DÖNEM: 23 CİLT: 66 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
85inci
Birleşim
13 Nisan 2010 Salı
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak
içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Siirt
Milletvekili M. Yılmaz Helvacıoğlunun, Mimar Sinanın
ölümünün 422nci yıl dönümü ve Mimar Sinan Haftasına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, Kırgızistan Cumhuriyetinde
meydana gelen son olaylar ve gelişmelere ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, İzmir Torbalı Pancar köyü
halkının sözleşmeli kiracı olarak uzun süredir tarım
yaptıkları arazilerin ellerinden alınmak istenmesine
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması
Önergeleri
1.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
Doğu ve Güneydoğu Anadoluda artış gösteren kanser
vakalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/666)
2.- Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve 21 milletvekilinin, kanser
hastalığı konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/667)
3.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve 23 milletvekilinin, kanser
hastalığı konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/668)
4.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan ve 21 milletvekilinin, TOKİnin faaliyetlerinin
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/669)
B) Tezkereler
1.- Çin Halk
Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresinin vaki davetine icabetle TBMM
İçişleri Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin
Çin Halk Cumhuriyetine resmî ziyarette bulunmasına ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1171)
C) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, (2/447) esas numaralı Kanun
Teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/202)
VI.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, yükseköğrenim öğrencilerinin
yurt ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1038) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, TÜİKin bazı verileri
üzerindeki tartışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1082) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili
bazı hususlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1125)
ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
4.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepin rekabetçilik endeksindeki yerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1144) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
5.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, kamudaki tasarruf
çalışmalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1146) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
6.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Ankara Büyükşehir Belediyesinin
yakacak yardımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1162) Cevaplanmadı
7.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, KİT Yönetim Kurulu üyelerinin
gelir vergisi ödemelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1163) Cevaplanmadı
8.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, imar tadilatlarına ve meslek
odalarının tutumuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1181) Cevaplanmadı
9.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, yerel yönetimlerin harcamalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1199) Cevaplanmadı
10.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İstanbuldaki bir bina inşaatına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1211) Cevaplanmadı
11.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Davostaki Gazze Panelinin moderatörüne
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1224) Cevaplanmadı
12.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İstanbulda kamu hizmetine ayrılan
alanların imar değişikliğine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1255) Cevaplanmadı
13.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, sosyal yardımların seçim
malzemesi yapıldığı iddialarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1281) Cevaplanmadı
14.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sanat
ve meslek eğitimi kursları ihalesine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1282) Cevaplanmadı
15.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Gazze için yapılan bağışlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1283) Cevaplanmadı
16.- Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin, Aydında seçim çalışmaları
sırasında bir çocuğun hırpalandığı
haberlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1287)
Cevaplanmadı
17.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, AÖF öğrencilerine öğrenim
harcı kredisi verilip verilmeyeceğine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1659) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
18.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, burs ve öğrenim kredileri ile ücretsiz
barınmaya ilişkin sözlü soru önergesi (6/1662) ve Devlet Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
19.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda sporun
desteklenmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1771) ve Devlet Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
20.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Antalyada spor turizminin geliştirilmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1782) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
21.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa ve Niksardaki öğrenci yurdu
ihtiyacına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821) ve Devlet Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
22.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, 2011 Kış Olimpiyatlarında
Erzurumun tanıtımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1823)
ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
23.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1834) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
24.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1835) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
25.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1836) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
26.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kanada Kış Olimpiyatlarını
izlemek üzere giden heyete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1864) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
27.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan Gençlik ve Spor İl
Müdürlüğünün bütçesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1970) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- Gümüşhane
Milletvekili Yahya Doğanın, çok sayıda spor tesisinin
yapılmış olduğunu görmekten mutluluk duyduğuna ve
Gümüşhane ili Kelkit ilçesinin kapalı spor salonunun
yapımının tamamlanacağının müjdesini
almış olmaktan da çok mutlu olduğuna ilişkin
açıklaması
IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin, kanser
hastalığının boyutlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/348)
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, Doğu Karadeniz
Bölgesinde yaşanan kanser vakalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/551)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin,
Doğu ve Güneydoğu Anadoluda artış gösteren kanser
vakalarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/666)
4.- Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve 21 milletvekilinin, kanser
hastalığı konusunun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/667)
5.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve 23 milletvekilinin, kanser
hastalığı konusunun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/668)
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.-
Milletlerarası Para Fonu ile Milletlerarası İmar ve
Kalkınma Bankasına Katılmak İçin Hükümete Yetki Verilmesine
Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para Fonu Ana Sözleşmesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Belgelerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/761) (S. Sayısı: 458)
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/808) (S.
Sayısı: 487)
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, denetim ve yönetim kurullarında
görevli personele ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/10320)
2.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, başka görevde bulunan ve diğer
kurumlarda görev yapan TBMM personeline ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/10509)
3.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, bir hayırseverin
yaptırdığı hastanenin atıl durumuna ilişkin
Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/12135)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Artova Hastanesinin eksikliklerine
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/12209)
5.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Gaziantepteki hasta hakları
uygulamalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/12210)
6.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, bir ölüm olayındaki
ihmal iddialarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep Akdağın cevabı (7/12213)
7.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Edremit ve
Kazdağı Devlet Hastanelerindeki bazı eksikliklere ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
(7/12215)
8.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, yeşil
kart uygulamasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep Akdağın cevabı (7/12216)
9.- Erzincan
Milletvekili Erol Tınastepenin, baraj suları altında kalacak
bir köydeki kamulaştırmalara ilişkin Başbakandan sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/12244)
10.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Munzur Projesi kapsamındaki
barajların çevreye etkisine ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/12348)
11.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, yerel yönetimlerdeki kadınlara
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Sadullah Erginin cevabı
(7/12352)
12.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Çumra Devlet Hastanesi yönetimine yönelik
iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/12394)
13.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada hastaneler için yapılan ihalelere
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/12395)
14.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyede hastaneler için yapılan
ihalelere ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/12396)
15.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bir hastaneye hizmet alımıyla
göreve başlatılan personele ilişkin Başbakandan sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/12425)
16.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, yönetim kadrolarına
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/12470)
17.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Çekirgedeki çocuk hastanesinin durumuna
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/12513)
18.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Şevket Yılmaz Devlet
Hastanesindeki yanık ünitesinin kapatılmasına ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
(7/12569)
19.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, çocuk aşılarına
ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/12571)
20.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, mesai dışı
poliklinik uygulamasına ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/12572)
21.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bir bakanın AOÇde
gerçekleştirdiği bir görüşmeye ilişkin Başbakandan
sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/12865)
22.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Milas Güllük Dalyan bölgesindeki balık
üreticilerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/12868)
23.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, borçlarını ödemeyen çiftçilerin
durumuna ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/12876)
24.- Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylaninin, Şemdinlideki bir patlama olayına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/12890)
25.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, işsizlik ve kayıt
dışı istihdam sorunlarına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin
cevabı (7/12933)
26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Susurluk Çayının taşmasıyla
oluşan zarara,
Uluabat Gölünün
taşmasıyla oluşan zarara,
- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bursada aşırı
yağışlar dolayısıyla maddi zarara uğrayan
çiftçilere,
- Balıkesir
Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, afet mağduru çiftçilerin
borçlarına,
- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, pamuk primine,
Pamuk ithaline,
- Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycının, bazı hayvancılık desteklemeleri
kapsamına Konyanın alınmamasına,
- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Alanyada ölen gösteri yunuslarına,
- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, kırmızı et ve süt
tüketimi ile fiyatlarına,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/12977), (7/12978), (7/12979), (7/12980), (7/12981), (7/12982),
(7/12983), (7/12984), (7/12985)
27.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Marmaris Turunç beldesinin afet kapsamına
alınmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/12995)
28.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Edremit ilçesinin
yağışlar nedeniyle uğradığı zarara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/12996)
29.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, banka teminat
mektuplarındaki işlem ücretlerine ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın
cevabı (7/13030)
30.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, TKİnin yardım kömürü
dağıtımına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/13034)
31.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, EÜAŞtaki bazı personel
hareketlerinin Bakanlık iznine bağlanmasına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı (7/13037)
32.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, ödüllendirilen
öğretmen ve yöneticilere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı (7/13053)
33.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, PTTnin özelleştirileceği
iddiasına ve personelin özlük haklarına ilişkin sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı (7/13076)
34.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, sahte reçete olaylarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Ömer Dinçerin cevabı (7/13092)
35.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, emeklilerin Ziraat Bankasından
kullandıkları kredilere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın cevabı
(7/13116)
36.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Faruk Çelikin
cevabı (7/13119)
37.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Dursunbeyde grizu
patlaması meydana gelen maden ocağının denetimine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/13127)
38.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına
yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/13129)
39.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Gürsudaki bir köyün arazilerinin su
baskınlarına maruz kalmasına,
- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bazı tarım ilaçlarının
kullanımına,
Çukurovadaki
üretim planlamasına,
- Mersin Milletvekili
İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet kadrolarına yapılan
atamalara,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/13142), (7/13143), (7/13144), (7/13145)
40.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Altınova sahil
şeridindeki erozyona ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı (7/13146)
41.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, KOBİlerin
desteklenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Nihat Ergünün cevabı (7/13168)
42.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki işsizliğe
ve meslek edindirme kurslarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13191)
43.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bazı illerde sel
taşkınları nedeniyle yapılacak çalışmalara
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/13193)
44.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın, Hamzadere ve Çakmak Barajlarına
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/13194)
45.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Gaziantepteki çiftçilerin Ziraat
Bankasına kredi başvurularına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın
cevabı (7/13197)
46.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, yerel basına ilan desteğine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/13255)
47.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, dâhilde işleme rejimi
kapsamındaki ürünlerin iç piyasaya sürülmesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/13266)
48.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, TRT 2de yayınlanan bir habere ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/13279)
49.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, tarihî bir caminin tamir ve
tadilatına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/13280)
50.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TRTnin yayın politikasına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/13281)
51.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, yabancı bir
gazetede çıkan yoruma ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/13314)
52.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya SGK İl Müdürlüğünün
bir uygulamasına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13333)
53.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, hayvanları koruma konusundaki zorunlu
eğitici yayınlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/13377)
54.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Çanakkaledeki bir
yazıttaki Atatürkün sözlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/13380)
55.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın, gazete sahiplerine yönelik
sözlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/13382)
56.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, medyaya yönelik bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/13399)
57.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, zorunlu deprem sigortasına ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demirin
cevabı (7/13405)
58.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Bursadaki bir hastanenin SGK mevzuatına
aykırı işlemler yaptığı iddialarına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçerin cevabı (7/13480)
59.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, istifa eden memurların emekli
ikramiyelerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/13482)
60.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, yasama dokunulmazlığına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/13539)
61.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, SGK ile TOKİ arasındaki protokole
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer
Dinçerin cevabı (7/13558)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.05te açılarak beş oturum yaptı.
Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, Türk polis
teşkilatının kuruluşunun 165inci yıl dönümüne
ilişkin bir konuşma yaptı.
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır,
Bursa
Milletvekili Ali Koyuncu,
Muğla
Milletvekili Gürol Ergin,
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç,
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan,
Malatya
Milletvekili Öznur Çalık,
Mersin
Milletvekili Behiç Çelik,
Türk polis
teşkilatının kuruluşunun 165inci yıl dönümüne;
İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız, Sağlık ve Sosyal Güvenlik
Haftasına;
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Şanlıurfa
Milletvekili Abdulkadir Emin Önen, Şanlıurfanın
kurtuluşunun 90ıncı yıl dönümüne,
Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük, Türk polis teşkilatının
kuruluşunun 165inci yıl dönümüne, Dünya Romanlar Gününe ve süt
üreticilerinin sorunları ve süt fiyatlarına,
Denizli
Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Denizli ilinin ekonomik sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl, milletvekilleri, Genel Kurulda, ülkenin çok önemli
sorunlarını dile getirirken Hükûmetin bir yetkilisinin
bulunmamasına ve iktidar grubuna mensup çok az sayıda milletvekilinin
bulunmasına ilişkin bir açıklamada bulundu.
Senegal Ulusal
Meclisi Dışişleri, Afrika Birliği ve
Yurtdışındaki Senegalliler Komisyonu Başkanı Bocar
Sedikh Kane ve beraberindeki Parlamento heyetinin ülkemizi ziyaret etmesinin
uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Bursa
Milletvekili Necati Özensoy ve 21 milletvekilinin, sokak
hayvanlarının ıslahı sorununun (10/662),
Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, televizyon
programlarının çocukların gelişimi üzerindeki etkilerinin
(10/663),
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve 22 milletvekilinin, tütün sektöründe
yaşanan sorunların (10/664),
Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 25 milletvekilinin, sokak
hayvanlarının ıslahı sorununun (10/665),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerini alacağı ve
ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan:
(10/449) esas
numaralı, kamudaki geçici personelin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 8/4/2010 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP,
(10/489) esas
numaralı, emniyet teşkilatı mensuplarının
çalışma şartlarındaki ve özlük haklarındaki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun
8/4/2010 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin MHP,
(10/515, 10/606)
esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin
görüşmelerinin Genel Kurulun 8/4/2010 Perşembe günkü
birleşiminde birlikte yapılmasına ilişkin CHP,
Grubu önerileri yapılan
görüşmelerinden sonra kabul edilmedi.
Muş
Milletvekili Sırrı Sakık, Mersin Milletvekili Kürşad
Tüzmenin, bayrakla ilgili ifadelerine ilişkin bir açıklamada
bulundu.
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
şahsına,
Mersin
Milletvekili Kürşad Tüzmen, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın, şahsına,
Muş
Milletvekili Sırrı Sakık, Mersin Milletvekili Kürşad
Tüzmenin, grubuna,
Sataşması
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/761) (S. Sayısı: 458),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporunun (1/808) (S. Sayısı: 487) tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlandı; maddelerine geçilmesi sırasında istem üzerine
elektronik cihazla yapılan yoklamalarda toplantı yeter
sayısı bulunamadı.
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Eskişehir Milletvekili Beytullah
Asilin, şahsına,
İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, grubuna,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, grubuna,
Sataşması
nedeniyle birer konuşma yaptılar.
13 Nisan 2010
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 20.15te son
verildi.
|
|
|
Meral
AKŞENER |
|
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
|
Bayram
ÖZÇELİK |
|
Harun
TÜFEKCİ |
|
|
Burdur |
|
Konya |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 119
II.- GELEN KÂĞITLAR
12 Nisan 2010 Pazartesi
Teklifler
1.- Diyarbakır Milletvekili Akın
Birdalın; 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Kanunu, 6023 Sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu, 6643
Sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu ile 3224
Sayılı Türk Dişhekimleri Birliği Kanununda Geçen Kimi
İbarelerin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi (2/660)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
25.3.2010)
2.- İzmir Milletvekili
Bülent Baratalının; Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/661) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2010)
3.- Giresun Milletvekili
Murat Özkan ve 20 Milletvekilinin; Şebinkarahisar Adıyla Bir İl
ve Yeşilbük Adıyla Bir İlçe Kurulmasına ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
(2/662) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.3.2010)
4.- Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlunun; Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/663)
(Adalet ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 2.4.2010)
Tezkereler
1.- Mardin Milletvekili Emine
Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1156) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
2.- Mardin Milletvekili Emine
Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1157) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
3.- Van Milletvekili Fatma
Kurtulan, Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır ve Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin Yasama Dokunulmazlıklarının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1158) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
4.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1159) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.4.2010)
5.- Batman Milletvekili Bengi
Yıldızın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1160) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
6.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1161) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
7.- Mardin Milletvekili Emine
Ayna, Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır,
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, Hakkari Milletvekili Hamit Geylani, Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş ile Batman Milletvekilleri Bengi
Yıldız ve Ayla Akat Atanın Yasama
Dokunulmazlıklarının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1162) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.4.2010)
8.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ve Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın
Yasama Dokunulmazlıklarının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1163) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
9.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1164) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.4.2010)
10.- Van Milletvekili Özdal
Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1165) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
11.- Mardin Milletvekili
Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1166) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
12.- Siirt Milletvekili Osman
Özçelikin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1167) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
13.- Şırnak
Milletvekili Sevahir Bayındırın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1168) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7.4.2010)
14.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1169) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
15.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1170) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, domuz gribi aşısı ithaline ve
kullanımına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/12208)
2.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, bazı illerdeki sağlık hizmetlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/12214)
3.- İzmir Milletvekili
Canan Arıtmanın, sağlık sistemindeki bazı
uygulamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/12320)
4.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, toplantı ve gösteri eylemleri nedeniyle yapılan
soruşturmalara ve alınan tedbirlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/12343)
5.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, Batman TEKEL Tütün Yaprak İşletmesinin açık
cezaevine dönüştürüleceği iddiasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/12350)
6.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, domuz gribi aşısına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12471)
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigenin, domuz gribi tedbirlerine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/12472)
8.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, açılım konusundaki bazı iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/12997)
9.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Türk Şeker A.Ş. fabrikalarının
satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/12999)
10.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, Batmandaki belediyelere aktarılan kaynaklara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13000)
11.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, basın ve halkla
ilişkiler müşavirlerinin AK PARTİ Genel Merkezinde
toplantıya çağrıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13001)
12.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, NATOyla
ilgili İzmire yönelik projeler olup olmadığına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13002)
13.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, bazı
uluslararası projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13003)
14.- Ordu Milletvekili Rahmi Günerin, bir şirketin teşvik
başvurusuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13007)
15.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Şırnaktaki belediyelere aktarılan kaynaklara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13008)
16.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, 1937 ve 1938
yıllarında Tuncelideki olaylarla ilgili arşiv belgelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13009)
17.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın, çeşitli
borçlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13010)
18.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın, yap-işlet
ve yap-işlet-devret modelleriyle yapılan yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13011)
19.- İstanbul Milletvekili Ümit Şafakın,
özelleştirme gelirlerine ve yabancı yatırımcılara kar
transferlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13012)
20.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın,
Balıkesir-Dursunbeyde grizu patlaması meydana gelen maden
ocağının denetimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13024)
21.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, İzmirde
yatırım ve istihdamın artırılmasına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/13031)
22.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, bir linyit
işletmesi yöneticileri hakkındaki yargı kararının
uygulanmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13036)
23.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın, BOTAŞın Sivas
Kompresörü ve İstasyonu yapımı ihalesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13038)
24.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın, bir ihaleye fesat
karıştırdığı iddia edilen BOTAŞ
yöneticilerine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13039)
25.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Edremitin il
özel idaresi programındaki payına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13040)
26.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, açılım
konusundaki bazı iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13041)
27.- İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Fatih
Belediyesinin yürüttüğü Fener-Balat-Ayvansaray yenileme projesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13042)
28.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, verilen silah
ruhsatlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13043)
29.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana İl Genel Meclisince
tahsis edilen taşınmazlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13044)
30.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir
Belediyesinin yargıya taşınan imar kararlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13045)
31.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Güney Antalya Turizmi
Geliştirme ve Altyapı İşletme Birliğine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13046)
32.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13047)
33.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, su
taşkınlarından zarar gören bir köydeki mağduriyete
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13048)
34.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir köy yoluna ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13049)
35.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın, koruma
görevlilerinin yargılanmasına yol açan uygulamalara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13050)
36.- Muş Milletvekili Sırrı Sakıkın,
gözaltına alınan bazı çocuklara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13051)
37.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın,
Diyarbakırdaki bir köyün bazı sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13052)
38.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bilim ve sanat
merkezlerine yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13054)
39.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, okullarda
dağıtılan yayınların denetimine ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13055)
40.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, ÖSYM
sınavlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13056)
41.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyanın, bir YÖK üyesi
hakkındaki intihal iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13058)
42.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, bir köydeki ilköğretim
okulunun kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13059)
43.- Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, derslik
açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13060)
44.- Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin, 222
sayılı Kanun uyarınca verilen para cezalarına ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13061)
45.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın,
Diyarbakırdaki eğitim ve öğretimdeki bazı ihtiyaçlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13062)
46.- Muğla Milletvekili Gürol Erginin, Suriye
sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesine
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13063)
47.- Mersin Milletvekili Akif Akkuşun, Koç Müzesindeki
denizaltı gemisiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13064)
48.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, insansız hava
aracı projesine ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13065)
49.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, askeri okullardan
ayrılıştaki tazminata ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13066)
50.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, Manisada süt
sığırcılığının desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/13073)
51.- Manisa Milletvekili Mustafa Enözün, zeytincilik sektörüne yönelik
çalışmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13074)
52.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, su
taşkınlarından mağdur olan bir köye ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13075)
53.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, Rusyaya yapılan
ihracattaki bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13077)
54.- Manisa Milletvekili Ahmet Orhanın, Gördes
bağlantılı karayollarının iyileştirilmesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13078)
55.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, elektrik
dağıtım şirketlerinin kayıp ve kaçak durumlarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13080)
56.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, Balıkesirdeki grizu
patlamasında hayatını kaybeden mühendisin cenazesinin nakline
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13084)
57.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, YİBOlarda
yaşandığı iddia edilen olaylara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13086)
58.- Bursa Milletvekili Onur Öymenin, Kıbrıstan asker
çekilebileceğine yönelik açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13087)
59.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halisin, İstanbul İl
Emniyet Müdürlüğünün bir idari soruşturmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13090)
60.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Şırnak
Belediyesinin imzaladığı toplu iş sözleşmesindeki
tatil günlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/13091)
61.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın, Zonguldak-Alaplı-Gümeli Beldesinin yolunun
asfaltlanmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/13093)
62.- İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, kar
amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13094)
63.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın,
bakanların korunmasındaki yeni uygulamalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13096)
64.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, Meram Belediyesi yönetimiyle
ilgili çeşitli iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13097)
65.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, maden ocaklarında jeoloji
mühendisi istihdam edilmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/13098)
66.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersinin, memur ve emekli
maaşlarına zam yapılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13099)
67.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın, Özelleştirme
İdaresine devredilen taşınmazların sosyal ve sportif
amaçlarla değerlendirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/13100)
68.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13110)
69.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru
önergesi (7/13117)
70.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, üniversite
mezunlarının istihdamına ilişkin Devlet Bakanından
(Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/13118)
71.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Bursa Stad Projesine
ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı
soru önergesi (7/13122)
72.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından
(Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/13123)
73.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, bir raporda
belirtilen toplantıya ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13124)
74.- İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, Iraktaki seçimlere
yönelik gözlemci heyeti oluşturulmasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13125)
75.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13126)
76.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, maden
ocaklarındaki kazalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13128)
77.- Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, deniz
otobüsünde ambulanslardan ücret talep edilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13130)
78.- Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Hançer Timi olarak
adlandırılan grupların varlığı iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13131)
79.- Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, deniz
otobüslerinde ambulanslardan ücret talep edilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13132)
80.- Hatay Milletvekili Abdulaziz Yazarın, Hatayda
uyuşturucuyla mücadeleye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13133)
81.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13134)
82.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, milli
eğitim eski bakanı Hasan Ali Yüceli anma etkinlikleri düzenlenmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13135)
83.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyede özürlü
çocukların eğitim ve öğretimine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13136)
84.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada özürlü çocukların
eğitim ve öğretimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13137)
85.- Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batman İl Milli
Eğitim Müdürlüğü aleyhine açılan davalara ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13138)
86.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13139)
87.- Edirne Milletvekili Cemalettin Uslunun, Pazarkule Sınır
Kapısı yol çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/13147)
88.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13148)
89.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından
(Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/13151)
90.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13155)
91.- Mersin Milletvekili İsa Gökün, bazı istisnai memuriyet
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/13159)
No.: 120
13 Nisan 2010 Salı
Tasarı
1.- Askeri Mahkemeler
Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/843) (Adalet; Plan ve Bütçe ile Milli Savunma Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.4.2010)
Teklifler
1.- İzmir Milletvekili
Kamil Erdal Sipahinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/664) (Plan ve Bütçe ile Milli
Savunma Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
7.4.2010)
2.- Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncı ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/665) (Plan ve Bütçe ile Milli Savunma Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.4.2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 Milletvekilinin, Doğu ve
Güneydoğu Anadoluda artış gösteren kanser vakalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/666) (Başkanlığa geliş tarihi:
26.02.2010)
2.- Trabzon Milletvekili
Cevdet Erdöl ve 21 Milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/667) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.04.2010)
3.- Ankara Milletvekili Tekin
Bingöl ve 23 Milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/668) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.04.2010)
4.- Antalya Milletvekili
Osman Kaptan ve 21 Milletvekilinin, TOKİnin faaliyetlerinin
araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/669)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.02.2010)
Geri Alınan Yazılı Soru Önergesi
1.- Antalya Milletvekili
Hüseyin Yıldız, Antalyadaki öğrenci yurtlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesini
13.04.2010 tarihinde geri almıştır (7/13232)
13 Nisan 2010 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN
(Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz Mimar Sinan Haftası
münasebetiyle söz isteyen Siirt Milletvekili Mehmet Yılmaz
Helvacıoğluna aittir.
Sayın Helvacıoğlu, buyurun efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Siirt Milletvekili M.
Yılmaz Helvacıoğlunun, Mimar Sinanın ölümünün 422nci
yıl dönümü ve Mimar Sinan Haftasına ilişkin gündem
dışı konuşması
M. YILMAZ HELVACIOĞLU (Siirt) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Mimar Sinanın ölümünün 422nci yıl
dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Bu nedenle hepinize saygılar sunuyorum.
Bu meslekte kırk yılımı doldurmuş bir
mimar olarak, Mimar Sinan Haftası ile ilgili bana söz veren Değerli
Başkanıma teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, Mimar Sinan, Osmanlı
İmparatorluğunun gücünün en üstün olduğu bir dönemde,
sanatın en üst düzeyde olduğu bir evrede bütün bu birikimini
mimarlık alanında tek isim olarak temsil edebilmiş büyük bir
mimardır.
Osmanlı kentlerinin oluşumunu büyük ölçüde yönlendiren,
yeniyi bulma çabasında olan, tekrar etmeyen, kopyalamayan bir
anlayışla mesleğini yapan Sinan, bu sebeple sadece Türkiyede
değil tüm dünyada tanınan büyük bir mimardır. Tasarladığı
yapıların büyük çoğunluğunu ve en seçkinlerini o
zamanın başkenti İstanbulda gerçekleştirmiştir. Bu
eserleri, âdeta, bir mimarlık yarışmasına
katılırcasına yeniliklerle dolu olarak geliştirir ve
topoğrafyanın en uygun yerlerine yerleştirerek kent silüetine
büyük katkılarda bulunurdu. Böylece, İstanbulu, en güzel yapı
örnekleriyle âdeta bir açık hava müzesine dönüştürmüştür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kayseri
sancağının Ağırnas köyünde 1494 yılında
doğan Mimar Sinan, Osmanlı kapıkulu sınıfına
asker yetiştiren acemi ocağında iken dülgerliği ister.
Ustalarını dikkatle izleyerek inşaatlarda
çalışır. Bu çalışmalarda tıpkı bir pergelin
sabit ayağı gibi kararlı olduğunu ifade eder, diğer
yandan, Pergelin gezen ayağı gibi başka diyarları gezmeye
özendim. derdi.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri olarak Bağdat
seferlerinde bulunurken, keşif amacıyla Van Gölünü geçmek için,
malzeme ve alet sıkıntılarına rağmen, toplu, tüfekli
üç kadırga inşa etmeyi başarmıştır.
Mühendislikteki bu başarıları nedeniyle haseki rütbesine
getirilmiştir.
Moldova seferi sırasında Prut Nehri üzerinde kısa
bir sürede inşa ettiği köprü kendisine büyük bir başarı
kazandırarak mimarbaşı olmayı hak etmiştir.
Katıldığı seferler sırasında gördüğü
doğu ve batıdaki çeşitli kültür eserleri Sinana büyük bir
deneyim kazandırmıştır. Tasarım ve yöneticilik
yeteneklerini geliştirerek, elli yıl gibi uzun bir süre
mimarbaşı olarak çalışmayı sürdürebilmiş büyük
bir mimardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mimar
Sinanın yaşamını incelediğimizde
yaptıklarıyla hiçbir zaman yetinmeyip, bıkıp, usanmadan
düşünen, araştıran ve yenilikler ortaya koyan bir
yaratıcının öyküsüyle karşılaşırız.
Sinan, Osmanlı mimarlığında en önemli mekân olan camilerin
tasarımına önemli katkıları olan büyük bir mimardır.
Mimarbaşılığa getirildikten sonra yaptığı
ilk cami olan Haseki Camisi dönemin en önemli eserlerinden biridir. 1540
yılında ele aldığı Üsküdardaki Mihrimah Camisiyle
kubbeyi üç yandan saran yarım kubbeleriyle bir sıçrama noktası
oluşturmuştur. Dört dayanaklı, tek kubbeli yapılardan
başlayıp, yarım kubbeler ekleyip, orta mekânı yükselterek
yapıyı bir piramit içine almayı başarmıştır.
Sinan, camilerde dört ayağı destekleyen payandaları
bir tasarım elemanı olarak ustaca kullanmıştır. Sinan,
bu payandaları daha sonra Süleymaniye ve Selimiye camilerinde de
kullanmıştır. Süleymaniyeden sonra Sinanın Edirnede
gördüğü üç şerefeli caminin etkisiyle mekân şemasından
farklı olarak mekânı enine yaymaya
çalıştığını görürüz. Bu şemada dikdörtgen
mekânların kubbe ve yarım kubbelerle sorunsuz olarak örtülmesini
sağlamayı başarmıştır. Denediği bu
şemayla Edirnedeki Selimiye Camisiyle doruğa ulaşmıştır.
Osmanlı mimarlığının çok sevilen bir eseri ve
Sinanın da en beğendiği yapı olan Selimiye Camisiyle
Ayasofyayı geçme arzusuna gerçekten ulaşmıştır.
Selimiyede anıtsal boyutlarda kullanılan sekizgen şema ile
Ayasofya artık simge bir yapı olmaktan çıkmıştır.
Osmanlı döneminde mimarlar devlet protokolünde çok önemli bir
yer almamasına rağmen, Mimar Sinan, sultanların yanında çok
sevilen ve sayılan önemli bir mimardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Helvacıoğlu, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
M. YILMAZ HELVACIOĞLU (Devamla) İstanbula su
getirmesi için Sultan Süleyman tarafından görevlendirilen Sinan, bilgi
gerektiren bu işi başarıyla tamamlayarak sultanın takdirini
kazanmayı başarmıştır. Sultan Süleymanın Süleymaniye
gibi kendi adına yaptırdığı büyük bir caminin
açılışını Sinana yaptırması bu takdirin en
önemli ve belirgin göstergesidir. Eserlerine bakıp Batıyla
karşılaştırdığımızda çok sayıda
eseri inanılmaz kısa sürelerde, kusursuz olarak
gerçekleştirmiş bilge kişi olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sinan,
geleneğe körü körüne bağlı bir mimar değildi.
Dışa açık, gördüklerinden doğru dersler ve ilhamlar alan,
onları kendi görüşleri doğrultusunda senteze ulaştıran
bir tasarımcı ve bilim adamıydı. Ömrünün sonuna kadar
araştıran, kütle ve strüktür sorunlarına yeni çözümler arayan
Sinan, Osmanlı ve hatta İslam mimarisinin yegâne simgesiydi.
Bu vesileyle Mimar Sinanı rahmetle anıyor, tüm
meslektaşlarıma esin kaynağı olduğu için şükranlarımı
arz ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı ikinci söz Kırgızistandaki
gelişmeler konusunda söz isteyen İzmir Milletvekili Şenol Bala
aittir.
Sayın Bal, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
2.- İzmir Milletvekili
Şenol Balın, Kırgızistan Cumhuriyetinde meydana gelen son
olaylar ve gelişmelere ilişkin gündem dışı
konuşması
ŞENOL BAL (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Kırgızistan Cumhuriyetinde meydana gelen son
olaylar ve gelişmeler konusunda gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Kırgızistan Cumhuriyetinde
beş yıl arayla yine halk ayaklanmasıyla ölümlerin meydana
geldiği, olayların devam ettiği, yönetimin el
değiştirdiği ikinci renkli devrim gerçekleşti. Bu süreç
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini hiç ilgilendirmiyor mu, merak ediyorum. Bu
yaşanan olaylar Tanzanyada mı ya da Patagonyada mı meydana geldi
sayın milletvekilleri! Polonya Devlet Başkanının
uçağının düşmesi üzerine Temenni ederiz ki bir kaza olarak
gerçekleşmiştir. diye imalı, biraz da tehditvari ifade irat
eden Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımız
Kırgızistan meselesinde en azından itidale davet eden bir
beyanatta bile bulunmadı.
Sayın milletvekilleri, Kırgızistanda ortaya
çıkan bu durum konusunda işaretler, gelişmeler önceden hiç takip
edilmedi mi? Dışişleri Bakanı Meclisimizi bu konuda neden
bilgilendirmiyor? Stratejik derinlik konusunda bir kitap yazan Sayın
Davutoğlu lütfen Kırgızistan konusunda engin stratejik
görüşlerini bizimle de paylaşsın. Hadi konu hassastır
diyelim, niçin siyasi parti genel başkanlarıyla bu konudaki
gelişmeler ve Türkiye'nin bu konudaki politikasının ne
olması gerektiği konusunda müzakere etme ihtiyacı duyulmuyor?
Neden konuya Türk dünyasının bir meselesi olarak
bakılmıyor? Neden bağımsız Türk cumhuriyetleri
liderleriyle -ki, en azından görüşülebileceklerle-
Kırgızistanın bir an önce sağlıklı
yapılanması için alınacak maddi, manevi destek ve tedbirler konusunda
bir zirve toplantısı çağrısı yapılmıyor?
Tabii, kardeş Azerbaycanı bile Ermeni protokolleri yüzünden
güvensizliğe sürükleyen AKP İktidarı bu çağrıyı
nasıl yapabilecek? Ya da soruyu şöyle sorayım: AKP
İktidarı için Türk dünyası bir anlam ifade ediyor mu?
Kırgızistanın bugün ABD, Rusya gibi küresel güçlerin
oyuncağı hâline gelmesine seyirci mi kalmalıyız, kaderine
mi terk etmeliyiz? Dostluk, kardeşlik nutukları atıyoruz.
Dostluk ve kardeşlik zor günlerde yardımcı olmak, problemlere
çözüm üretmek değil mi? Diyeceksiniz ki: Dışişleri
Bakanlığında kriz masası oluşturuldu. Evet, kriz
masası Kırgızistanda yatırım yapan, çalışma
yapan vatandaşlarımızla ilgili. Tabii ki
vatandaşlarımızın can güvenliği ve yatırım
haklarını korumak çok önemli ama ben bu konuda bile
sağlıklı ve yeterli çalışmanın
yapıldığını düşünmüyorum. Ama ilgilenmemiz
gereken sadece bu konu değil.
Sayın milletvekilleri, medyamıza
baktığımızda da Kırgızistan konusunda,
Kırgızistan ve Kırgız Türklerini hiç bilmeyen,
tanımayan, ilgili, ilgisiz herkesin dereden tepeden, abuk sabuk yorum
yapmaları Kırgızistan halkını yaralıyor,
incitiyor, bunun da bilinmesini istedim.
Sayın milletvekilleri, ben bu kürsüden sizlere seslenirken,
devrilen Kurban Bakiyev mi, yoksa geçici hükûmeti kuran Roza Otunbayeva
mı, bu iyiydi kötüydü kıyaslaması yapmıyorum, hiç kimsenin
de yapması doğru değil. Söylemek istediğim kardeş
ülkemiz Kırgızistan Cumhuriyetinde yaşanan olayların
Türkiye tarafından iyi değerlendirilmesi, meseleye Türk dünyası
meselesi olarak bakılması. Kırgızistanın bundan sonra
demokratik huzur ve sükûna kavuşması konusunda Türkiye olarak
üzerimize düşen, yapmamız gerekenler nelerdir? Bugüne kadar ne
yapıldığını bilmek, sorgulamak üzere söz aldım.
Türkiye olarak kısa vadeli kâr zarar hesaplarıyla Türk
cumhuriyetlerine bakmak yerine, tüm Türk cumhuriyetlerinde, tam
bağımsız olabilecekleri, bağımsız karar
alabilecekleri bir düzenin oluşturulması için destek vermemiz
gerekecektir. 2005-2010da olaylar göstermektedir ki Kırgızistanda,
Kırgız halkı, demokratik talep ve arzuları canlı ve
heyecanlı bir toplumdur. Kırgız halkı eşitlik,
özgürlük ve adalet istiyor, demokrasiyi arıyor ama hazırlanan
formüller sorunları çözmüyor, reçeteler hep dış kaynaklı,
haplar hep ithal ve o toplumda sağlığı bozuyor. Demokrasi
kolay elde edilmiyor. Biz Türkiye olarak, uzun demokrasi geçmişimize
rağmen, hâlen demokrasimizi oturtabildiğimizi söyleyebilir miyiz? Ama
Türkiye olarak bu konuda oldukça tecrübeli sayılırız. Bu
tecrübelerimizden kardeş ülke Kırgızistan toplumunun yararlanması
konusunda bugüne kadar ne yaptık? Gerçi, bugünkü iktidardan önceki
hükûmetler bir şeyler yapma gayretinde oldular; yeterli, yetersiz
tartışılabilir ama AKP İktidarı, kendi ülkemizde bile
uzlaşı kültürü olan demokrasi kültürünü katlettiği için ne söyleyebiliriz
ki?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim, konuşmanızı
tamamlayınız.
ŞENOL BAL (Devamla) AKP İktidarının
gündeminde Türk dünyası gibi bir mesele olduğuna dair en ufak bir
emare bile yok.
Sayın milletvekilleri, hem ABDnin hem Rusyanın
üslerinin bulunduğu ve üsler konusunda bu iki ülke arasında dengeleri
kuramadığı için bugün bir türlü istikrar kazanmayan
Kırgızistan, Türk coğrafyasında yalnız olmadığını
hissetmelidir.
AKP İktidarının dış politika uygulamalarında
gösterdiği ve sıfır sorun kamuflesiyle teslimiyetçi, tavizkâr
tutumundan vazgeçerek gerçeklerle yüzleşmesi ve hem Türkiye'nin hem de
Türk cumhuriyetlerinin ABD-Rusya satranç oyununda piyon durumuna
düşürülmesinin önüne geçilmesi gerekir ve Türkiye ve Türk
cumhuriyetlerinin dünya siyaseti sahnesinde hak ettiği yeri alması en
büyük temennimizdir.
Kırgızistanda bir an önce olayların son
bulması ve Kırgız kardeşlerimizin huzura
kavuşması dileğiyle sözlerime son verirken yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündem dışı üçüncü söz İzmir Torbalı
Pancar köyü halkının sorunları hakkında söz isteyen
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhana aittir.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın, İzmir Torbalı Pancar köyü halkının
sözleşmeli kiracı olarak uzun süredir tarım yaptıkları
arazilerin ellerinden alınmak istenmesine ilişkin gündem
dışı konuşması
SELÇUK AYHAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlayarak sözlerime
başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, İzmirin şu an
Torbalı ilçesinde mahalle olarak tanıdığımız,
daha önce, yerel seçimlerden önce belde olan, geçmişte İzmirin bir
köyü olan Pancarın yaşadığı, Pancar
halkının yaşadığı bir sorundan bahsetmek için
buraya çıkmış bulunuyorum. Burada bahsedeceğim konu tipik
bir usulsüz ihale yöntemi ve ihaleye fesat karıştırma.
Şimdi, cumhuriyetin kuruluşundan sonra Suvör diye bir
aile oradaki 12 dönüm arazisinin 4 dönümünü o dönemin Belediye
Başkanı Behçet Uzun yaptırmakta olduğu çocuk hastanesinin
hem yapımında daha sonra da çocuk hastanesine gelir temin etmek üzere
kamuya bağışlamış. 1976 yılında dönemin
Başbakanı Bülent Ecevit, topraksız köylüyü topraklandırma
kapsamında bu arazileri oradaki köylülere önce satmak istemiş ama
üzerinde Behçet Uz Çocuk Hastanesine geliri verilmek üzere
bağışlandığına dair şerh olduğu için
satamamış, daha sonra kiraya vermiş. 2005 yılına kadar
bu süreç böyle devam etmiş, 2005 yılından itibaren köylülerin
kira sözleşmeleri yenilenmemeye başlanmış, zorluklar
çıkarılmış. Daha sonra ecri misil bedelleri çok yüksek
tutulmuş. Bu arada uyuşma komisyonları, uyuşmazlık
komisyonları kurulmuş, ecri misil bedelleri tekrar küçültülmüş
falan ama 23 Ağustos 2007 tarihinde burası hayvancılık
organize sanayi işi yapılmak üzere ihaleye çıkmak üzere
hazırlanmış, 2005 yılında bu hazırlık
başlamış.
Şimdi, o dönem ihalenin yapılamayacağına dair
Millî Emlak Genel Müdürlüğünün bir görüşü var, diyor ki: Üzerinde kiracılar
oturmaktadır. Sözleşmeli kiracıları vardır. Burada
ihale yapıp başka birine veremezsiniz. Buna rağmen, ihale
yapılmış ancak alan firma ihaleyi kazandıktan sonra
kendisine ihale eden kurumun, üzerinde oturanların sözleşmeli
kiracılar olduğunu kendisinden sakladığını iddia
ederek, artı, bölgenin birinci sınıf tarım alanı
olduğuyla ilgili belgelere ulaştığını söyleyerek
ihalenin iptaliyle ilgili dava açmış. Bu dava şu an
Yargıtayda devam ediyor.
Buna rağmen 28/8/2008 yılında tekrar ihaleye
çıkarılmış, kamuoyunda yandaş diye tabir edilen bir
firmaya verilmiş. Bunu bir kanıt olarak söylemiyorum. Ancak, ihale,
proje fizibilite çalışmalarının ön etüdü için yapılan
bir ihale fakat ihale yapıldıktan sonra bu proje ve ön etüt için
verilen bir yıllık süre altı aya düşürülmüş, o gün
belirlenen ihale bedeli yarıya düşürülmüş, artı, ön etüt,
proje ve benzeri şeylerin hazırlanması için gereken şeyler
yapılmadan kiralama aşamasına geçilmiş ve bu firmaya önce
on dokuz yıl, gereken yükümlülükler yerine getirilmeden de otuz yıla
uzatma verilmiş. Köylüye ecri misil bedeli olarak 150 lira sunulurken
ihale edilen firmaya verilen bedel 50 lira. Hâlen ihaleyi alandan 50 lira kira
bedeli alınırken köylüye de İzmir Millî Emlak Müdürlüğü 400
lira üzerinden mahkeme tebligatı gönderiyor. Şu an aynı
alanın üzerinde iki tane kiracı var. Birileri ihaleyi
almış, etrafını telle çevirmiş, jandarma zoruyla
köylüyü çıkarmış olan firma; diğeri de hâlâ
sözleşmeleri devam ettiği hâlde oradan çıkartılan ve
haklarında 400 lira bedel talep edilen köylüler, bu da işin
başka bir boyutu. Kuruma arazi teslim edilirken, ne yazık ki, en
büyük yerel mülki amir teslim etmesi gerekirken Tamam, git orayı teslim
al. demişler. Köylülerin orada yaptığı
yatırımlar, sondajlar, elektrik tesisatları, boru
döşemeler, sulama kanalları -İzmir milletvekillerimiz dikkatle
dinliyor çünkü çok iyi biliyorlar konuyu- ne yazık ki bunların
hiçbirinde hukuka dikkat edilmemiş.
Ben Sayın Maliye Bakanımız Mehmet Şimşekin
bu konuyu yeniden gündeme alıp bu dosyayı tekrar incelemesini bu yüce
Meclisin huzurunda talep ediyorum değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ayhan, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
SELÇUK AYHAN (Devamla) Tamam efendim.
Çünkü bu alan İzmirde eski bir göl yatağı olup,
İzmirin potansiyel içme suyu kaynağı rezervidir aynı
zamanda. Bu alan Tahtalı baraj havzasına çok yakın olup, hâlen
birinci sınıf tarım toprağı olarak İzmir
Büyükşehir Belediyesi Nazım İmar Planında tescillidir. Bu
alanın yanlış işler için yanlış insanlara
peşkeş çekilmesi anlayışına son verilmelidir, gerilim
ve gerginliğin şu an devam eden hukuk süreci sonuçlanmadan
giderilmesi için Hükûmet gereken önlemleri ve tedbirleri almalıdır.
Bu uzun sorunu, dosyalar tutan sorunu çok kısa bir
şekilde sizlere özetlemeye çalıştım. Beni dinlediğiniz
için hepinize teşekkür ediyorum. Gereğinin yapılmasını
da başta Sayın Mehmet Şimşekten olmak üzere Hükûmetten
bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Ayhan.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Devlet
Bakanı Sayın Faruk Nafız Özak, gündemin Sözlü Sorular
kısmında yer alan sorulardan 1, 10, 22, 28, 29, 32, 33, 42, 44, 49,
51, 60, 69, 70, 71, 74, 293, 295, 374, 385, 419, 421, 431, 432, 433, 458 ve
560ıncı sıralarındaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini
sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört adet önerge vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda artış gösteren kanser vakalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/666)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde son yıllarda
artış gösteren Kanser vakalarının nedenlerinin
araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98. TBMM
İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir
Araştırma Komisyonu'nun kurulmasını saygılarımla
arz ederim. 26.02.2010
1) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
2) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
3) Ayla Akat Ata (Batman)
4) Bengi Yıldız (Batman)
5) Akın Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) Nuri Yama (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı Doğu
ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, sağlık sorunlarının en
çok yaşandığı bölgelerin başında gelmektedir.
Çetin coğrafyası, ekonomik sorunları ve yeteri kadar önem ve
destek verilmemesi nedeniyle, bölge halkı sağlık konusunda
sürekli sorunlar yaşamıştır. Başta hastaneler olmak
üzere, sağlık kurumlarının yetersiz olması,
sağlık personelinin bölgede çalışmak istememesi ve bu
konuda bir önlem alınamaması neticesinde, halk çoğu zaman doktor
bulamamış, tedavi için batı illerine gitmek zorunda
kalmışlardır.
Özellikle son yıllarda, başta Hakkâri ve ilçeleri olmak
üzere Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok sayıda kanser
vakası yaşanmaktadır. Neredeyse her ailede bir kanser
hastası bulunmakta, bu durum herkesin dikkatini çekmiştir. Özellikle
Hakkâri'de bu kadar çok kanser vakasının yaşanması, bu
hastalığı tetikleyen nedenlerin
araştırılması gerektiği hususunu gündeme
getirmektedir. Kansere yakalanan hastalar, bu bölgelerde hiçbir şekilde
tedavi edilemedikleri gibi, hastalık teşhisi dahi
konulamamaktadır.
Bilindiği üzere geç teşhis, hastalığı
tetiklemekte ve telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olmaktadır. Bu
nedenle, hastalar yetersiz ekonomik koşullarına rağmen, Ankara
ve İstanbul başta olmak üzere büyük illerin hastanelerine
başvurmaktadırlar. Hastalar, kemoterapi ve radyoterapi için dahi
Ankara'ya defalarca gelmek zorunda kalmaktadırlar. Bu hastaların
yaşadığı sorunların ve çözümlerinin de mutlaka
araştırılması gerekir. Bölgedeki hastanelerin çoğunda
Onkoloji ve Hematoloji bölümleri bulunmadığı gibi, uzman hekim
ve teknik alt yapı da yoktur. Oysa ki, bu bölgelerde sıklıkta
görülen kanser vakalarının dikkate alınarak, her il ve ilçe
hastanelerinde bu hastalıkla ilgili bölüm ve hekim
bulundurulmalıdır.
Ancak bundan daha önemli olan, ölümcül bir hastalık olan
kanser hastalığının özellikle Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgelerinde son yıllarda büyük artış göstermesinin çok
acil bir şekilde araştırılıp, bunun önleminin
alınmasıdır. Uzmanların yaptığı bilimsel
araştırmalara göre, özellikle bu bölgelerde "Mide Kanseri"
çok görülmektedir. Bunun nedenleri mutlaka araştırılarak, önlem
alınması gerekmektedir. En ölümcül kanser türleri arasında yer
alan mide kanserinin bu bölgelerde sık görülmesinin nedeni bu bölgelerde
yaşayan yurttaşların sağlıklı bir beslenme
olanaklarının bulunmaması ve yaşanan ekonomik
sıkıntılardır. Bunun nedenler ve önlemleri bir an önce
araştırılıp, devletin müdahale etmesi gerekir.
Bu bölgelerde yaşanan kanser hastalıklarının
önlenmesi ya da en azından sonuçlarının önüne geçebilmek için,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan her ilde bir kanser
araştırma merkezinin açılması kaçınılmaz
olmuştur. Çünkü bu hastalığa yakalanan kişiler için, ne
yazık ki yaşadıkları yerlerdeki hastanelerde teknik ve
deneyimli kadro yetersizliğinden dolayı hastalıkları geç
teşhis ediliyor ve artık tıbben yapılacak bir şey
kalmıyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde son yıllarda
artış gösteren kanser vakalarının nedenleri ve önlemleri
için derhal bir Meclis Araştırma Komisyonu Kurulması
gerekmektedir.
2.- Trabzon Milletvekili Cevdet
Erdöl ve 21 milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/667)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
Tüm dünyanın olduğu gibi ülkemizin de sağlık
sorunlarının başında gelen kanser
hastalığının nedenlerinin tespit edilmesi ve alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla ekte sunmuş olduğumuz gerekçe
doğrultusunda, Anayasanın 98'inci ve İçtüzüğün 104 ve
105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Cevdet Erdöl (Trabzon)
2) Öznur Çalık (Malatya)
3) Rüstem Zeydan (Hakkâri)
4) Veysi Kaynak (Kahramanmaraş)
5) Mehmet Yılmaz Helvacıoğlu (Siirt)
6) Ahmet Aydın (Adıyaman)
7) Abdullah Çalışkan (Kırşehir)
8) Fatih Metin (Bolu)
9) İlhan Evcin (Yalova)
10) Hasan Altan (Kastamonu)
11) Halil Mazıcıoğlu (Gaziantep)
12) Lokman Ayva (İstanbul)
13) Mehmet Nil Hıdır (Muğla)
14) Mehmet Müezzinoğlu (İstanbul)
15) Abdurrahman Arıcı (Antalya)
16) Fatih Öztürk (Samsun)
17) İbrahim Yiğit (İstanbul)
18) Hüseyin Devecioğlu (Kilis)
19) Nuri Uslu (Uşak)
20) Cemal Taşar (Bitlis)
21) Abdulmuttalip Özbek (Hakkâri)
22) Ertekin Çolak (Artvin)
Genel Gerekçe:
Kanser hastalığı dünyada son birkaç
yıldır giderek artarak birinci ölüm nedeni hâline gelmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2000-2007 arasında
kanserden ölen kişi sayısı yaklaşık % 32 oranında
artarak 2007 yılında 7,9 milyon kişiye çıkmıştır.
Yani bütün ölümlerin yaklaşık % 13'ü kanserden
kaynaklanmıştır. Yine aynı dönemde yeni vaka
sayısı 12 milyonun üzerine çıkarken kanserle yaşayan vaka
sayısı ise 25 milyon civarındadır. 2030 yılında
özellikle gelişmekte olan ülkelerde kanser sayısı, kanser
ölümleri ve kanserle yaşayan hastalarda 2005 verilerine göre 3 kat
artış beklenmektedir.
Türkiye'de toplam ölümlerin içinde kanserden kaynaklanan ölümlerin
oranı 2000 yılı için hastalık yükü
çalışmasında yüzde 13,1 olarak hesaplanmıştır.
Türkiye'de 2004 sonu itibarıyla yüz binde 167 olan kanser
görülme hızının, 2005 yılında yüz binde 180,3'e,
2006'da ise yüz binde 200'ün üzerine çıktığını
göstermektedir. Bunun anlamı, ülkemizde her sene yaklaşık 150
bin yeni kanser vakasının tespit edilmesi demektir.
Türkiye, AB ülkeleri içinde 2,3 milyar avro ile kansere toplamda
en fazla harcama yapan ilk altı ülke arasında yer almaktadır.
Kanser artışı ile kansere harcanması gereken rakamın
2030 yılı için 10 milyar avroyu aşması beklenmektedir.
Uzun dönemde gerekli önlemler alınmadığı
takdirde, kanser Türkiye sağlık sistemi için ciddi bir risk
oluşturma potansiyeline sahiptir. Türkiye nüfusu her geçen gün
yaşlanmaktadır. Yaşlı nüfusun artışının
yanı sıra sigara ülkemizdeki kanser artışının en
önemli nedenidir.
Kanserin kontrolünde en önemli aşama kanserin önlenmesi yani
birincil korunmadır. Bu aşamadaki en önemli yaklaşım sigara
ve tütünle mücadeledir. Bugün için ülkemizde sigara ile ilgili kanserlerden
yılda 90.000'den fazla yaşam kaybolmaktadır ki bu her gün
150-200 kişi demektir. İkincil korunmada kanser taraması ve
erken yakalama önem taşır. Bu nedenle Kanser Erken Teşhis ve
Tarama Merkezleri (KETEM) açılmıştır. Ülkemizde
yaklaşık 300 KETEMe ihtiyaç duyulmaktadır. Bu
ihtiyacımızın 120si açılmıştır ve her
ilimizde en az bir tane KETEM bulunmaktadır. Kanser tedavisi için (üçüncül
korunmada) çağdaş ve uygun tedavi yaklaşımları
konusunda insan kaynaklarının yeterliliği de diğer önemli
bir konudur.
Çevresel kanserlerden asbest ve erionite bağlı kanserler
ülkemizde dünya ortalamasından 700 kat daha fazladır. Arsenik ciddi
bir çevresel kanserojen olarak dikkat çekmekte ve bu faktörlerle savaş
multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Elektrik yüksek
gerilim hatları ve elektromanyetik alanların düzenlenmesi,
yanlış beslenmenin önüne geçilmesi, alkol tüketimi konusunda
vatandaşlarımızın bilinçlenmesi, obezitenin önlenmesi,
fiziksel aktivitenin yaygınlaştırılması kanserin
önlenmesi için önem taşımaktadır.
Kanserin kontrol edilebilmesi için en önemli konulardan biri de
gerek önlem gerekse kanser oluşumuna ve tedavisine yönelik bilimsel
çalışmaların ve araştırılmaların
yapılmasıdır, ancak maalesef şu anda yılda 900 olan
bilimsel çalışmalarımız yeterli düzeyde değildir.
Kanserin kontrol altına alınmasına yönelik olarak;
ulusal politikaların oluşturulması, kanser kontrol
programlarının düzenlenmesi, koordinasyonu, kansere yol açan bireysel
ve çevresel risk faktörlerinin belirlenmesi, bu konuda kamuoyunun ve ilgili
tarafların bilgilendirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunulması,
kanser tarama, teşhis ve tedavi standartlarının
oluşturulması, çeşitli projelerin yürütülmesi gibi konularda
çalışma ve araştırmalar yapılmalıdır.
Çağımızın en önemli sağlık problemi
olan kanserin ülkemizde kontrolü için yapılacak işlemleri
hızlandırması, disiplinler arası koordinasyonu
sağlaması ve kolaylaştırması amacıyla yüce
Meclisimizde bir araştırma komisyonu kurulması ve bu komisyon
marifetiyle konunun irdelenmesi ve alınacak tedbirlerin belirlenmesinin
önemi açıktır.
3.- Ankara Milletvekili Tekin Bingöl
ve 23 milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/668)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Çağın hastalığı olarak
adlandırılan ve gün geçtikçe görülme yaşı düşen ve
yaygınlaşan kanser hastalığı konusunun Meclis
çatısı altında detaylıca incelenebilmesi ve çözüm
önerilerinin uzmanların, hastaların ve hasta
yakınlarının fikrinin de alınması yoluyla ortaya
konabilmesi için TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri ve Anayasanın 98. maddesi
gereğince bir Meclis araştırması açılmasını
arz ederiz.
1) Tekin Bingöl (Ankara)
2) Ali Koçal (Zonguldak)
3) Gürol Ergin (Muğla)
4) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
5) Hüseyin Ünsal (Amasya)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
8) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
9) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
10) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
11) Rasim Çakır (Edirne)
12) Orhan Ziya Diren (Tokat)
13) Metin Arifağaoğlu (Artvin)
14) Faik Öztrak (Tekirdağ)
15) Şahin Mengü (Manisa)
16) Kemal Demirel (Bursa)
17) Şevket Köse (Adıyaman)
18) Ali Oksal (Mersin)
19) Bilgin Paçarız (Edirne)
20) Ahmet Küçük (Çanakkale)
21) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
22) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
23) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
24) Yaşar Tüzün (Bilecik)
Gerekçe:
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumunca
yayımlanan bilgilere göre Dünyada her yıl 12 milyon kişiye
kanser tanısı konulmakta ve 7.6 milyon kişi kanserden
ölmektedir. Önlem alınmazsa, dünya genelinde kanser yükünün artarak 2030
yılında 26 milyon yeni tanı kanser vakasına ve 17 milyon
ölüme ulaşacağı tahmin edilmektedir. Kanserde en hızlı
artış ise ülkemizin de içinde bulunduğu düşük ve orta
gelirli ülkelerde olacaktır. Sağlık Bakanlığınca
yayımlanan ve 2000-2006 yıllarını kapsayan güncel bir
araştırmaya göre ise, Türkiyede 396 bin kanser vakası
bulunmakta ve her yıl 140 bin kişi kanserden yaşamını
kaybetmekte ve bu rakamın önümüzdeki 20 yılda 500 bine
çıkacağı tahmin edilmektedir. Her yıl ortalama 150 bin yeni
kanser tanısı konurken, yine 20 yıl içinde hasta
sayısının 1,5 milyona ulaşacağı öngörülmektedir.
Kanserin Türkiye'ye yıllık maliyetinin ise 2,5 milyar doları
bulduğu hesaplanmaktadır.
Rakamların açıkça ortaya koyduğu üzere, kanser
hastalığının yayılımını önlemek için en
kısa, orta ve uzun vadeli bir eylem planının üzerinde
çalışılması ve alınması gereken tedbirlerin
tartışılması şarttır. Çünkü ülkemizde kanser
hastalığının yayılma hızına karşın
bu konuda yeterli teknik ve insani imkân bulunmamaktadır. Ülkemizde 28
üniversitede onkoloji merkezi bulunurken, profesör seviyesindeki onkolog
sayısı 113, doçent ise 78dir. Görülen kanserli vaka
sayısına karşın uzman kişi sayısının
yetersiz olduğu bir gerçektir. Ayrıca meme kanseri teşhisinde
önemli bir araç olan mamografi cihazı eksikliği ve mamografi
cihazı kullanabilen eğitimli personel sayısının
yetersizliği gibi sebeplerle 1 hatta 2 yıl sonrasına randevu
verildiği de bilinen bir gerçektir. Oysa kanser hastalığı
ile ilgili en önemli adım erken ve hızlı teşhis ile
müdahaledir.
Onkolojide uzman ve kanser tedavisi yapan tam teşekküllü
merkez sayısının yetersizliği ile mücadele edilmeli ve bu
merkezlerin sayısının artırılabilmesi, eğitimli
personel sayısının, teknik cihaz sayısının
artırılabilmesi için ne gibi teşvik edici önlemler
alınabileceği tartışılmalıdır. Hematoloji ve
onkoloji uzmanı sayısının olması gereken seviyeye
ulaşması için çalışılmalıdır.
Yüksek maliyetli bir hastalık olarak kanserle mücadelede
devletin hasta ve hasta yakınının yanında olması ve
her aşamada maddi manevi desteği ile yurttaşına destek
olması gerekmektedir. Ancak günümüzde her hastanın son teknolojilere
ve yeni çıkan ilaçlara ulaşabildiğini söylemek ne yazık ki
yukarıda sıralanan sebepler yüzünden mümkün değildir.
Kanser hastalığı ile mücadelede hastalara maddi
destek sağlanması gerekirken, Sağlık
Bakanlığı'nın çeşitli genelgeler ile hücre
yayılımını önleyici ilaçların kullanımını
ve dolayısıyla SGK tarafından ödenmesini
sınırlandırması kabul edilebilir bir tutum değildir.
Yukarıda özetlenen sebeplerle, kanser
hastalığının sebep ve sonuçları ile topluma ve
bireylere, gelecek kuşaklara etkisinin araştırılabilmesi,
önleyici çalışmaların nasıl yaygınlaştırılabileceğinin
tartışılması ve konunun uzmanlarının,
hastaların ve hasta yakınlarının görüş ve önerilerine
başvurulabilmesi amacıyla bu araştırmanın
açılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
4.- Antalya Milletvekili Osman
Kaptan ve 21 milletvekilinin, TOKİnin faaliyetlerinin
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/669)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Anayasamızın 57. maddesinde ve İnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinde tanımlandığı şekilde
vatandaşlarımızın konut ihtiyacını
karşılamak üzere uzun yıllardan beri Devletimizce, ticarî,
yasal, idari, kurumsal ve teknolojik, çalışmalar
yapılmaktadır.
1984 yılında 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu
ile Toplu Konut Fonu oluşturulup, Toplu Konut ve Kamu
Ortaklığı İdaresi Başkanlığı kurularak,
alt gelir gruplarına ve yoksullara yönelik sosyal konut üretimi,
kentleşme ve kentsel arsa üretimi sorunlarına çözüm üretmek
işleri, kurumsal bir yapıya kavuşturulmuştur.
AKP iktidara gelişiyle birlikte, "alt gelir
gruplarına ve yoksullara yönelik sosyal konut üretimi"
amacının arkasına saklanıp, bu konuda önceden beri
faaliyette bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının
bazılarını kapatarak, bazılarını bünyesinde
birleştirerek, bazılarının görevlerini devredilerek, bazılarının
da isimleri değiştirilerek, Başbakanlığa
bağlı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
(TOKİ)na dönüştürüldü.
Geçmiş kamu yönetimlerinin, barınma hakkını
salt ticari bir emtia veya sömürü aracı olarak kullanmak isteyenlerin
frenlemesi için başlatılan, sosyal konut ve arsa üretimi işi ve
bu iş için oluşturulan kurumlar AKP tarafından TOKİ'ye
dönüştürüldükten sonra, bu kurum amacından saptırılarak,
tamamen AKP politikalarının propaganda aracı hâline
getirilmiştir.
Yasal düzenlemelerle TOKİ genişletilmiş yetkilerle
ve bütçelerle donatıldı.
Ayrıcalıklı yasalarla Kamu İhale Kanunu ve Sayıştay
denetimi dışına çıkarıldı.
Bu kurumla ilgili olarak, kamuoyumuzda, alt ve üst yapı
inşaat işleriyle ilgili kişi ve kurum çevrelerinde,
TOKİden ev satın alan vatandaşlarımız, TOKİnin
inşaat yaptığı kentlerin kamuoylarında, yani TOKİ
ile taraf olan birçok vatandaşımız tarafından,
- 2003-2009 arasında, kendisine tanınan kamusal
olanaklarla doğru orantılı bir performans göstermediği,
- Faaliyet şekli ve alanlarında Anayasamızın,
10. maddesinde tarif edilen vatandaşlar arasındaki eşitlik
ilkesine, 48. maddesinde tarif edilen sözleşme hürriyetine, 57. maddesinde
tarif edilen şehirleşme, çevre şartlarını gözetme,
planlama, toplu konut ve konut hakkını, 167. maddesinde tarif edilen,
para, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı
işlemesi ve rekabetin sağlanmasına yönelik,
maddelerinin ihlal edildiği,
- Kamu yetkilerini ve olanaklarını kullanarak
İnşaat sektörümüz içinde haksız rekabete yol
açıldığı,
- 5, 10, 20 yıllık vadelerle veya kredilerle TOKİden
ev satın alan vatandaşlarımızın içine
düştüğü sıkıntılar ve TOKİ yönetiminin ödeme
güçlüğüne düşen vatandaşlarımız ile ilgili
uygulamaları, bu vatandaşlarımızın ömür boyu
kiracılığa mahkûm edildiği,
- Yaptığı ihalelerde ve hak ediş ödemelerinde
müteahhitlere ve taşeronlara eşit davranmadığı,
- Taşınmaz Kültür Varlıklarının
bakımı, onarımı ve restorasyonu için verilen yetkinin
doğru olmadığı, bilimsel kriterlere uygun
olmadığı, bu konularda yapılan ihalelerin şaibeli
olduğu,
- Taşınmaz Kültür Varlıklarının
bakımı, onarımı ve restorasyonu işlerinin, bir
uzmanlık konusu olması gerekirken, bugüne kadar bu konuda hiçbir
uzmanlığı olmayan TOKİ'nin bu iş için
görevlendirilmesinin, bu kurumca yaptırılan bakım, onarım
ve restorasyonların bu Taşınmaz Kültür Varlıklarımızda
geri dönülemez tahribatlara neden olacağı,
- Taahhüt ettiği sürelerde konutları teslim
etmediği,
- Teslim ettiği konutların birçoğunda bilim ve fen
kurallarına aykırı imalatların
yapıldığı,
- İmar planı uygulamalarının, inşaat
yaptığı kentlerin dokusunu ve geleceğini olumsuz yönde
etkilediği, o yörede yaşayanların gelecek tercihlerinin
şimdiden ipotek altına alındığı,
- TOKİ'nin faaliyet gösterdiği alanlarda sürekli yetki
aşımı yaptığı,
- Birçok alanda özelleştirmeler yapılırken,
inşaat yapma konusunda TOKİ bünyesinde âdeta devletleştirme
yapıldığı, bu kurumun "devlet içinde devlet"
hâline getirildiği,
- Konut İnşaatı yaptığı kentlerin
özelliklerine uygun proje yapmanın yerine, her yerde aynı projeyi
uygulayarak kaynak israfına neden olduğu gibi daha birçok sorun
tartışılmaktadır.
TOKİ ile ilgili olarak, yukarıda arz ettiğim
konulardaki sorunlar ile, kurulacak komisyon tarafından da resen tespit
edilecek diğer sorunların tespiti, gerekli çözüm ve çözüm
önerilerinin oluşturulması için; Anayasanın 98. TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
23.02.2010
1) Osman Kaptan (Antalya)
2) Tayfur Süner (Antalya)
3) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
4) Atila Emek (Antalya)
5) Aldulaziz Yazar (Hatay)
6) Hüsnü Çöllü (Antalya)
7) Hulusi Güvel (Adana)
8) Şevket Köse (Adıyaman)
9) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
10) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
11) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
12) Ahmet Küçük (Çanakkale)
13) Yaşar Tüzün (Bilecik)
14) İsa Gök (Mersin)
15) Gürol Ergin (Muğla)
16) Sacid Yıldız (İstanbul)
17) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
18) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
19) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
20) Tekin Bingöl (Ankara)
21) Ensar Öğüt (Ardahan)
22) Abdullah Özer (Bursa)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
B)
Tezkereler
1.- Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal
Halk Kongresinin vaki davetine icabetle TBMM İçişleri Komisyonu
üyelerinden oluşan bir Parlamento heyetinin Çin Halk Cumhuriyetine resmî
ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1171)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi tarafından, TBMM
İçişleri Komisyonu Üyelerinden oluşan bir Parlamento Heyeti Çin
Halk Cumhuriyetine davet edilmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620
sayılı Kanunun 6. Maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine
sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, tezkereyi oylarınıza
sunacağım, karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.43
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 15.58
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
tezkeresinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza arz edeceğim
ve karar yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar
yeter sayısı vardır.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup
işleme alacağım.
VI.- ÖNERİLER
A)
Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
Tarihi:
13.04.2010
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına
sunulması uygun görülmüştür.
|
|
|
|
Mehmet Ali
Şahin |
|
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
|
Başkanı |
|
|
Ayşe Nur
Bahçekapılı |
|
Hakkı Suha
Okay |
|
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
|
Cumhuriyet Halk
Partisi |
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
|
Mehmet
Şandır |
|
Ayla Akat Ata |
|
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
|
Barış
ve Demokrasi Partisi |
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
Öneriler:
Gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işler kısmında yer alan 496 sıra
sayılı Kanun Tasarısının bu kısmın 5 inci
sırasına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Gündemin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmında yer alan
10/348, 10/551 ve bugün okunarak Genel Kurulun bilgisine sunulan ve Gelen
Kâğıtlar Listesinde yayımlanan 10/666, 10/667 ve 10/668 esas
numaralı meclis araştırması önergelerinin
birleştirilerek Genel Kurulun 13 Nisan 2010 Salı günkü (bugün)
birleşiminde görüşülmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde 2
milletvekili arkadaşımızın söz talebi vardır.
İlk söz, İstanbul Milletvekili Sayın Hasan Macite
aittir.
Sayın Macit, buyurun efendim.
HASAN MACİT (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi, şahsım ve Demokratik Sol
Parti adına saygılarımla selamlıyorum.
Bugün, grupları olan siyasi partilerimizin ortaklaşa
aldıkları Danışma Kurulu önerisinin aleyhine söz aldım
ama gerçekten, içindeki araştırma konusuyla ilgili ivedilikle
yapılması gereken, görüşülmesi gereken konulara
katılıyorum. Ama, ben bunun aleyhine söz alırken Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündeminin aleyhine söz aldım, bunu da ifade etmek
isterim.
Son günlerde, Türkiyede iki gündem oluşturulmaya
çalışılıyor: Bir, AKPnin yani yürütmenin yani iktidar
partisinin bir gündemi; bir de halkın gündemi. İki gündem,
birbirinden çok kopuk bir şekilde uygulanmaya çalışılıyor.
AKPnin gündeminde Anayasa değişikliği var. Yürütme,
yasamayı peşine taktı, Anayasa değişikliğiyle
ilgili görüşmeler gece gündüz devam ediyor. Biz, Demokratik Sol Parti
olarak Anayasa değişikliğiyle ilgili, daha önce düşüncelerimizi
açıklamıştık. Bir siyasi partinin dayatmasıyla Anayasa
değişikliğinin doğru olmadığını, bu
değişikliğin uzlaşmayla, geçmiş dönemlerdeki
yapılan şekliyle yapılması gerektiğini özellikle
vurgulamıştık. Buna en iyi örnek, 1995 yılında
yapılan değişiklik ve 2001 yılında yapılan
değişikliklerdi. Bu değişikliklerde de Anayasa maddelerinin
çok önemli bir bölümü değişmişti. Bu komisyonda bu
değişiklikler yapılırken Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bir uzlaşma komisyonu kurulmuş. Bu komisyonda da şimdi görev
alan AKP milletvekilleri içerisindeki arkadaşlarımızın
-önemli yerlerdeki görev alan arkadaşlarımızın- içinde
bulunduğu bir komisyon idi ve onlar bu komisyonun nasıl
çalışacağıyla ilgili çalışmaları en iyi
bilen arkadaşlarımızdır. O yöntem eğer
uygulanmış olsaydı bugünkü gerginlik daha alt seviyede
olacaktı ve bugün getirilen Anayasa değişikliğinin
içerisinde yer almayan ama mutlaka değişmesi gereken maddeler de
-umarım- orada yer alabilecekti. Örneğin bu değişiklikte
YÖKün yapısıyla ilgili -hiç eleştirmeyen
arkadaşımız yok, herkes eleştirir ama- bir düzenleme yok.
Buna benzer, yürütme bir yıla yakın bir süredir Alevi
Çalıştayı ile ilgili toplantılar yapıyor, her kesimden
görüş alınıyor ve onların talepleriyle ilgili düzenlemeler
yok.
Uzlaşılsaydı, uzlaşma komisyonu
kurulsaydı, bunlar içerisinde yer alırdı, toplumun daha
geniş kesimini kapsayan birikmiş sorunları çözme
olanağı bulunabilirdi. Bu yöntem uygulanmadı ve bir partinin
getirmiş olduğu Anayasa değişikliği Komisyondan geçti,
önümüzdeki günlerde de Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmeye
başlanacak.
Son bir kez daha buradan AKP milletvekillerini uyarıyorum. Bu
uzlaşmayı, gelin, yol yakınken gerçekleştirelim. Bizim de
sıkıntıda olduğumuz, önerdiğimiz, muhalefetin
önerdiği maddelerdeki düzenlemeleri hep beraber yapalım. Hep beraber
Anayasa değişikliğini herkesin gönül rahatlığıyla
kabul edebileceği bir şekle getirelim ve Türkiyeye hayırlı
bir iş yapalım. Bugün muhalefet partilerimizin de bu doğrultuda
düşünceleri, önerileri var. Bunları, gelin, birlikte
değerlendirelim ve bir çözüm yolu bulalım.
Bu, bugünkü AKP İktidarının gündemi. Bir de
halkın gerçek bir gündemi var. Biz, buradaki Anayasa
değişikliğiyle ilgili tartışmalar sürdürülürken,
Meclis olarak halkın gündemini unuttuk ve halkın gündeminden kopuk bir
şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Değerli arkadaşlar, seçim bölgelerinize gittiyseniz
oradaki insanlarımızla yaptığınız
görüşmelerde insanların ne kadar sıkıntılı
olduklarını görmüşsünüzdür veya ne kadar sıkıntı
çektiklerini, sorunlarını size aktarırken, aktarma biçiminden ve
aktardıkları sözlerden anlayabilirsiniz. Gerçekten insanların
bugün gerçek gündemi yoksulluktur, yolsuzluklardır. Bugün hiçbir hükûmete
nasip olmayan ama demokrasi açısından sakıncalı olan bir
yöntem uygulanıyor AKP İktidarında. Basın susturuldu,
basın gerçekleri kamuoyuyla paylaşamıyor. Bir
arkadaşımız, geçenlerde yolsuzluklarla ilgili, bir büyük
belediye başkanının yargılanmasıyla ilgili
Danıştaydan aldığı kararı hiçbir basın
mensubunun yazmaya, yayınlamaya cesaret edemediğini ve açık
açık iktidardan korktuklarını ifade ederken gerçekten ürperdim.
Yani bugün Türkiyede demokrasinin içine düşürüldüğü durum kabul
edilemez. Bir ülkede basın görevini yapmıyorsa, yapamıyorsa,
basının üzerinde baskı varsa, gerçekleri yazamıyorsa,
gösteremiyorsa o ülkede demokrasinin varlığından söz edilemez.
Bugün Türkiye'nin içine düşürüldüğü durum budur. Bu nedenle bu
iktidar gerçekten şanslı mıdır, yoksa geleceğiyle
ilgili kendi sonunu mu hazırlamaktadır, ilerleyen süre içerisinde
göreceğiz. Bu kadar sivil toplum örgütlerinin üzerine, bu kadar
basının üzerine baskı olmamalıdır. Eğer
gerçekleri yazamıyorum, bize baskı uygulanıyor gibi
söylemlerle bu gerçekler kamuoyundan gizleniyorsa o zaman burada bir
çelişki, burada bir yanlışlık, burada bir sıkıntı
var demektir. Yarın -bunlar belki küçük şeyler ama- ülkenin birlik,
bütünlüğüyle ilgili, geleceğimizle ilgili önemli konularda da
halkı aydınlatma görevini basın yapamazsa işte o zaman çok
büyük tehlikeler oluşur diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, 1930lu yıllarda Hitler de
yüzde 45 gibi bir çoğunlukla iktidara gelmişti. Ama Hitlerin
ülkesini ve dünyasını hangi akıbete
uğrattığını, hangi sürecin
yaşandığını sizler de biliyorsunuz, dünya biliyor.
Gelin, özgürlükleri hep beraber sağlayalım, basının
üzerindeki baskıyı kaldıralım.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Olmaz böyle şey! Bu
kadar da olmaz!
HASAN MACİT (Devamla) Sevgili Arkadaşım, bir
sözün varsa gelirsin kürsüden söylersin, oradan laf atmazsın.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Hitlere mi
benzetiyorsun?
HASAN MACİT (Devamla) Değerli Arkadaşım,
daha bugün, benim söylediklerimi söyleyen profesör var.
Yazmadığını, yazamadığını
basının söylediğini söylüyor. Biz burada üslup
bakımından incitmeden bir uyarı görevimizi yapıyoruz. Siz
oradan laf atmayla bir şeylerin çözüleceğini mi zannediyorsunuz?
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) Hitlere benzetmek
doğru mu, Hitlere?
HASAN MACİT (Devamla) Doğru.
İBRAHİM YİĞİT (İstanbul)
Ayıp!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
karşılıklı konuşmayalım lütfen.
Buyurun.
HASAN MACİT (Devamla) Ayıp, bu durumu
yaratanlarındır, bu durumu dile getiren muhalefet milletvekillerinin
ayıbı değildir. Eğer biz yalan söylüyorsak bu kürsüde
gerçekten ayıptır ama doğru ise bunu yaratanların
ayıbıdır ve oradan sataşanların ayıbıdır.
Değerli arkadaşlar, halkın gerçek gündemi
yoksulluktur. Halkın gerçek gündemi işsizliktir, üretimsizliktir.
Bugün işsizlik verilerinde Türkiye gerçekten çok
sıkıntılı bir süreç yaşamaktadır. 4 tane
gencimizden 1 tanesi işsiz konumundadır. İnsanlar üniversiteyi
bitiriyor, yirmi otuz yaş arasına gelmiş, işsiz, çay parasını
ailesinden alıyor. Bunlara çözüm üretmiyoruz, bunlara çözümü burada
konuşamıyoruz ama bazı suni gündemlerle bu kürsüleri veyahut da
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemini meşgul ediyoruz ve ondan sonra
da bu gerçekleri dile getiren arkadaşlarımıza birtakım
sataşmalar oluyor.
Değerli arkadaşlar, siz Merkez Bankasının
verilerini, TÜİKin verilerini acaba inceliyor musunuz diye merak ediyorum
ve burada her türlü çarpıtmaya rağmen, her türlü manipülasyona
rağmen bu rakamlar halkımızın gerçek gündemini bize
gösteriyor. Bakın, 2005 yılında ferdî kredi borcunu ödeyemeyen
on iki ay içerisinde 7.781 kişi varken, 2010 yılının sadece
Ocak ayında 51.700 küsur kişi olmuş. Yani 2005
yılının on iki ayında ferdî kredi borcunu ödeyemeyen
insanlarımız, sadece 2010un Ocak ayında 7 kat artmış.
Bu Türk halkının, halkımızın gündemindeki
konuları Merkez Bankasındaki bu veriler acaba sizlere göstermiyor mu?
Bu verileri acaba sizler oralardan alıp halkımızın gerçek
gündemiyle ilgili bir çalışma yapalım ihtiyacı duyulmuyor
mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Macit, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
HASAN MACİT (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu
veriler gerçekten çok çarpıcı. Bu verilerin, gelin, hep beraber
çözümünü arayalım, çözümünü. Halkımızın içinde
bulunduğu sıkıntıyı, halkımızın içinde
bulunduğu yoksulluğu, işsizliği giderecek çözümlere kafa
yoralım, birlikte onu gerçekleştirelim, yoksa gerçekten
halkımızın durumu içler acısıdır. Bu anlamda
çalışmaları yapacağınıza da inanıyorum,
yapmamız gerektiğine de inanıyorum ve bu
çalışmaları yapacağınız günleri bekliyoruz.
Hepinize saygılar sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Macit.
Önerinin aleyhinde Kamer Genç, Tunceli Milletvekili.
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Danışma Kurulu önerisinin aleyhine söz
almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, önerinin aleyhine almamın nedeni, bir defa, daha henüz
Komisyondan çıkmış bir kooperatif kanununun gündemin ilk
sıralarına alınması ve getirilen Danışma Kurulu
kararı ile etkin ve verimli bir Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışma gündeminin oluşturulmamasıdır.
Biraz önce burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir tezkeresi
oylandı. Şimdi, değerli milletvekilleri, eskiden bu parlamentolar
dış ülkelere parlamento başkanları seviyesinde ziyarete
gidiyordu ama maalesef AKPyle beraber artık komisyon başkanları
dış devletlerdeki bazı elçilikler kanalıyla Ya, işte,
bize bir davetiye gönderin de biz de çoluk çocuğumuzla, devletin
parasıyla bir seyahat edelim. diyorlar. İşte, burada
İçişleri Komisyonu davet edilmiş, niye davet edilmiş? Hem
de Çine gidiyorlar, en azından devlete maliyeti bir 500-600 bin dolar.
Şimdi, devletin başında oturan Abdullah Gül her gün
uçaklarla bir yerlere, Tayyip Erdoğan bir yere, bakanlar bir yere
Ya, ne
yapacaksınız bu kadar? Bu devleti çökertmeye siz -yani niye- yemin mi
ettiniz, ne ettiniz? Ya, insanlarda bir Allah korkusu olur arkadaş, bir
Allah korkusu olur. Ya, bu memlekette insanlar ekmeğe muhtaçken her gün
sizin bilmem gidip de her defasında 500-600 bin dolarlık
dış seyahat düzenlemeniz hangi vicdana sığıyor
arkadaşlar? Maalesef, işte böyle birçok talan edilen bir devlet
anlayışı yönetimiyle Türkiye yönetilmek istenmektedir.
Ben sözüme başlarken dün Samsunda çok adi bir tecavüze
uğrayan Sevgili Ahmet Türke geçmiş olsun diyorum. Bu
saldırıyı düzenleyeni şiddetle kınıyorum. Daha
önce, biliyorsunuz, Vanda Cumhuriyet Halk Partisi Başkanı Sayın
Baykala böyle bir saldırı olmuştu. Şimdi, bir yandan
Tayyip Erdoğan Bu muhalefet Sivastan öteye gidemez. diyor, öte tarafta
eğer gidemiyorsa ayıp senin, sen bu devleti demek ki yönetemiyorsun
ve ondan sonra gidenleri de saldırıya uğratıyorsun.
Şimdi, Samsundaki olay ciddi bir olaydır
arkadaşlar, öyle eften püften bir olay değildir. Bulanıkta olan
bir olayı bu Hükûmet eğer Samsunda yargılamak için oraya
getirmişse mahkemeye, orada gerekli tedbiri almak zorundaydı.
Almadıysa bunu, en azından birinci sorumlusu İçişleri
Bakanıdır ve istifa etmesi lazım.
Şimdi, bu olay bahane edilerek bu halkı birbirine
vurdurmaya çalışan güçler var. Bu memlekette yaşayan
insanların kardeşlik duygusu içinde olması lazım, birbirine
saygılı olması lazım. Bu memleket bizim ya, bu memleketin
bizim olduğunu
Bu memlekette huzur ve güvenin sağlanması, bu
memlekette yaşayan vatandaşların görevi. Sen Hükûmet olarak
orada bir tedbir almıyorsun, orada serserinin biri geliyor bir parti
liderliği yapmış bir arkadaşa saldırıyor, ondan sonra
da oradaki polisi görevden alıyorsun. Bu tamamen sorumluluktan kaçma
demektir.
Değerli milletvekilleri, öte tarafta, Vandaki
saldırıda da eşkıya suçüstü yakalanmıştır.
Bunun AKPliler tarafından yapıldığı ortadadır ve
buna rağmen maalesef herkes hâlinden çok memnun.
Ben anlamıyorum, bu Parlamentoda bundan önce görev
yapıldığı zaman buradaki insanlarda bir sorumluluk duygusu
vardı arkadaşlar. Bu sorumluluk duygusunun en önemli göstergesi de
Eğer birileri bir ihmal, bir suistimal yapıyorsa buradan istifa etme
müessesesi vardı. İstifa, bana göre, çok onurlu ve erdemli bir
davranış biçimidir ama sekiz senedir bu memleketi her türlü keyfî
yöneten, buna rağmen her türlü suistimalleri tespit edilen, her türlü
haksız eylemleri ortaya konulan bir AKPli bakanın veya bir üst düzey
yetkilisinin Ya, ben burada bir hata etmişim arkadaş,
vicdanımın sesini de dinleyerek istifa edeyim. diye bir tavır
içine girdiğini görmedim. Arkadaşlar, bu memleket böyle olmaz.
Tayyip Erdoğan, çıkıyor kin dolu, nefret dolu;
karşısındaki insanlara öyle bir kin ve nefretle bakıyor ki
böyle bir yönetici olmaz ki. Yargı çıkıyor diyor ki:
Kardeşim, sen benimle ilgili düzenleme yapıyorsun. En azından
yaptığın bu düzenleme
Benim yargı
bağımsızlığımı yok ediyorsun. Yargı bir
ülkenin temel direğidir, demokrasinin ana kaynağıdır.
Yargı bağımsızlığının
olmadığı bir yerde hukuk da yoktur, hukuk devleti de yoktur,
demokrasi de yoktur. Tayyip Erdoğan ne diyor Yargıtay
Başkanına? Sen her düşündüğünü konuşamazsın. Ya
neyi konuşacak? Tayyip Erdoğan gibi konuşacak. Böyle bir
anlayış olur mu sayın milletvekilleri? Bu, en ilkel bir
insanın yapabileceği bir konuşma değildir arkadaşlar,
en ilkel bir kişinin yapacağı konuşma değildir.
Dolayısıyla, Yargıtay bu memlekette bir yüce kurumdur, o kurumun
başına gelen, Türk hukuk sisteminde bir otoritedir. Hiç kimse de yani
en azından ordinaryüs profesörlerin dahi çok azının sahip
olduğu bir hukuk nosyonuna sahip bir kişidir ama nere mezunu
olduğu daha belli olmayan işte, hasbelkader birilerinin elini öperek
makamlara gelen kişiler, çıkıp da Sen konuşamazsın.
demek bu memlekette çok büyük bir ayıptır. Evvela insanlar kendisini
ve seviyesini bilmelidir arkadaşlarım.
Dün değil evvelsi gün Erzincanla ilgili
Başsavcının avukatının bir açıklaması var.
Ne diyor: Erzincanda çok karanlık işler çevriliyor. Erzincan
Savcısına birtakım ihbarlar gidiyor ve bu ihbarlarda işte,
bir İsmailağa Cemaatiyle ilgili suistimallerden bahsediyor; bir de
Ilıcada birtakım olaylardan bahsediyor; Bursada birtakım
olaylardan
Bu Bursada işte, kum kaçakçılığı yapan
kişinin kim olduğunu açıklıyor arkadaşımız
ama tabii, bu kaçakçılığı yapan kişi Tayyip
Erdoğana yakınlığıyla bilindiği için Vay, sen
nasıl benim adamlarım hakkında soruşturma açarsın
Hem Cemil Çiçek bunlara telefon açıyor bunu önlemeye
çalışıyor ve aynı zamanda o olaya karışan
İliçteki Savcının da bu işte görevini suistimal
ettiğine dair belgeler tespit ediliyor. Bunun üzerine İliç
Savcısı getiriliyor, bu olayı soruşturma yapan
Başsavcı hakkında gizli tanık olarak dinleniyor.
Düşünebiliyor musunuz, ne kadar güzel adalet, değil mi? Ne kadar
güzel bir devlet işleyişi var! Ve bu avukat bağırıyor,
orada içi yanıyor, diyor ki: Benim bu müvekkilim burada haksız
yere
Yani bir devletin Cumhuriyet Başsavcısı haksız yere
dört aydır içerde ama kimse tınmıyor. Yargı
bağımsızlığı diyorlar, yargının
bağımsızlığını ortadan kaldıran
eylemin, davranışın, yönetimin biçimini siz ortaya koyuyorsunuz.
Size, bugün AKPye ve yandaşlarına en ufak bir
soruşturma açılıyor mu arkadaşlarım? İstanbul
Belediye Başkanının yaptığı usulsüz binlerce
ihale var, Ankara Belediye Başkanının yaptığı
usulsüz yüzlerce, binlerce ihale var. Bu ihalelere karşı yapılan
şikâyetleri İçişleri Bakanı ne yapıyor? İlgili
valiye gönderiyor. Aslında bu soruşturmanın İçişleri
Bakanı müfettişleri tarafından yapılması lazım.
Vali ne yapıyor? Onu alıyor ana kent belediye başkanlarına
gönderiyor. Ana kent belediye başkanları, oradaki, emrindeki
müfettişlere iki sene bunu bekletiyor, ondan sonra işlem tesisine
gerek yoktur diye İçişleri Bakanına gönderiyor. Sonra, ondan
sonra Danıştaya dava açılıyor, aradan tabii, iki sene, üç
sene geçmiş, her şey zaman aşımına uğruyor.
Böyle bir devlet yönetimi dünyanın neresinde
görülmüştür? Ugandada da görülmemiştir, Afrikanın en ilkel
kabilelerinde de görülmemiştir, ama AKPnin iktidara gelmesiyle beraber,
maalesef, Türkiye'de her türlü keyfî yönetim görülmüştür.
Geçen gün, yani çok önemli bir şey, Samsunda bir Kumköy
santrali 56 trilyon liraya mal oluyor, 5 trilyon liraya bir yandaşa
satılıyor. Yahu, şimdi, arkadaşlar, yani bu devletin kim
hakkını savunacak, kim hakkını savunacak? Bu memlekette sen
56 trilyon liraya mal olan bir santrali 5 trilyon liraya nasıl kendi
yandaşlarına şey edersin? Suat Kılıç yok mu burada,
söyleyeyim: Bu işle senin ilgin var mı, yok mu? Yoksa niye
engellemedin? Bu devletin malını, böyle
Eğer orada, senin
vilayetinde böyle haksız bir ihale yapılıyorsa niye
engellemiyorsun? Yani bunu engellemiyorsan bunun arkasında bazı
şeyler var demektir.
Dolayısıyla, sayın milletvekilleri, yani ben mi her
gün çıkıp burada bu devleti savunacağım arkadaşlar ya?
Siz bu devletin vatandaşları değil misiniz, milletvekilleri
değil misiniz? Siz de demokrasi, Anayasaya riayet konusunda namus ve
şeref yemini yapmadınız mı arkadaşlar ya? Bu memleket
hepimizin memleketi. Bu memlekete kim haksızlık yapıyorsa Allah
belasını versin de yakasına yapışalım.
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU (Rize) Amin, amin!
KAMER GENÇ (Devamla) Yani siz yarın zannediyor musunuz ki
sokağa çıkıp da rahat gezeceksiniz?
Bakın, inanınız ki Türkiye'yi bir iç kavgaya
götürüyorsunuz. İşte, iç kavganın belirtileri belli, işte,
Cumhuriyet Halk Partisi
(Gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Devamla) Ben, şimdi
Canım böyle
istemiyor. Ben bağımsız bir milletvekiliyim. Ben menfaatimin
peşinde koşmuyorum. Ben yaptığım bu konuşmalarda
arkamda bir siyasi parti yok ki, ben bunun iktidarı için
uğraşayım. Ben bağımsız bir milletvekiliyim.
Eğer menfaatimi düşünsem, giderim iktidarla iş birliği
yaparım, her türlü hileyi yaparım, vicdanımı satarım,
cebimi doldururum ama ben bunu yapmıyorum. Ben, vicdanımın,
haysiyetimin, onurumun, ülke sevgisinin bana verdiği görevi burada yapmaya
çalışıyorum. Onun için sizlerin de bunlardan bir ders
almanız lazım. Bir Anayasa değişikliği getirmekle
Türkiyeyi büyük bir kaosa sürüklüyorsunuz. Yani, nasıl, bir parti
kapatmayı yasaklıyorsunuz? Diyorsunuz ki Laikliği ortadan
kaldıracak. Ya, çıkacak adam kürsüde diyecek ki Ulan bu laik
Türkiye Cumhuriyeti devletini kaldıralım. diyecek, Bu Türkiye
Cumhuriyeti devletini bölelim. diyecek ama bunun bir sorumluluğu
olmayacak! Bunu Uganda bile
Yani en ilkel insan kafasının kabul
etmeyeceği bir fikir ve düşünce tarzı arkadaşlar. Ee,
bunların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Devamla) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Tamam.
Öneriyi oylarınıza sunup karar yeter
sayısını arayacağım.
Danışma Kurulu önerisini kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.24
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.31
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 85inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Danışma Kurulu önerisinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi tekrar
Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kâtip üyelerimiz arasında ihtilaf oldu, tespitinde.
Oylamayı elektronik cihazla yapacağım.
İki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, öneri kabul
edilmiştir. Karar yeter sayısı vardır.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, İç
Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
Önergeler
1.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, (2/447) esas numaralı Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/202)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/447 Esas sayılı, Tokat İline Bağlı
Gökal adlı ilçe Kurulmasına dair Kanun Teklifimin 45 gün içerisinde
görüşülmediği için TBMM İç tüzüğünün 37. maddesi
gereğince doğrudan TBMM Genel Kurulu gündemine
alınmasını,
Arz ederim. 14.10.2009
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
BAŞKAN Teklif sahibi olarak Tokat Milletvekili Sayın
Reşat Doğru.
Buyurun.
REŞAT DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 447 esas numaralı Tokat İlinde Gökal İsimli Bir
İlçe Kurulması ile İlgili Kanun Teklifi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri; kamu hizmetlerinin ülke düzeyinde
verimli ve etkili bir şekilde görülebilmesi amacıyla mülki
taksimatın zaman içerisinde şartlara uygun hâle getirilmesi
zorunluluk arz etmektedir.
Hızlı bir iktisadi, sosyal ve kültürel gelişmelerin
yaşandığı ülkemizde halkımıza sunulacak olan kamu
hizmetlerinin vatandaşımıza en yakın ve en etkili
sunulabilmesi için iktisadi ve sosyal yönden gelişme göstermiş olan
kasabaların ilçe olmasında yarar görülmektedir.
İlçe olmasını istediğim Gökal kasabamız,
bulunduğu bölgeye göre merkezî konumdadır. 30 Aralık 1993 tarih
ve 42605 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile referandum sonucu,
Gökbel ve Alinek köylerinin birleşmesi ile Gökal adını alarak
belediye teşkilatı kurulmuştur. Belediye teşkilatı,
görevine hâlen devam etmektedir.
Kasabamızın içme suyu, kanalizasyon, elektrik gibi idari
yönden tüm altyapı hizmetleri mevcuttur. Aynı şekilde çevre
güzelliği, doğal gölü ve kaplıcaları, turizm potansiyeli
Gökal'a artı bir değer kazandırmaktadır.
Bölgemizde her ürünün yetişmesi yanında, özellikle
dünyanın en güzel çileği yetişmektedir. Her yıl da belediye
desteği ile çilek bayramı ve şenlikleri yapılmaktadır.
Gökal kasabamız, çevresindeki yirmi iki köy ve Ordu ili
Akkuş ilçesi köyleri ile birlikte yıllık 5 bin ton
fındık üretimi yapmaktadır. Yapılan bu üretimin pazarlama
noktası, Gökal kasabasında kurulan ve elli yıllık
geçmişi olan Güldere halk pazarıdır. Kasaba, bu durumuyla
çevresinde ekonomik bir güce de sahiptir. Beldenin gerek yerleşim yeri
gerekse yöredeki en gelişmiş yerleşim birimi olması
nedeniyle birleştirici bir özelliği vardır.
Gökal kasabamız Tokat il merkezine
Belediyemiz, kısıtlı imkânları dâhilinde
yöredeki vatandaşlarımıza hizmet götürmeye
çalışmaktadır. Malumunuz üzere il ve ilçe merkezine bu kadar
uzakta bulunan bir beldenin, belediye imkânlarıyla halkına hizmet
götürmesi çok ama çok zordur. Bu yüzden, burada diğer devlet kurum ve
kuruluşlarının bulunması büyük önem arz etmektedir.
Tokat, Samsun ve Ordu illerine sınır olan Gökal
kasabasının ilçe olması durumunda, merkez ile birlikte on
altı (Ordu ili Akkuş ilçesine bağlı iki adet köy ile
birlikte) yerleşim yerinde bulunan toplam 13.369 vatandaşımıza
kamu hizmetlerinin götürülmesi daha verimli ve etkili olarak sunulacaktır.
Yörede üretilen tarım ürünlerinin pazarlanması
noktasında yöre ekonomik bir canlılığa
ulaşacaktır. Yeni yatırım alanları açılacak,
bölge cazibe merkezi hâline gelecek ve bunlara paralel olarak halkın da
refah seviyesi yükselecektir.
Gökal kasabamız, özellikle halk pazarının
olduğu günlerde çok yoğun bir nüfusa ulaşmaktadır. Artan bu
nüfus, kamu hizmetlerinden tam manasıyla faydalanamamaktadır.
Aynı şekilde, eğitim-öğretim hizmeti almak üzere çevre
köylerden gelen öğrenciler de büyük yekûn oluşturmaktadır.
Özellikle okuma yarışı burada had safhadadır. Aileler
kız-erkek bütün çocuklarını okutmak için maddi manevi büyük güç
sarf ediyorlar.
Bu bölge, ülkemizin en mağdur ve yoksulluğu olan
yöremizdir. Burada yaşayan, buradan ayrılmayan insanları, devlet
olarak ödüllendirmeli, onlara şükranlarımızı
sunmalıyız çünkü yörede yaşayanlar, ülkemize bağlı,
millet ve vatan toprağı sevgisinde hiç eksiklik olmayan
insanlardır. Bu insanların beklentilerine cevap vermek
mecburiyetindeyiz. Özellikle burası dağ köyü olması
münasebetiyle il merkezine çok büyük mesafede uzaklığı
vardır, kış aylarında ulaşmak çok zordur özellikle
yolun asfalt olmadığı da düşünülürse; asfalt da yoktur çünkü
şose yolları içerisinde bulunmaktadır. Çocukların
ulaşması veyahut da okumak isteyen insanların
ulaşması, onların yanında özellikle hastalıkla ilgili
durumlarda çok büyük sıkıntıların yaşanmakta
olduğu görülmektedir. Bu meyanda genelde düşünüldüğü zaman, buranın,
Erbaa merkezine ve Tokat il merkezine mesafesinin de -biraz önce söylemiş
olduğum gibi- çok büyük olması münasebetiyle buranın
kurtarılması ve buralardaki yerleşim yerindeki insanların
burada yaşamalarının temin edilmesi noktasında buranın
bir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Doğru, buyurun efendim.
REŞAT DOĞRU (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
ilçe merkezi olmasının çok büyük faydası
olacağı kanaatindeyiz. Kaymakamla belediye başkanının
el ele vermesiyle beraber burası çok güzel bir yere sahip olabilir. Turizm
noktasında çok farklı bir konumu vardır. Buradaki insanlar
çalışkan insanlardır; o ağır Karadeniz
şartları içerisinde fındık üretiyorlar, çilek üretiyorlar,
diğer birçok sebze ve meyveyi üretiyorlar, ama üretmiş oldukları
ürünleri çok iyi değerlendirmiş olduklarını da söyleyemiyoruz.
Ayrıca, bura insanı, vatan toprağının en
ücra köşesinde neredeyse -çünkü, bu yerdeki bu tabloyu Türkiyemizin
birçok yerinde göremeyiz- çok zor şartlar içerisinde yaşıyorlar.
Ondan dolayı da, mevcut nüfus, eğitim ve öğretim potansiyeli
dikkate alınarak Tokat ilinde Gökal adıyla bir ilçe kurulması
gerekli görülmüş ve bu amaçla da kanun teklifi verilmiştir.
Kanun teklifimin Meclis tarafından kabul göreceğine
inanıyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Şahsı adına Hasan Çalış, Karaman
Milletvekili.
Sayın Çalış, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan, kıymetli
milletvekilleri; İç Tüzük madde 37ye göre Türkiye Büyük Millet Meclisi
gündemine alınması istenilen, Tokat Milletvekilimiz Sayın
Reşat Doğrunun, Tokat ili Erbaa ilçesi Gökal beldesinin, Gökal
ilçesi olarak ilçe yapılmasıyla ilgili kanun teklifi üzerine söz
aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar, bugüne kadar bu tür tekliflerde
maalesef gördüğümüz manzara: Uzlaşmaz, anlaşmaz, muhalefeti
dikkate almaz bir tutumla karşı karşıya olduk. Temenni
ederim ki biraz sonra bu teklif oylanırken bu tutumunuzda bir
değişiklik, bir fark gösterirsiniz, bizleri de mahcup edersiniz.
Değerli arkadaşlar, Sayın Milletvekilimiz bu
teklifi tam bir yıl önce vermiş; bir yıldır lütfedip
Sayın Komisyon Başkanı gündemine almamış; bu konuda
Sayın Başkanlık da bir şey yapmamış ve bugün
İç Tüzükün verdiği bir haktan yararlanarak buraya indirilmiş.
Fakat bunun gibi -içinde ben de dâhil- muhalefete ait milletvekillerinin
verdiği, sırada bekleyen, gündeme alınmayan, gündeme
alınınca da reddedilen, kadük hâle gelmiş onlarca teklif
vardır.
Kıymetli arkadaşlar, bu talepler buralarda yaşayan
insanların talepleridir, buralarda yaşayan insanların
gündemidir.
Değerli arkadaşlar, halkın gündemine dikkat etmek
gerekiyor. Halkın gündemine dikkat etmezseniz bir gün halk da sizi
gündemine almaz.
Kıymetli arkadaşlar, şu yüce Mecliste
çalışmalar yapıyoruz. Türkiye hangi gündemlerle meşgul
ediliyor? Halkın gündemi ne? Yapılan araştırmalara göre
halkın gündeminde birinci sırada işsizlik var; yoksulluk,
yolsuzluk bunları takip ediyor. Ama maalesef sayın iktidar, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin gündemine bunları bir türlü almamaktadır,
görmezden gelmektedir, sanal gündemlerle ülkeyi meşgul etmektedir.
Değerli arkadaşlar, bugün, işsizlere gizli
işsizleri ve iş bulmaktan ümidini kesmişleri de ilave edersek,
maalesef, ülkemizde 4 kişiden 1i işsizdir, 3 gençten 1i
işsizdir. Bu gençlerin pek çoğu üniversite mezunudur ve bu üniversite
mezunları asgari ücrete, karın tokluğuna çalışmaya
razıdır.
Kıymetli arkadaşlar, bu iktidar gelip geçicidir.
Yarın arkanıza dönüp baktığınız zaman, fakirin
fukaranın, vatandaşın yararına
yaptığımız bir şeyler olsun dersiniz.
Bakınız, size göre, kriz teğet geçiyor,
işsizlik sanal fakat ben soruyorum değerli arkadaşlar:
İşsizlik mi sanal, yoksa istihdam sağlamayan, üretim yapmayan,
işsize iş, aşsıza aş olmayan
yatırımlarınız mı sanal?
Can suyu dediniz, esnaf da bir şeyler sandı,
rahatlayacağım sandı. Ne oldu? Kepenkler kapanmaya devam ediyor.
Esnaf siftah edemiyor. Esnaf, iş yerini açıp kapatıyor ama,
tezgâhını açıyor ama, maalesef, işsiz duruma düştü.
Köylü köyünde, tarlasının başında;
tarlayı ekiyor dikiyor, alın terinin
karşılığını alamıyor. Tarım krediye,
TEDAŞa, bankalara borcunu ödeyemiyor. Tarlası, bahçesi ne kadar azsa,
ne kadar az ekmişse sıkıntısı o kadar az. Elektrik
hattı çekili, kuyu açılmış, mahsul tarlada, mahsul kuruyor.
Niye? Şalteri çeviremiyor. Niye? TEDAŞ mühürlemiş. Siz ne
yapıyorsunuz? Vatandaşa dönüyorsunuz, diyorsunuz ki: Kusura
bakmayın, TEDAŞ özelleşti. Pekâlâ, geçmiş borçlara bir formül
bulmak yerine niye TEDAŞa tahsil ettiriyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çalış,
konuşmanızı tamamlar mısınız.
Buyurun.
HASAN ÇALIŞ (Devamla) Bugün, gerçekten, köylü, işinin
başında işsiz duruma düşmüştür.
Kıymetli arkadaşlar, bakınız, orman köylüsünün
keçisini vatan haini ilan ettiniz. Hayvancılık tabana vurdu, et
fiyatları tavan yaptı ama benim köylümün derdi ne? Keçi
pahalandı ama Kurbanda ben nasıl kurbanlık alacağım?
bunu düşünüyor. Arkadaşlar, bu aç hâle gelen, sefil hâle gelen
köylünün dedesinden, babasından kalma evlerine de el koydunuz. Ne yapacak
bu vatandaş?
Kıymetli arkadaşlar, bakınız, bu
sıralardan çok milletvekili gelmiş geçmiştir, çok da hükûmetler
gelmiş geçmiştir, yarın elinizi vicdanınıza
koyduğunuz zaman rahat olacak bir şeyler yapmaya davet ediyorum.
Kıymetli arkadaşlar, bu bağlamda
Gökallıların talebini dikkate alınız, halkın sesine
kulak veriniz diyorum, evet oylarınızı bekliyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çalış.
Sayın Aslan, buyurun.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Tokat Milletvekilimiz Sayın Reşat Doğrunun Tokat
Erbaa ilçesi Gökal beldesinin ilçe olmasına yönelik kanun teklifinin öne
alınmasına ilişkin görüşmelere kişisel
düşüncelerimi belirtmek üzere söz aldım.
Öncelikle Gökal beldesi, Erbaa ilçesine yaklaşık
Ayrıca, Ordu ilinin Akkuş ilçesine bağlı
birçok köy de Gökal beldesi ile ticari işlerini, pazar işlerini
burada görmekte ve bu bölgede yaşayan Akkuş köylüleri de Akkuşa
mesafesi uzak olması hasebiyle ciddi anlamda zorluklar
yaşamaktadır.
Bizler Tokat Milletvekili olarak, bir Erbaalı olarak Gökal
beldemizi ziyaretlerimizde, bölge civarında oturan yaklaşık 15
bin civarındaki insanımız, vatandaşımız
buranın idari bir birim olarak ilçe yapılmasına yönelik
taleplerini her defasında bize de iletmektedirler. Ben, bu anlamda bu
kanun teklifinin -keşke Reşat Bey, beraber imzalasaydık iki
Erbaalı olarak, bunu gönülden arzu ederdim ama- öne alınmasının
uygun olacağı ve Gökal beldemizin ilçe olarak idari birime
kavuşturulmasının bölgemiz açısından uygun
olacağı kanaatimi belirtiyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, efendim,
oylamadan önce yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Tamam efendim.
Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımın isimlerini
okuyup, salonda bulunup bulunmadıklarını arayacağım:
Sayın Okay? Burada.
Sayın Özyürek? Burada.
Sayın Seçer? Burada.
Sayın Özdemir? Burada.
Sayın Keleş? Burada.
Sayın Coşkunoğlu? Burada.
Sayın Gök? Burada.
Sayın Çöllü? Burada.
Sayın Özkan? Burada.
Sayın Bingöl? Burada.
Sayın Karaibrahim? Burada.
Sayın Güner? Burada.
Sayın Aydoğan? Burada.
Sayın Hacaloğlu? Burada.
Sayın Ünlütepe? Burada.
Sayın Altay? Burada.
Sayın Coşkuner? Burada.
Sayın Günday? Burada.
Sayın Diren? Burada.
Sayın Erenkaya? Burada.
Sayın Kesici? Burada.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN İsmini okuduğum milletvekili
arkadaşlarım lütfen yoklamaya katılmasınlar.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, yoklama
için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
Önergeler (Devam)
1.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, (2/447) esas numaralı Kanun Teklifinin doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/202) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri gündemin Sözlü Sorular
kısmına geçiyoruz.
Biraz önce, Sayın Özakın, okumuş olduğum
sorulara birlikte cevap vereceğini sizlere ifade etmiştim.
Soruları sırasıyla okutuyorum:
VII.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, yükseköğrenim öğrencilerinin yurt
ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1038) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
2.- Niğde Milletvekili Mümin
İnanın, TÜİKin bazı verileri üzerindeki
tartışmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1082) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
3.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili bazı hususlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1125) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
4.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemirin, Gaziantepin rekabetçilik endeksindeki yerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1144) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
5.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, kamudaki tasarruf çalışmalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1146) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
6.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yakacak
yardımlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1162) Cevaplanmadı
7.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, KİT Yönetim Kurulu üyelerinin gelir vergisi
ödemelerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1163)
Cevaplanmadı
8.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, imar tadilatlarına ve meslek
odalarının tutumuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1181) Cevaplanmadı
9. Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemirin, yerel yönetimlerin harcamalarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1199) Cevaplanmadı
10.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, İstanbuldaki bir bina inşaatına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1211) Cevaplanmadı
11.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Davostaki Gazze Panelinin moderatörüne ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1224) Cevaplanmadı
12.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, İstanbulda kamu hizmetine ayrılan alanların imar
değişikliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/1255) Cevaplanmadı
13.- Gaziantep Milletvekili
Yaşar Ağyüzün, sosyal yardımların seçim malzemesi
yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/1281) Cevaplanmadı
14.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sanat ve meslek
eğitimi kursları ihalesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/1282) Cevaplanmadı
15.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Gazze için yapılan bağışlara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1283) Cevaplanmadı
16.- Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin, Aydında seçim çalışmaları sırasında bir
çocuğun hırpalandığı haberlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1287) Cevaplanmadı
17.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, AÖF öğrencilerine öğrenim harcı kredisi
verilip verilmeyeceğine ilişkin sözlü soru önergesi (6/1659) ve
Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
18.- Giresun Milletvekili Murat
Özkanın, burs ve öğrenim kredileri ile ücretsiz barınmaya
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1662) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
19.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda sporun desteklenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1771) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı
20.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Antalyada spor turizminin geliştirilmesine ilişkin
sözlü soru önergesi (6/1782) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı
21.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, Erbaa ve Niksardaki öğrenci yurdu ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1821) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
22.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, 2011 Kış Olimpiyatlarında Erzurumun
tanıtımına ilişkin sözlü soru önergesi (6/1823) ve Devlet
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
23.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1834) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
24.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1835) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
25.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, bazı illerde sporun desteklenmesine ilişkin sözlü soru
önergesi (6/1836) ve Devlet Bakanı Faruk Nafız Özakın
cevabı
26.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Kanada Kış Olimpiyatlarını izlemek üzere
giden heyete ilişkin sözlü soru önergesi (6/1864) ve Devlet Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
27.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Ardahan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün bütçesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/1970) ve Devlet Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Milli Eğitim
Bakanı Sayın Doç. Dr. Hüseyin Çelik tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Ülkemizde Üniversite öğrencilerimize yeterli barınma
koşullarının (yurt olarak) Bakanlığınız ve
Üniversitelerce sağlanamadığı somut bir gerçektir.
1. 2008-2009 Öğretim yılı için YURT-KURa
bağlı yurtlara barınmak için ne kadar Üniversite öğrencisi
başvurdu? Yurtlara yerleştirilen öğrenci sayısı nedir?
2. Son beş yılda Bakanlığınıza
bağlı Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu tarafından kaç
tane yeni yurt yapılmıştır?
3- Yapımı devam eden veya projelendirilmiş,
programa alınmayı bekleyen yurt sayısı ne kadardır?
4. Öğrencilerin barınma ihtiyacının
karşılanmasını Sosyal Devletin bir görevi olarak
görüyorsanız neden yeterli çaba gösterilmemektedir?
5. Öğrencilerin barınma sorununu çözmeyerek, çözümü
başka güç, dernek ve yasal olmayan kurumlara
bıraktığınızın farkında
mısınız?
6. Seçim bölgem Gaziantep'te bu yıl kaç öğrenci
barınmak için YURT-KUR'a başvurmuş, kaç öğrenci açıkta
kalmıştır?
Gaziantep gelişen bir Üniversite kenti olarak yeni yurt
yapımı programınızda var mıdır? Yoksa almayı
düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sn.
Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını arz ederim.
Mümin
İnan
Niğde
Soru:1 - Son zamanlarda, sivil toplum kuruluşları ve
TÜİK tarafından açıklanan yoksulluk ve açlık
sınırı rakamları arasında çok büyük farklar
oluşmaktadır. Hükümetinizce politikaların belirlenmesinde, hangi
rakamlar dikkate alınmaktadır?
Soru:2 - 2007 yılı sonu itibarıyla ülkemizde ne
kadar vatandaşımız açlık sınırı ve yoksulluk
sınırı altında yaşamaktadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 27.11.2008
Kamer
Genç
Tunceli
1- Başbakanlığınıza 2003
yılında verilen ve MİT Ajanı olan Tuncay Güney
tarafından hazırlandığı anlaşılan bilgiler
nelerdir?
2- Bu bilgiler uzun süreden beri elinizde iken bu
soruşturmaları açmayı 2007 yılına kadar neden
beklettiniz?
3- Başbakanlığınıza intikal eden bu
bilgilerden sonra kaç vatandaş öldürüldü?
4- Danıştay saldırısı sırasında
o zaman Başbakan Yardımcısı olan Mehmet Ali Şahin'in
sürprizlere açık olun biçimindeki açıklamasının bu
raporlardan doğan bilgilerden mi kaynaklandığı?
5- Danıştay saldırısının Ergenekon
teşkilatı ile ilişkisi olup olmadığı?
6- 2003 yılında
Başbakanlığınıza intikal eden ve 2007 yılma kadar
saklanan bu bilgiler sonucunda herhangi bir soruşturma yapmamakla birçok
olayların ve ölümlerin oluşmasına neden olduğunuzdan
dolayı istifa etmeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Bazı sivil toplum platformlarının, basında da
yer alan raporlarına göre Gaziantep ili rekabetçilik endeksi
sıralamasında Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en gelişmiş
sanayi kenti olmasına rağmen ön sıralarda yer bulamamıştır.
Buna göre;
1) Özellikle Yaşam Kalitesi ve Markalaşma Becerisi
bağlamında rakamların iyileştirilmesi için projeler
geliştirilmekte midir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Çalış
Karaman
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu
(TİSK), ekonomik kriz nedeniyle tarihinde ilk kez tasarrufa giderek,
kuruluş resepsiyonu vermeyeceğini açıklamıştır.
TİSK, önümüzdeki zor dönemin "güven
oluşturma", "tasarruf yapma" ve "işbirliği
sağlama" nitelikleriyle daha kolay
aşılacağını düşünmekte ve bu çerçevede de
başta kamu kuruluşları olmak üzere her kesimi bu yönde
davranmaya davet etmektedir.
Bu bilgiler ışığında;
1. TİSK tarafından yapılan bu açıklamaya kulak
vermeyi düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var
mıdır?
2. Yılın üçüncü çeyreğinde
vatandaşlarımızca eğlenceye ayrılan tüketim
harcamaları da yüzde 5.5 oranında düşmüştür. Buna
karşılık, kamudaki gereksiz inşaatlar ve tadilatların
tam gaz devam ettiği görülmektedir. Konser ve kutlamalara belediyelerimiz
tarafından yapılan harcamalar artmıştır. Özellikle
büyükşehirlerimizde sağlam kaldırımlar sökülerek, yerine yenileri
yapılmaktadır. Sivil plakalı resmi araçların sayısı
her geçen gün artarken, en küçük kurumda dahi kurumu tanıtıcı
bir çok (dergi, bülten gibi) yayınlar yapılmaktadır. Her
kesimden vatandaşımızı, esnafımızı,
sanayicimizi etkileyen kriz, kamu kurum ve kuruluşlarımızı
etkilememiş midir? Kamudaki tasarruf çalışmaları
hakkında bilgi verir misiniz?
07.01.2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Sayıştay denetçileri tarafından yapılan
denetlemeler sonucunda, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından
dağıtılan yaklaşık 39 milyon YTL'lik yakacak
yardımının kimlere dağıtıldığının
ve dağıtılanların yoksul olup olmadıklarının
belirlenemediği, adı geçen belediye yetkililerince yapılan
usulsüzlüklerle ilgili cevabın bir yıldır verilmediği
yönünde yazılı basında çıkan haberlerle ilgili olarak,
1. Hükümetinizce yapılan bir işlem var mıdır?
Var ise ne aşamadadır?
2. Ankara Büyükşehir Belediyesince yapılan bu
yardımların Yardım Yönetmeliğine aykırı
olduğu, Belediye Meclisince kabul edilerek yürürlüğe sokulan
Yönetmeliğin de Sayıştay görüşü alınmadan
hazırlandığı iddiaları doğru mudur? Doğru
ise söz konusu Yönetmelik geçerli ve hukuki midir?
3. Yardımları alanlara ve yardımların
ulaştırıldığına ilişkin belgelerin
sunulamaması durumunda kamu zararı nasıl telafi edilebilecektir?
07.01.2009
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın,
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Özelleştirme idaresi Başkanlığına
bağlı KİT'lere atanan Yönetim Kurulu Üyelerinin, bu üyelikten
elde ettikleri ek gelirden dolayı ödemeleri gereken Gelir Vergisini önce
Maliyeye yatırdıkları, sonra da kurumlarından bu vergileri
geri isteyip aldıkları yönündeki iddialarla ilgili olarak,
1. Kurumların bu iadeye hukuki dayanak oluşturmak için
Yönetim Kurulu Üyelerine yeni bir bordro yaptıkları doğru mudur?
2. Doğru ise 2008 yılında bu uygulamanın kamu
bütçesine oluşturduğu ek yük ne kadardır? Devletimiz bu yolla ne
kadar vergi kaybetmektedir?
3. Bu uygulamanın önüne geçilmesi için hangi tedbirler
alınmış veya alınmaktadır?
4. 2008 yılında kaç kişi KİT Yönetim Kurulu
Üyeliği yapmış ve bunlara bu görevlerinden dolayı ne kadar
ücret ödenmiştir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygı ile arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
İmar yasası ve Belediye yasalarına aykırı
olarak usulsüzce yapılan imar tadilatlarının her gün Gazete ve
Televizyonlarda tartışıldığı bir ortamda,
1. AKP İstişare ve Değerlendirme
Toplantısının kapanışında Belediye
çalışmalarının Meslek Odaları tarafından
engellendiği iddianızın somut örneği var mıdır?
2. TMMOB ve bağlı Meslek Odalarının kent
yaşamını ilgilendiren konularda görüş belirtmesi, bilimsel
ve teknik olarak yanlış gördüğü kararlara karşı dava
açmasını neden suç ve ayıp olarak görüyorsunuz?
3. Yasaları görmezlikten gelerek, Belediye Meclis
çoğunluğu ile kent yararına olmayan imar tadilatları yapan
Belediye yönetimleri kent suçu işlemiş olmuyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
Yerel yönetimler Türk kamu yönetiminin önemli bir
parçasıdır ancak 2008 yılı içerisinde yerel yönetimlerin
harcamalarında büyük bir artış gözlemlenmiştir.
Buna göre;
1) Yerel yönetimlerin 2008 yılı harcama rakamları
nedir? Bu rakamların kalem bazında dağılımı
nedir? 2007 yılı rakamları ile
karşılaştırıldığında harcamalardaki
değişim oransal olarak nedir?
2) Bu rakamlara bakıldığında etkin bir yerel
yönetim anlayışının yerleştiğini iddia edebilmek
mümkün müdür? Öyle ise neden hâlâ vatandaşları belediyecilik
hizmetlerinin aksaması ve yerine getirilmemesi hususlarındaki
şikâyetleri devam etmektedir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 27.01.2009
Kamer
Genç
Tunceli
1- Halen bölgede yürürlükte olan imar planına uygun mu?
2- İnşaat ruhsatı ve inşaat onaylı mimari
projesi var mıdır? Var ise tarih ve sayısı nedir?
3- İmar mevzuatına aykırı yapılmakta ise
sorumlular hakkında herhangi bir soruşturma var mıdır?
Neden mühürlenmemiştir?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, soruları biraz
yavaş okuyabilir mi?
BAŞKAN Tabii Sayın Genç.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 03.02.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Davos'taki Gazze Paneli'ni yöneten moderatör David Ignatius;
1- Daha önce Türkiye'ye gelip sizinle veya sizin dış
politika başdanışmanınız Ahmet Davutoğlu ile
görüşmüş müdür? Görüşmüş ise bu görüşmelerde Türkiye
dış politikasının, uluslararası arenada terörist ilan
edilen Hamas ve Taliban'ın artık birer 'şer ekseni' olmayıp
'istikrar ekseni' olduğu yolunda bu gazeteciye bir telkini olmuş
mudur?
2- Moderatörün İsrail yanlısı bir kişi olarak
bilinmesine rağmen panel yöneticisi olarak neden kabul ettiniz?
3- Davos'taki panel sonrasında Peres'in size
açtığı telefonda kendisinden bir nevi özür dileme
anlamını ifade eden benim tavrım size değildi moderatöre
idi dediniz mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 10.02.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Son mahalli idareler seçimleri ile seçilen İstanbul Anakent
Belediye Başkanlığı'nca daha evvelki yıllarda
yeşil alan, okul, park, bahçe, cami alanı gibi kamu hizmetlerine
ayrılan yerlerden;
1- İmar planındaki amaçları
değiştirilerek konut ve ticaret alanlarına dönüştürülen
gayrimenkul sayısı kaç tanedir? Bunların
sayısının beş bin civarında olduğu doğru
mudur?
2- Bu suretle imar değişikliğine uğrayan
taşınmazların eski ve yeni sahipleri kimlerdir?
3- Yine bu taşınmazların eski vergi değerleri
ile imar tadilatlarından sonraki vergi değerleri kaç liradır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan
Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Uzunca bir süredir Devlet olanakları kullanılarak,
hazır olan tesis ve yapım açılışlarını
yapmak gerekçesiyle,
Yurt genelinde katıldığınız
İktidarı öven Siyasi Mitinglerden birisi de 1 Mart 2009 Pazar günü,
Seçim bölgem Gaziantep'te yapılmıştır.
1. Miting günü ve öncesi 27-28 Mart günleri Şehitkamil ve Şahinbey
Metropol İlçelerinde "Nakit Yardımı" adı
altında Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca
her Aileye 250 TL. dağıtılması tesadüf müdür?
2. Tatil günü olmasına rağmen Cumartesi ve Pazar günleri
Mahallelerdeki Devlet Okullarında Ailelere yapılan "Nakit
Yardımının" toplam miktarı ne kadardır, kaç
Aileye dağıtılmıştır?
3. Nakit Yardımı yapılan Aileler, Miting günü
Mahallelerinden Otobüslerle Mitinge katılmak için toplanmış
mıdır?
4. Devlet Olanakları kullanılarak yapılan
yardımlarla, Mitinglerinize katılımın
artırıldığı bir Seçim ortamını Eşit,
Etik ve Demokratik kurallara uygun buluyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 03.03.2009
Kamer
Genç
Tunceli
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek
Eğitimi kursu (İSMEK) açmaktadır.
Bu ihalelere 2004 yılından beri hep aynı
şirketlerde ortak olan veya bu şirkette ortak olmakla beraber isim
değiştiren şirketler katılmıştır.
Örneğin 2006 da Beyaz Holding bünyesinde Atlas Pazarlama
Şirketi, 2007 de Merkezi Eğitim ve Organizasyon Şirketi (%75
Beyaz Holding), 2008 de Etkin Eğitim ve Organizasyon Limitet Şirketi
(Beyaz Holding) dir.
Beyaz Holding ortakları Mustafa Çelik, Zekeriya Kahraman,
Aykut Zahid Akman, Mehmet Gürkan, İsmail Karahan dır.
2006-2008 yıllarında bu kişilere 200 trilyon lira
ödendiği belediye kayıtlarından
anlaşılmıştır.
Bu ihaleleri alan Şirketin ortaklarından Zekeriya
Kahraman'ın oğlu oğlunuzla bacanakdır. Diğer ortak
Zahit Akman ise RTÜK Başkanıdır.
1- Bu ihalelerin çok yüksek fiyatlarla bu şirketlere
verilmesinde sizin bir telkininiz olmuş mudur?
2- İhaleleri alan şirketlerin
çalıştırdığı personel sayısı 1000
civarında olduğu halde, firmalar fazla para almak için 3800 personel
çalıştırdığı gibi işlem yaptıkları
söylenmektedir. Bu doğru mudur? Doğru ise bu konuda ne gibi bir
işlem yapmayı düşünüyorsunuz? Bu konuda mali denetim yapılmış
mıdır?
3- Bu işten dolayı İstanbul Belediyesinin Maliyeye
altı trilyon vergi borcu olduğu halde 20 Şubatta dört trilyon
yatırıldığı halde kalan iki trilyon ödenmemiştir.
Ne zaman ödenecektir?
4- Personel şişirilmesinde belediyenin kaybı ne
kadardır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla
Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
03.03.2009
Kamer
Genç
Tunceli
1- Filistin (Gazze) için bugüne kadar kaç lira
bağış toplanmış ve ne kadar kime ve hangi vasıta
ile ödenmiştir?
2- Geçenlerde İbo-Şhov tarafından televizyonda
yapılan ve Filistine yardım Programına katılan Futbol
Federasyonu Başkanı 500 milyar bağışta
bulunmuştur. Bu parayı cebinden mi yoksa Federasyon bütçesinden mi
ödenmiştir? Federasyondan ödenmiş ise bu yasalara uygun mudur?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
aracılığınızla Başbakan tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 13.03.2009
Kamer
Genç
Tunceli
Seçim çalışmalarınız sırasında
Aydın'da "Allah cezanızı seçimde verecek" diyen 13
yaşındaki genci, güvenlik görevlilerinizin seçim otobüsüne
aldığı ve tarafınızdan bu çocuğun boynunun
sıkıldığı ve boynunun arka sağ yanında 6
adet 5-
1- Bu olay doğru mudur?
2- 13 yaşındaki bu çocuğun boynundaki
sıyrıklar kimin tırnaklarıyla oluşmuştur?
3- Hangi hak ve yetki ile zorla bu çocuğu otobüsünüze
aldınız ve güvenlik görevlilerine tartaklattınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda belirtilen sorularımın, Devlet
Bakanı Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Ülkemizde son yıllarda yaşanan ağır ekonomik
krizin de etkisiyle Açık Öğretim Fakültesine (AÖF) bağlı ön
lisans veya lisans programlarına kayıt hakkı kazanan çok
sayıda gencimizin dönemlik öğrenim harcını yatırmada
zorlanan aileleri, AÖF öğrencilerine de öğrenim harcı kredisi
verilmesi yönünde talepte bulunmaktadırlar. Bu konuyla ilgili olarak;
1. Öğrenim harcını yatırmada zorlanan
öğrencilerimize talepleri halinde öğrenim harcı kredisi
verilmesi sağlanabilir mi?
2. Bu konuda Bakanlığınızca yürütülen bir
çalışma var mıdır? Varsa çalışma ne aşamadadır?
Yoksa böyle bir düzenlemeyle öğrencilerimizin veya ailelerinin
mağduriyetleri önlenebilir mi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim. 25.11.2009
Murat
Özkan
Giresun
1) Ücretsiz barınma için son iki yılda kaç öğrenci
başvurmuştur? Kaç öğrenci bu imkandan
faydalanmıştır?
2) Bu öğrencilerin belirlenmesinde aile gelir düzeyinde azami
esas alınan miktar nedir?
3 ) Öğrenim Kredisinin miktarını ailelerin gelir
düzeyine göre belirlemeyi düşünüyor musunuz?
4) Öğrenim kredisi olarak verilen kredinin geri ödemesini;
borçlunun işe başladıktan sonra yapması gibi esnek bir
yapıya getirmeyi veya buna benzer birtakım rahatlatıcı düzenlemeler
yapmayı düşünüyor musunuz?
5) Son iki yılda kaç öğrenciye burs verilmiştir?
Burs verilen öğrencilerimizin aile gelirinde esas alınan miktarı
neye göre belirliyorsunuz? Burs alan öğrenci sayısını
arttırmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla
arz ederim. 15.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Başta Doğu Anadolu olmak üzere Güneydoğuda ve bütün
Anadoluda sporun gelişmesi için gençlerimizin zamanlarının daha
sağlıklı bir şekilde geçirmeleri başka kötü
alışkanlıklara bulaşmadan sporla uğraşmak için
yerel yöneticilerimiz ellerindeki imkanlar ölçüsünde yardımcı
olmaktadırlar. Tarihe baktığımız bu bölgeden Dünya
Şampiyonları çıkmıştır, ancak ildeki
fakirleşme ve işsizliğin hızla artması sonucu yeni
yetenekli sporculara başta çalışacakları, saha, salon, ve
malzeme ihtiyacı büyük ölçüde artmıştır. Doğu
Anadoluda başta kayak olmak üzere, mevcut Göllerimiz ve
Akarsularımızında çok olmasının yanında bu
bölgelerde oksijenin bir sporcunun aradığı ölçülerde olması
nedeniyle kayak sporunda, yüzmede, atletizm, güreş ve boksta
yapılacak yardımlarla daha çok başarılı sporcular
yetişecektir.
1- Yukarıda adı geçen bölgelerimizde gençlerimizin ve
spor kulüplerimizin faydalanacağı yeni sahalar, salonlar ve tesisler
açmayı düşünüyor musunuz?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, böyle soru okunur
mu? Bazı gerçekleri halktan gizlemek için böyle okuyor.
BAŞKAN Siz devam edin.
2- Adı geçen bölgelerimizde spor kulüplerine başta spor
toto olmak üzere diğer şans oyunlarından pay ayrılması
için bir çalışmanız var mıdır, varsa ne zaman
başlatacaksınız?
3- Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olarak buradaki spor
kulüplerimizin ve sporcularımızın ihtiyaçları olan spor
malzemeleri, formalar, eşofman ve ayakkabı göndermeyi düşünüyor
musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin yapılması
hususunda saygılarımla arz ederim. 18.10.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Son yıllarda ülkemizde kış turizmini
geliştirmek amacıyla yürütülen çalışmalar tüm
hızıyla sürerken, en gözde merkezimiz olan Antalya her yıl
binlerce futbol takımının hazırlık
yaptığı bir spor merkezi olan yerdir. Kış turizminde
her yıl hazırlık kampı için Antalya'ya dünyanın
çeşitli yerlerinden yaklaşık 3 bin spor kulübü gelmektedir. Bu
da fazladan ülkemize döviz girmesinin yanında ülkemizin
tanıtılmasında da çok önemli bir yer tutmaktadır.
1- Futbol kulüplerinin hazırlık kampı yapmak için
her yıl Antalya'ya gelmektedirler. Antalya'daki otellerle ortak bir
çalışma yaparak yeni futbol sahaları ve kapalı salonlar
yapılması için çalışma başlatacak
mısınız?
2- Dünyada sporda marka olan takımlarında ülkemize ve
Antalyaya kamp yapmak için gelmeler konusunda büyük ödüllü turnuvalar
yapmayı düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı Sayın
Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasının teminini arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
Soru: Erbaa ve Niksar ilçelerimizdeki yüksek okullarda
öğrenci sayısı artmıştır. Bu artışa
bağlı olarak öğrenci yurtlarına ihtiyaç vardır.
Adı geçen ilçelerimize öğrenci yurdu yapmayı düşünüyor
musunuz?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 27.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
2011 kış olimpiyatları nedeniyle Erzurum'a gelecek
olan ülkelerin sporcuları, yöneticileri, basın mensupları
Erzurum'la ilgili bazı bilgilere ulaşmak için Erzurum'u daha
yakından tanıyabilmek için internet sitelerinden çeşitli
bilgiler almak isteyeceklerdir. Bu internet sitelerinin daha profesyoneller
tarafından hazırlanması gerekmektedir. Erzurum'un tarihi
turistik yerleri kültürü daha iyi ve kapsamlı olarak
anlatılmalıdır.
1- Gelecek yıl Erzurum'da yapılacak olan kış
oyunları için Erzurum'a gelecek olan sporcular, yöneticiler ve basın
mensuplarının Erzurum'u daha iyi tanıyabilmeleri için tarihî ve
turistik yerleri başta olmak üzere kültürünü tanıtmak için
profesyonel bir çalışma yapılacak mı?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 27.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Gümüşhane ve Bayburtta çeşitli dallarda faaliyet
gösteren spor kulüpleri maddi imkânsızlıklar nedeniyle
sıkıntı çekmekte ve bunun sonucu olarak da istenen
başarıyı elde edememektedirler. Ayrıca nüfus
sayısı temel alındığında sahip olduğu
antrenman sahası da yetersizdir.
1- Yetenekli sporcularımızın yetiştiği
Gümüşhane ve Bayburt'un tüm spor dallarında hak ettiği
başarıyı sağlaması ve spor kulüplerimizin
yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için
Bakanlığınızca yapacağınız bir
çalışma var mıdır, varsa ne zaman yapacaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 27.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Ardahan, Batman, Bingöl, Ağrıda çeşitli dallarda
faaliyet gösteren spor kulüpleri maddi imkânsızlıklar nedeniyle
sıkıntı çekmekte ve bunun sonucu olarak da istenen
başarıyı elde edememektedirler. Ayrıca nüfus
sayısı temel alındığında sahip olduğu
antrenman sahası da yetersizdir.
1- Yetenekli sporcularımızın yetiştiği
Ardahan, Batman, Bingöl, Ağrının tüm spor dallarında hak
ettiği başarıyı sağlaması ve spor kulüplerimizin
yaşadığı sıkıntıların giderilmesi için
Bakanlığınızca yapacağınız bir
çalışma var mıdır, varsa ne zaman yapacaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 27.01.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Muş, Elazığ, Şırnak, Hakkâri ve
Tuncelide çeşitli dallarda faaliyet gösteren spor kulüpleri maddi
imkânsızlıklar nedeniyle sıkıntı çekmekte ve bunun
sonucu olarak da istenen başarıyı elde edememektedirler.
Ayrıca nüfus sayısı temel alındığında sahip
olduğu antrenman sahası da yetersizdir.
1- Yetenekli sporcularımızın yetiştiği
Muş, Elâzığ, Şırnak, Hakkâri ve Tuncelinin tüm spor
dallarında hak ettiği başarıyı sağlaması ve
spor kulüplerimizin yaşadığı sıkıntıların
giderilmesi için Bakanlığınızca yapacağınız
bir çalışma var mıdır, varsa ne zaman
yapacaksınız?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 15.02.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
13 Şubat'ta Kanada'nın Vancouver kentinde kış
olimpiyatları başlamıştır. 2011 yılında
Erzurumda gerçekleştirilecek olan Üniversite kış
oyunlarının daha iyi yapılabilmesi için oyunları izlemek
için gönderilen heyette şehrin sahibi durumunda bulunan ve birçok görevi
olan Belediye Başkanları bulunmamaktadır. Yine yapılan
birçok yatırımda Erzurum Sivil Toplum Kuruluşlarının
temsilcileri bulunmamaktadır. Erzurum kış oyunlarını
şu ana kadar en iyi şekilde önce Türkiye'ye sonra da bütün Dünya'ya
tanıtan Yerel Basın mensupları bu heyette yer almamaktadır.
1- 2011 kış oyunlarına ev sahipliği yapacak
olan Erzurum'da Kanadaya giden heyette neden Belediye Başkanları,
Sivil Toplum Kuruluşları ve yerel basın mensupları yer
almamıştır?
2- Kanadada yapılan kış olimpiyatlarını,
2011 yılında Erzurum'da yapılacak olan kış
oyunlarına ev sahipliği yapacak olan Erzurum'dan kaç kişi
görevlendirilmiştir? Kaç kişi başka illerden
görevlendirilmiştir?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 22.03.2010
Ensar
Öğüt
Ardahan
Gençlik Spor İl Müdürlüğünün 2010 yılı
bütçeleri belirlenmiştir. 2009 yılına göre yüzde 39
oranında arttırılarak 337 milyon 226 beşyüz liradan 470
milyon 26 bin liraya yükseltilmiştir. İlimizde yaşayan
gençlerimizin sağlıklı bir yaşam koşullarında
yaşayabilmeleri ve kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için
verdiğimiz mücadele çok zor şartlarda devam etmektedir.
1- Ardahan'lı geçlerimizin daha iyi şartlarda spor
yapabilmeleri için Ardahan Gençlik ve Spor İI Müdürlüğünün bütçesinin
geçen yılki bütçesinden yüzde 50 oranında arttırılması
için bir çalışmanız olacak mı?
BAŞKAN Soruları cevaplandırmak üzere Devlet
Bakanı Sayın Faruk Nafız Özak.
Sayın Bakanım, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Bakanım, hangi soruyu
cevaplandırdığınızı ifade ederseniz
arkadaşlarımız takip edebilirler.
DEVLET BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) Tamam.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bakanlığımızla ilgili sorulan sorulara cevap
vermeye çalışacağım.
Gaziantep Milletvekilimiz Sayın Yaşar Ağyüz Beyin
yöneltmiş olduğu sözlü soru önergesine cevap vermek istiyorum:
Yükseköğrenim Yurtlar Kurumuna 2009-2010 öğretim döneminde ilk defa
bir yükseköğretim programına girecek olan ve ara sınıf
öğrencileri olmak üzere toplam 246.020 öğrenci,
yurtlarımızda barınmak için başvuruda bulunmuştur.
Asıl listeden yurda girmeye hak kazanan öğrencilerin kesin
kayıtları için belirlenen tarihin bitiminden itibaren her hafta
pazartesi yedek listelerden öğrenci kayıtlarına devam
edilmiş olup, yedek sırasını bekleyen öğrencilerimiz
sırası gelinceye kadar yurtlarımızda misafir öğrenci
statüsünde barındırılmış ve yedekte bekleyen
öğrenci kalmamıştır.
Kurumumuzca 2003 yılından bu yana 130 adet yurtla 50.387
yeni yatak kapasitesi sağlanmıştır. Bu yurt bloklar 2003
yılından önceki gibi ranza sistemiyle açılsaydı, mevcut
kapasiteye 100.774 yatak ilave edilmiş olacaktı. Biliyorsunuz, ranza
sisteminden normal üç kişilik ve bir kişilik odalara geçiyoruz.
Kurumumuzun 2010 yılı yatırım programında 60.150
kapasiteli 79 adet proje bulunmaktadır. Kurumumuzca öğrencilerin
barınma ihtiyacının sağlanması, sosyal devletin bir
görevi olarak görülmekte olup, gerek yatırım programı
kanalıyla yaptırılan yurt binaları gerekse satın alma,
kiralama, devir, tahsis ve bağış yolu gibi yollarla Kurum
standartlarına uygun bina temin edilerek yeni yurt açılması için
sürekli olarak çaba gösterilmektedir.
1/1/2003 tarihi itibarıyla, 77 il, 59 ilçede bulunan 193
Kurum yurdunda toplam 188.187 yatak kapasitesiyle hizmet verilirken bugün
itibarıyla 80 il, 100 ilçede toplam 256 yurtta 230 bin yatak kapasitesiyle
hizmet vermekteyiz. Toplam 50.387 yatak kapasitesi artışı
sağladığımızı söylemiştim. Ayrıca 2003
yılı başından itibaren fiziki durumu uygun
yurtlarımızda ranzadan karyola sistemine geçilmesi, sekiz ve on kişilik
odalarda kapasite düşümü yapılması, hamam sisteminden
vazgeçilerek duşların katlara çıkarılması ve fiziki
şartları Kurum standardına uygun olmayan veya kullanılmaya
devam edilmesi rasyonel bulunmayan bazı yurt binalarının hizmete
kapatılması suretiyle, sürdürülen iyileştirme
çalışmalarında, mevcut yurtlarımızda 9.431 kapasite
düşümü yapılmıştır. Kurumumuz, öğrencilerin
barınma sorununun çözülmesi için yüklendiği misyon doğrultusunda
hem yatırım programı kanalıyla hem de satın alma,
kiralama, devir, tahsis ve bağış gibi yollarla Kurum
standardına uygun yeni binalar temin edilerek öğrencilerin hizmetine
verilmekte olup bu yöndeki çalışmalar büyük bir gayretle
sürdürülmektedir.
Ayrıca, yeni kurulan kırk bir devlet üniversitesinin
bulunduğu il ve ilçelerde yurt ihtiyacının
karşılanması amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlarla
koordineli olarak çalışmalar sürdürülmektedir.
Kurumumuz yurtlarına, 2009-2010 öğretim döneminde,
Gaziantepte, ilk defa bir yükseköğretim programına girecek olan ve
ara sınıf öğrencileri olmak üzere toplam 2.169 öğrenci
başvurmuş olup bunlardan ilk etapta 657 öğrenci asıl listeden
yurtlara yerleştirilmiş, 1.512 öğrenci ise yedek listede yer
almıştır. Asıl listeden yurda girmeye hak kazanan
öğrencilerin kesin kayıtları için belirlenen tarihin bitiminden
itibaren, her pazartesi açıklanan yedek listelerden öğrenci
kayıtlarına devam edilerek başvuran bütün öğrenciler
yurtlara yerleştirilmiştir.
2010 yılı yatırım programında, Gaziantep
ilinde 1.250, Nizip ilçesinde ise 500 yatak kapasiteli yurt inşaatı
projesi yer almaktadır. Yurt inşaatı projelerinin proje
çalışmaları tamamlanma aşamasında olup en kısa
sürede inşaat ihalesi yapılacaktır.
Kütahya Milletvekilimiz Sayın Alim Işık Beyin
sorusunu cevaplandırıyorum: Kredi ve Yurtlar Kurumuna müracaat eden
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerinden
öncelikli olan öğrencilerin tamamına katkı kredisi yani
öğrenim harcı kredisi verilmektedir. Şehit ve gazi
çocukları, engelli öğrenciler, Darüşşafaka Lisesi
mezunları, ortaöğrenimlerini yetiştirme yurdunda tamamlayanlar,
yüz yüze İngilizce eğitim görenler, terör sebebiyle köyleri
boşaltılanlar, anne ve babası vefat edenler, anne ve babası
hukuken ayrı olanlar, üniversite sınavında ilk 100e girenler ve
millî olmuş amatör sporcular öncelikli öğrenci olarak
değerlendirilmektedir.
Giresun Milletvekilimiz Sayın Murat Özkan Beyin sorusunu
cevaplamaya çalışıyorum:
Kredi ve Yurtlar Kurumunda maddi zaruret içerisinde bulunan ve
yurt ücretini ödeme güçlüğü çeken öğrencilerden, her yıl ekim,
kasım ayları içerisinde ücretsiz barınma başvurusu
alınmaktadır. Ücretsiz barınma başvurusunda bulunan
öğrenciler, talep formundaki bilgileri doğrultusunda, yani ailenin
geliri, anne baba durumu, okuyan kardeş ve aile ile birlikte yaşayan
ancak geliri olmayan kardeş sayısı ile ikametgâh durumları,
belirlenen puanlama kıstası çerçevesinde bilgisayar ortamında
değerlendirilmektedir. Bu öğrencilerin değerlendirilmesinde,
asgari ücret ve altında geliri olanlar en yüksek puanla, asgari ücretin 4
katına kadar geliri olanlar ise kademeli olarak
değerlendirilmektedir, asgari ücretin 4 katı ve daha fazla geliri
olanlar değerlendirmeye alınmamaktadır.
2008-2009 öğretim döneminde Kredi ve Yurtlar Kurumunda
barınan 12.046 yurt öğrencisi ücretsiz barınma talebinde
bulunmuş, bunlardan 5.766sı yurtlarda ücretsiz barınmadan
faydalanmıştır. 2009-2010 öğretim döneminde ise 12.392
öğrenci ücretsiz barınma talebinde bulunmuş olup toplam 6.103
öğrenci bu imkândan faydalanmaktadır. 2009-2010 öğretim
yılında Kurumumuzdan burs, öğrenim ve katkı kredisi almak
için müracaatta bulunan öğrencilerimizin beyanları, yüzde 50 gelir durumu,
yüzde 25 başarı durumu, yüzde 25 sosyal durumu dağılım
oranları dâhilinde değerlendirilmektedir. Ailelerin toplam gelir
puanının hesaplanmasında Başbakanlık
Müsteşarının haziran ayı net maaşı ve üzerinde
olanlara sıfır puan, bu gelirden aşağı inildikçe
kademeli olarak puan verilmektedir. Meslek grupları arasında
mağduriyetleri en fazla olanlara, gelir durumları dikkate
alınarak, yine kademeli olarak ayrıca ek puan verilmektedir. Borcunu
süresi içinde ödeyemeyecek durumda olan borçluların herhangi bir sosyal
güvenlik kuruluşuna kayıtları olmaması şartı ile
26/05/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5505 sayılı Kanun
çerçevesinde, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna yazılı
müracaatları hâlinde, kredi borçları birer yıllık sürelerle
ertelenmektedir. 2008 yılında 71.500, 2009 yılında 75 bin
olmak üzere, son iki yılda 146.500 öğrenciye burs verilmişken,
2010 yılında ise burs verilecek öğrenci sayısı 117
bindir. Burs verilen öğrencilerin aile gelirlerinde esas alınan
miktar, anne ve babalarının aylık toplam gelirleri üzerinden
belirlenmektedir.
Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğütün sorusunu
cevaplandırmaya çalışıyorum: Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünce, 2010 yılında, sadece Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgelerine ait olmak üzere, Avrupa Birliği IPA-1 proje destekli,
on beş il merkezini ve ilçelerini kapsayacak şekilde Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü, Türkiye Futbol Federasyonu, Türkiye Atletizm Federasyonu
ve birçok sivil toplum kuruluşunun içinde bulunduğu bir proje
yürütülecek olup bu proje kapsamında, on beş adet sentetik çim
yüzeyli futbol sahasının -uygun alanlarda- yanında atletizm
pisti olmak üzere, soyunma odaları, futbol eğitim salonu olacak
şekilde tesisler yapılacaktır. Yapılacak bu tesislerde,
ilgili bölgelerden seçilecek binlerce gence futbol eğitimi, futbol
antrenörlüğü kursları, atletizm kursları verilecek ve
uygulamalı eğitimler yaptırılacaktır. Bu eğitim
kapsamında, spor malzemeleri de temin edilecektir.
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimize,
gençlerimizin ve spor kulüplerimizin faydalanması amacıyla, 2009
yılında, aşağıda belirtilen yardımlar reklam
karşılığı yapılmıştır:
Erzurum Hınıs Belediye Başkanlığı
sentetik yüzeyli futbol sahası ve yürüyüş parkuru yapımı.
Bingöl Solhan Belediyesine futbol sahası.
Malatya Darende Kaymakamlığı bin kişilik spor
salonu yapımı işi.
Diyarbakır Bismil Kaymakamlığı Ambar beldesine
spor kompleksi yapımı.
Elâzığ Ağın Kaymakamlığı
açık spor tesisleri bakım-onarımı.
Bingöl Kiğı Kaymakamlığı spor salonu
yapımı.
Erzurum 2011 Olimpiyatları için tesis yapımı.
Ayrıca, 2010 yılı içinde, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde valilik, il özel idareleri,
kaymakamlık, köylere hizmet götürme birlikleri, gençlik ve spor il
müdürlükleri ve belediyeler kanalıyla spor tesisi yapımı
çalışmalarına devam edilecektir.
2008-2009 futbol sezonunda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde yer alan kulüplerimize isim hakkı bedelleri ödenmiştir.
Ayrıca, 2009-2010 futbol sezonunda kulüplerimiz İddaa oyun
listelerine alınarak isim hakkı bedeli ödenmeye devam edilmektedir.
3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 25inci maddesi
kapsamında, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün mali bütçe dönemi
içerisinde amatör spor kulüplerine nakdî yardım amacıyla yer alan
ödeneklerin ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olan spor kulüplerine bütçe
imkânları ölçüsünde nakdî yardım yapılmaktadır. Ardahan
ilinde futbol dışında branşlarda faaliyetlere katılan
spor kulüplerinin Ardahan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
aracılığıyla nakdî yardım talebinde bulunmaları
hâlinde bütçe imkânları çerçevesinde talepleri değerlendirilecektir.
Yine, Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt Beyin
sorusunu cevaplandırıyorum:
Futbol kulüplerinin hazırlık kampı yapmak için
gittikleri Antalyadaki oteller özel işletmeler oldukları için
Bakanlığımızla ve bağlı
kuruluşlarımızla ilgisi bulunmamaktadır. Sadece Riva
Tesisleri doğrudan doğruya Futbol Federasyonuna
bağlıdır ve onun işletmesi altındadır.
Futbol dalında özel turnuva organize etme yetkisi sadece
FİFA müsabaka organizatörlerine, UEFA müsabaka organizatörlerine ve
kulüplere aittir. Türkiye Futbol Federasyonu kulüpler arası bir turnuva
organize etme yetkisini haiz olmadığından bu şekilde bir
organizasyonu düzenleyememektedir.
Tokat Milletvekilimiz Sayın Reşat Doğru Beyin
sorularını cevaplamak istiyorum:
Bakanlığımıza bağlı Yüksek
Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun 2010 yılı yatırım
programında Tokat Niksarda 500 kişilik yurt inşaatı
projesi yer almaktadır. Bunun proje tutarı 300 bin TL olup 2009
yılı itibarıyla toplam harcama tutarı 1 milyon 300 bin
TLdir. İlçede yurt ihtiyacının karşılanması
amacıyla inşa edilecek yurt binası için mülkiyeti Niksar
Belediye Başkanlığına ait Kültür Mahallesi Ayvazönü Mevkisi
adresinde tapunun
Tokat Erbaa ilçesinde ise satın alma, kiralama, devir,
tahsis, bağış gibi yollarla Kurum standartlarına uygun bina
temin edilerek yurt ihtiyacının karşılanması için
çalışmalar sürdürülmektedir. Erbaada yurt ihtiyacının
karşılanması amacıyla öncelikle kamu kurum ve
kuruluşlarına ait binalar araştırılmış,
uygun bina bulunamadığından şahıslardan,
şirketlerden ve benzeri kuruluşlardan öğrenci yurdu olarak
kullanılmak üzere kiralama yoluyla bina temin edilmesi için 2009-2010
öğretim yılında ilan verilmiştir. Ancak Kurumumuza intikal
etmiş herhangi bir kiralama teklifi bulunmamaktadır.
Niksar ilçesinde 56 kız ve 94 erkek olmak üzere toplam 150
yatak kapasiteli, Erbaa ilçesinde ise 110 yatak kapasiteli kız yurdu
bulunmaktadır. Niksar ve Erbaa, artan öğrenci sayısına
paralel olarak Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından
öncelikli yurt ihtiyacı olan ilçeler olarak tespit edilmiştir.
Yine, Ardahan Milletvekilimiz Sayın Ensar Öğüt Beyin
sorularını cevaplıyorum:
2011 Erzurum Üniversitelerarası Kış Oyunları,
Türkiyemizin tanıtım ve geleceğini ilgilendiren, ülke
çapında faydalı olacak önemli bir organizasyondur. Organizasyonun
eksiksiz yürütülebilmesi için Erzurum 2011 Dünya Üniversitelerarası
Kış Spor Oyunları Koordinatörlüğü
oluşturulmuştur.
Bu konuda daha fazla bilgilendirmek istiyorum. Özellikle buraya,
gerçekten, cumhuriyet tarihinin en önemli yatırımlarını
yapıyoruz. İnşallah 2011in Ocak ayı sonu ile Şubat
ayı arasında burada çok büyük organizasyon olacak ve bu
coğrafyada böyle tesisler yok.
Dün orada bir toplantı yaptık. Tesislerle ilgili bir
sorunumuz yok. İnşallah eylül, ekim, kasımda hepsini
bitireceğiz. Organizasyonlarla ilgili çalışmalara
başladık, hizmet alımlarına başladık.
Bunun dışında da Türkiyedeki kayak merkezlerini
ihya etmek istiyoruz. 100den fazla, 3 bin metrenin üzerinde
dağımız var. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu ve
diğer yerlerdeki kayak merkezlerini ihya ederek burada hem turistik hem de
sportif alanda yol almak istiyoruz.
Yine, Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt Beyin sorularını
cevaplamak istiyorum:
Hükûmetimiz döneminde sadece Gümüşhane ve Bayburt illerimizde
değil ülke sathında sportif tesisleşme yönünde gerek yeni
projelerin hayata geçirilmesi gerekse yarım kalmış tesislerin
tamamlanması ve illerimizin spor tesisi ihtiyacının giderilmesi
amacıyla bütçe imkânları çerçevesinde azami gayret ve çaba
gösterilmektedir. 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 25inci maddesi
gereğince anılan Kanun hükümlerine göre tescil edilen spor kulüplerine
futbol dışındaki amatör faaliyetleri için yardım
yapılması Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne görev olarak
verilmiştir. Bu çerçevede, Gümüşhane ve Bayburt illerimizde futbol
dışındaki branşlarda faaliyetlere katılan spor
kulüplerinin gençlik ve spor il müdürlükleri aracılığıyla
nakdî yardım talebinde bulunmaları hâlinde bütçe imkânları
çerçevesinde talepleri değerlendirilebilecektir.
Bunun dışında söz konusu illerimizde spor
faaliyetlerinde spor kulüplerinin karşılaştıkları
sorunların giderilmesinde gençlik ve spor il müdürlüklerimize her türlü
destek verilmektedir.
Bayburtta bir suni çim saha yapıyoruz,
ışıklandırıyoruz. Demirözündeki salonu onardık
ve bir gençlik merkezi yapacağız. Gümüşhanede de Kelkitdeki
salonu bitirmeye çalışıyoruz ve orada da bir de mevcut açık
tribünün tribününü yapmak için çalışmalarımız devam ediyor.
Yine, Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt Beyin
sorularını cevaplamaya çalışıyorum:
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde
Bakanlığımıza bağlı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün,
belediyelerin, özel sektörün, üniversitelerin ve diğer kamu kurum
kuruluşların çeşitli spor tesisi yatırımları
bulunmakta olup, ileriki yıllarda bütçeden spor tesisi
yatırımlarına ayrılan ödeneklerin
artırılması durumunda bahse konu illerimizdeki yatırımlara
daha çok ağırlık verilecektir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde spor kulüplerinde
2009 yılında reklam karşılığı yardımlar
yapılmıştır. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce 2010
yılında Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde Avrupa
Birliği proje destekli on beş il merkezi ve ilçelerini kapsayacak
şekilde futbol sahası ve uygun alanların da yanında
atletizm pisti yapılacak ve binlerce gencimize uygulamalı
eğitimler verilecektir.
Artvinden başlayarak Artvin, Ardahan, Kars, Muş,
Bitlis, Hakkâri, Van, Ağrı illerinde bizzat ben giderek buradaki
kayak merkezlerini hayata geçirmeye çalıştık. Vanı
açtık, Ağrıyı açtık, Muşta yeni bir
yatırım yapacağız, Hakkâriye yapacağız, Bitlise
yapacağız, Erzurum zaten çok süper bir şekilde devam ediyor.
Ardahanda, Vali Bey, Avrupa Birliği fonlarından çok büyük bir
projeye imza atıyor. Kafkasörde yani Artvindeki tesisi yeniliyoruz.
Velhasıl buraları bir cazibe merkezi hâline getirmeye
çalışıyoruz.
Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt Beyin yine sorusunu
cevaplandırmak istiyoruz:
Bakanlığımıza bağlı Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü tarafından Doğu Anadolu Bölgesiyle
Güneydoğu Anadolu Bölgesine ait olmak üzere, Avrupa Birliği IPA- 1
destekli bir proje yürütülecek olup bu proje kapsamında 15 adet sentetik
çim yüzeyli futbol sahası, uygun alanında yanında atletizm pisti
olmak üzere soyunma odaları, futbol eğitim salonu olacak şekilde
tesisler yapılacak ve bu tesislerde spor malzemelerinin de temin
edileceği kurslar ve uygulamalı eğitim verilecektir.
Söz konusu illerimizde sportif tesis ihtiyacını
karşılamak bakımından Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünce ve diğer kurumlarca spor tesisi
yatırımları bulunmakta, bütçe imkânları çerçevesinde
ileriki yıllarda yatırımların artırılmasına
çalışılacaktır. Anılan illerimizde futbol
dışındaki branşlarda faaliyetlere katılan spor
kulüplerinin gençlik ve spor il müdürlükleri aracılığıyla
nakdî yardım talebinde bulunmaları hâlinde bütçe imkânlarıyla
ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde talepleri değerlendirilecektir.
Bunun dışında spor kulüplerinin faaliyetlerinde
karşılaştıkları sorunların giderilmesinde gençlik
ve spor il müdürlüklerimiz her türlü desteği vermektedirler.
Yine, Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt Beyin
sorularını cevaplandırmak istiyorum:
Kanadada düzenlenen Vancouver Kış
Olimpiyatlarının yapılan eğitim ve inceleme gezisi,
Başkanlığını yürüttüğüm, 2011 Erzurum
Üniversitelerarası Kış Oyunlarının
hazırlığı, düzenlenmesi, yürütülmesi,
sonuçlandırılması ve koordinasyonundan sorumlu
Hazırlık ve Düzenleme Kurulunun üyeleriyle ilgili diğer
kişi ve kuruluşların temsilcileri kapsamında
gerçekleştirilmiştir. Erzurum ili en üst düzey yerel temsilcisi
Büyükşehir Belediye Başkanı, Hazırlık ve Düzenleme
Kurulu üyesi olup geziye katılmıştır. Ayrıca Valimiz
katılmıştır, ayrıca Rektörümüz
katılmıştır ve akreditasyon problemleri
çözülemediğinden planlanan eğitim ve inceleme gezisi dar
kapsamlı olarak gerçekleştirilmiş olup, geziye münhasıran
ülkemiz uluslararası organizasyonlar karar ve uygulama süreçlerinde
yetkili ve görevli kişiler katılabilmiştir.
Yine, Ardahan Milletvekilimiz Ensar Öğüt Beyin sorusunu
cevaplandırmak istiyorum:
Ardahan Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne 2010
yılı hizmet ve faaliyetleri için 2009 yılı bütçe
ödeneğine göre yüzde 42 artışla 1 milyon 987 bin 500 TL ödenek
tahsis edilmiştir. İl Müdürlüğünün 2009 yılı
harcamasına göre de 2010 yılı bütçe ödeneği yüzde 85
oranında artırılmıştır.
Niğde Milletvekilimiz Mümin İnan Beyin Sayın
Başbakanımıza sormuş olduğu sözlü soru önergesine
Hükûmet adına cevap vermek istiyorum:
Yoksulluk ile ilgili çalışmaların en temel veri
kaynağını, hane halklarının gelir, harcama ve sosyal
durumlarıyla ilgili bilgilerin derlendiği hane halkı bütçe
anketi oluşturmaktadır. Hane halkı bütçe anketi
kapsamında, Türkiye genelini temsil eden hane halklarına bir yıl
boyunca gidilerek aylık olarak yapılan tüketim harcamaları
maddeler hâlinde belirlenmektedir. Avrupa Birliği İstatistik Ofisinin
(EUROSTAT), hane halkı bütçe anketinin metodolojisi konusunda önerilerinin
yer aldığı, kıyaslanabilir ve harmonize edilebilir
nitelikte verilerin üretilmesini hedefleyen rehber kitap (Household Budget
Surveys in the EU: Methodology and Recommendations for Harmonisation) anket
metodolojisinin belirlenmesinde esas alınmaktadır.
TÜİK ile diğer kuruluşların yoksulluk
çalışmalarında kullanılan metodolojilerden kaynaklanan
farklılıklar bulunmaktadır. Bu farklılıklar özellikle
veri kaynağı, kapsam, TÜİKin Türkiye geneli için hesaplama
yapması, diğer kuruluşların belirli özellikler
taşıyan 4 kişilik haneleri dikkate alması, açıklanan
bilginin içeriği, TÜİKin hem çeşitli yöntemlere göre
hesapladığı yoksulluk sınırı hesaplaması,
çalışmanın günlük kalori gereksinimi, açlık
sınırının temelini oluşturan mal sepetinin
içeriği ve fiyatlandırılması, gerçek hane halkı
büyüklüğünün fertlerin cinsiyet ve yaşından kaynaklanan
farklılıkları dikkate alarak hesaplanmasında
kullanılan eş değerlik ölçeğinin belirlenmesi, yoksulluk
sınırının elde edilmesi için gıda dışı
harcama payının hesaplanması konularında ortaya
çıkmaktadır.
TÜİK, Türkiye genelinde tüm sosyoekonomik grupları
içerecek şekilde uluslararası literatürde tanımlanan harcama
değişkenine dayalı olarak mutlak açlık ve mutlak yoksulluk
sınırlarını hesaplamaktadır ve TÜİK
tarafından açıklanan sınırlar kesin açlık ve
yoksulluğu ifade etmekte olup bu şekilde hesaplanan açlık
sınırı uluslararası literatürde de tarif edildiği gibi
fertlerin mutlak açlık içinde yer alıp almadıklarının
belirlenmesi amacını taşımakta olup geçinme
sınırı, rahat bir yaşam sürme sınırı, refah
sınırı gibi anlamında değerlendirilmektedir.
Dolayısıyla TÜİKin hesaplamaları, insanların temel
ihtiyaçlarını karşılaması ve yaşam standardını
sürdürmesi ya da iyileştirmesi için gerekli olan tutarın tahmin
edilmesi anlamına gelmektedir.
2009 yılı hane halkı büyüklüğüne göre
yoksulluk sınırları: Hane halkı büyüklüğü 4 kişi,
açlık sınırı 299, yoksulluk sınırı 820.
Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk
oranları; yöntemler: Yoksulluk, gıda artı gıda
dışı. 2002 yılı 27, 2008 yılı 17.
Yine Tunceli Milletvekilimiz Sayın Kamer Gençin
sorularını cevaplandırmak istiyorum:
Konuyla ilgili olarak İstanbul CMK 250nci maddesiyle yetkili
cumhuriyet başsavcılığından alınan 25/01/2010
tarihli ve 2009/900.B.M sayılı yazıdan Danıştay
saldırısıyla ilgili davanın Ankara 11. Ağır Ceza
Mahkemesinde derdest olduğu, Yargıtay kararına uyularak
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yürütülmekte olup Ergenekon
Davası diye bilinen dava ile fiilî ve hukuki irtibatı bulunduğu
düşüncesiyle birleştirilmek üzere muvafakat talep edildiği,
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin birleştirmeye muvafakat
verdiği, bunun üzerine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince
18/5/2009 tarihli ve 22964 sayılı Kararıyla gerekçesi izah
edildikten sonra sanıklar hakkında görülen kamu davasıyla
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008-9/209 esasında
görülen kamu davası arasında hukuki ve fiilî bağlantı
olduğu görülmekle CMKnın 8 ve devamı maddeleri uyarınca,
görülen kamu davasının İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2008/209 esas sayılı dosyasında görülen kamu
davasıyla birleştirilmesine, yargılamanın İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/209 esas sayılı dosyası
üzerinden yürütülmesine karar verilerek dosyanın İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve iki dava arasında
irtibat bulunduğu mahkeme kararından anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda ceza muhakemesinin nasıl yapılacağı hususundaki
kurallar ile bu sürece katılan kişilerin hak, yetki ve yükümlülükleri
ayrıntılarıyla belirlenmiş, Kanunun 160ıncı
maddesinin 1inci fıkrasında cumhuriyet savcısının
ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini
veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup
olmadığına karar vermek üzere işin gerçeğini
araştırmaya başlaması bir görev olarak düzenlenmiştir.
Kamu davasının açılması konusunda görevli ve yetkili
kılınan makam cumhuriyet savcılıkları olup, bu
bağlamda telkinde bulunulması ya da talimat verilmesi söz konusu
değildir.
Öte yandan, Anayasanın Yargı yetkisi kenar başlıklı
9uncu maddesinde yargı yetkisinin Türk milleti adına
bağımsız mahkemelerce kullanılacağı,
Mahkemelerin bağımsızlığı kenar
başlıklı 138inci maddesinde hâkimlerin görevlerinde
bağımsız oldukları, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun
olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, merci
veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere
ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, genelge gönderemeyeceği,
tavsiye ve telkinde bulunamayacağı, görülmekte olan bir dava
hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla
ilgili soru sorulamayacağı, görüşme
yapılamayacağı ve herhangi bir beyanda bulunamayacağı,
Hâkimlik ve savcılık mesleği kenar başlıklı
140ıncı maddesinin ikinci fıkrasında hâkimlerin,
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatı esaslarına göre görev ifa edecekleri, Mahkemelerin
Kuruluşu kenar başlıklı 142nci maddesinde mahkemelerin
kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama
usullerinin kanunla düzenleneceği, ayrıca 98inci maddesinin ikinci
fıkrasında Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim
yollarından biri olan sorunun Bakanlar Kurulu adına sözlü veya
yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya
bakanlardan bilgi istemekten ibaret olduğu, aynı maddenin son
fıkrasında da soru ile ilgili önergelerin verilme şekli,
içeriği ve kapsamı ile cevaplandırılma, görüşme ve
araştırma yöntemlerinin Meclis İç Tüzüğü ile
düzenleneceğinin öngörüldüğü; Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünün Soru kenar başlıklı 96ncı maddesinde
sorunun kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin;
kişilik ve özel yaşama ilişkin konular içermeyen bir önerge ile
Hükûmet adına sözlü veya yazılı olarak
cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bir bakandan açık
belli konular hakkında bilgi istemekten ibaret olduğunun
belirtildiği malumlarıdır.
Anayasanın ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünün yukarıda belirtilen hükümleri birlikte
değerlendirildiğinde soru önergesine konu edilen diğer hususlara
cevap verilmesine yasal imkân görülememiştir.
Gaziantep Milletvekilimiz Hasan Özdemir Beyin
sorularını cevaplamak istiyorum:
Gaziantep ilinin yaşam kalitesi ve markalaşma becerisini
artırmaya yönelik olarak çeşitli politika ve araçlar
uygulanmaktadır. Bunlar sırasıyla, kalkınma ajansları:
Bölgelerimizin ekonomik ve sosyal gelişmesinin
hızlandırılmasına ve rekabet gücünün
artırılmasına, bölgelerin iş ve yatırım
imkânlarının ilgili kuruluşlarla iş birliği hâlinde
ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtımının
yapılmasına, kurumsal kapasitelerinin ve insan
kaynaklarının geliştirilmesine; yönetim, üretim,
tanıtım, pazarlama, teknoloji, finansman, örgütlenme ve iş gücü
eğitimi gibi konularda küçük ve orta ölçekli işletmeler ile yeni
girişimcilerin desteklenmesine önemli katkılar
sağlayacaktır.
Gaziantep, Adıyaman ve Kilis illerinde faaliyet gösterecek
kalkınma ajansı 22/11/2008 tarih ve 2008/14306 sayılı Resmî
Gazetede yayımlanan 10/11/2008 tarihli Bakanlar Kurulu Kararıyla
kurulmuştur. Ajansa 2009 yılı içerisinde ise kuruluş
çalışmalarının tamamlanması için yaklaşık 15
milyon TL kaynak aktarılması planlanmıştır.
KÖYDES ve BELDES projeleri: Susuz veya suyu yetersiz köy ve
bağlılarını sağlıklı ve yeterli içme suyuna
kavuşturmak ve köy yollarının kalite ve standartlarını
yükseltmek amacıyla 2005 yılında İstanbul ve Kocaeli illeri
hariç olmak üzere 79 ilde Köy Altyapısının Desteklenmesi Projesi
(KÖYDES) başlatılmıştır.
Proje kapsamında, 2005-2008 döneminde Gaziantep iline cari
fiyatlarla yaklaşık 35 milyon TL aktarılmıştır.
Yapılan projelerle, ilde, 2008 yılı sonu itibarıyla
köylerin yüzde 98,8inin suyu yeterli seviyeye
ulaştırılmıştır.
Ayrıca, ilde, asfalt beton köy yollarının
oranı yüzde 87,2ye ulaşarak ülkemizde asfalt beton yol oranı en
yüksek il Gaziantep ili olmuştur.
GAP Eylem Planı: GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve DPT
Müsteşarlığı koordinasyonunda, ilgili kamu kurum ve
kuruluşlarıyla, il ve bölgeden gelen talep ve önerilerle Rekabet
Gündemi Çalışmasında ortaya çıkan öncelikler de dikkate
alınarak, Güneydoğu Anadolu Bölgesine yönelik olarak GAP Eylem
Planı hazırlanmıştır.
Eylem Planı kapsamında ekonomik kalkınmanın
gerçekleştirilmesi, sosyal gelişmenin sağlanması,
altyapının geliştirilmesi ve kurumsal kapasitenin
geliştirilmesi olmak üzere dört stratejik gelişme ekseni
bulunmaktadır.
Eksenler altında ana başlıklar ve iller
itibarıyla eylemler yer almaktadır.
Sınai mülkiyet hakları: Sınai mülkiyet hakları
alanında farkındalık yaratmak, bilinç düzeyini artırmak
üzere Türk Patent Enstitüsü tarafından 6 Nisan 2004 tarihinde Gaziantep
Sanayi Odasında hizmet vermek üzere Türk Patent Enstitüsü Bilgi ve Doküman
Birimi kurulmuştur. Söz konusu Birimde görev yapan personel Gaziantep
Sanayi Odasının personeli olup, personele sınai mülkiyet
haklarıyla ilgili eğitimler Türk Patent Enstitüsü tarafından
verilmekte ve bu birimlere ücretsiz belgeler sağlanmaktadır.
Türk ürünlerinin yurt dışında
markalaşması ve Türk malı imajının
yerleştirilmesi ve Turqualitynin desteklenmesi.
KOBİ destekleri: KOBİlerin markalaşması için
büyük önem arz eden kaliteli mal üretebilmelerinin sağlanmasına
yönelik de destekler verilmektedir. Türk Patent Enstitüsü verilerine göre,
Gaziantep ilinde 2005 yılında 963, 2006 yılında 957 ve 2007
yılında 898 marka tescil edilmiştir. 2007 yılında
marka tescili almış iller sıralamasında Gaziantep 7nci
sırada yer almaktadır.
BAŞKAN Sayın Bakanım, beş on saniyenizi rica
edeyim. Çok teferruatlı hazırlanmış cevaplar,
doğrudur, teşekkür ediyoruz size ama yaklaşık, şu ana
kadar bir saate çok az bir zamanımız kaldı. Şu anda
önünüzde on iki tane falan soru var. Eğer bu şekilde gidersek
arkadaşlarımızın da soruları hesaplanırsa yani
yaklaşık bir kırk beş dakikayı falan
aşacağız. Onun için, ben bir sorunuzu daha alayım, ondan
sonra arkadaşlarıma, tekrar ek bir açıklama yapacaklarsa söz
vereyim, öbürlerini de sonra cevaplandırın. Bir soru daha
cevaplandırırsanız
Buyurun.
DEVLET BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) Bu daha bitmedi, bunu
bitireyim hemen.
Eğitim yatırımları: 2009 yılı
Yatırım Programında, yapımı devam etmekte olan ve
yeni alınan projelerle toplam 342 derslik ve bin öğrencilik pansiyon
inşa edilecektir. Ayrıca, bu projelerin yanı sıra
ilköğretim ve okul öncesi eğitim kurumu yapımı
amacıyla genel bütçeden il özel idaresi bütçesine her yıl mali kaynak
aktarılmakta, il özel idaresi gelirinin bir kısmı eğitim
kurumu yapımında kullanılmakta ve Eğitime Yüzde Yüz Destek
Kampanyası kapsamında, hayırseverler tarafından eğitim
kurumu yapılmaktadır. Nitelikli iş gücünün
katılımıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde
küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişimini ve rekabet
edebilirliğini teşvik amacıyla Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından Gaziantep ilinin de pilot iller
arasında yer aldığı sekiz ilde İnsan Kaynaklarının
Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi Projesi (İKMEP) uygulamaya
konulmuştur.
Sağlık yatırımları: Gaziantep ili, 10 bin
kişiye düşen 24,7 hastane yatağıyla sağlık
altyapısı olarak 28,5 olan Türkiye ortalamasına yakın bir
durumdadır. 400 yataklı Gaziantep Şehitkamil Devlet Hastanesi ve
200 yataklı Çocuk Hastanesi 2008 yılında hizmete
açılmıştır. Ayrıca, ilde 97 adet sağlık
ocağı hizmet vermektedir. Gaziantep Üniversitesinin 400 yataklı
Üniversite Araştırma ve Uygulama Hastanesi inşaatı 2007
yılında tamamlanmıştır. Hâlen, Nizip Devlet
Hastanesinin 100 yataklı ek bina inşaatı devam etmektedir.
Sayın Başkanım, bir tane daha okuyayım
müsaadenizle.
BAŞKAN Bir soruyu daha cevaplandırın, ondan sonra
arkadaşlarımızın ek açıklamalarını
alalım, sonra tekrar eğer siz isterseniz onlara bir cevap
verebilirsiniz.
Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) Karaman Milletvekilimiz
Sayın Hasan Çalış Beyin sorusunu cevaplıyorum:
TİSK tarafından yapılan bu açıklamaya tabii ki
önem veriyoruz. Biz de Hükûmet olarak önümüzdeki bu zor dönemin piyasalarda
güven oluşturarak, tasarruf yaparak, müsriflikten kaçınarak kamu
kurumları arasında ve kamu kurumlarıyla özel sektör temsilcileri
arasında gerekli iş birliğinin sağlanarak
aşılacağına inanıyoruz. Bu amaçla, Hükûmet olarak
gerekli tedbirlerin alınabilmesi için Ekonomik Koordinasyon Kurulu
bünyesinde özel sektör temsilcileriyle çeşitli toplantılar yaparak
krizle mücadelede özel sektörle iş birliği içerisindeyiz.
Yılın üçüncü çeyreğinde TÜİK verilerine göre
eğlence ve kültür için yapılan harcamalar bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 7 oranında azalmıştır. Kamu
kesiminde de tasarruf tedbirleri alınmaktadır. 1 Temmuz 2008 tarih ve
ilgili sayılı Başbakanlık Genelgesiyle kamu kurum ve
kuruluşlarının plaket, şilt ve hediye verilmesi
uygulamalarına son verilmesini öngören 4/6/2005 tarihli ve 2005/16
sayılı Genelge hükümlerine uygun hareket etmelerini istemiştir.
Ayrıca 2009 yılı programında kamu kaynaklarının
etkin ve verimli kullanılmasına yönelik tedbirlerin
alınacağı makroekonomik politika önceliği olarak hükme
bağlanmıştır. Bu çerçevede, kamu harcamalarının
etkinliği, verimliği ve alternatif maliyetlerinin gözetilmesi ve
verimsiz niteliğe sahip harcamaların tespit edilebilmesi için kamu
harcama yönetimi reformu çalışmalarına hız verileceği
ve kamu harcama sisteminde etkinlik, şeffaflık ve hesap
verebilirliğin artırılmasını sağlamak
amacıyla kamuda taşıt kullanım ve harcırah sisteminin
yeniden düzenleneceği konusunda 2009 yılı Programında
tedbirler yer almıştır. İncelemek isteyen sayın
milletvekili için genelge hâlihazırda bulunmaktadır.
Sayın Başkanım, konuyu arz ediyorum. Sizi ve
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, okuyup
da cevaplandırılmamış olan sorular, soru önergeleri
gündemde kalmaya devam edecektir, onu bilgilerinize sunayım.
Şimdi arkadaşlarımızın kısa
açıklamalarını alalım.
Sayın Genç, buyurun efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Benim yalnız (6/1125) sayılı Ergenekon
soruşturmasıyla ilgili sorum, çok yarım yamalak olayla ilgisi
olmayacak şekilde cevaplandırılmak istendi.
Ben sorumda diyorum ki: 2003 yılında Tuncay Güney
Başbakanlığa birtakım bilgiler vermiş. Bu bilgiler
2007 yılına kadar saklanmış. 2007 yılına kadar
neden bu bilgiler saklandı da ondan sonra, 2007den sonra Ergenekon
soruşturması açıldı? Ben bunu diyorum, Sayın Bakan
burada diyor ki: Anayasanın 138inci maddesine göre soruya cevap
veremeyiz. Yahu biraz bir şeyler öğrenin, gelin, Anayasanın
138inci maddesi nedir bir öğrenin arkadaş. Böyle bir şey olmaz!
Mesela, Kilerle ilgili bir soru soruyorum, diyorum ki: Bu
BAŞKAN Sayın Genç, teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, öteki
sorularım hiç cevaplandırılmamıştır.
BAŞKAN Şöyle diyorum Sayın Genç, müsaade
ederseniz
O sorularla ilgili olarak süre dolduğu için ben Sayın
Bakanı ikaz ettim, o sorulara cevap verme imkânı olmadı
Sayın Bakanın. Gündemde kalma hususu devam edecektir. Onu sizin
bilginize sunayım.
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet. Yani geçmişte de böyle
cevaplandırılmadan bazı sorularım düştü de Sayın
Başkan, onun için dikkat çekiyorum.
BAŞKAN Yok düşmedi
Yok düşmedi Sayın Genç.
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Neyse, bana verilen o Ergenekon
soruşturmasıyla ilgili cevap yeterli değildir ama ne
yapalım, biz bu Hükûmete alıştık, hep böyle kaçamak cevap
veriyorlar; böyle cevap vermesinler.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Genç.
Sayın Özdemir
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan,
öncelikle, Sayın Bakanın verdiği bilgilerden dolayı
kendilerine teşekkür ediyorum.
Ancak şunun bilinmesinde yarar görüyorum: Gaziantep, son
zamanlarda son derece büyük göç alıyor ve 2008-2009 yılları
arasına baktığımız zaman 43 ve 45 bine yakın
nüfusta bir artış var. Bu arada, Türkiyenin şu anda 1inci
sırada göç alan illerinden birisi. Kamu, bunu mevcut imkânlarla
karşılayamıyor. Hükûmetin, el birliğiyle, Gaziantepteki bu
göçle gelen insanlarımızın gerçekten orada iyi
yaşayabilmeleri için yeni yeni projeler üretmelerinde yarar görüyorum.
Çünkü, Gaziantep şu anda eğitimde çok alt sıralarda görülüyor ve
Gaziantep büyük bir şehir olmasına rağmen yaşam kalitesi de
57nci sıralarda gözüküyor ve bunu da Gaziantep hak etmiyor.
Dediğim gibi, Gaziantep üzerinde gerçekten Hükûmetin çok
ısrarla durmasında yarar görüyorum ve Gaziantepte şu anda
yıllık nüfus artışı 6,7 ve yedi buçuk yıllık
AKP iktidarları döneminde yüzde 28 Gaziantepin içerisi göç alıyor.
Biz, bu gelen insanlarla şeref duyuyoruz, Gaziantepe gelsinler ama
Gaziantepte işsizlik patlamış durumda ve aynı zamanda
Gaziantepe bu gelen insanlar tekrar memleketlerine gitmek istemiyorlar. Onun
için, Gazianteple ilgili ayrı, yeni yeni projeler gerekiyor yoksa
Güneydoğuda büyüyen bu kentte bir anda bir sosyal patlama olabilir ve bu
patlamayı da bir anda önleyemeyiz.
Ben bunları da kısaca arz edeyim dedim.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Yükseköğrenim öğrencilerinin en önemli
sorunlarının başında, barınma ihtiyacı, yani
yurt, ikincisi de burs ve kredi gelmektedir. Barınma ihtiyacı
konusunda okulların açılması aşamasında, açıldığı
günleri hatırlarsanız o günlerde bütün milletvekillerinin hepsine
öğrenciler, acaba yurt bulabilir miyiz veya torpil yapabilir misiniz veya
yerleştirme konusunda ne yaparsınız şeklinde geliyorlar.
Ondan dolayı, acilen, Türkiye genelinde yurt ihtiyacını
karşılayacak ciddi manada önlem almak mecburiyetindeyiz. Tokat da
bunların başında gelmektedir. Tokatımızın,
merkez olmak üzere, Tokat, Erbaa, Niksar, Zile, Turhal ilçelerinde
yüksekokullar vardır ve buralarda çok ciddi manada yurt ihtiyacı
vardır. Bu manada da ilçelerimize acilen yurt yapılması
gerekmektedir. Bu konuda Sayın Bakandan destek bekliyoruz.
Ayrıca tabii, kredi konusunda da yetersizlik vardır.
Öğrencilerimiz hem almış oldukları kredilerin
yetersizliğinden şikâyet etmekte hem de alınan kredilerin
faizlerinden dolayı ödememe zorluklarıyla karşı
karşıyadırlar. Şu anda iş bulma güçlüğü var yani
öğrenciler okullarını bitiriyorlar ama iş
bulamıyorlar. Dolayısıyla iki sene içerisinde de yeniden
borçları ödemeleri gerekiyor. Bu mealde, ödememe durumuyla karşı
karşıyalar ve faizler de artıyor. Bununla ilgili de Sayın
Bakanım mutlaka bir iyileştirme yapmak lazım. Faizlerin
silinmesi veyahut da borçların ödenmesi konusunda ileriki tarihlere mi
atacaksınız veyahut da başka şeyler mi
yapacaksınız? Bununla ilgili de bir çalışma
yapmanızı bekliyoruz.
Ben teşekkürlerimi sunuyorum.
Arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Sayın İnan
MÜMİN İNAN (Niğde) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Bugün ülkemizde çok ciddi bir ekonomik krizin
yaşandığı ve buna bağlı olarak da işini
kaybeden ya da yeni iş arayanların iş bulamadığı
çok ciddi bir kaos ortamı bulunmaktadır. Bütün sosyal kesimler çok
ciddi sıkıntı yaşamaktadır; iflas eden esnaflar, ürettiğini
satamayan üreticiler, işini kaybeden insanlar açlık
sınırının ve yoksulluk sınırının
altında yaşamaya çalışmaktadırlar. Bunların
ölçümlemeleri hangi kıstaslarda olursa olsun AKP iktidarları
döneminde Türkiyede açlık ve yoksulluk sınırı altında
yaşayan insanların sayısının çok ciddi bir biçimde
arttığı kabul edilir bir gerçektir. Dolayısıyla,
bunların en kısa süre içerisinde önlenmesi
Hükûmetin bugüne kadar
almış olduğu tedbirlerin çok yeterli olmadığı ve
acilen çok ciddi tedbirlerin yeniden hayata geçirilmesi noktasında
çalışmaların gerçekleşmesi de kaçınılmaz bir
vakıadır.
Sayın Başbakanın zaman zaman yapmış
olduğu konuşmalarda işverenlerden Yanınıza birer
kişi alsanız 1,5 milyon insan iş sahibi olabilir. gibi
fikirlerle bugün TOBBun açıklamış olduğu, açıklamak
üzere yarın Ankarada bir araya gelecekleri toplantıda da
Zaman
zaman ferdî olarak yapılan açıklamalar da işverenlerin bir tek
işçi dahi çalıştırabilecek durumda olmadıklarının
apaçık bir göstergesidir. Dolayısıyla bu tür yüksek seslerin dikkate
alınarak, en kısa süre içerisinde Türkiye'nin ekonomik krizden
çıkması noktasında, bir an önce çalışmaların
başlatılması konusunda katkılarımı sunmak
istedim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, öncelikle, bu Açık Öğretim Fakültesi
öğrencilerinin ülkemizde yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle
birçoğunun çalıştığı yerdeki işini
kaybetmesi ya da ailesinden aldığı desteği alamaz duruma
gelmesi nedeniyle son bir yılda ciddi anlamda kayıt yaptıramayan
öğrencilerimizin arttığını, bundan dolayı,
sonunda, acaba, öğrenim kredisi değil, harç kredisi ya da katkı
kredisi açısından Açık Öğretim Fakültesi öğrencileri
diğer öğrenciler statüsünde desteklenebilir miydi? Ama sizler yine de
sağ olun, işte, öncelikli olarak desteklenen grubu söylediniz fakat
bu öğrencilerimizin dışında birçok Açık Öğretim
Fakültesi öğrencisi bu harç kredisine ihtiyaç duymaktadır. Dönemlik
230-250 TL arasında değişen bu paraya gerçekten ihtiyaç duyan çok
öğrencimiz vardır. Tabii ki Türkiye'nin ihtiyacı da fazla ama bu
öğrencilerimizin eğitim imkânını bu şekilde bir
katkıyla sürdürebilmelerinin sağlanmasında yarar görülmektedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan,
teşekkürler.
Sayın Bakan, sorumuza gösterdiğiniz ilgi için
teşekkür ediyorum.
Tabii ki, sizin de izah ettiğiniz gibi, kamuda bir miktar
tasarruf yapılmaya çalışılıyor ancak gerçekten,
Hükûmetin en üst kesiminden aşağıya doğru kamuoyuna
yansıyan görüntüler, kamu vicdanı biraz daha farklı. Bu israftan
gerçekten ciddi şikâyetler var. Sizler de bir kamuoyu yoklaması
yaptırırsanız bunu görürsünüz. Özellikle belediyelerde ve özel
idarelerde de ciddi israf var. Bu israfı azaltacak, insanların
özellikle şu ekonomik darboğazda çırpındığı
günde israfı en az seviyeye indirecek tedbirleri almaya devam ederseniz
bu, ülkemize yapılmış önemli bir hizmet olur diye
düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Çalış.
Sayın Özkan
MURAT ÖZKAN (Giresun) Sağ olun Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, ben de teşekkür ediyorum soruma
vermiş olduğunuz cevaptan dolayı.
Ancak benim eklemek istediğim, söylemek istediğim bir
şey daha var. Giresun ilinde yaklaşık bin küsur öğrencimiz
yurt bulamadığı için maalesef kayıtlarını
dondurmak zorunda kaldı. Giresunun acil yurt ihtiyacının
çözümlenmesi gerekiyor.
Bunun yanında, bir de, yükseköğrenim kredisi ve burs
imkânlarının ülkemizde kifayetsiz olduğu bilinen bir gerçek.
Tabii, burada, özellikle Türkiyedeki yükseköğrenim görmüş
insanların Türkiyedeki en zengin yüzde 10 dilimine büyük kaynak, büyük
imkân sağladığını da biliyoruz. Yükseköğrenimin
finansmanında, özellikle vergi adaletinin de sağlanması
noktasında, Türkiyedeki en üst gelir grubunda olan yüzde 10luk dilime
ekstra bir yükseköğrenim kredisi almak amacıyla, bu, Batıda
çeşitli ülkelerde uygulanıyor, yeni bir vergi, benzeri bir yükümlülük
getiremez misiniz? Bunun, sosyal adaleti ve eğitimi de olumlu yönde
etkileyeceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiyede dolaylı vergiler
yüzde 70lerde seyrediyor. Bu, yükseköğrenimi herkesin finanse etmesi
anlamına geliyor. Ama yükseköğrenim mezunlarının daha çok
zenginleri tarafından istihdam edildiği ve bunlara gelir
sağladığı da bir başka vakıa. Sosyal adaletin
sağlanması açısından böyle bir imkânı kullanır
mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Sayın Bakanım, ek bir açıklama ihtiyacı var
mı?
DEVLET BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) Müsaade ederseniz
BAŞKAN Buyurun.
DEVLET BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) Sayın
Başkanım, çok değerli milletvekilleri; evvela yurtlarla ilgili
şunu söylemek istiyorum, Yurt Kurumumuzla ilgili: Tabii, üniversite
sayısını artırdıkça, kontenjanları
artırdıkça 230 bin yatak kapasitesinin yetmeyeceği ortada. Bir
de yurtlarda sunduğumuz hizmetlerin kalitesi çok arttı,
fiyatları da çok ucuz. Şöyle bir misal vereyim: Bazı
yurtlarımızdan 84 lira alıyoruz, bazısından 120 lira
alıyoruz; bunun, 84 liranın 79unu geri veriyoruz sabah
kahvaltısı ve yemek olarak yani bazı yurtlardan 5 lira
alıyoruz, bazı yurtlardan 25 lira alıyoruz.
Bildiğiniz gibi, bu ranza sisteminden de normal oda sistemine
geçtik, yeni yapılan yurtlarımızda da buzdolabından
televizyona kadar her türlü imkânımız var. Tabii, bu konuda biz de
sizlerle beraber aynı düşünce içerisinde Nasıl
sayımızı artırırızın düşüncesindeyiz.
Arsa üretmeye çalışıyoruz. Geçen hafta, sağ olun, Millî
Eğitim Komisyonundan sizlerin de desteğiyle geçen yap-kirala-devret
gibi bir modelimiz var. Yine, kiralamak istiyoruz, satın almak istiyoruz
ve başka bir model üzerinde de çalışıyoruz. Ben bir rapor
hazırladım Sayın Başbakanımıza ve EKK
Başkanı Sayın Ali Babacan Beye, DPTden sorumlu Bakanımıza,
Maliye Bakanımıza; o da şu: Belli yörelerde özel sektör yurt
yapmıyor; yurt yapmayınca, buraya devlet de yetişemeyince o
zaman bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor ki bunlar bilhassa Doğu
ve Güneydoğu Anadoluda var. Oralarla ilgili -4üncü bölge teşvik
bölgesi- buralara, özel sektöre özel bir teşvik vererek yani yap-işlet-on
yıl ödeme gibi veya başka modellerle yapmaya
çalışıyoruz. Bütün bunlarda sizlerin desteğine
ihtiyacımız var.
İkincisi: Bu, malumunuz, kredi 45 lira veriliyordu, daha
sonra böyle kademeli olarak artırıldı, şu anda 200 lira
veriyoruz ve sayıyı çok çok artırdık. Bütün bunları da
daha evvelden alan, kredi kullanan öğrencilerimiz hayata
atılmalarına rağmen maalesef ödeyememişlerdi, çok önemli
bir miktarda para alacağımız vardı; bir yasa çıkardık
bunları almaya başladık. Aldıktan sonra tekrar bu hizmetlerimiz
daha hızlı devam etmeye başladı ve çocuk okulu bitirdikten
sonra işe giremediği zaman bile üzerine gidiliyordu; şimdi onu
biliyorsunuz biraz iyileştirdik.
Reşat Beyin söyledikleri diğer konuları ben
inceleyeceğim, kendilerine bilgi takdim edeceğim.
Gaziantep, gerçekten gurur duyduğumuz bir ilimiz yani
Türkiye'nin sanayisinin öncüsü bir ilimiz, teşvik olmamasına
rağmen. O bakımdan Gazianteplileri buradan tebrik ediyorum. Göç
alıyor, doğru ama Gaziantep bütün bunlara rağmen büyük bir
mücadele veriyor. Biz de -ülkemizin her metrekaresi kutsal, her insanı
saygıdeğer- her yere değer verdiğimiz gibi Gaziantepimize
de çok değer veriyoruz, oradaki sorunları da biliyoruz. Ama şu
bir gerçek: Bugün yaşanan bir dünya krizi var ve bu krizde Avrupa
Birliğindeki iki tane ülkeyi görüyorsunuz. Bir Yunanistan, hep beraber
izliyoruz. İspanya yüzde 20 işsizlikle uğraşırken biz
bunu biraz asgariye indirme konusunda elimizden geleni yapıyoruz.
Sayın Başbakanımız Amerikaya gitmeden, geçen
hafta Bakanlar Kurulunda görüşülen esnaf ve sanatkârlara yapılacak
iyileştirmeler konusunda bilgi takdim etti. Bunu hep beraber ileriye
götüreceğiz. Gerek faizlerin düşürülmesi gerek faizlerin
yarısının sübvanse edilmesi devlet tarafından ve kullanılan
bu limitin artırılması ve birtakım iyileştirmeler
konusunda inşallah önümüzdeki günlerde sanırım hem komisyonlarda
hem Mecliste de bazı iyileştirmeler yapmaya
çalışacağız.
Ben belki eksik bıraktım. Eksik bıraktıysam
özür dilerim. Ama mutlaka yazılı olarak ve bire bir ilgili konularda
sizlere bilgi vermeye her zaman hazırız.
Ben bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, soru
önergeleri cevaplandırılmıştır.
Sayın Doğan, kısa bir söz talebiniz var, onu yerine
getireyim.
Buyurun efendim.
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- Gümüşhane Milletvekili
Yahya Doğanın, çok sayıda spor tesisinin
yapılmış olduğunu görmekten mutluluk duyduğuna ve
Gümüşhane ili Kelkit ilçesinin kapalı spor salonunun
yapımının tamamlanacağının müjdesini
almış olmaktan da çok mutlu olduğuna ilişkin
açıklaması
YAHYA DOĞAN (Gümüşhane) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımızın sözlü soru önergelerine
vermiş olduğu cevaplardan ülkemize ne kadar çok sayıda spor
tesisinin yapılmış olduğunu görmekten büyük mutluluk
duydum. Bu çerçevede Gümüşhane ili Kelkit ilçesinin kapalı spor
salonunun da -ki yıllardır maalesef yarım
kalmıştı- tamamlanacağı müjdesini vermesinden
dolayı teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Doğan.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.14
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.33
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatih
METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 85inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmına geçiyoruz.
IX.- MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön
Görüşmeler
1.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin, kanser hastalığının
boyutlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/348)
2.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 20 milletvekilinin, Doğu Karadeniz Bölgesinde yaşanan
kanser vakalarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/551)
3.- Diyarbakır Milletvekili
Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin, Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda artış gösteren kanser vakalarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/666)
4.- Trabzon Milletvekili Cevdet
Erdöl ve 21 milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/667)
5.- Ankara Milletvekili Tekin
Bingöl ve 23 milletvekilinin, kanser hastalığı konusunun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/668)
BAŞKAN Alınan karar gereğince, bu
kısmın 262nci sırasında yer alan, Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin (10/348); 452nci
sırasında yer alan, Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20
milletvekilinin (10/551); bugün okunarak bilgiye sunulan, Diyarbakır
Milletvekili Selahattin Demirtaş ve 19 milletvekilinin (10/666); Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve 21 milletvekilinin (10/667) ile Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve 22 milletvekilinin (10/668) esas numaralı,
kanser hastalığının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına dair önergelerin birlikte
yapılacak görüşmesine başlıyoruz.
Hükûmet? Burada.
Meclis araştırması önergeleri daha önce Genel
Kurulda okunduğundan tekrar okutmuyorum.
İç Tüzükümüze göre, Meclis araştırması
açılıp açılmaması hususunda sırasıyla Hükûmete,
siyasi parti gruplarına ve önergelerdeki birinci imza sahibine veya
onların göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.
Konuşma süreleri Hükûmet ve gruplar için yirmişer
dakika, önerge sahipleri için onar dakikadır.
Gruplar adına söz talebi yok.
Önerge sahipleri adına konuşma talebi yok.
Söz talebi olmadığından, önergeler üzerinde
görüşmelerin tamamlandığını sizlere ifade etmek
istiyorum.
Şimdi, Meclis araştırması açılıp
açılmaması hususunu oylarınıza sunacağım.
Meclis araştırması açılmasını kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meclis araştırmasını yapacak komisyonun 16
üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Komisyonun çalışma süresinin, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üyenin seçimi tarihinden başlamak üzere üç ay
olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Komisyonun gerektiğinde Ankara dışında da
çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
alınan karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Milletlerarası Para Fonu ile
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Milletlerarası Para Fonu
ile Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasına Katılmak
İçin Hükümete Yetki Verilmesine Dair Kanuna Ek Milletlerarası Para
Fonu Ana Sözleşmesinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Belgelerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/761) (S. Sayısı: 458)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
4.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/808) (S. Sayısı: 487) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, geçen birleşimde
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştı.
Şimdi, maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI
TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa
aşağıdaki ek maddeler eklenmiştir.
"Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
EK MADDE 118- İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Han, Sinan
Ağa Bin Abdurrahman, Nurbanu Valide Sultan, Hatice Sultan ve Hacı
Abdülaziz Ağa Mazbut Vakıfları adına Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim
Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine
tabi olmak üzere, kamu tüzel kişiliğine sahip Fatih Sultan Mehmet Vakıf
Üniversitesi adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Mühendislik-Mimarlık Fakültesinden,
b) Edebiyat Fakültesinden,
c) Güzel Sanatlar Fakültesinden,
ç) Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulundan,
d) Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsünden,
e) Sosyal Bilimler Enstitüsünden,
f) Güzel Sanatlar Enstitüsünden,
g) Medeniyetler İttifakı Enstitüsünden,
oluşur.
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Sayın Mehmet Akif Paksoy, Kahramanmaraş Milletvekili
OKTAY VURAL (İzmir) Recep Taner Beyefendi, Aydın
Milletvekili
BAŞKAN Recep Taner, Aydın Milletvekili
Buyurun Sayın Taner.
MHP GRUBU ADINA RECEP TANER (Aydın) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 487 sıra
sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının ek maddeleri üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(x) 487 S. Sayılı
Basmayazı 8/4/2010 tarihli 84üncü Birleşim Tutanağına
eklidir.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun
tasarısının ek 118inci maddesi yeni kurulacak olan vakıf
üniversitelerinin kuruluşunu düzenlemektedir. Bu maddeyle yeni kurulacak
olan üniversiteler ise İstanbulda Fatih Sultan Mehmet Üniversitesidir. 2547
sayılı Yükseköğrenim Kanununun vakıf yükseköğrenim
kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olarak ve kamu tüzel
kişiliğine sahip olarak kurulmasına karar vereceğimiz
üniversitemiz yapısına baktığımızda fakülte ve
enstitülerden oluştuğu görülecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak vakıf üniversitelerinin
kurulmasını destekliyor ve teşvik ediyoruz. Ancak,
Anayasamız kurulacak olan üniversitelerin ülke sathına dengeli bir
şekilde yayılmasını emretmektedir ama görüyoruz ki bugün
burada kurulmasına izin verdiğimiz üniversitelerin biri hariç
diğerleri yine İstanbulda kurulan üniversitelerdir. Yeni kurulmakta
olan üniversitelerde açılacak bölümlerin tespiti konusunda da ülkenin
ihtiyaçlarının iyi tespit edilip istihdam ve program
açığı bulunan bölümlerin açılması, diğer
bölümlere ise izin verilmemesi gerekir. Ülkemizde mühendislik eğitimi
veren programlarda öğretim üyesi başına düşen öğrenci
sayısı Avrupa ortalamasının iki katından fazla iken bu
üniversitede de mühendislik fakültesi kurulması, gerekli planlamanın
ve iş istihdamının araştırılmadan, tam olarak
yapılmadan bölüm açıldığının göstergesidir.
Görüşmekte olduğumuz üniversitede kurulan bir diğer
fakülte de eğitim fakültesidir. Eğitim fakültelerinin durumu da
aynı şekildedir. Şu anda eğitim fakültelerinin
değişik bölümlerinden mezun olmuş 250 binin üzerindeki
öğretmen atama beklerken yeni eğitim fakülteleri açmanın
gerekçesini de anlayamamaktayız.
Yine aynı şekilde her ile üniversite
kampanyasıyla ilçe kapasitesindeki illere üniversiteler kurulurken Türkiyenin
birçok ilinin nüfusundan büyük ve her türlü imkânlara sahip olan -2009
yılında da üniversite kurulması için kanun teklifi vermemize
rağmen- Aydının Nazilli ilçesinde, Mersinin Tarsus ilçesinde
sadece ilçe oldukları için üniversite kuruluş izninin verilmemesini
de anlayamamaktayız; tıpkı Aydında 1 milletvekili
çıkarmak için alınması gereken oy ile bazı illerin 2-3
milletvekili çıkarması gibi.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin en önemli
sorunlarının başında nedense Hükûmetimizin görmezlikten geldiği
yükseköğrenim tahsili yapmış genç nüfusun istihdamı
bulunmaktadır. Eğitimli nüfusun yüzde 25inin işsiz olduğu
ve bunların içindeki burslu olarak okuyup mezun olanlardan iş
bulamayanların durumu çok daha vahimdir. Alt yapısı iyi
hazırlanmadan kurulacak olan yeni üniversitelerden mezun olacak
öğrencilerin beyaz yakalı işsizleri daha da
artırmasına sebep olmasından endişelenmekteyiz.
Hükûmet her ile bir üniversite parolasıyla gerek devlet ve
gerekse vakıf üniversitelerine yenilerini katarken, fiziki
mekânlarının eksikliği, ayrılan ödeneklerin
düşüklüğü, verilen maaşların ve özlük haklarının
yetersizliği, devlet üniversitelerini vakıf üniversiteleri
karşısında zor durumda bırakmaktadır. Vakıf
üniversiteleri yeterince denetime tabi tutulmaz; kütüphanesi, sosyal tesisleri,
hatta eğitim binaları bile eksik olan üniversitelerin nasıl
bilimsel yayınlarda ön plana çıktıkları
araştırılmazsa veya yüksek ücretlerle devlet üniversitelerinden
transfer edilen başarılı bilim adamlarının her geçen
gün artması karşısında Hükûmet, devlet üniversitelerinde
görev yapan elemanların özlük haklarında iyileştirme yapmazsa,
yarınlarda üniversitelerimizin durumu çok daha kötüye gidecektir.
Birçok yeni üniversitede ayrılan ödeneklerle idare
binalarını ancak bitiren, hatta bazı binaları yarım
kalan, araç gereç eksiklerini gideremeyen, öğrencilerin ders
koşullarının yeterli olmadığı bir ortamda
eğitim vermeye çalışan üniversitelerimiz ortada dururken veya
onlara bağlı olarak açılan fakülte ve yüksekokullara yeterli
öğretim elemanı ve araştırma görevlisi atanamazken,
Hükûmetin bütün enerjisini rektör atamalarına ayırmasının
altında yatan gerçeğin, bilim adamı yerini bizim adamların
aldığı, liyakatin yerini sadakate bıraktığı
bir sistemin özlemi olsa gerek.
Üniversitelerimizde yapılan rektör seçimlerinde alınan
oyların yeterli olmadığı, rektör olmak isteyenlerin YÖK ve
Cumhurbaşkanı onayını da almalarının
gerektiği bir ortamda, hele Sayın Cumhurbaşkanı bugün
olduğu gibi bir siyasi partinin dayatmasıyla uzlaşma aramadan
seçilmişse, rektörlerde ve rektör adaylarında aranan özellikler
liyakat, vizyon, misyon gibi değerler olmaktan çıkıp,
mensubiyete veya birilerinin adamlığına dönmektedir. Rektör
atananlar ilk dönemlerinde kısmen rahat çalışabilseler de ikinci
dönemlerde, devam ettirebilmek için siyasi dengeleri gözetmek ihtiyacı
hissetmekteler ve o andan itibaren de siyasi iktidara yaranabilmek için
akademisyenlikleri ve bilim adamlıkları ile uyuşmayan bir durum
içine girebilmekteler. Yaptıkları uygulamalar ve verdikleri bazı
kararlar ile özerk üniversite rektörü imajından ziyade taşradaki,
millî eğitime bağlı bir okul müdürü görüntüsüne
dönüşmekteler. Millî eğitimdeki idarecilerin çalışanlar
üzerindeki, yandaş sendikaya kaydolma, atama ve görevde yükselme
kıstaslarının mensubiyete bağlanması ve buna benzer
sistemlerin kısmen de olsa artık üniversitelerimizi de
etkilediği görünmektedir. Bunun çok değişik örneklerini
Anadoludaki birçok üniversitede görmekteyiz ki bu da AKP zihniyetinin tüm
kuruluşlarda olduğu gibi üniversitelerimizi de ele geçirip
yandaş eğitim kurumları hâline getirmek için sarf ettiği
gayretlerin sonucudur.
Değerli milletvekilleri, özellikle son zamanlarda
yaşadığımız katsayı
tartışmalarından ve YÖK Başkanının tabiriyle
Anayasayı arkadan dolanmak teşebbüslerinden bahsetmek bile
istemiyorum ama meslek liseleri memleket meselesi denmesine rağmen
meslek liselerinin durumunun AKP İktidarı döneminde geçmişten
çok daha kötü bir durumda olduğu da bir gerçektir. İktidar
makamını şikâyet makamı zannedenler meslek liselerinin
katsayı, yatay ve dikey geçiş şartlarını bir an önce
düzenleyerek bu sorunu gündemden düşürmelidirler.
Değerli milletvekilleri, üniversiteleri kazanan gençlerimiz
ile ailelerinin yaşadıkları en büyük sorunların
başında ise yurt, burs ve harç sorunu gelmektedir. Özellikle yurt
konusunda Anadolunun çeşitli illerinden üniversite imtihanını
kazanarak yüksek tahsil için okullarına giden öğrencilerimizin ancak
çok az bir kısmı devlet yurtlarında yer bulmaktadır. Özellikle
kız öğrencilerimizin Kredi Yurtlara bağlı yurtlarda yer
bulamadığı durumlarda aileleri çok zor bir süreç beklemektedir
çünkü üniversite öğrenimine kadar ailesinden ayrılmamış
kızlarını veya erkek evlatlarını güven duydukları
bir yurt bulup oraya yerleştirinceye kadar belki de yüksek tahsil hayatının
en zor dönemini yaşamakta ve karar vermeye çalışmaktadır.
Üniversite öğrencilerinin en büyük sorunu barınma sorunuyken
Hükûmetin yurt sorununu halletmeden yeni yeni üniversiteler kurması
anlaşılamamaktadır.
Yine, aynı şekilde burs ve harç dengesizliğidir.
Bugün, üniversitelerde öğrencilerden alınmakta olan harçlar ülkemizde
yaşayan ailelerin gelir artış seviyelerinin çok üzerinde
artmaktadır. Burs veren birimlerin azalması ve burs miktarındaki
artışın yeterli olmaması da yükseköğrenimin önündeki
diğer büyük engellerdir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde isminde millî olan iki
kuruluştan birisi Millî Eğitim Bakanlığıdır ki
şu andaki uygulamalarıyla millîliği
tartışılır. Her gelen bakanın uygulamaya koyduğu
yeni eğitim sistemi sayesinde resmî dilimiz olan Türkçeyi bile tam olarak
öğrenemeyen çocuklarımızı anaokulundan üniversite
sıralarına kadar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, konuşmanızı
tamamlayınız efendim.
RECEP TANER (Devamla) Teşekkür ediyorum.
...ezbere dayalı bir ders anlayışıyla
yetiştiren, OGS, SBS, ÖSS gibi sınavlarda sıfır alan
öğrencilerin olduğu okullarda verilen eğitim ve öğrenim
yeterli olmadığı için dershanelere mecbur ve muhtaç
bırakılan eğitim sistemi mutlaka yeniden gözden geçirilerek okul
öncesi eğitimden ilk, ortaöğretime ve üniversitelere kadar bir bütün
olarak ele alınmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve
düşüncelerle, kurulacak olan yeni üniversitelerimizin ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Taner.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Osman
Özçelik, Siirt Milletvekili.
Buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA OSMAN ÖZÇELİK (Siirt) Sayın
Başkan, sayın Genel Kurul üyeleri; görüşmekte olduğumuz
yasa tasarısı ile ilgili, grubum adına söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu son bir yıl, iki yıl içinde çok sayıda
vakıf üniversitesi açıyoruz. Vakıf üniversitelerinin
sayısı neredeyse devlet üniversiteleri sayısına
yaklaşmakta; herhâlde bu hızla devam ederse devlet üniversiteleri
sayısını geçmiş olacak. Parti olarak biz, vakıf
üniversitelerinin kuruluşuna karşı değiliz. Ancak bu kadar
hızlı vakıf üniversitelerinin kurulması, bir vakıf üniversitesi
olmanın ötesinde, özel üniversite olması ve ciddi bir kâr alanı,
ciddi bir rant alanı yaratmasına bağlı olduğunu
bilmemiz lazım. Vakıf üniversitelerinin kuruluşunda iki temel
unsur var: Bu unsurlardan bir tanesi vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyecekler.
İkincisi, bütün ülke sathına homojen bir şekilde
dağılımı sağlanacak. Yasa bunu emrediyor. Bu iki
kuralın da işlemediğini görüyoruz. Birincisi, vakıf
üniversiteleri özel üniversite karakteri taşıdığı için
büyük kentlerde yığılmakta, çünkü rant, müşteri
-öğrenci değil, müşteri- orada. Buradan da
anlaşılıyor ki vakıf üniversiteleri kuruluş
amaçlarının dışında işlevler görüyor, yüksek kâr
amaçlı oldukları görülüyor. Neden Diyarbakırda, neden
Erzurumda, neden Muşta, neden Artvinde, Gümüşhanede veya bir
başka kentimizde vakıf üniversitesi kurulmuyor da ısrarla
sermaye sahipleri vakıflar kurarak, aslında olmayan
vakıfları kurarak, sadece bu amaçla vakıf kurarak -kâr
amacı güttükleri çok açık- ve çok yüksek, fahiş
diyebileceğimiz, harç adı altında -aslında bunun tam
adı fiyattır- fiyatlarla öğrenciler alınıyor?
Vakıf üniversitelerinin kendi kaynaklarından eğitim-öğretim
olanaklarını, laboratuvar olanaklarını, öğretim üyesi
maaşlarını ve diğer personel maaşlarını
karşılaması esas alınması gerekirken, bütün bu
giderler öğrencilerden alınan harçlara, harç adı altında
toplanan paralara bağlı ve üstelik kâr ediliyor.
Devlet üniversiteleri
AK PARTİnin her kente bir
üniversite anlayışıyla derme çatma üniversiteler kuruluyor bir
taraftan. Hizmet olanakları olmayan, binası olmayan, binası
varsa laboratuvarı ve diğer araç gereçleri olmayan, bunların da
olması hâlinde öğretim üyesi bulunamayan üniversiteler
Sadece biz
falanca kente üniversite açtık anlayışıyla üniversiteler
açılıyor. Büyük kentlerdeki devlet üniversitelerinde çoğu zaman
öğretim üyesi yığılması
Bazı öğretim
üyeleri, doçent, profesör düzeyinde öğretim üyeleri haftada bir saat, iki
saat derse girme imkânı bulurken öğretim üyesi
yığılmasından, Anadolunun çeşitli kentlerinde
açılan üniversitelerde yardımcı doçent bulmak bile büyük bir
sorun oluyor. Buna mutlaka bizim bir çare bulmamız lazım. Üniversite
açmak yetmez. Üniversiteler bilim yuvalarıdır, araştırma
merkezleridir, yetişkin insan gücü kaynaklarının merkezidir.
Sadece siyasi kaygılarla Üniversiteler açtık. demek yeterli
değil. Çok ciddi bir sorundur bu. Üniversitelerin öncelikle bilim
adamı yetiştirmeleri, eğitilmiş insan gücü yetiştirmeleri
hedefi olmalıdır, olmak zorundadır.
Üniversitelerde yaşanan diğer sorunlara değinmeye
fazla fırsatımız yok. Eğitimde kalitenin yükseltilmesi,
özgür düşünce merkezleri hâline getirilmesi ve üniversitenin
özerkliğinin sağlanması çok ciddi bir sorundur. Yine devlet
üniversitelerinde öğrenci harçları öğrencilerin en çok
yakındığı, ödemede zorluk çektiği bir konudur.
Bunların mutlaka ele alınması lazım.
Yine, vakıf üniversitelerinde ciddi bir denetimsizlik
hadisesi var. Devlet üniversitelerinde de böyle. YÖK tarafından devlet
üniversiteleri ile vakıf üniversitelerinin yeterince denetlenmeleri,
onların özerk yapılarına müdahale tabii ki söz konusu değil
ama mali ve idari açıdan mutlaka denetlenmeleri gereği ortadadır.
Bu nedenle biz parti olarak özel üniversiteler yani vakıf üniversiteleri
ile kamu yani devlet üniversiteleri, Meclis araştırması
komisyonu oluşturularak ciddi bir denetimden geçirilmelidir ve aksayan
yanlarının, sorunlarının giderilmesi Meclisin denetimi
sayesinde sağlanmalıdır diye araştırma önergesi
verdik. Gündeme geldiğinde umarım Meclisimiz böyle bir komisyonu
oluşturur, gerek vakıf üniversiteleri gerekse devlet
üniversitelerinin mali ve idari denetimi açısından bir uygulama
başlatır ve bu konuda üniversitelerimizin daha derli toplu bir
çalışma yapmalarına önayak olunur, bir rehber olunur diye
umuyoruz.
Sayın milletvekilleri, vakıf ve devlet üniversitelerinde
görülen bir diğer eksiklik de üniversitelerin gelişebilmelerinin,
toplumda üniversitelerden beklenen yararın sağlanabilmesinin bir
diğer koşulu da üniversitelerin sanayiyle, iş dünyasıyla
yakın ilişki içinde olması ve iş dünyasının,
sanayinin ve üretimin geliştirilmesi, yeni araştırma ve
buluşlara olanak sağlayan bir iş birliğinin
geliştirilmesi gereğidir. Oysa görüyoruz, üniversiteler bir taraftan
sanayiden ve üretimden kopuk, diğer taraftan halktan ve toplumdan kopuk.
Üniversiteler çevreleri yüksek duvarlarla örülmüş, polis
kontrolünden sonra içeri girilebilen, topuma kapalı, âdeta birer özel
mekânlar hâline getirilmiş. Üniversiteler topluma açık olmalı.
Üniversiteler bilim merkezleridir, toplumun sorunlarıyla ilgilenmesi ve
toplumun üretim ilişkilerini mutlaka geliştirmesi gerekir. Vakıf
üniversiteleri, benzerlerini gördüğümüz Avrupa, Batı ülkelerinde,
Amerika gibi ülkelerde kendi öz kaynaklarıyla yaşamlarını
sürdürüyorlar, hatta kendi öz kaynaklarının üretim ilişkileri
çerçevesinde sanayiyle, iş dünyasıyla ortak geliştirdikleri
projelerle çok yüksek kazançlar sağladıkları ve toplumda bu
şekilde de yarar sağladıklarını görüyoruz. Türkiyede
maalesef yapılan bu değil. Türkiyede yapılan, Ben bir okul
açtım, para kazanacağım. öğrencilerin yetişme durumu,
öğrencilerin bilim dünyasından yeterince yararlanmasının
sağlanması kâr amaçlı üniversitelerin herhangi bir şekilde
umurlarında değil. Tabii ki, bunu tümü için söylemiyoruz. Bazı
vakıf üniversiteleri, gerçekten amacına uygun çalışmalar
yapıyor ama önemli bir bölümü sadece kâr amaçlı kuruluyorlar. Buna
müsaade etmemek lazım. Üniversitelerin kâr amaçlı
kurulmasının, yasada belirtildiği şekilde, önüne geçmek
lazım. Eğitim- öğretim ve sağlık parasal
ilişkilere konu olmamalı. Bu ülkenin bütün
yurttaşlarının gerek sağlık hizmetleri gerek
eğitim hizmetlerinin devletin bütçesinden karşılanacak fonlarla
sağlanması lazım. Gerek devlet üniversitelerindeki
harçların yüksekliği gerekse vakıf üniversitelerindeki
katılım payı veya harç adı altında alınan
ücretlerin çok yüksek olduğu açıktır. Bunu da önlemek
lazım.
Bildiğiniz gibi, biz yine bir kanun teklifi getirmiştik.
Dicle Üniversitesi ile İstanbul Üniversitesinde Kürt dili ve
edebiyatı bölümlerinin açılması teklifini getirmiştik, hâlâ
gündemimize gelmiş değil. Aslında, YÖK kendi yasası
çerçevesinde bu bölümleri oluşturabilir ama görünen o ki, önce olaya
sıcak bakmakla birlikte bunu belli bir sürece yaydıkları
görülüyor. Buna rağmen, kimi üniversiteler kendi olanakları
çerçevesinde, derli toplu olmayan, ilişkileri birbirinden kopuk, ne amaca
hizmet ettiği çok fazla belli olmayan girişimleri var. Bu
girişimleri de takdirle karışlıyoruz tabii. Artuk Üniversitesi
Kürt diline ilişkin kimi çalışmalar içinde, yaşayan
dillerle ilgili bölümler açma gibi bir çalışmanın içinde. Yine,
Tunceli Üniversitesi, basından öğrendiğimiz kadarıyla,
haftada bir gün olmak üzere
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özçelik, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
Buyurun.
OSMAN ÖZÇELİK (Devamla) Tamamlıyorum Başkan,
teşekkür ederim.
Kürtçenin Kurmanci lehçesi ve Zazaki Dimili lehçesinde lisans ve
ön lisans programları hazırlamış. Bunları tabii ki
olumluyoruz ancak bunlar yeterli değil, bunlar derli toplu çözümler
getiren yaklaşımlar değil. Buna rağmen çok yoğun bir
ilgi olduğu görülüyor. Tunceli Üniversitesinde Kurmanci bölümünde ders
almak isteyen öğrenci sayısı 600, Zaza Dimili lehçesinde
-Kürtçenin bu iki önemli lehçesinde- öğrencilerden 400ü Dimili
lehçesinden dersleri izlemeye başlamışlar. Yani talebin ne kadar
yüksek olduğunun, ihtiyacın ne kadar ciddi olduğunun
kavranması lazım. Tercihli dersle, haftada bir saat dersle ihtiyaca
yanıt verilemeyeceği açıktır. Yapılması gereken,
ilk etapta, öğretmen yetiştirecek, Dicle Üniversitesi başta
olmak üzere, biz İstanbul Üniversitesi diye önermiştik, Ankara da
olabilir, köklü, büyük üniversitelerimizde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN ÖZÇELİK (Devamla) Bağlıyorum Başkan,
son cümle.
Bu iki üniversitemizde açılacak bölümlerde, Kürtçe
eğitim-öğretim yapan Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin
açılması, öğretmen yetiştirilmesidir çünkü Türkiye er geç
ana dilde eğitimi başlatmak zorundadır. Bunun için
öğretmenlere ihtiyaç var, eğitimli insanlara ihtiyaç var, pedagoji
eğitimi almış insanlara ihtiyaç var, dil eğitiminin
nasıl yapılacağına dair yetişmiş elemanlara
ihtiyaç var. Bu teklifimizi tekrar ediyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına Sinop
Milletvekili Engin Altay. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, birkaç haftadır bir türlü
tamamlayamadığımız vakıf üniversiteleri kanununu
görüşüyoruz. Bu konuya geçmeden önce, son günlerde ülkemizde yaşanan
bazı olaylar, ülkemin geleceğiyle ilgili, toplumumuzun içinde
bulunduğu iç barışın zedelendiğine dair ciddi
karamsarlık ve endişelere beni sevk ediyor. Şimdi, tabii,
şöyle düşündüm biraz önce: Fıratın kenarında
kaybolan koyunun hesabını veremem. diyen Hazreti Ömere bak, bir de
ülkeyi bu hâle getiren Başbakana bak. Çok şükür ikisi de Müslüman da
yani bunların aldığı İslam eğitimi, İslam
anlayışı arasındaki bu farka dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, terör, Türkiyede maalesef hep var
olmuştur, özellikle 83-84lü yıllardan itibaren acımasız
yüzünü göstermiş, Türkiye bu konuda büyük bedel ödemiştir.
Yalnız, iktidarınızın sekizinci yılında, Türkiye
bir de anarşiyle tanıştı. Yani terör bir dertti, sayenizde,
Türkiyeyi getirdiğiniz sosyoekonomik nokta Türkiyeye yeniden anarşi
belasının musallat olmasına sebep oldu. Hükûmeti bu konuda daha
sorumlu, daha duyarlı olmaya çağırıyorum. Özellikle Vanda
ve Samsunda yaşanan olayları münferit olaylar diye
geçiştirmek falan mümkün değildir, yani bu olayların üstünde, bu
yaşananların üstünde Hükûmetin böyle pişkin pişkin
oturmasını anlamak da mümkün değildir. Cumhuriyetimiz seksen
yedi yıllık, demokrasimiz altmış yıllık.
Burası bugün bir milletvekilimizin de söylediği gibi ne Hitlerin
Almanyasıdır ne Mussolininin İtalyasıdır sayın
milletvekilleri. Burası, Büyük Atatürkün kurduğu, barış
üzerine, kardeşlik üzerine kurduğu Türkiye Cumhuriyetidir ve böyle
de sonsuza kadar kalacaktır. (CHP sıralarından
alkışlar) Bu duygularımı sizlerle paylaşmayı bir
görev sayıyorum.
Sayın milletvekilleri, konumuz eğitim. Ben, 7 Nisan
günü, bu Genel Kurulda, atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarıyla
ilgili bir konuşma yaptım. Cumhuriyet Halk Partili milletvekili
arkadaşlarımla beraber, bir Meclis araştırması
açılmasını teklif ettik. Bakın, bugün, ne güzel, bütün
grupların iş birliğiyle, mutabakatıyla, Türkiyede
hızla yaygınlaşan kanser vakalarının
araştırılmasına yönelik bir komisyon kurduk. Yani bu çok
önemli ama 300 bin insanı yok sayan bir Parlamento ben tasavvur
edemiyorum. Şimdi, bunu burada reddettiniz. Peki, Hükûmete soruyorum,
gerçi Millî Eğitim Bakanı burada yok. Ben 7 Nisan günü dedim ki:
Müzik öğretmeni adayı Emre Yılmaz böbreğini
satışa çıkardı. Dedim ki: AYÖP Platformu
Başkanı, atama bekleyen öğretmen Şafak Bay kemik kanseriyle
boğuşuyor, yurt dışına tedaviye gitmesi lazım,
sosyal güvencesi yok. Dedim ki: Bursada Fikret Ercan, atama bekleyen
öğretmen, intihar etti. 7 Nisan günü, ben bunları söyledim.
Şimdi Sayın Hükûmete soruyorum: Bu Hükûmet, 7 Nisanda söylediğim
bu üç somut, vahim durumla ilgili ne yapmıştır?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Hiçbir şey yapmadı.
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Ortalığı
karıştırıyor, ortalığı.
ENGİN ALTAY (Devamla) E şimdi o Hükûmet ne işe
yarar? Bu durumla ilgili bir şey yapmayan Hükûmet, Allah aşkına,
ne işe yarar? Devletin rutin işlerini bürokratlar yürütüyor zaten.
Yani burada, geçen, annesi cezaevine girdiği için çocuk intihar edince
Millî Eğitim Bakanlığı annesinin o taahhüt ettiği
parayı ödemesini biliyor ya! Yani bu Hükûmeti baştan dövmek
lazım, testiyi kırdıktan sonra yapıyor bu işleri.
Hükûmetin, bu testi misali, bir ders alması
Kimden alacak? Hükûmete kim
ders verir? Hükûmetin sorumlu olduğu yer önce millettir, sonra
Parlamentodur. Parlamento, bu Hükûmetin her yaptığı
yanlış, eksik, hatalı, hakkaniyet ve insaniyet
dışı iş ve işlemi tasdiklemek zorunda değil ki.
Böyle Parlamento olur mu?
Şimdi, sayın milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanlığı -Millî Eğitim Bakanımız da yok- İç
Denetim Raporu açıklandı.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Orman Bakanımız var!
ENGİN ALTAY (Devamla) Çok ilgili, Çevre ve Orman
Millî Eğitim Bakanlığının kendi İç
Denetim Raporunda 133.317 öğretmene ihtiyaç var. diyor.
Şimdi, bunu Millî Eğitim Bakanlığı yok
sayıyor. Ya, bunu CHP söylemiyor, MHP söylemiyor, BDP söylemiyor, Millî
Eğitim Bakanlığı İç Denetim Raporu söylüyor.
Şimdi bakın, Türkiyede 300 bin insana, gene bu
mayıs ayında bir kâbus yaşatacak bu Hükûmet. Şimdi,
önümüzdeki günlerde, televizyonların alt yazılarında Flaş!
Flaş! Flaş! Millî Eğitim Bakanlığı 10 bin yeni
öğretmen alacak. Gazetelerde, televizyonlarda haber. Bu 300 bin aile
içinde bir heyecan, bir umut ışığı doğacak.
Tavsiye etmiyorum, beni dinliyorlarsa şimdilik doğmasın ama biz
bu işin peşini de bırakmayacağız.
Şimdi, sayın milletvekilleri, bunu daha önce de
yaşadık. Bu 10 bin öğretmenin yaklaşık 8-9 bini,
sistem içindeki sözleşmeli öğretmen ve usta öğretmen
adıyla çalıştırılan arkadaşlarımız
üzerinden doldurulacak.
Şimdi, bir Hükûmet millete yalan söyler mi? 10 bin yeni
öğretmen alınacak. diye basına bu geçecek.
Şimdi, iki gündür -inanın sayın milletvekilleri,
abartmıyorum- 200ü aşkın mesaj aldık. Bütün bu
arkadaşlar, benim meslektaşlarım Haziran aldatmacası.
diyor, başka bir şey demiyor. Hükûmeti buradan uyarıyorum: Ya
böyle bir yeni öğretmen alacağız demeyin, Efendim, sistem
içindeki sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçireceğiz. deyin
-insanlık bunu gerektirir, doğru dürüst siyaset bunu gerektirir- ya
da ne yapın edin, gidin, IMFye mi yalvaracaksınız, Dünya
Bankasına mı yalvaracaksınız, Başbakanı abluka
altına mı alacaksınız
Yahu, Başbakana şunu
sorsanıza kardeşim: Sayın Başbakan, sen 2002
yılında
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Başbakan Amerikada.
Yanına yaklaşamıyorlar Başbakanın!
ENGİN ALTAY (Devamla)
İzmitte, Antepte, Samsunda
ve İstanbulda bu işsiz öğretmenlere şeref sözü verdin mi,
vermedin mi? diye bir sorun canım! Tutanaklar var, belgeler var,
Sayın Başbakanın verdiği sözler var. E şimdi, Dün
dündür, bugün bugündür. Demirele ait bir söz ama tatbikatına
baktığınız zaman Recep Tayyip Erdoğanla anlam bulan
bir söz hâline geldi. Böyle başbakanlık olmaz.
Başbakanların eksiği olabilir, şartlara göre
bazı konularda eksik iş ve işlem yapabilirler ama ben biliyorum
ki 133 bin öğretmen açığını kapatmak, devletimize
-büyük devletimize- çok büyük bir yük değildir. Nerelere ne paralar
harcanıyor! Hep söylüyoruz. Özel uçakla kına gecelerine gidiyorsunuz
ya! Ayıp değil mi?
Bu rakam -Sayın Bakan, belki siz konuya vâkıf
değilsiniz- 300 bin rakamı hayalî bir rakam değildir.
Yaklaşık 200 bin sistem dışında öğretmen var,
efendim, 73 bin tane Millî Eğitim Bakanlığında, sistem
içinde ama sözleşmeli öğretmen var ve 55 bin tane de ücretli var.
Onların durumu daha bir vahim, sözleşmelilerin ve ücretlilerin durumu
daha vahim. 24 Kasım Öğretmenler Gününde Siz şöyle durun, sizi
öğretmen saymıyoruz. diyorlar. Ayıp değil mi? Ayıp
değil mi? Böyle bir şey olabilir mi Sayın milletvekilleri?
Daha nisan ayındayız, Nisanın 13ü bugün
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Ağustosta da alacağız, merak etme.
ENGİN ALTAY (Devamla)
bu haziran aldatmacasına
direneceğiz. Her vesileyle, her fırsatta, bu kürsüye Anayasa
değişikliği için çıktığımızda da,
Tarım Kanunu için, Süt Kanunu için, Kooperatifler Kanunu için
çıktığımızda da bu atanmayan öğretmenlerin
hesabını sormaya devam edeceğiz.
Bak, şimdi, yükseköğretimle ilgili burada
hazırlıklarım var, bunlara gelemedim bile daha ama bu durum
vahim bir durum sayın milletvekilleri. Bu konuda Hükûmeti, yüce Meclisi,
özellikle yüce Meclisin iktidar partisine mensup milletvekillerini bir daha
duyarlı olmaya çağırıyorum. Lütfen, bu haziran ayında
yaşanacak olan trajediye izin vermeyelim. Allah aşkına hepimizin
çoluk çocuğu var ya! Hepimiz anneyiz, babayız. Böyle bir şey
olabilir mi? Buna sessiz kalabilir misiniz? Nasıl
kalırsınız? Ben bunu anlamakta güçlük çekerim. Olmaz, toplum
sorunlarına kulağını kapayan, gözlerini kapayan,
ağzını kapayan bir parti olmaz, bir parlamento olmaz. Bu sorun
karşısında ben yüce Meclisin, gerçekten samimiyetle iyi niyetle
bir sorumluluk içerisinde Hükûmete yönelik eleştirilerini,
baskısını sürdüreceğine inanıyorum, en azından
inanmak istiyorum.
Bakın, biz şimdi sizin yaptığınız
her şeye bazen karşı çıkınca siz diyorsunuz ki: Her
şeye karşı çıkıyorsunuz. E güvenimiz yok size.
Bakın, bu sefer güvenimizi nasıl sarsmışsınız.
Şimdi, sayın milletvekilleri, önümüzdeki ay SBS
sınavları var, ilköğretimden ortaöğretime geçiş
sınavları var. Milyonlarca aile 6, 7 ve 8inci sınıftaki
çocukları bu sınavlara hazırlıyoruz, siz de
hazırlıyorsunuz, ben de hazırlıyorum.
Şimdi, maç başlamış, kuralları bunun 1
Kasım 2007de belirlenmiş, Ortaöğretime Geçiş Yönergesi
hazırlanmış, sistem işliyor. Şimdi, haydi buyurun,
size yeni bir garabet daha, yeni bir skandal daha. 2 Nisan 2010da bu yönergede
bir değişiklik yapmış Millî Eğitim
Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu.
Bakın, sayın milletvekilleri, milyonlarca aileyi ilgilendiren
bir meseleden bahsediyorum.
Başkanım, bu on beş dakika mı, on mu?
BAŞKAN On beş dakika.
ENGİN ALTAY (Devamla) On beş
Üç dakika mı
kaldı?
Şimdi, sayın milletvekilleri, bu yönetmelik
değişikliğiyle çeşitli adlar altında -sizin
çocuklarınızı da ilgilendiriyor, bunu iyi dinleyin- yurt
dışında uluslararası yarışmalara gidip derece
yapanlara, yaptıkları dereceye göre sınıf puanı
veriyorlar. Bak bak, sınıf puanı! Gitmek bile yeterli, derece
yapamazsan. Peki, bu uluslararası yarışmalara kim gidiyor? Sizin
çocuklarınız gidebilir, hadi benimki de gidebilir. Milletin
çocukları mı gidiyor? Bu uluslararası yarışmaya Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı resmî okullar mı
gidiyor, yoksa (F) tipi okullar mı gidiyor?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) (F) tipi
ENGİN ALTAY (Devamla) (F) tipi gidiyor.
Şimdi, Çorlu Sinoptan örnek vermiyorum-
Tekirdağın Çorlu ilçesinden, daha geçenlerde Nebraskaya
Nebraskaya ben de gittim, bizim Türkiye'nin Bayburtu gibi bir yer- Çorludan
bir okul gitmiş, yarışmaya katılmış, yirmi tane madalya
Şimdi, Çorludan 20 çocuk, eşitleri arasında
ayrıcalıklı. Niye? O özel kolejde okuduğu için ve özel
kolejde (F) tipi yarışmaya gittiği için. Bu adalet falan
değil. Ya partinizin adını değiştirin ya bu işi
adaletli yapın. Böyle şey olur mu ya! Buna isyan etmeyeceğiz de
neye isyan edeceğiz? Sınava bir buçuk ay kala yapıyorsun bunu.
Ayıp!
Bak, bu yanlış falan demiyorum, bu mahkemeden döner de
-bu konuda Danıştaya gidilmiş- ama bu, yanlışın
ötesindedir, bu düpedüz ayıptır, gerçekten ayıptır. Bir
öğretmen olarak, bu çağda, bu dönemde, Bakanlıkta, Türkiye
Cumhuriyeti devletinde böyle bir ayrımcılığın
yapılmasını kınıyorum.
Sayın milletvekilleri, buralardan çok insan geldi geçti.
Bizler de sizler de gelip geçeceğiz. Üç günlük dünya, iyi anılmak
lazım. Ne derler? Ölünün arkasından konuşmayın. derler. E
siz böyle yaparsanız hepinizin arkasından yüzyıllarca
konuşacaklar. Konuşturmayın arkanızdan.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) Biz hayırla yâd ederiz
sizi.
ENGİN ALTAY (Devamla) Yani parti disiplinini ben de bilirim,
kabul ederim. Bizim de partimizin bir disiplini var ama sayın
milletvekilleri, lütfen
Bak, şimdi, Yargı bizi kuşattı. diyorsunuz,
yargıyı yargı yapacağız
Kendinizce
Peki,
yürütmenin yasamayı bu denli tahakküm altına almasını
içinize sindirebiliyor musunuz? Böyle şey olur mu?
Evet, milletvekiliyiz, parti disiplini var, şu var bu var ama
iki yere hesap vereceğiz. Bir bizi buraya gönderenlere hesap
vereceğiz, bir de öbür tarafa hesap vereceğiz. Bakın,
bakın
( AK PARTİ sıralarından gürültüler) Tabii, tabii,
tabii
Şimdi, belki ben beş vakit namaz kılamıyorum, zaman
zaman orucumu da aksatıyorum ama
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Altay, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
ENGİN ALTAY (Devamla)
ben, yüce dinimizi çok iyi biliyorum
ve bir şeyi biliyorum sayın milletvekilleri: Benim üzerimde ve
partimin üzerinde kul hakkı yok. (CHP sıralarından
alkışlar) Sizin üzerinizde, Genel Başkanınızdan
başlayarak AKPnin üzerinde epey bir diyetle ödenmesi bile mümkün olmayacak
kadar kul hakkı var. Allah sonunuzu hayır etsin, gidişiniz iyi
gidiş değil.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Amin!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahsı adına Canan Kalsın, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun Sayın Kalsın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
CANAN KALSIN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 487 sıra sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1inci maddesi
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Hepimizin bildiği gibi, ülkemiz genç bir nüfusa sahip ve her
10 gençten 1inin yükseköğretim yapabildiği ülkemizde
yükseköğretim talebi önemli bir yer tutmaktadır.
Yükseköğretimde, açık öğretim kurumları hariç, ön lisans,
lisans ve lisans üstü kurumlarında toplam 1 milyon 746 bin 534
öğrencinin 166.157si vakıf üniversitelerinde
eğitim-öğretim yapmaktadır. Kendi kaynakları ile kazanç
amacı gütmeden kurulan vakıf üniversiteleri, bu anlamda
yükseköğretimde olan ihtiyacı da karşılamaktadır. Kamu
tüzel kişiliğinde kurulan bu üniversitelerin artması ile
yükseköğretimde Türkiye'nin genç nüfusunun ihtiyacını
karşılayacaktır.
1984 yılında kurulmaya başlayan vakıf
üniversiteleri 2002 yılı itibarıyla 53ü devlet, 23ü vakıf
olmak üzere 76 üniversite sayısı bugün 94ü devlet, 45i vakıf
üniversitesi olmak üzere 139a ulaşmıştır.
Tasarı ile kurulması öngörülen Fatih Sultan Mehmet
Üniversitesi ile daha önce Bezmi Âlem Vakıf Üniversitesi mazbut
vakıflar adına Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
kuruldu. 2002 yılına kadar kurulan vakıf üniversiteleri üç büyük
ilde toplanmışken, bu tarihten itibaren kurulan 22 vakıf
üniversitesinin 7si bu büyük üç il dışında kurulmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde
üniversite okuyanların oranı dünyayla
karşılaştırıldığında dünyada yüzde 60
iken, ülkemizde yüzde 20 ile maalesef istenilen seviyede değildir.
İktidarımız süresinde 81 ilde kurulan üniversitelerle hem bu
tablo değişecek hem de göç önlenmiş olacaktır. Amerikanın
Birinci Dünya Savaşından sonra silahlanma yerine üniversitelere
yatırım yapması bugün Amerikayı Amerika yapan bir gerçek
olmuştur.
Bu üniversitelerin yeni kurulacak eğitim fakültelerinde okul
öncesi ve engelli eğitimi gibi konularda öğretmen açığı
bulunan bölümlerin açılmasına izin verilmiştir.
Vakıf üniversitesi kurulması talebinde kurul bünyesinde
bulunan vakıf komisyonu tarafından yerinde yapılan ziyaretlerle
kurucu vakfın beyan edilen mal varlığı kampüs için tahsis
edilen araziler ve imar durumlarına kadar inceleme yapılıp daha
sonra genel kurulda başvuruların görüşüldüğü
Yükseköğretim Kurulu tarafından mal varlığı 15 milyon
liranın altında bulunan taleplerin ise iade edildiği bilgisini
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu yeni kurulacak üniversitelerin yanında mevcut
üniversitelerin öğretim üyesi talebinin karşılanması için
Öğretim Üyesi Yetiştirme Projesi yürütülmektedir. Bu Proje
kapsamında 2 bin araştırma görevlisi kadrosu bütçe kanununa
eklenmek üzeredir.
Tasarının çerçeve 1inci maddesi 2809 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa eklenen ve
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin kurulmasını öngören ek
118inci maddenin ikinci fıkrasına ülkemiz ve İspanya tarafından
başbakanlar düzeyinde yürütülen Medeniyetler İttifakı Projesi
çerçevesinde yüksek lisans ve doktora çalışmalarının
yapılabilmesi için, Projeye akademik destek sağlamak üzere, (g) bendi
olarak Medeniyetler İttifakı Enstitüsü eklenerek kabul
edilmiştir. Bu konuda emeği geçen Sayın Bakanımız
Nimet Çubukçu olmak üzere herkesi tebrik ediyorum.
İlerlemenin ancak eğitim oranının ve
eğitim kalitesinin artırılmasıyla olacağına
inanıyor ve bunu canıgönülden destekliyorum.
Türkiye'nin ve dünyanın değişen koşul ve
ihtiyaçları doğrultusunda Türkiyede ve dünyada büyüme hedefi olan,
stratejik önemi haiz bölümlere yeni kurulacak üniversitelerde yer
verileceğine inanıyorum. Talebin arzı oluşturduğu
alanlarda geleceğe hazırlanan gençler iş bulma kaygısı
taşımayacak, değişen dünya ihtiyaçları
doğrultusunda hazırlıklı ve donanımlı olarak
ülkemiz gençlerinin bu ülkeye katkıları pozitif yönde olması
kaçınılmazdır.
Şunu bir örnekle açmak istiyorum: Eğer Türkiyemiz
nükleer alanda ya da enerji konusunda büyüme hedefi koyuyorsa bu konuda
-paralel olarak- üniversiteler de ilgili bölümlerde gençleri buralara
hazırlamalıdır.
Yine, bir diğer örnek: İletişim ya da nanoteknoloji
konusunda büyümeyi hedefliyorsak yine o konularla ilgili bölümler
üniversitelerde açılmalı ve gençlerimiz geleceğe
hazırlanmalıdır.
Yine, Türkiye dışında master, doktora ya da
üniversite eğitimi yapacak gençler de bu büyüme hedeflerine göre
eğitim almaya yönlendirilmelidir. Bazı alanlar da stratejik hedef
olarak belirlenmeli ve sadece bugüne değil geleceğe yönelik de
planlamalar yapılabilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kalsın, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
CANAN KALSIN (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Yani on yıl sonra, yirmi yıl sonra ülkemiz nerede
olacaksa, hangi hedefe yöneleceği alanlarda yatırım yapılmalıdır.
Yine, Avrupa Birliği üyesi ülkelerinde ülkemiz
öğrencileri aleyhine gerşekleşen öğrenim ücretleri,
kırk yılı aşkındır Avrupa Birliğiyle
müzakere eden ülkemiz öğrencileri lehinde olan seviyelere indirilmelidir.
İktidarımız süresinde seksen bir ilde kurulan
üniversitelerimizle Türkiye ve Türk gençlerinin farklı bir yerde
olacağına inanıyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle Fatih Sultan Mehmet Vakfı
Üniversitesinin hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kalsın.
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sayın Işık, buyurun.
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, her ne kadar konu sizinle direkt ilgili
değil ama bilindiği gibi vakıf üniversitelerine öğrenci
kayıtları döneminde ciddi sorunlar kamuoyuna da yansıdı.
Örneğin, İstanbulda Maltepe Vakıf Üniversitesinde, önce burslu
olarak kazandığı öğrencilere bildirildiği hâlde,
kayıt döneminde, veliler, beklemedikleri çok ciddi kayıt
paralarıyla karşılaştılar. Bu konularda Hükûmetinizce
ya da Bakanlıkça alınan bir tedbir var mıdır? Bu yeni açılan
vakıf üniversitelerinde de benzer olayların yaşanmaması
için Bakanlığımız ne tür tedbirleri almış ya da
almaktadır?
Teşekkür ediyorum.
Hükûmet
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Işık, özür dilerim, süreniz
devam ediyordu ama siz teşekkür edince ben kapattım.
Sayın Orhan, buyurun.
AHMET ORHAN (Manisa) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Son Osmanlı Meclisi Saruhan Mebusu Celal Bayar adına
1992 senesinde Manisada kurulmuş olan Manisa Celal Bayar Üniversitesi 25
bini aşan öğrencisi, bini aşan akademik kadrosuyla Ege
Bölgesinin üçüncü büyük üniversitesidir. Ancak bu üniversitenin
öğrencilerinin ciddi bir barınma problemi vardır.
Hâlihazırda 25 bin öğrencinin 18 bini aşan kısmı
Manisada öğrenim görmekte, ne yazık ki yetersiz yurt nedeniyle de
İzmire günübirlik gidip gelmek durumunda kalmaktadır. Bu durum hem
Manisa şehri açısından hem de öğrenciler
açısından ciddi bir sorun yaratmaktadır. Hükûmetinizin
barınma ihtiyacının giderilmesi için Manisada bir
çalışması var mıdır? Varsa ne zaman neticelenecektir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Orhan.
Sayın Bulut
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın Bakan, pazar günü yapılan yükseköğretime
giriş sınavında okul önlerinde Demokratik Açılım
isimli AKP Gençlik Kollarının dağıttığı
kitaplar gözlendi. Okula kadar, camiye kadar siyasetin girmesini siz etik
buluyor musunuz? Bütün partilerin görüşlerini okul önlerinde sergileyip,
ücretsiz, öğrencilere dağıtmasını uygun görüyor
musunuz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bulut.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Son zamanlarda devamlı üniversite açıyoruz. Öğretim
üyeleri ve öğretmenlerin aldıkları ücretler çok yetersizdir.
Bundan dolayı da büyük şikayetler vardır. Önümüzdeki dönemlerde
öğretim üyelerinin ve öğretmenlerimizin maaşlarının
iyileştirilmesiyle ilgili bir çalışma yapmayı
düşünüyor musunuz?
İkinci sorum: Öğretmenevlerinde alınan ücretler
bayağı pahalı olmaya başlamıştır. Özellikle
Başkent Öğretmenevini örnek olarak göstermek istiyorum. Önümüzdeki
dönemlerde öğretmenevlerinin ücretlerini düşürmeyi düşünüyor
musunuz?
Bir diğer sorum: Büyük Öğrenci Projesi adı ile
ülkemizde Türk dünyası ve akraba topluluklardan öğrenciler
eğitim yapmaktadır. Bu öğrenciler ülkemizde çok zor şartlar
altında eğitim yapmakta ve neredeyse ülkemize geldiklerine
pişman olmaktadırlar. Bu öğrencilere yönelik ödenen
bursların artırılması veyahut da başka, çeşitli
imkânların artırılması noktasında Hükûmet olarak bir
çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Sayın Akcan
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Söz konusu tasarıyla İstanbulda Fatih Sultan Mehmet
Han, Sinan Ağa Bin Abdurrahman, Nurbanu Valide Sultan, Hatice Sultan ve
Hacı Abdülaziz Ağa mazbut vakıfları adına, birden
fazla vakıf adına bir üniversite kuruluyor. Bu vakıflara
kayıtlı araziler var mıdır? Varsa nerelerdedir? Bu vakıfların
senetlerinde bağımsız veya başka vakıflarla ortak üniversite
kurma veya eğitim kurumu açma amacına yönelik bir hüküm bulunmakta
mıdır?
Bir diğer sorum: Bu vakıflara ait olmak üzere kurulacak
üniversitelere tahsis edilmek üzere hâlen uhdelerinde millî emlak veya herhangi
bir devlet kurumuna ait araziler bulunmakta mıdır?
Bir üçüncü sorum ise: Bu üniversiteler için hâlen devletçe arazi
tahsisi planlaması var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Taner
RECEP TANER (Aydın) Sayın Bakan, üniversitelere
kayıt hakkı kazanan öğrencilerin yüzde kaçı dershane
çıkışlıdır, yüzde kaçı da Millî Eğitim
Bakanlığının müfredatıyla üniversitelere
gitmiştir? Bu konuda Bakanlığınızın veya
Hükûmetin elinde bir çalışma var mıdır? Yani sadece
okullardaki eğitimle kaç öğrencimiz üniversitelere gitmektedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, buyurun efendim.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Çok
teşekkür ediyorum.
Özellikle şunu ifade edeyim: Önce, burada sayın
konuşmacılar bir hususu belirtmişlerdi öğretmen ve tayinlerle
ilgili, müsaade ederseniz, bir bilgi vermek istiyorum. Şu anda 670 bin
öğretmen var kadrolu ve sözleşmeli; 602 bin adet öğretmen
kadrolu, 68 bin adet sözleşmeli olmak üzere. Hükûmetimiz döneminde
2003-2008 yılları arasında 226 bin adet öğretmenin
açıktan tayini gerçekleşti. Şimdiye kadar tayin edilen
öğretmenlerin yaklaşık olarak üçte 1i Hükûmetimiz döneminde
açıktan tayin edilmiştir. Dolayısıyla her yıl
Hükûmetimiz döneminde 32.200 öğretmen açıktan tayin edilmiş
olup, bu yıl haziran ayında 10 bin öğretmen, ağustos
ayında da 30 bin öğretmen olmak üzere 40 bin öğretmenin
açıktan tayini yapılacaktır. O konu hakkında bilgi vereyim.
Şimdi, Manisa ilinde Merkez, Alaşehir, Akhisar ve
Demirci ilçelerinde Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı dört adet yurt vardır,
kapasitesi 3.468dir, kullanılan kapasite ise 2.758dir. Sayın Manisa
Vekilim, şu anda 710 tane boş kapasite var. Yani burada herhâlde bir
bilgi eksikliği var. Şu anda yurtlar dolu değil.
Sayın Doğrunun Öğretmenevlerinden alınan
aidatlar düşürülecek mi? diye bir sorusu vardı. Evet,
düşürüldü. 60 liraydı Sayın Doğru, şu anda 25 TLye
düşürüldü 60 TLden.
Tabii, bunun dışında sizin başka bir sorunuz
daha vardı öğretim üyeleri ve öğretmenlerin maaşları
hakkında. Zaten Hükûmetimiz bu konuda bütün memurların
maaşları konusunda sürekli bir iyileştirme yapıyor. Tabii
onlar da dikkate alınacak.
Akraba topluluklar için de
Hakikaten bu konuya biz de Hükûmet
olarak çok önem veriyoruz. Bildiğiniz gibi yeni bir kanun da geçti akraba
topluluklarıyla, TİKAyı da ve diğer Milli Eğitim
Bakanlığı
Hakikaten akraba topluluklardan gelen
öğrencilere her türlü destek veriliyor, ama sizlerin de başka
tavsiyeleriniz varsa bunu da Hükûmete götüreceğiz, ilgili bakana götüreceğiz
efendim.
Sayın Akcanın sorusu vardı, vakıflarda.
Efendim hiçbir arazi tahsisi yapılmamıştır, kendilerinin
arazileri vardır, onu özellikle belirteyim.
Bunun dışında Sayın Tanerin sorusu var. Yani,
bu konuda herhangi bir yani doğrudan, yani hiçbir kursa gitmeden
Anladığım kadarıyla hiçbir kursa gitmeden, doğrudan
okuldaki eğitimle üniversiteye girenlerin sayısını
sordunuz. Bu konuda tabii şu anda benim de bir hoca olarak cevap vermem
mümkün değil, ama bu konuyu müsaade ederseniz araştıralım.
Böyle bir araştırma, şu anda böyle bir veri yokmuş, ama
belki böyle bir veri için bir hazırlık yapılması
faydalı olur.
Evet, teşekkür ediyorum efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Daha var soru.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan, Maltepe
Üniversitesinde yaşananları sormuştum.
OKTAY VURAL (İzmir) Süre var daha.
BAŞKAN Bir dakika arkadaşlar.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Efendim, Maltepe Üniversitesiyle ilgili olarak da kitapçık
yanlış okunmuş, o bakımdan böyle bir yanlış
anlama
Öğrenciler tarafından yanlış okunmuş, o
bakımdan kitapçıkta yanlış okumadan kaynaklanan bir husus
var, onu da ifade ediyorum.
Bir de Sayın Bulutun bir sorusu var, o da işte şu
anda
Şimdi, pazar günü tabii bir partimizin böyle Demokratik
Açılım kitabını dağıtalım. diye böyle bir
şey yok, ama münferit bazı hadiseler olmuş olabilir, onu da
inceleyeceğiz. Esasen bizim de görüşümüz şu: Camiye, okula,
kışlaya siyasetin girmesi doğru değil, biz de aynı
kanaatteyiz.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) İlkeli olun biraz,
ilkeli.
OKTAY VURAL (İzmir) İşlem yaptınız
mı?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) İçişleri
Bakanlığınca ne işlem yaptınız Sayın Bakan?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Şu anda inceleyeceğiz, bakacağız, gereken
yapılacaktır merak etmeyin.
Soruların tamamına cevap verdim tahmin ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (İzmir) Bugüne kadar işlem
yapılmadı mı?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sizin devlet yönetim
anlayışınız bu, ilkesiz anlayış. Yangından
ne koparabilirsek.
BAŞKAN - Arkadaşlar soru-cevap işlemi
tamamlanmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, madde üzerinde bir adet
önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
T. B. M. M. Başkanlığına
Görüşülmekte olan 487 Sıra Sayılı yasa
tasarısının 1. maddesinin Ek 118 nolu bölümündeki (g) bendinden
sonra (h) bendi olarak yabancı diller Enstitüsünün eklenmesini arz
ederiz.
|
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Şevket
Köse |
Engin Altay |
|
|
Malatya |
Adıyaman |
Sinop |
|
|
Abdulaziz Yazar |
|
Orhan Ziya
Diren |
|
|
Hatay |
|
Tokat |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Şevket Köse konuşacak.
BAŞKAN Sayın Köse, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan,
yabancı diller yüksekokulu
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş)
İstediği zaman kurar, kanuna gerek yok.
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen Sayın Hatibi
dinleyelim.
Buyurun efendim.
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz değişiklik
teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi, vakıf
üniversiteleri akademik kadro ihtiyacını devlet üniversitelerinin
akademik kadrolarından karşılamaktadır ancak akademik
kadrolarda da bir dizi sorun yaşanmaktadır. Özellikle asistan
kadrolarında, geçtiğimiz yıl YÖKün çıkardığı
yönetmelikle tam bir kıyım yaşanmaktadır. YÖK
tarafından, üniversite araştırma görevlilerinin iş
güvencesini ortadan kaldıran ve onları sözleşmeli hâle getiren
bir sistem ortaya konuldu. Yani yapılan düzenlemeyle, doktora
çalışmalarının bitiminde asistanların üniversiteyle
ilişkileri kesilmektedir. Daha önce gerekli akademik ölçütlere sahip
oldukları sürece yükselme yolları açıktı. Bu düzenlemeyle,
doktorasını bitiren asistanlar kapının önüne
konulmaktadır. Üzüntüyle belirtmeliyim ki bütün bunlar reform adı
altında gerçekleştirilmektedir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde 3 milyona yakın
öğrenciye hizmet eden 100 bin öğretim üyesi bulunmaktadır.
Eğitim sistemimizin kalitesi, üniversitelilik oranımız, üretilen
bilimsel eser sayımız ortadadır. Siyasi yatırım olsun
diye gerekli ölçütleri yerine getirmeyen her yere üniversite kurulması
yeni tabela üniversiteleri oluşturmaktan başka bir işe
yaramayacaktır.
Nitelikli kadroların yetiştirilmesi gerekmektedir ancak
bu, tasarruf etmek adına üniversitelerde ana bilim dallarının
kapatılmasıyla olacak bir şey değildir. Reform
yapıyoruz. diye geçtiğimiz yıl YÖKün talimatıyla birçok
üniversitede de bölümler kapatılmıştır, asistanlar
güvencesiz ve sözleşmeli personel hâline getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, öğretim görevlilerinin
ellerinden güvencelerini alırsanız özerkliklerini de alırsınız
ve sonuçta bu üniversiteleri bilim üretmeyen yerler hâline getirmiş
olursunuz. Bu durum geleceğimiz açısından hiç de olumlu bir
manzara değildir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi olarak yıllardır idari ve bilimsel anlamda özerk
üniversite için çaba gösteriyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak
özerkliğin üniversiteler için olmazsa olmaz bir kavram olduğunu
anlatıyoruz. Ancak, yıllardır bu YÖK rezaletiyle karşı
karşıyayız. Hükûmetin uzantısı gibi davranan bir
yükseköğretim kurumu, üniversitelerimizin üzerinde bir baskı
aracı olarak kullanılmaktadır. YÖK bugün bir kadrolaşma
aracıdır. AKP Hükûmeti, YÖK eliyle üniversiteleri ele geçirmek
telaşındadır. Öğretim üyelerinin oylarıyla birinci
sıraya yerleşmiş aday yok sayılmakta üçüncü sırada en
az oy alan aday rektör yapılmaktadır ve ne yazık ki
Cumhurbaşkanlığı sanki bu kadrolaşmanın onay
makamı hâline gelmiştir. Bu koşullarda bilimsel ve idari
özerklikten söz etmemiz mümkün değildir.
Sayın milletvekilleri, üniversite sistemimizi YÖK kamburundan
mutlaka kurtarmak zorundayız. Bakınız, AKP iktidara
geldiğinde YÖKten şikâyetçiydi. Ne zaman YÖK Başkanı
kendilerine benzeyen, talimatla iş yapan birisi oldu ve o zaman AKPnin
şikâyetleri anında bitiverdi. Sekiz yıl önce şikâyet
ettikleri YÖK kadrolaşma aracı hâline gelince ve istediklerini de
yerine getirince sorun ortadan kalktı.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde eğitim kalitesinin
yükseltilmesi için Cumhuriyet Halk Partisi olarak, gösterilen her türlü
çabayı destekliyoruz. Okullarımızın sayısının
artması ve üniversite mezunlarının sayısının da
artması elbette sevindiricidir. Ancak bu yapılırken kalite
faktörü göz ardı edilmemelidir.
Bakın, bugün kurulan pek çok üniversite hâlâ gerekli akademik
kadrolardan ve gerekli donanımdan yoksundur. Tabela üniversitesi yaratmak
ülkemizin eğitim sorunlarına çözüm üretmemektedir ve eğitim
kalitesini de artırmamaktadır, netice itibarıyla, sistemin
sorunlarını daha da derinleştirmektedir. Bu konuda ihtiyaçları
doğrudan saptamak ve yönelik planlamaları yapmak gerekmektedir. Ben
yaptım, oldu. mantığıyla, Şuraya da bir üniversite
kuralım, şurada az oy aldık, oraya da bir tane kuralım.
mantığıyla üniversite kurulamaz. Hedefimiz, yaşadığımız
sorunlara doğru çözümler üretecek, nitelikli, çağın gereklerine
uygun, eğitilmiş kuşaklar yaratmak zorundayız. Bunun
olmadığı koşulda çok sayıda üniversite olan ama
bilimsel kabul görmeyen, eser üretmeyen bir ülke durumuna geliriz. Bu konuda
kaygılarımızı iletiyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak.
Kurulacak olan vakıf üniversitelerinin ülkemize yararlı
olmasını, her şeye rağmen hayırlı
olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Köse, teşekkür ederim.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, önergenin
oylamasından önce bir yoklama talebi vardır. Yoklama talebini yerine
getireceğim.
Sayın Anadol, Sayın Serter, Sayın Dibek, Sayın
Özdemir, Sayın Bingöl, Sayın Coşkunoğlu, Sayın Köse,
Sayın Süner, Sayın Tütüncü, Sayın Kaptan, Sayın Demirel,
Sayın Çakır, Sayın Güner, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Erenkaya, Sayın Köktürk, Sayın Aydoğan, Sayın Ekici,
Sayın Özer ve Sayın Arifağaoğlu.
İsmini kaydetmiş olduğum milletvekili
arkadaşlarımın yoklamaya girmemelerini rica ediyorum.
Yoklama için üç dakikalık süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/808) (S. Sayısı: 487)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, maddeyi
oylamadan önce Komisyonun bir düzeltme istemi vardır, onu yerine
getireceğim.
Sayın Başkan, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR
KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET SAĞLAM (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan, Meclisimizin 1/4/2010da kabul ettiği bir kanunla
Türk-Alman Üniversitesi kuruldu malumunuz. Orada Yükseköğretim
Teşkilat Kanununun ek 118inci maddesi Alman Üniversitesi
kurulmasıyla ilgili olduğu için buradaki Fatih Sultan Mehmet
Vakıf Üniversitesiyle ilgili ek maddenin 119 olması ve sonrakilerin
de buna göre teselsül ettirilmesi gerekiyor, bunu arz etmek istedim efendim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Komisyon
Başkanımızın belirttiği üzere Türk-Alman
Üniversitesinin kurulmasına ilişkin 5979 Sayılı Kanun
yayımlandığından Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununa en son eklenen ek madde numarasının 118
olması üzerine görüştüğümüz ek maddenin numarası 119 olarak
düzeltilmiştir. Bundan sonraki ek maddelerin numarası da
Başkanlığımızca teselsül ettirilecektir.
Şimdi, ek madde 118i ek madde 119 olarak
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kanunu oyluyoruz arkadaşlar, saygıdeğer
milletvekilleri...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Evet, milletimiz için hayırlar getirmesini diliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Neyi oyladınız efendim siz?
BAŞKAN Biraz önceki önerge kabul edilmemiştir
Başkanım. Madde kabul edildi, biraz önceki önerge kabul edilmedi.
OKTAY VURAL (İzmir) Siz kanun dediniz de o
bakımdan...
BAŞKAN Önerge kabul edilmemiştir ama şimdi madde
kabul edilmiştir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkanım, kanun dediniz.
BAŞKAN Demin Komisyonun teklifini düzelttiğimize göre
onu da o şekilde düzeltiyoruz. Yani arkadaşlar, kabul edilmeyen
önergedir. Eğer sehven bir hata olmuşsa düzeltiyorum, kabul edilen maddedir.
İstanbul Ön Asya Üniversitesi
EK MADDE 120- İstanbul'da Türkiye Diyanet Vakfı
tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf
yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere,
kamu tüzel kişiliğine sahip İstanbul Ön Asya Üniversitesi
adıyla bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Bu Üniversite, Rektörlüğe bağlı olarak;
a) Edebiyat Fakültesinden,
b) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden,
c) Eğitim Fakültesinden,
ç) Sağlık Bilimleri Fakültesinden,
d) Yabancı Diller Yüksekokulundan,
e) Sosyal Bilimler Enstitüsünden,
f) Sağlık Bilimleri Enstitüsünden,
oluşur.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Nur Serter.
Sayın Serter, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FATMA NUR SERTER (İstanbul) Teşekkür
ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ek 119uncu
madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
yeni üniversitelerin -ister devlet ister vakıf üniversitesi olsun-
kurulmasına kesinlikle karşı değiliz. Önce bunu belirtmek
istiyorum. Ancak, AKP ve YÖK iş birliğiyle, âdeta ışık
hızıyla birbirinin ardı sıra kurulan bu üniversitelerin
-ister devlet ister vakıf üniversitesi olsun- gerekli altyapıya,
gerekli donanıma ve öğretim üyesi kadrosuna sahip
olmaksızın kuruluyor olmasının Türk yükseköğretimine
vermiş olduğu zararları da Türkiyenin yakın gelecekte
çekeceğinin altını bir kere önemle çizmek istiyorum.
Devlet üniversitelerinin çok ciddi bir öğretim üyesi
yetersizliğiyle karşı karşıya bulunmaları
yetmedi, şimdi dörder dörder kurduğumuz vakıf üniversiteleriyle,
devlet üniversitelerinde zaten yetersiz olan öğretim
elemanlarını bir de vakıf üniversitelerine çekerek devlet
üniversitelerinin içini büyük bir hızlı boşaltmakta
olduğumuzu siz sayın milletvekillerine hatırlatmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, yükseköğretimi liseden,
üniversiteyi liseden ya da meslek lisesinden ayırt edici özellikler İktidarınız
döneminde artık ortadan kaldırılmıştır. Bundan
dolayı bence AKP kendini kutlamalıdır. Artık üniversiteler,
lise öğreniminden hiç de farkı olmayan bir eğitim ve öğretim
verme zorunda bırakılmıştır ya da meslek lisesine
eş değer teknik nitelikte, sadece o mesleğin niteliklerini
öğreten ama bilim üretmeyen, bilim kurumu olma özelliği
taşımayan bir yapılanma içine ne yazık ki itilmiştir.
Üniversiteler bilim kurumlarıdır. Bilim kurumu bilim üretir, bilimsel
gelişmeleri yakından izler, bu gelişmeleri hızlı bir
biçimde, öğrencisinin de katkı vereceği bir biçimde
öğretime aktarır ama bu derece hızla kurulan ve yeterli
öğretim kadrosundan yoksun olan üniversiteler ne yazık ki artık
bunu gerçekleştirmekten de uzak kalmışlardır. Tabii, hâl
böyle olunca, üniversite diplomasının da gelecekte artık, bir
kâğıt parçası ya da bir karton parçası olmaktan pek de
öteye geçmeyeceğini kabul etmek zorundayız. Üniversite
diplomasının ve yükseköğretimin değersizleştirilmekte
olduğu bir yükseköğretim anlayışı gelecekte Türkiyeye,
gerek bilim yaşamına gerek bu gençlerin istihdamı hâlinde
çalışma yaşamına nasıl etkiler meydana getirecektir,
bunun da çok ciddi bir biçimde irdelenmesi gerekir. Bir üniversite açmak çok
önemli bir sorumluluk gerektirir ama ben, bu sorumluluktan çok ciddi bir
yoksunluk içinde bulunan bir iktidar anlayışıyla ne yazık
ki karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bir üniversite açılıyor. Bu üniversite hangi
eğitim dallarında eğitim-öğretim yaptıracak? Bununla
ilgili bir çalışma yapılıyor mu? Hayır,
yapılmıyor. O yükseköğretim kurumu, o vakıf üniversitesi
öğrenci maliyetinin en düşük olduğu alanları fakülteler
olarak belirliyor, bu fakülteler yine ışık hızıyla
açılıyor ve o alanlarda eğitim veriliyor, tıpkı
şimdi konuşmakta olduğumuz üniversitenin, İstanbul Ön Asya
Üniversitesinin yeniden bir eğitim fakültesi açma ihtiyacını
göstermiş olduğu gibi. 250 bin öğretmen bugün işsiz
durumda, ama ellerinde diplomalarıyla beş yıldır, altı
yıldır atanmayı bekleyen bu öğretmenlerin
varlığına rağmen, biz, bakıyorum, ardı
ardına eğitim fakültelerinin kurulmasına devam ediyoruz.
Tabii, bu üniversiteleri açarken bir başka ciddi
sorumluluğumuz da var. Bu üniversiteler, eğer verdikleri gerçekten
diplomaysa, bu gençlerimizi istihdam edilebilme koşullarına uygun
yetiştirmekle yükümlüdürler, ama iktidarlar da gençlere iş yaratmak
gibi çok ciddi bir yükümlülüğü taşımaktadırlar. Türkiyede
genç işsizliği oranı yüzde 25,3; o da resmî rakamlara göre. 500
bine yakın üniversite mezunu diplomalı işsiz var bu ülkede ve
bütün bunların yaşandığı ülkede art arda üniversite
kurarak bunların arkasından siyasi rant elde etmenin
dışında ciddi bir insan gücü planlaması yapmayı
aklına bile getirmeyen bir siyasi iradeyle Türkiye karşı
karşıya.
Başbakan diyor ki: Her üniversiteyi bitiren iş bulacak
dişe bir şey yok. Doğru Sayın Başbakan, yok, sizin
İktidarınızda olmadı, böyle bir şansı hiç yok.
Siz üniversiteyi bitirip diploma alanlara iş bulmak gibi bir
yükümlülüğünüz olmadığını bu kadar açıklıkla
ifade ettiğinize göre benden size tavsiye: Gelecekte onların
kapısının önüne birer poşet
bırakırsınız ve üniversite mezunu diplomalı
işsizleri ianeyle geçindiren bir ülke konumuna gelirsiniz. Böyle bir
anlayışın, Üniversite mezununun iş bulmasına ihtiyaç
yok. diyen bir anlayışın sonucudur işte art arda kurulan,
sorumsuzca kurulan bu üniversiteler.
Bakınız, YÖK Başkanı şubat ayında
çok önemli bir açıklama yaptı, dedi ki: Gelecek beş yılda
bazı vakıf üniversiteleri kapanma noktasına gelecek. Frene
basmak gerekiyor. En az 30-40 bin öğretim üyesine ihtiyacımız
var. YÖK Başkanı, YÖK Başkanı olalı belki en
doğru sözü söyledi ama ne oldu? Biz dörder dörder bu üniversiteleri
kurmaya devam ediyoruz.
Peki, YÖK ne yaptı? YÖK 2007de vakıf üniversiteleriyle
ilgili çok ciddi bir rapor yayınladı ve bu raporda öğrencilerin
yüzde 40ının sadece dört vakıf üniversitesinde
toplandığını, diğer vakıf üniversitelerinin yeterli
öğrenci bile bulamadığını ve ticarethane zihniyetiyle
işletilmekte olduğunu vurguladı.
Değerli milletvekilleri, boş bir söz değil bu.
Bunlar vakıf üniversitesi, özel üniversite değil. Ticarethane
zihniyeti şuradan belli: Öğrenci maliyetleriyle ilgili yapılmış
araştırmalar var. Örneğin tıp fakültesinde bir
öğrencinin maksimum maliyetinin 15 bin lira civarında olduğu
2009 yılı itibarıyla ilan edilmiş. Şimdi siz
vakıf üniversitesine bakıyorsunuz, bir tanesi tıp fakültesindeki
öğrenciden 16 bin lira alıyor, öbürü 35 bin lira alıyor. Bir
işletme fakültesine bakıyorsunuz, bir tanesi 22 bin lira alıyor,
öbürü 8 bin lira alıyor. Peki, bunu sorgulamak kimin görevi? Bunu
sorgulamak YÖKün, Millî Eğitim Bakanlığının ve
Hükûmetin görevi değil midir? Yani şu soruyu sormak sizlerin,
hepimizin, bizlerin görevi değil mi: Niye bir vakıf üniversitesi 32
bin, 35 bin liraya öğrenci yetiştirirken öbürü 15 bin lirayla
yetiniyor? Niye biri 22 bin lira alırken, aynı eğitim
dalında öbürü 10 bin liraya, 8 bin liraya öğrenci okutuyor? Ama
bunlar sorulmuyor, bunlar konuşulmuyor ve
tartışılmıyor.
Ve yine, YÖK 2007 yılında
yayınladığı raporunda öğretim üyesi yetiştirmenin
vakıf üniversitelerinin temel misyonu olması gerektiğinin
altını çiziyor. Hangi vakıf üniversitesi öğretim üyesi yetiştiriyor?
Hepsi kolaya kaçmış, devlet üniversitelerinin içini
boşaltıyorlar. Aynı raporda -bu 1970li yıllarda
açılan ve sonra kapatılan özel üniversiteler vardı- YÖK bir
tespit yapıyor, diyor ki: Bu vakıf üniversitelerinin geleceği
ne yazık ki, özel üniversiteler gibi olacak ve kısa bir süre içinde
pek çoğu kapatılmak ya da kapanmak zorunda
bırakılacaktır. Ama bunların hiçbiri sorgulanmıyor
günümüzde. Vakıf üniversiteleri art arda açılıyor.
Peki, bu vakıf üniversitelerinin kurucu vakıfları
nedir? Ben, Millî Eğitim Komisyonu üyesiyim, burada Millî Eğitim
Komisyonu üyesi arkadaşlarımız da var . Biz Komisyonda rica
ettik, bu vakıflarla ilgili bilgilendirilmemizi istedik ama bizim
komisyonumuz, maalesef, demokratik bir anlayışla yönetilmediği
için ve bağırarak çağırarak bizleri yüksek sesle susturan
bir zihniyet tarafından yönetildiği için hiçbir şekilde
bilgilendirilmiyoruz. Bu vakıflar gerçekten bu üniversiteleri
taşıyabilecek durumda mıdır? Bu vakıflar sadece
üniversiteyi kurmakla mı yükümlüdür yoksa üniversitede eğitim gören
öğrencinin eğitim masrafının bir kısmını
karşılamakla mı yükümlüdür? Yasaya göre karşılamakla
yükümlüdür ama bugün vakıf üniversitesi rektörlerinin bazıları
açıklama yapıyor, Hayır diyor, vakıfların tek
görevi üniversitenin binalarını inşa etmektir
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Serter, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
Buyurun efendim.
FATMA NUR SERTER (Devamla) Teşekkür ediyorum.
O zaman, bu vakıfların bir ticarethane gibi
üniversiteleri kendi kaderine terk ettiği ve onların da bu
anlayış içinde yönetildiği çok açık olarak ortaya
çıkmaktadır ki bu, bu üniversitelerin Anayasadaki kuruluş
gayesine aykırıdır ve Anayasaya aykırıdır.
Artık, bu gibi çalışmaların ciddiye alınması,
yapılması, vakıf üniversitelerinin çok ciddi bir denetim
altında tutulması, kaliteli olan vakıf üniversitelerinin, iyi
eğitim veren ve vakıflardan destek alan vakıf üniversitelerinin
yanında ticarethane gibi yönetilenlere geçit verilmemesi gerekir.
Ben, sizlere soruyorum: Bu Diyanet Vakfı niye bir üniversite
kurma ihtiyacında acaba? Niye böyle bir ihtiyaç hissetmiş? Diyanet
Vakfının yapacağı başka şey mi yokmuş? Kendi
alanında vereceği başka hizmet mi yokmuş? Hayır,
artık, vakıflar, özellikle AKP zihniyetine yakın olan
vakıflar kendi altyapılarını oluşturmak için
hızla üniversiteler açarak yeni arka bahçeler yetiştirmeye
soyunmuştur. Bu, yükseköğrenim için çok trajik bir tablodur.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Serter.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
çalışma süremiz dolmuştur.
Bugün çok olumlu bir çalışma günü geçirdik; grup
başkan vekili arkadaşlarımıza ve milletvekili
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri
ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 14 Nisan 2010 Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati:
20.02