DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 81
14üncü Birleşim
3 Kasım 2010 Çarşamba
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan va kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
türlü belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, 12 Eylül mağduru memurların
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu son karar
karşısındaki durumlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ilinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Ardahan
Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahan kırsal kalkınma projesine
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Özlem Piltanoğlu Türkönenin, Küresel Eylem İçin
Parlamenterler Organizasyonuna ilişkin açıklaması
2.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Tarım
Bakanlığınca Burdur ve ilçelerinde fiğ destekleme
paralarının ödenmediğine ilişkin açıklaması
3.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, Türkiyede, son sekiz yılda Ardahan, Kars ve
Iğdır illerinde tarımın yok edildiğine, doğudan
batıya hızlı bir göçün olduğuna ilişkin
açıklaması
4.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Ardahanda modern besiciliğin, organik
tarımın artırılmasına ve Kafkas arı
ırkının Ardahanda yaygınlaştırılmasına
ilişkin açıklaması
5.- Ardahan
Milletvekili Saffet Kayanın, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin Ardahan ili hakkındaki görüşlerine
ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Almanya
Federal Cumhuriyeti Dilekçe Komisyonunun vaki davetine icabet edecek olan
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu üyelerinden kurulacak Parlamento
heyetini oluşturmak üzere siyasi parti gruplarınca ismi bildirilen
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1334)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici ve 31 milletvekilinin, TOKİnin faaliyet ve
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/901)
2.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 31 milletvekilinin, kamu
avukatlarının sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/902)
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 29 milletvekilinin, kiraz
üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/903)
4.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 32 milletvekilinin, ataması
yapılmayan öğretmen adaylarının ve istifa eden
öğretmenlerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/904)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/618) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 3/11/2010 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Bartın Milletvekili Yılmaz
Tunçun, partisine sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin;
Sayıştay Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (2/594) (S. Sayısı: 510)
4.- Kamu Hastane
Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporları (1/439) (S. Sayısı: 493)
5.- Kütahya
Milletvekili Soner Aksoy'un; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının
Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(2/340) (S. Sayısı: 395)
6.- Teknoloji
Geliştirme Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/869) (S. Sayısı: 521)
7.- Mali Kural
Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/891) (S.
Sayısı: 525)
8.- İller
Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190
Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname
ve İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/371,
1/101) (S. Sayısı: 477)
9.- Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/820) (S. Sayısı:
502)
10.- Tebligat
Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi
Kaynakın; Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporu (1/742, 2/546) (S. Sayısı: 474)
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Sosyal İşler ve Çalışma
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/694) (S. Sayısı: 465)
12.- Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap
Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/722) (S. Sayısı: 466)
13.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/723) (S. Sayısı: 467)
14.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Konut ve
İnşaat Alanında İşbirliği Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/791) (S.
Sayısı: 470)
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Malavi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/345) (S. Sayısı: 478)
16.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Paraguay Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/732) (S. Sayısı: 480)
17.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Arasında
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/799) (S. Sayısı: 515)
18.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kolombiya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşması ile
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/364) (S.
Sayısı: 518)
19.- Türkiye
Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti
Enformasyon ve Haberleşme Bakanlığı Arasında
Enformasyon ve Haberleşme Teknolojileri (EHT) İşbirliği
İçin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/358) (S. Sayısı: 529)
20.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/409) (S. Sayısı:
531)
21.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Burkina Faso Hükümeti Arasında Genel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/413) (S. Sayısı: 547)
22.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı
İşbirliğine Dair Anlayış Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/611) (S. Sayısı:
548)
23.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim,
Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/925) (S. Sayısı: 559)
24.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/854) (S. Sayısı: 561)
25.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yükseköğretim Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/849) (S. Sayısı: 564)
26.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine
ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/850) (S.
Sayısı: 539)
27.- Nükleer Enerjinin Barışçıl
Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/842) (S. Sayısı: 541)
28.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY)
Arasında Türksoya İlave Arsa Tahsisi Hakkında Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/423) (S. Sayısı: 532)
29.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı
(TÜRKSOY) Arasında Evsahibi Ülke Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/866) (S. Sayısı: 534)
X.- OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Sosyal İşler ve Çalışma
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
2.- Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap
Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
3.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Konut ve
İnşaat Alanında İşbirliği Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Malavi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Paraguay Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
7.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Arasında
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
8.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kolombiya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşması ile
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
9.- Türkiye
Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti
Enformasyon ve Haberleşme Bakanlığı Arasında
Enformasyon ve Haberleşme Teknolojileri (EHT) İşbirliği
İçin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
10.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
11.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Burkina Faso Hükümeti Arasında Genel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
12.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı
İşbirliğine Dair Anlayış Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
13.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
15.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Yükseköğretim Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine
ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
17.- Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla
Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki alt geçit köprüleri ihalesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın
cevabı (7/15246)
2.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Bodrum Torba Kavşağındaki
çalışmalara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı
Binali Yıldırımın cevabı (7/15671)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahya-Balıkesir arasındaki yol
çalışmalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırımın cevabı (7/15676)
4.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlideki yatırımlara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Egemen Bağışın cevabı (7/16317)
5.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, personel alımına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/16664)
6.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TBMM e-posta adreslerine gönderilen bir
e-postaya ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Nevzat Pakdilin cevabı
(7/16665)
7.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, yurt dışı
ziyaretlere ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/16666)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 15.07de açılarak üç oturum yaptı.
Oturum
Başkanı, TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, Taksim
Meydanında yapılan terör saldırısını
Başkanlık Divanı olarak kınadıklarına, devletin
ve milletin birliğinin, beraberliğinin bozulmaması için Türkiye
Büyük Millet Meclisi olarak her türlü görevi yapacaklarına ilişkin
bir konuşma yaptı.
Ankara
Milletvekili Aşkın Asan, 5inci Akdeniz Parlamenter Asamblesi Genel
Kurul Toplantısında yaşanan gelişmelere,
Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş, Ankaranın ulaşımında
yaşanan sorunlara,
Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici, belediyeler ve belediye
çalışanlarının sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı;
İzmir
Milletvekili Oktay Vural,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi,
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir,
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli,
Taksim
Meydanında meydana gelen menfur saldırıyı
kınadıklarına ilişkin;
Birer
konuşma yaptılar.
Van Milletvekili
Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, okullarda ve okula gidiş
gelişlerde yaşanan kazaların nedenlerinin (10/897),
Hakkâri
Milletvekili Hamit Geylani ve 19 milletvekilinin, mevsimlik işçilerin
sorunlarının (10/898),
Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 29 milletvekilinin, Gelibolu
Yarımadası Tarihî Millî Parkının sorunlarının
(10/899),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi;
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal ve 19 milletvekilinin, terörist cenazeleri ile
ilgili bazı iddiaların araştırılması
(10/900);
Amacıyla bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt, adı Saffet Demirci olan bir
Başbakanlık korumasının Beylikdüzünde dün saat 17.00
sıralarında sirenli bir araçla, bir gazeteciyi
sıkıştırıp darp ettiğine ve gazetecinin
aracına zarar verdiğine ilişkin bir açıklamada bulundu.
Güneydoğu
Avrupa Çokuluslu Barış Gücü Anlaşmasına Ek Beşinci
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünün 75inci maddesine göre geri gönderilmesine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi okundu; Dışişleri Komisyonunda
bulunan tasarının Hükûmete geri verildiği açıklandı.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat
Mercanın, İran İslami Danışma Meclisi Ulusal Güvenlik
ve Dış Siyaset Komisyonu Başkanı Alaeddin Broujerdinin
davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle İrana ziyarette
bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi,
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan 338, 38, 245, 355, 358, 367, 392, 400, 401, 402,
404, 437, 439, 449, 450, 452, 454, 465, 466, 467, 470, 478, 480, 515, 518, 529,
531, 547, 548, 559, 561, 564, 539, 541, 532, 534, 563, 73, 522, 341, 346, 347,
348, 349, 350, 78, 80, 62, 136, 39, 59, 66, 79, 286, 363, 365, 368, 369, 398,
399, 405, 406, 422, 425, 434, 435, 438, 451, 459, 464, 468, 481, 489, 491, 511,
512, 513, 514, 520, 528, 530, 533, 537, 558 ve 562 sıra sayılı
Kanun Tasarılarının bu kısmın 16ncı
sırasından başlamak üzere sırasıyla 100üncü
sırasına kadar alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine; Genel Kurulun; 2
Kasım 2010 Salı günkü birleşiminde 1 saat süreyle sözlü
soruların görüşülmemesi ve 4 Kasım 2010 Perşembe günkü
birleşiminde 395 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmasına
ilişkin Danışma Kurulu önerisi, yapılan görüşmelerden
sonra,
Kabul edildi.
Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, 1319 Sayılı Emlak Vergisi
Kanununa Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/507) İç
Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına
ilişkin önergesi yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
3üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3
Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum
ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (2/594) (S.
Sayısı: 510),
9uncu
sırasında bulunan, Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporlarının (1/439) (S. Sayısı: 493),
10uncu
sırasında bulunan, Kütahya Milletvekili Soner Aksoyun; Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun (2/340) (S.
Sayısı: 395),
11inci
sırasına alınan, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu
Raporunun (1/869) (S. Sayısı: 521),
12nci
sırasına alınan, Mali
Kural Kanunu Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (1/891)
(S. Sayısı: 525),
13üncü
sırasına alınan,
İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun
Tasarısı ile 190 Sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri ile
Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/371, 1/101) (S.
Sayısı: 477),
14üncü sırasına
alınan, Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporunun (1/820) (S.
Sayısı: 502),
15inci
sırasına alınan, Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Tebligat Kanunu ile
Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporunun (1/742, 2/546) (S.
Sayısı: 474),
33üncü
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Sosyal
İşler ve Çalışma Bakanlığı Arasında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/694) (S. Sayısı:
465),
34üncü
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti
Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/722) (S. Sayısı:
466),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük ve Yolcu
Taşımacılığı Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/939) (S. Sayısı:
556),
5inci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında
İşbirliği ve Karşılıklı Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/889) (S. Sayısı: 555),
6ncı
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/751) (S. Sayısı: 554),
7nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri
Komisyonları Raporlarının (1/771) (S. Sayısı: 553),
8inci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/825) (S. Sayısı:
552),
16ncı
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/532) (S. Sayısı:
338),
17nci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı ile Özbekistan Cumhuriyeti Dış
Ekonomik İlişkiler Ajansı Arasında İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/284) (S.
Sayısı: 38),
18inci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ile Yemen Cumhuriyeti
Balıkçılık Bakanlığı Arasında
Balıkçılık ve Su Ürünleri Alanlarında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile Dışişleri
Komisyonları Raporlarının (1/488) (S. Sayısı: 245),
19uncu
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas
Krallığı Hükümeti Arasında Veterinerlik Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve
Köyişleri ile Dışişleri Komisyonları
Raporlarının (1/325) (S. Sayısı: 355),
20nci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gümrük Konularında
İşbirliği ve Karşılıklı Yardım
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/588) (S. Sayısı: 358),
21inci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Angola
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/662) (S. Sayısı: 367),
22nci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Guatemala
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/650) (S. Sayısı: 392),
23üncü
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Moğolistan Hükümeti Arasında Çevre Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile
Dışişleri Komisyonları Raporlarının (1/376) (S.
Sayısı: 400),
24üncü
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı ile Moğolistan Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı Arasında Petrol, Doğal Gaz ve Mineral
Kaynaklar Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/400) (S.
Sayısı: 401),
25inci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Letonya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında, Eğitim, Bilim, Kültür ve Spor
Alanlarında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/401) (S. Sayısı:
402),
26ncı
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Slovenya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Diplomatik Misyon ve Konsolosluk Üyelerinin
Yakınlarının Kazanç Getirici Bir İşte
Çalışmalarına Olanak Sağlayan Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/495) (S. Sayısı:
404),
27nci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı ve Ekvator Cumhuriyeti Enerji ve Maden
Bakanlığı Arasında Enerji Sektöründe
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/403) (S. Sayısı:
437),
28inci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya
Krallığı Arasında Ulusal Sürücü Belgelerinin
Karşılıklı Tanınması ve Değişimine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/757) (S. Sayısı: 439),
29uncu
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Arnavutluk
Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu Arasında Denizcilik
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/365) (S. Sayısı: 449),
30uncu
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Adalet
Bakanlığı ile Arnavutluk Cumhuriyeti Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği Konusunda
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/405) (S.
Sayısı: 450),
31inci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti
Arasında Hukuki ve Ticari Konularda Adli Yardımlaşma
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/734) (S. Sayısı: 452),
32nci
sırasına alınan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/765) (S. Sayısı: 454),
Görüşmeleri
tamamlanarak yapılan açık oylamalardan sonra kabul edildi.
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç, Birleşmiş Milletler geçici üyeliği için
Hükûmete harcama yetkisi verildiğine ve bazı ülkelerin
dışişleri mensuplarının İstanbul ve Antalyada
ağırlandığına ve bu ağırlamayı
rüşvet olarak ifade ettiğine ilişkin
konuşmasını düzelttiğine, hediye kabilinden ikramda
bulunuldu demek istediğine ilişkin bir açıklamada bulundu.
3 Kasım 2010
Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat 14.00te toplanmak
üzere birleşime 19.05te son verildi.
Meral
AKŞENER |
Başkan
Vekili |
|
Gülşen
ORHAN Harun
TÜFEKCİ |
Van Konya |
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
No.: 22
II.- GELEN KÂĞITLAR
3
Kasım 2010 Çarşamba
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, bir lisede yaşanan olaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16613)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/10/2010)
2.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16614)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
3.- İstanbul
Milletvekili Bayram Ali Meralin, Kardemirde işten çıkartılan
işçilerle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/16615) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/10/2010)
4.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, parasız eğitim pankartı
açtığı için tutuklanan gençlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16616) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/10/2010)
5.- Kırklareli
Milletvekili Tansel Barışın, Avrasya Maratonu esnasında
Boğaziçi Köprüsünde meydana gelen sallantıya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16617)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
6.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, yapıldığı iddia edilen
bir görüşmeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16618) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
7.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, emekli bir astsubayın
açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/16619) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
8.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Konya mitinginde
yaptığı konuşmaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16620) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/10/2010)
9.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, kadrolaşma iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16621)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
10.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, bir ABD firmasının Türkiyede
rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16622)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
11.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bir ABD firmasının Türkiyede
rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16623) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/10/2010)
12.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, bir ABD firmasının Türkiyede
rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16624)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
13.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, devlet memurlarının sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16625)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
14.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16626)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
15.- Kütahya Milletvekili
Alim Işıkın, Füze Kalkanı Projesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16627)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
16.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, üniversite öğrencilerinin
barınma sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/16628) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
17.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, bazı stadyumların isimlerinin
değiştirileceği haberlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16629) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2010)
18.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bir ABD firmasının Türkiyede
rüşvet dağıttığı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16630)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
19.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bir mahallede kurulan
baz istasyonuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16631) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
20.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, YÖK Başkanının bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/16632) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
21.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, HESlerin zararlarına ve
denetimlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16633) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
22.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, Karadeniz
kıyılarına ulaşacağı söylenen kızıl
çamurun etkilerine ve alınan önlemlere ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16634)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
23.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Tuna Nehrindeki
kızıl çamurun yol açacağı sorunlara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/16635)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
24.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, değiştirilen sınav
yönetmeliğine ve bazı sınav uygulamalarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16636) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
25.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Füze Kalkanı Projesine
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16637) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
26.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalyadaki trafik
kazalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16638) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2010)
27.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Antalya Büyükşehir Belediyesinin
bazı okullarda hediye dağıtmasına izin verilmemesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16639) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
28.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batmandaki SODES projelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16640)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
29.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, muhtarların sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16641) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
30.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Kastamonu ve ilçelerindeki hastane ve
sağlık kuruluşlarındaki doktor ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/16642)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
31.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Ankaradaki aile hekimlerinin
maaşlarının gecikmeli yatırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/16643)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
32.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, biyologların Geleneksel
Bitkisel Tıbbi Ürünler Yönetmeliği kapsamına
alınmasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16644) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2010)
33.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, Antalya ve ilçelerindeki
hastanelerde açılan soruşturma ve ihalelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/16645) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/10/2010)
34.- Antalya
Milletvekili Hüseyin Yıldızın, domuz gribine karşı
alınacak önlemlere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16646) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2010)
35.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, hayvancılık desteğine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16647) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
36.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, et ve canlı hayvan ithaline
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16648) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
37.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, kırmızı et tüketimine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16649) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
38.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, kurbanlıklara uygulandığı
iddia edilen hormon ilaçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16650)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
39.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Cide-Çatalzeytin yol
inşaatına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16651) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/10/2010)
40.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Balıkesir-Edremit
yolunun bölünmüş yol yapılmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
41.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Muğlaya yeni bir havalimanı
yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16653)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
42.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, banka kartlarından alınan
ücretlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/16654) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2010)
43.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, TRT kanallarının iç yapımları,
izlenme oranları ve reklam gelirlerine ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/16655) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/10/2010)
44.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Afete Maruz Bölge Kararının
kaldırılmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi
(7/16656) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
45.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Alevi köylerine
yapılan camilere ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Çelik)
yazılı soru önergesi (7/16657) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2010)
46.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, BEDAŞ Genel Müdürlüğünün kurum
dışı hizmet alımına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/16658)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
47.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, sulama amaçlı elektrik
borçlarının gecikme zammının kaldırılmasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/16659)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
48.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, bir okul bahçesine
yüksek gerilim hattı kurulmasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16660)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
49.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, F-35 savaş uçağı projesine
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16661) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/10/2010)
50.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bazı açıklamalarına ve
bazı istatistiki verilere ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet
Yılmaz) yazılı soru önergesi (7/16662) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/10/2010)
51.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Tunceli ilinin isim
değişikliğine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/16663) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/10/2010)
52.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, personel alımına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/16664) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/10/2010)
53.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TBMM e-posta adreslerine gönderilen bir
e-postaya ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/16665) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/10/2010)
54.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, yurt dışı
ziyaretlere ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/16666) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/10/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici ve 31 Milletvekilinin, TOKİnin faaliyet ve
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/901)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08.07.2010)
2.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ve 31 Milletvekilinin, kamu
avukatlarının sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/902)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08.07.2010)
3.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 29 Milletvekilinin, kiraz
üreticilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/903)
(Başkanlığa geliş tarihi: 09.07.2010)
4.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 32 Milletvekilinin, ataması
yapılmayan öğretmen adaylarının ve istifa eden
öğretmenlerin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/904) (Başkanlığa
geliş tarihi: 09.07.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Donatım Bölge Müdürlüklerinin
lağvedilmesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15185)
2.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, Osmaniyedeki acil sağlık
hizmetlerinde çalışan personele ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/15186)
3.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Ayvalıktaki ambulans
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/15187)
3 Kasım 2010 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Gülşen
ORHAN (Van)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 14üncü Birleşimini açıyorum.
III.-YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır; görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 12 Eylül mağduru memurların Anayasa
Mahkemesinin vermiş olduğu son kararı
karşısındaki durumları hakkında söz isteyen Muş
Milletvekili Sayın Nuri Yamana aittir.
Sayın
milletvekilleri, Genel Kurulda çok ciddi bir uğultu var. Bu konuda
sükûneti temin edebilirsek çok iyi olacak.
Buyurun
Sayın Yaman. (DTP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, 12 Eylül
mağduru memurların Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu son
karar karşısındaki durumlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
M. NURİ
YAMAN (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Eylül mağduru
memurların Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu son kararı
karşısındaki durumları hakkında gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu nedenle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
12 Eylül
darbesinin Türkiye toplumunda yarattığı yıkımı
artık hepimiz ayrıntılarıyla bilmekteyiz. Ancak aradan
geçen otuz yıla rağmen darbenin kara lekelerini hâlâ üzerimizden
silip atabilmiş değiliz.
Rakamlarla ifade
etmem gerekirse, bu süreçte 650 bin kişi gözaltına
alınmış, 1 milyon 683 bin kişi fişlenmiş, 71 bin
kişi TCKnın 141, 142 ve 163üncü maddelerinden, 98 bin kişi
örgüt üyeliğinden olmak üzere, toplam 210 bin davada 230 bin kişi
yargılanmış, 7 bin kişi için idam cezası
istenmiş; 517 kişiye idam cezası verilmiş ve bu
kişilerden maalesef 50si ise idam edilmiştir. Yani bu toplumun can
damarları âdeta tek tek kesilmiş, devamında yürütülen korku,
sindirme ve baskı politikalarıyla ülkenin ilerici aydın ve
demokrat güçleri, solcuları, sosyalistleri, Alevileri, Kürtleri, bütün
muhalif güçleri yok edilmeye çalışılmıştır.
Değerli
milletvekilleri, darbenin kanayan yaralarından birisi de kamuoyunda
1402'likler diye bilenen kişilerin durumudur. İsmini 1402
Sayılı Sıkıyönetim Kanunu'ndan alan ve devlet memurlarının
işlerinden atılmasına neden olan bu durum, istifa etmek zorunda
bırakılanlarla birlikte 20 binden fazla kişinin
mağduriyetine yol açmıştır. Edinmiş olduğum
bilgilere göre, 3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin
işine son verilmiştir.
Bu
mağduriyet sadece işinden atılanlarla ilgili değildir.
Yukarıda da bahsettiğim gibi, istifa etmek zorunda
bırakılanların yanında, ayrıca birçok kişi,
mesnetsiz sebeplerle resen emekliye sevk edilmiştir. Resen emekliliğe
sevk edilen, çoğu sol görüşlü kişilerden, 33 tanesi vali, 43
tanesi de kaymakam olarak İçişleri Bakanlığından
görevine son verilmiştir.
Görevden
alınan ya da resen emekliye sevk edilen kamu
çalışanlarının ve görev değişikliği ile
başka bakanlık ve görevlere atanan binlerce kamu görevlisinin bir
kısmı 1990 yılı sonrasında açtıkları
davalarla ancak geri dönebilmişlerdir. Bu kişilerin çektikleri
sıkıntıları anlatmaya insanın dili varmıyor.
Bu olayı
gerçekleştiren de, aynı zamanda, Emekli Sandığı
Kanununda yapılan 14üncü maddeyle ilgili bir değişiklik
sonucunda kamuda çalışan binlerce kişi mağdur edilerek,
işlerinden güçlerinden edilerek çalışamaz durumda
kalmışlardır.
Bu
kişilerden eski Antalya ve Elâzığ Valisi Sayın Güngör
Aydın, darbeye karşı yürütmüş olduğu bu hukuk
mücadelesine bir yenisini daha çok yakın bir tarihte
katmıştır. 11 Aralık 2001de İçişleri
Bakanlığı ve Başbakanlığa başvurarak resen
emekliliğe sevk kararı işleminin iptalini istemiş ancak
talebi reddedilen Aydın, 29 Aralık 2002'de konunun Danıştay
aracılığıyla Anayasa Mahkemesine götürülmesini
sağlamıştır. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu
on gün önceki, 23 Ekim 2010 tarihindeki Resmî Gazetede yayınlanan
kararında, bu kararın Anayasa'nın 2nci maddesine
aykırılık ile Hukuk Devleti vurgusuna değinmiş,
7nci maddesiyle aykırılık ile yasama yetkisinin sadece Millet
Meclisinde olduğunu belirtmiş ve nihayet 128inci madde ile de
özellikle "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri,
atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık
ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir." hükmünü
esas alarak maddeyi iptal etmiştir.
Bu karar,
Sayın Vali Güngör Aydın'ın 12 Eylül yönetimi ve güçlerine
karşı yılmak nedir bilmeden yürütülen yirmi sekiz
yıllık bir mücadelesinin ürünüdür. Bu karar, başta bugünkü
İktidar olmak üzere bugüne değin gelmiş geçmiş bütün
iktidarların, yasama ve yargının yani bütünüyle ülkenin gerçek
bir hesaplaşmaya gidememiş olduğu düşünüldüğünde bir
sürü hukuksuzluklarla hesaplaşmanın kararıdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız lütfen.
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Bu kararla elbette ki mağdurların açacakları
ve kazanacakları manevi tazminat davaları acılarını
bir nebze de olsa dindirecektir, ancak aslolan, sorumluların en açık
bir şekilde belirlenmesi, o karanlık dönemin bütün
ayrıntılarıyla açıklığa
çıkmasıdır. Bu kararla, 20 binin üzerindeki kamu görevlisi
açacakları davalarla hak kayıplarını tekrar ele
geçirecekler ve yirmi yılını doldurmamış gencecik,
kırk bir yaşındaki genç valilerin ve genç mülki idare
amirlerinin o erken emeklilikle ilgili ellerinden alınan yasal
haklarını tekrar iade edeceklerdir. Aynı kanun kapsamında
birlikte 5 mülkiye müfettişliğiyle bir kariyer mesleği olan bu
meslekten daha alt düzeydeki bir mesleğe atanan bizler de en yakın
tarihte İçişleri Bakanlığına başvurarak bu
haksızlığın, bu hukuksuzluğun giderileceğini bir
kez daha bildirir, yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yaman.
Gündem
dışı ikinci söz, Adana ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Adana Milletvekili Sayın Yılmaz Tankuta aittir.
Buyurun
Sayın Tankut.
2.- Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ilinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
YILMAZ TANKUT
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adananın
son yıllarda yaşadığı ve büyük
sıkıntılarla karşı karşıya
kaldığı bazı temel sorunlarla ilgili olarak gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu yüce Meclisin çatısının altında,
sizlerin huzurunda Adanamızın içinde bulunduğu pek çok sorunu
daha önce de dile getirmiş, öne çıkan meselelerin birçoğunu
anlatmaya çalışmış ve çeşitli defalar ben ve
arkadaşlarım bu kürsüden Hükûmete çağrıda bulunmuş
idik. Ancak, gelinen noktada sorunların azalmak yerine katmerleşerek
fazlalaştığını ve devam ettiğini, buradan,
üzülerek beyan etmek durumundayım. Belki bazıları yeniden
söylenmiş olacak ama Adanalı seçmenlerimizin, değerli
hemşehrilerimizin verdiği görevin gereği olarak, bizler, öne
çıkan ve âdeta kangren hâline gelen sorunları buradan bıkmadan,
usanmadan anlatmak durumundayız. Peki ne zamana kadar
anlatacağız? Ta ki sorunlar çözülene veya çözüm yolunda samimi
adımlar atılıncaya kadar anlatacağız.
Sayın
milletvekilleri, bugün, gerçekten de Adana çok önemli ve ağır
sıkıntılarla boğuşmakta olup, maalesef, hak
ettiği ilgiyi görmemektedir. Oysa Adana önemlidir ve sorunları da
önemsenmek zorundadır. Her şeyden önce, Adana, bize göre Türkiye'nin
en önemli besin depolarından birisidir. Allah esirgesin Çukurovada bir
dönem kuraklık olsa veya don felaketine maruz kalınsa daha çok
buğday, mısır ithal etmemiz kaçınılmaz hâle
geleceği gibi, etten ve domatesten sonra milyonlarca sofradan limon ve
portakal da eksilmiş olacaktır.
Diğer
taraftan, son sekiz yıldır ülkemizi idare eden AKP Hükûmetinin
başlatmış olduğu haksız teşvik uygulamaları
yüzünden Adanada sanayicimiz çok zor durumdadır ve âdeta can
çekişmektedir. İthalata dayalı büyüme politikalarının
sonucu olarak, Adanada pek çok küçük ve orta büyüklükteki tekstil ve
konfeksiyon atölyesi kapanmıştır. Sanayi odasına
kayıtlı kırk iki fabrikanın kapıları da
kapanmıştır. İplikte bir dünya devi olan Güney Sanayinin,
yabancılara satılan Tekelin kapanması ise henüz
hafızalarımızdan silinmemiştir. Bütün bunların
doğal sonucu olarak binlerce işçi ve onlara bağlı on
binlerce aile mensubu kaderlerine terk edilmiş, neticede yüzde 26,5luk
işsizlik oranıyla Adana rekor üzerine rekor kırmıştır.
Öbür yandan,
Karayolları ise Adanada başka bir rekoru denemektedir. Kenti ikiye
ayıran D-400 kara yolu üzerinde üç kavşak planlanmış,
birine hiç başlanmamış, diğer ikisi ise aradan geçen bir
yıla rağmen bitirilememiş, dolayısıyla kent merkezinde
ve yaya ve araç trafiğinde büyük bir keşmekeş meydana gelmiştir.
Vatandaşlarımız ise bu durumdan dolayı büyük bir eziyet ve
sıkıntı içerisine düşmüştür. Dahası ne zaman
biteceği de belli değildir. İktidarın Adana İl
Başkanı geçtiğimiz günlerde basına çıkıp
Kırk beş günde bitecek. demiştir. Karayolları 5inci Bölge
Müdürü ise Mart 2011 tarihini vermiştir. Ancak yazılı soru
önergeme Bakanın verdiği cevapta ise Müze ve Dörtyol köprülü
kavşaklarının 2010 yılı sonunda hizmete
açılacağı belirtilmiştir.
Şimdi
buradan sormak istiyorum: Bu beyanatlardan hangisi doğrudur? AKP İl
Başkanının mı, Karayolları Bölge Müdürünün mü, yoksa
Sayın Ulaştırma Bakanının beyanatı mı
doğrudur?
Sayın
milletvekilleri, âdeta Adanalı vatandaşlarımızla alay
edercesine böylesine bir çelişki ve birbirinden alakasız cevaplar
olabilir mi, takdirlerinize sunuyorum.
Sorunlar elbette
ki bu kadar da değildir. Hatırlanacağı üzere yedi ile yedi
devlet üniversitesi kurulması tercihini yapanlar Adanayı her zaman
olduğu gibi dışlamışlardır. Daha önce de
vakıf üniversitesi taleplerinin önüne arsa sorunu engeli çıkartanlar
da maalesef aynı adreslerde ikamet edenlerdir. Bu konuda verdiğimiz
önerge ve kanun tekliflerimiz ise dikkate alınmamış, bu kürsüde
konuyla ilgili yaptığımız konuşmada, ne acıdır
ki haksız sataşmalara maruz kalmışızdır.
Ve devam ediyorum:
Çukurovanın merkezi konumunda olan ve çevresinde dört beş ile hizmet
veren Adananın Şakirpaşa Havaalanı da siyaset uğruna
küçültülerek tasfiye edilmek istenmektedir. Ne yazık ki burada yer
hizmetlerinde çalışan işçilerimizin iş akitleri de hak
hukuk tanımadan, hizmetlerin özelleştirilmesi bahanesiyle, verilen
sözlere rağmen feshedilmiş ve kış mevsiminin
başladığı bugünlerde bu insanlarımız
acımasızca kapı önüne konulmuştur.
Ayrıca
aynı zihniyet, maalesef, on iki organ nakil merkezinin seçilmesinde ise
sağlık tesisleriyle Güneydoğuya kadar hizmet veren
Adanayı bir kere daha dışlamış bulunmaktadır.
Bütün bunlara
ilave olarak şimdi de Devlet Demir yollarının Adanadaki
müdürlüklerini başka bir ilin sınırları içerisine
taşımaktadırlar ve nihayet Adanayı bir türlü görmek
istemeyen AKP zihniyetinin son tercihiyse, demir yollarında Adananın
yüksek hızlı hatlar projesine alınmaması olmuştur. Bu
nasıl bir anlayıştır ki, bu proje, Edirneden Karsa, Trabzondan
Antalyaya, Sivastan Malatyaya, oradan Diyarbakıra ve daha birçok ile
uzanıyor ama nedense, ne hikmetse Adanaya bir türlü uzanamıyor, bir
türlü gelemiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
YILMAZ TANKUT
(Devamla) Değerli arkadaşlar, maalesef bütün bunlar
yaşanırken AKPnin Adana milletvekili
arkadaşlarımızın ise tabiri caizse ya gözünü
kapadığına ya da kulağını
tıkadığına şahit olmaktayız.
Şimdi merak
ediyorum; başta Sayın Başbakan olmak üzere Adanayı
görmezden gelen bakanları, AKPnin Adana milletvekilleri, çok değil
üç beş ay sonra seçim zamanı gelince Adanalı
vatandaşlarımızın yüzüne nasıl bakacaklar, hangi
bahanelerin arkasına sığınacaklardır ya da Biz teklif
ettik, biz çözmek istedik ama muhalefet engelledi mi diyeceklerdir?
Netice olarak,
şimdi buradan sormak istiyorum: Bütün bu olanlar, AKP Hükûmetinin Adana
konusunda yapmış olduğu tercihler birer tesadüf müdür yoksa
sehven yapılmış ihmaller midir? Eğer sehven yapılan
hatalar ise lütfen bu hatalar itiraf edilsin, özür de beklemiyoruz, yeter ki
yanlıştan dönülsün ve Adanaya şaşı bakılmaktan
vazgeçilsin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tankut.
Gündem
dışı üçüncü söz, Ardahan kırsal kalkınma projesiyle
ilgili söz isteyen Ardahan Milletvekili Sayın Saffet Kayaya aittir.
Buyurun
Sayın Kaya. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Ardahan Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahan
kırsal kalkınma projesine ilişkin gündem dışı
konuşması
SAFFET KAYA
(Ardahan) Çok değerli Başkanım, yüce heyetinizi en kalbî
muhabbetlerimle selamlıyorum, saygılarımı sunuyorum.
Serhat ilimiz
Ardahanımızla ilgili söz almış bulunmaktayım,
ayrıca size de teşekkür ediyorum söz verdiğiniz için Sayın
Başkan.
Serhat ilimiz,
maalesef uzun yıllardan beri en fazla göç veren, yine maalesef uzun
yıllardan beri kamu yatırımlarında en sonlarda olan bir
ilimiz idi, maalesef böyleydi. En fazla göç veren, kamu
yatırımlarında geri kalmış bir il, ama son dönemlerde
bu makûs talih adım adım Hükûmetimizin gerçekten hizmet
sevdasıyla bölgemize ve Türkiyeye sunmuş olduğu hizmetlerle
yeniden hayatiyet bulmuş ve bu makûs talih adım adım
değişmeye yüz tutmuştur.
Serhat ilimiz
Ardahan da özellikle bir üniversite şehri olmuş, her ilçesinde
fakülte yapılması konusunda, yüksekokul yapılması konusunda
karar alınmış -Posofunda, Hanakında,
Çıldırında, Damalında, Gölesinde- her ilçemizde bir
yüksekokulla birlikte, insana ve eğitime yatırım anlamında
katkı sunulmuştur. Üniversite şehri bir Ardahan olmuş.
Dolayısıyla 81 ille tanışmış, hatta Kafkasyayla
tanışarak oradan da 110a yakın yabancı öğrencimizin
Ardahana gelmesine vesile olmuştur. Bu anlamda Hükûmetimize özellikle
teşekkür ediyorum. 81 ilde üniversite olması ve Ardahanın da
üniversite şehri olması anlamında Hükûmetin katkısı
gerçekten Ardahan için tarihî bir müjde olmuştur ve yeni kurulan
üniversiteler arasında en ciddi manada gelişme sağlayan
üniversitelerden bir tanesinin Ardahan üniversitesi olmasının da
elbette ki bölgedeki iktisadi ve kültürel, sosyal dokuya da çok ciddi manada
katkı sağlayacağı bir gerçektir.
Yine Ardahan
ilimizde -özellikle Tarım Bakanımıza da huzurunuzda
teşekkürlerimi ifade ediyorum- kırsal kalkınma öncelikli
projelerimizden, ki geçen sene bal festivalimizde sözünü
aldığımız ve hayvancılık ve tarımla ilgili
gelişmelerde Karsı da Artvini de özellikle kendi içinde kapsayan 26
milyon dolarlık bir projenin bölgemize yönlendirilmesi gerçekten
bölgemizde hayvancılığın ve tarımın
gelişmesi anlamında hiç şüphesiz ki çok ciddi manada katkı
sağlayacaktır.
Merkez köyleri
-Göle, Hanak, Posof- ve bu köylerde hibe kredi olarak kırsal kalkınma
projemizin gerçekleştirilmesi bölgemizde yeniden
hayvancılığı ve tarımı geliştirecek ve
bölgenin pilot bölge olarak, kırsal kalkınmada öncelikli olarak ele
alınması Hükûmetimizin bölgemize verdiği önemin son derece müspet
icraatlarıdır. Bu anlamda özellikle Hükûmetimize teşekkür
ediyorum.
Hükûmetimiz son
üç yıl içinde 21 bakanla Ardahanımızı ziyaret
etmiştir. Bunlardan son gelen bakanlarımızdan aileden sorumlu
Bakanımız Selma Hanıma da özellikle teşekkür ediyorum.
Oradaki yaşamsal özürlüler merkezimizin yapılması ve diğer
hizmetlere katkı sağlaması anlamında bir teşekkürü
borç biliyorum.
Bölgemizde, yine,
çok çok önemli olarak ele alınan iki unsurumuz var: Aktaş ve Türkgözü
kapıları. Özellikle Aktaş Kapımızın duble yolunun
yapılması ve Çıldırdan Ardahana bağlanacak olan
duble yolunun çalışmalarına Ulaştırma
Bakanımızın talimat verip yapılması konusundaki
katkılarına özellikle teşekkür ediyorum.
Aktaş ile
ilgili Çıldırımızın çok ciddi bir umudu var.
Aktaş Kapısı açılırsa Gürcistan ve Kafkasya ile ticari
bir konsept gelişecek. Bu gelişen ticari konsept hiç şüphesiz ki
bölgede çok ciddi bir gelişmeye vesile olacaktır. Gürcistan heyetiyle
görüşülmüş, Gürcistan heyetiyle görüşmeler mecrasında,
kendi Aktaş sınırındaki yolun tamamı bitirilmiş
olup, Türkiyedeki Aktaş yolunun bitirilmesi anlamında
çalışmaların hızlandırılması
istenmiştir ki ve kısa bir zamanda Türkgözü, Aktaş
açılacak.
Özellikle Ilgar
Dağımız, Sayın Bakanımızın da
talimatlarıyla yeniden rehabilite edilecek ve geçit vermeyen Ilgar,
kış şartlarında geçit vermeyen bu yüksek
dağımız, yükseltisi yüksek olan 2500 rakımlı
dağımızın yeniden kış şartlarına ve
Özellikle Gürcistana bağlanacak ana arter konumundaki
çalışmaları talimatlandırılmış olup,
inşallah, önümüzdeki sene içinde, nisan ve mayıs ayında bu tür
çalışmalarımız da Ardahan ilimizde devam edecektir.
Ardahanda
artık göç durmuştur. Ardahanda geçmişte arsasını,
toprağını, binasını bırakıp gidenler,
şimdi Ardahan ilinde kat karşılığı artık
arsa vermeye başlamışlardır. Bu,
gelişmişliğin çok önemli bir paritesidir şüphesiz,
gelişmişliğin çok önemli simgesidir. Artık her ilde bu
gelişme olduğu gibi, serhat ili Ardahanda da
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız lütfen.
SAFFET KAYA
(Devamla) Bu gelişmeler, Hükûmetimizin tüm Türkiyeye
bakışıyla birlikte de serhat ilimiz Ardahanımıza
gösterdiği hassasiyetin çok ciddi manada göstergeleridir. Bu anlamda
Sayın Başbakanımıza ve özellikle bakanlarımıza
Ardahan halkı adına teşekkür ediyorum.
Tabii, Ardahan
halkımıza özellikle daha evvel müjdelediğimiz ve şu anda
hayatiyete geçen organize sanayi sitemizin yapımı
başlanmış ve inşallah üretim ve istihdam konusunda da
bölgemizde çok ciddi gelişmeleri yakın bir zamanda görmüş
olacağız.
Yine, Ardahan
ilimizde arıcılık son derece önemli ve ben bunu buradan yüce
heyetinize de seslenerek söylüyorum: Türkiye'nin değil, dünyanın en
iyi balı Ardahan balı olmakla birlikte
Umuyorum ki, inşallah,
kurduğumuz arıcılık enstitüsü de, bu anlamda, bilimsel
-inşallah- verileriyle arıcılığı ve Ardahan
arımızı ve balımızı dünyada marka hâline getirme
konusunda çok ciddi manada katkı sağlayacaktır.
Buradan tüm
milletvekillerimize de özellikle sesleniyorum, eğer bal
ihtiyacınız olursa Ardahan balından da asla vazgeçmeyin.
Balımız son derece özel, bunu da biz getireceğiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Gönder.
AHMET YENİ
(Samsun) Tadından belli.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Gönderdin de ret mi ettik?
SAFFET KAYA
(Devamla) Efendim, çok haklısınız, getirdiğimiz,
gönderdiğimiz var ama inşallah
Ancak
kazımız da çok meşhurdur, onu da söyleyeyim.
Yüce heyetinizi
en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Kaz ve
kaşarı da inşallah yakında ikram edeceğim.
(Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaya.
Bence siz Ardahan
balının sadece kürsüden tanıtılmasıyla kalmayın,
şimdi herkese -ağanın eli tutulmaz- yarım kiloluk bal
gönderirseniz. Ben hariç. Ben şeker hastasıyım, ben istemiyorum.
SAFFET KAYA
(Ardahan) Sayın Başkan, size de kaşar getireceğim.
BAŞKAN
Bütün milletvekili arkadaşlarımıza yarımşar kilo
gönderirseniz iyi olur. Ben de takip edeceğim. (Alkışlar)
60ıncı
maddeye göre pek kısa söz talepleri vardır, onları
vereceğim.
Sayın
Türköne, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Özlem Piltanoğlu
Türkönenin, Küresel Eylem İçin Parlamenterler Organizasyonuna
ilişkin açıklaması
ÖZLEM
PİLTANOĞLU TÜRKÖNE (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bugün, üyesi olduğum ve yakın bir zaman
önce de yönetim kuruluna seçildiğim Küresel Eylem İçin Parlamenterler
Organizasyonu hakkında kısa bir bilgi vermek için söz aldım.
Bildiğiniz
gibi Küresel Eylem İçin Parlamenterler Organizasyonu -kısaca PGA
olarak da adlandırılıyor-1978 yılında Washingtonda
kuruldu ve kâr amacı gütmeyen bir organizasyon, bir ağdır.
Amacı,
dünyanın dört bir yanından, farklı milletlerden, farklı
dillerden, renklerden, dinlerden ve farklı politik görüşlerden tüm
parlamenterleri ve senatörleri bir çatı altında toplayan ve tüm dünya
vatandaşlarını ilgilendiren önemli küresel sorunları çözme
konusunda birlikte hareket etmeyi hedefleyen bir platformu
oluşturmaktır. Bugün PGAnin merkezi New Yorkta ve 118 ülkeden
1.300den fazla parlamenter üye. Bu üyeler, dünya barışı,
demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi konularda birlikte hareket ediyorlar ve
2010 yılında da 32nci yıllık forumunu Türkiyede
İstanbulda 23-24 Ekim tarihlerinde gerçekleştirdik ve konu gerçekten
önemli bir konuydu, Kadının Güçlendirilmesi ve Beşerî Güvenliğin
İnşası konusu. Bu forumda ben de istihdam, fırsat ve gelir
eşitliği panelinde bir konuşma yaparak katkıda bulunmaktan
büyük onur duydum ve keyif aldım. Bundan sonra da yönetim kurulu üyesi
olarak, dünya problemlerinin çözümüne katkı için PGA çatısı
altında daha aktif bir şekilde çalışma fikri,
doğrusunu isterseniz son derece heyecanlandırıyor ve sizlerden
de bu heyecanımıza, küresel problemlerin çözümüne katkıda
bulunmak için projelere de destek vermenizi talep ediyoruz ve öncelikle de üye
olmakla başlamanızı diliyorum
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM
PİLTANOĞLU TÜRKÖNE (İstanbul) Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Özkan
2.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın,
Tarım Bakanlığınca Burdur ve ilçelerinde fiğ
destekleme paralarının ödenmediğine ilişkin
açıklaması
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tarım
Bakanlığına bir uyarım olacak: İcmalleri yapılan
tarım desteklerinden Burdur Merkez, Bucak, Yeşilova, Karamanlı,
Gölhisar, Çavdır ve diğer ilçelerimiz ile birçok köyümüzde fiğ
destekleme paraları ödenmemiştir. Bu ödemelerin bir an önce
yapılmasına dair vatandaşlarımızdan büyük talepler
vardır. Fiğ destekleme paralarımızın bir an önce
ödenmesi için Tarım Bakanlığını göreve davet ediyor,
sizlere teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Çelik
3.- Mersin Milletvekili Behiç Çelikin, Türkiyede, son
sekiz yılda Ardahan, Kars ve Iğdır illerinde tarımın
yok edildiğine, doğudan batıya hızlı bir göçün
olduğuna ilişkin açıklaması
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Söz Ardahandan
açılmışken ben de Ardahanla ilgili birkaç cümle sarf etmek
isterim. 1 Ekim 2010 tarihinde Ardahanı ilk kez gördüm ve oranın ne
kadar yokluk ve yoksulluk içinde olduğunu özellikle
çarşısında halkla kurmuş olduğum temaslarda,
görüşmelerde müşahede ettim. Altyapısının yetersiz
olduğunu ve ciddi bir fakirleşmenin olduğunu orada halk bizzat
kendisi ifade etti. Çünkü Türkiyede özellikle son sekiz yılda
tarımın ciddi bir şekilde öldürüldüğünü, yok
edildiğini ve doğudan batıya doğru göçün hızla devam
ettiğini orada kendileri de ifade ettiler ve bunun yanında
insanlarımızın orada bir türlü kendi
rızıklarını sağlayacak iş imkânına da
kavuşmadıklarını ifade ettiler. Sadece orası
değil, Kars ve Iğdıra da geçmiştik, orada da bunu
müşahede etmiş bulunuyorum. Keşke her şey Sayın
Hatibin söylediği gibi güzel olsa.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Özdemir
4.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, Ardahanda
modern besiciliğin, organik tarımın artırılmasına
ve Kafkas arı ırkının Ardahanda
yaygınlaştırılmasına ilişkin açıklaması
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Ben de 2000li
yıllarda Ardahanda vali olarak çalıştım. Ardahan,
ülkemizin doğuda son derece stratejik bir ilidir. Hatta Fevzi Çakmak,
Kâzım Karabekir Boğazlar boğazımız, Ardahan ve Kars
sırtımızdır. demiştir. Stratejik yönden
Kafkasların hemen başlangıcındadır.
Ardahan çok
önemli bir ilimizdir. Ancak, fakirlik hâlâ devam etmektedir. Ben de 2000li
yıllardan sonra iki kere gittim Ardahana. Ardahanda üç önemli konu var.
Bunlardan bir tanesi, hayvancılığı gerçekten modern
besicilik hâline getirmeye devam ettirilmelidir, organik tarım
artırılmalıdır ve Kafkas arı ırkı
Ardahanın tüm her tarafına yayılmalıdır.
Ardahanda
politik söylemlerden çok, dediğimiz gibi, bütün partilerin Ardahanın
gelişmesi için uğraşmasında
Ülkemizin stratejik yönden çok
önemli bir yeri olduğunu ve hizmete ihtiyacı olduğunu
değerlendiriyorum ve Ardahanda üniversitenin açılmasında, daha
önce benim vali olarak yazdığım yazıların da etkisi
olduğunu zannediyorum. Ardahana üniversite açılmasının
oraya güzel bir ivme kazandırdığını görüyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Almanya Federal Cumhuriyeti Dilekçe Komisyonunun vaki
davetine icabet edecek olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu
üyelerinden kurulacak Parlamento heyetini oluşturmak üzere siyasi parti
gruplarınca ismi bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1334)
2/11/2010
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Almanya Federal
Cumhuriyeti Dilekçe Komisyonu'nun vaki davetine istinaden, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Dilekçe Komisyonu üyelerinden oluşan bir Parlamento Heyetinin,
Almanya'ya resmi bir ziyarette bulunması Genel Kurul'un 25 Haziran 2010
tarih ve 125. birleşiminde kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
hakkında 3620 Sayılı Kanunun 2. Maddesi uyarınca heyeti
oluşturmak üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş
olduğu isimler Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
Nevzat
Pakdil |
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
Başkanı
Vekili |
Recep Taner Aydın
Milletvekili |
Ali Kul Bursa
Milletvekili |
Rasim Çakır Edirne
Milletvekili |
Halit Demir Mardin
Milletvekili |
Yahya Akman Şanlıurfa
Milletvekili |
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Gaziantep Milletvekili Akif
Ekici ve 31 milletvekilinin, TOKİnin faaliyet ve
uygulamalarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/901)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı
(TOKİ), 02.03.1984 tarih ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile
çarpık kentleşmenin ortadan kaldırılarak düzenli
kentleşmenin sağlanması ve alt ve orta gelir
gruplarının konut ihtiyacının karşılanması
amacıyla kurulmuştur. TOKİ'nin 2002'den sonra kuruluş
amacından uzaklaşarak, kâr amacı güden bir firma gibi
çalışmaya başladığı, kurumun adının
sık sık usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarıyla gündeme
geldiği görülmektedir.
Dar gelirli vatandaşlarımıza konut edindirme gibi
önemli bir görevi üstlenen TOKİ'ye Hazine'nin mülkiyetindeki arazilerin
bedelsiz devri yanında, çeşitli yasal düzenlemelerle vergi, resim ve
harç istisnası tanınmış ve 08.03.2007 tarih ve 5597
sayılı Kanunla yurtdışı çıkış
harcından elde edilen gelirlerin TOKİ'ye aktarılması
öngörülmüştür.
Ayrıca, TOKİ 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve
Kontrol Kanununun kapsamında iken, 22.12.2005 tarih ve 5436
sayılı Kanunla kapsam dışına çıkarılarak
kesin hesaplarının Sayıştay ve TBMM tarafından
denetlenmesi engellenmiştir.
TOKİ'nin AKP iktidarları döneminde alt ve orta gelir
grubundaki vatandaşlarımızın konut ihtiyacını
karşılama amacından hızla uzaklaşarak ülkemizin en
büyük lüks konut üreticisi durumuna geldiği görülmektedir. Bu durum özel
sektörle rekabet açısından, TOKİ'ye avantaj sağlamakta,
inşaat sektöründe ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Yarattığı istihdam ve katma değerle ekonomimizin bel
kemiği olan inşaat sektörü TOKİ'ye devlet eliyle sağlanan
imkanlar nedeniyle bitme noktasına getirilmiştir.
TOKİ'nin neden olduğu ve toplumda ciddi
sıkıntı yaratan uygulamalardan biri de; kurumun fiyat
politikaları konusunda yürüttüğü söylem, vatandaşa vaat
ettiği taahhütleri ile yaşanan reel durum arasındaki
farktır. Dar gelirli vatandaşlarımız memur maaş
katsayısı artışı koşuluna güvenerek satın
aldığı konutlarını taksit tutarlarında
yaşanan artış nedeniyle ödeyemez durumdadır.
TOKİ'nin ürettiği konutlara ilişkin yaşanan
sorunlara en iyi örneklerden biri de Gaziantep Merkez Şahinbey Gecekondu
Dönüşüm Projesidir. Proje kapsamında Serinevler- Perilikaya'da 1260
sosyal konut + (2 cami, ticaret merkezi, kütüphane ve sağlık
ocağı) yapılmıştır.
TOKİ ile Şahinbey Belediyesi tarafından 2008
yılında "kira ödemek yerine evinizin bedelini ödeyin"
sloganı eşliğinde bir kampanya
başlatılmıştır. Bu kampanya kapsamında, 554 adet
2+1 alt gelir grubu konut (brüt 85 m²), 78.000,00 TL-88.000,00 TL
aralığındaki fiyatlarla yoksul yurttaşlarımıza
satışa çıkarılmıştır.
Bu kampanya kapsamında, 2008 yılında çekilen kurada
adı çıkan vatandaşlarımız 6.000,00 TL peşin,
kalan 81.000,00 TL'si ise 180 ay taksitle 87.000,00 TL'ye 2+1 (85 m2) konut
sahibi olmuştur.
20.06.2010 tarihi itibariyle 13 taksit tutarı olan toplam
5.942,00 TL ödeyen bir konut sahibinin borcu yaptığı ödeme
miktarına rağmen 80.300,00 TL'de kalmıştır. Çünkü
ödediği taksitlerin 5.239,00 TL'si bu süre içinde gelen 3 zamma giderken
(Temmuz 2009'da 1.458,00 TL, Ocak 2010'da 2.230,00 TL ve Temmuz 2010'da
1.551,00 TL), sadece 703 TL'si anapara ödemesi olmuştur. Enflasyona
ayarlı Memur Maaş Artış Katsayısının
aynı düzeyde seyretmesi durumunda konut taksitlerinde yaşanacak
artışa göre vatandaşlarımız "kira ödemek yerine
evinizi ödeyin" sloganıyla 87.000,00 TL'ye aldıkları
konutları için 200.000,00 TL'yi aşan bir miktarda ödeme yapmak
zorunda kalacaklardır. Aylığının tamamını
konut taksitine ödemek zorunda kalan yurttaşlarımız,
ilköğretim çağındaki küçük çocuklarını okuldan alarak
işe vermek durumunda kalmışlardır.
TOKİ tarafından satılan Gaziantep Şahinbey
Serinevler konutlarında yaşanan sorunlar, TOKİ'nin alt ve orta
gelir grubu için yaptığı sosyal konutlar üzerinden konut
ticareti yapmakta olduğu, ihalelerde yaşanan yolsuzluklar nedeniyle
sosyal konutları maliyetlerinin çok üzerinde
yaptırdığı iddialarını adeta doğrular
niteliktedir. Sosyal konut alan yurttaşlarımızın
yaşadığı sorunların çözülmesi, asgari ücretli
yurttaşlarımızın yaşadığı bu büyük
haksızlığın ortadan kaldırılması büyük önem
taşımaktadır.
TOKİ tarafından Gaziantep Merkez Şahinbey Gecekondu
Dönüşüm Projesi kapsamında Serinevler - Perilikaya'da (1260 sosyal
konut + 2 cami, ticaret merkezi, kütüphane ve sağlık ocağı)
yaptırılan konutların yapım ihalesi ile satış
uygulamalarının, TOKİ'nin yaptığı her türlü
faaliyet, ihale ve konut fiyatlandırma politikalarının yasalara
uygun olup olmadığının araştırılarak tespit
edilmesi amacıyla Anayasanın 98 nci ve İçtüzüğün 104 ve 105
nci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Akif Ekici (Gaziantep)
2) Ali Koçal (Zonguldak)
3) Ahmet Ersin (İzmir)
4) Suat Binici (Samsun)
5) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
6) Ahmet Küçük (Çanakkale)
7) İsa Gök (Mersin)
8) Birgen Keleş (İstanbul)
9) Fevzi Topuz (Muğla)
10) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
11) Rasim Çakır (Edirne)
12) Çetin Soysal (İstanbul)
13) Mustafa Özyürek (İstanbul)
14) Osman Kaptan (Antalya)
15) Tansel Barış (Kırklareli)
16) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
17) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
18) Sacid Yıldız (İstanbul)
19) Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
20) Derviş Günday (Çorum)
21) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
22) Selçuk Ayhan (İzmir)
23) Tayfur Süner (Antalya)
24) Bülent Baratalı (İzmir)
25) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
26) Ali Arslan (Muğla)
27) Hulusi Güvel (Adana)
28) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
29) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
30) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
31) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
32) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
2.- Kırklareli Milletvekili
Turgut Dibek ve 31 milletvekilinin, kamu avukatlarının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/902)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kamu avukatları, kamu gücünü kullanan kurum ve
kuruluşların her türlü hukuki ilişkilerine yön veren ve ortaya
çıkan uyuşmazlıklarda onları temsil eden meslek
mensuplarıdır. Kamu avukatları devletin ve kurumların
işleyişinin hukuka uygunluğunu sağlayan, vekaletini
yürüten, değeri milyonları bulan sayısız dosyanın
hukuki sorumluluğunu taşıyan kişidir.
Yaptıkları görev bakımından devletin olmazsa
olmaz parçası olarak kabulü gereken kamu avukatlarının her yönden
çok iyi çalışma şartlarına sahip olmaları gerekmekte
iken, durum bunun tam tersidir. Yargı sistemi içerisinde birer kamu
görevlisi olarak görev yapan iddia ve karar organlarının
temsilcilerine tanınan mali ve özlük haklar düşünüldüğünde
aradaki uçurumu açıklamak mümkün değildir. Kamu
avukatlarının hak ve statüleri tespit edilirken, yargıda benzer
faaliyeti icra eden hakim ve savcıların durumunun baz
alınması gerekmektedir. Ancak kamu avukatlarının statü
sorunları, mali ve özlük haklarına ilişkin sorunlar ile
teftiş ve denetleme sorunları da mevcuttur.
Kamu avukatları taşıdıkları mesleki
sorumluluğa rağmen hakim ve savcıların sahip oldukları
hiçbir hak ve teminata sahip değildir. Oysa kamu avukatları da hakim
ve savcılar gibi kamu gücünü temsil etmekte ve kamu adına her türlü
davada devletin yararını korumaktadır.
Kamu avukatlarının amirleri genellikle hukukçu olmayan
idarecilerdir. Kamu avukatı hukuki bilgi ve deneyimine göre hareket
edeceği bir konuda bile hukukçu olmayan idarecilerin emir ve talimatlarının
gereğini yerine getirmek durumunda kalmaktadır. Hakim ve
Savcılar ise adalet müfettişleri tarafından denetlenmektedir.
Kamu avukatlarının bu ve benzeri birçok statü sorularının
çözülmesi gerekmektedir.
Kamu avukatları farklı statülerde istihdam edilmektedir.
Aynı işi yapan avukatların arasında gereksiz bir
farklılık ve dengesizlik yaratılmaktadır. Avukatlar
sözleşmeli, 657'ye tabi kadrolu devlet memuru, KİT'lerde KHK'ye göre,
İş kanununa göre işçi statüsü gibi birbirinden çok farklı
istihdam şekilleriyle aynı görevleri yapmaktadır.
Kamu avukatları ek gösterge mağduriyetine de
uğramaktadır. Devlet memuru avukatlar 3000 ek göstergeleri, hukuk
müşavirleri 3600 ek göstergeleri, hakim ve savcıların ise 7600
ek göstergeleri vardır.
Avukatlar vekalet ücretlerinde limit sorunu da
yaşamaktadır. Bir çok meslekte döner sermayeden alınan paylar
memur maaşlarından yüksek olmasına rağmen, avukatların
devlete hiçbir yük getirmeyen vekalet ücretlerinden elde ettikleri gelir vekalet
ücretleri limiti yüzünden çok düşük miktarlardadır. Örneğin
bugün itibari ile hazine avukatlarının yıllık vekalet ücret
limiti 5 bin 900 TLdir. Bu limitin mutlaka artırılması
gerekmektedir.
Avukatlar makam ve temsil tazminatı alamamaktadır.
Duruşma, mürafaa, keşif ve haciz gibi nedenlerle görev yeri
dışına çıkmalarına rağmen, çok düşük
miktarlarda harcırah almaktadır. Bu nedenle, görev gereği
masraflarını cebinden ödemek durumunda bile kalmaktadır.
Hakim ve savcılara yüzde 10 yargı ödeneği
uygulanmaktadır. Bu ödenek avukatlara verilmemektedir. Sözleşmeli
avukatlar ise hiçbir yan ve ek ödemeden yararlanamamaktadır.
Bu nedenlerle, kamu avukatlarının sorunlarının
tespiti, ortaya çıkarılması ve çözümlenmesi amacı ile
Anayasamızın 98. maddesi, İçtüzüğümüzün 104. ve 105.
maddeleri gereğince bir Araştırma Komisyonu kurularak konunun
tüm boyutlarıyla araştırılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Turgut Dibek (Kırklareli)
2) Akif Ekici (Gaziantep)
3) Kemal Demirel (Bursa)
4) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
5) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
6) Fevzi Topuz (Muğla)
7) Hüsnü Çöllü (Antalya)
8) Ahmet Küçük (Çanakkale)
9) Birgen Keleş (İstanbul)
10) İsa Gök (Mersin)
11) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
12) Rasim Çakır (Edirne)
13) Çetin Soysal (İstanbul)
14) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
15) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
16) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
17) Mustafa Özyürek (İstanbul)
18) Osman Kaptan (Antalya)
19) Tansel Barış (Kırklareli)
20) Sacid Yıldız (İstanbul)
21) Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
22) Derviş Günday (Çorum)
23) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
24) Selçuk Ayhan (İzmir)
25) Tayfur Süner (Antalya)
26) Bülent Baratalı (İzmir)
27) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
28) Ali Arslan (Muğla)
29) Hulusi Güvel (Adana)
30) Mehmet Şevki Kulkuloğlu (Kayseri)
31) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
32) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
3.- Afyonkarahisar Milletvekili
Halil Ünlütepe ve 29 milletvekilinin, kiraz üreticilerinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/903)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kiraz üreticilerinin sorunlarının
araştırılması, alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105
inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
2) Sacid Yıldız (İstanbul)
3) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
4) Ahmet Ersin (İzmir)
5) Bayram Ali Meral (İstanbul)
6) Mehmet Ali Susam (İzmir)
7) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
8) Eşref Karaibrahim (Giresun)
9) Osman Kaptan (Antalya)
10) Hulusi Güvel (Adana)
11) Ali Arslan (Muğla)
12)Zekeriya Akıncı
(Ankara)
13) Hikmet Erenkaya (Kocaeli)
14) Metin Arifağaoğlu
(Artvin)
15) M. Fatih Atay (Aydın)
16) Vahap Seçer (Mersin)
17) Rahmi Güner (Ordu)
18) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
19) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
20) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
21) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
22) Algan Hacaloğlu (İstanbul)
23) Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
24) Hüsnü Çöllü (Antalya)
25) Atilla Kart (Konya)
26) Hüseyin Ünsal (Amasya)
27) Ahmet Küçük (Çanakkale)
28) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
29) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
30) Derviş Günday (Çorum)
Gerekçe:
Ülkemiz dünya kiraz üreticileri arasında kalite ve üretim
miktarı bakımından lider konumda bulunmaktadır. Geçen
yıl ülkemizden büyük bir bölümü AB ülkeleri olmak üzere 54 bin ton kiraz
ihraç edilmiştir. Başta Afyonkarahisar Sultandağı ve Çay
çevreleri olmak üzere, Konya, Isparta, İzmir Kemalpaşa ve çevresi
Manisa, Denizli gibi bölgelerde ihracata yönelik yüksek kalite kiraz
üretilebilmektedir. Üretilen kirazın kalitesi nedeniyle dünyada "Türk
Kirazı" olgusu yerleşmeye başlamıştır.
Kiraz ağacı yaklaşık 10 yıllık bir
bakımdan sonra meyve vermektedir. En yoğun hasat dönemi haziran
ayında olmaktadır. Bu yıl hasat döneminde mevsim normallerinin
çok üzerinde yağan yağmur ve dolu kiraza ve dolayısıyla
kiraz üreticilerine büyük zarar vermiştir. Bu dönemde meydana gelen
yağışlar, kirazda yarılma ve çatlamalara sebep
olmuştur. Zarar oranı Sultandağı ve Çay ilçelerimizde
%60'ın üzerine olarak tespit edilmiştir. Özellikle dış
piyasada kiraz satışı son derece olumsuz etkilenmiştir.
İç piyasa ise arz fazlası nedeniyle doyum noktasındadır.
Üretici yetiştirdiği kirazın en az yarısını
pazarlayamaz duruma gelmiştir. 8 yıl önce, 2002 yılında 4,5
lira olan ihraç edilen kiraz fiyatı bu yıl 2 liraya
düşmüştür. İç piyasada sanayide kullanılan gıllim
kirazının fiyatı 130 kuruştan 80 kuruşa düşmüştür.
Karabalı cinsindeki kirazın hiç alıcısı
çıkmamış, dalında durmaktadır. Napolyon kirazıyla
ünlü Afyonkarahisar'ın Sultandağı bölgesindeki kiraz
üreticileri, kiraz alım fiyatlarının çok düşük olması
nedeniyle kiraz hasadını durdurmuşlardır. Bu bölgede
yağmur ve dolu nedeniyle zedelenen kirazlar işçilik ücretleriyle
diğer girdileri karşılayamaması sonucu
atılmaktadır. Buna karşın üretimdeki girdiler gübre,
elektrik, sulama ve ilaçlama giderlerinde ciddi artışlar
olmuştur. Para kazanmak bir yana aldıkları paranın
yarısını toplama parası olarak dağıtacak
üreticilerin kalan kısım ile gübre, ilaç ve bakım
masraflarını karşılaması mümkün görünmemektedir.
Yanlış uygulanan tarım politikaları sonucu üreticiler, bir
yıllık çalışma ve emeklerinin para etmemesinin şaşkınlığını
yaşamaktadırlar. Üretim sürecinde yaptıkları borçları
ve tarımsal kredi borçlarını ödeme güçlüğü
içerisindedirler. Sorunlarının çözümü için yardım ve destek
beklemektedirler. Kiraz üreticilerinin, uğradıkları zarar
nedeniyle öncelikle üretimde meydana gelen zarar oranı dikkate
alınarak "afet bölgesi" içine alınması, tarımsal
kredi ve sulama amaçlı elektrik borçlarının faizsiz olarak
ertelenmesi, üreticilerin önümüzdeki dönemde de faaliyetlerini sürdürebilecek
şekilde desteklenmesi ve fındık, tütün gibi ürünlerde uygulanan
alım fiyatı uygulamasının kiraz için de yapılması
yönünde talepleri vardır.
Kiraz üreticilerinin içinde bulunduğu sıkıntı
ve sorunların daha da büyümeden araştırılması ve
alınacak önlemlerin belirlenerek hızla uygulamaya konulması
gerekmektedir. Üreticilerin üretim sürecini önümüzdeki dönemde de sürdürebilmeleri
konusunda bu araştırma önergesi ile kurulacak komisyonun önemli
katkıları olacaktır.
4.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse ve 32 milletvekilinin, ataması yapılmayan
öğretmen adaylarının ve istifa eden öğretmenlerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/904)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre
özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine yapılan
öğretmen atamalarında öğretmenlerimizin çok büyük bir
kısmının çeşitli gerekçelerle istifa ettikleri tespit
edilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığımızın
2003-2008 yılları arasında Şırnak ilimize
yapmış olduğu 5.129 öğretmen atamasının aynı
süre içerisinde 4.609 tanesinin çeşitli gerekçelerle istifa etmesi bu
gerçeği gözler önüne sermektedir. Türkiye'de her yıl üniversite
bitirip diplomasını alan binlerce öğretmen, eğitim
alanındaki yetersizlikler nedeniyle işsizler kervanına katılmak
yerine kutsal mesleklerini icra etmek isterken gittikleri noktalarda
yaşadıkları terör, lojman, sağlık gibi sorunlar
gerekçesiyle istifa etmektedirler.
Milli Eğitim Bakanlığı iç denetim faaliyet
raporunda birçok konuda kendine kötü not vermiştir. Mevcut norm kadro
hesaplama kriterlerine göre sistemde olması gereken öğretmen
sayısı 717.824 olmasına rağmen, mevcut öğretmen
sayısı 584.507'dir. Yani 133.317 öğretmen açığı
bulunmaktadır. Okullarda eğitim fakültesi mezunu binlerce ücretli
öğretmen âdeta birer köle gibi çalıştırılmakta,
aylık ortalama 500.-TL ücret ve yarım sigorta ile sosyal güvencesiz,
her an işten çıkartılma korkusu ile
çalıştırılmaktadırlar.
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde yaşanan
öğretmen açığı sebebi ile bölgenin Mülki Amirleri kendi
insiyatifleri doğrultusunda çözüm üretmekte, Valiliklerimiz eğitimli
polis memurlarımızı öğretmen olarak atanmakta, taşra
belediyelerinde megafonlardan öğretmen aranıyor anonsları
yapılmaktadır. Ne yazık ki geleceğimizi emanet
edeceğimiz öğrencilerimizi yetiştirme konusunda eğitim
alan, fakülte mezunu ve atanamayan 360 bin öğretmenimizin, garsonluk,
seyyar satıcılık ve pazarcılık yapmakta, atanma
şansı yüzüne gülen öğretmenlerimiz ise başta terör sorunu
gerekçesiyle istifa edip alternatif iş kollarında kendilerine yer
edinebilme mücadelesine girmektedirler. Atanamayan öğretmenlerimizin ve
atanmasına rağmen istifa eden öğretmenlerimizin
yaşadığı tüm sıkıntılar
araştırılarak, bugüne kadar verilen sözlerin, altına imza
atılan vaatlerin yerine getirilmediği ve genç öğretmenlerimizin
mağduriyetinin boyutunun tespiti amacıyla Anayasanın 98. Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca
bir Meclis Araştırması açılması hususunda
gereğini saygılarımla arz ederiz. 08.07.2010
1) Şevket Köse (Adıyaman)
2) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
3) Atila Emek (Antalya)
4) Birgen Keleş (İstanbul)
5) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
6) Ahmet Ersin (İzmir)
7) Zekeriya Akıncı (Ankara)
8) Hikmet Erenkaya (Kocaeli)
9) Metin Arifağaoğlu (Artvin)
10) Mehmet Fatih Atay (Aydın)
11) Mehmet Ali Susam (İzmir)
12) Vahap Seçer (Mersin)
13) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
14) Eşref Karaibrahim (Giresun)
15) Osman Kaptan (Antalya)
16) Hulusi Güvel (Adana)
17) Sacid Yıldız (İstanbul)
18) Ali Arslan (Muğla)
19) Rahmi Güner (Ordu)
20) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
21) Bayram Ali Meral (İstanbul)
22) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
23) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
24) Derviş Günday (Çorum)
25) Algan Hacaloğlu
(İstanbul)
26) Hüseyin Pazarcı
(Balıkesir)
27) Hüsnü Çöllü (Antalya)
28) Atilla Kart (Konya)
29) Hüseyin Ünsal (Amasya)
30) Ahmet Küçük (Çanakkale)
31) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
32) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
33) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın Kaya, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Ardahan Milletvekili Saffet
Kayanın, Mersin Milletvekili Behiç Çelik ve Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemirin Ardahan ili hakkındaki görüşlerine ilişkin
açıklaması
SAFFET KAYA (Ardahan) Sayın Başkanım, söz
verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
2 çok değerli milletvekilimiz ve özellikle Gaziantep
Milletvekilimiz Hasan Özdemir Beyin de Ardahan ilimizde valiliği var.
Kendisinin gerçekten, valilik döneminde üstün hizmetlerini burada, yüce
heyetiniz huzurunda tebrik ediyorum. Bunu kalbî ifade olarak söylüyorum ama
Ardahanla ilgili zannediyorum ki diğer milletvekili
arkadaşımızın son verileri çok noksan, çok sığ.
Şöyle ki: Devlet istatistik verilerine bakıldığında,
şu anda, nüfus oranına göre, kamu yatırımında
payını en çok alan il Ardahan
olmuştur. Bunun altını özellikle çiziyorum. Göçün durduğu
en baştaki illerden bir tanesi Ardahan olmuştur.
Yatırımların en çok arttığı, hem müteşebbis
anlamında hem devlet yatırımları anlamında, özellikle
serhat ilimiz Ardahan olmuştur. Bu gelişmeler yalnızca
Ardahanı değil, şüphesiz Türkiyeyi ilgilendiren bir gerçektir.
Bu anlamda tekraren özellikle Başbakanımıza ve Hükûmetimize
teşekkürlerimi bir borç biliyorum. Umuyorum ki, her il bu anlamda ciddi
gelişmeye maruz kalır ki, bu Hükûmet döneminde Türkiyenin her yeri
de şantiyeye döndü; bunu da hepimiz çok çok iyi biliyoruz.
İnşallah daha büyük hizmetlere vesile olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri
1.- (10/618) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel
Kurulun 3/11/2010 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu; 03.11.2010 Çarşamba günü (Bugün)
toplanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve
Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmında yer alan (Faili meçhul cinayetlerin aydınlanması);
(10/618) esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin
görüşmelerinin, Genel Kurul'un, 03.11.2010 Çarşamba günlü birleşiminde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Mersin Milletvekili Sayın
Ali Rıza Öztürke aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin, faili meçhul bırakılan
siyasi cinayetlerin kimler tarafından, neden, nasıl
gerçekleştirildiğinin açığa çıkarılması,
arkasındaki gizli yapının ve kirli ilişkilerin
aydınlatılması amacıyla, millet iradesinin
yansıdığı en yüce organ olan Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bir araştırma komisyonu kurulmasına yönelik önergesi
üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği üzere,
demokratik hukuk devleti olduğu iddia edilen Türkiyenin geçmişine
baktığımızda faili meçhul bırakılan siyasi
cinayetlerle dolu olduğu anlaşılmaktadır. Bu faili meçhul
bırakılan siyasi cinayetlerde yakınlarını kaybeden
kişilerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformunun da Türkiye
Büyük Millet Meclisinden bu konuda araştırma komisyonu
kurulmasına ilişkin talebi de dikkate alınarak bu Mecliste bir
araştırma komisyonu kurulmasını istedik ve buna
ilişkin önergemiz en son 20 Ekim 2010 Çarşamba günü Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşüldü. Bu önerge üzerine Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına ben konuştum ve önergenin aleyhine de AKP
Milletvekili Sayın Yılmaz Tunçla Sayın Ahmet Aydın
görüşlerini belli ettiler ve sonunda yapılan oylamada -hepimizin de
bildiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi tutanaklarıyla sabit
olduğu üzere- bu önergenin gündeme alınması AKP
milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Yalnız, değerli
arkadaşlarım, bundan sonra, 1 Kasım 2010 günlü Zaman gazetesinde
-bu gazete elimde- AKP Grup Başkan Vekili Sayın Elitaşın
sözleri yer aldı. Sayın Elitaş diyor ki, aynısını
okuyorum: "Geçen hafta biz Cumhuriyet Halk Partisi grup başkan
vekillerini ziyaret ettik 'Baş örtüsü komisyonuna şartsız üye
verin, faili meçhullerle ilgili Danışma Kurulu
toplantısını geri çekin ve salı günü birlikte getirelim'
dedik. O gün Danışma Kurulu toplanamadığından
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi olarak geldi. Biz de böyle bir
komisyonun kurulmasından yanayız ama Cumhuriyet Halk Partisi bu
konuda diğer konulardaki gibi samimiyetsiz davrandığından
dolayı, acele bir hareketle önergeyi gündeme getirip AK PARTİ
reddediyormuş gibi bir havanın oluşmasını istedi. Bu
önerge, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemini değiştirmek,
çalışmasını akamete ulaştırmak için
verilmiştir. Grup başkan vekilli arkadaşlarımızın
da böyle bir komisyonun kurulması şeklinde görüşümüz var.
Önümüzdeki günlerde konu tekrar gündeme gelebilir. Eğer Cumhuriyet Halk
Partisi acele etmeseydi belki bu salı görüşmeler tamamlanır,
komisyon kurulabilirdi."
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu sözleri duyan
bir vatandaşımız, belki, ilk defa, bu faili meçhul
araştırma önergesinin 20 Ekim günü bu Genel Kurula geldiğini
anlayabilir. Şimdi, bu, 3 Kasım 2009 tarihinde değerli
arkadaşlarım. Bu önerge, siyasette asker ve sivil ilişkilerinin
darbelere ilişkin araştırma önergesi DTP Grubu tarafından
verilmiş. Bu önerge üzerine yine AKP Grubu adına Sayın
Yılmaz Tunç konuşmuş: Önceki haftalarda görüşmelerine
başladığımız madencilikle ilgili araştırma
önergelerinin görüşmeleri de tamamlanmamıştır. Bugün de bu
görüşmelerin tamamlanmasına çalışılacak ve
ardından Borçlar Kanunumuz olmak üzere, gündemdeki yasalar
görüşülecektir. Bu nedenle, Demokratik Toplum Partisi Grubunun önerisine
katılamadığımızı belirtiyoruz. diyor ve bu
önerge, bu Mecliste, sadece AKPnin oylarıyla reddediliyor
arkadaşlar. Tarih 3 Kasım 2009.
Değerli arkadaşlarım, yine, 3 Şubat 2010
tarihinde BDP Grubunun Güneydoğu Bölgesinde yaşanan faili meçhul
cinayetler ve kayıplar adlı önergesi gündeme geliyor. Bu önergenin
aleyhine AKP Grubu adına Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün Ben,
esasen, bu önergenin kabul edilmesini ve bu zamana kadar
yaşanmış olan tüm faili meçhullerin ortaya
çıkmasını arzu ediyorum. Evet, gerçekten arzu ediyorum çünkü
faili meçhullerle alakalı, değerli arkadaşlar. Değerli arkadaşlar,
dediğim gibi, ben şahsen, bunun, bu komisyonun kurulmasından
yanayım. diyor. Ancak bu önerge de oylanıyor ve bu önerge, yine,
AKPnin oylarıyla reddediliyor değerli arkadaşlarım. Tarih
3 Şubat 2010.
Devam ediyoruz arkadaşlar: Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekili arkadaşlarımla birlikte verdiğim Meclis
araştırma önergesi, bu, yakınlarını kaybeden
kişilerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformunun Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki AKP Grubuna, diğer gruplara ve Meclis
Başkanlığına 11 Nisanda yaptığı ziyaretten
tam iki ay sonra, 6 Nisan 2010 günü, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
olarak buraya geliyor değerli arkadaşlarım. Yine, AKP Grubu
adına, bu öneri aleyhine Sayın
Ayşe Türkmenoğlu konuşuyor: Demokratik bir Türkiye'ye
kavuşmak için söz konusu bu cinayetlerin aydınlatılması
gerekmektedir. Bu faili meçhul cinayetlerin üzerindeki sır perdesinin
kaldırılması ve somut adımlar atılması
gerekmektedir. Bizler de tabii ki bu cinayetlerin
aydınlatılmasını istiyoruz. demiştir ama değerli
arkadaşlarım, yapılan oylama sonucunda, bu Mecliste, AKP
dışındaki tüm milletvekilleri bu önergenin kabulüne oy
kullandığı hâlde, AKP Grubunun oylarıyla bu önerge de
reddedilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, aynı önerge, AKP
Grubunun kamuoyunda bu ve buna benzer ileri sürdüğü gerekçeleri bertaraf
edebilmek için, 22/6/2010 tarihinde tekrar Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi
olarak bu Genel Kurula getirilmiştir ve bu Genel Kurulda da, yine o zaman
AKP Grubu adına Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün konuşmuş,
yine Biz, aslında öneriyi önemsiyoruz. Gerçekten, bu memlekette faili
meçhul kalmaması lazım, her şeyin aydınlığa
çıkması lazım. demiştir değerli arkadaşlar.
Ancak Meclisimizin tatile girmesine az bir zaman kaldı.
İnşallah, ümit ediyorum ki ben, tatilden sonra, bütün grupların
mutabakatıyla, bu grup önerisinde olan veya olmayan ne kadar faili meçhul
cinayet varsa bunlarla ilgili araştırma komisyonu kurulur ve bu
cinayetler aydınlatılır. diyor. Değerli
arkadaşlarım, bizler, inşallah, tatilden sonra geleceğiz ve
bu faili meçhullerle ilgili komisyon kuracağız. O bakımdan,
önerge geldiğinde sizlerden destek istiyoruz. demiştir ve ben de
Sakarya Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstünün bu sözüne güvenerek,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilden dönüşünde AKP Grubu inşallah
bu öneriyi getirir, biz de kabul ederiz, faili meçhul cinayetler
aydınlatılır diye beklerken, aradan geçti ve bir türlü
getirmediler. 20 Ekim günü biz tekrar getirdik, yine değişen bir
şey yok. Orada da Sayın Yılmaz Tunç ile Sayın Ahmet
Aydın, daha önceki konuşmalarına benzer şekilde beyanlarla,
önergeye ret dediler.
Değerli arkadaşlarım, AKPnin bu konuda ileri
sürdüğü gerekçelerin hiçbir geçerliliği yoktur. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemini tıkama gibi bir olay kesinlikle söz konusu
değildir çünkü bu önerge zaten kabul edildiğinde beş dakika
alır. Komisyonlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulunun zaten
dışında çıkarılır. Uzlaşma konusuna
geldiğimiz zaman, uzlaşmayan tek grup var Türkiye Büyük Millet
Meclisinde, o da AKPdir değerli arkadaşlarım. Yani AKPnin
dışındaki tüm milletvekilleri bu önergelerin kabulü
doğrultusunda oy kullandığı hâlde nedense, -nedendir
bilemiyorum- sadece AKP Grubu bu önergeleri ısrarla reddetmektedir. Yine 1
Mayıs 1977 kanlı katliamının araştırılması
için bir Meclis araştırma önergesi verdik. Bu araştırma
önergesi de 20 Nisan günü CHP grup önerisi olarak buraya geldi, yine AKP
oylarıyla reddedildi.
Değerli arkadaşlarım, AKP gerek Anayasa
değişikliklerine ilişkin 12 Eylül sürecinde gerekse ondan önceki
süreçte sürekli 12 Eylül darbesiyle hesaplaşma söylemiyle işe
girmiştir. 12 Eylül darbesinden, faili meçhul cinayetlerden mağdur
olan kişilerin oyunu almak için bunları söylemiştir. Sayın
Başbakan geçen sene ocak ayındaki bir konuşmasında, Hrant Dinkin,
Abdi İpekçinin, Uğur Mumcunun, diğer tüm kirli
saldırıların üzerindeki sis perdesini kaldırmak için
uğraştığını söylemiştir, arkasından da
Faili meçhullerin faili malum hâle gelmesinden kim, niye korkuyor, niye
çekiniyor; kim, neden bunların üstünü örtmeye çalışıyor?
Gizli kapaklı işlerin aydınlığa çıkmasından
kim, neden endişe ediyor? demiştir. Şimdi, ben bu cümleler
ışığında Sayın Başbakana soruyorum:
Sayın Başbakan, faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılmasından kim korkuyor? Bu kirli, gizli çetelerin
açığa çıkarılmasından kim korkuyor? Bu sorulara yanıt
vermesi gereken kişi Sayın Başbakandır. Sayın
Başbakan 3 Eylül 2010 günü Diyarbakır AKP mitinginde yine
referandumdaki evet oylarını artırmaya yönelik, bu halkın
12 Eylül darbesine, bu halkın faili meçhul cinayetlere, kanlı teröre
tepkisini istismar etmeye yönelik olarak Bir gece yarısı sokak
ortasında ensesine kurşun sıkılarak katledilen, katilleri
gecenin karanlığında kaybolup bir daha hiç ortaya çıkmayan,
çıkarılamayan faili meçhullerin acısını çok iyi
biliriz. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız
lütfen.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, yine Sayın Başbakan, Ape Musanın
acısını unutmadığını söylüyor ama Ape
Musanın da içinde bulunduğu kanlı cinayetlerin, kanlı
olayların aydınlatılmasına yönelik Meclis
araştırmasında AKP milletvekilleri, Sayın
Başbakanın Başkanı olduğu AKP milletvekilleri sürekli
bu Mecliste ret oyu kullanmaktadırlar.
12 Eylül darbesine yönelik kanun teklifi Meclis Başkanı
tarafından on beş gün bekletildikten sonra, basında çıkan
tepkilerden sonra Adalet Komisyonuna sevk edilmiştir ama ondan daha
önemlisi, 27 Ekim günü, aynı gün, görevi kötüye kullanma suçundaki
cezaların indirimine yönelik AKP milletvekilinin verdiği bir teklif,
27 Ekim günü, aynı gün, Adalet Komisyonuna sevk edilmiş;
yetmemiş, gündeme alınmış, komisyon üyelerine
gönderilmiş; yetmemiş, dün, salı günü, AKPnin oylarıyla
kabul edilmiştir değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ben gerçekten soruyorum: 12 Eylül darbesiyle,
kanlı katliamlarla hesaplaşma iradesi olan partilerin, siyasi
anlayışta olan herkesin ama herkesin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
her türlü siyasi
anlayışını bir kenara bırakarak bu Meclis
araştırma önergesine destek vermelerini istiyorum. İşte,
fırsat gelmiştir, şimdi, kim samimidir, kim değildir; AKP
Grup Başkan Vekili Sayın Elitaş mı samimidir, Cumhuriyet
Halk Partisi mi samimidir, kimin samimi olup olmadığını
göreceğiz değerli arkadaşlarım. Şimdi ben, bu
Meclisten, tüm milletvekillerinden, bu önergenin desteklenmesini istiyorum
değerli arkadaşlarım. Hiçbir gerekçe, bunun aksi, bu
desteklenmeme olayını makul ve meşru gösteremez.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin lehinde, Muş
Milletvekili Sayın Sırrı Sakık.
Buyurun Sayın Sakık.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Ben de önergenin lehinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sevgili arkadaşlar, yıl 1991, faili meçhul cinayetler
işleniyor. Dönemin SHP ve Doğru Yol Partisi İktidarı
döneminde biz de Parlamentodayız. Gece bizi bir
vatandaşımız aradı Ben, SHP il genel meclisi üyesiyim,
Diyarbakır Silvan ilçesinden arıyorum. Beni öldürmek üzere oradaki jandarma
alay komutanı birini kiraladı ve bu şahıs beni öldürmekten
vazgeçti, geldi, silahları birlikte aldık, toprağa gömdük. Bu
seri numaralı silahlar bizde mevcut. Ne yapabiliriz? dedi. Biz de
alelacele Onları alın gelin, burada siyasal iktidarla görüşürüz,
gereği ne ise yapılır. dedik. Çünkü, aynı ilçede, her gün,
onlarca faili meçhul cinayet işleniyordu. Bu öldürülmek istenen SHP
İl Genel Meclis Üyesi Mehmet Mengi kiralık katille birlikte Ankaraya
geldi. Biz dönemin Başbakanı Sayın Demirelden bir grup
milletvekili olarak randevu talep ettik. Gittik -gece, ramazan ayı-
Başbakanlıkta oturduk. Bu olup bitenleri bir bütün olarak Sayın
Başbakanla paylaştık. Başbakan, böyle bir şeyin
olamayacağını; biz, elimizde belgelerin olduğunu ve
kiralık katilin burada olduğunu söyledik. Hemen İçişleri
Bakanını aradı: Ne yapabiliriz? İçişleri
Bakanlığı ve dönemin MİT yetkililerinden biri bir operasyon
düzenlediler. Sabahleyin, İçişleri Bakanlığı ve
MİT, ortak bir operasyonla, bu kiralık katille oradaki jandarma komutanıyla
bir telefon görüşmesi sağlandı. Bu hâlen devletin
arşivlerinde var. Komutan aynen şunu söylüyor: Onu öldür,
kışlanın şu kapısından içeri gir, şu kadar
para hazır. Ve bunlar tespit edildi. Mülkiye müfettişleri
Diyarbakıra gittiler, Diyarbakırda o seri numaralı silahlar
mülkiye müfettişlerine teslim edildi. Devletin arşivlerinde o
raporlar da var. O seri numaralı silahlar Türk Silahlı Kuvvetlerine
ait.
Uzun süre biz olayı soruşturduk. Komutan görevden
alındı. İki ay haber alamadık. Soruşturma devam ediyor
ve ben ilgileniyorum. Araştırdık, komutan kamp komutanı
olarak Tekirdağda bir deniz kenarına tayin edilmiş.
Aynen, çıktım şu kürsüye, Demirel de oturuyordu
bütün kurmaylarıyla, dedim ki: Sayın Demirel, siz seçim öncesi aynen
şunu söylediniz: Fıratın kenarında bir kuzu kaybolsa
sorumlusu benim. dediniz. Şu an Fıratın kenarında her gün
onlarca ceset ve Fırat kan akıyor. Bu olayı, aramızdaki
geçen bütün görüşmeleri Parlamentoda anlatıyorum. Siz diyordunuz ki:
Eğer bir tek kuzu kaybolursa ben gök kubbeyi sizin
başınıza yıkarım. Fıratın kenarında
insanlar ölü bulunuyor ve faili meçhuller işleniyor ve Fırat kan
akıyor, şimdi sizin başınıza kim gök kubbeyi
yıkacak? Ama o gün faili meçhullerle ilgili bir sonuç alınmadı.
Bu bir.
İkincisi: Yine yıl 1993, Muş ve bölgesinde
operasyonlar yapılıyor. Muş Altınova bölgesinde operasyon
yapan güvenlik güçleri gidip bir evi ateşe veriyorlar. Bütün Muş
halkı bilir. Gidin, AKPlilere sorun, bizim tabanımıza
sormayın, hepsi bir bütün olarak tanıktır buna. Güvenlik güçleri
bir evi ateşe veriyor, evde 9 can; anne, baba ve 7 çocuk. Evi ateşe
veriyorlar ve ev bir bütün olarak yanıyor. Anne hamile, 10 can. Nasır
Öğün. Hâlen o enkazlar orada duruyor. Eğer bir gün yolunuz
Altınova beldesine düşerse, gidin, orada, o enkazlarda hâlen o
çığlıkları duyabilirsiniz, eğer vicdan ve ahlak
sahibiysek! Ben milletvekiliyim, çaresizim. Aradım Meclis İnsan
Hakları Komisyonunu. Komisyon Vanda, Keçeciler Komisyonda, kendisiyle
görüştüm, Hemen gideceğim. dedi ve Komisyon bir saat sonra beni
aradı, Emir geldi, gidemiyoruz. dediler ve anne de hamileydi, 10 insan diri diri yakıldı. Onu
yapanlar kimdi? Bolu ve Kayseriden giden tugaydı. Bire bir, canlı
yaşadığımız olaylardan size örnekler veriyorum.
Hemen bir gün sonra, benim doğduğum köyde 5 tane
insanı ateşe verdiler; 1 baba, kızı, 2 oğlu -benim
yakın akrabamdı- ve şoförleri. Oğlu Siyasal Bilgiler son
sınıf öğrencisiydi, bir oğlu Devlet Demiryollarında memurdu,
kızı ev hanımıydı. O dönemin siyasal
iktidarının temsilcileri, utanmadan, sıkılmadan,
çıkıp bu kürsüde aynen şunu söylediler: Sırrı
Sakıkın köyünde bir çatışmada 5 tane terörist ölü ele
geçti. Ve ben çıktım
Terörist dedikleri Mehmet Sıddık
Toktaş seksen yaşındaydı, Millî Selamet Partisinin de
üyesiydi. Çocukları da o cenahtan geliyordular ve biri Devlet
Demiryollarında memur, biri siyasal bilgiler son sınıf
öğrencisi ama siyasal iktidar burada çıkıp halka yalan
yanlış bilgiler aktarıyordu.
Şimdi tam bu noktada Atilla Kıyat denilen bir korgenaral
çıktı döndü dedi ki: Bu faili meçhul cinayetler siyasal
iktidarlardan emir alınarak yapılıyordu. Biz de aynı
şeyleri söylüyorduk çünkü siyasal iktidar suçüstü
yakalanmıştı, halka karşı suç işlemiştiler.
Peki, şimdi size soruyoruz: Ey Allah adına vicdan sahipleri
şimdi Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği ve bizim verdiğimiz bu
Meclis araştırma önergeleri niye sizin oylarınızla
reddediliyor? Bu saydıklarımız sizin döneminizde olmadı.
Gelin birlikte bir komisyon oluşturalım, gelin birlikte bir
hakikatleri araştırma komisyonu oluşturalım. Burada kimin
eli kana, şiddete bulaşmışsa kim ki halka karşı
suç işlemişse hep birlikte onları sorgulayalım. Siz niye
sayısal çoğunluğunuza dayanarak Cumhuriyet Halk Partisinin ve
Barış ve Demokrasi Partisinin ve diğer muhalefet partisinin
Meclis araştırma önergelerini reddediyorsunuz? Yani bunu nasıl
anlatabilirsiniz halka? Yani grubunuzla gidiyorsunuz Sayın Başbakan
çıkıyor ağlıyor, o ağladıkça biz de
ağlıyoruz, diyoruz ki: Evet, yaralarımızın
sarılması gereken bir dönemi yaşıyoruz. Ama Parlamentoya,
Genel Kurula geldiğimizde oradaki ruh hâlini burada sizde görmüyoruz.
Burada bir bedende birkaç ruh birden dolaşıyor. Orada idamlara
karşı gözyaşı akıtıyorsunuz ama burada da
çıkıp Öcalan niye asılmıyor? diyorsunuz. Şimdi
eğer idama karşıysanız ona da karşı
olmalısınız buna da. Yani demokrasilerde çifte standart olmaz,
demokrasilerde farklı bir hukuk olmaz.
Bakın bugün Sayın Başbakan yurt dışı
gezisine giderken ne söylüyor Ahmet Türkle ve Aysel Tuğlukla ilgili?
Anayasa değişti, dönem devam ediyor, Parlamento dönecek bunların
milletvekilliğini verecek ama yüreğiniz yetmiyor. Milliyetçi Hareket
Partisi bunu seçimlerde kullanacak diye hukuku gasbediyorsunuz siz Adalet ve
Kalkınma Partisi. Sizin vicdanınızda
Allah rızası
için aldığımız duyumlar bu kadar net, çünkü siz seçimlerde
bundan korkuyorsunuz. Ahmet Türkün ve Aysel Tuğlukun
milletvekilliğinin verilmesi, hukukçular tarafından her gün
çarşaf çarşaf yazılıyor Meclis sadece tebliğ eder.
diyor ama siz bütün her şeyi siyasete kilitliyorsunuz, sadece siyaseti bir
sıçrama tahtası, bir iktidar olma
Bu ülkede iç barışı sağlayacaksak
iktidarımızdan da fedakârlık edebilmeliyiz. Bu bir erdemlilik
değil, sizin bir görevinizdir. Hukuka sahip
çıkmalısınız. Yani bu ülkede olup biten her şeyi bütün
Başbakanın iki dudağı arasındaki sözcüklere
bağlayabilirsek bunun adı diktatörlük olur, demokrasi olmaz.
Ne konuşuluyorsa Sayın Başbakandan efendim biz
görüş alacağız
Peki, bu Parlamentonun iradesi, halkın
iradesi Sayın Başbakanın iki dudağı arasında
mıdır? Yani bugün eğer bu Meclis araştırma önergesini
hep birlikte kabul edersek eminim ki o zaman
Sayın Başbakanın bizim üzerimizde, Parlamentonun üzerinde
bir ipoteği olmaz ama yok tekrar hayır derseniz o zaman yani bu
Parlamento, evet, 12 Eylülün ürünü olan yasalar ve Anayasadan nema
aldığı içindir ki sorunlarımız çözülmüyor.
Aslında faili meçhullerle ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız
lütfen.
SIRRI SAKIK (Devamla) Çok teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Bugün Taraf gazetesini açıp okursanız faili meçhullerde
Susurluk
Eğer Susurlukun üzerine gidebilmiş olsaydık bugün
Ergenekon, Şemdinli olmayacaktı ama gidilmedi. O gün, o dönemin
bakanlarından, o dönemin Emniyet Genel Müdürü ne diyor? Dalga geçiyor.
Bakın, hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Kim? Mehmet
Ağar. Ne diyor? Çatlı, Bucak ve Hüseyin Kocadağ orada bir araçta
trafik kazası geçiriyor. Dalga geçiyor, diyor ki Belki gittiler
Çatlıyı alıp getirdiler. Çatlıyı sizlerin
nasıl yönlendirdiğinizi biz biliyoruz. Onun için bu halkla dalga
geçmeyin, onun için birilerini kollayıp korumayın. O 17.500 faili
meçhul cinayetlerin işlendiği dönemde Emniyet Genel Müdürü olan,
bakan olan ve bundan hesap soramıyorsanız siz iktidar
değilsiniz. Birilerini ötekileştirerek ve Kürt
coğrafyasında olup biten faili meçhulleri yok sayarak, sadece
Ergenekonun üstüne giderek sorunları çözebileceğinize
inanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Japonların çok güzel bir sözü var: Güneşe tapanlar
ısı kanununu tartışamazlar. Sistemden beslenenler de
sistemi yargılayamazlar.
Bu duygularla hepinize teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Sakık.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde Bartın
Milletvekili Sayın Yılmaz Tunç. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Tunç.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz grup önerisiyle faili meçhul
cinayetlerin öncesinde ve sonrasındaki tüm olayların
araştırılması amacıyla verilen Meclis
araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin Meclisin
bugünkü gündemine alınması talep edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi bu konuyla
ilgili olarak önceki hafta da grup önerisi vermiş, bu önerinin gündeme
alınması genel Kurulun kararıyla reddedilmişti. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bu haftaki gündemi bütün siyasi partilerimizin ortak
görüşüyle oluşturulan Danışma Kurulu önerisinin Genel
Kurulun dünkü birleşiminde kabul edilmesiyle belirlenmiş, bu gündeme
göre Genel Kurulumuz çalışmalarına bugün ve yarın devam edecektir.
Cumhuriyet Halk Partisinin bir gün önce Danışma Kurulu önerisiyle
belirlenen gündemi bugün değiştirmek istemesinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi çalışmalarını aksatmaya yönelik bir tutum
olduğunu öncelikle belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK
PARTİ İktidarından önce ülkemizde faili meçhul cinayetlerin çok
sık yaşandığı bir gerçektir. Özellikle 90lı
yıllarda ülkemiz faili meçhullerle, yargısız infazlarla ve
işkencelerle anılan bir ülke hâline gelmişti. Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin verdiği yüzlerce ihlal kararıyla ülkemizin
uluslararası camiada ne kadar zor duruma düştüğü herkes
tarafından bilinmektedir.
Bugün, Türkiye, artık, faili meçhullerle, yargısız
infazlarla, işkence ve kötü muamelelerle anılmayan bir ülke hâline
geldiyse, bunda AK PARTİ hükûmetlerinin kararlı ve ısrarlı
mücadelesi belirleyici olmuştur.
Terörle mücadele, sadece ve sadece devletin resmî güvenlik
birimleri tarafından kanunlarla ve hukuk kuralları çerçevesinde
yürütülmekte, hangi isim altında olursa olsun illegal
yapılanmaların üzerine kararlılıkla gidilmektedir. Türkiye
artık faili meçhuller ülkesi değildir. Özellikle son yıllarda
faili meçhul cinayetler konusunda güvenlik güçlerimizce başarılı
çalışmalar yapılmakta, failler çok kısa sürelerde yakalanarak
kamuoyunun devletimize duyduğu güven pekiştirilmektedir.
AK PARTİ iktidarları döneminde, özellikle kamuoyunda
büyük tepki uyandıran cinayet olaylarının
aydınlatılmasında büyük başarı
sağlanmıştır. 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbulda silahlı
saldırı sonucunda öldürülen gazeteci, yazar Hrant Dinkin cinayet
failinin olaydan sonra yirmi dört saat içinde kimliği tespit edilmiş,
otuz iki saat sonra da fail yakalanmıştır. 5 Şubat 2006
tarihinde Rahip Santoro cinayetinin faili cinayetten bir gün sonra
yakalanmıştır. 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay
2. Dairesine yapılan saldırının faili olay yerinde
yakalanmıştır. 18 Nisan 2007 tarihinde Malatya Zirve
Yayınevine yapılan saldırının failleri 5
şahıs, cinayette kullandıkları silahlarla birlikte olay
yerinde yakalanmıştır.
Bu örneklerin ortaya koyduğu bir gerçek vardır, o da
Hükûmetimiz son yıllarda terör ve nitelikli cinayet olaylarının
aydınlatılarak fail ya da faillerinin yakalanması konusunda
büyük bir kararlılık içerisindedir.
Son üç yıl içerisinde meydana gelen asayiş
olaylarına baktığımızda da kasten adam öldürme
başta olmak üzere diğer asayiş suçlarında önemli
düşüşler sağlanmıştır. Kasten adam öldürme
suçlarında 2007-2008 yılları arasında yüzde 8
oranında, 2008-2009 yılları arasında yüzde 4 oranında,
2009-2010 yılları arasında da yüzde 7 oranında bir düşüş
olduğu görülmektedir. Ayrıca, şahsa karşı işlenen
suçlarda da aydınlatma oranı yüzde 95lere
ulaşmıştır.
İnsan hakları ihlalleri bilanço raporlarına
baktığımızda da Türkiyede faili meçhullerin
sayıları önemli miktarda azalmış, 2007 yılında 42
olan faili meçhul sayısı 2008de 29a, 2009da 18e kadar
gerilemiştir.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede artık hukuk
işlemektedir. Hukuk işledikçe, demokrasi egemen
kılındıkça, devlet fonksiyonları daha
sağlıklı işledikçe, kolluk kuvvetleri işlerini daha
etkin ve iyi yapınca failler bulunmakta, cinayetlerde de azalma
olmaktadır. Araştırma önergesinde bahsedilen faili meçhul
cinayetlerin hemen hepsi 2002 yılından önce
gerçekleştirilmiştir. Siyasi cinayetlerin en yoğun olarak
yaşandığı yıllar özellikle 90lı yıllardır.
O zamanki SHP bugünkü CHPnin koalisyonda olduğu yıllarda meydana
gelen Eşref Bitlis suikastı, Başbağlar katliamı, Sivas
olayları, Turgut Özalın ölümü, Uğur Mumcu suikastı gibi
onlarca faili meçhul olay aydınlatılamamıştır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İşte
aydınlatalım. Doğru söylüyorsun, peki niye oy vermiyorsun?
Aynı lafları söylüyorsun, aydınlatalım,
aydınlatalım hadi!
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - İktidarda olduğunuz dönemlerde
meydana gelmiş bu olayların o dönemde üzerine gidemediniz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aydınlatalım. CHP
döneminde mi olmuş? Aydınlatalım.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Aradan geçen yıllar sonra bu
olayların aydınlatılmasını bu İktidardan
beklemektesiniz.
BAŞKAN Sayın Öztürk lütfen, Sayın Öztürk, lütfen.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Aydınlatalım.
BAŞKAN Sayın Öztürk,
lütfen yapmayın.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bunda da haklısınız çünkü
bu İktidar karanlıkta bir şey bırakmamakta
kararlıdır, bunu siz de görmektesiniz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Hrant Dink cinayeti çözüldüyse
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sizi niye tazminata mahkûm etti?
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 2002
yılından bu yana her alanda olduğu gibi demokratikleşme,
adalet ve güvenlik alanlarında da hiç kimsenin tahmin edemeyeceği çok
önemli icraatlara imza atılırken, demokratikleşmeyi
gerçekleştirirken özgürlük güvenlik dengesi konusunda da hassas
davranılmıştır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ayıp ya, aynı
lafları söylüyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Hukuk ve adalet alanında ve
demokratikleşme konusunda öncelikle mevzuatımızda önemli
değişiklikler yapılmış, ceza adalet sistemimiz daha
çağdaş bir yapıya kavuşturulmuş, demokratikleşme
alanında çok önemli yasa değişiklikleri
gerçekleştirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, faili meçhul cinayetlerin
aydınlatılması, karanlık odakların ortaya
çıkarılması konusunda hepimiz hemfikiriz. Faili meçhul
cinayetlerin aydınlatılmasından hiç kimse korkmamaktadır
ancak faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması noktasında
hassas olduğunu söyleyenlerin, ülkemizdeki karanlık güç
odaklarını araştıran, onlardan hesap sormaya başlayan
yargıyı da eleştirmeyi, Türkiye'nin geleceği için çok
önemli çete davalarını sulandırmaya yönelik gayret ve söylemleri
bırakmaları gerekir. Bugün çetelerin, mafyanın, hukuk
dışı yapılanmaların bağımsız yargı
önünde hesap verdiği bir ortamda öncelikle, devam eden soruşturma ve
yargılamaları etkilemekten vazgeçmek gerekir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
araştırma önergesinde ifade edilen olayların
aydınlatılması için geçmişte Türkiye Büyük Millet
Meclisinde çok sayıda araştırma komisyonu kurulmuştur. 2002
yılından önce kurulan bu komisyonlar neticesinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinin İç Tüzüğünden de kaynaklanan sebeplerle
başarıya ulaşılamamıştır. Türkiye Büyük Millet
Meclisi İç Tüzüğünde ve yeni anayasada yapılacak düzenlemelerle
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konuda çok daha aktif bir rol üstlenmesinin
önü açılarak geçmişteki karanlık noktaların
aydınlatılması son derece önemlidir.
Araştırma önergesinde bahsedilen olayların bir
kısmı yargının gündemine gelmiş,
bağımsız yargı tarafından soruşturulmuş, bir
kısmının soruşturması da hâlen devam etmektedir.
Artık Türkiyede karanlıkları aydınlatmak isteyen, hukuk
dışına çıkanlardan hesap sormak isteyen yargıçlar vardır,
faili meçhul cinayetleri aydınlatmakta başarılı olan
güvenlik güçlerimiz vardır, en önemlisi de bu konuda kararlı olan bir
Hükûmet vardır.
Görüşmekte olduğumuz araştırma önergesi ile
aynı konuda, başka siyasi partilerimizin de vermiş olduğu
araştırma önergeleri vardır. Bu önemli konunun tüm siyasi
partilerimizin grupları tarafından görüşülüp bir uzlaşma
dâhilinde gündeme getirilmesinde fayda olduğu kanaatindeyim.
Bugün Karanlıklar aydınlansın. şeklinde bir
önergenin hemen, acilen bugünkü Genel Kurulun gündemine
alınmasını istemenin Türkiye Büyük Millet Meclisinin
çalışmalarını aksatmaya yönelik bir girişim
olduğunu, Meclisin gündeminin daha dün Cumhuriyet Halk Partisinin de
imzası bulunan bir öneriyle belirlendiğini, bu gündeme göre
çalışmalara devam etmemiz gerektiğini belirtiyor, bu önemli
konunun Meclis çalışmalarını aksatma vesilesi olarak
kullanılmasını doğru bulmadığımı
belirtiyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tunç.
Sayın Öztürk
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkanım, söz
istiyorum.
BAŞKAN Hayır, önce ben sizi dinleyeyim, ondan sonra ne
yapacağıma karar vereceğim.
Buyurun.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Şimdi, Sayın
Başkanım, Sayın Hatip konuşurken CHP-Doğru Yol
Partisi koalisyonunda dedi, geçmişte faili meçhul cinayetlerin
yapıldığını. CHP-Doğru Yol koalisyonu değil,
onu bir düzeltmek istiyorum.
Bir de Hrant Dinkle ilgili söylediği laf var gerçekleri
çarpıtan, o konuda bir cümle açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Yani siz sataşmadan mı söz istiyorsunuz,
60ıncı maddeye göre pek kısa söz talebiniz mi var?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) 60a göre.
BAŞKAN Buyurun.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün, Bartın Milletvekili Yılmaz Tunçun, partisine
sataşması nedeniyle konuşması
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, AKP Grubu
adına konuşan arkadaşımız, daha önceki Genel Kurul
konuşmalarının aynısını yaptı,
konuşması çelişkilerle dolu ve bu faili meçhul cinayetlerin
kimisinin Cumhuriyet Halk Partisi-Doğru Yol Partisi koalisyon döneminde
olduğunu söyledi. O Cumhuriyet Halk Partisi-Doğru Yol koalisyonu
değildi, o SHP-DYP koalisyonuydu. Kaldı ki o koalisyon döneminde
faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin yapılmış
olması onların aydınlatılmasına engel değildir,
bu bir.
İkincisi, sayın hatip, Hrant Dink olayının da
çözüldüğünü söyledi. O zaman eğer Hrant Dink cinayeti gerçekten
çözülmüş ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Hrant Dink
cinayetinden dolayı Türkiye'yi niye tazminata mahkûm etmiştir?
Teşekkür ediyorum.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi
Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- (10/618) esas numaralı
Meclis Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel
Kurulun 3/11/2010 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin aleyhinde
konuşmak üzere Samsun Milletvekili Sayın Suat Kılıç.
Buyurun Sayın Kılıç.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, söz
hakkımı kullanmayacağım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Peki.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Alınan karar gereğince sözlü soru önergelerini
görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili
Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi ve
Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Kamu Hastane Birlikleri Pilot
Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Kamu Hastane Birlikleri Pilot
Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporları (1/439) (S. Sayısı: 493)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Kütahya Milletvekili Soner Aksoy'un;
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi
Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
5.- Kütahya Milletvekili Soner
Aksoy'un; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi
Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/340)
(S. Sayısı: 395)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı sırada yer alan, Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji Komisyonu Raporu (1/869) (S. Sayısı: 521)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
7nci sırada yer alan, Mali Kural Kanunu Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
7.- Mali Kural Kanunu
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/891) (S.
Sayısı: 525)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
8inci sırada yer alan, İller Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190 Sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve
İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
8.- İller Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanun Tasarısı ile 190 Sayılı
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve
İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/371,
1/101) (S. Sayısı: 477)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
9uncu sırada yer alan, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
9.- Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/820) (S. Sayısı:
502)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
10uncu sırada yer alan, Tebligat Kanunu ile Adlî Sicil
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın;
Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
10.- Tebligat Kanunu ile Adlî
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın;
Tebligat Kanunu ile Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/742,
2/546) (S. Sayısı: 474)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
11inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Sosyal İşler ve Çalışma
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
11.- Türkiye Cumhuriyeti
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Sosyal İşler ve Çalışma
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/694) (S. Sayısı: 465) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
(x) 465 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 465 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İLE SURİYE ARAP
CUMHURİYETİ SOSYAL İŞLER VE ÇALIŞMA BAKANLIĞI
ARASINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1 - (1) 15 Ocak 2009 tarihinde Şamda imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Sosyal İşler ve
Çalışma Bakanlığı Arasında İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile Suriye Arap Cumhuriyeti Sosyal
İşler ve Çalışma Bakanlığı Arasında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 188
Kabul : 187
Ret : 1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
12nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap
Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
12.- Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti
Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/722) (S. Sayısı: 466)
(x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 466 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
VE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ ARASINDA HÜKÜMLÜLERİN
NAKLİNE DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 9 Nisan 2009 tarihinde Şamda imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Hükümlülerin Nakline Dair
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
(x) 466 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti
Arasında Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 206
Kabul : 206 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.44
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.07
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 14üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
13üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
13.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin
Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/723) (S. Sayısı: 467) (x)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 467 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ ARASINDA ARAMA VE KURTARMA
HİZMETLERİNİN KOORDİNASYONUNA DAİR ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 14 Ekim 2008 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(x) 467 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye
Cumhuriyeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Arasında Arama ve Kurtarma
Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 200
Kabul : 200 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
14üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye
Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Konut ve İnşaat Alanında
İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
14.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Konut ve İnşaat
Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/791) (S. Sayısı: 470)
(xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 470 sıra sayısı ile
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
KONUT VE İNŞAAT ALANINDA İŞBİRLİĞİ
MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNADAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 15 Mayıs 2009 tarihinde Şamda imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Konut ve İnşaat Alanında İşbirliği Mutabakat
Zaptının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 470 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Konut ve İnşaat Alanında
İşbirliği Mutabakat Zaptının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açık oylama
sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 225
Kabul : 225 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
15inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Malavi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
15.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Malavi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/345) (S. Sayısı: 478)
(xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 478 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 478 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE MALAVİ CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
TİCARET, EKONOMİK VE TEKNİK
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 5 Ekim 2006 tarihinde Lilongvede imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Malavi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Malavi Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Oy Sayısı : 213
Kabul : 213 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
16ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve
Paraguay Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
16.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Paraguay Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/732) (S. Sayısı: 480) (xx)
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 480 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 480 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE PARAGUAY CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
TİCARİ İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 7 Mart 2009 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Paraguay Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticari
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Paraguay Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticari İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 211
Kabul : 211 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
17nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile
Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Arasında İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
17.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Arasında İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/799) (S. Sayısı: 515) (x)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 515 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
İLE BOLİVARCI VENEZUELA CUMHURİYETİ ARASINDA
İŞBİRLİĞİ ÇERÇEVE ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1 - (1) 23 Ekim 2009 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti Arasında
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
(x) 515 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti ile Bolivarcı Venezuela
Cumhuriyeti Arasında İşbirliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 216
Kabul : 216 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
18inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşması ile
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
18.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşması ile
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/364) (S.
Sayısı: 518) (xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 518 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KOLOMBİYA
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR ANLAŞMASI İLE
NOTALARIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kolombiya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür
Anlaşması ile Notaların onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 518 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kolombiya
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Anlaşması ile
Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 222
Kabul : 222 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
19uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Ulaştırma Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti Enformasyon
ve Haberleşme Bakanlığı Arasında Enformasyon ve
Haberleşme Teknolojileri (EHT) İşbirliği İçin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
19.- Türkiye Cumhuriyeti
Ulaştırma Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti Enformasyon
ve Haberleşme Bakanlığı Arasında Enformasyon ve
Haberleşme Teknolojileri (EHT) İşbirliği İçin
Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/358) (S. Sayısı: 529) (xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 529 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ULAŞTIRMA BAKANLIĞI İLE KORE CUMHURİYETİ ENFORMASYON
VE HABERLEŞME BAKANLIĞI ARASINDA ENFORMASYON VE HABERLEŞME
TEKNOLOJİLERİ (EHT) İŞBİRLİĞİ
İÇİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 15 Nisan 2005 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti
Enformasyon ve Haberleşme Bakanlığı Arasında
Enformasyon ve Haberleşme Teknolojileri (EHT) İşbirliği
İçin Mutabakat Zaptının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 529 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma
Bakanlığı ile Kore Cumhuriyeti Enformasyon ve Haberleşme
Bakanlığı Arasında Enformasyon ve Haberleşme
Teknolojileri (EHT) İşbirliği İçin Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 210
Kabul : 210 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
20inci sırada yer alan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kore
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
20.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ve Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/409) (S. Sayısı: 531) (xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 531 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 531 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE KORE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA TURİZM
ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 4 Ekim 2006 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kore Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Turizm
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 220
Kabul : 220 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur |
21inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Burkina Faso Hükümeti Arasında Genel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
21.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Burkina Faso Hükümeti Arasında Genel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/413) (S. Sayısı: 547) (xx)
BAŞKAN - Komisyon
burada.
Hükûmet burada.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 547 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Komisyon raporu 547 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE BURKİNA FASO HÜKÜMETİ ARASINDA GENEL
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 1 Ağustos 2006 tarihinde Ouagadougouda
imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Burkina Faso Hükümeti Arasında
Genel İşbirliği Anlaşmasının onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Burkina Faso
Hükümeti Arasında Genel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 201
Kabul : 201 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Bayram
Özçelik |
Konya Burdur |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
22nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti ile Maldivler
Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı İşbirliğine Dair
Anlayış Muhtırasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
22.- Türkiye Cumhuriyeti ile
Maldivler Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı İşbirliğine
Dair Anlayış Muhtırasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/611) (S. Sayısı: 548) (x)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 548 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE MALDİVLER CUMHURİYETİ ARASINDA
KAPSAMLI İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAYIŞ
MUHTIRASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 16 Nisan 2008 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti Arasında Kapsamlı
İşbirliğine Dair Anlayış Muhtırasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
(x) 548 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ile Maldivler Cumhuriyeti
Arasında Kapsamlı İşbirliğine Dair Anlayış
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı açık
oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 197
Kabul : 197 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
23üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Somali Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
23.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Somali Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Çerçeve Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/925) (S. Sayısı: 559)
(xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 559 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE SOMALİ HÜKÜMETİ ARASINDA ASKERİ ALANDA
EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL İŞ
BİRLİĞİ ÇERÇEVE ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN
BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 22 Mayıs 2010 tarihinde İstanbulda imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Çerçeve Anlaşması nın onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 559 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti ile Somali Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 228
Kabul : 228 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
24üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
24.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/854) (S. Sayısı: 561)
(xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 561 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 561 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ
ARASINDA EĞİTİM ALANINDA
İŞBİRLİĞİNİN
GÜÇLENDİRİLMESİNE
DAİR MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA
KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şamda imzalanan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Eğitim Alanında İşbirliğinin
Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Eğitim Alanında
İşbirliğinin Güçlendirilmesine Dair Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 235
Kabul : 235 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
25inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yükseköğretim Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
25.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yükseköğretim
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/849) (S. Sayısı: 564)
(xx)
BAŞKAN Komisyon burada.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 564 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Hükûmet burada.
Komisyon Raporu 564 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen? Yok.
Soru-cevap işlemi yok.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ VE SURİYE ARAP CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA
YÜKSEKÖĞRETİM ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- (1) 23 Aralık 2009 tarihinde Şamda imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliği
Anlaşmasının onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yükseköğretim Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 219
Kabul : 219 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
26ncı sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında
Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine ve Nükleer Tesisler Hakkında
Bilgi Değişimine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
26.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine
ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/850) (S.
Sayısı: 539) (x)
BAŞKAN Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 539 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?
Gruplar adına ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürke aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın milletvekilleri, Genel Kuruldaki uğultu ortadan kaldırılabilirse
iyi olur.
Buyurun Sayın Öztürk.
CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bundan önceki günlerde Rusya ile
Türkiye Cumhuriyeti devleti arasında Mersin Akkuyuda bir nükleer santral
yapılması ve işletilmesine dair uluslararası bir
anlaşma imzalanmış ve bu anlaşmanın
onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun da Türkiye Büyük
Millet Meclisinde görüşülerek kabul edilmişti.
Değerli milletvekilleri, o anlaşmayla dünyada
öngörülmeyen bir model ilk defa Türkiyede öngörülüyor idi. Bizim
topraklarımızda olup da mülkiyeti bize ait olmayan ve dünyada
başka örneği olmayan bir nükleer santraldi çünkü nükleer santralin
hem kurulması hem de işletilmesi için kurulacak proje şirketinin
sahibi yüzde 100 Rus şirketi olacaktı. Hiçbir zaman buradaki hisse
payı yüzde 50nin altına düşmeyecekti Ruslar
açısından.
Yine, burada kurulması öngörülen nükleer reaktörler VVER-1200
tipi olan nükleer reaktör tipiydi. Bunlar da dünyada denenmemiş, henüz
rüştünü ispatlamamış reaktörlerdir. Bu kurulacak reaktörlerle
ilgili olarak burada Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına da çok
sorular yönelttik Bu VVER-1200 reaktörleri dünyada hâlâ çalışmakta
mıdır? diye.
Bu anlaşmalardan bir tanesi de nükleer kazalara
ilişkindi. Burada meydana gelecek nükleer kazalarda üçüncü taraf
sorumluluğu dediğimiz sorumluluk kime ait olacaktı? Yani bu
kazalarda, meydana gelecek bir nükleer kazada, kaza sonucu zarar görecek üçüncü
ülkelerin zararı kime ait olacaktı, Rusyaya mı, yoksa
Türkiyeye mi? İmzalanan anlaşmada bu kazalar konusunda
uluslararası anlaşmaların uygulanacağı
öngörülmekteydi. Türkiye'nin taraf olduğu Viyana ve Paris
anlaşmaları uyarınca da bu kazaların Türkiye
tarafından sorumlu olduğu açıkça bellidir.
(x) 539 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım, bu nükleer santral ile ilgili
çok şeyler konuşuldu, çok şeyler söylendi ancak Hükûmet bu
santral kurma inadından bir türlü vazgeçmedi; Türkiye Büyük Millet
Meclisinde çıkarılan kanunun iptalinden sonra, bu süreçte
yapılan ihalenin iptal edilmesinden sonra, yargı denetiminden
kurtarabilmek için bu nükleer santrali, uluslararası anlaşma yoluyla
getirdi.
Hepimizin bildiği gibi, bu nükleer politikanın Avrupa
Birliği müktesebatına uygun olarak yapıldığı
söylendi ancak bazı hususlar da kamuoyunun gözünden gizlendi. Örneğin
Rusyanın, Bulgaristanın Belene kentinde kurduğu ve bizim
buradaki VVER-1200 tipi reaktörlerin kardeşi olan VVER-1000 tipi
reaktörlerin kurulmasına ilişkin olarak açılan davalar
sonucunda, o Belenede kurulan, kurulması öngörülen nükleer santralin ve
nükleer Rus teknolojisinin Avrupa Birliği müktesebatına uygun
olmadığı tespit edildi ve o projeden vazgeçildi.
Dolayısıyla Rus teknolojisine, tabutuna ilk çivi Belenede
çakıldı.
Yine, değerli arkadaşlarım, burada elimde benim bir
rapor var. Bu rapor Rusya Balakovo Nükleer Santralinin projesiyle ilgili.
Sovyetler Birliğinde, Komünist Partisi Merkez Komitesi döneminde, 1987
yılının Temmuz ayında Balakovo Nükleer Santralinde kurulu
bulunan 4 nükleer reaktöre ek olarak 2 tane daha VVER-1000 tipi reaktör
kurulmasına karar veriliyor. Yani bu VVER-1000 tipi reaktör, bizim burada
kurulması öngörülen ve ilk defa Türkiye Cumhuriyeti devletinde denenecek
olan VVER-1200 tipi reaktörün kardeşi.
Rusya Radyasyon Güvenliği Kurumu, biri 1988
yılının Temmuz ayı, diğeri de 1990
yılının Kasım ayında olmak üzere iki kez bu projeyi
iptal ediyor değerli arkadaşlarım. Bu iptale karşın
5inci ünitenin inşaatına kaçak olarak başlanıyor. Balakovo
kentinin bağlı olduğu Saratov Eyalet Konseyi 1992 yılının
Kasım ayında Rus Yüksek Mahkemesine başvurarak
inşaatın durdurulmasını istiyor. Balakovo Bölgesi
Konseyinin 1993 yılının Nisan ayında düzenlediği resmî
halk oylamasında, bölge halkının yüzde 72,8i 2 yeni reaktörün
kurulmasına hayır oyu kullanıyor. Referandum sonuçları
Rusya Federasyonunun tüm ilgili kurumlarına iletiliyor. Rusya Parlamentosu
30 Haziran 1993 tarihinde aldığı bir kararla 2 reaktörün
yapımını 2010 yılına kadar olan enerji
programından çıkarıyor.
Öte yandan, Saratov Eyalet Başkanı, 2000
yılında bu 2 ünitenin kurulması için Rusya Federasyonu Nükleer
Enerji Bakanlığına yeniden başvuruyor. Rusya Federal
Hükûmeti de 2001 yılının Aralık ayında bu projeyi 2010
yılı enerji programına yeniden dâhil ediyor. Bu karar Saratov
Eyalet Konseyinden onay alamıyor. Balakovo Kenti Çevre Komisyonu, Rus
Greenpeace ve diğer sivil toplum kuruluşları 2004 yılı
Ağustos ayında Moskova Başsavcılığına
başvurarak tarafsız bir bilim kurulu tarafından bu reaktörlerin
tasarım belgelerinin ve planlarının incelenmesini istiyor. Rusya
Federasyonu Ekolojik, Teknik ve Atom Denetleme Kurumu 2005
yılının Temmuz ayında bağımsız bir uzmanlar
grubunun VVER-1000 reaktörlerinin tasarım belgelerini inceleyip hem bu
Kurumun 2003 yılında çıkardığı L-01-01 Nükleer
Enerji ve Endüstriyel Güvenliği Yönetmeliğine hem de
Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonunun standartlarına
uygunluğunun incelenip bir bağımsız rapor
hazırlanmasına karar veriyor değerli arkadaşlarım.
Bunun üzerine gerçekten Balakovo Nükleer Santralinin ikinci bölümüyle ilgili
bir kamu çevre bilirkişisi oluşturuluyor ve burada bilirkişi
heyetinde gerçekten konusunun uzmanı olan uluslararası çapta
kişiler görev alıyor ve bizzat resmî olarak
hazırlattırılan bu rapor sonucunda değerli
arkadaşlarım, şu sonuçlara varılıyor, deniliyor ki:
Sunulan proje materyalleri, içerikleri ve içerdikleri bilgiler
açısından resmî niteliktedir ve L-01-01 listesi ile belirlenen
amacın RD gereksinimlerini tam olarak karşılamamaktadırlar.
Balakovo Nükleer Santrali tesisinin yeni ünitesi için seçilen yer,
toprak stabilitesi, sismik durum, büyük bir sanayi kenti olan Balakovoya hem
içme suyu hem de hidroekonomik yönden önemi bulunan Volga Nehrine tehlikeli
yakınlığı açısından son derece kötüdür.
Uzmanların vardığı sonuca göre proje teknik
ile ekonomik göstergeler açısından savunulamaz niteliktedir
değerli arkadaşlarım. Dolayısıyla da nüfus için
yeterli radyasyon düzeyi ve çevre güvenliği güvenceleri veremez olarak
değerlendirilmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu rapordan neden bahsettim?
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bu rapordan haberi
var mı acaba?
Şimdi, Mersin Akkuyuda kurulması öngörülen VVER-1200
tipi nükleer reaktörler, Sovyetler Birliğinin, eski Sovyetler
Birliği, yeni Rusyanın Balakovoda inşa etmeye
çalıştığı bu VVER-1000 tipi reaktörlerle aynı
kategoride değerlendiren teknolojiye sahiptir.
Şimdi kendi ülkesinde güvenlik imtihanından
geçememiş ve bu nedenle kendi ülkesinde inşa edilmesi
yasaklanmış nükleer santrallerin Mersin Akkuyuda kurulması
planlanmaktadır değerli arkadaşlarım. Bu, gerçekten Türkiye
açısından kabul edilemez bir durumdur.
Biz, bu kürsüde daha önceki bu anlaşmanın aslında
Rusya tarafından hazırlandığını, âdeta onlar
tarafından hazırlandığını ve bunun tercüme
ettirilerek, onaylanarak kabul edildiği iddiasını savunurken
bütün bu hususları dikkate almıştık.
Şimdi ben soruyorum Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanına: Burada kurmaya çalıştıkları VVER-1200 tipi
nükleer reaktörlerin güvenliği konusunda gerçekten bir araştırma
yapılmış mıdır? Sovyetler Birliği tarafından
hazırlanan bu resmî rapordan haberi var mıdır? Bu rapor kamu
çevre kurumu raporudur, orijinali de buradadır değerli
arkadaşlarım.
Yine, değerli milletvekilleri, bu nükleer santrallerin
çevreye verdiği zararlar konusunda, bu kürsüden çok şeyler söylenildi
ama bu konuda da yine Amerikada Kaliforniya Eyaletinde, eyalet ve su
kaynakları kontrol kurulu tarafından hazırlanmış bir
rapor vardır. Bu raporla ilgili, gerçekten orada kurulu olan, Diablo
Canyon Power denilen, Plant denilen bir nükleer santralin çevreye
verdiği, deniz hayatına ve tarıma verdiği zararlar
incelenmiştir ve bunların gerçekten deniz hayatını
öldürdüğü ve tabiatı öldürdüğü, tarımı öldürdüğü
tespit edilmiştir ve buradaki 2 tane nükleer santralin denize su şarj
etmesi yasaklanmıştır.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Doğu
Akdenizin su sıcaklığı yazın 30 derecenin üzerinde,
yani üç dört ay, yaz aylarında 30 derecenin üzerinde. Nükleer
santrallerden çıkan ve denize şarj edilen suyun
sıcaklığının Amerikada 28-30 derece olması ve
Avrupa Birliği standartları bakımından da 31 derece
civarında olması kabul edilebiliyor.
Ama şimdi ben soruyorum: Zaten giriş suyu 30 derece olan
ve çıkışta 50-60 derece sıcaklığa kadar
yükselebilen bir bölgede kurulan nükleer santralin etkin ve verimli
çalışacağından söz etmek mümkün müdür? Bu, tıpkı
İspanyada ve diğer ülkelerde kurulduğu gibi yaz aylarında
etkin ve verimli çalışmayacaktır değerli
arkadaşlarım.
Nükleer enerjinin kullanımı konusunda neredeyse tüm
demokratik ülkelerde bu enerji çeşidinin keşfinden itibaren
tartışmalar yapıldığı, her iki görüş
savunucuları tarafından farklı özellik ve nedenlere
dayanılarak iddiaların savunulduğu herkesçe bilinen bir
gerçektir. Tüm bu süreçler boyunca çok sayıda bilim adamı,
şirket, kuruluş vesaire tarafından hazırlanan, yayınlanan
ve farklı derecelerde kabul gören beyanlar yapılmış ve
raporlar hazırlanmıştır. Tüm dünyada her iki görüşü
destekleyen pek çok çalışma bulunmaktadır. Nükleer reaktörlerin
çift yanlı yapısı, yani bir yönüyle nükleer tepkime sayesinde
oluşturulan muazzam enerjinin elektrik enerjisini elde etmekte
kullanılabilmesi, diğer yönüyle elektrik enerjisi elde etme
işlemi sırasında tepkimeye giren yakıt
çubuklarının, atom bombasının temel malzemesi olan uranyum,
sonraları ise plütonyum-(239)un tek üretim yeri olması, kısa
sürede dünya üzerinde pek çok reaktörün kurulmasının temel nedeni
olmuştur. İnsanoğlu keşfettiği bu gücü
kullanmıştır. Aradan geçen altmış dört
yıllık süreçte bu enerjinin kullanım nedeni olduğu olumlu
ve olumsuz sonuçlar teorik olarak değil, somut birer gerçek olarak
insanoğlunun karşısına çıkmıştır.
Nükleer enerjinin kullanılmasının
yarattığı sonuçlar, sanıldığı gibi sadece
doğal hayat ve insan sağlığı üzerinde yol
açtığı somut ve negatif neticeler ile değil, aynı
zamanda ve belki daha çok maliyeti nedeniyle bu enerjiyi kullanan hükûmetlerin
ve vatandaşların tepkisiyle
karşılaşmıştır.
Günümüzde gelinen noktada enerjinin bir zaruret olduğu
tartışmasızdır ancak konu nükleer enerji olduğunda
diğer enerji üretme çeşitlerinden farklı olarak enerji elde
etmenin bu maliyet ve riskleri göze almaya değip değmeyeceği
noktasında tartışma başlamaktadır.
Bu nükleer enerjinin kullanımı için olmazsa olmaz tek
koşul siyasi iradedir. Bu yöndeki siyasi iradenin varlığı
ve maliyetini karşılama gücü nükleer enerjinin bir ülkede
kullanılmasını sağlamaya yeterli olmaktadır. Zira, bu
gücün kullanılmaya başlanması aşamasında devletlerin
sahip olduğu bazı yaklaşımlar
farklılaşmış, özellikle soğuk savaş
ortamının etkisini kaybetmesiyle hayati önemdeki askerî bir
sırrın devri anlamına gelen bu tesislerin başka bir
ülkedeki inşası artık kârlı bir yatırıma
dönüşmüştür.
Nükleer enerji santrallerinin inşasında bu inşa
için harcanması gereken malzeme, bilgi ve teknoloji, sahip olunması
gereken teknolojik altyapı ve işletilmesi için gerekli
yakıtların üretilmesi imkânlarının dünya üzerinde sadece
ABD, Kanada, Fransa ve Rusya gibi belli başlı ülkelerin tekelinde
olması dünyanın neresinde, hangi ülkesinde olursa olsun açılan
ihalelerle bu ülkelerin veya ABD örneğindeki gibi özel şirketlerden
başka katılanın olmamasına neden olmaktadır.
Gerçekten, rapor konusu, bu sözleşmelere
baktığımız zaman, olayları
değerlendirdiğimiz zaman bu anlaşmanın aslında
Türkiyeye çok fazla bir katkı getirmediği, aslında bu
anlaşmayla Türkiyeye sağlanılan çıkarların ne
olduğunun hâlâ anlaşılamadığı bilinen bir
gerçektir değerli arkadaşlarım ve bu anlaşma gerçekten tek
taraflı bir anlaşma; doğal gaz ve petrol bakımından
Rusyaya tamamıyla bağımlı olan Türkiyeye nükleer enerji
alanında da bağımlılık getirecek ve enerji
alanında Türkiyeyi tümüyle bağlı hâle getirecek bir
anlaşmadır. Bu anlaşmadan Türkiyeye kalan miras, sadece bu
nükleer santralin vereceği zararlar ve nükleer santralin meydana
getireceği kazaların sorumluluğudur değerli
arkadaşlarım.
Yapılan anlaşmanın 3üncü maddesinde, geçmişte
imzalanan, bu Meclis tarafından imzalanan anlaşmanın 3üncü
maddesinde, nükleer yakıt üretim tesisisin kurulacağı ve bu
konuda tarafların ileride ayrıca mutabakata varacağı
açıkça belirtilmektedir.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu
anlaşmanın 3üncü maddesinde belirtilen, yani Türkiye Cumhuriyetinde
nükleer yakıt üretim tesislerinin kurulması ve işletimi de dâhil
olmak üzere nükleer yakıt döngüsü hakkındaki iş birliği ve
teknoloji transferi taraflarca mutabakata varılacak ayrı
koşullar çerçevesinde yürütülecektir denilmektedir.
Şimdi sormak istiyorum: Buradaki nükleer yakıt üretim
tesisinden kastedilen şey, acaba 2 nükleer yakıt zenginleştirme
tesisi midir? Sonradan devreye girecek olan 2 reaktörün üreteceği elektrik
miktarını, alım garantisi verilmediğine göre, bunu Rus
tarafına serbest piyasada satma hakkı tanındığına
göre, kurulacak nükleer yakıt zenginleştirmede kullanılacak
elektrik enerjisi miktarı da bu 2 reaktörün üreteceği elektrik
miktarına eşit olduğu dikkate alındığında,
teknik olarak, acaba orada üretilecek elektrik enerjisi ileride kurulması
öngörülen nükleer yakıt zenginleştirme tesislerinde mi
kullanılacaktır? Bu nükleer yakıt zenginleştirme
tesislerinde yüzde 4e kadar uranyum içeren yakıt çubuğu üretilebildiği
gibi, tıpta kullanılan yüzde 20ye kadar uranyum içerebilen
yakıt çubukları da kullanıldığı ve hatta yüzde 90
uranyum (235) içeren nükleer yakıt üretme olanağı söz konusu
olduğuna göre, bu nükleer yakıt zenginleştirme tesislerinde nükleer
silah veya askerî teknolojide kullanılan nükleer silah üretilmesi söz
konusu olabilecek midir? Ya da burada nükleer silah üretilmemesi için
alınmış herhangi bir önlem ya da tedbir var mıdır? Bu
soruların, kamuoyu tarafına, İktidar tarafından çok
açık bir şekilde ve kamuoyunu tatmin edecek şekilde
açıklanması gerekmektedir değerli arkadaşlarım.
Bunlarla ilgili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığına sık sık soru önergesi vermekteyim ancak bu
soru önergelerine, tatmin edici, bilimsel yanıtlar verilmemektedir.
Sayın Bakanın soru önergelerine vereceği cevabın aksine
olan yanıtların hepsi bu dosyalarda, bu raporlarda mevcuttur
değerli arkadaşlarım.
Bu nükleer sevdasından Türkiye'nin acilen vazgeçmesi
gerekiyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız
lütfen.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Çünkü, bu 4 tane reaktörden elde
edilecek 4.800 megavat gücündeki elektrik miktarı bizim mevcut kurulu
gücümüzün, şu anda, yüzde 10u, ileride bunların devreye
alınacağını varsaydığımızda ise yüzde
5ini düşecektir. Oysa Türkiye'nin kayıp kaçak oranı yüzde
17-18lerde, Türkiye'nin mevcut enterkonnekte sistemindeki üretimindeki üretim
kaybı da yüzde 13 civarındadır; toplamı yüzde 29dur.
Eğer biz bunu -OECD ülkelerinin seviyesine indirmeyi bırakalım-
4-5 puan indirebilirsek enerjide en iyi tasarrufu yapmış
olacağımızı düşünüyorum ve bu düşüncelerle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili
Sayın Alim Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinize Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına saygılarımı sunuyorum.
Aslında, dünden bu yana, Sayın Başkan ve Meclis
otomatiğe bağlamıştı bu anlaşmaları.
Şimdi Siz de nereden çıktınız? Ne güzel gidiyorduk. diye
düşünenleriniz olabilir, ona da saygı duyuyorum ama kısaca,
partimizin görüşlerini -konu önemli olması nedeniyle- sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Bilindiği gibi, 539 sıra sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında Nükleer Bir
Kazanın Erken Bildirimine ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi
Değişimine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında söz aldım. Bu
vesileyle bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak isterim.
Tabii, bu kanun tasarısının geçmişine
kısaca bir göz atacak olur isek 6 Ağustos 2009 tarihinde Sayın
Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putinin Türkiyeyi ziyareti
sırasında bu ve biraz sonra görüşeceğimiz anlaşma
taslakları alelacele hazırlanmış ve iki ülkenin
başkanının ve başbakanının bir araya geldiği
bu toplantıda söz konusu anlaşmalar taraflarca onaylanmış,
imzalanmış ama o kadar alelacele hazırlandığı
belli ki nitekim 6 Ağustos tarihinde imzası ve ismi açılmadan
imzalar atılmış. Söz konusu anlaşmayla ilgili Türkiye
Cumhuriyeti Rusya Büyükelçiliği 30 Aralık 2009da Rusya Federasyonu
Dışişleri Bakanlığına bir nota vermiş,
demiş ki: Bu anlaşmaların kabul edilebilmesi için aşağıdaki
eksikliklerin giderilmesi, dolayısıyla bu imzaların kimlere ait
olduğunun tarafımıza bildirilmesi gerekir. diye bir notaya
istinaden aynı gün Rusya Federasyonu Dışişleri
Bakanlığı da söz konusu kendilerine ait imzanın kime ait
olduğunu, bizimki de, Türkiye Cumhuriyeti adına da Türkiye Atom
Enerjisi Kurumu Başkanı Vekili Zafer Alper tarafından
imzaların atıldığı bizim Büyükelçilik tarafından
karşı tarafa bildirilmiş. Dolayısıyla dostlar
alışverişte görsün hesabından iki heyet bir araya
geldiğinde hızla bu hazırlanmış ama kontrolü dahi
maalesef yapılamamış, imzaların kimler tarafından
atılacağı dahi önceden belirlenememiş bir anlaşma
tasarısı.
Grup olarak elbette ki nükleer enerjinin ve üzerinde görüşme
yaptığımız kazaların erken bildirimine dair
anlaşmanın olumlu bir anlaşma olduğundan yanayız. Yani
buraya çıkışım, aykırı görüşte
olduğumuza dair değil, eksiklikleri bir kez daha
paylaşalım, bu şekilde uluslararası anlaşmalarda
gereken hassasiyeti gösterelim anlamındadır.
6 Ağustosta bu anlaşma imzalanmış, 30
Ağustosta nota bildirilmiş ve cevaplandırılmış.
21 Nisan 2010da Sayın Başbakan tarafından Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına görüşülmek üzere bu taslak
gönderilmiş. 2 Temmuz 2010 tarihinde Dışişleri Komisyonunda
görüşülmüş. Ancak konu, tali olarak Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna da gönderilmesine rağmen,
Komisyonun bu konuda görüşü alınmadığı gibi Komisyona
da bu taslak getirilmemiş. Üzülerek ifade ediyorum, bugün, Genel Kurulda
görüşmelerin yapıldığı şu anda, bu konunun
tarafı Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da aramızda
yok, Dışişleri Bakanı da yok. Yani bir taraftan komisyonun
ait olduğu Dışişleri Bakanı yok, diğer taraftan
konunun tarafı Enerji Bakanı yok ama iyi ki Hükûmetimiz adına
bir Sayın Bakanımız burada var, aksi takdirde bunları da
görüşemeyecek durumda olacaktık. Dolayısıyla, bu
sıkıntıyı öncelikle ifade etmem gerekiyor. Daha sonra 6
Temmuz 2010 tarihinde Komisyon raporu Meclis Başkanlığına
gönderilmiş ve bugün de bu tasarının onayıyla ilgili
görüşmeleri yapmaktayız.
Bu yüce Meclis, 23üncü Dönemde 3üncü kez nükleer enerjiyle
ilgili bir kanun tasarısını görüşmektedir. Bunlardan ilki,
8 Kasım 2007 Perşembe günü 18inci Birleşimde görüşülen
nükleer güç santrallerinin kurulması ve işletilmesiyle ilgili
esasların yer aldığı bir kanun tasarısıydı.
O gün, burada, uyarılarımızı grubumuz adına ve
şahsı adına konuşma alan sayın milletvekillerimiz
ısrarla dile getirdi, dikkate alınmadı. Bunu alelacele yapıyorsunuz. Bu kanunla
nükleer santral kurulmaz, kurulamaz, işletilemez. dedik, inat ettiniz,
çıkardınız.
Daha sonra, ikinci nükleer santralle ilgili kanunu, 14 Temmuz
2010, bu anlaşmalar imzalanmış, Sayın Rusya Federasyonu
Başkanı ziyaretini yapmış, dönmüş, hemen akabinde,
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti arasında
Türkiye Cumhuriyetinde Akkuyu Sahasında Bir Nükleer Güç Santralinin
Tesisine ve İşletimine Dair İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısını görüşmüşüz, o zaman da ikaz
etmişiz Bir uluslararası anlaşmayı buraya getirerek iki
devlet arasında nükleer güç santrali ihalesi yapamazsınız.
demişiz. Yaptınız. Yaparız. diye ısrar edildi. Bugün
sormak hakkımız: O günden bugüne Akkuyuda kurulacak nükleer güç
santraliyle ilgili bizim Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığımız ve Hükûmetimiz ne yapmıştır?
Şu anda hangi aşamaya gelinmiştir? Bir yıl içerisinde tüm
hazırlıkların -bu güç santraliyle ilgili- yapılıp
karşı tarafa teslim edileceği hükmüne istinaden şu anda
yaklaşık o günden bugüne geçen altı aylık sürede Türkiye
nereye geldi? Bu anlaşma gereğince Rusya Federasyonunun yüzde 100
kendine ait olan bir santrali bizim topraklarımıza kurma hakkı
verdiğimiz bu anlaşmayla ilgili ne durumdayız? Bunun
açıklamasını şahsen ben şahsım ve sizler
adına Sayın Bakanın burada gelip bu anlaşma vesilesiyle
yapmasını talep ederdim ancak Sayın Bakan
olmadığına göre bu bilgiyi de bizim öğrenme
şansımız yok. Verdiğimiz önergeler zaten hak getire, iki üç
ayda bir ancak yenileyerek, zorlarsak ikinci üçüncü defada kısmen bir
esnek cevapla cevap veriliyor. Maalesef, Türkiye'den bir şeyler
kaçırılıyor. Bu nükleer güç santraliyle ilgili
anlaşmanın safhaları mutlaka yüce Meclise anlatılmak
zorunda ve bununla ilgili geldiğimiz noktayı da öğrenmek hem bizim
hem de bizim adına vekillik yaptığımız aziz milletimizin
hakkıdır diye düşünüyorum.
Bu anlaşmanın, yerinde bir anlaşma olduğunu,
her ne kadar bu eksiklikler olsa da, eğer ülkemizin nükleer santralle
ilgili ve nükleer enerjiyle ilgili teknolojiye yakınlaşmasında,
yaklaşmasında katkısı olacak ve uluslararası
ilişkileri geliştirecek hükümleri içermesi nedeniyle de olumlu
olacağını düşünüyoruz. Zaten, diğer bazı
ülkelerle de bu anlaşmayı önceden imzalamışız. Bu,
Rusyayla yapılan anlaşmanın da yararlı
olacağını düşünüyor, bu vesileyle tekrar hepinizi
saygıyla selamlıyorum, çok teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına
Diyarbakır Milletvekili Sayın Akın Birdal. (BDP
sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA AKIN BİRDAL (Diyarbakır) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 539 sıra sayılı,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında
Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine ve Nükleer Tesisler Hakkında
Bilgi Değişimine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Yasa Tasarısı üzerine Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Tasarının adından da
anlaşılacağı üzere, ülkelerde olası bir kazanın
sonuçlarını önlemek amacıyla böyle bir anlaşma
imzalanmıştır. Yine, tasarının gerekçesinden
öğrendiğimiz kadarıyla, Romanya, Ukrayna ve Bulgaristan ile
benzer anlaşmalar imzalanmış ve onaylanmıştır.
1986 yılında yaşanan Çernobil Nükleer Santrali
kazasından sonra Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Nükleer
Kazaların Erken Bildirimi Sözleşmesi
hazırlamıştır. Bu sözleşme ülkemizce de 28 Eylül 1986
tarihinde imzalanmıştır. Bu sözleşme gereği diğer
ülkelerle imzalanan anlaşmalar gibi Rusya ile de bir anlaşma
yapılmıştır. Üzerinde konuştuğumuz anlaşma
bu anlaşmadır.
Anlaşmanın kendisinden önce Çernobil felaketinden söz
etmek istiyorum. O güne değin tarihin gördüğü en büyük nükleer
kazadır Çernobil. Binlerce kişi ölmüş, yüz binlerce kişinin
geleceği etkilenmiş, onlarca ülke yıllarca sürecek nükleer
atıkla yaşamak zorunda bırakılmıştır.
Etkilenen ülkelerden biri de Türkiyedir. Özellikle Karadeniz Bölgesi bu
etkinin en çok duyumsandığı bölgemiz olmuştur. Deniz ve
denizde yaşayan canlılar radyasyona bulanmıştır.
Tarım toprakları ve ürünler radyasyondan etkilenmiştir. Erken
doğumlar, sakat doğumlar çoğalmıştır. Yıllar
içinde kanserli hasta sayısı ve kanserden yaşamını
yitirenler artmıştır ve burada da, bu yolda
yaşamını yitiren Kâzım Koyuncuyu saygıyla Genel
Kurulda anmak istiyorum.
Peki, bu durumu engellemek üzere herhangi bir önlem
alınmış mıdır? Ne yazık ki bunun
yanıtını vermekte güçlük çekiliyor. Dönemin Devlet Bakanı,
Sanayi Bakanı ellerinde çay bardaklarıyla gazete manşetlerinde
yer almışlardır. TAEK Başkanı ülkemizin bu kazada
etkilenmediğini savunmuştur. Kaza nedeniyle yayılan radyasyondan
etkilenen çayların normal ürün ile karıştırılıp
tüketime sunulduğu ise yıllarca sonra açığa
çıkmıştır. Tüketilemeyen çayların gömüldüğü,
böylelikle yıllarca sürecek toprak kirliliğine neden olduğu da
daha sonra öğrenilmiş ve açığa
çıkmıştır. Radyasyonlu balıklar hiçbir şey
olmamışçasına satılmıştır ve kanser
yaygınlaşmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi dört
yıl önce yaşanmış bir kazadan söz etmekteyiz. Hükûmet ve
Başbakan referandum sürecinde hesaplaşmadan sıkça söz etti. Peki,
bu kazanın sonuçlarını saklayan, gerekli ve yeterli önlem
almayanlarla da hesaplaşmak gerekmiyor muydu? Önlem
alınmadığı gibi, hiçbir şey
olmamışçasına davrananlara sessiz mi kalmak gerekirdi? Hâlâ
etkisini sürdüren bir kazadan söz ediyoruz. Dönemin yetkilileri sessiz
kaldılar. Ne yazık ki şimdiki siyasi iktidar da sesini bu konuda
çıkarmamaktadır. Sesini çıkarmadığı gibi, nükleer
santral kurmanın hazırlıklarını yapmaktadır. Anlaşmalarını
imzalıyor; bütün kamuoyu, bilim insanları, sendikalar, meslek odaları
karşı çıkıyor, siyasi iktidar hiçbirini dikkate
almıyor. Mersin Akkuyuya nükleer santral kuruyor, yani kazaya yine
davetiye çıkarıyor.
Nükleer santrallerin güvensiz olduğu, atıkların
saklanmasının büyük sorun olduğu bütün dünyaca kabul
edilmektedir. Çoğu ülke nükleer santral kurmaktan vazgeçmiş,
kurmuş olduklarını kapatmaya çalışmaktadır. Biz
ise tam tersini yapmakta ısrar ediyoruz; dünyanın, aklın,
bilimin kaçtığına kucak açıyoruz.
Nükleer kazalar, giderilmesi olanaksız kayıplara yol
açmaktadır. Gelecekte bu santralde bir kaza olursa, atıkların
saklanmasında bir sorun olursa bu imzaladığımız
anlaşmanın bir hükmü olmayacaktır. Bunun sorumluluğunu kim
taşıyacaktır? Karamsar bir tablo çizdiğimiz, geleceğe
ilişkin kehanette bulunduğumuz söylenebilir. Oysa bu bir
gerçekliktir.
Böyle bir anlaşmayı desteklemek, güvenmek için öncelikle
Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun 1986 ve daha sonrası için Karadeniz
Bölgesinin radyasyon ölçümlerini açıklamasını isterdik.
Sağlık Bakanlığının kanserli hasta ve ölüm
istatistiklerini tutmasını ve açıklamasını beklerdik.
Televizyona çıkıp -elinde çay bardağı- radyasyon tehlikesinin
olmadığını söyleyen devlet adamlarının da
sorgulanmasını umardık. Bunlar olmadığından
karamsarlık elbette ki sürebilir.
Konuşmamın başında Uluslararası Atom
Enerjisi Ajansının hazırladığı ve ülkemizin de
imzaladığı sözleşmeden söz etmiştik. Sözleşmenin
imza tarihi 1986 yılıdır ama bu tarihten sonra, Çernobil
kazasından sonra Karadeniz kıyılarında yüzlerce varile
rastlanmıştır. Yapılan incelemelerde ne olduğu, kimin
olduğu bilinmeyen varillerde radyasyonlu madde saklandığı
ortaya çıkmıştır. Artvinden Sinopa, Kırklareline
kadar olan kıyı şeridi âdeta nükleer çöplük hâline
dönüşmüştür. Ne anlaşma ne sözleşme ne imzalar, bunu
önleyememiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilimin bize
gösterdiği nükleer kazadan korunmanın bir tek yolu vardır, o da
nükleer santraller kurmaktan vazgeçmektir. Nükleer santral nükleer kazaya
davetiye çıkarmaktadır. Nükleer santral yüzlerce yıl sürecek
nükleer atık sorununa davetiye çıkarmaktadır, ülkemizin
geleceğini büyük bir tehdit altında bırakmaktadır.
Eğer radyasyonlu balık yemek istemiyorsak, radyasyonlu çay içmek
istemiyorsak, yurttaşlarımızın kanser tehlikesi
altında yaşamasını istemiyorsak ve çocuklarımız
sağlıklı doğsun, sağlıklı büyüsün istiyorsak
nükleer santral kurmaktan vazgeçmeliyiz.
Şimdi bu peş peşe getirilecek iki yasada iki önemli
nokta dikkat çekmektedir. Birinci nokta, nükleer enerjinin
barışçıl amaçlarla kullanımı vurgusu, ikincisi ise
Akkuyuda yapılacak olan nükleer santralden söz edilmesidir. Nükleer
enerjinin barışçıl amaçlı kullanılacak olması,
çekirdeğin parçalanmasıyla tartışılmaya
başlanılan bir konudur ama yaşananlar bize nükleer enerjinin
sadece barışçıl amaçla kullanılmadığını
göstermektedir. 1945te ABDnin savaşı bitirmek gerekçesiyle
Japonyanın 2 kentine atom bombası atması bunun
başlangıcını oluşturmuştur. Savaşın
bitimi için atom bombasını kullanmaya gerek olmadığı
ise çok sonraları ortaya çıkmış ve
insanlığın vicdanında mahkûm edilmiştir.
Nükleer santrallerin salt enerji üretmediği, nükleer silah da
ürettiği bilinen bir gerçektir. Soğuk savaş döneminde sürdürülen
silahlanma yarışı bugün nükleer silaha ve enerjiye sahip olma
üzerinden sürdürülmektedir. İrana, Kuzey Koreye bu nedenle
yaptırım uygulanmaya çalışılmaktadır. İran
ve Kuzey Korenin sahip olduğu nükleer enerji santrallerinin aslında
nükleer silah üretiminde kullanıldığı söylenmektedir ancak
bu savı ileri sürenlerin kendilerinin de nükleer enerjiyi
barışçıl amaçlarla kullanmadıkları bilinmektedir. O
nedenle İrana ya da Kuzey Koreye yaptırım uygulanması
meşru ve haklı bir girişim olarak da bu nedenle
karşılanmamaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çeşitli
ülkelerin ülkemizde nükleer santral kurmak istedikleri bilinmektedir.
Geçmişte yürüttükleri lobi faaliyetleri basına
yansımış ve bu nedenle de ihaleler iptal edilmiştir. 12
Mayıs 2010 tarihinde, Türkiye ile Rusya arasında, Mersin Akkuyuda
yapılacak olan ve 4.800 megavat gücünde dört nükleer reaktörden
oluşan nükleer santral yapımı için devletler arası bir
anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre sermayenin
tamamı Rusyaya ait olan birkaç şirketçe yapılacak olan bu
santrallerin bedeli 20 milyar dolardır ve yedi yıl içinde
yapımı tamamlanacaktır. Oysa başta bilim insanları
olmak üzere, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, santralin
kurulacağı Akkuyu halkı bu santrale karşı
çıkmakta, ülke için hiçbir yararının
olmayacağını, aksine çok fazla olumsuz etki
yaratacağını açıklamışlar ve söylemişlerdir.
Bu olumsuzluklar şunlardır sayın milletvekilleri:
Nükleer santralden enerji üretilirken her yıl tonlarca
radyoaktif atık üretilir. Yüz binlerce yıl radyasyon yaymaya devam
eden bu atıkların nasıl saklanması gerektiğini hiçbir
ülke bugüne değin bulabilmiş değildir. Bu nedenle nükleer enerji
en kirletici, insan yaşamını ve doğayı en fazla tehdit
eden enerji üretim biçimidir. Kazalardan, atıklardan ve normal
işleyişten yayılan radyasyon, kanserin, doğumsal
anormalliklerin ve başka sağlık sorunlarının en önemli
nedenidir. Yaşanan kazaların sonuçları kuşaklar boyunca
sürer ve geriye de dönüşü ne yazık ki yoktur.
Nükleer enerji son derece pahalı bir
yatırımdır. ABDde 1.000 megavat büyüklüğünde bir santral en
az 7 milyar dolara mal olmaktadır. Bu yatırım maliyeti
kazaları önleyecek güvenlik önlemleri nedeniyle giderek de
artmaktadır. Ancak, Hükûmetin yaptığı son anlaşmaya
göre Rusya 1.000 megavatlık santrali yaklaşık 4 milyar dolara
mal edecektir. Bu düşük fiyat güvenliksiz bir teknolojinin
kullanılacağını akla getirmektedir.
Türkiye Rusyaya on beş yıl boyunca kilovatsaat
başına 12,35 sent ödeyecektir. Avrupada bu fiyat 6 ila 7 senttir.
Türkiye Rusyaya petrolde yüzde 66, doğal gazda yüzde 33 oranında
bağımlıdır. Nükleer enerjiyle bu
bağımlılık yüzde 10 daha artarak yaklaşık yüzde
80 civarına çıkacaktır. Böylece, enerjide tek ülkeye tamamen
bağımlı hâle gelinmektedir.
Yine başka bir olumsuzluk, nükleer enerji nükleer
silahlanmanın ilk adımıdır. Çoğu ülke için nükleer
santrale sahip olmak nükleer silahlara sahip olmanın bir
parçasıdır. Bu anlamda nükleer enerji barış
politikalarına da aykırıdır.
Nükleer santralin yapılmak istendiği Mersin Akkuyu için
alınan yer lisansı üzerinden tam otuz beş yıl
geçmiştir. Lisansı verenlerden Profesör Doktor Tolga Yarman
artık bu lisansın geçersiz olduğunu, yeniden güncellenerek
bugünkü teknolojik ölçümler ve koşullara göre yenilenmesi gerektiğini
belirtmektedir.
Ayrıca, santralde soğutma suyu olarak kullanılacak
Akdeniz suyunun sıcaklığının uygun
olmamasının yanı sıra bölgedeki balıkçılık,
tarım ve turizm potansiyelinin olumsuz etkilenecek olması gibi
nedenlerle de Akkuyu uygun bir yer değildir.
Nükleer santral gibi tehlikeli ve pahalı bir
yatırım ihalesiz, rekabetsiz, şartnamesiz bir şekilde
yaptırılamaz. Hükûmetin şu anki uygulaması her türlü
yargı denetiminden de teknik denetimden de kaçmak anlamına
gelmektedir. Yapılan anlaşmanın kapalı kapılar
ardında yapılması, ihale ve yargı süreçlerinden
kaçırılması, anlaşmanın içeriğinin belli
olmaması, toplumdaki ve yöredeki nükleer
karşıtlığının dikkate alınmaması
nedeniyle, bu anlaşma her şeyden önce demokrasiye
aykırıdır. Bu anlaşma, yapılış biçimi ve
içeriğiyle de antidemokratiktir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz
dönemde bir Meclis araştırması önergesi verdik. Bu önergeyle,
Türkiyeye nükleer enerji ve nükleer santralin gerekip gerekmediğinin
açığa çıkarılması ile nükleer santral kurulması
durumunda ne gibi zarar ve kayıplarla
karşılaşılacağının
araştırılmasını istemiştik. Önergemiz, ne
yazık ki gündemde sırasını beklemektedir. Oysa önergede
belirttiğimiz ve burada, konuşmamda da dile getirdiğim
sorunların yanıtlanması gerekmektedir. Bu yanıtlar verilmeden
bir nükleer santralin yapımının başlanmasını,
sözleşmeler, anlaşmalar imzalanmasını biz doğru
bulmamaktayız.
Meslek odalarının görüşleri dikkate
alınmamıştır, bilim insanlarının
uyarıları dikkate alınmamıştır, santralin
yapılacağı yerde yaşayan halkın görüşleri
önemsenmemiştir ve her alanda Ben yaptım, oldu.
anlayışı burada da sürdürülmüştür.
Siyasi iktidar uzun zamandır sürdürdüğü yine Ben
bilirim, ben yaparım. tavrını bu konuda da ısrarla
sürdürmektedir. Oysa nükleer santral yapımı basit bir ticari
anlaşma değildir, çok yönlü, uluslararası ilişkileri
doğrudan etkileyen bir nitelik taşımaktadır. Söz konusu
olan, bütün bir ülkenin geleceğidir; söz konusu olan, bütün bir toplumun
ve halkın geleceğidir. Enine boyuna tartışılmayan,
konuşulmayan, gizlenen anlaşmaların sonuçlarının da
ağır olacağı bilinmektedir.O nedenle, bütün bunlar dikkate
alınarak, yeniden, yapılan anlaşmanın ve de
yapılacakların gözden geçirilmesini umuyor, hepinizi yeniden
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Birdal.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ ARASINDA NÜKLEER
BİR KAZANIN ERKEN BİLDİRİMİNE VE NÜKLEER TESİSLER
HAKKINDA BİLGİ DEĞİŞİMİNE DAİR
ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 6/8/2009 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine ve
Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimine Dair
Anlaşmanın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN 2nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti
Arasında Nükleer Bir Kazanın Erken Bildirimine ve Nükleer Tesisler
Hakkında Bilgi Değişimine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 211
Kabul : 209
Ret : 2 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
27nci sırada yer alan, Nükleer Enerjinin
Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile
Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmesine
başlıyoruz.
27.- Nükleer Enerjinin Barışçıl
Amaçlarla Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya
Federasyonu Hükümeti Arasında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/842) (S. Sayısı: 541) (xx)
BAŞKAN - Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Komisyon raporu 541 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili
Sayın Tacidar Seyhan.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi grubum adına
saygıyla selamlıyorum.
Ben, öncelikle nükleer enerjinin
gerekliliği-gereksizliği dışında, bu
anlaşmanın akabinde daha önce imzalanan, Rusyayla, nükleer enerji
kurulması anlaşmasının sakıncalarını
anlatarak sözüme başlayacağım.
Değerli arkadaşlarım, nereden bakarsanız
bakın Adalet ve Kalkınma Partisinin en fazla bilgi eksikliğiyle
yönettiği alan enerji alanıdır ve en fazla
istikrarsızlığı gündeme getirdiği alan yine enerji
alanıdır. Bakın, nükleer enerji konusundaki kanun
tasarısı bundan beş yıl önce Türkiye Büyük Millet
Meclisinin önüne geldi. Bu tasarıyla değerli arkadaşlar, sizin
de oylarınızla, Türkiyenin yeni bir nükleer enerji kanununa
kavuşturulmasının gerekliliği vurgulandı ve bu
vurgulamada mutlak surette nükleer enerjinin planlı bir şekilde
Türkiyenin gündemine taşınması ve nükleer enerjide en etkin
teknolojinin Türkiyeye getirilmesi, rekabetçi bir ortamın
sağlanması; bu rekabetçi ortamın da Türkiyeyi ARGEye
götürecek, yeni enerji yatırımlarına götürecek, nükleer enerji
ve nükleer teknolojiye kavuşturacak bir yapıda olması hedeflendi
ve denildi ki: Biz yarışmacı ve rekabetçi bir ortam sunuyoruz.
Biz, bu ortam içerisinde en ucuz enerjiyi getireceğiz. Bu, o dönemin
Enerji Bakanı Hilmi Gülerin ve şimdiki Enerji Bakanı Sayın
Taner Yıldızın konuşmaları ve dediler ki: Bu yöntem
dünyanın hiçbir yerinde yok. Türkiye bir ilke imza atıyor Adalet ve Kalkınma
Partisinin iradesiyle.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(xx) 541 S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Peki, ne oldu? Bir Nükleer Enerji Kanunu çıktı. Ortaya
çıkan sonuç bunun akabinde bir ihale açılmasıydı.
İhaleyi açtık. Bundan otuz yıl önce on-on iki firma giriyordu
ihaleye, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde ihaleye giren firma
sayısı bir ve bu firma Türkiyede şu ana kadar verilen en yüksek
fiyatı verdi ve dünyadaki en kötü teknolojiyi önerdi. Bu Hükûmet ona
rağmen bu ihaleyi iptal etmedi. Türkiyeyi, bu Millet Meclisini ve onun
iradesini tam bir yıl bekletti, bir yıl boyunca hiç ses
çıkarmadı. Ne zamana kadar? Danıştay bunu iptal edene
kadar. Danıştay iptal edince Sayın Taner Yıldız dedi
ki: Biz artık yeni bir nükleer enerji anlayışıyla önümüze
bakacağız ve bu ülkeyi nükleer teknolojiye
kavuşturacağız. dedi. Bunu dedikten sonra arkadaşlar,
önümüze ne geldi? Yeni bir nükleer anlaşma geldi. Peki, bu nükleer
anlaşmayla neyi kurtardı? Öncelikle bir tek şeyi kurtarıyor
arkadaşlar: Danıştayın reddettiği, Rusyanın
buraya nükleer santral kuracağı şirketi yeniden muhatap alacak
bir sözleşmeye imza attınız siz. Danıştayın
reddettiği şirketi siz akladınız. Siz, yargının
arkasından dolandınız bu sözleşmeyle. Ee, peki rekabetçi
piyasa nerede? Yok. Bu, birinci husus.
İkinci husus arkadaşlar: Bu yapılan
anlaşmadaki 12,35 euro sent dâhil olmak üzere şimdi Türkiyenin
normal satış fiyatından, şimdiki satış
fiyatından daha yüksek bir satış fiyatına siz bir nükleer
anlaşmaya imza attınız. Şimdiki satış
fiyatının en az 1,5 katı. Üstelik bunun yüzde 50si 12,35ten
alınıyor, diğer yüzde 50si 15,30 sentten alınıyor.
Sayın Bakanın ağzından çıkan nedir? Biz yerli
enerjiyle ithal enerji arasındaki dengeyi koruyacağız. Peki,
koruyor musunuz? Yenilenebilir enerji kanunu yarın gelecek. Orada
rüzgârın önünü keseceksin, onu 8 euro sent
kararlaştırdığınız zaman ona inanıyordunuz ama
bugün 5,5 diyeceksiniz, ona yer tahsisi konusunda Yeri senin adına
kamulaştırırım. diyeceksiniz ama Rusyadan nükleer
santrali yapacak firmaya Senin adına kamulaştırırım,
o yeri de sana ücretsiz veririm. diyeceksiniz. Şimdi, bu ülkede ne
teşvik ediliyor değerli arkadaşlar? Siz yenilenebilir enerjiyi
mi teşvik ediyorsunuz, nükleer enerjiyi mi teşvik ediyorsunuz?
Elbette bir ülkenin nükleer üretim tesisleri arasında bir denge olur,
elbette nükleer enerjiden yararlanmak istiyorsa onun oranını
doğru belirler ve bunu enerji üretiminin içerisine sokar ancak siz
yenilenebilir enerjiyi hedef alıp başka bir enerji üretimini ülkenin
gündemine getirirseniz, o ülkenin gündeminde onu öncelikli kılarsanız
bu ülkeyi felakete götürürsünüz. Birazdan bu örnekleri, dünyadan örnekleri
vereceğim, sakıncalarını gösteren örnekler vereceğim.
Bakın arkadaşlar, şimdi, içimize nasıl
sindireceğiz? Önce diyorsunuz ki: Rekabetçi olacak. Sonra Başbakan
Rusyaya gidecek, diyecek ki: Ben nükleer ihaleyi verdim. Neredekini verdin?
Mersindekini verdim, inşallah yakın bir zamanda Sinoptakini de
Korelilere vereceğim. Arkadaşlar, bu Birleşik Arap
Emirliklerinde bile olmaz. Siz bir kanun çıkaracaksınız, bu
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesini beş yıl ona mahkûm
edeceksiniz, beş yıl sonra Pardon. diyeceksiniz, Başbakan
eliyle iki nükleer santrali Rusyaya vereceksiniz, hem de Rusyaya
vereceğiniz nükleer santral anlaşmasındaki koşul önceki
koşulunuzdan daha ağır olacak.
Birincisi, değerli arkadaşlar, anlaşmaya göre
nasıl bir santral kuracağınızı bilmiyorsunuz, böyle
bir şey yok. Gelişmişlik ölçütünüze ne oldu sizin? İkincisi
Nükleer teknoloji kazandıracağız. diyorsunuz, nükleer
teknolojiyi kazandırma konusunda bir tek ibare yok anlaşmada. Bu
felaket bir anlaşmadır. Bir taraftan Enerji Bakanlığı
muhatap. Karşıda anlaşmayı imzalayan kim biliyor musunuz?
Bizim Enerji Bakanlığımız, onlarda imzayı atan
Rosatom, Rusyanın millî enerji şirketi. Şirkete karşı
muhatap Enerji Bakanlığı.
En can alıcı ve iç acıtıcı nokta da
şudur: Enerji Bakanlığı bu ihaleyi imzaladı ve verdi
ama kimin yapacağı belli değil. Santrali kimin
yapacağını Rosatomun insafına
bırakmışsınız. Yani Rusyanın millî enerji şirketi,
ihaleyi kimin harekete geçireceğini, bu ihalede hangi şirketin rol
alacağını seçecek. Yani benim şirket seçme
hakkımı da elimden almış.
Arkadaşlar, sizin çıkardığınız bir
kanun var. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine haksızlık
değil mi? Siz inanarak o kanuna oy vermediniz mi? Siz Bir devrim
yaptık, nükleer enerjide çığır açtık. demediniz mi?
Neden hiçbiriniz Arkadaşlar, bizim irademizi nasıl bir Rusya
şirketinin eline bırakıyorsunuz? demediniz? Böyle bir şey
olabilir mi? Keşke, burada bakanlardan Enerji Bakanı da olsaydı,
bunu beraber konuşsaydık ama yarın burada olacak, yine, bu,
kürsünün gündemine gelecek.
Bakın, dünyada bir ilke daha imza attınız bu
anlaşmayla. Dünyanın hiçbir yerinde nükleer enerji tesisleri imal
anında sigortalanmaz. Kurulacak enerji tesisinin Rusya adına
sigortalanmasına Türkiye imza atıyor. Peki, enerji tesisi kuruldu,
Allah korusun bir felaket yaşandı, yaşanacak felakette
mağdur olan vatandaşın sigortası var mı? Hayır.
Kimin sigortası var? Rus millî şirketinin ve daha doğrusu onun
ihaleyi verdiği şirketin sigortası var. Yine, böyle bir
anlaşma, Türkiye'nin anlaşmaları içerisinde
rastladığımız bir tür değil.
Yine, değerli arkadaşlar, geliyorum eksiklere: Üretim
az olduğunda, Türkiye, üretimin artırılması konusunda bu
şirketten artırılmasını talep eder. diyor. Talep
ettin. Sonra? Karşılamadı. Peki, karşılamadığı
durumda siz ne beklersiniz? Sizin beklentiniz, bunun bir cezai müeyyidesi
olması. Hayır, anlaşmaya bakın; Türkiye, Rusyaya
karşı sorumluluklarını yerine getiremediğinde her
konuda cezai müeyyide var ancak Rusyanın millî şirketi veya ihaleyi
alan şirket sorumluluğunu yerine getirmediğinde hiçbir cezai
müeyyide yok. Nasıl içimize sindireceğiz bunu? Böyle bir
Sayın
ki gerekli, sayın ki anlaşmanın Türkiyede uygulanması
doğru. Ne yapabileceksiniz?
Gelelim nükleer atıklara: Nükleer atıklar konusunda bir
doğru var dünyada. Az önce Milliyetçi Hareket Partisinden de BDPden de
arkadaşımız söyledi. Dünyada şu anda nükleer atıklar
için lisanslanmış bir tek depo yok. Bütün nükleer atıklar bir
havuz içerisinde, nükleer üretim yapan tesislerin havuzlarında
soğutuluyor, bazıları da çok ciddi izole edilmiş -çok gücü
azalanları söylüyorum, yüzde 10a kadar inenler- lahitlerde korunuyor.
Peki, durum böyleyken siz bu sözleşmeyle bu nükleer atıkların
saklanması hususunu sizde üretim yapacak, para kazanacak şirkete
yüklemek yerine neden Türkiye'nin sırtına yüklüyorsunuz? Yani
parayı Rusya şirketi kazanacak, teknolojisini buraya transfer edecek
de siz bunu seyir mi edeceksiniz? Türkiye bunun faturasını mı
ödeyecek? Bakın, bunlar çok ciddi istismarlar değerli arkadaşlar.
Bir de felaketlerden söz edelim. Türkiye ne yapıyor biliyor
musunuz? Sayın ki bu anlaşma oldu. Arkadaşlar, ruhsat verecek
kurumu yok bu ülkenin. Allah aşkına, bir iktidar partisi milletvekili
çıksın da, sekiz yıllık iktidar döneminde, nükleer enerji
konusunda kaç tane insan eğittiniz, bir tane söylesin bana.
Eğittiğiniz bir tek insan yok. Nükleer enerji konusunda Atom Enerjisi
Kurumu var, bunun her yıl 4 defa toplanması lazım. Hiçbir sene,
bu Kurumu 4 defa toplamadınız. Oradaki Başkan
Yardımcısını görevden aldınız, uzun bir dönem
Başkan Yardımcısı dahi olmadı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, düzenleme kurulunuz yok,
denetleme kurulunuz yok. Allah rızası için, bu anlaşmayı
neye göre takip edeceksiniz, kime takip ettireceksiniz? Daha, sizin, sekiz
yılda, yenilenebilir enerji konusunda tesis denetimini yapacak bir
kanununuz yok. Sekiz senedir muhalefet burada bağırıyor,
Getirin, çıkaralım, bir denetleme kanununuz olsun. diyor ama siz,
hiçbirine yanaşmıyorsunuz. Her gelen bakan Üç ay içerisinde bu
kanunu kürsüye getireceğiz. diyor. Ondan sonra, İkizdere Vadisinde
santral kapanır, bas bas bağırılır. O da ayrı bir
üzüntümüz. İkizderede Koruma Kurulu santrali kapattı, Başbakan
Aklınız neredeydi şimdiye kadar? dedi. Arkadaşlar, ben,
sekiz senedir denetleme kanununu onaylayalım diyorum. 2 defa basın
toplantısı yaptım. 2 defa rapor hazırladım, bakanlara
da ulaştırdım. Peki, bana, siz söyler misiniz -Koruma Kurulunun
aklı neredeydi, tamam da- sekiz senedir Adalet ve Kalkınma Partisinin
aklı neredeydi arkadaşlar? Yani ben soruyorum.
Peki, bir diğerine geçiyorum. Başbakandan güç alarak
Sayın Enerji Bakanı da bir açıklama yaptı, Doğal gaz
üreten ülkelere Koruma Kurulu kararı hayırlı olsun. dedi.
Sayın Bakan, siz, şimdiye kadar ne kadar doğal gaz santrali
açtığınızı biliyor musunuz? 2013e kadar kaç
megavatlık doğal gaz santralinin açılacağını
biliyor musunuz? Sekiz senedir senin ihmalinden dolayı o tesis orada
atıl vaziyete geldi. Atıl vaziyete getirdiğin tesisler için
yakılan doğal gazın faturasını Koruma Kuruluna mı
çıkaracaksın? Sen ne iş yapıyorsun!
Bu ülkede ruhsatlar dağıtılırken,
çantacılar yeni yeni ruhsatlar alırken Adalet ve Kalkınma
Partisi ve Enerji Bakanlığı işbaşında değil
miydi? Çantacılık yapılıyor. dediğimizde kürsüden,
Tedbirini alacağız. diyen siyasal parti Adalet ve Kalkınma
Partisi değil miydi arkadaşlar? Neden rüzgârda 78 bin megavatlık
ruhsatı birdenbire verdiniz? Neden kabul ettiniz? Neden denetleyemediniz?
Neden sularda bir dere üzerine 13 tane santral yapımı verirken orada
yaşayan halkın tarımsal alanının
kısıtlanacağını, tabiatın, floranın
etkileneceğini düşünmediniz? Neden havza planlaması yapmadan bu
kadar hidroliğe izin verdiniz? Buna tahammül edebilmek mümkün mü!
Değerli arkadaşlar, biz kaş yapmadan göz
çıkarıyoruz. Teknik olaylar, ulusal geleceğimizi ilgilendiren,
teknolojik gelişimimizi ilgilendiren olaylar siyasi iradenin keyfiyetiyle
oluşturulamaz ve öngörülemez.
Bakın, başımıza ne gelir biliyor musunuz?
Başka neler yapmadınız? Birkaçını söyleyeyim: Çevre
Yasasında daha, zararlı ışınlarla ilgili bir tek
madde yok. Çevre Bakanına da buradan bir mesaj yollamış
olalım.
Şu ana kadar izin verilen radyasyon
oranlarımızı söylüyorum size, Türkiyede izin verilen radyasyon
oranını, bırakın nükleer santrali: Amerika Birleşik
Devletlerinin 4 katıyız, Almanyanın 3,3 katıyız ve
İngilterenin 2 katıyız. Yani izin verdiğimiz radyasyon
oranları dünyada en yüksek radyasyon oranlarından 3üncüsü.
Yazık bu millete.
İkinci önemli şey: Değerli arkadaşlar, nükleer
güvenlik danışma kurulu olmadan bu tip ihaleler verilmez.
Oluşturacağız. dedi, bu iktidar dedi, daha bunu
oluşturmadınız arkadaşlar. Ne kadar süredir? Beş
yıldır oluşturmadınız. Siz nasıl böyle bir
nükleer ihaleyi vereceksiniz? Kim ruhsatlayacak? Hangi teknik adam
denetleyecek? Dünya konusunda mutlak etkisi olan, Türkiye konusunda mutlak
etkisi olan konular bir siyasetçinin veya bir kurumun insafına terk
edilemez. Burası hukuk ülkesi, adalet ülkesi.
Size ilginç anekdotlar aktararak bu konuşmamı
bitireceğim. Şöyle söyleniyor: Ya, arkadaşlar, bu nükleer
enerjiye karşı çıkıyorsunuz ama, çıkanlar var ama
Ki
inanıyorum, Milliyetçi Hareket Partisinin de, Cumhuriyet Halk Partisinin
de, diğer arkadaşlarımızın da karşı çıkış
nedenleri, iktidarın uygulamalarını temel alan ve Türkiye'nin
ulusal, millî menfaatlerine aykırı hususlar. Kökten
karşıtlık içerisinde değiller. Yerli enerji
oranının artırılmasını, iyi bir fiyatla bu
işin verilmesini, Türkiye'nin nükleer teknolojiyi geliştirmesini, bu
teknolojinin ileri standartlarda geliştirilmesini öngörüyorlar.
Ama bakın -bunları Türkiye de bilmek zorunda, biz de-
dünyada iki büyük nükleer kaza yaşandı. Bu iki kazanın da nedeni
basit insan hatası. Bir ustabaşı vanayı kapattı diye
birincisi yaşandı, soğutma vanasını. İkincisi de
soğutma vanası bozuldu, içerideki radyasyon oranı 10 katına
çıktı ve büyük bir nükleer patlama oldu. Orası da Çernobil.
Değerli arkadaşlar, Çernobilde ne kadar göç
yaşandı biliyor musunuz? Çernobilde 2 milyon 600 bin insan
bulunduğu yerden göç etti ve Çernobil kazasından sonra o bölgede, en
son rapora göre, toplam 32 bin ölüm olduğu söyleniyor. Eğer bulutlar
engellemeseydi, o bulutların gidişi, eğer toprağın
altına akan lav engellenmeseydi ikinci bir patlama olacaktı ve
dünyanın büyük bir bölümü bundan etkilenecekti. Sadece -temizlik
işçilerini söylüyorum- 1993 yılında 805, 1994 yılında
da 532 tane temizlik işçisi, yani orada radyoaktif maddeleri temizleyen
insanlar kanserden yaşamını yitirdiler. Daha sonra bir
açıklama oldu, dedi ki Sağlık Örgütü: 9 milyon kişi bu
radyasyondan etkilenmiştir. Daha faturasını göreceğiz.
Yani bunlar ciddi işler. Olmasın, olsun tartışmasının
ötesinde denetimin, üretimde yüksek teknolojinin, atıkların
saklanmasının ne kadar önemli olduğunu anlatmaya
çalışıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız
lütfen.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) Tamam efendim.
Değerli arkadaşlar, kazanın ilk günlerinde 13
milyon çocuk zehirli gazları soludu ve şu anda o lahit ne oldu
biliyor musunuz? O lahit örtüldü. Daha o lahit üzerine bir lahit daha
kaplanacak, on yıldır kaplanamıyor. Eğer o lahitte bir
patlama, bir sızıntı olursa dünyayı bir felaket bekliyor;
çok önemli. Peki, çevremizde var mı?
Bir de şunu söyleyeyim: Dünyanın en kötü santrallerini
Rusya yaptı arkadaşlar. Örgütün açıklamasına göre en
tehlikeli beş santral Rusyanın santrali. Sayıyorum: Ukraynada
Çernobil, Bulgaristanda Kozluduy, Rusyada Kolou, Litvanyada Ignalina,
Ermenistanda Metsamor. Dünyanın en kötü santralleri olarak
açıklandı ve bunların hepsini de Rusya yaptı ve en kötüsü
yanı başımızda bekliyor. Ermenistandaki Metsamorun dört
ünitesi bakıma alınması lazım, tam üç yıldır
alınmıyor, izole edilmesi lazım. Rüzgârın yönü de Türkiye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim, sağ olun.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) Teşekkür için
BAŞKAN Yirmi bir dakika konuştunuz, çok sağ olun,
teşekkür ederim.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) Teşekkür için açın.
BAŞKAN Yapmıyorum, ne olur yapmayın.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) Çok teşekkür ederim
değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim, sağ olun.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili
Sayın Alim Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Işık.
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 541
sıra sayılı Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla
Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle tekrar hepinizi saygılarımla selamlarım.
Sayın Seyhan biraz önce birçok konuya değindi.
Aslında bu konuda konuşulacak çok şey olduğunu ben de ifade
etmek istiyorum fakat ne yazık ki konunun muhatabı aramızda
bulunmadığı sürece bu iş sadece tutanaklara görüşleri
geçirmekten öteye geçememektedir.
Sayın Bakan bu konuda bu yüce Meclisi mutlaka
bilgilendirmelidir. Şu anda nükleer güç santrali konusunda Türkiye
Cumhuriyeti devleti nerededir? Bu anlaşmanın biz neresindeyiz ve
hangi safhadayız, bunu mutlaka bilmek zorundayız. Eğer bunu
bilemez isek Türkiye'nin hangi konuda, kimlere ne söz verdiğini
açıkça insanlar burada söylemezler ise bu konuda, çok şeyler
konuşuruz ve maalesef yine biraz önce belirttiğim gibi, bu
tasarı da -şu anda nükleer enerjiyle ilgili görüştüğümüz
dördüncü tasarı olacak- çalakalem hazırlanmış.
Bir önceki konuşmamda ifade ettiğim buluşmada dile
getirilen tasarılardan, anlaşmalardan birisini şu anda
onaylıyoruz. Yine burada ilgili bakanın ya da ilgili bürokratın
adı dahi yok. Nota verilmiş, nota üzerine imzaların kime ait
olduğu ortaya çıkmış. Rusya Federasyonu bununla ilgili
bildirmiş.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti Rusya Büyükelçiliğinin
verdiği notada ifade edilen bir diğer anlaşma daha var. Okuyorum
size: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında
Nükleer Güç Mühendisliği Alanında İşbirliği Protokolü.
İmzalanmış Sayın Bakan tarafından.
Peki, bunu niye getirmediniz? Türkiye'nin menfaatine olacak bu
anlaşmayı niye burada onaylamıyoruz? Evet, bu anlaşmalar da
onaylansın ama Türkiye'nin şu anda nükleer teknolojiden ve nükleer
güç santrallerinden istifade etmesini sağlayacak anlaşmalar her
nedense geriye atılıyor. Daha önce, Rusya Federasyonuna Akkuyudaki
santralin ihale edildiği anlaşmanın görüşmeleri
sırasında da tutanaklarda yer alan ve Sayın Bakana bu kürsüden
sorduğum bir konuyu tekrar sizinle paylaşmak istiyorum. Daha önce
yazılı soru önergesiyle Türkiye'nin Nükleer Enerji ve Nükleer
Teknoloji Yasasıyla ilgili bir hazırlığınız var
mı? diye sorduğumuz bir soruya Sayın Bakanın ifadesini
aynen tekrarlamak istiyorum sizlere: Nükleer enerji ve
iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin tüm faaliyetleri
düzenleyen, bu alanda düzenleyici kuruluş olarak görev yapacak Türkiye
nükleer düzenleme kurumunu kuracak olan ve Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun
görevlerini yeniden belirleyecek olan bir nükleer kanun tasarısı
çalışması bulunmaktadır. Bu kanun tasarısı Avrupa
Birliği ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının nükleer ve
radyasyon güvenliği standartları çerçevesinde
hazırlanmış olup 2010 yılı içerisinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündemine getirilmesi öngörülmektedir. Bu, Sayın
Bakanın ifadesi, yazılı soru önergesine verdiği cevap.
Şimdi soruyorum: Sayın Bakan, 2010
yılının çıkmasına çok az bir zaman kaldı. Bu
tasarı buraya gelecek mi, gelmeyecek mi? Bu tasarının
aşaması nedir? Komisyonlarda görüşülmüş müdür? Gerçekten
Türkiye bu konuya hazır mıdır? Lütfen geliniz, bunu bu yüce
Meclisin huzurunda bizlere ve aziz milletimize açıklayınız.
Şimdi bizleri kandırmanın bir anlamı yok. Bizi
kandırdığını zanneden kendisini kandırır,
Türkiyeyi kandırır. Şu anda Türkiye bu tasarının
neresinde?
Dolayısıyla, bunların mutlaka Sayın Bakan
tarafından acilen cevaplandırılması gerekiyor. Bu
tasarı elbette ki imzalanmasında herhangi bir sakınca
bulmadığımız tasarılardan birisidir.
Ancak, yine, bakınız, tasarının anlaşma
metnindeki 4üncü maddeye baktığınız zaman, yetkili
kurumların atanacağını ifade eden bu hükümde Türkiye
Cumhuriyetinde Atom Enerjisi Kurumu yetkili kurum, Rusya Federasyonunda bunun
eş değeri olan Devlet Atom Enerjisi Şirketi Rosatom yetkili
kurum ve Rusya Federasyonu Tabii Kaynaklar ve Enerji Bakanlığı
yetkili kurum. Nerede bizim Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
bunun eş değeri olan, muhatabı olan Bakanlık? O da yok.
Dolayısıyla çalakalem hazırlanan ve sadece dostlar
alışverişte görsün anlamında, iki ülkenin heyetleri bir
araya geldiğinde Şu konuda da anlaşma yaptık, bu konuda da
anlaşma yaptık. diye kamuoyunu bu konularda bilgilendirme
ihtiyacı olan Sayın Bakan gelip Meclisi de bilgilendirmeli. Bu
eksikliğin giderilmesi lazım. Eğer orada o ülkenin bir
bakanı tarafsa, bu ülkenin de bakanı bir taraf olmalı. O ülkenin
nükleer enerjiyle ilgili kurumu tarafsa, evet, buradaki Türkiye Atom Enerjisi
Kurumu da bunun bir tarafı olmalı. Bu tür eksikliklere rağmen
biz onaylanmasında sakınca görmediğimiz bir tasarı olarak
görüyoruz bunu.
Tekrar tasarının hayırlı olmasını
diliyor, yarın herhâlde bazı konuları Sayın Bakan burada
olursa daha detaylı tartışma imkânı
bulacağımızı ümit ederek saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Muş
Milletvekili Sayın Nuri Yaman.
Buyurun Sayın Yaman.
BDP GRUBU ADINA M. NURİ YAMAN (Muş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 541
sıra sayılı Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla
Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının tümü üzerinde konuşma yapmak üzere Barış
ve Demokrasi Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Bu
nedenle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle belirtmeliyim ki, bütün haklı eleştirilere
rağmen Hükûmetin Akkuyuda yapılması planlanan nükleer santral
anlaşmasını âdeta yangından mal kaçırır gibi
çıkartması, bu Meclisteki bütün grupları ve
dolayısıyla bizi de çok üzmüştür. Akkuyu Nükleer Santraliyle
ilgili anlaşma 16 Temmuz 2010 tarihinde bu yüce Mecliste kabul
edilmiş ve 20 Temmuzda da Sayın Cumhurbaşkanınca
onaylanarak yürürlüğe girmiştir. O tarihten yaklaşık yirmi
gün önce Akkuyu Nükleer Santraliyle ilgili olarak Barış ve Demokrasi
Partisi adına vermiş olduğumuz önerge ise bütün önergeler gibi
yine AKPnin oy çokluğuyla reddedilmiştir.
İzin verirseniz, öncelikle nükleer santrallerin sakıncaları
ve Akkuyuda yapılması planlanan nükleer santralle ilgili
görüşlerimizi, daha önce paylaştığımız gibi yine
kayıtlara geçmek amacıyla bir kez daha sizlerle paylaşmak
isterim, çünkü Rusya Federasyonuyla yapılan hem Akkuyu Nükleer Santral
Anlaşması hem Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla
Kullanımını Öngören Anlaşma hem de Nükleer Kazalara
İlişkin Anlaşmanın aynı çerçeve içerisinde
değerlendirilmesi ve incelenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Bilindiği üzere söz konusu santralin inşaatı
1976dan beri sürekli olarak gündeme gelmiş ancak çevre örgütlerinin
sürekli ve kararlı
direnişleriyle ertelenip bugünlere kadar geldi. Nükleer santrallerde atom
çekirdekleri parçalanarak enerji sağlanıyor. Atomun
çıkardığı ısı enerjisi yüksektir ama
çıkardığı radyasyon ancak özel binalarda veya kurşun
mezarlarda saklanır ve uzun yıllar radyasyon yaymaya devam ederler.
Nükleer santrallerden oluşabilecek radyoaktif etkiler iki farklı
yolla çevreye ve tabii ki insan sağlığına ve bütün
canlılara ulaşmak üzeredir. Birinci yol, bacalardan çıkan
emisyonların atmosferde taşınımıyla yer yüzeyine ve
yer yüzeyindeki canlılara ulaşması, ikinci yol da santralden
çıkan sıvı veya katı atıkların nehirler, göller
veya denizlere ulaşmasıyla bu ortamlarda yaşayan
canlıların ve yer altı sularının bu atıklarla
etkilenmesi yoludur. Yani yeryüzündeki yaşayan insanların ve
hayvanların, doğal yaşamın sirkülasyonu nedeniyle her iki
yol ile nükleer santrallerde oluşabilecek radyoaktiviteden etkilenmemesi
mümkün değildir. Dolayısıyla santrallerdeki ufak bir
sızıntı milyonlarca canlının radyasyona maruz
kalmasına sebep olmaktadır. Örneğin, 1986 yılında
Rusyada Çernobil Nükleer Santralindeki sızıntıdan dolayı
3 milyon insan radyasyona maruz kalmış ve olumsuz etkileri Karadeniz
kıyılarımıza kadar ulaşmıştır.
Ayrıca, bu santrallerin kurulması diğer
santrallerden daha pahalıdır. Üstelik otuz kırk yıl içinde
yeniden sökülmesi ve demonte edilmeleri de bir zorunluluktur. Oysa diğer
tüm santraller sürdürülebilir enerji sağlarlar ve kurulmasından sonra
düzenli bakımları sürekli kullanılmalarını sağlar
hâle getirir. Üstelik nükleer santrallerin atıklarını yok edecek
bir teknoloji de bugüne değin dünyada henüz keşfedilmiş
değildir. Nükleer santraller hem çalışmaları
sırasında hem de sökülmelerinden sonra yüzlerce yıl boyunca
çevreleri için zararlı ve tehlikelidirler.
Gelişmiş ülkeler bile nükleer santral
kazalarını önleyememektedirler ve bırakınız Çernobil
kazasını, 2000li yılların eşiğinde bile ABD ve
Japonya dâhil pek çok ülkede önemli nükleer santraller kazalara neden
olmuşlardır.
Bunların yanında, santrallerin deprem riski
taşımayan bir alanda inşa edilmesi zorunlu olmaktadır.
Bilindiği üzere Türkiye, deprem kuşağı üzerinde
bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, Akkuyuyu depremsellik
açısından inceleyen yeni bir rapor bulunmamaktadır. Saha
lisansı çeyrek asır önce verilmiştir. Türkiye deprem
haritası ise yirmi dört yılda değişiklik
göstermemiştir. Daha da ilginç olanı Akkuyuda kurulması
planlanan santralin 25 kilometre açığından Ecemiş fayı
geçmektedir. Yer bilimciler bu fay hattının Akkuyu bölgesine
doğru ilerlediğini bildirmektedirler. Son yıllarda Akdenizdeki
deprem hareketliliğini de bu faya bağlayanlar
çoğunluktadır. Bu açıdan bakıldığında,
ülkemizde nükleer santraller konusunda ısrar, kaygıları
artırıcı nitelikte, gün geçtikçe tereddütler
yaşanmaktadır.
Yine, söz konusu bölge Türkiye'nin önemli bir turizm
alanıdır. Mersinin Silifke ilçesinden Antalyanın Gazipaşa
ilçesine kadar olan kıyı şeridi bu yatırımdan olumsuz
bir biçimde etkilenecek, yöre insanlarının en önemli geçim
kaynağı bir bakıma ellerinden alınmış
olunacaktır. Bölge turizminin sekteye uğramasının
yanında, yine tarım ve hayvancılık sektöründe de tam bir
yıkım yaşanacak ve nihayetinde söz konusu yatırım,
yörenin insansızlaştırılmasına neden olacaktır.
Ancak üzüntüyle ifade etmeliyim ki kamuoyunun ve ilgili meslek
kuruluşlarının taşıdığı bu
endişeler hiçbir şekilde dikkate alınmamıştır.
Akkuyu Nükleer Santrali Anlaşması, bu ülkede yaşayan
insanların gözünün içine baka baka ve âdeta dalga geçercesine kabul
edilmiştir.
AKP Hükûmeti, Türkiye'yi enerji alanında daha da
bağımlı bir hâle getirecek, teknoloji merkezi olmak bir yana
teknolojik hükümranlık altına girmeyi kabul ettiği bir
anlaşmayı Meclisten geçirerek, Rusya Federasyonunun Türkiye'de bir
nükleer santral sahibi olmasını bu yolla sağlamış
olmaktadır.
Başta Türkiye Elektrik Mühendisleri Odası olmak üzere,
konunun uzmanları gerekli bütün uyarıları yapmasına
rağmen, Hükûmet bu uyarılara kulaklarını tamamen
kapatmış durumdadır.
Ancak şu husus da açıkça bilinmelidir ki nükleer
santrallerin yukarıda ifade etmiş olduğumuz zararları bir
yana, bu anlaşmayla Türkiye nükleer santral sahibi bile olamayacak
konumdadır. Nükleer teknolojinin Türkiye'ye getirilmesi bu anlaşmayla
ve bu ihaleyle söz konusu değildir, çünkü hepimiz bilmekteyiz ki
yapılan iş Rusyadan hat çekip Türkiyeye elektrik
satılmasıyla aynı anlama gelmektedir. Tek farklılık
Rusyaya bedava arazi verilmesi ve satacağı elektriğe de
alım garantisinin verilmiş olmasıdır.
Rusya, Türkiyeden bedavaya verilen arazi üzerinde on beş
yıl boyunca yüksek fiyatlı satış garantisiyle nükleer
santral sahibi yapılmak istenmektedir. Yani, yapılan bu
anlaşmanın Hükûmetin sözde dile getirdiği gibi Türkiye açısından
ekonomik anlamda da hiçbir yararı bulunmamaktadır. Tersine,
milyonlarca dolarla ifade edilebilecek bir kamu zararının ileride
oluşturulacağı muhakkaktır. Üstelik herhangi bir ekonomik
yararı olsa bile Çernobil faciasının etkileri hâlâ hafızamızda
tazeliğini korurken, nükleer santrallerden milyarlarca lira ekonomik fayda
sağlanması bile ortaya çıkaracağı olumsuzlukları
gölgeleyemeyecek niteliktedir.
Ancak ben yine de bu süreçte yaşanmış olan
hukuksuzlukları ve Hükûmetin iddialarıyla ilgili görüşlerimi
sizlerle paylaşmak isterim:
Rusyaya nükleer santralin kurdurulması işinin hukuka
aykırı olduğu açılan davalarla
kanıtlanmıştır. Rusya ortaklığıyla Mersinde
nükleer santral yapımına ilişkin adı yarışma olan
tek katılımcının teklif verdiği ihalenin yargı
kararıyla hukuka aykırı olduğu karara
bağlanmıştır. Buna rağmen, aynı ihale
devletlerarası ikili anlaşma yoluyla yargı denetiminden
kaçırılarak bu yanlış ısrarda devam edilmiştir.
Hukuka aykırı ihaleyi sonuçlandırmayı kafasına
koymuş olan Hükûmet, Rusyayla imzaladığı Nükleer
İşbirliği Anlaşmasını onaylanmak üzere 29 Mart
2010 tarihinde Meclise sevk etmiştir. İhale iptal edilmiş
olmasına rağmen, AKP Hükûmeti tasarı gerekçesinde
değişiklik yapma zahmetine bile katlanmamış Meclise sevk
edilen Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanıma Dair
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının gerekçesinde
şu cümleye yer vermektedir: İşbirliği, nükleer enerjinin
barışçıl kullanımı için gelecekte ortak projelerin
gerçekleştirilmesine imkân tanıyacak, özellikle yarışma
süreci devam eden Akkuyu Nükleer Santralinin yapımına ilişkin
projenin hayata geçirilmesi için gerekli yasal altyapı
oluşturulacaktır. Görüldüğü gibi, sonuçlanmadan iptal
olmuş bir ihale söz konusu iş birliği anlaşmasına
gerekçe olarak sunulmaktadır.
Ayrıca şunu da bilmekteyiz ki, Rusya ile ikili
anlaşma yoluyla Mersinde santral kurulmasının hemen
ardından Güney Kore ile yapılacak anlaşma ile de Sinopta
nükleer santral kurma planı devreye sokulmaya
çalışılmaktadır.
AKPnin Rusya ile önceden pazarlıklı bir süreç
yürüttüğü açıktır. Nitekim, Fransadan Kanadaya ve içerideki
yerli şirketlere varıncaya kadar nükleer santral ihalesiyle
ilgilendiklerini beyan eden şirketler bulunmasına rağmen ihaleye
yalnızca Rusya ortaklığıyla tek bir şirketin teklif
vermesi bunun dışında nasıl açıklanabilir? Üstelik bu
anlaşma, Türkiyede enerji güvenliği açısından da ciddi
tehdit oluşturacaktır.
Nükleer enerji santralinin sahibi olan Rusya, enerji
kaynağını da istediği yerden temin edecektir.
Dolayısıyla Türkiyenin Rusyaya olan
bağımlılığı daha da yükselecektir. Böylelikle
enerji alanında dışa bağımlılık
oranımız yüzde 80lere tırmanmış olacaktır.
Alım garantileri nedeniyle bugüne kadar oluşan kamu
zararının hesabı dahi tutulamamışken, böylesi bir
anlaşmayla nükleer santrallerden üretilecek pahalı enerjiye garanti
verilmesini anlamak gerçekten mümkün değildir. Üstelik garantinin
kapsamı nükleer santralden öngörülen düzeyde elektrik üretilmezse
Rusyanın bir şekilde temin edeceği elektriği de
kapsamaktadır. Türkiyenin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları
doğru dürüst değerlendirilmemişken bu şekilde
dışa bağımlı, pahalı ve riskli bir teknolojiyle
enerji üretimini kabul etmek mümkün olmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Elektrik Mühendisleri Odasından
edinmiş olduğumuz bilgilere göre Türkiyede 150-180 milyon kilovat
saat olarak hesaplanan hidroelektrik potansiyelinin 2009 yılı sonu
itibarıyla sadece yüzde 24ü ancak kullanılabilmiştir.
Yine, rüzgâr enerjisine ilişkin olarak 48 bin megavatlık
potansiyel açıklanmış olup, 20 bin megavatlık bölümünün
ekonomik olduğu düşünülse bile, işletmeye alınan rüzgâr
enerjisi santrali kapasitesinin 1.030 megavat civarında olması,
önemli bir yerli ve yenilenebilir kaynağımızın henüz
değerlendirilmediğini göstermektedir.
Güneş enerjisi potansiyeli de yıllık 380 milyar
kilovat saat olarak açıklanmıştır.
Yine, jeotermal ve biyoyakıt da önemli enerji kaynakları
olarak sıralamalarda yer almaktadır.
Baz yüklü santrali olarak görev yapmak üzere, 10 milyar tonluk
linyit kömür rezervi de değerlendirilmeyi bu ülkede bekleyen potansiyel
enerji kaynaklarımızdır.
Değerli arkadaşlar, nükleer teknoloji, dünyada,
yenilenebilir enerji kaynakları, temiz yakma teknolojisi ve pek çok çevre
teknolojisinin gelişmediği dönemde dünya ülkelerinin cazip
gördüğü bir teknolojidir. Uluslararası Enerji Ajansı ve ABD
Enerji Bakanlığı tahminlerine göre, 2030 yılında
nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payının düşmesi beklenmektedir.
Ayrıca, nükleer enerji üretiminde hiçbir enerji üretimi modelinde olmayan
ciddi bir atık sorunu bulunmaktadır. Atıkların
depolanması ve yok edilmesi konusunda nihai bir çözüm hâlâ
bulunabilmiş değildir.
Oysa Türkiye için enerji alanında ciddi çözüm olanakları
bulunmaktadır. Dolayısıyla nükleer enerji santralinin
alternatifsiz olarak sunulması doğru bir yaklaşım
değildir. Yine, mevcut enerji potansiyelimizin değerlendirilmesi bir
yana, öncelikle ülkemizde enerji verimliliği uygulamasıyla yüzde 25
düzeyinde enerji tasarrufu olanaklı görülmektedir. Bu tasarruf
gerçekleştirildiğinde dahi, Rusya ile yapılan anlaşma
çerçevesinde kurulacak nükleer santralden elde edilecek enerjiden daha
fazlası, çok daha kolay ve ucuz bir yoldan elde edilebilecektir.
Bunun yanında, Türkiyedeki mevcut santrallerin ciddi bir
yenilenme ve bakımdan geçirilmesi sonucunda kapasite kullanım
oranlarının artırılması da enerji
ihtiyacımız için acil gündeme alınması gereken bir çözüm
yolu olmalıdır. Bu çerçevede iletim ve dağıtım
hatlarındaki kayıp enerjinin azaltılmasına yönelik çalışmaların
da kapsam içinde değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, görüldüğü üzere Türkiye
toprakları üzeriden enerji ithalatı anlamına gelen Rusya
Federasyonuyla yapılan nükleer güç santrali anlaşmasının
onaylanması hiçbir şekilde kamu yararı içermemektedir ve yerli
yenilenebilir enerji kaynakları üzerinden bir enerji stratejisi
geliştirmemizin de önüne geçen önemli bir engeldir. Açıkça ifade
etmeliyim ki Rusyayla yapılan nükleer enerji santrali anlaşması
kaptıkaçtı yöntemiyle Meclisten âdeta kaçırılarak
imzalanmış ve yürürlüğe konulmuştur. Hükûmet
tarafından 29 Haziranda Meclise sevk edilen anlaşma
tasarısı tali komisyon olarak belirlenen Enerji Komisyonu
görüşmeleri dâhi beklenmeksizin Dışişleri Komisyonunda ele
alınmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığınca 30 Haziranda komisyonlara sevk edilen nükleer
anlaşma tasarısını incelemeleri için
Dışişleri Komisyonundaki milletvekillerine yalnız bir
günlük süre tanınmıştır. Olumsuzluklar bunlarla da
bitmemektedir. Rus tarafı projede başarısız olursa halefini
de kendisi belirleyecektir. Projenin
başarısızlığı durumunda Rusya için herhangi bir
yükümlülük düzenlenmesi anlaşmada ne yazık ki yer
almamıştır. Nükleer ünitelerin geç devreye girmesi durumunda da
Rus tarafının sorumluluğuna ilişkin anlaşmada
açık bir hükme yer verilmemiş, tarafların
sorumluluklarının elektrik satış anlaşmasına göre
belirleneceğinin belirtilmesiyle sadece yetinilmiştir. Eğer
şirket elektrik satış anlaşmasında belirtilen
miktardan daha fazla üretim yaparsa, fazla üretilen miktarını da
Türkiye satın almak zorunda bırakılmıştır. Bu
satın almaya ilişkin koşullar anlaşmada yer
almamış olup elektrik satış anlaşmasına bırakılmış
hususlar olarak değerlendirilmiştir. Eğer belirttiği
miktardan az üretim gerçekleştirilirse şirketin eksik elektrik
miktarını temin ederek yükümlülüğünü yerine getirmesi
öngörülmektedir. Bu durum, şirkete, eğer Türkiyede oluşturulan
elektrik piyasasında daha ucuza elektrik satın alma imkânı varsa
üretim yapmak yerine elektrik alıp satmayı da tercih edebilecek bir
avantaj sağlamaktadır. Rusyanın kuracağı 4 üniteli
nükleer santralin ilk 2 ünitesi için yüzde 70e kadar, kalan 2 ünitesi için
yüzde 30a kadar TEDAŞ üzerinden on beş yıllık alım garantisi
verilmektedir. Rus şirket, kalan miktarı borsa sistemi üzerinden
Türkiyede satabilecektir. On beş yıllık alım garantisi
sonrasında, Rus şirket, Türkiyeye net kârının yüzde
20sini aktarma sözü vermektedir. Türkiye açısından kazanç gibi
sunulan bu hüküm, aslında Rus şirkete alım garantisi
sonrasına yönelik verilmiş bir kazanç garantisi konumundadır.
Alım garantisi bitiminden sonra Türkiye Cumhuriyeti devleti kâr
ortaklığı hâline getirilerek, şirketin konumu bir
bakıma garanti altına alınmaktadır.
İşte, bugün görüşmekte olduğumuz bu kanun
tasarısı, bu kürsüden daha önce sayın hatiplerce de dile
getirilmesine rağmen, bir sürü olumsuzluklarını yukarıda
ayrıntılarıyla saymış olduğumuz Akkuyuyla ilgili
kabul edilen uluslararası anlaşmanın bir parçası ve
tamamlayıcısıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir dakika ek süre veriyorum, tamamlayınız
lütfen.
M. NURİ YAMAN (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Artık iyice anlamaktayız ki, AKP Hükûmetinin enerji
politikaları bugün itibarıyla iflas etmiştir. Sekiz
yıllık iktidarı boyunca Türkiye'nin enerji konusundaki
dışa bağımlılığında herhangi bir
değişim olmadığı gibi, nükleer santral kurulumuyla da
dışa bağımlılığımızın
azaltılacağını söylemeleri tam bir hayal mahsulüdür.
Nükleer santral macerasıyla, Türkiye, güçler savaşında bir piyon
konumuna sokulmak istenmiştir. Hükûmeti bir kez daha uyarıyoruz: Yol
yakınken bu ölüm santralini kurmaktan gelin bir an önce vazgeçin diyerek
sözlerime son verirken yüce Meclisi en içten duygularımla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Yaman.
Sayın Kılıç, buyurun.
SUAT KILIÇ (Samsun) Saygıdeğer Başkanım, dün
ve bugün idarenizde iktidar ve muhalefet grupları olarak iyi bir
performans ortaya koyduk. Dün 22 uluslararası sözleşme görüşüldü
ve kabul edildi, bugün 17inci uluslararası sözleşme görüşüldü
ve birazdan milletvekillerimizin oylarına sunulmuş olacak.
Ben şahsınızda Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna ve
Sayın Hamzaçebiye, Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna ve Sayın
Vurala, Barış ve Demokrasi Partisi Grubuna ve Sayın Ataya ve
AK PARTİ Grubu üyesi milletvekillerine, Komisyon ve Hükûmet üyelerine
teşekkür etmek istiyorum. Bu uyum ve birliktelik inşallah yarın
saat 14.00ten itibaren, yenilenebilir enerji kaynakları gündemimizde
olacak, Danışma Kurulu önerisi o şekilde çerçevelenmişti.
Yarından itibaren bu uyum ve birlikteliğin Genel Kurula gene egemen
olmasını, hâkim olmasını temenni ediyorum.
Emeği geçen tüm gruplara şahsınızda
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
NÜKLEER ENERJİNİN
BARIŞÇIL AMAÇLARLA KULLANIMINA DAİR TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE RUSYA FEDERASYONU HÜKÜMETİ
ARASINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 6 Ağustos 2009 tarihinde Ankarada imzalanan
Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında
İşbirliği Anlaşmasının onaylanması uygun
bulunmuştur.
BAŞKAN - 1inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
BAŞKAN - 2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - 3üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla
Kullanımına Dair Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu
Hükümeti Arasında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 240
Kabul : 239
Ret :
1 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Harun
Tüfekci Gülşen
Orhan |
Konya Van |
28inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile
Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) Arasında Türksoya
İlave Arsa Tahsisi Hakkında Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
28.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY) Arasında
Türksoya İlave Arsa Tahsisi Hakkında Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/423) (S. Sayısı: 532)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
29uncu sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Arasında
Evsahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
29.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Arasında
Evsahibi Ülke Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/866) (S. Sayısı: 534)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bundan sonra komisyonların bulunamayacağı
anlaşıldığından, kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek
için 4 Kasım 2010 Perşembe günü, alınan karar gereğince
saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.51
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.