DÖNEM: 23 CİLT: 64 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
76ncı
Birleşim
23 Mart 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMA
IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Malatya Milletvekili
Öznur Çalıkın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatyada meydana gelen
don afetine ilişkin gündem dışı konuşması ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, 21 Mart Nevruz Bayramı ve önemine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ve Türkiyenin pek çok bölgesinde
bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde
Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, 17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatyada
meydana gelen don afetine ilişkin açıklaması ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
3.-
Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkayanın 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
5.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, 21 Mart Nevruz Bayramına ilişkin
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun (6/1612) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/193)
2.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, (2/499) esas numaralı Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/194)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/631)
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersindeki
tarım ürünleri yetiştiricilerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/632)
3.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin, Mersin ilinde
işsizlik ve yoksulluktaki artışın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/633)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, işsizlik
sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/634)
C) Tezkereler
1.- Bazı
milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1127)
2.-
Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuşa ödenek ve yolluğunun
verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1128)
VII.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı kanun
tasarılarının İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
VIII.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 477 sıra
sayılı Kanun Tasarısının temel kanun olarak
görüşülmesinin İç Tüzükün 90 ve 91inci maddelerine aykırı
olması nedeniyle Danışma Kurulu önerisinden
çıkarılması gerektiğine ilişkin Oturum
Başkanının tutumu hakkında
IX.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, elektrik zammı ile ilgili
açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısıdan sözlü soru önergesi (6/885) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
2.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, THY Malatya merkez ofisinin
kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1005) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
3.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, THY çağrı merkezindeki
işten çıkarmalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1006) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
4.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, sulamada kullanılan elektrik
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1017) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
5.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THY dış hat seferlerinde
bazı gazetelerin alınmadığı iddiasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1039) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THYdaki çağrı merkezlerinde
çalışanlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1047) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
7.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İstanbuldaki hizmet binasının
taşınmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1195) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
8.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, hazırlandığı iddia edilen
bir kanun tasarısı taslağına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1202) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
9.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, personel arasındaki ücret
farklılıklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1204) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
10.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, denetim tazminatı alamayan bazı
personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/1205) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
11.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, otuz yaş üstü araç sahiplerinin
sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1223) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
12.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir medya grubuna verilen vergi
cezasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1279) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
13.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, varlık barışı
uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1284) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
14.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bütçe revizyonuna ve temel ihtiyaç
maddelerinde KDV indirimine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1326) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
15.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, yapılandırılan vergi
borçlarını ödeyemeyenlerin durumuna ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1348) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
16.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantep TEDAŞ Müdürlüğünün
oluşturduğu kaynağa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1369) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
17.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, gelir uzmanlığına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1452) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
18.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, gelir uzmanlığına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1453) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
19.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, gelir uzmanlığına yapılan
atamalara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1454) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
20.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki çiftçi birliklerinin
elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1516) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
21.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, bazı çiftçilerin TEDAŞa olan
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1591) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
22.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, elektrik
sayaçlarının değiştirilmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1600) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
23.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, otomobillerden alınacak bir
vergiye ilişkin sözlü soru önergesi (6/1623) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
24.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, Tarsus sahil bandındaki tesislerin
tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1667) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
25.-Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, çiftçilerin elektrik borçlarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1670) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
26.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, tarımsal sulamada kullanılan
elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1685) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
27.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki işsizlik
oranını azaltacak çalışmalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1720) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
28.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki işsizlikle
ilgili proje ve yatırımlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/1721) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
29.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki işsizliğe
yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1722) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
30.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, emeklilere yapılan zammın
kaynağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1752) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Midyattaki elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1784) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
32-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, yatırım
araçlarının vergilendirilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1791) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
33.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa ilçesindeki bir binanın Gazi
Osman Paşa Üniversitesine devredilmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1841) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
34.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa ilçesindeki bazı
binaların Adalet Bakanlığına devredilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1842) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
35.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, tüpgazdaki ÖTVye ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1867) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
36.-Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, esnaf ve sanatkârların vergi
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1885) Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
37.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKe alınan personele
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
sözlü soru önergesi (6/914)
38.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Kayısı Festivalindeki
yemek duasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/918)
39.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, DSİnin verdiği HES yapım
izinlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/991)
40.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin sulama birliklerine
devrettiği su kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1018)
41.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, yükseköğrenim öğrenci-lerinin
yurt ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1038)
42.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, Topkapı Sarayındaki
personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1040)
43.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, ulaşımda akaryakıt
desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041)
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma
Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna
Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.-
Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun; Türk Dünyası
İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/805, 2/549) (S. Sayısı:
485)
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Pandemi Kuruluna ve bir
aşının prospektüsüne ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/11932)
2.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, yeni kamu personel rejimi
çalışmalarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcının
cevabı (7/12061)
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, vekâleten yürütülen üst
yönetim görevlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
Hayati Yazıcının cevabı (7/12240)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Atatürk'e hediye edilen Kur'an-ı
Kerimin sergilenmesine ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/12481)
5.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylaninin, Hakkâride dağıtılan kömürlere
ve hava kirliliğine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı (7/12602)
6.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki atık su bertarafına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/12653)
7.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, atık suların bertarafına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/12655)
8.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Fethiye-Kumluovadaki kanalların
ıslahına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/12724)
9.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bir ormanlık alanın işgal edildiği
iddialarına ilişkin sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/12728)
10.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, üniversite mezunlarının
istihdamına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/12733)
11.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, bir köydeki tahribat iddiasına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı (7/12759)
12.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, Mersindeki turizm yatırımlarına
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı (7/12760)
13.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Lara-Kundu bölgesindeki plan
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12761)
14.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, Yıldız
Sarayı Müzesinde tarihî eşyaların hurdaya çıkarılarak
satıldığı haberlerine ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12762)
15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Seferihisarın, sakin
şehir üyeliğinin desteklenmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12763)
16.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir parti faaliyeti için resmî
yazıyla bilgi istenmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12764)
17.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, AB Genel Sekreterliği
müşavirliklerine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Egemen
Bağışın cevabı (7/12804)
18.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekicinin, Yozgat İŞKUR İl Müdürlüğüne
yapılan başvurulara ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/12828)
19.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankarada bazı tarihî eserlerin
bulunduğu alanlardaki çalışmalara ilişkin sorusu ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/12917)
20.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, katkı ve öğrenim kredisi geri
ödemelerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet
Çubukçunun cevabı (7/12963)
21.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki özürlülere
yönelik meslekî rehabilitasyon hizmetlerine ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı (7/12986)
22.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Rusyaya yapılan ihracata yönelik
çalışmalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/12989)
23.-
İstanbul Milletvekili Necla Aratın, Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneğinin burs projesine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Selma Aliye
Kavafın cevabı (7/13082)
24.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, banka promosyonunun kullanımına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/13160)
I- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00te açılarak beş oturum yaptı.
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, küçük esnaf ve sanayicinin vergi
ve sigorta borçlarının yeniden yapılandırılmasına
ilişkin gündem dışı konuşmasına
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım;
Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Elâzığdaki depreme ve
depremin meydana getirdiği sorunlara,
Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, demokrasinin geliştirilmesinin
işsizlik ve açlığın giderilmesinin üzerindeki etkilerine,
İlişkin
gündem dışı konuşmaları ile Yozgat Milletvekili Osman
Coşkunun, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin
95inci yıl dönümüne ilişkin açıklamasına Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç;
Cevap verdi.
Yozgat
Milletvekili Osman Coşkun,
Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan,
Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncı,
Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut,
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal,
18 Mart
Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferinin 95inci yıl
dönümüne ilişkin birer açıklamada bulundular.
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin:
Ana dilinde
eğitim konusunun araştırılması (10/627),
Toplumsal olaylar
sonucu cezaevinde bulunan çocukların sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
(10/628),
Terörle Mücadele
Kanununa muhalefetten dolayı tutuklu bulunan çocukların
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi (10/629),
Doğu ve
Güneydoğu Anadoludaki kadın intiharlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
(10/630),
Amacıyla
birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
5inci sırasında
bulunan, Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasının
Ana Sözleşmesinde Değişikliğin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/786) (S. Sayısı:
460),
6ncı
sırasında bulunan, Uşak Milletvekili Nuri Uslunun, 6831
Sayılı Orman Kanununa Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları
Raporlarının (2/325) (S. Sayısı: 417),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü sırasında
bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen ve görüşmelerine devam olunan Biyogüvenlik Kanunu
Tasarısı ile Çevre, Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler, Avrupa Birliği Uyum ile Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonları Raporları (1/789) (S.Sayısı:
473) kabul edildi ve kanunlaştı.
23 Mart 2010
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 18.28de son
verildi.
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Murat
ÖZKAN Yusuf
COŞKUN
Giresun Bingöl
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 104
II.- GELEN KÂĞITLAR
19 Mart 2010 Cuma
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Türkiyede kaçak olarak bulunan
yabancılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12523)
2.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, küçük esnaf ve sanatkarın
korunmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12524)
3.- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, özelleştirme sonrası Türk
Telekomun durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12525)
4.- Manisa Milletvekili Erkan
Akçayın, alışveriş merkezlerine yönelik düzenleme yapılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12528)
5.- İzmir Milletvekili
Bülent Baratalının, dinleme ve takiple ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12530)
6.- İzmir Milletvekili
Bülent Baratalının, Kamu İhale Kurumu tarafından iptal
edilen İzmir metrosu ihalesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12531)
7.- Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, Hacettepe Tıp Fakültesindeki bir
tedavi ünitesinin durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12532)
8.- Mersin Milletvekili Kadir
Uralın, Dışişleri Bakanlığı konutuna
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12534)
9.- İzmir Milletvekili
Oğuz Oyanın, TMSFnin satışlarına ve özelleştirmelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12536)
10.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, Pendik
ilçesinin bazı köylerindeki imar sorununa ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12537)
11.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki
belediyelerin İller Bankasına olan borçlarına ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12538)
12.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, özürlü
istihdamındaki teşvik uygulamasına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12539)
13.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Musabeyli Barajı
Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12544)
14.- Muğla Milletvekili Metin Ergunun, Yuvarlakçaya kurulacak
hidroelektrik santralinin çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12545)
15.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarızın, Ergene
Havzasındaki çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12546)
16.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin, Giresundaki HES
projelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12547)
17.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, muhtarların ekonomik
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12550)
18.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki
belediyelerin denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12551)
19.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki
belediyelerin atık altyapısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12552)
20.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, terör
zararlarının tazminine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12553)
21.- Siirt Milletvekili Osman Özçelikin, bir teröristin cesedinin
teslimine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12554)
22.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adıyaman-Kahtada
öldürülen kız çocuğuna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12555)
23.- Mersin Milletvekili Kadir Uralın, ABDli bir generalin Türkiye
ziyaretine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12556)
24.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, TEKEL
işçilerinin eylemine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12557)
25.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, yerel eşitlik birimi
kadrosuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12558)
26.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, illerde toplumsal cinsiyet
eşitliği komisyonu kurulmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12559)
27.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, TEKEL
işçilerinin eylemine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12560)
28.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homrişin, Batman-Beşiri
Belediyesinde işten çıkarılan işçilerin mağduriyetine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12561)
29.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Yozgat Defterdarlık
Hizmet binasının yıkım işine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12564)
30.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, TEKEL
işçilerine yönelik çözüm önerilerine ve işçilerin banka
hesaplarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12565)
31.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, sözleşmeli
personelin özür grubu atamalarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12566)
32.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir
öğretmene verilen ceza ve ödüllere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12567)
33.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, dershanelere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12568)
34.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Yozgatta tarımın
desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12574)
35.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Yozgatta bazı
tarımsal uygulama çalışmalarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12575)
36.- Muğla Milletvekili Metin Ergunun, Yuvarlakçaya kurulacak
hidroelektrik santralinin tarıma etkilerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12576)
37.- Muğla Milletvekili Gürol Erginin, çiftçilerin Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12577)
38.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun,
hayvancılıktaki hibe desteklerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12578)
39.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, hayvancılık
sektöründeki teşviklere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12579)
40.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, Eğribel Geçidine
tünel yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12580)
41.- Samsun Milletvekili Suat Binicinin, Vezirköprü-Durağan
karayolundaki trafik güvenliğine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12581)
42.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, yüksek
hızlı trenin sefer güvenliğine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12582)
43.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bazı
ulaşım projelerinin güzergahlarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12583)
44.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Türk Telekomun
gayrimenkullerine ve STKlara verilen arazilere ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12584)
45.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın, Sri Lankada
gözlem altında bulunan iki kaptana ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12585)
46.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın,
Afganistandaki Türk birliklerinin görevlerine ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12590)
No.: 105
22 Mart 2010 Pazartesi
Tezkere
1.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındırın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1126) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18.03.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Kumköy Regülatörü ve HESin devrine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1918) (Başkanlığa geliş tarihi:
08/03/2010)
2.- Mersin Milletvekili Behiç
Çelikin, karayollarındaki trafik güvenliğine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1919)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
3.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, bir beldenin yolunun yapımına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1920)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
4.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, formasyon eğitiminde aranan şartlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1921)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
5.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, eczanelerden ilaç alımının SGK sistemine
bağlanmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1922) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08/03/2010)
6.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bir köyün yol sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1923) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/03/2010)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı illerde sel taşkınları nedeniyle
yapılacak çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1924) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/03/2010)
8.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı faaliyetlere ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1925) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/03/2010)
9.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahandaki bazı çalışmalara ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1926)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
10.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, çiftçi destekleme ödemelerine haciz konulmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1927) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
11.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bir köyün içme suyu şebekesine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1928)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
12.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bir köyün yol sorununa ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1929) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/03/2010)
13.- Adana Milletvekili
Kürşat Atılganın, TSKnın bir uçak alım
sözleşmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1930) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Muğla Milletvekili Ali Arslanın, banka promosyonunun
kullanımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/13160)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
2.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, bazı eski
milletvekillerine yapılan ödemelere ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13161)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26/02/2010)
3.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Edremitte
Körfez Üniversitesi kurulmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13162) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki kamu
binalarının jeolojik etütlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13163) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
5.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, sabit hatlardaki
ücretlendirmeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13164)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
6.- İzmir Milletvekili Harun Öztürkün, kullanma izni bulunmayan
yapılara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13165) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
7.- İzmir Milletvekili Harun Öztürkün, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13166)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
8.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Çatalzeytin
TOKİ afet konutlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13167) (Başkanlığa geliş tarihi:
09/03/2010)
9.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın,
KOBİlerin desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13168) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/03/2010)
10.- İzmir Milletvekili Kemal Anadolun, TRTnin
yaptırdığı programlara ve personel alımına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13169)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
11.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, Bursada depreme yönelik
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13170) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
12.- Afyon Milletvekili Halil Ünlütepenin, Marmara Depreminden sonra
getirilen vergilere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13171) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
13.- Kocaeli Milletvekili Hikmet Erenkayanın, özürlü TEKEL
işçilerinin istihdamına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13172) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
14.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bazı illerde
depreme yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13173) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/03/2010)
15.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, deprem vergisi olarak
bilinen vergilere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13174) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
16.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın, ABD Başkanı
ile görüşmesine ve Ermeni tasarısına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13175)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
17.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, Sabahattin Alinin
ölüm olayına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13176) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
18.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, meslek yüksekokulu
mezunlarının sorunlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13177) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
19.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın,
işsizliğe ve meslek edindirme kurslarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13178)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
20.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, kamu
kuruluşlarının bir otelde yapılan toplantılarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13179)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
21.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Kamu
Personeli Seçme Sınavına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13180) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
22.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, muhtarların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13181) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
23.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, kredi kartı
borçlarının yeniden yapılandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
24.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, çiftçilerin kredi
kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13183) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
25.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, ÖSYM
sınavlarında alınan ücrete ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13184) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
26.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, cezaevlerinde tecrit
uygulandığı iddialarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13185) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
27.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, cezaevlerinde
yapıldığı iddia edilen bazı uygulamalara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13186)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
28.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, bazı tutukluların nakil
talebine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13187) (Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
29.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatın
ilçelerinde Sosyal Güvenlik Merkezi açılmasına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13188) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
30.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, işçi emeklilerinin
maaşından yapılan bir kesintiye ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13189)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
31.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, kayıt
dışı istihdama ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13190)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
32.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki
işsizliğe ve meslek edindirme kurslarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13191) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
33.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Medula Reçete
Provizyon Sistemine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13192)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
34.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde sel
taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13193) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
35.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarızın, Hamzadere ve Çakmak
Barajlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13194) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/03/2010)
36.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, bir
taşocağı için verilen ÇED raporuna ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13195)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
37.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, bir yatırım
teşvikine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/13196) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
38.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Gaziantepteki
çiftçilerin Ziraat Bankasına kredi başvurularına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/13197) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
39.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki sanayicilere
verilecek enerji destek primlerine ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/13198) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
40.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Batman Gümrük
Müdürlüğünün kapatılmasına ilişkin Devlet Bakanından
(Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13199)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
41.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarızın, Edirne
Gümrüğündeki bir uygulamaya ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13200)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
42.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Irak seçimlerine
gözlemci heyet gönderilmesine ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13201)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
43.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, bazı ülkelerdeki terör örgütü
kamplarına ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13202) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
44.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, otoprodüktörlerin
elektrik enerjisi satışına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13203)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
45.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Maden İşleri Genel
Müdürlüğünün bir AB Projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13204)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
46.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Maden İşleri Genel
Müdürlüğündeki personel yönetimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13205)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
47.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Kemalpaşa
ilçesinde verilen bir taşocağı ruhsatına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13206) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
48.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, belediyelere
gönderilen ödeneklere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13207) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
49.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın,
Kadıköy Salı Pazarının taşınmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13208) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
50.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Jandarma
Er Eğitim Tabur Komutanlığının
taşınacağı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
51.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, görev şehidi
yakınlarının kamuda istihdamına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13210)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
52.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Kırıkkale Belediyesi
işçilerinin ücretlerinin zamanında ödenmediği iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13211) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
53.- Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, bazı belediyelerin
hafta tatili gününü değiştirmeye çalıştığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13212) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/03/2010)
54.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki trafik suçları
ve kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13213) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
55.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, Elazığdaki
depreme ve depremlere yönelik önlemlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13214)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
56.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın,
uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13215) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
57.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının,
Tekirdağ Kültür Merkezinin yapımına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13216)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
58.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, Çimpe Kalesinin
restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13217) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
59.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepte tarih ve
kültür varlıklarına yönelik çalışmalara ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13218)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
60.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Bingöldeki belediyelere aktarılan kaynağa ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13219)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
61.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, Meram Elektrik
Dağıtım A.Ş.nin özelleştirilmesine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13220)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
62.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, özelleştirilen
kuruluşların geçici personel olarak istihdam edilen
çalışanlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13221) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2010)
63.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın, TEDAŞın
aydınlatma direkleri için yaptığı ödemelere ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13222)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
64.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylaninin, ücretli öğretmen
istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13223) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
65.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının,
okulların güvenliğine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13224) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
66.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Simav ilçesine Fen
Lisesi açılmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13225) (Başkanlığa geliş
tarihi: 09/03/2010)
67.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki
okullarda ilkyardım seti bulundurulmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13226)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
68.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerdeki okullarda
ilkyardım seti bulundurulmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13227)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
69.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, öğretim üyeleri
hakkındaki intihal iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13228)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
70.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bir lisede
yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13229)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
71.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın,
Antalyanın üniversite giriş sınavındaki başarı
durumuna ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13230) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
72.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, okul
bahçelerinin otopark olarak kullanılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13231)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
73.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki
öğrenci yurtlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13232) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/03/2010)
74.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bazı
dönemlerde ek ders ücretlerinin kesilmesine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13233)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
75.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, yargı
tarafından ataması iptal edilen personele ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13234)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
76.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, döner
sermayelerden alınan paylara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13235) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
77.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, trafik
kazası geçirenlere verilen sağlık hizmetlerinin bedelinin
ödenmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13236) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
78.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, bir sağlık
ocağındaki sağlık personeli açığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13237) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
79.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, bir hastane
yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13238) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
80.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, OSBler bedelsiz arsa
tahsisine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13239) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
81.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Kemalpaşa
OSBnin genişleme alanındaki kamulaştırmalara ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/13240)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
82.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, hayvancılık
sektöründeki bir desteklemeye ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13241)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
83.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, tarımsal sulamadaki
elektrik borçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13242)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
84.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, hayvan alımlarında
hibe desteği uygulamasının
yaygınlaştırılmasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13243)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
85.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, hayvancılıktaki
bir teşvik uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13244)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
86.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, gıda denetimlerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13245) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
87.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, bir sel felaketinden
etkilenen çiftçilere yapılacak desteklemelere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13246)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
88.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, çiftçilerin sulamada
kullandıkları elektrik borçlarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13247)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
89.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, gübre, mazot ve et fiyatlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13248) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
90.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, et ve süt ürünleri
ihracatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13249) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/03/2010)
91.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, e-telgraf sistemine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13250) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
92.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, İpsala Hudut
Kapısı yol çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13251)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
93.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bursanın
hava ulaşımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13252) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
94.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konya
dış çevre yolu projesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13253)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09/03/2010)
95.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, bir tren yolu
inşaatında oluşan soruna ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13254)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
96.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, yerel basına ilan
desteğine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/13255)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
97.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, AB fonlarının
kullanımına ilişkin Devlet Bakanından (Egemen
Bağış) yazılı soru önergesi (7/13256)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2010)
98.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, 1973te ölen bir
kişiye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13257) (Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
99.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın,
Andımızla ilgili açıklamasına ve Danıştaya
sunulan savunmaya ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13258) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/03/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, istisnai memuriyet kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/11808)
2.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğanın, domuz gribi aşılarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11847)
3.- Eskişehir
Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, hasta hakları ihlallerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11849)
4.- Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllünün, yenilenen bir hastanedeki kapasite kullanımına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11850)
5.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın, özürlü istihdamına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11851)
6.- Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllünün, Antalya balıkçı barınağı projesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12516)
7.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürkün, Poyrazköyde ABD Konsolosluğunun bir
aracının görüldüğü iddiasına ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12518)
8.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Amasraya kurulması planlanan
termik santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12519)
9.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, TEKEL bünyesindeki bir şirketin yönetimine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12592)
10.- Hakkari Milletvekili
Hamit Geylaninin, bir olayla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12593)
11.- Sinop Milletvekili Engin
Altayın, okullarla ilgili bazı verilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12594)
12.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, bir belediyenin
yaptığı itfaiye eri alımı sınavına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12595)
13.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, bazı
özelleştirmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12597)
14.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, konut ve
taşıt kredisi kullanıcılarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12598)
15.- İstanbul Milletvekili Ümit Şafakın, Sinoptaki
belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12599)
16.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Tire-Yenişehir
Göleti projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12600)
17.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Menemen ilçesindeki
bazı köylerin su sorununa ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12601)
18.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, kadın
istihdamına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12603)
19.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Marmaray Projesinde
arkeolojik kazılarda çalışanların durumuna ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12604)
20.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, parti
binalarına yönelik saldırılara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12605)
21.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, özel güvenlik
bürolarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12606)
22.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vanda boşaltılan
köylere geri dönüşe ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12607)
23.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Uluderede bir
minibüsün taranması olayına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12608)
24.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Tut ilçesinde ham
toprak vasıflı arazilerin kiraya verilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12609)
25.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Menemen ilçesindeki
bazı köylerin sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12610)
26.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, İzmir İl
Özel İdaresine ait araç ve makine parklarının
kullanımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12611)
27.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Tire ilçesinin
bazı köylerindeki sorunlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12612)
28.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Tire ilçesindeki bir
köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12613)
29.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Tire ilçesindeki bir
köyün sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12614)
30.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Menemen ilçesindeki
bir köyün yol ve okul sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12615)
31.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Menemendeki bir
köyün bazı sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12616)
32.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Uluderede bir minibüsün taranması olayına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12618)
33.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, bazı mali
verilere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12619)
34.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyada
belediyelerinin aldığı Hazine yardımlarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12620)
35.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, elektrik
borçlarının faturalandırılmasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12621)
36.- Antalya Milletvekili Hüseyin Yıldızın, bazı
belediyelerin aldıkları Hazine yardımına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/12622)
37.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Sinoptaki
belediyelere yapılan Hazine yardımlarına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12623)
38.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Balya
ilçesindeki lise binası ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12624)
39.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, bir soruşturma raporuna
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12625)
40.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Ankarada otopark
olarak kiraya verilen okul bahçelerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12626)
41.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
İstanbuldaki bazı projelere ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12631)
42.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, THY seferlerindeki
gecikmelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12632)
43.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, doğalgaz ve
petrol ithalatına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12633)
44.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Kürtçe Kuran
meali çalışmasına ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Çelik) yazılı soru önergesi (7/12635)
No.: 106
23 Mart 2010 Salı
Tasarılar
1.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik
İşbirliği Antlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/834)
(İçişleri ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.3.2010)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Örgütü
(UNIDO) Arasında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/835) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10.3.2010)
Teklifler
1.- Gaziantep Milletvekili
Hasan Özdemir ve 20 Milletvekilinin; Devlet Memurları Kanunu, Emniyet
Teşkilatı Kanunu ile Bakanlıklar ve Bağlı
Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/637)
(İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.3.2010)
2.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin; Tarihi Sinop Cezaevinin Sabahattin Ali Müzesi
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/638) (Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
10.3.2010)
3.- Trabzon Milletvekili
Süleyman Latif Yunusoğlu ve 14 Milletvekilinin; 8/6/1984 Tarihli ve 233
Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/639) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.3.2010)
4.- Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi ve 2 Milletvekilinin; 2972 Sayılı Mahalli İdareler
ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/640) (Anayasa ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2010)
5.- Mersin Milletvekili Akif
Akkuş ve 21 Milletvekilinin; Karayolları Trafik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/641)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.3.2010)
6.- Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdalın; 17.03.1981 Tarih ve 2429
Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2.
Maddesinin (C) Bendinin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi (2/642) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18.3.2010)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanunun 2nci Maddesinin A Bendinin Değiştirilerek 21
Mart Gününün Resmi Tatil ve Nevruz Bayramı İlan Edilmesi
Hakkında Kanun Teklifi (2/643) (İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.3.2010)
8.- Bursa Milletvekili Ali
Koyuncu ve 4 Milletvekilinin; 5683 Sayılı Yabancıların
Türkiyede İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/644)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.3.2010)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Elazığdaki depremin Tuncelide oluşturduğu
hasara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1931)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
2.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, Reşadiyedeki bir alanın turizm bölgesine
dönüştürülmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1932) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
3.- Karaman Milletvekili
Hasan Çalışın, gıda fiyatlarındaki
artışların dar ve sabit gelirlilere etkisine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü
soru önergesi (6/1933) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/03/2010)
4.- Karaman Milletvekili
Hasan Çalışın, işsizliğe ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü
soru önergesi (6/1934) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
5.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mehmet Akif Paksoyun, bir kısmı kurutulan bir gölün kuş cenneti
olarak turizme açılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1935) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/03/2010)
6.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Çıldır ilçesinin bazı köylerindeki baz
istasyonu ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1936) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/03/2010)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bir okulun ek derslik ihtiyacına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1937)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, bir bürokrat
hakkında basında çıkan iddialara ilişkin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13259)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
2.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, 1995teki Gazi
olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13260) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)
3.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın, TOKİnin
konut üretimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13261) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)
4.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, A Milli Futbol
Takımının teknik direktörüne ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13262) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
5.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Fen Edebiyat
Fakültesi mezunlarına formasyon için getirilen not şartına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13263)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
6.- İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın,
mülkiyet sorunu olan Hazine arazilerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13264) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
7.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, kurban kesimi
organizasyonlarındaki yolsuzluk iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13265)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
8.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, dahilde işleme
rejimi kapsamındaki ürünlerin iç piyasaya sürülmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13266)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
9.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada bir hastanede
yaşandığı iddia edilen olaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13267) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
10.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin, müzelerdeki hırsızlık
olaylarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13268) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
11.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, TEKELe ait bazı
arsalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13269)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
12.- Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun, Elazığ
depremindeki afet yönetimine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13270) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/03/2010)
13.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, bazı
yakınlarının mal varlıklarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13271)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
14.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, Ege Bölgesinde depreme
yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13272) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
15.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adli Tıp Kurumuna
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13273)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)
16.- Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, Müsteşarın
İstanbuldaki görüşmelerine yönelik iddialara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13274)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
17.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Müsteşarın
İstanbulda yaptığı bir görüşmeye ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13275)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
18.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Kelkit
ırmağı üzerindeki HES projelerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13276)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Reşadiyedeki HES
projeleri uygulamalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13277) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
20.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Samsunda özel sektöre
devredilen hidroelektrik santrale ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13278) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
21.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, TRT 2de yayınlanan bir
habere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/13279) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
22.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, tarihi bir caminin
tamir ve tadilatına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/13280) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
23.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TRTnin yayın
politikasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/13281) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
24.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylaninin, kolluk personeli
hakkındaki soruşturmalara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13282)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)
25.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokat İtfaiye
Müdürlüğünün taşınmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13283)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
26.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta itfaiye
aracı bulunmayan belediyelere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13284)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
27.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, vali ve kaymakam
odalarına Başbakanın fotoğrafının
asılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13285) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
28.- İstanbul Milletvekili Ümit Şafakın, muhtarların
özlük haklarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13286) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
29.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, kaçak bir tesisin
yıkımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13287) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
30.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Elazığda meydana
gelen depremdeki afet yönetimine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13288)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
31.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir
Belediyesindeki rüşvet iddialarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13289)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
32.- Ankara Milletvekili Tekin Bingölün, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin toplu taşımacılıktaki politikasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13290) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
33.- İzmir Milletvekili Canan Arıtmanın, Ankara Resim ve
Heykel Müzesindeki kayıp eserlere ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13291) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/03/2010)
34.- İzmir Milletvekili Canan Arıtmanın, Karun
Hazinesinin yurt dışına kaçırılan parçalarına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13292) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
35.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Samsunda
kapatılan sağlık kuruluşlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13293)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
36.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada uyuşturucu
bağımlılarının tedavisine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13294)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
37.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada gripten dolayı
ölümlere ve aşı çalışmalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13295)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
38.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyede gripten dolayı
ölümlere ve aşı çalışmalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13296)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
39.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, Keşana ilçe
tarım binası yapılmasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13297)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
40.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Gübretaşın dahil
olduğu konsorsiyuma ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13298) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
41.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TİGEMin
kiraya verilen bir arazisine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13299)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
42.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, bir
firmanın iyi tarım ürünleri konulu girişimine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13300) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
43.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, pamuk üretimine ve
desteklemesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13301) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
44.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin,
hayvancılıktaki hibe desteğinin yaygınlaştırılmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13302) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
45.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, OR-Gİ Havaalanı
Projesine ve Eğribel Geçidindeki ulaşım sorununa ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13303)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
46.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, kent içi
ulaşım kurumu kurulmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13304)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
47.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, Eti Alüminyum
A.Ş.nin özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13305) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/03/2010)
48.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, Yozgat Şehir Merkezi
Yağmur Suyu Toplama Projesine ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/13306) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
49.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, tank modernizasyonu
projesine ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13307) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
50.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, Yenimahalledeki ilköğretim okullarında
yapılan bir deneme sınavına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13308) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/03/2010)
51.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğünün kiralanan bir arazisine ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/13309) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/03/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, işsizlik
sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/631) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16.02.2010)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 25 Milletvekilinin, Mersindeki tarım ürünleri
yetiştiricilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/632) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.02.2010)
3.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve 25 Milletvekilinin, Mersin ilinde işsizlik ve
yoksulluktaki artışın araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/633) (Başkanlığa geliş tarihi:
16.02.2010)
4.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru ve 20 Milletvekilinin, işsizlik sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/634) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.02.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürkün, Devlet sırrı içeren belgelerin
incelenmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/11748)
2.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barışın, domuz gribi ve
aşısına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11785)
3.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldızın, H1N1 vakalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11843)
4.- İstanbul
Milletvekili Atila Kayanın, H1N1 virüsü aşısına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11845)
5.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğanın, domuz gribi aşılarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11847)
6.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, domuz gribi aşısına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11938)
7.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bir lisedeki öğretmen ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11939)
8.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkayanın, domuz gribi
aşılarının kullanımına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11943)
9.- Mersin Milletvekili
İsa Gökün, domuz gribi aşısına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/11944)
23 Mart 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.05
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76ncı Birleşimini
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik
cihazla yoklama yapağız.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, Malatyada yaşanan tabii afet ve don olayı hakkında söz
isteyen Malatya Milletvekili Öznur Çalıka aittir.
Buyurun Sayın
Çalık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin gündem
dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
ÖZNUR ÇALIK (Malatya)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 17-18 Mart 2010 tarihlerinde
Malatyada meydana gelen don afeti nedeniyle zarar gören kayısı
ağaçları ve çiftçilerimizin uğradığı zararlarla
ilgili şahsım adına gündem dışı söz
almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Dünyanın kayısı
başkenti olarak anılan Malatyamızda her dört aileden birinin,
yaklaşık 60 bin ailenin geçim kaynağı kayısı
üreticiliğidir. Dünya kuru kayısı üretiminde yüzde 90lara yaklaşan
pay, ilimize aittir. Kayısı, Türkiye'nin ihracatı içerisinde çok
önemli bir yere sahiptir.
Kayısı ile ilgili
bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarla
üreticilerimizin daha önceki yıllarda çeşitli düzeylerde yaşanan
don olayları nedeniyle uğradığı maddi zararların
önüne geçebilmek adına girişimlerde bulunmuştuk ve
yapmış olduğumuz bu girişimler neticesinde, yaşanan
afetler dolayısıyla çiftçilerimizin zararlarını
karşılamak adına Hükûmetimiz, Sayın
Başbakanımız, Bakanımız TARSİM uygulamasını
başlatmıştır. TARSİM uygulamalarını Türkiye
genelinde Malatyalı çiftçilerimiz gerekli sorumluluk bilinciyle takip
etmiş ve ürünlerini sigortalatmışlardır ve bu vesileyle de
Malatyaya TARSİMle birlikte ödenen para vardı.
Ancak,
kayısının çiçek dönemindeki don afeti hasarı tarım
sigortası teminatı kapsamında olmadığından
çiçekte oluşabilecek hasar TARSİM tarafından tazmin
edilememektedir. Bu sebeple daha önce 2006 yılında yaşanan don
afetinin hasarları Sayın Başbakanımızın talimat
ve himmetleriyle 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilerin
Zararlarının Karşılanması Hakkında Kanun çerçevesinde
tazmin edilmiş ve 6.874 çiftçimize 16 trilyon 751 milyar ödenmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Malatyamızda 17-18 Mart 2010 tarihlerinde gece
yaşanan don olayı nedeniyle bu yıl geçmiş yıllara
oranla çok daha ciddi oranda zararlar oluşmuştur ve kayıplar
oluşmuştur ve bu yaşanan afet tüm Malatya kamuoyunu ciddi ve
derinden yaralamıştır. Merkez dâhil tüm ilçelerimizde -on üç
ilçemizde- kayısı ağaçlarında büyük maddi hasarlar meydana
gelmiştir. Malatyanın can suyu kayısımızın ciddi
hasarlarını maalesef şu an hep birlikte takip etmekteyiz ve
yapmış olduğumuz girişimler neticesinde gerek Tarım
İl Müdürlüğü yetkililerimiz gerekse TARSİM yetkililerimiz
şu an hasar tespit çalışmalarına devam etmektedir.
17-18 Mart 2010 tarihinde
ilimizin Akçadağ ve Yazıhan ilçelerinde sıcaklık derecesi
eksi 3 dereceyi bulmuştur. Bu ilçelerimizde yapılan tespitler ve bize
gelen bilgiler, ağaçların ciddi anlamda dondan etkilendiği
yönündedir.
18ini 19una bağlayan
gece Kale, Battalgazi, Doğanyol, Pütürgede eksi 3 derece; diğer
ilçelerimizde ve merkez de dâhil olmak üzere eksi 6 dereceye kadar
soğukluk söz konusudur.
Genel olarak ilimizin bütün
ilçelerinde kayısı ağaçlarımız çiçeklenme döneminde
olduğundan çiçek eksi 2 dereceden sonra dondan etkilenmektedir. Bazı
ilçelerimizde sıcaklığın sıfır olduğu
belirtilmesine rağmen bu oran, zarar oranı yüzde 70lere
varmaktadır.
Yaşanan afetin
yaralarını sarmak, çiftçilerimizin yegâne geçim kaynağı
olan kayısımızda meydana gelen hasarın tazmin edilebilmesi
adına Malatya milletvekilleri ve İl Başkanımız olarak
sürecin başından itibaren, Sayın Başbakanımız
başta olmak üzere Sayın Tarım Bakanımız, ilgili kurum
ve kuruluşlar nezdinde çiftçilerimizin zararlarını tazmin etmek
için girişimlerde bulunmuş vaziyetteyiz.
Bu çerçevede, çiftçilerimizin
yaşadığı sorunlar ve karşılaşılacak
maddi hasarlarla ilgili olarak bilgileri ve dosyayı Sayın
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğana ilettik, Sayın
Bakanımızla konuları paylaştık. Özellikle çiçek
dönemindeki don hasarı tarım sigortası teminatı kapsamında
olmadığından çiçekte oluşabilecek hasarın TARSİM
tarafından tazmin edilmediği, dolayısıyla oluşan bu
hasarın 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilerin
Zararlarının Karşılanması Hakkında Kanun
kapsamına alınmasını ve bu kapsamda zararın tazmin
edilmesi hususundaki beklentilerimizi arz ettik. Sayın
Başbakanımız da konunun önemine binaen Tarım
Bakanımıza hasarın tespitiyle ilgili talimatlarını
vermiş bulunmakta.
Meydana gelen afetin
neticeleri hepimizi derinden üzmüştür. Yapılan çalışmalar
en kısa zamanda sonuç verecektir. 2006 yılında
yaşanılan afette nasıl Malatyalı çiftçilerimizin
zararları Hükûmetimiz -Sayın Başbakanımız ve
Bakanımız- tarafından karşılanmışsa
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Çalık, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
ÖZNUR ÇALIK (Devamla) Ben
inanıyorum ki Sayın Başbakanımızın
talimatlarıyla, 2010da kayısıda yaşanan bu zararlar yine
Sayın Bakanımız ve Başbakanımız tarafından
ciddi manada takip edilip zararlar karşılanacaktır.
Ben, Malatyada konuyu çok
yakından takip eden ziraat odalarına, muhtarlarımıza,
Malatya kamuoyuna, Malatya milletvekillerimize, tüm siyasi partilerimize
teşekkür ediyorum ve şimdiden, Sayın
Başbakanımızdan ve Bakanımızdan bizleri bu konuda bir
kez daha zararlardan kurtarmak için, zararlarımızı
karşılamak için desteklerini beklediğimizi ifade ediyor ve
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Çalık.
Aynı konuyla ilgili
Sayın Çetinkaya, Sayın Aslanoğlu ve Sayın İnan söz
istemişlerdir. Her 3 sayın milletvekiline ikişer dakika söz
veriyorum.
Sayın Aslanoğlu,
buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, 17-18 Mart
2010 tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Bir
kez de aynı konuyla ilgili gündem dışı yarın bana söz
vereceğiniz için teşekkür ediyorum.
Sayın Çalıka teşekkür
ediyorum.
Sorun hepimizin sorunu, sorun
çiftçimizin ve tüm Malatyalının sorunu. Sorun ekmeğimizdir. Bu
konuda hepimiz çiftçimize her türlü önlemi almak zorundayız. Hakikaten tüm
Malatyanın tüm ekonomisi kayısıya bağlıdır.
Çiçek dönemini kapsamayan sigorta nedeniyle tüm çiftçilerimiz mağdur
olmuştur. Olay çok büyüktür, zararımız çok büyüktür. Bu nedenle
hepimizin bu konuda hassas bir şekilde çözüm
bulacağımızı ümit ediyorum. Sorun, siyasetin ötesinde bir
ekmeğin sorunudur, çocuklarımızın sorunudur, orada
yaşayan herkesin sorunudur. Bu konuda kim destek verirse şimdiden ona
bir Malatya Milletvekili olarak teşekkür ediyorum. Özellikle 2090
sayılı Afet Yasasının mutlaka
çalıştırılması lazım çünkü çiçek dönemi sigorta
kapsamı içinde değil. Bir kez daha, kim destek olacaksa, ekmek
adına, çocuklar adına teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Sayın Şandır,
siz de söz istediniz ama Grubunuzdan Sayın İnan istedi, her gruptan
bir sayın milletvekiline vereceğim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Aynı konuda MHP Grubu adına ben de konuşmak istiyorum.
BAŞKAN O zaman
Sayın İnana vermekten vazgeçeceğiz Sayın Şandır.
Sayın İnan,
buyurun.
2.- Niğde Milletvekili Mümin İnannın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
MÜMİN İNAN
(Niğde) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Geçtiğimiz hafta
içerisinde Türkiyede olduğu gibi Niğdede de özellikle hava
sıcaklıklarının aşırı düşmesi
neticesinde Türkiye'nin genelinde çok ciddi bir biçimde don afeti
yaşanmıştır ve çiftçilerimiz mağdur
olmuşlardır. Sayın Çalıkın dile getirdiği gibi,
Türkiye'nin ve dünyanın merkezi olan kayısıyla ilgili Malatyada
meydana gelen afetle birlikte Niğdede de kayısı, şeftali,
nektarin ve bademle ilgili çiftçilerimiz çiçek aşamasında sigorta
kapsamında olmadıkları için çok ciddi bir biçimde mağdur
olmuşlardır. Dolayısıyla, bu mağduriyetin giderilmesi
noktasında Sayın Başbakandan ve Sayın Tarım
Bakanından gerekli ilginin gösterilmesini, dolayısıyla
çiftçilerimizin mağduriyetinin önlenmesi noktasında acil olarak
-Niğdede henüz tespitler de yapılmamıştır-
tespitlerin de yapılarak bir an önce çiftçilerimizin mağduriyetinin
giderilmesi ve umudunu ona bağlayan insanlarımıza en
azından moral açısından ilk etapta bir tespitin yapılarak
gerekli tedbirlerin alınması noktasında Hükûmete de
yapacağı çalışmalar için şimdiden ilgilerine de teşekkür
ediyoruz.
Ben, çiftçiler adına da
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına da göstereceğiniz ilgiden
dolayı Sayın Bakanım, Sayın Başbakana şimdiden
teşekkür ediyoruz efendim.
Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın İnan.
Sayın Ünlütepe, zaten
grup adına Sayın Aslanoğluna vermiştim, teşekkür
ediyorum.
Sayın Çetinkaya,
buyurun.
3.- Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkayanın
17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
MEHMET NECATİ
ÇETİNKAYA (Elâzığ) Sayın Başkanım, teşekkür
ederim.
Hakikaten, Sayın
Çalıkın da belirttiği gibi, Malatya bölgesi ve benim ilim olan
Elâzığda da özellikle Baskil ilçesinin yüzde 100e yakını
tamamen kayısı üretimiyle uğraşmakta ve bütün gelirleri
kayısıdan karşılanmaktadır. Fakat 16, 17, 18 ve 19
Mart tarihlerinde vuku bulan don olayı neticesinde
kayısıların yüzde 100e yakını tamamen dondan
etkilenmiş ve maalesef kayısıların yüzde 100e
yakını dondan zarar görmüş durumda. Sayın Tarım
Bakanımla da bu konuyu görüştük ve bölgeye müsteşar yardımcısının
başkanlığında bir komisyon, bir heyet gönderildi. Hasar
tespit komisyonu yapıldıktan sonra konu, Sayın
Başbakanımız tarafından da Hükûmet olarak
değerlendirilecek ve zarar gören çiftçilerle ilgili gerekli bütün
yardım ve destekler o zaman kararlaştırılacak. Tabii çiçek
safhasında olduğu için tarım sigortası maalesef
yapılamamaktadır mevcut kanuna göre ama 2090 sayılı
Kanunla bu konu değerlendirilecek ve inşallah, hiç olmazsa çiftçilerimizin
kısmen de olsa bu husustaki karşılaşmış
olduğu zarara Hükûmetimiz tarafından en kısa zamanda gereken
önem verilerek bir çare bulunması hususunda yapılacak desteklerden
dolayı şimdiden, başta Sayın Başbakanımız
olmak üzere, Hükûmetimize teşekkür ediyorum ve gerek Malatyada gerek
Elâzığda ve Baskil yöresinde gerek Niğde bölgesinde meydana
gelen bu don olayından dolayı zarar gören bütün
vatandaşlarımıza, hemşehrilerimize geçmiş olsun
diyorum.
Bana bu sözü verdiğiniz
için teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Çetinkaya.
Sayın Kaplan, buyurun.
4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Barış ve Demokrasi
Partisi olarak biz de Malatyada kayısı hadisesinde don olması
nedeniyle üründe büyük bir zararın meydana geldiğini üzüntüyle
öğrenmiş bulunuyoruz. Önemli olan vicdanların donmamasıdır.
Türkiye, bu tür tabiat olaylarıyla sık sık karşı
karşıya kalmaktadır. Devletin, Hükûmetin bu konuda önlem
almasıyla, sigorta açısından da birtakım düzenlemeler
yapmasıyla rahatlıkla aşacağına inanıyoruz. Söz,
vaat değil, gecikmeden somut adımların atılması
gerektiğine inanıyoruz ve tarım sektöründeki yaşanan krizle
birlikte bu tür doğal afetler karşısında da önlem
alınmasının gerektiğini düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
Gündem dışı
konuşmaya Hükûmet adına Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehdi Eker cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın
Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları (Devam)
1.- Malatya Milletvekili Öznur Çalıkın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin gündem
dışı konuşması ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (Devam)
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, 17-18 Mart
2010 tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (Devam)
2.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (Devam)
3.- Elâzığ Milletvekili Mehmet Necati Çetinkayanın
17-18 Mart 2010 tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (Devam)
4.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, 17-18 Mart 2010
tarihlerinde Malatyada meydana gelen don afetine ilişkin
açıklaması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı (Devam)
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; gündem
dışı konuşma yapan Malatya Milletvekilimiz Sayın Öznur
Çalıkın konuşmasına cevap vermek üzere
huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; havaların birden soğuması
sebebiyle geçtiğimiz hafta Türkiye'nin bazı bölgelerinde don hadisesi
yaşandı. Özellikle Malatya merkez ve ilçelerinde 17-19 Mart 2010
tarihlerinde sıfırın altında değişik
değerlerde ve sürelerde don afeti meydana geldi.
Tabii, 1.100
rakımın üzerinde olan bölgelerdeki ağaçlarda henüz tomurcuk
kabarması, tomurcuk patlaması ve pembe tomurcuk devresinde
olunduğundan nispeten dondan hasar az meydana geldi ancak 1.100
rakıma kadarki, 1.100 rakımın altındaki bölgelerde ise
çiçeklenme, tam çiçeklenme ve taç yaprak dökümü devam ettiğinden bu
bölgelerimizde, bu yükseltilerde zarar görme oranı daha yüksek.
Biz tabii gerek İl
Tarım Müdürlüğümüz vasıtasıyla mahallinde gerekse bugün
Müsteşar Yardımcımız ve Üretim Genel Müdürümüzün, ikisinin
de katıldığı bir heyet Malatyaya gidiyor. Ayrıntılı,
orada -ki bu kişiler aynı zamanda Tarım Sigortaları Yönetim
Kurulu Başkanı ve üyesi; Müsteşar Muavinimiz bu Kurulun
Başkanı- meseleyi iki boyutta ele alıyoruz. Birincisi, sigorta
ile ilgili olabilecek ihtilaflar konusunda inceleme yapmak ve bunu bir vuzuha
kavuşturmak teknik olarak.
İkincisi ise sigorta
yaptırmamış olan vatandaşlarla ilgili olarak da
hasarın derecesini ve bunlarla ilgili olarak mevcut mevzuat çerçevesinde
hangi imkânların, hangi prosedürün uygulanabileceğini tespit etmek
üzere arkadaşlarımız teknik olarak çalışıyorlar.
Tabii gelen ilk değerlendirmelerde hasar oranının yüksek
olduğu ifade ediliyor ancak bizim bunu herhangi bir karara, bir ödemeye,
bir yardıma, bir desteğe dönüştürmemiz muhakkak surette kesin
hasar tespitinin ortaya çıkmasıyla mümkündür. Bunu özellikle
şunun için de vurguluyorum: Çünkü bu bir defada olan biten bir şey
değil. Genellikle geç don dediğimiz hadise Nisan 15e kadar
olabiliyor o bölgelerde. Dolayısıyla yani diyelim 17-19 Mart
tarihlerinde vuku bulan bir don var, bir hasar var ama kesin olarak bunun
arkasından gelebilecek bir başka don veya bir başka problem
ilave hasarlar da meydana getirebilecektir. O nedenle de biz şu anda bunu
bütün detayıyla zaten inceliyoruz, tespitlerimizi yapıyoruz. Bu sadece
Malatya, tabii şu anda Sayın Çalık konuşma
yaptığından dolayı -kendisine de teşekkür ediyoruz bu
konuyu gündeme getirdiğinden dolayı, diğer milletvekillerimize
de- bu konuyu konuşuyoruz ama tabii Türkiyenin muhtelif bölgelerinde bu
günlerde olabiliyor, Niğdede de başka yerlerde de; oralarda da zaten
gerekli inceleme, araştırma yapılıyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biz tabii tarım sektörünün, daha
doğrusu tarımsal üretimin tabiat şartlarına bağlı
bir üretim olması hasebiyle yüksek düzeyde risk altında olduğunu
biliyoruz. Özellikle açıkta yetiştirilen ürünlerde, gerek bitkisel
ürünlerde gerek meyve sebzede, tarla ürünlerinde hepsinde bu risk son derece
yüksek, zaman zaman oluyor. Bu riski minimize etmek için bir yandan bilgi ve
teknoloji kullanılması, bilişim teknolojilerinin
kullanılması, bir yandan alınabilecek tedbirlerin
alınması ama öte yandan da bu riskle kaçınılmaz olarak
karşı karşıya kalındığında da üreticiye
destek olunması açısından birtakım argümanları biz
geliştirdik ve ortaya koyduk. Türkiye, 1930 yılından itibaren
konuştuğu Tarım Sigortaları Kanununu bizim dönemimizde,
bizimle birlikte, 2005 yılında uygulamaya koydu ve 1 Haziran 2006
tarihinden itibaren de bir risk değerlendirmesi kapsamında
tarımsal sigorta uygulaması yapılıyor, hatta çiftçi
ödediği poliçe bedelinin yarısını da devletten,
Bakanlıktan, Hükûmetten destek olarak almaktadır. Yüzde 50 hibe
destek veriyoruz yani çiftçimiz tarlasını diyelim 500 Türk
Lirasına sigortalattıysa, 250 lirasını biz hibe olarak
kendisine karşılıksız ödüyoruz. Nitekim bu ay mesela
sigorta ödememiz yaklaşık 9 milyon lira ki, cuma günü sigorta
ödemeleri gerçekleştirilecek, 9 milyon lira bu ayın ödemesi olarak
yapıyoruz.
2009 yılında
Malatya ilimizde 7 milyon 277 bin lira çiftçi prim ödedi, 7 milyon 277 bin
lira
Burada sigortanın ben ne kadar önemli olduğunu ve aslında
çiftçinin ne kadar yararına olduğunu ifade etmek istiyorum.
Karşılığında ne aldı Malatya çiftçisi? 24 milyon
120 bin lira hasar ödemesi aldı. Yani 7ye karşı 24 aldı; 7
ödedi, 24 aldı. Bu uygulama bu şekilde sürüyor.
Şimdi tabii, burada
özellikle çiçeklenmeyle ilgili birtakım tartışmalar var.
Dünyanın hiçbir yerinde de, dünyanın tarım sigortası
uygulanan hiçbir ülkesinde bütünüyle, baştan aşağı
çiçeklenme sigorta kapsamında değil çünkü çiçek dökülmesi sadece don
ile meydana gelmiyor, dondan kaynaklanmıyor. Don olmasa da fizyolojik
sebeplerle de yani normal bir gelişmenin bir parçası olarak da çiçek
dökebiliyor. O nedenle, teknik olarak çiçeğin tamamının risk
kapsamında değerlendirilip, sigorta kapsamında değerlendirilip
bunun bütünüyle sigortalanması dünyanın hiçbir yerinde yok ve böyle
bir uygulama da böyle bir risk de mümkün görünmüyor ancak bunun mutlaka bir
orta yolunun bulunması
Bu konuda bizim, tabii, gönlümüz, çiftçinin lehine
bir uygulamanın gerçekleşmesi çünkü bu reasüre ediliyor yani üç
yıllık dönemlerle reasürans yapılıyor yani bu alınan,
toplanan primler bir başka yere sigortalanıyor ve onun bir
sözleşmesi, bir anlaşması var, bu şekilde yapıldı.
Hatırlarsanız değerli milletvekilleri, biz uygulamayı
başlangıçta yaptığımızda zaten don risk
kapsamında değildi, daha sonra biz donu çiftçinin faydasına olur
düşüncesiyle -ki yerinde de bir karar- onu kapsama dâhil ettik. Nitekim bu
sene sel baskınlarını da tarım sigortası
kapsamına aldık ilk defa olarak. Sel felaketlerini de bu sene,
tarımda eğer bir zarar, bir hasar söz konusu oluyorsa bundan
dolayı, yapılıyor.
Bu konudaki ikinci risk
yönetim aracımız, daha doğrusu çiftçi riskle karşı
karşıya kaldığında yaptığımız,
uyguladığımız yöntem, 2090 sayılı bir Kanun var
tabii afetlerden zarar görenlere yapılacak yardımlarla ilgili. Bu
Kanun, tabii, 1977 yılında yürürlüğe giriyor fakat 1996
yılına kadar hiç uygulanmıyor, 96-2002 arasında sadece 2
milyon lira, bir, çiftçiye ödeme yapılıyor, sadece 2 milyon lira
1996-2002 arasında. 2003-2009 arasında çiftçilere karşı
karşıya kaldıkları zararlar nedeniyle bu Kanun
kapsamında 253 milyon 953 bin lira, biz, Türk çiftçisine bu kapsamda
yardımda bulunduk yani 253 -eski parayla- trilyon lira. Bu Kanunu da biz
işlettik ve yürütüyoruz. Bu Kanunla ilgili şu anda, biraz daha bunun,
tabii, şartları ağır. Bunun şartları içerisinde,
çiftçilerimizin toplam mal varlığının yüzde
40ının hasar görmesi şartı var. Bunun
şartlarının iyileştirilmesi, ürün bazında, belki
yüzdeleri itibarıyla, toplam mal varlığını değil
de biraz daha ürünle bire bir ilişkilendirilmek suretiyle bir düzenlemeye
gidilebilir. Bu, tabii, yüce Meclisin, sizlerin takdiriyle olacak bir husus ama
biz, bugün karşı karşıya kaldığımız
Malatyadaki kayısı üreticilerinin sorunlarının çözülmesi,
karşı karşıya kaldıkları felaketten bir nebze
kendilerine yardımcı olmak maksadıyla, gerek sigorta ile ilgili
gerekse 2090 sayılı Kanunla ve gerekse, eğer gerekiyorsa tabii,
kesin hasar raporlarının sonuçlarına göre başka
birtakım kararları arkasından alacağız. Bununla ilgili
gerekli çalışmaları da zaten yapıyoruz.
Bu vesileyle, Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; mart ayında, bu ay içerisinde,
daha doğrusu bugün Ziraat Bankasına biz 1 milyar 200 milyon lira Türk
çiftçisine destek ödemesi gerçekleştiriyoruz. Cuma günü, 26 Mart günü
çiftçilerin hesabında olacak ama bugün biz Bakanlık olarak bankaya,
çiftçilere ödenmek üzere aktardık. Nedir bunlar? Özellikle
fındık üreticileri ile ilgili bizim bu sene başlattığımız
destek uygulamasında yaklaşık 640 milyon lira yani 640 trilyon
lira ödemesi fındıktan, çay primi keza 126 milyon lira, 259 milyon
lira hayvancılık, 8 milyon 900 bin lira tarımsal sigorta, 5
milyon 600 bin lira kırsal kalkınma destekleri, 147 milyon lira
hububat, bakliyat primleri ve 9 milyon lira sertifikalı tohum
kullanımı olmak üzere yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira
yani 1 katrilyon 200 trilyon eski parayla Türk çiftçisine -biz bugün bankaya-
ödenmek üzere hesaplarına geçirdik.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben, bu
vesileyle bir kez daha, gerek Malatyadaki tüm zarar gören üreticilerimize
gerek komşu il Elâzığ-Baskil gerekse Türkiyenin diğer
bölgelerinde, Niğdede, başka bölgelerde afetle karşı
karşıya kalan, dondan zarar gören bütün çiftçilerimize geçmiş
olsun dileklerimi sunuyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Gündem dışı
ikinci söz, Nevruz Bayramı ve önemi konusunda söz isteyen Adıyaman
Milletvekili Şevket Köseye aittir.
Buyurun Sayın Köse. (CHP
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları (Devam)
2.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, 21 Mart Nevruz
Bayramı ve önemine ilişkin gündem dışı
konuşması
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 21 Mart
Nevruz Bayramı ve önemi üzerine gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken, yüce heyetinizi
sevgi ve saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri,
ben de başta Malatya olmak üzere Elâzığ ve çevre illerde don
nedeniyle zarar gören kayısı üreticilerimize geçmiş olsun diyor,
Hükûmetin acilen bu çiftçilerimize destek olmasını, Malatya ve
Elâzığlılar adına önemle rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
yeni gün anlamına gelen nevruz dünya tarihinde çok önemli bir yere
sahiptir. Nevruz sadece bir etnik kökene, dine, mezhebe ve millete mal
edilmeyecek kadar geniş kapsamlı bir bayramdır. Asyadan
Balkanlara kadar çok geniş bir coğrafyada nevruz bayram
havasında kutlanmaktadır. Ülkemizde nevruz, Müslüman-Hristiyan,
Alevi-Sünni, Kürt-Türk ayrımını ve kültürler arasında ön
yargıları ortadan kaldırıp dostlukları kuran,
kardeşlik duygularını geliştiren bayram olarak
kutlanmaktadır. Nevruz, sosyal barışa katkı
sağlamaktadır. Bundan dolayıdır ki, nevruz ateşi,
bütün kötülükleri ve düşmanlıkları yok etmek
anlamındadır. Bu ateş, barış, dostluk ve
kardeşlik için yakılmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
nevruz, tarihsel kökleri geçmişe dayanan bir gelenektir. Eski tarihlerde
nevruzda hükümdarlar tarafından ihtiyaç sahiplerine yardım edilirdi
ve nevruzu bayram havasında kutlamak için şenlikler düzenlerlerdi.
Hükümdarlar gibi halk da nevruzu büyük coşkuyla kutlardı. Bu
coşkuya doğa da eşlik ederdi. Bahar ile birlikte doğa yeni ve
renkli elbiselerini giyerdi. İnsanların mutlu, doğanın
güzel olduğu yerde sıkıntı olmazdı, insanların
ümitleri yeşerir ve geleceğe güzel bakarlardı. İşte
bundan dolayı birçok ülkede nevruz hâlâ yılbaşı olarak kutlanmaktadır.
Sayın milletvekilleri,
nevruzun bir de kutsal anlamı vardır. İlk insan olan Hazreti
Ademin bu gün doğduğuna inanılır. Ayrıca Hazreti
Nuhun gemisinin bu gün karaya ulaştığına
inanılmaktadır. Böylesine kutsal anlamları olan nevruzun,
Alevilerin dünyasında da ayrı bir değeri ve
kutsallığı vardır. Aleviler, nevruzu, diğer ismi Ebu
Turab olan Hazreti Alinin doğum günü olarak kabul etmektedirler. Ebu
Turabın Türkçesi ise Toprağın oğlu demektir. Yani
Aleviler, nevruzda toprağın dirilişini, canlanmasını
ve hayat bulmasını Hazreti Ali ile özdeşleştirirler.
İşte nevruzun bu kutsal yanı insanların ortak
değerlerini oluşturmaktadır.
Değerli arkadaşlar,
toplumsal barışın sağlanabilmesi için elbette ki nevruz tek
başına yeterli değildir. Her şeyden önce bir toplumun
ekonomisi bozuksa o ülkede barışın sağlanması mümkün
mü? Devlet, denetleyici olacağım diye ekonomiden elini çekerse,
fabrika açıp işsizliği azaltmazsa, üreticiyi desteklemezse,
memuruna, işçisine, emeklisine, esnafına, öğrencisine,
işsizine sahip çıkmazsa, değerli arkadaşlar, o ülkede
barış sağlamak hayaldir. Böyle bir durumda nevruz buruk
kutlanır ve barış sağlanamaz. Bu yüzden, nevruzun
anlamlı olabilmesi ve barışa hizmet edebilmesi için öncelikle
ekonomik sorunların çözülmesi gerekir. Çünkü ekonomisi düzgün,
sağlıklı ve eğitimli bir gelecek kuşak, nevruzun bahar
bayramı olarak kutlanmasını sağlar. Devlet her
yurttaşına dil, din, etnik köken ayrımı yapmadan sahip
çıkarsa ve onları bilinçlendirirse ancak o zaman nevruz amacına
ulaşır.
Değerli arkadaşlar,
nevruz aynı zamanda UNESCO tarafından evrensel bir kültür mirası
olarak kabul edilmiştir. UNESCOnun bu kararı, nevruzun evrensel bir
bayram olmasına katkı sağlamıştır. Ben de
nevruzun bu öneminin farkında olarak Meclis
Başkanlığına bir yasa teklifi sundum. Şüphesiz her
bayram gibi nevruz bayramı da iyiliğin, güzelliğin ve umudun
tekrar dirildiği ve çoğaldığı gündür.
Değerli arkadaşlar,
ne yazık ki yeniden umutlanmaya, iyiliği ve güzelliği
çoğaltmaya ihtiyacımız olan günlerden geçmekteyiz. Bu nedenle,
nevruzun öneminin anlaşılması, sürekli olarak hatırlanması
ve bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla
nevruzun kurulduğu 21 Mart günü tatil edilmelidir diyorum.
Değerli arkadaşlar,
bu yılki nevruz kutlamalarında kötü görüntülerin görünmemesi
şüphesiz hepimizi sevindirmiştir. Bu durum nevruzun anlamına
fazlasıyla da yakışmıştır. İki gün önce
nevruz kutlamalarında Trabzonda
kolbastı oynandı, horon tepildi; Adıyamanda halaylar
çekildi, zılgıtlar atıldı; efeler, seğmenler oyunlar
oynadı, ülkemizin her yanında örste demirler dövüldü, yakılan
ateşin üzerinden atlanırken dilekler tutuldu ve herkes halaylar,
şiirler, türküler ve şarkılar eşliğinde nevruzu
kutladı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Diyarbakır
BAŞKAN Sayın
Köse, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
ŞEVKET KÖSE (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bakınız -ne güzel söylemiş- büyük
ozanımız Ahmet Arifin Dağlarına bahar gelmiş
memleketimin. sözleri de bize nevruzu hatırlatmaktadır.
Bu düşüncelerle, sevgi,
barış, kardeşlik duyguları içinde, sizin, bizim ve tüm
yurttaşlarımızın Nevruz Bayramını kutlar, yüce
heyetinize tekrar saygılarımı sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Köse.
Sayın Yaman, söz
talebiniz var, buyurun.
Bir dakika süre veriyorum.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, 21 Mart Nevruz
Bayramına ilişkin açıklaması
M. NURİ YAMAN (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de, Barış ve
Demokrasi Partisi adına, 2010 nevrozuna büyük bir coşkuyla
katılan Edirneden Karsa, Muştan İzmire ve Samsundan
Adanaya kadar tüm Anadolu halkına bu ilgilerinden dolayı
teşekkür ediyorum.
Yine, 2010 yılı
nevrozuyla gelecek nevrozların barışa, kardeşliğe
ve birliği, birlikte yaşamaya ve birlikte çözüme
katkısının yanında, 17 Martta Geverde yakılan nevroz
ateşinin sıcaklığının da taşlaşan
kalpleri bahar sıcaklığıyla ısıtması ve
barışa ve kardeşliğe katkı sunması
dileğiyle, bu duygularla yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yaman.
Gündem dışı
üçüncü söz, Adana ilindeki bazı ilçe ve belde belediyelerinin
sorunları hakkında söz isteyen Adana Milletvekili Yılmaz
Tankuta aittir.
Buyurun Sayın Tankut.
(MHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ve Türkiyenin pek
çok bölgesinde bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
YILMAZ TANKUT (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana ve ülkemizin pek
çok bölgesinde bulunan bazı ilçe ve belde belediyelerimizin
karşı karşıya kaldığı çok önemli bir sorunu
dile getirmek üzere gündem dışı söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri,
sadece seçim bölgem olan Adanada değil, bugün ülkemizin pek çok
bölgesinde her yıl yaşanan ve yaşanmaya devam eden çok önemli
bir sorunu ve çözüm teklifini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, nüfus sayımlarında
vatandaşlarımızın büyük bir bölümü, yaz aylarını
geçirdiği veya tatil yaptığı sahil bölgelerimizdeki
yazlıklarını veya mevsimlik olarak kiraladıkları
evlerini ikamet adresleri olarak vermemektedirler, doğal ve haklı
olarak işlerinin olduğu ve zaman bakımından daha fazla
barındığı, çalıştığı,
yaşadığı birinci adresini vermektedirler. Keza, bu durum
yayla iklimine sahip belde ve ilçelerimiz için de geçerli olmaktadır yani
vatandaşlarımız, kalıcı adres olarak, sürekli
yaşadığı yer olarak, gittiği yayla ya da deniz
sahilindeki adresi vermemektedir. Böylece de, söz konusu
vatandaşlarımızın nüfus varlığı haklı
olarak ilk adreslerinde gösterilmektedir. İşte bu durum, İller
Bankası üzerinden nüfusa göre belediyelere yapılan ödeneklerde ciddi
bir haksızlığa ve adaletsizliğe neden olmaktadır.
Şöyle ki: Kış aylarında belli bir nüfusa sahip olan belde,
ilçe veya il konumundaki belediyelerimiz yaz aylarında yoğun bir
nüfus artışına sahne olmaktadır. Yayla özelliği olan
veya denize sahili bulunan belediyelerimizin nüfusu yaz aylarında en az
5-6 kat fazlalaşmakta ve bu fazlalık bazen 15-20 katına, hatta
bazı özel yerlerde 30-40 katına kadar çıkmaktadır.
Örneğin seçim bölgem olan Adananın Aladağ ilçesindeki
kalıcı nüfus 4.500 civarındayken yayla döneminde 5 katına
kadar çıkabilmektedir. Yine Pozantı ilçemizin nüfusu 10 binden 30
bine, bu ilçemize bağlı -değerli arkadaşlar
altını özellikle çizerek belirtmek istiyorum- ve şu an resmî
olarak 3.081 olan Akçatekir beldemizin nüfusu ise yaz sezonunda 150-200 bine
kadar çıkarak neredeyse 50-60 kat fazlalaşmaktadır ve ne
yazık ki, Akçatekir Belediyemiz, diğer benzer durumdaki
belediyelerimizde olduğu gibi, yaz aylarında çok yüksek nüfusa
ulaşan beldenin temizlik hizmetlerinden içme suyuna, yol ve kanalizasyon
çalışmalarından itfaiye ve cenaze hizmetlerine kadar vatandaşlarımızın
en temel ihtiyaçlarına cevap verememekte ve büyük bir
sıkıntı ve çaresizlik içerisinde çırpınmaktadır.
Bu örneklere yine Adananın Yumurtalık, Karataş, Saimbeyli,
Feke, Tufanbeyli, Tuzla belediyelerini de ekleyebiliriz. Bunlara Mersin,
Antalya, Osmaniye, Hatay ve ülkemizin pek çok yerindeki ilçe ve beldelerimizi
de ilave etmek mümkündür.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; işte bu hususlar çerçevesinde şu
değerlendirmeleri yapmak sağlıklı bir yaklaşım
olacaktır: Ülkemizde yayla iklimine sahip olan ve denize sahili bulunan
belediyelerimiz, yaz aylarında çok ciddi mağduriyetleri
yaşamaktadırlar; sahip oldukları yerel kaynaklar haricinde en
önemli destek sayılan İller Bankası ödeneklerinin kış
aylarındaki resmî nüfusa göre verilmesinden dolayı, yaz
aylarında onlarca kat artan nüfusa bağlı olarak belde ve ilçe
sakinlerinin en temel ihtiyaçlarını dahi maalesef
karşılayamamaktadırlar. Dolayısıyla itfaiye,
kanalizasyon, cenaze, temizlik, yol ve sair zorunlu hizmetler ciddi
şekilde aksamakta ve bu mevsimde çoğu tatil yapıp dinlenmek
isteyen vatandaşlarımız, büyük sıkıntılar çekerek
perişan olmaktadırlar. Anılan hedef belediyelerdeki mevcut araç,
ekipman, personel ve bütçe imkânları sabit nüfusun hizmetlerine dahi cevap
veremez hâldeyken, Akçatekir Beldemizdeki gibi bir anda 50-60 kat
fazlalaşan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak asla
mümkün olmamaktadır ve olmayacaktır da.
Bu nedenlerden ötürü,
anılan mağdur belediyelerin çok yoğun şekilde
yaşadığı ve buradan dile getirdiğimiz
sorunlarının acilen çözüme kavuşturulması bir mecburiyet
olarak bugün hepimizin önünde durmaktadır. Bunun mutlaka halledilmesi
gereken bir mecburiyet olduğunu ifade ediyorum, çünkü asıl
mağdur olan, belediyelerin kurumsal ve siyasi kimlikleri değil, bu
belediyelerin ve hepimizin varlık sebebi olan
vatandaşlarımızdır, halkımızdır. Çözüm
olarak önerimiz ise İller Bankası ödeneklerinin yaz ayları
süresince, iktidar partisine mensup olsun veya olmasın, parti
ayırımı yapılmadan, objektif ölçülerle
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Tankut, buyurun.
Lütfen tamamlayın.
YILMAZ TANKUT (Devamla)
tespit edilerek belirlenecek olan hedef belediyelerdeki artan nüfusun dikkate
alınarak sağlanması, diğer aylarda ise normal, rutin
ödeneklerin devam etmesi şeklindedir.
Değerli arkadaşlar,
şayet bunun için kanuni bir düzenleme gerekiyorsa bunu bir an önce hep
birlikte gerçekleştirmemiz lazım geldiğini de buradan
hatırlatmak istiyorum. Bu şekildeki bir düzenleme hem ilgili
belediyelerimizi rahatlatacak hem de bu belediyelerimizden yaz aylarında
hizmet alan vatandaşlarımızın mağduriyetini büyük
ölçüde ortadan kaldıracaktır.
Sözlerime son verirken, dile
getirdiğim ve genelde ülkemizin yayla ve sıcak bölgelerinde
yaşanan bu genel ve önemli sorunun yaklaşmakta olan bu yaz döneminde
hiç yaşanmaması dileğiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Tankut.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır, ancak, sayın
milletvekilleri, Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek gündemin
Sözlü Sorular kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57,
59, 61, 62, 68, 89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363,
366, 378, 408, 409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570inci
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası
geldiğinde yerine getireceğim.
Sözlü soru önergesinin geri
alınmasına dair bir tezkere vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun (6/1612) esas
numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/193)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular
Kısmının 318. sırasında yer alan (6/1612) esas
numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla
arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
BAŞKAN Sözlü soru
önergesi geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, işsizlik sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/631)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizde yaşanan
işsizliğin varmış olduğu boyutların tüm
yönleriyle araştırılması, TÜİK verilerinde yer almayan
kesimlerin durumlarının daha da net bir biçimde ortaya
çıkarılması, bölgesel farkların, bölgelerin kendi
özgünlükleri bağlamında değerlendirilerek ortadan
kaldırılması için ve bugüne kadar işsizlikten kaynaklı
ortaya çıkmış sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik
olumsuzlukların tespit edilip, gerekli önlem ve tedbirlerin
alınması için, Anayasanın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve
105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz
1) Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan
Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla
Akat Ata (Batman)
4) Bengi
Yıldız (Batman)
5)
Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine
Ayna (Mardin)
7) Fatma
Kurtulan (Van)
8) Hasip
Kaplan (Şırnak)
9) Hamit
Geylani (Hakkâri)
10)
İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M.
Nuri Yaman (Muş)
12)
Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13)
Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman
Özçelik (Siirt)
15) Özdal
Üçer (Van)
16)
Pervin Buldan (Iğdır)
17)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
18)
Sevahir Bayındır (Şırnak)
19)
Sırrı Sakık (Muş)
20)
Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Türkiye'de işsizlik
temel sorunların başında yer almaya devam etmektedir. Sosyal,
siyasal ve kültürel birçok sorunun tetikleyicisi durumunda olan yoksulluğu
ortaya çıkaran temel ekonomik politikalar, ülkemiz tarihi boyunca
yakıcı derecede önemli bir sorun olmaya devam etmekle beraber
özellikle AKP iktidarının son yıllarıyla daha da artarak,
sonuçları öngörülemez sosyal ve siyasal sorunların temel faktörü
haline gelmiştir.
İşsizlik, TÜİK
verilerine göre 2007 yılından 2009 yılına kadar
yaklaşık yüzde 50den fazla artış gösterebilmiş ve
küresel finans kriziyle beraber işsizlik ülkemizi, her zamankinden daha da
fazla yapısal bir sorun olmakla tehdit etmektedir. 2007 ve 2009 yılları
arasında işsizlik rakamları yüzde 8,8den tarihsel rekor olan
yüzde 16,1e çıkabilmiştir. Ancak resmî TÜİK verilerinin
ülkemizdeki gerçek işsizliği ne kadar yansıttığı
da temel tartışmalardan birini oluşturmaktadır.
Ülkemizdeki istihdam
biçimleri ve kayıtlı iş alanları göz önüne
alındığında, işsizlik araştırmalarında
kullanılan yöntemlerin ne kadar gerçeği
yansıttığı da tartışılan bir konudur.
Ücretsiz aile içi işçilik, ev kadınlarının durumu,
öğrencilere yaklaşım ve iş bulmaktan umudunu kesen
vatandaşlarımızın durumunu göz önüne alarak hazırlanacak
bir işsizlik araştırması verisi, ülkemizde
işsizliğin varmış olduğu boyutları, gerçeğe
en yakın boyutlarıyla verecektir. Ancak bu durumda ülkemizin
işsizlik denilen olumsuz koşullarla doğru bir yüzleşmesi ve
çözüm koşulları gerçekleştirilebilir.
Ülkemizde işsizlik
verileri emek sendikalarının araştırmalarına göre
yüzde 25leri aşmış ve toplumumuzun büyük bir bölümü de
artık iş aramaktan umudunu kesmiştir. İş aramaktan
umudunu kesen vatandaşlarımız, aynı zamanda yaşama ve
geleceğe dair de umutlarını yitirmekte, bu durum ise bireyin
depresyon ve cinnet geçirmesine neden olabilmektedir. Bu bireysel cinnet ve
umutsuzluk hali sayıları milyonları bulan işsizlerimiz ve
iş bulmaktan ümidini kesmişlerle beraber bu durum toplumsal bir
cinnet ve umutsuzluk haline dönüşebilmektedir. Defalarca
yaşanmış aile facialarının, bireysel cinnetlerin
nedenlerini, kuşkusuz yoksulluk, işsizlik ve umutsuzluk durumundan
bağımsız değerlendiremeyiz.
Bununla beraber işsizlik
aynı zamanda bölgeler arası gelişmişlik farkını
da arttırıcı bir rol oynamaya devam etmektedir. Sonuç
alıcı ve sürdürülebilir ekonomik politikaların özellikle
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde devreye konulmamasından
kaynaklı, bu bölgelerden batı illerine yoğun göçler
yaşanmakta ve durumla birlikte kent sorunları daha da
ağırlaşmakta, bununla beraber kültürel sorunlar da baş
göstermektedir.
Çiftçiliğin ve
hayvancılığın, temel geçim kaynaklarını
oluşturduğu Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde,
özellikle 30 yıllık savaş koşullarından kaynaklı
tahrip olması, aynı zamanda ülkesel boyutta da bu sektörleri ve
tüketicileri zor duruma sokmuştur ve sokamaya devam etmektedir. Hükümetler
tarafından, bölgeler arası kalkınmışlık
farklarını gidermeye yönelik özel sektöre
çıkarılmış olan teşvik kanunlarından da bir sonuç
alınamamış ve işsizliği gidermeye dönük ciddi ek
istihdam ortaya çıkarılamamıştır. Hacettepe
üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüseyin Tatlıdil ile uzman
Barış Özgürlük'ün yapmış olduğu İşsizlik
Risk Araştırmalarında, özellikle Güneydoğu illerinden
alınan sonuçlar ve bu bölgedeki işsizlik oranları birlikte
değerlendirildiğinde, bölge halkı ciddi oranda gelecekten
umudunu kesmiş görünmektedir.
Türkiye' de
işsizliğin varmış olduğu boyutların
yarattığı tahribatlar ve bölgeler arası
gelişmişlik farklarının ortaya çıkarmış
olduğu sosyal siyasal kültürel ve ekonomik tablo Meclisin
araştırmasını gerekli kılan bir duruma gelmiştir.
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin,
Mersindeki tarım ürünleri yetiştiricilerinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/632)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Mersin ilinde yaşanan
ve tarımla uğraşan vatandaşlarımızın,
tarımsal ürün üretiminde ve pazarlamasında yaşadıkları
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla, aşağıda belirtilen
gerekçelerle Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet
Şandır (Mersin)
2) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
3) Behiç
Çelik (Mersin)
4) Ahmet
Kenan Tanrıkulu (İzmir)
5) Kadir
Ural (Mersin)
6) Osman
Çakır (Samsun)
7) Hasan
Özdemir (Gaziantep)
8) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
9) Ali
Uzunırmak (Aydın)
10) Akif
Akkuş (Mersin)
11) Recep
Taner (Aydın)
12) Mümin
İnan (Niğde)
13)
Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
14)
Mustafa Kalaycı (Konya)
15) Ahmet
Orhan (Manisa)
16)
Beytullah Asil (Eskişehir)
17)
Cemaleddin Uslu (Edirne)
18)
Reşat Doğru (Tokat)
19) Hasan
Çalış (Karaman)
20)
Yılmaz Tankut (Adana)
21) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
22) Osman
Ertuğrul (Aksaray)
23) Atila
Kaya (İstanbul)
24)
Mustafa Enöz (Manisa)
25)
Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
26) D.
Ali Torlak (İstanbul)
Gerekçe:
Tarım, ülkemiz nüfusunun
önemli bir kesiminin gelirini sağlamaktadır. Tarımla
uğraşanların gelir seviyesi tüm Türkiye'de olduğu gibi
Mersin ilinde de düşüktür.
Mersin ili ülke içi göç
hareketinden kaynaklanan nüfus artışının getirdiği
plansız ve sağlıksız bir yapılaşma sorunuyla
karşı karşıyadır. Artan konut talebi nedeniyle plansız
yapılaşma, tarım alanlarına doğru yayılmakta ve
verimli toprakların kaybına sebep olmaktadır.
Türkiye yakın zamana
kadar tarım ürünleri açısından kendi kendine yetebilen ülkeler
arasında gösterilmekteydi. Ancak bu durum son dönemde
değişmiş ve tarım ürünlerini dışarıdan temin
eden bir ülke haline gelmiştir. Bu durum son derece düşündürücü ve
mutlaka tedbir alınması gereken önemli bir konudur.
Tarımsal potansiyeli
yüksek ülkemizde, tarım kesimi önemli sorunlar ile karşı
karşıyadır. Ancak ülkemiz bunları aşabilecek
yapıya sahiptir. Sorunların gerçekçi biçimde ortaya konması ile
çözüm önerilerine ulaşılması kolaylaşacaktır.
Tarımsal sorunların
bir kısmı iklim, yer şekilleri, eğim gibi doğa
şartlarının belirlediği fiziki yapı ile ilgili
olmasına karşılık bir kısmı ise yanlış
uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Yanlış uygulamaların
temelinde yatan gerçeklerin başında ekonomik yetersizlikler
gelmektedir.
Ülkemizdeki delta ve
kıyı ovalarında tarım için gerekli suyun yeterli
olduğu bilinmekle beraber, gerekli yatırımların
yapılmamış olması nedeniyle, ürünler için yeterli ve
usulüne uygun sulama yapılamamaktadır.
Ülkemizin birçok yöresinde
olduğu gibi, Göksu nehri civarında ve havzalarında da, üretimde
kullanılan elektrik ve su gibi girdilerin maliyetinin yüksekliği
nedeniyle tarımdan geçinenlerin sıkıntıları bir kat
daha artmaktadır. AB ve ABD gibi ülkelerde tarımsal sulamada
kullanılan elektriğin Kw/Saat ücreti ortalama 7 Cent iken elektrik
ücreti bizde 17-18 Cent'tir. Diğer ülkelerde KDV alınmaz iken bizde
yüzde 18 KDV uygulanmaktadır.
Göksu civarında ve
havzalarında Silifke ilçesi nüfusunun % 22,3'ünün
yaşadığı 3 belde ve 22 köyde 26 bin 430 kişi; Mut
ilçesi nüfusunun % 22,9'unun yaşadığı 1 belde ve 33 köyde
14 bin 571 kişi ve Gülnar ilçesi nüfusunun % 26,9'unun
yaşadığı 2 belde ve 8 köyde 8 bin 188 kişi
bulunmaktadır.
Bu civarda bulunan köylerin büyük
bir kısmı nehir üzerinde baraj ve bent gibi yapıların
bulunmaması ve su nakil altyapısının olmaması
nedeniyle kuru tarım yapmaya zorlanmaktadır. Sulu tarımdan elde
edilebilecek yıllık iki-üç ürün yerine yılda bir veya iki ürün
alınabilmektedir.
Kuru tarımdan elde
edilen verim, yağış alma veya almama durumuna göre
değişkenlik arz ederek, bu bölgede yaşayan
vatandaşlarımızı kurak dönemlerde ayrıca
sıkıntıya sokmaktadır.
Suyun canlılar için
önemi büyüktür. Örnek olarak 1 Kg Pirinç için, 2000-2500 litre, 1 Kg Şeker
için 3000 litre, 1 Kg Buğday için 1000 litre, hayvandan 1 litre süt
üretimi için 2000-4000 litre su gereklidir.
Suya bu denli
bağımlı olan tarım kesiminin problemlerinin giderilmesi ve
mevcut şartların düzeltilmesiyle tarımda verimliliğin
artması gerçekleşecek, dünya ülkeleriyle kalite ve miktar
açısından rekabet edecek düzeye gelinecektir.
Göksu Deltasını
besleyen Göksu üzerinde baraj yapımı ve yine bu bölgede
yapılacak sulama göletleri ile bölgede tarım ile uğraşan
kesimin ürünlerini rekabet edilebilir bir maliyetle üretmeleri de
sağlanacaktır.
Yine Mersin'in
dağlık fakat bozuk orman bölgelerinde yaşayan köylülerimizin 2B
olarak adlandırılan orman alanlarından yararlanamamaları ve
bu alanların satışından haberdar olamadıkları şikâyetleri
göz önüne alınmalıdır. Gerekirse bu alanlar devlet eliyle veya
teşvikle zeytinlik alanlar hâline getirilerek köylülerin istifadesine
sunulmalıdır.
Diğer yandan, tarım
ürünlerinin kısa sürede tüketime arz edilmesi önemlidir. Bunu
sağlamak için ulaşımı rahatlatıcı tedbirlerin
alınması da zaruri ihtiyaç içindedir. Mersin ve ilçelerinde
yetiştirilen kısa ömürlü ürünlerin bir an önce büyük tüketim
merkezlerine ulaştırılmasını teminen ulaşım
altyapısının da tamamlanması gerekmektedir.
Tüm bu sorunların
sebepleri ve sonuçlarının araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri
gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz
ve teklif ederiz.
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 25 milletvekilinin,
Mersin ilinde işsizlik ve yoksulluktaki artışın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/633)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Mersin ilimizde yoksulluk
oranının artması ve işsizliğin yükselmesinin sebep ve
sonuçlarının tespiti ve alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi için, Anayasamızın 98inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet
Şandır (Mersin)
2) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
3) Ahmet
Kenan Tanrıkulu (İzmir)
4) Kadir
Ural (Mersin)
5) Behiç
Çelik (Mersin)
6) Ali
Uzunırmak (Aydın)
7) Osman
Çakır (Samsun)
8) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
9) Hasan
Özdemir (Gaziantep)
10)
Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
11) Mümin
İnan (Niğde)
12) Recep
Taner (Aydın)
13) Akif
Akkuş (Mersin)
14)
Beytullah Asil (Eskişehir)
15) Ahmet
Orhan (Manisa)
16)
Mustafa Kalaycı (Konya)
17)
Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
18) Hasan
Çalış (Karaman)
19)
Reşat Doğru (Tokat)
20)
Cemaleddin Uslu (Edirne)
21)
Yılmaz Tankut (Adana)
22) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
23) Osman
Ertuğrul (Aksaray)
24)
Mustafa Enöz (Manisa)
25) Atila
Kaya (İstanbul)
26)
Durmuş Ali Torlak (İstanbul)
Gerekçe:
Mersin İlinin yüzölçümü
15.853 km2 olup topraklarının % 49.5'i ormanlıktır. 2009
yılı nüfus sayımına göre toplam 1.640.888 kişilik
nüfusa sahiptir. İlin Akdeniz kıyısında 321 km. lik kıyı
şeridi bulunmakta olup, Tarsus Ovası (Türkiye'nin en verimli ve en
önemli tarım alanıdır), Berdan Ovası ve Anamur Ovası
gibi verimli arazileri bulunmaktadır. Mersin'de üretilen Anamur muzu
dünyaca ünlenmiştir. Mersin merkezde kayısı, ceviz, kiraz,
şeftali ve sebze yaygın olarak üretilirken, Batı Mersin'de
Anamur ve Bozyazı bölgesinde muz, çilek ve erik, Gülnar bölgesinde nohut,
buğday, arpa, Silifke'de çilek yaygın olarak yetiştirilir.
Mersin ilinin öz
kaynakları kendine yetebilmekte ve ülke ekonomisine önemli katkılar
sağlayabilmekte iken, son yıllarda Mersin halkı
fakirleşerek sosyal yardımlara muhtaç hale gelmiştir. Bu durumun
sebebi araştırıldığında, hükümetin
yanlış politikalarının ve sosyal devlet ilkesine
aykırı uygulamalarının olduğu karşımıza
çıkmaktadır.
Sosyal devlet, toplumdaki
güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek
eşitliği, yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla
yükümlü devlettir. Sosyal devlet yoksul, muhtaç ve düşkün kişilerin
korunması, çalışanların insanca yaşaması için
sosyal, ekonomik ve mali önlemler almakla yükümlüdür. Anayasa, özel
girişim özgürlüğünü tanımış,
çalışanların hayat seviyesini yükseltmeyi,
çalışanları korumayı, işsizliği önlemeyi,
çalışma barışının sağlanmasını
devletin görevleri arasında saymıştır.
Ülkemiz ekonomisi her geçen
gün kan kaybetmektedir. Toplumun en önemli sorunları olan gelir
adaletsizliği ve büyüyen işsizlik giderek artmaktadır. Bu durum,
insanlarımızın yapılan sosyal yardımlara muhtaç hâle
getirmiştir. 2010 yılı bütçesinde 4,603 milyon TL'si yeşil
kart hizmetleri, 1,516 milyon TL'si burs ve harçlar, sosyal yardımlar
(eğitim, sağlık, yiyecek, ve barınma, burs ve harçlar),
1,584 milyon TL'si SHÇEK'e yapılan transferler olmak üzere toplam 7,703
milyon TL'si sosyal yardım içeriklidir. Sosyal içerikli yardımlar
yıllar itibarıyla da hep artış göstermektedir.
Başbakanlık
Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünün Mersin ili
için yayınlamış olduğu verilere göre yapılan sosyal
yardımlar, 2003 yılında 6.456.037 TL. iken, bu miktar 2009 yılına
gelindiğinde 16.696.570 TL'ye yükselmiştir. Yardımların
yapısına bakıldığında, periyodik olarak
yapılan yardımlar 2003 yılında 1.672.700 iken bu oran 2009
yılına gelindiğinde 7.791.400 TL, gıda yardımları
ise 2003 yılında 2.283.760 TL. iken, 2009 yılında 5.596.000
TL'ye yükselmiştir. Bu yardımlar yıllar itibarıyla hep
artış göstermiştir. Buna paralel olarak ildeki işsizlik
oranları da her geçen gün artarak çoğalmaktadır. 2008
yılı sonu itibarıyla ilin işsizlik rakamları 13,1
oranında gerçekleşmiştir. Ekonomik krizin yoğun olarak
yaşandığı 2009 yılında bu oranın hangi
miktarlarda olduğu düşündürücüdür.
Mersin ilinde bulunan
yeşil kartlı sayısı Başbakanlık Sosyal Güvenlik
Kurumunun 2008 yılı verilerine göre, 240.489 kişiye
yükselmiştir. Bu rakam azımsanmayacak kadar yüksektir. Yine Sosyal
Güvenlik Kurumunun verileri incelendiğinde Mersin ilinde sosyal güvenlik
kapsamında olanlar 1.232.221 kişidir. Görüldüğü üzere yeşil
kartlı sayısı Sosyal Güvenlik Kurumuna kayıtlı (Emekli
Sandığı, BAĞ-KUR, SSK) olanlarla
oranlandığında azımsanmayacak miktardadır. Sosyal
yardımlardaki artışlar halkın yardımlarla
yaşadığının, üretime
katılmadığının bir göstergesidir.
Mersin ilimizdeki
insanlarımızın yoksulluk düzeyinin artması ve sosyal
yardımlarla yaşaması ülkemiz ekonomisi açısından çok
önemli bir sorundur. İnsanlarımızı sosyal yardımlara
muhtaç yaşamaktan kurtarıp, işsizlik sorunlarına çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98 ve
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin,
işsizlik sorununun araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/634)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İşsizliğin
azaltılması ve işsizliğin toplumda oluşturduğu
sorunların giderilmesi için Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve
105 maddeleri gereğince Meclis Araştırması
yapılmasını arz ederiz.
1)
Reşat Doğru (Tokat)
2) Alim
Işık (Kütahya)
3) Kamil
Erdal Sipahi (İzmir)
4) Recep
Taner (Aydın)
5)
Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
6)
Rıdvan Yalçın (Ordu)
7) Kadir
Ural (Mersin)
8)
Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
9) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
10)
Mustafa Kalaycı (Konya)
11) Hasan
Özdemir (Gaziantep)
12)
Şenol Bal (İzmir)
13)
Mehmet Şandır (Mersin)
14)
Süleyman Turan Çirkin (Hatay)
15)
Hüseyin Yıldız (Antalya)
16) Erkan
Akçay (Manisa)
17) Hamza
Hamit Homriş (Bursa)
18) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
19) Hasan
Çalış (Karaman)
20)
Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
21) Mümin
İnan (Niğde)
Gerekçe:
Ülkemizde mevcut hükümetin
iktidara geldiği günden bu yana uygulamış olduğu
yanlış politikalar ile birlikte son yıllarda ülkemizi kasıp
kavuran ekonomik kriz, toplumumuzun her kesimini derinden etkilemiştir.
Ülkemizde işsizlik oranı Cumhuriyet tarihinin rekoruna
ulaşmış, dünya sıralamasında ise ikinci duruma
getirmiştir.
Üretici konumundaki
insanımız, bilhassa gençlerimiz tüketici konumuna gelmiş
artık kendini de evini de geçindiremez duruma düşmüştür. Evine
ekmek götüremeyen, faturalarını ödeyemeyen insanımız psikolojik
bunalımlara girmeye başlamış, hatta kendisinin ve
yakınlarının canına kıymakla sonuçlanan olaylar
hızla artar olmuştur.
Toplumun kutsal aile
yapısı çökmeye başlamıştır. Açıklanan
istatistiklere göre 2008 yılına göre 2009 yılında
evlenenlerden çok boşanmalar olmuştur. Bu boşanmaların
%70'ini ekonomik sıkıntılara bağlanmıştır.
İşsiz kalan erkek ya da kadın psikolojik olarak
sıkıntıya girmekte bu da aile içinde şiddete
dönüşmektedir. Artık bu türden haberleri, gazete ve televizyonlardan
sıkça okur ve izler hale geldik.
Ülkemiz bir tarım ülkesi
olması nedeniyle, tarım sektörü, milyonlarca
insanımızın geçim kaynağıdır. Ancak uygulanan
yanlış tarım politikaları nedeniyle sanayi ve diğer
sektörlerde yaşanan işsizlik son iki yıldır ülkemizde
tarımda da kendini çok ağır bir şekilde göstermiştir.
Mahsulü para etmeyen
çiftçilerimiz üretimden vazgeçmeye başlamış, tarım
sektöründe iş bulamayan insanlarımız, sanayi kentlerine ve
Büyükşehirlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bunun
neticesinde iç göçler artmıştır. Tarım sektörünün
ülkemizdeki tüm sanayi dallarıyla ilişkili olduğu
düşünülürse, burada yaşanan küçük bir sendeleme, tedbirler
alınmadığında ekonomik ve ticari hayatı sekteye
uğratacaktır. Bugün işsizliğin artmasındaki en önemli
faktör bu olmuştur.
Kapanan fabrikalar ve bu
fabrikalarla direkt ya da endirekt olarak ilişkili olan işletmelerde
çalışan insanlar işlerini kaybetmiş, işyerlerini
kapatmak zorunda kalmışlardır.
Kapanan Tekel
Fabrikaları ve Özelleştirme kapsamına alınan Şeker
Fabrikalarında görev yapan işçiler şu anda işlerini
kaybetme durumuyla karşı karşıyadır. Sadece fabrikada
çalışanlar değil, fabrika çevresindeki nakliyecisi, esnafı,
bakkalı ve terzisi de aynı sıkıntıları
yaşayacak ve işsiz kalacaktır. Kapanan fabrika ve
işyerlerinin bugünkü durumu budur.
Ülkemizde işsizlik
sorununa ivedi olarak çözüm getirilmezse sosyal patlamalar
kaçınılmazdır.
Konunun bir kez de Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından araştırılması,
vatandaşlarımızın işsizlikten kurtulup, üretime
yönelmesi yönündeki politikalara katkı sağlayacağı
aşikârdır.
Araştırma önergemiz
bu amaçla hazırlanmıştır.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin
izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, okutup ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
C) Tezkereler
1.- Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin
verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1127)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Aşağıda
adları yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında
gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık
Divanının 10.03.2010 tarihli toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Şanlıurfa Milletvekili Mustafa
Kuş, hastalığı nedeniyle 11/10/2009 tarihinden itibaren 48
gün, 03/12/2009 tarihinden itibaren 46 gün ve 08/02/2010 tarihinden itibaren 90
gün olmak üzere toplam 184 gün,
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım aynı zamanda.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.10
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76ncı Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin
izinli sayılmalarına dair tezkeresinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, tezkerenin ilk
bölümünü tekrar okutup oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Şanlıurfa
Milletvekili Mustafa Kuş, hastalığı nedeniyle 11/10/2009
tarihinde itibaren 48 gün, 03/12/2009 tarihinden itibaren 46 gün ve 08/02/2010
tarihinden itibaren 90 gün olmak üzere toplam 184 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Sayın milletvekilleri,
kâtip üyeler arasında uyuşmazlık olduğu için elektronik
sistemle oylama yapacağım.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve kabul
edilmiştir.
Diğer bölümü okutuyorum:
Gaziantep Milletvekili
Mahmut Durdu, hastalığı nedeniyle 14/10/2009 tarihinden itibaren
22 gün, 18/11/2009 tarihinden itibaren 21 gün ve 18/12/2009 tarihinden itibaren
20 gün olmak üzere toplam 63 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kayseri Milletvekili Mehmet
Şevki Kulkuloğlu, hastalığı nedeniyle 20/10/2009
tarihinden itibaren 16 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Uşak Milletvekili Nuri
Uslu, hastalığı nedeniyle 21/10/2009 tarihinden itibaren 21
gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İstanbul Milletvekili
Necat Birinci, hastalığı nedeniyle 22/10/2009 tarihinden
itibaren 31 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kütahya Milletvekili Hüseyin
Tuğcu, hastalığı nedeniyle 13/11/2009 tarihinden itibaren
33 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Rize Milletvekili Ahmet
Mesut Yılmaz, hastalığı nedeniyle 14/11/2009 tarihinden
itibaren 13 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Konya Milletvekili Ahmet
Büyükakkaşlar, hastalığı nedeniyle 16/12/2009 tarihinden
itibaren 21 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şanlıurfa
Milletvekili Abdülkadir Emin Önen, hastalığı nedeniyle
14/12/2009 tarihinden itibaren 16 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Balıkesir Milletvekili
Ayşe Akbaş, hastalığı nedeniyle 13/01/2010 tarihinden
itibaren 15 gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bitlis Milletvekili Zeki
Ergezen, hastalığı nedeniyle 12/02/2010 tarihinden itibaren 15
gün,
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu, mazereti nedeniyle 14/10/2009 tarihinden itibaren 12
gün.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir milletvekiline ödenek ve
yolluğunun verilebilmesi için tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
2.- Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuşa ödenek ve
yolluğunun verilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1128)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna
Hastalığı
nedeniyle bu yasama yılında aralıksız 2 aydan fazla izin
alan Şanlıurfa Milletvekili Mustafa Kuşa, İçtüzüğün
154 üncü maddesi gereğince ödenek ve yolluğunun verilebilmesi,
Başkanlık Divanının 10.03.2010 tarihli
toplantısında uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun
bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Gündemdeki sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı
kanun tasarılarının İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu
Önerisi
Danışma Kurulunun
yaptığı toplantıda, aşağıdaki önerilerin
Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mustafa
Elitaş Kemal
Kılıçdaroğlu
Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Mehmet Şandır Bengi
Yıldız
Milliyetçi Hareket Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Öneriler:
Gündemin kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler kısmında
yer alan, 485, 486, 487, 479, 477, 114, 306 ve 469 sıra sayılı
Kanun Tasarılarının bu kısmın 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve
11 inci sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
485 ve 477 Sıra
Sayılı Kanun Tasarılarının İçtüzüğün 91.
maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetveldeki şekliyle olması,
Önerilmiştir.
485 Sıra
Sayılı Yurtdışı Türkler Başkanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu Tasarısı
(1/805, 2/549)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1-20 20
2. BÖLÜM 21-32
30uncu maddenin 1.,2.,3., 17
4. ve 5. fıkraları ile
Geçici 1. maddesi
Toplam Madde
sayısı 37
477 Sıra
Sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında
Kanun Tasarısı ile 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/371, 1/101)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1-12 12
2. BÖLÜM 13-16
Geçici 1., 2.,
3., 4., 5. ve 6. maddeler 10
Toplam
Madde Sayısı 22
BAŞKAN Sayın
İçli 477 sıra sayılı İller Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190 sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin
temel kanun olarak görüşülmesi İç Tüzükün 90 ve 91inci maddelerine
aykırıdır. İç Tüzükün 63üncü maddesine göre söz talep
ediyorum. diye talebiniz var.
H. TAYFUN İÇLİ
(Eskişehir) Evet, Sayın Başkanım.
BAŞKAN Şimdi,
İç Tüzükün 90ıncı maddesi Yetki kanunu tasarıları
ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnameler,
Anayasanın ve İçtüzüğün kanunların görüşülmesi için
koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer
kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülür. diyor
ve bu konuda zaten 4447 sayılı, 4448 sayılı, 4456
sayılı, 4502 sayılı, 4568 sayılı geçmişte,
örneklerini çoğaltacağımız- 4574, 4587, 4618, 4622, 4633
gibi uygulamalar da var. Şimdi, İç Tüzükün 90ıncı
maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun hükmünde kararnamelerin
Anayasanın ve İç Tüzükün kanunların görüşülmesi için
koyduğu kurallara göre görüşülebileceği açıkça ifade
edilmiş. Dolayısıyla 477 sıra sayılı Kanun Tasarısının
temel kanun olarak görüşülmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
Diğer taraftan, İç
Tüzükün 90ıncı maddesinde kanun hükmünde kararnamenin bir ya da
birden fazla maddesinde değişiklik yapılmasını
engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Nitekim bugüne kadar çok sayıda
kanun hükmünde kararnamenin çeşitli maddelerinde, kanunlarda
değişiklik yapılmıştır. İç Tüzükün
90ıncı maddesinde yasaklanan, kanun hükmünde kararnamenin bölünerek
görüşülmemesidir.
Görüşülmekte olan 477
sıra sayılı Kanun Tasarısıyla söz konusu edilen 298
sayılı Kanun Hükmünde Kararname, tasarısının bir
maddesiyle yürürlükten kaldırılmaktadır. Kanun hükmünde
kararnamenin kanunla yürürlükten kaldırılması Anayasaya ve
İç Tüzük hükümlerine de uygundur ama buna rağmen beş
dakikalık süre veriyorum 63üncü madde gereğince.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, ben de tutumunuz aleyhinde söz istiyorum 63üncü
maddeye göre.
BAŞKAN Buyurun
Sayın İçli.
VIII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 477 sıra sayılı Kanun Tasarısının
temel kanun olarak görüşülmesinin İç Tüzükün 90 ve 91inci
maddelerine aykırı olması nedeniyle Danışma Kurulu
önerisinden çıkarılması gerektiğine ilişkin Oturum
Başkanının tutumu hakkında
H. TAYFUN İÇLİ
(Eskişehir) Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, kanun hükmündeki
kararnamelerin ne şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşüleceği Anayasamızın 91inci maddesinde
belirtilmiştir.
Yine, İç Tüzükümüzün
90ıncı maddesinde, kanun hükmündeki kararnamelerin ne şekilde
görüşüleceği çok açık bir biçimde ifade edilmiştir.
Sizin biraz evvel sayın
çok değerli milletvekillerine sunduğunuz görüş, İç Tüzükün
90ıncı maddesinin birinci fıkrasıdır. Bakın,
İç Tüzükün 90ıncı maddesinin dördüncü fıkrası Kanun
hükmünde kararnameler, varsa değişiklikleriyle birleştirilerek
bütünüyle görüşülür; bölünerek, ayrı metinler haline getirilerek
kanunla değişiklik yapılamaz. dedikten sonra, beşinci
fıkrasında, son fıkrasında da, kanun hükmündeki
kararnamelerin ne şekilde görüşüleceği çok açık bir
şekilde, emredici bir şekilde belirtilmiştir.
Şimdi, elimde, bir kanun
ve onunla birleştirilen kanun hükmündeki kararnameye ilişkin komisyon
raporları da var. Bakın, bunu incelediğiniz zaman, 1987de
Başbakan merhum Turgut Özal iken, 22/12/1987 tarihli Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulan kanun hükmündeki kararname -Cumhurbaşkanı da o
zaman Kenan Evren- komisyonda görüşülmemiş. Sadece, kanunun ek
maddesinde, bu kanun hükmündeki kararnamenin yürürlükten
kaldırılacağına dair bir hüküm var. Komisyonda, bana
burada, Plan ve Bütçe Komisyonunda kanun hükmündeki kararnamenin Anayasa 91 ve İç
Tüzük 90a göre görüşüldüğüne dair bir tane komisyon raporu gösterin,
özür dileyeyim sizden. İnceledim yok, sadece kanunda var. Plan ve Bütçe
Komisyonunda da, kanun tasarısında gelen olayı 14üncü madde
olarak yürürlükten kaldırma var. Peki Anayasa 91i kaldırdık
rafa attık; İç Tüzük 90, okudum, tekrar okuyorum bakın: Kanun
hükmündeki kararnameler
Çünkü yetki kanunuyla çıkar Anayasamıza
göre, 91e göre. Yetki kanunuyla çıkmış bir kanun hükmündeki
kararnamenin bir bölümünü başka bir kanunla değiştirmeniz
Anayasanın 91inci maddesine ve İç Tüzükün 90ıncı
maddesine açıkça aykırılık teşkil eder. Kötü örnek
-hep onu söylüyorum- örnek olmaz. Belki Genel Kurulda buna benzer birtakım
değişiklikler yapılmış olabilir ama bu kötü örnek
kabul edilemez.
Öte yandan İç
Tüzükümüzün 91inci maddesi nelerin temel kanun olarak
görüşüleceğini emredici biçimde düzenler. İç Tüzük 91,
kanunların temel kanun olarak görüşüleceğini söyler, kanun
hükmünde kararnameler temel kanun olarak görüşülemez. Böyle bir
yaklaşım açıkça Anayasaya ve İç Tüzüke aykırı.
Birazdan, okuduğunuz
Danışma Kurulu önerisinde, hep onu söylüyorum, gelenek hâline geldi
Kanun maddeleri Genel Kurulda teker teker görüşülür, o maddelere teker
teker önergeler verilir ama siz bunu İç Tüzüke göre bir temel kanun gibi,
Ticaret Kanunu gibi, Borçlar Kanunu gibi binlerce, beş yüz, altı yüz
maddelik kanun gibi yirmi maddelik bir kanunu temel kanun olarak getirip bunu
sadece iki bölüm adında görüşürseniz, bunun adı kanun yapmak
değildir, bunun adı olayı geçiştirmektir; bunun olayı
Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin kanun hakkında
görüşme hakkını gasbetmektir. Bu, kanun yapma tekniğine
aykırıdır. O nedenle bu Danışma Kurulu önerisinde
özellikle bunun düzeltilmesi lazım. Yani bu 477 sayılı Kanun
-sanıyorum 477 sayılı Kanun, evet- ekinde yapılan kanun
hükmünde kararname burada temel kanun olarak görüşülemez, bu
Danışma Kurulu önerisinin işleme konulmaması lazım,
yani Genel Kurulda oylanmaması lazım. Oylandığı
takdirde, gelecekte bu Parlamentoda görev yapacak milletvekillerine de bu
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Anayasaya aykırı
yaptığı olay emsal yapacaktır. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin işi kötü örnekleri emsal olarak gelecek kuşaklara
taşımamaktır diyorum, bunun derhâl geri çekilmesi gerektiği
görüşümü tekrar ediyorum.
Çok değerli,
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarıma da buradan
saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
İçli, teşekkür ediyorum.
Bu konudaki
açıklamalarımı da zaten yaptım, fikrim değişmedi.
Dolayısıyla,
Danışma Kurulu önerisi aleyhinde de söz
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Genç, bir saniye
Bir saniye
Aleyhinde de söz
istemiştiniz.
Buyurun Sayın İçli.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, usul tartışmasını açtınız
63üncü maddeye göre, ben Sayın İçliden sonra
BAŞKAN Sayın
Genç, sizin burada bakın Danışma Kurulu önerisi aleyhinde söz
talebiniz var, başka talebiniz yok.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bu konuyla ilgili. Danışma Kurulu kararı
ayrı. Bu konuyla ilgili 63üncü maddeye göre ben de usul hakkında
BAŞKAN Buyurun
Sayın Genç.
Buradaki talebiniz sadece
Danışma Kurulu önerisiyle ilgili olduğu için
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, o, Danışma Kurulu kararı üzerine; bu, sizin tutumunuz
hakkında, aleyhte söz istedim.
BAŞKAN Benim tutumum
hakkında değil Sayın Genç.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; efendim,
Başkanlık Divanı bu yolda hatalı bir uygulama yapıyor.
Bakın, 91inci madde ve 90ıncı maddede
Bakın, 91inci
maddede, zaten çok istisnai olarak temel kanun kabul edilmesi gereken konular
çok muğlak sayılmış. Anayasa Mahkemesinin de bu yönde
kararı var. Orada, temel kanun niteliği taşıyan kanunlar ile
İç Tüzük bütünüyle veya bölümler hâlinde görüşülebilir. Fakat
90ıncı maddede, kanun hükmünde kararnameler, varsa
değişiklikleriyle birleştirilerek bütünüyle görüşülür;
bölünerek, ayrı ayrı metinler hâlinde getirilemez ve
değiştirilemez. Dolayısıyla kanun hükmünde kararnameler
ayrı bir kavramdır, bunun kanun tasarısı olarak kabul
edilmesi mümkün değildir. Birinci konu bu.
İkincisi: Maalesef
Meclisimizin komisyonları çok zayıf. Komisyonlar doğru dürüst
çalışmıyorlar. Getirdikleri raporları inceleyin. Raporda bu
kanun hükmünde kararname ile bu kanun tasarısının
birleştirildiğine dair bir ibare var mı? Yok. Yani bu kadar
kendi konularında yetersiz, gerekli incelemeyi yapmayan,
yaptıkları incelemeleri komisyon raporuna aksettirmeyen
komisyonların Genel Kurula sundukları bilgiler maalesef çok yetersiz.
Tabii, bunun en büyük yetersizliği Meclis Başkanından
kaynaklanıyor. Meclis Başkanı, özellikle Mehmet Ali Şahin,
Meclis Başkanlığına geldikten sonra milletvekillerinin
sorularını devamlı geri çeviriyor.
Bir soru önergesi
vermişim: Çankayada oturan Abdullah Gül, Hindistan ve Bangladeşe
giderken
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Devamla) Bir
dakika efendim
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Devamla) Bir
dakika efendim, bir dakika
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen olayı şahsileştirmeyin.
KAMER GENÇ (Devamla)
Hayır efendim, bir şey yok.
Sorumda diyorum ki:
kaç
lira masraf yapmış? Bakın,
kaç lira masraf yapmış?
diyorum. Bana sorumu iade ediyor, Soru önergenizde kaba ve
yaralayıcı sözler var. diyor.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Aynen doğru söylüyor.
KAMER GENÇ (Devamla) Peki,
ondan sonra, ben bunu iade ediyorum kendisine, diyorum ki: Sayın
Başkan, burada kaba ve yaralayıcı söz hangisidir?
SONER AKSOY (Kütahya)
Hepsi, hepsi.
KAMER GENÇ (Devamla) -
İkinci bir cevap veriyor bana, diyor ki: Soru önergeniz 93üncü maddeye
uygun görülmediğinden, reddedilmiştir.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Güzel yapmış!
KAMER GENÇ (Devamla) - Bunun
üzerine tekrar bir soru önergesi veriyorum.
Tabii, sizin çok
hoşunuza gidiyor da
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Hak etmişsin sen. Devletin lisanını öğreneceksin!
KAMER GENÇ (Devamla) -
sizin daha çok ders
almanız lazım, çok ders almanız lazım.
Ben sorumu tekrar veriyorum,
diyorum ki: Yahu sen şimdi 93üncü maddeye uygun soru önergesi
değil diyorsun. Bu soru önergemi ya kabul edeceksin
Çünkü sen benim
denetim görevimi yerine getirmeyi engelliyorsun ey Meclis Başkanı!
Bu defa bana yazdığı bir son yazıda, üçüncü yazıda
diyor ki: Çankayada oturan Abdullah Gül kaba ve yaralayıcı
sözdür. Allah, Allah! Ya Çankaya mı kabadır, Abdullah Gül mü
kaba ve yaralayıcı sözdür?
Şimdi, değerli
milletvekilleri, o makamda oturanların yaptıkları
işlemlerde attıkları imzaların anlamını bilmesi
lazım. Yani Çankayada birisi oturuyor, Abdullah Gül. Ben şimdi
mecbur muyum yani onların düşüncesine göre birilerine birtakım
makam ve sıfatlar izafe etmek.. Ben kendime göre olayları
yorumlarım.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Senin vermen önemli değil, millet veriyor, millet!
KAMER GENÇ (Devamla)
Millet denen kim ya! Millet, senin şurada grup başkan
Bir grubun
seçtiği adamı milletin iradesi mi kabul ediyorsunuz? Onun için
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Seni millet seçti.
KAMER GENÇ (Devamla) Beni
millet seçti ama beni bir grup seçmedi. O makama giden Abdullah Gülün, bugüne
kadar yaptığı hiçbir işlemde o makama yakışacak
davranışlar içinde olmadı. En başta, Suudi Arabistan
Cumhurbaşkanını getirip de Çankayada bir otele, o Suudi
Arabistan oturduğu masanın arkasına kendisinin fotoğrafını
astı. Oturduğu masaya Tayyip Bey geldi, bir ayağının
önünde oturdu, Abdullah Bey geldi, bir ayağına oturdu.
SONER AKSOY (Kütahya)
Ağzına alma onu, ağzına alma!
KAMER GENÇ (Devamla) - Bu,
Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yapılan en büyük
haksızlık, en büyük küçümseme olayıdır. Ben, Türkiye
Cumhuriyeti devletini ziyaret eden her yabancı, kral olsun,
Amerikanın Başkanı olsun
Bunun yapacağı şey,
orada, eğer bir yerde resim asılacaksa bu devletin kurucusu olan yüce
Atatürkün resmi asılacak ve orada o şekilde işlem görmesi
lazım. Yani Suudi Arabistan Kralı geldi, bol da hediye getirdi, yedi
tane tır da getirdi. Yedi tırla ne getirdiğini de sordum.
Ayrıca da Çankaya Köşkünde yapılan eylem ve işlemler
Türkiye Cumhuriyetinin temel kuruluş felsefesine hiç uygun olmayan işlemlerde
bulundu. Ben onun için Çankayada oturan Abdullah Gül diyorum. Bunda ne kaba
ve yaralayıcı söz var. Yani görüyorsunuz ki, Meclis
Başkanı, maalesef, kendisine göre, ille onun kafasından
sözcükleri kullanmamız gerektiğini söylüyor. Evvela onu yapacağına,
Meclisi ciddi, komisyonları ciddi denetle, Mecliste doğru dürüst
kanun çıkmasını sağla.
Maalesef artık
Türkiyede Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisi kalmamış
değerli milletvekilleri. Her kanun temel kanun
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Genç.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Danışma Meclisi nasıldı? Sen 12 Eylül döneminde
Danışma Meclisindeydin!
KAMER GENÇ (Devamla)
Danışma Meclisi
Efendim, bir dakika var.
BAŞKAN Zaten söz
talebiniz var Sayın Genç, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Devamla)
Bakın, bana bir soru sordu.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Genç, karşılıklı konuşacak değilsiniz.
KAMER GENÇ (Devamla) Zaten
bir dakika veriyorsunuz. Niye böyle taraflı davranıyorsunuz?
BAŞKAN Taraflı
falan hareket etmiyorum. Danışma Kurulu önerisinde on dakika söz
talebiniz var Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Ama
şimdi bakın, beş dakika
Bir dakikayı vereceksiniz. Burada
bugüne kadar uygulama böyle.
Yani bakın, Mehmet Ali
Şahin bana uyarma cezasını verdi, ondan sonra üç dakika savunma
hakkını verdi! Yani sizin ilkeleriniz bu mudur? Üç dakikada savunma
hakkı kullandım!
BAŞKAN Sayın
Genç, teşekkür ediyorum.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
- İşgal etme milletin kürsüsünü!
KAMER GENÇ (Devamla) Neyse,
siz Başkanlığı iyi yönlendiriyorsunuz ama ben gerekli
haddinizi bildiririm yine!
BAŞKAN Bu konudaki
görüşlerim değişmediği için Sayın İçli,
Danışma Kurulu önerisi üzerinde buyurun. On dakika söz talebiniz var.
Danışma Kurulu önerisinin
aleyhinde söz istediniz.
Buyurun.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Danışma Kurulu
Önerileri (Devam)
1.- Gündemdeki sıralama ile 485 ve 477 sıra sayılı
kanun tasarılarının İç Tüzükün 91inci maddesine göre
temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi (Devam)
H. TAYFUN İÇLİ
(Eskişehir) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Ben bir milletvekili olarak,
bir hukukçu olarak uyarı görevimi yaptım. Tarih bu tutanaklara
tanıklık edecek. Benim görevim bu kadar.
Şimdi gelelim
Danışma Kurulu önerisinin neden aleyhinde söz aldığıma
dair görüşlerime. Değerli arkadaşlarım, şimdi
Danışma Kurulunun önerisine baktığım zaman, işte
temel kanun olarak görüşülmesi gereken Yurt Dışındaki
Türkler Başkanlığı Kanun Tasarısı ve Kanun
Hükmündeki Kararname var, Yükseköğrenim Teşkilatıyla ilgili bir
kanun teklifi veya tasarısı -tam bilemiyorum- Türkiye Cumhuriyeti ile
İrlanda arasında yapılan bir sözleşmenin onaylanması
var, bir de İslam ülkeleriyle yapılan, işte bir tüzüğün
buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmesine dair kanun tasarı ve
tekliflerinin öncelikle gündeme alınması ve görüşülmesi istemleri
var.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyenin gerçek gündemiyle Parlamentonun, Meclisin
gerçek gündeminin çakışmadığını fırsat
bulduğum zamanlarda özellikle altını çizerek belirttim.
Şimdi Danışma Kurulunun işte gündemi bu, ama Türkiyenin
gündemi değerli arkadaşlarım, açlık, fukaralık,
işsizlik, yatırım olmaması, bir tarafta hastanelerde
vatandaşlarımızın, devletin hüküm ve tasarrufunda
olması gereken, o meseleleri çözmesi gereken sağlık
sorunları, diğer taraftan öğrencilerimizin eğitim
sorunları artık dağ gibi büyüyor. Vatandaşımız
soluk alamaz duruma geldi. Fakat bunlar olurken, ama bir bakıyorsunuz
Türkiyede Türkiyenin gündemine başka şeyler geliyor. Ne geliyor?
İşte birkaç gündür tartıştığımız
Anayasa değişiklikleri ve AKPli kurmayların özellikle Başbakan
Yardımcısı eski Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçekin
hazırladığı, mevcut Adalet Bakanımız Sadullah
Erginin hazırladığı ve AKP Grup Başkan Vekili
Sayın Bekir Bozdağın hazırladığı Anayasa
taslağı tartışılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyede yeterince gerilim var, Türkiyede yeterince
hoşgörüsüzlük var, Türkiyede yeterince çatışma var. Hükûmetin
görevi o ülkede hoşnutsuzluğu, gerilim varsa gerilimi ortadan
kaldırmaktır. Hükûmetin görevi gerilim yaratmak değildir.
Şimdi birazdan -tabii zaman çok kısıtlı olduğu için
çok detaylı girmeyeceğim ama- ana başlıklar hâlinde
sıkıntıları sizlerle paylaşmak istiyorum ve bizi
izleyen çok değerli, çok saygı değer halkımızla paylaşmak
istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, hani halk arasında bir söz vardır Minareyi çalan
kılıfını hazırlar. İnanın bu söz, bu
Anayasa taslağının yanında çok hafif kalıyor.
Şimdi bakıyorsunuz -tabii çok önemli hükümler de var,
değişmesi gereken hükümler de var- yani bilim insanlarının,
yargının içinde olan insanların yıllarca şikâyet ettikleri,
hem akademik düzeydeki tartışmalarda ifade edilen bazı
değişiklikler var. Örneğin, YAŞ kararlarına yargı
yolunun açılması, disiplinle ilgili idari yargı yolunun
açılması, ondan sonra kamu çalışanlarına, memurlara
öyle ifade edeyim- toplu sözleşme ve grev hakkının verilmesi
Bunlar hep önemli konular. Her ne kadar bu taslakta toplu sözleşme
hakkı varsa da grev hakkı yok. Grev hakkı olmayan bir toplu
sözleşme nasıl olacaksa tabii ayrı bir tartışma
konusu! Tabii, olumlu birtakım maddeler de var ama bunlar, benim ifademle
elma şekeri. Yani çocukları kandırmaya yönelik olan elma
şekerleri olarak bu taslağın içine serpiştirilmiş.
Ama değerli
arkadaşlarım, burada bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu
taslağa baktığınız zaman, bu taslak
Anayasamızın değişmez, değiştirilmesi teklif
edilemez olan, cumhuriyetin niteliklerinden olan Anayasanın 2nci
maddesine aykırıdır, açıkça aykırıdır. Neden
aykırıdır?
Değerli
arkadaşlarım, Anayasamızın 2nci maddesi -artık
hepimiz ezbere biliyoruz; artık vatandaşlarımız da biliyor-
sayıyor niteliklerini:
insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı bakın, burası önemli,
altını çiziyorum- başlangıçta belirtilen temel ilkelere
dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. der.
Anayasamızın
Başlangıç kısmına atıf yaptığına
göre, Anayasamızın Başlangıçında belirtilen
niteliklere sahip bir cumhuriyetten söz ettiğine göre,
Anayasamızın üçüncü fıkrasına, Başlangıç
bölümünün üçüncü fıkrasına da bakmak gerekiyor. Burada
hiçbir
kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve
bunun icaplarıyla belirlenmiş olan altını çiziyorum- hukuk
düzeni dışına çıkamayacağı; dediği gibi,
dördüncü fıkrasında da kuvvetler ayrımının devlet
organları arasında üstünlük sıralaması anlamına
gelmeyip belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret
ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve iş
birliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasada ve kanunlarda
olduğunu belirtir Başlangıç hükmü.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasamızın 6ncı maddesinde,
egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait
olduğu, egemenliğin Anayasanın koyduğu esaslara göre
yetkili organları eliyle kullanılabileceği de açıkça ifade
edilmiştir ve Anayasamızın 9uncu maddesinde de bu yetkili
organlardan yargı yetkisini de Türk milleti adına
Yine çizdim
altını
Hep diyoruz ya biz milletvekilleri, yasama organları
Türk milleti adına bir yetki kullanıyoruz, yargı organları
da Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce bu yetkiyi
kullanır ve Anayasanın 11inci maddesi -Anayasanın
bağlayıcılığı ve üstünlüğü- Anayasa
hükümleri, yasama -yani burayı- yürütme -yani Hükûmeti- ve yargı
organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş
ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. der.
Şimdi, bu taslakta tabii
çok enteresan hükümler var ama en dikkat çekici olanları artık
hepimiz biliyoruz, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili düzenleme.
Bu, hep konuşulacak. Daha teknik incelemelerden sonra üniversitelerden,
ilgili kuruluşlardan buna tepki gelecek. Başka? Anayasa Mahkemesiyle
ilgili düzenleme var. Anayasa Mahkemesinin yapısını bu Anayasa
değişikliği yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hemen
değiştirebilecek düzenlemeler var. Başka? Siyasi partilerin
kapatılmasıyla ilgili, 69uncu maddeyle ilgili
değişiklikler var. Başka? İdarenin, yürütmenin
denetlenmesiyle ilgili, Anayasanın 125inci maddesiyle ilgili de çok
vahim bir düzenleme var.
Değerli
arkadaşlarım ama, çarpıcı olması açısından
söylüyorum, Anayasanın 69uncu maddesindeki düzenlemede -bakın
aldım bölümü- diyor ki: İdarenin eylem ve işlemleri
odaklaşmanın tespitinde gözetilemez. Bakın, idarenin eylem ve
işlemleri odaklaşmanın tespitinde gözetilemez. Bu, hangi ruh
hâliyle konuldu? Anayasa Mahkemesinin, biliyorsunuz, AKP kapatma davasındaki
gerekçelerini engellemek için konuldu bu. Çünkü, Anayasa Mahkemesinin,
Anayasanın 10uncu ve 42nci maddelerinde yapılan
değişikliği AKPnin laiklik karşıtı eylemlerin
odağı olduğunun bir numaralı kanıtı olarak kabul
etti 11 üyeden 10u. Şimdi, Anayasa Mahkemesinin bu kararını
baypas etmek için birçok düzenleme yapılmış 69da ama bu ifade
konulmuş. Başka? Bakın, Anayasa 125te bir değişiklik
yapılıyor. Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka
uygunluğunun denetimi için sınırlı olup hiçbir surette
yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz. Şimdi, değerli
arkadaşlarım, vatandaşların idarenin haksız işlem
ve eylemlerine karşı korunduğu yer neresidir?
Yargıdır, idare mahkemeleridir, üst mahkeme de Danıştaydır.
Danıştay kimi davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar ve
buradaki incelemeleri, hukuki incelemeler, hukuka uygunluk denetimi olduğu
gibi yerindelik denetimi suretiyle vatandaşlarımızı devlet
karşısında, devletin o gücü karşısında koruyan
bir düzenlemedir. Şimdi siz bunu ortadan kaldırırsanız
yürütmenin Anayasa gereği denetlenmesini ortadan
kaldırıyorsunuz. Bunları neden söylüyorum? İlk başta
söylediğim kuvvetler ayrılığı konusundaki o
Anayasanın Başlangıç hükmünün ne kadar önemli olduğunu
ifade etmek için söyledim. Eğer siz bu değişikliklerle yürütme
organını yargı denetiminden çıkartır ve yasama
organı marifetiyle çıkartılan Anayasa
değişikliğiyle yargı üzerinde yürütme organının
baskısını oluşturursanız bu ülkede demokrasi olamaz,
demokrasiden söz edilemez. Bu çok vahim ve bakın böyle bir girişim
Benim görüşüme katılırsınız,
katılmazsınız ama ben Anayasa 10 ve 42de yapılan
değişiklikte de burada uyardığım gibi Anayasa
Komisyonunda da uyarmıştım. Yapmayın. dedim, Bu
işlem hukuka aykırı, başımıza ciddi
sıkıntılar açar Türkiye Büyük Millet Meclisinin. dedim,
dinlenmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
İçli, lütfen tamamlayınız, buyurun.
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) Bakın, bu girişim de, Türkiyenin gündemine getirilecek
bu değişiklik de hukuk devleti ilkesini ve 2nci maddede belirtilen cumhuriyetin
nitelikleri ilkesini zedeleyeceği için AKPnin başına çok ciddi
sorunlar açar. Bak, o zaman laiklik karşıtı eylemlerin
odağıydı, şimdi hukuk devletini ortadan kaldıracak
eylemlerin odağı olarak kabul edilebilir. Bunu ben söylüyorum, kabul
etmeyebilirsiniz ama bugün The Wall Street Journalda -bir gazete; bugün
gazetelerimizde vardır, size çok kısa bir alıntı
yapayım otuz altı saniyede- diyor ki: Çok güçlü olan Başbakan
giderek daha da otoriter, eleştirileri hor gören bir lidere dönüştü.
diyor. Devam ediyor, hızla okuyorum: Erdoğan partisini demir
yumrukla yönetiyor. AK PARTİnin kendisini eleştirenleri dinleyecek
vakti yok. diyor. AK PARTİ eğer bu çağrıları duymaz
ve mesaj almazsa Türkiyenin Batılı dostlarının
korkularının başına gelme olasılığı
belirir. diyor ve diyor ki: Anlamlı ekonomik ve siyasi reformlar yapmak
yerine kavga çıkartmak eğiliminde olursa, bu, AKPnin sonu olur.
diyor.
Kavga çıkartmaktan
vazgeçin. Ekonomiyle ilgili, vatandaşın gerçek gündemine dönün.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) Bir milletvekili olarak benim görüşüm bu.
Sabrınız için
hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın İçli.
Danışma Kurulu
önerisinin aleyhinde söz isteyen Kamer Genç, Tunceli Milletvekili
KAMER GENÇ (Tunceli)
İlimi de söyle Sayın Başkan, ilim kutsal bir ildir.
BAŞKAN Sayın
Genç, Genel Kuruldaki tüm sayın milletvekilleri duydu zannediyorum sizden
başka, Tunceli ilini söylediğimizi.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Tunceli Türkiyede istisnai bir ildir de, onu çok gür sesle söyleyeceksin.
BAŞKAN Sayın
Genç, kimin ne yapacağına siz karar veremezsiniz burada.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani
benim kafama göre karar verseniz daha isabetli olur.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Danışma Kurulu kararı üzerine söz
almış bulunuyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
Dün Libyadan bir
vatandaş bana telefon ediyor, diyor ki: Burada bizi
çalıştıran firma paramızı ödemiyor ve 350 tane Türk
vatandaşı burada, Libya polisi başımıza tabanca
dayamış, zor durumdayız. Ben telefonunu veriyorum: 218
924148102.
Yani görüyorsunuz,
vatandaş ta Libyadan benim cep telefonumu buluyor ve derdini bana
anlatıyor ama Türkiyede hükûmet yok ki arkadaşlar,
vatandaşın işleriyle ilgilenen hükûmet yok ki!
Şimdi, Danışma
Kurulu kararı Meclisin çalışmasını düzenleyen bir
karardır.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, Anayasa değişikliğini yaptık, kamuoyuna
gitti, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi
lazım. Niye bununla ilgili kanunu çıkarmıyorsunuz? Geçen gün
Anayasa Komisyonuna gittik. Benim ta 2007de verdiğim bir teklif var, ele
almadılar, birisi orada diyor ki: Acelesi yok. Abdullah Gül yarın
öldü ne yapacaksınız? Ne oldu? Diyecek misiniz ki yahu Türkiye Büyük
Millet Meclisi iki buçuk senedir Mecliste bir Cumhurbaşkanının
seçilmesine ilişkin kanun çıkarmıyor? Yani bu kadar konulardan
uzak, konularla hiç ilgisi olmayan, Türkiyenin gerçeklerinden uzak bir
parlamento olmaz.
Şimdi, bir Anayasa
değişikliğini attınız ortaya. Şimdi, değerli
milletvekilleri, bakın, ekonomi çökmüş, iç ve dış borç
almış yürümüş, işsizlik almış yürümüş.
İnsanlar, gördünüz işte, evinin damına çıkıyor, adam
çıkıyor, karısı çıkıyor, oğlu
çıkıyor, kızı çıkıyor Açım, ben kendimi
atacağım. diyor. Her gün Meclise birçok insanlar geliyor Biz
açız. diyor. İşsizlik almış gitmiş. Şimdi,
bu kadar, büyüme bakımından, dünyada büyüme bakımından, son
sırada, en eksi büyümeyle malul bir Türkiye. Efendim, Türkiye, borçları,
iç ve dış borçları en yüksek olan ülkelerden birisi. Belki
kısa zamanda da memur maaşları bile ödenmeyecek bir ekonomik
çöküntü içinde olan bir devletin, bir hükûmetin
Sırf bu gündemi
değiştirmek için Anayasa değişikliğini getiriyorlar.
Ya, şimdi, bugün evvela, temel, yani esas ihtiyaç duyulan kısım
Anayasa değişikliği mi?
Şimdi, öyle bir
şeyler söyleniyor ki, Tayyip Bey diyor ki: Efendim, hâkimler
hakkında hâkimler karar veriyorsa milletvekilleri hakkında da
milletvekilleri cezalandırma kararı versin. Yahu şimdi,
bakın, sayın milletvekilleri, yani ben ilkokuldaki bir
öğrencinin böyle bir mantık yürüteceğini kesinlikle kabul etmiyorum. Ya şimdi
Anayasamız var, o Anayasada, okuma
yazması olan kişi okur, bakar ki yargılama yetkisi Türk
milleti adına yargıya aittir yani sen nasıl oluyor da diyorsun
ki: Beni yargı yargılayamaz
Meclis yargılasın.
Şimdi,
getirmişsiniz bir kanun maddesi, şimdi, sayın milletvekilleri,
bir Anayasa değişikliği, hem de Anayasa
değişikliği; diyorsunuz ki: Efendim, Türkiye Büyük Millet
Meclisi partilerin kapatılmasına karar verir. Bundan daha
mantıksız, akılsız, tutarsız bir teklif olur mu ya?
Yani şimdi nasıl olur, hangi parti hangi parti hakkında kapatma
kararını verecek? Ya insanlar bir teklif getirdikleri zaman bunda bir
akıl olacak, bir mantık olacak, bir izan olacak, bir fâm olacak yani
hukukun bir dayanağı olacak. Dünyanın neresinde bir siyasi parti
diğer bir siyasi parti tarafından kapatma kararı verir? Yani
bunu, eğer bu kamuoyuna teklif diye sunan bir irade, bir düşünce
varsa, benim onunla hiçbir konuda müşterek bir tarafım olamaz yani
hiçbir tarafta müşterek bir tarafım olamaz çünkü bu kadar yetersiz,
hafif, hukuka uymayan bir olayla, abesle iştigal demektir. Yani olur mu
yahu? Şimdi, Meclis bu kadar... Yani siz Koskoca iktidar partisiyiz.
diyorsunuz ve 340 milletvekiliniz var. Yahu, hiç mi biriniz Yahu arkadaş,
böyle bir teklif yapamayız, bu olmaz...
Şimdi, diyorsunuz ki:
Anayasa Mahkemesini kaldıracağız, Cumhurbaşkanı 19
üyesi hakkında karar versin. Değerli milletvekilleri, Türkiyenin
yapısı belli. Türkiyede, işte Meclisin seçtiği kurullar
var. İşte, RTÜK... RTÜKteki dönen keyfîlikler, hukuksuzluklar yani
nerede dönüyor? Ben bir televizyona çıkmışım. Televizyonda,
neymiş, efendim, AKPyle ilgili, aleyhine bir iki laf etmişim. Benim
açıklama yaptığım televizyona bir uyarı cezası
geliyor. Kim tarafından veriliyor? Bülent Arınç tarafından
veriliyor çünkü Bülent Arınçta yiğitlik varsa, çıksın
karşıma, televizyonlarda konuşalım. Öyle devletin
borazanı, Bülent Arınçın borazanı olan o TRTde
Onu da
getirsin, çıkalım, orada konuşalım.
Arkadaşlar, insanlar
evvela dürüst davranmalıdır, dürüst icraat yapmalıdır,
dürüst olmalıdır yani bir yandan çıkacaksınız her
türlü soygunu yapacaksınız, her türlü suistimali yapacaksınız,
her türlü keyfîlikleri yapacaksınız, bunları dile getiren
adamları da susturmaya çalışacaksınız.
Şimdi, bana,
vatandaşın birisi mesela bana bir yazı göndermiş, diyor ki
İstanbul Belediyesi hakkında: Kamu İhale Kanununa
aykırı tam yirmi tane ihale yapmış. Yirmisinin de iptali
için Danıştaya dava açmış ve kazanmış ama İçişleri Bakanı bunlar
hakkında soruşturma kararı vermiyor. Bakın, bir tanesi
şu: Şimdi, İstanbulda bir üst geçit yapmış. Bu üst
geçit eski Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğanın evini
kapatmış meğer Rahmetli Hasan Bey de Tayyip Beye demiş ki:
Yaptığınız üst geçit benim evimi kapattı. Hemen
gitmişler; 4,5 trilyon lira harcadıkları o üst geçidi
yıkmışlar getirmişler başka bir yere
yapmışlar.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, bakın bu millette insanlar aç, işsiz, para
bulamazken, yani sen bir tane kişinin
Kaldı ki, sonra, o projeyi
yaparken aklın nerdeydi? Bir üst geçit yapıyorsun, Tayyip Beyin
dostu, rahmetli Hasan Doğanın evini kapatıyor diye gidip o üst
geçidi -Ünverdi aynı zamanda- yıkıyorsun. Tabii, biz biliyoruz
Hasan Beyle bu ilişkisini çünkü Hasan Beyi Futbol Federasyonu
Başkanı seçtirmek için Tayyip Bey, kulüplerin 45 trilyon liralık
vergi borcunu affetti. Sonra, o bir tane, Tayyip Beyin oğlunun
aldığı gemicik var biliyorsunuz, herhâlde onlardan, o gruptan
satın alındı. Yani işte siciliniz bu, kimliğiniz bu,
geçmişiniz bu.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, yani Türkiye gerçekten çok büyük karanlıklara döneminizde
gidiyor. Böyle bir şey olur mu? Bir defa, bir gizli tanık
çıkarmışsınız ortaya. Gizli tanık olarak, en
namuslu, en masum insanları onların verdiği gerçek
dışı beyanlara göre tutuyorsunuz hapislere
tıkıyorsunuz.
Yine, özel görevli
mahkemeler
Devlet Güvenlik Mahkemesini kaldırdınız ama Türk
Ceza Kanununun 250 ve 251inci maddesine göre özel yetkili mahkemeler
getirmişsiniz. Bunların içinde, bu özel yetkili mahkemelerin içinde
bir kısım size çok yakın olan hâkim ve savcılar var ve
bunlar Türkiyede insan haklarını ayaklarının altına
almışlar. Bir bakıyorsunuz, işte, Erzincandaki Cumhuriyet
Başsavcısı, yani ortada hiçbir neden yokken tutuluyor, içeriye
atılıyor. Geçen gün avukatını dinledim, Yahu, Allah
rızası için, 12 tane hakkında gizli tanık var, on iki tane
klasör var, torbalar dolusu evraklar var. Üç gün içinde altmış
sayfalık hakkında iddianame hazırlandı. diyor.
Şimdi, değerli
milletvekilleri, bir memlekette eğer hukuk bu kadar ayak altına
alınırsa bu memlekette herkesin yaşama şansı rizikoya
girer. Siz bugün iktidardasınız. O mesele değil. Zaten
şurada bir sene sonra da seçim var en geç, uzatsanız bile. Ama
yarına, bu sizin zamanınızda çıkan kanunların, insan
haklarına, insan haysiyetine, demokratik hukuk sistemine ne kadar büyük
bir katliam olduğunu göreceksiniz. Böyle bir şey olur mu? Gelin,
hemen o özel tanıkla ilgili kanunu kaldıralım, özel mahkemeleri
kaldıralım. Her mahkeme kendi alanları içinde karar versin arkadaşlar.
Yoksa, İstanbuldaki kişi gidip de Tuncelideki adamı
tutuklayıp getiriyor. Ne gerek var? Oradaki de hâkim değil mi?
Değerli milletvekilleri,
şimdi Tayyip Bey diyor ki: Yasama ve yürütme yargının
kuşatması altında. Böyle bir şey olur mu sayın
milletvekilleri? Anayasal rejim var. Anayasamızda ne diyor? Kuvvetler
ayrılığı var. Kuvvetler ayrılığında
yargı yetkisi kime aittir? Yargıya aittir. Peki, senin Anayasanda
diyor ki: İdarenin her türlü eylem ve işlemleri yargı
denetimine tabidir. Yine Anayasamıza göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çıkardığı kanunlar Anayasa Mahkemesi denetimine tabidir.
Peki, sen Anayasayı okudun mu, okumadın mı? Okudunsa... Ben bir
de diplomasını da şey ediyorum Tayyip Beyin, nereden mezun o
diplomasını da özellikle istiyorum yani...
AHMET YENİ (Samsun)
Hadi be! Hadi be!
SUAT KILIÇ (Samsun) Onun
diplomasını konuşmak sana düşmez. Haddini bil!
KAMER GENÇ (Devamla) Yok,
yok
Onu öğrenmek istiyorum, hangi üniversiteyi ne zaman bitirmişse o
diplomayı da isteyeceğim ben. Yazılı soru önergesi...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET YENİ (Samsun)
Terbiye diye bir şey yok ki!
SUAT KILIÇ (Samsun)
Danışma Meclisine kim getirdi seni? Anlat bakalım.
BAŞKAN Lütfen
tamamlayınız.
KAMER GENÇ (Devamla) Zaman
versin, sana güzel ders veririm. Senin çok güzel ders almaya ihtiyacın
var.
SUAT KILIÇ (Samsun)
Danışma Meclisine kim getirdi seni?
KAMER GENÇ (Devamla) Ben
Danışma Meclisinde, bu Mecliste en onurlu mücadeleyi yaptım ve
beni veto ettiler, benden sonra sizleri tekrar iktidara getirdiler...
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Terbiyesiz herif!
KAMER GENÇ (Devamla)
ve
benim bu Danışma Meclisinde yaptığım mücadeleyi siz
kendi başkanınıza karşı veremiyorsunuz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Kapat çeneni be! Terbiyesiz herif!
KAMER GENÇ (Devamla)
Bakın, sizin getirdiğiniz şu rejimde 12 Eylülden daha
karanlık bir rejim getirdiniz. 12 Eylülde insanlar getirilip de iki sene
hapishanelerde tutuklanmıyordu.
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen... Sayın Genç...
KAMER GENÇ (Devamla)
İnsanlar bu kadar sorgusuz, sualsiz içeriye atılmıyordu...
AHMET YENİ (Samsun)
Karanlık adam!
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Utanmaz herif!
BAŞKAN Sayın
Milletvekili, lütfen oturur musunuz.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa) -
Utanmaz!
BAŞKAN Sayın
Milletvekili...
KAMER GENÇ (Devamla)
Dolayısıyla sizin rejiminiz, 12 Eylül rejimine lanet okutacak kadar
karanlık, insan hak ve özgürlüklerini yok eden bir davranış
biçimidir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun)
Karanlık sensin!
KAMER GENÇ (Devamla) Onun
için sizlere ben bir tavsiyede bulunuyorum.
BAŞKAN Sayın
Çerçi, lütfen oturun.
AHMET YENİ (Samsun)
Karanlık, karanlık adam!
KAMER GENÇ (Devamla) Bu
memleketi bu kadar karanlıklara götürmeyin, bu karanlıkların
içinde siz de kalırsınız.
AHMET YENİ (Samsun)
Aydınlığa çık!
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen
KAMER GENÇ (Devamla) Çünkü
bu karanlıklara imza atanlar yarın çok büyük hesap ödeyeceklerdir.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Genç, teşekkür ediyorum.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Danışma Meclisiyle Türkiyeyi karanlığa götüren sen
değil misin?
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Bu Anayasayla Türkiyeyi karanlığa sürükleyen sen değil misin?
Utanmadan hâlâ konuşuyorsun. Otuz senedir bu Anayasayla yöneten siz
değil misiniz ya? Hâlâ konuşuyorsunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Arayacağım Sayın Genç.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Sen bir yüzüne bak!
BAŞKAN Sayın
Çerçi, lütfen oturun.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Yüzüne bir bak sen, aynaya bir bak!
KAMER GENÇ (Tunceli) Benim
yüzümde ne var ya?
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Aynaya bir bak! Şu hâline bir bak!
BAŞKAN Sayın
Çerçi, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli) Sen
bana bak, Manisada
Ben seni Manisalılara şikâyet ediyorum.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Utanmaz herif! Utanmıyorsun! Aynaya git de bir bak!
KAMER GENÇ (Tunceli) Sen
aynaya bak! Benim nur yüzlü yüzüm var. Sen yüzüne bak!
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Sen bak benim yüzüme, bir de kendi yüzüne bak.
BAŞKAN Sayın
Çerçi, lütfen oturur musunuz.
MEHMET ÇERÇİ (Manisa)
Meclisin seviyesini düşürüyorsun. Utanmaz herif!
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sen hastanelerine bak, hastanelerine! Hastanelerinden biraz daha
vurgun vur!
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı aranacak diye burada
tahammül ederek oturmaya çalışıyoruz. Bu kadar saçmalık
olmaz Sayın Başkan.
BAŞKAN Müdahalemizi
yaptık Sayın Kacır.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Öneriyle, konuyla alakalı hiçbir şey konuşmadı. Lütfen
müdahale ediniz.
BAŞKAN Müdahalemizi
yaptık Sayın Milletvekilim, teşekkür ediyorum.
Danışma Kurulu
önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip Üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için elektronik sistemle oylama
yapacağım.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve Danışma
Kurulu önerisi kabul edilmiştir.
Şimdi, İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A) Önergeler (Devam)
2.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, (2/499) esas numaralı
Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/194)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2/499 Grev, Toplu
Sözleşme Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkındaki Kanun Teklifim 45 gün içerisinde Komisyonda
görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesine göre Genel Kurul
Gündemine alınması hususunda gereğini bilgilerinize arz ederim.
Hasan
Erçelebi
Denizli
BAŞKAN - Teklif sahibi Hasan Erçelebi, Denizli
Milletvekili.
Buyurun Sayın Erçelebi.
HASAN ERÇELEBİ (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizi
televizyonları başında izleyen Kamu Görevlileri Konfederasyonu
başkanları, yöneticileri, sendikacılar ve değerli memurlar;
hepinizi Demokratik Sol Parti ve şahsım adına saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum.
4688 sayılı Kamu
Görevlileri Sendika Kanununda Değişiklik Teklifim üzerinde söz
aldım. AKP Hükûmeti sekiz yıldır kamu görevlilerine Size
sendikal hak vereceğim, toplu sözleşme hakkı vereceğim,
grev hakkı vereceğim. diye vaatte bulundu. Şimdi, gördük ki,
artık sözler bitti, şimdi eylem zamanı. Biz de kanun
teklifimizde Türkiyenin bir eksikliği olan kamu görevlilerinin sendikal
haklarındaki toplu sözleşme ve grev hakkı eksikliğinin
giderilmesini istedik. Sendikalar artık, toplu görüşmeden bıktılar
Önümüzdeki yıl masaya oturmayacağız. diyorlar. Ne istiyorlar?
Toplu sözleşme ve grev hakkı istiyorlar ve Sorun masada değil,
sorun yasadadır. diyorlar.
Grev, emek ve ekmek
mücadelesinin en demokratik silahıdır; grev, sendika
özgürlüğünün vazgeçilmez bir ögesidir. İşte onun için Grev
olmadan sendika hakkı, sendika özgürlüğü olmaz. diyoruz.
Anayasamızın
51inci maddesi çalışanlar diyor, memurlar ve işçiler diye
ayırmıyor, ondan sonra gelen bazı maddelerinde ayrım var.
AKP Hükûmeti Anayasanın
90ıncı maddesini değiştirmekle aslında iyi bir görev
yaptı, sizi kutluyorum ama 90ıncı maddenin gereği olan
adımları atmadınız, atmıyorsunuz. Anayasanın
90ıncı maddesinde, uluslararası sözleşmeler ve bu arada
çalışma hayatıyla ilgili ILO sözleşmeleri yasaların
üzerindedir ve Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamaz
diyor. O hâlde, Anayasanın 90ıncı maddesi gereği
çalışanlara, kamu görevlilerine pekâlâ sözleşmeli ve grevli
sendika hakkı verilebilir.
AKP her sözünde
demokratikleşmeden bahsediyor ama son hazırladığı
Anayasa paketine bakıyoruz, burada memurlarla ilgili toplu görüşme
yerine toplu sözleşme sözcüğü eklenmiş ama grev yok.
Şimdi ben soruyorum: Siz ne biçim demokratsınız? Siz kendinize
mi demokratsınız? Hani sekiz yıldır söylediğiniz
demokratikleşme şarkıları nereye gitti? Siz, kimi kandırmaya
çalışıyorsunuz? O kamu görevlileri ki göreve
başladıkları ilk günden emekli oluncaya kadar hep yasal
düzenlemelerle uğraşırlar. O yüzden, sizin ne yapmak
istediğinizi, ne yapacağınızı çok iyi bilirler, hangi
oyunlar içerisinde olduğunuzu çok iyi bilirler diye düşünüyorum.
AKP Hükûmetinin hazırladığı
Anayasa paketinde esas olan parti kapatmadır, gerisi teferruattır.
İşte, o yüzden, AKPnin hazırladığı paket
aslında bir havuç Anayasa paketidir. Herkese havuç göstererek, ola ki
referanduma giderse, Halkın oylarını alırız.
düşüncesidir.
Gelin, teklifimize destek
verin diyorum. Gelin, hep beraber kamu görevlilerine özgür bir sendika
hakkı, özgür bir toplu sözleşme hakkı, özgür bir grev hakkı
verelim. Bu sizin için aslında bir samimiyet
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Erçelebi,
lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
HASAN ERÇELEBİ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sevgili AKP milletvekilleri,
yarın meydanlara çıkacaksınız. Peki, bu yasanın yüzü
suyu hürmetine AK PARTİ milletvekilleri diyorum. Başbakan daha iki
ay önce Memur-Senin toplantısında söz verdi, ben de orada dinledim.
Şimdi, ülkemizi yöneten Sayın Başbakana ve onun arkasında
Hükûmeti destekleyen siz değerli milletvekillerine sesleniyorum: Gelin,
bizim teklifimize destek verin. Hiç olmazsa bu samimiyet testinden hem AK
PARTİ olarak -bu yasanın yüzü suyu hürmetine- hem de Türkiye Büyük
Millet Meclisi olarak bu sınavdan alnımızın akıyla
çıkalım, aksi hâlde sözler hiç de geçerli olmayacaktır.
Benim bu kanun teklifini
hazırlamamda ve bugünkü konuşmamda katkı koyan bütün memur
konfederasyonlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum ve ak
oylarınızı memurlar için talep ediyorum. Sağ olun, var
olun. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Erçelebi.
Bir milletvekili adına
söz isteyen Hasan Macit, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Macit.
HASAN MACİT
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamu
Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin doğrudan gündeme
alınmasıyla ilgili söz almış bulunuyorum. Sözlerime
geçmeden önce, şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
kamu görevlileriyle ilgili sendikal örgütlenmenin önünü açan, 2001
yılında çıkarılan yasada bir eksiklik var ve bu eksiklik,
geçen süreç içerisinde daha net biçimde ortaya konmuştur çünkü kamu
görevlileri, örgütlenme konusunda başarıyla görevlerini, üzerlerine
düşen çalışmaları yapmışlar ve sendikal
örgütlenmelerini tamamlamışlardır ama bu sendikal
örgütlenmelerinin tamamlanması yeterli değildir, bu kanunun grev ve
toplu sözleşme ile taçlandırılması gerekmektedir. Çünkü
geçmiş uygulamalarda, yürütme ile sendikaların yaptığı
toplu görüşme sonucunda, ne yazık ki o dönemde alınan kararlara
dahi yürütmenin uymadığını, bazı imzalanan, verilen
sözlerin yerine getirilmediği görülüyor. O zaman verilen sözler daha sonra
uygulamaya geçmediği için, hiçbir anlamı da kalmıyor. Bu
nedenle, toplu görüşmeye, toplu sözleşmeye oturan sendikaların
da bir yaptırımı olması gerekir. Avrupa
standartlarındaki sendikaların elinde olan hakları ILO
sözleşmeleriyle Türkiye de tanımıştır ve bu ILO
sözleşmelerini Türkiye tanıdığına göre, 2004
yılında Anayasada yapılan değişiklikle bunlar da
90ıncı madde kapsamında iç hukukun üzerinde
sayıldığına göre, sendikalara grev hakkı ve toplu
sözleşme hakkı verilmesi yönünde anayasal bir engel
bulunmamaktadır. Bu, bu kanun ile verildiği zaman kamu görevlileri
önemli bir kazanım elde etmiş olacaklar ve haklarını koruma
noktasında gerekli mücadeleyi yapacakladır. Bu bağlamda, Sayın
Başbakanın 2004 yılında kamu sendikalarına Size, grev
ve toplu sözleşme hakkını vereceğiz. diye bir sözü
vardır. Sayın Başbakanın bu sözü üzerine, bugün bu yasa da
geldiğine göre, Başbakanın vermiş olduğu sözü
gerçekleştirme yönünde bir adım atılacağını,
iktidar milletvekillerinin, Başbakanın bu verdiği sözün
doğrultusunda oy kullanacaklarını ve bu kanunun gündeme
alınması yönünde oy kullanacaklarını düşünüyorum
eğer farklı bir oy kullanırlarsa Sayın Başbakanın
ve Genel Başkanlarının söyledikleri, verdikleri sözün aleyhine
hareket etmiş olacaklardır, bu da bir testtir, sınavdır
diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahinin, Hükûmet
adına sendikalarla yaptığı bir görüşmede
O
görüşme sonucunda da grev ve toplu sözleşmenin verilmesine yönelik
mutabık kaldıklarını, bunun anayasal bir
değişiklikle gerçekleştirilebileceğini söylemiştir ama
biraz önce söylediğim anlamda bu Anayasa değişikliğine gerek
yoktur. Anayasa değişikliği de bugünlerde gündeme geldiğine
göre ve Mehmet Ali Şahinin, Sayın Meclis Başkanının
bu bağlamda söylediklerinin de gerçekleşmesi gerekir. Kaldı ki
bugün, AKP Grubunun Anayasa değişikliğiyle ilgili ortaya
koyduğu tutumu da o gün Mehmet Ali Şahin şöyle yanlış
buluyor, bakın, o gün diyor ki: Bunun için Türkiye Büyük Millet
Meclisinde mutabakat sağlanması gerekir. 184 milletvekilinin
imzasıyla konu Meclis gündemine getirilebilir. Yani Sayın Mehmet Ali
Şahin Meclis Başkanı olmadığı dönemde yürütmenin
bir bakanıyken Anayasa değişikliğinin Mecliste bir
mutabakatla sağlanabileceğini, mutabakatla
gerçekleştirilebileceğini söylüyor. Bugün de AKP anayasal
değişiklikleri gündeme getirdiğine göre, bugün de Meclis
Başkanı olan Mehmet Ali Şahinin 2007 yılında bu
söylediği sözün arkasında durması gerekir ve Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, Anayasa değişikliği konusunda mutabakat
sağlanması için girişimlerde bulunması gerekir. Yani, bir
partinin veya bir yürütmenin Anayasa değişikliği görüntüsünün
ortadan kaldırılması gerekir.
Anayasa
değişikliğiyle ilgili, partilerimizi ziyaret eden ekibin
içerisinde Başbakan Yardımcısı ve Adalet
Bakanının olması, Hükûmet tarafından Anayasa
değişikliğinin Türkiye Büyük Millet Meclisine bir dayatma
görüntüsü vermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Macit, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
HASAN MACİT (Devamla)
Türkiye Büyük Millet Meclisine, Anayasa değişikliğinin bir
dayatma görüntüsü vermektedir. Kaldı ki geçmişte Anayasa
değişikliğiyle ilgili yapılan çalışmalarda, o
günkü Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan bütün siyasi partilerin katıldığı
bir uzlaşı komisyonundan geçerek, tartışılarak
gerçekleştirmiştir ve bu değişikliklerin içerisinde, o
dönemlerde görev yapan AKP milletvekilleri de bulunmuştur. Bunun yolu, temayülü
ortadadır. Bu ortada olan temayüle aykırı hareket etmek,
yarın bu Anayasa değişikliğini de devamlı gündemde
tutacak bir tartışmaya yol açacaktır. 1980 yılında
nasıl beş üyeli Konsey bir Anayasa yapmışsa bugün de bir
partinin dayatmasıyla Anayasa değişikliği
gerçekleştirilir tartışması yapılacaktır.
Bu yanlıştan vazgeçin
ve bu kanuna da destek verin çünkü bu kanunun uygulanmasıyla ilgili,
Sayın Başbakanın sözleri vardır. Sayın
Başbakanın sözlerinin arkasında duracağınızı
ümit ediyorum AKP milletvekilleri olarak.
Hepinize saygılar
sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Macit.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 17.30
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76ncı Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin Sözlü Sorular
kısmına geçiyoruz.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLAR1
1.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın, elektrik
zammı ile ilgili açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısıdan sözlü soru önergesi (6/885) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, THY Malatya
merkez ofisinin kapatılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1005) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, THY
çağrı merkezindeki işten çıkarmalara ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1006) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
4.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, sulamada
kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1017) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
5.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THY dış
hat seferlerinde bazı gazetelerin alınmadığı
iddiasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1039) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THYdaki
çağrı merkezlerinde çalışanlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1047) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
7.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, İstanbuldaki hizmet
binasının taşınmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1195) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
8.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
hazırlandığı iddia edilen bir kanun tasarısı
taslağına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1202) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
9.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, personel arasındaki
ücret farklılıklarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1204)
ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
10.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, denetim tazminatı
alamayan bazı personele ilişkin sözlü soru önergesi (6/1205) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
11.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, otuz yaş üstü araç
sahiplerinin sorunlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1223) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
12.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir medya grubuna
verilen vergi cezasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1279) ve Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
13.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, varlık
barışı uygulamasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1284) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
14.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bütçe revizyonuna
ve temel ihtiyaç maddelerinde KDV indirimine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1326) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
15.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
yapılandırılan vergi borçlarını ödeyemeyenlerin
durumuna ilişkin sözlü soru önergesi (6/1348) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantep TEDAŞ
Müdürlüğünün oluşturduğu kaynağa ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1369) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
17.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, gelir
uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1452) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
18.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, gelir
uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1453) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
19.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, gelir
uzmanlığına yapılan atamalara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1454) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki çiftçi
birliklerinin elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1516) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
21.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, bazı
çiftçilerin TEDAŞa olan borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1591) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
22.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın,
elektrik sayaçlarının değiştirilmesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1600) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
23.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın,
otomobillerden alınacak bir vergiye ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1623) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
24.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, Tarsus sahil
bandındaki tesislerin tahsislerine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1667) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
25.-Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, çiftçilerin elektrik
borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1670) ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı
26.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, tarımsal
sulamada kullanılan elektrik borçlarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1685) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
27.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki
işsizlik oranını azaltacak çalışmalara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1720) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
28.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki
işsizlikle ilgili proje ve yatırımlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1721) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
29.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın, Adanadaki
işsizliğe yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/1722) ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
30.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın, emeklilere
yapılan zammın kaynağına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1752) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Midyattaki elektrik kesintilerine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1784) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
32- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun,
yatırım araçlarının vergilendirilmesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1791) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
33.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa ilçesindeki
bir binanın Gazi Osman Paşa Üniversitesine devredilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1841) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
34.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa ilçesindeki
bazı binaların Adalet Bakanlığına devredilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1842) ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, tüpgazdaki ÖTVye
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1867) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
36.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, esnaf ve
sanatkârların vergi borçlarına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1885) ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
BAŞKAN Maliye
Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, gündemin Sözlü Sorular
kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57, 59, 61, 62, 68,
89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363, 366, 378, 408,
409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570inci sıralarındaki
soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.
Şimdi bu soruları
sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorularımın Devlet Bakanı Mehmet
Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru 1-
Basına yansıyan haberlere göre "Biz elektrik zammını
vatandaş tasarruf etsin diye yaptık." dediğiniz ifade
ediliyor. Bu haber doğru ise acaba vatandaş tasarruf etsin diye
diğer enerji kaynaklarına da yüklü bir zam yapmayı
planlıyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
THY,
Malatya satış ofisi kapatılarak, 35 km uzaktaki havaalanı
ofisinden hizmet vermeye devam edilmektedir. Merkez ofisinin
kapatılması ile THY'dan bilet satın almak isteyen yolcular ile
kargo ve posta hizmeti alan müşteriler 35 km uzaktaki havaalanı
ofisine gitmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca, bilet satış
acentelerinin yapamadığı hizmetler için yolcular yine aynı
uygulamaya katlanmak zorunda kalmaktadır.
Bu
uygulama ile;
a.
THY'dan bilet satın alma olanağı ortadan
kaldırılmaktadır. (Bizim yolcularımızın Call
Center ve İnternetten bilet alma alışkanlığı
henüz oluşmamıştır).
b. THY
ile kargo, posta hizmetleri yapılamaz hâle getirilmek mi istenmektedir?
Yukarıda
belirttiğim nedenlerle THY'nın Malatya Merkezdeki ofisinin yeniden
açılmasını düşünür müsünüz? Yoksa THY'nın müşteri
memnuniyeti anlayışının bu uygulamada olduğu gibi mi
devam edeceğini, farklı bir uygulama
yapılmayacağını bilmek zorunda mı kalalım?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
THY Çağrı
Merkezindeki çalışan 550 kişinin, işten
çıkartılarak bu işin Assistt ve Vodatech isimli iki firmaya
verildiği belirtilmektedir.
1. THY'nın 550
çalışanının iş akitlerini bozarak aynı işi
başka firmalara yaptırmanın etik, ahlaki ve yasal olarak
izahı var mıdır?
2. Her iki firma kimdir?
Nedir? Bu işi daha önce yapmışlar mıdır?
3. Bu işle ilgili
herhangi bir ihale açılmış mıdır?
4. Bu firmalar, satılan
Türk Telekom'un ortakları mıdır? Ayrıca bu işin
verildiği firmaların birinde genel müdür olan AKP İl Başkan
Yardımcısının etkisi olmuş mudur?
5. Müşteri
memnuniyetini, kuruma ait personel olmadan sağlama konusu dikkate
alınmış mıdır?
6. 550
çalışanı anında kapı dışarı eden THY
yönetimi vicdanında bu olay büyük yara açmayacak mıdır? Bayram
öncesi 550 çalışanın ve ailesinin yaşadığı
şokun hesabını kimler verecektir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Elektrik enerjisi
kullanarak Tarımsal Sulama yapan çiftçilerimiz ve sulama birlikleri
ödenemez bir borç yükü ile karşı karşıya
kalmışlardır. Cazibeli su kullanan çiftçilerimize önemli ölçüde
haksızlık yapılmaktadır. Bu nedenle,
a) Sulama
birlikleri ve çiftçilerimizin elektrik borçlan ile ilgili nasıl bir
yapılandırma düşünmektesiniz?
b)
Cazibeli su kullanan çiftçilerimizle, Elektrikle Tarımsal sulama yapan
çiftçilerimiz arasında oluşan haksız rekabeti ortadan
kaldırmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Özelleştirme
kapsamındaki Türk Hava Yolları Genel Müdürlüğü'nce son bir ay
içerisinde Çağrı Merkezinin kapatılması ile başlayan
keyfi uygulamalar, Dış Hat seferlerinde gazete sansürlemesi ile devam
etmektedir.
1. Türk Hava
Yollarının Dış Hat seferlerinde gazete okumak isteyen
yolculara belirli grup ve iktidar yandaşı gazetelerin
dayatılması okuma ve basın özgürlüğüne ne kadar uygundur?
2. Türk Hava Yolları
Yönetimi, Sayın Başbakan'ın bazı gazeteler için
"Okumayın, evinize sokmayın" talimatını mı
uygulamaktadır?
3. Bu uygulamadan sizin, Türk
Hava Yolları Genel Müdürü'nün bilgisi var mıdır?
4. Ülkemizin itibarlı gazetelerinin
(Hürriyet, Cumhuriyet, Milliyet, Vatan, Sözcü, Radikal, Posta) Türk Hava
Yollarına alınmayarak, sansürlenmesi siyasi bir karar değil
midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Özelleştirme
kapsamı içerisinde yıllardır yer alan, Türk Hava
Yollarında;
1. 2006
yılında en iyi Çağrı Merkezi Ödülünü alan Türk Hava
Yolları Çağrı Merkezi'nin kapatılarak, 550
çalışanının hiçbir gerekçe gösterilmeden Ramazan
ayının bitiminde işten çıkarılması, Sendikal Hak
ve Özgürlüklere aykırı değil midir?
2. Türk
Hava Yolları'nın Çağrı Merkezi işinden çekilip, bu
hizmeti iki özel firmadan satın almak istemesini ve şirketlerden
birinin Genel Müdürünün İktidar partisinin İstanbul Eski İl
Başkan Yardımcısı olmasını Etik buluyor musunuz?
Taşeronlaştırma
ve hizmet özelleştirmesiyle Rant yaratmak ve Türk Hava Yolları
çalışanlarını Sendikasızlaştırmak
mıdır?
3. Bugüne
dek gerçekleşen özelleştirmelerde olduğu gibi 550
çalışanı işten çıkararak,
Türk Hava
Yollarının satışın yerli ve yabancı kişiler
ile ortaklıklara, cazip ve sorunsuz hale getirmek değil midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın aracılığınızla Maliye
Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
20.01.2009
Kamer
Genç
Tunceli
İstanbul
Vatan Caddesinde olan Maliye Binası boşaltılarak
Cevizlibağ mevkiinde bulunan Yeşil Kundura Binasına
taşınmıştır.
1-
Bakanlığınız mülkiyetinde olan bu bina neden
boşaltılarak maliye kiralık bir binaya
taşınmıştır?
2- Yeni
taşınılan binaya kaç lira kira ödenmektedir? Yeni
taşınılan binanın mülkiyeti kime aittir?
3- Vatan
Caddesinde bulunan maliyeye ait bu yeri satmayı düşünüyor musunuz? Satma
konusunda Albayraklar'a verilmiş bir sözünüz var mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009
Erkan
Akçay
Manisa
Maliye
Bakanlığınca hazırlanmakta olan bir kanun
tasarısı taslağında, Bakanlıkta Daire
Başkanı ve üstü görevlerde bulunanlar ile Defterdar unvanında en
az üç yıl görev yapmış olanların Personel Genel
Müdürlüğünde Kontrolör olarak çalıştırılabileceği
hükmünün yer alacağı ifade edilmektedir.
1. Gerek taşra gerekse
merkezde görev yapmakta olan bazı unvanlardaki personelin,
Bakanlığınız Personel Genel Müdürlüğünde
görevlendirilmek üzere kadro oluşturma yönünde kanun
değişikliği hazırlığı içinde olduğunuz
doğru mudur?
2. Oluşturulacak kadro
unvanının Kontrolör olacağı doğru mudur?
3. Bu kadroya, atanacak
kişilerin yetişmesinde kariyer şartı
aranmayacağına göre, kariyer meslek mensubu
Bakanlığınız Kontrolörleri üzerinde yapacağı
tahribat ve Kamu Denetim Sistemine yansımaları dikkate alınmış
mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009
Erkan
Akçay
Manisa
Gelir
İdaresi Başkanlığının, Merkez ve Taşra
Teşkilatında, Türkiye'nin tüm il ve ilçelerinde çalışan,
yaklaşık 40 bin personeli yöneten, denetimi koordine ederek, vergi
kayıp ve kaçağının önlenmesinden, verginin tahakkukundan,
tahsiline kadar önemli görevleri üstlenen, Müdür, Vergi Dairesi Müdürü ve Müdür
Yardımcıları memurlarından daha düşük ücret
almaktadırlar.
Bu
kapsamda;
1.
Maliye Bakanlığı
personeli arasında yaşanan
ücret farklılıklarının giderilmesi hususunda bir
çalışma yapılmakta mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 20.01.2009
Erkan
Akçay
Manisa
657
sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36/A-11'nci maddesine göre,
Maliye Bakanlığı bünyesinde uzman kadrosunda çalışan
personel Denetim Tazminatı alırken, Vergi Usul Kanunu'nun 135'nci
maddesine göre, fiilen denetim görevi yapan ve yaptıran Defterdar, Vergi
Dairesi Başkanı, Vergi Dairesi Müdürü ve Vergi Dairesi Müdür
Yardımcıları denetim tazminatı alamamaktadırlar.
Bu
kapsamda;
1. Vergi
Usul Kanunu'na göre inceleme yetkisi verilen Defterdar, Vergi Dairesi
Başkanı, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür Yardımcılarına
Denetim tazminatı ödenmemesini doğru buluyor musunuz?
2.
Defterdar, Vergi Dairesi Başkanı, Vergi Dairesi Müdür ve Müdür
Yardımcılarına Denetim tazminatı ödenmesi ile ilgili bir
çalışmanız var mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
yer alan soruma Maliye Bakanının sözlü olarak cevap vermesini
saygılarımla arz ederim.
28/01/2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
Basın yayın
organlarından öğrendiğimiz kadarıyla 30 yaş ve üzeri
karayolu araçlarının, vergi ve trafik borçlarını silme
karşılığı trafikten çekileceği belirtiliyor.
Ancak bugün bu araç sahiplerinden bir kısmı, bahse konu araçları
kullanıyor ve geçimini sağlamaya çalışıyor. Bu araç
sahipleri zor şartlar altında bandrol, defter ücreti, muhasebe ücreti
ve vergi ödediklerini belirterek, bunların yılda 6 bin TLyi
bulduğunu ve ödeme zorluğu içinde olduklarını kendilerinden
götürü usulde vergi alınmasının daha uygun
olacağını talep ediyorlar.
Bu konuda bir
çalışmanız var mı? Bu insanların mağduriyeti
nasıl önlenecek?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ocak
ayında açıklanan Bütçe açığı oranı % 466 ile son
yılların en büyük Bütçe açığı olduğu bir gerçek
iken;
29 Mart
yerel seçimleri yaklaşırken, Sayın Başbakanın Ekonomik
krizi ve Yolsuzlukları görmezlikten gelerek Basın
kuruluşlarını hedef alan konuşmaları üzerine,
1. Bakanlığınızca,
Etkin bir Medya Grubuna kestiğiniz Astronomik Ceza Bütçe
açığınızı kapatmak için midir, yoksa
yolsuzlukları açıkladığı için cezalandırma ve
susturma aracı mıdır?
2. Gazete
almayın kampanyaları üzerine, Astronomik Vergi Cezasını
İktidar Partisi Grup Başkanvekilinin savunması Astronomik
Cezanın siyasi vergi baskısı ve vergi salması olduğunu
göstermiyor mu?
3.
Aynı denetimleri, Deniz Feneri ile Ekonomik ilişkili olduğu
mahkeme kararı ile belirlenen ve bugüne kadar hiçbir denetim geçirmeyen
Kanal 7 yayıncılığına,
Devletin
bankalarından hangi koşullarda verildiği belli olmayan 750
Milyon Dolarlık kredi ile alınan ve % 25i Katarda kurulu bir
şirkete satılan ATV-Sabah grubu için de yaptınız mı,
yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ekonomiyi
canlandırmak amacıyla Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye
Kazandırılması Hakkında Kanun ile 22.11.2008'de uygulamaya
konulan Varlık Barışı Kanunundan;
1. Yasal
kayıtlarda yer almayan yurt dışı ve yurt içi
kıymetlerin kayıtlara intikal ettirilmesi süresi 02 Mart 2009
akşamı dolmuş bulunmaktadır. Bankalara, Aracı
kurumlara, Vergi dairelerine başvuruda bulunan Şirket, Mükellef veya
sade Vatandaş sayısı ne kadardır?
2. Bu
başvuru sürecinde ne kadar yabancı veya yerli mevduat beyan
edilmiştir?
Döviz ve
TL. cinsinden miktarı ne kadardır?
3. Bu
yasal uygulamanın sonucunda Bakanlığınızın
beklediği mevduat beyanı dolmuş mudur?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizde yaşanan
Ekonomik krizin sonucu 27 çeyrektir. Kesintisiz büyüyen Ekonomimizde 7 yıl
sonra daralma yaşandı, ihracatımız %34 geriledi.
1. Ekonomik daralma
arttıkça bütçe açığı da artacağına göre büyüme
oranı %4 olarak belirlenerek düzenlenen 2009 bütçesinin revizyonunun
gerekliliğini düşünüyor musunuz?
2. Otomotivde, Beyaz
eşyada yapılan ÖTV ve KDV oranlarının düşürülmesinin
sınırlı bir toplum kesimine katkısı olurken, Ay sonunu
getiremeyen, geçim sıkıntısı içerisindeki
vatandaşlarımızın kullanmak zorunda oldukları
Elektrik, Su ve Doğalgazın, Gıda harcamalarının yükünü
azaltmak, mutfak harcamalarına katkıda bulunmak için temel ihtiyaç
maddelerinin, KDV oranlarının indirilmesini düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Küresel
krize karşı reel sektörü rahatlatmayı hedefleyen tedbirler
kapsamında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkındaki yasanın 48. Maddesinde düzenlenen tecil ve
taksitlendirme konusunda, Bakanlığınıza verilen yetkiye
dayanarak hazırlanan Tahsilat Genel Tebliği zor durumda olan tüm
borçlular için olumlu karşılanmıştır.
1. Esnaf
ve Mükelleflerimizin bu tebliğ kapsamında
yapılandırdıkları Vergi Ödemeleri taksitlerini, Ekonomik
kriz nedeniyle tecili ihlal eden, ödeyemeyen Esnaf ve Mükelleflerimize tecilin
geçerli sayılması için bir olanak tanımayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın M. Şimşek
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını saygılarımla
arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Gaziantep'in
kurumsal vergisi şampiyonu TEDAŞ yarattığı kaynakla
Gaziantep ekonomisi için önemli bir alternatiftir. Ancak Gaziantep TEDAŞ
Müdürlüğünün yarattığı bu kaynak Gaziantep ekonomisine
Adana üzerinden Gaziantep'e getirilmektedir. Bu süreç içerisinde ise ciddi bir
kaynak kaybı yaşanmaktadır.
Buna
göre;
1)
Gaziantep ekonomisi için büyük bir kaynak kaybını ifade eden bu
durumu ortadan kaldırmayı düşünüyor musunuz? Bu doğrultuda
yapılan çalışmalarınız ya da projeleriniz nelerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Erkan
Akçay
Manisa
Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006
tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı
için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı
Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi
olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan
atamaların dışında;
1- 02.12.2006 tarihinde
yapılan sınav sonucunda açılan kişisel davalar sonucunda
kaç kişinin ataması yapılmıştır, en düşük
kaç puan ile atama yapılmıştır?
2- 02.12.2006 tarihinde
yapılan sınav sonucunda 70 üzerinden 83 puan alarak sicil notu
nedeniyle 2500 kişilik listenin dışında kalan 2008/1083
Y.D. İtiraz Nolu DİDDK Kararına göre kaç kişinin
ataması yapılmıştır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Erkan
Akçay
Manisa
Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006
tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı
için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı
Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi
olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan atamaların
dışında;
1- 2006
ve 2007 yıllarında sınava girerek 70 ve üzeri puan alarak
başarılı olan ve ataması yapılmayan kaç kişi
vardır?
2-
12.2006 tarihinde yapılan gelir uzmanlığı
sınavında 70 ve üzeri puan alanların 15.12.2007 tarihindeki
sınava girmeden sıralamaya dâhil edilerek oluşturulan karma
liste üzerinden yapılan atamaların iptaline ilişkin 2008/1083
Nolu DİDDK Kararına göre 15.12.2007 tarihindeki sınav sonucuna
göre kaç personelin ataması yapılmıştır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Erkan
Akçay
Manisa
Gelir
İdaresi Başkanlığı tarafından 02.12.2006
tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı Özel Sınavı
için 2500 ve 15.12.2007 tarihinde yapılan Gelir Uzmanlığı
Özel Sınavı için 2500 kişi olmak üzere toplam 5000 kişi
olarak ilan edilen boş kadro sayısı kadar yapılan
atamaların dışında;
1-
15.12.2007 tarihinde yapılan sınav sonucunda açılan kişisel
davalar sonucu kaç kişinin ataması yapılmıştır,
en düşük kaç puanla atama yapılmıştır?
2- Tüm bu
yapılan atamalar sonucunda 2006 ve 2007 yıllarında ilan edilen
toplam 5000 kişi dışında kişisel dava sonucu
ataması yapılanlar ile DİDDK Kararına göre 2006 ve 2007
yılı sınav sonuçlarına göre ataması yapılan
toplam kişi vardır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşek tarafından sözlü
olarak cevaplan-dırılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru: Tokat Erbaa ilçesinin
sağ ve sol sahil sulama birliklerinin elektrik borçlarından
dolayı, su pompalarını
çalıştıramamışlar. Bunun sonucu ürünler susuzluktan
dolayı yanmıştır. Çiftçi birliklerinin Tokat ili olarak ne
kadar elektrikten dolayı borcu bulunmaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşek tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ilinde Kazova ve Kelkit vadilerindeki çiftçilerimizin sulama bedeli
olarak TEDAŞ'a ana para ve faiz olarak ne kadar borcu vardır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Tansel
Barış
Kırklareli
1)
Elektrik sayaçlarının tüketicilere haber verilmeden sökülerek
yenisinin takıldığı, bu değiştirme işlemi
karşılığı 80 TL'lik ücretin de elektrik
faturalarına yansıtıldığı iddia edilmektedir. Bu
iddialar doğru mudur?
2)
Doğru ise; Ölçü Aletleri Muayene Yönetmenliği'nin 9. maddesi bu tür
değişikliklerin 10 yılda bir yapılarak uygun olanların
tüketiciye iade edilmesini hükmederken, burada yönetmenliğin 9. maddesine
uyulmuş mudur?
3)
Sayaçların tüketiciye haber verilmeden, zorla değiştirilmesini,
masraflarının da faturaya yansıtılmasını
doğru buluyor musunuz?
4) Zorla
değiştirilen sayaçların garantisinin ve servisinin
olmadığı iddiaları doğru mudur?
5)
Tüketicilere haber vermeden sayaç değiştirme işlemini durdurarak
daha önce değiştirilmek sureti ile zorda kalan vatandaşlarımızın
mağduriyetlerinin giderilmesini düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Açıklama: 17 Ekim 2009
tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve "geriye dönük olarak" 3
Temmuz 2009'da yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı uyarınca
otomobillerin fabrika çıkış bedeli üzerinden binde sekiz oranında
radyo teyp vergisi alınacaktır.
Soru: Geriye dönük olarak
Bakanlar Kurulu kararı almak ve bu karar uyarınca
vatandaşın satın aldığı otomobilden vergi almak
ne kadar doğrudur? Bu kararınızla TRTye ne kadar kaynak
aktarmayı planlıyorsunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda yer
alan soruma Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in sözlü
olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 08.12.2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
Mersin
ili Tarsus sahil bandı turizm projesine bağlı olarak ihale
edilmiş olan turistik tesislerin kesin tahsisleri neden
yapılmamaktadır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
yer alan soruma Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek'in sözlü
olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 08.12.2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
Tarımsal
alanlarda yaşamakta olan çiftçilerimizin, Tedaş'a önemli miktarlarda
elektrik borcu bulunmaktadır. Çiftçilerin elektriklerinin kesilmesi için
borcun bin TL olması bekleniyor, bu miktar da ödeme
imkânımızı aşıyor ve faizleriyle birlikte 8-9 bin
TL'yi buluyor diye belirtmektedirler.
Elektrik
borcu olan çiftçilerin, borç miktarları daha küçük meblağlarda iken
elektrik kesilmesi ödeme için daha kolay olacaktır denilmektedir. Bu
konuda neler yapılabilir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ilinde tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçları
ödenemediğinden 2009 yılında kanallara su gelmemiştir. Bu
üreticilerin önümüzdeki yılda mağdur olmaması için
borçlarını yeniden yapılandırmak veya erteleme konusunda
bir çalışma yapacak mısınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplan-dırılmasını saygılarımla
arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Türkiye İstatistik
Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı verilerde il
bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel
İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde
işsizlik oranı % 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere
göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile
Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri
işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnak'tan
sonra sıralanmıştır.
Soru:
Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak Türkiye'nin
beşinci büyük kenti olan Adana'nın işsizlik oranını
Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir yatırımı, projesi
ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur? Bundan sonra da bu oranı
aşağılara çekebilecek ne gibi yatırımlarınız
ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem Adana ile ilgili ileriye dönük
planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Türkiye
İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı verilerde
il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel
İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde
işsizlik oranı yüzde 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere
göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile
Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri
işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnaktan
sonra sıralanmıştır.
Soru:
Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak
Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adananın işsizlik
oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir
yatırımı, projesi ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur?
Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ne gibi
yatırımlarınız ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem
Adana ile ilgili önümüzdeki üç yıllık dönem için
planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
7/1/2010
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Türkiye
İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı verilerde
il bazındaki sonuçları içeren 2008 İl Düzeyinde Temel
İşgücü Göstergelerine göre, 2008 yılında Türkiye genelinde
işsizlik oranı yüzde 11 olarak belirlenmiştir. Yine bu verilere
göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 22,1 ile
Şırnak iken, yüzde 20,5 ile Adana ve yüzde 18,3 ile Hakkâri
işsizliğin en fazla olduğu iller olarak Şırnaktan
sonra sıralanmıştır.
Soru:
Bakanlığınızın bu göstergeleri dikkate alarak
Türkiye'nin beşinci büyük kenti olan Adananın işsizlik
oranını Türkiye ortalamasına çekecek herhangi bir
yatırımı, projesi ve önlemi şimdiye kadar olmuş mudur?
Bundan sonra da bu oranı aşağılara çekebilecek ne gibi
yatırımlarınız ve projeleriniz olacaktır? Seçim bölgem
Adana ile ilgili ileriye dönük planlarınız hakkında bilgi verebilir
misiniz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
yazılı sorularımın Maliye Bakanı Sn. Mehmet
Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru 1- 2010 yılı
Ocak ayında emeklilerimize yapılan zamların bütçede
karşılığı öngörülmüş müdür?
Soru 2- Yapılan zamlar
2010 yılı bütçesine ne kadar yük getirecektir? Bu açıklar
dolaylı vergiler ve enerji zamlarıyla mı
karşılanacaktır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
21.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Mardin
Midyatta sık sık yaşanan elektrik kesintilerinden dolayı
birçok işyerinde elektrikli cihazların bozulmasına yine bu
kesintilerden dolayı iş yeri sahipleri zamanında teslim etmeleri
gereken işleri teslim edemediklerinden dolayı maddi
kayıpları olduğu gibi evlerdeki elektronik cihazlar da
bozulmuş durumdadır. Aynı zamanda bu soğuk kış
günlerinde kaloriferler de yanmadığından dolayı
kışı soğukta geçirmektedirler
1-
Mardin-Midyat'ta sık sık yaşanan elektrik kesintilerinin bir an
evvel durdurulması için bir çalışma yapılacak mı,
bölgedeki vatandaşlarımızın bozulan elektrikli
cihazlarının paralarının ödenmesi için bir
çalışmanız var mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Vergi
düzenlemeleri ile ilgili sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşek tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mehmet
Akif Paksoy
Kahramanmaraş
1 -
Hükümetinizce temel tüketim maddeleri başta olmak üzere birçok mal ve
hizmetten alının vergiler artırılırken; repo,
yatırım fonu, tahvil ve bono gibi yatırım araçlarında
artırıma gidilmemesinin sebebi nedir?
2-
Sayılan yatırım araçlarından alınan vergilerden bir
indirime gitmeyi düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız gerekçesi
nedir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Tokat ili
Erbaa ilçemizde atıl vaziyette bulunan Tekel binasının,
Sağlık Bilimleri Fakültesi eğitim binası olarak Gazi Osman
Paşa Üniversitesine devretmeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek tarafından
sözlü olarak cevaplan-dırılmasının teminini arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Erbaa İlçesi Karayaka
Bulvarı üzerinde bulunan Tekel Yaprak Tütün Depolarının
bulunduğu parseldeki binaların, Yarı Açık Cezaevi yapılması
için Adalet Bakanlığına devretmeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
11.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Tüpteki
yüksek vergiler tüketicileri sıkıntıya soktuğu gibi tüp
satanlar da zor günler geçirmektedir. Bu yöntem devam ederse binlerce tüp satan
işyeri kapanacağı on binlerce kişi işsiz
kalacağı gibi devletimiz de KDV ve ÖTV alamayacaktır. 2009da
bazı sektörlerde ÖTV ve KDV indirimlerine gidilmiştir.
1- Geçen
yıl vergi indirimlerinin kapsamında pek çok üründe KDV yüzde 8'e
çekildi. Ancak her evin zorunlu ihtiyacı olan tüp üzerinden hâlâ yüzde 27
oranında ÖTV, ayrıca yüzde 18 oranında KDV vergisi
alınıyor. Lüks tüketimlerden alınması gereken ÖTV fakirin
tüpünden alınıyor. Pırlantadan alınmayan ÖTV'nin Tüpgazdan
da alınmaması için çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşek tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
için gereğini saygılarımla arz ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizde
2007 yılından bu yana giderek derinleşen ekonomik krizin de
etkisiyle her kesimden vatandaşımızın önemli
sıkıntılarla karşı karşıya
kaldığı bilinmektedir. Özellikle küçük esnaf ve
sanatkârlarımızın son iki yıldır ödeyemez hâle
geldikleri vergi borçlarıyla ilgili olarak;
1. Maliyeye olan vergi
borçlarını zamanında ödeyemeyen esnaf ve sanatkârlarımızın
karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik
olarak Bakanlığınızca yürütülen bir
çalışmanız var mıdır? Varsa çalışmanın
içeriği ve uygulama takvimi nasıldır?
2. Esnaf ve
sanatkârlarımızın vergi borçlarının faizlerinin
silinerek asıl borçlarının taksitlendirilip yeniden
yapılandırılmaları sağlanabilecek midir?
3. Bu konuda
Bakanlığınızın 2010 yılı programı
nasıldır?
BAŞKAN Sayın
Bakan, soruları cevaplandırmak üzere buyurun.
Süreniz yirmi beş
dakikadır.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gündemde yer alan ve Başkanlık Divanınca az
önce okunan otuz altı adet sözlü soru önergesini cevaplamak üzere söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
İlk olarak Sayın
Mümin İnanın (6/885) sayılı sorusunu
cevaplandırıyorum: Haziran 2008de elektrik zammıyla ilgili
basına çıkan haberlerde tabii ki sadece manşeti değil
açıklamaların bütününü değerlendirmek lazım. Tabii ki
enerjide dışa bağımlıyız, bu
bağımlılığı azaltmamız lazım ama tabii
ki enerjide de mutlaka tasarrufa azami önem vermek lazım. Aslında
tasarruf her zaman her şeyde bence önemli bir konudur.
Sayın Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun (6/1005), (6/1006) ve Sayın Yaşar Ağyüzün
(6/1039) ve (6/1047) sayılı sorularını birlikte cevaplandıracağım:
Mayıs 2006daki halka arzla Türk Hava Yollarının sermayesindeki
kamu payı yüzde 50nin altına düşmüş ve kamu tüzel
kişiliği sona ermiştir. Faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre
yürütmektedir, hisseleri İMKBde işlem görmektedir. Halka açık
diğer şirketlerin tabi olduğu tüm kurallara ve denetim
mevzuatına tabidir. Yurt içinde ve yurt dışında rekabet
ortamında faaliyet göstermektedir. Başarılı bir
işletme olabilmenin gereği ne ise yapmak durumundadır. Türk Hava
Yolları, satış fonksiyonlarını daha az maliyetli
kanallara yönlendirerek satıştan ziyade pazarlama odaklı bir
çalışma sistemini benimsemiştir. Personeli tek çatı
altında toplamak suretiyle hem bütünlük ve verimlilik hem de
dağıtım kanallarına etkinliğinin
artırılmasıyla daha etkin bir bünye hedeflemiştir.
Satış ofislerinde yolculara verilen hizmetin bire bir
dağıtım kanallarında da -yani call center, turizm seyahat
acenteleri, web sitesi gibi- veriliyor olması göz önüne alınarak
havaalanlarındaki satış ofislerinden hizmet verilmesi tercih
edilmektedir. Fizibilite çalışmaları doğrultusunda
şehir ofislerinin yeniden açılması söz konusu değildir.
Diğer taraftan,
uçaklarda sunulan gazeteler yolcu tercihlerine göre istatistiki olarak
değerlendirilerek belirlenmektedir. Gazetelerin cinsinde kısıtlamaya
gidilmemiştir. Soruda belirtilen şekilde bir uygulama mevcut
değildir.
Çağrı merkezi,
teknolojik imkânlardan daha fazla yararlanmak ve gerektiğinde
ölçeğini de büyütebilmek amacıyla alt iş kolu olan ve bu
faaliyetten çıkıp bunu profesyonelleşmiş işletmelerden
alma kararı çerçevesinde kapatılmıştır. Hiçbir
personelin iş akdi feshedilmemiş, başka ünitelerde
görevlendirilmemiştir. 4 şirketten alınan tekliflerden birim
fiyatı en düşük 2siyle çalışılmasına karar
verilmiştir. Türk Hava Yolları hizmetlerinin her aşamasında
müşteri memnuniyetini dikkate almak durumundadır.
Şimdi de elektrikle
ilgili olarak Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlunun (6/1017), Sayın
Reşat Doğrunun (6/1516), (6/1591), (6/1685) ve Sayın Akif
Akkuşun (6/1670) sayılı sorularını birlikte
cevaplandırıyorum:
Tokatta elektrik kesintisi
nedeniyle ürünlerin susuzluktan yandığına ilişkin idareye
ulaşan bir tespit ve bilgi olmamıştır. İldeki sulama
birliklerinin faiz dâhil borcu 3,8 milyon lirası anapara olmak üzere
toplam 8,2 milyon liradır. AK PARTİ iktidarları döneminde sulama
birlikleri ve çiftçilerimizin birikmiş borçları için 2003 ve 2005
yıllarında gecikme bedelleri TEFE üzerinden tekrar hesaplanarak
yeniden yapılandırılmıştır ve yüzde 50lere varan
indirimler sağlanmıştır. 2005te kilovat saat
başına 1,7 kuruş, tarifede indirim
yapılmıştır, otuz altı aya varan faizsiz taksit
imkânı getirilmiştir. Yine, Temmuz 2009daki 5917 sayılı
Kanunun geçici 2nci maddesiyle de yeni bir imkân daha getirilmiştir.
TEDAŞ, abonelerine
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve ilgili
tebliğler doğrultusunda hizmet vermekte olup mevzuat
dışı bir uygulama yapması söz konusu değildir.
Değişik sulama
çeşitleri nedeniyle oluşan maliyet
farklılıklarının haksız rekabete yol açmaması
yönünde çalışmalar devam etmektedir.
Sayın Kamer Gençin
(6/1195) sayılı sorusunu cevaplandırıyorum: İstanbul
Vatan Caddesindeki bina Sosyal Güvenlik Kurumuna aittir. Deprem hasarlı
olması nedeniyle kullanılması sakıncalı bulunduğundan
boşaltılmıştır. Bina Sosyal Güvenlik Kurumundan
satın alınmıştır, yıktırılıp
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı hizmet binası
olarak TOKİ vasıtasıyla yeniden inşa edilecektir, projesi
son aşamadadır. Taşınılan bina Yeşil Gayrimenkul
Yatırım Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketine aittir, aylık
kirası 629 bin liradır.
Sayın Erkan
Akçayın altı sorusunu cevaplandırıyorum:
(6/1202) sayılı
sorusu: Bazı üst görevlerde bulunanların kontrolör olarak
çalıştırılması yönünde gündemimizde bir
çalışma yoktur.
(6/1204) sayılı
soru: Gelir İdaresini güçlendirme çalışmalarımız
kapsamında bütün hususlar değerlendirilecektir, Maliye personeli
ücret farklılıkları da dâhil olmak üzere.
(6/1205) sayılı
soru: Kamuda yönetim kademelerindeki hiçbir idareciye denetim tazminatı
ödenmemektedir. Sorudaki unvanlar da bu kapsam altındadır.
(6/1452, 1453 ve 1454)
sayılı soruların cevabı da şu şekildedir:
2006 ve 2007
yıllarında yapılan gelir uzmanlığı özel
sınavları sonucunda yargı ve Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu kararlarına göre toplam 730 kişinin ataması
yapılmıştır. 2010 Şubat ayında da bir sınav
yapılmış ve 5.179 kişi başarılı
olmuştur. Bu sınav dâhil 70 ve üzeri puan alıp atanamayan
personel sayısı 2006 yılında 186; 2007 yılında
376; 2010 yılında 1.837, yani toplam 2.399dur. 2010 Şubat
itibarıyla açılan dava sayısı 1.703tür. Kadromuz
yettiği kadar bu atamaları yapıyoruz.
Sayın Akif Akkuşun
(6/1223) sayılı sorusunun cevabı:
Karayolu
taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefleri
götürü usulde vergilendirme konusunda şu aşamada bir
çalışma yapılmamaktadır.
Şimdi de Sayın
Yaşar Ağyüzün üç sorusunu cevaplandırıyorum, önce (6/1279)
sayılı sorusu:
Vergi incelemeleri, denetim
programları çerçevesinde inceleme yetkisini haiz denetim
elemanlarıyla gerçekleştirilmektedir. Denetim programları, vergi
incelemesi yapan birimlerin katılımıyla gelen inceleme
taleplerinden hareketle vergi kayıp ve kaçağının yoğun
olduğu sektörler ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı
risk alanlarının belirlenmesi ve yapılan risk analizi
çalışmaları çerçevesinde şekillendirilmektedir.
Bakanlığımız, Gelir İdaresi
Başkanlığı, defterdarlıklar, vergi dairesi
başkanlık ve müdürlükleri, şikâyet, ihbar ve çeşitli
verilerle yapılan risk analizlerinden hareketle de resen inceleme
yapabilmektedirler.
Öte yandan, Vergi Usul
Kanununun vergi mahremiyetine ilişkin hükümleri nedeniyle sorularda
adı geçen mükellefler hakkında tabii ki yorum yapamam, o sorulara
cevap veremem.
(6/1284) sayılı
soru: 2009 yılında sona eren varlık barışı
kapsamında en son rakamlara göre 2.652 kişi, 27,9 milyar lirası
yurt dışından, 69.453 kişiyle 20,4 milyar lirası yurt
içinden olmak üzere toplam 48,3 milyar liralık varlık
bildirilmiştir. Bunun yüzde 51,5u döviz, yüzde 29,2si Türk lirası,
yüzde 6,7si altın, yüzde 6,4ü menkul değerler ve yüzde 6,2si
taşınmazlara ilişkindir. Bu uygulamada 1,6 milyar liralık
vergi tahakkuk etmiştir.
(6/1326) sayılı
soru: Makroekonomik büyüklükler bu çerçevede bütçe büyüklükleri ve ekonomideki
gelişmeler dikkate alınarak dönem dönem revize edilebilir. Nitekim
Nisan 2009da 2008 yılı Katılım Öncesi Ekonomik Programda
ve Eylül 2009da yayımlanan 2010 2012 Orta Vadeli Programda bu türden
makroekonomik veriler revize edilmiştir.
Şimdi söyleyeceklerim
aynı zamanda Sayın Mehmet Akif Paksoyun (6/1791) ve Sayın Ensar
Öğütün (6/1867) sayılı sorularına da cevabımdır:
Son dönemlerde temel tüketim
maddelerinde uygulanan katma değer vergisi oranlarında bir
artış yapılmamıştır. Dünyadaki ekonomik krize
karşı bazı mallarda belli dönemler için indirimler yapılmıştır.
Katma değer vergisi oranlarında ülkemiz ekonomisinin
gidişatı, verginin kendine özgü yapısı, işleyişi
ve yansıma özelliği ile mal ve hizmetin toplam talep ve arz
yapısı, gelir gruplarının harcamaları içerisindeki
payı yanında bütçe hedefleri dikkate alınarak yapılan
değerlemelere göre değişiklik yapılmaktadır. Aynı
hususlar özel tüketim vergisi için de geçerlidir. Bugünlerde KDV veya özel
tüketim vergilerinde herhangi bir indirim konusunda çalışma söz
konusu değildir.
Sayın Ağyüzün
(6/1348), Sayın Işıkın (6/1885) sayılı
sorularının cevabı: Vergi borçlarını süresinde
ödeyememiş mükelleflere kolaylık sağlamak üzere Ekim 2008de
yeni bir imkân getirilmiştir. Uygulanacak faiz oranı da
yıllık yüzde 3e indirilmiştir. Tecil ve taksitlendirmenin
geçerli sayılması için en az iki farklı taksitin süresinde
ödenmemesi, talepleri üzerine tecilin geçerli sayıldığına
ilişkin yazının tebliğ edildiği tarihten itibaren
beş iş günü içinde ödenmeyen taksitlerin ödenmesi gerekmektedir. Bu
aşamada yeni bir kolaylık getirilmesi düşünülmemektedir.
Ayrıca, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunda, ödemede zor duruma düşen mükelleflere
taksitlendirme gibi çeşitli kolaylıklar sağlayan hükümler
mevcuttur.
Sayın Hasan Özdemirin
(6/1369) sayılı sorusuna cevabım: Elektrik
dağıtım şirketlerinin özelleştirme süreci devam
etmektedir. Soruda belirtilen konuda şu aşamada bir çalışma
yapılmamaktadır.
Sayın Tansel
Barışın (6/1600) sayılı sorusunun cevabı: On
yılını doldurmuş elektrik sayaçlarının
bakım, onarım ve yenilenmesi 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar
Kanununa istinaden yapılmaktadır.
Periyodik sayaç
değişimi, Tebligat Kanununa göre, sayaç değiştirme
tutanağının ayrılmaz parçası olan duyuru evrakı
ile tesisatın bulunduğu adrese tebligat yapılarak
gerçekleştirilmektedir. Tutanaklarda, sayacı değiştiren
teknik personel yanında, abone sahibinin de imzası bulunmak
zorundadır.
Gerekli evrakı yasaya
uygun düzenlemeyen görevlilerle ilgili olarak yüklenici firmayla düzenlenen
sözleşmeler kapsamında cezai işlemler tesis edilmektedir.
Sayaç yenileme fiyatı
monofaze sayaçlarda 21,81, trifaze sayaçlarda ise 34,78 liradır. Sanayi ve
Ticaret Bakanlığınca her yıl belirlenen
bakım-onarım bedeli de sayaç fiyatları civarındadır.
Abonelerden fazla tahsilat yapılması söz konusu değildir.
İlgili mevzuata göre,
sayaçlar, abonenin mülkiyetindedir, iç tesisatın bir parçasıdır.
Bu nedenle, aboneliğin sona ermesi veya başka hâllerde abonelere
sayaç bedeli ödenmesi söz konusu değildir.
Sayaçlar, Garanti Belgesi
Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümleri gereğince en az iki
yıl garanti kapsamında olup, Türkiye Elektrik Dağıtım
AŞ tarafından onay verilen sayaçlarda, üretici firmalar, garanti
süresini beş yıla kadar uzatabilmektedirler. Sayaçlarda servis
hizmeti üretici firmalar tarafından sağlanmaktadır.
Sayın Kürşat
Atılganın (6/1623) sayılı sorusunu cevaplıyorum:
Kararnamedeki oranların kanunun yayım tarihinden geçerli olması
mükellefin lehinedir. On üç kalem üründe bandrol ücreti oranı yüzde 16dan
8e inmiş olup, mükelleflere iade hakkı doğmuş ve hâlen
iade talepleri yerine getirilmektedir.
TRTnin bandrol geliri 2008
yılında 244 milyon lira iken 2009 sonunda 274 milyon lira
olmuştur.
Sayın Akif Akkuşun
(6/1667) sayılı sorusunun cevabı: Tarsusta turizm
yatırımı için hazineye ait on iki taşınmaz üzerinde
üst hakkı kurulmasına ilişkin tapu tescillerinin geçen ay
tamamlandığı bilgisi bize ulaşmıştır.
Sayın Kürşat
Atılganın (6/1720), (6/1721), (6/1722) sayılı
sorularını cevaplandırıyorum: Hükûmetimiz sadece Adanada
değil, bütün yurtta işsizliğin azaltılması,
istihdamın artırılması gayreti içerisindedir.
İstihdamı korumak ve yeni istihdama imkân sağlamak amacıyla
kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası ödeme
koşulları iyileştirilmiş, iş gücü eğitimi için
ayrılan kaynaklar artırılmış ve geçici süreli yeni
iş alanları oluşturulmuştur. Özel sektörün desteklenmesi
amacıyla Eximbank ve KOSGEBe yapılan transferler ile merkezî
yönetimden mahallî idarelere aktarılan kaynaklar artırılmıştır.
GAP, DAP, KOP gibi ve
diğer altyapı ve sulama yatırım projelerine bizim bu
dönemde ek kaynak sağlanmıştır, bu sene bu alanlara 6
milyar liralık ödenek ayrılmıştır.
2010-2012 Orta Vadeli Program
uygulamalarıyla dönem sonunda işsizlik oranlarının
gerileyeceğini tahmin etmekteyiz.
İşsizliğin
azaltılması kapsamında Adanada yapılan
çalışmalara ilişkin notu isterlerse Sayın Milletvekilimize
takdim ederim.
Sayın Mümin
İnanın (6/1752) sayılı sorusunun cevabı: Ocak
ayında emekli maaşlarına yaptığımız
iyileştirmenin maliyeti 2,6 milyar lira olup bütçede kaynağı
mevcuttur.
Sayın Ensar Öğütün
(6/1784) sayılı sorusunun cevabı: Midyatta elektrik
kesintilerini önlemek üzere arıza onarım ve bakım ekibi 8
kişiden 22 kişiye çıkartılarak yirmi dört saat müdahale
kapasitesi oluşturulmuştur. İki grup şebeke tesis ihaleleri
tamamlanmış, üçüncüsünün ihale hazırlıkları
başlamıştır.
Şebeke yenileme
çalışmaları nedeniyle önceden duyurulan programlı kesinti
yapılmaktadır. Kesintiler nedeniyle cihazların
arızalandığı hususunda şikâyet
ulaşmamıştır.
Sayın Doğrunun
(6/1841), (6/1842) sayılı sorularını
cevaplandırıyorum: 4046 sayılı Özelleştirme
Uygulamaları Hakkında Kanun gereğince satış için
ihaleye çıkılması nedeniyle söz konusu taşınmazların
bu aşamada idarelere devri mümkün görülmemektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sözlü sorulara cevabımı
tamamlamış bulunuyorum.
Teşekkür ediyor, yüce
Meclisimizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Aslanoğlu,
sorunuzla ilgili kısa bir açıklama talebiniz var.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, Türk Hava Yolları
işinize geldiği zaman halka açık şirket, işinize
gelmediği zaman atama yaparak tüm denetim ve yönetimini
Özelleştirmeden atıyorsunuz. Atanan yönetim halka açık
şirket değildir, artık bunu böyle kabullenin. Sizin
Hükûmetinizin atadığı, Özelleştirme İdaresinden
atadığı yönetimdir. Böyle bir şirket halka açık
olamaz. Lütfen bir daha bunu halka açık şirket olarak burada bilgi
vermeyin. Siz yönetiyorsunuz, siz denetliyorsunuz, tüm icraatından siz
sorumlusunuz. İnsanları -şehirden 40 kilometre- havaalanına
göndermek zulümdür Sayın Bakan. Sosyal devlet anlayışı bu
değildir. Siz yönetiyorsunuz çünkü. İnsanları -şehirden 40
kilometre- havaalanındaki ofise yönlendiriyorsunuz. Bunun adı
zulümdür.
İki: Yine
yanlış bilgi verdiniz. İhale edilmedi. Yazın da
belirttiğim gibi, bir şirket çağrıldı -bu işi
bilmeyen bir şirket- bu şirkete bu ihale verildi: Çağrı
merkezi.
Yine bir başka konu:
Sulama birliklerinin borcuyla ilgili hiçbir şekilde bilgi vermediniz ve
bir şekilde bu sulama birliklerinin
Yani yine orada sorduğum soruda
Cazibeli suyla akanlar, cazibesiz su kullananlar arasında fark
vardır. dedim, cevap vermediniz.
Yine bir başka konu:
Halkın beklediği -geçen de söylediniz, lütfen bu konuya cevap verin-
krizden etkilenen esnaf ve sanatkârlarla ilgili vergi ve sigorta
borçlarına yeniden yapılandırma konusunda siz ortaya
attınız. Artık kimse vergisini, sigortasını ödemiyor
siz söylediniz diye. Bu konuda açıklık bekliyor halk sizden.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Akçay, buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana sormak
istediğim soru şu: Biraz önce açıklamasını dinledik.
Gelir uzmanlığı sınavlarında 70 ila 79 puan alan
personel için ilave bir kadro almayı düşünüyorlar mı? Çünkü
sınav yönergesine göre 70 ve üzeri puan alan personel
başarılı sayılmaktadır ve 70 üzeri puan alan
personelin durumu şu anda boşlukta kalmaktadır.
Bir ikinci önemli husus: Bu
sınavlara giren 770 personel de üçüncü sınav hakkını da
kullanmışlardır ve bundan sonraki açılacak sınavlara
katılma hakkını da kaybetmiş durumdadırlar ve bu 770
personelin içerisinde 70 ve üzeri puan alan personel de bulunmaktadır. Bu
personelin durumu ne olacaktır ve yeni bir gelir
uzmanlığı sınavını
ne zaman açmayı düşünüyorsunuz, yeni sınav için ne kadar kadro
tahsis etmeyi düşünüyorsunuz? Bu soruların cevabını
alabilirsek
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Akçay.
Sayın Bakan, buyurun.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Gaziantep) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli arkadaşlar,
aslında ben sorulara cevap verdim. Sayın Aslanoğlunun ifade
ettiği gibi Türk Hava Yolları halka açık bir şirket
değildir. ifadesine katılmam mümkün değil. Halka açık
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Şeklen.
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Devamla) Kamu payı yüzde 50nin altına
düşmüş durumda ama şu var: Yüzde 50nin altına
düştüğü hâlde de eğer kontrol hâlâ önemli ölçüde kamuda ise kamu
atama yapabilir. Bu, halka açık olmadığını ifade
etmez.
Bahsettiğiniz
hususların hepsine gerekli bilgileri verdim. Aslında, benden önceki
dönemlerde genelde Bu bir halka açık şirkettir,
dolayısıyla bu sorulara cevap vermiyoruz. şeklindeydi. Ben ise
getirdim buraya, bütün hususları teker teker, şirketten
aldığım bilgiler çerçevesinde size gereken bilgileri verdim,
çünkü ben size saygı duyuyorum, Meclisimize saygı duyuyorum. Halka
açık şirket de olsa ben şirketten gerekli bilgileri
alırım, bildiklerim doğrultusunda size aktarırım.
Sulama birlikleri konusuna
gelince, bu önemli bir husustur. Hakikaten de, biz, bundan bir iki ay önce bu
konuyu da epey çalıştık. Çünkü şu anda haksız,
adaletsiz bir durum söz konusudur. Cazibe ile su alan kesimler var ama kendi suyunu
yer altından çıkartıp da büyük maliyete katılanlar var. Bu
doğru bir husustur, bunun düzeltilmesi lazım. Bunun düzeltilmesine
ilişkin çalışmalar yapıldı. Başbakan
Yardımcımız Sayın Babacanın başkanlığında
ilgili bütün birimlerle biz bir araya geldik. Belki henüz çalışmalar
sonuçlanmadığı için ben detayları hakkında bilgi
veremem ama şunu yapmak lazım: Belki cazibeyle su alanlardan biraz
daha fazla ücret alıp, suyu yer altından elektrik masrafına
katlanarak çekeni bir miktar sübvanse etmek lazım. Doğru yöntem
budur. Buna ilişkin birtakım çalışmalar vardır. Tabii
ki, Çevre ve Orman Bakanlığımız esas itibarıyla sulama
birliklerine ilişkin bir çalışmanın koordinatörlüğünü
yürütmektedir, ama biz bu konuda da, bu çerçevede yapılacak bir
düzenlemeye gereken desteği vereceğiz, çünkü hakikaten bu bir
sorundur, bu sorunu gidermemiz lazım.
Şimdi, krizden etkilenen
esnaf ve sanatkârlar, KOBİlere ilişkin bir yapılandırma...
Ben, aslında, basın toplantısında da çok açık bir
şekilde söyledim. İlke olarak genele yaygın aflara karşıyım,
çünkü aflar vergide uyumu bozuyor. İkincisi, aflar adaletsizlik, yani
vergisini zamanında ödeyene karşı da bir adaletsiz durum ortaya
çıkartıyor. Benim, bu, genel prensiplerim. Ama şunu da söyledim:
İleride -şu anda taşra veya merkezin birtakım yetkileri var,
taksitlendirme gibi vesaire- buna ilişkin daha kapsamlı, bunu daha
fonksiyonel hâle getirecek bir çalışmaya açık olabilirim dedim.
Yalnız şunu demedim hiçbir şekilde: Krizden etkilenen
değişik kesimlere yönelik herhangi bir borçların
yapılandırılmasına ilişkin bir çalışma
yapıyoruz. demedim. Tam aksine, prensipte genel bir
çalışmayı doğru bulmadığımı söyledim
ama olur da bu yönde Meclisimiz ileride bir irade gösterir, Hükûmetimiz bu
konuda farklı bir yaklaşım içerisine girerse de biz yine gereken
katkıyı yaparız.
Sayın Akçayın
gelir uzmanlarına ilişkin sorusu
Orada da elimden geldiğince
detaylı bilgi verdim. Yani şubat ayında 5.179 kişi
atandı ama takdir edersiniz ki bizim kadroların bir sınırı
vardır. Bir de şöyle bir durum var: 70 puan
aldığınız zaman otomatik olarak gelir uzmanı
olacaksınız diye bir durum söz konusu değil. Diğer bütün
sınavlarda olduğu gibi en yüksekten en alta doğru -tabii ki 70 en alt
sınırdır- gelirsiniz, kadronuz çerçevesinde o atamaları
yaparsınız. Yeni bir kadro imkânı çalışılıyor
mu? O konuda gelir idaresinin yeniden yapılandırılması,
güçlendirilmesi hususunda birtakım çalışmalarımız var,
o konuda değerlendireceğiz bütün bunları ve diğer hususlar
da benzer bir çerçeve içerisinde.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tekrar çok teşekkür ediyorum, saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
37.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKe
alınan personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/914)
BAŞKAN Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
38.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/918)
BAŞKAN Soruyu cevaplandıracak
Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
39.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, DSİnin
verdiği HES yapım izinlerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/991)
BAŞKAN Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
40.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin
sulama birliklerine devrettiği su kanallarına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1018)
BAŞKAN Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
41.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
yükseköğrenim öğrencilerinin yurt ihtiyacına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1038)
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
42.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın, Topkapı
Sarayındaki personel durumuna ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040)
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
43.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın,
ulaşımda akaryakıt desteği sağlanmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041)
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, Genel Kurul Salonunda hiçbir Bakan yok efendim, onun
için yorulmayın. Hükûmet yok ortada, kaybolmuş.
BAŞKAN Bu
şekilde, Sayın Bakanın olmadığı
anlaşıldığından, sayın milletvekilleri, gündemin
Sözlü Sorular kısmında yer alan sorulardan 1, 5, 6, 7, 10, 13, 57,
59, 61, 62, 68, 89, 93, 120, 131, 144, 195, 196, 197, 239, 300, 307, 327, 363,
366, 378, 408, 409, 410, 439, 471, 478, 526, 527, 552 ve 570inci
sıralarındaki sorular cevaplandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.35
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Gülşen ORHAN (Van), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 76ncı Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince
diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan,
Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu
(1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan,
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Belgelerin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan,
Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun; Türk Dünyası
İşbirliği ve Koordinasyon Başkanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Yurtdışı Türkler Başkanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun; Türk
Dünyası İşbirliği ve Koordinasyon
Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/805, 2/549) (S. Sayısı:
485) (x)
BAŞKAN Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 485 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
alınan karar gereğince bu tasarı İç Tüzükün 91inci
maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle,
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine
geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve
bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının tümü
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mehmet Şandır;
şahısları adına Fazilet Dağcı
Çığlık, Erzurum Milletvekili ve Metin Yılmaz, Bolu
Milletvekili.
Tümü üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Hükûmet tarafından Meclisimize sunulan Yurtdışı Türkler
Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Ayrıca, aynı konuda bizim de vermiş olduğumuz bir kanun
teklifi bulunmaktadır. Dışişleri Komisyonunda
birleştirilerek huzurunuza getirilmiş bulunmaktadır. Bu
birleştirilmiş metin üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
görüşlerini arz etmek üzere söz aldım.
Sözlerime başlarken
öncelikle dün hayatını kaybeden spor adamı, Galatasarayın
değerli eski başkanlarından Özhan Canaydına
şahsım ve grubum adına yüce Allahtan rahmetler diliyorum. Tüm
Türkiye spor camiasına ve Galatasaraylılara da başsağlığı
diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu kanun tasarısının ve katkımız olarak bizim de
verdiğimiz kanun teklifinin bir başlangıç olduğunu ve
geleceğe bir hazırlık olduğunu düşünüyorum,
faydalı olduğuna inanıyorum; eksiklikleri varsa da ileri zaman
içerisinde bunların tamamlanacağını ve Türkiyenin
geleceğinde önemli bir yapıyı kurduğumuza, önemli bir
konuda bugüne kadar yapılması gerekip ertelenen, ihmal edilen,
eksiklikleriyle de yapılmış olsa bu sonuca ulaşması
gereken bir konuda birlikte, hayırlı, değerli bir iş
yaptığımıza inanıyorum. Sözlerimin başında,
bu kanun tasarısıyla kurulacak yapının ülkemize,
milletimize ve amaca hizmet etmesini diliyorum.
Bu kanun, kanun
tasarısında gerekçe olarak ifade edilen veya maddede amaç olarak
ifade edilen üç hususu kapsamaktadır. Biri, yurt dışında
yaşayan Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşlarının,
diğeri Türk dünyası ve akraba topluluklarının
Kanunun
gerekçesinde Türk dünyası ve akraba toplulukları geçiyor, kanunun
başında yurt dışı Türkler, yurt dışında
yaşayan Türkler ve akraba toplulukları olarak geçiyor ama kanunun
amacını ve gerekçesini de birlikte okuduğumuz takdirde konu yurt
dışı Türkler, Türk dünyası ve akraba topluluklar
başkanlığı şeklinde anlaşılması
gerekiyor çünkü kanunların gerekçeleriyle birlikte anılmaları
gerekir. Bizim teklifimiz de yine Türk dünyası
başkanlığının kurulması yönünde bir kanun
teklifi. Birbirini tamamlayan tasarı ve teklif ama amaçları
itibarıyla faydalı, değerli, doğru bir kanun.
Üçüncü husus da, Türkiyede
okuyan yabancı öğrenciler olarak kanun tasarısında geçiyor
ama Türk dünyasından Türkiyede okumak üzere getirilen öğrencileri
kasteden bir amaç var.
Tüm bu üç alanda yani yurt
dışındaki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının,
Türk dünyası ve akraba topluluklarının ve Türkiyede okumak
üzere devletimizin başlattığı -zannediyorum 1994ten,
1995ten bu yana devam eden- Türk Cumhuriyetleri, Türk ve Akraba
Topluluklarından Öğrenci Getirilmesi Programı kapsamında
bugüne kadar zannediyorum 15-20 bini bulan -sayısını tam
bilmiyorum, Sayın Bakanımız, Müsteşarımız
bilebilir- Türk dünyasından getirilen öğrencilerin sorunlarıyla
ilgilenmek, bu sorunların çözümüne daha etkili bir yaklaşımda
bulunabilmek ve bu faaliyetleri koordine etmek üzere bir başkanlık
kuruyoruz, yeni bir yapılanma kuruyoruz. Bu yapılanma, bugüne kadar
bir devlet bakanlığının uhdesinde, altyapısı
olmayan, uzmanlarla yürütülen bir faaliyetti. Şimdi, bunu
başkanlık olarak kurunca altında ilgili daire
başkanlıkları, onlara bağlı uzmanlıklar, onlara
bağlı müdürlüklerle gerçekten bir devlet yapısı, devletimiz
içinde bir hizmet yapısı kuruyoruz ki bunu çok değerli, çok
gerekli, çok önemli buluyorum ve sözün başında, bu yönde gayret
gösteren, buna karar veren değerli yöneticileri, gerek
Bakanıydı, gerekse diğer birimleri ve buna katkı veren
komisyon başkanı ve üyelerini de kutluyorum, tebrik ediyor,
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
her ne kadar kanun tasarısında bu üç amaç için böyle bir yapı
kuruluyor denilmiş olsa da bu işin aslı, Türk dünyasıyla
ilişkileri tanzim etmek üzere bir koordinasyon kurulu, bir başkanlık
oluşturulduğu gayet açıktır. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bizim de sunduğumuz kanun teklifi, Türk Dünyası
Başkanlığı kurulsun
Bu Türk Dünyası
Başkanlığı bünyesinde oluşturulacak birimlerle Türk
dünyasına yönelik hizmetlerin daha etkili, daha verimli, takip edilebilir,
sürdürülebilir, denetlenebilir ve ülkemiz açısından, gelecek
açısından faydalı sonuçlar hasıl edebilir bir
etkinliğe kavuşturulabilmesi için, bir koordinasyona
kavuşturulabilmesi için böyle bir yapının kurulmasını
amaçlayan bir kanun bu. Bu kanunun özü
Türk dünyasıyla ilgili
amaçları olan, bu amaçları gerçekleştirmek üzere birimler kuran
bir kanun. Bu sebeple, değerli milletvekilleri, bu Türk dünyası
gerçeğini birlikte konuşmamız gerekiyor.
Aslında, komisyondaki
görüşme sırasında da Yurt dışındaki Türklerin
sorunlarını görüşmek üzere böyle bir yapı kuruluyor.
denilmiş olsa da zannediyorum bazı endişelere tedbir
geliştirmek açısından veya kurulurken bazı
tanımları geliştirmek açsından böyle bir isim tercih edildi
ama ihtiyaç olan, gerekli olan, faydalı ve doğru olan hadise, Türk
dünyasıyla ilgili bir başkanlık kurmak. Aslında, bir
bakanlık kurmak, Türk dünyası bakanlığı kurmak. Çünkü,
bugün dünyanın çok temel gerçeklerinden biri, bu küreselleşme olgusu
içerisinde bloklaşmaların dünya politikasında veya dünya
dengelerinde çok önemli yeri olduğu hususudur. Bu, hiçbir şekilde,
Dışişleri Bakanlığının görev
alanlarına, yetki alanlarına bir müdahale değil; bu, bir
koordinasyon, bu konuda yapılan çalışmaları daha etkili,
daha verimli hâle getirebilmek için bir yapı kurmaktır. Daha önce
devlet bakanlığına bağlı danışmanlar
vasıtasıyla yönetilen, yürütülen bu çalışmaların böyle
bir başkanlık altında, böyle bir başkanlığın
altında kurulacak birimlerle yönetilmesi ve gerçekleştirilmesi
meselesidir.
Değerli milletvekilleri,
sizler de biliyorsunuz, Türk dünyası denen gerçeklik, bugün günümüz
dünyasının çok önemli bir değeri hâline gelmiştir.
Özellikle küresel güç adayı ülkelerin çevrelediği bir coğrafyadır
Türk dünyası. Türk dünyası, coğrafyasıyla, kültürüyle,
bağımsız devletleriyle, akraba topluluklarıyla, bu
coğrafyaya, bu devletlere komşu dost ülkeleriyle, gerçekten günümüz
dünyasının ve geleceğin çok önemli bir siyasi, ekonomik
gerçekliğidir. Bunu Türkiyenin yok sayması, bu gerçekliği
görmezlikten gelmesi, hatta bu gerçekliği ifade etmekten korkması
doğru bir hadise değildir. Kafamızı kuma sokmamıza
gerek yok, önümüzde devasa bir Türk dünyası vardır. Yedi tane
bağımsız devletiyle, sayılarını
bilemeyeceğimiz çok sayıda topluluğuyla, Balkanlarıyla, Kafkasyasıyla,
Orta Asyasıyla, Orta Doğusuyla, tarih ve kültür
yakınlıklarıyla, ekonomik iş birlikleriyle, sosyal
yapısıyla iç içe geçmiş, bir bütünlük arz eden önemli bir
gerçeklikle, önemli bir güçle karşı karşıyayız, bunun
adı Türk dünyasıdır. Bu dünyanın geleceğiyle ilgili
Türkiyenin sorumlulukları olması gerekir. Bunu yok sayma gibi bir
imkânımız yok.
Tekrar ediyorum: Yeni bir
yüzyılın ilk çeyreğinde bu kadar önemli bir
coğrafyanın, bu kadar önemli bir jeopolitiğin önünde bulunan,
kaptan köşkünde bulunan Türkiyenin bu gerçekliği yok sayarak gerek
günümüzü gerekse geleceği tanzim edebilmesi mümkün değildir. Tek
kutuplu dünya sonrasına Türkiyenin hazırlık yapması
gerekir. Post-Amerika dedikleri hadisenin gerçekleşeceği yönünde
dünyada birçok kuruluş, birçok düşünce adamının ifade
ettiği hususları bizim görmezlikten gelmek gibi bir
hakkımız yok. Rusyasıyla, Çiniyle, Hindistanıyla, bu
coğrafyanın etrafındaki yeni küresel güç adaylarının
ve Amerikanın
Ki bu Post-Amerika dediğimiz dünyada Avrupa Birliği
diye bir küresel güç artık anılmamaktadır, bu gerçekliği de
bu vesileyle kabul etmemiz lazım. Yani BRIC ülkeleri. dediğimiz,
Briket ülkeleri. dediğimiz bu yeni dünyada Barikat ülkeleri. olarak anılan
Türk dünyasını Türkiye olarak bizim dış politikada,
ekonomide, devletler arası ilişkilerde dikkate almamız ve
gereğince davranmak gibi bir mecburiyetimiz var. Bu hem küresel
dünyanın gerçeğidir hem Türkiyenin gerçeğidir. İşte,
bu gerçek doğrultusunda bu küresel bir blok olan, bana göre güç olan bu
Türk dünyasıyla, Türk gerçeğiyle, Türk milleti gerçeğiyle, Türk
coğrafyasıyla Türkiyenin ilgilenmesi, ilişkilerini
geliştirmesi ve bu konuda birtakım yapılar kurması bir
zorunluluktur, bir mecburiyettir. Bu sebeple, biz amaçları
belirlenmiş, tanımlanmış, belli kısıtlamalar,
sınırlamalar getirilmiş, yurt dışı Türkler
diyerek Türkiye Cumhuriyetinin yurt dışında yaşayan
vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmek üzere bir yapı
kurulmak kamuflajı altında -buna ben gerek görmüyorum- bu devasa
gerçeklikle, bu Türk dünyası gerçekliğiyle Türkiyenin
sorumluluklarını, Türkiyenin geleceğini tanzim edecek, bu yönde
çalışmaları koordine edecek bir yapının kurulması
gerçekten geç kalınmış, mutlaka da yapılması gereken
bir zorunluluktur.
Bugüne kadar bu hizmetler tüm
hükûmetler döneminde bir devlet bakanıyla yönetilmişti. Ben o
dönemde, her dönemde yapılan hizmetlere çok teşekkür ediyorum. Her
hükûmet, her bakan, her dönemde elinden geldiğince birtakım
şeyler yaptı ama 1991den, 1993ten bu yana geçen şu on sekiz
yıllık sürenin gerçekten yeterince ve gereğince
değerlendirilebildiğini söylemek mümkün değil. Bugün Türk
dünyasıyla, altı bağımsız devletiyle ve demin de
söylediğim gibi, onlarca akraba toplulukla özerk, yarı özerk
yönetimlerle oluşan bu devasa büyüklükle Türkiyenin yeterince
ilgilendiğini, yeterince ilişkiler kurduğunu ve bu
ilişkilerin hem bu ülkelerin çıkarları için hem Türkiyenin
geleceği açısından hem de dünya barışı
açısından yeterince değerlendirilebildiğini söyleyebilmek
çok mümkün değil. Bu sebeple, biz kanun teklifimizde, bu amacı
gerçekleştirecek birimlerin kurulmasını arzu ettik, ilave
tekliflerimiz oldu. Sayın Bakanın kendince hassasiyetleri veya
Sayın Hükûmetin bu noktadaki hassasiyetleri doğrultusunda, bu amaçlara
da hizmet edebilecek ama kısıtlı bir yapı
oluşturuluyor. Ben, buna rağmen bunun da önemli bir
başlangıç olduğunu, önemli bir kazanç olduğunu,
eksikliklerinin tamamlanacağını, gelecekte bunun bir
bakanlığa dönüşeceğini, bunun asla böyle bir emperyal veya
dostlarımıza, müttefiklerimize karşı bir iş
birliği, bir hazırlık kurmak anlamı, amacı
taşımadığını biliyorum veya buradan da ifade
ediyoruz. Bizim birliğimiz, Türk dünyasının birliği, bu
birliğin güçlenmesi, her şeyden önce dünya barışına,
insanlığın huzuruna katkı verecektir. Türk dünyası
diye ifade ettiğimiz bu geniş coğrafya başka
sorunların da merkezidir; çevresi, terör üreten ülkelerin, olayların,
örgütlerin yuvalandığı yerdir. Dolayısıyla, Türk
dünyasında, Türkiyenin önderliğinde gelişecek bu birliğin
ve bu birliğin gücünün insanlığın huzuru için,
dünyanın barışı için de çok gerekli, çok önemli
katkılar vereceğine yürekten inanıyorum, Küreselleşme
olgusuna yerel katkı vermek anlamında, böyle bir organizasyonun hiç
kimseye karşı hasmane bir tavır, hasmane bir amaç
taşımadığını burada hep birlikte yüksek sesle
ifade ediyoruz ama kendi gerçeğimizden korkarak, kendi gerçeğimizi
tanımlamaktan korkarak geleceği tanzim edebilmenin mümkün
olmadığını da Türkiyeyi yönetenlerin, özellikle de siyasi
iktidarın bilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu amaçla oluşturulan bu yapı içerisinde Türk dünyasından
getirilen öğrenciler gerçeğini birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum.
Bu konu, biliyorsunuz, 1996 yılında bir kanunla, devletimizin kararıyla
başlatılmış, bugüne kadar sayısını tam
bilemediğim ama çok sayıda Türk topluluğundan resmî-gayriresmî
öğrenci getirilerek Türkiyede okutulmuş, yetiştirilmiş ve
kendi ülkelerine, kendi toplumlarına hizmet etmek için geri
gönderilmiştir. Zannediyorum, cumhuriyetimizin şu seksen doksan
yıllık ömründe geleceğe dönük en hayırlı hizmet bu
hizmet olmuştur. Türk olduğunu ifade edemeyen, bulundukları
ülkelerin yoğun baskısı altında kendi kimliklerini
yaşatamayan, bunu ifade etmekten korkan insanların okuma imkânı
bulamayan çocuklarının Türkiyeye getirilip okutulmaları -her
kapsamda okutulmaları; lisans, yüksek lisans, hatta doktora
kapsamında, seviyesinde okutulmaları- mezun edilmeleri ve
bunların kendi ülkelerine geri gönderilip orada kendi ülkelerine hizmet
etmeleri, kendi toplumlarına hizmet etmeleri gerçekten Türkiye Cumhuriyeti
devletinin bana göre insanlığa da bir hizmeti olmuştur, Türk
dünyasına da bir hizmeti olmuştur. Bu sebeple oluşturulan bu
Başkanlığın bunu geliştirerek, ikili ilişkileri
gündem maddesi hâline getirerek -hiç böyle gizlemeden, saklamadan- ülkelerin
hizmetine sunmak üzere geliştirerek bu kontenjanları
arttırmalarını ve mezun olan çocuklarımızın,
öğrencilerimizin geleceklerini de takip ederek okutup, gönderip
kayıtlarını silmeden veya bilgilerini silmeden onlarla
dostlukları, onların üzerinden ülkelerle dostlukları
geliştirici bir altyapı kurulmasını çok önemsiyorum, çok
değerli buluyorum. Bu anlamda, Dostluk Grubu Başkanı bulunmakla
övünç duyduğum, Suriye Türkmenlerine dayalı bu kapsamda
getirdiğimiz öğrencilerin Suriye ile Türkiye arasındaki
dostluğa ne kadar çok katkı verdiklerini bizatihi kendim bilmekteyim.
O sebeple, bu öğrenci programının yani Türkiye Cumhuriyeti
devletinin Türk devletleri, Türk ve akraba topluluklarından öğrenci
getirilmesi programının genişletilerek devam ettirilmesini çok
önemsiyorum. Bu kurulan Başkanlık vasıtasıyla, bunun
büyütülmesini
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Şandır, lütfen tamamlayınız.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Başkanım, bitiriyorum.
ve bu programın devam
ettirilmesini ve bu programın büyütülerek bu hizmetin hem Türkiye
açısından hem Türk dünyası açısından
geliştirilmesini çok önemsiyorum ve bunu Sayın Bakandan ve kurulacak
Başkanlıktan talep ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
sözümün sonunda şunu tekrar hatırlatıyorum: Yeni bir
yüzyılın ilk çeyreğindeyiz, yeni dünya dengeleri kuruluyor. Bu
dünya dengeleri içerisinde, kendi varlığımızın, kendi
değerimizin idrakinde, kendi geleceğimizi kendi kararımızla
belirlemek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız.
İnanıyorum ki bugün oluşturulan Başkanlık, bu
sorumluluğun gereği, bu sorumluluğun bilinciyle oluşturulan
bir başkanlıktır. Ümit ediyorum ki bu amaca uygun gayretler ve
çalışmalar içerisinde, inşallah ülkemizin geleceği bu
anlamda çok daha iyi olacaktır, bu kanun buna hizmet edecektir
umudundayım.
Bu sebeple, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak bu kanuna Evet oyu vereceğimizi de ifade
ediyor, yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Tümü üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz isteyen Onur Öymen, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın Öymen.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ONUR ÖYMEN
(Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
Yurtdışı Türkler Başkanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk
Partisi Meclis Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, böyle bir tasarının Meclise gelmesini büyük bir
hevesle, büyük bir umutla, büyük bir coşkuyla karşıladık.
Aslında, zannediyorum ki yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız, soydaşlarımız, akraba
topluluklarımız da bunu büyük bir hevesle
karşılamışlardır.
Elimizde altmış
sayfalık bir tasarı var. Bu tasarının incelenmesinden
görüyoruz ki içinde işlem paragrafları üç satırdan ibarettir:
Bir, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla
ilgili çalışmalar yapmak. İki, soydaş ve akraba
topluluklarıyla ilgili faaliyetleri yürütmek. Üçüncüsünde, yurt
dışından gelecek öğrencilerle ilgili koordinasyon yapmak.
Sayın
Şandırı dinledik. Değerli
arkadaşlarımızın bu tasarıyı sunarken çok iyi
niyetle hareket ettiklerine eminiz. Hükûmetin de bu konuda bir gayret içinde
olduğu ümidini taşıyoruz fakat değerli
arkadaşlarım, bu tasarının içinde, Hükûmetin, yurt
dışındaki vatandaşlarımızla ilgili, yurt
dışında yaşayan soydaşlarımızla ilgili ne
gibi düşünceler beslediğine, ne gibi projeler hazırladığına,
ne gibi atılımlar yapacağına ilişkin tek bir
satır yoktur. Bütün ifade edilen husus: Başbakanlığa
bağlı bir başkanlık kurulsun ve bu Başkanlık
koordinasyon sağlasın. Söylenen bundan ibaret oysa yurt
dışındaki vatandaşlarımız, soydaşlarımız,
akraba topluluklarımız bizden çok şey bekliyor, Büyük Millet
Meclisinden çok şey bekliyor. Biz, yıllardan beri bu konuları bu
Meclisin gündemine getiriyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, daha 2003 yılında Türkiye Büyük Millet
Meclisi bizim girişimimizle, iktidar partisinden bazı
milletvekillerinin katılımıyla bir Meclis araştırma
önergesi vermişti bu konuda. Bakınız, bu araştırma
önergesinin raporu elimizdedir, yüz altmış beş sayfa. Bu
raporda, son derece önemli tespitler var, son derece önemli öneriler var. Ne
yazık ki Meclis Başkanına yaptığımız
çeşitli müracaatlara rağmen biz bu raporun
basılmasını, ilgili kuruluşlara gönderilmesini, yurt
dışındaki teşkilatlarımıza
dağıtılmasını bile sağlayamadık. Oysa bu
raporun hazırlanması sırasında Türkiyede bu konuyla ilgili
olan bütün kuruluşlarla görüşüldü, yurt dışına
heyetler gönderdik, yurt dışında milletvekilleriyle, bakanlarla
görüşmeler yapıldı, Türk kuruluşlarıyla
görüşmeler yapıldı. Belki şimdiye kadar hazırlanan en
kapsamlı çalışmalardan biridir.
Size soruyorum değerli
arkadaşlarım: Aranızda bu raporu gören var mı?
Aranızda bu rapor hakkında bir fikir sahibi olan var mı? Yoktur.
Peki, önümüzdeki tasarıda bu rapordan bahseden bir cümle var mı? O da
yok. Şimdi bunu ciddi bir eksiklik olarak görüyoruz yani Adalet ve
Kalkınma Partisi İktidarının yedi buçuk yıllık
Hükûmetinden sonra Meclise getirebileceği metin, sadece koordinasyon
ihtiyacını karşılamak üzere Başbakanlıkta bir
birim kurulmasından mı ibaret olmalıydı yoksa çok daha
ciddi, içerikli, atılımlar içeren bir metni mi huzurunuza getirmesi gerekiyordu?
Değerli
arkadaşlarım, aslında koordinasyon ihtiyacından
bahsedilmesi, açıkça, bugüne kadar yeterli koordinasyonun
sağlanamadığı anlamına geliyor, biz öyle
değerlendiriyoruz. Bu acaba bir
başarısızlığın itirafı mıdır? Ne
demek koordinasyon sağlanamadı? Bu koordinasyonu sağlamakla kim
görevliydi? Devlet Bakanımız. Güzel ama Devlet
Bakanımızın arkasında, yasayla bu görev kendisine
verilmiş olan Dışişleri Bakanlığı var. Bu
koordinasyon, aslında Dışişleri Bakanlığı
Teşkilat Yasasının 2/c maddesine göre Dışişleri
Bakanlığının görevidir.
Şimdi, değerli
arkadaşım Sayın Şandır dedi ki:
Dışişleri bakanlarının gayet tabii ki yetkilerinin,
görevlerinin elinden alınması söz konusu değildir. Güzel de
bunu biz bu tasarıyı okuduğumuz zaman anlayabiliyor muyuz yani
Dışişleri Bakanlığının bütün bu konularda
öncü rol oynayacağına, nâzım rol oynayacağına dair bir
cümle var mı? Yok. Tam tersine ne var? Bu Başkanlığın
-kurulacak Başkanlığın- amaç ve politikalarını,
stratejilerini tespit edeceği var. Demek ki bunlar tespit edecek
politikaları ve stratejileri. Dışişleri Bakanlığı
ne yapacak?
Şimdi, bunlar o kadar
önemli konular ki, yurt dışındaki
vatandaşlarımızla ilgili konular ülkemizin
çıkarlarını da o kadar yakından ilgilendiriyor ki mutlaka
bu politikaların Dışişleri Bakanlığı
tarafından düzenlenmesi lazım, Hükûmet tarafından benimsenmesi
lazım. Yani bu, Başbakanlıkta kurulacak bir idari birime
bırakılmayacak kadar ciddi bir konudur.
Peki bu idari birim
nasıl çalışacak? Açıkça yazıyor tasarı, özerk
olacakmış. Özerk ne demek? Yani kimseden talimat filan almayacak, kendi
kendine çalışacak. Bu mudur amacınız yani böyle bir
teşkilat mı kurmak için bu yasayı hazırladınız
yoksa devletimizin yasalarının öngördüğü şekilde,
Dışişleri Bakanlığının öncülüğünde
yapılacak çalışmalara bir bürokratik destek sağlamak için
mi? Dışişleri Bakanının adı geçmiyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu konuları önemle ve ciddiyetle ele almak
zorundayız. Yurt dışındaki
vatandaşlarımızın çok ciddi sorunları var; böyle,
Başbakanlıkta kurulacak bir birimin altından
kalkamayacağı kadar ciddi sorunlarımız var.
Nedir yurt
dışındaki vatandaşlarımızın sorunları?
Madde bir: Güvenlik sorunu, can güvenliği sorunu. Yurt
dışında çok ciddi bir yabancı
düşmanlığı olgusu yaşanmaktadır. Bonn ve
Solingende yaşananları unutmadık. Bazı Avrupa ülkelerinde
yılda en az bin adet yabancı düşmanı eylem oluyor; bir
kısmı ölümle sonuçlanıyor, bir kısmı yaralanmayla, bir
kısmı mala hasar vermeyle.
Şimdi, bu çok ciddi,
siyasi düzeyde girişim gerektiren bir durumdur. Bu birim mi yapacak bu
girişimleri? Bu birim mi yapacak? Bu birimin bu konulardaki etkisi,
yetkisi, sorumluluğu ne olacak? İçeriğe ilişkin hiçbir
şey yok bu metinde. Ama size söylüyorum ki bugün yabancı
düşmanlığı bir sosyal hastalık hâline gelmiştir
bazı Avrupa ülkelerinde. Bununla Hükûmetinizin siyasi düzeyde ilgilenmesi
lazım, gerekli mücadeleyi yapması lazım.
İki: Yurt
dışındaki vatandaşlarımızın çok ciddi bir
eğitim sorunu var.
Değerli
arkadaşlarım, yurt dışında 3,5 milyon
vatandaşımız yaşıyor. Bu 3,5 milyon
vatandaşımızın 800 bini öğrencidir, bunların 34
bini üniversite öğrencisidir. Bunların çok ciddi eğitim
sorunları var. Devlet olarak, Hükûmet olarak bu konularla daha
yakından ilgilenmemiz gerekmektedir. Hükûmetimizin bu konularla ne kadar
ilgilendiğini bilmiyorum ama gerçekten, çok yakından ilgilenmek
gerekir.
Size sadece bir bilgi
vereyim. Anneleri babaları yeterince Almanca bilmediği için
öğrenme özürlü sayılan 30 bin çocuğumuz Sonderschule denilen
öğrenme özürlüler okuluna gidiyor, yalnız Almanyada 30 bin
çocuğumuz öğrenme özürlüler okuluna gidiyor. Bu çocukların
ileride toplum hayatında üst düzeylere gelmeleri hemen hemen
imkânsızdır. Bunlara yönelik bir projeniz var mı? Devlet bu
çocuklar için anaokulları projeleri geliştirmişti. Bu projeler
yürüyor mu? Kaç tane anaokulumuz var Türklerin ve yabancıların birlikte
katıldığı? Devletimizin buna ne katkısı oluyor
şu anda? Biz bunları burada tartışmak istiyoruz. Yoksa, iyi
niyetle bir koordinasyon örgütü kurmak belki güzel bir düşünce ama yeterli
bir adım değil. Çok ciddi sorunlarımız var, pek çok alanda
sorunlarımız var. Ekonomik alanda çok büyük bir gücümüz var bizim
yurt dışında değerli arkadaşlarım, bu gücü
harekete geçirmek lazım. Bu birim mi yapacak bu işi yoksa bu konuda
çok daha iyi teşkilatlanmış Dışişleri
Bakanlığı mı yürütecek bu işleri?
Değerli arkadaşlarım,
bugüne kadar yurt dışındaki vatandaşlarımız
ülkemize 127 milyar dolar göndermiştir, ekonomimize çok büyük bir
katkı sağlamışlardır. Bugün 80 bin
vatandaşımız işveren durumundadır Avrupa ülkelerinde
ve bu 80 bin vatandaşımız 420 bin kişiye iş
sahası yaratıyor. Bunların Türkiyedeki
yatırımlarını yönlendirmek, koordine etmek kimin görevidir
acaba? Hükûmet bu alanda şimdiye kadar ne yapmıştır, çok
merak ediyoruz. Daha önce çok çalışma yapıldı. Bu
Hükûmetten önceki dönemde Dünya Türk İşadamları Kurultayı
oluşturuldu, iki yılda bir toplanıyorlardı. Hâlâ
toplanıyorlar belki ama artık bunların o hızı biraz
azalmış gibi gözüküyor.
Çok değerli
arkadaşlarım, yurt dışındaki
vatandaşlarımızla ilgili sorunlarımızı burada
kısa bir süre içinde özetlemek kolay değil ama şurası
muhakkak ki bütün bu çalışmaların devletin siyasi gücüyle
yürütülmesi lazımdır. Bir bürokratik organizasyonun, boyunu,
çapını aşan konulardır bunlar. Aynı şey yurt
dışındaki soydaşlarımızla ve akraba
topluluklarımızla ilgidir. Şimdi bu alan başlı
başına siyasetin çalışma alanıdır.
Değerli
arkadaşlarım, yurt dışında 200 milyondan fazla
soydaşımız var. Bu soydaşlarımızın
bulundukları ülkelerle ilişkilerimizin çok özel önemi var. Bunu
yıllardan beri büyük bir dikkatle, titizlikle yürütmeye
çalışıyoruz ama aynı zamanda bu
soydaşlarımızın yaşadığı ülkelerle
ilgili çok ciddi siyasi sorunlarımız var. Neresi burası? Mesela,
Kıbrıs. Soydaş deyince, belki bu kanunu hazırlayan
arkadaşlarımız Kıbrısı düşünmediler ama
yurt dışındaki sayıca en büyük olmasa da bizim için en
önemli, siyasi açıdan en önemli soydaş
topluluklarımızın bulunduğu ülkelerden biri
Kıbrıs. Şimdi Kıbrısla ilgili olarak bu
soydaşlarımıza yönelik çalışmalarımızı
yürütmek, yönlendirmek, politikalarımızı oluşturmak
Başbakanlıktaki bu birim tarafından mı yapılacak yoksa
Dışişleri Bakanlığı tarafından mı
yapılacak? Dışişleri Bakanlığı yapacaksa -ki
makulü odur- bu metinde niçin buna atıfta bulunulmuyor? Niçin Türkiye'nin
bu soydaşlarımızla ilgili çalışmalarını
Dışişlerinin yürüteceği, yönlendireceği
yazılı değil? Niçin Batı Trakyadaki
soydaşlarımızla ilgili çalışmaların
Dışişleri Bakanlığı tarafından
yapılacağı yazılı değil?
Değerli
arkadaşlarım, bunlar birinci derecede önemli siyasi meselelerimizdir
bizim. Bakınız, başka bir soydaş topluluğu Iraktaki
Türkmen soydaşlarımız. Türkmen soydaşlarımızla
ilgili çalışmalarımız da birinci derecede siyasi önem
taşıyan konularımız. Burada bahis var mı? Bahis yok.
Peki, bunlara ilişkin çalışmalar -gene bu tasarının
2nci maddesinin 2nci fıkrasına göre- bunlara yönelik
politikalarımız bu birim tarafından mı oluşturulacak?
Öyle anlaşılıyor ki bu tasarı biraz aceleye gelmiştir
değerli arkadaşlar. Bu sorunlara bizim başka bir gözlükle bakmamız
lazım.
Kırım
Tatarları var, Moldovadaki Gagavuzlar var, Romanyadaki Gagavuzlar var,
Bulgaristandaki soydaşlarımız var. Bunlarla ilgili
çalışmalarımızı siyasi bir gözlükle bakmadan yürütmek,
yönlendirmek mümkün değildir. Akraba toplulukları çok önemli. Mesela,
örnek olarak söyleyeyim: Kuzey Kafkasyada yaşayan akraba topluluklarımız
var. Orada, Abhazyada yaşayan akrabaların Türkiyedeki
vatandaşlarımızla çok yakın bağları var, çok
yakın ilişkileri var ama maalesef Hükûmetimiz yedi buçuk yıldan
beri orada yaşayan insanlarla Türkiyede yaşayan
vatandaşlarımız arasında bir bağ
kuramamıştır, bir uçak seferi
başlatamamıştır, bir gemi seferi
başlatamamıştır. Bir gemi Türkiyeden oraya mal
götüreceği zaman açık denizde durduruluyor, bir ülkenin deniz kuvvetleri
tarafından götürülüyor, tevkif ediliyor, kaptanı, mürettebatı
tevkif ediliyor ve biz ondan sonra bu insanların kurtarılması
için çalışıyoruz. Bir devlet bunu mu yapmalıdır acaba
yoksa bu ulaşımı mı sağlamalıdır? İyi
niyetle yurt dışında yaşayan soydaşlardan,
akrabalardan bahsetmek çok güzel şey ama somut olarak ne yapıyoruz,
ne yaptık, ne yapacağız?
Bazıları bize
bağlı değil sadece, başka ülkelerin de iradesine
bağlı, doğru ama bazıları bize bağlı. Mesela
yurt dışındaki bazı soydaş toplulukların, demin
örneğini verdiğim gibi, mesela Abhazyada yaşayan
soydaşlarımızla Türkiyedeki vatandaşlarımız
arasındaki bağların özelliği dolayısıyla bizden
çifte vatandaşlık talebi var. Türk yasaları çifte
vatandaşlığa imkân veriyor. Tanıyor musunuz çifte
vatandaşlığı? Tanımıyorsunuz. Peki,
diplomalarının denkliğini tanıyor musunuz? Onu da
tanımıyorsunuz. Şimdi, bunlar ciddi
sıkıntılarımızdır. Kırım
Tatarlarıyla ilgili diplomaların denkliğini tanıyor
musunuz? Onu da tanımıyorsunuz.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, siz bütün bu konulardaki eksikliklerimizi yeterince
koordinasyon sağlanamamış olmasına bağlarsanız
bence eksik bir değerlendirme yapmış olursunuz. Bu konularda çok
ciddi adımlar atılmalıydı. Biz bunu defalarca yüce Meclisin
gündemine getirdik ama maalesef Hükûmetin bu konulara yeterince
eğildiğini, somut tedbirler aldığını, somut sonuçlar
elde ettiğini pek göremedik. Bu konularda anlatılacakların
sınırı yok. İranda 30 bin soydaşımız
yaşıyor mesela.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
30 milyon
ONUR ÖYMEN (Devamla) 30
milyon soydaşımız yaşıyor. Bunun gündeme
getirildiğini hiç duydunuz mu siz yüce Mecliste? O
soydaşlarımıza yönelik bir kültür faaliyetimiz var mı, bir
çalışmamız var mı? Yok.
Şimdi başka boyutu,
siyasi boyutu: Yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın siyasi hakları, seçme-seçilme
hakları. Meclise bir yasa getirildi, bizim sağladığımız
avantajların gerisine düşen bir yasa. Biz Almanyada
yaptığımız girişimlerde, bakanlarla
yaptığımız temaslar sonucunda bu
vatandaşlarımızın sandıklarda oy kullanması
konusunda ilgili hükûmetlerden söz aldık. Gelip bizzat, Sayın Genel
Başkanımızın talimatıyla ben bunu Sayın
Başbakana anlattım. O da çok ilgilendi, aman bunu yapalım,
edelim filan, çok iyi. Sonuçta ne oldu? Sadece mektupla oy verme
imkânını tanıyan bir yasayı meclise getirdiler. Niçin? Bunu
daha evvel de yapabilirdik. Biz niçin mektupla oy vermeyi kabul etmedik bugüne
kadar? Çeşitli mahzurlarını biliyorsunuz, burada
tekrarlamayacağım. Sandıkta oy verme hakkını
sağladığımız hâlde bunu hayata geçiremedik.
İşte bunlar ciddi sorunlar. Öyle ülkeler var ki yerel seçimlerde,
mesela oradaki Türklerin oy verme hakkı var ama komşu ülkede yok. Bu
ülkeler arasında bazı yollar var, yolun üst kısmında oturan
vatandaşlarımız yerel seçimde oy kullanabiliyor, alt kesiminde
oturan kullanamıyor. Bunlar siyasi meseleler değil mi? Bunlar
Hükûmetin sorumluluğunda olan konular değil mi? Üst düzeyde
görüşürken -bu ülkelerin devlet adamlarından, bakanlarından,
politikacılardan- biz bunları konuşmazsak ne konuşuyoruz?
Vizesiz seyahat hakkı
mesela, gene bununla bağlantılı olarak. Uzun yıllar yurt
dışındaki vatandaşlarımızın vizesiz seyahat
hakkına kısıtlamalar getirildi. Bugün bile bu mesele tam olarak
çözümlenmiş değildir. Ben yurt dışında görev
yaptığım yıllarda, bu vatandaşlarımızla,
onların dernekleriyle, kuruluşlarıyla çok yakın
temaslarım, ilişkilerim oldu. Yani taleplerini yerine getirmek
aslında devletimiz için hiç de zor değil ama ne yazık ki bu
konularda başarılı sonuç aldığımızı
söyleyemiyoruz.
Bir de şu var: Oradaki
vatandaşlarımızın ülkemize yönelik çok iyi duyguları,
düşünceleri, fedakârlıkları zaman zaman istismar ediliyor ve
oradan toplanan bağışlar, iyi niyetle verilen, zor
koşullarda para kazanan insanların bütçelerinden tasarruf ederek
verdikleri bağışlar maalesef bazen kötü niyetle
kullanılabiliyor, bunun mutlaka durdurulması lazım.
Şimdi, Alman Hükûmeti,
Alman yargı makamları gerekli tedbirleri alıyorlar, davayı
açıyorlar, sonuçlandırıyorlar ve orada bazı insanları,
bu paraları kötü niyetle kullanan insanları
cezalandırıyorlar. E, Türkiyede ne yapıyoruz? Dosya gitti,
dosya geldi, dava açıldı, açılmadı
Gizlilik kararı
konuldu, ne yapıldığını kimse bilmiyor. İddianame
hazırlandı mı, hazırlanmadı mı? Kaç insan
yargılandı? Mahkûm edilen oldu mu, olmadı mı? Kaç
paradır bu? Türkiyede nereye gitmiş? Bu konularda bilgi yok.
Başka davalara baktığınız zaman en küçük
ayrıntılar basında fakat yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızın tasarruflarının
Türkiyede kimler tarafından hangi kötü niyetli amaçlarla
kullanıldığı, hangi kuruluşlara gittiği, kime
ödendiği konusunda kamuoyunda hiç bilgi yok. Hükûmetten bu konuda hiç
açıklama yok.
Değerli
arkadaşlarım, yurt dışındaki
vatandaşlarımız bütün bu konuların cevaplarını
bekliyor. Başka konularımız var, açıkça aramızda
konuşmak gerekirse yurt dışındaki
vatandaşlarımızı baskı altına almak isteyen
kuruluşlar var, yurt dışındaki
vatandaşlarımızın bir bölümünü Türkiyeden -Türkiyeyle
ilişkilerini- soğutmaya yönlendirenler var.
Değerli
arkadaşlarım, mesela, Türkiyeden Diyanet İşleri
Başkanlığının gönderdiği din görevlilerini kabul
etmeyen camiler var. Bunlar çok ciddi sorunlar ve bunların üzerine gitmek
zorundayız.
Yurt dışında
pek çok soydaşımızın, vatandaşımızın
yaşadığı ülkelerde açılan okullar var. Ne yazık
ki bunların pek küçük bir kısmı devletimiz tarafından
açılmıştır, bunların bir kısmı bazı
özel kuruluşlar tarafından açılmıştır. Peki,
devletimiz o özel kuruluşlar kadar güçlü değil midir? Yurt içindeki
vatandaşlarımızın eğitimi gibi, yurt
dışındaki vatandaşlarımızın,
soydaşlarımızın eğitimi devletin bir sorumluluğu
değil midir? Nasıl oluyor da bazı ülkelerde açılan bu özel
okullar o ülkelerin hükûmetleri tarafından kapatılıyor. Acaba
hangi nedenle? Bunları araştırıyor muyuz, bunları
araştırıyor muyuz Sayın Bakan? Tavsiye ediyorum, bu
konulara biraz daha yakından ilgi gösterelim. Öyle okullar var ki
bunların arasında, Türk çocuğunu gönderirseniz o okula
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Öymen, lütfen tamamlayınız.
Buyurun.
ONUR ÖYMEN (Devamla) Biz bu
okulların bir kısmını ziyaret ettik, gayet somut
izlenimlerimiz var. Öyle okullar var ki Türk kuruluşları
tarafından açılmış, Türk çocuğunu gönderirseniz bu
okula yatılı -yeme içme, yatma, ders dâhil, hepsi- 3 bin dolar
veriyorsunuz ayda ama o ülkenin vatandaşı giderse ayda 100 dolar
veriyor. Bu nasıl iş? Bu nasıl bir iş, nasıl bir tertip,
nasıl bir düzen, sebebi ne? Bize o ülkenin sorumluları, yetkilileri
soruyorlar: Siz ne yapmak istiyorsunuz burada? diye.
Şimdi, bütün bunlar,
değerli arkadaşlarım, bu yasa kapsamında yeterince
değerlendirilmemiş izlenimini alıyoruz biz. Biz istiyoruz ki
Hükûmet, bu konuda çok daha ciddi, çok daha kapsamlı,
Dışişleri Bakanlığının yasalarla sahip
olduğu hakları göz ardı etmeyen, devletin
politikalarını açıkça kanuna ve gerekçesine yazan bir
yaklaşım benimsesin.
Yurt dışından
gelen öğrencilerin koordinasyonu için de Başbakanlıkta birim
açmaya gerek yok. Bu, Millî Eğitim Bakanlığının asli
görevidir. Yani Millî Eğitim Bakanlığı içinde iki birim
arasında koordinasyon sağlanamadı diye, Millî Eğitim
Bakanlığının bir yetkisini alıp
Başbakanlığa mı devretmek gerekiyor?
Değerli
arkadaşlarım, o yüzden, iyi niyetli de hazırlansa bu
tasarının çok eksik bir metin olduğunu düşünüyoruz ve bunun
üzerinde daha iyi çalışılarak hem yurt dışındaki
vatandaşlarımıza hem de soydaşlarımıza,
akrabalarımıza daha layık bir metin hâline getirilmesini
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
temenni ediyoruz. Yüce Meclisi bu vesileyle tekrar saygılarla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Öymen.
Tasarının tümü
üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen
Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Tuncel.
(BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
485 sıra sayılı Yurtdışı Türkler
Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı üzerine Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kanun tasarısına
geçmeden önce 22 Mart 2010 Dünya Su Günü olması vesilesiyle birkaç
şey ifade etmek istiyorum: Bildiğiniz üzere, son yıllarda
dünyanın gündeminde su büyük bir yer tutmaktadır. Ekolojik krizin
neden olduğu iklim değişiklikleri ve bu değişikler
sonucunda yaşanan, yaşanacak olan kuraklık insanlığın
geleceği açısından suyun önemini giderek
artırmaktadır. Bu nedenle, her yıl dünya su forumları
düzenlenmektedir. Suyun insan hayatında ve ekolojik tarım için önemi
tartışma götürmezdir. Biz insanlar tarafından hızla tahrip
edilen doğa ve su kaynakları artık her zamankinden daha
değerli olmaya başlamıştır. Bu durum aynı zamanda
suyun ticarileşmesi üzerinde hesapların da giderek artmasına
neden olmuştur.
Türkiye gibi akarsu
yatakları açısından zengin olan ülkemizde neredeyse tüm nehirlerin üzerinde ekoloji, tarım
ve insan hayatını dikkate almadan barajlar inşa edilmeye çalışılmaktadır.
Bu bir Hükûmet politikası hâline gelmiştir ne yazık ki. Munzur,
Hasankeyf ve Karadeniz derelerine vicdan sahibi bütün kamuoyunun tepkilerine
rağmen baraj yapmakta ısrar edilmektedir. Yüz gündür Muğla
ilinin Beyobası köyünde köylüler ve çevreciler eylem yapmaktadırlar,
HESlerin doğayı yok etmesine göz yummayacaklarını ifade
etmektedirler. Yine, Sinopta yapımı devam eden Boyabat Barajı
için eylemler yapılmaktadır. Ekolojiye, canlılara ve insan
hayatına rağmen HES diyenlerin bu sesleri duyması ve bir an
önce bu yaptırımlardan vazgeçmesi oldukça önemlidir. Türkiye'nin
geleceği açısından bu önemlidir. Sadece Türkiye
açısından değil, bu su politikaları dünya
açısından da oldukça önemli bir konudur. Bunun bir kez daha dikkate
alınması gerektiğini düşünüyoruz, 22 Mart 2010 Dünya Su
Günü vesilesiyle.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisi olarak,
Türkiyede Türklük üzerine kurulu zihniyetin Türkiye gibi çok kimlikli, çok
kültürlü bir ülkeye yakışmadığını bir kez daha ifade
etmek istiyoruz.
Türkiye'de, Türküyle,
Kürtüyle, Çerkeziyle, Asuri Süryanisi, Arapıyla, Alevi Sünnisiyle çok
kültürlü ve kimlikli bir toplum olduğumuzu bugün herkes kabul etmektedir.
Türklük tanımı
Türkiye'ye dar gelmekte, Türkiye'nin çok kimlikli, çok kültürlü
yapısını kapsamamaktadır. Türkiye'de demokratik bir anayasa
ve demokratik bir toplumun oluşması tartışmaları
yürütülürken, tüm kimliklerin, kültürlerin, dillerin bu anayasayla
korunması ve kolektif hakların sağlanması gerektiği
yolunda toplumun önemli bir kesiminin konsensüs sağladığı,
tartışmalar yapıldığı bir gerçektir.
Bundan dolayı, tek
tipleşmeyi dayatan, farklılıkları yok sayan, bu ülkede
yaşayan herkesi Türk gören, Türkiye'nin yüzde 99unu Sünni Müslüman sayan
ve diğer halkları, dinleri, kültürleri yok sayan bir
anlayışta ısrar edenler elbette ki aşılacaktır.
Bu yasa
tasarısının hazırlanışı da ne yazık ki
bu zihniyetin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Oysa bu
Parlamento eğer Türkiye Cumhuriyetinin parlamentosuysa, bu Parlamento
Türkiye'de yaşayan herkesin hassasiyetini dikkate alan yasalar
çıkarmakla sorumludur.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Sayın
Başkan, salonun düzenini sağlar mısınız.
SEBAHAT TUNCEL (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bugün hem ekonomik hem de siyasi nedenlerden
dolayı Avrupadan Rusyaya, ABDden Kafkaslara, Balkanlara, Afrika
ülkelerine kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ya da
vatandaşlıktan çıkartılmış milyonlarca
yurttaşımız bulunmaktadır. Tabii ki bu yurttaşlarımızın
sorunlarıyla ilgilenmek, sorunlara çözüm gücü aramak gereklidir, ancak
yasalaştırılmak istenen Yurtdışı Türkler
Başkanlığı bu ihtiyacı gidermekten ziyade, biraz önce
de ifade ettiğimiz gibi etnik kimlik üzerinden bir kurumsallaşmaya
gidilmesi amaçlanmaktadır.
Türkler
Başkanlığı derken, yurt dışında yaşayan
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Kürtler, Araplar, Süryaniler,
Ezidiler, Ermeniler, Çerkezler ve Lazların ve benzeri halklara mensup
yurttaşlarımızın olduğu göz ardı edilerek bir
kurum önerisinde bulunulmuştur.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Onlar da Türk!
SEBAHAT TUNCEL (Devamla)
Yurt dışındaki vatandaşlarımızın, Türkiye ve
bulundukları ülkelerle olan ekonomik, sosyal ve kültürel
ilişkilerinde yaşadıkları sorunların olduğu
doğru. Mevcut sistemde konsoloslukların ve ilgili
bakanlıkların bürokratik işlemlerinin fazla olmasından
dolayı da sorunların yaşandığını biliyoruz.
Arkadaşımız
ifade ediyor, evet problem burada zaten, bütün bunları Türk olarak
gördüğümüz için bu sorun. Dolayısıyla, biz bu
anlayışın değişmesi gerektiğini düşünüyoruz.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Amerikalı diyorsunuz içindeki bütün
yaşayan etnik kökenler onun içine giriyor. Türk deyince niye bu kadar
BAŞKAN Sayın
Milletvekilim, lütfen
SIRRI SAKIK (Muş) Sen
niye etnik kökenlerden rahatsız oluyorsun sosyal demokrat!
SEBAHAT TUNCEL (Devamla) Bu
sizin tanımınız. Bu tanım, ne yazık ki, Türkiye
açısından artık geçerliliğini yitirmiş bir
tanımdır. Biz bir Kürt olarak, Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşı olarak kendimizi görüyoruz, bir Türk olarak görmüyoruz. Bu,
aynı zamanda Türk halkına da büyük bir haksızlıktır.
Yani, Türkiyede yaşayan farklı kimlik ve kültürlerin artık
kabul edilmesi bir zorunluluktur, hele sizin gibi sosyal demokrat bir partiden
bunu ifade etmek doğrusu manidardır, yani Türkiyede sosyal demokrasiyi
savunan bir partinin bunu söylemesi manidardır.
ÖZDAL ÜÇER (Van) Kürsü
hürriyetini kullanıyorsunuz, devam edin.
SEBAHAT TUNCEL (Devamla)
Dolayısıyla, bu sorunların giderilmesi için bir birim
kurulmasını iyi niyetli bir yaklaşım olarak görüyoruz. Ancak,
bu birime Türk Başkanlığı adını vererek
alanı kısıtlanmış, demokratik olmayan bir
yaklaşım benimsenmiş olması nedeniyle, Barış ve
Demokrasi Partisi olarak bu yaklaşımı, Türkiye içerisinde ya da
Türkiye'nin dış ilişkilerinde izlenen politikaları da doğru
bulmuyoruz ve onaylamıyoruz. Bu, hem eşitliğe aykırı
hem de devletin resmî ideolojisi olan Türk-İslam sentezinin bir sonucu
olan Turanizm idealini yeniden canlandırma çabasıdır. (BDP
sıralarından alkışlar) Böylesi bir yaklaşım,
etnik kimliği Türk olmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları
açısından ayırımcı anlayıştır ve güven
kırıcıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye ile Türki cumhuriyetler arasında
ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı (TİKA) Bakanlar Kurulunun kararıyla
1992 yılında kurulmuş bir kurumdur. TİKAnın
kuruluş amacı, başta Türk dilinin konuşulduğu ülkeler,
Türkiyeye komşu ülkeler olmak üzere Kafkas ülkeleriyle olan ekonomik,
kültürel, sosyal ilişkilerin geliştirilmesi olarak
belirlenmiştir. Ancak ilk zamanlarda bazı çabalar gösterilse de daha
sonrasında bu faaliyet canlılığını
yitirmiştir. Türk dillerini konuşan, soydaş vesaire
tanımlamaları yapılarak kurulmuş kurumların
işlerinin pek randımanlı yürümediği görülmüştür. Hâlihazırda
Türki cumhuriyetlerle, resmî olmayan kurum ve kişilerle ekonomik ve sosyal
ilişkiler devam etmektedir. Bu ilişkilerin düzenlenmesi ve
geliştirilmesi için Türk Başkanlığının
kurulmasının gerekli olmadığı görülmektedir.
Kaldı ki, ilişki geliştirilmek istenen ülkelerden Özbekistan,
Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan, hiçbiri
kendilerini anayasalarında Türk olarak tanımlamamaktadırlar,
resmî dillerine Türk dili dememektedirler. Yani bu ülkeler kendilerini Türk
olarak tanımlamazken, bizim tutup Yurtdışı Türkler
Başkanlığı adı altında bir başkanlık
kurmamız siyaseten doğru değildir. Bu ülkeler
anayasalarında kendilerini Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ve
Azeri olarak tanımlıyorlar ve bu yönden bir siyasi tercihte
bulunuyorlar. Türkler Başkanlığı diyerek ikili
ilişkilerin geliştirilmeye çalışılması ise bu
ülkelerin tercihlerine saygısızlık anlamı
taşıyacaktır. Hatta dil konusunda, kendi dili yüzde 90-95 oranında
Türkçe olan Azerbaycanda resmî dillerini Azerbaycan dili olarak
tanımlıyorlar.
Dolayısıyla böyle
bir tercih yaparken bu ülkelere sormadan, onların böyle bir düzeyde
ilişki geliştirmek isteyip istemediğini öğrenmeden
adım atmak Türkiyenin dış ilişkilerine zarar verecektir. Dış
Türkler siyasetinin Türki cumhuriyetlerle ilişkilerimize nasıl zarar
verdiğini 1992-94 döneminde gözledik. Özbekistan, gönderdiği
öğrencileri geri çekti. Azerbaycan, yaşadığı iç siyasi
çalkantılarda Türkiyeyi müdahalecilikle suçladı.
Sayın milletvekilleri,
son zamanlarda demokratikleşme üzerine sıkça konuşur,
tartışır olduk. Sivil ve demokratik bir anayasa, tüm kimlikleri
ve dilleri kabul etmiş bir anayasa mücadelesi içerisindeyiz. Artık,
toplumun demokratik özgürlükten ve barıştan yana tüm kesimleri yeni
bir anayasa ihtiyacı olduğunu belirtmekte, kısmi değişmelerle
değil bir bütün olarak 12 Eylül darbe Anayasasının
değiştirilmesi için talep yükseltmektedir. Anayasanın tek etnik
grup üzerine kurulu yaklaşımını değiştirmeye
çalışırken Yurtdışı Türkler
Başkanlığının kurulmasının büyük bir
çelişki olduğu aşikârdır. Demokratik, kapsayıcı
bir anayasamız olduğunda ne yapacağız Türkler
Başkanlığını; neyi ifade edecektir? Bu şekilde,
çağdaş olmayan, kısır bir bakış açısıyla
günü kurtarma anlayışının sadece çözümsüzlüğü ve etnik
olmayışı kanıtlayacağı apaçık ortadadır.
Kanun tasarının
gerekçesinde ve birçok maddesinde kullanılan soydaşlık ve
akraba toplulukları ırkçı, milliyetçi; ve modern, demokratik
bir Türkiye'nin dış ilişkilerinde kullanmaması gereken bir
ifadedir. (BDP sıralarından alkışlar) Akraba toplulukları
derken, sadece Azerileri, Türkmenleri ifade etmeye çalışırken,
Kürtler, Gagavuzlar, Süryaniler, Araplar akrabamız olmuyor mu? Böyle bir
başkanlık kurulduktan sonra, hangi halklarla akraba olduğumuzu
Yunanistandan tutun Ermenistana kadar araştıracak mıyız?
Böyle bir yaklaşımın toparlayıcı değil, aksine,
bölen, ayrıştırıcı bir yaklaşım olduğu
ortadadır. Türkiye'nin diğer ülkelerle olan ilişkilerini geliştirirken
komşu ülkeler diye tanımlaması ve bu çerçevede
yaklaşması bize göre daha sağlıklıdır. Bir
diğer yandan, komşu ülkelerle olan ilişkilerin
geliştirilmesi yasamanın değil yürütmenin işidir ve bu
şekilde ele alınması gerekir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kanun teklifinde ele alınan diğer bir
konu da öğrencilerin durumudur. Biraz önce Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına konuşan Sayın Şandır da ifade etti,
aslında bu yasa tasarısında daha çok Türki cumhuriyetlerde ya da
biraz önce eleştirisini sunduğumuz akraba toplulukları üzerinden
öğrencilerin Türkiye'ye getirilmesi ve aslında bu Türklük
politikası üzerinden onların da Türkleştirilmesi
yaklaşımı ne yazık ki var. Diğer bir konu, tabii ki
yurt dışında -biraz önce Sayın Öymen de ifade etti- on
binlerce öğrencimiz var ve bunlar aslında beyin göçünü de bir nevi
ifade ediyor. Bu yurttaşlarımızın, bu öğrencilerin
tabii ki sorunları var.
Bir şeyi ifade etmek
istiyoruz: Bu öğrencileri sadece ekonomik bir gelir kaynağı
olarak ele almak yani Onların Türkiyeye gelip eğitim görmesi
aynı zamanda ekonomimizi güçlendirecek. diye bakmak bir yandan sıkıntılı
bir nokta.
Diğer bir konu:
Sanırım Onur Bey şu an burada değil, bu kürsüde Türkiye
gerçeğini belki de iyi ifade ediyor Dersim meselesinde olduğu gibi.
Asimilasyon politikasına Almanya örneği üzerinden çok iyi örnek verdi.
Gerçekten anne-babaları Almanca bilmediği için 30 bin öğrencinin
öğrenim zorluğu gördüğü konusunda bir vurgu yaptı.
Sayın Öymen yok ama Cumhuriyet Halk Partisi mensubu
arkadaşlarımız burada, bir şey ifade etmek istiyorum. Sayın
vekiller, Türkiyede de 20 milyon Kürt var ve bu 20 milyon Kürtün
çocukları var, okula gidiyorlar, öğrenciler var ve bu
öğrencilerin çoğu Türkiyede rehabilitasyon merkezlerinde, okuma
zorluğu, öğrenme zorluğu çektiği için ne yazık ki
rapor alıyor ve birçoğuna engelli muamelesi yapılıyor. Bu
bir problemdir, bunu görmeden Almanyayı görürsek bu işi çözemeyiz.
Diğer bir konu: Çok
çarpıcı bir örnek vereceğim. Mahmurdan bir heyet geldi.
Biliyorsunuz bu kürsüde çok tartışıldı Mahmurdan gelen
heyet. 2 yurttaşımız var Mahmurdan gelen, 1isi hukuk mezunu, 1
tanesi de sosyoloji mezunu. Bu 2 yurttaşımız da Türkçe bilmiyor,
Mahmurda doğmuş büyümüşler, aileleri buralı ama 90lı
yıllardaki savaş nedeniyle buradan gitmek durumunda
kalmışlar, Mahmurda büyümüşler. Türkçe bilmedikleri için resmî
olarak savcılık bu arkadaşlarımızın şeyine
Cahildir. yazmış. Yani İngilizce bilince cahil olmuyor,
Almanca bilince cahil olmuyor, çok kültürlü oluyor ama kendi ana dilini bilip
işte Türkçe bilmediğinde cahil oluyor. Şimdi, bunun, bu
şeyin değişmesi gerekiyor. Eğer bir bütün ele alacaksak bu
sorunu böyle de ele almak gerekir. Artık bu Parlamentonun da bu
ayıptan bir an önce kurtulması
Bu vesileyle bir kez daha
hatırlatayım. Ana dilde eğitimin bir insan hakkı
olduğunu, asimilasyon politikalarının aslında artık
bir insanlık suçu olduğunu Sayın Başbakanın da ifade
ettiği gibi- dolayısıyla bundan bu Hükûmetin vazgeçmesi
gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Diğer konu da:
Öğrencilerimize de ticari bir noktada yaklaşmaktan ziyade bu
öğrencilerin, tabii ki komşu ülkelerden gelen öğrencilerin,
buradan yurt dışında olan öğrencilerin hem sosyoekonomik
hem kültürel sorunlarının giderilmesi önemli bir nokta.
Diğer bir konu:
Gerçekten, yurt dışında Türkiye'nin çok büyük bir beyin gücü
var. Bu beyin gücünün Türkiye'ye aktarılması ve Türkiye'nin
geleceği için değerlendirilmesi konusunda da bazı tedbirlerin
alınması gerekiyor.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; dolayısıyla, biz, yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımızın
sorunlarının olduğunu ve bu sorunların çözülmesinde ve
uygulamada kolaylıklar sağlamada adım atılmasından
yanayız. Bu konuda zaten hâlihazırda bir
bakanlığımız var, Dışişleri
Bakanlığı bu konuda söz sahibi olan ve çalışan bir
bakanlık. Bu Bakanlık bünyesinde alt birimler kurularak ya da mevcut
birimler güçlendirilerek yurt dışında yaşayan Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarının, Türk kökenli halkların
sorunları için çözümler üretilmesini doğru ve sağlıklı
bir yaklaşım olarak görmekteyiz. Eğer gerekli görülürse Kültür
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ya da Millî
Eğitim Bakanlıklarının altında kültür, eğitim,
ekonomi vesaire konularında alt birimler kurulabilir ve daha etkin
çalışmalar yürütülerek istenen ülkelerle ilişkiler
geliştirilebilir. Böylece, uzun vadeli bir proje hâline getirilerek acil
aksaklıkların düzenleme işinden başlanarak daha
kapsamlı projeler, çözümler üretilmeye başlanabilir.
Dolayısıyla,
Barış ve Demokrasi Partisi olarak biz, bunun Dışişleri
Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilebileceğini,
oradaki bürokratik engellerin, bazı sorunların giderilebileceğini,
yeni bir kuruma ihtiyaç olmadığını, hele ismi Türk
Başkanlığı olan bir kuruma kesinlikle ihtiyaç
olmadığını düşünüyoruz çünkü etnik temel üzerinde
yapılaşan bu yaklaşım sorunları çözmek yerine yeni
sorunlar ekleyecektir.
Dolayısıyla, bizim
bu kanun teklifinin aleyhinde oy kullanacağımızı
bildiriyorum, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Tuncel.
Tasarının tümü
üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Abdullah
Çalışkan, Kırşehir Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çalışkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
ABDULLAH ÇALIŞKAN (Kırşehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 485 sıra sayılı
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısının tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Hükûmetimiz, iktidara
geldiği günden bu yana devletin millet için var olduğu ve millete
hizmet etmekle yükümlü olduğu felsefesiyle hareket etmektedir. Politika
geliştirirken insan odaklı düşünmekte ve uygulamalar
gerçekleştirmektedir. Bu politikalarda yurt içinde veya yurt
dışında ikamet eden vatandaşlarımız hassasiyetle
dikkate alınmaktadır. Bugün sayıları 5 milyonu bulan,
bundan elli yıl önce ekonomik gerekçelerle köylerini,
kasabalarını, sevdiklerini arkalarında bırakıp yola
çıkan ana-babalarımız, amca-dayılarımız,
arkadaşlarımız, komşularımız, dünyanın
farklı coğrafyalarında yaşamaktadırlar. Amerika,
Kanada, Norveç, Finlandiya, Almanya, Fransa, Avusturya, Avustralya, hatta Yeni
Zelandaya kadar geniş coğrafyaya dağılmış,
oraları ikinci vatan edinmiş, oralara yerleşmiş
insanlarımız büyük bir hinterland oluşturmaktadır. Geçici
olma, misafir olma dönemi geride kalmış, üstlendikleri toplumsal
roller gereği bulundukları ülkelerin artık birer gerçeği
hâline gelmişlerdir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; başlangıçta beden güçlerinin
sınırlarını zorlayan insanımız, kömür
ocaklarında, madenlerde, inşaatlarda, çelik fabrikalarında
çalışarak yaşadıkları ülkenin kalkınmasına
lokomotif oldukları gibi helal ve kıymetli kazançlarından
biriktirdikleri küçük fakat bereketli tasarruflarını ana yurdu
memleketlerinde değerlendirerek ana vatanımıza katkıda
bulunmuşlardır. Bu ülkenin 70 sente muhtaç olduğu dönemleri
düşünürsek, bugünleri görebilmemizde işçi dövizlerinin ne kadar
hayati bir önem taşıdığını hepimiz herhâlde daha
iyi anlarız. Elbette ki yurt dışındaki
vatandaşlarımızın ülkemize katkısı sadece
ekonomik alanla sınırlı kalmamış, sosyal ve kültürel
hayatta da varlıklarını hissettirmişlerdir. Bu
insanlarımız sayesinde farklı kültürlerin birbirlerini
tanıması, kültürel ilişkilerin gelişimi ve yeni sosyal
dokular oluşmuştur. Yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu
başlangıçta sadece niteliksiz iş gücü iken, bugün bu ülkelerde
etkin, ilim sahibi, bilimsel ve teknolojik bilgi ve beceri birikimi olan
iş, sanat, spor ve politik çehreler hâline gelmişlerdir.
İşte Fatih Akın, Mesut Özil, Prof. Dr. Mehmet Öz, Prof. Dr. Gazi
Yaşargil, Ayşem Sunal, Neva Çiftçioğlu, Hidayet Türkoğlu,
Mehmet Okur, Hamit Altıntop ve diğer benzerleri. Bunlar sadece
birkaçı. Burada isimlerini sayamayacağımız daha niceleri.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün gelinen noktada artık bizler, yurt içi
vatandaşlarımıza sağlamaya çalıştığımız
tüm imkânlar gibi, yurt dışında ikamet eden
vatandaşlarımızı korumak, kollamak ve hepsinden önemlisi,
onların sosyal, kültürel, ekonomik sorunları ve eğitim ihtiyaçları
ile ilgilenmek zorundayız. Büyük millet ve güçlü devlet olmanın
zorunluluğu bunu gerektirir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; geçici işçi-misafir işçi dönemi
bitmiştir. Yaşadıkları ülkelerde birer asli unsur hâline
gelen doktorundan mühendisine, avukatından öğretmenine,
esnafından iş adamına, hayatın her alanında
varlık gösteren insanlarımızın ihtiyaçları ve
beklentileri farklılaşmıştır. Modern dünya
toplumların sosyolojik kimliklerini yok ederken,
varlıklarını kimlikleriyle birlikte sürdürmeye çalışan
bu vatandaşlarımızın geleceğini teminat altına
almak Türkiye Cumhuriyetinin en önemli sorumluluklarından birisidir.
Başta Sayın Başbakanımız olmak üzere tüm Hükûmetimiz
de bu bilinçle hareket etmektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 1991 yılı sonu itibarıyla Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılmış, tarihî ve
kültürel bağlarımız olan kardeş Türk cumhuriyetleri
bağımsızlıklarını kazanmışlardır.
Bunu takiben Balkanlarda bünyesinde büyük bir oranda
soydaşlarımızı barındıran Yugoslavya Federasyonu
dağılmış, Romanya, Bulgaristan, Arnavutlukta rejim
değişmiş, böylece ortaya çıkan yeni tablo, Türkiyenin bu
bölgelerdeki soydaşlarına yönelik sorumluluklarını daha da
artırmıştır.
Tarihî ve kültürel
yakınlık, ekonomik tamamlayıcılık, millî ve
uluslararası çıkarlar, dünyada meydana gelen tüm siyasi dengeler
Türkiye Cumhuriyetine, 1993 yılından itibaren, yurt
dışında yaşayan vatandaşlarının
sorunlarına daha aktif çözümler üretebilmesi bakımından yeni bir
koordinasyonu gerekli kılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti
hükûmetleri, Eylül 1993ten itibaren, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımız ve soydaşlarımızla ilgili
konuların takibini bir Devlet Bakanlığı
aracılığıyla yürütmektedir. Bu görev hâlen bir Devlet
Bakanlığı uhdesinde bulunmaktadır ancak yurt
dışında yaşayan vatandaş ve
soydaşlarımızın koordinasyonuyla ilgili görevlendirilen
Devlet Bakanlığının koordinasyon görevinden ne
kastedildiği, ne anlaşılması gerektiği net olarak
belirtilmemektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugüne kadar, yurt dışında
yaşayan insanlarımızın ihtiyaçları farklı
kurumlarımız tarafından karşılanmaya
çalışılmıştır. Çalışma
Bakanlığından Millî Eğitim Bakanlığına,
Diyanet İşleri Başkanlığından Kültür
Bakanlığına kadar birçok kurum bu alanda muhatap olarak yer
almıştır. Tabii, daha da önemlisi, birinci derecede,
konsoloslukları, büyükelçilikleriyle Dışişleri
Bakanlığımız vatandaşlarımızın
meseleleriyle her zaman yüz yüze gelmektedir. Bu alanda Türkiyede otuza
yakın kurum politika belirlemekte veya hizmet üretmektedir. Zaman zaman uygulamalarda
da mükerrerlik oluşarak kaynak, emek, zaman israfları
oluştuğu gibi, basit fakat hayati bazı uygulamalar ise ortada
kalmaktadır. Konuya ilişkin görev alanıyla ilgili olarak kamu
kurum ve kuruluşları tarafından yapılan farklı yorum
ve uygulamalar kurumlar arasında yetki kargaşasına neden
olmakta, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımıza yönelik koordinasyon görevinin ifasında
zorluklarla karşılaşılmaktadır. Anılan
koordinasyon görevi, münhasıran bu konuyla ilgili kurumsal bir yapı
bulunmadığından Başbakanlıkta bulunan müşavirler
kanalıyla yürütülmeye çalışılmaktadır. Ancak, bu
durum, kurumsal hafızanın oluşmasını ve hizmetlerin
sürdürülebilirliğini engellemektedir. Bütün bu geniş coğrafya,
meselelerin çeşitliliği ve farklı kurumsal muhataplar, bizim bu
insanlarımızın meseleleriyle, sorunlarıyla ilgilenecek bir kuruma
ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Birçok kurum tarafından
verilen hizmetlerin tek elden koordine edilmesi, insanlarımızın
ihtiyaçlarına daha etkin karşılık verilmesine imkân
tanıyacaktır. Bu konu, 22nci Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi
bünyesinde kurulan, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın sorunlarını
araştırmakla görevli Meclis araştırma komisyonu
tarafından da ele alınmış ve sonuç olarak, Başbakanlığa
bağlı bir birim kurulması ve yurt dışında
yaşayan vatandaşlarımızın meselelerinin bu kurum tarafından
koordine edilmesi tavsiye edilmiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün burada görüştüğümüz kanun
tasarısıyla kurulması planlanan Yurtdışı Türkler
ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Hükûmetimiz döneminde izlediğimiz
aktif dış politika, proaktif diplomasi ve sorumluluk üstlenme bilinci
dolayısıyla yükü hayli artmış olan Dışişleri
Bakanlığımıza omuz verecek, yükünü paylaşacak bir
kurum olacaktır. Birbirinin alternatifi değil,
tamamlayıcısı olacaktır. Sayın Bakanımız
Faruk Çelik tarafından Dışişleri Komisyonunda da ifade
edildiği gibi, göç veren ülkelerin birçoğu ya bakanlık düzeyinde
ya da müstakil bir kurumla, sınırları dışında
yaşayan vatandaşlarıyla her zaman ilgilenmektedirler. Buna
Avrupa ülkeleri de dâhildir. Yunanistanda kurulan Yurt Dışında
Yaşayan Yunanlılar Genel Sekreterliği, Hindistanda kurulan Yurt
Dışı Hintliler Bakanlığı, burada ismini ilk
etapta sayabileceğimiz örneklerden bazılarıdır. Yani, bugün
burada görüştüğümüz, kurulacak kurum ilk defa bizde kurulmuş bir
kurum değildir. Almanya, yurt dışında yaşayan
Almanlarla resmî ya da sivil farklı kurumları vasıtasıyla
ilgilenmektedir; İkinci Dünya Savaşı sonrası Kazakistan ve
Namibyada sömürge sonrası yaşamaya devam eden Alman kökenlilerle
alakadar olmaktadır.
BAŞKAN Sayın Çalışkan,
bir saniye.
Sayın milletvekilleri,
çalışma süremizin Sayın Hatibin konuşması bitene kadar
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın
Çalışkan.
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Devamla) Ülkelerin kendi vatandaşları veya soydaşlarıyla
ilgilenmeleri en temel insan hakkıdır; onların dilini, kültürünü
muhafaza etmelerine destek olması, meseleleriyle alakadar olmasından
daha doğal ne olabilir. Aynı şekilde, bizim de Almanyada
yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ya da orijini
insanlarımızla ilgilenmemiz de çok doğal ve gereklidir.
Onların dilini, dinini, kültürünü öğrenmelerine destek olmamız,
geliştirmelerine katkı sağlamamız Türkiye Cumhuriyeti olarak
görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Hatta insan hakları hukuku
açısından olayı ele aldığımızda, bu
insanlarımızın yaşadığı ülkelerin kendileri
de bu noktada sorumludurlar. Bizim getirdiğimiz bu tasarıyla
kurulacak olan bu başkanlık, Almanyanın, Hollandanın iç
işlerine müdahale etmeyecektir; onların iç güvenliği için bir
tehdit değil, bilakis onlarla iş birliği yapabilecekleri bir
partner olacaktır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; medeniyet, farklılıklara tahammül etmek
değil, farklılıkları asli unsur olarak görebilmektir,
farklı kültürleri de toplumun kendisi olarak görebilmektir. Subjektif
yaklaşımlar ile öncü kültür agresifliğiyle değerler
dayatmak uyum değil, bilakis asimilasyon çabasıdır. Uyum, kendi
olarak toplumda var olabilmek için eşit katılım hakkına
sahip olabilmekle olur. Sosyal, ekonomik ve siyasi hayatın tüm
alanlarında ayrımcılığa maruz kalmadan eşit
katılım hakkına sahip olabilmek uyumun öncelikli
şartıdır. Uyum tek taraflı değil,
karşılıklıdır. Kabullenme ve tanıma, uyumun
tamamlayıcı unsurlarıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biz toplum olarak tarih boyunca farklı
kültürlerle, değişik etnik topluluklarla bir arada
yaşamış, beraber yaşama kültürünü içselleştirmiş
bir milletiz. Anadolu toprakları, asırlarca barış ve huzur
içinde yaşamış farklı dinlerin, etnik grupların evi
olmuştur. Biz bu kültürün temsilcileriyiz.
Bulunduğumuz
coğrafya, tarihî geçmişimiz, kültürümüz bize önemli sorumluluklar
yüklemektedir, biz bundan kaçamayız. Türkiye, bulunduğu coğrafya
itibarıyla, tarihî geçmişiyle, etnik ve kültürel toplulukların
bir arada aynı hayalleri paylaştığı, idealleri
taşıdığı bir ülkedir. Bu coğrafyada tarih bizi
birbirimize akraba yapmıştır, bizi bir aile hâline
getirmiştir. Türkiye, Çerkez, Çeçen, Tatar, Azeri, Kazak, Özbek,
Kırgız, Türkistanlı, Boşnak, Arnavut, Balkanlardan,
Kafkasyadan, Asyadan değişik vesilelerle evlerini terk etmiş
kardeşlerimize yurt olmuş, bir bütün oluşturmuştur.
Ailelerimizin bir
kısmı burada, diğerleri oralarda. Priştinada, Prizrende,
Üsküpde, Gostivarda, Kalkandelende, Usturumcada, Kırcaalide, Gümülcinede,
Sarajevoda, Kırımda, Kabardeyde, Karaçayda, Grozniyde,
Mohaçkalede, Batumda, Buharada, Baküde, Semerkantta, Taşkentte,
Urumçide, Çimkentte, aramızdan buralarda akrabası olan kim bilir
kaç kişi vardır. Bursada, Düzcede, Sivasta, Kahramanmaraşta,
Karamanda, Sakaryada, Trakyada, İstanbulda akrabası, ailesi olan,
aynı şekilde o coğrafyalardan kardeşlerimiz var.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Balkanlar, Orta Asya, Kafkasya bizim kültürel ve
sosyal ilişkilerimizin yoğun olduğu coğrafyalardır.
Buralarda yaşayan kardeşlerimize, soydaşlarımıza,
akrabalarımıza uzak duramayız. Küreselleşen dünyada
iletişimin sınırları yakınlaştırdığı
bir dönemde soydaşlarımıza, akrabalarımıza ilgi, alaka
göstermemiz, yakın durmamız kaçınılmazdır. Kardeşliğimiz,
akrabalığımız, birbirimizin evinde huzuru öncelememiz
demektir. Türkiye Yurtta sulh, cihanda sulh. politikasının en güzel
temsilcisidir. Bölgemizde, coğrafyamızda barış ve huzur
bizim için birinci esastır. Makedonyalı, Kosovalı, Bosnalı
kardeşlerimizle bağlarımızı güçlü tutmamız, bu
coğrafyadaki barış ve huzurun teminatıdır. Aynı
şekilde, Kafkas ve Orta Asya ilişkilerimiz de böyledir. Oralardaki
soydaş ve akrabalarımız, en geniş anlamda, bu
coğrafyayla ilişkilerimizde bir köprüdür.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; biz, komşuluk ilişkilerine hassasiyet
gösteren bir milletiz. Komşu ülkelerin sınırları, iç
huzuru, refahı ve gelişmişliği kendimizinki kadar
önceliklidir. Son aylarda şahit olduğunuz, Dışişleri
Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlunun Bosna-Hersek,
Hırvatistan ve Sırbistan arasında dokuduğu mekik, bizim bu
bölgeye bakışımızı net olarak ortaya koymaktadır.
Komşular arasında huzursuzluk hepimize zarar verir. Gürcistan krizindeki
tavrımızı tüm dünya gördü. Komşumuzda,
sınırımızda yaşanan krizi dindirmede ilk koşan
bizdik. Tamamen insani gayelerle elimizden gelen gayreti gösterdik, krizin daha
da derinleşmesinin önlenmesinde yardımcı olduk. Bugün,
Dağlık Karabağ meselesindeki tavrımız ortadadır.
Dondurulmuş sorunların çözümü için elimizi taşın
altına koyduk. Biz, Hükûmet olarak, sorunları dondurmanın
değil, çözümün barışı temin edeceğine inanıyoruz.
Bölgemizdeki farklı kültürler bir arada, huzur içinde, kendi kültürlerini
koruyarak yaşamışlardır ve böyle de yaşamaya devam
edeceklerdir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı, bu geniş coğrafyada
yaşayan soydaş ve akrabalarımızla kültürel, sosyal ve
ekonomik ilişkilerimizin daha ileri seviyelere taşınmasında
önemli bir koordinasyon görevi görecektir. Bağların güçlenmesi,
ilişkilerin derinleşmesi, birbirimizi daha iyi tanımamızla,
anlamamızla mümkün olur. Bu vesileyle başta Orta Asya, Kafkasya,
Balkanlar ve Orta Doğu olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden
farklı kurum ve kuruluşlar tarafından ülkemize eğitim
görmek için gelen öğrenciler hepimizce malumdur. Bugüne kadar 45 binin
üzerinde yabancı uyruklu öğrenci ülkemizde eğitim görmek için
devlet kurumlarımız tarafından getirilmiştir. Elde edilen
tecrübeler ve ülkemizin bölgesel ve küresel düzlemde sahip olduğu
sorumluluk ile bu çalışmanın daha etkili koordine edilmesi
gerekmektir. Bu tasarı yasalaştıktan sonra ilgili
kurumların katılımıyla oluşturulacak kurul,
öğrenci çalışmalarını daha verimli
kılacaktır. Kontenjanların tespitinden alan seçimine kadar
ülkemizde bulundukları süre zarfında uygulanacak rehberlik hizmetleri
planlanacak, koordine edilecek ve verim had safhaya çıkarılmaya
çalışılacaktır. Bütün bu düzenlemelerdeki temel hedef,
ülkemizde eğitimlerini tamamlayan öğrencilerin mezuniyet
sonrasında kendi memleketlerine döndüklerinde ülkemizle ilgili olumlu imaj
taşımalarını sağlamak olmalıdır, onları
gönüllü birer kültür elçisi hâline getirebilmektir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yeni kurulacak Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı, görev alanında
kurumların kurumsal reflekslerinden sıyrılmasını
sağlayacak, ortak hareket etme kültürünün önünü açacak ve stratejik
yönetim anlayışı içerisinde ulaşılabilir hedefler
tespit ederek sonuç odaklı, ölçülebilir çalışmaların yapılmasını
hedeflemektedir. Bu Başkanlığın kurulmasıyla birlikte
hem yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızla
ilgili önemli bir boşluğu doldurmuş olacağız hem de
Orta Asya ve Balkanlara karşı tarihî ve kardeşlik
bağlarımızın bize yüklediği sorumluluğun
gereğini yerine getirmiş olacağız.
Ülkemize yeni bir
bakış açısı kazandıracağını
düşündüğümüz ve dış politikada tamamlayıcı bir
unsur olarak önemli katkılar sağlayacağına
inandığımız bu teşkilatın yapılanmasına
vereceğiniz katkılara şimdiden teşekkür eder, hepinize
saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Çalışkan.
Sayın milletvekilleri,
çalışma süremizin tamamlanmış olması ve alınan
karar gereğince kanun tasarı ve teklifleriyle komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 24 Mart 2010
Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati : 20.13