DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 62
65inci Birleşim
24 Şubat 2010 Çarşamba
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile
konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KAĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Sadık Yakutun, Balıkesirin Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlaması sonucunda göçük altında kalarak
hayatını kaybeden 13 işçiye Allahtan rahmet, kederli ailelerine
metanet, yaralılara acil şifa, Türk milletine
başsağlığı dileyen konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Trabzon
Milletvekili Safiye Seymenoğlunun, Trabzonun düşman işgalinden
kurtuluşunun 92nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Muğla
Milletvekili Gürol Erginin, hayvancılıkta yaşanan sorunlara
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, emekli aylıkları
arasındaki farklılıkların giderilmesi için intibak
yasasının çıkarılmasıyla ilgili yapılan
çalışmalara ilişkin gündem dışı
konuşması
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, Balıkesirin Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlamasına ilişkin açıklaması
2.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Balıkesirin Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlamasına ilişkin açıklaması
3.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Balıkesirin, Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlamasına ilişkin açıklaması
4.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras ın, Balıkesirin Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlamasına ilişkin açıklaması
5.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Balıkesirin Dursunbey ilçesine
bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta
meydana gelen grizu patlamasına ilişkin açıklaması
6.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Balıkesirin
Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23
Şubatta meydana gelen grizu patlamasına ilişkin
açıklaması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 23 milletvekilinin, Havran
ilçesinde yapılan barajın yarasalar ve zeytincilik üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/587)
2.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve 19 milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/588)
3.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda Hançer Timi adlı grupların var olduğu
iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/589)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 21 milletvekilinin, sulama birliklerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/590)
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.- Arsa Üretimi
ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5 Milletvekilinin; 2985 Sayılı
Toplu Konut Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporları (1/762, 2/475) (S. Sayısı: 455)
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- İç
Tüzükün 87nci maddesinde belirtilen sayıdakinden daha az önergeyi
işleme alması nedeniyle oturum başkanının tutumu
hakkında
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İstanbul Milletvekili Mustafa
Ataşın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, devlet personel rejimi reformuna ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcının
cevabı (7/12047)
2.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, TMSF yönetimindeki bir
televizyon kuruluşuna ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın
cevabı (7/12052)
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bir gruba kullandırılan
banka kredileriyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacanın cevabı (7/12057)
4.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Midilli Adasındaki
Osmanlı camilerinin durumuna ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12124)
5.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, belediyelerin özürlü rehabilitasyon
hizmetlerine ayırdıkları ödeneklere,
- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda
kadın sığınma evleri açılmasına,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı
(7/12169), (7/12170)
6.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Karabük Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu üyeleri hakkındaki
şikayete ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı (7/12182)
7.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, İŞKUR yoluyla istihdam edilenlere
ve işsizlik sigortasından yararlananlara ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı
(7/12263)
8.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, özürlülerin mesleki rehabilitasyonuna
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı
(7/12337)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.00te açılarak üç oturum yaptı.
Hakkâri
Milletvekili Rüstem Zeydan, Hakkâri ilinin ulaşım sorunlarına,
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt, Ardahanın 89uncu kurtuluş yıl
dönümüne,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugayın, hayvancılık sektörünün
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşmasına
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker cevap verdi.
Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, hayvan yokluğundan et
fiyatlarının süratle artmasına,
Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugay, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet
Mehdi Ekerin, gündem dışı konuşmasına verdiği
cevapta ifade ettiği gibi, üç ay içerisinde hayvan sayısındaki
yüzde 22 artış doğruysa et ve süt fiyatlarındaki bugünkü
artışların sebebini belirtmesi gerektiğine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Kastamonu
Milletvekili Hakkı Köylünün, Sivas Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin
hayatını kaybettiği helikopter kazası ve kurtarma
çalışmalarının tüm yönleriyle araştırılarak
benzer durumların yaşanmaması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla yeniden kurulan (10/333, 334, 335-3/1090)
esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonundan istifa
ettiğine ilişkin önergesi;
Sivas
Milletvekili ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği
helikopter kazası ve kurtarma çalışmalarının tüm
yönleriyle araştırılarak benzer durumların
yaşanmaması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla yeniden kurulan (10/333, 334, 335-3/1090) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu Geçici Başkanlığının,
Komisyonun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi;
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındır ve 19 milletvekilinin, eğitimde
toplumsal cinsiyet duyarlılığı konusunun (10/583),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 24 milletvekilinin, turizm sektöründeki
sorunların (10/584),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 20 milletvekilinin, başta konut kredisi
olmak üzere kredi geri ödemelerinde yaşanan sorunların (10/585),
Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz ve 20 milletvekilinin, Köyceğiz ilçesinde
kurulacak hidroelektrik santralin çevreye etkilerinin (10/586),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Birleşmiş
Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-HABITAT) ile HABITAT
Küresel Parlamenterleri Başkanlığınca, Brezilyanın
Rio de Janeiro Kentinde 17-24 Mart 2010 tarihleri arasında düzenlenecek
olan 5inci Dünya Kent Forumu ile 6ncı Habitat Global Parlamenterleri
Toplantısına davet edilen Ankara Milletvekili ve Çevre Komisyonu
Başkanı Haluk Özdalganın davete icabet etmesine;
Türkiye Büyük
Millet Meclisinde, Türkiye-Uganda dostluk grubu kurulmasına;
İlişkin
Başkanlık tezkereleri;
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan 426 sıra sayılı Kanun
Tasarısının bu kısmın 8inci sırasına
alınmasına; 18 Şubat 2010 tarihinde dağıtılan ve
Genel Kurulun aynı günkü birleşiminde okunan (11/10) esas
numaralı gensoru önergesinin gündemin Özel Gündemde Yer Alacak
İşler kısmında yer almasına, Anayasanın 99uncu
maddesi gereğince gündeme alınıp alınmayacağı
hususundaki görüşmelerin Genel Kurulun 25 Şubat 2010 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına; Genel Kurulun, 25 Şubat
2010 Perşembe günkü birleşiminde 426 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
yapılan görüşmelerden sonra;
Kabul edildi.
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, 5/1/1961 Tarihli ve 222 Sayılı
İlköğretim Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/44) İç Tüzükün 37nci
maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi,
yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmedi.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmının:
1inci sırasında bulunan (6/705),
2nci (6/741),
4üncü (6/769),
5inci (6/783),
6ncı (6/810),
11inci (6/880),
14üncü (6/886),
15inci (6/887),
28inci (6/976),
33üncü (6/996),
35inci (6/1000),
48inci (6/1036),
54üncü (6/1045),
65inci (6/1073),
93üncü (6/1128),
95inci (6/1131),
Esas
numaralı sözlü sorulara Maliye Bakanı Mehmet Şimşek cevap
verdi; soru sahiplerinden Tokat Milletvekili Reşat Doğru, Karaman
Milletvekili Hasan Çalış, Niğde Milletvekili Mümin İnan,
Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Antalya Milletvekili Tayfur Süner de cevaplara
karşı görüşlerini açıkladılar.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci sırasında
bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
3üncü
sırasında bulunan, Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili
Recai Berber ve 5 Milletvekilinin, 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının (1/762,
2/475) (S. Sayısı: 455) görüşmelerine devam olunarak çerçeve
3üncü maddeye bağlı ek madde 15e kadar kabul edildi.
24 Şubat
2010 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 13.00te
toplanmak üzere birleşime 20.00de son verildi.
|
|
Sadık
YAKUT |
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
Bayram
ÖZÇELİK |
|
Murat
ÖZKAN |
|
Burdur |
|
Giresun |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Fatih
METİN |
|
|
|
Bolu |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 87
II.- GELEN KÂĞITLAR
24 Şubat 2010 Çarşamba
Tasarılar
1.- Kültür ve
Turizm Bakanlığının Bazı Taşra
Kuruluşlarının İl Özel İdareleri ve Belediyelere
Devredilmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/810) (Plan ve Bütçe; İçişleri ile Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11.2.2010)
2.- Kooperatifler
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/811) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji;
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.2.2010)
Teklif
1.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin; 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/613) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 11.2.2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 23 Milletvekilinin, Havran
ilçesinde yapılan barajın yarasalar ve zeytincilik üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/587) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.1.2010)
2.- İstanbul
Milletvekili Atila Kaya ve 19 Milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/588) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.1.2010)
3.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 Milletvekilinin, Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda Hançer Timi adlı grupların var olduğu iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/589) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.1.2010)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 21 Milletvekilinin, sulama birliklerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/590)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28.1.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, eczanelerin karşı
karşıya olduğu sorunlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/11254)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, alım yoluyla gördürülen
hizmetlerin denetimine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11417)
3.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, diyabet hemşiresi açığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11319)
4.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, trafik kazalarında
yaralanan sürücülerin giderlerinin karşılanmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11420)
5.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, HIV virüsüne
karşı alınan tedbirlerin yeterliliğine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/11422)
24 Şubat 2010 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat
ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci Birleşimini açıyorum.
III.-YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır; görüşmelere
başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun,
Balıkesirin Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür
ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu patlaması sonucunda
göçük altında kalarak hayatını kaybeden 13 işçiye Allahtan
rahmet, kederli ailelerine metanet, yaralılara acil şifa, Türk
milletine başsağlığı dileyen konuşması
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, 23 Şubat günü Balıkesirin Dursunbey
ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında meydana gelen
grizu patlaması sonucunda göçük altında kalarak hayatını
kaybeden 13 işçimize Allahtan rahmet diliyoruz. Başkanlık
Divanı olarak, Hakkın rahmetine kavuşan işçilerimizin
kederli ailelerine metanet tavsiye ediyor, acılarını yürekten
paylaşıyor, yaralılara acil şifa, Türk milletine
başsağlığı diliyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Trabzon ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 92nci yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Trabzon
Milletvekili Safiye Seymenoğluna aittir.
Buyurun
Sayın Seymenoğlu. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Trabzon Milletvekili Safiye Seymenoğlunun,
Trabzonun düşman işgalinden kurtuluşunun 92nci yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
SAFİYE
SEYMENOĞLU (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Trabzonun düşman işgalinden kurtuluşunun
92nci yıl dönümü dolayısıyla şahsım adına gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Güzel
şehrimiz Trabzonumuzun 24 Şubat 1918 yılında düşman
işgalinden kurtuluşu vesilesiyle tüm hemşehrilerimizin ve
vatandaşlarımızın buradan bu özel gününü tebrik ediyor,
selam ve saygılarımı sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Birinci Dünya Savaşının en ağır
darbesini gören illerden biri de Trabzondur. 1916 yılında Trabzonun
Ruslar tarafından işgal edilmesi, zorunlu göçleri, hasret ve
acıyı beraberinde getirmiştir. 24 Şubat 1918 tarihinde kahraman
ordumuz bölgedeki düşmanı ve çeteleri temizleyerek Trabzona
girmiş, Trabzonun ve Trabzonlunun iki yıla yaklaşan esaret ve
muhacirlik çilesi böylelikle sona ermiştir.
Değerli
milletvekilleri, bugün 2010 yılında Trabzon bir sağlık
kenti, turizm kenti ve spor kenti olma yolunda hızla ilerlemekte,
markalaşmaktadır. Yedi yıllık AK PARTİ
İktidarıyla birlikte -diğer şehirlerimizde de olduğu
gibi- Trabzonun da çehresi değişmiştir. Tüm iktidarların
yaptığı hizmetlerin toplamından daha fazlasını AK
PARTİ yedi yılda Trabzonda gerçekleştirmiş,
gerçekleştirmeye de devam etmektedir. Bu anlamda yapılan
çalışmaları, yatırımlarımızın ve
projelerimizin bir kısmını bu kısıtlı zaman
sürecinde sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Karadeniz Bölgemizin çoğu
şehirlerinde olduğu gibi Trabzon ilimizden de sahil yolu geçmiş,
sahil yolunun geçmesiyle şehrimiz çağdaş bir kent görünümüne
büründüğü gibi, trafik problemi de önemli ölçüde çözülmüştür.
Yine kara
yollarında, Trabzon ilinde daha önceki yıllardan başlayıp
2002 yılına kadar
Trabzon,
Trabzonsporla şampiyonluklar yaşamış, futbolla
bütünleşmiş, spor kültürü olan bir kent. Bu anlamda, Trabzonumuz ve
ülkemiz için önemli olan bir büyük organizasyondan da sizlere bahsetmek
istiyorum: 11inci Avrupa Gençlik Oyunları 23-30 Temmuz 2011 tarihleri
arasında Trabzon ilimizde gerçekleştirilecektir. 9 spor
branşında yapılacak oyunlara, 49 Avrupa ülkesinden 17 yaş
ve altı sporcular, idareci, hakem, medya mensupları ve ebeveynler
olmak üzere toplam 8 bin dolayında bir katılımcı
olacaktır.
Bu organizasyon,
Uluslararası Olimpiyat Komitesinin Türkiyede resmî olarak
gerçekleştireceği ilk ve en kalabalık spor organizasyonu olacaktır.
Ülkemize kazandırılması ve Trabzonda gerçekleştirilmesi
için yaklaşık üç yıllık bir çalışma
yapılarak alınan Avrupa Gençlik Oyunları için
çalışmalar çok yönlü olarak sürmektedir. Bu anlamda, mevcut tesisler
yeniden revize edilmekte, bunlara yeni tesisler de eklenmektedir. Bu tesisler,
Pelitlide inşa edilen 7.500 kişilik çok amaçlı spor salonu,
atlama kuleli açılır kapanır çatılı olimpik yüzme
havuzu, Söğütlü Atletizm Sahası tribün inşaatı ve medya
merkezi olmak üzere, 2011 yılı başlarında tamamlanması
için yoğun bir şekilde çalışılmaktadır. Trabzon
ilimizin bu oyunlar dolayısıyla yeni yatırım ve spor
tesisleri kazanmasının yanı sıra ekonomide de önemli bir
canlanma söz konusu olacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine bu kapsamda Kredi ve Yurtlar
Kurumu Genel Müdürlüğümüzün çalışmalarıyla ülkemizde ilk
defa bazalı yatak sistemi mevcut olan 510 kişilik öğrenci
yurdumuz on üç ayda inşa edilerek Yomra ilçemizde hizmete girmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Seymenoğlu, lütfen tamamlayınız.
SAFİYE
SEYMENOĞLU (Devamla) Tamam Başkanım.
2011 Avrupa
Gençlik Oyunları sporcularının
barındırılması için hazırlanan 3 bin kişilik yurt
projelerimiz son hızıyla devam etmektedir. Mevcut yurtlar da revize
edilerek, daha modern bir hâle getirilerek yaklaşık 4 bin
kişilik bir olimpiyat köyü ortaya çıkacaktır. Yine
Beşikdüzünde 300, Ofda 300 ve Sürmenede de 300 kişilik olmak üzere
yurt projelerimize 2010 yılında başlanacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken
Trabzonumuzun kurtuluş yıl dönümünü en kalbî duygularımla kutluyor,
başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere düşman işgalinden
kurtarılması uğruna mücadele eden bütün şehitlerimizi,
ebediyete intikal etmiş bütün gazilerimizi rahmetle anıyor, manevi
hatıraları önünde saygıyla eğiliyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Seymenoğlu.
Gündem
dışı ikinci söz, hayvancılık sektöründeki son durum
hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Gürol Ergine aittir.
Buyurun
Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Muğla Milletvekili Gürol Erginin,
hayvancılıkta yaşanan sorunlara ilişkin gündem
dışı konuşması
GÜROL ERGİN
(Muğla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hayvancılıkta yaşanan
sorunlar konusunda gündem dışı söz almış bulunuyorum.
Sözlerime başlarken Sayın Başkan sizi, değerli
milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, son aylarda çiğ süt ve et fiyatları önemli ölçüde
yükselmiş, ayda yarım kilodan fazla et alamayan
vatandaşlarımız hiç et alamaz, orta hâlli vatandaşlar da
ete uzaktan bakar hâle gelmiştir. Et tüketemeyen vatandaş süt de
tüketemez hâle düşürülmüştür.
Sayın
Bakanın dün bu kürsüde verdiği rakamlarla gerçek rakamların
uzaktan yakından ilgisi yoktur. Sayın Bakan ruhlar âleminde
yaşamaktadır. Sayın Bakan bir yandan 2009 rakamlarının
kesinleşmediğini söylerken diğer yandan 2009a ait hayvan
sayılarını vermektedir. Oysa gerçekten de 2009 rakamları
henüz kesinleşmiş ve yayımlanmış değildir.
Yaşananlar,
Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin hayvancılık
politikasının tümden iflas ettiğini açık seçik
göstermektedir. Hükûmet hangi yanlışları yaptı? derseniz,
yanıtı şudur: 2007-2008 yıllarında iki yıl üst
üste yaşanan kuraklığın etkisiyle kaba yem fiyatları
yüzde 100 civarında artarken çiğ sütün litresi 30-40 kuruşa
kadar düşmüştür. Üretici, para kazanmak bir yana, süt parasıyla
yem alamaz duruma gelmiş, bu da yetmezmiş gibi,
dışarıdan yasal ya da kaçak yollarla giren süt tozu
piyasayı tamamen çökertmiştir. Yaşananların sonucunda
üretici ineğini kesime göndermek zorunda kalmış, hayvan
varlığında ciddi bir azalma olmuştur.
Pancar üretiminin
20 milyon tondan 13-14 milyon tonlara düşürülmesi de
hayvancılığa büyük darbe vurmuştur. Çünkü şeker
pancarının tüm artıkları -başı,
yaprağı, küspesi- özellikle süt hayvancılığı için
en değerli kaba yemdir. Zaten kaba yem eksikliği çekilen ülkemizde
şeker pancarı üretimi de azalınca, çiftçi bu en değerli
kaba yem desteğinden de mahrum kalmıştır.
Sektörün büyük
sıkıntı içerisine girdiği 2008 yılında Hükûmet
hayvancılığa büyük bir darbe indirmiş,
hayvancılığa verilen destekleri üçte 1 oranında
azaltmıştır. Önceki yıllarda üreticiye verilen
damızlık düve, buzağı, suni tohumlama, soğutma
tankı gibi desteklerin hepsini kaldırmıştır. Süt
teşvik primi önce tamamen kaldırılmış, sonra, büyük
tepkiler olunca önce 4 kuruş olarak açıklanmış, sonra 3,6
kuruşa düşürülmüştür. Yonca, korunga, fiğ, silajlık
mısır gibi yan bitkiler için yapılan destekler de
yaklaşık yüzde 20 azaltılmıştır. 2009 bütçesinde
tarım desteklerine ayrılan para yüzde 10 kesintiye
uğratılmış, ekonomik krizin yaşandığı
bir dönemde desteklerin azaltılması süt üreticilerini daha da zora
sokup hayvan kesimini daha bir hızlandırmıştır.
Irak ve Orta
Doğu pazarına yanlış biçimde yapılan canlı hayvan
ve et ihracatının başlaması da kırmızı et
fiyatının iyice artmasına neden olmuştur. Et fiyatı
artınca, sütten para kazanamadığını gören çiftçi,
ineklerini kesime göndermeyi sürdürmüştür.
2007nin ikinci
yarısından bu yana kesilen süt ineğinin sayısının
300 bin ila 800 bin arasında olduğu belirtilmektedir. Sayın
Bakanın hayvan sayılarının arttığı
biçimindeki beyanı tamamen gerçeğe aykırıdır.
Bu kadar çok
hayvan kesilince doğal olarak süt üretimi iyice düşmüş, sütün
fiyatı yükselmiştir. Çiğ süt fiyatı geçen yıl ocakta
60-65 kuruş iken bu yıl 85 kuruşa, bazı yerlerde 90
kuruşun üzerine çıkmıştır. Eğer süt artsaydı
çiğ süt fiyatı yükselir miydi?
Hayvancılığı
geliştirmek için yapılması gereken, süt teşvik primini, yem
desteklerini ve diğer hayvancılık desteklerini artırmak,
hem üreticiyi hem de sanayiciyi koruyan bu sistemi en az beş yıl
süreyle uygulayacağını ilan etmek, piyasaya güvence vermektir.
Çözüm, üretim artışında ve üretimin sürdürülebilir
olmasındadır.
İthalatın
çözüm olmadığı çoğu kez denenmiş ve görülmüştür.
Bu yüzden, canlı hayvan ve hele et ithalatına kesinlikle
gidilmemelidir. İthalatla bir süre için fiyatlar terbiye edilebilir ancak
içeride üretim daha da olumsuz etkilenip azalacağından, bir süre
sonra hem fiyatlar yükselir hem de sürekli ithalata bağımlı bir
yapı ortaya çıkar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ergin, lütfen tamamlayınız.
GÜROL ERGİN
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu aşamada
süt fiyatına müdahale edilirse ve fiyat aşağı çekilirse,
geçen iki yıllık dönemde tüm zorluklara göğüs gererek,
zararına süt satarak ayakta kalmayı başaran pek çok işletme
sahibi de ineğini kesime göndermek zorunda kalır. Bu dönemde
yapılacak en büyük hata, süt tozu ithalatına veya hayvan
ithalatına kapıları açmak olur. Böyle bir girişim
işletmelerin kapanmasını hızlandırır, Türkiye,
süt ve süt ürünlerinde tamamen dışarıya bağımlı
hâle gelir.
Sayın Bakan
dün bu kürsüden yaptığı konuşmada, Et
Balığın 14,5 liraya kesim yaptığını ifade
etmiştir. Bu söylem tamamen yanlıştır. Et Balık Kurumu
Erzurum Kombinası Müdürünün bu ayın 11'inde verdiği beyanata
göre yağsız kesimde fiyat 12 lira 25 kuruş, tosun etinde 12 lira
50 kuruştur. Bu da son zamanda artırılan fiyattır. Yani
aslında kasaptaki yüksek fiyat; köylünün cebine fazla para girdiği
anlamına gelmemekte, köylü yine sıkıntı çekmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜROL ERGİN
(Devamla) - Sayın Başkan, teşekkür edeceğim lütfederseniz.
BAŞKAN -
Buyurun.
GÜROL ERGİN
(Devamla) - Sayın Başkan, söz verdiğiniz için size tekrar
teşekkür ediyorum. Sizi, yüce Meclisi ve sevgili çiftçi kardeşlerimi,
yüce Türk ulusumu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ediyorum Sayın Ergin.
Gündem
dışı üçüncü söz, emekli aylıkları arasındaki
farklılıkların giderilmesi konusundaki intibak
yasasının çıkartılmasına ilişkin yapılan
çalışmalar hakkında söz isteyen Niğde Milletvekili Mümin İnan'a
aittir.
Buyurun
Sayın İnan. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın, emekli
aylıkları arasındaki farklılıkların giderilmesi
için intibak yasasının çıkarılmasıyla ilgili
yapılan çalışmalara ilişkin gündem dışı konuşması
MÜMİN
İNAN (Niğde) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım; grizu patlamasında hayatlarını
kaybeden işçilerimize Cenabı allah'tan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralılara da acil şifalar
diliyorum.
Ülkemizdeki
emekli aylıkları arasındaki farklılıkların
giderilmesi için intibak yasasının çıkarılmasıyla
ilgili çalışma konusunda gündem dışı söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygı ve
sevgiyle selamlarım.
4447
sayılı Kanunla 506 sayılı Kanun'da yapılan
değişikliklerle, aylık bağlama sistemiyle
aylıkların artırılması yeniden düzenlenmiştir.
Düzenleme ile kanun tarihinden geçerli olmak üzere emekli olanlara ülkenin
gelişmesinden pay verilmeye başlanmış ve bu tarihten sonra
emekli olanlar ile önce emekli olanlar arasında bir maaş farkı
oluşmaya başlamıştır.
Uzmanların
yaptığı tespitlere göre SSK'daki eşitler arasındaki
farklılığın esas nedeni, ilk defa aylık
bağlanırken emekli olduğu yıla kadarki gelişme
hızı uygulanması, emekli aylığı
bağlandıktan sonra gelişme hızının emekli
aylığına yansıtılmamasıdır. BAĞ-KUR
emeklilerinin arasındaki farklılık da BAĞ-KUR gelir
tablolarının TÜFE ve büyüme oranı kadar
artırılmamasından kaynaklanmış ve olan hep emeklilere
olmuştur. Emekli aylıkları her dönemde reel olarak
düşmüş ve aldıkları ücret bakımından ülkemizde eski
ve yeni emekliler kavramı oluşmuştur. Tarlada, fabrikada,
tersanede, sınıfta, hastanede, dükkânda uzun, yorucu ve özenli bir
çalışmadan sonra emekli olan insanlarımız kendilerine
haksızlık yapıldığına inanmaktadırlar.
Milleti ve ülkesi için çalışıp alın teriyle
çocuklarına, evine helal ekmek götüren insanlarımız bu
haksızlığın ortadan kaldırılmasını
istemektedirler. Hükûmet ne derse desin, Türkiyedeki ekonomik durum bütün
sosyal kesimleri perişan ettiği gibi emekliyi de canından
bezdirmiştir. Emekli maaşları, ev kirası, elektrik ve
doğal gaz faturalarını bile karşılamaya yetmemektedir
ve emekliler açlık sınırının altında
yaşamaktadır. Yıllarca üretmek için emek vermiş ve ülkesine
katma değer sağlamış emeklilerimiz bunun
karşılığı olarak sadece insan gibi yaşama
hakkı istemektedirler.
Geçtiğimiz
aralık ayı içerisinde Sayın Çalışma Bakanı,
intibak yasası çalışmalarında sona gelindiğini ve
emeklilerin durumunun iyileştirileceğini, konuya ilişkin
açıklamanın Sayın Başbakan tarafından yapılacağını
basına söylemiştir. Bu, emeklilerimizde büyük beklenti
yaratmış, ancak Sayın Başbakan, intibak yasasına hiç
değinmemiş, emekliye verilen ortalama 60 liralık zammı da
abartarak açıklamıştır. Sayın Başbakanın
yaptığı açıklamadan sonra emeklilerimiz sukutuhayale
uğramış ve beklentilerinin boşa
çıktığını görmüşlerdir. Hükûmet de aralık
ayı sonunda birçok ürüne yaptığı zamlarla daha emekliye 60
lira vermeden çok daha fazlasını elinden geri
almıştır.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım;
artık bıçak kemiği delmiştir, ülkemizdeki işçi, memur,
çiftçi ve esnaflarımız gibi emeklilerimizin de dayanacak güçleri
kalmamıştır. 3 milyona yakın emeklimiz biraz olsun nefes
alabilmek için bu intibak yasasının çıkarılmasını
umutla beklemektedirler. Sayın Başbakan her fırsatta, iktidarları
döneminde ülkemizin 2,5 kat büyüdüğünü, kişi başına
düşen millî gelirin 2 bin dolardan 10 bin dolara
çıktığını açıklamaktadır. Şimdi
Sayın Başbakana soruyoruz: Söylediğiniz bu büyümeden esnaf,
çalışanlar, çiftçiler, emekliler acaba pay alabilmiş midir? Bu
soruya Sayın Başbakan Evet diyorsa, kişi başına
hanesine 10 bin dolar para giren emeklilerimiz ve
çalışanlarımız neden ağlamaktadır?
İşsizliğin yüzde 15lere dayandığı,
çalışanların ve emeklilerin açlık sınırının
altında yaşamaya mahkûm edildiği ülkemizde emeklinin ve
çalışanın cebine girmesi gereken bu pay kimlerin
kasasındadır ve kimlerin kasasına girmeye devam etmektedir?
Gelir dağılımı adaletsizliğinin had safhada
olduğu dönemimizde esnafın, çalışanların ve
emeklilerin gelirinin büyüdüğünü hâlâ siz nasıl iddia edebilirsiniz?
Siz neyi iddia ederseniz edin, devletin resmî rakamları sizleri
yalanlamaktadır.
Döneminizdeki
borçlanmalar devraldığınız borçların 2,5 katına
çıkmış, ülkenin ödediği yıllık toplam faiz
ödemeleri yükselmiş, yabancıların kısa vadeli
yatırım fonları aracılığıyla ülkemizden
götürdüğü kâr transferleri artmıştır. Seksen yılda
oluşturulan millî ekonomik değerler devri
İktidarınızda bunları karşılamak için
satılmış ve hâlâ satılmaya devam etmektedir.
Özelleştirmeden elde edilen gelirlerin bir tek kuruşu bile emekliye
ve çalışana nasip olmamıştır. Bu işten
Türkiye'nin bütün ekonomik değerlerine saldıran küresel hortumcular
faydalanmıştır.
Devlet ve millet
artık borçla yaşamaktadır. Geçen gün yapılan
açıklamalar ekonomik krizin vatandaşın ciğerini
deldiğini ortaya koymuştur. Yapılan açıklamalara göre
2009da takipteki kredi miktarı yüzde 55,5 oranında artarak 14 milyar
liradan 22 milyar liraya yaklaşmıştır. Bireysel kredi
borcunu ödeyemeyenlerin listesine 1 milyon 74 bin yeni vatandaş
eklenmiş ve toplam 3 milyon 243 bin kişi borçlu hanesine
yazılmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın İnan, lütfen tamamlayınız.
MÜMİN
İNAN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Neredeyse kredi
kullanıcısı 2 kişiden 1i borcunu ödeyemez olmuştur.
Kriz nedeniyle geliri düşen, işini kaybeden, şirketini kapatan
vatandaş hem kredi hem de kredi borcunu ödemekte zorluk çekmektedir.
Kısaca,
vatandaş borç batağının içinde yüzmekte ve kendine bir
çıkış yolu aramaktadır. Sayın Başbakan, borç
batağında yaşayan ve hak arayanlara Milletin hakkını
size yedirmem. diye gürlemektedir. Haklarını arayan emekliler,
işçiler, memurlar, esnaflar ve üreticiler bu milletin mensupları
değil midir? Acaba Sayın Başbakana göre millet kimdir? Biz ne
yaparsak yapalım halk bunu yutar. diyerek onu küçümseyenlerin ve kale almayanların,
emeğe, emekliye, çalışana ve üretene saygı göstermeyenlerin
akıbetlerinin ne olduğunun geçmişte birçok örnekleri
vardır.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın İnan.
Sayın
Anadol, grizu patlaması nedeniyle söz talebiniz vardı, yerinizden iki
dakika söz veriyorum, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun,
Balıkesirin Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür
ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu patlamasına
ilişkin açıklaması
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, çok teşekkür ederim söz
verdiğiniz için.
Toplantıyı
açarken belirttiğiniz gibi Balıkesirin Dursunbey ilçesinde meydana
gelen iş kazasında, maden kazasında 13 işçimiz Hakkın
rahmetine kavuşmuştur; 17ye yükseldi, 18 de yaralı işçimiz
var, 6sı ağır; çeşitli hastanelere, yanık
servislerine ve diğer servislere dağıtılmış
durumda. Gece iki buçuk, yerine, görevlendirdiğimiz Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu milletvekilleri ulaştılar, gerekli incelemeleri
yapıyorlar.
Şunu
söylemek istiyorum: Son günlerde çoğalan maden kazaları
karşısında biraz daha titiz, dikkatli biçimde yetkili
makamların, kuruluşların davranması gerekir. Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak tüm ulusumuza başsağlığı
diliyoruz, ölenlerin yakınlarına başsağlığı
diliyoruz ve sabırlar diliyoruz.
Teşekkür
ederim efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Anadol.
Buyurun
Sayın Bozdağ.
2.- Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın,
Balıkesirin Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür
ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu patlamasına
ilişkin açıklaması
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım, Balıkesir Dursunbey
Odaköy mevkisinde Şentaş Madencilik İşletmesinde meydana
gelen kazada ölenlere Allahtan rahmet diliyorum, kalanlara acil şifalar
diliyorum, umarım şifa bulurlar. Kaza sonucu Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı ve bölge milletvekillerimiz şu anda
oradadırlar, burada yapılan bütün çalışmaları
yakından takip ediyorlar. Tabii, dileğimiz, böyle kazaların
olmaması, bu konuda alınması gereken her türlü tedbirin en üst
seviyede alınması. Meclisimiz zaten bu konuda bir araştırma
komisyonu da kurdu. Umarım bu komisyonda, bu kazaların hiç olmazsa
aza indirilmesi konusunda Meclisimize ve Hükûmetimize önemli tavsiyeler olur, o
tavsiyeler çerçevesinde ciddi tedbirler bundan sonra da alınır.
Ben tekrar,
ölenlere Allahtan rahmet, ailelerine başsağlığı,
yaralı kardeşlerime de acil şifalar diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
Sayın Vural
3.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Balıkesirin, Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür
ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu patlamasına
ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak, Balıkesir Dursunbey ilçesinde meydana gelen
grizu patlamasında hayatlarını kaybedenlere Allahtan rahmet
diliyoruz, yaralılara da acil şifa diliyoruz. Bundan sonra da böyle
kazaların meydana gelmemesi için gerekli tedbirlerin ivedilikle
alınması gerektiğini ifade ediyoruz. Daha Bursadaki
kazanın müsebbipleri hakkında gerekli araştırma
yapılmamıştır. Dolayısıyla ivedilikle
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu maden
ocaklarında, açıkçası, iş yeri güvenliğini
sağlayacak tedbirlerin alınması konusunda harekete geçmesini
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak istiyoruz. Biz de bu acıyı
paylaşıyoruz. Allah rahmet eylesin efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Uras,
buyurun.
4.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Uras ın,
Balıkesirin Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür
ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu patlamasına
ilişkin açıklaması
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de
Barış ve Demokrasi Partisi adına bütün
yurttaşlarımıza başsağlığı diliyorum
fakat tabii, ölenlerin arkasından
başsağlığının dışında Meclis
olarak çok önemli siyasi görevlerimiz söz konusu. Hani iki türlü uyku var, bir
fiziki uyku, bir gaflet uykusu. Bu bir gaflet uykusuna dönüşmeye
başladı. Hastaları tedavi etmek için, bir
yatıştırmak için ilaç kullanılır, bir de
iyileştirmek için. Bizim artık kalıcı çözümlere,
kalıcı iyileştirici adımlara ihtiyacımız var.
Ateş düştüğü yeri yakıyor fakat bu hepimizin ateşi.
Umarım bundan ders alırız ve takdiriilahi dediğimiz birçok
şeyin artık takdirifani olduğunu görmemiz gerektiğinin
zamanı geldi.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Uras.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut ve 23
milletvekilinin, Havran ilçesinde yapılan barajın yarasalar ve
zeytincilik üzerindeki etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/587)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Balıkesir'in
Havran İlçesinde yapılan barajın su tutulma bölgesinde
yarasaların kaldığı mağaralar bulunmaktadır. Barajda
su tutulmasıyla bu mağaralar su altında kalacağından
zeytinlik alanda zeytinler için zararlı zeytin sineğini yiyerek
yaşayan yarasalar yok olacaktı.
Yarasaları
kurtarmak için 3 milyon TL maliyetle yapay mağaralar
yaptırılmıştır. Ancak bu mağaralar yarasaların
kalmasına elverişli olmadığından yarasalar bu
mağaralara girmeyerek kaybolmuşlardır.
Zeytin
zararlıları ile doğal mücadelede etkin olan, sayıları
yaklaşık 20 bin olan yarasalar yapılan masraf gibi
kaybolmuşlardır.
Gerekli inceleme
ve araştırma yapılmadan böyle bir uygulamanın verdiği
maddi ve manevi zararı belirlemek amacıyla Anayasanın 98. ve iç
tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince ekte yer alan gerekçe
doğrultusunda meclis araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
2) Oktay Vural
(İzmir)
3) Mehmet Şandır
(Mersin)
4) Osman Durmuş
(Kırıkkale)
5) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
6) Mümin İnan
(Niğde)
7) Hasan Özdemir (Gaziantep)
8) Şenol Bal (İzmir)
9) Reşat Doğru
(Tokat)
10) Recep Taner (Aydın)
11) Hüseyin Yıldız (Antalya)
12) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
13) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
14) Hasan Çalış (Karaman)
15) Rıdvan Yalçın (Ordu)
16) H. Hamit Homriş (Bursa)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
19) Mithat Melen (İstanbul)
20) Ahmet Bukan (Çankırı)
21) Mehmet Ekici (Yozgat)
22) Atila Kaya (İstanbul)
23) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
24) Ali Uzunırmak (Aydın)
Gerekçe:
Balıkesir'in
Havran İlçesi yakınlarında 1995 yılında DSİ
tarafından baraj inşasına başlandı. Ancak söz konusu
barajın yakın çevresinde de zengin bir biyolojik çeşitlilik ve
yarasa mağarası varlığı Çevre ve Orman
Bakanlığına 2004 yılında bildirildi.
Baraj
geçtiğimiz yıl ekim ayında su tutmaya başladı.
Barajın açılması ile birlikte orada bulunan yarasa mağarasını
su basacağı için DSİ yarasaların yaşamasına
elverişli olmayan ve yaklaşık olarak 3 trilyon TL'ye yapay bir
mağara yaptırdı.
Söz konusu baraj
gövdesi 40-
Oysa ki yarasalar
gece, günün kararmaya başlamasıyla birlikte dışarıya
çıkıyor ve sabah gün ışıyıncaya kadar
avlanıyor. Avladıkları da çoğu tarım ve insanlar
açısından zararlı diye nitelendirilen sinek ve böcekler.
Eğer yarasalar yok olursa insanlar birkaç yıl sonra sinek
popülasyonlarının afet şeklinde arttığını
görecekler ama çoğu nedenini bilemeyecek.
Ayrıca bir
yarasanın gece boyunca 10 gr. sinek yediği düşünülürse,
mağaradaki koloninin önemi kolaylıkla anlaşılabilir.
Kaya
yapısı çok kırıklı olduğu için; diğer kaya
çatlakları da suyla dolacağından kendilerine güvenli bir
sığınak bulmaları zor görünüyor. Nemli ve serin bir ortam
istedikleri için yüzey çatlaklarında uzun süre yaşayabilmeleri imkânsız.
Zaten böyle bir durumda Doğan, Şahin gibi yırtıcılara
yem olmaları da kaçınılmaz.
İnsan
dışındaki canlılar ne yazık ki doğal
ortamları dışında yaşama özelliği
taşımıyor.
2005
yılı Mayıs ayında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğünde uygulanan Twinning projesinde görevli uzmanlar Ersin Özek,
Alois Liegl ve Bernd-Ulrich Rudolph yöreye gelerek 1 haftalık
araştırma yapmışlar ve Bernd-Ulrich Rudolph Temmuz
ayında ikinci kez bölgeyi ziyaret etmiştir. Bu çalışma
sonrası 2003 ve 2004 yıllarında civardaki diğer
mağaralarda yapılan araştırma verilerinin de yer
aldığı bir rapor hazırlanarak Çevre ve Orman
Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğüne teslim edilmiştir.
Su toplamaya 2009
Ekim ayında başlayan baraj gölü suyu altında kalacak olan
mağarada 8-9 farklı yarasa türü tespit edilmiştir.
Mayıs
ayında yaklaşık 11000, Temmuz ayında 17000 yarasanın
bu mağarada yaşadığı belirlenmiştir. Bu
sayının büyük çoğunluğunu erişkin bireyler
oluşturuyor. Tür olarak en çok Myotis (başlıca Myotis myotis, M.
blythii) ve Miniopterus schreibersii görülüyor.
2.- İstanbul Milletvekili Atila Kaya ve 19
milletvekilinin, üniversite öğrencilerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/588)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Üniversitelerimizde
yaşanan problemler, üniversite öğrencilerinin
yaşadığı sorunlar, çektiği sıkıntılar
ve gelecek kaygılarının giderilmesi için gerekli önerilerin
ortaya konulması amacıyla, Anayasa'nın 98, iç tüzüğün 104
ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Atila Kaya (İstanbul)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Necati Özensoy (Bursa)
4) Hüseyin Yıldız (Antalya)
5) Metin Ergun (Muğla)
6) H. Hamit Homriş (Bursa)
7) D.Ali Torlak (İstanbul)
8) Osman Ertuğrul (Aksaray)
9) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
10) Cemaleddin Uslu (Edirne)
11) Osman Durmuş (Kırıkkale)
12) Rıdvan Yalçın (Ordu)
13) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
14) Hasan Özdemir (Gaziantep)
15) Mehmet Günal (Antalya)
16) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Murat Özkan (Giresun)
19) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
20) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
Gerekçe:
Dünyanın
rekabetçi ortamında ülkelerin statülerini belirlemede eğitim
belirleyici bir faktördür. Bundan dolayıdır ki, eğitimin
hedeflerinin iyi belirlenmesi, yeterli kaynağın ayrılması,
bu hedeflere ulaşmada temel ilkelerin oluşturulması,
niteliği ve niceliği artırıcı tedbirlerin
alınması önem taşımaktadır.
Bilim ve
teknolojideki gelişmelerin sosyal, ekonomik ve kültürel yapıya
yansıması, ancak eğitimdeki değişikliğin
aynı hızla olmaması gençleri olumsuz etkilemektedir.
Üniversiteye
girişin neredeyse "mucize" olduğu ülkemizde
öğrencilerin, üniversite sınavını kazandıktan sonra
pek çok ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaştıkları
ve zor koşullarda eğitimlerini sürdürdükleri bilinen bir gerçektir.
İşsizlik
ve yoksulluğun her geçen gün büyüyen bir sorun olduğu ülkemizde
üniversite öğrencilerinin ekonomik ve sosyal yönden durumlarını
tespit etmek amacıyla bir araştırma yapılması
gerekmektedir. Bu çalışma, üniversite öğrencilerinin gelecekle
ilgili kaygılarının giderilmesi için elzemdir.
Üniversite
öğrencilerimizin gerek eğitimleri esnasında
karşılaştıkları sıkıntılar ve gerekse
eğitimlerini tamamladıktan sonraki kaygıları nedeniyle
ülkemizin geleceğine ilişkin karamsar olduklarını söylemek
mümkündür. Sayın Başbakan'ın 9 Eylül Üniversitesinin Akademik
Açılış Yıldönümü konuşmasında "Her
üniversite okuyana iş vermek zorunda değiliz" diye açıklama
yapması, yani icranın başında bulunan Sayın
Başbakan'ın ağzından direkt bu sözlerin işitilmesi
gençlerimizin gelecekle ilgili umudunu kırmıştır. Bu
bakımdan ivedilikle sorunların araştırılması ve
çözüm metotlarının bulunması gerekmektedir.
Sonuç olarak bir
değerlendirme yapmak gerekirse, üniversitelerimizde okuyan
öğrencilerin gelecek noktasında durumlarının pek iç
açıcı olduğu söylenemez. Üniversitelerimizde yaşanan
problemler ve üniversite öğrencilerinin yaşadığı
sorunlar ve çektiği sıkıntılar sürekli göz ardı
edilmektedir. Dolayısıyla içinde bulunulan karamsar tablonun sebebi
aslında yükseköğretim sistemimizdeki önemli aksaklıkların
bir göstergesidir.
Üniversite
gençliğimizin problemlerini genel olarak maddeleyecek olursak:
1.Ekonomik
problemler
2.Eğitim ve
öğretim problemleri
3.Sosyo-kültürel
problemler
4.Gelecek
kaygısı
Öğrenciler
ailelerinden aldıkları maddi desteklerle öğrenimlerini devam
ettirmektedirler. Bu ailelerin büyük bir kısmı emekli, işçi,
memur ve çiftçidir. Orta gelir düzeyinin altında bulunan bu aileler çocuklarının
ihtiyaçlarını yeteri kadar karşılayamamaktadırlar.
Maddî gücün
yetersiz oluşu, öğrencileri beslenme problemi ile karşı
karşıya getirmektedir. Evlerde, bilhassa yurtlarda kalan
öğrenciler için beslenme, önemli bir problemdir. Gençler, okullarında
verilen öğle yemekleri dışında diğer öğünlerini
sadece midelerini doldurmak amacı ile geçiştirmeye
çalışmaktadırlar. Bu durum da sağlıklı ve dengeli
beslenmenin söz konusu olmadığını açıkça
göstermektedir.
Güncelliğini
koruyan önemli bir diğer problem de barınma problemidir. Son
yıllarda yurtların sayısının artmasına
rağmen, yurtlar nitelik ve nicelik açısından yetersizdir.
Dünyanın
değişen çehresi yüksek öğrenime büyük önem verilmesi
gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Üniversiteler elit
kadrolar yetiştiren, bilimsel ve teknolojik araştırmalar yapan
kuruluşlardır.
Günümüzde
toplumların üstünlükleri bilim ve teknolojide ulaştıkları
düzeyle ölçülmektedir. Daha açık ifade ile bilimde kaydettikleri mesafe
ile doğru orantılıdır. Bir başka deyişle
artık dünyada gücü belirleyen unsur bilgidir. Bu noktada bilgiye
ulaşma ve bilgiyi kullanma da çağımızın en önemli
silahı hâline gelmiştir.
Sonuç olarak,
üniversiteli öğrencilerimizin her türlü sorunlarının
giderilmesi, altyapı, fizikî mekân, araç ve gereç probleminin çözümü için
eğitime ayrılan kaynakların artırılması ve
gelecek kaygılarının giderilmesi için Meclis
araştırması açılması gerekmektedir.
3.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19
milletvekilinin, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda Hançer Timi adlı
grupların var olduğu iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/589)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Hançer Timi olarak adlandırılan grupların
var olup olmadığı, varsa kime bağlı oldukları,
hangi yasal mevzuat çerçevesinde faaliyetlerde bulundukları, görev
alanlarına ilişkin bilgilerin ne olduğu ve bu tim grubunun
bölgede karıştığı iddia edilen olaylardaki
misyonlarının araştırılarak, bundan sonraki süreçlerde
bu tür insan hakları ihlallerinin ve hukuk dışı
uygulamaların yaşanmaması için Anayasanın 98inci, İç
Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması için gereğini arz ve talep ederiz.
1) M. Nuri Yaman (Muş)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Emine Ayna (Mardin)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Bengi Yıldız (Batman)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Son yıllarda
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde "Hançer Timi" olarak
adlandırılan tim gruplarının varlığı iddia
edilmekte, bu tim gruplarının köy yakma, vatandaşı tehdit
etme, adam öldürme, ateşli silahlarla vatandaşları tarama, adam
kaçırma gibi bir çok suça neden oldukları ileri sürülmektedir.
Şırnak
ili Beytüşşebap ilçesinin Beşağaç köyünde aralarında
gönüllü köy korucusu olmak üzere, toplam 14 kişinin bulunduğu bir
minibüsün, 29 Eylül 2007 günü Sıhala Deresi mevkiinde kimliği
belirsiz kişiler tarafından taranması sonucunda 12 vatandaş
hayatını kaybetmiş ve 2 vatandaş da
yaralanmıştı. Bölgedeki ilgili İnsan Hakları
Derneklerinin raporlarında, köylülerle iç içe yaşayan Geçici Köy
Korucularının, temel hak ve özgürlüklerin kullanımında
ciddi engeller oluşturdukları ve söz konusu olayda da gerçek bilgiye
ulaşım konusunda doğrudan müdahaleci oldukları ve
olayı kapatmak istedikleri öne sürülmüştür.
25 Temmuz 2009
tarihinde ise, Şırnak'ın Beytüşşebap İlçesi'nde
DTP'li Necman Ölmez ve Ferhat Ediş başları taşla
ezilmiş ve göğüslerine birer kurşun sıkılmış
olarak bulunmuştu. Necman Ölmez ve Ferhat Ediş'in öldürülmesinde
"Hançer Timi" adlı grubun sorumlu olduğu iddiaları
gündeme gelmiştir.
15 Aralık'ta
Muş'un Bulanık ilçesinde 2 kişinin ölümü ve 8 kişinin
yaralanması ile sonuçlanan sokak gösterileri sırasında, gösteri
yapan gruba ateş açan esnafın silahına eskiden "OHAL
ruhsatı" adı altında verilen ruhsattan
aldığı, bu vesileyle gönüllü köy korucusu niteliği
tanınmış binlerce insandan biri olduğu şeklinde resmi
makamların yaptığı açıklamalar basına ve
kamuoyuna yansımıştır.
Yine 17 Ocak'ta
meydana gelen, Diyarbakır'ın Kulp ve Silvan ile Batman'ın Sason
ilçeleri üçgeninde kalan kırsal bölgedeki Hamzalı köyü
yakınlarındaki askeri bir operasyonda bir uzman çavuşun ölmesi
ve bir uzman çavuşun da yaralanmasıyla sonuçlanan olayda da Hançer
Timi iddiaları gündeme gelmiştir. Askerin öldürülmesine, bölgede
uzun zamandır faaliyet yürüten korucu, asker ve itirafçılardan
oluşan 10 kişililik bir grubun sebep olduğu iddialar
arasında yer almaktadır. Nitekim olayın ardından, olayla
ilgisi bulunan ve ismi açıklanmayan 3 korucunun silahlarına el
konulmuştur.
Bölgede
başta Şırnak, Batman, Diyarbakır, kırsalının
yanı sıra Hakkâri, Siirt, Bingöl ve Bitlis gibi illerde de son iki
yılda "Hançer Timi" olarak isimlendiren gruplara ilişkin
çok sayıda iddia ortaya atılmıştır. Çeşitli
korucu köylerden seçilen genç korucular ve itirafçıların da
aralarında bulunduğu 8-10 kişiden oluşan bu timin bölgede,
3'erli, 4'erli gruplar hâlinde dolaştıkları, örgüt
mensuplarına ait kıyafetler giydikleri ve özellikle akşam
saatlerinde faaliyetlerde bulundukları iddia edilmektedir. "Hançer
Timi" olarak adlandırılan bu grubun, günün belirli saatlerinde
sivil araçlarla köyleri dolaştıkları ve plaka
değiştirdikleri, bazı evlere girerek, köylüler hakkında
bilgi topladıkları ve daha sonra askeri taburlara giderek, orada
kaldıkları da iddialar arasındadır. Yine iddiaya göre, her
timin sorumluğunun ise Jandarma Uzman Çavuşlara verildiği
yönündedir.
Ayrıca,
bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından, silahlı, sivil
giyimli kişilerin dolaştığı iddia edilmekte ve bu
grupların geceleri bölgedeki köyleri dolaştıkları, bölgede
yaşayan vatandaşları tehdit ettikleri öne sürülmektedir. Bölgede
çok fazla askeri karakol ve noktaların olmasına rağmen, çok
serbest dolaştıkları iddia edilmektedir.
Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde "Hançer Timi" olarak
adlandırılan grupların var olup olmadığı, varsa
kime bağlı oldukları, hangi yasal mevzuat çerçevesinde
faaliyetlerde bulundukları, görev alanlarına ilişkin bilgilerin
ne olduğu ve bu tim grubunun bölgede karıştığı
iddia edilen olaylardaki misyonlarının araştırılarak,
bundan sonraki süreçlerde bu tür insan hakları ihlallerinin ve hukuk
dışı uygulamaların yaşanmaması için bir meclis
araştırma komisyonunun kurulması gerekmektedir.
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 21
milletvekilinin, sulama birliklerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/590)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Sulama
Birliklerinin sorunları ve alınması gereken tedbirler
amacıyla Anayasanın 98. İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri
gereğince Meclis araştırması yapılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
4) Mustafa Enöz (Manisa)
5) Necati Özensoy (Bursa)
6) H. Hamit Homriş (Bursa)
7) Recep Taner (Aydın)
8) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
9) Erkan Akçay (Manisa)
10) Hakan Coşkun (Osmaniye)
11) Mümin İnan (Niğde)
12) Yılmaz Tankut (Adana)
13) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
14) Hasan Özdemir (Gaziantep)
15) Akif Akkuş (Mersin)
16) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
17) Mustafa Kalaycı (Konya)
18) Hüseyin Yıldız (Antalya)
19) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
20) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
21) Hasan Çalış (Karaman)
22) Mehmet Günal (Antalya)
Gerekçe
Sulama
Birlikleri; sulama tesislerinin çiftçilerimiz tarafından sahiplenmesi,
korunması, bakım ve onarımlarının kendileri
tarafından yürütülmesi ve bu sayede suyun etkin kullanımı ve
verimliliğin artırılması amacıyla kurulmuş olan
tüzel kişiliklerdir.
Daha önce
DSİ'nin kontrolünde olan
Sulama Birlikleri
yapmış olduğu bu çalışmalarda, teknik
donanımın ve ekibin yetersiz olması nedeniyle büyük
sıkıntı içerisindedirler. Teknisyen konumunda çalışan
insanlar ilkokul, ortaokul veya herhangi bir lise mezunu olmaları
nedeniyle sulama eğitiminin teknik olarak sağlanması hususunda
zorluklar yaşanmaktadır.
Bütün bunlara
paralel olarak gerek elektrik, vergi vb. gibi borçlarından dolayı hem
sulama birliklerinin, hem de çiftçimizin yaşadığı
sıkıntılar var olagelmiştir.
Bilindiği
üzere ülkemizde baş gösteren ekonomik kriz toplumun tamamını
etkilemiş bu durumda çiftçimizde büyük oranda zarar görmüştür.
Tarım
girdilerinin aşırı yükselmesi nedeniyle çiftçi üretemez
mahsulünü satamaz duruma gelmiştir. Bütün bu sıkıntılar
çiftçiyi sulama birliklerine olan borçlarını ödeyemez duruma
getirmiştir. Vatandaştan ücret alamayan birlikler haliyle devlete
olan elektrik borcunu ödeyememiştir. Biriken borçlar nedeniyle devlet
elektrikleri kesmiş, motorları durdurmuştur.
Tam olarak ürünün
suya ihtiyacı olan dönemde elektrik kesintisinden dolayı
kanalına su gelmeyen vatandaşlar mahsulünü sulayamamış
vatandaşın bir yıl boyunca yaptığı tüm emeği
heba olmuştur. Bu durum vatandaşla sulama birliklerini, Birliklerle
Devleti karşı karşıya getirmiştir.
Sulama
birliklerinin bu durumu göz önüne alınıp, bir an önce teknik ve mali
yönden desteklenmesi gerekmektedir.
Araştırma
önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Genç,
sisteme girmişsiniz, söz istiyorsunuz. Ne için acaba?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bugünkü grizu patlamasıyla ilgili söz almak
istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR
5.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Balıkesirin
Dursunbey ilçesine bağlı Odaköydeki bir kömür ocağında 23
Şubatta meydana gelen grizu patlamasına ilişkin
açıklaması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben
başlangıçta geç geldim.
Efendim,
Balıkesirin Dursunbey ilçesinde meydana gelen bu grizu patlaması
sonucunda 17 tane emekçi canımız hayatını
kaybetmiştir. Kendilerine Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Ancak, Sayın
Başkan, bu 17 tane insan canını kaybediyor, bir o kadar insan da
yaralanıyor, maalesef Hükûmette bir ses yok.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Hükûmet orada.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Biraz insana karşı saygı duyan, biraz bu halkın
acılarını paylaşmayı bilen bir iktidar olsa çıkar
burada bunun sebebini açıklar. Ayrıca daha önce de burada bu grizu
patlaması olmuş. Bu Hükûmet ne işle uğraşıyor?
Hep yurt dışında gezip de eğleneceğine bunun
sorumluluğuna katlanması lazım. Meclis olarak
karşımızda bir sorumlu istiyoruz. Bunun sorumlusu da Hükûmettir.
Bu ocaklarda gerekli tedbiri almayan bu Hükûmetin bu Meclise hesap vermesi
lazım. Canını kaybeden bu işçilerimizin ölümüne sebep olan
bu Hükûmettir. Bu Hükûmet ne zaman hesap verecektir, ne zaman Türkiye
Cumhuriyeti devletinin vatandaşlarının dertleriyle
ilgilenecektir? Yetmiyor mu artık her gün uçaklara binip de gidip
dış devletlerde turistik seyahat etmek?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, yani çok önemli bunlar Sayın Başkan.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Pazarcı, buyurun.
6.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin
Pazarcının, Balıkesirin Dursunbey ilçesine bağlı
Odaköydeki bir kömür ocağında 23 Şubatta meydana gelen grizu
patlamasına ilişkin açıklaması
HÜSEYİN
PAZARCI (Balıkesir) Sayın Başkan, ben de Balıkesirin
Dursunbey ilçesindeki grizu kazasında ölen vatandaşlarımıza
rahmet diliyorum ve yakınlarına ve Dursunbey ve Odaköylü
vatandaşlarımıza başsağlığı dileklerimi
iletmek istiyorum.
Bu vesileyle bu
tür olayların tekrarlanmaması için Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığının gerekli iş
sağlığı ve güvenliği önlemlerini almasına tekrar
dikkati çekmek istiyorum ve bu vesileyle ayrıca devlet hastanesinin
Dursunbeyde yeterli doktora ve tıbbi elemanlara sahip
olmadığını tekrar Meclisimize hatırlatarak bu
açıdan da gerekli önlemlerin alınmasının uygun
olacağını ifade etmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Pazarcı.
Alınan karar
gereğince sözlü soru önergelerini görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü
sırada yer alan, Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Geçen
birleşimde, tasarının 3üncü maddesine bağlı ek
14üncü madde kabul edilmişti.
Şimdi,
tasarının 3üncü maddesine bağlı ek 15inci maddeyi
okutuyorum:
EK MADDE 15- Ekli
listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190
sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
eki (III) sayılı cetvelin Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına ilişkin bölümüne eklenmiştir.
(x)
455 S. Sayılı Basmayazı 18/2/2010 tarihli 63üncü Birleşim
Tutanağına eklidir.
BAŞKAN
Madde üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Murat
Özkan, Giresun Milletvekili.
Buyurun
Sayın Özkan.
MHP GRUBU ADINA
MURAT ÖZKAN (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının 3üncü maddesinin ek
15inci maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce hepinizi en kalbî duygularımla selamlarım.
Konuya girmeden
önce, ben de Balıkesirde yaşanan hazin ve üzüntü verici olayda
hayatlarını kaybeden kardeşlerime Tanrıdan rahmet
diliyorum, geride kalanlara başsağlığı dileklerimi
iletiyorum, yaralıların da bir an önce şifaya
kavuşması temennilerimi buradan iletmeyi bir borç biliyorum.
Değerli
milletvekilleri, TOKİyle ilgili görüşmeler geçen haftadan beri
Meclisimizin gündeminde yer alıyor. Tabii, TOKİ nedir, TOKİ
neler yapıyor, şuna bir bakmak lazım, ne amaçla kurulmuş?
Bir genel giriş yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Sayın
milletvekilleri, Toplu Konut İdaresi, adı üzerinde, toplumun sosyal
konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulmuş bir
müessesedir. Peki, Toplu Konut İdaresi bugün bu amacını yerine
getiren bir birim midir, yoksa daha farklı bir hâle mi gelmiştir, ona
bir bakmak lazım. Bugün, Toplu Konut İdaresi, maalesef, sosyal konut
yapmaktan uzaklaşmış, sosyal konut görevini âdeta göstermelik
bir şekilde yerine getiren bir birim hâline gelmiş ama bunun
dışında, son derece lüks, üst orta ve üst sınıfın
konut ihtiyacını karşılayan bir kurum hâline
gelmiştir.
Değerli
arkadaşlar, devletin, görevi gereği, eğer konut yapacak ise,
mutlaka alt gelir gruplarına yönelik konut ihtiyacını
karşılaması gerekir. Anayasamızda yer alan sosyal devlet
ilkesinin de, bana göre, amacı budur.
Şimdi, Toplu
Konut İdaresi Türkiye'nin her tarafında konutlar yapmaya
girişmiş ve bu konutlarını, biraz önce belirttiğim
gibi, üst ve orta sınıfa hizmet eder şekilde inşa ediyor.
Bu konutların büyük bir kısmında müteahhitler TOKİ
müteahhidi diye anılıyor. İstedikleri müteahhide âdeta ihaleler
veriliyor ve istemedikleri müteahhitler ihaleyi alınca da bunların
ödemeleri yapılmayarak bu müteahhitler devre dışı
bırakılmaya çalışılıyor.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye, inşaat sektörü açısından
bakıldığında, dünyaya hizmet veren, dünyaya müteahhitlik
hizmeti satan bir ülke konumunda. Özellikle, bugün, Batı Avrupadan Orta
Asyaya, Orta Doğudan Mağripe kadar yer alan birçok ülkede Türk
müteahhitleri müteahhitlik hizmeti, Türk mühendisleri de mühendislik hizmetleri
verir durumdadır. Ancak, bugün baktığımızda,
değerli arkadaşlar, Toplu Konut İdaresi, konut
dışında, yeni bir müteahhitlik sektörü olarak, hastane
yapıyor, okul yapıyor, vesaire tüm hizmetleri yerine getirir
vaziyette.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bu hadise ne meydana getiriyor? Biz tekel
niteliğindeki iktisadi teşebbüsleri özelleştirirken
-örneğin Telekom, örneğin TÜPRAŞ gibi tekel niteliğinde
olan müesseseleri özelleştirirken- Türkiyede rekabetin en yüksek
olduğu müteahhitlik-inşaat sektörünü de devletleştirmekteyiz.
Değerli
arkadaşlarım, bu ne yaman bir çelişkidir, bu nasıl libere
edilmiş bir ekonomik yapıdır? Türkiyede en kolay hizmet verilen
ve en çok rekabetin olduğu bir alanda devletin piyasada en önemli oyuncu
olarak yer alması bir yanda, diğer yanda da tekel niteliğindeki
hizmetlerin özelleştirilmesi; bunu milletimin takdirine sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, maddeye dönmek istiyorum. Bu maddede getirilen husus yeni bir
kadro kurulmasıyla, TOKİye yeni kadroların verilmesiyle ilgili.
Yaklaşık 54 yeni kadro veriliyor fakat Komisyonda yapılan
konuşmalarda, bu kadroların şu anda doldurulduğu, kadrolara
atamaların yapıldığı, fiilen
çalıştırıldığı ancak kadroların
bulunmadığıyla ilgili olarak kadro istenmiş. Yani bu 54
kişiyle ilgili olarak bir sınav yapılmayacağı, yeni bir
personel alımına gidilmeyeceği söylendi.
Değerli
arkadaşlar, Anayasamızın 10uncu maddesine aykırı
olan bu uygulamadan TOKİnin ve Hükûmetin bir an önce vazgeçmesini,
eşitlik ilkesi gereğince de kamu personel sınavıyla
personel almasını arzu ediyorum, diliyorum ve öneriyorum çünkü bu
hizmetlerin büyük bir kısmı KPSS ile personel alınabilecek
nitelikte hizmetlerdir.
Ayrıca,
TOKİde çalışan kadrolara baktığımızda
değerli milletvekilleri, şu anda turizm işletmeciliği ve
otelcilik meslek yüksekokulu mezunlarının, ticaret ve turizm
fakültesi mezunlarının, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Hungaroloji Bölümü mezunlarının görev aldığını
görüyoruz!
Değerli
milletvekilleri, TOKİnin bu alanda çalışan ya da bu alanda
eğitim görmüş insanlarla ne diye bir ilişkisi olabilir, niye
alabilir, bunun izahı gerekiyor. Herhâlde, bunun izahı, politik
davranmak ya da bunun bir başka izahı da yakın akraba, eş
ve dostlara kadro açmak olabilir.
Toplu Konut
İdaresi şu anda personel uygulamaları açısından
eşitlik, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde hareket etmemekte,
genel bir hukuk prensibi olan bu ilkeleri çiğnemektedir, kamu idareleri
için 1999 yılında çıkartılan merkezî sınavla personel
alınma ilkesini de çiğnemiş durumdadır.
Değerli
milletvekilleri, AKP döneminde Başbakan ve bakanlarca bir yandan kamu
yönetimindeki çarpıklık, verimsizlik ve kalitesizlikten, bürokratik
oligarşiden şikâyet edildiği ama bunların çözümlenmeyip
kullanıldığı, bu yolla yandaş kayırmanın
tercih edildiği bir dönem olmuştur. Toplu Konut İdaresi de
bunların uygulama merkezlerinden birisi hâline gelmiştir.
AKP hükûmetleri
personel rejimine ilişkin düzenlemeyi maalesef yapmamış,
istihdam ve ücret rejimi tahrip edilmiştir. Kamuya personel
alımında kayırmacılık önlenmemiş ve nitelikli
personel istihdamı amacıyla biraz önce söylediğim gibi 1999
yılında çıkartılan merkezî sınav uygulaması
sulandırılarak bu amacın dışına
çıkartılmıştır.
Hükûmet, kamu
çalışanlarının çoğunun yoksulluk
sınırının altında kaldığı bir dönemde
ücret iyileştirmesi yapmamış, çalışanların
insanca yaşayabileceği bir ücret düzeyine kavuşacak adımlar
yerine çalışanlar arasında ücret adaletsizliğini
artıracak düzenlemeler yapmıştır. Ücret rejimindeki esas problem,
ücret düzeyinin düşüklüğü kadar ücretler arasındaki
adaletsizliktir. Toplu Konut İdaresi, ücret rejimindeki adaletsizliklere
de bir örnektir. Onun için AKP Hükûmeti ve AKPlilerin kendi eş, çocuk ve
yandaşlarının çalıştırıldığı,
sınavsız, sadece bir pusulayla, sadece bir kartla, kartvizitle
işe başlatıldığı bir yer hâline getirilmiştir.
Ne yazık ki bunu 21inci yüzyıl Türkiyesinde söylemek durumunda
kalıyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu arada, tabii KEY ödemelerinin tamamlanmaması da
ayrı bir sıkıntı yaratmış
vatandaşlarımız arasında. Bu açıdan
bakıldığında, Hükûmet kendi alacaklarına
karşı âdeta bir atmaca, ancak, ödemelere gelince -örneğin KEY
ödemeleri, don zararlarından meydana gelen çiftçi alacaklarının
ödenmesi konusunda da- âdeta tilki kurnazlığı içerisine girmiştir.
Tabii biz bu durumda devletin ne atmaca ne tilki olmasını istiyoruz.
Devletin, Hükûmetin devlet gibi davranarak, hükûmet gibi davranarak,
eşitlik ilkesini, hak ve menfaatleri gözeterek uygulama
yapmasını temenni ediyoruz. Aksi takdirde bu yanlış
yapılan hukuksuz uygulamaların, hukuk dışı
uygulamaların hesabını bu millet sizlerden maalesef
soracaktır hatırlatmasını yaparak sözlerime son veriyor,
hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Yaşar Ağyüz,
Gaziantep Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 455 sıra sayılı
Tasarının 15inci ek maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, TOKİye verdiğimiz imtiyazlı yetkiler
bugünkü görüşeceğimiz yasayla beraber siz deyin on yedi, ben diyeyim
on dokuzu buldu. İhale Kanununda yaptığımız
değişiklikler yirmiyi geçti. İktidar olan AKP, iktidar
olduğu günden beri köklü yasaları getirme
alışkanlığını bir türlü edinememiştir, aynen
iktidar olma alışkanlığını
kazanamadığı gibi, bir türlü iktidar olamadığı
gibi köklü yasaları da gündeme getirememiştir; bu âcizlik içerisinde
sürekli yasal ek değişiklikler yaparak bazı kurumları
güçlendirmeye çalışmaktadır.
Özellikle
kentleşme hem ülkemizde hem dünyada tartışılan büyük bir
sorundur. Kentleşmenin çağdaş bilimsel, çevreye duyarlı
olarak gelişmesi ve planlı olarak gelişmesi, işin
esasıdır. Bu yetki İmar Kanununda belirlenmiştir ve
belediyelere verilmiştir. Köklü İmar Yasası, imar ve
şehircilik yasasının çıkması gerekirken bu tür
değişikliklerle günü kurtarmaya, TOKİnin elini güçlendirmeye
çalışıyorsunuz. Bunun nedeni nedir? TOKİyi organizatör
kuruluş olarak, arsa rantlarını ekonomiye katmaya ve
yandaşların zengin olmasına çalışıyorsunuz.
Bakın, TOKİ öyle bir kuruluş ki
Kamu kuruluşu mudur?
Hayır değil, kamu kuruluşu değil; kamu
kaynaklarını kullanan, sırtını Hükûmete dayamış,
Hükûmetin bir şirketidir. Şirketin başı Sayın Tayyip
Erdoğan, Yönetim Kurulunun yetkilisi TOKİ Başkanı. Böyle
bir işleyiş, böyle bir yetkilendirme sanıyorum dünyanın
hiçbir yerinde görülmemiştir.
TOKİ,
diyorlar ki Sosyal konut yapıyor. Sosyal konut yapmak asli görevi ama
verilen yasalarla siz TOKİye neler yaptırıyorsunuz, bakın:
TOKİ konaklama tesisi yapıyor, TOKİ kavşak yapıyor,
TOKİ afet konutu yapıyor, TOKİ akıllı konutlar yapıyor
ve akıllı konutlara da İngilizce isimler veriyor. Hani siz
muhafazakâr, değerlere saygılı bir iktidardınız,
partiydiniz? TOKİ niye İstanbulda My World diye konutlarla gelir
paylaşımı ortaklığı yapıyor? TOKİ, Arsa
Ofisi ile Emlak Konutun devamıdır. Emlak Konutun lüks konut yapma
alışkanlığını TOKİ devam ettiriyor.
Bazı iktidar partisi temsilcileri çıktılar dediler ki TOKİ
2003ten sonra şunları yaptı. TOKİ 1984te kuruldu, 1969
yılında sanıyorum Arsa Ofisi kuruldu. TOKİ, 2003
yılına kadar 1 milyon konuta kooperatifleşme yoluyla kredi temin
etti. Onun en büyük hatası ikinci konutlara kredi vermesiydi.
Geçmişte bir şey yapılmadı. derseniz çok yanlış
söylersiniz. Sizin, elbette ki her siyasinin ve her iktidarın seçildikten
sonra görev yapması asli görevidir onun. Siz de bir şeyler
yapacaksınız tabii ama iktidarın asli görevi tüm kurumlarda
iktidar olmak, iktidarı yatırıma, üretime, istihdama yönlendirme
olduğu kadar sizin özelleştirme politikasına uygun olarak
arsacılık yapmak değildir. Özelleştirme yoluyla, TOKİ
kanalıyla Hükûmet bizzat arsacılık yapmaktadır, arsa
satışı yapmaktadır.
Bakın, kamu
kaynaklarını TOKİye veriyorsunuz, TOKİ gidiyor orada
imtiyazsız imar planı yapıyor, hazine arazilerini belirliyor ve
kentlerin geleceğini tıkıyor TOKİ, inşaat sektörünün
inisiyatif alanını daraltıyor. İnşaat sektöründeki
istihdam bugün yüzde 20lerin altına düşmüştür, yüzde 20
küçülmüştür. Bu, büyük daralmadır, büyük küçülmedir.
Peki,
TOKİnin ihalelerine baktığınız zaman da açık
mı, şeffaf mı, katılımcı mı? Hayır.
Özellikle inşaat ihaleleri katılımcı
olmadığı gibi planlama, etüt ve tanıtım ihalelerinin
elle tutulur hâli yok. Akraba, hısım, eş, dost
kayırılmış ve yandaşlara maalesef bu ihaleler
peşkeş çekilmiş değerli arkadaşlarım.
Bakın, zemin
etüt işlerinde 2005-2007 arasında toplam 240 civarında ihale
yapılmış. İhalelerden 150 tanesi sekiz şirkete
verilmiş ve şirketler içerisinde aynı paydaşların ismi
geçiyor arkadaşlar ya! Bu kadar kayırmacılık olur mu? Ben
bunlara cevap istiyorum.
TOKİ konut
yapmasın demiyoruz, TOKİye
karşıtlığımız yok ama TOKİ şeffaf
değil, TOKİ katılımcı değil, TOKİ Kamu
İhale Kanunu hükümlerini aşıyor ve ayrıca da Yüksek
Denetleme Kurulunun her sefer çıkan raporlarının hiçbirini
uygulamıyor. Niye? Sırtını Başbakana
dayamış. Başbakan imtiyazı altında bu tür şeyleri
yaparak TOKİ devlet içinde devlet oldu.
Peki, bu on sekiz
-on dokuz değişikliği yapacağımıza, Parlamentoyu
meşgul edeceğimize, komisyonları meşgul edeceğimize
tek bir karar alalım ve TOKİnin yapacağı
uygulamaları ve uyacağı kriterleri Recep Tayyip Erdoğan
hazretleri belirler, bu kuralları ve bu uygulamaları da TOKİ
sadrazamı uygular. diyelim, tek maddelik bir kanun, çıkalım
işin içinden. Bu kadar niye meşgul ediyorsunuz toplumu, büyük
sorunlar varken?
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Baykal ne olsun? Baykal da Cumhurbaşkanı olsun.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) - Laf atma, gel burada konuş, yüzüme konuş.
Belgeli konuşuyorum ben. Haraç mezat her şeyi emlakçı gibi
satacaksınız!
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) En fazla laf atan sensin, senden öğrendim ben laf atmayı.
BAŞKAN
Sayın Milletvekilim lütfen
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Dünyanın hiçbir yerinde haraç mezat
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) TOKİnin yaptıklarını da say. Hastaneleri say,
okulları say.
BAŞKAN
Sayın Çerçi, lütfen.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) -
cumhuriyet değerlerini satarak borçlanan bir ülke
görülmemiştir, borcu artan bir ülke görülmemiştir. Bu kadar
beceriksiz, bu kadar kaynak israfıyla karşı karşıya
bulunduğumuz bir yerde siz kaos yaratarak kamuoyunun gözünden bazı
şeyleri kaçırmaya çalışıyorsunuz. Buna
hakkınız yok sizin, buna hakkınız yok.
İktidarsınız, iktidar gibi davranmak zorundasınız.
Türkiye yangın yerine dönmüş, esnaf kan ağlıyor,
inşaat sektörü kan ağlıyor, çiftçi kan ağlıyor.
Bakın, bir
grizu patlaması oldu. Allah rahmet etsin ölenlere,
başsağlığı diliyorum ama Çalışma Bakanı
nerede? Bu işte tedbir alması gereken
(AK PARTİ
sıralarından orada sesleri)
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Orada
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Orada, olay olduktan sonra bulunması yetmiyor.
Bursadan sonra
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Olay yerinde.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) - Siz ders almıyorsunuz. Niye? Tekdirle
uslanmıyorsunuz, sizin hakkınız kötek. Bu kötek de sandıkta
olacak.
BAŞKAN - Sayın Ağyüz, lütfen düzeltir
misiniz cümlenizi?
FATİH ARIKAN
(Kahramanmaraş) Gel de döv o zaman, gel de döv!
OSMAN DEMİR
(Tokat) Sözünü geri alsın.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bakın
BAŞKAN
Sayın Ağyüz
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) -
bu kaosun yaratıldığı
yetmiyormuş gibi 2 milletvekiliniz daha kaos yaratmaya devam ediyor.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Kırk yıl onlar fişledi, biz
fişliyoruz. bu düşünce İktidarınızın
düşüncesinin afişe olmasıdır, afişe.
Bakın, Bize
karşı çıkan kanı bozuklar tahlil edilmeli. Buna ne
hakkı var Milletvekilinin? Ama buna cesaret veren Arınçtır,
buna cesaret veren Sayın Tayyip Erdoğandır. Kanı bozuk
diyemez hiç kimse. Bu Parlamentoda bulunanlara, iktidara karşı
olanlara, toplumsal muhalefete, sivil toplum örgütlerine karşı
olanlara hiç kimse kanı bozuk diyemez. Bu ikisinin de tahlile
ihtiyacı var, ruhsal tahlile ihtiyacı var.
Meclis
Başkanını uyarıyorum: Bunları tahlile gönder, akli
dengesizliği var ve Mecliste tehlikelidir bunlar. Bunların önüne
Meclise girmesi tehlikelidir. diye yafta asmak lazım, yafta!
Değerli
arkadaşlarım, bu karmaşa ortamı devam ederken ekonomiyi göz
ardı etmek için bu kervana milletvekilleriniz de katılıyor.
Yazık oluyor, yazık! Yazık oluyor! O nedenle, gününüzü ana
sorunları çözmekle geçiriniz.
Bakın,
TOKİnin konutları, Beylerbeyinde -ben geçen gün de söyledim-
gidelim Gaziantepte Beylerbeyi konutlarına, elle tutulur hâli var
mı! Okul yoktu, sosyal tesis yoktu. Bağıra bağıra
yaptırdık. Niye? Proje yapılırken unutulmuş, ihale
kapsamına alınmamış. İşte, TOKİ bu!
Trilyonlarca, katrilyonlarca kaynağı var ama kullanış
biçimine baktığınız zaman da kayırmalı ve
yandaş koruyucu şekilde kullanılıyor değerli
arkadaşlarım.
Ayrıca bu
yasada ek madde 14ü geçirdik. Bu 14, Anayasaya aykırı bir maddedir.
TOKİye bu imtiyazları verirken Anayasayı çiğneyerek,
Anayasayı ayaklar altına alarak lütfen bu yetkileri vermeyiniz
değerli arkadaşlarım.
Ayrıca
TOKİnin imar planı olmayan yerleri ihale etmeye ne hakkı var?
Elimde belgeler var. 1/5.000liği hâlen yapılmamış, devam
eden yeri ihale etmiş, vermiş TOKİ. Niye? Yasal imtiyazı
var. Ruhsat alınmayan yerleri ihale ediyor, veriyor. Böyle bir yetki,
böyle savurganca kullanılan bir yetki mümkün değil hiçbir yerde
görülmemiştir değerli arkadaşlarım.
Bakın,
Yüksek Denetleme Kurulundan okuyorum: TOKİ tarafından yeni planlar
yapılarak çalışmalara başlanılacaktır.
İhale edilmiş iş, yeni planlar yapılarak devam edecek!
Neresi? Avcılar ilçesi, Bahçeşehir konutları değerli
arkadaşlarım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen tamamlayınız.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Bakın, Yapılan incelemelerde arsa
karşılığı gelir paylaşım projelerinde
inşaat yapılacak bazı arsaların imar planlarının
olmadığı
diyor. Ben demiyorum, Yüksek Denetleme Kurulu diyor.
Bunun hesabını vermeyecek misiniz?
Ama değerli
arkadaşlarım, bu vurdumduymazlıkla
çıkardığınız yasalar maalesef uygulamada
sıkıntı yaratıyor, sorun yaratıyor.
İktidarınız artık Türkiyeye sıkıntı
veriyor, İktidarınız kara bulut yaratıyor. Sorunları
çözmesi gereken Parlamento sorunları çözeceğine sorun yaratıyor.
Bir iktidar sorun çözmekle yükümlüdür. Esnafın, çiftçinin, işçinin
Tekel işçileri Ankarada bar bar
bağırıyorlar. Bir tane insaflı,
vicdanlınız gidip de ziyaret ediyor mu? Gidip de nedir diyor mu?
Arabulucu olmaya çalışıyor mu? Çoluk çocuğuyla perişan
olan bu işçilere sahip çıkmak
Bu özelleştirme
mağdurlarını ortaya çıkaran sizin
İktidarınız değil mi? 4/Cyi yaratan sizin İktidarınız
değil mi? Onların ne günahı var?
Onun için,
değerli arkadaşlarım, Abbas yolcu, gidicisiniz, ama hesap
vermeden sizi bırakmak yok.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) İki senedir bunları söylüyorsunuz, hâlâ yüzde
15lerdesiniz!
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Çıkar konuşursun!
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Boş konuşma boş!
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Çıkar konuşursun!
BAŞKAN
Sayın Çerçi, lütfen oturur musunuz. Sayın Çerçi
Lütfen Sayın
Çerçi.
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Sayın Başkan, kötekten bahsediyor, köteği kim
atacakmış, cevap versin bir bilelim!
BAŞKAN
Sayın Çerçi, oturun lütfen. Oturun lütfen Sayın Çerçi.
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Lütfen haddini bilsin! Bu Mecliste kimse kötek atmaya cesaret
edemez.
BAŞKAN
Sayın Çerçi oturur musunuz. Bak, Grup Başkan Vekili söz istedi.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Haddinizi sandıkta bildireceğiz biz size!
Hem de seçim bölgenizde bildireceğiz!
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Ağabeylerine sor, ağabeylerine!
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, ne için?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) AK PARTİ Grubu adına madde üzerinde söz
istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yeni bir sataşmaya mahal vermeden Sayın Bozdağ. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
İç Tüzükün
69uncu maddesi gereğince
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, sataşmadan dolayı mı söz verdiniz, grup
adına mı söz verdiniz?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Grup adına söz istedim.
BAŞKAN
Grup adına mı? Ben anlamadım. Grup adına o zaman.
Buyurun.
AK PARTİ
GRUBU ADINA BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 3üncü maddeye ek 15inci madde üzerinde grubumuz
adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii, Toplu
Konut İdaresinin alanıyla ilgili bir kanun tasarısını
görüşüyoruz. Herkesin burada söyleyecek sözü vardır mutlaka, çünkü
çok büyük hizmetler üreten, Türkiye'nin 81 ilinin 81inde damgası, mührü
bulunan ve hemen hemen her yerde ve ilçelerimizin de büyük bir kısmında
insanlarımızın yüzünü güldüren, ev, yuva bekleyen ve ev sahibi
olma imkânı belki bulamayan, belki bu noktada hayal dahi kuramayan
insanlara ödeme kolaylığı içerisinde ve ucuz konut temin eden
çok önemli bir kurum ve bu, özellikle AK PARTİ İktidarından sonra
da çok önemli faaliyetler ortaya koydu, önemli çalışmalar yaptı.
Şimdi, rakamlar şöyle veya böyle ifade ediliyor, tasarının
içinde de bu rakamlar genel gerekçede yer alıyor. Ben beklerdim ki, burada
konuşulurken TOKİyi yaptıklarından dolayı evvela bir
takdir etmek lazım hem Başkanını hem çalışanlarını.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Siz ne zaman takdir ettiniz ki! Önce takdir etmesini
öğren, sonra takdir bekle.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Çünkü Türkiye'de on dokuz senede 40 bin küsur konut
yapan bir kurumun, bir yapının yedi sene, sekiz sene içerisinde 300
bin civarında konutu yapıp sahiplerine teslim etmesi, ancak
alkışlanacak bir durumdur, kınanacak bir durum değildir
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Dökülüyor, dökülüyor. Binalar dökülüyor.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) -
alkışlanır ve denir ki: TOKİ bunları
yapıyor, tebrik ediyoruz, ama şunları, şunları da
yapsa daha iyi olur, şu konularda biz muhalefet olarak veya
milletvekilleri olarak eksikliklerini görüyoruz, bu eksiklikleri de giderseler,
şu konulara da dikkat etseler eminim daha faydalı olur, çünkü,
TOKİ imar kültürünü de değiştiriyor, konut kültürünü de
değiştiriyor, şehircilik anlayışını da
değiştiriyor, âdeta her yerde bir noktada böylesi bir uzman rehberlik
ve değişimciliğe de öncülük yapıyor.
Onun için ben
burada, huzurlarınızda Toplu Konut İdaresi
Başkanını ve ekibini tebrik ediyorum ve inanıyorum ki
Türkiyemizin dört bir yanında, şu anda sayısı 300 bin
civarında insan bizzat oturarak hayır duasını yapıyor,
bir kısmı da oradan ev almış, evine
taşınmayı bekliyor ve onlar da duasını yapacaktır.
Milletimiz bunu görüyor, bunun takdirini yapıyor.
Ama bir şeyi
de ifade edip huzurunuzdan ayrılmak isterim. Bu kürsüde konuşurken
hepimiz eleştireceğiz varsa eleştirilecek yönler,
laflarımızı söyleyeceğiz. Ama, bunu da bir usul, bir üslup
içerisinde söylersek, yani hakaret etmeden, insanları rencide etmeden,
insanları incitmeden düşüncemizi söyleme marifetini gösterebilsek
daha güzel olur. Ama bu noktada konuşma yaparken, meram anlatırken
tabii fikrî bir acziyet içerisinde olunca, o zaman ne yapılıyor ve
belli bir üslubun tutturulma imkânı maalesef olmuyor.
Bakın, 2
tane değerli milletvekilimiz -herkes konuşuyor-
konuşmalarında AK PARTİnin asla kabul etmediği ve bugüne
kadar mücadelesiyle karşısında durduğu şeyleri ifade
ettiler ve biz fişlemedir veyahut da insanların kanıyla,
başka şeyleriyle ilgilenme konularını AK PARTİ
kırmızı çizgileri olarak, daha biz partiyi kurarken bunu ilan
ettik 14 Ağustos 2001de ve biz dedik ki: Din milliyetçiliği
yapmayacağız, yaptırmayacağız. Irk milliyetçiliği
yapmayacağız, yaptırmayacağız. Bölgesel milliyetçilik
yapmayacağız, yaptırmayacağız.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Duymadınız herhâlde, okuma özürlü müsünüz
Sayın Vekil?
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Şimdi 2 tane milletvekili
arkadaşımız
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Bırakın bu numaraları, bırakın
bunları. Gerçekçi konuşun.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Evet, cevap
vereceğim.
2 tane
milletvekili arkadaşımız bir beyanda bulundular ve biz bu
beyanlar karşısında parti olarak tavrımızı koyduk
ortaya ve partimizin Meclis Grup Yönetim Kurulu olağanüstü toplanarak, dün
saat 15.30da 2 arkadaşın beyanlarıyla ilgili bir inceleme
başlattık. Yarın da Yönetim Kurulumuzun olağan
toplantısı var. Bunu da değerlendirip, disiplin yolu eğer
gerekiyorsa o çerçevede disipline sevkini de yapacağız. Biz parti
olarak bunlara karşıyız ve parti içi mekanizmaları biz
işletiriz.
Hatırlarsanız,
polislerimizle bir başka arkadaşımız bir
tartışmaya girmişti ve orada bu toplumun değerleriyle
bağdaşmayan birtakım şeyler olduğu zaman biz
tavır koyduk ve parti ihraç istemiyle müşterek Disiplin Kuruluna sevk
ettik.
Ama bakın,
buna benzer lafların birini, yani bizim Çorum Milletvekilimizin
söylediği laflara benzer birini Bunların akıl
sağlığı, ruh sağlığı... Oraya götürmek
lazım. Buradan, kapıdan koymamak lazım. lafları söyledi.
Biz işlem yaptık. Kemal Ağabey, bilmiyorum siz ne işlem
yapacaksınız? O da CHPnin takdiridir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Biz bu toplumun
kabul etmeyeceği şeyleri, AK PARTİnin değerleriyle
uyuşmayan şeyleri ve bizim karşı olduğumuz şeyleri
kim söylerse söylesin, bizden biri söylesin, başkasından biri
söylesin, biz tavır koyduk, tavır koymaya da devam edeceğiz. Ha
burada takdir edilmesi lazım, AK PARTİ tavrını koydu.
Tavır koyduğumuz bir konuda hâlâ itham yapılırsa, o zaman
orada sormak lazım Neden? diye.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Nedenini söyle, nedenini!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Bir başka konu: Tabii buradan kötekli
konuşmalar da yapılıyor.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Biz kanımızdan eminiz, sizin kana baksın! Bir
kana bakması gerekiyorsa bizimkinde problem yok.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) - Tabii bu Meclis kötekli konuşmalara
alışkın değil ama bakın, bu yakışmıyor
bu kürsüye de. İnsanlar burada fikrini söyleyecek. Ha, vatandaş
kantara sizi de koyacak, bizi de koyacak. Seçim oldu; 3 Kasımda oldu, 28
Martta oldu, 22 Temmuzda oldu, 29 Martta oldu. 2011in 17 Temmuzunda da seçim
olacak, o zaman bu millet kimi değerlendirecek, kime güle güle diyecek,
kimi destekleyecek göreceğiz.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) O zaman Abbas yolcu!
BEKİR BOZDAĞ
(Devamla) Biz diyoruz ki: Bu millet kötek vurmaz. Bu millet, sandıkta
mührünü alır, oy pusulasına yapıştırır. O
mühürden bugüne kadar hep AK PARTİ çıkmıştır (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) ama kötek diyenler
maalesef milletten hiçbir zaman icazet almamıştır.
OKTAY VURAL
(İzmir) Biz de o mühürle geldik.
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bozdağ.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, bizler de Parlamentoya milletimizin
iradesiyle, mühürleriyle geldik.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ona itirazımız yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Başkalarının icazetiyle gelmedik!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ona itirazımız yok bizim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu Parlamentoda bulunan milletin iradesine hakaret etmekten
vazgeçsinler! Biz kimin mührüyle geldik?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Benim söylediğimle ne alakası var?
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu milleti hakir görmekten vazgeçin!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ne alakası var?
OKTAY VURAL
(İzmir) Aynı düşünceniz
Aynı düşünceniz
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
OKTAY VURAL
(İzmir) Size oy vermeyenleri kategorize edip sanki millet iradesiyle
gelmemiş gibi gösteriyorsunuz.
İSMAİL
BİLEN (Manisa) Siz yapıyorsunuz!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Hiç alakası yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Aynı zihniyettesiniz! O milletvekiliyle aynı zihniyeti
paylaşıyorsunuz.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Kimse onu yapmıyor.
BAŞKAN
Sayın Bozdağ
Lütfen oturun
Sayın Vural
İSMAİL
BİLEN (Manisa) Onu siz yapıyorsunuz.
BAŞKAN
Madde üzerinde
OKTAY VURAL
(İzmir) Teessüf ederim size, teessüf ederim.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) O zihniyet size ait.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu millet
Bizler kimin oyuyla geldik?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Kardeşim, söylediğimden bu dediğim
OKTAY VURAL
(İzmir) Aynı zihniyettesiniz! Size oy veren millet de bize oy veren
kim?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Bize de millet oy veriyor!
BAŞKAN
Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Mevlüt Akgün, Karaman
Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Akgün,
buyurun.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - Biz de onu söylüyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Neyi söylediniz? Hadi canım sen de!
BAŞKAN -
Sayın Vural, lütfen
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Havada bulut meselesi!
MEVLÜT AKGÜN
(Karaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Tasarının
bu maddesiyle Toplu Konut Kanununa ek bir madde olan 15inci madde eklenmek
suretiyle elli dört adet kadro ihdası yapılmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, bu kadro ihdasına niçin gerek duyulmaktadır?
Kısaca bu hususa değinmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Toplu Konut İdaresinin, kısaca TOKİnin
başarısı, hepimize gurur verecek şekilde, aslında
Türkiye'nin başarısıdır. Şöyle ki: Amerika Birleşik
Devletlerinde başlayan konut kredi sistemi Mortgageın çöküşü
bütün dünyada büyük bir ekonomik krize neden olurken, TOKİ, böyle bir
ortamda 400 binleri aşan konut rakamı ile hem
insanlarımızı ev sahibi yapıyor hem de düzenli
kentleşme örnekleri sunuyor. Gerçekten, TOKİ, Hükûmetimiz döneminde
sadece İstanbul, Ankara, İzmir gibi bazı büyük şehirlerde
az sayıda konut üreten bir kurum olmaktan çıkarak Türkiye'nin bütün
illerinde, hatta küçük ilçelerine kadar birçok yerleşim biriminde örnek
çalışmalar üreten bir kurum hâline gelmiştir. Bazı
köylerimizde ise Tarımköy Uygulaması ile modern yaşam
alanları oluşturulmaktadır. TOKİnin
halkımızın refah ve mutluluğu için proje geliştirdiği
öyle ücra yerler var ki özel sektörün buralara yatırım yapması
çoğu zaman mümkün görülmemektedir. Ülkemizin hangi yöresine gidilirse
gidilsin Türkiyeyi bir ağ gibi saran duble yol çalışmaları
gibi TOKİnin inşa ettiği yükselen konutları, örnek
okulları, güzel hastaneleri görmek mümkündür.
Değerli
arkadaşlarım, ülkemizde daha önceki dönemlerde kira öder gibi ev
sahibi olmak sadece hayaldi. Bugün TOKİ sayesinde orta ve alt gelir sahibi
vatandaşlarımız ile yoksul insanlarımız ev sahibi
olmakta ve hayır dualarını göndermektedir. 100-150 TL aylık
ödeme ile ev sahibi olabilen yoksul insanlarımızın yüzündeki
sevinci tarif etmek mümkün değildir.
Geçen günlerde
Karaman ilimizde TOKİye ait yüzlerce konut birkaç saat içinde
satıldı.
Ev sahibi olan
vatandaşlarımızla telefonla yaptığım
görüşmelerde 8-10 milyar peşinat ödendiği takdirde geri kalan
taksitlerin kira bedeli kadar olduğu ifade edildi. Yani kira ödemek
yerine, insanlar -oturduktan sonra- kendi evinin taksitini ödemektedirler.
Eğer TOKİ olmasaydı, TOKİ bu çalışmaları
yapmamış olsaydı bu insanlarımızın ev sahibi
olması mümkün müydü? Bu konutlar sayesinde, aynı zamanda, piyasada ev
ve kira bedellerinde olası, mümkün aşırı
artışların da önüne geçilmiş ve TOKİ bir denge
fonksiyonu görmüştür.
Değerli
arkadaşlarım, bazı konuşmacılar TOKİnin
zenginlere ev yaptığı şeklinde eleştiriler yapmıştır.
TOKİ, tabii ki bazı yerlerde lüks konut yaparak gelir elde edecek ve
yoksul vatandaşlarımıza yönelik konut üretimine kaynak
sağlayacaktır. Bundan daha tabii ne olabilir? Kaldı ki ister
iktidara mensup isterse muhalefete mensup olsun, belediye başkanlarımız,
bugün TOKİ uygulamalarını beldelerine kazandırmak için
sıraya girmiş vaziyettedir. Bu durum halkımızın,
kurumlarımızın TOKİye olan güvenini göstermektedir.
Değerli
arkadaşlarım, TOKİnin bir örnek çalışmasından da
bahsetmekte fayda vardır. Hazineye ait olup da yıllarca işgal
altında kalmış veya amaç dışı kullanılan
bazı araziler vardı. Bu arazilerden işgalciler haksız
olarak faydalanmaktaydı. İşte, TOKİ buralara el atmak
suretiyle buraları işgalden kurtarmış ve hazineye
yaklaşık olarak 500 milyona yakın gelir
kazandırmıştır.
TOKİnin
yaptığı hayırlı çalışmaları görmek için
fazla uzağa gitmeye gerek yok. İçinde
yaşadığımız Ankarada uygulanan kentsel dönüşüm
çalışmalarına baktığımız zaman yapılan
işin büyüklüğü ve başarısını açıkça görmek
mümkündür.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; TOKİ, sayıları
binlerle ifade edilen ihaleler gerçekleştirmiştir. Bu ihaleler
şeffaf ve kamuya açık biçimde yapılmaktadır. Bugün
eğer 1.550 şantiyeden bahsediyorsak, 35 milyara yakın
yatırım tutarı gerçekleşmişse, 800 bin
insanımıza istihdam sağlanmışsa, TOKİnin millî
ekonomiye yapmış olduğu katkı daha iyi
anlaşılır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akgün, lütfen tamamlayınız.
MEVLÜT AKGÜN
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Cumhuriyet
tarihinin en büyük konut hamlesinde bazı iddialardan yola çıkarak
yolsuzluk suçlaması yapmak bana göre insafsızlık olur.
Kaldı ki bu ihalelerde Kamu İhale Kurumuna şikâyette bulunmak
veya mahkemelerde hak aramak her zaman mümkündür. Hem TOKİden iş
alan müteahhitlerin zorda olduğu ifade edilmekte hem de yolsuzluk
imasında bulunulmaktadır. Bu durum, karşımızda bir
çelişki olarak durmaktadır. Eğer yolsuzluk olsaydı, 35
milyarlık Türkiye'nin seksen bir ilinde yayılan bu hamleyi
gerçekleştirmek mümkün müydü?
Değerli
arkadaşlarım, TOKİnin başarısı ortadadır,
bunu en iyi bilen de Türk halkıdır. Bu başarıları
TOKİ az sayıda personeliyle gerçekleştirmiştir.
Çalışmaların sağlıklı yürümesi için ek kadrolara
ihtiyaç vardır.
Bu vesileyle,
TOKİnin çalışmaları sebebiyle başta Hükûmetimiz ve
TOKİ Başkanımız olmak üzere tüm TOKİ
çalışanlarına teşekkür ediyor, tasarının
hayırlı olmasını diliyorum.
Genel Kurulu
saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Osman Demir, Tokat Milletvekili.
Buyurun
Sayın Demir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN DEMİR
(Tokat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Arsa Üretimi ve
Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda değişiklik öngören
tasarının 3üncü maddesi içinde yer alan ek 15inci madde üzerinde
şahsım adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime
başlarken Balıkesirin Dursunbey ilçesindeki maden ocağında
rahmetli olan 13 işçimize Allahtan rahmet diliyor, yakınlarına
ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, gözde bir kurumumuz hakkında bir yasal
değişiklik yapıyoruz. TOKİ, gerçekten, gözde bir kurum.
Burada çok güzel konuşmalar oluyor ama maalesef çok düzeysiz
konuşmalar da oluyor. Ben, o konuşma şöyledir böyledir demek
istemiyorum. Her söz, sahibine yakışır. Kişiler o sözleri
kendilerine uygun gördükleri için kullanıyorlar, biz de ancak
Hayırlı olsun. deriz. Nasıl olsa millete karşı da bu
sözler söylendiği için onlar üzerinde çok da durmaya değer
görmüyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir güzel söz var; hani hepimizin altın gibi
sakladığımız, hafızamızda tuttuğumuz sözler
vardır, bu da benim altın gibi sakladığım,
hafızamda tuttuğum bir sözdür. Denir ki: Başarılı bir
yönetimin iki şartı vardır: İyi insan, iyi kanun. Yani
insanlarınız iyi olacak, kanunlarınız iyi olacak. Eğer
insanlarınız iyi, kanunlarınız iyi değilse iyi olmayan
kanunlar iyi insanların elini kolunu bağlar, oradan verim alamazsınız;
eğer kanunlarınız iyi ama onları uygulayacak olan insanlarınız
iyi değilse yine kanunu çarpıtırlar, ne yapar ederler oradan
yine verim alamazsınız. TOKİ, bu sözü tam da doğrulayan iyi
bir örnektir; öyle olduğunu görüyorum, yaptığı hizmetlerle öyle
olduğunu görüyorum, TOKİnin çalışmasını
düzenleyen kanunlardaki yaptığımız düzenlemelerden böyle
olduğunu görüyorum.
Bakın,
TOKİ, 1984 yılında çıkarılan 2985 sayılı
Yasayla kurulmuş, daha sonra 1990 yılında çıkarılan
412 ve 414 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı ve Kamu Ortaklığı
İdaresi Başkanlığı iki ayrı kurum olarak
örgütlenmiş; daha sonra 1993 yılında Toplu Konut Fonu genel
bütçe kapsamına alınmış, 2001 yılında da fon
genel bütçe kapsamından geri çıkarılmış. 2003
yılında Konut Müsteşarlığı kaldırılarak
görevleri TOKİye devredilmiş, 2004 yılında Ankaranın
kuzey girişini Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanlığıyla birlikte projelendirme ve
altyapısını gerçekleştirme görevi TOKİye
verilmiş. 2004 yılında düşük standarttaki konutları
tasfiye etme, kentsel dönüşüm projelerini uygulama yetkisi, o da
TOKİye verilmiş. Yine 2004 yılında Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğü kapatılmış, yetkileri TOKİye verilmiş.
2006 yılında Göçmen Konutları Koordinatörlüğü ve
Ahıska Türkleri İskân Koordinatörlüğü, o da TOKİye
devredilmiş. 2007 yılında Bayındırlık ve
İskân Bakanlığına bağlı Mesken Dairesi
TOKİye bağlanmış. Neyi görüyoruz arkadaşlar?
Başta söylediğim o güzel sözün yerine getirilmesi gayretlerini
görüyoruz yani insanlarınız iyi olacak, kanunlarınız iyi
olacak. Kanunlarımızı iyileştirmeye
çalışıyoruz, bugün de bunu yapıyoruz, iyi insanların
elini kolunu bağlamasın istiyoruz. Ne yapıyoruz bu ek 15inci
maddede? TOKİnin hizmet alanı, sorumluluk alanı
genişlediği için bu işleri yerine getirecek kadroyu
güçlendiriyoruz. Ne yapmışız değerli
arkadaşlarım? Ek 15inci maddeyle TOKİye yeni kadrolar
veriyoruz. 1 adet başkan yardımcılığı, 3 adet
daire başkanlığı, 46 adet uzmanlık ve 4 adet
müşavir avukatlık kadrosu TOKİye veriyoruz. Niçin? Demişiz
ki: Ey TOKİ, sen güzel işler yapıyorsun, yapmaya da devam ediyorsun.
Senin sorumluluğunu biz daha da artırdık; al, bu
sorumluluğun gereği olarak gücünü de artırıyoruz, bu
sorumluluğun altından kalkabilmen için seni daha güçlü hâle
getiriyoruz. demiş oluyoruz. Yaptığımız,
gördüğünüz gibi doğrudur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Demir, lütfen tamamlayınız.
OSMAN DEMİR
(Devamla) Şimdi burada TOKİyi karalamaya çalışan
arkadaşlar şunu nasıl gizleyeceksiniz: Sayın Grup
Başkan Vekilim söyledi, TOKİ 1984 yılında kurulmuş,
2002nin sonuna kadar yani 2003ün başına kadar on dokuz yılda
43.145 konut üretebilmiş.
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) 1 milyon konut!
OSMAN DEMİR
(Devamla) - Ama o günden bugüne gelinceye kadar 412 bini aşkın ihale
yapmış, 300 bini aşkın konutu tamamlamış.
Arkadaşlar, burada kıyas kabul etmez bir gerçek var. Bu gerçeği
nasıl inkâr edeceksiniz? Ne kadar karalamaya
çalışırsanız çalışınız bunu nasıl
örteceksiniz? Millet TOKİnin ürettiği konutlarda oturuyor,
yaşıyor, yaşayarak TOKİnin sağladığı
imkânları görüyor.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yolsuzluklara gel, yolsuzluklara!
OSMAN DEMİR
(Devamla) Güneş balçıkla sıvanmaz. Bu gerçeği nasıl
karartacaksınız değerli arkadaşlarım?
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Sıvadığımız yok, her şey
ortada.
OSMAN DEMİR
(Devamla) Kaldı ki, TOKİnin ürettiği 300 bini aşkın
konutun yüzde 86sı sosyal konuttur yani dar gelirli, orta gelirli ve
yoksul ailelere sağlanan konutlardır.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Demir.
Madde üzerinde on
dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Genç,
Sayın Çalış, Sayın Işık, Sayın Birinci,
Sayın Sipahi, Sayın Nalcı, Sayın Yıldız,
Sayın Uzunırmak, Sayın Özdemir sisteme girmişlerdir. Birer
dakikalık süre verilecektir. Soru sorma süresi beş dakikadır.
Sayın Genç,
buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
- Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, daha önce de sormuştum; bu, Tuncelinin Çemişgezek
ilçesine bağlı Ulukale köyünde 16 trilyon 251 milyar liraya, Makro
İnşaat denilen, AKP Küçükçekmece Belediye Meclisi imar üyesi olan bir
kişiye 99 konut davetiye suretiyle verilmiştir.
Sorularım
şu:
1) Neden davetiye
usulüyle verdiniz?
2) Bu mesken
konutu mudur, afet konutu mudur?
3) Aynı
şekilde, Çemişgezekte başka köyler de konut yapmak için
başvurdukları hâlde oraya niye bunları yapmadınız da
ve getirdiniz, bir tanesinin maliyeti 162 milyar lira.
Yani bu çok
açıkça seçikçe -hani burada biraz evvel söyleniyor, korunmuyor ya
işte- AKPli müteahhitlere fahiş şekilde bir para
aktarılması
Bunda en azından 10 trilyon lira fazla bir kâr var.
Buraya da tavassut eden AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Beydir, kendisi
Çemişgezeklidir ve bunun açıklanmasını istiyorum. Yani afet
konutu mudur
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Çalış, buyurun.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, teşekkürler.
Sayın
Bakanım, benim de iki sorum olacak.
Birinci sorum,
dün sorduğum soruya aldığım cevapla ilgili. Tasfiye
halindeki Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketinin
varlıklarının TOKİye devriyle ilgili yükümlülüklerden
doğan itiraflar nedeniyle dün, devam eden otuz adet dava olduğu
söylenmişti. Şimdi ben bu sorunun devamını soruyorum: Bu
otuz adet dava nedeniyle söz konusu olan itilaflı meblağın
toplam karşılığı kaç TLdir?
İkinci
sorum
(Mikrofon otomtik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık, buyurun.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
2003-2010 döneminde TOKİde yaşanan yolsuzluk iddialarıyla
ilgili olarak yargıya intikal etmiş kaç adet ihale dosyası
bulunmaktadır, bunlardan ne kadarı sonuçlanmıştır?
Görüşülmekte olan maddeyle ihdas edilen 54 kadroya atanacak uzmanlarla
ilgili atama kriterleri belirlenmiş midir? Hâlen TOKİde görev yapan
ve atıl olduğu iddia edilen kaç adet uzman kadrosu
bulunmaktadır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Sayın
Birinci
NECAT
BİRİNCİ (İstanbul) Sayın Başkan, benim talebim
daha önceydi, Sayın CHP Hatibinin söylediği üzerine bir açıklama
yapacaktım. Bir talebim yok benim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Birinci.
Sayın
Sipahi, buyurun.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün bir
değişiklik önergesi konusuyla ilgili olarak gündeme getirmiştim.
Malumunuz bu sınır karakollarının ve sınır
birlikleriyle ilgili inşaatların protokolle TOKİ tarafından
yapılması konusunda, bir, Başbakanın talimatı üzerine
çalışma yapılmıştı. Sayın Millî Savunma
Bakanının kendi ifadesiyle, bu en kritik ve güvenliğin birinci
öncelikle karşılanması gereken Irak sınırında 54
sınır karakolu ve 2 sınır taburundan sadece 11 tanesinin
inşaatına yeni başlanabilmiş. İşte, TOKİnin
başarısızlığının örneği bu,
beceriksizliğinin örneği bu. Şu anda bundan daha öncelikli
başka bir proje var mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Sipahi.
Sayın
Nalcı
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
bu konuşmacılar da çıkıp 1984-2002 arasında
TOKİnin gerçekleştirmiş olduğu konut
sayısını 43.145 konut olarak vermektedir. Acaba, bu dönem içinde
TOKİ 940 bin konuta kredi desteği verip yapımını sağlamış
mıdır? Yani 1984-2002 arasında 1 milyon konut
yapılmasını mı sağlamıştır yoksa sadece
43 bin konut mu? Bunun cevabını istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Nalcı.
Sayın
Yıldız...
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
Antalya Döşemealtında bölgenin tüm imarı iki kat olmasına
rağmen TOKİ yaptığı projeyle çok katlı binalar
yaparak görüntü kirliliğine yol açmıştır. TOKİ
kendisine devredilen özel imar yetkileriyle kent ve çevreyle uyumsuz, genel planlama
ve şehircilik ilkelerini hiçe sayan yapılaşmalardan vazgeçmeyi
düşünüyor mu yoksa bu görüntü kirlilikleri yapmaya devam edecek mi?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.
Sayın Bakan,
buyurun.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ediyorum sayın milletvekillerimize.
Sayın
Başkanım, bir kısım sorulara, teknik detay, bilgi
mahiyetinde olduğu için yazılı olarak cevap verilecektir ama
özellikle bu Çemişkezekteki afet konutuyla ilgili Sayın Gençin
sorusunda... Bu, tamamen Afet Kanunu kapsamında yapılan konutlar
niteliğindedir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Orada afet yok Sayın Başkan. Hangi afet?
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen...
Sayın Bakan,
siz cevap verir misiniz.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Genç...
KAMER GENÇ
(Tunceli) Davetiye usulüyle ihaleyi yapmak için afete sokmuştur.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Genç...
Siz cevap verin
Sayın Bakan.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Genç, soruyu
sordunuz, ben ifade ediyorum. Eğer dinleme zahmetinde bulunursanız,
bunlar, konuştuklarımız tutanaklara geçiyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Geçiyor tabii...
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Bizdeki Çemişkezekte Afet
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Toplu Konut
İdaresine yer tespiti yapılıp talep edilmiş...
KAMER GENÇ
(Tunceli) Öyle bir şey yok.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) ...bir yapımdır.
Dolayısıyla orada altyapı masraflarının
yüksekliği söz konusudur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Afet yok.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Burada özel bir yapı
değildir Sayın Gençin ifade ettiği.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Afet yok.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Başkan, bazen
çok acil afet konutlarında davetiye usulü sürenin kısa tutulması
açısından uygulanabilir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Bakan, afet yok burada, afet yok.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Eğer davetiye usulü
yapılmış bir ihale varsa
KAMER GENÇ
(Tunceli) Orada afet yok.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen dinler misiniz. Soruyu sordunuz, cevabını bir
dinleyin Sayın Genç. Sayın Bakan cevap verdikten sonra açıklama
isteme hakkınız var.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yanlış cevaplıyor.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun)
İhale Kanunlarında
usul ve esasları belirtilir ve şeffaf bir şekilde
yapılır.
Sayın
Başkan, sınır karakollarıyla ilgili soruya gelince.
Bildiğiniz gibi, bunların özellikle Ağrı, Batman, Bingöl,
Diyarbakır, Hatay, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa,
Şırnak, Tunceli, Van, 111 karakol inşaatı şu anda
başlanılmış durumdadır. Sınırlarda özellikle
başlanılamayan karakollar arsa temini ve ulaşım temini
yapılamamış olan karakollardır.
Diğer bir
soru ise
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sayın Bakan, ben sadece Irak
sınırını sordum, 54 karakolun hesabını sordum ve
ben size Millî Savunma Bakanının kendi ifadesiyle rakamları
verdim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, siz cevap veriniz lütfen.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Sipahi, şöyle:
Irak sınırındaki karakollarda başlanmış olanlar
arsa temini ve ulaşımı temin edilmiş olanların
yapılmış, 11 tanesine başlanılmıştır,
diğerlerindeki arsası temin edildiğinde de Toplu Konut
İdaresi onları yapmaya hemen hazırdır.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sayın Bakan, size yanlış bilgi
veriyor yanınızdaki TOKİ Genel Müdürü. Bir arsa sorunu, bir
ulaşım sorunu nerede varsa hepsi tek tek
BAŞKAN
Sayın Milletvekili, lütfen
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Onlar yanlış bilgi veriyorlar, siz de
yanlış bilgi veriyorsunuz.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Sipahi sordunuz,
cevabını veriyoruz. Eğer bir eksiklik varsa düzeltilir ama
tekrar arkadaşlar teyit etsinler, elimizdeki bilgi şu anda bu.
Sayın
Nalcının ifadesi 1984-2002 yılı arasında Toplu Konut
İdaresi, bizzat kendisi ifade ettiği gibi, 43.145 konut inşa
etmiş, 940 bin civarında konuta çeşitli miktarlarda kredi
temininde bulunmuştur ki bu konut maliyetinin yüzde 5i ile
yaklaşık yüzde 70i civarına kadar çıkabilen noktalarda
olmuştur. Bizzat kendisi yapmamıştır, yapılan konut
kooperatiflerine kredi desteğinde bulunmuştur.
Çok katlı
binalar
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) Sayın Bakan, 1 milyon konutun
yapılmasını TOKİ sağlamamış mıdır?
OKTAY VURAL
(İzmir) Finansman vermedi mi yani?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Ayrıca bu konutlarda
hâlen, şu anda devam eden problemli olan, henüz hâlâ bitmemiş
konutlar da bulunmaktadır.
OKTAY VURAL
(İzmir) Olabilir. Biraz önce TOKİnin de alacaklı olduğu,
hesap vermesi gereken bir kanun çıkarttınız.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Antalya Milletvekilimizin
Antalyada çok katlı otoparkla ilgili sorusu. Bu çok katlı
yapılarla ilgili, Toplu Konut İdaresi imar yapma yetkisini özellikle
büyükşehir belediye sınırları içerisinde kullanmıyor
şu anda. Belediyelerden o imarı, büyükşehir belediyelerinin
yaptığı imar çerçevesinde, o sitelerin, konutların
yapımını gerçekleştiriyor. Eğer çevreyle uyumu, kent
dokusuna eğer bir olumsuz katkısı varsa şayet ifade
edildiği gibi, ancak belediyenin dikkat etmesi sorumluluğunda olan
bir noktadır. Bu tür plan tasdiklerinin, bu tür ifade edilen noktalarda
bir mahzur teşkil etmeyeceği kanaatindeyim.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Sayın Bakan, gidip görmenizi tavsiye ederim oradaki kirliliği.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Şimdi, diğer bir
sayın vekilimizin sorusu: TOKİ ihaleleri kapsamında Kamu
İhale Kurumuna yetmiş bir adet başvuru
yapılmıştır, bunların tamamına yakını
TOKİ lehine sonuçlanmıştır. Bir yolsuzluk başvurusuyla
alakalı, düzenlemeyle ilgili başvuru. Sadece altısında
düzenleyici tedbirler yapılması kararı verilmiştir.
Toplamda şu ana kadar Toplu Konut İdaresi 2.450 yapım ihalesi
gerçekleştirmiştir.
Yine, gruplar
adına konuşmalarda konusu geçtiği için ifade etmek istiyorum.
Toplu Konut İdaresinden bu 2.450 yapım ihalesinden müracaat eden
firmalardan 600ün üzerinde ayrı ayrı firmalar iş
almıştır. Yani ifade edilmeye
çalışıldığı gibi dar alanda, belli
sayılı kişiler, yapımcı firmalar arasında
yapım gerçekleştirilmemektedir; 2.450 yapım ihalesinde 600
ayrı firma yapım ihalesini üstlenmiştir ve başarıyla
devam etmektedir. Yalnız bu kadar yoğun bir
çalışmanın, başarının arkasında, mutlaka
insanın olduğu yerde, yapımın olduğu yerde çok cüzi de
olsa ufak tefek aksaklıklar söz konusudur. Bunlarda aksaklıklar
olduğunda, hem Toplu Konut İdaresi hem diğer yasal çerçevede
aksaklıkların giderilmesine çalışılmaktadır.
Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Bakan, benim soruma niye cevap vermediniz? Otuz adet
davanın karşılığı nedir? dedim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır.
Madde üzerinde
dokuz adet önerge vardır. Ancak her madde üzerinde milletvekillerince
sadece yedi önerge verilebildiğinden, önce geliş sırasına
göre ilk yedi önergeyi okutacağım, sonra bu önergeleri
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 3 üncü maddesiyle 2985
sayılı kanuna eklenen Ek Madde 15de ihdas edilen kadrolarla ilgili
listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece müşavir avukat kadrosunun 2
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Ahmet
Aydın
Adıyaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
3 üncü maddesiyle 2985 sayılı kanuna eklenen Ek Madde 15de ihdas
edilen kadrolarla ilgili listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece
müşavir avukat kadrosunun 2 olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Ayhan
Sefer Üstün
Sakarya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
3 üncü maddesiyle 2985 sayılı kanuna eklenen Ek Madde 15de ihdas
edilen kadrolarla ilgili listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece
müşavir avukat kadrosunun 2 olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Azize
Sibel Gönül
Kocaeli
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
3 üncü maddesiyle 2985 sayılı kanuna eklenen Ek Madde 15de ihdas
edilen kadrolarla ilgili listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece
müşavir avukat kadrosunun 2 olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
İkram
Dinçer
Van
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
3 üncü maddesiyle 2985 sayılı kanuna eklenen Ek Madde 15de ihdas
edilen kadrolarla ilgili listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece
müşavir avukat kadrosunun 2 olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederim.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir, bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 455 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 3üncü
maddesine bağlı ek 15. maddenin kanun tasarısı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural |
Mustafa Enöz |
Reşat Doğru |
|
İzmir |
Manisa |
Tokat |
|
Hasan Çalış |
Emin Haluk Ayhan |
|
|
Karaman |
Denizli |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 455 Sıra Sayılı Arsa Üretimi
ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 3üncü maddesinde yer alan maddeler ibaresinin
madde olarak değiştirilmesini ve Ek Madde 15in de madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
F. Murat Sönmez |
Yaşar Tüzün |
|
Trabzon |
Eskişehir |
Bilecik |
|
Engin Altay |
Akif Ekici |
Şevket Köse |
|
Sinop |
Gaziantep |
Adıyaman |
|
Hüseyin Ünsal |
Ergün Aydoğan |
Mehmet Sevigen |
|
Amasya |
Balıkesir |
İstanbul |
|
Nesrin Baytok |
Hulusi Güvel |
|
|
Ankara |
Adana |
|
BAŞKAN
Komisyon bu iki önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Vural
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Ben konuşacağım Sayın Başkan.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Nesrin Baytok konuşacak.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
tasarının 3üncü maddesiyle eklenmek istenen ek 15inci maddede
değişiklik yapan önergeye ilişkin söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Esas
itibarıyla, genel olarak Hükûmetin istihdam politikasının makro
anlamda düzenlenmesinin yapılmasını sağlamak amacıyla
burada konuşmayı uygun bulduk ve bu önergeyi verdik. Esas
itibarıyla toplamı 54 kişi. Zaten alacakları
arkadaşlar orada çalışıyorlar şu anda. Bunda bir
problem yok, bizim buna bir şey de söylememiz mümkün değil. Ama AKP
Hükûmetinin makro anlamda bir kamu istihdam politikası yok. Konut
Müsteşarlığı kapatılırken, benim İdari Mali
İşler Daire Başkanım o gün bürokratken gerçekten fevkalade
iyiydi, sürünür hâle geldi. Çocuk gitti, Ispartada, ailesi hasta, orada
duruyor. Kanun çıkarken Müsteşarı APKya uzman koyuyorsunuz. O
günkü Sayın Başbakanlık Müsteşarı Sayın Bakana
açıp şunu söyledi: Böyle bir şeyin olması mümkün
değil, usule de uygun değil.
Şimdi,
kapatıyorsunuz kurumları, sağa sola
dağıtıyorsunuz. İnsanlar perişan, yarısı
4/Cden perişan, yarısı başka bir şeyden perişan
ama istediğiniz gibi bir şeyi de burada, kendi
aldığınız insanlara kadro ihdas ediyorsunuz. Bunda bir
sıkıntı yok, 54 kişi 3 milyon kişide. Çözülsün ama
problem bu değil; problem, makro anlamda bir istihdam
politikanızın olmaması.
AKPnin
geldiğinden beri uyguladığı istihdam politikaları
gerçekten ülkeyi mahvetti, içine soktuğu durum gerçekten kötü. Ülke
perişan, sıkıntılı. Her gün insanlar, ana babalar
çocukları için, gençler kendileri için ne yapıyorlar? Geliyorlar bu
Parlamentonun mensuplarına, iktidar partisi milletvekillerine, bizlere,
iş istiyorlar. Hiç kimsenin vicdanı sızlamıyor mu? O
insanlar nasıl, ne yapıyorlar? Askerliğini bitirmiş,
gelmiş, iş arıyor, evlenecek. Kızımız okulu
bitirmiş, iş arıyor, iş yok. Bunlar, evde birer problem
olarak duruyor. Pimi çekilmiş bomba gibi insanlar
sıkıntılı, gerçekten çok kötü durumda. Her evde psikolojisi
bozulmuş gençler var.
İş
nasıl bulunur saygıdeğer milletvekilleri? Yatırım
yaparak. Siz, hiç, kamu yatırımlarının yüzde 20
azaldığı bir ülkede, yüzde 20 gerilediği bir ülkede
istihdamın arttığını gördünüz mü? Maalesef AKPnin
politikası bu.
Şimdi,
diyorsunuz ki Kriz var. Krizin göbeği Amerika, ekonomi yüzde 3
küçülüyor. Geliyorsunuz Bizi teğet geçiyor, yüzde 4 büyüyeceğiz.
diyorsunuz, yüzde 6 küçülüyorsunuz. Nerede bir doğru
Vatandaşa, işverene,
uluslararası kuruluşlara bile, dışarıdan gelip
yatırım yapacaklara bile bir vizyon vermemiz lazım, böyle bir
şeyi vermekten uzak AKP Hükûmeti, veremiyor, biçare, çaresiz.
Şimdi,
yatırımların azaldığı bir ülkede siz, yeni
iş yaratılıp işsizlik oranının
azaldığını gördünüz mü? Azalmıyor nitekim. Şimdi,
işletmeler ne yapıyor maliyetlerini azaltmak için?
İstihdamı zaten azaltıyorlar. Peki ne olacak? Mevcut istihdam da
azalıyor, teknoloji kullanmaya çalışıyorlar, istihdam orada
da azalıyor.
Şimdi,
dış pazar daralıyor, orada problem var. Üretim problemli,
satış problemli, bu da istihdamı vuruyor, işsizliği
vuruyor.
Şimdi,
AKPnin uyguladığı istihdam politikası 1930 model, teoride
1930 model dediğimiz istihdam politikalarını uyguluyor AKP. Adam
işsiz, sen Okulun önünü temizle. diyorsun, Okulu boya. diyorsun;
adamı getiriyorsun, ben de sana para veriyorum. İşsizlik
parası ver, adamı aldatma! Bununla bir şey olmaz,
yaptığınız yanlış, düzgün değil, böyle
istihdam politikası olmaz! İnsanları niye aldatıyorsunuz,
niye kandırıyorsunuz oy için? İnsanların
vicdanını niye satın alıyorsunuz? Bu bir çeşit
işsizlik ödeneği.
Bakın,
devleti çalıştırmıyorsunuz, Bayındırlık
Bakanlığını çalıştıramıyorsunuz, orada
binlerce personel var; öbür tarafta bakıyorsunuz, bütün işi
TOKİye yığıyorsunuz -onun yapacağı işi ona-
ondan sonra 54 kadro için buraya geliyorsunuz.
Bir makro
istihdam politikanız yok. Komisyona gelen her tasarıda mutlaka bir
istihdam mevzusu oluyor, oradan da sıkıntı duymaya
başladınız.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ayhan, lütfen tamamlayınız.
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Artık,
teşkilat yasalarını ihtisas komisyonuna, Plan ve Bütçe
Komisyonuna bile getirmiyorsunuz. Böyle bir sıkıntı olur mu? Biz
bunları söylüyoruz. Muhalefet iktidarı alkışlamak için
değil, muhalefet aynı zamanda yanlışları söylemek için
de var.
Şimdi, Daha
önce verilen kredileri bir dolar bazında hesaplayın. diyoruz,
yaptığınız harcamaları da dolar bazında
hesaplayın. Bakalım, o zaman mı fazla destek olmuş, bu
zaman mı fazla destek? Yapmadık hesabını, bir yapın
görelim.
Şimdi,
buraya gelip alkışlamanın hiçbir anlamı yok. Bakın,
bütçe açığı büyüyor, dış açık büyüyor, iç ve
dış borçlar artıyor, bütçe ve dış dengede yapısal
bozukluklar devam ediyor. Açıklar yeniden artmaya başladı,
krizden çıkış sinyalleri dış açığı
körüklemeye başladı. Bütçe dengesi zaten perişan. Türkiye
ekonomisinin istikameti toparlanma değil yuvarlanmaya doğrudur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Şimdi, bakıyorsunuz, ekonomi yönetimi stratejik
adımlar atamıyor. Ekonomi toparlanmaya değil sallanmaya
başladı.
Önergemize destek
vereceğiniz umuduyla hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç, henüz önerge üzerinde söz talebi var.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Nesrin Baytok konuşacak.
BAŞKAN -
Diğer önerge üzerinde söz isteyen Ankara Milletvekili Nesrin Baytok.
Buyurun
Sayın Baytok. (CHP sıralarından alkışlar)
NESRİN
BAYTOK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
TOKİye ilave kadro verilmesiyle ilgili maddede ek madde 15in madde
metninden çıkarılması önerisi yapıyoruz, bu nedenle söz
aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce Balıkesir Dursunbeyde
meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden 13
işçimize Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine
başsağlığı ve sabır diliyorum, yaralanan
işçilere acil şifalar diliyorum.
Sayın
milletvekilleri, aynı madende 2006 yılında da bir kaza
yaşanmış ve 17 işçimiz hayatını kaybetmişti.
Geçenlerde Bursa Karacabeyde 19 vatandaşımız hayatını
kaybetti. Şimdi soruyorum: Madenlerimizde neler oluyor sayın
milletvekilleri? Bunların nedenleri üzerine de eğilmeliyiz.
Çalışma Bakanlığının bu konuda yetersiz
kaldığı görülüyor, yeterli denetimler yapılamıyor.
Madenleri kimler denetliyor diye baktığımızda, maden
mühendisi dışında hemen hemen herkes bu denetimi yapıyor.
Bu duruma son verilmelidir. Burada TOKİye ilave kadroyla yandaşlar
memnun edilmeye çalışılacağına Çalışma
Bakanlığına müfettiş olarak görevlendirmek üzere maden
mühendisi kadrosu tahsis edilmelidir.
Burada belirtmek
istediğim bir önemli nokta da sayın milletvekilleri, madenlerde fennî
nezaret yapan nezaretçilerin ücretlerinin iş yeri sahibi tarafından
ödeniyor olmasıdır. Bu durumun da değiştirilmesi gerekiyor.
Fennî nezaretçilerin ücretleri Bakanlıkta oluşturulacak bir fondan
karşılanmalıdır. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi Mersin
Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürkün bir kanun teklifi vardır,
bu önerinin de dikkate alınması gereklidir.
Sayın
milletvekilleri, iktidara geldikten yedi sekiz yıl sonra bile bu konularda
hâlâ bir ilerleme göremiyoruz. Hiç zaman yitirmeden bu konulara eğilmek
gerekir. Maden Mühendisleri Odasının hazırladığı
risk haritası vardır, bu dikkate alınmalıdır.
Balıkesirdeki bu maden için de o haritada yüksek riskli madenler
arasında olduğuna dair bilgiler vardı. Şimdilik sadece bu
kadarını belirtiyorum ama çok ayrıntılı
değerlendirilmesi gereken konulardır.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizin gündeminde yer alan çok önemli bu son
gelişmelere de değinmeliyim. Çok merak ediyorum, acaba, iktidara
gelirken Türkiyeyi yönetmek üzere mi geldiniz yoksa Türkiyeyi
karıştırmak üzere mi? Bu, içtenlikli bir sorudur. Aslında,
sorarken sizleri düşündürmek istiyorum. Hepinizin Kırk yıl önce
fişledi, şimdi biz onları fişliyoruz. diyen
Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan ile İktidar
karşıtlarının kanı bozuk. diyen Çorum Milletvekili
Ahmet Aydoğmuşun sözlerine katılmadığına eminim.
Mutlaka bu gelişmeleri kaygıyla izleyen pek çok değerli AKPli milletvekili
de vardır.
Değerli
arkadaşlar, eğer öyleyse, zulme doğrudan karşı
çıkamıyorsanız bile bari bunu hissettirin bir miktar. Türkiye,
yapılanları onaylayıp onaylamadığınızı
da görsün.
AHMET YENİ
(Samsun) Seçimde, seçimde
NESRİN
BAYTOK (Devamla) Türkiye iyi gitmiyor, kötü yönetiliyor, korku
imparatorluğu yaratıldı, insanlar sabaha karşı
kapıları çalınınca artık huzur içinde kapıyı
açamaz hâldeler. Nerede demokrasi?
Bu dönemi eski
dönemden ayıran yeni unsurlar var. Ülke yönetimi zayıf ve beceriksiz
ellerde 2001 ekonomik krizine gelmişti, yolsuzluklar diz boyu idi. Peki,
şimdi ne var? Bu ikisi şimdi de var ama ayrıca bir de beterin
beteri var. Gelen gideni arattı, doğruyla eğri yer
değiştirdi. PKK teröristleri sınırda kurulmuş
çadır mahkemelerinde salıverilirken Cumhuriyet
Başsavcısı uyduruk bir gizli tanıkla suçlanmaya kalkılıyor,
hukuksuz uygulamaların muhatabı oluyor. Beterin beteri
kısmı budur işte. Ülkenin kötü ve beceriksiz yönetildiği,
yolsuzlukların diz boyunu da aştığı bu dönem,
ayrıca bir de komplo dönemidir, haksız, hukuksuz uygulamalar
dönemidir.
Hürriyet gazetesinin
değerli yazarı Yılmaz Özdilin dediği gibi:
Ayaklarına giderler...
- Kimsiniz?
-
PKKlıyım.
- Örgütten
ayrılıp geldiniz demek ki...
- Hayır,
ayrılmadım.
-
Pişmansınız yani...
- Yo-oo,
değilim.
- Yaz
kızım, tahliyesine...
Ayaklarına
getirirler...
- Kimsiniz?
- Kuvvet
komutanıyım.
- Örgüt
kurmuşsunuz...
-
Saçmalamayın.
- Yaz
kızım, tutuklanmasına...
İşte bu
değerlendirmelere muhatap kalan uygulamalar içinde yönetiliyor Türkiye.
Kimden yanasınız?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen tamamlayınız Sayın Baytok.
NESRİN
BAYTOK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi
soruyorum sayın milletvekilleri: İktidar partisinin değerli
milletvekilleri, hukuktan, haktan, insaftan, insanlıktan mı
yanasınız yoksa başka şeylerden mi, fişlemekten, öç
almaktan mı yanasınız?
TOKİ ile
ilgili olarak ise, TOKİnin, aldığı kararlarla kentlerin
dokusunu geri dönüşü olmayacak şekilde bozmakta olduğunu
yaşadığımız çevreden de görüyor ve biliyoruz.
Yapılan konutların, içerisinde oturulamayacak şekilde teslim
edildiğini, yükselen şikâyetleri yine görüyoruz. Milletin artık
hayır duası mı ettiğini, başka şeyler mi
söylediğini kendilerinden dinleyeceksiniz seçim zamanında.
Bu, ayrıca
rant ekonomisi anlayışının da çok somut bir örneğidir.
Ben, önerimizin
kabul edilmesini ve TOKİye keyfî atama imkânı verecek bu uygulamadan
uzak durulmasını diler, yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Baytok.
III.-Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, oylamadan evvel yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Tamam Sayın Anadol.
Evet, önergeleri
oylarınıza sunacağım ancak bir yoklama talebi var. Önce bu
işlemi yerine getiriyorum.
Yoklama talebinde
bulunan sayın milletvekillerinin isimlerini tespit edeceğim:
Sayın Anadol, Sayın Aslanoğlu, Sayın Baytok, Sayın
Çakır, Sayın Köse, Sayın Güvel, Sayın Ekici, Sayın
Güner, Sayın Köktürk, Sayın Karaibrahim, Sayın Ağyüz,
Sayın Ünsal, Sayın Bingöl, Sayın Altay, Sayın Kart,
Sayın Günday, Sayın Aydoğan, Sayın Emek, Sayın
İnce, Sayın Mengü.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (Devam)
BAŞKAN- Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Şimdi
okutacağım beş önerge aynı mahiyette olup maddeye ekli
listede değişiklik öngörmektedir. Bu önergeleri okutup birlikte
işleme alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde kendilerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
okutacağım, diğer önergelerin de imza sahiplerini
okutacağım.
Buyurun:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 3 üncü maddesiyle 2985
sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 15te ihdas edilen kadrolarla ilgili
listede geçen ve adedi 1 olan 1 inci derece müşavir avukat kadrosunun 2
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
Diğer
önergelerin imza sahipleri:
İkram Dinçer
Van
Azize Sibel Gönül
Kocaeli
Ayhan Sefer Üstün
Sakarya
Ahmet Aydın
Adıyaman
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Uygulama
açısından kadro adedinin artırılması uygun
görülmüştür.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, ek 15inci maddeyi ekli listeyle birlikte oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi ek 14
ve 15inci maddenin bağlı olduğu çerçeve 3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.16
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat
ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
455 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
4üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 4- 2985 sayılı
Kanunun geçici 4 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir
GEÇİCİ
MADDE 4- Tasfiye Hâlinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi
tarafından Toplu Konut İdaresi Başkanlığına
devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce
yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına ve ortaklıklarına
karşı yargı mercilerinde açılmış veya husumet
yöneltilmiş devam eden davalar ile icra takipleri ek 14 üncü madde hükmü
uygulanarak sonuçlandırılır.
BAŞKAN Madde
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Rıdvan Yalçın,
Ordu Milletvekili.
Buyurun
Sayın Yalçın. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Tasarı
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grubunun görüşlerini arz etmek
üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, dün milletimizin yüreğini yakan bir müessif kaza haberini
hep beraber aldık. Hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum,
yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı
dileklerimi iletiyorum.
Sayın
milletvekilleri, üzerinde konuştuğum 4üncü madde, Toplu Konut
İdaresinin özel hukuktan kaynaklanan sorumluluğunun yasayla bertaraf
edilmesine ilişkin bir maddedir. Düzenleme hukukun genel ilkelerine
aykırı olduğu gibi hak kayıplarına sebebiyet verecek,
Anayasaya da aykırı unsurlar taşımaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ekonomik kalkınmaya paralel olarak tüm dünyada
olduğu gibi ülkemizde de, gecikmeli de olsa, kent nüfusu artmaya devam
etmektedir. AKP İktidarı döneminde artık yaptığı
tarımla geçimini sağlayamayan 2 milyonu aşkın
insanımızın da iş umuduyla, aş umuduyla kentlere göç
ettiği, terör ve asayiş nedenleriyle yapılan göçleri de hesaba
kattığımızda, kentleşmenin kaliteli konut
ihtiyacını bir sorunlar yumağına dönüştürdüğünü
kabul etmek gerekir. Bu sebeple, altyapısı, çevre düzeni, sosyal
donatılarıyla çağın gereklerine uygun, ucuz ve kaliteli
konut ihtiyacı, kısa adıyla TOKİyi doğurmuştur.
Kuruluşundan
bu yana TOKİ doğduğu ihtiyaca uygun olarak sosyal konutlar imal
ederek düşük ve alt gelir grubunda olan insanlarımıza
başını sokacakları bir yuva yapma iddiasındayken AKP
İktidarıyla fonksiyon değiştirmiş, lüks ve pahalı
konut imali yanında okullar, spor salonları, ticaret merkezleri,
hastaneler, sağlık ocakları, yurt, pansiyon, cami, kütüphane,
karakol yapan devasa bir organizasyona dönüşmüştür. Bunun yanında
köprü ve kavşaklar, asfalt, yol, kaldırım, dere
ıslahı, elektrik altyapısı, Telekom altyapısı,
yağmur suyu altyapısı, kanalizasyon imali gibi alanlarda da
oldukça büyük rakamlara karşılık gelecek imalatlar
yapılmaktadır.
Bu tablodan
çıkan sonuç, değerli milletvekilleri, iletişimden Tekele,
ulaşımdan enerjiye, bankacılıktan limanlara kadar Babalar
gibi satarım mantığıyla otel odalarında yapılan
görüşmelerle, zaman zaman kendi bakanlarının bile imza
atamayacağı şaibeli süreçlerle ve üstelik ulusal
güvenliğimizi hiçe sayıp birçok sektörde yabancıların
hâkimiyetini sağlayacak özelleştirme şampiyonu AKPnin
inşaat sektörünü devletleştirmesi olarak tanımlanabilir.
Sürekli devleti
küçültmekten, kamunun ekonomideki etkinliğini azaltmaktan bahseden AKP,
sektörden gelen bütün itirazlara rağmen neden bu yolu tercih etmektedir?
Bu sorunun cevabı, değerli milletvekilleri, son altı yılda
gerçekleştirilen iki bin beş yüz ayrı ihaleyle parasal
değeri 35 milyar TLyi bulan bu büyük pastayı tek elden kontrol ve
taksim etme iddiasıdır.
Bugünkü
yapısıyla TOKİ de tıpkı AKPnin büyükşehir
belediyelerinin kendi ihalesine girebilen şirketler üzerinden
yaptığı gibi, dar gelirli insanlara konut yapıyoruz
masumiyetinin arkasına gizlenmiş, rant dağıtım mekanizmasına
dönüşmüştür.
Ülkemizde hiç
kimsenin yoksul insanlara ucuz konut yapılmasına itirazı olamaz.
Estetikten yoksun da olsa kentsel dönüşüm projeleriyle gecekonduların
yerine modern binaların yapılmasından kimse rahatsız olamaz
ancak bu masum örnekler arka plandaki gerçeği kapatmaya yetmemektedir. AKP
İktidarı, ihale kanunlarında yaptığı
değişiklikler sonucunda kendinden beslenen ve kendini besleyen bir
sınıf oluşturmuş, kurduğu sistemle de yeni
firmaların büyümesinin önünü kesmiştir. Bu sistem içerisinde ihale
alan firmalar, iktidarca gösterilen taşeron ve malzeme tedarikçileriyle
çalışmaya zorlanarak görünüşte, halk tabiriyle, her şey
kitabına uygun yapılmaktadır. Bu çarkın içine girmek
istemeyenlerin akıbeti hiç de hayırlı olamamaktadır.
Uygulama projesi olmadan yapılan ihale sistemi, dilediğini koruma,
dilediğini batırma imkânını nasılsa vermektedir.
İnşaatla
ilgili neredeyse bütün kamu işleri de TOKİye
yaptırıldığı için, başta
Bayındırlık Bakanlığı olmak üzere birçok kurum
atıl hâle dönüşmüştür. Bir yanda içi
boşaltılmış Bayındırlık
Bakanlığının binlerce teknik personeli atıl hâlde
tutulurken, diğer yanda trilyonlarca lira, denetim adına müşavir
yandaş firmaların cebine akıtılmaktadır. Bu
işleyiş ne hukukidir ne ahlakidir.
TOKİ, vergi
avantajları ile imar ayrıcalıklarıyla bedelsiz arsa
teminiyle sayısız ayrıcalıklı imkâna sahiptir.
Savunduğu gibi, sosyal konut yapıyorsa gazete ilanlarıyla hangi
konutları satmaya çalışmaktadır? Emlak firmalarına ne
adına para ödenmektedir? Bu kadar avantajlı bir kamu kurumu ile özel
sektör nasıl rekabet edecektir? TOKİ, sosyal donatı,
altyapı ve peyzaj uygulamalarını yaptığını
belirtip özel sektörü yapsatçı mantıkla hareket etmekle
suçlamaktadır. Bu eleştiri kısmen doğru da kabul edilse bu
durumun sorumlusu özel sektör olmayıp sağlıklı
kentleşmenin hukuki ve fiilî imkânlarını sağlamayan
Hükûmettir diye düşünmekteyim.
Sayın
milletvekilleri, başarılı örneklerine rağmen, birçok yerde
TOKİ uygulamalarından ciddi şikâyetlerin geldiği de bir
vakıadır. Birçok ilde TOKİ Kira öder gibi ev sahibi
olacaksınız. diye umutlandırdığı insanlara taahhüt
ettiği sürenin 2 katı zaman geçmesine rağmen teslim edilemeyen
yerler vardır; yanlış yer seçimi sebebiyle kampanyalara
rağmen satılamayan yerler vardır. İlim olan Orduda
olduğu gibi, bazı sendikaların TOKİnin ismiyle
oluşturduğu girişimlerde hukuka aykırı istismarlar
yaşanmaktadır. Birçok yerde şehir esnafı TOKİye mal
verdiğini zannederek taşeronlar tarafından
batırılmış durumdadır. Bütün bu yaşananlar
TOKİye kadro tahsis etmek, yeni yetki ve imtiyazlar sağlamak yerine
TOKİnin konumu, inşaat piyasasındaki yeri, yatırım
kriterleri, şeffaflık ve denetim çerçevesinde tekrar gözden geçirilip
asli gayesine geri döndürülmesini zorunlu kılmaktadır.
Birçok ilimizde,
değerli milletvekilleri, temel atma ya da anahtar teslim törenleri
yapılmaktadır. Devlet töreni olarak hazırlanan ve başta
Sayın Başbakan olmak üzere, gelenlerin harcırah
aldığı bu törenler AKP bayrakları altında devlet
kesesinden masrafları karşılanan birer parti mitingine dönüştürülmektedir.
Bu durumu devlet geleneklerine ve siyasi etiğe uygun
bulmadığımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, kalan süremi Orduda yaşanan, TOKİyle ilgili
bazı sıkıntıları sizlere arz etmek için harcamayı
arzu etmekteyim. Orduda bir memur sendikası, diğer sendikalardan
kendisine üye kaydırabilmek adına bir kooperatif kurarak bir
TOKİ girişiminde bulunmuştu. Ben o zamanlar, henüz TOKİ o
projeyi üstlenmediği bir zamanda Sayın TOKİ
Başkanımızı telefonla arayarak bu insanların bu
araziye TOKİ arsasıdır diye tabela astıklarını
ve TOKİnin ismiyle insanlardan para topladıklarını
söyleyerek ikaz etmiştim, fakat daha sonraki süreçte, TOKİ, bu
yanlış işleyen süreci durdurmak yerine bu işe sahip
çıkmayı, siyasi sebeplerle tercih etti.
Ve değerli
arkadaşlarım, Orduda, 1.400 civarı memur arkadaşımıza,
Değerli
Başkanım, en son -sizin de mutlaka bilginiz vardır- bir
kapalı spor salonunda, AKPnin il milletvekillerimizin
katılımıyla, Orduda bu kooperatifin, daha doğrusu
TOKİnin müdahil olduğu bu olay sonucunda bir çekiliş töreni
düzenlenmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, bu çekiliş töreninde, bodrum katlarının
da kuraya dâhil edildiği sebeple kavga çıkmış, Çevik Kuvvet
tarafları ayırabilmiştir ve en son yönetici kadroların da
farklı bir kura dilimine sokulduğu ortaya
çıkmıştır.
Değerli
Başkanım, bütün bunlar, bütün eksikliklerine rağmen bir devlet
kurumu olması sebebiyle güvenilirliği olan kurumunuzun ismi
altında yapılmaktadır.
Ben, kurumunuzun
daha fazla yıpranmaması adına, -TOKİ burada inşaat yapıyorsa
oradaki kooperatif yöneticileri ne iş yapmaktadır, nasıl
maaş almaktadır- bu insanların mağduriyetlerinin
önlenebilmesi adına Meclis kürsüsünden de bu konuya dikkatinizi çekmek
istiyorum. Orada -siyasi görüşleri beni çok da ilgilendirmiyor-
mağdur olan memur arkadaşlarımızın haklarını
da savunabilmek adına bu fikirlerimi ifade etmek durumunda oldum.
Ben
tasarının hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yalçın.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Tayfur Süner, Antalya
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Süner. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
TAYFUR SÜNER (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 4üncü maddesi üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Toplu Konut
İdaresi Başkanlığı 2/3/1984 tarihli ve 2985
sayılı Toplu Konut Kanunuyla kurulmuştur. Kuruluş kanunu
gerekçesinde, artan nüfus ve düzensiz kentleşme nedeniyle alt ve orta
gelir gruplarının gerek mülkiyet sahibi gerekse kiracı olarak
barınma olanakları zorlaştığından böyle bir
yapılanmaya gidildiği ifade edilmektedir.
TOKİnin her
ölçekteki imar planlarını yapma yetkisi bulunmaktadır. 24/7/2008
tarihli ve 5793 sayılı Kanunla da imar planı yapma yetkisinin
kapsamı genişletilerek TOKİye toplu konut alanları ile gecekondu
dönüşüm alanları dışında, mülkiyeti kendisine ait
taşınmazlarda da imar planı yapma yetkisi verilmiştir.
Ayrıca, yine
bu Kanunla getirilen Bakanlıkların talebi ve bağlı
bulunduğu Bakanın onayı hâlinde talep konusu proje ve
uygulamaları yapmak veya yaptırmak, hükmü ile TOKİ, ana
göreviyle ilgili olmayan bir alanda görevlendirilmiştir. Bu düzeleme,
TOKİyi bakanlıkların inşaat işlerini yapan bir birime
dönüştürmüştür.
Değerli
milletvekilleri, 2004 yılı sonunda çıkarılan bir kanunla,
5273 sayılı Kanun ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü
kaldırılmış, görev ve yetkileri tüm mal
varlıklarıyla birlikte TOKİye devredilmiştir. Bu
çerçevede, Arsa Ofisinin önemli miktardaki gayrimenkul stoku TOKİye
aktarılmıştır.
Görüştüğümüz
madde
Türkiye Emlak ve Kredi Bankası tarafından TOKİye
devredilen varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce
yapılmış akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle TOKİ
ve ortaklıklarına karşı açılan ve devam eden davalar
ile icra takipleri sonucunda TOKİ ve ortaklıklarından hiçbir hak
ve alacak talebinde bulunamayacaklardır. Mevcut uygulama, 14/12/2001
tarihinden önce bu sorumluluğu Emlak ve Kredi Bankasına, bu tarihten
sonraki davalar için de TOKİye vermekteydi. Bu uygulamanın
değiştirilmesi birçok yanlışı da birlikte
getirecektir. Özel hukuk ilişkileri çerçevesindeki işlemleri
nedeniyle TOKİnin taraf olduğu ve hâlen yargı mercilerinde
görülmekte olan bazı davalara müdahale edilmektedir. Düzenlemelerle
TOKİ, yargı mercilerindeki davalarda davalı konumundan çıkarılmaktadır.
Görüştüğümüz
madde Anayasanın hukuk devleti ilkesine tamamen aykırıdır.
Niçin aykırıdır? 4üncü maddeye bir göz atalım: Tasfiye
Hâlinde Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi tarafından Toplu
Konut İdaresi Başkanlığına devredilen
varlıklardan ve bu varlıklarla ilgili devirden önce yapılmış
akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle Toplu Konut İdaresi
Başkanlığına ve ortaklıklarına karşı
yargı mercilerinde açılmış veya husumet yöneltilmiş
devam eden davalar ile icra takipleri ek 14 üncü madde hükmü uygulanarak
sonuçlandırılır.
Allah
aşkına, fakir fukara, garip gureba diyerek iktidara gelenler,
vatandaşın dava hakkını gasbediyorsunuz. İlk önce,
neler yaptığınıza bir bakalım:
TOKİ, Ataköy
1inci, 2nci, 3üncü, 4üncü, 5inci, 6ncı Kısımda neler
yapmış, onları göz önünde bulundurmadan TOKİnin kanunlu
veya kanunsuz iş yapıp yapmadığını
öğrenemezsiniz.
TOKİnin
Emlak ve Kredi Bankasından devraldığı gayrimenkuller var.
Bu da tamamı Ataköye giriyor. Nasıl devralmış? Emlak ve
Kredi Bankası zamanında inşaatları yaparken, Bakırköy
Belediyesi maalesef inşaat ruhsatlarını verirken terk
alanlarını almamış. Onun için Emlak ve Kredi
Bankasının üzerinde mevcut değer üzerinden TOKİ
devraldı. TOKİ devraldı, ne diyor: Ben arsa devraldım.
Çünkü varlıklarını, Emlak ve Kredi Bankasının,
devraldım. O devraldığınız yerler maalesef yeşil
alan. Burada parsel numarasıyla belli. Diyor ki Sayın Erdoğan
Bayraktar: Biz onları Emlak Kredi Bankasından aldık, yeşil
alan değil. Bu kadar çarpıtılmaz olaylar. O zamanın
belediye başkanlarının beceriksizliği, takipsizliği ve
terk alanlarını üzerine almamasından dolayı, siz
vatandaşa sattığınız yerleri, yeşil
alanları, Denizi var, kumu var, yeşil alanları var. diye 4
misli fiyatla satılan yerleri maalesef şu anda teker teker
satıyorsunuz. Vatandaşın hakkını gasbediyorsunuz, dava
hakkını gasbediyorsunuz. Böyle bir uygulamayı yapmanız
doğru bir davranış biçimi değil. Sadece Ataköyde, bu
şekilde yaptığınız işlerle 1 katrilyon lira elde
ettiniz, kâr olarak gösterdiğiniz 800 milyar lira. Allah aşkına
nedir, çadır devleti mi burası?
Sosyal konut
yapacağız. diyorsunuz, yapıyorsunuz arada sırada ama
6ncı kısma geliyorsunuz konak yapıyorsunuz. Neresi sosyal
konut? 1 milyon dolara sosyal konut mu olur? 1 milyon 200 bin dolara sosyal
konut mu olur? On bir tane kuruluşla konsorsiyum yapıyorsunuz,
birilerine çıkar sağlamak adına konak yapıyorsunuz, sosyal
konut değil. Kimler bunlar? Neyin nesidir? Ne yapmak istiyorlar? Bu
konakları kurarken, yaparken, ihale ederken vatandaşın hakkını
mı düşündünüz? Hayır, düşündüğünüz falan yok. 2nci
kısımda iki tane alışveriş merkezinin yanına,
yanındaki yeşil alanı, 2 bin metrekare alanı
sattınız, 2 bin metrekarenin tamamına otel kuruldu;
yazıktır, günahtır. Trafiği felç ettiniz Bakırköyde.
İnsan döner, arkasına bir bakar Ben ne yapıyorum. diye.
Şimdi,
Sayın TOKİ Başkanı diyor ki, bakın, bana,
konuşmamda verdiği cevaba: Efendim, ben kendim bizzat Ataköye 2
sefer gittim. Ataköy Derneğiyle toplantılar yaptım ve oradaki
arkadaşlara dedim ki: Bunları size satalım yani bunları
siz alın. Kimin malını kime satıyorsun? Bu malları,
bu daireleri alırken vatandaş Yeşil alan var. diye satın
aldı. Madem siz buraları ağaçlandırdınız,
hakikaten satmak, bunları, doğru değil, alın ve imar durumu
çerçevesinde bunları siz kullanın. Yarıdan çoğunu ikna
ettik ama başarılı olamadık. Defalarca diğer
arkadaşlarım da gittiler, ben kendim bizzat gittim 2 kez ve daha
sonradan da imarı olmayan parseller de var ama yeşil alan değil,
imarsız parsel. Onun yeşil alan olup olmadığını
biraz önce izah etmiştim.
Sayın ey
Erdoğan Bayraktar, yani kimin malını kime satıyorsun? Bu
vatandaşlar, Şirinevlerde 50 milyara daire satılırken 250
bin dolara daire almadı mı bunlar? Niye aldılar 250 bin dolara?
Denizi var, kumu var, yeşil alanları var diye aldılar. Bu,
vatandaşın hakkını gasbetmek değil mi? Şimdi de
dava hakkını ortadan kaldırıyorsunuz. Ayıptır,
günahtır. Bu, arazi üretmek değil, rant üretmek bu, rant.
Şimdi,
1inci kısımdaki 2 bin metrekarelik yerden bahsettim. 7nci, 8inci
kısımda tamamen çam ağaçları kaplı. Ormanlık
alan diyeceğimiz bir bölümü ihale ettiniz, sattınız. Maalesef
çevresi tahta barakalarla kapandı. Birer birer her gece o çam
ağaçları yok edilerek inşaat alanı hâline geldi. Bir tek
ağaca ihtiyacımız var, bu memleketin ihtiyacı var.
Nasıl vicdanınız el veriyor ya, Allah aşkına? Oradaki
çam ağaçlarını görmediniz mi 2 defa gidip geldim. diyorsun?
Hiçbir şeyi gördüğünüz yok, gözünüzün de gördüğü yok.
Bakın, ben
Sayın Bakanıma sormak istiyorum- sizden önce kurulduğu için
dikkatinizi çekmek istiyorum- Emlak Pazarlama İnşaat Proje Yönetimi
ve Ticaret AŞ hisse oranları ve sermaye dağılımı,
-lütfen inceleyin Sayın Bakanım- Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı,
hisse oranı yüzde 49.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Süner, lütfen tamamlayınız.
TAYFUR SÜNER
(Devamla) Şimdi, yüzde 49 hisse Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlık Toplu Konut İdaresinin. Diğer hisselere bir göz atalım: İbrahim Mazman,
yüzde 38,25; Eksen Holding, İbrahim Mazman, Öztaş İnşaat, Ahmet
Ferdi Çardaklı, Hikmet Altunkılıç.
Sermaye
oluşumu nasıl sağlandı? Sermaye hangi tarihte, kimler
tarafından yatırıldı? İlk önce devlet
yatırdı, bu sermaye oluşumu sağlandı da bu insanlara
rant mı sağlandı? Neden kurdunuz? Her şeyi
özelleştirirken burada, TOKİde bir devletleştirmeyi, ikinci bir
şirket kurarak halkın malını mülkünü birilerine rant
sağlamak için mi yaptınız? Lütfen Sayın Bakanım,
inceleyin. Niçin kurdunuz? Başka, bizim bilmediğimiz, gizli
şirketler mi var? Benim tespit edebildiğim sadece bu şirket.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Süner, teşekkür ediyorum.
TAYFUR SÜNER
(Devamla) Ben de teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanımın bilgilerine sunuyorum.
Genel Kurula
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Madde üzerinde şahsı adına söz isteyen Eyüp Ayar, Kocaeli
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ayar.
EYÜP AYAR
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Arsa Üretimi
ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 4üncü maddesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
2001 tarih 2202
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Tasfiye halindeki
Emlakbank tarafından TOKİye devredilen varlıklarla ilgili hak
ve yükümlülükler 14/12/2001 tarihinden önceki dönemler için Bankaya,
sonrası için de Başkanlığa aittir. hükmü
getirilmişti. Bu 4üncü maddede Emlakbank tarafından TOKİye
devredilen varlıklar ve bu varlıklarla ilgili devirden önce
yapılmış akitlerden doğan yükümlülüklerden TOKİye ve
ortaklıklarına açılmış dava ve icra takipleri için ek
14üncü madde hükmü uygulanır. deniliyor. Ek 14üncü maddede ise
Devirden önceki varlıklar ve yapılan akitlerden TOKİ
Başkanlık ortaklıklarından hiçbir hak talep edilemez.
deniliyor.
Değerli
arkadaşlar, kısacası, Toplu Konut İdaresi burada kendini
garantiye almak istiyor çünkü Emlak Bankasına
baktığımız zaman, geçmişi gerçekten çok
karışık. 1988de Anadolu Bankasıyla birleşmiş,
1992de Denizcilik Bankasıyla birleşmiş, 2000 yılında
Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankasının, yeniden
yapılandırılarak, üç yıl içerisinde özelleştirilmesi
kararı alınmış. Tabii, o dönemlerde hele bankaların
özelleştirilmesi de mümkün değil çünkü bankaların yanından
bile kimse geçmiyor.
2000
yılının ikinci ayında Emlak Bankası olağan bir
kongre yapmış, hemen dördüncü ayda tekrar bir olağan kongreyle
beraber bütün yöneticilerini değiştirmiş ve 125 trilyon olan
sermayesini de 750 trilyona yükseltmiştir ve bundan sonra da bankacılık
faaliyetleri dışındaki tüm varlıkları ve
iştiraklerini de TOKİye devretmiştir. Bankanın
özelleştirilmesinden de vazgeçilerek tasfiye sürecine geçilmiştir.
Tasfiye Kurulu hâlen görevine devam etmektedir.
Değerli
arkadaşlar, 2002 öncesi birçok bankanın içi, hepimizin bildiği
gibi, göz göre göre boşaltıldı. Batık bankalar da devletin
üzerine bir yük olarak bırakıldı. Kamu bankalarının da
içi boşaltıldı ancak bunun ismine görev zararı dendi ve
onlar da hazineden karşılandı. 2001 yılında kamu
bankalarının 23 katrilyon görev zararı ve 8,5 katrilyon da
diğer bankalara olan borçları bir kalemde siliniverdi. İşin
daha da ilginci, 2002 öncesi üç partili koalisyon vardı bildiğimiz
gibi: MHP, DSP ve ANAP. Bankalar da paylaşılmıştı, tek
bir bakanlığa bağlı değillerdi, her partiye bir banka
düşmüştü, Emlakbank ise MHPnin idaresindeydi. Kısacası,
banka battı, akıl almaz birçok yöntemlerle bankaların içi
boşaltılmıştı. Sadece Emlakbankın bir
işiyle ilgili örnek verelim: Bahçeşehir konutları. Burada,
Bahçeşehir konutlarında hem banka hem de özel sektör ortak,
diğer özel sektör ortakları bu işten kâr ediyor ama nasıl
oluyorsa banka da bu işten, 400 trilyon sadece bir işten zarar
ediyor. Türkiye'nin üç buçuk yılı kayıp
yıllarıdır, sadece bankalar değil, Türkiye her gün bir
skandalla sarsılıyordu, insanlar hayatlarından bezmişlerdi,
o günler unutulmadı, kimse o günleri de bir daha asla
yaşatamayacaktır.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) AKP İktidarında oluyor şimdi, AKP! Görev
zararı yok mu şimdi?
EYÜP AYAR
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün bankalar kâr ediyor, dünyadaki
finansal krize rağmen bugün bankalar kâr ediyor. Ne değişti?
RECEP TANER
(Aydın) Bankacılık Kanunu değişti.
EYÜP AYAR
(Devamla) - İktidar değişti, devir değişti, bugün
Türkiye ehil ellerde, Türkiye emin ellerdedir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Onun için işçiler sokakta!
EYÜP AYAR
(Devamla) Türkiye'nin
Kim ne derse desin 3 Ç formülüyle beraber
çalışıyoruz: Çalmadan, çaldırmadan, çok
çalışarak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (İzmir)
Çok çalarak.
BAŞKAN
Sayın Ayar, lütfen tamamlayınız.
EYÜP AYAR
(Devamla) -
ülkenin bütün sorunlarını tek tek çözüyoruz.
Vatanseverlik de budur, milliyetçilik de budur.
RECEP TANER
(Aydın) Ali Dibolar Adalet Bakanı oldu!
EYÜP AYAR
(Devamla) - Bu duygularla yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ayar.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Azize Sibel Gönül, Kocaeli Milletvekili.
Buyurun
Sayın Gönül. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Çalmaya devam!
RECEP TANER
(Aydın) Kendisi eski bankacı, iyi götürdü zamanında!
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Görev zararıymış! Sanki şimdi görev
zararı yok.
EYÜP AYAR
(Kocaeli) Yok.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Anlamadığın belli oluyor bir şeyden.
AZİZE
SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 4üncü maddesi hakkında söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında Balıkesirin Dursunbey ilçesinde kömür
ocağında dün akşam meydana gelen grizu patlamasında
hayatını kaybeden işçilerimize Allahtan rahmet,
yakınlarına başsağlığı, yaralılara da
acil şifalar diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, sayın milletvekilleri; kanun tasarısı, Arsa
Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun. Tasarının
genel gerekçesine şöyle bir bakarsak ülkemizde çok önemli boyutlara
ulaşmış bulunan konut ve kentleşme sorunlarının
çözülmesiyle üretimin artırılarak işsizliğin
azaltılması amacıyla planlı kentleşme ve konut üretimi
programı kapsamında TOKİ tarafından sürdürülen
çalışmalar olduğunu görmekteyiz. Sürdürülen bu
çalışmalarda karşılaşılan sorunların
aşılması ya da hukuki sıkıntıların
giderilmesi amacıyla bu kanun tasarısının hazırlandığını
görmekteyiz.
TOKİ, bugün
itibarıyla seksen bir ilde, yedi yüz altmış dokuz ilçede konut
üretiminin 300 binini tamamlamış, sosyal donatılar
kapsamında, bunu çoğu milletvekili arkadaşımızın
da bahsettiği gibi, sevgievlerinden, engelsiz evlerinden, kentsel
dönüşümden, afet konutlarından, tarım köylerden, göçmen
konutlarından, restorasyondan, peyzajdan birçok, sadece konut
alanında değil, aynı zamanda çağdaş yaşam
alanlarını oluşturma noktasında önemli faaliyetlerde
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Emlak Bankasının, Konut
Müsteşarlığının, Göçmen Konutları, Arsa Ofisi,
Bayındırlık Bakanlığı, Mesken İşleri
Daire Başkanlığı ve Başbakanlık Proje Uygulama
Biriminin görevlerinin devamı için de TOKİnin yine
yetkilendirildiğini görüyoruz. TOKİnin bu faaliyetlerine
baktığımızda son altı yılda 35 milyar TLlik
yatırım harcamasının yapıldığını,
800 bin kişilik istihdam sağlamış olduğunu ve
inşaat sektörünün büyümesine, dolayısıyla ekonomik büyümeye
katkı yaptığını görüyoruz.
Bunun haricinde
çoğu arkadaşımızın bahsetmediği bir konu daha
var. Gerek emlak piyasasında yani konut alım satımında ve
kira bedellerinin piyasadaki dengesini sağlamada bir regülatör görevi
gördüğünün de altını çizmek istiyorum. Özellikle deprem
kuşağında olan ülkemizde de gene tünel kalıp sistemleriyle
güvenli yapılar yapmasıyla da, özellikle depreme dayanıklı
konutlar noktasında da bir öncülük görevi görmüştür.
Dolayısıyla tüm arkadaşlarımızın,
yapılanların ortada olduğunu hep birlikte görüyoruz.
Ben bu noktada
TOKİyi tebrik ediyor ve teşekkür ediyorum ama bir şeyin de
altını çizmeden geçemiyorum: Yaptığı iyi
çalışmalarla birlikte bazı aksaklıklar, çok fazla olmasa da
bile, zamanında bitmeyen veya müteahhidin işi bıraktığı
birtakım durumlardan da kulağımıza gelen veya
gördüğümüz çalışmalar oluyor. Bu noktada da biraz daha gayret
gösterilmesi
Belki keşifler, belki birim bedelleriyle ilgili, fiyatlarla
ilgili gözden geçirilecek bir husus olabilir. Bu noktanın da
altını çizerek 4üncü maddede nelerin öngörüldüğünü kısaca
sizlere bahsetmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Emlak Bankasının tasfiye sürecinde Bakanlar Kurulu
kararıyla Emlak Bankasının bankacılık faaliyetleri
dışında kalan mal varlıkları ve bu konuda faaliyet
gören iştiraklerindeki hisse payları ve ticari gayrimenkulleri ile
ihtiyaç fazlası gayrimenkulleri bilanço değeri üzerinden bedeli
mukabilinde TOKİye devretmiştir. TOKİye devredilen
bankacılık dışı faaliyetlere ve gayrimenkullere
ilişkin devir öncesi akit ve yükümlülüklerin banka tarafından
yapılmış işlemlerden doğduğu dikkate
alınarak banka tasfiyesi çerçevesinde yapılması gerekmektedir.
4üncü madde de
aynı zamanda TOKİye yapılan devirlerle ilgili, yani iki kamu
kurumu arasındaki devirle ilgili. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kamu
kurumları arasındaki devirlerde kanuni bir düzenlemeye
Devralan
kurumun borçlarından sorumlu tutulmamasının mümkün ve hukuka
uygun olduğu kararı verilmiştir.
Alacaklıların
alacaklarını kimden alacakları hususu ise
Devirleri yapan Emlak
Bankası şu anda tasfiye hâlindedir, sınırlı
işlemlerinden biri de borçlarını ödemektir ve yeterli
kaynağı vardır. Dolayısıyla alacaklılar Emlak
Bankasına karşı davalarını kazanırlarsa
alacaklarını buradan tahsil etme yoluna gidebileceklerdir.
Yine bu maddeyle
ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulunun raporlarıyla da Emlak
Bankası döneminde yapılan bazı sözleşmelerden doğan
borçların TOKİ tarafından üstlenilmemesi hususunda raporlar da
mevcuttur.
Değerli
arkadaşlar, bu açıklamalarla
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Gönül, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
AZİZE
SİBEL GÖNÜL (Devamla)
kanun tasarımızın milletimize
hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Çalışmalarında başarılar diliyorum. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Gönül.
Madde üzerinde on
dakika süre ile soru-cevap işlemi yapılacaktır. Sayın
Aslanoğlu, Sayın Süner, Sayın Sipahi, Sayın
Çalış, Sayın Taner, Sayın Yıldız, Sayın
Nalcı, Sayın Tankut, Sayın Yunusoğlu, Sayın Özdemir
sisteme girmişlerdir, birer dakikalık süre verilecektir.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, Malatyada Beydağı ve
Yamaç mahallelerinde kentsel dönüşüm projesi adı altında
TOKİnin de Malatya Belediyesiyle birlikte yapmaya
çalıştığı kentsel dönüşüm projesinde hak
sahipleri mağdur edilmektedir. TOKİnin hiçbir hak sahibini
mağdur etmeye hakkı yoktur. Bu nedenle, ben oradaki tüm hak sahipleri
adına bir kez daha bu konuyu dikkatlerinize sunuyorum. Orada yaşayan
herkes infial hâlindedir. Konuyu
TOKİnin hiçbir zaman
başkasının, hak sahiplerinin mağdur edilmesi yönünde yetki
kullanmaması yönünde tavsiyede bulunuyorum. TOKİ hak sahiplerini
mağdur etmesin ve bu insanların hakları elinden
alınmasın.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Süner
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Başkanım, biliyorsunuz Sulukulede
insanların evleri yıkıldı, şu anda arazi hâline geldi.
Sulukuledeki vatandaşlarımıza da TOKİden
Saygılar.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Süner.
Sayın
Sipahi.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
ben bu sınır karakolları sorusunu tekrarlayacağım.
Zira 54 sınır karakolu ve 2 sınır taburu
inşaatından 11 tanesine başlanabildiği konusu Sayın
Millî Savunma Bakanının ifadeleridir, 10 Kasım tarihinde, Plan
ve Bütçe Komisyonunda. Bunların birinci öncelikle yapılması
gerekir. Size verilen cevapta, önünüze konulan cevapta yani Irak
sınırına, Şırnak ve Hakkâri hariç ilimiz yoktur...
Bunun için ilkokul coğrafya bilgisi yeter. Yani bir tek Edirne ili
sayılmadı. Yalnız Meclisteki soruya değil, aynı
zamanda size karşı yapılmış bir
saygısızlıktır böyle bir cevap, on beş- yirmi tane vilayetin
sayılması.
Diğer bir
konu: Bu konuda öne sürülemeyecek tek bahane arsadır çünkü bu karakol
inşaatlarının ya bulunduğu yerlerde Millî Savunmaya
tahsisli arazilerde yapılacaktır... Bunlar 1inci ve 2nci yasak
bölgeler içinde olup Yasak Bölgeler Yasası gereğince, şahıs
arazisi olsa bile yasa gereği istimlaki gerekmektedir. Şu anda
hazır bilgi yoksa lütfen
Ben yazılı olarak cevap bekliyorum ama
bu konuda maalesef sadece Meclis değil, siz de hafife alınıyorsunuz
il genel meclisi tarafından.
Teşekkür ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Çalış, buyurun.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bir önceki turda
cevap alamadığım sorumu yineliyorum çünkü bu görüşmekte
olduğumuz tasarının 3üncü ve 4üncü maddesiyle devam eden otuz
adet davayı ve icraları geçersiz hâle getiriyorsunuz. Bunların
meblağ olarak karşılığı nedir? Bunu tekrar
ediyorum, bir.
Bir diğer
sorum: TOKİ proje yapacağı yerleşim birimlerinde konut
miktarını hangi objektif kriterlere göre belirliyor?
İkinci
sorum: TOKİye arsa temini, vergiler, mimari, ruhsatlandırma,
yapı denetimi gibi pek çok konuda istisnalar
sağlanmıştır ucuz konut imal etsin diye. Ancak proje
ürettiği yerlerdeki konutların pazarlandığı fiyat
piyasanın en az yüzde 30 üzerindedir. Bu durumu nasıl izah
ediyorsunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çalış.
Sayın
Taner...
RECEP TANER
(Aydın) Sayın Bakan, dar gelirlilere yönelik projelerde bile
aidatların yüksekliği ve aidat artışları neticesinde
ev sahibi olamayan dar gelirliler için kiralık konut üretme gibi bir
projeniz var mıdır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yıldız...
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TOKİnin Maliye Bakanlığından, Sağlık
Bakanlığından ve diğer bakanlıklardan toplam 2 milyar
562 milyon Türk lirası alacağı bulunduğu TOKİnin bize
vermiş olduğu belgelerde vardır. TOKİ finansmanını
karşılamak için bankalardan kredi kullanmakta mıdır,
kullandığı kredilerle ilgili ne kadar faiz ödemektedir?
Az önce, Eyüp
Ayar Değerli Milletvekilimiz, artık görev zararlarının
kaldırıldığından bahsetmişti. KİTlerin
finansmanıyla ilgili 2002 yılındaki hükûmetler döneminde Ziraat
Bankası, Halk Bankası ve Emlakbanka finansmanlarından
dolayı görev zararı kaydediliyordu. 57nci Hükûmet döneminde bütün
görev zararları kapatılmıştır ancak şimdi kamuya
ait KİTler bankalardan finansman ihtiyaçlarını
karşılamak için faizle para kullanmaktadır. Kamu zararı
burada da vardır. Yani ismi değişmiştir, uygulama
aynıdır. Sayın Milletvekilimizin bilgisine arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
buyurun.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Öncelikle
Sayın Aslanoğlunun sorusuna cevaben: Proje
çalışmaları devam ediyor. Maliyetinin yüzde 40 altında
satış gerçekleştirilecek ve dolayısıyla hak
sahiplerinin asla mağduriyetine sebebiyet verilmeyecektir.
Sayın
Sünerin sorusunun, tabii, çok tespite dayalı bir soru niteliği
taşımadığını düşünüyorum. Daha önce de
evlerinde ticaret yapıyor. ifadesi hangi kriterlere bağlı, onu
bilmiyorum ama yaptığı ticaretlerini daha iyi fiziki mekânda
oturarak daha sağlıklı ticaret yapmaya devam eder oradaki
vatandaşlarımız.
Sayın Sipahi
sınır karakollarıyla ilgili kasım ayında Savunma
Bakanımızın bir beyanına dayalı olarak sorusunu
soruyor fakat kasım ayından bu tarafa çok zaman geçti. Sayın
Başkanım, dolayısıyla bu arada faaliyetler de hızla
devam etti. Toplam TOKİden karakol yapımı talebi,
sınır karakolları dâhil, 170 adet karakol. Millî Savunma
Bakanlığına ait olan 58 talep söz konusu, 11 adedi Irak
sınırında olmak üzere 58 karakol talebinde bulunulmuş.
Hatayda 18, Vanda 18 olmak üzere 36 karakol başlatıldı şu
anda. İçişleri Bakanlığı yani Jandarma Genel
Komutanlığına bağlı 112 karakol talep edildi, toplam
75 adet karakol başlatıldı. Bunların 14 adedi ise Irak
sınırında bulunmaktadır. Başlayanların 14 adedi
Irak sınırında bulunuyor, jandarmaya ait, Şırnakta.
Genel toplam ise 111 adet karakol inşasına başlandı. Toplam
ihale bedeli 464 milyon TLdir. Talep eden kurumlardan gerekli arsa ve proje
bilgileri teyit edildiğinde kalan 59 tane karakol ihalesi
yapılacaktır. Ayrıca Millî Savunma Bakanlığına
ait arazilerde mülkiyet sorunu problemi yaşanmıyor ama yerin
belirlenip TOKİye belirlenmiş yeriyle devredilmesi, iletilmesi
gerekiyor oradaki inşaat ihalesinin gerçekleşmesi için. Kaldı ki
TOKİye 100 tane, 300 tane de olsa teslim edilse bunların ihale
edilmesinde, yapılmasında hiçbir problem yaşanmayacağı
da açıktır.
Sayın
Çalışın Neye göre konut miktarları belirleniyor? sorusu:
Bunda üzerine yerel yönetimlerle birlikte yapılanlar var, TOKİnin
yaptığı oradaki konut ihtiyacına göre bir analiz
çalışmaları neticesinde yapılanlar var. Her proje netice
itibarıyla oradaki ihtiyaç durumuna göre belirlendiği için hepsine
farklı yöntemler uygulanabiliyor.
Bir de
TOKİyle ilgili sorulan şu: Yapı denetiminden muaf değil.
Bildiğiniz gibi müşavirlik sistemiyle tüm ihaleler
Ayrıca ihale
şartnamesi içerisinde müşavirlik firmalarına denetim ihale
ediliyor. Ayrıca TOKİ, hem maddi konularda, gelirleri ve
harcamaları noktasında hem yaptığı işlemler
noktasında hem Başbakanlık Teftiş Kurulunun denetimine tabi
hem Yüksek Denetleme Kurulunun denetimine tabi, ilgi duyulursa
Bakanlığımızın ilgili konularında da denetime
tabi bir kuruluştur.
Sayın
Tanerin sorusu: Aidat yıllık neye göre belirleniyor? diye bir
ifadesi
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Bakan, benim sorum o değildi. Sorumu
yanlış anladınız herhâlde. Bu kadar istisna
sağlanmasına rağmen konutlar ucuz satılması gerekirken
piyasanın yüzde 30 üzerinde satılıyor.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Hayır, Sayın
Çalış, öyle değil. Yani çok düşük sosyal konutların
satış şekilleri belli. Toplu Konut İdaresinin
yaptığı konutlar, yaptırdığı büyüklük ve
standarda göre emsal konutların rayicinden çok çok aşağıda
olan konutlar.
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Efendim, Karamanda tespit yapalım, beraber gidelim. Yok mu
böyle bir şey Allah aşkına?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Sayın Çalış, siz
soruyu sordunuz, ben size cevap veriyorum. Ama ilave finans temin edici, Toplu
Konut İdaresinin sosyal ve dar gelirlilere yaptığı
konutlara kaynak sağlama noktasında yüksek gelir gruplarına
yaptığı konutlar var. Bu ise yüzde 10undan daha düşük bir
meblağ oluşturuyor. Yüzde 85i sosyal amaçlı konutlardır
bunların. Bunları müteaddit kereler ifade ettim, bir kere daha ifade
etmekte fayda buluyoruz.
Bu arada,
özellikle Emlak Pazarlama İnşaat AŞnin tamamen Toplu Konut
İdaresine devri Emlak Bankasının devriyle gerçekleşmiş
olan bir husustur, yüzde 49luk hisse de oradan gelmektedir. Diğer özel
kişilerin hisselerinin birbirlerine devri de normal ticaret kuralları
içerisinde yürümektedir. Yani burada Toplu Konutun birileriyle herhangi bir,
ticari anlamda, ifade edildiği anlamda olumsuzluğu asla söz konusu
değildir.
Toplu Konut
İdaresinin bugüne kadar kullandığı toplam kredi 900 milyon
TL. Toplam bugüne kadar ihale ettiği yapım işleri de 35 milyar
lira tutuyor. Bugüne kadar da 20 milyar liralık bir para
kullanmış oluyor. İfade edildiği gibi, kullanılan
kredi çok cüzi bir miktar tutmaktadır.
İfade
edilen, yine, soruda, Toplu Konut İdaresinin kamu kurum ve
kuruluşlarından yani bakanlıklardan alacağı toplam
miktarı: Yaptığı işler
karşılığında 2 milyar 562 milyon TLlik bir
alacağı söz konusudur.
Yine Sayın
Ağyüzün bir ifadesi olmuştu Gazianteple ilgili. Orada sosyal
eğitim yapıları ve sosyal donatıların
olmadığı
Tamamı otuz iki derslik başta olmak üzere,
çevre düzeni, ibadet yeri, okulları tamamen orada yapılmış,
yapım süreci içerisinde devam etmektedir, yapılmaktadır.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır. Madde üzerinde on bir adet önerge
vardır. Ancak, her madde üzerinde milletvekillerince sadece yedi önerge
verilebildiğinden, önce geliş sırasına göre ilk yedi
önergeyi okutacağım, sonra bu önergeleri aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN
Önergeleri okutuyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bir dakika
BAŞKAN
Önerge işlemine başlıyoruz Sayın Genç.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 4 üncü maddesiyle değiştirilen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
Sayın Başkan, bir dakika efendim.
BAŞKAN
Önerge işlemi bitsin, ondan sonra Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben konuyla ilgili bir şey söyleyeceğim.
Şimdi,
İç Tüzükün 87nci maddesine göre milletvekilleri yedi önerge verebilir.
Ayrıca da her grubun birer önerge hakkı vardır. Bakın,
bunun uygulamasını yaptık geçmişte. Benim de burada önergem
vardır. Mesela, burada gördüğüm kadarıyla, sabahtan beri
işte ne AKP Grubu önerge veriyor ne de Barış ve Demokrasi
Partisi önerge veriyor. Benim önergemin Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun önergesi yerine işleme alınmasını istiyorum çünkü
87nci madde diyor ki: Herhangi bir grup eğer önerge vermemişse
milletvekili o önergeyi onların yerine verebilir.
MEHMET DOMAÇ
(İstanbul) Oraya geç! Oraya geç!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, 87nci madde çok açık.
SIRRI SAKIK
(Muş) Sen bizim yerimize veremezsin Kamer Bey!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Çok açık efendim. Yani Her milletvekilinin yedi önerge
hakkı vardır, grupların da ayrı önerge hakkı
vardır. Herhangi bir grup önerge vermemişse milletvekili onun yerine
önerge verebilir. diyor 87nci madde. Uygulamayı da yaptık efendim.
Ben Demokratik
Toplum Partisi adına önerge vermek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç, söyledikleriniz kayda geçti.
Teşekkür
ediyorum.
SIRRI SAKIK
(Muş) Allah için bizim adımıza konuşma!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Önerge hakkınız var. İç Tüzük de onun iradesine
bağlı değil.
BAŞKAN
Anlaşıldı Sayın Genç.
Teşekkür
ediyorum.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Efendim, talep ettiği gibi bir parti yok bu Mecliste!
BAŞKAN
Uygulamada ise ilk yedi önerge geliş sırasına göre işleme
alınmaktadır. Önerge hakkını kullanmamış
grupların daha sonra önerge vermesi hâlinde en son verilen önerge
çekilerek parti gruplarının birer önerge verme hakkı
korunmaktadır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet.
BAŞKAN - Bu
yöndeki uygulama İç Tüzükün 87nci maddesi hükmüne uygundur ve bu
şekilde uygulanmaktadır, teamül de budur.
Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama biz geçmişte yaptık Sayın Başkan. Yani
geçmişte önerge vermeyen grupların
BAŞKAN-
Cevap verdim Sayın Genç, oturun lütfen.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, yani bakın, burada öyle bir önerge
sistemi uyguluyorsunuz ki
çerçeve 4 üncü
maddesiyle değiştirilen
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, Divan Kâtibi okumasın. Divan Kâtibi de çok aceleci
herhâlde! Yani işi mi var? Bu işi halledelim efendim. Sayın
Başkan, bu işi halledelim.
2985
sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinde geçen
yapılmış akitlerden ibaresinin yapılmış
akitlerin hükümlerinden olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, İç Tüzükün
87nci maddesi çok açık. Ama bu kadar keyfîlik olmaz! Biraz önce AKP
Grubunun 5 milletvekili bir tek önerge veriyor. Böyle bir şey olmaz!
BAŞKAN Sayın Genç, talebinizi yaptınız, ben
şimdiye kadarki uygulamaları söyledim, teamülü söyledim.
Teşekkür ederim. Oturun yerinize lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yok ama şimdi Sayın Başkan,
bakın, işi kapatmaya gerek yok.
BAŞKAN - Ama böyle bir
usul yok ki Sayın Genç yani!
KAMER GENÇ (Tunceli) Biraz önce, bir önceki maddede AKPnin 5
milletvekili bir tek kelimenin değiştirilmesine ilişkin 5 tane
aynı önerge verdi.
BAŞKAN -
Doğrudur, onun için tek işlem yaptık Sayın Genç,
doğru.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu bir hakkın suistimalidir ama bizim
hakkımızı da koruyun yani. Ama siz Meclis Başkanı
olarak korumuyorsanız, o sizin bileceğiniz iş.
BAŞKAN - Hayır,
Başkan olarak değil, Başkan olarak İç Tüzük hükümlerini
uyguluyorum efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yanlış uygulama
yapıyorsunuz, daha önce bu uygulamayı yaptık burada.
BAŞKAN - Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
4 üncü maddesiyle değiştirilen 2985 sayılı Kanunun geçici 4
üncü maddesinde geçen yapılmış akitlerden ibaresinin
yapılmış akitlerin hükümlerinden olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İkram
Dinçer
Van
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
4 üncü maddesiyle değiştirilen 2985 sayılı Kanunun geçici 4
üncü maddesinde geçen yapılmış akitlerden ibaresinin
yapılmış akitlerin hükümlerinden olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Azize
Sibel Gönül
Kocaeli
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
4 üncü maddesiyle değiştirilen 2985 sayılı Kanunun geçici 4
üncü maddesinde geçen yapılmış akitlerden ibaresinin
yapılmış akitlerin hükümlerinden olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Sefer Üstün
Sakarya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
4 üncü maddesiyle değiştirilen 2985 sayılı Kanunun geçici 4
üncü maddesinde geçen yapılmış akitlerden ibaresinin
yapılmış akitlerin hükümlerinden olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Aydın
Adıyaman
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bu konuda isterseniz usul
tartışması açalım.
BAŞKAN
Önerge sahiplerinin istemi hâlinde kendilerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 455 sıra sayılı Arsa
Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
4üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
F. Murat Sönmez |
Yaşar
Tüzün |
|
Trabzon |
Eskişehir |
Bilecik |
|
Engin Altay |
Akif Ekici |
Şevket
Köse |
|
Sinop |
Gaziantep |
Adıyaman |
|
Hüseyin Ünsal |
Ergün
Aydoğan |
Hulusi Güvel |
|
Amasya |
Balıkesir |
Adana |
|
|
Mehmet Sevigen |
|
|
|
İstanbul |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 455 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 4üncü maddesinin kanun tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Beytullah Asil |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Eskişehir |
Denizli |
|
Kürşat
Atılgan |
Alim Işık |
Ahmet Duran
Bulut |
|
Adana |
Kütahya |
Balıkesir |
|
|
Osman
Durmuş |
|
|
|
Kırıkkale |
|
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeler üzerinde
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hulusi Güvel
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın, hem CHP hem de MHP grup
adına önerge vermiş. O zaman bizim önergemizi işleme
koymanız lazım efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hulusi Güvel, Adana
BAŞKAN
Hulusi Güvel, Adana Milletvekili.
Buyurun
Sayın Güvel.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bakın, grup adına önerge vermişler.
Önergeleri grup adına alıp o zaman bizim önergemizi işleme koyun
efendim.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen, o tartışma bitti, uygulamayı biz
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, tartışma değil, İç Tüzük çok
açık. Diyor ki: Her grubun ayrıca
OKTAY VURAL
(İzmir) Sizin önergeniz var mı orada?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Var efendim, işleme koymuyor.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Güvel.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yani bu keyfî uygulama Sayın Başkan. O zaman usul
tartışması açalım bu konuşma bitince.
HULUSİ GÜVEL
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 455 sıra
sayılı Kanun Tasarısı üzerine söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, Balıkesirde yaşanan grizu faciasında
hayatını kaybeden işçilere Allahtan rahmet, yaralılara
acil şifalar diliyorum.
Değerli
arkadaşlar, TOKİ hâlihazırda konut sektöründeki en büyük
aktördür. Zaten hazine arazilerinin kullanımı, kamulaştırma
avantajı, imar planı yapma ve tadil etme yetkisi, kredi kullanma
koşullarındaki kolaylıklar, vergi ve harç muafiyeti, ilgili
belediyelere ruhsat ve iskân harcı ödemelerinin olmaması, proje ve
yapı denetimi konularındaki avantajları nedeniyle sektörde
haksız rekabete neden olmaktadır. Bütün bunlara ek olarak bu
tasarı ile getirilen emlak vergisi muafiyeti, inşaat piyasasında
TOKİ lehine gelişmiş bulunan haksız rekabeti daha da
artıracaktır.
Değerli
Arkadaşlar, TOKİ yaptırdığı kimi projeleri sosyal
donatılar ve çevre düzenlemeleri dâhil metrekaresi 420 TLye ihale
etmekte, bunlar peşin bedelle metrekaresi 750 ile 3 bin TLden
satışa sunulmaktadır. Yani ortada ciddi anlamda kâr vardır.
Bu bir taraftan TOKİye tahsis edilen kaynakların yanlış
kullanıldığını gösterirken, diğer yandan
konutların niteliği hakkında da fikir vermektedir. Bu
tasarıyla TOKİye dilediği gibi borçlanma yetkisi verilmektedir.
Bunun denetimi yapılamayacaktır çünkü TOKİnin bütçe ve kesin
hesapları 5436 sayılı Kanunla 2005 yılında Meclis
denetiminden çıkarılmıştır.
Değerli
arkadaşlar, TOKİ, özellikle seçim dönemlerinde siyasi etiğe
uymayacak bir biçimde siyasi iktidarın propaganda aracına
dönüştürülmekte, açılış, temel atma töreni veya konut
teslim törenleri adı altında harcamaları TOKİ
tarafından karşılanan mitinglere aracılık etmektedir.
Bunlar artık alışıldık hâle gelmiş görüntülerdir.
Hiçbir kuruluş bu denli siyasi istismar aracı olarak
kullanılmamaktadır. Bir taraftan iktidara destek veren firmalar
kollanmakta, ihaleler onlara verilmektedir ancak bu durumu denetleyebilecek
mekanizmaları yeterince işletmek mümkün olamamaktadır.
TOKİ,
birçok, harç ve vergiden muaftır, dilediği gibi imar
değişikliği ve tadili yapabilmektedir, ruhsat ve iskân
harcı ödememektedir, bedelsiz veya düşük bedelle arazi tahsisi
yapılmaktadır, dilediği gibi kamulaştırma yetkisi
vardır. Yurt dışı çıkış harcından elde
edilen gelirler TOKİ'ye aktarılabilmektedir. TOKİ'nin gelirleri,
giderleri, ihale yöntemleri, ihale verdiği firmalar, konutların
nitelikleri, konutların eksik teslim edilmesi, teslim tarihindeki
gecikmeler, bitirilemeyen işler dolayısıyla yapılan
tamamlama ihaleleri, bunların hiçbiri konusunda denetim mekanizmaları
tam işletilememektedir. Diğer kurumlarda olduğu gibi bütçe kesin
hesapları ve harcamaları Meclis denetiminde değildir.
Yapılan bir yanlışlık varsa bunu denetlemeye olanak yoktur.
Değerli
arkadaşlar, TOKİ, konut ve altyapı inşaatı konusunda
ülkemizdeki en büyük tekeldir, en büyük lüks konut üreticisidir. Bu, bir
taraftan konut kooperatiflerinin gelişmesine engel olmakta, diğer
yandan inşaat sektörünü olumsuz etkilemektedir. Devlet gücü ve yetkileri
kullanılarak sekiz yılda dünyanın sayılı konut
inşaatı tekellerinden birisi yaratılmıştır. Oysa
Toplu Konut Kanunu'nun çıkış amacı, dar gelirli
yurttaşlara toplu konut üretilmesidir.
Değerli
arkadaşlar, TOKİ konusunda yaşanan
sıkıntıların başında hazineye ait arsa ve
arazilerin bedelsiz olarak ya da çok düşük bedelle idareye
bırakılması gelmektedir. Bu tasarı ile hazineye ait olup
üzerinde bina, kamu kurumu vesaire bulunan araziler de artık TOKİ'nin
kullanımına verilebilecektir. Tasarının bu maddesi tam
anlamıyla TOKİ'ye yeni rant alanları açılmasıyla
ilişkilidir. 2004 yılında çıkarılan yönetmelikle
TOKİ elindeki altyapılı arazileri satma yetkisini haiz
olmuştur. Bu, yüksek ranta sahip alanların birtakım yandaş
firmalara peşkeş çekileceği anlamına gelmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Güvel, buyurun.
HULUSİ GÜVEL
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, TOKİ, kentsel dönüşüm
projelerini, yoksul ve dar gelirlilere konut yapma projelerini elbette
gerçekleştirmelidir ancak kaynak yaratılacak diye denetimsiz
yapılanmalara gidilmemelidir, devlet eliyle haksız rekabet
yaratılıp tekel oluşturulmamalıdır, bir taraftan tüyü
bitmemiş yetim edebiyatı yapılırken öte taraftan
yandaş firmalara devletin kaynakları aktarılmamalıdır.
Bu çeşit
uygulamaların devlet olma vasfıyla bağdaşmadığını
belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Güvel.
Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulda bir uğultu var, lütfen sessiz olalım.
Önerge üzerinde
söz isteyen Beytullah Asil, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun
Sayın Asil. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 4üncü maddesinin kanun tasarısı
metninden çıkartılmasını sağlamak gayesiyle
verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Hakkın
kullanımını engelleyen bu maddenin, hukuka, Anayasaya
aykırılık nedenleriyle madde metninden
çıkartılmasını öneriyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dün, yine insanlık için kara
bir gündü. Bursada yaşananlar yüreğimizi dağlamaya devam
ederken Balıkesirde de onlarca insanımız Hakkın rahmetine
kavuşmuş, bir o kadar insanımız da yaralıdır.
Hakkın rahmetine kavuşan işçi kardeşlerimize
Cenabıallahtan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tez
zamanda ailelerine, çoluk çocuklarına, aramıza sağlıkla
kavuşmalarını temenni ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu konuda söz söylemek dışında bir şeyler
yapmak vakti geldi. Vatandaşımız bizden
başsağlığı dileklerinden daha fazlasını
bekliyor.
Değerli
milletvekilleri, madencilik sektörü, doğası gereği özellik arz
eden, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren,
dünyanın en zor, en riskli iş koludur. Madencilik faaliyetleri
sırasında yaşanan iş kazalarında pek çok
çalışan hayatını kaybetmekte ya da sakat kalmaktadır.
Yine, son yıllardaki kaza istatistikleri incelendiğinde, özellikle
madencilik sektöründe iş kazalarının belirgin bir şekilde
artarak devam ettiği görülmektedir. Maden kazaları
incelendiğinde, teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama, denetim
gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir. Yapılan özelleştirme,
taşeronlaştırma, redevans gibi yanlış uygulamalar kamu
madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar
sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini
dağıtmıştır. Yoğun birikim ve deneyime sahip olan
kurum ve kuruluşlar yerine, üretimin teknik ve altyapı olarak
yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi
ve şirketlere bırakılması, buna ek olarak denetimin de
yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması, iş
kazalarının artmasına neden olmaktadır.
Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığının gerekli denetimleri yapabilmeleri için
kadrolarının maden mühendisleriyle güçlendirilmesi gerekmektedir.
Sektörde ulusal düzeyde acil durum planı ve risk haritaları
çıkarılmalı ve saha denetimleri bu doğrultuda
yapılmalıdır.
Günümüzde mostra
madenciliği giderek azalmakta ve gelecekte derin yer altı
madenciliğine doğru bir gidiş yaşanmaktadır. Bu
anlamda, yer altı üretim kültürünün yaşatılması büyük önem
taşımaktadır. Yer altı üretim kültürünün
yaşatılması için, bu konuda deneyimli Türkiye Taş Kömürü ve
Türkiye Kömür İşletmeleri gibi kamu
kuruluşlarımızın ayakta kalması ve geliştirilmesi
gerekmektedir. Bu kurumlarımız üretim yaparken aynı zamanda
iş güvenliği ve eğitim anlamında okul görevi de
görmektedirler. Bu nedenle, güçlendirilmeleri için gerekli çalışmalar
zaman geçirilmeden yapılmalıdır. İş
sağlığı ve güvenliği yasası, Maden Mühendisleri
Odasının da görüşleri dikkate alınarak acilen
çıkarılmalıdır.
Madencilik, ilk
yatırımı çok fazla olan, risk sermayesi yüksek bir sektördür.
Yatırılan sermayenin geri dönüşü uzun yıllar
almaktadır. Ayrıca iş sağlığı ve
güvenliği yatırımları çok pahalı ve zorunlu
yatırımlardır.
Bu gerekçelerle
özellikle iş güvenliği yatırımlarında kamu ve özel
sektör mutlaka teşvik verilerek desteklenmelidir. Madencilik sektörünün
ayakta kalabilmesi için sektörel anlamda teşvik uygulaması acilen
başlatılmalı, bu konuda yasal düzenlemeler zaman geçirilmeden
yapılmalıdır. Çalışanların eğitimi,
çalışma alanındaki risklere karşı bilgilendirilmeleri,
risklere karşı kişisel donanımlarının uygun ve
eksiksiz olması işveren tarafından sağlanmalı ve
sürekli olarak denetlenmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Asil, lütfen tamamlayınız.
BEYTULLAH
ASİL (Devamla) Madencilik sektörü de dâhil olmak üzere, riskin yüksek
olduğu bütün iş yerlerinde, işçi sayısına
bakılmaksızın, iş sağlığı ve
güvenliği kurumlarının oluşturulması ve iş
güvenliği mühendisi çalıştırılması
zorunluluğu mutlaka sağlanmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Maden Mühendisleri Odasının bu haklı
isteklerinin süre nedeniyle ancak çok kısa bir bölümünü ifade edebildim.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak madencilik sektöründe yaşanan iş
kazalarının ortadan kaldırılması gayesiyle
yapılacak her türlü yasal düzenlemeye destek
olacağımızı ifade ediyor, yüce heyetinizden bu yasal
düzenlemelerin bir an önce gündeme alınması hususunda gayretlerinizi
bekliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Asil.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, oylamadan evvel yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var,
işleme alacağım.
Yoklama talebinde
bulunan sayın milletvekillerinin isimlerini tespit edeceğim:
Sayın Anadol, Sayın Hamzaçebi, Sayın Ersin, Sayın Korkmaz,
Sayın Mengü, Sayın Köse, Sayın Tütüncü, Sayın
Yıldız, Sayın Baytok, Sayın Emek, Sayın Kaptan,
Sayın Sevigen, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tüzün, Sayın
Sönmez, Sayın Çakır, Sayın Güner, Sayın Diren, Sayın
Arifağaoğlu, Sayın Arat.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Şimdi
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri
okutup birlikte işleme alacağım. Önerge sahiplerinin istemi
hâlinde kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
okutuyorum, diğer önergelerin imza sahiplerini okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 4 üncü maddesiyle
değiştirilen 2985 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesinde
geçen yapılmış akitlerden ibaresinin yapılmış
akitlerin hükümlerinden olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ahmet
Aydın
Adıyaman
Diğer önergelerin
imza sahipleri:
İkram Dinçer
Van
Azize Sibel Gönül
Kocaeli
Ayhan Sefer Üstün
Sakarya
Veysi Kaynak
Kahramanmaraş
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe:
Verilen teklif
ile ibarenin netleşmesi amaçlanmıştır. Teklif edilen
ibarenin dil kullanımı açısından daha uygun olduğu
düşünülmüştür.
Gerekçe:
Kanun dili
açısından önerilen ibarenin daha uygun olacağı
düşünülmüştür.
Gerekçe:
Kanun
tekniği açısından ibarenin değiştirilmesi uygun
görülmüştür.
Gerekçe:
Dilin
kullanımı açısından teklif edilen ibarenin uygun
olacağı düşünülmüştür.
Gerekçe:
Yapılan
teklif ile ifadenin daha uygun kullanılması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, eksik önerge işleme koydunuz.
Bakın, şimdi MHP ile CHP
BAŞKAN -
Kabul etmeyenler
Bir saniye
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, bir dakika
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, Sayın Başkan
BAŞKAN
Madde kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, MHP ile CHP dedi ki Biz grup adına önerge
verdik. Şimdi, 87nci maddede 7 tane milletvekilinin önerge verme
hakkı var. Çok keyfî Meclisi yönetmek de size şan şöhret
kazandırmaz Sayın Başkan.
Bakın,
tutumunuz hakkında
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen cümlelerinize dikkat ediniz konuşurken.
KAMER GENÇ
(Tunceli) -
63üncü maddeye göre
BAŞKAN
Burada hukuki bir konu tartışıyoruz. Fikirlerinizi
söyleyebilirsiniz ama Başkanlık Divanına ve Başkana
konuşurken dikkatli olun lütfen ve Tüzükü de bildiğinizi
zannetmeyiniz yani.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, ama Başkanlık makamı eğer İç
Tüzükü uygularsa benim saygım sonsuzdur. Ama bakın, MHP ile CHP dedi
ki Biz grup adına önerge verdik. 87nci maddede diyor ki
BAŞKAN
Sayın Genç, 87nci maddeyi tekrar okuyorum
KAMER GENÇ
(Tunceli) Okuyalım, bir okuyalım.
BAŞKAN
Şimdiye kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulundaki
uygulamayı da söyledim size.
Anayasaya
aykırılık önergeleri dahil her madde için
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yedi
BAŞKAN - Bir
sabredin lütfen, lütfen sabredin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yedi önerge verilir. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Efendim,
bakın
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen dinler misiniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Peki dinleyeyim, peki, hadi.
BAŞKAN
Anayasaya aykırılık önergeleri dahil her madde için yedi önerge
verilebilir. Her siyasî parti grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge
verme hakkı saklıdır. Ancak, bu hak; ilgili siyasî parti grubuna
mensup milletvekillerince kullanılmaması halinde, diğer siyasî
parti grubuna mensup olanlarla bağımsız sayılan
milletvekillerince kullanılabilir. Tamam.
Şimdi, en
çok yedi önerge verilebiliyor. AK PARTİ Grubuna mensup sayın
milletvekilleri önergeleri vermişler. Daha sonra 2 sayın milletvekili
önergesini çekiyor, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına önerge veriliyor, bunlar işleme konuyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tamam.
BAŞKAN -
Teamül bu, uygulama da bu, fikrim de değişmiş değil
Sayın Genç.
Teşekkür
ediyorum, söylediğiniz de anlaşıldı.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, ben o zaman 63üncü maddeye göre söz istiyorum tutumunuz
hakkında.
Sayın
Başkan, bakın, 63üncü maddede...
BAŞKAN
5inci maddeyi okutuyorum:
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın
BAŞKAN
Lütfen Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama bakın, rica ediyorum sizeden
BAŞKAN
Bunlarla vakit geçirecek değiliz ki, tartışma bitmiştir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Şimdi, Sayın Başkan, tartışmayı siz
bitiremezsiniz.
MADDE 5- 22/5/2007 tarihli ve 5664
sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben 63üncü maddeye göre tutumunuz hakkında söz istiyorum ve
siz vermek zorundasınız.
Sahiplerine
Ödeme Yapılmasına Dair Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın, ben milletvekiliyim.
Bakın, bunu susturmak zorundasın.
EK MADDE 1- (1)
Bu Kanun uyarınca hak sahiplerine
KAMER GENÇ (Tunceli)
Kâtip onu okuyamaz.
hisse senedi olarak ödeme
yapılması işlemi
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bakın, ben milletvekilliyim, benim
burada
bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, ben ikna olmadan oraya şey edemezsiniz.
bir ay içerisinde hisse senedi talep eden
hak sahiplerine
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, tutumunuz hakkında 63üncü maddeye göre söz
istiyorum efendim.
verilecek hisse
senetleri hariç durdurulur ve bu tarihten sonra hak sahiplerine
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, kulağınız duyuyor mu?
Kulağınız duyuyor mu?
BAŞKAN Bir
saniye Sayın Genç, madde okunsun, cevap vereceğim.
nakit olarak ödeme yapılır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kulağınız duyuyor mu? diyorum.
BAŞKAN
Kulağım
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kulağınız duyuyor mu? diyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç, düzeltir misiniz kelimenizi?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Kulağınız duyuyor mu? Ben konuşuyorum, duyuyor
musunuz?
BAŞKAN
Düzeltir misiniz Sayın Genç?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Peki, ne diyeyim size? Ne diyeyim?
BAŞKAN
Sayın Genç, talebinizi dinledim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkanım, ben diyorum ki: 63üncü maddeye
göre
BAŞKAN
İç Tüzük 87nci maddeyi okudum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bakın, İç Tüzükün 63üncü maddesine göre tutumunuz
hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN
Sizin yaptığınız gibi bir usul yok burada.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, 63üncü madde
Usul tartışması açmak
zorundasınız çünkü İç Tüzükü okursanız İstek halinde
söz verilir. diyor.
Lütfen yani, hep
ben sizinle burada böyle kavga mı edeceğim yani, tartışacak
mıyım yani? (AK PARTİ sıralarından Bağırma!
Bağırmadan konuş! sesleri.)
BAŞKAN
Hayır, kavga etmeyeceğiz, kavga için
KAMER GENÇ
(Tunceli) Lütfen
Rica ediyorum yani
BAŞKAN
Sizin düşüncenizde kavga etmek varsa o ayrı bir konu. Benim
düşüncem burada Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu
çalıştırmak Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, 63üncü maddeye göre
Bakın, iki
grup, grup adına önerge verdi, siz 5 önergeyi işleme koydunuz. 7 önerge
işleme koymak zorundasınız, hata ettiniz.
İşte,
CHP ile MHP Ben grup adına verdim. diyor.
BAŞKAN
Sayın Genç, AK PARTİ milletvekillerinin verdiği 7 önergenin
2sini çekmişler, yerine Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket
Partisi grupları adına verilen önergelerle 7 önerge oldu ve
işlem yapıldı.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır efendim. Yerine olmaz Sayın Başkan, yerine
olmaz.
Milletvekilleri 7
önerge verir, her grubun da ayrıca milletvekillerinin önerge verme
hakkı vardır.
Bakın
şuna, lütfen
BAŞKAN
Sayın Genç, şimdiye kadar yapılan uygulamayı
değiştirecek değiliz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bana beş dakika söz verin.
BAŞKAN
Buradaki uygulama Anayasa, İç Tüzük ve teamülle birlikte
yapılır. Şimdiye kadar
KAMER GENÇ
(Tunceli) 63üncü maddeye göre tutumunuz hakkında söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Genç.
Üç dakika süre
veriyorum, buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Usul hakkında mı tartışma açtınız
Sayın Başkan?
BAŞKAN
Usul hakkında Sayın Vural.
OKTAY VURAL
(İzmir) On dakika herhâlde değil mi?
BAŞKAN
Hayır.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yani, İç Tüzük On dakikaya kadar diyor da Sayın
Başkan tabii taraflı hareket ettiği için
BAŞKAN En
fazla on dakika Sayın Vural.
IX.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- İç Tüzükün 87nci maddesinde belirtilen
sayıdakinden daha az önergeyi işleme alması nedeniyle oturum
başkanının tutumu hakkında
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Şimdi, sayın milletvekilleri, bakın, benim
amacım, burada İç Tüzükü uygulamak.
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Şov yapmak senin amacın.
KAMER GENÇ
(Devamla) 87nci maddede diyor ki: Kanun, tasarı ve tekliflerine 7 tane
milletvekili önerge verir. Ayrıca da her grubun da önerge verme hakkı
saklıdır. Herhangi bir grup eğer önerge verme hakkını
kullanmazsa diğer partinin milletvekilleri veyahut da
bağımsız milletvekilleri o grup adına önerge verir. Bu, o
grubun isteğine bağlı bir şey değil. İç Tüzükün
87nci maddesi çok açık ve nettir.
Şimdi, biraz
önce, Sayın MHP Grup Başkan Vekili, Sayın CHP Grup Başkan
Vekili arkadaşlarımız dediler ki: Bizim önergelerimiz grup
adına. Şimdi, bakın, burada, Sayın Başkanın
yanlış uygulaması şu: Bir defa milletvekilleri 7 önerge
veriyor, o kesin. Bunun dışında her grup da birer önerge
veriyor, 11 tane önerge ediyor. Yani bu çok açık arkadaşlar,
hesabı olan, matematiği olan herkes bunu anlar artık. Yani bunu,
bu şekilde anlamamak için
Yani bir ilkokul tahsilini yapanlar bile bunu
bilir.
Şimdi, böyle
olunca, burada, bakın, AKP milletvekilleri 5 tane önerge vermiş.
Onların hepsi de aynı kelimenin değiştirilmesini istiyor.
Tamam, olabilir, milletvekilinin hakkıdır, isterse önergeyi
istediği keyfîlikte verebilir, o, onun takdiridir. Bunlar Meclis
tutanaklarına geçiyor, buralara geçildiği zaman yarın derler ki:
Geçmişte de siz böyle vermişsiniz.
Şimdi, AKP
milletvekilleri 5 tane önerge vermiş, 1 CHP Grubu vermiş, 1 de MHP
Grubu vermiş. Şimdi, bunun dışında 2 önergenin daha
işleme girmesi lazım. Değerli arkadaşlarım, bu çok
açık bir şey. Yani benim hakkım makkım meselesi değil.
İç Tüzükün o hükmü çok açık.
Şimdi,
Sayın Başkan, bizim bu isteğimizi hiç nazara almadan tuttu,
benim de önergem var, işleme koymadı.
Şimdi,
bakın, ben biraz önce Hükûmete soru sordum, bana yanlış cevap
verdi. İskân konusuna deprem konusu dedi. Niye bunu dediğini benim
izah etmem lazım. Bu milletin
dinlemesi lazım bizi. Şimdi burada Hükûmet adına eğer
yanlış bilgi veriliyorsa
Ya, İç
Tüzükü uygulayın da
Tamam, konuşma hakkımızı
kısıyorsunuz. Teşekkür ederim size, çok demokratsınız!
Burada çıkıp da gerçekleri söylediğimiz zaman çok üzülüyorsunuz
ama Sayın Başkanım, bakın, İç Tüzükü okuyun, çok
açık ve net bu. Yani bunu burada, geçen
Kaldı ki Meral Akşener
Hanımefendi de uygulamasında 7 tane önerge dışında
ayrıca her grubun önergesini işleme koydu arkadaşlar. Yani bunu
niye böyle yapıyorsunuz? Burada, zaten Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti,
bu 87nci maddeyi. 87nci maddede getirilen bu önerge
sınırlaması 4 önergeydi. Anayasa Mahkemesine gitti, Anayasa
Mahkemesi dedi ki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(AK PARTİ
sıralarından Hadi, hadi! sesleri)
BAŞKAN
Lütfen, sayın milletvekilleri, lütfen
KAMER GENÇ
(Devamla) Bir dakika daha vermiyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, Anayasa Mahkemesinin o kararını da izah edeyim.
BAŞKAN
Buyurun, söyleyin.
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, sizin İktidarınız zamanında
Eskiden her fıkra için, bakın, sizin İktidarınızdan
önce İç Tüzükte her fıkra hakkında 4 önerge veriyordu
milletvekilleri. Sonradan sizin İktidarınız iktidara gelince bu
4 önergeyi kaldırdı madde için, bütün fıkraları
kaldırdı, dört önerge getirdi. Anayasa Mahkemesine gitti. Anayasa
Mahkemesi dedi ki: 4 önerge azdır. Açın Anayasa Mahkemesi kararını.
Bunun üzerine işte, siz yeniden bir tüzük yaptınız ve 7 önergeye
çıkardınız, her gruba da ayrı 1 önerge verme
hakkını tanıdınız. Önemli olan doğrusunu yapmak.
Bu Parlamento payidardır, bizden sonra birtakım insanlar da gelir
buraya. Önemli olan doğru olan şeyleri yapmaktır. Zaten her
kanunu temel kanun olarak getiriyorsunuz, konuşma hakkımız yok.
Sayın
Başkan, bakın, takdirinize arz ediyorum. 2 tane önergeyi eksik
işleme koydunuz. Bu kanun zaten Anayasa Mahkemesine gitmeye mahkûm bir
kanundur. Bu yönde de bir usulsüzlük olur.
Saygılar
sunuyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Başka söz
talebi
Sayın
Öztürk, lehte mi, aleyhte mi söz istediniz?
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Aleyhinde.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle yüce heyetinizi, huzurlarınızı
işgal etmek istemezdim ancak bazı şeyleri ifade etmek
durumundayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama faaliyetini gerçekten arzu
edilen bir biçimde götüremiyor. İç Tüzükten doğan bazı
haklarımızı, bazen muhalefet olarak, bazen iktidar olarak
doğru kullanmıyoruz, kötüye kullanıyoruz. Yani hukukta bir
hakkın kötüye kullanılması kabul edilemez.
Bu tasarıyla
ilgili olarak, eski bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak, önünüzde bulunan
Komisyon raporunda muhalefet şerhim var, ancak bir milletvekili olarak bu
muhalefet şerhinde dikkatlerinize sunduğum hususları kürsüde de
açıklamak isterdim, ne yazık ki buna fırsat bulamıyoruz değerli
milletvekilleri. Bütün görüşmeleri madde madde takip ediyoruz, ancak
gerçekten bunun Başkanlık Divanı olarak bir çözümünü bulmak
zorundayız, hem muhalefet olarak hem iktidar olarak.
Yasama
faaliyetini hızlı bir şekilde yerine getirmek durumunda
kalabiliriz, daha etkin çalışma ihtiyacı doğabilir, ancak
milletvekillerinin burada gündeme alınan bir kanun tasarısı ve
teklifinin üzerinde görüşmelerini engellemek üzere önergelerle
görüşme haklarının tıkanmasını takdirlerinize
sunuyorum.
Gerçekten
kaçıncı maddeye geldik. Benim de birkaç maddeyle ilgili olarak
önergem vardı ve maddeler üzerinde de görüşme talebim vardı, ne
yazık ki bunları sizlerle paylaşma imkânı bulamadım,
şu ana kadar bulamadım, şu anda da zaten onun için söz
almış değilim. Bunlara mutlaka bir çözüm bulmak
durumundayız. Kaç madde geçti. Ve sizler de izlediniz, iktidar partisi
milletvekillerinin vermiş oldukları önergeler, beş önerge
çıkıyor ve şu ibarenin şu şekilde değiştirilmesi
Olabilir, haklı olabilir milletvekilleri, ancak, ben, bu maddeden sonra,
bu milletvekillerimizin kürsüye gelerek, gerekçelerini okumadan, hakikaten o
ibareleri niçin o şekilde değiştirmek istediklerini bu kürsüden
bizlere ve millete tatmin edici bir şekilde ifade etmelerini bekliyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Benim tutumum
değişmedi.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (Devam)
BAŞKAN
Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Hüseyin
Yıldız
Yok.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Yaşar Tüzün, Bilecik
Milletvekili.
Sayın Tüzün
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Hamzaçebi konuşacak.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Akif Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
tasarının 5inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Sözlerimin
başlangıcında sizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, TOKİ Yasasını görüşmeye devam ediyoruz.
Görüşmeye başladığımız günden bu yana Hükûmet
sıralarında oturan bakanlar sürekli olarak değişmektedir.
Bugün de Bayındırlık ve İskân Bakanımız
buradadır. Belki herkes TOKİyi Bayındırlık ve
İskân Bakanıyla ilgili zannettiği için veya ilişkili
zannettiği için Sayın Bakanın burada oturduğunu
düşünecektir. Ancak, gerçek öyle değildir, TOKİnin bir bakan
olarak sahibi yoktur, Hükûmette bir bakana bağlı değildir,
ilgili bakanı yoktur, doğrudan Sayın Başbakana
bağlıdır. Dolayısıyla, burada tasarıyı
savunmakta güçlük çekmektedir sayın bakanlar. Sayın bakanların
yaptıkları açıklamalar Sayın TOKİ
Başkanının verdiği bilgilere dayanmaktadır. Sayın
TOKİ Başkanı da bakanları ve Parlamentoyu
yanıltıcı bilgiler vermektedir. Bunun örneklerini geçen hafta
burada ifade ettik.
Şimdi,
Sayın Bakan da burada kendisine verilen notları okuyor, ancak o
notlarda Genel Kurula verilen bilgilerin sıhhatli
olmadığını söylemek isterim. Örneğin, Plan ve Bütçe
Komisyonunda biz bu tasarıyı görüşürken orada ilgili Hükûmet
adına oturan bir sayın bakan TOKİ Başkanından
aldığı bilgiye göre TOKİnin bankalardan
kullandığı kredi miktarının 1,1 milyar TL
olduğunu söylemişti. Şimdi, Sayın Bakan biraz önce burada
bir bilgi verdi, bu rakamın 900 milyon TL olduğunu söyledi. Yani
acaba bir haftada bu 200 milyon TLlik kredi borcunu TOKİ ödedi de o
nedenle mi azalmıştır, yoksa komisyonda verilen bilgi mi
yanlıştır? Bunları bilemiyoruz.
Şimdi,
TOKİ, kendisine verilmiş olan imar planı yetkisini belde
halkının, kent halkının zararına olacak şekilde
kullanmaktadır. TOKİ için önemli olan, bir alanda,
planladığı bir alanda yoğunluğun olabildiğine
artırılmasıdır; artırılmak suretiyle burada çok
sayıda konutun veya ticari projenin yapılmasıdır. Çok
sayıda konut ve ticari projenin yapımı o belde halkının
zararına olacak şekilde yeşil alanların azalması
anlamına gelmektedir, sosyal alanların azalması anlamına
gelmektedir. Çok sayıda konutun veya projenin yapılacak şekilde
projenin büyütülmesi, yine o inşaatı yapan müteahhidin kazanması
demektir. TOKİ buradan neyi kazanmaktadır bilemiyorum. Belde
halkının istemediği bir yapılaşma
yoğunluğunu eğer oraya siz planlıyorsanız bir yerde
yanlış yapıyorsunuz demektir.
90lı
yıllarda uluslararası HABİTAT ödülü alan Ataşehir
yerleşimi, bugün TOKİ tarafından çok yüksek yoğunluklu bir
yerleşime dönüştürülmüştür, yeşil alan kavramı
TOKİ tarafından ihmal edilmiştir. Ataşehirin kuzeyinde ve
güneyinde yapmış olduğu imar planı uygulamalarıyla,
âdeta müteahhide göre bir projelendirme yapmıştır.
Otoyolların kenarında kalan yeşil alanları, yani otoyol
çekme mesafeleri, yüksek gerilim hatlarının altları,
İSKİ kanalizasyon hatlarının üstü yeşil alan olarak
kullanılmıştır. Böyle planlanmıştır. Bunlar
fiilen yeşil alan olarak kullanılmaya müsait yerler değildir.
TOKİnin
Ataköyde uygulamaya koyduğu politika dehşet vericidir. TOKİnin
adrese teslim ihale olarak bu kürsüden sizlere ifade ettiğim ihalesi,
Ataköyde ne kadar saydam olmayan bir ihale yöntemi
uyguladığının, bu ihaleyle belli kişileri veya
çevreleri kayırdığının bir göstergesidir. Adrese
teslim ihale teşebbüsünde TOKİ suçüstü yakalanmıştır.
Şimdi,
TOKİ bununla kalmıyor. Bakın, TOKİ 2006 yılında
Kültür ve Turizm Bakanlığınca onaylanmış olan plana
göre bir uygulama planı yapmıştır, 1/1.000 ölçekli, 5.000
ölçekli uygulama planları yapmıştır. Bu planlarda Ataköy
1inci Kısımın bir bölümünü turizm alanı ilan
etmiştir. Ataköy 1inci Kısım, 2nci Kısım, bunlar
Türkiye'nin övünç kaynağı olan projelerdir, yeşil alanı
bol, sosyal alanları bol, geniş, rahat yerleşimin olduğu
alanlardır. Ben, çocukluğumu veya çocukluğumu demeyeyim lise
çağlarımı Bakırköyde
geçirdim. Ataköye giderdik, Ataköy Plajına giderdik; oralar Türkiye'nin
sayılı projelerindendi o zaman, ferah bir yerleşim vardı.
Bugün binaların eskimişliği gerekçe gösterilmek suretiyle
buralar turizm alanı ilan edilerek âdeta oradaki bölge sanki bir
gecekondu bölgesi gibi tanımlanmak suretiyle bir kentsel dönüşüme
konu edilmek istenmektedir.
Turizm
alanı demek o konut binalarının yıkılıp
yerlerine dev otel binalarının yapılması demektir.
Memleketin turizme ihtiyacı var ama bunu planlayacağınız
yer Ataköy 1inci Kısım değildir, Ataköy 2nci Kısım
değildir. Yani oradaki yaşlı nüfusun, emekli nüfusun,
emekliliğini huzur içinde geçirmekte olan nüfusun başına imar
planı problemleri açmak suretiyle Bu yerler ne zaman elimizden
çıkacak, ne zaman müteahhitler gelecek, burayı satın alacak,
kamulaştıracak, yıkacak? endişesiyle bu insanları
yaşatmaya TOKİnin hakkı yoktur.
Ataköy 1inci
Kısım, Türkiye'nin övünç projelerinden birisidir. Bakın, orada
564 ada, 14 parseli TOKİ satışa çıkarmıştır.
Burası otel olarak planlanmıştır. Burası fiilen
yeşil alandır, sosyal alanlardandır burası.
Burasını belde halkı sahiplenmiştir, belde halkı
mücadele ediyor şimdi. O Ataköylüler, burasının, 1inci ve 2nci
Kısımın tescili için Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kuruluna başvurmuştur, imar planlarının iptali için
dava açmıştır. Binlerce, on binlerce insan ayağa
kalkmış, beldesine, oradaki yeşil alana, sosyal alana sahip
çıkmak isterken, TOKİnin, kanun tanımaz bir
anlayışla, belde halkının isteklerini tanımayan bir
anlayışla, Ben satarım, paramı alırım.
yaklaşımı doğru değildir değerli milletvekilleri.
Bu anlayışa TOKİnin son vermesi gerekir.
TOKİ,
esasen, inşaat işine soyunmaması gereken bir kurumdur.
TOKİ, bir kredi kurumu olmak zorundadır. TOKİ, bir kentsel
dönüşüm planlaması yapan bir kurum olmak zorundadır, kentsel
dönüşüm projelerine onay veren, onlara vize veren bir kurum olmak
zorundadır. Müteahhit bulamadığımız, yapımcı
bulamadığımız Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde TOKİ inşaat işlerine devam etsin ama
İstanbulda, Ankarada, Batı Anadoluda, güneyde, turizm
bölgelerinde, yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde TOKİnin,
ismi gelir paylaşımı bile olsa, Buradan kaynak
yaratıyorum. amacıyla bile olsa, inşaat projelerine girmesi
sakıncalıdır. Kaynak yaratıyorum
Satış daha doğru değil
mi? Elinizde varlık varsa, satın bunu. Son birkaç parselinizi satışa
çıkardınız, bazı konut alanlarını, bazı
yerlerde satışa çıkardınız, demek ki
satılabiliyor. Niye satışa çıkardı TOKİ? Çünkü
bankalara 1 milyar TL civarında kredi borcu var, kamudan 2,5 milyar TL
alacağı var, nakit sıkıntısı var, şimdi,
nakit lazım. E, hani gelir paylaşımı yöntemiyle siz
olağanüstü kaynaklar sağlayacaktınız TOKİye?
Gelmiyor, niye? E, sektör krize girebiliyor, ödemeler aksıyor, satışlar
düşüyor, sıcak para lazım, kaynak lazım. O hâlde
satış gerekiyor. Şimdi, TOKİnin bütün bunlardan elini
eteğini çekip dediğim gibi bir kredi ofisi, kredi birimi, bir
Mortgage kredilerinin piyasaya girmesini sağlayacak bir üst kredi
kuruluşu gibi, Amerikadaki Fannie Mae, Ginnie Mae gibi bir kredi kurumu
olması gerekir, bir kentsel dönüşüm planlama ofisi olması
gerekir. Yoksa Türkiye'nin her yerinde aynı blok mimariyi uygulayan,
işte Ankaranın kuzey Ankara girişindeki projesinde
uyguladığı mimari proje, işte İstanbulda TEM yolundan
giderken sağlı sollu gördüğümüz konut projeleri bunların
bir örneğidir. Böyle projeleri uygulamaması gerekir. İsmi
TOKİnin önünde giden birkaç yapımcının projelerini bunun
dışında tutuyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Sayın Hamzaçebi, lütfen tamamlayınız.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Ama TOKİ, o projelerden güç alarak ve devletten
güç alarak Ben istediğim şekilde yaparım. Kalitesiz bina da
yaparım, bunu satarım. anlayışına girmemesi gerekir.
Maalesef bugün anlayış budur. Birçok konut projesinde konutu alanlar,
aldığı andan itibaren tamirat ihtiyacıyla karşı
karşıya kalmaktadırlar. Karşılarında TOKİ
olduğu için, devlet olduğu için Devletle nasıl
davalaşırım? endişesiyle dava yoluna gidememektedir.
TOKİ Bu onarımları yapacağım. sözünü vermektedir. Bir
umutla tasarruflarını bir araya getirerek TOKİden ev
almış olan vatandaşlarımız, belki sonunda o evleri
alıyorlar ama TOKİ onların hayalleriyle oynamaktadır,
kalitesiz konutlar yapmaktadır. TOKİ gibi bir devlet kurumunun buna
hakkı yoktur.
TOKİnin Bayındırlık
ve İskân Bakanlığına bağlanması gerektiği
düşüncesiyle sözlerimi burada bitiriyorum. Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Tekirdağ Milletvekili
Kemalettin Nalcı.
Buyurun
Sayın Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 455 sıra sayılı Arsa Üretimi ve
Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 5inci maddesi
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun teklifinin geneline bakacak olursak bu konuda yapılmak
istenen nedir?
Bu kanunda:
Bir: Emlak Konut
Gayrimenkul Ortaklığını KEY yani konut edindirme
yardımından kurtarmak, belli bir tarihe kadar hisseleri vermek -bu da
bu kanun yürürlüğe girdikten bir ay sonrasına kadar- belli tarihten
sonra da bu hisse vermeyi kesip sadece nakit para vererek TOKİyi halka
açmaktır.
İkinci konu:
TOKİ bünyesinde bulunan veya alacağı gayrimenkullerin,
arsaların emlak vergisinden muafiyetini sağlamak.
Üçüncü konu:
TOKİye yeni personel almak.
Dördüncü konu:
Emlak Bankasından doğan sorumluluktan TOKİnin kurtulması.
Beş:
Arsaların birleşimini sağlayarak yeni yatırım ve proje
olanaklarını gerçekleştirmesini sağlamak.
Şimdi, KEY
yani konut edindirme fonundaki TOKİnin sorumluluğuna bakmamız
lazım.
11/11/1986 tarih
ve 3320 sayılı Kanunla konut edindirme yardımı
uygulaması başlamış ve 1986 sonu ile 1996 başı
arasında dokuz yıl süre ile devam etmiştir. 29/12/1990 tarih ve
588 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile KEY hesaplarının
tasfiyesine karar verilmiş ve 3320 sayılı Kanun yürürlükten
kaldırılmıştır. KEY tutarları maaşlardan
kesilmemiş, maaşa ilaveten işverence
yatırılmış tutarlardır. Dokuz yıl boyunca
yapılan KEY kesintileri TOKİ adına Emlak Bankasında
nemalandırılmış, Emlak Bankası bu süreçte KEY
hesaplarındaki bakiyeyi nemalandırmış ve KEY hak
sahiplerinin zararına yol açmıştır. Bu durumun düzeltilmesi
için 2000, 2001, 2002 yıllarında, yani 57nci Hükûmet zamanında,
TOKİ, muhtelif yazılarla Emlak Bankasını uyarmış
olmasına rağmen, Banka bu uygulamaya devam etmiş, TOKİ
tarafından Banka aleyhine davalar açılmış ve bu
davaların tümü kazanılmıştır.
KEY hak
sahiplerinin kesintilerini nemalandırması nedeniyle 395 trilyon TL
para miktarı ortaya çıkmıştır fakat Emlak Bankası
bu parayı nakit olarak veremediği için, TOKİye, bu tutar karşılığında,
2001 yılında, elinde bulunan gayrimenkuller Emlak Konut Gayrimenkul
Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketine devredilerek
KEY hesaplarını tasfiye etmiş ve sorumluluğu TOKİye
devretmiştir. TOKİ, daha sonraki projelerde bu arsaları bina
yapımında kullanmış veya bu arsalardan değerli
olanları satış veya gelir paylaşımı yöntemiyle
değerlendirmiş ve kendisine gelir elde etmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi TOKİnin
yaptıklarına bakalım. Daha önceki AKP milletvekillerinin olaya
hep bardağın boş tarafından bakmaları hakkaniyet
ilkelerine hiç sığmamaktadır. Konuşmacılar ya
yanlış bilgilendirilmiş veya işlerine öyle gelmiştir.
Konuşmacılar sadece 2003 ve sonrası verilerden bahsetmiş
olup, sanki TOKİ 2003 yılından önce hiçbir iş
yapmamış konuma sokulmaya çalışılmaktadır.
Şimdi,
sırasıyla, arkadaşların söylemlerine bakıp bir analiz
yapmamız gerekiyor. 1 Ocak 2003-22 Şubat 2010 tarihleri
arasında, yani sekiz yıl içinde TOKİ 417 bin konut
yapmıştır. Aynı veriler içinde şu da vardır:
1984-2002 yılı, yani on sekiz yıllık süreç içinde TOKİ
kendi adına 43.145 konut yapmış, fakat 940 bin konutun bunun
altını çizmek istiyorum- yapılmasına vesile olmuştur.
Bunların kredilerini vermiştir, bunların takibini
yapmıştır. Şöyle bir bakacak olursak, demek ki
TOKİnin, kurulduğu tarihten 2002 yılına geldiği zaman
1 milyona yakın konutun yapılmasına bu ülkede faydası
dokunmuştur.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, ayrıca, TOKİnin sadece konut
yapmadığı ve diğer kurum ve kuruluşların da
işlerini yaptığını burada değerli milletvekilleri
bahsetti, fakat bu konuda gerçekten İnternetten almış
olduğumuz bilgilerin dışında en ufak bir bilgimiz yok. 2985
sayılı Kanunun ek 1inci maddesine 24/07/2008 tarih ve 5793 sayılı
Kanunla eklenen (m) bendindeki Bakanlıkların talebi ve
bağlı bulunduğu bakanın onayı hâlinde talep konusu
proje ve uygulamaları yapmak veya yaptırmak hükmü ile bu işler
de TOKİnin görevleri arasına sokulmuştur.
Şimdi, bu
kanun gereğince TOKİ -burada konuşmacılar bunu çok övünerek
anlattılar- 176 okul, 189 spor salonu, 40 pansiyon, 3 sağlık
ocağı, 20 sevgievi, 14 engelsiz yaşam merkezi, 62 hastane, 5 çok
amaçlı salon, 15 de atölye yapmıştır. Görüldüğü gibi
konut yapımının yanı sıra TOKİye başka
görevler de verilmiştir. Hem konut hem de kamu yatırımlarının
yapılması ve yaptırılması görevinin TOKİye
verilmesi, vatandaşların satın aldıkları daireler için
ödedikleri paraların kamunun yapması gereken birtakım yatırımlara
yönlendirilmiş olması ihtimalini gündeme getirmektedir. Çünkü
TOKİ bu yatırımları on iki ay ile on sekiz ay gibi bir
sürede yapıyor, bunun parasını bu süre içinde yüklenici
firmalara veriyor, fakat bunun akabinde alacağı parayı beş
yıllık ve faizsiz olarak bu kurumlardan tahsil etmeye çalışıyor.
Bu şekilde finanse edilmesiyle de TOKİnin şu andaki
taahhütlerinde meydana gelebilecek gecikmeleri de kaçınılmaz bir hâle
getiriyor ve bu durumda TOKİ sosyal bir kurumdan çıkartılıp
tamamen ticari bir kurum hâline getirilmeye çalışılıyor.
Değerli
milletvekilleri, TOKİnin gerçekleştirdiği projelere
baktığımız zaman para ödeyen vatandaşa konut
yapmanın yanı sıra belediyelerin yapması gereken bazı
altyapı yatırımlarının, anaokullarından
başlayarak liseye kadar okulların, hastane ve sağlık
ocaklarının, vergi dairelerinin, afet evlerinin ve ucuz sosyal
konutların, ibadethanelerin, ticaret merkezlerinin, kütüphanelerin de
uygulama projeleri kapsamına girdiğini görmekteyiz. Bu sayılan
yapıların hepsinin oturulacak bir sitede zaten mutlaka olması
gerekir. Ancak, bunlardan bir kısmı için vatandaşlardan vergi
toplanmaktadır. Dolayısıyla, bu toplanan vergilerin
vatandaşın sırtına yıkılmaması için
TOKİye bütçeden para transfer edilmesi gerekmektedir.
Değerli
milletvekilleri, TOKİ bu yatırımları yapmak için arsa
üretip rant yaratmak zorunda kalıyor. Hem siz burada devlet
yatırımlarını üstleneceksiniz, bakanlıkların
yapması gereken yatırımları TOKİye dolaylı
olarak yaptıracaksınız hem ucuz konutları TOKİ
üzerinden yaptırıp hiçbir şekilde bütçeden para
aktarmadığınız zaman, TOKİyi bunları,
karşılayabilmek için kendi elinde bulunmuş olan gayrimenkulleri
ve gelir paylaşımından konutları yapıp bir ticarethane
gibi para kazanıp bunları karşılamak zorunda
bırakıyorsunuz.
Ben size bir
örnek daha vermek istiyorum. Bugün buraya çıkan arkadaşlar çok güzel
söyledi ama içeriğini bilmiyor: Ayda 100 TL taksitle daire. O dairelerin
maliyetinin ne olduğunu biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Bugün
TOKİnin en ucuz olarak maliyeti 35-40 milyar lira. Bunun aylık
faizini alacak olursanız
Yüzde 0,5ten alın. 0,5ten alsanız
bile 150 bin lira-200 bin lira arasında faiz tutarı tutuyor. Yani bu
daireler otomatikman bedelsiz oluyor ve TOKİnin üzerine finansman yükü
yıkılıyor. Bunun karşılığında bütçeden
ayrılan bir şey var mı?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Nalcı, lütfen tamamlayınız.
KEMALETTİN
NALCI (Devamla) Bütçeden aktarılan sadece ve sadece, yurt
dışlarına çıktığımız zaman pul
parası adında, konut edindirme pul parası
dışında TOKİ'ye aktarılan
Bu da yıllık 30
milyonu geçmiyor saygıdeğer milletvekilleri.
Peki, şimdi
bu devletten yatırımlara
Şu anda TOKİ 62 hastane
yapmış, 176 tane okul
Bunlar protokolle yapılmış
şeyin dışında. Peki, bu 2,5 milyar TL para o kurumlardan bu
kuruma geçmediği zaman bu kurum faizle para alıyor, özel bütçesi var.
Peki, bu faizle almış olduğu paraların yükümlülüğü ve
işletim giderleri kime gidiyor? Oradan daire alan vatandaşa
yıkılıyor.
Onun içindir ki
sayın milletvekilleri, burada yapılması gereken
Borçları
bir inceleyecek olursak, bu kamu ve kuruluşların borçlarına
bakalım: Şimdi, burada 82 adet okula 633
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Nalcı, teşekkür ediyorum.
KEMALETTİN
NALCI (Devamla) Ben teşekkür ediyorum.
Herkese
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına Bengi Yıldız, Batman Milletvekili.
Buyurun
Sayın Yıldız.
BDP GRUBU ADINA
BENGİ YILDIZ (Batman) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Balıkesirin Dursunbey ilçesinde bir kömür
ocağında meydana gelen grizu patlamasında
yaşamını yitirenlere Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı diliyoruz.
Tabii, bu ölümler
kader değildir aslında, bizim sorumluluğumuz altında
olması gereken emekçilerimize, insanlarımıza reva
gördüğümüz bir durumdur. AKP Hükûmeti, iş güvenliğinin,
işçi sağlığının ve üretimin temel gücünün insan
olduğu gerçeğini tümüyle bir kenara bırakarak, her geçen gün,
çalışanların yaşam hakkını daha fazla tehdit
etmektedir. Gerek kamu gerek özel sektör kuruluşlarının iş
güvenliği ve işçi sağlığı konusunda
alınması gerekenleri ve yapılması gereken harcamaları
yapmadığı ve kâr odaklı yaklaşımı nedeniyle
birbiri ardına facialar yaşanmaya devam etmektedir.
Kamuya ait maden
ocaklarının kapatılması ve özel maden ocaklarının
teşvikiyle birlikte, maden işçilerini ölüm ocaklarına mahkûm
eden koşullar ne yazık ki daha da şiddetlenmiştir. Bu
işletmelerin denetiminden sorumlu olan devlet yetkilileri, insan
hayatını tehlikeye atacak her türlü olumsuzlukları gidermekle
sorumlu olduğu hâlde, yaşanan facialara rağmen
sorumluluğunu yerine getirememektedirler. Maden sektöründe,
çalışanlar, örgütsüzlüğün, kayıt
dışılığın, taşeronlaşmanın,
devletin denetim mekanizmalarının çalışmamasının
açık kurbanı olmuşlardır, tıpkı Bursa ve
Balıkesirde olduğu gibi. Balıkesirde yaşanan son olay da
göstermektedir ki insan yaşamı aşırı kâr
hırsına kurban edilmiştir. Bilindiği üzere, madenlerde
yaşanan patlamalar, yangınlar ve göçükler gibi büyük kazalar felaketlerle
sonuçlanmakta ve onlarca insanın ölümüne neden olmaktadır. Emek
yoğunluklu çalışan yer altı madenciliğinin
geçmişi, bu tür iş kazalarının
yaşandığı acı olaylarla doludur.
10 Aralık
2009 tarihinde Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı
Devecikonağı beldesinde özel sektöre ait bir yer altı kömür
işletmesinde grizu patlaması sonucu meydana gelen iş
kazasında 19 maden işçisi yaşamını yitirmiştir.
Daha bu olayın yaraları sarılmadan bu kez Balıkesirin
Dursunbey ilçesine bağlı Odaköyde bulunan maden ocağında
yaşanan grizu patlaması sonucu yine çok sayıda insan yaşamını
yitirmiştir. Son olaylarda artarak devam eden ve son olarak da dün
Balıkesirde gerçekleşen patlama göstermektedir ki işçilerin
güvencesiz ve yaşam hakkıyla bağdaşmayan koşullarda
çalıştırılmaları facialara yol açmaktadır. Maden
Mühendisleri Odasının kayıtlarına göre 2008
yılında 43 maden çalışanı iş kazası sonucu
yaşamını yitirmiştir, 2009 yılında ise bu
sayı 76 olmuştur. İlgili meslek odaları tarafından
hazırlanan raporlarda, madendeki ocaklarda kuralsızlık ve
denetimsizliğin hüküm sürdüğü, işçi sağlığı
ve güvenliği konusunda yeterli önlemlerin alınmadığı,
bu nedenle yeni kazaların yaşanma riskinin yüksek olduğunu pek
çok defa ifade etmelerine karşın, yapılan uyarılar göz
ardı edilmektedir. Özel sektörde sürekli meydana gelen bu facia ve
patlamalar, bu iş yerlerinde sendikal örgütlülüğün bulunmaması
ve bu nedenle iç ve dış denetim eksikliğinden
kaynaklanmaktadır. Maden ocakları ocak söndürmeye devam etmektedir.
Hükûmete
soruyoruz: Bu faciaları önlemeye yönelik ne tür tedbirler
aldınız? Geçmiş zamanda yetkili makamlar tarafından
yapılan Bu metan gazının ne zaman, nerede, nasıl
birikeceği belli olmuyor. açıklamasından bu zamana yetkililerin
zihniyetinin değişmediğinin ve yerin metrelerce altında
çalışan emekçilere verilen değerin de somut bir göstergesidir.
Sorumluların bu kadar sorumsuzca davrandığı ve yerin
metrelerce altında hayatını kaybeden maden emekçilerinin
yaşadıklarını bu kadar basitçe gerekçelendiren başka
bir devlet, sosyal devlet var mıdır?
AKP Hükûmeti son
yıllarda madenlerde yaşanan tüm göçük olaylarından sonra sadece
ailelere başsağlığı dilemekle yetinmektedir. Tüm bu
yaşananlar, Hükûmetin madenlerde işçi sağlığı ve
iş güvenliği denetimi yapmadığını açıkça
ortaya koymaktadır. Oysaki bu ülkede madencilikle ilgisi olmayanlar bile
bilmektedir ki maden ocaklarının çoğunda insan
hayatını hiçe sayan çalışma koşulları mevcuttur.
Türkiyenin onayladığı Avrupa Sosyal Şartında
belirtilen Tüm çalışanların güvenli ve sağlıklı
çalışma koşullarına sahip olma hakkı vardır.
hükmü sürekli ihlal edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde
çalışanların sağlığının korunması
öncelikli olarak gözetilirken, Türkiyede iş sağlığı
ve güvenliği hizmetleri özel rant alanına dönüştürülmüştür.
Unutulmamalıdır ki Balıkesirde meydana gelen grizu faciası
ve cinayetinde yine suç ortağı, madenlerde insan hayatını
hiçe sayan çalışma koşullarının sürüp gitmesi
karşısında parmağını dahi kıpırdatmayan
AKP Hükûmetidir. Hükûmet madenlerde güvenlikli çalışma
koşulları yaratmaktan sorumlu makamların olduğunun
bilincinde dahi değildir. Benzer acıların tekrar
yaşanmaması için kamu ve özel sektöre ait tüm iş yerlerinde
iş güvenliği ve işçi sağlığı
bakımından hızlı ve gerekli etkin önlemler
alınmalıdır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Toplu Konut İdaresine ve
uygulamalarına bazı somut örnekler vermek gerekmektedir. Ben Batman
Milletvekiliyim ve 2005 yılında TOKİnin yaptığı
bir konutta ben de ev edindim, ev sahibiyim. İnanın ki evi teslim
aldığım günden bir yıla kadar sürekli olarak, o toplu
konuttaki eksikliklerin nerede tamamlanacağı, kime şikâyet
edeceğim noktasında hiçbir makam bulamadım. Şu anda aradan
beş yıl geçmesine rağmen Batmanda Tilmerç toplu
konutlarında evimin içerisinde bulunan 5 tane kapının hiç birisi
kapanmıyor. O tarihten bu yana da öyle bıraktım ve o toplu konutta, banyosunda bir alt kata su
akıtmayan tek bir konuta rastlayamazsınız. Sayın Bakana ve
ilgililere söylüyorum: Aradan beş yıl geçmiş. Gidin, bu toplu
konutta oturan insanlara sorun: Bu toplu konuttan, yapımından,
işçiliğinden memnun musunuz? Evet, Batman, Diyarbakır,
Şırnak gibi geri kalmış yörelerde gerçekten de planlı
şehirleşme noktasında toplu konutların çok büyük önemi
vardır. Şeklen baktığında da bir düzen, bir planlamanın
olduğunu görüyorsunuz ama işçilikte, özellikle de ince işçilikte
muazzam bir kaçırma olayının olduğunu görüyoruz.
Yine, Batmanda
geçen yıl, bir önceki yıl bitirilen, sel felaketinden etkilenenlere
verilen toplu konut vardır. Geçenlerde de söyledik. Bu toplu konut da
şehrin dışında yapıldığı için insanlar
aylarca çöp içerisinde kaldı. Suları akmadı ve insanlar bize
müracaat etti Evet, belediyeye bağlı yer değil ama ne olursunuz
bize yardımcı olun, belediyeler gelsin, bizim çöpümüzü temizlesin,
bizim suyumuz aksın. şeklinde. Dolayısıyla bu
bağlantıları yapmadan, belediyelerle iş birliği
yapmadan ben yaptım, oldu bittiye getirmek sonucunda vatandaşlar
ciddi şekilde mağdur olmaktadır. Bu konuların gerçekten
gözden geçirilmesi ve belediyelerle iş birliği yapılması
gerektiğine inanıyoruz.
Bu duygu ve
düşüncelerle sayın heyetinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yıldız.
Madde üzerinde AK
PARTİ Grubu adına söz isteyen Nusret Bayraktar, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Bayraktar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; 455 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşülmesi hususunda AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce Balıkesirde bir kaza sonucu hayatını
kaybeden, grizu faciasında ölen kardeşlerimize Allahtan rahmet
diliyorum, ülkemize, milletimize ve yakınlarına
başsağlığı temennisinde bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, Toplu Konut İdaresi, herkes tarafından
bilindiği üzere, Türkiye genelinde yedi yılı aşkın
sürede ciddi bir şekilde atılımla halkın ve ülkemizin
ihtiyacı olan konut üretiminde ve buna paralel olarak çevrede ihtiyaç
duyulan yol, bağlantı yolları, köprü, okul, sağlık
ocakları gibi önemli projelere imza attığı biliniyor. Zaman
zaman bu kadar büyük yatırımları yaparken
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Sizin hafızanız yedi yılla mı
kısıtlı?
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Müsaade eder misiniz efendim.
Daha önceki
yıllarda da var ama sözümün diğer bölümlerini dinlemeden, lütfen
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Ne kadar zayıf hafızanız var.
BAŞKAN
Sayın Bayraktar, siz devam edin lütfen.
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Diğer bölümlerini dinlemeden tepki göstermenin doğru
olmadığını düşünüyorum.
Elbette 1984
yılından bu yana, özellikle ben 1994 yılında belediye
başkanı olduğum dönemlerde HABİTAT II
toplantısında o günün Toplu Konut İdaresi Başkanı
Yiğit Gülöksüzün organizasyonu ile HABİTAT üretimi noktasında
neler, nasıl yapılacağı, ne katkılar verilebileceği
hususunda ufuklar açılmıştır ama halkın temel
ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte konut üretiminde, yedi yıl
içerisinde 410 bine yakın konut üretimiyle on sekiz yıl içerisindeki
45 bin konut üretimi ve elbette arkadaşların söylediği gibi, krediyle
destek verdiği dönemlerle mukayese edildiği zaman aradaki farkın
büyük olduğunu söylemek istiyorum. Yoksa, geçmiş dönemlerde Toplu
Konut İdaresi ve diğer kurumlar hiçbir hizmet yapmadı, bunlar
çok büyük eksiklikler yaptı diye söylemeye başlamadım söze.
Siz şu
bardağın boş tarafından konuşacak olursanız,
şu 1 santimlik boş tarafı ile ilgili de ciddi mazeretler ve
ciddi sözler söyleyebilirsiniz ve haklı olabilirsiniz ama ben
bardağın dolu olan tarafına baktığım zaman
boş olan tarafından çok daha fazla olduğunu gördüğüm için,
halk da bunu gördüğü için, sizler de şunu arzu ediyorsunuz ki, güzel
yapılan hizmetlerdeki eksikliklerin giderilmesine yönelik yapıcı
tenkitleri konuşmanın doğru olduğunu düşünüyorum ama
bu tenkitleri yaparken gerçeklerden saptırılan şekliyle gündeme
gelmesine de üzülmemek mümkün değildir. Nitekim her defasında,
İstanbul öncelikli, İstanbulda yapılan
yatırımların ranta dönüştürüldüğü, belli kesimlerin
korunduğu, belli kesimlerin mağdur edildiği iddia ediliyor.
Elbette İstanbul söz konusu olursa, İstanbuldaki
yatırımlar herkesin gözünün önünde. Büyükşehir olduğu için,
büyük bir atılım, büyük bir kalkınma, büyük bir
değişim ve dönüşüm geçirdiği için İstanbulda hakikaten
göze çarpacak faaliyetler söz konusu oluyor.
Bir
Ataşehirde, Toplu Konutun bölgeye yapmış olduğu
yatırımlarla Ataşehir, İstanbulun artık en önemli
cazibe merkezlerinden biri hâline geldi ve Ataşehir hepimizin şehri.
İstanbulun Anadolu yakasında, Kadıköyün kalkınmayan,
varoş sayılan, E-5in üstünde hizmetten mağdur
bırakılan bir bölge diye adlandırılırken bugün
Ataşehir, TOKİnin yapmış olduğu yatırımlar
dolayısıyla İstanbulun en öncelikli, en önemli cazibe
merkezlerinden biri hâline geldi ve Kayışdağı üzerindeki
arsaların, geçmiş dönemlerde yok pahasına satılırken
şimdi parayla alınmasının imkânsız hâle geldiğini
görüyoruz. O hâlde Toplu Konut İdaresi yatırım yapmasın
mı? Bölgeye cazibe katmasın mı? Yani, güzellikler
yapıldı, bunun arkasından birileri rant elde ediyor. Bu rant
yeter ki ülke menfaatine kullanılırsa, birilerinin cebine haksız
bir şekilde verilmiyorsa elbette ülkede de rantlar olsun. Yeni
yatırımların kapısı, yeni hizmetlerin
yapılmasına imkân sağlayacaktır. Yani rantsız,
maliyetsiz, parasız bir yatırım olmadığına göre,
bütçe ve insan yönetimi çok önemli olduğuna göre, eğer Toplu Konut
İdaresi bu kadar, yüzde 86 sosyal konut ürettiği hâlde, yüzde 15
-yaptığı konutlarla- elde ettiği gelirlerini ülke ve millet
menfaatine kullanarak belli bir rantın dönüşmesine fırsat ve
imkân veriyorsa, sadece alkışlanır, sadece tebrik edilir diye
düşünüyorum. Ama bunun içerisinde bu kadar büyük yatırım yapan
-ki nitekim kanun metninin içinde olduğu gibi, 410 bin bina şu ana
kadar- 3 bin şantiyede yatırım yapan bir kuruluşun personel
sayısının azlığı ve kanunlardaki yetersizlik
dolayısıyla gelecekte de eksiklikler yapılabileceği
kanaatiyle yeni talepleri oluyor. Bu da eksikliklerin giderilmesine yönelik
atılan bir adımdır diye düşünüyorum.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Onlar çalışıyorlar zaten Sayın Vekilim.
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) - Ben, söz buraya gelmişken
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Onlar çalışıyorlar, kadro isteyenler.
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Tabii çalışıyorlar, çalıştıkları
ortada.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Ee?
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Ben Emlak Bankası Ataköyle ilgili konuyu, yine
İstanbulla ilgili olduğu için söylüyorum. Ataköyde, hiçbir yerde
olmadığı gibi burada da aynı şekilde, plansız bir
yerin satışı, alımı, kiralanması,
kullanılması söz konusu değildir. Yeşilköy Havaalanı
ile Bakırköy arasında, 3 ve
Ayrıca,
Baruthane binaları, çevre duvarları, gözetleme kulesi ve çeşme
gibi tüm tarihî eserlerin rölevesi de yaptırılmıştır.
Parseller üzerine yapılacak her türlü projenin bu Kurul tarafından
onaylanması zorunluluğu getirilmiştir. Plan amaçları
doğrultusunda uygulanacak olan projeye göre, parseller üzerinde yüzde 25
yapılaşma, yüzde 75 rekreasyon ve yeşil alan söz konusudur.
Yüzde 25 yapılaşma.
1981
yılından beri etrafı duvarlar ile kapatılan Ataköy sahili,
burada yapılacak olan proje değişiklikleriyle halkın
kullanımına açılacaktır. Oralar şu anda koruma
duvarlarıyla çevrili. Sahil kısmına ulaşım
sağlanması için TOKİ tarafından üç ayrı bölgeden yol
yapımı programlanmış. Parseller, sahillere cepheli
olmasından dolayı, Kıyı Kanununda belirtilen hükümlere
tabi olup kıyılar halkın istifadesinde
kullanılacaktır. diyor. Daha önce halk tarafından
kullanılmayan alanlar da halkın kullanımına
açılacaktır Kıyı Kanunu gereği.
Ayrıca,
TOKİ, bu işlerle ilgili 4üncü Kısımda -Ataköyde çok
parsel var- yerleşim alanlarında bloklar arasında kalan
parselleri, yeşil alan olarak kullanılmak şartıyla,
31/12/2007 tarihinde, çok cüzi bedellerle Bakırköy Belediye
Başkanlığına devretmiştir. Bunun
dışındaki büyük alanların yeşil alan olarak
kaldığı ve belediyelere devredilmesi gerektiği hâlde henüz
belediyeler devralmadığı için Toplu Konut İdaresi
belediyelere emlak vergisi ödüyor, yeşil alanlar adına. Belediyelere
de diyor ki: Alın bu yeşil alanlar da sizindir. Ama henüz
belediyeler bununla ilgili talepte bulunmadıkları için burada da
Toplu Konut İdaresi emlak vergisini ödemek zorunda kalıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
SEVİGEN (İstanbul) Kadir Topbaş niye mahkemeye verdi
Başkanım? Dava açtı. Davayı niye geri çekti?
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Mahkemelere bakıyorsunuz
MEHMET
SEVİGEN (İstanbul) - Hayır hayır, Kadir Bey, kendi belediye
başkanınız sizin.
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Olabilir.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Başkanım parayla al deniyor, bedava mı veriliyor?
BAŞKAN
Sayın Bayraktar, lütfen tamamlayınız.
Buyurun
Sayın Bayraktar.
NUSRET BAYRAKTAR
(Devamla) Bitiriyorum.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hukuka uymayan, yasal olmayan kendi
kurumları arasında dahi mahkemelik olunabilecek işler olur;
mühim olan nihai karardır.
10/7/1986
yılında imzalanarak sözleşme kapsamında inşa edilen
Galeria ve çevresi büyük bir alandır. 2038 yılına kadar
yap-işlet-devret modeliyle verilmiş ve bundan dolayı 2,5 milyar
dolar da yıllık kira talebi vardır. TOKİ, bunu alacak.
TOKİ bunu da satışa çıkarmak kaydıyla, 2038
yılına kadar kiracılar orada kalmak ve kiraları da
alıcının üzerine almak kaydıyla şartı koymak
suretiyle, bu kadar cüzi bedellerle otuz sekiz yıl beklemektense -ki
şimdi yirmi sekiz yıl kalmıştır- bir an önce bunun
satışını gündeme koyarak 450-500 milyon dolarlık gelir
elde edildiği takdirde, bu gelirlerle de yeni projelerin
yapılabilmesi düşüncesiyle ne kiracılar mağdur ediliyor ne
de satın alan kişi mağdur ediliyor ne de TOKİ ve devletimiz
mağdur ediliyor. Bu tip yatırımlara imza atan TOKİyi ancak
alkışlamak ve yaptıkları hizmetten dolayı kendilerine
teşekkür etmek gerekir.
Kanunun
hayırlı olması dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ediyorum Sayın Bayraktar.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Osman Aslan, Diyarbakır
milletvekili.
Buyurun Sayın
Aslan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN ASLAN
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 5inci maddesi
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Esasen teknik bir
düzenleme olan tasarının 5inci maddesi, 5664 sayılı Konut
Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına Dair Kanuna
bir ek madde eklenerek, hak sahiplerine yapılması öngörülen
ödemelerle ilgili hisse senedi talep başvurularının bir ay
süreyle sınırlandırılmasını ve kalan ödemelerin
nakit olarak yapılmasını öngörmektedir.
Bilindiği
gibi, 5664 sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine
Ödeme Yapılmasına Dair Kanun gereği, konut edindirme
yardımı hak sahiplerine hisse senedi veya nakit ödeme
yapılmaktadır. Bunun ayni sermaye olarak vazolunan 395 milyon 730 bin
255 TL karşılığı 39 milyar 500 milyon 25 bin 500 adet
paya tekabül eden ödeme, hisse senedi veya nakit olarak yapılmış
olup, bakiye ödeme hazinece karşılanmaktadır. Bu bağlamda,
şirket sermayesinden nakit olarak ödenen 395 milyon 730 bin 255 TL tutar
için sermaye azaltımı yoluna gidilecektir. Şu anda, hisse senedi
taleplerinin beş yıla yayılması hâlinde, şirketin
sermaye yapısı ve ortaklar arası pay
dağılımında sürekli işlem ve değişim
yapılması gerekeceğinden ve ayrıca hisse senedi
taleplerinin son derece az olması nedeniyle, halka arz süreci içinde hisse
senedi talep başvurularının bir ay süre ile
kısıtlanması ve bilahare sadece nakit ödeme yapılması
uygun olacaktır.
Diğer
taraftan, söz konusu işlemlerin yapılması sonucunda şirket
sermayesinin yeniden yapılanması tamamlanmış
olacağından, şirket faaliyetlerinin sermaye piyasası
mevzuatı çerçevesinde devamının sağlanması da mümkün
olabilecektir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; burada yeri gelmişken konut
edindirme yardım ödemeleriyle ilgili birkaç cümle sarf edeceğim.
Hatırlanacağı gibi, 22/5/2007 tarihinde kabul edilen 5664
sayılı Kanun ile 1/1/1987den 31/12/1995 tarihine dek
vatandaşlarımızdan toplanan ancak AK PARTİ öncesi
hükûmetlerce unutturulan konut edindirme yardımlarının hak
sahiplerine geri ödemesi süreci başlamıştır. Bu çerçevede,
28 Temmuz 2008de Resmî Gazetede ilan edilen 8 milyon 630 bin 604 hak
sahibinden, Aralık 2009 tarihi itibarıyla 5 milyon 403 bin 879una 2
milyar 545 milyon 825 bin 751 lira ödendi. Geri kalan 3 milyon 226 bin 725
kişiye yapılacak ödemeyle, tutar 3 milyar 30 bin 235 liraya
ulaşmış olacaktır.
Ayrıca, hak
sahiplerinin Resmî Gazetede ilanından sonra kurumlara tanınan itiraz
süresi 28 Haziran 2009da dolmuştur ancak ilk listede ismi
bulunamadığı hâlde konut edindirme yardımı alma
hakkına sahip olduğu söylenenlerin işlemlerinin ilgili
kuruluşlarca süresi içinde tamamlanmaması nedeniyle, 8 Aralık
2009 tarihinde 5664 sayılı Kanuna eklenen madde ile kurumlara ek
süre verilmiştir. Bu da takdir edersiniz ki tamamen
vatandaşlarımızın mağdur olmaması içindir. Netice
itibarıyla, bu ek süre de tamamlanmıştır. Önümüzdeki birkaç
gün içinde yeni liste de yayınlanacak ve yaklaşık olarak 2
milyonu bulacak hak sahibi daha konut edindirme yardımı ödemelerini
alacaklardır.
Değerli
arkadaşlar, burada bir noktaya değinmeden geçmek istemiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Aslan, lütfen tamamlayınız.
OSMAN ASLAN
(Devamla) Çoğu zaman muhalefetteki milletvekili
arkadaşlarımız kürsüye çıkıp -benim dilim
varmıyor ama- Hükûmetimizi, yolsuzluk yapmak, yetim hakkı yemek,
hazineyi soymak, milletin parasını çarçur etmek gibi mesnetsiz
iftiralarla suçluyorlar.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğru değil mi?
OSMAN ASLAN
(Devamla) İşte arkadaşlar, her şey ortada.
Bırakın milletin parasını çarçur etmeyi, biz, bizden önceki
dönemdekilerin çarçur ettiklerinin de, yediklerinin de, alıp iç
ettiklerinin de bedellerini ödüyoruz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yolsuzluk davaları boşuna mı
açılıyor?
OSMAN ASLAN
(Devamla) İşte, tasarruf teşviki adı altında
toplanan paraların nemalarının ödenmesi; işte, konut
edindirme yardımı olarak toplanan paraların geri ödenmesi.
Milletimiz de bunları görüyor ve biliyor.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyor, kanunun
hayırlı olmasını Cenabıallahtan niyaz ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Aslan.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Mustafa Ataş, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Ataş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ATAŞ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 455
sıra sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunla ilgili 5inci madde üzerine şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce Balıkesir Dursunbey ilçesinde maden kazasında hayatını
kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum, yaralı
vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum ve ailelerine
başsağlığı diliyorum.
Sayın
milletvekilleri, AK PARTİ İktidarı döneminde ekonomide,
sağlıkta, eğitimde, ulaşımda, adalette ve emniyette
yapılan hizmetlerin yanı sıra konut üretiminde de Toplu Konut
İdaresi çok ciddi hizmetler yapmıştır. Bu hizmetlerin
yanı sıra -değerli hemşehrim Tunceli
bağımsız Milletvekili Sayın Kamer Gençin geçen hafta ve
bugün- doğum yerim olan Çemişgezekteki konut yapımlarıyla
ilgili bazı hususlarda açıklama yapmak ihtiyacı hasıl
olmuştur, bunları sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunlardan bir
tanesi, Çemişgezek Ulukale köyünde 1994 yılında terör
baskını sonucu birçok vatandaşımız hayatını
kaybetmiş ve köy tamamen yakılıp yıkılmıştır.
Ayrıca, 95 ve 99 yıllarında da tekrar yine terör
baskınlarında birçok vatandaşımız hayatını
maalesef kaybetmiştir. Dolayısıyla, buradaki terör
baskınları sonucunda ve köyün tamamen yakılıp
yıkılması sonucu afet kapsamında, Toplu Konut İdaresi
bu sene orada doksan dokuz tane konutun yapılmasına karar
vermiştir. Kaldı ki bu konutlar, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığına devredilmek suretiyle hak sahiplerine
borçlandırma usulüyle yapılacaktır.
Bugün, soru
sorarken Sayın Kamer Gençin 16 trilyon 251 milyar liraya mal olan bu
konutlar, İstanbul AK PARTİ Milletvekili Mustafa Ataşın
tavassutuyla yapılmaktadır ve 10 trilyon civarında da fazla bir
kâr elde edilmektedir. diye bir beyanı var.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğru!
MUSTAFA ATAŞ
(Devamla) Tabii, bizlerin siyasiler olarak toplumu doğru bilgilendirme
gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu burada bir kez daha
hatırlatmak istiyorum. Yanlış ve doğru olmayan bilgilerle
toplumu bilgilendirmenin ne kadar ahlaki olduğunu sizlerin ve milletimizin
takdirine sunuyorum.
16 trilyonluk bir
ihalede, Sayın Genç, bilmiyorum inşaat yapılan alanı gördü
mü, eğimli bir arazidir ve tamamen taş zemin üzerinde
kırıcı makinelerin aylardan beri
çalıştığı ve her konutun maliyetiyle ilgili
Sadece
altyapı maliyeti 6 milyon 190 bin Türk lirasıdır. Ayrıca,
nakliye bedeli 920 bin Türk lirasıdır. Yani, hane sahiplerinden,
mağdur vatandaşlarımızdan alınacak para, toplam 9
milyon 220 bin Türk lirasıdır. Bu da iki yıl ödemesiz on sekiz
yıl, eşit taksitler hâlinde alınacaktır. Bunu milletimizin
bilmesinde fayda var diye düşünüyorum. Ayrıca, bu köyde yapılan
bu konut hizmetlerinin yanı sıra, 500 tonluk foseptik çukur, köy
konağı ve sağlık merkezi de ayrıca bu maliyetlerin
içerisindedir. Bunun milletimiz tarafından bilinmesini istirham ediyorum.
Şimdi,
Tuncelinin geneline baktığımız zaman- Sayın Kamer
Genç, yetmiş yaşında; Allah uzun ömürler versin- AK PARTİ
İktidarının yedi buçuk yıllık iktidarı döneminde
görülen hizmetleri yetmiş yıllık ömründe acaba görmüş müdür
diye sormak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Tuncelide
yapılan hizmetleri de burada paylaşmak istiyorum, TOKİnin yapmış olduğu
hizmetleri: Merkez Atatürk Mahallesinde 80 konut, alt gelirliye; Merkez
İnönü Mahallesinde 100 afet konutu ve huzurevi, tamamı alt gelire.
Nazimiye ilçesinde 56 adet konut yapılmış. Ovacık ilçesinde
48 konut, tamamı alt gelir
Pülümür ilçesinde -teslim edilmiş bu- 48
afet konutu, Hozat ilçesinde 102 konut, Çemişgezek ilçesinde 80 konut ve
ayrıca Çemişgezek Ulukale köyünde 99 tane şu anda inşaatı
devam eden
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ataş lütfen tamamlayınız.
MUSTAFA ATAŞ
(Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Ayrıca,
bunların dışında 1 adet spor salonu, 1 adet kreş, 3
adet ticaret merkezi, 1 hastane, 1 sağlık ocağı
yapılmıştır. Ayrıca Çemişgezek Akçapınar
köyü, Pertek Akdemir köyü, Ovacık Aşağıtorunoba köyü,
Yeşilyazı köyü, Hozat Çağlarca köyü, Mazgirt Darıkent
köyünde de birer adet jandarma sınır takım
komutanlığı binaları yapılmıştır
TOKİ tarafından. Ayrıca, TOKİ tarafından Tunceli
Üniversitesinin binaları yapılma aşamasındadır,
şu anda çalışmaları devam ediyor.
Değerli
kardeşlerim, değerli dostlar; bu hizmetler yapılırken
bunları görmemek, bunları bilmemezlikten gelmek herhâlde doğru
bir tavır değildir diye düşünüyorum.
Ben bütün bu
bilgileri sizlerle ve aziz milletimizle paylaşıp, bu hizmetleri yapan
değerli TOKİ yöneticilerine huzurlarınızda teşekkür
ediyorum, kanunun hayırlı olmasını diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ataş.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Sayın Milletvekili
konuşmasında bana sataştı. Benim Tunceli ye bir hizmet
götürme diğimi
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) Evet, biz de şahidiz.
BAŞKAN
Sayın Genç, anlaşılmadı, bir saniye
KAMER GENÇ (Tunceli)
Ayrıca, afet konutu dedi, afet konutu değil iskân konutudur.
Uygun görürseniz, bana sataşmadan söz verirseniz
Çünkü beni çok itham
etti. Müsaade ederseniz
BAŞKAN
Sayın Genç, bunların neresi sataşma? Ne söyledi de
sataştı size?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yani, Kamer Genç
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Bir
saniye sayın milletvekilleri, lütfen Sayın Gençi dinleyelim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, şimdi, benim görüşlerimin
dışında, benim söylediklerim dışında
görüşler şey etti. Mustafa Beyle aynı ilin
insanlarıyız.
BAŞKAN
Hangi cümlelerle sizin görüşleriniz dışındakileri söyledi
Sayın Genç? Onu soruyorum ben.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tunceliye hiçbir şey yapmamışım. Sonra, sanki
bu hizmeti istemiyorum gibi
Yani Çemişgezekte yapılan 16 trilyon
350 milyar liralık bir afet konutu var. dedi. O afet konutu değil,
iskân konutudur. O konuda yanlış bilgiler verdi. Müsaade ederseniz
Yani, itham etti beni Sayın Başkan.
CEMAL KAYA
(Ağrı) Kamer Ağabey, uzun ömürler diledi ya!
BAŞKAN
İki dakika söz veriyorum Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Üç dakika verin canım!
BAŞKAN
Buyurun.
X.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, İstanbul
Milletvekili Mustafa Ataşın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii,
Sayın Mustafa Beyle aynı ilin insanlarıyız. Tunceliye
gelen hizmetlerden onur duyarız, kim oraya bir hizmet getiriyorsa bizim
inançlarımızda ona büyük bir saygı duyarız ancak burada
verdiği bilgiler yanlış.
Bakın o
Ulukale afet konutları deniliyor fakat bunun planlaması iskân
konutudur. Bunu herkese iddia edebilirim. Şimdi, 16 trilyon 250 milyar
liraya 99 ev, 1 köy konağı ihalesi yapılıyor. Tanesi
aşağı yukarı 160 milyar liraya geliyor.
Şimdi, diyor
ki yani TOKİ getirecek, 16 trilyon oraya yatıracak, 9 trilyonunu
vatandaştan alacak. Peki, 10 trilyon kime gidecek? Ayrıca da bu
inşaatı alan kişi AKPnin Küçükçekmece Belediye Meclisi üyesi
imar temsilcisi ve özel davetiyeyle bu işi alıyor, yani özel
davetiyeyle.
Şimdi, bizim
isteğimiz, devletin parasının heba edilmemesi. Normal olarak 5
trilyon liraya yapılması gereken bir yapıyı 16 trilyona
Hadi 7 trilyona olsa, en azından 8-9 trilyonu açık, çok açık.
Çünkü TOKİnin yaptığı ihaleleri şey ederseniz -bende
listeleri var- yüzde 60a yakını AKPli yöneticilerin, onlar
almışlar bunları. Bizim istediğimiz, devletin parası
kıymetli bir varlıktır, hepimizin malıdır, canıdır;
bunu usulüne göre harcayalım, dürüst harcayalım.
Mustafa Bey daha
Çemişgezekle ilgilenmezken ben Çemişgezekle ilgilendim.
Çemişgezekin bütün ova köylerini ben yaptırdım, oraya telefonu
ben getirdim, elektriği ben götürdüm, yolları ben asfaltladım. O
insanlar biliyorlar yani biliyorlar, zaten onun için bana oy veriyorlar.
Şimdi, bu
Çemişgezekte yapılan evler de
Arkadaşlar, yüz ev yapacaklar,
Elâzığdan, Malatyadan getirecekler, oraya 2 bin tane seçmeni
yerleştirecekler.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Genç, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın Başkan, bir dakika
BAŞKAN
Lütfen Sayın Genç
Tamam, bitti Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın Başkan, bir dakika daha, bitiriyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha verirseniz
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen..
KAMER GENÇ
(Tunceli) Bir dakika daha verirseniz
Rica ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) Evet, değerli arkadaşlarım, burada bütün hesap,
şimdi AKP diyor ki Biz Kamer Gençi Tuncelide bitireceğiz. Ben
istiyorum beni bitirmenizi. Nasıl bitireceksiniz? Diyorum, bakın,
Pertekte bir köprü var, onu yapın. Bakın, Çemişgezek kara yolu
çok berbat vaziyette, o yolu yapın. Ondan sonra, Tuncelinin birçok
ilçesinin yolları berbat, yapalım, hizmet getirelim. Ondan sonra, ben
de gelirim, size teşekkür ederim. Mustafa Bey ama yani şimdi, bize
çıkıp da burada
Ben oraya gelen her hizmetten memnun oluyorum.
Ayrıca da Tuncelide terörden mağdur olan bir tek Ulukale köyü yok ki,
her köy
Mesela, oranın büyük köylerinden birisi de Sarıbalta köyü,
orada da terörden çok zarar gören insanlarımız var. Başka
köylerimiz de var, isimlerini şimdi saymayayım.
Dolayısıyla,
adalet duyguları içinde ve harcadığınız paralar da
birtakım insanların cebine haram para girmemesi şeklinde
harcanırsa, biz onu istiyoruz. Başka, yoksa ki oraya hizmet getiren
herkese saygı sunuyoruz. Bizim üniversitenin binalarını
yapsın, görelim TOKİ, ama parayı, bizim vatandaşın
verdiği vergiyi de çok doğru kullansın.
BAŞKAN
Madde üzerinde
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, Malatyaya sataşma var!
Malatyaya sataşmıştı Sayın Genç!
SIRRI SAKIK
(Muş) Sayın Başkan, Hatip biraz önce Mustafa Bey-
Parlamentoyu bilgilendirirken köy yakmalarla ilgili bir cümle kullandı.
Şimdi, o tarihte -o da biliyor, Tanrı da biliyor- Afganistandan,
Pakistandan gelen helikopterler vardı, Dersimin dört tarafını
ateşe verdiklerinde. Ama aldıkları devlet terbiyesi gereği,
o helikopterlerin kimler tarafından gönderildiğini
Dönemin
Başbakanı Çiller O Afganistandan, Pakistandan gelen
helikopterler. diyordu. Onun için insanlar biraz yürekli olmalıdır,
eğer kim yapmışsa onu da açıkça söyleyebilmelidir. Bir
ülkenin helikopterleri gidip veya bir ülkenin bir coğrafyasında
yakıp yıkıyorsa burada ters yüz etmenin kimseye bir yararı
yoktur.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Sakık, sözleriniz
anlaşıldı.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (Devam)
BAŞKAN
Madde üzerinde on dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın
Tankut, Sayın Aslanoğlu, Sayın Işık, Sayın
Yıldız, Sayın Genç, Sayın Yalçın, Sayın Yeni,
Sayın Sakık, Sayın Uzunırmak söz istemişlerdir. Birer
dakikalık süre verilecektir.
Sayın Tankut,
buyurun.
YILMAZ TANKUT
(Adana) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
yanılmıyorsam 2008 yılında TOKİ borcunu erken
ödeyenlere yüzde 25lere varan oranlarda indirimler uygulamıştı.
Bugün ekonomik krizin kasıp kavurduğu,
vatandaşlarımızın büyük bir sıkıntı
içerisinde kıvrandığı bu dönemde TOKİ taksitlerinde
bir indirim düşünüyor musunuz? Vadelerinde bir esneklik yapmayı
planlıyor musunuz? 2008de olduğu gibi kalan borcunu peşin
ödemek isteyen vatandaşlarımıza yine yüzde 25 veya daha fazla
bir indirim yapmayı planlıyor musunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, Emlak Konut Pazarlama ve Proje
Yönetimi AŞde bulunan yüzde 49 TOKİ hissesini demin Sayın Bakan
belirtti. Hisselerin TOKİye geçtiği tarihten itibaren bu
şirketteki yüzde 51 oranındaki diğer ortaklarla yeni projeler
yaptınız mı? TOKİ olarak ortak projeler geliştirdiniz
mi?
Bu şirket
yaptığı projelerde, yaptığı işlerde
TOKİ güvencesinde olduğunu belirtiyor mu?
Yönetiminin yüzde
51i başka ortaklara ait olan bu şirketteki hisselerinizi
satmayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TOKİye olan borçlarını zamanında ödeyemedikleri gerekçesiyle
ellerinden evleri alınan vatandaşlarımız var
mıdır? Varsa, bunların sayısı ne kadardır?
İkinci sorum
da, iki gündür soruyorum cevabını alamadığım bir soru:
TOKİ tarafından yaptırılan konutların hak sahiplerine
tesliminden sonra ilgili site yönetimlerinin Boğaziçi Konut AŞ
adında bir şirkete devredilmesinin gerekçeleri nelerdir? Adı
geçen şirketin ortakları kimlerdir ve yüzde kaçar hisseyle bu
şirkete ortaktırlar? İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu
şirketin ortaklarından mıdır? Türkiyede başka
şirket yok mudur TOKİ sitelerini yönetebilecek? Bu zulümden
insanlarımızı nasıl kurtarmayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yıldız
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TOKİ Başkanının köyünün Gürpınar beldesine
bağlanarak Of ilçesine 15-
İkinci
sorum, TOKİnin projelerinde ve yapılan tasarımlarında
yerel ve bölgesel mimarilerden faydalanılmakta mıdır? Türk
mimarisinden esintiler olan projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben merak
ediyorum bu Ulukalede yapılan doksan dokuz konuttaki vatandaşlar kaç
lira ödeyecekler, yani net kaç lira ödeyecekler? Bir ev aşağı
yukarı 162 milyara rast geliyor.
İkincisi,
Tuncelide yapılan, TOKİnin yaptığı birçok şeyi,
Tuncelinin merkezinde, Nazimiyede, Pülümürde ben bunları gördüm,
çoğu da çok eksik bırakılmış. Hatta işçiler
geldiler, bize dediler ki: Efendim, müteahhit işçilere para ödemeden
kaçtı, ortadan kayıp. Bana kaç defa şikâyete geldiler.
Şimdi ben
rica ediyorum bu yapılan konutlar özellikle Doğu ve Güneydoğuda
maalesef birtakım taşeronlara veriliyor ve bu taşeronlar
doğru dürüst inşaatları yapmadan, oradaki insanlara teslime
zorluyorlar. Oradaki birçok insan da hakkını aramaktan âciz duruma
düşüyor. O bakımdan bu konuda teslim etmeden önce bu konutların
sağlıklı olarak kontrol edilmesi gerekir.
Ben ayrıca
da bu Emlak Pazarlama İnşaat Proje Yönetimi ve Ticaret Anonim
Şirketi diye TOKİnin bir iştiraki var, bu iştirakte
kimler, ayrıca, hisse sahipleri? Neden TOKİ ikinci
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yalçın, buyurun.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, iki sorum var: Bir tanesi, TOKİnin inşaat sistemindeki
payının yüzde 7 olduğu söyleniyor. Bu yüzde 7, Sayın
Bakanım, hangi rakama göredir? Toplam
ruhsatlandırılmış inşaat içerisindeki pay
mıdır, yoksa ticari yapılan imalatlar içerisindeki payı
mıdır?
Diğer husus
da: Efendim -geçen de söylemiştim cevap alamadım-
Bayındırlık Bakanlığından TOKİ
alındı, Başbakanlığa bağlandı.
Bayındırlıkta sayısız eleman beklerken müşavir
firmalara denetim yaptırılıyor. Müşavir firmalara toplam ne
kadar para ödenmiştir? TOKİnin reklam ve emlak pazarlama
şirketlerine ödediği paraların toplamı ne kadardır?
Çok teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Yalçın.
Sayın Bakan,
buyurun.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; soruları cevaplandırıyorum.
Sayın
Tankutun sorusu: Peşin ödemede indirim düşünülüyor mu? Tekrar böyle
bir kampanyayı TOKİ yapacak, indirim miktarı da yüzde 20
civarında olacak.
Diğer bir
soru, Sayın Aslanoğlunun sorusu: Emlak Pazarlamanın yüzde 49u
TOKİnin, diğeri de farklı kişi ve kurumlara ait. Bu Emlak
Pazarlamanın kuruluşu bu dönemde TOKİ tarafından
yapılmamış olup başından beri Emlak Bankasıyla
beraber devralınan bir şirkettir. Dolayısıyla, burada TOKİnin
yeni bir tasarrufu söz konusu
değildir.
TOKİye
borcunu zamanında ödeyemeyen müteahhitlerle ilgili Sayın Işıkın bir sorusu
var: TOKİ taksitlerini üst üste 2 sefer geciktiren konut
alıcılarına önce ihbar gönderilmekte, bu ihbara rağmen ödeme
yapılmamışsa tahliye davası açılmaktadır.
TOKİye borçlarını ödeyemedikleri gerekçesiyle açılan dava
sayısı 277dir; bunlardan 48 adedi TOKİ lehine
sonuçlanmış ve diğer davalar da devam etmektedir.
Evet,
Boğaziçi Şirketi. Bu Boğaziçi, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi iştiraki olan bir şirkettir. TOKİ bununla bir iş
birliği hâlinde bu site yöneticiliğini gerçekleştiriyor, ancak
şu sıralarda TOKİ alternatif oluşturmak ve hizmet
verimliliğini artırmak için yeni bir şirket daha kurmuş
olup, bundan böyle bu hizmetleri bu şirket marifetiyle yürütecektir.
Ofa yapılan
hastane konusu, bilindiği gibi geçen yıl alınan bir kararla,
artık okul ve hastanelerde ilgili bakanlıklarca belirlenmek
kaydıyla öncelikleri -hastaneyse Sağlık
Bakanlığı, okulsa Millî Eğitim Bakanlığı-
TOKİ marifetiyle yapılmaktadır. Sağlık Bakanlığının
isteği doğrultusunda bu hastane yapılmıştır. 50
yataklı bir hastane olmayıp, sağlık ocağı
niteliğinde bir hastanedir veya sağlık kuruluşudur.
Bilgilerinize arz
ederim.
Sayın
Gençin sorusu. Evet, bu Ulukaledeki konutlar için, ödemesiz iki yıldan
sonra on sekiz yılda ödenmek kaydıyla, tamamı 90 bin lira olmak
üzere bir taksitlendirme yapılacaktır. Ödeme şartları
bundan ibarettir.
Tabii bu
taşeronlarla ilgili sorunların ana nedeni yükümlülüklerin
zamanında yerine getirilmemesi. Burada da kamu kaybını önlemek
bakımından TOKİ, gerekli hukuki takibatı yapmaktadır.
Sayın
Yalçının sorusu: Soru tabii birçok detay içerdiği için
kapsamlı cevap yazılı olarak verilecek. Ancak şu
kadarı söylemek gerekir ki: 2007 verilerine baktığımız
zaman, TOKİ, acil konut ihtiyacının yüzde 10a kadar olan
kısmını üretmektedir. TÜİK verilerine göre de örneğin,
2007de ruhsat alan inşaat sayısı 577.789; bunun içinde kamunun
payı yüzde 6,5; özel sektörün payı yüzde 86,6; kooperatiflerin
payı ise yüzde 6,9dur. Buradan da anlaşılacağı gibi,
kamunun konut üretimindeki payının yüzde 6,5-7 civarında
olduğu görülmektedir.
Müşavirlik
konusuyla ilgili Sayın Yalçının bir sorusu var. Bugüne kadar 64
adet müşavirlik sözleşmesi kapsamında, 240 bin konut sosyal
donanımlarıyla birlikte, Batman-Hasankeyf 3 belde ve 105 köyde
kentsel yerleşim alanı, Artvin-Yusufeli ve 20 köyde kentsel
dönüşüm alanı danışmanlık hizmetleri, 166 adet
jandarma karakolu ve altyapı, genel altyapı, çevre düzenlemesi,
inşaat işlerinin inşaat öncesi, inşaat aşaması ve
sonrasındaki denetimleri amacıyla sözleşmeye
bağlanmış olup 64 adet firmayla, bunların toplam bedeli
yaklaşık 260 milyon TLdir. Bugüne kadar ödenen miktarlar da KDV
dâhil 154,5 milyon TL civarındadır.
BAŞKAN
Sayın Bakan, süre tamamlanmıştır.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Murat
ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 65inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
455 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
5inci madde
üzerinde dokuz adet önerge vardır ancak her madde üzerinde
milletvekillerince sadece yedi önerge verilebildiğinden, önce geliş
sırasına göre ilk yedi önergeyi okutacağım, sonra bu
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 5 inci maddesiyle 5664
sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen Kanun uyarınca
ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Sefer Üstün
Sakarya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
5 inci maddesiyle 5664 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen
Kanun uyarınca ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İkram
Dinçer
Van
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
5 inci maddesiyle 5664 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen
Kanun uyarınca ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
5 inci maddesiyle 5664 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen
Kanun uyarınca ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yılmaz
Tunç
Bartın
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas numaralı kanun tasarısının çerçeve
5 inci maddesiyle 5664 sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen
Kanun uyarınca ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir. Bu önergeleri birlikte okutup işleme
alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 455 Sıra Sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 5inci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Engin Altay |
F. Murat Sönmez
|
|
Trabzon |
Sinop |
Eskişehir |
|
Yaşar
Tüzün |
Hüseyin Ünsal |
Ergün
Aydoğan |
|
Bilecik |
Amasya |
Balıkesir |
|
Şevket
Köse |
Mehmet Sevigen |
Hulusi Güvel |
|
Adıyaman |
İstanbul |
Adana |
|
Akif Ekici |
Esfender
Korkmaz |
|
|
Gaziantep |
İstanbul |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 455 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5inci maddesinin kanun tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Osman
Durmuş |
Mustafa
Kalaycı |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Kırıkkale
|
Konya |
Denizli |
|
Alim
Işık |
Kürşat
Atılgan |
Hasan
Çalış |
|
Kütahya |
Adana |
Karaman |
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Esfender Korkmaz
BAŞKAN
Önergeleri üzerinde Esfender Kormaz, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Korkmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
ESFENDER KORKMAZ
(İstanbul) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; saygılar sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, 5inci madde KEY ödemeleriyle ilgilidir. Hak sahibi bir ay
içinde talep etmez ise hisse senedi yerine nakit ödeme yapılacaktır.
Değerli
arkadaşlar, KEY ödemeleri bugüne kadar gerek idari yolla gerekse yasa
yoluyla sürekli engellendi. Bir defa, Mayıs 2007de çıkan Yasa üç
yıldır KEY ödemesi hak edenlere bu haklarını teslim
edemedi. Hâlen çoğu hak eden KEY ödemesi sahibi parasını
alamadı. 2009 Bütçe Kanunu ile bir süre getirildi. Yetmedi, 2009
Aralık ayında bir başka yasa çıkarıldı. Yetmedi,
tasfiye hâlindeki Emlak Bankası ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında
ihtilaf çıktı, kavga çıktı.
Değerli
arkadaşlar, benim bir teklifim vardı. Bu teklif, kayıtlardan hak
edenlere hemen ödeme yapılması ve amme alacakları için öngörülen
yasalardaki gecikme faizi kadar faiz ödenmesini öngörüyordu. Maalesef,
Hükûmetin tasarısıyla bu yasa teklifi birleşti ama bizim yasa
teklifimizden hiçbir şekilde bir kelime dahi alınmadı.
Değerli
arkadaşlar, biz muhalefet olarak her zaman görevimizi yapıyoruz. Ama
size bir olay anlatacağım: Sayın Başbakan
Yardımcısı Ali Babacan, gazetecilerin mali kural konusundaki
sorularına cevap veriyor ve bu mali kural
çalışmalarının, yasa çalışmalarının
yabancı bankalara dahi gönderildiğini açıklıyor. Ama
gazeteci ne soruyor? Bakın, gazeteci diyor ki: Yabancı
bankaların gördüğü çalışmaları muhalefet neden
görmüyor? Aslında, Sayın Başbakan Yardımcısı
muhalefete göndermediğini de söylüyor, bunun üzerine gazeteci bu soruyu
soruyor. Bakın, Başbakan Yardımcısının
cevabına bakın: Son dönemlerde muhalefetten sıcak
yaklaşım görmüyoruz. Arkadaşlar, insaf edelim. Yani bir
Başbakan Yardımcısının demokrasi
anlayışı bu mudur, muhalefete bakış açısı bu
mudur arkadaşlar?
Arkadaşlar,
demokrasiyi hazmedemeyenler ne memurun hakkını verebilir ne
işçinin hakkını verebilir ne de vatandaşın, köylünün hakkını
verebilir. Onun için, önce siyasi iktidarın ve Başbakan
Yardımcısının demokrasiyi hazmetmesi lazım. Ben AKP
milletvekillerinin yerinde olsam bunun hesabını ben sorarım,
iktidar milletvekili olarak Sen muhalefete karşı, bu ülkenin, bu
toplumun ve demokrasinin bir parçası olan muhalefete karşı
nasıl böyle bir yaklaşımda bulunabilirsin? diye. Herhâlde,
benim hatırlatmamdan sonra, tahmin ediyorum soracaklardır.
Değerli
arkadaşlar, bu görüşülen yasa, aslında sipariş üzerine
verilen bir yasadır. Çünkü TOKİyle ilgili bu kaçıncı
yasadır, sayısını bile unuttuk. TOKİnin bütçe
denetimi ve Meclis denetimi dışında tutulması, aslında
onun kamusal fonksiyonlarını, arsa üretme fonksiyonunu, sosyal konut
üretme fonksiyonunu sorgulamamızı gerektiriyor ve bu anlamda,
işini ne kadar doğru yapıyor, Türkiye'de kaynak
dağılımına, kamu düzenine ne kadar uygun iş
yapıyor?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, lütfen tamamlayınız.
ESFENDER KORKMAZ
(Devamla) Aynı zamanda, bunun soru işaretini bize veriyor.
Bakın,
TOKİnin kamu düzeni dışarısında iş yapması,
özel sektör ile devlet arasında devlet içinde devlet gibi iş
yapması, aslında Türkiye'nin düzenini bozduğu gibi,
piyasanın da düzenini bozuyor çünkü bir defa, vergi muafiyeti olan, elinde
arsası olan özel sektöre karşı haksız rekabet yaratabilecek
bir konumda ve yaptığı lüks inşaatlarla bunu yapıyor.
Arkadaşlar,
kamu yatırımını devlet yapar. Kamu yatırımı
bütçeden yapılır. Devlet içinde devlet olmaz, düzen içinde düzen
olmaz ve bu, düzensizlik demektir
Teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Hasan Çalış konuşacaklar.
BAŞKAN -
Diğer önerge üzerinde Hasan Çalış, Karaman Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çalış.(MHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ
(Karaman) Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 5inci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önergeyle ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce, Balıkesir Dursunbeyde
yaşadığımız grizu faciası hepimizin yüreğini
yaraladı. Buradan, hayatını kaybeden hemşehrilerimize,
vatandaşlarımıza Cenabı Allahtan rahmetler diliyorum,
yaralılara acil şifalar diliyorum, geçmiş olsun diyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, önergemizle, KEY alacağı olan hak sahiplerine
isteyene nakit olarak, isteyene de hisse senedi olarak ödenmesini hedefliyoruz.
Tabii ki bu vesileyle TOKİnin uygulamalarıyla ilgili bazı
görüşlerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, TOKİnin kamuoyuna yansıtılan şekli nedir?
Dar gelirliye, alt sosyal kesime, kira öder gibi konut edindirmedir.
İnanın, bunu, şu yüce Mecliste bulunan bütün arkadaşlarımız
arzu ederler ve sonuna kadar da alkışlarlar. Bizim, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak eleştirilerimizin nedeni, TOKİ gibi böyle çok
önemli bir amaç için kurulmuş bir kuruluşun kamu vicdanında yaralanmaması,
kamu vicdanında mahkûm edilmemesi ve kamu tarafından güvenilmesi
anlamında katkı vermektir, bunun altını çizmek isterim.
Kıymetli
arkadaşlar, TOKİnin yaptığı işlere
bakıyoruz, ortaya konulan hedef nedir? Dar gelirliye ucuz konut ama
uygulamalara bakıyoruz, maalesef, TOKİ, bu alanın
dışında, sosyal kesimlerin hepsine hitap etmeye
çalışıyor, kamu binaları yapmaya çalışıyor,
karakollar yapmaya çalışıyor, hastaneler yapmaya
çalışıyor; âdeta, yetişemediği yere şapkasını
atıyor değerli dostlar, değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu
tasarıyla da, TOKİ için, âdeta, dikensiz bir gül bahçesi
oluşturuyoruz. Niye? Ta başta hedeflenen amaca yönelsin diye. Ama 4
defadır soru soruyorum: Duruşmaları devam eden, mahkemeye devam
etmiş davalarla ilgili, icra takibi aşamasına gelmiş
davalarla ilgili uygulama, yasamanın yargının yetkisine müdahale
etmesi anlamına gelir, âdeta, yargıyı etkisiz hâle getirmektir.
Ama, maalesef, bu sorularımıza şu ana kadar tatminkâr bir cevap
alamadık. İnanın bu tasarı kanunlaşırsa ve
Anayasa Mahkemesine giderse sadece bu nedenle bozulur değerli
arkadaşlar. Hakka uygun değil, hukuka uygun değil.
Bir diğer
husus -söylenebilecek çok şey var değerli arkadaşlar- TOKİ
inşaatlarının yapıldığı yerlerde
vatandaşlar ne diyor, vatandaş memnuniyeti nedir? TOKİ
vatandaş memnuniyetini ölçüyor mu? Konut alanlar memnun mu? O bölgede
yaşayan esnaf memnun mu? Vatandaş ne diyor? Bu anlamda bir
çalışma yapılmış mı? Bugüne kadar, benim
gördüğüm kadarıyla, böyle bir çalışma
yapılmamış.
Kıymetli
arkadaşlar, ben, meslek odalarını, esnafları ziyaretlerimde
yokluyorum: Nedir arkadaşlar, bu durumdan memnun musunuz? Hepsinin ortak
olarak görüşü şu: Müteahhit dışarıdan gelirse,
işçi dışarıdan gelirse, usta dışarıdan
gelirse, inşaatta kullanılan her türlü malzeme
dışarıdan gelirse hatta şantiyelerde çalışan
işçilerin yemeklerinde kullanacakları gıda maddeleri bile
dışarıdan alınırsa bize ne katkısı olabilir?
sorusunu onlar bize yöneltiyorlar.
Sayın
Bakandan benim istirhamım şudur: Öncelikle, TOKİ
uygulamalarının yapıldığı yerde
ihtiyaçların, ne kadar konut yapılacağının, objektif
kriterlere göre konut ihtiyacının tespit edilmesi lazım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çalış, lütfen tamamlayınız.
HASAN ÇALIŞ
(Devamla) Yerel siyasetçilerin talepleri doğrultusunda devletin,
milletin imkânlarını çarçur etmenin bir anlamı yok.
Kıymetli
arkadaşlar, hesap ortadadır: Nüfus belli, nüfus artışı
belli, mevcut konut yapısı belli, kiradaki konut belli; ihtiyacı
hesap edelim, ihtiyacı olan insan sayısı kadar yapalım,
onun fazlasını da ihtiyacı olmayanlara satarak amacı
dışında TOKİyi kullanmayalım, diyoruz.
Memnuniyet
anketini, Sayın Bakan, mutlaka yaptıralım. Yani konut alanlar,
konutu yapanlar, orada yaşayan insanlar bu
çalışmalarınızdan memnun mu? Bunları görün, memnunsa
devam edin ama memnun değilse çok ulvi bir amaç için ortaya
çıkılan TOKİ uygulamasının
yaptığınız yanlışlardan dolayı vebali
altında kalırsınız.
Kıymetli
arkadaşlar, yasanın hayırlı olmasını diliyorum.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çalış.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, oylamadan evvel yoklama talebimiz var.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım. Ancak, bir yoklama talebi
var, önce bu işlemi yerine getireceğim.
Sayın
Anadol, Sayın Aslanoğlu, Sayın Sevigen, Sayın Korkmaz,
Sayın Köktürk, Sayın Süner, Sayın Yıldız, Sayın
Tütüncü, Sayın Emek, Sayın Tüzün, Sayın Ekici, Sayın
Kaptan, Sayın Sönmez, Sayın Selvi, Sayın Topuz, Sayın
Karaibrahim, Sayın Kesici, Sayın Özkan, Sayın Koçal, Sayın
Bingöl.
Üç dakika süre
veriyorum ve başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile Manisa Milletvekili Recai Berber ve 5
Milletvekilinin; 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm
Komisyonu ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/762, 2/475) (S.
Sayısı: 455) (Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Şimdi
okutacağım beş önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri
okutup birlikte işleme alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde
kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
okutuyorum, diğer önergelerin imza sahiplerini okutacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1/762 esas
numaralı kanun tasarısının çerçeve 5 inci maddesiyle 5664
sayılı Kanuna eklenen Ek Madde 1de geçen Kanun uyarınca
ibaresinin Kanun hükümleri uyarınca olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Diğer
önergelerin imza sahipleri:
Yılmaz Tunç
Bartın
Veysi Kaynak
Kahramanmaraş
Ayhan Sefer Üstün
Sakarya
İkram Dinçer
Van
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan teklif ile Kanun tekniği için ifadenin daha uygun
kullanılması amaçlanmıştır.
Gerekçe: Önerilen
ibarenin daha uygun düşeceği düşünülmüştür.
Gerekçe:
Yapılan teklif ile ifadenin daha uygun kullanılması
amaçlanmıştır.
Gerekçe: Kanun
tekniği açısından ibarenin değiştirilmesi uygun
görülmüştür.
Gerekçe: Kanun
dili açısından önerilen ibarenin daha uygun olacağı
düşünülmüştür.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Niye beraber imzalamamışlar?
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Suistimal ediliyor.
BAŞKAN -
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
6ncı
maddeyi okutuyorum:
MADDE 6- 5664
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin ikinci fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen
Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun
Sayın Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 455 sıra sayılı Arsa Üretimi ve
Değerlendirilmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, burada bu kanunu konuşurken TOKİnin yapması
gerekenler, TOKİnin sorumluluk alanları ve TOKİye
yaptırılan işler üzerinde konuştuk. Tabii, burada, iktidar
milletvekilleri, TOKİnin bir kamu kuruluşu, yarı kamu
kuruluşu ama özel bütçeli bir kuruluş olduğunun ve kendi
üretmiş olduğu materyallerle yatırım
yaptığının altını çizemiyorlar.
Şimdi,
baktığımız zaman, hep verilen verilere göre, 2002-2008
verileri arasında 417 bin konut yapılmıştır. Ben bir
önceki, 5inci maddede de bu konuya değindim. Ama TOKİ kurulduğu
günden beri, TOKİ olarak -2002ye kadarki- bugüne kadar yaklaşık
olarak 1 milyon 400 bin konutun bu ülkede yapılmasını
sağlamıştır değerli milletvekilleri.
Tabii, burada,
TOKİnin kuruluş amacı toplu konut, dar gelirlilere konut elde
ettirmektir.
Burada, bir
önceki konuşmamda da bu konulara değindim, bir özel kanunla
bazbakanlıkların yapması gereken faaliyetlerin de TOKİ
aracılığıyla ihalesi yapılmakta ve bunların
kaynakları da TOKİye ödetilmektedir.
Şöyle bir
bakacak olursak saygıdeğer milletvekilleri: Bugüne kadar TOKİ
593 adet okul yapmış, bunun 417 tanesini kendi projeleri çevresinde
yapmış, 176 tanesini ise protokol olarak gerçekleştirmiş.
600 adet spor salonu gerçekleştirmiş, konutların
dışında; bunun 411 tanesini kendi projeleri kapsamında, 189
tanesini ise özel protokolle, ilgili Bakanlıkla yapılan protokolle
gerçekleştirmiş. 49 adet yurt, 81 sağlık ocağı, 20
sevgievi, 14 engelsiz yaşam merkezi, 62 tane hastane, 5 çok amaçlı
salon, 15 atölye ve 365 adet ticaret merkezi
Tabii, bu ticaret merkezi
aynı zamanda TOKİnin sattıkları arasına girdiği
için bu bir ticari materyaldir.
Değerli
milletvekilleri, burada sorgulamamız gereken konu şu: Şimdi,
ilgili bakanlıklar kendi bütçelerinde yatırım yapmayarak bunu
TOKİye devrettiği zaman acaba bu yatırımlar
yıllık yatırım programında nasıl gözüküyor, bunu
nasıl gösteriyorlar? Şimdi, bu yatırımlara şöyle bir
girdiğimiz zaman: Maliye Bakanlığı 2 adet vergi dairesinin
yapımını ve 1 adet vergi dairesinin onarım işini
TOKİye vermiş bulunmaktadır, bunların ihale bedeli 22
milyardır. Millî Eğitim Bakanlığı 173 adet okulun
ihale yetkisini TOKİye devrediyor, bunun ihale bedeli 633 milyon TL ve
bugün itibarıyla -ki bu rapor zannedersem 23/10/2010 tarihli- 283 milyar,
şu anda Millî Eğitim Bakanlığının TOKİye
borcu var. Bunun yanında, Millî Savunma Bakanlığının
HAİT inşaatlarından -ve konut olarak da 664 konuta tekabül ediyor-
buradan da 70 milyon TL bu kurumun var. Aynı zamanda Millî Savunma Bakanlığının
karakol ve jandarma karakollarından doğan ve aynı zamanda da
TOKİnin kendi stoklarından 3.379 adet ve bunun da bedeli 395 milyon
olmak üzere konut tahsisi yapılmış ve bunlardan dolayı da
491 milyon TL bu kurumların TOKİye borcu var.
Burayı çok
iyi dinlemenizi istiyorum çünkü bu ülkede yapılan hastanelerin zannedersem
hepsini TOKİ yaptı. O zaman, Sağlık
Bakanlığının yapmış olduğu hiçbir icraat
yok. Onun için Sağlık Bakanının çıkıp da burada,
biz şu yatırımı yaptık, biz bu yatırımı
yaptık deme hakkı yok. 64 tane hastane inşaatının
ihalesini TOKİ üstleniyor. Bunların bedeli ki, bunlara fiyat
farkları ve KDVler dâhil değildir, bunlar ekstra gelecek- 1 milyar
687 milyon ve bunlardan dolayı -ki, TOKİ 900 milyar kredi
çektiğini beyan ediyor- 1 milyar 268 milyon Sağlık
Bakanlığı TOKİye borçlu. Böyle böyle geldiğimiz
zaman, bunun içinde PTT, Tarım ve Köy Hizmetleri, Emniyet Müdürlüğü,
MİT Müsteşarlığı, DSİ de demin Sayın Bakan
buradaydı- kendi ihalelerini TOKİye yaptırıyor ve
bunları topladığınız zaman şu anda TOKİnin
ilgili bakanlıklardan alacak olduğu miktar 2 milyar 562 milyon.
Şimdi, ben
burada soruyorum saygıdeğer milletvekilleri: TOKİ acaba bir
finans kaynağı olarak mı kullanılıyor? Kurumlar kendi
yatırımlarını kendi bünyelerinde yapmayıp TOKİye
devrederek bunların paraları, faizleri TOKİ tarafından
mı sağlanıyor? Çünkü bu yatırımların
yapıldığı zamanki en geç paralarının tahakkuk
ettiği zaman iki yıldır ama bunu ilgili kurumlar beş
yılda ödeyeceklerini taahhüt ediyor ve bunları da ödediklerini ve
zamanında ödediklerini zannetmiyorum. Onun için bugün Toplu Konut
İdaresi bir nakit sıkıntısı içinde. Bu, zincirleme bir
periyot olarak gidiyor. Nakit sıkıntısı içine bu
kurumları soktuğunuz zaman
Ve bunu ne yazık ki Hükûmetin ilgili
bakanlıkları bu noktaya getiriyor. Kendi yapacakları
yatırımların TOKİ tarafından
yapılmasını sağlıyorlar.
Tabii,
saygıdeğer milletvekilleri, kanunun tümüne bakacak olursak, bu KEY
ödemelerinden 2001 yılında aktarılan arsalar; bunlar,
İstanbulun veya Türkiyenin en güzel yerlerinde bulunan arsalardı;
bunlar, Bahçeşehirin içinde bulunan arsalar; bunlar, efendime söyleyeyim,
Ataköyün içinde bulunan arsalardır. O arsalar, hem satış hem de
gelir paylaşımı düzeninden verilerek TOKİye kaynak
aktarımı sağlanmıştır. Doğrudur ama bu
kaynak aktarımının gideceği yer yoksullara, fakirlere ev
yapmaktır. Bunlarla, bu paralarla devlet kurumlarının
yapacakları yatırımı karşılamak değildir.
Tabii, bugüne
kadar bu şekilde gelindi, yeni arsalar isteniyor ama saygıdeğer
milletvekilleri, şunun altını çizmek istiyorum: Bugünden sonra,
2010 yılı, 2011 yılı, 2012 yılında tüm belediyeler
dönüşüm projeleri isteyecek. O dönüşüm projelerinin içinde devletin
katkısı sıfır. TOKİ bu işin içinden çıkamaz
çünkü siz 35-40 milyara mal ettiğiniz bir 1+1
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Nalcı, lütfen tamamlayınız.
KEMALETTİN
NALCI (Devamla) - ...fakir konutlarında kullanılamayacak. Bugüne
kadar -ben size söyleyeyim- 450 trilyonun üzerinde bir para bu projelere
aktarıldı. Artı, tabii ki 19 katrilyonluk bir, TOKİnin
piyasadan girdi sağlaması bekleniyor ama bunun geliş tarihi on
sene, on beş sene. Böyle gittiği zaman eğer kurumlar kendi
taahhütlerini yerine getiremezse TOKİ müteahhitlere zamanında parasını
veremez, her bugünkü yapılan yatırımlar sekteye uğrayacak,
bunun da ceremesini halk çekmiş olacak.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum, sağ olun.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz isteyen Osman Kaptan, Antalya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaptan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının 6ncı maddesi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlarım.
Sayın
arkadaşlarım, tasarının 6ncı maddesi 5664
sayılı Kanunun 6ncı maddesinin ikinci fıkrasını
yürürlükten kaldırmaktadır yani TOKİ iştiraki olan Emlak
Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi
mevcut durumda sermaye piyasası mevzuatına tabi değilken
şimdi tabi hâle getirilmiş olacaktır. Emlak GYO, KEY ödemelerini
doğru dürüst ödeyemeyen kurumdur.
Sayın Bakana
sormak istiyorum: Bu kurum yeni düzenleme ile KEY ödemelerini acilen yapacak
mıdır yoksa borsa aracılığıyla halktan para
toplamaya mı çalışacaktır?
Sayın
arkadaşlarım, bu tasarının tümü üzerine AKP Grubu
adına konuşan sayın milletvekili arkadaşımız,
tutanağa göre, diyor ki: Zenginden alıp yoksula veren bir siyaset
anlayışını benimsemiş bir siyasi partiyiz.
Değerli
arkadaşlarım, gerçekler bu söylemin tam tersidir. İki kamu
bankasından KOBİlere, küçük esnafa verilmesi gereken 750 milyon
doları damadın genel müdür olduğu holdinge verdirerek
halkın parasıyla devletin gazete ve televizyonunu satın
aldırmak mıdır zenginden alıp fakire verdirmek? 9 milyon
emeklinin yüzde 75i açlık sınırının altında
ezilirken emekliye refah payı verilmez diye kanun çıkarmak fakirin
hakkını yemek değil midir? Zenginden alıp fakire
verdiğiniz için mi devri iktidarınızda ülkemizdeki dolar
milyarderleri sayısı Japonyadakileri geçti?
Sayın
milletvekilleri, Osmanlıdan beri, yüz kırk altı yıldan beri
hayırseverlerin bağışlarıyla ayakta duran, yetim ve
öksüzlerin kurumu olan Darüşşafakanın Koşuyolundaki 18
dönüm arazisi hastane yaptırmak için istediği plan
değişikliği izni verilmeyip 7 milyon dolara
satıldıktan sonra plan tadilatı izni verip 70 milyon
dolarlık hâle getirmek, yetimden alıp zengine vermek, yetimhanedeki
yetimlerin hakkını bile yedirmek değil midir? Hani iktidar
Yetim hakkı yedirmeyiz. diyordu? Ne oldu, sözde mi kaldı?
İktidar kendi yandaşlarını, kendi çocuklarını
zengin ediyor, fakirle de, emekliyle de alay ediyor.
Sayın
milletvekilleri, yine AKP adına konuşan arkadaşımız
Gidin, TOKİ konutlarını görün. diyor. O
arkadaşımız, TOKİnin sabun kalıpları gibi
sıralanmış, allanmış, pullanmış, TOKİ
Başkanının cilalayıp satıyoruz dediği gibi konutların
rengarenk dış boyasını görüyor herhâlde. Bir de
konutların içine girin de görün.
Sayın
milletvekilleri, TOKİ konutlarının dışı sizi
yakıyor, içi TOKİden ev alan vatandaşlarımızı
yakıyor. TOKİden ev alan vatandaşlarımızın
Tüketiciler Birliğine, Zonguldak, Ankara, Mersin, Adana, Karabük, Bursa,
Kahramanmaraş, Tekirdağ, İstanbul, Tuzla, Pendik,
Başakşehir, Malatya, İzmit Gölcük, İzmir, Balıkesir,
Edirne, Muğla, Antalyada yaptıkları şikâyetleri bir görün.
Bunlar konutların sözleşmede vadedilen tarihlerde teslim
edilmediğini, örneğin TOKİ Ankara Turkuaz Vadisi evlerinin
projenin birisinin on altı ay, bir başka projenin de on dokuz ay
gecikmeli teslim edildiğini; konutlarda mevcut doğal gaz, su ve
elektrik tesisatlarının standartlara uygun olmadığı,
su ve gaz kaçırdığı, evleri su bastığı;
kapı ve pencerelerin kırık, asansörlerin bozuk olduğu;
Sayın
arkadaşlarım, bu şikâyetlerin yanında, TOKİnin
konutlarıyla ilgili basında yer alan bazı başlıkları
da sizlerin bilgilerine sunmak istiyorum. Basında yer alan
başlıklar şöyle: TOKİden ev aldığıma
pişmanım., Evler kısa sürede hurdaya çıktı.,
TOKİ evleri ilk fırtınaya mağlup oldu, çatısı
uçtu. , TOKİnin yaptığı evlerde her gün sorun
çıkıyor. Ucuz malzeme ve ucuz işçilik
kullanılmış. Ev alan herkes bir an önce satarak kurtulmak
istiyor. diyor Muğladan İl Genel Meclisi Üyesi Sayın Erol
Kutlay.
TOKİ
mağdurları perişan., TOKİ mağdurları eylemde.,
Dava açtılar, TOKİ mağdurları AKP seçim merkezini
bastı., TOKİ mağdurları çözüm bekliyor.
Sayın
arkadaşlarım, TOKİzedelerin sayısı giderek
artmaktadır. TOKİnin kendi yaptırdığı
araştırmada bile TOKİ evleri sınıfta
kalmıştır. Ailelerin yüzde 56,3ü konutların mutfak, banyo,
kapı, pencere ve benzeri yerlerinde kullanılan malzemenin kalitesiz
olduğunu belirtmişlerdir. Aynı araştırmada yine,
TOKİ konutlarının şehirden uzak, ulaşımın
zor olduğunu belirtmişlerdir. Konut maliyeti yüksek.
demişlerdir. Taksitleri ödemekte zorlanıyoruz. diyorlar.
Sayın
milletvekilleri, başlarını sokacak bir evleri olsun diye, konut
ihtiyacı olan dar gelirli vatandaşlarımız bu konutlardan
satın alabilmek için ilk başlarda âdeta birbirleriyle
yarışırken, şimdilerde TOKİden ev alan insanlar
pişman duruma gelmişlerdir. TOKİden ev almak demenin sanki dert
almak demek olduğunu söylüyorlar. Örneğin, Meclis personeli için
Gölbaşı Örencikte yapılan konutların bir
kısmının tavanlarında çökme, duvarlarında eğrilik
olduğu, doğal gaz baca borusu havalandırma boşluğundan
geçtiği için bazı personelce mahkemeye verilmiştir. Bu evlerden
teslim alan Meclis personeli Doğal gaz yoktu, su yoktu, asansör
çalışmıyordu, elektrik şantiyeden alınıyordu.
Herkes kapıyı, pencereyi, parkeyi değiştirmek zorunda
kaldı. Herkes 15 ile 25 bin lira arasında masraf yapmak zorunda
kaldı. Aldığımıza alacağımıza çok
pişman olduk. diyor. Bu konuya inanmayanlar Meclis personelinden
araştırma yapabilirler.
Sayın
milletvekilleri, her şeyi yapan TOKİ kaliteli sosyal konut
yapamıyor. Hastane yapıyor, sağlık ocağı
yapıyor, okul yapıyor, cami, sevgi-evi, köprülü kavşak
yapıyor her şeyi yapıyor ama fakire ev yapamıyor. Elimdeki
şu davetiye TOKİnin davetiyesi. Geçen cumartesi günü Sayın
Başbakan İstanbulda bir köprülü kavşak açıyor, bu köprülü
kavşağı açıyor. Ne yapıyor? Sanıyorum, Sayın
Bakan, 8 tane köprülü kavşak şimdiye kadar
yapılmıştır, 9uncusunu yapmıştır.
Gördüğünüz bu davetiye TOKİnin fakire ev yapmak, sosyal konut yapmak
dışında daha neler yaptığını gösteriyor.
Sayın
arkadaşlarım, TOKİ köprülü kavşak yapacağına,
AKPye seçim yatırımı törenleri düzenleyeceğine, dünya
2ncisi inşaat sektörümüzle haksız rekabet yapacağına, lüks
konut üreteceğine sosyal konut yapsın, onu da sağlam yapsın.
TOKİ devlet
içinde devlet; denetim yok, hesap veren yok, hesap soran yok; imar planı
da yapıyor. Yurt dışına çıkış
harçlarının TOKİye aktarılması da TOKİyi devlet
içinde ve piyasada ayrıcalıklı bir kurum hâline
getirmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türk Tarih
Kurumu, Türk Dil Kurumu bile denetlenirken TOKİ denetlenmiyor, 2005te
5018 sayılı Kanunun dışına
çıkarılmıştır, Sayıştay denetlemiyor. AKP
Hükûmetinin en fazla değiştirdiği kanunlardan biri Kamu
İhale Kanunu, 20 kere değiştirilmiş; diğeri de
TOKİ Kanunu, 12 kere değiştirilmiş.
TOKİ
istediği işi istediğine veriyor. Başbakan
Yardımcısının damadına 1,8 milyona verdiği
işi, damat altıda 1 fiyata piyasaya yaptırabiliyor ve 5 kat kâr
edebiliyor. Sayın Başbakan Yardımcısı da Savcıya
verin. diyor. TOKİ, işi zaten hukuki kılıfına uyduruyor.
Bizim sorduğumuz, bakan damadı olmasa bu iş verilir miydi?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaptan, lütfen tamamlayınız.
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Sayın arkadaşlarım, bu işte nüfuz suistimali
yok mu? Bu işin verilişi etik midir? Onu soruyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; TOKİ işi ciddidir, acilen
TOKİ için bir Meclis araştırması açılması
gerektiğini, bu konuda benim ve diğer milletvekili
arkadaşlarım tarafından verilen araştırma
önergelerinin gündeme alınmasını yüce Meclisten talep ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın
Kaptan.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Hasip Kaplan, Şırnak
Milletvekili.
Buyurun
Sayın Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
TOKİyle
ilgili, grubum adına birkaç önemli noktaya da dikkat çekmek istiyorum.
Aslında, merak ettiğim bir konu, üzerinde durulması gereken bir
konu, AK PARTİ Hükûmeti hükûmetleri artık diyeceğim- sekiz
yıldır hep özelleştirmeyi savundu, Devlet ticaret yapmaz,
devlet girişimci değil, devlet iş yaparsa batırır.
Onun için de özelleştirdi. En son, işte biliyorsunuz Tekel
işçileri ve Tekel işçilerinin uğradığı
haksızlık nedeniyle gelinen nokta. Şeker fabrikaları var
sırada.
Peki,
özelleştirmeyi bu kadar savunan bir Hükûmet, konut sektöründe TOKİyi
niye kendi uhdesinde, üstelik de Bayındırlık ve İskân
Bakanlığına bağlı iken direkt
Başbakanlığa bağladı? Şimdi, bunun gerçekten çok
iyi değerlendirilmesi gerekir. Neden? Neden devlet konuta el attı?
Neden devlet bu sektörde müteahhidiyle, taşeronuyla, çimentosuyla,
briketiyle, demiriyle her alanda muhatap oldu ve bu sektörde ısrarla devam
ediyor? Şimdi, bunun cevabını alabilmek için şunu sormak
gerekiyor: Evet, devletin sosyal politikaları gereği bu
konutların ihtiyacı olan yurttaşlarımıza
yapılması gerekir. O zaman şunu sormak gerekiyor: Niye o zaman
lüks konut yapıyor TOKİ? Peki, karakol yapmak, devletin sosyal
politikaları gereği mi, güvenlik politikaları gereği mi?
Yani bunu, altını çizerek söylüyorum.
Orta Vadeli
Programda TOKİyle ilgili öngörülmüş bir planlama var
mıdır? Orta Vadeli Programda yok. 2009 ortalarında, yazın,
Orta Vadeli Program yapıldı küresel kriz sonucu, arkasından
2010, 2011, 2012 yani burada da bir şey yok. Peki, ulusal stratejisi ve
projesi var mı Hükûmetin? Yani Benim hedefim, şu kadar dar gelirli
vatandaşıma, yoksulluk sınırının altında
olan yurttaşlarıma şu kadar, şu kadar konut
yapacağım. Benim önümüzdeki yıl şu kadar, sonraki yıl
şu kadar, diğer yıl şu kadar hedefim var. Böyle bir proje
de yok.
Şimdi, böyle
olunca, tabii ki denetlenme konusu da önem arz etmeye başlıyor. Niye?
Bu bizim tespitimiz değil, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
TOKİnin yürüttüğü kâr amaçlı konut projelerini mercek
altına aldı. deniliyor; kâr amaçlı, sosyal devlet değil.
Peki, devlet neyin kârını yapmak istiyor? İç piyasada,
arsasını devletten alıyor
Zaten bu yasanın da temel
amacı, hazine arsalarını alıp istediği gibi
projelendirmek, hiçbir denetime tabi olmadan dar alanlarda yüksek yüksek
konutlar, kalitesiz konutlar yapmak. O zaman şunu sormak gerekiyor: Kâr
amaçlı konutla sosyal konut, sosyal devlet anlayışı
nasıl bağdaşıyor? Burada bir politika çelişkisi var.
Şimdi,
burada, Başbakanlığa bağlı Yüksek Denetleme Kurulu bir
araştırma yapıyor ve yedi ayrı projede 774 trilyon lira
yolsuzluk tespit ediyor. Evet, tabii ki paranın olduğu yerde,
müteahhidin, ihalenin, taşeronun olduğu yerde yolsuzluk, suistimal,
işleri yarım bırakma olacak, eksik malzeme kullanılacak.
Peki, bu konuda bir önlem var mı? İsimler önemli değil ama
düşük fiyatlar uygulanması, bazı firmaların
kayırıldığı iddiası bu raporlarda var. Peki,
gerçekten Hükûmet yolsuzlukla mücadele konusunda samimi mi, istikrarlı
mı, bunu yapabiliyor mu? Evet, ilerleme raporuna tekrar
bakacağım ve oradan bir cümle okumak istiyorum: İyi
yönetişim ve şeffaflığı artırmak amacıyla
kurulan bakanlık komisyonu -ki bu komisyonun amacı yolsuzlukla
mücadele çalışması- yolsuzlukla mücadele konularında hemen
hemen hiçbir siyasi girişimde bulunmamıştır. Şimdi,
Avrupa Birliği raporları doğruyu söylemiyorsa Hükûmetin çıkıp
da Hayır, ben şunu yaptım, yolsuzlukla mücadele ettim. demesi lazım.
Deniz Fenerine
her zaman bir atıf var, önceki raporda da vardı, ama ilginç bir rakam
daha veriyor; 2009 yılında kamu görevlilerinin etik kurallara
uymadıkları konusunda -seçilmiş bir belediye başkanı-
kamuya ait dört tane karar yayınlanmış. Şimdi, bunca
yolsuzluğun yapıldığı ve bunların mahkemeye
intikal ettiği açıkken bu politikada bir yanlışlık yok
mu?
KEY ödemelerini
de getirdik, bu yasaya koyduk. Aslında KEY ödemeleri -konut edindirme
yardımı KEY- devletin vatandaşa attığı en büyük
kazıktır. Türkiye Cumhuriyet tarihinde milyonlarca memurun en iyi
dolandırıldığı projenin adı KEYdir.
AHMET YENİ
(Samsun) Ne zaman olmuş o iş peki?
HASİP KAPLAN
(Devamla) İstediği zamanda, eski tarihlerde de başlasa, gelse,
sekiz senedir AK PARTİ Hükûmetinin bu yanlışı
düzeltememesi, sadece KEY ödemelerini faizsiz, dövizsiz, kursuz ve kesilen o
paraları vatandaşa üç kuruş olarak vermesi -onun da banka kredi
borçları nedeniyle bankalara kaptırılması- bir sosyal proje
olarak kamuoyuna kabul ettirilemez.
Şimdi, burada
çok açık söylüyorum: Eğer gerçekten devlet yurttaşından bu
parayı aldıysa -ki maaş bordrosunda, kaynakta stopajla
almıştı- devlet 1 milyon 400 bin konut yaptıysa AK
PARTİ Hükûmeti öncelikle öğretmenini, sağlık
çalışanını, güvenlik güçlerini, dar gelirli memurunu bu KEY
yardımlarıyla alınan paralar nedeniyle neden konut sahibi
yapmadı? Neden konut yaptırmadı? Eğer bir sosyal projeyse
bunun alınması gerekiyordu.
Sadece bu
değil tabii, bedelsiz arsa alınabilmesi, hazine arazilerinin
satılabilmesi, avantajlı konuma geçen TOKİnin haksız
rekabete girişmesi, özel sektörün bu durumlarda rekabet etme
şansının tamamen ortadan kaldırılması, 73 milyon
metrekare hazine arazisinin de değerlendirilmesi karşısında,
üç temel noktada, Hükûmetin konut konusundaki sosyal devlet
politikasının, Anayasada yazılanla hiç alakası
olmadığını ortaya sermek istiyorum.
Bakın, Roman
vatandaşlarımızla ilgili çokça konuşuldu. Bunlarla, bu
yurttaşlarımızla ilgili, devletin bir stratejisi
olmadığı için, işte gördük, en son Manisa Selendide
olaylar yaşandı. Peki, sormak istiyorum, yani 2005-2015 Roman On
Yılı Uluslararası Girişimine Türkiye neden
katılmadı? Yani Roman yurttaşlarımızın konut
sorunu var, dışlanmışlık sorunu var. İşte,
en son Sulukule Projesi kentsel dönüşümle ilgili çok
tartışmalara neden oldu. Şimdi, bu ülkemizdeki
yurttaşlarımıza devletin sosyal devlet olarak bir
yaklaşımı olması gerekmiyor muydu?
Son otuz
yıllık çatışma sürecinde 4 bini aşkın köyün
yakılması olayı başlı başına göç, yerinden
zorla edilmeler ve geri dönüş konusunda başlı başına
bir proje konusu olması gerekirken şunu da sormak istiyoruz: Neden
açılım projesinin içinde göç, köye dönüş, yaraların
sarılması, bölgesel dengesizliklerin giderilmesi ve yakılan,
yıkılan köylerdeki yurttaşlarımızın evlerinin,
konutlarının yapılması bu projenin kapsamında yoktu?
Peki, şunu da sormak istiyorum: Hükûmet Vanda bir proje
başlattı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaplan, lütfen tamamlayınız.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Bağlıyorum.
Zorla yerlerinden
olmuş kişilerin durumuyla ilgili bu proje neden iflas etti acaba?
Neden o toplu köy-kent modeli tutmadı? Neden devlet bu konuda, bu
projelendirme olayında çok ciddi bir sorun olarak önümüzde duran,
örneğin Mahmur Kampından dönüşlerle ilgili, 12 bin
yurttaşımızın hangi altyapıda, nerede, nasıl
yerleştirileceği konusunda bir proje sahibi değil? Bunların
hepsi Başbakana bağlı, Başbakanın dudakları
arasında, iki kelimeye bakar. Samimiyetse samimiyet. Evet, denetlenmek
zorundadır bu kurum, TOKİ denetlenmek zorundadır.
Sayıştay Kanununu görüşüyoruz, Sayıştay Kanununa
Devlet Denetleme Kurulunun bağlanması, denetlemenin tek elde
Sayıştayca Meclis adına yapılması gerekiyor. Sayıştay
Kanununu tartışıyoruz. Devlet Denetleme Kurulunun TOKİ
açısından önemi çok büyüktür. Bu konuda hassasiyetle üzerinde
duracağımızı belirtmek istiyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen İkram Dinçer, Van Milletvekili. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İKRAM
DİNÇER (Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 6ncı maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, partimizin kurulduğu ilk günden beri şunu
söyledik: Millet efendimizdir, biz ise hizmetkârıyızdır.
dedik, bu duygu ve akıl ile yola çıktık. Bu söylemimizi, Allaha
şükürler olsun ki hayata geçirdik. Daha önceki hükûmetler döneminde
olduğu gibi, seçimlerden önce millete ev, araba, yat vaatleri verip seçim
sonrası da Dün dündür, bugün bugündür. deyip milleti
kandırmadık. Allah böyle bir ahlakı çok şükür bize nasip
etmedi, kimseye de inşallah nasip etmez.
Değerli
arkadaşlarım, tabii, burada Hükûmetimizin bütün hizmetlerini
anlatacak değilim, zamanımız da buna müsait değil.
Bakınız, hizmet kalemlerimizden sadece birisi olan TOKİ
yatırımlarına değineceğim ama rakamlara girmeden önce,
huzurlarınızda, bu kürsüden, Sayın Başbakanımız
başta olmak üzere, TOKİ yöneticilerine yürekten teşekkür
ediyorum. TOKİ Başkanımız Sayın Erdoğan
Bayraktarı başarılı çalışmalarından
dolayı yürekten kutluyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ülkemizde ciddi manada bir konut sorununun
yanında, İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, hemen
her kentimizde çarpık kentleşmenin olduğunu hepimiz çok iyi
biliyoruz. Çok fazla uzaklara gitmeye gerek yok, Kızılaydan
Esenboğa Havalimanına veya Mamaka gittiğimizde, Hükûmetimizin
neler yaptığını göreceksiniz. Yurt dışından
bir devlet adamı Esenboğa Havalimanından Ankaraya giriş
yaptığı zaman gecekonduların içinden geçerken hepimiz
sıkılıyor ve Misafirler Türkiyeyi bu manzarayla
tanımamalı. diye kendi kendimize söyleniyorduk. İlk defa
Ankaraya gelen bir insana Türkiye nasıl bir yerdir? diye sorsaydınız
belki de Gecekondu ülkesi. şeklinde cevap alırdınız.
İşte, Türkiye'nin başkentinin manzarası buydu ne yazık
ki.
Değerli
arkadaşlarım, işte, bu manzarayı değiştirmek için
Hükûmetimiz gereken adımları atmış ve gecekondulaşma
konusunda TOKİ tarafından ve yerel yönetimlerle müştereken başlattığımız
büyük kapsamlı kentsel yenileme programı doğrultusunda 148
belediyeyle toplam 163 bin konutluk gecekondu dönüşüm
çalışmaları yapılarak 90 bölgede 48 bin konutluk uygulama
başlatılmıştır. Bu girişimlerimizin neticesinde
büyük şehirlerimizin o ilkel görünümü değişti.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Yani, şehir görünümüne siz getirdiniz. Yirmi senedir
Ankarayı yönetiyorsunuz.
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Şunu bütün samimiyetimle söylemek istiyorum:
İktidarımızın yaptığı bütün güzel
hizmetleri, sağlık, eğitim, kültür, dış politika
alanındaki başarılı politikalarımızı yok
sayanlara tek başına TOKİ yatırımları en iyi
cevaptır.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Yirmi senedir Ankarayı yönetiyorsunuz, gecekondu varsa
siz yaptınız.
İKRAM
DİNÇER (Devamla)
Bakınız, 22 Şubat 2010 itibarıyla 81 il
merkezimizde, 769 ilçede 1.600e yakın şantiyede 417 bin konut
rakamına ulaşılmıştır. Bu konutlardan 300 bini
tamamlanmıştır. Konutlarla beraber, sosyal donatılar
kapsamında, 593 okul, 600 spor
salonu, 62 hastane, 81 sağlık ocağı, 365 ticaret merkezi ve
293 cami yapılmıştır. TOKİ, bu faaliyetleriyle, son
altı yılda 35 milyar TL yatırım harcaması
yapmış, 800 bin kişilik istihdam sağlamış ve
inşaat sektörünün büyümesi dolayısıyla ekonomik büyümeye
katkı yapmıştır.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Dinçer, lütfen tamamlayınız.
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Bu rakamlara ulaşmak kolay değil değerli
arkadaşlarım. Kimse kusura bakmasın ama her hükûmetin
yapabileceği bir şey de değil bu. Bu başarılara
ulaşmak için millete sevda gerekiyor. Bu başarılara ulaşmak
için millete hizmet aşkı gerekiyor. Allahın izniyle bu
başarılı çalışmalarımız daha da artarak
devam edecektir.
Van ilimizde
yapılan TOKİ yatırımlarına da değinmeden geçmek
istemiyorum: İlimizde 15 adet uygulama ile toplam 4.924 adet konut
tamamlanmış veya tamamlanmak üzeredir. Son olarak Muradiye ilçemizde
de arsa işlemleri tamamlanan ve teklifi ilçe kaymakamı ve il valimiz
tarafından yapılan 100 konutluk bir TOKİ inşaatı
projesini de inşallah başlatmak üzereyiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Sayın Başkanım, teşekkür edip
bitireceğim.
Bu konuda da
TOKİ Başkanımızdan gereken ilgiyi beklediğimizi burada
söylemek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, benden önceki Değerli Hatip
arkadaşımız KEY ödemeleri konusuna vurgu yaptı.
BAŞKAN
Sayın Dinçer lütfen
Teşekkür için açtım.
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Evet, bizim dönemimizde KEY ödemeleri nemalarıyla
birlikte ödenmiştir.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Nerede ödendi? Neyi ödedi?
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Bu duygularla yüce heyetinizi tekrar saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Dinçer.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Teşvik, teşvik
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Neyi ödediğinizi bilmiyorsunuz daha.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) KEY değil o, zorunlu tasarruf, teşvik.
BAŞKAN
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Osman Demir, Tokat Milletvekili.
Buyurun
Sayın Demir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN DEMİR
(Tokat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Arsa Üretimi ve
Değerlendirilmesi Hakkında Kanun Tasarısının 6ncı maddesi üzerinde şahsım
adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
TOKİ gözde
bir kurum, yaptıkları hizmetler ortada. Yasa, onu daha
iyileştirmeye, daha çok hizmet üretir hâle getirmeye
çalışıyor. Komisyonda gerekenler yapılmış, burada
da olumlu katkılar verildi.
Ben sözü daha
fazla uzatmak istemiyorum, hayırlı uğurlu olsun diyorum.
İnşallah daha fazlasını kurumumuzdan bekliyoruz.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Tam bir doktora tezi gibiydi!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Demir.
Madde üzerinde on
dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın
Yıldız, Sayın Tankut, Sayın Uzunırmak, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Işık, Sayın Taner ve Sayın
Özdemir söz istemişlerdir.
Sayın
Yıldız, buyurun.
Bir dakika süre
verilecektir.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TOKİ, bu ülkeye ihtiyaç bir kurumdur ancak AKP partizanca
davrandığı için TOKİ iyi yönetilmemektedir. TOKİ
gelecekle ilgili bir planlama yapmış mıdır,
yaptınız ise gelecekte dar ve orta gelirli vatandaşlarımız
için kaç konut, yüksek gelir gruplarına kaç konut yapmayı
planlamaktasınız? TOKİ, yaptığı
projeksiyonlarında eğer tabii yaptıysa- kaç yılda dar ve
orta gelirlilerin konut sorununun çözülmesini hedeflemektedir? TOKİ kâr
amaçlı konut da ürettiğine göre deniz kıyılarında da
yazlık inşa etmeyi düşünmekte midir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Tankut
YILMAZ TANKUT
(Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TOKİ tarafından protokoller kapsamında, pek çok
konuşmacı arkadaşımızın da belirttiği gibi,
176 okul, 162 hastanenin yaptırıldığı belirtilmektedir
veya bunların inşaat hâlinde devam ettiği ve büyük bir
kısmının da tamamlandığı ifade edilmektedir.
Şimdi sormak
istiyorum: Bu yapılan okul ve resmî binaların bedelleri ilgili
bakanlıklar tarafından TOKİye ödenmiş midir, şayet
ödenmediyse bu inşaatların maliyetleri nereden ve ne şekilde
karşılanmıştır? İlgili bakanlıklardan bu
ödenmeyen miktarlar ne zaman ve ne şekilde tahsil edilecektir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Uzunırmak
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
ilk yüklenicisi tasfiye edilmiş, iki veya üçüncü yükleniciye ihale
edilmiş kaç projeniz olmuştur? Hangi projeler yüzde kaçla tasfiye
edilmiş, sonra kaça ihale edilmiştir ve bu tasfiye edilen
inşaatlardan hukuka intikal ederek tasfiye edilenin
kazandığı kaç hukuki dava vardır?
İkinci
sorum: Meclis lojmanları devredildikten sonra acaba imarda bir
değişiklik yapılmış mıdır? Bu
değişiklik TOKİyi ne gibi etkilemiştir?
Üçüncü sorum:
Aydında da TOKİnin yaptığı inşaatlarla ilgili
vatandaşımız bayağı mağdurdur ve birçok
şikâyet bize intikal etmektedir. Sizlere, kuruma intikal eden
şikâyetler var mıdır ve bu şikâyetler için ne gibi
tedbirler düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Uzunırmak.
Sayın
Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, bir kez daha Malatyadaki
Beydağı ve Yamaç mahalleleriyle ilgili, toplu konutla ilgili oradaki
sorunu dile getirmek istiyorum.
Devlet, otuz
yıldır, kırk yıldır orada yerleşmiş, kimi
tapulu, kimi imarlı, kimi iskânlı, kimi tapu tahsisli arazilerini
Kırk yıldır, elli yıldır orada oturan insanların
eğer ellerinden o arsayı, o evi alıp yerine yeni konutlar
inşa edeceksek -tabii, yenileşmede fayda var ama- haklarını
vermek lazım. İnsanlar devletine güvenmeli. Bir şekilde, orada,
kamuoyunda bir güvensizlik doğdu, bir şekilde Haklarımız
verilmiyor. güvensizliği, her ne hikmetse, doğdu. Bu nedenle, bu
projenin uygulanmasından önce, özellikle TOKİ mutlaka insanları
ikna etmeli ve haklarının verileceği yönünde mutlaka güvence
verilmeli ve hakları verilmeli. Sayın Bakan, demin yüzde
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
hükûmetleriniz döneminde TOKİnin kamu kurumlarından zamanında
tahsil edemediği alacakları nedeniyle bankalardan kredi
kullanımı olmuş mudur? Kullanıldıysa ne kadar kredi
kullanılmıştır? Bu amaçla şimdiye kadar ne kadar faiz
ödemesi yapılmıştır? Bu faizin finansmanı nereden
karşılanmıştır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Taner
RECEP TANER
(Aydın) Sayın Bakan, kıyılardaki hazine arazilerinin
TOKİye tahsis edilmesinin neticesinde, TOKİ Başkanının,
arsa hâline getirilip satılacağı yönünde bir beyanı
basına yansıdı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Taner.
Sayın Bakan,
buyurun.
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Yıldızın sorusu:
TOKİ planlama yapıyor mu dar gelirli ve yüksek gelirli ihtiyaç
sahipleri için? Şüphesiz TOKİ planlama yapıyor. Dar gelirli
vatandaşlara 500 bin konut yapacağını daha önce kamuoyuyla
paylaşmış idi. Yüksek gelirli gruplara yapılacak
konutları zaten TOKİ doğrudan yapmıyor. Bildiğiniz
gibi, TOKİ, kaynak üretmek bakımından arsaları
yap-işlet-devret modeli gibi veya paylaşım modeli gibi
modellerle, kat karşılığı gibi modellerle
yüklenicilerle -bu konuda- diğer firmalarla pazarlık sonucu
değerlendiriyor, buradan elde ettiği gelirlerle de dar gelirli
vatandaşlarımızın konut ihtiyacını
karşılama cihetine gidiyor.
Sayın
Tankutun sorusu: Okul ve resmî binaların paraları o kurumların
ait olduğu yıl için ayrılan bütçelerinden işler
yapıldıkça istihkaklara göre karşılanıyor. Tabii,
bunlar, parayı ver, sonra işi yapayım tarzında değil;
ikisi de kamu olduğu için, TOKİ kendi programı, planları
çerçevesinde bu işleri yapmaya devam ediyor, belirli bir zaman
aralığı içerisinde de ödemeler geri yapılıyor,
bunlarda beş yıla kadar vade tanındığı da oluyor.
Esasen bu resmî binalar, okullara yeterli bütçe
ayrılamadığı için böyle bir modele gidildi. TOKİ
bunları yapıyor, bir anlamda peşin yap, taksitle öde modeliyle
bir an önce okul ihtiyacını karşılamış oluyoruz.
Gayet güzel bir model olduğunu düşünüyorum.
Sayın
Uzunırmakın sorusu yazılı olarak
cevaplandırılacaktır ama tasfiyeyle ilgili
kısmını arkadaşlar getirdiler, tasfiye edilen iş
sayısı otuz bir, diğer hususları da yazılı
cevaplandıracağız.
Sayın
Aslanoğlunun
Beydağı Kentsel Dönüşüm Projesinde hak
sahipleri, kiracılar da dâhil olmak üzere, hiç kimse mağdur
edilmeyecek ve mal oluş bedelinin yüzde 40 altında kendilerine yeni
konutlar verilecektir. Buradan ilgililere duyuruyoruz.
Evet, diğer
soru da kullanılan kredi miktarı ile ilgili. Şu ana kadar
TOKİ, kamu kurumlarından veya yaptığı diğer
yatırımların bedelini karşılamak amacıyla 900
milyon TL kredi kullanmıştır.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Kaç para faiz ödemiştir?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Tabii, piyasa şartları
faizleri belirliyor. Her kredi aynı şartlarda olamayacağı
için bu konuda toplu bir rakam takdir edersiniz ki söylemek şu anda mümkün
değil, bunu da yazılı cevaplandıracağız.
Diğer bir
kısım kıyılardaki, Sayın Tanerin sorusu,
kıyı arsaları
Esasında kıyı
arsalarının değerlendirilmesinin fevkalade özel
şartları var. Malum Kıyı Kanunu gereğince
kıyıya belirli bir mesafedeki arsaların mutlak
yapılaşma yasağı var. Belirli bir mesafeden sonraki
arsaların çok düşük yoğunlukta yapılaşma izni var. Bu
bakımdan her bir kıyı arsasını ayrı ayrı
değerlendirip ona göre işlem yapmak gerekiyor. Bu konuyla ilgili
bugüne kadar yapılan işlemler ve bundan sonraki planlar için sorunuzu
yazılı olarak cevaplandıracağız.
Arz ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Sayın Bakanım, soruma cevap alamadım.
Yaptığınız projeksiyonlara göre kaç yılda dar ve orta
gelirlileri ev sahibi yapacaksınız? diye sormuştum.
BAŞKAN
Soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
Madde üzerinde
dokuz önerge vardı. Ancak, yedi önerge geri çekildiğinden iki önergeyi
işleme alıyorum.
Bu iki önerge
aynı mahiyettedir ve önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 455 Sıra Sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 6ncı
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
M. Akif Hamzaçebi |
F. Murat Sönmez |
Yaşar Tüzün |
|
Trabzon |
Eskişehir |
Bilecik |
|
Engin Altay |
Akif Ekici |
Hüseyin Ünsal |
|
Sinop |
Gaziantep |
Amasya |
|
Ergün Aydoğan |
Şevket Köse |
Mehmet Sevigen |
|
Balıkesir |
Adıyaman |
İstanbul |
|
|
Hulusi Güvel |
|
|
|
Adana |
|
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 455 sıra sayılı tasarı
metninde yer alan 6. maddenin metinden çıkarılmasını arz
ederiz.
|
M. Kemal Cengiz |
Nevzat Korkmaz |
Mehmet Serdaroğlu |
|
Çanakkale |
Isparta |
Kastamonu |
|
Hasan Çalış |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Karaman |
Edirne |
|
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (Erzincan) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN -
Mehmet Sevigen, İstanbul Milletvekili, önerge üzerinde söz
istemişlerdir.
Buyurun
Sayın Sevigen. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
SEVİGEN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Balıkesirde kaybettiğimiz
işçi arkadaşlarıma buradan Allahtan rahmet diliyorum,
ailelerine de başsağlığı diliyorum.
Sevgili
arkadaşlarım, iktidar gelip geçicidir; birileri başka dönemlerde
iktidar olur, birileri başka dönemlerde iktidar olur, birileri başka
dönemlerde iktidar olur. Bu, millete kalmış bir şeydir.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. diye
yazıyor. Bu dönemde Adalet ve Kalkınma Partisine iktidar
verilmiştir ama bir arkadaşımızın Bu iktidara
karşı çıkanların kanı bozuktur. lafını
buradan yürekten kınıyorum. Yani bizim içimizden birisi bile
söyleseydi aynı tepkiyi gösterirdim. Adalet ve Kalkınma Partisinden
burada o kadar konuşmacı çıktı, kalkıp da buradan
birisi tek bir kelime söyleyerek kınama yapmadı.
Biz Kanı
bozuk kime deriz biliyor musunuz sevgili arkadaşlarım? Çorumda
fırınlarda, ekin tarlalarında insanları yakanların
kanı bozuktur, Sivasta otelde insanları yakanların kanı
bozuktur, Kahramanmaraşta sinemada insanları yakanın kanı
bozuktur, Başbağlarda çoluk çocuğu katledenlerin kanı
bozuktur, millete tükürenlerin kanı bozuktur. diye görürüz biz, millete
böyle bakarız. Yoksa bir dönem bir başka parti iktidar olur, bir
dönem başka biri. Her gelen, bir başka, muhalefetteki
eleştirdiği zaman Onların kanı bozuktur. diye hakaret
ederse ve buna iktidar partisi göz yumarsa, susarsa, eleştirmezse, topluma
karşı
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Gereğini yaptık, söyledik.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) Vermiş olabilirsiniz, disipline vermiş
olabilirsiniz, millet
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Onu da yaptık.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) - Burada -bak, disipline vermiş olabilirsiniz-
mühim olan milletin gözünde kınamanız, milletin gözünde.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Onu da yaptık.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) - Milletin gözünde kınıyor musunuz, bizim için
mesele yok. Yarın bu size de gelir. Yani düşmez kalkmaz bir Allah.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ama bakın
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) - Sevgili Başkanım, düşmez kalkmaz bir
Allah, size de gelir.
BAŞKAN
Sayın Bozdağ, lütfen
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) - Sevgili arkadaşlarım, konuya geleyim izin
verirseniz. Vaktimiz çok az, izin verirseniz konuya geleyim.
Bunu kınamak
lazım. Bugün size yarın bize. Bunu biz kınıyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim içimizden biri söylese onu da
kınıyoruz. Bilin diye söylüyorum.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) - İşte, biz de disipline sevk ettik.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) - Sevgili arkadaşlarım, TOKİnin gerçekten
yaptığı güzel şeyler var. Yaptığı güzel
şeyler için çok teşekkür ediyoruz. Ama bunun yanında -gerçekten
söylüyorum- İçişleri Bakanı Beşir Atalayın Türkiye
Belediyeler Birliğinde bir konuşması var, diyor ki sevgili
arkadaşlarım: Sakın ola arazileri yağmalamayın,
yeşil alanları yağmalamayın, planları
kolaylaştırmayın, gelecek nesillere sağlıklı bir
belde bırakmak istiyorsanız şehirlerimizin kültürel
yapısına dokunmayın, kimliğine dokunmayın,
silüetlerine dokunmayın. diye, İçişleri
Bakanımızın yaptığı, Belediyeler Birliğinde,
bir konuşması var. Ama TOKİ ne yapıyor? Şehir
merkezindeki yeşil alanları, yol artıklarını,
tarım arazilerini, mezarlıklarımızı bile
-mezarlıklarımızı bile, samimi olarak söylüyorum, sevgili
başkanım burada, İstanbulda, çoğu yerde- metropol hizmet
alanları içinde kalan bölgeleri bile imara açıyorlar ve bunları
ne yaparsanız
Yaptığınız güzel şeyler var, bir
şey demiyorum ama insanların mezarlarına bile sahip çıkamaz
noktaya geliyoruz TOKİ'yle.
Dallas gibi,
İstanbuldaki, Türkiyedeki şeyler; kimin eli kimin cebinde belli
değil. Bayındırlık Bakanlığı ayrı proje
yapıyor, TOKİ ayrı proje yapıyor, büyükşehir belediye
başkanı ayrı proje yapıyor sevgili arkadaşlarım.
Yani TOKİ planlarına göre İstanbul büyükşehir belediye
başkanı tamamen baypas edilmiştir. Kadir Topbaş, Adalet ve
Kalkınma Partisinin Belediye Başkanıdır ama benim ilimin
belediye başkanıdır. TOKİ, gelen bir bürokratlar kurulu,
TOKİ Başbakana bağlılığı
TOKİ,
Büyükşehir Belediye Başkanını, milletin oyuyla
seçilmiş Belediye Başkanını, bürokratları tamamen
baypas ederek onların yerine diledikleri gibi planlar uyguluyorlar sevgili
arkadaşlarım. Ve yine, burada, trafik yoğunluğuna bakmadan,
yapı yoğunluğuna bakmadan, plandaki yoğunluklara bakmadan
ayrıcalık izni alarak kamu menfaatlerine aykırı, planlara
aykırı, çevreye aykırı, yeşil alana aykırı
bütün bu projeleri uygulayarak kendilerine göre diledikleri projeyi,
diledikleri gibi yapıyorlar. Ali kıran baş kesen gibi hiç
kimsenin müdahale etme şansı yok, hiç kimsenin müdahale etme
şansı yok.
Adalet ve
Kalkınma Partisinin
TOKİnin -bilin diye söylüyorum-
bürokratlarının, çoğunda oluru yok sevgili
arkadaşlarım, yaptığı imzaların çoğunda olur
yok. Hiçbir meslek odalarının oluşumu yok; mimarlar
odasının oluşumu yok, şehir planlamacılarının
oluşumu yok, müteahhitler odasının oluşumu yok. Tamamen,
dediğim gibi, kendine göre bir uygulama yapıyorlar. Halkın
bölünmüşlüğünü sağlıyorlar.
Burada, bizim,
Sarıgölde bir Roman mahallemiz var -sevgili başkanım
biliyorsunuz, diyoruz ki: Bu Roman mahallesi veyahut da işte
Sarıyerdeki mahalleler
TOKİ alıyor ya yerinden
Değişim yapacağız. diye, bunları götürüyorlar
Haraççıya, en az
Dolar
milyonerleri yarattı TOKİ, dolar milyonerleri. Biraz önce bir
arkadaşım söyledi, Japonyada bile böyle dolar milyonerleri yok.
Yani, şunu
anlatmaya çalışıyorum: Gariban müteahhitlerin parası
verilmiyor, zengin müteahhitlerin parası veriliyor. Rezidans
yapıyorsanız, konaklar yapıyorsanız paranızı
alıyorsunuz. Ama doğuda herhangi bir yerde siz halka bir konut
yapacaksanız, bunlar parasını alamıyor, perişan
oluyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Sevigen, lütfen tamamlayınız.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) Hemen bitiriyorum.
Yani o kadar çok
konuşulacak şey var ama, şunu bilin diye söylüyorum: Sevgili
arkadaşlarım, eskiden İstanbula geldiğiniz zaman
İstanbuldaki Ayasofyayı, Sultan Ahmet Camiini görürdünüz, tarihî
Dolmabahçe Saraylarını görürdünüz. Şimdi geldiğimiz zaman
İstanbulda gökdelenleri görüyoruz, bunları görmemiz mümkün
değil.
Ataköydeki
olayla da ilgili söylüyorum, sevgili arkadaşlarım. İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı, Adalet ve Kalkınma Partisinin
Belediye Başkanı TOKİye dava açıyor, dava burada.
TOKİye dava açıyor buraları yapamazsınız diye ama
nedense belli bir süre sonra Belediye Başkanı bunu çekmek zorunda
kalıyor yani Turizm Bakanlığının baskısıyla
buradaki iddiasını, mahkemede kazanma noktasında olan
davasını çekme noktasında kalıyor. Niye çekiyor
arkadaşlarım? Biraz önce Nusret Başkanım söyledi. Niye
Belediye Başkanı mahkemeye veriyor, niye çekiyor ve Belediye
Başkanı, gerçekten TOKİdeki, yönetim kurulundaki
arkadaşlarım Turizm Bakanlığının emrinde mi, onun
emrinde mi çalışıyor, yoksa millete hizmet için mi kuruldu bu
TOKİ? Sevgili arkadaşlarım, Büyükşehir Belediye
Başkanı, dediğim gibi, çekiyor davayı, şimdi TOKİ
orada istediği gibi at koşturmak için çaba sarf ediyor.
Bir önerim var
Sevgili Başkanım, eğer böyle dilediğimiz yerlere yapacaksak
Çankayanın göbeği çok meşhur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Sevigen.
MEHMET
SEVİGEN (Devamla) Orada yükseklik de var, rahat da satabilirsiniz.
Gerekirse Çankayanın göbeğine ya da Meclisin önündeki arsalar
boş, buraya da büyük rezidanslar yapalım, burada rahat satarız.
Dinimiz, imanımız para olmuş diye düşünüyorum.
Hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Diğer önerge üzerinde söz isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili.
Buyurun
Sayın Korkmaz. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 455 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 6ncı maddesi hakkında verdiğimiz
önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu maddeye
ihtiyaç olmadığını, dolayısıyla tasarı
metninde yer almasına da gerek olmadığını ifade etmek
istiyorum.
Yine sözlerimin
başında Balıkesirde yaşanan grizu faciasıyla ilgili
olarak üzüntülerimizi ifade ediyor, hayatını kaybeden
kardeşlerimize Allahtan rahmet, üzüntülü ailelerine ve aziz milletimize
de başsağlığı diliyorum ve artık bu tür
facialarla ilgili Hükûmetin üzüntülerini ifade etmenin dışında
da yapması gerekenler olduğunu hatırlatıyor ve AKP Hükûmetini
de bu tür faciaların yeniden yaşanmaması için göreve davet ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, dağı taşı özelleştiren hem de
bazı tesisleri yok fiyatına satan AKP, söz konusu TOKİ olunca
birden çark ediyor, her şeyiyle özel sektörün faaliyet alanı olan
inşaat sektörünü devletleştiriyor, yapsatçı müteahhitlere
özeniyor, kendi sermaye sınıfını yaratmak üzere
TOKİyi, affedersiniz, vıcık vıcık kullanıyor.
Değerli
milletvekilleri, AKPnin en sevdiği kurum TOKİ. Sanmayın ki
sosyal konut ürettiği için; siyasi gücüne güç kattığı,
şovunu TOKİ üzerinden yaptığı için. Bu tespit bir
muhalefet milletvekilinin değil, Yüksek Seçim Kurulu yapmış bu
tespiti, Seçim Kanununa aykırı bulmuş yapılanları.
AKPnin seçim şovuna dönüştürdüğü Erzurum törenlerinden
bahsediyorum. Siyasi nezaketten, adaletten, eşitlikten, demokrasiden
bahsedenlerin devlet imkânlarıyla nasıl siyaset
yapılacağını Türkiyeye göstermiş olmaları tam
bir Cingöz Recailik durum.
Yargı
kararını aşmak için takiyeye, aldatmaya ve çalıyı
arkadan dolaşmaya tevessül etmeniz gözlerden kaçmamaktadır. Yeni bir
yöntem icat edivermişsiniz hemencecik. Sayın Başbakan önce
Başbakanlık otobüsüyle TOKİnin anahtar teslim törenine
katılmış, sonra otobüs değiştirip, seçim otobüsüne
geçip miting meydanına intikal etmiş, seçim sloganları
arasında konuşmasını yapıvermiştir. Bu takiye ve
arkadan dolaşma, hakkını vermek lazımdır ki,
Sayın Başbakana çok yakışmıştır ancak
demokratik kültüre, devlet adamlığına
yakışmış mıdır, maalesef aynı şeyi
söyleyemeyeceğim.
Değerli
milletvekilleri, özel sektöre verilecek destekler, onlara iş verilmesi,
onların işin içerisine çekileceği organizasyonlar
yapılması dururken, sektörün devletleştirilmesi ve binlerce
kişinin ekmeksiz kalmasıdır itirazımızın nedeni.
Örneğin, Ispartaya sosyal konutlar yapılacaksa, arsa temininden
proje desteğine, uygun kredi şartlarından vergi
kolaylıklarına kadar birtakım destekler verirsiniz,
Ispartalı inşaat mühendislerini, müteahhitleri bir araya getirirsiniz
ve onlara yaptırırsınız. Dışarıya
açılabilecek özel sektör temsilcileri, iş adamları yaratmak
varken şu anda borcu milyonlarca doları bulmuş, yarın ülke
ekonomisini girdaba sürükleyecek TOKİ gibi kurumlar yaratmaya da tevessül
etmezsiniz.
Değerli
milletvekilleri, bir yıldan fazla oldu, Grup Başkan Vekilimiz
Sayın Oktay Vural Bey ile birlikte bir basın toplantısında
açıklamıştık. Devlet memurlarından toplanan zorunlu
tasarruf teşvik hesaplarının yüzde 48inin hak sahiplerine geri
ödenmediğini, bunun da yaklaşık o günkü parayla -ki bugün daha
fazladır bu miktar- 6 katrilyon 860 trilyon lira olduğunu iddia
etmiştik. Buraya biraz önce çıkan arkadaşımız KEY
hesaplarından bahsetti. Değerli arkadaşım, zorunlu tasarruf
teşvik hesapları ve KEY hesapları farklıdır. Zorunlu
tasarruf hesabını tasfiye ediyorum diye AKP Hükûmeti memurların
alacağının yarısına el koymuş, eksik ödeme
yapmıştır. Tüm memur sendikalarına da haklarını
arama çağrısında bulunmuştuk. (AK PARTİ
sıralarından Hadi be sesi, gürültüler)
Hadi be. diyeceğine, bir ara ben sana
gerçekleri izah edeyim, ondan sonra sen Hadi be. de.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen müdahale etmeyin.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) Memurlarımızı da bu şekilde
kırmamış oluruz.
RECEP KORAL
(İstanbul) Kulağın duymuyor senin.
RECEP TANER
(Aydın) Dinlemesini öğren, dinlemesini.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) Tüm memur sendikalarına da haklarını arama
çağrısında bulunmuştuk. Bu rakama bütçede de yer
verilmediğini gördük. Çünkü o zaman bu paranın ödenmediği ortaya
çıkacaktı. Bu paraların hangi harcamalarda
kullanıldığını sormuş ve açıklama
beklemiş idik. Üzerinden on beş ay geçmiş olmasına
rağmen Hükûmet sessizliğini koruyor. Bu kriz ortamında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, lütfen tamamlayınız.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla)
5 kuruşa muhtaç hâle getirilmiş memurun
hakkının üzerine yatılmaya devam ediliyor ancak
vatandaşın bu hakkını sormaya devam edeceğiz.
Sayın
Başbakan, ülkemizin dünyanın 17nci büyük ekonomisi olduğunu
söylüyordunuz, 17nci büyük ekonomi vatandaşın parasına,
vatandaşın hakkına göz diker mi? Bu parayı nereye
harcadınız, onların rızasını aldınız
mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kıymetli
arkadaşlarım, bu tür tepkiler verme yerine bu söylenenler hakikaten
doğru mudur, eksik midir, yanlış mıdır; bir, lütfen
bunları tespit etme, bunları öğrenme yolunu seçiniz. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
S. NEVZAT KORKMAZ
(Devamla) Sözlerimin sonunda bu sorulara acil cevaplar beklediğimizi
belirtiyor, önergenin kabulü dileğimle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
6ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremiz sona ermiştir.
Alınan karar
gereğince, İçişleri Bakanı Beşir Atalay
hakkındaki gensoru önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağına ilişkin görüşmeleri yapmak ve kanun
tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 25
Şubat 2010 Perşembe günü saat 13.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.00