DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 73
122nci Birleşim
23 Haziran 2010 Çarşamba
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile
konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KAĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi ve Bursa ilindeki
sağlık kuruluşlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Urasın, askerî üslerin kullandırılmasına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, yenilenebilir enerji
konusuna ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, enerji konusuna ilişkin açıklaması
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars ilinin kara yolları
ulaşımının sorunlarına ilişkin
açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Çorum
Milletvekili Agâh Kafkas ve 119 milletvekilinin, yakın tarihimizde
yaşanmış bazı toplumsal olayların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/781)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 milletvekilinin, Barak Ovası Sulama
Projesinin tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/782)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, kalsit üretiminde
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/783)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, suçun önlenmesinde
eğitim ve öğretimin yerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/784)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.-
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram
Meral ve 20 Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499)
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, milletvekillerince verilen kanun tekliflerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/15044)
2.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın, Kalkınma Bankası denetim
raporuyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacanın cevabı
(7/14089) (Ek cevap)
3.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Kalkınma Bankasının denetim
raporuna ve yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali
Babacanın cevabı (7/14090) (Ek cevap)
4.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Yüzüncü Yıl Üniversitesi
öğrencileri arasında yaşanan olaylara,
Teknik
eğitim fakülteleri ile teknoloji fakülteleri mezunlarının
sorunlarına,
İlişkin
soruları ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun
cevabı (7/14671) (7/14672)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.06da açılarak yedi oturum yaptı.
Kırşehir
Milletvekili Mikail Arslan, İstanbul Halkalıda askerî ve sivil
personel taşıyan servis aracına yapılan saldırıya
ve Kırşehir ilinde yaşanan dolu afeti ve çiftçilerin
sorunlarına,
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru, İstanbul Halkalıda ve
Şemdinlide meydana gelen saldırılara ve hidroelektrik
santrallerinin çevreye etkilerine,
Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmez, hain terör saldırılarını
kınadığına ve dolunun Eskişehirde meydana
getirdiği zarara ve ilin diğer sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Adana
Milletvekili Hulusi Güvel, Gazeteci İlhan Selçukun vefatına,
Niğde
Milletvekili Mümin İnan, terör saldırılarına,
Niğdedeki dolu afetine, köylerdeki içme suyu sorununa ve çiftçilerden
haksız yere alınan trafo parasına,
Eskişehir
Milletvekili H. Tayfun İçli, İstanbulda meydana gelen terör olayına,
Gazeteci İlhan Selçukun vefatına ve Eskişehir ilinin
sorunları ile yerel medyaya karşı yürütülen iktidar
baskısına,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Şemdinli ve İstanbul
Halkalıda meydana gelen terör saldırısına,
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Amasya Tamiminin 91inci yıl dönümüne,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 31 milletvekilinin, Abant Tabiat
Parkındaki çalışmaların çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla (10/777),
Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek ve 30 milletvekilinin, çiftçi borçları sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla (10/778),
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, Siirtteki cinsel istismar
olayının araştırılması amacıyla (10/779),
Siirt
Milletvekili Osman Özçelik ve 19 milletvekilinin, zorunlu din kültürü ve ahlak
bilgisi dersi konusunda (10/780),
Birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
İnsan
Haklarını İnceleme,
Dilekçe,
Komisyonlarının
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu dönemde de
çalışabilmesi talebine ilişkin tezkereleri kabul edildi.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında bulunan (Faili Meçhul Siyasi Cinayetler
Konusunun Araştırılması Amacıyla); (10/618) esas
numaralı, Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 22/06/2010
Salı günkü birleşiminde yapılmasına dair CHP Grubu önerisi
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Muş
Milletvekili Sırrı Sakık,
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal,
Faili meçhul
cinayetlerle ilgili AK PARTİnin tutumuna ilişkin birer
açıklamada bulundular.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
Kısmında yer alan 506, 73, 342, 519, 483 ve 374 sıra
sayılı Kanun Tasarı ve Tekliflerinin bu kısmın 8, 12,
13, 14, 15 ve 16ncı sıralarına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; (11/12)
esas numaralı Gensoru Önergesinin gündemin Özel Gündemde Yer Alacak
İşler kısmında yer alması ve Anayasanın 99uncu
maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı
hususundaki görüşmelerinin 24/06/2010 tarihli birleşiminde
yapılmasına, TBMM İç Tüzüğünün 5inci maddesi
gereğince, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 01 Temmuz 2010 tarihinde tatile
girmeyerek, yeni bir karar alınıncaya kadar çalışmalara
devam edilmesine; Genel Kurulun 06 ve 13 Temmuz 2010 Salı günkü
birleşimlerinde 1 saat sözlü soruları müteakip diğer denetim
konularının görüşülmeyerek bu birleşimlerde gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesine, 07 ve 14 Temmuz
2010 Çarşamba günkü birleşimlerde ise sözlü soruların
görüşülmemesine; Genel Kurulun 02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günleri de
toplanarak, bu birleşimlerinde gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesine; Genel Kurulun 22, 29 Haziran, 06, 13
Temmuz 2010 Salı günkü birleşimlerinde 15.00-24.00 saatleri
arasında, 23, 30 Haziran, 01, 07, 08, 14, 15 Temmuz 2010 Çarşamba ve
Perşembe günkü birleşimlerde 13.00-24.00 saatleri arasında, 25
Haziran, 02, 09, 16 Temmuz 2010 Cuma günkü birleşimlerde 14.00-24.00
saatleri arasında çalışmalara devam edilmesine, 24 Haziran 2010
Perşembe günkü birleşimin saat 11.00de başlamasına ve saat
24.00e kadar çalışmalara devam edilmesine ilişkin AK PARTİ
Grubu önerisi yapılan görüşmelerden sonra kabul edildi.
Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlunun; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
(2/554), İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden
sonra kabul edilmedi.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmının:
5inci sırasında bulunan (6/1093),
28inci (6/1179),
64üncü (6/1292),
71inci (6/1302),
111inci (6/1401),
114üncü (6/1411),
120nci (6/1425),
131inci (6/1446),
148inci (6/1476),
204üncü (6/1586),
211inci (6/1594),
282nci (6/1711),
302nci (6/1745),
317nci (6/1774),
336ncı (6/1802),
355inci (6/1828),
392nci (6/1882),
428inci (6/1943),
429uncu (6/1944),
430uncu (6/1945),
491inci (6/2021),
530uncu (6/2061),
532nci (6/2064),
533üncü (6/2065),
560ıncı (6/2095),
Esas
numaralı sözlü sorulara Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
cevap verdi; soru sahiplerinden Antalya Milletvekili Tayfur Süner,
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, Tokat Milletvekili Reşat
Doğru, Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş, Kütahya Milletvekili Alim
Işık, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu da cevaplara
karşı görüşlerini açıkladılar.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili
Bayram Meral ve 20 Milletvekilinin, 5539 Sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan
ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/788, 2/226) (S.
Sayısı: 499) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanarak, birinci
bölümün 7nci maddesine kadar kabul edildi.
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, İzmir Milletvekili Şenol Balın,
grubuna sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
23 Haziran 2010
Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00te toplanmak
üzere birleşime 23.59da son verildi.
Şükran Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Harun
TÜFEKCİ Yusuf
COŞKUN
Konya Bingöl
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fatih
METİN
Bolu
Kâtip
Üye
No.: 165
II.- GELEN KÂĞITLAR
23 Haziran 2010 Çarşamba
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Çorum
Milletvekili Agah Kafkas ve 119 Milletvekilinin, yakın tarihimizde
yaşanmış bazı toplumsal olayların
araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.04.2010)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 Milletvekilinin, Barak Ovası Sulama
Projesinin tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/782) (Başkanlığa geliş tarihi:
27.04.2010)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin, kalsit üretiminde
yaşanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/783)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.04.2010)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 Milletvekilinin, suçun önlenmesinde
eğitim ve öğretimin yerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/784)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.04.2010)
23 Haziran 2010 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN : Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 13.06
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.16
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN - Açılışta yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi
ve Bursa ilindeki sağlık kuruluşları hakkında söz
isteyen Bursa Milletvekili Kemal Demirele aittir.
Buyurunuz Sayın Demirel.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin, Bursa Çekirge Çocuk Hastanesi ve Bursa ilindeki sağlık
kuruluşlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
KEMAL DEMİREL (Bursa) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
yurdumuzun dört bir tarafında evlatları vatan koruması
sırasında şehit düşmüş olan ailelere sabır,
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, tüm
vatandaşlarımızın başı sağ olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri, Bursadaki çocuk nüfusu
sayısı 741 bindir, bu da nüfusun yüzde 30unu
oluşturmaktadır. Bursa devlet hastanelerindeki yatakların
yalnızca yüzde 15i çocuklara aittir. Bursada çocuklar için ayrılması
gereken yatak sayısı 1.063tür. Bursada çocuk hastalar için en az
290 yatağa daha ihtiyaç vardır. Bununla birlikte, çocuk yoğun
bakım uzmanı Bursada hiç yoktur. Bursadaki çocuk
sağlığı ve hastalıkları uzmanı
sayısı 153tür. Bunlardan 55i devlet hastanelerinde
çalışmaktadır. Uluslararası kaynaklarda 2.040 çocuğa 1
çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanının
gerekli olduğu bildirilmektedir. Bursada ise bu rakam 4.596dır,
yani 2 katı eksik.
Bursa Çekirge Çocuk Hastalıkları Hastanesinin
kapatılmasının gündeme gelmesi bir yandan kentin merkezinde
çocuklar için başvurulacak herhangi bir hastane kalmamasına yol
açacaktır. Bilindiği gibi, Çekirgedeki hastanede hâlen 120 yatak
bulunmaktadır. Merkezde hizmet sunan Çekirge Çocuk Hastanesi bir süre önce
Dörtçelik Hastanesine bağlanmıştır. Bu durum yönetim
açısından da yanlış bir uygulamadır. Çekirgedeki
çocuk hastanesinin hizmet dışı bırakılması
hâlinde, kent merkezinde, Osmangazide yaşayan yurttaşlarımızın
200 binin üzerindeki çocukları hastalandıkları zaman ya kentin
batısındaki Dörtçelik Çocuk Hastanesine ya da kentin doğusundaki
Şevket Yılmaz Hastanesine başvurmak zorunda kalacaklardır.
Bu durum da sağlık hizmetlerinde ulaşım açısından
önemli riskleri getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, halk sağlığı kâr
edilecek ve rant sağlanacak bir alan değildir. Sağlıkta
tasarruf olmaz. Özellikle çocuklarımızın
sağlığında bu hiç yapılmaz. Çocuk hastanesinin
kapatılacağı konusu Bursanın gündemini meşgul etmektedir.
Bu konuda yerel basında sık sık çocuk hastanesinin
kapatılacağı, TOKİye devredileceği ve o araziye
TOKİye devredildikten sonra konut yapılacağıyla ilgili
bilgiler yer almaktadır. Bunu asla kabul etmiyoruz ve onaylamıyoruz.
Bu hastanenin depreme karşı dayanıklı olmadığı,
güçlendirilmesi gerektiği bizzat Sağlık Bakanı
tarafından tarafıma iletildi ama ne yazık ki ne depreme
karşı dayanıklılığı konusunda ne de
hastanenin eksikleri giderilerek daha iyi hizmet vermesi noktasında
birtakım çalışmaların yapıldığı da
gözlemlenmiyor yani herhangi bir çalışma yapılmıyor. Bu da
gösteriyor ki Çekirge Çocuk Hastanesi gözden çıkarılmış,
âdeta kendi kaderine bırakılmış bir hâl alma durumunda. O
yüzden diyoruz ki, bu hastaneyi eğer depreme karşı
dayanıklı hâle getirmiyorsanız bu hastaneyi yıkın ama
o hastaneyi yıktıktan sonra da oraya daha sağlıklı
hizmet verebilecek, daha donanımlı, personeliyle yeterli bir
hastaneyi mutlaka yapın diye özellikle vurgulamak istiyorum ve bu konuda
Bursada imza kampanyası da başlattım. O
topladığım birkaç günlük imza kampanyasındaki imzaları
da bugün Sağlık Bakanına teslim etmek istiyorum ama
görebildiğim kadarıyla maalesef şu anda Sağlık
Bakanı -inşallah konuşmam bitene kadar, bu arada gelir-
olması gereken yerde değil. Bu da Sağlık
Bakanının, Bursa için sağlık tesislerine, sağlık
alanlarına ve sağlığa bakışının da
herhâlde bir göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, yine Bursa Nilüferde
sağlık alanına ayrılmış olan bir yer var. Nilüfer
ilçesi 250 bini aşkın nüfusu barındıran bir ilçe ve bu
ilçede Nilüfer sağlık alanı olarak ayrılmış
olan yerin TOKİye devredilmesi gerçekleşiyor ve Sağlık
Bakanlığıyla Başbakanlığa bağlı
TOKİnin yapmış olduğu anlaşmalarda, sağlık
alanları TOKİye devredilir... TOKİye devredildikten sonra da o
sağlık alanlarında tasarruf yetkisi TOKİye geçmektedir ve
TOKİ istediğini yapma noktasında da orada serbesttir. Bu anlamda
-özellikle vurgulamak istiyorum- Nilüfer sağlık alanı, Valinin
de dediği gibi, Bursalı Sayın Bakanın dediği gibi,
Bursa halkının ve Nüliferlinin dediği gibi, mutlaka ve mutlaka
ayrılan alanda yapılmalıdır. Nilüfer sağlık
alanı TOKİye devredilemez, devredilirse mutlaka geri
alınmalı ve insanlara sağlık hizmetleri vermesi
açısından hastane olarak yapılmalıdır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
KEMAL DEMİREL (Devamla) -
ve Çekirge Çocuk Hastanesi de
şehrin merkezinde olan, insanların rahatlıkla
ulaşabileceği, çocuklarını hastalandığı
zaman götürebileceği bir hastanedir ve ulaşılması kolay bir
hastanedir ve hepimizin, Allah korusun, zamanında çocukları
hastalanmıştır. Hepimizin çocukları
hastalandığı zaman en yakın yerdeki hastaneye gitmek
isteriz, çocuğumuzun bir an evvel sağlık sorununun çözülmesini
isteriz ama siz kalkıp bunları ortadan kaldırırsanız,
o hastaneyi kapatırsanız, o hastane yerine 15-20 kilometre
uzaklıktaki hastanelere çocukları göndermeye kalkarsanız, o
zaman içerisinde herhangi bir çocuk hayatını kaybederse bunun
sorumlusu bu kararları alanlar olacaktır.
Onun için diyorum ki çocuklar üzerinden, sağlık
üzerinden, TOKİler üzerinden sağlık sistemleri sekteye
uğratılamaz ve bunun için hem Nilüferdeki sağlık
alanı hastane olarak yapılmalıdır hem de Çekirge Çocuk
Hastanesi aynı yerde kalmalı, yapılmalı ve vatandaşlarımıza
hizmet vermeye devam etmelidir diye düşünüyorum.
Tekrar hepinizi en içten sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Demirel.
Sayın Güvel, sisteme girmişsiniz, ne için acaba?
HULUSİ GÜVEL (Adana) Efendim, konuşmalardan sonra,
arkadaşlarıma destek vermek için, enerji konusunda kısa
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Daha sonra
HULUSİ GÜVEL (Adana) Evet.
BAŞKAN Tamam.
Teşekkür ederiz Sayın Demirel.
KEMAL DEMİREL (Bursa) Sayın Başkan, ben
imzaları Sağlık Bakanına getirmiştim ama
Sağlık Bakanımız yok.
BAŞKAN Ne yapalım, ona
ulaştıracaksınız herhâlde gelince.
KEMAL DEMİREL (Bursa) Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz, askerî
üslerin kullandırılması hakkında söz isteyen İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Urasa ait.
Buyurunuz Sayın Uras.
2.- İstanbul Milletvekili
Ufuk Urasın, askerî üslerin kullandırılmasına ilişkin
gündem dışı konuşması
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Değerli vekiller, bu hafta yitirdiğimiz Sayın
İlhan Selçukun ailesinin, yakınlarının,
meslektaşlarının ve okurlarının üzüntülerini
paylaşır, başsağlığı dilerim ve yine
şiddetin en tehlikelisinin kanıksanmış şiddet
olduğunu biliyoruz. Şiddet kurbanı bütün yurttaşlarımızı
saygıyla anıyor, ailelerine başsağlığı
diliyorum, siyaset kurumunun bir an önce adım atmasını temenni
ediyorum.
Değerli vekiller, tırnak içinde size bazı
görüşleri okumak istiyorum: Artık nükleer silahlar istemiyoruz.
Kararlı adım atmamız gerek. Olmayanların buna
başlamaması ama olanların da yavaş yavaş
topraklarından çıkarması önemli. Türkiye ve Brezilya,
imzaladıkları bildirinin sonuna kadar arkasında. Dünya
barışına hizmet etmek istiyorsak ancak bu şekilde olabilir.
İranla ilgili meselede ikna edicilik için ABD ve diğer nükleer
güçlerin nükleer silahlarını ortadan kaldırmaları gerekir.
İsrail nükleer silah sahibiyken İranın nükleer
programının eleştirilmesi bire bir çifte standarttır.
Tırnağı kapatıyorum.
Kimindir bu ifadeler? Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğanın. Üstelik bunlar yıllar önce söylenmiş sözler de
değildir, yani mürekkebi bile kurumamıştır. Arka arkaya
okuyunca insanı şaşırtıyor. Peki bu sözlerin
arkasında duruyor mu Hükûmet? Nerede ve ne zaman? Bunların sadece
hamasi konuşmalar hanesinde kaydedildiğini görüyoruz. Hayır,
değil. diyorsanız, işte AK PARTİye kendi samimiyetini
kanıtlamak için bir fırsat daha önümüzde. Bir vicdan testine
giriyoruz şimdi. İncirlik Askerî Üssünün kullanımına
ilişkin gizli Bakanlar Kurulu kararnamesinin yıllık yenilenme
zamanı gelmiştir. 2003ten beri her sene bu gizli kararname
yenileniyor.
İncirlikte ne var ki? diye soracak olursanız,
Amerikan savaş uçakları Irak ve Afganistan işgallerinde
İncirlik Üssünü istedikleri gibi kullanıyorlar ama sadece bu da
değil. 2005 yılında yayınlanan ve bugüne kadar
reddedilemeyen raporlara göre İncirlik Üssünde 1998 yılından bu
yana doksan adet B-1 tipi nükleer başlık bulunuyor. Her bir B-1
başlığı, Hiroşima ve Nagasakiyi dokuz dakikada yok
eden bombalardan 9 kat daha güçlü bir tahrip gücü anlamına geliyor, yani
İncirlik Üssü bir tür nükleer saldırı merkezidir.
Sayın Başbakan, sözlerinizin arkasında
duruyorsanız, İncirlik Üssündeki nükleer başlıkları
ne yapacağınızı hemen açıklayınız.
İncirlik Üssü herhangi bir üs değildir. 1990 Körfez
Savaşında, 2001den itibaren Afganistan ve Irak işgallerinde
yakıt ikmali ve operasyon lojistik destek gücünün ana üssü olmuştur.
2004ten itibaren bu üs Iraktan Amerikaya dönen ya da kısa süreli geri
hizmete, hava değişimine gönderilen askerlerin konaklama ve transfer
merkezi olarak kullanılmaktadır. Ağustos 2010 tarihinden
itibaren de Iraktan Amerikan askerlerinin çekilmesi programı çerçevesinde
bir bölümünün ülkelerine, bir bölümünün ise Afganistana yönlendirilmesi için
ara durak, transfer üssü olarak kullanılması düşünülmektedir.
İncirlik Üssünden yürütülen tüm operasyonlar
Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde saldırı
hukuku kapsamına girmekte, uygulayan ve uygulanmasına zemin
hazırlayan devlet ve devletler yasal dayanaktan yoksun kalmakta ve
uluslararası hukuka kesinlikle aykırı hareket edilmektedir. Bu üssün
CIA tarafından Afganistan ve Iraklı insanların, bir
insanlık ayıbı olarak Guantanamo Cezaevine götürülmeleri ve
nakliye uçaklarında işkence yapılması sürecinde de üs
olarak kullanıldığı uluslararası medyada yer
almıştır. Bunlar yokmuş gibi davranıyor Hükûmet. 29
Mayıs 2009 tarihinde Sayın Başbakana yönelttiğim soru
önergesinde İncirlikle ilgili sorularıma yanıt bile verilmedi,
neden? Çünkü bu konular gizlilik zırhı altına
alınıyor, İncirlikteki nükleer silahlarla ilgili halktan bilgi
saklanıyor. Bunu Başbakanlık yapıyor. Hani şeffaf
yönetimden yanaydınız? İşte şimdi zamanı yine
geldi. Bu sene de haziran sonlarında kararnameyi uzatacaksınız
ama bu konular hiç konuşulmayacak. Meclis, kendi ülkesindeki bir üstte
konuşlandırılan nükleer başlıkları
tartışamayacak, bilgi sahibi olamayacak ama Sayın Başbakan
bölgedeki nükleer silahlarla ilgili çok büyük laflar edecek. Bu ne yaman bir
çelişkidir? İncirlik Üssünde bulunan 90 nükleer silahın bir an
evvel topraklarımızdan sökülmesi, İncirlik Üssünün yabancı
ülke asker ve silahlarına kullanım izni veren gizli kararnamenin
hemen iptal edilmesi gerekmiyor mu? Tabii ki gerekiyor ama Hükûmet bunun yerine
gizli kararnameyi bir kere daha uzatacak. 23 Nisan 2003 tarihinde imzalanan ve
ABDnin İncirlik Üssünü lojistik amaçlı ve transit geçişler
için kullanılmasının hukuki dayanağını
oluşturan gizli Bakanlar Kurulu kararnamesi uluslararası hukukun
ihlal edildiğini kanıtlayan hukuk dışı bir belgedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Teşekkür ederim.
Bu kararname günümüze kadar birer yıllık süreler ile
uzatılarak işleyişine devam etmektedir. Bilgi Edinme
Yasasının sağladığı hakla
Başbakanlığa 2005 yılında 2003 yılında
imzalanan İncirlik Üssünün kullanımına ilişkin gizli
kararnamenin içeriği sorulmuş, 2005 yılında
Anayasanın 92nci maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle gizli
kararnamenin iptal edilmesi için dava açılmıştır.
Buyurun şimdi vicdan testine! Açıklayın Sayın
Başbakan, gizli kararnameyi ve nükleer silahların
konuşlandırılması yetkisini yeniden uzattınız
mı, uzatacak mısınız? Meclisi ve halkı bilgilendirecek
misiniz, yoksa yine üç maymunlar gibi duymadım, görmedim, söylemedim
parodisi devam edecek mi? Hodri meydan, işte Meclis. Meclisten bu
kararı kaçırma hakkınız yoktur. AKPyi bu samimiyet
testiyle baş başa bırakıyoruz.
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Uras.
Gündem dışı üçüncü söz, yenilenebilir enerji
hakkında söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolata
aittir.
Buyurunuz Sayın Özbolat. (CHP sıralarından
alkışlar)
3.- Kahramanmaraş
Milletvekili Durdu Özbolatın, yenilenebilir enerji konusuna ilişkin
gündem dışı konuşması
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yenilenebilir enerji konusunda görüşlerimi
aktarmak için söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Enerjiden yararlanmak çağdaş bir insan
hakkıdır. Enerjinin tüm tüketiciler için yeterli, kaliteli, sürekli,
düşük maliyetli ve sürdürülebilir bir şekilde sunulması için
enerji stratejisi çizilmelidir.
Enerji üretiminde ağırlık yerli, yeni ve
yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmelidir. Enerji planlamaları
ulusal ve kamusal çıkarların korunması, toplumsal
yararların artırılması, sürekli ve güvenilir enerjide
kolaylıkla erişilebilmesini hedeflemelidir.
Enerji Bakanlığı ülke, halk ve kamu, kısaca
toplum çıkarları doğrultusunda temel stratejiler, politikalar
geliştirmek ve uygulamakla yükümlüdür. Enerji Bakanlığı
güçlendirilmeli, uzman ve liyakatli kadrolar istihdam edilmelidir. Güçlü bir
Enerji Bakanlığının ülke çıkarlarına uygun
politikalar geliştirmesi ve uygulaması sağlanmalıdır.
Kamunun elinde bulunan uzman, liyakatli, dürüst, ulusal ve
uluslararası enerji kaynaklarını yöneten ve yönlendiren
nitelikli personel düşük ve tatminkâr olmayan bedellerle
çalıştırılmaya devam edilemez. Zaten bu özelliklere sahip
çalışanlar özel sektöre hızla geçmeye başladı, nitelikli
eleman kalmamış durumda. Bunun acilen, özlük hakların düzenlenmesi
gerekmektedir.
Enerji planlamalarında hata yapıldığında
bunun bedelinin çok ağır ve pahalı ödendiği görülmektedir.
Enerji sektöründe yapılacak yeni yatırımların
lisanslanması, teknik açıdan denetlenmesi ve gerekli
yatırım ihalelerinin yapılması da dâhil olmak üzere Enerji
Bakanlığının asli görevlerini ifa etmesi, EPDKnın ise
oluşturulmakta olduğu öne sürülen enerji piyasasındaki düzenleme
ve denetimler ile müteakip yatırımları belirleyen kuruluş
rolüne dönmesi daha gerçekçi bir yapı olacaktır.
Enerji sektöründe süregelen sorunlara çözüm getirmediği
ortaya çıkan kamu kurumlarını küçültme,
işlevsizleştirme, özelleştirme amaçlı politika ve
uygulamalar son bulmalıdır. Mevcut kamu kuruluşları
etkinleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Bu kapsamda doğal gaz ve
petrol arama, üretim, iletim, rafinaj, dağıtım ve
satış faaliyetlerinin entegre bir yapı içinde sürdürülebilmesi
için BOTAŞ ve TPAO, Türkiye Petrol ve Doğalgaz Kurumu bünyesinde;
elektrik üretim, iletim, dağıtım faaliyetlerinin bütünlük içinde
olması için EÜAŞ, TEİAŞ, TEDAŞ, TETAŞ eskiden
olduğu gibi Türkiye Elektrik Kurumu bünyesinde birleştirilmelidir.
Her kurum artık kendi imparatorluğunu ilan etmiş durumda ve ne
yazık ki kurumlar arasında bir türlü iletişim
sağlanamamakta.
Enerji Bakanlığı ayrı bir yapı, EPDK
ayrı bir yapı, elektrik işleri, etüt işleri ayrı bir
yapı, TEİAŞ, TETAŞ, EİAŞ çok başka
yapılar. Bütün bu yapıların
dağınıklığı yüzünden hem ülkemiz hem de
yatırımcılar büyük sıkıntılar yaşamakta.
Birisinin ak dediğine öbürü kara diyor. Kurum görüşleri sürekli
değişiyor. Herhangi bir kurum bir görüş bildiriyor, diğeri
o görüşe karşı çıkıyor. Bu kaosun derhâl giderilmesi
lazım.
EPDK, artık yüzlerce maddeden oluşan kurul gündemiyle,
petrol, doğal gaz, elektrik, LPG ve bunun diğer alt alanları maddeleriyle
toplanıyor. Her biri ayrı bir sektör hâline gelmiş ve sektörün
istek ve talepleri, düzenlemeleriyle ilgili konular bir dakika bile olmadan
tıkır tıkır kurul kararıyla imzalanıyor. Şu
anda 250 milyar dolarlık bir sektörde 9 kişi inisiyatif kullanarak
bütün bu düzenlemeleri yapmaya çalışıyor. Elektrik Piyasası
Yönetmeliği yayınlandığı tarihten bugüne kadar 150 ile
200 kez değiştirilmiştir. Bu demek oluyor ki işler iyi
gitmiyor, bunun derhâl düzenlenmesi lazım. Özellikle yenilenebilir enerji
kaynakları konusunda rüzgâr, küçük HESler ve güneş ve jeotermal
Türkiye için gerçekten sıfır noktasında kullanılır
hâlde. Derhâl bunların kullandırılması için mevcut
yönetmeliklerin ve düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili düzenleme geçen
yıl gelmiş olmasına rağmen, yapılmış
olmasına, bizim de destek vermemize rağmen, Genel Kurulda son
dakikada geri çekildi. O günden bugüne de herhangi bir gelişme yok. Bu
durum insanın aklına şunu getiriyor: Acaba yenilenebilir enerji
kaynakları yasasının çıkmaması için hangi doğal
gaz lobisi faaliyette ve bu doğal gaz lobileri büyük yatırımlar,
bir de buna nükleeri ekleyerek Türkiyede kendimize has, kendimizin öz
kaynağı olan rüzgârı, güneşi ve küçük hidrolikleri
engelliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) Yenilenebilir enerjinin Kyoto
Anlaşmasından sonra önemi artık dünyanın da dikkatini
çekiyor. Bir de özellikle hidrolik santrallerin yapılmaması
insanın aklına başka şeyler getiriyor. Bugüne kadar sekiz
yıllık iktidar boyunca bir tane bile büyük baraj
yapılmamıştır. 1085 megavat gücünde anlaşma
yapılmasına rağmen, o barajların neyi beklediği,
yenilenebilir enerji kaynaklarında otoprodüktör sisteminin
uymadığı ve özelleştirme kapsamındaki birtakım
enerji üretim tesislerindeki dengeleme, uzlaşma adı altındaki
ucubenin derhâl düzeltilmesi gerekiyor. Siz Deli Dumrul gibi bu işleri
devam ettiremezsiniz. Türkiye gerçeklerine uyan bir enerji politikası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) Deli Dumrul gibi, piyasanın yüzde
90ını elinde tutan devlet tüketicileri istediği gibi kendi
fiyatlarıyla cendere altına alamaz. Hour/puant sistemiyle enerjiyi
pahalı satarak, ucuza alarak bu dengelemeyi sağlamanız mümkün
değil. Öyle bir düzenleme var ki şimdi, dakikalık, saatlik
bantlarla fiyatlar belirleniyor. Bu bant 100 lira ile 250 lira
aralığında değişiyor. Ucuza alıp pahalıya
satıyor devlet. Bütün üreticiler perişan durumda. Üreticilerin
parasını da ödemiyor. Şu anda 5 milyar dolar üreticiye devletin
borcu var.
Bütün bunların düzelebilmesi için hepimiz el birliğiyle
en kısa zamanda yenilenebilir enerji kaynakları kanununu getirip,
burada ülkenin gerçeklerine uygun, reel hâle getirmemiz gerekiyor.
Ben, bu dilek ve temenniyle hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Güvel.
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin, enerji konusuna ilişkin açıklaması
HULUSİ GÜVEL (Adana) Teşekkür ediyorum
Başkanım.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; enerjinin
elde edilmesinin ve kullanılmasının ekolojik maliyeti giderek
artmaktadır. Geleneksel enerji kaynakları ile geri kalmış
teknoloji kullanımı doğal çevrede geri dönülmez tahribatlara yol
açmaktadır. Geçtiğimiz nisan ayında ABDde meydana gelen petrol
kazası kirliliğin sınır tanımadan doğayı
tahrip ettiğini bir kez daha hepimize göstermiştir. Dünyadaki pek çok
ülke enerji politikaları gereği fosil yakıtlar ve nükleer enerji
yerine yinelenebilir enerji kaynaklarına özel önem vermektedir.
2020 yılında dünyada üretilen elektriğin yüzde
50sinin yenilenebilir kaynaklardan olması, 2010 yılında ise
kullanılacak elektrik enerjisinin yüzde 10unun rüzgârdan
sağlanması planlanmaktadır. Ülkemiz de gelişmiş
ülkeler gibi enerji-ekonomi-ekoloji dengesini kurmak için yenilenebilir
kaynaklarına daha çok yer vermelidir. Yenilenebilir enerji
kaynaklarının verimli olarak kullanılması ve
çeşitliliğin artırılması, ülkemizin enerjide kendine
yeterliliğinin sağlanması açısından büyük önem
taşımaktadır diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Güvel
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Çorum Milletvekili Agâh Kafkas
ve 119 milletvekilinin, yakın tarihimizde yaşanmış
bazı toplumsal olayların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/781)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve birçok
medeniyete beşiklik etmiş bu topraklar, milletimizin Anadolu'yu ebedi
yurt edinmesiyle birlikte sevginin, kardeşliğin ve hoşgörünün
merkezi olmuştur.
Çeşitli ırklara, dillere ve inançlara mensup insanlar bu
topraklarda yüzyıllar boyunca barış ve huzur içerisinde
yaşamışlardır.
Bu ortamın oluşmasında, Cumhuriyetimizin üzerinde
yükseldiği temellerden biri olan eşit vatandaşlık ilkesinin
ve devletimizin ayrım yapmaksızın dinlere, inançlara, mezheplere
eşit mesafede durmasının payı büyüktür.
Türkiye, tarih boyunca birlikte yaşama modelinin en güzel
örneklerinden birini ortaya koymuştur. Ülkemizin geçmişini birlikte
kuran unsurlar, geleceğini de birlikte inşa etme ideali
etrafında kenetlenmişlerdir.
Ancak ülkemizin barış ve hoşgörü iklimi,
milletimizin huzuru ve kardeşçe yaşama arzusu, defalarca kanla,
gözyaşıyla ve acılarla sınanmış, toplumumuzu
ayrıştırmak için akla hayale gelmeyen oyunlar
oynanmıştır.
Zenginliğimiz olan
farklılıklarımızın istismar edilmesi suretiyle oynanan
bu oyunlar ve kardeşlik bağlarımızı zayıflatmaya
yönelik nifak tohumları; tarihten gelen gönül birliğimiz ve toplumumuzun
sağduyusu karşısında amacına
ulaşamamıştır.
Ancak yakın tarihimizde yaşadığımız
acı tecrübeler, karanlık odakların, bizi biz yapan
değerlerimizi istismar etmek için her fırsatı
kullandığını bize göstermiştir.
Geçmiş yönetim anlayışlarının toplumun
farklılıklarına ve emekçi kesimine karşı
dışlayıcı yaklaşımları, karanlık
odakları daha da cesaretlendirmiştir.
Bu odakların deşifre edilemeyişi, en az
varlıkları kadar tehlikelidir.
Nitekim Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Sivas'ta ve
Erzincan'ın Başbağlar köyünde yaşananlar, aradan geçen
yıllara rağmen, milletimizin kafasındaki kuşkuları
giderecek düzeyde aydınlatılamamıştır.
Aynı şekilde, 1977'nin 1 Mayısında emeğin
bayramını matem gününe dönüştüren ve ülkemizi askerî bir darbeye
hazırlayan yolun yapıtaşlarından olan kanlı 1
Mayıs'ın failleri hala ortaya
çıkarılamamıştır.
Kuşkusuz binlerce yıllık bir devlet geleneği
olan ve her türlü acıyı yaşayarak tecrübe etmiş bir millete
sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve millet iradesinin tecelligâhı Türkiye
Büyük Millet Meclisi; istismarcıları bertaraf etmeye ve şer
odaklarının oyunlarını bozmaya muktedirdir.
Bu sebeple, bilinenlerin veya öğretilenlerin aksine
milletimiz; yakın tarihimizde yaşanan ve toplumumuzda acı izler
bırakan olayların yeniden ele alınmasını, bu tarihî
sorumluluğun gereğini yerine getirme konusunda Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin harekete geçmesini, bu acıların bir daha
yaşanmaması ve oynanan oyunların tekrarlanmaması için
gerçeklerin ortaya çıkarılmasını istemektedir.
Yıllardır yok sayılan Alevi-Bektaşi
toplumumuzun sorunlarının ve taleplerinin ele
alındığı çalıştaylarda
yakaladığımız diyalog zemininin ve 30 yıl aradan sonra
1 Mayısın Emek ve Dayanışma Günü olarak tatil ilan
edilmesinin toplumumuzda yarattığı iyimserlik, geçmişte
yaşanan acı olayların aydınlatılacağı
yönündeki beklentileri de artırmıştır.
Bu haklı beklentiyle birlikte, hiç kuşkusuz, yakın
tarihimizde yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin
aralanması; ülkemizin birlik, beraberlik, barış ve hoşgörü
iklimini daha da pekiştireceği gibi, bu değerlerimize
kastedenlerin umutlarını da söndürecektir.
TBMM'de 19. dönemde Sivas olayları ile ilgili her ne kadar
araştırma komisyonu kurulmuş ve rapor
hazırlanmışsa da, bu çalışma sembolik olmanın
ötesine geçememiş, o dönemlerin demokrasi ve hukuk konjonktürü acı
olayların tam anlamıyla aydınlatılmasına ne yazık
ki imkân sağlayamamıştır.
Demokrasimizin ve hukukumuzun son 8 yılda
yakaladığı ivme ve siyasetimizin karanlık odakları
aydınlatmadaki kararlılığı, geçmişte faili meçhul
kalmış olayların üstüne gitme cesaretini
artırmıştır.
Bu gerekçeler doğrultusunda; Mayıs-Temmuz 1980'de
Çorum'da, Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta,
5 Temmuz 1993'te Başbağlar'da ve 1 Mayıs 1977'de Taksim'de
meydana gelen katliamların bütün yönleriyle aydınlatılması,
konuyla ilgili yasal sürece zemin oluşturacak çalışmaların
yapılması amacıyla Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 104
ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması
açılması konusunda gereğini arz ederiz.
1) Agâh Kafkas (Çorum)
2) İbrahim Yiğit (İstanbul)
3) Hüseyin Tanrıverdi (Manisa)
4) Reha Çamuroğlu (İstanbul)
5) Mahmut Esat Güven (Kars)
6) Dengir Mir Mehmet Fırat (Adana)
7) Sabahattin Cevheri (Şanlıurfa)
8) Avni Doğan (Kahramanmaraş)
9) M. İhsan Arslan (Diyarbakır)
10) Hamza Yerlikaya (Sivas)
11) Cafer Tatlıbal (Kahramanmaraş)
12) Yaşar Karayel (Kayseri)
13) Mustafa Çetin (Uşak)
14) Lutfi Elvan (Karaman)
15) İsmail Hakkı Biçer (Kütahya)
16) Abdurrahman Arıcı (Antalya)
17) Fikri Işık (Kocaeli)
18) Mustafa Öztürk (Hatay)
19) İbrahim Mete Doğruer (Osmaniye)
20) Cemal Yılmaz Demir (Samsun)
21) Ahmet Aydoğmuş (Çorum)
22) Emin Nedim Öztürk (Eskişehir)
23) Mehmet Nil Hıdır (Muğla)
24) Atilla Koç (Aydın)
25) Murat Mercan (Eskişehir)
26) Ünal Kacır (İstanbul)
27) Enver Yılmaz (Ordu)
28) Mustafa Cumur (Trabzon)
29) Abdullah Çalışkan (Kırşehir)
30) Vahit Kiler (Bitlis)
31) Ahmet Aydın (Adıyaman)
32) Necdet Ünüvar (Adana)
33) Fatma Şahin (Gaziantep)
34) Faruk Koca (Ankara)
35) Kutbettin Arzu (Diyarbakır)
36) Muhyettin Aksak (Erzurum)
37) Mehmet Çiçek (Yozgat)
38) Eyüp Fatsa (Ordu)
39) Abdurrahman Kurt (Diyarbakır)
40) Murat Yıldırım (Çorum)
41) Recep Yıldırım (Sakarya)
42) Kâzım Ataoğlu (Bingöl)
43) Feyzullah Kıyıklık (İstanbul)
44) Orhan Karasayar (Hatay)
45) Mehmet Domaç (İstanbul)
46) İbrahim Hasgür (İzmir)
47) Ali İhsan Merdanoğlu (Diyarbakır)
48) Erol Aslan Cebeci (Sakarya)
49) Şaban Dişli (Sakarya)
50) Mehmet Sarı (Gaziantep)
51) Mehmet Alp (Burdur)
52) Ali Koyuncu (Bursa)
53) Özlem Müftüoğlu (Gaziantep)
54) İlknur İnceöz (Aksaray)
55) Celal Erbay (Düzce)
56) Fevzi Şanverdi (Hatay)
57) Mehmet Erdoğan (Gaziantep)
58) Halil Mazıcıoğlu (Gaziantep)
59) Avni Erdemir (Amasya)
60) Hayrettin Çakmak (Bursa)
61) Mehmet Zafer Üskül (Mersin)
62) Recep Koral (İstanbul)
63) Kerem Altun (Van)
64) Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu (Siirt)
65) Afif Demirkıran (Siirt)
66) Rüstem Zeydan (Hakkâri)
67) Lütfi Çırakoğlu (Rize)
68) Canan Candemir Çelik (Bursa)
69) Cahit Bağcı (Çorum)
70) Fatoş Gürkan (Adana)
71) Zeynep Dağı (Ankara)
72) Nükhet Hotar (İzmir)
73) Ayşe Türkmenoğlu (Konya)
74) Kemalettin Aydın (Gümüşhane)
75) Polat Türkmen (Zonguldak)
76) Özlem Piltanoğlu Türköne (İstanbul)
77) Halide İncekara (İstanbul)
78) Fatih Arıkan (Kahramanmaraş)
79) Birnur Şahinoğlu (Samsun)
80) Mehmet Emin Ekmen (Batman)
81) Mustafa Ataş (İstanbul)
82) Mehmet Altan Karapaşaoğlu (Bursa)
83) Reha Denemeç (Ankara)
84) Öznur Çalık (Malatya)
85) Burhan Kayatürk (Ankara)
86) İkram Dinçer (Van)
87) Haluk İpek (Ankara)
88) Ali Küçükaydın (Adana)
89) Medeni Yılmaz (Muş)
90) Saffet Kaya (Ardahan)
91) Asım Arıkan (Trabzon)
92) Osman Kılıç (Sivas)
93) Hüseyin Devecioğlu (Kilis)
94) Mustafa Özbayrak (Kırıkkale)
95) Cemal Kaya (Ağrı)
96) Hakkı Köylü (Kastamonu)
97) Mehmet Sekmen (İstanbul)
98) Yahya Akman (Şanlıurfa)
99) Ali Güner (Iğdır)
100) Şevket Gürsoy (Adıyaman)
101) Mehmet Mustafa Açıkalın (Sivas)
102) Selami Uzun (Sivas)
103) Abdullah Çetinkaya (Konya)
104) Hamza Yanılmaz (Elâzığ)
105) Mehmet Sağlam (Kahramanmaraş)
106) Necat Birinci (İstanbul)
107) Mehmet Müezzinoğlu (İstanbul)
108) Kemalettin Göktaş (Trabzon)
109) Kadir Tıngıroğlu (Sinop)
110) Mehmet Halit Demir (Mardin)
111) Erdal Kalkan (İzmir)
112) Yusuf Coşkun (Bingöl)
113) Haluk Özdalga (Ankara)
114) Ömer İnan (Mersin)
115) Mahmut Mücahit Fındıklı (Malatya)
116) Sebahattin Karakelle (Erzincan)
117) Mehmet Tunçak (Bursa)
118) Sedat Kızılcıklı (Bursa)
119) Cevdet Erdöl (Trabzon)
120) Mehmet Emin Tutan (Bursa)
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemir ve 21 milletvekilinin, Barak Ovası Sulama Projesinin
tamamlanamamasından kaynaklanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/782)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gaziantep ili geniş tarım alanlarıyla ülkemizin en
önemli tarımsal faaliyet potansiyeli bölgelerinden birisidir. Özellikle
Nizip ilçesi bölgesinde tarımının gelişmesi için hayata
geçirilen projelerin bir türlü tamamlanamaması nedeniyle Bölge çiftçisi
çok büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bir de
çiftçilerimize yüklenen elektrik faturaları ile çiftçimizin bu
mağduriyeti daha da artmaktadır. Bu bağlamda Barak Ovası
sulama projesi temelinde Nizip ilçesi çiftçilerimizin içerisinde bulunduğu
zor durumların araştırılarak alınacak önlemleri tespit
etmek üzere Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci
maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Hasan Özdemir (Gaziantep)
2) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Zeki Ertugay (Erzurum)
5) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
6) Alim Işık (Kütahya)
7) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
8) Reşat Doğru (Tokat)
9) Beytullah Asil (Eskişehir)
10) Muharrem Varlı (Adana)
11) Oktay Vural (İzmir)
12) Yılmaz Tankut (Adana)
13) Recep Taner (Aydın)
14) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
15) Hasan Çalış (Karaman)
16) Ahmet Orhan (Manisa)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Akif Akkuş (Mersin)
19) Erkan Akçay (Manisa)
20) Osman Çakır (Samsun)
21) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
22) Rıdvan Yalçın (Ordu)
Gerekçe:
Gaziantep ili sınırları içerisinde bulunan Nizip
İlçesi insanlık tarihiyle özdeşleşmiş olan bir
kenttir. Bu kent günümüzden 10-12 bin yıl önce tarımsal faaliyetlerin
ilk kez görülmeye başladığı Mezopotamya'nın Kuzeyi'nde
"Verimli Hilal denen bölgenin merkezinde bulunmaktadır. Nizip bu
özelliği dolayısıyla tarihin her döneminde bölgenin adeta
tarımsal ürün ambarı konumunda olmuştur.
Ancak sulama alanında yaşanan sorunlar bölgenin bu
tarihsel özelliğini kaybetme noktasına getirmiştir.
Çiftçilerimiz tarımsal sulama alanında yaşadığı
sorunlar nedeniyle topraklarını en verimli şekilde
kullanamamaktadırlar.
Bugün bölgede fıstık ve zeytin üretimi
yapılmaktadır. Elbette ki bu ürünlerin üretimi bölge ekonomisinde
önemli bir unsurdur fakat bölgenin tarımsal üretim potansiyeli
karşısında bu unsur düşük kalmaktadır. Hububat ekiminde
gerçekleştirilecek zenginleşme ile bölgenin potansiyeli ortaya
çıkacaktır. Ancak tarımsal arazilerin bugünkü sulama oranı
ile bu aşamaya ulaşmak mümkün değildir. Buna göre, Barak
Ovası'nın yanı başında Fırat Nehri boşa
akarken bölge çiftçisinin sulama sorunu yaşaması son derece
düşündürücüdür.
Bölgenin tarımsal potansiyelini gerçekleştirmek için
ortaya konulan Barak Ovası sulama projesi ise bugünkü tamamlanma
oranları ile beklentileri karşılamaktan uzaktır. 1996'da
inşaatı başlayan ve 2001 yılında Hancağız
Barajının besleme kanalının yüzde 95'inin tamamlanmasına
rağmen 2001'den 2010 yılına kadar sulama faaliyetlerine
başlanılamamıştır. Barak Ovası Sulama Projesi
kapsamında yapılan yatırımlar ise atıl durumda
bekletilmiştir.
Barak Ovası Sulama Projesinin tamamlanmamış
olmasının bölgedeki çiftçilerimize doğrudan bu etkilerinin
yanı sıra dolaylı olarak da yansımaları
olmaktadır. Örneğin, bölgedeki çiftçilerimiz elektrik faturaları
nedeniyle mağduriyet yaşamaktadırlar. Sulama projesinin
maliyetinin de elektrik faturalarına yansıtılmasıyla
çiftçilerimizin mağduriyeti daha da artacaktır.
Barak Ovası Sulama Projesi'nin tamamlanması, ülkemizde
hububat üretimine ciddi bir artış ivmesi kazandıracaktır.
Böylece hububat ithali büyük oranda azalma yaşanabilecektir. Böylece Barak
Ovası'nın ikinci bir Harran Ovası olmasının önü
açılacaktır.
Netice itibariyle ülkemiz tarımsal üretiminin gelişmesi
için en önemli projelerden birisi olan Barak Ovası Sulama Projesinin bir
an önce tamamlanması gerekmektedir. Tarımsal üretimdeki
zenginleşme bölgedeki çiftçilerimizin ekonomik soranlarını
gidererek bölge ve ülke ekonomisine de ciddi katkılar
sağlayacaktır. Ancak proje harcamalarının çiftçilerimize
yüklenmemesi gerekmektedir. Bütün bu gerekçelerle Barak Ovası Sulama
Projesinin tamamlanması ve bölgedeki çiftçilerimizin projeden kaynaklanan
mağduriyetlerinin araştırılarak alınacak önlemlerin
belirlenmesi gerekmektedir.
3.- Niğde Milletvekili Mümin
İnan ve 24 milletvekilinin, kalsit üretiminde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/783)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte sunduğumuz, ülkemizde madencilik
sektöründeki kalsit üretimi, hammadde ve rezerv bolluğuna rağmen
istenilen düzeye gelmemiştir. Sektörde faaliyet gösteren kalsit
üreticileri, "Türk kalsitinin standardını, uluslararası
standartlara çekmek için doğru teknik bilgilere ve üreticilerin
desteğe ihtiyaç duyduğunu" ifade etmektedirler. Ülkemizde
üretimin arttırılması ve üretilen kalsitin, dünya
pazarlarında hak ettiği yeri bulması amacıyla,
alınması gereken tedbirlerin ve bunlara ilişkin yapılacak
düzenlemelerin ele alınabilmesi için, Anayasa'nın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince, Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
3) Tunca Toskay (Antalya)
4) Münir Kutluata (Sakarya)
5) Mithat Melen (İstanbul)
6) Yılmaz Tankut (Adana)
7) Ahmet Orhan (Manisa)
8) Beytullah Asil (Eskişehir)
9) İsmet Büyükataman (Bursa)
10) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
11) Ahmet Bukan (Çankırı)
12) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
13) Necati Özensoy (Bursa)
14) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
15) Murat Özkan (Giresun)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Kürşat Atılgan (Adana)
18) Hasan Çalış (Karaman)
19) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
20) Mehmet Şandır (Mersin)
21) Faruk Bal (Konya)
22) Cemaleddin Uslu (Edirne)
23) Recep Taner (Aydın)
24) Hüseyin Yıldız (Antalya)
25) Alim Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Kalsit kimyasal yapısı CaC03 olan ve mikronize boyutlarda
öğütüldükten sonra başta, boya, kâğıt, plastik v.b. gibi
birçok sektörde olmak üzere, beyazlık, ucuzluk ve
kazandırdığı özellikler nedeniyle mümkün olduğu kadar
fazla kullanılan bir dolgu ve katkı maddesidir. Kalsit çevreye en az
zarar veren minerallerden olduğu için, birçok yabancı ülkede
toprağa zenginleştirmek için karıştırılmakta ve
kirlenen göllerin asiditesini düşürmek için de kullanılmaktadır.
Devlet Planlama teşkilatının Sekizinci Beş
Yıllık kalkınma Planı çerçevesinde
hazırlattığı Madencilik Sektörü Özel İhtisas Komisyonu
Raporunda;
"Cevher olarak ocaktaki değeri ton başına 3-5
$ (ABD Doları) olan kalsit, öğütülüp torbalandıktan sonra tonu
40 ila 200 $ (ABD Doları) değerlere ulaşmaktadır. Ton
başına katkı payı çimentodan daha yüksektir. Yüksek
tonajlarda üretilip, Avrupa ve yakın ülkelere ihracı teşvik
edilmelidir. Bu teşvikte tüm maden ihracatında yapılması
gerektiği gibi, limanlarımızı yükleme imkânlarıyla
donatmak, maden yüklemelerinden diğer birim satış fiyatı
yüksek ihraç mallarından alınan yükleme masraflarından daha
düşük bir bedel almak, üreticimizin elektriği rakip ülkelerin
fiyatlarıyla kullanmasını sağlamak gerekmektedir.
Kalsit, temel birçok sanayiinin ana girdisi olmakta, Titanyum
dioksit gibi çok pahalı pigmentlerin daha az kullanılmasını
sağladığı için gerek ekonomik, gerekse çevre
sağlığını artırıcı (kâğıt
sektöründe daha az selüloz kullanılmasına neden olarak) etkisi
bulunmaktadır. Sektörde yerli veya yabancı ayrımı
yapılmadan;
Tekelleşmenin engellenmesi,
Yabancı kuruluşların
yurt içi fiyatları ile dünya fiyatlarının uyumluluğunun
sağlanması,
Üretim faaliyetinde
bulunmadıkları halde Maden Kanununun boşluklarından
istifade edilerek ihtiyacın çok üzerinde bir rezervin bloke edilmesinin
engellenmesi (Bu yapılmadığı takdirde yaygın
olmasına rağmen kalsit rezervleri bir kaç kuruluşun tekelinde
kalabilir.) gerekmektedir.
Hâlihazırda mevcut kuruluşlar yarı kapasite ile
çalışmaktadır. Yani %50 kapasite fazlası vardır. Bu
sorun ihracat yoluyla çözülebilir aksi halde kuruluşların
satışı, kapanması kaçınılmaz
olacaktır." Şeklinde görüşler beyan edilmesine rağmen,
sektör temsilcileri bu konularda hiçbir gelişme
olmadığını ifade etmektedir.
Kalsit Üreticileri, düşük döviz değerleri, yüksek
enerji, lojistik maliyetleri, kalifiye personel yetersizliği gibi
sorunların sektörel gelişmeyi
yavaşlattığını, üretimin dünya standartlarına
uygunluk hususunda değişkenlik göstermesinin öncelikli olarak ele
alınması gerektiğini, üretim sahasında arzu edilen
canlılık için, enerji maliyetlerinin mümkün olan en alt seviyeye
çekilmesi ve enerji konusunda uluslararası standartlarda özel bir tarife
uygulanması gerektiğini belirterek, mevcut demiryollarının,
deniz taşımacılığının maksimum faydalanacağı
şekilde yeniden rehabilite edilmesini talep etmektedirler.
Yukarıda açıklanan sorunların çözümü için
alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
Araştırması açılması gerekmektedir.
4.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 22 milletvekilinin, suçun önlenmesinde eğitim ve
öğretimin yerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/784)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde suç çeşidi ve oranının her geçen yıl
sürekli artış göstermesinin, eğitim ve öğretimle olan ilişkisinin
araştırılarak, alınması gereken tedbirler
amacıyla Anayasanın 98. İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri
gereğince Meclis araştırması yapılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Hasan Çalış (Karaman)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Ahmet Bukan (Çankırı)
5) Akif Akkuş (Mersin)
6) Beytullah Asil (Eskişehir)
7) Münir Kutluata (Sakarya)
8) Tunca Toskay (Antalya)
9) Mümin İnan (Niğde)
10) Ahmet Orhan (Manisa)
11) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
12) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
13) Ali Uzunırmak (Aydın)
14) Kadir Ural (Mersin)
15) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
16) Metin Ergun (Muğla)
17) Muharrem Varlı (Adana)
18) Mustafa Enöz (Manisa)
19) Alim Işık (Kütahya)
20) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
21) Rıdvan Yalçın (Ordu)
22) Kürşat Atılgan (Adana)
23) Murat Özkan (Giresun)
Gerekçe:
Bir toplumdaki eğitimli bireylerle suç arasında ters
yönlü bir ilişki beklenmektedir. Diğer bir ifadeyle eğitim
seviyesindeki artmaya paralel olarak suç oranlarında azalmanın
olduğu ve bu iki değişken arasında negatif bir
ilişkinin olduğu ifade edilmektedir.
Son beş yılda, AKP iktidarında suçlar
artmış, cezaevleri yetersiz kalmıştır. Cezaevlerinde
insanlar yatmaya yer bulamamakta ve konusu değişik suçlu
sayısı gün geçtikçe katlanarak artmaktadır. Toplum korku
içerisindedir. Yazılı ve görsel medyada takip ettiğimiz
olaylarda insanların, yaş farkı olmaksızın suç
eğiliminde olduğunu görmekteyiz.
Eğitim; bağımsız bir toplum ve ulusu
oluşturacak, bireysel moral düzeyi yüksek, sağlıklı
bireylerin yetiştirilmesiyle hem bireysel hem de evrensel bir kültüre
sahip, zengin bir toplumu yetiştirmeyi amaçlar. Eğitimdeki tüm
yenileşme ve gelişme girişimleri, toplumun her kesiminin ilgi
alanına girmektedir. Eğitim, toplumda değişmelerden sorumlu
olması nedeniyle değişime diğer sistemlerden önce uyum
sağlamak durumundadır. Bunun için, sosyo-ekonomik gelişmenin en
önemli itici gücü ve en önemli unsuru, toplumun eğitim düzeyidir.
Bugünkü, suç çeşidi ve oranının, aynı zamanda
suçlu sayısının her geçen gün artmasının bir
Eğitim Noksanlığı ve Eğitimdeki İhmallerin
günümüze yansıması olduğu bir gerçektir. Suçun, psikolojik ve
sosyolojik temelleri olduğu gibi suça yönlenmede eğitimin de etkisi
olduğu unutulmamalıdır.
İstatistiklere baktığımızda
suçluların yaş oranının oldukça küçülmesi, bu
çocukların okul çağında olmaları, eğitimde
aksaklığın en belirgin örneğidir. Adli suçların
yanında alkol, uyuşturucu kullanımı ve madde
bağımlılığındaki yaş oranı da
endişe verici boyutlara gelmesidir.
Okullarda hangi çocukların suça eğilimli, hangilerinin
sorunlu olduğunu tespit ederek, onlarla özel olarak ilgilenilmeli, bu
öğrencilerin rehber öğretmenler eşliğinde rehabilite
edilmesi, aileleri ile birlikte çocukların sosyal hayata
hazırlanması sağlanmalıdır.
Eğitim sistemindeki sürekli değişkenlikler,
istikrarsız bir sınav sistemi, çocukların, buluğ döneme
geçişin olduğu 13-14 yaşında, en hareketli dönemlerinde
tekrarı olmayan ve çok zor bir sınava hazırlık aşamasında
öğrenci üzerindeki baskılar, çocuktaki yarattığı stres
ya madde bağımlılığına ya da şiddete
yönlendirmektedir.
Eğitim legal ve illegal faaliyetlerden beklenen ödülleri
belirleyerek, akılcı suçluların suç faaliyetini etkilemektedir.
Bu tür olumsuz gelişmelerin karar alma sürecinde eğitim, suça
yönelmeyi azaltabilir.
Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da
araştırılması suç işlemeye yatkın grupların
eğitim yolu ile engellenmesine ışık tutacağı
kanaatindeyiz.
Araştırma önergemiz bu amaçla
hazırlanmıştır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Öğüt, sisteme girmişsiniz, ne için acaba?
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Efendim, İç Tüzük 60a göre
kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurunuz efendim.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kars ilinin kara yolları ulaşımının
sorunlarına ilişkin açıklaması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Çok teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Yaz başlamasıyla kara yolları da hareketlendi. Kars-Ardahan
arasındaki yol yaklaşık beş yıldır bitmiyor.
Geçen hafta da ben Karstaydım. İnanın Ardahana bir saatlik
yolu iki buçuk saatte gittik. Sayın Ulaştırma
Bakanımız da biraz önce buradaydı. Bizde sezon çok kısa
olduğu için, yani ekimin sonunda, biliyorsunuz, kar yağıyor, buz
tutuyor, onun için bu sezon Kars-Ardahan yolunun bitirilmesini istirham
ediyoruz. Çok önem taşıyor.
Bir de, Ardahan-Ardanuç yolu var. Bu yol da on beş
yıldır bitmedi. Onun da bitirilmesini istirham ediyoruz. Göle-Erzurum
arasındaki yol. O da bitmedi. Yani bizim Doğu Anadoluya nedense
devletin bakış açısı farklı, üvey evlat yerine
koyuyorlar. Başka yerlerde gösterişe dayalı asfaltlar, yollar
yapılıyor ama bizim oradaki ihtiyaç olan, toplumun o
sınırda bekçiliğini çok görüp, ona bir yol yapmayı bile çok
gören Hükûmeti burada eleştiriyorum ve diyorum ki, bu yolun derhâl, bir an
evvel bitmesini istirham ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Öğüt.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü
soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına
geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu
ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20
Milletvekilinin 5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
4.- Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20
Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/788, 2/226) (S.
Sayısı: 499) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen birleşimde birinci bölümde yer alan 6ncı madde
kabul edilmişti.
Şimdi, bu bölümde yer alan diğer maddeleri ve varsa
önerge işlemlerini yaptıktan sonra oylarınıza
sunacağım.
7nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı kanun
tasarısının 7. maddesinin 4. fıkrasına
aşağıdaki (c) bendinin eklenmesini ve buna bağlı
olarak ekli (I) sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Merkez
Teşkilatı Cetvelinde gerekli düzenlemenin yapılmasını
arz ve teklif ederim.
c) Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı
Osman
Coşkunoğlu Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Ergün
Aydoğan
Uşak Malatya Balıkesir
Şevket
Köse Eşref
Karaibrahim
Adıyaman
Giresun
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 7. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Nevzat Korkmaz Alim Işık M. Akif Paksoy
Isparta Kütahya Kahramanmaraş
Mustafa
Kalaycı Mümin
İnan
Konya Niğde
BAŞKAN Komisyon bu son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarı Alt Komisyonda
ve Komisyonda görüşülürken, bu konuda arkadaşlarımıza
tekliflerimiz, eleştirilerimiz olmuş idi ve Alt Komisyonda da
yönetmelikle belirlenmesi hususu eklendi. Ancak, onun da yeterli
olmadığını kendilerine ifade etmiştik.
(x) 499 S. Sayılı
Basmayazı 18/6/2010 tarihli 120nci Birleşim Tutanağına
eklidir.
Sayın Bakanım Katılmıyoruz. diye çok kolay
bir şekilde söyledi ama ben
şimdi size, küçük bir şekilde, bir iki açıklamada
bulunacağım, hâlâ Gerekli değil. derseniz ki daha önce Anayasa
Mahkemesinin böyle gerekçelerle bazı kanunları bozduğunu da
bilginize sunmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasamızın 123üncü
maddesinde İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve
yerinden yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun
açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur. deniyor.
Bu çerçevede, bu işleri düzenleyen 3046 sayılı
Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında
Kanunun 16ncı maddesinde de şöyle deniyor: Bakanlık merkez
teşkilatı ile bakanlık bağlı
kuruluşlarının düzenlenmesinde uyulacak esas ve usuller:
(A) bendine baktığımız zaman: Genel müdürlük,
müstakil daire başkanlığı, danışma, denetim ve
yardımcı birimlerin kurulması, kaldırılması,
görev, yetki ve sorumlulukları kanunla düzenlenir.
Şimdi, buraya bakıyorsunuz: Daha önce
arkadaşlarımızı uyardık, bunun üzerine Teftiş
Kurulu Başkanlığı ile Hukuk Müşavirliğinin
görevleri ayrı olarak yazıldı ama maddeye
baktığınız zaman diğerlerinin sadece isimleri var:
Ana hizmet birimleri aşağıdaki birimlerden oluşur.,
Danışma ve denetim birimleri aşağıdaki birimlerden
oluşur., Yardımcı hizmet birimleri aşağıdaki
birimlerden oluşur.
Ama burada sadece birimlerin isimleri değil görev, yetki ve
sorumlulukları kanunla düzenlenir, deniliyor. Bu çerçevede sadece maddenin
sonunda yönetmelik çıkarılacağını söylemek bunun
ayrıntılarını belirleme açısından yeterli
değildir.
Ayrıca, böyle bir çalışma içerisinde, gelen bütün
kanun tasarılarında maalesef AKP Hükûmeti
Değerli
arkadaşlarım sonraki maddelerde de yine ayrıntılarıyla
tartışacağız, her gelen tasarının içerisinde
birim isimleri değiştiriliyor. Dolayısıyla burada ne
yapılıyor? Birim ismi değiştiği için bir geçici
maddeyle şu anda unvanı değişen, ismi değişen
veya kaldırılan daire başkanlıkları, genel
müdürlükler, tamamıyla istifa etmiş sayılıyor, yeniden
görevlendirilme yapılıyor. Yeniden görevlendirme yapılamayanlara
da süre konuluyor, doğrudan müşavir kadrosuna falan tarihe kadar
atanırlar, deniliyor.
Şimdi, burada bakıyorsunuz yani isimlere küçük bir ve
ekleyerek veya daire yerine dairesi koyarak belli daire
başkanlıklarının ve birimlerin adının
değiştiğini görüyoruz. Bu söylediğimiz, onların temel
görevleriyle ilgili hususların kanunda yer almamasının
yanında diğer bir etken olarak karşımıza
çıkıyor.
Bu çerçevede, bu maddenin bu hâliyle geçmesi durumunda, bunun hem
Anayasanın 123üncü maddesine göre hem de 3046 sayılı Kanunun
16ncı maddesinde düzenlenen teşkilatlanma esas ve usullerine göre
hukuka aykırı olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Biz bu nedenle, diğer bazı maddelerde de
söylediğimiz gibi, hukuka uygunluğun sağlanması
açısından bu önergemizi verdik. Aksi takdirde, bu konuda problemler
olacağını, daha sonra uygulamada da problemler
yaşanacağını şimdiden sizlere ihtaren duyurmak
istiyorum.
Eğer, her zaman olduğu gibi, iktidar
alışkanlığı içerisinde parmak kaldırır,
kabul etmedik derseniz, yarın bu sorunlar tekrar karşınıza
çıkacaktır. Bilmiyorum, daha önce de söylediğimiz hususları
Sayın Bakanımız dikkate alacağını söylemişti
ama yine orada Komisyonun yönlendirmesiyle hepsi reddedildi.
İnşallah, bu dikkate alınır ve önerimiz kabul edilir ve bu
hukuk dışı uygulamadan dönülür diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yoklama
istiyorum.
BAŞKAN Yoklama talebinde bulunan arkadaşların
isimlerini tespit edeceğim: Sayın Anadol, Sayın Öğüt,
Sayın Mengü, Sayın Korkmaz, Sayın Ergin, Sayın Güvel,
Sayın Köse, Sayın Seçer, Sayın Özkan, Sayın Süner,
Sayın Çakır, Sayın Ayhan, Sayın Halıcı,
Sayın Barış, Sayın Aydoğan, Sayın
Coşkunoğlu, Sayın Sönmez, Sayın Köktürk, Sayın
Pazarcı, Sayın Serter.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.16
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.30
BAŞKAN:
Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP
ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN İstem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20
Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/788, 2/226) (S. Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı kanun
tasarısının 7. maddesinin 4. fıkrasına
aşağıdaki (c) bendinin eklenmesini ve buna bağlı
olarak ekli (I) sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Merkez
Teşkilatı Cetvelinde gerekli düzenlemenin yapılmasını
arz ve teklif ederim.
c) Bilgi Teknolojileri
Dairesi Başkanlığı
Osman
Coşkunoğlu (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Coşkunoğlu, buyurunuz efendim.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başbakan bu kürsüden Meclis Başkanına
hitap ederek, milletvekillerini göstererek Bunları siz mi
susturacaksınız, ben mi susturayım? demişti Sayın
Başkan. Burası yüce Türkiye Büyük Millet Meclisinden çok bir
kıraathaneyi andırıyor! Bu duruma sizin müdahale etmenizi rica
ederim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, biraz sessiz
olursanız kürsüdeki milletvekili arkadaşımızı daha
rahat dinleyebileceğiz.
Buyurunuz efendim.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 7nci maddesi
Karayolları Genel Müdürlüğünün teşkilatını
tanımlıyor. Bu tanım içerisinde, ana hizmet birimleri içerisinde
Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığının da
olması gerekir.
Bu konuda bir önerge vermiştim, Sayın Bakan
-teşekkür ederim- kendisi de, özellikle bilgi teknolojileri konusunu
uhdesinde toplayan Sayın Bakan da bu konuya duyarlı davrandı
fakat ana hizmet birimleri içerisinde değil de yardımcı hizmet
birimleri içerisinde olma koşuluyla. O da yeterli çünkü şu anda
görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının içerisinde
bilgi teknolojileri bölümü, böyle bir sorumluluk, böyle bir birim ifade dahi
edilmemiştir. Bu, büyük bir ihmaldir. Neden bunu kabul etmeliyiz? Sadece,
belki iktidar milletvekillerince, Sayın Bakanın kabul etmiş
olması yeterli ama tabii biraz düşünmek isteyenler için bazı
nedenleri söyleyeyim: Karayolları, ilginç bir şekilde Türkiyede ilk
bilgisayara yani şimdi Taş Devri modeli diyeceğimiz IBM 650nin,
ilk bilgisayarın geldiği kuruluştur. O günden bu güne köprülerin
altından çok sular geçti, teknoloji çok ilerledi, iş yapış
tarzımız kamuda, özelde çok değişti. Neden
Karayollarında bilgi teknolojileri birimi önemlidir, hatta bence ana
hizmet birimi olmalıdır? Çok neden sayılabilir, en önemli birkaç
nedeni ifade etmek istiyorum: Kurumun tüm merkez ve taşra
teşkilatına hizmet veren İnternet ve intranet sisteminin yönetimi böyle bir
birimin görevi içerisindedir. Çok geniş teşkilatı olan
Karayolları Genel Müdürlüğünde bu İnternet ve intranet
hizmetlerini ve iletişimini sağlamakla görevli olacaktır.
İkincisi, hem kurum içine hem de kara yolu bilgilerine ihtiyaç duyan kurumlara,
diğer kurumlara hatta bireylere hizmet veren ve coğrafi bilgi
sistemleri -artık sık sık kullanmaya
başladığımız- teknolojilerinin
kullanıldığı Karayolu Bilgi Sistemi Projesi
kapsamındaki uygulamalardan sorumlu olacaktır bu birim. Bir
üçüncüsünü sayayım: Kurumun büyük maceralarla nihayet
açılmış, yapılmış ve yurttaşa sunulmuş
olan e-devlet kapısından sunduğu hizmetlere yönelik bu
uygulamalar, bireyleri, vatandaşları yakından ilgilendiren
uygulamalardır. Yol durumu, güzergâh analizi, özel yük taşıma
izin belgesi, otoyol kaçak geçiş sorgulaması gibi uygulamaların,
görevlerin yerine getirilmesinden bu birim sorumlu olacaktır.
Ayrıca, yine hatırlatmak isterim, her ne kadar bilgi
teknolojilerine çok önem verildiği iddia ediliyorsa da bu Hükûmet
tarafından, 19 Mart 1998 tarihinde bir Başbakanlık genelgesinde,
bilgi işlem birimlerini, içinde bulunduğu kurumun en üst düzey
yöneticisine bağlı bağımsız bir birim hâline getirmek
gerektiği belirtilmişti 1998de ve dünyadaki gelişmeler de,
gerek özel gerek kamu sektöründe, bu yöndedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bilgi teknolojileri birimi, en üst düzeyde Genel Müdürlüğe
bağlı ve bağımsız çalışan bir birim olmak
zorundadır.
Burada bir uzlaşma önergesiyle karşı
karşıyayız. Bunun kabulünü diler, yüce Meclise saygılar
sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Coşkunoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Kabul, arkadaşlar
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Uyandırmaya
uğraştım ama maalesef
BAŞKAN Şimdi, herhâlde bir yanlış
anlaşma oldu. Elektronik cihazla tekrar oylama yapalım.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) Eksik ne var Sayın Başkan?
Oylama yapıldı, oylama bitti efendim.
BAŞKAN Sonucu ilan etmedim efendim. Sonucu ilan
etmediğim için önergeyi tekrar soruyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir. (CHP sıralarından alkışlar)
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
7nci madde kabul edilmiştir.
8inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendinde geçen inceleme ibaresinden sonra gelmek üzere ,soruşturma
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nuri Uslu Musa
Sıvacıoğlu Bekir
Bozdağ
Uşak Kastamonu Yozgat
Yaşar
Karayel Hamza
Yerlikaya
Kayseri Sivas
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 8. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının başına Teftiş Kurulu
Başkanlığı bu kanunla kendisine verilen görevleri
başmüfettiş, müfettiş ve müfettiş
yardımcıları eliyle yürütür. ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Günal Akif Akkuş Oktay Vural
Antalya Mersin İzmir
Nevzat Korkmaz Mustafa Kalaycı M. Akif Paksoy
Isparta Konya Kahramanmaraş
Alim
Işık Mümin
İnan Hüseyin
Yıldız
Kütahya Niğde Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Teftiş Kurulu Başkanlığı
başlıklı 8. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasına arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Ali İhsan
Köktürk Hulusi Güvel Hüseyin Ünsal
Zonguldak Adana Amasya
Selçuk
Ayhan Ergün
Aydoğan
İzmir Balıkesir
BAŞKAN Komisyon okuttuğum son önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak efendim?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ergün Aydoğan.
BAŞKAN Sayın Aydoğan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Tasarının
8inci maddesinin tasarıdan çıkarılmasıyla ilgili
verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; ulusal
ölçekte kara yolu ulaşımının diğer türlerine göre
artan ağırlığıyla ulaşım ve
taşımacılığın önemli bir bölümü kara yolu
taşımacılığıdır. Bunun ülke ekonomisi
üzerinde olumsuz etkisi olduğu da çok açık bir gerçektir.
Ulaşım ve taşımanın önemli bir kısmının
kara yoluyla olması nedeniyle bu gerçeği hepimiz bilmekteyiz.
Ulusal ulaşım planının geciktirilmeden
hazırlanması Bakanlığın ve Hükûmetin görevidir. Bir
ana plana bağlı olmadan sürdürülen yatırımların
çoğunda sorunlar mevcuttur ve artarak devam etmektedir. Yapılan
projeler tamamen kısa süreli çözümlerdir. Hükûmette olduğunuz sürede
maalesef bir ulaşım master planınız yoktur.
Hükûmet olduğunuzdan bugüne duble yollarla övündünüz, sürekli
duble yolları öne çıkardınız. 3 Kasım 2002
seçimlerinden sonra tarafınızdan Acil Eylem Planında 15 bin
kilometre duble yol yapılacağı kamuoyuna ilan edildi. Bu
yapımlara başladığınızda gidiş-geliş
olan yolların tamamını duble yollara çevireceğinizi, maddi
ve önemli kazaları en aza indireceğinizi açıkladınız.
Sekiz yıl içinde 11 bin kilometre yakaladığınızı,
aştığınızı ifade ediyorsunuz. Şimdi
soruyoruz buradan: İktidarınız döneminde ne kadar duble yol
yaptınız? Yaptığınız duble yol güzergâhları
nedir? Yolların başlangıç ve bitiş tarihlerini gerçekten
merak ediyoruz. Bu yollara ne kadar kaynak harcandı?
Harcadığınız bu kaynak dünya ölçümlerinde midir? Bakım
onarıma harcadığınız kaynak nedir?
Sayın milletvekilleri, değerli arkadaşlar; bu
yolları yaparken partili yakınlarınıza, müteahhitlerinize
verip vermediğinizi, hangi bakanların yakınlarına,
akrabalarına verip vermediğinizi, bu müteahhitlerden partinize kaynak
aktarıp aktarmadığınızı sormuyorum. Bu
yapılan duble yolların kalitesini soruyorum. Dünya
standartlarında olup olmadığını soruyorum. Yol
hatasından kazaların artıp artmadığını,
ölümlerin artıp artmadığını soruyorum.
Eskişehirde yeni yapılan, hatta teslimi yapılmayan
yollarda mühendislik hatası olup olmadığını soruyorum.
Geçtiğimiz pazar günü benim de bizzat kaza yaptığım yolu soruyorum.
Oradaki görevlilerin de ifade ettiği, bu yolun hangi mühendislik bilimiyle
yapıldığını buradan size soruyorum Sayın Genel
Müdürüm, Sayın Bakanım.
Eskişehirde son dalçıktan çıktıktan sonra
önünüzü göremiyorsunuz. Çıktığınız anda
yağıştan dolayı biriken su birikintisinin içine
giriyorsunuz ve kaza yaşıyorsunuz. Geçtiğimiz pazar günü bu
kazayı yaşadım hâlâ şu anda aracım Eskişehirde.
Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; bunlarla birlikte
yine çok övündüğünüz, sürekli İktidarınızın
medarıiftiharı dediğiniz duble yollarla ilgili
ulaşımı en zor il olan Balıkesir ilinin
Susurluk-Bandırma, Susurluk-Balıkesir, Balıkesir-Manisa,
Balıkesir-Çanakkale, Balıkesir-Körfez yolunu soruyorum; neden bugüne
kadar yapılamadığını soruyorum. Elbette, yetkililer,
belli bir yolların yapıldığını söyleyeceklerdir
ama bakın, Balıkesir-Manisa arasında yol hâlâ bitmemiş,
Balıkesir-Çanakkale arasında yol bitmemiş, Balıkesir-Körfez
yolu bitmemiş ve duble yollardan en az pay alan il maalesef
Balıkesir.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; yine,
İktidarınızın önemli bir söylemi olan Babalar gibi
satarım. anlayışıyla limanları, fabrikaları her
tarafı sattınız. Sıra otoyollara, köprülere ve kara yollarına
geldi. Tabii, sırada okulların olduğunu da biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; yine,
buradan Sayın Bakanımıza ve Sayın Genel Müdüre soruyorum:
Taşımacılığın önemli bir bölümü kara yolu
ulaşımıyla yapılırken kara yollarındaki
taşıma sektöründe faaliyet gösteren taşımacıların
çektiği sıkıntıların giderilip giderilmemesiyle ilgili
geçmişte çıkardığınız çok yüksek maliyetlerle
taşımacıların aldığı belgelerin
kullanılıp kullanılmadığını, geçerli olup
olmadığını soruyorum.
Yine, burada yük taşımacılığında yol
boylarındaki kantarlarda yapılan ölçümlerde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ERGÜN AYDOĞAN (Devamla)
yollardaki kara yolu
taşımacılığında yük istiabı
tartılırken bu kantarların her tartımda farklı
ölçümler verdiğini, neden bunu verdiğini lütfen
açıklayınız. Taşımacı, fabrikadan yükü
yüklediğinde yoldaki ölçüm noktasında aynı araçta, aynı
yükte 3 defa kantara girdiğinde, 3 defa farklı sonuç, 100den 300
kiloya kadar farklı rakamların çıktığını
buradan soruyorum.
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri;
gerçekten olmazsa olmaz ulaşımın bir an önce bu
sorunlarının giderilmesi ve ulaşımın
sorunlarının çözülmesi dileğiyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aydoğan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 8. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının başına Teftiş Kurulu
Başkanlığı bu kanunla kendisine verilen görevleri
başmüfettiş, müfettiş ve müfettiş yardımcıları
eliyle yürütür. ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Yıldız efendim.
BAŞKAN Sayın Yıldız, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısı hakkında vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce
heyeti saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Bakan, 26/10/2009 tarihinde
Bakanlığınıza sorduğum yazılı soru önergeme
24/3/2010 tarihinde yani tam beş ay sonra cevap veriyorsunuz. Elbette buna
da şükretmemeliyiz, Hiç cevap da vermeyebilirdi. dememeliyiz.
Tasarı yasalaşınca yapacağınız atamalarda sizi,
milletvekillerini ve halkı yanıltan bürokratlarınızı
değerlendirmelisiniz. Mecliste, televizyon ekranlarında,
mitinglerinizde, tesis açılışlarınızda
yaptığınız gibi, maalesef, milletvekillerine
verdiğiniz yazılı cevaplarda da doğruları
yansıtmamaktasınız.
Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda, 2002
yılının sonu itibarıyla 1.851 kilometre otoyol, 4.326
kilometre bölünmüş yol, 57.043 kilometre devlet yolu ve il yolu olmak
üzere toplam 63.220 kilometre yol ağı bulunmaktadır. 2009
yılı sonu itibarıyla Karayolları Genel Müdürlüğünün
sorumluluğunda 2.100 kilometre otoyol, 31.273 kilometre devlet yolu,
30.880 kilometre il yolu olmak üzere toplam 64.253 kilometre yol ağı
bulunmakta olduğu Karayolları Genel Müdürlüğünün sitesinde ve
şahsıma vermiş olduğunuz cevaplarda bulunmaktadır. Bu
yol ağının 17.024 kilometresi bölünmüş yol standardındadır.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmetinin sekiz yıllık iktidarında 484 kilometre daha önceki
hükûmetlerce yapımı süren, sekiz yılda tamamlanan otoyol ve 546
kilometre de devlet ve il yolu olmak üzere toplam 1.030 kilometre ilave yol
yapılmıştır. Yani Adalet ve Kalkınma Partili
yetkililerin en çok övündükleri yol miktarı 1.030 kilometredir. 546
kilometrenin büyük bölümü de il ve ilçelerde yapılan çevre
yollarından oluşmaktadır. Başta Sayın Başbakan ve
diğer AKP yetkilileri her fırsatta 11 bin kilometre bölünmüş yol
yaptıklarını, bunun yetmiş altı yıllık
cumhuriyet hükûmetlerinin yaptığı yoldan fazla olduğunu
söylemektedirler. Bunlar doğru olmayan açıklamalardır.
Yapıldığı söylenen 11 bin kilometre yolun tümünün projesi
önceki hükûmetler döneminde yapılmış, istimlakleri
tamamlanmış, Karayolları istimlak sınırları
belirlenmiş ve yolun 11 bin kilometrelik bir şeridi
tamamlanmış, kalan 11 bin kilometrelik ikinci şeridin
yapımı da sürmekteydi. Adalet ve Kalkınma Partisi olarak sizin
yaptığınız -ömründe yol yapmamış
yandaşlarınıza, yapımı süren ya da başlamayan
bölümünü- herkesin kullandığı ve standardını
gördüğü, Adalet ve Kalkınma Partisinin siyasi zikzakları gibi
olan yolları natamam tamamladınız.
Vatandaşımız sizin yaptığınız
yol standardını da, beğenmediğiniz sizden önceki
hükûmetlerin yol standardını da kullanarak biliyor. Adalet ve
Kalkınma Partisi yöneticileri hava yolunu kullandığından
bilmiyor olabilirler. Ankara-Kulu, Ankara-Aksaray yolunda seyahat ederseniz,
yaptığınız yolların standartlarının
örneğini burada görmeniz mümkündür. Bitirdik. dediğiniz
yolların bitmediğini, hâlen yol altyapılarının
sürdüğünü göreceksiniz.
Sizden önceki hükûmetler, o dönemlerin ekonomik ve teknolojik zor
şartları altında, 40 tonluk kamyonlardan,
kırıcılardan,
delicilerden yoksun, kazmayla, kürekle, kompresörle, bugün
beğenmediğiniz, yok saydığınız kara
yollarını yapıyor, hem de demir çelik tesislerini,
PETKİMi, Türk Telekom'u, hidroelektrik santralleri, termik santralleri,
sizleri yetiştiren okulları, hastaneleri, üniversiteleri, Tekeli,
SEKAyı -burada sayamayacağım- Adalet ve Kalkınma
Partisinin özelleştirerek yandaşlarına ya da küresel sermayeye
peşkeş çektiği stratejik tesisleri de yapıyordu.
Özelleştirerek sattığınız bir tek Türk Telekomdan
elde edilen gelirle, övünerek bitiremediğiniz bölünmüş yolları yapmanız
mümkündür. Beğenmediğiniz hükûmetlerin yaptığı kara
yollarını elli yıldır kullanıyoruz, daha da kullanmaya
devam edeceğiz. Bir kara yolları işçisinin oğlu ve o yolların
yapımında hizmeti olan bir işçinin oğlu olarak bunları
övünerek de söyleyebiliyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin
yaptığını söylediği yolların büyük bölümünün,
ömrü bir yıl bile dolmadan yine AKPnin zikzaklı siyasetine
benzediğini tüm Türkiye görmektedir.
Değerli milletvekilleri, yine Antalya ilinde 2003-2009
yılları arasında 172 kilometre bölünmüş yolun
yapıldığı ifade edilmektedir, bana verilen bilgilerde.
Antalyada yaşayan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Sayın Başkan, daha sürem
bitmedi, göstergede sorun var, gösterge sabit kaldı.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sistemde arıza var.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.56
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.06
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
8inci madde üzerinde Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin
Yıldız değişiklik önergesinin gerekçesini açıklarken
teknik bir aksamadan dolayı sözlerini tamamlayamamıştı.
Şimdi konuşmasını tamamlamak üzere Sayın Yıldızı
kürsüye davet ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Son ek sürenizde kalmıştınız,
verememiştik.
Buyurunuz Sayın Yıldız.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Adalet ve Kalkınma Partisinin değerli milletvekilleri
konuşmamda belirttiğim rakamların doğru
olmadığını ifade ettiler. Ulaştırma
Bakanlığının Ulaşan ve Erişen Türkiye-2008,
Ulaşan ve Erişen Türkiye-2009 kitaplarını
incelediğiniz zaman -sayfasını da verebilirim- konuşma
metnimi alınca, verdiğim rakamların Karayolları Genel
Müdürlüğünün rakamları olduğunu göreceksiniz.
Antalya ilinde 2003-2009 yılları arasında 172
kilometre bölünmüş yolun yapıldığı, sormuş
olduğum yazılı soru önergesinde tarafıma
bildirilmiştir. Alanya-Antalya arasında yapılan 135 kilometrelik
yol dış kredili yapılan bir yoldur ve bu yolun
yaklaşık 115 kilometresi 57nci Hükûmet döneminde
tamamlanmıştır, kalan aşağı yukarı 20
kilometrelik bölümü de 58, 59 ve 60ıncı Hükûmetler döneminde
tamamlanmıştır. Bu da bize
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) Peki, çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Yazılı soru önergeme 10.940 kilometre
kamulaştırma yaptığınızı da söylemektesiniz.
Bunun doğru olmadığını siz de biz de bilmekteyiz ancak
bürokratlarınızın sizi yanıltmaması konusunda mutlaka
uyarmanız gerektiğini düşünüyor, yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Yıldız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 8 inci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendinde geçen inceleme ibaresinden sonra gelmek üzere ,
soruşturma ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nuri
Uslu (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılıyoruz.
BAŞKAN Kim konuşacak efendim?
SUAT KILIÇ (Samsun) Gerekçe okunsun.
Gerekçe:
8 inci maddenin (a) bendindeki düzenlemeye paralellik
sağlanması amacıyla söz konusu önerge verilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Karar yeter sayısı
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Karar yeter sayısı arayacağım
efendim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.09
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.19
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
8inci maddede, Uşak Milletvekili Sayın Nuri Uslu ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
Yok.
SUAT KILIÇ (Samsun) Elektronik yapabiliriz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Elektronik cihazla yineliyorum oylamayı, bir
dakika da süre vereceğim.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Önerge kabul edilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 8inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
8inci madde
kabul edilmiştir.
9uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinin sonundaki hukuki mütalaasını
bildirmek ibaresinin hukuki mütalaa vermek şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Alim
Işık K.
Erdal Sipahi Beytullah
Asil
Kütahya İzmir Eskişehir
Mümin İnan Nevzat Korkmaz Akif Akkuş
Niğde Isparta Mersin
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Hukuk Müşavirliği başlıklı
9. maddesin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Çetin Soysal
Adıyaman Tokat İstanbul
Ali İhsan
Köktürk Hulusi Güvel Enis Tütüncü
Zonguldak Adana Tekirdağ
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Rasim
Çakır
Malatya Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Soysal. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÇETİN SOYSAL (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 9uncu maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Ancak burada ondan daha önem verdiğim
başka bir şeyi ifade etmek istiyorum, bir dramı, bir trajediyi
sizlerle paylaşmak istiyorum. Defalarca bu kürsülerde bunları,
aslında, paylaştık, önergelerimizle, Meclis araştırmalarımızla
paylaştık. Kot kumlama işçileri bugün yine Abdi İpekçide
seslerini, feryatlarını duyurmaya çalışıyorlar.
Israrla da duymak istemeyenler, artık bunu duymaları gerektiğini
düşünüyorum. Bugün yine Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiler, onlarla
dün de, bugün de birlikteydik.
Değerli arkadaşlarım, kot kumlama işçileri,
şimdi, silikozis denen bir hastalığa yakalanıyorlar ve
bunun tedavisi yok, güç ve bunlar kayıt dışı
çalıştırılmışlar. Şimdi burada ne
arıyor? Sosyal devleti arıyor. Sosyal devleti nerede arayacak?
Türkiye Büyük Millet Meclisinde arayacak. Peki bu konuda duyarsız kalmak
gerçekten doğru mu? Gazze gerçekten hepimizin içini yakan bir olay,
Irakta ölen insanlar içimizi yakıyor ve en son yaşanan vahim bir
olay, 9 vatandaşımızı, yurttaşımızı
yitirdik. Şimdi, elbette bunlara sahip çıkmak en temel
görevlerimizden biri olabilir ama bir şeyi daha görelim arkadaşlar, o
da ülkemizde yaşananlar. Yani düşününüz ki dünyada sadece Türkiyede,
tekstil sektöründe, kot kumlama sonucu ölen insanlar ülkemizde. Şimdi,
Bingölde iki tane kasaba... Kasabanın tüm gençleri silikozis
hastası. Şimdi, bunların tedavi olması yetmiyor, aynı
zamanda ilacına ihtiyaç var, bunların yaşamlarını
idame ettirmeleri için devletin sosyal güvenliğine ihtiyacı var, bunların
devletin hoşgörüsüne ihtiyacı var. Şimdi, bu hoşgörüden
niye eksik ediyoruz? Daha dün 1 kişi daha yaşamını yitirdi
Erzurumda bu hastalıktan ötürü. Buna karşı niye iş
birliği içerisinde olmuyoruz? 16 Temmuza kadar Meclisi uzattık. Bir
sürü yasa tasarısı var, bunları görüşeceğiz ama bire
bir yurttaşlarımızın öldüğü bir hastalık...
Kayıt dışı çalıştırılarak ve onun
sonucunda yaşam hakları elinden alınmış ve ölümle her
an yüz yüze gelecek bu insanlarımıza sahip çıkmak bizim en
temel, en biricik görevimiz değil mi? Buna karşı duyarlı
olmak, bunun için iş birliği yapmak, bir dayanışma içinde
olmamız, sorun neyse çözmemiz bizim
en temel görevimiz değil mi? Bu Parlamento bunun için yok mu? Burada biraz
daha duyarlı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hatta,
bununla ilgili gerekiyorsa birlikte bir kanun teklifi verelim. 5 bine
yakın insanı ilgilendiriyor bu. Bunu, sadece benim veya sizin
değil hepimizin sorunu olarak görmeliyiz; insancıl bir sorun, insani
bir sorun ve bu soruna sahip çıkmamız gerektiğini
düşünüyorum ve bununla ilgili de hep birlikte bir kanun teklifi vererek
onu da birlikte değerlendirelim ve bu işi çözümleyelim diye
düşünüyorum. Bu konuda duyarlı olacağınızı umut
ediyorum. Arkadaşlarımın da bu konuyu insani bir görev olarak
kabul edeceklerini düşünüyorum.
Tabii, bunu söyledikten sonra şuna da değinmek istiyorum:
Üçüncü köprü... Aslında, o çok uzun uzadıya tartışmak
istediğim bir konu ama zamanımı da kullanarak...
Değerli arkadaşlarım, İstanbulun kuzeyine
üçüncü köprü yapıyoruz. Biz daha önce ne yaptık? Birinci köprüyü
yaptık. Köprüye karşı mıydık? Hayır,
değildik. O karşı olarak adlandıranlar doğru
söylemiyor. Yalnız, baktığımız zaman birinci köprünün
adı neydi? Çevre yolu idi. Peki, birinci köprü şimdi çevre yolu mu?
İkinci köprüyü yaptık, adı neydi? Transit yol idi. Şimdi
ikinci köprü transit yol mu? Birinci köprü kentin en göbeği hâline döndü,
ikinci köprü yine sağına soluna yeni yapılaşmalarla kentin
en yoğun olan bölgeleri hâline dönüştü. Şimdi üçüncü köprü de
bundan farklı olmayacak çünkü orada süreç içerisinde plan tadilleriyle
Nasıl ki plansız bir kent İstanbul. Ne yazık ki hâlâ
100.000likleri planlanamamıştır ve burada, İstanbulda
herkes bir anlamda yetkili, Bayındırlık Bakanlığı
yetkili, TOKİ yetkili
TOKİnin yol artıklarına yüksek
binalar dikme ve oraya yoğunluk kazandırma gibi çok yoğun bir,
kente dönük bir ihanet içerisinde olduğunu ne yazık ki görüyoruz.
Şimdi, üçüncü köprü de su havzalarının
bulunduğu yer, kuzey ve en önemlisi oradaki İstanbul trafiğini
rahatlatma oranı yüzde 1 veya yüzde 1,5
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ÇETİN SOYSAL (Devamla)
hiçbir şekilde de trafiği
rahatlatmayacak ve 6 milyar dolar gibi bir yatırım öngörülüyor. Bunun
altını çizerek söylüyorum, çünkü bunun çok daha ileri rakamlara
çıkacağını da görüyoruz.
Şimdi, düşününüz ki, öncelikli üçüncü köprü mü ve kentin
trafiğine ne kadar katkı sunacağı da ortada, yüzde 1in
üzerinde olmayacak. Orada yaşayan, gören biri olarak ve süreç içerisinde
orada plan tadilleriyle bir dayatmacı anlayışın nasıl
ki birinci ve ikinci köprünün etrafında ve oradaki bağlantı yollarında
bir dayatma sonucu yapılaşma almış başını
nasıl gittiyse, aynı oranda da burası da böyle olacak. Oradaki
tek yeşil alanlar, kentin en önemli yeşil alanları,
ormanlık bölgeler de yok olmaya mahkûm olacak. Gerçekten İstanbul
adına büyük bir talihsizlik olacak.
Aslında İstanbul da her tarafı denizlerle çevrili,
taşımacılık anlamında denizlerden yeterince,
ulaştırma anlamında da yeterince yararlanamıyoruz.
Aslında bunları paylaşmak istiyordum ama buna
vaktim yetmiyor. Sadece şunu ifade etmek istiyorum: Örneğin deniz
yolunda Bandırma-Ambarlı arasını bir gözden geçirmemiz
gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
ÇETİN SOYSAL (Devamla) Peki, bu vesileyle hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Soysal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (b) bendinin sonundaki hukuki mütalaasını
bildirmek ibaresinin hukuki mütalaa vermek şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Serdaroğlu.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Serdaroğlu. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Çok konuşulan bölünmüş yollarla ilgili bazı
gerçekleri sizlerle ve milletimizle paylaşmak istiyorum. Bu çok
övündüğünüz bölünmüş yollar, sizin mucize buluşunuz falan
değildir. Herkes bilmelidir ki bölünmüş yol
çalışmaları, 2000 yılında Milliyetçi Hareket Partisi
tarafından programlanmış ve
başlatılmıştır. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar (!)]Ancak sizden farklı olarak biz
sağlıklı, şikâyetsiz, kullanılabilir ve uzun ömürlü
yol olması için 8.500 kilometre yol planladık. Siz, bunu, hiçbir
hesap kitap yapmadan, sırf Milliyetçi Hareket Partisinden fazla yol
planladık diyebilmek için 8.500den 15 bin kilometreye çıkardınız.
Bugün diyorsunuz ki: Cumhuriyet döneminde yapılan bölünmüş yollar 6
bin kilometreydi, biz 11 bin daha ilave yaptık. O da doğru mu belli
değil. Ben de diyorum ki, iktidarı
devraldığınızda cumhuriyet döneminin iç ve dış
borçları toplamı 225 milyar dolardı, siz bunu 500 milyar dolara
çıkardınız. Bu aradaki yaklaşık 275 milyar
dolarlık farkı bu bölünmüş yollara mı harcadınız?
Sattıklarınızdan gelen 40 milyar dolar da bunun cabası.
Her şeye rağmen, Milliyetçi Hareket Partisinin
başlattığı bu bölünmüş yol
çalışmalarını devam ettirmenizden dolayı kişisel
olarak memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Ancak Milliyetçi Hareket
Partisininkini geçme iddiasıyla yaptığınız bu yollar
standart dışı ve kalitesiz oldu. Yapılan bu yolların
altyapısı da üstyapısı da daha bir yıl geçmeden
bozuluyor. Neden? Çünkü uydurma yapılıyor. Değil diyen varsa,
gelsin tartışalım veya şurada oturan Karayolculara lütfen
sorsun ve onlarla konuşsun. Ankara-Çankırı-Kastamonu yolu belli
ve yapılan yolların hâli ortada ve de hiç saklayacak bir şey
yok, mal da meydanda. Aman canım, yapılsın da nasıl
yapılırsa yapılsın. diyemezsiniz değerli
milletvekilleri, çünkü harcanan her kuruş bu ülkenin ve bu milletin
parasıdır. Ayrıca, bu yolların tamir ve bakımı da
yeni yol yapılması kadar maliyetli olacaktır. Bu da iş bilmezliğinizin
bir doğal sonucudur. Milliyetçi Hareket Partisi olarak 2001
yılında başlattığımız çok sayıdaki
yolları tek tek saymaya gerek görmüyorum ama bunlardan bir tanesini örnek
vermek istiyorum ki o da trafik yoğunluğu çok fazla olan
Gölcük-Yalova yoludur. Başlattığımız bu yolu ne
yazık ki sekiz senedir hâlâ bitiremediniz. Yalova-Gölcük yolu,
İktidarınızın bölünmüş yol faaliyetlerindeki
yetersizliğinin en açık bir örneğidir. Yapılan
bölünmüş yollarda zemine bağlı bozuk asfalt ve dalgalanmalar
ciddi trafik kazalarına neden olacaktır ve olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı, aynı zamanda
otoyolların ve çevresindeki hazine arazilerinin
satışını kamufle etmeye çalışan bir
tasarıdır. Devri İktidarınızda, başta sanayi
tesislerimiz olmak üzere, arsalarımız, arazilerimiz ve birçok önemli
kuruluşumuz gerçek değerinin çok altında, şaibeli bir
şekilde satıldı. 2001 yılında, hep üzerinde
durduğunuz ve konuştuğunuz 2001 yılında hortumcuların
elinden alıp Fona devrettiğimiz bankaları bile değerinin
yarısına sattınız ve bunun hesabını
inşallah, Milliyetçi Hareket Partisinin iktidarında sizden
soracağız. Bu özelleştirmelerden gelen yaklaşık 40
milyar dolarlık sıcak parayı da ortadan yok ederek, maalesef
buharlaştırdınız. Soruyorum size: Bu
sattıklarınızdan aldığınız parayla hangi
yatırımı yaptınız? Kaç kişiye iş ve aş
imkânı temin edebildiniz? Şimdi de satacak bir şey kalmadı,
gözünüzü yollara, köprülere, rüzgâra ve akarsulara çevirdiniz. Sayın
İktidar, özelleştirmedeki yanlışlarınızı hem
biz hem de milletimiz gördü. Şimdi biz size nasıl güvenelim de
otoyolların, köprülerin satışını emrinize verelim?
Otoyolları ve köprüleri satmak için önümüze getirdiğiniz şu
tasarıya öyle maddeler koymuşsunuz ki sınırı belli
değil, kapsamı belli değil, nerede duracağı da belli
değil. Tasarıdaki hizmet tesisleri ibaresi dikkat çekicidir
değerli milletvekilleri. Açıkça söylüyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MEHMET SERDAROĞLU (Devamla) Açıkça söylüyorum:
Tasarı yasalaşırsa otoyolların kenarında ne kadar
arazi varsa hizmet tesisi diye rant kapısı hâline gelecektir.
Dolayısıyla bu kanuna Tesis rantı kanunu. diyebiliriz.
Bu kanun ile otoyollar birer ticaret merkezi hâline gelmektedir.
İl ve ilçelerde o kadar çok ticaret merkezi varken bizim bunu kabul
etmemiz mümkün değil.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
özelleştirmeye karşı değil, özelleştirme yoluyla
peşkeş çekilmesine karşıdır ve Milliyetçi Hareket
Partisi özelleştirme yoluyla ticari rantlar yaratılmasına
karşıdır ve kusura bakmayın, Milliyetçi Hareket Partisi
olarak sizin tıpkı Balıkesir SEKAda olduğu gibi,
tıpkı Telekomda olduğu gibi yakınlarınıza ve
dostlarınıza yeni rant kapıları açmadan özelleştirme
yapabileceğinize inanmamaktayız diyor, hepinizi bir kez daha
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Serdaroğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
9uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
9uncu madde kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 10. maddesinin (4) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz K. Erdal Sipahi Alim Işık
Isparta İzmir Kütahya
Beytullah Asil Mümin İnan Akif Akkuş
Eskişehir Niğde Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Personel, atama usulü ve kadrolar
başlıklı 10. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali İhsan
Köktürk Ali Rıza
Ertemür
Malatya Zonguldak Denizli
Hüseyin
Ünsal
Amasya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Ertemür. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ERTEMÜR (Denizli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 10uncu
maddesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan
önce, Hakkâride ve İstanbulda şehit olan askerlerimize Allahtan
rahmet, ailelerine ve ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Aynı zamanda, değerli insan, sevgili İlhan Selçukun da ailesine
başsağlığı diliyor, tüm ulusumuzu ve yüce Meclisi
sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 23üncü Yasama Döneminde bu yüce
çatı altında farklı konularda pek çok kanun
tasarısını görüştük. Farklı alanlarda
hazırlanmış bu kanun tasarılarının ortak
özelliklerinden biri de kadrolaşma çabalarına yönelik personel
düzenlemeleridir. Ne yazık ki Hükûmetin kadrolaşma konusundaki
ısrarı görüşmekte olduğumuz kanunda da yerini almıştır.
Elbette, kamunun kadro ve personel ihtiyacı
karşılanmalıdır. Kadrolara yapılan atamalarla mesleki
deneyim, yeterlilik ve eğitim ön planda tutulmalıdır. AKP
hükûmetleri döneminde yapılan atamalarda mesleki deneyimin yerini siyasi
görüş, liyakatin yerini de yandaşlık ve
kayırmacılık almıştır.
Değerli milletvekilleri, AKPnin fütursuzca yürüttüğü
kadrolaşma çabalarının önündeki en büyük engel ise
yargının göreve iade yönünde vermiş olduğu
kararlardır. AKP İktidarı yargının verdiği bu
kararları aşmak için değişik yöntemler icat etmiş ve
uygulamaya koymuştur. Hazırlanan tasarılarla kurumların
teşkilat yapıları değiştirilmekte, eski kadrolar iptal
edilerek yeni kadrolar ihdas edilmektedir. Görüşmekte olduğumuz 499
sıra sayılı Kanun Tasarısının 10uncu maddesinde
de bazı kadro değişiklikleri göze çarpmaktadır.
Yapılan düzenlemede, üst düzey bürokratların atanmasında
altı ay gibi kısa bir süre öngörülmektedir. Sağlıklı
olmayan bir biçimde yeni atamalara zemin hazırlanmaktadır. AKP
İktidarının kadrolaşma çabası nedeniyle kurumlarda
yaşanan erozyonun, mesleki deneyim ve birikimden yoksun kadroların
devlet yönetiminde kilit noktalara taşınmasının
faturasını ise vatandaşlarımız ödemektedir.
Değerli milletvekilleri, ulaşım, bir ülkenin can
damarıdır. Sanayiden tarıma, turizmden kültüre kadar bütün
sektör ve alanları yakından ilgilendiren ulaşım, ülkemizin
de en önemli sorunlarından biridir. Hızlı kentleşme,
sanayileşme ve nüfus artışı, ulaşım sektörünün
yaşanan sorunlarını daha da artırmaktadır. Devletin
temel görevlerinden biri de ekonomik ve toplumsal gelişme nedeniyle
ulaşımda oluşan yeni ihtiyaçları karşılamak, var
olan sistemi sağlıklı bir şekilde işletmektir,
ulaşımla ilgili ileriye dönük politikaları
hazırlamaktır, ulaşımın sağlıklı
yürütülmesi için gerekli koordinasyonu sağlamaktır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde ulaşım sistemi
kara yolu ağırlıklıdır. Demir yolu, hava yolu, deniz
yolu ulaşımının ise bugünkü hâliyle yeterli olduğunu
söylemek mümkün değildir. Daha ucuz ve güvenli olan demir yolu, ülkemizin
denizlerle çevrili olması nedeniyle deniz ulaşımı ve zaman
kaybı açısından önemli avantaj sağlayan hava
ulaşımının yaygınlaştırılması
gerekmektedir. Ulaşım seçeneklerinin artırılması her
açıdan önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, tüm bunların hayata
geçirilmesinin ön koşulu ise ulusal ulaşım ana
planının oluşturulmasına bağlıdır. Bugüne
kadar, AKP hükûmetlerinin ulaşım ana planıyla ilgili herhangi
bir çalışmasını göremedik. Sadece, Sayın
Başbakanın siyaseten aldığı anlık kararlarla
duble yollar yapılmaktadır. Duble yollarda bitmek bilmeyen
onarım ve bakım çalışmaları, AKP
İktidarının başarısız icraatının somut
bir örneği olarak ortada durmaktadır. Dünyada, gelişmiş
ülkelerde demir ve hava yolunun yaygınlığı bilinmektedir.
Ülkemizde, demir yolu ulaşımı âdeta kaderine terk edilmiş
durumdadır. Hava yolunda ise yeterli yaygınlık
sağlanmadığı gibi hâlâ pahalı bir ulaşım
biçimidir.
AKP Hükûmeti ülkenin kaynaklarını inşaat kalitesi
düşük duble yollarla talan etmektedir. Duble yol yapımı âdeta
AKPli müteahhitlere iş yaratma imkânı olarak
kullanılmaktadır. AKP, duble yolla yandaşlarına duble kâr
payı kapıları açarak tatlı tatlı kazanç
sağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmeti pek çok konuda
olduğu gibi ulaşım konusunda da bildiğini okumaktadır.
Atılan yanlış adımların faturasını
vatandaşımız ödemektedir. Altyapı yaparken, köprülü
kavşak yaparken kimseyi dinlemezseniz, bilim adamlarından,
uzmanlardan yararlanmazsanız, yapılan yanlışlarla da
altyapı yetersizliği nedeniyle yaşanan doğal afetlerden sonra
ya geçmiş dönem iktidarlarını suçlarsınız ya da
ivedilikle düzeltme yapacağınızı söyleyip hiçbir şey
yapmazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ RIZA ERTEMÜR (Devamla) Değerli milletvekilleri,
seçim bölgem Denizli il sınırları içerisinde bugüne kadar
yapılmamış özellikle Denizli-Çal ayrımı Uşak
yolu, Çivril-Dinar yolu, Denizli-Yeşilova-Burdur yolu, Tavas-Karacasu
yolu, Çameli-Fethiye yolu, Buldan-Güney ayrımı Sarıgöl yolu
Bu
yolların bir an önce yapılarak hizmete açılmasında çok
önemli olaylar gündeme gelecektir. Ben Sayın Bakanımızdan bu
yılan hikâyesine dönmüş yollarımızın bir önce
yapılmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Ertemür.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 10. maddesinin (4) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, buradaki önergemizde (4)
numaralı fıkranın madde metninden
çıkarılmasını teklif ediyoruz. Burada Müşavir
kadrolarına, Genel Müdürlükte Daire Başkanı, dengi ve üstü
kadrolarla Bölge Müdürü kadrolarında en az altı ay süre ile görev
yapanlar arasından atama yapılır. deniliyor. Bu genel olarak
bütün diğer maddede de belirtmiş olduğum husus burada geçerli
çünkü ne yapıyoruz? Müşavir kadrosuna görevden aldığımız
kişileri atayalım diye müşavir kadrosu ihdas ediyoruz. Oraya da
kimlerin atanacağını önceden belirlemiş oluyoruz. Üst
yöneticilerin bu kadrolara atanmasının öngörüldüğü buradan
anlaşılıyor. Bu durumda müşavirlik hizmetleri görmek yerine
kızak kadrolar olarak bu kişilerin oralarda atıl bir
şekilde bekletildiğini görüyoruz. Geçmiş dönemden görevden
alınan arkadaşlarımız şu anda müşavir kadrosunda
bir süre durdular, sabah akşam yoklama çetelesine imza atmak üzere sürekli
olarak üstlerinde bir baskı oluşturulmuş durumda.
Dolayısıyla bu madde müşavir kadrolarına bu üst düzey
görevlileri atamayı öngördüğü için bu fıkranın madde
metninden çıkarılmasını öneriyoruz.
Değerli arkadaşlar, şimdi bununla ilgili gelen
Hükûmetin teklifine ve sonrasında Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen
tekliflere baktığımız zaman söylediğim şeyi daha
net bir şekilde anlamamız mümkün. İptal edilen kadrolar listesi
var. Hükûmetin teklif ettiği metinde strateji geliştirme
başkanıyla başlıyor, sonradan kabul ettiğimizde genel
müdür ve genel müdür yardımcısı da içinde. En sonuna
koyacağımız geçici hükümle de hepsini yeniden iptal
ettiğinize göre görevi iptal edilmiş sayılıyor.
İstenildiği zaman o göreve atanma, istenilmediği zaman da yerine
yenisinin atanmasını kanun yoluyla sağlamış oluyoruz.
Böylece de Danıştaydan dönmesini engellemiş oluyoruz.
Yine, aynı şekilde bununla ilgili ihdas edilecek
kadrolar arasında 10 tane müşavir kadrosu var genel idari hizmetler
sınıfında 1inci derece olarak ama arkasında sonradan
başka arkadaşlarımızı da bu müşavir kadrosuna
dâhil etmeyi düşünerek ek önerge verildiği için (4) sayılı
listede yeniden, sadece, bir tek müşavirlerle ilgili 10 tane müşavir
kadrosu ihdas eden başka bir ek listemiz daha var, zaten normalde ihdas
edilen kadroların içerisinde vardı. Ya onu 20 yapsaydınız
Burada ayrı bir kadroyla gelmesi de zaten onların başkaları
için, görevden alındığı zaman oraya atanabilmelerini
sağlamaları için yeni bir 10 tane daha, böylece 20 tane müşavir
kadrosu alınmış oluyor.
Bu nedenle bu önergemizin kabulünü sizlerden istirham ediyoruz
çünkü aksi takdirde, bütün diğer kanun tasarılarında olduğu
gibi, gelen bütün teşkilat kanunlarında standart maddeler var
arkadaşlar. Bundan sonra görüşeceğimizde de var, ondan
sonrakinde de var. Böylece kanun emriyle Danıştayın önündeki
engeli siz kaldırmış oluyorsunuz, Danıştaya gitme
hakkını kaldırmış oluyorsunuz, o engeli de bertaraf
etmiş oluyorsunuz, kanun emriyle de burada o insanların
haklarını gasbetmiş oluyoruz. Aksi takdirde, siz görevden
aldığınız zaman o kadroya atarsanız onlar dava
açıyorlar ve dava yoluyla kazanıp geri geliyorlar.
Bu çerçevede, önergemizin kabulünü istirham ediyoruz. Bunun
dışındaki hususlara diğer maddelerde değinmek üzere
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Kabul edenler...
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan, karar yeter
sayısı
BAŞKAN Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Karar yeter sayısını 10uncu madde
için dikkate alacağım, 10uncu madde üzerinde.
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı
yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.49
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 16.03
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
10uncu maddenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi maddeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım ve
elektronik cihazla oylama yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır, 10uncu
madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 11. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (i) bendinin sonundaki ile diğer gelirler
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Beytullah Asil Alim Işık
Isparta Eskişehir Kütahya
K.
Erdal Sipahi Mümin
İnan
İzmir Niğde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Gelirler başlıklı 11. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Rasim
Çakır Tansel
Barış
Malatya Edirne Kırklareli
Ali
İhsan Köktürk
Zonguldak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Kim konuşacak acaba?
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Ben
konuşacağım Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Barış. (CHP
sıralarından alkışlar)
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 499 sıra sayılı, Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 11inci maddesiyle ilgili verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayın
Başbakanımız birkaç gün önce verdiği bir beyanatta
Döktükleri kanda boğulacaklar. Kanları yerde kalmayacak. gibi
sözler söylemişti. Artık bu sözler anaları, babaları ve
toplumu tatmin etmiyor. Elbette teröre karşı iş birliği,
hep beraber bu konuda çalışmamız gerekiyor ama sayın
iktidar 2007 yılında halktan oy isterken Biz terörü
bitireceğiz, biz işsizliği çözeceğiz, biz fakirliği
yok edeceğiz. diyordu ama bugün geldiğimiz noktada terör devam
ediyor, bugün işsizlik devam ediyor ve yoksulluk almış
başını gidiyor değerli arkadaşlar. Hâlbuki yüzde 47 oy
ile size bu halkımız bu yetkiyi de vermişti ama bugün terör can
almaya devam ediyor ve Türkiye şehitlerine ağlıyor değerli
milletvekilleri. Daha ciddi tedbirlerin alınması zamanı geldi ve
geçmiş bile. Ben şehit Mehmetçiklerimize Allahtan rahmet diliyorum
ve ulusumuzun başı sağ olsun diyorum.
Yine, aydınlanma devrimcisi, Cumhuriyet gazetesi
başyazarı İlhan Selçuku kaybettik. Kendisine de Allahtan
rahmet diliyorum. Cumhuriyet ailesinin ve basınımızın
başı sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2002-2010,
sekiz yıldır iktidar mensupları, her konuşmasında
Karayollarıyla ilgili övünüyorlar, belki haklı yönleri de
vardır. Ben de yıllardır Karayollarının önemli bir
kurum olduğunu ve iyi işler yaptığını da
görüyorum. Bu konuda Karayolları çalışanlarına gerçekten
teşekkür etmek lazım, yollar yapılıyor, otoyollar yapılıyor, köprüler, barajlar.
Gerçekten Bakanımıza da teşekkür ediyoruz yollar
için ama şunu söylemek de gerekiyor: Yollarımız neden kalitesiz
Sayın Bakanım? Yollarımız niye çukur? Malzeme mi eksik,
malzemeden mi çalınıyor, yoksa mühendislik sorunu mu vardır?
Hepimiz Avrupaya gidiyoruz, hepimiz oradaki yollardan geçiyoruz, görüyoruz ve
imreniyoruz gerçekten. Bizim ülkemizdeki yollar neden engebeli, neden her taraf
çukur içerisinde? Efendim, sorduğumuz zaman da yağmur
yağıyor, kar yağıyor böyle oluyor; tuzlanma
yapılıyor, asfalt çürüyor, eriyor. Avrupada da kar
yağıyor, bizden daha çok kar yağıyor Sayın
Bakanım. Oradaki yollar niye çökmüyor, oradaki yollar niye bizimki gibi
olmuyor, engebeli olmuyor? Bunu gerçekten ben merak ediyorum ve bize de
yakışmadığını burada dile getiriyorum Sayın
Bakanım.
Umarım bundan sonraki çalışmalarda
asfaltlarımız çok daha kaliteli olacak, yollarımızda çukur
olmayacak ve bizler de Avrupadaki ülkelerin yolları gibi,
araçlarımızla, fazla masraf etmeden, araçlarımızın
sağı solu kırılmadan, dökülmeden yollarımızda
seyredebileceğiz.
Tabii ki burada asfalt yapısı, buradaki malzemeler
Neden bizdeki malzemeler daha kalitesiz oluyor. Sayın Bakanım,
umarım ki o da bu konular üzerinde ciddiyetle durmaktadır ama
geçenlerde Avrupadan gelen misafirlerimden gerçekten ben utandım, ben
geçenlerde Avrupadaydım, ben imrendim yani bu konu üzerinde gerçekten
sıkıntı çekiyoruz ve ülkemizin bu durumuna da üzülüyorum çünkü
şöyle bir tekerleme var halk arasında: En iyi yolu İtalyanlar
yapıyor ama en iyi yamalama işini de Türkler yapıyor. diye.
Bundan gerçekten ben rahatsız oluyorum. Bunu herkesin bilmesi, herkesin de
ülkemizin bu konuda ciddi bir şekilde çalışması
gerektiğine inandığını görüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
TANSEL BARIŞ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Bundan sonra bizler de iyi yollarda seyredelim. Kazasız,
belasız ve Türkiyeye yakışır kara yollarını
görmek dileklerimle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Barış.
ENGİN ALTAY (Sinop) Başkanım, karar yeter
sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Arayacağım.
Elektronik cihazla yapacağım kabul edip
etmediğinizi karar yeter sayısı istendiği için.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.13
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.27
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
122nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
11inci madde üzerinde Kırklareli Milletvekili Tansel
Barış ve arkadaşlarının önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Önerge reddedilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 11. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (i) bendinin sonundaki ile diğer gelirler
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Diğer gelirler ibaresi muğlak olduğundan ve zaten
bütün gelirler tanımlandığından madde metninden
çıkarılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
11inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde kabul edilmiştir.
12nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 12. maddesinin (2), (3) ve (4)
numaralı fıkralarının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Beytullah Asil Alim Işık
Isparta Eskişehir Kütahya
K. Erdal Sipahi Mümin İnan Akif Akkuş
İzmir Niğde Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Genel Müdürlüğün para ve mallarının
statüsü, istisna ve muafiyet başlıklı 12. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ali İhsan
Köktürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hulusi
Güvel
Zonguldak Malatya Adana
Harun
Öztürk Rasim
Çakır
İzmir Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Sayın Öztürk, buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 12nci maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı yapmak,
yaptırmak, işletmek, işlettirmek tasarısı olarak
adlandırılabilir. Bilindiği gibi Danıştay,
Özelleştirme İdaresi Yüksek Kurulunun otoyollar ve köprülerin
özelleştirme programına alınmasına ilişkin 2007
tarihli kararının yürütülmesini yasal altyapısı
bulunmadığı için 2008 yılında durdurmuştu.
Tasarı, bu boşluğu doldurmak ve otoyolların yapım,
bakım, onarım ile işletilmesini özel sektöre devredebilmek için
hazırlanmıştır. Komisyon raporu incelenirse, Hazine
Müsteşarlığı ve DPTnin de tasarının 5018
sayılı Kanuna aykırı olduğu ve mali disiplini bozucu
etkileri olacağı yolunda görüşler dile getirdiği
görülecektir.
5018 sayılı Kanunun kabulü sırasında, kendine
özgü öz gelirlerinin yetersizliği nedeniyle katma bütçeli kuruluş
statüsü genel bütçeli idare statüsüne dönüştürülen Karayolları Genel
Müdürlüğünün yeniden özel bütçeli idareler arasına alınması
uygun olmamıştır. Bu kararda bundan böyle otoyollar ve
köprülerin özelleştirilerek paralı hâle getirileceği ve bundan
Genel Müdürlüğün de pay alacağı fikri etkili olmuş ise bu
doğru olmamıştır. Zira, 5018 sayılı Kanuna göre
genel bütçeli idarelerin gelirleri Hazine birliği ilkesi doğrultusunda
bütçe havuzunda toplanmakta ve giderler de bu havuzdan yapılmaktadır.
Hazine birliğine aykırı işlemler yapmak üzere Genel
Müdürlüğün genel bütçeli idareler kapsamından çıkarılarak
özel bütçeli idareler kapsamına alınması Hükûmetin mali
disiplini sağlamak için yasalaştırmaya
çalıştığı mali kural tasarısıyla da çelişmektedir.
Değerli milletvekilleri, günümüzde kamu hizmeti bir kamu
otoritesinin yanı sıra özel kişilerce de yerine
getirilebilmektedir. Eğer kamu, içine düştüğü kaynak
sıkıntısı nedeniyle bir kamu hizmetinin yerine
getirilmesini özel sektöre devretmek zorunda kalmışsa, bu alanda
üzerine düşen sorumluluktan idare kurtulmuş sayılmaz. Devredilen
kamu hizmetini yerine getirme görevinin kamu yararına uygun bir biçimde
yürütülüp yürütülmediğinin idare tarafından sıkı bir
biçimde denetlenmesi gerekir. Tasarı, bir kamu hizmeti olduğunda
kuşku olmayan kara yollarının yapım, bakım,
onarım veya işletilmesi işinin özel sektöre devredilmesi
durumunda denetiminin nasıl yapılacağını açık bir
şekilde düzenlememiştir. Oysa, vatandaşlarca kara
yollarından yararlanmanın bedelli ya da bedelsiz olacağı
durumlarda kara yollarının yapım, onarım ve işletme
hakkını devralanların, kara yollarını vasfına
uygun yapıp yapmadıklarının, gerekli onarımları
zamanında ve yine vasfına uygun gerçekleştirip
gerçekleştirmediklerinin, istihdam ettikleri personele insan onuruna
yaraşır bir ücret ödeyip ödemediklerinin, sosyal güvenliklerini
sağlayıp sağlamadıklarının, iş güvencesiyle
iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine uyup
uymadıklarının sıkı bir şekilde denetlenmesi
zorunludur. Bütün bu soruların cevabını bu tasarıda
görebilmek mümkün değildir. Pek çoğu ihale şartnamesi içinde
kaybolup gidecektir.
Değerli milletvekilleri, devredilen kamu hizmetinden
vatandaşlar bir ücret ödemeden yararlanacaklarsa bütçeden bu hizmeti sunan
özel sektöre bir ödeme yapılacağı şüphesizdir. Benzeri
durumlar için 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanunda Katkı payı adı altında ödeme
yapılacağı öngörülmüştür. Burada da halkın bedelsiz
yararlanacağı kara yollarının işletilmesinin özel
sektöre devri durumunda kamu benzeri yükümlülük altına girecektir.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet tasarısı genel
müdürlüğe katma değer vergisiyle özel tüketim vergisinde de muafiyet
tanımaktaydı. Komisyonda bu iki vergiyle ilgili muafiyetin
kaldırıldığını görüyoruz. Öte yandan
tasarıda yer alan istisna ve muafiyetlerin Gelir, Kurumlar, Emlak ve Damga
Vergisi Kanunlarında ve Harçlar Kanununda ve diğer kanunlarda yer
alması uygun olurdu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Çünkü yasama organı söz konusu kanunların kapsamına
giren istisna ve muafiyetlerin sadece ilgili kanunlara konulan hükümlerle
getirilebileceğini hükme bağlamışken, aynı yasama
organının bu tasarıda yapıldığı gibi kendi
koyduğu kurala uymaması beklenemez. Ayrıca kamu tüzel
kişiliğine sahip bu kurumun iktisadi işletmelerine vergi
muafiyeti tanınması da eşitlik ilkesiyle
bağdaşmamaktadır.
Söz konusu muafiyet ve istisnaların getirilmesinde bir
taraftan vergi alırken diğer taraftan hazine yardımı
şeklinde geri verilmesinin önüne geçme gibi bir anlayış hâkim
olmuş ise bu anlayış doğru bir anlayış
değildir çünkü 5018 sayılı Kanunun 13üncü maddesinde tüm gelir
ve giderlerin gayrisafi olarak bütçelerde gösterileceği, bütçe ilkeleri
arasında sayılmaktadır.
Bu nedenlerle, 12nci maddenin tasarıdan
çıkarılmasını öneriyor, yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler..: Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 12. maddesinin (2), (3) ve (4)
numaralı fıkralarının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Erkan Akçay.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 12nci
maddesi üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısının
hazırlanmasının asıl amacı, hukuki boşluğun
doldurularak otoyolların özelleştirilmesidir. Nitekim,
tasarının genel gerekçesinde bu durum açıkça yazılmaktadır.
Alternatif finansman modelleri ve alternatif maliyetler ortaya konulmadan
otoyolların ve köprülerin kaynak yaratmak amacıyla
özelleştirilmesini doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz.
Tasarının 12nci maddesinde Vergi istisna ve
muafiyetleri başlığı altında vergilerle ilgili
bazı düzenlemeler getirilmektedir. Gerekçesi ne olursa olsun vergi
muafiyet ve istisnalarının vergi kanunlarında düzenlenmesi
gerekmektedir. Vergi kanunlarının çoğunda o vergiye ilişkin
indirim, istisna ve muafiyetlerin yalnızca o kanunda yer
alabileceğine, diğer kanunlarda yer alan indirim, istisna ve
muafiyetlerin geçerli olamayacağına ilişkin hükümlere yer
verilmektedir. Örneğin Kurumlar Vergisi Kanununun mükerrer 45inci
maddesinde Kurumlar vergisine ilişkin istisna, muafiyet ve kurum
kazancının tespitinde indirimleri düzenleyen hükümler ancak bu Kanun,
Gelir Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununa hüküm eklenmek veya kanunlarda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir. hükmü yer
almaktadır.
Bu madde hükmüne benzeri düzenlemeler Katma Değer Vergisi
Kanununun 19uncu maddesinde, Özel Tüketim Vergisi Kanununun 10uncu
maddesinde ve Emlak Vergisi Kanununun 22nci maddesinde de görülmektedir.
Vergi kanunlarında kendilerine hüküm eklenmek veya değişiklik
yapmak suretiyle bu istisna ve muafiyetlerden yararlanılacağı
yazmasına rağmen, bir başka kanunda muafiyet ve istisna
getirilmesi çelişki ve karmaşa yaratacaktır. O nedenle, bu
maddedeki vergi istisna ve muafiyetiyle ilgili düzenlemeyi yerinde görmüyoruz.
Değerli milletvekilleri, 2009 yılında köprü ve
tünel ücretlerinden 534 milyon lira gelir elde edilmiştir, 2010
yılında ise 871 milyon lira gelir elde edilmesi bütçede
öngörülmektedir. 2010 yılının Ocak-Mayıs döneminde ise yol,
köprü ve tünel gelirleri 274 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. 2010
yılı bütçe hedefinin tutturulabilmesi için, 2010
yılının son yedi ayında 597 milyon Türk lirası gelir
elde edilmesi gerekmektedir. Bu gelirin elde edilebilmesi için 2010
yılının son yedi ayında otoyol, köprü ve tünel ücretlerine
yüzde 100den fazla zam yapılması gerekmektedir ki, bu zammı
yapıp yapmayacağını Hükûmet yetkililerinin
açıklamasında fayda vardır. 2010 yılının ilk
günlerinde yol, köprü ve tünel ücretlerine yüzde 14 oranında zam
yapılmıştır. 2010 yıllında memura yüzde 5 zam
yapan AKP Hükûmeti bütçe rakamlarına göre yol, köprü ve tünel ücretlerine
yüzde 100den fazla zam yapmayı düşündüğü açıkça ortaya
çıkmaktadır.
Devlet Planlama Teşkilatı Kamu
Yatırımları Programını incelediğimizde de
ödeneklerin dağılımında maalesef adalet ve hakkaniyete
uyulmadığını görüyoruz. Örneğin Manisadaki yol
yapım çalışmaları ve aktarılan kaynak miktarları
içler acısı durumdadır ve kaynak yetersizliği yüzünden yol
çalışmalarının bitiş süreleri sürekli
uzamaktadır. Manisa, nüfus bakımından 13üncü, yüz ölçümü
bakımından 18inci sırada olan bir ilimizdir. Ancak Devlet
Planlama Teşkilatı 2009 Yılı Kamu
Yatırımları Programına göre ulaştırma,
haberleşme alanında aldığı 6 milyon Türk liralık
ödenek ile 81 il arasında 46ncı sırada yer almaktadır. 6
milyon liralık bu kaynağın da ancak 2 milyon 980 bin lirası
yol ve köprü yapımı için ayrılmıştır.
Değerli milletvekilleri, Manisadaki yol
çalışmalarıyla ilgili olarak Ulaştırma Bakanı
Sayın Yıldırıma soru önergesi vererek AKP hükûmetleri
döneminde Kamu Yatırımları Programı kapsamında
ulaştırma alanında Manisadaki yol
çalışmalarından kaçı bitirilmiş? diye sorduk.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Sayın Bakan, 8 Mart 2010 tarihinde
soru önergemize verdiği cevapta 2003-2009 yılları arasında
Manisa-Akhisar 14. Bölge hududu, Manisa-İzmir-Turgutlu ayrımı,
İzmir-Manisa yolu, Bornova-Turgutlu-Salihli yolu, Salihli-Kula yolu,
Kula-Uşak yolu, Bergama-Soma-Akhisar yolu, Selendi çevre yolu,
Salihli-Marmara yolu bitirilmiştir. şeklinde cevap vermiştir.
Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki Sayın Bakanın verdiği bu cevap
doğru ve yeterli değildir. Sayın Bakanın
saydığı bu yollardan sadece Selendi çevre yolu, Kula-Uşak
yolu ve Salihli-Kula yolu bitirilmiştir. Aradan yıllar geçmesine
rağmen bu yollar hâlâ bitirilememiştir. Siz iktidara geldikten sonra
Manisada hangi yol projesine başladınız? Manisa-Turgutlu
arasındaki 25 kilometrelik yol dahi sekiz yıldır maalesef
bitirilemedi. Devlet Planlama Teşkilatı Kamu Yatırımları
Programı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ERKAN AKÇAY (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Manisada 2010 yılında bitirilmesi düşünülen yol ve
köprüler için Manisaya ulaştırma, haberleşme alanında 15
milyon Türk liralık yatırım yapılması gerekmektedir.
Bu kaynağı gönderecek misiniz Sayın Bakan?
Değerli milletvekilleri, muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
12nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 12nci madde kabul edilmiştir.
13üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
hakkında Kanun Tasarısının 13üncü maddesinin 1inci
fıkrasında yer alan oto yollar, Devlet yolları ve il
yolları ibaresi erişme
kontrollü yollar, 1. sınıf yollar, 2. sınıf yollar olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Beytullah Asil
Antalya İzmir Eskişehir
Prof. Dr. Abdülkadir Akcan Necati Özensoy Akif Akkuş
Afyonkarahisar Bursa Mersin
Münir
Kutluata Cemaleddin
Uslu
Sakarya Edirne
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Görev ve sorumluluk alanındaki yol
ağları başlıklı 13. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali İhsan
Köktürk Durdu Özbolat
Malatya Zonguldak Kahramanmaraş
Enis
Tütüncü Rasim
Çakır
Tekirdağ Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Özbolat konuşacak
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Özbolat. (CHP
sıralarından alkışlar)
DURDU ÖZBOLAT (Kahramanmaraş) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 13üncü maddesiyle ilgili
olarak şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün önemli bir kısmını değiştirmeyi
amaçladığımız 5539 sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 1950
yılında yürürlüğe girmiştir. 1950 yılından
itibaren dünyada da ülkemizde de çok önemli gelişmeler olmuştur. 1950
yılında kabul edilen bu Kanunun yeniden ele alınması,
ihtiyaca cevap vermeyen noktalarının değiştirilmesinden
daha doğal bir şey olamaz. Buna hiçbir itirazımız yok ancak
bir kanun tasarısı hazırlanırken O işin
tarafları kim, onlar bu süreçten nasıl etkilenecekler, bu kanunla
ilgili düşünceleri nedir? diye sorulur, bu kanun hangi kurumları
ilgilendiriyor bu kurumların yetkililerinin görüş ve önerileri
alınır, sadece göreve getirdiğiniz bürokratların
değil, konuyla ilgili yetişmiş diğer elemanların,
ilgili sendikaların ve meslek örgütlerinin de görüş ve
eleştirileri alınır. Tasarının kanunlaşması
durumunda ortaya çıkması muhtemel sorunların da analizi
yapılır, özellikle de muhalefetin bu konudaki düşünceleri ön yargısız
bir biçimde dikkate alınır zira demokratik bir yaşamın
vazgeçilmez unsurlarından birisidir muhalefet.
Cumhuriyetimizin ulaşım politikasını, Büyük
Atatürk Gidemediğiniz yer sizin değildir. sözüyle özetlemiş.
Halka gidilecek, cumhuriyet değerleri, kültürü, ülkenin en ücra
köşelerine kadar götürülecek. Bu anlayışın doğal bir
sonucu olarak da hem kara yolları hem demir yolları hem de deniz
yollarındaki çalışmalara büyük önem verilmiştir. Bir
tarafta kara yolları yapımı ve onarımı işleri
başlatılırken, diğer taraftan 1926 yılında
çıkartılan Kabotaj Kanunu ile deniz ulaşımı
millîleştirilmiş, yeni liman ve tersane yapımı için
çalışmalara başlanmıştır. Yeni demir yolu
yapımı, var olanların millîleştirilmesi
çalışmaları da büyük bir hızla yapılmaya
çalışılmıştır. Yani, değerli
milletvekilleri, cumhuriyetin mimarları ulaşımın
planlamasını yaparken dengeli bir gelişme politikası
uygulamışlardır. Size bu konuyla ilgili çarpıcı bir
örnek vermek istiyorum: 1950 yılına kadar yolcu
taşımacılığının yüzde 49u, yük
taşımacılığının ise yüzde 17si kara
yolları ile yapılmaktaydı. Bugün ise yolcu
taşımacılığının yüzde 95i, yük
taşımacılığının ise yüzde 91i kara
yolları ile yapılmaktadır. Bu oranları Avrupa Birliği
ülkeleriyle karşılaştırın, çağdaş dünyada
nasıl bir denge var, bunu bir görün.
Sayın Başbakanın en çok övündüğü konulardan
birisi duble yollar, her Ulusa Sesleniş konuşmasında,
yaptığı yolları ballandıra ballandıra
anlatıyor. Peki, Sayın Başbakan, ne kadar demir yolu
yaptın? Deniz ulaşımına ne kadar yatırım
yaptın, oğluna aldığın gemicik dışında?
Türkiyede bir yılda trafik kazalarında ölen insan sayısı
ne kadar? Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayı ne kadar? Bir
düşünün değerli milletvekilleri Yolcu
taşımacılığının daha büyük bir
kısmı demir yollarıyla yapılsaydı ölümlü kaza
sayısı azalır mıydı? sorusuna elinizi
vicdanınıza koyarak cevap verin. Bir de, yük
taşımacılığının bu ülkede
harcadığı kaynağı gözünüzün önüne getirin Bu iş
demir yollarıyla yapılsaydı ülkemizin kârı ne olurdu?
sorusuna cevap verin. Duble yol yapılıyor. Hiç kimse
yapılmasın demiyor değerli arkadaşlarım ama bu
işin planlaması nasıl yapılıyor, doğrusu merak
ediyorum.
Size, kendi seçim bölgem olan Kahramanmaraştan örnekler
vermek istiyorum. Kahramanmaraş 1 milyon nüfusa sahip bir ilimiz,
Türkiye'nin on altıncı büyük ili, başta tekstil ve gıda
olmak üzere, kendi sanayisini de oluşturmuş bir kentimiz. Kayseriden
Kahramanmaraşa doğru yolculuk yapanlar, Kayseriden
çıkınca duble yolun da bittiğini görürler. Hele Göksun ile
Kahramanmaraş arasındaki yol Türkiye'nin en
sıkıntılı, en zor yollarından birisi. Duble yol
yapıyorsanız yapın ama bir de iller ve ilçeler arasındaki
yollara bakın. Kahramanmaraştan çıkın, Çağlayancerit
ilçesine doğru bir yolculuk yapın ya da Kahramanmaraştan
Andırın ilçesine doğru bir yolculuk yapın.
Andırından Kadirliye, Göksundan Gebene doğru bir
yolculuğa çıkın. Bir de Andırın ilçemizin kurayla
belirlediğiniz elli üç köyünden birkaçına doğru bir yolculuk
yapın. Sonra, sonra da Atatürkün Gidemediğiniz yer sizin
değildir. sözünü tekrar hatırlayın. Memleketimden yol
manzaraları böyle değerli milletvekilleri.
Yol yapıyorsanız, yaptığınız ve
yaptırdığınız yolları biraz da denetleyin.
Yapılan yolların yapıldıktan kısa bir süre sonra
kullanılamaz duruma geldiği bir başka sorun. Yazıktır
bu memleketin parasına. Bu kanunla, yıllık bütçesi 5 milyar 108
milyon olan Karayolları Genel Müdürlüğü, Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanunu hükümleri çerçevesinde genel bütçeli bir kuruluş iken, özel
bütçeli bir kurum hâline getiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) Teşekkürler Sayın
Başkanım.
Öyle zannediyorum ki, yıllık bütçesi 6 milyar 615 milyon
592 TL olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de özel bütçeli bir
kuruluş hâline getirilecek. Devletin yatırım bütçesinin büyük
bir kısmını kullanan bu kuruluşlarla ilgili bu düzenlemenin
mantığı ne, doğrusu merak ediyoruz.
Bu tasarı kanunlaşırsa merkez
teşkilatında 214, taşra teşkilatında 7.295 kadro iptal
edilecek, merkez kadrolarında 1.760, taşra kadrolarında ise
5.630 kadro ihdas edilecektir.
Bu işlemler yapılırken çalışanların
mağdur edilmemesi, hak kaybına uğramamaları en büyük
dileğimizdir. Zira, bu konularla ilgili olarak gözümüzün üzerinizde
olacağını bilmenizi isterim. Sizlere önerim, bu konularla ilgili
sendikaların görüşlerini almanızdır.
Gözümüzün üzerinizde olacağı bir başka nokta ise
Genel Müdürlük sorumluluğunda bulunan otoyol, köprü ve bunların
üzerindeki hizmet tesislerinin durumudur. Bunlar özel sektöre devredilecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
DURDU ÖZBOLAT (Devamla) - Umarım kamu vicdanını
rencide etmezsiniz, umarım yıl sonunda bizleri bu konularla ilgili
yeni düzenlemeler yapmak zorunda bırakmazsınız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özbolat.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 13üncü maddesinin 1inci
fıkrasında yer alan oto yollar, Devlet yolları ve il
yolları ibaresi erişme kontrollü yollar, 1. sınıf yollar,
2. sınıf yollar olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akkuş, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 499 sıra sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, insan topluluklarının
ortaya çıkmasıyla birlikte gelişen merkezler arasında
seyahatler yapılmaya başlamış ve bu seyahate
katılanlar zamanla artmış, bu da yol ve vasıtaların
geliştirilmesini âdeta bir zorunluluk hâline getirmiştir. Bugün köy,
kasaba, şehir yolu, uluslararası kara yollarının
yapım, onarım ve kullanılması birtakım
standartları gerektirmektedir ancak ülkemiz yollarının birçoğunda
istenen standartların yakalandığını belirtmemiz mümkün
değildir. Kara yolları hem yük hem de insan
taşınmasında yoğun olarak kullanılmaktadır.
Mutlaka başka ulaşım araçları, ulaşım
yolları da var -hava, deniz, demir yolu gibi- ama kara taşıtlarının
bir özelliği var; her yere ulaşabilirler ama demir yolu ancak demir yolunun
olduğu, deniz yolları limanların bulunduğu, hava
yolları da havaalanlarının bulunduğu yere kadar gidebilir,
kara yolları ise istediğimiz her noktaya ulaşabilir. Bu
bakımdan, son derece önemlidir ve önümüzdeki dönemlerde de, yıllarda
da bu önemini koruyacaktır diyorum.
Bugün trafikte on dört milyon civarında araç
bulunmaktadır, bu sayının günbegün arttığı da
malumdur. Gün geçtikçe artan taşıt sayısı, özellikle büyük
şehirlere ulaşan ve onları birbirine bağlayan kara
yollarında trafik akışını zaman zaman durdurmakta ve
modern hayatın vazgeçilmez bir unsuru olan seyahat ihtiyacını
âdeta sınırlamaktadır, ancak araç sayısının bu
hızla artışı ülke bütçesine de önemli bir girdi
sağlamaktadır.
Motorlu taşıtlar vergisi ve motorlu
taşıtların kullandığı akaryakıtın
vergisi bütçe gelirlerinin en büyük kalemlerinden birisini
oluşturmaktadır. Motorlu taşıtlar vergisi 5.500 euroya
kadar çıkmaktadır. Akaryakıt satış
fiyatlarının ortalama üçte 2si vergi olarak ödenmektedir. Bunun
yanında, trafik cezalarından gelecek gelir 595 milyon TL olarak
belirtilmiştir. Böyle bir bütçe kalemini elbette ki kabul etmek mümkün
değildir yani biz vatandaşlarımızı suçlu görüyoruz.
Mutlaka suç işleyecekler ve bunun karşılığında da
bir ceza ödeyecekler, bu ceza da 595 milyon TLyi bulacak diye
düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu önergeyle otoyollar, devlet
yolları ve il yolları ibaresinin erişme kontrollü yollar, 1.
sınıf yollar, 2. sınıf yollar olarak
değiştirilmesini teklif etmekteyiz çünkü otoyol kavramı genel
bir kavramdır, bazı il yollarının ise günümüzde önemi
artmıştır.
Bugün ülkemizde 2.036 kilometre işletmeye açık olan
otoyol bulunmaktadır. Bölünmüş
yol uzunluğu 17.602 kilometre, şehirler arası yol
uzunluğu 62 bin kilometredir. Bu yollar üzerinde büyük bir trafik yoğunluğu
bulunmaktadır. Bu trafik yoğunluğunun hemen her gün birçok
kazanın sebebi olduğu gözlenmektedir. Bu kazaların birçok sebebi
bulunmakla beraber, yolların fiziki durumu başta gelmektedir.
AKP İktidarının bütün olumsuzluklarına
rağmen övündüğü ve zaman zaman da takdir gördüğü işlerden
biri olan bölünmüş yollar da bu kazalara neden olmaktadır. Bu
yolları kim, nasıl yapıyor, yapılan işleri kim kontrol
ediyor, bilinmiyor. Yapılalı üç dört yıl olmayan bu yollar
birçok yerde kasislerle âdeta tarla hâline gelmiş bulunmaktadır.
Bunlardan bir tanesini belirtmek istiyorum. Vakit az, inşallah öteki
konuşmada tekrar belirteceğim.
Şimdi, Ankara-Adana yolunda ilerliyorsunuz, Konya
makasını geçtiniz, Şereflikoçhisara doğru gidiyorsunuz.
90, 100, 110, yani nizami bir hızla gidiyorsunuz ama birdenbire
arabanızın bir yere çarparak şöyle
havalandığını görüyorsunuz. Yine,
Aksaray-Ulukışla yolu üzerinde aynı durumla
karşılaşıyorsunuz. Hele benim gibi kara
taşıtlarını seyahatlerde tercih eden birisi iseniz bu
yolların azizliğini sık sık görmektesiniz.
Dolayısıyla bu yollarda bu kasislere giren ağır
vasıtalar yay kırmakta ve dolayısıyla tekerleri
parçalanarak yollara savrulmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AKİF AKKUŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri,
Ankara yolundan Mersinin Çamlıyayla ilçesine bağlanan bir yol
bulunmakta. Tabii bu yol yıllardan beri, hatta belki o bölgenin, o yörenin
en eski yollarından birisidir. Yol üzerinde on tane köy bulunmakta ve eski
Ankara yolunu Çamlıyaylaya
bağlamaktadır ancak bugün yol demeye bin şahit ister. Hem
kasislerle hem çukurlarla öyle bir bozulmuş ki, asfalt da yenmiş
neticede dapdaracık, âdeta bir patika hâline gelmiştir. Tabii bu yol
için defaatle müracaatlar yapıldı, bir şeyler yapılmaya
çalışılıyor. Ne kadar yapılıyor biliyor musunuz?
Bu aşağı yukarı 20
kilometre bir yol, yılda 500-600 metresinde bir düzeltme
yapılıyor. Sonra
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
AKİF AKKUŞ (Devamla) Peki, gelecek sefer belirtmek
üzere yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Akkuş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
13üncü madde kabul edilmiştir.
14üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 14. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan
ibarelerinin Bakanın teklifi ile Bakanlar Kurulu olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Alim
Işık Hasan
Çalış Mümin
İnan
Kütahya Karaman Niğde
Nevzat
Korkmaz K.
Erdal Sipahi
Isparta İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Geçiş ücretlerinin belirlenmesi
başlıklı 14. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Enis Tütüncü Ali İhsan Köktürk
Malatya Tekirdağ Zonguldak
Rahmi
Güner Rasim
Çakır
Ordu Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Rahmi Güner konuşacaklar.
BAŞKAN Sayın Güner, buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAHMİ GÜNER (Ordu) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 499 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının
14üncü maddesi hakkında vermiş olduğumuz önerge üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum ve bu
maddenin bu tasarıdan çıkarılmasını talep ediyoruz.
Ayrıca bu talebimizin gerekçesi de önergemizde mevcuttur.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun maddesi üzerinden,
daha çok kendi ilimin bazı sorunları hakkında konuşmak
istiyorum. Türkiyede ihracat yapan sayılı illerden birisiyiz. Ordu
olarak, şu ana kadar yapılan ihracatlarda 4üncü sırada
bulunmaktayız. Her nedense biz bu ihracatımızı, Sayın
Bakan, iskeleden yapmaktayız, bizim limanımız yok. Yani
ısrarla Ordu halkının, Ordudaki iş sahiplerinin bir liman
yapılması için vermiş olduğu mücadele, maalesef Hükûmet
tarafından hiçbir zaman nazara alınmamıştır.
Yine, değerli arkadaşlarım, hiçbir ilde transit yol
şehrin içinden geçmemektedir. Maalesef bizim Fatsa, Ünye ve merkezin
transit yolu şehir içinden geçmektedir; kazalara sebebiyet vermekte,
halkın yaşamını gürültüyle, diğer yapmış
olduğu zararlı durumlarla etkilemektedir. Bu yönden, biz, bilhassa
Ordu merkez çevre yolunun ve Fatsa çevre yolunun bir an önce
yapılmasını talep ediyoruz. Bize zaman zaman bazı Ordu
milletvekili arkadaşlarımız bunun ihaleye çıkma
aşamasında olduğunu söylüyorlar ama maalesef bu konuda da hiçbir
gelişme yoktur.
Yine, değerli arkadaşlarım, diğer iç kazalara
bağlantı yollarının -otuz kırk sene önce yapılan
kara yollarının- da ıslah çalışmalarının,
düzenlemelerinin yapılması gereklidir ama maalesef bu konuda bir çalışma
yoktur.
Benim en çok üzerinde durmak istediğim bir konu var:
Değerli arkadaşlar, biz Giresunla bazı ortak
yatırımlarda iki il tek halk durumundayız. Ancak bu iki ilin
halkının ihtiyaçlarının karşılanması
gerekmektedir. Bu konuda ısrarla devamlı söylüyoruz, bunu basın
da yazıyor. Bu devamlı Sayın Bakana da iletildiği hâlde,
maalesef Ordu, Giresunun bu isteği hiçbir zaman dikkate
alınmamaktadır. Neden bahsetmek istediğimi Sayın
Bakanımız çok iyi bilmektedir: O da ORGİ havaalanı
durumudur. Şimdi, efendim, deniyor ki Samsuna 130-140 kilometre,
Trabzona 170 kilometre, ihtiyaçlar oradan giderilsin. şeklinde
devamlı bize bilgiler gelmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bir Samsuna gidip gelmek
dört saat, Trabzona gidip gelmek yine dört saat. Ordudan havaalanına
gitmek isteyen kişi dört saatlik büyük bir sıkıntı
çekmektedir. Bu, halka bir hizmet vermemektedir. Ordu, Giresun
halkının nüfusu, şu anda ikamet eden nüfusu 1,5 milyona
yaklaşmaktadır. Şunu da söylüyorum: Bu iki ilin
dışarıda yerleşmiş olan ve illerine gidip gelen
-halkı da yine- 2 milyon nüfusu bulunmaktadır. Bu ORGİ
havaalanı 3,5 milyon kişiye hitap etmektedir. Ama maalesef,
hâlihazır, bir gündeme alınma ve bunun planlama aşamasından
çıkıp ihale aşamasına da gelmiş değildir.
Değerli arkadaşlarım, bu havaalanına neden
gereksinim olduğundan bahsetmek istiyorum. İddia ediyorum -belki
gitmeyenler varsa gitmeye çalışsınlar- Türkiyenin tabiat olarak
en güzel illerinden birisi Ordu ve Giresundur. Yeşilliğiyle,
deniziyle ve oranın yaylalarıyla bugün gerçekten
dışarıdan yerli turistlerle, yine yabancı turistlerle bu
güzelliğin, insana hitap eden bu tabiatın güzelliğinin
paylaşılması açısından öncelikle
ulaşımın sağlanması gereklidir. Bugün turistlerin
yüzde 70i havaalanından uçaklarla ancak bu turistik gezileri
yapmaktadır. Maalesef biz bundan istifade etmiyoruz, hiçbir zaman da
istifade edememe durumundayız.
Değerli arkadaşlarım, bugün iki ilin üniversiteleri
vardır. Bilim hakkında üniversite hocalarının ders verip
gitmeleri için yine de ulaşım önemlidir ama maalesef bu
ulaşım yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
RAHMİ GÜNER (Devamla) Sağlık açısından
da bugün büyük şehirlerde bulunan bilim adamları, tıp
doktorları gelip hastanelerde operasyonlar yapmakta, tedavi
yapmaktadır. Bunların da gidip gelmesi gerçekten büyük bir sorun
durumundadır.
Biz iki iliz, Sayın Bakan, bizi dünyaya açınız. Bu
yatırımı yapın. ORGİ havaalanı
yapılsın. Bakın, Türkiye'nin en büyük bir ticaret
kuruluşunun başı şunu söylüyor: ORGİ
havaalanını yapmayan partiye, siyasi iktidara oy vermeyin. diyor.
Bu, Orduda yayınlanan Ordu Olay gazetesinin manşetinde her gün
yayınlanmaktadır değerli arkadaşlarım.
İşte, biz öncelikle bu yatırımın
yapılmasını istiyoruz. Biz iki il olarak insanca yaşamak
istiyoruz. Varlıklarımızı, güzelliklerimizi bütün dünya
ile, Türkiyedeki yerli turistlerle paylaşmak istiyoruz, beraber onlarla
yaşamak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RAHMİ GÜNER (Devamla) Ben, hepinize teşekkür eder,
saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Güner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 14. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan
ibarelerinin Bakanın teklifi ile Bakanlar Kurulu olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Çalış
konuşacak.
BAŞKAN Sayın Çalış, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 14üncü
maddesi üzerine vermiş olduğumuz önergeyi açıklamak üzere
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle Genel
Kurula saygı ve selamlarımı arz ediyorum.
Kıymetli arkadaşlar, önergemiz ile otoyol
ücretlendirmelerinin ve köprü ücretlendirmelerinin yetkisinin Bakanlar Kuruluna
devredilmesini istiyoruz çünkü otoyol ücretleri ve köprü ücretleri toplumun çok
geniş kesimlerini ilgilendirmektedir ve bu nedenle zaman zaman birkaç
bakanlığı da ilgilendirebilmektedir. Sorumlunun Hükûmet
olması lazım ve yetkinin de Bakanlar Kurulunda olması
lazım.
Kıymetli arkadaşlar, taşımacılık
sektöründe kara yolunun payı yüzde 80leri geçmektedir. ABD ve AB
ülkeleriyle karşılaştırdığımız zaman bu
oran çok yüksektir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizin
denizlerimizden taşımacılık anlamında
yararlanması yeterli değildir. Demir yollarımızdan
yararlanma, yine biraz önce bahsettiğimiz ABD ve AB ülkeleriyle
karşılaştırdığımız zaman oran olarak
çok düşüktür.
Yine, kara yollarındaki trafik hacminin azaltılması
için boru hatları son derece önemlidir. Demek ki kara yollarındaki
trafik yoğunluğunu azaltabilmek için ve kara yollarındaki trafik
kazalarını, can kayıplarını önleyebilmek için kara
yolları üzerindeki trafik yükünün uygun yerlerde deniz yollarına,
hava yollarına ve demir yollarına kaydırılması
gerekmektedir. Bu anlamda daha çok pay ayrılması ve daha çok
yatırım yapılması gerekmektedir.
Taşımacılık sektörünün gerçekten çok önemli
problemleri vardır. Sektörün pazar payı giderek daralmaktadır.
Özellikle kriz nedeniyle pek çok nakliyeci esnafı zararına
taşıma yapmaktadır. Haksız rekabet, arz talep dengesinin
bozukluğu, sigorta sorunu, korsan taşımacılık, kara
yollarının yetersizliği, mesleki eğitim, örgütlenme ve
mevzuat yetersizliği gibi sorunların bir an önce giderilmesi
gerekmektedir. Yine, AB standartlarını yakalayabilmek için kara
yollarımızdaki seyrüseferle ilgili yasal düzenlemeleri de bir an önce
yapmak gerekmektedir.
Esnafın üzerindeki vergi yükü gerçekten çok yüksektir ve bu
vergi yükü, taşımanın, nakliyenin üzerindeki yük toplumun her
kesimine yansımaktadır. Bu nedenle bu yük
azaltılmalıdır. Bu sektörde çalışan esnaf eskiyen
araçlarını yenileyememektedir. Bunun için ÖTV ve KDV
kolaylığı getirilmelidir, ucuz kredi imkânları
sağlanmalıdır. Yine yolların standardı
yükseltilmelidir.
Bir diğer husus ise, belgelendirmeyle ilgilidir. Değerli
arkadaşlar, K1 belgesi, K2 belgesi, K3 belgesi, SRC belgeleriyle ilgili
sizlere de çok değişik şikâyetler gelmektedir. Bu belgelerle,
belgelerin uygulanışıyla, belgelerin kontrolleriyle ilgili
gerçekten esnafın çok önemli sıkıntıları vardır.
Sürücü esnafının, taşımacılık sektöründe
çalışan esnafın, şoförlerin şikâyetleri göz önüne
alınarak, yine trafik şubenin ve Karayollarının
görüşleri göz önüne alınarak ihtiyaca göre bu belgelerle ve
belgelendirmelerle ilgili problemleri giderecek düzenlemeler mutlaka
yapılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN ÇALIŞ (Devamla) Konunun biraz daha iyi
anlaşılması için şöyle bir örnek vereyim: Elindeki belgeye
göre beyaz eşya taşıyacak bir kamyoncu esnafı beyaz
eşyayı Ankaradan yükledi, Mersine yükü indirdi, dönerken de araç
boş dönecek, fiyatı çok önemli değil hiç olmazsa yakıt
paramı çıkarayım diye Mersinden aynı kamyona sebze
yükledi. Yolda, bu esnaf kontrole takıldığı zaman ciddi
cezalarla karşılaşmaktadır.
Değerli arkadaşlar, uygulamalarımız ve
uygulamalarımızdaki aksaklıkların giderilmesi yönünde
Sayın Karayollarının, Sayın Hükûmetin yetkililerini
birazcık da kendilerini esnafın yerine koymaya davet ediyorum.
Yüce heyetinize saygı ve selamlarımı arz ediyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Çalış.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
14üncü madde kabul edilmiştir.
15inci madde üzerinde iki önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 15. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Bakan
onayı ibaresinin Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu
kararıyla olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Alim
Işık K.
Erdal Sipahi Mümin
İnan
Kütahya İzmir Niğde
Akif
Akkuş Nevzat
Korkmaz
Mersin Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Karayollarında erişme kontrolü
uygulaması başlıklı 15. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ali İhsan Köktürk
Adıyaman Tokat Zonguldak
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hulusi
Güvel Rasim
Çakır
Malatya Adana Edirne
Fehmi
Murat Sönmez
Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Sönmez. (CHP
sıralarından alkışlar)
FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 15inci maddesinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Ben, Ulaştırma Bakanlığına
bağlı genel müdürlüklerin planlama ve uygulama konusunda çok yetersiz
olduğunu düşünmekteyim. Bunu, bazı örneklerle size göstermek
istiyorum: Özellikle 2007 yılından beri, milletvekili olduğumdan
beri Eskişehir-Ankara arasını her hafta gidip geliyorum. Duble
yollar, hakikaten, seyahat etmek için iyi bir hizmet, düşünülebilir, fakat
o kadar kötü bir şekilde yapılmaktadır ki, daha ben, üç senedir,
hiçbir zaman dilimi içinde, o duble yol üzerinde çalışma yapılmadığı
bir sürece rast gelmedim. Her an, üç senedir bakım yapılmakta ve
sürekli, 10 kilometre, 20 kilometre aralıklarla yol kesilmekte ve o duble
yol tek yola düşmekte. Tabii ki bakım da yapılsın, istiyoruz
ama ne kadar çabuk bozuldu bu yol? En kötüsü, benim korkum, o tek yola
düştüğü zaman, uzun bir süre duble yolda gitmeye
alışkın şoför arkadaşımız belli bir süre
sonra dalıyor ve karşıdan araba gelmeyeceğini
düşünerek daha rahat hareket ediyor ve yollarda hiçbir önlem
alınmadığı için de, büyük bir ihtimalle, gönlümüz hiç
istemiyor ama, can kaybına neden olacak kazalara meydan verecek bir
uygulama oluyor. Lütfen bu yollarımızı biraz daha kaliteli
yapalım ki, hiç olmazsa üç beş sene, yaptığımız
yolda bakım-onarım olmadan seyahat edebilelim.
Bu arada, gene aynı duble yol üzerinde
Tabii ki yeni yol
yapılınca çeşitli üst geçitlere ihtiyaç olacak, o
çalışmaların yapılmasına taraftarız ama bir örnek
vermek istiyorum: Eskişehir kara yolunun üzerinde Hamidiye
çatrağı var. Bu yol, Konyadan gelip Çifteler Mahmudiyeden gelir -ve
üst geçit yapıldı- Eskişehir yoluna girer, yani Ankaradan
çıkıp Eskişehire giden şoför
arkadaşlarımızla kesişir ama öyle bir şekilde
üretilmiştir ki o üst geçitten gelen vasıta hiç kesintiye
uğramadan direkt Ankaradan Eskişehire giden araçların önüne
neredeyse düşmektedir, yani bir benzin istasyonundan son sürat çıkar
gibi. Bunu hiçbir zaman, dün Eskişehir Milletvekilimiz Beytullah Asil Bey
Bakana sordu ve verdiği cevap istimlakle ilgili problemlerimiz olduğu
idi. Hiçbir zaman bu bir mazeret kabul edilemez. Yarın orada 3-5
vatandaşımız hayatını kaybederse bunun
hesabını nasıl vereceksiniz. Ama tabii hesap vermek için
sorumluluk duygusuna sahip olmak lazım. çünkü biz biliyoruz ki bu Ulaştırma
Bakanlığının sorumluluk duygusu yok, hesap verme gibi bir
alışkanlığı da yok. Şöyle hatırlatabilirim:
Demir yolları da aynı bakanlığa bağlı. 2004
yılında Adapazarında hızlandırılmış
tren uygulaması oldu, 40a yakın vatandaşımız
hayatını kaybetti. Peki, kim hesabını verdi? Kime sordunuz?
Eğer sistemleri doğru koyuyorsanız, uygulama doğru olsa,
diyelim ki orada makinistin hatası vardı ise ondan sonra o uygulamaya
niye devam etmediniz? Anlaşıldı ki eski vagonlarla, eski
raylarla hızlı götürürseniz trenleri, kaza yapıyor; ancak 40a
yakın vatandaşımız hayatını kaybedince Ha, biz
yanlış yaptık, uygulamayı kaldırdık. diyorsunuz.
Böyle bir devlet anlayışı, böyle bir bakanlık
anlayışı olmaz diye düşünüyorum, olmaması gerekli.
Onun için lütfen uygulamalarınıza, planlamalarınıza biraz
daha dikkat edin, insan hayatına biraz daha değer verin.
Tasarının 15inci maddesiyle ilgili görüşlerime de
gelince: Hem belediye mücavir alan içindeki kara yollarını hem de
Genel Müdürlüğün görev alanına giren kara yollarını
eriştirme kontrollü kara yollarına yani otoyola dönüştürülebileceğine
ya da otoyolun kaldırılabileceğini öngörüyor; Genel Müdür teklif
ediyor, Bakanlık onaylıyor. 15inci maddede yer alan kara
yollarının belediye mücavir alanı içindekilerde dâhil olmak
üzere Bakan onayı ile erişme kontrollü kara yoluna dönüştürülmesiyle
ilgili düzenleme günümüz şartlarında geçerliliğini
yitirmiştir. Erişme kontrollü kara yolları, artık mevcut
kara yolları güzergâhlarının, bu yapılaşmanın
uzağında projelendirilen hız yolları konumundadır.
Mevcut kara yollarının etrafında artık çok sayıda
ticari işletme mevcuttur. Yasal olarak hizmet veren bu işletmeleri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FEHMİ MURAT SÖNMEZ (Devamla) -
başka bir işleme
gerek olmaksızın sadece Bakan onayı ile bir anda tüm
haklarından mahrum etmekte ve mülkiyet hakkı üzerinde ilgili
Bakanlığın keyfîliğine
bırakma izlenimi yaratmaktadır.
Hükûmet, bu tasarıyla köprü ve otoyolların
satılabilmesinin önünü açmayı planlamaktadır. Karayolları
Genel Müdürüne ve ilgili Bakana daha fazla yetki tanınmaktadır. Bu da
Bakanın inisiyatifine bırakılacak kimi düzenlemelerin
oluşabileceği anlamına gelmektedir. Otoyollar ile kara
yollarının geçişi ücretli olacak kesimleri Genel Müdürlüğün
teklifi üzerine Bakan tarafından belirlenebilecektir.
Ülkemizin ekonomisi için çok önemli olan, gelir oluşturan bu
türden yatırımlarımız elden çıkarılmak
istenmektedir. Köprü ve otoyol kullanım ücretleri özelleştirme
sonrası artabilecektir.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Sönmez.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 15. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Genel Müdürlüğün teklifi üzerine Bakan onayı
ibaresinin Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özkan, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÖZKAN (Giresun) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi en derin
saygılarımla selamlamak isterim.
Sayın milletvekilleri, görüşülmekte olan
Karayolları Kanun Tasarısının 15inci maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Önergenin eleştirisine ya da önergeyle ilgili
konuşmama geçmeden önce kara yollarıyla ilgili birkaç düşüncemi
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın milletvekilleri, özellikle Türkiyede kara yolları
ulaşım sektöründe hep ön plana çıkartılmış -üç
tarafı denizlerle çevrili olan bir ülke- deniz yolları ihmal
edilmiş, peşinden demir yollarına hiçbir zaman ciddi bir
ağırlık, cumhuriyetin ilk yılları hariç, maalesef
verilememiştir.
Şimdi, İstanbul Türkiye'nin megapolü, en büyük
şehrimiz, hatta dünyanın sayılı şehirlerinden birisi.
60lı yıllarda İstanbulda Boğaz köprüsü yapılmaya
karar verildiğinde Devlet Planlama Teşkilatı konuyla ilgili bir
çalışma yapıyor. O çalışmayı sizlere
hatırlatmak istiyorum. Bu çalışmada Devlet Planlama
Teşkilatı İstanbulun öncelikle nâzım imar
planının yapılmasından bahsediyor. Nâzım imar
planı yapılmadan, yani nerede bir fabrika, nerede yerleşim
alanı, bunlar belirlenmeden yapılacak bir Boğaz köprüsünün
İstanbulun ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci Boğaz köprülerine
de ihtiyaç duyulacağını belirtiyor. Ne zaman
yazılmış bu rapor sayın milletvekilleri? 60lı
yıllarda yazılmış, 60ların sonuna doğru
yazılmış. O dönemde dönemin başbakanı Bize plan
değil, pilav gerekli. diyen bir zihniyetle ülkeyi yönettiği için
maalesef DPTnin bu raporu hasıraltı edilmiş, İstanbulun
nâzım imar planı gerçekleştirilmeden Boğaz köprüsü bir mega
proje olarak, kendisinin de övündüğü bir proje olarak gündeme
getirilmiş ve daha sonra ne olmuş? İşte, ucuz arazilerin
olduğu Anadolu yakası uyuma yeri, İstanbul tarafı, yani
Rumeli tarafı çalışma yeri hâline gelmiş, gece bir tarafa
giden, gündüz bir tarafa giden bir şehir. Peki, bugün üçüncüsü
yapılmaya kalkılıyor, yarın dördüncüsü, beşincisi;
yine plansız, programsız, Boğazdan yeterince faydalanmadan
yapılan bir hadise. Tabii bunda da
yol tespiti enteresan bir şekilde yapıldı. Başbakanın
helikopterle yol tespit etmesi tarihe geçmiştir, bir ilktir, bir
yanlış olarak gözlerimizin önündedir.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan bu kara
yollarıyla ilgili yapmış olduğumuz hatalar hep devam etti.
Örneğin, nerede? Ankaranın etrafına bir çevre yolu
yapıldı, 1987li yıllarda açıldı. Bu da rahmetli
Özalın mega projelerinden biriydi ama bu yol hâlâ polis zoruyla kamyon ve
otobüsler tarafından kullandırılan bir yol hâlindedir. Demek ki
bizim 87lerde bu yola ihtiyacımız yoktu. Belki on yıl sonra
ihtiyaç olabilir ancak biz o kaynağı o gün başka alanlara
kullanmak gerekirken, okul, hastane yapmak gerekirken yanlış bir
tercihte bulunduk. Bizim görevimiz, Parlamentonun görevi kamu
kaynaklarını milletimizin ihtiyaç duyduğu alanlara tahsis
etmektir, yani bütçe yapmaktır, yani Hükûmete yol göstermektir. Yine
aynı yanlışları yapmayalım. Kara yolları yerine
demir yollarına ve deniz yollarına ağırlık vererek
ülkemizin kaynaklarını daha verimli, daha gerekli, öncelikli alanlarda
kullanmamız gerekiyor.
Karadeniz sahil yolu yapıldı, 7 ilâ 10 milyar dolar
arasında çıktığı söyleniyor değerli
arkadaşlar. Bu konuda kesin bir rakam dahi verilemiyor maalesef. 8 ya da
10 milyar dolar Türkiyenin eğitim ya da sağlık sektörüne
yatırılmış olsaydı bugün bunun
karşılığını alır ve çok ciddi bir
şekilde ülkemizin bu problemini çözmüş olabilirdik, ancak biz
maalesef yine yanlış tercih yaptık, tabiatı yok ettik.
Mesela ne yapılabilirdi? Yol biraz rehabilite edilir,
geliştirilebilirdi ve bu yolu biz, kamyon ve otobüs trafiğini Ro-Ro
gemileriyle denize çekebilirdik. Bunu en az on-on beş yıl ötelerdik.
Diğer bir husus, değerli arkadaşlarım, biraz
önce Değerli Ordu Milletvekilimiz bahsetti, biz yine kara yolları
üzerinde dururken hava yollarını ihmal ediyoruz. Özellikle Giresun,
Ordu Karadenizin iki önemli ve kadim şehridir. Bu iki şehir maalesef
hava yolundan, hava ulaşımından mağdurdur, hava
ulaşımına bir türlü ulaşamamıştır. İki
kentin birbirine çok yakın olması, potansiyelinin çok yüksek
olması bir hava alanını çok rahatlıkla
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
Buyurunuz.
MURAT ÖZKAN (Devamla) -
kaldırabileceğini herkes ifade
etmektedir. İktidar milletvekillerimiz, iktidar partimizin yetkilileri de
aynı şeyleri müteaddit defalar söylemekte ve artı, seçim arenalarında
da söz vermektedirler.
Benim seçimlere girdiğim 2007 yılında bir
televizyon programında, hâlen iktidar partisinin grup başkan vekili
olan bir arkadaşla yapmış olduğumuz tartışma
programında gündemin en önemli konusuydu. ORGİyi
yapacağına söz verdi, takip edeceğine söz verdi, hâlâ söz
veriyor ama ORGİde yapılan, maalesef, hiçbir şey olmadı,
hiçbir şey yapılamadı. Burada, iki şehri kurtaracak, iki
şehrin gelişiminde çok önemli bir mihenk taşı olacak
ORGİnin yapılmasını, verilen sözlerin tutulmasını
milletim adına sizlerden, yüce heyetinizden istirham ediyorum.
Sözlerimi bitirirken hepinize tekrar en derin sevgi ve
saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum.
H. HAMİT HOMRİŞ (Bursa) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Karar yeter sayısı arayacağım ve
karar yeter sayısı istendiği için de elektronik cihazla oylama
yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır, önerge
reddolunmuştur.
15inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
15inci madde kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 16. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Akif
Akkuş Nevzat
Korkmaz Mümin
İnan
Mersin Isparta Niğde
Alim
Işık
Kütahya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Ulaşımın
devamlılığı başlıklı 16. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Ali İhsan Köktürk Rasim Çakır
Adana Zonguldak Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, burada iki gündür bu
yasayı görüşüyoruz ama hepimiz ve bu Meclis bir şekilde
Karayolları çalışanlarını da unutmamalı.
Kışın karda, çamurda; yazın sıcakta büyük emek veren
arkadaşlarımız bunlar ve yılların teşkilatı
ve her zaman hizmet şiarı olan bir teşkilattır. Hangi
hükûmet gelirse gelsin orada çalışanlar öncelikle halka hizmet etmeyi
şiar edinen kişilerdir. Bu nedenle ben Karayolları
teşkilatının greydercisinden, silindircisinden tüm teşkilatındaki
arkadaşlarıma, hakikaten, şükran duygularımı sunuyorum.
Çünkü bunlar Türkiyede en zor koşullarda çalışan
kardeşlerim. Bölgelerde ve Genel Müdürlük teşkilatındaki
arkadaşlarımla sürekli diyaloğu da olan bir disiplin içerisinde,
çalışma disiplininde olan ve sabahın 5inden gecenin kaçına
kadar, bazen 200 kilometre uzağa giderek evinden barkından uzakta
çalışan arkadaşlarıma şükran duygularını
iletmek hepimizin bir görevidir.
Bu insanlar çok zor koşullarda çalışıyorlar,
onlara ne versek azdır. Karayolları çalışanları
hepimizin, gerek emniyeti gerek trafik emniyetini sağlayan ve hepimizin
ulaşımını en iyi şekilde yapmaya çalışan
kardeşlerim. Onların iyi niyetinden, onların çabalarından
hakikaten hepimiz gurur duymalıyız. Karayolları çalışanları
büyük emek vermektedir ve onlar çok zor koşullarda, inanın, özellikle
kar yağan bölgelerde karla mücadelede onların ölümü göze alarak,
yolda kalan araçları kurtarmak için kendi canlarını yok
pahasına sayarak verdiği mücadele hakikaten hepimiz için bir gurur
kaynağıdır arkadaşlar. Bu nedenle, ben bu
konuşmamın bu bölümünü, tüm Karayolları
çalışanının, onlara bu şükran duygularımı
iletmek için ayırmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu insanlar çalışma
disiplinini çok iyi alan ve hizmeti yapmasını çok iyi bilen ve
kendilerini çok iyi yetiştirmiş, kullandığı
araçlarını, kullandığı makinelerini kendi makinesinden
daha üstün tutan ama yirmi dört saat gerekirse hizmet veren kardeşlerimiz.
Kar ile mücadelede kendini, canını siper eden bu
arkadaşlarımız günlerce evlerine gidememektedir, günlerce
dağda, taşta yatmaktadır ve bazen kardan, bazen tipiden, bir
hafta, on gün, on beş gün çoluğunu çocuğunu göremeyen
arkadaşlarımızdır. Bu nedenle, Karayolları Genel
Müdürlüğü bu konuda taşra teşkilatında çalışan
arkadaşlar yönünden çok büyük şansa sahiptir.
Değerli arkadaşlarım, tabii, yine yazın
sıcakta, gerek asfalt kaplama gerek asfalt dökme için bu
arkadaşlarımız yazın kırk derece
sıcağında Türkiyenin her yerinde büyük bir özveriyle
işlerini yapmaktadır ve kendileri, özellikle yaz trafiğinde,
özellikle turistik bölgelerde, bazı bölgelerde canlarını
hakikaten tehlikeye atarcasına yolların en iyi şekilde
yapılması uğruna çok büyük mücadele vermektedir. Bu nedenle,
Karayolları Genel Müdürlüğü ve
Bakanlık bazı yolları özelleştirirken ve bazı
yolları müteahhitlere yaptırırken şuna baksın: Karayolları
çalışanlarının yaptığı yollarla, ihale
ettiği, müteahhitlerin yaptığı yolların kalitesi
diğer her konuda aynı mıdır,
dayanıklılığı aynı mıdır? Onun için,
öncelikle Karayolları Genel Müdürlüğü kendi
çalışanlarının mutlaka ama mutlaka emeğine saygı
göstermesi lazım. Onların yaptığı iş dört
dörtlüktür, onların yaptığı iş yasak savma
değildir, onların yaptığı iş vatandaşın
can ve mal emniyeti içindir ve Karayolları
çalışanlarının yüreği her zaman işin en iyisini
yapmaktan yanadır.
Ben, bu nedenle, Türkiyede yazın sıcakta,
kışın karda kışta
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - ...büyük mücadele
örneği veren tüm arkadaşlarımın önünde saygıyla
eğiliyorum. Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 16. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Erişme kontrolü uygulaması nedeniyle bu yollar üzerinde
kurulu tesis sahiplerinin mülkiyet hakkı üzerinde keyfi uygulamalara yol
açabilecektir. Bu çerçevede Genel müdürlükten ulaşım düzenine
ilişkin olarak başka bir talepte bulunamaz. ibaresi hak kaybına
uğrayanların hukuki yollara başvurmasını
engellemektedir. Haksızlığın düzeltilmesi için bu
fıkranın kaldırılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 16ncı madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 17. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yer alan şehir geçişlerinde karayolunun
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural Akif Akkuş
Antalya İzmir Mersin
Mümin İnan Recep Taner Nevzat Korkmaz
Niğde Aydın
Isparta
Mehmet
Akif Paksoy Alim
Işık
Kahramanmaraş
Kütahya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Erişme kontrolü uygulanan karayollarına
bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim
başlıklı 17. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse
Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali İhsan
Köktürk Rasim
Çakır
Malatya Zonguldak Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, değerli üyeler; hepinize saygılar sunuyorum.
Bir kara yolu ağı meselesi var biliyorsunuz. Şu yol
kara yolu ağında, bu yol değil, taa yıllardır bu
uygulanıyor. Bir Yüksek Fen Kurulu varmış
Bayındırlık Bakanlığına bağlı. Bu
Yüksek Fen Kurulu karar verirse bu yol kara yolu ağında olacak, bu
yol olmayacak. Ama Türkiyede çok şey değişti. Herhâlde bu yasa
1980li yıllarda alınmış bu karar. 80li yıllardan
beri Türkiyede çok yol değişti, çok yol gelişti ama ne
hikmetse, bu Yüksek Fen Kurulu bir türlü kara yolu ağına almıyor
bazı yolları.
Değerli arkadaşlarım, kara yolu ağı
Türkiye'nin gelişen koşullarında, Türkiye'nin gelişen
turizm, gelişen ticaret, bu koşullarda yeni ihtiyaçlar, yeni yollar
yapılmıştır ama ne hikmetse bazı yollar kara yolu
ağına alınmıyor. Bu nedenle bu yasada getirilen önemli bir
olgudur, yani artık, Karayollarının bağlı olduğu
bakan, hangi yolun kara yolu ağına alınması ve
alınmaması yönünde en azından
Taa heyet toplanacak, aradan bir
sene geçecek, hangi yolun kara yolu ağına alınıp
alınmamasına karar verecek, en azından bu konu
aşılmıştır. Bu nedenle, Sayın Bakan, Türkiyede o
yıllardan bu yana çok şey değişmiştir, bazı
noktalar çok gelişmiştir, bazı yeni merkezler oluşmuştur,
o iki merkezi birbirine bağlayan ara yollar oluşmuştur ama 130
kilometre etrafından dolaştı, ora kara yolu ağında, 20
kilometre ara yolu var, bu kara yolu ağında değil. Bu nedenle,
mutlaka, önümüzdeki süreçte, Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin
bu yüzüyle, hangi yolların kara yolu ağına alınıp
alınmaması konusunda mutlaka yeni bir çalışma
yapmalıdır arkadaşlar. Bu çalışmada mutlaka, yeni
gelişen bölgelerdeki öncelikler ele alınıp bu yolların kara
yolu ağına alınması lazım. Aksi hâlde ne oluyor
arkadaşlar, biliyor musunuz? Özel idare bu yollara bakıyor. Hangi
özel idarenin bütçesi var arkadaşlar, soruyorum?
Size iki tane örnek vereceğim: İstanbulun köyü
kaldı mı arkadaşlar? Herhâlde elli altmış tane
kalmıştır. Kocaelinde bir tane köy kalmadı, hepsi
büyükşehre bağlandı. İstanbul Belediyesinden, özel idare
payı olarak ne kadar verildiğinin hesabını ben size
söylemeyeyim ama Sivasın, Balıkesirin bin küsur tane köyü var, hem
köylere bakacak hem de bu özel idare fonundan köy yollarının
karlarını açacak arkadaşlar.
Bazı belediyeler altı ay kışla mücadele
etmesine ve bütçelerinin önemli bir kısmını karla mücadelede
harcamasına rağmen, ne yazık ki kar olmayan yerlerle
buraların hiçbir farkı yoktur arkadaşlar. Bu nedenle,
Karayolları Genel Müdürlüğünün erişemediği, özellikle köy
hizmetleri ağında olan, çok geniş alanları olan bölgelere
mutlaka kar mücadele farkı verilmelidir. Bu, gerek belediyelere gerek özel
idarelere arkadaşlar
Hiç kar yağmayan yerin özel idaresi ile
altı ay karla kapalı yolları temizleyen özel idarenin hiçbir
farkı yok arkadaşlar, hiçbir farkı yoktur. Bu nedenle, özellikle
karla mücadele veren belediyeler ve özel idarelere mutlaka bir fark
verilmelidir. Hiç kar yağmayan, hiç köyü olmayana da büyükşehirden
para veriyorlar arkadaşlar. Bir büyükşehirden 1e 5 veriyorlar,
dikkatinizi çekiyorum 1e 5 veriyorlar.
600 bin nüfuslu Urfaya arkadaşlar yılda 80 milyon
veriyorlar -o kadar köyüyle- belediyesine ama 350 bin nüfuslu -isim
vermeyeceğim- başka bir büyükşehir belediyesine yılda 160
milyon veriyorlar. Bunun adı haksızlıktır, bunun adı
adaletsizliktir, bunun adı
Efendim, öyle yapmışlar
1985 yılında
yapılmış bir yasaya, öyle yapmışlar diyemezsiniz.
Haksızlığı, adaletsizliği yok etmek Hükûmetin
görevidir. Ama her nedense, tüm milletvekilleri bunu biliyor,
haklısın diyorlar, önerge geldiğinde hayır diyorlar.
Bir kere ilinizin hakkını koruyun, Urfada yaşayan
600 bin kişinin ekmeğini koruyun, onların ekmeğine
saygı gösterin, Vanda yaşayan insanlara saygı gösterin.
Vanın nüfusu ne kadar biliyor musunuz? 30 kilometre büyüttünüz bazı
şehirleri Erzurumu, Adapazarını, Samsunu, nüfusu 500 bine
çıktı, şu anda sadece Urfanın nüfusu 600 bin. Urfa
halkının hakkını yemeyin, Urfadaki özel idarenin
hakkını yemeyin, Vanda altı ay karla mücadele eden Van Özel
İdaresinin hakkını yemeyin ama köyü olmayan yere özel idare
adına götürüp veriyorsunuz ama bin köyü olan Vanda veya kaç köyü varsa
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Bitiriyorum
Başkanım.
1 kuruş paraya haksızlık yapıyorsunuz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Köyler nereye gitti?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Nereye gitti köyler?
Büyükşehre bağlandı hepsi.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Köyler duruyor orada,
duruyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Hem
büyükşehirden para alıyorsunuz hem bir koyundan beş post
çıkarıyorsunuz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Paralar özel idareden
kesildi, büyükşehre verildi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Bir koyundan beş
post, Kocaeli! Beş post, beş post!
Benim hakkımı verin, Urfanın hakkını
verin, Vanın hakkını verin, Maraşın
hakkını verin, Denizlinin hakkını verin, Balıkesirin
hakkını verin, Manisanın hakkını verin! Hak
yiyorsunuz, hak!
VAHAP SEÇER (Mersin) Mersinin de
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Mersin
Büyükşehir.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 17. maddesinin (3) numaralı
fıkrasında yer alan şehir geçişlerinde karayolunun
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Recep Taner (Aydın) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Taner konuşacak.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Taner. (MHP
sıralarından alkışlar)
RECEP TANER (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısının 17nci maddesinin üçüncü
fıkrasındaki değişiklik üzerine söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken, öncelikle,
son günlerde artan terör olaylarında bu hafta içinde kaybettiğimiz
Aydınlı şehitlerimiz Mehmet Ali Birlik ve Mehmet Ali Tosun
başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allahtan rahmet, acılı
ailelerine ve Türk milletine başsağlığı diliyorum,
yine, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar temenni
ediyorum.
Değerli milletvekilleri, vermiş olduğumuz
değişiklik önergelerini kara yollarının ve ulaşım
sektörünün sorunlarını, ilimizin, bölgemizin
sıkıntılarını Sayın Bakana aktarmak için bir
fırsat olarak görmekteyiz. Önergelerimizin ana amacı,
vatandaşın talep ve isteklerini kamuoyuyla ve Bakanla paylaşarak
çözüm yolları aramaktır.
Değerli milletvekilleri, turizm bir ülke için en önemli gelir
kaynaklarından birisidir. Özellikle, ilim olan Aydın, ülkemizin
tarihî ve doğal zenginliklerinin en fazla olduğu bölgelerin
başında gelmektedir. Ülkemizin ikinci büyük limanı olan ve
kruvaziyer turizminin başkenti Kuşadasına yüz binlerce turist
gemilerle gelmekte ve Efese, Meryemanaya, Aphrodisiasa, Apollona, Nyssaya
vesaire yerlere günübirlik turlar düzenlenmektedir. Turistler, özellikle
Hristiyan âleminin ülkemizdeki en önemli ve tek hac yeri olan
Kuşadasına 7 kilometre mesafedeki Meryemana Evini ziyaretlerinde
çok büyük sıkıntı yaşamaktalar çünkü acentelerin
programını, kendilerine sunduğu paket programı yapmak
istemeyen, onun yerine şahsi olarak hac ibadetlerini yerine getirmek
isteyen turistler, Kuşadasından bindikleri taksinin ziyaret
sonrası kendilerini tekrar Kuşadasına geri götüremeyecek
olmasını anlayamamaktalar. Eşyalarını
Kuşadasında bırakarak Meryemanayı ziyaret etmek isteyen
turistlere şoför esnafı tarafından Sizi götürürüz ama geri
getiremeyiz. dendiği anda ya seyahatten vazgeçiyorlar veya şoför
esnafımız cezayı göze alarak seyahati gerçekleştiriyor.
Yine Kuşadası ve Didimde konut sahibi olan yerli ve
yabancı turistler, Adnan Menderes Havaalanına indiklerinde
kendilerini karşılamak üzere önceden tanıdıkları
taksicileri rezervli müşterileri olarak çağırmaktalar ve
taksiciler havaalanı dönüşü aynı benzer
sıkıntıları yaşamaktalar.
Değerli milletvekilleri, tüm bu
sıkıntıların sebebi ise Ulaştırma
Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel
Müdürlüğünün 2605 sayılı genelgesidir. Bu genelgenin 1inci
maddesinin 3üncü fıkrasında Şehir içi taksiler -yani A1 yetki
belgesine sahip olan araçlar- yetkilendirildikleri belediye
sınırlarının dışındaki herhangi bir yere tek
yönlü (gidişi dolu, dönüşü boş) olarak yolcu
taşıyabilirler. denmektedir.
Bu düzenleme taksi işletmelerinin en önemli
sıkıntılarının başında gelmektedir.
Kuşadasında taksicilik yapan esnafımız ABye uyum için
çıkarılan ama hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan bu düzenlemeyi ülkemizi
ziyaret eden turistlere izah etmekte zorlanmaktalar. Gerek jandarma ve gerekse
trafik ekipleriyle yaşanan tartışmalar, ellerinin kelepçelenerek
mahkemelere çıkarılmaları ve yazılan 2.040 liralık,
yani 2 milyar liralık para cezası da bu işin bir başka
boyutu.
Değerli milletvekilleri, Bakanlığın
genelgesinin yarattığı sıkıntı had safhadayken
basına düşen bir haber tam bir AKP komedisi. Habere göre, Kara
Ulaştırması Genel Müdürü telefonla İzmiri aramış
ve bu sezon sonuna kadar, üç ay süreyle genelgenin ertelendiğini
açıklamış.
Sayın Bakana soruyorum: Ne zamandan beri yeni bir düzenleme
yapılmadan, telefon talimatıyla genelgeler ertelenebiliyor? Genelge
ve içeriği aynen ortada dururken yapılan taksici
esnafımızı kandırmak değil midir?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
RECEP TANER (Devamla) Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, yapılması gereken,
Karayolu Taşıma Yönetmeliğinde yapılacak olan bir
değişiklikle ilgili maddedeki Getirirsin ama geri götüremezsin.
düzenlemesinin özellikle turizm bölgelerinde ve havaalanları ile
limanlarda kalıcı olarak kaldırılması
olmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve
düşüncelerle önergemize desteklerinizi bekliyor, heyetinizi en içten
duygularla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Taner.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yerine getireceğim efendim.
Sayın Anadol, Sayın Çakır, Sayın Tütüncü,
Sayın Karaibrahim, Sayın Güner, Sayın Seçer, Sayın Köktürk,
Sayın Topuz, Sayın Süner, Sayın Ağyüz, Sayın
Halıcı, Sayın Barış, Sayın Ayhan, Sayın
Paçarız, Sayın Dibek, Sayın Hacaloğlu, Sayın Emek,
Sayın Küçük, Sayın Genç, Sayın Günday.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 17.58
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.11
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İstem üzerine yapılan yoklamada
toplantı yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Bayram Meral ve 20
Milletvekilinin; 5539 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/788, 2/226) (S.
Sayısı: 499) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
18inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 18. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Akif Akkuş Alim
Işık
Isparta Mersin Kütahya
Mümin
İnan
Niğde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Karayollarında kurulacak tesisler ve yasaklanan
faaliyetler başlıklı 18. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Rasim Çakır Yaşar Ağyüz
Adana Edirne Gaziantep
BAŞKAN Komisyon bu son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Ağyüz, buyurun.
Sayın milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olursak...
Buyurunuz efendim.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 499 sıra sayılı Karayolları
Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 18inci maddesi hakkında verdiğimiz
önerge üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak söz aldım. Hepinize
saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, karşımızda çok
önemli bir yasa duruyor; hem içerik olarak çok yoğun hem yüklediği
sorumluluk, yetki ve özelleştirmeyle çok yoğun.
M. FATİH ATAY (Aydın) Sayın Başkan, nedir bu
muhabbet, arkadaşlara bir izah ederseniz
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Değerli arkadaşlar,
hem karar yeter sayısı bulamıyorsunuz hem yoklamalarda yoksunuz.
Bari yasayı okumuyorsunuz şurada konuşanları dinleyin de
bir şeyler öğrenin ya! Yani bir şeyler öğrenin, bir
şeyler
(AK PARTİ sıralarından gürültüler) Önünüzde kaç tane
yasa var? Bir kaldırın bakayım, yasa var mı,
Karayolları yasası? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerinize
oturun ve sessiz olunuz.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Değerli arkadaşlar,
ulaşım kalkınmışlık düzeyinin bir göstergesidir,
turizmin gelişmesinde önder faktördür, kentleşmenin düzenli
olmasında itici faktördür ama ulaşımın özellikle bir
sürdürülebilir planlama kapsamı içerisinde yapılması lazım.
Bugüne kadar gerek 2009da yapılan Kentleşme Şurasında
gerek 2003te yapılan çalışmada maalesef böyle bir vizyonun
kazanılmadığı açık ve seçik görülmüştür.
Değerli arkadaşlarım, önce sürdürülebilir bir
ulaştırma politikasına kavuşmamız gerekirken
Karayollarına bu tür yetkilerin verilmesinin ne anlamı olacak?
Karayollarına çok geniş yetkiler veriyorsunuz, imar planı yapma
yetkisini veriyorsunuz, kara yolları kenarında -18inci maddeye göre-
yapı tesisi kurma yetkilerini veriyorsunuz, 3194ü baypas ediyorsunuz,
ortadan kaldırıyorsunuz, belediye meclislerini ortadan
kaldırıyorsunuz aynen Kentsel Dönüşüm Yasasında yaptığınız
gibi, aynen Kamulaştırma Yasasında
yaptığınız gibi.
Değerli arkadaşlarım, bu, yasa tekniğine uygun
değildir. Birtakım yasaları ortadan kaldırarak
yetkilendirme Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında hiçbir
komisyonun yetkisinde değildir ama gel gör ki böyle bir yasayı
çıkarmakla karşı karşıyayız.
Tabii Türkiyede en büyük sıkıntı kara yolu
taşımacılığına mahkûm olmaktır. Kara yolu
taşımacılığı hem çevre kirliliği yaratma
konusunda hem de enerji tüketimi açısından tercih edilen bir sistem
olmamasına rağmen Türkiye, hâlen bunda direnmekte ve kara yolu
taşımacılığında yüzde 99 oranına sahip bir
ülke konumundadır. Bunu düşürmenin çabası içerisinde olmayan bir
politikayla da karşı karşıyayız. Yani var olan demir
yollarımız, var olan deniz yolu nimetlerimiz maalesef
kullanılmamaktadır.
Ayrıca da kara yollarımız güvenli ve emniyetli
değildir; sağlıklı, hızlı ulaşılabilir
nitelikte değildir. Standart eksiği olan bir yol yapımıyla
karşı karşıyayız. Özellikle övünerek
bahsettiğiniz bölünmüş yollarda, gidin, bakın Aksaraydan Konya
Makasa kadar yeni yeni yapılmaya başlanmış, araçların
gitmesi mümkün değil, kamyoncular her çukura düşüşte Hükûmete
rahmet okuyorlar, Karayollarına minnet ve şükranlarını
sunuyorlar.
Tabii bununla da kalmıyor kara yolunda gidenlerin sorunu.
Ayrıca ulaştırma sektöründe çalışanların
sorunları var. Bir belge sorunu çıkardınız, içinden
çıkılmıyor. H1, H2; K1, K2; C; M1, M2; R türü; T türü falan
filan
Peki, Sayın Bakan, K1 yetki belgesiyle yurt dışına
çıkılmamakta ne yazık ki C2 yetki belgesi olan araçlar yurt
dışından yük almakta, yani bu yetki karmaşasını
önlemek için çaba göstermek hiç mi yetkililerinizin aklına gelmiyor?
Herkes, her bölgeye çalışıyor, denetim yok ama bu insanlar, bu
belgelere dünyanın parasını veriyorlar Sayın Bakan.
Ayrıca, Gaziantep özelinde bir çevre yolu sorunumuz var.
Ayrıca, Urfadan Habura
bağlanan yol sorunu var. Bunlar bütünsellik içerisinde
değerlendirilmesi gereken olaylar ama biz Karayollarını 2007de
Ulaştırma Bakanlığına bağladık, bugün de yetki
donanımıyla, kadrolaşmalarla alelacele bunu çıkarmaya
çalışıyoruz.
Meclis bir yetki aldı 16 Temmuza kadar yasaların
sırası değişmezse bazı öncelikli yasalar çıkacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Bu yasalara
baktığımız zaman da ne var? Kentsel dönüşüm var,
kamulaştırma var, kara yolu var, yarın öbür gün İller
Bankası gelecek, diğer kadrolaşmalar gelecek, mali kural sistemi
gelecek, borçlar yine seçime yakın olduğu için silinecek veya
mahsuplaşacak. Bu tür yasalarla uğraşıyoruz ama bakın,
çiftçi ne diyor çiftçi, çiftçi diyor ki: 1 milyar TLlik elektrik borcunun
altında eziliyorum. Bunu niye yeniden taksitlendirmek, faizini silmek
için bir çaba göstermiyorsunuz? Esnaf yeniden yapılandırmalardan hiç
faydalanamadı, borcunu borçlanarak ödüyor, çarkını çeviremiyor
ve sosyal güvenlik hizmetlerinden faydalanamıyor. Bunu niye düşünmek
istemiyorsunuz, niye gündeminize taşımak istemiyorsunuz da bu tür,
Hükûmetin elini güçlendirecek, ileride acaba Hükûmetten olursam diye yerel
yönetimlere yetki verdiğiniz gibi, 2014e kadar devam edecek belediye
yönetimlerini şu anda güvence altına aldığınız
gibi, niye bu yetkilerle özelleştirme furyasıyla
uğraşıyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Bu özelleştirme
furyaları size yarar getirmez. Siz bununla uğraşırken
Sayın Başbakan da Kriz teğet geçti, hamdolsun türküsünün
yazarını mahkemeye vermekle meşgul. Nasıl ki
Açılım ortadan kalkarsa terör tırmanır. gibi içi boş
sözcüklerle uğraşıyorsanız
Bakın, ne demiş:
Halkı sardı fakirliğin korkusu,
Çığ gibi büyüdü işsizlik ordusu,
Mutfaktadır Fatma ananın sancısı,
Kriz teğet geçti bizi hamdolsun,
Kevgir oldu halk çuvaldız yemekten,
Ürküyoruz derdimizi demekten
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) CHP dönemini mi tarif
ediyorsun? Gözünü aç, gözünü!
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Burada Tayyip sözcüğü
geçiyor mu, Recep sözcüğü geçiyor mu? İşte, sizin
uğraştığınız meseleler bu; özelleştirme,
rant, yolsuzluk ve toplumu mağdur etmek. Bundan başka bildiğiniz
bir şey yok ama bunun hesabını sandıkta vereceksiniz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Ağyüz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 18. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının son cümlesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Gerekçe, Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2. fıkraya göre
Erişme kontrolü uygulanan karayolu sınırları içinde
Genel Müdürlüğün izniyle kurulacak tesisler ve eklentileri mimari, statik,
tesisat ve her türlü fennî mesuliyeti Genel
Müdürlükte olmak kaydıyla 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda
öngörülen yapı ruhsatiyesine tabi değildir.
Bu tesislerin
işletilmesi ile ilgili resmî makamlarca verilecek izin, ruhsat ve
lisanslar bakımından, ilgili tesislerin kesinleşmiş
karayolu güzergâh planlarına işlenmesi yeterli olup, ayrıca imar
planına işlenme şartı aranmaz. Bu hüküm
karayollarının kenarında (her ne kadar Genel Müdürlüğün
izniyle kurulsa da) plansız ve çirkin yapılaşmaya yol açabilir.
Bu nedenle ilgili hükmün madde metninden çıkarılması
önerilmektedir.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
18inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
18inci madde kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 19. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini,
(6) numaralı fıkrasının ise madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Oktay Vural
Antalya Karaman İzmir
Şenol
Bal Behiç
Çelik Beytullah
Asil
İzmir Mersin Eskişehir
(5) İlgili kurum veya
kuruluşlar, kesinleşen karayolu güzergâh planlarına ilişkin
olarak yapacakları imar planı çalışmalarında, Genel
Müdürlükçe karayolu güzergâhına ilişkin olarak jeoloji
mühendislerince hazırlanan jeolojik, jeoteknik ve fotogrametrik
raporları esas almak zorundadır. Bu raporların
hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Karayolu güzergâhının tespiti
başlıklı 19. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Rasim Çakır Bülent Baratalı
Adana Edirne İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Baratalı.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Baratalı. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT BARATALI (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasa
tasarısının 20nci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge
üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu önerge, bu maddenin tasarı metninden
çıkarılmasıyla ilgili bir önergemizdir. Gerekçesi de şudur,
çıkarılma gerekçemiz, iki temel itirazımız var:
Bunlardan bir tanesi, Karayolları Genel Müdürlüğü plan
yapan otoritenin içine girmektedir.
İkincisi, 6ncı fıkrası da düzenleme
ortaklık payı dediğimiz, bir kentin, bir yerel yönetimin
gereksinmesi olan, umumun istifadesine ait olan yollar, meydanlar, çocuk
parkları, yeşil alanlar, terminal yerleri, oto parklar gibi yerlerin
içine
Biliyorsunuz, bu, yüzde 40 alınır düzenleme ortaklık
payında, otoyollar hariç
BAŞKAN Sayın Baratalı, 19uncu maddenin
çıkarılması olacak. Bir yanlış anlaşmaya yol
açmayalım.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Düzeltiyorum 19uncu maddenin
çıkartılması olarak.
Düzenleme ortaklık payına otoyollar hariç kara
yollarının da eklenmesidir. Bu iki hususun, iki hususu düzenleyen bu
maddenin, 19uncu maddenin tasarıdan çıkarılması
gerekmektedir.
Birincisi, 3194 sayılı Kanun, değerli
arkadaşlar, 1985 tarihlidir. Burada hangi idarelerin hiyerarşik
planları hangi yetkiyle yapacakları bellidir. Şimdi, bunun
üzerine, Özelleştirme İdaresinin yanına, TOKİnin
yanına bir de Karayolları Genel Müdürlüğünü koyuyoruz. Bunu son
derece yanlış olarak buluyorum ve Bayındırlık
Bakanlığının böyle bir yetkisi vardır. Neden
Bayındırlık Bakanlığı bu yetkiyi kullanmıyor
da Karayolları Genel Müdürlüğüne bu yetki delege ediliyor? Belki
Karayolları Ulaştırma Bakanlığına
bağlandığı için düşünülebilir ama giderek
alışılmış plan otoritelerinin yanına yeni yeni
plan otoriteleri konuyor. Bunu yanlış buluyorum ve yerel
yönetimlerden gelen bir İktidarın yerel yönetim yetkilerinin de bir
kısıtlaması olarak görüyorum çünkü belediyeler ve il özel
idareleri planlamanın temel idareleridir. Bunun yanında, hava
meydanları, büyük yollar, otoyollar, limanlar, gecekondu bölgeleri gibi
konular söz konusu olduğu zaman Bayındırlık Bakanlığı
zaten devreye giriyor. Bunun bu tasarıda neden yer
aldığını anlamak mümkün değil; hangi kuruluşuyla,
hangi yetişmiş elemanlarıyla Karayolları Genel
Müdürlüğü bu planı yapacak, bunu da anlamış değilim.
İkincisi, son fıkrada düzenlenen düzenleme
ortaklık payı dediğimiz yani bir imar planı içinde bir
imar adası içine rastlayan yol, yeşil alan, çocuk bahçesi ve bunun
gibi kamuya ait olan yerleri kolaylıkla alabilmek için bir gayrimenkulün
yüzde 40ını bedelsiz almak demek olan düzenleme ortaklık
paylarının içine bir de otoyollar hariç kara yollarını
koyuyorsunuz. Bu, son derece yanlıştır. Burada
karşımda belediye başkanlığı yapmış
olan, aynı dönemde, arkadaşlarım var. Eğer bunu
koyarsanız bundan sonra kentlerde çocukların oynayacağı
yeşil alanları, çocuk bahçelerini yapamazsınız;
meydanları, yolları, terminalleri, otoparkları
alamazsınız. Bunun, bu nedenle çıkarılması gerekir,
son derece yanlış bir düzenlemedir.
Değerli arkadaşlar, AKP İktidarı, yerel
yönetimlerden gelmiş olmasına karşın 2003 yılından itibaren yerel
yönetimlerin yetkilerini giderek kısıtlıyor,
kaynaklarını da azaltıyor. Ben, burada bunları anlatmaya
çalışacağım, itirazı olan varsa gelir cevap verir.
2003 bütçesiyle yerel yönetimlerin genel bütçe vergi gelirinden
aldıkları payı 1 puan indirdiniz değerli arkadaşlar.
Kaynak artıracağınıza 1 puan indirdiniz. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak Anayasa Mahkemesine gittik iptal ettirdik ama 2004 bütçesine
tekrar koydunuz. Bir defa kaynak yaratamadınız. Yeni belediye
gelirleri kanununu bu Meclise getiremediniz değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Büyükşehir belediyeleri arasındaki kaynak
kullanımında Kocaeli Belediyesi ile Urfa Belediyesi, Erzurum
Belediyesi arasında büyük hatalar ve birinin diğeri aleyhinde
işlemler yaptınız değerli arkadaşlar.
Köy kanununu çıkaramadınız, köylerde hâlâ salma 20
lira olarak devam ediyor.
Ülkenin bütün müfettişleri, değerli arkadaşlar,
AKPli belediyelere uğramıyor ama CHPli, MHPli ve diğer
partilere mensup bütün belediye başkanlarının başında
boza pişirtiyor!
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Sen hangi ülkede
yaşıyorsun ya, hangi ülkede yaşıyorsun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) Ben Türkiye Cumhuriyetinde
yaşamaktan çok mutluyum Sayın Milletvekili.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Nerede yaşıyorsun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) - Burada yaşıyorum, burada
yaşıyorum.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Yaşadığın ülkenin farkında değilsin, biliyor
musun!
BÜLENT BARATALI (Devamla) Siz hiçbir şeyin farkında
değilsiniz. Gelirsiniz burada bana cevap verirsiniz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Yaşadığın ülkenin farkında değilsin!
BÜLENT BARATALI (Devamla) - Planlama yetkilerini
kısıtladınız, bin tane belediyeyi kapattınız,
tabutlarını çivilediniz! Siz nerede yaşıyorsunuz! Hangi
kırsal kesimin kaynaklarını artırdınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bütün bu düşüncelerle,
yaşadığım ülkenin ve -yirmi iki yıl belediye
başkanlığı yaptım- yerel yönetimlerin her şeyinin
çok farkındayım. Siz hiçbir şeyin farkında değilsiniz.
Kürsüden ne anlattığınızı da bugüne kadar göremedim
Sayın Milletvekili. Bin tane belediyeyi kapattınız. Bin tane
belediyeyi, kırsal alan belediyelerini Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde
tekrar bu halka iade ettik.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) İyi
yaptığınızı zannediyorsunuz!
BÜLENT BARATALI (Devamla) Elbette gayet iyi yaptık. Çünkü
siz iktidara gelirken yerellikten bahsettiniz, subsidiariteden bahsettiniz.
İsterseniz ne olduğunu açıklayayım: Subsidiarite,
hemşehrinin en yakın idareden hizmet alma hakkıdır. Siz,
bin tane belediyeyi kapatarak vatandaşın bu hakkını elinden
almaya çalıştınız ama Türkiyede kanunların
olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin olduğunu böylelikle
öğrenmiş oldunuz.
Bu duygularla önergemizin kabul edilmesini diler, yüce Meclisi
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Baratalı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 19. maddesinin (5) numaralı
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, (6) numaralı fıkrasının ise
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
(5) İlgili kurum veya kuruluşlar, kesinleşen
karayolu güzergâh planlarına ilişkin olarak yapacakları imar
planı çalışmalarında, Genel Müdürlükçe karayolu
güzergâhına ilişkin olarak jeoloji mühendislerince hazırlanan
jeolojik, jeoteknik ve fotogrametrik raporları esas almak zorundadır.
Bu raporların hazırlanmasına ilişkin usul ve esaslar
yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak? Sayın Asil.
Buyurunuz Sayın Asil. (MHP sıralarından
alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 19uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde
görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle bu Kanun
Tasarısının Karayolu teşkilatımıza ve bu teşkilat
bünyesinde görev yapan çalışanlarımıza, aziz milletime
hayırlı olacak bir şekilde düzenlemeler yapılarak kabul
edilmesini diliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, son günlerde içinde
yaşadığımız coğrafyada ve güzel yurdumuzda yeni
senaryolar hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Birkaç
aydır artan terör olayları nedeniyle güvenlik görevlilerimiz,
onların yakınları, vatandaşlarımız
hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır.
Hayatını kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet,
acılı ailelerine başsağlığı ve sabır,
yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Bu ve benzeri saldırılardan zarar gören, yalnızca
hayatını kaybeden ve yaralanan insanlarımız değil, bu
topraklar üzerinde kardeşçe yaşama umudumuz, birlik ve
dirliğimiz, evlatlarımızın da geleceğidir.
İşlenen insanlık suçudur. Bu insanlık suçu
karşısında susan, el ovuşturan, verdiği destekle terör
örgütünü cesaretlendiren ülkeleri lanetliyorum. Tarih onları yazacak,
evlatları da geçmişlerinden utanacaklar. Bu ülkelere gerekli tepkiyi
vermeyen irade sahiplerini de kınıyorum. İktidarı göreve
davet ediyorum, terörün karşısında dimdik, bitirme iradesi
göstermesini diliyorum.
Şiddet ve terörle bir yere varmak mümkün değildir.
İnşallah, kan dökenler, onların içteki ve dıştaki
yardakçıları, gerekli tedbiri almayan sorumluluk sahipleri dökülen bu
kanda boğulacaklardır.
Değerli milletvekilleri, önergemizle
Karayolları Genel
Müdürlüğü tarafından yaptırılan bütün yollar için, hem yol
boyu güzergâhlarının tespiti esnasında hem de yol boyu
güzergâhı boyunca yaptırılmakta olan sanat yapıları
için jeoloji mühendislerinin sorumluluğunda oldukça detaylı ve
jeoteknik çalışmalar yaptırılmaktadır. Bu
çalışmaların yapılmasına rağmen özellikle yol
boyu güzergâhlarında yapılan dinlenme, konaklama tesisleri gibi
tesislerin inşaatında ruhsat başvuruları esnasında,
ayrıca jeolojik, jeoteknik çalışmalar istenmekte ve bu da
yatırımların uzamasına neden olmaktadır, tekrarlanan
bir iş olması nedeniyle ülke ekonomisine de ayrıca bir yük
getirmektedir.
Yine, önergemizle altıncı fıkranın 19uncu
maddeden çıkartılmasını teklif ettik. Burada da otoyol,
devlet ve il yolları ağına giren kara yolu güzergâhlarına
ve bunların değişikliklerine ilişkin planları
hazırlanarak belediye ve mücavir alan sınırları içinde
kalan yerlerde imar planlarına işlenmesini belediye veya ilgili kurum
ve kuruluşlardan talep etmesi üzerine, ilgili kurum ve
kuruluşların kara yolu güzergâhlarına ilişkin söz konusu
planlara varsa itirazlarını en geç otuz gün içerisinde bildirmesine
ilişkin hüküm bu kuruluşları devre dışı
bırakmakta ve inceleme süresini kısaltarak hakları ellerinden
alınmaktadır. Ayrıca, Karayolları Genel Müdürlüğüne
resen onay yetkisiyle âdeta imar plan tadilatı yapma yetkisi
verilmektedir. Bu çerçevede, bu maddenin altıncı fıkrasında
yer alan düzenleme ortaklık paylarına ilişkin hüküm de
gereksizdir ve madde metninden çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle Ulaştırma
Bakanına, bütün Eskişehirlilerin cevabını merakla
bekledikleri bir soru yöneltmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BEYTULLAH ASİL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Eskişehirin içerisinden geçen demir yolunun şehir
geçişinin bir bölümüyle garın yer altına alınması
planlanmış ve inşaatına da
başlanmıştır. Planlanan yolun bir bölümü ve garın yer
altına alınmasından vazgeçildiği söylenmeye
başlanmıştır.
Değerli Bakanım, Eskişehirliler bunun doğru
olmadığını söylemenizi beklemektedirler ve başlanan
işin planlandığı şekilde bitirilmesini
arzulamaktadırlar.
Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Asil.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
19uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
19uncu madde kabul edilmiştir.
20nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 20. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Bakan ibaresinin Bakanlar Kurulu olarak
değiştirilmesini, (2) numaralı fıkrasının ise
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Mümin İnan Akif Akkuş
Antalya Niğde Mersin
Oktay Vural Nevzat Korkmaz Mustafa Kalaycı
İzmir Isparta Konya
M.
Akif Paksoy Alim
Işık
Kahramanmaraş Kütahya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Çalışma programının
hazırlanması başlıklı 20. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ali İhsan
Köktürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Osman Kaptan
Zonguldak Malatya Antalya
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
BAŞKAN Komisyon bu son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Osman Kaptan
BAŞKAN Sayın Kaptan, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının
birleştirilerek aynı konudaki değişiklik teklifiyle ilgili
499 sıra sayılı Tasarının 20nci maddesinin
tasarıdan çıkarılması üzerine verdiğimiz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın arkadaşlarım, ülkemizde yolcu
taşımacılığının yüzde 96sı, yük
taşımacılığının yüzde 92si kara
yollarıyla yapılmaktadır. Onun için kara
yollarımızın bakımı da, onarımı da önem
kazanmaktadır. Tasarının 20nci maddesinde kara
yollarının bakım ve onarımı konusunda Genel
Müdürlüğün üç yıllık çalışma programları
hazırlayacağı ve ilgili bakanın onayıyla bu
programı yürürlüğe koyabileceği, bakım ve onarım
işleriyle ilgili olarak bir yıllık ilk yıl bütçesinde
yeterli ödenek olması hâlinde Maliye Bakanlığının
görüşü üzerine üç yıla kadar gelecek yıllara sâri yüklenmelere girişebilme
yetkisi verilmektedir. Girişilebilir deyiminin kanun yapma
tekniğiyle uyuşmadığı konusunu dikkatlerinize sunmak
isterim.
Sayın arkadaşlarım, üç yıl sürebilecek bir
kamu işi yatırım niteliğinde ve büyüklüğünde
olması gerekir. Bu durumda da Yıllık yatırım
programları Bakanlar Kurulu kararıyla yapılır. hükmüyle çelişkili
bir durum ortaya çıkarmaktadır yani Bakanlar Kurulu kararıyla
yapılması gereken iş usulsüz olarak tek bakanın
onayıyla yapılır hâle gelecektir. Bu da, yetki
aşımını getirmektedir.
Yine aynı maddede ilk yıl bütçesine yeterli
ödeneğin bulunması kaydıyla ifadesi de yeterince açık
değildir. Yeterli ödenek deyimiyle anlatılmak istenenin işin
tamamına mı yeterli olabileceği, yoksa sadece ilk yılki
kısmına mı isabet edebileceği konusunda bir
açıklık yoktur. Bu konunun da açıklığa
kavuşturulması gerekir.
Değerli arkadaşlarım, kara yollarımızda
bakım ve onarım hizmeti sürekli yapılması gereken bir
iştir. Herhangi bir trafik kazasından sonra bile kaza mahallinde bir
bakım onarım gerekebilir. Herhangi bir yolun bakımı
başka bir şeydir, onarımı başka bir şeydir.
Bakım ihmal edilince onarım da kaçınılmaz olur.
Hükûmet, getirdiği bu maddenin yerine Kara
yollarımızda bakım ve onarım hizmetlerini bundan sonra
taşeronlar aracılığıyla yapacağım. deseydi
daha doğru dürüst bir tutum almış olurdu çünkü getirilen tasarı
fiilî olarak idareye bu imkânı vermektedir. Tasarının bu maddesi
Hükûmetin özensiz özelleştirme ve taşeronlaştırma
zihniyetinin bir devamıdır.
Sayın arkadaşlarım, tasarının bu hâliyle
yasalaşması durumunda bilmeliyiz ki kısa bir süre içinde
yollarımız muhtelif uzunluklarda parsellere ayrılarak bakım
ve onarım hizmetleri üçer yıllık periyotlarla eşe dosta,
yandaşlara rahatlıkla verilebilecektir. Böylece, şu anda
Karayollarımızda çalışan 11.268 işçimiz atıl
duruma düşecek, Başbakanın Yattıkları yerden ben bu
insanları niye besleyeyim? dediği Tekel işçileriyle aynı
akıbete uğrayacaklardır.
Değerli milletvekilleri, bugün kamu hizmetlerinde
sayılarını bilmediğimiz kadar taşeron işçisi
çalışmaktadır. Şahsen ben birçok kez kamuda kaç
taşeron işçisi çalışmaktadır diye ilgili bakanlara
sordum ama doğru dürüst bir cevap alamadım. Kamuda taşeron
işçisi olarak çalışan işçilerin durumu nedir? Birçoğu
asgari ücretle ve kayıt dışı çalıştırılan
bu insanlarımızın durumu bizzat kayıt
dışılığı önlemekle görevli devletin kurumlarında
çalışıyor olmaları da düşündürücüdür. Bu durum,
AKPnin işçi örgütlülüğü ve sendikal hareketlere
bakışının tipik bir göstergesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
OSMAN KAPTAN (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Yukarıda anlattığımız bu nedenlerle
20nci maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz. Bu
konuda verdiğimiz önergenin de desteklenmesini istiyoruz.
Biz burada yolların yapımına, onarımına
karşı değiliz ama yol yapılırken yol
yapımında, yol tamirinde, yol onarımında her yolun mübah
olmasına karşıyız.
Bu konudaki düşüncelerimi takdirlerinize sunuyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Kaptan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 20. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan Bakan ibaresinin Bakanlar Kurulu olarak
değiştirilmesini, (2) numaralı fıkrasının ise
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu önergemizde Bakan
ibaresinin Bakanlar Kurulu olarak değiştirilmesini önerdik. Buna
göre, üç yıllık çalışma programının
hazırlanarak Bakan onayıyla uygulamaya konulması öngörülüyor.
Ancak yatırım programları, bildiğiniz gibi Bakanlar Kurulu
kararıyla onaylanıyor. Dolayısıyla, bu anlamda
baktığımız zaman, bir yetki aşımı söz konusu
oluyor ve bu yetkinin Bakanlar Kuruluna bırakılması
gerektiğini düşünüyoruz.
Artı, burada diğer (2)nci fıkrada ise ...görev
alanına giren karayollarının bakımı ve
onarımı ile ilgili olarak ilk yılı bütçesinde yeterli
ödeneği bulunmak kaydıyla, üç yıla kadar gelecek yıllara
sâri olacak şekilde yüklenmelere girişebilir. deniliyor. Burada da
öncelikle hizmet alımı yerine, kendi personeli
aracılığıyla gerçekleştirmesinin esas olduğunu
düşünüyoruz. Eğer zorunlu olursa da hizmet alımına bir
sınır getirilebilmesi gerekiyor. Bu nedenle de (2)nci
fıkranın madde metninden çıkarılması gerektiğini
düşünüyoruz. Önergemizin veriliş amacı budur. Eğer bu
bakım ve onarımla ilgili şeyleri de zaten çıkartırsak
Karayollarının kendi personeli bu işleri yapıyor,
dolayısıyla hem mali yük açısından hem de yetkinin Bakanlar
Kuruluna bırakılması açısından bu
değişikliği elzem görüyoruz.
Bakım ve onarım deyince, Sayın Bakana yukarıda
da sormuştum ama tam cevap alamadım, bu vesileyle belki bir
açıklama gelir cevaplar kısmında.
Şimdi, arkadaşlarımızın birçoğu
Sayın Bakanım, yolların bozukluğuyla ilgili bir şeyler
söyledi. Ben hâlâ merak ediyorum çünkü gittiğimiz yerlerde bölünmüş
yollarda iki şerit var, hem eskisi hem yenisi var.
Sayın Bakanım beni duyuyordur inşallah.
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Duymuyor, Sayın Bakan duymuyor.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Görmüyor ama duyuyordur diye
düşünüyorum. O can kulağıyla dinliyordur, eminim ben ondan.
Özellikle eski şeride geçmek için dua ediyoruz. Benim merak
ettiğim bir şey var, bu yollarla ilgili bir
Hakikaten Sayın
Bakanım, eski yola geçmek için dua ediyoruz bölünmüş yollarda. Geçen
defa Komisyonda da söylemiştim, Sayın Genel Müdür de söyledi ama,
bunların sıkıştırılmasıyla ilgili bir
standart yok mudur? Kaç santimde bir üzerinden tesviye geçirilmesi gerekir?
Bunun kontrollüğünü nasıl yapıyoruz? Yani 90lı
yılların sonuna doğru yapılan yollar, on beş yıla
yakın zaman geçmiş aradan, şu anda hâlen daha, o yola geçelim
diye arabada dua ediyoruz bazen. Taş atmasıyla ilgili de
sıkıntılarımız var, daha önce arz etmiştim. 2
defa, 3 defa camı değiştirmek zorunda kaldık. Acaba
bunların ihalesinde bir standart yok mudur? Yani bir tarafını
yapan yer
Yine yeni yollar var. Bir yerde bakıyoruz o da asfalt,
orası güzel yapılmış, o da yeni dönemde
yapılmış. Bir şehre giriyoruz veya bir sınırdan
öbür tarafa geçiyoruz
Yoksa, bunların bir zaman böyle parça parça ihale
edildiğini söylemişti arkadaşlarımız, bundan
dolayı bir standart dışılık mı var diye merak
ediyorum. Şu anda sizin yaptırdığınız yollarda da
aynısı var. Bir yerde bakıyorum düzgün, öbür tarafa geçiyoruz,
yeni yapılan bir yol, o da bölünmüş yol veya çift yönlü yol ama
aynı kaliteyi tutturamıyoruz. Ben bu konularda -bazen geçtiğim
için, çok da fazla arabamla seyahat ettiğim için uçak yerine, Anadolu
içerisinde, her yerde o farklılığı görebiliyorum- bir
standart olması gerekir diye düşünüyorum veya o ihalenin
kontrollüğünü yapan kimse, eğer standartlara uygun değilse
gerekli soruşturmaların yapılması gerekir diye
düşünüyorum. Dolayısıyla bu çerçevede de bu hususları
dikkate alarak bizlere açıklama yapılırsa
O yolların hepsi
asfalt standardında yapıldığına göre bunların
bize açıklanması gerekir; aksi takdirde, o zaman Orayı yapan
eksik mi yaptı, yoksa soruşturması tam olmadı mı?
diye kafamızda soru işaretleri oluşuyor.
Allah bizi düzgün yollara düşürsün, kötülerine
düşürmesin diyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
20nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
20nci madde kabul edilmiştir.
21inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 21. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının
görev alanına ilişkin hizmet talepleri ile ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını ve maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
2) Genel Müdürlük; kamu kurum ve kuruluşlarının
görev alanına ilişkin hizmet taleplerini program ve imkânları
ölçüsünde yerine getirmeye yetkilidir.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Akif Akkuş Mustafa Kalaycı
Isparta Mersin Konya
Alim
Işık Mümin
İnan Reşat
Doğru
Kütahya Niğde Tokat
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Diğer kurum ve kuruluşların
taleplerinin karşılanması başlıklı 21. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Enis Tütüncü Ali İhsan Köktürk
Adana Tekirdağ Zonguldak
Selçuk
Ayhan
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Ayhan, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
SELÇUK AYHAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının 21inci maddesiyle
ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan
tasarının geneline baktığımızda, öncelikle,
tasarının otoyolların satışıyla ilgili hukuki
engelleri kaldırmak amacını taşıdığını
görüyoruz. Bu, aynı mirasyedi mantığıyla
açıklayabileceğimiz bir durum. Köylerde, kasabalarda şu
anlatılır: İşte, şu geniş arazi bizimdi, dedem
bırakmış ama babam har vurup harman savurmuş, bize bir
şey kalmadı. Biz de memlekette satacak bir şey bırakmadık.
Şimdi, otoyollar ve az bir toprak parçası, vesaire, bir şeyler
kaldı yani önümüzdeki nesillere hiçbir şey bırakmamak temel
felsefemiz. Yeni kaynakları farklı yöntemlerle yaratmak konusunda
hiçbir çaba harcamıyoruz.
Yine, bu tasarıyla ilgili bir başka önemli nokta:
İmar planı yetkilendirilmesinde zaten var olan kamu ve yerel yönetim
arasındaki kaosu, Karayolları Genel Müdürlüğü kurumunun da bu
kaosun içine sokularak ve yerel yönetimlerin elindeki yetkilerin tamamen
alınmasını sağlayarak daha da büyütmek. Şimdi, bir
örnek vermek gerekirse: İzmirin Balçova ilçesinde Bahçelerarası
Derneği var, arsa mağdurları var; bunlar, otuz yıl boyunca
daha önce Balçova Belediyesinin kendilerine sattığı,
parasını ödedikleri arazileri alamadılar. Nedeni, Çeşme
otoyolunun oradan geçmesi ve o arazilerin Bayındırlık
Bakanlığı tarafından o dönem içinde gasbedilmesiydi. Bugün
belli bir noktaya geldi. Kültür Bakanlığıyla İzmir
Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesinin ortak
çalışmaları sonucunda bir plan hazırlandı,
yakında uygulanmaya geçme olasılığı var ancak
yargı sürecini devam ettiren kurumlar var. Aradan otuz yıl geçti. O
gün elli yaşında bir insan orada mal sahibi olduysa, bugün torunu
onunla ilgili çalışmayı devam ettirir konumda.
Değerli arkadaşlarım, aslında, Türkiyede
ulaşım konusunda treni Marshall Planıyla kaçırdık. O
dönemde, komünizm tehlikesine karşı ABD Dışişleri
Bakanı Marshallın Avrupadaki ülkelere yardım etme
anlayışı çerçevesinde, bizimle birlikte Yunanistan ve birçok
Avrupa ülkesi Marshall Planıyla yardımlar aldı. Avrupa ülkeleri
bu yardımları çok iyi değerlendirdiler,
altyapılarını yaptılar, sanayilerini kurdular,
ulaşım problemlerini kitle taşımacılığı
üzerine şekillendirdiler, yerin 4 kat altına inen metrolar
yaptılar, biz petrol fakiri ülkemizde kara yollarına
ağırlık verdik, Türkiyeye otomotivi getirdik, kamyonlar
aldık, tırlar aldık, otomobiller aldık, sefahat hayatı
başlattık, oto yan sanayisini getirdik, dolayısıyla petrol
ithalatını getirdik ve o günden bugüne, Türkiye giderek cari
açığında fuel oilin, petrolün, petrol türevlerinin önemli bir
yer tuttuğu bir ülke hâline geldi. Tabii o zaman, Türkiyede, her
mahallede bir milyoner yaratma mantığı hâkimdi, her mahallede
bir milyoner yarattık ama insanları oldukça
yoksullaştırdık.
Onuncu Yıl Marşını
anımsarsınız, birçok törende, toplantılarda falan söylenir:
Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan. O günlerin deyimi
Gururla, coşkuyla on yılda ürettiklerini söyleyen bu ülke, Onuncu
Yıl Marşının yerine bugün anımsayabildiği bir
marş bile koyamayan ülke konumuna getirildi ve çok az sayıda zenginin
ve oldukça yüksek yoksulun yaşadığı bir ülke hâline geldi.
Şimdi, bol bol duble yollar yapıyoruz, güzel, gayet iyi ancak
bunları da herhâlde, yeni türeme yandaş zenginlerimizin dört çeker
arabalarıyla rahat gitsinler diye yapıyoruz. Türkiye'nin
geliştiği doğru
ALİ KOYUNCU (Bursa) Böyle bir mantık yok!
SELÇUK AYHAN (Devamla) Böyle bir mantık var sevgili dostum.
Bakın, geçen yıl 23 bin milyoner varmış banka
mevduat hesaplarında, bu sene 29 bine çıkmış, 6 bin
artış var, bu önemli bir gelişme. 35 milyar lira da mevduatta
para artışı var, bununla gurur duyuyoruz ama bunun
karşılığında, bir yıl içinde 105 bin cebine hiç
para giremeyen insan türemiş yani 105 bin işsizler ordusuna eklenen
insan da var. Şimdi, BDDK verilerine göre, bu 29 bin kişinin bu
mevduattan aldığı pay yüzde 44
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
SELÇUK AYHAN (Devamla) - ...geriye kalan 70-75 milyon kişinin
aldığı pay da geri kalan yüzde 56. 70-75 milyonu da şundan
söylüyorum: Türkiye'nin nüfusunun ne olduğunu bilmiyoruz, BDDK verilerine
göre olan bu rakamın geri kalanının nasıl
dağıldığını bilmiyoruz. TÜİK verilerine göre
Türkiye'nin nüfusu farklı, Yüksek Seçim Kuruluna göre farklı, nüfus
idaresine göre farklı. Bu ekonomik tezat nasıl oluyor
arkadaşlar? Başarılı bir ekonomi politikasının
böyle bir tezadı yaratması söz konusu olabilir mi? G 20lerin içinde
olduğu söylenen bu ülkenin ulusal gelirde dünyada 69uncu sırada
olduğunu söylemek sizleri niye sıkıntıya ve üzüntüye
sokuyor?
Değerli arkadaşlar, Türkiye tezatlar ülkesi, bir tarafta
teğet geçen bir azınlık, bir tarafta da delip geçen bir
çoğunluk var.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 21. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının
görev alanına ilişkin hizmet talepleri ile ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını ve maddeye aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
2) Genel Müdürlük; kamu kurum ve kuruluşlarının
görev alanına ilişkin hizmet taleplerini program ve imkanları
ölçüsünde yerine getirmeye yetkilidir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Doğru, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 21inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
21inci yüzyılda yeterli ve çağdaş ulaşım
hizmeti almadan sosyal ve ekonomik hayatın canlı ve dinamik
tutulması mümkün değildir. Devletin temel görevi, ekonomik ve sosyal
gelişmeyi sağlayabilmek için gerekli altyapı
yatırımlarını yaparak insanların hizmetine
sunmaktır. Konu da kara yolları olunca tabii, problemler de
beraberinde gelmektedir. Kara yollarımızın en önemli
problemlerinin başında da bence kazalar olduğunu söylemek
istiyorum.
Sayın milletvekilleri, ülkemizde, her yıl, gerçekten
ortalama 1 milyonun üzerinde trafik kazası olmaktadır. Bu kazalar
esnasında, onlarca insanımız ölmekte, yine yüzlerce
insanımız sakat kalmakta, yaralanmakta, birçok mal varlığı
da kaybedilmektedir. Kazalara bakılmış olduğu zaman,
sebeplerini şöyle sıralayabiliyoruz: Hız limitine uymama,
hatalı sollama, öndeki aracı yakın takip, alkollü, yorgun ve
uykusuz araç kullanma şeklinde oluyor. Bunlar içerisinde bir önemli neden
de kara yollarının standartlara göre yapılmaması ve yollardaki
bozukluklardır. Yollardaki bozuklukların başında da
kasisler, işaretlerin silinmesi, dar olması başta gelmektedir.
Ayrıca, Karayolları Genel Müdürlüğüne köy yolları ve kasaba
yolları bağlı olmadığı için, buralardaki yollarda
da yeterli bakım yapılamamaktadır. Bu sebeple de canlar
yanmakta, insanlar ölmektedir. Bundan dolayı da büyük maddi kayıplar
olmaktadır. Ülke olarak toplu taşımaya mutlaka geçilmelidir.
Ancak, yollarımıza da tam olarak sahip çıkıp
dünya standartlarına göre yapmalıyız. Örneğin, Avrupa
Birliği ülkelerinde, ana yollarda, trafiğin çok yoğun
olduğu yerlerde, yol kenarlarına, ses, gürültü gitmemesi ve egzoz
gazları için yüksek duvarlar yapılmıştır. Neden bizim
ülkemizde bu şekilde yollar yapılmamaktadır? Bakınız,
şu anda, Konya yolu üzerinde veyahut da işte, Eskişehir Yolu
üzerindeki yüzlerce apartmanın olduğu yerlerde yoğun bir trafik
vardır. O trafik neticesinde, egzoz gazları, gürültü ile
etrafındaki apartmanlarda çok ciddi oranda rahatsızlıklar
olduğu görülmektedir. Gerçi şu an itibarıyla ülkemizde bunlar
gündeme getirilmemektedir ama Avrupa ülkelerine gitmiş olduğumuz
zaman bunu açık bir şekilde görüyoruz. Ana yolların
kenarlarında yüksek duvarlar yapılmakta ve beraberinde de en
azından korunmaya çalışılmaktadır yani insan
sağlığının her şeyin üzerinde olduğunun bir
göstergesidir. Ben de buradan sesleniyorum: Önümüzdeki dönemlerde, en
azından şehir merkezlerinde, büyük merkezlerde -Ankaradır,
İstanbuldur, İzmirdir, Bursadır, bu tür yerlerdeki-
yoğun trafiğin olduğu yerlerde o şekilde bentlerin
yapılmış olmasının en azından
sağlığa önem verme noktasında önemli olduğunu söylemek
istiyorum.
Karayolları Genel
Müdürlüğüne ülkemizdeki bütün yollar bağlanmalıdır.
Yolları, köy yolu, kasaba yolu, il yolu diye ayırmamalıyız.
Bakınız, şu anda -örnek vermek istiyorum- Tokat ili Gökal
beldesi gibi belki onlarca belde -Tokat için vardır ama diğer
yerlerde de aynı şekildedir- kasaba olmasına rağmen,
belediye olmasına rağmen hâlâ asfalt bir yolla karşılaşmamıştır.
Asfalt yapılması noktasında köylüsüyle kentlisiyle herkes
beklemektedir ama il özel idarelerine verildiği söylenmekte, il özel
idarelerinin ellerindeki imkânların kısıtlı olması
dolayısıyla da buralara hizmet gelmemektedir. Ondan dolayı özellikle
bu konunun da artık, herhâlde düşünülmesi gerekir diye
düşünüyorum.
Ülkemizdeki yolların hepsi Karayolları ağı
içerisinde olmalıdır. Gerçi, Karayolları Genel Müdürlüğünün
yapısını değiştiriyoruz, çok önemli bir kurumu ortadan
kaldırıyoruz gibi -öyle görünüyor; yapısını
değiştiriyoruz- ama en azından bundan sonraki aşamalarda da
bu yönlü çalışmaların yapılması gerekir çünkü
Karayolları Genel Müdürlüğü geçmiş dönemlerde çok önemli
hizmetler yapmıştır ve yapmaktadır. İnanıyorum ki
önümüzdeki dönemlerde de -gerçi, şu anda kanunu çıkarıyoruz ama
AKP İktidarının bir özelliğidir, kanunlar çok süratli bir
şekilde çıkarılıyor, daha sonraki aşamalarda da
kanunları yapboz şeklinde, yeniden, değişikliklerle, torba
kanunlarla buraya gelip değiştiriyoruz- en azından bütün
yolların, hepsinin Karayolları Genel Müdürlüğü bünyesinde
toplanmasının çok büyük bir faydası olacağını
düşünüyorum.
Tokat ili olarak son sekiz yıldır yeni planlanan
yollarla karşılaşmıyoruz, eski projeler devam ettirilmeye
çalışılıyor ancak bu projeler bile zamanında
bitirilemiyor. Örneğin, Tokat çevre yolu. Tokat çevre yolu -dünkü
konuşmalarımızda da dile getirmiştik- hâlâ
bitirilememiştir ve bitirileceğini de
Gerçi, bu sene, 2010 senesi
içerisinde bitirileceğini Sayın Bakan ifade ediyor ama ben bitirileceğini
pek sanmıyorum, inşallah önümüzdeki dönem içerisinde bitirilir diye
düşünüyoruz.
Tokat-Turhal-Amasya yolu da aynı şekildedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
REŞAT DOĞRU (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Tokat-Turhal-Amasya yolu da yaklaşık olarak sekiz
yıldan beri bir türlü bitirilememiştir, bozuluyor, yeniden
yapılıyor. Bu da herhâlde
Ne manaya geliyor, bilemiyorum.
Ayrıca, sayın milletvekilleri, Niksar-Tokat yolu
üzerinde de çok ciddi çalışmalar yoktur. Bakınız, 2001-2002
senesi içerisinde iyileştirme başlamış ama orası da
çift yönlü yol olması noktasında beklenti içerisinde olmasına
rağmen hâlâ henüz hiçbir şey yapılmamıştır.
Sayın milletvekilleri, mevcut hâliyle kamu kurum ve
kuruluşlarıyla özel sektörün talebi aynı şartlarda
değerlendirilmektedir. Biz önergemizle bunu, kamu kurum ve
kuruluşlarının talebi uygun bulunması durumunda ücret
alınmadan karşılanabilmelidir diyoruz. Dolayısıyla da
madde metninde gerekli düzenlemelerin yapılmasını arzu ediyoruz.
Önergeme desteğinizin olacağını umuyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Doğru.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
21inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
21inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, bir
saat ara veriyorum.
Kapanma Saati : 19.08
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 20.16
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
22nci maddede kalmıştık.
22nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 22. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Mümin İnan Kemalettin Nalcı
Isparta Niğde Tekirdağ
Alim
Işık Akif
Akkuş
Kütahya Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Kamulaştırma ve tahsis
başlıklı 22. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse
Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Selçuk Ayhan Ali İhsan Köktürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İzmir
Zonguldak
Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Köktürk, buyurunuz. ( CHP sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Yasa Tasarısının 22nci maddesine
yönelik önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Önerimize yönelik düşüncelerimizi ifade etmeden önce son
günlerde yoğunlaşan kanlı ve bölücü terör
saldırıları sonucunda yaşamını yitiren
şehitlerimize yönelik olarak ulusumuzun duyduğu büyük acıyı
yürekten paylaşıyorum, kanlı ve bölücü terör örgütü ve bu teröre
katkı sağlayanları bir kez daha şiddetle buradan kınamayı
bir borç biliyorum.
Ayrıca cumhuriyetimizin ve saygın basınımızın
çınarı değerli gazeteci İlhan Selçuku buradan
şükranla ve minnetle anıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının Bütçe Plan
Komisyonunda değiştirilerek kabul edilen 22nci maddesi
Kamulaştırma ve Tahsis başlıklıdır. Bu maddeyle
gerekli taşınmazların kamulaştırma yetkisi
Karayolları Genel Müdürlüğüne verilirken, diğer taraftan
tasarının ilgili maddesinin devam eden fıkralarında
kamulaştırma bedelinin tamamen ve kısmen ödenmesinin
işletme hakkını devralan şirketçe ödenmesinin
sözleşmeyle kararlaştırılabileceği hükme
bağlanmıştır. Yine bu tasarıyla kara yolu güzergâh
planlarına uygun olarak yapılan kamulaştırmalarda ilgili
güzergâh planı yürürlükte olduğu sürece 4/11/1983 tarihli ve 2942
sayılı Kamulaştırma Yasasının 23üncü maddesinin
uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Kamulaştırma Kanununun
23üncü maddesi kamulaştırılan taşınmazın
sahibinin geri alma hakkını düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, bu
maddenin içeriğine göre kamulaştırılan malın sahibi
şayet kamulaştırılan taşınmaz üzerine idarece
beş yıl içerisinde kamulaştırma amacına uygun herhangi
bir işlem veya tesis yapılmadığı veya bir başka
kamu yararına tahsis edilmediği, yani taşınmazın
aynı surette kaldığı hâllerde taşınmaz malikinin
bedelini faiziyle beraber ödemek suretiyle taşınmazını geri
alabileceğini düzenlemektedir. Dolayısıyla 22nci maddenin
ilgili fıkralarında getirilen düzenleme, kara yolları güzergâh
planlarına uygun olarak yapılan kamulaştırmalarda bu
maddenin uygulanmayacağı hükmünü getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemenin getirilme gerekçesi,
bu tür yolların gerek planların hazırlanması gerekse
tamamlanmasının süre alacağı mantığından
kaynaklanabilir ancak bu mantıkla hareket edildiğinde bu
yolların planlarının yapılması ve tamamlanmasına
uygun makul bir sürenin yasaya konulması gerekirken, tam tersine, 23üncü
maddenin tamamen uygulanmayacağı düzenlemesi getirilmesi hem makul
değildir hem hukuki değildir hem de Anayasamızın ve iç
hukuk düzenimizin buna yönelik düzenlemeleriyle açıkça çelişmektedir.
Yine, değerli milletvekilleri, kamulaştırma
bedelinin sözleşme hükümleri doğrultusunda işletici veya
işletenler tarafından ödenebileceği hükmü,
Anayasamızın 46ncı maddesinde yer alan kamulaştırma
bedelinin istisnalar dışında nakden ve peşinen
ödeneceği ve yine, bütçede ödenek olmadığı durumlarda
kamulaştırma yapılamayacağına yönelik hükümleriyle
açıkça çelişki oluşturmaktadır. Bu kanunla getirilen
istisna, Anayasanın 46ncı maddesinde belirtilen istisnalar
arasında da sayılmamıştır.
Dolayısıyla değerli milletvekilleri, 22nci
maddeyle getirilen düzenleme, mülkiyet hakkını düzenleyen, mülkiyet
hakkını koruyan ve sınırlamalarını gösteren gerek
Anayasanın 35inci maddesiyle gerekse kamulaştırmanın
temel ilkelerini belirleyen Anayasanın 46ncı maddesiyle gerekse bu
kamulaştırma hükümlerini daha geniş bir şekilde içeren
Kamulaştırma Yasasıyla kesinlikle
bağdaşmamaktadır. Kamulaştırma Yasası ve
Anayasanın ilgili düzenlemeleriyle bağdaşmayan bu madde
hükmünün tasarı metninden çıkartılması doğru, gerekli
ve zorunludur.
Değerli milletvekilleri, 22nci maddenin yanı sıra,
görüşmekte olduğumuz tasarının genel gerekçesine
bakıldığında, amacının, özelleştirmeye
ilişkin mevcut hukuki boşluğu doldurmak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) -
kurumun teşkilat
yapısını değiştirerek diğer alanlarda olduğu
gibi bu alanda da AKPnin siyasi kadrolaşmasının önünü açmak,
otoyollardan ücretsiz yararlanma hakkını tamamen kaldırmak, kara
yollarının işletmesinin devredilmesini imtiyaz
sözleşmelerine bağlamak suretiyle tıpkı
Osmanlının son dönemlerinde olduğu gibi yeni bir düyunu umumiye
yaratmak olduğu açıkça görülmektedir.
Bu yönleri itibarıyla tasarı son derece tehlikeli,
içinde kamu yararı barındırmayan ve ulusal
çıkarlarımıza açıkça aykırılık
oluşturan bir tasarıdır ve bu tasarıyla kısa vadede
finansman sağlamak amacıyla gelecekteki gelirlerden vazgeçmek
suretiyle çocuklarımızın, ülkemizin geleceği ipotek
altına alınmakta, vicdanlarımız âdeta
kanatılmaktadır.
Böyle bir tasarının yüce Meclisçe benimsenmeyeceği
düşüncesiyle hepinizi yürekten saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Köktürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 22. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Kemalettin
Nalcı (Tekirdağ) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Nalcı, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 22nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi
kamulaştırma denildiği zaman akla ilk önce gelen konu devlet ile
milletin mahkemeleşmesidir. Bu konuyu şöyle bir açmak istiyorum:
Şimdi, yatırımcı bakanlıklarımızın
-biz, bütçede de bunu konuştuk- içinde bu problemin en fazla
yaşandığı kurumlar DSİ ve Karayollarıdır.
DSİ de planlamalarını yaparken, Karayolları da
planlamalarını yaparken kamulaştırma konusu en sona
bırakılan konulardır. Yollar başlıyor veya baraj
inşaatı başlıyor, su tutma başlıyor,
vatandaşın arazisinden kamulaştırma yapılmadan
geçildiği zaman ya mahkemeleşme oluyor ya yürütmeyi durdurma
kararları çıkıyor. Bunları önlemek için ilk önce
projelendirirken şuna dikkat etmemiz lazım: Bir proje Karayollarında
veya DSİde, yatırımcı kuruluşlarda
yapıldığı zaman ilk önce -kamulaştırma
planı denir buna- yol güzergâhının geçmiş olduğu
güzergâhtaki kamulaştırma planına göre insanlara tebligat
çıkarılması lazım. Ama ben size çok örnek verebilirim ki,
bırakın, yolları başlanmış ama daha
kamulaştırma işlemine başlanmamış çok noktalar
var. Bu da tabii ki vatandaşların mağduriyetini ve
vatandaşların devletle olan mahkemeleşmesini sağlıyor.
Değerli milletvekilleri, benden önce çıkan çok
saygıdeğer milletvekilleri burada yolların standartları
üzerinde, yolların çökmeleri üzerinde bahsettiler. Şimdi,
bilindiği üzere, Karayolları yolları projelendirirken hâlen eski
DIN normlarına göre bunları projelendiriyorlar. Burada bürokrat
arkadaşlar var. Nedir? Ben size şöyle söyleyeyim: Kayalık bir
alanda yol yapmak ile normal toprak alanda bir yol yapmak aynı
değildir ama standarttır, bunun üstüne şey yapabiliriz. Yani
nedir? Alt, temel dediğimiz temel malzemesi serildikten sonra
inanın ki şartname aynıdır. 20 santim temel, üzerine 22
santim plentmiks, üstüne asfalt gelir ve oturmalar
Dingil yüklerinde bugün
Türkiye'nin gerçeklerine göre projelendirme yapılmıyor.
Karayollarında kanunlar çıkarıldı. Bir kamyonun yükü 25 ton
olarak hesaplanıyor veya 32 ton. Dingil yüküne göre, dingil yükü 6 ile 8 tondur ama denetlemeyi sağlayamazsanız,
bu şey 50 tonla, 60 tonla o yola girerse o yoldan hiçbir şey
beklemeyin. Çökmelerin nedeni budur. Onun için, bizim
standartlarımızı Türkiye şartlarına göre yeniden
gözden geçirmemiz lazım.
Bakın, Sayın Bakanım da burada, Sayın
Karayolları Genel Müdürümüz de burada. Eskiden asfalt, betondan daha ucuz
idi. Bugün 1 metreküp asfaltın bedeli 200 TLdir. 1 metreküp betonun da
değeri 60 ile 65 TL civarındadır. Bizler
standartlarımızı eğer gerçekten gözden geçireceksek,
yolların projelendirilmesinde beton üzeri asfalt olarak projelendirirsek
bu dingil yüklerinde noktasal çökmelerin oluşmasını
engellemiş oluruz. Plaka şeklinde çalışacağı için
sistem ve burada yayılacağı için yük, bu çökmeleri, bu şeyleri
görmeyeceğiz.
Tabii bunlara değinirken Karayolları, yatırımcı
kuruluşlar
Biz bütçe konuşmalarında da söyledik. Bakın
Ulaştırma Bakanlığı, Bayındırlık
Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığının 2010 bütçesi 3,6 milyardı.
Başbakanlığın tek başına bütçesi 4 milyar TL idi.
Sorduk: Neden böyle?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
KEMALETTİN NALCI (Devamla) Teşekkürler Sayın
Başkan.
Eğer yatırımcı kuruluşlara gerekli
ödenekleri sağlayamazsanız kamulaştırma da
başınıza bela olur, yolların standardı da bu
şekilde olur.
Tabii bununla birlikte, kalan sürede ben ihale sistemini de burada
azıcık açmak istiyorum. Şimdi uygulanan ihale sisteminde Kamu
İhale Kurumu, bilindiği gibi, Maliye Bakanlığına
bağlı. Maliye Bakanlığı teknik bir daire değil ve
onun için bir aşırı düşük sorgulama var. Yani bir
müteahhide şunu soruyorsunuz: Bu işi nasıl
yapacaksınız? Ama sadece bunu faturalar üzerinde ispat etmesini
istiyorsunuz. Bugünkü aşırı düşük sorgulama inanın ki
cevap verilecek bir durumda değil ve keyfiyet arz ediyor. Yani bir
standardımız yok. Kanunlar keyfiyet arz edemez. Siz istediğinizi
en düşüğe vereceksiniz, yok beğenmedim, orta noktaya
vereceğim ki bunun bir standardı olmasın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
KEMALETTİN NALCI (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Kanunlarda keyfiyetleri kaldırmak için Sayın
Bakanımdan özellikle rica ediyorum şu Kamu İhale Kurumundaki
aşırı düşük sorgulama, iş bitirmelerin yüzde 100
istenmesi ve iş bitirme oranlarının yeniden gözden geçirilmesini
istiyorum.
Hepinize saygılarımı sunuyorum, sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Nalcı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
22nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
22nci madde kabul edilmiştir.
23üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 23. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Akif Akkuş Mustafa Kalaycı
Isparta Mersin Konya
Alim
Işık Mümin
İnan Abdülkadir
Akcan
Kütahya Niğde Afyonkarahisar
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Trampa yetkisi başlıklı 23.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Ali İhsan Köktürk Harun Öztürk
Adana Zonguldak İzmir
BAŞKAN Komisyon en son okuttuğum önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Kim konuşacak acaba? Sayın Öztürk, siz
konuşacaksınız.
Buyurunuz Sayın Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 23üncü maddesiyle
ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının 23üncü maddesiyle, Genel Müdürlük, mülkiyeti
kendisine ait veya bu amaçla hazinece kendisine devir ve temlik edilen
taşınmazları kamulaştırma bedellerine
karşılık gelmek üzere trampa etmeye yetkili
kılınmaktadır. 2942 sayılı Kamulaştırma
Kanununun Trampa yolu ile kamulaştırma başlığı
altındaki 26ncı maddesinde Mal sahibinin kabul etmesi halinde
kamulaştırma bedeli yerine, idarenin kamu hizmetine tahsis
edilmemiş olan taşınmaz mallarından, bu bedeli kısmen
veya tamamen karşılayacak miktarı verilebilir. ifadesi yer
almaktadır. Kamulaştırma Kanununun bu hükmünün yeterli
olduğunu düşünüyoruz.
Tasarı ise hazinenin mülkiyetindeki yerlerin trampa
amacıyla Genel Müdürlük mülkiyetine geçirilmesini düzenlemektedir. Bu
doğru olmayıp saydam olmayan bir yapının
doğmasına yol açacaktır. Trampa, bütçenin gelir ve gider
hesaplarını olduğundan düşük göstermekte ve yapılan
işlemlerin Türkiye Büyük Millet Meclisince yeterince izlenmesini
engellemektedir. Aynı zamanda, ihale
süreci işletilmeden yapılan bu uygulamalar saydamlık ilkesini
de zedelemektedir. Hem Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim yetkisini
zayıflatan hem de saydamlık ilkesine aykırı olan bu
uygulamanın sınırlı bir şekilde uygulanması
gerekirken kapsamın genişletilmesi doğru bir uygulama
değildir.
Ayrıca, trampa işlemi bütçenin gelir ve gider
hesaplarını olduğundan düşük göstereceği için,
önümüzdeki günlerde Genel Kurul gündemine gelecek olan Mali Kural
Tasarısına da uymamaktadır. Hükûmetin, mali kural ile ilgili
tasarısını daha Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirmeden ona
aykırı uygulamaları gündeme getirmesi samimiyetsizliğini
ortaya koymaktadır. Demek ki Hükûmet mali kuralı, yasayla
koyduğu kurallara uymak için değil, dostlar
alışverişte görsün diye getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, hükûmet tasarısında bu
madde 20nci madde olarak yer almakta ve Arazi düzenlemesi ve trampa yetkisi
başlığını taşımaktaydı. Komisyonun
kabul ettiği metinde 23üncü maddede yer alan düzenlemenin
başlığının ise Trampa yetkisi olarak
değiştirildiğini görüyoruz ancak maddenin içeriğine baktığımızda,
arazi düzenlemesi yetkisinden vazgeçilmiş değildir. Kelime
oyunlarıyla bazı şeylerin gözlerden kaçırılmaya
çalışıldığı açıktır.
Değerli milletvekilleri, Komisyonun benimsediği maddede
arazi düzenlemesinin, devralınan taşınmazların tevhit ve ifraz
işlemlerini kapsadığı ifade edilmektedir. Bilindiği
üzere, tevhit birleştirme, ifraz da ayırma anlamına gelmektedir.
Tevhit, bir ya da birden fazla kişiye ait, yine birden fazla bitişik
taşınmazın bir numara altında birleştirilmesi
işlemidir. Bu işlem bulunduğu yere göre belediye encümeni veya
il idare kurulunun olumlu kararı üzerine kadastro müdürlüklerine
yapılmaktadır. Tasarıda öngörülen hükümden, Genel
Müdürlüğün arazi düzenlemesi yaparken belediye encümeni ile il idare
kurulunun olumlu kararını alıp almayacağı da açık
değildir.
Değerli milletvekilleri, hükûmet tasarısı, arazi
düzenlemesi sonucunda ortaya çıkan taşınmazların
kamulaştırılacak taşınmazlarla trampasında yüzde
20ye kadar olan hazine lehine değer farklarının
kamulaştırılan taşınmaz sahiplerinden talep
edilmeyeceğini öngörüyordu. Böyle bir tasarının Türkiye Büyük
Millet Meclisine sevk edilme cesaretini Hükûmetin kendinde görmesi gerçekten
endişe vericidir. Bu anlayış dış politikada
başlatılan komşularla sıfır sorun politikasında
olduğu gibi, ver kurtulcu bir anlayışın ürünüdür. Sözde, bu
anlayışla iş bitiriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli milletvekilleri, bizim, hazinenin
kaynaklarının talancı bir anlayışla yönetilmesini
kabul etmemiz mümkün değildir. Ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki taşınmazların Karayolları Genel Müdürlüğüne
devir ve temlik edilmesi hukuken ve teknik olarak da mümkün değildir.
Madde böyle bir teknik yanlışlığı da
kapsamaktadır. Komisyonda yapılan eleştiri ve
uyarıların dikkate alınmadığını görüyoruz.
Açıklanan nedenlerle 23üncü maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını öneriyor, yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 23. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Abdülkadir
Akcan (Afyonkarahisar) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Akcan
BAŞKAN Sayın Akcan, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 23üncü maddeyle ilgili olarak vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, vermiş olduğumuz
önergelerde gerçekten yapıcı olmaya çalışıyoruz ama
hep yoklama, hep karar yeter sayısı istiyoruz diye de arkadaşlar
bizi eleştiriyorlar. Uzlaşalım, uyuşalım. Diyoruz,
kabul etmiyorsunuz, önergelerimizi kabul etmiyorsunuz. Ne yapacağız?
Mecburen milletimize anlatmak durumundayız. Bakın, 2nci madde, daha
tasarıyı görüşmeye başladığımızda 2nci
maddeyle ilgili verdiğimiz önerge üzerine konuştum. Mesela bir tanesi
diyor ki: 2nci maddenin (d) bendinde ve diğer kurumlar ifadesinin
madde metninden çıkartılması. ve diğer kurumlarla
kastedilen kara yollarından sorumlu diğer kurumlar.
Değerli milletvekilleri, kara yollarından şehirler
arasında tamamen Karayolları Genel Müdürlüğü sorumludur,
şehir geçişlerinde de belediyeler sorumludur. Bunun
dışında bir kurumu sorumlu tutarsanız problemin çözümüyle
ilgili olarak topu taca atmış olursunuz. Niye yani? Bu madde
metninden çıkartarak ciddi bir katkı vermeye çalışıyoruz,
kabul etmiyorsunuz. Demin Sayın Öztürk anlattı, Madde metninden,
kanun tasarısından 23üncü maddeyi çıkaralım... Madem onu
kabul etmediniz bari 23üncü maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen
tevhit ve ifraz ifadesini çıkartın. Bizim önergemiz bu. Eğer
ortada bir Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü varsa ve devlette yönetimde
bütüncül anlayışa halel getirmek istemiyorsanız o zaman Tapu
Kadastro Genel Müdürlüğünün mevcutta sorumluluğunda olan bir işi
niye Karayollarına devretmek istiyorsunuz?
Aynı anlayışla... Bakınız, TOKİ bir
yerde konut yapıyor, imar yetkisini TOKİye veriyoruz, verdik.
İmar iznini, inşaat iznini, her şeyini TOKİ kendisi
veriyor. İskân ruhsatı verildikten sonra çekip gidiyor, o problemle
belediyeler baş başa kalıyor, sorumluluk belediyenin bundan
sonra.
RECEP KORAL (İstanbul) TOKİnin yaptığı
plan meclisten geçiyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Elbette...
RECEP KORAL (İstanbul) Ee, tamam o zaman, meclis karar
veriyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Ama TOKİnin
yaptığı plan
Eğer plan yetkisini siz alır, çevre
düzeni planını Çevre Bakanlığına verir, onun
dışında kalan kanunla Bayındırlık ve İskân
Bakanlığına verilmiş bir yetkiyi Çevre
Bakanlığıyla, o bakanlıkla, bu bakanlıkla paylaşırsanız,
imarda bütüncül anlayışı kaybeder, kimin ne
yaptığını tespit edemez hâle gelirsiniz. Şimdi
Türkiyeye getirdiğiniz nokta da budur. Bununla bir yere
varıyorsunuz. Bununla vardığınız nokta...
Bakın, üçüncü köprüyle ilişkilendireyim ben size. Üçüncü
köprü, trafik sorununun halledilmesi gereken bir işlemdir
İstanbulda. İstanbulda trafik şurada yoğunlaşmış.
Siz bu Boğazın öbür tarafına köprü yapıyorsunuz. Buradaki
trafiği güya buradan alıp öbür tarafa aktaracaksınız ve
böylece trafiği rahatlattığınızı düşüneceksiniz.
Sayın Bakana soruluyor Niye bu böyle? diye. Sayın
Bakan diyor ki: Efendim, transit trafiği halletmek istiyoruz. Transit
trafiği nasıl halledeceksiniz? Bu yolla mı halledeceksiniz?
Toplam trafik yoğunluğu içerisinde transit trafiğin payı
maksimum yüzde 3tür. 450 bin, günde araç geçiyor o köprülerden. 250 bin
civarında olması gereken bir yük bu. İkiye katlamış
iki köprünün yükünü mevcut yük. Dolayısıyla orada çözmeniz gerekir.
Eğer kuzey aksta, ikinci çevre yolunun daha kuzeyinde siz İstanbulu
katletmek istemiyorsanız, İstanbulun su havzalarını,
akciğerlerini perişan etmek istemiyorsanız gözünüz gibi
korumanız gereken bir havzadan bahsediyoruz.
Şimdi, Karayollarına bir yetki vererek tevhit, ifraz,
trampa, takas vesaireyle oradaki kimin eline nasıl el
değiştirerek geçtiği araştırmalarla çok rahat bir
şekilde ortaya konabilecek arazi rantına kanuni kılıf
hazırlıyorsunuz değerli milletvekilleri. Eğer siz bu
tasarıya bu hâliyle evet derseniz, yarın bu İstanbulu
mahvedenler diye başta sizin çocuklarınız ve torunlarınız
size beddua etmeye başlayacaklar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) - Biz bu çalışmayı
yaptık. Olduğu yerde trafik sorununu çözmeniz lazım. Nerede?
Olduğu yerde, bir başka tarafa trafiği aktararak değil.
Bir Marmaray Projesi yapıyoruz. Hayırlı bir proje.
Üçüncü köprü veya diğer mevcut iki köprüyle Marmarayı
birleştirerek bütünleştirmek suretiyle birlikte trafik sorununu
çözecek boyut kazandırmayan hiçbir proje İstanbul trafiğine
çözüm getiremez değerli milletvekilleri. Ancak ve sadece hafif raylı
sistemle, raylı sistemle ilişkilendirilen bir köprünün
İstanbulun trafiğine çözüm bulabileceği gerçeğini göz
ardı etmememiz gerekir.
Kuzey aksta, Marmarayla hiç alakası olmayan güney aksın
arasında bir noktada olması gereken üçüncü köprüyü nerelere
yapıyoruz?
RECEP KORAL (İstanbul) Doğru yere yapıyoruz.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Yanlış yer.
Söyleyeceğiniz varsa Sayın Milletvekilim, gelir burada söylersiniz.
Allah aşkına! Söyleyeceğiniz bir şey varsa...
RECEP KORAL (İstanbul) Ama bizim hakkımızda
konuşuyorsanız bizim de söz hakkımız var.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) O zaman gelin, söyleyin.
Grubunuz adına verin önergeyi, gelin burada konuşun.
Değerli milletvekilleri, bu önergemizi desteklemenizi
istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Tevhit ve ifrazın arazi
rantının gerçekleşmesine hizmet edeceği gerçeğini
gözden uzak tutmamanız lazım.
Üçüncü köprüyle ilgili olarak da bu ülkenin insanlarına
söylenecek ciddi anlamda çok söz var. Üçüncü köprü yanlış yerde,
yanlış güzergâhtadır ve İstanbulu mahvedecek bir projedir
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Akcan.
CEMAL KAYA (Ağrı) Nerede yapalım?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) İki köprünün
arasına.
CEMAL KAYA (Ağrı) Hadi ya!
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Gelin, anlatayım.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
23üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 23üncü madde kabul edilmiştir.
24üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 24. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan Genel Müdürlüğün
talebi üzerine ilgilisi tarafından ibaresinin ve son cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Alim Işık Akif Akkuş
Isparta Kütahya Mersin
Mustafa
Kalaycı Mümin
İnan
Konya Niğde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Karayollarında tesisat kurulması ve
yerlerinin değiştirilmesi başlıklı 24. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse
Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Fevzi Topuz Ali İhsan Köktürk Muhammet Rıza Yalçınkaya
Muğla Zonguldak Bartın
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yalçınkaya, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 24üncü maddesi üzerine verilen
değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun tasarısıyla,
kuruma, TOKİ gibi, özel yetkiler tanınmakta, trafik
akışının emniyetle ve kolaylıkla sağlanması
için, gerekli her türlü araziyi, binalı ve binasız
taşınmazları ilgili mevzuat hükümleri içinde
kamulaştırmak, satın almak, trampa yapmak, kiralamak ve gerekli
hâllerde geçici olarak işgal etmek gibi büyük yetkiler
tanınmaktadır. Bu tasarıyla, Karayollarının
sorumluluğunda olan ve işletilen otoyolların
özelleştirilmesinin, yol yapımı için ormanların talan
edilmesinin önü açılmış olmaktadır. Daha önce kentlerin
planlanmasında etkili olan kurumlar devre dışı, etkisiz
bırakılmaktadır. TOKİnin yarattığı
çarpık kentleşmeler gibi, Karayolları Genel Müdürlüğü de
plansız yollar yapmaya teşvik edilmektedir.
Daha geçen hafta, 5393 sayılı Belediye Kanununun
73üncü maddesinde yapılan değişiklikle, büyükşehir
belediye meclislerine kentsel dönüşüm uygulamaları için geniş
yetkiler tanınmış ve böylelikle, kentlerin talan edilmesinin ve
kent rantlarıyla büyükşehir belediye başkanlarının
istediği gibi oynayabilmesinin önü açılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, maalesef, AKP Hükûmeti,
ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini daha kolay nasıl iç
ederiz anlayışı içerisinde, alelacele gündeme getirdiği
kanun tasarılarının içerisine yerleştirdiği tuzak
maddelerle, Anayasaya aykırılıklar içeren, insanların hak
ve hürriyetlerine müdahale eden uygulamalarını gelenek hâline
getirmiştir. AKP Hükûmeti tarafından ülkenin en değerli
varlıkları Türk Telekom, TÜPRAŞ, ERDEMİR, PETKİM,
Tekel başta olmak üzere 51 işletme, 1.517 taşınmaz, 3 gemi
ve 4 maden sahası ile araç muayene hizmetleri özelleştirilerek bunlar
birilerine çok düşük fiyatlara peşkeş çekildi. Ülkemizin en
değerli varlıkları satıldığıyla kaldı
ve Türkiye yine de maalesef borç batağından kurtulamadı.
Değerli arkadaşlarım, AKP Hükûmeti bu zihniyetle
ülkeyi yönetmeye devam ettiği sürece maalesef gelecek nesillerimize
bırakacak hiçbir varlığımız kalmayacaktır.
Hükûmet emekliyi, çiftçiyi, işçiyi, memuru gözden
çıkarmıştır. Artan pahalılık yüzünden
insanlarımız yiyecek ekmek bulamaz hâle gelmiştir.
Esnafımız siftah yapamadan dükkânını kapatır duruma
gelmiştir. 2002 Kasım ve 2010 Nisan tarihleri arasında, sekiz
yılda yaklaşık 2 milyon 304 bin esnaf ve sanatkâr kepenk
kapatmıştır. Türkiye genelinde Nisan 2010 itibarıyla 1
milyon 403 bin 58 aktif sigortalının borç tutarı 17 milyar TL
olmuştur. Bunlardan 252.357 kişinin sigortalılıkları
askıya alınarak silinmiştir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde yaşanan durum
maalesef AKP Hükûmetinin bahsettiği gibi güllük gülistanlık
değildir. Halkımız büyük sıkıntı içerisinde ve bu
sıkıntılar her geçen gün artmakta ama maalesef Hükûmet, bu
sıkıntının farkında olmasına rağmen,
farkında değilmiş gibi vurdumduymaz bir tavır
sergilemektedir. İnanıyorum ki halkımız bu
vurdumduymazlığın hesabını sandıkta
soracaktır.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamı
bitirmeden, seçim bölgem Bartına yönelik yol projelerinin
tamamlanması ihtiyacını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız,
buyurunuz.
MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Devamla) -
bu vesileyle dile getiriyor;
Bartın-Ulus-Pınarbaşı-Azdavay-Ağlı yolu,
Bartın-Arıt-Aydınlar yolu ve
Bartın-Amasra-Kurucaşile-Cide-Karadeniz sahil yolunun bir an önce
bitirilmesini Bartın halkı adına temenni ediyor ve hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Yalçınkaya.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 24. maddesinin (3) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan Genel Müdürlüğün
talebi üzerine ilgilisi tarafından ibaresinin ve son cümlesinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mümin
İnan (Niğde) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın İnan konuşacak
efendim.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın İnan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekili arkadaşlarım, lütfen, biraz
sessiz olursanız
MÜMİN İNAN (Niğde) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 499
sıra sayılı Kanun Teklifinin 24üncü maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlarım.
Yasa tasarısı ile ilgili konuya geçmeden önce,
Sayın Bakana, Niğde ilimizin ulaşım ve diğer
problemleriyle ilgili bazı konuları hatırlatmak istiyorum.
Yıllardır bir türlü tamamlanamayan Niğde Havaalanının
akıbetinin ne olacağı? 1990lı yılarda
Pozantı-Gölbaşı arasında on bölüm olarak ihaleleri
yapılan ve 57nci Hükûmet tarafından inşaatları
başlatılan ve daha sonra sizin gayretlerinizle kısmen bitirilen,
Kemerhisar-Niğde arası inşaatı devam eden, Niğdeden
sonra kalan altı bölümün inşaatının, otoban
inşaatının ne zaman başlayıp, ne zaman
bitirileceği? Sadece Niğdeyi değil, tüm Türkiyeyi ilgilendiren
E-90 kara yolu sekiz yıldır yapboz tahtasına dönmüştür
maalesef. Yapılan bazı yerler iyi yapılmadığı
için ertesi yıl yeniden yapılmaktadır ve bazı bölümler çok
bozuk ve ciddi kaza riskleri taşımaktadır. Sayın
Bakanım, E-90 ne zaman tamamlanacaktır?
Pozantı-Çamardı kara yolu ne zaman
genişletilecektir?
Sizin de yerinde gördüğünüz Niğde merkez ile Çiftlik
ilçesi arasında ulaşımı sağlayan Ketençimen kara
yolunun yaz kış ulaşıma açık tutulabilmesi için
genişletilme ve iyileştirme çalışmaları ne zaman
başlayacaktır?
Ayrıca Niğdede çok önemli sorun hâline gelen elektrik
kesilmeleri nedeniyle içme suyu bulamayan, susuzluğa mahkûm edilen köy ve
kasabalar içme sularına ne zaman kavuşacaktır?
Özelleştirilen sulama ve aydınlatma elektrikleriyle
ilgili, özelleştirme şirketi tarafından haksızca abone,
kayıp-kaçak ve trafo bakımlarının vatandaşlara
yüklenmesi, eskiden mevsimsel olan sulama elektrik faturalarının
aylık olarak gelmesi, cebinde çay parası bulamayan
vatandaşları çok zor durumda bırakmaktadır. Aylık
ödeme yapamadığı için kesilen elektrikler, sonuçta
vatandaşlarımızın üretimlerinin zayi olmasına neden
olmaktadır. Elektrik ödemelerinin tekrar mevsimsel hâle getirilmesi
konusunda Hükûmet olarak bir adım atıp atmayacağınız
ve özelleştirme öncesi döneme ait eski borçların
yapılandırılması konusunda bir kolaylık
sağlanıp sağlanmayacağı vatandaşlarımız
tarafından hâlâ umutsuz bir biçimde sizden beklenmektedir.
Bu tasarının genel gerekçesine
bakıldığında da, diğer konularda olduğu gibi,
Hükûmetin asıl amacının kara yollarının
özelleştirilmesiyle ilgili hukuki boşlukları doldurmak üzere
hazırlandığı açıkça görülmektedir. Milliyetçi Hareket
Partisinin Komisyon üyeleri bunları tespit ederek muhalefet
şerhlerini yazmışlardır: Genel gerekçenin üçüncü
paragrafında şöyle denilmektedir: Büyük finansman gerektiren kara
yollarının yapım, bakım ve onarımı işleri
ile günümüz ihtiyaç ve şartlarına uygun kalitede yolların
yapımında ve işletilmesinde özel sektörün sermaye ve dinamik
işletmecilik anlayışını devreye sokacak ya da daha
etkin kılacak yeni kanunî düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır. Bu
çerçevede tasarıda öncelikle, Karayolları Genel Müdürlüğünün
görev alanına dâhil bulunan otoyolların işletme
hakkının devrine imkân sağlayacak hukuki alt yapının
oluşturulması amacı ile düzenlemeler
yapılmıştır.
Son cümlede açıkça öncelikli amacın otoyolların
işletme hakkının devrine imkân sağlayacak hukuki
altyapıyı oluşturmak olduğu belirtilmektedir.
Net bir biçimde ifade etmek gerekirse: Hükûmet her şeyi
sattığı gibi, bu yolları da satacaktır, yol alan
vatandaşlar da her zaman olduğu gibi Deli Dumrul gibi
davranacaktır. AKP hükûmetlerinden önce devletin kıt kanaat
imkânlarıyla yapmış olduğu ne kadar büyük işletme
varsa hükûmetler tarafından yeni kaynak yaratma bahanesiyle maalesef
satılmıştır. Öyle kurumlar vardır ki borcunu bir
yılda kapatmış, geri kalan yılların
tamamını, satın alan firmaya kazandırmaya devam etmektedir.
Sayın Başbakanın ve AKP hükûmetleri üyelerinin her
fırsatta geçmiş cumhuriyet hükûmetlerini karalama adına Ülkeye
bir çivi bile çakmadılar. ifadesi yalan ve bu hükûmetlere hakarettir.
Ülkenin millî kaynaklarını satarak hayatiyetini devam ettirmeye
çalışan AKP hükûmetlerinin sekiz yıllık icraatlarına
baktığımızda da elli yedi cumhuriyet hükûmetinin toplam
borçlarının sekiz yılda ikiye katlanması,
işsizliği cumhuriyet tarihinin rekor seviyesine çıkarması,
sanayi üretiminin dibe vurması, çiftçinin durumunun harman yerindeki
yangına dönmesi, esnafın kepenklerinin siftah etmeden kapanması
Kapanan dükkân ve şirket sayısı 100 binlerle ifade edilmektedir.
Kısacası, Türkiye, eli kolu bağlı, üretmekten uzak,
sanayide ve tarımda ithal cenneti hâline gelmiştir. Son rakamlar,
ithalattaki artışın ihracattaki artıştan 2 kat daha
fazla olduğunu açıkça göstermektedir.
Dış politikada da sıfır sorun
saçmalığıyla ülkenin başının belaya
sokulması, bunun geçmişte Sayın Başbakanın en
yakınında bulunan bazı danışmanlarca bile itiraf edilmesi
Hükûmetin bu konudaki yüksek başarısını da göstermektedir!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MÜMİN İNAN (Devamla) Açılım
saçmalığı yüzünden PKK terör örgütünün üyeleri,
dağları taşları yol ederek, elini kolunu sallayarak bazen
davul zurnalarla karşılanmış, bazen de gece
karanlığında hain pusularla sivil-asker ayrımı
yapmadan birçok vatandaşımızın canına
kastetmiştir.
Son günlerde ülkemizde meydana gelen can yakıcı terör olaylarının
artması sonucunda Sayın Başbakan bunların arkasındaki
taşeronlar ifadesini kullanmaktadır. Bunu sokaktaki
vatandaşımız da bilmektedir ve herkes bilmektedir. Kanlı
terör örgütü, evet, bir taşerondur ama Sayın Başbakanın
açıklaması gereken bu taşerona işi hangi küresel
patronların verdiğidir. Sayın Başbakan yuvarlak
konuşmaktan vazgeçip taşeron terör örgütüne iş veren küresel
patronları net bir biçimde aziz Türk milletine ve Türkiye Büyük Millet Meclisine
açıklamalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın İnan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
24üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
24üncü madde kabul edilmiştir.
25inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 25. maddesinin Genel Müdür
onayı ibaresinin Genel Müdürün teklifi ve Bakan onayı
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Şenol Bal
Antalya Karaman İzmir
Behiç
Çelik Oktay
Vural
Mersin İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Personele açılan davalarda hukuki yardım
başlıklı 25. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Enis
Tütüncü Ali
İhsan Köktürk
Malatya Tekirdağ Zonguldak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Köse, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüştüğümüz kanun tasarısı
hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiyede, yolcu
taşımacılığının yüzde 90ından
fazlası, yük taşımacılığının da yüzde
80den fazlası kara yoluyla yapılmaktadır. Bu oran, Avrupa
Birliği ülkelerinde yüzde 60lar civarındadır. Ancak, ülkemizde
kara yoluyla yapılan yolcu ve yük
taşımacılığının ulaşımda bu denli
büyük yer tutmasına rağmen bu sektörlerde bazı sorunlar
yaşandığı da ortadadır. Kara yoluyla
taşımacılık yapan kamyon sahiplerinin yüzde 50den
fazlası vergi ve harçlarını ödeyemez durumdadır. Ülkemizde
şehirler arası yolcu taşımacılığı yapan
10 binin üzerinde otobüs bulunmasına rağmen kapasite
kullanımı yüzde 50yi bile bulmamaktadır. Bunun temel nedeni,
akaryakıt fiyatlarının aşırı yüksek
oluşudur. Onun için, taşıma maliyetlerinin ciddi biçimde
azaltılması zorunludur. Eğer insanları ve ürünleri bir
yerden bir yere pahalı taşıyorsanız bunun topluma
yansıması da kaçınılmaz olacaktır. Bu, hem ürün ve ham
maddelerin taşınmasında hem de yolcu taşımasında
önemli bir faktördür.
Sayın milletvekilleri, hava yolu ve deniz yoluyla
yapılan taşımacılıkta akaryakıta avantaj
sağlanırken kara yolu ile yapılan yük ve insan
taşımacılığında herhangi bir kolaylık
sağlanmamaktadır. Ayrıca, kara yoluyla
taşımacılık yapan firmalarımız dünyanın en
pahalı akaryakıtını kullanmaya devam etmektedirler. Artan
maliyetler kalite ve iş gücüne yansımaktadır. Pek çok şoför
maliyetleri karşılayabilmek için uzun saatler çalışmak zorunda
kalmakta, bu da ülkemiz açısından büyük sorun olan kazalara ve can
kayıplarına yol açmaktadır. Hâlâ ülkemiz kara yollarında
yaşanan kaza ve ölüm oranlarında Avrupada birincidir.
Kara yoluyla ulaşım ve
taşımacılığı bir bütün olarak değerlendirme
zorunluluğu da vardır. Yalnızca yol yaparak sorunun
çözülebileceğini düşünmek yeterli değildir. Kara yolu
yapılırken çevre faktörü, insan faktörü, kalite ve güvenlik faktörü
göz ardı edilmemelidir. Kara yollarının fiziki güvenliği
ile trafik güvenliği konularında azami özenin gösterilmesi
gerekmektedir.
Sayın milletvekilleri, bu tasarıyla kara
yollarının özelleştirilmesi hedefi ortaya konulmaktadır.
Buna kaynak yaratma ihtiyacı gerekçe olarak gösterilmektedir. Burada
dikkatinizi çekmek istediğim husus, işletme hakkının devri
yoluyla otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesinin ülkemizin
elindeki değerlerin elden çıkarılması anlamına
geleceğidir. İşletme hakkının devredilmesi yerine daha
akılcı finansman yollarının tercih edilmesi gerekir çünkü
işletme hakkının devri, borçlanmadan çok farklı olmayan bir
finansman modelidir.
Değerli arkadaşlar, elbette kalkınma için, ham
madde ve işlenmiş ürünlerin alıcılara düşük maliyetle
ulaştırılması açısından ulaşım
altyapısının tamamlanması gerekmektedir. Özellikle
iktisaden geri kalmış bölgelerin dış dünyaya
açılmasının yolu, iyi planlanmış kara yolları ve
demir yolları oluşturmakla mümkündür. Ülkemizdeki bölgeler arası
sosyoekonomik farklılıkların ortadan
kaldırılmasında ulaşım büyük önem arz etmektedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ekonomik gelişmeyi
artıracak şekilde ulaşım kapasitesinin
yaratılması ve koordine edilmesi gereği vardır. Ancak kara
yolu uygulamalarında bölgeler arası farklılığı
artıracak yanlışlıklar yapıldığı da
gözlenmektedir. Ama ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu illerine
yapılan kara yolu yatırımları yetersiz kalmaktadır.
Sayın milletvekilleri, şimdi Mersin-Adana,
Adıyaman-Gölbaşı ve Malatya istikametine giden bir tren
hattımız var. Adıyaman halkımız yoğun bir
şekilde Mersin ve Adana istikametinde seyahatler yapmaktadır gerek
çalışma veya gerek seyahat yönünden. Gölbaşı-Adıyaman
arasında 60 kilometrelik bir tren hattının acilen çekilmesi
gerekir, burada Sayın Bakana duyurmak istiyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Şevket Bey,
duymadı Sayın Bakan.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) Yine, Atatürk Barajından
dolayı Adıyamanımızın Diyarbakırla
bağlantısı kesik
durumdadır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan
duymadı, Şevket Bey.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Duydum, duydum.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) Ne yazık ki AKP
İktidarı sekiz yıldır baştadır, hâlâ bu konuda
bir adım atmış değildir, bu konuda da Sayın Bakandan
önemle ricada bulunuyorum.
Sayın milletvekilleri, yine Çelikhan-Yeşilyurt
arasında yapılmakta olan il yolunun 30 kilometresi hâlen
tamamlanmayı beklemektedir. Adıyamanda bulunan toplam 783 kilometrelik yolun 46
kilometresi hâlâ stabilize yoldur. Bu stabilize yolun kısa vadede asfalt
yola dönüştürülmesi yönünde herhangi bir plan da mevcut değildir.
İlimizde bulunan devlet ve il yollarının yalnızca yüzde
11i bölünmüş yoldur. Bu durumu büyük bir başarıymış
gibi sunmak halkı aldatmaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan
duymadı o demiryolunu, bir daha söyle.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Tekrarla
Tekrarla
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu durum sadece Adıyaman için geçerli değildir.
Doğu ve Güneydoğudaki pek çok ilin durumunun Adıyamandan
farklı olmadığını
bildiriyorum. Geçen iki ay önce Siirt ilimize gittiğimizde Siirt
ile Şırnak arasındaki Eruh yolu içler acısıdır,
Sayın Bakanım bunu da size bildirmek istiyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 25. maddesinin Genel Müdür
onayı ibaresinin Genel Müdürün teklifi ve Bakan onayı
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç
Çelik (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Kabul
ediyoruz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Komisyon kararı üzerine Genel Müdür onayı ile karşılanması
durumunda Bakanın bu konudan bilgisi olmayacaktır. Avukatlık
ücretlerinde aşırı miktarlar olabileceğinden, Bakanın
da onayının alınması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş bu önerge doğrultusunda 25inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
25inci madde
kabul edilmiştir.
26ncı madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 26. maddesinin bir
sözleşme bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Şenol Bal
Antalya Karaman İzmir
Behiç Çelik Beytullah Asil Oktay Vural
Mersin Eskişehir İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Sulh yoluyla çözüm yetkisi başlıklı
26. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Şevket Köse
Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Ali
İhsan Köktürk
Malatya Zonguldak
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Süner. (CHP sıralarından
alkışlar)
TAYFUR SÜNER (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının 26ncı
maddesinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu yasa, belediyelerin plan yapma yetkisini elinden alıyor.
Ben, kendi yöremizden örnek vereceğim. Antalya batı çevre yolu,
Konyaaltı Belediyesine bağlı bir yol, batı çevre yolu. Bu
yasa çıktıktan sonra eğer Konyaaltı Belediyesi ve
Büyükşehir Belediyesi Karayolları Bölge Müdürlüğünün
sunduğu planı kabul etmezse bir ay sonra Karayolları Bölge
Müdürü resen kendisi plan yaparak, 18 uygulamasını yaparak o yolu
gerçekleştirecek. Bu ne demektir? Mahallî belediyelerin, büyükşehir
belediyelerinin 18 uygulama ve plan yapma yetkisini ellerinden alıyor.
Bu yasa, aynı zamanda vatandaşların kaybettiği
haklarını bir başka şirkete peşkeş çekme
yasasıdır. Nasıl oluyor bu diyeceksiniz. Şayet devlet kara
yolu üzerinde bulunan benzin istasyonları ve tesisler otoban ve çevre yolu
geçtikten sonra tali yolda kalmış ise bu kanun çıktıktan
sonra birinci köprü ve ikinci köprüdeki çevre yolları üzerinde bulunan
benzin istasyonları ve tesislerin tali yollarda kalan kısmında
eğer isterlerse bu özelleştirmeden bu çevre yollarını alan
firmalar, tali yollardaki 60 bin litre satan benzin istasyonları 1-2 bin
litreye düşmüştür, yani 15 milyon dolar olan benzin
istasyonlarını 1 milyon dolara almak mümkün. Bu vaziyette 50-60 tane
benzin istasyonu var. Şayet bu şirketler 50 tane benzin istasyonunu
bir çevre yolunda sağlı sollu aldığı zaman 750 milyon
dolarlık haksız bir gasp yoluna gitmiş olacak. Lütfen,
Sayın Bakan, dikkat ediniz, şayet özelleştirilen yollar üzerinde
bu satın alan şirket normal yollarda otoban yoldan giriş ve
çıkış vermek suretiyle tali yollardaki benzin istasyonları
tesislerini satın alarak haksız bir kazanç elde etme yoluna gidecek
olurlarsa bunun takibini yapacağız. Lütfen siz de takip edin.
Üçüncü konu anlaşmazlıkların sulh yoluyla
halledilmesi. Ne zaman? Bu yasa çıkıncaya kadar şayet kara
yollarıyla ilgili bir ihtilaf var ise ve mahkemeye müracaat
etmemişse, maalesef, bu yasa çıktıktan sonra 1 milyon liraya
kadar olan kısmı genel müdürler çözüyor, 1 milyon liradan 10 milyon
liraya kadar olan kısmını Bakan çözüyor, 10 milyon liradan
sonrasını da Bakanlar Kurulu çözüyor. Bu ne demektir? Şayet Kara
yolları kısmında bir anlaşmanız varsa, mülkiyet
hakkınız varsa, arsanız varsa, o güne kadar, bu yasa
çıkıncaya kadar mahkemelere müracaat etmemişseniz,
yandınız. 1 milyon liraya kadar Genel Müdür çözecek, 10 milyon liraya
kadar Bakan çözecek, daha sonrasını da Bakanlar Kurulu çözecek ama bu
rakamlar arasında, istediklerine istedikleri kadar parayı verecekler,
istemediklerine de vermeyecekler. Yani, birilerine rant sağlamak için
birilerine yetki verilmez. Vatandaşın mülkiyet hakkına
saygı gösterilmesi gerekir.
Dördüncü konu: Şayet birinci köprü yolunda veya ikinci köprü
yolunda veya diğer açılacak yollarda vatandaşın bir mülkü
varsa ve yolunu da bu geçen otoban kesmişse, Karayollarının bir
yetkisi var: Şayet senin yolunu kesmiş ve gasbetmişsem, ben bir
toplama yolu yaparak sana istediğim istikametten istersem 10 kilometre, 20
kilometre toplama yolu yaparak senin yolunu uzatabilirim. Sen, hiçbir zaman,
kesinlikle hak talep edemezsin, mahkemeye müracaat edemezsin. diyor. Böyle bir
yasa olur mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
TAYFUR SÜNER (Devamla) Teşekkür ederim Başkan.
Vatandaşın mülkiyet hakkını gasbedeceksin.
Tali yolda kalan vatandaşların ticari işletmelerini,
sıfıra düşen işletmelerini bir başka şirkete
vererek, büyük rant sağlayarak onların ticaret yapma yetkisini
elinden alacaksın, bir başka şirkete büyük rant
sağlayacaksın. Her çıkardığınız yasanın
maalesef ucunda, kıyısında, ortasında rant var. Seçime
kadar çıkarabildiğiniz kadar yasa çıkarın ama bunları
kullanamayacaksınız. Muhakkak ki bunların hesabını
vereceksiniz. Hiçbir iktidar sonsuza kadar gidemez, siz de gidemeyeceksiniz.
Maalesef, çıkardığınız yasalar halka dönük,
halkın menfaatlerini kullanacak, halka rant sağlayacak, halkın
normal zenginleşmesini sağlayacak yasalar değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
TAYFUR SÜNER (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum
sayın milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Süner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 26. maddesinin bir
sözleşme bulunup bulunmadığına bakılmaksızın,
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Beytullah
Asil (Eskişehir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Asil, buyurunuz efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 499 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 26ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi
üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle
kanun tasarısının Karayolları teşkilatımıza
ve bu teşkilat bünyesinde görev yapan çalışanlarımıza,
aziz milletimize hayırlı olacak şekilde düzeltmeler
yapılarak kabul edilmesini diliyor, yüce heyeti bu vesileyle saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yasa tasarısının
26ncı maddesinde, sulh yoluyla çözülebilecek meselelerde Bir
sözleşme bulunup bulunmadığına
bakılmaksızın
ibaresi kullanılmak suretiyle yapılan
sözleşmelerin daha önce bu işle ilgili yapılmış
sözleşmeler olması durumunda tarafların hukuki
haklarının Genel Müdür, Bakan veya Bakanlar Kurulu marifetiyle,
kararıyla ihlal edilmesi veya kişilerin, sözleşme sahiplerinin
haklarının ihlal edilmesinde olduğu gibi, kamu haklarından
vazgeçilmesi de söz konusu olabilecektir. Bu nedenle, sözleşme bulunup
bulunmadığına bakılmaksızın ibaresinin madde
metninden çıkarılması yerinde olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle, ülkenin, ülke
insanının çok önemli bir meselesinin üzerinde durmak istiyorum. Kara
yolunun yaşadığı temel meselelerin başında
arz-talep dengesizliği gelmektedir. Türk kara yolu ticaretinin iç ve
dış taşımacılıkta kullandığı 700 binin
üzerinde aracı vardır. Bu alandaki ihtiyaç 350 bin
civarındadır. 350 bin araç ile yapılabilecek ticaret 700 bin
araç ile yapılmaya çalışılınca
karşımıza düşük fiyat ve istiap haddinin üzerinde yük
taşıma gayreti çıkmaktadır. Düşük fiyatlarla
taşımacılığın bedelini evine ekmek götürme
kaygısında olan şoför esnafı ödemektedir. Para
kazanamamaktadır; para kazanmak kaygısıyla aracının
deposuna yağ doldurmakta, istiap haddinin çok üzerinde yük
taşımaya çalışmaktadır. Bu durum şoför
esnafını yok etme noktasına getirmiştir. Bunun sonucu
sadece şoför esnafını yok etmekle kalmamaktadır.
İstiap haddinin üzerinde taşınan yük kara yollarının
ömrünü kısaltmakta, yolları bozmakta, trafik güvenliğini tehlikeye
düşürmektedir.
Değerli milletvekilleri, Ulaştırma Bakanlığına
bağlı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü var. Bu
Genel Müdürlüğün görevleri bu kurumun sitesinde Kurum görevi
başlığı altında şöyle sayılmış:
Belediye sınırları dışındaki kara yolları
üzerinde yapılan kara yolu taşımalarının ekonomik,
teknik, sosyal ve ulusal güvenlik ihtiyaç ve amaçlarına uygun olarak
yapılmasını ve bu hizmetlerin diğer ulaştırma
hizmetlerine uyumunu sağlayıcı önlemleri almak; kara yolu
taşımacılığında kamu ve özel sektör
tarafından yürütülen faaliyetlerin kamu yararı ve piyasa ihtiyaçlarına
göre gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak,
gerektiğinde tavan ve taban fiyatlarını tespit etmek ve
uygulamasını denetlemek. Az önce ifade ettiğim bu önemli mesele
demek ki bu Genel Müdürlüğün görevleri içerisinde sayılmakta.
Bununla ilgili Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğünün
bir İnternet sitesi var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BEYTULLAH ASİL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım, bitiriyorum.
Bu sitede Çalışmalar başlığı
altında açılan sayfaya girdiğimizde iki alt başlık
görüyoruz. Başlıklardan birisi Mevcut Çalışmalar,
diğeri Gelecek Planları. Mevcut Çalışmalar
sayfasında sadece Türkiye kara yolları ağını gösteren
Avrupa Birliği çalışmalarından alınmış
İngilizce bir harita bulunuyor. Başka hiçbir belge, bilgi yok.
Gelecek Planları sayfası ise daha vahim. Değerli
arkadaşlarım, sayfa bomboş. Demek ki Ulaştırma
Bakanlığında şoför esnafının
yaşadığı, kara yollarının
yaşadığı bu sıkıntılarla ilgili yapılan
hiçbir iş, hiçbir işlem, hiçbir gayret yok.
Bu vesileyle bunu hatırlatır, yüce heyeti saygıyla
selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Asil.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
26ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
26ncı madde kabul edilmiştir.
27nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
hakkında Kanun Tasarısının 27inci maddesinin 1.
fıkrasında yer alan ücreti ifadesi çıkarılarak yerine
kendi masrafı ifadesinin eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay
Vural Münir
Kutluata
Antalya İzmir Sakarya
Abdülkadir Akcan Necati Özensoy Beytullah Asil
Afyonkarahisar Bursa Eskişehir
Cemaleddin
Uslu Mehmet Akif
Paksoy
Edirne Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Eğitim başlıklı 27. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Hulusi Güvel Ali İhsan Köktürk Engin Altay
Adana Zonguldak Sinop
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Altay, buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin her yasama yılı sonuna doğru gece geç saatlere
kadar milletin huzuru, refahı, mutluluğunu ilgilendirmeyen,
birtakım güçlerin ve odakların çıkarlarına, rantına
hizmet edecek kanunları görüşmesinden dolayı duyduğum
üzüntüyü belirtiyorum. Yüce milletimiz televizyonlarda kanal kanal gezerken
Parlamentoyu bu saatte açık görünce zannediyor ki bugün Parlamentomdan
benim huzurum, refahım, mutluluğum için bir yasa çıkacak ama
biraz izledikten sonra, çok doğal olarak, zaplıyor.
Bu yasa da, Genel Kurul da bilmelidir, milletimiz de bilmelidir ki
bu 499 sıra sayılı Yasa Tasarısı da tam bir rant
yasasıdır, milletin dertleriyle meşgul olmayan, birtakım
çevrelere yeni olanaklar, yeni imkânlar, yeni çıkarlar sağlayan bir
rant yasasıdır.
Üzüntüyle yine müşahede etmek mümkündür ki Türkiyede
1950den sonra gelmiş geçmiş bütün tek parti iktidarları kendi
zenginlerini türetmişlerdir. Türkiye bunu hak etmemektedir ve Türkiyede
çok kısa bir sürede artık rant iktidarlarının yerine halk
iktidarlarını kuracak bir millî iradeyi, toplumumuzda, Türkiye'nin
seksen bir vilayetinin bütün sokaklarında, yetmiş bin kırsal
kesim yerleşkesinin tümünde bu iradeyi de görmekten büyük bir memnuniyet
duyuyorum ama bu saatte böyle bir rant yasasını görüşmekten
dolayı da milletimden özür diliyorum.
Sayın milletvekilleri, her yasama yılının
başında, 1 Ekim tarihlerinde bu kürsüde oturan Meclis
başkanlarımız, bu Meclisin gazi Meclis olduğunu, kurucu
Meclis olduğunu, çeşitli, böyle hamasi nutuklarla millî iradenin
tecelligâhı olduğunu söyleyip dururlar. Ancak kişisel olarak
şunu söylüyorum: Yetkisini ve iradesini bir kişiye teslim eden
Meclis, millî iradenin tecelligâhı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanının çeşitli televizyon kanallarında Meclis
şu tarihe kadar çalışsın, bu tarihe kadar
çalışsın. gibi bir emir-komuta anlayışı içinde
deklarasyonlarda bulunmasını bir milletvekili olarak doğru bulmuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri milletin vekilleridir,
Başbakanın marabaları değildir. Lütfen, Sayın
Başbakan haddini bilsin. Ona bu Meclisin verdiği yetki bellidir.
Yapacağı her iş bu Meclisin denetimi içindedir. Bu Parlamentonun
çalışma düzenini Başbakan belirleyemez. Bu Parlamentonun
çalışma düzenini hep beraber biz belirleriz.
Bu Parlamento ki
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Öyle yapıyoruz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Tabii, tabii
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Bu Parlamento ki
Sayın milletvekilleri
Sayın Milletvekili, gel buradan
konuş.
Bu Parlamento ki, Polatlıdan top sesleri gelirken
Atatürkten hesap sormuş bir Parlamentodur. Öyle bir Parlamentonun üyesi
olmamız lazım, öyle bir Parlamento oluşması için hep
beraber gayret içinde olmamız lazım.
Elbette siyasetin kuralları var, ben bunu anlıyorum.
Parti disiplini var, parti hiyerarşisi var, ben bunu anlıyorum ama
bakınız ne hâle geldik, daha doğrusu siz ne hâle geliyorsunuz.
Böyle giderse, seçim bölgelerinize gidemeyeceksiniz. Herhâlde Meclisin
çalışma sürelerini de biraz bunun için uzatıyorsunuz. Ben de
plan yaptım, 1 Temmuzda Sinopa giderim ve Sinopun 9 ilçesinde, 470
köyünde vatandaşlarımla temas ederim diye ve Sinopa giderim, çok
gecikmiş de olsa başlayan Dikmen-Kanlıçay, Dikmen-Durağan
yolunda ne var ne yok bir bakarım.
MEHMET TUNÇAK (Bursa) İsabet olur.
ENGİN ALTAY (Devamla) Türkeli-Ayancık,
Ayancık-Erfelek yolunda ne oluyor bir bakarım, Gerze-Sinop yolunda ne
oluyor bir bakarım, Boyabat-Taşköprü yolunda neler oluyor bir
bakarım; Saraydüzü-Kargı, Durağan-Saraydüzü yollarında ne
oluyor, ne bitiyor bir bakarım diye heves ediyordum ama
anlaşılıyor ki, siz gidemediğiniz için, bizi de seçim
bölgesine göndermemekte kararlı görünüyorsunuz. Buna gerek yok.
Sayın milletvekilleri, konumuz
Şimdi, yollarla ilgili
söylenecek çok şey var, bunları da söyleyeyim, tabii süremiz çok
azaldı. Öncelikle şunu bilmenizi isterim: Türkiyede Karayolları
ve Devlet Su İşleri, kurum kültürü çok yüksek, hatta en yüksek ve
aidiyet ve tesanüt duygusu çok gelişmiş iki önemli kurumumuzdu. Bugün
Devlet Su İşleri ve Karayolları için bunu söylemek imkânı
var mıdır, yok mudur, elinizi vicdanınıza koyun,
yukarıda Allah var, söyleyin bakayım. Karayolları ne hâle geldi,
Devlet Su İşleri ne hâle geldi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) Bu önemli.
Bakın, milletin sizden bir ıztırabı var,
milletin bir ıztırabı var. Bazı yol
çalışmaları için teşekkür de ediyoruz Hükûmete ancak
Sayın Bakan, bu kamulaştırma meselesi nedir? Yani adamın,
dönümü 16 bin lira edecek yolunu, 4 bin lira veriyorsunuz, sonra adamı
mahkeme kapılarında süründürüyorsunuz. Bu, Allahtan reva mı
Sayın Bakanım? Bir hak, hukuk, adalet, bir mizan, terazi yok mu
sizde?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) O
tarafa bak!
ENGİN ALTAY (Devamla) Bunu baştan hakkaniyet içinde
verseniz de benim Dikmen Çorak köyündeki hemşehrim de devletini mahkemeye
vermese olmaz mı sayın milletvekilleri? Böyle Hükûmet olur mu? Yani
olmaz. (AK PARTİ sıralarından Olur, olur. sesleri) Şimdi,
tabii, siz milletin dertlerini burada konuştuğumuz zaman, milletle
meşgul olmadığınız için hep böyle gülersiniz. İlk
fırsatta da millet size gülecek. Altını çiziyorum, rant
iktidarı gidiyor, halk iktidarı geliyor.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Altay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
ENGİN ALTAY (Sinop) Gene ne var Bekir Ağabey?
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
Sayın Hatip konuşurken, Grup Başkanımızı,
sıfatını ifade etmek suretiyle bir ithamda bulunmuştur.
Onun için 69a göre söz istiyorum.
ENGİN ALTAY (Sinop) Bir sürü televizyonlar da bunları
söyledi.
BAŞKAN Ne dedi, anlayamadım?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Grup Başkanımıza
Haddini bil. diye bir ifadede bulunup hadde davet etmiştir.
BAŞKAN Eleştiri sınırları içinde
görüyorum efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
Grup Başkanımıza bir sataşmadır, grubumuza bir
sataşmadır.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ne dedim Allah aşkına?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) İç Tüzük 69 açık. Bu
noktada, uygun görürseniz bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Eleştiri sınırları içinde gördüm
efendim.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Onu biz takdir edeceğiz
Sayın Başkanım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sen değil Başkan takdir ediyor,
sen nasıl takdir edeceksin?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Burada, bakın, bir hatip
Türkiyenin Başbakanına Haddini bil. diye ifade ediyor.
BAŞKAN Sayın Bozdağ, eleştiri
sınırları içinde Sayın Milletvekili söylemiştir,
hakaret yoktur. Onun için diğer önergeye geçiyorum müsaade ederseniz.
ENGİN ALTAY (Sinop) Ya, Bekir Bey, siyaset yapıyoruz,
ne yapacağız yani?
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Ama, bu belli. Bu, millî
eğitimin sorunudur, eğitim sorunudur.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Herkes haddini bilmeli
konuşurken.
BAŞKAN Buyurunuz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
hakkında Kanun Tasarısının 27inci maddesinin 1.
fıkrasında yer alan ücreti ifadesi çıkarılarak yerine
kendi masrafı ifadesinin eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Akif Paksoy (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Paksoy, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 499
sıra sayılı Kanun Tasarısının 27nci maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar, bu tasarıdan önce 239
sıra sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı Meclis gündemine getirilmişti ancak ne
yaptıysanız bu tasarıyı Genel Kurula getirmediniz,
şimdi konuştuğumuz 499 sayılı Karayolları
Teşkilat Kanunu Tasarısı ile bu tasarıyı birleştirdiniz.
Aslında, bu tasarının da temel amacı, tıpkı
öncekinde olduğu gibi, köprü ve otoyollar ile bunlar üzerindeki hizmet
tesislerinin özelleştirilmesini sağlamaktır.
Türkiye, özelleştirme uygulamalarına ilk defa
başlandığı 1986 yılından bu yana
yaklaşık 40 milyar dolarlık özelleştirme yapmış,
bu özelleştirmelerin 30,7 milyar doları da, babalar gibi satmakla
övündüğünüz sizin İktidarınız döneminde
gerçekleşmiştir. Buna karşılık, hazinenin 2010
yılı ödemesi gereken faiz miktarı 50 milyar dolardır.
Hükûmetiniz döneminde iç ve dış borç katbekat arttı. Bir
taraftan devlet, bir taraftan özel sektör, hepsinden önemlisi vatandaş
borca battı, daha doğrusu faiz cenderesine girdi. Devri
İktidarınızda özelleştirme gelirleri yatırıma
aktarılmadı, başka alanlarda da kullanılmadı, sadece
faiz ödemelerine gitti; sayenizde işsizlik de azalmadı, yoksulluk da azalmadı.
Kıymetli arkadaşlar, global ekonomik krizle birlikte tüm
dünyada özelleştirme uygulamaları yerini kamulaştırmaya
bıraktı. Batılı ülkeler milyarlarca dolarlık kurtarma
yaptılar, yapmaya da devam ediyorlar. Geçenlerde Fransa
Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ilginç bir çıkış
yaptı, Avrupa sanayisinin Avrupanın elinde kalması için
stratejik öneme sahip sanayi konularının kısmen
devletleştirilmesi çağrısında bulundu. Sarkozy, bu
şekilde Avrupa ülkelerinin önemli şirketlerini Avrupa
dışından yatırımcılara
kaptırmamalarının önüne geçilebileceğini belirtti. Peki,
siz ne yapıyorsunuz? Bu süreçte siz babalar gibi satmaya devam etmek için
her yolu deniyorsunuz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu Hükûmet
uzun süre duble yol yapmakla övündü. Bu sayede hem yandaşlar ihya oldu hem
de Hükûmete iyi bir propaganda malzemesi sağlandı ancak Acil Eylem
Planında yapılması planlanan hedeflere
ulaşılamadı. Ondan da önemlisi, işinize gelen yerleri
yaptınız, gelmeyenleri bıraktınız. Ben buna düzleri
yaptınız, bayırları bıraktınız diyorum.
Bakın, 124 kilometrelik Kahramanmaraş-Kayseri yolunun
sadece 34 kilometresini yaptınız. Yolun tamamını bir tarafa
bıraktık, Kahramanmaraş-Göksun yolu geçen yıllara
rağmen bir türlü yapılamadı. Bir proje yapıldı, sonra
uygulanamayacağına kanaat getirildi ve vazgeçildi. Şimdi özel
idare imkânlarıyla yapılmaya çalışılıyor. Ben,
Türkiyede başka bir örneği var mı, bilmiyorum, bu tür hizmetler
her ilde merkezî bütçeden yapılıyor, Kahramanmaraşta özel idare
imkânlarıyla yapılmaya çalışılıyor.
Kahramanmaraşın, Türkoğlu ve Pazarcık
dışındaki ilçeleriyle, özellikle yol sorunundan dolayı
irtibatı zayıf kalmaktadır. Mesela 145 kilometrelik
Kahramanmaraş-Elbistan arasını 120 kilometreye düşürecek
alternatif yolun bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Üstelik bu yolun 30
kilometresi bölgede baraj inşaatları yapan özel şirketçe
yapılmaktadır.
90 kilometrelik Kahramanmaraş-Gaziantep yolunun da,
Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep arasındaki 49 kilometrelik yolun
19 kilometresi yapıldı, 30 kilometresi tamamlanmayı bekliyor.
Sayın Başbakan Kahramanmaraşa her gelişinde
birçoğu mükerrer çok sayıda açılış yapıyor. Bir
de bu Kahramanmaraş-Kayseri ve Kahramanmaraş-Gaziantep
yollarının durumunu ilgililere bir sorsa da belki bu sayede
çalışmalar hızlanır diyorum, Kahramanmaraş da bir
hizmete kavuşur diye düşünüyorum.
Bitmedi. Kahramanmaraş-Nurdağı arasındaki 40
kilometrelik bu yol güzergâhı tamamen düzdür. 7 kilometresi hâlâ
tamamlanamadı.
Türkiyenin 17nci büyük ili olan Kahramanmaraşın
havaalanı sorunu hâlâ çözümlenmedi.
Karadenizi Akdenize bağlayan otoyolun durumu ne durumda,
belirsizdir.
Kıymetli arkadaşlar, bu tasarı, Karayolları
Teşkilat Kanununu düzenlemesine rağmen büyük bir özveriyle
çalışan personel lehine...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET AKİF PAKSOY (Devamla) - ...herhangi bir
iyileştirme içermemektedir. Hatta arz ettiğim üzere bir
kısım mevcut kadroların iptali yoluyla personel mağdur
edilecek, yeni açılan ihdaslar yoluyla da yandaşlar mutlu
edilecektir.
Son söz olarak, bari yapacağınız bu
özelleştirmeleri, bu zamana kadar yaptığınız gibi blok
satış yöntemiyle değil, küçük yatırımcının
da tasarruflarını değerlendireceği hisse senedi
satışı veya gelir ortaklığı senedi ihracı
şeklinde yapınız. Aksi takdirde, köprü ve otoyollar gibi,
tıpkı Telekomda olduğu gibi blok satış yöntemiyle
satılırsa, birkaç kişinin veya kartellerin tekellerinin eline
geçebilir diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Paksoy.
RECEP TANER (Aydın) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Karar yeter sayısı arayacağım.
Karar yeter sayısı istendiği için de iki dakika
süre verip elektronik cihazla oylamayı yapacağım.
İki dakika süre verdim.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı vardır, önerge
reddedilmiştir.
27nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
27nci madde kabul edilmiştir.
28inci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 28. maddesinde yer alan ile
hammade üretim izin alanları ve tesis alanları ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Oktay Vural
Antalya Karaman İzmir
Behiç
Çelik Şenol
Bal
Mersin İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Malzeme ocaklarından ve kamuya ait diğer
yerlerden faydalanma başlıklı 28. maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Hulusi Güvel
Adıyaman Tokat Adana
Enis Tütüncü Ahmet Küçük Ali İhsan Köktürk
Tekirdağ Çanakkale Zonguldak
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Küçük, buyurunuz.
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 499 sıra sayılı Karayolları Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının 28inci maddesinde verdiğimiz önergeyle ilgili
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, kara yolları, tabii,
Türkiye ulaşım sisteminin en önemli araçlarından biridir.
Türkiye gibi büyük bir coğrafyanız varsa elbette ki kara yolu
vazgeçemeyeceğimiz bir araçtır. Her ne kadar biz kara
yollarını belki gereğinden fazla abartmış veyahut da
başka, demir yolu gibi bazı araçları yeteri kadar
kullanmamışsak da kara yollarında güvenli bir şekilde
seyahati ve ulaşımı sağlamak hepimizin görevidir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye gibi ortalama
yüksekliği fazla olan bir coğrafyada elbette kara yolları
ulaşımını sağlamak ve gerekli
yatırımları yapmak da pahalı bir yöntemdir ve
dolayısıyla güzergâh temini çok önemli bir araçtır.
Olabildiğince coğrafyaya az zarar vermek ve çocuklarımızdan
borç aldığımız bu coğrafyayı özenle korumak
zorundayız.
Tabii, kara yolları güzergâhlarını böyle tespit
ederken, aynı zamanda da kara yollarında meydana gelen
arızalarla ilgili yapacağımız tamir ve tadilatlarla ilgili
olarak, bu maddede belirtildiği şekilde orman sahaları içindeki,
mera alanları içindeki ve millî parklar içindeki lazım olan malzeme
ocaklarını kullanmakla ilgili bu düzenlemenin, her türlü
kanunsuzluğun ve hukuksuzluğun önünü açabilecek birtakım
önermelerde bulunması hepimizi kaygılandırmaktadır.
Özellikle meralara ve millî parklara çok önemli zarar verilebileceği
endişesiyle bu yasa metninden bu maddenin
çıkarılmasını önermiş bulunmaktayız.
Değerli arkadaşlarım, tabii, kara
yollarını konuşuyorsak, Türkiyede kara yollarının
yapım teknikleri ve kara yollarının yapım hızıyla
ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. Biliyorsunuz, bu
Hükûmet, 2002 yılında işbaşına geldiğinde -bence
en önemli iddialarından biri- Türkiyede trafik kazalarının
çokluğu ve bunları gidermek adına duble yol
yaklaşımıyla ilgili olarak hızlı bir duble yol
programı başlatmıştı ve 15 bin kilometre duble yolu
beş yılda yapacağım. iddiasıyla yola
çıkmıştı ve 2009 sonu itibarıyla -kendi ifadelerine
göre- bu duble yolların yaklaşık yüzde 60-65i gerçekleşmiş
görünüyor, öyle iddiaları var -tam bilmemekle beraber-
Bakanlığın verdiği ifadeler. Ama ben kendi ilimle ilgili,
Çanakkaleyle ilgili örneklemede bulunacak olursam: Çanakkalede 260 kilometre
olarak planlanan duble yol iddiası, maalesef bugün, yarım yangalak,
standartların çok altında olarak, Bakanlığın
ifadesiyle 120 kilometre olarak gerçekleşmiştir.
Çanakkale, hepimizin bildiği gibi, herkesin kendini biraz
bulduğu bir coğrafya parçası, Türkiye'nin en önemli yerlerinden
birisidir ve Çanakkale deyince hep geçilmez akla gelir, ama maalesef,
Çanakkale, yollarda olan özensizlik ve bakımsızlık nedeniyle
ulaşılmaz hâle gelmiştir ve Türkiye'nin en zor
ulaşılan kentlerinden birisidir. Özellikle hava yolu konusunda yaşadığımız
şanssızlık, düzenli bir hava yolu trafiğinin
oluşmamış olması ve Muğladan sonra en fazla deniz
kenarına, kıyı uzunluğuna sahip olmamıza rağmen
deniz ulaşımı noktasında neredeyse sıfıra
yakın yararlanma nedeniyle, maalesef, Çanakkale ulaşılmaz
hâldedir. 261 kilometre duble yolun, maalesef -dediğim gibi- 120
kilometresi gerçekleşmiş ve geri kalan da ödeneksizlik nedeniyle Köy
Hizmetlerinin veyahut da özel idarenin kaynakları kullanılarak,
köylerin hakkı duble yollarda kullanılarak yapım gerçekleştirmeye
çalışılmaktadır. Yapılan yol standartları son
derece düşüktür.
Gene, Çanakkalenin en önemli iç yollarından birisi olan Çan-Çanakkale yolu, maalesef, 1998
yılında ihalesi yapılmasına rağmen -aradan on iki
yıl geçmiş- hâlâ yüzde 70ler seviyesindedir ve sekiz
yıllık AKP İktidarının bu 67 kilometrelik yolu hâlâ
bitirememiş olması, iyileştirememiş olması da bence
utanç verici bir durumdur arkadaşlar.
Gene, Çan-Bayramiç-Ezine yolunun bir türlü iyileştirilememesi
ve her yıl önemli kazaların meydana gelmesi de Çanakkalede çok
acınacak bir durumu ortaya çıkarmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, gene Biga-Karabiga yolunun
-önemli bir liman kenti- hâlâ
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET KÜÇÜK (Devamla)-
projelendirme aşamasından öteye
geçememiş olması, bu yolların yapımı esnasında
kamulaştırmayla ilgili vatandaşlarımızın
mağdur olması ve yol yapımlarının uzaması
nedeniyle kış aylarının özellikle çok
sıkıntılı geçmesi en büyük acımızdır.
Arkadaşlar, geçen yıl, özellikle Lapseki-Çanakkale
arasında, yağmurlarda çok önemli sıkıntıları
yaşadık ve gerçekten, büyük mal zararları meydana geldi, önemli
can kayıpları da yaşandığı gibi, önemli sıkıntıya
yol açan kazalar meydana geldi. Ben, bu nedenle, Bakanlığa,
Çanakkaledeki yolların derhâl Türkiye ortalamalarına
çıkarılması ve 2010 yılında bu yolların
bitirilmesi konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmesi ve
ödenek aktarmalarının yapılması gerektiğini
ısrarla belirtiyorum ve bu konuda, Çanakkaleyi sevmenin Çanakkaleye
hizmetle olacağını ve bu hizmet aşkını
kendilerinde görmek istediğimizi belirtmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Küçük.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 28. maddesinde yer alan ile
hammadde üretim izin alanları ve tesis alanları ibaresinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ham madde üretim izin alanları ve tesis alanları
doğrudan kara yollarıyla ilgili değildir. Eğer tesis
yapılacaksa veya ham madde üretilecekse bunlar için kullanılacak
yerlerin bedelinin ödenmesi gerekir. Dolayısıyla, bu ibarenin
metinden çıkarılması önerilmektedir.
BAŞKAN Gerekçesini okuttuğum önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
28inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
28inci madde kabul edilmiştir.
29uncu madde üzerinde iki önerge vardır, ikisi de aynı
mahiyettedir. Ayrı ayrı okutacağım fakat birlikte
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Otoyollar ve tesislerde işletme
haklarının verilmesi başlıklı 29. maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Rasim Çakır Hulusi Güvel Faik Öztrak
Edirne Adana Tekirdağ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 29. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını ve sonraki maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Oktay Vural M. Akif Paksoy
Antalya İzmir Kahramanmaraş
Nevzat Korkmaz Akif Akkuş Mustafa Kalaycı
Isparta Mersin Konya
Alim
Işık Mümin
İnan
Kütahya Niğde
BAŞKAN Komisyon bu önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Konuşmak isteyen?
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Ben konuşacağım
Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben de söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Öztrak, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 499 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29uncu maddesine
ilişkin vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının 29uncu maddesi,
otoyollarda işletme hakkının verilmesini düzenleyen bir madde.
Şimdi işletme hakkının verilmesi dediğimiz zaman
esas itibarıyla bunun bir finansman modeli olduğunu görmekteyiz ve bu
finansman modeli, aslında borçlanmadan da çok farklı olmayan bir
şey. Borçlanmada, biliyorsunuz, bugün aldığımız bir
para karşılığında ileride elde edeceğimiz
gelirlerle bu parayı geri ödemeyi taahhüt ediyoruz. İşletme
hakkının devri söz konusu olduğunda ise bugün
alacağımız bir para karşılığında
gelecekte elde edeceğimiz gelirlerden vazgeçiyoruz. Dolayısıyla,
bu bir finansman modelidir bir kere.
Şimdi, tabii, burada bakılması gereken nokta
şu: İki finansman modeli arasından kamuya en az yük getirecek
olan hangisidir, bunun incelenmesi gerekiyor. Bu kapsamda yapılması
gereken şey de bugünkü şartlarla borçlandığımız
zaman bunun geri ödemesi ne kadar tutmaktadır, bunu bugünkü değerine
indirmek lazım. Yine aynı şekilde, belli bir fiyatla işletme
hakkını devrettiğimiz zaman, gelecekte elde edeceğimiz,
vazgeçtiğimiz gelirlerin bugünkü değeriyle bunu
karşılaştırmamız lazım. Dolayısıyla,
böyle bir karşılaştırma yapmak
Aslında, bu madde
yazılırken bu maddenin içine de, bu işletme hakkının
devrinden elde edilecek gelirin, borçlanma suretiyle elde edilecek imkânın
maliyetinden daha yüksek olmaması gerektiği gibi bir düzenlemenin
konulması gerekirdi.
Yine bu çerçevede, komisyon çalışmalarında,
Özelleştirme İdaresinden, defalarca, bu işletme hakkı devredilecek
yolların geleceğe dönük gelirlerinin ne olduğu, bunu bugünkü
değere indirgediğimiz zaman bunun maliyetinin ne olduğu, yine
bunu, bugünkü küresel konjonktürde, likiditenin oldukça bol olduğu küresel
konjonktürde, borçlanma maliyetlerinde gözüken, gözlenen düşük faizlerle
birlikte yapılacak bir borçlanmayla
karşılaştırdığımızda nasıl bir
manzara ortaya çıkacak, maliyeti bunun daha mı yüksek olacak
borçlanmadan, bunların incelenmesini, bunun önümüze konulmasını
istedik. Bunu defalarca istememize rağmen, maalesef, Özelleştirme
İdaremiz, bu hesabı bizim önümüze getirmedi ve bunun gerekçesinin de
ihale bedelinin açıklanması anlamına geldiği için bunu
yapamayacaklarını ifade ettiler. Şimdi, teknik bir komisyondan,
aslında böylesine önemli olan bir bilgi saklanmış oldu.
Oysa biliyorsunuz biz burada, değerli milletvekilleri,
halkımız adına, yapılan işlemleri denetlemekle ve yine
kamunun herhangi bir zararının ortaya çıkmamasını
-yapılan işlemler sonucunda- sağlamakla yükümlüyüz, bununla
görevliyiz. Ama, buna rağmen, bu görevimizi yapmamız için gerekli
olan bilgi, maalesef, teknik bir komisyon olan Plan ve Bütçe Komisyonundan
saklanmıştır. Dolayısıyla da bu madde çerçevesinde
yapılacak olan işletme hakkı devirlerinin
saydamlığı önemli ölçüde zedelenmiştir.
Diğer taraftan, değerli milletvekilleri, tabii,
işletme hakkını devredeceğiz ama bugüne kadar,
baktığımız zaman, tüm özelleştirme
uygulamalarında özellikle istihdam konusuna hiç de özen gösterilmediğini
görüyoruz. Bu çerçevede, yine bu maddede, mevcut çalışanlarla ilgili
olarak, mevcut çalışanların haklarının
korunmasıyla ilgili olarak belli düzenlemelerin yer alması gerekirdi.
Bu düzenlemenin de burada yer almadığını ve burada istihdam
kayıplarının ortaya çıkma riskinin oldukça yüksek
olduğunu yine Komisyonda belirttik.
Değerli milletvekilleri, yine bu madde çerçevesinde, bu
maddeyi incelediğimiz zaman burada ortaya çıkan bir başka
sıkıntı, bu işletme haklarının devri sonucunda
fiyat belirlemesi meselesi. Maddenin ikinci fıkrası fiyatları
belirliyor.
Şimdi, sanki fiyat bugünden belirliymiş gibi bir intiba
yaratılmakla birlikte, fiyat maddesini dikkatli olarak okuduğumuzda,
yani otoyol geçiş ücretlerinin nasıl belirleneceğine
ilişkin maddeyi dikkatli olarak okuduğumuzda ortaya çıkan
manzara şudur: Burada ciddi bir keyfîlik söz konusudur. Deniyor ki:
Bugünkü geçiş ücretleri esas alınacaktır, daha sonra
birtakım formüllerle işletme hakkının devrinin
yapıldığı güne fiyatlar getirilecektir. Hangi formüllerle?
Nasıl getirilecektir? Burada ortaya çıkan fiyat işletme
hakkının devredilmesiyle ilgili bedel üzerinde de etkili
olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
FAİK ÖZTRAK (Devamla) Tamamlıyorum Sayın
Başkan.
Son olarak, Sayın Başkan, madem kara yollarını
görüşüyoruz, bölgemle ilgili olan iki tane turistik yol konusunda
bazı hususları dile getirmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi,
Kumbağ ile Gaziköy arasında olan 16 kilometrelik yol. Şu anda o
bölgede çok ciddi yamaç paraşütü aktivitesi yapıldığı
gibi, diğer turistik aktiviteler de burada giderek önem
kazanmıştır. Dolayısıyla bu yolun mutlaka
Karayolları tarafından programa alınması gerekmektedir. Bu
yol programa alındığı takdirde, özellikle
Tekirdağın turizm potansiyeline çok ciddi katkıda
bulunacaktır.
Yine, Sarayda, millî park içinde 7 kilometrelik bir Kastro yolu
vardır. Bu da Turizm Bakanlığı tarafından
yapılmaktadır ancak burada hiçbir gelişme kaydedilmemiştir.
Bunun da kara yolları ağına alınması büyük önem
taşımaktadır, yine turizm potansiyeli bakımından.
Sözlerime son verirken yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Öztrak.
Sayın Günal, buyurunuz. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, burada ele
aldığımız madde bu kanunun özüyle ilgili. Şu anda,
daha önce bu konuda gelen bir kanun tasarısı Meclisin gündeminde
duruyor idi. Erişme kontrollü kara yollarına ilişkin olarak daha
önce yapmış olduğumuz çalışmada, 3465 sayılı
-diğer- Kanunumuzla ilgili, tamamen gündeme girmiş, Komisyondan
geçmiş, bekleyen bir tasarımız var idi.
Danıştayın daha önce otoyollarla ilgili, köprülerle ilgili
almış olduğu iptal kararından sonra, yürütmeyi durdurma
kararından sonra da bu hukuki boşluğu doldurmak üzere ilgili
madde, oradaki, bütün kanun tasarısındaki hükümler getirilip
Karayolları Teşkilat Kanununa dercedildi. Alt komisyonda ve
Komisyonda birtakım iyileştirmeler yapma gayretimize rağmen
birkaç tane kanun bir arada geldiği için, birbirine dercedildiği için
maalesef bu sıkıntıyı şu anda yaşıyoruz.
2007 yılında bu özelleştirmeyle ilgili,
Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının arkasında
Karayolları Teşkilat Kanununda
bu olmadığı için, yani hukuki altyapısı
hazırlanmadan bu işlem Özelleştirme Yüksek Kurulundan
onaylandığı için Danıştay iptal etmiş. Şimdi
buraya geldiğimiz zaman bakıyoruz bir işletme hakkı devriyle
karşı karşıyayız ama bunun etraflı bir
şekilde izah edilmediğini görüyoruz. Az önce Sayın Öztrak da
yine -alt komisyon üyesi arkadaşım- burada belirtti, bu bir
çeşit finansman modeli.
Diyoruz ki, değerli arkadaşlar, bir alternatif maliyeti
vardır getirilen projenin. Bunu bu şartlarda işletme hakkı
devretmenin bir sayısal mantığını, aritmetiğini
bize anlatın. Arkadaşlarımız diyorlar ki Bu bir fiyat
tespiti olur. Biz işin daha ucuza yapılıp
yapılamayacağını, diğer yöntemlerle bunun
yapılmasının doğru olup olmadığını
tartışıyoruz. Diğer finansman modelleri var, onun
dışında diğer özelleştirmeye ilişkin yöntemler
var; ortaklık şeklinde var, gidip hisse senedi çıkarıp
oraya ortak olma şeklinde var, değişik yöntemler var. Sadece
işletme devrini burada esas almışız.
Dolayısıyla, öncelikle bu işin arkasındaki
maliyetin ne olduğunu maalesef şu anda bilemiyoruz. Belki şu
andaki konjonktür gereği borçlanma yapsak çok daha ucuza bu projeleri
finanse etme şansımız olacak çünkü alternatif maliyetini
hesaplamadan bunu daha ucuza başka yerde, başka şekilde
yaptırma şansımız varsa bir projeyi yaptırmamız,
o zaman devletin gelirlerini uygun olmayan şekilde harcamak anlamına
geliyor. Dolayısıyla arkadaşlardan istediğimiz buydu,
maalesef o konuda bir
Her kanun tasarısının ekinde gelecek
şeyin projesinin, bütçesinin çıkması, devlete ne getirip ne
götürdüğünü ve bizim bütçede bunun yükünün ne olduğunu görmemiz
gerekiyor. Dolayısıyla bu mantık biraz ters geliyor.
Ayrıca, biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, zaten
doğrudan bunun işletme hakkının devredilmesinin de
doğru olmadığını düşünüyoruz. Finansman modellerinin
ötesinde genel gerekçeye baktığımız zaman, madde
gerekçesine baktığımız zaman, teknisyen
arkadaşlarımızın da söylediği şey Efendim,
kaynak yaratacağız, buradan diğer yolların
yapımını sağlayacağız.
Peki, kaynak yaratmak için örneğin bir gelir ortaklığı
senedi modeli var. Vatandaşa bunu sattığınız zaman
oraya da verebiliyorsunuz, oradan aldığınız parayla da yeni
yolları yaptırabiliyorsunuz. Ayrıca, şu anda işletilen
bir yap-işlet-devret modeli var. Arkadaşlarımız diyor ki
Efendim, buna kimse para vermez, yapmaz. Bunların hepsinin önünün
açık olması lazım. Kanun bir tek şeye indirgiyor, sadece
işletme hakkının devrine. Eğer bunu buraya yazarsanız
diğer yöntemlerle yarın işinize bu gelmese bile
Özelleştirme Yüksek Kurulunun elini kolunu bağlamış
olursunuz, uygulayıcıların da elini kolunu
bağlamış olursunuz. dedik arkadaşlarımıza. Tabii
işin felsefesi yanlış ama buradaki uygulaması da
yanlış. Kanuna çok spesifik bir şekilde bunları
yazmanın doğru olmadığını düşünüyoruz ama
özü itibarıyla da diğer yöntemlerle mukayese edilmeden daha ucuza,
daha etkin bir şekilde bu yolların işletilmesinin
yapılabileceğini ve Karayollarının zaten şu anda da
diğer bazı yerlerde bu yöntemleri uyguladığını
biz biliyoruz. Onun için net bir şekilde bu önergeler reddedilmeden, bu
özelleştirmeyle ilgili tasarının son hâlinin maddeye, buraya
konulmasına karşıyız. Bunun buradan
çıkarılması
Başka maddeler de var biraz sonra, adı
kara yollarıyla ilgili sadece özelleştirme yetkisi alabilmek için
koymuşuz ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Tamamlıyorum Sayın
Başkanım. Teşekkür ederim.
Bu maddenin burada düzenlenmemesi gerekiyor. Zaten daha önce
bununla ilgili bir kanun tasarısı gündemde vardı, o geri
çekildi. Bunun ayrı bir şekilde düzenlenmesi, diğer maddelerin
de bu şekilde teselsül ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Önergemizin kabulünü istirham ediyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum birlikte
olarak: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
29uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
30uncu madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 30. maddesinin (7) numaralı
fıkrasında yer alan "3 gün içinde" ibaresinin "7 gün
içinde" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Oktay Vural
Antalya Karaman İzmir
Akif
Akkuş Behiç
Çelik Şenol
Bal
Mersin Mersin İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz ve teklif olunur.
Bekir Bozdağ Canan Candemir Çelik Abdurrahman Arıcı
Yozgat Bursa Antalya
Fikri
Işık Mustafa
Cumur
Kocaeli Trabzon
"(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında
kısıtlanan ve yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve
yaptıranlar ile koruma alanı içine giren hayvan sahiplerine Genel
Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev
alanı dışında kalan yerlerde jandarma personeli
tarafından beş yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Bu Kanunun 18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca
Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan fiilleri
işleyenler hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri
uygulanır. Şu kadar ki; Çevre Kanununun 20ci maddesinin s) bendinde
belirtilen fiillerin şehirlerarası yolcu ve yük
taşımacılığı yapanlar tarafından
Karayolları sınır çizgileri dâhilinde işlenmesi hâlinde uygulanacak
idarî para cezası beş yüz Türk Lirasından aşağı
olamaz. Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan
fiillerin denetimi ile Çevre Kanununda öngörülen yaptırımların
uygulanmasında, Genel Müdürlük Çevre Kanununun 12nci maddesi uyarınca
yetkilendirilmiş kuruluşlardan sayılır"
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin
ihlali başlıklı 30. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Rasim Çakır
Adıyaman Tokat Edirne
Fevzi Topuz Hulusi Güvel Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Muğla Adana Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Topuz, buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
FEVZİ TOPUZ (Muğla) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısının
30uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz
aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP İktidarının son
dönemde hazırladığı kanun tasarılarını
incelediğimizde karşımıza ilginç bir tablo
çıkmaktadır. Yapılan kanun tasarıları, hangi kuruluşa
ait olduğuna bakılmaksızın, ilgili kuruma en ufak bir
iyileştirme, yenileşme ve günün koşullarına göre uyum
sağlama mantığında olmamıştır. Tek
mantık vardır, o da ilgili kurumun kuruluş yasasıyla, yani
yapısıyla oynanmaktadır. Bu noktada şu soruların net
olarak yanıtlanması gerekmektedir.
Birincisi: Cumhuriyet döneminde kurulmuş olan kurum ve
kuruluşlar sizi nasıl rahatsız etmektedir?
İkinci sorumuz: Kamu mallarının yandaşlara
peşkeş çekilmesini sağlayacak bir yapılanmaya neden
gidiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, Karayolları Genel
Müdürlüğüne kendi çalışma alanı dışında
geniş yetkiler verilmektedir. İmar düzenlemesinden arsa
değişimine ve daha da ilerisi orman arazisine bile müdahale edilebilmektedir.
Tasarı ile Karayolları Genel Müdürlüğünün ihtiyaç
duyacağı taşınmazları, kamulaştırmaya
karşılık gelmek üzere, hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin
hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlarda yapılacağı ve
yaptıracağı arazi düzenlemesi sonucu elde edeceği
taşınmazlarla, trampa, diğer adıyla mal değişimi
yapmak suretiyle de temin edilmesine imkân tanınmaktadır.
Hazine arazileri ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki
yerler, devlete sosyal amaçlar için kullanmaya tahsis edilen alanlardır.
Bu devredilmek istenen sahalar, ormanlık ve kıyı bölgeleri olmak
üzere değerli alanlardır. En bariz şekilde İstanbulda
üçüncü köprü tartışmalarının yaşandığı
bu dönemde, köprünün yol güzergâhı ile yapılan bu düzenleme
birleştirilirse büyük bir yolsuzluk ve vurgun olarak
karşımıza çıkacaktır.
Bu kanun tasarısını geriye çekin. Yoksa bu
düzenleme ile ancak kişiye özel hizmet alanı diye bir kavramı
ortaya çıkarırsınız. Kamu malları ve
ormanlarımız gelecek kuşaklara aittir, talan edilmesinin önünü
açmayın.
Olması gerekeni bir kez daha tekrarlayalım: Yol ve
altyapı düzenlemesi yapılırken, kamulaştırılacak
alanlar kimseye hak geçirmeden, gerçek değeri üzerinden
kamulaştırma yapılsın. Yoksa, Senin arazinden yol geçiyor,
gel sana şu ormanlık alandan yer verelim. deme noktasına
gelirsiniz. Kiminle neyin pazarlığını yapacaksınız?
Son noktada ise göz göre göre ilgili kamu kurumunu yolsuzluğun
bataklığına gömersiniz.
Değerli milletvekilleri, genellikle ekonomik kriz söz konusu
olduğunda bir çıkış yolu olarak hazine arazilerinin
satışı gündeme gelmektedir. Satıştan elde edilecek
mali kaynağı ilk ve son kez ve sadece bir kere kullanabilirsiniz. Bu
durumu yasal hâle getirebilirsiniz ama meşru değildir. Gelecek
kuşakların yaşam kaynaklarını satamazsınız.
Biz bir kez daha uyarıyoruz: Hazine taşınmazlarının
tümüyle elden çıkarılması durumunda geleceğe dönük
yaşanabilir kentlerin planlaması, kamu hizmetlerinin aksamadan
sorunsuz yerine getirilebilmesinde geriye dönülmez sorunların
başlangıcı olacaktır. Bu düzenlemeden vazgeçin, bugünkü
yargıdan kurtulursunuz ancak tarihsel yargıdan
kurtulamazsınız.
Değerli milletvekilleri, görüldüğü üzere, tarım
alanı, ormanlık alan, su havzası veya kaynağına
bakılmaksızın tek yetkili Karayolları Genel Müdürlüğü
olmaktadır, aynı zamanda belediyelerin görev alanına müdahale
etmektedir. Kamu yönetimi açıkça altüst edilmektedir.
Kanun tasarısının diğer bir amacı da,
erişme kontrollü kara yolları, otoyollar, köprüler ve bu yollarda
bulunan bakım ve işletme tesisleri, hizmet tesisleri ve diğer
mal ve hizmet üretim birimlerinin nasıl özelleştirileceğine
yönelik yol ve yöntemleri belirlemektir. Bu noktada yapılanları
irdelediğimizde görüyoruz ki Artık, kurumu iyi bir şekilde
nasıl yapılandırırım ve yönetebilirim. diye yasa
yapmak yerine, Nasıl satarım. diye kanun yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı yürürlüğe
girdiğinde
Ülkemizde şu anda yaşanmakta olan bazı
gerçekleri de ortaya koymak gerekir. Bugün, yap-işlet-devret modeliyle
yapılan Muğla il
sınırlarımız
içerisindeki -Dalaman ile
Fethiye sınırları arasındaki- Göcek Tünelinin 685 metre
olduğunu biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
FEVZİ TOPUZ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu tünelin yapımını üstlenen firma şu anda
geçiş ücretlerini kendisi belirlemektedir.
Yine, devletin kendi imkânlarıyla yaptığı
Aydın-İzmir arasındaki tünelin uzunluğu 3 bin metredir. Bu
tünel ve 50 kilometrelik de otoyoldan alınan geçiş ücreti binek
araçlarda 2 TL iken, Göcek Tünelinde 3 TL alınmaktadır. Bu, resmen o
bölgede yaşayan vatandaşlarımızı ekonomik yönden
mağdur etmektedir.
Ayrıca, yine Milas-Bodrum kara yolunun daha önceki dönem
içerisinde, 1969da kamulaştırmalar yapılmıştır.
Müteahhit tarafından imzayla vatandaşlardan O arsaları için
daha sonra Karayollarından kamulaştırma bedeli
alınır. denilmiş, ancak, kırk yıldan bu yana
alamamıştır. Şimdi ikinci kez yol genişletme
çalışmaları yapılmakta, Karayollarınca ileride para
ödenir. diye yine vatandaştan imza alınmaktadır. Bu bir
haksızlığa yol açmakta, vatandaşın mağduriyeti
doğmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
Buyurunuz.
FEVZİ TOPUZ (Devamla) Teşekkürler Başkan.
Bu nedenle, Karayollarında yapılmak istenen bu
değişikliğin daha sağlıklı bir şekilde
düzenlenmesini düşünüyoruz. Yeniden bu tasarının gözden
geçirilmesini Bakanlığımızdan ve
teşkilatımızdan beklemekteyiz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Topuz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 30 uncu maddesinin
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz ve teklif olunur.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
"(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında
kısıtlanan ve yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve
yaptıranlar ile koruma alanı içine giren hayvan sahiplerine Genel
Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev
alanı dışında kalan yerlerde jandarma personeli
tarafından beş yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Bu Kanunun 18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca
Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan fiilleri
işleyenler hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri
uygulanır. Şu kadar ki; Çevre Kanununun 20 nci maddesinin s) bendinde
belirtilen fiillerin şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı
yapanlar tarafından Karayolları sınır çizgileri dâhilinde
işlenmesi hâlinde uygulanacak idarî para cezası beş yüz Türk
Lirasından aşağı olamaz. Karayolları sınır
çizgileri dâhilinde yasaklanan fiillerin denetimi ile Çevre Kanununda öngörülen
yaptırımların uygulanmasında, Genel Müdürlük Çevre
Kanununun 12nci maddesi uyarınca yetkilendirilmiş kuruluşlardan
sayılır"
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Tasarının 18 inci maddesinin altıncı
fıkrasında Karayolları sınır çizgileri dâhilinde çevre
kirliliğine neden olan ve/veya trafik güvenliğini tehlikeye sokan her
türlü atık madde ile moloz, inşaat, evsel, kimyasal ve benzeri
atıkların bırakılması yasaklanmış olup,
30'uncu maddenin 2'inci fıkrasında ise belirtilen yasaklara
uymayanlar hakkındaki yaptırımlar düzenlenmektedir. 2872
sayılı Çevre Kanununda ise çevre kirliliğinin önlenmesine
yönelik genel hükümler düzenlenmiş olup, bu önerge ile yapılan
değişiklikle Çevre Kanununun söz konusu düzenlemelerine atıf
yapılmak sureti ile idari yaptırımların muhatapları
açısından oluşabilecek mükerrer uygulamanın önüne
geçilmesi, bunun yanı sıra, Karayolları sınır
çizgileri dâhilinde Çevre Kanununda öngörülen yaptırımların
uygulanmasında, Genel Müdürlüğün de yetkilendirilmesi amaçlanmıştır."
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 30. maddesinin (7) numaralı
fıkrasında yer alan "3 gün içinde" ibaresinin "7 gün
içinde" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Üç günlük süre kısa olduğu için, sürenin 7 güne
çıkarılması ve böylece ödemenin yapılması için daha
geniş zaman tanınması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önergeler doğrultusunda 30uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
30uncu madde
kabul edilmiştir.
Böylece birinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
On beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.17
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 22.34
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin Onuncu Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 33üncü maddeye bağlı (a), (b), (c),
(ç) ve (d) bentleri, 39uncu maddeye bağlı (a) ve (b) bentleri ile
geçici madde 1 dâhil olmak üzere, 31 ilâ 44üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde, Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani konuşacaktır.
Yok.
İkinci sırada, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına, Antalya Milletvekili Mehmet Günal. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Günal.
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu bölüm, az önce de
konuştuğumuz bazı hususları da içeren önemli maddeleri
ihtiva ediyor. Esas itibarıyla burada yaşadığımız
sorunların temelinde, Mecliste kanun yapma süreci yatıyor. Aceleden,
birtakım şeyleri bir araya getirerek doğrudan Komisyona
yoğun bir şekilde arkadaşlarımız getirince, bu bölümde
yer alan ama bu kanunun lafzıyla da, ruhuyla da alakası olmayan bazı
maddeler burada yer alıyor. Alt Komisyonda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda
yapmış olduğumuz belli iyileştirmelere rağmen, içerik
olarak hâlâ bazı sıkıntıları burada
yaşıyoruz. Az önce önerge üzerinde konuşurken sizlere
bahsetmiştim, Meclis gündeminde görüşülmeyi bekleyen 239 sıra
sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile ilgili komisyonların raporu gündemimizde duruyordu
ve Danıştayın ilgili kararı üzerine de geri çekildiği
için buraya birleştirildiğini söylemiş idim.
Şimdi, sorun ne? Burada Karayolları Teşkilat Kanunu
daha önceden tasarı olarak gelmiş, diğer bir kanun
görüşülmüş, Komisyondan geçmiş buraya gelmiş, bunlar
birleştirilmiş. Burada arkadaşlarımız, bütün kurumlardan
bürokratlar geliyor, kanun tasarısı Alt Komisyonda, Komisyonda görüşülürken.
Az önce bahsettiğimiz hususun dışında soruyoruz, diyoruz
ki: Arkadaşlar, bütün kuruluşlardan görüş aldınız
mı? Bakanlık ve Genel Müdürlük yetkilileri Evet, aldık.
diyor. Bir süre sonra bakıyoruz Hazineden, DPTden
arkadaşlarımız diyor ki: O alınanlar bu söylediğimiz
239 sıra sayılı Erişme Kontrollü Karayolları
Kanunuyla ilgiliydi. Birleştikten sonra
Sayın Bakanım siz
yoktunuz, Sayın Genel Müdürüm biliyor; o zaman Alt Komisyonda sorduk,
dediler ki Hazine Müsteşarlığından
arkadaşlarımız: Biz bu kanunun bu şekliyle olmasına
yani Karayolları Genel Müdürlüğünün özel bütçeli kuruluş olarak
iki sayılı cetvele aktarılmasına 5018 sayılı
Kanun kapsamında karşıyız. dediler. Bir dakika. Dedik.
Onlar söyleyince zaten bizim aklımıza geldi. Sizin görüşünüz
yok mu bu konuda? dedik. Onun üzerine DPT temsilcisi dedi: Efendim, bizden
görüş alınmıştı ama onlar önceki kanunla
Yani bir
iki madde bu kanun tasarısı içerisinde onların söylediği
görüşleri ilgilendiriyor. Onun dışında Orman Kanunuyla
ilgili var, biraz sonra madde gelince yine -birazdan gelmeyebilir ama sonra
gelecek- kara yollarının dışında demir yollarıyla
ilgili de var. Şimdi, bunlar gerekli olabilir,
arkadaşlarımıza onu söyledik, bir kanun yapma tekniği var.
Normal şartlarda biz bir kanun tasarısının ya da teklifinin
içerisine bir önerge getirdiğimiz zaman arkadaşlarımız
diyor ki, Kanunlar Kararlardaki arkadaşlarımız da bunu diyor:
Efendim, bunun başlığında sadece Karayolları
yazıyor siz Denizcilik İşletmeleriyle ilgili bir öneriyi buraya
koyamazsınız. Güzel. Biz de Peki, kanuna, nizama uyalım.
diyoruz. Ondan sonra bakıyoruz bunun içerisine Demiryolları da
geliyor. Mademki bu lazımsa, şu anda yukarıda personelle
ilgili, devlet memurlarıyla ilgili torba kanunlar var onların içine
koyalım. diyoruz. Dolayısıyla, burada bu işler uzayıp
gidiyor. İşin esasında en önemli hususlardan birisi az önce
konuşmuş olduğumuz özelleştirmeyle ilgili konuda da
birtakım yanlışlıklar var çünkü genel gerekçe esas
itibarıyla bu kanunun amacının özelleştirmeden doğan
yasal boşluğu doldurmak olduğunu... Kanunun genel gerekçesinde
var, şimdi vaktinizi almayayım, gecenin bu saatinde okumayayım,
çok kısa kısmını söyleyeyim, üçüncü paragrafta şöyle
diyor:
Niteliği itibarıyla, büyük finansman gerektiren
karayollarının yapım, bakım ve onarımı
işleri ile günümüz ihtiyaç ve şartlarına uygun kalitede
yolların yapımında ve işletilmesinde özel sektörün sermaye
ve dinamik işletmecilik anlayışını devreye sokacak...
Ki bu da sonra söylediğimiz şeylerde arkadaşlarımız
Rekabetçi bir şekilde. falan demişlerdi bu farklıdır
diye, sağ olsunlar, orayı çıkardılar ama gerekçesinde
duruyor. Bu çerçevede Tasarıda öncelikle, Karayolları Genel
Müdürlüğünün görev alanına dâhil bulunan otoyolların
işletme hakkının devrine imkân sağlayacak hukuki alt
yapının oluşturulması amacı ile düzenlemeler
yapılmıştır. Dolayısıyla, kanunun esas
amacının ne olduğunu bu gerekçe cümlesinden anlamış
oluyoruz ama az önce de tartıştık, tekraren, bir defa daha
Sayın Bakanın dikkatlerine buradan sunmak istiyorum: Burada
otoyolların ve köprülerin özelleştirilmesi, hele hele de kaynak
yaratmak amacıyla, gerekçede söylendiği gibi, özelleştirilmesi
doğru bir yaklaşım değil; alternatif finansman
modelleriyle, borçlanma modelleriyle, alternatif özelleştirme modelleriyle
değerlendirilmeden ve bu imkânlar da bu tasarının içerisine
dercedilmeden yapılması elimizi kolumuzu bağlayacak bir şey
olacaktır diye düşünüyorum. Diğer yöntemler, diğer
finansman yöntemleri değerlendirilmeli ve gerekli görüldüğü zaman
zaten 3465 sayılı Kanun kapsamında yap-işlet-devret
yöntemiyle arkadaşlarımız bunu yapmışlar. Başka
yerlerde de uygulamaları var. Bu konuda yaptırma
şansımız var, işletme hakkını devretmeden de bunu
yapabiliyoruz.
Burada diğer bir husus: Özelleştirmeyle ilgili söylemişken,
ikinci bölümde değerli arkadaşlar, 36ncı maddede ayrı bir
özelleştirme yöntemi farklı bir şekilde söylenmiş oluyor.
Burada da iki farklı model olduğu için, Anayasa Mahkemesinin daha
önceki yorumlarına dayanarak bunun da hukuki olarak sıkıntı
doğuracağını düşünüyoruz çünkü 36ncı maddenin
(ç) bendinde deniliyor ki, işletme haklarının devri
şeklinde de olabilir diye: 4046 sayılı Kanun kapsamına
alınanlar hariç. Bu şartlarda Karayolları Genel Müdürlüğü
4046nın dışında ayrı bir özelleştirme yetkisi de
almış oluyor. Bu da hukuki açıdan sakıncalar
doğurabilir, daha sonra kanunun iptaline de yol açabilir diye
düşünüyoruz.
Özellikle son bir husus bu konularda, genel olarak ikinci bölümü
de ilgilendirdiği için söyleyeceğim. Sayın Bakanım, bu
konular biraz personelin de hassas olduğu konular. 40ıncı ve
geçici 1inci maddede yapılan düzenlemelerde, personel atamalarıyla
ilgili, maalesef bu dönemde bütün teşkilat kanunlarıyla ilgili
yaptığımız eleştiri burada da geçerli çünkü TRTde de
oldu, diğerlerinde de oldu. Tam bir AKP klasiği yani normalde
yapamadığımız atamaları kanuna bir geçici madde
ekliyoruz, işte, bu tarih itibarıyla olanlar görevinden
alınmıştır, yenisi atanıncaya kadar kalır, aksi
takdirde biz onları müşavir yaparız. Yani bir kelime
değişikliğiyle, unvan değişikliğiyle bu tip
şeyler
Sadece bunda değil arkadaşlar. Bütün kanunların
ekinde geliyor, biz de Plan ve Bütçe Komisyonunda bunları
tartışıyoruz. İdari mali işler dairesi başkanlığının
adı örneğin destek hizmetleri dairesi
başkanlığı oluyor ya da yanına daire, dairesi
oluyor, ondan sonra o arkadaşlarımız da görevden
alınmış oluyorlar. Eğer Sayın Bakan takdir ederse
yeniden atanıyorlar, takdir edemezse, etmek istemezse o zaman Danıştaya
başvursalar da, efendim kanunun falanca maddesi gereği diye önlerine
koyuyorlar. Onlar zaten kanun gereği görevinden
alınmıştı, yeni bir yasal yol kalmadı diyorlar.
Dolayısıyla, buralar önemli konulardır ve hukuki
olarak aranması gereken hakların önü kesilmesi bu maddelerle söz
konusudur.
Ben bu hususların dikkate alınmasını ve bu
konularda getireceğimiz önergelerle veya sizlerin bu konuda
getireceği önergelerle bu eksikliklerin giderilmesini,
Karayollarımızın da daha etkin bir şekilde çalışmasına
imkân sağlanması gerektiğini düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla
selamlıyor, bu değişiklik önerilerimizin maddelerde yeri
geldiği zaman dikkate alınmasını istirham ediyor,
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
Buyurunuz Sayın Aslanoğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize
saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu yasada bir 37nci madde
var. Sayın Bakan, aş vermek, ekmek vermek güzel bir duygu da Devlet
Demiryolları personeline iki öğün yemek veriyorum günde. diyorsunuz.
Acaba Karayolları personeline bu iki öğün yemek veriyor musunuz?
Dağda, taşta gezen Karayolu... Devlet Demiryolları da size
bağlı, o da sizin evladınız, Karayolları da sizin
evladınız.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Evet.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Ama bu kanuna,
Karayolları Teşkilat Kanununa getirmişsiniz, 37nci maddede bir
Devlet Demiryolları koymuşsunuz.
Hiç alakası, ilgisi olmayan bir kurum. Karayolları
Teşkilat Kanunu bu. Onlara iki öğün yemek veriyorsunuz. Tamam, yemek
vermek güzeldir, aş vermek, ekmek vermek çok güzel ama -ben, bir önerge
vereceğim 37nci maddede- aynı yemeği, aynı aşı
da Karayolları personeline verirseniz çok mutlu oluruz. Bir.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Üç
öğün veriyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yok, vermiyorsunuz.
Kesiliyor, biliyorum.
İki: Şimdi, Türkiyede değişik kurumlarda
avukatlarımız var. Acaba Karayollarının avukatları
kamunun diğer kurumlarındaki avukatlarla, onların
aldığı ücreti alıyor mu? Soruyorum.
Şimdi, Karayollarının avukatlarının,
devletin hak ve hukukunu ne kadar koruduğunu ben şahsen biliyorum ve
siz de şahsen biliyorsunuz. Bu avukat
arkadaşlarımızın, hakikaten Karayollarına özel hukuki
sorunlarda çok önemli ölçüde davalar kazandıklarını,
Karayollarını önemli tazminatlardan kurtardığını
ben şahsen biliyorum. Ama bir ek göstergesi olmayan
TRTde
çalışan bir avukat acaba Karayolları avukatının kaç
katı ek gösterge alıyor? Kamunun diğer kurumlarında
çalışan acaba
Karayolları avukatı çıplak bir
maaş alıyor, ek göstergesi yok. Onun için Sayın Bakan, size
büyük emek veren Karayollarındaki Hukuk Müşavirliğinizi
diğer kamu kurumuna
Fazlasını vermeyin, fazlasını o
arkadaşlarımız almaz ama diğer kamu kurumlarındaki
avukat arkadaşlarımın aldığı hak ve hukukuyla, onların hak ve hukukunu savunmak sizin
göreviniz Sayın Bakanım. Ama bu konuda, ben, Türkiyede, kurumuna en
çok yardımcı olan bir avukat grubunun mağdur olduğunu,
diğer kurumlara göre çok eksik ücret aldığını çok iyi
biliyorum. Bu nedenle, özellikle Hukuk Müşavirliğinizi güçlendirerek
Kamu adına, kamunun zararını en aza indirmek sizin Hukuk Müşavirliğinizin
görevi olmasına rağmen, bu avukat
arkadaşlarımızın yeterince ödenekleri, yeterince ücreti
vekâletleri, yeterince ek göstergeleri olmadığını
biliyorum. Yine bu bölümün diğer maddelerini
Onun için, Sayın Bakan, sizden şunu beklerim: Zannediyorum
42nci maddede, sizde çalışan avukat
arkadaşlarımızın özellikle ekonomik ve sosyal hakları
konusunda çaba göstereceğinize inanıyorum. Bu konuda diliyorum ki
Karayolları Genel Müdürlüğü bir önerge verir, iktidarı
muhalefeti, en azından bu avukat arkadaşlarımızın
kamunun diğer kurumlarına göre ücreti vekâletlerinde ve ek
göstergelerinde olumlu birtakım olanaklar sağlarız. Bunu da bir
kere dikkatlerinize sunuyorum.
Sayın Bakan, tabii, Karayolları Genel Müdürlüğü
tüm
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Mevlüt Bey, Sayın Bakanı
meşgul ediyorlar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Sayın
Elitaş, meşgul ediyorsan, ben konuşmayı
bırakıyorum.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, Genel Kurula hitap
ediniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Bakan dinlemiyor
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Siz Genel Kurula hitap ediniz.
Buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, tabii, burada yollar konuşuldu, yollar
konuşuluyor ama bazı illerimiz yine kara yolları
pastasından belki birazcık fazla pasta aldılar, fazla hak
aldılar ama bu pastadan yararlanamayan iller de var. Yani devletin
dağıttığı, Karayolları Genel Müdürlüğünün
dağıttığı pastada bazı illerimiz daha
şanslı oldu, bazı illerimiz daha az şanslı oldu.
Bugüne kadar, yaklaşık sekiz yıldır -daha
gerisine gitmiyorum- uygulanan bu politikada örneğin Malatya bu pastadan
en az hak alan bir il olmuştur. Malatya bu pastadan yararlanamayan, en az
yararlanan bir il olmuştur, bunu iddia ediyorum ve soruyorum: Bir
Ankara-Van yolu -bu yol Kayseri-Malatya yolu değildir, bu yol Ankara-Van
yoludur.- Kayseriyi geçiyor duruyor, Elâzığdan itibaren yeniden
başlıyor. Güründen, Sivas sınırından sonra Malatyaya
25 kilometreye kadar maalesef çok yoğun bir çalışma yok. Bu yol
bir Malatya yolu değildir, bu Ankara-Van yoludur. Bu yolda büyük eksiklik
vardır, çok yavaş gidiyor ve Güründen sonra çalışmalar çok
yavaştır. Bir kere bunu arz ediyorum.
Malatya-Sivas yoluyla ilgili -Karadenizi de bağlayan bir
yoldur- hiçbir çalışma yoktur. Malatya-Sivas yolu 250 kilometredir.
Bugüne kadar Sivastan Kangala kadar gelmiştir, Kangaldan sonra
kesinlikle bir tek greyder çalışmamış, bir tek çivi
çakılmamıştır. Burası Malatyayı Samsuna
bağlayan bir yoldur.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Yanlış
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Asla yanlış
değil Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Yanlış yola bakmışsın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yanlış yola
bakmam ben Sayın Bakan. Malatya-Hekimhan-Hasançelebi ve Kangala kadar tek
bir çivi çakılmamıştır, bunu iddia ediyorum. Ben hiçbir
yanlış yola bakmam, ben her gün o yoldan geçiyorum Sayın Bakan.
Bu yolda tek bir çalışmanız yoktur.
Yine Malatya-Gaziantep-Adana yolu dediğimiz bu yol,
Adıyaman yolumuz bir 60 kilometre yapılmıştır, orada
durmuştur. Şu anda çalışmalar çok yavaş gidiyor,
Gölbaşına kadar gelmiştir, orada beklemektedir.
Siz söz verdiniz Arapgir-Divriği yoluna, orada bir kaza
olmuştu, Bitiriyorum. dediniz. Bu yol bitmemiştir Sayın Bakan,
bitmemektedir. Tümü 20 kilometredir, Divriği sınırına
gelmiştir, orada beklemektedir. Siz söz verdiniz Sayın Bakanım.
Bana, orada kaza olduğu sabah, evvelsi yıl, Bu yolu
yaptırıyorum. dediniz ama belki bilginiz yok, belki sizi
yanılttılar, ama o yol 15 kilometre gitti, durdu, yapılmıyor.
Yine, Arguvan-Arapgir yolu, kara yolları ağında
değildir. İki ilçeyi bağlayan bu yoldur. Bu yolun mutlaka kara
yolları ağına alınması
Ama size sunulan Yoncalı
Barajından gelen yol değil. Size geçen sene
Ben size söyleyeyim
nereden geleceğini: 30 kilometrelik bir yoldu Sayın Bakanım.
Yine, Arapgir-Kemaliye yolu
Sayın Bakanım, biz sizin
ilçenize hizmet etmek istiyoruz. Kemaliye sizin ilçeniz. Başka yol yok
oraya. Kemaliyeyi biz seviyoruz.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, lütfen Genel Kurula hitap
ediniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Ama maalesef Arapgir-Kemaliye arasında da
sizin ilçenize gitmek için
Sevdiğimiz bir ilçeye gitmek istiyoruz, ama
maalesef, bizi oraya göndermekte bin bir güçlük çektiriyorsunuz. 50 kilometrelik
yolu iki saatte gidiyoruz Sayın Bakan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Erzincanlılara şikâyet et.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yine,
Hekimhan-Kuluncak yolu: Maalesef, size
yanlış bir bilgi veriyorlar. Bu yolda hiçbir yenileme yok, virajlar
duruyor. Bu yol çok tehlikeli bir yoldur. Mutlaka bu yolun da onarılması
lazım.
Yine, Kuluncak-Darende yolu: Sadece geçici bir satıh kaplama
yaptılar ama yine de yol çok dardır, kullanıma uygun
değildir.
Yine, Sayın Bakan, 2001 yılından beri 15
kilometrelik Malatya-Battalgazi yolu: 2001-2010, bu yol yapılmadı, Malatya-Battalgazi yolu
yapılmadı Sayın Bakan. Hâlâ daha -dokuz sene geçmiş- 15
kilometrelik Malatya-Battalgazi
Artık, Malatyanın içi, kara
yolları ağında, ama her ne hikmetse her sene bir şey
çıktı, 15 kilometrelik yolu biz yapamadık Sayın
Bakanım.
Yine, şimdi, bu yasayla, artık, kara yolları
ağına alınma yetkisi Sayın Bakana geçiyor. Bakan imzalarsa
o yol kara yolu ağına geçebilecek artık. O meşhur bir
Yüksek Fen Kurulu vardı ya, o kalkıyor.
Sekiz yıldır siz veriyorsunuz. Dün burada söz verdiniz.
Artık benim Turizm Bakanıyla hiçbir işim kalmadı.
Sayın Turizm Bakanıyla bundan sonra yol konusunda bir laf edersem
namerdim.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Estağfurullah.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Hayır, namerdim
çünkü dün, Sayın Bakan burada otururken Sorun benim sorunum aynen böyle
yaptı- ben yapacağım. dedi. Sayın Bakan, Malatya-Pütürge,
Pütürge-Tepehan yolu ve Kâhta yoluna artık siz söz verdiniz. Bu yıl,
15 kilometrelik yol özel idare kapsamında. Burası bir turizm yolu
yani Malatyayı Kâhtaya bağlayan yol. Biz Kâhtayı çok
seviyoruz, bizim akrabalarımız var orada; gelin
almışız, gelin vermişiz. Şevket Bey, öyle değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Evet.
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Onun için, Sayın
Bakan, bundan sonra üstünüze aldığınız görevi her zaman
yapacağınıza ben inanıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Haritayı kontrol ediyor,
sen otur!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yine
Doğanyol-Bismil yolu. Bizi Güneydoğuya açın.
Sayın Elitaş, bizi Güneydoğuya açın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O kadar fazla da
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Doğanyoldan
Bismile, Diyarbakıra gitmek istiyoruz, Bismile gitmek istiyoruz. Gitmek
istiyoruz, açın bizi, 20 kilometre
Ama açmıyorsunuz.
Sayın Bakan, Malatya, Karayolları bütçesinden nasibini
alamayan bir ildir. Diliyorum ki
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Yeşilyurt-Çelikhan yolu
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yine
Adıyaman-Yeşilyurt yolu, aynı şekilde. Malatya pastadan az
pay almıştır ama bilemiyorum, herhâlde Karayolları
çalışanları, vicdanlarında Biz Malatyayı mağdur
ettik, bundan sonra mağdur etmeyiz. derler.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Şahsı adına Bursa Milletvekili Sedat
Kızılcıklı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Yok Sayın Başkan.
BAŞKAN Yok.
Şahsı adına Muğla Milletvekili Gürol Ergin.
Buyurunuz Sayın Ergin. (CHP sıralarından
alkışlar)
GÜROL ERGİN (Muğla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüştüğümüz tasarının ikinci bölümü üzerinde söz
almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken Sayın Başkan
sizi, değerli milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu saygıyla
selamlıyorum.
Bu bölümün 33üncü maddesinde, doğal yapısı bozulan
orman alanlarının rehabilitasyon amacıyla inşaat,
yıkıntı ve hafriyat artıklarıyla doldurulması
için büyükşehir mücavir alanlarına, büyükşehir belediyelerine,
diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli
karşılığında izin verilmesi hükmü getirilmiştir.
Bu yeni düzenleme, rehabilitasyon konusunda yetkili olan Orman Genel
Müdürlüğünün gelirlerini tırpanlamakta ve bir kısım
avantacılara yeni bir gelir kapısı açmaktadır.
İşin aslı budur ve bu düzenlemenin, Karayolları Genel
Müdürlüğünün teşkilat ve görevleriyle hiçbir ilgisi yoktur.
Değerli milletvekilleri, madencilik faaliyetleri sonucu
bozulan alanların rehabilite edilerek eski durumuna getirilmesi,
genellikle toprak döküm yöntemiyle olmaktadır. İstanbulda,
madencilik çalışmalarıyla tahrip edilen 100 bin dönüm alan
bulunmakta. Bu alanların doldurulma çalışmalarına 96
yılında başlanmış ve bu çalışmalar 2007
yılı sonuna kadar ara verilmeden sürdürülmüştür. Bu
çalışmalardan, 2003-2008 yılları arasında kamuya 30
milyon dolardan fazla gelir sağlanmıştır. Ancak,
İstanbulda son yıllarda büyük bir rant kapısı olan
hafriyat toprağının orman dışı alanlara
dökümünden haksız kazanç sağlayanlar, aynı kazancı orman
alanlarındaki eski maden ocaklarının rehabilitasyonlarından
da sağlayabilmek için Orman Genel Müdürlüğünün
çalışmaları aleyhine kampanya başlatmış, bu
kampanyayla, çalışmaların durdurulmasını ve
Büyükşehir Belediyesine devredilmesini sağlamaya çalışmışlardır.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, hafriyat ihalesini
kazanan şirketlere değişik nedenlerle zorluklar
çıkarmasına ve çalışmaların devamını özel
bir gayretle engellemesine karşın, bu konuda 2007 sonuna kadar asla
ödün vermeyen Orman Genel Müdürlüğü, bu tarihten sonra mücadelesinden
vazgeçmiş ve maden ocakları rehabilitasyon ihaleleri tamamen
durdurulmuş, Orman Genel Müdürünün yasal hiçbir gerekçe göstermeden toprak
döküm ihale taleplerini sümen altı ederek onay vermemesi sonucu kamu
bugüne kadar büyük ölçüde zarar görmüştür.
Devlet ormanlarındaki eski maden ocaklarının
rehabilitasyonunu yapmakla görevli tek yetkili kurumun Orman Genel
Müdürlüğü olmasına karşın, Bakan Sayın Veysel
Eroğlu, Bakanlık olarak orman alanlarındaki maden
ocaklarıyla ilgili hafriyat, döküm ve doldurma işlemlerini
Büyükşehir Belediyesine vermeyi prensip olarak kabul ettiklerini kamuoyuna
deklare etmiştir. Böylece Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul Bölge
Müdürlüğünü milyonlarca dolar zarara uğratmış, bununla da
yetinmemiş, Orman Bölge Müdürlüğünün kamu zararının
oluşmasına ilişkin tutanağında imzası olan 3
şube müdürü ile 2 işletme müdürünü pasif görevlere
atamıştır.
Sayın Bakanın göreve gelmesiyle birlikte Bakanlıkta
daha önce hiçbir dönemde yaşanmayan bir kadrolaşma ve hukuksuz
atamalar yaşanmıştır. Özellikle Orman Genel
Müdürlüğündeki haksız ve keyfî atamalar sabırları
taşıracak bir boyuta ulaşmıştır. Orman bölge
müdürlüğü atamalarında bölge müdürlüğüne layık olmanın
tek ölçütü, yönetimin kendisinden saydığı bir sendikanın
temsilcisi ya da üyesi olunmasıdır. Örneğin, Isparta, Antalya,
Çanakkale, Kütahya, İstanbul, İzmir, Erzurum, Kahramanmaraş,
Bolu, Giresun, Konya, Eskişehir, Artvin, Sinop, Balıkesir ve Trabzon
orman bölge müdürlüklerine atanan kişilerin hepsinin belli bir
sendikanın temsilcisi ya da üyesi olması bir rastlantı olamaz.
Kurumda kişilere lojman tahsisinde, kişilerin
yabancı dil, kurs, seminer ve dış seyahatlere gönderilmesinde
bir sendikadan referans istenmesi de hakkaniyete uygun bir tavır olarak
görülemez. Orman Genel Müdürlüğünde bugün, her memur, iktidara
yakınlığı açıkça bilinen bir sendikaya geçmeden,
açılan sınavları kazansa bile hak ettiği göreve
getirilmeyeceği düşüncesine sahiptir.
2002 yılında 514 üyeye sahipken bugün 19 binin üstünde
üyesi olan TOÇ BİR-SEN bu üstün başarısını başta
Orman Genel Müdürü olmak üzere bölge müdürlerine ve işletme müdürlerine
borçlu olduğunu unutmayacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
GÜROL ERGİN (Devamla) Teşekkür ederim.
elbette biz de unutmayacağız.
Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde Bursada
yaptığı bir konuşmada Desteksiz atmayla bir şey elde
edilse Erzurumlu Teyo Pehlivan cihan şampiyonu olurdu. diyordu.
Erzurumdan arayan birçok vatandaş ise şöyle söylüyor: Sayın
Tayyip Erdoğan, Teyo Pehlivana haksızlık etmektedir çünkü Tayyip
Erdoğan bugün Teyo Pehlivanı çoktan sollayıp geçmiştir.
Sözlerime son verirken, açık bir haksızlığa
ortak olmamak için bu yasadaki getirmiş olduğunuz maden alanlarının
düzenlenmesi, rehabilitasyonuyla ilgili konuda büyükşehir belediyesine hak
tanıyan bu hükmün yasadan çıkarılmasını talep ediyor,
değerli milletvekillerini, yüce Türk ulusunu ve Sayın Başkan
sizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin.
Soru-cevap bölümüne geçiyoruz.
Süremiz on beş dakika.
Sayın Ağyüz, Sayın Coşkunoğlu, Sayın
Seçer, Sayın Köse, Sayın Tunç, Sayın Tütüncü, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Şandır, Sayın Paksoy -en son- sisteme
girmişler.
Buyurunuz Sayın Ağyüz.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Teşekkür ederim.
Sayın Bakanım, kent içi ulaşım yetersiz bir
yasal çerçeve içerisinde yürütülüyor. Ülkemizde kent içi ulaşım
yasasına gerek yok mu? Ankara metrosu duruyor. Gaziantep Büyükşehir
Belediyesince ulaşım planının dışına
taşılarak değiştirilerek yapılan hafif
raylının bitişi hem uzadı hem maliyet arttı.
Bunları disipline etmeyi düşünüyor musunuz? Ülkemizde toplu
taşıma sistemlerine geçmek gerekmiyor mu? Bunun için yeterli
disiplini sağlamak için Bakanlığınızca veya
Karayolları Genel Müdürlüğünce bir görev almayı düşünmüyor
musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Ağyüz.
Sayın Coşkunoğlu...
OSMAN COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakandan birinci sorum: Eşmenin perişan ve
son derece yetersiz yollarına ilişkin. Eşmeyi gerek Uşaka
bağlayan gerekse Uşak-İzmir yoluna bağlayan yollar son
derece yetersizdir. 2007 seçimlerinden önce, o dönemin Bakanı, Karayolları
Genel Müdürünü o hatta yollamıştır. Karayolları Genel Müdürü,
yanında Vali Beyle, o hatta, işte, Biz, çalışma
yapıyoruz, yapacağız, edeceğiz diye seçimden önce
çeşitli sözler vermiştir ve bunların hiçbiri
yapılmamıştır. Çok tehlikelidir. Altın madeni de
çıkarıldığı için trafik son derece yoğun olan dar
yollara dikkat çekmek istiyorum. Bu konuda ciddi bir çalışma varsa
onu bilmek istiyorum fakat üç sene geçti, tabii 2007 seçiminden bu yana.
İkinci sorum: Uşakın çevre yoluyla ilgili.
Kütahyanın, Afyonun çevre yolları vardır. Uşak içinden
muazzam bir trafik geçiyor, Ankara-İzmir asfaltı. Çevre yolu yoktur.
Bunu dikkate getiriyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın
Coşkunoğlu.
Sayın Seçer
VAHAP SEÇER (Mersin) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Adana-Tarsus arasında yapılması planlanan havaalanı
projesi hangi noktada? Bu proje ne zaman hayata geçecek?
Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı Turizm Projesinin bir
bağlantı yoluna ihtiyacı var, D-100 kara yoluyla 14 kilometrelik
bir mesafe. Bu çalışma hangi aşamada?
Mersin-Anamur sahil yolunun genişletme
çalışmaları devam ediyor, bunu biliyorum, bu hangi noktada? Bu
çalışmalar ne zaman sona erecek?
En önemli sorum da Mersinde ikinci bir liman projesi var mı,
onu öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Seçer.
Sayın Köse
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, Adıyamanlılar adına,
Adıyaman halkı adına kısa birkaç soru sormak istiyorum.
Birinci sorum şu: Adıyaman havaalanı yoğun
yolcu kapasiteli bir havaalanıdır. ILS sistemi yapmayı
düşüyor musunuz, koymayı düşünüyor musunuz, bir.
Havaalanı iniş pisti 30 metre civarında
genişliği, genişletmeyi düşünüyor musunuz?
Yine, turizm bölgesi olması nedeniyle Kâhta-Nemrut
arasında gidiş gelişli yol yapmayı düşünüyor musunuz?
Gölbaşı-Adıyaman arasında 60 kilometrelik bir
mesafede tren hattı çekmeyi düşünüyor musunuz?
Malatya-Çelikhan üzerinden Adıyaman yolu çok dar ve
virajlıdır, sık sık kazalar olmaktadır.
Son olarak, Gölbaşı-Adıyaman ve Kâhta arasında
yol
Gerçekten çok soruyorum bu soruyu, net ve bir şekilde cevap vermenizi
önemle rica ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Köse.
Sayın Tunç
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Yıllardır ihmal edilen kara yollarında her 5
kilometrede bir şantiye kurarak yolları bölerek hayatları
birleştiren Ulaştırma Bakanlığımıza ve
Karayolları teşkilatına teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, Devrek-Çaycuma-Bartın duble yolu,
Bartın-Amasra duble yollarlı tamamlandı. Bartın-Safranbolu
duble yolu, Bartın-Aydınlar yolu, Amasra-Çakraz-Kurucaşile yolu,
Ulus-Ağaköy-Pınarbaşı yolu,
Kozcağız-Perşembe yolunda da çalışmalar tüm
hızıyla devam ediyor.
Sayın Bakanım, geçen yıl
Kozcağız-Kumluca-Abdipaşa ve
Kozcağız-Hasankadı-Yenice yolunda da kaza kara nokta
çalışmaları yapılmıştı. Bu yolların standardının
yükseltilmesiyle ilgili çalışmalar hangi aşamadadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tunç.
Sayın Tütüncü
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Çerkezköy-Saray arasındaki yol ihalesi 2008 yılında
yapıldı ancak henüz yol yapımına başlanmadı,
neden gecikmektedir?
İkinci sorum da: Hayrabolu-Tekirdağ arasındaki yol
çok eski, virajlarla dolu bir yol, bunun bir an önce rehabilite edilmesi
gerekiyor. 15-20 kilometre kısalma olasılığı var. Bu
konuda Sayın Bakanlığın herhangi bir
çalışması var mıdır?
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Tütüncü.
Sayın Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan,
kara yolları ağında olmayan ama artık bugünün
koşullarında önemli bir derece iletişim sağlanması
gereken Arapgir-Arguvan yolunu kara yolları ağına alacak
mısınız?
2) Pütürge-Tepehan-Kâhta-Adıyaman yolunu
Artık size
geçen yetkiyi kullanacak mısınız bir an önce?
3) Doğanyol-Bismil yolunu yine kara yolları
ağına alacak mısınız? Yani, Malatyayı
Diyarbakıra bağlayan bir yol.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu.
Sayın Şandır
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, Erzurumun Olur ilçesini
tanırsınız ümit ederim, ayrıca Artvinin Ardanuç ilçesini.
Bu iki ilçemiz arasındaki yolu kara yolu ağına almayı
düşünüyor musunuz? Aldığınız takdirde, ne zaman bu iki
ilçemiz arasındaki yolu yapacaksınız? Erzurumlular adına,
Artvinliler adına, Sayın Milletvekilimiz Zeki Ertugaya emanet edilen
bu soruyu soruyorum.
Ayrıca, Mersinde Silifke-Mut-Tarsus-Çamlıyayla
yollarını ne zaman bölünmüş yol hâline getireceksiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Şandır.
Sayın Paksoy
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, Kahramanmaraş-Göksun kara yolu ne zaman
bitirilecek? 2010 yılı ödeneği nedir? Bakanlıkça bu zamana
kadar verilen ödenek miktarı nedir?
Kahramanmaraş-Narlı-Gaziantep otoyol
bağlantısı yine ne zaman bitirilecek? 2010 yılı
ödeneğimiz nedir?
Kahramanmaraş-Türkoğlu-Nurdağı yolu ne zaman
bitirilecek? 2010 yılı ödeneğini soruyorum yine.
Kahramanmaraş-Ilıca-Elbistan yolu ne zaman
yatırım programına alınacak?
Beşinci sorum da: Karadenizi Akdenize bağlayan otoyol
projesi ne durumdadır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Paksoy.
Buyurunuz Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın
Ağyüzün sorusunu cevaplandırıyorum: Kent içi toplu
ulaşımla ilgili, Bakanlığımız, raylı
sistemlerde proje onayı yetkisine sahiptir. Dolayısıyla herhangi
bir şehirde raylı sistem yapılması icap edip
etmediğine, yerel yönetimlerin bu yöndeki müracaatları
değerlendirilerek karar verilmektedir. Ancak, hepimizin bildiği gibi,
büyük şehirler, altyapı gibi, raylı sistem gibi büyük projelere
girişmekte ve bu işin üstesinden gelmekte zorlanmaktadır, bunu
birçok büyük şehrimizde yaşamaktayız. O yüzden, bu konuda bir
yeni düzenlemeye gidiyoruz ve böylece büyük altyapı işlerini yerel
yönetimlerin yanı sıra, şüphesiz, Bakanlığın
yapmasına imkân sağlayan bir düzenlemeye gidiyoruz.
Diğer yandan, esas itibarıyla şehirleri transit
geçen ana koridorların yapımı da büyükşehir
sınırları dışında
Bakanlığımızın yetkisinde olup yapılan son düzenlemeyle
büyük şehirlerde belediyelere devredilmiştir. Ayrıca, icap
ettiği hâllerde çevre yolları gibi diğer yollar da
Bakanlığın ağına her zaman alınabilmesi
mümkündür, ihtiyaca göre.
Sayın Coşkunoğlunun sorusu: Uşak-Eşme
yolu. Bu yol tabii önemli bir yol. Bunu yatırım programına
alacağız, bunun kararını verdik Sayın
Coşkunoğlu. Şu anda DPTye teklifi yapıldı.
Yatırım kararı yıl içi kararnamesinde alındıktan
sonra yapacağız.
Kula-Eşme arası yapım çalışmalarına
da bu sene içerisinde başlıyoruz.
Ulubey-Eşme proje yapım çalışmasını
bu sene yapacağız.
Uşak çevre yolunun projesi ihale edildi, proje
çalışmaları devam ediyor, 2010da proje
çalışmaları tamamlanmış olacak.
Sayın Kösenin sorusu: Evet, Malatya-Gölbaşı toplam
129 kilometre; 53 kilometrelik kısım tamamlanmıştır,
2010 yılında 10 kilometrelik kısım da tamamlanacak.
Ayrıca, 1.800 metrelik Erkenek Tünelinin -bu Malatyayı
da ilgilendiriyor, aynı zamanda Sayın Aslanoğlunun sorusuna da
cevap- ihalesini yaptık, şu anda değerlendirme
çalışmaları devam ediyor.
Adıyaman-Yeşilyurt-Malatya 111 kilometrelik bir yoldur;
77 kilometrelik kısmı tek yol olarak tamamlanmıştır,
34 kilometrelik kesimi ihale edilmiş olup 2011 yılında
tamamlanması hedeflenmektedir.
Adıyaman Havaalanı konumu gereği ILS
yapılmasına müsait değildir. Bu konuda gerekli tetkikler
yapılmış, bugünkü teknolojiye göre ILS konulmasının
mümkün olmadığı tespit edilmiştir ama zaman içerisinde
teknoloji gelişmekte olup böyle bir imkân olduğunda ILS
konulabilecektir. Bunun yerine VOR, NDB, DME gibi yine seyrüsefer
cihazları mevcuttur.
Adıyaman-Kâhta yolu 34 kilometre; 17 kilometrelik kesiminde
çalışmalar devam ediyor, 2010 yılında, bu sene
tamamlayacağız. Adıyamana özel bir önem veriyoruz. Yalnız,
tabii, takdir edersiniz ki bu sene yağışlar çok fazla, yol
çalışmalarında hava şartları çok büyük önem arz
ediyor. Maalesef
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Üç aydır yağmur
yağmıyor, çalışma yok Sayın Bakan.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Yok,
epey yağış var.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Üç aydır
yağış yok, çalışma da yok.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Biz
takip ediyoruz, Ankarada Meclisin içinde yok ama Anadoluda bol
yağış var, yağışlar da işimizi
aksatıyor.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sekiz yıldır
yağış mı var yani?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Yani
şu kanunu bir an önce çıkaralım, yollara gideceğiz yani
sizden destek bekliyoruz. Yollarda şantiyeler, oradaki
çalışanlar garip kaldı, gidip onlarla hemhâl olmamız
lazım. Bir an önce şu kanunu
Çok teşekkür ediyorum
verdiğiniz destekler için.
Evet, geldik Bartına. Bartında
MEHMET GÜNAL (Antalya) Erzurum cevap bekliyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Bakan, Erzurum yoluna bir
cevap verin.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Yavaş yavaş geliyoruz Erzuruma da.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bartın biliyor zaten. O hep cevap
alıyor Sayın Bakanım. Bartını boş verin,
Bartın kalsın!
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Peki,
Bartını kısa kesiyorum. Bartın-Aydınlar yolu 36
kilometre, 3,2 kilometresi yapıldı, geri kalan kesimin ihalesi
yapıldı, 2012de bitecek. Bak, her şey bitmemiş, 2012de
bitecek. Evet, Bartından bu kadar.
Kahramanmaraş-Andırın ayrım yolu, toplam
uzunluk 44,5 kilometre, 44,1 kilometresi tek yol olarak bitti kalan
kısım da bitecek, çok az bir kısmı kaldı.
Sayın Şandırın sorusu: Olur-Ardanuç yolu 41
kilometre uzunluğunda kara yolu ağındadır, şu anda
proje çalışması yapılıyor, proje
çalışması bu yıl içerisinde bitecek, önümüzdeki yıl da
yatırım programına alacağız.
Mersin-Anamur yolu bölünmüş yol olarak ihalesi
yapılmıştır, 255 kilometre yolun 150 kilometresi bitti
geriye kalan 105 kilometrede çalışmalar devam ediyor. Malum, o yolda
zor bir coğrafya var, dokuz tane tünel var. Dolayısıyla bu
çalışmalar biraz zaman alacak ama 2012 sonu itibarıyla bitirmeyi
hedefliyoruz.
Silifke-Mut yolu 112 kilometre, 31 kilometresi trafiğe
açıldı, 2010 yılında 5 kilometrelik kesim tamamlanacak. Bu
yolun da 2013 yılında bitirilmesi planlanıyor.
Malatya-Darende yolu 90 kilometre. 45i bitti, 2010
yılında 22 kilometre bitecek, kalan tünelli kesimle birlikte 2011de
tamamlanmış olacaktır.
Adıyaman-Nemrut, Malatya-Elâzığ-Tepehan, bu yollar
turizm yolları kapsamında olup, ancak Turizm
Bakanlığının kaynakları yetersiz olduğundan bu
yolları biz yapacağız. Bunu Turizm Bakanlığıyla
bir protokol yaptık, bu çerçevede tamamlayacağız.
Soruların geri kalan kısmına da yazılı
cevap vereceğim.
Ben, bu vesileyle bu yasanın tamamlanmasında tüm
grupların gösterdiği destek için teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Bakan.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Zaman var, Gölbaşı
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Onu
daha sonra bildireceğim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde
üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza
sunacağım.
31inci madde üzerinde iki önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 31. maddesinde yer alan mevzuat
hükümlerine, ibaresinden sonra gelmek üzere ulaştırma ana
planına ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Hasan Çalış Behiç Çelik
Antalya Karaman Mersin
Oktay Vural Şenol Bal Ahmet Duran Bulut
İzmir İzmir Balıkesir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Yöneticilerin sorumluluğu ve yetki devri
başlıklı 31. maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Adıyaman Tokat Malatya
Rasim Çakır Hulusi Güvel Enis Tütüncü
Edirne Adana Tekirdağ
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Son önerge değil mi Başkanım?
BAŞKAN Evet.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Özensiz olarak hazırlanmış olan düzenlemenin, yasa
yapma tekniğine uygun olarak yeniden ele alınmasını
sağlamak için Tasarı metninden çıkarılması
öngörülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 31. maddesinde yer alan mevzuat
hükümlerine, ibaresinden sonra gelmek üzere ulaştırma ana planına
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılıyoruz.
MEHMET ŞANDIR (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçe
Gerekçe:
Mevzuat hükümleri ve stratejik planın yanı sıra,
ulaştırma ana planına da uyulmasının
sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilmiş bu önerge doğrultusunda 31inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
32nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 32. maddesinin sonuna Ancak, bu
düzenlemeler Bakan onayıyla yürürlüğe girer. ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Şenol Bal Behiç Çelik
Antalya İzmir Mersin
Oktay Vural Nevzat Korkmaz Hasan Çalış
İzmir
Isparta
Karaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının Düzenleme yetkisi başlıklı 32.
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Şevket Köse Orhan Ziya Diren Rasim Çakır
Adıyaman Tokat Edirne
Enis Tütüncü Vahap Seçer Hulusi Güvel
Tekirdağ Mersin Adana
Halil
Ünlütepe
Afyonkarahisar
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Vahap Seçer
BAŞKAN Buyurunuz Sayın Seçer. (CHP
sıralarından alkışlar)
VAHAP SEÇER (Mersin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 499 sıra sayılı Tasarının 32nci
maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz
Karayollarıyla ilgili bu tasarı, tabii ki Türkiye için önemli; hem
coğrafi yapısı anlamında Türkiye, Avrupa ile Asyayı
birbirine bağlayan önemli bir hinterlant. Burada transit
taşımacılığın önemini hepimiz biliyoruz.
Dolayısıyla, 72 milyona sahip ülke nüfusunu düşünürsek, ülkenin
ekonomideki dinamizmini düşünürsek, bölgeler arasındaki
ulaşımı, yük taşımacılığını,
yolcu taşımacılığını, hepsini bir araya
getirdiğimiz zaman Karayolları Genel Müdürlüğünün işlevinin
ne kadar önemli olduğunu daha iyi kavramış oluruz ancak tabii,
Türkiye yanlış yolda ilerliyor, bunu söylememiz lazım.
Gelişmiş ülkelerde bu tip ulaştırma hizmetleri daha çok,
yolcu taşımacılığı toplu
taşımacılığa yönelmiş ya da yük
taşımacılığı daha çok, daha iktisadi olan, daha
tasarruflu olan demir yolu taşımacılığına
yönlendirilmiş. Bizim gibi üç tarafı denizlerle çevrili,
yaklaşık olarak sınırlarının üçte 2si deniz
sınırı olan bir ülkede deniz
taşımacılığının geri kalmış
olması gerçekten düşündürücü.
Evet, kara yollarında mutlaka yatırımlara ihtiyaç
vardır ama kara yolları yatırımları oldukça yüksek
meblağlar gerektiren yatırımlardır. Bunun üzerine, tabii
ki, Türkiye akaryakıtını yurt dışından temin
ediyor, büyük bir oranda yurt dışından temin ediyor; otomobilini
ithal ediyor, kamyonunu ithal ediyor, yedek parçasını,
lastiğini
Hülasa bunu düşündüğünüz zaman, Türkiyenin
hızla, ivedilikle demir yolu taşımacılığına
ve deniz yolu taşımacılığına
yatırımlarını artırması gerektiğini
düşünüyorum.
Yasanın gerekçesinde, daha çok bugüne kadar kamu
hizmetlerinin, kamu işletmeciliğinin veya yönetim
anlayışının devletçilik anlayışıyla hüküm
sürdüğünü ama artık liberalleşmenin ya da özelleştirmenin
ön plana çıktığından bahsediliyor. Elbette ki, parti olarak
da, ben kişisel görüş olarak da özelleşmenin
karşısında durmuyorum ama tabii, sizin
İktidarlarınız süresi boyunca yaptığınız
özelleştirme anlayışına da buradan karşı
olduğumu ifade etmek istiyorum.
Hemen kendi bölgemden bir örnekle, ne kadar yanlış
özelleştirmeler yaptığınızı burada sizlere
aktarmaya çalışacağım. Mersin önemli bir sahil kenti
biliyorsunuz, bir limanı var, oranın âdeta kalbi çünkü Mersinde en
önemli üç sektör, taşımacılık sektörü, turizm sektörü ve
tarım sektörüdür. Bu üç sektöre de, eğer o bölgeye turisti getirecekseniz
liman lazım, havaalanı lazım. Taşımacılık
için, transit ticaret için ya da ithalat için, ihracat için liman lazım.
Tarım ürünlerini yurt dışına pazarlamak için, ihraç etmek
için ya da ülkenizin değişik bölgelerine transfer etmek için limana
ihtiyacınız var, demir yolu ağına ihtiyacınız
var. Bakınız, Mersin Limanını 11 Mayıs 2007 tarihinde
otuz altı yıllığına özel bir sektöre işletme
hakkı verdiniz. Şimdi, orada, daha önce Mersin Limanını
Devlet Demiryolları çalıştırıyordu, burada üç
yıllık fiyatların yani hizmet tarifelerinin sabit
kalacağına dair sözleşmeye bir madde konuluyor ancak bu
işletme hakkını alan özel sektör, firma henüz üzerinden bir
yıl geçmeden yani 11 Mayıs 2007de yapılan sözleşmenin üzerinden
bir yıl geçmeden 15 Nisan 2008 tarihinde o süreç içerisinde, ABD
doları ve TL paritesindeki oynamaları bahane ederek hizmetlere, liman
hizmetlerine yüzde 10 zam yapıyor, burada Ulaştırma
Bakanlığının sesi çıkmıyor.
Geliyoruz 2010un Mayıs ayına. O protokolde yer alan üç
yıl, siz, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının tarifesine
dokunamazsınız, o rakamları ya da o hizmet bedelini
artıramazsınız. ibaresi, süresi dolar dolmaz yine bir yüzde 10
zam yapılıyor bu hizmetlere ve Ulaştırma
Bakanlığı bunu izliyor. Tabii, bu zamlar da yapılırken
o sektörün yani o sektörden ithalat yapan, ihracat yapan, ihracatçı,
ithalatçı, Deniz Ticaret Odası, gümrük müşavirleri, bu konudaki
sektörün aktörlerinden herhangi bir bilgi alınmıyor ya da bilgi
alındı gibi görülüyor herhangi bir konsensüs aranmadan bunlar yapılıyor.
Bizim için, Mersin ili için Mersin Limanı çok önemli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
VAHAP SEÇER (Devamla) Bitiriyorum efendim.
Konuşmamın başında söyledim, Mersin
Limanı Mersinin kalbidir. En azından şunu
değerlendirmesini isterdim Bakanlığın: Mersin için bu kadar
önemli bir tesisin kendi statüsündeki diğer limanlarla aynı tarifeden
hizmet bedeli ödeyen o firmalara, en azından aynı şartların
sağlanması için bir müdahalede bulunulması gerekirdi. En
azından, aynı statüde bulunan diğer limanlarla eşit rekabet
koşullarında olmasının sağlanması gerekirdi.
İşte, yani, sizin de düşündüğünüz gibi özelleştirme
öyle çok faziletleri olan, çok özellikleri olan ya da her şeyi rahata erdiren
bir işletme sistemi değil. Dolayısıyla bunların da
aksaklıklarını düşünmeniz lazım. Özelleştirme
yaparken de on yıl sonrayı, on beş yıl sonrayı, o
sektörde hangi kurumu özelleştiriyorsanız o bölgeye getireceği
birtakım olumsuzlukları da dikkate almanız gerektiğini
düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Seçer.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 499 sıra sayılı
Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısının 32. maddesinin sonuna Ancak, bu
düzenlemeler Bakan onayıyla yürürlüğe girer. ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Nevzat Korkmaz (Isparta) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Korkmaz konuşacak
efendim.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında
görüşlerimi açıklamak üzere huzurlarınızdayım. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
32nci maddede Genel Müdürlüğün yönetmelik ve diğer
idari düzenlemeleri yapmaya yetkili olduğu belirtilmektedir. 32nci
maddenin sonuna bu düzenlemelerin Bakan onayıyla yürürlüğe girmesi
hususunun eklenmesini teklif etmekteyiz. Türk idare sisteminde, özellikle
bakanlıklarla ilişkilendirilmiş ya da bağlı
kurumların siyasi sorumluluk taşıyan bakanların denetim
çevresinden uzaklaşmak gibi bir temayül içine girdiklerini
gözlemlemekteyiz. Kaldı ki bu yetki Genel Müdürlüğe
bırakılır ise Meclisin yani millet iradesinin kurumun
bağlı olduğu Bakanı sorumlu tutması ve hesap
sormasında Haberim olmadı. gibi kaçamak cevapların verilmesine
de yol açabileceğini düşünmekteyiz. İdari yapımıza ve
geleneklerimize uymayan bu maddeye teklifimiz doğrultusunda ilave
yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, değişiklik önergemiz
üzerine almış olduğumuz söz hakkını imkân bilerek
Ispartamızın güzel ilçesi Yalvaç ve Yalvaçlıları ilgilendiren
iki yol üzerinde, dikkatlerinizi bu yollara çevirmek için söz aldım.
Birincisi, Ispartadan gelip Sultan Dağlarını aşarak
Akşehire ulaşan, İzmiri başkente bağlayan en
kısa yol olan Akşehir yolu; ikincisi de, Afyon-Emirdağ ve
Bolvadin üzerinden Karamık belediyesi, Sağırköy, Körküler
belediyesi üzerinden Yalvaça ulaşan yol. Sağırköy ve Körküler
yolları her ne kadar köy yolu kapsamında ise de bu hususun
vatandaşı ilgilendirmesini beklememeliyiz. Vatandaş gittiği
yolu bilir. Bu konudaki koordinasyon da takdirleriniz üzerine Hükûmetin
sorumluluğundadır. Bu yollar Ispartanın en büyük ilçesi olan
Yalvaçın aynı zamanda dışarıya
açılmasını sağlayan yollarıdır ancak bu yollarda
yıllardır devam edegelen inşaatlar var, hâlâ daha kapalı
geçişler var.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisinin içinde
bulunduğu 57nci Hükûmet döneminde Temmuz 2002 tarihinde ihale edilen ve
çalışmalara başlanan, Ekim 2003te de bitirilmesi planlanan
Yalvaç-Akşehir yolu ihale bitiş tarihi üzerinden sekiz yıl geçmiş
olmasına rağmen henüz tamamlanmamıştır. Şu kadar
kilometre duble yol yaptık, bu kadar kara yollarında çağ
atladık diyen AKP Hükûmeti maalesef Akşehir-Yalvaç yolunda, asfalt
olup olmadığı bir türlü anlaşılmayan ve seyir
hâlindeyken altınızda mıcırın âdeta dans ettiği
ve kazalara davetiye çıkaran Sağırköy yolunda da
sınıfta kalmıştır.
Dostlar alışverişte görsün misali seçim
zamanlarında altyapısı tamamlanmadan asfalt dökülen yollar yahut
komik sayılabilecek ödenekler insanlarımızı
bıktırmış, bezdirmiş, devletinden ümidini kesme
noktasına getirmiştir. Bu tempoyla giderseniz Sayın Bakan,
galiba bu yolların bittiğini ne siz göreceksiniz ne de sizlere oy
verenler. Belki de hemşehrilerimizin yatıp kalkıp bir an önce
seçimin gelmesi için dua etmeleri gerekiyor bu sorunun çözümü için.
Sayın Bakan, Karayolları teşkilatı ülkemizin
en köklü teşkilatlarından biri olmasına rağmen hem
tecrübeli teknik kadrosu hem de idari kadrosunun diğer kamu
kuruluşlarının personeliyle kıyaslandığında
en az ücretle çalışan personel olduğu görülecektir. Ne
yazıktır ki bu ana kadar birçok kez ücretlerinin iyileştirilmesi
sözü vermenize rağmen bu konuda herhangi bir adım
atmadığınız gibi, bu tasarıda da böyle bir niyet ve
bununla ilgili bir hüküm bulunmamaktadır. Siyasetçi kimliğinizle size
övünme fırsatı verenlerin de üzerinizde hakkı hukuku
olduğunu unutuyorsunuz. Yaz-kış araç üzerinde sürekli ölümle
burun buruna gelen, herkes sıcak sobanın etrafında keyif
sürerken en ücra geçitlerde, o kötü hava şartlarında, çoluğunun
çocuğunun nasıl olduğunu düşünürken, kar-buz mücadelesi
veren bu insanların, aileleriyle birlikte, namerde muhtaç olmadan insanca
yaşama arzusunu görmezlikten geliyorsunuz.
Karayolları teşkilatı fedakâr
çalışanlarının sizlerden ve Hükûmetinizden haklı
beklentileri vardır. Nedir bu beklentiler? Teşkilatlarında döner
sermaye işletmesi kurulmasını, diğer kurumlara
kaçışları engellemek üzere ücretlerinin iyileştirilmesini,
yine bölünmüş yol projelerinin teknik kadroya getirdiği ek
yükümlülükler dikkate alınarak ek ödeme verilmesini, yine Anadolunun
doğusunda ve az gelişmiş yörelerinde çalışanları
teşvik etmek üzere ücret farkı öngörülmesini beklemektedirler.
Değerli milletvekilleri, bu talepler bin atla bin deve
değildir. Madem -sizin
tabirinizle- ülkemiz zenginleşmiştir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
o zaman bu zenginliğin çalışanların
ücretlerine yansıması gerekmiyor mu? Bu iyileştirmeyi yapmaz
iseniz o zaman şu soruyu sormak hakkımız var diye
düşünüyoruz: Ya söyledikleriniz yalan yahut da
yaptıklarınız eziyet ve zulüm.
Şayet bu suallerimizi ağır buluyor iseniz,
yarın, çalışanların, Karayolu
çalışanlarının ücretlerinin iyileştirilmesi için
vereceğimiz önergenin sizler tarafından desteklenmesini bekliyoruz.
Bu da sizlerin samimiyet sınavı olacaktır diye düşünüyoruz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza sunuyoruz: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
32nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 32nci madde kabul edilmiştir.
Beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati. 23.37
ON BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.41
BAŞKAN: Başkan Vekili
Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 122nci Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
499 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Diğer işlerde de komisyonun bulunamayacağı
anlaşıldığından, grupların da
uzlaşmasıyla, alınan karar gereğince, Birleşmiş
Milletler Geçici Görev Gücü Bünyesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin 5 Eylül
2010 tarihinden itibaren bir yıl daha UNIFIL Harekâtına iştirak
etmesi hususunda Anayasanın 92nci maddesi uyarınca hükümete izin
verilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi ile (11/12) esas
numaralı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki gensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin
görüşmeleri yapmak, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan
gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 24 Haziran
2010 Perşembe günü saat 11.00de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.42