal ettiniz.
İptalden
sonra davalar açıldı ve açılan bütün davalar yüklenici
firmanın, davayı açanın, davalının lehine
sonuçlandı ama hukuk tanımaz AKP İktidarları bildiğini
okumaya devam etti. Bir yandaş yaratma uğruna bu ihaleyi yeniden
yaptınız. Nereyle? Özelleşme İdaresi marifetiyle.
Araştırın Sayın
Bakan. Bu çerçevede yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla
iptal edilmiş olan bu ihaleyle ilgili olarak ne benim hakkımda ne
benim o günkü bürokratlarım, 57nci Hükûmetin bürokratları
hakkında açılmış bir tek soruşturma yoktur,
verilmiş bir tek ceza yoktur, ne disiplin suçu ne para cezası ne
başka bir şey.
Sayın Bakan,
bu yapılan araç muayene istasyonlarının işletmesine yönelik
hazırladığımız yönetmelikte bir tek kelime
değişikliği yapmadınız, bir gramlık
katkınız yok ama buna rağmen diyorsunuz ki: Onun için
tedbirlerimizi alıyoruz, modern araç muayene istasyonları kuruyoruz.
Bununla bir insanın ölümünü engellersek dahi bu bahtiyarlık bize
yeter. İşte sizden öncekiler hiçbir şey yapmaz, sadece bunu siz
yaparsınız!
Yine benzer,
aynı günkü konuşmanızda: Modern araç muayene istasyonları
da bu hassasiyetimizin bir sonucudur. Bir insanın hayatını
kurtarmaya bile vesile olmuşsak bu bahtiyarlık bize yeter.
Sayın Bakan,
bu bahtiyarlık size yeter de bunun temelini atanlar bu bahtiyarlıktan
yararlanma hakkına sahip değil mi? Onlara bir ufak vefa borcunuz,
teşekkür borcunuz yok mu Sayın Bakan? Her şeyi kendiniz
yapıyormuş gibi kamuoyuna yansıtıyorsunuz, lanse
ediyorsunuz. Buna hakkınız asla yok Sayın Bakan, buna
hakkınız olamaz eğer devlette devamlılık varsa,
eğer bu devlet çadır devleti değilse. Bugün varsınız
yarın yoksunuz. Dün biz vardık, şimdi siz varsınız,
yarın başkaları olacak ama bu işler yürüyecek.
Aynı
şekilde, sanki bölünmüş yolları siz icat ettiniz! Sizden önce bölünmüş
yollar yok muydu Sayın Bakan? Ankaradan Samsuna yapılmış
yolun tamamının finansmanı da 57nci Hükûmet döneminde temin
edilerek iktidardan ayrıldık.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Kaç kilometre yaptınız Sayın Akcan?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) Parası temin edilmiş, yapılmış
ihalenin Kaç kilometresi olmaz Sayın Bozdağ, Kaç kilometresi
olmaz. Yaptığınızı iddia ettiğiniz yol -aha
bakın- Afyon-Sandıklı-Keçiborlu yolu şu anda yeniden
yapılıyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Şu
anda yeniden yapılıyor. Niye yapıyorsunuz? Bitmiş olan yolu
niye yapıyorsunuz?
Yol
Yol dolgusu
yapılır, temeli atılır, asfaltın altına alt temel
atılır, üstüne asfalt dökülür, üstüne aşınma yüzeyi
dökülür. Şimdi, sathi kaplamayla geçiştirdiğiniz akordiyon gibi
yolların, kalitesiz yolların, bir dünya kazaya sebep olan
yolların kazaya sebep olup, ölümlere sebep olduğunu gördükten sonra
üstüne beton asfalt dediğimiz bitümlü sıcak
karışımı atmaya başladınız. Bunu yaparken de
önceden yapılmış asfaltları, tüyü bitmedik yetimin hakkının
parasıyla yapılmış sathi kaplamaları söküyorsunuz, bir
kenara atıyorsunuz, yerine bitümlü sıcak karışımla
doğru olanı yapıyorsunuz.
Bu yolları
açmadan, Sayın Başbakana açtırmadan onları tamamlayıp
ondan sonra açmanız lazımdı. Her tarafta şakır
şakır yollar yapılıyor.
Sayın Bakan,
bıraktığımız Ağın Köprüsü, Elazığ
Ağın
Geçen sene haziran ayında oraya seçim propagandasına
gittiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) 2002de yapılmış köprünün üstüne bir tane
taş koymadınız. Aradan geçen yedi yıllık zaman
zarfında, oraya gittiniz Bir sene sonra bu köprüyü
kullanacağız. dediniz, millet de size kandı, inandı, oy
verdi, partinizin adayı belediye başkanı oldu. Hileyle,
desiseyle belediye seçimini, MHPnin aldığı seçimi iptal
ettirdiniz, o vaatlerle, sahte vaatlerle belediyeyi aldınız.
Ağın Köprüsü yapıldı mı Sayın Bakan? Necati
Çetinkaya Beyle gidip söz verdiğiniz Ağın Köprüsü
yapıldı mı? İşte, milleti böyle aldatıyor, böyle
kandırıyorsunuz. Buna hakkınız yok ve bunun her birinin,
teker teker, metre metre peşinde olacağız.
Bizim o bölgede
bir ifade vardır: O yalan, bu yalan, deveyi kucağına
almış eşeğe binmiş, bu da mı yalan? demiş.
Bu kadar yolu yaptınız, 11.500 kilometre yoldan bahsediyorsunuz, 6
bin kilometrelik bölünmüş yolun üzerine. Sayın Bakan, nerede bu yol?
MUSA
SIVACIOĞLU (Kastamonu) Yapılanları da söyle,
yapılanları da söyle.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) - Gündem ilerledikçe, her bir madde üzerindeki önergelerde
teker teker bunları ele alacağız diyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akcan.
Şahsı
adına, İzmir Milletvekili Tuğrul Yemişçi
Şahsı
adına, Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali
O da yok.
Şimdi
soru-cevap bölümüne geçiyoruz.
On beş
dakika süremiz var biliyorsunuz.
Sayın
Çalış, Sayın Yıldız, Sayın Doğru, Sayın
Işık, Sayın Taner, Sayın Köse, Sayın Özkan, Sayın
Asil sisteme girmişler.
Buyurunuz
Sayın Tankut.
YILMAZ TANKUT
(Adana) Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
Adana merkezde geçtiğimiz yıl ihalesi gerçekleştirilen üç
kavşakta üç alt geçit projesinin değiştirilerek üst geçit
yapılacağı iddia edilmektedir. Merkezden geçen ve D-400 veya E-5
olarak bilinen kara yolunun Müze ve Türkkuşu kavşağındaki
çalışmalar aylar geçtiği hâlde hâlen bitirilmemiştir. Bu
yüzden kent içinde yayalar hem de sürücüler büyük sıkıntı
çekmektedir. Havaalanı kavşağı olan üçüncü kavşaktaki
alt geçit projesinde ise şu ana kadar herhangi bir çalışma
yapılmamıştır. Süreç böyle devam ederken alt geçit
projelerinin değiştirildiği ve bunların üst geçit
şeklinde ya da üstü açık alt geçit şeklinde inşa
edildiği iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur? Özellikle
yapımı oldukça uzamış olan Müze ve Türkkuşu kavşağındaki
çalışmalar ne zaman sona erecektir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Tankut.
Sayın
Çalış
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
soruma cevap alamadığım için, önceki turda, tekrar ediyorum
sorumu: Ermenek-Mut ve Ermenek-Anamur yollarında çalışma
yapmayı düşünüyor musunuz? Sarıveliler-Alanya yoluyla ilgili ne
gibi bir planınız var? Sarıveliler-Sarıoğlan
bağlantı yolunun Eğiste-Hadim arası kısmı ne
zaman açılacak? Ayrıca, duble yollarda hız tahdidiyle ilgili
yeni bir düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çalış.
Sayın
Yıldız
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, 2003-2009 arasında yıllar itibarıyla otoyollar
için ne kadar arazi istimlak edilmiştir? Bu istimlakler için ne kadar para
harcanmıştır? 2003-2009 arasında yapımı
tamamlanmış bölünmüş yolların ortalama kilometre maliyeti
ne kadardır? 2003-2009 yılları arasında Karayolları
Genel Müdürlüğünün yıllar itibarıyla yatırım
ödenekleri ne kadardır, gerçekleşme oranı ne olmuştur?
2003-2009 yılları arasında bölünmüş yollarla ilgili olarak
daha önce hiç yol yapmamış kaç müteahhide iş verilmiştir,
bu ihalelerin toplamı ne kadardır?
Hem geneli
üzerinde hem de bölümü üzerinde soruduğum soruların bir tablo hâlini
yazılı olarak verirseniz çok sevineceğim Sayın Bakanım
çünkü yazılı soru cevaplarımız altı ayda geliyor.
Bunları, tabii, kullanacağımız için eğer tablo hâlinde
verirseniz çok sevinirim.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yıldız.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Amasya-Taşova-Erbaa-Niksar-Erzincan
yolunda çok önemli çalışmalar var, bu çalışmalardan
dolayı teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu yol, özellikle trafik kazalarının
çok yoğun olduğu bir yerdir. Acaba bu yolun bitim tarihi ne
zamandır? Bunu öğrenmek istiyorum.
İkinci sorum
olarak, köy ve kasaba yolları da kara yolları ağına
alınamaz mı? Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz? Özellikle Tokat
ili Gökal beldesi uzun yıllardan beri bir türü asfalt yola
ulaşamamış olan bir yerdir. Bunun gibi de birçok belde
vardır. Bu yönde olarak, acaba köy yollarının da yahut da kasaba
yollarının da kara yolları ağı gibi böyle genel bir
hattın içerisine alınmış olması faydalı olmaz
mı? Bunları öğrenmek istiyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
Sayın
Işık...
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Kütahya-Afyonkarahisar çevre yolu üzerinde Bakanlığınızca
yapılması gereken Vefa Mahallesi üst geçidi, bilindiği gibi
belediye ve yerel imkânlarla yapılmaya başlanmış ve bugüne
kadar yaklaşık 10 milyon TLye yakın para
harcanmıştır. Aynı dönemde Eskişehirde Bakanlığınızca
altı yedi adet üst ya da alt geçit yapıldığı
bilinmektedir. Bu belediyenin yaptığı harcamaya
karşılık Kütahyada ihtiyaç duyulan üst ya da alt geçitlerden
bir veya iki tanesinin 2010 yılı içerisinde
başlanılması ve tarafınızdan projesinin yapılması
sağlanabilecek midir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Sayın
Taner...
RECEP TANER
(Aydın) Sayın Bakan, biraz önce sordum ama cevap alamadım.
Yeni satın aldığı aracını belgesine ekletmek
isteyen yetki belgesi sahibi esnafa yeni taşıtını belgesine
işletene kadar hiç yetki belgesi yokmuş gibi muamele yapılmaktadır.
Bu sizce uygun mudur? Bu yeni taşıt için yeterli bir süre vermeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Taner.
Sayın
Köse...
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
günümüzdeki yolların yapımı modern teknolojiyle
yapılmaktadır ama ne yazık ki yolların yapımı
bittikten kısa bir süre sonra kullanılamaz durumdadır. Örnek
isterseniz, bundan iki ay önce Siirt ilimize gittiğimizde Siirt ilimiz ile
Batman arasındaki bölünmüş ve tamamlanmış 29 kilometrelik
yolun kısa bir süre sonra yani 2009 yılının 12nci
ayında teslim alınmış olmasına rağmen bir ay
sonra kullanılamaz duruma gelmiştir. Bu kesin kabul hakkında bir
işlem yaptınız mı yahut da yapmayı düşünüyor
musunuz?
Son olarak,
Adıyaman-Gölbaşı, Adıyaman-Kâhta, Adıyaman-Malatya ve
Gölbaşı-Pazarcık bölünmüş yolları
çalışmaları bir türlü bitirilememektedir. Bunun sebebini
açıklar mısınız?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Sayın Özkan
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakan,
Burdurla ilgili bölünmüş yollar sorununu gündeme getireceğim. 22nci
ve 23üncü Dönemde verdiğim soru önergelerinde
Burdur-Hacılar-Düğer-Yarışlı-Yeşilova-Güney-Acıpayam
makas bölünmüş yol için ödenek olduğunda en kısa zamanda
başlanacağı söylenmişti. Hâlâ başlamadı, ne zaman
yapmayı düşünüyorsunuz?
Aynı
şekilde,
Burdur-Hacılar-Karamanlı-Tefenni-Çavdır-Söğüt-Fethiye
bağlantısı. Burada da bölünmüş yol vaadiniz vardır. Bu
bölünmüş yollarla ilgili çalışmalarınız ne zaman başlayacak,
onu öğrenmek istiyorum.
Ayrıca,
Burdur çıkışında Gurna yokuşu üzerinde bir
virajımız var, bir grup yoluna giriş. Orada bir üst geçit veya
alt geçit istemiştik. Oradan NATO hattının geçtiğini
belirtiyordunuz ama orada devamlı 5 ölümlü, 10 ölümlü, 20 ölümlü kazalar
devam ediyor. Buraya bir üst geçit veya alt geçit yapmayı düşünüyor
musunuz?
Yollarımız
yine aynı şekilde, arkadaşlarımızın biraz önce
belirttiği gibi. Bizim hattımız da, Antalya-Burdur
arasındaki yolumuz 8 kez sürüldü, tekrar yapıldı. Buradaki hak
edişler ne durumdadır
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; malum, yol medeniyet, su medeniyet diyoruz. Büyük
Atatürk cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında yurt gezilerine
çıktığında Benden vatandaş iki şey istedi: Yol
ve okul. diyor. Cumhuriyetin üzerinden seksen beş, seksen altı yıl
geçti. Bugün Anadoluda bütün milletvekillerimiz, bütün siyasi partilerimiz
ziyaret edip, vatandaşın dertlerini dinlediklerinde aynı soruyla
karşılaşıyor. İşte, bu da memleketimizin
kalkınması için, gençlerimizin eğitilmesi için yapacak
işimizin ne kadar geciktiğini ve bu meseleyi daha fazla
geciktirmememiz gerektiğini bize açıkça gösteriyor.
Şimdi,
yollarda genel bakışımız şu: Bir kere, ana
güzergâhları yapmadan tali güzergâhlara girmiyoruz, aksi hâlde kaynak
israfı oluyor. Bir şehri bir başka şehre bağlayan, çok
yoğun trafik olan yolu yapmadan, eğer şehri kazaya, kazayı
beldeye, köye bağlayan yollara girersek orada bir öncelik hatası
olacağını düşünüyorum. O yüzden de son üç yıldan beri
ana güzergâhlara girdik ve büyük oranda da ana güzergâhları bitirdik.
Sayın
Tankutun sorusundan başlıyorum. Sayın Tankut, tabii, şehir
içerisindeki geçişleri esasen belediyelerin yapması icap ederken...
YILMAZ TANKUT
(Adana) Ama Karayolları yapıyor Sayın Bakanım.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) -
belediyelerin kaynak
yetersizliği yüzünden burada, maalesef, bu hizmetler
yapılamıyor. Sadece Adanada değil, birçok ilimizde
Karayolları kısıtlı bütçesiyle bu, şehir içinde de
kavşak, alt-üst geçitler ve asfaltlama çalışmalarını
yapmak durumunda kalıyor. Burada da, Adanada da
çalışmalarımız devam ediyor. Elimizdeki bütçe
imkânlarıyla bunları bitirmenin gayreti içerisindeyiz.
Sayın Hasan
Çalışın sorusu: Sarıveliler yolu, Sarıveliler-Hadim
yolu yüzde 90 mertebesinde tamamlanmıştır, 2010
yılında tamamı trafiğe açılacaktır. Bu yolda,
Sarıveliler, hatta orada aşağı Antalya ile Alanyaya inen
bir yol boyunca, Kuş Yuvası da dâhil, bu yolda ben
arkadaşlarımla inceleme yaptım. Hakikaten çok zor bir yol. Bu
yolun yeni baştan, güzergâh değişikliği de dâhil,
çalışılması için talimat verdim, proje
hazırlıkları sürüyor. Bu sene o güzergâhta da 5 kilometresinde
çalışmaları başlatıyoruz.
Sayın
Yıldızın sorusu: Bir önceki soruda da sormuştu yani çok
kapsamlı, detaylı, rakamsal bilgilere ihtiyaç var. Ben bunu size en
kısa zamanda yazılı olarak ileteceğim.
Sayın
Doğrunun sorusu: Tabii, bu Kuzey Tetek dediğimiz güzergâh
asırlar boyu İpek Yolu olarak anılan bir yoldur. Geçen
yıldan itibaren Kuzey Tetek güzergâhında çok kapsamlı bir
çalışma başlattık. Takriben 750-800 milyon tutarındaki
bu yolda büyük oranda çalışmalarımız bu sene tamamlanacak.
Reşadiyede ve Koyulhisar arasında bir tünelimiz var, onun belki
tamamlanamama durumu olabilir ama en geç 2011 yılında -bu güzergâh
Gerededen biliyorsunuz ayrılıyor, Sivas güzergâhından-
Gerede-Merzifon-Reşadiye güzergâhını da bitirmiş
olacağız. Böylece doğudan batıya devam eden bu ana
koridorun yükünü Sivas üzerinden kısmen Amasya ve Tokat deresine
aktarmış olacağız.
Diğer bir
soru, Sayın Tanerin sorusu: Tabii, bu Kara Taşıtları
Kanununda diyelim ki bir belge alıyorsunuz, oraya bir araç
aldığınızda, bu aslında yeni bir aracı nasıl
alıp tescil edip ruhsatını çıkartıyor iseniz buradaki
işlem de bununla tamamen aynı. Burada bir süre
kısıtlaması yok. Tabii, aracın ruhsatı, muayenesi,
vesairesi, evrakları hazır olmadan nasıl sefere
çıkarılamayacaksa burada da doğal olarak beklemek durumunda
kalıyoruz.
Sayın
Kösenin sorusu: Yollarla ilgili genel olarak, tabii Türkiyede yolların
yapımında yeterli kaynak ayrılamaması yüzünden bugün 80li
yıllardan başlayan ve hâlâ devam eden projelerimiz var. Proje stokumuz
54 katrilyonun üzerindedir. Dolayısıyla bu yollara
başlıyoruz, kaynak yetersizliğinden para bitiyor yol bitmiyor,
para bitiyor yol bitmiyor; yıllar geçiyor ihtiyaçlar değişiyor,
tek yol başladığımızı bu sefer bölünmüş yola
çevirmek gibi bir zorunlulukla karşı karşıya
kalıyoruz.
Yollarda
öncelikle erişilebilirliği öngörüyoruz. Bir sıcak asfalt
kaplaması bölünmüş yol yapımından daha pahalı bir
iştir. O yüzden bölünmüş yollarımızı öncelikle
açıyor, sonunda da yol oturduktan sonra trafik yükünün
fazlalığına göre sıcak kaplama işine
başlıyoruz. Şu an itibarıyla 64 bin kilometre yolumuzun 10
bin kilometresinin üzerinde sıcak kaplama yapmış
durumdayız. Bunun 6 bin kilometresi son beş yıl içerisinde
yapılmıştır. Yaptığımız yol ister tek
yol olsun ister çift yol olsun ister otoyol olsun eğer sıcak kaplama
yapamazsak o yolu her sene ama en geç iki senede bir yeniden kaplama yapma
mecburiyetinde kalıyoruz.
Adıyamanın
yollarına bakıyoruz, bu sene daha yoğun bakıyoruz.
Adıyamanla ilgili, Adıyaman Kâhtada 17 kilometrelik
kısımda
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sekiz yıldır bitmedi yol, ne zaman bitecek?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Ama, takdir edersiniz ki son
zamanlarda buradaki çalışmalar hızlandı. Üstyapı
seviyesinde bu sene 17 kilometreyi tamamlamış olacağız.
Bu sene
Adıyaman-Gölbaşı yolunu bitireceğiz, burada sözünü
veriyorum.
Sayın Özkan,
Burdurun bütün yollarını saydı, tabii o çok kapsamlı bir
şey. Ana güzergâh, biliyorsunuz, Denizli-Burdur-Korkutelinden
aşağı hemen hemen tamamlanma seviyesine geldi. Denizliden,
Aydından gelip, Antalyaya inen ana bir güzergâhtır. Burdurun
içinden geçmiyor ama Burdurun arazisini de kullanan bir yoldur. Orada
Fethiyeye inen yolu da programa aldık, proje
çalışmalarını başlattık. Diğer tali yollarda
da imkânlar nispetinde çalışmaları...
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Bakanım, tali yol değil onlar
ana yol.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) - Sayın Özkan, neresi tali yol neresi asli
bilmiyorlar.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Sayın Bakan, bizim
yaptıklarımızı millet biliyor, ondan emin olabilirsiniz.
Biz gece gündüz yollardayız, neyin yapıldığını,
neyin yapılmadığını gayet iyi biliyoruz. En
azından neyi bilmediğimizi de biliyoruz. Onu da bu vesileyle ifade
etmek isterim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Süremiz de iki
dakika geçti.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan, bizim Kütahya üst geçide, 2
defadır sorduk cevap vermediniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Cevaplar yeterli değil herhâlde, bilmiyorum!
BAŞKAN
Sayın Yıldırım, cevapları yazılı olarak
mı vereceksiniz? Süremiz bitti.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Takdir edersiniz sorular çok
kapsamlı ve detay içeriyor. Olabilen bilgileri hemen veriyoruz ama eksik
kalan bilgiler varsa bunları da tekrar gözden geçirip değerli
milletvekillerimizin sorularını daha detaylı olarak
cevaplandıracağız.
Arz ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Birinci bölüm
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi
birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
1inci madde
üzerinde iki önerge vardır önergeleri önce geliş sırasına
göre okutacağım, sonra da aykırılık sırasına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 1.
maddesinde yer alan "geliştirilerek" ibaresinin
"genişletilerek" şeklinde değiştirilmesini,
başlığındaki "kapsam" ibaresinin de metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Nevzat Korkmaz Mustafa Kalaycı M. Akif Paksoy
Isparta Konya Kahramanmaraş
Alim
Işık Recep
Taner Mümin
İnan
Kütahya Aydın Niğde
Şenol
Bal
İzmir
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun tasarısının Amaç ve
kapsam başlıklı 1. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket
Köse Ali İhsan
Köktürk Hulusi Güvel
Adıyaman Zonguldak Adana
Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan
Tokat Malatya Burdur
Hüseyin Ünsal Enis
Tütüncü
Amasya Tekirdağ
BAŞKAN
Komisyon bu önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Ünsal, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin
vermiş olduğu önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Konuyla ilgili
Sayın Bakan, bu önergeyi verirken esasında amacımız
şu, muradımız şu: 5018 sayılı Yasaya göre genel
bütçeye dâhil bir kuruluşu özel bütçeli bir kuruluş hâline
getiriyorsunuz. Bu Karayolları gibi ciddi, mühendislik kadrosunu
tamamlamış, teşkilatlarını tamamlamış,
Türkiye'nin de gerçekten saygın bir kurumu olan bir
Karayollarının bu şekilde dar, acele, basit bir yasayla ele
alınması bizim en büyük sıkıntılarımızdan
bir tanesi bu. Bunun bir de yol olacağını, diğer böyle
yatırımcı kuruluşlara da örnek olacağını,
Devlet Su İşleri gibi kuruluşlara da örnek
olacağını düşünüyoruz. O yüzden karşıyız.
İkincisi de
özelleştirmeyle ilgili düşüncemiz: Bununla ilgili ciddi bir hesap
yapılmamış. Yani biz burada şunu düşünüyoruz: Acaba
bunu, haklarımızı devredersek mi kârlı oluruz yoksa Türkiye
Cumhuriyeti kara yollarını yaparken borçlanarak bu işi yaparsa
mı daha kârlı olur? Bunun hesabı yapılmamış. Bu
konuyla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonundaki arkadaşlarımız
alabildiğince ciddi bir şekilde soruşturmuşlar, fakat
Özelleştirme İdaresinden yeterli cevaplar alınamamış.
Dolayısıyla, önergeyi bu şekilde getirirken amacımız
bu.
Sayın
Bakanım, tabii, bu arada ben kendi memleketimle ilgili birkaç
görüşümü de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir tanesi, çok
önemli bir şekilde Amasyanın çevre yolu. Artık bu yılan
hikâyesine döndü. Tamam, bir çalışma var, itirazımız yok
ama bu Amasya çevre yolunun bir an evvel tamamlanmasını istiyoruz.
Turizm
Bakanı geliyor Ben burayı marka kent ilan ettim. diyor, marka kent
ilan edilen Amasya gibi turistik, kültür şehrinin içerisinden tırlar,
kamyonlar, otobüsler geçiyor. Bunun önüne geçmeniz lazım.
Bir tanesi de
sadece benim ilimi ilgilendirmiyor, Tokatı ve Sivası da
ilgilendiriyor, Çorumdan, Mecitözü üzerinden geçen kara yolu. Buranın da
mutlaka bir an evvel plana ve programa alınıp yapılması
lazım, bu konuyla ilgili talebimiz de hâlâ devam ediyor. Burada Gökhöyük
Tarım İşletmesi, aynı zamanda bir organize sanayi bölgesi
var, bu yolun kesinlikle genişletilmesi lazım, bir köy yolu
görüntüsünden kurtulması gerekiyor.
Diğer bir
önemli olan şey de -konuşmanızda söylediniz, okul ve yol
dediniz- Amasyanın Göynücek ilçesinde zaten kamu
yatırımları tamamen durmuş, bazı
yatırımcı kuruluşlar, bazı kamu kurumları da
zaten ilçeden çekilmiş, küçük bir kasaba hâline gelmiş. Buraya bu
yolu yapmadığınız sürece Göynücekin de kısa zamanda
elden çıkacağını düşünüyoruz, Göynücek yolunun da
mutlaka yapılmasını talep ediyoruz.
Amasya-Turhal
çıkışı hâlâ bir yılan hikâyesi gibi uzamakta.
Burayı yapan müteahhide artık nasıl bir yaptırım
getiriyorsunuz; bir an evvel yapılmasıyla ilgili
çalışmanın dile getirilmesini istiyoruz.
Bir tanesi de
Havza tünelleri, bir de Elmadağ geçişi, bizim yolumuz olduğu
için söylüyorum. Başbakan burayı büyük bir şeyle açtılar
ama, ya temel atılırken bir temel atma töreni yapılır yahut
da açılış yapılırken bir açılış
yapılır ama böyle bir arada açılış yapma
modasını da sizin iktidarınızda gördük.
Havza tünelleri
ne zaman bitecek? Tekrar tek tünele düştü, trafik kazaları oluyor ve
büyük sıkıntılar çekiliyor, yakın zamanda da önemli bir
arkadaşımızın çocukları orada maalesef öldüler.
Elmadağ
geçişi de aynı, hâlâ bitmedi yani gidip gelirken, -haftada bir gidip
geliyoruz- dolayısıyla, çok ciddi sıkıntılar
olduğunu görüyoruz. Bunların bir an evvel tamamlanmasını
talep ediyor, önergemizin desteklenmesini istiyoruz.
Saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama yapılmasını
istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
İsimleri
tespit ediyorum:
Sayın Vural,
Sayın Bal, Sayın Çelik, Sayın Günal, Sayın Özdemir,
Sayın Korkmaz, Sayın Doğru, Sayın Çalış,
Sayın Yıldız, Sayın Asil, Sayın Taner, Sayın
Ural, Sayın Enöz, Sayın Bulut, Sayın Varlı, Sayın
Tankut, Sayın Coşkun, Sayın Işık, Sayın Akcan,
Sayın Özensoy.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 1.
maddesinde yer alan "geliştirilerek" ibaresinin
"genişletilerek" şeklinde değiştirilmesini,
başlığındaki "kapsam" ibaresinin de metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şenol
Bal (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Bal.
BAŞKAN
Sayın Bal, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ŞENOL BAL
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 499
sıra sayılı kanunun 1inci maddesinde vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Saygıdeğer
milletvekilleri, tüm şehitlerimize Cenabıallahtan rahmet, kederli
ailelerine, silah arkadaşlarına ve aziz milletimize
başsağlığı, yaralılarımıza acil
şifalar diliyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Şehit Er Edirneli Mustafa Kayın,
fotoğrafının arkasına şöyle yazmış:
Satılmasın diye toprağım, yıkılmasın diye
devletim, bölünmesin diye milletim, dalgalansın diye bayrağım,
vatanım için ölür, vatanım için yaşarım çünkü ben ülkemin
neferiyim. Şehidimizin, kendini bilmezlere, bölücülere, bölücülere altyapıyı
hazırlayanlara en güzel cevabı.
Sayın
milletvekilleri, bu sözler bu ülkenin hangi temeller üzerine kurulduğunu,
bu milletin ve ülkenin gücünü hangi kaynaklardan aldığını
anlamak için sadece bir örnek. Bu yiğitlerin ölmesini değil,
yaşamasını sağlamak da iktidarların görevi.
İktidara soruyorum: Toprağın kara bağrına
verdiğimiz şehitlerin, suçsuz günahsız vatandaşların
hesabını nasıl vereceksiniz? Almadığınız önlemler,
uygulamadığınız yasalar veya verdiğiniz tavizlerle mi?
Sayın
milletvekilleri, iktidar sorumluluk ister, kararlılık ister. Bugüne
kadar bölgede gelişen olaylar, PKK örgütünün kalkışma
provaları dahi görmezden gelindi. PKKnın palazlanmasına,
bölgede baskı kurma çalışmalarına yardımcı
olundu. İktidar, terörist ve şehidi aynı kefeye koydu. İktidar,
Türk milletine yabancı bir kavram olan etnik köken fitnesini zihinlere
monte etmek için, başta Başbakan olmak üzere, büyük gayret sarf etti.
İktidar partisinin grup başkan vekillerinden biri, millî
kimliğin yani Türk kimliğinin Anayasadan çıkarılması
gerektiğini ifade etti. Bu İktidar değil mi değerli
milletvekilleri, terörün ve etnik
(AK PARTİ sıralarından
Bağırma! sesleri) Dinlemeniz için sayın milletvekilleri
Terörün ve etnik
bölücülüğün daha ileri ve cüretkâr adımlar atmasına sebebiyet
veren, altyapıyı hazırlayan bu İktidar değil mi? Bu
İktidar değil mi Irakın kuzeyindeki aşiret reisleriyle
kucaklaşıp yandaşlarına rant sağlayacak iş
ilişkileri geliştiren? Bu İktidar değil mi istihbarat
teşkilatlarını dizayn edemeyen, birbirine vuruşturan ve
istihbarati bilgileri için ABD ve Barzaniden medet uman? Bu İktidar
değil mi yapmış olduğu PKK açılımıyla
terörle mücadeleden vazgeçip PKK ile müzakere dönemine giren ve etnik
bölücülüğün taşeronluğuna soyunan? Bu İktidar değil mi
Türk Silahlı Kuvvetlerinde bir yıldan beri sinsi ve sistemli bir
şekilde yürütülen kampanyalara örtülü destek veren? Bu İktidar
değil mi terörle mücadele eden Türk subayları tutuklanırken el
ovuşturan?
Bakın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, sebebi belli kinini tatmin için,
son olaylarla ilgili, Genelkurmay Başkanlığını sorumlu
tutar açıklamalarda bulunuyor. Bu zat, aslında bu işlerin direkt
siyasi sorumlusunun Hükûmet olduğunu bilmiyor mu değerli
milletvekilleri?
Yine,
Başbakan laf ediyor: PKK taşeron bir örgüt. demiş. Bunu yeni
mi tespit etti Sayın Başbakan? PKKnın taşeronluk
yaptığı mihrakların isteğine uygun etnik
bölücülüğün taşeronluğunu yapanlar kimler peki?
Sayın
Başbakana göre, medya, özellikle görüntülü medya, şehit haberlerini,
ayılıp bayılmaları vermekle yandaşlık
yapıyormuş.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ŞENOL BAL
(Devamla) Başbakan, şehit cenazelerinin gözden ırak bir
şekilde, duyurulmadan, sessizce geçiştirilmesinden yana çünkü millî
vicdanlarda mahkûm olacağını gayet iyi biliyor. Aslında
yandaşlık meselesi, uçağına aldığı,
başköşelerde oturttuğu, Abi dediği ve İmralı
canisini muhatap almaktan bahseden ve PKKnın siyasallaşması
için hiç durmadan propaganda yapan kendi yandaş yazarçizer omurgasız
takım değil mi?
Sayın
Başbakan, Genel Başkanımızın terörle mücadele ve
terörü bitirme konusundaki tavsiyelerini dikkate almadığı gibi
Geç onu, geç. diyor. Sayın Başbakana ben buradan sormak istiyorum.
Gediktepede çömelmiş, ayakta dahi duramayan bir başbakan resmi bile
olağanüstü hâl uygulaması için geçerlidir.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ
(Samsun) Hadi oradan!
BAŞKAN
Sayın Bal, teşekkür ederiz.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN -
Maddeyi oylarınıza
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, şimdi, Sayın Hatip
konuşurken burada Grup Başkanımızı tahkir eden bir
üslup içerisinde konuştu. Uygun görürseniz bir söz talep ediyorum.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bu nasıl tahkir?
ŞENOL BAL
(İzmir) Hangi grup başkanı?
BAŞKAN -
Lütfen yeni sataşmalara yol açmayınız.
Buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın,
İzmir Milletvekili Şenol Balın, Grup Başkanlarına
sataşması nedeniyle konuşması
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
terör Türkiye'nin ortak bir sorunu ve bize göre de siyaset üstü bir sorunu.
Bütün partilerin bunu böyle görmesi ve terör vesilesiyle siyasi rant
peşinde koşması kadar gayriahlaki bir şey olamaz. Böyle bir
seviyesizlik de olamaz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne demek, bu ülkede kan durdurmak istemek gayriahlaki mi?
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Şimdi, bakın, bir şey söylüyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Teröristleri kınamak gayriahlaki mi?
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Memleketi satan sizsiniz!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Bir şey söylüyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Kan üzerinden siyaset yapan sizsiniz!
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Haddinizi bilin, haddinizi!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Şimdi, Sayın Başbakan şunu
söylüyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) - Açılım pazarlaması yapmak gayri ahlaki değil
mi?
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Terör Türkiye'nin ortak bir sorunudur.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Analar ağlamasın. istismarını kim yaptı?
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Teröre karşı ortak bir tavır
geliştirmek bütün partilerin ortak derdi olmalı, ortak hedefi
olmalıdır.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Açılım mı yapacağız ortak tavır
olarak? Ne yapacağız?
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Beraber açılım mı
yapacağız?
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Ama terörün bitmesi noktasında ortaya konan
çözümleri konuşmaktan kaçınanlar ve bugün Türkiye'nin geldiği
sorunu tartışmaktan kaçınanlar farklı şeyler
söyleyebilir.
ŞENOL BAL
(İzmir) Başbakana sor!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Bir şey daha söyleyeceğim. Başbakan
gidip oralara konuşuyor ve taa siperlere kadar gidip oraya, ne
yapıyor? Askerinin yanında, arkasında duruyor.
ŞENOL BAL
(İzmir) Ya taa siperlere
OKTAY VURAL
(İzmir) İyi fotoğraf verdi!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Buyurun siz de Diyarbakıra gidin. Bir de görelim
sizi, meydanına gidin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, MHP sıralarından gürültüler)
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Her yere gideriz.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Hakkârinin
meydanına gidin, Şemdinlinin meydanına gidin,
Şırnakın meydanına gidin.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Yeni mi aklına geldi Başbakanın?!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Öyle siperlere
giden bir Başbakan var, siz meydanlarına gidemiyorsunuz,
meydanlarına, bir de burada kınıyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ŞENOL BAL
(İzmir) Neyi alkışlıyorsunuz, utanın!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Bu ülkeyi kim yönetiyor?
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) - O zaman buyur git. Niye Şırnakta görmüyoruz? Niye
Hakkâride görmüyoruz?
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Oralara gidilemiyorsa bunun sorumlusu sizsiniz!.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Niye Şemdinlide yoksunuz? Ama nutuk atmakta
varsınız.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bozdağ.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Oralara gidilemiyorsa asıl, olağanüstü hâlin sebebi
sizsiniz! Oralara niye gidilemiyor? Bunun hesabını verin!
OKTAY VURAL
(İzmir) Orada televizyoncular var, fotoğrafçılar var,
fotoğraf vermek için gidiyorsunuz oraya.
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, sakin olunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Yüreğiniz yetiyorsa şehit cenazelerine gidin!
Yüreğiniz yetiyorsa gidin şehit cenazelerine! Yüzünüz yok,
yüreğiniz yok sizin!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Millet evladına ağlarken siyaset
yapmıyoruz biz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Yüreğiniz yok!
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Sayın
milletvekilleri on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.09
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.22
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
499 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
2nci madde
üzerinde iki önerge vardır. Önergeleri geliş sırasına göre
okutacağım, aykırılık sırasına göre de
işleme alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri hakkında Kanun Tasarısının 2'nci maddesinin
(ç) bendinde yer alan "ayırıcı bir engel" ifadesinin
"hendek, bordürlü refüj, oto korkuluk benzeri ayırıcı bir
engel" olarak değiştirilmesini, (d) bendinde yer alan "veya
diğer kurumların" ifadesinin madde metninden
çıkarılmasını, (e) bendinde yer alan "kontrole"
kelimesinin "düzenlemeye" kelimesi ile değiştirilmesini,
(ğ) bendinde "servis istasyonu" ifadesinden sonra gelmek üzere
"park alanı" ifadesinin getirilmesini, (h) bendinde yer alan
"illeri birbirine" ifadesinin çıkarılarak "iller
arası trafik akışını sağlayan" ifadesinin
konulmasını ve paragrafın sonundaki "ve bir il
sınırı içinde başlayıp biten" ifadesinin madde
metninden çıkarılmasını, (i) bendinde yer alan metnin
yerine "Araç trafiğine açık kamusal alanlar" ifadesinin
getirilmesini, (k) bendinde yer alan "asgari hız
sınırlaması" ifadesinden sonra gelmek üzere "ve
gerektiğinde azami hız sınırı da" ifadesinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Prof. Dr. Abdülkadir Akcan
Antalya İzmir Afyonkarahisar
Necati Özensoy Münir Kutluata Beytullah Asil
Bursa Sakarya Eskişehir
Cemaleddin
Uslu
Edirne
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun tasarısının
Tanımlar başlıklı 2. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket
Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ali İhsan
Köktürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal
Zonguldak Malatya Amasya
R.
Kerim Özkan
Burdur
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Güvel, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
HULUSİ GÜVEL
(Adana) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 499
sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısına
ilişkin söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Hükûmet, her fırsatta, yaptığı yollarla
övünüyor, ulaşan ve erişen Türkiyeden söz ediyor. Yapılan
yollara emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ülkemize bir parça yol
kazandırmış herkese müteşekkiriz.
Ancak, size
bazı rakamlar vereceğim. Bu rakamlar, kendi ilim Adana ve çevre
illerin Karayolları Genel Müdürlüğü görevi altında bulunan
devlet yollarına, otoyollara, il yollarına ilişkin
rakamlardır. Bu rakamlara bakıldığında, Adananın
ulaşım yatırımlarından ne kadar
yararlanabildiğini hep beraber göreceğiz.
Değerli
arkadaşlarım, Adanada devlet yolu, il yolu, otoyol toplam 1.080
kilometredir. Ancak, 21inci yüzyıl Türkiyesinde nüfus
açısından beşinci büyük il olan Adanada yolların yüzde
10u hâlâ asfalt kaplanamamıştır. Adanada hâlâ 99 kilometre
toprak yol, 10 kilometre stabilize yol bulunmaktadır. Sözünü ettiğim
asfaltsız yollar köy yolları değildir, Karayolları Genel
Müdürlüğü kontrolünde olan yollardır.
Adanadaki toplam
otoyol uzunluğu 153 kilometredir. Hemen komşumuz Mersinde toplam otoyol
uzunluğu 174 kilometre, Gaziantepte 178 kilometredir. Adanadaki 153
kilometre otoyolun yalnızca 15 kilometresi sekiz yıllık AKP
İktidarı döneminde yapılmıştır. Yine bu iktidar
döneminde Kahramanmaraşa 25, Gaziantepe 77 kilometre otoyol
yapılmıştır.
Bölünmüş
yollarda durum çok farklı değildir. AKPnin sekiz yıllık
iktidarında Adanaya 44 kilometre bölünmüş yol yapılırken,
Hataya 120 kilometre, Kahramanmaraşa 169 kilometre, Gaziantepe 97
kilometre, Mersine 107 kilometre bölünmüş yol
yapılmıştır. Yani, çevre illere yapılan bölünmüş
yol miktarları, Adanaya yapılan bölünmüş yol
miktarının iki katından daha fazladır.
Gaziantepe
2002-2010 yılları arasında toplamda 174 kilometre, Mersine 109
kilometre yol yapılırken, Adanaya sadece 59 kilometre yol
yapılabilmiştir. Bu rakamlar da göstermektedir ki, Adanaya
yapılan toplam yol miktarı da çevre illere yapılan toplam yol
miktarının yarısı kadardır.
Kara yolları
planlamasında Adanaya 2010 yılı içinde 50 kilometre
bölünmüş yol yapılması hedeflenmektedir. Sekiz yılda 44
kilometre yol yapılırken sadece 2010 yılında 50 kilometre
yol yapımı inandırıcılıktan çok uzaktır.
Değerli
arkadaşlar, her fırsatta dile getirdiğimiz, yapımına
2002 yılında başlanan, geçen yıllara rağmen bir türlü
bitirilemeyen Adana-Karataş yolu Adananın ihmal
edilmişliğine basit bir örnek olacaktır. Bu yola ilişkin
verdiğim soru önergesine Sayın Bakanın verdiği
yanıtta, Adana-Karataş devlet yolunun toplam 49 kilometre uzunluğunda
olduğu, 2002 yılı sonuna kadar 11 kilometre, 2004
yılında 10 kilometre, 2006 yılında 6 kilometre olmak üzere
toplam 27 kilometresi bölünmüş yol olarak tamamlandığı
ifade edilmiştir. Yani 2002 yılından bu yana Karayollarınca
49 kilometrelik yolun 16 kilometresinin yapılabildiği söylenmektedir.
Bu yolda trafik güvenliği hâlâ sağlanamamıştır;
yazın toz, kışın çamur içindedir. Yolda yer yer çukurlar
oluşmaktadır. Sormak istiyorum: Ulaşan ve erişen Türkiye
manzarası bu mudur?
Değerli
arkadaşlar, yalnızca kara yollarına yapılan
yatırımlar anlamında değil, hemen bütün kamu
yatırımları anlamında Adana üvey evlat muamelesi
görmektedir, Adana yok sayılmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HULUSİ GÜVEL
(Devamla) Teşekkür ediyorum Başkanım.
2009 yılında
Adananın kamu yatırımlarından aldığı pay
134 bin TLdir. AKP iktidara geldiğinde kamu
yatırımlarından alınan payda Adana 11nci sıradayken
2009 yılında 39uncu sıraya gerilemiştir. Adana kamu
yatırımlarından 134 bin lira pay alırken komşu
illerimizden Mersine 292 bin, Hataya 198 bin, Gaziantepe 185 bin TL
yatırım yapılmıştır. Örnekleri çoğaltmak
mümkündür.
Değerli
arkadaşlarım, hiçbir zaman başka illere yatırım
yapılmasın, yalnızca Adanaya yapılsın demiyoruz.
Sadece, Adana ilinin sahipsiz olduğunu vurgulamak istiyorum. Ancak,
görünen köy kılavuz istemiyor. Adana her alanda ihmal ediliyor, Adanaya
sahip çıkılmıyor. Önümüzdeki dönemde Adanaya karşı
gösterilen bu duyarsızlığın ortadan kalkacağını
ümit ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Güvel.
III.- YOKLAMA
(MHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL
(İzmir) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN Bir
yoklama talebi vardır.
Sayın Vural,
Sayın Akcan, Sayın Günal, Sayın Durmuş, Sayın Özdemir,
Sayın Bukan, Sayın Doğru, Sayın Korkmaz, Sayın Paksoy,
Sayın Yıldız, Sayın Asil, Sayın Enöz, Sayın Ural,
Sayın Çalış, Sayın Çelik, Sayın Bulut, Sayın
Işık, Sayın Coşkun, Sayın Uslu, Sayın Varlı.
İki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
4.- Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul
Milletvekili Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun Tasarısının 2'nci
maddesinin (ç) bendinde yer alan "ayırıcı bir engel"
ifadesinin "hendek, bordürlü refüj, oto korkuluk benzeri
ayırıcı bir engel" olarak değiştirilmesini, (d)
bendinde yer alan "veya diğer kurumların" ifadesinin madde
metninden çıkarılmasını, (e) bendinde yer alan
"kontrole" kelimesinin "düzenlemeye" kelimesi ile
değiştirilmesini, (ğ) bendinde "servis istasyonu"
ifadesinden sonra gelmek üzere "park alanı" ifadesinin
getirilmesini, (h) bendinde yer alan "illeri birbirine" ifadesinin
çıkarılarak "iller arası trafik akışını
sağlayan" ifadesinin konulmasını ve paragrafın
sonundaki "ve bir il sınırı içinde başlayıp
biten" ifadesinin madde metninden çıkarılmasını, (i)
bendinde yer alan metnin yerine "Araç trafiğine açık kamusal
alanlar" ifadesinin getirilmesini, (k) bendinde yer alan "asgari
hız sınırlaması" ifadesinden sonra gelmek üzere
"ve gerektiğinde azami hız sınırı da"
ifadesinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) -
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Akcan, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
2nci maddeyle ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Bakan,
biz bu önergeyi, ciddi anlamda katkıda bulunmak amacıyla verdik,
kesinlikle engelleme, kötü, rastgele bir muhalefet anlayışıyla
değil.
Ben bu
tasarıyı ilk aldığımda, incelediğimde gerçekten
yapıcı mantıkla ele almaya çalıştım ve bu
işten anlayan, yıllarını bu Karayollarına vererek
emekli olmuş 4-5 arkadaşa rica ettim beraber çalışmaya,
incelemeye. Tasarının Meclise sevk edilmiş hâlini ilk
incelediğimizde Herkes düşüncesini yazsın. dedim,
yazdılar. Ne düşünüyorsunuz? Yüzde 95 örtüştü.
Birisi büroda
oturmuş, kara yollarından anlamayan, rastgele, birilerinin
talimatıyla veya öngörüleni oraya yazmak üzere bir tasarı
hazırlamış, taslak hazırlamış, siz de Bakanlar
Kurulundan -bu tasarı olgunlaşmış- imzalayarak buraya
göndermişsiniz. Biz buna katkı vermek amacıyla bunu, bu
önergeleri verdik.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Bakana demin Sayın Özkan bir şey
sorduğunda Tanımıyorlar. dedim. Kesinlikle sizi incitmek,
kırmak veya başka bir düşüncem yok benim. Bundan emin olun
lütfen ve fazla alınganlık gösteriyorsunuz. Gerek araç muayene
istasyonlarının yönetmeliğiyle ilgili olarak
söylediğimde gerek Ağın
Köprüsünde, gayet samimi olanı söyledim. Hepimiz, siz siyaset
yapıyorsanız biz de siyaset yapıyoruz ama incitme, kırma
adına değil, doğruları tespit etme, bulma adına bu
siyaseti yapmak zorundayız. Bizim amacımız yol.
Bakınız,
Sayın Genel Müdür yanınızda oturuyor. Beraber
çalıştık. 17nci Bölge Müdürlüğünde Bölge Müdür
Yardımcımdı benim. Sevdiğim bir kardeşim Cahit Bey.
Ona bir alanla ilgili olarak telefon ettim, Neresi efendim bu yol? dedi. Bu
yolu ben size anlatayım şimdi. Eğer, İzmirden,
Aydından, Denizliden, Muğladan, Ispartadan, Burdurdan,
Antalyadan Konyaya gitmek isteyen bir kamyon, bir otobüs, bir taksi
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Traktör.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) O kadar değil.
güzergâhını
tayin ettiğinizde Dinar, Çay, Akşehir, Konya yolunu takip eder.
Burada -yanınızda Afyon milletvekilimiz oturuyor, sevgili
kardeşim- Tatarlı ve Karadilli arasında Kızkapanı diye
bir mevki var. Bu mevki yaklaşık 500 metre veya 1 kilometre
civarında bir virajlı alan, her hafta kaza olur. Bu kaza yerini Konya
Bölge Müdürünüze anlattık, Genel Müdürümüze anlattık, oraya elemanlar
gönderildi. Bize söylenen: Devlet kara yolu ağına aldırmak için
bir çalışma yaptırırsanız buradaki sorunları daha
kolay hallederiz. Sayın Genel Müdürümüz de, Bölge Müdürümüz de
oranın kara yolları ağında olan bir yol kesimi
olduğunu eğer bilmiyorsa, Sayın Özkanın ifadesinden
hareketle ben o sözü söylemişsem, bunda alınacak,
kırılacak, gücenecek veya itiraz edecek ne var Sayın
Bakanım?
Aynı
şekilde, Sayın Aydoğan yanınızda oturuyor kanun
sözcüsü olarak. Sekiz seneden beri, 2001-2002 yıllarında, on bir
ayda, Emirdağdan
-bakın,
söylüyorum- Ankaradan, Eskişehirden çıkan bir araç Antalyaya
gidecek, Aydına gidecek, Muğlaya gidecek, Denizliye gidecek,
Ispartaya gidecek, Burdura gidecek bir yol, Konyaya gidecek, Adanaya
gidecek kamyonlar Eskişehir, Emirdağ, Bolvadin, Çay, Akşehir,
Konya veya biraz önce söylediğim yol kesimine girerek Dinar istikametine
ya da Keçiborlu istikametine, Aydın veya Antalya istikametine devam
edecek, öyle bir kesim. Burası Afyonkarahisarın iki ilçesi
arasında, iki ilçeyi birleştiren yol değil Sayın
Bakanım, burası devlet kara yolu. Sekiz seneden beri, 16 kilometrelik
yol kesimi yapılamadı. Üç gündür müteahhit çalışıyor,
bilmem kaç gün çalışacak bilemiyorum. Menfez yapıldı, köprü
yapıldı, şevler alındı, virajlar kestirildi, düzlendi,
D8 bir dozer, bir greyder, bir silindir, üç kamyon, bir kepçeyle üç ay sonra
gelin o yolu benden teslim alın. Ama sekiz seneden beri o yolu
yapamadınız Sayın Bakanım. Şimdi, bunu söyleyince, bu
kadar önemli, İstanbul-Konya-Adana hattını, üzerindeki bu yolu
yapamadığınızı söyleyince
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla)
siz: Şu kadar bölünmüş yol yaptık, şu
kadar şunu yaptık. derseniz inandırıcı oluyor musunuz
Sayın Bakan?
Hepinize
saygılar sunuyorum.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Yapılanları da söylerseniz...
ABDÜLKADİR
AKCAN (Devamla) Yapılan her şey için, yapan herkese teşekkür
ediyorum ama siz de vefalı olun, yapana teşekkür edin. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Akcan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde
kabul edilmiştir.
3üncü madde
üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 3.
maddesinde yer alan kamu tüzel kişiliğine sahip ibaresinden sonra
gelen virgülün metinden çıkarılmasını ve yerine ve
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Reşat
Doğru Mehmet Günal Akif Akkuş
Tokat Antalya Mersin
Oktay Vural Nevzat Korkmaz Mustafa Kalaycı
İzmir Isparta Konya
M. Akif Paksoy Alim Işık Mümin İnan
Kahramanmaraş Kütahya Niğde
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
Kuruluş başlıklı 3. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket
Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ali İhsan
Köktürk Hüseyin Ünsal R. Kerim Özkan
Zonguldak Amasya Burdur
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Tayfur
Süner
Malatya Antalya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Tayfur Süner.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Süner. (CHP sıralarından alkışlar)
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 3üncü maddesinde
vermiş olduğumuz önerge üzerine söz aldım, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimize Allahtan rahmet, tüm
milletimize başsağlığı diliyor, terörü şiddetle
lanetliyorum.
Terör tabii ki
ortak sorunumuz ama Amerika Birleşik Devletlerinin Yüksek Mahkemesinin
aldığı bir kararı size okuyacağım: PKK ve
diğer terör örgütlerine terörle doğrudan ilgili olmasa bile
eğitim vermenin ve danışmanlık yapmanın suç
olduğuna hükmetti. Mahkemenin aldığı karara göre ölüm saçan
bu örgütlerle iş birliği yapmak onların terörist faaliyetlerine
meşruiyet kazandırıyor ve amaçlarına hizmet ediyor. Siz
Hükûmet olarak terör örgütüne Amerika Birleşik Devletleri mahkemesinin aldığı
bir karar kadar kararlı davranamıyorsunuz. Ondan sonra da
çıkıyorsunuz Terör ortak sorunumuzdur. diyorsunuz. Tabii ki ortak
sorunumuz ama kararlı değilsiniz. Sadece Bu terör örgütünün
arkasında taşeron vardır. diyerek kendinizi bir tarafa atamazsınız.
Taşeron varsa Sayın Genel Başkanımız Kemal
Kılıçdaroğlunun söylediği gibi, o taşeronun üstüne
gidin, gerekirse savaş açın. Eğer Kuzey Irakın
tamamında terör örgütü varsa Bağdata kadar gidin, arkanızda
olalım ama gidemiyorsunuz. Maalesef, sadece bağırarak,
çağırarak... Allah aşkına, Gazze gemisinde verdiğimiz
6 tane şehidin üzerine titrediğiniz kadar...
VAHİT
KİLER (Bitlis) Dokuz... Dokuz...
TAYFUR SÜNER
(Devamla) - ...şu verdiğimiz şehitlerin üstüne titreyebiliyor
musunuz, bağırabiliyor musunuz, efelik yapabiliyor musunuz? Belediye
otobüslerini Taksime gönderebiliyor musunuz? Niye gönderemediniz? Maalesef,
sadece yazılı ve görsel basına bağırarak,
çağırarak bu işleri çözemezsiniz. Vatandaşın yaşama
hakkı vardır. Eğer vatandaşın yaşama
hakkını yerine getiremiyorsanız, bunun hesabını er
veya geç vereceksiniz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanıma bu yasa
dolayısıyla bazı yollarla ilgili bilgiler sunmak istiyorum.
Mesela dünyanın 2nci büyük mağarası var, Altınbeşik
Mağarası, 3 kilometrecik yolu var, 3 kilometre. Dünyanın 2nci
büyük mağarası, fakat, maalesef, o 3 kilometrelik yolu yapmayı
başaramadınız. Turizme en büyük hizmeti yapmış
olursunuz.
İbradı-Akseki
yolu 20 kilometredir. 5 kilometresinin ihalesi yapıldı, maalesef
sadece bekliyor. İhalesi yapıldı, senelerdir faaliyete geçmiyor.
15 kilometresinin de ne zaman ihale edileceği belli değil.
İbradı-Çukurviran
yolu, 3 kilometre devlet yoludur. Hâlâ yapılmayı bekliyor.
Cevizli-Beyşehir
yolu, 12 kilometredir. İhalesi yapıldı, hâlâ bekliyor. Bu yasa
dolayısıyla söz almışken bunları da söylemeden
geçemeyeceğim.
Şimdi, bu
yasayla neleri özelleştiriyoruz, bir göz atalım. Fatih Sultan Mehmet
Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü, Edirne-İstanbul-Ankara otoyolu,
Pozantı-Tarsus-Mersin otoyolu, Toprakkale-İskenderun otoyolu,
İzmir-Çeşme otoyolu, İzmir-Aydın otoyolu,
Gaziantep-Şanlıurfa otoyolu, İzmir çevre otoyolu, Ankara çevre
otoyolu. Bunlara ilaveten de özelleştirmeler gelebilir.
Tabii ki
özelleştirmek hakkınız ama sekiz senelik iktidarınızda
31 milyar 950 milyon liralık özelleştirme yaptınız. Kâr
transferi ve sıcak para olarak dışarıya giden para 31
milyar 750 milyon dolar. Yaptığınız özelleştirmeler
maalesef Türk halkına dönük değil. Maalesef birilerine rant
sağlıyorsunuz. Yaptığınız yasaların hepsi böyle.
Yangından mal kaçırır gibi yasa çıkarıyorsunuz. Gece
saat 24.00e kadar çalışıyoruz ama birilerine hizmet ediyoruz,
maalesef Türk halkına hizmet vermiyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
TAYFUR SÜNER
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğer bu
memleketi refaha kavuşturacaksanız özelleştirmelerden elde
ettiğiniz parayı halka dönük olarak harcayın, birilerine rant
sağlamak için özelleştirme yapmayın. Maalesef şimdiye kadar
sadece inanç sömürücülüğü yaparak faize harcadığınız
para 225 milyar dolar. Altmış dört tane baraj
yapılırdı, bir tane baraj yapamadınız. Mevcut
yolları, Vay, çifte yol yaptık!... Vardı da ikiye böldünüz,
bölünmüş yol yaptınız, olan yolu ikiye böldünüz.
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) Hadi be! Utan, utan!
TAYFUR SÜNER
(Devamla) Bunlarla övünüyorsunuz.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Süner.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Yapın, yapın, devam edin bu kafayla.
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısı efendim
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağız.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 22.49
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.01
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
Antalya
Milletvekili Tayfur Süner ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
499 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 3.
maddesinde yer alan kamu tüzel kişiliğine sahip ibaresinden sonra
gelen virgülün metinden çıkarılmasını ve yerine ve
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Reşat Doğru (Tokat) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Doğru. (MHP sıralarından
alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 499
sıra sayılı Kanun Tasarısının 3üncü maddesi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, bugün İstanbul Halkalıda yapılan
saldırıyı şiddetle kınıyorum. 4 askerimize ve 1
genç kızımıza Allahtan rahmet diliyorum, yüce Türk milletine
başsağlığı diliyorum, kahraman Türk Silahlı
Kuvvetlerine başsağlığı diliyorum.
Tabii, terör
konusu ülkemizin en önemli konularının başında geliyor.
Terör konusunun sorumlusu, terörün durdurulması konusunun sorumlusu,
nasıl ekonominin sorumlusu Hükûmetse aynı konunun sorumlusu da
Hükûmettir. Ancak, şu da görülmüştür ki terör konusunda Hükûmet
maalesef başarısızdır ve şu anda da
başarısız devam etmektedir.
Sayın
milletvekilleri, 1999 yılına gelindiği zaman terör belirli bir
noktada pik yapmıştı. Ancak daha sonraki yıllar içerisinde,
2002 yılı sonu itibarıyla, 57nci Hükûmetin son günlerinde terör
neredeyse sıfırlanacak konuma gelmiş ve olayların
sayısının da ciddi manada düşmüş olduğu
görülmüştür. Gerçi söylenmesi doğru olmayabilir ama terörde
şehit düşenlerin sayısının 6ya kadar düşmüş
olduğu bir yıldır 2002 senesi. 2002 senesinden sonra ne
olmuştur? 2010 senesine gelmiş olduğumuz bu zaman içerisinde her
yıl terör olaylarında ciddi bir artış olduğu
görülmüş, şehitlerin sayısı yükselerek şu ana
gelinmiştir.
Peki, ne
olmuştur sonuçta? Açılımların gelmiş olduğu
sonucun bir göstergesidir. Açılımlar ne yapmıştır?
Terörü hortlatmıştır. Nasıl ekonomideki
başarısızlık varsa şu anda terörün sorumlusu, terörün
durdurulması konusundaki sorumlusu veyahut alınması gereken
tedbirlerin alınması konusu Hükûmetin en önemli görevleri içerisinde
olması gerekir. Bu manada da Hükûmet yapması gereken neyse,
çıkarması gereken kanunlar neyse bunları süratli bir
şekilde çıkarmalıdır. Sözlerle, laflarla terör durmuyor,
terör azıyor, terör örgütü anaların canını yakıyor,
insanların canını yakıyor ve bizim tüm insanlarımızın,
hepsinin yürekleri kanıyor.
Sayın
milletvekilleri, 21inci yüzyılda yeterli ve çağdaş
ulaşım hizmeti almadan sosyal ve ekonomik hayatın canlı ve
dinamik tutulması mümkün değildir. Devletin temel görevi, ekonomik ve
sosyal gelişmeyi sağlayabilmek için gerekli altyapı
yatırımlarını yaparak insanların hizmetine
sunmaktır. Ancak ülkemizde toplu taşımalar konusunda çok büyük
mesafeler alınmamış, yatırımlar da zamanında yapılmamıştır.
Bulunduğu
coğrafya nedeniyle stratejik bir öneme sahip olan Türkiye ulaşım
sektöründe de önemli bir yere sahiptir. Avrupayı Asyaya bağlayan
Orta Doğunun kilit ülkesi Türkiye dünya ülkelerinin özellikle karadan ve
denizden bağlantılarını da sağlamaktadır. Dolayısıyla
Türkiye'nin ulaştırmaya vermesi gereken önem bir kat daha
artmaktadır.
Tokat ili olarak
yollar konusunda birçok problemlerle karşı karşıyayız.
Özellikle Tokatın nüfusunun da geçmiş dönemlere göre
düşmüş olduğu göz önüne alınırsa Tokatta
yapılması gerekenlerin bir bölümünün de yollar olduğunu söylemek
durumundayız.
2001 senesinde
başlayan Tokat-Turhal-Amasra yolu bir türlü bitirilememiştir. Yapboz
şeklinde yapılanlar tekrar hazırlanıyor, bir türlü yeniden
yapılanı bitiremiyoruz.
Aynı
şekilde, Tokat çevre yolu yıllarca bitirilememiş, il merkezi
içerisindeki yollar da geçilemez olmuştur. Biraz önceki sorularım
içerisinde Sayın Bakana sormuş olduğum Tokat çevre yoluyla
ilgili söylemiş olduğu umut verici bir söylemdir. İnşallah
bu senenin sonu itibarıyla çevre yolu biter de Tokatlı insanlar da en
azından bir nebze de olsun rahata kavuşurlar çünkü iş
saatlerinde neredeyse şehir merkezi kilitlenmekte, trafik neredeyse durma
aşamasına gelmektedir.
Aynı durumu
Tokat-Çamlıbel yolunda da görmekteyiz. 2000 senesinde
başlanılan, 2002 senesine kadar da önemli mesafeler alınan bu
yol da enteresandır hâlâ bitirilememiştir. Bu noktalarda da
bitirilmesi noktasındaki çalışmaların artırılarak
devam etmesini bekliyoruz çünkü kış aylarında buradan geçiş
çok zordur. Hakikaten Sivas bağlantısında da çok ciddi
sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Ayrıca,
Zile-Alaca-Sungurlu yolu da bu şekildedir. Zile-Tokat
sınırları seviyesi bitirilmiştir ancak Çorum
sınırlarından sonraki yolda ise çok büyük virajlar olması
bu yolun tam olarak kullanılmasını da engellemektedir. Bu manada
da Sungurlu, özellikle Alaca ve Sungurlu arasındaki yolda ve beraberinde
de Yozgatla Alaca arasındaki yolda da çalışma
yapılması gerekiyor. Çok virajlı olması münasebetiyle
şu an itibarıyla çok fazla kullanamıyoruz. İhalesi
olacak. deniyor. Sayın milletvekilleri, ihalesi olsun, bu yolun
yapılması gerekiyor.
Ayrıca,
Tokatımızın Amasya bölgesinden
Amasya-Taşova-Erbaa-Niksar-Reşadiye-Erzincan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
REŞAT
DOĞRU (Devamla) Teşekkür ederim.
yolu
dediğimiz tarihî ipek yolunda çok ciddi çalışmalar vardı,
Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Hakikaten son bir yılda bu yol
üzerinde bölüm bölüm de olsa çok önemli çalışmalar
yapılıyor. Bu yol da Tokat için çok önemli bir yoldur. Özellikle Erbaadan
Reşadiyeye kadar giden yol üzerinde geçmiş olan dönemlerde çok ciddi
manada kazalar olmuştur. Otobüsler, kamyonlar, taksiler Kelkit
Irmağına uçmakta ve kazalar neticesinde de onlarca insan
hayatını kaybetmektedir. Bu yolun da özellikle bitirilmesi aşamasını
hasretle bekliyoruz. Bu yolun da bitirilmesini beklediğimizi ve de bu
yolla ilgili çalışmaların bir nebze ilerlemiş olduğunu
görmek hepimizi mutlu ediyor.
Sayın
milletvekilleri, ayrıca Niksar ilçesi ile Ordu ili arasındaki
Niksar-Akkuş ve Korgan yolları da mutlaka bitirilmelidir. Buralar
Karadeniz Bölgesini İç Anadolu Bölgesine bağlayan, beraberinde
Ankaraya ve Antalyaya kadar bağlayan yollardır. Bu noktada da Ordu
tarafında birtakım çalışmalar yapılmış ama
Tokat tarafında yani Niksar-Akkuş, Niksar-Ünye-Turhal
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
REŞAT
DOĞRU (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkanım.
Bu yollara da çok
ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir.
İnsanlarımızın hepsi bunları bekliyorlar.
Bunların
yanında özellikle köy ve kasaba yollarında da çok ciddi
problemlerimiz vardır. Biraz önce sorumda da sormuştum: Gökal
kasabası gibi -Erbaanın Gökal kasabası vardır- burası
belediyelik olmasına rağmen, bir türlü asfaltla
karşılaşamamıştır, buluşamamıştır.
Bu mealde de köy yollarının da kasaba yollarının da
Karayolları bünyesine geçmesi gerekiyor. Bu noktalarda da
çalışma yapılmasını beklediğimiz ifade ediyor,
önergeme desteğinizi bekliyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Doğru.
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Karar yeter sayısı istiyoruz Başkan.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
3üncü madde
kabul edilmiştir.
4üncü madde
üzerinde üç önerge vardır, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısının 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde geçen bulundurmak,
ibaresinden sonra gelmek üzere bakımını yaptırmak,
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ Nuri Uslu Musa Sıvacıoğlu
Yozgat Uşak Kastamonu
Yaşar Karayel Hamza
Yerlikaya
Kayseri Sivas
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 4.
maddesinin (n) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Nevzat
Korkmaz Alim
Işık M. Akif
Paksoy
Isparta Kütahya Kahramanmaraş
Mustafa
Kalaycı Mümin
İnan
Konya Niğde
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Görev ve
yetkiler başlıklı 4. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ali İhsan Köktürk
Adıyaman Tokat Zonguldak
Hulusi Güvel Hüseyin Ünsal Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adana Amasya Malatya
R.
Kerim Özkan
Burdur
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Ramazan Kerim Özkan konuşacak
efendim.
BAŞKAN
Sayın Özkan, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce tüm
şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılara acil şifalar
diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
Değerli
arkadaşlarım, bu maddeyle Karayolları Genel Müdürlüğünün
yetkileri gerçekten yumurta gibi sırlanmış. Ancak,
Karayolları Genel Müdürlüğünün görevini yapmadığı
kanısındayım.
Şöyle ki:
2002den beri milletvekilliği yapıyorum, sekiz yılda
verdiğim önergelere gerçekten Bakanlığımız cevap
veriyor, hizmet de yapıyor, hizmet hasetliğimiz yok, yapılan
hizmetlere teşekkür ediyorum, ancak Burdur anlamında bu
verdiğimiz önergelerde -biraz önce Sayın Bakana da sormuştum-
Burdur çıkışı kara yolumuz, Denizli
bağlantımız, bu kara yolu Hacılar köyünden başlar,
Düğer, Yarışlı, Karaatlı, Yeşilova, Güney kasabasından,
Denizli, Acıpayam makasta birleşir. Bu yol çok dardır, köy
yollarının içinden kamyonlar geçememektedir, maddi hasarlı ve
can kayıplı kazalar olmaktadır.
Bakanlığa
verdiğimiz soru önergelerinin cevabında Evet,
haklısınız, bu yolların çevre yollarına
alınması gerekir, çevre yolu yapılması gerekir. En
kısa zamanda, ödenek bulduğumuzda bu işlem yerine
getirilecektir. Sekiz yıldır bekliyoruz, bu yapılmadı.
Yine aynı
şekilde, kara yolu ağında olan, Burdurdan başlayan
Karamanlı ilçemizi, Tefenni ilçemizi, Çavdır ilçemizi, Söğüt
kasabamızı -bu devlet kara yoludur- Fethiyeye bağlayan, bu yol
da aynı şekilde. Bu yollarda düzenlemeler yapıldı zaman
zaman. Karayolları çok güzel çalıştı, düzenleme yaptı.
Değerli
arkadaşlarım, bu yollarda yapılan düzenlemelerde yollar
genişti, yollar daraltıldı, yükseltme yapıldı,
güçlendirme yapıldı, geçişlerde kamyonların aynaları
birbirine sürtüp kırılıyor, kazalar oluyor. Karayolları
aracı kendisi devrildi, gittik bunları yerinde tespit ettik, yerel
basımınızda Türkiye gündemine taşıdık. Ama, sekiz
yıldır burada da bir sonuç alamadık.
Yine aynı
şekilde, daha bu hafta
Çevre yolumuzda üst geçit yok Alt geçit
yapılsın veya üst geçit yapılsın. dedik, yirmi
yaşında bir gencimiz bir arabanın çarpması sonucu
hayatını kaybetti, bu hafta. Bu hafta sonu Burdurdaydım.
Yine, duble yol
yapıldı Burdur girişinde, Çerçin, Kışla ve Askeriye
köylerinde, buralarda da ovalarımız altta kalıyor, köylerimiz
yukarıda. Alt geçit ve üst geçitler yapılmadığı için
her gün can kayıplı kazalara mahal olabilecek durumlar
şekilleniyor. Onun için, buralara alt geçit veyahut da üst geçit
yapılmasını acilen talep ediyoruz.
Yine
Antalya-Burdur kara yolumuz
Değerli
arkadaşlarım, hepimizin cebindeki telefon vergi mükellefi,
altımızdaki araba vergi mükellefi, içtiğimiz çay vergi
mükellefi, soluduğumuz havadan vergi alınıyor. Araçlarımız,
hepimiz veriyoruz. Yedi yaşındaki çocuğun cebinde cep telefonu
var. Bu vergilerin yerinde kullanılmasını talep ediyoruz
Hükûmetten. Yollar yapıldı. Ben buradan, Ankaradan
çıktığımda bundan iki ay önce hiçbir yere sapmadan duble
yoldan Burdura varıyordum. Bu hafta, Gömüde yol tekleşiyor,
geçiyoruz, İşcehisarda tekleşiyor, Sandıklıda
tekleşiyor, Keçiborluda tekleşiyor, tek yola giriyoruz. Bu yollar
çok güzel yapıldı, sıcak asfaltlar döküldü, ama bugün gidin
bakın ki, bu sıcak asfaltlar sürülüyor, sökülüyor, bütün malzemesi
taşınıyor. Tekrar bir malzeme
Hepimiz veriyoruz. Bu vergilerin
hesabını sormak bizim hakkımız değil mi? Bunlar
nasıl kabul edildi? Karayolları yetkililerimiz bu müteahhitlerden bu
yolları teslim alırken nasıl teslim aldı? Bunu sorgulamak
bizim hakkımız değil mi? Bunlar bizim öz
varlıklarımız değil mi? O vergileri o insanlar ineğin
memesinden çıkarıyor KDV ödüyor. Yem alıyor KDV ödüyor. Elektrik
kullanıyor KDV ödüyor. Dünyanın en pahalı mazotunu
kullanıyor Özel Tüketim Vergisi ödüyor. Ee, bunların
hesabını sormak, bunları sorgulamak bizim hakkımız
değil mi? Karayolları, demek ki görevini yapmıyor. Onun için, bu
maddenin madde metninden çıkarılmasını talep ediyoruz. Görev
yerine getirilmiyor.
Değerli
arkadaşlarım, yine aynı şekilde benim Burdurumun
çıkışında, burada grup yoluna dönen bir yolumuz var;
rampadır burası. Bu rampada turist arabası devrildi, 20
yabancı vatandaş hayatını kaybetti.
Yine geçmiş
dönemlerde belediye başkanlığı yapmış bir
arkadaşımızın eşi o yolda, o virajda hayatını
kaybetti. Burası, burada bir NATO yolunun borusu geçiyor, yakıt
borusu geçiyor. O bahane edilerekten buraya alt veya üst geçit anlamında
bir çalışma yapılmadı. Yapılmasının
gerekliliğini Bakanlık yetkililerimiz kabul ediyor ama sekiz yıl
geçti bu grup yoluna girişteki alt veya üst geçit çalışması
bir türlü yapılmadı. Bunların yapılmasını
istiyoruz. O kadar zor yerler var ki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Bu yerlerimiz, bu bahsettiğim alanlarda
taş yok, yollarımız düz, terkler yapılmış, yerler
müsait. Öyle yerler var ki, uğraşıyorsunuz dağları
deviriyorsunuz. Görüyoruz güzel bir çalışma ama bu düzgün olan yolda
bu çalışmayı neden bizlerden esirgiyorsunuz, bunları
anlayabilmiş değilim.
Önergemizin
kabulünü sizlerden diliyor, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Özkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Karar yeter sayısının aranılmasını
istiyoruz.
BAŞKAN Karar
yeter sayısı istiyorsunuz.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.17
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatih
METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 121inci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve arkadaşlarının önergesinin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
499 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 4.
maddesinin (n) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Günal, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu maddede önergemiz (n) bendiyle ilgili. Burada aynen
şöyle diyor. Belki hepinizin bakma şansı olmuyor sürekli
yoklamaya gidip gelmekten. Söylediğimin tutarlılığı
açısından kısaca orasını okuyayım: Erişme
Kontrollü Karayolu Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi
ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında
gerçekleştirilecek yatırım ve hizmetlerle ilgili görevlendirilen
şirketlere, ihale aşamasında ilan edilmek kaydıyla,
gerektiğinde ortak olmak ve bununla ilgili işlemleri yapmak. Yani,
İşi vereceğiniz şirkete Karayolları Genel Müdürlüğü
ortak olsun. diyor.
Önce -tekraren
söylüyorum ki- bu kanunun temel amacı, gerekçesine
baktığınız zaman Karayolları Teşkilat Kanunu
diyor ama daha önce gündemde yerini almış olan erişme kontrollü
kara yollarına ilişkin kanun çekilerek, özelleştirmeye
ilişkin konu Danıştayda iptal edildiği için, yeniden kanun
çıkarmak gereği hasıl olmuş. Yani, bir taraftan -temel
amacı orada her ne kadar kara yolları yazıyorsa- özelleştirmeye
hukuki altyapı hazırlamak yani kara yollarının
işletmesini devrediyorsunuz, otoyolların; öbür taraftan, kurulan
şirkete Biz yeniden ortak olalım. diyorsunuz. Ben hep söylüyorum
ama Sen anlamazsın. diyorsunuz, ben bunu da anlamadım. Ya bir
tarafta özelleştirme, bir tarafta O şirkete ben ortak olayım
Şimdi, kim
yapacak ihaleyi? İhaleyi kim yapacak? Yapmak, yaptırmak, bakmak,
baktırmak, onarmak, onarttırmak Karayolları Genel
Müdürlüğü... İhaleye kim girecek? Karayolları Genel
Müdürlüğünün ortak olduğu şirket. Böyle bir şey olur mu ya?
Söyledik ama arkadaşlara anlatamadık. Ne yapmaya
çalışıyorsunuz? Şimdi, Karayolları Genel
Müdürlüğü kendisinin ortak olduğu
Tek şart: İhale
aşamasında ilan edilmek kaydıyla
Siz oraya gideceksiniz, ihale
komisyonunda yer alacaksınız, oranın daire başkanı
olacaksınız, Genel Müdürlüğün ortak olduğu şirkete
ihaleye vermeyeceksiniz. Ne olacak o zaman peki? Bu, kanunun temel
mantığıyla çelişkilidir. Diğer hususlarda olduğu
gibi, birtakım tutarsızlıklar vardır. Neden? Çünkü birçok
husus bir araya getirilip çorba yapılmış. Daha önce gelen bir
kanun bunun içerisine getirilmiş, geri çekilmiş
Dediğim gibi,
bir taraftan özelleştirme, işletme hakkı verirken, öbür taraftan
da Ortak olalım. diyorsunuz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bu bir tezattır. Az önce, Sayın Tayfur
Süner konuşurken Akseki yolundan bahsetti. Ben, burada Sayın
Bakanı bulmuşken kendisine
Yeni Akseki-Alanya yol
ayrımında yeni bir kavşak düzenlemesi yaptı
arkadaşlarımız, Manavgat-Alanya yolunda, böyle hilkat garibesi
bir şey. 1960 yılından petrol ruhsatı almış, iki
tane sağında ve solunda, ne zaman gittiyseniz sizler Alanyaya
geçerken görmüşsünüzdür. Yeni olanlar değil, bunun kenarı böyle
çevrilmiş ve petrollere giriş yok. Efendim, ileride köyün
yanında bir kavşak var. (AK PARTİ sıralarından Genel
Kurula hitap et. sesi)
Sayın Bakana
özellikle söylüyorum, Genel Kurul zaten onlar biliyor hepsini, maşallah
hiçbir şeye ihtiyaçları yok.
Dolayısıyla
burada arkadaşlara önce Tamam. demişler, sonra bölge müdürümüz
gelmiş iptal etmiş. Yani o kadar hilkat garibesi bir şey ki.
Hepiniz, şimdi, eğer Sayın Başbakan müsaade eder de tatile
çıkarsanız, oraya geçerken bir görün arkadaşlar.
Bundan daha ama
ilginç bir şey var. Yine Konya üzerinden gidenler -Harun Bey Daha önce ben orada görmedim.
demişti ama- Cihanbeyliye geldiğinizde dünyada mimari ödülü
verilebilecek bir kavşak var. Yani birden geliyorsunuz, o
şehirlerarası yol bitiyor, sanki ara sokağa girmiş gibi
ortada bir tane şey ve oradan tırlar dahi dönemiyor arkadaşlar,
tırlar dahi dönemiyor. Sonunda, belediye baş edememiş, Efendim,
bu yoldan belediyemiz sorumlu değildir, Karayolları Genel
Müdürlüğü sorumludur. diye tabela asmış.
Şimdi,
aynı şey, Konyanın içinde de var. Birden geliyorsunuz, çift yol
kocaman, ortada bir kavşak var, herkes frene basıyor, kim nereye
geçecek, sağdan gelen mi geçecek, soldan gelen mi geçecek?
Lütfen
arkadaşlar, siz bu şirketlere ortak olmadan önce bu yolları
düzgün bir şekilde yapacak mühendisleri çalıştıralım,
oralara ortak olmayı bırakalım, onları da kontrol edelim ve
düzgün bir şekilde trafik akışını sağlayalım
diyorum.
Bu önergemizin
kabulünü istirham ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
Çünkü bir tarafta
özelleştirme yaparken, öbür tarafta yapmak, yaptırmak, onarmak,
onarttırmak dediğiniz işleri vereceğiniz şirkete
Karayolları Genel Müdürlüğünün ortak olmasını anlamak
mümkün değildir.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Kanun Tasarısının 4 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde geçen bulundurmak,
ibaresinden sonra gelmek üzere bakımını yaptırmak,
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılıyoruz Sayın
Başkanım.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarı
metninde yer alan diğer maddelerdeki düzenlemelere paralellik
sağlanması amacıyla söz konusu önerge verilmiştir.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilmiş bu önerge doğrultusunda 4üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
4üncü madde kabul edilmiştir.
5inci madde
üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5.
maddesinin (4) numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını ve (3) numaralı fıkrasındaki
tespit etmeye ibaresinden sonra gelmek üzere yeni birimler açmaya
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Nevzat Korkmaz Alim Işık M. Akif Paksoy
Isparta Kütahya Kahramanmaraş
Mustafa Kalaycı Mümin İnan Ahmet Orhan
Konya Niğde Manisa
Muharrem
Varlı
Adana
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
Teşkilat yapısı başlıklı 5. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hüseyin
Ünsal Ali İhsan Köktürk
Malatya Amasya Zonguldak
R.
Kerim Özkan
Burdur
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Kerim Özkan
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Özkan. (CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine aynı
şekilde, önergemizin kabulü yönünde oy kullanılacağını
tahmin ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım, gerçekten, bu yol ulaşımı dendiği
zaman kamyon akla geliyor, kamyon şoförlerimiz akla geliyor,
nakliyecilerimiz aklımıza geliyor. Gerçekten onlar bugünlerde çok
büyük sıkıntılar içerisinde. Bunlar yemediler içmediler,
taksitle kamyonlar aldılar; kasasını yaptırdılar; K1,
K2, L belgelerini, lojistik belgesini, K1 belgesini, M belgesini, taşıma
belgelerini, yaklaşık yirmi dokuza yakın belge parası var,
bunları ödediler; yollara koyuldular, gün geldi 10 numara yağ
yaktılar ama biz bunlara bu kara yollarında eziyet etmeye devam
ediyoruz.
Büyük
kentlerimizde tüketicilerimiz Türkiye'nin ürettiği değerlerle
buluşamıyor. Türkiyede şu anda ürettiği değerler, her
şey çıktı. Şu anda salatalıktan, domatesten, kirazdan,
erikten, elmadan her şeyimiz bol. Büyük kentlere ulaşımda
tonajdan dolayı veyahut da bir kamyon nakliye olarak kasasına
kirazı yüklüyor, daha ilinden çıkmadan zabıta, karakol, jandarma,
maliye kentin çıkışında yolunu kesiyor. Bir şehri
geçiyor, öbür şehre girerken kantar kuruluyor, kantara girişi,
ruhsat, ruhsatı var, arabasının yakıtını
almış, eksikliklerini tamamlamış ama mutlaka bir eksik
bulunuyor, tonajdan dolayı eksik bulunuyor ve cezalar gerçekten çok
ağır. Ve bunların, zaman zaman turfanda yiyeceklerin bölgelere
ulaşması gerekiyor. Antalyadan, Burdurdan, Fethiyeden, Alanyadan
çıkan bir aracın sabahleyin saat beş buçuk, altıda
İstanbul hâline, Ankara hâline yetişmesi gerekiyor, hız
yapıyor, bu sefer radar engeline takılıyor. Bu konularda
Bakanlığın en kısa zamanda bir çalışma
yapması gerekiyor. Hem enflasyondan bahsediyoruz, yerinde 50 kuruş
ile 1 lira arasında kiraz, Ankarada, büyük kentlerde 4 lira kiraz.
Aradaki fark nedir? Bu buluşmayı yapamadığı için
artık ürünler yerlerinde tüketilmeye başladı. Yerinde
tüketildiği için arz-talep dengesi bozuk, arz fazla talep az, o zaman
ürünün fiyatı düşüyor.
Biz çiftçimizi
destekleyeceğiz diyoruz, tarımı destekleyeceğiz diyoruz,
tarıma destek veriyoruz, çiftçiye destek veriyoruz, veriyorsunuz ama
çiftçi eli hamur karnı yine aç. Onun için kara yollarında kesinle
tonajla ilgili, hızla ilgili, bu belgelerle ilgili bir düzenleme
yapmamız gerekiyor.
Yine, muayene
istasyonlarıyla ilgili sorunlar hâlâ yaşanmaya devam ediyor. Normal
bir servise gidiyor, rotuna baktırıyor, balansına
baktırıyor, sinyallerine baktırıyor, kontrollerini
yaptırıyor fakat bakıyorsunuz, TÜV merkezlerine varıyor,
engel, dosya parası tekrar
Her biriniz bunlarla uğraştı,
her birinize bu sorunlar geldi. Bize de geliyor bu sorunlar, muhalefette
olmamıza rağmen: Lütfen bu soruna bir el atın, bu sorunu
çözün. Öğretmeni arıyor, memuru arıyor, emeklisi arıyor
Bu konuların Sayın Bakanlığımız tarafından
dikkate alınmasını sizlerden talep ediyoruz.
Yine, -bundan
dolayı, bu ulaşımda- yük bulamamaktan dolayı sorunları
var. Yükü buluyor, taşımada sorunu var.
Arkadaşlarım,
değerli arkadaşlarım, gerçekten, bugün yediemin depolarına
gidin, yediemin depolarında o kargo araçlarını göreceksiniz, o
kamyonları göreceksiniz, o taşıma araçlarını, okul
araçlarını göreceksiniz. Neden? İş var,
çalıştığı
Bu insanlar emeklerini,
katıklarını bu araçlara verdiler ama düşünün ki
karşılığını bir türlü alamadılar. Onun için,
icra kapılarında sürünüyorlar ve icra kapılarında
arabaları yediemin depolarına teslim edilerek o arabalar atıl
pozisyonuna dönüştürülüyor. Onun için, bu nakliyecilerimiz için,
kamyoncularımız için bir düzenleme yapmamız gerekiyor.
Bakanlık yetkililerini bu konuda uyarıyorum.
Önergemizin
kabulü yönünde oy kullanmanızı temenni ediyor, yüce Meclise
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 5.
maddesinin (4) numaralı fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını ve (3) numaralı fıkrasındaki
tespit etmeye ibaresinden sonra gelmek üzere yeni birimler açmaya
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Muharrem Varlı konuşacaklar.
BAŞKAN
Sayın Varlı, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUHARREM VARLI
(Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı kanunun 5inci maddesinin dört ve üç numaralı
fıkraları üzerinde vermiş olduğumuz önergeler hakkında
söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle bu
ülkeye hizmet eden, bu ülkede taş üstüne taş koyan, bir
metrekaresinde bile emeği geçmiş, teri akmış herkesten
Allah razı olsun, teşekkür ediyoruz. Kimsenin hakkını inkâr
etmemek, herkesin hak ettiğini ve hakkını vermek manasında
bunu söyledim. Keşke sizler de bunu söyleyebilseniz. Yani,
yaptıklarınızla geçmişi sil baş edip, sadece kendi
yaptıklarınızı anlatarak övünmekten bir vazgeçebilseniz çok
daha doğru olacak, çok daha güzel olacak ama bunu bir türlü yapamıyorsunuz,
hiçbir zaman geçmişte yapılanları söylemeye cesaretiniz
olmadı.
Tabii, bununla
ilgili güzel bir örnek vardır Anadoluda. Affedersiniz, inek koca bir
buzağı doğurur sesi çıkmaz, bir tavuk küçücük bir yumurta
yumurtlar bütün köyü ayağa kaldırır. Bu örnek herhâlde güzel bir
örnek olur diye düşünüyorum.
Sayın Bakan,
şimdi, daha önce İskenderun-Ceyhan-Adana-Mersin arasında
çalışan bir yolcu treni vardı. Bu tren şu anda sadece
Adana-Mersin arasında çalışıyor, İskenderun-Ceyhan
arasındaki sefer iptal edildi. Bununla ilgili soru önergesi de verdim.
Orada fakir insanlarımız, daha az gelirli insanlarımız bu
treni kullanarak Adanaya, Mersine yolculuk edebiliyorlardı ama
şimdi bu imkândan mahrumlar. Lütfen bu konuda bir çalışma yapar
eğer bu hattı yeniden canlandırırsanız memnun oluruz.
Bu manada hemşehrilerimizin de talepleri var.
Yine, demin
arkadaşlarımız da gündeme getirdiler, biz de gerek soru
önergeleriyle gerekse buradaki konuşmalarımızda sık
sık gündeme getirdik. Adana-Karataş yine Ceyhan-Yumurtalık
arasındaki kara yolu. Bunlar, çok önceden ihalesi yapılmasına,
hatta parasının ayrılmasına rağmen bir türlü
hayatiyete geçirilemedi. Biliyorsunuz ikisi de turizm bölgesi, hem Karataş
hem Yumurtalık fakat bir türlü turizmde canlılık
yakalayamadılar. Neden yakalayamadılar? İşte,
ulaşım ağının iyi olmayışı, insanların
o kalabalık yolu tercih ederek Karataşa ve Yumurtalıka gitmek
istemeyişinden kaynaklanıyor. Eğer oraya güzel bir yol
yapılabilirse, o turizm beldelerini de Türkiyeye gelen turistlerle
veyahut yurt içerisinde seyahat yapan kendi insanlarımızla
buluşturmak mümkün olur diye düşünüyorum. Bu manada çok talep var,
lütfen bu konuyu da değerlendirirseniz seviniriz.
Yine,
Ceyhan-Erzin-Yumurtalık bölgesindeki enerji bölgesi; işte, her
konuşmanızda Orası Rotterdam olacak, enerji merkezi olacak,
petrol merkezi olacak. diye bahsediyorsunuz. Geçen gün de söylemiştim,
şu ana kadar daha çivi çakılmadı ne yazık ki oraya.
Oranın canlanabilmesi için öncelikle iyi bir kara yolunun
yapılması lazım. İkincisi, demir yoluyla Ceyhan-Erzin
arasının ve Ceyhan-Yumurtalık Serbest Bölgesinin birbirine
bağlanması lazım. Eğer bu demir yolunu yapar hayatiyete
geçirirseniz o bölgeye yatırım yapacak iş adamları eminim
ki bir an önce başlayacaklardır, götürecekleri ham maddeyi daha rahat
taşıma imkânı bulacaklardır. Onun için o bölgede bu yolun
yapılması çok önemli. Umuyorum bunu dikkate alır ve
değerlendirirsiniz.
Tabii, kara
yolları derken -az önceki konuşmacı arkadaşımız
da değindi- kamyoncu esnafının da çok yoğun problemleri
var, sıkıntıları var. İşte, mazot
pahalılığından adamlar 10 numara yağ yakıyorlar.
Yola çıktığınız zaman kamyonların egzozundan
çıkan dumanı gördüğünüzde âdeta korkuyorsunuz Yangın
mı çıktı? diye. Neden? 10 numara yağ çünkü mazot
değil içerisindeki. Yani bu deniz
taşımacılığı yapanlara çok ucuz mazot veriyorsunuz
da neden bu kamyoncu esnafına ve çiftçilerimize bu mazotu vermekten
çekiniyorsunuz, neden bunu vermiyorsunuz diye de düşünüyorum. Yani en
fazla üretim yapan, ülkenin ekonomisine en fazla katkı sağlayan
insanlar. Birçok belge almak zorunda bıraktınız bu
insanları ama hâlâ pahalı akaryakıt altında para
kazanamamaktan, evlerinden uzak geçirdikleri günleri heba etmekten
yakınıyorlar. Onun için, bu kamyoncu esnafına da destek
olmamız, yardımcı olmamız gerektiği kanaatindeyim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MUHARREM VARLI (Devamla) - Tabii, ucuz mazot deyince,
çiftçilerimiz de mazot pahalılığından
yakınmaktadırlar ki, haklıdırlar da. Geçmiş ile
günümüz arasında en az üç misli artış göstermiştir ama
ürettikleri aynı yerinde saymaktadır. Onun için, bu manada
çiftçilerimize de bir fayda sağlamanızı diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Varlı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
5inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
5inci madde
kabul edilmiştir.
6ncı madde
üzerinde iki önerge vardır.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 6.
maddesinde yer alan stratejik plana ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını ve yerine ulaştırma ana planına,
stratejik plan ve programlara ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Mustafa
Kalaycı M. Akif Paksoy Alim Işık
Konya Kahramanmaraş Kütahya
Nevzat Korkmaz Mümin
İnan
Isparta Niğde
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının Genel
Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları başlıklı 6.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ali İhsan Köktürk Hüseyin Ünsal Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Zonguldak Amasya Malatya
Rasim Çakır Enis
Tütüncü
Edirne Tekirdağ
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Çakır, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; önergemle ilgili
söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce
Dün seçim bölgem olan Edirnede Uzunköprü ve
Keşanda birer evladımızı, şehidimizi toprağa
defnettik ve öyle buraya geldim. Tabii Aydındaki de bizim
evladımız, Trabzondaki de bizim evladımız. Yalnız
tecrübemi size aktarmayı görev bildiğim için bunu söylüyorum.
Öncelikle şehitlerimize rahmet diliyorum, ulusumuza başsağlığı
diliyorum. Terörün bir amacı da halkı bezdirmek,
yılgınlığa uğratmak, sindirmek, korkutmaktır ama
emin olunuz ki Edirnedeki yaptığımız törenlerde başta
şehitlerimizin ağabeyleri, anneleri, babaları olmak üzere Biz
başımızı önümüze eğmeyeceğiz, biz birilerini
güldürmek için ağlamayacağız. diyerek, bütün Edirneliler,
şehitlerimizi bu anlayışla yılmadan, korkmadan, sinmeden
vatan sevgimiz daha da yükselmiş bir bilinçle ve vakur bir şekilde
defnettik.
Değerli
arkadaşlarım, yalnız bu esnada bir olay yaşadık. Sayın Başbakan Vanda törenler
esnasında sesini olağanüstü yükselterek bir konuşma yaptı
ve ekranlardan da bütün Türkiye izledi. Bir muhalefet milletvekili tavsiyesi
olarak ifade etmek istiyorum ki böyle zamanlarda eğer sesinizi çok
yükseltirseniz etrafınızdaki insanların
konuşmalarını duyamazsınız. Böyle zamanlarda sesi çok
yükseltmek yerine susup tabandaki halkın, insanın
konuşmalarına kulak vermek belki de soruna çözüm bulmak adına
çok daha akılcı, çok daha memleketin yararınadır diye düşünüyorum.
Biz törenler esnasında sessiz bir biçimde etrafımızdaki
şehit yakınlarının, etrafımızdaki
vatandaşların neler söylediğini, neler söylemeye
çalıştığını, duygu ve düşüncelerinin neler
olduğunu dinlemeye, hissetmeye ve anlamaya gayret gösterdik.
Önerim, tavsiyem:
Sesi yükseltmekle, hamaset yapmakla, inanın, bu soruna akılcı ve
doğru bir çözüm üretebilmemiz mümkün değildir.
Bu önerimi
yaptıktan sonra bir önerim de Karayollarına olacak. Edirne Havsa
ilçesi Necatibey köyünden bölünmüş yol geçiyor. Yol köyün içerisinden
geçer iken plan değişiyor, köyün dışarısına
alınıyor. Olabilir, böyle uygun görülmüş olabilir. Yalnız,
ihaleyi alan şirketin bir temsilcisi köye geliyor, köylüye diyor ki:
Sizin, işte şu bölgeden, şu tarlalarınızın
olduğu yerden yol geçecek, yolun yeri değişti, bize muvafakat
verin, imza atın.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, önemli bir şey
anlatıyor, çok önemli bir şey anlatıyor.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Dinliyorum.
RASİM ÇAKIR
(Devamla) - Şimdi, köylü de diyor ki: Bu tarlalar bizim bahçelerimiz, en
verimli kullandığımız birinci sınıf tarım
arazisi ama devletimize lazımsa verelim, vermeyelim de demiyoruz ama hani,
ne zaman istimlak edilecek, bunun parası kaç paradır, parası ne
zaman ödenecek, bunu bir bilelim. Yani bunları bilmeden Kardeşim,
gel sen buraya -hem de bir şirket yetkilisi- muvafakat ver de bizim
işimiz aksamasın, bir an önce dozerleri sokalım.
anlayışıyla hizmet yapılmaz.
Tabii ki ülkenin
çıkarları önemli, tabii ki devletin çıkarları önemli ama bu
çıkarları hayata geçirelim derken bireyin çıkarlarını
yok etmek, bireyin çıkarlarını haksızlığa
uğratmak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
RASİM ÇAKIR
(Devamla) -
kişi hak ve özgürlüklerini yok saymak çağdaş,
modern bir hukuk devleti anlayışına kesinlikle
yakışmaz. Eğer seçimlerden alınan yüzde 47 oyu, yetkiyi,
hukuk devletini yok sayarak Biz
güçlüyüz, bizim dediğimiz olur. anlayışıyla kullanma gayreti
içerisine girilirse, kişi hak ve özgürlükleri, temel hak ve özgürlükleri
yok sayılırsa, işte o zaman, o kişiler yine o
sandığa gidecek kişilerdir.
Bu noktada,
Sayın Bakanın bir çalışma yaparak, konuyu
açıklığa kavuşturarak, oradaki
vatandaşlarımızın arsa, tarla bedellerinin ödenip ondan
sonra yolun geçirilmesi çalışmalarını
yapacağını düşünüyor ve bu konuda bölgem insanlarımla
ilgili bir müjdeli haber bekliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çakır.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 6.
maddesinde yer alan stratejik plana ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını ve yerine ulaştırma ana
planına, stratejik plan ve programlara ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Işık. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 6ncı maddesi üzerine vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, son günlerde artan PKK saldırılarında, vatan
savunmasında hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allahtan
rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, aziz milletimize de
başsağlığı diliyorum.
Gencecik
şehitlerimizin cenazeleri geldikçe İnadına açılım.
diyerek terör örgütünü cesaretlendiren, Haburdan giriş yapan teröristleri
Atatürk portresini ve Türk Bayrağını indirerek yargılayan
mobil mahkemeler kuran, 72 milyonun gözü önünde Meşenin dalları bir
yerinize mi battı? diyen belediye başkanını görevden
alamayan, güvenlik kontrol noktalarını kaldırarak teröristlerin
elini kolunu sallaya sallaya dolaşmasını sağlayan, Türkiye
Büyük Millet Meclisinden almış olduğu sınır ötesi
harekât yetkisini kullanamayan, güvenlik güçlerinin ve yargı
organlarının yetkilerini kısan, 17/7/2004 tarihinde
çıkartılan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden
Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanuna
dayanarak beyan esasıyla bugüne kadar bölgeye 1 katrilyon Türk
lirasının üzerinde tazminat ödeyerek ülke kaynaklarını
âdeta terör patronlarına akıtan, terör bölgesine Tarım Bakanlığı
başta olmak üzere değişik bakanlıklarca örneğin
hayvancılık hibe desteği, kuraklık yardımı ve
benzeri gibi farklı yollarla diğer illerimize verilmeyen desteklerle
o bölgeye kaynaklar aktaran, sınır
kaçakçılığının önlenmesine yönelik gerekli tedbirleri
almayarak PKK terör örgütüne örtülü ödenek sağlayan, terörle mücadele için
eğitilmiş özel harekât timlerini görev bölgelerinden çekerek
kendilerine özel korumalar hâline getiren, teröristlerle kahramanca mücadele
etmiş güvenlik görevlilerini sorgusuz sualsiz hapse attıran,
sınır güvenliğini jandarma ve güvenlik kuvvetlerinin elinden
alarak özel ekiplere devretmeye yönelik kanun çıkaran, terörün
hamiliğini yapanları ağabey, amca diyerek
kırmızı halılarla karşılayan, velhasıl
terörün ve teröristlerin çekindiği her türlü tedbiri ortadan kaldıran
AKP Hükûmetini, aziz milletimizi derinden yaralayan Açılım
adını verdikleri yıkım projesinden bir an önce vazgeçerek
terörü önleyecek acil tedbirleri almaya davet ediyor, akşam
yataklarına uzandıklarında yüreği yanan anaları ve
babaları düşünerek bir vicdan muhasebesi yapmaya davet ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, Karayolları Genel Müdürlüğünü âdeta
özelleştirerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin köklü kurumlarından
birisini daha bitme noktasına getirecek bu kanun tasarısının
bir an önce geri çekilerek yeniden düzenlenmesi daha hayırlı
olacaktır. Bu hâliyle keyfîliklerin önünü açacak, vatandaşı daha
çok mağdur edecek, geç de olsa yargı kararları doğrultusunda,
hiç olmazsa istimlak bedeliyle ilgili haklarını alabilen birçok
vatandaşımızı hak aramaktan vazgeçirecek bu düzenlemelerin
yer aldığı tasarı yeni zenginlerin türemesini
sağlayacaktır. Böylece, son bir yılda 6 bin kişi olan
milyoner sayısının biraz daha artmasının önü
açılacaktır.
Sayın Bakan,
sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, döneminizde Kütahya ili maalesef
ulaştırma hizmetlerinden hakkını alamayan illerin
başında gelmektedir. Yıllarca bitirilmeye
çalışılan Kütahya-Eskişehir, Kütahya-Afyonkarahisar bölünmüş
yol çalışmalarına ek olarak Kütahya-Balıkesir, Kütahya-Uşak
yollarının ne zaman bitirileceği Kütahyalılarca merak
edilmektedir. Diğer yandan, ilçeler arası yollardan
Tavşanlı-Domaniç, Tavşanlı-Emet, Emet-Simav, Emet-Gediz,
Emet-Çavdarhisar, Altıntaş-Dumlupınar,
Altıntaş-Aslanapa, Gediz-Simav, Gediz-Uşak, Simav-Selendi,
Simav-Demirci, Simav-Sındırgı...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİM
IŞIK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
...Simav-Bursa
kara yolları çalışma beklemekte, AKP döneminde unutulan
Kütahyalılar bir kez de olsa hatırlanmayı beklemektedir.
Ankara-İzmir otoyolu ve hızlı tren projeleriyle
Antalya-İstanbul Hızlı Tren Projesinin en uygun güzergâh olan
Kütahya il merkezinden geçirilmesi için projelerin tekrar bir kez daha incelenmesini
beklemektedir.
28 Haziran 2010
tarihinde yapılacak olan Zafer Havaalanı ihalesinin bir an önce
sonuçlandırılmasını beklemektedir. İnşallah bu
ihale gerçekleşir ve bu yatırım bölgemize geç de olsa
kazandırılmış olur.
Bu vesileyle,
önergemize desteklerinizi bekliyor, hepinize hayırlı geceler diliyor,
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
6ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
6ncı madde kabul edilmiştir.
Çalışma
süremizin sonuna geldiğimiz için, alınan karar gereğince kanun
tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 23 Haziran
2010 Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.59