DÖNEM: 23 CİLT: 50 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
5inci
Birleşim
13 Ekim 2009 Salı
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakutun, ikinci kez Meclis Başkan
Vekilliğine seçilmesi dolayısıyla milletvekillerine
teşekkür eden ve yeni yasama yılının hayırlı
olmasını dileyen konuşması
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.-
Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkanın, 22nci
Ahilik Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlunun, Artvin ilinde 23 Eylülde meydana
gelen feyezan ve heyelana ilişkin gündem dışı
konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Mustafa Demirin cevabı
3.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlunun, seçim bölgesindeki izlenimlerine
ilişkin gündem dışı konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Artvinin Borçka ilçesinde geçmişte
ve günümüzde yaşanan sel felaketlerine ilişkin açıklaması
2.- Bursa Milletvekili Necati Özensoyun,
Bursada oynanacak olan Türkiye-Ermenistan millî maçına ilişkin
açıklaması
3.- Bursa
Milletvekili H. Hamit Homrişin, Bursada oynanacak olan
Türkiye-Ermenistan millî maçına ilişkin açıklaması
4.- Artvin Milletvekili Ertekin Çolakın,
Yalova Milletvekili Muharrem İncenin ifade ettiği, Borçkadaki sel
mağdurlarının yaralarının bir an önce
sarılması temennisinin yerine getirildiğine ilişkin
açıklaması
5.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Artvinin Borçka ilçesinde
yaşanan sel felaketi mağdurlarının yaralarının
bir an önce sarılmasına ilişkin açıklaması
6.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuşun, Van Edremitteki Yüksek
İhtisas Hastanesinin eski işlevini kaybettiğine ilişkin
açıklaması
VII.-
. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Irak Ulusal
Meclisi Başkanı Iyad el Samaraı ve beraberindeki heyetin
ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/958)
B) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, (6/1514) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/147)
2.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, Yükseköğretim Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
(2/280) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/148)
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25 milletvekilinin, köyden
kente göçün nedenlerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/429)
2.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21 milletvekilinin, kadına yönelik
şiddet olaylarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/430)
3.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 20 milletvekilinin,
ekonomik krizin etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/431)
D) Duyurular
1.- Plan ve Bütçe, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ve İnsan Haklarını İnceleme
komisyonlarında bağımsız milletvekillerine birer üyelik
düştüğüne ve bu komisyonlara üye olmak isteyen
bağımsız milletvekillerinin 13 Ekim 2009 Salı günü saat
18.30a kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
yazılı olarak başvurmalarına ilişkin duyuru
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/371) esas
numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 13/10/2009 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin DTP Grubu önerisi
2.- Genel
Kurulun, 13 Ekim 2009 Salı günkü birleşiminde, 10/67, 10/75, 10/82,
10/122, 10/141, 10/180, 10/193, 10/208, 10/216, 10/229, 10/304, 10/309, 10/320,
10/324, 10/336, 10/337, 10/342, 10/374, 10/377, 10/388 ve 10/404 esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin
birleştirilerek görüşülmesine ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
IX.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, SHÇEK yurtlarında
yaşanan bazı olaylara ilişkin Devlet Bakanı Selma Aliye
Kavaftan sözlü soru önergesi (6/536) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, TRT programlarına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/618) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
3.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, TRTnin teşkilat yapısı ve
yayınlarıyla ilgili iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/633) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
4.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, TRTdeki personel alımına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/660) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
5.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Sınırlar Arasında
programının sonlandırılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/780) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
6.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Sınırlar Arasında
programının yayından kaldırılmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/781) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın cevabı
7.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, bazı televizyon programlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/823) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
8.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, yerel gazetelerde ilan yayımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/825) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
9.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKün radyo ve televizyon yayın
izni verdiği bir kuruluşa ilişkin sözlü soru önergesi (6/923) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
10.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir derneğin reklamlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/970) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
11.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir siyasi parti ilçe kongresinin TRTde
yayınlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/981) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
12.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, TRT Antalya radyosunun
kapatılacağı iddiasına ve TRTnin arazilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1007) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, TRTde Türk Dünyasına yönelik dil
programları yapılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1022)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
14.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜK Başkanına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1046) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
15.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, TV dizilerine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1049) (Cevaplanmadı)
16.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, soruşturma açılan bir dernekle
ilgili televizyon yayınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1078)
(Cevaplanmadı)
17.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTdeki bazı personel
hareketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1136) (Cevaplanmadı)
18.-
İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın, bir caminin restorasyonuna
ilişkin Devlet Bakanından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi
(6/1247) (Cevaplanmadı)
19.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, RTÜK Başkanının gayrimenkullerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1297) (Cevaplanmadı)
20.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, TRTnin iki yeni radyo kanalı
kurma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1345)
(Cevaplanmadı)
21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar
Ağyüzün, TRT yönetimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1387)
(Cevaplanmadı)
22.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTnin bazı yayınlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1430) (Cevaplanmadı)
23.- Gaziantep Milletvekili Yaşar
Ağyüzün, TRTnin bir ajanstan hizmet alımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1448) (Cevaplanmadı)
24.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRT
çalışanlarına baskı yapıldığı
iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) (Cevaplanmadı)
X.-
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal ve 26 milletvekilinin, taş kömürü üretimindeki
sorunların ve Türkiye Taşkömürü Kurumunun durumunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/67)
2.- Muğla
Milletvekili Metin Ergun ve 29 milletvekilinin, mermercilik sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/75)
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras ve 19 milletvekilinin, altın
madenciliğinin bütün yönleriyle araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/82)
4.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 34 milletvekilinin, bor
madenciliğindeki sorunların araştırılarak bor
kaynaklarının etkin ve verimli değerlendirilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/122)
5.- Yozgat Milletvekili
Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin, Manisa -Turgutlu-Çaldağ nikel
yatağının işletilmesi konusunun
araştırılması amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/141)
6.- Trabzon
Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 24 milletvekilinin, petrol arama
çalışmaları konusunda Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/180)
7.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 28 milletvekilinin, mermercilik sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/193)
8.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/208)
9.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz ve 28 milletvekilinin, taş ocaklarının
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/216)
10.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan ve 20 milletvekilinin,
mermercilik sektöründeki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/229)
11.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 37 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/304)
12.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 24 milletvekilinin, bor
madenciliğindeki sorunların araştırılarak bor
kaynaklarının etkin değerlendirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/309)
13.- Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, Batmandaki petrol tesislerinin
çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/320)
14.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 23 milletvekilinin, Kütahyadaki Seyitömer
ve Garp Linyit İşletmeleri yönetimine yönelik iddiaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/324)
15.- Zonguldak
Milletvekili Polat Türkmen ve 20 milletvekilinin, maden kaynaklarının
araştırılarak madenciliğe dayalı sanayinin
oluşturulabilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/336)
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 20 milletvekilinin, ülkemizdeki
maden kaynaklarının araştırılarak etkin ve verimli
değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/337)
17.-
Eskişehir Milletvekili F. Murat Sönmez ve 23 milletvekilinin, lüle
taşının değerlendirilmesindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/342)
18.- Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran ve 20 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/374)
19.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengü ve 22 milletvekilinin, Turgutlu -Çal Dağında yapılacak
nikel madenciliği faaliyetlerinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/377)
20.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, Tarsustaki
şantiye ve maden ocaklarının yol açtığı
sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/388)
21.- Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, kömür üretimi ve ticaretindeki
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/404)
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Ergenekon davasındaki bir tutuklunun
sağlık durumuna ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/8669)
2.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, İzmirdeki bir hastanede
yaşanan bebek ölümlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/9126)
3.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın, kolesterol ilaçlarından
alınan katkı payına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/9307)
4.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, işsizlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet Yılmazın
cevabı (7/9625)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.03te açılarak üç oturum yaptı.
Artvin
Milletvekili Ertekin Çolak, bu yıl ülkemizin birçok yerinde ve Artvin
ilinde meydana gelen sel felaketlerindeki can ve mal kayıplarına,
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse, Adıyaman ilinin ekonomik ve sosyal
sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde ilinde Ulukışla
ilçesi ve köylerini etkileyecek siyanürle maden arama faaliyetlerine
ilişkin gündem dışı konuşmasına Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız cevap verdi.
Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının
gündem dışı konuşmaya cevabına,
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuşun, siyanürün zararlarına ve altın
çıkarılırken dikkat edilmesi gereken konular hakkındaki
konuşmasına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 23 milletvekilinin, yerel medya
kuruluşları ile çalışanlarının
sorunlarının (10/426),
Demokratik Toplum
Partisi Grubu Adına Grup Başkan Vekili Van Milletvekili Fatma
Kurtulanın, Van ilinde İran sınırında yaşanan
ölüm olaylarının (10/427),
Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 22 milletvekilinin, Kırım Kongo
Kanamalı Ateşi hastalığı ile mücadelede yaşanan
sorunların (10/428),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Türk Dili
Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini
temsilen Türk Grubu oluşturulmasına ve söz konusu Asamblede TBMM
Başkanı Başkanlığında yedi üye ile temsil
edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi kabul edildi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
3üncü
sırasında bulunan, İmar Kanunu ile Bayındırlık ve
İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporunun (1/713) (S. Sayısı: 397),
4üncü
sırasında bulunan, Kütahya Milletvekili Soner Aksoy'un; Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun (2/340) (S.
Sayısı: 395),
Görüşmeleri,
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321) görüşmelerine devam olunarak
birinci bölümü üzerinde bir süre görüşüldü, verilen aradan sonra,
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
13 Ekim 2009
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 18.13te son verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Yusuf COŞKUN Yaşar
TÜZÜN
Bingöl Bilecik
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Gülşen ORHAN
Van
Kâtip
Üye
No.:
6
II.-
GELEN KÂĞITLAR
13
Ekim 2009 Salı
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, elma üreticiliğinin
teşvikine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1546) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/09/2009)
2.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, öğrenci servis araçlarındaki yaş
sınırı değişikliğine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1547)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, ABD ve Suudi Arabistan ziyaretlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1548) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25/09/2009)
4.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, kiraya verilen Bababurun Deniz Fenerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1549)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncının, Ankara Büyükşehir
Belediye Meclisinin bir kararına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9920) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/09/2009)
2.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, Polis Meslek Yüksekokullarına giriş
sınavıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9921) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/09/2009)
3.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaradaki kaçak LPG
istasyonlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9922) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
4.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, hava savunma sistemi satın
alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9923) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
5.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, bütçe açığına karşı
alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9924) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
6.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, elektrik zammına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9925)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
7.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, TOKİ personeline ve konut sözleşmelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9926)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
8.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, bir gazeteye yönelik yasa
dışı dinleme iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9927) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/09/2009)
9.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, elektrik ve muayene ücretlerindeki zamma
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9928)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
10.- Aydın
Milletvekili Fatih Atayın, TOKİnin Kuşadasındaki faaliyetlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9929)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
11.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, tarım
sigortasının sel afetlerini kapsamamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9930) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/09/2009)
12.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir proje kapsamında alınacak
uçakların teslimine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9931) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
13.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bir cemevindeki cenaze törenine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9932)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
14.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konyadaki yapı denetimine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9933)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
15.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, TEKEL Bitlis Fabrikası
yemekhanesinin bir dernekçe kullanılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9934)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
16.- Muğla
Milletvekili Gürol Erginin, Merkez Bankasının özerkliğiyle
ilgili açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9935) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/09/2009)
17.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TOKİden konut alanların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9936) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/09/2009)
18.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, dağıtılan hediye ve
harçlıkların kaynağına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/9937) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/09/2009)
19.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, mantar üreticiliğinin
desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/9938) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
20.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, tören ve
açılış organizasyonlarını alan bir firma ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9939)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
21.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, trafik müşavirlerinin hukuki durumuna
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9940)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
22.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Hekimhan Devlet
Hastanesinde yaşandığı iddia edilen bir olaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9941)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu Anadoluda tabii şartlardan
oluşan mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9942) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/09/2009)
24.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, intihar ettiği
açıklanan TSK personeline ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/9943) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/09/2009)
25.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, bir proje sunumundaki Türkiye haritasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9944)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
26.- Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebinin, yabancı bir artistin söylediği iddia edilen
sözlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/9945)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
27.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada yapılacağı ifade
edilen kavşaklara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/9946) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
28.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, Ergenekon Davasındaki yasa
dışı dinleme iddialarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9947)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
29.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, bir gazetenin yasa dışı
dinlendiği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9948) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
30.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, bir ihale öncesi
hazırlatılan teknik rapora yönelik iddialara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9949)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
31.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, İŞKURun meslek kurslarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9950) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
32.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı
kişilerin sigortalılığının ispatının
istendiği iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/9951)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
33.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, av ve yaban hayatı bölümü
mezunlarının istihdamına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9952)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
34.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bir göletteki kirliliğe
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9953) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
35.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, bir orman alanında düz kesim
yapılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9954) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/09/2009)
36.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın, Çömlekköy Barajı projesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9955) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
37.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bazı köylerdeki orman
kadastrosuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9956) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/09/2009)
38.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TRT-6nın
yayıncılığına yönelik iddialara ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/9957) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
39.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRT ihalelerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/9958) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/09/2009)
40.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, TRTnin bazı ihalelerine ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent
Arınç) yazılı soru önergesi (7/9959) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/09/2009)
41.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, yatırım ve istihdamın
artırılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/9960) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
42.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, KEY ödemelerine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/9961) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/09/2009)
43.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, yelken kulüplerindeki alkollü
içecek satışına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz
Özak) yazılı soru önergesi (7/9962) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/09/2009)
44.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, Abdi
İpekçi Spor Salonunun ortasına kurulacak portatif havuzlara
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafiz Özak) yazılı soru
önergesi (7/9963) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/09/2009)
45.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, bir petrol kuyusuna ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/9964)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
46.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
BOTAŞın yaptığı anlaşmalara ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/9965)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
47.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, jeotermal enerji kullanımına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9966) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
48.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, İrandan alınan
doğalgazdaki kota uygulamasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9967)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
49.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Türkiye Taşkömürü Kurumu
yönetimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9968) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/09/2009)
50.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, elektrik zammına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9969) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
51.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, teröre karşı alınması
gereken önlemlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9970) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/09/2009)
52.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Ege Üniversitesine yeni kayıt
yaptıran öğrencilere dağıtılan bir broşüre
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9971) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/09/2009)
53.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı
şirketlerin aldığı ihalelere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9972)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
54.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ankara Büyükşehir Belediye
Meclisinin bir kararına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9973) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
55.-
İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın, ruhsatsız olduğu iddia
edilen bir işletmeye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9974) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/09/2009)
56.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Polis Meslek Yüksekokulları
giriş sınavıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9975)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
57.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Aydında bazı
vatandaşların tehdit edildiği iddialarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9976)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/09/2009)
58.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahandaki bir su projesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9977)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
59.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı
şirketlerin aldığı ihalelere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/9978)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
60.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Siirtte bazı
işçilere özlük haklarının ödenmediği iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9979) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
61.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, Cumhurbaşkanını
internet üzerinden eleştirenlerin belirlenerek ihbar ve şikayet
edilmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9980) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
62.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Selçuklu Nüfus Müdürlüğü ile ilgili
bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9981) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/09/2009)
63.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, şiddet gören bir kadına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9982) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/09/2009)
64.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Polis Meslek
Yüksekokulları giriş sınavına yönelik iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9983) (Başkanlığa geliş tarihi: 28/09/2009)
65.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, bir köyün girişine kurulan barikata
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9984) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
66.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, idari para
cezalarının arttığı iddialarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9985)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/09/2009)
67.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Hazine taşınmazlarının
satışına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/9986) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/09/2009)
68.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bir bürokratın bazı sözlerine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/9987)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
69.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana Üniversitesi kurulması için
yapılan arsa tahsis talebine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9988) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/09/2009)
70.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bir genelgedeki
ayrımcılığa yönelik ifadelere ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/9989)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
71.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, bir okul idarecisine
şiddet uygulanmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/9990) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
72.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, YÖKün vakıf
üniversitelerine yönelik bir kararına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9991)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
73.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Çelikhandaki YİBOya
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/9992) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
74.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, eğitimdeki bazı
sorunlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/9993) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/09/2009)
75.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Vandaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
76.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karstaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9995)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
77.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurumdaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
78.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahandaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9997)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
79.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ağrıdaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9998)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
80.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Şırnaktaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/9999)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
81.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Batmandaki öğrenci
taşımacılığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10000)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
82.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, ders kitaplarının
yeterliliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10001) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/09/2009)
83.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, okulların temizlik ve hijyen
sorunlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10002) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/09/2009)
84.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, ataması iptal
edilen bir öğretmen adayına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/10003)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
85.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ücretsiz ders kitaplarının
maliyetine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10004) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
86.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, okullardaki madde
bağımlılığı araştırmalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10005) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
87.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, bazı ders kitaplarındaki
hatalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10006) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
88.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, öğretmen istihdamına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/10007)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
89.-
İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın, füze sistemleri alımına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10008) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
90.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, füze sistemi alınacağına
yönelik haberlere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/10009) (Başkanlığa geliş tarihi:
28/09/2009)
91.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, mısır alım fiyatlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10010) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
92.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Gaziantepteki kuraklık mağduriyetinin
telafisine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10011) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/09/2009)
93.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, gübre fiyatlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/10012) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
94.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Bandırmada selden
zarar gören üreticilerin durumlarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/10013)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/09/2009)
95.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmazın, Isparta Havaalanındaki
uçuş güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10014) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/09/2009)
96.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Okul Servis Araçları
Yönetmeliğindeki değişikliğe ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10015)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
97.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Okul Servis Araçları Yönetmeliğindeki
değişikliğe ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10016) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/09/2009)
98.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Okul Servis Araçları
Yönetmeliğindeki değişikliğe ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/09/2009)
99.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, otoyol projelerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/10018)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
100.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, TÜİKin açıklaması
gereken bazı verilere ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet
Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/10019)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/09/2009)
101.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Giresundaki sel felaketlerine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/10020) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
102.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Ayvalık-Alibey
Adasındaki tarihi yapıların restorasyonuna ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/10021)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30/09/2009)
103.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, bazı televizyon dizileriyle ilgili
açıklamasına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/10022) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/09/2009)
104.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, UNESCO Başkanlık seçimi ile
ilgili iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10023) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/09/2009)
105.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylaninin, Yüksekova Devlet Hastanesinin
yetersizliğine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/10024) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29/09/2009)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25 Milletvekilinin, köyden
kente göçün nedenlerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/429)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/06/2009)
2.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 21 Milletvekilinin, kadına yönelik
şiddet olaylarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/430) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/06/2009)
3.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 20 Milletvekilinin,
ekonomik krizin etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/06/2009)
13
Ekim 2009 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşimini açıyorum.
IV.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, ikinci kez Meclis Başkan
Vekilliğine seçilmesi dolayısıyla milletvekillerine
teşekkür eden ve yeni yasama yılının hayırlı
olmasını dileyen konuşması
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi 23üncü
Dönem Dördüncü Yasama Yılına başlamadan önce ağustos
ayı başında sizlerin teveccühüyle ikinci kez Meclis Başkan
Vekilliği gibi onurlu bir göreve seçilmem nedeniyle sizlere teşekkür
ediyor, şükranlarımı sunuyorum. (Alkışlar)
Yinelenen
iradenize layık olabilmek için tam bir tarafsızlık
anlayışı ile hakkaniyet ve adalet duyguları içerisinde bu
şerefli görevi yerine getireceğime huzurlarınızda söz
veriyorum.
Sayın
milletvekilleri, seksen dokuz yıldır milletimizi gururla temsil eden,
cumhuriyetimizin kuruluşunu gerçekleştiren, geçmişte milletimiz
adına çok büyük yararlılıklar gösteren yüce Meclisimiz,
demokrasimizin en mükemmel örneklerini bu çatı altında
göstermiştir, göstermeye de devam edecektir.
Devletimizin,
milletimizin, cumhuriyetimizin ve demokrasimizin en büyük güvencesi olan bu
Meclis, Büyük Önder Atatürkün Türk milletiyle birlikte
gerçekleştirdiği en yüce kurumdur. Bu Meclis, millî iradeyi
gerçekleştiren, ordusu ile büyük zaferler kazanan, Türk milletinin
geleceğine yön veren inkılapları hayata geçiren ve her türlü
zorluklara karşı Türkiye Cumhuriyetini emin ellerde bugünlere
taşıyan yüce Meclistir.
20nci
yüzyılın ilk çeyreğinde yıkılan bir imparatorluktan
bağımsız bir Türk devleti ortaya çıkaran Meclisimizin,
21inci yüzyılın ilk çeyreğinden başlayarak önce büyük
devlet, sonra bölgesinde güçlü devlet, arkasından kıtalar arası
güçlü devlet ve cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümünde alternatif
küresel güç devleti olarak dünya gündemindeki yerini alacağına
yürekten inanıyorum. Büyük ve güçlü Türkiye ülküsüne giden bu
yolculuğun en büyük güvencesini yine bu Meclisimizden, siz değerli
milletvekillerimizden ve köklerimizi sulayan yüzlerce yıllık bir
tarih ve devlet geleneğimizden almaktayız. Var olma irademizin
güçlenmesi ve devamlılığı, bizleri millet yapan ortak
değerlerimiz etrafında birbirimize sımsıkı
kenetlenmekten geçer.
İlkesiz ve
anlamsız tartışmaları şiddetle devam ettirmenin, iç
çelişkileri kurumsallaştırıp tartışmaları
süreğen hâle getirmenin, abartılmış korkularla enerjimizi
başka alanlara harcamamızın hiç kimseye bir yararı
olmayacaktır. Nitekim aralarında tefrika, bozgunculuk,
başkalık, ayrılık, aykırılık, haset ve fesat
sokulmuş toplumların birbirlerini yok etmek için başka bir neden
aramalarına gerek yoktur. Belli güçlerin tarih boyunca farklılık
varsayımlı ayrıntılara büyük ilgi göstermelerinin nedeni de
budur. Her türlü farklılıklar tarihin her döneminde toplumları
ve milletleri bölmenin bir aracı olarak
kullanılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, her alanda karşılaşacağımız
sorunların millî birlik ve beraberliğimizle, kültürel
bağlarımız ve inancımızla, değerlerimiz ve
kaynaklarımızı bireyler arasında ortaklaşmayı
esas alan tavrımızla, demokrasimizin bütün kurallarıyla
işletilmesiyle yani yüreklerin birlikte çarpmasıyla
giderilebileceğini ve Büyük Önder Atatürkün ifadesinde yer bulan,
egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu
inancımızı siz değerli milletvekillerimizle
paylaşıyor, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin her zaman olduğu gibi bu dönemde de
karşılıklı saygı ve hoşgörü ortamı
içerisinde çalışmalarını sürdürmesini diliyor ve yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 22nci Ahilik Haftası münasebetiyle söz
isteyen Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkana aittir.
Buyurun
Sayın Çalışkan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.-
Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkanın, 22nci
Ahilik Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması
ABDULLAH
ÇALIŞKAN (Kırşehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her yıl ekim ayının ikinci haftası,
Kırşehir merkez olmak üzere tüm Türkiye genelinde kutlanan Ahilik
Haftası nedeniyle gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Ahilik, kültür ve medeniyetimizin ürettiği sosyal,
ekonomik ve kültürel değerler bütünüdür. Ahi Evran tarafından 13üncü
yüzyılda zamanın esnaf ve sanatkârları arasında kurulan
Ahilik Teşkilatı, Anadolunun Türk yurdu olmasında, Osmanlı
Devletinin kuruluşunda ve yaşamasında en önemli yapı
taşlarından birisi olmuştur. Yüzyıllar boyunca Türk
toplumunun sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında etkin bir rol oynamış Ahiliği günümüzde
en iyi şekilde anlamak, anlatmak ve yaşatmak hepimiz
açısından oldukça önemlidir. Ahilik sisteminin
sağladığı verimlilikten, uyguladığı kalite
kontrol ve mesleki eğitim sisteminden, yetiştirdiği kalifiye
iş gücünden ve üretim sistemine getirdiği etik değerlerden Türk
ekonomisi yararlanmalıdır. Bugün mevcut ekonomik ve sosyal toplum
dinamiklerimiz içinde Ahilik anlayışının ilkelerini ve
prensiplerini esnaf, sanatkâr ve iş adamları arasında
yaşatmamız gerekmektedir. İnsanlar arasındaki ticari ve
toplumsal ilişkilerde dürüstlük, güvenilirlik, iş ve meslek
ahlakına saygı, hak ve hukuka riayet etme, saygılı,
şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkelerini esas alan Ahilik sistemini
uygulamayı bugün de tam anlamıyla başarabilirsek, günümüzde yaşadığımız
birçok sorun kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Kendisi kadar
komşusunu da düşünen, alırken satıcının, satarken
alıcının haklarını gözeten, tüketicinin kaliteli mal
alması için kendi arasında kalite kontrol sistemi kuran bir
ecdadın torunu olarak bizler, bugün de aynı ruhu yaşatmak için
gayret göstermeliyiz. Ahi Evranın yüzyıllar önce söylediği
şu söz sadece iş dünyası için değil, hepimiz için örnek
olması gereken bir çizgidir: Hak ile sabır dileyip bize gelen
bizdendir. Akıl, ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.
İş hayatında var olan rekabet, maliyet, satış ve
verimlilik gibi temel terimlerin yanına akıl ve ahlak
kavramlarını da ekleyen Ahi Evranı örnek alarak, birbirimizi
yok edici, tasfiye edici anlayıştan dayanışma hâlinde
birlikte kazanma anlayışına geçmemiz gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmetimizin Ahilik sistemine sahip çıkması,
gerçekten ülkemiz açısından çok önemli bir adım olmuştur.
Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kültürel bir
etkinlik olarak ülke genelinde kutlanan Ahilik Haftası, geçtiğimiz
yıl yapılan bir düzenlemeyle Sanayi ve Ticaret
Bakanlığının sorumluluğuna geçmiştir ve
Kırşehir merkezli olarak ülke genelinde kutlanmaya devam edilmiştir.
Her yıl ekim ayının ikinci haftası kutlanan Ahilik Haftası
etkinlikleri geçen yıl Sayın Cumhurbaşkanımızın
Kırşehiri teşrif etmeleriyle kutlanmıştır. Bu
yıl yapılacak olan kutlamaları da önümüzdeki cumartesi günü
Sayın Başbakanımız teşrif edeceklerdir. Ayrıca
Sanayi ve Ticaret Bakanımız, ilgili bürokratlarımız,
Türkiye genelindeki tüm esnaf ve sanatkâr kuruluş temsilcileri, ticaret
ve odaların temsilcileri yine
Kırşehire kutlamalar vesilesiyle geleceklerdir.
Değerli
milletvekilleri, başta esnaf ve sanatkârlarımız olmak üzere tüm
halkımızın Ahilik ve Esnaf Bayramını kutluyor, bu
yıl ikincisi düzenlenen Ahilik Haftası kutlamaları için 17 Ekim
Cumartesi günü sizleri Kırşehire davet ediyorum.
Sözlerime Ahilik
mesleki eğitiminin de merkezi olan bir bedestenin kitabesiyle son
veriyorum:
Sevgi göster
herkese ha!
Selamdan
kaçınma sakın.
İnsanları
ayırma ha!
Hepsine adil ver
hakkın.
Niyetin iyi olsun
ha!
Her şeyin
gerçeğini söyle.
Hayırdan
ayrılma ha!
Eser kalır,
sen gidersin.
İyi belle,
unutma ha!
Önce hizmet,
sonra sensin.
Teşekkür
ediyor, saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum.(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çalışkan.
Gündem
dışı ikinci söz, Artvin ilinde 23 Eylülde meydana gelen feyezan
hakkında söz isteyen Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğluna
aittir.
Buyurun
Sayın Arifağaoğlu.(CHP sıralarından
alkışlar)
2.-
Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlunun, Artvin ilinde 23 Eylülde
meydana gelen feyezan ve heyelana ilişkin gündem dışı
konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Mustafa Demirin cevabı
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Artvin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Artvin ili Şavşat ve Borçka ilçelerinde yaşanan
sel felaketleriyle ilgili gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, sizin de Başkan Vekilliğinizi kutluyor,
hayırlı olsun diyorum.
Şavşat
ilçe merkezinde bulunan Tigrat Vadisinde Devlet Su İşleri dere
ıslahı projeleri yapmıştır. Bu kapsamda Tigrat
Deresinde 13 adet tersip bendi inşa edilmiştir. Bu tersip
bentlerinden 7si 15 Temmuz 2009 günü olağan bir yağışla
art arda domino taşları gibi yıkılmıştır ve
5 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine sebep
olmuştur. Şavşatta basında, ulusal basında da bu konu
yer almıştır, konu mahkemeye intikal etmiştir. O nedenle bu
konu hakkında fazla konuşmayacağım.
Diğer önemli
sel felaketi 23 Eylül Çarşamba günü Borçkada
yaşanmıştır. Borçka ilçesi İçkale Deresi 23 Eylül 2009
günü şiddetli yağışların etkisiyle
taşmıştır. İçkale Deresi bu büyüklükte benzer bir
feyezanı 18 Nisan 1968 tarihinde yaşamıştır. Kırk
bir yıl sonra takriben aynı büyüklükte feyezan olmuştur.
Feyezanın
dışında iki büyük heyelan olayı ile
karşılaşılmış ve 5 vatandaşımız
hayatını kaybetmiştir. Bu heyelanlardan biri Çifteköprü köyünde
olmuştur. Çifteköprü köyünün ormanlık alanında ormandan
aşağıya bitki örtüsüyle beraber kayan heyelan iki kısma
ayrılıyor, küçük kısım çay bahçelerinde sona eriyor ancak
büyük kısım önüne gelen bir evi, bir ahırı, bir
samanlığı yıkıyor ve karşı yamaca yaslanarak
durabiliyor. Bu heyelanda sevindirici taraf şudur: Bu evde hiçbir can
kaybı olmamıştır çünkü evdekiler o anda evde bulunmuyorlar,
okulların açılması nedeniyle bunlar şehre inmişler ve
böylece can kaybı olmamıştır.
Çifteköprü
köyünden yaklaşık 5 kilometre Borçka tarafına gidilince
Düzhanlar mevkisinde ikinci bir heyelan olmuştur. Düzhanlar mevkisi çok
eski bir yerleşim alanıdır, Kale köyünün bir mahallesidir.
Hopa-Borçka eski devlet yolu üzerinde bulunuyor. Burada da ormanlık alanda
oluşan heyelan, büyük bir hızla önce fındık bahçelerine
ulaşıyor; fındık bahçelerinin bitki örtüsünü de sökerek
Düzhanlar mahallesine ulaşarak burada 5 ev, 1 cami ve 1 cami
lojmanını, heyelan, kendi toprağının altına
alıyor ve burada da 4 can kaybediliyor ve 4 canın tamamı Demirci
ailesindendir. Heyelandan diğer evler kaçıyor, bir ev kaçamıyor.
Bir anne, üç yaşındaki çocuğu kucağına alıyor, o
toprak yığını içinde kendisi can veriyor ancak oradaki hava
boşluğundan çocuk yaşıyor; gece geç saatlerde ağlama
sesine ulaşılıyor ve üç yaşındaki çocuk kurtuluyor.
Yine İçkale
Deresinin yan kolu Azure Deresinde büyük bir tahribat oluşuyor ve burada
da Şimşek ailesinden maalesef 1 vatandaşımız
hayatını kaybediyor.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 23 Eylül 2009 günü oluşan
İçkale Deresi feyezanı Hopa-Borçka yolunun bir gün kapanmasına
neden olmuştur. Yollarda büyük tahribat vardır. Ayrıca, dere
yatağına yakın evler yıkılmıştır, bir
kısım evler çok ağır hasarlıdır. Borçkada
yıkılan ve tahliye edilen ev sayısı seksen üçtür. Borçkada
83 ve Şavşatta 3 olmak üzere toplam 86
vatandaşımızın eve ihtiyacı vardır. Devlet, bir
yıl içinde bu evleri yapıp afetzedelere teslim etmelidir. Sosyal
devlet bu yaraları mutlaka sarmalıdır.
Artvin, çok
yağış alan ve heyelana müsait bir coğrafyaya sahiptir.
Bilim ve teknoloji çağında, heyelan almayacak bölgelerde konut yapılmalıdır.
Ayrıca, sel felaketinin zarar vermeyeceği kalıcı
imalatları mutlaka gerçekleştirmeliyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Devamla) Devlet Su İşleri ve
Karayollarına, bu selle ilgili büyük görevler düşmektedir. Heyelan
bölgesinde tehlike arz eden kayaların parçalanıp
uzaklaştırılması ve heyelanlı
kısımların teraslanması gerekmektedir. Selden dolayı
tahrip olan Hopa-Borçka yolunda 7
no.lu köprüyle 15 no.lu köprüler arası yeniden projelendirilip üç
şerit olarak yapılmalıdır. Suyun hangi yerlerde yatağa
sığmayıp yola taştığı bellidir. Bu
kısımlarda İçkale Nehri yatağının
derinleştirilmesi, teknik tabirle talveg kotunun aşağıya
çekilmesi ve yol kotunun yükseltilmesi mutlaka gerçekleştirilmelidir. Devlet
Su İşleri ve Karayollarının müşterek
çalışması ile sel sularının yola ve bölge
insanına zarar vermeyeceği bir proje yapılmalı ve
uygulamaya konmalıdır. Proje maliyeti yüksek çıkabilir. Bu durum
teknik kadroyu korkutmamalıdır. İnsan hayatı çünkü herhangi
bir bedelle ölçülmüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Devamla) Bir dakikanızı alabilir miyim,
bir dakika.
BAŞKAN
Sayın Arifağaoğlu, bir dakikayı verdik ama sözlerinizi
tamamlamanız için mikrofonu açıyorum.
Buyurun.
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Devamla) Teşekkür ederim.
Afetzedelerimize
yapılan yardımlar maalesef yeterli olmamıştır. Bu
yardımların artırılması ve mevcut tahribatların
gecikmeden yaptırılması beklenmektedir. Selden büyük zarar gören
ve altyapısı tahrip olan Borçka, Murgul, Hopa ve Kemalpaşa
belediyelerine Sayın Bakanım can suyu yardımı
beklenmektedir. 2006 ve 2007 yıllarına ait sel felaketleriyle ilgili
raporların Afet İşleri Genel Müdürlüğünde bekletildiğini
ve bu belediyelere de yardımların
yapılmadığını özellikle belirtmek istiyorum.
Bu iki selde
hayatını kaybeden 10 vatandaşımıza rahmet, kederli
ailelerine sabır diliyorum.
Beni
dinlediğiniz için hepinize teşekkür ediyorum, tekrar sevgiler,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Arifağaoğlu.
Gündem
dışı konuşmaya Bayındırlık ve İskân
Bakanı Sayın Mustafa Demir cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Demir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Başkanım,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Artvin Milletvekilimizin
özellikle Artvin Borçkada ifade ettiği sel afetiyle ilgili bu
duyarlılığından dolayı teşekkür ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz
gibi, 2009 senesinde özellikle Karadeniz Bölgesinde, 2009
yılının temmuz ayında, neredeyse, ocak ayından haziran
sonuna kadar aldığımız yağış oranına
eşit miktarda yağışı kısa bir zaman dilimi
içerisinde Bartından Artvine kadar aldık. Dolayısıyla,
can kayıplarımızın da olduğu, hepimizi derinden üzen
bu afet felaketiyle karşı karşıya kaldık. Özellikle
Ordu Perşembede, Giresunda, Rizede, Artvinde -ümit ediyoruz bundan
sonra alınan tedbirler, yapılan çalışmaların da
katkılarıyla- bu tür afetlere maruz kalmamayı umuyoruz,
diliyoruz.
Tabii afet
dediğimiz olayı da biz insan olarak yönlendirme şansına
sahip değiliz. Ama hepimizin görevi, muhtemel olabilecek olan afetlere
karşı alabildiğimiz kadar tedbirleri almak, bunun gereğini
yerine getirmek. Özellikle dere yataklarındaki yapılaşmalardaki
noksanlıkların asıl nedeni -geçmişten bugüne kadar gelen-
kısa zaman dilimi içerisinde büyük oranda yağış alma
durumuyla karşı karşıya kaldığımızda, o
yoğun yağışın denize ulaşırken kendi yolu
üzerinde kaplayabilecek olduğu alanı, işgal edebilecek
olduğu, kendine yol edinebilecek olduğu dere yataklarını
hesaplayarak, planlayarak yapılaşmanın
yapılamamasından kaynaklanan olgularla, bu sel afetleriyle ve
hasarlarla, can kayıplarıyla karşı karşıya kaldığımızı
bütün bölgelerde bir kere daha müşahede ettik. Özellikle yirmi yıl,
otuz yıl önce yapılan köprülerin, bugünkü imkânlar
olmadığı için o günkü imkânlara göre yapılan köprülerin,
vatandaşlarımızın o günkü arazilere
yakınlığı, arazi darlığı nedeniyle kendi
arazileri üzerine yerleşmelerinden kaynaklanan nedenlerle dere yataklarında
yapılaşmaların yoğun olduğunu özellikle Karadeniz
Bölgesinde görmekteyiz.
Sayın
Milletvekilimizin ifade ettiği Artvin ilimizin Demirciler köyü Sallar
mevkisindeki sel afetiyle ilgili, bildiğiniz gibi 5 tane can
kaybımız oldu; Allahtan rahmet diliyoruz, yakınlarına
başsağlığı diliyoruz. Konut ve altyapı
hasarları olması nedeniyle, can kaybının da olması
nedeniyle, 7269 sayılı Afet Kanununun 1inci maddesi gereği genel
hayata etkilidir kararı, 28/9/2009 tarih ve 10285 sayılı makam
onayıyla etkililik oluru alınmıştır.
Artvin
Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü ve Afet
İşleri Genel Müdürlüğünden görevlendirilen teknik elemanlarca
jeolojik etüt ve hasar tespit çalışmaları görevlendirilen teknik
elemanlarca yapılmış, 2/10/2009 tarihi itibarıyla kesin hasar
tespiti sonucunda 83 adet konut ve 8 iş yerinin nakli ve 17 adet istinat
duvarının yapılması karar altına
alınmıştır.
Arazi etüt ve yer
seçimi çalışmaları için Afet İşleri Genel
Müdürlüğümüzden konusunda uzman iki teknik personel ile
Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü personeliyle birlikte
çalışmalar sonucu Borçka ilçesine bağlı köylerinde afetzede
vatandaşların kendi yerlerine konut yapılmasının
jeolojik açıdan büyük bir kısmının uygun
olmadığından, Borçka ilçe merkezinde 83 konut ve 8 iş yeri
için yapılan yer seçimi tespiti çalışmaları sonucunda; bir,
şahsa ait 4.740 metrekare arsa; iki, belediyeye ait ve imar planı
içerisinde yer alan bir dönüm park alanında konut yapımı için
imar planı revize çalışmaları yapılarak, bu arsalar
üzerinde yer seçimi protokolü ve kamulaştırma
çalışmaları başlatılmıştır.
7269
sayılı Kanunun 29uncu maddesi gereği hak sahipliği
çalışmaları başlatılmış olup, hak sahibi
kabul edilen afetzedeler için TOKİ tarafından konut
yaptırılması planlanmaktadır.
Ayrıca,
bölgede afet önleyici tedbir olarak yapılacak olan 17 adet istinat
duvarlarına ilişkin projeler Bayındırlık ve İskân
Müdürlüğümüzce şu anda tamamlanmıştır. 2009
yılı yatırım programına alınabilmesi ve
ödeneğin aktarılması için, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığımıza 500 bin TLlik proje bedeli ve
yılı ödeneğiyle revize teklifinde bulunulmuştur. Bu
teklifin onaylanması durumunda kısa bir zaman dilimi içerisinde
istinat duvarlarının yapımı ihalesine bayındırlık
il müdürlüklerimizce başlanılacaktır. Muhtemelen üç dört
aylık bir zaman dilimi içerisinde, tam ocak ayına varmadan
bunları tamamlamayı planlıyoruz.
4864
sayılı Yasaya göre il özel idaresi, belediyeye ait yapılarda
meydana gelen hasarların giderilmesi için, aynı Kanunun 5inci
maddesi gereği Borçka, Murgul, Hopa ve Şavşat ilçelerinde
meydana gelen altyapı hasarlarının giderilmesi için 8/10/2009
tarih ve 10829 sayılı yazı ile Maliye
Bakanlığından ödenek talebinde bulunulmuştur. Bu ödenekler,
bildiğiniz gibi, Afet Kanunu gereği Maliye
Bakanlığımızdan uygun görülmesi,
karşılanması durumunda hiç Bakanlık hesaplarına
girmeden direkt belediye ve il özel idare hesaplarına
aktarılmaktadır.
Sayın
Milletvekilimizin ifade ettiği afet acil ödeneklerden ilgili
belediyelerimize -Bakanlığımız tarafından, makam
tarafından talimat verilmiştir- şu anda can suyu adı
altında bir miktar, nakdî yardım Bakanlığımızca
gönderilecektir.
Diğer kara
yolu ve dere yataklarıyla ilgili yapılması gereken
çalışmalar: Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz ve
Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından çalışmalar
devam etmekte olup bugün ve gelecek yıllarda son yağışlarda
alınan miktarların da üzerinde maksimum alınabilecek olan
yağışlar hesaplanarak dere ıslahları ve dere
üzerindeki köprü, varsa geçitleri yapımına Karayolları
tarafından ve Devlet Su İşleri tarafından ilgi
alanları içerisinde çalışmalar muhtemelen yılı
içerisinde tamamlanacak. Ayrıca Bakanlığımızın
ilgi alanı içerisinde olan hak sahibi
vatandaşlarımızın konutları yılı bitmeden,
on iki ay bitmeden yapılıp kendilerine bizzat teslim edilecektir.
Tabi burada bir
kere daha şunu ifade etmek istiyorum: Afet olup can kaybına
uğramak
Bunları giderme imkânımız yok, telafi etme
şansımız yok. Dünyayı yeniden inşa etseniz
kayıplarımızı geri getirme imkânına sahip
değiliz. Bildiğiniz gibi hem Karadeniz Bölgesinde, yurdumuzun
çeşitli bölgelerinde ve son İstanbul, Trakyadaki afetlerle ilgili
özellikle kısa zaman dilimi içerisinde çok yoğun, büyük miktarlarda
yağış almaktan dolayı meydana gelen dere yataklarındaki
zamanında eksikliklerden kaynaklanan yanlış altyapı ve
yapılaşmalardan dolayı büyük can kayıplarına ve
hasarlara uğruyoruz. Marifet, afet olmadan tedbirini alıp hem can
kayıplarına uğramamak hem de gerekli altyapı ve diğer
hasarlara uğramamaktır asıl olan.
Bir kere daha
bizim çalışmalarımız göstermektedir ki afet olmadan
muhtemel olabilecek olan yerlerde alınabilen önlemler,
iyileştirmeler, teknik anlamda, mühendislik anlamında, yapım
anlamında bu çalışmalar yapılmadığında, afet
olduktan sonraki sarf edilen kaynak 7 kat, 8 kat artıyor. Bunun için,
Bakanlığımız, ilgili bakanlıklar ve Hükûmetimiz afet
öncesi afet önleyici çalışmalara büyük önemde hız vermiş ve
bu yönde yoğunlaşmamız devam etmektedir.
Bir kere daha,
söz konusu afette kaybettiğimiz vatandaşlara Allahtan rahmet
diliyorum, ailelerine başsağlığı diliyorum. Ümit
ediyoruz
Bizim üzerimize düşen görev ve yetkilerimiz içerisinde de hem
vatandaşlarımızın yaralarının sarılması
hem hasarların giderilmesi için etkin bir şekilde
çalıştığımızı ifade ediyor,
saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın
İnce, Sayın Özensoy ve Sayın Homriş söz talepleriniz var.
Tüzükün 60ıncı maddesine göre birer dakikalık süre veriyorum.
Buyurun
Sayın İnce.
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Artvinin Borçka ilçesinde
geçmişte ve günümüzde yaşanan sel felaketlerine ilişkin
açıklaması
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de
Borçkalı hemşehrilerimize geçmiş olsun diyorum ve
başsağlığı diliyorum.
Borçka, aynı
felaketin benzerini 1968 yılında da yaşamış. Aradan
tam yirmi yıl geçtikten sonra, 1988de ben genç bir öğretmen olarak
Borçkada görevlendirildim. Borçkada herkes 1968de yaşanan felakette
yaraların sarılmadığını, devletin görevini yerine
getirmediğini, sosyal devlet olmanın gereklerini
yapmadığını konuşurdu. Yirmi yıl sonra ben oraya
gittiğimde insanlar hâlâ bunu konuşuyordu. Umarım bu felaketten
sonra aynısı olmaz, Hükûmet gereğini yapar, sosyal devlet
olmanın gereklerini yerine getirir ve yirmi yıl sonra bu kürsüde bir
milletvekili 2009 yılında yaşanan felaketin yaraları
sarılmadı hâlâ. diye umarım bunları söylemez diyorum. O
ilçenin ekmeğini yemiş, suyunu içmiş birisi olarak Hükûmeti acil
olarak göreve davet ediyorum, size de saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın İnce.
Sayın
Özensoy, buyurun.
2.- Bursa Milletvekili Necati Özensoyun,
Bursada oynanacak olan Türkiye-Ermenistan millî maçına ilişkin
açıklaması
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yarın
hepinizin bildiği gibi Ermenistan-Türkiye millî maçı var. Bununla
ilgili maalesef Bursada olağanüstü hâl alınmış durumda.
Sayın Valinin yaptığı açıklamalar, stadyuma Azerbaycan
Bayrağının yasaklanması, Türk Bayrağının
dışında bayrağın alınmayacağı, bayrak
işi yapan iş yerlerinin âdeta abluka hâline alınması,
oralarda bayrak basılıp basılmadığı, gazetedeki
bugünkü çıkan haberde Kalem bile yasak, Sarkisyanın izleyeceği
Bursadaki maçta izleyiciler stada protesto malzemesi sokulmaması için iç
çamaşırlarına kadar aranacak. şeklindeki beyanatlar
maalesef Bursalıları üzmekte. Bunun dışında, en
önemlisi iki devlet bir millet olarak kabul ettiğimiz Azerbaycan Devleti
ve onun halkı olan Azeri kardeşlerimizi de bu tür açıklamalar
üzmektedir. Ermenistan maçında açılan Dağlık Karabağ Bayrağı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özensoy, teşekkür ediyorum.
Sayın
Homriş, buyurun.
3.-
Bursa Milletvekili H. Hamit Homrişin, Bursada oynanacak olan
Türkiye-Ermenistan millî maçına ilişkin açıklaması
H. HAMİT
HOMRİŞ (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de Bursa Milletvekili olarak yarın yapılacak
olan Ermenistan-Türkiye millî maçıyla ilgili, Sayın Necati Vekilimin
sözlerine katılıyorum. Bursada her ne hikmetse bir
sıkıyönetim ilan edilmiş durumda. Azerbaycan
bayraklarının stada girmesi önlenmekte, biletler neredeyse
savcılıktan iyi hâl kâğıdı getirecek olan
Bursalılara dağıtılmakta. Tabii ki bu konu
Bursalıları son derece üzmüştür ve bu durumu Bursalılar
adına buradan kınıyorum ve şunu da ifade ediyorum:
Yarın Bursada Bursa Milletvekili olarak Türk ve Azerbaycan
bayraklarıyla orada olacağız. Bunu da zatıalinize arz
ediyorum efendim. Millî Takımımıza başarılar
diliyorum.
Saygılar
sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Homriş.
Gündem
dışı üçüncü söz
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN -
... seçim bölgesindeki izlenimleri
hakkında söz isteyen Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğluna aittir.
Buyurun
Sayın Türkmenoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın
Şandır, daha sonra girdiniz, değerlendireceğim.
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları (Devam)
3.-
Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlunun, seçim bölgesindeki izlenimlerine
ilişkin gündem dışı konuşması
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
en son adrese dayalı nüfus sayımına göre artık Van ilimiz
Doğu Anadolu Bölgesi içerisinde on altı tane ilin içerisinde en büyük
il olma özelliğini taşımaktadır.
Tabii ki Meclis
tatile girdiği andan itibaren Ankaradan uçağa atladık, bir saat
on beş dakika sonra şehrimize indik. Biz, özellikle muhalefet
partilerimiz genelde bardağın boş tarafıyla ilgilenir ama
sonuçta bir de bardağın dolu tarafı olduğunu bilmemiz
gerekiyor. Bir saat on beş dakika sonra Van ili havaalanına indik.
2003
yılında Van Havaalanına inen uçak sayısı sadece üçtü.
2003 yılında Van Havaalanında yolcu trafiği sadece 100
bindi. Bugün indiğimizde tam dokuz tane uçağın inip
kalktığını gördük ve 600 bin yolcu trafiğine ulaştık.
Havaalanı yeterli gelmedi, dar gelmeye başladı. Hemen onun da
tedbirini aldık. Önümüzdeki 2010 yatırım programında Van
Havaalanı yeniden fiziki yapısıyla güçlendiriliyor.
Havaalanından
çıkıyorsunuz, şehre girdiğinizde hemen önünüzde Toplu
Konutun memurlara inşa edildiği 1.058 tane konutu görüyorsunuz.
Şehir âdeta bir inşaat şantiyesi hâline dönmüş. Hemen
yanı başında Edremite geçiyorsunuz, 1.688 tane konut
yapılıyor. Diğer taraftan Erek Dağının
eteklerine sinmiş Kevenli bölgemizde 1.133 tane konut yapılıyor.
Hâliyle Van iline toplamda 4.589 tane Toplu Konut inşa ediyor; memura,
yoksula ve orta gelirliye.
Bunun
yanında, şehirden geçtiğinizde sağ tarafınızda
bölgeye hitap edecek 400 yataklı hastaneyi görürsünüz. Sadece Toplu
Konutun bize vermiş olduğu mali bütçe 371 milyon Türk
lirasıdır. Buna bağlı olarak eğitimde, özellikle
ilköğretimde yüzde 168, ortaöğretimde yüzde 300, özellikle sosyal
alanda yüzde 500 bir gelişme görürsünüz. Millî eğitimin bize sağlamış
olduğu gelire baktığınızda 376 milyon liralık da
bir yatırımı orada görürsünüz.
Onun
dışında, Vandan Hakkâriye mi gitmek istiyorsunuz; Hakkâri
yoluna gittiğinizde duble yol çalışmaları devam ediyor.
Vandan Bitlise mi gitmek istiyorsunuz; gittiğinizde duble yol
çalışmaları devam ediyor.
OSMAN ÖZÇELİK
(Siirt) Dört senedir devam ediyor, dört
senedir bitmedi.
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Devamla) - Başlatan bu işi de bitirecektir.
Ağrıya
mı gitmek istiyorsunuz; duble yol çalışmaları devam ediyor.
Her gittiğiniz alanda, her gittiğiniz köşede devletin mutlak bir
yatırımını görürsünüz. Hani şair diyor ya:
Ayağını bastığın yerden/ Düşmez dozu asla
ünden./ Dozer geçse de üstünden/ Düzlenmeyen izler vardır. Bu Hükûmet o
kadar müthiş izlenimler koymuş ki
Biz İrana
giderken ücra köşedeki bir köye uğradık, yolu asfalt. Muhtara
uğradık. Muhtarın yanındaki bir vatandaşımız
bize şunu söyledi: Allah razı olsun. Bu Hükûmet sosyal adalet
anlayışını bize getirdi. Şu anda sadece 2 tane süt ineğim
vardı. Eğer bana bu kışın kömür vermemiş
olsaydınız, ben o ineği satıp sermayemi yakacağa
harcayacaktım. Bundan dolayı
size minnettarım.
Bunlar güzel
şeylerdir. Siyaset ve siyasetçi özellikle çözüm için vardır. Siyaset
çözüm üretme sanatıdır. Bunu icra edebilirsek ne mutlu bize. Ama bir
gerçeği de kabul etmeliyiz ki çözümde görev almayanlar maalesef sorunun
bir parçası olur. Her gittiğimiz yerde şunu bize söylediler:
Özellikle yapmış olduğunuz son demokratik açılım
bizim gönlümüze su serpti.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Türkmenoğlu, bir dakika süre veriyorum.
Buyurun.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Ya, bir anlatın şunu da ondan sonra
Ne olduğunu
bir anlatın
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Devamla) Bunun için gönül istiyor ki bütün Parlamentonun bu
konuda ülke adına, millet adına bu konuya eğilmesi gerekiyor,
çözüm üretmesi gerekiyor, her şeyden evvel o çözümün içerisinde
olması gerekiyor.
Değerli
milletvekilleri, tabii ki yapılanları burada saatlerce anlatsak
günümüze sığmaz.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Yapılan yolsuzluklardan bahset.
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Devamla) Ama şunu anlatmaya da müsaade edin. Bugüne
kadar -bir kez daha ifade ediyoruz- beş yıllık süreç içerisinde
cumhuriyet tarihinde yapılmayanları gördük.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Hangi milletvekilinin Karayollarından ihale aldığından
bahset.
BAŞKAN Sayın
Milletvekili, lütfen
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Devamla) Buna emeği geçen, bu konuda emek sarf eden
başta Sayın Başbakanımız olmak kaydıyla Kabine
üyelerine, milletvekillerime, iktidar ve muhalefet milletvekillerime, herkese
şükran borçluyum.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Çözümün bir parçası olacaksa onlardan bahset.
KAYHAN
TÜRKMENOĞLU (Devamla) Yarın yapılacak olan Türkiye ve
Ermenistan maçının da her iki ülke adına başarı
dileklerimi iletiyor, yüce heyeti saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Türkmenoğlu, teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ermenistana niye
başarı diliyorsun? Ne yapsın, gol mü atsın;
başarı diliyorsun!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, gündem dışı konuşma
sırasında daha önce üç sayın milletvekilinin söz talebi
vardı, Tüzükün 60ıncı maddesine göre söz verdim ancak İç
Tüzükün 59uncu maddesi karşısında söz vermek söz konusu
değil.
Bugün ilk defa
Meclisi yönetmem sebebiyle, üç arkadaşımızın daha talebi
var, bunları da değerlendireceğiz ancak uygulamada böyle bir
konunun olmadığını sayın milletvekillerimize
hatırlatır, Sayın Çolaka bir dakika süre verdiğimi
belirtiyorum.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Artvin Milletvekili Ertekin Çolakın,
Yalova Milletvekili Muharrem İncenin ifade ettiği, Borçkadaki sel
mağdurlarının yaralarının bir an önce
sarılması temennisinin yerine getirildiğine ilişkin
açıklaması
ERTEKİN
ÇOLAK (Artvin) Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bir
milletvekilimiz Artvin Borçka ilçemizde yirmi yıl önce meydana gelen sel
nedeniyle hâlen yaraların sarılmadığını ve
umarım şu andaki meydana gelen sel nedeniyle yaraların
sarılacağını söyledi. Ben de bilgi mahiyetinde söylemek
istiyorum ki, Sayın Milletvekilimiz rahat olsun, sel geldikten üç gün
sonra yaralar sarılmıştır, evi olmayanlara ev temin
edilmiştir, ayrıca ciddi miktarda nakit para yardımı
yapılmıştır ve yaralar üçüncü gün içerisinde
sarılmıştır.
Teşekkür
ediyor, saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çolak.
Sayın
Şandır
5.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, Artvinin Borçka ilçesinde
yaşanan sel felaketi mağdurlarının yaralarının
bir an önce sarılmasına ilişkin açıklaması
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak biz de Artvinin Borçka ilçesinde yaşanan sel
felaketinin yaralarının bir an önce sarılmasını
-hayatını kaybeden vatandaşlarımıza yüce Allahtan
rahmet diliyoruz- felakete uğrayan insanlarımızın
kendilerini sahipsiz ve çaresiz hissetmemelerini, devletimizin güçlü
olduğunu, milletimizin duyarlı olduğunu, yaraların da
mutlaka sarılacağının bilinmesini buradan Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak ifade ediyoruz. Bu felaketlerin bir daha yaşanmamasını
da yüce Allahtan niyaz ediyoruz. Ülkemizi yöneten sayın Hükûmete de bu
konuda daha duyarlı, daha hazırlıklı olmasını da
tavsiye ediyor, söz verdiğiniz için de saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Sayın
Durmuş, buyurun.
6.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuşun, Van Edremitteki Yüksek
İhtisas Hastanesinin eski işlevini kaybettiğine ilişkin
açıklaması
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Ben, özellikle, Vanla ilgili açıklamalardan
sonra
Van Edremitteki Yüksek İhtisas Hastanesi altı yıl
süreyle tamamlanamamış bir hastaneyken iki ay gibi kısa bir
sürede orada açık kalp ameliyatları yapılabilecek hâle
getirmiştik. Üzülerek görüyorum ki, bugün eski gücünü ve fonksiyonunu
yitirmiş durumda ve Çaldıran Devlet Hastanesinde, maalesef yeterli
uzman hekim yok. Bu konuda da biraz dikkat etmelerini, sadece bina bitirmek
değil oradaki aktivasyonun sürdürülmesini sağlamalarını
diliyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Durmuş.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sayın
milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Sayın Bülent Arınç, gündemin
Sözlü Sorular kısmının 1, 5, 7, 11, 34, 35, 45, 47,
104, 128, 137, 153, 162, 179, 181, 204, 248, 330, 376, 417, 454, 492, 509,
566ncı sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Sayın Bakanın bu isteğini sırası
geldiğinde yerine getireceğim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
Okutuyorum:
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.-
Irak Ulusal Meclisi Başkanı Iyad el Samaraı ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaret etmesinin uygun bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/958)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna
Irak Ulusal
Meclisi Başkanı Iyad El Samaraı ve beraberindeki heyetin 20-25
Ekim 2009 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının konuğu olarak ülkemizi ziyaret
etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının
05 Ekim 2009 tarih ve 52 sayılı Kararı ile uygun
bulunmuştur.
Sözkonusu heyetin
ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 7. Maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Sözlü soru
önergesinin geri alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:
B) Önergeler
1.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, (6/1514) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/147)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gündemin Sözlü
Sorular Kısmının 572. sırasında yer alan (6/1514) esas
numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
BAŞKAN
Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu ve 25 milletvekilinin,
köyden kente göçün nedenlerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/429)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gerekçesini
aşağıda arz ettiğimiz, köy ve beldelerden, ilçe ve il
merkezlerine göçün nedenlerinin araştırılması, tespit
edilen göç nedenleri konusunda gerekli önlemlerin ve çözüm önerilerinin tespit
edilmesi amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 104
ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Mehmet
Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
2) Abdullah Özer (Bursa)
3) Tekin Bingöl (Ankara)
4) Şevket
Köse (Adıyaman)
5) Fatma Nur
Serter (İstanbul)
6) Ali Arslan (Muğla)
7) Sacid
Yıldız (İstanbul)
8) Ali Rıza
Öztürk (Mersin)
9) Tansel
Barış (Kırklareli)
10) Gökhan Durgun (Hatay)
11) Oğuz
Oyan (İzmir)
12) Eşref
Erdem (Ankara)
13) Atila Emek (Antalya)
14) Vahap Seçer (Mersin)
15) Çetin Soysal (İstanbul)
16) Ahmet Ersin (İzmir)
17) Engin Altay (Sinop)
18) Rasim
Çakır (Edirne)
19) Osman Kaptan (Antalya)
20) Orhan Ziya
Diren (Tokat)
21) Halil
Ünlütepe (Afyonkarahisar)
22) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
23) Fevzi Topuz (Muğla)
24) Ramazan Kerim
Özkan (Burdur)
25) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
26) Ali Rıza
Ertemür (Denizli)
Gerekçe:
Ülkemizde
özellikle il ve ilçe merkezlerine göç oranı, 2007-2008 yılı
itibariyle artmıştır. Sadece 2008 yılı itibariyle
Türkiye İstatistik Kurumunun verdiği bilgiler
ışığında 71.517.100 olan nüfusumuzun, 2.273.492si yer
değiştirmiş ve özellikle köy ve beldelerden, il ve ilçe
merkezlerine göç oranı artmıştır.
Göç
oranlarının artışında, ekonomik, sosyal ve güvenlik
nedenleri yatmaktadır. Bu temel nedenlerle göç eden
yurttaşlarımız aradıkları iyi yaşamı, göç
ettikleri yerlerde de bulamamakta ve bu durum toplumsal bir travmaya neden
olmaktadır. Özellikle, göç eden bu yurttaşlarımız
yerleştikleri yerlerde suç oranları artmaktadır.
Kısaca izah
ettiğimiz bu nedenlerle, köy ve beldelerden, ilçe ve il merkezlerine göçün
nedenlerinin araştırılması, tespit edilen göç nedenleri
konusunda gerekli önlemlerin ve çözüm önerilerinin tespit edilmesi
amacıyla Anayasa'nın 98. ve TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105.
maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
2.-
Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 21 milletvekilinin, kadına yönelik
şiddet olaylarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/430)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gerçekleştirilen
hukuki düzenlemelere rağmen son günlerde kadına karşı
şiddet vakalarında yaşanan artışın sebeplerinin
araştırılması ve uzman görüşleri eşliğinde
çözüm önerilerinin ortaya konabilmesi için TBMM İçtüzüğünün 104 ve
105. maddeleri ve Anayasanın 98. maddesi gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Nevingaye Erbatur (Adana)
2) Atila Emek (Antalya)
3) Şevket Köse (Adıyaman)
4) Fevzi Topuz (Muğla)
5) Vahap Seçer (Mersin)
6) Engin Altay (Sinop)
7) Tekin Bingöl (Ankara)
8) Orhan Ziya Diren (Tokat)
9) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
10) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
11) Gökhan Durgun (Hatay)
12) Oğuz Oyan (İzmir)
13) Eşref Erdem (Ankara)
14) Çetin Soysal (İstanbul)
15) Ahmet Ersin (İzmir)
16) Rasim Çakır (Edirne)
17) Osman Kaptan (Antalya)
18) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
19) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
20) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
21) Ahmet Küçük (Çanakkale)
22) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
Gerekçe:
Kadına
karşı şiddet, en yaygın ve sık olarak rastlanılan
kadının insan hakları ihlallerindendir. Yakın zamanlara
kadar, kadına karşı şiddet konusuna uluslararası insan
hakları mücadelesi gündeminde fazlaca bir yer verilmemiştir. Bu durum
Türkiye'ye de yansımıştır. Türkiye'de kadının
aile içindeki hakları ve statüsü konusunda bilgi eksikliği ve
özellikle de aile içi şiddete ilişkin sistematik veri eksikliği
vardır.
Kadına
karşı şiddet, özellikle de aile içi şiddetin, kadın
erkek ilişkilerinde eşitliğin sağlanması ve özel ve
kamusal alanlar arasındaki uçurumun kapatılması için
çözümlenmesi gereken temel konulardandır. Özel alandaki hak ihlalleri, özellikle
de çeşitli tür ve biçimleriyle şiddet, kadınların kamusal
alana çıkması önündeki en büyük engellerden biridir.
Kadına
karşı şiddetin sona erdirilebilmesi için, 22. dönemde TBMM
çatısı altında Töre ve Namus Cinayetleri ile Çocuklara
Şiddeti Araştırma Komisyonu kurulmuş, komisyon çeşitli
uzman görüşlerini dinlemekle birlikte saha çalışmaları da
gerçekleştirmiş ve sorunun çözümü için neler
yapılabileceğine yönelik bir raporu Meclis
Başkanlığı'na sunmuştur. Ardından, 2006
yılında Başbakanlık tarafından Çocuk ve Kadınlara
Yönelik Şiddet Hareketleriyle Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi
İçin Alınacak Tedbirler konulu bir genelge
yayınlanmıştır. Genelge ile çeşitli birimlere
işbirliği çerçevesinde farklı görevler verilmiş, özellikle
emniyet mensupları, sağlık çalışanları ve
eğitimciler ile mülki idare amirlerinin toplumsal cinsiyet
eşitliğini sağlamaya yönelik bir bakış açısı
kazanabilmelerinin önemine dikkat çekilmiştir.
İlgili
genelgenin varlığı her ne kadar kadına karşı
şiddetle mücadele alanında olumlu bir adım olsa da son günlerde
kadına karşı şiddet ile ilgili vakalarda yaşanan
artış, genelgenin halen amacına
ulaşamadığının bir göstergesidir.
Kadına
karşı şiddetle mücadelede tüm dünyada kabul edildiği üzere,
sadece kadının hak ve özgürlükleri konusunda bilinçlendirilmesi
yeterli değildir. Şiddeti uygulayan taraf kadar kamu görevlileri,
sağlık görevlileri, emniyet kuvvetleri ve yargı mensupları
gibi hizmet kollarında görev yapan kişilerin de toplumsal cinsiyet
eşitsizliği, kadın hakları ve kadın erkek
eşitliği konularında bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi de
gereklidir.
Tüm bunların
yanında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen
bir kararda Türkiye aile içi şiddet konusunda kadın
vatandaşını koruyamadığı için tazminata mahkum
edilmiştir. Her ne kadar davanın açıldığı günden
bu yana Türkiye'de hukuki anlamda çok önemli ilerlemeler gerçekleşmiş
olsa da hukuki ilerlemelerin toplum tarafından olumlu bir biçimde
içselleştirilmesi için gereken adımlar
atılamamıştır. Son günlerde kadına karşı
şiddet vakalarında yaşanan artış da bunun bir
göstergesidir.
Yukarıda
özetlenen sebeplerle, kadına karşı şiddet vakalarında
yaşanan artışın incelenebilmesi, ilgili hukuki
düzenlemelerin işlevselliğinin tartışılabilmesi ve
kadına karşı şiddetle mücadele konusunun toplum
tarafından nasıl özümsenebileceğinin
araştırılabilmesi amacıyla, çözüm önerilerinin uzman
görüşlerine de başvurularak tartışılabilmesi
amacıyla bu araştırmanın açılmasının uygun
olacağı düşünülmektedir.
3.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 20 milletvekilinin,
ekonomik krizin etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/431)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Küresel kriz
dünyayı kasıp kavururken, ülkemizdeki yansımaları da gün
geçtikçe kendisini daha fazla hissettirmeye başlamıştır.
Krizden en çok etkilenen bölgelerin başında da Trakya Bölgemiz
başı çekmektedir. Kriz nedeni ile sadece Trakya Bölgemizde 30 bini
aşkın kişinin işini kaybettiğini, birçok
fabrikanın üretimini durdurduğu, yüzlercesinin ise kapandığını
görmekteyiz.
Özellikle
sanayinin yoğunluk kazandığı Çorlu, Çerkezköy ve Lüleburgaz
bölgelerimizdeki başta tekstil ve deri sektörlerimiz olmak üzere kriz
derinden hissedilmektedir. Fabrikalar bir taraftan üretimini durdururken,
diğer taraftan kapılarına kilit vurup çalışanlarının
işine ise son vermektedirler. Trakya bölgesinde 400 üzerindeki tekstil
fabrikasının önemli bir kısmı üretimine ara vermiştir.
Bölgemizdeki kahvehaneler dolup taşmakta, İş-Kur
rakamlarına göre yılbaşından bu yana Çorlu ve Çerkezköy'ü
de içine alan Tekirdağ ilimizde 4 bin 500'e yakın kişi,
Lüleburgaz'ın da içinde olduğu Kırklareli ilimizde ise 3 bine
yakın kişi işsizlik sigortası için İş-Kur'a
başvurmuştur. Bu durumda sadece Tekirdağ ve Kırklareli'nde
yılbaşından bu yana 7 bin 500'den fazla kişi işsiz
kalmıştır. Bunlar kayıtlı rakamlardır.
Kayıtsızları da sayarsak bu rakamlar 30-40 binlere
çıkmaktadır. Üstelik işten çıkarılmalar
durmadığı için bu rakamlar her gün katlanarak artmaya devam
etmektedir.
Bölgemizde
fabrikaların kapanması devam ettiği için, işsizler ordusuna
yenilerinin eklenmesi kaçınılmazdır. Üretime ara veren ve
kapanan fabrikalardan işlerine son verilen işçiler ve aileleri
perişan durumdadır. Kıdem tazminatını alanlar
tazminatlarını tüketirken, tazminat alamayanların borçları
her geçen gün daha da artmaktadır. İşsiz vatandaşlarımız,
ev kiralarını, elektrik ve su faturalarını ödeyememekte,
karınlarını eş dost, akraba ve komşularının
katkıları ile doyurabilmektedirler. Okula giden çocuklarına
harçlık verememekte, ailelerinin, çoluk çocuklarının yüzüne
bakamamaktadırlar. Son günlerde bunalıma giren işsiz
vatandaşlarımızın cinnet geçirerek, aile ve
çocuklarının canına kıyarak intihar girişiminde
bulundukları haberlerine sıkça rastlamaktayız.
Ekonomik krizin
ülkemiz üzerindeki olumsuz etkileri toplumumuzun tüm kesimlerinde hissedilirken,
bundan en çok etkilen bölgelerin başında Trakya bölgemizin gelmesine
karşın, açıklanan teşvik ve önlemler paketinde bölgemiz
illeri 1. bölge içerisinde gösterilmiştir. Bu kabul edilemez bir durum
olup bölgemiz de teşvik paketinde 3. bölgeye alınmalıdır.
Bir taraftan
millî servetimiz fabrikalarımız ya kapanmakta ya da
yabancıların eline geçerek
bağımsızlığımız ciddi tehlikeye girmekte,
diğer taraftan da milyonları bulan işsizler ordusu
oluşmaktadır. Bunun sonucu mutsuz, sağlıksız ve her an
kitlesel hareketlerin ve sosyal patlamaların yaşanmasından
korkulan ortama doğru sürüklenmekteyiz.
İş
işten geçmeden, genelde ülkemiz, özellikle de bölgemizde
yaşayanların acısını her gün daha iyi hissettiği
ekonomik krizden kaynaklanan olumsuzlukların tespit edilerek, başta
psikolojik destek olmak üzere işsizlik ve yoksulluğun önlenmesi için
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacı ile
Anayasamızın 98, İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri
gereğince bir araştırma komisyonu kurularak konunun tüm
boyutlarıyla araştırılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Tansel
Barış (Kırklareli)
2) Atila Emek (Antalya)
3) Şevket
Köse (Adıyaman)
4) Engin Altay (Sinop)
5) Gökhan Durgun (Hatay)
6) Oğuz Oyan (İzmir)
7) Eşref
Erdem (Ankara)
8) Vahap Seçer (Mersin)
9) Çetin Soysal (İstanbul)
10) Ahmet Ersin (İzmir)
11) Rasim
Çakır (Edirne)
12) Tekin Bingöl (Ankara)
13) Osman Kaptan (Antalya)
14) Orhan Ziya
Diren (Tokat)
15) Halil
Ünlütepe (Afyonkarahisar)
16) Yaşar
Ağyüz (Gaziantep)
17) Fevzi Topuz (Muğla)
18) Mehmet Ali
Özpolat (İstanbul)
19) Ali Rıza
Ertemür (Denizli)
20) Mevlüt
Coşkuner (Isparta)
21) Ahmet Küçük (Çanakkale)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
D) Duyurular
1.- Plan ve Bütçe, Kamu İktisadi
Teşebbüsleri ve İnsan Haklarını İnceleme
komisyonlarında bağımsız milletvekillerine birer üyelik
düştüğüne ve bu komisyonlara üye olmak isteyen
bağımsız milletvekillerinin 13 Ekim 2009 Salı günü saat
18.30a kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
yazılı olarak başvurmalarına ilişkin duyuru
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Plan ve Bütçe, Kamu İktisadi Teşebbüsleri
ve İnsan Haklarını İnceleme komisyonlarında
bağımsız milletvekillerine birer üyelik düşmektedir. Bu
komisyonlara üye olmak isteyen bağımsız milletvekillerinin, 13
Ekim 2009 Salı günü (Bugün) saat 18.30a kadar Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına yazılı olarak
başvurmalarını rica ediyorum.
Demokratik Toplum
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önergesi vardır. Okutup oylarınıza sunacağım.
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
(10/371) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 13/10/2009 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin DTP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 13.10.2009 salı günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince
Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz
ederim.
Selahattin
Demirtaş
Diyarbakır
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Ön Görüşmeler
Kısmının 317 nci sırasında yer alan 10/371 esas
numaralı güvenlik güçlerinin toplumsal olaylarda çocuklara yönelik
müdahalelerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesinin görüşmesini, Genel Kurulun 13.10.2009 Salı
günlü birleşiminde birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde ilk söz Selahattin Demirtaş, Diyarbakır
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Demirtaş. (DTP sıralarından alkışlar)
Sayın
Demirtaş, süreniz on dakikadır.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Öncelikle, bu ilk
oturumunuz vesilesiyle başarılar diliyorum. Umut ediyorum ki
Sayın Başkanın yönetiminde iyi bir Meclis performansı
gösterilir.
Değerli
arkadaşlar, bugün yaptığımız Danışma
Kurulunda konsensüs sağlanmamış olması nedeniyle
Meclis
Grubumuzun, gündemin belirlenmesi ve gündeme bir ek yapılması
konusunda önerisi vardı. Bu nedenle, özellikle bu son günlerde tekrar
kamuoyunun gündeminde sıkça tartışılan, çocuklara yönelik
kamu görevlilerinin şiddeti, ölümle sonuçlanan, ağır
yaralanmalarla sonuçlanan şiddeti bir kez daha gündeme taşımak
ve daha önce vermiş olduğumuz bir Meclis araştırma
önergesinin gündeme alınmasıyla ilgili bir önerimiz söz konusuydu. Bu
vesileyle değerli arkadaşlar söz almış bulunuyorum.
Aslında,
vermiş olduğumuz önerge, bu yılın başında,
beşinci ayda verilmiş bir önergeydi. O gün verdiğimizde bu
önerge güncel bir önergeydi ve çocuklara
yönelik şiddet, çocuklara yönelik özellikle toplumsal gösteriler
sırasında zor kullanımındaki sınırların
aşımı, ölümlere varan müdahaleler sıkça
tartışılıyordu ve biz, bir araştırma komisyonu
kurularak durumun araştırılmasını istemiştik,
gündeme alınmadı. Şimdi, aradan altı ay geçti, bu konu
hâlen gündemde, bu konuya ilişkin Hükümetin atmış olduğu henüz
bir tek adım yok, bırakın adım atmayı söylemiş
olduğu bir tek söz dahi yok. Bu nedenle, bir kez daha, biz, bu konuyu
milletvekillerimizin ve değerli halkımızın bilgilerine
sunmak istedik.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Çocuk Hakları Sözleşmesinin 37nci
maddesinin (a) bendi: Hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce,
insanlık dışı ve aşağılayıcı
muamele ve cezaya tabi tutulamaz. Burada bir tek sözcüğün
altını çizmek istiyorum: Hiçbir çocuk,hiçbir çocuk bu çok
önemlidir çünkü Türkiye'de en fazla ihlal edilen durum budur. Her çocuk,
eğer her çocuk bu hakka, bu özgürlüğe veya bu hakkın
kullanımına sahipse, hangi bölgede yaşadığına
bakılmaksızın, Kürt veya Türk olup olmadığına bakılmaksızın,
hangi şehirde yaşadığına bakılmaksızın
aynı değeri görmek durumundadır. Bunu neden ifade ediyorum
değerli arkadaşlar: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun vermiş
olduğu son karara istinaden söylüyorum: Eğer bölgenin özellikleri
gözetilerek kamu görevlilerinin meşru müdafaa sınırlarını
aşan adam öldürmesi suç olarak tanımlanmayacaksa burada çok bariz bir
ayırımcılık vardır. Bu nedenle hiçbir çocuk
sözcüğünün altını çiziyorum. Dolayısıyla, bölgenin
özellikleri gözetilerek özellikle Doğu ve Güneydoğudaki çocuklara yönelik
şiddet Hükûmet tarafından ve Meclis tarafından görmezden
geliniyor, yokmuş gibi davranılıyor. Türkiyenin başka
herhangi bir yerinde bu olayların bir tanesi yaşansa kıyamet
kopardı herhâlde, kıyamet kopardı.
Değerli
arkadaşlar, Ceylan Önkol bundan iki hafta önce Lice ilçesinin Şenlik
köyünde bir patlama sonucu parçalandı. Ceylan on dört yaşında.
Hayvanlarını otlatıyordu. Ertesi gün milletvekili
arkadaşlarımızla birlikte oraya taziyeye gittik. Yüzlerce insan
var. Bizden önce binlerce insan gelip gitmiş. Yüzlerce araç köye gidip
gelmiş ama devletin savcısı sadece ana yoldan 3 kilometre
içeride olan ve ana yoldan gözle görülen, çıplak gözle görülen o köye
gitmemiş güvenlik gerekçesiyle. Binlerce insan gitmiş.
Milletvekilleri olarak biz ertesi gün taziyedeyiz. Akın akın araçlar
gidip geliyor. Ana yoldan görülüyor köy. Devletin savcısı güvenlik
gerekçesiyle köye gitmemiş! Köy üç tane karakolun -ki biri taburdur-
arasında ve o karakollar güvenlik gerekçesiyle oraya kurulmuş,
güvenliği sağlamak için. Oradaki komutanlara bu yüzden maaş
veriliyor. O karakol komutanı güvenliği sağlamak için orada.
Karakol komutanının kendisi Güvenliğim yok. diye köye
gitmemiş. Ama on dört yaşındaki Ceylan Önkolun
parçalanmış cesedini annesi ve kardeşleri toplayıp, bir
tabuta koyup karakola getirmişler. Niye? Savcının
talimatıyla
Siz, çocuğunuzun parçalanmış cesedini
toplayın getirin. dendiği için
Ve olay yeri incelemesi nasıl
yaptırılmış değerli arkadaşlar? Savcı
talimatıyla köyün imamına bir kamera verilmiş Olay yerinde
görüntüleri çek, fotoğrafları çek, getir. denilmiş, bu da yapılmış.
Otopsi tutanağında var Köy imamının çekmiş
olduğu fotoğraflardan anlaşıldığı üzere
diye savcı tutanağa geçmiş ve karakol komutanı,
çocuğunun parçalanmış cesedini karakolun bahçesine getiren
aileye Delilleri niye toplamadınız? Olay yerinde parçalar olabilirdi
onları niye toplamadınız? demiş. Kızmış
karakol komutanı, devlet kızmış orada.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) O savcı hakkında işlem yapmak lazım,
doğrusu odur.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla) Suç duyurusunda bulunduk Sayın Vekilim,
bekliyoruz bakalım ne olacak. Adalet Bakanlığı ilk gün
soruşturmaya gerek olmadığını ifade etti.
Şimdi, mühim
bir konu tabii. Şunu görmek istiyor bölge insanı: Eğer Ceylan
Önkol Doğunun, Güneydoğunun bir köyünde değil de
Bakırköyde, Kadıköyde bu şekilde bir muameleye tabi
tutulsaydı ne olurdu, bu farkı görmek istiyor, bölge halkı bu
değeri görmek istiyor. Vatanın her karış toprağı
bizim için kutsaldır. deyip nutuk atanlara bunu söylemek, haykırmak
istiyor bölge insanı. Herkes bizim eşit
vatandaşımızdır. diyenlere bunu belirtmek istiyor. Ceylan
Önkol için ne söylediniz? Gazzede ölen çocuklar şüphesiz hepimizin içini
dağlıyor, bazıları hüngür hüngür ağlıyor. Evet,
ağlanır o tabloya. Orada bariz bir ayrımcılık herkesin
ruhuna işlemiş bunun görülmesi lazım, ruha işlemiş.
Neden? Hak etmiştir. diye düşünülür çünkü Hak etmiştir de
olmuştur canım. Ceylan Önkol bunu hak etmiştir. Savcı
oraya gitmez, devletin savcısı, normaldir(!) Karakol komutanı
oraya, köye uğramaz üç gün boyunca. Devlet üç gün boyunca köyde yok!
İyi, vergi de almayın onlardan, askere de gitmesin köylüler
vatandaş değilse! Bu nasıl bir ayrımcılık
duygusudur? Başbakan iki haftadır bu konuda tek cümle
etmemiştir. İçişleri Bakanı dün çıkıp sadece Bu
havan mermisi değilmiş, başka bir bombaymış, bunu
tespit ettik. İçimiz ferahladı ne güzel, havan topu
değilmiş! Devletin iki haftada yaptığı şey bu.
Şimdi,
değerli arkadaşlar Efendim, çocuklar örgütün maşası hâline
getiriliyor, çocuklar kullanılıyor, bilmem ne yapılıyor
Araştırma önergemiz var, buyurun destekleyin, komisyon kurulsun,
gitsin orada bir araştırsın bakalım. Nedir; oradaki sorun
nedir, o çocukların derdi nedir, o çocuklar sokağa nasıl
çıkıyor; birlikte araştıralım, raporu hazırlayalım,
getirelim Meclise sunalım. Çocukları sokağa süren DTP midir,
devletin otuz yıldır uyguladığı şiddet
politikaları mıdır görelim onları. Üç bin köyü yakıp
yıkan, o çocukları köyünden, toprağından, ailesinden
koparan, devletin politikaları mıdır; o çocukları daha
küçük yaşlarda şiddetle tanıştıran, bütün aileleri
şiddetle tanıştıran, DTP midir, devletin politikaları
mıdır, gidip görelim. DTPyi suçlamak kolay. DTP çocukları
kullandı, tahrikçiler çocukları kullandı... Gelin durdurun
bakalım. O görüntüler verilmez tabii, milletvekilleri olarak nasıl
çaba sarf ediyoruz, neler yapıyoruz, yansımaz size.
O hâlde,
araştırma önergemiz var, gündeme alalım. Gidelim, bütün gruplar
gelsin, orası da ülkenin parçası değil mi? Ülkenin
parçasıdır, gidelim. Hakkâriye gidelim, Şırnaka,
Yüksekovaya gidelim. Birlikte gidelim, soralım Siz niye
sokaktasınız çocuklar, size neler yapılıyor? diyelim, anlatsınlar.
Biz anlatmayalım, çocuklardan dinleyelim. Ondan sonra gelelim diyelim ki
Evet, biz bu ülkenin hep birlikte eşit yurttaşıyız. Kürt
sorunu falan da demeyelim, gidelim o çocukların sorunlarını
dinleyelim. Sadece çocuklardan yola çıkalım, gelelim burada eşit
yurttaşlık nedir onu tartışalım, onun düzenlemesini
yapalım. Sadece çocuklar, onların sorunlarını dinleyelim
yeterli, büyükleri hiç dinlemeyin, bizi dinlemeyin. Gelin, o zaman komisyon
kuralım, gidelim hep birlikte anlatalım. Ne olmuş, ne
bitmiş, rapor hazırlayalım, getirelim burada
tartışalım.
Yok eğer,
ülkenin öbür tarafını, doğusunu hayatında bir defa bile
görmemişsin, Hakkârinin güzelliğini hayatında bir defa bile
görmemişsin, Vanın güzelliklerini, doğasını,
insanının güzelliklerini bir defa bile görmemişsin, Türkiye'nin
güzelliğinden bahsetme lütfen. O zaman de ki Türkiye'nin batısı
güzel. Görmediğin yerle ilgili konuşma arkadaş. Gelip
göreceksin, ülkenin bütününü gezeceksin, sorunlarını yerinde tespit
edeceksin, dinleyeceksin, çözüm arayacaksın ki ülkenin bütünlüğü
neymiş, o zaman anlayacaksın. Böyle, lafla, ülkenin bütünlüğü,
milletin bütünlüğü, bunlar hikâye artık. Gerçekten kanımıza
dokunuyor artık. Yani hem orada kanayan bir yara
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla)
ortada seksen yıldır devam eden bir
sorun olacak, hem çözmek için En azından tartışalım.
diyenlere hakaret edeceksin, küfredeceksin hem de bu sorun sanki üç aydır
tartışılmaya başlandığı için ortaya
çıkmış gibi düşüneceksin. Olacak iş değil!
Ülkenin bir
bölümünde, bölgesinde ciddi sorunlar var, ülkenin tamamında demokrasi
sorunu var. Bu sorunlar tartışılmadığı, cesurca
ortaya konulmadığı müddetçe de çö-zül-mez. Eğer bu
çatının altında bu halkı, bu milleti temsil ederek, bu
iddiayla buradaysak en azından oturduğumuz koltukların
hakkını verelim, halkın sorunlarını
tartışalım. Ne varsa, Kürtün sorununu da, Alevi sorununu da,
baş örtüsü sorununu da, bütün sorunları tartışalım
burada. Tartışmaya bile gelinmiyorsa, tartışmaktan bile
kaçınılıyorsa burada niye toplanıyoruz, neyi
tartışıyoruz? Yani Borçlar Kanunundan daha önemli değil
midir bu sorun? Niye Borçlar Kanununu tartışacağız bir ay
boyunca o zaman? İki ay boyunca
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Demirtaş.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla) O hâlde
Sadece selamlama
yapayım Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Lütfen
Uygulamayı değiştirmeyeceğim, teşekkür
ediyorum.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, teşekkür edip
bitiriyorum.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş, bir dakikalık sürenizi verdim, teşekkür
ediyorum.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar, o hâlde bu
araştırma önergesini gündeme almak için desteklerinizi sunun.
Araştırma komisyonunu kuralım, birlikte gidelim, ne var ne yok
hep birlikte görelim. Biz konuşmayalım, çocuklar konuşsunlar.
Teşekkür
ediyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önerinin lehinde ikinci söz isteyen Fatma Nur Serter, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Serter.
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, DTP Grup önerisi lehine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına konuşmak üzere söz almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, ortada gerçekten çok acı ve ciddi bir sorun var. Bu
sorunun kimin tarafından ve hangi amaçla gündeme getirilmiş
olması şu anda hiçbir önem taşımıyor, çünkü ortada bir
sorun olduğu gerçeğine gözlerimizi kapamamız ve bunu inkâr
etmemiz mümkün değil.
Biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak Türkiye'nin gündemini uzunca bir süredir meşgul eden
bu mağdur çocuklar sorununu etnik veya siyasi bir yaklaşımla
değerlendirmenin doğru olmadığı
kanısındayız. Bu olay insanidir ve hukuki yönleriyle ele
alınıp ortadan kaldırılmasına Türkiye'nin
geleceği açısından da şiddetle ihtiyaç bulunmaktadır.
Dün, bir grup
anne-baba, partileri ziyaret ederken Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna da
geldiler. Çeşitli nedenlerle -suç niteliği taşıyıp
taşımadığını burada tartışmayı
gerekli görmediğim nedenlerle- şu anda cezaevlerinde olan on dört ila
on altı yaşları arasındaki çocuklarının durumunu
paylaştılar.
Değerli
milletvekilleri, sadece bir tek şeyi bir an için düşünmemizi
öneriyorum. Bir an için, kendi çocuklarımıza verdiğimiz önemi,
değeri, onların başına gelecek en ufak bir şeyde
içimizin nasıl sızladığını, bunların bizi
nasıl üzdüğünü düşünelim. Bir empati yapalım ve kendimizi o
ailelerin yerine koyalım. Bölgenin olumsuz koşullarına ek olarak
eğitim yetersizlikleri, sosyokültürel koşullar, ekonomik
olumsuzluklar gibi çeşitli nedenlerle bu eylemlerin içerisine itilen ve
sonunda on dört yaşında, on beş, on altı
yaşlarında cezaevlerinde dört yıl, beş yıl, yedi
yıl hapis yatmak zorunda olan gençlerin aileleri yerine kendimizi bir an
için koymamızın çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bakınız,
bu çocukların çok büyük bir kısmı eğitimden bu nedenle
kopmuş çocuklar. İçlerinde lise 1, lise 2 hatta lise 3
öğrencileri var. İçlerinde dershaneye giden hatta takdir belgesi
almış öğrenciler var. Biliyorsunuz, Terörle Mücadele Kanunu
kapsamında cezaevlerinde tutuldukları süre içinde eğitime devam
etme olanaklarından da yoksunlar. Bu çocuklar, ne yazık ki birçok
cezaevimizde çocuk koğuşu bulunmadığı için büyüklerle
aynı koğuşları paylaşmak durumundalar.
Değerli
milletvekilleri, on dört, on beş, on altı yaşlarından
bahsediyoruz. Bu yaşta bölgesel koşullar, çevre koşulları,
arkadaş çevreleri, çeşitli nedenlerle, haklı ya da haksız
suç işleyerek ya da işlediği zannedilerek cezaevlerine
atılan bu çocukların bu cezaevlerinden nasıl
çıkacaklarını da değerlendirmek zorundayız. Büyüklerle
aynı koğuşta, eğitimsiz, dört yıl, beş yıl,
altı yıl cezaevinde yatan bir çocuğun gelecekte bu ülkeye geri
kazanılmasının nasıl mümkün olacağını
düşünmek ve bunun önlemlerini böyle bir araştırma komisyonu
kurup onları çok iyi inceleyip araştırarak geleceğe dönük
saptamak zorundayız.
Dolayısıyla
bu olaya -tekrar ediyorum- siyasi değil, etnik açıdan değil ama
hukuken ve insani olarak yaklaşmak zorundayız. Yaklaşıp bu
çocukları, bu çocukların acılarını, bu çocukları
bu suçlara, eğer suçsa işledikleri -o da pek çoğunda henüz
tamamlanmış, sonuçlanmış değil davalar- buna iten
faktörleri kimin yarattığını, bunların nasıl
yaratıldığını, bunların giderilememesinin
bizlerin sorumluluğunda olup olmadığını düşünerek
bu koşulların araştırılmasına bu Meclis
çatısı altında imkân vermenin, olanak tanımanın
zorunlu olduğu inancını taşıyorum ve biz Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına böyle bir araştırma komisyonunun
kurulmasına lehte oy vereceğimizi duyuruyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Serter.
Önerinin aleyhinde
söz isteyen Mustafa Çetin, Uşak
Milletvekili.
Sayın Çetin
Yok.
Yılmaz Tunç,
Bartın Milletvekili.
Buyurun
Sayın Tunç.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Demokratik Toplum
Partisinin güvenlik güçlerinin gösteri ve yürüyüşler başta olmak
üzere toplumsal olaylarda çocukları hedef alarak
gerçekleştirdiği müdahaleler sırasında yaşanan
işkence, kötü muamele, darp ve ölüm olaylarının bütün
boyutlarıyla araştırılarak benzer olayların
yaşanmaması ve ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi
için alınacak önlem ve tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla
Anayasanın 98inci, İç Tüzükümüzün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince Meclis araştırması açılması için
verdiği önergenin gündeme alınmasıyla ilgili talebin aleyhinde
söz almış bulunuyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Birleşmiş
Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye imza atmış bir
ülkedir. Son yıllarda, özellikle AK PARTİ hükûmetleri döneminde ceza
sistemimizde önemli yenilikler yapılmıştır. Türk Ceza
Kanunumuz başta olmak üzere Ceza Muhakemeleri Kanunumuz, Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunumuzda
çocuklarımızı korumaya dönük önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Çocuklar hakkındaki soruşturma ve kovuşturma işlemlerinde
evrensel standartlar yakalanmaya çalışılmıştır.
Mevzuatımızdaki
bu yeniliklerin uygulamaya da yansıtılması noktasında
hepimiz hemfikiriz. Uygulamadaki noksanlıkların giderilmesi
noktasında başta bu Meclisimiz olmak üzere yargı camiamız,
güvenlik güçlerimiz, herkes üzerine düşen görevi en güzel şekilde
yapacaktır. Bundan şüphemiz yoktur. Ancak Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemiyle ilgili olarak siyasi parti grupları arasında
bir uzlaşma sağlanamamıştır. Gündemle ilgili AK
PARTİ Grubunun da bir önerisi vardır.
Bu nedenle
Demokratik Toplum Partisi Grubunun önerisi aleyhinde olduğumu belirtir, yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Tunç, teşekkür ediyorum.
Sayın
Çetinin salonda olduğunu görüyorum.
MUSTAFA
ÇETİN (Uşak) Buradayım, evet.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Çetin.
Uşak
Milletvekili, önerinin aleyhinde.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, geçti. Biraz evvel
sizinle görüştük. Aleyhinde ben önerdim, kura çekildiğini Genel Kurula
açıklamadınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır efendim, Sayın Başkan
görmemiştir. Sayın Başkan görmediğinden dolayı oluyor.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sıra bende Sayın Başkan. Süre
geçtiğine göre bana söz vermeniz lazım. Kaldı ki, ben
zamanında önerge verdim. Genel Kurulda kura çekildi ve benim kurada
çıkmadığımı açıklamadınız.
MUSTAFA
ÇETİN (Uşak) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir
saniye Sayın Çetin.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) O zaman arkadaşımızın
süresi geçti. İç Tüzük ihlali
BAŞKAN
Sayın İçli, burada kura çekimi açıklanmamış olabilir.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Olur mu?
BAŞKAN
Kura çekimini muhalefet partisi milletvekili ve Kâtip Üyemiz Sayın Murat
Özkan Bey yaptılar ancak Sayın Mustafa Çetini ilk anons
ettiğimizde fark edemedim. Sayın Tunçun konuşmasından
sonra Sayın Çetinin salonda olduğunu gördüm ve davet ettim ama
bundan sonraki uygulamada kura çekimi ilan edilecektir. Bunu bilesiniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, şunu ifade
edebilir miyim? Sayın Başkan ve Başkanlık Divanı,
önergelerin kura çekildiğini, kurada kimlerin
çıktığını açıklaması lazım. Biraz evvel
açıklamadınız bunu Divan olarak. Yanınıza geldim,
değerli milletvekili arkadaşım olmadığı için bana
söz vereceğinizi ifade ettiniz, ben de yerime oturdum. Benim önergemin
neden işleme alınmadığını açıklamanız
lazım. Kaldı ki kura çekmediniz ve Sayın Milletvekili ismi
okunduğunda burada olmadığına göre, İç Tüzüke göre
konuşma hakkının benim olması lazım. İç Tüzükün
amir hükmü.
BAŞKAN
Sayın İçli, Sayın Tunçun konuşmasından sonra
Sayın Mustafa Çetinin Genel Kurulda bulunması size söz vermeyi
gerektirmiyor. Tüzük açısından herhangi bir sakınca yok. Onun
için, söz verdim. Kura çekimi açıklanmadı, doğru. Bundan sonra
açıklanacak diyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın İçli.
Buyurun
Sayın Çetin.
MUSTAFA
ÇETİN (Uşak) Teşekkür ederim.
Değerli
milletvekilleri; Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Demokratik Toplum
Partisi Grubu tarafından verilmiş, ceza soruşturmalarında,
daha doğrusu toplumsal olaylarda polisin çocuklara yönelik
davranışlarıyla ilgili Meclis araştırması
açılması konusunda şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi tekrar saygılarımla selamlarım.
Toplantı ve
gösteri yürüyüşü hakkı, Anayasada düzenlenmiş -34üncü maddesinde- bir haktır ve
sadece demokratik toplumların sağladığı bir
haktır, anayasal güvence altına alınmıştır. Keza,
Polis Vazife ve Selahiyet Kanununda toplantı ve gösteri yürüyüşüyle
ilgili hükümler vardır. Yine, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Kanununda da bu hakkın nasıl kullanılacağına
ilişkin hükümler getirilmiştir.
Benim dikkatinizi
çekmek istediğim husus şudur: Güvenlik kuvvetleri, toplantı ve
gösteri yürüyüşü hakkının özgürce kullanılmasını
ve insanların toplantıya konu edilen konulardaki düşüncelerini
özgürce açıklamalarını nasıl sağlamak zorundaysa
toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının
kullanılmasının üçüncü kişiler için bir tehdit
oluşturmaması, kamu düzenini bozmaması, üçüncü kişilerin
özgürlüklerine, can ve mal güvenliklerine herhangi bir sınırlama ve
tehdit oluşturmamasını da aynı zamanda sağlamak
zorundadır.
Demokratik
toplumlarda toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı
kullanılırken zaman zaman toplantıların ya kanunsuz
başlayıp devam etmesi ya da kanuni sınırlarda başlayan
bir toplantının kanunsuz hâle gelmesi gibi olaylara
rastlanmaktadır. Her gün televizyonlarda gördüğümüz bu tip kanunsuz
hâle dönüşmüş toplantılar sebebiyle yaşanan olaylarda
güvenlik kuvvetleri ile toplantı ve gösteri yapanlar arasında bazen
çok şiddetli çatışmaların çıkabildiği,
toplulukların saldırganlaşabildiği ve bu toplantı ve
gösteri yürüyüşü hakkını bir tür tahrip hakkına
dönüştürmeye çalıştığına da hepimiz şahit
oluyoruz.
Bu hususu geçen
hafta Dünya Bankası ve IMF toplantılarında, İstanbulda
yapılan toplantılarda da gördük. Esnafı âdeta canından
bezdirmiş, çevreye, dükkânlara, iş yerlerine yoğun
saldırıların yapıldığı gözlenmiştir.
Terör
faaliyetleri, terör örgütleri de zaman zaman çocukları bu tür
toplantılara alet edebilmektedirler, bunları kullanabilmektedirler.
Türk polisine bu
toplantı psikolojisi ile ilgili hem
eğitim verilmekte hem de binden fazla psikolog istihdam edilmektedir. Bu
tür olaylara nasıl müdahale edileceği, dolayısıyla hem
demokratik hakkın kullanılması, bu hak kullanılırken
toplantı kanunsuz hâle dönüşse bile bunun muhakkak surette kanuni
sınırlar içinde engellenmesi gibi hususlarda gerekli eğitim ve
hizmet içi eğitim sürekli eğitim olarak verilmektedir.
Ülkemiz bu
açıdan yeterli hukuki altyapıya sahiptir. Polisin sanki sistemli
olarak özellikle çocuklara yönelik özel bir tavrı varmış gibi
-önergeyi okursanız öyle bir izlenim ediniyoruz- bunun da polisimize
haksızlık olduğunu düşünüyorum ve bu sebeple şahsen bu
önergeye karşı olduğumu bildiriyor, saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çetin.
Kabul edenler
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Karar yeter sayısının
aranılmasını istiyorum.
BAŞKAN
Arayacağım Sayın Demirtaş.
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler
arasında anlaşmazlık olduğu için oylamayı elektronik
cihazla yapacağım.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Süre bitti!
BAŞKAN
Sayın Ayhan Yılmaz? Burada.
Sayın Ahmet
Koca? Burada.
Sayın Ülkü
Güney, Bayburt? Burada.
Sayın Akif
Gülle
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Ne zamana kadar alacaksın onları Sayın
Başkan!
BAŞKAN
Lütfen Sayın Milletvekili
Lütfen
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, uyarın
milletvekilini, usule aykırı işlem yapıyor, almayın!
BAŞKAN
Sayın Faruk Çelik?
Sayın Binali
Yıldırım?
Sayın Fuat
Ölmeztoprak?
Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve
reddedilmiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.30
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.41
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza
sunacağım.
2.-
Genel Kurulun, 13 Ekim 2009 Salı günkü birleşiminde, 10/67, 10/75,
10/82, 10/122, 10/141, 10/180, 10/193, 10/208, 10/216, 10/229, 10/304, 10/309,
10/320, 10/324, 10/336, 10/337, 10/342, 10/374, 10/377, 10/388 ve 10/404 esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin
birleştirilerek görüşülmesine ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 13.10.2009 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda
siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Genel Kurulun 13 Ekim
2009 Salı günkü (bugün) birleşiminde Madencilik Sektörünün
Sorunları ve Yeraltı Kaynaklarımız ile ilgili 10/67, 75,
82, 122, 141, 180, 193, 208, 216, 229, 304, 309, 320, 324, 336, 337, 342, 374,
377, 388 ve 404 esas numaralı Meclis Araştırma Önergelerinin
birleştirilerek görüşülmesi,
Genel Kurulun;
13, 20 Ekim 2009 Salı günkü birleşimlerinde 15:00-20:00 saatleri
arasında, 14, 15, 21, 22 Ekim 2009 Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde ise 14:00-20:00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN
Önerinin lehinde söz isteyen Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
Buyurun
Sayın Elitaş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 23üncü
Dönem Dördüncü Yasama Yılının ilk Danışma Kurulu
toplantısını yaptık. Siyasi parti grup başkan vekili
arkadaşlarımızla birlikte Meclis
Başkanımızın Başkanlığında bu
Danışma Kurulunu yaptık.
Yine her zaman
gelenek hâline getirdiğimiz, pazartesi günü AK PARTİ Grup Başkan
Vekillerinin yaptığı görüşme doğrultusunda muhalefet
partisi grup başkan vekilleriyle yaptığımız telefon
istişaresi ve ekim ayının sonuna kadarki sadece Meclis
gündemiyle ilgili saatlerin nasıl oluşacağıyla ilgili
konuyu telefonla görüştük. Değerli milletvekili
arkadaşlarımız bu konuda farklı bir kanaatlerinin
olmadığını
Ama salı günü, bugünden için Üçüncü Yasama
Yılında siyasi parti gruplarıyla mutabık kaldığımız
madenciliğin sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili 19 milletvekili
arkadaşımızın verdiği araştırma
önergelerinin gündeme alınması konusunda mutabık kaldık.
Bu, bütün siyasi partilerin mutabık kaldığı konuydu. Bir
kısım arkadaşlarımız saatlerle ilgili konuda
15.00-19.00 diye devam etsin dedi, bir kısım parti grubu da 14.00-20.00
konusuna tamamız
Ama biraz önce görüştüğümüz Demokratik Toplum
Partisi Grubunun, çocukların gösteri ve toplantılarda
karşılaştıkları sorunlarla ilgili, güvenlik güçlerinin
yaptıkları orantısız güçle ilgili bir araştırma
komisyonu kurulması talebinde bulundular. Biz de Değerli Grup
Başkan Vekiline, Meclis Başkanımızın
Başkanlığında yaptığımız
toplantıda, İçişleri Bakanımızı
aradığımızı ama İçişleri Bakanının
bu hafta yurt dışında olduğundan dolayı
Kendisini de
ilgilendiren bir konu. Evlatlar bizim evlatlarımız, çocuklar bizim
çocuklarımız. Onlara yapılan her türlü yanlış, her
türlü orantısız güç engellenmek, önlenmek zorunda. Onlara kim olursa
olsun, ister o toplantı ve gösteri içerisindeki yapılan eylemlerle,
onlara yapılan darpla, onlara ilgili saldırıyla
Güvenlik
güçleri olsun toplantıyı düzenleyenler olsun veya başkaları
tarafından yapılacak her türlü şeyin engellenmesi için gayret
göstermeliyiz diye ifade ettik. Eğer uygunsa, mümkünse, İçişleri
Bakanımızın bulunduğu bir süreçte bunun görüşülmesini
-araştırma komisyonunun kurulup kurulmayacağı konusunda
değil ama görüşmesiyle ilgili- biz parti kurullarımızda
değerlendirelim, İçişleri Bakanı da hem sizi birinci
ağızdan dinlemiş olsun. dediler ama Grup Başkan Vekili
arkadaşımız da geçen hafta nöbetçi olan Sayın Nurettin
Caniklinin de istirhamını kırmadığını, Bu
hafta bunu gündeme getirelim. diye ifade ettiğini söylediler. O çerçevede
bu gündeme geldi.
Değerli
arkadaşlar, bizim arzumuz, isteğimiz, talebimiz şuydu:
İçişleri Bakanının da bulunduğu bir süreçte
araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili önergenin
tartışılması, değerlendirilmesi
AK PARTİ Grubu
olarak da biz, bu dinlediğimiz ve kendi yetkili kurullarımız
çerçevesindeki aldığımız kararlar doğrultusunda buna
katkı vermek veya kurulmamasıyla ilgili görüşlerimizi ifade
etmek üzere toplanmıştık. Ama şunu da ifade ettik
Danışma Kurulunda: Bakınız dedik, çocukların gösteri
ve yürüyüşte yaptıkları işlem ve eylemlerle ilgili Terörle
Mücadele Yasasının ilgili maddesiyle
yargılandıklarından dolayı çok yüksek oranda, hakikaten
kabul edilmeyecek oranda cezai müeyyideyle karşı karşıya
kalacaklarından dolayı Hükûmetimiz, bu konuyla ilgili Adalet
Bakanlığının yaptığı çalışmayı
tahmin ediyorum imzaya açtılar. Önümüzdeki günlerde tasarı olarak bu
Adalet Komisyonuna gelecek ve sizlerin de katkılarıyla birlikte
inşallah yasal hâle gelecek.
Ama özellikle
altı çizilmesi gereken noktalardan birisi de şu değerli
arkadaşlar: Hani, çocuğun ırkı olmaz, çocuğun dini
olmaz; hep beraber bunu söylüyoruz, çocuk çocuktur. Çocuk
yaradılıştan dolayı bir masuniyet karinesi içerisinde
görülmesi gerekir. Ama o çocuğu kalkan olarak kullanıp gösteri ve
yürüyüşlerde o çocukları öne sürerek, o çocukların,
açıkçası bilerek veya bilmeyerek orada herhangi bir serseri bir
taşa, serseri bir copa, serseri bir şekilde yapılan bir eyleme
karşı yaralanmasına meydan vermek, o çocuğun oraya
sürülmesinde, o çocuğun nasıl ki yaralanmasında bilerek veya
bilmeyerek kastı aşan bir şekilde yaptığı
davranışta yapılan bir hata varsa, bilerek o çocukları
meydanlara sürerek onların yaralanmasına, onların tahrik
edilmesine, onların üzüntüye uğramasına sebebiyet verenlerin de
kendi vicdanlarında kendilerini sorgulamaları gerekir diye
düşünüyorum. Bunu, örnekler olabilir, hatalar olabilir, bu hataları
açıkçası yapanlar kimse onlarla ilgili araştırmaları
İçişleri Bakanlığı, devletin güvenlik güçleri ve
devletin savcıları, adalet kurumları araştıracak,
inceleyecek cezayı verecek ama kendi vicdanlarımızda çocuğu
önümüze alarak çocuğun masuniyetinden, onunla ilgili yapılan her
türlü yanlış hareketi de açıkçası burada savunarak kendi
amaçlarımız doğrultusunda kullanarak onların
yaralanmalarına, onların tahrip edilmelerine, onların
psikolojilerinin bu genç yaşta bozulmalarına fırsat vermenin bir
kere kendi vicdanlarımızda sorgulanması gerektiğini,
yavrularımıza olan sevgimizden, yavrularımıza olan
muhabbetimizden dolayı kendi vicdanlarımızda mahkûm etmemiz
gerekir diye düşünüyorum.
Değerli
milletvekilleri, 13-20 Ekim Salı günleri 15.00-20.00 arasında denetim
faaliyetlerinin yapılması konusunda
Araştırma
önergelerimiz bu konuda. Bugün maden ve madenle ilgili sorunları
görüşeceğiz. Bu hafta ve gelecek hafta çarşamba ve perşembe
günleri 14.00-20.00, salı günleri de 15.00-20.00 şeklinde. Ama 27
Ekim Salı günü 15.00-19.00 şeklinde Meclisin Genel Kurulunun
çalışması konusunda önergemiz vardır. Bu önergeyi
destekleyeceğinizi ümit ediyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.
Öneri aleyhinde 3
sayın milletvekili söz talebinde bulunmuşlardır. Ancak, çekilen
kura sonucu sıralamayı söylüyorum: Mehmet Şandır, Mersin
Milletvekili; Sayın Tayfun İçli, Eskişehir Milletvekili;
Sayın Kamer Genç, Tunceli Milletvekili.
Şimdi,
ikinci söz sırası, lehinde söz isteyen Afif Demirkıran, Siirt
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Demirkıran. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AFİF
DEMİRKIRAN (Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu bu
araştırma önergesi Meclis tatile girmeden önce esasen
görüşülecek idi. Fakat o ara yoğun bir gündem nedeniyle biraz
ötelendi ve -esasen madencilik sektörünü ben şanslı olarak telakki
ediyorum- hemen Meclis açılır açılmaz gündeme geldi. Kanaatimce
burada hiçbir grubun buna karşı bir duruşu yok. Bütün
grupların
Çünkü biraz önce Değerli Grup Başkan Vekilimizin de
ifade ettiği gibi, 19 tane önerge söz konusu. Bunlardan 3 tanesi AK
PARTİ Grubuna aittir, 9 tanesi Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna aittir, 5 tanesi MHP Grubuna aittir.
DTP Grubunun 1, ÖDPnin de, Sayın Urasın da 1 önergesi var, 19 tane
önerge. Bütün bu önergeler, gerek bor gerek kömür gerek altın, petrol,
mermer, taş ocakları, linyit, nikel; ne kadar çok Türkiyede üretilen
maden varsa bunların geneliyle ilgili önergeler var, spesifik önergeler
var. Dolayısıyla madencilik sektörünün mutlaka bir şekilde
Meclisimiz tarafından kurulacak olan araştırma komisyonu
tarafından masaya yatırılıp detaylı bir şekilde
etüt edilmesi, incelenmesi gerektiğine inanıyorum.
Çok fazla da sözü
uzatmak istemiyorum doğrusu çünkü gerçekten zaman çok önemlidir. Ancak
şunu değerli heyetinize sunmak istiyorum ki, Türkiyede birçok bilim
adamı, birçok araştırmacı değişik görüşlere
sahiptir. Kimi Türkiyede maden vardır. diyor kimi Yoktur. diyor kimi
Şu kadar maden vardır. diyor kimi Zengindir, kalitesi yüksektir.
diyor kimi Değildir. diyor. Petrol ve doğal gazla ilgili de
aynı şekilde. Dolayısıyla bunun mutlaka bir
araştırılmaya ihtiyacı vardır, bir yönlendirilmeye
ihtiyacı vardır ki ilgili kamu kuruluşları, devletimiz,
Hükûmetimiz gereken tedbirleri alsın ve bu tedbirler sonucunda ortaya biz
bir resim koyalım. Türkiyede madencilik nerede? Gayrisafi millî
hasıla içindeki yeri nedir? Geçmişte neydi, bugün nedir, yarın
nerelere kadar çıkarabiliriz?
Mesela bor:
Değişik şekillerde zaman zaman basına da intikal ediyor,
diyoruz ki: Şu kadar trilyon dolarlık bor rezervimiz vardır.
Peki, bu bor rezervimizin tamamını kısa bir zaman içinde
ekonominin emrine verebilme imkânında mıyız? Dünyada ne kadar
zamanda
Pazarı nedir? Dolayısıyla bunların
araştırılması lazım.
Kömür:
Yıllarca, hepiniz bilirsiniz 8,3 milyar ton kömürümüz var. dedik. Ancak
bazı bilim adamları ve birçok araştırmacı bunun çok
daha fevkinde bir kömürün olduğunu hep iddia ettiler ama yeterli
araştırma yoktu, yeterli sondaj çalışmaları yoktu.
Belki geçmiş hükûmetlerin bütçesi yeterli değildi, belki
vizyonları yeterli değildi ama AK PARTİyle beraber yapılan
çalışmalar sonucunda mevcut rezerv yüzde 25
arttırıldı; fiilî olarak yapılan sondajlar sonucunda rezerv
yüzde 25 arttı.
Şimdi,
altın çok önemli bir meta ama yer altında duruyor. Biz 300 ton
yılda altın ithal ediyoruz. Peki, altınımız dururken
niçin ithal edelim?
Ha, bu nasıl
araştırılıyor? Efendim, siyanürle mi, başka türlü mü,
siyanürün dışında başka teknikler var mı altın
üretiminde veya bunu en sağlıklı şekilde, ne doğaya ne
çevreye ne insana zarar vermeyecek şekilde nasıl üretebiliriz, bunun
çalışmasının yapılması gerekmez mi?
Dolayısıyla,
değerli milletvekilleri, bu araştırma önergesinin lehinde, daha
doğrusu grup önerimizin lehinde oy kullanılacağını
ümit ediyorum çünkü lehinde oy kullanılması demek,
araştırma önergesinin de, ilgili komisyonun bir an önce
kurulması anlamına gelir.
Sayın Grup
Başkan Vekilimiz de ifade ettiler, saatlerle ilgili de bir düzenleme var.
Meclisin daha fazla çalışmasını, daha fazla kanun
çıkarılmasını hepimiz istiyoruz; milletimiz,
vatandaşımız bunu bizden bekliyor. Dolayısıyla, birer
saatlik bir ilave çalışma zamanının da
tarafınızca uygun görüleceğini ümit ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Demirkıran.
Önerinin
aleyhinde söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun
Sayın Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle şahsım ve grubum adına yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten bir
şekil şartını yerine getiriyoruz ve zamanı
öldürüyoruz. Danışma Kurulu kararı önemli, Meclisimizin, Genel
Kurulun gündeminin belirlenmesi için rutin bir hadise ama işte, iki saate
yakın zamanı da maalesef kaybediyoruz.
Niye böyle
oluyor? Bakınız, ben tekrar ediyorum: Genel Kurulun ve
komisyonların yani Meclisin gündemini belirleme takdiri Sayın
İktidara aittir, Hükûmete aittir, Hükûmet partisinin grubuna aittir.
Ülkenin sorunlarının çözümü noktasında yetki ve sorumluluk
onların olduğu için öncelik belirlemesi hakkı da onlara aittir.
Buna hiç itiraz etmiyoruz. İtiraz ettiğimiz husus, belirlenen
gündemin çok sık değiştirilmesidir. Hem gündem maddelerinin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şandır, zannediyorum teknik bir arıza söz konusu, bir
saniye.
Buyurun
Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Sayın Başkanım, hiç olumsuz bir şey
söylemedik, daha başlamadık.
İtiraz
ettiğimiz husus, hem gündem maddelerinde hükûmetin takdiriyle
belirlenmiş önceliklerin çok sık değişmesi hem de
çalışma saatlerinin çok sık değiştirilmesi.
İnsanın psikolojisini bozuyor, disiplini bozuyor. Bu sebeple, dün
Sayın Elitaşla telefonda -ben aradım- konuştuk Ne
diyorsunuz? diye. Önümüze getirdikleri hem gündem maddesine hem de
çalışma saatlerine hiçbir itirazımız yok, muhalefet yapmak
için kürsüye gelmedim, aleyhte söz almak da yine bir şekil mecburiyetinden
kaynaklandı. Evet, Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışmalıdır, iktidarıyla-muhalefetiyle burada
birlikte çalışmalıyız. Türkiye'nin,
halkımızın sorunlarını hukuka kavuşturup çözümü
noktasında iktidara imkân vermemiz lazım. Bunlara hiç
itirazımız yok. Bana göre bir teamül gelişti, İç Tüzükte
değişiklik yapıp kurala bağlamadık ama bu, saat
14.00-20.00 arası çalışma doğru bir çalışma oldu,
zannediyorum hepimizin ortak şeyi. Ama bunu, ikide bir, eğer
bitinceye kadar diye -bunu yaşadık geçmiş dönemlerde-
Bitinceye kadara dönüştürürseniz varılan mutabakat bozuluyor.
Değerli
milletvekilleri, değerli grup başkan vekili arkadaşlarım;
Meclisin çalışması bir güvene dayalı. Grup başkan
vekilleri arasındaki güven bozulduğu takdirde ondan sonra olması
gereken makul şeyler bile olmuyor. Ümit etmek istiyorum, inanmak
istiyorum, Dördüncü Yasama Yılında bu hafta itibarıyla
başladığımız bu çalışma şekli devam
eder ve gerçekten ülkemizin, halkımızın Meclisten
beklediği, bizlerden beklediği gayreti, çalışmayı
birlikte yaparız, ülkemize hizmet etmiş oluruz.
Şimdi, bugün
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu tarafından gündeme getirilen, Türk
madenciliğinin sorunlarının araştırılması,
tedbirlerin belirlenmesiyle ilgili araştırma önergelerinin
görüşülerek Meclisimizde bir komisyon kurulması önerisini yürekten
destekliyorum. Gerçekten, Türk madenciliği hukuk olarak da
sıkıntıdaydı. 2004 galiba 5177nin tarihi, bu Hükûmet
döneminde yapılan değişiklikler ama bunların
uygulanmasında, bu Kanunun uygulanmasında da birçok sorunlar
çıktığı madenciler tarafından ifade ediliyor.
Özellikle maden tanımına giren alanların belirlenmesinde
zannediyorum birtakım eksiklikler, çelişkiler oluştu ve
diğer sektörlerle çatışma alanları oluştu. Söz
sırası gelince konuşacağız ama taş ocakları
konusunda maalesef, bizim Mersinimizde -ki, Mersini
konuşacağım ben, o konuda önergem var- hiç itiraz
etmediğimiz, Toros Dağlarının taşını ülke
ekonomisine kazandırmak yönündeki gayretleri tasvip edip teşvik
ediyoruz ama onu yapalım derken tarımı öldürüyoruz. Gerek
Tarsusun ovasında gerekse işte, Silifkede, Mersinde, Erdemlide
taş ocaklarının çevresindeki köylerin ürünleri toz altında,
inanınız ki, değer kaybında.
Tabii,
değerli milletvekilleri, sorunların çözümüne veya tanımına
insan merkezli bakarsak, bulacağımız tedbirler kabul
edilebilinir, sürdürülebilinir olacaktır. Tabii ki madencilik önemli ama
onun insana faydasını, o madenin
çıkartıldığı yerdeki insana faydasını
eğer biz meselemizin, bakış açımızın merkezine
koyarsak bulacağımız şekil, çözüm kabul edilebilinir ve
sürdürülebilinir olur. İnsanı koymaz da madenler
değerlendirilsin
Sayın Bakanın sorduğu gibi: Gelin burada
karar verelim, madencilik yapmayalım mı? sorusu çok talihsiz,
yanlış bir soru olmuştur. Böyle bir şeyi düşünmek,
böyle bir şeyi konuşmak, tartışmak buranın işi
değil, buraya yakışmaz. Madencilik olmalı, madencilik
gayrisafi millî hasılamızın katkı olarak yüzde 5ine
çıkartılmalı, şu anda yüzde 1 düzeylerinde. Bunlar bizim,
Allahın bize bahşettiği, bize ait, toplumumuza ait kaynaklar,
madenler, tabii kaynaklar. Dolayısıyla bunları mutlaka en etkin
metotlarla çıkartalım, toplum, ülke yararına kullanalım ama
bunu yaparken o bölgede yaşayan insanı mağdur etmeyelim. Bu
mağduriyet bu Kanunla temin edilememiş. Onun için bunların
araştırılıp tespit edilmesi, tedbirlerinin, çözümlerin
belirlenmesi doğru bir konudur ve bu konu Meclisimizde bir an önce
araştırılmalı, Hükûmete bir çözüm projesi olarak
sunulmalıdır.
Sayın
Elitaşı dinledim, tabii, ağzından bal akıyor. Şimdi
CHP sıralarında oturuyor, kusura bakmayın, yer
değiştirmiş gibi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Grup Başkan Vekiliyle program yapıyoruz
Sayın Başkanım.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Ağzından bal akıyor. Yani bu
çocuklarımızın şu yaşanan, televizyonlara yansıyan
görüntüler
Yanında da insan haklarından sorumlu sayın
başkanımız var. Bu çocuklarımızın sorunu
madencilik sorunundan daha mı az önemli arkadaşlar? Yani temennileri
ifade etmek hakkına zannediyorum en son sahip olması gereken iktidar
partisinin grup başkan vekili olmalı. Yapılması gerekeni
yapmak sorumlusu siz değil misiniz? Her gün aynı şeyi
yaşıyoruz. Sayın Hocam, İnsan Hakları Komisyonu
Başkanı Sayın Hoca, diliyorum ki bundan kişisel
rahatsızlığını duyuyor ama tedbirini geliştirmek
sizin sorumluluğunuz değil mi? Bunu muhalefet partisinin birinin bir
araştırma önergesiyle buraya getirmiş olması, bunun
ötelenmesi, ertelenmesi gibi bir hak getirmez.
Değerli
arkadaşlar, yakışmıyor Türkiyeye. Siz Diyarbakıra
gitmişsinizdir, aranızda çok değerli Diyarbakır
milletvekilleri var Sokakta yatan ben gittiğimde bana ifade ettiklerini
söylüyorum- 50 bin ile 100 binin arasında çocuk var. deniliyor. Şu
sebep, bu sebep
Köylerinden söküp getirmişsiniz. Bir
sığınma olarak büyük şehirlere
sığınmış, yatacak yeri yok, karnını
doyuramıyor. Siz bu çocukların bu sorununu çözmeden bu
çocukların bölücü terör örgütünün malzemesi olmasını nasıl
engelleyeceksiniz? İkisini birlikte düşünerek. Hem bu
çocukların, bizim çocuklarımızın, bu
çocuklarımızın bölücü terörün eyleminde kullanılmasını
kınayarak, tedbir geliştirerek hem de bu çocukların, işte,
bu malzeme olmasına sebep olan konuların da izale edilmesi, maalesef
Sayın Elitaş, sizin sorumluluğunuzda ama Meclis olarak bizim
bunu konuşmaya öncelik vermek gibi de bir sorumluluğumuz var.
Madenciliği konuşalım ama öncelikle insanı
konuşalım. İnsanın içerisinde de en savunmasız, bizim
en değerli varlığımız olan
çocuklarımızın sorunlarını konuşalım.
Onun için, bugün
bu önergenin reddedilmesi benim yüreğimi yaraladı, her anlamda. Bu çocuklarımızı
etnik bölücü terör örgütünden de kurtarmak lazım, etnik bölücü terör
örgütüne malzeme olmasına, yem olmasına sebep olan şartlardan da
kurtarmamız lazım. Bunun sorumluluğu bu Meclisindir, tabii
öncelikle de siyasi iktidarındır. Onun için, temennileri değil,
yapılması gerekenleri burada ifade etmek gibi bir sorumluluğunuz
var Sayın Elitaş, bunu hatırlatıyorum.
Bir başka
şey daha söylüyorum: Ülkemiz felaketler yaşıyor. Biraz önce
Borçkayı konuştuk, fırsat olsaydı İstanbulu
konuşacaktık. Yani her kış, her baharda biz bu
manzaraları yaşamak mecburiyetinde miyiz? İstanbulda
yaşanan sel felaketini konuşmamız gerekmiyor mu? Israr ediyoruz,
zamanı geçmeden, acıların sıcaklığı
geçmeden, henüz daha olay toplumsal bir meseleyken İstanbulda
yaşanan sel felaketinin veya İstanbul ve Trakyada yaşanan sel
felaketinin sebepleri ve sonuçlarını birlikte değerlendirip
alınması gereken tedbirler konusunda
Şöyle veya böyle on
beş yıldır İstanbulu bu iktidar yönetiyor, yedi
yıldır da Türkiyeyi yönetiyor. Eksik var, yanlış var, bir
yerlerde yanlış var. Bu felaket yaşanıyorsa, Allaha havale
etmek hakkına sahip değiliz. Bunu da konuşmamız lazım.
Bu Meclisi sanal gündem maddeleriyle meşgul etmeden, öncelik
sıralamasını insan merkezli yaparak, insanımızın
sorununu konuşmaya öncelik vererek
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şandır, sözlerinizi tamamlayabilmeniz için bir dakika ek
süre veriyorum.
Buyurun.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
gündem
belirlemeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman var olduğumuzu,
hatta uzlaşarak bunu belirlemeye hazır olduğumuzu her
defasında söylüyoruz. Meclisin çalışmasına da sonuna kadar
destek vereceğimizi söylüyoruz ama psikolojimizi de bozmayın. Bir gün
saat sekize kadar, bir gün saat on bire kadar, bir gün de sabaha kadar
çalışmayı yani doğru bulmuyoruz, doğru değil.
Çalışacaksak çalışalım ama buna bir kural getirelim, o
kuralı da birlikte getirelim, birlikte sonuna kadar uyalım.
Bunlara
uyulması, bunların dikkate alınması dileğiyle,
Dördüncü Yasama Yılımızın bir uzlaşma ortamında,
ülkenin ve toplumun sorunlarına çözüm üretecek bir gayret içerisinde
geçmesini yeniden temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Şandır yedi veya sekiz kere
ismimden bahsederek benim sataştığımı
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Söz verirseniz, ben de tekrar söz alırım
efendim. İsmimden bahsetti.
BAŞKAN
Sayın Şandır, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İzin verirseniz yeni bir sataşmaya mahal
vermeden
BAŞKAN
Bizim kararımız ortada.
Henüz değil
Sayın
Elitaş, ben konuşmayı dikkatle izledim. Sayın Şandırın
konuşmasının karşılıklı diyalog ve tenkit
sınırları içerisinde olduğunu gördüm. Sataşmanın
olmadığını tespit ettim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ağzımdan bal
damladığını söyledi; doğrudur. Teşekkür ediyorum
ama benim balım halis baldır
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş, sözleriniz zaten tutanaklara
geçti.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri)
samimi baldır, duygularımla ifade
ettiğim baldır. Eğer Sayın Şandırın samimi
balı varsa o önergeye evet diye elini kaldırırdı.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Elitaş.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Evet diyeceğim zaten.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır öbür önerge. Geçti o önerge.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Ben yoktum burada.
BAŞKAN
Önerinin aleyhinde söz isteyen Tayfun İçli, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun
Sayın İçli. (DSP sıralarından alkışlar)
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP Grubunun
önerisi biraz evvel okundu, aleyhinde görüşlerimi belirtmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, AKP grup önerisinde madencilik sektörünün
sorunları ve yer altı kaynaklarımızla ilgili Meclis
araştırması önergesinin bugün görüşülmesi isteniyor.
Benden önceki
değerli konuşmacıların ifade ettiği gibi, madencilik
sektörünün sorunları gerçekten çok çok önemli. Bunu inkâr etmiyorum,
hiçbir milletvekili de inkâr edemez ancak değerli arkadaşlarım,
televizyonları izlediğimizde, gazeteleri okuduğumuzda, siyasi
partilerimizin çok saygıdeğer genel başkanlarını
dinlediğimizde, sokakta dolaşıp vatandaşa kulak
verdiğimizde Türkiyenin sorunlarının bambaşka
olduğunu, Türkiyenin gündeminin bambaşka olduğunu çok net
olarak görüyoruz. Halkımız bezgin, halkımız
yılgın, halkımız çaresiz, halkımız bilgisiz -yani
bilgisiz derken, halkımız bu gelişmelerden dolayı bilgilendirilmiyor-
ama biz neyi konuşuyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisinde; madencilik
sorunlarının araştırılmasıyla ilgili Meclis
araştırma önergesini.
Biraz evvel DTP
grup önerisinde de çocuklarımıza emniyet güçleri tarafından
yapılan haksız muamelelerin araştırılması konusu
gündemdeydi ve AKPli milletvekili arkadaşların oylarıyla
reddedildi. Bu da bence çok çok önemli bir sorun aslında, etnik temelde
incelememek kaydıyla, çocuklarımızın bir insan
olduğunu kabul etmek kaydıyla, kadın-erkek eşitliği,
ayrımcılık yapmamak kaydıyla, hatta çocuklarımıza
uygulanan şiddeti bırakın, insanlarımıza,
sanatçılarımıza yapılan şiddeti de içine almak
suretiyle araştırılmasının gerekli olduğuna
inanıyorum. Bunlar önemli konular.
Ama değerli
arkadaşlarım, bakıyoruz şimdi, Türkiyede iç politikada ve
dış politikada çok çok önemli konular konuşuluyor.
Açılımlardan bahsediliyor, saçılımlardan bahsediliyor;
adı önce Kürt Açılımı deniyor, sonra Demokratik
Açılım deniyor. Aylarca televizyonda siyasi partilerin temsilcileri konuşuyor,
halk birbirine neredeyse öfkeyle bakacak noktaya geliyor ama bu konu Türkiye
Büyük Millet Meclisinde konuşulmuyor, kapalı kapılar
ardında konuşuluyor. Konuşulmuyor, mektuplarla, kapalı
mektuplarla konuşulmaya çalışılıyor.
Öbür tarafta, bakıyorsunuz
bir Ermeni açılımı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygıdeğer milletvekilleri o protokolde öncesinde ve perde gerisinde
neler konuşuldu bilmiyor. Paraflar atılıyor, imzalar üç saat
gecikiyor. 2 Sayın Bakanın, Ermenistan Dışişleri
Bakanıyla bizim Dışişleri Bakanımızın
arkasında 4 tane devletin dışişleri bakanları ayakta
duruyor, protokol imzalanıyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisi ülkeyle
ilgili nelerin konuşulduğu konusunu bilmiyor.
Başka
Gazetelere bakıyorsunuz, televizyonlara bakıyorsunuz, yargı
reformu konuşuluyor. Silivri Cezaevinde sürdürülen davanın
savcıları, yargıçları, o soruşturmayla ilgili emniyet
kuvvetleri, istihbarat birimleri önlerindeki davayla ilgili konuda yemek
yiyorlar, bir kutlama yapıyorlar
-adına kutlama dersiniz, iftar yemeği dersiniz- ama bu,
yargı reformu çerçevesinde Türkiyede konuşulmuyor. Ama partilerin
kongrelerinde genel başkanlar, genel başkan
yardımcıları, başbakan yardımcıları Türkçe
dışında -bence de haklılar, konuşabilirler,
eleştirmiyorum ama- bu tür konuları konuşuyorlar,
tabanlarına mesaj vermeye çalışıyorlar.
Ee peki,
işsizlik
İnsanlar organlarını satıyor, burada
konuşulmuyor.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) İntihar ediyor.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - İş adamları intihar ediyor,
konuşulmuyor. TÜSİAD kapalı oturumunda, korktuklarını
söylüyor Türkiye'nin 100 büyük iş adamı. İktidar
baskısından, medya baskısından, vergilerden, demokrasiden,
demokrasinin yokluğundan
Ee, burada konuşulmuyor! Herkes karnından
konuşuyor. Başka? Başka, çok sorun var değerli arkadaşlarım.
Tarım
Tarım bitmiş. Esnaf bitmiş. Sanayici bitmiş. Tüccar
bitmiş. Öğrencilerimiz bitmiş. Emekliler bitmiş ama burada
konuşulmuyor.
Değerli
arkadaşlarım, şu gündemde üç yüz yetmiş dört adet Meclis
araştırması ve genel görüşme istemi var. Bakın, birkaçının
başlığını okuyayım. 1inci sırada ne var
arkadaşlar? Genel görüşme: İşsizlik sorunu ve
İşsizlik Sigortası Fonunun daha etkin biçimde
kullanılması. Sayın Algan Hacaloğlu ve
arkadaşlarının verdiği bir Meclis
araştırması. Hızla geçiyorum. Yine işsizlik...
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve
arkadaşlarının yine işsizlikle ilgili
Devam ediyorum,
yolsuzluklar konusunda Meclis araştırması. Sosyal güvenlik
sistemi
Emeklilerimiz, çalışanlarımız, ilaç, doktor
meselesinden bitap düştü, maaşlarından çatır çatır
kesiliyor ama bunlar konuşulmuyor. Tarım
Güneydoğu ve Doğu
Anadoludaki tarım ve hayvancılık. Meclis
araştırması
Bunlar konuşulmuyor. Ee peki, arkadaş biz
neyi konuşuyoruz? Sanki, bu Meclis, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Türkiye'nin Meclisi değil, bir eli balda, bir eli yağda, kişi
başına düşen millî geliri 30 bin dolarlık, 40 bin
dolarlık bir ülkenin Parlamentosu! Öyle miyiz arkadaşlar? Sokağa
çıktığınız zaman, vatandaşların gözüne
baktığınız zaman öyle mi diyorlar size? Ankarada,
Eskişehirde, Türkiye'nin birçok yerinde
Geçen, Eskişehirde,
arkadaşlarla, yerel yöneticilerle, milletvekili arkadaşlarla
konuştuk. Bugün, o toplantıdaki metnin mutabakatı için
göndermişler. Otuz konuyu konuşmuşuz sadece Eskişehirle
ilgili. Eskişehirde dükkânlar boş, daireler satılık, en
önemli caddesinde, yer bulamayacağınız yerlerde kiralık,
satılık daireler. Ankaranın Kızılayında, bir
sokakta şöyle bir kafanızı kaldırıp baktığınız
zaman insanların hangi hâlde olduğunu görüyorsunuz ama kendi
gruplarımızla, kendi parti kongrelerimizle ve özellikle kendi
oluşturduğumuz kendi medyamızın önünde çok güzel
Türkçemizle ahkâm kesiyoruz. Beyler, Türkiye'nin gerçek gündemi bu.
Değerli arkadaşlarım, bunları konuşmamız lazım.
Üç yüz
yetmiş dört Meclis araştırması. Meclis araştırmasında,
sayın milletvekilleri, ne diyor? Aynı, biraz evvel AKP Grubunun
getirdiği gibi, madencilik sorunlarında ne var, onu çözelim. Peki,
işsizlik? Bu ülkede yoksulluk yok mu, yolsuzluk yok mu? Deniz Feneri soruşturması
bir ay oldu bir şey yok ama bakıyorsunuz, Silivri
savcılarıyla yargıçları tekne turu yapıyorlar
değerli arkadaşlar, devletin parasıyla. Aslında bunun da
araştırılması lazım. O yemeğin parasını
kim veriyor? İçişleri Bakanlığı mı veriyor,
İstanbul Emniyeti mi veriyor, İstanbul Emniyetine bağlı
İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi mi veriyor? Kendi ceplerinden
mi veriyor, devletin bütçesinden mi veriyor? O emniyetçiler niye sanık
avukatlarına bir yemek vermiyorlar, iftar yemeğini? O
arkadaşlar, sanık avukatları Müslüman değil mi? Bu ülke de
Müslüman değil mi? İddia makamıyla
uğraşıyorsunuz, yargıçlarla uğraşıyorsunuz,
sonra Bağımsız yargı diyorsunuz. Bu yapılan
Türkiyedeki kepazeliklere de Avrupa Birliği ilerleme raporu
taslağında alkış
Neymiş? Darbelerle çok iyi
gidiyormuşuz. Avrupa Birliğinin raportörleri Türkiye ile halkla dalga
geçiyor ve biz burada sessiziz. Hukuka aykırılıklar
Belki de
doğrudur, bunlar araştırılacak. Bir araştırma
komisyonu kurulacak, o savcılar, o yargıçlar eğer görevini
kötüye kullanıyorlarsa neden soruşturma yapılmadığını,
Adalet Bakanlarının neden soruşturma iznini vermediğini
Türkiye Büyük Millet Meclisi burada davanın içine girmeden
Hukuk devleti,
demokrasi
Demokrasi böyle gerçekleşir. Demokrasi parlamentoda
gerçekleşir önce. Ama, Parlamentoda gerçekleştirmediğiniz
demokrasiyi ağzınıza sakız yapmak suretiyle her yerde
demokrasi, özgürlük, demokrasi, özgürlük diye konuşmakla bir yere
varamazsınız. Bu insanlara haksızlık edersiniz; bu ülkede
yaşayan insanlara ve gelecekteki çocuklarımıza
haksızlık edersiniz. Bunlar hep tarihe not düşülüyor. Bugün,
kendi grubumuzu belki, kendi sempatizanlarımızı tatmin etmek
için bir şeyler söyleyebiliriz ama gelecek hepimizin yakasına
yapışacak, görmezden geldiğimiz için.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın İçli, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkan.
Aslında
söylenecek çok şey var. Turizm
İşte, yazın turizm. Bugün
bir gazetede okudum, gelen kişi sayısı artmış,
bıraktıkları para sayısı azalmış, her
şey dâhil... Eğer turizm bölgelerine gittiğiniz zaman turizm
yatırımcılarının ne kadar içler acısı
durumda olduğunu görürsünüz. Esnafa gittiğiniz zaman esnafı
duyarsınız. Zaten çiftçiyi, köylüyü unuttuk. Köylüye gitmek,
işte, sadece Diyarbakıra, Muşa gitmek değil,
Anadoludaki, Yozgata, Niğdeye, Eskişehirin köylerine
gittiğiniz zaman da orada görüyorsunuz çiftçinin hâlini. Her yerde, bu
ülkenin her yerinde çiftçi bitap düşmüş, korkuyor, seslerini
yükseltemiyorlar.
İşte
böyle bir ortamda değerli arkadaşlarım, demokrasiden
bahsediyoruz ve böyle bir ortamda gündem tayin edip Türkiye Büyük Millet
Meclisi olarak bu gündemi değerlendiriyoruz. Onun için, aslında evet,
madencilik sektörünün sorunları önemlidir ama bunları öncelikle ele
almamız gerekir diyorum ve hepinize sabrınız için teşekkür
ediyorum. Sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın İçli.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, oylamaya geçilmeden önce bir yoklama talebi
vardır.
Sayın
Anadol, Sayın Öztürk, Sayın Korkmaz, Sayın Barış,
Sayın Keleş, Sayın Ünsal, Sayın Koçal, Sayın
Aydoğan, Sayın Ertemür, Sayın Ağaoğlu, Sayın
Özkan, Sayın Yıldız, Sayın Küçük, Sayın Arat,
Sayın İnce, Sayın Mengü, Sayın Kaptan, Sayın
İçli, Sayın Meral ve Sayın Koç.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.-
Genel Kurulun, 13 Ekim 2009 Salı günkü birleşiminde, 10/67, 10/75,
10/82, 10/122, 10/141, 10/180, 10/193, 10/208, 10/216, 10/229, 10/304, 10/309,
10/320, 10/324, 10/336, 10/337, 10/342, 10/374, 10/377, 10/388 ve 10/404 esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin
birleştirilerek görüşülmesine ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN AK
PARTİ Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler (Devam)
2.-
Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, Yükseköğretim Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
(2/280) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/148)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/280 esas
numaralı Yüksek Öğretim
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifim havale edildiği Plan ve Bütçe Komisyonunda 45 gün içerisinde
görüşülmediğinden İçtüzüğün 37 nci maddesine göre
doğrudan Genel Kurul gündemine alınması hususunda gereğini
arz ederim. 14.04.2009
Hasan
Erçelebi
Denizli
BAŞKAN
Önerge sahibi olarak söz isteyen
Ayşe Jale Ağırbaş, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ağırbaş. (DSP sıralarından
alkışlar)
AYŞE JALE
AĞIRBAŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; özürlülere üniversitelerde kontenjan ayrılmasına
ilişkin kanun teklifimin Meclis İç Tüzüğünün 37nci maddesi
gereğince gündeme alınmasına ilişkin söz almış
bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce yüce heyetinizi
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına saygıyla
selamlıyorum.
Ülkemizde 9
milyon özürlü vatandaşımız bulunmaktadır ve biz onlara
karşı sorumluluğumuzu tam anlamıyla yerine getirmemekteyiz.
Toplumda özürlülere karşı bir duyarlılık olmakla beraber
genel itibarıyla özürlülerin sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda, bir
başka ifadeyle toplumsal yaşamda diğer bireylerle eşit
koşullarda yer almasını sağlayacak düzenlemeler tam olarak
yapılmamıştır. Yıllar itibarıyla özürlülerin
durumunun iyileştirilmesi ve toplumsal yaşama entegre edilmesine
ilişkin adımlar atılmış olsa da bunların yeterli
olduğunu söylemek çok da doğru bir ifade olmayacaktır.
İş yerlerinde engelliler için uygun çalışma ortamı,
fiziksel çevrede uyarlamalar, kamusal alanlarda fiziksel düzenlemeler hâlâ
eksiktir. Bu nedenle özürlü vatandaşlarımızın durumu
ülkemizin kanayan yaralarından biri olmaya devam etmektedir.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizdeki her 8 kişiden 1i özürlüdür ve toplumumuzun
özürlü kesimi ve aileleri içinde bulundukları eşitsizlik
ortamından rahatsız durumdadırlar. Özürlüler toplumsal
aktivitelerin dışında kalmış olmaktan, istihdam olanağı
bulamamaktan, uygun yaşam standartlarına kavuşamamaktan
şikâyetçidirler. Seslerini yetkililere duyurma hususunda çaresiz kalmakta,
kendilerine uzanacak yardım eline, kendilerini işitecek kulaklara
ihtiyaçları bulunmaktadır.
Özürlülerin
istekleri bellidir: Sağlık, bakım ve rehabilitasyon
hizmetlerinden yararlanma, eğitim görme, meslek ve iş edinme, sosyal,
kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikler ile siyasal yaşama katılmak
istemektedirler. Temel gereksinmeleri açısından bir
farklılık bulunmamasına karşın özel bir gereksinim
grubu oluşturan özürlü bireyler, bu hizmetlere ulaşabilirlik
açısından diğer bireylere nazaran eşit olmayan bir konuma
sahiptirler. Bu durum da belirginleşen bir ayrımcılığı
ortaya çıkarmaktadır.
Özürlülerin
yaşamını kolaylaştırmak, ekonomik ve sosyal
haklarını elde etmesini sağlamak için gerekli tedbirlerin ve
bilincin oluşmasını temin etmek üzere birtakım köklü
değişikliklere ihtiyaç vardır. Özürlülere aylık
bağlanması, ailelerine çeşitli adlar adı altında
yardımlar yapılması, ulaştırılması elbette
ki önemlidir ancak bu türden sosyal politikalar tek başına
özürlülerin yaşama entegre edilmesini sağlayamaz, onları
yaşamın içine çekemez.
Özürlülere
yönelik politikalar, eşitsizlikleri giderici olmalıdır.
Özürlüler aleyhinde olan şartların gerekirse pozitif
ayrımcılık uygulamak suretiyle aşılması
sağlanmalıdır. Özürlülerin eve kapanması,
umutlarının tükenmesi ya da farkında olmadan bizim onları
yaşamın dışına itmemiz toplumsal bir sorundur. Bu
sorunun çözülmesi için herkesin elini taşın altına
yerleştirmesi gerekmektedir. Özürlüleri görmezden gelmek,
ihtiyaçlarına duyarsız kalmak, toplumumuzun ilgi bekleyen kesiminin
mutsuz olmasına, hayattan kopmasına neden olur ki bir
vatandaşımızın üzülmesi, umutlarını yarına
taşıyamaması hepimizi derinden etkilemelidir; etkilemiyorsa
orada durup düşünmemiz gerekiyor.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; atacağımız her
adımda, gerçekleştireceğimiz her politikada özürlüleri hesaba
katmak, onlara hayatlarının yaşanmaz
kılınmadığını, ülkemizin kaynaklarından tüm
vatandaşların istifade edeceği ölçüde yararlanabileceğini
göstermek zorundayız. Bu anlamda bizim elimizde
kullanacağımız bir yetki var. Bu yetkiyi, geç olmadan, şu
anda elimizde fırsat varken kullanmalıyız. Eminim içinizde
herhangi birinin evladı, yakını özürlü olsaydı,
üniversiteye girmek, iş sahibi olmak, hedefini gerçekleştirmek için
sizler de bu yönde yardımlarınızı esirgemezdiniz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ağırbaş, lütfen tamamlayınız.
AYŞE JALE
AĞIRBAŞ (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bir toplumda
eğitim seviyesi ne kadar yükselirse o toplum o derece kalkınır
ve gelişir. Toplumun bir kesimi yaşanan gelişmeden
payını alamıyorsa, içinde bulunduğu şartlar bunu
engelliyorsa bunun giderilmesi devletin, dolayısıyla devleti idare
eden hükûmetin görevidir. Devlet herkese eşit yaşam
koşulları sağlamakla yükümlüdür. Bir kesim bundan
yararlanamıyorsa kanuni düzenlemeler derhâl yapılmalıdır,
herkesin fırsatlardan yararlanabildiği ortama dönüştürülmelidir.
Özürlülerin
üniversite eğitiminden azami ölçüde yararlanmasının önünü
açacağına inandığım kanun teklifinin Meclis gündemine
alınması ülkemizin, toplumumuzun yararına olup aynı zamanda
siyasi sorumluluğumuzun da bir gereğidir.
Bu duygu ve
düşüncelerle, parti ayrımı gözetmeden bu kanun teklifinin
gündeme alınmasına evet oyu vereceğinize gönülden
inanıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP, CHP ve
DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ağırbaş.
Önerge üzerinde
bir milletvekili adına Hasan Erçelebi, Denizli Milletvekili.
HASAN
ERÇELEBİ (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Jale Ağırbaşın engelli
yurttaşlarımızın eğitimiyle ilgili vermiş
olduğu kanun teklifi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce geçen hafta çarşamba günü seçim bölgem olan
Denizlide namuslu bir iş adamı olan Osman Nuri Sözkesenin intihar
olayından sonra bütün iş âlemine, ailesine
başsağlığı diliyorum ve Hükûmetimize de diyorum ki,
lütfen Türkiyedeki ekonomik krize odaklanın, yoğunlaşın.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Ağırbaşın kanun teklifiyle
engelli yurttaşlarımızın yükseköğretimdeki
kontenjanlarının artırılması söz konusudur.
Öncelikle devlet
olarak şunu bir düzeltmemiz lazım: Şu ana kadar bütün literatürde
bir özürlü sözcüğü vardır, bu yanlıştır. Lütfen bunu
hem kanunlarda hem de engelli yurttaşlarımızla ilgili bütün
birimlerde kaldıralım. Bunun için
herhâlde bir yasal düzenleme yapmaya gerek yoktur. Bunun adı
engelli yurttaşlarımızdır.
Her toplumda
nüfusun yüzde 11 ile 13ü engellidir. Bizim ülkemizde bu oran yüzde 13
civarındadır ve yaklaşık 9 milyon
yurttaşımız engellidir. Bunları aileleriyle
düşündüğümüz zaman 15-20 milyonluk bir kitle söz konusudur. O yüzden
engelli yurttaşlarımızın sorunlarını parça parça
çözmek yerine, biz Demokratik Sol Parti olarak bir engelliler
bakanlığı kurulmasını istiyoruz.
Bu kanun
teklifiyle, değişik şekilde engelli olan
yurttaşlarımıza, eğer bunlar vücutlarının yüzde
40ını kullanamaz hâle gelmişse o zaman bunlara bir pozitif
ayrımcılık verilsin istiyoruz. Eğer böyle olursa, bu
yurttaşlarımızı eğiterek topluma
kazandırmış oluruz. Oysa günümüzde bu
yurttaşlarımızın çoğu, insanlarımızın,
devletimizin bir anlamda acıma duygularına terk edilmiştir. Oysa
bu kanun teklifiyle bu yurttaşlarımızı acıma
duygularından çıkarıp, eğiterek, topluma kazandırma,
devletine, milletine ve kendisine yararlı olma olanağı
sağlanacaktır. O yüzden, bu yasa teklifinin hiç düşünülmeden
Genel Kurulumuza getirilip yasalaştırılması gerekir diye
düşünüyorum.
Söz
yükseköğretimden açılmışken, son zamanlarda YÖKte ve
ÖSYMde bir şeyler oluyor. Akıl alacak gibi değil. Polis Meslek
Yüksekokulu sınav soruları birilerine veriliyor ve sınav iptal
oluyor. Şimdi 1 Kasımda yenisi yapılacak. Sadece sınavın
iptal edilmesi yetmez, sorumluların mutlaka bulunması ve
cezalandırılması gerekiyor. ÖSYM, kıt olan devlet
kaynaklarını yurttaşlarımıza hakkaniyete uygun olarak
dağıtsın diye kuruldu, yoksa birilerine soruları önceden
versin de sonra sınav yapsın diye kurulmadı. 70 milyon Türk
vatandaşının ÖSYMde ve YÖKte hakkı vardır. Eğer
ÖSYM doğru dürüst sınav yapamayacaksa o zaman bu işi
bıraksın, daha düzgün bir mekanizma kurulur.
Bunun
yanında, yine geçen sene bu sıralar çıkarmış
olduğumuz son Af Kanununda, 15 ve 16ncı maddelerde Türk
Silahlı Kuvvetlerinden ve Polis Akademisinden kaydı silinenler
eş değer bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilir. diye
bir kanun çıkardık buradan.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erçelebi, lütfen tamamlayınız.
HASAN
ERÇELEBİ (Devamla) Bu ilk defa gerçekleşiyor. Şu ana kadar
çıkarılan bütün af kanunlarında kim, nerede kaydı
silinmişse oraya döndü.
Şimdi, YÖK
bunu gerçekten çok enteresan uyguladı. Bu insanları aldı götürdü
Boğaziçi Üniversitesine kaydetti. Bu, Boğaziçi Üniversitesini
cezalandırma mıdır? Bu, kovulanları ödüllendirme midir,
yoksa başka bir şey midir?
İlginç bir
durum var: Bir tarafta, Polis Akademisinden kaydı silinenler
Boğaziçine kaydoluyor. Öbür
tarafta, Polis Meslek Yüksek Okulu sınavları iptal ediliyor.
Acaba bunlar bir rastlantı mıdır, yoksa bir planın sonucu
mudur diye merak ediyorum. Bunların da ortaya çıkarılması
gerekir diyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN
ERÇELEBİ (Devamla) - Bu kanunun, bu kanun teklifinin yüce heyetiniz
tarafından kabul göreceğini umut ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Erçelebi.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Kabul edilse iyi olurdu.
BAŞKAN
Gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
IX.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçının, SHÇEK yurtlarında
yaşanan bazı olaylara ilişkin Devlet Bakanı Selma Aliye
Kavaftan sözlü soru önergesi (6/536) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
2.-
Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, TRT programlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/618)
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
3.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, TRTnin
teşkilat yapısı ve yayınlarıyla ilgili iddiasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/633) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
4.-
Mersin Milletvekili İsa Gökün, TRTdeki personel alımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/660) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
5.-
Mersin Milletvekili İsa Gökün, Sınırlar Arasında
Programının sonlandırılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/780) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
6.-
Niğde Milletvekili Mümin İnanın, Sınırlar
Arasında programının yayından
kaldırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/781) ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
7.-
Niğde Milletvekili Mümin İnanın, bazı televizyon
programlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/823) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
8.-
Niğde Milletvekili Mümin İnanın, yerel gazetelerde ilan
yayımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/825) ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
9.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKün radyo ve televizyon
yayın izni verdiği bir kuruluşa ilişkin sözlü soru önergesi
(6/923) ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı
10.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir derneğin
reklamlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/970) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
11.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir siyasi parti ilçe
kongresinin TRTde yayınlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/981) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
12.-
Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, TRT Antalya radyosunun
kapatılacağı iddiasına ve TRTnin arazilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1007) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
13.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, TRTde Türk Dünyasına
yönelik dil programları yapılmasına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1022) ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
14.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜK Başkanına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1046) ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
15.-
Karaman Milletvekili Hasan Çalışın, TV dizilerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1049) (Cevaplanmadı)
16.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, soruşturma açılan
bir dernekle ilgili televizyon yayınına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1078) (Cevaplanmadı)
17.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTdeki bazı personel
hareketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1136) (Cevaplanmadı)
18.-
İstanbul Milletvekili Ufuk Urasın, bir caminin restorasyonuna
ilişkin Devlet Bakanından (Bülent Arınç) sözlü soru önergesi
(6/1247) (Cevaplanmadı)
19.-
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, RTÜK Başkanının
gayrimenkullerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1297)
(Cevaplanmadı)
20.-
Karaman Milletvekili Hasan Çalışın, TRTnin iki yeni radyo
kanalı kurma çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1345) (Cevaplanmadı)
21.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRT yönetimine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1387) (Cevaplanmadı)
22.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTnin bazı
yayınlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1430)
(Cevaplanmadı)
23.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTnin bir ajanstan hizmet
alımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1448) (Cevaplanmadı)
24.-
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRT
çalışanlarına baskı yapıldığı
iddialarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1508) (Cevaplanmadı)
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, gündemin Sözlü
Sorular kısmının 1, 5, 7, 11, 34, 35, 45, 47, 104, 128, 137,
153, 162, 179, 181, 204, 248, 330, 376, 417, 454, 492, 509, 566ncı
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir.
Şimdi bu
soruları sırasıyla okutuyorum:
Süremiz bir saat.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
11.03.2008
Rıdvan
Yalçın
Ordu
Çeşitli
yurtlarımızda küçük yaşta çocukların tecavüze
uğradıklarını basından üzüntüyle takip etmekteyiz.
a-) Neden Devlet
kendi koruması altındaki çocukların iffetini koruyamıyor?
b-)
Bakanlığınız boyunca bakanlığınıza
bağlı yetiştirme yurtlarında kaç çocuğumuz tecavüz ya
da tacize ve farklı suçlara maruz kalmıştır?
c-) Bu çocuklara
özen gösterilmesi için başlarına gelen olayın basına
yansıması mı gerekmektedir?
d-) Yurtlarda
yaşanan tecavüz taciz ve benzeri olayların kurumlar zarar görmesin
diye örtbas edildiği doğru mudur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen soruların TRTden sorumlu Devlet Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini
saygılarımla arz ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Son günlerde
iktidar partisine yakın gazeteci ve televizyoncuların, TRTde
yaptığı programların arttığı yönündeki
haberler bazı yayın organlarında dile getirilmiştir. Bu
konuyla ilgili olarak;
1. Basın
özetleri verilirken gazeteler hangi ölçütlere göre sıralanmaktadır?
Bu sıralama daha önce nasıl yapılıyordu, şimdi
nasıl yapılmaktadır?
2. TRTde
yayınlanan programlarda, yakını halen milletvekili olan kaç
kişi görev almaktadır? Bu kişiler kimlerdir?
3. Daha önce
başka TV ve gazetelerde çalışıp da şimdi TRTde
çalışanlar kimlerdir?
4. TRTde
yayınlanan programlarda program başına ne kadar para
ödenmektedir? En pahalı yayına sahip ilk 5 program kimlere aittir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
yer alan sorularımın Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu TRTden
sorumlu Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
İsa
Gök
Mersin
Bir kamu hizmeti
yayıncısı olan TRT yayınlarında son dönemlerde sürekli
olarak siyasi görüşleri AKP ile örtüşen gazeteci ve televizyonculara
yer verildiği, muhafazakar basın organlarında çalışan
isimlere program yaptırıldığı, türbanlı ya da
peruklu hanımların konuk edildiği, keza basın özetlerinde
AKP çizgisindeki gazetelerin açıkça öne
çıkarıldığı gözlenmektedir. Diğer taraftan TRT
kanununda değişiklik öngören kanun tasarısı gerek kurum
çalışanlarında gerekse halkta ciddi kaygılar
yaratmaktadır.
1- TRT
yayınlarında belirgin biçimde ortaya çıkan bu yanlılık
TRTnin özerkliği ve tarafsızlığı prensibine uygun
mudur? Bakanlığınız tarafından TRT
yayınlarına müdahale edilmekte midir? TRT neden tarafsız
yayın yapamamaktadır? Bu hususta bir tedbir alınacak
mıdır?
2 -
Bakanlığınızca, TRTnin teşkilat yapısında
ve kadrosunda önemli değişiklikler öngören kanun tasarısı
hakkında kamuoyu resmi olarak bilgilendirilecek midir? Bu tasarı
hazırlanırken hangi kurum ve kuruluşların görüşü
alınmıştır? Olumsuz görüşler nelerdir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
yer alan sorularımın Türkiye Radyo Televizyon Kurumu-TRTden sorumlu Devlet
Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim.
İsa
Gök
Mersin
TRTnin bazı
birimlerinin kapatılmasını, hizmetine ihtiyaç
kalmadığına karar verilecek personelin diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına nakledilmesini öngören yasa tasarısı
görüşülmekte iken bu dönem içerisinde, TRTye birçok yeni personel
alındığı ve üstelik bu kişilerin eğitim ve
uzmanlık itibarıyla görevlendirildikleri konularla ilgisinin
bulunmadığı ancak AKP ile siyasi görüşleri örtüşen
kişiler olduklarına ilişkin duyumlar alınmaktadır.
Soru 1 TRT
Genel Müdürü İbrahim Şahinin atanma tarihi olan 21.11.2007
tarihinden bu güne kadarki zaman diliminde TRTye yeni personel
alınmış mıdır? Kaç kişi
alınmıştır? Kaç kişi anılan tasarının
hazırlandığı tarih olan 21.01.2008 tarihinden sonra
işe başlamıştır?
Soru 2 AKP
hükümetinin iktidarda olduğu 58, 59 ve 60. hükümet dönemlerinde TRTye
toplam kaç yeni personel alınmıştır?
Soru 3 Yeni
personelin alındığı birimler hangileridir? Bu
kişilerin eğitimleri nedir?
Soru 4 Bakanlığınız
söylemleri ile icraatları arasındaki çelişkinin sebebi nedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
yer alan sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
İsa
Gök
Mersin
Gazeteci Banu Avar
tarafından hazırlanan Sınırlar Arasında
programının, 15 Mayıs 2008 tarihinden itibaren yayından
kaldırıldığını ve gerekçe olarak da yayın
planında değişikliğe gidilmesinin gösterildiğini
öğrenmiş bulunmaktayız.
1 Program daha
önce de defalarca sansür edilmiş olup, 2007 Aralık ayında
Sayın Avar, TRT Genel Müdürüne istifasını sunduğu halde
neden kabul edilmemiş, 1 yıllık bir sözleşme daha neden
yapılmış, bundan beş ay sonra da program TRT 1den TRT 2ye
neden aktarılmıştır? Programla ilgili bu kadar
çelişkili karar süreci tarafınızdan ne şekilde
açıklanmaktadır?
2 Ülke
çıkarlarını önde tutan programlar yapan Banu Avarın
programının yayınına son verildiğini bildiren
yazıdaki gerekçe TRT yayın politikasının da
değiştiğinin, ulusal çıkarlara hizmet eden programlara yer
olmadığının açık bir ifadesi midir? Alınan bu son
karar, Kurumda tarikat-cemaat kaynaklı kadrolaşma sürecinin bir
başka uygulaması mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorumun TRTden sorumlu Devlet Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: - Banu
Avarın hazırlayıp sunduğu Sınırlar
Arasında programı hangi gerekçeyle yayından
kaldırılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorumun RTÜKdan sorumlu Devlet Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: -
Televizyonlarda, toplumsal ajitasyon yaratan evlendirme, buluşturma vb.
gibi programların hızla artmaya başladığı son
dönemlerde bu programlara yönelik tedbirler almayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorumun RTÜKdan sorumlu Devlet Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru: -1 Kamu
İhale Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda
değişiklik öngören kanun tasarısının ilgili
komisyonlardan çıkan raporuna göre, yerel gazetelere ilan verilmesi
imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu düzenlemeyle, maddi
imkânsızlıklar yüzünden çok zor ayakta duran ve yayın yapmaya
çalışan bu basın kuruluşlarımızın çoğu
kapanacaktır. Bu kanunun TBMM Genel Kurulunda yapılacak
görüşmeleri esnasında, demokrasinin olmazsa olmaz unsuru olan basın
kuruluşlarımızın ayakta kalmasına yönelik
düzenlemeleri içeren tedbirleri almayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
3984
Sayılı Radyo ve Televizyonların kuruluş ve
yayınlarını düzenleyen yasa gereği;
Radyo ve
Televizyon faaliyetlerini düzenlemek amacıyla özerk ve tarafsız kamu
tüzel kişiliği niteliğinde kurulan Radyo ve Televizyon Üst
Kurulunca,
1. İhale
biçimi ve ihaleye katılan şirketin çok yoğun olarak
tartışıldığı ATV-Sabah ihalesini alan ve
yayıncılıkla ilgisi olmayan Turkuaz AŞye RTÜK
tarafından, Radyo ve Televizyon yayın izni verilmesi, 3984
sayılı yasanın 29. maddesinin a ve b fıkralarına uygun
mudur?
2. 3984 sayılı yasaya aykırı
ise, RTÜK tarafından verilen izin nedeniyle Üst Kurul Üyeleri
hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Bağış
skandallarının en büyük davası Almanyada, Deniz Feneri e.V
Derneği hakkında açılmış ve devam etmektedir.
Bu derneğin
şirket kurmak, ortaklık, para transferi yaptığı ve
ülkemizdeki Deniz Feneri Derneği ile de bağlantılı
olduğu anlaşılmıştır.
1. Almanyada
süren, Deniz Feneri e.V davası sonuçlanıncaya kadar ve suçlanan
dernek aklanıncaya kadar,
Yeni yolsuzluk,
usulsüzlük, duygu, vicdan istismarına yol açmamak için Deniz Feneri
Derneğinin televizyon reklamlarıyla, İnsani Yardım Toplama
ve Dağıtma Kampanyası reklamlarının
durdurulmasını düşünüyor musunuz?
2.
Düşünmüyorsanız Almanyada açılmış olan davada
adı gündeme gelen kişinin
şu anda RTÜK Başkanı olmasının ve geçmişte
Yönetici bağı olmasının etkisi var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT haber
programlarında tarafsızlık ve her siyasi partiye karşı
eşitlik, seçim dönemleri dışında da uyulması gereken
bir teamül ve kuraldır.
1. TRT 2nin
07.09.2008 günü saat 14.00te devam eden programını keserek verilen
AKP Bayrampaşa İlçe Kongresi ve Kongrede Genel Başkan olarak
konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın
konuşması, hükümet icraatı olmamasına rağmen, hangi
zorunluluk ve gerekçe ile 12,5 dakika sürekli
yayınlanmıştır?
2. Muhalefet
Partilerinin ve Basın Yayın Organlarının
eleştirildiği, hakaret edildiği, herkese meydan okunduğu ve
yargıya intikal eden konularda kamuoyunun
yanıltıldığı bu konuşma nedeniyle, cevap
hakkı doğan parti, kurum ve kişiler istediğinde TRTde söz
hakkı verilecek midir?
3. Genel ve yerel
seçim ortamı dışında olmamıza, Siyasi Partiler
Yasası gereği İl ve İlçe Kongreleri düzenlemek, partilerin
iç sorunu olmasına rağmen, bunlar görmezlikten gelinerek en ufak ilçe
kongresinin uzun süreli olarak TRTde yayınlanması iktidar
yandaşlığı ve kayırmacılık değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini arz ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalyada TRT,
Turizm Radyosu ve Antalya Radyosu olarak faaliyetine devam etmektedir. Ancak
Antalya Radyosunun kapatılarak, Antalya, Afyon, Burdur ve Ispartaya
yapılan bölgesel yayınların kaldırılmak istendiği
öne sürülmektedir.
Soru 1- TRTnin
Antalya Radyosu kapatılacak mıdır? Eğer kapatılacaksa,
bu durum TRTnin kuruluş amacına ve kamu yararı
yayıncılık ilkelerine ters bir durum yaratmayacak
mıdır?
Soru 2- Eğer
Antalya Radyosu kapatılacaksa, bu kararın gerekçesi nedir? Buradaki
mevcut idari kadrolar unvan değişikliği yapılmak suretiyle
boşaltılmakta mıdır? Boşalacak kadroların durumu
ne olacaktır?
Soru 3-
Antalyada Arapsuyu postanesinin arkasındaki 10 dönüm arazinin ve TRT
kampının bulunduğu alanları satmayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
TRTde Türk
Dünyasına yönelik dil programları yapmayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Almanyada
açılan ve karara bağlanan Deniz Feneri e.V davasında ismi geçen
RTÜK Başkanının konumu kamuoyunda tartışma
yaratmıştır.
1- Ülkemizdeki
televizyon ve radyoları ahlaki ve hukuki denetim görevi olan RTÜK
Başkanının ticari durumu ile ilgili yalan
beyanlarının belgelenmesi ile oluşan konumu, RTÜK
yasasının Üst kurul üyeliği ile bağdaşmayan haller
başlıklı maddesine uygun mudur?
2- RTÜK
Başkanının yayın yaşamında olan ve Almanyadaki
dava iddianamesinde sürekli adı geçen Kanal 7 Televizyonunun
kurucuları ve sahibi ile ortaklık ilişkisi içinde olması
etik midir? Tarafsızlığını gölgeleyen bu ticari
ilişkiler görevden alınmasını gerektirmiyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Hasan
Çalış
Karaman
Yapılan bir
araştırma; her gün milyonları ekran başına toplayan
dizilerdeki şiddet sahnelerinin gençleri davranış
bozukluğuna ittiği, bazı dizilerin ise hayatın
gerçeklerinden uzaklaştırıp arkadaşlık
ilişkilerini cinsel boyutlara indirmeyi meşrulaştırarak bu
yönde bir hayat tarzı benimseterek Türk aile yapısının
tehdit edildiğini ortaya koymuştur.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Her yaşta
insanı her gün ekran başına toplayan dizi filmler ile ilgili
yapılan bir araştırmanız var mıdır? Var ise
sonuçları nelerdir? Bu sonuçları kamuoyu ile paylaşmayı
düşünüyor musunuz?
2. Millî ve
manevi değerlerden uzak, Türk aile yapısına ters ve
çocuklarımızın gelişimini olumsuz yönde etkileyen dizi
filmlere yönelik yapılan herhangi bir çalışmamız var
mıdır? Tedbir almayı düşünüyor musunuz?
Alınmış olan tedbirler yeterli midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Yurt
dışında Almanyada görülen Deniz Feneri e.V davası
sonuçlanarak bazı yöneticiler ceza almış ve iddianamede
Türkiyedeki Deniz Feneri ile bağlantısı olduğu
belirlenmiştir.
Ülkemizde de suç
duyurusu ile Deniz Feneri Derneği hakkında savcılıkça
soruşturma açılmış ve dava dosyası Adalet Bakanlığınca
istenmiş iken,
1. Dava
dosyasında adı geçen Kanal 7 Televizyonunda, Deniz feneri logosu
altında Reklam ve Tanıtım Programının
yayınlanması,
Örneğin; 04
Kasım 2008 günü saat: 23.30-24.00 arası yayınlanan duygu
sömürüsüne dayalı, vatandaşları konuşturarak Deniz Feneri
Derneğinin övülmesi,
RTÜKçe
belirlenen televizyon reklam ve program yayın kurallarına göre
denetlenmiş midir?
2.
Denetlenmiş ise yayın hakkında ne gibi işlem
yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT Genel
Müdürlüğünün yeni kadro kanunundan sonra aldığı elemanlar
ve bünyesi içerisinde var olan personeller arasında yaptığı
baskıcı görevden almalar, kamuoyunda ve personellerde kaygı ile
izlenmektedir.
1. Yeni Genel
Müdür Sayın İbrahim Şahin atandıktan sonra üst düzey kaç
kişinin görev yeri değiştirilmiştir?
2. Havuza
gönderilen personel var mıdır? Varsa sayısı nedir?
3. 22 Temmuz 2007
erken genel seçiminde sandıklar açılırken, seçim bölgem
Gaziantepteki oy kullanma alanlarına imtiyazlı olarak sokulan, ne
görev yaptığı anlaşılamayan Cihan Haber Ajansı
çalışanlarının TRT bünyesine alınması
rastlantı mıdır, bir bedel ödeme midir?
4. Kadrolara
alınan elemanların, eski çalıştıkları yerlerin
AKP hükûmetine yakın TV-Gazete ve Ajanslardan oluşması bilinçli
bir seçim midir, rastlantı mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim. 06/02/2009
Ufuk
Uras
İstanbul
1- Selçuklu
yapımı özgün tek kalan eser, Divriği Süleymanşah Camii
Konservasyon gerektirirken; neden restorasyon yapılmıştır?
2- Projenin,
restorasyon uzmanlığı olmayan mimar tarafından
yapıldığı, görüşü istenen Mimar Prof. Dr. Doğan
Kubanın, olumsuz raporuna rağmen düzeltmeleri yapılmadan,
baskıyla kurul onayından geçirilmiş midir?
3- Taşeron
firmanın, eserin özgün örtüsünü bozduğu, Selçuklu döneminde
kullanılmayan kurşun plaka ile örttüğü, dış cephe ve
iç orijinal sıvalarını raspa ettiği, kapı
fazadına telafisi olanaksız müdahalelerde bulunduğu, projede
olmayan beton, sentetik, sıva ve badana kullanıldığı,
doğru mudur?
4- Firma ile
Vakıflar Genel müdür yardımcılarının ortaklığı
var mıdır?
5- Sorumlu olan
kişi, kurum hakkında işlem yapılmış
mıdır? Yapılmadıysa yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla Başbakan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla
arz ederim. 27.03.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Hâlen RTÜK
Başkanı olan Zahit Akman aşağıda belirtilen tarihlerde
birçok gayrimenkul almış ve satmıştır.
Alışlar
Tarihler Mahalli Yüzölçüm
07.05.2008 Ankara
(Etimesgut) 37.290 m2
26.08.2009 Ankara
(Alaçatı) 16.003
m2
23.07.2004 İstanbul
(Sarıyer) 9.451.71
m2
15.07.2005 Ankara
(Polatlı) 13.650
m2
15.07.2005 Ankara
(Polatlı) 13.250
m2
15.07.2005 Ankara
(Polatlı) 79.300
m2
20.09.2000 İstanbul
(Kadıköy) 1.467 m2
Satışlar
Tarihler Mahalli Yüzölçüm
17.02.2004 Ankara
(Yenimahalle) 16.003 m2
29.05.2006 Ankara
(Keçiören) 422 m2
29.05.2006 Ankara
(Keçiören) 422 m2
1- Bu
belirtilenler dışında da adı geçenin gayrimenkul alım
veya satımları var mıdır?
2- Adı geçen
kamu görevlisi olduğuna göre bu boyutta büyük partiler hâlinde gayrimenkul
almasını tasvip ediyor musunuz? Bu taşınmazları mal
bildiriminde beyan etmiş midir? Hangi kaynaktan sağlanan paralarla bu
gayrimenkulleri satın almıştır?
3- Adı geçen
kişi bu veya diğer faaliyetlerinden dolayı vergi mükellefiyeti
var mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı Mehmet Aydın tarafından
sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
TRT iki yeni
radyo kurmaya hazırlanıyor şeklinde haberler yayınlanmaktadır.
Bu haberlerde bir ulusal, bir de Ankaraya özel yerel bir radyonun
kurulacağı belirtilmektedir.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Yapılan
bu açıklamaların doğruluk derecesi nedir? İki yeni radyo
kurulması konusunda bir çalışmanız var mıdır?
2- Yeni radyolara
niçin ihtiyaç duyulmuştur? Mevcut TRT radyosu yeterli gelmiyor mu? Yeni
radyoların maliyet ve gerekçeleri nelerdir?
3- Mevcut TRT
radyosunun toplam kaç çalışanı vardır? Kurulacak olan yeni
radyolarda kaç kişi çalıştırmayı planlıyorsunuz?
Kurum dışından eleman alımına gitmeyi düşünüyor
musunuz?
4- Kürtçe TV
yayınından sonra şimdi de Kürtçe radyo yayınını
mı planlıyorsunuz? Yeni kurulacak radyolarda Kürtçe yayın
mı yapacaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT Genel Müdürü
Sayın İbrahim Şahinin göreve geldiği günden bugüne kadar
sayısız kadro tasarrufu yaptığı, sayısız
elemanın baskı ile emekli olmaya zorlandığı,
branşlaşmanın yok edilmeye
çalışıldığı bir gerçek iken,
1. Göreve
geldiğinde Ben bu personelle 40 Kanal yönetirim iddiasında bulunan
Genel Müdürün göreve geldiğinden bugüne dek kaç kişi emekliye
ayrılmıştır? Kaç yeni personel
alınmıştır?
2. Var olan TRT
Kanallarındaki değişik yayın ve haber programları ile
hizmetlerinin taşeron firmalara yaptırıldığı
doğru mudur?
3. Doğru ise
hangi firmalara, hangi koşullarda ve hangi usulle ihale edilmiştir?
4. Kanal sayısı
artmadığına göre, TRT bünyesindeki bazı kanalların
eski isimlerinin değiştirilmesine neden gerek duyuldu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Objektif ve
tarafsız yayıncılık anlayışını her
aşamada koruması gereken TRT,
263 sıra
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca Yapılacak
Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale İşlemleri
Hakkında Kanun Tasarısının,
Türkiye Büyük
Millet Meclisindeki 21 Mayıs 2009 günlü görüşmelerinde Muhalefet
Milletvekillerinin salonu terk etmesini ekrana yansıtmaz, Muhalefete ekran
ambargosu koyarken,
1. TRTnin
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğanın Genel Başkan
olarak katıldığı AKPnin Düzce 3. İl Kongresinde
yaptığı,
Muhalefeti
engelleyici olarak suçlayan, Düzceye yapılan yatırımları
açıkladığı konuşmasını, Konser
Salonlarından programının yayınını keserek saat
13.00ten 13.16ya kadar canlı yayınlaması,
Hangi
yayıncılık anlayışının gereğidir?
2. İktidar
Partisi Genel Başkanı olarak katıldığı,
Partililerine hitap ettiği bu tür konuşmaları Parti
kongrelerinde, Muhalefet Partisi Genel Başkanları da yapsa TRT 2den
yayınlayacak mısınız?
3. Eşit
şartlarda yayınlayamayacaksanız, bu yayınınız
İktidar yandaşlığı, Devlet Televizyonunun
İktidarca kullanılması ve kullandırılması
değil midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Basında ve
kamuoyunda TRT-Türk Kanalının haber hizmetleri için One Haber
Ajansı ile hizmet alım anlaşması
yapıldığına ilişkin haberler ile,
TRT-Türk için 12
Temsilcilik açıldığına dair bilgiler
ışığında,
1. One Haber
Ajansı ile TRT arasındaki sözleşme hangi tarihte imzalandı?
Buna ilişkin
TRT Yönetim Kurulu Kararı hangi tarihte alındı?
2. Bu
sözleşme ile TRT, One Haber Ajansına ne kadar ücret ödeyecek ve bu
ücret karşılığında hangi hizmetler
alınacaktır?
3. One Haber
Ajansının İstanbul Mercanda kurulan Özel
Stüdyolarının kullanılması
karşılığı, TRT tarafından ayrıca ücret
ödenecek midir?
4. One Haber Ajansı
Yönetim Kurulu Başkanı ile TRT Genel Müdür Yardımcısı
Zeynel Koçun yakınlığı Eski bir Kültür ve Turizm
Bakanı dönemindeki siyasi birliktelikten mi doğmaktadır?
5. Güçlü ve
donanımlı kadrosu ile övünen TRT Genel Müdürlüğü, böyle bir
Ajansla hizmet alımı anlaşmasını hangi gerekçeyle ve
hangi eksiklikten dolayı yaptı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
TRT
çalışanlarının verimliliğini görmezlikten gelerek,
koroların eksikliklerini bir özel şirketten karşılayan TRT
Genel Müdürlüğünde;
Çalışanlara
baskı, yıldırma, gerilim yaratma ve görevden alma işlemleri
artarak devam ederken,
1. 30.06.2009
günü TRT Genel Müdürlüğündeki, Haber-Sen temsilciliğine gitmek
isteyen Sendika görevlileri neden binadan içeriye
alınmamışlardır? Yemek kuyruğundan neden koruma
görevlilerince atılmışlardır?
2. Genel Müdür
Yardımcısı Sayın Ahmet Koyuncu sendikalara ve çalışanlara
despotça baskı yapma, gerilim yaratarak iş
barışını bozma gücünü kimden ve nereden almaktadır?
3. Suçu KİT
Komisyonuna katılmak olduğu söylenen Muhabir Sayın Osman Köse
hangi gerekçelerle açığa alınmıştır?
Görevde iken
soruşturmanın devamı neden sakıncalı görülmüştür?
4. Sendikal
Örgütlenmeye ve Sendikacılarla birlikte TRTdeki tüm çalışanlara
bu tür anti-demokratik baskıların
yapıldığını biliyor musunuz?
BAŞKAN
Soruları cevaplandırmak üzere Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Sayın Bülent Arınç.
Buyurun
Sayın Arınç. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen oturur musunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Benim sorum yanlış okundu. Sorumu okurken 9 bin 9 milyon
olarak okundu, onu düzeltin efendim.
BAŞKAN -
Buyurun Sayın Arınç.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) - Sayın Başkan ben
farkındayım, soru gelince takdim edeceğim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize
saygılar sunuyorum. Biraz önce okunan sözlü soru önergelerini
cevaplandırmak üzere huzurlarınızdayım.
1inci sözlü
soru, Ordu Milletvekili Sayın Rıdvan Yalçının Devlet
Bakanı Sayın Selma Aliye Kavaftan
cevaplandırılmasını istediği sorudur, onun
cevaplarını arz ediyorum:
Çeşitli
yurtlarımızda küçük yaşta çocukların tecavüze
uğradıklarını basından üzüntüyle takip etmekteyiz.
diye başlıyor. Bilindiği gibi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu, 2828 sayılı Kanun gereğince korunma altına
alınan çocukların yanı sıra 5395 sayılı Çocuk
Koruma Kanunu gereği ilgili mahkemelerce haklarında tedbir
kararı alınan, cinsel istismara uğrayan, fuhşa sürüklenen,
alkol ve madde bağımlısı, suça sürüklenen ve suç
mağduru olan çocuklara da korunma, bakım, barınma ve
danışmanlık hizmetiyle birlikte yeniden toplumsallaşmaları
için sağlık, eğitim, iş ve meslek sahibi olmaları
konusunda hizmet vermektedir.
Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumunda istenmeyen olayların yaşanmaması
için her türlü tedbir alınmaktadır. Kuruluşa kabul edilmeden
önce cinsel istismara uğrayan, fuhşa sürüklenen bazı çocuklar
kuruluşa kabul edildikten sonra kuruluşumuza uyum sorunu
yaşamakta, psikososyal durumları nedeniyle yapılan bütün uyum
çalışmalarına rağmen kuruluştan izinsiz olarak
ayrılabilmektedirler. Yurtlarda yaşanan tecavüz, taciz ve benzeri
olayların kurumlar zarar görmesin diye örtbas edildiği doğru
değildir.
Sosyal Hizmetler
ve Çocuk Esirgeme Kurumunda kalmakta olan ihmal, istismar ve şiddete
uğrayan çocuklara bu fiilleri gerçekleştirenler hakkında yasal
işlemler başlatılarak hakları korunmakta, hukuksal müdahale
ve süreçleri il muhakemat müdürlükleri tarafından takip edilmektedir.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işıkın -(6/618)- soru önergesine
cevaplarımız:
Basın
özetleri verilirken daha önceden de uygulandığı gibi gazetelerin
tirajları yanında Anayasa ve ilgili yasa hükümleri ve TRT yayın,
ilke ve esasları göz önünde bulundurulmaktadır. TRT programları
kamu hizmeti yayıncılık anlayışı gereği
toplumun çeşitli kesimlerine hitap edecek bir denge içinde
oluşturulmakta olup yayınlanan programlarda görev
alınmasında milletvekili yakını olmak diye bir kriter
bulunmamaktadır.
Yakın
dönemde TRTde daha önce spiker olarak görev yapmış olan Hüsnü Tunç
Tuncel talebi üzerine spiker ihtiyacı göz önünde bulundurularak,
çeşitli dergi ve gazetelerde temsilci ve muhabir olarak
çalışmış olan sarı basın kartı sahibi Birol
Uzunay da hizmetine duyulan ihtiyaç nedeniyle naklen ataması
yapılmıştır.
TRTde
yayınlanan programların bütçeleri formatına göre
değişiklik göstermektedir. Şu anda Kurumun iç yapım olarak
hazırlıklarını sürdürdüğü Ayla Kutlunun
romanında uyarlama Bir Göçmen Kuştu O adlı dizi ve kurum
dışı yapım olan Altın Adımlar adlı folklor
yarışması, ARS Ajans tarafından yapıma hazırlanan
ve Kuvayımilliye dönemini anlatan dönem dizisi Recep Reis, Koliba
yayın tarafından gerçekleştirilen Beni Unutma adlı
televizyon dizisi ve YSM firması tarafından yapılan ve Çanakkale
savaşlarındaki kahramanlık hikâyelerini anlatan Dur Yolcu
adlı televizyon dizileri diğerlerine oranla yüksek bütçeli yapımlardır.
Mersin
Milletvekili Sayın İsa Gökün (6/633) sayılı önergesine
cevaplarımız:
TRT, kamu
yayın kurumu olmanın bilinci ve duyarlılığı
içinde toplumun her kesimine hitap eden ve toplumda yaşayan herkesin
sesini duyurabileceği yayıncılık
anlayışını sürdürmekte ve program çeşitliliğini
bu dengeye göre oluşturmaktadır. TRTnin programcılık
politikalarına Hükûmetin ya da başka bir kurum veya kuruluşun
müdahalesi söz konusu değildir. 2954 sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmiş ve kamuoyu
bilgilendirilmiştir.
Sayın
İsa Gökün (6/660) sayılı önergesine cevaplarımız:
TRT Genel Müdürü
Sayın İbrahim Şahinin atanma tarihi olan 23/11/2007 tarihinden
bugüne kadarki zaman diliminde yapım, yayın vesaire kurumsal hizmet
ihtiyaçları göz önünde bulundurularak asgari düzeyde açıktan ve
naklen personel alınmıştır. 21 Ocak 2008 tarihinden sonra
kurumsal hizmet ihtiyaçları dikkate alınarak giriş
sınavları sonucu açıktan veya naklen 301 kişinin
ataması yapılmıştır. Bu dönemde otuz dilde web
yayına başlanmış, TRT 6, TRT AVAZ gibi yeni kanallar
hizmete girmiş, bir diğer ifadeyle kurumsal hizmetlerde
artış olurken emeklilik vesair nedenlerle personel
sayısında anlamlı bir azalma meydana gelmiş olup -bu
sayı 1.172dir- artan personel ihtiyacının giderilmesi
kaçınılmaz hâle gelmiştir. TRT Genel Müdürlüğüne 58, 59 ve
60ıncı Hükûmet dönemlerinde mahkeme kararı gereğince
yapılan atamalar, 4131 sayılı Kanun gereğince yapılan
atamalar (şehit yakınları), KPSS sınavları
çerçevesinde yapılan giriş sınavı sonucu yapılan
atamalar, mütercim spiker unvanlı kadrolara istisnai memuriyet hükümlerine
göre yapılan atamalarla kurumlar arası naklen atamalar da dâhil olmak
üzere toplam 664 atama yapılmıştır. Bir örnek olması
bakımından size vereceğim rakamlar muhtelif dönemlerde TRT Genel
Müdürlüğüne alınan personele ilişkin bilgilerdir. Profesör
Doktor Tunca Toskay döneminde 2.303 kişi, Süleyman Cem Duna döneminde 161
kişi, Kerim Aydın Erdem döneminde 887 kişi, Profesör Doktor
Tayfun Akgüner döneminde 363 kişi, Yücel Yener döneminde 1.777 kişi
işe alınmıştır. Yeni personelin
alındığı birimler TRT Genel Müdürlüğünün hizmet
ihtiyacı duyulan merkez ve taşra teşkilatı birimleri olup
eğitim seviyeleri lisans düzeyidir. Teknisyenler asgari 3795
sayılı Kanun gereği meslek lisesi mezunu olmak zorundadır.
Bakanlığımız söylemleri ile icraatlarımız
arasında herhangi bir çelişki de bulunmamaktadır.
Sayın
İsa Gökün (6/780) sayılı soru önergesine
cevaplarımız:
Banu Avar TRT
personeli olmayıp 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22nci
maddesine göre kendisinden hizmet alımı
yapılmıştır. Bu nedenle kendisinin istifası diye bir
durum söz konusu değildir. Adı geçenle birer programlık
sözleşmeler yapılmış; program, kanal kimlikleri dikkate
alınarak haber kanalı olması sebebiyle TRT 2ye
alınmıştır. Yeni yayın döneminde yayın
planındaki değişiklik nedeniyle de Sınırlar
Arasında programına yer verilmemiştir.
Niğde
Milletvekili Sayın Mümin İnanın (6/781) sayılı soru
önergesi bir bakıma Sayın İsa Gökün soru önergesiyle benzerlik
arz etmektedir. İlaveten şunu söylemek istiyorum: Yeni yayın
döneminde yayın planındaki değişiklik nedeniyle
Sınırlar Arasında programına yer verilmemiştir.
Sayın Mümin
İnanın (6/823) sayılı soru önergesine cevaplarımızı
arz ediyorum:
3984
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunla, radyo-televizyon
yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi Radyo ve
Televizyon Üst Kuruluna verilmiştir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,
programları yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine
uygunluk açısından denetlemekte olup Üst Kurulun programlara
yayından önce müdahale etme veya programları yayından
kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Yayınlar Üst Kurul
uzmanlarınca titizlikle takip edilmekte ve yasa hükümlerine
aykırı yayınlar için rapor düzenlenmekte, bu raporlar ve
yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek, gerektiğinde
aynı Yasanın 33üncü maddesi hükümlerine göre kuruluşlara
sırasıyla, uyarı, özür dileme, program durdurma, para
cezası ve geçici yayın durdurma cezası şeklinde müeyyideler
hukuki sürecin tamamlanmasıyla uygulanmaktadır.
Soru önergesine
konu olan dizi programlar da uzmanlar tarafından sürekli izlenmektedir.
Yasada yer alan yayın ilkelerine aykırı hususlar tespit
edildiğinde gerekli raporlar düzenlenmekte, yukarıda açıklanan
prosedür çerçevesinde gerekli müeyyideler uygulanmaktadır. Ayrıca,
444 1 178 RTÜK İletişim Merkezine ulaşan izleyici
şikâyetleri günlük olarak alınmakta, analiz ve
sınıflandırma işlemleri yapılmakta, derlenerek ilgili
uzmanlar ve yöneticiler tarafından titizlikle incelenmektedir. Bu
incelemeler sonucunda yasa hükümlerine aykırı yayınlar
belirlendiğinde raporlaştırılarak Üst Kurulca
değerlendirilmektedir. Aynı zamanda 444 1 178 RTÜK İletişim
Merkezine ulaşan izleyici şikâyetleri, televizyonların izleyici
temsilcilerine de ulaştırılarak söz konusu şikâyetlere
yayıncı kuruluşların dikkatinin çekilmesi
sağlanmaktadır.
Radyo Televizyon
Üst Kurulu, denetleme görevinin yanı sıra, düzenleme yetkisi
çerçevesinde, özellikle çocuklara ve gençlere kötü örnek olacak, onların
fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek yayınlara,
toplumun bilinçlendirilmesi amacıyla çeşitli çalışmalar
yapmaktadır. Çocukların zararlı yayınlardan korunması
amacıyla geliştirilen Akıllı İşaretler Simge
Sistemi 23 Nisan 2006da hayata geçirilmiştir. Gönüllülük esasına
göre işleyen Sistemin yayın kuruluşlarınca hatalı
kullanılan ve aksayan yönleri tespit edilmekte, bu konuda daha
duyarlı olmaları istenmektedir.
Söz konusu
semboller iki gruptan oluşmaktadır:
A) Yaş
Sembolleri: Genel izleyici kitlesi tüm izleyici kitlesi içindir, (7+) yedi
yaş ve üstü izleyiciler içindir, (13+) on üç yaş ve üstü izleyiciler
içindir, (18+) on sekiz yaş ve üstü izleyicileri içindir.
B) İçerik
Sembolleri: Şiddet, korku, cinsellik ve olumsuz örnek oluşturabilecek
davranışlardır.
Akıllı
işaretlerle ilgili her türlü bilgiye www.rtukisaretler.gov.tr adresinden
ulaşılabilmektedir.
Özellikle
çocukların ve gençlerin medya mesajlarının olumlu yönlerini
alıp zararlı etkilerinden korunmaları, medyayı
eleştirel bir bakış açısıyla izleyebilmeleri,
gerçeklikle kurgusallık ayrımını yapabilmeleri, medya
mesajlarını akıl süzgeçlerinden geçirebilmeleri, doğru
bilgiye ulaşabilmeleri gibi amaçlara yönelik olarak ilköğretim
okullarında medya okuryazarlığı dersi okutulmasına
ilişkin protokol Üst Kurul ve Millî Eğitim Bakanlığı
arasında 22 Ağustos 2006 tarihinde imzalanmıştır.
2006-2007 öğretim yılında pilot illerde uygulaması
yapılan medya okuryazarlığı dersi, 2007-2008 öğretim
yılından itibaren tüm ilköğretim okullarında seçmeli ders
olarak okutulmaya başlanmıştır.
Özellikle
televizyonlarda bazı dönemlerde belirli tür programlar artmakta ve bunlar
izleyici şikâyetlerine konu olmaktadır. Geçtiğimiz dönemde de bu
tür programlar için yayıncı kuruluş temsilcileri ve
programcılarla çeşitli toplantılar yapılmış,
kamuoyunun şikâyetleri ve beklentileri iletilmiş,
dolayısıyla yayıncı kuruluşlar tarafından bu tür
programlar ya kaldırılmış ya da format
değiştirilmiştir.
Bunun yanı
sıra Üst Kurulumuz, kamuoyunun, söz konusu programların
oluşturacağı olumsuz etkilere karşı duyarlı hâle
getirilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı ve
çeşitli üniversitelerin bünyesindeki psikiyatrist, psikolog ve sosyologlar
tarafından Radyo ve Televizyon Üst Kurulundan bağımsız
olarak hazırlanan bir çalışmayı da, hem kitap olarak
bastırıp dağıtımını yaptırmış
hem de web sitemizdeki adresimizde yayınlamaya
başlamıştır.
Televizyon
Programlarındaki Şiddet İçeriğinin, Müstehcenliğin ve
Mahremiyet İhlallerinin İzleyicilerin Ruh Sağlığı
Üzerindeki Olumsuz Etkileri adlı bu çalışmaya pek çok
basın ve yayın organında yayınlanan haberlerde de atıf
yapılmak suretiyle kamuoyunun dikkati çekilmiştir.
Ayrıca,
Türkiyede televizyon yayıncılığı alanında yaşanan
sorunlar karşısında yayın kuruluşlarının
etrafında uzlaşacakları ortak bir etik davranış zemini
oluşturulması amacıyla Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve
Televizyon Yayıncıları Derneğinin iş birliğiyle
yürütülen çalışmalar sonucunda hazırlanan yayıncılık
etik ilkeleri 3 Temmuz 2007 tarihinde RTÜK Başkanı ve Üst Kurul
üyeleriyle Televizyon Yayıncıları Derneği Başkanı
ve dernek üyesi yayın kuruluşlarının
katıldığı törenle İstanbulda imzalanarak
yürürlüğe girmiştir.
Niğde
Milletvekili Sayın Mümin İnanın (6/825) sayılı soru
önergesine cevaplarımız:
Kamu İhale
Kanunu ile Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda değişiklik
öngören kanun tasarısı 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun
kapsamında incelenmiştir. 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun
1inci maddesine göre Kanunun amacı, radyo ve televizyon
yayınlarının düzenlenmesi ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun
görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esas ve usullerin
belirlenmesidir. Bu hüküm kapsamında (RTÜK) Radyo ve Televizyon Üst
Kurulunun yerel gazetelerle ilgili bir düzenleme yetkisi ve görevi
bulunmamaktadır.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüzün (6/923) sayılı soru
önergesine cevaplarımız:
5411
sayılı Bankacılık Kanunu çerçevesinde Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu amme alacağının tahsili amacıyla
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümleri uyarınca haczedilen mal, hak ve varlıklardan oluşturulan
ATV-Sabah ticari ve iktisadi bütünlüğünü, yine 5411 sayılı
Bankacılık Kanununun 134üncü maddesi kapsamında, Turkuaz Radyo
Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ unvanlı
kuruluşa ihale etmiştir.
5411
sayılı Bankacılık Kanununun 134üncü maddesinde
Telekomünikasyon, enerji, ulaşım, radyo, yazılı ve görsel
medya ve diğer sektörlerdeki yönetim ve denetimi veya hisseleri Fon
tarafından devralınan şirketlere tanınmış imtiyaz
sözleşmesi, lisans, ruhsat, işletme izni, ön izin, yayın izni,
3984 sayılı Kanunun geçici 6ncı maddesi hükmü kapsamında
kullandırılan geçici frekans ve kanal kullanım hakları ve
benzeri izinlerin yeni alıcılar adına devri ve tescili
işlemleri Fonun bildirimi üzerine ilgili kurum, kuruluş ve üst
kurullarca gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasını müteakip
başka bir işleme gerek kalmaksızın en fazla bir ay içinde
tamamlanır. hükmü yer almaktadır.
Üst Kurulca
yayın, lisans ve izni verilen veya 3984 sayılı Kanunun geçici
6ncı maddesi kapsamında sahip olunan hak ve izinlerin devrine, 3984
sayılı Kanuna 4756 sayılı Kanunla eklenen ek 4üncü madde
uyarınca izin verilmektedir.
Kuruluşların
yerine getirmekle ve Üst Kurula ibraz etmekle yükümlü oldukları bilgi ve
belgeler ise, 3984 sayılı Kanuna istinaden yayımlanan Özel
Radyo ve Televizyon Kuruluşları İdari ve Mali Şartlar Yönetmeliğinin
Hisse ve Tesislerin Devri başlıklı 10uncu maddesinde yer
almaktadır.
Yine, radyo ve
televizyon yayın izni verilen veya verilecek anonim şirketlerin hisse
oranları ve şirket yapısıyla ilgili uyulması gereken
hususlar 3984 sayılı Kanunun 29uncu maddesinde yer almakta ve Üst
Kurul bu konulardaki tüm işlemlerini ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde
yürütmektedir.
ATV-Sabah ticari
ve iktisadi bütünlüğünün satışı, devir ve tescili
konusunda, Üst Kurul, 7 Şubat 2008 tarihli ve 2008/08 numaralı
toplantısında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun
satışına konu olan Merkez ATV Televizyon Prodüksiyon Anonim
Şirketinin 3984 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat çerçevesinde
sahip olduğu Ulusal Radyo (R1), Ulusal Televizyon (T1), Kablolu Televizyon
(KTV), Uydu Radyo (URD) ve Uydu Televizyon (UTV) lisans, izin ve kullanım
haklarının Turkuaz Radyo ve Televizyon Gazetecilik ve
Yayıncılık AŞ unvanını kuruluş adına
tesciline karar vermiş, kuruluşun yükümlülükleri de ilgili taraflara
bildirilmiştir. Kuruluş, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 29uncu maddesinin
(j) bendinde belirtilen yasal süre içerisinde, 21 Mayıs 2008 tarihinde Üst
Kurul kararına konu olan bilgi ve belgeleri Üst Kurula ibraz etmiştir.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüzün (6/970) numaralı soru
önergesi, Bağış skandallarının en büyük davası
Almanyada Deniz Feneri diye başlayan soru önergesi:
3984
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunla radyo ve televizyon
yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi RTÜKe
verilmiştir. RTÜK, programları yayınlandıktan sonra ilgili
Yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlemekte olup Üst Kurulun
programlara yayından önce müdahale etme veya programları yayından
kaldırma yetkisi bulunmamaktadır. Yayınlar Üst Kurul
uzmanlarınca titizlikle takip edilmekte ve Yasa hükümlerine
aykırı yayınlar için rapor düzenlenmekte, bu raporlar ve
yayın kopyaları Üst Kurulca değerlendirilerek gerektiğinde
aynı Yasanın 33üncü maddesi hükümlerine göre, sırasıyla,
uyarı, program durdurma ve diğer cezalar uygulanmaktadır.
Soru önergesine
konu olan reklam yayın kuruluşlarının kendi
inisiyatifleriyle yayınlanmakta olup yukarıda
açıklandığı üzere Üst Kurulun reklamı yayından
kaldırması, görev, yetki ve sorumluluk alanı
dışında kalmaktadır.
Sayın
Ağyüzün (6/981) sayılı soru önergesine cevaplarımız:
Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan partisinin il ve ilçe kongrelerinde iç ve
dış gündeme ilişkin açıklamalarda bulunabilmekte, bunlardan
yeni ve önemli olanları TRT 2 kanalında canlı haber olarak
yayınlanmaktadır.
Nitekim, söz
konusu edilen kongrede Başbakan Sayın Erdoğan, Doğan medya
grubuna yönelik açıklamalarda bulunmuş ve sonrasında gündemi
günlerce meşgul eden bu açıklamalar özel haber kanalları
tarafından da ilgiyle izlenmiştir. Muhalefet partilerinin
yaptığı açıklamalara ve cevap teşkil eden
konuşmalarına TRT bültenlerinde sık sık yer verilmektedir.
İktidar
partisinin il ve ilçe kongrelerinin uzun süreli olarak TRTde
yayınlandığı bilgisi gerçeği
yansıtmamaktadır. Bu kongrelerde diğer partilerin değil,
sadece Sayın Başbakanın gündeme ilişkin önemli
açıklamaları güncel konuyla sınırlı kalmak suretiyle
sekiz on dakika civarında verilmektedir.
Antalya
Milletvekili Sayın Tayfur Sünerin (6/1007) sayılı soru
önergesine cevaplarımız: Kamuoyunu bir süredir meşgul eden
Antalya Radyosunun kapatılacağı hususu bir iddiadan ibarettir.
Tam tersine, Antalya Radyosuyla aynı yerde faaliyet gösteren Antalya
Turizm Radyosunun imkânları birleştirilerek bölgede daha güçlü bir
radyo yayıncılığının gerçekleştirilmesi
planlanmıştır. TRT, kamu yayıncılığı
anlayışıyla hareket ederek aynı amaca yönelik olarak hizmet
veren iki radyoyu gerek içerik ve gerekse tasarruf açısından kamu
yararı gereği birleştirmiştir. TRTnin Antalya ve çevresini
kapsayan radyo yayıncılığına son vermesi söz konusu
değildir.
Antalya Radyosu
kapatılacak. şeklinde kamuoyunda yankı bulan haber ile buradaki
mevcut idari kadroların unvan değişikliği yapılmak
suretiyle boşaltılacağı haberleri gerçeği
yansıtmamaktadır.
Antalya Merkez
Arapsuyu mevkisinde kaim ve soru önergesinde 10 dönüm olarak belirtilen
taşınmazın gerçek alanı 22.505 metrekare olup 2005
yılında günün rayiçlerine göre tespit edilen muhammen bedelle
satışı için Yönetim Kurulunun 25/4/2005 tarih, 2005/80
sayılı Kararıyla Alım Satım İhale
Yönetmeliği çerçevesinde ilana çıkılarak satılmasına
karar verilmiş, 7/7/2005 tarihinde ihalesi
yapılmıştır. Muhammen bedel üzerinden alınan teklif
sahiplerine gerekli satışın yapılabilmesi için ihale
komisyonu kararı, onaylanmak üzere TRT Yönetim Kuruluna sunulmuş,
Yönetim Kurulu 2 Aralık 2005 tarih ve 2005/132 sayılı
Kararıyla ihalenin iptaline karar vermiştir. Şu anda
satışı konusunda herhangi bir çalışmamız söz
konusu değildir. Antalya Merkez Lara bölgesinde bulunan TRT
Kampının satışı konusunda herhangi bir
çalışmanın yapılması mümkün değildir. Bu yerin
mülkiyeti Maliye hazinesine ait olup, TRTye tahsislidir.
Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğrunun (6/1022) sayılı
soru önergesine cevabımız: TRT Türkiyenin Sesi Radyosu ile Türk dünyasına
yönelik olarak yapılan Türkçe yayında Azerbaycan Türkçesi, Kazakça,
Kırgızca, Özbekçe, Türkmence, Tatarca ve Uygurca dillerinde
yayınlar yapılmaktadır. Bu dillerde ve diğer bütün dillerde
2006, 2007, 2008, 2009 yıllarında Radyoda Türkçe isimli bir dil
programı yayınlanmıştır. Ayrıca, 2009
yılında Türkçe Öğreniyoruz-Kolay Türkçe isimli yeni bir dil
programı da yayınlanmaktadır. Türkçe yayınlarda ise 2009
yılı boyunca Türkçe Öğreniyorum isimli bir dil programı
yayınlanmaktadır.
TRT Türk
kanalında çocuklara ve yetişkinlere Türkiye Türkçesinin
öğretilmesine yönelik programlar da hazırlanmaktadır. TRT Avaz
kanalında Gökkuşağı Çocukları ve İstanbulda
Âşık Oldum adlı iki program yayınlanmaktadır. Bu
programlarda yayın coğrafyamızda Türkçenin öğretilmesi ve
Türk kültürünün aktarılması amaçlanmaktadır.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Ağyüzün (6/1046) sayılı soru önergesine
cevaplarımız: Soru önergesinin verildiği tarihte Üst Kurul
Başkanı olan Zahid Akmanın Üst Kurul üyeliğine seçildikten
sonra 3984 sayılı Kanunun 9uncu maddesi kapsamında ticari
faaliyeti olmamıştır. Nitekim, o dönemde basında yer alan
haberler esas alınarak, Üst Kurul üyeleri Şaban Sevinç, Mehmet Dadak
ve Hülya Alp tarafından, 3984 sayılı Kanunun 9uncu maddesinin
son fıkrasında yer alan Yukarıdaki esaslara aykırı
davrananlar görevlerinden çekilmiş sayılır. Bu husus Üst Kurul
tarafından resen veya yapılacak müracaatın
değerlendirilmesi sonunda karara bağlanır. hükmü uyarınca
Zahid Akmanın Üst Kurul Başkanlığından çekilmiş
sayılmasına karar verilmesi yönündeki müracaatları sonucunda,
Üst Kurul, 19 Eylül 2008 tarihli ve 2008/43 sayılı
toplantısında aldığı 2 numaralı Kararıyla,
bu iddiaların Üst Kurul Başkanı Zahid Akmanın
çekilmiş sayılmasına neden olamayacağına karar
vermiştir.
Zahid
Akmanın Kanal 7 televizyonunun kurucularıyla, 3984 sayılı
Kanunun 9uncu maddesinde belirlenen radyo televizyon hizmetleri faaliyet
alanında hiçbir ortaklık ilişkisi bulunmamaktadır.
Hâlihazırda hissedar olduğu şirketler ise sermaye
şirketleri olup faaliyet alanları 3984 sayılı Kanunun
9uncu maddesinde yasaklanan faaliyetler değildir. Bu şirketlerde
Sayın Zahid Akmanın herhangi bir yöneticiliği de mevcut
değildir. Bu bakımdan, soru önergesinde belirtilen ortaklık
ilişkilerinde etik olmayan bir durum bulunmamaktadır.
Karaman
Milletvekili
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir saniye.
Dokuz dakika
süremiz kaldı ancak 4 sayın milletvekilimiz sorularıyla ilgili
kısa bir açıklama için talepte bulundular. Önce, isterseniz,
sayın milletvekillerimize söz verelim, siz kısa
açıklamanızı yapın.
Buyurun,
oturabilirsiniz Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) Peki, ben yani süratle bütün
sorulara cevap vermeyi düşünüyordum, takdir sizin Sayın Başkan.
BAŞKAN
Ama, sayın milletvekillerinin kısa bir
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tamamen yalan yanlış bilgileri burada veriyorlar.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen
Sayın Bakan,
oturabilirsiniz, buyurun.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla) Peki, hayhay, teşekkür
ediyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sorulara cevap versin.
BAŞKAN
Sayın Genç, burada sorunuzla ilgili kısa bir açıklama için
talebiniz var ancak henüz sorunuz cevaplandırılmadı.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Böyle, sorulara cevap verilmez.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş, sizin de talebiniz var fakat sizin sorunuz yok, onun
için söz veremeyeceğim.
Sayın
Doğru, buyurun.
Süreniz bir
dakikadır.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Sayın Başkan, süre
kalırsa söz talebimi değerlendirirseniz iyi olur. Okunmuş
olması gerekmiyor.
BAŞKAN
Sayın Doğru, buyurun.
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanıma teşekkür ediyorum soruma vermiş olduğu cevaptan
dolayı.
1990lı
yıllarda Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla beraber
Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkmenistan
bağımsızlığını kazanmıştır. O
yıllardan itibaren çeşitli noktalarda ilişkiler
geliştirilmiş ama istenilen seviyeye de gelmemiştir. Bundaki en
önemli sebeplerin başında ortak dil, ortak tarih ve ortak edebiyat
kitaplarının olmaması ve bu yönlü çalışmaların da
eksik yapılmış olmasıdır. Ortak dil konusunda sizin
söylemiş olduğunuz, radyoların yapmış olduğu,
işte Uygurca, Kırgızca sözcükleri biraz sanki Uygur
Türkçesi, Kırgız Türkçesi, Kazak Türkçesi şeklinde söylense
daha iyi olur diye düşünüyorum. Bir ayrım şeklinde ayrılma
gibi düşünülebilir.
Bir diğer
konu: TRT olarak bilhassa bu bölgelerde karasal yayın konusunda
çalışma yapılmasını biz istiyoruz. Söylemiş
olduğunuz televizyonlar, TRT Türk olsun veyahut da diğer TRT Avaz
olsun, bunlar uydu kanalları vasıtasıyla yayın
yapıyorlar. Bu da
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Doğru, teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık, buyurun.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de Sayın
Bakana her ne kadar geç de olsa verdiği cevaplardan dolayı
teşekkür ediyorum.
Ancak kamuoyu
tarafından gerek eski gerekse yeni bazı milletvekillerinin birinci
derecede yakınlarının TRTnin bazı kanallarında
program yaptıkları ve siyasi görüşleri doğrultusunda kamuoyuna
mesajlar verdikleri bilinmektedir. Bunun en azından TRTde olmaması
temennisini iletiyor, gereğinin de yapılacağını tahmin
ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Sayın
Yalçın, buyurun.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben de soruma bir
yıl gecikmeli cevap alabildim. Gene de teşekkür ediyorum Sayın
Bakana.
Ben Sayın
Bakana, Sosyal Hizmetler yurtlarında kalan çocuklarımızın
iffeti neden korunamıyor? İktidar döneminiz içerisinde bu yurtlarda
kalan kaç çocuğumuz cinsel saldırıya maruz
kalmıştır? diye sormuştum. Sayın Bakan, muhtemelen
cevabı kendi hazırlamadığı için, farklı bir cevap
verdi. Öyle anlaşılıyor ki ortada cinsel saldırıya
maruz kalan çocuklarımızın sayısının
çokluğunun kamuoyuyla paylaşılmak istenmediğini cevaptan
öğreniyorum ve yine, Sayın Bakanım mutlaka
farkındadırlar, verdiği cevapta cinsel saldırı
olaylarının sorumluluğu da bu yurtlara korunma tedbirleriyle
alınan çocuklar olarak takdim edilmiş oldu. Başka bir suçlunun
ya da ihmali olanın olmadığı bu cevaptan
anlaşılmış oluyor. Bu hususu da kamuoyunun takdirine
bırakıyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yalçın.
Sayın
İnan, buyurun.
MÜMİN
İNAN (Niğde) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, Banu Avarın Sınırlar Arası programı,
genel itibarıyla, Batı ülkelerinin kamuoyları, akademisyenleri
ve politikacılarının Türkiye Cumhuriyetine, Türk milletine ve
Türk tarihine karşı olumsuz bakışlarını Türk
kamuoyuyla paylaşmak üzere özetlenmiş bir programdı. Bu
programın kaldırılması noktasında, acaba Batı
kamuoyundan ya da Batı ülkelerinden ya da Batıdaki ülkelerin Türkiye
büyükelçilerinden bu programından kaldırılmasıyla ilgili
bir baskı geldi mi? Sadece bunun gerekçelerini öğrenmek
istemiştik.
Çok teşekkür
ediyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın İnan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Demirtaş, sorunuz olmadığı için söz veremiyorum.
SIRRI SAKIK
(Muş) Başkan, süre varsa niye vermiyorsunuz? Bir sürü
arkadaşımıza verdiniz.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, buyurun.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, bir sorunuzda bir arkadaşımıza diyorsunuz ki 301
kişi alındı, 1.172 kişi çıktı. Bana
verdiğiniz bir soruda da 1.097 kişi emekliye ayrıldı, 524
kişinin ataması gerçekleştirildi. Ya size verilen bilgiler
yanlış veyahut başında bulunduğunuz kuruluşu
henüz tanımamışsınız.
Yine, RTÜK
Başkanına, ilk geldiğinizde, diyorsunuz ki Ayrılması
etiktir. Demin verdiğim soruda Etik olmayan durum bulunmamaktadır.
Yani RTÜK Üst Kurulu, RTÜK Başkanının mal varlığı
konusunda -haklıdır, haksızdır- bir inceleme yapmadı
ki, siyasi bir karar verdi.
Sonra, TRTyi
özelleştirmek istiyorsanız bunu açık söyleyin. TRTde
programları özelleştiriyorsunuz, belli bir değerle satın
alıyorsunuz. Ses sanatçısının, değişik enstrüman
sanatçılarının özel hizmet alımı şeklinde
kiralandığı nerede görülmüş! Ama sizin düşüncenize
uygun olmayan sanatçıları kızağa çekiyorsunuz, bu
insanları sanatçı kiralaması adı altında
alıyorsunuz. Bu çok yanlıştır ve TRTde bir tasfiye
yaşanmaktadır. Bu antidemokratik baskılarla yaşanan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ağyüz.
Sayın Bakan,
buyurun.
Üç dakikalık
süreniz var.
Açıklamalarınızı
yerinizden yapabilirsiniz.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Ben soruları
cevaplandırmaya çalıştım. Burada her sorunun sorulma tarihi
var, bunlar on sekiz ayla altı ay arasında değişiyor.
Verilen cevaplarda, eğer rakamlarda bir iki değişiklik varsa
Zaten yazılı soruları da bir hayli soruyorsunuz onlara on
beş gün içinde cevap veriyorum ama bugün ben özellikle rica ettim, sözlü
soruların daha fazla bekletilmesini arzu etmiyorum. Bugün sizlere hiç
olmazsa yirmi beş sorunun cevabını vermeye
çalıştım. Sorulara verdiğim cevapların
arkasındayım. Bunlar bana bağlı olan kurumlarla bir arada
çalışılarak hazırlanmıştır ve yapılan
işlerden de haberim vardır.
Sayın
Reşat Doğrunun da, değerli arkadaşlarımın da hem
tavsiyelerini hem önerilerini ayrıca değerlendireceğim. Burada
tatmin olunmayan konular varsa yazılı olarak da cevap verebilirim,
yazılı olarak da sorabilirsiniz.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
SIRRI SAKIK
(Muş) Grubumuzun uğradığı bir haksızlık
var.
BAŞKAN -
Sorular cevaplandırılmıştır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sorularımız okundu ama cevaplandırılmadı.
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.41
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.58
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmına geçiyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Alınan karar gereğince, bu kısmın 30uncu
sırasında yer alan Zonguldak Milletvekili Ali Koçal ve 26
milletvekilinin, 35inci sırasında yer alan Muğla Milletvekili
Metin Ergun ve 29 milletvekilinin, 42nci sırasında yer alan İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras ve 19 milletvekilinin, 72nci sırasında
yer alan Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 34 milletvekilinin,
88inci sırasında yer alan Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ve 22
milletvekilinin, 125inci sırasında yer alan Trabzon Milletvekili
Kemalettin Göktaş ve 24 milletvekilinin, 138inci sırasında yer
alan Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 28 milletvekilinin, 152nci
sırasında yer alan Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38
milletvekilinin, 161inci sırasında yer alan Muğla Milletvekili
Fevzi Topuz ve 28 milletvekilinin, 174üncü sırasında yer alan
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan ve 20 milletvekilinin, 252nci
sırasında yer alan Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 37
milletvekilinin, 258inci sırasında yer alan Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürk ve 24 milletvekilinin, 269uncu sırasında yer alan
Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, 273üncü
sırasında yer alan Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 23
milletvekilinin, 282nci sırasında yer alan Zonguldak Milletvekili
Polat Türkmen ve 20 milletvekilinin, 283üncü sırasında yer alan
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 20 milletvekilinin, 288inci
sırasında yer alan Eskişehir Milletvekili Murat Sönmez ve 23
milletvekilinin, 320nci sırasında yer alan Siirt Milletvekili Afif
Demirkıran ve 20 milletvekilinin, 323üncü sırasında yer alan
Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve 22 milletvekilinin, 334üncü
sırasında yer alan Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21
milletvekilinin, 350nci sırasında yer alan Mardin Milletvekili Ahmet
Türk ve 20 milletvekilinin, madencilik sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergelerinin birlikte yapılacak görüşmesine
başlıyoruz.
X.-
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.-
Zonguldak Milletvekili Ali Koçal ve 26 milletvekilinin, taş kömürü
üretimindeki sorunların ve Türkiye Taşkömürü Kurumunun durumunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/67)
2.-
Muğla Milletvekili Metin Ergun ve 29 milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/75)
3.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras ve 19 milletvekilinin, altın
madenciliğinin bütün yönleriyle araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/82)
4.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 34 milletvekilinin, bor
madenciliğindeki sorunların araştırılarak bor
kaynaklarının etkin ve verimli değerlendirilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/122)
5.-
Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin,
Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının işletilmesi
konusunun araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/141)
6.-
Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 24 milletvekilinin, petrol arama
çalışmaları konusunda Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/180)
7.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan ve 28 milletvekilinin, mermercilik
sektörünün sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/193)
8.-
Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/208)
9.-
Muğla Milletvekili Fevzi Topuz ve 28 milletvekilinin, taş
ocaklarının çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/216)
10.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan ve 20 milletvekilinin,
mermercilik sektöründeki sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/229)
11.-
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 37 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/304)
12.-
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 24 milletvekilinin, bor
madenciliğindeki sorunların araştırılarak bor kaynaklarının
etkin değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/309)
13.-Mardin
Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, Batmandaki petrol tesislerinin
çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/320)
14.-
Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 23 milletvekilinin, Kütahyadaki
Seyitömer ve Garp Linyit İşletmeleri yönetimine yönelik
iddiaların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/324)
15.-
Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen ve 20 milletvekilinin, maden
kaynaklarının araştırılarak madenciliğe
dayalı sanayinin oluşturulabilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/336)
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 20 milletvekilinin, ülkemizdeki
maden kaynaklarının araştırılarak etkin ve verimli
değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/337)
17.-
Eskişehir Milletvekili F. Murat Sönmez ve 23 milletvekilinin, lüle
taşının değerlendirilmesindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/342)
18.-
Siirt Milletvekili Afif Demirkıran ve 20 milletvekilinin, madencilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/374)
19.-
Manisa Milletvekili Şahin Mengü ve 22 milletvekilinin, Turgutlu-Çal
Dağında yapılacak nikel madenciliği faaliyetlerinin
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/377)
20.-
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 21 milletvekilinin, Tarsustaki
şantiye ve maden ocaklarının yol açtığı
sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/388)
21.-
Mardin Milletvekili Ahmet Türk ve 20 milletvekilinin, kömür üretimi ve
ticaretindeki yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/404)
BAŞKAN
Hükûmet? Yerinde.
Meclis
araştırması önergeleri sırasıyla Genel Kurulun;
30/11/2007 tarihli 28 inci, 27/12/2007 tarihli 43üncü, 03/01/2008 tarihli 45inci,
12/02/2008 tarihli 63üncü, 06/03/2008 tarihli 74üncü, 01/05/2008 tarihli
98inci, 27/05/2008 tarihli 109uncu, 05/06/2008 tarihli 114üncü, 17/06/2008
tarihli 118inci, 25/06/2008 tarihli 122nci, 14/01/2009 tarihli 44üncü,
20/01/2009 tarihli 46ncı, 10/02/2009 tarihli 55inci, 18/02/2009 tarihli
59uncu, 06/04/2009 tarihli 72nci, 07/04/2009 tarihli 73üncü, 20/05/2009
tarihli 91inci, 26/05/2009 tarihli 93üncü, 05/06/2009 tarihli 100üncü,
16/06/2009 tarihli 105inci birleşimlerinde okunduğundan tekrar
okutmuyorum.
İç
Tüzükümüze göre Meclis araştırması açılıp
açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete, siyasi parti
gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine veya onların
göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.
Konuşma
süreleri, Hükûmet ve gruplar için yirmişer dakika, önerge sahipleri için
onar dakikadır.
Şimdi söz
sırası Hükûmetin ancak Hükûmet söz istemiyor.
Gruplar
adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Ali Koçal,
Zonguldak Milletvekili.
Buyurun
Sayın Koçal. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi
dakikadır Sayın Koçal.
CHP GRUBU ADINA
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; maden çeşitliliği bakımından zengin
yataklara sahip olan ülkemizde mermercilik sektörü, taş kömürü ve bor madeni
işletmeciliğiyle ilgili yaşanan sorunların tespit edilmesi
ve bu sorunların giderilmesi amacıyla Anayasamızın
98inci, Meclis İç Tüzüğümüzün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince verdiğimiz Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergelerimiz hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Madencilik
sektörü emek yoğun bir sektör olmasının yanında,
yarattığı istihdam alanları ile de işsizliği
büyük ölçüde önleyebilecek ve ülke ekonomisine katma değer yaratabilecek
bir sektördür ancak yedi yıllık AKP İktidarı döneminde
görüyoruz ki madencilik sektörü tümüyle ihmal edilmiş, sektörün
sorunlarıyla bu zaman çerçevesinde yeterince ilgilenilmemiş ve sektör âdeta sahipsiz
bırakılmıştır.
Ülkemizde
mermercilik sektörü, üretimde dünya 7ncisi, ihracattaysa 8inci
sıradadır. Ülkemiz ekonomisi için bu kadar önemi haiz mermercilik
sektörü ileri teknolojiyle rekabet edemez hâldedir. Bunun için sektörün ihtiyaç
duyduğu düşük faizli kredi olanaklarıyla pırlantaya
sağlanan vergi muafiyetleri, çeşitli sektörlere sağlanan ÖTV
indirimleri, teşvikler bu sektöre ne yazık ki
sağlanmamıştır.
Ayrıca,
enerji yoğun sektör olan mermercilik sektörüne verilmesi gereken ucuz
enerji verilmemiştir. Ülkemiz ekonomisine daha fazla katma değer
sağlayabilecek mermercilik sektörünün sorunları Hükûmet
tarafından görmezlikten gelinmiştir. Öyle ki sektörde faaliyet
göstermek isteyen bir firmanın 7 bakanlıktan ve 22 genel müdürlükten
izin alması, bir başka ifadeyle mücadeleyi gerektirmektedir.
Bürokrasiyi azalttık. diyen Hükûmet, mermercilik sektörünün içinde
bulunduğu bu zorluklardan bihaberdir.
Mermercilik
sektörü bu durumda da, dünya bor rezervinin yaklaşık yüzde 72sini
elinde bulunduran ülkemizde bor konusu acaba Hükûmetin ne kadar gündemindedir,
bir de buna bakmak gerekiyor.
Dünya bor
rezervinin yaklaşık olarak 1,2 milyar ton olduğu
hesaplanmaktadır. Ülkemiz bu rezervin yaklaşık 883 milyon tonluk
kısmına sahiptir. Devletin maden işletmeciliğine 1924
yılında kurulan Ergani Maden Şirketine Maliye
Bakanlığının üçte 1 payla katılmasıyla
başlayan ilgisi, bugün Eti Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğümüzde devam etmekte olup, kurum bu konuda tek yetkili ve etkili
hâldedir, ancak bugün görüyoruz ki kurum çeşitli sorunlarla ne yazık
ki karşı karşıyadır.
Bor mineralleri
katıldıkları malzemelerin değerini artırmakta, bu
nedenle de sanayinin tuzu olarak nitelendirilmektedir. Gelişen
teknolojiler bor minerallerine olan bağımlılığı
artırmaktadır. Yabancıların ülkemizde bulunan bor
madenleriyle ilgileniyor olmaları ve Eti Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğümüzün özerkleştirilerek daha sonra da
özelleştirileceği yönündeki kamuoyundaki yaygın kanı bizi
ziyadesiyle rahatsız etmektedir. Bu konuda şimdiden Hükûmeti
uyarmayı kendime bir görev olarak addediyorum. Tabii ki kurumun ve bor
madeninin, Meclis araştırması açılması talebimizdeki
gerçeklerin ve sorunların tamamını burada ayrılan süre
çerçevesinde anlatma olanağım yoktur. Ancak, sorunlara kısaca
birkaç maddeyle değinmek istiyorum:
Eti Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki Emet, Bigadiç ve
Kesterek bor işletme müdürlüklerinde üretim faaliyetleriyle
orantılı olarak ortaya çıkan stokların satılarak
ekonomiye kazandırılması hususlarında gerekli
çalışmaların yapılması; Bandırma işletmesi
sülfürik asit fabrikasının temel maddesi olan biyet maddesinin
temininde fiyat yönünden ortaya çıkan sorunların giderilmesi;
Bandırma ihraç stok sahası yapımı işinin
tamamlanmasını müteakip ortaya çıkacak Emirler Emet borik asit
tesisi arasındaki kara ve demir yolunun yapılması için ve yine
Çin ve Uzak Doğuya olan satışların artmasıyla meydana
gelecek talep artışının karşılanabilmesi için
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılması talebimiz vardır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; mermer sektöründe, bor madeninde
durum böyle de taş kömürü madeninde sorunlar farklı mı?
Taş kömürü
madencilik sektörü de emek yoğun bir sektördür. Defalarca,
konuşmalarımızda, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sık
sık bunu ifade etmeye çalıştık. Vermiş olduğumuz
araştırma önergelerimizin görüşmeye alınması hâlinde
bu sorunlar derinlemesine irdelenebilecektir.
Kuşkusuz,
taş kömürü denince ilk akla gelen Zonguldak ilidir. Zonguldak Türkiye
Taşkömürleri Kurumu, hepinizin bildiği gibi, cumhuriyetin ilk
yıllarından itibaren ülke sanayisinin kurulması ve
gelişmesine büyük katkılar vermiştir. Uzun yıllar tek
başına, başta demir-çelik sektörü olmak üzere ülkemiz
sanayisinin koklaşabilir kömür ihtiyacını karşılayan
havza, günümüzde ise enerji ve demir- çelik sektörü kömür ihtiyacının
çok az kısmını karşılayabilmektedir. Son yıllarda
tamamen ihmal edilen Türkiye Taşkömürünün kendi ayakları üzerinde
durabilmesi, üretiminin ve verimliliğinin artırılarak maliyetlerinin
düşürülmesine bağlıdır.
Taş kömürü,
ülkemizin enerji ve demir-çelik sektörü için stratejik bir öneme sahiptir.
Geçmiş yıllardan günümüze üretimin de giderek
azaldığı, 20 milyon ton/yıl ihtiyaca
karşılık 1 milyon 350 bin ton/yıla düştüğü bir
gerçektir. Kurumda ciddi anlamda işçi açığı vardır.
İşçi sayısındaki azalma ciddi üretim düşüklüğüne
neden olmaktadır.
2004
yılına kadar havzaya özgü yasal düzenlemeler ile Maden Kanununa tabi
olmadan faaliyette bulunan Kurum, Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümleri
çerçevesinde Maden Kanunu kapsamına alınmıştır.
Taş kömürü havzasının Maden Kanununa tabi olmasıyla,
hukuku Kurum uhdesinde kalmak şartıyla işlettirme yetkisinin
tanınmasıyla, özellikle rödovans uygulamalarında ortaya
çıkan yasal problemlerin çözülmesinde Kuruma kolaylıklar
sağlanması, ayrıca, günümüze kadar havzada devletçe yapılan
taş kömürü üretim ve yatırımlarının yanı
sıra özel girişimciler
tarafından da yatırım yapılabilmesinin önünün
açılması öngörülmüştür.
Önceki Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Hilmi Gülerin Kendi
ayağımızın dibindeki kömürü çıkaramıyoruz.
Türkiyenin kendi kaynaklarını harekete geçirmek için yapılan
çalışmalarla taş kömürü üretimini 10 milyon tona
çıkaracağız. Bunun 5 milyon tonunu Türkiye Taşkömürü, 5 milyon
tonunu ise özel sektör üretecek. Hesaplarımıza göre 8 bini özel, 2
bini kamuda olmak üzere toplam 10 bin ek istihdam sağlanacak.
şeklindeki söylemi Maden Yasası kapsamına giren Türkiye
Taşkömürü ve Zonguldak halkını ne yazık ki
umutlandırmıştı. Ancak, gelinen noktada Türkiye
Taşkömürü Kurumu yönetiminin tüm çabalarına karşın beklenen
verim alınamamıştır.
Bu nedenlerle,
Türkiye Taşkömürünün sorunlarının belirlenmesi, Türkiye
Taşkömürü üretimine dönük işçi açığının
saptanması ve çözüm önerilerinin belirlenmesi konusunda gerekli
araştırmaların yapılarak alınacak önlemlerin
hızlandırılmasını istiyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 26 Ağustos 1931 tarihinde
Zonguldakı ziyaret eden Yüce Atatürk Zonguldakın derin
toprakları altındaki serveti madeniye ne kadar kıymetliyse
Zonguldak bizim için o kadar kıymetlidir. diyerek Zonguldakın ve
taş kömürü madenciliğinin ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu
ortaya koymuştur. Yine Zonguldak kömür madenlerinin tartışıldığı
günlerde İsmet İnönü, yine bu Meclis çatısı altında
Kömür meselesini bütün memleket için büyük bir dava telakki ediyorum.
demiştir.
Taş kömürü
1829 yılında bulunmuş ve 1848 yılından itibaren de
üretilmeye başlanmıştır. Cumhuriyet dönemine kadar daha çok
yabancı şirketler, özellikle de İngiliz ve Fransızlar
tarafından işletilen kömür ocakları cumhuriyetten bu yana
devletin gözetim ve denetiminde işletilmektedir. Çok uzun bir süre
Zonguldakta çıkarılan kömürler modern Türkiye'nin
sanayileşmesine katkıda bulunmuş, şehirlerin hızla
büyüyen sanayi kapasitesinin enerji ihtiyacını
karşılamıştır. Altında 1 milyar 300 milyon ton
kaliteli taş kömürü olan Zonguldak bundan otuz yıl öncesine kadar
yılda 5 milyon ton üretir iken bu üretim 1,5 milyon tonlara kadar
düşmüştür. Oysaki günümüzde enerji sektöründe yaşanan
darboğaz, kömürün hem sanayinin hem de elektrik üretiminin vazgeçilmez bir
enerji kaynağı olduğu gerçeğini bir daha göstermektedir.
Elbette taş
kömürü ve demir-çelik sektörü denilince Zonguldak akla gelir. Zaten taş
kömürü Türkiye'de sadece Zonguldak bölgesinde bulunduğu için KARDEMİR
ve ERDEMİR fabrikalarıyla Çatalağzı Termik Elektrik
Santrali bu bölgeye kurulmuştur.
Demir-çelik
sektörünün yanı sıra yüksek kalorisi nedeniyle taş kömürü
kullanan diğer sektörler de hesaba katıldığında ülkemizin
yıllık taş kömürü ihtiyacı 20 milyon ton
civarındadır. Ülkemizde ucuz enerji üretiminin sağlanması
ve bu enerjinin sürekli ve güvenilir olması bakımından yerli
kaynaklarımızın kullanılması kaçınılmaz bir
gerekliliktir. Türkiye, hemen her yıl, yaklaşık 2 milyar dolar
ödeyerek taş kömürü ithal etmektedir. Bu rakamın giderek 4 milyar
doları bulacağı tahmin edilmektedir. Bir taraftan Türkiye'nin
taş kömürü ihtiyacı artarken diğer yandan taş kömürü
üretimi gerilemeye devam etmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye'nin gelişmesinin önündeki engelin kamu
kuruluşları olduğu, devletin küçültülmesi ve kamunun faaliyet
alanının daraltılmasıyla ülke sorunlarının
çözülebileceği söyleminin madencilik sektörüne yansıması; kamu
madencilik kuruluşlarının kapatılması,
özelleştirilmesiyle özel sektöre devredilmesi ya da en azından kamu
kuruluşlarının yapmakla sorumlu oldukları işlerin
şirketlere gördürülmesi şeklinde olmuştur. Ancak, bugüne kadar
madencilik sektöründe özelleştirme ve özelleştirmeye yönelik olarak
yapılan benzeri çalışmaların hiçbirisinde olumlu bir sonuç
alınamamış, madencilik sektörü giderek ne yazık ki
küçülmüştür. Dolayısıyla, ülke sanayisinin gelişmemesi
madencilik sektörünü de olumsuz etkilemekte, bu sektöre yapılabilecek
yatırımlar hızla hizmetler sektörüne kaydırılmakta ve
madencilik sektörünün ülke ekonomisine katkısı giderek
düşmektedir.
Değerli
milletvekilleri, cumhuriyet devrimiyle birlikte, Büyük Önder Mustafa Kemal
Atatürk ve arkadaşlarının en öncelikle sahip
çıktığı Zonguldakın maden ocakları, 1970li
yıllarda, başta bölgedeki iki demir çelik fabrikası olmak üzere,
Türkiye'nin tüm ihtiyacının neredeyse tamamını
karşılayabilecek durumdaydı ama 1980, 1990 ve özellikle de
2000li yıllardan sonra izlenen ekonomik politikalarla Zonguldak ve
taş kömürüne yapılan yatırımlar ihmal edilmiştir.
Taş kömürü üretimi sürekli gerilemiş yani Türkiye Taşkömürü
Kurumu küçültülmüştür. 2002 yılında Adalet ve Kalkınma
Partisi Hükûmeti geldiğinde yılda 2,5 milyon ton üretim yapan Türkiye
Taşkömürü, geçen yıl ancak 1,5 milyon ton kömür üretebilmiştir.
Bölgede bulunan KARDEMİR ve ERDEMİRin yıllık taş
kömürü ihtiyacı 2,5 milyon ton olmasına rağmen, Türkiye
Taşkömürü ancak 400 bin ton kömür verebilmiştir bu ilgili
kuruluşlara. Geriye kalan daha düşük kalorili kömür ise
Çatalağzı Termik Santralinde kullanılmıştır.
Demir-çelik sektörüne ve diğer sanayi sektörüne kaliteli kömür
verilememiştir, ihtiyaçları giderilememiştir ve
dolayısıyla dışarıdan ithal kömür almak zorunda
kalınmıştır. Oysa önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Sayın Hilmi Güler, 24 Haziran 2004 tarihinde Zonguldaka
yaptığı ziyarette bir açıklamada bulunmuş ve Türkiye
Taşkömürünü canlandıracaklarını ve yılda 5 milyon ton
kömür üreterek tam kapasite çalışacaklarını
söylemişti. Ancak söylenen gerçekleşmemiş, aksine tam tersi
olmuştur.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti kurulduğunda yani 2002 sonunda Türkiye
Taşkömüründe 15.760 işçi çalışıyordu değerli
arkadaşlar, bugün ise işçi sayısı 10.300. Eğer
taş kömürü üretiminin artırılmasını istiyorsak derhâl
üretim işçisi alınması zorunludur, aksi hâlde ocaklarda
yapılan hazırlıklar heba olacaktır. Yüz altmış
yıllık üretim kültürüne sahip olan Türkiye Taşkömürü Kurumunu
dikkate almamak, gözden çıkarmak ülkemize ve o bölgeye yapılabilecek
en büyük kötülüktür. Kömür, yer altında hazır ve kazılıp
ekonomiye kazandırılmayı bekliyor. Bu kömürü şimdi
üretmeyeceğiz de ne zaman üreteceğiz? Ancak öyle
anlaşılıyor ki AKP Hükûmeti IMFden korkusuna maden ocaklarına
gerekli yatırımı yapamamaktadır. 5 milyon ton üretim kapasitesine
sahip olan Türkiye Taşkömürü, kapasitesinin ancak üçte 1iyle
çalışıp zarara mahkûm edilmekte ve sonra da orada
çalışanlara, görev yapanlara fatura kesilmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; eski Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanımız Petrol ve doğal gaz fiyatları böyle giderse çok
eski bir buluş olan kömürü yeniden keşfedeceğiz, buraya
doğru bir gidiş var. demiş olmakla kömürün önemi ve
değerini, herhâlde, öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisinin
yetkililerine anlatmaya çalışmıştır.
Madencilik
sektörünün ülkemiz için önemi göz önüne alındığında,
sorunlarımızın çözümü ve sektörün ülke ekonomisi içindeki
payının artırılması için madencilik
bakanlığının kurulması da büyük önem
taşımaktadır. Ayrıca, TTKda yılda 5 milyon ton
taş kömürü üretmek mümkündür. Bunun için, biraz önce de ifade ettiğim gibi, öncelikle üretim
işçisi alınmalıdır. Kömür geçmişimiz değil
geleceğimiz olmalıdır. Bu pencereden bakmak zorundayız.
Önümüzdeki yıllarda belki de yerdeki kömür tozlarını da toplamak
zorunda kalacağız. O nedenledir ki en kısa zamanda, ayrıca
bir kömür enstitüsü kurulması gerekmektedir. Bu enstitüde, ülkemiz
kömürleriyle ilgili kapsamlı araştırmalar yapılmasına
ortam hazırlanmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, madencilik sektörünün sorunlarının
araştırılması çerçevesinde iş kazalarını da
değerlendirmek gerekmektedir diye düşünüyorum. İş
kazaları sonucu, yüz altmış yıllık kültüre sahip olan
Zonguldakta bugüne değin 5 bin civarında maden şehidi
verilmiştir. Bu şehitleri, Zonguldak ve bu işlerle ilgilenenler,
artık daha da artırma yoluna gitmek yerine, bunları
azaltmanın çarelerini aramaktadır. Elbette, tabii, madencilik
sektörü, zor, yıpratıcı, yüksek oranda risk taşıyan ve
bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en
ağır iş koludur. Yüksek kâr sağlamak amacıyla
yapılan üretim projeleri, hızlı ve yüksek kazanç için
yapılan üretim zorlamaları, bir yandan yetersiz, liyakatsiz
kişilerin siyasal amaçlarla
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Koçal, lütfen tamamlar mısınız.
Buyurun.
ALİ KOÇAL
(Devamla) Teşekkür ederim.
kilit mevkilere
atanması ve diğer yandan da kamusal denetimin iyice
gevşetilmesi, iş eğitimi eksikliği kazaların
kaçınılmaz hâle gelmesine neden olmaktadır. Kömür
madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza
ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer
almaktadır. Bu nedenle madencilik sektörünün daha yakından izlenmesi,
değerlendirilmesi ve kaza önleme çalışmalarına daha fazla
ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, tüm bu nedenlerden dolayı, madencilik sektörü
hakkında verilen araştırma önergelerinin gündeme alınarak,
bütün sorunlarının ve çözüm önerilerinin incelenmesi,
araştırılması gerekmektedir. Dolayısıyla,
Meclisimizin bu doğrultuda karar vereceğine inanıyorum.
Yüce Meclisi,
şahsım ve grubum Cumhuriyet Halk Partisi adına saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Koçal, teşekkür ediyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Alim Işık, Kütahya
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; madencilik sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılması
için Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilerimize mensup
değerli milletvekilleri tarafından verilen araştırma
önergeleriyle ilgili görüşlerimizi açıklamak üzere Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle
Ankara ilimizin Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkenti oluşunun
86ncı yıl dönümünü kutluyor, bu ilimizin ilelebet başkent
kalması dileklerimle hepinize saygılar sunuyorum.
Ayrıca
yarın Bursada yapılacak Türkiye-Ermenistan futbol
karşılaşmasında Türk Millî Takımına da
başarılar diliyorum.
Bu oturumda
tartışılacak olan on beş farklı araştırma
önergesi incelendiğinde söz konusu önergelerin milletvekillerimiz
tarafından gerek bölgesel gerekse ülke genelinde Türkiye Taşkömürü
Kurumunun mevcut durumunun incelenmesi, mermercilik sektörünün, altın
madenciliğinin, bor madenciliğinin, nikel madenciliğinin, petrol
arama çalışmalarının ve madencilik sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verildiği görülmektedir.
Hemen hemen
ülkemizin her bölgesi ve ilini ilgilendiren bu önemli konunun gündeme
alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bütün
yönleriyle tartışılmasından duyduğumuz memnuniyeti
belirtiyor, sözlerimin başında bu amaçla kurulacak araştırma
komisyonunu desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Vergi Konseyi Başkanlığı ve Madencilik
Başkanlar Konseyi Birliği tarafından Türkiye Madencilik
Sektörünün Yapısı, Vergisel Sorunları ve Çözüm Önerileri isimli
rapor 5 Şubat 2009 tarihinde yayınlanarak sektörün ve kamuoyunun
istifadesine sunulmuştur.
11 değerli
kişinin birlikte hazırladığı bu raporda Türkiyedeki
madencilik sektörünün durumu, Türkiye'nin maden potansiyeli, Sektörde
uygulanan devlet yardımları ve destekleriyle yeterliliğinin
değerlendirilmesi, Sektördeki sorunlar ve Sektörün idari
yapısı ile mali sorunlarının çözümüne ilişkin
öneriler ana başlıkları altında çok detaylı ve
değerli bilgilere yer verilmiştir. Bu nedenle, vaktimi daha iyi
değerlendirmek anlamında, bahsettiğim maden
gruplarının Türkiyedeki durumlarıyla ilgili rakamlarla sizi
meşgul etmek istemiyorum ve konuşmamın ilk bölümünde daha çok
uygulamada sektör mensuplarının muhatap oldukları sorunlar ve
yine sektörün içinden gelen bu sorunların çözümüne yönelik önerilere yer
verirken, eğer vaktim kalırsa, son bölümde de önemli bir ilimiz olan
ve maden ilimiz olan Kütahya ilindeki bor madenciliği ve
sorunlarının çözümüne yönelik önerilere yer vermek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde 2009 yılı Ocak-Haziran dönemi maden
ihracatı incelendiğinde 2008 yılının aynı
dönemine göre miktarda yüzde 30,5; değerde ise yüzde 39,5 oranında
ihracatın azaldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu
rakamlarla yaklaşık 6 milyon ton ve 970 milyon dolar ihracat gerçekleşmesi
olmuştur. Bu azalmada ülkemizde yaşanan ekonomik krizin yanında
uygulamada yaşanan önemli hukuki ve yasal sorunların da etkili
olduğu sektör temsilcileri tarafından sık sık dile
getirilmektedir. Bu bağlamda, yaşanan bazı önemli hukuki ve
yasal sorunları ve çözüm önerilerini şu şekilde sıralamak
mümkün olabilecektir:
1) Bilindiği
gibi, Anayasa Mahkemesi, 5177 sayılı Yasayla değiştirilen
3213 sayılı Maden Yasasının 7nci maddesini Anayasaya
aykırı bularak 15 Ocak 2009 tarihinde iptal etmiştir ancak iptal
kararının bir yıl sonra yürürlüğe girmesi
kararlaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi, aynı
kararında Çevre Kanununun 10uncu maddesinde 13 Mayıs 2006 tarihli
5491 sayılı Yasayla yapılan değişiklikle getirilen
Petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetleri, Çevresel Etki
Değerlendirmesi kapsamı dışındadır. hükmünü de
iptal etmiştir. Böylece, bu iptal kararının altı ay sonra
yürürlüğe gireceği de belirtilmiştir.
Diğer
yandan, Danıştay 8. Dairesi, 10 Şubat 2009 tarihli kararı
ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararından yola çıkarak Madencilik
Faaliyetleri İzin Yönetmeliğinin ve bu Yönetmelikte yapılan
bütün değişikliklerin yasal dayanağını
yitirdiğini belirterek Yönetmelikin iptali istenen bütün maddeleri
hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Danıştay
ve Anayasa Mahkemesi kararlarından
sonra ortaya çıkan hukuksal boşluk
değerlendirildiğinde, devlete Anayasanın 56ncı maddesinde
verilen çevreyi koruma ödevi ve Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası
çevre sözleşmeleri karşısında Yönetmelikin uygulanmaya
devam edilmesi hâlinde Anayasa ve yasaların dava konusu Yönetmelike
üstünlüğü ilkesinin zedeleneceğinin altı çizilmiştir.
Bu alınan
kararların dayanağı doğa dengesinin madencilik
faaliyetleriyle bozulduğu ve bir daha geriye kazanılamayacağı
düşüncesine dayanmaktadır. Alınan bu kararlar ülke ekonomisine
ve istihdama önemli katkı sağlayan madencilik sektörünü ciddi bir
şekilde sekteye uğratmış ve sektörün önünü tıkamıştır.
Böylece sektör, maden arama, etüt ve işletmeye yönelik izinlerin
durdurulmasıyla kurumlar arası hukuksal bir boşluğa
düşmüştür. Bu hukuksal boşluk, sektörün en verimli olduğu
yaz aylarında neredeyse çalışamaz hâle sokulmasına yol
açmıştır. Bu sıkıntının kısa vadede
çözümü için çevreyle ilgili alınan bütün kararlara bağlı olarak
madencilik yapılacak alan ile ilgili koordinatlar içerisinde faaliyet
sahibine bağlayıcı bir taahhütname imzalattırılıp
izin verilmesi sağlanabilir. Diğer yandan, Anayasa ve Danıştay
kararları doğrultusunda söz konusu yasadaki değişiklik
mutlaka Meclis tarafından bir an önce gerçekleştirilmesi gereken
önemli bir engel olarak görülmektedir.
2) Arama veya
işletme dönemi faaliyeti göstermiş fakat 3213 sayılı Kanun
maddelerine göre terk veya iptal nedeniyle Maden İşleri Genel
Müdürlüğü uhdesine geçmiş ve ihale dönemi ihaleye çıkarılan
sahaların geçmiş hukuku ya da jeolojik bilgilerine yönelik
sağlıklı bilgiye ulaşmada ciddi sıkıntılar
çekildiği iddia edilmektedir. Bu konuda mutlaka bir düzenli arşivin
tutulması kaçınılmazdır.
3) İhaleye
çıkarılan bazı sahalar dönem içerisinde, Madencilik Faaliyetleri
İzin Yönetmeliği ve çevre mevzuatı nedeniyle, işletme
ruhsatı alındığı hâlde işletilememektedir. Bu
konudaki en büyük engel, baraj mansabından belirlenen koruma
alanlarında veya mevsimsel akışlı derelerin bulunduğu
alanlarda madenciliğe izin verilmemesidir.
4) Özellikle Eti
Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünden ihaleye
çıkarılan sahaların faaliyet sahipleri tarafından
alınmasından sonra çıkan hukuksal engeller madenlerin
işletilmesini ağırlaştırmaktadır. Örneğin
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde faal olan sahalar terör
faaliyeti nedeniyle işletilememekte ve 3213 sayılı Maden
Kanununun 24üncü maddesi gereği, beş yıllık sürede mücbir
sebepler ve beklenmeyen hâller dışında üç yıldan fazla
üretim yapılmayan sahalar iptal edilmektedir. Maden İşleri Genel
Müdürlüğü (MİGEM) bu sahaların terör faaliyeti nedeniyle
işletilemediğine dair ilgili kurumdan yazılı evrak
istemekte, ancak, ilgili kurum ise bu yazılı evrakı
zamanında ya da hiçbir şekilde verememektedir.
5) Metalik
madenlerin işletilmesinde baz alınan rezerv ve tenöre bağlı
mali hesap ve işletilebilirlik fizibilitesinin Maden İşletmeleri
Genel Müdürlüğü tarafından biraz daha esnetilerek incelenmesi
konusunda ciddi taleplerle karşılaşılmaktadır. Faaliyet
sahibi tesis sahibi ise veya tesis kurmayı planlıyor ise
işletilebilirlik parametreleri ülke ekonomisi de göz önünde bulundurularak
biraz daha esnetilme ihtiyacına gelmiştir.
6) Endüstriyel
hammaddeler kapsamında değerlendirilen feldspat, bitovnit, illit,
kaolen, kalsit ve karışım killeriyle ilgili komisyon
kararları neredeyse ülke madenciliğini sekteye uğratacak
derecede ağır şartlar içermektedir. Örneğin, Maden
İşleri Genel Müdürlüğü Kaolen Komisyonunun 7/7/2008 tarih ve
4518 sayılı kararlarına göre kaolen talepleri
değerlendirilirken üretim veya işletme izni talep alanını
temsil edecek şekilde en az farklı lokasyondan üç adet numune
alınması istenmekte, alınan numunelerin tüm kayaç içerisinde
minerallerin yüzde oranlarını belirlemeye yönelik olarak XRD
analizinin yapılması, bu analiz sonucunda kil grubunda birinci
sırada kaolinit mineralinin bulunması ve en az yüzde 20 oranında
olması, diğer yandan kimyasal analizlerin yapılması ve bu
analiz sonucunda demir, silisyum, sodyum ve potasyum oksit miktarlarında
belirli oranların aranması gerekmektedir. Bu kararlara göre
alınan numune örneklerinde Türkiye standartlarındaki laboratuvarlarda
birinci mineralin kaolinit çıkmasının neredeyse imkânsız
olduğu iddia edilmektedir.
İşletmeciler
hammadde olarak kimyasal reçetede yukarıda belirtilen
sınırlılık değerleri sağlayamadıkları
için ciddi anlamda sıkıntılar çekmektedirler. Bu bağlamda
seramik fabrikalarının bu komisyon kararları dışında
tutulması kaçınılmaz hâle gelmiştir.
Benzer uygulama
feldspat madeni için de yapılmakta ve ciddi sıkıntılar
çekilmektedir.
7) Genel anlamda
maden ruhsatı faaliyet sahibi Çevre Etkileşim Değerlendirme ve
Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmelikleri karşısında
ağır işleyen bürokrasiden kaynaklanan mağduriyet
içerisindedir. Mutlaka bu bürokratik engellerin de bir an önce
azaltılıp daha hızlı işleyen bir sistemin uygulamaya
geçirilmesi gerekmektedir.
8) Madenciye
sıkıntı yaratan bir başka durum ise sanidin cevheriyle
ilgilidir. Sanidin bir feldspat grubu minerali olmakla birlikte beşinci
grup içerisinde yer alması madenci için hem araştırma yönünden
hem de alan yönünden sıkıntı yaratmaktadır. Dördüncü grup 2
bin hektara kadar müsaade edilirken beşinci grup minerallere 500 hektara
kadar müsaade verilmesi ciddi anlamda bir sıkıntı kaynağıdır.
9) Kömür
ruhsatlarında birleşik ruhsatlar havza niteliği
taşımasına rağmen, her ruhsat 3213 sayılı Kanuna
göre ayrı ayrı jeolojik açıdan incelenmekte ve madenciye zaman
kaybına yol açmaktadır. Havza konumunda olan bu ruhsatlarda ruhsat
sahibinin beyanının esas alınması, faaliyet sahibinin
madencilik yönünden önünün açılmasına imkân tanıyacaktır.
10) Maden
Kanununun 46ncı maddesine istinaden işletme izin alanları
içinde yer alan alanların kamulaştırılmasıyla ilgili
bürokratik işlemler süreci oldukça uzun bir zamana
yayılmaktadır. Bunun mutlaka kısaltılması ve
daraltılması gerekmektedir.
Bunlara ek olarak
enerji maliyetlerinin yüksek olması. Özellikle doğal gaz, mazot ve
elektrik fiyatlarının bu sektörde altından kalkılamaz
düzeyde maliyet oluşturması.
Madenciliğe
dayalı sanayinin gelişmiş olmaması ve madenlerin ham madde
veya ara ürün olarak yurt dışına satılıp uç ürün
olarak geri alınması.
Bakır, krom,
gümüş, altın, kurşun gibi değerli maden işletmeleri
yatırımlarının genellikle yurt dışı
kaynaklı olması.
Yüksek sermaye
tutarı ve zorluk taşıyan yasal yükümlülüklerden dolayı
yatırımcıların madencilik faaliyetlerinden çekinmesi ve
benzeri gibi birçok sorun da bir diğer çözüm bekleyen grup içerisinde
sayılabilir.
Peki, Bu
sorunlara karşı neler önerilebilir ve neler
yapılmalıdır? başlığı altında neler
sayılabilir denirse bunlara da birkaç cümleyle değinmek istiyorum:
Her şeyden
önce Madencilik İşleri Genel Müdürlüğünün uygulamak
istediği orman izinleriyle ilgili bir düzenlemenin kaçınılmaz
olduğu görülmekte, mutlaka bununla ilgili bir yeni düzenlemeye ihtiyaç
duyulmaktadır.
Kırma
taş ruhsatları için en fazla 10 hektarlık işletme izni
verilmesi uygulamasının gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Mera tahsis
amacı değişikliklerinde, Maden İşleri Genel
Müdürlüğü, mera parsel koordinatlarını ve diğer bilgileri
ilgili kurumdan, yani ilgili tarım il müdürlüklerinden doğrudan
kendisi istemelidir. Bu hususta cevap alınamıyorsa ruhsat sahibinin
beyanı doğrultusunda -mera tahsis amacı
değişikliği istenen alanın koordinatlarıyla- ilgili
kamu kurumuna yazı yazılmalıdır.
Kamu ham madde
taleplerinde ruhsat sahibinin haklarının korunması, öncelik
hakkının esas alınması mutlaka gerekmektedir.
İşletme
ruhsatlı sahalarda olduğu gibi arama ruhsatlı sahalarda da
ruhsat sahibinin görüşünün alınması
kaçınılmazdır.
Kamulaştırma
taleplerinin talep tarihinden itibaren en geç altı ay içinde -eksik
belgesi eğer yoksa- olumlu ya da
olumsuz sonuçlandırılması mutlaka sağlanmalıdır.
Uygulamada yıllarca sürebilen örneklerle
karşılaşıldığı yine sektör temsilcileri
tarafından sık sık dile getirilmektedir.
Arama ve
teknoloji geliştirme olmak üzere yeterli nitelik ve nicelikte
yatırım yapılması mutlaka sağlanmalıdır.
Madencilik arama,
işletme ve zenginleştirme süreçleri ARGE
yatırımlarıyla mutlaka desteklenmelidir. Devlet ARGE
alanında yönlendirici ve destekleyici olma özelliğini bu sektörde de
mutlaka göstermelidir.
Madenlerin ham
madde olarak ucuza ihracı yerine yüksek katma değer ve istihdam
yaratan rafine ve uç ürüne dönüştürülmesi sağlanmalıdır.
Madencilik
sektöründe kullanılan makine, donanım ve gerecin ülke içinde
üretilmesine yönelik endüstrilere yatırımlar özendirilmelidir.
Endüstrinin
gereksiniminin karşılanamadığı ya da tükenme sürecine girmiş
maden veya endüstriyel ham madde kaynaklarının aranması mutlaka
özendirilmelidir.
Sektördeki
iş güvenliği, işçi sağlığı ve çevre
sağlığıyla ilgili köklü önlemler vakit geçirilmeden
alınmalıdır.
Özel sektör,
üniversiteler ve devlet iş birliği içinde çalışmalar ve
gerekli araştırmalar mutlaka uygulamaya geçirilmelidir.
Ülkemizin
ihtiyacı olan enerjinin yerli maden kaynaklarımızdan
karşılanması için öncelikle gerekli çalışmalar
hızla tamamlanmalıdır.
Maden arama
faaliyetlerine önem verilmelidir.
Yeni
teknolojilere uyum sağlayacak ve bunları kullanabilecek iyi
eğitilmiş teknik iş gücünün istihdamına öncelik
verilmelidir.
Mevcut ve
gelişen pazarlar yakından takip edilerek değişikliklere
uygun stratejiler anında belirlenmelidir.
Çevre dostu
teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçlerinde ya da
sonrasında çevrenin korunmasına ya da yenilenmesine yönelik
önlemlerin alınması mutlaka zaman geçirilmeden
sağlanmalıdır.
Bu genel
anlamdaki sorunlar ve önerilerle ilgili görüşlerimden sonra, bir
diğer konu olan bor madeniyle ilgili sorunların detaylı
şekilde araştırılması gerektiği benden sonraki
grubumuz milletvekili Sayın Bulut tarafından detaylı
şekilde açıklanacağından dolayı burada ona yer vermek
istemiyorum. Ayrıca geçen yıl 23üncü Dönem Üçüncü Yasama
Yılı 35inci Birleşim ve 23 Aralık 2008 tarihli Ulusal Bor
Araştırma Enstitüsünün bütçe görüşmelerinde bu konudaki
şahsıma ait görüşleri açıklamıştım, onun
için tekrarlamak istemiyorum, ama isteyen değerli milletvekilleri oradaki
görüşlerimizi rahatlıkla yeniden gözden geçirme imkânına sahip
olabilirler.
O konuşmamda
da dile getirdiğim gibi, bu sektörle ilgili, mutlaka borla ilgili
araştırmadan sorumlu olan Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
fiziksel altyapı ve personel yönünden desteklenmeli ve acilen bu
yetersizlikler giderilmelidir. Bilimsel doğrular
ışığında enstitü ya ham madde ve rezerv
kaynaklarına daha yakın olan Kütahyaya taşınmalı ya
da Kütahyada bir şubesi acilen açılarak güçlendirilmelidir.
Faaliyet
alanı için oldukça yetersiz olan kurum bütçesinin
artırılması, personel seçim ölçütleri net olarak
tanımlanarak eksik personelin bu kriterler
ışığında istihdamı mutlaka
sağlanmalıdır.
Hem Kütahyadaki
bor rezervinin bulunduğu alanlar için hem de ülkemizin diğer
illerindeki maden kaynakları için önerebileceğim bir diğer
önemli konu da istihdamda madenlerimizin çıkarıldığı
ilden yapılan başvuruların öncelikle değerlendirilmesi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Işık, lütfen toparlayınız. Buyurun.
ALİM
IŞIK (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Son
cümlelerim, toparlayacağım.
İstihdamda
madenlerimizin çıkarıldığı ilden yapılan
başvuruların öncelikle değerlendirilmesi, diğer
başvuruların, il nüfusuna kayıtlı ancak aranan nitelikteki
eleman bulunamadığı durumlarda değerlendirmeye
alınması, bu sektördeki istihdamı da önemli ölçüde
kolaylaştıracaktır diyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle, tekrar, böyle bir araştırma komisyonunun yerinde
olacağı görüşümüzü belirterek, hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Çalışma
süremizin tamamlanmasına kısa bir süre kaldığı için,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 14
Ekim 2009 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.46