DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 65
79uncu Birleşim
30 Mart 2010 Salı
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile
konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KAĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, çiftçilerin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlunun, Vanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 92nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, tarım satış kooperatiflerinin
önemine ve pamuk tarımının sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 24 milletvekilinin, göç veren illerde göçe
neden olan sorunların araştırılarak, göçün önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/643)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işık ve 24 milletvekilinin, KOBİler ile esnaf
ve sanatkârların sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/644)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
hayvancılık sektörünün sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/645)
4.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Lâtif Yunusoğlu ve 19 milletvekilinin, çay
üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/646)
B) Önergeler
1.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, (2/504) esas numaralı Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/197)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/331,
10/504) esas numaralı Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergelerin ön görüşmelerinin Genel
Kurulun 30/3/2010 Salı günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin MHP Grubu önerisi
2.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 490 sıra sayılı Kanun Teklifinin İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde
görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
VII.- AÇIKLAMALAR
1.-
Şanlıurfa Milletvekili Zülfükar İzolun, Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, konuşmasındaki,
Şarlıurfada tefecilerin kol gezdiği, sokaklarının
tefecilerle dolu olduğu ifadeleriyle peygamberler diyarı
Şanlıurfaya hakarette bulunduğuna, bu ifadelerinden dolayı
özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Şanlıurfa Milletvekili
Zülfükar İzolun sözlerini yanlış yorumladığına
ilişkin açıklaması
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKe alınan personele
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçtan sözlü soru önergesi (6/914)
2.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Kayısı Festivalindeki
yemek duasına ilişkin Devlet Bakanı Faruk Çelikten sözlü soru
önergesi (6/918) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, DSİnin verdiği HES
yapım izinlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/991) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
4.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin sulama birliklerine
devrettiği su kanallarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1018)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
5.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, havadan müdahale yapılmayan bir orman
yangınına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1088) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
6.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrulun, Aksarayın su ihtiyacını
karşılayan baraja ilişkin sözlü soru önergesi (6/1155) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
7.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta orman köylülerine
kullandırılan kredilere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1190) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
8.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, orman yangınları için
yapılan uçak kiralama ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1264)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
9.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, orman yangınları için
yapılan helikopter ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1265) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
10.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya katı atık
tesisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1309) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
11.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, bir sulama projesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1364) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
12.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamanın Göksu
Çayından yararlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1376) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
13.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki
hidroelektrik santrallere ilişkin sözlü soru önergesi (6/1377) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
14.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, barajlardan kontrolsüz su
bırakılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1380) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
15.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, uçak ve helikopter kiralama
ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1434) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
16.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin Malatyadaki baraj
ve gölet yapımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1435) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
17.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, Gaziantep Büyükşehir Belediyesince kesilen
ağaçlara ilişkin sözlü soru önergesi (6/1445) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
18.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya çevre düzeni planına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1507) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
19.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ilısu Barajı Projesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1510) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
20.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ilısu Barajı Projesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1531) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
21.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, Mut ilçesi köylerinin sulama sorununa
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1642) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
22.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, su kaynağı olmayan bir
gölete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1733) ve Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun cevabı
23.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, sulama projelerine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1734) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
24.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1764) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
25.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1765) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
26.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1766) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
27.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1767) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
28.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1768) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
29.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1769) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
30.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ağrı-Doğubeyazıttaki
yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1777)
Cevaplanmadı
31.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğubeyazıttaki hava
kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1785) Cevaplanmadı
32.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, bir barajın
doğurduğu yol sorununa ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1790) Cevaplanmadı
33.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, orman muhafaza memurlarının özlük
haklarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1804) Cevaplanmadı
34.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, yangın söndürme
araçlarının kira bedeline ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1846) Cevaplanmadı
35.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta sulama kanalları ve su
havuzları yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1866) Cevaplanmadı
36.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Dalyan Gölünden kum
alınmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1891) Cevaplanmadı
37.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Abanttaki turizm tesislerinin atık
deşarjına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1901) Cevaplanmadı
38.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kura Nehri sularının Çoruh Nehrine
aktarılması projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1903) Cevaplanmadı
39.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, su kotası uygulamasına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1904)
Cevaplanmadı
40.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Mustafakemalpaşa ve
Karacabeydeki derelerin ıslahına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1907) Cevaplanmadı
41.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Mustafakemalpaşada
yapılacak bazı barajlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1908) Cevaplanmadı
42.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batmandaki hava kirliliğine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1911)
Cevaplanmadı
43.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Şırnaktaki hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1913) Cevaplanmadı
44.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Şırnaktaki orman yangınlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1914) Cevaplanmadı
45.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, bazı illerdeki hava
kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1917) Cevaplanmadı
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/769) (S. Sayısı: 486)
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Adıyaman-Kâhtada yaşanan bir
olaya ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/12661)
2.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Diyarbakırdaki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayılarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12667)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursadaki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayılarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12668)
4.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Mardindeki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayılarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12671)
5.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Siirtteki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayılarına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12672)
6.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bir Hazine arazisinin gasp edildiği
iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı
Mehmet Şimşekin cevabı (7/12700)
7.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bir elektrik dağıtım
şirketinin uygulamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
(7/12707)
8.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, tasarruf sahiplerini mağdur eden holding ve
şirketlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/12712)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada baraj kapaklarının
açılmasıyla oluşan su baskınlarına ilişkin sorusu
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/12729)
10.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, özürlü istihdamına ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin
cevabı (7/12737)
11.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12773)
12.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bingöldeki ikili eğitime ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/12775)
13.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, TKİnin bir müessesesine eleman alımıyla
ilgili iddialara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldızın cevabı (7/12801)
14.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, Eyüp Sultan
Camiinde bir cuma namazında yapıldığı iddia edilen
uygulamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelikin
cevabı (7/12808)
15.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, özelleştirme
uygulamalarının bazı personele etkisine ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/12809)
16.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, bazı sulama
projelerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/12830)
17.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Tekel işçilerinin eylemleriyle
ilgili açıklamasına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/12862)
18.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, maden
ocaklarının denetimine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/12888)
19.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Malatyada inşası devam
eden barajlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/12921)
20.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, TOKİnin bir iştirakiyle
ilişkilerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/12928)
21.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, esnek çalışma modeline yönelik
çalışmalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/12930)
22.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslunun, borçlu spor kulüplerinin durumuna ilişkin
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin
cevabı (7/12937)
23.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bazı eski milletvekillerinin
maaşlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/12938)
24.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, TRT Genel Müdürünün yürüttüğü diğer
görevlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/12946)
25.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, TRTnin bir binasının stüdyoya
dönüştürülmesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/12947)
26.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, satışı yasak olan
bir petrol türevinin denetlenmesine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/12948)
27.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, elektrik iletim hatlarının
satışına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/12949)
28.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, camilerdeki tarihî eserlerin korunmasına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/12990)
29.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, yaş üzümdeki bir desteklemeye
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer Çağlayanın
cevabı (7/13032)
30.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Rusyaya yaş sebze ve meyve
ihracatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/13033)
31.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, bazı elektrik
dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesine ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/13035)
32.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Diyanet İşleri
Başkanlığındaki sözleşmeli personele ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/13079)
33.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Ankarada yeni opera binası ihtiyacına ilişkin sorusu ve Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/13081)
34.- Hatay
Milletvekili Abdulaziz Yazarın, ilaç takip sistemindeki sorunlara
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçerin cevabı (7/13109)
35.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/13113)
36.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, kadına yönelik şiddet
olaylarına,
- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı Selma Aliye Kavafın cevabı
(7/13120), (7/13121)
37.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Cevdet
Yılmazın cevabı (7/13152)
38.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/13154)
39.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldızın, kamu kuruluşlarının bir otelde
yapılan toplantılarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/13179)
40.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatın ilçelerinde Sosyal Güvenlik
Merkezi açılmasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13188)
41.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bazı yakınlarının mal
varlıklarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/13271)
42.- Mersin
Milletvekili Kadir Uralın, bazı yolluk ödemelerine ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin
cevabı (7/13383)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00te açılarak iki oturum yaptı.
Konya
Milletvekili Mustafa Kabakcı, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı
Muhsin Yazıcıoğlunun ölüm yıl dönümüne,
Bursa
Milletvekili H. Hamit Homriş, işsizlik ve ekonomik verilere,
Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Âşık Veysel
Şatıroğlunun ölümünün 37nci yıl dönümüne,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç,
Sivas
Milletvekili Hamza Yerlikaya,
Büyük Birlik
Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlunun ölüm
yıl dönümüne ilişkin birer açıklamada bulundular.
Adana 8.
Ağır Ceza Mahkemesinin 25/12/2009 tarihli ve 2008/214 numaralı
yazısıyla Mardin Milletvekili Emine Aynanın
yargılanmasına devam edildiği Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun (6/1858) esas numaralı sözlü sorusunu
geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri
verildiği bildirildi.
Kahramanmaraş
Milletvekili Avni Doğanın, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor Komisyonundan istifa ettiğine ilişkin önergesi Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 23 milletvekilinin, Antalyadaki sel
felaketinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi (10/639),
Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, sel felaketlerinin
neden ve sonuçlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi (10/640),
Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldız ve 22 milletvekilinin, basın
özgürlüğü başta olmak üzere basın kuruluşlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi (10/641),
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, çevresel etki
değerlendirmesi süreci ve raporu konusunun
araştırılması (10/642),
Amacıyla
birer Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan,
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun (1/769) (S. Sayısı: 486) tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlandı; maddelerine geçilmesi sırasında istem üzerine
elektronik cihazla yapılan yoklamalarda toplantı yeter
sayısı bulunamadı.
30 Mart 2010
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 14.30da son
verildi.
|
|
|
Sadık
YAKUT |
|
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
|
|
Yaşar
TÜZÜN |
|
Gülşen
ORHAN |
|
|
Bilecik |
|
Van |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 109
II.- GELEN KÂĞITLAR
26 Mart 2010 Cuma
Tezkereler
1.- Hakkari Milletvekili
Hamit Geylaninin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1131) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
2.- Batman Milletvekili Bengi
Yıldızın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1132) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
3.- Siirt Milletvekili Osman
Özçelik, Mardin Milletvekili Emine Ayna ve Şırnak Milletvekili
Sevahir Bayındırın Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1133) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
4.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaşın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1134) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2010)
5.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ve Mardin Milletvekili Emine Aynanın
Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1135) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
6.- Şırnak
Milletvekilleri Sevahir Bayındır ve Hasip Kaplan ile Mardin
Milletvekili Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1136) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
7.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1137) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
8.- Aksaray Milletvekili
Osman Ertuğrulun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1138) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2010)
Raporlar
1.- Milli Eğitim
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporu (1/685) (S. Sayısı: 488) (Dağıtma tarihi: 26.3.2010)
(GÜNDEME)
2.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Pakistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Pakistanda
Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı (TİKA) Tarafından Program Koordinasyon
Ofisi Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/807) (S. Sayısı: 489)
(Dağıtma tarihi: 26.3.2010) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Bitlis Milletvekili
Mehmet Nezir Karabaşın, bazı miting ve karşılamalarda
asılan pankartlara ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1938) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
2.- Adana Milletvekili
Kürşat Atılganın, Adana Müzesinin ulusal müze niteliğine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1939)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
3.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Ardahandaki sağlık
çalışanlarının döner sermaye paylarına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1940)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
4.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, çiftçilerin destekleme paralarının bankada bloke
edilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/1941)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
5.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı köy yollarının durumuna ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1942)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
6.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya-Nemrut yoluna ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1943) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/03/2010)
7.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya bağlantılı bir yolun
turizm yolu kapsamına alınmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1944) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
8.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Nemrut Dağı Milli Parkındaki
bir projeye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1945) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
9.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, bazı barajların sulama
kanalları ihalelerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1946) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/03/2010)
10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Arguvan
Yoncalı Barajı inşaatına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1947) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/03/2010)
11.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Hekimhan-Hasançelebi Beldesindeki okulların ihtiyaçlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1948)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Konya Milletvekili Atilla
Kartın, personel reformuna ve araştırmacıların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13310) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
2.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin, hakim ve savcı adaylığı
mülakatlarında elenen bir kişiye ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13311) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
3.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin, 16 Mart 1978de gerçekleşen bir olaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13312)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
4.- Muş Milletvekili M.
Nuri Yamanın, Malazgirt ilçesinde kentsel dönüşüm projesi
uygulanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13313) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
5.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, yabancı bir gazetede
çıkan yoruma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13314) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
6.- İzmir Milletvekili
Ahmet Ersinin, Ardahan-Gölede bir öğretmenin öldürülmesi olayına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13315)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
7.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkayanın, THYnın futbol kulüpleriyle
yaptığı sponsorluk anlaşmalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13316)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
8.- Kocaeli Milletvekili
Cevdet Selvinin, LPG dönüşümü yapılan araçların gaz dolum
ağızlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13317) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
9.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
trafik müşaviri esnafına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13318) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
10.- Bursa Milletvekili Abdullah Özerin, Avrupa Futbol
Şampiyonası için hazırlanan görsel çalışmaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13319)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
11.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Roman
vatandaşlarla yapılan toplantıya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13320) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
12.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, Ermeni
tasarısına ve ABD ile ilişkilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13321) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
13.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, TRTye personel
alımına yönelik iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13322) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
14.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın, cezaevi
sayılarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13323) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
15.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, ağır hasta
olan tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13324) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
16.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ardahan-Gölede
savcılığa yapılan bir suç duyurusuna ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13325)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
17.- Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bazı
cezaevlerinde mektup içerisinde yollanan balonların tutuklu ve hükümlülere
teslim edilmemesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13326) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
18.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Uluderede yaşanan bir olaya ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13327) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
19.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13328)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
20.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, tamamlanamayan
kadastro çalışmalarına ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/13329)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
21.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13330) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurumun Yapı
Denetim Kanununa dahil edilmesine ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/13331)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
23.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Samsundaki
işsizliğe ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13332)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
24.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya SGK
İl Müdürlüğünün bir uygulamasına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13333)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
25.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13334) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
26.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi
(7/13335) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
27.- İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin, kamudaki
engelli istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye
Kavaf) yazılı soru önergesi (7/13336) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/03/2010)
28.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, TBMM heyetinin
İsveç ziyaretine ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13337) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
29.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, KKTC
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili basında çıkan
bir iddiaya ilişkin Dışişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13338) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
30.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Samsun-Ceyhan boru
hattı projesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13339) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
31.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Sinopta kurulacak
nükleer santrale ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13340) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
32.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13341) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
33.- Aydın Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, verilen bir maden
arama ruhsatına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13342) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
34.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, şüpheli bir ölüm
olayına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13343) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2010)
35.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ardahan-Gölede
işlenen bir cinayetin zanlısına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13344)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
36.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, Diyarbakır-Hazro
Kaymakamı hakkındaki bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13345)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
37.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, çipli pasaport sistemine geçilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13346)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
38.- İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
Batman Beşiri Belediyesinde iş akitleri feshedilen işçilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13347) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
39.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, İstanbulda
kaybolan bir kişiye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13348) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
40.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına yapılan yardımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13349)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
41.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Erzurum-Ilıcada
işgalden kurtuluş töreni yapılmamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13350)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
42.- Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, Keçiören Belediyesinin
toplatılan takvimlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13351) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
43.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, bir
arazinin imar durumunda yapılan değişikliğe ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13352)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
44.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, İstanbuldaki bir lisenin
önündeki trafik güvenliğine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13353)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
45.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, Türkiyede kaçak çalışan
yabancılara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13354) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
46.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, TRTnin
silah yüklü kamyon haberine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13355) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
47.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Danıştay
saldırısıyla ilgili açıklamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13356)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
48.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Resim ve Heykel
Müzesindeki kayıp eserlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13357) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
49.- Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın,
yayınlanacak bir kitap için yapılan bandrol talebine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13358)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
50.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, Samsundaki tarihi
eserlerin restorasyonuna ve Gazi Müzesine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13359)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
51.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, kayıp, çalıntı ve
sahtesiyle değiştirilen eserlere ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13360)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
52.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13361)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
53.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın, okul
sayılarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13362) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
54.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki
öğretmenlerin ek ders ücretlerinin ödenmesine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13363)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
55.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, farklı statülerde
öğretmen istihdamına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13364) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
56.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, Ardahandaki öğretmen
açığının polis memurlarıyla giderilmesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13365)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2010)
57.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Ardahandaki öğretmen
açığının polis memurlarıyla giderilmesine ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13366)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
58.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, yüksek lisans ve
doktora yapan öğretmenlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13367) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
59.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13368)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
60.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, yurt
dışında lise eğitimini tamamlayanların üniversitelere
sınavsız gireceği iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13369)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
61.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın, öğretmen
açığının kapatılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13370)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
62.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın, hastane
sayılarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13371) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/03/2010)
63.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta Kan Toplama Merkezi
yapılmasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13372) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
64.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki hastanelerde
yapılan denetlemelere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13373) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
65.- Muğla Milletvekili Gürol Erginin, sağlığa
zararlı bir maddenin tarım ilaçlarında kullanımına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13374) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
66.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun,
Pınarbaşı ilçesinde ödenmeyen yem bitkileri destekleme
primlerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13375) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2010)
67.- Samsun Milletvekili Osman Çakırın, ABGSnin uzmanlık
sınavına ilişkin Devlet Bakanından (Egemen
Bağış) yazılı soru önergesi (7/13376)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/03/2010)
68.- Bursa Milletvekili Necati Özensoyun, hayvanları koruma
konusundaki zorunlu eğitici yayınlara ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/13377) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/03/2010)
69.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
70.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, sivil toplum
kuruluşlarına bütçeden yapılan yardımlara ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet Zafer Çağlayan) yazılı soru
önergesi (7/13379) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
71.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın,
Çanakkaledeki bir yazıttaki Atatürkün sözlerine ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13380)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2010)
72.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, Öğrenci Andına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13381) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/03/2010)
73.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, gazete
sahiplerine yönelik sözlerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13382) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/03/2010)
74.- Mersin Milletvekili Kadir Uralın, bazı yolluk ödemelerine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/13383) (Başkanlığa geliş
tarihi: 08/02/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Ankara Milletvekili
Hakkı Suha Okayın, Sivas olayları hükümlülerine yönelik
uygulamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/11978)
2.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün, Silivri Cezaevi yerleşkesine girişlerde
yaşanan bazı sorunlara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/11979)
No.: 110
29 Mart 2010 Pazartesi
Tasarılar
1.- Harçlar Kanununda ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/838) (Adalet ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2010)
2.- Türkiye Cumhuriyeti Çevre
ve Orman Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Ulaştırma
Bakanlığı Arasında Meteoroloji ve Meteorolojik
Araştırmalar Alanlarında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/839) (Çevre ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.3.2010)
Teklifler
1.- Ankara Milletvekili Tekin
Bingöl ve 8 Milletvekilinin; Kamu İdarelerinde Şef Ünvanlı
Kadrolarda Çalışanlar Arasındaki Ücret Dengesizliğinin
Giderilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/645) (Plan ve Bütçe
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2010)
2.- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve 3 Milletvekilinin; Milli Eğitim
Bakanlığında Sözleşmeli Statüde
Çalıştırılan Öğretmenlerin Memur Kadrolarına
Atanması Hakkında Kanun Teklifi (2/646) (Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17.3.2010)
3.- Bartın Milletvekili
Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Pasaport Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/647)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
17.3.2010)
4.- İzmir Milletvekili
Ahmet Ersinin; 5302 Sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 16.
Maddesinin 2. Fıkrasına Bütçe Komisyonu İbaresinden Sonra
Gelmek Üzere Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu İbaresinin
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/648) (Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği ile İçişleri Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.3.2010)
5.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin; 2090 Sayılı Tabii Afetlerden Zarar
Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun Teklifi
(2/649) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.3.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin, Manisa-Selendiden Salihliye gönderilenlerin
mağduriyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12696)
2.- Aydın Milletvekili
Ali Uzunırmakın, 2000 ve 2001 yıllarındaki kriz
sonrası TMSFye devredilen banka ve finans kuruluşlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12698)
3.- Aydın Milletvekili
Ali Uzunırmakın, 1999 yılındaki depremlerin etkilerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12699)
4.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, Samsun Yaprak Tütün İşletmesinde
tütünlerin gömüldüğü iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12703)
5.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, TEKELin bir binasının
satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12704)
6.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, özelleştirme uygulamalarının
doğurduğu personel hareketlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12705)
7.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12706)
8.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibekin, SPK eski Başkanının THY Yönetim
Kurulu üyeliğine atanmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12710)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, askeri kurumlarda görev yapan sivil memurların
sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/12714)
10.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Salihlide işçi
alımlarıyla ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12715)
11.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin, THY Yönetim Kurulu
üyeliğine yapılan bir atamaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12716)
12.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, Akçapınar Barajı
Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12732)
13.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, küçük
yatırımcı ve esnafın desteklenmesine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/12738)
14.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin,
Şanlıurfada 1994 yılında kaybolan bir gazete muhabirine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12740)
15.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, İzmir
Büyükşehir Belediyesinin engellilere toplu ulaşımda
sağlanan hakları kısıtlamasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12742)
16.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, bir sendika
şube başkanının uğradığı saldırıya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12744)
17.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Çorumdaki kadın hak
ve özgürlüklerini ihlal eden eylemlere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12745)
18.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, Tunceli eski Valisine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12746)
19.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanadaki uyuşturucu
bağımlılığı sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12747)
20.- Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin, bir avukatın
darp edilmesi olayının tahkikatına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12748)
21.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, failleri
bulunamayan bazı cinayet olaylarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12749)
22.- Aydın Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, Elazığ
Valisinin bir açıklamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12750)
23.- Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanına yapılan bir tebligata
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12751)
24.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, çocuk kaçırma
suçlarında cezaların artırılmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12752)
25.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun,
Balıkesirdeki asayiş durumuna ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12753)
26.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, bir gölet arazisi konusunda
yapılan görüşmeye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12754)
27.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Silah Kanunu
Tasarısındaki bir düzenlemeye ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12755)
28.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
güvenlik güçlerinin biber gazı kullanımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12756)
29.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, İl Emniyet
Müdürlüğüne plaka algılama sistemi verilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12757)
30.- Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, Muş Valisinin bir
açıklamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12758)
31.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, Akhisar Sigara
Fabrikasının değerlendirilmesine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12765)
32.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, tarım
arazilerinin kiralanması konusunda basında çıkan iddialara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12766)
33.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, banka
mevduatlarına haciz uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12767)
34.- Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrakın, dahilde alınan
KDV gelirlerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12768)
35.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralin, özelleştirme
uygulamalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/12769)
36.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Gazi Osman Paşa
Üniversitesindeki bina ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12771)
37.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Gazi Osman Paşa
Üniversitesindeki bina ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12772)
38.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın, İzmirdeki
okulların elektrik ve su borçlarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12774)
39.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Yüzüncü Yıl
Üniversitesinde yaşanan olaylara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12776)
40.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, şiddet
içeren dizilerin öğrenciler üzerindeki etkilerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/12777)
41.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Teknik Eğitim
Fakülteleri ile Teknoloji Fakülteleri mezunlarının sorunlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12778)
42.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, öğretmen
atamalarındaki bazı sorunlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12779)
43.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, okul kütüphanelerine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12781)
44.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylaninin, Hakkarideki
karayollarının durumuna ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12793)
45.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Tarsusa yapılması
planlanan havalimanına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12794)
46.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Bozyazı Tekmen Beldesine
üst geçit yapılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12795)
47.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyanın, karayolu
taşımacılığındaki yetki belgesi ücretlerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12796)
48.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanadan geçen bazı
tren seferlerinin kaldırılmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12797)
49.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, bölünmüş yol
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12798)
50.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bazı
karayollarındaki bozulmalara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12799)
51.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, bazı yol
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12800)
52.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Yüzüncü Yıl
Üniversitesi öğrenci yurtlarında yaşanan olaylara ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/12802)
53.- Edirne Milletvekili Cemaleddin Uslunun, Almanyanın
uyguladığı dil şartı nedeniyle aile
birleşmelerinin gerçekleşememesine ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/12805)
54.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, İstanbul
2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinliklerine ilişkin Devlet
Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi
(7/12807)
No.:
111
30 Mart 2010 Salı
Rapor
1.- Ankara Milletvekili Haluk
İpekin; Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve 18 Milletvekilinin; Afyonkarahisar Milletvekili Halil
Ünlütepe ve Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemürün; Denizli Milletvekili
Hasan Erçelebi ve 10 Milletvekilinin; Diyarbakır Milletvekili Gültan
Kışanak ve 19 Milletvekilinin; Şırnak Milletvekili Sevahir
Bayındırın; Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi ve 5 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ile Anayasa Komisyonu Raporu (2/636, 2/123, 2/200, 2/288, 2/304,
2/342, 2/364, 2/474, 2/596) (S. Sayısı: 490) (Dağıtma
tarihi: 30.3.2010) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Doğu Anadolu fay hattı üzerindeki
yerlerde alınan önlemlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Cemil Çiçek) sözlü soru önergesi (6/1949)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
2.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatyadaki bazı ilçelerde depreme
karşı alınan önlemlere ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) sözlü soru önergesi
(6/1950) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
3.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, GSM operatörlerinin kapsama alanlarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1951)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
4.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, yapılan okullara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1952)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
5.- Manisa Milletvekili
Mustafa Enözün, taşeron şirket çalışanlarının
özlük haklarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1953) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
6.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, bir beldeye PTT şubesi açılmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1954)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
7.- Giresun Milletvekili
Murat Özkanın, domuz gribi aşısına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/1955)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, 90. Yıl kutlamaları çerçevesinde yapılan
bisiklet turunda kullanılan bisikletlere ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/13384)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08/03/2010)
2.- Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğanın, Roman açılımı kapsamında
yapılan ödemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13385) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
3.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, TİGEMin Yalovadaki eğitim tesislerinin
kiraya verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13386) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
4.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, Ermeni iddialarına ve izlenen politikaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13387)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
5.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Kütahya Şeker Fabrikasının değer
tespitine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13388) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Dumlupınar Üniversitesi Tıp Fakültesine
akademik ve idari personel alımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13389) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
7.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, yeni yatırım ve teşvik
uygulamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13390) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, bir Bakanlar Kurulu Kararındaki
değişikliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13391) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Kütahya Şeker Fabrikasının pancar
kotasının düşürülmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13392) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
10.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Polis Meslek
Yüksek Okulları giriş sınavıyla ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13393) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2010)
11.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, üniversite
çalışanlarının özlük haklarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13394)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
12.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Polis Meslek
Yüksek Okullarından ilişiği kesilen öğrencilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13395)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
13.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Roman
açılımı toplantısına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13396) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
14.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, izinsiz halka arz
faaliyetinde bulunan şirket ve holdinglerin oluşturduğu
mağduriyete ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13397) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
15.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, çipli pasaport
uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13398) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
16.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, medyaya yönelik bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13399) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
17.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Roman
açılımı toplantısına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13400) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
18.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın, Roman
açılımı toplantısına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13401) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
19.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, Bayburt Cezaevinde
yapıldığı iddia edilen uygulamalara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13402)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
20.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, bir tutuklunun nakil talebine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13403)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
21.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/13404)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
22.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, zorunlu deprem
sigortasına ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
23.- İzmir Milletvekili Şenol Balın, İzmirde
binaların depreme karşı güçlendirilmesine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13406) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
24.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, Ovacık ilçesinde
yapılan bir hidroelektrik santrale ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
25.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, bir müşavir
atamasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13408) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
26.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, bir köydeki orman kadastrosu
çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13409) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
27.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Mersinde orman
zararlılarıyla mücadeleye ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13410) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
28.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, Düzce-Gölyakada kurulacak
bir entegre tesise ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13411) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
29.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Ziraat Bankasındaki
personel yönetimine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/13412) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
30.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, izinsiz halka arz
faaliyetinde bulunan şirket ve holdinglere ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı
soru önergesi (7/13413) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
31.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, IMF ile
görüşmelere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/13414) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
32.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, İstanbulda
tutuklanan bir kişiye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13415) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
33.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, trafik cezaları ve
kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13416) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
34.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, yeşil
pasaport hakkına ve pasaportların yenilenmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13417)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
35.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, Emniyet Teşkilatında
yardımcı hizmetler sınıfında
çalışanların özlük haklarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13418)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
36.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, terör örgütü
yandaşlarının Mersindeki eylemlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13419)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
37.- Ankara Milletvekili Tekin Bingölün, ODTÜye otobüs seferlerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13420) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
38.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın,
Esenyurtdaki bir yeşil alanın imara açılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13421) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
39.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, bir tarihi caminin
tadilatına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13422) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
40.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, Çaldağındaki
madencilik çalışmalarının tarihi alanlara etkilerine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13423) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
41.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, halk
kütüphanelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13424) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/03/2010)
42.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, bir eyleme destek veren lise
öğrencilerinin cezalandırılmasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13425)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
43.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, okullarda
çalıştırılan kişilerin sicillerine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13426) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2010)
44.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, okul kantinlerinde
çalışanlara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13427) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
45.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, İzmirdeki
eğitim kurumlarının depreme
dayanıklılıklarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13428)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
46.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, yönetici
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13429) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
47.- Giresun Milletvekili Murat Özkanın, YÖKün yurt
dışından öğrenci kabulüyle ilgili kararına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13430) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
48.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bir
eyleme destek veren lise öğrencilerinin cezalandırılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13431) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
49.- İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, bir lisede eyleme
katılan öğrencilerin okuldan uzaklaştırılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13432) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
50.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, oyuncaklarla ilgili bir
tebliğe ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13433) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
51.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının,
İzmirdeki hastanelerin depreme karşı güçlendirilmesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13434) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
52.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, bir sağlık
ocağının hizmete girmesine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13435)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
53.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Van Yüksek İhtisas
Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kapatılacağı
iddiasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13436) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
54.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, bir köydeki sağlık
ocağının faaliyete geçirilmesine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13437)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
55.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homrişin, Kayserideki
sağlık hizmetlerine ve İl Sağlık Müdürlüğünün
bazı uygulamalarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13438) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
56.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homrişin, Kayserideki kamu
hastanelerinin kapasitesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13439) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
57.- Bursa Milletvekili H. Hamit Homrişin, Kayserideki
hastanelerin durumuna ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13440) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
58.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, il kontrol
laboratuar müdürlüklerindeki işlemlere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13441)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
59.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bakanlık
teşkilatını düzenleyen kanun tasarısındaki denetimle
ilgili hükümlere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13442) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
60.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Tarım ve
Gıda Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Tasarısına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13443)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
61.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, beyaz ekmek üretimi ve
tüketimine yönelik iddialara ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13444)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
62.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, üreticilerin girdi maliyetlerine
ve ürünlerin değerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13445)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
63.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Türk Telekomun gayrimenkullerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13446) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
64.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, bazı tren
seferlerinin kaldırılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13447) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2010)
65.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Ankara-İzmir
otoyol projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13448) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
66.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Ankara-İzmir
hızlı tren projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13449) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
67.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
Antalya-İstanbul hızlı tren projesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13450) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2010)
68.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Bursa-Simav
karayolundaki çalışmalara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13451)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
69.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, karayolu istimlak
bedellerinin ödenmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13452) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
70.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, bilinmeyen numaralar
servisine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13453) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
71.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, Salihlideki köprü
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13454) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
72.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, cep telefonu ve
internet kullanım ücretlerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13455)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
73.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, bir holdingin vergi
borçlarına karşılık bina devrettiği iddialarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13456)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
74.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, LPGli araçların gaz
dolum ağzına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13457) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
75.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, kamu sosyal
harcamalarına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/13458) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2010)
76.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, TRTdeki bomba yüklü
kamyon haberine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/13459) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2010)
77.- Bursa Milletvekili Necati Özensoyun, Myanmardaki Türk şehitliklerinin
durumuna ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13460) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2010)
78.- Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Roman
açılımı toplantısına ilişkin Devlet
Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/13461)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
79.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bir
taşeron şirkete yönelik iddialara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13462)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
80.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Roman
açılımı toplantısına ilişkin Devlet
Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi
(7/13463) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/03/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve 24 Milletvekilinin, göç veren illerde göçe neden olan
sorunların araştırılarak, göçün önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/643)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.02.2010)
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işık ve 24 Milletvekilinin, KOBİler ile esnaf ve
sanatkarların sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/644)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.02.2010)
3.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin,
hayvancılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/645) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.02.2010)
4.- Trabzon Milletvekili
Süleyman Latif Yunusoğlu ve 19 Milletvekilinin, çay üreticilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/646) (Başkanlığa geliş tarihi:
19.02.2010)
30 Mart 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı
yeter sayısı vardır.
Gündeme geçmeden önce, üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, çiftçilerin sorunları hakkında söz isteyen Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüte aittir.
Sayın milletvekilleri,
lütfen, biraz sessiz olursanız Sayın Milletvekilimizi daha iyi
dinleyeceğiz.
Buyurunuz Sayın
Öğüt.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, çiftçilerin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
çiftçi sorunlarıyla ilgili gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlarım, biraz önce, buraya girmeden önce Ardahan merkez
Nebioğlu köyü Muhtarı beni aradı ve şunu söyledi: Biz muhtarlar
perişan durumdayız, BAĞ-KURlarımızı
ödeyemiyoruz. Lütfen, buna bir çare bulsun Hükûmet ve Meclis. Ben de elçi
olarak bunu söylüyorum ve muhtarlarımızın sorunlarına,
mutlak, Hükûmetin eğilmesi ve muhtarlarımızın BAĞ-KUR
paralarının ödenmesini ve maaşlarının
artırılmasını da istirham ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
1 Ocak 2000 tarihinde takibe düşen çiftçi tarımsal kredi, ticaret
kredisi ve bireysel kredilerin son uygulama ve ödeme tarihi yarın, 31 Mart
2010dur, 2010 itibarıyla yarın bitiyor. Bu paraları
ödeyemezlerse herkesin evine, çiftçilere, esnafa ve bireysel kredi borcu olan
herkesin evine icra gidiyor. Bu nedenle, Ziraat Bankasından rica ediyorum:
Mutlak surette, bu çiftçilere ve diğer esnafa bir kolaylık
yapılarak bu ödemenin daha uzatılmasının yanı
sıra yüksek temerrüt faizlerinin aşağıya çekilmesini
istirham ediyorum. Yoksa, aksi takdirde çiftçinin ödemesi mümkün değil.
Adam 1999da 18 milyar almış, şimdi 180 milyar olmuş; 180
milyarı ödemesi mümkün değil. Onun için, faizlerin silinip ana paranın
dört yıla bölünmesini istirham ediyoruz.
Değerli arkadaşlar,
dün, yem bitkileriyle ilgili Ardahanda ödeme yapıldı ama Gölenin
Çayırbaşı köyündeki Tarımsal Kalkınma Kooperatifine
üye olan insanlara paralar ödenmedi, borçlarına karşılık
kesildi. Yani çiftçiyi yaşatmak için bu borcun ödenmesi lazım. Bu
borç ödenmediği takdirde, o zaman ne olabilir? O zaman -çiftçilerin
bugünkü durumu ele alındığı zaman- icralık olacaklar,
perişan bir durumda insanlar. Madem doğrudan gelir desteği veya
yem bitkileri parası ödeniyor, başka bir borca kesilmemesi gerekiyor.
Değerli arkadaşlar,
geçen hafta, Sayın Genel Başkanımız Deniz Baykalla
birlikte Batman ve Siirtteydik. Batman ve Siirtte, insanlar perişan bir
durumda, göç olmuş, tütün üretimi yasak edilmiş. Şimdi,
Adıyamanda, Batmanda, Bitliste, Diyarbakırda, Siirtte tütün
üretemeyen insanlar göç etmiş, yoksul kalmış ve işsiz
kalmış. Bu insanların bir kısmı büyük şehirlere
göç etmiş, bir kısmı da Kandil Dağına göç etmiş,
PKKnın yanına gitmiş yani insanlar aç, sefil kalınca,
perişan bir durumda, ya örgüte gidip örgütle beraber oluyor ya da büyük
şehirlere göç ediyor, büyük şehirlerde perişan oluyor. Bu
nedenle, mutlak surette, Hükûmetin tütün ekimini serbest bırakması
gerekiyor.
Değerli arkadaşlar,
son bir teşvik yasamız var bizim; doğu ve güneydoğu
illerinde 50 baş ve üstü düve alanlara yüzde 40 hibe yardımı
var, ahırda yüzde 40, süt toplama tankında yüzde 30. Şimdi,
burada bir yanlış uygulama var: Köylünün, daha doğrusu bizim
Türk çiftçisinin aile yapısında aile işletmeciliği var.
Aile işletmeciliğini geliştirmek için, 50 başın mutlak
surette 10 başa inmesi lazım. Çünkü, bugün bir köylünün, 50
başı alıp ahırını yapması, süt toplama
tankını yapması, nereden baksanız 250-300 milyar
lirayı buluyor. 250-300 milyarı bir köylünün bulması mümkün
değil. Kredi almaya kalksa, köydeki toprak evi, kerpiç evini banka teminat
olarak kabul etmiyor; banka teminatı kabul etmediği zaman, bu defa da
bankadan kredi alamıyor. Demek ki aile işletmeciliğini
geliştirmemiz için, mutlak surette 50 baş ve üstü değil, 10
baş ve üstü olursa o zaman herkesin yapma şansı var, o zaman
hayvancılık gelişir. Yoksa, şu anda bizim
Arkadaşlar, biliyorsunuz
et büyük şehirlerde 25 lira civarında. İnanın, samimi
söylüyorum, hayvancılıkla ilgili tedbir alınmazsa,
hayvancılığı geliştirip,
hayvancılığı çoğaltacak şekilde teşvikler
çıkmazsa, etin kilosunu biz seneye 50 liraya yeriz. Bakın, bunu
unutmayın. 50 liraya et olabilir mi? Evet olur çünkü bu Hükûmet sekiz
yıldan beri
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
çiftçiye ve hayvancıya hiçbir şey vermedi. Şu anda da 50
baş ve üstü diyor. Doğuda, güneydoğuda çiftçinin, köylünün yüzde
3ü bile yapamaz bunu. O bakımdan, mutlak surette, hiç olmazsa 50 baş
10 başa indirilirse o zaman hayvancılık gelişir ve bunu da
Türkiye geneline yaymak gerekiyor arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar,
Ziraat Bankasından çiftçilerimizin istediği kredi için 2 kefil
istiyorlar, ipotek istiyorlar ve memur istiyorlar. Çiftçinin bunu vermesi
mümkün değil. Madem çiftçiyi geliştireceğiz, Ziraat
Bankasından ve tarım kredi kooperatiflerinden mutlak surette kredi
alan insanlara bir kolaylık tanınması lazım. Geçmiş
hükûmetlerin tanıdığının yarısını bu
Hükûmet tanımadı. Bu nedenle, ben şunu istirham ediyorum:
Nüfusumuzun yüzde 30unu teşkil eden köylümüze verilecek her katkı,
inanın, en büyük ibadettir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü
bağlayınız Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla)
Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar,
son, bir başka mektup okuyacağım. Bana bir mektup geldi
Çıldırın Öncül köyünden. Bakın, bunu okuyacağım,
Ardahan Çıldır Öncül köyünden, diyor ki: Üç yıl maaşımdan
ödeme yaptım. Minibüsüm gitti. Bunları hoş
karşıladım. KEY ödemesi gitti, ancak iki yıldır
devletin vermiş olduğu doğrudan gelir desteklerimiz de, yani
mazot, gübre, yem bitkileri paralarımız da gitti ama benim
peşimi bırakmadılar. Ben kefilim. Müdüre gittim, anlattım;
müdür de Git derdini Marko Paşaya anlat. dedi.
Değerli arkadaşlar,
burası Büyük Millet Meclisi. Evet, bu çiftçinin feryadını size
anlatıyorum, lütfen çare bulalım. Lütfen köylümüzü, çiftçimizi
kalkındıracak yasalar çıkartalım.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Öğüt.
Gündem dışı
ikinci söz, Van ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 92nci
yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Van Milletvekili Kayhan
Türkmenoğluna aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Türkmenoğlu.
2.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlunun, Vanın
düşman işgalinden kurtuluşunun 92nci yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van)
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
yarın 31 Mart Gevaş ilçemizin, 1 Nisan Erciş, Gürpınar
ilçemizin, 2 Nisan Van merkez, Muradiye ilçemizin, 3 Nisan Çaldıran ve
Özalp ilçemizin, 22 Nisan ise Başkale ilçemizin kurtuluş günleridir.
Tüm bunları, hep birlikte, 2 Nisan günü Vanın düşman
işgalinden kurtuluşunun 92nci yıl dönümünü
kutlayacağız.
Van şehrimiz Urartular
döneminde var olan tarihî yapısıyla medeniyetin beşiği
olduğunu ispat ederken, Selçuklu döneminde yeni şeklini almaya
başlamış, Osmanlı hâkimiyetine girdikten sonra, bugün olduğu
gibi, dönemin çekim merkezi olmanın yanında bölgenin idari
açıdan çok önemli yönetim merkezi olduğunu
kanıtlamıştır.
Sonrasında Birinci Dünya
Savaşı sırasında Ruslar tarafından işgal
edilmiş, şehir yakılmış, yıkılmış,
sonuçta, 2 Nisan 1918 tarihinde işgalden kurtulmuştur.
Değerli milletvekilleri,
bugün Vana gidenler Van Kalesinin hemen yanı başındaki eski
şehri görür. Bugün eski şehrimizin toprağı dile gelse,
doksan iki yıl evvel nasıl yakılıp yıkıldığını,
kül edildiğini dünyaya haykırırdı elbette, şikâyet
ederdi, şöyle söylenirdi: Beni burada kaderime terk ettiniz. Neyim var
neyim yok hepsini kaybettim. Şimdi yorgunum, sırtımda
taşıdığım 2 garip kuş, 2 mahzun cami, 2 aziz
yitirilmiş
Hatırayla büyüyen, büyüdükçe geçmişinden
uzaklaşan eski Van şehri, kenarı sararmış, eskimiş
fotoğraf karelerinde hatırlanıyor artık değerli
milletvekilleri.
Aslında Van Kalesinin
altında bulunan eski Van şehri, ülkemizde hiçbir örneği olmayan
açık hava müzesi gibi anlamlı ve önemli bir kültür şehrimizdir.
Cumhuriyetin
kuruluşundan itibaren hızla gelişen Van, bugün, 1 milyonu
aşan nüfusu ile Doğu Anadolu Bölgemizin en büyük şehridir.
Yüzölçümü bakımından ülkemizin altıncı büyük ilidir.
Van Gölü ise Türkiye'nin en
büyük, Avrupanın beşinci büyük gölüdür.
Bölge şehri,
doğunun incisidir Van; tarihî güzellikleri, zengin kaynakları, göz
alıcı tarihî mirası ile dört iklimi bir arada yaşayan
mekândır. Bunun için Dünyada Van, ahirette iman demişlerdir.
Aynı zamanda, Van,
komşusu İran ile geniş pazara sahip, turizm ve ticaret
merkezidir. Asyaya uzanan kara, demir ve hava yolu Van ilinden geçmektedir.
Van kedisi, inci kefali, Van balı, Van otlu peyniri, Van
kahvaltısı birer markadır.
Bununla bitmedi, Vaspurakan
Kralı I. Gagik tarafından Keşiş Manuele
yaptırılan Akdamar Kilisemiz için devletimiz 3 milyon Türk
lirası harcadı anıt müze inşa etti. Ermeni halkı
tarafından büyük önem taşıyan kilise ibadete
açılmıştır. Ermenistan ile aramızda bulunan
sınır kapısının en çok açılmasını
isteyen yine Vanlılardır.
Bugün, 2 Nisan,
kurtuluşumuzun yıl dönümünü kutlarken hoşgörü, tevazu ve alçak
gönüllülüğü esas alan bir milletin barış ve dostluğu tüm
dünyaya ithaf olunur.
Bu duygularla:
İnci Van'ım,
hoş Van'ım,
Dünyalara eş
Van'ım,
Ufkumda doğan
şafak,
Ruhumda güneş
Van'ım,
Bin hatıra saklar her
köşe bucağın,
Gölgesi üzerinden
düşmesin al sancağın."
Geçmişin
hatırlandığı, geleceğin görüldüğü, tarihî
gerçeklerin dünyaya haykırıldığı müstesna bir gündür 2
Nisan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
KAYHAN TÜRKMENOĞLU
(Devamla) Bu kurtuluş mücadelesinde şehit düşen
atalarımızı minnet ve rahmetle anıyor, Vanlı
hemşehrilerimin bugünden itibaren kurtuluş gününü yürekten kutluyor,
yüce heyete saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Türkmenoğlu.
Gündem dışı
üçüncü söz, tarım satış kooperatifleri ve pamuk
tarımının sorunları hakkında söz isteyen Manisa
Milletvekili Ahmet Orhana aittir. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın Orhan.
3.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, tarım satış
kooperatiflerinin önemine ve pamuk tarımının sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET ORHAN (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarım
satış kooperatiflerinin önemi ve pamuk tarımının
sorunlarıyla ilgili görüşlerimi ifade etmek üzere gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Türkiyede kooperatifçilik
hareketinin başladığı 1800lü yıllar ile bugünkü
yapı arasında büyük benzerlikler var. 1800lü yılların
sonunda çiftçilerin kredi alabileceği bir kuruluş yoktur, piyasaya
yabancı bankalar hâkimdir, tefecideki faiz ise tahammül edilmez
seviyededir. Üreticinin ürününü alan yabancılar istedikleri gibi fiyat
veriyorlar, bu duruma Egeli çiftçiler kurdukları birlikle isyan ediyor ve
Egeden başlayarak ülke genelinde kooperatifleşme hareketi
yaygınlaşıyor.
Bugünkü duruma
baktığımızda ise, üreticinin kredi kullanma yolları
neredeyse kapanmıştır; Ziraat Bankasından kredi
kullanamadığı gibi, tarım kredi kooperatifleri de üreticiye
kredi veremez, hatta malına mülküne el koyar hâle gelmiştir. Üretici,
büyük ölçüde, AKP hükûmetleri tarafından birkaçı
dışında tamamı yabancı sermayeye satılan ticari
bankalara ve tefecilere mahkûm bırakılmıştır.
Tarım ürünleri ticaretini ağırlıklı olarak yerli
tüccarlarımız yapsa da fiyatları yabancı alıcılar
belirlemektedir. Başta pamuk, yağlı tohumlar, bakliyat olmak
üzere üretici ithalat baskısı altında üretim yapamaz
durumdadır. Rakip ülkeler üreticilerine milyarlarca dolarlık destek
sağlarken, Türkiyede üreticilerin destekleri cep
harçlığından öteye gitmemektedir.
Kooperatifçilik ekonomik
olarak, sistem olarak Türkiye tarımına çok uygun bir örgütlenme
biçimidir. Ancak, son yıllarda AKP Hükûmeti, Anayasanın 171inci
maddesinin açık hükmüne rağmen, kooperatiflere sırtını
dönmüş, bir an önce onların tamamen ortadan kalkmasını
bekler gibidir. Bunun en yakın ve somut örneği, Avrupanın ve
Balkanların en büyük iplik fabrikası durumunda bulunan
TARİŞ İpliki önce çalışamaz hâle getirip
çalışanları tasfiye etmek ve bu birlikteliğin yıllar
içinde oluşturduğu en kıymetli varlıklarını,
hizmet ettikleri çevrelere peşkeş çekme çabasıdır.
Yüzlerce TARİŞ
İplik işçisi, tazminatlarının bile ödenemediği bir
ortamda kapının önüne konulmak suretiyle açlığa mahkûm
ediliyor. Dev tesisin makineleri satışa bile
çıkarılmıştır. O işletmelerde pamukçunun, Türk
çiftçisinin, minik evladının elindeki ev ekmeğinden
ayrılmış haklar var. Bunun, kooperatiflere, TARİŞe
sahip çıkmamanın hesabını size aziz Türk milleti ve
Milliyetçi Hareket Partisi soracaktır.
Ege pamuğu, uzun
elyafı, dayanıklılığı, parlaklığı
ve renk tutma özellikleriyle özel bir yere sahiptir. Bugün ise yerinde
neredeyse yeller esmektedir. Yakın geçmişte üreticilerin ürünlerini,
işçi ve toplama maliyetlerini karşılayamadığı
için, tarlada bıraktığı günleri hatırlatmak isterim. O
karanlık günlerde pamuğun para etmemesi nedeniyle çiftçi,
mısır, domates, buğday, arpa gibi ürüne yöneldi. Şimdi ise
bu ürünler de para etmeyince çiftçi yeniden arayış içerisine
girmiştir.
ABDde pamukta yapılan
desteklemelerin Afrikada yaşam düzeylerini yok ettiğini
hatırlatmak isterim. Bunların hepsi çok yakın tarihlerdir. Bunun
Türkiye üzerindeki etkileri de yıkıcı olmuştur, buna bağlı
sanayilerimiz darbe almıştır. 150 milyar dolarlık tekstil
sektörümüz neredeyse tamamen atıl hâle gelmek üzeredir. Bundan
dolayıdır ki kooperatiflerin desteklenerek, TARİŞ gibi
kooperatiflerin sanayi tesislerini kaybetmelerine göz yumulmaması gerekmektedir.
Entegre mücadeleye önem verilmelidir.
Çiftçilere ortak makine parkları oluşturulmalıdır. Pamukta
sürdürülebilir tarım ve organik tarım seçeneklerine geçmek için
çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. Bu
seçenekler, üretici ve ülkeyi bağımlılıklardan kurtaracak,
gelirleri artıracak ve çevreyi de koruyacaktır.
Bugünün Türk pamuğunu
AKP Hükûmeti ve AKP tarım bakanları gülünç hâllere getirmiş ve
pamukçunun sofrasındaki aşını almış ve muhtaç
hâle sokmuştur. Ülkemizde pamuk üretimi yüzde 60 düşmüştür. Ege
pamuk alanlarını mısır, buğday üretimine
çevirmişler; meşhur Çukurovayı çöl ovaya çevirmek için çaba
harcanmaktadır.
Toplam tarımsal destek
miktarının -dünya standartlarının çok altında komik
bir artış yapılmasına- ortalama yüzde 14
arttırılmasına rağmen pamuk priminin aynı kalması
artık kasıtlı davranışlarının resmî
imzaları niteliğindedir. Sertifikalı tohumun kilosuna 42,
sertifikasıza 35 kuruş destek veriliyor. Bu da, pamuk üretiminin bu
sene de fiyaskoyla sonuçlanmasının nedeni olacaktır. 27 Martta,
en az 3 milyon kişiye istihdam sağlayan, çitçisinden tekstilcisine
tüm sektör temsilcilerinin katıldığı 1. Ulusal Pamuk
Zirvesine Tarım Bakanının katılmaması bu Hükûmetin
pamuğa verdiği önemi ortaya koymaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET ORHAN (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Türkiye pamuk üretiminin 2002
sezonunda 900 bin ton iken 2009 sezonuna gelindiğinde 380 bin tona
gerilediğine rakamlarla dikkatinizi çekmek istiyorum.
Şimdi, yüce Türk
milletinin huzurunda -bu tabloda sadece kooperatiflerden ve pamuktan örnekle-
AKP Hükûmetlerinin bakanlarına soruyorum: 2002 sezonunda 900 bin tonluk
pamuk üretimiyle devraldığınız pamuk şimdi bitti ve 380
bin tona düştü. Bu başarı mı? Yoksa, bu, Türk çitçisini
üretemez hâle getirerek bitirme, mal varlıklarını yok etme
operasyonu mudur?
Sayın milletvekilleri,
bu vesileyle, geçtiğimiz günlerde Manisa bölgesinde yaşanan don
felaketiyle ilgili Alaşehir Ziraat Odası
Başkanlığında bölgedeki ziraat
kuruluşlarının yapmış oldukları toplantıyla
aldıkları kararları sizlere duyurmak isterim: Çiftçilerin kamu
bankalarına ve tarım kredi kooperatiflerine borçlarının
faizsiz uzatılmasını; TEDAŞ borçlarının faizsiz
ertelenmesini, sigorta prim oranlarının düşürülmesini
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü
bağlayınız.
Buyurunuz.
AHMET ORHAN (Devamla)
Sayın Başkan, bitiriyorum.
Çok teşekkür ediyorum.
mazot ve gübrede KDV ve ÖTV
oranlarının indirilmesini; yağmurlama, damlama sistemleri ve
diğer sabit yatırımlarda ve girdilerdeki KDV oranının
kaldırılmasını; kâr edip etmediğimize
bakılıp bakılmaksızın stopaj yoluyla peşin olarak
ödediğimiz vergilerin üretime dönmesini talep etmekteyiz. demektedirler.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Orhan.
Sayın milletvekilleri,
şimdi gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 24 milletvekilinin, göç
veren illerde göçe neden olan sorunların araştırılarak,
göçün önlenmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/643)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Göç veren illerde göçe neden
olan sorunların araştırılarak göçün engellenmesi için
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasamızın
98inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104üncü ve
105inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılması için gereğini saygılarımızla arz ederiz.
18.02.2010
1) Alim
Işık (Kütahya)
2)
Cemaleddin Uslu (Edirne)
3) Mehmet
Serdaroğlu (Kastamonu)
4) Oktay
Vural (İzmir)
5) Kamil
Erdal Sipahi (İzmir)
6) Cumali
Durmuş (Kocaeli)
7)
Muharrem Varlı (Adana)
8)
Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
9) Necati
Özensoy (Bursa)
10)
Beytullah Asil (Eskişehir)
11) Hasan
Çalış (Karaman)
12) Ahmet
Orhan (Manisa)
13) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
14)
Durmuşali Torlak (İstanbul)
15)
Mithat Melen (İstanbul)
16) Murat
Özkan (Giresun)
17)
Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
18)
Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
19) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
20) Recai
Yıldırım (Adana)
21)
Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
22) Ahmet
Bukan (Çankırı)
23) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
24)
Şenol Bal (İzmir)
25) Erkan
Akçay (Manisa)
Gerekçe:
Ülkemizde AKP hükümetleri
döneminde uygulanan yanlış ekonomi, tarım ve
hayvancılık politikaları ile son dönemde yaşanan ekonomik
krizin de etkisiyle bazı illerimizde yüksek oranda göç ortaya
çıkmış ve önemli miktarlarda genç erkek nüfusun büyük
şehirlere göç ederek kendi memleketlerini terk etmesi engellenemez
olmuştur. Metropoller başta olmak üzere büyük sanayi kentlerine olan
yoğun göç sonucu bu şehirlerde ortaya çıkan nüfus
artışı, bir yandan yeni birçok sorunun kaynağını
oluştururken diğer yandan da Türkiyenin kırsal nüfus
oranının düşmesine ve işsizlik oranının giderek
yükselmesine neden olmaktadır.
Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK)nun 2008 yılı sonu verilerine göre, ülkemizdeki
şehir nüfusunun toplam nüfus içindeki payı %75, yıllık
nüfus artış hızı %1.31, işgücüne katılma
oranı %46.9, işsizlik oranı %11 olarak
açıklanmıştır. Resmi işsizlik oranı 2009
yılı sonunda %14e, toplam işsiz sayısı ise 3.5
milyona yaklaşmıştır.
TÜİKe göre, 2008
yılı sonu itibarıyla nüfus artış hızı
negatif olan, başka bir ifadeyle göç vererek nüfusu azalan toplam 25
ilimiz ve nüfus azalma oranları sırasıyla; Bilecik (-%5.35),
Kütahya (-%3.14), Isparta (-%2.99), Amasya (-%1.63), Yozgat (-%1.62), Burdur
(-%1.50), Erzincan (-%1.36), Erzurum (-%1.28), Bayburt (-%1.23), Sivas
(-%1.08), Karabük (-%1.02), Artvin (-%0.90), Çorum (-%0.80), Tokat (-%0.65),
Afyonkarahisar (-%0.60), Bolu (-%0.57), Edirne (-%0.46), Ardahan (-%0.43),
Kırıkkale (-%0.33), Bitlis (-%0.30), Muş (-%0.30), Çanakkale
(-%0.28), Manisa (-%0.24), Kırşehir (-%0.20), Kars (-%0.03) olarak
belirlenmiştir. Bu illerimizin hemen hemen tamamının orak
özelliği ekonomilerinin ve istihdamlarının
ağırlıklı olarak tarıma ve hayvancılığa
dayalı olmalarıdır. TÜİKin aynı yıla ait
verilere dayalı olarak bu illerimiz için açıkladığı
işsizlik oranı değerleri, göç nedeniyle başka illere giden
vatandaşlarımızın dikkate alınmaması nedeniyle
önemli farklılıklar göstermektedir. Örneğin, nüfus
azalmasının (göçün) en fazla olduğu ilk 3 il yukarıda da
görüldüğü gibi Bilecik, Kütahya ve Isparta illeri olarak
sıralanmış iken işsizlik oranının en yüksek
olduğu ilk 3 il, Şırnak (%22.1), Adana (%20.5) ve Hakkâri
(%18.3) olarak sıralanmıştır.
İşgücü
piyasasında illerin işsizlik risklerinin analitik hiyerarşi
süreci yöntemiyle belirlendiği bir araştırmanın
sonuçlarına göre; Türkiyede işsizlik riskinin en yüksek olduğu
ilk 5 il sırasıyla Bartın, Kastamonu, Muş, Kütahya ve
Çankırı, işsizlik riskinin en düşük olduğu ilk 5 il
ise İstanbul, Bilecik, Edirne, Antalya ve İzmir olarak
belirlenmiştir. Bu araştırmanın sonuçları da TÜİK
tarafından açıklanan sonuçlarla önemli çelişkiler içermektedir.
Bu önemli çelişkiler,
ülkemizde göç veren illerde göçü tetikleyen önemli sorunların
araştırılarak özellikle genç nüfusun doğduğu kentte
doyurulmasını sağlayacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla
geniş kapsamlı bir çalışmanın
yapılmasını gerektirmektedir. Belirtilen nedenlerle bu konuda
bir Meclis Araştırmasının açılmasında yarar
görülmektedir.
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işık ve 24 milletvekilinin,
KOBİler ile esnaf ve sanatkârların sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/644)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizdeki KOBİlerin,
küçük esnaf ve sanatkârların sorunlarının
araştırılarak alınacak önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasamızın 98inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İç Tüzüğünün 104üncü ve 105inci maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
18.02.2010
1) Alim
Işık (Kütahya)
2)
Cemaleddin Uslu (Edirne)
3) Mehmet
Serdaroğlu (Kastamonu)
4) Oktay
Vural (İzmir)
5) Kamil
Erdal Sipahi (İzmir)
6) Cumali
Durmuş (Kocaeli)
7)
Muharrem Varlı (Adana)
8)
Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
9) Necati
Özensoy (Bursa)
10)
Beytullah Asil (Eskişehir)
11) Hasan
Çalış (Karaman)
12) Ahmet
Orhan (Manisa)
13) Emin
Haluk Ayhan (Denizli)
14)
Mithat Melen (İstanbul)
15) Durmuşali
Torlak (İstanbul)
16) Murat
Özkan (Giresun)
17)
Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
18)
Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
19) Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir)
20) Recai
Yıldırım (Adana)
21)
Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
22) Ahmet
Bukan (Çankırı)
23) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
24)
Şenol Bal (İzmir)
25) Erkan
Akçay (Manisa)
Gerekçe:
Ülkemizde yaşanan
ekonomik krizin de etkisiyle toplumun her kesiminde önemli sorunlar
yaşanırken, özellikle 250 çalışandan daha az
çalışanı bulunan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
(KOBİ'ler) ile küçük esnaf ve sanatkâr kesiminde ortaya çıkan
çeşitli sorunlar nedeniyle birçok insanımız iş yerini
kapatmak zorunda kalmış, çok sayıda insanımız da
borcunu zamanında ödeyemediği veya alacağını
zamanında tahsil edemediği için ağır ekonomik
sıkıntılarla yüz yüze gelmiştir.
Ülkemizi 7 yılı
aşkın bir süredir tek başına yöneten AKP
iktidarının uyguladığı yanlış politikalar
nedeniyle günümüzde, birçok ilde icralık dosya sayılarının
aşırı derecede artması nedeniyle yeni icra müdürlükleri
kurulmuş ancak aynı derecede yeni istihdam alanları
oluşturulamamıştır.
Ülkemizde işsiz
vatandaşlarımızın sayıları her geçen gün
artarken, işyerlerinin kapanarak istidam alanlarının
daralması yaşanan sorunların daha da büyümesine yol
açmaktadır.
Günümüzde; cadde ve
sokaklarda içi boş dükkân sayısının arttığı,
esnafımızın sattığı malın yerine yenisini
koyamadığı, KOBİ'lerin ve esnafların
sorunlarını hükümete aktaracak meslek odaları veya sivil toplum
kuruluşlarının yeterince etkili olamadığı,
esnaflarımızın yeterli düzeyde satış
yapamadığı veya dükkanını siftahsız kapatmak
zorunda kaldığı, taksitlendirmek zorunda kaldığı
vergisini zamanında ödeyemediği, 15-20 yıldır her ay düzenli
olarak ödediği BAĞKUR primini yaşanan ağır ekonomik
krizin de etkisiyle son 2 yıldır ödeyemez hale geldiği,
aylık olarak yatması gereken bu primi
yatıramadığı için sağlık hizmetlerinden
yararlanamadığı, hastalandığında doktora
gidemediği ve ilacını alamadığı, SSK'dan emekli
olup da esnaflık yapanlardan kesilen önemli miktardaki Sosyal Güvenlik
destek primi kesintisinin adil bir uygulama olmadığı ve bundan
dolayı birçok esnafımızın mağdur olduğu, bu
durumdan haberi olmayan veya sonradan haberi olanların ise birikmiş
borçların altından kalkamadığı, işyerinin günlük
zorunlu harcamalarını karşılayamadığı,
birçok esnafımızın işyerini satsa bile borçlarını
ödeyemeyecek durumda olduğu vb. yönündeki iddialar ülkemizin çok önemli
gerçekleri haline gelmiştir.
Yaşanan ekonomik kriz
nedeniyle piyasalarda para dolaşımının
kısılması nedeniyle birçok esnafımız iş
bırakmış veya kepenk kapatmak zorunda kalmıştır.
Nitekim son iki yılda 85 bine yakın esnaf işyerini terk
etmiş ve kapanan işyeri sayısı % 50'ye yakın
artmıştır.
Ülkemiz genelinde üretim
yapılan sanayi işletmelerinin çok büyük bir bölümünü oluşturan,
ülkemiz ekonomisinde ve istihdamında önemli bir yere sahip KOBİ'ler
birçok konuda içinden çıkamadıkları sorunlarla karşı
karşıyadırlar. Birçok sanayi sitesinde yollar, trafik
işaret ve sinyalizasyon altyapısı hizmetleri
tamamlanamamıştır.
Küçük esnaf ve
sanatkârın KOBİ tanımı içinde değerlendirilmesine ve
perakendecilik sektöründeki haksız rekabetin önlenmesine yönelik yasal
düzenlemeler henüz yapılamamış, KOSGEB desteklerinden yararlanan
işletmelerin sayısı ve destek tutarları beklenen düzeyde
artırılamamıştır.
Birçok KOBİ sahibi ve
küçük esnafımız yaptığı işin özellikleri, hesap
tutma, vergi, satış ve pazarlama, satış sonrası
hizmetler, dış ticaret vb. konularda yeterli bilgi sahibi olmadıkları
için birçok istismara maruz kalmaktadır.
Yukarıda belirtilen
nedenlerle ülkemizdeki KOBİ'ler ile küçük esnaf ve sanatkârların
içinde bulundukları sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırmasının açılmasında yarar görülmektedir.
3.- Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19
milletvekilinin, hayvancılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/645)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
Ülkemiz
hayvancılığının ve hayvan üreticilerinin içinde
bulunduğu olumsuz durumun incelenmesi ve alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98, TBMM
İçtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince Araştırma
Komisyonu kurularak sorunun araştırılmasını arz ve
talep ederiz. 19.02.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı
Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
İnsanoğlunun en
temel ihtiyacı ve en temel hakkı beslenmedir. İnsan
hayatının devamı için vazgeçilmez olan bu en temel hak,
sağlıklı beslenme kriterleri doğrultusunda
kullanıldığında kaliteli ve sağlıklı bir
hayatı da beraberinde getirecektir. Sağlıklı beslenme
kriterlerinin başında ise yeterli ve dengeli beslenme gelmektedir.
Yeterli ve dengeli beslenme söz konusu olduğunda, hayvansal ürünler
taşıdıkları biyolojik özellikler nedeniyle insan
beslenmesinde vazgeçilmez ve ikame edilemez bir konumdadır.
Hayvancılık,
insanın dengeli beslenmesi için gerekli olan et ve süt gibi temel ürünleri
üretmesinin yanında, özellikle kırsal alandaki açık ve gizli
işsizliği azaltmak ve önlemek bakımından da önemlidir. Bu
yönüyle göç olaylarını ve bunun ortaya çıkardığı
sosyal sıkıntıları azaltmak ve önlemek gibi önemli ekonomik
ve sosyal fonksiyonlara da sahiptir. Hayvancılık sektör olarak, et,
süt, tekstil, deri, kozmetik ve ilaç sanayi dallarına hammadde
sağlayarak, dengeli kalkınmaya katkıda bulunduğu gibi
ihracat yoluyla döviz gelirlerini de arttırmaktadır. Ayrıca
insan gıdası olarak tüketilemeyen bitkileri ve bitkisel
artıkları değerlendirmesi nedeniyle insan hayatında ve ülke
ekonomisinde önemli bir yere ve değere sahiptir.
Ülkemiz
hayvancılığının giderek gerilediği TÜİK
verilerinden anlaşılacağı gibi son aylarda hızla artan
et fiyatları da bunu kanıtlamaktadır. Kırmızı
etin kilogramına, AB tüketicisi 4-5 $, ABD tüketicisi 2-3 $ öderken,
ülkemiz tüketicisi 16-17 $ ödemektedir. 2009 Haziran ayında 18 TL olan
dana kıymanın fiyatı, 2010 Şubat ayında 24 TL'ye, 17
TL olan kuzu but fiyatı da 23 TL'ye çıkmıştır.
Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde
kullanılan önemli kriterlerden birisi de kişi başına
tüketilen hayvansal ürünler miktarıdır. Avrupa ülkelerinde kişi
başı kırmızı et tüketimi
Mevcut ve önceki
iktidarların öngörüsüz ve sığ tarım ve
hayvancılık politikaları ülkemizde et tüketimini,
fiyatların yüksekliği nedeniyle neredeyse lüks tüketime
dönüştürmüştür. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren
hayvancılığımızda sürekli denilebilecek bir
gelişme sağlanmışken, 24 Ocak 1980 kararlarıyla hayvan
üretimi ve hayvansal ürünler üretimine verilen teşviklerin
kaldırılması ile hayvancılığımıza büyük
bir darbe vurulmuştur. Hayvancılığımıza indirilen
ikinci büyük darbe, EBK, SEK ve Yem Sanayi gibi tarımsal
kuruluşların özelleştirilmesi olmuştur. 1952
yılında kurulan EBK, özelleştirilmeye
çalışıldığı 1994 yılına
gelindiğinde 29 olan kombina mevcudu günümüzde 8'e
düşürülmüştür. Üreticinin yetiştirdiği hayvanların
değerlendirilmesi ve hayvan hastalıklarının önlenmesinde
önemli yeri olan Et Balık Kurumunun işlevsizleştirilmesi ile
hayvan üreticisi tüccarın ve vurguncuların oyuncağı haline
getirilmiştir.
Hayvancılığın
gerilemesinde rol oynayan bir diğer önemli etken de meraların
hızla yok edilmesidir. 1940 yılında 44 milyon hektar olan
çayır mera alanları günümüzde 12 milyon hektara kadar
düşmüştür. Mevcut mera alanlarının yarıya
yakını Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde olmasına
karşın güvenlik gerekçeleri ile uygulanan yasaklar bölge ve ülke
hayvancılığına büyük ölçüde zarar vermektedir.
Başlıca geçim kaynağının hayvancılık
olduğu bu bölgelerde yoğun göç hareketleri yaşanmakta ve
insanlar doğup büyüdüğü topraklardan koparak büyük kentlerin
varoşlarına savrulmaktadır.
Hayvancılığımızın
gerilemesindeki en önemli etkenlerden birisi de maliyeti, yüzde 70-80
oranında belirleyen yem fiyatlarıdır. Yem fiyatları 1
yıl içinde yüzde 50-60 civarında artış gösterdi. Yem
fiyatlarındaki bu artış önlenemediği takdirde sektörden
çıkışın önü alınamaz duruma gelecek ve ne olduğu
belli olmayan kaçak etlerle halkın sağlığı ile
oynanacaktır.
1983-1990 yılları
arasında Türkiye'den Ortadoğu ülkelerine yıllık ortalama
2-2,7 milyon baş canlı küçükbaş hayvan ihracatı resmen
yapılmakta idi. 15 yıl önce elimizde olan bu yakın pazar bugün,
Avustralya, AB ülkeleri ve ABD'nin eline geçmiştir.
1980 yılında 44,5
milyon olan nüfusumuz, bugün 72,5 milyon düzeyindedir. Buna
karşılık, TÜİK verilerine göre, aynı dönemde
büyükbaş hayvan varlığı 16,9 milyondan 10,9 milyona;
küçükbaş hayvan varlığı ise 67,6 milyondan 29,5 milyona
gerilemiştir.
Uygulanmış ve
uygulanmakta olan politikalar hayvancılığımızı
bitirme noktasına getirmiştir. Nitekim son yıllarda görülen
hayvan sayısındaki düşüş ve et fiyatlarındaki
yükseliş, bu soruna bir an önce çözüm üretilmesini gerekli hale
getirmiştir.
Ülkemizde
hayvancılığın geliştirilmesi ve hayvan
üreticilerimizin sorunlarının Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin tespit edilmesi yerinde olacaktır.
4.- Trabzon Milletvekili Süleyman Lâtif Yunusoğlu ve 19
milletvekilinin, çay üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/646)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizdeki çay üretiminin ve
çay üreticilerinin sorunlarının araştırılması ve
gerekli önlemlerin alınması amacıyla, Anayasa'nın 98,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılması için gereğinin
yapılmasını arz ederiz.
1) Süleyman Lâtif
Yunusoğlu (Trabzon)
2) Beytullah Asil (Eskişehir)
3) Mehmet Şandır (Mersin)
4) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
5) Murat Özkan (Giresun)
6) Durmuşali Torlak (İstanbul)
7) Reşat Doğru (Tokat)
8) Hasan Çalış (Karaman)
9) Rıdvan Yalçın (Ordu)
10) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
11) Mustafa Kalaycı (Konya)
12) Alim Işık (Kütahya)
13) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
14) Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
15) Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın)
16) Şenol Bal (İzmir)
17) Muharrem Varlı (Adana)
18) Metin Ergun (Muğla)
19) Kadir Ural (Mersin)
20) Akif Akkuş (Mersin)
Gerekçe:
Ülkemizde, 1937 yılında
Çay Kanunu çıkarılmış, 1938 yılında ilk yaş
çay ürünü elde edilmiştir. 1940 yılında Ziraat Bankasından
çay üreticisine 5 yıl süre ile faizsiz kredi verilmiştir. 1947
yılında 60 ton/gün kapasiteli ilk çay fabrikası
açılmıştır. 1984 tarihinde ise çay tarımı,
üretimi, işletmesi ve satışı serbest
bırakılmıştır. Günümüzde ÇAYKURa ait 46 adet yaş
çay işleme fabrikası, 3 adet paketleme fabrikası, özel sektöre
ait 200 dolayında yaş çay işleme fabrikası
bulunmaktadır.
Dünyada 40'a yakın
ülkede çay tarımı yapılmaktadır. Bu 40 ülkenin 15'inde çay
üretimi çok azdır. Geriye kalan 25 ülkenin içinde Türkiye'nin çay üretimi
önemli büyüklüktedir.
Türkiye'de yaklaşık
76 bin 600 hektarlık alanda 205 milyon ton çay üretilmektedir. Türkiye çay
üretiminde dünyada Çin, Hindistan, Sri Lanka ve Kenya'dan sonra 5.
durumdadır. Ülkemizde 205 bin aile, yaklaşık 1 milyon
insanımızın tek geçim kaynağı çaydır.
Türkiye, üretici ülkeler
arasında çay tarım alanlarının genişliği
bakımından 6. sırada, kuru çay üretimi yönünden 5. sırada; yıllık
kişi başına tüketim bakımından ise 4. sırada
(yıllık kişi başına çay tüketimi
Hindistan ve Sri Lanka gibi
ülkelerde ise iklimden ötürü bütün yıl boyunca çay üretimi
yapılmakta, bu nedenle de o ülkelerde çay ülkemize göre daha düşük
maliyetle elde edilmektedir. Türkiye'de
Çay tarımı bölgede
çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde
yapılmaktadır. Çay üreticilerinin % 80'i 0,5-5 dekar, % 18'i 6-10
dekar, % 2'si 11-15 dekara kadar çaylık alana sahiptir.
Çay bahçeleri miras hukuku
nedeniyle giderek bölünmekte ve ekonomik olmaktan uzaklaşmaktadır.
Çay tarım alanlarında işletme büyüklüğünün optimum
işletme büyüklüğünden daha düşük seviyede olması üretim maliyetlerinin
artmasına, ailenin geçimini temin edecek gelir düzeyinin yetersiz
olmasına ve üreticilere teknik tarımsal yöntemleri benimsetmeyi
zorlaştırmaktadır.
Biz çay üretiminde
dünyanın ilk 5 ülkesinden biri olmamıza rağmen, ihracatı
teşvik etmeyi bırakın, ithalatın önüne geçemiyoruz.
Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulunun Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü 2007
Yılı Faaliyet Raporunda ülkemizde çay üretimi maliyetlerinin
diğer üretici ülkelerin maliyetlerinden 4-5 kat fazla olduğu ifade
edilmektedir.
Başbakan Sayın
Recep Tayyip Erdoğan 2002 yılında Rize'de yaptığı
konuşmada, yaş çayın fiyatının 750 lira
olmasını istemişti. Üretici 750 lirayı Başbakanın
iktidarının ancak 7. yılında görebildi.
Çay fiyatında son 14
yılda bir önceki seneye göre artışın en çok 1996'da
olduğunu görüyoruz. 2001 kriz döneminde bile çay fiyatındaki
artış yüzde 53 iken, 2009 da bir önceki yıla göre
artış yüzde 7.19'dur.
Bu tablo, çay üreticilerinin
çok ciddi sorunları olduğunun bir başka göstergesidir.
Hem ihracatı
artırmak, hem de ithalatı engellemek için çayda yapılması
gereken minimum maliyetle, maksimum kaliteyi yakalayacak bir çay üretimi
politikasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Türkiye çay üretiminde
dünyanın ilk 5 ülkesinden biri olmasına rağmen, ihracatı
teşvik etmeyi bırakın, ithalatın önüne geçemeyen bir
ülkedir.
Bütün bu sorunların
araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması
gereklidir.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri,
Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu gündemin Sözlü
Sorular kısmında yer alan sorulardan 2, 3, 4, 17, 35, 50, 70, 71,
99, 123, 129, 130, 132, 164, 165, 172, 214, 217, 232, 319, 391, 392, 420, 421,
422, 423, 424, 425, 433, 440, 445, 458, 496, 515, 538, 547, 549, 550, 553, 554,
557, 559, 560 ve 563üncü sıralardaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini
sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Şimdi, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/331, 10/504) esas numaralı Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergelerin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 30/3/2010 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun
30.03.2010 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Ön Görüşmeler kısmında yer alan
10/331, 504 esas numaralı ile 03.03.2010 tarihinde verilen Mehmet
Şandır ve arkadaşlarınca aynı mahiyeti
taşıyan Denizcilik sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince Meclis Araştırması önergelerinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 30.03.2010 Salı günlü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde İstanbul Milletvekili Durmuş
Ali Torlak. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Torlak.
D. ALİ TORLAK
(İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türk denizcilik sektörünün sorunlarının
ve çözüm yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılması için verdiğimiz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan
önce, bugün Hakkâri ilimizin Çukurca ilçesi kırsal alanında arazi
arama ve taraması esnasında mayın patlaması sonucu
şehit düşen 3 uzman çavuşumuza Allahtan rahmet,
yakınlarına ve büyük Türk milletine
başsağlığı diliyorum. Aynı olayda yaralanan 2
uzman çavuşumuza da acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri,
yan sanayisi ve aileleriyle birlikte 650-700 bine yakın
insanımızın geçim kapısı olan, başka sektörlerde
eşi benzeri görülmeyen destek ve dayanışma örneğinin
sergilendiği denizcilik sektörü, bir endüstri alanı olduğu kadar
aynı zamanda bir ticaret ve hizmet kolu olarak ülkemizin lokomotif sektörlerinden
biridir. Türk denizciliği ve gemi inşa sanayisi son on bir-on iki
yılda ihraç ettikleri gemilerle büyük kazanımlar ve
başarılar elde etmişlerdir, bugün içinde bulundukları
sıkıntı yatırım sıkıntısıdır.
Bu sanayi dalı, dünyada devletler tarafından desteklenerek
büyümüştür. Bugün, Çin, Japonya, Güney Kore ve başta Almanya olmak
üzere Avrupa Birliği ülkeleri, Hindistan, Filipinler, Malezya ve Vietnam
gibi ülkeler, gemi inşa sanayilerini ve denizcilik sektörlerini korumaya
almışlardır, sektör için tüm koruyucu tedbirleri uygulamaya
koymuşlardır. Türkiyede ise durum tam tersine dönmüş
durumdadır. Hükûmet, teşvik ve destekleri kaldırarak,
bankaların kredi musluklarını kapatmalarına sadece seyirci
kalarak sektörü değil, âdeta bankaları desteklemiştir.
Ayrıca, bugün, Uzak Doğu ülkelerinin hem iç piyasada hem de
dış piyasada ucuz işçiliğe dayalı üretim
yapmasıyla birlikte, bizim gibi maliyetlerin yüksek olduğu ülkelerin
devlet desteği olmadan rekabet edebilirliği
kalmamıştır.
Değerli milletvekilleri,
dünya deniz ulaştırması yıllık yaklaşık
300-350 milyar dolar civarı bir katma değer yaratmakta ve bunun da
yaklaşık yüzde 30u Akdeniz havzası
taşımacılığından sağlanmaktadır. Toplam
ithalat ve ihracatının yaklaşık yüzde 88ini deniz yoluyla
gerçekleştiren Türkiye'nin bu pastadan aldığı pay ise yüzde
0,6dır. Komşumuz Yunanistan ise yılda 60 milyar dolar kazanarak
300 milyar dolarlık pastanın yüzde 20sini almaktadır.
Yine sektör raporlarında
belirtildiği gibi, dünya sıralamasında 1 Ocak 2002de 19uncu
olan Türk deniz ticaret filosunun 2009da 26ncı sıraya düşmesi
denizcilik sektörünün nereden nereye geldiğinin göstergesidir.
Ayrıca, 2002 yılına kadar, 450 civarındaki
sayısıyla Akdenizde tartışmasız bir güç olan Türk
koster filomuz, son sekiz yılda eriyerek yüzde 85 oranında
küçülmüş ve yaşı ilerlemiş, elli - elli beş
civarında bir sayıya gerilemiştir. Seyir emniyeti ve deniz
güvenliği bakımından gençleştirilme ihtiyacı açık
olan deniz ticaret filomuzun on yıl önce on yedi olan yaş ortalaması
bugün itibarıyla yirmi dörttür.
Tonaj bakımından
incelendiğinde ise on yıl önce 10,5 milyon dead weight ton iken
2009da 7,5 milyon dead weight tona düştüğü görülmektedir. Bu durumu
dünya ile karşılaştırdığımızda, on
yıl önce dünya deniz ticaret filosu 550 milyon dead weight ton iken bugün
1,2 milyar dead weight tondur. Yani dünyada yüzde 120 artış
olmuş, bizde ise yüzde 27 küçülme olmuştur.
Tüm bu göstergeler, önlem
alınmaması durumunda ülkemizi dünya ile rekabet eder hâle getiren
gemi inşa sanayisinin, dolayısıyla Türk denizciliğinin çok
ağır bedeller ödeyeceğini göstermektedir. Bu nedenle,
yaşanan krizin sektör üzerindeki etkilerinin incelenmesi, sektörün ayakta
kalmasını sağlayacak politika ve finansal önlemlerin acil olarak
hayata geçirilmesi zaruret hâline gelmiştir.
Tüm dünyada denizcilik
sektörüne önem veren ülkeler, bu sektörün gelişmesi için gerekli olan en
önemli faktörün finansman olduğunun bilinciyle hareket etmişlerdir.
Bu nedenle, uygun finansman modelleri oluşturmadan bir ülkenin denizcilik
sektörünü geliştirmesinin ve büyütmesinin mümkün olmadığı
bilinmelidir.
Dünya ticaretinde 2010
yılı sonunda yüzde 3 veya 3,5 oranında büyüme olacağı
söyleniyor. Dünya ticaretinde öngörülen bu büyümenin denizcilikte işlerin
belli ölçüde açılmasına yol açacağı anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, dünya ticaretindeki olası bir büyümeden ülke olarak pay
alabilmemiz için Türk denizcilik sektörünün kriz nedeniyle yaşamakta
olduğu mali darboğazdan çıkması gerekmektedir, bunun için
de çok ciddi yapısal ve finansal desteğe ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu bağlamda, denizcilik sektöründe bazı yapısal önlemlerin
alınması ve finansal desteklerin sağlanması noktasında
önemli gördüğüm bazı çözüm önerilerini de sizlerin huzurunda sizlere
sunmak isterim: Gemi inşa sanayimiz, daha önce olduğu gibi özel önem
taşıyan sektör statüsüne yeniden kavuşturulmalıdır.
Yatçılık, hizmet
ihraç edilerek döviz getiren bir sektördür. Günümüzde yurda önemli ölçüde döviz
girdisi sağlayan yat işletme firmalarının ihracatçı
sayılmaları ve ihracatçı firmalara uygulanan teşviklerden
faydalandırılmaları sağlanmalıdır.
Yaşlı deniz ticaret
filomuzun gençleştirilmesi için, Hükûmet, armatörlere, gemilerini Türk
tersanelerinde yaptırma şartıyla teşvik ve kredi
desteği vermelidir. Tersanelerin modernizasyonu için projeye dayalı finansal
destek sağlanmalı, verimliliğin artırılmasına
yönelik mevcut tersanelerde teknolojik yapılanmalar teşvik
edilmelidir.
Kredi Garanti Fonundan veya
gemi ipoteği karşılığında kamu
bankalarından, tersanelerde inşası yarım kalmış
gemiler için yeterli düzeyde finansman desteği
sağlanmalıdır. Ayrıca, Eximbankın denizcilik
sektörüne desteği artırılmalı, kamu ve özel bankaların
denizcilik sektörüne ilgisizliğinin giderilmesi Hükûmet tarafından
acil olarak gündeme alınmalıdır.
Türk bankacılık
sektörü denizcilik yatırımlarına uygun olarak ihtisaslaşmalı
ve uluslararası normlara uygun, ihracata yönelik köprü kredisi, orta ve
uzun vadeli kredi ve teminat mekanizmalarını
sağlamalıdır. Gemi almış ve kriz dolayısıyla
elde ettikleri navlunlarla borçlarını tam ödeyemez durumda olan
borçlu armatörlerin 2010 yılında bu
sıkıntılarının çözülmesi için kredi ertelemesine ya da
yapılandırılmasına gidilmelidir.
2002 yılına kadar
Akdenizde taşımacılıkta hâkim durumda olan ve son sekiz
yılda devamlı güç kaybederek yok olma noktasına gelen koster
filomuz, verilecek teşvik ve kredilerle planlı bir şekilde eski
gücüne kavuşturulmalıdır.
Tersane bölgelerinin endüstri
bölgesi kapsamına alınarak gemi imal ve ihracına yönelik gümrük
muafiyetiyle yıllara sâri gemi inşasında alınmakta olan
yüzde 5 stopaj uygulaması kaldırılmalı ve Avrupa
Birliği ülkeleri dışında yapılan gemi malzemeleri
ithalatında fon muafiyeti sağlanmalıdır.
Yabancı bayraklı
gemilerin bakım ve onarımlarında kullanılan sarf
malzemelerinin ihracat kapsamında değerlendirilmesi amacıyla KDV
ve ÖTV Kanununda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
Türk denizcilik sektörü, desteklendiği, gerekli yapısal ve finansal
destekler sağlandığı takdirde Türkiye'nin kaynak
eksikliğini en az yatırımla ve en az destekle giderebilecek önemli
bir sektördür. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana gemi yapım ve
onarım sanayisi, Türk deniz ticaret filosu, limanlarımız, deniz
yoluyla taşınan ticaret mallarımız baş döndürücü
oranlarda büyüdüler. Bu büyümenin sağlanabilmesi için cumhuriyet
hükûmetleri ve ilgili devlet kuruluşları çok değerli çabalar
harcadılar, politikalar belirleyip uyguladılar; gemi ithalatı
yasağı ya da sınırlaması, ucuz kredi, vergi muafiyeti,
vergi iadesi, prim ve kamu yatırımlarıyla ilgili özendirmeler
son yıllara kadar hükûmet politikalarının araçları olarak
kullanıldılar. Sektörde yükselen bu başarı, AKP Hükûmetine
rağmen, 2008 yılında dünya gemi inşa sektöründe 5inci
sıraya kadar yükselmemizi sağlamıştır çünkü bu sektör
elli yıldır AB üyesi konumundadır, dolayısıyla
devletimizden önce Avrupa Birliğine girmiş bir sektördür. Bu nedenle,
sektörün büyüme sebebi, denizcilerin denizleri ufuk mesafesinde görmemelerinden
ve müteşebbis ruhundan kaynaklanmaktadır.
Bu görüşe Hükûmet veya
Denizcilik Müsteşarlığı Doğru değildir. diye
itiraz edebilirler. O zaman ben de buradan şunu sormak isterim: Siz
Hükûmet olarak veya Müsteşarlık olarak dünyadan 20-30 parça gemi
siparişi aldığınızda Gemi inşa sektörü,
alın bunları, bizim sanayicilerimiz olarak sizler yapın,
ülkemize döviz kazandırın. mı dediniz?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
D. ALİ TORLAK (Devamla)
Teşekkür ederim.
Eğer deseydiniz o zaman
Bu başarıda sizler de varsınız. derdim. Ancak bugün yerli
armatörlerin 7 milyon dead weight tonluk aynı şekilde yurt
dışına vermiş oldukları siparişler var.
Bunları da eğer burada, Türkiyede, kendi tersanelerimizde
yapabilseydik, belki bunun da bir başarı olduğunu söylemek
mümkün olabilirdi.
Zaman zaman Sayın
Ulaştırma Bakanımız, denizciliğin 23üncü sıradan
5inci sıraya kendileri tarafından getirildiğini ifade
etmektedirler ki ben buna denizcilikten gelen bir insan olarak, bir
milletvekili olarak katılmadığımı ifade etmek
istiyorum. Bunu kendilerinin başarısı olduğunu ifade
ediyorlar. Eğer bu kadar başarılı iseler, bugün yerlerde
sürünen bu sektörü aynı başarılarını devam ettirmek
suretiyle ayağa kaldırmak için nasıl düşüncelerinin
olduğunu da bu kürsüden mutlaka bize anlatmalarında fayda
olduğunu mütalaa ediyorum.
Bu vesileyle önergemize
destek vermenizi diliyor, yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyoruz Sayın Torlak.
Aleyhte Eskişehir
Milletvekili Tayfun İçli.
Buyurunuz Sayın
İçli.
H. TAYFUN İÇLİ
(Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili
arkadaşlarım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisinin
grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Yine ifade ediyorum, içerik olarak
Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisine karşı değilim.
Aslında AKP grup önerisi aleyhinde söz almak istedim ama tabii ki
sayısal olarak mümkün olmadığı için Milliyetçi Hareket
Partisinin grup önerisi aleyhinde söz talep ettim.
Değerli
arkadaşlarım, yeri gelmişken şunu ifade etmek istiyorum:
Büyük bir ihtimalle, yüzde 99,9 olarak kabul edilecek bir oranda AKPnin grup
önerisi kabul edilecek. Yine bu hafta verilen AKP grup önerisinde 490 sıra
sayılı 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkında
Yasayla ilgili bir kanun teklifi önümüze getiriliyor ve bu teklifin temel yasa
olarak görüşülmesi Genel Kurulun bilgisine sunuluyor.
Değerli
arkadaşlarım, hep söylüyorum, kötü örnek örnek değil. İç
Tüzükümüzün 91inci maddesine göre bu yasayı, bu yasa
tasarısını bir temel kanun olarak görüşemezsiniz. İki
bölüm hâlinde görüşüyorsunuz, maddeler üzerinde görüşmüyorsunuz ve
milletvekilinin iradesini, buradaki görüşlerini bir anlamda
kısıtlıyorsunuz. Bu, açık bir Anayasa ve İç Tüzük
ihlalidir. Eğer bu yasa Anayasa Mahkemesine götürülürse inceleme usulü
açısından bu yasa iptal edilir. Bu alışkanlıktan
vazgeçelim diyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bunu da ifade ettikten sonra aslında Türkiye'nin
gerçek gündemi konusundaki görüşlerimi sizlere arz etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, son günlerde Türkiyede Anayasa konuşuluyor.
İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız,
Başbakan Yardımcımız, aslında Anayasanın
175inci maddesine göre milletvekilleri tarafından teklif edilmesi gereken
Anayasa değişiklik tasarısını, teklifini kapı
kapı dolaşmak suretiyle anlatmaya çalışıyorlar. Bugün
de bağımsız milletvekillerinden kimi arkadaşlarımızdan
randevu talep etmek suretiyle bunları arz ediyorlar. Değerli
arkadaşlar, bu yanlış, bunun yöntemi yanlış. Bugün
daha 3 yeni şehidimizle ilgili haber aldık. Allahtan rahmet
diliyorum, yakınlarına başsağlığı diliyorum,
Türk milletine başsağlığı diliyorum. Böylesine,
terörle ilgili önemli acılarımız varken İçişleri
Bakanımız bu Anayasa değişikliğiyle ilgili konularda
kapı kapı dolaşıyor. Bu yanlış değerli
arkadaşlarım. Bunu öncelikle belirtmek istedim.
Değerli
arkadaşlarım, bu, AKPnin Anayasa değişiklik
taslağına içerik olarak baktığınızda,
yapılmaması gereken birçok şeyin yapıldığını
burada görüyorsunuz, hiç yapılmaması gereken şeylerin
yapıldığını görüyorsunuz.
Arkadaşlarımız bunu getirirken Türkiyede demokrasinin
gelişeceği, 12 Eylül askerî darbesinin anayasası olan bu
Anayasanın sivilleşeceği iddiasında bulunuyorlar. Değerli
arkadaşlarım, bu görüş doğru değil.
Bakın, size net olarak
söylüyorum, uluslararası belgeler var. Anayasamızın
90ıncı maddesinin son fıkrasına göre, usulüne göre
yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmeler kanun
üzerindedir ve Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamaz.
Şimdi, bu yargı
bağımsızlığı konusunda elimizde Anayasa 90a göre
çok önemli metinler var. Bakın, birincisi, Birleşmiş Milletler
Bangalore Yargı Etiği İlkeleri. 2003 tarihinde kabul edildi,
Anayasa 90a göre bu bağlayıcı. İkincisi, Avrupa Konseyi
Hâkimlerin Rolü ve Bağımsızlığı Tavsiye
Kararları var. Bunda da tarafız, bu da Anayasamızın
90ıncı maddesine göre kanun üzerindedir. Üçüncüsü de
Birleşmiş Milletler Yargı
Bağımsızlığı İlkeleri. Bu üç ilkeye de
Anayasamızın 90ıncı maddesi gereğince uymakla
yükümlüyüz. Ama AKPli arkadaşlar ne diyor? İşte biz bunu
demokrasi için yapıyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, bakın, elimdeki bu metin Adalet
Bakanlığı sitesinden alınan metindir. Türkiye Cumhuriyeti
yargı sisteminin işleyişiyle ilgili İstişari Ziyaret
Raporudur, bu 2004 tarihlidir. Bundan önce Avrupa Birliği Komisyonu
tarafından, yargıçlar gelmek suretiyle burada birtakım
ziyaretlerde bulunmuş ve raporlar tanzim etmişti. Bakın, burada,
2004 yılında saptadıkları bütün olaylarda, özellikle bu
taslağın içindeki olayları çok acımasızca
eleştirmişlerdir.
Ben size bu elimdeki
metinlerden sadece birkaç tanesini akılda kalması için aktarmak
istiyorum ve bakın, bu görüşleri ortaya koyarken, biraz evvel ileri
sürdüğüm uluslararası belgelere atıf yapmak suretiyle Türkiye
Cumhuriyeti devletini ve yargı sistemini eleştiriyor. Bakın,
hâkimlerin atama yetkisiyle ilgili ve hâkimlerin mesleğe atanmasıyla
ilgili maddelerde -Avrupa Konseyi tavsiye kararları, biraz evvel aktardığım
olaya atıf yapmak suretiyle- Türk Anayasasının 159uncu
maddesinin, Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarının
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan çıkarılmasını
sağlayacak şekilde tadil edilmesini tavsiye etmiştik. diyorlar
2004 yılında. Bırakın Adalet Bakanının ve
Müsteşarının Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan
çıkartılmasını, bu taslakta bu çok daha
kuvvetlendirilmiştir.
Bakın, yine hızla
geçiyorum, zamanımız dar, on dakikada bunları aktarmak çok zor.
Bakın, Yüksek Kurulun bağımsızlığına
ilişkin diğer ilkeler ve endişelerde
Cumhurbaşkanının Yüksek Kurula üye atama yetkisinin
kaldırılmasını ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulundaki temsilcilerini bizatihi kendilerinin seçmeleri hususunda
yetkilendirilmelerini tavsiye etmiştik. diyor.
Bunu saatlerce
konuşabiliriz. Demek ki değerli arkadaşlarım, bu taslak
öyle, denildiği gibi demokrasi taslağı değil, dedikleri
gibi Avrupa Birliğiyle uyumla ilgili değil. Lütfen bunu
aklımıza yerleştirelim ve bunu halkımıza doğru
anlatalım. Halkımızı bu işte aldatmayalım,
kandırmayalım.
Değerli
arkadaşlarım, iki buçuk dakikada da şunu anlatmak istiyorum: AKP
sanki partisinin kapatılmasını istiyor. Buradan dost olarak
uyarmak istiyorum, bu taslak AKPnin hukuk devleti ilkesini zedelemesinin
odağı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılır. Bakın, Anayasa 10 ve 40ıncı maddelerle
ilgili burada bir Anayasa değişikliği teklifi
yaptınız, sizleri uyardım. Bu geçti, Anayasa Mahkemesi bunu
iptal etti, iptal etmekle kalmadı AKPnin laiklik karşıtı
eylemlerin odağı olduğunun bir numaralı kanıtı
olarak kabul etti. Şimdi buraya baktığınız zaman
Anayasanın 2nci maddesi, değişmez, değiştirilmez
hükümlerini değiştirmeye yönelik ve yargı
bağımsızlığını, hukuk devleti ilkesini
ortadan kaldıracak düzenlemeleri burada içermektedir. Bu bir teşebbüstür.
Neden?
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Buna inanıyor musunuz?
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) İnanıyorum. Neden? Bakın, özellikle sizin gibi
muhafazakâr ve kendini milliyetçi addeden arkadaşlarımıza
Anayasanın 69uncu maddesiyle ilgili olayı söyleyeyim, siz onu
değerlendirin.
Bakın, Anayasanın
69uncu maddesinin beşinci fıkrasını yürürlükten
kaldırıyorsunuz. Ne diyor biliyor musunuz Anayasanın 69uncu
maddesini beşinci fıkrası? Bir siyasî partinin tüzüğü ve programının
68 inci maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı
bulunması halinde temelli kapatma kararı verilir. Bunu
kaldırdınız. Peki, 68/4 ne diyor? Okuyorum: Siyasî partilerin
tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin
bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti
ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine
aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya
herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi
amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez. Anayasa 69/5i
kaldırdığınız zaman her siyasi partinin
programında ve tüzüğünde bunlar olacak. Burada diyecekler ki:
Türkiye Cumhuriyeti devleti böyledir, federal devlet olması lazım.
Türkiye Cumhuriyeti şöyle şöyledir. Bir partinin programına,
tüzüğüne bunu yaptığınız zaman bu milleti
parçalarsınız, bu milletin içine nifak tohumu sokarsanız.
Eylemleriyle ilgili de
başka bir cümle sokmuşsunuz oraya Meclisteki sözleri ve
oylarından dolayı -bu eylemdir- hiçbir zaman bir siyasi partinin
kapatılmasının nedeni olamaz. diyorsunuz. Hukukçu musunuz?
Değilsiniz ama en azından okuduğunuzu anlamanız lazım.
Şurada kendinizi bir taraftan milliyetçi muhafazakâr olarak göreceksiniz
bir taraftan millî görüşün temsilcisi olarak göreceksiniz ama millete
nifak sokacak böyle bir olayı özgürlük için önümüze koyduğu zaman
bunlara sessiz kalacaksınız.
Değerli
arkadaşlarım, siz hiç bu
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Hem solcu olacaksınız hem darbeyi savunacaksınız!
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) - Daha neler var, zaman yetmiyor. Zaman bulduk
Bakın başka bir
şey daha söyleyeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Hem solcu olacaksınız hem de darbeci olacaksınız!
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) Solculuk demek ne demektir biliyor musunuz? Eşitlik,
darbecilik demek değil, tam bağımsızlıktan yana olmak
demektir, emperyalistlerin uşağı olmamak demektir, özgürlükten
yana olmak demektir, sosyal adaletten yana olmak demektir, hukuk devletinden
yana olmak demektir, mazlumun yanında olmak demektir.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Biraz evvel dediklerinle çelişiyorsun Sayın İçli.
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) Bu, değerli arkadaşlarım, biraz evvel
uluslararası metni söyledim. Tabii -tahrik etmekle- bazı konulara
burada değinemiyorum zaman darlığı nedeniyle.
Değerli
arkadaşlarım, dost tavsiyesi, yarın bir gün ağlama
zamanı gelecek, ağlamaya başlayacak birileri. Bunları
yapmayın. Bu demokrasiye yazık ediyorsunuz. Türkiyeyi böyle
tartışmalarla gerilimli ortamlara sokmak suretiyle Türkiyede siyasi
istikrarı bozuyorsunuz. Siyasi istikrar olmazsa ekmek de olmaz, ekonomik
istikrar olmaz. Türkiye'nin sorunu açlık, Türkiye'nin sorunu
işsizlik, Türkiye'nin sorunu hoşgörüsüzlük, bunları çözmemiz
lazım. Ama böyle dayatma anayasa taslaklarıyla demokrasiye yazık
edersiniz diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen Genel
Kurulu selamlayınız.
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım, sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın İçli.
Lehte Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllü.
Buyurunuz Sayın Çöllü.
(CHP sıralarından alkışlar)
HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Antalya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; denizcilik sektörünün
sorunlarının araştırılması istemiyle verilen
araştırma önergesinin lehinde CHP Grubunun görüşlerini paylaşmak
üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
hep vurguladığım bir nokta var, Türkiye çok şanslı bir
deniz ülkesi ve denizlerimiz de çok ciddi ekonomik potansiyeli
barındırmaktadır ancak denizlerimizden yeterince faydalanabildiğimizi,
denizlerimizin vatandaşlarımıza yeterince refah
sağlayabildiğini maalesef söylemek mümkün değildir. Yedi
yıllık AKP İktidarı döneminde de denizcilerimizin ve
denizcilik sektörünün beklediği adımların atılabildiğini
de görmemek bizleri üzmektedir.
Ekonomik kriz denizcilik
sektörünü teğet geçmemiştir. Denizcilik sektörü krizi en
ağır şekilde yaşayan sektörlerden biri olmuştur. Gemi
inşa sektörümüz ciddi bir kriz yaşamıştır. 20 bine
yakın kişi işini, aşını kaybetmiştir. Gemi
siparişleri durmuş, onlarca sipariş iptal edilmiştir.
Yaklaşık 5 milyar dolarlık iş kaybı söz konusudur.
Deniz taşımacılığımız ise büyük bir kan
kaybı yaşamaktadır. Günlük gemi kiraları 200 bin
dolarlardan 50 bin dolarların çok altına düşmüştür. Türk
bayraklı gemi sayımız gerilemiş,
taşımacılıkta 2003 yılındaki Türk bayraklı
gemilerin oranı yüzde 32 iken bugün yüzde 20lere düşmüştür.
Denizcilerimiz
sorunlarını birçok kez Hükûmete aktarmaya
çalışmışlar ve birkaç toplantıya ben de
katıldım ama hiçbirinde somut bir adım maalesef
atılmamıştır. Denizcilerimiz kaderine terk edilmiş ve
büyük kayıplar yaşanmıştır. Bugün ise sektör kendi
dinamikleriyle harekete geçmeye çalışmakta ve krizi aşmaya
çalışmaktadır. Daha önceden kriz başladığında
bir can suyu sektöre verilebilseydi böylesine büyük bir tahribat kesinlikle
yaşanmayabilirdi.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye krizi seyrederken bu alanda rakibimiz olan diğer ülkelerin neler
yaptığına lütfen bir bakalım, bu da bize ibret olur
umarım. Almanya denizcilik sektörüne yaklaşık 15 milyar dolarlık
bu süreçte kredi desteği sağlamıştır. Çin,
tersanelerinde 10 milyar dolar düzeyinde kredi açarken bu ay içinde
aldığı bir kararla da 2012 yılına kadar gemi
fiyatı üzerinden yüzde 17 doğrudan destek sağlayacaktır.
Fransada devlet hem sektörü hem de iş gücünü koruyabilmek için Chantiers
de lAtlantique tersanelerine sermaye artırma yoluyla üçte 1 oranında
ortak olmuştur. Güney Kore tersanelerinde inşa edilen 70e yakın
gemi, ihracat teşviki kapsamındadır. Kamu-özel iş
birliğiyle son dönemlerde 4 milyar dolara yakın bir fon oluşturulmuş
ve iptali muhtemel 100e yakın siparişin gerçekleşmesi için bu
fon devreye sokulmuştur.
Bu ülkeler kendi denizcilik
sektörlerinin krizden en az hasarla çıkmasını
başarmışlardır ve bu ülkeler milyar dolarlık fonlar
oluştururken Türkiye'de sektör kaderine terk edilmiş,
yatırımcılar bankaların insafına
bırakılmış, özel bankaların da kredi konusundaki
olumsuz tutumu nedeniyle sektör maalesef ağır darbe yemiştir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; denizcilik sektörünün yük ve yolcu
taşımacılığı, limancılık faaliyetleri,
gemi inşası ve tersanecilik hizmetleri ile deniz turizmi
konularında ekonominin lokomotifi olması gerektiği
tartışılmaz bir gerçektir. Bunların yanına ayrıca
eğitimi de ekleyebiliriz. Bu saydığım alanlarda
yapılması gereken daha çok iş vardır, ama bu iradenin, bu
İktidarın bunu başarabildiğini ve
başarabileceğini söylemek güçtür.
Geçen yıl Denizcilik
Müsteşarlığının bütçesi konuşulurken, bu konuda
görüşlerimi açıklarken Denizciliğin bir vizyonu, bir stratejisi
yok. demiştim, oradaki bürokrat arkadaşlar buna haklı olarak
üzülmüşlerdi. Sanıyorum bu bir tetikleme yarattı ki bu konuda
bir strateji planı hazırlamışlar, bunu da memnuniyetle
karşıladık.
Bu dokümanı inceledik ve
bu dokümanda şunları gördük: Dünya deniz ticaret filosu büyürken Türk
bayraklı gemilerle yapılan
taşımacılığın düştüğünü gördük. Üç
tarafı denizlerle çevrili ülkemiz açısından bu sonuç, maalesef
çok dramatik bir durumdur.
Bu planın verilerine
göre -devam ediyorum- 2003 yılında ihracatın yüzde 28i Türk
bayraklı gemilerle gerçekleştirilirken, 2008 yılında bu
rakam yüzde 15e gerilemiştir. İthalatta ise 2003 yılında
Türk bayraklı gemilerin payı yüzde 30 olurken, 2008 yılında
ithalatın yüzde 14ü Türk bayraklı gemilerle ancak
yapılabilmiştir. Deniz
taşımacılığının kara yoluna göre katbekat
ucuz olmasına karşın, hâlen yurt içi insan
taşımacılığında yüzde 95, yük
taşımacılığında, maalesef, yüzde 92 kara yoluyla
yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bu tablo ülkemizin hak ettiği bir tablo değildir. Türkiye'nin yüzünü
daha fazla denizlere dönmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir
bakışın olmadığı da açıkça ortadadır.
Hükûmetin 2010 programına baktığımızda, neredeyse
denizcilik sektörüne hiç yer verilmediğini gördük. Doğrudan
denizcilikle ilgili iki konuyu ancak tespit edebildim. Türk limanları için
yönetim modeli hazırlanacak, kıyı yapıları master
planı tamamlanacak, iki konu da demir yoluyla bağlantılı
olarak geçmektedir Hükûmetin programında. İki başlık ile
denizcilik sektörünün önem ve değerinin anlaşılabildiğini
söylemek, maalesef, mümkün değildir. Öncelikle denizciliğimizin önem
ve değerinin yönetim kadrolarının zihinlerine yerleşmesi
gerekmektedir. Yoksa, bu iki başlıkla denizciliğin nefes
alması ve gelişmesi mümkün değildir değerli
arkadaşlar.
Denizciliğimiz
ağır bir krizi yaşarken, gemi inşa sanayisinde büyük
kayıplar yaşanırken, deniz
taşımacılığı acil destekler beklerken Hükûmetin
2010 yılı için bunlardan hiç bahsetmemesi, programına bunlarla ilgili
hiçbir şey almaması denizciliğimiz adına kaygı verici
bir gelişmedir.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye, aslında denizci bir ülkedir, ancak uzun yıllar önce
denizciliğimiz ihmal edilmiş, öncelik ve yatırımlar kara
yoluna kaydırılmıştır. Bu nedenle de denizciliğimiz
geri kalmıştır.
Geçen yıl burada, bu
Mecliste bir kanun kabul ettik. Liman özelleştirmelerinden sağlanan
gelirden kara yolları ve demir yolları yatırımlarına
kaynak aktarılması öngörüldü bu yasada, yani limanları
satacağız, gelirini kara yollarına aktaracağız. Bu
anlayışla denizciliğimizin gelişmesi mümkün müdür
değerli arkadaşlar?
Denizciliğimizin
gelişmesi için beraberinde amatör denizciliğe de büyük önem verilmesi
gerekmektedir. Bu çerçevede, özellikle motorlu taşıtlar vergisi
nedeniyle ciddi bir engel vardı. El birliğiyle bir çalışma
yaptık ve bir yeni dönemi başlattık, yabancı bayraklı
gemilerin de Türk Bayrağına geçmesi için bir düzenleme daha oldu.
Peki, istenen düzeyde bir geçiş sağlandı mı bu düzenlemenin
ardından? Neden olmadı? Çünkü sisteme bir güvensizlik var. Bu güveni
vermediğimiz sürece mesafe almamız mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri,
küresel krizin etkisiyle Türkiyede denizcilik sektörü de dâhil tüm reel
sektöre yönelik finansman imkânları güçleşmiştir. Nakit
işletme sermayesi yetersizliği şirketlerin topyekûn
faaliyetlerine olumsuz etki yaratmıştır. Finansal açıdan
denizcilik sektörüne yönelik belirli kotalar itibarıyla nakit borçlanma ve
sermaye sağlamak üzere kredi yapılandırma ve teminat
imkânları artırılmalıdır. Bu amaçla Eximbankın
yanı sıra kamu bankaları, özellikle Ziraat Bankası da
devreye sokulmalıdır. Bir medya grubunun el değiştirmesi
için kamu bankaları hiç çekinmeden 1 kişiye 750 milyon dolar kredi
açarken, binlerce kişiye istihdam sağlayan, Türkiye için son derece
önemli katma değerler yaratabilecek denizcilik sektörü için hiçbir
adım atılmaması kabul edilebilir bir gelişme değildir.
Gemi inşa ve yan
sanayinin ayakta kalabilmesi için tersanelerin de ayakta kalabilmesi
gereği açıktır. Bu nedenle, tersanelerimizdeki gemi
yatırımları ve diğer ülke tersanelerindeki Türk armatör
yatırımlarının da banka kredilerinin ötelenmesi ve
teminatlandırılması amacıyla uygun bir kredi, garanti, fon
ya da güvence sistemi sektöre yönelik uygulanmalıdır. Kamu kesimi
tarafından gemi inşa ve taşıma talebi
yaratılmalıdır.
Bakın, denizciliğin
rotasını çizmesi gereken Denizcilik
Müsteşarlığının hâlen bir kanunu yoktur. Yedi
yıldır bu konuda da kimse elini kıpırdatmamaktadır.
Denizcilik Müsteşarlığının ulaşım,
taşıma, gemi inşa ve turizm boyutlarıyla sektöre yönelik
tüm hizmetlere odaklanan yeni ve kapsamlı bir organizasyona ihtiyacı
olduğu açıktır.
Türkiyenin gemi inşa
sanayisi taşımacılık, kruvaziyer turizm ile marina
yatırımlarına öncelik vermesi büyük önem
taşımaktadır. Akdeniz çanağında dolaşan 600 bin
dolayındaki yatı ülkemiz marinalarına çekebilmeliyiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Devamla)
Balıkçı barınaklarımızın bu kapsamda, atıl
durumdaki marina yatırımları için değerlendirilmesinde
büyük fayda vardır. Türkiye, koster filosunu mutlaka yenilemelidir. Bunun
için gerekli adımların bir an önce atılmasında fayda
vardır. Deniz ticaret hacmindeki artış ile birlikte sektörün
ihtiyaç duyduğu insan gücünün yetiştirilmesi de öncelikliler
arasında olmalıdır. Gençlerimizi, işsizliğin sosyal
patlama eşiğine ulaştığı ülkemizde deniz ticaret
filosunun gemi adamı ihtiyacı doğrultusunda yetiştirerek
istihdam olanağı sağlayabilmeliyiz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kaynaklarımız sınırlı
ise -ki öyle- o zaman stratejik bir planlama yapıp en fazla katma
değeri yaratacak alanlar için kaynaklarımızı
kullanmalıyız. Denizlerimiz ülkemize en fazla katma değeri
sağlayabilecek, ekonominin can simidi olabilecek bir potansiyele sahiptir.
Türkiye, elindeki can simidine sarılmayı denemeli, krizi fırsata
dönüştürmelidir. Bu anlamda bir araştırma komisyonu kurularak
denizciliğimizin yalnızca bugün yaşadığı
sorunları değil, Denizcilikte gelecekte nerede olacağız,
bunun için ne yapmalıdırı somut olarak belirlemeli, Türkiye
denizciliğinin yol haritasını oluşturmalıyız.
Bu nedenle
araştırma komisyonu kurulması konusunda verilen önergenin kabul
edilmesini diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Çöllü.
Sayın Bulut, sisteme girmişsiniz,
ne için acaba?
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) 60ıncı maddeye göre kısa bir söz
BAŞKAN Buyurunuz.
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Efendim,
Komşumuz Yunanistanda
15 Ocak-15 Haziran tarihleri arasında balık tutmak yasaktır,
kaçak avlananların gemileri batırılmaktadır. Türkiye'de
denize ve deniz altına tamamıyla bir ticari gözlükle bakılmakta,
sürekli Hükûmeti, Bakanlığı baskı altına alıp
avlanmayı serbest bırakmaya çalışmaktadırlar. Bunun
önlenmesi konusunda önce toplumda bilinçlenmenin oluşması ve eğitim
kurumlarımıza, ilköğretim ve ortaöğretim
kurumlarımıza, deniz ve denizcilikle ilgili derslerin mutlaka
konulması gerekmektedir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Bulut.
Aleyhte Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan. (BDP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri,
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında bu konuda,
Milliyetçi Hareket Partisinin, denizcilik sektörünün sorunlarının
araştırılmasıyla ilgili önergesiyle
bağlantılı, benzer, diğer parti gruplarının,
bizim de balıkçılık sorunlarıyla ilgili vermiş olduğumuz
araştırma önergeleri var. Bu kadar önemli bir konuda
Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanamayınca gündeme
getirildiğinde, bugüne kadarki deneyimlerimizden gördüğümüz
kadarıyla maalesef bu tür önergelerin arada kaynadığı ve
kabul edilmediği, reddedildiği yolundadır.
Denizcilik sektörü denince
akla, balıkçılık, deniz turizmi, ulaşım, gemi sanayisi,
yat limanları, tersaneler, iş güvenliği, denizdeki doğal
gaz, petrol aramaları; yine de gemi sicili, gemi bayrakları, yeniden
düzenlemeler, sigorta sorunları, vergiler, uluslararası tahkim,
ithalat ve ihracatta Türkiye'nin payı, taşımacılıkta
Türkiye'nin payı
Bütün bu devasa konuları çok yakından
ilgilendiren bir konuda gerçekten Meclisin bütün gruplarının ortak
bir uzlaşıya varması zorunlu. Benzeri bir durum daha önce de
yaşandı, kayıp çocuklarla ilgili, biliyorsunuz. Burada önerge
kabul edilmedi ama daha sonra bütün grupların bu konuda önergeleri
olduğu için bir araya gelindi ve bu konuda ortaklaşıldı. Bu
konuda, Mecliste grubu bulunan bütün partileri denizcilik sektörünün,
denizciliğin sorunları konusunda ortak bir mutabakata davet ediyoruz
ve gerçekten bu konuda bir araştırma komisyonu kurulması
ekonomik küresel kriz boyutuyla da olsa son derece önemli.
Neden diyeceksiniz? Üç
tarafı denizlerle çevrili, gölleri, akarsuları, zengin coğrafi
stratejik konumuyla tarihî, turistik, tarımsal ürünleri, çeşitli yer
altı, yer üstü zenginlikleri olan ülkemizde denizciliğin en önemli
alanlarından biri de balıkçılık. Küresel ekonomik kriz
sonrası Karadeniz, Marmara, Ege, Akdeniz'e olan 178 bin kilometre
kıyı şeridi, 1 milyon hektarın üzerindeki sulama
alanları, 3.442 kilometrelik akarsuları da, buna denize açılan
akarsuları da dâhil ettiğimiz zaman sadece Akdeniz'de 5 bin,
Karadeniz'de 1.700 canlı türü, yine Karadeniz'de 247, Marmara'da 200,
Ege'de 300, Akdeniz'de de 500 balık türünün yaşadığı
dikkate alınacak olursa dünya balıkçılık sektörü hızla
gelişirken ülkemizde Avrupa Birliği süreciyle birlikte yapılan
mevzuat değişiklikleri dışında ulusal bir politika
üretilmiyor, planlama yapılmıyor, farklı bakanlık, genel
müdürlük ve müsteşarlıklarla yönetilen sorunlar yaşanıyor.
Evet, daha önce burada
Denizcilik Müsteşarlığının kurulması yönünde bir
yasa tartışması yaşandı ve ülkemizin bu devasa
sorunları, maalesef müsteşarlık bürokrasisine hapsettik. Bu,
Türkiye'nin hak ettiği bir durum değildir.
Yine Hükümet Programı'na
bakıyoruz, maalesef denizcilikle ilgili bir programda dişe dokunur
bir şey yok. Oysaki Sayın Başbakan da denizci bir aileden
geliyor. Orta Vadeli Programa bakıyoruz 2012ye kadar, yine bu konuda bir
görüş, bir öngörü, bir planlama yok.
Peki, şu sorunun
cevabını aramak gerekiyor: Vatan sadece toprak mı? Yani
karasularıyla beraber deniziyle, hava sahasıyla da bir bütün
değil mi? O zaman, denizcilik alanında niye bir politika
belirlenmiyor? Bu konuda ciddi bir boşluk olduğunu görüyoruz.
Bizim parti olarak öngörümüz,
görüşümüz çok açık ve çok net: Bu konuda bir denizcilik
bakanlığı kurulsun. Evet, çok açık söylüyoruz: Denizcilik
Müsteşarlığının bürokrasisine devasa denizcilik
sorunlarını hapsetmek Türkiye'ye yapılacak en büyük
haksızlıktır. Bunu çok açık olarak ifade ediyoruz. Üç
tarafı denizlerle çevrili olan, bunca potansiyeli olan bir ülkede
denizcilik bakanlığının kurulması için de bir
araştırma komisyonunun
Benzer ve ilgili bütün araştırma
önergelerini bir araya getirerek bütün grup başkan vekillerinin de bu
konuda bir uzlaşı araması gerekiyor.
Bakıyoruz, bilinçsiz
avlanma var, denetimsizlik var, plansızlık var, kültür
balıkçılığında sorunlar var, kaynaklar hızla
tüketiliyor, balıkçılık sektöründe Türkiye zenginlikleri ve
değerlerinin farkında değil. Hamsi avında bile, bereketli
bir sene geçiyoruz, bir sezon yaşıyoruz, hamsi bol
yakalandığı zaman görüyoruz ki 300 bin tonu aşkın
miktarı, bir kısmı balık unu yapılıyor ama gerisi
denize dökülüyor. Yine, yağ fabrikalarına yok denecek fiyatlarla
satılıyor ve üretici kendi mazotunun parasını
çıkaramıyor. Büyük bir ihracat potansiyeline rağmen, iç tüketimi
dahi karşılayamayan balıkçılık sektörünün
yaşadığı sorunlar, destek, teşvik ve bilinçli avlanma
konularında yeni politikaların hayata geçirilmesini zorunlu
kılıyor. Kıyı balıkçılığının
yanı sıra açık denizlerde yapılan avlanmalarda komşu
ülkelerle yaşadığımız sorunlar nedeniyle birçok balıkçımız
maalesef yaşamını yitirdi. Ukraynada, yine Bulgaristan
karasularında balıkçılarımıza açılan ateş sonucu
balıkçılarımız öldürüldü.
Bunların hepsini
gördüğümüz zaman, gemi sektörünün, yat limanlarının,
tersanelerin, her gün bir iş kazası olarak gündeme gelen iş
güvenliğinin yanında denizciliğimizin getirileri olan bazı
konuların da dikkate alınmadığını görüyoruz.
Örneğin, petrol haritasına göre Kafkaslardan, Azerbaycandan
Karadeniz kıyısına, Bulgaristan ve Romanyaya kadar olan bir
şeritte petrol yataklarının bulunduğu belirtiliyor ama
petrol konusunda bugüne kadar arama sondajlarının binde 1 bile bir düzeye
ulaşmadığını görüyoruz. Bunu yapamayan bir Türkiye,
maalesef, Sinop 1 sondaj kuyusuyla Brezilyayla ortaklık yapıyor,
altı aylığına dünya kadar para ödüyor. Şunu çok
açıklıkla söyleyebiliriz: Sinop 1 kuyusunda, açıklarında
yapılan petrol aramalarında Türkiye, kendi sanayisiyle, kendi
imkânlarıyla, kendi endüstrisiyle böylesi bir platformu inşa edecek
güç ve kudrettedir. Türkiye, sanayisinin bu güç ve kudretine ve imkânına
rağmen, maalesef, kredi, teşvik, özendirme olmadığı
için Brezilyayla gidip anlaşma yapıp, petrol kuyusu için
ortaklık yapıp Türkiyeye getiriyoruz. Bu destek, bu kredi, bu
teşviki kendi gemi endüstrimizde ve sanayisinde, bırakın,
verdiğimiz takdirde çok rahatlıkla bu platformların yapılabileceğini
söyleyebiliriz.
Gemi sicilleriyle ilgili,
gemi bayraklarıyla ilgili, taşımayla ilgili, taşıma
güvenliğiyle ilgili, Aden Körfezindeki korsan olaylarıyla ilgili her
gün
Daha yakın zamanda bir gemimiz alıkonuldu. Bütün bunlar bir
bütündür. Bunları birbirinden ayıramazsınız. Bunları
ayırmaya kalktığınız zaman Türkiyeye
haksızlık edersiniz, Türkiye'nin potansiyelini
değerlendirmemiş olursunuz. Sırf bu önerge iktidar partisinin
dışında geliyor diye bizler de muhalefet edip bunu reddettiğimiz
zaman, maalesef, Türkiye'nin çok can alıcı sorunları konusunda
ortaklaşamıyoruz. Buradan tekrar söylüyorum, AK PARTİ grup
başkan vekillerine soruyorum ve gerçekten ana muhalefete: Sizler daha önce
benzer bir ortam yaşadınız. Bizim de önergelerimiz var. Gelin,
burada bir uzlaşı çıkaralım, denizcilikle ilgili, bütün
yönleriyle ilgili bir araştırma komisyonunun kurulması konusunda
uzlaşı sağlayalım. Doğru olanı budur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayın.
HASİP KAPLAN (Devamla)
Farklı yönleriyle verilen araştırma önergeleri vardır. Bu
araştırma önergeleri doğrultusunda bu Meclisin -bugüne kadar
altı tane araştırma komisyonu kuruldu- en hayırlı
işlerden birini yapmış olacağına inanıyorum. Bu
duygularla, bizler de planlı, kurumsal bir yaklaşımla ancak bu
sorununun çözüleceğine inanıyoruz. Yoksa politikacılar diyordu:
Deniz götüreceğiz size, bize oylarınızı verin. Atatürk
Barajı sayesinde Perteke de feribot gidiyor. Sayın Kamer Genç
feribotla gitmiştir. Geçen gün Sayın Dengir Mir Fıratı da
feribotla Adıyamana gönderdik. Yani içerlerde de deniz büyüyor. Vana da
deniz
Bahrevan diyoruz biz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kaplan, lütfen sözünüzü tamamlayınız.
HASİP KAPLAN (Devamla) -
Böylesi önemli konuların, politikacıların seçim
yatırımı olarak Size deniz getireceğiz,
oylarınızı verin. noktasından çok daha ciddi bir platforma
taşınması elimizdedir. Davetimizdir. Gelin, bu
araştırma önergeleri konusunda bir uzlaşı
sağlayalım.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Kaplan.
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, oylamaya geçmeden evvel yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama
istiyorsunuz.
Sayın Anadol, Sayın
Korkmaz, Sayın Özdemir, Sayın Arifağaoğlu, Sayın
Keleş, Sayın Güvel, Sayın Köse, Sayın Çöllü, Sayın
Paçarız, Sayın Dibek, Sayın Aslan, Sayın Aslanoğlu,
Sayın Arat, Sayın Aydoğan, Sayın Yıldız,
Sayın Tütüncü, Sayın Kaptan, Sayın Öztürk, Sayın Süner,
Sayın Küçük.
Yoklama için üç dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı yoktur.
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.41
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İstem
üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrarlıyorum.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- (10/331, 10/504) esas numaralı Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergelerin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 30/3/2010 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Şimdi de Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
2.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 490 sıra sayılı Kanun
Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak ve
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
30/3/2010
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu
30.03.2010 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi
parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Bekir
Bozdağ
Yozgat
AK
PARTİ Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Gelen Kâğıtlar
listesinde yayınlanan ve bastırılarak dağıtılan
490 Sıra Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 48 saat geçmeden bu kısmın
5 inci sırasına alınması, diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi.
Genel Kurulun; 06, 13, 20, 27
Nisan 2010 Salı günkü birleşimlerinde 1 saat sözlü soruları
müteakip diğer denetim konularının görüşülmeyerek
gündemdeki kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer
işler kısmında yer alan işlerin görüşülmesi. 7, 14,
21, 28 Nisan 2010 Çarşamba günkü birleşimlerde Sözlü Soruların
görüşülmemesi.
Genel Kurulun; 06, 13, 20, 27
Nisan 2010 Salı günkü birleşimlerinde 15:00-20:00 saatleri
arasında, 01, 07, 08, 14, 15, 21, 22, 28, 29 Nisan 2010 Çarşamba ve
Perşembe günkü birleşimlerde 13:00-20:00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesi.
490 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin İç Tüzüğün 91. maddesine göre Temel
Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki şekliyle
olması,
Önerilmiştir.
490 Sıra
Sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi
Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/636)
|
BÖLÜMLER |
BÖLÜM MADDELERİ |
BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI |
|
|
1. BÖLÜM |
1 - 17 |
17 |
|
|
2. BÖLÜM |
18-33 (Geçici madde dahil) |
17 |
|
|
|
Toplam Madde
Sayısı |
34 |
|
BAŞKAN Lehte
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın.
Buyurunuz Sayın
Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ grup
önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
bugünkü Danışma Kurulunda siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından bizler de AK PARTİ
olarak özellikle nisan ayındaki çalışma sistemini, takvimini
belirlemek adına, çalışma saatlerini düzenlemek adına bir
grup önerisiyle huzurunuza geldik.
Değerli arkadaşlar,
bu grup önerimizde özellikle nisan ayında salı günkü
birleşimlerde sözlü sorularla, bir saatlik denetimle birlikte akabinde
gündemdeki kanun teklif ve tasarıları görüşülecek. Yine
çarşamba ve perşembe günleri de, sıradaki, gündemde olan kanun
tasarı ve teklifleri görüşülecektir. Yine salı günleri saat
15.00 ile 20.00 arası, çarşamba ve perşembe günleri de 13.00 ile
20.00 arasında Meclisimiz çalışacaktır.
Tabii, değerli
arkadaşlar, özellikle halkımızın gündeminde olan ve acil
beklemiş olduğu birtakım taleplerin, yasa tasarı ve
tekliflerinin çıkması adına da bu grup önerimizle biz Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi
Kanununda değişiklik yapılmasına dair Haluk İpek
Beyin teklifinin burada görüşülmesi, kanunlaşması adına bu
grup önerisini getirmiş oluyoruz. Zira malumlarınız olduğu
üzere seçimlere bir yıl kala yapılacak olan değişiklikler
bir sonraki seçimde uygulanamayacağından bu takvime gelmeden,
girmeden bu kanunun çıkması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar,
bu kanun takriben, zannediyorum, geçici maddesiyle birlikte otuz dört maddeden
oluştuğu için, ayrıca yine grup önerimizde belirttiğimiz
üzere temel kanun olarak görüşülecektir. Bu kanunda seçimlerin
tarafsız ve dürüst bir şekilde yapılmasını
sağlayacak eşit, özgür ve adil bir seçim için ciddi tedbirler yer
alıyor. Yine, seçim ve sandık güvenliğiyle ilgili tedbirler ile
oy sayım ve dökümüne ilişkin esaslar düzenleniyor. Oy kabini, oy
sandığı, oy zarfları, oy pusulasıyla ilgili tereddüde
yol açan hususlar, esaslar düzenleniyor. Yine, bu kanun kapsamında olmayıp
da uygulamada Yüksek Seçim Kurulunun içtihatlarıyla yer alan birtakım
hususlar kanuna dercedilmek suretiyle de kanundaki eksiklik de giderilmiş
oluyor ve yine değerli arkadaşlar, söz konusu Seçim Kanunuyla ilgili
propaganda serbestisi ve yasakları yeniden düzenleniyor. Özellikle
hepimizin, herkesin, kamuoyunun şikâyeti olan cadde ve sokakların
süslemesinden tutun da yine, gün batımı noktasındaki -özellikle
milletvekili arkadaşlarımızın da birçok dosyası var bu
noktada zannediyorum; 60ın üzerinde dosya, sırf bu konuyla ilgili,
karma komisyonda, Anayasa Komisyonunda bekliyor- gün batımıyla ilgili
de yeniden propaganda serbestisi adına iki saatlik bir ilave süreyle de bu
sıkıntı da giderilmiş oluyor.
Gerçekten tamamen objektif,
tamamen dürüst ve millî iradenin bir şekilde sandığa
yansıtılması adına çok ciddi tedbirlerin, önlemlerin
alındığı, seçim bürolarından tutun da oy kullanma
bitimine kadar, şikâyet ve itirazlara yönelik çok esaslı
değişiklikler, düzenlemeler getiriliyor ve hak talepleri noktasında
da, seçmenin hak talepleri noktasında, haksızlığa
uğrayan seçmenin hak talepleri noktasında da çok ileri bir adım
olarak inşallah yarından itibaren hep birlikte görüşeceğiz
diyoruz.
Bu nedenle, grup önerimizin
lehinde olduğumuzu belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Aydın.
Aleyhte, Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün Genel Kurulumuzun bir
haftalık çalışmasının ilk günü, dolayısıyla
gündem belirleme günü. Biz her defasında olduğu gibi, ülkemizin
sorunlarının çözümü, milletimizin beklentilerinin çözümü için hukuk
oluşturulmasının sorumluluğu siyasi iktidarın üzerindedir,
gündemi belirleme hakkı da onların üzerindedir diye ifade ediyoruz.
Ancak bu gündem belirlenmesinde bir teamül hâline gelen bir uygulamamız
var, sürekli olarak, Genel Kurulda grubu bulunan siyasi partilerin
uzlaşmasıyla, oy birliğiyle gündem belirleyip görüşülecek
kanunlara sıra kazandırmak bir usuldür, bir müzakerede önemli bir
unsurdur diye düşünüyoruz ve her defasında bu iş birliğini
zorluyoruz. Ancak sizler de bilirsiniz ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi
milletin gündemiyle paralellik taşıması bir zorunluluktur.
Halkımızın beklentileri veya sorunlarının çözümü için
hukuk oluşturma önceliğinde halkımızın gündemi,
milletimizin beklentisi doğrultusunda bekleyen kanunların bir an önce
Genel Kurulda görüşülerek uygulamaya geçilmesi esastır. Şu anda
Genel Kurula inmiş bulunan, komisyonlarda görüşülmesi
tamamlanmış yüz seksen bir adet kanun teklifi ve tasarısı
sıra beklemektedir ama ne yazık ki siyasi iktidar her hafta bir
ihtiyacı beyan ederek bu gündemi, bu kazanılmış
sırayı sürekli değiştirmektedir.
Geçen hafta oy
birliğiyle belirlenmiş bir gündemi vardı Genel Kurulun. 486 ve
487nci sıra sayılı kanun tasarılarında ülkemizde
kurulması öngörülen üniversitelerin kanunlarını
görüşecektik sonra da İmar Bankasıyla ilgili 477 sıra
sayılı kanunu görüşecektik ama bu hafta başında siyasi
iktidar bir kanun teklifinin sıraya alınması ve temel kanun
olarak görüşülmesini oy çokluğuyla kabul ettirmenin, oy birliği
aramadan oy çokluğuyla kabul ettirmenin yolunu tekrar denedi. Genel
Kurulda müzakerenin selameti açısından çok gerekli ve önemli
gördüğümüz uzlaşma yine siyasi iktidarın kendi kararıyla
maalesef tekrar bozuldu.
Değerli milletvekilleri,
burada ülkemiz ve milletimiz için hayırlı birtakım sonuçlar
hasıl edebilmek için iş birliğini ve güvene dayalı bir
birlikte çalışmayı önemsiyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak biz her defasında toplumun gündeminde olan, ülkemizin
sorunları arasında önceliği olan konuların Genel Kurula
getirilmesi, bunlara çözüm olacak hukukun geliştirilmesi,
kurulmasını çok önemsiyoruz ve bunu her defasında iktidar
partisinin grup yöneticilerine ifade ediyoruz.
Bakın, bugün, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak ülke gündemine alınmasını
önemsediğimiz denizcilik sektörünün sorunlarının Genel Kurulda
görüşülmesi için daha önce vermiş olduğumuz araştırma
önergesinin gündeme alınmasını teklif ettik. Gerçekten,
denizcilik sektörü ülkemizin geleceği açısından, ekonomisi
açısından çok önemli, çok değerli ama denizcilik sektörünün
sorunlarını konuşmak için burada talep etmemize rağmen
Sayın Bakan gelip Genel Kurula bilgi verip buna dayalı olarak
grupların da konuşma imkânı sağlanamadı.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, uğultu oluyor, dinleyemiyoruz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, biraz sessiz olursanız...
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Bu sebeple, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de daha önce
verdiğimiz araştırma önergesinin gündeme
alınmasını istedik ve bir komisyon kurulmasını talep
ettik. Gerçekten kabul etmek gerekir ki çok sayıda insanımıza
istihdam sağlayan denizcilik sektörü, ülke ekonomisinde çok önemli
katkıları olan denizcilik sektörünün içinde bulunduğu sorunlara
bigâne kalmamızı kimse beklememeli. Bu sorunlara bu Meclis, bu Genel
Kurul çözüm üretmeli, sorunlar araştırılmalı, belirlenmeli;
gerekiyorsa hukuk, kanun çıkartılmalı. Talebimiz maalesef
çoğunluğun oyuyla reddedilmiş bulunuyor.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, çoğunluğun iradesiyle hukuk kurmak, iç tüzük
belirlemek çok doğru bir yol değil. Bu ülke hepimizin, bu millete
karşı hepimiz birlikte sorumluyuz ama İç Tüzükün amir hükmünü
burada çoğunluğun iradesiyle ortadan kaldırıyoruz. İç
Tüzükün 98inci maddesinde Haftada en az iki gün bir saatten az olmamak üzere
denetim yapılır. deniyor. Bu, İç Tüzükün 98inci maddesinin
amir hükmüdür ama ne hikmetse siyasi iktidar denetimden kaçmayı -bu yol
değil, bu asla tavsiye edilmez yani bu hesabı geleceğe ertelemek
hiç akıllıca değil- bir usul hâline getirdi, çarşamba
günlerini denetim günü olmaktan çıkarttı. Biz Milliyetçi Hareket
Partisi olarak eğer burada sağlıklı bir müzakere
yapılması ve gerçekten ülke sorunlarına çözüm üretilmesi,
birlikte çözüm üretilmesi önemseniyorsa bu İç Tüzükün hepimizi
bağlayan hükmüne uyulmasını çok gerekli ve değerli, önemli
bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri,
kendi hukukumuza kendimiz uymazsak bu milletten hukuka uymasını veya
ülkenin hukuk devleti olduğu iddiasını nasıl
inandırıcı oluruz, nasıl ikna edebiliriz? İç Tüzükün
98inci maddesini niye uygulamıyorsunuz? diye soruya nasıl cevap
vereceksiniz? Ama oy çoğunluğu, çoğunluk demokrasisi, denetimden
kaçan bir yönetim anlayışı
Bunların hiç de demokratik
olmadığını hiç de Türkiyeye yakışır, bu
Meclise yakışır bir davranış biçimi
olmadığını tekrar ifade ediyorum.
Bu sebeple, biz, AKPnin
getirmiş olduğu ve bir aylık, bakın, dikkatinize sunuyorum,
bir aylık, nisan ayının tamamını programlayan bir grup
önerisi getiriyorsunuz. Bu grup önerisini biliyorum ki, inanıyorum ki
belki de yarın veya önümüzdeki haftanın başında tekrar
değiştireceksiniz. Şunu haftalık yapsanız
Gerçekten,
biz tekrar ediyoruz, ülke sorunlarının çözümünün sorumlusu olan
siyasi iktidar gündemi belirlemek gibi bir hakka sahip ama, yani kendi
belirlediğiniz gündemi bir gün sonra değiştirmek gibi bir duruma
düşmüş olmak da ciddiyetten uzak bir davranış veya
inandırıcılıktan uzak bir davranış.
Şimdi, nisan ayı
sonuna kadar hem çalışma saatlerini hem de gündemin önceliklerini
belirliyorsunuz. Buna uyamayacağınız gün gibi aşikâr.
Önümüzdeki hafta getireceğiniz Anayasa değişikliğinin görüşülmesiyle
ilgili özel bir gündem çalışma saati belirleyeceğiniz belli.
Niye, bu biline biline, görüle görüle bir aylık grup kararı
aldırıyorsunuz? Gerçekten mesele ciddiyetten uzaklaşıyor.
Bizi millet izliyor, halkımız izliyor ama tekrar ediyoruz. Bakın,
Ticaret Kanunu kaldı bir yerde, Borçlar Kanunu kaldı. Hâlbuki
Türkiye'nin şu kriz ortamında en önemli ihtiyaç duyduğu hukuk
Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu.
HALUK İPEK (Ankara)
Çıkaralım.
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Hemen getirelim.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Hemen getirin, önümüzdeki hafta başlayalım. Burada milletime sizi
şikâyet ediyorum. Hemen getirin, önümüzdeki hafta başlayalım,
hatta özel bir program yapalım, nisan ayının sonuna kadar
Borçlar Kanununu ve Ticaret Kanununu geçirelim.
HALUK İPEK (Ankara)
Tamam.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Hadi buyurun. Ama sürekli
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Önce Anayasayı
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Hadi buyurun, hiç itiraz yok.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Anayasayı bir halledelim, ondan sonra olur. Anayasayı da arada
hallederiz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Anayasa karnınızı doyurmaz.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Doyurur, doyurur.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Bu milletin ihtiyacı, işsizlik, açlık, yoksulluk.
ASIM AYKAN (Trabzon)
Anayasa, Anayasa
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta)
Önce Anayasayı halledelim.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Milletvekilim, gezmiyor musunuz Anadoluyu?
Açlığın, yoksulluğun sebebi Anayasa
değişikliği değil. Yedi senedir iktidardasınız.
Bu yedi senedeki icraatınız bu Anayasayla şekillendi.
Dolayısıyla, milleti kandırmayalım, milleti gözünün içine
bakıp uyutmayalım.
Bakınız, biz bu
hafta sonu Urfadaydık, Şanlıurfada. Şanlıurfa
sokaklarını geziniz -sayın Şanlıurfa milletvekilleri
buradaysa kendilerine bakarak söylüyorum- çok sayıda tefeci büro
açmış, çalışıyor. 100 lira çektiriyor, tefeciden 80
lira alıyor. Ülkenin içine düştüğü durum bu.
Değerli arkadaşlar,
yani sonucu sorgulamak anlamında söylemiyorum ama
yaptığımızı sorgulayalım. Eğer milletimize
karşı sorumlulukta samimiysek bu ülkenin sorunlarının
çözümü konusunda çalışma gündemi belirlememiz lazım.
Bakın, Türkiye Odalar
Birliği, MÜSİAD, TÜSİAD, tüm ekonominin örgütlü gücü bugün bir
araya geliyor Türkiye'nin temel sorunu işsizliktir, istihdamdır.
diye karar veriyor ve açıklamada bulunuyor. Hâlbuki siz bunlara
Anayasayı değiştirelim diye gittiniz, onlar size Gelin bu
işsizliğe ve istihdama çözüm bulalım. diyorlar. Siz bunu yok
sayıyorsunuz. Tekrar ediyorum, gelin bu Borçlar Kanununu ve Ticaret
Kanununu çıkaralım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
İş hayatı, çalışma hayatı sizden bunu bekliyor.
Dolayısıyla,
değerli milletvekilleri, özellikle AKP Grubu yöneticilerini tekrar tekrar
buradan uyarıyorum: Ülkenin ve milletin gündemine uygun bir sıralama
yapalım. Onları konuşalım, onları birlikte müzakere
edelim. Yani bu seçim kanunlarıyla oynamak, her iktidarın her dönemde
bir zaafı olmuştur. Niye ihtiyaç duyuyorsunuz Seçim Kanunuyla,
Siyasi Partiler Kanunuyla oynamaya? Temel kanunları, Anayasasıyla,
Seçim ve Siyasi Partiler Kanunuyla, bunları bir bütünlük içerisinde ve
uzlaşmayla, bir mutabakatla değiştirmeniz lazım.
Şimdi, orasından burasından, gerçekten
Yani çok da önemsemiyorum,
getirilen hususlar önemsiz demiyorum ama temel sorun bu değil. Temel sorun
gerçekten demokrasiyi katılımcı bir seviyeye
ulaştırmaksa Siyasi Partiler Kanunundan başlamanız
lazım, parti içi demokrasiyi kurmanız lazım, getireceğiniz
teklif onu getirmeli, Anayasa değişikliği onu getirmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü
bağlayınız Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Ama her defasında bunu
konuşuyoruz değerli dostlar. Burada müzakere yapıyoruz, burada
milletin sorunlarının çözümü için hukuk kuruyoruz, bunu birlikte
kurmak gibi bir mecburiyetimiz var. Ben dedim oldu. Ben yaptım oldu. Ben
istedim oldu. Benim parmak çoğunluğum var, oldu. metodu hiç kimseye
fayda getirmemiştir. Onun için, güvene dayalı iş birliğini
öncelikle siyasi iktidar partisi grubunun ısrarla takip etmesi ve buna
bağlı kalması lazım.
Biz, bu şekilde, iktidar
partisinin grup önerisini doğru bulmuyoruz, hak bulmuyoruz ve bu usule
öncelikle itiraz ederek bu grup önerisine hayır diyoruz.
Bu duygularla, bu
düşüncelerle hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Şandır.
Lehte, Van Milletvekili
İkram Dinçer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurunuz.
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) Sayın Başkan, Grup Başkan Vekili
Sayın Şandır
BAŞKAN
Anlayamadım.
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) Sayın Şandır Urfayla ilgili,
Urfanın sokaklarında tefecilerin olduğunu, bütün sokaklarda
tefeci olduğunu söyleyerek sataşmada bulundu. Yani
Şanlıurfa
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Yok mu? Yok de bakayım!
OKTAY VURAL (İzmir)
Boyacı çocuklar vardı ilkokulda!
BAŞKAN Yok,
sataşma olacak bir söz ben duymadım efendim.
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) Şanlıurfa, peygamberler diyarıdır.
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Milletvekili, Sayın Dinçer konuşsun. Siz lütfen biraz
oturursanız daha sonra dikkate alacağım.
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) Her şehirde olduğu gibi
Şanlıurfada da tefeciler vardır. Ben bunu Sayın
Şandırdan geri almasını istiyorum.
MUHARREM VARLI (Adana) Ne
alakası var?
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın Dinçer. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İKRAM DİNÇER (Van)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; AK PARTİ
grup önerisi lehinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bugüne kadar vatan müdafaası uğruna hayatlarını feda eden
bütün şehitlerimize ve ebediyete intikal eden gazilerimize Allahtan
rahmet dilerken, bugün de mayın patlaması sonucu şehit olan
askerlerimize rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum. Bu arada
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Allah, bu aziz
millete bir daha böyle acılar yaşatmasın diyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ayrıca, Van ilimizin düşman işgalinden
kurtuluşunun 92nci yıl dönümü münasebetiyle de Vanlı
hemşehrilerimin kurtuluş gününü şimdiden tebrik ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
AK PARTİ grup önerisinde, bilindiği gibi, öncelikli olarak seçim
kanunu ve önümüzdeki ayın haftalık çalışma saatleri
belirtilmiştir. Bu öneriyi yüce Meclisimize ve ülkemize faydalı
olacağı düşüncesiyle desteklediğimi ifade ediyor,
Sayın Başkanımıza ve yüce Meclise tekrar saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Dinçer.
Aleyhte Tunceli Milletvekili
Kamer Genç.
Buyurunuz Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de bugün şehit olan
üç değerli yavrumuza Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine sabır
diliyorum, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bu
acılar, gerçekten bizim içimizi kanatıyor ama ne yapalım ki bu
memleketin birliği ve bütünlüğü üzerinden hainler hâlâ ellerini
çekmediler. Diliyorum ki en kısa zamanda, bu memleketin insanlarına
bu acıları bir daha yaşatmamak için herkes elinden gelen görevi
yapar.
Değerli milletvekilleri,
bugün, yine gündem düzenlemesiyle ilgili bir öneri geldi. Şimdi, gelen
gündemde seçimlerin temel hükümleri ve milletvekili seçimiyle ilgili bir
düzenleme getiriliyor. Şimdi, getiriliyor da ne yaptı komisyonlar?
Seçimlerin temel hükümlerinde değişiklik yaparken, milletvekili
seçimlerinde değişiklik yaparken Türkiye Büyük Millet Meclisinde
sağlıklı bir milletvekili oluşumuna meydan veren bir
düzenleme var mı? Türkiyede milletvekilliğinin kişilik sahibi
olmasını sağlayan bir düzenleme var mı? Genel merkezlerin
diktasını önleyen bir düzenleme var mı? Yok. Aynı tas,
aynı hamam! Tek kişi çıkacak, 550 milletvekili seçecek; ondan
sonra, gelecek 340 milletvekili, tek kişi ne derse onu yapacak, ne hakka
bakacak ne hukuka bakacak ne memleketin sevgisine bakacak. Tek kişi, kendisi
zengin olacak, ötekiler Daha, az zenginleşmişsin, buyur biraz daha
yap. diyecek. Şimdi, bu memleketin temel sorunu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin milletin iradesi doğrultusunda hareket etmemesinden kaynaklanan
bir demokrasi sakatlığıdır.
Değerli milletvekilleri,
bugün, AKP Grubu Anayasa teklifini verdi. Şimdi, bu Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, eğer hakikaten bağımsız, tarafsız bir
kişi ise -Anayasa Mahkemesinin verilmiş kararları vardı
geçmişte- bu teklif Anayasanın 2nci maddesine
aykırıdır ve bunu hemen iade etmesi lazımdır.
Bakın, hesabına
geldiği zaman Abdullah Gülle ilgili olarak verdiğimiz önergeleri
bize iade ediyor ki usulsüz iade ediyor- ama kendisini Anayasada
yaptığı yemine saygıya davet ediyorum. Ey Şahin Bey,
sen bu teklifi iade et, etmezsen altında ezilirsin. Meclis
Başkanı seçilmek önemli değil, parti genel
başkanının emirlerine karşı çıkmak önemli. O
kişiliği göstermek lazım, o davranışı göstermek
lazım. Burada, ne emirler geliyorsa, o emirler doğrultusunda hareket
ediliyorsa o makamlar, mevkiler hiçbir şeyi ifade etmiyor değerli
arkadaşlar.
Bugün, bir Adalet
Bakanınız var, Hâkimler - Savcılar Kurulunu
çalıştırmıyor, diyor ki: Biz, Hâkimler - Savcılar
Kurulunu çalıştırmayı askıya aldık.
Arkadaşlar, Anayasanın 159uncu maddesine göre hâkimlerin,
savcıların atamalarını, her türlü işlemlerini Hâkimler
- Savcılar Kurulu yapıyor ve bu anayasal bir kurumdur. Ben bunu
askıya aldım. diyor. Böyle bir şey olur mu sayın
milletvekilleri? Bunları biz söylemeyelim, sizin bunların
kulaklarını çekmeniz lazım, o görevlerden almanız
lazım.
Şimdi, YARSAV, hakkında
bir suç duyurusunda bulunmuş. Bakın, Erzincan
savcısını ne yaptı Ceza İşleri Genel Müdürünün
bir genelgesine istinaden? Birinci dereceye ayrılan hâkim ve
savcıların yargılanma yeri Yargıtaydır,
bakanların da yargılanma yeri Anayasa Mahkemesidir. Erzincan
savcısı birinci derecede hâkimdir ama Adalet
Bakanlığının verdiği özel bir direktifle
Yargıtayda değil, Erzurumda yargılanıyor. Şimdi,
YARSAV da Adalet Bakanına ve Müsteşarına bugün diyor ki: Sen
Anayasayı ihlal etmişsin. Çünkü Hâkimler-Savcıları
çalıştırmıyor Askıya aldın. diyor,
Anayasanın 159uncu maddesini ihlal ediyor. Şimdi, hakkında
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunmuş
Bunu da al, sorgula. diyor. Eğer onu şey ederse bakalım nereye
gidecek.
Değerli milletvekilleri,
hukuk varsa herkes için geçerlidir. Yani siz, tutuyorsunuz da kendinize göre
bir yargıyı nasıl yönlendirebilirsiniz? Şimdi, Tayyip Bey
diyor ki: Biz, Anayasayı yapacağız, Mecliste tek tek
oylayacağız, bir tablet hazırlayacağız. Tayyip Bey,
senin hazırladığın tableti ya insanlar yutamazsa ya yutarsa
aşağıdan çıkaramazsa ne olacak? Yani böyle bir şey
olur mu? Meşhur bir şey var, bir maymuna getirmişler bir tane
şeftali vermişler. Maymun şeftaliyi yutmadan önce arkasına
tutmuş. Yahu niye tuttun? demişler.
HALUK İPEK (Ankara)
Sayın Başkan, uyarman gerekir.
KAMER GENÇ (Devamla) Valla
geçen gün bir şeftali yuttum, çekirdeğini çıkaramadım.
demiş. Dolayısıyla, çekirdeğini çıkaramayan, tableti
kimseye yutturma.
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen misallerinize dikkat ediniz.
KAMER GENÇ (Devamla) Sen de
yutsan çıkaramazsın.
M. MÜCAHİT FINDIKLI
(Malatya) Dinleyemeyiz ki bunu! Ayıptır böyle şeyler ya!
Müdahale etmeniz lazım.
KAMER GENÇ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, o bakımdan, Türkiyede ciddi bir rejim var,
karanlıklara giden bir rejim var.
İSMAİL BİLEN
(Manisa) Karanlık senin kafanda.
KAMER GENÇ (Devamla)
Türkiyeyi yöneten maalesef- Tayyip Erdoğan ve ekibi Türkiyeyi büyük
soygunlarla karşı karşıya bırakmış.
Bakın, ben dün bir
basın toplantısı yaptım arkadaşlar. Bu basın
toplantısında İstanbul Belediyesiyle ilgili bazı
konuları dile getirdim. Bunun bir konusu şu: Kamu İhale Kanunu,
4737 sayılı Kanuna göre ihaleler 21inci maddenin (b) fıkrasına
göre yapılıyor. Bu nedir? Pazarlık usulüyle. İstanbul Belediyesi
altmışın üzerinde kavşak ve yol ihalesini bu şekilde
yapmış, hep de pazarlık usulüyle yapmış. Ne
yapmış? Gitmiş İstanbul Valiliği
Kendisine göre bir
vali de bulmuş. Maşallah, İstanbul Valisi aşağı
yukarı İstanbul Belediye Başkanının sekreterinden farksız
bir davranış içinde.
MEHMET CEYLAN (Karabük)
Yakışmıyor.
KAMER GENÇ (Devamla) Ondan
sonra ne yapmış? Hepsini pazarlığa göre şey etmiş
ve bu ihalelerde usulsüzlük tespit edilmiş.
Sizin Hükûmetiniz
19/12/2007de bir yönetmelik çıkarıyor. Bakın, yönetmelik diyor
ki: İhalelere karşı Kamu İhale Kurumuna yapılan
itirazlar. Eğer yapılırsa itiraz, bir: Ya itirazı
reddedeceksin
İki: Eğer usulsüzlükleri tespit edeceksen o
usulsüzlükleri yine tespit et ama ihale makamına bildir, ihaleyi
feshetme. diyor. Ne kadar güzel anlayış, değil mi, değil
mi Sayın milletvekilleri?
Bir de Avrupa Birliğine
gireceğiz. diyoruz. Bir de diyorsunuz ki Avrupa Birliği
müktesebatı var. Yahu Avrupa Birliğinin hangi müktesebatında
Sen getireceksin, yandaşlarına ihaleyi vereceksin, ondan sonra ona
itiraz eden kişilerin de usulsüzlüklerini görmeyeceksin, sen o makamı
bırakacaksın...
Yine yönetmelikte bir
değişiklik yapmışsınız. Demişsiniz ki
Yine
bu Hükûmet! Buna yetkisi yok, Anayasayı ihlal ediyor, kanunları
ortadan kaldırıyor. Yönetmelik kanunu değiştirir mi? Ondan
sonra, Efendim, eğer bu itirazlarla ilgili, yani itiraz konusu olan
ihale, sözleşme yapılmışsa ihale incelenmez. diyor.
Maşallah! Şimdi bunlar çok önemli değil mi?
Bakın, orada, Ünverdi
Kavşağında, 5/10/2005 tarihinde Adnan Kahveci Bulvarında
bir kavşak yapılıyor. Sonradan, bu kavşağı,
rahmetli Hasan Doğan, evinin manzarasını bozduğu için
Tayyip Beye söylüyor ve bunun üzerine, Tayyip Beyin talimatı üzerine bu
kavşak 29/12/2005 tarihinde başka yere kaydırılıyor ve
4,5 trilyon para harcanıyor arkadaşlar. Yahu, bu devletin parası
senin babanın malı mı be! Bu senin babanın malı
mı yahu! Böyle bir şey olur mu arkadaşlar?
Ben yine geçen gün gazetede
okudum -doğru mudur bilmiyorum-Darfura 70 milyon dolar veriyor? Yahu, sen
kimin parasını veriyorsun kime?
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Doğru olup olmadığını bilmediğini kendin
söylüyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) Niye
bu paraları veriyor? O paraları devletin parasıyla veriyor
oraya, kendi yandaşlarını gönderiyor, orada ihale alıyor
arkadaşlar. Biz bunları bilmiyor muyuz? Bunları bilmiyor muyuz,
devletin ne kadar soyulduğunu, ne kadar bu devletin üzerine oyunlar
oynandığını?
Değerli milletvekilleri,
Türkiye'nin üzerine çok oynadınız. Bakın, Türkiyede şimdi
getirdiğiniz Anayasa değişikliğiyle sizin
amacınız, Tayyip Beyin amacı, Yargıyı da emrime
alayım. diyor ve ondan sonra Nasıl olsa bu seçimden sonra ben Yüce
Divana gideceğim, kendime göre bir Anayasa mahkemesi ve yargı
oluşturalım
SONER AKSOY (Kütahya)
Uydurma, uydurma!
KAMER GENÇ (Devamla) Buna
sizin gücünüz yetmez sayın milletvekilleri.
MEHMET CEYLAN (Karabük)
Halkın gücü yeter.
KAMER GENÇ (Devamla) Ya,
bunları ben söylemiyorum. Bu söylediğim şeyleri, yani,
vicdanınız kabul ediyor mu arkadaşlar? Devletin malını
mülkünü getirip de pazarlık usulüyle kendinize, yandaşlarına
ihale eden zihniyet alçak bir zihniyet değil midir, onursuz bir zihniyet
değil midir?
M. MÜCAHİT FINDIKLI
(Malatya) Yalan söylüyorsun!
SONER AKSOY (Kütahya)
Palavra! Palavra!
KAMER GENÇ (Devamla) Bu
onursuz zihniyeti ve alçak zihniyeti niye telin etmiyoruz, niye karşı
çıkmıyoruz bunlara arkadaşlarım?
SONER AKSOY (Kütahya) Alçak
sensin!
KAMER GENÇ (Devamla)
Bakın, ben geçen gün burada TOKİ Kanunu müzakere edilirken dedim ki:
Siz Çemişgezekin Uzunkale köyünde, bir köyde bir evi 162 milyar liraya
vermişsiniz, Çemişgezekin merkezinde 50 milyar liraya
vermişsiniz. Nasıl olmuşsa TOKİ benim bu itirazım
üzerine gitmiş inceleme yapmış, hakikaten fahiş bir fiyat
vermiş. İhaleyi alan kim? İhaleyi alan AKPli bir meclis üyesi.
Diyor ki: Ey Kamer Genç, senin itirazın üzerine inceleme yaptık, 16
trilyon 260 milyar TLlik ihaleyi, proje değişikliği de
yaptık, bir şeyler de yaptık; 8,5 trilyonlara getirdik.
Yahu, bakın, bir anda devlete 8,5 trilyon
lira kazandırdık. TOKİnin 35 katrilyon harcaması var
arkadaşlar. Bunların hepsini
Yani sizin vicdanınız kabul
ediyor mu arkadaşlar? Bu memlekette insanlar aç, çıplak geziyor. Bu
memlekette okul yok, bu memlekette, benim köyümde yol yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen sözünüzü tamamlayınız.
Buyurunuz.
KAMER GENÇ (Devamla) Benim
memleketimde deprem oldu, hâlâ doğru dürüst bir yere çadır gitmiyor,
yol gitmiyor, su gitmiyor. Ondan sonra, AKPnin yandaşları
kendilerine
Yahu, vicdan da yok... Yani 3 misli, 5 misli para
kazanıyorsunuz.
Sayın milletvekilleri,
bu memleket yalnız benim değil, hepinizin yahu! Bu memlekette kim
hırsızlık yapıyorsa şerefsiz midir, alçak
mıdır, namussuz mudur? Bunu telin edelim çıkalım burada
yahu! Bu memleketin parasını çalan şerefsizlere ne zamana kadar
kölelik yapacağız yahu, ne zamana kadar kölelik yapacağız?
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Sen yüz karasısın, yüz karası!
KAMER GENÇ (Devamla) Bunu
söylediğim için benim düşüncemi paylaşmıyorsanız, o
zaman, arkadaş, böyle bir milletvekilliği olmaz yahu! Böyle bir
milletvekilliği olur mu?
İSMAİL BİLEN
(Manisa) Hadi oradan, hadi!
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi, getirdiniz Seçim Kanununu. Bu şekilde bir Seçim Kanunu olur
mu? İşte bu Mecliste vicdanı yerinde, halkın menfaati için
vicdanını kirletmeyen milletvekili gelmesi için Seçim Kanununda
düzenlemeler yapmamız lazım. Bağımsız milletvekili
buraya gelsin. Gelin dar bölge sistemini getirelim, gelin bu genel merkezin
sultasını önleyelim.
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Milletin iradesini sindireceksin!
KAMER GENÇ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, işin özü bu iken, Anayasa
değişikliğini getirerek Abdullah Güle
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İSMAİL BİLEN (Manisa)
Paçan tutuştu!
ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay)
Alışacaksın!
BAŞKAN - Teşekkür
ederiz Sayın Genç.
OKTAY VURAL (İzmir)
Toplantı yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN
Bakacağım efendim. Yalnız, bir Sayın Milletvekili
Arkadaşıma Urfayla ilgili çok kısa bir açıklama için
yerinden söz veriyorum.
OKTAY VURAL (İzmir)
Oylamayı bitirelim ondan sonra söz verirsiniz.
BAŞKAN - Buyurunuz
Sayın İzol.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Şanlıurfa Milletvekili Zülfükar İzolun, Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, konuşmasındaki,
Şarlıurfada tefecilerin kol gezdiği, sokaklarının
tefecilerle dolu olduğu ifadeleriyle peygamberler diyarı
Şanlıurfaya hakarette bulunduğuna, bu ifadelerinden dolayı
özür dilemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
biraz önce MHP Grup Başkan Vekili Sayın Mehmet Şandır,
Şanlıurfamızla ilgili Ben, geçen hafta
Şanlıurfadaydım, Şanlıurfanın
sokaklarını dolaştım, gezdim. dedi ve
Şanlıurfada tefecilerin kol gezdiğini, sokaklarının
tefeci dolduğunu, buna şahit olduğunu söyledi. Ben, burada
Sayın Şandıra
Şanlıurfaya yapılan bir
hakarettir. Şanlıurfa mukaddestir, Şanlıurfa peygamberler
diyarıdır. Şanlıurfa sizi en iyi şekilde
ağırlamıştır, bağrına
basmıştır, başım gözüm üzerine geldiniz demiştir.
Bu, Şanlıurfaya yapılan büyük bir hakarettir.
OKTAY VURAL (İzmir)
Biz misafir değiliz ki ev sahibiyiz.
ZÜLFÜKAR İZOL
(Şanlıurfa) Ben, burada, Sayın Şandırın sözünü
geri almasını istiyorum. Bir de -Şanlıurfalı- o
peygamberler diyarından da özür dilemesini talep ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın İzol.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, bir yanlış anlamaya sebep olmamak için
müsaade ederseniz yerimden söz istiyorum.
BAŞKAN Yerinizden
Buyurunuz Sayın
Şandır.
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
Şanlıurfa Milletvekili Zülfükar İzolun sözlerini
yanlış yorumladığına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak ve Mehmet Şandır olarak, Şanlıurfaya,
Şanlıurfada yaşayan güzel insanlarımıza asla hakaret
kastım olmaz, bunu akılsızlık görürüm. Ayrıca
Şanlıurfalılara hakaret etmek hiç kimsenin de haddi
değildir.
SONER AKSOY (Kütahya) - Sen
ettin ama
MUHARREM VARLI (Adana) - Ne
alakası var ya? Ne alakası var?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) -
Sayın Milletvekilimin meseleyi böyle algılaması yanlış
olmuştur çünkü kimsenin haddi ve hakkı değil Şanlıurfaya
hakaret etmek.
Ama bir hadise var:
Bakın, ben perşembe günü gittim, cuma günü sabahtan akşama kadar
Şanlıurfada gezdim. Şanlıurfa ki o bereketli topraklarda 4
bin-5 bin dönüm arazisi olan insanlarla konuştuk, sivil toplumun örgütlü
gücüyle konuştuk, ziraat odasıyla ve diğerleriyle konuştuk.
Ama orada gerçekten had safhasına ulaşmış. Caddelerde çok
sayıda kuyumcu gördük, vitrininde hiç altın yok. Söylüyorlar
işte: Kredi kartı çekiliyor, yüzde 20 eksiğiyle ödeniyor. Yani
bir hakaret anlamında söylemedim. Bakın, inceleyiniz, Türkiyede
tefecilik suçları o kadar arttı ki gazetelerde okuyun bunu.
Biz Şanlıurfada
çok güzel bir hüsnükabul gördük. Ben, bin kişiden fazla insanın,
Şanlıurfalının elini sıktım, bizi
kucakladılar. İnanınız ki AKP İktidarını savunmak
da bize düştü, milleti perişan etmişsiniz, borcunu ödeyemez
olmuş. Sayın İzola buradan söylüyorum, insanlarımız
diyor ki: Tarlalarımızı satsak bu elektrik borcunu ödeyemeyiz.
9 tane milletvekiliniz var, bu çiftçinin elektrik borçlarını çözmeniz
gerekiyor. Gerçekten işsizlik had safhada, sokaklar çalışan
çocuklarla dolu.
Biz acımızı
ifade ettik, hakaret kastımız yok. Şanlıurfayı
seviyoruz, Şanlıurfaya Milliyetçi Hareket Partisi olarak
saygılar, sevgiler sunuyoruz.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Sayın milletvekilleri,
yoklama talebi vardır, okuyorum:
Sayın Vural? Burada.
Sayın Şandır?
Burada.
Sayın Çakmakoğlu?
Burada.
Sayın Atılgan?
Burada.
Sayın Varlı?
Burada.
Sayın Homriş?
Burada.
Sayın Özdemir? Burada.
Sayın Torlak? Burada.
Sayın Akcan? Burada.
Sayın Akkuş?
Burada.
Sayın Paksoy? Burada.
Sayın Çelik? Burada.
Sayın Yunusoğlu?
Burada.
Sayın Özkan? Burada.
Sayın Tankut? Burada.
Sayın Çalış?
Burada.
Sayın Doğru?
Burada.
Sayın Ergun? Burada.
Sayın Bulut? Burada.
Sayın Enöz? Burada.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN -Toplantı
yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 490 sıra sayılı Kanun
Teklifinin İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak ve
bölümler hâlinde görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
(Devam)
BAŞKAN - Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkanım, bu 490 sayılı kanunun bölümleri
üzerinde söz istiyorum.
BAŞKAN Aldılar
notu efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Daha
kimse istemeden ben istedim. Şimdi, ben istedim. Sayın Başkan,
söz, istem sırasına göre verilir efendim. Önce ben istedim, ben
istedim daha kimse yok.
BAŞKAN Sayın
Genç, sistemi çok iyi, benden iyi biliyorsunuz. Ona göre şey
yapınız lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bakın, söz, istem sırasına göre verilir.
Ben istediğim zaman daha burada kimse yoktu. Önce ben istiyorum.
BAŞKAN Aldılar
efendim notunuzu, Sayın Genç
Şimdi, İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, Sayın Başkanım, bakın, ben gündeme, bölümler
hâlinde görüşülmesi gündeme alınır alınmaz ilk sözü ben
istedim. Bakın, burada hiç kimse yokken ben istedim ama şimdi, orada
daha kimse yok. Nasıl gelmiş o yazılar oraya?
BAŞKAN Bir dakika
Sayın Genç, buradaki sistem çalışıyor biliyorsunuz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, bakın, ilk sözü ben istiyorum. Gündeme alınır
alınmaz ilk sözü ben burada istedim. Yok böyle bir şey yani sonradan
gruplar getirmiş oraya. Böyle olmaz efendim yani. Bakın, söz istem
sırasına göre verilir, istem yazılı da olabilir, sözlü de
olabilir. Daha gündeme alınır alınmaz
BAŞKAN Sayın
Genç, burada sistemin nasıl işlediğini gayet iyi biliyorsunuz,
buranın sisteminin nasıl işlediğini ve
KAMER GENÇ (Tunceli) Sistem
böyle efendim.
BAŞKAN Siz sözlü
söylediğiniz zaman arkadaşlar yazılı olarak da vermiş
oluyorlar. Buna göre de burada değerlendirme yapıyoruz, lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama
efendim, daha orası gelmeden ilk sözü ben istedim yani.
BAŞKAN Lütfen,
yerinize geçiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, yani gruplar, bütün her parti çıkıp da söz
istiyorlar. Bize niye vermiyorlar?
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen çalışmamıza devam edelim.
Evet, buyurunuz okumaya:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI (Devam)
B) Önergeler
1.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, (2/504) esas numaralı
Kanun Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/197)
17.11.2009
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
4736
Sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve
Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifim 45 gün içerisinde Komisyonda
görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37nci Maddesine göre Genel
Kurul Gündemine alınması hususunda gereğini bilgilerinize arz
ederim.
Hasan
Erçelebi
Denizli
BAŞKAN Önerge sahibi
olarak Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi. (DSP sıralarından
alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Erçelebi.
HASAN ERÇELEBİ (Denizli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan önce Demokratik Sol Parti ve şahsım adına yüce
heyetinize saygılar sunuyorum, saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Hakkâride 3
askerimiz, 3 Mehmetçiğimiz şehit olmuştur; milletimize
başsağlığı diliyorum, ailelerine
başsağlığı diliyorum, sabırlar diliyorum ve
yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.
Sizlere masum bir yasa
teklifi için geldim. Nedir bu masum yasa teklifi? dediğiniz zaman, biraz
sonra açıklayacağım.
Ülkemiz, son yıllarda,
ister global deyin ister yerel deyin bir krizin içerisinde ve bütün
insanların, bütün yurttaşlarımızın gelirlerinde bir
azalma vardır, bu arada ailelerin eğitim harcamaları da oldukça
artmıştır. İşte, bu eğitim harcamalarından
bir miktar kurtulmaları ve Türkiye'de bir adaleti, bir eşitliği
sağlamak için bir kanun teklifi verdim.
Bu kanun teklifi,
ilköğretimde ve ortaöğretimde öğrenim gören 14.115.892
öğrenciye, yükseköğretimde öğrenim gören 2.297.072
öğrenciye yönelik bir kanun teklifidir ve bütün Türkiye'yi ilgilendiren
kanun teklifidir. Şu anda nüfusumuzun yüzde 23ü öğrencilerden
oluşmaktadır.
Senin kanun teklifinde ne
var? dediğiniz zaman, bütün öğrencilere, Millî Eğitim
Bakanlığı ve Yükseköğretim Kuruluna ait olan eğitim
kurumları birer öğrenci kimliği vermektedir. Bu öğrenci
kimlikleri Türkiye'nin her yerinde geçmektedir, ama bir yerde geçmemektedir, o
da toplu taşım araçlarında geçmemektedir. Her ilde belediyeler
ayrı birer paso vermektedir ve bu nedenle, Ankaralı olan bir
öğrenci Kırıkkaleye gittiği zaman pasosu geçmemektedir.
Türkiye'nin her yerinde öğrenciler okudukları illerin
dışına çıktıklarında sürekli mağdur
olmaktadırlar. Oysa, bizim kanun teklifimizde diyoruz ki: Eğer
öğrencinin kimlik kartı varsa bu Türkiye'nin her yerinde geçmelidir.
İşte son
yıllarda girmek için büyük çaba sarf ettiğimiz Avrupa Birliğine
baktığımız zaman, onlar bunu çözmüşler, Euro26
öğrenci indirim kartı Avrupanın her yerinde geçerli, ama biz
Türkiyemizde geçerli bir kimlik kartını henüz yapmış
değiliz. Bu, gerçekten Türkiye'nin bir ayıbıdır. Bu,
gerçekten öğrencilerimize vermemiz gereken bir hizmettir. Biz
öğrencilerimizi paso almaya zorladığımız zaman,
şu küçücük pulu yapıştırmaya zorladığımız
zaman ne yapıyoruz? Öğrenci oldukları illerin
dışına çıktıkları zaman onlara Sen öğrenci
değilsin, sivil bileti atacaksın. dediğimiz zaman onları
mağdur ediyoruz, hatta bazen bu öğrencilere, otobüs biletini kontrol
edenler Çift basacaksın. diyorlar.
Değerli milletvekilleri,
bir öğrencinin sivil bileti atması ya da 2 defa öğrenci biletine
basması, günümüze uyarlanmış Deli Dumrul zihniyetidir, hatta
bundan da öte, 2 defa öğrenci biletine basan bir öğrenci, sivil
biletin de üstüne çıkmaktadır. Böylece, öğrenciler resmen
soyulmaktadır. Bu soygunun önüne geçmek için bu kanun teklifini
vermiş bulunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurun.
HASAN ERÇELEBİ (Devamla)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri,
başta da söylediğim gibi, bu kanun teklifimiz çok masum bir kanun
teklifidir; bunun siyasi bir yönü yoktur, siyasi bir ranta yönelik
değildir, sadece 17 milyon öğrencimize hizmettir, ailelerimize
hizmettir. Gelin, birer milletvekili olarak, yasama organının birer üyesi
olarak, hepimiz buna gönülden bir oy verelim ve bunu
yasalaştıralım. Öğrencilerimizi güldürelim,
eşitliği sağlayalım. Avrupa Birliğinin önünde de
diyelim ki Bakın, biz de size benzer uygulamalar yapıyoruz. Bunun kime
zararı var Allah aşkına?
O hâlde, biraz sonra sizlerin
oylarıyla, inanıyorum ki, bu kanun teklifi yüce Meclisin Genel
Kuruluna indirilecek diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun,
var olun. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Erçelebi.
İstanbul Milletvekili
Ayşe Jale Ağırbaş.
Buyurunuz Sayın
Ağırbaş. (DSP sıralarından alkışlar)
AYŞE JALE
AĞIRBAŞ (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Demokratik Sol Parti Denizli Milletvekili
Sayın Hasan Erçelebinin kanun teklifinin doğrudan Genel Kurul
gündemine alınmasına ilişkin söz almış bulunuyorum.
Kanun teklifiyle ilgili konuşmama başlamadan önce hepinizi
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına saygıyla
selamlıyorum.
Hakkârideki
saldırıyı şiddetle kınıyor, hayatını
kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine,
yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetlerine
başsağlığı, yaralı askerlerimize acil
şifalar diliyorum.
Eğitim bir ülkenin
geleceğine yapılan yatırımdır.
Kalkınmış olan ülkelerin başarısının
altında yatan nedenlere bakıldığı zaman eğitimin
son derece önemli olduğu görülmektedir. Dünyanın tüm
coğrafyalarında ülkeler eğitim düzeyinin
artırılması ve eğitimli insanların
sayısının çoğaltılması amacıyla çeşitli
teşvik edici uygulamalar ortaya koymaktadırlar. Herkesin üzerinde
uzlaşı sağladığı bir gerçek vardır ki, o da
eğitimli kişilerin bir arada bulunduğu toplulukların,
grupların, ülkelerin daha çabuk geliştiğidir.
Gelişmekte olan ülkeler,
maalesef, ülkelerinin fakirliğin kısır döngüsü içerisinde
olması ve kaynak yetersizliği nedeniyle eğitime yeterli destek
vermemektedirler. Bu durum ülkelerin gelişmesinin önünü tıkamaktadır.
Burada devlet yönetiminden sorumlu olan hükûmetlerin ileriye yönelik doğru
stratejiler belirleyerek kaynak dağılımındaki
adaletsizliği gidermesi gerekmektedir. Bütçeden eğitime fazla kaynak
ayrılmalı, maddi zorluk içerisindeki ailelerin çocuklarını
okutabilmelerine olanak verecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
AB hibe fonları uluslararası değişim programlarına
katılımın artırılması, öğrencilerin burs
imkânlarını ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak
fiziki altyapıların oluşturulması gerekmektedir.
Ülkemizde bu yönlü olumlu
gelişmeler olmasına rağmen hâlâ eksiklerimizin olduğunu
belirtmek istiyorum. Birçok bölgemizde başta kız çocukları olmak
üzere ilköğretim düzeyindeki çocuklar hâlâ okula gönderilmemektedirler.
Erken yaşta evlilik bu durumun temel nedenlerinden biridir. Diğer
yandan, ileride evlenerek babaevini terk edecek olan kız
çocuklarının eğitimine yapılacak yatırımın
boşa gideceği düşüncesi diğer etkili bir sebep olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Sonuç olarak, eğitim
hakkından mahrum edilmiş olan bu çocuklarımız, özellikle
kız çocukları, meslek sahibi olma hakkından, ekonomik
bağımsızlığını kazanma şansından
yoksun bırakılmaktadır. Bu alanda daha yapılması
gereken çok iş bulunmaktadır. Geleneksel zihniyet yapısının
kırılması, ön yargıların değiştirilmesi bir
anda gerçekleşecek bir şey değildir ama en azından
yapılan kanuni düzenlemelerin uygulanmasını temin etmek üzere
gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması, Hükûmetin kararlı bir
siyasi irade ortaya koyması gerekmektedir. Ancak bu şekilde, temennilerin
gerçekleştiğini, olumsuzlukların son bulduğunu görebiliriz.
Öncelikle hepimiz, burada
bulunan bütün siyasi partiler, önce, ülkenin yararına olan işleri
yapmak istemekteyiz; bundan hiç kuşkum yok. Ancak, Biz sayısal
çoğunluğa sahibiz, bizim dediğimiz doğru ve o yapılacak.
şeklinde ortaya konulacak bir tavır, ne demokrasiyle
bağdaşır ne de bu ülkenin yararına olacak işlerin
ivedilikle ortaya konmasını ve çözümlenmesini gerçekleştirir.
Yapılması gereken, uzlaşma aramadır. Uzlaşmacı
olurken bunu şekilsel olarak değil, samimi bir şekilde
gerçekleştirmektir.
Sayın milletvekilleri,
Sayın Hasan Erçelebi, öğrencilerin yıllardır dile
getirdikleri, çeşitli kademelerdeki yetkililere düzeltilmesi hususunda
başvurdukları bir konuyu kanun teklifini hazırlayarak Meclise
sunmuştur. Kanun teklifinin içeriğine baktığımızda,
son derece haklı gerçeklere dayanan bir istek söz konusudur.
Öğrencilerimiz, öğrenci kimliklerinin toplu taşıma
araçlarında sağladığı indirim hakkından ülke
genelinde yararlanmak istemektedirler. Ankarada okuyan öğrenci, toplu
taşıma araçlarında, paso alarak indirimli seyahat edebilirken,
İstanbula gittiğinde, Konyada, İzmirde aynı kimlikle bu
indirimden yararlanamamaktadır. Son derece adaletsiz olan bu
uygulamanın son bulması, düzeltilmesi gerekmektedir. Belediyelerin
ayrı ayrı yaptıkları uygulamaların bu kanun teklifiyle
tek ve standart uygulamaya dönüştürülmesi, hem öğrencilerimizin
mağduriyetini giderecek hem de çifte standartlara son verecektir.
Getirilen düzenleme basit bir
esasa dayanmaktadır. Eğer bu esas hâkim kılınmaz ise bu
durum, farklı alanlarda öğrencilerin hakkı olan indirimlerden
yararlanmalarına engel teşkil edebilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen sözünüzü
tamamlayınız.
AYŞE JALE
AĞIRBAŞ (Devamla) Teşekkür ederim.
Örneğin, 2009
yılında, İstanbul Avcılarda çalışan minibüslerde
üniformalı öğrencilere indirimli tarife uygulanırken
üniversitelilerin öğrenci kimlik kartları kabul edilmiyor ve
üniversite öğrencilerinden normal tarifeye göre ücret isteniyordu. Siz
eğer standart bir uygulama getirmezseniz, herkes çözümü kendi
kafasındaki gibi uygulamaya kalkar, kazanılmış haklar da
yok olup gider. Sayın Erçelebi bu hususu gündeme taşıdı.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Şimdi sizlere
sesleniyorum: Böyle bir kanun teklifine siz değerli milletvekillerinin
destek vermesi gerekmez mi, yoksa öğrencilerin bir sorununa çözüm getiren
bu teklifi muhalefetten bir milletvekili, Demokratik Sol Parti gündeme
getirdiği için Hayır oyu mu vereceksiniz? Bunu açıkçası
merak ediyorum. Kıstasınız sorunlara çözüm bulmak mı, yoksa
iktidar olarak Biz ancak kendi çözüm yolumuzu kabul eder, ancak ona oy
veririz mi diyeceksiniz?
Teklifin Genel Kurulda
gündeme alınmasına ve bir an önce yasalaşmasına sizlerin de
destek vermesini diliyor, saygılar sunuyorum. (DSP, CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyoruz Sayın Ağırbaş.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKe alınan personele
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçtan sözlü soru önergesinin görüşmelerine
başlıyoruz.
VIII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, RTÜKe alınan
personele ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçtan sözlü soru önergesi (6/914)
BAŞKAN - Soruyu
cevaplandıracak bakan olmadığı için erteliyoruz.
Şimdi de daha önce
sıra sayılarını okuduğum Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlunun sorularını okutuyorum:
2.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun,
Kayısı Festivalindeki yemek duasına ilişkin Devlet
Bakanı Faruk Çelikten sözlü soru önergesi (6/918) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, DSİnin
verdiği HES yapım izinlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/991)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
4.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin
sulama birliklerine devrettiği su kanallarına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1018) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
5.- Antalya Milletvekili Osman Kaptanın, havadan müdahale
yapılmayan bir orman yangınına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1088) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
6.- Aksaray Milletvekili Osman Ertuğrulun, Aksarayın su
ihtiyacını karşılayan baraja ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1155) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
7.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatta orman
köylülerine kullandırılan kredilere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1190) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
8.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, orman
yangınları için yapılan uçak kiralama ihalesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1264) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
9.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, orman
yangınları için yapılan helikopter ihalesine ilişkin sözlü
soru önergesi (6/1265) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
10.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Malatya
katı atık tesisine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1309) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
11.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, bir sulama
projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1364) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
12.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin,
Adıyamanın Göksu Çayından yararlanmasına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1376) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
13.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin,
Adıyamandaki hidroelektrik santrallere ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1377) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
14.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, barajlardan kontrolsüz su
bırakılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1380) ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
15.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, uçak ve
helikopter kiralama ihalesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1434) ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
16.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin
Malatyadaki baraj ve gölet yapımına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/1435) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
17.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Gaziantep
Büyükşehir Belediyesince kesilen ağaçlara ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1445) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
18.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya çevre düzeni
planına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1507) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
19.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ilısu
Barajı Projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1510) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
20.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ilısu
Barajı Projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1531) ve Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
21.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, Mut ilçesi köylerinin
sulama sorununa ilişkin sözlü soru önergesi (6/1642) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
22.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, su
kaynağı olmayan bir gölete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1733)
ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
23.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, sulama
projelerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1734) ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
24.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1764) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
25.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1765) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
26.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1766) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
27.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1767) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
28.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1768) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
29.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, bir baraj yapımına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1769) ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı
30.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Ağrı-Doğubeyazıttaki yeşillendirme ve
ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1777) Cevaplanmadı
31.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Doğubeyazıttaki
hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1785) Cevaplanmadı
32.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın, bir
barajın doğurduğu yol sorununa ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1790) Cevaplanmadı
33.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, orman muhafaza
memurlarının özlük haklarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1804) Cevaplanmadı
34.- Adana Milletvekili Kürşat Atılganın, yangın
söndürme araçlarının kira bedeline ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1846) Cevaplanmadı
35.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Karsta sulama
kanalları ve su havuzları yapımına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1866) Cevaplanmadı
36.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Dalyan
Gölünden kum alınmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1891) Cevaplanmadı
37.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Abanttaki turizm
tesislerinin atık deşarjına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1901) Cevaplanmadı
38.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, Kura Nehri
sularının Çoruh Nehrine aktarılması projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1903) Cevaplanmadı
39.- Karaman Milletvekili Hasan Çalışın, su kotası
uygulamasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1904) Cevaplanmadı
40.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın,
Mustafakemalpaşa ve Karacabeydeki derelerin ıslahına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1907)
Cevaplanmadı
41.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın,
Mustafakemalpaşada yapılacak bazı barajlara ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1908) Cevaplanmadı
42.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batmandaki hava kirliliğine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/1911)
Cevaplanmadı
43.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Şırnaktaki hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1913) Cevaplanmadı
44.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Şırnaktaki orman yangınlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1914) Cevaplanmadı
45.- Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, bazı
illerdeki hava kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1917) Cevaplanmadı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı Sayın M. Said
Yazıcıoğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
16.07.2008 tarihinde, Malatya
Kayısı Festivali açılışına katılan
Tarım Bakanı Sn. Mehdi Eker, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Sn. Kadir Topbaş ve iktidar Partisi Malatya
Milletvekilleri onuruna Malatya Belediye Başkanı Sn. Cemal
Akının verdiği yemek sonrasında aynı yemekte bulunan
bir davetli tarafından yapılan yemek duası içerisinde Allah,
Deniz Baykala akıl fikir versin şeklinde bir ifade
kullanılmıştır.
a) Bu duayı yapan
kişi Diyanet mensubu mudur?
b) Bu duayı yapan
kişiye böyle bir ifade kullanmak için kim davet etmiştir?
c) Malatya Belediyesi, resmî
olarak verdiği yemeklerde Diyanet yetkililerinden duahan talebinde
bulunmuş mudur?
d) Sayın Bakanların
da bulunduğu resmî yemekler sonunda yemek duası yapılması
yönünde bakanlığınızın da bir talimatı var
mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
2003- 2008 yılları arasında DSİ Genel Müdürlüğünün yetkisi
kapsamında kaç şirkete HES yapımı için izin
verilmiştir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
DSİ
tarafından yapılıp, sulama birliklerine devir edilen, sulama
kanallarında, önemli su kayıplarının olduğu,
özellikle, elektrik enerjisi kullanan birlikler borç batağına
girmiş ödenemez borçlarla karşı karşıya
kalmışlardır.
a) Sulama
birlikleri ile ilgili yeni bir düzenleme yaparak DSİnin kontrolü
altına vermeyi düşünüyor musunuz?
b)
İçişleri Bakanlığına bağlı bu birliklerin
İçişleri Bakanlığı ile ne gibi bir iş
birliği vardır? İçişleri Bakanlığı bu
birliklere ne gibi bir hizmet vermektedir?
c)
Elektrik enerjisi kullanan birliklerle kullanmayan birlikler arasında
sosyal bir denge oluşturmayı düşünüyor musunuz?
d) 20-30
yıl önce yapılan kanallarda hiçbir tadilat ve tamir
yapılmadığı için çok önemli su kayıpları
oluşmaktadır.Bu konuda nasıl bir önlem almayı
düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz
ederim.
Osman
Kaptan
Antalya
Antalya/Finike
İlçemiz sınırları içinde 9.11.2008 tarihinde saat 21.00
sıralarında başlayan orman yangını, 11.11.2008 tarihi
saat 17.00 itibarı ile hâlâ söndürülememiştir. Yangın, ulaşımı
güç, derin bir vadide olduğundan, havadan söndürme helikopterlerinin de
kiralama süresi bittiği için, havadan söndürme çalışması
yapılamadığı yetkililerden öğrenilmiştir
Bu
yangınla ilgili olarak;
1-
Akdeniz Bölgesi gibi yangına hassas bölgelerde yangın söndürme
helikopterlerinin kiralama süresi neden daha uzun tutulmamaktadır?
2-
Sezonluk kiralama süresi bitse bile, yangın çıkan yerlerde helikopter
kullanılması için sözleşmeye bir madde konarak kış
aylarında çıkacak yangınlara havadan müdahale olanağı
neden sağlanmamaktadır?
3-
Mevsimlik yangın söndürme işçilerinin Akdeniz bölgesinde daha uzun
süre çalıştırılması niye sağlanmamaktadır?
4-
Hükümet; Bakanlara çok pahalı makam araçları satın alma yerme
kamuya niye yangın söndürme helikopterleri almamaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için
gereğini arz ederim.
Osman
Ertuğrul
Aksaray
Soru:
1-
Aksaray'ın su ihtiyacını karşılayan Mamasın
Barajı kaç yılında yapılmıştır? Yapım
tarihi nedir? Kaç yıllık ömrü kalmıştır?
2-
Mamasın Barajının su tutma kapasitesi kaç m3'dür? Rezerv
alanı hangi bölgelerdir? Ve hangi kaynaklardır?
3- Bu
kaynaklardan gelen suyun ortalama yıllık debileri ne kadardır?
4- Bu
barajın suyundan ne şekilde istifade ediliyor? Nerelerde
kullanılıyor?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Tokat ilinde yaşayan orman köylülerine 2002-2008 yıllarında
orman köylülerine kullandırılan fondan hangi sektörde ne kadar kredi
kullandırılmıştır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Orman
yangınları için açılan uçak kiralama ihalesi şartnamesinde
kiralanacak uçaklar için,
1)
Yaş sınırlaması var mıdır?
Kiraladığınız uçaklar 30 yaşında mıdır?
2) Bu
uçakların satın alınması halinde alış fiyatı
nedir? Kiralayan firmanın iki uçağı 5 milyon dolara satın
aldığı doğru mudur?
3) Bu
uçaklar kaç yıl için kiralanmıştır?
4) Bu
uçaklara 7 yıllığına ne kadar kira ödenecektir?
5)
Kiralama bedeli olarak 12 bin dolar ödeneceği doğru mudur?
6) Bu
uçaklara yılda kaç saat zorunlu, kaç saat opsiyonel bedel ödenecektir?
7) Bu
ihale ile ilgili Sivil Havacılık Genel müdürlüğünün görüşü
alınmış mıdır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Orman
yangınları için açılan helikopter ihalesi şartnamesinin
birim fiyat teklifi olmak koşulu ile hazırlandığı ve
18.506 saat zorunlu ve 12.337 saat opsiyonel teklif sonucunda uçuş saati
7500 dolar civarında bir fiyatla yaklaşık 231 milyon
dolarlık bir rakama ulaşmaktadır.
1) Söz
konusu 16 helikopterin satın alma fiyatı ne kadardır? Bu
helikopterlerin her birinin yenisinin fiyatlarının 7-8 milyon dolar
olduğu ifadesi doğru mudur?
2) Bu
helikopterlerin ihale süresi nedir?
3) Bu
helikopterlerin, yangın mevsimi dışında kamunun diğer
hizmetleri için kullanılması düşünülmedi mi?
4) Bu
helikopterler, orman yangınları dışında (sanayi
yangınları, v.s) diğer amaçlar için kullanılabilecek mi?
5)
İhaleye açılan helikopterlerin bir defada alacağı su
kapasitesi ne kadardır?
6)
Hazırlanan şartname ile yapılacak ihalede fiyatlandırma ve
seçilen helikopterler açısından objektif bir yol izlenmiş midir?
7) Son 5
yılda orman yangınları için Bakanlığınız
helikopterler için ne kadar kira ödenmiştir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Malatya
Belediyesi için yapılacağı belirtilen katı atık
tesisi, 2008 ve 2009 bütçe görüşmeleri sırasında
şahsınız tarafından defalarca söz verilmesine rağmen
bugüne kadar hiçbir sonuç alınamamıştır.
Bu nedenle,
1)
Şahsınız tarafından bizzat verilen sözünüzü yerine
getirecek misiniz?
2)
Malatya katı atık tesisi ne zaman başlayıp, ne zaman
bitirilecektir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Darende,
Gökpınar sulama projesi 1994 yılından beri devam etmektedir.
Asıl amacı yörenin sulama ihtiyacını gidermek olan bu proje
her ne hikmetse yıllardır bitirilemiyor.
1)
Gökpınar projesinde belirlenen kanalların bitirilmesi için gerekli
ödenek verilecek mi?
2) Sulama
projesi yerine, enerji üretim projesi ikame mi edilmektedir?
3)
Özellikle, tüm mevsim enerji üretimine destek verildiği ve sulama projesinin
rafa kaldırıldığı görüşü hakim olan bu proje için
Darende halkına net ve açık cevabınız ne olacaktır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dt.
Şevket Köse
Adıyaman
1.
Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta içme ve sulama suyu olarak kullanılan
ve Adıyaman'dan da geçen Göksu Çayı, Adıyaman ilimiz
sınırları içinde hangi amaçlarla ve nerede
kullanılmaktadır?
2. Göksu
Çayı'nın Adıyaman içerisinde kullanılabilme olanakları
varken kullanılmadığı yerel gazetelerce
vurgulanmaktadır. Özellikle tarımsal sulamada büyük
sıkıntılar çeken Adıyaman ilimizde Göksu Çayı'ndan
neden yararlanılmamaktadır?
3. Göksu
Çayı'nın Adıyaman'da bulunan kısmı üzerine baraj vb.
tesisler yapılması konusunda herhangi bir çalışma
yapılmış mıdır? Göksu Çayı, bunun için uygun
potansiyele sahip midir?
4.
Adıyaman'dan geçen Göksu Çayı'nın en büyük
sıkıntılarından bir diğeri ise yaşanan
kirliliktir. Bu kirliliğin önüne geçilebilmesi için ne gibi
çalışmalar yapılmıştır ve yapılacaktır?
5. Göksu
Çayı'ndan Adıyaman'ın yararlanabilmesi amacıyla herhangi
bir çalışma planlanmış mıdır? Böyle bir
çalışma yoksa yapılması düşünülüyor mu?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Dt.
Şevket Köse
Adıyaman
1.
Adıyaman'da toplam olarak kaç hidroelektrik (nehir tipi) santrali
bulunmaktadır?
2.
Adıyaman'da bulunan hidroelektrik santrallerinin Adıyaman'a
katkısı ne boyuttadır?
3.
Adıyaman'da bulunan hidroelektrik santrallerinin ihaleleri hangi
tarihlerde yapılmıştır?
4.
Adıyaman'da bulunan hidroelektrik santrallerinin ihalelerini hangi
kuruluşlar almıştır? Bunlardan kaçı yabancı
sermayelidir?
5.
Hidroelektrik santraller konusunda Adıyaman kamuoyu yeterince
aydınlatılıyor mu?
6.
Yapılan ihalelerin şeffaf olduğunu düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
yer alan soruma Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlunun
sözlü olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 11.05.2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
06.05.2009
Günü Seyhan Nehri yatağına, akarsuyun kaynağını
aldığı Torosların yüksek kesimlerine yoğun
yağış düşmesi, mevcut karların erimesi sonucu, Çatalan
ve Seyhan barajlarına intikal eden su, dolu olan barajları tehlikeli
hâle getirmiştir. Bunun sonucu olarak, yatağa 771 metreküp/saniye su
bırakılmıştır. Burada barajların kontrolünü yapan
Devlet ve Su İşleri ile Meteoroloji Müdürlüğünün arasında
bir kopukluğun olduğu dikkat çekmektedir.
Bu
mevsimde olabilecek yağışlar ve özellikle kar erimeleri dikkate
alınarak barajlarda daha az su tutulmalı ve yatağa kontrollü bir
şekilde su verilmesi gerekirdi. Bu yüzden ilgililerin sebep olduğu
büyük bir zarar ve ziyan söz konusudur. Bu konudaki mağduriyetin
giderilmesi hususunda neler yapılabilir? Acil olarak yörede
alacağınız tedbirler nelerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Orman
yangınlarını söndürmek amacıyla açılan helikopter ve
uçak kiralama ihalesi ile 01.05.2009 da 4 adet uçak ve 13 helikopterin teslimi
yapılacaktı.
1)
Kiralanan uçaklar ve helikopterler 01.05.2009 da teslim alınmış
mıdır?
2) Teslim
alınan uçakların uçuş emniyeti açısından Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğünden gerekli izinler alınmış
mıdır?
3)
Kiralanan uçaklar kaç yaşındadır?
4)
Kiralanan uçak ve helikopter ihalesi hangi firmaya ihale edilmiştir?
5) Uçak
ve helikopter ihalesine kaç firma katılmıştır? Bu firmalar
kimlerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
DSİ
Genel Müdürlüğü tarafından Malatyada yapımı süren, baraj
ve göletlerin
a)
İnşaatlarına ne zaman başlanmıştır?
b) 7
yıllık iktidarınız sürecinde bitirilen bir tesis var
mıdır?
c)
DSİnin 7 yıllık toplam baraj ve gölet inşaatı için
ayırdığı bütçesi nedir? Malatyaya 7 yıldır ne
kadar ödenek verilmiştir?
d)
Malatyada hiçbir baraj ve göleti hizmete açmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Sağlıklı
ve dengeli bir çevrede yaşamak Anayasal ve temel bir insan hakkı
iken,
Yaşanabilir
ve sürdürülebilir çevre, var olanı koruyup yenilerini
oluşturmanın sağlanmasıyla olanaklı iken,
5 Haziran
Dünya Çevre Gününü kutladığımız günümüzde,
1) Seçim
bölgem Gaziantep'te Büyükşehir Belediye
Başkanlığının, Ulaşım Güzergâh Projesi
olmadan, Hafif Raylı Sistemi geçireceği güzergâhlarda aylardır
ağaç kesilmesine Bakanlığınız neden sessiz kalmaktadır?
2) Hafif
Raylı Sistem güzergâhıdır diye İstasyon Caddesinde
kesilmeyi bekleyen tarihî çınar ağaçlarını kurtarmak için
Bakanlığınız il teşkilatı neden girişimde
bulunmamaktadır?
3)
Bakanlığınız her çevre katliamında ve özellikle de
hizmet getiriyorum anlayışı içinde ağaç katliamı
yapmayı alışkanlık hâline getiren belediyelerde olduğu
gibi Gaziantep'te de Anayasamızın 56. maddesini neden görmezlikten
gelmektedir?
T.B.M.M.
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanması için gereğini arz
ederim. 29.06.2009
Hüsnü
Çöllü
Antalya
Çevre ve
Orman Bakanlığınca, Antalya ve Burdur'un çevre düzenine
ilişkin çalışmalar kapsamında hazırlanan plana
ilişkin çeşitli eksiklikler kamuoyuna
yansımıştır.
Bu
kapsamda;
1)
Çalışmalar kapsamında, Antik Perge Kenti'nin makilik,
çalılık alan ve tarım alanı olarak plana
işlendiği doğru mudur? Bu süreçte Kültür ve Turizm
Bakanlığı'ndan görüş istenmiş midir? Ne yanıt
alınmıştır?
2) Plan
düzenlemesi ile amaçlanan nedir? Bu karar, Perge Antik Kenti'nin durumunu
nasıl etkileyecektir?
3) Çevre
Planı'nda Antalya Büyükşehir ve ilçe belediyelerin
sınırlarının da yanlış işlendiği
doğru mudur? Kuzey Antalya Kültür ve Turizm Alanı Koruma ve
Gelişim Bölgesinin plana alınmamasının gerekçesi nedir?
Plan ile ilgili Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin raporu doğrultusunda
bir düzenleme yapılacak mıdır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Kamuoyunda çok tartışılan ve
yapılacağı bölgenin tarihî kimliği nedeniyle tepkilere
neden olan Ilısu Barajı Projesine finans sağlayacak
konsorsiyumun çekilmesi üzerine,
Uygulamaya
devam edecekseniz,
1) Tarihî
Hasankeyfi sular altında bırakacak projeyi revize etmeyi, çevre ve
tarihî dokuyu koruyarak, ömrü 40-50 yıllık baraj için Hasankeyfi
feda etmemeyi düşünüyor musunuz?
2)
Ilısu Barajının yapımına bu nedenlerle karşı
çıkanları, klasik üslupla "Türkiye'yi sevmeyen, bölge
insanının kalkınmasını istemeyenler" olarak
suçlamanız devlet ciddiyetinizle bağdaşıyor mu?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Yıllardır
tartışılan ve tarihî miras Hasankeyfi sular altında
bırakacak Ilısu Barajı için yurt dışı
finansmanı sağlanamaması kamuoyuna açıklanmışken,
1. Yurt
dışı Kredi Garanti Kurumları ile imzalanan Mutabakat
Zaptı hükümlerine hiç uyulmadığı ve hiçbir işlem
yapılmadığı doğru mudur?
2.
Yeniden yerleşim, Kültürel Mirasın tespiti ve korunmasıyla Çevre
konuları ile ilgili Mutabakat Zaptında yer alan
çalışmaların ihalesiz olarak Baraj İnşaatı
Yapımcısı Konsorsiyumun içinde bulunduğu Şirketlere
verildiği doğru mudur?
3. Kamu
adına yapılması gereken kontrol ve denetimin Baraj Yapım
İhalesini alan Yapımcı Konsorsiyum Şirketlerine ihalesiz
verilmesi yasal mıdır?
Yoksa
kendi takdiriniz midir?
4. Bu
işin yapımı için ihalesiz verilen Şirkete ne kadar bedel
ödenecektir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
yer alan soruma Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlunun
sözlü olarak cevap vermesini saygılarımla arz ederim. 17.11.2009
Prof.
Dr. Akif Akkuş
Mersin
Sayın
Bakan, Mersin İli Mut İlçesi, 95 adet köyü olan, Toros
dağlarının arasında şirin yerleşim birimlerinden
birisidir. Göksü nehri bu ilçemiz arazileri içinden geçer. Sebze ve meyve
ziraatı, özellikle nehir yatağına yakın köylerin ana
uğraşıdır. Ancak, nehrin suyu, yapılan ve
yapılmakta olan barajlara tahsis edildiğinden, bu köylerin 3ü hariç,
diğerlerine Göksudan su almak yasaklanmıştır. Bu yaz (2009
yazı), bu konuda büyük sıkıntılar yaşanmıştır.
Gelecek Sezonda da (2010 sezonu), bu sıkıntıların
yaşanmaması için ne gibi acil tedbirler alacaksınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Çevre ve
Orman Bakanlığı Su Kaynağı olmadan gölet inşa
ediyor ve hizmete açıyor mu?
Malatya
Arapgirde inşa edilen ve hizmete açıldığı belirtilen
göletin su ihtiyacı DSİ tarafından yağmurlama sistemi ile
mi giderilecektir?
Bu
nedenle,
1) Su kaynağı
olmadan bu bölgede gölet inşaatı neden
yapılmıştır?
2) Bu
gölete başka bir kaynaktan su verilecek mi?
3) Bu
göletin su ihtiyacı karşılanmayacaksa, göletin
yıkılmasını planlıyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
DSİ
tarafından 2002-2010 yılları arasında ülkemizde kaç adet
baraj, gölet ve sulama kanalı inşaatı
tamamlanmıştır? Bu konuda vereceğiniz rakamların
Malatya ile ilgili hiçbir önem taşımadığını
bilmeme rağmen,
1) 8
yıldır Malatyada suyu akmayan Arapgir Göleti ve Kuluncak Sofular
Göleti dışında tek bir tesisi hizmete aldınız mı?
2) 16-17
yıldır inşaatı devam eden baraj inşaatlarına
yeterince ödenek verilmediğinden, bu inşaatların
tamamlanması 15 yıl daha devam edecek mi?
3)
Arguvan, Yoncalı Barajı İnşaatı 2010 yılında
kesinlikle iz bedelden çıkartılacak mı? Bu bölgede baraj
inşaatına 2010 yılında devam edilecek mi?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Salihli İlçesi Değirmendere Çayı üzerine kurulması
düşünülen Yeşilkavak Barajının yapım aşaması
ne durumdadır?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden
Yeşilkavak Baraj yapımı için ne kadar ödenek
ayrılmıştır?
3-
Yeşilkavak Baraj yapımını bitirmek için
Bakanlığınızca bir tarih belirlenmiş midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Selendi İlçesi Alan Deresi üzerine kurulması düşünülen
Ayanlar Barajının yapım aşaması ne durumdadır?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden Ayanlar
Baraj yapımı için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
3-
Bakanlığınızca söz konusu baraj inşaatına
başlama tarihi belirlenmiş midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Alaşehir İlçesi Afşar Çayı üzerine kurulması
düşünülen Afşar II Barajının yapım aşaması
ne durumdadır?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden Afşar
II Baraj yapımı için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
3-
Bakanlığınızca söz konusu baraj İnşaatına
başlama tarihi belirlenmiş midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Kırkağaç İlçesi Gelembe mevkiinde kurulması
düşünülen Çaltıcak Baraj yapımına başlamak için
Bakanlığınızca bir tarih belirlenmiş midir?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden
Çaltıcak Baraj yapımı için ne kadar ödenek
ayrılmıştır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Ahmetli İlçesi Kelebek Deresi üzerine kurulması
düşünülen Kelebek Barajının yapım aşaması ne
durumdadır?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden Kelebek
Baraj yapımı için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
3-
Kelebek Baraj yapımına başlamak için
Bakanlığınızca bir tarih belirlenmiş midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel
Eroğlu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Mustafa
Enöz
Manisa
Sorular
1- Manisa
İli Gördes İlçesi Güneşli Beldesinde İnderesi üzerine
kurulması düşünülen Güneşli Barajının yapım
aşaması ne durumdadır?
2-
Bakanlığınızca 2010 yılı bütçesinden Güneşli
Baraj yapımı için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
3-
Güneşli Baraj yapımına başlamak için
Bakanlığınızca bir tarih belirlenmiş midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
18.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Küresel
ısınma, kuraklık, hava kirliliği belirgin bir hal
almıştır. Ağrıda doğa bilinçli
kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı
yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan
hepimizin birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün
yaşanmaz hal almaktadır.
1-
Ağrı-Doğubayazıt her yetkilinin bu tehlike ile
şimdiden mücadele etmesi gerekmektedir. Yeşillendirme ve
ağaçlandırma çalışmalarına ne zaman
başlayacaksınız?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
18.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Küresel
ısınma, kuraklık, hava kirliliği belirgin bir hal
almıştır. Ağrıda doğa bilinçli
kullanılmadığı için hep beraber sıkıntı
yaşıyoruz. Ekolojik dengeler her geçen gün daha da bozulduğundan
hepimizin birlikte yaşadığı bu güzelim dünya günbegün
yaşanmaz hal almaktadır.
1-
Ağrı -Doğubayazıt hava kirliliği çok belirgin bir hal
almıştır. Kışın insanlarımız temiz
oksijen alamamaktadırlar. Acilen her yetkilinin bu tehlike ile
şimdiden mücadele etmesi gerekmektedir. Temiz bir yaşam için
Yeşillendirme ve ağaçlandırma çalışmalarına ne
zaman başlayacaksınız?
08.02.2010
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Çevre ve Orman Bakanı Sn. Veysel Eroğlu tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Kürşat
Atılgan
Adana
Soru:
Bakanlığınız daha önce tarafıma gönderdiği
yazılı önergemin cevabında 2008 yılında 11 helikoptere
ödenen kiralık saat ücretlerini KDV hariç 6879 ABD Doları, 1
helikopter için KDV hariç 7679 ABD Doları, 1 helikopter için KDV hariç
7995 ABD Doları olarak belirtmiştiniz. Aynı şekilde
Bakanlığınızın yangın söndürme amacıyla 15
ve 19 Ocak 2009 tarihlerinde 2009-13 yılları için 13 helikopter ve
2009-2015 yılları için 4 amfibik uçak kiralanması için
yaptığınız ihalede bu araçlara ödenecek saatlik kira
bedelleri ne olmuştur ve ihaleyi hangi firma kazanmıştır?
Yine 2010 yılı için 1 yıllığına yapmış
olduğunuz ek ihalede bu yangın söndürme araçlarına ödenecek
saatlik kıra bedelleri nedir ve ihaleyi hangi firma
kazanmıştır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim.
27.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Memleketimizin
mevcut Orman varlığının korunmasından, yeni
alanların orman vasfına dönüştürülmesi ve korunmasından,
Ağaçlandırma ve Erozyon kontrolü ayrıca Av Yaban hayatı eko
sistem doğa koruma ve milli parklar gibi çok geniş bir yelpazede
görev yapan Orman Muhafaza Memurları ile Av Koruma Memurları ile
diğer kurumlarda kolluk görevi yapan memurlar arasında maaş ve
diğer hakları arasında ciddi hak kayıpları
bulunmaktadır.
1- 2002
yılından itibaren de Emekli Orman Muhafaza Memurlarından
edindikleri zati silahlardan silah Ruhsatı Harcı alınması
edinilmiş haklara uygun düşmemektedir. Silah Ruhsatı harcı
alınmaması konusunda çalışma yapacakmısınız?
2- Orman
Muhafaza memurları ve Av koruma memurları kolluk görevi olarak
çalışan tüm kamu çalışanlarının özlük
hakları diğer kamu çalışanları ile
karşılaştırıldığında bu adı geçen
memurların hakları verilecek mi?
3- Orman
Muhafaza Memurları ve Av koruma memurları diğer kolluk
görevlilerinde olduğu gibi emekliliklerinde fiili hizmet kanunu
kapsamı içine alınacak mı?
4- Orman
Muhafaza Memurları ve Av koruma memurlarının maaşları
diğer kolluk görevlisi olarak çalışan personel
maaşları ile aralarındaki farklılıklar giderilecek mi?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Su
tutmaya başlayan Ermenek HES Barajının seviyesi her geçen gün
yükselmektedir. Yeşil Köy ve Nadire Köylerimizin Ermenek ve çevreyle
bağlantısını sağlayan yol ve köprü kısa bir zaman
sonra baraj sularının altında kalacaktır. Ayrıca bu
yol ve köprüyü kullanan kömür ocağında çalışan işçiler
de köylülerde mağduriyet endişesine düşmüştür. Şu ana
kadar yapılması planlanan köprü ve yola ilgili de her hangi bir
çalışma yoktur.
Bu
bilgiler ışığında;
1- Yeni
yol ve köprüyü ne zaman başlayıp, ne zaman bitirmeyi
düşünüyorsunuz?
2- Su
tutma işleminde köylülerimizi mağdur etmeyecek planlarınız
nelerdir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim.11.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Karsın
ekonomisi Tarım ve Hayvancılığa dayalıdır.
Tarımdan DSİ yatırımlarının az oluşu
başlı başına bir sıkıntıdır. Yağmur
yağmadığında kuraklık olduğundan köylülerimizin
hayvanlarına bütün kış boyu yedireceği ot ve samanla
diğer girdileri başka illerden daha fahiş fiyatlarla
almalarına neden olmaktadır.
1-
Karstaki Tarım ve Hayvancılıkla uğraşan
vatandaşlarımızın en büyük sorunu olan sulama
kanalları için DSİ olarak sulama kanalı ve su havuzları
yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Türkiyenin
tek tatlı su dalyanından 16 bin tonluk kumun usulsüz olarak
çıkarıldığı, Google Earth sayesinde belgelenmiş,
Dalyandaki
Karacabeyde
Marmara Deniziyle Kocaçay Deltasının birleştiği noktada
bulunan Dalyan Gölü, bölgesinin koruma altına alınması
gerekmektedir. Meksika Körfezinden gelen yılan balıkları üreme
alanı olarak burayı kullanmaktadır. Bu canlıların
neslinin devamı için burası çok önem arz etmektedir.
Buna
göre;
1-
Dünyadaki ekolojik denge ve bir canlının hayatı için bu derece
önem arz eden bir yerden kum alınmasına nasıl izin
verilmiştir?
2- Söz
konusu kum alma işlemlerinin durdurularak bölgenin koruma altına
alınması düşünülmekte midir?
3-
Buradaki kum işini Albayrak Holdingin yaptığı ve
İstanbuldaki TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait
İSKON firması arasında yıllık 2 milyon ton kum
satış anlaşması olduğu iddiaları doğru
mudur?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 20.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Bolu
Abant yolu üzerinde ve Abantta bulunan turizm tesisleri, Büyüksu deresine
atık sularını deşarj etmeye devam ediyor. Büyüksuya
bırakılan kanalizasyon atıkları vatandaşın içme
suyunu tehdit ederken turizm işletmeleri inatla bu yanlış
işlemlerini sürdürmektedirler.
1- Bolu
Abant yolu üzerinde ve Abantta bulunan turizm tesisleri
atıksularını Büyüksu deresine bırakmaktadırlar. Bu
durumda kanalizasyon atıkları vatandaşımızın
içtiği içme sularına katıldığından dolayı
çeşitli kalıcı hastalıklara maruz kalmaktadır. Turizm
tesislerinin atıklarının Büyüksu deresine
akıtmalarının önüne geçilecek mi?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması konusunda
gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 24.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
DSİ
tarafından Ardahan Kura nehrinin sularının bir
kısmının Çoruh nehrine aktarılması ile Ardahan
ovası tahrip edilecektir. Gölede doğarak bütün ovayı
dolaşıp Ardahana oradan Çıldıra uzanarak Aras nehri ile
birleşip Gürcistan-Azerbaycandan Hazar Denizine dökülmektedir. Ardahan
ilimizde binlerce dönüm arazimiz sulamayı beklerken doğal
güzergahından alınarak Karadenize aktarılması Ardahandaki
toprakların kuraklaşmasına neden olacaktır. Zaten çok zor
şartlarda tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan
halkımızın geleceği yok edilecektir.
1-
Ardahan ilimizde doğan Kura nehri doğal güzergahından
alınarak Artvindeki Çoruh nehrine aktarılmak istenmektedir.
Beşikkaya barajına tutulan sular bir tünel vasıtasıyla
Karadeniz Çoruha mı aktarılacak?
2- Kura
nehrinin Karadenize aktarılması Tarım ve Hayvancılığımıza
çok büyük zararlar verecektir ve var olan Göç daha da artarak devam
edeceğinden dolayı bu çalışmadan bir an evvel vazgeçilerek
işsizliğin ve Göçün durması sağlanacaktır?
3- Kura
nehrinin Çoruha aktarılmasından dolayı Ardahanda
yapılacak olan kotanlı ve kayabeyi barajlarının
yapılmasına son mu verilecek?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
"Su
Kotası" ile ilgili açıklamalar, bölgemiz çiftçisinde
rahatsızlığa neden olmuştur. Çünkü DSİ'nin dekar
başına vereceği kota ile ürünlerini sulama imkanı
olmadığını düşünüyorlar. Geçimini hububat, fasulye ve
pancar gibi ürünleri yetiştirerek sağlayan çiftçilerimizin, en az
yedi kez sulama yapması gerekmektedir
Bu
bilgiler ışığında;
1- Dekara
yıllık
2-
Tarım Bakanlığı ile işbirliği yaparak
çiftçilerimizin ürettikleri tarım ürünlerine göre su ihtiyacı
planlaması ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?
3-
Tarım Bakanlığı işbirliği ile çiftçilerimizin
gelir kaybına uğramayacağı bölgesel alternatif ürün
konusunda çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Mustafakemalpaşa
ve Karacabey ilçelerinde aşırı yağışların
sebep olduğu sel, tarım arazilerini sular altında
bırakmış, köylerde çiftçilerimizin ev ve
ahırlarını tahrip etmek suretiyle eşya ve hayvan kayıplarına
sebep olmuştur.
Bölgede
dere yataklarının ıslah edilmemesi arazilerin su altında
kalmasının en büyük nedenidir.
Uluabat
Karaoğlan köyünde 11 bin metrelik seddede yıllardır bakım
ve onarım yapılamamakta, sedde arkasındaki kanallarda temizlik
ve bakım yapılmadığı için su tahliyeleri
yapılamamaktadır.
Buna
göre;
1-
Bölgede derelerin ıslah çalışmasının
yapılması düşünülmekte midir?
2-
Uluabat Karaoğlan köyünde bulunan seddede bakım ve onarım
çalışması yapılması düşünülmekte midir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
Bursa ili
Mustafakemalpaşa ilçesi son günlerdeki aşırı
yağışlardan olumsuz yönde etkilenmiştir. Yağan
yağmur nedeniyle araziler su altında kalmakta ve çiftçilerimiz zor
duruma düşmektedir. Bölgede yapımı düşünülen ancak hala
bitmeyen iki barajın bu su baskınlarının önüne geçeceği
düşünülmektedir.
Buna
Göre;
1. Bursa
ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası ve Devecikonak
barajları hangi aşamadadır?
2. Bursa
ili Mustafakemalpaşa ilçesi Kızkayası ve Devecikonak
barajlarının ne zaman bitirilmesi düşünülmektedir?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
Aşağıdaki
sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri
gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 02.03.2010
Ayla
Akat Ata
Batman
TÜİKin,
2009 yılı ölçüm sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en
yüksek olduğu, KVS Değeri ve 'İlk Seviye Uyarı
Eşiği'nin aşıldığı gün sayısı 10
ve daha fazla olan iller arasında Batman ili de yer almaktadır.
Soru:
1-
Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Batman
İlinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler
alınmaktadır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri
gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla
arz ederim. 03.03.2010
Sevahir
Bayındır
Şırnak
TÜİK'in,
2009 yılı ölçüm sonuçlarına göre, hava kirliliğinin en
yüksek olduğu, KVS Değeri ve 'İlk Seviye Uyarı
Eşiği'nin aşıldığı gün sayısı 10
ve daha fazla olan iller arasında Şırnak ili de yer
almaktadır.
Soru:
1-
Bakanlık olarak hava kirliliğinin önlenebilmesi için Şırnak
ilinde ne tür denetimler yapılmakta ve tedbirler alınmaktadır?
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından Anayasanın ve İç tüzüğün 98 nci maddeleri
gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim. 03.03.2010
Sevahir
Bayındır
Şırnak
Sorular:
1. 2002 yılından bu
yana Şırnak ilinde, hangi alanlarda orman yangını
çıkmıştır? Kaç hektarlık alan yanmıştır?
Ormanlık alanlarda çıkan yangınların nedenlerine
ilişkin bilgiler nelerdir?
2. Yanan ormanlık
alanlarda yeniden ağaçlandırma çalışmaları
yapılmış mıdır? Yapılmış ise hangi
alanlarda ve ne kadar ağaç dikilmiştir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın, Çevre ve Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
saygılarımla arz ederim. 03.03.2010
Mehmet
Nezir Karabaş
Bitlis
TÜİK,
Çevre ve Orman Bakanlığı'nı kaynak göstererek, 2009
yılında kükürt dioksit ve partiküller madde ortalamalarının
en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezlerini açıkladı.
1-
Sanayisi olmayan, Hakkâri, Van, Bitlis, Şırnak, Siirt ve Edirne gibi
illerimizin, hava kirliliği sıralamasında üst sıralarda yer
almasını neye bağlıyorsunuz?
2-
Valilikler kanalıyla dağıtılan düşük kaliteli
kömürlerin, bu illerimizde hava kirliliğine neden olduğunu
düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız, 2872 Sayılı Çevre
Kanunu ve 'Isınmadan Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Kontrolü
Yönetmeliği' hükümleri çerçevesinde, gerekli işlemleri yapacak
mısınız?
3- Hava
kirliliğinin yoğun olduğu kentlerdeki çevre ve sivil toplum
örgütlerinin, 'devlet, dağıttığı kalitesiz kömürle
vatandaşını zehirliyor' kanaatine katılıyor musunuz?
Katılıyorsanız, bu duruma dur deyip önlem alacak
mısınız?
BAŞKAN
Evet, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu soruları
cevaplayacaktır.
Buyurunuz
Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben,
özellikle, değerli milletvekillerimizin sözlü soru önergelerini
cevaplandırmak üzere söz aldım efendim.
Tokat
Milletvekili Sayın Reşat Doğrunun sorularını
cevaplandırıyorum: 2008 yılı sonu itibarıyla 23.226
megavat kurulu güce sahip 1.542 adet hidroelektrik santrali projesinin
1.506sına başvurulmuş, bunların toplam kurulu gücü 21.960
megavattır. Bugün itibarıyla 24.720 megavat güce sahip 1.608 adet
hidroelektrik santrali projesinin 1.576sına başvurulmuştur.
Başvurulan HESlerin toplam kurulu gücü 23.175 megavattır. HESlere
ait güncel bilgeler DSİ Genel Müdürlüğümüzün web sayfasında
kamuoyunun bilgisine her an açık olarak sunulmaktadır.
Sayın
Mevlüt Aslanoğlunun sualini, sorusunu cevaplandırıyorum
efendim. Sulama birlikleri 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri
Kanunu hükümlerine göre faaliyetleri sürdürülmekte olup idari ve mali
denetimleri İçişleri Bakanlığının yetki
alanında bulunmaktadır.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, trafik memurluğu
yaptırıyorlar.
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu, lütfen, önce Bakanı dinleyiniz.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Aslanoğlu,
şöyle ifade edeyim o zaman: Şu anda bu konuda sulama birlikleri
kanunu bütün grupların da mutabakatıyla
hazırlanmıştır, Bakanlar Kurulunda imzaya açıldı,
önümüzdeki hafta Meclise intikal edeceğini ben müjdelemek istiyorum.
Pompajlı
sulama tesislerimizi devralan sulama birliklerinin enerji bedeli sebebiyle
ücretlerini, cazibeli sulama tesislerine göre daha yüksek belirlemeleri,
sürdürülebilir işletmeciliğin, gereklerinden birisidir. Enerji
giderlerinin toplam sulama ücreti içindeki oranı enerji birim
fiyatıyla doğrudan ilgili olup bu husus Genel Müdürlüğümüzün,
DSİ Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluk alanında
bulunmamaktadır, Enerji Bakanlığıyla alakalı. Bu
konuda da görüşmeler devam ediyor efendim.
Özellikle
devir tarihinden itibaren sulama tesislerinin her türlü işletme,
bakım ve onarım hizmetlerinin devralanlar tarafından yerine
getirilmesi gerekmektedir. Bakım, onarım
çalışmalarının idaremiz ve devralanlarca ortak
yapılabilmesinin önünü açmak maksadıyla bak-onar ve ıslah
et-iyileştir projeleri geliştirilmiştir. Bu projeler
kapsamına alınacak işlerin maliyetinin yüzde 50si DSİ
Genel Müdürlüğümüzce, kalan yüzde 50si ise devralanlarca, yani sulama
birliklerince karşılanacak olup, DSİ tarafından finanse
edilen kısmı 6200 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda
tahsil edilecektir.
Antalya
Milletvekili Sayın Osman Kaptanın sorularını
cevaplandırıyorum: Orman yangınlarıyla havadan mücadelede
kullanılan helikopter ve uçakların kiralamaları, orman
yangınlarının yoğunluk kazandığı 1
Mayıs-31 Ekim tarihleri arasında yapılmakta olup, yangın
sezonu dışında çıkabilecek orman yangılarına
müdahale edilebilecek şekilde gerekli tedbirler alınmaktadır.
Ayrıca
2007 yılında çıkarılan kanunla birlikte mevcut yangın
işçilerinin tamamına kadro verilmiş olup, bu işçiler on iki
ay esasına göre çalıştırılmaktadır. Bunun
yanında, yangınla mücadelede etkinliğimizi artırmak üzere
2007 yılı sonunda alınan 1.200 mevsimlik işçi ise 5620
sayılı Kanun uyarınca altı aydan az olmak üzere yangın
sezonunda çalıştırılmaktadırlar.
Orman
yangınlarıyla havadan mücadele maksadıyla kullanılacak 20
adet helikopterin alımı, Türk Silahlı Kuvvetlerince
alınacak Genel Maksat Helikopter Alım Projesine dâhil edilmiş
olup, Savunma Sanayi Müsteşarlığınca gerçekleştirilen
satın alınma süreci ile birlikte satın alınacaktır.
Aksaray
Milletvekili Sayın Osman Ertuğrulun sorularını
cevaplandırıyorum: Mamasın Barajının
inşaatı 1957 yılında başlamış ve 1962
yılında tam olarak işletmeye açılmıştır.
Barajın ömrü yaklaşık iki yüz yıl tahmin edilmektedir.
Mamasın Barajının su tutma kapasitesi 154,6 milyon metreküptür.
Rezerv alanı Konya kapalı havzası olup, yağış
alanı 1.440 kilometrekaredir. Barajın su kaynakları Karasu ve
Melendiz Çayıdır. Mamasın Barajına gelen su
kaynaklarının yıllık debileri Karasudan 1,71
metreküp/saniye, Melendiz Çayından da ortalama 2,19 metreküp/saniye
gelmektedir. Mamasın Barajının suyundan sulama ve içme suyu
olarak istifade edilmektedir. Yıllık rezervin 11,4 milyon metreküpü
içme suyu, geri kalanı ise sulama maksatlı olarak
kullanılmaktadır.
Tokat Milletvekili
Sayın Reşat Doğrunun sualine cevap: Tokat ilinin 2002-2008
yılları arasında ferdî kredi uygulamalarını toplam
olarak vereceğim. Ayrıca detaylı döküm de var, zaman
olmadığı için toplamı vereyim. Güneş enerjili su
ısıtma sistemlerinde 326 üniteye 412.690 TL, süt
sığırcılığı için 320 üniteye 3 milyon 218
bin 443 TL, süt koyunculuğu için 181 üniteye toplam 1 milyon 972 bin 666
TL kredi verilmiştir. Diğer yıllara göre dağılımı
da zatıalinize sunulabilir.
Sayın
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun suallerine cevap vermek istiyorum efendim:
Orman yangınları için hazırlanan şartnamelerde herhangi bir
uçak tipi, modeli belirtilmemiş ve yaş sınırı
getirilmemiş olup, verilecek görevlerin yapılabilmesi için uçaklarda
bulunması gereken asgari limitler belirtilmiştir. Uçaklar müteahhit
firma tarafından 1/5/2009 tarihinde göreve başlayacak şekilde
Türkiyeye getirildiğinde, teknik şartnamede istenen özellikleri
taşıyıp taşımadığına dair kontroller
yapılmıştır.
Bakanlığımız,
uçak satın alarak işletmeyi düşünmediğinden uçaklar
hakkında fiyat araştırması yapmamıştır.
Yüklenici firmanın kaç uçağı, ne kadar fiyatla
aldığı hususu da tarafımızca bilinmemektedir.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ben söyleyeyim Sayın Bakan.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sorunuzda da belirtildiği
üzere, uçaklar yedi yıl için kiralanmış olup dört adet amfibik
uçağa, her yıl için yapacağı 825 saatlik uçuşlar
karşılığında yedi yılda toplam 53 milyon 418 bin
750 dolar ödenecektir.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bir yıl için Sayın Bakan.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Kiralama saat ücreti olarak 9.250
euro ödenecektir. Kiralanan dört amfibik uçak yılda 825 saat zorunlu
uçuş yapacak, bunun karşılığı bedel ödenecek,
opsiyonel uçuş saat bedeli ödenmeyecektir. Bakanlığımız
benzeri ihaleleri 1995 yılından bu yana gerçekleştirmekte olup,
ihalelere ilişkin adı geçen kurumdan, yani Sivil Havacılık
Kurumundan herhangi bir görüş alınmamıştır.
Yine,
Sayın Ferit Aslanoğlunun 6/1265 numaralı soru önergesini
cevaplandırıyorum efendim: Kiralama ihalesine 16 helikopter için
çıkılmasına mukabil, 13 helikopter kiralanması
gerçekleştirilmiş olup toplam 16.976 saat 40 dakika süreli hizmet
alımı için beş yıllık süre sonunda toplam 125 milyon
168 bin 963.33 Amerikan doları ödeme yapılacaktır. Kiralanan
nitelikteki helikopterlerin standart bir fiyatı olmamakla birlikte, beher
adedinin 18 ile 20 milyon Amerikan doları olduğu tahmin edilmektedir.
Helikopterler her yıl orman yangını sezonu olarak belirlenen 1
Mayıs-31 Ekim tarihleri arasında hizmet verecek şekilde
kiralanmış ve garanti uçuş süreleri bu dönemi kapsayacak
şekilde verilmiştir.
Kiralanan
helikopterler orman yangınları haricinde ülke genelinde
oluşabilecek felaket niteliğindeki olağanüstü durumlarda da
kullanılmaktadır. Helikopterlerin bir defada alacağı su
kapasitesi 2.500 litredir. Hazırlanan şartnamelerde herhangi bir
helikopter tip ve modeli seçilmemiş, verilecek görevlerin
yapılabilmesi için helikopterde bulunması gereken asgari limitler belirtilmiştir.
2004-2008 yıllarını kapsayan beş yıl içerisinde
kiralanan helikopterler için Bakanlığımız 71 milyon 403 bin
246 Amerikan doları ödemiştir.
Yine,
Sayın Mevlüt Aslanoğlunun sorusuna cevap olmak üzere, katı
atıkla alakalı bir soru: Bilindiği üzere, bahse konu katı
atık projesine ilişkin olarak 15/10/2008 tarihinde bilgilendirme
kapsam ve özel format belirleme toplantısı
gerçekleştirilmiş ve ÇED süreci
başlatılmıştır. Ancak, Danıştay 8.
Dairesinin kararı gereği özellikle düzenli depolama tesisleri için bu
ibare iptal edildiğinden, verilen bu kararla katı atık düzenli
depolama tesislerinin ormanlık arazilerde yer tahsisi konusunda
sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Yani yer tahsis
edemedik ancak düzenli depolama projelerinin Katı Atık Bertaraf
Tesisi Projesi hâline dönüştürülmesi biraz zaman aldı, bunu
gerçekleştirdik. Projelerin yeniden düzenlenmesinden sonra, 15 Şubat
2010 tarihinde, bizzat kendimin de takibiyle, 52,8 hektarlık alanın
yirmi dört ay süreli ön tahsisi Malatya Katı Atık Birliğine yapıldı,
ön tahsisi takiben ÇED süreci başlatıldı, projeler
hazırdır, ÇED onayını takiben uygulama projeleri
onaylanacak ve inşaat başlayacaktır; bu müjdeyi de veriyorum.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Çok erken oldu Sayın Bakan!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yine Sayın Mevlüt
Aslanoğlunun (6/1364) sayılı sözlü sorusuna, önergesine
cevabım: Gökpınar Projesiyle alakalı çalışmalar
iş planına uygun olarak devam etmektedir, çok hızlı devam
ediyor, Projenin 2011 yılında tamamlanmasını hedefliyoruz.
Yıl
boyunca sadece enerji üretimine destek verilmesi ve sulama projelerinin rafa
kaldırılması söz konusu değildir burada. Protokolde de
belirtildiği gibi, sulama mevsiminin dışında ve
sulamalardan artan sular enerji üretiminde kullanılmaktadır.
Adıyaman
Milletvekili Sayın Şevket Kösenin (6/1376) sayılı soru
önergesi: Efendim, Göksu Çayından faydalanmak için geliştirilen
sulama ve içme suyu maksatlı Adıyaman-Göksu-Araban Projesi
kapsamında inşa edilecek olan Çetintepe Barajında depolanacak
su ile Gaziantep iline ilave 4 metreküp/saniye içme suyu verilmesi ve
Haydarlı, Çat Boğazı, Harmancık depolama tesislerinin
yapılmasıyla
Göksu
Barajıyla ilgili, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
kapsamında, Birecik Baraj Gölüne dökülünceye kadar, Göksu Çayı
üzerinde on iki adet hidroelektrik santral tesisinin yapımıyla ilgili
çalışmalar devam etmektedir. Göksu Çayında iki adet su kalitesi
gözlem istasyonu bulunmakta olup periyodik olarak izleme
çalışmaları devam etmektedir.
Yine,
Sayın Şevket Kösenin sualleri: Adıyaman ilinde otuz üç adet
hidroelektrik santrali projesi bulunmaktadır. İnşa edilecek bu
santrallerden üretilecek elektrikle enerji arzı güvenliği
açısından yerli kaynaklara yönelmemiz sağlanacaktır.
Santrallerin inşa aşamasında her birinde yüzlerce kişi
çalışacak olup katma değer sağlayacağı diğer
sektörleri de etkilemesi sebebiyle istihdama yönelik çözümler getirecektir.
Ayrıca, santrallerin işletme safhasında yaklaşık 700
civarında bir istihdam sağlayacağı tahmin edilmektedir.
Adıyaman
ilinde çoklu HES başvuru sayısı yedi adet olup bu projeleri
yapacak firmaların seçimi Elektrik Piyasası Üretim Faaliyetinde
Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte tanımlanan
hükümler çerçevesinde gerçekleştirilmektedir, son derece şeffaf
yapılmaktadır.
Hidroelektrik
kaynak katkı payı toplantısı gerçekleştirilen
projelerden Sırımtaş HES için Tektuğ Elektrik, Koruköy HES
için Akar Elektrik, Kandil HES için Kandil Elektrik en yüksek teklifi vererek
işi yapmaya hak kazanmışlardır. Şirketlerin
tamamı Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş yerli sermayeli
şirketlerdir.
HESlerle
ilgili ÇED sürecinde Bakanlığımız ve ilgili diğer
kurum, kuruluş temsilcileri ile vatandaşlarımızın
katılımıyla projeler hakkında toplantılar
yapılmakta olup özellikle kamuyu yeterince bilgilenmektedir. Ayrıca
bilgi sahibi olmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerin bilgi talepleri 3071
sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun
ile 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununun ilgili hükümleri
doğrultusunda Bakanlığımızca derhâl yerine
getirilmektedir.
Yapılan
ihalelerin şeffaf olduğunu düşünüyor musunuz? Fevkalade
şeffaftır, açıktır, aksini düşünmek mümkün
değildir.
Mersin
Milletvekili Sayın Akif Akkuşun sorusunu cevaplandırmak
istiyorum.
Efendim,
DSİ tarafından inşa edilen Çatalan Barajı, içme suyu,
taşkın ve enerji maksatlı, Seyhan Barajı ise
taşkın, sulama ve enerji maksatlı olarak hizmet etmekte olup
ayrıca 170 bin hektarlık alanın sulama suyu ihtiyacını
karşıladığından, barajlarda daha az su tutulması
yıllık ortalama 1,8 milyar metreküp olan sulama suyu ihtiyacının
karşılanmasında sorun oluşturacağından,
işletme programına aynen uyulmuştur. Özellikle, barajlar,
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan işletme
programı çerçevesinde, bölgeler tarafından
çalıştırılmaktadır. Programların
hazırlanmasında uzun yıllara ait meteoroloji verileri önemli yer
tutmaktadır.
Seyhan
Barajından enerjisini alarak tahliye edilen 260 ile 280 metreküp/saniye
suya ilave olarak, 13 Mart 2009 tarihinden itibaren 160 ila 230 metreküp/saniye
su, taşkın öncesinden taşkına kadar Seyhan Nehri
yatağını aşmayacak ve seddeler arasında zarara yol
açmayacak şekilde tahliye edilmiştir. 7 Mayıs 2009 tarihi saat
24.00 itibarıyla, göle gelen su miktarının takriben bin
metreküp/saniyeye ulaşması sebebiyle, yağışın
devam etmesi ve daha fazla su tahliye edilmesi hâlinde Adana şehir
merkezinin tehlikeye atılmaması gayesiyle, Seyhan Barajı dolu
savağından 439 metreküp/saniye, santralden de 267 metreküp/saniye
olmak üzere toplam 706 metreküp/saniye su tahliye edilmek mecburiyetinde
kalınmıştır. Seyhan Nehri yatağına
bırakılan 706 metreküp/saniye su yüzünden, nehir yatağından
çıkan su, 4373 sayılı Kanun kapsamına giren ve Bakanlar
Kurulu kararında belirtilen iki sedde arasında kalan sahaya
yayılmıştır. İki sedde arasında,
yaklaşık 5 bin hektar alanda zirai faaliyet yapılmaktadır.
Bu sahanın yaklaşık 1.500 hektarı narenciye, 1.500 hektarı
sera-buğday ve 2 bin hektarı ise ekim hazırlıkları
tamamlanan ancak henüz o tarihlerde ekimi yapılmayan alanlardır.
Seyhan Nehrinden bırakılan su, 10 Mayıs 2009 tarihi saat on bir
itibarıyla 508 metreküp/saniyeye, 11 Mayıs 2009 tarihi saat onda ise
422 metreküp/saniyeye düşürülmüş olup, su, yatağına
çekilmeye başlamıştır. Seddeler arasında suyun
kısa bir süre kalması -yani üç dört gün kaldı- yüzünden çok
yıllık bitkilerde herhangi bir zararın
oluşmadığı, buğdayda ise kısmi bir zarar meydana
geldiği belirlenmiştir. Taşkın hasarlarının
seddeler arasında sınırlı kalması ve seddeler
arasının 4373 sayılı Kanun kapsamında bulunması
sebebiyle oluşan zarar ziyanda idaremizin, DSİnin sorumluluğu
bulunmamaktadır. Zarar ziyan tespiti ilgili il tarım müdürlüğü
tarafından yapılmıştır.
Sayın
Mevlüt Aslanoğlunun (6/1434) numaralı soru önergesine cevap
veriyorum: Kiralanan uçak ve helikopterler 1 Mayıs 2009 tarihinde göreve
başlamışlardır. Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünden gerekli müsaadeler alınmıştır. Kiralanan
uçakların 1 adedi 1969, 2 adedi 1970, 1 adedi 1987 yılında imal
edilmiştir. Helikopterler Gate AŞ; artı, Global; artı,
Barış Limitet Şirketi; artı, Güneydoğu
Havacılık Limitet Şirketi Ortak Girişiminden
kiralanmıştır. Uçaklar ise Türk Hava Kurumu Gökçen
Havacılık İktisadi İşletmesinden
kiralanmıştır.
Uluslararası
ve yerli bütün firmalara açık olan ve kırk gün süreyle Kamu
İhale Kurumu İhale İlan Bülteninde yayımlanan helikopter
ihalesine dört firma, uçak ihalesine dört firma katılmış olup
isimleri aşağıda belirtilmiştir: Helikopter ihalesine
katılan firmalar, Kaan Havacılık AŞ, Er-Ah
Havacılık Limitet Şirketi, Betaz Havacılık Limitet
Şirketi ve Gate Global, Güneydoğu Havacılık Limitet
Şirketi Ortak Girişimi. Uçak ihalesine katılan firmalar ise Pan
Havacılık ve Ticaret Anonim Şirketi, Betaz Havacılık
ve Ticaret Limitet Şirketi, Sorem Havacılık Şirketi
(İtalya), Türk Hava Kurumu Gökçen Havacılık İktisadi
İşletmesi.
Yine,
Sayın Aslanoğlunun sözlü soru önergesine cevabım efendim:
Malatyadaki barajların inşaata başlangıç tarihleri:
Yoncalı Barajı 1996, Boztepe 1997, Kapıkaya Barajı 1998,
Hekimhan Güzelyurt Göleti ve Sulaması 1996, Darende Sofular Göleti ve
Sulaması 1999, Arapgir Göleti ve Sulaması 1999, Doğanşehir
Söğüt Göleti 2008.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Maşallah, yirmi yıl geçti bir
tanesi bitmedi Sayın Bakan, bir tanesi! Dişimi
kıracağım dişimi Sayın Bakan!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Tamam, dişini kırmaman
için biten tesisleri yazacağım.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bir tanesi bitse dişimi
kıracağım.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Biten tesisleri yazayım.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Dişimi, dişimi! Yirmi sene ya!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Peki, müsaade et bir, müsaade et
Bakın,
Hekimhan Güzelyurt Göleti ve Sulaması 2006 yılında, Darende
Sofular Göleti 2006 yılı.
Dişini
kırmanı istemem Sayın Vekilim.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Dişimi kıracağım, bir
tane baraj!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Darende Sofular Göleti ve
Sulaması 2008 yılı, Arapgir Göleti 2005 yılı
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, su yok, su yok
Su akmayan
gölet
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Arapgir Göleti ve Sulaması
2007 yılı
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Su akmıyor.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Malatya ili taşkın koruma
tesisi, bakın, 16 adet taşkın koruma tesisi; Hekimhan
Hasançelebi
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Sayın Bakan, bu göletler kaç dönüm yer suluyor?
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Müsaade et, müsaade et, dişini
koruyacağız.
Hekimhan
Hasançelebi kasabası, Darende Ayvalı kasabası Killik ve Cevizlik
Deresi, Darende ilçe merkezi, Kuluncak Sofular kasabası taşkın
koruma, Doğanyol ilçe merkezi Mülk Deresi taşkın koruma,
Hekimhan Yukarı Kirmanlı kasabası taşkın koruma,
Kuluncak ilçe merkezi taşkın koruma, Hekimhan Güzelyurt kasabası
taşkın koruma, Yeşilyurt kasabası Öncü, Salkonak ve Ortaköy
köyleri taşkın koruma tesisleri, Darende Gedikağzı köyü
taşkın koruma, Darende Ilıca kasabası, Akçadağ Gani
Deresi, Arapgir Suçeyin köyü, Doğanşehir ilçe merkezi, Pötürge
Pazarcık köyü Civan mezrası, Darende Nadir Mahallesi Gürpınar
Deresi. Bunlar yapıldı bakın.
Peki,
harcanan paraları söylüyorum: Bakın, 2008 yılı sonuna kadar
Yoncalı Barajı iz bedel ama Boztepe Barajına 21
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yoncalı Barajından bahset
Sayın Bakan biraz, Yoncalı Barajından
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bakın, müsaade buyurun
21 milyon
638 bin 752, Kapıkaya Barajı 63 milyon 618 bin 559, Hekimhan
Güzelyurt Göleti ve sulaması 3 milyon 165 bin 724 TL, Darende Sofular
Göleti ve sulaması 4 milyon 754 bin 253 TL, Arapgir Göleti ve
sulaması 3 milyon 448 bin 157 TL, Doğanşehir Söğüt Göleti
350 bin TL olmak üzere, 2008 yılı sonuna kadar 99 milyon 769 bin 988
TL bunlara para harcandı, bir.
2009
yılında da 26 milyon bin TL para ayırdık. Toplam, bu
yılbaşına kadar, 126 milyon 121 bin 988 TL para
harcanmıştır. Yani şunu ifade edeyim: Ayrıca Malatya
iline 2003-2008 yıllarında cari yıl fiyatlarına göre toplam
-bakın, Sayın Vekilim, bunu dikkatli yazın- 153 milyon 349 bin
363 TL harcanmış olup 2009 yılında ise toplam 77 milyon 670
bin 1 TL ödenek ayrıldı ve bunun da tamamı kullanıldı.
Malatyada
hizmet alınan tesislerin isimlerini az önce saydım. Hâlen
inşaatı devam eden tesislerin açılış
programlarını da sizlere ilan edeceğiz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sekiz seneden sonra mı?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Gaziantep Milletvekili Sayın
Yaşar Ağyüzün suallerine cevap veriyorum efendim: Hafif raylı
taşıma sistemine Gaziantep Valiliği İl Çevre ve Orman
Müdürlüğünce 7 Nisan 2009 tarihinde ÇED gerekli değildir.
kararı verilmiştir. Bahse konu proje tanıtım
dosyasında Proje kapsamında birinci etapta inşa edilecek
hastane durağıyla öğretmenevleri durağı
arasındaki hattın 1.600 metrelik kısmı yeşil alandan
geçecektir. Söz konusu hat boyunca 250 adet ağacın itina ile
sökülerek Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından diğer park
ve/veya peyzaj alanlarına taşınması sağlanarak
ağaç kaybı önlenecek. ibaresi bulunmaktadır. Bunu kayda
aldık. Nitekim Gaziantep Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü
tarafından 16 Haziran 2009 tarihinde yerinde izleme kontrol
çalışması yapılmış, toplam
Antalya
Milletvekili Sayın Hüsnü Çöllünün sorusuna cevap olarak: Efendim,
Antalyada birinci derece arkeolojik sit alanı niteliğindeki Perge
Antik Kenti, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planına, maddi hata
neticesinde makilik, fundalık, çalılık alan ve tarım alanı
olarak işlenmiş olup askı süreci sonunda yapılacak
düzenlemeyle söz konusu saha için sadece sit alanı
sınırları çevre düzeni planına işlenecek ve herhangi
bir kullanım kararı getirilmemesine yönelik düzenleme
yapılacaktır. Yani, zaten sit alanlarında bir işlem
yapılamıyor.
Ayrıca,
bilindiği üzere, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planları plan
hükümlerinde, sit alanlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili yönetmelikler ile ilgili
kurul kararlarına göre uygulama yapılacağı, sit
alanlarında kullanım kararlarının ilgili kurum ve
kuruluşların görüşleri alınmak ve bu planın ilke ve
stratejilerine aykırı olmamak şartıyla
Bakanlığın uygun görüşü alınarak ilgili idaresince
hazırlanacak olan koruma maksatlı imar planı ile
belirleneceği ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulunun uygun görüşü doğrultusunda kesinleşeceği hükmü
yer almaktadır, dolayısıyla herhangi bir problem söz konusu
değildir.
Plan
düzenlemesi ile plan onama sınırları içerisinde çevrenin
korunması, kirliliğin önlenmesi, baskın sektörlerin ortaya
konması, konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım vesaire
yerleşme ve arazi kullanılması kararlarının,
yerleşmelerin plan dönemi nüfus kabullerinin ve kentsel gelişim
yönlerinin belirlenmesi, koruma, gelişme, planlama ilkeleri ve planlama
alanlarına ilişkin olarak ana hedef ve stratejiler belirlenmesi, alt
ölçekli -yani 1/25.000, 1/5.000, 1/1.000 ölçekli- planların
yönlendirilmesi hedeflenmekte olup Perge Antik Kenti sit alanı için
herhangi bir karar getirilmeyecektir.
Büyükşehir
ve ilçe belediyelerinin sınırları
Bakanlığımıza gelen veriler doğrultusunda 1/100.000
ölçekli çevre düzeni planları işlenmiştir.
Sınırların bire bir işlenmesi ölçeği gereği çevre
düzeni planında söz konusu değildir çünkü ölçeği 1/100.000dir.
Sınırlar hususunda da 1/1.000 ölçekli uygulama imar planında
olduğu gibi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı üzerinden ölçü
alınarak işlem yapılamaz. Plan onayından sonra idari
sınırlarda olabilecek değişikliklere ilişkin hükümler
getirilmiş olup herhangi bir plan değişikliğine ihtiyaç
olmaksızın yeni idari sınırların geçerli
olacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca kuzey
Antalya kültür ve turizm alanı koruma ve gelişim bölgesi
sınırı çevre düzeni planına sehven işlenmemiş
olup planın askı süreci sonucunda uygun bulunan düzeltmelerle
birlikte çevre düzeni planına işlenecektir. Diğer taraftan
Antalya Büyükşehir Belediyesinin plan hakkındaki düzenlediği
rapor 1/100.000 ölçeğinin gerektirdiği kapsamda incelenecek ve uygun
bulunanlar plana işlenecektir. Bu konuda zaten Antalyada da bir
toplantı yapmıştık, onu da özetle dikkatlerinize sunuyorum.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüzün sualine cevap veriyorum:
Efendim Güneydoğu Anadolu Projesinin kilit halkası olan gerek enerji
gerekse sosyal kalkınmanın ateşleyici bir gücü olarak görülen
Ilısu Barajı ve HES Projesinin yapım zarureti
bulunmaktadır, bu bir zarurettir. Ilısu Barajı ve HES Projesi
ile bölge halkının hayat standartlarının yükselmesi
sağlanarak o bölgedeki binlerce insana iş imkânı ve geçim
kaynağı temin edilecektir.
Ilısu
Barajı ve HES Projesine karşı görüşler Hasankeyf hususunda
odaklanmaktadır. Hasankeyfdeki kültürel mirasın korunması için
Ilısu Projesi bir fırsattır. Projeye karşı
çıkanların Hasankeyfin tamamının sular altında
kalacağı yönündeki görüşleri gerçekle
bağdaşmamaktadır. Bununla birlikte Hasankeyfteki en mühim
tarihî ve kültür varlıklarına sahip olan Yukarı Şehir sular
altında kalmayacaktır, sular altında sadece birtakım tahrip
olmuş yapıların bulunduğu Aşağı Şehir
kalacaktır. Ilısu Projesi ile altyapısı dahi olmayan bu yapılar
yerine yine o civardaki bir alana geçmişin değerlerini günümüze çok
daha iyi aktaran yepyeni bir Hasankeyf inşa edilecek olup bütün tarihî
eserler ve kültür varlıkları korunacaktır. Ilısu
Barajı ve HES Projesi sayesinde Hasankeyf
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Bakan, yarım saatlik süre doldu ama size bir on dakika daha
vereceğim. Fakat en az bir saat diyor. Bu sorulara on dakika içinde
vereceğiniz cevap kadarını bırakacağız, ondan
sonra da biraz sorularla ilgili ek açıklama olacak ancak o zaman süremiz
olacak, yetebilecek.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Değerli
Başkanım, sayın vekillerim; tekrar saygılarımı
arz ediyorum efendim.
Özellikle
şunu ifade edeyim: Zaten ben Hasankeyfe ve Ilısu Barajına
giderek oradaki durumu veya gelişmeleri de bizzat kendim
denetleyeceğim. İnanın, Hasankeyf o bölgenin en önemli cazibe
merkezlerinden birisi olacak. Hep birlikte bunu yapalım.
MEHMET
NEZİR KARABAŞ (Bitlis) On bin yıllık tarihin yerine
cazibe merkezi yapıyorsunuz. On bin yıllık tarihin yerine
dünyanın neresinde cazibe merkezi yapılmış?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) O tarih bizim tarihimiz.
MEHMET
NEZİR KARABAŞ (Bitlis) - Sizin tarihinizse niye korumuyorsunuz?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) O tarihi korumakla biz mükellefiz
ve en iyi şekilde koruyacağız. Bunun burada sözünü veriyoruz, en
iyi şekilde
MEHMET
NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Hayır, sizin için önemli olan cazibe
merkezi.
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Ve o insanların da hayat seviyesini,
standardını yükselterek yapacağız.
Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün suali vardı efendim.
İhracatçı kredi kuruluşları bu, yine Ilısuyla
alakalı- ve DSİ tarafından 6/10/2006 tarihinde imzalanan nihai
değerlendirme mutabakat zaptında yer alan görev
tanımlarıyla ilgili olarak inşaat öncesi yapılması
istenen görev tanımlarıyla ilgili bütün çalışmalar
başarıyla tamamlanmış ve bu görev
tanımlarının gözlenmesi, denetlenmesi görevini yerine getiren
yerli veya yabancı uzmanlardan oluşan uzmanlar komitesi
tarafından da teyit edilmiştir. Nihai değerlendirme, yani
Ilısu nihai değerlendirme mutabakat zaptında yer alan görev
tanımı faaliyetleri gerek inşaat işleri ile gerekse kredi
teminiyle doğrudan bağlantılı olduğundan görev
tanımı faaliyetlerinde yaşanabilecek herhangi bir gecikmenin
kredinin sağlanmasını etkileyerek inşaat iş
programında aksamalara meydan vermemesi, söz konusu görev tanımı
faaliyetlerinin ve bunun paralelindeki inşaat işlerinin eş
zamanlı olarak efektif ve hızlı bir şekilde yürütülmesi
maksadıyla uzmanlar komitesinden uygun görüş alınarak görev
tanımı faaliyetlerinin DSİnin denetiminde konsorsiyum
tarafından yapılması uygun görülmüştür.
Nihai
değerlendirme toplantısı mutabakat zaptında yer alan görev
tanımı faaliyetlerinin kontrolü ve denetimi, Uzmanlar Komitesi ve
DSİ bünyesinde kurulan proje uygulama birimi tarafından Ilısuda
yürütülmektedir. Kontrolü ve denetim işleri inşaat konsorsiyumu
uhdesinde bulunma-maktadır.
Nihai
değerlendirme mutabakat zaptı protokolü, ihracatçı kredi
kuruluşlarının 7/7/2009 tarihli projeden çekilme
yazısını müteakip kendiliğinden iptal olmuştur. Buna
paralel olarak görev tanımı faaliyetleriyle ilgili inşaat
grubunun yapacağı çalışmalar da kendiliğinden sona
ermiştir. Bu sebeple bugüne kadar yapılan faaliyetlerle ilgili bir
bedel ödenmemiş olup, kesin hesap çalışmaları neticesinde
belirlenecektir.
Mersin
Milletvekili Sayın Akif Akkuşun sualine cevap: Efendim, DSİ
Genel Müdürlüğümüzce yapılan İçel-Mut projesi pompa
sulaması ile Mut ilçesi ve Palantepe, Mirahor, Barabanlı,
Fakırca, Gençali, Ortaköy ve Yapıntı köylerine ait
Bölgede
il özel idaresi tarafından geliştirilen sulama projeleri için Göksu
Nehrine yapılan su talepleri, belirli şartların
sağlanması şartıyla karşılanmaktadır.
Çiftçiler tarafından münferit sulamalar için su almak ve TEDAŞa
tarımsal sulama abonesi olmak maksadıyla DSİ Adana VI. Bölge
Müdürlüğümüze yapılan sulama izin başvuruları, DSİ
Genel Müdürlüğümüzün 15/7/2009 tarihinde yayımlanan 7028
sayılı genel yazısı kapsamında
karşılanabilmektedir.
Sayın
Mevlüt Aslanoğlunun (6/1730) esas numaralı sözlü soru önergesine
cevabım: Malatya Arapgir Göleti ve Sulaması Projesi tasdikli planlama
raporuna göre Bolpınar Deresi üzerinde ve sulaması yağmurlama
sistemine uygun olarak basınçlı borulu şebeke olarak inşa
edilmiştir.
Gölet ve sulama
projeleri, mevcut su kaynağı, toprak, topografya, bitki, iklim,
ekonomik durum, sosyal ve kültürel durum gibi etkenler dikkate alınarak
şartlara en uygun sulama yöntemi seçilip, daha sonra da bu sulama
yönteminin gerektirdiği sulama sistemi planlanmaktadır. Ayrıca,
söz konusu gölette sulama suyu ihtiyacını karşılayacak
yeterli miktarda su mevcut olup yöre halkına hizmet etmektedir.
Yine
Sayın Mevlüt Aslanoğlunun bir diğer, (6/1734) esas
numaralı soru önergesi: Efendim, Malatyada yatırımlar ihtiyaç ve
bütçe imkânları göz önünde bulundurularak planlanmaktadır.
Malatya
Çat Projesi: Projenin su kaynağı olan Çat Barajında 1997
tarihinde su tutulmuş olup söz konusu baraj tamamlanmış ve
geçici kabul o tarihte yapılmıştır.
Derme
Çerkezyazısı sulamasında, 2009 yılı sonu
itibarıyla, işin başından bugüne kadar yapılan
çalışmalar neticesinde yüzde 85 fiziki gerçekleşme
sağlanmıştır. İşin yıllık ödenek
ihtiyaçları temin edildiği takdirde 2011 yılı sonunda
bitirilmesi planlanmıştır. Bu projeye 2010 yılı için
40 milyon TL ödenek ayrılmıştır.
Darende
Gökpınar sulaması için bugüne kadar yüzde 75 fiziki gerçekleşme
sağlanmıştır. Toplulaştırma işlemlerinin
2010 yılında tamamlanması hâlinde işin tümümün 2011
yılında bitirilmesinin planlandığını az önce
ifade etmiştim. Bu proje için, 2010 yılı için 10 milyon TL
ödenek ayrılmıştır.
Boztepe
Barajı, biliyorsunuz, 1997 tarihinde ihale edilmiş ve aynı
yıl işe başlanmıştır. Baraj
inşaatının sözleşmesine göre 22/11/2010 tarihinde
bitirilmesi gerekmektedir.
Kapıkaya
Barajı 1998 yılında ihale edilmiş ve 1998 yılında
işe başlanmıştır. Biliyorsunuz, Yüksek Planlama Kurulu
kararı gereği 2003-2006 yılları arasında iz bedelle
durdurulmuştu. Baraj inşaatında bugüne kadar yüzde 73lük bir
gerçekleştirme sağlanmıştır. Barajın
yıllık ödenek ihtiyaçları temin edildiği takdirde bu
barajı da 2011 yılında bitirmeyi planladık.
Ayrıca,
Malatya Kapıkaya sulaması uygulama ve kamulaştırma
planlarının proje yapım işi de ihale edilmiş olup ve
2010 yılında bu proje de tamamlanacaktır.
Doğanşehir
Söğüt Göleti: 2008 yılında yapımına
başlanmış ve bu işte yüzde 63 fiziki gerçekleşme
sağlanmıştır. İnşallah, sulama projesinde proje
yapım çalışmaları da devam etmektedir ve 2010
yılında inşaat ihalesi yapılacaktır. Gölet devam
ediyor.
Yoncalı
Barajına gelince: Bildiğiniz gibi, bu barajla ilgili, 2003
yılından önce iz bedelle durdurulmuştu, projede planlama ve
revizyonu tamamlıyoruz şu anda. İnşallah, bu yeni planlama
ve revizyon çalışmalarından sonra yeniden ele
alacağız.
Efendim,
Manisa milletvekillerimizin soru önergeleri vardı.
Manisa
Salihli Projesi Yeşilkavak Barajı planlama mühendislik hizmetleri
işi ihale edildi, hâlen devam etmekte olup 2010 yılı içerisinde
planlama raporu tamamlanacaktır. Planlama raporunun tamamlanmasından
sonra diğer proje, kati proje yapımına geçilecektir.
Keza,
Manisa Selendi Projesi: Ayanlar Barajı ve sulaması planlama
mühendislik hizmetleri işi ihale edildi, 2010 yılında planlama
raporu tamamlanacak ve hemen proje yapımına geçeceğiz.
Ayrıca
Afşar-2 Barajı Manisa Alaşehir ilçesi arazilerinin sulama suyu
ihtiyaçlarına yönelik olarak düşünülmüş ve ön incelemesi
tamamlanmıştır. Aynı akarsuyun mansabında Afşar
Barajı mevcuttur. Afşar Barajının uzun süreden beri dolu savağından
büyük bir miktarda su akmadığından dolayı ek regülasyon sağlayacak
olan Afşar-2 Barajıyla alakalı bazı ilave
çalışmaların yapılması söz konusudur, çünkü yeteri
kadar su yok, ondan sonra karar vereceğiz.
Yine,
Sayın Mustafa Enözün sorusu: Efendim, Çaltıcak Göletinin kati proje
yapım çalışmaları tamamlandı, söz konusu gölet
DSİ Genel Müdürlüğümüzün 2010 yatırım programına
alındı ve ihalesi için 750 bin TL ödenek ayrıldı; bunun
müjdesini de vereyim.
Efendim,
Kelebek Barajının kati proje yapım çalışmaları
devam ediyor, 2010 yılı içerisinde tamamlanacak, projenin kati proje
yapımı işine ait 2010 yılı ödeneği de 237.250 TL,
yeterli ödenek vardır.
Yine,
Sayın Mustafa Enözün sorusu: Güneşli Projesi DSİ Genel
Müdürlüğümüzün 2010 yılı yatırım programında
tarım sektöründe 100 bin TL ödenekle yer almaktadır. Güneşli Barajı
inşaatının 2010 yılında ihale edilebilmesi için toplam
keşif bedelinin yüzde 10u kadar bir ödenek gerekir. Ona
bakacağız, Manisaya gittiğimde bizzat yerinde göreceğim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, Manisayla ilgili soruları cevaplamanız bittiyse
eğer
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Evet, Manisayla ilgili bitti
efendim.
BAŞKAN
Şimdi, o zaman bunu burada bırakıyoruz lütfen. Ancak 425inci
sıraya kadar olmuştur, gerisini
OKTAY
VURAL (İzmir) Devam edelim, az kaldı efendim.
BAŞKAN
Az kalmadı efendim, 44 tane soru var, 28inci cevaptayız.
OKTAY
VURAL (İzmir) 20.00ye kadar var daha efendim.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim, Sayın Faruk Çelike
sorulan bir soru vardı, son olarak ben onu da cevaplandırayım,
geri kalanları bilahare cevaplandırayım.
Sayın
Malatya Milletvekili Ferit Aslanoğlu tarafından verilen bir soru
önergesi vardı kayısı festivali sırasında yapılan
duayla ilgili, onu hemen cevaplandırayım.
Duayı
yapan kişi Diyanet mensubu mudur? diyor
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Evet, onu da cevaplayınız, sonra milletvekillerimizin soruları
var, onları da cevaplayacağız.
Buyurun.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Malatya Belediye Başkanı
Sayın Cemal Akının, Tarım Bakanı Sayın Mehdi
Eker, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir
Topbaş ve iktidar partisi Malatya milletvekilleri onuruna verdiği
yemek sonrasında duayı yapan kişi Diyanet İşleri
Başkanlığı personeli değildir. Organizasyon müftülük
tarafından yapılmamıştır. Malatya Belediyesi, resmî
olarak verdiği yemeklerde Diyanet İşleri
Başkanlığı veya müftülük yetkililerinden dua etmek üzere
personel talebinde bulunmamıştır. Sayın bakanların da
bulunduğu resmî yemekler sonunda yemek duası yapılması
yönünde Diyanet İşleri Başkanlığınca müftülüklere
gönderilmiş bir talimat da bulunmamaktadır. Bunu da özellikle arz
ediyorum.
Efendim,
tabii, hepsine cevap veremedim ama geri kalanları da
cevaplandıracağım.
Ben,
sabrınız için teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen, sizi biraz daha orada tutabileceğiz,
diğer sorular gündemde kalacak ve daha sonra cevaplanacak.
Şimdi,
soruları cevaplandırılan milletvekilleri ek açıklama için
sisteme girmişler, onlara yerlerinden kısa bir söz vereceğim,
birer dakika.
Sayın
Bakan, siz oradan hemen cevap verirseniz
Sayın
Aslanoğlu, buyurunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, son cevabınızdan
geleyim. Eğer orada bir kötü niyet sezdiyseniz, kim olursa olsun, o insana
Kalk buradan, defol git. demeniz gerekirdi ama bunu yapmadınız,
bilginiz olsun.
Şimdi,
hemen kısa kısa
Sulama birliklerinin İçişleri
Bakanlığından, trafik memurluğundan,
alınmasını -sekiz senedir dilimde tüy bitti- nihayet kabul
ettiğiniz için çok gurur duyuyorum. Nihayet, sekiz sene sonra
İçişleri Bakanlığı trafik memurluğundan
DSİye devrediliyor. Buna mutlu oldum. Ama enerji bedelleriyle ilgili
Bizim Bakanlığımızla ilgili değildir. diyemezsiniz.
Sulama birlikleri hepimizindir, onlara sahip çıkmak hepimizin görevidir.
Yani başınızdan atamazsınız, topu Enerji
Bakanlığına atamazsınız, sorun sizin sorununuzdur.
Şimdi,
sadece kamuoyunun, milletvekillerinin dikkatine sunuyorum. 9.250 euroya uçak
kiralama işini tüm kamuoyunun ve hepinizin vicdanına sunuyorum. Saati
9.250 euro
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, bağışlayın
Sayın Başkanım
BAŞKAN
Anlaşıldı.
Şimdi
cevap verecek misiniz? Cevap verilecek bir durum var mı?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Evet, müsaade ederseniz, hemen
BAŞKAN
Tabii tabii, buyurun.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkanım, Malatyayla
ilgili iki kelime edeceğim.
BAŞKAN
Lütfen
Birer dakika dedim arkadaşlarımız için.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Başkanım,
değerli milletvekillerim; şunu ifade edeyim: Tabii orada dua yapan
kişi bir din görevlisi değil. Yani vatandaşın birisi
yapmış. Dolayısıyla onu özellikle belirttim zaten.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hayır efendim, Belediye
Başkanınız. (AK PARTİ sıralarından Niye
bağırıyorsun? sesleri)
Efendim?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yani Diyanet mensubu değil.
İkincisi,
şunu ifade edeyim: Efendim, sulama birlikleriyle ilgili
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ne diyorsun ya, ne diyorsun! Elini gözünü
kaldırma! Ayıptır! Sen ne karışıyorsun, ne
karışıyorsun?
BAŞKAN
- Sayın Aslanoğlu, lütfen sakin olunuz.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Vekilim, benim cevabımı
dinlerseniz
Sayın Aslanoğlu, müsaade ederseniz
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Elini kolunu kaldırıyor ya!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Aslanoğlu, müsaade
ederseniz, bakın burada
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Dövecek misin? Hayret bir şey ya!
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Aslanoğlu, ben
cevap veriyorum müsaade ederseniz.
Şimdi,
efendim, özellikle şunu belirteyim: Sulama birlikleriyle ilgili kanunun
hazırlanması için bütün gruplarla görüşmek durumunda
kaldık. Hakikaten çok kapsamlı bir kanun ve neticede Bakanlar
Kurulunda da kabul edildi. Önümüzdeki hafta muhtemelen yüce Meclise intikal
edecektir. Benim özellikle yüce Meclisten talebim, bu kanunun bir an önce
Hakikaten çok önemlidir. Bütün grupların mutabakatı alındı,
sulama birlikleriyle görüşüldü. O bakımdan bir an önce
çıkarılması benim talebimdir.
BAŞKAN
Sayın Çöllü, buyurunuz.
HÜSNÜ
ÇÖLLÜ (Antalya) Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Önergeme
verdiği yanıtta planlamayla ilgili bir sorun
olmadığını vurguladı. Ben öyle
olmadığını düşünüyorum. Çünkü Kültür ve Turizm
Bakanlığına da aynı soruyu sordum. Kendileri maddi hatalar
olduğunu, düzeltileceğini söylediler. Benim ifade etmeye
çalıştığım, planlamanın Ankarada, masa
başında yapılmaması gerektiği; bir şehrin
planı hazırlanırken o ilin yerel yönetimleriyle, o ilin ilgili
meslek ve sivil toplum örgütleriyle görüşülmesi gerektiğidir. Bunun
yapılmasında fayda görüyorum.
Sayın
Bakanım, önemli bir husus: Hatırlarsanız, Serik Nebiler
köyündeki sulama kanallarının temizlenmesi konusunda
sorumluluğun Sulama Birliğine ait olduğunu bildirmiştiniz
bir önergemde ancak Sulama Birliğinin böyle bir imkânının
olmadığını biz öğrendik. Bölge halkı panik
içerisinde; bir sonraki yağmurlarda, kanallar temizlenmezse, bir sürü
toprağın da yok olacağını söylüyorlar,
yardımlarınızı rica ediyorlar.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Çöllü.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Hemen cevap vereyim.
Sayın
Milletvekilim, ben de aynı görüşteyim yani özellikle çevre düzeni
planları hazırlanırken mutlaka ilgili kurum,
kuruluşların
Zaten bu konuda talimat verdik, talep olması
hâlinde
HÜSNÜ
ÇÖLLÜ (Antalya) Bundan sonra öyle olsun inşallah.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Hayır, zaten oluyor şu
anda. Hatta talep olması hâlinde bizzat ekipler ilgili ile giderek, gerek
vilayet, belediye başkanları, muhtarlar, sivil toplum
kuruluşları, hepsiyle görüşerek onların da mutabakatı
alınıyor. Bunu özellikle belirtmek isterim.
Bu
Serikle ilgili, sulama kanallarıyla ilgili ben bakayım. DSİ ile
birlikte, Sulama Birliğiyle birlikte ortaklaşa bir temizlik
yapsınlar.
HÜSNÜ
ÇÖLLÜ (Antalya) Tamam, teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakana teşekkür ediyorum sorularıma vermiş olduğu cevaptan
dolayı.
Akarsu
yatakları açısından çok zengin olan ülkemizde bütün nehirlerde
ekolojik yapıyı ve tarım durumunu etkileyen HES adı
altında projeler uygulanmaya devam ediliyor. Bunlardan bir tanesi de
Kelkit Irmağı üzerine kurulan Erbaa HES ve Reşadiye HES
projeleridir.
Erbaa,
Niksarda ziraat odaları başta olmak üzere köylüsüyle, kentlisiyle
herkes Erbaa HES Projesine karşıdır, projenin iptal edilmesi
istenmektedir. Özellikle oradaki ekolojik yapıyı bozuyor, su
konusundan dolayı da özellikle köylülerin hepsi bu projenin iptal
edilmesini istiyorlar. Projenin iptal edilmesini bekliyoruz.
Ayrıca,
Reşadiye HES Projesiyle ilgili olarak da Kelkit Irmağı
etrafındaki orman yok olmaktadır. Ormanlar kesilmiş, topraklar
Kelkit Irmağına dökülmüştür. Toprakları da ırmak
vasıtasıyla su alıp götürmektedir ve büyük oranda da orman
katliamı şu an itibarıyla burada vardır. Bununla ilgili de
başta Reşadiye Belediye Başkanı Rafet Erdem olmak üzere
oradaki halkın hepsi bu konuda ciddi manada rahatsız. Oradaki orman
kesilmesin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Buyurunuz.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Vekilim, Değerli
Başkanım, sayın vekillerim; özellikle Erbaa HESle alakalı
ben de Tokata bizzat giderek yerinde gördüm ve neticede, bununla ilgili ÇED
kararı da verilmedi. Yani, orada, vatandaşların, çiftçilerin
zararına olacak bir duruma müsaade etmeyiz. Bunu da açıkça ifade
ettim.
Ancak
şunu da ifade edeyim: Bu hidroelektrik santraller çevreyi tahrip etmeyen
temiz enerji kaynakları. Yani buna karşı çıkmak da
fevkalade yanlıştır. Çünkü bizim temiz enerji kaynaklarına
ihtiyacımız var. Biz enerjide dışa
bağımlıyız. Dolayısıyla, bu temiz enerji
kaynakları bütün dünyada yüzde 90lar seviyesinde
kullanılmış ama bizde çok daha düşük seviyelerde. Bunu da
kullanmak durumundayız, çünkü hidroelektrik santral suyun gücünden
istifade ederek elektrik üretiyor, çevreyi tahrip etmiyor. Bunda bir
yanlışlık var. Çevreyi tahrip etmesine de müsaade etmiyoruz,
kontrol ediyoruz. Denetimle ilgili de, biliyorsunuz, son zamanlarda bir de
Denetim Yönetmeliği çıktı. Sıkı şekilde
denetleyeceğiz. Ama bu zarar verenleri de kapatıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Enöz
MUSTAFA
ENÖZ (Manisa) Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanımıza da verdiği cevaplardan dolayı teşekkür
ediyorum.
Tabii,
Manisa ve Gediz Ovası, bilindiği gibi, ülkemizin çok önemli
tarım havzalarından bir tanesi. Sormuş olduğum altı
baraj da son derece önemli. Bir an önce başlanması gerekiyor.
Tabii,
bunların içerisinde Kırkağaç Gelenbe Çaltıcak
Barajının kati projesinin bittiğini ifade etti Sayın
Bakanımız ve ayrıca, Gördes-Güneşli ve Güneşli
Barajıyla ilgili yerinde incelemeler yapılması gerektiğini
ifade etti. Ben bir an önce bu Güneşli Barajının yerinde
incelenmesini talep ediyorum.
Tabii,
ülkemiz ve dünya küresel ısınma dolayısıyla iklim
değişiklikleri sebebiyle birtakım kuraklıklara gebe. Bu
bakımdan bu barajların bir an önce gündeme daha ivedilikle
alınmasını talep ediyorum ve saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Enöz.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Vekilim, zaten Manisaya
çok büyük önem veriyoruz. Hakikaten, ovadaki mümbit bir arazi, sulanması
lazım. Zaten görüldüğü gibi bunların hepsinin
planlamasını ihale ettik. Pek çoğu da bu yıl bitecek.
Planlaması bitenin anında ihalesini yapacağız. Zaten bütün
vekillerimiz de konuyu yakinen takip ediyor, ben de takip ediyorum. Malumunuz,
zaten ben geçenlerde Manisaya gelerek bizzat yerinde inceleme yaptım.
Ayrıca Gördes Barajı bitti. Gördesten sulanacak alanlarla ilgili
isale hattı da yıldırım hızıyla ilerliyor. Onu da
özellikle burada vurgulamak isterim.
BAŞKAN
Sayın Köse
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, Adıyaman ilinde 31 tane HESin projelendirildiğini
söylediniz ama -ben bir Adıyamanlı olarak- sekiz yıldır
iktidardasınız ancak 3 tanesinin inşaatı devam etmektedir.
Adıyaman bu Göksu Çayından gerçekten faydalanamıyor. Adıyamanın
-tütün bitti- sulu tarıma geçmesi için yedi-sekiz senede hâlâ proje
aşamasında olan Gömüken ve Koçali Barajı yerinde
saymaktadır. Göksu Çayının üzerinde Adıyamanlılar
sizden bir baraj yapılmasını istiyor sulu tarıma geçilmesi
için.
Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Köse.
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adıyamana aslında -ben de Adıyamanın
fahri hemşehrisiyim- hakikaten biz son yıllarda çok büyük destek
verdik. Siz de biliyorsunuz, Çamgazi sulamasını tamamladık.
Samsat sulaması ve pek çok göletin, dere ıslahlarının
tamamı bitti. Hatta Adıyaman ilinin 2050 yılına kadar su
ihtiyacını karşılayacak olan projeyi de bu sene
bitireceğiz.
ŞEVKET
KÖSE (Adıyaman) Sayın Bakanım, o ayrı.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Diğer paketler ve çevre
destekleri, onları siz de biliyorsunuz. Marifet iltifata tabi, bazen de
takdir etmenizi bekliyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Akkuş, en son soru olarak.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Bakan, Mut çevresindeki köylerle ilgili soru sormuştum.
Bu köylerden son sahil diye tabir ettiğimiz Mutun kuzeyinde kalan
köyler gerçekten bir kanalla gelen sudan istifade ediyor ve
ihtiyaçlarını gideriyor. Ancak Mutun güneyinde kalan ve Göksu
Nehrinin hemen yakınında bulunan köylerimiz var. Bu köylerde çakma
kuyu tabir edilen akarsuyun ya kendisinden doğrudan doğruya yahut da
hemen yakınına açılan kuyulardan çekilen sular var, bunlara bu
baraj inşaatlarından dolayı mâni olunuyor. Bu geçen yıl
2009 yazında gerçekten yaşandı ve yine bu köylerden aldığımız
haberlere göre bu sene de yaşanacağa benziyor. Bu yüzden diyoruz ki
bunlara izin verilmesi
Ne zamana kadar? Su sistemlerinin kurulmasına
kadar.
Teşekkür
ederim.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın vekilim, az önce ifade
ettim, ben tabii detayı söyleyemedim ama 38 tane köyün hepsinin
taleplerini -ve hatta mahallelerin, burada bir kısmı da mahalle-
mümkün olduğu kadar karşılıyoruz. Yani şu ana kadar
-bu büyük bir rakam- 3.584,3 litre/saniye, yani yaklaşık 3,6
metreküp/saniye, 38 yerleşim birimine müsaade etmişiz, su tahsis
etmişiz.
Gene
varsa bakalım, olabilecekse, yani teknik açıdan mümkünse elbette ki
köylerimize her türlü desteği vermemiz gerekir, çiftçilerimize her türlü
desteği vermemiz gerekir. Ona bakalım, yeni talepler varsa
onları tekrar bize bildirsinler lütfen, onu bizzat takip edelim.
BAŞKAN
Çok teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Efendim, ben de çok teşekkür
ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum, çok sağ olun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Karabaş ve Sayın Sakık, sizler sisteme
girmişsiniz ama sizin soru taleplerinizi yerine getiremiyorum çünkü sizin
sözlü sorularınız bu sistemin içinde yok, onun için.
Teşekkürler.
Şimdi,
alınan karar gereğince diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı: 321)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası
İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete
Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana
Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/769) (S. Sayısı: 486) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler daha önceki oturumlarda
tamamlanmıştı.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum
KAMER
GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım efendim.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
On dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.23
(x) 486 S. Sayılı Basmayazı
24.3.2010 tarihli 77nci Birleşim tutanağına eklidir.
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl),
Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 79uncu
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
486
sıra sayılı Kanun Tasarısının maddelerine
geçilmesinin oylamasında karar yeter sayısı istenmişti.
Şimdi
oylamayı tekrarlayacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
1inci
maddeyi okutuyorum:
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
TEŞKİLATI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1-
28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununa aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
Türk-Alman Üniversitesi
EK MADDE
118- 30/5/2008 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal
Cumhuriyeti Hükümeti arasında imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiyede Bir Türk-Alman
Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşmaya göre İstanbulda
Türk-Alman Üniversitesi adıyla bir üniversite kurulmuştur.
Bu
Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a)
Mühendislik Fakültesinden,
b) Fen
Fakültesinden,
c) Hukuk
Fakültesinden,
ç)
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden,
d) Kültür
ve Sosyal Bilimler Fakültesinden,
e)
Yabancı Diller Yüksekokulundan,
f) Fen
Bilimleri Enstitüsünden,
g) Sosyal
Bilimler Enstitüsünden,
oluşur.
BAŞKAN
1inci madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin
Milletvekili Akif Akkuş.
Buyurunuz
Sayın Akkuş. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU
ADINA AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 486 sıra sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 1inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Bugün
şehit olan kardeşlerimize de Allah rahmet eylesin diyerek sözlerime
başlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu yasa teklifinin Millî Eğitim, Gençlik ve Spor
Komisyonunda da görüşülmesi gerektiği kanaatindeyim ancak bu
görüşülmedi. Bir eksiklik olarak bunu belirtiyor, sizlere tevcih ediyorum.
Almanya
ile ülkemiz arasındaki karşılıklı ilişkilerin
akademik alana da taşınması için 30/5/2008 tarihinde Berlinde
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükûmeti arasında
Türkiyede Bir Alman Üniversitesinin Kurulmasına Dair Anlaşma
adıyla bir anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya
göre, Türkiyede Almanca dilinde eğitim veren bir üniversitenin
kuruluşu ve işleyişiyle ilgili hükümler içermektedir.
Değerli
milletvekilleri, tabii, size şurada bir yazı göstermek istiyorum.
Almanyada Türk lisesi olmazmış diye belirtiyor. Bunu niye
gösteriyorum? Yani benim bir üniversite mensubu olarak üniversiteye
karşı çıkmamdan değil ama Almanya bize bir liseyi bile çok
görürken Türkiyede birkaç tane Almanca dilinde eğitim yapan lise var. Bir
de şimdi, biz, bunlara bir üniversite açılması için izin
veriyoruz ve bugün, dün, bu meselenin Sayın Merkel ile Sayın
Başbakan arasında konuşulduğunu da gördük ve orada
şöyle bir ifade kullanıldı: Almanyada da bir Türk lisesi
kurulabilir. Ama bu konuda ne bir girişim var ne de bir yazılı
evrak var. Bunu bilmenizi istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, ekonomik, siyasi ve sosyal olarak ileri seviyede olan ülkeler,
diğer ülkeler üzerinde çeşitli yollardan etkili olmaya
çalışmaktadırlar. Bu cümleden olmak üzere, dağılma
sürecine giren Osmanlı İmparatorluğunda Batı ülkeleri
birçok okullar açarak Osmanlıyı etki alanlarına almaya
çalışmışlardır. Osmanlıda yabancı
okulların daha çok İmparatorluk sınırları içinde, din
ve mezhepler esas alınarak, kendileri ve sağlanan imtiyazlar
sayesinde elçilik yanlarında açılmış ve kendi
çocuklarının faydalanması arzu edilmiş daha çok.
Bilindiği gibi, Osmanlılar ilk imtiyazları kapitülasyonlar
adı altında Fransızlara tanımışlar ve buna
bağlı olarak 1583 yılında San Benua Lisesi Türkiyede
kurulmuştur. Bugün hâlâ San Benua Lisesi mevcuttur ve faaliyetlerini
sürdürmektedir. Misyonerler tarafından açılan bu okul, misyonerlerin
Osmanlıdaki ilk okuludur. 1800lü yılların sonuna doğru bu
okulları açan ülkeler çoğalmış ve okulların
sayısı da artmıştır. Osmanlı Devletinin güçlü
olduğu dönemlerde bu okullar devletin varlığı ve
bütünlüğü açısından herhangi bir tehdit oluşturmazken,
gerileme döneminde verilen imtiyazlarla yetinmeyen emperyalist ülkeler daha
fazla imtiyaz talep etmişler ve bunda da muvaffak olmuşlardır.
Fakat bunların denetimi bir türlü sağlanamamıştır ve
ülkenin başına âdeta bela olmuşlardır bu açılan
yabancı okullar. Tabii, Amerikan okulları, Alman okulları,
Fransız okulları, Avusturya okulları, Hollanda okulları,
İtalyan okulları, aklınıza gelebilen her ülke gelmiş,
Osmanlı toprakları içerisinde, zayıflayan Osmanlı
İmparatorluğunun sınırları içerisinde okullar
açmışlardır. 1905 yılına gelindiğinde,
Osmanlı sınırları içerisinde, bakıyoruz, altı yüz
tane yabancı okul bulunmaktadır. Bütün bu okulların Osmanlı
İmparatorluğu içinde kurulmasının sebepleri,
Hristiyanlığı yaymaktan tutun Osmanlıyı bölmek,
yeraltı zenginliklerini istifadelerine almak, ülkeyi sömürge hâline getirecek
fikrî zemini hazırlamak vesair gibi sebeplerdir.
Bugün
Türkiye, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımından kendi kendine
yeterli olacak bir düzeyde bulunmaktadır. Elbette ki bazı eksiklikler
vardır. Bu eksiklikler, yüz otuz dokuz üniversite bulunan bir ülkede millî
ve ciddi bir programla kısa sürede giderilebilecek sorunlardır
diyorum.
Değerli
milletvekilleri, herhangi bir ülkede diğer bir ülke üniversite kurabilir
ve o ülkede faaliyetini sürdürebilir. Bu kurulan üniversitenin kurulduğu
ülkenin kanun ve kurallarına uygun olarak hizmet vermesi esası söz
konusudur.
Ülkemizde
bir Alman üniversitesinin kurulmasına karşı olmamız için
bir sebep bulunmamaktadır. Birçok vatandaşımızın
yaşadığı bir ülke olmasından dolayı böyle bir
Türk-Alman üniversitesinin kurulması uygun olmakla beraber,
devletlerarası ilişkilerde mütekabiliyet yani
karşılıklılık ilkesinin gözetilmesi ve bu
doğrultuda Almanyada da benzer bir üniversitenin kurulması
gerekmektedir. Çünkü, bu üniversitenin isminin Türk-Alman Üniversitesi olmasına
karşılık, kuruluş aşamasında ve daha sonraki
çalışmalarında ücret ve giderlerinin Türkiye tarafından
karşılanacak olması, bunu bir zorunluluk hâline
getirmiştir. Yani üniversitenin getireceği mali yük, oldukça
fazladır. Almanyanın sadece akademik personel konusunda yardım
sağlamasının yeterli olmadığını, kaldı
ki, bu personele ödenecek ücretin de Türkiye tarafından ödenmesi söz
konusu olacaktır. Üniversitelerimizde her branşta faaliyet gösterecek
ve Türkiyenin ihtiyaçlarını karşılayacak öğretim üyelerinin
bulunduğu bilinmelidir. Halbuki, böyle bir sosyal ve kültürel müessesenin
ortaya çıkmasında ekonomik yükün de ortak paylaşılması
gerekirdi.
Günümüzde
Almancanın önemini kaybettiği malumunuzdur. Almanlar Kanadanın
Quebec bölgesinde ve Güney Afrika Birliğine göçmen taşımaya
çalışmaktadırlar, bugün, göçmen taşımaya
çalışıyorlar. Yani Türkiyeden bir aile Ben buralara gidip
Almancayı ana dil olarak benimseyeceğim. dediğinde buraya
bunlar göçmen olarak götürülebilmektedirler. Yani Almanca konuşanların
sayısını artırmak istemektedirler ve bu şartları
kabul edenlere ayni ve nakdi yardımlar yapmaktadırlar. Durum
böyleyken, biz Almanca eğitim yapacak bir üniversiteyi âdeta rica minnet
getirmeye çalışıyoruz gibi bir pozisyondayız.
Almanyanın
öğretim elemanı desteği yanında devlet ve özel sektör
olarak mali ve teknik yardım yapılacağı belirtilmekle
beraber, bu desteklerin ne ölçüde olacağı belli değil.
Üniversitelere yabancı öğrenci alım sisteminde
değişiklikler yapıldığı, 2010 yılından
itibaren üniversitelerin uluslararası sınavlarda ve kendi
yapacakları sınavlarla yabancı öğrenci kabul
edebilecekleri, eşitlik ilkesini zedeleyecek ve birçok
kargaşayı, olumsuzluğu beraberinde getirecektir. Kurulacak olan
bu üniversiteye Galatasaray Üniversitesinin örnek olacağı
belirtilmekle beraber, böyle bir imtihan sistemiyle öğrenci alması
önemli bir fark olarak ortaya çıkmaktadır. Bu, üniversite daha
kurulmadan verilen bir imtiyazdır; imtiyazların ülkeleri nereye
götürdüğünü daha önce belirtmiştim.
Türkiyenin
herhangi bir okul veya üniversite açılmasında kimseye taviz vermesi
gerekmez. Bu yasayla kurulacak olan Türk-Alman Üniversitesi mühendislik, fen,
hukuk, iktisadi ve idari bilimler, kültür ve sosyal bilimler fakülteleri ile
yabancı diller yüksekokulu ve fen bilimleriyle sosyal bilimler
enstitülerinden oluşacaktır. Bütün bu birimler bir üniversitenin
meydana gelmesinde uygun birimlerdir.
Bu
yasayla kurulmakta olan Türk-Alman Üniversitesi yabancı bir ülke
adıyla anılması bakımından da dikkat çekmektedir.
Galatasaray Üniversitesinin daha önce buna benzer şartlar altında
kurulduğu Sayın Millî Eğitim Bakanı tarafından
belirtildi ancak onun isminde ilk bakışta Fransayı
çağrıştıracak bir görüntü bulunmamaktadır;
dolayısıyla, Türk-Alman Üniversitesi yerine ismi -atıyorum- Orta
Avrupa veya Elmadağ Üniversitesi olabilirdi.
Türkiye'de
Bir Türk-Alman Üniversitesi Kurulmasına Dair Anlaşma metninin 8inci
maddesinin birinci paragrafında Türk Tarafı, üniversitenin
kurulması için gerekli arazi, bina ve altyapıyı sağlayacak;
aynı zamanda üniversitenin sürekli giderlerini karşılayacaktır.
denmektedir. İkinci paragrafında ise Alman Tarafı,
danışmanlık ve finansal katkılarla üniversitenin
yapılandırılmasına ve işletilmesine destek
verecektir. denmektedir.
Değerli
milletvekilleri, bugün, ülkemizde bir Alman kadar Almanca bilen ve onu
öğretebilecek çok sayıda yetişmiş elemanımız
bulunmaktadır ama Almanlar diyor ki: Biz oradan size Almanca
okutmanları göndereceğiz. Buna hiçbir şekilde ihtiyaç
bulunmamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, yüksek eğitimin ana dilimiz olan Türkçeyle yapılıyor
olmasının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
AKİF
AKKUŞ (Devamla) Peki, tamamlıyorum; teşekkür ederim.
gelişmekte
olan ülkeler için de önemli bir özellik olduğunu belirtti bir
arkadaşımız konuşurken, Bu bize cumhuriyetin bir
hediyesidir. dedi ancak son zamanlarda birçok üniversitemiz maalesef Türkçe
yanında yabancı dille eğitim yapmaktadır ve bunların
sayısı da artmaktadır.
Ülkemizde
üç veya dört adet sosyal bilimler lisesi bulunuyor. Sosyal bilim fakültesinin
bununla bir alakası olabilir mi bilmiyorum, oradan gelecek
öğrencilerin buraya kolayca kaydırılması için.
Sonuç
olarak, bu yasa ile kurulmaya çalışılan Türk-Alman
Üniversitesinin, mütekabiliyet esasına göre, Almanyada da benzer bir üniversitenin
kurulma çalışmalarının başlamasına ve
kuruluş aşamasına gelmesine kadar ertelenmesi gerektiğine
inanıyorum.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Akkuş.
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Necla Arat. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Arat.
CHP GRUBU
ADINA NECLA ARAT (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 486 sıra
sayılı Kanun Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi
adına söz almış bulunmaktayım.
Ben de
konuya geçmeden önce Hakkâride şehit düşen 3 evladımıza
rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı
diliyorum. Yaralı askerlerimize de acil şifalar diliyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu kanun tasarısı, Türkiye Cumhuriyeti
tarafından İstanbulda bir Türk-Alman Üniversitesi kurulmasına
ilişkin bir tasarıdır. İçerisinde mühendislik, hukuk, fen,
iktisadi ve idari bilimler, kültür ve sosyal bilimler fakülteleri ile
yabancı diller yüksekokulu, fen bilimleri ve sosyal bilimler
enstitülerinin yer alacağı bu üniversite, Türkiye ile Almanya
arasında imzalanan uluslararası anlaşma uyarınca Türk
mevzuatına tabi bir devlet üniversitesi olarak kurulmaktadır.
Yapılan anlaşma uyarınca bu üniversitenin kurulması için
gerekli olan arazi, bina ve altyapı ve sürekli giderler Türk
tarafınca karşılanacaktır, Almanya ise kısa ve uzun
süreli akademik personel sağlayacaktır. Burada katkı yönünden
bir dengesizliğin söz konusu olduğuna işaret etmek gerekiyor.
Türk-Alman
üniversitesinin kurulması aynı zamanda Alman sanayi şirketleri
ile Alman üniversitelerinin bilgi ve deneyimlerinin ülkemiz
yükseköğrenimine taşınması gibi olumlu bir yönü
taşımakta, öğrenci değişimi yapmak gibi
olanakları da içermektedir. Eğitim dilinin Türkçe ve Almanca
olacağı, yerine göre de İngilizceden
yararlanılacağı ifade edilmektedir anlaşmada. Bu
üniversitede, Türkiyede Almanca eğitim veren ya da Almanca ders
programları uygulayan liselerden mezun olan öğrenciler için yüzde 50
oranında bir kontenjan ayrılacaktır. Bu öğrencilerin
yanı sıra, Almanyadaki liselerden mezun Türk öğrenciler de bu
üniversitelere başvurabileceklerdir.
Sayın
milletvekilleri, hiç kuşku yok ki hem Almanyayla
karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesini sağlamak
hem de yeni bir üniversite kazanmak, olumlu
karşıladığımız ve iyimserlikle
baktığımız bir durumdur. Ne var ki kurulacak üniversitenin
mali yükümlülüklerinin büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti tarafından
üstlenilmiş olması, altyapı yatırım maliyetlerinin ne
kadar yüksek olduğunu bildiğimiz için, bizi
kaygılandırmaktadır. Üstelik, üniversite için İstanbul veya
civarında henüz bir arazinin de belirlenmemiş olduğunu
biliyorduk ama Sayın Başbakan, son dakikada, Beykozda bu işe
tahsis edilmiş 120 dönümlük bir fidanlığın bulunduğunu
söylemiştir. Bu tahsis olayının da arka planını
bilmiyoruz, bilmek istememiz herhâlde doğal hakkımızdır
diye düşünüyorum.
Sayın
milletvekilleri, bizim, daha önce, altyapı hazırlıkları ve
mali olanakları sağlanmadan kâğıt üzerinde onaylanan
üniversiteler için dile getirdiğimiz bütün eleştiriler bu üniversite
için de geçerlidir. Bilindiği üzere, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
ister devlet ister vakıf üniversitesi olsun, üniversitelerde altyapının
çok önemli olduğunu, fiziksel kapasitenin -özellikle yurtlar dâhil olmak
üzere- öncelik taşıdığını defalarca
vurgulamıştık. Nitekim, dört beş yıl önce
kurulmuş üniversitelerin bina, laboratuvar, kütüphane, spor tesisleri, sosyal,
kültürel yapıları, yurt olanakları bütçe ve ödenek yetersizliklerinden
gerçekleştirilemezken, devletimizin yeni ve ağır bir yük
altına girmesi ne ölçüde rasyoneldir sorusunu da kendimize sormadan
edemiyoruz. Bir örnek vermek istiyorum, birkaç gün önceki bir gazete haberinde
Tıp fakültesinin adı var kendi yok başlığı
altında hem de yerleşik bir üniversitemiz olan Muğla
Üniversitesinde Bakanlar Kurulu Kararı ile iki yıl önce kurulan
tıp fakültesinin dekanı ve 9 öğretim üyesi olduğu hâlde
ortada ne fakülte ne de öğrenci bulunmadığından, fakülte
hastanesinin temelinin dahi atılmamış olduğundan söz
edilmektedir ve bu arada, fakültenin dekanı, iki yıldır
fakültenin açılamadığını, boşuna maaş
aldıklarını söylemektedir.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizde Türk-Alman Üniversitesi kurulmasının
yanı sıra -daha önceki arkadaşımın da dile
getirdiği gibi- devletler arası
karşılıklılık ilkesi uyarınca Almanyada da bir
Türk-Alman üniversitesi kurulacağına ilişkin bir girişimden
söz edilmektedir ama bu, söylenti düzeyinde kalmaktadır çünkü Türkiye
Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükûmeti arasında
imzalanmış olan anlaşmada böyle bir madde bulunmamaktadır.
Bunun yerine, Sayın Başbakan, şimdi, basından
öğrendiğimize göre, Almanyadaki Türk liselerini kabul ettirme çabası
içerisine girmiştir ancak Sayın Merkel, Almanyada eğitim dili
Türkçe olan okulların açılması önerisine sıcak
bakmamaktadır. Zaten sözlü düzlemde kalan ve yazılı
anlaşmayla bağlanmayan bu gibi konular ne yazık ki daha sonra
hep olumsuz sonuçlar almamıza neden olan konulardır.
İşte,
bu ve benzeri olumsuz örneklere rağmen, bir yeni üniversitenin
kurulmasını genelde olumlu bir adım olarak görüyoruz ama biz,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu öneriye oy vermeme kararındayız.
Üniversiteler kurulurken ve yeni kontenjanlar açılırken geleceğe
yönelik istihdam olanaklarının da mutlaka planlanması
gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz burada. Çünkü, hepinizin
bildiği gibi ülkemiz, içinde bulunulan ekonomik darboğazda, yüzde 25
oranında çok yoğun bir genç işsizliği sorununu da
yaşamaktadır. Bu durumun yakında sosyal patlamalara neden
olabileceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Sayın
milletvekilleri, sözlerime son vermeden önce, başka bir konuya da
değinmek istiyorum. 486 sıra sayılı Yasa
Tasarısının, ülkemizi ziyaret eden Federal Almanya
Başbakanı Sayın Merkele bir jest olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündemine alındığı türünden bir sezgiyi
çoğumuz paylaştık sanırım. Her ne kadar Sayın
Bakan bunun yalnızca bir rastlantı olduğunu ifade ettilerse de bu
oldukça tartışma götürür bir rastlantı gibi görünmekte. Esasen, Sayın
Merkel de Türkiyede Türk-Alman Üniversitesinin bir an önce hayata
geçirilmesini istediğini, bu konunun uzun süredir sürüncemede
kaldığını ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yapacağı düzenlemeleri beklediğini dile getirmiştir. Bayan
Merkelin istekleri bu kadarla kalmamıştır; istekleri
arasında, Türk-Alman Üniversitesinin yanı sıra,
Kıbrısa çözüm, Ankara Protokolünün yerine getirilmesi,
havaalanları ve limanların Rumlara açılması, tam üyeliği
unutup imtiyazlı üyeliğe, ortaklığa razı olmamız
gibi talepler de bulunmaktadır. Bütün bunları izlerken Mustafa Kemal
Atatürkün Bağımsızlık benim karakterimdir.
özdeyişini içim burkularak anımsadım sayın milletvekilleri.
Sayın
milletvekilleri, sağlıklı demokrasilerin ancak özgür ve
bağımsız ülkelerde ve tüm yurttaşlarına insanca
yaşama koşullarını sağlayabilen
sağlıklı siyasal ortamlarda kurulabileceği
unutulmamalıdır. Bu ortamlar, çeşitli
bağımlılıklar, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk ve
baskılar kol gezerken sözde yasal ya da anayasal değişikliklerle
oluşturulamaz. Örneğin, Darbe Anayasası diyerek
değiştirilmeye çalışılan 80 Anayasasının
bir ürünü olan YÖK baş tacı edilerek ve ona Anayasa Mahkemesine üye
seçme yetkisi verilerek demokrat da olunamaz. Bu nedenle kendi kendimize,
İç ve dış çevresel koşullardaki değişimle, iyi
bir eğitimin sağlayacağı kafalardaki değişim
gerçekleşmeden yasaların değiştirilmesi acaba işlevsel
midir? sorusunu da sormamız gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
NECLA ARAT
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu
sorunun yanıtını ise ünlü bir 20nci yüzyıl
düşünüründen vereceğim. Şöyle diyor bu düşünür:
Yazılı anayasalar ya da yasal buyrultular eğer
vatandaşların kafalarında yazılmış olan bir
anayasanın ifadesi değillerse hiçbir bağlayıcı güçleri
ve yetkileri olamaz.
Yüce
Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Arat.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sebahat
Tuncel. (BDP sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Tuncel.
BDP GRUBU
ADINA SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 486 sıra sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 1inci maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, kanun tasarısı hakkında görüşlerimi
belirtmeden önce, Türkiye sosyalist ve devrimci hareketi açısından
bir dönüm noktası olan Kızıldere katliamı hakkında
birkaç şey söylemek istiyorum.
12 Mart
1971 Muhtırası sonrası yakalanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan
ve Hüseyin İnana idam cezası verilmiştir. Denizlerin
idamını engellemek isteyen ve bunun için eylem yapan 10 devrimci öğrenci
Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan,
Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve
Ömer Ayna 30 Mart 1972 tarihinde Tokatın Niksar ilçesinin
Kızıldere köyünde güvenlik güçleri tarafından sağ yakalanabilecekken
öldürülmüştür. Ne yazık ki hâlen Kızıldere
katliamının sorumlularının açığa
çıkarılıp yargılanması için hiçbir adım
atılmamıştır. Türkiye'nin demokrasi mücadelesi
açısından hem Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının
idamı hem de Denizlerin idamına karşı devrimci
dayanışma içerisinde iken Mahir Çayan ve
arkadaşlarının katledilmesi Türkiye tarihi açısından
kara bir leke olarak durmaktadır. Bu vesileyle, demokratik,
bağımsız, halkların kardeşliğine dayalı bir
Türkiye için mücadele eden Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve
arkadaşlarını saygıyla anıyor ve katliamın
faillerinin açığa çıkarılacağını ve
yargılanacağını umuyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarihsel, sosyal ve ekonomik
ilişkilerimizin olduğu Almanya ile ortak çalışmaların
artırılmasını, bu vesileyle ekonomik, kültürel ve
eğitim alanında iş birliğinin geliştirilmesini önemli
bulmaktayız. Türkiyede İngilizce ve Fransızca eğitim veren
devlet üniversiteleri varken, Almanca eğitim veren lise olmasına
rağmen Almanca eğitim veren bir üniversite bulunmamaktadır.
Üniversitelerin açılması karşılıklı
ilişkiler açısından önemli olacaktır ancak burada
üniversitenin kurulmasında sadece Türkiye üzerinde bir sorumluluk
olmamalı, bu sorumluluklar Almanya devleti ile ortaklaşa
paylaşılmalıdır. Yine, bu üniversiteye girecek Almanyadan
öğrencilerin hangi şartlarda gireceği netleşmelidir.
AKP
Hükûmeti Almanyayla kültürel ilişkilerin geliştirilmesini
önemserken, Almanyada bulunan Türk öğrencilerin kendi ana dillerini
öğrenmelerinin öğrencilerin başarısı açısından
önemli olduğunu ifade ederken ve Sayın Başbakan asimilasyonu bir
insanlık suçu olarak ifade ederken ne yazık ki AKP İktidarı
Kürt yurttaşlara karşı uygulanan asimilasyon politikasının
bizzat yürütücüsü olmaktadır. Ülkemizde milyonlarca Kürt vatandaşımızın
ana dilde eğitim talebi, Kürtçe eğitim veren üniversite
kurulması talepleri bölücü talep olarak değerlendirilmektedir. AKP
neden böyle bir girişimi kendi yurttaşları için yapmıyor?
AKP İktidarının bu ikiyüzlü politikası üniversitelerce
talep edilen Kürdoloji bölümü yerine yaşayan diller adı
altında bir bölüm kurulması da bu asimilasyoncu politikanın bir
sonucudur ve Kürt halkının anadilde eğitim talebini
karşılamaktan çok uzaktır. Dünyada otuz ülkede bulunan Kürdoloji
bölümlerinin Türkiyede açılmamasının gerekçesini bilimsel
nedenlerle açıklaması zor. Türkiye'nin eğitim
anlayışındaki ayrımcı, farklı kimlik ve
kültürleri yok sayan anlayışı değişmeden gerçek anlamda
bilimsel ve demokratik bir eğitim sisteminin görüşülmesi mümkün
değildir.
BAŞKAN
Sayın Tuncel, bir dakika.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremizin konuşmanın bitimine
kadar uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurunuz.
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
milletvekilleri, Türkiyede eğitim sistemi ve eğitim hakkı
kamusal bir hizmet olarak görülmeli ve ister devlet üniversitelerinde olsun
ister vakıf üniversitelerinde olsun piyasalaşmış bir
eğitim sisteminin önüne geçilmelidir. Çeşitli bahanelerle yeterli
bütçenin olmadığı söylense de bunun böyle
olmadığı ve istenirse eğitime daha çok bütçe
aktarılabildiği herkes tarafından bilinmektedir.
2009
yılı için yükseköğretime ayrılan pay rakamsal olarak 8
milyar 772 milyon TLdir ve gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 0,79una
denk gelmektedir; bu oran, ülkemizde yükseköğretime ne kadar önem
verildiğinin görülmesi açısından önemlidir. Ayrıca
ayrılan yükseköğrenim bütçesinin yüzde 52sini yani 4 milyar 572
milyon TLsini personel harcamaları oluşturmaktadır. Bu anlamda
2009 yılı eğitim ve yükseköğrenim bütçesi, tıpkı
geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yoksulluk politikaları ve
paralı eğitim uygulamalarını sürdüren bir yapıda
oluşturulmaktadır. Hükûmet bütçe yok diyerek, ekonomik krizler
bahane ederek kaynak sorununu harçlara yapılan zamlarla öğrencilerin
ve emekçi ailelerin omuzlarına yüklemektedir. Birçok genç, kendi
istediği, hayalini kurduğu, yetenek ve becerilerine uygun
mesleği değil iş bulma kaygısıyla üniversite ve bölüm
tercihleri yapıyorlar. Bu durum hem bilim insanı
yetiştirilmesini engellemekte hem de gençlerin üretimini engellemektedir.
Bu şekilde işsiz ya da iş bulsa da yaptığı
işte mutsuz bir gençlik yetiştiriyoruz. Sonra da diyoruz ki gençler
fikirler geliştirsin, Türkiyeyi ileriye taşısın.
Katı, ezber sistemine dayanan, bilimsellikten uzak bir eğitim
sisteminde bu beklentiler nasıl gerçekleştirilebilir?
Sayın
milletvekilleri, diğer bir konu, Hükûmet Türkiyede her ilde en az bir
üniversite açtık. diye övünürken üniversitelerde bilimsel makale ve
çalışmaların üretilmediği görülmektedir. TÜBİTAKa
bağlı birimlerin 2008 yılı içinde yaptığı
araştırmada nüfus büyüklüğü üzerinden bin kişi
başına bilim insanı, bilimsel araştırma kapasitesi,
yapılan yayınların atıf alması yönünde pek de
istenilen düzeyde olmadığını görüyoruz. Türkiye adresli
üretilen bilimsel yayınların etki değeri düzeyi ise dünya, OECD
ülkeleri ve Avrupa Birliği ülkeleri ortalama değerinin
yaklaşık üçte 1i kadardır.
1981-2007
döneminde ülkemizde üretilen yayınların hem Avrupa Birliğinde ve
hem de ABDde üretilen yayınların yüzde 1,8i kadar olduğu
görülüyor. Dünyada sosyoekonomik duruma bağlı olarak 5 fen bilimleri
alanında yapılan yayına karşılık 1 sosyal
bilimler yayını yapılmaktadır. Avrupada bu oran yedide 1
oranındayken, Türkiyede bu oran yirmi yedide 1 düzeyindedir.
Görüldüğü üzere, sadece nicelik olarak üniversitelerin
sayılarını artırmak çözüm olmamakta, niteliğe dair
uzun vadeli ve sosyal devlet anlayışı temelinde bir bilim
politikasına ihtiyaç vardır.
Sayın
milletvekilleri, yıllarca bin bir emekle okuyan, üniversite eğitimi
sonrasında açıkta bırakılan, yok sayılan, görmezden
gelinen üniversite mezunu gençler, kendi eğitim alanları
dışındaki işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar.
Avrupa ülkelerinde üniversite bölümlerinin kontenjanları belirlenirken
uzun vadeli istihdam politikaları ile ileride mezun olduklarında
iş bulma sorunlarıyla karşılaşmaları
engellenmektedir. Oysaki Türkiyede bölüm kontenjanları ya da açılan
üniversiteler hiçbir araştırma ya da politika üretmeden
artırılmakta, bölümlerden mezun gençlerin iş bulmaları ve
istihdam sorunları giderilmemektedir. Türkiye'nin en büyük sorunu,
artık kronikleşmiş hâlde olan, acil etkin uygulamalarla çözüm
bekleyen işsizlik sorunudur. Her 4 gençten 1inin işsiz olduğu
Türkiyede ne yazık ki gençlerden bir işsiz ordusu
yaratılmıştır. Bölümlere göre işsizlik veri
çalışmaları ilk defa TÜİK tarafından geçen sene
yapılmıştır. Araştırmada, en son mezun olunan
okul ve mezun olunan alana bakıldığında, geçen yıl en
fazla işsizlik oranının yüzde 31,3 ile sosyal hizmetler
alanında olduğu tespiti yapılırken, sanatta yüzde 24 ile
ikinci sırada, ulaştırma hizmetleri ve çevre koruması yüzde
21,1, bilgisayar mezunu olanların işsizlik oranıysa yüzde 20,6
olarak belirlenmektedir. Gazetecilik ve enformasyon mezunlarının
yüzde 19,1i işsiz kalırken, lise mezunlarının da yüzde
18i işsiz. Sadece bu verilere bakıldığında bile
Türkiyenin etkin bir eğitim ve istihdam politikalarına ihtiyacı
vardır.
Sayın
milletvekilleri, üniversitelerin temel bir sorunu da farklı görüş ve
düşüncelere tahammülsüzlüktür. Üniversiteler, fikirlerin özgürce
tartışıldığı, demokratik bireylerin kendilerini
ifade etmede özgür alanların yaratıldığı,
kişilerin değil fikirlerin çatıştığı
kurumlar olmalıdır. Bu yüzden üniversitelerde öğrencilerin ve
öğretim üyelerinin özgürce politik düşüncelerini belirtebilmeleri
gerekirken, bu düşünceleri tartışabilecekleri demokratik
ortamın oluşturulması bir zorunluluktur. Ne yazık ki
Türkiye tarihinde, özellikle 1980 darbesinden sonra, üniversitelerde politik düşüncelerinden
dolayı muhalif olan, sol görüşlü ve demokrat olan öğrenciler
ırkçı saldırılara ve baskılara maruz kalmaktadır.
Her geçen gün Türkiyenin farklı illerindeki üniversitelerde çeşitli
grupların saldırıları gerçekleşmekte ve
öğrenciler, bu baskılardan dolayı can güvenliği
olmadığı için okuldan uzaklaşmak durumunda kalmakta,
eğitimine devam edememektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu
ırkçı ve insanlık dışı saldırılar ve
baskılar artık liselerde de sıkça görülür duruma gelmiştir.
Birkaç çarpıcı örnekle bu saldırıların
boyutlarını ifade etmek istiyorum. İstanbul, İzmir, Ankara,
Malatya ve Antalya gibi birçok ildeki üniversitelerde onlarca baskı ve
saldırı olayları yaşanmıştır. Örneğin,
Ege Üniversitesinde Kürt ve sol görüşlü öğrencilere
saldırılarak, 3 öğrencinin evlerinde sopayla darp edildiği
ortaya çıkmıştır. En son İstanbul Çekmeköy ilçesinde
Mehmetçik Lisesinde Tekel işçilerine destek verdiği için 24
öğrenci zorla okuldan uzaklaştırılmıştır.
Çok kısa bir süre önce, Malatyada Doğanşehir Meslek Lisesinde
Ülkü Ocaklarının desteklediği bir grup tarafından saldırıya
uğrayan 10 öğrenci, okul yönetimi ve müdürü tarafından,
güvenlikleri sağlanmadığı gerekçesiyle okuldan
uzaklaştırılmışlardır.
Ayrıca,
saldırılar bununla sınırlı kalmamakta, Kürt
öğrenciler, hem öğretmenler hem okul yönetimleri hem de sağ
görüşlü öğrenciler tarafından psikolojik baskıyla
karşı karşıya kalmaktadırlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Tuncel, lütfen bitiriniz.
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Üniversitelerin gerçek işlevini yerine getirebilmesi ve
düşüncelerin özgürce açıklandığı kurumlar hâline
dönüştürülmesi için, üniversiteler başta olmak üzere, eğitim
kurumlarında meydana gelen ve iddia edilen bu ırkçı ve
ayrımcı saldırıların, baskıların ortaya
çıkartılması, tüm öğrencilerin din, dil, ırk ve
kültürü ne olursa olsun eşit ve özgür eğitim alabilmelerinin önündeki
engellerin kaldırılması gerekmektedir.
Bu
vesileyle, sadece üniversite açmak yetmiyor, üniversitelere kontenjanlar açmak
yetmiyor; önemli olan, orada gerçekten bilim insanı yetiştirmek,
bilim insanı yetiştirebilecek ortamların
yaratılmasıdır. Bu olmadığı takdirde sadece yeni
üniversiteler açmış oluyoruz, başka bir değeri olmuyor ne
yazık ki.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Tuncel.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 31 Mart 2010 Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.12