DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 50
2nci
Birleşim
6 Ekim 2009 Salı
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve
kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge aslına
uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin, yeni yasama yılının
hayırlı olmasını ve 23üncü Dönemde vefat eden
milletvekillerine Allahtan rahmet, ailelerine, milletimize tekrar
başsağlığı dileyen konuşması
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Antalya
Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlunun, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi
Başkanlığı seçimlerine ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, yeni yasama
yılının başlamasına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Parlamentonun bazı önemli konular
karşısındaki refleksine ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Aydın
Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlunun, Antalya Milletvekili Mevlüt
Çavuşoğlunun gündem dışı konuşmasına
ilişkin açıklaması
2.-
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın, DİSK Genel
Başkanı Süleyman Çelebiye yapılan saldırı ve
IMF-Dünya Bankasının İstanbuldaki yıllık
toplantısı nedeniyle yapılan gösteri ve alınan tedbirlere
ilişkin açıklaması
3.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın bilgilendirme amaçlı konuşmasının yüzeysel
olduğuna ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın (6/888, 6/1474, 6/1475) esas numaralı
sözlü sorularını geri aldığına ilişkin önergesi
(4/144)
2.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin (6/1370, 6/1371) esas numaralı sözlü
sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/145)
3.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrulun (6/1384, 6/1416) esas numaralı sözlü
sorularını geri aldığına ilişkin önergesi (4/146)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- DTP Grubu
Adına Grup Başkan Vekili ve Van Milletvekili Fatma Kurtulanın,
kadınlara yönelik cinayet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/420)
2.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş ve 25 milletvekilinin, organ
temini ve organ naklindeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/421)
3.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 21 milletvekilinin, Amik Ovasındaki
sulama sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/422)
C) Tezkereler
1.- İrtibat
Subaylarına İlişkin Olarak Birleşik Devletler Kara
Kuvvetleri ve Türk Kara Kuvvetleri Arasında İmzalanan Anlaşma
Muhtırasında Yapılan Değişikliğin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının, İç Tüzükün 75inci maddesine göre Hûkümete
geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/951)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti ile İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden
Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının
ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının, İç Tüzükün 75inci maddesine göre Hûkümete
geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/952)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Yeni
Zelanda Tarım ve Ormancılık Bakanlığı Yeni
Zelanda Gıda Güvenliği Otoritesi Arasında Sağlık
Hususlarında İşbirliği Konusunda Düzenlemenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının, İç Tüzükün 75inci maddesine göre Hûkümete
geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/953)
4.- TBMM Çevre
Komisyonu Üyesi Ali Rıza Alaboyunun ismen davet edildiğine ve 6 Ekim
2009 tarihinde Washingtonda gerçekleştirilecek Habitat Küresel
Parlamenterler Toplantısına icabet edilmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/954)
5.- Romanya
Senatosunun ev sahipliğinde 27-28 Ekim
2009 tarihlerinde Bükreşte gerçekleştirilecek olan Orta
Avrupa İnisiyatifi (CEI) Parlamenter Meclisi Toplantısına TBMM
Başkanını temsilen TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun
katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/955)
6.-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin,
Uluslararası Çalışma Örgütünün Cenevrede
gerçekleştirilecek 98inci Genel Kuruluna katılmak üzere bir heyetle
birlikte 3-19 Haziran 2009 tarihlerinde İsviçreye yaptığı
resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de
iştirak etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/956)
7.- Türk
Silahlı Kuvvetlerinin, Irakın Kuzeyinden Ülkemize Yönelik Terör
Tehdidinin ve Saldırılarının Bertaraf Edilmesi
Amacıyla, Sınır Ötesi Harekât ve Müdahalede Bulunmak Üzere,
Irakın PKK Teröristlerinin Yuvalandıkları Kuzey Bölgesi ile
Mücavir Alanlara Gönderilmesi ve Görevlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinin
17/10/2007 Tarih ve 903 Sayılı Kararıyla Hûkümete verilen ve
8/10/2008 Tarih ve 929 Sayılı Kararı ile Bir Yıl
Uzatılan İzin Süresinin Anayasanın 92nci Maddesi Uyarınca
17/10/2009 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha Uzatılmasına
Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/950)
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın, kendisinden
haber alınamayan bir üsteğmene ilişkin Millî Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/493)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, özelleştirilen kuruluşların
değerlerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/512) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, kara yolu yük
taşımacılığı belgelerinden dolayı kesilen
cezalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/571) ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı
4.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Karayolu Taşıma
Yönetmeliğindeki bir düzenlemeye ilişkin sözlü soru önergesi (6/573)
ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
5.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, özelleştirilen Türk Telekomun
ismine ilişkin sözlü soru önergesi (6/609) ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı
6.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Ankara-İzmir otoyolu projesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/719) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
7.-Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya bağlantılı
bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/722) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
8.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Dumlupınar ilçesine tren ulaşımının
sağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/723) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, kara yollarında
hız sınırlarının artırılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/813) ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırımın cevabı
10.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde Havaalanı
inşaatına ilişkin sözlü soru önergesi (6/890) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
11.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaadaki bir kavşağın
kara yolu projesine alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/947) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
VIII.- OYLAMALAR
1.- Türk
Silahlı Kuvvetlerinin, Irakın Kuzeyinden Ülkemize Yönelik Terör
Tehdidinin ve Saldırılarının Bertaraf Edilmesi
Amacıyla, Sınır Ötesi Harekât ve Müdahalede Bulunmak Üzere,
Irakın PKK Teröristlerinin Yuvalandıkları Kuzey Bölgesi ile
Mücavir Alanlara Gönderilmesi ve Görevlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 17/10/2007 Tarih ve 903 Sayılı Kararıyla Hûkümete
verilen ve 8/10/2008 Tarih ve 929 Sayılı Kararı ile Bir Yıl
Uzatılan İzin Süresinin Anayasanın 92nci Maddesi Uyarınca
17/10/2009 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha Uzatılmasına
Dair Başbakanlık Tezkeresinin oylaması
IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yardımcı hizmetler
sınıfındaki özürlü personele ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Sadullah Erginin cevabı (7/8065)
2.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, tutuklu ve hükümlülerin sağlık
hizmeti alımına ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı (7/8099)
3.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, kadın sağlığı
konusunda farklı uygulamalar yapan hastanelere ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/8283)
4.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bazı yazarların yargılanmasına
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/8472)
5.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Muğladan Vana sevk edilen
katırlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/8548)
6.- Ankara Milletvekili
Yılmaz Ateşin, Ankara doğal gaz dağıtım
şebekesinin özelleştirme ihalesine ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/8554)
7.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, bir caddenin üst
yapısının durumuna ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/8613)
8.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Ergenekon davasındaki bir tutuklunun
sağlık durumuna ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah
Erginin cevabı (7/8668)
9.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Güney Ege Linyitleri
İşletmesindeki istihdamla ilgili haberlere ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/8796)
10.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Yatağanda ikinci bir termik santral
yapılacağı haberlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/8808)
11.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı hakkındaki soruşturma izinlerine ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/8809)
12.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, aile içi şiddetin önlenmesi konusundaki
bazı düzenlemelere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı (7/8864)
13.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, fındık alımına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Ekerin cevabı (7/8878)
14.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, yerli
mermer ve taş kullanımının desteklenmesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/8886)
15.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, mevzuata aykırı olarak yeşil
kart verilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/8898)
16.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Gaziantepte suya yapılan zamma
ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı
Beşir Atalayın cevabı (7/8919)
17.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir sulama birliğindeki seçime
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/8964)
18.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir merada ham madde üretim izni verilmesine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/9009)
19.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki içme suyu sorunlarına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/9010)
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir petrol sahasındaki köy
yollarının iyileştirilmesine ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9013)
21.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki bir yolda bariyer çalışmasına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/9014)
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batman Cumhuriyet Meydanına ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/9015)
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki bir caddeye ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9016)
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Diyarbakır Silvandaki yol
çalışmalarına ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/9028)
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmanın içme suyu şebekesinin
yenilenmesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/9029)
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Çankırıdaki bazı
çalışmalara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Beşir Atalayın cevabı (7/9036)
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Çankırıdaki bir caddenin durumuna
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/9037)
28.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Şanlıurfadaki bazı
yolların asfaltlanmasına ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9039)
29.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Saray ilçesinde su
temin sahasında ocak olup olmadığına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9041)
30.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki katı atık depolama
tesisinin yol açtığı sorunlara ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9044)
31.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayseri Büyükşehir
Belediyesinin bir alımına ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9047)
32.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayseri Büyükşehir
Belediyesinin toplu taşımacılıktaki bir uygulamasına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/9049)
33.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, Yalova Belediyesinin borçlarına ilişkin
sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/9054)
34.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Bingöldeki bir mahallenin içme suyu
şebekesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/9056)
35.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ağrı-Doğubeyazıttaki bir
mahallenin içme suyu şebekesine ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9057)
36.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Bingöl Solhandaki bir mahallenin yoluna
ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/9059)
37.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Diyarbakırdaki bir köy yoluna
ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı
(7/9060)
38.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Karstaki bazı altyapı
eksiklerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/9061)
39.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kırıkkale Belediyesinde
çalışan işçilerin maaşlarına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/9063)
40.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kastamonu Çatalzeytinde selden zarar gören
yollara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/9064)
41.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemeye
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı (7/9076)
42.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, Norveçli emekliler için bakım
merkezleri kurulacağı haberlerine ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı (7/9083)
43.- Isparta Milletvekili
Mevlüt Coşkunerin, Ispartada kanser vakalarındaki artışa
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/9144)
44.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, sulamada kullanılan elektrik
fiyatlarına,
- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, çiftçi borçlarına,
- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, bazı unvanlardaki personelin
özlük haklarına,
- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, TMOnun alımlarına ve
çiftçilerin desteklenmesine,
- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, fındık piyasasına,
- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, TMOnun buğday alım fiyatına,
Kaçak hayvan ve et miktarına,
- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Balıkesirde doludan zarar gören
çiftçilere,
Bir kooperatif başkanı
hakkındaki iddialara,
- Muğla Milletvekili
Gürol Erginin, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme
Kurumu yönetimine ve personel alım sınavına,
Bir soruşturma raporuna,
- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Beypazarında doludan kaynaklanan zarara,
- Muğla
Milletvekili Gürol Erginin, transgenik bitki ve ürün ithalatına,
- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Diyarbakır TMOdaki elektrik rampası
sorununa,
Harran Ovasındaki bir tarım
alanının iskâna açılacağı haberlerine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/9148), (7/9149), (7/9150), (7/9151), (7/9152), (7/9153),
(7/9154), (7/9155), (7/9156), (7/9157), (7/9158), (7/9159), (7/9160), (7/9161),
(7/9162),
45.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, 2007 yılında Dolmabahçe
Sarayında yapılan bir görüşmeye ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/9627)
46.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, personel alımına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin
cevabı (7/9633)
47.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, iade edilen soru önergelerine
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/9917)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.00te açıldı.
TBMM
Başkanı Mehmet Ali Şahin, yeni yasama yılının
ülkemize, milletimize ve Türkiye Büyük Millet Meclisine hayırlı
olmasını dileyen bir konuşma yaptı.
Genel Kurulu
teşrif eden Cumhurbaşkanına, Başkanlıkça Hoş
geldiniz denildi.
İstiklal
Marşı okundu.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, 23üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılı açış
konuşmasını yaptı.
Dilekçe
Komisyonunun 16 üyeden, Plan ve Bütçe Komisyonunun Anayasa gereği 40
üyeden, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun 3346 sayılı
Kanun gereği 35 üyeden, İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonunun 23 üyeden, diğer komisyonların 25er üyeden
kurulması ve komisyon üyeliklerinin siyasi parti gruplarına
dağılımının ilişik listedeki şekilde olmasına
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Ekim 2009 Perşembe günkü yeni yasama
yılının ilk birleşiminde, komisyonların üye
sayısının oylanmasından sonra başka konuların
görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi yapılan
görüşmelerden sonra kabul edildi.
Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Danışma Kurulu önerisi üzerinde konuşan Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin şahsına sataşması nedeniyle bir konuşma
yaptı.
6 Ekim 2009
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 16.22de son
verildi.
|
|
|
Mehmet Ali ŞAHİN |
|
|
|
|
Başkan |
|
|
|
Murat ÖZKAN |
|
Harun TÜFEKCİ |
|
|
Giresun |
|
Konya |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 2
II.- GELEN KÂĞITLAR
5 Ekim 2009 Pazartesi
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergesi
1.- İzmir Milletvekili Kemal Anadolun,
Ergenekon Soruşturmasında gizliliğe aykırı
uygulamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/7692)
No.: 3
6 Ekim 2009 Salı
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, elektrik ve doğalgaz
zammına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1536) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
2.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, hayvancılığa
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1537) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan-Ardanuç karayoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1538)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
4.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, kayıp trilyon davası dosyasına
ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1539)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/09/2009)
5.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Kayseride oynanan milli maça uçakla gidilmesine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1540)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/09/2009)
6.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Vakıfbanktan alınan bir krediye
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1541)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
7.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Cumhurbaşkanının yurt
dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1542) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
8.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, alınmayan İran
doğalgazına ödeme yapıldığı iddiasına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1543) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
9.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, bazı köşe yazarları için
girişimde bulunduğu iddialarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1544) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/09/2009)
10.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, ÇYDDdeki aramaya ilişkin Adalet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1545) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/09/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vandaki okulların sorunlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9631) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/09/2009)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, personel atamalarına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/9632) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/08/2009)
3.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, personel alımına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/9633) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
4.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, parti
gruplarında görevlendirilen personele ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/9634)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
5.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Başbakana yöneltilen yazılı
soru önergelerine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/9635)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
6.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Alparslan Türkeşin
TBMMdeki Konuşmaları adlı kitaba ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/9636)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
7.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, demokratik açılım
kapsamındaki görüşmelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9637) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
8.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, ödenmeyen KEY
alacaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9638) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
9.- Konya Milletvekili
Atilla Kartın, kamu personeli rejimini düzenleyen kanun
tasarısı taslağına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9639) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
10.- Kocaeli
Milletvekili Cevdet Selvinin, İsviçreden Türkiye kaynaklı hesaplar
hakkında bilgi istenmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9640) (Başkanlığa geliş tarihi:
01/09/2009)
11.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, geçici personelin özlük
haklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9641) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
12.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bir arazinin
Ayvalık-Küçükköy Belediyesine iadesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9642) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02/09/2009)
13.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ayvalıktaki
adaların turizm amaçlı iskana açılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9643)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
14.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ayvalık Tuzla Tesisleri
ihalesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9644)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
15.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, elektrik kaynaklı yangınlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9645)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
16.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Emniyet Genel Müdürlüğündeki bir
personele ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9646)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
17.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir tutuklunun ölümüyle ilgili
soruşturma izni verilmemesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9647) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
18.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, TSK ve Polis Akademisine
bağlı yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen
öğrencilerin üniversitelere yerleştirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9648) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
19.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, tarihi dini yapıların ibadete
açılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9649) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
20.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, bir Devlet Bakanına Çin gezisinde
yapılan davranışlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9650) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
21.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Ermenistanla
imzalanan protokolün Azerbaycanla ilişkilere etkisine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9651)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
22.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
elektrik zammının dar gelirlilere etkisine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
23.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun, 5018 sayılı Kanun
uyarınca yayınlanması gereken dokümanlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9653)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
24.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, bir raporda geçen terör örgütü
yöneticileriyle ilgili ifadelere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9654) (Başkanlığa geliş tarihi:
04/09/2009)
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Van-Kevenli TOKİ konutlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9655)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
26.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaradaki taksici ve dolmuşçu
esnafının bazı sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9656) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Posof-Türkgözü sınır
kapısına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9657) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
28.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, memur
maaşlarının iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9658) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
29.- Kocaeli
Milletvekili Cevdet Selvinin, ekonomik krizin dar gelirlilere etkisine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9659)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
30.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, su sorunu yaşayan köylere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9660)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
31.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, geçici işçilere kadro verilmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9661)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
32.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, iletişim bilgilerinin saklanma süresine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9662)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
33.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Cumhurbaşkanının oğlunun
milli maça Başbakanlık uçağıyla götürülmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9663)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
34.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, TSK ve Polis Akademisine bağlı
yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen
öğrencilerin üniversitelere yerleştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9664)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
35.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9665) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
36.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9666)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
37.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Marmara Bölgesindeki sel felaketine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9667) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
38.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, ekonomik krizde yapılacak
yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9668) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
39.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu Anadoludaki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9669)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
40.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bazı kamu görevlileri hakkında
açılan bir soruşturmaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9670) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
41.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, kamu görevlilerinin ağız ve diş
sağlığı hizmetlerinden yararlanmalarındaki sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9671)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
42.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, İstanbuldaki sel felaketine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9672)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
43.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Havrandaki köy
yollarının genişletilip asfaltlanmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9673)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
44.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, üniversite
hastanelerinde döner sermaye gelirlerinin kullanımına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9674)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
45.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, bir gruba kesilen vergi cezasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9675)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
46.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Bandırma ve Gönende
yağışların yol açtığı hasara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9676)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
47.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Karabağ işgalinin
doğurduğu mağduriyete ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9677) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
48.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, katıldığı törenlerin organizasyonlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9678)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
49.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, İstanbuldaki sel felaketine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9679)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
50.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, basında Kürt
açılımı olarak da anılan girişimin kapsamına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9680)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
51.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçükün, Çanakkaledeki teşvik uygulamalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9681)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
52.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, İstanbuldaki sel
felaketine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9682) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
53.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bazı illerdeki sel afetlerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9683)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
54.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, İstanbuldaki sel felaketine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9684)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
55.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, Sel Risk Haritası ve Sel Eylem
Planı oluşturulmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9685) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
56.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, bazı gazete yazarları aleyhinde
girişimde bulunulduğu iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9686) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
57.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, bir kitaptaki bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9687)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
58.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, İstanbulda sel
baskınına uğrayan tır parkına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9688)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
59.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, toplu taşıma
araçlarının kullanımının teşvik edilmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9689)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
60.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, KEY ödemelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9690)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
61.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, DDKnın sosyal
yardımlarla ilgili raporuna ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9691) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/09/2009)
62.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, medya kuruluşlarının mali
denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9692) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
63.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Trakyadaki sel felaketine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9693)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
64.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, İstanbul
Bienaline destek verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9694) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/09/2009)
65.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Çubuk 1 Barajındaki rekreasyon
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9695) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
66.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, EPDKnın
kiraladığı hizmet binasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9696) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/09/2009)
67.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, füze alımı ihalesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9697)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
68.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Giresun TOKİ konutlarının yer
seçimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9698)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
69.- Bursa Milletvekili
Hamza Hamit Homrişin, Mamak Belediyesi Bilgi Evlerindeki
çalışanların sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9699) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/09/2009)
70.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Hükümet üyelerinin gazeteci ve yazarlar aleyhine
açtıkları davalara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9700) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
71.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, tutuklu bir turistin
serbest bırakılmasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9701) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
72.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Ergenekon Davası savcı ve hakimleri
hakkındaki şikayetlerin incelenmesine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9702)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
73.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, çek ve senetlerden kaynaklanan mahkumiyetlere
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/9703)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
74.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, hakim ve savcıların
değerlendirilmesine yönelik bazı iddialara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9704)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
75.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya eski adliye binasının
öğrenci yurduna dönüştürülmesine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9705) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
76.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/9706)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
77.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9707) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/09/2009)
78.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, 12 Eylül 1980den sonra
sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9708)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
79.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, bir cezaevindeki yemekten
zehirlenme iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9709) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/09/2009)
80.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Ergenekon Davası
iddianamesinde bazı bilgilere yer verilmesine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9710)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
81.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Anayasanın geçici
15. maddesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9711) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
82.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, yargı reformu stratejisine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/9712)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
83.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, bir
hükümlünün sağlık sorunlarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9713)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
84.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karstaki cezaevi yapımına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/9714)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
85.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Tekirdağdaki bir cezaeviyle ilgili iddialara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/9715)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
86.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Ergenekon Davası
kapsamındaki bazı dinlemelere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9716) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/09/2009)
87.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9717) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
88.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9718)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
89.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Manisadaki istihdam projelerine ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9719) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
90.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, kayıt dışı işgücüne
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9720) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
91.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, işsizlik sigortası uygulamasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9721) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
92.-
İstanbul Milletvekili Lokman Ayvanın, işlem hataları
sonucu oluşan hak kayıplarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/9722)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/09/2009)
93.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemeye
ve kadın istihdamındaki sorunlara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/9723)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
94.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9724) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
95.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, maden işletmelerindeki işçi
güvenliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9725)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
96.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, kayıt dışı ve denetimsiz
işyerlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9726)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
97.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Dursunbey Barajı Projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/9727)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
98.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, DSİ kanallarındaki boğulma
vakalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9728) (Başkanlığa geliş tarihi:
02/09/2009)
99.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, orman yangınlarına yönelik önlemlere
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9729) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
100.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Balıkesirdeki
çevre kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9730) (Başkanlığa geliş
tarihi: 07/09/2009)
101.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9731) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
102.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9732) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
103.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki bir derenin temizlenmesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9733) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
104.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan İl Çevre Müdürlüğünün bir
ihalesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9734) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
105.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir beldenin içme suyu şebekesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9735) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
106.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Döşemealtı İlçesinde yapılan
helikopter pisti ve Yangın Eğitim Merkezine ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/9736)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
107.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, TRT Çocuk Kanalında yayınlanan bir
çizgi filme ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/9737) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
108.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Kaleiçindeki tarihi yapıların
kapalı tutulmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/9738) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
109.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TRTnin ihalelerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/9739) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
110.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/9740) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
111.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/9741)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
112.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, TRTde şiddet içerikli diziler
yayınlanmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/9742) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
113.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRT Radyo-1 kanalındaki Zafer
Bayramı programına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/9743) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
114.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir TRT personelinin türbanlı
çalıştığı iddiasına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/9744) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/09/2009)
115.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, TEKELin bir arazisinin mülkiyet durumuna
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/9745)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
116.- Kayseri
Milletvekili Sabahattin Çakmakoğlunun, konut edindirme yardımı
ödemelerine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/9746) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
117.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, ekonomik krizin etkilerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/9747) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
118.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, TMSF denetimindeki bir basın kuruluşunun
yayınlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/9748) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
119.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, krize yönelik ekonomi politikasına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/9749)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
120.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/9750) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
121.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/9751)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
122.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/9752) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/09/2009)
123.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru
önergesi (7/9753) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
124.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Egemen
Bağış) yazılı soru önergesi (7/9754) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/09/2009)
125.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış)
yazılı soru önergesi (7/9755) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
126.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Basın Özgürlüğü Deklarasyonunun
imzalanmasına ilişkin Devlet Bakanından (Egemen
Bağış) yazılı soru önergesi (7/9756)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
127.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Havran İlçesine
kapalı spor salonu yapımına ilişkin Devlet Bakanından
(Faruk Nafiz Özak) yazılı soru önergesi (7/9757)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
128.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, gençlik ve spor tesislerine
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) yazılı soru
önergesi (7/9758) (Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
129.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak)
yazılı soru önergesi (7/9759) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
130.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) yazılı soru
önergesi (7/9760) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
131.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Kahramanmaraştaki
spor tesislerinin yetersizliğine ilişkin Devlet Bakanından
(Faruk Nafiz Özak) yazılı soru önergesi (7/9761)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
132.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, Devlet yurtları aleyhinde propaganda
yapıldığı haberlerine ilişkin Devlet Bakanından
(Faruk Nafiz Özak) yazılı soru önergesi (7/9762)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
133.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu Anadoluda çocuklara yönelik spor
yatırımlarına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz
Özak) yazılı soru önergesi (7/9763) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/09/2009)
134.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsın cazibe merkezleri kapsamına
alınmasına ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz)
yazılı soru önergesi (7/9764) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
135.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet
Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/9765) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/09/2009)
136.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz) yazılı soru
önergesi (7/9766) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
137.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, Edirnede bazı kamu görevlilerinin
basına yansıyan sözlerine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Çelik) yazılı soru önergesi (7/9767) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/09/2009)
138.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik)
yazılı soru önergesi (7/9768) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
139.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru
önergesi (7/9769) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
140.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, Çin mallarının Türk ekonomisinde
yarattığı sorunlara ilişkin Devlet Bakanından (Zafer
Çağlayan) yazılı soru önergesi (7/9770)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
141.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, Gürcistanın iki Türk
gemisine el koymasına ilişkin Devlet Bakanından (Zafer
Çağlayan) yazılı soru önergesi (7/9771)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
142.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Zafer Çağlayan) yazılı soru
önergesi (7/9772) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
143.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Aydında Başbakanı
protesto eden çocuğun durumuna ilişkin Devlet Bakanından (Selma
Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/9773) (Başkanlığa
geliş tarihi: 04/09/2009)
144.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/9774) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/09/2009)
145.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru
önergesi (7/9775) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
146.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, terör örgütünün sokak
çocuklarını kullanmasına ilişkin Devlet Bakanından
(Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/9776)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
147.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Türk-Ermeni Yakınlaştırma
Komisyonunun Raporuna ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9777) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
148.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Ermenistan ile imzalanan protokole ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9778) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
149.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, ABD merkezli bir kuruluşun
hazırladığı bir rapora ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9779) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
150.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, Gürcistanın iki Türk
gemisine el koymasına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9780)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
151.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9781) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
152.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9782) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
153.- Konya Milletvekili
Atilla Kartın, Suriye ile mülkiyet sorunlarının çözümüne
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9783) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
154.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, İsrail-Suriye
arasında ara buluculuk yapılmasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9784) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
155.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, elektrikte maliyet esaslı
fiyatlandırmaya ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9785) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
156.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, TEKin yeniden
yapılandırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9786)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
157.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayserideki madencilik
faaliyetlerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9787) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
158.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, elektriğe yapılan zamma
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9788) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
159.- Hatay
Milletvekili Fuat Çayın, bir firmaya verilen enerji üretim lisansına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9789) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
160.- Hatay
Milletvekili Fuat Çayın, Samandağda verilen rüzgar enerjisi üretim
lisanslarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9790) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
161.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, taş ocaklarının
ruhsatlandırılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9791)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
162.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9792) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
163.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9793) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
164.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, TKİ Fen ve Tetkik Dairesinin
kapatılmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9794) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
165.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, TKİnin bazı
işletmelerindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/9795)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
166.- Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürkün, TKİnin bazı ortaklıklarının
yönetim ve denetim kurullarına atanan kişilere ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/9796)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
167.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, TPICin faaliyetlerine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/9797)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
168.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, elektrik zammına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9798) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
169.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karabükün içme suyu şebekesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9799) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
170.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kiliste bir çocuk parkı
yapılmasına ve başı boş köpeklerin toplanmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9800) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
171.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köye içme suyu şebekesi
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9801) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
172.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köye içme suyu teminine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9802)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
173.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamana doğalgaz
getirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9803) (Başkanlığa geliş tarihi:
03/09/2009)
174.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, İstanbuldaki bazı ölüm
olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9804) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
175.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayseri tramvay
hattının trafik güvenliğine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9805)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
176.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köy yoluna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9806)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
177.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köyün yol sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9807)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
178.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Başbakanın bir yemekte
polislere yaptığı konuşmaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9808)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
179.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Mudanyaya yeni hükümet konağı
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9809) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
180.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, bir karayolunun
Cumhurbaşkanının geçişi sırasında trafiğe
kapatıldığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9810)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
181.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun,
sığınma evlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9811) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
182.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının,
vatandaşlık dosyalarının kayıtlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9812)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
183.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, firari bir sanığa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9813)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
184.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köy yoluna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9814)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
185.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurum Kazım Karabekir Beldesindeki
belediye hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9815) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
186.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbuldaki sel
felaketine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9816) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/09/2009)
187.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, mevzuata
aykırı yapılan bir otelin yıkımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9817)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
188.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9818) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
189.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9819) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
190.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vanda güvenlik güçlerince
yapıldığı iddia edilen bazı olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9820)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
191.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, İstanbulda dere
yataklarındaki yapılaşmaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9821)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
192.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Hünkar Köşkü sosyal tesislerinin
işletmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9822) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
193.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Bursa Büyükşehir Belediyesinin bir proje
koordinatörü hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9823)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
194.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Nilüfer İlçesindeki bir kavşak
düzenlemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9824) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/09/2009)
195.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyaman OSBnin yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9825) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
196.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, ÇYDDden burs alan
öğrencilerin soruşturulmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9826)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
197.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, İstanbuldaki sel felaketine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9827) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
198.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbuldaki çarpık
yapılaşmaya ve sel felaketine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9828)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
199.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, İstanbuldaki sel felaketine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9829) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
200.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ağrı Doğubeyazıttaki sel
felaketi zararına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9830) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
201.-
İstanbul Milletvekili Ümit Şafakın, Marmara Bölgesindeki sel
felaketine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9831) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/09/2009)
202.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Ankarada bir caddeyle ilgili
referanduma ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9832) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/09/2009)
203.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
İstanbulda yıkımı yapılmayan bazı kaçak
yapılara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9833) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/09/2009)
204.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, İstanbuldaki sel felaketine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9834) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
205.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ayvalık Adaları
Tabiat Parkı revizyon planına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9835)
(Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
206.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Kars turizminin
geliştirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9836) (Başkanlığa geliş
tarihi: 02/09/2009)
207.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, turizm sektörünün desteklenmesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/9837)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
208.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Bodrumdaki bir koyun planlamasına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9838) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
209.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9839) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
210.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9840) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
211.- Muğla
Milletvekili Gürol Erginin, Bodrumdaki bir koyun SİT niteliğindeki
değişikliğe ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9841) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
212.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu Anadoluda çocuklara yönelik kurslar
açılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9842) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
213.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, THYnin reklam filminde İngilizce isim
kullanılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9843) (Başkanlığa geliş tarihi:
03/09/2009)
214.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9844)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
215.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, varlık
barışı uygulamasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9845) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
216.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, deprem vergilerine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9846)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
217.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir mezraya elektrik hattı çekilmesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9847)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
218.-
İstanbul Milletvekili Ümit Şafakın, İstanbulda Gelir
İdaresinin kiraladığı bir binaya ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9848)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
219.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, vergi borcu
olmadığına yönelik kaydın alınma şekline
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9849)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
220.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Doğan Yayın Holdinge kesilen cezaya
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9850)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
221.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, belediyelere aktarılan denkleştirme
ödeneklerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9851) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
222.-
İstanbul Milletvekili Lokman Ayvanın, tapu harçlarının
banka şubelerinde ödenmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9852) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/09/2009)
223.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, mali krize yönelik önlemlere ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9853)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
224.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Vanda mahallelerin aydınlatma
sorunlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9854) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
225.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, kesilen bazı vergi cezalarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9855)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
226.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Doğan Yayın Grubuna kesilen
cezaya ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9856) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
227.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, eğitimdeki kalitenin
artırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9857) (Başkanlığa geliş
tarihi: 01/09/2009)
228.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, İstanbul-Fatihteki bir binanın
tahsisine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9858) (Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
229.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Fırat Üniversitesinin araştırma görevlisi
sayısının artırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/9859)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
230.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, fizik öğretmenliğine kontenjan
ayrılmamasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9860) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
231.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, öğretmen
atamalarında KPSS sıralamasının açıklanmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9861) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
232.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, Edirnede bazı kamu görevlilerinin
basına yansıyan sözlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9862)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
233.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9863) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
234.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batman Petrol Lisesi lojmanlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9864) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
235.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Açık Öğretim Fakültesi
öğrencilerine ek sınav hakkı verilmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/9865)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/09/2009)
236.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, okullara temin edilen yazarlık
yazılımlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9866) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
237.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, TSK ve Polis Akademisine bağlı
yükseköğretim kurumlarından ilişiği kesilen
öğrencilerin üniversitelere yerleştirilmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/9867)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
238.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, TSK ve Polis
Akademisine bağlı yükseköğretim kurumlarından
ilişiği kesilen öğrencilerin üniversitelere
yerleştirilmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9868) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
239.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, yoksul öğrencilere
yapılan yardımlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9869) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
240.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, maddi imkanı yetersiz öğrencilerin
desteklenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9870) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/09/2009)
241.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmazın, okullarda kayıt parası
alınmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9871) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
242.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Fen-Edebiyat Fakültesi
mezunlarının pedagojik formasyon almalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/9872) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/09/2009)
243.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, öğretmen istihdamına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9873) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
244.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir ilköğretim okulu müdürü
hakkındaki bazı iddialara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9874)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/09/2009)
245.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçükün, Çanakkaledeki okullarda doğalgaz
kullanılmasına ve okulların bazı ihtiyaçlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9875) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
246.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir mahalleye okul yapılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9876) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/09/2009)
247.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, ilköğretim
okullarının ihtiyaçlarının karşılanmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9877) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
248.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, okullarda etüt uygulamasının
kaldırılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9878) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/09/2009)
249.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, anaokullarındaki
öğretmen açığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9879)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
250.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Balıkesirdeki
eğitim çalışanlarının tedavi yolluklarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9880) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
251.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, eğitim-öğretim
hazırlık ödeneğine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9881)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
252.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9882) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
253.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9883) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
254.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, Mardin
Kızıltepedeki bir patlama olayına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9884)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
255.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Van Çaldıran Devlet Hastanesinin personel
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9885) (Başkanlığa geliş tarihi:
04/09/2009)
256.- Hatay
Milletvekili Mustafa Öztürkün, Eskişehirde yapılan yapay plaj
tesisine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9886) (Başkanlığa geliş tarihi: 07/09/2009)
257.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, toplumsal cinsiyete dayalı bütçelemeye
ve kadın sağlığına yönelik çalışmalara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9887) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
258.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/9888)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
259.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Turgutlu Devlet Hastanesinin
ihtiyaçlarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9889) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/09/2009)
260.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, tutuklu ve hükümlülerin tedavisinde şikayet
edilen doktorlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9890) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/09/2009)
261.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, iptal edilen bir yasal düzenlemeye ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/9891)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
262.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9892) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
263.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9893) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
264.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, incir üreticiliğine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9894)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
265.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, kızartma yağlarının denetimine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9895) (Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
266.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayserideki destek
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9896) (Başkanlığa geliş
tarihi: 04/09/2009)
267.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Tarım ve Kırsal
Kalkınmayı Destekleme Kurumuna yapılan proje ve faaliyet
başvurularına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9897)
(Başkanlığa geliş tarihi: 04/09/2009)
268.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, mısır fiyatlarının
açıklanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9898)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
269.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, mısır fiyatlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9899) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
270.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9900) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
271.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9901)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
272.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, ayçiçeği destekleme primine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9902) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
273.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, İstanbul Metropolitan Planlama
Merkezinin ulaşım planlamasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9903)
(Başkanlığa geliş tarihi: 01/09/2009)
274.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Gördes-Çiçekli Beldesinin yol sorununa
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9904) (Başkanlığa geliş tarihi: 02/09/2009)
275.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konyaya sivil havaalanı
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9905) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
276.-
İstanbul Milletvekili Lokman Ayvanın, havayolu
ulaşımında engelli yolculara yönelik düzenlemelere ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/9906)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/09/2009)
277.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9907) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/09/2009)
278.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bütçe hazırlanmasında toplumsal
cinsiyetin gözetilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9908) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/09/2009)
279.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars-Susuz karayoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/9909)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
280.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan-Kars karayoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/9910)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/09/2009)
281.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Türk Telekomun
özelleştirmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9911) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/09/2009)
282.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Artova-Zile yolunun
asfaltlanmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9912) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
283.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, işine son verilen
bir kaptan pilota ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9913) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/09/2009)
284.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bir yoldaki trafik güvenliğine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9914) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/09/2009)
285.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, sabit hatsız ADSL
kullanımının sağlanmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/9915)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/09/2009)
286.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kadın yönetici sayısına
ilişkin Devlet Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı
soru önergesi (7/9916) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/09/2009)
287.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, iade edilen soru önergelerine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/9917) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/08/2009)
288.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamanın
teşvik kapsamındaki yerine ilişkin Devlet Bakanından
(Cevdet Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/9918)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/09/2009)
289.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Zonguldakta Devlet tiyatrosu
açılmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9919) (Başkanlığa geliş
tarihi: 03/09/2009)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- DTP Grubu
Adına Grup Başkanvekili Van Milletvekili Fatma Kurtulanın,
kadınlara yönelik cinayet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/420) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2009)
2.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş ve 25 Milletvekilinin, organ
temini ve organ naklindeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/421) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/06/2009)
3.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 21 Milletvekilinin, Amik Ovasındaki
Sulama sorunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/422) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/06/2009)
6 Ekim 2009 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Yaşar
TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 2nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdilin, yeni yasama
yılının hayırlı olmasını ve 23üncü Dönemde
vefat eden milletvekillerine Allahtan rahmet, ailelerine, milletimize tekrar
başsağlığı dile-yen konuşması
BAŞKAN
Saygıdeğer millletvekilleri, yeni yasama yılının siz
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımıza ve aziz
milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.
23üncü Dönemde,
seçimlerden hemen sonra, görevine başlamadan vefat eden İstanbul
Milletvekili Mehmet Cihat Özönder Beyefendiye, 2008 yılında rahmete
kavuşan İstanbul Milletvekilimiz Osman Gazi Yağmurdereliye ve
yine 2008 yılında kaybettiğimiz İstanbul Milletvekilimiz
Gündüz Suphi Aktan Beyefendiye ve 2009 yılında kaybettiğimiz
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı ve Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlu Beyefendiye Allahtan rahmet, kederli ailelerine ve
milletimize tekrar başsağlığı diliyorum.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Konuşma
süreleri beşer dakikadır.
Hükûmet bu
konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin konuşma süresi yirmi
dakikadır.
Gündem
dışı ilk söz, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi
Başkanlığı seçimleri münasebetiyle söz isteyen Antalya
Milletvekili Sayın Mevlüt Çavuşoğluna aittir.
Sayın Çavuşoğlu,
buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlunun,
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkan-lığı seçimlerine
ilişkin gündem dışı konuşması
MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkanımın da belirttiği gibi, geçen hafta Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisinin bu yıl son oturumundaki 2010 yılında
yeni seçilecek Başkanla ilgili gelişmeleri size aktarmak için ve de
oradaki çalışmalarımızla ilgili çok değerli
milletvekili arkadaşlarıma teşekkür etmek için söz aldım ve
söz verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclisinde, mevcut yazılı anlaşmalara göre ve de
şu andaki mevcut İç Tüzüke göre iki yılda bir yenilenecek olan
Başkanlık seçimi oradaki siyasi gruplar arasında bir rotasyona
tabi tutulmuştur ve 2010 yılı itibarıyla, bu rotasyon anlaşmasına
göre Başkanlık dönemi Avrupa Demokratları Grubuna
gelmiştir. Dolayısıyla, Avrupa Demokratları Grubu da, kendi
arasında 2 tane aday çıktığı için, Grubun
Başkanı İngiltereden David Wilshire ve bendeniz aday
olduğum için, parti kendi içinde seçim yapmıştır ve bu
seçim sonucunda -sizlerin de takip ettiği gibi- grubumuzdaki oyların
büyük ekseriyetini alarak bu adaylık yarışında seçimi
kazandık ve Türkiye çok önemli bir dönemece gelmiştir.
Ben, bugüne kadar
yaptığım konuşmalarda başta Sayın Cumhurbaşkanımıza
çok teşekkür ettim, gerek bize verdiği destekler gerekse dokuz
yıl orada görev yapmış Sayın
Cumhurbaşkanımızın, oradaki dostlukların çok
faydasını gördük. Tabii ki Sayın
Başbakanımızın liderliğinde yürüttüğümüz
kampanyaların faydasını çok gördük, Sayın
Başbakanımıza da çok teşekkür ettik, bir kere daha
teşekkür ediyoruz. Yine, Devlet Bakanımız, Başmüzakerecimiz
Sayın Egemen Bağış ve Dışişleri
Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu da bu süreçte bize çok
katkı sağlamışlardır, onlara da teşekkür ettik,
yine teşekkürlerimizi tekrar ediyoruz ve Dışişleri
Bakanlığı mensuplarına da çok teşekkür ediyoruz. Ama
ben bugün özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisine ve de Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Değerli Başkanına ve de milletvekili
arkadaşlarıma teşekkür etmek için söz aldım. Sayın
Başkanımıza, Sayın Mehmet Ali Şahine çok
teşekkür ediyoruz. Özellikle oraya oy kullanmak için gelecek
arkadaşlarımıza onay verdiği için ve o
arkadaşlarımızın Strasbourga gelerek oy
kullanmasını sağladığı için, verdikleri destek
için Sayın Meclis Başkanımıza çok teşekkür ederiz ve
heyetimizde bulunan milletvekili arkadaşlarıma çok teşekkür
ediyorum. Milletvekili arkadaşlarımız, aynı grupta
bulunduğumuz milletvekili arkadaşlarımız verdikleri oylarla
bize destek olmuşlardır. Sayın Ruhi Açıkgöz, Sayın Ali
Rıza Alaboyun, Sayın Abdullah Çalışkan, Sayın Behiç
Çelik, Sayın Zeynep Dağı, Sayın Metin Ergun, Sayın
Suat Kınıklıoğlu, Sayın Vahit Kirişci, Sayın
Ertuğrul Kumcuoğlu, Sayın Yüksel Özden ve Sayın Tuğrul
Türkeş arkadaşlarımız bize destek olmuşlardır.
Ama aynı grupta olmadığımız, farklı partilerde
olan değerli milletvekili arkadaşlarımız da tabii ki oy
veremediler başka partilerde olduğu için ama bize destek verdiler, o
arkadaşlarımıza da çok teşekkür ediyorum. Sayın Lokman
Ayvaya, Sayın Erol Cebeciye, Sayın Birgen Keleşe, Sayın
Haluk Koça
Sayın Haluk Koç, annesi rahatsız olduğu için
Strasbourga gelemediler ama oradan birkaç defa telefon açarak büyük bir
nezaket gösterdiler Yapabileceğimiz bir şey var mı? diye
sordular. Kendilerine çok teşekkür ediyoruz. Tabii ki Sayın Nursuna
Memecana, Sayın Mehmet Tekelioğluna, Sayın Özlem Türköneye ve
Sayın Mustafa Ünala çok teşekkür ediyorum.
Çok değerli
milletvekilleri, elbette bu, Türkiye'nin başarısıdır.
Elbette Türkiye olarak, AK PARTİ İktidarı olarak ve yüce Meclis
olarak bugüne kadar bu reformları yapmasaydık, Türkiyeyi bu
noktalara getirmeseydik, Türkiye demokrasi bakımından,
Avrupanın değerleri olan demokrasi, insan hakları ve hukukun
üstünlüğü bakımından bu noktalara gelmeseydi ve Hükûmetimizin ve
bu Meclisin yaptığı reformlar sayesinde Avrupa Konseyinde 2004
yılında denetimden çıkmasaydık, hâlâ ikinci
sınıf, denetlenen bir ülke konumunda olsaydık bu
başarıları elde edemezdik. Tabii ki ben şahsım
adına onurluyum, gururluyum ama ülkem adına asıl onurluyum,
gururluyum ve çok sevinçliyim. Dolayısıyla, Hükûmetimizin ve
Meclisimizin bu yaptığı reformlar ve AK PARTİ
İktidarının gerek Türkiyeyi güçlü bir Türkiye yapması
gerekse dış politikada dinamik, aktif ve de başarılı
bir dış politika izlemesi sayesinde, artık Türkiye buralara aday
olabiliyor, Türkiye artık bu başarıları elde edebiliyor.
Ben eminim ki Türkiye olarak birlik beraberlik içinde daha çok
çalışırsak, daha çok Türkiyeyi demokratikleştirirsek, bu
süreçleri devam ettirirsek, Avrupanın değerlerine,
standartlarına, daha çok Türkiyeyi çağdaş değerlere
ulaştırırsak ve de dış politikada aynı
çalışmaları devam ettirirsek, Türkiye çok daha önemli başarıları
elde edecektir, bu başarıları yakalayacağız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çavuşoğlu, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
MEVLÜT
ÇAVUŞOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dolayısıyla,
bir kere daha hepinize çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın
Kumcuoğlu, mikrofonunuzu açtıracağım efendim.
Konuyla ilgili
olarak kısa bir açıklama yapacak Sayın Ertuğrul
Kumcuoğlu.
Buyurun efendim.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Aydın Milletvekili Ertuğrul
Kumcuoğlunun, Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlunun gündem
dışı konuşmasına ilişkin açıklaması
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı yolunda
aldığı önemli mesafe dolayısıyla Sayın
Çavuşoğlunu candan kutluyorum ve kendisine seçim sürecinin bundan
sonraki aşamalarında başarılar diliyorum.
Sayın
konuşmacı tarafından da ifade edildiği üzere, Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisindeki MHP temsilcileri olarak bizler, partimizin
tarihî çizgisine ve ülke gündemiyle ilgili genel duruşuna uygun bir
biçimde, farklı bir partiden de olsa kendisine tam destek verdik ve
vermeye devam edeceğiz. Ancak, dış ilişkilerdeki uzun
birikimime dayanarak söylüyorum: Olayın bundan sonraki aşaması
biraz daha zor geçecek gibi görünüyor. Biliyorsunuz, bundan kısa bir süre
önce, UNESCO Genel Direktörlüğüyle ilgili olarak önemli bir
fırsatı kaçırdık. Biz söz verdik, falan ülke
adayını destekleyeceğiz. gibi tartışmalı
gerekçelerle, önümüze gelen nimeti teptik. Sonunda, bizim
desteklemediğimiz ülkenin adayı kazandı, ne İsaya ne de
Musaya yaranamadık. Onun için, ilgili bütün kişi ve mercilerin, bu
önemli konuda bundan sonra gerekli hassasiyeti, dikkat ve itinayı
göstermesi gerekiyor. Biz, parti ve kişiler olarak üzerimize düşen
görevi yapmaya devam edeceğiz.
Bu duygu ve
düşüncelerle Sayın Çavuşoğluna bir kere daha
başarılar diliyorum, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kumcuoğlu. Biz de Sayın
Çavuşoğluna başarılarının devamını
diliyoruz.
Gündem
dışı ikinci söz, yeni yasama yılı hakkında söz
isteyen Mersin Milletvekili Mehmet Şandıra aittir.
Sayın
Şandır, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
yeni yasama yılının başlamasına ilişkin gündem
dı-şı konuşması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Büyük Millet Meclisinin yeni çalışma yılının
başlangıcında öncelikle yüce heyetinizi şahsım ve
grubum adına saygıyla selamlıyorum. 23üncü Dönem, Dördüncü
Yasama Yılı çalışmalarının ülkemize, milletimize,
siyasi partilerimize, Meclisimize ve siz değerli milletvekillerine
hayırlı sonuçlar getirmesini temenni ediyorum. Bu çalışma
yılının başarılı geçmesini, tüm
milletvekillerimizin, tüm siyasi parti gruplarımızın ve
özellikle de grup başkan vekillerimizin başarılı bir
yıl geçirmesini de temenni ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz ve milletimiz açısından bir kavram
kargaşasının belirsizliğinde önemli bir sürece giriyoruz.
Bu süreci biz tehlikeli bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Birileri bunu
fırsat olarak değerlendirebilir, güzel şeyler olacak diye de
değerlendirilebilir. Ama kabul edersiniz ki bu süreci bu Mecliste, bu
çatının altında birlikte karara bağlayacağız,
birlikte hukuka bağlayacağız. Onun için, bu yasama
yılının gerçekten tarihî bir süreç olacağını ve
bu tarihî sürecin sorumluluğu altında burada birlikte çalışacağımızı
hatırlatmak istiyorum. Ve bugün ilk birleşimi yapıyoruz, ilk oturumu
yapıyoruz. Bu sebeple başlangıçta malumu ilam etmek, ortak
paydaları yeniden hatırlamakta fayda görüyorum.
Değerli
milletvekilleri, ben, bu malumu ilam etmenin ve ortak paydaları
hatırlamanın, hukuki, siyasi, bir anlamda da ahlaki bir sorumluluk
olduğu kanaatindeyim. Bu sebeple, mensubu olmakla övünç duyduğumuz ve
çatısı altında geleceğe karar vereceğimiz bu Meclis,
bu devleti kuran iradedir; bir millî mücadele sonrasında bu devleti
bağımsız, millî, milleti ve toprağıyla bölünmez bir
bütün olarak kuran bir kurucu meclistir. Öncelikle hatırlatmak
istediğim, ortak payda olarak ifade etmek istediğim husus: Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve sayın milletvekilleri olarak bu Meclisin kurucu
iradesine saygı göstermek mecburiyetinde olduğumuzun altını
çizmeye çalışıyorum. Bu Meclisin kurucu iradesi, bu devletin
Türkiye Cumhuriyeti devleti olduğu ve bu devletin halkının
adının Türk milleti olduğu gerçeğidir. Bu gerçeği
hiçbir gerekçe ortadan kaldıramayacaktır.
Türk milleti,
tarihin ve coğrafyanın gerçeğidir. Türk kelimesi, bir
ırkın adı olmaktan daha öte, tarih yapan, medeniyetler kuran
beşerî bir tarihî varlığın siyasi kimliğidir.
Türkiyede yaşayan insanların millî ve siyasi kimliği Türk
milletidir. Anayasamız ve cari kanunlarımız bunu
söylemektedir. Türkiye hukuk devleti ise veya hukukun üstünlüğü hepimizin
ortak paydası ise bu durum hepimizi bağlamalıdır ve
Meclisimiz buna özen göstermek mecburiyetindedir. Etnik inanç ve diğer
farklılıklarımız bu gerçeği değiştiremez.
Millet, milletim, milletimiz kelimeleri Türk milletini ifade etmek
durumundadır. Bunun aksini düşünmek veya başka anlamda kullanmak
bölücülük olacaktır.
Bu anlamda, Türk
milletinin iradesiyle oluşan ve iradesinin tecelli ettiği bu Meclis,
siz değerli milletvekilleri, siyasi partiler vasıtasıyla
sorunlarına çözümler aramaktadır. Dolayısıyla, biz, burada,
bu milletin, yani Türk milletinin sorunlarına bir bütünlük içerisinde
çözüm aramak mecburiyetindeyiz. Farklılıkları, özellikle de bir
etnik kimliği özne yaparak sorun tartışmak Türkiye Büyük Millet
Meclisinin varlık ve kuruluş sebebine aykırı
olacaktır. Anayasanın özüne, ruhuna ve özellikle de 81inci maddeye
göre yaptığımız yemine aykırı olacaktır.
İşte, ikinci husus, hatırlatmak istediğim husus: Türk
milletinin huzurunda devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez birliğini
koruyacağımıza şerefimiz ve namusumuz üzerine
yapmış olduğumuz yemini unutmamamız gerekmektedir.
Sorunlar
Türkiye'nindir, Türk milletinindir. Bu sorunları etnik temelde
tartıştığınız takdirde,
bulacağınız çözümler mutlaka bir ayrışmayı
getirecektir. Bu ayrışmanın cepheleşme ve
çatışmaya dönüşmesi Türkiye'nin kıyameti olacaktır,
bunu hatırlatmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu anlam ve kapsamda
uzlaşmacı, hoşgörülü, diyaloğa açık, sorun üreten
değil, sorunun çözümüne katkı veren bir muhalefet siyasetini takip
edeceğimizi bu Meclisin çalışmaya başladığı
ilk gün de ifade ettik, Sayın Genel Başkanımız ifade etti,
bunu tekrar ifade ediyorum ancak ülkemizin geleceği, milletimizin birliğine
dönük
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Şandır, konuşmanızı
tamamlayınız.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla)
bu tehdit ve
tehlikeler karşısında bilesiniz ki Milliyetçi Hareket Partisi
olarak biz her türlü imkânı kullanarak, İç Tüzükün ve yasaların
bize verdiği imkânı kullanarak milletimiz adına milletimizle
birlikte bu tehlikeyi bertaraf edebilmek için burada bir gayret
göstereceğimizi bilmenizi istiyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii ki Meclis gündemini Hükûmet
belirleyecektir, takdir onundur, ülkemizin yönetimi milletimiz tarafından
onlara emanet edilmiştir dolayısıyla ülke sorunlarının
çözümünün önceliğini belirlemek Hükûmetin takdiri, Hükûmet partisinin,
grubunun takdiridir, buna hiç itirazımız yok ama bu ülkenin ve bu
milletin sanal gündemlerle meşgul edilmesine de müsaade etmemek gerekiyor.
Bugün ülkemizin birçok sorunu var, çiftçilerimiz gerçekten
sıkıntı içerisinde. Dikkatinize sunmak istiyorum, Sayın
Hükûmetin dikkatine sunmak istiyorum: Zeytin üretimi
başlamıştır ama bugün zeytincilik gerçekten çok
sıkıntılı bir fiyat kıskacı altında
sıkıntıya sokulmuştur, buna acilen çözüm üretilmesi
gerekmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Sayın Başkanım, müsaade ederseniz
BAŞKAN
Sayın Şandır, buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Bir başka husus:
Yeni eğitim yılı yine sorunlarla başladı. Yine,
Türkiyeye yakışmaz istatistiki rakamlar bizi utandırdı.
Yine dolu sınıflar, yine özlük haklarında sorun yaşayan
öğretmenlerin sorunları çözülmeden yeni bir öğretim
yılına başladık. Geçen sene hangi sorun varsa bu sene gene
aynı sorunlar devam etmektedir.
Bir başka
sorun: Yeni yasama yılına başlarken Hükûmete ve iktidar partisi
grubuna gündem olarak hatırlatmaya çalıştığım
konular olarak söylüyorum; bu, karşılıksız çeklerle ilgili
yaşanan mağduriyet. Bu insanlar, bugün aileleriyle, çocuklarıyla
cezalandırılmakta. Gerçekten feryatlar arşı buldu. Buna bir
çözüm üretmek lazım. Bu insanlar bizim insanlarımız. Bu
insanlar, borçlarını ödememek değil, borçlarını
ödeyebilmek için hapiste tutulmamaları gerektiğini ifade ediyorlar,
arzu ediyorlar. Buna da Hükûmetin yabancı kalmaması gerektiği
kanaatindeyim.
Ayrıca kamu
çalışanlarının, işçilerin, emeklilerin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şandır, son cümlelerinizi alayım efendim. İki
dakika ek süre verdim, tamamlayın lütfen konuşmanızı.
Buyurun.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) -
kısacası toplumun tüm kesimlerinin birçok
sorunu bulunmaktadır. Bu sorunların çözümüne dönük hukuk
oluşturmak konusunda siyasi iktidarın ve onun sayın grubunun
yöneticilerinin Meclis gündemini oluşturmalarını ve bu gündemin
burada hukukileştirilmesi için muhalefetle samimi, dürüst bir diyalog
içerisinde, güvene dayalı bir diyalog içerisinde bir çalışma
ortamı oluşturmalarını özellikle Meclisimizin geleceği
açısından istirham ediyorum.
Meclisimizin
Dördüncü Yasama Yılının hayırlı çalışmalara
vesile olmasını ve tüm grupların, tüm milletvekillerinin
başarılı bir çalışma yılı
yapmalarını Yüce Allahtan temenni ediyor, niyaz ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Şandır.
Gündem
dışı üçüncü söz, Parlamentonun bazı önemli konular
karşısındaki refleksiyle ilgili söz isteyen Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürke aittir.
Sayın
Öztürk, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Parlamentonun
bazı önemli konular karşısındaki refleksine ilişkin
gündem dışı konuşması
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle 23üncü Dönem Dördüncü Yasama Yılının tüm
halkımıza iyilikler getirmesini diliyorum. Umut ediyorum ki bu yasama
yılında halkımızın gereksinimlerini
karşılayacak yasalar çıkartırız.
Yine, işçi
sınıfı mücadelesinin devrimci önderlerinden Süleyman Çelebiye
dün yapılan saldırıyı nefretle kınıyorum.
Bundan on dokuz
yıl önce 6 Ekim 1990da hunharca bir saldırıda katledilen Doçent
Doktor Bahriye Üçokun anısı önünde saygıyla eğiliyorum,
kendisine Tanrıdan rahmet diliyorum.
Bugün
İstanbul Taksimde IMF karşıtı platformun IMFye
karşı yaptığı demokratik tepkiye yönelik hunharca
saldırıyı da lanetliyorum. Demokrasi ve özgürlükler döneminde
yaşadığımız iddia edilen bir süreçte, insanların
en demokratik hakkını kullanmaya yönelik bu tip
saldırıları nefretle kınıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Parlamento bizim anayasal sistemimizde çok önemli yeri
olan bir olaydır, parlamenter sistemin ta kendisidir. Parlamenter sistem,
üyeleri halk tarafından seçilen ancak yürütmeyi de denetleyen bir
sistemdir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi kuvvetler ayrılığı içerisinde bu yönüyle
bakıldığında çok önemli bir konuma sahiptir. Yürütme organının
kaynağı bu güçtür. Kuvvetler ayrılığının
öbür tarafını oluşturan yargının da,
bağımsız ve tarafsız yargının da hukukunu
düzenleyen, değiştiren hatta kaldıran da yine yasama
organıdır. Dolayısıyla yasama organının gücünü
doğru kullanması kendiliğinden ortaya çıkar.
Yasama gücünün
kurumsal yapısını tamamlayan en büyük unsur Parlamentonun yasama
refleksidir. Yasama refleksi, millet adına sürekli nöbette olan Meclisin
önemli olaylar karşısında, hukuk içinde kalmak kaydıyla,
hukuka bağlı olmak kaydıyla milletin asil iradesini geç kalmadan
ancak etkili ve ölçülü bir biçimde seslendirmesidir, dile getirmesidir.
Milletin ihtiyaçlarının giderilmesi, milletin muhtaç olduğu
moralin yerine gelmesi ve milletin umut tazelemesi bu Parlamentonun yasama
refleksini kullanmasına bağlıdır. Yasama organını
yöneten temsilciler ve siyaset kurumu böyle bir refleksin
varlığının bilincinde midirler, onu ben bilmiyorum. Ancak
bildiğim bir tek şey, bu yasama refleksinin Parlamento
tarafından hemen hemen hiç kullanılmadığı, hatta
üstünün dört elle örtüldüğüdür. Bunun en temel nedeni ülkemizdeki, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin genellikle Hükûmet ağırlıklı
işlemesidir. Yani yasama organı içinden çıkardığı
Hükûmeti denetlemesi gerekirken kendisinin neredeyse Hükûmet tarafından
denetlenir hâle gelmiş olmasıdır.
Şimdi yüksek
kurula yakın geçmişte yaşanan refleks körlüğünün somut bir
örneğini vermek istiyorum. Biliyorsunuz Adli Tıp müessesesi toplumda
çok tartışıldı ve bu nedenle 4 Şubat 2009 günü Cumhuriyet
Halk Partisi milletvekili arkadaşlarımızla birlikte Adli
Tıbbın araştırılması konusunda Meclis
araştırma önergesi verdik. Ancak bu önergemiz AKP Grubu
tarafından reddedildi. Meclis gündeminin yoğunluğu olduğu
nedeniyle reddedildi. Ancak aradan geçen en kısa zamanda, 20 Temmuz günü,
Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirerek Adli
Tıp Kurumunun incelenmesini ve denetlenmesini istedi.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi burada refleks göstermesi gereken Parlamento
değil miydi? Bugüne kadar toplumu bu kadar ilgilendiren, sistemin,
özellikle hukuk sisteminin bel kemiğini oluşturan Adli Tıpla
ilgili toplumda var olan kuşkuları ortadan kaldırmak ve bu
Kurumu yeniden güvenilir bir kurum hâline getirmek Meclisin görevi değil
miydi?
Adli Tıptan
alacağımız raporlarla biz bazen katilleri masum, masumları
katil ilan edebiliyoruz. Yine buradan alınan raporlarla insanların
kendi yaşamlarıyla oynadığımız gibi
çocuklarının, karılarının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Öztürk, buyurun, konuşmanızı tamamlayınız.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla)
etrafının geleceğiyle oynayabiliyoruz,
toplum kışkırtılabiliyor ve buradan alınan raporlarla
toplum başka yönlere yönlendirilebiliyor. Ancak böylesine önemli bir
konuda Parlamento refleksini gösterememiştir, bunu kısmi de olsa Cumhurbaşkanlığı
yerine getirmek durumunda kalmıştır.
Değerli
arkadaşlarım, refleksleri olmayan canlı organizmaların
dış etkilere karşı yeterince hızlı tepki
verememeleri nedeniyle yaşamlarını sürdürme olanakları
yoktur.
Bakın, 1876
yılından sonra oluşan Osmanlı Meclisinde -sanıyorum- o
dönemin Meclis Başkanı Ahmet Vefik Paşa bir Arap kökenli
milletvekilinin o Mecliste Türkçe konuşmaması, Arapça
konuşması üzerine aynen şunu söylemiştir: Git Türkçeyi
öğren gel. Çünkü o tarihteki Anayasanın 18inci maddesi
-yanılmıyorsam- Türkçe kullanılmasına ilişkin. Ahmet
Vefik Paşanın o tarihte,1800lü yıllarda gösterdiği
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) -
refleksin ben, bugün, bu Parlamentonun dörtte 1ini
gösterememiş olmasından son derece üzüntülü olduğumu söylemek
istiyorum ve Parlamentonun gerçekten denetim mekanizmasını son derece
uygun, doğru şekilde kullanmasının
şartlarını yaratmasını istiyorum.
Hepinize
saygılar ve sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Hükûmet
adına İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalayın
bir açıklama talebi vardır.
Sayın
Bakanım, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebiye
yapılan saldırı ve IMF-Dünya Bankasının
İstanbuldaki yıllık toplantısı nedeniyle yapılan
gösteri ve alınan tedbirlere ilişkin açıklaması
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni yasama
yılımız hayırlı olsun, dileğim
sağlıkla, huzurla verimli bir dönem geçiririz.
Dün,
bildiğiniz gibi DİSK Başkanı Sayın Çelebiye bir
saldırı oldu, onunla ilgili burada zikredildi. Ben de kısaca
Kurulunuzu bilgilendireyim istedim. Önce, tabii bu saldırıyı
kınıyoruz. Ben dün olayı duyduktan sonra kendim de
İstanbula gittim. Zaten İstanbul Emniyeti, Valiliği
yakından ilgileniyordu, kendisini de hastanede ziyaret ettik.
Olay şöyle
gelişiyor: Birisi randevulu olarak saat 15.00 civarında geliyor ve
kendi odasında bu silahlı saldırı oluyor. Diz altı
daha çok
Yani bir hayati tehlike yok. Zaten gece saat ona kadar
ameliyatları bitti. İlgili kişiyi, kendi koruması olan
bizim polisimiz yakaladı, silahını teslim aldı.
Ruhsatsız bir silah. Kendilerinin önceden tanıdığı ve
randevulu bir görüşme bu. Siyasi veya terörle ilgili bir boyutu yok. Biz
kendisine geçmiş olsun diyoruz işçi camiamıza, sendikasına,
ailesine, ama tekrar ifade edeyim: Gece boyu da takip ettik. Ameliyatı
gayet iyi geçti ve şu anda da sağlığı iyi. Ben bugün
gelirken de başhekimden ayrıca bilgi aldım. Onu ifade edeyim.
Diğer bir
konu da, izninizle Sayın Başkan, bugün tabii İstanbulda
başka görüntüler ekrana yansıdı. Biliyorsunuz, Türkiye çok
önemli bir uluslararası toplantıya ev sahipliği yapıyor.
IMF-Dünya Bankasının yıllık önemli toplantısı
burada. 186 ülkenin temsilcisi katılıyor. Akşam Merkez
Bankası Başkanına sordum: Kaç merkez bankası
başkanı var burada? 170 merkez bankası başkanı burada
ve ülkelerin genelde maliye bakanları, ekonomiden sorumlu bakanları.
Büyükçe bir toplantı. İstanbulda tabii ciddi güvenlik tedbirleri
aldık. On dört tane basın bildirisi, açıklama -eğer
birileri, varsa tepkilerini dile getirecek- protesto vesaire. Yer tespit
edilmişti ve bu ilan edildi, buralardır, şuralardır diye.
Bu konuda polis sadece konferans vadisinin çevresinde tedbir almış
oldu. Başka yerlerde, belirlenen yerlerde tabii, gösteriler
yapılabilir. Bugün, daha çok Taksim Meydanı ağırlıklı,
yaklaşık 1.500 kişi, bunların çoğunluğu gene
sendika mensubu, orada tepkilerini dile getirdiler. Sendikacılara hiçbir
müdahale yapılmadı -DİSK veya KESK üyesi çoğunluğu-
geldiler, basın bildirilerini okudular ve gittiler. Sadece iki küçük grup
vardı. Birisi 40 civarında, birisi 50 civarında. Bunlar yasa
dışı örgütleri sembolize eden bayrak vesaire de
taşıyorlardı ve polise saldırıda bulundular.
Bunları akşamüzeri valilik teşhir edecek. Ellerinde taş,
şeyden yapılmış bomba vesaire. Onlara ancak su
sıkıldı, gaz sıkıldı. Normal işçilere hiç
müdahale edilmedi ve öğle vakti de zaten toplantı bittiğinde,
saat 12.00 civarı her şey bitmişti,
dağılmıştı. Ekrana görüntüler biraz yansıdı.
Onun için bilgilendirmiş olayım. Polis sonuna kadar
anlayışlı, tedbirli ve hiçbir yaralanma olayı falan da
olmamıştır.
Bu vesileyle
hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum ve hayırlı bir
çalışma yılı diliyorum.
Sağ olun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
CANAN ARITMAN
(İzmir) İstanbulda parkta çocukları öldüresiye dövüyor polis.
BAŞKAN
Sayın Üçer, buyurun efendim.
3.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, İçişleri
Bakanı Beşir Atalayın bilgilendirme amaçlı
konuşmasının yüzeysel olduğuna ilişkin
açıklaması
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Ben de yeni yasama yılımızın hepimize hayırlı
olması dilekleriyle aslında Meclis çalışmalarının
sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesinin en temel
kurallarından biri olan kamuoyunu doğru bilgilendirme
sorumluluğunu hatırlatmak açısından aracılık
etmenizi istedim.
Sayın
Bakanın bilgilendirme konusunda, herkesin gözü önünde cereyan eden olaylar
hakkında çok yüzeysel değerlendirmeler yaparak, işçileri bile
normal işçiler, anormal işçiler diye ayırarak,
konferansın çevresinde güvenlik alındığını
diğer tarafta alınmadığını
Yani bu konularda
Sayın Bakanın bu Meclisi doğru bilgilendirme sorumluluğu
vardır.
Bütün bu tür
olaylarda, dünyanın gelişmiş ülkelerinin hiçbirinde kendi
yurttaşlarına
G-8ler protesto edilmiştir, G-20ler protesto
edilmiştir, yurttaşlar kendi devlet başkanlarını
protesto etmişlerdir ama hiçbiri kendi yurttaşına bu
şekilde davranmamıştır. Ülkemize bu tür durumlar
yakışmamaktadır.
BAŞKAN
Sayın Üçer, bir kısa açıklama için verdim, Sayın Bakana
burada cevap verme durumu söz konusu olmamalı. Sayın Bakan
buradadır, konuşabilirsiniz özel olarak ama
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Hayır, şimdi genel bir konudur Sayın Başkan
BAŞKAN Ama
Sayın Bakanın verdiği bilgiler, o konuda aldığı
bilgiler mi sağlıklı yoksa sizin söylediğiniz bilgiler mi
sağlıklı, bunun müzakeresini burada yapamayız. Ayrıca
denetim yolları vardır, onu o şekilde yapabiliriz.
Ben size
teşekkür ediyorum.
Sağ olun.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Ben teşekkür ediyorum.
Ülkemize
yakışmadığını ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sözlü soru
önergelerinin geri alınmasına dair üç önerge vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın (6/888,
6/1474, 6/1475) esas numaralı sözlü sorularını geri
aldığına ilişkin önergesi (4/144)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü
Sorular kısmının 94, 568 ve 569. sıralarında yer alan
(6/888, 1474 ve 1475) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri
alıyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
2.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemirin (6/1370, 6/1371) esas numaralı sözlü sorularını geri
aldığına ilişkin önergesi (4/145)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular kısmının 467 ve 468. sıralarında
yer alan (6/1370, 1371) esas numaralı sözlü soru önergelerimi geri
alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
3.- Aksaray Milletvekili Osman
Ertuğrulun (6/1384, 6/1416) esas numaralı sözlü sorularını
geri aldığına ilişkin önergesi (4/146)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular kısmının 481 ve 511.
sıralarında yer alan (6/1384 ve 1416) esas numaralı sözlü soru
önergelerimi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Osman
Ertuğrul
Aksaray
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sözlü soru önergeleri
geri verilmiştir.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- DTP Grubu Adına Grup
Başkan Vekili ve Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, kadınlara
yönelik cinayet olaylarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/420)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerinin nedenlerinin
araştırılarak, bu konuda mevcut hukuksal düzenlemelere ve
imzalanan uluslararası sözleşmelere işlerlik kazandıracak,
gerekli mekanizmaların oluşturulması yönündeki hususların tespiti
amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzüğün 104. ve 105.
maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması
için gereğini arz ve teklif ederiz.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına
Fatma
Kurtulan
Grup
Başkan Vekili
(Van)
Gerekçe:
Çoğu namus ve töre cinayeti olarak adlandırılan
kadın cinayetleri, toplumda olağan karşılanan bir olgu
hâline gelmiştir. Ülkemizde yargı, kadın sorunlarına
karşı yeterli duyarlılığı göstermezken;
kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık, düzenlemelerle de
ortadan kalkmamakta ve kadın cinayetleri her yıl bir önceki yıla
göre artarak devam etmektedir. Kadın haklarına ilişkin olarak
günümüzde alınan kararlar ve uygulanan politikalar kâğıt
üzerinde kalırken, ataerkil zihniyetin rahatsızlık
uyandırmaması, kadına yönelik şiddete karşı önlem
alınmasının da önüne geçiyor. Türkiye tarafından 1985
yılında onaylanan Birleşmiş Milletler Kadınlara
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi öncelikli olmak üzere, bu konuda imzalanan sözleşmelerin,
iç hukukta dikkate alınması yönünde başarı
sağlanamamıştır. Ülkemizde, her üç kadından biri
şiddete maruz kalırken, belediyeler sığınak açma
yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Türk Ceza Kanunu ve ilgili
diğer kanunlarda yapılan düzenlemelerin çoğu kâğıt
üzerinde kalırken, bu düzenlemeler, görünür, bilinir ve uygulanır
kılınmadığı için bir ifade bulmamıştır.
Ülkemizde, ayrımcılığı ve kadın
haklarını korumayı içeren düzenlemeler hakkında,
kadınlarda bilinç oluşturma ve farkındalık oluşturan
mekanizmalar yetersizken, kadınların bu hakları kullanmaya
yönelik başvurularına karşı da son derece duyarsız
kalınmaktadır. Yasa uygulayıcıların, kadına
yönelik ayrımcılık ve şiddetle mücadelede yeterli ölçüde
bilinç sahibi olmaması, yasaları da işlevsiz
kılmaktadır diyebiliriz. Bu tespit yalnızca spekülatif bir
görüş değildir. Yakın zamanda AİHM, verdiği bir
kararla da, bu tespiti güçlendirirken, ülkemizdeki yargının
kadına yönelik ayrımcılık ve şiddete karşı
duyarsızlığına hükmetmiş ve ülkemiz Avrupa'da
kadını korumadığı için mahkûm olan ilk ülke
olmuştur. Bu karar da göstermiştir ki, dünyanın her yerinde
yaşanan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve
ayrımcılık, ülkemizde de vahim bir boyuta
ulaşmıştır. Ülkemizde, hükümetlerin, kadına
karşı şiddeti ve ayrımcılığı önlemek
adına, devlet politikası olarak devreye koyduğu düzenlemeler, bu
trajik sonucu değiştirecek ve önleyecek güçte
olmadığı, yaşanan cinayetlerle de kesinlik
kazanmaktadır. Bütünlüklü bir yasal sistem ve bu sistemi hayata geçirecek
siyasi irade olmadıkça, kadın örgütlerinin tek başına
verdiği mücadele mevcut durumu değiştirmede yetersiz
kalacaktır.
Hükûmetler, kadına yönelik şiddeti ve
ayrımcılığı önleyecek mekanizmaları devreye
koymak yerine, kadının aile içindeki rolünü pekiştiren
araçları ön plana çıkararak bu konudaki çıkmaza katkı
sunmaktadırlar. Nitekim şiddete maruz kalan kadınların
çoğu ilgili makamlara yaptıkları başvurularda,
yetkililerce, kendilerine ailedeki geleneksel rolün
hatırlatıldığı ve şikâyetlerinden vazgeçilmesi
yönünde telkinlerde bulunulduğunu ifade etmektedirler. Bu yönlü
telkinlerin, karakoldaki görevli memurlardan tutalım da kimi hâkimlere
kadar şiddetle mücadelede bir yönteme dönüştürülmesi,
kadını âdeta ölümün ve şiddetin kucağına itmektedir.
Kadının geleneksel rolünden uzaklaşmış olması, mahkemelerde,
kadına yönelik şiddet davalarında, çoğu zaman şiddet
uygulayanın haklı görülmesine gerekçe gösterilmektedir.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü tarafından, 2008 yılında yapılan Türkiye'de
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet
Araştırması"nın sonuçlarına göre, kentte yaşayan
kadınların %40,3'ü, kırsal kesimde yaşayan
kadınların da %46,6'sı, Türkiye genelinde ise,
kadınların %41,9'u eşi veya birlikte olduğu kişilerden
fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya
koymaktadır. Fatma Babatlı, Özlem Şahin, Kadriye Kayaş,
Dilek Saner ve daha yüzlerce kadın resmi kurumlardan koruma istemesine
rağmen korunmamış ve eşleri ya da yakınları
tarafından öldürülerek, namus cinayetine kurban gitmiştir.
2.- Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş ve 25 milletvekilinin, organ temini ve organ
naklin-deki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/421)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde gerçekleştirilen organ temini ve kadavra
donörlerden yapılan trasplantasyon aktivitelerindeki sorunların
araştırılması ve çözüm yollarının tespit edilmesi
amacıyla, Anayasanın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünün 104 ve 105 maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırması açılmasını arz ederim. 11.06.2009
1) Osman Durmuş (Kırıkkale)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
4) Erkan Akçay (Manisa)
5) Mustafa Enöz (Manisa)
6) Mehmet Günal (Antalya)
7) Münir Kutluata (Sakarya)
8) Mustafa Kalaycı (Konya)
9) D. Ali Torlak (İstanbul)
10) Yılmaz Tankut (Adana)
11) Muharrem Varlı (Adana)
12) Akif Akkuş (Mersin)
13) Cumali Durmuş (Kocaeli)
14) Beytullah Asil (Eskişehir)
15) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
16) Rıdvan Yalçın (Ordu)
17) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
18) Mümin İnan (Niğde)
19) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
20) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
21) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
22) Recep Taner (Aydın)
23) Necati Özensoy (Bursa)
24) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
25) Tunca Toskay (Antalya)
26) İsmet Büyükataman (Bursa)
Gerekçe:
Ülkemizde belirli bir ivme kazanması beklenen kadavra organ
temini ve kadavra donörlerden yapılan organ nakli ameliyatlarında
belirli bir artış olmakla birlikte maalesef; bu artış
ihtiyacın karşılanmasına cevap verebilecek düzeyde
değildir. Yeterli sayıda nakil yapılmaması
dolayısıyla, organ nakli bekleyen hastalarımızdan her
yıl binlercesi hayatını kaybetme riskiyle
karşılaşmaktadır. Bu durum ayrıca
hastalarımızın tedavileri için gereken tamamına
yakını ithal ürün ve ilaçlara ödenen 5 milyar doları aşan
mali bir yükü de beraberinde getirmektedir.
Bu nedenle sorunun yegane çözümü olan kamu ve özel hastanelerdeki beyin ölümü
bildirimlerinin düzenli yapılması gerekmektedir. Ülkemizde ne
yazık ki bu rakam; olması gereken sayının, %10un da
altındadır. Bu imkân düzgün kullanılmadığından,
ülkemizde kadavradan yapılan organ nakli ameliyatlarında ciddi bir
azalma meydana gelmekte ve bu açık, organ nakli merkezlerimizde, az
gelişmiş ülke modellerinde olduğu gibi, canlı vericilerden
yapılan nakil ameliyatları ile kapatılmaya
çalışılmaktadır.
Ayrıca ülkemizde büyük merkezler dışındaki
şehirlerde meydana gelen beyin ölümü olguları için, organ
çıkarım ameliyatlarını yapan ekiplerin, değişik
nedenler ile söz konusu merkezlere ulaşımında sorunlar
yaşanmaktadır. Bu nedenle, özellikle periferdeki şehirlerde,
zaman zaman organ çıkartım ekibi bulanamadığı için
kullanılamayıp, kaybedilen kadavra donörleri bulunmaktadır.
Kamu hastanelerinde gerçekleşen böbrek, karaciğer, kalp,
kemik iliği, kornea gibi organ ve doku nakli ameliyatlarında, Sosyal
Güvenlik Kurumu'nun hastanelere ödediği ücretlerde, transplantasyon
işlemini yapacak ekibe, herhangi bir yansıma olmamaktadır. Özel
hastaneler, bu nedenle kamu hastanelerinde görev yapan transplantasyon
ekiplerini, organ nakli SUT ücretlerinin belirli bir kısmını
(ortalama %30) vererek transfer etmektedir. Bunun sonucunda kamu
hastanelerimizde görev yapan organ nakli ekiplerinde, İstanbul,
İzmir, Antalya örneklerinde olduğu gibi, ciddi erozyonlar
yaşanmaktadır.
3.- Hatay Milletvekili Süleyman
Turan Çirkin ve 21 milletvekilinin, Amik Ovasındaki sulama sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/422)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Amik Ovasının Sulama ve Susuzluk Sorunlarının
Araştırılması ve Alınacak Önlemlerin Tespiti
Amacıyla, Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü'nün 104. ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Süleyman Turan Çirkin (Hatay)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
4) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
5) Münir Kutluata (Sakarya)
6) Necati Özensoy (Bursa)
7) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
8) Akif Akkuş (Mersin)
9) Faruk Bal (Konya)
10) Rıdvan Yalçın (Ordu)
11) Mustafa Kalaycı (Konya)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Hüseyin Yıldız (Antalya)
14) Muharrem Varlı (Adana)
15) Yılmaz Tankut (Adana)
16) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
17) Osman Ertuğrul (Aksaray)
18) Cemaleddin Uslu (Edirne)
19) Beytullah Asil (Eskişehir)
20) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
21) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
22) Erkan Akçay (Manisa)
Gerekçe:
Amik Ovası, 1 milyon 190 bin hektarlık alanıyla
Türkiye'nin en verimli tarım arazilerinin başında gelmektedir.
Hatay çöküntü alanının ortasında yer alan Amik Ovası, zirai
potansiyeli çok yüksek kalın bir alüvyonal toprak tabakası ile
kaplı olup, aynı zamanda ilin en büyük toprak düzlüğünü
oluşturmaktadır.
Amik Ovası içerisinde yer alan, uzunluğu 16,
genişliği
Amik Ovası Türkiye'nin en verimli ovalarından biridir,
ancak önlem alınamaması durumunda, sadece tarih kitapları bu
ovanın veriminden bahsetmek durumunda kalacaktır. Bir dönem göçmen
kuşların en önemli duraklarından biri olan Amik Gölü'nün
olduğu alanda şimdi uçakların inip kalktığı
Antakya Havaalanı vardır ama Ovayı sulayacak su
bulunmamaktadır. Aslında sorun suyun yokluğu değil,
ovayı sulayacak su kaynaklarının verimli şekilde
kullanılamaması sorunudur. Kış aylarında su
baskınlarıyla göle, yazın ise kuraklık yüzünden çöle
dönüşen Amik Ovası'nın kurtuluşu yapılmasına söz
verilen başta Reyhanlı Barajı olmak üzere diğer baraj ve
kanalların bitirilmesidir.
Bölgeden geçen, Asi ve Afrin nehirleri bahar aylarından
itibaren hızlı bir akışla Akdeniz'e dökülmektedir,
Lübnan'dan doğan Asi Nehri'nin Suriye'den sonraki son durağı
Akdeniz'dir. Suriye Asi üzerinde 4 baraj yaparken, Türkiye bu suyu
değerlendirememiş, çiftçimiz, tarımsal sulama zamanı,
Suriye'nin baraj kapaklarını kapatması nedeniyle susuzluğa
terk edilmiştir. Türkiye'den doğan ve Suriye'den geçtikten sonra,
yine Türkiye'de denize dökülen Afrin Nehrinin kaderi de aynıdır;
Suriye bu nehir üzerine 2 baraj yaparken, Türkiye bu suyun
akışını seyretmekle yetinmiştir.
Devlet yıllardır bölgenin su sorununa
kulağını tıkamış, çiftçiler kaderiyle baş
başa bırakılmış durumdadır. Çözümü kendi arayan
çiftçiler, nehirlerin geçtiği yerlerde çok ilkel şartlarda topraktan
bentler oluşturup bir miktar su tutmaya çalışmakta, ayrıca
yazın ekili pamuk alanlarını sulamak için sulama kuyuları
açmaktadır. Ancak bu çözümler ovayı sulamak için yeterli olmamakla
birlikte, açılan kuyulardaki su seviyesi her sene daha da
azalmaktadır. Birkaç yıl öncesinde
Su sorunu Amik Ovası'nın ürün deseninin ciddi olarak
değişmesine neden olmuştur. Ovada yakın zamana kadar
geleneksel olarak, pamuk, buğday ve mısır üretilirken, bugün
sulamanın yapılamaması nedeniyle katma değeri çok yüksek
olan pamuğun yerine, daha ucuz olan buğdaya yönelme
başlamıştır. Bu yönelme bölgedeki tarımsal sanayiyi de
değişime zorlamış, pamuk çırçır
işletmelerinin sayısı azalmıştır.
Amik Ovasının kaderini değiştirecek projeler
zaman zaman çeşitli hükümetlerin yatırım programına
alınmış, ancak bu projeler hayata geçirilmemiştir.
Reyhanlı ve Kumlu İlçesi arasında yapılacak Reyhanlı
Barajına yaklaşık yarım asırdır ödenek
beklenmektedir. Ovanın sulanmasıyla ilgili Kahramanmaraş
Kılavuzlu Barajından su getirilmesi projelendirilmiş ancak, bu
iş için sadece 1000 TL ödenek ayrılmıştır. Aynı
şekilde Reyhanlı Barajı için ayrılan ödenek miktarı da
1000 TL olmuştur.
Bu miktar ödeneklerle değil baraj yapmak, çeşme açmak
bile imkânsızdır.
Bu gerekçelerle Amik Ovasının Sulama ve Susuzluk
Sorunlarının Araştırılması ve Alınacak
Önlemlerin Tespiti Amacıyla, Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü'nün 104. ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Başbakanlığın kanun
tasarılarının geri alınmasına dair üç tezkeresi
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
C)
Tezkereler
1.- İrtibat Subaylarına
İlişkin Olarak Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri ve Türk Kara
Kuvvetleri Arasında İmzalanan Anlaşma Muhtırasında
Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının, İç Tüzükün
75inci maddesine göre Hûkümete geri gönderilmesine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/951)
01/07/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi:3/4/2008 tarihli ve B.02.0.KKG.0.10/101-1541/1387
sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazımız ekinde
Başkanlığınıza sunulan İrtibat Subaylarına
İlişkin Olarak Birleşik Devletler Kara Kuvvetleri ve Türk Kara
Kuvvetleri Arasında İmzalanan Anlaşma Muhtırasında
Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 75 inci
maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
2.- Türkiye Cumhuriyeti ile
İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının ve Eki
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının, İç Tüzükün 75inci maddesine göre Hûkümete
geri gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/952)
16/07/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi: 27/8/2008
tarihli ve B.02.0.KKG.0.10/101-1620/3712 sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazımız ekinde
Başkanlığınıza sunulan Türkiye Cumhuriyeti ile
İsviçre Konfederasyonu Arasında Gelir Üzerinden Alınan
Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının ve Eki
Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 75
inci maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
3.- Türkiye Cumhuriyeti Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı ile Yeni Zelanda Tarım ve
Ormancılık Bakanlığı Yeni Zelanda Gıda
Güvenliği Otoritesi Arasında Sağlık Hususlarında
İşbirliği Konusunda Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının, İç Tüzükün
75inci maddesine göre Hûkümete geri gönderilmesine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi (3/953)
16/07/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi: 24/9/2008 tarihli ve B.02.0.KKG.0.10/101-1636/3950
sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazımız ekinde
Başkanlığınıza sunulan Türkiye Cumhuriyeti Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı ile Yeni Zelanda Tarım ve
Ormancılık Bakanlığı Yeni Zelanda Gıda
Güvenliği Otoritesi Arasında Sağlık Hususlarında
İşbirliği Konusunda Düzenlemenin Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 75 inci
maddesine göre geri gönderilmesini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN Dışişleri Komisyonunda bulunan
tasarılar Hükûmete geri verilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının iki tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun efendim.
4.- TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Ali
Rıza Alaboyunun ismen davet edildiğine ve 6 Ekim 2009 tarihinde
Washingtonda gerçekleştirilecek Habitat Küresel Parlamenterler
Toplantısına icabet edilmesine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/954)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Habitat Küresel Parlamenterler toplantısı 6 Ekim 2009
tarihinde Washingtonda gerçekleşecektir. Söz konusu toplantıya TBMM
Çevre Komisyonu üyesi Sayın Ali Rıza Alaboyun ismen davet
edilmiştir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi hakkında
3620 sayılı Kanunun 9. Maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
5.- Romanya Senatosunun ev
sahipliğinde 27-28 Ekim 2009
tarihlerinde Bükreşte gerçekleştirilecek olan Orta Avrupa
İnisiyatifi (CEI) Parlamenter Meclisi Toplantısına TBMM
Başkanını temsilen TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun
katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/955)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Romanya Senatosunun ev sahipliğinde 27-28 Ekim 2009
tarihlerinde Bükreşte gerçekleştirilecek olan Orta Avrupa
İnisiyatifi (CEI) Parlamenter Meclisi Toplantısına TBMM
Başkanını temsilen TBMM Başkanvekili Sadık Yakutun
katılması öngörülmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi hakkında
3620 sayılı Kanunun 6. Maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Başbakanlığın, Anayasanın 82nci
maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
6.- Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin, Uluslararası Çalışma
Örgütünün Cenevrede gerçekleştirilecek 98inci Genel Kuruluna
katılmak üzere bir heyetle birlikte 3-19 Haziran 2009 tarihlerinde
İsviçreye yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları
yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/956)
10/7/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin,
Uluslararası Çalışma Örgütünün Cenevrede
gerçekleştirilecek 98 inci Genel Kuruluna katılmak üzere bir heyetle
birlikte 3-19 Haziran 2009 tarihlerinde İsviçreye yaptığı
resmi ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de
iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu
Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
Liste
Agâh Kafkas Çorum
Milletvekili
Bayram Ali Meral İstanbul
Milletvekili
Hüseyin Besli İstanbul
Milletvekili
Hasan Çalış Karaman
Milletvekili
Hüseyin Tanrıverdi Manisa
Milletvekili
Sevahir Bayındır Şırnak
Milletvekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Anayasanın 92nci maddesine göre verilmiş
Başbakanlığın bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
7.- Türk Silahlı
Kuvvetlerinin, Irakın Kuzeyinden Ülkemize Yönelik Terör Tehdidinin ve
Saldırılarının Bertaraf Edilmesi Amacıyla,
Sınır Ötesi Harekât ve Müdahalede Bulunmak Üzere, Irakın PKK
Teröristlerinin Yuvalandıkları Kuzey Bölgesi ile Mücavir Alanlara
Gönderilmesi ve Görevlendirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinin
17/10/2007 Tarih ve 903 Sayılı Kararıyla Hûkümete verilen ve
8/10/2008 Tarih ve 929 Sayılı Kararı ile Bir Yıl
Uzatılan İzin Süresinin Anayasanın 92nci Maddesi Uyarınca
17/10/2009 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha Uzatılmasına
Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/950)
30/9/2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Irak'ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK
terör unsurlarından kaynaklanan ve Türk halkının huzur ve
güvenliğiyle ülkesinin milli birliğine. güvenliğine ve toprak
bütünlüğüne yöneltilmiş terörist saldırılar ve açık
tehdit devam etmektedir.
Dost ve kardeş Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli
birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden
Türkiye, PKK teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve terörist
saldırılarına son verilmesini sağlamak amacıyla askerî
faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasi ve diplomatik
girişimlerini ve uyanlarını sürdürmektedir.
Türkiye'ye yönelik olarak devam eden terörist
saldırılara ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir
parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri
almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetçe belirlenecek
şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın
kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve
saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla,
sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak'ın PKK
teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara
gönderilmesi ve görevlendirilmesi için Genel Kurulun 17/10/2007 tarihli ve 903
sayılı Kararıyla Hükûmete verilen ve 8/10/2008 tarihli ve 929
sayılı Kararı ile bir yıl uzatılan izin süresinin, 17
Ekim 2009 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını
Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Başbakanlık tezkeresi
üzerinde İç Tüzükün 72nci maddesine göre görüşme
açacağım. Gruplara, Hükûmete ve şahsı adına 2 üyeye
söz vereceğim. Konuşma süreleri gruplar ve Hükûmet için yirmişer
dakika, şahıslar için onar dakikadır.
Konuşmaların başlamasından önce teamül
gereği olarak Hükûmetin kısa bir arzı vardır.
On dakikayı geçmemek üzere böyle bir hakkı kullanmak
istiyor musunuz Sayın Bakanım?
DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU Sonra
kullanmak istiyorum.
BAŞKAN Sonra kullanacaksınız
Peki.
Teşekkür ederim.
Tezkere üzerinde söz alan sayın milletvekillerimizin
isimlerini Genel Kurula arz ediyorum: Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Ahmet Deniz Bölükbaşı, Ankara; Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Onur Öymen, Bursa; Demokratik Toplum Partisi Grubu adına
Gültan Kışanak, Diyarbakır milletvekilleri.
Şahsı adına Ülkü Gökalp Güney, Bayburt; Kerim
Özkul, Konya; Kürşat Atılgan, Adana milletvekilleri, ilk üç
sıra.
İlk söz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ankara
Milletvekili Ahmet Deniz Bölükbaşıya aittir.
Sayın Bölükbaşı, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Bölükbaşı, süreniz yirmi dakika.
MHP GRUBU ADINA AHMET DENİZ BÖLÜKBAŞI (Ankara)
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyor, yüce Meclisi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Kuzey Iraka askerî müdahale için Hükûmete yetki verilmesi 3üncü
kez Genel Kurulun önündedir. Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda baştan
itibaren izlediği tutuma uygun olarak bu tezkereyi de tam olarak
desteklemektedir.
Sınır ötesi askerî müdahale yetkisinin muhatabı
millî güvenliğin korunmasından Türkiye Büyük Millet Meclisine
karşı sorumlu olan Hükûmettir. Bu bakımdan, Hükûmetin terörle
mücadele iradesi ve politikalarının bu vesileyle değerlendirilmesi,
bu konuda bir muhasebe yapılması gerekli ve
kaçınılmazdır. Bu değerlendirme üç temel kriter
ışığında yapılabilecektir.
Birinci husus, Meclisin verdiği yetkinin son bir yıl
içinde fiilen nasıl kullanıldığıdır.
Tezkerenin amaçları ile Hükûmetin politikalarının
ne ölçüde uyumlu ve tutarlı olduğu ikinci değerlendirme kriteri
olacaktır.
Üçüncü ve son husus ise Irak ve Barzani ile ilişkilerde
kamuoyuna yansıtılanlar ile gerçekte yaşananların somut
verilere dayanılarak ortaya konulmasıdır. Bu konudaki
görüşlerimiz bu üç ana başlık altında yüce heyetinize
sunulacaktır.
Bu değerlendirmeye geçmeden önce bir gerçeği kısaca
hatırlatmak istiyorum. Terörle mücadele ve Irakın kuzeyine askerî
müdahale konusunun içinde bulunduğumuz siyasi ortam ve şartlardan
soyutlanarak ele alınamayacağı bir vakıadır. Bu
açıdan bakıldığında yetki süresinin ikinci kez
uzatılması tezkeresi Türk Silahlı Kuvvetleri ile terör örgütünün
aynı denklemin içine konularak askerî operasyonların
durdurulması çağrılarının yapıldığı,
teröristlere örtülü af hazırlıklarının sürdürüldüğü,
terör örgütünün taleplerinin Hükûmet eliyle siyasi gündeme
taşındığı ve Türkiye'nin bölünmesi modellerinin
tartışıldığı puslu bir ortamda, bu tehlikeli
görüşmelerin gölgesinde yapılmaktadır. Bu durumun, Meclisin
vereceği askerî müdahale izninin
caydırıcılığını ciddi biçimde
aşındırdığı ve siyasi iradenin
sorgulanmasına yol açtığı kabul edilmelidir. Bunun etkileri
önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerle daha iyi görülecek ve
anlaşılacaktır. Biz bu aşamada bu tespit ve
endişelerimizi kayıtlara geçirmekle yetineceğiz.
Değerli milletvekilleri, Meclisten istenilen yetkinin
amacı tezkerece açıkça belirlenmiştir, terör
saldırılarının önlenmesi için Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Iraka gönderilmesi ve görevlendirilmesi olarak. Amaç
budur, istenilen yetki budur. Bir önceki 2007-2008 döneminde bu amaçla 29 hava
harekâtı yapılmış, süre, bölge ve kapsam itibarıyla
sınırlı bir kara harekâtı icra edilmişti. Bu
yıla, 2009 yılına ilişkin resmî verilere bakıldığında
karşımızda çok farklı bir tablo bulunmaktadır. Bu
dönemde askerî müdahalenin şekli ve kapsamının son derece
sınırlı kaldığı, bu yetkinin fiiliyatta hemen
hemen hiç kullanılmadığı görülmektedir. Basına verilen
çok kısa bilgilerden, bu dönemde, sınır bölgelerimize yakın
iki kampa sadece iki hava harekâtı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bunun nedeninin terör tehdidinin sona erdiği olmadığı
ortadadır. Nitekim, önümüzdeki tezkerede de saldırıların ve
açık tehdidin sürdüğü belirtilmektedir. Bu durumda, bunun nedenleri
hakkında akla bazı sorular gelmektedir: Acaba Iraktan ve Barzaniden
kaynaklanan bazı engeller mi çıkmıştır? Acaba ABD ile
bazı sorunlar mı yaşanmıştır? Acaba bunların
dışında bazı siyasi mülahazalar mı etkili
olmuştur? Bizler bu hassas konuda spekülasyon yapmak niyetini
taşımıyoruz. Bu konuda en doğru bilgilerle yüce Meclisi
aydınlatacak olan Hükûmettir. Bugünkü müzakerelerde bu konuda Meclise
bilgi verileceğini ümit ediyor ve bunu bekliyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada iki
husus özel önem taşımaktadır. Bunlardan birincisi Irak hava
sahası, ikincisi de terörle mücadelede iş birliği zafiyetiyle
ilgilidir. Irak hava sahasının kontrolü 1 Ocak 2009 tarihinden
itibaren Irak makamlarının sorumluluğuna geçmiştir. Hava
sahasının ABDnin kontrolünde bulunduğu 2008 yılı
sonuna kadarki dönemde Türkiye sınır ötesi askerî harekâtları
ABDye bildirimde bulunmak suretiyle icra etmiştir. Bu çerçevede harekât
bölgesi, zamanı ve tahminî süresi ABD makamlarına önceden
bildirilmiş ve harekâtlar bu şekilde yapılabilmiştir. 1
Ocaktan sonra ABD devreden çıkmış, Türkiye'nin muhatabı
Irak Hükûmeti olmuştur.
Bu gerçekler ışığında Sayın
Dışişleri Bakanına şu soruları sormak isteriz:
1 Ocak 2009dan sonra ihtiyaç olmasına rağmen Kuzey
Iraka hava harekâtı yapılmasında Irakın izin vermemesi
sorunuyla mı karşılaşılmıştır?
Irakın izni olmadan resen müdahalede bulunulması
düşünülmüş müdür? Eğer bu öngörüldüyse ABDnin itirazı
nedeniyle mi yapılamamıştır? Eğer böyleyse, hava
harekâtının yapılamadığı bir ortamda, durumda
ABDnin verdiği anlık istihbaratın fonksiyonel değeri
kalmış mıdır?
Bütün bu ihtimaller geçerli değilse niye askerî operasyon
yapılmamıştır?
Değerli milletvekilleri, bu noktada açıklık getirilmesi
gereken ikinci husus terörle iş birliği konusunda Irakla
yaşanan sorunlar ve sıkıntılardır. AKP Hükûmeti, Irak
ile Stratejik İş Birliği Konseyi kurmuş ama hâlâ terörle
mücadele anlaşması yapamamıştır. Geleceğe dönük
stratejik vizyon olarak açıklanan bu iş birliğinin kapsama
alanı dışında kalan tek konu terörle mücadele
olmuştur. Sayın Dışişleri Bakanı, Konseyin
İstanbul toplantısının açılışında yaptığı
konuşmada bu yeni ortaklık anlayışının hedefinin
tam ve gerçek anlamda en kapsamlı iş birliği olduğunu
söylemiş ama bu iş birliği her nedense terörle mücadeleyi
kapsamamıştır. Ancak burada Hükûmetin, tabii, bir
hakkını yememek lazım. Aslında Hükûmet 26 Eylül 2007
tarihinde Irakla terörle mücadele konusunda bir metin imzalamış,
Sayın İçişleri Bakanı tarafından imzalanan bu metin
PKK sorununu halledecek imzalar atıldı. diye kamuoyuna
duyurulmuştur. Ancak, bu anlaşmada Iraka askerî müdahale
hakkımızı Irakın iznine bağlayan bir hüküm yer
almıştır. Metin 10 Ocak 2008 tarihinde onay işlemleri için
Başbakanlığa sevk edilmiş, ancak,
uyarılarımız üzerine, yapılan bu vahim hata
anlaşılarak Dışişleri Bakanlığı
tarafından sessizce geri çekilmiştir. Anlaşmanın akıbeti
meçhul kalmıştır, o günden beri haber
alınamamıştır.
Terörle mücadele ciddi bir iştir. Bu ciddiyetin askerî
gerekleri yerine getirilememiştir. AKP Hükûmetinin komşularla
sıfır sorun politikasıyla ilk önce sıfırlanan terörle
mücadelede iş birliği olmuştur.
Değerli milletvekilleri, terör örgütünün Irakın
kuzeyinden tasfiyesi için Barzaniden aldığı desteğin
kesilmesi hayati önem taşımaktadır. Tezkerenin amacına
ulaşmasının olmazsa olmaz şartı budur. Bugün
önümüzdeki gerçekler bu amaca da ulaşılamadığını
bütün açıklığıyla göstermektedir. Terör örgütünün bugün de
en büyük destekçisi Barzanidir. Son bir yıl içinde
sağladığı silah ve lojistik desteğinde kayda
değer bir değişiklik olmamıştır. Barzani
PKKyı hâlâ terör örgütü olarak görmemekte, terör kartını
Türkiyeye karşı bir tehdit ve pazarlık unsuru olarak bugün de
elde tutmaktadır.
AKP Hükûmeti yerel desteğin kesilmesi için Barzani üzerinde
etkili bir caydırıcılık politikası
uygulayamamış, uygulamak istememiştir. Barzaniyi
uluslararası meşruiyet çizgisine getiremeyen Hükûmet bunun yerine
onun çizgisine gelmiştir. Bunun da ötesinde Barzaniye siyasi bir misyon
yüklenmiştir.
Değerli milletvekilleri, aynen aktaracağım şu
sözler Barzani ve Talabaniye aittir ve Türk basınında da yer
bulmuştur: PKKnın silahlı mücadeleden siyasi mücadeleye
geçmesinin zamanı gelmiştir.
Terör sorununun ana kaynağı Kuzey Irak değildir,
sorunun çözümü Türkiyenin içerisindedir. Türk Hükûmeti bu amaçla siyasi çözüm
süreci başlatmalıdır. Biz bu konuda AKP Hükûmetine
yardımcı olacağız.
Iraklı Kürtlerin PKKya karşı zor kullanması
beklenmemelidir. PKK siyasi af, Kürt dili ve kimliğinin
tanınması taleplerinin Türkiye tarafından
karşılanması hâlinde silah bırakacaktır. Siyasi aftan
yararlanarak Türkiyeye dönecekler, silahlarını Kuzey Irak bölgesel
yönetimine teslim edebileceklerdir. Af kapsamı dışında
kalacak yönetici kadrolar bir Avrupa ülkesine gönderilebilecektir. Türkiyeye
dönmek veya Avrupaya siyasi mülteci olarak gitmek istemeyenler Irakta
kalabilecek ve şiddete başvurmadan siyasi faaliyetlerde
bulunabileceklerdir.
Hükûmet, bu sözler
karşısında sessiz kalmış, Barzaniye tepki göstermek
bir yana kendisiyle siyasi ilişki kurmuş ve bir müzakere süreci
başlatmıştır. Bu süreçte Kandildeki terör
elebaşlarıyla aracılı pazarlığa
dönüşmüş, Barzaniye Türkiyeyle terör örgütü arasında bir nevi
ara bulucu özel temsilci konumu kazandırılmıştır.
Değerli milletvekilleri, şimdi izninizle bir yıl
önceye 8 Ekim gününe dönelim ve AKP Grup Başkan Vekilinin tezkerenin
süresinin uzatılması müzakerelerinde bu kürsüden söylediklerini
tutanaklardan okuyalım. AKP Grup Başkan Vekili şunları söylüyor:
Kuzey Irak bölgesel yönetimi önümüzdeki bir yılı son bir fırsat
saymalı ve terör örgütünün etkisizleştirilmesi ve kendisi için hayati
öneme sahip Türkiyenin kalıcı dostluğunu kazanmak için
sıkı bir iş birliğine girmelidir. Bu sözler zamanın
AKP Grup Başkan Vekili Sayın Nihat Ergünündür. AKP Sözcüsünün son
fırsat olduğunu söylediği bu bir yıl içinde Barzani
PKKyı desteklemeyi sürdürmüştür. Buna rağmen hiçbir
yaptırımla karşılaşmamış, üstelik AKP
Hükûmeti tarafından özel koruma altına alınmıştır.
Barzani Türkiye'nin kalıcı dostluğunu kazanamamış
ancak AKP Hükûmetinin dostluğunu kazanmıştır.
Bu konuda temennilerle gerçekleşenler, söylenenlerle
yapılanlar arasındaki uçurumun diğer bir örneği de yine
aynı Grup Başkan Vekilinin bir yıl önceki sözlerinde
bulunabilecektir. Sayın Nihat Ergün 8 Ekim 2008de bu kürsüden
şunları söylemiştir: Sınır ötesi harekâtla ilgili
süreyi bir yıl daha uzatıyoruz. Bu dönemde kamuoyunun beklentisi
terörün minimum düzeye çekilmesidir. İstihbarata dayalı etkili kara,
kara ve hava operasyonu gerekli ve önemlidir. Halkın moral gücünün
yükseltilmesinde ve örgütün sinir sistemlerinin saf dışı
bırakılmasında önemli unsurlardan biri de örtülü nokta
operasyonlarıyla örgütün üst düzey yöneticilerinin
yakalanmasıdır.
Değerli milletvekilleri, AKP Sözcüsünün bu temennileri aradan
bir yıl geçtikten sonra da gerçekleşmemiştir. Örgütün
elebaşlarının yakalanması bir yana bu teröristlerin bir
Avrupa ülkesine yerleştirilmesi için Barzaninin ara buluculuğuna
başvurulmuştur.
Değerli milletvekilleri, terörle mücadelenin amacı,
terör tehdidinin etkisiz hâle getirilmesi ve tasfiyesidir. Bu mücadelenin
etkili bir şekilde icrası için esas olan siyasi irade ve
kararlılıktır. Bunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak bir
açıklıkla ortaya konulması bu mücadele için olmazsa
olmazıdır.
Siyasi iradede bir kırılma ve sapma yaşanması,
terörle mücadeleden müzakereye geçmek ve teröre teslim olmakla sonuçlanacak bir
süreci beraberinde getirecektir. Bugün Türkiyede yaşanan maalesef budur.
Geçtiğimiz bir yıl içinde güvenlik güçlerinin askerî
operasyonları durdurması çağrılarının bölücü
odakların yanı sıra bizzat AKP içindeki bazı
milletvekillerinden de gelmesi, Hükûmetin bunlara karşı hiçbir tepki
göstermemesi siyasi iradenin sorgulanmasını haklı ve meşru
kılmıştır.
Şimdi, izninizle, önde gelen bir AKP milletvekilinin 12
Ağustos 2009 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlanan ibret verici
sözlerini aynen aktarmak istiyorum. AKP milletvekili şunları
söylüyor: Birbirimizin ne konuştuğunu duymak için önce silahların
susması lazım. Mesela, PKK Türkiyeden kendi kamplarına -Kuzey
Iraktaki kendi kamplarına- çekilebilir. Bu çekilme sürecinde Türk
Silahlı Kuvvetleri buna imkân vermelidir. Askerî operasyonlar, terör
örgütüne yardımcı olmak için durdurulmalıdır. PKKnın elindeki
silahlar Türkiye topraklarının dışına
çıkarılmalıdır, yani Kuzey Iraktaki PKK kamplarına
götürülmelidir. Bence -bu AKP milletvekiline göre- devletin böyle bir konuda
samimi olduğunu göstermesi gerekir. Bu konuda terör örgütüyle gizli
görüşmeler yapılabilir, belki de yapılıyordur.
Değerli milletvekilleri, bu sözler PKKnın bir
sözcüsünün değil, bir AKP milletvekilinizin. Sayın Başbakan,
yakın bir süre öncesine kadar partideki yardımcısı olan bu
arkadaşının bu vahim sözlerine hiçbir tepki göstermemiş,
sessiz kalmıştır. Bunun nedenleri ve ne anlama geldiği
konusunda elbette herkes kendi vicdanında bir hükme varacaktır.
Mesele -bugün görüştüğümüz mesele- yüce Meclisin askerî müdahale
izninin süresini uzatması meselesi değildir -bu elbette
yapılmalıdır ve yapılacaktır; Milliyetçi Hareket
Partisinin bu konudaki desteği tamdır. Türkiye'nin, terörü tasfiye
etmeye gücü de vardır, imkânı da vardır- mesele siyasi iradedir,
olmayan da budur.
Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek,
geçen yıl yapılan tezkere görüşmelerinde bir Anadolu vecizesiyle
şu hatırlatmada bulunmuştu: Tedbirde kusur ettiğini
düşünmeyenler takdirde bahane aramamalıdır.
Şimdi, kendilerine, somut gerçeklere dayanarak çizdiğimiz
bu tablo karşısında tedbirdeki kusur konusunda gerçekten ne
düşündüklerini, takdirdeki bahane bahsinde ise bizlerden ne beklediklerini
bütün samimiyetimizle sormak isteriz.
Sözlerime son verirken tezkerenin hayırlı
olmasını ve AKP Hükûmetinin terörle mücadele konusundaki anayasal
görevlerini nihayet hatırlamasını temenni ettiğimizi
belirtmek istiyorum. Kanlı teröre karşı kahramanca mücadele eden
güvenlik güçlerimizin başarılarının daim olmasını
ve Cenabı Allahın kendilerine yardımcı olmasını
diliyor, bu mücadelede toprağa düşen aziz şehitlerimizi minnet
ve şükranla anmak istiyor, yüce heyetinize saygılarımı
sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bölükbaşıya teşekkür
ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili
Sayın Onur Öymen.
Sayın Öymen, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN (Bursa) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır
ötesi operasyon yapabilmesi için Meclisten yetki isteyen hükûmet tezkeresi
hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce
şunu özellikle belirtmek istiyorum: Cumhuriyet Halk Partisinin terörle
mücadele konusunda sergilediği kararlı tutum, hiçbir şekilde
Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde yaşayan Kürt kökenli
vatandaşlarımızın içinde bulundukları
sıkıntıları, yaşadıkları sorunları göz
ardı ettiğimiz şeklinde algılanmamalıdır. Tam tersine,
bu sorunlara herkesten önce sahip çıkan Cumhuriyet Halk Partisi daha 1989
yılında yayınladığı Kürt Raporuyla o
vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne öncülük
yapmıştır. Etnik özelliklerin bir zenginlik olduğunu dile
getirmiş, ulusal kimliğin korunması ve eğitim dilinin
Türkçe olması kaydıyla etnik alanda etnik özgürlüklerin en ileri
devletlerdeki düzeye çıkarılmasını savunmuştur. 2008
yılında kabul edilen yeni parti programımızda da bu
görüşler tekrar belirtilmiştir ve Sayın Genel
Başkanımızın ve parti sözcülerimizin yaptıkları
sayısız konuşmalarda da bu konuda tutumumuz dile
getirilmiştir. O bakımdan, hiç kimse Cumhuriyet Halk Partisinin
teröre karşı kararlı tavrını Kürt kökenli vatandaşlarımıza
karşı bir tavır gibi değerlendirmemelidir.
Değerli arkadaşlar, yirmi beş yıldan beri
bölgeyi kasıp kavuran terörist saldırılar herkesten önce bölge
halkının can ve mal güvenliğini tehdit ediyor.
Hayatını kaybeden 40 bine yakın vatandaşımızın
büyük çoğunluğu Kürt kökenlidir. O bakımdan, Kürtlerin
haklarını korumak için mücadele ettiklerini söyleyenlerin öncelikle
terörün bertaraf edilmesinde tavır koymaları lazımdır. Yani
siz, hem bu insanların hakkını savunacağım
diyeceksiniz hem o insanların canını alan teröre karşı
tavır koymayacaksınız; burada ciddi bir çelişki görüyoruz.
Terörle mücadele, milletimizin ve Meclisimizin Hükûmetten
beklediği en önemli görevdir. Bir hükûmet vatandaşlarının
can ve mal güvenliğini koruyamazsa diğer alanlarda
sağlayabileceği başarıların değeri
sınırlı kalır. O bakımdan, bizim, Hükûmetten
beklediğimiz en önemli görev vatandaşın can ve mal
güvenliğini sağlamak, bunun için de terörle mücadele etmektir. Ne
yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisinin görev yaptığı
yedi yıldan beri terörist faaliyetler Türkiyede
azalmamıştır, artmıştır. Hükûmet terörle
mücadelede başarılı olamamıştır. Bunun en önemli
nedeni, terörün başlıca kaynağı olan yurt
dışındaki merkeziyle, karargâhıyla etkili bir mücadele
sağlanamamış olmasıdır. Sınırın
ötesindeki PKK mevcudiyetini bertaraf edemediğiniz takdirde, sadece
Türkiyede sarf edilecek gayretlerin etkin bir sonuç vermesi ihtimali
zayıftır. Bunun sorumluluğunu Hükûmet ne Meclise ne silahlı
kuvvetlere yükleyebilir. Meclisten hangi yetkiyi istediniz de vermedik? Türk
Silahlı Kuvvetlerine hangi görevi verdiniz de silahlı kuvvetler bunun
gereğini yapmadı? Nasıl oluyor da siz iktidara geldiğinizde
bitme noktasında olan terör şimdi çok daha aşırı
boyutlara ulaştı? Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara
geldiği 2002 yılında, değerli arkadaşlar, teröre
kurban verdiğimiz, şehit verdiğimiz silahlı kuvvetlerin
sayısı 6, sadece dünkü terörist saldırılarda şehit
verdiğimiz silahlı kuvvetler mensuplarımızın
sayısı 6, Bir yılda verdiğimiz kaybı bir günde
veriyoruz. Geldiğimiz nokta burası. Hiç kimse kendini aldatmasın
ve çok başarılı bir mücadele veriyoruz diye ortaya
çıkmasın.
Değerli arkadaşlar, evvelce PKKnın merkezi,
karargâhı, beyni Suriyedeydi ve Türk Silahlı Kuvvetleri tek bir
operasyon yapmadan, Hükûmet Meclisten tek bir yetki almadan, biz, Kuzey
Iraktan PKK liderini çıkartmak zorunda bıraktık. Nasıl
yaptık bunu? Hükûmetin kararlı tutumuyla yaptık. Bir tek mermi
atmadan bunu sağladık. Merkezini kapattık, eğitim merkezini
kapattık, karargâhını kapattık, liderini
çıkarttık oradan. İşte bu, o zamanki Hükûmetin
başarısıdır.
Sonra Iraka geçtiler. Yıllardan beri Kuzey Irakta faaliyet
gösteriyorlar. AKP İktidarı zamanında maalesef orada
başarılı olamadık. Ondan önceki hükûmetler zamanında
otuzdan fazla kara harekâtı yaptık. Otuzdan fazla kara harekâtı
yaptık ve o bölgede, Kuzey Irakta bulunan Barzaniyi ve Talabaniyi
PKKyla silahlı mücadeleye ikna ettik.
Şimdi dış politikada çok başarılı
olduğumuzu her vesileyle duyuyoruz, televizyonları izledikçe
yüreğimiz yağ bağlıyor, bundan daha
başarılı dış politika görülmemiş diye yazanlar
oluyor. Peki nasıl oluyor da o zamanki Türk hükûmetleri onları ikna
ettiler PKKyla mücadeleye de siz ikna edemiyorsunuz? Olmayan nedir? Burada
sıkıntı nereden kaynaklanıyor? Irak Hükûmetini ikna
edemiyorsunuz. Irakın Anayasasının 7nci maddesine göre Irak
Hükûmeti topraklarında terörist bulundurmamakla mükelleftir. Siz bu kadar
temas ediyorsunuz, üst düzeyde ilişkileriniz var, niçin Irak Hükûmetini
kendi Anayasasının ve Birleşmiş Milletler kararının
gereğini yapmaya ikna edemiyorsunuz? Dördüncü Cenevre Protokolüne göre
Irakta 130 bin asker bulunduran Amerikanın orada güvenliği
sağlama görevi var. Niçin Amerikayı ikna edemiyorsunuz? Niçin ne
Amerikan Hükûmeti ne Kuzey Iraktaki yerel yönetimle Irak Hükûmeti bir tek
teröristi bugüne kadar yakalayıp Türkiyeye iade edemedi? Niye bunu
sağlayamadınız? Hani çok başarılı bir
dış politika yürütüyorduk?
Değerli arkadaşlarım, bu, gerçekten son derece
üzüntü verici bir durumdur.
Şimdi, Irakta 300 bin silahlı gücü var Irak
Hükûmetinin. Oradaki bütün terör örgütleriyle savaşıyor, biri hariç,
PKK. Kuzey Iraktaki peşmergeler Irak Hükûmetine destek oluyor bu terör
örgütleriyle mücadele için, biri hariç, PKK. Amerikan birlikleri Irakta bütün
terör örgütleriyle mücadele ediyor, İrana saldıran Halkın Mücahitleri
dâhil, biri hariç, PKK. Acaba neden? Acaba neden bu böyle oluyor? Bunun
sorumlusunu, bu sorunun cevabını birlikte aramak zorundayız.
Niçin Amerikayı ikna edemediniz? Amerikayı ikna
edemediniz. derken sözlerimizi yanlış anlamayın, Washingtonu
ikna edemediniz, onu söylüyoruz. Yoksa Hükûmetin Hollywoodu ikna etmekte çok
başarılı olduğunu görüyoruz. Artık nasıl ikna
ettiniz? Karada mı, havada mı, ne şekilde ikna ettiniz, onu
bilemeyeceğiz ama Hollywoodu ikna ettiğiniz muhakkak. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, açık
konuşalım. Atatürk derdi ki: Gerçekleri söylemekten
korkmayınız. Gerçekleri söylemekten bizim de korkmamamız
lazım. Öyle anlaşılıyor ki Amerika Birleşik Devletleri
Türkiyenin Kuzey Iraka bir askerî operasyon yapmasını istemiyor.
Bunun çok sayısız delili var, belgesi var elimizde. Bir iki tanesini
söyleyeyim: Kuzey Iraktaki Amerikan Kuvvetlerinin Başkomutan
Yardımcılığını yapan General Odierno aynen
şöyle diyor: Kuzey Irakta uzun vadeli çözümün askerî
olmadığına inanıyorum ama açıkçası onlara
teröristleri kastediyor- baskı kurmak gerekir ki böylece bu terörist
unsurlarla konuşmaya ve pazarlık etmeye başlayalım. Kim
diyor? Amerikalı komutan. Bütün bu bölgedeki Amerikan kuvvetleri Merkezî
Komutanlığa bağlı Tampa Floridadaki. Onun
başındaki Komutan Amiral Fallon aynen şunu söylüyor Temsilciler
Meclisinin ilgili komitesinde 2008 yılının Mart ayında:
Uzun vadeli çözümün bu konudan bahsederken- bir cins uzlaşma olduğunu
biliyoruz. Bunu söylüyor.
Değerli arkadaşlarım, askerler böyle söylüyor, siviller ne diyor?
Bakalım Amerikan Dışişleri Bakanlığının
terörle mücadeledeki başkoordinatörü Büyükelçi Day Dailey ne demiş?
Diyor ki: Biz, PKK meselesinin çözümünü bir askerî çözüm olarak görmüyoruz.
Bizim tercihimiz bir siyasi çözümdür. Amerikan Dışişleri
yetkilisi söylüyor. Bu sıradan bir memur mu acaba böyle haddini aşan,
konuşan memur? Hayır, bu zat yirmi altı sene Amerikan
Silahlı Kuvvetlerinde çalışmış, tümgeneralliğe
yükselmiş, sonra da Dışişleri
Bakanlığının terörle mücadele bölümünün
başkanlığına getirilmiş. Bu zat söylüyor, Çözüm
siyasidir. diyor.
Peki, teknik düzeyde bunlar söyleniyor da, siyasi düzeyde neler
söyleniyor? Bakıyoruz, Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates 2007
yılının Ekim ayında Sayın Millî Savunma
Bakanımızla görüşüyor ve bu görüşmeden sonra diyor ki
gazetecilere: Türk bakan tek taraflı harekete geçme konusunda isteksiz
olduklarını ima ediyor ki bu iyi bir gelişmedir. Bundan cesaret
alıyorum. Yani Türk bakan kendisine demiş ki: Biz tek taraflı
müdahale yapmayacağız. Ve bundan da çok memnun Amerikan Savunma
Bakanı. Çünkü büyük bir sınır ötesi operasyon Türkiyenin,
bizim ve Irakın çıkarlarına ters düşer. diyor.
Türkiyenin çıkarlarına ne ters düşer ne düşmez, buna
müsaade ederlerse biz karar verelim ama buradan anlıyoruz ki
Amerikanın çıkarlarına aykırıdır diyor sizin
Kuzey Iraka yapacağınız operasyon. Bunu dikkatle not etmek
gerekir.
Bir de şunu söylüyor, Eğer Iraka bir hareket
yaparsanız, Ermeni tasarısı soykırım iddiası
Kongrede kabul edilebilir. diyor. Bunu da dikkatinize sunuyorum.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanımız 2008
yılının Ocak ayında Washingtonda Başkan Bushla
görüşüyor. O görüşmeden sonra Beyaz Sarayın Sözcüsü Büyükelçi
Dana Perino ne diyor? Şunu söylüyor: Sadece askerî değil, siyasi
çözüm de devreye sokulmalı. Beyaz Saray Sözcüsü bu görüşmeyle ilgili
söylüyor. Buna Türkiyenin güneydoğusundaki koşullar da dâhil.
Yalnız Kuzey Iraktaki durumla ilgili söylemiyor, Türkiyenin
güneydoğusundaki durumla ilgili olarak da siyasi çözüm öneriyor size.
Kürt konusunda açılım yapılması herhâlde bu sözü bir
yerden hatırlıyor olacaksınız- genel anlamda
değerlendirildi iki Cumhurbaşkanının görüşmesinde.
Türkiyenin güneydoğusunu kastediyorum. diyor. Amerikalı yetkilinin
bu sözleri Sayın Cumhurbaşkanına söyleniyor. O ertesi gün bir
konuşma yapacak Woodrow Wilson Düşünce Kuruluşunda diyor ki
Sayın Cumhurbaşkanımız konuşuyor- Bu kamplardan
gerek sivillere gerek güvenlik güçlerine karşı saldırı
olacak. Böyle bir durumda politik çözüm söz konusu olabilir mi? Bu
mevzuları hiç görüşmedik Başkan Bushla. diyor. Demek ki
Amerikalılar ne görüşüldüğünün farkında değiller, bir
konunun görüşülüp görüşülmediğinin de farkında değiller!
Sayın Cumhurbaşkanımızın o zamanki tepkisi bu. Siyasi
çözümü gündeme bile almayız, konuşmayız bile,
konuşmadık zaten. diyor.
Peki, değerli arkadaşlarım, size şu soruyu
soruyorum: Bu Meclis, yüce Meclis, Hükûmete 2003 yılında iki defa
yetki verdi, Kuzey Iraka askerî müdahale için. İkisini de kullanmadı
Hükûmet. Acaba niçin? Elinizi kim tuttu? Biz mi mâni olduk? Muhalefet mi
engelledi? Meclisten itiraz mı yükseldi? Kim tuttu? Niçin
kullanmadınız bu yetkiyi? 2007 yılında yetki
aldınız, büyük saldırılardan sonra mecbur kaldınız
ve bu 2007de aldığınız yetkiden sonra iki sene geçti. Bu
iki sene içinde sınırlı bazı hava harekâtı
dışında bir tek yedi günlük kara harekâtı yapabildiniz.
Onun da üçüncü gününde Amerikan Savunma Bakanı Gates dedi ki: Derhâl
birliklerinizi geri çekin, yoksa size istihbarat yardımını
keseriz. Biz zaten çekecektik. denildi, vesaire. Herhâlde öyledir. Ama
Amerika da anlaşılan çok hoşlanmadı bu sizin bir
haftalık harekâtınızdan.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Kuzey Iraktan
PKKyı tasfiye etmek için eksiğimiz nedir? Türk Silahlı
Kuvvetleri, bu konuda en tecrübeli, en bilgili, en güçlü ordularından
biridir dünyanın. Demek ki askerî güç eksikliğimiz yok. Hukuk: Hukuk
bizden yana. Siyaset: Bütün dünya ülkeleri PKKyı terör örgütü
sayıyor. Peki, o zaman bizim önümüze çıkan engel nedir, nereden
kaynaklanıyor? İşte demin size biraz anlattım.
Şimdi, bakıyoruz, bir düşünce kuruluşu,
Atlantic Council, Amerikada bir değerlendirme yapıyor, 2 defa rapor
hazırlıyor, biri 2007 yılında, biri 2009 yılında
ve bu raporlarda neler söylüyor: Terörle mücadeleden vazgeçin. diyor, madde
1, Türkiyeye önerileri: Terörle mücadeleden vazgeçin, güvenlik önlemlerinin
de ötesinde adımlar atın.
Bu söze dikkat edin: Nihai çözüm Türkiyenin sürdürülebilir
demokratikleşmesindedir. -Bu demokratikleşme lafını da
bir yerden hatırlıyor olacaksınız.- Ve aynı zamanda
PKK liderleri ve birlikleri için af çıkarmakta yatmaktadır çözüm.
Af çıkarın, kademeli bir af çıkarın. diyor. Yasal
reformlar yapın. Türkler federalizmi bölünmeyle eş anlamlı
olarak görürler, daha az göze çarpan ademimerkeziyet planları
tasarlayın. diyor. Bazı gelişmeleri
hatırlıyorsunuzdur, bu sözler size bir şey anımsatıyor
mu bilemem?
Anayasanın Türklüğü vatandaşlık olarak
tanımlayan maddesini değiştirin. diyor. Anayasada Türklükten
bahsetmeyin. diyor. Terörle Mücadele Yasasındaki bazı maddeler ve
Ceza Yasasındaki 301inci maddeyi kaldırın. diyor.
Düşmanla konuşun. Onun tabirini söylüyorum:
Düşmanla konuşun. Ankara Öcalanla konuşmayı reddedebilir
fakat demokratik seçimlerle gelmiş olan DTP üyeleri etkin birer muhatap
olabilirler. Erdoğan DTP milletvekilleriyle görüşmeli.
Görüşmelerden aylarca önce yazılıyor bu rapor, dikkatinizi çekerim
ve bunu öneriyor size ve DTPyi geniş kapsamlı görüşmeler için
bir kanal olarak görün, bölgesel bir yaklaşım uygulayın, Kuzey
Irakla temas edin
vesaire filan. Yol haritası bu, size bunu öneriyor.
Efendim, sivil toplum örgütleridir, bunlar her istediğini
söyler, ne olacak. Öyle değil. Bu sivil toplum örgütü bir NATO ülkesi
olan Norveçin mali desteğiyle çalışıyor, bu raporları
hazırlıyor ve Norveçin Washington Büyükelçisi bu
çalışmalara aktif olarak katılıyor. Başka kim
katılıyor? Ankaradaki bundan önceki Amerikan Büyükelçisi.
Başka? Evvelce Ankarada büyükelçilik yapmış olan İngiliz
Büyükelçisi. Başka? Generaller
Başka? Türkiyeden ve Kuzey Iraktan
giden 14 kişi. Ve diyor ki: Türk makamları bu raporların
hazırlanmasında bizim Türkiyedeki faaliyetlerimizi organize ettiler,
bizi siyasetçilerle, güvenlik güçleriyle ve istihbarat örgütleriyle
görüştürdüler. Raporda bunu yazıyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, buna
diyebilirsiniz ki: Canım, bunlar netice itibarıyla resmî olmayan,
devleti bağlamayan görüşler. Peki, devleti bağlayan
görüşler nedir? İşte, Başkan Obama, 6 Nisan 2009
yılında bu konuda bu kürsüden konuştu. Dediği gayet
açık ve net, hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak
şekilde açık konuşuyor: Irakta diyor en büyük, en önemli iki
terör örgütü var. Biri El Kaidedir, biri PKKdır. Biz diyor El Kaide
ile mücadele ederken onu -onun tabiriyle söylüyorum- yerinden sökeceğiz,
tahrip edeceğiz ve yeneceğiz. Peki, PKK için de aynı yöntemi
öneriyor mu? Hayır, onu önermiyor. Ne öneriyor: PKK için diyor Türkiye
sorunu çözmek için Irak Hükûmeti ile, Kuzey Iraktaki yerel yönetimle
görüşsün ve Türkiyedeki Kürtlerin haklarını iyileştirsin.
Biz böyle çözeceğiz ama onlar başka türlü çözecek.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, şunu
açıkça ortaya koyalım. Belli ki terör örgütünün amacı alfabeye
bir iki harf ilave etmek değil, birkaç tane köyün, kasabanın
adını değiştirmek değil. Bunların öteden beri
nasıl bir hedef güttüklerini biz gayet iyi biliyoruz ve terör örgütlerinin
bu konudaki demeçleri Türk basınına da, yabancı basına da
yansıdı, açık bir şekilde, Türkiyede devlet içinde devlet
kurmak istiyorlar. O bölgenin yönetimini bize bırakın. diyorlar,
Ekonomiyi de biz yönetelim, bir de orada silahlı gücümüz olsun.
Değerli arkadaşlarım, bunun ötesinde resmen devlet olmak için
iki eksiği kalıyor: Bir, hutbe okutacaksınız, iki, sikke
kestireceksiniz. Osmanlı İmparatorluğunda bu işler böyle
oluyordu. (CHP sıralarından alkışlar) Yani Bunlar hariç,
orada ayrı devlet kuracağız. diyor. Şimdi, biz de
açılım üzerinde çalışırken bunları herhâlde
bilmek zorundayız. İmralıdan bekledikleri var.
İmralıdan bir görüş bekleniyor. Hükûmet yetkilileri de diyor
ki: Aman gelsin de onu bir değerlendirelim, bakalım neyin
nesiymiş. Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu konuda
ciddi olmak zorundayız. Kuzey Iraktaki terörün tasfiyesi konusunda ciddi
olmak zorundayız.
Sayın Başbakan, 12 Haziran 2007 tarihinde ne diyor:
Yurt dışındaki terörü bir tarafa bırakalım. Biz
Türkiyedeki terörü önlemeye çalışalım.
Dışarıdakilerin sayısı 500, içeridekilerin 5 bin. Bir
kere rakamlar yanlış. İkincisi, böyle sayıya göre bu
işleri dengelemeye çalışırsanız, beyin
Şimdi, değerli arkadaşlarım, demin
Değerli MHP Sözcüsü arkadaşımız söyledi. Bir AKP
milletvekili -yakın zamandan öncesine kadar genel başkan
yardımcılığı yapmış- Milliyet gazetesinde
Devrim Sevimaya mülakat verdi. Diyor ki: Bırakın, Türkiyedeki
PKKlılar silahlarıyla birlikte Kuzey Iraktaki cephelerine
katılsınlar. Siz bunu tasvip ediyor musunuz? Etmiyorsanız, niye
şimdiye kadar tepki göstermediniz? Başka milletvekillerinizin
sözlerine bizzat Sayın Başbakan tepki gösteriyor, buna niye
göstermiyor acaba? Eğer bu, Hükûmetin görüşü ise bilelim,
değilse onu da bilelim. Ama kürsü burada. Lütfen çıkın,
söyleyin.
Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı bu kürsüde, birkaç
gün önce, Meclisin açılışında ne dedi? Aynen okuyorum:
Bugün gelinen noktada, Türkiye daha fazla şehitler vermeden, daha fazla
mali kaynak ve enerji harcamadan, terör sorununu geride bırakmaya
yarayacak yeni yöntemleri devreye sokma kapasitesine
ulaşmıştır. Buyurun. Şehit vermeyeceğiz yani
mücadele etmeyeceğiz. Kim ister şehit vermeyi
Keşke
Enerji
harcamayacağız, para harcamayacağız, kaynak
harcamayacağız, terörü bitireceğiz. Bunun yolunu bulduk diyor.
Lütfen, bize de söyleyin. Sizi tebrik edelim. Hep birlikte sevinelim. Ama bu
sözü burada söylediğiniz zaman bunun arkasında
duracaksınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öymen, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
ONUR ÖYMEN (Devamla) O zaman bu tezkereyi Meclise niye getirdiniz
değerli arkadaşlar? Eğer terörü mücadele etmeden bitirmenin
yolunu bulduysanız bu tezkereyi niye getiriyorsunuz Meclise de tehditten
bahsediyorsunuz, oraya asker göndermekten bahsediyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, aynı zamanda, terörle
mücadele konusundan bahsedilirken Sayın Cumhurbaşkanı
Başka ülkeler bizim iç işlerimize müdahale edebilir, biz tedbir
alalım. Almazsak başkaları gelir, bizim namımıza bu
tedbirleri alır. dedi. Bu sözler bizi çok üzmüştür. Bu sözleri
söyleyen insan ülkemizin kurtuluşunda bütün dış müdahaleleri
elinin tersiyle iten Büyük Atatürkün koltuğunda oturuyor. (CHP
sıralarından alkışlar) Bu sözler söylenecek sözler
değildir. Kendisine, Atatürkün söylediği bir sözle cevap veriyorum.
Diyor ki Atatürk: Hangi istiklal vardır ki yabancıların
nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih
böyle bir olay kaydetmemiştir. Tarihte böyle bir olay yaratmaya
kalkışanlar zehirli sonuçlarla
karşılaşmışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
ONUR ÖYMEN (Devamla) İşte, Türkiye de bu
yanlış zihniyetle sakat olan bazı yöneticiler yüzünden her saat,
her gün, her yüzyıl biraz daha gerilemiş, daha çok
düşmüştür.
Değerli arkadaşlarım, biz, bu tezkereye olumlu oy
vereceğiz ama uygulamasını da yakından izleyeceğiz. Bu
ülke sahipsiz değildir. Bu ülke yabancıların güdümüyle idare
edilecek bir ülke değildir. Bu ülke terörle mücadeleyi mutlaka sonuna
kadar sürdürecektir ve başarıyla sonuçlandıracaktır.
Yüce Meclise saygılar sunarım. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öymen.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Diyarbakır
Milletvekili Gültan Kışanak.
Sayın Kışanak, buyurun efendim. (DTP
sıralarından alkışlar)
DTP GRUBU ADINA GÜLTAN KIŞANAK (Diyarbakır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Kuzey Irak bölgesi ve mücavir alanlarına gönderilmesine -asker
gönderilmesine- ilişkin Hükûmete yetki verilmesini öngören
Başbakanlık tezkeresi hakkında Demokratik Toplum Partisinin
görüşlerini sunmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, savaşın, ölümlerin
durduğu, toplumsal barışın sağlandığı,
özgürlüklerin ve demokrasinin geliştiği bir ülkede ortak bir gelecek
kurma umutlarımızı güçlü kılmaya
çalıştığımız bir süreçten geçiyoruz.
Barışa duyulan özlem o kadar büyük ki sadece Sayın
Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün İyi şeyler olacak. sözü
üzerine tüm kamuoyu barış tartışmalarını
gündemine aldı. Aydınlar, yazarlar, sanatçılar, demokratlar,
liberaller, emek örgütleri, gençler, kadınlar, yani tüm toplumsal
kesimler, toplumsal bir barış nasıl sağlanır, bu
konuda fikir üretmeye, sürece katkı sunmaya başladılar. AKP
Hükümeti ise önce Kürt Açılımı, sonra Demokratik
Açılım, son olarak da Millî Birlik Projesi adını
verdiği bir süreçten bahsediyor. Sayın Başbakan gittiği her
yerde Analar ağlamasın, anaların gözyaşı dinsin.
diyor ama aynı Başbakan böylesi bir süreçte Meclisin önüne savaş
tezkeresi getiriyor. AKP Hükûmeti bu Meclisten, gençlerimizi bir yıl daha
ölmeye ve öldürmeye gönderme yetkisi istiyor. Siz, gençlerimizi ölmeye ve
öldürmeye gönderirseniz anaların gözyaşları nasıl dinecek?
Bu ülkenin doğusuna, batısına, Diyarbakıra, Vana,
Edirneye, Trabzona cenazeler giderken, ocaklara ateş düşerken Kürt
sorunu nasıl konuşulacak, nasıl çözülecek?
Kürt sorunu artık kamuoyundaki tartışmalarla bütün
boyutlarıyla gün yüzüne çıkmıştır. Tarihsel, ekonomik,
sosyal, kültürel, siyasal boyutları olan ve seksen beş
yıldır yapılan yanlışlarla her geçen gün daha da
büyüyen bir sorunla karşı karşıya olduğumuz gün gibi
ortadadır. Böylesi bir sorunun çözümünü daha yirmisine yeni ayak
basmış, geleceğe dair bin bir hayalleri olan gençlerin birbirini
öldürmesinde aramak vicdansızlık değil midir? Sürekli
tekrarlanan, isyanı kanla bastırıma siyaseti bu ülkenin topu
topu seksen beş yıllık tarihinde 29 kez tekrarlandı. Son
yirmi beş yıldan beri kesintisiz olarak devam eden
çatışmalı süreçte resmî rakamlara göre 50 bin insanımızı
kaybettik. Yetmedi mi? Üzerine gelinmedikçe eylem yapmayacağını
açıklamış ve silahsızlanma için hazır olduğunu
beyan etmiş bir örgüte karşı Hayır, ille de ben sana
operasyon yapacağım, hepinizi öldüreceğim. demenin neresinde
çözüm vardır? Neden bir kez de konuşmayı, diyalog kurmayı
Gelin, sorunlarımızı tartışarak demokratik yol ve
yöntemlerle çözelim, hak ve özgürlüklerin sınırlarını
genişletelim. demiyorsunuz? Bunu söylediğinizi iddia
ediyorsanız neden sınır ötesi operasyon yapmak için Meclisten yetki
istiyorsunuz? Yetki alacağız ama kullanmayacağız. diye
halkı yanıltmaya yönelik bir propaganda yolunu deneyecekseniz
boşuna uğraşmayın, halk bu propagandaya artık
kanmayacaktır.
AKP Hükûmeti olarak 2007 ve 2008 yılında
çıkardığınız tezkere kararlarından sonra da halka
doğruları söylemediniz ama ölüm, yalanla ortadan
kaldırılamayacak kadar yalın bir gerçektir. 2007de Meclisten
aldığınız sınır ötesi operasyon yetkisini
kullanarak 21 Şubat 2008 tarihinde kara harekâtı
başlattınız. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı İlker
Başbuğ ve dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar
Büyükanıtın bizzat koordine ettiği operasyon sekiz gün sürdü.
PKK kaynakları, sekiz günlük operasyon sırasında, Türk Silahlı
Kuvvetlerinden 123 kayıp verildiğini iddia etti, kendi
kaybını ise 12 olarak açıkladı. Buna
karşılık Türk Silahlı Kuvvetleri de kendi kaybını
25 olarak açıkladı, PKKnin 250den fazla kayıp verdiğini
iddia etti.
Rakamlar konusunda kimin doğru söylediğinin hiçbir önemi
yok. Ortada çok yalın bir gerçek var, bu ülkenin 140 ya da 275
yurttaşı, gencecik fidanı, sekiz günlük bir operasyonda
yaşamını yitirmiştir. Ölüm bu kadar ucuz mu? Sayı
saymayı mı unuttunuz? Vicdanlarınız mı köreldi? Yoksa,
el kesesinden ağalık mı yapıyorsunuz?
2008de çıkartılan tezkereden sonra yaşananlar da
farklı değil. MAZLUMDERin verilerine göre, tezkerenin
uzatılmasından sonra, 2009 yılının ilk beş
ayında 37 çatışma yaşandı, bu çatışmalarda,
her iki taraftan 81 kişi hayatını kaybetti, 165 kişi
yaralandı. Yine aynı verilere göre, 75 bombalı ve
mayınlı olay meydana geldi. Bu olaylarda 50 kişi
hayatını kaybetti, 74 kişi yaralandı. Toplam rakam 133.
Dile kolay! Tam 133 ocağa ateş düştü, 133 ananın
yüreği yandı, 133 ana gözyaşı döktü. Şimdi üçüncü
sınır ötesi operasyon tezkeresini Meclisin gündemine getirdiniz.
Soruyoruz Başbakana: Anaların gözyaşını böyle mi
dindireceksiniz?
Sayın Cumhurbaşkanımıza da seslenmek
istiyoruz: Yasalar, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına,
başkomutanlık yetkisini size vermektedir. Sadece İyi
şeyler olacak. demekle iyi şeyler olmuyor. Başkomutan
sıfatıyla, herkesten önce, bu ölümlerin vebali sizin
boynunuzdadır. Meclisin açılışında
yaptığınız konuşmada tekçi devlet yapısından
çoğulcu devlet yapısına geçmenin bir zorunluluk olduğunu
söylediniz. Biz de buna inanıyoruz. Çağın demokratik
değerleri de bunu gerektirmektedir. Türkiyede yaşayan Kürtüyle,
Türküyle 72 milyon yurttaşımızın da özlemi, bu ülkede
barış içerisinde, eşit, adil ve özgür bir gelecek inşa
etmektir. Gelin, yıllardan beri
yaratılan asılsız korkuların vicdanlarımızı,
insanlığımızı, bu ülkeyi ve geleceğimizi esir
almasına izin vermeyelim. Gelin, bu ölümleri durduralım.
Anaların gözyaşını gerçekten dindirelim. Artık ölme,
öldürme siyasetine son verelim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kürt sorunu
Türkiye Cumhuriyeti tarihi kadar eskidir. Türkiye'nin ilk anayasası olan
1921 Anayasasında çoğulcu, birleştirici, demokratik bir söylem
vardı. Ancak 1924 Anayasasında bu demokratik yaklaşım,
yerini etnik milliyetçiliğe dayalı tekçi devlet yapısına
bırakmıştır. Bu tekçi zihniyet, Türk etnik kimliğine
odaklı bir ulus devlet projesini hayata geçirmeyi hedef olarak önüne
koymuştur. Böyle bir politika, başka kimliklerin yanı sıra
Kürt kimliğini de reddetmiş, asimilasyonu esas almış,
kimlik talepleri baskı altında tutulmuştur. Kürt
halkının varlığını inkâr eden, kimliğini
kabul etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti devletine yurttaşlık
bağıyla bağlı olan herkesi Türk etnik kimliğinden
saymayı zorunlu kılan bu zihniyet, cumhuriyet tarihi boyunca
şiddet üreten bir zemin olmuştur.
Seksen beş yıllık cumhuriyet tarihi boyunca yirmi
sekiz Kürt isyanı yaşanmış, eski Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel PKKnin silahlı eylemlerini yirmi dokuzuncu Kürt
isyanı olarak tanımlamıştır. Kürt
isyanlarının tamamı aşırı şiddet
kullanılarak bastırılmış, PKKye karşı
yürütülen bastırma harekâtı ise Türkiye'nin son yirmi beş
yılını düşük yoğunluklu savaş hâlinde geçirmesine
neden olmuştur. Bugün gelinen noktada, bu tekçi, asimilasyoncu zihniyeti
savunmanın ve devam ettirmenin mümkün olmadığı
görülmektedir. Çağın demokratik değerleri ve
halkımızın yürüttüğü demokrasi mücadelesi bunu zorunlu
kılmaktadır.
Ancak, ne yazık ki halk adına çözüm politikaları
üretmekle görevli olan Parlamentoda, bu gerçeği görmeyen, tekçi zihniyette
ısrar eden yaklaşımlarla karşı karşıyayız.
Bazıları yıllardan beri tekerleme hâline getirilen ve
gerçeklerle hiçbir alakası olmayan bölünme korkusunu sürekli yeniden
üreten ve halkı birbirine karşı kışkırtan bir
yaklaşım içerisindedir.
Kürt halkının bu konudaki yaklaşımı çok
açıktır. Yıllardan beri yaşadığı büyük
acılara rağmen, Kürtler, bir an olsun barış ve
kardeşlik söyleminden geri durmamışlardır. Her
fırsatta, bu ülkede, bu bayrak altında, özgür, eşit yurttaşlar
olarak yaşamak istediklerini ifade etmişlerdir, bugün de ifade etmeye
devam etmektedirler. Yıllardan beri bir halkın
varlığını, kimliğini, kültürel haklarını
inkâr eden zihniyet ise bu ülkenin yurttaşlarını fiilî olarak
birbirinden ayırmış, yani bölücülük yapmıştır.
Yıllardan beri körüklenen ayrımcılık günümüzde
ırkçılık boyutuna ulaşmış, Kürtlere
karşı linç girişiminin de zemini hâline gelmiştir. Kürtçe
şarkıların çalındığı düğünlere
saldırılar düzenlenmekte, mevsimlik tarım işçilerine
yönelik linç girişimleri yaşanmakta, maçlarda ırkçı söylem
ve eylemler boy göstermekte, Türklerle Kürtler arasındaki sıradan
ticari anlaşmazlıklar bile ölümle sonuçlanan kavgalara
dönüşmektedir. Bu gelişmeler tehlikenin boyutunu ortaya
çıkarmaktadır ama hâlâ bazıları,
kışkırtıcı, tahrik edici, halkı karşı
karşıya getirici söylemlerine devam etmektedir. Kürt
halkının hakları konusunda kıyamet koparanlar, söz konusu
savaş olunca AKP Hükûmeti ile ortak hareket etmekte ise hiçbir
sakınca görmemektedirler.
Sayın milletvekilleri, Türkiye'nin seksen bir ilinden
halkımıza vekâleten 23üncü Dönemde 546 milletvekili olarak
buradayız. Hepimiz bu toprakların evlatlarıyız. Hepimizin
hatıraları, hikâyeleri, hayalleri, kaderi, neşesi,
şarkıları bu coğrafyaya ilişkindir. Aramızda
esmeri, kumralı, sarışını, Türkü, Kürtü,
Arapı, Lazı, Çerkezi var belki ama bu bir zenginliktir. Bu Meclis,
iradesini demokrasi ve barıştan yana koyabilirse bu zenginliği
barış içerisinde bir arada ortak bir geleceğe yöneltmek mümkün
olacaktır.
Demokratik Toplum Partisi olarak esas mücadelemiz de bunun
içindir. Bu nedenle Kürt sorununun barışçıl, demokratik
yöntemlerle çözülmesini önemsiyoruz. Bu nedenle operasyonlar bir an önce
dursun, ölümler dursun, analar artık ağlamasın istiyoruz çünkü
insanlar ölürken konuşulamaz, insanlar ölürken toplumsal gelişme
sağlanamaz, insanlar ölürken sözün bir kıymeti olamaz.
Kürtlerin varlığını inkâr etmek uğruna
yürütülen bu savaş binlerce insanımızın
yaşamını yitirmesine, milyonlarca insanımızın
yerinden yurdundan olmasına, milyonlarca liralık servetin, millî
servetin silahlara ve ölümlere harcanmasına sebep olmaktan başka
hiçbir işe yaramamıştır. Bu kör siyaset Kürt yokturla
başladı Türkiyede Kürt yoktura dönüştü, şimdi
Türkiyede Kürt vardır ama hakları yoktur noktasında tutulmaya
çalışılıyor. Kürtlerin varlığını kabul
etmek için seksen beş yılımızı yitirdik,
haklarını kabul etmek için de bir seksen beş yıl daha
kaybetmeyelim.
Sayın milletvekilleri, geçtiğimiz yıl, bir
gazeteci, çatışmayla geçen yirmi dört yıllık süreçte
komutanlık yapmış emekli paşalarla görüşerek bir kitap
hazırladı. Emekli paşaların görüşlerine
baktığımızda, hiçbirisinin, yaşadıkları bu
sürece Doğru yaptık diyemediğini görüyoruz. 12 Eylül
darbesinin mimarı Kenan Evren bile Kürtçeyi yasaklayarak yanlış
yaptık. demektedir. Bugün herkes 12 Eylül döneminde Diyarbakır cezaevinde
yapılan insanlık dışı işkencelerin Kürt sorununu
büyüttüğünü kabul etmektedir. 1998de Suriye sınırına
yığınak yapan dönemin 2nci Ordu Komutanı Orgeneral Aytaç
Yalman da aslında bu sorunun Kürtlerin inkâr edilmesinden, sosyal ve
kültürel taleplerinin karşılanmamasından
kaynaklandığını kabul etmektedir. Emekli Genelkurmay
Başkanı Hilmi Özkök de sınır ötesi operasyonlara
ilişkin verdiği yanıtta Sanki Irakın kuzeyine bir harekât
yapılsa bu iş biter. Hayır, bitmez. demektedir. 21 Şubat
2008de yapılan sınır ötesi kara operasyonunu bizzat yöneten
dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt da
katıldığı bir televizyon
programında TSKnın tümü bile gitse Kandili temizleyemez.
diyerek gerçeği ifade etmek zorunda kalmıştır.
Peki, bütün bu gerçekleri bile bile neden askerî operasyonlarda
ısrar ediyoruz, neden ölme-öldürme siyasetinde ısrar ediyoruz? Emekli
paşaların hatalarını görebilmesi için 50 bin
insanımızın ölmesi mi gerekiyordu? Milyarlarca dolarlık bu
kirli savaşta tanka, topa paramızı yatırarak
halkımızı yoksulluğa mahkûm etmemiz mi gerekiyordu?
Susurluk, Şemdinli, JİTEM davaları ortaya çıktı.
Çatlılar, Yeşiller, Cemal Temizözler, Kamil Ataklar kahraman ilan
edilerek bu halka karşı suç işlemeye teşvik edildi. Bunca
acının, gözyaşının, akan kanın, kaybolan maddi ve
manevi servetin sorumluları bugün halkın karşısına
çıkıp Hata ettik. diyerek günah çıkartıyorlar. İnsan
yaşamı bu kadar ucuz mu? Sizin hatalarınızın bedelini
Türküyle, Kürtüyle bizim çocuklarımız ödüyor hem de
canlarıyla. Bu ülkenin en kıymetli sermayesi olan gençlerimizi ölmeye
ve öldürmeye göndermeye ne hakkınız var?
Değerli milletvekilleri, ölüm nasıl bir şeydir hiç
düşündünüz mü? Gözünüzden sakındığınız
oğlunuzun, eşinizin, babanızın,
kızınızın cansız bedenini toprağa gömdükten sonra
onu bir kez daha göremeyeceğinizi, koklayıp öpemeyeceğinizi
bilerek onu mezarlıkta, toprağın altında bırakarak eve
dönmenin ne demek olduğunu düşündünüz mü? Şimdiye kadar hiç
düşünmediyseniz bir kerecik olsun şimdi düşünün, bu tezkereye oy
verirken bunları düşünün.
Edirnekapı Mezarlığında feryat eden gencecik
kadını düşünün. Hakkâride Kürtçe ağıt yakan
anayı düşünün. Çok eskilere gitmenize de gerek yok, bu Parlamentonun
çıkarttığı iki tezkereden sonra yaşanan can
kayıplarını düşünün. Vereceğiniz evet oyunun yeni
ocaklara ateş düşüreceğini, Edirnekapı
Mezarlığında feryat eden kadınlara, Hakkâride
ağıt yakan analara yenilerini ekleyeceğini unutmayın.
Bir de şunu düşünün: Paşalar emekli olup sahil
kasabalarında konutlarına çekildikten sonra günah çıkartıyorlar,
siyasetçiler ise topu askerlere atarak günah çıkartma zahmetine bile
katlanmıyorlar. Ancak artık halk bu yaklaşıma prim
vermiyor. Asker cenazelerinde Yemen yolu çamurdandır. / Sefer tası
bakırdandır. / Gemiciği olan bedel öder. / Şehidimiz fakirdendir.
yazan pankartlar açılıyor. Neden ölenler hep yoksul, emekçi ailelerin
çocukları? Neden hiçbir üst düzey bürokratın çocuğu
çatışmada ölmüyor? Neden hiçbir zenginin, holding patronunun,
borsacının çocuğu ölmüyor? Neden hiçbir generalin, üst rütbelinin
çocuğu çatışmada ölmüyor? Halk artık bu soruları
yüksek sesle soruyor.
Halk bir şeyi daha sorguluyor, yıllardır terördür,
bölücülüktür, vatana ihanettir diye sakladığınız gerçekleri
anlamaya çalışıyor. Halk, bu ülkenin 40 bin yurttaşı,
gencecik evladı eline silah alıp dağa çıkmışsa,
ölümü göze almışsa burada siz yöneticiler olarak bazı
şeyleri yanlış yapıyorsunuz diye sorguluyor, bu
yanlışlardan dönülmesini istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kışanak,
konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
GÜLTAN KIŞANAK (Devamla) Kürtüyle, Türküyle,
Lazıyla, Çerkeziyle bu ülkenin tüm yurttaşları artık bu
kör savaştan vazgeçilmesini, evlatlarının ölüme gönderilmemesini
istiyor.
Değerli kadınlar, biraz da sizlere seslenmek istiyorum.
Çatışmalı süreçlerin, savaşların, zorunlu göçlerin en
ağır faturasını dünyanın her yerinde olduğu gibi
ülkemizde de kadınlar ve çocuklar ödemiştir. Biz kadınlar
biliyoruz ki çektiğimiz acıların, döktüğümüz
gözyaşlarının rengi de, dili de, dini de aynıdır. Bu
ülkenin doğusunda da batısında da yaşanan evlat
acısıdır.
Biz kadınlar istersek, mücadele edersek bu ülkeye
barışı getirebiliriz. Dünya bunun örnekleriyle doludur.
İsrailde Lübnanın işgaline karşı mücadele eden Four
Mothers hareketini hatırlayalım. Four Mothers hareketinin
kurucularından bir kişi duygularını şöyle ifade
etmektedir:
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kışanak, son defa sürenizi
uzatıyorum, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
GÜLTAN KIŞANAK (Devamla) Ben çocuğuma oyuncak tüfek bile
almamıştım ama onun başkalarını öldürmesine engel
olamadım. Bu mücadeleyi bunun için başlatıyorum. demişti.
Bizler de ülkemizde yaşanan savaşı bitirebiliriz, savaşa
Dur diyebiliriz, ölüme ve öldürme siyasetine izin vermeyebiliriz.
Mahatma Gandinin çok güzel bir sözü var: Göze göz, dünyayı
kör eder. Resmî tarih kitaplarında her savaşın bir
kazananı ve kaybedeni olduğu yazsa da aslında hiçbir
savaşın kazananı yoktur. Bizler de Demokratik Toplum Partisi
olarak göze göz politikasının geleceğimizi karartmasına
fırsat vermemek için barış hakkımızı
kullanıyoruz ve bu tezkereye Hayır. oyu veriyoruz. (DTP
sıralarından alkışlar) Tüm vicdanlı milletvekillerini
de Hayır. oyu vermeye davet ediyoruz. Bu Parlamento savaş kararları
veren bir parlamento değil, barış kararları veren bir
parlamento olsun istiyoruz. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, AK PARTİ Grubu
adına Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz.
Sayın Kapusuz, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SALİH KAPUSUZ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ adına Türk
Silahlı Kuvvetlerine sınır ötesi harekât ve mücadele yetkisi
veren Hükûmet tezkeresinin bir yıl uzatılmasına ilişkin söz
almış bulunuyorum.
Öncelikle, yeni yasama yılının ülkemize,
milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, ülkemizin birliği,
dirliği, huzur ve refahı için hayatlarını ortaya
koymuş olan aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, ailelerini,
yakınlarını ve kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle yâd
ediyorum. Hâlen canı pahasına terörle mücadele eden kahraman vatan
evlatlarına da şükranlarımla birlikte üstün başarılar
diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin son otuz
yılının en önemli gündem maddesi maalesef hep terör
olmuştur. Ülkemiz, son otuz yıldır tüm kaynaklarını
tüketen, huzurumuzu, iç barışımızı ve
kardeşliğimizi hedef alan terör belasını
yaşamaktadır. Terör nedeniyle bu ülke binlerce vatan evladını
kaybetmiş, çok ağır bedeller ödemiştir. Terör ülkemizde
ciddi bir istikrarsızlığın yaşanmasına neden
olmuş, sadece bir bölgenin kaderine değil, bütün ülkenin ekonomik,
sosyal ve kültürel hayatına ve elbette kalkınmamıza da olumsuz
yönde etkiler getirmiştir.
Terörle ilgili literatürü alt alta sıralarsak
insanlığın nasıl bir belayla karşı
karşıya olduğunu daha iyi anlayabiliriz:
21inci yüzyıl terörizm çağı.
Asrın belası terörizm.
Kolay çözümü olmayan bir bela.
Ulusal ve uluslararası güvenliğe yönelmiş en büyük
tehdit.
İnsanlığa karşı işlenen en büyük
suç.
Çok uzun zamandır biliyoruz ki, sorun tek başına
bir asayiş sorunu değildir. Terör ve terörizm ekonomik, siyasi,
sosyal, kültürel ve güvenlik gibi parametreleri olan çok bilinmeyenli bir
denklemdir. Otuz yıldır her şey denendi. Bu sürede görev
almış tüm hükûmetler terör belasını ortadan kaldırmak
ve ülkenin her köşesinde huzur ve güveni sağlayabilmek için emek ve
gayret sarf ettiler. Farklı partilere mensup olarak bu koltuklarda oturan
bizden önceki birçok milletvekili de hükûmetlerin sunduğu mücadele
programlarının oylamalarına katıldı, oluşturulan
çözüm önerilerine terör belasından kurtulabilmek için ümitle destek verdi.
Bu süre içinde millet olarak hep birlikte birçok şey öğrendik;
bunlara tecrübemizi de ekleyerek yeni politikalar, yeni stratejiler ürettik.
Belki Türkiye olarak kesin netice alabilirdik, fakat yukarıda
belirttiğim parametreler AK PARTİ Hükûmeti dönemine kadar bir bütün
olarak ele alınıp bu denklemin tam anlamıyla çözülebilmesini
maalesef uygulamaya koyamadığımız için sonuç elde edemedik.
Değerli arkadaşlar, biz de AK PARTİ olarak iktidara
geldiğimiz günden beri güvenlik güçlerimiz başta olmak üzere bütün
kurum ve kuruluşlarımızla terörün her türlü boyutuyla mücadele
içerisindeyiz. Mücadelemiz sadece teröristle değil, son yüzyılın
en önemli sorunu terörizm ve bununla toplumu negatif yanlarıyla etkileyen
çok boyutlu bir alan olan terörizmle mücadelemiz devam etmektedir.
Bunun yanı sıra terörizmle mücadelenin önemi ve bu
mücadeledeki haklılığımızı bundan en çok
canı yanmış bir ülke olarak tüm dünyaya anlattık. Bölge
ülkeleri başta olmak üzere tüm dünya Türkiye'nin bu mücadeledeki
haklılığını kabul etmeye ve destek vermeye
başlamıştır.
Sayın milletvekilleri, Türkiye geçtiğimiz yedi yıl
içinde çok önemli adımlar atmıştır. Demokratikleşmeden
sağlığa, ulaşımdan dış ticarete kadar
yaşanan gelişmeler ortadadır. Bu çalışmalarda bölgeler
arası kalkınmışlık farkını gidererek
topyekûn ilerlemeye yönelik adımlar atılmıştır.
Şöyle bir geriye dönüp bakarsak, KÖYDES projesini uygulamaya
koyduk. Susuz veya suyu yetersiz köy mezralarını
sağlıklı ve yeterli içme suyuna kavuşturmak ile
yollarının kalitesini ve standartlarını yükseltmek,
altyapısını desteklemek için uygulanmış olan KÖYDES
projesi hayatiyet kazandı. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgemizde altyapı sorununa önemli kaynaklar ayırdık, önemli
ölçüde çözüm sağladık.
Kimilerine basit gelebilir. Bir köylünün evine
dışarıdan su taşımasının ne kadar zahmetli
olduğunu bu zorluğu yaşayanlar bilir. Hele bir kış
mevsiminde taşıdığı suyun kışın o
soğukta donduğunu, o donan suyu tekrar su hâline getirmek için neleri
çektiğini yaşamayan insan bilmez. İşte şimdi,
artık bu tip zorluklar ya yaşanmıyor ya da minimuma
indirilmiştir.
Demokratikleşme konusunda önemli adımlar attık.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sekiz ilde 1987den bugüne
kadar on beş yıl boyunca 46 kez olağanüstü hâl
uzatılması yaşandı.
Değerli arkadaşlar, olağanüstü hâli yaşayanlar
çok iyi biliyoruz. Bilirsiniz, sıkıyönetimleri yaşayanlar çok
iyi hatırlayacaktır; her şeyin denetlendiği, her şeyin
kontrol edildiği, adım bir çevrilip kimlik kontrollerinin
yapıldığının hiç unutulmaması lazım.
Biz, yıllardır süren OHALi kaldırdık.
DGMleri kaldırdık. Çok sayıda Avrupa Birliği uyum
yasasını kanunlaştırdık. TRT Şeşin
kurulması bile muazzam bir olaydır. Bu uygulama muhalefet
tarafından çok eleştirildi. Bakın, geçtiğimiz ramazanda
gördük, bölge insanının bir kandil gecesinde dualarla, mevlitlerle, hatimlerle
nasıl memnuniyet duyduğunu, nasıl bir aidiyet duygusu içerisinde
olduğunu değerli milletvekili arkadaşlarım bölgelerinden,
isteyen herkes o bölgedeki insanlardan bu memnuniyeti görebilir. Yani
bıraksaydık da Roj TVyle bunların yanlış yönlendirmelerinin
devam etmesini mi sağlasaydık? Bu ülkenin her noktasında,
doğu-batı, kuzey-güney demeden, hiçbir ayrım
yapmaksızın, imkânlar ölçüsünde vatandaşlarımızın
daha iyi koşullarda yaşayabilmesi için çalışmalar
yaptık, yapmaya devam edeceğiz.
Sayın milletvekilleri, bütün bu yapılanlara ilave olarak
bölgede akan kanın durmasını sağlamak,
çocuklarımızın bir daha asla devlete karşı
dağlara çıkmamasına zemin hazırlamak ve terör problemini
tamamıyla çözmek için eş zamanlı olarak bir demokratik
açılım politikası da geliştiriyoruz. Hamasetle ve boş
sözlerle çözülemeyeceği de çok iyi biliniyor ve bizlerden de köklü ve
kalıcı çözümler bekleniyor. Bu konuda parti ayrımı
yapmaksınız hepimize sorumluluk düşüyor. Milletin sorunu
Türkiyenin sorunudur. Türkiyenin sorunu parti farkı gözetmeksiniz
hepimizin sorunudur, siyaset üstü sorunlardır.
Peki, bu sorunlar nasıl çözülür? Çözümün yolu dinlemektir.
Çözümün yolu anlamaktır. Çözümün yolu demokratik standartların
yükseltilmesidir. Çözümün yeri Meclistir. Çözümün muhatabı milletimizdir.
Evet, irade varsa, kararlılık varsa, iyi niyet varsa,
samimiyet varsa, azim varsa her şeyi yoluna koymak mümkündür. Bu nedenle,
ortak akıl ve ortak sorumlulukla herkes bu çözüme katkı
sağlamalıdır.
Ben öncelikle siyasi partilerimize sesleniyorum: Birçok konuda
farklı düşünebiliriz, görüşlerimiz ayrı olabilir. Ancak her
partinin, her siyasetçinin sorumluluğu Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasına bağlı kalarak barış içinde yaşayan,
sorunlarını çözmüş, mutlu ve müreffeh, büyük ve güçlü Türkiye
için çalışmaktır. Gelin, çözüme yönelik önerilerimizi masaya
koyalım, hep birlikte, iyi niyetle gayret edip, birlikte
çalışalım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, sizlere
sesleniyorum: Gelin, barış içinde yaşayan, sorunlarını
çözmüş, mutlu, büyük ve güçlü Türkiye için çalışalım,
milletimiz için en iyisini birlikte yapalım. Hesabi değil hasbi
olalım. Şunu kimse unutmasın ki, çözüme hizmet etmeyen soruna
hizmet eder.
İşte bu anlayışla biz, bu projeyi bir millî
birlik ve kardeşlik projesi olarak değerlendiriyoruz. Güçlü ve büyük
Türkiye, artık silahların sustuğu, kan ve
gözyaşının durduğu bir ülkedir. Güçlü ve büyük Türkiye,
muasır medeniyetler seviyesine ulaşmış, herkesin eşit
olarak daha özgür yaşadığı, daha müreffeh bir ülkedir.
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Eşit nasıl
olacağız? Toplum aç yahu! Sizin gemiciğiniz olacak, bizim hiçbir
şeyimiz olmayacak!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) Güçlü ve büyük Türkiye
komşuları ile sıfır sorun politikası izleyen,
bölgesinde güvenliği, barışı teminat olarak gören, örnek
alınan lider bir ülkedir. Güçlü ve büyük Türkiye küresel meselelerde aktif
rol alan, belirleyici siyasi aktör olarak kabul edilen bir ülkedir. Güçlü ve
büyük Türkiye dünyanın güvenliğinde söz sahibi olan, aynen G-20lerde
olduğu gibi ülkelerin küresel meselelerinin
tartışıldığı zeminlerde bulunan ülke olmak
demektir.
İşte bu çerçevede, millî birlik ve kardeşlik
projesinin temel hedefi, hepimizin özlediği büyük Türkiyenin
-ayağındaki prangalardan kurtarmak- daha güçlenmesini, hak
ettiği gerçek yeri almasını sağlamaktır. Bu nedenle
demokratik açılımın bir paket değil, bir süreç olduğu
herkes tarafından bilinmelidir. Bu süreç içinde güvenlik uğruna
demokratik kazanımlarımızı feda edecek değiliz. Biz
demokratik standartlarımızı da daha yükselterek soruna kökten çözüm
istiyoruz. Daha fazla demokratikleşmeyle, eşit koşullarda, bir
arada yaşama iradesinin güçlenmesini ve şiddet ortamının
sona erdirilmesini arzu ediyoruz.
Bugün, çözümsüzlük ve kutuplaşmayı artıracak terör
eylemlerine ve şiddet adımlarına değil, barış
yöntemlerine, sosyal ve ekonomik önlemlere ihtiyaç vardır. Demokratik
açılım sürecinde aşırı beklentilere girilmesi ne kadar
yanlış ise, endişelenmek, gereksiz paranoyalara kapılmak,
topluma korku pompalamak da bir o kadar yanlıştır. Millî birlik
ve kardeşlik projesi olan demokratik açılım ile bütün
milletimizin hassasiyetleri gözetilmeli, söylem ve eylem, kimimiz
Hepimiz bu
konuda mutlaka ama mutlaka birlik içerisinde, dirlik içerisinde, hepimizi
ilgilendiren bir çalışma yapmalıyız.
Değerli arkadaşlarım, bu çalışmalarla
ilgili olarak sıcak, samimi, kucaklayıcı bir beraberlik
içerisinde, güçlü ve ülkemizin geleceğiyle alakalı olarak
pekiştirilecek olan her sorunlu alanımızı kendi içimizde
çözüme kavuşturmalıyız. Herkesi, bu süreçte, çatışma
ve şiddet eğilimleri karşısında aklıselimi
savunmaya davet ediyoruz. Öfke ve akıl aynı yerde durmaz. Öfke galip
olunca akıl devreden çıkar. Çözüm için sabırlı, sakin,
kararlı olup azimle, birlikte çalışmalıyız.
Çözümsüzlüğü çözüm olarak göremeyiz.
Bu nedenle, tüm siyasi partilere ve Meclis çatısı
altında bulunan siz değerli arkadaşlarıma ve aziz milletime
bir kez daha sesleniyorum: Demokratik açılımlardan
korkmamalıyız, ürkmemeliyiz ve uzaklaşmamalıyız. Hiçbir
gerekçe, bu konuda elzem olan açılımları geciktirmeyi meşru
kılmaz. Silahlı bir örgütün varlığı ve eylemleri devam
ederken bu alana ilişkin demokratik reformların
yapılmasının yanlış olacağına ilişkin
gerekçeleri de artık bir kenara koymalıyız. Benzer
sorunların yaşandığı dünyanın birçok ülkesinde,
reformların yapılması, terör eylemlerinin tamamen sona
erdirilmesinden sonraya ertelenerek değil, paralel bir süreçte ele
alınmıştır. Şiddetten ve nefretten
arınmış bir toplumu meydana getirmek, Yurtta barış, dünyada
barış. ilkesinden ayrılmamak, sağduyunun, aklıselimin
ve vicdanın gereğidir.
Değerli milletvekilleri, meselemiz büyüktür.
Yaklaşık yirmi beş yıldır belki de ilk defa, bu
büyüklük ile orantılı çözüm stratejisiyle, devlet olarak meselenin
üzerine gidilmektedir. Bu stratejinin, dağlarda gencecik çocukların
kanlarından siyasi ve iktisadi rant devşirmeye
alışmış olanların hoşuna gitmeyeceğini
biliyorum. Yine aynı şekilde, bu çözümün, Türkiye'nin problemlerinin
üstesinden gelerek güçlenmesini istemeyenlerin de hoşuna
gitmeyeceğini biliyoruz. Bölgeden ve çevreden gelen bilgiler, bizim
çocuklarımızın üzerinden kendilerine ikbal devşirenlerin bu
reformlardan hiç de memnun olmadıklarını ve demokratik
açılım sürecini baltalamaya çalışacaklarını teyit
etmektedir. Dost ve kardeş ülke Irakın toprak bütünlüğünün,
millî birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem
atfeden Türkiye, PKK teröristlerinin Irakın kuzeyindeki mevcudiyetine ve
terörist saldırılara son verilmesini sağlamak amacı ile
askerî faaliyetlerini başarılı bir şekilde yürütmekte,
siyasi ve diplomatik girişimleri ve uyarıları da sürdürmeye
devam etmektedir. Terör var olduğu ve canımızı yakmaya
devam ettiği müddetçe de mücadelemiz aynı kararlılıkla
devam edecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi ve endişesi
olmasın.
AHMET ERSİN (İzmir) Benim şüphem var Salih Bey.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - İç ve dış güvenlik
ve savunma adına silah kullanma yetkisine sahip tek güç devlettir,
vatandaşlarının güvenliği için gerekli tedbirleri almak
zorundadır. Dolayısıyla devletin silahını
bırakarak mücadeleden vazgeçmesini kimse beklemesin ve düşünmesin.
Devlet, güvenlik sağlamak için yetkilerini ve savunma hakkını
tabii ki kullanacaktır. Hangi ülkede kendi sınırları,
dağları içinde, kendi güvenlik güçleri dışında silahlı
kişilerin varlığına müsaade edilir? Böyle bir şey
düşünülebilir mi? Bu mücadele ve savunma haktır ve Türk Silahlı
Kuvvetleri başta olmak üzere tüm güvenlik güçlerimiz bu mücadeleyi büyük
bir özveri, başarıyla yerine getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, milletimiz, bu toprakların
bağımsızlığı için toplumun bütün kesimleriyle
topyekûn bir mücadele vermiş, cumhuriyeti birlikte kurmuş,
yıllarca bütün vatandaşlarıyla barış içinde birlikte
yaşama kültürünü oluşturmuştur. İşte biz bu nedenle
Biz birlikte Türkiyeyiz. diyoruz değerli arkadaşlar. Türkiye
Cumhuriyeti devleti milletiyle, Meclisiyle, Hükûmetiyle bu sorunların
üstesinden gelmeye muktedirdir. Millî birlik ve kardeşlik projesi
çerçevesinde birlik ve beraberliğimiz için, güçlü ve büyük Türkiye için
gelin, hep birlikte, herkesin, özellikle yanlış yola girmiş, aldatılmış
insanların silah bırakması için çağrı yapıp
gayret edelim. Silahları bırakın, böylece, sizin
hayatlarınız üzerinden hesap yapanların da oyunlarını
bozun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2007
yılında Meclisimizin büyük bir çoğunluğunun desteği
ile Anayasamızın 92nci maddesi uyarınca Hükûmete
sınır ötesi harekât yetkisi veren tezkere de bu mücadelenin ve
alınan güvenlik tedbirlerinin doğal bir sonucudur. Tezkereye, kimse
başka anlamlar yüklemesin. Bu tezkere savaşmak için değil
savaşmamak içindir, barış içindir, Türkiye Cumhuriyetine
karşı kötü niyetlileri caydırmak içindir. Bizim
mesajımız tek yanlı da değildir. Sorunu barış
içinde, köklü bir şekilde çözmek isteyenleri millî birlik ve
kardeşlik projesine davet ediyoruz. Bir kez daha ifade ediyorum: Sorunu
barış içinde, köklü bir şekilde çözmek isteyenleri millî birlik
ve kardeşlik projemize davet ediyoruz.
AHMET ERSİN (İzmir) Proje nedir, onu söyler misiniz?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) Sorunu savaşarak çözmek
isteyenlere, hem sınırlarımız içinde hem de
sınırlarımız dışında, yeni bir duruşla
mücadeleye devam edilecektir. Sözüm, sınırlarımız içinde
sorunları hâlâ ayrışmada, savaşmada görenlere de. Biz bu
tezkerenin arkasında durduğumuz gibi, çözümü hâlâ savaşmakta
gören, demokratik ve insan haklarıyla birlikte, gelişmemize engel
olanlara karşı da aynı kararlılığımız
devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kapusuz, buyurun,
konuşmanızı tamamlayınız.
AHMET ERSİN (İzmir) Projeyi de bir açıklar
mısınız Salih Bey, ne var içinde?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) Barış içinde, mutlu ve
müreffeh, büyük ve güçlü bir Türkiye idealimiz için önümüze engel kim
çıkmak isterse, o engelleri aşma karşısında en
kararlı duruşu göreceklerdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletimize
gerçekten müteşekkiriz. Bunca tahriklere, bunca fitne fesada, bunca
yanlışlıklara, bunca provokasyonlara rağmen
sağduyusuyla, ferasetiyle, birliğimizi ve bütünlüğümüzü bozacak
davranışlardan azami ölçüde kaçınmış ve ülkemiz
üzerinde oynanan oyunları da bozmuştur.
Son olarak şunu ifade etmek isterim ki, AK PARTİ Grubu
olarak tezkerenin bir yıl daha uzatılmasını destekliyoruz.
Yüce Meclisimizin Hükûmetimize vereceği sınır ötesi harekât
yetkisinin, Hükûmetimiz, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ve tüm güvenlik
güçlerimiz tarafından uluslararası hukuk ve insan hakları
çerçevesinde en etkili şekilde demokratik olarak
kullanılacağına olan inancım tamdır.
Beni dinleme lütfunda bulunduğunuz için hepinize
teşekkür ediyor; alınacak olan kararın, memleketimizin
birliğine, beraberliğine, kardeşliğine ve bütünlüğüne
katkı sağlamasını temenni ediyor, hepinizi saygılarla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Şahsı adına, Bayburt Milletvekili Sayın Ülkü
Gökalp Güney.
Sayın Güney, buyurun efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Güney, süreniz on dakika efendim.
ÜLKÜ GÖKALP GÜNEY (Bayburt) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün burada, Başbakanlığın 30 Eylül 2009
tarihli tezkeresini görüşüyoruz. Tezkere, Irakın kuzeyinden ülkemize
yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf
edilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, sınır ötesi
harekât ve müdahalede bulunmak üzere Kuzey Irakın PKK teröristlerinin
yuvalandıkları bölgesine gönderilmeleri ve görevlendirilmelerini
içermektedir. Bu önemli, hayati konuda çok kısa da olsa şahsi
fikirlerimi yüce Meclise arz etmek için söz aldım. Bu vesileyle yüce
Meclisi ve siz değerli arkadaşlarımı saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, Hükûmet
bu amaçla 17 Ekim 2007 tarihli 903 sayılı Kararla bir yıl süre
istemiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bu süreyi o zaman vermişti.
Bu süre bir yıl sonra 8 Ekim 2008 tarihinde bir yıl daha
uzatılmıştı. Şimdi de Hükûmetimiz
Anayasamızın 92nci maddesi gereğince bir yıl daha uzatma
talebinde bulunmaktadır.
Hükûmetimizin bu talebinin amacı, Irakın kuzey
bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK terör unsurlarından
kaynaklanan, Türk halkının huzur ve güvenliği ile ülkemizin
millî birliğine, güvenliğine, toprak bütünlüğüne
yöneltilmiş terörist saldırılarının ve açık
tehdidin bertaraf edilmesidir. Amaç budur.
Tezkerenin amacından da anlaşılacağı
üzere bu girişimlerin hedefi bellidir. Dost ve kardeş Irakın
toprak bütünlüğü, millî birliği ve istikrarının ihlali asla
hedef alınmamıştır.
Yine tezkerenin içeriğinde de açıkça ifade edildiği
üzere bu tedbirler uluslararası hukuk çerçevesi içinde ele alınacak,
hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetimizce belirlenecektir. Türk
Silahlı Kuvvetleri Hükûmetle koordineli bir şekilde
girişimlerini daha önce olduğu gibi uygulayacaklardır.
Değerli milletvekilleri, bu girişimler asla
komşumuz Irakın toprak bütünlüğüne bir saldırı,
istila amacını gütmemektedir. Kaldı ki, son iki yılda
yapılan hava ve kara unsurlarının girişimleri dikkatle
incelendiğinde, Hükûmetimizin ve Silahlı Kuvvetlerimizin bu
girişimlerdeki hassasiyeti, dikkati gözler önündedir. Amacın
temelinde yatan, hassas bölge olan Kuzey Irakta istikrar ve huzurun
sağlanmasıdır. Son iki yıl içerisinde bu istikrara
katkısı asla göz ardı edilemez.
Şimdi, burada, sırası gelmişken
altını çizerek Kuzey Irak Bölgesel Yönetimini ikaz etmek istiyorum.
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi önümüzdeki bir yılı son bir fırsat
saymalı, terör örgütünün etkisizleştirilmesi, kendisi için hayati öneme
sahip Türkiye'nin kalıcı dostluğunu kazanmak amacıyla,
ülkemizle samimi, sıkı bir iş birliğine mutlaka girmelidir.
El altından terör örgütüne destek vermek, ülkemizle de bu arada olumlu
diyaloğa girme girişimleri dürüstlük ve samimiyetle asla
bağdaşmaz.
Terör örgütünün saldırılarını Kuzey Irak
kaynaklı olarak sürdürmesinin bir amacı da, Türkiye'nin haklı ve
kaçınılmaz tepkilerini Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine çevirmesi ile
muhtemel yakınlaşmaları önlemek ve açabileceği kendi
manevra sahasını genişletmektir. Bu nedenle, PKK terör örgütü,
Kuzey Irakın ve bütün olarak Irakın geleceğini de tehdit
etmektedir. Şuna içtenlikle inanıyorum: Bugüne kadar terörle,
terörizmle, teröristle mücadele demokrasi ve hukukun içinde kalınarak
yapıldı, yapılıyor ve bundan böyle de
yapılacaktır. Bu millî davamızı partiler üstü ve iç
politika malzemesi yapmadan yürütmeliyiz, yürütmek zorundayız.
Burada bir memnuniyetimi ifade etmek istiyorum. Benden önce
konuşan konuşmacılar, Sayın Bölükbaşı, Sayın
Öymen bu sürece olumlu katkılarda bulunabileceklerini ve bu süreci bizim
düşündüğümüz gibi destekleyeceklerini ifade ettiler. Ben bunu böyle
algıladım. Bundan dolayı çok mutluyum ve kendilerine
teşekkür ediyorum. Bu millî bir davadır. Bu hepimizin
davasıdır. Bunu siyasi bir malzeme yapmanın, bundan siyasi bir
kazanç sağlamanın hiçbir anlamı yoktur, ülkemize bir
faydası da yoktur. Milletimiz de bunu istiyor. Bu çerçevede, yüce
milletimiz gücünü bundan böyle, daha önce olduğu gibi, Hükûmetimizin,
Parlamentomuzun ve silahlı kuvvetlerimizin arkasında sarsılmaz
bir iradeyle mutlaka tutacaktır, bugüne kadar olduğu gibi.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Hükûmetimize vereceği
sınır ötesi harekât yetkisinin Hükûmetimiz ve silahlı
kuvvetlerimiz, tüm güvenlik güçlerimiz tarafından uluslararası hukuk,
insan hakları, milletimizin insani ve manevi değerleri ile
beklentileri çerçevesinde en etkili şekilde kullanılacağına
olan inancımı ifade ediyorum. Bu tezkerenin tüm milletvekillerimizin
onayıyla, olumlu oylarıyla bu Meclisten çıkacağına
inanıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bugün dünden
farklı bir konumdayız. Hepinizin bildiği üzere, güneydoğu
komşularımızla yakın ilişkilerimiz var. Bu
ilişkileri sağlayan Dışişlerine buradan teşekkür
ediyorum.
Dikkat ederseniz, Suriyeyle, Irakla, İranla bugün
geldiğimiz noktada çok iyi ilişkiler içerisindeyiz. Eskiden terörist
başını, teröristleri saklayan bir Suriye bugün bizimle çok
yakın siyasi, hatta ekonomik ilişkiler içerisindedir.
Bırakınız düşmanlığı, ülkelerimiz
arasındaki vizeyi dahi kaldırmışlardır. Bunlar olumlu
gelişmelerdir. Bunu niçin söylüyorum: İşte bu olumlu durumda, bu
güneydoğu komşularımızla olan bu güzel ortamda
Hükûmetimizin de getirdiği, ismine ne derseniz deyin ama mutlaka millî
birlik ve bütünlüğümüz için çok faydalı olacağına
inandığım, hepimizin ama hepimizin katkıda
bulunabileceği bu açılıma hep birlikte destek verelim.
Eksiğimiz vardır, yanlışımız da olabilir,
eksiklerimizi ve yanlışlarımızı birlikte düzeltelim.
Bu ülke hepimizin. Biz birbirimize böyle bir millî davada sonuna kadar destek
vermeliyiz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Güney.
Hükûmet adına Dışişleri Bakanı Sayın
Ahmet Davutoğlu.
Sayın Bakanım, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
DIŞİŞLERİ BAKANI AHMET DAVUTOĞLU
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmamın başında, demokrasimizin teminatı olan ve
millet iradesinin vücut bulduğu yüce Meclisimizin çatısı
altında sizlerin huzurunda bulunmaktan duyduğum onur ve mutluluğu
ifade etmek isterim.
Ülkemizi ve milletimizi ilgilendiren her türlü meselede nihai
karar mercisi ulusal egemenliğimizin en somut ifadesi olan yüce
Meclisimizdir. Her türlü farklı görüşün hür bir şekilde
ifadesini bulduğu bu kutsal yapı içerisinde yürüttüğümüz ve
yürüteceğimiz çalışmalar millî birlik ve beraberliğimizin,
toplumsal refahımızın ve geleceğimizin garantisidir. Bu
duygu ve düşüncelerle yeni yasama döneminin yüce Meclisimize hayırlı
olmasını ve hep birlikte başarılı bir yasama
yılı geçirmemizi diliyorum.
Irakın kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve
saldırıların bertaraf edilmesi amacıyla Türk Silahlı
Kuvvetleri unsurlarının sınır ötesi harekât ve müdahalede
bulunabilmesi için Hükûmetimize verilen yetkinin uzatılmasına
ilişkin tezkerenin görüşülmesi vesilesiyle huzurunuza gelmiş
bulunuyorum.
Sayın Başbakanımız, IMF ve Dünya Bankası
yıllık toplantılarına iştirak etmek ve Finlandiya
Başbakanını ağırlamak üzere İstanbulda
bulundukları için bugünkü oturuma katılamamıştır;
kendileri benden yüce Meclisimize en derin saygılarını iletmemi
rica etmişlerdir.
Ben her şeyden önce bu oturumda söz alan bütün değerli
milletvekillerimize yaptıkları katkılar için teşekkür
ederim. Zikrettikleri görüşlerin bir kısmına
katılmamış bile olsam bütün bunların Hükûmetimizce ve
Dışişleri Bakanlığımızca ciddiyetle ele
alınacağından şüpheleri olmasın.
Değerli milletvekilleri, yürütmekte olduğumuz
dış politikanın belli bir vizyonu ve ana bir ekseni vardır.
Bu vizyonun temel hedefi iç huzur ve toplumsal barışın güvenlik
ve özgürlük alanları genişletilerek sağlanmasını temin
edecek bir dış ortam sağlamaktır çünkü bizim için güvenlik
ve özgürlük birbirinin alternatifi olan temel değerler değildir;
aksine, birlikte ele alındığında siyasi meşruiyeti
güçlü kılacak olan, siyasi meşruiyetin en temel değerleri olan
unsurlardır.
Bu iç huzur ve toplumsal barışın
sağlanabilmesine yönelik olarak dış çevrede sağlanacak
diğer önemli bir ana hedef, ülkemizin çevresinde bir güvenlik ve istikrar
kuşağı oluşturulmasıdır. Dış
politikamızın ana hedefi de bu güvenlik ve istikrar
kuşağının temin edilmesidir. Bunun temin edilmesi ise
komşu ülkelerle sıfır sorun ilkesi dışında bu
temel üzerinde en yoğun entegrasyon, en yoğun iş birliği
ortamının sağlanmasıdır. Komşu ülkelerle ve
çevremizde sağlayacağımız bu iş birliği, istikrar
ortamı çevre bölgelerde ve özellikle de bugün gündemimizde olan Orta
Doğu bölgesinde barış, güvenlik ve istikrara dayanan bir düzenin
egemen olmasını temin edecektir. Böyle bir düzenin tarihî ve siyasi
sorumlulukları Türkiye Cumhuriyeti devletinin üzerindedir. Böyle bir güçlü
bölgesel rol ile biz Türkiye Cumhuriyeti devletini bölgesinde etkin, küresel
alanda saygın bir konuma getirecek bir dış politika yürütme
hedefini temel hedef olarak benimsiyoruz.
Bütün bu ilkeler açısından
bakıldığında belki de dış politikamızın
en önemli uygulama alanı Irak ve Suriyeyi kapsayan güney
sınırlarımızda yürüttüğümüz dış
politikadır. Çünkü Irakın iç huzuru ve istikrarı Türkiye'nin iç
huzuru ve istikrarıyla iç içe geçmiş bulunmaktadır. Çünkü Irak
ve Suriyeyi oluşturan 1.200 kilometrelik uzun
sınırlarımızda istikrar ve güvenlik havzası
oluşturamazsak Türkiye içinde, Anadolu topraklarında istikrar içinde
ve refah içinde yaşamamız mümkün olmaz. Çünkü Irak ve Suriyede
barış yoksa, özellikle Irakta barış yoksa bölgemizde
barışı sağlamak imkânı da yoktur. Çünkü Irak birçok
özelliği itibarıyla küçük bir Orta Doğudur; etnik
yapısıyla, mezhebî yapısıyla, coğrafyasıyla Orta
Doğunun küçük bir numunesidir. Dolayısıyla, Türkiye'nin Irakta
Irakla birlikte etkin bir Orta Doğu politikası yürütmesinden
başka bir dış politika tercihi olamaz. Bu sebepledir ki bugün
Irakla ilişkilerimiz son derece iyi bir seyir içinde yürümektedir.
Son dönemde, özellikle geçen sene, Sayın
Başbakanımızın geçen temmuz ayında
yaptığı ziyaretten sonra oluşturulan yüksek düzeyli
stratejik iş birliği mekanizmasıyla Irakla her alanda
sınır tanımayan bir iş birliği anlayışı
geliştirmiş bulunuyoruz. Hepinizin takip ettiğini
düşündüğüm geçen ayki bu yüksek düzeyli stratejik iş
birliği mekanizmasının Bakanlar Konseyi toplantısına Türkiyeden
ve Iraktan dokuzar bakan katılmış ve tek bir kabine
anlayışıyla ticaretten ulaştırmaya, enerjiden
bayındırlığa, sağlıktan eğitime her türlü
konuyu ele almışlardır. Önümüzdeki günlerde de Sayın
Başbakanımız Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği
Konseyinin başbakanlar eşbaşkanlığındaki
toplantısı vesilesiyle Bağdata gidecekler ve bölgemizde bir ilk
niteliği taşıyan bu mekanizmayı uygulamaya koymuş
olacağız.
Benzer bir yapı, benzer bir iş birliği
anlayışı Suriyeyle geliştirilmektedir ve yine geçtiğimiz
ay Suriyeyle vizeleri kaldırma yanında benzer bir mekanizmayı
kurma anlayışıyla harekete geçmeye karar verdik. Önümüzdeki
hafta 11 değerli bakan arkadaşımla birlikte Halepe öncelikle
gideceğiz, daha sonra Halepten sınıra gelerek vize muafiyet
anlaşmasını sınırda akdedeceğiz ve öğleden
sonraki oturumları Antepte yaparak bir gün içinde iki ülkenin kaderinin,
geleceğinin tek bir gelecek ve kader olduğu konusunda bölgemize ve
halklarımıza çok güçlü bir mesaj vermiş olacağız.
Şimdi bu bölgesel vizyon perspektifinde
bakıldığında, bu bölgesel vizyonu, Türkiye'nin bu etkin
dış politika anlayışını tehdit eden en önemli
unsurlardan birisi Irakın kuzeyine yerleşmiş bulunan ve
Türkiye'nin etrafındaki istikrar unsurlarını tehdit
niteliği taşıyan terör örgütünün buradaki mevcudiyetidir.
Esasen, bugünkü müzakeremize konu teşkil eden tezkerenin gündeme gelmesi
de bu terör örgütünün 2007 Ekim ayında artan terör faaliyetleri
dolayısıyla ortaya çıkan atmosferdir. O günlerde Dağlıca
terör saldırısıyla yapılmak istenen şey, öncelikle
Türkiye'nin iç huzur ve barışını tehdit etmek, daha sonra,
mümkünse, Türkiye ile Irak arasında silahlı bir çatışma
ortamı doğurmak ve yine, mümkünse, tarih boyu bir arada yaşamış
olan, hiçbir dönemde birbirleriyle çatışmamış,
çarpışmamış olan her türlü tarihî yüzleşmeyi birlikte
yaşamış olan Türk ve Kürtleri karşılıklı
çatışma ortamına sürüklemek olmuştur; hedef buydu. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Biz o zaman Hükûmet
olarak bu konuyu ele aldığımızda, böyle bir tehdidin
nasıl ortadan kaldırılabileceği konusunu kapsamlı bir
şekilde aldık ve ortadan kaldırılması için de
kapsamlı bir stratejinin diplomatik ve askerî ayaklarının
birlikte yürümesi gerektiği konusunda bir eylem planı
geliştirildi. Nitekim, yüce Meclisimizin sağladığı
imkân ile Türk Silahlı Kuvvetlerine verilen yetkilerle 17 Aralık
2007den bugüne kadar Türk Silahlı Kuvvetlerimiz teröre karşı en
etkin askerî mücadeleyi hiçbir sınır olmaksızın
yürütegelmişlerdir. Bu sebepledir ki, bugün terör örgütünün, geçen sene 8
Ekim 2008de alınan tezkereden bu yana yaptıkları
faaliyetlerinin sınırlamaları, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
etkin mücadelesi suretiyle terör faaliyetlerinde ciddi bir azalma
yaşanmıştır.
Tek başına askerî yöntemler bu tür mücadelelerde yeterli
olamazlar. Onun için, yine, 2007 17 Ekimde aldığımız
tezkereye paralel olarak çok kapsamlı bir diplomatik faaliyet eylem
planı çıkardık. Öncelikle Irak Hükûmetiyle olan
temaslarımızı yoğunlaştırdık. Bu terör
faaliyetlerinin Türkiye ile Irak arasında, iki komşu ve dost ülke
arasında bir çatışma ortamı doğurmasına izin
vermedik. Son iki yıl içinde Iraktan Türkiyeye Başbakan düzeyinde
üç, Cumhurbaşkanı düzeyinde bir, Dışişleri Bakanı
düzeyinde defalarca seyahat gerçekleştirildi. Benzer şekilde
ülkemizden Irakı Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız
birer kere ziyaret ettiler. Bendeniz ve daha önceki Dışişleri
Bakanımız birçok kereler Iraka gittik. Bu mücadeleyi birlikte
yürütmek konusunda ortak bir kararlılık sergiledik. Bu terör tehdidini
ortak bir bela olarak tanımladı Irak Cumhurbaşkanı o
günlerde ve böylece terörün bir hedefi bertaraf edilmiş oldu. Bugün
Türkiye ile Irak arasında 2007de kriz bekleyenlerin beklentilerinin
aksine, krizi bırakın, her türlü alanda son derece kapsamlı bir
iş birliği ortamı doğmuş bulunmaktadır.
İkinci ana diplomatik
faaliyet alanı, bunun bir Türk-Kürt çatışmasına
dönüşmesini engellemek üzere Irakın kuzeyindeki bölgesel yönetim
nezdinde diplomatik etki gücümüzün artırılmasıdır.
Üçüncü önemli diplomatik faaliyet alanı, o dönemde Irak hava
sahası da dâhil olmak üzere uluslararası sorumlulukları
bağlamında da Irakı askerî olarak kontrol altında
bulunduran Amerika Birleşik Devletleri ile yürütülen diplomatik
müzakerelerdir. Sayın Başbakanımızın Washington
ziyaretinde mutabık kalınan ilkeler çerçevesinde istihbarat ve
operasyon iş birliği sonucunda Türk Silahlı Kuvvetlerine belki
de otuz yıl içinde en rahat operasyon yapma imkânlarını
sağlayacak bir zemin oluşmuştur.
Bu üç unsur birlikte ele alındığında bununla
paralel olarak üçlü bir mekanizma geliştirilmiştir.
Türkiye-Irak-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki üçlü mekanizma
geçen sene kasım ayından bu yana İçişleri Bakanları
düzeyinde üç kez toplanmış ve ortak çalışma kararı
alınmıştır. 1 Haziran 2009dan itibaren de bu üçlü
mekanizmanın Erbilde bir temas ofisi kurulmuştur. Bu da terör
faaliyetlerine karşı bu çerçevede yapılacak faaliyetleri
artırmıştır.
Dördüncü bir diplomatik çalışma alanı bölge
ülkeleri nezdinde yaptığımız çalışmalardır.
90lı yıllarda benzer askerî harekâtlar yürütüldüğünde, bölgeden
bütün dünyadan Türkiyeye yönelik eleştiri dalgaları gelirdi. Son iki
yıl içinde, bu askerî harekâtlar esnasında Türkiyeye yönelik olarak
bölgeden tek bir, tek bir eleştiri gelmemiştir. Bu eleştirinin
gelmemesi, bütün bölge ülkeleri, başta Suriye ve Irak olmak üzere
İran, Suudî Arabistan, Mısır, Ürdün, bütün bölge ülkelerinin
terör tehdidine karşı ortak bir bilinç etrafında
buluşturulmasıdır. Nitekim, hatırlanacağı gibi,
2007 Ekiminden 2008 Martına kadar olan dönemde hemen hemen bütün bölge
liderleri Türkiyeye gelerek Türkiyeye karşı desteklerini ifade
etmişlerdir. Son olarak Suriye Devlet Başkanı Sayın
Beşar Esadın bu konudaki net tutumu da her hâlde her türlü takdirin
üzerindedir.
Beşinci önemli diplomasi ayağı ise Avrupa
Birliği ve Avrupa ülkeleri nezdinde yapılan temaslardır.
Maalesef, terörün faaliyetlerinde Kuzey Irak önemli bir ayaksa, bunun
dışında, Avrupa Birliğinde yürütülen finansal ve lojistik
destekler de bir başka ayağını oluşturmaktadır.
Bu konuda son derece yoğun bir faaliyet yürütülmüştür ve başta
Fransa olmak üzere, bugün PKKya karşı yürütülen
çalışmalarda çok ciddi bir ilerleme sağlanmıştır.
Biz bundan sonra da hem diplomasiyi hem etkin askerî
caydırıcılığı
Burada hiçbir zaman ne Türk
Silahlı Kuvvetleri ne Hükûmetimiz, gerek olmaksızın herhangi bir
askerî operasyon niyeti taşımaz, bu gerekliliğin ortadan
kaldırılmasını sağlayacak
caydırıcılığı temin etmeye
çalışırız.
Bu çerçevede bakıldığında, değerli
milletvekilleri, milletimize büyük acılar yaşatan terör belasına
tamamen son vermek amacıyla, çok boyutlu ve diplomasiyle askerî güç
unsurlarının sonuç odaklı bir anlayışla
mezcedildiği bir politika izlemeyi sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde
terör örgütünün tamamen tasfiyesini ve demokrasimizi güçlendirerek Kürt kökenli
vatandaşlarımızın terör örgütünün istismar ettiği
sorunlarının giderilmesini hedefleyen açılımları
kararlılıkla uygulayacağız. Terör tehdidinin
kalıcı bir şekilde ortadan kaldırılması amacıyla
kapsamlı ve çok boyutlu tedbirlerin devreye gireceği önümüzdeki
dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irakın terör örgütünün
konuşlu bulunduğu bölgelerinde müdahalede bulunması
amacıyla Hükûmetimize yetki veren tezkerenin uzatılması bu
çabalarımızı destekleyecektir. Zira terörle mücadelede ekonomik,
sosyal, kültürel ve uluslararası tedbirlere paralel olarak askerî kuvvet
seçeneğinin masada tutulması
caydırıcılığımızı güçlendirerek hareket
alanımızı genişletecektir.
Değerli milletvekilleri, bugün görüşmekte olduğumuz
tezkerenin tek hedefi PKK terör örgütüdür. Iraklı kardeşlerimize ve
Irak Merkezî Hükûmeti ile bölgesel yönetime zarar vermek ya da Irakta her biri
bizim akrabamız olan Araplara, Kürtlere, Türkmenlere, Süryanilere,
Şiilere, Sünnilere zarar vermek hedefi söz konusu değildir. Esasen,
şimdiye dek yürütülen sınır ötesi askerî operasyonlarımızda
Iraklı sivillere zarar verilmemesine ve sivil yerleşim birimlerinin
hasara uğratılmamasına Türk Silahlı Kuvvetlerimiz azami
özeni göstermiştir.
Konuşmamın başında değindiğim Yüksek
Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi kapsamında tam ve
kapsamlı iktisadi entegrasyon için gayret sarf ettiğimiz bir dönemde
Irakın istikrarını olumsuz etkileyecek bir girişim
içerisinde yer almamız esasen düşünülemez. Aksine, anılan Konsey
bünyesinde âdeta tek bir hükûmet olarak yürüteceğimiz çalışmalar
ile Irak devlet sisteminin daha etkin şekilde işlemesine
yardımcı olarak her etnik grubu barındıran Iraklı
kardeşlerimizin daha müreffeh ve istikrarlı bir ülkede
yaşamalarını sağlayacağız.
Kendisi de teröre ağır kayıplar vermiş ve 19
Ağustosta Bağdatta düzenlenen bombalı saldırılar
benzeri eylemler sonucunda hâlen yüzlerce masum vatandaşını
teröre kurban vermekte olan Irak Hükûmetinin ülkemizin bu iyi niyetinden
şüphe duymayacağına olan inancımız tamdır.
Nitekim ülkemizin bugüne kadar ne Iraka ne herhangi bir komşusuna yönelik
hiçbir gizli gündemi olmamıştır. Tek hedefimiz Irakın
kuzeyinden ülkemize sızarak terör eylemlerinde bulunan teröristlerin
etkisiz hâle getirilmesidir.
Irakta düzenlenen her terör eylemi ertesinde olduğu gibi
Irak Hükûmeti ve kurumlarına karşı gerçekleştirilen 19
Ağustos saldırılarının ardından da ülkemiz
yardım elini uzatmış ve Irakın bu terör belasından
tamamen kurtulabilmesi için gerekli dayanışmayı göstermiştir.
Bunun en somut örneği 19 Ağustos bombalamalarının
ardından Irak ile komşuları arasında gerilimin
tırmanmasını önleme -özellikle Irak ile Suriye arasında- ve
iki kardeş komşu olan Suriye ve Irak arasında diyalog
ortamını tesis etme çabalarında ülkemizin oynadığı
öncü roldür. Bu rolü sürdüreceğiz çünkü Irak ve Suriyenin birbirleriyle
dost olması bizim güney sınırlarımızda istikrar
açısından ve ülkemizin bekası açısından büyük bir önem
taşımaktadır. Bu konuda hiçbir yardımı
esirgemeyeceğiz ve Türkiye ile Irak, Türkiye ile Suriye arasında
gerçekleştirilen bu yeni iş birliği anlayışının
Irak ile Suriye arasında da gerçekleştirilerek bölgemizde yepyeni ve
yükselen bir ekonomik havza doğmasına, Mezopotamyanın o büyük
geleneğinin tekrar uyanmasına öncülük edeceğiz. İç
barışını tesis etmiş, tüm etnik ve mezhepsel
grupların tek bir vücut hâlinde bütünleştiği bir Irakın
komşu ülkeler açısından da güvenlik ve istikrar
kaynağı hâline geleceğine kalpten inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Irakın terör örgütünün konuşlandığı kuzey
bölgelerine, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetimiz
tarafından belirlenecek şekilde sınır ötesi operasyonlar
düzenlemesini teminen Hükûmete yetki veren tezkerenin süresinin
uzatılmasına bu çerçevede değerli desteklerinizi
esirgemeyeceğinizden eminim.
Terör tüm milletimizin ortak sorunudur. Terörle mücadelede elde
edeceğimiz başarı hepimizin başarısı
olacaktır. Millet iradesinin tecelli ettiği bu kutsal çatı
altında ne kadar birlik olursak başarıya ulaşmamız o
denli kolay olacaktır. Demokrasimizi güçlendirmek amacıyla
uygulayacağımız çok boyutlu ve kapsamlı tedbirler içeren bu
süreç içerisinde lüzumu hâlinde ve caydırıcılık
çerçevesinde askerî önlemler alınması terörle mücadelemizdeki
bütüncül yaklaşımı tamamlayacaktır. Nihai hedefimiz, bu
tezkerelere artık bir daha hiç ihtiyaç duymayacağımız
sürdürülebilir bir güvenlik ortamının tesisidir.
Yüce Meclis huzurunda milletimizin huzur ve güven içerisinde
yaşayabilmesi için büyük bir özveri ve cesaret ile gece gündüz demeksizin
her türlü fedakârlığa katlanarak görevlerini sürdüren asker, polis,
tüm güvenlik güçlerimize üstün gayretleri için içten teşekkürlerimi sunmak
isterim. Güvenlik güçlerimizin bu onurlu vatan görevlerini
kolaylaştırabilme konusunda elimizden gelen her türlü
yardımı vermeye devam edeceğiz.
Ayrıca, bu vesileyle teröre kurban verdiğimiz tüm
şehitlerimize rahmet, masum vatandaşlarımıza ve
acılı ailelerine başsağlığı dileklerimizi
yineler, terör belasından tamamen kurtulmuş bir Türkiye için
kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak isterim.
Gerek demokratikleşme çabalarımızda gerek terörle
mücadele gayretlerimizde tarihî önemi haiz bir eşikten geçmekteyiz. Bu
süreci büyük bir azim ve kararlılıkla, milletçe el ele vererek en
başarılı bir şekilde geçeceğimizden ve daha mutlu
yarınları birlikte inşa edeceğimizden şüphem yoktur.
Gün, birlik ve beraberlik günüdür. İnançlıyız ve
başaracağız.
Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bakanım, teşekkür ederim.
Şahsı adına ikinci, tezkere üzerindeki son
konuşmacı Çankırı Milletvekili Sayın Nurettin Akman.
Buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerine Anayasanın
92nci maddesi uyarınca sınır ötesi harekât yetkisi verilmesini
öngören 17 Ekim 2007 tarihli tezkerenin bir yıl daha
uzatılmasını öngören Başbakanlık tezkeresi
hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu vesileyle, terörle mücadelede şehit olan vatan
evlatlarını rahmetle ve minnetle anıyor, yeni yasama
yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Saygıdeğer arkadaşlarım, terör, bir ülkede
anarşi ve kaosu tetikleyen, devleti vatandaşları nezdinde acze
düşürmek isteyen, toplum içine korku ve dehşet saçan çok ciddi bir
güvenlik sorunudur. Terörün gücü korkutma, sindirme, yıldırma,
öldürme ve her türlü vahşet yöntemleriyle devletin zaaf içinde
olduğunun görüntüsünü takipçilerine vermek ve onları bu duruma
inandırmaktan gelir.
Bölücü terör, Türkiyenin son yirmi beş yılına
damgasını vuran en önemli toplumsal olaydır. Terör, oluşumu
ve ortaya çıkardığı sonuçlar itibarıyla âdeta
toplumsal travmaya dönüşmüş, insanların zihinlerinde kaybolmaz
derin izler bırakmış ve bırakmaya da devam etmektedir.
Geriye dönüp baktığımızda terör yirmi beş
yılda 40 bine yakın vatandaşımızın canına
mal olmuş, 10 binlercesi yaralanmış ve sakat
kalmıştır. Bu süreçte devlet binlerce güvenlik ve kamu
görevlisini şehit vermiş, birkaç yüz milyar dolar maddi kayba
uğrayarak özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kamu
hizmetlerini sunmada büyük zorluklar yaşanmış ve ülke ekonomisi
ağır bir yükün altına girmiştir.
Terör dönemlerinde uzun yıllar koalisyonlarla yürütülen
Türkiye, AK PARTİ İktidarıyla güven ve istikrar ortamına
kavuşmuş, refah düzeyi artmış, Avrupa Birliği
sürecinde çıkarılan uyum yasaları ile de birçok alanda
demokratik açılımlar gerçekleştirilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen süreç
içerisinde Hükûmetimizce terörün siyasi boyutuyla ilgili olarak büyük
yükümlülükler üstlenilmiştir. Sayın
Başbakanımızın Amerika Birleşik Devletleri
Başkanıyla görüşmesi sonucu, Amerika, PKKyı düşman
ilan etmiş; Avrupa Birliği ülkelerine durum iyi
anlatılmış, Avrupa Birliği ilk defa PKKyı terör
örgütü olarak kabul etmiş; DTP aranarak PKK terör örgütüyle arasına
mesafe konulması istenilmiştir.
Dışişleri Bakanımızca Arap ülkeleri
bilgilendirilmiş, Irak Merkezî Hükûmeti ikna edilmiş ve neticede Türk
Silahlı Kuvvetlerinin nokta operasyonları
başlamıştır. Bütün bunların sonucu olarak, Irak
Merkezî Hükûmetinin ve Kuzey Irak Kürt yönetiminin gerçeği görmesiyle PKK
bürolarının kapatılması, kuzeyde kontrol
noktalarının oluşturulması ve PKKnın lojistik
desteğinin kesilmiş olmasıyla örgüt çözülme noktasına
gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Dağlıca
baskınıyla âdeta intihar yolunu seçen terör örgütü kan kaybetmeye
devam etmiştir. İki yıl önce yüce Meclisimiz, onayıyla, AK
PARTİ, Cumhuriyet Halk Partisi ve MHPnin tam desteğiyle
çıkarılan tezkere, Türk Silahlı Kuvvetlerine sınır
ötesi harekât yapma imkânını vermiştir.
17 Ekim 2007 ve 8 Ekim 2008de çıkarılan bu iki
tezkereyle verilen yetki sonrasında, terörle mücadelenin askerî boyutunda
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, 16 Aralık 2007 tarihinde başlayarak
terörist unsurlarına karşı 61 havadan yere taarruz görevi, 32
hava geçiş görevi, 21 Şubat 2008de de süresi ve alanı
itibarıyla da sınırlı bir kara harekâtı
gerçekleştirilmiştir. Bunun sonucu olarak da 1.864 hedef etkisiz hâle
getirilmiştir. Bu askerî müdahalelerle terör örgütüne büyük darbeler
indirilmiş; muharebe, muhabere, haberleşme vasıtaları,
yerleşim yerleri, malzemelik ve cephanelikleri,
sığınakları, eylemlerin planlandığı ve
yönetildiği alanları içeren çok sayıda hedef imha
edilmiştir. PKK ağır zayiatlar vermiş ve hareket alanı
önemli ölçüde daraltılmış, örgüt psikolojik çöküntüye
uğramıştır. Çok zor şartlarda ve eksi 20 derecede
gerçekleştirilen bu görevler büyük bir başarıyla icra
edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu başarısı da
her türlü takdirin üzerindedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün terör
bitmiş olsaydı tezkerenin süresinin uzatılması teklifi yüce
Meclisimizin huzuruna getirilmezdi ancak terör münferit de olsa can almaya
devam etmekte. Gün geçmiyor ki bir eve ateş düşmesin. Bu
acıları dindirmek, bu ateşi söndürmek için bugüne kadar milletçe
bir ve bütün olduk, bütün ihtilaflarımızı,
farklılıklarımızı bir kenara bıraktık.
Mukaddesat düşmanı, can düşmanı, hayat düşmanı,
masumiyet düşmanı bu terör örgütü yüzünden ne kardeşliğimizden
ne birliğimizden ne bütünlüğümüzden vazgeçeriz.
Kardeşliğimize, muhabbetimize, sevgimize, dayanışma
ruhumuza, ülke bütünlüğümüze, medeniyet iddiamıza kasteden hainler bu
topraklardan er veya geç tecrit olacaklardır.
Terör örgütünün hedefi milletimizin birlik ve beraberliği,
insanlarımızın asırlar öncesinden bugünlere
taşıdığı dostluk ve kardeşlik hukukudur,
Türkiyenin huzur ve istikrarıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yukarıda arz ettiğim hususlardan dolayı terör, her zaman
olduğu gibi bugün de siyasi partilerin ve kurumların ortak
duruşunu gerektiren bir meseledir. Bize düşen, Meclis
çatısı altında dün olduğu gibi bugün de terörle mücadelede
ortak irademizi partiler üstü bir anlayışla sergilemektir. Kahraman
silahlı kuvvetlerimize destek vermek hepimiz için millî bir görev ve
sorumluluktur. Diğer taraftan, Hükûmetimiz bu konunun askerî boyutunun
yanı sıra siyasi, diplomatik, ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve
sosyoekonomik boyutuyla ilgili olan çalışmalarını da
sürdürmektedir.
Bu adımlar son beş yılda
atılmıştır. Rahatsızlıklarının temel
nedeni bundandır. Bölge bugüne kadar görmediklerini bu dönemde görmeye
başlamıştır. Eğitimde, sağlıkta, adalette,
emniyette, ulaşımda, enerjide, tarımda, toplu konutta kentsel
değişim ve dönüşüm projeleriyle hızla geleceğe
koşmaktadır. Bütün bunlar terör örgütünü rahatsız etmektedir.
Çünkü onların nemalandığı, bölgenin geri
kalmışlığıdır. Açıklanan GAP, DAP
projelerinden ciddi manada rahatsız olmuşlardır. Önümüzdeki
süreçte 10 katrilyonun üzerinde bir yatırım, bu bölgeye hayat
verecek, 2,5 milyon insanımıza istihdam sağlayacaktır.
Demokratik açılımın getireceği imkânlarla da bölge terörün
kıskacından kurtulacak ve huzur bulacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sınır ötesi operasyona ilişkin tezkerenin, terör örgütü üzerinde
çok ciddi bir caydırıcılık unsuru olacağı
muhakkaktır. Yüce Meclisimizin Hükûmetimize vereceği sınır
ötesi harekât yetkisinin Hükûmetimiz ve Silahlı Kuvvetlerimiz
tarafından en etkili şekilde kullanılacağına olan
inancımı ifade ederken, görüşümün olumlu olduğunu belirtir,
tezkerenin hayırlı olması dileğiyle, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akman.
Tezkere üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Yerlerinden söz talebinde bulunan iki arkadaşıma söz
verip, sonra oylamaya geçeceğim.
Sayın Pazarcı, buyurun efendim.
HÜSEYİN PAZARCI (Balıkesir) Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Kürsüden söz alamadığım için buradan kısa da
olsa müdahaleye gerek gördüm. Birincisi, Demokratik Sol Parti de tezkereyi
destekliyor. Ancak bu tezkerenin desteklenmesi, bu tezkere sonucu
sınır ötesi harekâtın başarılı olması,
fiilen etkin olması, bunun Türkiye'nin sürdüreceği genel
dış politikası ve bölgeye ilişkin politikasıyla kaim
olacaktır. Eğer bu dış politika ve oradaki, bölgeye yönelik
iç politika saptırılır ve daha önce Cumhuriyet Halk Partisi ve
Milliyetçi Hareket Partisi temsilcilerinin belirttiği gibi dış
telkinlerle oluşturulmaya kalkarsa başarıya ulaşmamız,
nihai sonuca ulaşmamız bu tezkere sonucunda da olmayacaktır.
Dolayısıyla, Hükûmetimizin, özellikle açılım konusundaki söylemindeki
yarattığı çelişkiyi,
başarısızlığı düzelterek bir dış
politika ve bölgeye ilişkin politika oluşturmasının
doğru olacağını ifade etmek istiyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Atılgan...
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Ben de yerimden birkaç cümle etmek istiyorum çünkü söz
sırası gelmedi.
Tabii, devletimiz, milletimiz yirmi beş yıldır bu
bölücü terörle mücadele etmektedir. Zaman zaman başarı son noktalara
gelmiştir, zaman zaman da başarısızlıklar
olmuştur.
Şimdi, ben burada özellikle 1999 yılından 2008
yılına kadar olan şehit sayılarını ve
olayları anlatacağım. Aslında problemin temel nedenleri de
bu rakamların içinde çünkü rakamlar yalan söylemez. 1999da 2.003
şehit vardı yani 57nci Hükûmet başa geçtiğinde 2.003
şehidimiz vardı. 2000 yılında 22ye, 2001de 19a, 2002de
6ya düşmüştü. Yani 58inci Hükûmete devrederken hükûmeti, 6
şehit ve olaylar yok denecek kadar azdı. 2003 yılında 22,
2004te 73, 2005te 92, 2006da 121, 2007de 126, 2008de 134 şehit
verilmiştir. Her ne kadar Dışişleri Bakanımız
aldıkları diplomatik tedbirlerle olayları ve şehitleri
azalttığını söylese de rakamlar bunu böyle söylemiyor;
bilakis, 2003ten sonra katlanarak arttığını gösteriyor.
Bunun sebebi şudur: 2002ye kadar, Türkiyede bu olayın
adı terör sorunuydu, bölücü Kürtçülük sorunuydu veyahut da bir grubun
Türkiyeye, yemin etmiş bir eşkıya grubunun Türkiyeye
karşı yaptığı bir mücadeleydi. Ama 2002de bir
şey oldu bu memlekette. 2002de olan neydi? 2002de olan
BAŞKAN Sayın Atılgan, lütfen, son cümlelerinizi
alayım çünkü grubunuz adına da konuşma oldu malumunuz.
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN Evet, lütfen
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Siyasi iktidar değişti ve
devletle mücadele edenlerin, hükûmet edenlerin bu olayı bölücülük sorunu
olarak gören mutabakatı bozuldu. Siyasi iktidar, daha çok, olayı bir
hak arama sorunu, bir kimlik sorunu olarak gördüğü için bu oran
artmıştır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan -konuşma sırasında 2 kişiye
söz vereceğimi söylemiştim- girmiş ama o
arkadaşımıza söz veremeyeceğim.
Sayın milletvekilleri, Başbakanlık tezkeresi
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, tezkereyi tekrar okutup oylarınıza
sunacağım. Ondan önce de açık oylama talebi vardır, onu
yerine getireceğim.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Irak'ın kuzey bölgesinde yuvalanmış bulunan PKK
terör unsurlarından kaynaklanan ve Türk halkının huzur ve
güvenliğiyle ülkesinin milli birliğine, güvenliğine ve toprak
bütünlüğüne yöneltilmiş terörist saldırılar ve açık
tehdit devam etmektedir.
Dost ve kardeş Irak'ın toprak bütünlüğünün, milli
birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden
Türkiye, PKK teröristlerinin Irak'ın kuzeyindeki mevcudiyetine ve terörist
saldırılarına son verilmesini sağlamak amacıyla askerî
faaliyetlerini başarıyla yürütmekte, siyasi ve diplomatik
girişimlerini ve uyanlarını sürdürmektedir.
Türkiye'ye yönelik olarak devam eden terörist
saldırılara ve tehdide karşı, terörizmle mücadelenin bir
parçası olarak uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli tedbirleri
almak üzere, hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetçe belirlenecek
şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, Irak'ın
kuzeyinden ülkemize yönelik terör tehdidinin ve
saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla,
sınır ötesi harekât ve müdahalede bulunmak üzere, Irak'ın PKK
teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara
gönderilmesi ve görevlendirilmesi için Genel Kurulun 17/10/2007 tarihli ve 903
sayılı Kararıyla Hükûmete verilen ve 8/10/2008 tarihli ve 929
sayılı Kararı ile bir yıl uzatılan izin süresinin, 17
Ekim 2009 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasını
Anayasanın 92 nci maddesi uyarınca arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, tezkere
oylamasının açık oylama şeklinde yapılmasına dair
önergeler vardır. Önergeleri okutup imza sahiplerini arayacağım.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İçtüzüğün 143. Maddesi gereğince
Başbakanlık tezkeresinin açık oylama yöntemiyle
oylanmasını saygı ile arz ederiz.
Kemal Anadol, İzmir? Burada.
Hakkı Suha Okay, Ankara? Burada.
Birgen Keleş, İstanbul? Burada.
Ali Oksal, Mersin? Burada.
Şevket Köse, Adıyaman? Burada.
Hüsnü Çöllü, Antalya? Burada.
Hüseyin Ünsal, Amasya? Burada.
Tayfur Süner, Antalya? Burada.
Atila Emek, Antalya? Burada.
Canan Arıtman, İzmir? Burada.
Hulusi Güvel, Adana? Burada.
Mehmet Ali Susam, İzmir? Burada.
Esfender Korkmaz, İstanbul? Burada.
Ali Koçal, Zonguldak? Burada.
Nesrin Baytok, Ankara? Burada.
Tansel Barış, Kırklareli? Burada.
Necla Arat, İstanbul? Burada.
Şahin Mengü, Manisa? Burada.
M. Rıza Yalçınkaya, Bartın? Burada.
M. Ali Özpolat, İstanbul? Burada.
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Hükümet tarafından meclise getirilen TSKlerinin terör
tehdidine karşı Irakın Kuzey Bölgesinde Görevlendirilmesi
konulu tezkerenin oylanmasının açık oylama şeklinde
yapılmasını arz ederiz.
Mehmet Şandır, Mersin? Burada.
Oktay Vural, İzmir? Burada.
Nevzat Korkmaz, Isparta? Burada.
Bekir Aksoy, Ankara? Burada.
Sabahattin Çakmakoğlu, Kayseri? Burada.
Osman Durmuş, Kırıkkale? Burada.
Faruk Bal, Konya? Burada.
Emin Haluk Ayhan, Denizli? Burada.
Yılmaz Tankut, Adana? Burada.
Ertuğrul Kumcuoğlu, Aydın? Burada.
Hüseyin Yıldız, Antalya? Burada.
Cemaleddin Uslu, Edirne? Burada.
Kemalettin Nalcı, Tekirdağ? Burada.
Recep Taner, Aydın? Burada.
Mehmet Serdaroğlu, Kastamonu? Burada.
Behiç Çelik, Mersin? Burada.
Necati Özensoy, Bursa? Burada.
İzzettin Yılmaz, Hatay? Burada.
Süleyman Turan Çirkin, Hatay? Burada.
Muharrem Varlı, Adana? Burada.
Alim Işık, Kütahya? Burada.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, açık
oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını
alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Aldığınız karar gereğince açık
oylama elektronik cihazla yapılacaktır.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme
giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için
öngörülen üç dakikalık süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise
hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve
kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını, yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Anayasanın 92nci maddesine göre verilen
Başbakanlık tezkeresinin açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy sayısı : 475
Kabul : 452
Ret : 23 (x)
Böylece tezkere kabul edilmiştir, milletimiz için ve güvenlik
güçlerimiz için hayırlar getirmesini diliyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 18.17
(x) Açık
oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.31
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 2nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Soruları görüşmeye devam etmeden önce bir bilgiyi
sizlere arz etmek istiyorum: Ulaştırma Bakanı Sayın Binali
Yıldırım gündemin Sözlü Sorular kısmının 2, 7,
8, 10, 31, 32, 33, 54, 95, 133üncü sıralarındaki soruları
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sırası
geldiğinde o soruları birlikte okutup Sayın Bakana cevap
imkânı tanıyacağım.
Evet, gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Diyarbakır Milletvekili
Gültan Kışanakın, kendisinden haber alınamayan bir
üsteğmene ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/493)
BAŞKAN Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
2.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, özelleştirilen kuruluşların değerlerine
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/512) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, kara yolu yük
taşımacılığı belgelerinden dolayı kesilen
cezalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/571) ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı
4.- Niğde Milletvekili Mümin
İnanın, Karayolu Taşıma Yönetmeliğindeki bir
düzenlemeye ilişkin sözlü soru önergesi (6/573) ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı
5.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, özelleştirilen Türk Telekomun ismine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/609) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Ankara-İzmir otoyolu projesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/719) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
7.-Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Kütahya bağlantılı bölünmüş yol
çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/722) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Dumlupınar ilçesine tren
ulaşımının sağlanmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/723) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
9.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, kara yollarında hız
sınırlarının artırılmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/813) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
10.- Niğde Milletvekili Mümin
İnanın, Niğde Havaalanı inşaatına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/890) ve Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırımın cevabı
11.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, Erbaadaki bir kavşağın kara yolu projesine
alınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/947) ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın cevabı
BAŞKAN Şimdi, biraz önce okuduğum soruların
okunmasına geçiyoruz.
Soruları okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru: 4046 sayılı kanunun 18. maddesinin B/c bendinde
özelleştirilecek kuruşların bedelinin tespit edilmesine
ilişkin olarak belirlenen değer tespit sonuçlarının
kuruluşun özelleştirme işlemi tamamlanarak devir
sözleşmesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra
kamuoyuna duyurulur. hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereği
01.01.2003 tarihinden 29.02.2008 tarihine kadar özelleştirilen
kuruluşlar/kuruluşlardaki kamu hisseleri veya satılan kamu
taşınmazları için değer tespit komisyonunca belirlenen
değerler ile özelleştirmeye esas değerler nedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Bilindiği gibi ülkemizde karayolu yük
taşımacılığı K1 ve K2 belgeli
taşıtlarla gerçekleştirilebilmektedir. Bilgisayar otomasyonuna
ilişkin eksiklikler nedeniyle sürücüler zaman zaman sıkıntılarla
karşı karşıya kalmaktadırlar. Örneğin, K1 ve K2
belgelerini almak üzere her türlü harcı yatırıp müracaatta
bulunan kişi ya da firma yetkililerinden birisinin sabıka kaydı
varsa veya cezasını çektiği hâlde adli sicil kaydı
silinmemiş ise müracaat yapılamamakta ve işlemler
sonuçlandırılamamaktadır. Diğer yandan otomasyon
sistemindeki değişiklikler nedeniyle yeni bilgi girişi ve onay
alımı gecikebilmektedir. Bu durum birçok sürücüye jandarma veya polis
tarafından para cezalarının kesilmesine yol açmakta ve
mağduriyete yol açmaktadır. Uygulamanın başlangıcından
bu yana;
1. Kaç adet K1 ve K2 belgesi alınmıştır?
2. Kaç adet sürücüye K1 veya K2 belgesi olmadığı
için ceza kesilmiştir? Kesilen bu cezaların tutarı ne
kadardır?
3. Kaç adet sürücü ile K1 veya K2 belgesine kesilen cezalar
nedeniyle mahkemelik duruma düşülmüştür?
4. Sürücülerin mağduriyetinin önlenmesi için hangi tedbirler
alınmaktadır?
5. Karayolu yük taşımacılığının
iyileştirilmesi ve sektördeki haksız rekabetin önlenmesi için
bakanlığınızca nasıl bir çalışma
yürütülmektedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorularımın
Ulaştırma Bakanı Sn. Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1- Gerçek ve tüzel kişiler, kanuni süresinde K1 ve K2
belgelerini alsalar bile Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 54.
maddesinin (b) bendine göre sonradan alıp da 57 YTLlik taşıt
kartını almadıkları araçları için 5.778,00 YTLlik
cezaya muhatap kılınmaktadır. Bu yönetmeliğin ilgili
maddesini yeniden düzenleyerek taşımacılık yapan
esnafın mağduriyetini gidermeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Bilindiği gibi Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
"Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Milli" kelimeleri bir ticaret
unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabilmektedir.
Özelleştirme öncesinde sermayesinin tamamı devletimize ait olan Türk
Telekomünikasyon A.Ş, %55 hissesinin Oger Telekom'a devredildiği
tarihten bu yana hem unvanında, hem de markasında (Türk Telekom)
"Türk" kelimesini kullanmaya devam etmektedir. Ancak, bir
şirketin sermaye yapısı değiştikten, yani sermayesinin
%50'den fazlası yabancı sermayenin eline geçtikten sonra; Türk,
Türkiye, Cumhuriyet gibi isimleri kaldırması gerekmektedir. Bu
konuyla ilgili olarak;
1. Türk Telekom A.Ş.'nin özelleştirmeden sonra aynı
ismi kullanabilmesi için bir Bakanlar Kurulu Kararı alınmış
mıdır?
2. Alındı ise bu kararın tarih ve sayısı
nedir?
3. Alınmadı ise söz konusu şirketin isminden ve
markasından Türk kelimesinin kaldırılması konusunda bir
girişimde bulunulmuş mudur? Bulunulmuş ise ne zaman bu
uyarı yapılmıştır?
4. Bulunulmamış ise bu problem ne zaman ve nasıl
çözülecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Ankara-İzmir otoyolu projesinin bir bölümü Kütahya ilini de
kapsamaktadır. Kütahya ilini gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan
önemli ölçüde etkileyecek olan bu proje ile ilgili olarak;
1. Ankara-İzmir bağlantısını
sağlayacak otoyol (otoban) çalışmaları ne
aşamadadır ve projenin ne zaman tamamlanması
planlanmıştır?
2. Bu otoyolun ne kadarı Kütahya il sınırları
içinden geçmektedir?
3. Bu otoyolun Kütahya il sınırlarından geçen
bölümü hangi ilçelerden geçmektedir?
4. Söz konusu otoyol için Kütahya ilinde toplam kaç dekarlık
arazi kamulaştırılacaktır?
5. Söz konusu otoyol Kütahya il merkezine kaç km uzaklıktan
geçmektedir ve il merkezi bağlantısı olacak mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Bilindiği gibi Kütahya ili, komşu illeriyle karayolu
bağlantısı çok iyi olmayan ve bu nedenle de sosyo-ekonomik
göstergeleri bölgenin diğer illerine göre daha kötü olan bir ilimizdir. Bu
konuyla ilgili olarak;
1. Kütahya-Eskişehir bölünmüş yol
çalışmaları ne aşamadadır ve bu yolun ne zaman
tamamlanması planlanmıştır? Bu yol için 2008 yılı
programı nedir?
2. Kütahya-Afyonkarahisar bölünmüş yol
çalışmaları ne aşamadadır ve bu yolun ne zaman
tamamlanması planlanmıştır? Bu yol için 2008 yılı
programı nedir?
3. Kütahya-Gediz-Abide-Uşak karayolunun bölünmüş yol
programına alındığı haberleri doğru mudur?
Doğru ise bu yola ilişkin yatırım planı
nasıldır? Ne zaman başlanıp bitirilmesi
planlanmaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Kütahya ili Dumlupınar ilçesi, kurtuluş
savaşında şehit düşen yaklaşık 137000
dolayında insanımızın şehitliğinin bulunduğu
tarihi öneme sahip çok önemli bir ilçemizdir. Daha önce ilçeye trenle
ulaşım mümkün iken günümüzde bu ilçemize olan tren
ulaşımı iptal edilmiş bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili
olarak;
1. Dumlupınar ilçesine trenle ulaşım, ne zaman ve
hangi gerekçelerle iptal edilmiştir?
2. İlçeye yeniden trenle ulaşımın
sağlanması mümkün müdür?
3. Bu konuda Bakanlığınız nezdinde bir
çalışma yürütülmekte midir?
4. İlçeye tren seferleri yeniden ne zaman
başlatılabilecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı
Sayın Binali Yıldırımın sözlü olarak
cevaplandırmasını arz ederim.
Mehmet
Akif Paksoy
Kahramanmaraş
Karayollarında hız sınırlarının;
Otoyollarda
Duble (bölünmüş) yollarda
Tek şeritli yollarda
Şehir içi yollarda
Yolların teknik özelliklerinin artması, sinyalizasyon
sistemlerinin gelişmesi, araçların teknik özelliklerinin günün
teknolojisine uygun olarak gelişmesi sebebiyle hız
sınırlarının yukarıdaki şekilde
arttırılması düşünülmekte midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki yazılı sorumun
Ulaştırma Bakanı Sn. Binali Yıldırım
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: 1- Yapım çalışmalarına önceki dönemlerde
başlanan Niğde Havaalanı inşaatını
tamamlamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanı
Sayın Binali Yıldırım tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru: Erbaa şehir merkezinden geçen ve genişletilmesi
öngörülen Amasya-Erzincan kara yolu çalışmasında, TF58 419+
BAŞKAN Sayın Bakanım buyurun.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlü soru önergelerini
cevaplandırıyorum sırasıyla.
Birinci soru önergemiz Tokat Milletvekili Sayın Reşat
Doğruya ait. 4046 sayılı Özelleştirme Kanununun 18inci
maddesinde, Değer tespit sonuçları, kuruluşun özelleştirme
işlemi tamamlanarak devir sözleşmesinde yer alan yükümlülüklerin yerine
getirilmesinden sonra kamuoyuna duyurulur. hükmünü haizdir. Bununla beraber,
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında
Kanunda, ihale usullerinde diğer kamu ihalelerinden farklı olarak
muhammen bedel yahut da yaklaşık maliyet yöntemleri kullanılmadığından,
yapılan değer tespitleri sadece ihale komisyonunun bilgisi
olması amacıyla yapılmaktadır. Bu bakımdan,
yapılan özelleştirme uygulamalarında tam rekabet
sağlanmakta ve gerekli kamu yararı gözetilmektedir.
Devir sözleşmelerinde alıcılar açısından
belirli bir süre çeşitli yükümlülüklerin bulunması
dolayısıyla fiyat açıklamasının da bu süreler
dolmadan, kanunen, yapılması mümkün değildir. Özelleştirme
uygulamalarıyla ilgili işlemler hakkında davalar
açılmış olması ve bu davaların sonuçlanmasından evvel
de bir bedel açıklaması hukuken mümkün gözükmemektedir. Kanunun,
değer tespitinin, değerin açıklanmasına yönelik maddesinde
kamuoyuna yapılacak duyurunun şekli, yöntemi, araçları da
tanımlanmadığından bu konuda Özelleştirme İdaresi
bir komisyon marifetiyle ikincil düzenleme için
çalışmalarını sürdürmektedir.
İkinci sorumuz, Kütahya Milletvekili Sayın Alim
Işıkın sorusu.
Bakanlığımız, Ulaştırma bölge
müdürlüklerimiz ve yetkilendirilen ticaret ve sanayi odalarınca 30 Eylül
2009 tarihi itibarıyla 295.577 adet K türü yetki belgesi -K1 için 169.959,
K2 için 124.675, K3 için ise 943 adet, toplam 295.577 belge- düzenlemesi
yapılmıştır. 4925 sayılı Karayolu
Taşıma Kanununun ilgili hükümlerini ihlalden dolayı uygulanan
cezalara ilişkin para cezası tutanakları ilgili mevzuat
gereği Bakanlık personeli yanında, gümrük, valilik, kolluk
kuvvetleri, polis, zabıta, jandarma aracılığıyla da
gerçekleştirilmektedir.
Buna göre 5 Ekim 2009 tarihi itibarıyla yetki belgesiz
taşımacılık da dâhil olmak üzere toplam 41.662 adet idari
para cezası karar tutanağı, parasal olarak da 140 milyon 5 bin
712 TL ceza uygulaması yapılmıştır.
Yine 5 Ekim tarihi itibarıyla yetki belgesiz
taşımacılık yapanlara toplam 28.748 adet idari para
cezası tutanağı, 134 milyon 432 bin 379 lira ceza uygulanmıştır.
Bu tutanaklar ve uygulanan cezalar günlük olarak
Bakanlığımızın web sitesinde de
yayınlanmaktadır. Merak edenler bakımından Kara
Ulaştırması Genel Müdürlüğü gov.tr. adresinden takip etmek,
anlık olarak takip etmek mümkündür. Çünkü bu kara
ulaştırmasında, sınır kapılarında,
Türkiyenin her yerinde yapılan işlemlerle ilgili bir otomasyon
ağı teşkil edilmektedir.
Yetki belgesi olmadan taşımacılık faaliyetinde
bulunanlar için idari para cezası karar tutanakları için
açılmış davalar da vardır 1.028 adet. Yetki belgesi
olduğu hâlde mevzuata uygun taşımacılık yapmayanlar
için de kesilen cezalara karşı 1.071 adet dava
açılmıştır. Bakanlığımızca düzenlenen
eğitimler, bilgilendirme toplantıları ve basın yoluyla
yapılan açıklamalarda taşımacılık firmaları,
bireysel taşımacılık yapanlar, bu alanda faaliyette
bulunanlar yetki belgesi konusunda sürekli bilgilendirilmekte ve yetki belgesiz
taşımacılık faaliyetinin yasalara uygun
olmadığı konusunda uyarılmaktadırlar.
Öte yandan, kara yolu yük
taşımacılığının iyileştirilmesi ve
haksız rekabetin önlenmesine yönelik olarak da bir dizi uygulamaları
başlattık. Bunlardan bir tanesi, ülkemizde araç muayene sistemi
tamamen yenilendi. Şu anda yüz seksen dokuz sabit, otuz dört seyyar
istasyonda, Türkiye'nin her tarafında bu muayeneler gayet titiz bir
şekilde gerçekleşmektedir.
Ayrıca otuz yaşından büyük, 1979 model ve öncesi
taşıtların borçlarıyla cezaları affedilerek piyasadan
çekilmesi, böylece kara yolu taşıma filosunun gençleştirilmesi
çalışmaları da devam etmektedir. Yapılan tahminlere göre
yüz bin civarında otobüs, kamyon, tanker, çekici bu şekilde piyasadan
çekilecektir. Kısa sürede, başlatılan uygulamada şu ana
kadar yedi bin civarında araç alımı gerçekleştirilmiş
ve bunun için ortalama, araç başı 6 ila 8 bin TL ödeme
yapılmıştır hak sahiplerine. 5838 sayılı Kanun
ile bu uygulamaya minibüs, kamyonet ve traktörler de dâhil edilmiş
bulunmaktadır. Böylece atıl kapasiteyi azaltmak, çevre kirliliği
ve enerji israfını azaltmak, en önemlisi de kara yolu
taşımacılığında yollarda can ve mal
güvenliğini artırmaya yönelik uygulamaları
yaygınlaştırmak
Yüce heyetinize saygıyla sunuyorum.
Üçüncü soru, Niğde Milletvekili Sayın Mümin
İnanın sorusu. 4925 sayılı Karayolu Taşıma
Kanunu ve bu Kanuna dayanarak çıkarılmış Karayolu
Taşıma Yönetmeliği gereği kara yolu
taşımacılık faaliyetlerinde bulunacakların
Bakanlıktan faaliyetlerine uygun yetki belgesi almaları
zorunluluğu var. Bu nedenle herhangi bir yetki belgesi sahibinin yeni
taşıtlar alması hâlinde bu taşıtları, sahibi
oldukları yetki belgesine kaydettirmeleri ve bu işlemden sonra söz
konusu taşıtları kullanmaları icap etmektedir. Araç tescil
belgesi, trafik plakası almamış taşıtlar trafiğe
çıkamadığı gibi yetki belgesine kayıtlı olmayan
taşıtlar da ticari faaliyette kullanılamamaktadır.
Ayrıca idari para cezası ihdası ve kaldırılması
kanunla düzenlenmiş bir husus olup idari para cezalarının
indirilmesi talebi -sektörden- karşısında tekrar bir yasal
düzenleme yapılmış, buna göre 5.600 TL tutarındaki ceza
miktarları 5917 sayılı Kanunla 2 bin TLye indirilmiştir.
Aynı Kanunla, diğer birtakım cezalarda da düzenlemeler
getirilmiştir. Burada amacımız taşımacılara ceza
kesmek falan değil. Amacımız, sektörde tam rekabetin oluşması
ve kurallara uygun, istiap haddini aşmadan, eğitimsiz, belgesiz
taşımacılığın önüne geçmek, böylece sektörün
sağlıklı gelişmesini sağlamaktır. Keyfiyet yüce
heyetinize arz olunur.
Diğer bir sorumuz, dördüncü soru, Kütahya Milletvekilimiz
Alim Işık... Soru Türk Telekomla ilgili. Türk Telekomun,
özelleştirmeden sonra, başındaki Türk adı niye
çıkmadı? denmektedir. Türk Telekom ibaresi yüz altmış
sekiz yıldan beri Telekomun ismidir. Türkiyede milyonlarca
müşterisinin bildiği, ayırt edici bir markasıdır.
Nitekim şirket, söz konusu bu adını da nihayet 2001 tarihinde
Türk Patent Enstitüsünde tescil ettirmiştir. Yargı kararlarında
da, yoğun kullanım sonucunda, ibarelerin, ifadelerin ayırt
edicilik vasfı kazanabileceği ifade edilmektedir. Şirket
tarafından kullanılan Türk Telekom ifadesi ayırt edicilik
vasfını haiz olup müşterileri dışında bütün
kamuoyu nezdinde bile özdeşleşmiş bir ifadedir. Nitekim
şirket, bu unvan ve marka değeriyle özelleştirilmiştir.
Kaldı ki şirket hisselerini özelleştirme yoluyla alan firma,
Türkiyede kurulu, İstanbul Ticaret Siciline kayıtlı bir Türk
şirketidir. Ayrıca, Türk Telekomun yüzde 15 hissesi de halka arz
edilmiş olup hâlen yüzde 30unda kamu payı devam etmektedir.
Yıllardır devam eden bu uygulama hem kamuoyunda oluşan
imajın değişmemesi, değiştirilmesinin zorluğu hem
de Türk Telekom markasının yasal sahibi olmasından doğan
hakkı dolayısı ile Türk Telekom ifadesi kullanılmaya
devam etmektedir. Bilgilerinize arz olunur.
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işıkın
sorusu, soru Ankara-İzmir Otoyol Projesiyle ilgilidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilmesi planlanan
Ankara-İzmir otoyolu koridorunun belirlenmesi için ön projelerin ve
fizibilite etüdünün yapılması maksadıyla Ağustos 2009da
ilana çıkılmış, Ankara-Afyon-Kütahya kesimi, Afyon- Kütahya-Manisa
kesimi olarak iki kesim hâlinde ihale edilmiştir. Otoyolun proje
müşavirlik hizmetleri, danışmanlık alım ihalesi
çalışmaları yani bu müşavir firma çalışması
hâlen devam etmektedir. Bu maksatla 1/250.000 ölçekli kılavuz planlar
firmaya verilmiş, firma, ihale şartnamesine göre Ankaradan
İzmire olan güzergâh boyunca 100 kilometrelik bir koridorda güzergâh
çalışması yürütecektir. Kamulaştırma bedeli
bakımından, coğrafi zorluklar bakımından ve çevre
yerleşim yerlerine bağlantı bakımından en uygun güzergâh
bu çalışma içerisinde ortaya çıkacaktır. Zaman zaman
kamuoyunda Otoyol niye Afyondan geçmiyor?, Niye Kütahyadan geçmiyor? gibi
tartışmalar sıkça görülmektedir. Bu aşamada ne Afyonun ne
Kütahyanın endişe edeceği bir husus yoktur. Bu
çalışmalar, otoyol çalışmaları bittiğinde
-aklın yolu birdir- uygun güzergâh kendiliğinden ortaya çıkacak
ve böylece önemli olan
Tabii, bütün şehirlerden, kasabalardan bu yolu
geçirmeye kalktığımızda bu yol otoyol olmaktan çıkar,
o artık, illeri, ilçeleri birbirine bağlayan bir yol hâline gelir. O
da otoyol mantığına aykırı bir durum teşkil eder.
O bakımdan, kimsenin endişe etmesine gerek yok. Güzergâh şu anda
Afyondan yahut Kütahyadan geçiyor diye bir şey söz konusu değil,
çalışmalar devam ediyor.
BAŞKAN Sayın Bakanım, beş on saniyenizi rica
edeyim.
Şimdi siz soruları cevaplandırıyorsunuz; on
soru okuduk, beşini cevaplandırdınız.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sonra yapalım Sayın
Başkan. Soru sahipleri de yok.
BAŞKAN Şöyle söyleyeyim: Burada birkaç tane
arkadaşımız var, Reşat Doğru, Alim Bey, Akif Bey
falan.
İsterseniz Sayın Bakanım biraz daha seri olsun. Biz
de arkadaşlarımızın ek soruları varsa soru-cevap
işlemi bitene kadar uzatalım, belki beş on dakika fark edebilir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Burada bulunanların olsun
Önemli şeyler var, Sayın Bakanın izahatını dinlemek
isterler.
BAŞKAN Sayın Anadol, ilk on soru vardı,
isterseniz
Sayın Vural da burada. Beş on dakika içinde biter.
Arkadaşlarım da buradayken soru
Ne dersiniz?
Onayınızı alacağım zaten, uygun mudur?
Soru-cevap işlemi tamamlanıncaya kadar çalışma
süremizin uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın Bakanım, biraz daha seri olursak iyi olur.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, benim konuşma usulüm biraz böyle, yavaş ama
hızlandırmaya çalışayım.
Diğer bir sorumuz, Kütahya Milletvekili Sayın Alim
Işıkın sorusu yine. Kütahya-Eskişehir yolu
Kütahya-Afyon yolu toplam
Kütahya-Gediz-Abide-Uşak yolu toplam
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işıkın
diğer bir sorusu. Kütahya ili Dumlupınar ilçesinde, 7/11/2005
tarihine kadar, Diyarbakır-İzmir arasında çalışan
yolcu treniyle hizmet verildi. İzmir-Diyarbakır 1.709 kilometrelik
demir yolu parkurunda hizmet veren söz konusu trenin üretim değerleri ve
gelirinin gideri karşılama oranı uzun süredir çok düşük
seyretmekte, bir başka deyişle yüzde 27 doluluk ve gelir gideri
karşılama oranı yüzde 7. Dolayısıyla, Mayıs
2007de trenin işletme parkurunun değiştirilmesine, parkurun
kısaltılmasına, İzmir-Adana bölümünün
çıkarılmasına işletme karar vermiş.
Konya-Afyon-İzmir parkurunda planlanan yol yenileme
çalışmalarının tamamlanması, TCDD İşletmesi Genel
Müdürlüğünün park mevcudundaki vagonların yenilenmesiyle birlikte
Konya-İzmir arasında tren seferlerinin
başlayacağını ifade etmek istiyorum. Böylece bu
çalışmalar tamamlandığında Konya-İzmir tren
seferleri ile birlikte bu bölgeye de seferler tekrar başlamış
olacak.
Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Akif Paksoyun
sorusu: Bir kara yolu standardını belirleyen en önemli husus, yolun
projelendirilmesinde mühendislik çalışmalarında
başlangıçta kabul edilen yolun geometrisine esas teşkil eden
kurp, dever, görüş mesafesi gibi yol karakteristikleriyle ilgili
değerlerin buna göre saptandığı teorik bir proje
hızıdır. Proje hızı, her türlü ideal
şartların birlikte mevcut olduğu durumda tek bir test
aracının emniyetle seyredebileceği azami hızdır.
İşletme hızı ise, bir sürücünün verilen bir yol üzerinde
uygun hava ve trafik şartlarında hiçbir zaman proje
hızını aşmamak kaydıyla ulaşacağı en
yüksek hızı ifade etmektedir. Bölünmüş yolların
tamamında proje hızı olarak esas alınan değer 90
kilometre/saattir. Bölünmüş devlet yollarının tüm kesimlerinde
uygulanan azami hız değeri de proje hızına eşit
olduğundan bazı kesimlerde standart tanımlamasının
değiştirilmesine, buna bağlı olarak da hızın
artırılmasına teknik olarak imkân gözükmemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakanım.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Ayrıca gerek otoyollarda gerek bölünmüş yollarda gerek tek
şeritli ve şehir içi yollarda hızlar kanunla belirlenmiş
olur. Bu hızların herhangi bir şekilde değiştirilmesi,
artırıp azaltılması da yine kanunla yapılması
icap eder. Bu husus, yeni Karayolları Trafik Kanunu Meclis gündemine
geldiğinde tartışılacaktır. Bu konuda kamuoyunda
farklı görüşler mevcuttur. Artırılsın yönünde
görüşler vardır, artırılmasın yönünde görüşler
vardır. Neticede kanun Meclise geldiğinde yüce Meclis uygun
kararı verecektir. Bunun da bir mantığı var,
artırılsın diyenlerin. Tabii, bölünmüş yolların
miktarı, standartları çok geliştiği için burada hız
yapma arzusu da ortaya çıkmaktadır ancak trafik emniyetini, kazalar
ve kazalardaki kayıpları da gözden uzak tutmamamız gerekir. Yüce
Meclise saygıyla arz ederim.
10uncu soru Tokat Milletvekili Sayın Reşat
Doğrunun sorusu. Bölgede alternatif kavşaklar bulunmakta olup
ulaşım hizmeti bu kavşaklardan sağlanmaktadır. Erbaa
şehir merkezinden geçen ve genişletilmesi öngörülen kavşak
imalatı ise 2008 yılında ilave proje olarak
yapılmış ve onaylanmıştır. Kavşak 2010
yılında yapılıp hizmete verilecektir. Dolayısıyla
o bahsettiğiniz olumsuzluklar ve bölgeye erişim sorunu ortadan
kalkacaktır.
Bir bilgi: Tokat ilinde 2002 yılı sonuna kadar
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakanım, Mümin İnan Beyin bir
sorusu vardı bu Niğde havaalanıyla ilgili.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla)
Kaçıncı soru?
BAŞKAN 9uncu, bir önce
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Devamla) Hemen
onu da
Affedersiniz Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Niğde
il merkezine
Son yıllarda yaptığımız hava
taşımacılığındaki açılımlar ve projeler
doğrultusunda havacılık sektöründe ciddi gelişmeler meydana
gelmiş, bu durum çerçevesinde yeni havaalanı inşaatları, o
dönem kaldırılan, iptal edilen yatırımlar teker teker
devreye alınmaktadır. Örnek vermek gerekirse Bingöl, Iğdır,
Şırnak, Zonguldak
Daha birçokları var. Dolayısıyla,
Niğde havaalanı da -hava ulaşım ihtiyacı şu an
için Kayseri, Nevşehir Kapadokya üzerinden karşılanmakla
beraber- önümüzdeki yıllar içerisinde programa alınması,
tamamlanması bakımından düşünülmektedir.
Yüce heyetinize saygıyla arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Milletvekili arkadaşlarımızın kısa bir
açıklamaları olacak konu hakkında. Siz yerinize buyurunuz. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Doğru, buyurun.
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakana teşekkürlerimi sunuyorum.
Özelleştirme idarelerince bazı kuruluşlar
değerinin çok altında özelleştirilmiştir. Bizim bu sorudaki
amacımız Değer tespiti nasıl yapılmış ve
değer tespitine göre mi satılmıştı? şeklindeydi.
Mesela, örneğin, Tokat Sigara Fabrikası ve sigara fabrikaları
değerinin çok altında satılmış görünümündedir. Şu
anda Tokat Sigara Fabrikası Kapatılmayacak. denilmiş
olmasına rağmen, iktidarın milletvekilleri ve İktidar
tarafından Kapatılmayacak, sigara fabrikası
çalışacak. denilmiş olmasına rağmen, maalesef,
şu anda kapatılmış ve de hiçbir üretim yapamaz, yapılmaz
konuma gelmiştir. Arazisi de konut yapılmak üzere başka bir yere
devredilmek üzeredir. Arazinin fiyatının satılan fiyatın
çok çok üzerinde olduğunu da söylemek istiyorum. Tabii, bu esnada hem
Tokat çiftçisi zarar görmüş, aynı zamanda 800ün üzerindeki işçi
hiçbir iş yapmadan orada yaprak işletme müdürlüğünde beklemektedir.
Yani, sorum şudur ki: Acaba bu 800 işçiyi ne yapacaksınız?
Yaklaşık olarak üç seneden beri bu adamlar orada oturuyorlar, hiç de
bir iş yapmıyorlar.
Diğer bir soru Erbaa kavşağıyla ilgilidir.
Erbaa kavşağında, sizin söylemiş olduğunuz
kavşaktan ziyade benim söylemek istediğim, üniversitenin,
jandarmanın ve Kale, Karayaka üzerindeki grup yollarının
geçmiş olduğu bir kavşaktır. Bu kavşağın
yapılmış olması üniversiteye giriş çıkışı
daha rahatlatacaktır.
Sizin söylemiş olduğunuz Çift yönlü yol
yapıldı. şeklindeki söylemleriniz
Tokatta
yapılmış olan çift yönlü yollarda kalite çok düşüktür.
Bazı yerlerde ciddi manada da bu yönde yeniden çalışmalar
yapılmaktadır. Özellikle Tokatlının beklemiş olduğu
Tokatın çevre yolu bir türlü bitirilememiştir. Tokat-Sivas
arasındaki Tokat-Çamlıbel, bölünmüş yol da henüz
bitirilmemiştir. Bu noktada da Sayın Bakandan ve Hükûmetten ilgi
bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Doğru.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Ben de Sayın Bakana vermiş olduğu cevaplar
nedeniyle çok çok teşekkür ediyorum.
Bilindiği gibi, Sayın Bakanın verdiği
değerlerden de rahat görüleceği gibi gerçekten bu K belgesi nedeniyle
mağdur olan taşıyıcı, özellikle kamyon şoförü
sayımız Türkiyede çok fazla ve çok ciddi de cezalar ödüyorlar. Bu
cezaların azaltılması ya da bir şekilde bu insanların
da evlerine ekmek götürecek bir düzenlemenin yapılması konusunda
ihtiyaç olduğu düşüncesindeyim. Takdir tabii sizlerin.
Kütahya ilinden geçmesi planlanan İstanbul-Antalya ve
Ankara-İzmir otobanlarının son dönemde, özellikle 10uncu
Ulaştırma Şûrasının ardından Kütahya kamuoyunda
çok ciddi endişelere yol açtığı bir gerçek, siz de çok
yakından biliyorsunuz. Hakikaten bu dört ilin kavşağında
olan bu ilden söz konusu otobanlar ve Antalya-İstanbul Hızlı
Tren Projesi geçirilmez ve Kütahya baypas edilerek bu projeler de
gerçekleşirse son dönemde Kütahya ilinden, son dokuz yılda, 2000den
bu yana her yıl 10 binin üzerinde gencin göçü çok daha hızlanır
ve bu konuda mutlaka Kütahyanın ayrı değerlendirilmesi
gerektiğine inanıyorum. Çünkü 2008 yılı TÜİK
rakamlarına göre Kütahya ili seksen bir il içerisinde en fazla göç veren
ikinci il, Bilecikten sonra. Bunun önüne geçilmesi gerekiyor. Ciddi bir
problem. Bu konuda özel ilginizi istirham ediyorum ve bu kamuoyunun talebini
size iletmekte yarar görüyorum.
Son konu da Dumlupınar ilçemiz. Yine bu ilçemiz son dönemde
Afyona geçme adına girişimlerde bulunmuş ve Kütahyada ciddi
problemlerin yaşandığı bir ilçemiz. Sebebi o ilçenin unutulmuş
olması. Tren seferlerinin o ilçeye tekrar başlatılması bu
ciddi problemin de önüne geçecektir.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Bakana. Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Sayın Bakanım, ilaveten söylemek istediğiniz bir
husus varsa buyurun.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Evet,
teşekkür ediyorum.
Sondan başlayayım. Tabii Dumlupınarda seferlerin
başlaması konusu altyapının iyileştirilmesi,
çeken-çekilen araçların konforunun artırılması ve seyahat
süresinin azaltılmasıyla mümkün. Onun tamamlanmasını
müteakip gerçekleştireceğiz.
Otoyolla ilgili, Kütahya-Afyon-Uşak, 100 kilometrelik bir
daire içinde bu üç ilimiz. Dolayısıyla yani çok birbirinden uzak
iller değil. Burada, dediğim gibi, çok ince ve detaylı bir
çalışma yapacağız ve hiçbir ilimizin mağdur
olmasına meydan vermeyeceğiz. Bunu ifade etmek isterim.
Cezalarla ilgili aslında bir iyileştirme yaptık.
5.600den 2.000e düşürdük, biliyorsunuz. Dediğim gibi, amaç hiçbir
zaman ceza almak değil, yani kurallara uyanla uymayanın aynı
şekilde değerlendirilmesinin önüne geçmek. Amacımız budur.
ALİM IŞIK (Kütahya) Yüksek olunca istismara da yol
açıyor, başka olaylar da burada devreye giriyor.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Evet.
Tabii, kara yolu taşımacılığında bir mevzuat
düzenlemesi olmadığı için, yani yıllardan beri devam eden
bir gelişme, dengesiz bir gelişme olmuş. Bunun sancılı
bir dönemi olacaktı, oldu da ama şu anda işler yoluna girdi.
Bunu ifade edebilirim.
Diğer konu da tabii bu özelleştirme, Tekel konusu. Bu
konuyu bakan arkadaşımızla görüşeceğim Maliye
Bakanlığı bünyesinde. Gerek işçilerimizin daha aktif
değerlendirilmesinde gerekse diğer konudaki endişelerinizi
arkadaşımızla paylaşacağız.
REŞAT DOĞRU (Tokat) İşçiler çok mağdur
Sayın Bakanım.
ULAŞTIRMA BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Tokat
çevre yolunda bir sorun olduğunu biliyorum. Müteahhidi son kez
uyardık. Eğer sürdüremezse tasfiye edip yeni ihaleye
çıkacağız. Tokat çevre yolu sizin kadar benim de üzerinde önemle
durduğum bir konudur. Onu ifade etmek isterim.
O kavşakla ilgili de tekrar inceleme
yaptıracağım. Onu da ifade etmek isterim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakanımıza ve
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımıza
katkılarından dolayı, cevaplarından dolayı
teşekkürlerimi sunuyorum.
Bugünkü çalışma süremiz burada
tamamlanmıştır.
Sözlü soru önergeleriyle kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 7 Ekim 2009 Çarşamba günü saat
15.00te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum, saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarıma ve bizi izleyen
vatandaşlarımıza
hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 19.13