DÖNEM: 23 CİLT: 83 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
26ncı
Birleşim
3 Aralık 2010 Cuma
(Bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile
konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN
KÂĞITLAR
III. - YOKLAMA
IV.- GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Ardahan Milletvekili
Saffet Kayanın, Ardahan ilinde temeli atılacak olan organize sanayi
sitesine ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, okullarda madde
bağımlılığına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, muharrem ayına ve önemine ilişkin
gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Dünya Madenciler Gününe ilişkin
açıklaması
2.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Dünya Madenciler Gününe ilişkin
açıklaması
3.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, Dünya Engelliler Gününe ilişkin
açıklaması
4.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Dünya Engelliler Gününe ve
muharrem ayına ilişkin açıklaması
5.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, muharrem ayına ve Dünya Madenciler
Gününe ilişkin açıklaması
6.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, muharrem ayına ilişkin
açıklaması
7.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Dünya Engelliler Gününe,
Dünya Madenciler Gününe ve muharrem ayına ilişkin
açıklaması
8.- Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Dünya Engelliler Gününe ve muharrem
ayına ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, (6/2212) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/242)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ve 19 milletvekilinin, Doğu
Karadenizde yapılması planlanan HES projelerinin etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/941)
2.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık ve 19 milletvekilinin, başta eski
Cumhurbaşkanı Turgut Özalın ölümü olmak üzere bazı
şüpheli ölüm olaylarının ve faili meçhul cinayetlerin
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/942)
3.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş ve 19 milletvekilinin, engellilerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/943)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, intihar
olaylarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/944)
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S.
Sayısı: 96)
2.- Türk Borçlar
Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S.
Sayısı: 321)
3.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin;
Sayıştay Kanunu Teklifi ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (2/594) (S. Sayısı: 510)
4.- Kütahya
Milletvekili Soner Aksoy'un; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının
Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(2/340) (S. Sayısı: 395)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile Irak Cumhuriyeti
Savunma Bakanlığı Arasında Askeri Alanda Eğitim,
Teknik ve Bilimsel İş Birliği Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/781) (S. Sayısı: 459)
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.- OYLAMALAR
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin;
Sayıştay Kanunu Teklifinin oylaması
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.04te açılarak yedi oturum yaptı.
İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, 3 Aralık Dünya Özürlüler Gününe
ilişkin gündem dışı konuşmasına Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer,
Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, televizyon kanallarına lisans ve
yayın izinleri konusunda yapılan ayrımcılıklara
ilişkin gündem dışı konuşmasına Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Cevap verdiler.
İstanbul
Milletvekili Güldal Akşit, Türk kadınına seçme ve seçilme
hakkı verilmesinin yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı bir konuşma yaptı.
Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz,
Konya
Milletvekili Orhan Erdem,
Adana
Milletvekili Hulusi Güvel,
Dünya Özürlüler
Gününe;
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Mevlânâ Haftasına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, üniversite
öğrencilerinin barınma sorunlarının (10/937),
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 milletvekilinin, TOKİnin faaliyetleri
ile yolsuzluk iddialarının (10/938),
BDP Grubu
adına Grup Başkanvekili Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın,
ameliyathanelerde çalışan hemşirelerin sorunlarının
(10/939),
Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan ve 33 milletvekilinin, kırmızı
et ve hayvancılık sektörünün sorunlarının (10/940),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla birer Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
Sayıştayın
Türkiyede atık yönetimi ulusal düzenlemeler ve uygulama
sonuçlarının değerlendirilmesi, nedenlerinin ve
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
hazırlamış olduğu denetim raporu üzerinde genel
görüşme açılmasına ilişkin önergenin, Genel Kurulun
2/12/2010 Perşembe günkü 25inci Birleşiminde okunmasına ve
görüşmelerinin aynı birleşimde yapılmasına
ilişkin MHP Grubu önerisi,
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan (HES Projesi) (10/761) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin görüşmesinin
Genel Kurulun 2/12/2010 Perşembe günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi,
Yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru, Rize Milletvekili Bayram Ali
Bayramoğlunun, şahsına sataştığı
iddiasıyla bir konuşma yaptı.
Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz,
Giresun
Milletvekili Murat Özkan,
Muğla
Milletvekili Gürol Ergin,
Rize Milletvekili
Bayram Ali Bayramoğlunun HESlerle ilgili yaptığı
konuşmaya ilişkin birer açıklamada bulundular.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/324) (S. Sayısı: 96),
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu
Raporunun (1/499) (S. Sayısı: 321),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
3üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen ve görüşmelerine devam olunan, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporlarının (2/594) (S. Sayısı: 510) görüşmeleri
üçüncü bölümün 65inci maddesine kadar kabul edildi, 65inci maddeyle ilgili
önergeler üzerinde bir süre görüşüldü.
Devlet
Bakanı Egemen Bağış, Eskişehir Milletvekili H. Tayfun
İçlinin, Hükûmete,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Devlet Bakanı Egemen
Bağışın konuşmasında CHP Genel
Başkanına,
Eskişehir
Milletvekili H. Tayfun İçli, Devlet Bakanı Egemen
Bağışın, şahsına,
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Başbakana,
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Sinop Milletvekili Engin Altayın,
Hükûmete,
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
CHP Grubuna,
Sataştıkları
iddiasıyla birer konuşma yaptılar.
İzmir
Milletvekili Oktay Vural:
Wikileaks
İnternet Sitesinde yayınlanan belgelere,
Başbakanla
ilgili yaptığı Yahudi cesaret madalyası
aldığına ilişkin açıklamasının, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç tarafından yalanlanmasına;
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Başbakana Yahudi cesaret madalyası verildiğine dair sözlerine;
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan, Wikileaks İnternet Sitesinde yayınlanan
belgelere;
Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl, Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin
konuşmasında geçen sağlık kuruluşuna;
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Alınan karar
gereğince, 3 Aralık 2010 Cuma günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşime 22.59da son verildi.
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Fatih
METİN Yusuf
COŞKUN
Bolu Bingöl
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 37
II.- GELEN KÂĞITLAR
3 Aralık 2010 Cuma
Raporlar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Gümrük Konularında İşbirliği ve
Kaçakçılığın Tespiti ve Önlenmesine İlişkin
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/450) (S.
Sayısı: 577) (Dağıtma tarihi: 3.12.2010) (GÜNDEME)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı Hükümeti Arasında
Gümrük Konularında İşbirliği ve
Karşılıklı Yardımlaşma
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/695) (S. Sayısı: 578) (Dağıtma tarihi: 3.12.2010)
(GÜNDEME)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Lüksemburg Büyük Dükalığı Arasında Gelir ve
Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasını
Değiştiren Protokol ve İlgili Notaların
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/840) (S. Sayısı: 579)
(Dağıtma tarihi: 3.12.2010) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan ve 19 Milletvekilinin, Doğu Karadenizde
yapılması planlanan HES projelerinin etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/941) (Başkanlığa geliş tarihi:
08.10.2010)
2.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakık ve 19 Milletvekilinin, başta eski
Cumhurbaşkanı Turgut Özalın ölümü olmak üzere bazı
şüpheli ölüm olaylarının ve faili meçhul cinayetlerin
araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/942)
(Başkanlığa geliş tarihi: 08.10.2010)
3.- Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaş ve 19 Milletvekilinin, engellilerin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/943) (Başkanlığa
geliş tarihi: 08.10.2010)
4.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 22 Milletvekilinin, intihar
olaylarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/944) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13.10.2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, İmralı Cezaeviyle ilgili
bazı iddialara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/15544)
2.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, terörist cenazelerine
yapılan işlemlere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/15572)
3.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Devletin yaptığı
yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16399)
4.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Kars iline Gazi ünvanı
verilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16400)
5.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, İstanbul Valisinin stant kurmak isteyen bir
partiye izin vermediği iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16401)
6.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, memurlara yapılan giyecek
yardımından gelir vergisi kesilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16406)
7.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, KPSSde branşlara göre
soru sorulup sorulmayacağına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16407)
8.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin,
telefonlarının dinlendiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16408)
9.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, üniversitelerde sivil polis
görevlendirilmesi uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/16410)
10.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, erişimi engellenen internet
sitelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16411)
11.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, taşeronlaşma sorununa ve
İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16412)
12.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Türkiyenin iç ve dış borç
toplamına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16415)
13.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Porsuk ve Ankara Çaylarındaki
kirlenmeye ve termik santral kurulacağı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16417)
14.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin, çocuk yetiştirme
yurdundan kaçan 17 yaşındaki bir kız çocuğuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16418)
15.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, Yunanistandaki camilerin
durumuna ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16429)
16.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir derenin ıslah edilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/16435)
17.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16436)
18.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16437)
19.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16438)
20.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16439)
21.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16440)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün bazı sorunlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16441)
23.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köye sulama göleti yapılmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16442)
24.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, bir Kazak işadamının Türk
vatandaşlığına kabul edilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16443)
25.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, Karkamış Emniyet Amirliğinin
Lojman ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16444)
26.- Hakkari
Milletvekili Hamit Geylaninin, bazı imam
ve öğretmenlerin zorla korucu yapıldığı
iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16445)
27.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, 3 Haziran 2010da düzenlenen bir yürüyüşle
ilgili soruşturmaya ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16446)
28.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Bodrumda öldürülen bir
kadına ve medyanın cinsiyetçi diline ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16447)
29.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, yurt içi ve yurt
dışında restore edilen eserlere ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16457)
30.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, Bakanlık personeline ödenen ek ödemeye
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/16458)
31.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, orta vadeli programın geç
hazırlanmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16459)
32.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, bazı vergi oranlarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/16460)
33.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Bursadaki öğretmen
açığına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16463)
34.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, sahte diplomalara YÖK tarafından
denklik onayı verildiği iddiasına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16464)
35.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, bir lise pansiyonunun sorunlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16465)
36.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, teknik öğretmenlerin sorunlarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16466)
37.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Anadolu liselerindeki boş
kontenjanlara yapılan yerleştirmelere ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16467)
38.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, 2007-2010 yılları arasında
üniversitelerden ilişiği kesilen öğrenci sayısı ve
gerekçelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16468)
39.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, astsubayların özlük
haklarına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/16469)
40.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, tek tip askerlik uygulamasına
ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16470)
41.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, denizaltı alımı
için açılan ihaleye ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16471)
42.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Suudi Arabistanda ölen
vatandaşların ülkeye getirilmesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16490)
43.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Türk Telekomun ödediği Hazine payına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16491)
44.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir projenin desteklenmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/16492)
45.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, bazı yollara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16493)
46.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konyanın havalimanı
ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/16494)
47.- Manisa
Milletvekili Erkan Akçayın, borç stokunun ve ödenen faizlerin GSYHye
oranına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/16495)
3 Aralık 2010 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 26ncı Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Ardahan ilinde temeli
atılacak olan organize sanayi sitesi hakkında söz isteyen Ardahan
Milletvekili Saffet Kayaya aittir.
Sayın Kaya, buyurun efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Ardahan Milletvekili Saffet
Kayanın, Ardahan ilinde temeli atılacak olan organize sanayi
sitesine ilişkin gündem dışı konuşması
SAFFET KAYA (Ardahan) Değerli Başkan, çok değerli
milletvekili arkadaşlarımız; yüce heyetinizi en derin sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum. Yine, bugün, yüce Parlamentomuzun
gündeminde olan serhat ilimiz Ardahanımızın pazar günü yani ayın
5inde çok önemli bir hizmetle karşı karşıya geldiğini
özellikle yüce Parlamentoyla paylaşmak adına söz almış bulunmaktayım. Dolayısıyla
şahsınıza da teşekkürlerimi sunuyorum. Ayın 5inde
Ardahan ilimizde yeni bir yatırıma imza atacağız
inşallah. AK PARTİ Hükûmeti döneminde bölgemizde gerçekten cumhuriyet
tarihinin en büyük hizmetleriyle
taçlandırıldığını ve Hükûmetimize ve
Başbakanımıza, özellikle bakanlarımıza buradan tekrar
Ardahan halkı adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
Şöyle ki: Ardahan ili üniversiteyle zaten çok ciddi bir anlamda
yatırım aldı. Tüm ilçelerimiz bundan yararlanmış
olacak ve ilçelerimizin bundan yararlanması demek bölgede insana ve
eğitime yatırım anlamında son derece önemli bir
gelişmeydi. Dolayısıyla ayın 5inde de yine iş,
istihdam ve yatırım bağlamında çok önemli bir projemiz
hayata geçiyor ve Sanayi Bakanımızın da ayın 5inde
Ardahanda olması hasebiyle organize sanayi sitemizin temelini
atmış olacağız. Ardahan ilimize organize sanayi sitesini
inşallah hayata geçmesi konusunda Hükûmetimizin bu konudaki
katkılarını yüce Parlamentoda özellikle Sanayi
Bakanımızın hassasiyetini tebrik etmek istiyorum. Hiç
şüphesiz ki organize sanayi sitesi iş demek, aş demek, üretim
demek, istihdam demek. Hükûmetimizin bu anlamda bu yatırımlarla
bölgenin kalkınmasına, serhat ilimizin kalkınmasına,
Ardahanımızın kalkınmasına çok ciddi manada
desteği olmuştur, cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetleri
olmuştur ve yalnızca Ardahan değil, Türkiyede, özellikle AK
PARTİ sekiz yıl içinde bir çığır
açmıştır ve her yer inşaat şantiyesine dönmüştür,
Ardahan da bunlardan biridir. Dolayısıyla ayın 5indeki temel
atma törenine özellikle Sanayi Bakanımızın katılması
anlamlıdır ve Ardahan için bu yatırım programı çok çok
önemlidir.
Yine, özellikle Çıldırımızın ve Ardahan
Posof ilçemizin özellikle beklentisi olan Aktaş Kapısı ve
Türkgözü Kapısının açılması konusunda Hükûmetimizin
çok ciddi çalışmaları vardır. Bu çalışmalar
Ulaştırma Bakanımız ve Dışişleri
Bakanımızla görüşülerek oluşturulan konsept sonucu
Aktaş Kapısının 2011in Mayıs ayında en geç
açılacağı, Türkgözü Kapısının ve Ilgar
Dağının da bu anlamda yeniden rehabilite edilerek kış
şartlarına uygun hâle getirileceği konusunda çok ciddi bir
çalışma söz konusu olup bu konuda da Hükûmetimizin çalışmalarını
özellikle buradan tebrik etmek istiyorum, kutlamak istiyorum.
Ardahan ilinde yine çok büyük hizmetlerimiz var. Kırsal
kalkınma projesinde Ardahan pilot bölge ilan edildi.
Hayvancılığın ve tarımın gelişmesinde çok
önemli bir süreç yaşayacak inşallah Ardahanımız. Bu
anlamda yirmi tane köyümüz pilot bölge ilan edildi ve önümüzdeki günler içinde,
on yıla sâri süre içinde de hiç şüphesiz ki Ardahanımızda
hayvancılık ve tarımın gelişmesinde çok önemli bir
katkıyla karşı karşıya gelecektir.
Yine Ardahanımızda kentsel dönüşüm projesi olan ve
özellikle TOKİye teşekkür etmekle birlikte Ardahan Belediye
Başkanımız Faruk Köksoy Beyin de çalışmalarıyla,
katkılarıyla yeniden bir Ardahan inşa edilmesi adına
önümüzdeki yıl mart ayından sonra kentsel dönüşüm projemiz de
Ardahanımızın gündemine inşallah
taşınmış olacaktır ki bu anlamda Hükûmetimize
özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Yine yapımı bitirilmekte olan Ardahan
Araştırma Hastanemiz Doğunun en önemli, modern hastanelerinden
biri noktasında Ardahana sağlık hizmetleri konusunda hizmet
verecektir ki bu da Hükûmetimizin bölgeye sunmuş olduğu
sağlık hizmetleri anlamında çok önemli bir hizmettir. Bu
anlamda, Sağlık Bakanımıza da bu yatırımdan
dolayı teşekkürü bir borç biliyorum.
Hatta ve hatta helikopter ambulanslarla
vatandaşlarımızı Ankarasına, Erzurumuna
taşıyan bu hizmet gerçekten vatandaşımız
tarafından da çok ciddi manada takdir toplamıştır. Dağ
köylerinde, Morofkasında, Baltalısında bir hastamız
olduğunda helikopter ambulansımız bizatihi giderek hizmet veren
bir süreci yaşamaktadır. Bu da Hükûmetimizin halka verdiği
önemin çok önemli işaretlerinden bir tanesidir.
Yine Ardahanımızda fen liseleri, Anadolu liseleri gibi
gerçekten 81 ilden öğrencilerin geldiği bir il konumuna
gelmiştir. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığımıza
da
Özellikle Ardahanda fen liselerinin ve Anadolu liselerinin olması ve
orada öğrencilerin eğitim sürecini tanımlaması konusunda
gerçekten çok ciddi bir süreç yaşanmıştır.
SUAT KILIÇ (Samsun) Üniversiteler
SAFFET KAYA (Devamla) Söyledim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaya, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
SAFFET KAYA (Devamla) Özellikle Ardahan ilimizde, Kars-Ardahan
yolunun duble yol olması anlamında çok ciddi katkıları
olmuştur. Yalnızca Kars-Ardahan yolu değil,
Çıldır-Ardahan, Ardahan-Aktaş yolunun da önümüzdeki dönem içinde
duble yollara kavuşması konusunda Ulaştırma
Bakanımızın bizatihi Ardahanda müjdeleri olmuştur,
yatırım programına alınmıştır bu yollar.
Dolayısıyla Ardahanın her tarafı, ilçeleriyle birlikte
Hükûmetimiz nezdinde gerçekten hizmet akışıyla şantiyeye
dönmüştür.
Pazar günü, ayın 5inde götüreceğimiz
Bakanımız son üç yıl içinde 23üncü Bakanımız olarak
Ardahan ilimize gelmektedir. Bu son derece önemlidir. Yani bir Hükûmetin serhat
ili Ardahanımıza veya Türkiyedeki bölgelere verdiği
etkinliğin, hizmet sevdasının özellikle ispatıdır. Üç
yıl içinde 23 bakanın Ardahanı ziyaret etmesi demek, memleketin
sorunlarına Hükûmetin dirayet göstermesidir, kararlılığıdır,
ülke sevdasıdır, hizmet sevdasıdır. Bunun altını
özellikle çizmek istiyorum.
Dolayısıyla, yine bizim havalimanı
çalışmamız var. Önümüzdeki sene içinde inşallah
Ardahanımızda havaalanı çalışmalarımız
gerçekleşecek ve Yalnızçam kayak merkezimiz inşallah
Sarıkamış muadili bir yer olması konusundaki
çalışmalar gerçekleşti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaya, teşekkür ediyorum.
SAFFET KAYA (Devamla) Tamamlayabilir miyim, teşekkür
edebilir miyim?
BAŞKAN Ek sürenizi vermiştim, tamamladınız.
SAFFET KAYA (Devamla) Hemen tamamlıyorum efendim.
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen bu teşekkürü bir
dakikalık süre içerisinde yapalım.
Buyurun, lütfen teşekkür cümlenizi alayım Sayın
Kaya.
SAFFET KAYA (Devamla) Bu anlamda Yalnızçam kayak
merkezimizin yapılmasına başlanmış,
arıcılık enstitüsü zaten hayata geçmiş ve özellikle bu
anlamda Ardahanımızda yeni bir cezaevinin yapılması
konusunda da projemiz gerçekleşmiş ve bunlar bir şekilde
şekillenmiştir.
BAŞKAN Sayın Kaya, lütfen
SAFFET KAYA (Devamla) Dolayısıyla Hükûmetimize,
Sayın Başbakanımıza teşekkür ediyoruz Ardahan
halkına gösterdiği destekten dolayı.
Yüce heyetinizi en derin sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündem dışı ikinci söz, okullarda madde
bağımlılığı hakkında söz isteyen Tokat
Milletvekili Reşat Doğruya aittir.
Sayın Doğru, buyurun efendim.
2.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, okullarda madde bağımlılığına
ilişkin gündem dışı konuşması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; okullardaki madde bağımlılığıyla
ilgili gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında, bu önemli konuda bana söz
vermiş olduğu için Güldal Mumcu Başkanıma da
teşekkürlerimi arz etmek istiyorum.
Ayrıca, yine Dünya Engelliler Gününü -3 Aralık
olması münasebetiyle- kutluyorum, engellilerin her zaman
hatırlanmasını, onların bütün sorunlarının
çözümlenmesini de temenni ediyorum.
Sayın milletvekilleri, uyuşturucu kullanımı ve
madde bağımlılığı konusu ülkemizin
geleceğini ilgilendirdiği için çok önemli bir konudur. Toplumdaki suç
oranlarının sebepleri araştırılınca bunun
arkasında uyuşturucu kullanımı ve madde
bağımlılığı yatmaktadır. Sigara, alkol ve
çeşitli uyuşturucu kullanımı günden güne hızla
artmaktadır. Bu artış toplumun bütün kesimlerinde olmasına
rağmen en büyük risk grubu gençler ve çocuklar üzerindedir. Başta
büyük şehirlerde olmak üzere birçok okulumuzda bu kötü
alışkanlıklara karşı büyük bir eğilim
görülmektedir. İstatistiki neticeleri görünce insanın dehşete
düşmemesi mümkün değildir. Uyuşturucunun ticareti dünyada terör
örgütlerinin temel kaynakları arasındadır. Ülkemizde de terör
örgütleri bu yolla yaklaşık olarak 10-15 milyar dolar civarında
bir parayı haksız şekilde kazanmaktadırlar. Terör örgütünün
çocuk sayılacak yaştaki gençleri bu yolla kullanması, ekonomik
gelirleri düşük ailelerin çocuklarını tercih etmesi de
cezaevlerindeki çocukların yaş oranlarında düşüşe
sebep olmuştur. Bağımlılık yapan maddelerin
satıcılarının özellikle gençlerimizi hedef
aldığı güvenlik güçleri kaynaklarından
anlaşılmaktadır. Hedef çocuklarımız, gençlerimizdir.
Bu da ülkemizi sahip olduğu genç nüfustan dolayı hedef ülke hâline
getirmektedir. Uyuşturucu tacirleri bunu iyi değerlendirmekte, hem
kaçakçılığı hem de kullanımını ülkemizde
desteklemektedirler.
Gençlerimize ve çocuklarımıza sesleniyorum: Bu konuya
duyarlı olalım. Sakın Bir kereden bir şey olmaz. diye
sigara, alkol ve uyuşturucu kullanmayı denemeyin. Bütün
bağımlıların başlangıcı hep bu Bir kere
kullanmaktan bir şey olmaz. denmesindendir. O bir kereden çok şey
oluyor, kötü sonuçlar doğuran bir bağımlılığa
doğru çok süratli bir şekilde gidiliyor.
Aileler, okul yöneticileri; çocuklarımıza sahip
çıkalım, onlarla yakından ilgilenelim. Toplumumuzdaki en
bulaşıcı hastalıktan olan bu durumdan koruyucu hekimlikle
kurtulabiliriz.
Millî Eğitim Bakanlığına sesleniyorum:
Okullarda bu konuyla ilgili araştırmalar yapılmasına
mutlaka müsaade edin. Hangi şehirde, okulda ciddi sorun varsa oralarda
çalışmalar yapıp aileleri uyaralım. Okullardaki rehberlik
servislerini harekete geçirerek bu konuda yavrularımızı
bilgilendirelim. Bu konuyla ilgili seminer ve gösteriler düzenleyerek aileleri
ve çocuklarımızı bilinçlendirelim. Gençler bizim
geleceğimiz, onlara sahip çıkalım.
Sayın milletvekilleri, Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından hazırlanan konuyla ilgili
eğitici seminerler sınıf öğretmenlerine ve rehber
öğretmenlere verilmeli, öncelikle öğretmenler konuyla ilgili mutlaka
bilinçlendirilmelidir. AMATEMlerin çalışmalarına göre okullarda
ve gençlerde uyuşturucu kullanım oranı her yıl maalesef
ikiye katlanarak büyümekte ve büyümektedir. Alkol ve diğer madde
bağımlılığına yönelik Avrupa Okul
Araştırması, ESPAD çalışmasının Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda
uygulanması, beş yıldır, Bakanlık izin vermediği
için maalesef yapılamıyor. Bu çalışmayla alkol ve madde
kullanımı için kritik yaş olan on yedi-on sekiz
yaşlarındaki gençlerimize risk alanlarını saptamak ve
doğru önleyici politikalar oluşturmak bakımından çok
yararlıdır. Avrupa ve dünya bu uygulamayı yapıyor.
Gerçi Millî Eğitim Bakanlığına, müteaddit
defalar burada konuşmuş olmama rağmen, özellikle soru
önergeleriyle, araştırma önergeleriyle müracaatta bulunmuş
olmamıza rağmen bir türlü ESPADın ne manaya geldiğini,
uygulanması gerektiğini anlatamadık. Bakınız, şu
anda ESPADla ilgili Profesör Doktor İlhan Yargıçın çok önemli
bir raporu var. Bu raporda, İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim
Dalında olan Değerli Hocamız ESPADdaki tereddütlerin ne
olduğunu, tereddütlerle ilgili olarak yanıtları da ortaya
koymuş. Öyleyse Millî Eğitim Bakanlığımız
ESPADla ilgili çalışmayı yıllardan beri neden durduruyor?
Yani dünyanın her tarafında bu çalışmalar
yapılıyor ve gençlerimiz bu yönde olarak korunmaya
çalışılırken, Millî Eğitim
Bakanlığının bu yönde olarak bu çalışmaları
durdurmasını ve yaptırmamasını bir türlü
anlayabilmiş değiliz. Buradan yine bu dönem sonuna kadar da zaman
zaman söz alıp bu konuda, yine bu ESPADla ilgili çalışma
yaptırmamasından dolayı Millî Eğitim
Bakanlığını kınayacağım.
Değerli milletvekilleri, ondan dolayı da buradan bir kez
daha sesleniyorum: Geliniz, şu anda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Doğru, konuşmanızı
tamamlayınız.
REŞAT DOĞRU (Devamla) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Bakınız, bu çalışmaları biz
yapmıyoruz ama dünya yapıyor. Amerika Birleşik Devletlerinde
yapılan bir çalışmada, lise son sınıf
öğrencilerinin yüzde 50si okuldan mezun olmadan önce en az bir defa yasa
dışı uyuşturucuyu denediğini söylemektedir. Türkiye'de
ise Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneğinin
yaptığı sigara, alkol ve madde kullanım
yaygınlığı araştırmasında uyuşturucu
madde deneme yaşı on üç olarak bulunmuştur.
Bakınız, şu anda, işte, evinizden
çıkıp da Meclise gelirken bile eğer okulların
kenarından geçiyorsanız, öğrencilerimizin birçoğunun elinde
sigara olduğunu görürsünüz, hatta sokakların kenarlarındaki
yerlerde alkol şişelerinin atılmış olduğunu,
boş kutuların atılmış olduğunu görürsünüz. Demek
ki mücadele ne kadar önemlidir. Geçmiş yıllarda madde kullanım
yaşı on iki-on üç iken bugün bu yaş onlara düşmüştür.
Alkol, sigara, madde kullanımının ne kadar ciddi boyutlara geldiğini
kullanım yaşına baktığımızda anlıyoruz.
Alkol ve madde kullanımı toplumsal ciddi bir sorundur, yani bu bir
hastalıktır değerli milletvekilleri.
Kalp, şeker hastalığı gibi
hastalıkların
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Doğru, lütfen
konuşmanızı tamamlayınız efendim. Lütfen
REŞAT DOĞRU (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
Amaç, bu hastalığa gençlerimizin ve okul
çağındaki çocuklarımızın yakalanmamasıdır,
yakalandıktan sonra maalesef tam bir tedavisi mümkün olmamaktadır.
Son sözlerim siz sayın milletvekillerinedir. Gerek ülkemizi
gerekse geleceğimiz olan yavrularımızı alkol ve madde
bağımlılığından kurtarmak ve bununla mücadele
etmek için hep birlikte çalışalım ve gereken kanunları
çıkaralım.
Ancak bu şekilde ülkemiz ve geleceğimiz için
sağlıklı nesiller yetiştirebiliriz diyor, yüce Meclisi en
derin saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Gündem dışı üçüncü söz, muharrem ayı ve önemi
hakkında söz isteyen Adıyaman Milletvekili Şevket Köseye
aittir.
Buyurun Sayın Köse.
3.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Kösenin, muharrem ayına ve önemine ilişkin gündem
dışı konuşması
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; muharrem ayı ve önemi üzerine gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Sözlerime
başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, bildiğimiz gibi, Peygamberimiz
Hazreti Muhammedin torunu ve Hazreti Alinin oğlu Hazreti Hüseyinin
Kerbelada şehit edilmesi olayını anmak üzere her yıl tüm
İslam âlemi ama özellikle de Aleviler bir mateme bürünür. Bu matemdeki
amaç yaşanan acıları tekrarlamak ve öç duygularını
körüklemek değildir.
Değerli milletvekilleri, Kerbela olayını anmak için
sadece Alevi olmak yeterli değildir. İyiliğin ve erdemin
savunucusu, şefkatli ve merhametli olan, yaşamın duygusallığını
yüreğinin en derinliklerinde hisseden, kötülükleri unutan ve affeden,
barışçı olan ve sözünde duran, öfkeli olmayan, öfkesini yenen ve
eline, beline, diline sahip olan herkes ve yine aynı coğrafyada
farklı din, farklı dil, etnik ve kökten ve kültürde yaşayan
kitlelere eşit mesafede sevgi saygı ve şefkat dolu bir tutum
izleyen herkes deşti Kerbelayı anlamış demektir.
Sayın milletvekilleri, deşti Kerbelayı kavrayanlar
şüphesiz kendileriyle barışık ve mutlu olurlar, hayata ve
insanlara aynı nazarla güzel bakarlar, adaletli, merhametli ve dürüst
olurlar ve işte o zaman iyi idareci olurlar.
Değerli arkadaşlar, işte, benim Kerbeladan
çıkardığım ders budur.
Sayın milletvekilleri, muharrem ayındaki yasın
diğer bir anlamı ise şudur: Acıların yaşanmaması
için gerekli olan insanlık değerlerini ve Alevi öğretisini
öğrenmektir.
Bu matemle Sivas, Maraş, Çorum ve diğer olayların
olmaması istenirdi. Bu matemi anlamayla Mumcuların,
Kışlalıların, Hrant Dinklerin öldürülmemesi gerekirdi,
Kemal Türklerin katilinin göz göre göre serbest bırakılmaması
gerekirdi, Hükûmetin Sivasta insan yakanları affetmemesi dilenirdi.
Değerli arkadaşlar, muharrem ayında
sağlığı yerinde olanlar oruç tutarlar. Kimsenin kalbini
kırmamak, diliyle kimseyi incitmemek, kimse hakkında dedikodu
yapmamak matem orucunun temel ilkeleridir.
Değerli milletvekilleri, kendine eziyet etmek için oruç
tutulmaz, yapılan kötülüklerin ve katliamların bir daha olmaması
için Kerbelayı anmak ve unutmamaktır esas amaç. Bildiğiniz
gibi, muharrem matemi, aşure geleneğiyle biter. Aşure, sevincin,
hoşgörünün diğer bir ismidir. Tutulan on iki gün orucun ardından
aşure günü yapılır. On iki değişik malzemeden
oluşan aşure tatlısı yenir ve komşulara
dağıtılır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bildiğimiz gibi, aşure tatlıdır ve tatlı olması
ile acıları dindirmek anlamı vardır ve büyük
acıların bir daha yaşanmaması için bir dilektir.
Aşurenin içerisinde çok sayıda yiyecek maddesi vardır. Peki
aşure, yalnızca birinin tadını mı yansıtır?
Hayır. Aşurenin ayrı bir tadı vardır; tıpkı
toplumlar gibi, Türkiye gibidir aşure. Ülkemizde her renkten, her etnik
kökenden ve her dinden insan vardır ama toplum bir bütündür ve bunlar
zenginliklerimizdir. Bu zenginliği ve toplumun bütünlüğünü savunan
Hazreti Hüseyinin yoluna gidenler şöyle demektedirler: Devlet, bütün
farklılıklara karşı kör ve sağır
olmalıdır. Bu anlamda devleti idare edenler bir grubun temsilcisi
olmamalıdır. Devlet, yurttaşlarının hepsini
kucaklamalıdır, tüm yurttaşlarının özelliklerini
taşıyan bir yapı olmalıdır ama ne yazık ki bu
dönemde bunları yeterince görememekteyiz.
Sayın milletvekilleri, aşure kazanını
kaynatanlar şunu çok iyi bilmektedirler: Aşure, kardeşliği
anlatmaktadır. Aşure yapılırken ya da yenirken Alevi-Sünni,
Türk-Kürt, Müslüman-Hristiyan ayrımı yoktur. Aşurenin içinde
bolluk, bereketlilik, kardeşlik ve insanlık vardır.
Aşurenin içinde sadece farklı yiyecekler değil, tarih var,
farklı yapısından dolayı insanlık var, siyaset var,
ahlak var, inanç vardır arkadaşlarım.
Sayın milletvekilleri, son olarak Hükûmete seslenmek
istiyorum: Alevilerle ilgili altı yedi çalıştay
yaptınız. Niye somut bir adım atmadınız? Kalkıp
1.400 yıllık Aleviliği yeniden tanımlamaya çalıştınız,
tepki gördünüz. Cemevlerini tanıyacağız. dediniz, ortada
mantıklı bir öneriniz yok. Bizler bu konuda yardımcı olmaya
çalıştık sizlere. Yasa teklifleri, Meclis araştırma
önergeleri hazırladık. Hükûmet oylarıyla hepsi reddedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Köse, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Hükûmet, Alevilerin sorunlarını çözmek istiyorsa bizim
sunduğumuz önergelere destek olmalıydı. Eğer
mantıklı bir çözüm yolu varsa biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak
destek vermeye hazırız. Milletin kürsüsünden bunu vurgulamak
istiyorum sizlere, son kez olarak.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir
düşünürün sözleriyle size son bir iki şey söylemek istiyorum: Ölüm
var, o hâlde neden başkalarının hakkını yersiniz? Ölüm
var, o hâlde neden efendilik havalarına girersiniz? Ölüm var, o hâlde
neden hakkıyla idare etmezsiniz, despotluk yaparsınız?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
duygularla yas-ı muharreminiz mübarek olsun. Yüce Meclisi, tekrar, en
derin saygılarımla selamlıyorum. (CHP, AK PARTİ ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Muharrem ayının ülkemize ve insanlığa bereket
getirmesini diliyorum.
Pek çok arkadaşımız sisteme girmişler.
Reşat Doğru Bey gibi daha önce gündem dışı
konuşan arkadaşlarımız da sisteme girmişler. Neyse,
muharrem ayının hürmetine uygun olarak herkese birer dakika bir söz
hakkı vereceğim.
Sayın Öztürk
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Ali
Rıza Öztürkün, Dünya Madenciler Gününe ilişkin açıklaması
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkanım,
yarın 4 Aralık. 4 Aralık günü bütün dünyada Madenciler Günü
olarak kutlanmaktadır. 4 Aralık, babasının gazabından
kaçan yeşil gözlü, sarışın Azize Barbaranın
madencilerin galerisine sığındığı bir gün. Bütün
dünyada madencilerin piri olarak kabul edilen ve dünyada Madenciler Gününün
kutlanmasının nedeni olan yeşil gözlü, sarışın
Azize Barbaranın, Anadolu topraklarında, İzmitte geçtiği
kabul edilen efsanesi, baskılara direnmenin ilginç bir örneğidir.
Sürekli tehlike altında yaşayan madencilerin, her türlü
acımasızlığa, baskı ve zulme direnen, inançları
uğruna ölümü göze alabilen, aldığına inanılan bir
insanı, bir genç kadını her yıl anmaları, zorluklara
karşı direnmeyi, mücadele etmeyi ve bunu vesile ederek birlikte
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Ali Rıza Bey, mikrofon kesildi. Teşekkür
ediyorum sizlere.
Sayın Koçal, buyurun efendim.
2.- Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın, Dünya Madenciler Gününe ilişkin açıklaması
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Yarın 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Ben de
dünyanın en zor ve anlamlı mesleğini yaparak yer altı
kaynaklarımızı ülkemizin hizmetine sunan maden emekçilerimizin 4
Aralık Dünya Madenciler Gününü kutluyor, bu uğurda
yaşamını yitiren emekçilerimizi rahmet ve saygıyla
anıyorum.
Özellikle de 17 Mayıs grizu faciası sonucu Zonguldakta
şehit olan o 30 madencimize rahmet, yakınlarına sabır
diliyorum. 30 madenciden 2si hâlen yer yüzüne
çıkartılamamıştır. Bu durum Türkiyeyi yönetenlerin
âcizliğidir, iş bilmezliğidir, emeğe ve emekçiye önem
vermediğinin bir göstergesidir. Zonguldak maden emekçileri yer
altındaki 2 işçimizi çoktan yer yüzüne çıkartabilirlerdi, ancak
bu süreç iyi yönetilememiş, Zonguldak Kömür İşletmeleri yok
sayılarak dış ülkelerden yardım beklenmiştir. Şu
anda bu işçilerin aileleri perişandır
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Korkmaz, buyurun efendim.
3.- Isparta Milletvekili S. Nevzat
Korkmazın, Dünya Engelliler Gününe ilişkin açıklaması
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına tüm engelli vatandaşlarımıza sevgi,
saygı ve hürmetlerimizi arz ederken engelli
vatandaşlarımızın ve hepimizin özlemi olan engelleri
aşmış bir Türkiye ve engelsiz bir dünya diliyoruz.
Tüm sıkıntılarına rağmen gerek iş
hayatında gerek sosyal hayatta hele hele spor ve kültür hayatında
ortaya koydukları büyük başarıları hayranlıkla ve
takdirle izliyoruz. Çalışkanlıkları, azim ve dirayetleri
önünde saygıyla eğilirken Milliyetçi Hareket Partisi olarak dün
olduğu gibi bugün de yarın da aziz milletimizin şerefli
bireylerinden olan bu kardeşlerimize her zaman destek
olacağımızı beyan ediyoruz.
Engelli kardeşlerimizin sorunlarının çözümü için
birinci şart ilgi ve şefkattir. Bizim bu sorunları Meclis
gündemine taşımak üzere verdiğimiz Meclis
araştırmaları vardır. İktidar partisinden bu
araştırma önergelerimize destek bekliyor, 3 Aralık Dünya
Engelliler Gününü bir kez daha kutluyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Sayın Aslanoğlu
4.- Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun, Dünya Engelliler Gününe ve muharrem ayına
ilişkin açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkanım, madencilerimizin emekleri önünde şükranla
eğiliyorum, saygıyla eğiliyorum. Ayrıca, engellilerimizin
Dünya Engelliler Gününü kutluyor, bir gün biz de engelli oluruz. Onlara
yürekten şükran duygularımı iletiyorum.
Sayın Başkan, Alevi, Bektaşi kardeşlerimizin
muharrem oruçlarını gönülden kutluyor, oruçlarının Yüce
Tanrı tarafından kabul edilmesini diliyorum. Tarihin derinliklerinden
gelen bir kara leke olan Kerbela olayından herkesin ders çıkartarak,
geleceğin dünyasında sevgiden, barıştan ve dostluktan tüm
insanların nasip almasını diliyorum.
Bu duygularla, tüm Alevi, Bektaşi kardeşlerimin mübarek
muharrem aylarını kutluyorum ve herkesin orucunun yüce Tanrı
tarafından kabul edilmesini diliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Sayın Doğru, buyurun.
5.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, muharrem ayına ve Dünya Madenciler Gününe ilişkin
açıklaması
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Ben de Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, milletimizin
muharrem ayını tebrik ediyorum. Muharrem ayı,
kardeşliğin, sevginin, dostluğun oluşturduğu o
güzelliğin ortaya konmuş olduğu bir aydır. Bu ayda
aşure dağıtılır. Aşure
dağıtımı milletimizde çok farklı bir göstergedir.
Aşure dağıtılırken komşular arasındaki
ilişkilerin artmış olduğu, karşılıklı
sevginin, coşkunun, beraberliğin had safhaya çıkmış
olduğu güzel anlar yaşanır. Bundan dolayı da muharrem
ayı, hepimiz için, bütün milletimizin tüm insanları için çok
önemlidir. Ben de bütün insanların, milletimizin hepsinin muharrem ayını
tebrik ediyorum.
Ayrıca, madencilerin de Dünya Madenciler Günü vardır.
Dünya Madenciler Gününü de tebrik ediyorum; kazasız, belasız, güzel
çalışmalar temennisinde bulunmak istiyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Sayın Kılıç, buyurun.
6.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, muharrem ayına ilişkin açıklaması
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ediyorum.
Adıyaman Milletvekili Sayın Kösenin
hatırlatmış olduğu konu gerçekten çok önemli, kendisine de
teşekkür ediyorum.
Kerbelada yaşanan acılar, bütün Müslümanların,
mezhep ayrımı olmaksızın hepimizin ortak
acılarıdır. Keza, ehlibeyit sevgisi hiçbir ayrım
olmaksızın hepimizin yüreğindeki ortak sevgidir, ortak
sevdadır.
Bu vesileyle, muharrem ayının, hicri
yılbaşının ve hicretin ve aşure günümüzün bütün
Anadolu insanına, bütün İslam âlemine, Türk milletine hayır,
güzellik, barış ve esenlik getirmesini temenni ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.
Sayın Kaplan, buyurun.
7.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Dünya Engelliler Gününe, Dünya Madenciler Gününe ve
muharrem ayına ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Bugün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ve ben, Meclis
asansöründe engelli kardeşlerimizin asansöre binemediklerini gördüm. Öncelikle
Meclis, asansörlerini ve fiziki altyapısını buna
hazırlamalı diyorum ve onlara desteklerimizle yanlarında
olacağımızı ifade etmek istiyorum.
Yine Dünya Madenciler Günü nedeniyle Şilideki maden
kazası sonrası hâlâ içimiz yanıyor. Zonguldaktaki 2 maden
işçimizin cesedinin çıkarılmamasını bu vesileyle
tekrar dile getirmek istiyorum. Türkiye bunu mutlaka bir an önce halledip bu
ayıptan kurtulmalı.
Muharrem ayı nedeniyle Alevi, Bektaşi
kardeşlerimizi şimdiden kutluyorum. Gerçekten, Sayın Köse o kadar
güzel anlattı ki, bir de aşureyi o kadar güzel tarif ediverdi ki,
artık, bu kutsal günleri nedeniyle şunu da ifade etmek istiyorum:
Benim yaşadığım ilçede
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Son olarak Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim.
8.- Trabzon Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, Dünya Engelliler Gününe ve muharrem ayına
ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Muharrem ayı nedeniyle tüm Alevi
vatandaşlarımızın mübarek aylarını kutluyorum,
tuttukları oruçların hayırlı olmasını, Allah
nezdinde kabulünü diliyorum.
Bugün aynı zamanda Dünya Engelliler Günü. Türkiye'de 8,5
milyon engelli var ve Türkiye'deki 8,5 milyon engellinin
yaşamını değerlendirdiğimizde gerek kent
yaşamında gerek sosyal yaşamda hayatın hemen her
alanında engelli vatandaşlarımızın
karşılaştığı çok büyük güçlükler olduğunu
görüyoruz. Çıkarılmış olan bazı yasalara rağmen
engelli vatandaşlarımızın sosyal yaşamlarında,
çalışma yaşamlarında karşılaştığı
güçlüklerin devam ettiğini görüyoruz. Kamuya açık alanlardan kamu
hizmet binalarına ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Süre sonunda kesildi. Tekrar sisteme girmek gerekiyor.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) -
bütün alanlarda
engelli vatandaşlarımızın sorununu çözmeliyiz. Sosyal
devletin kendisini göstermesi gereken en önemli alan, birinci alan
burasıdır. Burada çok daha fazla yapacağımız iş
olduğunu düşünüyorum. Bugün vesilesiyle bu görevi Türkiye Büyük
Millet Meclisine, Hükûmetimize ve bütün topluma, sorumlu mevkidekilere
hatırlatıyorum.
Engelli vatandaşlarımıza Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak sevgi ve saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Günlerin önemi münasebetiyle, madencilerin günlerini
hatırlatan arkadaşlarımıza, engelli
vatandaşlarımızın günlerini hatırlatan bütün grup
temsilcisi arkadaşlarımıza ve muharrem ayı vesilesiyle
görüşünü bildiren arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Ümit ediyoruz ki, daha huzurlu, daha mutlu bir dünyada engelli
vatandaşlarımız yaşarlar; madencilerimiz daha az kazaya
inşallah uğrarlar; muharrem ayı da bütün insanlığa ve
milletimize hayırlar getirir inşallah.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Sözlü soru önergesinin geri alınmasına dair bir önerge
vardır, okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A)
Önergeler
1.- Gaziantep Milletvekili Hasan
Özdemirin, (6/2212) esas numaralı sözlü sorusunu geri
aldığına ilişkin önergesi (4/242)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin Sözlü Sorular Kısmının 406 ncı
sırasında yer alan (6/2212) esas numaralı sözlü soru önergemi
geri alıyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
BAŞKAN Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan ve 19 milletvekilinin, Doğu Karadenizde yapılması
planlanan HES projelerinin etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/941)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Doğu Karadeniz bölgesinde yapılması planlanan HES
projelerinin doğal çevre üzerinde yaratacağı tahribatların
ve ekolojik, çevresel ve sosyal etkilerinin araştırılması
amacıyla Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105.
maddeleri uyarınca Meclis Araştırması"
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Pervin Buldan (Iğdır)
2) Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan
Kışanak (Diyarbakır)
4) Bengi
Yıldız (Batman)
5) Akın
Birdal (Diyarbakır)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir
Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk
Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Ayla Akat Ata (Batman)
17) Sebahat
Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir
Bayındır (Şırnak)
19)
Sırrı Sakık (Muş)
20)
Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Bilim çevrelerinin ifade ettiği üzere hidroelektrik
santraller ve barajlar iklimsel, hidrolojik, ekolojik, sosyoekonomik ve
kültürel etkilere sahiptirler. Dünyada yapılmış olan ve
yapılması planlanan baraj ve hidroelektrik santrallerinin flora ve
fauna üzerindeki etkileri ile beraber iklim üzerindeki etkileri önemli bir
tartışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu noktada
projelerin doğal yaşama verdiği zararların geri
dönüşümsüz olması hayati önem arz etmektedir. Ülke genelinde
yapılması planlanan HES projelerinin sayısı 2300'ü
bulmaktadır. Birçok vadisi, dünyada eşi benzeri bulunmayan doğal
güzellikleri, endemik bitki örtüsü ve jeolojik yapısı, tarihî ve
coğrafi konumu gereği dünya genelinde koruma öncelikli 200 ekolojik
alan arasında yer alan Doğu Karadeniz'de ise 700 civarında HES
projesinin hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bunların 169u
Trabzon'da, 123'ü Rize'de, 176'sı Artvin'de, 94'ü Giresun'da, 63'ü Ordu'da
bulunmaktadır. Diğerleri Gümüşhane, Samsun. Sinop gibi illere
dağılmış durumdadır. Sadece endemik bitki ve
canlı çeşidi açısından dünyanın 200 vadisinden biri
olan İkizdere Vadisi'nde 24 proje bulunmaktadır. HES projelerinin
yapımının planlandığı vadilerimizin bir kısmı
turizm bölgesi ilan edilirken, birçoğu ise sit alanı ilan
edilmiş ve bir kısmı da millî park içerisinde yer
almaktadır. Bölgede, verilen yargı kararlarına rağmen
yapımı devam eden HES projeleri ve iletim hatları nedeniyle
vadilerimizde âdeta katliam yaşanmakta, yaşam alanları büyük
ölçüde tahrip edilmektedir. Bilindiği üzere su bütün canlıların
yaşam kaynağını oluşturmaktadır. Bu nedenle
sularımız ile ilgili olarak geliştirilen tüm projeler bir bütün
olarak değerlendirilmeli ekosistem üzerindeki etkileri göz önünde
bulundurularak hareket edilmelidir. Bu bağlamda HES projelerine
karşı bugüne kadar 83 dava açılmış, sonuçlanan 41
davanın 39'unda mahkemeler yürütmeyi durdurma ve iptal kararları
vermiştir. HES'lere karşı açılan ilk davalarda can suyu
yetersizliği konu edilirken, daha sonra "ÇED gerekli
değildir", "ÇED olumlu" raporlarının ve bazı
projelerde yürütmenin durdurulması ve iptali esas
alınmıştır. Çevre Bakanlığı, Doğu
Karadeniz'deki HES projelerinin yüzde 80'ine "ÇED gerekli
değildir" raporu vermiş bulunmaktadır. Ve ÇED olumlu
raporlarının formatsal olarak hazırlandığı, HES'in
yaratacağı zararlara ilişkin pek çok konunun göz ardı
edildiği bildirilmektedir. Sivil inisiyatiflerin açtığı
davaların olumlu sonuçlanmasıyla Çevre
Bakanlığı'nın görevini kötüye kullanma ve ihmal
suçlamaları ile karşı karşıya kalmasına neden
olmuştur.
Ekolojik hayatın sürmesi için HES'lerin derelere debisinin
yüzde 40'ı kadar su bırakması gerekirken bu oran şu an için
Türkiye'de yüzde 10-15 seviyesindedir. Bunların yükseltilmesi için de çok
sayıda dava açılmış açılmaya da devam edilmektedir.
Mevcut durum, bilimsel veriler ve tüm bu gelişmeler Doğu Karadeniz
Bölgesinin HES projelerinden ekolojik, çevresel ve sosyal anlamda olumsuz
etkileneceğine ve geri dönüşümü olanaksız doğal
yıkımlara neden olacağına işaret etmektedir. Bu
nedenle Doğu Karadeniz'de yapılması planlanan ve
çalışmalarına başlanan HES projelerinin ortaya
çıkarabileceği tahribatların Meclis araştırma
komisyonu kurularak araştırılması önem arz etmektedir.
2.- Muş Milletvekili
Sırrı Sakık ve 19 milletvekilinin, başta eski
Cumhurbaşkanı Turgut Özalın ölümü olmak üzere bazı
şüpheli ölüm olaylarının ve faili meçhul cinayetlerin
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/942)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kürt sorununun çözümü konusunda önemli girişimlerde bulunan
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın yanı sıra eski Maliye
Bakanı dönemin İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ve eski Jandarma
Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in kuşkulu ölümü ve
peş peşe yaşanan bu ölümler arasındaki
bağlantının siyasi faili meçhul cinayetleri de kapsayacak
şekilde bütün yönleriyle araştırılıp,
aydınlatılması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM
İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırılması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1)
Sırrı Sakık (Muş)
2) Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan
Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi
Yıldız (Batman)
6) Akın
Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Fatma Kurtulan
(Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani
(Hakkâri)
11) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
12) M. Nuri Yaman
(Muş)
13) Mehmet Nezir
Karabaş (Bitlis)
14) Mehmet Ufuk
Uras (İstanbul)
15) Osman Özçelik
(Siirt)
16) Özdal Üçer (Van)
17) Pervin Buldan
(Iğdır)
18) Sebahat
Tuncel (İstanbul)
19) Sevahir
Bayındır (Şırnak)
20)
Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe
1993 yılı hafızalarımızda kara bir
yıl olarak kalmaya devam etmektedir. Kürt sorunun çözülmeye
çalışıldığı ve başta dönemin
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın bu konudaki çabalarının
filizlenmeye başladığı bu dönemde adına şüpheli
ölümler diyebileceğimiz üç tane olay gerçekleşmiştir.
Şüpheli ölümler zincirinin ilk halkası 17 Ocak 1993 yılında
gerçekleşmiş, dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Eşref Bitlis uçağının düşmesi sonucu hayatını
kaybetmiştir. Bu şüpheli ölümün ardından birkaç gün geçtikten
sonra dönemin İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci de eşi ve
çocuklarıyla 5 Şubat 1993 yılında geçirmiş
oldukları bir trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
Şüpheli ölümlerin ardı arkası kesilmemekte ve Kürt Sorunu
üzerine ciddi çalışmalar yapan 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal
17 Nisan 1993 yılında kalbinden rahatsızlanarak
hayatını kaybetmiştir. Bu ölümlerin şüpheli duruma
düşmesini sağlayan en önemli nokta Kürt Sorunu ve sorunun çözümü
üzerinde hazırlanan raporlar ve çabalardır.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal Kürt Sorunun çözümü
konusunda önemli girişimlerde bulunmuş, 1992 yılında
Başdanışmanı Kaya Toperi ve Başyaveri Albay Arslan
Güner'e bir Kürt raporu hazırlatarak, bu raporu MGK gündemine
almıştır. Kürt sorunuyla yüzleşmesi gerektiğini ve bu
sorunun askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini bu toplantıda
belirtmiştir. Mayıs 1992 yılında merhum Turgut Özal'a
dönemin İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ve dönemin Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis tarafından iki ayrı rapor
sunulmuştur. Kahveci raporunda şu uyarılarda bulunmuştur:
"Kürt sorunu artık siyasal yaşamı kilitleyen kriz haline
dönüşmüştür. Krizden çıkabilmek için Kürt kimliği ve dili
hızla kabul edilip siyasal alanda temsil olanağı sağlanmalıdır."
Org. Bitlis'in raporunda ise çatışmalardan rant elde eden 28
kişinin isminin Özal'a verildiği ve bu devlet görevlilerinin kademeli
olarak bölgeden uzaklaştırıldığı basına
yansımıştır. Sorunun bu şekilde çözülemeyeceğini
gayet iyi anlayan merhum Turgut Özal, aynı yıl içerisinde
İstanbul Milletvekili Adnan Kahveci ve Org. Eşref Bitlis'ten bir
araya gelerek daha detaylı ortak bir rapor üzerinde
çalışmalarını istemiştir.
Adnan Kahveci ve Eşref Bitlis, merhum Turgut Özal'ın
ortak bir rapor hazırlayın çağrısı üzerine 1992
Aralık ayında akşam saatlerinde gözlerden uzak bir yerde
buluşarak rapor üzerinde çalışmaya
başlamışlardır. 2 saatlik görüşmede Adnan Kahveci'nin
işin ekonomik ve siyasi yönü, Eşref Bitlis'in de güvenlik boyutu
üzerinde yoğunlaşması, işin kültürel ve sosyal yönü içinse
Turgut Özal'a danışılması ile raporun 3-5 ay içinde
bitirilmesi konusunda mutabakat sağlanmıştır. Ancak
yaklaşık 2 ay içinde, Eşref Bitlis 17 Ocak 1993'te düşen
uçakta, Adnan Kahveci ise 5 Şubat günü trafik kazasında, şüpheli
bir şekilde ölmüşlerdir. Turgut Özal da 17 Nisan'da vefat edince yeni
rapor devlet arşivlerinde yer alamamıştır.
Turgut Özal'ın ölümünde ailesinin anlattıklarına
göre, bütün ısrarlara rağmen otopsi yapılmamış, ABD'ye
gönderilen saç telinde yapılan incelemede zehirlendiğine ilişkin
bulgulara rastlanmış, saç ve kan örneklerinin incelenmesi için
Hacettepe Üniversitesi Hastanesine başvuru yapılmış,
hastanenin kan örneklerinin kendilerinde olduğu ve inceleneceği
bildirilmiş ve daha sonra bir hemşirenin kan örneklerinin
bulunduğu tüpü düşürerek kırdığı söylenerek
geçiştirilmiştir. Tüm anlatılanlar doğrultusunda
tıpkı diğer iki kaza gibi merhum Turgut Özal'ın ölümünde de
büyük şüpheler olduğu aşikardır. Kürt sorununda
yaşanan çatışmalı süreçte meydana gelen bu şüpheli
ölümler ve aynı dönemlerde işlenen 17 bin faili meçhul cinayet
aydınlatılması gereken olgular olarak Türkiye'nin önünde
durmaktadır. Şüpheli ölümler ve faili meçhul cinayetlerin
araştırılması ve aydınlatılması için bir
Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasının gerekliliğine
inanmaktayız.
3.- Bitlis Milletvekili Mehmet
Nezir Karabaş ve 19 milletvekilinin, engellilerin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/943)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bedensel, işitme-konuşma, görme, zihinsel engelliler ve
süreğen hastalıkları olan yaklaşık 8,5 milyon engelli
vatandaşımız, toplam nüfusumuzun yüzde 12,3'üne tekabül
etmektedir. Bu sorun, engelli insanlarımızın yanı sıra
25 milyon civarında vatandaşımızı doğrudan
etkilemektedir. Yapılan araştırmalar engelli
insanlarımızın eğitim, istihdam, gelecek kaygısı,
yoksulluk ve ulaşabilirlik gibi sorunlarla karşı
karşıya olduklarını ortaya koymuştur. Engelli insanlarımızın
yaşadıkları sorunlar çeşitli platformlarda ve defalarca
ifade edilmesine rağmen mevcut hükûmet bu soruna duyarsız
kalmaktadır. Engellilerimizin yaşadığı sorunların
çözümü için etkin ve kalıcı önlemlerin alınması
amacıyla Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105.
maddeleri uyarınca Araştırma Komisyonu kurularak, sorunun
araştırılmasını saygılarımızla arz ve
teklif ederiz.
1) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
2) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi Yıldız (Batman)
6) Akın Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
12) M. Nuri Yaman (Muş)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Ülkemizde engelli vatandaşlarımızın
sorunları ve bu sorunlara çözüm üretecek yasalar uzunca bir süre
ötelenmiş olsa da sosyal devlet olma prensibinden hareketle yapılan
kanun ve diğer mevzuat düzenlemeleri ağır aksak
işlemektedir. Yapılan düzenlemeler çerçevesinde engellilere hizmet vermekle
ilgili olarak birçok kamu kurum ve kuruluşunun görevlendirilmesi
koordinasyon eksikliğine ve dağınıklığa neden
olmaktadır. Yasal ve diğer mevzuat düzenlemelerine rağmen,
bakım hizmetleri, aylık bağlanması, eğitim, istihdam
ve ulaşabilirlik gibi birçok alanda engelli
vatandaşlarımızın sorunları devam etmektedir.
Bakıma muhtaç ağır engellilerin yasal hakkı
olan bakım hizmetlerinin yetersizliği SHÇEK verilerinden kolayca
anlaşılmaktadır. Ağustos 2009 itibariyle, 5.962 kişi
özel veya resmî bakım merkezlerinde, 186.457 kişi aile yanında
olmak üzere toplam 192.419 kişi bakım hizmetinden
yararlanmaktadır. Bakım hizmetinden yararlananların
sayısının düşüklüğü bir yana, ailelerin ihtiyaç
duyduğu profesyonel yardım ve desteği sunabilecek eğitimli
personel eksikliği, bakım kalitesinin düşüklüğü ve alt
yapı eksikliği Devlet Denetleme Kurulu raporunda açıkça
vurgulanmıştır.
2022 sayılı Yasa çerçevesinde çalışmayan veya
çalışamayacak durumda olan, 18 yaş altındaki engellilere
185 TL, 18 yaş üzerindeki engellilere ise özür oranına göre 185 TL
veya 278 TL maaş bağlanmaktadır. Günümüz koşulları
dikkate alındığında bu miktar engelli
vatandaşlarımızın yaşamlarını insan onuru ve
saygınlığına yaraşır bir şekilde
sürdürmeleri için yeterli değildir. Maaş bağlama süreleri
müracaat tarihinden itibaren, bürokratik engeller ve birden fazla kamu
kurumunun onayı gerektiği için yıllara sirayet etmektedir.
Ayrıca engellinin 92,67 TL üzerinde 1 Kuruş geliri olması
durumunda muhtaçlık sınırını aşmış kabul
edilmesi ve ebeveynlerinden birinin SGK kaydının olması
maaş bağlamanın önünde engel teşkil etmektedir.
Engelli insanlarımızın eğitim alanındaki
sorunları da acil çözüm beklemektedir. 5378 sayılı Kanunun 15
inci maddesinde; "Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması
engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel
durumları ve farklılıkları dikkate alınarak,
bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit
eğitim imkânı sağlanır" hükmü yer almaktadır.
Türkiye genelinde engelli öğrenci sayısı 285.000'e
yaklaşırken Milli Eğitim Bakanlığı'na
bağlı engellilere yönelik okulların sayısı 419,
öğrenci sayısı ise 29.526'dır.
Ülkemizde her beş özürlüden yalnızca biri iş gücü
piyasasında yer almaktadır. Bu durumun en önemli sebepleri
arasında, engellilerin mesleki eğitimden yoksun
bırakılmasının yanında, kamu ve özel sektör
işverenlerine teşvik ve ceza uygulamalarının etkin
işlememesi gösterilmektedir. 4857 Sayılı İş Kanunu hem
de 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine rağmen,
hem kamu hem de özel sektöre ait iş yerlerinde, özürlü istihdam
kotalarına uyulmamaktadır. Türkiye İş Kurumu'nun Temmuz
2010 verilerine göre, kamu sektöründe 1.831, özel sektörde 20.532 olmak üzere
toplam 22.363 açık özürlü işçi kontenjanı bulunmaktadır.
Ağustos 2010 tarihi itibariyle Türkiye İş Kurumuna
kayıtlı olan 83.730 engelli insanımız iş
beklemektedir. Devlet Personel Başkanlığı'nın Ocak
2010 yılı verilerine göre ise kamu kurum ve kuruluşlarındaki
açık olan engelli memur kadro sayısı tam 34.614'tür. Bu veriler
bile tek başına hükümetlerin engelli insanımıza
bakışını göstermeye yetmektedir.
5378 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi ile kamu kurum ve
kuruluşlarına, engellilerin ulaşabilirliği ile ilgili
bazı görevler vermiş ve bu görevlerin yerine getirilmesi için 2012'ye
kadar süre tanımıştır. Ayrıca Birleşmiş
Milletler Özürlülük Hakları Sözleşmesi, 27.05.2009 tarihinde
onaylanmıştır. Bu nedenle 2012 yılından sonra ülkemiz
aleyhine, yerli ve uluslararası mahkemelerde davalar açılması
kaçınılmaz olacaktır.
Yukarıda birkaç başlık halinde değinilen
Engelli vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü
için etkin ve kalıcı önlemlerin alınması amacıyla
araştırma komisyonu kurulması uygun ve yerinde olacaktır.
4.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 22 milletvekilinin, intihar olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/944)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizde son yıllarda yaşanan intihar
vakalarının araştırılarak, alınması gereken
önlemler hakkında, Anayasanın 98. İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince Meclis araştırması
yapılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Hasan Çalış (Karaman)
3) Oktay Vural (İzmir)
4) Mümin İnan (Niğde)
5) Osman Ertuğrul (Aksaray)
6) Hakan Coşkun (Osmaniye)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
9) Zeki Ertugay (Erzurum)
10) Yılmaz Tankut (Adana)
11) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
12) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
13) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
14) Mustafa Kalaycı (Konya)
15) Şenol Bal (İzmir)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
18) Mehmet Şandır (Mersin)
19) İsmet Büyükataman (Bursa)
20) Mithat Melen (İstanbul)
21) Osman Durmuş (Kırıkkale)
22) Behiç Çelik (Mersin)
23) Beytullah Asil (Eskişehir)
Gerekçe
Ülkemizde son yıllarda intihar vakaları hızlı
bir artış göstermektedir ve son zamanlarda intihar haberlerinde çok
ciddi bir artış meydana gelmiştir. Sıkça ve görsellik
eşliğinde desteklenerek sunulan intihar haberleri, intiharlara
eğilimli insanlar üzerinde olumsuz etki yaratmaktadır. İntihara
meyilli olan grubun, intihar eden kişilerden daha çok olduğu
bilinmektedir.
İntihar eden kişide birçok faktör bir aradadır.
Ekonomik durum, aile ilişkileri, meslek durumları, genetik
yatkınlık gibi birçok sayıda faktörün bir araya gelmesi sonucu
intiharlar gerçekleşmektedir,
dolayısıyla intiharı bir faktöre bağlamak yerine toplumun
ruh sağlığıyla ele almak gerekir.
Örneğin, son iki yılda özellikle sağlık
sektöründe hizmet vermeye çalışan Anestezi doktor ve teknikeri
anestezik ilaçlarlarla intihar yolunu seçmektedir. Bu durumun
aşırı iş yoğunluğu ve çalışma saatleri
ile ekonomik ve eleman sıkıntısından
kaynaklandığı belirtilmektedir. Bunlara ilaveten üniversiteli
işsizler ordusuna her geçen gün yenileri katılmakta, uzun süreli
iş bulma uğraşları sonuçsuz kalmaktadır. Her gün
yaşanılan bu stres, topluma uyum sağlayamama, anne-babaya muhtaç
bir şekilde yaşama, gençlerimizin psikolojilerinin bozulmasına;
sonucunda da hayatlarına son verme eğilimine gitmelerine sebebiyet
vermektedir.
Yine Anadolu'da yıllardır süregelen Berdel ve Beşik
Kertmesi gibi çağımızın gerisinde kalmış
uygulamalar nedeniyle geleceği vesayet altına alınan genç
kızlarımız, delikanlılarımız da bu yöntemden
kurtulmak için intihar yolunu seçmektedirler.
Son 10 yılda Türkiye'de toplam 25 000 kişi intihar
sonucu kaybetmiştir. İntihar oranları endüstriyel ülkelerden
daha düşük olmasına rağmen aradaki farkın hızla
kapandığı dikkati çekmektedir. Son veriler her yıl 2800
kişinin ülkemizde intihar sebebiyle kaybedildiğini göstermektedir. Bu
rakam trafik kazalarında ölenlerin yarısı kadardır.
Özellikle genç yaşta intihar oranları giderek artmakta
ve bu yaş grubu için intihar ilk 4 ölüm sebebinden birini
oluşturmaktadır. Tüm dünyada 15-24 yaş grubu intiharların
en fazla görüldüğü gruptur. Ülkemizde de tüm intiharların %25'i bu
yaş grubunda gerçekleşmektedir.
Genellikle sonlandırılmış intiharların
erkeklerde daha yüksek olmasına karşın, 15-25 yaş grupta
kadınlarda da intihar oranları yüksektir. İntiharları önleme
çalışmasında dikkatlerin bu yaş gruplarına
odaklandığı gözlenmektedir. Ancak intiharların her yaş
grubunda görülmediği, fakat 75 yaş üzerinde oranların gün
geçtikçe arttığını gözden kaçırmamak gerekir.
İntiharların tümüyle önüne geçmek mümkün değildir;
ancak intiharları önleme çalışmaları ile Avrupa'da birçok
ülkede gösterildiği gibi intihar oranları azaltmak mümkündür.
İntiharların %90'ında bir psikiyatrik tanı
varlığı gösterilmiş olmasına rağmen, beklenenin
aksine bu kişilerin yalnız dörtte biri ölümleri öncesinde bir
sağlık kuruluşuna başvurmuşlardır.
Başta depresyon olmak üzere ruhsal hastalıklar intihar
riskinde 10 kat artışa sebep olmaktadır. İlişki
sorunları, ekonomik kayıplar, yalnızlık, düş
kırıklığı, utanç, aşağılanma,
başarısızlık, aile içi çatışmalar gibi
zorlayıcı hayat olayları da intihar riski ile ilişkili
bulunmuştur; ancak bu risk faktörleri genellikle tek başına
intihar sebebi değildir. Birçok risk faktörü, ruhsal hastalıklarla birlikte
olduğunda intihar eğilimi artabilir.
Konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından da
araştırılması bu tür vakaların önlenmesine,
vatandaşlarımızın daha sağlıklı ve güvenli
bir şekilde hayatlarını sürdürmelerine katkı
sağlayacaktır.
Araştırma Önergemiz bu amaçla
hazırlanmıştır.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Türk Ticaret Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/324) (S. Sayısı: 96)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Türk Borçlar Kanunu Tasarısı
ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Türk Borçlar Kanunu
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/499) (S. Sayısı:
321)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun Milletvekili
Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Sayın milletvekilleri, dünkü birleşimde İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin üçüncü
bölümündeki 65inci maddesi üzerinde iki önerge verilmiş ve birinci
önergenin oylaması yapılmıştı.
Şimdi ikinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 65 nci
maddesinin birinci fıkrasına, Daire başkanları
ibaresinden önce gelmek üzere Denetim Kurulu Başkanı ibaresinin
konulmasını arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi Hikmet
Erenkaya
Trabzon Kocaeli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
(x) 510 S. Sayılı
Basmayazı 14/10/2010 tarihli 7nci Birleşim Tutanağına
eklidir.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Denetim Kurulu Başkanı hakkında yürütülecek
disiplin soruşturmasının da madde kapsamına
alınması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
66ncı madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 66
ncı maddesinin üçüncü fıkrasının metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M. Akif
Hamzaçebi Kamer
Genç
Trabzon
Tunceli
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Genç, buyurun efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 510 sıra
sayılı Yasa Teklifinin 66ncı maddesiyle ilgili olarak
verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu madde ne
getiriyor? Sayıştay daire başkan ve üyelerinin, bir şahsi
suçlarından dolayı yargılama usulünü getiriyor bir de göreviyle
ilgili suçlardan yargılama getiriyor. Göreviyle ilgili bir suç
işlediği zaman, 3 daire başkanı, 2 tane üyeden bir kurul
oluşturuluyor. Bu kurulun verdiği karar üzerine bir soruşturma
yapılıyor. Bu kurulun verdiği soruşturma kararı
Daireler Kuruluna giriyor. Daireler Kurulunun verdiği karar üzerine de
Genel Kurula gidiyor ve Burada verilen kararların da üçte 2
çoğunlukla verilmesi lazım. diyor. Bu, hadi meslekle ilgili bir
şey ama şahsi bir suç
Sayın Başkan, kimse dinlemiyor ama aslında çok da
önemli bir madde yani bu maddenin bu hâlde buradan çıkması yüz
karası bir şey.
Şimdi, bir Sayıştay üyesi şahsi bir suç
işliyor, hırsızlık yaptı. Ne yapacak arkadaşlar
getirdiğiniz kanun metniyle? Bu Sayıştay üyesi hakkında, 3
daire başkanı, 2 tane de üye önce bir araştırma yapacak,
sonra bir rapor düzenleyecek. Bu raporu kime verecek? Sayıştay
Daireler Kuruluna verecek. Daireler Kurulu bir karar verecek, eğer bu
kararda Suç unsuru yoktur. derse kendiliğinden Genel Kurula gidecek,
eğer suç unsuru varsa o da -üçte 2yle karar alınması
lazım- Sayıştay Genel Kuruluna gidecek. Ondan sonra Suç unsuru
-üçte 2 bir kararla- vardır. derlerse bu defa -yani şahsi suçtan
dolayı- Yargıtay üyelerinin yargılanmasına ilişkin
hükümler uyarınca bu dosyalar Yargıtayda incelenecek.
Arkadaşlar, bakın, şimdi hiçbir yüksek yargı
mensubuna tanınmayan bir kural getirilmiş. Şimdi, bizim
verdiğimiz önergede şu üçüncü fıkranın
çıkarılmasını istiyoruz yani diyoruz ki Sayıştay
başkan ve üyeleri eğer bir şahsi suç işlerlerse bu
suçlarından dolayı Yargıtay üyelerinin tabi olduğu
prosedüre göre yargılansınlar. Ayrıca, Sayıştay Genel
Kuruluna gitmesinler, Daireler Kuruluna gitmesinler ve dolayısıyla
orada da üçte 2 karara gerek yok.
Şimdi, aslında, ekmek çalan bir vatandaşı
hemen getiriyorsunuz, yargılıyorsunuz ama bir Sayıştay
üyesini yargılayabilmek için ortadan yargılama imkânlarını
kaldırıyorsunuz. Bu, gerçekten olmaz. Böyle bir kanun
çıkarılamaz. Ama, tabii, hükûmet sırasında oturanlar bunu
bilmiyor -bugün Sayıştay Başkanı da gelmemiş- Komisyon
da bilmiyor.
Arkadaşlar, bu kanunun bu hâliyle geçmesi bu Meclise de
yakışmaz ve böyle bir kanun da çıkarılmaz zaten. Yani o
zaman Türkiyede Sayıştay üyesini ve daire başkanını
herhangi bir şahsi suçtan dolayı yargılamak mümkün değil. O
bakımdan... Ama böyle, hukuka aykırı... Mesela, bugün
Yargıtay üyeleri nasıl yargılanıyor? Yargıtay
Kanununun 46ncı maddesinde hüküm var. Orada bunlar
ayrıntılı belirtilmiş ama bu kadar ayrıcalıklı
değil.
O bakımdan... Ama bakıyorum ki bu iş... Yani ne
dinleyen var ne işin özünü kavrayan var! Tamamen imtiyazlı bir
Sayıştay denetimini de kaldırıyoruz. Türkiyede zaten
yargı yok.
Bakın, bugün Askerî İdare Mahkemesinin verdiği bir
karar var: Yürütmenin durdurulması kararı. 3 tane generalin emekli
edilmesi için, açığa alınması için verilen karar. Bana göre
çok kötü bir karar vermiş. Niye vermiş? Çünkü o karar verilmeden önce
Tayyip Erdoğan dedi ki: Sıkıysa Askerî Yüksek İdare
Mahkemesi bunun aleyhinde bir karar versin. Eğer verirse ben Askerî
İdare Mahkemesini kaldıracağım. Şimdi, böyle,
Başbakanlık makamında oturan bir kişi Eğer bir
yargı böyle bir karar verirse ben bu kararı veren yargıya yasal
düzenlemeler yaparım. dedikten sonra Askerî Yüksek İdare
Mahkemesinin verdiği kararı alkışlamak mümkün mü
arkadaşlar, mümkün mü? Böyle bir şey olur mu?
Ayrıca, Bülent Arınç dedi ki: Efendim, yüksek rütbeli
generallerin alt rütbedeki hâkimler nasıl karar verir? İşte,
Türkiyede yargıyı bu duruma getirdiniz ve bana göre burada
Bugün televizyonları dinliyorum. Bazı kişiler
çıkıyor diyor ki: Efendim, Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin
verdiği kararda Türkiyedeki askerî yargının ne kadar
tarafsız olduğunu gösterir. Bilakis askerî yargının ne
kadar tarafsız olduğunu göstermez, Askerî İdare Mahkemesinin
verdiği kararın, bu Askerî İdare Mahkemesinin siyasi iktidardan
gelen tehditlere ne kadar boyun eğdiğini gösterir. Böyle bir şey
olur mu? Yani siz daha önce o 3 generalle ilgili olarak verilen terfi ettirmeme
işlemine karşı açılan davada yürütmenin durdurulması
kararı veriyorsunuz, ondan sonra burada da sırf kendisini emekli
ettirmek ve terfisini engellemek için açığa alıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, konuşmanızı tamamlar
mısınız.
Buyurun efendim.
KAMER GENÇ (Devamla) Bunları, arkadaşlar, tabii,
zamanımız çok az olduğu için burada tartışmak mümkün
değil.
Türkiyede artık Tayyip Erdoğan diktatörlüğü var.
Türkiyede artık Tayyip Erdoğan diktatörlüğü karşısında
ayakta kalmak mümkün değil. Dolayısıyla Türkiyede artık
önümüzdeki seçimlerde Tayyip Erdoğan iktidara geldiği zaman
Türkiyede yaşamak mümkün olmayacak. Bu vatandaşların
bunları bilmesi lazım.
Bu kanunlarla devleti yok ediyorsunuz, devlet kurumlarını
yok ediyorsunuz, devleti ekonomik yönden talan eden siyasi iktidarlara hesap
sormasını kaldırıyorsunuz, yargıyı tehditle
ortadan kaldırıyorsunuz, böyle bir karar verirsen ben senin
hakkında yasal düzenleme yaparım tehdidinde bulunuyorsunuz. Peki, bu vatandaşların
hakkını kim koruyacak sayın milletvekilleri?
Siz, bakın, yarın öbür gün bugünleri
anlayacaksınız. Bir gün diyeceksiniz ki: Ya, biz niye orada
yapılan o ikazları dinlemedik! Başınıza
vuracaksınız ama, eyvah diyeceksiniz, iş işten geçmiş...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Kılıç.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, İç Tüzük
60a göre kısa bir söz talep ediyorum.
BAŞKAN Peki, bir dakikalık bir süre verelim.
Buyurun Sayın Kılıç.
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, AK PARTİ
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
SUAT KILIÇ (Samsun) Saygıdeğer Başkanım,
önerge sahibi yaptığı konuşma sırasında Grup
Başkanımıza ve grubumuza yönelik kabul edilmesi imkânsız
suçlamalarda bulunmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ne askerî
yargı ne de sivil yargı üzerinde tehdit olarak algılanabilecek
herhangi bir açıklaması söz konusu değildir. Yurt
dışı seyahat sırasında gazetecilerin soru
sormaları üzerine, gerek olması hâlinde, millî iradenin temsilcisi
olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasal düzenleme yapabileceğini ifade
etmiştir. Ancak bir yasal düzenleme çalışması
hazırlığı söz konusu değildir. Türk devleti bir
diktatörlük değildir, dolayısıyla diktatörü de yoktur. Türkiye
Cumhuriyeti devleti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Genel
Kurula saygıyla arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510) (Devam)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, önergeyi oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kâtip üyeler arasında ihtilaf olduğu için elektronik
cihazla yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum ve başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.14
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 26ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
510 sıra sayılı Kanun Teklifinin 66ncı
maddesi üzerinde verilen önergenin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir,
karar yeter sayısı vardır.
Teklifin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
66ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
67nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 67nci maddesinin beşinci
fıkrasında geçen kaldırılması, bu hal ve hareket
sabit görüldüğü takdirde 68 inci maddede yazılı disiplin
cezalarından birinin verilmesi karar altına alınır.
ibaresinin, kaldırılmasına, bu hal ve hareket sabit
görüldüğü takdirde 68inci madde hükmüne göre karar verilir.
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Hasan
Çalış
Konya Isparta Karaman
Mustafa Enöz Ahmet Duran Bulut Necati Özensoy
Manisa Balıkesir
Bursa
Kamil
Erdal Sipahi
İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 67 nci
maddesinin beşinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Hüsnü
Çöllü
Trabzon
Antalya
(5) Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulunca dosya
üzerinde gizli olarak yapılan inceleme ve görüşme sonunda isnat
olunan hal ve hareket sabit görülmezse dosyanın işlemden
kaldırılması, bu hal ve hareket sabit görüldüğü takdirde 68
inci madde uyarınca hazırlanacak yönetmelikte yazılı
disiplin cezalarından birinin verilmesi karar altına
alınır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Çöllü, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önergemiz üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde ile Sayıştay
meslek mensuplarının disiplin soruşturması düzenlenmekte ve
suçun sabit görülmesi durumunda 68inci maddede yazılı disiplin
cezalarının uygulanması öngörülmektedir. Ancak 68inci maddede
disiplin cezaları yerine Devlet Memurları Kanununa atıf
yapılmaktadır, yani ikinci bir atıf öngörülmektedir. Mevcut
Sayıştay Kanununda uyarma, kınama, göreve son verme gibi
disiplin cezaları sayılmakta ve bunların hangi hâllerde
uygulanacağı çıkarılacak yönetmeliklerle belirleneceği
belirtilmektedir. Bizim önergemizin içeriği de aynı mahiyettedir.
İkinci bir atıf yapmak yerine, çıkarılacak yönetmelikle
disiplin cezalarının belirlenmesini öneriyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiyede
garip şeyler olmakta, açıkçası ben anlamakta zorluk çekiyorum.
Bir Başbakanımız var, Ülkede yasa dışı dinleme
terörü yaşanıyor, ben de dinleme mağduruyum. diyor, ama önlem
almak yerine yasa dışı kayıtları seçim
meydanlarında kullanarak, bu yasa dışılığa prim
veriyor. Bir Adalet Bakanımız var, bürokratlarını HSYK'ya
seçtirip bunun daha bağımsız, daha tarafsız bir
yargının önünü açtığını söyleyebiliyor. Deniz
Feneri davasında da hukukun işlediğini ifade edebiliyor. Bir
Tarım Bakanımız var, et fiyatları rekor kırıyor,
ithalat üzerine ithalat yapılıyor, yetmiyor, kesilmiş hayvan
ithalatı, kurbanlık ithalatı yapılıyor ve bunlar
yaşanmıyormuş gibi, Biz hayvancılığı
ayağa kaldırdık, tarımı ayağa
kaldırdık. diyebiliyor. Bir Çevre Bakanımız var,
bağımsız bir kurul bir alanı korumak için sit alanı
ilan ediyor, Bakan bağırıp çağırıyor, kıyameti
koparıyor, sonra bütün sit kararlarının iptalinin yolunu açacak
bir tasarıyı Meclise gönderebiliyor. Bir Enerji Bakanımız
var, enerjide yüzde 73 dışa bağımlıyız, cari
açığımız bu nedenle rekor kırıyor, yerli ve
yenilenebilir kaynaklara teşvik sağlayacak kanun
değişikliğini iki kez Genel Kurula getirip, sonra iki kez
gündemden geri çekebiliyor.
Bunları anlamak ve kabul etmek mümkün değil değerli
arkadaşlar. Türkiyede her alanda yolsuzluklar yaygın olarak devam
ediyor. deniyor. Bunu kim söylüyor? Avrupa Birliği söylüyor. Böyle bir
ortamda etkin bir denetim mekanizması lazımken bu tasarıyla
maalesef denetimin içi boşaltılıyor.
Değerli milletvekilleri, Hükûmetin yolsuzluklarla mücadele
için bir strateji belgesi var, deniyor ki bu belgede: Kamu görevlileriyle
ilgili soruşturmalardaki izin sistemi gözden geçirilmeli. Biz bunu
yıllardır söylüyoruz. Yolsuzluklarla mücadele isteniyorsa
yalnızca husumet duyduğunuz kişilerle değil, çevrenizde de
suça bulaşmış insanlar varsa onlar hakkında da
gereğini yapacaksınız. Bir taraftan Şu kişiler
hakkında ciddi suçlamalar var, onları açığa alıyorum.
derken, kendinize yakın kişileri, yöneticileri korumaya
alırsanız, bu büyük bir çelişkidir. Soruşturmalara izin
vermeyerek, soruşturmaları geciktirerek, yetmediğinde, görevi
kötüye kullanmak gibi suçları affetmeye dönük kanunlar hazırlayarak
yolsuzluğu önleyemezsiniz değerli arkadaşlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir tasarı daha var,
geldiğimiz nokta açısından ibret verici, tasarıda deniyor
ki: Özelleştirme ile ilgili yargı kararları uygulanmayacak.
Bırakın denetimi, denetim raporlarını, denetimin
etkinliğini, artık yargı kararlarını uygulamamak için
kanun çıkarılan bir noktaya gelindi. Böyle bir hukuk devleti olur mu?
Böyle bir devlette yolsuzluklar önlenebilir mi değerli arkadaşlar?
Belediye başkanları sıkıştı mı, kanun
çıksın; yargı iptal kararı mı verdi, kanun
çıksın. Böyle bir anlayış olur mu? Bunun için, bunun bir
sonraki aşamasını açıkçası ben düşünmek bile
istemiyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiyenin gerçekten etkin bir
denetim sistemine ihtiyacı olduğu açıktır.
Sayıştay kanunu ile bir adım atılabilirdi ama ne yazık
ki burada da İktidarın beklentilerine uygun bir Sayıştay
yapısı tercih edildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çöllü, buyurun efendim,
konuşmanızı tamamlayınız.
HÜSNÜ ÇÖLLÜ (Devamla) Teşekkür ederim.
Türkiyeye, iktidara bağımlı denetim kurumları
değil, gerçekten, iktidarın uygulamalarını denetleyebilen
bağımsız denetim kurulları lazımdır, şeffaf
denetim kurumları lazımdır, denetim raporlarını sümen
altı etmeyen kurumlar lazımdır. Belgelere süslü sözler yazmak
yetmez değerli arkadaşlar. İcraatınız,
adımlarınız bunlarla örtüşmüyorsa bir mesafe
alınması da maalesef mümkün değildir. Bize sözü ile icraatı
aynı olan iktidarlar lazım.
İnşallah, seçimler bunun yolunu açacaktır diyor,
önergemizin dikkate alınması temennisiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Çöllü.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 67nci maddesinin beşinci
fıkrasında geçen kaldırılması, bu hal ve hareket
sabit görüldüğü takdirde 68 inci maddede yazılı disiplin
cezalarından birinin verilmesi karar altına alınır.
ibaresinin, kaldırılmasına, bu hal ve hareket sabit
görüldüğü takdirde 68inci madde hükmüne göre karar verilir.
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kamil Erdal Sipahi (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Sipahi, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) Sayın
Başkan, size ve yüce Meclise saygılar sunuyorum.
Konuşmamın başlangıcında,
karşılıklı sevgi ve saygının ifadesi muharrem ayının
hayırlı olmasını, ülkemizin birlik ve beraberliğine,
Anadolu insanının kardeşliğine vesile olmasını
diliyorum.
İslam tarihinde hepimizi üzen, hiçbirimizin
unutamadığı acı Kerbela olayının, Anadoluda
aşure gibi bir tatlı geleneğiyle anılmasını,
ancak Anadolu insanına has bir zarafet, bir asalet örneği olarak
bütün dünya insanlarına örnek olmasını diliyorum.
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanunu Teklifinin 67nci maddesinin beşinci
fıkrasında geçen bir ifadenin değiştirilmesini ve böylece
metinden daha anlaşılabilir ve doğru hâle getirilmesini,
değişiklik önergesi hâlinde yüce Meclisin takdirlerine sunuyoruz.
Biz burada yer alan ifadenin ilgili bölümünün kaldırılmasına, bu hal ve
hareket sabit görüldüğü takdirde 68inci madde hükmüne göre karar
verilir. şeklinde yazılmasını talep etmekteyiz.
Maalesef, yüce Meclise gelen kanun teklif ve
tasarılarının birçoğunda Türk dilbilgisi kurallarına
aykırı, anlamı anlamayı ve kanun hükmünü uygulamada
tereddütlü, farklı yorumlara neden olabilecek karmaşık ve çok
uzun cümleler kullanılması sık rastladığımız
bir olgudur. Hatta, bazı cümlelerin sonuna geldiğinizde baş
tarafını, anlamını, maksadı, özneyi, tümleci ya unutuyorsunuz
ya da karıştırıyorsunuz. Bu kötü yazım tekniğinin
düzeltilmesini önemli, öncelikli ve iyi niyetli bir uyarı olarak
takdirlerinize sunuyorum.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde çıkartılan kanunlarda, o
günün Türkçesi içinde, ne kadar açık, berrak, sade ve
anlaşılır bir üslup kullanılmış olduğunu
bugünle mukayese için yine takdirlerinize sunmaktayım.
Birçok konuşmacı, Sayıştayın
Anayasamızda yüksek yargı organlarıyla ilgili bölümde yer
aldığını ifade etti. Bu arada, Sayıştayın
bizzat bir yüksek yargı organı olup olmadığı konusu da
tartışıldı ancak bir gerçek var ki Anayasamızda en yüksek
yargı organı ve Yüce Divan olan Anayasa Mahkemesine
Sayıştaydan da bir üye seçilmektedir. Ancak Sayıştaydan
Anayasa Mahkemesine son olarak seçilen Hicabi Beyin seçim sürecinde yüce
Mecliste yaşanan mizahi ve hicabi gelişmeleri hatırlatmakta
yarar görüyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve kamuoyunun bütçe üzerindeki
denetimi konusunda, bildiğiniz gibi, Afyonkarahisar ilimizde Türkiye Büyük
Millet Meclisi tarafından iki uluslararası sempozyum
düzenlenmişti. Farklı ülkelerden gelen katılımcılar uygulamaları
anlatmışlar ve güzel fikirler ortaya koymuşlardı.
Görüştüğümüz yasa tasarısında bu sempozyumlardan yeterince
faydalanılmadığı açıkça
anlaşılmaktadır.
Burada en çok tartışılan konulardan birisi de
performans denetlemesi konusu olmuştur. Afyonkarahisarda bütçe denetimi
sempozyumu yapılıyor. Bu arada, bu sempozyumda performans denetlemesi
konusu da gündeme gelen hususlardan bir tanesi ama çok acı bir tesadüf,
Sağlık Bakanlığının performans denetlemesi,
aynı Afyonkarahisarda 7 vatandaşımızın kör edilmesi
denetimsizliğine dönüşüyor. Korkarım, Sağlık
Bakanlığının performans denetimiyle 7 vatandaşı
kör eden anlayış şimdi de Sayıştayı kör etmeye
çalışıyor. Aranızda Ne alakası var? diyenler
olabilir. Dün, Kırıkkale Milletvekilimiz Sayın Osman Durmuşun,
hastane enfeksiyonları konusunda, Sayıştayımızın
örnek teşkil eden bir raporunu yüce Meclisin ve basının
bilgilerine sunma konusunu hatırlarsanız, yeni
değişikliklerden sonra Sayıştayın böyle bir rapor
hazırlayıp hazırlayamayacağı konusunu da takdirlerinize
sunarım. Dolayısıyla, Sayıştayın körletilip
körletilmediği tehlikesinin de var olup olmadığını
gene bilgilerinize sunmakta fayda var.
Dünyanın hiçbir yerinde, yeni teklifin öngördüğü gibi,
Sayıştayı idarenin yaptığı performans ölçümünün
tekrarlayıcısı konumuna indirgeyen bir performans denetim modeli
yoktur. Teklifte bir taraftan INTOSAI denetim standartlarına ve Avrupa
Birliği denetim normlarına övünülerek atıflarda bulunulmakta
diğer taraftan da bu standartlara ve normlara uygun performans denetimi
imkânsız kılınmaktadır. INTOSAI denetim standartlarına
ve Performans Denetimi Uygulama Rehberine göre yürütülen performans
denetimleri, neden idarelerin işlerine karışmak olsun, bunu
anlayamıyoruz. Bütün aşamalarında denetlenenlerle diyalog ve
hatta iş birliği içinde yürütülen bir performans denetimi, neden
yerindelik denetimi olsun, anlaşılamayan bir husus da o. Kanuna hüküm
koyup Performans denetimi şöyle yapılsın, böyle
yapılmasın. demek, eşyanın tabiatına
aykırıdır. Denetim rasyonel bir faaliyettir. Denetimin
nasıl yapılacağı denetim standartlarında ve
rehberlerinde yazılıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim, konuşmanızı
tamamlayınız.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) Sürece ve tekniklere
denetçilerin müdahalesi son derece sınırlıdır. Öyleyse yasa
koyucunun süreci değiştirecek veya denetimin temel kabullerini
zedeleyecek müdahalelerden kaçınması gerekir. Teklif, bu hâliyle
performans denetimi adı altında performans denetimiyle hiçbir
bağı olmayan bir faaliyeti düzenlerken gerçekte performans denetimi
faaliyetine son vermektedir.
Evet, sözlerime son verirken Afyonkarahisarda 7
vatandaşı kör etmekle hızını alamayıp şimdi
de Sayıştayı kör etmeye kalkan zihniyetin kanun teklifine
Milliyetçi Hareket Partisi olarak gayet tabii hayır diyeceğimizi
belirtir, yüce Meclise saygılar sunarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Sipahi.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
68inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanunu Teklifinin 68inci maddesinin birinci
fıkrasında geçen 657 ibaresinin 2802 şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Mustafa
Enöz Nevzat Korkmaz
Konya Manisa Isparta
Ahmet Duran Bulut Osman Durmuş Hasan Çalış
Balıkesir Kırıkkale Karaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 68
inci maddesine aşağıdaki ikinci fıkranın eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Ensar
Öğüt
Trabzon Ardahan
(2) Sayıştay Başkan ve üyeleri
dışındaki meslek mensuplarına uygulanacak disiplin
cezaları, denetçinin bağımsızlığı ve
tarafsızlığı ile mesleki teminatı göz önüne
alınarak Sayıştay Genel Kurulunca hazırlanacak yönetmelikte
belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Öğüt, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Sayıştay Kanunu Teklifi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, konuşmama başlamadan önce,
Alevi ve Caferi vatandaşlarımızın inancı olan muharrem
ayını kutluyorum ve Allah kabul etsin, onlara da her türlü
desteğimizi veriyoruz, cemevlerinin de ibadethane
sayılmasını ve bu Meclisten kanun çıkmasını talep
ediyoruz.
Efendim şimdi, Ardahana 23 tane bakanın gittiğini,
Ardahanın çok kalkındığını söyleyenler
olmuş. Şimdi, ben, Sayıştay denetçilerinden bir şey
rica ediyorum, Sayıştay Kanununu görüşüyoruz.
Sayıştay denetçilerine ihbar ediyorum. Sekiz yıldan beri bu
Hükûmetin döneminde 23 bakan, bütün bürokratlarıyla Ardahana gitmiş,
bu bakanlar ne iş yapmış? Bu bakanların bir denetlenmesini
istiyorum. Şimdi ben söyleyeceğim, onlar ihbar olarak kabul etsinler
benim sözlerimi.
Bir: Sekiz yıldan beri Ardahan eğitimde sonuncudur,
Türkiye sonuncusudur. Bu yüz kızartıcı bir olaydır.
İki defa bakan gitti, 23 tane bürokratıyla beraber.
Ardahanda devlet hastanesinde şu anda insanlar tedavi
olamıyor, ya Erzuruma ya Karsa gidiyor. Beyin kanaması geçiren Zeki
Özdemir geçen hafta Erzuruma giderken yolda öldü; bakın, isim veriyorum.
Değerli arkadaşlar, hayvancılık bizim
bölgemizin vazgeçilmezidir. Yüzde 100 tarım ve hayvancılıkla
geçinen insanlarımız var. Hayvancılığı öyle bir
konuma getirdi ki Sayın Bakanım ve bu Hükûmet, ithal ete muhtaç etti
Türkiyeyi, ithal hayvana muhtaç etti, olmadı, kutsal dinimizin Kurban
Bayramında kurbanlık ithal ettirdi ve 200 milyon dolara yakın
dışarıya para ödendi, hayvan getirildi. Arkadaşlar, bu
paranın yarısını şu anda -söylüyorum, Sayın Bakan
kalksın, burada cevap versin- Türk köylüsüne vermiş olsaydı,
bugün hayvancılığın sorunları biterdi.
Bakın, bir şey anlatacağım: Çok sayıda
insan aradı beni, şunu söylüyorlar: Biz şu anda -güzel,
teşvikler çıktı- kredi için başvuruyoruz. Kredi için
evimizi, tarlamızı, traktörümüzü teminat veriyoruz, ipotek kabul
etmiyorlar ve diyorlar ki: Bunlara biz para vermeyiz. Niye? Şehir
merkezinde eviniz varsa, apartmanınız varsa olur.
Ya, şimdi, arkadaş, sizin gayeniz köylüyü
kalkındırmak mı, öldürmek mi? Şehirliyi mi
kalkındıracaksınız, köylüyü mü? 5 milyon köylü aile, 25
milyon insan hayvancılıkla, tarımla geçiniyor arkadaşlar.
Siz bunların vermiş olduğu toprakları teminat kabul
etmezseniz bunlar nereye gidecekler, bunlar nasıl yapacaklar?
Sayısız arıyor: Tarım kredi kooperatifleri kabul etmiyor,
Ziraat Bankası kabul etmiyor. Niye efendim? Köydeki tarlan, arsan,
traktörün para etmez, şehir merkezinde
Kardeşim, şehir
merkezinden gelen insanı, zengini zengin yapmaksa bu Hükûmetin derdi,
köylü ne olacak? İşte, buradan sesleniyorum: Size oy vermiş
köylü de var. Tarım ve hayvancılığı öldürdünüz, bari,
sizden rica ediyorum, insanların arsalarını,
topraklarını, traktörünü teminat kabul edin, kredi verin,
hayvancılık gelişsin, aile işletmeciliği
gelişsin. Aksi takdirde, mümkün değil değerli arkadaşlar.
SAFFET KAYA (Ardahan) Niye çattın sen Ensar Öğüt ya?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Ben gerçekleri anlatmaya
çalışıyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, sınır
ticaretiyle ilgili -ben şimdi rica ediyorum; milletvekilimiz de burada,
Saffet Bey- gelişmeler: Bakın, Sarp Kapısında kuyruklar
var, iki gün, üç gün tır kuyruğu bekliyor, Posof Kapısı
çalışmıyor. Posof Kapısından ithalat yapmak için,
ihracat yapmak için, gümrük işlemi yapabilmek için araba orada duracak,
adam Erzuruma gidecek, evrakı götürecek, millîleştirecek, ondan
sonra arabayı geçirecek. Arkadaşlar, böyle bir zulüm olabilir mi?
Posofta şu anda bu var.
Şimdi, bakın, Tarım Bakanlığı
Sayın Bakanım burada. Şu yazı sizin göndermiş
olduğunuz
Hasan Köseoğlu göndermiş Dışişleri
Bakanlığına. Diyor ki: Sarp Sınır
Kapısında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca
belirtilen, anılan kapıda kontrol noktası
oluşturulmuştur, Çıldır Aktaş kapısına
ihtiyaç yoktur. İşte belge. Bu ne demek ya? Ne demek yani Sayın
Bakan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öğüt, konuşmanızı
tamamlayınız efendim.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanlığının
Gümrükten geliyor.
Şimdi, Sayın Bakanım, sizden rica ediyorum. Yani
Aktaş Kapısı açılacak, tamam, güzel, teşekkür ederim
hizmetlerinize ama açacaksanız, Sarp Kapısında olan aynı
teknik özelliklerin orada da olması lazım. Siz görüş
belirtmişsiniz, Çıldır Aktaş Kapısına ihtiyaç
yok, Sarpta var. diyorsunuz. E, o zaman kapıyı açmaya gerek yok ki.
Değerli arkadaşlar, Ardahan-Ardanuç yolu, Sayın
Kaya da biliyor, on yedi yıldır bitmedi, on yedi yıldır!
Ya, böyle bir şey olabilir mi? Bizim ticaretimiz Karadenizle. Doğu
Anadoluyu Karadenize bağlayacak yolun bir an evvel yapılması
lazım. Ardahan-Kars yolu üç yıldır bitirilmedi. Tabii ki
hizmetler var ama şunu söyleyeyim, Sayın Bakan pazar günü
gidiyormuş, rica ediyorum Ardahan Küçük Sanayisine gitsin. Ardahan Küçük
Sanayisinin suyu yok, tuvaleti yok, altyapısı yok arkadaşlar.
Oraya da lütfen götürelim Bakanı. Lütfen rica ediyorum
Göle sanayi, küçük
sanayi hâlen daha yapılmadı. Bu nedenle Sayıştay
denetçilerini ben Ardahana giden bakanları denetlemeye davet ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer arkadaşlarım
SAFFET KAYA (Ardahan) Sayın Başkan, 60a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN Müsaade buyurur musunuz efendim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Böyle bir usul yok
ya.
SAFFET KAYA (Ardahan) Var, var.
BAŞKAN Saygıdeğer arkadaşlarım, iktidar
veya muhalefetten zaman zaman -Meclis içerisinde oturduğumuz zaman-
arkadaşlarımızın şöyle bir ifadesi oluyor: Yani
Sayın Başkanlar, sizler yönetiyorsunuz ama bu İç Tüzükün bir
kısım hükümleri var yani konuşulan konuyla hiç ilişkisi
olmayan meseleler üzerinde arkadaşlar konuşuyorlar, siz de rahat
rahat yerlerinizde oturuyorsunuz, Meclisi yönetiyorsunuz. diye bize
eleştiri getiriyorlar. Bu eleştiriler doğru. Onun için yani
mümkün olduğunca ilişki kurarak bir kısım şeyler
olsun
Şimdi Sayıştayı konuşuyoruz, diğer
bir kısım şeyler de konuşuluyor veya şunu da ifade
edeyim: Milletvekili arkadaşlarımızın burada konuşulan
bir kısım konularla ilgili olarak da birbirlerine cevap verme
hakları falan diye bir şey yok. Bir sataşma olursa olur ama
Hükûmetin vereceği bir kısım cevapları milletvekili
arkadaşları vermeye kalkışırsa belirli bir müddet
sonra Meclisi çalıştırma imkânı kalmaz. Bunu da
takdirlerinize sunuyorum.
Lütfen, İç Tüzüke uygun çalışmaya elimizden
geldiğince gayret edelim.
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Efendim?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yoklama istiyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama istiyorsunuz, tamam.
SUAT KILIÇ (Samsun) Oylamaya geçildi Sayın Başkan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hayır,
hayır
SUAT KILIÇ (Samsun) Oylamaya geçildi, isteyemez yoklama.
BAŞKAN Arkadaşlar lütfen
Sayın milletvekilleri,
lütfen arkadaşlar
Evet, tamam bir şey demiyorum ben.
Evet, Sayın Aslanoğlu, Sayın Ersin, Sayın
Ekici, Sayın Öğüt, Sayın Çöllü, Sayın Köse, Sayın
Halıcı, Sayın Tan, Sayın Paçarız, Sayın Altay,
Sayın Arıtman, Sayın Genç, Sayın Kaptan, Sayın
Barış, Sayın Koçal, Sayın Sönmez, Sayın Erbatur,
Sayın Oksal, Sayın Karaibrahim, Sayın Durgun, Sayın
Ertemür.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
şimdi yoklama talebini arkadaşlarımızın yerine
getireceğim.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
VII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
3.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin; Sayıştay Kanunu Teklifi
ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(2/594) (S. Sayısı: 510) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
SAFFET KAYA (Ardahan) Sevgili Başkan, 60a göre söz talebim
var efendim.
BAŞKAN Efendim?
SAFFET KAYA (Ardahan) 60a göre söz talebinde bulunabilir miyim
efendim?
BAŞKAN Anlamadım.
SAFFET KAYA (Ardahan) İç Tüzük 60a göre söz talebinde
bulunabilir miyim?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ayağa kalkar mısınız.
Anlaşılmıyor.
BAŞKAN Uğultu var, söylediğinizi
anlayamıyorum.
SAFFET KAYA (Ardahan) İç Tüzük 60a göre söz talebim
olabilir mi Sayın Başkanım?
BAŞKAN Efendim, sisteme girerseniz değerlendirelim.
Arkadaşlar, şöyle: Karşılıklı olarak
birbirimizi burada mat etmeye falan çalışmıyoruz. Bir
şeyler falan yok. Burada ilgili bakanlar da var yani, cevap vereceklerse
verirler. Ne yapalım yani?
SUAT KILIÇ (Samsun) Tamam Sayın Başkanım,
vazgeçti.
SAFFET KAYA (Ardahan) Neyse, tamam, vazgeçtim.
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanunu Teklifinin 68inci maddesinin birinci
fıkrasında geçen 657 ibaresinin 2802 şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Osman
Durmuş (Kırıkkale) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Durmuş, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tarafsız ve
bağımsız denetim yapacak olan Sayıştay, elinde denetlenebilecek
bir materyal olursa denetler. Kamu özel ortaklığı gazetelerde
ilanlar veriyor; Yozgatta, Denizlide, Konyada, Kayseride, Etlikte, hatta
Atatürk Hastanesinde kampüs alanları yapacakmış.
Şimdi buraya dikkatinizi çekiyorum. Kamu İhale Kanununa
ve İhale Kanununa bağlı olmaksızın gazetelerdeki
ihale metinlerine bakarsanız bu ihalenin bir uygulama projesi yok. Biz
Kırıkkalede 27 bin metrekarelik bir hastane yaptık. O
hastanenin proje yazılı evrakı bir kamyonetin yarısı
kadardı ama elimizde bir tane föy yok, ihalenin uygulama projesinin
dışında teknik şartname yok, teknik gerekler yok, mahal
listeleri yok. Toplam yatırım tutarı, proje olmayınca neye
göre yatırım tutarınız olacak? Soruyorlar, Bakan Bey diyor
ki: Şu kadar metrekare alan olsun. Bayındırlık
Bakanının birim fiyatıyla o metrekareyi çarpıyorlar, 600
metrekare olsun dedi, 1.200 olsun. dedi, çarpı 1.100 mahal listeye
uygun fiyat olmuş oluyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bütün bu
projelerin danışmanı AKP eski İstanbul Başkanı
Sayın Topal. Çalışma anlaşmalarını imzalayan
kişiler -tabii Sayın Bakan meşgul, meşgul ediyorlar,
dinleyemiyor, Kayseride de var bu- 1 mimar, 1 hemşire, 1 sağlık
memuru; 2 katrilyonluk başkasına verilecek ihaleyi 1 mimar, 1
hemşire, 1 de sağlık memuru imzalıyor. Hukuk
danışmanlığı görevini yapan kişi bildiğiniz
gibi eski Aycell Yönetim Kurulu üyesi hâlen Vakıfbank Yönetim Kurulu
üyesi, aylık olarak 7-8 bin Amerikan doları alıyor. Hastanenin
inşaat niteliği ne olacak? Metrajları, maliyet analizi her
şey hayalî. Bakanlığın inşaat daire
başkanlığı var, işin içinde yok,
Bakanlığın hukuk başdanışmanları var,
işin içinde yok. Bir hukuk bürosu, avukatlık bürosuna milyon dolarla
kiraya veriyorlar, onlar inceleyecek. Peki, bu yapılacak inşaat
prefabrik mi olacak, çelik konstrüksiyon mu olacak, betonarme mi olacak, o da
yok. İnşaatı kim kontrol edecek? Bakanlık İnşaat
Daire Başkanlığı etmeyecek, ihaleyi verdikleri
firmanın inşaat kontrolörleri yapacak. Hastanemizde tomografi, MR
olacak mı, belli değil; olacaksa niteliği ne, belli değil;
röntgen klasik mi olacak, dijital mi olacak, belli değil.
Peki, bütün bu işleri yüklenici firma yapacaksa bu yüklenici
firmaya şunları veriyorlar: Hastane bakım onarımı da o
firmanın elinde, laboratuvar tetkikleri firmaya verilecek, temizlik
firmaya verilecek, yemek, güvenlik dâhil destek birimlerin tamamı firmaya
verilecek.
Şimdi soru şu: 5018 no.lu Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununa göre Bakanın, Müsteşarın, Müsteşar muavininin
imza yetkisi ve söz yetkisi yoksa nasıl oluyor bu ihale? Bakan emir
veriyor, metrajı bildiriyor, verilecek firmayı bildiriyor. Peki,
Sayıştay, nasıl kontrol edeceksin? Yetkisi olmayan bir Bakan,
Müsteşar bir ihale yapıyor. 1 hemşire, sağlık memuru,
1 mimar imza atıyor ve 2 katrilyonluk yatırım yapılacak.
Bugün Etlik Kampüsü firmaya verilecek, Atatürk Hastanesi firmaya verilecek.
Yirmi beş yıl bu hastaneleri işletecekler. Sağlık
hizmeti verecek doktoru, hemşireyi Bakanlık verecek, devlet verecek
ve ayrıca yirmi beş yıl devlet bunlara bir de hastane
kirası verecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Durmuş, buyurun efendim,
konuşmanızı tamamlayınız.
OSMAN DURMUŞ (Devamla) Teşekkür ediyorum, lütfen...
Ortada hiçbir proje yok, metraj yok, kullanılan malzemenin
niteliği yok, cihazın niteliği yok. Ben soruyorum: Ben
Sayıştay olsam bunu nasıl denetlerim?
Sayın Dinçer oturuyordu biraz evvel. Denetleme geriye dönük
değil, yol gösterici olmalı. Ben de size söylüyorum: Lütfen
Sağlık Bakanlığına yol gösterici olun. Siz bu ihaleyi
yapamazsınız, bu bir soygundur; bu, hukuk devletinde olmayacak bir
şeydir, bunu söyleyiniz lütfen, istirham ediyorum. Türkiye 2 idari
sağlık memuru, 1 mimarla ihale yapıyor. Yarın mahkemeye
gitse, Yüce Divana gitse Bakanın imzası yok, Müsteşarın yok
ama emri veren o. Kimin yakasına yapışacaklar? Ey hemşire,
senin yakana yapışacaklar; sağlık memuru, senin yakana
yapışacaklar. Böyle bir devlet yönetimi var mı? Üzülüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN DURMUŞ (Devamla) Lütfen, AKPli milletvekilleri,
konuya sahip çıkın, bu konuyu siz inceleyin, siz denetleyin, biz
muhalefet olarak hiçbir şey yapmayalım.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Durmuş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
69uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Sayıştay
Kanun Teklifinin 69uncu maddesinin ikinci fıkrasının birinci
cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Hasan
Çalış
Konya Isparta Karaman
Beytullah
Asil Hasan
Özdemir
Eskişehir Gaziantep
Karar ilgiliye ve varsa şikayetçiye tebliğ edilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında muharrem ayının Türk ve
İslam âlemine huzur, barış ve esenlikler getirmesini Yüce
Allahtan niyaz ediyorum ve bütün milletimizin de muharrem ayını
tebrik ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Sayıştayın kanun
teklifinde Hükûmetin denetim ile ilgili düşünceleri çok net bir biçimde
ortaya çıkıyor. O da şu: Ben Hükûmetim, bu para benim
tarafımdan istediğim şekilde kullanılır. Hiç kimse,
hatta mahkemeler de dâhil bunu sorgulayamaz. diyor.
Kıymetli arkadaşlar, sanki milletin değil de
babasının parasını kullanıyorlar ve sanki sadece
mahkemelerden kaçıyorlar da devletin kurumlarına, muhalefete, sizlere
koşa koşa gidip gönüllü hesap veriyorlarmış gibi. Üç buçuk
yıldır hepimiz bu Meclisteyiz. Ne zaman denetim konusu olsa, ne zaman
Şunu nereden buldun, nereye harcadın, ne diye harcadın?
sorularına muhatap olsa, başta Sayın Başbakan olmak üzere,
sayın bakanların kimyası bozuluyor, bu konuların
görüşülmemesi için gündemi değiştiriyor, ortamı geriyor,
Meclisi karıştırıyor ve hemen karşı atağa
geçiyor ama 2002de böyleydi, 2002de şöyleydi. diye konuyu kapatmaya
çalışıyor.
Kıymetli arkadaşlar, millet size bu ülkeyi yönetin,
layıkıyla yönetin, adaletle yönetin diye yetki verdi. Sen icraat
görevini yapacaksın, muhalefet de denetim görevini. Bunda çok görülecek ne
var? Sorularımıza, varsa tatminkâr cevaplar vereceksiniz, yoksa
huysuzlanmak, savunma mekanizmasıyla muhalefeti suçlamak, muhalefete
hakaretler yağdırmak çözüm olmasa gerek. Görevin hele hele
şikâyet etmek, kendini acındırmak hiç değil. Bazı
kürsüye gelen AKP milletvekilleri hakikaten ibretlik. Konuşmasına
Yapacaktık da yaptırmıyorlar, muhalefet ediyorlar,
engelliyorlar. diye başlıyor, konuşma süresince âdeta kürsüden
ağlama krizleri geçiriyor.
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Yok öyle bir şey!
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Kim o ya? Kim o Nevzat?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Arkadaş, Meclisteki
koltukların üçte 2si size ait. Vatandaşa Sorunları ben
çözerim. diye taahhütlerde bulunacaksın, vatandaş da buna inanacak,
340 milletvekili verecek ama sen kürsüden hâlâ âcizlik ağıtları
yakmaya devam edeceksin. Adama sorarlar
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Kimmiş bu ya, kimmiş?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) İyi de vatandaş daha ne
yapsın? İstediğin siyasi gücü fazla fazla vermiş.
Artık çözeceksen çöz, çözmeyeceksen müsaade et, sorunları
ağlamadan, âcizlik getirmeden çözecek birileri gelsin. (MHP
sıralarından alkışlar)
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Nevzat rüyada mısın?
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Efendim, yargı denetim
kurumları işimize çok karışıyor, yerindelik denetimi
yapıyor. iddiası sadece mazeret üretmektir, âcizlik ifade etmektir,
başarısızlıklara kılıf uydurmaktır. Elbette
Hükûmet icraatlarında bir hareket serbestisi isteyecektir ama bunun
çerçevesi hukuki sınırlardır, bu sınır da kamu
yararıdır kıymetli arkadaşlar. Bu, sadece ülkemizde
değil bütün dünyada böyledir. Sistem için demokratik ülkeleri refere eden
AKP bu ülkelerin hukuk devleti olduğunu, hukukun üstünde hiçbir kişi
ya da kurumun olmaması gerektiğini nedense hep unutan, hep
umursamayan taraf oluyor. Referandumda üstünlerin hukuku yerine hukukun
üstünlüğü propagandası yapan AKPnin kastettiği kendi hukuk
anlayışını hukukun üzerine çıkartmak, iktidardaki
konumunu da müktesep hak olarak tescil ettirmek imiş. Yargının
yerindelik denetimi yapamayacağını kanuna yerleştirmekle
sanıyor ki eski köye yeni âdet getiriyor. Hâlbuki yaptığı
malumu ilan etmek. Sayıştay da demiyor ki Hükûmet
icraatlarının yerindeliğini denetleyeceğim. diye.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet bu düzenlemeyi Anayasaya da
koydu. Anayasa tüm yasaların anası ise her kanuna bunu koymaya gerek
var mı? Hayır, işi garantiye alacak!
Yeri gelmişken kıymetli arkadaşlar, bir
fıkrayı sizinle paylaşmak istiyorum konuyla ilintili olarak ve
böylece de Karadenizin o yiğit delikanlılarını da güzelce
anmış olalım: Temelin aslında hiç sevmediği ve her
gün kavga dövüş ettiği ve kimi kimsesi olmayan komşusu bir gün
ölmüş. Cenazenin nasıl defnedileceğiyle ilgili Temele bir danışalım. demişler. Temele
cenazenin yakılabileceğini, rüzgârda savrulabileceğini efendim,
ya da her Müslüman gibi gömülebileceğini hatırlatıp Bunlardan
hangisini yapalım? diye sormuşlar. Ula uşağım,
mümkünse hepsini de yapun, emin olmak isteyrum. demiş.
AKPnin yargıdan ve denetimden korkuları o kadar fazla
ki her düzenlemeye bu ilkeyi yerleştirmeye çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun, konuşmanızı
tamamlayınız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) Yargılanmamak için her
ayrıntıyı değerlendiriyor yani emin olmak istiyor
kıymetli arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri, dünyanın neresinde olursa olsun
bir işte kamu yararı olup olmadığı nihai olarak
yargı tarafından denetlenir. Mali yargının en üst kurumu
olan Sayıştaydan bu yetkileri almak hesap vermekten kaçmanın bir
yoludur. Kanun yapma tekniğiyle de bağdaşmamaktadır çünkü
kanunlar neyin yapılamayacağını değil neyin
yapılabileceğini ifade etmelidir. Yoksa zaten kanunun vermediği
bir yetkinin verilmediğini ayrıca ifade etmenin beyhude bir zaman
kaybı olduğu kadar korkuların da su yüzüne çıkması
anlamına gelmektedir. Ancak değerli AKP milletvekilleri, korkunun
ecele faydası yoktur, hangi düzenlemeyi yaparsanız yapın
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu icraatlarınızın sonuna
kadar takipçisiyiz ve eninde sonunda mutlaka hesap vermekten
kurtulamayacaksınız diyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN Önerge kabul edilmemiştir. Karar yeter sayısı
var zaten.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan
BAŞKAN Tamam arkadaşlar.
Evet, maddeyi oylarınıza sunuyorum
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Karar yeter sayısı
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Efendim, isterseniz ben sayarım, tamam, maddeyi
oylarınıza sunup karar yeter sayısını
arayacağım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, madde kabul
edilmiştir.
70inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
71inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 71'inci maddesinin dördüncü
fıkrasında geçen 657 sayılı Kanunun" ibaresinin,
"Hakimler ve Savcılar Kanununun" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı S. Nevzat
Korkmaz Hasan
Çalış
Konya Isparta Karaman
Ahmet Duran Bulut Mustafa Enöz Mehmet Günal
Balıkesir Manisa Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 71 nci
maddesinin madde başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Tansel
Barış
Trabzon Kırklareli
Sayıştay Başkan ve üyeleri
dışındaki meslek mensuplarının teminatı ve
görevden uzaklaştırılması
Madde 71- (1) Sayıştay Başkan ve üyeleri
dışındaki meslek mensuplarının görevlerine, bu Kanunda
yazılı haller dışında son verilemez; aylık ve
diğer hakları ellerinden alınamaz. Bunlar, meslek
mensupları için tesis edilmiş sınıflardan başka bir
sınıftaki görevde çalıştırılamazlar.
(2) Ancak, memuriyetten çıkarılmayı gerektiren bir
suçtan dolayı kesin hüküm giymiş olanların görevleri
kendiliğinden sona erer. Sağlık bakımından görevlerini
yerine getiremeyecek durumda oldukları tam teşekküllü Resmi
Sağlık Kurulu raporuyla anlaşılanların görevine Meslek
Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulu kararı ve Sayıştay
Başkanının onayıyla son verilir.
(3) Haklarında disiplin veya ceza kovuşturması
yapılmasına karar verilen Sayıştay Başkan ve üyeleri
dışındaki meslek mensuplarının görevleri
başında kalmalarında soruşturmanın veya hizmetin
gereği bakımından sakınca görülürse, Meslek Mensupları
Yükseltme ve Disiplin Kurulu kararıyla geçici bir süre için görevden
uzaklaştırılabilir.
(4) Görevden uzaklaştırma ile tekrar işe
başlatma ve bunlarla ilgili diğer hususlar hakkında 657
sayılı Kanunun görevden uzaklaştırma ile ilgili hükümleri
uygulanır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Tansel
Barış.
BAŞKAN Buyurun Sayın Barış. (CHP
sıralarından alkışlar)
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 510 sıra sayılı Sayıştay
Kanun Teklifinin 71inci maddesi hakkında vermiş olduğumuz
değişiklik önergesiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyete saygılar sunuyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün 3 Aralık Dünya Engelliler
Günü. Dünya nüfusunun yüzde 10u yani 700 milyon kişi engelli. Ülkemizde
ise nüfusun yüzde 12si engelli durumda; bunun yüzde 3ü ortopedik, görme,
işitme, konuşma ve zihinsel engelli, yüzde 9u ise kronik
hastalıklara bağlı olanlar. 9 milyona yakın engelli
vatandaşımıza, çağdaş ülkelerdeki gibi sahip
çıkamıyoruz. 55 bin engelli kadrosu boş bekliyor. Bu kadrolar ne
zaman doldurulacak? Özel sektörde yüzde 3, kamu sektöründe ise yüzde 4 olan
kontenjanların doldurulması gerçekten engellilerimiz tarafından
bekleniyor ve engellilerimiz ve aileleri bu kadrolarla gerçekten mevcut
sıkıntılarını bir nebze olsa giderebileceklerdir. Engelli
vatandaşlarımız şunu bilsinler ki, Cumhuriyet Halk Partisi
onların sorunlarını biliyor ve onlara her zaman olduğu gibi
iktidarında da sahip çıkacaktır.
Sayın milletvekilleri, Sayıştay, Türkiye Büyük
Milet Meclisi adına görev yapan anayasal bir kuruluştur, halkın
vergileriyle oluşan bütçenin amacı doğrultusunda
kullanılıp kullanılmadığının denetimini
yapmaktadır yani ekonomik mi kullanıldı, etkin mi
kullanıldı, verimli mi kullanıldı, yolsuzluk mu yapıldı;
bunların denetimini yapıyor. Zaten performans denetimi de bu
değil midir arkadaşlar?
Bakanlar Kurulu bu yasa teklifini Meclise gönderdiği zaman
Teklifte performans denetimi şöyle tarif ediliyordu: Hesap verme
sorumluluğu içinde idarelerce belirlenen hedef ve göstergeler ile ilgili
olarak faaliyet sonuçlarının ölçülmesi ve değerlendirilmesiyle
kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli olarak
kullanılıp kullanılmadığının incelenmesi.
şeklindeki tanım, maalesef AKPli arkadaşların vermiş
olduğu önergeyle kuşa çevrildi ve tanım şöyle oldu: Hesap
verme sorumluluğu içerisinde idarelerce belirlenen hedef ve göstergelerle
ilgili olarak faaliyet sonuçlarının ölçülmesi. Bundan sonraki
kısım budanıyor ve denetim maalesef kuşa çevriliyor.
AKPli arkadaşlar şunu bilsinler ki: Şimdi
engellenmeye çalışılan bu denetimler bir gün mutlaka
yakanıza yapışacaktır. Bu denetimden niye kaçıyorsunuz
arkadaşlar? Neden korkuyorsunuz? Vatandaşlar bunu bilmek istiyor
doğrusu. Önemli bir şey yok.
diyorsanız, o zaman önergenizi geri çekin, Genel Kurula
geldiği gibi kalsın ama Hayır, biz performans denetimini bu hâliyle
bu Genel Kuruldan geçireceğiz. diye diretiyorsanız, bunun
altından kalkamazsınız ve bir gün mutlaka bunun
hesabını sizlerden soracaklardır.
Performans denetimi olmazsa
o zaman Sayıştaya ne gerek var arkadaşlar? O zaman, burada karar
alın, Sayıştayı da kapatalım, diğer taraftan
Yargıtayı kapatalım, Danıştayı da bir
şekilde -zaten beğenmiyorsunuz- onu da kapatalım ve denetimsiz,
yargısız, yeni bir yönetim şekli oluşturalım. Böyle mi
istiyorsunuz arkadaşlar? O zaman, böyle bir yönetim şekli
yaratın ve adını da sizler koyun.
Yüce heyete saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Barış.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510
sıra sayılı Sayıştay Kanun Teklifinin 71'inci
maddesinin dördüncü fıkrasında geçen 657 sayılı
Kanunun" ibaresinin, "Hakimler ve Savcılar Kanununun"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sizleri ve yüce Türk milletini
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, uzun yıllardır bekleyen
bir kanun görüşüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da
çıkmadı diye eleştirmiştik ama şu anda,
çıkarken de yine aceleyle
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Eskişehir) Şimdi de
MEHMET GÜNAL (Devamla) - Eksikliklerini tamamlamak zorundayız
Sayın Öztürk. Onun için, bazı hususları, bu vesileyle dile
getirmek istiyorum.
Sayıştay, özellikle denetim anlamında hem de
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan bir kurum olduğu
için ayrıca bizim açımızdan önemli. Ama asıl konuda,
sürekli tartışılan yolsuzlukların önlenmesinde denetim eksikliklerinin
giderilmesi, bu kanunun çıkmasıyla biraz daha etkin bir şekilde
denetlenmesi amaçlanmaktaydı. Biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem
seçim beyannamemizde hem parti programımızda denetimin tek elden yapılması,
daha etkin bir şekilde denetimin yapılması, performans
denetimlerinin -her ne kadar siz çıkardıysanız da-
Sayıştay eliyle yapılmasını öngörmüş idik. Çünkü
yolsuzlukla mücadelenin temelinde etkin bir denetim sisteminin olması
yatar diye düşünüyoruz. Ancak buraya baktığımız zaman,
maalesef Sayıştayın denetimlerinin sonuçlarının
uygulanmadığını, kesin hesapla ilgili işlemlerin
yukarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda çok fazla irdelenemediğini yine
Hazineyle ilgili işlemlerin de maalesef yıllardır
uyarılmasına rağmen böyle bir baştan savma bir
şekilde, hususlar dikkate alınmadan yeniden Genel Kurulda geçici
olarak ertelendiğini görüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, burada gündeme getirmek
istediğim önemli bir husus var.
Tabii, Sayın Başkanım, biraz uğultudan ben tam
konsantre olamıyorum ama arkadaşlar bilemiyorum biraz her hâlde
çoğunluk sağlansın diye devam ediyorlar.
Değerli arkadaşlar, bu soracağım şeyi
bütün oturumlarda size sordum, Sayıştay Başkanımıza da
sordum, İçişleri Bakanına da sordum. Şu anda geriye
çekmiş olduğunuz, görevi ihmalle ilgili Ceza Kanununda da hüküm var.
Şimdi, Sayıştayın görevleri arasında mahallî
idareleri, belediyeleri denetleme görevi var. Ben bakıyorum, Hazineden
sorumlu Bakanımıza da sordum, Hazinenin vadesi geçmiş alacaklarının
içerisinde 8 milyara yakın alacağın 4,2 milyarı Ankara
Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kuruluşlara ait. Bakayım, hangi
bakanımız var? Sayın Bakan, bundan pek sorumlu değil,
enerjiden sorumlu olduğu için ama o da dinlemiş olsun Hükûmet adına.
Şimdi, normal şartlarda Sayıştayın eski
mevzuatına göre de, 5018e göre de belediyelerin denetlenmesi gerekiyor.
Bu nasıl bir iştir ki, yıllardır, bırakın o
diğer borçlarını, hazineye vadesi geçmiş
alacağını ödemeyen bir belediye faaliyetlerine devam ediyor? Hem
de en fazla borcu olan, yarısı
EGO ve ASKİyle beraber
birleştirdiğiniz zaman 2,5 milyar Ankara Büyükşehir
Belediyesinin
Ee, siz de bir taraftan, özel sipariş üzerine, bunları
da kapatmak üzere kanun çıkarmak için uğraşıyorsunuz. Böyle
nasıl bir denetim yapacağız? Ben anlamıyorum. Yani
performans denetimi, etkinlik denetimi denince alınan borçların
doğru yere harcanması, kaynakların, harcamaların denetimi
değil midir? Dört yıldır cevap bulamıyorum. 4 milyar
civarında duruyordu, hâlen daha yarısı Ankara Büyükşehir
Belediyesine ait. Nasıl oluyor? Şimdi, biz bu kanunu çıkarsak ne
olacak, çıkarmasak ne olacak? Eğer bunu denetlediğimiz zaman
gereğini yerine getirmiyorsak, bununla ilgili bir önlem almıyorsak
bunun bir anlamı var mı? Yok.
Öbür taraftan ne yapıyoruz? Muhalefet belediyelerine
geldiği zaman, bunları sıkıştıralım
Yani,
daha önceki gün yaşadığımız bir vakıa: Antalyada
-Sayın Bakana da soru önergesiyle yönelttiğim için burada
söyleyebilirim- Serikte Belkıs Belediyemiz var. Bir okul yeri daha önce
beldelerde olduğu için beldeye devredilmiş, köyden kalmış.
Taşımalı eğitimden dolayı da okul boş
kalmış. Belediyemiz de demiş ki: Benim hizmet binam yok,
burayı tadil edip kullanayım. Neden? Okul binası boş duruyor,
beldenin mülkiyetinde. Ne olduysa onun müracaatından sonra olmuş, il
özel idaresi gelmiş Ben buraya okul yapacağım. diye tekrar ele
almış. Zaten okul yok, zaten öğrenci yok, olsa belediye
binası olarak kullanılamayacak. Bunun üzerine TEDAŞa talimat
vermişler, beldenin elektrikleri kesilmiş. Sayın Valiyi
aradım, konuştum. Sayın Bakana, tapuyla ilgili
Bakanımıza bütçede konuşurken söyledim. Bütün bu
uyarıları yapmamışız gibi, bir önceki gün
TEDAŞın araçları gidip kesiyorlar.
Arkadaşlarımız, Belediye Başkanımız şikâyet
edince de diyorlar ki: Efendim, bize AKPliler baskı yapıyor, kusura
bakmayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Günal, konuşmanızı
tamamlayınız.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bitiriyorum Başkanım.
Bir taraftan 4,2 milyar, toplam 8 milyarlık vadesi
geçmiş hazine alacağını ödemeyen bir Belediye
Başkanı var, kılınız kıpırdamıyor.
Artı bir de, üstüne üstlük, bunların görevi ihmal
suçlarının affedilmesi için -kendi siparişi, kendi ses
kaydı var biliyorsunuz, Sayın Anayasa Komisyonu
Başkanımızın- kanun çıkarmaya
çalışıyorsunuz. Öbür tarafta, boşalmış bir okul
-zaten okuldan başka alamıyorsunuz- okul olmadığı için
belediye Hizmet binası yapayım. diyor. Gariban bir belde
belediyesi, vur abalıya
Bir de bunun üstüne devletin gücünü kullanarak
devletle milleti karşı karşıya getirme var. Bunu çok
yadırgıyorum. Biz eğer bunları dikkate almazsak, adaleti
sağlamazsak
Ben hâlâ merak ediyorum, her seferinde soruyorum Ankara
Büyükşehir Belediyesinin bir farklılığı mı var,
dokunulmazlığı mı var? Bu borçları kim tahsil
edemiyor? Bununla ilgili sonuçları nedir? dedik. Sayın
Sayıştay Başkanımız burada dedi ki: Efendim, biz
şu kadar şeyi denetledik. Peki ne kadar geçiyor? Sadece bir
satır ilgili maddede geçiyor. Kendisinin sorduğumuz sorulara verdiği
cevap vardı Kaç belediyeyi denetlediniz? diye. Onları söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla) - 676 tane belediyeyi denetledik, hazine
işlemleri yoluyla sunuyoruz. Hazine işlemlerinde bir satır
geçiyor.
Onun için, ben sizleri adınızda geçen adalet
kelimesine uygun davranmaya davet ediyorum. Belediye hizmeti bütün
vatandaşlara bir hizmettir. Bunlarda ayrımcılık yapmadan
ama bunların da Sayıştay kanalıyla ciddi bir şekilde
denetlenmesini talep ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
72nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 72nci maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Murat
Özkan Hasan
Çalış
Konya Giresun Karaman
Nevzat
Korkmaz Ahmet Duran Bulut
Isparta Balıkesir
(2) Birinci ve ikinci derecede sicilleri arasında
aykırılık olması hâlinde, üst derece sicil amiri üye
olanlar için daire başkanı, diğerleri için Birinci Başkan
tarafından nihaî sicil verilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 72 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
"Madde 72- (1) Sayıştay Başkanı, daire
başkanları ve üyeler ile birinci sınıfa ayrıldıktan
sonra dokuz yılını doldurmuş uzman denetçi ve savcılar
dışındaki meslek mensupları ile savcılar hakkında
her takvim yılı sonunda sicil formu düzenlenir.
(2) Meslek
mensuplarının sicilleri kişisel ve mesleki nitelikleri, kanun ve
nizamlara saygı derecesi, görevine uyma yeteneği, bulunduğu
görevdeki başarı derecesi, mesleki ahlak kurallarına uyumu ve
rapor değerlendirme puanları göz önünde tutularak yükselmeye yeterli
olup olmadıklarını belirtecek şekilde;
a) Genel sekreter yardımcıları hakkında ilk
derecede genel sekreter, ikinci derecede Sayıştay Başkanı,
b) Denetim Kurulunun denetçi üyeleri hakkında ilk derecede
kurul başkanı, ikinci derecede Sayıştay Başkanı,
c) Başraportörler hakkında ilk derecede ilgili kuruldan
veya daireden bir üye, ikinci derecede ilgili kurul veya daire
başkanı,
ç) Raportörler hakkında ilk derecede ilgili başraportör,
ikinci derecede ilgili kurul veya daire başkanı,
d) Grup başkanları hakkında ilk derecede genel
sekreter, ikinci derecede Sayıştay Başkanı,
e) Uzman denetçiler, başdenetçiler, denetçiler ve denetçi
yardımcıları hakkında ilk derecede ilgili grup
başkanı, ikinci derecede bir üye,
tarafından düzenlenir.
(3) Birinci ve ikinci derece siciller arasında
aykırılık olması halinde, üst derece sicil amirleri üye
olanlar için daire başkanı, diğerleri için Sayıştay
Başkanı tarafından sicil verilir.
(4) Sicil notunun yüzde yirmisi, raporların hükme
bağlanması veya görüşülmesi sonrasında rapora daire ve
kurulca verilen rapor değerlendirme puanından oluşur.
(5) Savcıların sicilleri kişisel ve mesleki
nitelikleri, çözümleme, yargılama ve karar verme yetenekleri,
görüşlerinde isabetlilik, duruşmalara hazırlıklı
çıkma ve temyiz değerlendirme puanları göz önüne alınarak
yükselmeye yeterli olup olmadıklarını belirtecek şekilde
başsavcı için birinci derecede temyiz kurulu başkanı,
ikinci derecede Sayıştay Başkanı, savcılar için
birinci derecede başsavcı, ikinci derecede Sayıştay
Başkanı tarafından verilir.
(6) Sicil notunun yüzde yirmisi temyiz edilen kararların
sayısı ile bozulma oranlarına göre hesaplanan temyiz
değerlendirme puanından oluşur.
(7) Görevlerinde başarı gösteremedikleri veya yükselmeye
yeterli olmadıkları yolunda sicil alanlara ve yeterli
bulundukları halde diğerlerinin tercihi sebebiyle yükseltilmeyenlere
durum Sayıştay Başkanı tarafından izleyen
yılın Mart ayı sonuna kadar gizli bir yazı ile bildirilir.
(8) İki defa üst üste olumsuz sicil alan meslek
mensuplarının sicil amirleri değiştirilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi gerekçeyi mi okutalım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe okunsun.
Gerekçe:
Maddenin birinci fıkrası ile üçüncü fıkrası
Sayıştay denetçileri ile savcıların sicillerinin aynı
faktörler üzerinden değerlendirileceğini öngörmektedir ki,
yapılan işin niteliği dikkate alındığında bu
düzenleme doğru ve hukuka uygun değildir. Denetçiler hesap ve
işlemleri denetleyerek mevzuata aykırı gördüğü
hususları sorumlularına yazılı olarak sorup,
savunmalarını aldıktan sonra, sorgu ve savunmalar ile kanaatinin
yer aldığı bir rapor yazmakta; savcı ise denetçi
raporları üzerinde Hazine temsilcisi sıfatıyla görüş
bildirmekte ve dairelerin beraat hükmü tesis ettiği konuları temyiz
etmesi beklenmektedir.
Bu bağlamda savcılarda aranması gereken
özelliklerin başında çözümleme, yargılama ve karar verme
yeteneği ile görüşlerinde isabetlilik, duruşmalara hazırlıklı
çıkma, bir yılda temyiz edilen madde sayısı ile bozulma
oranı gelmektedir. Teklifin 33 ncü maddesinde, dairelerce verilen beraat
hükümlerinin temyiz edilmesini Hazine temsilcisi sıfatıyla
savcıların yerine getirmemelerinin çözümü, denetçilere savcılık
üzerinden temyiz hakkı tanınması olmuştur. Bu durum,
bağımsız ve tarafsız yürütülmesi gereken denetim görevinin
gerekleriyle bağdaşmamakta ve INTOSAI Denetim Standartlarıyla da
uyuşmamaktadır.
Sorunun çözümü, savcıların yükselmeleri ve birinci
sınıfa ayrılmalarının adli ve idari yargıda
olduğu üzere yürütülen görevle ilişkilendirilmelerinde
yatmaktadır.
Ayrıca, adli ve idari yargıda çalışan hâkim ve
savcılardan, birinci sınıfa ayrıldıktan sonra üç
yılını doldurarak Yargıtay ve Danıştay
üyeliklerine seçilme hakkını kazanmış olanlar için sicil
fişi düzenlenmemektedir. Adli ve idari yargıdaki uygulamanın
Sayıştayda da uygulanması ve ayrıca birinci
sınıfa ayrıldıktan sonra dokuz yılını
doldurmuş denetçilerin yükselmelerini tamamlamış olmaları
nedenleriyle, birinci sınıfa ayrıldıktan sonra dokuz
yılını doldurmuş ve Sayıştay üyeliğine
seçilme hakkını kaybetmemiş olan denetçiler ile savcılar
hakkında sicil fişi düzenlenmemesi gerekmektedir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 72nci maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Duran Bulut (Balıkesir) ve arkadaşları
(2) Birinci ve ikinci derecede sicilleri arasında
aykırılık olması hâlinde, üst derece sicil amiri üye
olanlar için daire başkanı, diğerleri için Birinci Başkan
tarafından nihaî sicil verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özkan, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MURAT ÖZKAN (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun teklifinin 72nci maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türk kamu yönetiminde iki tür
örgütlenme şeklinden bahsetmek mümkündür. Bunlardan bir tanesi dikey örgüt
dediğimiz örgüt, diğeri de yatay örgütlerdir. Dikey örgütlere
hiyerarşik örgütler adı da verilebilir ama yatay örgütler
genellikle kurmay örgütlerdir ve bu kurmay örgütler daha çok denetim,
danışma görevleri yaparlar.
Sayıştay, bir yatay örgüt olarak kabul etme
zorunluluğunda olduğumuz örgütlenme tarzıdır ve bu yatay
örgütlerde, yani denetim görevi yapan, ayrıca hâkim statüsünde olan
arkadaşların görev yaptığı bu örgütte en yakın
amirin sicil vermesi prensibi kabul edilebilir bir olay değildir. Bu
açıdan bakıldığında, grup başkanlarının
denetçilere sicil vermesi yatay örgüt mantığıyla
bağdaşmamaktadır. Bu tip
örgütlerde, yani yatay örgütlerde daha üst kademedeki, hiyerarşik üstlerde
olan insanların sicil vermesi daha uygun bir prensiptir ve Türk kamu
yönetiminin özellikle 1960tan sonra almış olduğu şekle de
uygun olacağı kanaatindeyiz.
O açıdan, bu maddenin yeniden gözden geçirilmesi ve
Sayıştay denetçilerinin unvanlarına ve pozisyonlarına uygun
bir şekilde denetim işlevini yerine getirecek sicil düzenlemesini de
beraberinde taşıması gerekmektedir. Aksi takdirde, en yakın
amirin kontrolünde çalışan birer memur pozisyonuna düşeceklerdir
ki bu, Sayıştay denetçilerinin gerek statüleri gerekse
yapmış oldukları görevle bağdaşacak bir durum
değildir.
Değerli arkadaşlar, bu kişiler, özellikle kamunun
rant kollama aracı hâline geldiği günümüzde, bu rantı önleyecek
ve devletin bütün vatandaşlarının can ve mallarını
koruma görevini yapması için olayın mal boyutunu değerlendiren
insanlardır. Bu açıdan baktığınızda, bu
kişilerin önemini, Sayıştay denetçilerinin önemini bir kez daha
anlamak mümkündür.
Şimdi, rant kollama dediğimiz zaman bu konuyu da
kısaca bir değerlendirmek gerekiyor. Maalesef, şu anda devlet
örgütlenmesi, devlet aygıtı, Parlamentosuyla birlikte bir rant
kollama aracı hâline gelmiş durumda, yandaşlara nasıl
kaynak aktarırızın peşine gitmektedir. Bu açıdan
baktığınız zaman, ihaleler, sağlıklı rekabet
ortamında çalışmadığı için Türk milletine çok
ciddi bir külfet oluşturmaktadır. Bu külfeti, siz, biz,
halkımız ödemektedir. Bu külfeti âdeta şöyle düşünebiliriz:
İnsanlarının canını ve malını korumakla
görevli olan bir devlet, maalesef, milletini soyar hâle gelmiş durumda.
Bunu önlememiz lazım; bu, hepimizin sorumluluğu, bu, devlet
olmanın da en önemli unsurunu teşkil etmektedir değerli
arkadaşlar.
Belirtmeden geçemeyeceğim bir diğer husus: Burada hayretler
içerisinde izliyorum. Değerli arkadaşlar, kanun yaparak her şeyi
çözebileceğinizi zannediyorsunuz ve kanun yapmayı da bir önemli
iş gibi lanse ettiriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, Tanzimat ilan edildikten sonra
Osmanlı İmparatorluğu gençlerini -o zaman dünyanın en
gelişmiş ülkesi gözüyle bakılan- Fransaya göndermeye
başlamışlardı. Bir anekdotu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Bu genç insanlar Fransaya gittiklerinde, Osmanlıda olup da
Fransada olmayan ya da Fransada olup da Osmanlıda olmayan ne var, niye
biz geri kaldık sorusuna cevap arıyorlardı. Bir baktılar ki
Osmanlıda kanun yok yani Fransa kadar kanun yok. Fransa her konuda bir
kanun çıkarıyor, parlamentosu var. Bu insanlar İstanbula geri
döndüklerinde biz de her konuda kanun yapalım diye bir akımı
temsil etmeye başladılar. Bir tarih, tarımdan sorumlu vezir
havaların kurak gitmesi nedeniyle kıtlık baş gösterme
tehlikesiyle karşı karşıya
kalındığını görünce sadrazamın yanına
koşa koşa gidiyor ve diyor ki: Devletlum bu sene yeterince hububat
olmayacak. Bu konuda ne yapmamızı emredersiniz? O da diyor ki: Bu
konuda bir kanunumuz var mı? Vezir Hayır efendim. diyor. Yoksa
bir kanun yapın. diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özkan.
MURAT ÖZKAN (Devamla) O gündür bugündür Yok kanun, yap kanun.
devri maalesef devam etmekte. Bu mantıktan bir an önce uzaklaşmak
gerekiyor. Sayın milletvekilleri, önemli olan, kanun yapmanın
yanında bunu iyi uygulayacak, iyi denetleyecek görevlileri atamak, onlara
imkân vermek, onların görev yapacakları alanları rahatlatmak ve
onları mümkün olduğunca bağımsız, siyasi
kaygılardan, rant kollama kaygılarından uzak görev yapacak
iklimi ve ortamı tesis etmekten geçiyor. Parlamentonun görevi o
olmalı, o şekilde davranmalıyız. Aksi takdirde
Osmanlının içine düştüğü o hazin sonu inşallah
yaşamayız ama dilim de varmıyor, bu milleti, bu devleti biz
korumak, kollamakla mükellefiz.
Bu vesileyle, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum ve
bu kanundaki bu maddenin yeniden gözden geçirilmesini istirham ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
73üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 73üncü maddesinin birinci
fıkrasında geçen
Başkanlığının ibaresinin, Başkanının
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Hasan
Çalış
Konya Isparta Karaman
Mustafa
Enöz Ahmet Duran Bulut
Manisa Balıkesir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 73 ncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
"Madde 73- (1) Özel bir kanun ile olmadıkça
Sayıştay mensupları kamu idareleri ile gerçek ve tüzel
kişiler yanında paralı veya parasız hiçbir görev alamaz ve
bilirkişilik yapamazlar. Ancak, kooperatifler, hayır kurumları
ve mesleki dernekler ile kamu yararına çalışan dernek ve
vakıfların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar,
üniversite veya diğer eğitim ve öğretim kurumlarında
Başkanın onayı ile mesleki konularda ders verenler, ilmi ve
mesleki araştırma ve yayınlarda bulunanlar, davet
olundukları milli ve milletlerarası kongre, konferans ve
toplantılara katılanlar için bu madde hükümleri uygulanmaz.
(2) Sayıştay meslek mensupları, kamu idarelerinde
bir göreve atanabilir. Bu şekilde bir göreve atananlardan
Sayıştaya dönmek isteyenler, Meslek Mensupları Yükseltme ve
Disiplin Kurulunun kararı ve Sayıştay Başkanının
onayı ile yeniden atanır. Özel kanunlardaki hükümler saklı
kalmak üzere bunların kurum dışında görevli oldukları
süre meslekte geçmiş gibi değerlendirilir. Bu kişiler görev
yaptıkları idarenin denetiminde üç yıl süre ile
görevlendirilemez.
(3) Bu maddeye
aykırı hareket edenlerin durumları disiplin kurullarınca
karara bağlanır. Genel hükümler saklıdır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Gerekçe okunsun
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Teklifin 73 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki,
"Sayıştay Başkanlığının bilgisi
dahilinde davet olundukları millî ve milletlerarası kongre, konferans
ve toplantılara katılanlar" ibaresi davet edenlerin, davet
edilenler yanında davetten Sayıştay
Başkanlığını da bilgilendirmesi gerekeceği gibi
bir anlam kaymasına yol açarak Sayıştay
Başkanlığının bilgilendirilmediği davetlere
katılınmayacağı sonucunu doğurmaktadır. Oysa ki,
görevlendirme yetkisi zaten Sayıştay
Başkanlığında olduğundan ve görevlendirilmenin
yapılabilmesi için de, davet edilenlerin daveti Sayıştay
Başkanlığına sunması gerekeceğinden,
"Sayıştay Başkanlığının bilgisi
dahilinde" ibaresinin fıkra metninden çıkarılması
uygun olacaktır.
Öte yandan, kooperatif ve hayır kurumlarının
yönetim ve denetim kurumlarında görev alma ile sınırlı olan
istisna hükmünün Sayıştay denetçilerinin mesleki dernekleri ile kamu
yararına çalışan dernek ve vakıflarla genişletilmesini
demokratik ve katılımcı toplumun gereği olarak
değerlendiriyoruz.
Ayrıca, Sayıştay meslek mensuplarının
kamu idarelerinde görev almalarının, Teklifin 73 üncü maddesinin
ikinci fıkrasında "Sayıştay Başkanının
iznine" tabi kılınması, kamu idarelerini Sayıştay
meslek mensuplarının bilgi birikimi ve deneyiminden mahrum etmeye
yönelik bir düzenlemedir ve madde metninden çıkarılması gerekir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanunu Teklifinin 73üncü maddesinin birinci
fıkrasında geçen Başkanlığının ibaresinin,
Başkanının şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Enöz (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, gerekçeyi mi okutalım?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Sayıştay Başkanının bilgisi
dahilinde davet olundukları millî ve milletlerarası kongre, konferans
ve toplantılara katılanlar için bu madde hükümlerinin
uygulanmaması öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 74ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 75i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 76yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
77nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı kanun
teklifinin 77. maddesinin birinci paragrafından sonra gelmek üzere
aşağıdaki ifadenin bir paragraf halinde eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Birinci paragrafta ifade edilen işlerin yapılabilmesi
için tespit ettikleri fiil ve delilleri başkanlığa bildirmeyen
denetçilere delilleri karartmayla ilgili Türk Ceza Kanunu hükümleri
doğrultusunda işlem yapılır.
Abdülkadir Akcan Mehmet Günal Nevzat Korkmaz
Afyonkarahisar Antalya Isparta
Dr.
Reşat Doğru K.
Erdal Sipahi
Tokat İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 77 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Ali
Oksal
Trabzon Mersin
Madde 77 (1) Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin
gelir, gider ve mal hesap ve işlemleriyle faaliyetlerine ilişkin her
çeşit defter, belge ve kayıtlar ile raporlar ilgili idarelerin
muhasebe birimlerinde, diğer idarelerin hesap ve işlemlerine
ilişkin her çeşit defter, belge ve kayıtlar ile raporlar ise
ilgili idarelerce saklanır. Bu defter, belge, rapor ve
kayıtların Sayıştaya gönderilmesi ve Sayıştay
tarafından ilgili idarelere iadesi ile ilgili idarelerce saklanması
ve yok edilmesine ilişkin esas ve usuller Maliye
Bakanlığının görüşü alınarak Sayıştay
Genel Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Kayseri) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Oksal, siz mi
konuşacaksınız?
ALİ OKSAL (Mersin) Evet.
BAŞKAN Buyurun efendim.
ALİ OKSAL (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayıştay Kanunu Teklifinin 77nci maddesine
ilişkin değişiklik önergesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan evvel muharrem ayının tüm
İslam âlemine hayırlar getirmesini gönülden diliyorum. Ayrıca,
Dünya Engelliler Gününü kutluyor, engelli kardeşlerimizin rahat ve
huzurlu bir yaşam geçirmelerini temenni ediyorum.
Değerli milletvekilleri, inandıklarını ve
bildiklerini anlatmayanlar inanmadıkları şeyleri söyleyenlerden
daha büyük bir kabahat işlemiş sayılırlar. Böyle bir
kabahati işlememek için şunu söylemek zorundayım:
Sayıştay Kanunu Teklifinin çok önemli bazı maddeleri
Sayıştayı zayıflatmakta ve onun yapısını
bozmaktadır. Bu kanun teklifi yüz kırk sekiz yıllık bir
kurumun, halkın vergilerinin koruyuculuğunu ve takipçiliğini
yapan bir kurumun elini kolunu bağlamaktadır.
Değerli milletvekilleri, bazı iktidarlar, sahip
oldukları parlamento çoğunluğu ile devlet gücünü kullanarak
sayıştayların kendileri üzerindeki denetimi gevşetmek ve
etkisizleştirmek için kanunda değişiklik yaprak amaçlarına
ulaşırlar. İşte AKP böyle iktidarlardandır,
Sayıştayı hedef almıştır. Bu kanun
değişikliği teklifinin çok önemli bazı maddeleri de bu
niyeti açıkça belli etmektedir. AKP politikası
inanmadığı sözleri söyleme üzerine kuruludur çünkü AKP
inanmadığı sözleri söylemezse inandığı amaçlara
ulaşamaz. İşte bu yüzden, AKP, Sayıştay Kanunu Teklifinin
gerekçesinde Sayıştayı güçlendireceğini, denetim
kapsamını genişleteceğini ve Sayıştay Kanununu
uluslararası denetim standartlarına uygun hâle getireceğini
söylüyor.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinin
Sayıştayı güçlendirmek gibi bir derdi yoktur. Getirilen kanun
teklifinin detaylarına bakıldığında bu açıkça
görülecektir. Bu kanun teklifinin ikinci maddesinde Sayıştay
denetimi, düzenlilik denetimi, uygunluk denetimi ve mali denetim kavramları
tanımlanmıştır. Ancak bu tanımlarda teknik hatalar
yapılmıştır. Tanımlarında dahi hataları olan
bir kanun teklifinin ne milletimize ne de Sayıştayımıza
fayda sağlaması beklenemez.
1996 tarihinde çıkarılan 4149 sayılı Kanun
Sayıştaya performans denetimi yapma görevini vermiştir. Bu
yetkiyle Sayıştay on dört yıldır performans denetimi
yapmaktadır ancak AKP bu kanun teklifiyle Sayıştayın
performans denetimi yapma yetkisini performans ölçümü yapma yetkisine
dönüştürmüştür.
Dünyanın tüm ülkelerinde savunma, güvenlik ve istihbarat
görevi yürüten kamu idarelerinin mallarının denetiminde özel
düzenlemeler yapılmaktadır ancak bu teklifte Türk Silahlı
Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Millî İstihbarat
Teşkilatına ilişkin özel bir düzenleme öngörülmemiştir.
Ülke menfaatleriyle çatışan böyle bir düzenleme hiçbir standarda
uymamaktadır.
Yine, bu teklifle Sayıştay denetçi alımında
nitelikli denetçi alımına engel olacak usuller benimsenmektedir.
Sınav sistemi standartların aşağısına
çekilmektedir. Devletimizin en temel ve en saygın kurumlarından biri
olan Sayıştayın görevlerini etkin bir şekilde yerine
getirebilmesinde denetçilerin oynadığı rol dikkate
alındığında getirilen düzenlemenin çok büyük bir hata
olduğu ortadadır.
Sayıştayımız yargı yetkisiyle
donatılmış ve yargı tipinde örgütlenmiştir.
Sayıştayın hesap mahkemesi olarak
vasıflandırılması bu yargı yetkisine işaret
etmektedir ancak bu teklifle, yargı yetkisine sahip olmayan yani ofis tipi
örgütlenen Sayıştaylara özgü kurumlar ve hiyerarşik
yapılanmalar getirilmektedir. Bu durum Sayıştayın
yargı tipindeki örgüt yapısına da uymamaktadır. Zira bu
düzenleme, Sayıştayda denetim faaliyetlerini yürütenler üzerinde çok
sayıda amir yaratılmasına sebep olacak, dolayısıyla da
bağımsız ve tarafsız denetim yapılmasını
olumsuz etkileyecektir. Ayrıca, bu kanun teklifiyle Sayıştay
dışından uzman görevlendirilmesinin öngörülmesi,
Sayıştayın yetkilerinin özel sektöre devredilmesi anlamına
gelir ki bu durum ulusal çıkarlar ve kamu yararıyla
örtüşmemektedir.
Değerli milletvekilleri, Sayıştay Genel Kurulunun
görüşlerini ve Sayıştay Denetçileri Derneğinin önerilerini
dikkate almayan bu düzenlemeden ne bekleyebiliriz? Sayıştay Genel
Kurulu bu teklifte yer alan tam 56 maddeye ilişkin görüş bildirmiş
ancak bu görüşler de umursanmamıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim, konuşmanızı
tamamlayınız.
ALİ OKSAL (Devamla) Sayıştayı güçlendirmek,
Sayıştayı uluslararası denetim standartları seviyesine
taşımak bu mudur arkadaşlar? Bu, olsa olsa
Sayıştayın kurumsal kimliğine ve birikimine saygı
duymamaktır. Hesap verme süreci ve mali saydamlık demokrasiyi
besleyen ana damarlardandır. Bu damarları etkin kılan en
kuvvetli yapı ise Sayıştaylardır. Sayıştay ve
Sayıştay denetçileri demokrasinin muhafızlarıdır.
Değerli milletvekilleri, hakikat herkesin sloganı fakat
pek az kişinin dileğidir. AKPnin buradaki gerçek niyeti
Sayıştayın kamu idareleri üzerindeki denetim yetkisini
işlevsiz hâle getirmektir. Ancak hatırlatmak isterim ki hiçbir
insanın kalbinde vicdan kadar korkunç bir şahit ve onu bu kadar
dehşetle itham eden bir yargıç yoktur. Sayıştay üzerinde
gizli niyet taşıyanları yüce Türk milleti adına kendi
vicdanlarına havale ediyor, saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Oksal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum, buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı kanun
teklifinin 77. maddesinin birinci paragrafından sonra gelmek üzere
aşağıdaki ifadenin bir paragraf halinde eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Birinci paragrafta ifade edilen işlerin yapılabilmesi
için tespit ettikleri fiil ve delilleri başkanlığa bildirmeyen
denetçilere delilleri karartmayla ilgili Türk Ceza Kanunu hükümleri
doğrultusunda işlem yapılır.
Abdülkadir
Akcan (Afyonkarahisar) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Akcan, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 510 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 77nci maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili olarak huzurlarınızdayım. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum.
77nci madde Denetim ve incelemeler sırasında suç
teşkil eden bir fiile rastlandığı takdirde ilgili denetçi
tarafından derhâl deliller tespit edilerek durum Sayıştay
Başkanlığına bildirilir. hükmüne dayalı bir maddedir.
Eğer bunu tespit ettiği hâlde denetçi Başkanlığa
durumu bildirirse ilgili işlem yapılabilecek madde hükümleri
doğrultusunda ama bildirmezse ne olacak? Bildirmezse deliller
karartılmış ve olayın üzerine gidilmemiş olacak.
Hasbelkader bir dönem bu ülkede bakanlık yapmış ve icraatın
başında bulunmuş insan olarak benim dönemime ait hesapların
ve faaliyetlerin incelenmiş olduğunu, Sayıştayca
denetlenmiş olduğunu, Sayıştay denetçileri tarafından
tespit edilen ve maalesef bir yolluk ve gündeliğin 50 lira, 100 lira gibi
fazla tahakkuk etmişliğine dayalı olarak hesap
çıkartılıp geri ödeme talimatı düzenlendiğinden biliyorum.
Bu ülkede bakanlık yapan hiçbir kimse yaptığı bir göreve
dayalı seyahatle ilgili harcırah raporunu, formunu kendisi doldurup
imzalamaz. Birileri, bu amaçla görev yapan birileri kalkar bunu doldururlar
ancak kendisi imzalar. Ne derece doğrudur, hangi saatte gitmiştir,
buna karşılık hangi paradır, kaç paradır? Bunu hiçbir
bakanın bilmesi mümkün değildir ama denetim sonunda bu
rakamların bize iletildiği, bir yanlışlık olduğu,
birkaç defa yanlışlık yapıldığı
bildirildiğine göre bizim döneme ait işlemlerin incelendiğini de
kabul etmek istiyorum. Eğer Sayın Bakan, Sayın
Sayıştay Başkanımız da konuşmasını
bitirir de beni dinleme fırsatı verirse şu noktayı hem
Sayın Bakana hem de Sayın Başkana ifade etmek istiyorum:
Benim icraat dönemimde yapmış olduğum bir araç
muayene istasyonları ihalesi var. Bu ihalenin Yolsuzluk
yapıldı. diye iptal edildiğini 2007 yılında
seçildiğimden bu yana en az 5inci defa ifade ediyorum. Siz
denetimlerinizi Türkiye Büyük Millet Meclisi adına
yaptığınıza göre görevlendireceğiniz bir grup insan,
bir grup görevlinin bu Meclisi sürekli takip ediyor olması lazım.
Takip ediyor olması lazım ki ihbar kabul ederek olayın üstüne
gitme fırsatı olsun. Benim yaptığım ihalede
alınacak her 100 liranın 30 lirası müteahhidin, 70 lirası
devletindi. Daha sonra bu Yolsuzluk var. diye iptal edildi. Bugüne kadar bu
yolsuzluğu yapanların yakasına yapışılmadı,
kim yaptıysa
ŞENOL BAL (İzmir) Alışkanlık hâline
geldi.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) -
ve yeniden ihale
yapıldı. Sayın Başkan, yüzde 30 müteahhit yüzde 70 devlet
idi eski ihale, yeni ihale ilk üç yıl yüzde 70 müteahhit yüzde 30 devlet
-lütfen kaydedin- üç yıl, takip eden yedi yıl yüzde 60 müteahhit
yüzde 40 devlet, devam eden on yıl yüzde 50 müteahhit yüzde 50 devlet. Bu,
araç sayısının değişmeyeceğini varsayarak.
Şimdi muayeneye tabi 16 milyon araç var. Bu noktadan hareketle şu
hesabınızı çıkarın, ben yaptım bu hesabı, 8
milyar TLnin üzerinde bu devletin kaybı var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yandaşlar kazanıyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Sayıştayınız,
bir bakanın saat on birde eve geldiğini varsayarak, efendim üçte
geldi, 50 TL sadece o zamanki parayla, şimdiki parayla 5 lira fazla
tahakkuk ettiğinin peşine düşebiliyor da, bu devletin, bu
milletin 8 milyar TLsinin peşine niye düşmemiştir bugüne kadar?
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Yandaş, yandaş
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Bunu lütfen ihbar kabul edin ve
bu Meclis sona erene kadar, 23üncü Dönem, Meclis soruşturma önergesi de
dâhil Milliyetçi Hareket Partisi Meclis grubu olarak bu işin peşinde
olacağımızı ifade ediyor, yüce heyetinize, delil karartan
Sayıştay denetçileri hakkında işlem yapılmasına
fırsat verecek bu önergeyi kabul etmeniz doğrultusunda rica ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akcan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım ve
karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.45
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.55
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 26ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
510 sıra sayılı Kanun Teklifinin 77nci maddesi
üzerinde verilen Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısını arayacağım:
Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 78i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
79uncu madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 79uncu maddesinin
başlığıyla birlikte metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Hasan
Özdemir Nevzat Korkmaz
Konya Gaziantep Isparta
Ahmet
Duran Bulut Hasan
Çalış
Balıkesir
Karaman
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bu maddede yer alan hükmün, 5018 sayılı Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 69uncu maddesinde aynen düzenlenmiş
olması ve mükerrer düzenleme yapılmaması gerektiğinden, söz
konusu maddenin başlığıyla birlikte metinden
çıkartılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 80i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 81e bağlı birinci fıkrayı
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 81e bağlı ikinci fıkra üzerinde üç adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 81 nci
maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
(2) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu Kanun ile 2/4/1987
tarihli ve 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile
Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun hükümlerine göre denetlenir.
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyettedir. Bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım. Önerge sahiplerinin talepleri hâlinde
kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı kanun
teklifinin 81 nci maddesi ikinci fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Fatma Kurtulan Nuri Yaman
Iğdır Van Muş
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş
Şırnak Bitlis
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 81inci maddesinin ikinci
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Hasan
Çalış
Konya Isparta Karaman
Mustafa Enöz Ahmet Duran Bulut Reşat Doğru
Manisa Balıkesir Tokat
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan, buyurun efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayıştay kanununun sonuna doğru
geliyoruz. Gerçekten önemli bir kanun ve uzun süredir beklenen bir kanun. Ancak
bu süre içinde, üç önemli kamburu var bu tasarının, teklifin,
düzeltilmesi gereken üç noktası var.
Birincisi, görüşmelerin başında 2nci maddedeki
performans ölçülür önergesi ki tartışmalarını
yaşamıştık, bunun sonuçta tekriri müzakere edileceği
yönünde bir ortaklaşma olmuştu. Bu maddenin bir düzeltilmesi
lazım.
Bir de 44üncü maddede bir yanlış yapıldı. Onu
ben tekrar uyarmak görevini hissediyorum. 44üncü maddede
Sayıştayın, Türk Silahlı Kuvvetleri, güvenlik güçlerinin
denetiminde yönetmelik çıkarılacağı söylendi. Yalnız,
Bu yönetmeliği Bakanlar Kurulu çıkarır. dedi. Oradaki hüküm
bu. Biz önerge verdik Bakanlar Kurulu olmasın. diye. Çünkü
Sayıştay Meclis Başkanlığına bağlı.
Sayıştay anayasal bir kurum. Sayıştay Meclis adına
denetim yapar. Eğer Sayıştay yasama adına denetim yapacaksa
onun yönetmeliğini yürütmenin yapması kanun mantığıyla
çelişiyor yani burada bir terslik var. Yürütme, yasama alanına giren
bir konuda düzenleme yapmamalıdır. Kanımca bu yetkiyi Meclis
Başkanlığına verirsek, yani bunun da bu şekilde
tekriri müzakere edilerek düzeltilmesi sağlanırsa şüphesiz
Meclis Başkanlığımız uzmanları,
Sayıştay mensuplarını, hepsini dinleyerek en uygun
yönetmeliği hazırlar. Ama yasamanın görevini yürütme yönetmeye
kalkarsa, yasamayla yürütme birbirine karışırsa ileride bunun
çok ciddi sıkıntıları olacak. Bu ikincisi.
Bugünkü teklifimizde de verdiğimiz, sadece Merkez
Bankasının denetimiyle ilgili sınırlamayı
kaldırmak, şu an bunda.
Bir de geçici 1inci maddede tekrar ifade etme gereğini
duyacağız. Şimdi, Sayıştay Anayasaya göre
yargısal bir kurum. Onun çalışması İç Tüzüke göre
belirlenir yani Meclis İç Tüzüğüne göre.
Şimdi, ben Plan Bütçe Komisyonu üyesiyim. Plan Bütçe
Komisyonunun yükünü biliyoruz. Alt komisyon kurulmasının da
doğru olduğu konusunda her dört grup müttefikiz yani her dört grup da
böyle bir alt komisyonun kurulması gerektiğinde mutabıkız
ama düzenleme yanlış. Ne yapıyoruz düzenlemede? Diyoruz ki
İç Tüzük değişene kadar bunu kanunla düzenlemeye kalkıyoruz.
Bu olmaz. İç Tüzük Komisyonu bir çalışma
yapmıştır, dört parti grubu Mecliste bu konuda
uzlaşmıştır, biz de bu İç Tüzük Komisyonunun içindeyiz
ve gerçekten Meclise nefes aldıracak bir İç Tüzük taslağı
var. O zaman bu yanlışı da yapmamak lazım. Bunu kanunla
yapmak yerine, Anayasanın İç Tüzük hükümlerine
bıraktığı düzenlemeyi tekrar İç Tüzükte yapalım.
Ha, gerekiyorsa İç Tüzükteki değişiklikle bunu telafi edelim
ama bunu kanunla yaptığımız takdirde bu
sıkıntı yaratacaktır. Zaten bir dahaki yıla Plan Bütçe
Komisyonu tartışmalarına kadar bu yasal düzenleme devreye
gireceğinden, bu üç noktada bu üç kamburu düzeltmek gerekir diye belirtmek
istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Sayın Korkmaz, sizin önergenin gerekçesini mi okutayım?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Sayıştayın Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası üzerindeki denetim yetkisiyle ilgili bir sınırlama
yapılması uygun görülmemektedir.
BAŞKAN Birlikte işleme aldığım
önergeleri oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin 81 nci
maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Osman
Kaptan (Antalya) ve arkadaşları
(2) Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, bu Kanun ile 2/4/1987
tarihli ve 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile
Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun hükümlerine göre denetlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Kaptan, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Geçici 2nci maddenin birinci fıkrasında Bu Kanunda
öngörülen yönetmelik, standart, rehber ve diğer düzenlemeler bu Kanunun
yayımı tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde
çıkarılır. denmektedir.
Sayın arkadaşlarım, bir yönetmelik hazırlamak
için bir yıl süreye ne gerek vardır? Üç ayda hazırlanamıyor
mu? Büyük Atatürk, Arap alfabesinden Türkçe alfabeye geçişi bile üç ayda
gerçekleştirmiştir. O zaman tutanakları yazan kâtipler bile
Türkçe yazmayı bilmiyorlardı.
Sayın arkadaşlarım, burada AKPnin verdiği
önergeyle Sayıştayın performans denetimi yetkisi elinden
alınmıştır. Hâlbuki Sayıştayın performans
denetimi kapasitesinin geliştirilmesi için bugüne kadar ulusal kaynaklar
yanında uluslararası fonlardan da
yararlanılmıştır. Ekim 1995te Türkiye ile Dünya
Bankası arasında 62 milyon dolarlık Kamu Mali Yönetimi Projesi
imzalanmıştır. Sayıştaya 1996 yılında
performans denetimi yetkisi verildikten sonra, 1998 yılında 62 milyon
dolarlık Dünya Bankası kredisinin 4 milyon 850 bin doları
Sayıştay denetimini geliştirme bölümüne tahsis edilmiştir.
Bu tahsisten önce de projenin hazırlık çalışmaları
için, Dünya Bankası tarafından Sayıştaya 105 bin
dolarlık Japon hibesi sağlanmıştır. Japonlar bile bizim
Sayıştayın performans denetimine önem veriyor, para veriyor ama
bizim İktidar, ne hikmetse, performans denetimine önem vermiyor.
Sayın arkadaşlarım, AB müktesebatının
mali kontrol bölümünde, Sayıştayın denetim kapasitesinin
güçlendirilmesi öncelikler arasında yer almıştır. AB
müktesebatına uyum sağlamak için Sayıştayın Denetim Kapasitesinin
Güçlendirilmesi başlıklı bir eşleştirme projesi
hazırlanmış, bu projeye AB 1 milyon 379 bin euro fon tahsis
etmiş ve 30 Mart 2005 tarihinde bu proje başlamıştır.
Sayın arkadaşlarım, 16 Haziran 2005 tarihinde
Sayıştay konferans salonunda, bu projenin açılış
töreninde, o günkü Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın
Bülent Arınç da ve İngiltere Ulusal Denetim Ofisi
Başkanıyla Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Temsilcisi birer
konuşma yapmışlardır. Orada Sayıştayın
performans denetiminin öneminden bahsettiniz Sayın Arınç ama
şimdi burada, sizin iktidar partisinin verdiği önergelerle performans
denetimi ortadan kaldırıldı.
Sayıştay Başkanlığı Haziran 2005
tarihinden itibaren 100ün üzerindeki denetçiyi denetimden el çektirerek
projeye tahsis etmiş, projede öngörülen mali denetim rehberi ve performans
denetimi rehberleri taslak şeklinde hazırlanmış ve pilot
çalışmalarla test edilmiştir. Şimdi ise onca emek ve mali
kaynak tahsis edilerek geliştirilmiş bulunan
Sayıştayın performans denetimi yetkisi elinden
alınmıştır. Bu çelişkidir. Bu ne biçim yönetim
anlayışıdır? Yüce Meclisin takdirine bırakıyorum.
Sayın arkadaşlarım, bunları ben değil,
biz muhalefet partileri değil, Sayıştay
Başkanının bizzat açıklaması gerekir. Ancak ne
Sayıştay Başkanı ne de projeyi yürüten ekibin
başındaki Sayıştay Genel Sekreteri, bu oldubitti
karşısında Siz ne yapıyorsunuz? Biz buralara dış
kaynaklar da dâhil bir sürü kaynak harcadık. 100 denetçiyi beş yıldır
denetim yaptırmak yerine projede çalıştırdık. deme
cesaretini gösterememektedirler. Çünkü Sayıştay Başkanı da
Genel Sekreteri de siyasal iktidar ne diyorsa onu yapıyor çünkü kendileri
de Hükûmetin seçtiği kişilerdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaptan.
OSMAN KAPTAN (Devamla) - Sayın arkadaşlarım,
asıl gözlerden kaçırılan bir nokta da 5018 sayılı
Kanunun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiyle
hazırlanan Kamu İdarelerinde Stratejik Planlamaya İlişkin
Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelike göre, Millî Savunma
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı,
Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, MİT
Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı stratejik plan
hazırlamamaktadırlar, dolayısıyla Sayıştay bunlar
üzerinde performans ölçümü dahi yapamayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKPnin
sekiz yıllık iktidarında yandaşları gördük;
yandaş medyayı da gördük, yandaş yönetimi gördük, yandaş
bürokrasiyi gördük. Benim valim, benim savcım, benim hâkimim derken
şimdi benim Sayıştayıma geldi. Günümüzde camilerin bile
soyulduğu ülkemizde denetimin daha ciddi yapılması gerekirken
Dostlar alışverişte görsün. biçiminde bir Sayıştay
denetimi, yolsuzlukları bulmaya, önlemeye değil, yolsuzlukların
üstünü örtmeye yarayacaktır. İktidarın istediği bu mudur?
Hepinize saygılar sunarım, teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kaptan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 81e bağlı ikinci fıkrayı
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birinci ve ikinci fıkranın bağlı olduğu
çerçeve 81inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
82nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanun Teklifinin 82nci maddesinde geçen (1) Bu Kanunun
geçici maddelerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, ibaresinin
madde metninden çıkarılması; (a) ibaresinin (1), (b) ibaresinin
(2), (c) ibaresinin de (3) şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Murat
Özkan Hasan
Çalış
Konya Giresun Karaman
Ahmet
Duran Bulut Nevzat Korkmaz
Balıkesir Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Nevzat Bey, gerekçeyi mi okutayım?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe okunsun efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanunun kendi geçici maddelerinin zaten yeni
konduğu, kaldırılan hükümlerin eski kanunla ilgili olduğu
dikkate alındığında, anlamsız olan Bu Kanunun geçici
maddelerindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla. ifadesinin metinden
çıkartılması önerilmekte, bent numaraları yeniden
düzenlenmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1 üzerinde dört adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş İsmail
Bilen Yılmaz
Tunç
Kayseri Manisa Bartın
A. Müfit Yetkin Abdulkerim Aydemir Fahrettin Poyraz
Şanlıurfa Ağrı Bilecik
Geçici Madde 1- Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan Sayıştay
raporlarının ve bu Kanunun 79 uncu maddesi uyarınca
hazırlanan denetim sonuçlarının Mecliste görüşülme esas ve
usulleri Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde belirtilir.
TBMM Başkanlığına
510 sıra sayılı Sayıştay kn. teklifinin
Geçici 1. m.sinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Geçici Madde 1:
TBMM İçtüzüğünde gerekli düzenlemeler
yapılıncaya kadar;
TBMMne sunulan Sayıştay raporlarının ve bu
Kanunun 78. maddesi uyarınca hazırlanan denetim sonuçları TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonunda öncelikle ve ivedilikle görüşülerek TBMM Genel
Kurulunda TBMM İçtüzüğünün 102. maddesi hükümlerine göre
yapılacak talep üzerine genel görüşme açılıp
açılmamasına Genel Kurulca karar verilir.
Oktay Vural Mustafa Kalaycı Nevzat Korkmaz
İzmir Konya Isparta
Hasan
Çalış Hasan
Özdemir
Karaman Gaziantep
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 Sıra Sayılı yasa
teklifinin Geçici 1. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hüsnü
Çöllü Derviş Günday
Malatya Antalya Çorum
Kamer
Genç Ali
Oksal
Tunceli Mersin
Geçici Madde 1: TBMM iç tüzüğünde gerekli düzenlemeler
yapılıncaya kadar; TBMMne sunulan Sayıştay
raporlarının ve bu kanunun 78. maddesi uyarınca hazırlanan
denetim sonuçları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda öncelikle ve ivedilikle
görüşülerek, TBMM Genel Kurulunda TBMM iç tüzüğünün 102. maddesi
hükümlerine göre yapılacak talep üzerine genel görüşme
açılıp, açılmamasına genel kurulca karar verilir.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu teklifinin Geçici
1. md.nin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Nuri Yaman Pervin Buldan
Şırnak Muş Iğdır
M.
Nezir Karabaş Fatma
Kurtulan
Bitlis Van
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım?
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasa ve iç tüzüğe aykırı.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
şimdi okutacağım, biraz önce de dinlediğiniz iki önerge
aynı mahiyettedir. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım. Önerge sahiplerinin istemi hâlinde kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 Sıra Sayılı yasa
teklifinin Geçici 1. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
Geçici Madde 1: TBMM iç tüzüğünde gerekli düzenlemeler
yapılıncaya kadar; TBMMne sunulan Sayıştay
raporlarının ve bu kanunun 78. maddesi uyarınca hazırlanan
denetim sonuçları TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda öncelikle ve ivedilikle
görüşülerek, TBMM Genel Kurulunda TBMM iç tüzüğünün 102. maddesi
hükümlerine göre yapılacak talep üzerine genel görüşme
açılıp, açılmamasına genel kurulca karar verilir.
BAŞKAN - İki önerge de aynı mahiyette olduğu
için ikinci önergenin imza sahiplerini okutuyorum:
Oktay Vural Mustafa Kalaycı Nevzat Korkmaz
İzmir Konya Isparta
Hasan
Çalış Hasan
Özdemir
Karaman Gaziantep
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; bir kere, bu önergelerimizi biz
daha önce vermiştik. Geçici 1de, Meclis İç Tüzüğüne bir
müdahale vardı yani Sayıştay kanunuyla Meclis İç
Tüzüğünün değiştirilmesi yönünde bir intibamız vardı,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun da bizim de. Daha sonra, iktidar partisi
grubunun verdiği bir önergeyle bu kısmen giderildi. Ancak, ben
şu konuda birkaç kelime etmek istiyorum:
Değerli arkadaşlar, şu saate kadar hep
Sayıştay kanununu günlerce görüşüyoruz. Sayıştay
kanununu bir tarafa bırakalım, Sayıştayın
raporlarının sonucu, gelelim, biraz Büyük Millet Meclisine gelelim,
gelelim buraya. Orada, herkes her şeyi söyledi. Ben dokuz yıldır
buradayım, acaba bugüne kadar, Sayıştayın Meclise
gönderdiği tüm raporlarda her şey dört dörtlük, çok mu güzel? Hiçbir
yolsuzluk, hiçbir yasaya aykırılık yok mu acaba? Ben bunu merak
ediyorum. Bugüne kadar görmedim, bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak da
görmedim. Demek ki Sayıştayın Meclise gönderdiği tüm raporlar
dört dörtlük, hiç kimse suçlu değil, herkes görevini dört dörtlük
yapmış. Ama arkadaşlar ya, sonuç ne, sonuç? Ne eylem
yapıldı? Meclis ne eylem yaptı arkadaşlar? Bir rapor, emek
veriyor insanlar, günlerce emek veriyor insanlar ama sonuçta sonuç ne oluyor?
Raporlar geliyor Meclise, acaba dolaplarda bekliyor mu?
Değerli arkadaşlarım, ben dokuz yıldır
Meclise gelen Sayıştay raporlarında bir eylem, bir suç duyurusu
veya Aferin, sen görevini çok iyi yapmışsın. Bravo bu kuruma.
diye bir şey görmedim arkadaşlar. Yani biz niye bu raporları
hazırlıyoruz? Günlerce, Sayıştayda binlerce insan
çalışıp niye bu raporları hazırlıyor
arkadaşlar? Meclise ve halka hesap veriyor değil mi? Kamu adına
hesap veriyorlar ama kamu adına hesap soran Türkiye Büyük Millet Meclisi
bu raporları ne yapıyor arkadaşlar? Ben işin
burasındayım. Enerji KİTleriyle ilgili yukarıda günlerdir
bekleyen rapor var. Burada devlet, kamu zararı var, hazine zararı var
ama her nedense raporlar geliyor
Daha öncesini de merak ediyorum yani dokuz yıl
öncesinin Türkiye Büyük Millet Meclisini de merak ediyorum. Acaba Türkiye Büyük
Millet Meclisine bu raporlar geliyor, ne yapılıyor? Sonuç ne? Ben
bugüne kadar görmedim. İçinizde bunu bilen, Bu böyle işliyor. diyen
bir arkadaşınız varsa gelsin, beni aydınlatsın
arkadaşlar.
Arkadaşlar, bu raporlar
Hiçbir şekilde iyi yapanla kötü
yapan ayrılmıyor, suçluyla suçsuz aynı kefeye konuyor, hiçbir
işlem yapılmıyor. Sonuçta Sayıştay
çalışıyor, halk adına -güya- Türkiye Büyük Millet Meclisine
raporlar geliyor ama Türkiye Büyük Millet Meclisi bu raporları
değerlendirmiyor arkadaşlar, hiçbir etkisi de yok, sonucu da yok.
Onurlu insan hesap verir, onurlu insandan hesap sorulur ama suçluyla suçsuzu
ayrılmayan bir yerde ne hak olur ne adalet olur.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Durmuş, buyurun efendim.
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.
Evet, kısmen önerge İç Tüzüke göre düzeltildi,
doğru ama -burada bazı şeyleri konuşuyoruz, Türkiye'nin
gerçeklerini konuşuyoruz- bunların kısmen düzeltilmesi yetmiyor
değerli arkadaşlar. Bu hafta, AIDS ve HIV hastalığıyla
ilgili bir haftaydı. Kızılay Başkanı konuştu
televizyonda, ben de konuştum. Orada bir yaşındaki bebeklere kan
veriliyor ve o kandan dolayı vücut dirençlerini kıran, immün
yetmezliğine sebep olan HIV virüsünü alıyorlar, AIDS
hastalığına tutuluyorlar ve Başkanımızın
açıklaması: Yapılacak bir şey yok, dünyanın her
yerinde de bunlar oluyor.
Değerli arkadaşlarım, bugün kan ürünlerini üreten
merkezlerde kan alınan donörler kayıt sistemine kaydediliyor
-bilgisayar, bilgi işlem kayıt sistemine alınıyor- ve
bunların altı aylık düzenli kontrolleri yapılıyor. Bu
kontrollerin sonunda, bunlara hepatit virüsü bulaşmış mı,
HIV virüsü bulaşmış mı, bunlar takip ediliyor.
Dolayısıyla, bizim donörümüz bilgisayar ortamında takip edilen
bir donör olduğu zaman, bir daha birine kan verildiğinde, o kan
vermekten dolayı küçücük bebekler bu amansız hastalığa
yakalanmaz. Bu tedbir mümkündür.
Burada iki gün evvel hastane enfeksiyonlarını
konuştuk, Sayıştayımızın
hazırladığını. Kadere bakın, bir gün sonra
Afyonda 7 tane hastamız gözünü kaybetti. Neden? Enfeksiyondan.
Değerli arkadaşlarım, Sağlık
Bakanlığı hastanelerinde performans uygulaması var. Bir
hastayı ameliyathaneye aldığınız zaman, o ameliyat
bittiğinde, ikinci ameliyat alınmadan ameliyathane temizliği
yapılır. Hastane içindeki, ameliyathanedeki enfeksiyonların
yüzde 58i sağlık çalışanlarının hava
yollarındaki enfeksiyonlardır. Öyle bir trafik kurmuşlar ki çok
para alacağız diye, hastanın biri çıkıyor,
temizliğe fırsat vermeden ikincisi giriyor. Böyle fabrikasyon bir
ameliyat sistemi dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Her cuma günü hastanenin
her yerinden örnekler alınır, mikroplar kontrol altına alınır
ama görünen o ki yarın kamu hastanelerinde sizler, bizler yatacak olursak
bu riski taşıyacağız. Meclis Genel Kurulunun gündemine
getiriyoruz biz bu konuyu, o zaman desteğinizi istiyoruz.
Burada söylemek istediğim şey şu: Burada ifade
edilenler muhalefetin ağzından söylendiği için havada
kalıyor. Meclis Genel Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Sağlık Bakanlığı hastanelerinde yapılan
ameliyatlara bağlı olarak ne kadar vakada enfeksiyon ortaya
çıkıyor?u araştıracak bir komisyon
oluşturmalıdır. Bu ameliyat ritmi azaltılmalıdır.
Türkiyede sezaryenle doğum -daha evvel de ifade ettim-
dünyada yüzde 7 oranında iken Türkiyede yüzde 40a
çıkmıştır. Parasal endikasyonlu ameliyatlar, performansa
dayalı, para alacağım diye yapılan işlemler külliyen
tıbbi kurallara aykırıdır ama Bakanlık diyor ki: Biz
Sandıklıdaki hastaneyi kapattık. Hayır, hastaneyi
kapatmadınız, siz o ameliyathaneyi geçici süreyle
kapattınız ama o para kazanma hırsı orada oldukça,
enfeksiyonlara dikkat edilmedikçe yeni hastalar olmaya devam edecek,
birçoğu da basına yansımayacak, insanlar uzuvlarını,
hayatlarını kaybetmeye devam edecekler.
Bizde, Mecliste bu kadar ilgisizlik olursa -üzülüyorum- bu toplum
daha çok can verecek, daha çok gözünü kaybedecek.
MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) Kendi grubuna bak kendi
grubuna, kaç kişi var?
OSMAN DURMUŞ (Devamla) Sen orada rahatsız
olacağına dinlesen daha iyi olur, benim grubum dinlemiyorsa.
Meşgul eden senin arkadaşların.
Teşekkür ederim, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Durmuş.
Evet, birlikte işleme aldığım önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
Geçici Madde 1- Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan
Sayıştay raporlarının ve bu Kanunun 79 uncu maddesi
uyarınca hazırlanan denetim sonuçlarının Mecliste
görüşülme esas ve usulleri Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde belirtilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
TBMMnin iç işleyişinin İçtüzükle düzenlenmesi gerektiğinden
bu önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde geçici madde 1i
oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 2 üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 2. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan başsavcı
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli Fahrettin Poyraz Ayhan Sefer Üstün
Giresun Bilecik Sakarya
Yılmaz
Tunç A. Kerim
Aydemir
Bartın
Ağrı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin Geçici
2 nci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
(1) Bu Kanunda öngörülen, denetime ilişkin yönetmelik,
standart, rehber ve diğer düzenlemeler en geç üç ay, diğer konulara
ilişkin yönetmelikler ise en geç altı ay içinde
çıkarılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, Sayın Başkanım,
gerekçeyi mi okutayım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sayıştay, yaklaşık yüz denetçiyi beş
yıl önce ikincil mevzuatı hazırlamak amacıyla
görevlendirmiş bulunduğundan denetime ilişkin ikincil mevzuat
hazırlanmıştır ve dolayısıyla en geç üç ay içinde
çıkarılabilecektir. Diğer konulara ilişkin yönetmeliklerin
de yasanın bir an önce uygulamaya geçmesi için en geç altı ay içinde
çıkarılması doğru bir tercih olacaktır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 2. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan
başsavcı ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Fahrettin
Poyraz (Bilecik) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Savcı ile ilgili olarak yapılan düzenlemeye uyum
sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici madde 2yi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 3 üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Mustafa
Elitaş Fahrettin
Poyraz Mehmet Sekmen
Kayseri Bilecik İstanbul
Hayrettin
Çakmak Yılmaz
Tunç
Bursa Bartın
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
başlanmış seçim, denetim ve hükme bağlama işlemleri
832 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır.
T.B.M. Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sayılı yasa teklifinin geçici
3. maddesinin 5 nolu fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
5- Diğer kanunların, 832 sayılı kanuna istisna
getiren hükümleri hariç, 832 sayılı kanuna yapılan atıflar
bu kanuna yapılmış sayılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Genç, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kanunun sonuna doğru geldik. Kanunun geçici 3. maddesinin
beşinci fıkrasının değiştirilmesiyle ilgili
olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Önergemizin mahiyeti bu.
Zaman zaman birçok kanunda, işte, bu kurumların
yaptıkları harcamalar Sayıştay denetimine tabi
değildir diye birçok yerde hüküm var.
Şimdi, bizim getirdiğimiz önergede diyoruz ki:
Çeşitli kanunlarda Sayıştay denetimine tabi
olmadığı belirtilen hükümler hükümsüzdür. Yani devletin bütün faaliyetlerinin
Sayıştay denetimine tabi olması gerekir diyoruz.
Mesela bunların başında TOKİ gelir sayın
milletvekilleri. TOKİyi düşünebiliyor musunuz? Tabii, Tayyip Beyin
kasası, korkunç, devasa bir şirket. Türkiye'nin en güzel yerlerinde,
gidiyorlar, arazileri alıyorlar, devletin arazileri kendilerine tahsis
ediliyor ve orada istediği miktarda, istediği imar
değişikliğini yapıyor, istediği nitelikte inşaat
yapıyor, ondan sonra istediği firmalardan, istediği fiyattan
malzeme alıyor, gidiyor, devletin çeşitli kurumlarından ihale
alıyor. Mesela işte Ankarada Danıştay binasının
yapılması TOKİye verilmiş ama TOKİ de onu
getirmiş, EVYAPa vermiş. İstanbulda bilmem devasa, büyük adliye
sarayını TOKİ yapıyor ama bunu yine getirmiş, kime
vermiş? Kendisine yandaş bir şirkete vermiş. Yani bu kadar
devletin içinde korkunç derecede ekonomik güç kullanan bir devlet şirketi
denetime tabii değil, Tayyip Bey ne derse o olur; şunu şuraya
ver, buraya ver, bunu buraya ver, buraya verin. Böyle bir devlet
anlayışı olmaz. Bu ancak diktatörlük rejimlerinde olan bir
harcama sistemi ve dolayısıyla yani burada artık vatandaş
Ben vergi veriyorum. Bu vergi doğru kullanılıyor. Bu, tamamen
beyhude bir düşünce tarzı. Ayrıca devletin en kıymetli
varlıkları getirip -hatta yakında belki camilerini, belki
Okulları zaten yapıyorlar- TOKİ tarafından o büyük
alanları alacak, istediği gibi kullanacak. Biz diyoruz ki: Devletin
bu kadar faaliyetlerini kullanan bir özel şirketin hiç olmazsa hiç
birisinin denetim dışında kalması mümkün olmaması lazım.
Aksi takdirde devlet diye bir devlet olmaz. Arkadaşlar, zaten bu kanunla
getirilen sistemde devlet denetimi dışında
kalmıştır. Şimdi, kamu iktisadi teşebbüslerinin
denetimi nasıl olacak? Yüksek Denetleme Kurulunu kaldırdık,
Sayıştayın denetimine verdik. O denetim raporları nerede
incelenecek? Bana göre burada yapılması gereken, Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki KİT Komisyonunun gelen Sayıştay
raporlarını incelemesi lazım. Sayıştay raporları
Artık KİT Komisyonunun bir anlamı kalmadı. Yani KİT ne
yapıyordu? Yüksek Denetleme Kurulunun KİTlerde
yaptığı denetim nedeniyle gelen raporları o da inceliyordu.
Şimdi KİTlerin hiçbirisi artık Yüksek Denetleme Kurulu
tarafından denetlenmiyor. Dolayısıyla, sayın
milletvekilleri, ne olacak bunlar? Yani o kadar eksik, o kadar gerçek
dışı bir kanun getirildi ki burada müzakeresiz
Maalesef AKPli
milletvekilleri her şeye Hayır. diyorlar.
Biraz önce bir madde kabul ettik. Sayıştay mahkeme
olmadığı hâlde cumhuriyet savcısı soruşturma
yetkisini verdik. Düşünebiliyor musunuz, bir Sayıştay meslek
mensubu eğer şahsi bir suç işlerse o Sayıştay meslek
mensubunun şahsi suçunu soruşturma yetkisini Sayıştaya
verdik. Bunu neye göre veriyorsunuz? İşte sizin içinizdeki hukukçular
çıksın, söylesin. Sayıştay mahkeme mi? Değil. Yüksek
mahkeme de değil. Dolayısıyla öyle bir kanun getirildi ki
Maalesef, burada, işte -Sayıştay- nasılsa biz bunlara çok
lâyüsel yetkiler verdik, bu lâyüsel yetkileri verdiğimiz için yani
istediğimiz gibi yönlendirebileceğimiz bir kurum hâline getirdik anlayışıyla
hareket edildi. Ama değerli milletvekilleri, Sayıştayın bu
şekilde görev yapması mümkün değil.
Şimdi, düşünebiliyor musunuz, Sayıştay üyesi
bir suç işlediği zaman ta gidecek, Genel Kurulunda üçte 2
çoğunlukla bir karar alacak ki gelsin gitsin, yargıda
yargılansın. Bu, Türkiyede hangi kurumda olan imtiyaz? Ama maalesef
biz bunları söyledik, para etmedi. Ama tabii size ne söylesek de boş.
Geçen gün, işte bu WikiLeaks belgeleri açıklandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Genç, konuşmanızı
tamamlayınız efendim.
KAMER GENÇ (Devamla) Şimdi, Tayyip Bey
Bakın,
pazarı pazartesiye bağlayan gece bunlar açıklandı. Tayyip
Bey pazartesi günü büyük ödülü almak için çok demokrasi kahramanı
kadayıfa, şey Kaddafiye gitti
Kadayıf değilmiş de
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN KARA (Kilis) Ne konuştuğunu bilmiyorsun, otur
yerine!
KAMER GENÇ (Devamla) Neyse, Kaddafi buna o büyük ödülü verdi.
Şimdi ona sordular: Bu WikiLeaks, bunlar nedir? Burada senin hani
İsviçre bankalarında paran mı var? dedi. Ya, vallahi hele bir
bakayım. dedi, Eteklerindeki taşları döksünler. dedi. Sonra
Ahmet Davutoğlunu Amerikaya gönderdi. Ahmet Davutoğlu gitti, orada
birtakım işleri hallettikten sonra
Tayyip Bey ondan sonra geldi,
burada kral kesildi. Vay efendim, bunları söyleyenler de alçaktır,
yayanlar da alçaktır. dedi. Ben bunları konuşuyorum. Eğer
bu laf yayan anlamına geliyorsa o küfrü kendisine iade ediyorum. Onu da
söyleyeyim yani.
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Ağırına mı
gitti? Niye gocunuyorsun? Demek ki işin içinde sen de varsın!
KAMER GENÇ (Devamla) Onun için, yani insanlar devletin hangi
kademesinde olursa olsun ne konuşacağını iyi bilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Türkiye bu belgelerden dolayı çok
büyük bir ayıp altındadır, bu ayıbı temizlemesi
lazım. Burada böyle bağırmakla, çağırmakla olmaz.(CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı Kanun
Teklifinin Geçici 3. maddesinin ikinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim.
Yılmaz
Tunç (Bartın) ve arkadaşları
(2) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
başlanmış seçim, denetim ve hükme bağlama işlemleri
832 sayılı Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
başlamış olan seçim işlemlerinin de bir tereddüde sebep
olmaması için 832 sayılı Sayıştay Kanununa göre
sonuçlandırılması amacıyla
hazırlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici madde 3ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 4 üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin Geçici
4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
(2) Sayıştaya devredilen Yüksek Denetleme Kurulunda,
devir tarihi itibarıyla çalışmakta olan; başkan ve üyeler
ile başdenetçi, denetçi ve denetçi yardımcıları başka
bir işleme gerek kalmaksızın ve kadro şartı
aranmaksızın kazanılmış hak aylık derecelerine
uygun Sayıştay uzman denetçisi, Sayıştay başdenetçisi,
Sayıştay denetçisi ve Sayıştay denetçi yardımcısı
kadrolarına atanmış sayılır. Sayıştay uzman
denetçiliğine atanmış sayılan başkan ve üyeler ile
başdenetçi ve denetçilerin birinci sınıfa
ayrılmalarına ve uygulamaya ilişkin hususlar bu Kanun
çerçevesinde Sayıştay Genel Kurulunca belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 510 sıra Sayıştay Kanununun
geçici 4'üncü maddesinin 2'nci bendinin aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Nevzat
Korkmaz Emin Haluk Ayhan
Konya Isparta Denizli
K.
Erdal Sipahi Oktay
Vural
İzmir İzmir
"Sayıştaya devredilen Yüksek Denetleme Kurulunda,
devir tarihi itibarıyla çalışmakta olan; başkan ve üyeler
başka bir işleme gerek kalmaksızın ve kadro şartı
aranmaksızın Sayıştay üyesi; başdenetçi, denetçi ve
denetçi yardımcıları kazanılmış hak aylık
derecelerine uygun Sayıştay uzman denetçisi, Sayıştay
başdenetçisi, Sayıştay denetçisi ve Sayıştay denetçi
yardımcısı kadrolarına atanmış sayılır.
Sayıştay uzman denetçiliğine atanmış sayılan
başdenetçi ve denetçilerin devir tarihi itibarıyla birinci
sınıfa ayrılmalarına ve birinci sınıftaki
kıdemlerine ilişkin hususlar, Yüksek Denetleme Kurulunda meslek
mensubu olarak geçen sürelerin tamamı, bunun dışındaki
hizmet sürelerinin ise üçte ikisi Sayıştay'da meslek mensubu olarak
geçmiş gibi dikkate alınmak suretiyle bu Kanun çerçevesinde
Sayıştay Genel Kurulunca belirlenir. Bu Kanunun yürürlük tarihine
kadar, Yüksek Denetleme Kurulu meslek mensubu kadrolarından emekliye
ayrılmış olanların da aynı usul ve esaslara göre
intibak işlemleri Sayıştay ve Sosyal Güvenlik Kurumunca
müştereken belirlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım Nevzat Bey?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Benzer görev yapmaları nedeniyle birleştirilmelerine
karar verilen Sayıştay ve Yüksek Denetleme Kurulunda benzer
unvanlarda çalışanların hak kaybına
uğramalarını önlemek için Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve
üyelerinin de Sayıştay üyeliğine seçilmiş
sayılmaları amaçlanmıştır. Anayasanın 160
ncı maddesinde "...Sayıştayın kuruluşu,
işleyişi, denetim usulleri, mensuplarının nitelikleri,
atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri ve
diğer özlük işleri, başkan ve üyelerinin teminatı kanunla
düzenlenir." denildiği ve Yüksek Denetleme Kurulu üyeliğine
atanabilme nitelikleri ile Sayıştay üyeliğine seçilme
nitelikleri benzerlik taşıdığı için bir kereye mahsus
kanunla böyle bir düzenleme yapmanın hakkaniyetin gereği olduğu
düşünülmektedir.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulundaki meslek
mensupları, 72 sayılı KHK'nin 5. maddesine göre; Kurul
Başkanı, Kurul üyeleri ile başdenetçi, denetçi ve denetçi
yardımcılarından ibaret olup, anılan Kanun Hükmünde
Kararnamenin 15 ve 16. maddelerine göre, Kurula denetçi olarak atanabilmek üç
durumda mümkün olmaktadır.
- Yüksek Denetleme Kuruluna atanmanın birinci yolu; Hukuk,
İdare, İktisat, Ticaret,
İşletme
konularıyla ilgili lisans diploması veren yüksek öğrenim kurumlarından birini
bitirmiş ve en az on yıl kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışmış olmakla beraber, KHK'nin 15/b maddesinde
sayılan yönetici görevlerinde belirli sürelerle bulunmuş
olmaktır.
- Yüksek Denetleme Kuruluna atanmanın ikinci yolu; yüksek
veya lisansüstü öğrenim yapmış mühendis olmak veya uzman
veteriner hekimlerden meslekleriyle ilgili işlerde en az on yıl
çalışmış olmaktır.
-Yüksek Denetleme Kurulu'na atanmanın üçüncü yolu ise;
denetçiler için aranan öğrenimleri görmüş olmak, 30
yaşını geçmemek ye yarışma sınavında
başarılı olmaktır.
Görüşülmekte olan 510 sıra sayılı
Sayıştay Kanununun geçici 4/2 nci maddesi ile Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulu'nun personeli, araç, gereç ve her türlü
taşınır ve taşınmaz malları ve bütçesi
Sayıştaya devredilmiştir. Bu devir sırasında uzman
denetçi kadrolarına atanmış sayılacak Yüksek Denetleme
Kurulu Başdenetçilerinin Sayıştay'da birinci sınıfa
ayrılmalarında uygulanacak yöntemler ve burada elde edilecek
kıdem hakkında herhangi bir kıstas belirlememiş bu konudaki
uygulamaya ilişkin tüm yetki yasama organı tarafından
Sayıştay Genel Kuruluna devredilmiştir.
Devredilen bu yetkiye ilişkin Kanun metninde
"Sayıştay uzman denetçiliğine atanmış
sayılan başdenetçi ve denetçilerin birinci sınıfa
ayrılmalarına ve uygulamaya ilişkin hususlar bu Kanun
çerçevesinde Sayıştay Genel Kurulunca belirlenir." denilmektedir.
Sayıştay Genel Kurulunun intibaklara ait söz konusu yetkisini
kullanması sırasında, Yüksek Denetleme Kurulunda uygulanan atama
yöntemlerinin, Sayıştayda çalışan meslek mensupları
ile birebir uyumlaştırılabilmesi Yüksek Denetleme Kuruluna
meslek mensubu atanmasındaki farklılıklar nedeniyle mümkün
olamayabilecek ve kıdem ve intibaklara esas alınacak hizmetlerin
tespitinde mağduriyetler doğabilecektir. Özellikle Yüksek Denetleme
Kurulu'nda Üyeliğe seçilme hakkı elde etmiş Başdenetçilerin
mağduriyeti gündeme gelebilecektir. Dolayısıyla, şahsi
davalar sebebiyle birçok hukuki ihtilaf doğabilecektir.
Bu nedenle, Kanunun 18. maddesinde meslek mensubu
sayılmamalarına rağmen, meslek mensuplarının
haklarından yararlandırılan Sayıştay
Savcılarının Sayıştay dışında geçen
hizmetlerinin üçte ikisinin Sayıştayda geçmiş gibi varsayılmasına
ilişkin hükme, Ek 4 üncü maddede yer verilmiştir.
Ayrıca, söz konusu madde devir tarihi ibaresine yer verilerek
başdenetçi, denetçi ve denetçi yardımcılarının
intibaklarının Yüksek Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerde
olduğu gibi devir tarihi itibarıyla yapılması
sağlanmak istenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza arz ediyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sayıştay Kanunu Teklifinin Geçici
4 üncü maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
"(2) Sayıştaya devredilen Yüksek Denetleme
Kurulunda, devir tarihi itibarıyla çalışmakta olan; başkan
ve üyeler ile başdenetçi, denetçi ve denetçi yardımcıları
başka bir işleme gerek kalmaksızın ve kadro şartı
aranmaksızın kazanılmış hak aylık derecelerine
uygun Sayıştay uzman denetçisi, Sayıştay başdenetçisi,
Sayıştay denetçisi ve Sayıştay denetçi
yardımcısı kadrolarına atanmış sayılır.
Sayıştay uzman denetçiliğine atanmış sayılan
başkan ve üyeler ile başdenetçi ve denetçilerin birinci
sınıfa ayrılmalarına ve uygulamaya ilişkin hususlar bu
Kanun çerçevesinde Sayıştay Genel Kurulunca belirlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, gerekçeyi mi okutayım?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Fıkrada, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
Başkan ve üyelerinin birinci sınıfa ayrılmış ve
dokuz yılını doldurmuş uzman denetçi kadrolarına
atanmış sayılacağı belirtilmektedir. Birinci
sınıfa ayrılma ve dokuz yılını doldurma 2802
sayılı Kanunda ve bu Kanuna göre Sayıştay Genel Kurulunca
hazırlanan birinci sınıfa ayrılmaya ilişkin ilke
kararında öngörülen şartların yerine getirilmesiyle elde edilen
bir haktır ve bu şartları yerine getirmeyenlerin belli bir
göreve atanmış olmakla bu haklardan
yararlandırılmasının Anayasanın hukuk devleti
ilkesiyle bağdaşmayacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 4ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.46
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.07
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN
(Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26ncı
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
510 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Teklife yeni geçici madde eklenmesine ilişkin bir adet önerge
vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
510 sıra sayılı Sayıştay Kanunu Teklifine
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli M. Akif Hamzaçebi Oktay Vural
Giresun Trabzon İzmir
Nuri
Yaman Fahrettin
Poyraz
Muş
Bilecik
Geçici Madde 5- (1) Türkiye Büyük Millet Meclisinin, 23 üncü Dönem
2 nci Yasama Yılı 1/10/2007 tarihli 1 inci Birleşimine ait
Tutanak Dergisine ekli 1 numaralı Gelen Kağıtlar Listesinde
Tezkereler kısmında yayımlanan Sayıştay
Başkanlığı tezkerelerinden (3/12) ila (3/84) esas
numarası (bu numaralar dahil) verilmiş bulunan 73 adet
Sayıştay Başkanlığı tezkeresi işlemden
kaldırılmıştır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, hiç olmazsa Hükûmet
bir açıklama yapsın.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 77 nci maddesi
yasama dönemi bitiminde, hükümsüz sayılacak işleri göstermiştir.
Bu kapsamda belirtilmeyen Sayıştay Başkanlığı
tezkereleri hükümsüz sayılmamaktadır. 832 sayılı
Sayıştay Kanununun 25, 28, 87 ve 88 inci maddelerine dayanılarak
TBMM'ye arz edilen 73 adet Sayıştay Başkanlığı
tezkeresinin işlemden kaldırılmasına bu önerge ile imkân
tanınmaktadır.
Söz konusu tezkereler; Devlet Üretme Çiftlikleri Genel
Müdürlüğüne Bağlı Döner Sermayeli İşletmelerin 1966,
1967, 1968, 1969, 1970, 1971, 1972, 1973 yılları konsolide
bilançoları, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına
Bağlı Döner Sermayeli Sağlık Kurumları ve
Esenleştirme (Rehabilitasyon) Tesislerinin 1965, 1966, 1967, 1968, 1969,
1970, 1971, 1972 Bütçe Yılları Konsolide Bilançoları, Devlet
Orman İşletmeleriyle Kereste Fabrikaları ve Ana Tamirhane ve
Yedek Parça Depo Müdürlükleri Saymanlıklarının 1966, 1967, 1968,
1969, 1970, 1971, 1972, 1973 Yılları Konsolide Bilançoları;
İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma İdaresi
Başkanlığı Fon Saymanlığının 1968,
1969, 1970, 1971, 1972, 1973, 1974, 1975 Takvim Yılları Genel
Bilançoları, Tarım Bakanlığına Bağlı Çumra
Sulu Ziraat İstasyonu, Tarsus Sulu Ziraat, Ankara Toprak ve Gübre,
Eskişehir Topraksu, Menemen Sulu Ziraat Araştırma Enstitüleri
Döner Sermayelerinin 1967, 1968, 1969 Yılları Genel Bilançoları,
Tekel Genel Müdürlüğüne Bağlı Döner Sermayeli İşletmelerin
1967, 1968, 1969, 1970, 1971, 1972, 1973 Bütçe Yılı Konsolide
Bilançoları, Tarım Bakanlığı Zirai Mücadele ve Zirai
Karantina Genel Müdürlüğüne Bağlı Döner Sermayeli
İşletmelerin 1969, 1970, 1971, 1972, 1973, 1974, 1975 Yılları
Genel Bilançoları, Köyişleri Bakanlığı Topraksu Genel
Müdürlüğüne Bağlı Döner Sermayeli İşletmelerin 1967,
1968, 1969, 1970, 1971, 1972 Yılları Genel Bilançoları, Yalova
Kaplıcaları İşletme Saymanlığının 1969,
1970, 1971, 1972, 1973, 1974, 1975 Bütçe Yılları Hesap ve
İşlemleri gibi tezkereleri kapsamaktadır.
Görüldüğü üzere, söz konusu tezkereler güncelliğini
yitirmiştir. Bu tezkerelerin ele alınmasının yararı ve
anlamı olmadığı gibi dönem başlarında gereksiz
iş yüküne ve kırtasiyeciliğe sebebiyet vermektedir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, böylece
teklife yeni geçici madde 5 eklenmiştir.
83üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
84üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, üçüncü bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir ama oylamadan önce oyunun
rengini belirtmek üzere Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Gençin söz
talebi vardır.
Oyunun rengini belirtmek üzere aleyhte Sayın Genç, buyurun
efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 510 sıra sayılı Yasa Teklifinin sonuna geldik.
Teklifi her yönüyle çok sakıncalı bulduğum için aleyhte,
kısa da olsa, beş dakikalık zaman içinde düşüncelerimi
açıklamak istiyorum.
Bir Sayıştay getirdik. Sayıştayın kendisi
yüksek yargı olmadığı hâlde yüksek yargıdan daha üstün
statüye getirdik. Sayıştayda çalışanlara ayda yüzde 50
fazla mesai ve normal mesaiden de 3 katı fazla mesai veriyoruz. Ama peki,
adliye mahkemelerinde, Danıştayda, Yargıtayda çalışan
yargı mensuplarına niye bu ödemeleri vermiyoruz?
Şimdi size basit olarak özetleyeyim: Sayıştay
denetçisi ile Sayıştay denetimi başlıyor.
Sayıştay denetçisi çantasını aldı belediyeye gitti,
herhangi bir daireye gitti. Bu Sayıştay denetçisi arkadaşımız
yüksekokulu bitirdikten sonra Sayıştayda kısa bir staj görmüştür.
Çoğunun da mesleğe kabullerini, şartlarını biliyoruz;
büyük bir kısmı belli düşüncedeki insanlar. Karşı
düşüncedeki insanlar olduğu zaman onlar da zaten eleniyorlar.
Şimdi, Sayıştay denetçisinin devleti tanıması
lazım, yani devletin bütün kanunlarını bilmesi lazım, idari
usul ve esasları bilmesi lazım. Bir rapor düzenleyecek. Neye göre
düzenleyecek raporu? Kamu zararı var mıdır, yok mudur diye o
yönden oluşturacak. Kamu zararı nedir? 5018 sayılı Kanunda
gösterilmiş. Sadece hesapları toplayacak, ondan sonra neticeye
bakacak. Kamu kaynaklarının verimli, etkin, ekonomik
kullanılıp kullanılmadığına bakmayacak.
Dolayısıyla, gelecek o rapor dairede karara bağlanacak, ondan
sonra da o usul içinde gidecek. Bir defa, burada, temel, denetçi raporu
olduğuna göre, denetçi raporunun denetimi sağlıklı
şekilde yapabilecek nitelikte olması lazım. Maalesef bu nitelik,
bu denetçi raporunda yok. Dolayısıyla, devri iktidarınızda
teftişleri de kaldırdınız, müfettiş denetimini de
kaldırdınız. Kaldı, kaldı, devletin bütün organları
Sayıştay denetimine kaldı. Ee, Sayıştay denetimi de bu
arkadaşlar. Bu raporlar kim tarafından incelenecek? Biraz önce
Efendim, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından incelenecek
Ne zaman
bu tüzük değişikliği yapılacak? Yok. Yani AKPnin bir kadı
zihniyeti var. Kadının biri demiş: Helal-haram ver
Allahım, kadı kulu yer Allahım. Maalesef, bu zihniyet size de
hâkim oldu. Böyle bir zihniyeti de devlet yönetimi hâline getirdiniz.
Dolayısıyla, bu zihniyetle devlet yönetilemez. Devletin şeffaf
olması lazım, devletin bütün faaliyetlerinin enine boyuna
tartışılması lazım, bir kör kuruşun dahi
hesabının sorulması lazım. Ama KİT Komisyonunda
görüyoruz, adam getirmiş kendi -Tayyip Beyin- arkadaşını
atamış oraya, günde 500 dolar harcırah veriyor arkadaş.
Bırak kendisi yanındaki 500 dolar veriyor. Bir bakıyorsunuz,
devletin boru hatlarını veriyorlar kendi yandaşlarına, 75
milyon dolar, 80 milyon dolar, ondan sonra bir hesaplar yapıyor, kaba
kuvvetle, ya acaba şurada şu kadar fazla
Yani esas o işi ihale ederken
gerekli olan şartname hazırlanmadan böyle işte yandaşlara
devletin kaynaklarını aktarmak için yapılan böyle bir
kıyaklıklar, böyle bir uygulamalar
Devlet niye iflas ediyor arkadaşlar? Devlet, denetim
olmadığı zaman iflas ediyor. Bugün bakanlıkların
Eskiden Muhasebe-i Umumiye Kanunu yürürlükteyken hiç olmazsa orada ihaleler
usulüne göre yapılmış mıdır, yapılmamış
mıdır, muhasebe müdürleri gerekli denetimi yapıyordu. Şimdi
onların hepsi kaldırıldı. Yerine ne var? Efendim ödenek var
mıdır? E artık ihaleleri de maalesef denetleyemiyorsunuz?
Şimdi belediye başkanları lâyüsel hâlde.
İşte Ankara Belediye Başkanı
Üç tane Ankarada inşaat
var. Birisi, Gölbaşında yapmış, hiçbir şeye
yaramıyor, 5-6 trilyon para oraya harcamış. Yine Eskişehir
Yolunda bir demir yığını yapmış, 7-8 trilyon
oraya harcamış. Yine bu Millî Kütüphanenin karşısında
dükkânlar yapmış, 7-8 trilyon oraya atmış. Kimse hesap
sormuyor arkadaşlar. Öte tarafta, devlete bu kişinin 4 katrilyon lira
borcu var. Kimse hesap sormuyor. Yani peki, bu devlet, belediyelerden
nasıl ve hangi esaslara göre hesap soracaksınız? Devletin
harcamalarının usulüne uygun olup olmadığını
nasıl hesap soracaksınız? Getirdiğiniz bu kanunla kendinizi
kandırıyorsunuz. Bu, devlete denetimi yapmaz. Bu kanunla tavuk kümesini
denetleyemezsiniz, değil devletin faaliyetlerini denetlemek. Bu kanunda
tavuk kümesini denetleyecek hükümler yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Genç, konuşmanızı tamamlar
mısınız.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Devamla) O itibarla, keşke bu kanun, daha böyle
ülkenin ihtiyaçlarına cevap verebilecek, hırsızlık
yapanların hırsızlık şevklerini kıracak, devletin
kaynaklarını en iyi şekilde kullanacak bir anlayışla
hazırlansaydı, ama ben anlamıyorum; yahu siz bu devletin sanki
dışındaki bir kitle misiniz? Bu devlette dürüst yönetilmek sizi
rahatsız mı ediyor? Bu devlete hukukun genel kurallarına uygun
bir denetim sistemini getirmek sizi rahatsız mı ediyor? Demek ki
sizde bir korku var ki bu devletin sağlıklı olarak yönetilmesini
istemiyorsunuz, denetimi kaldırıyorsunuz. Demek ki perde
arkasında, birilerinin dediği gibi, dışarıdaki
bankalarda paralar mı var, ne var? Bunları demek ki bir gerekçeye
ALİ İHSAN MERDANOĞLU (Diyarbakır) Atma,
atma!
KAMER GENÇ (Devamla) Yahu ne atmayayım! İşte,
denetimden korkan insanların herhâlde arkalarında bir kusurları
var, bir ayıpları var, bunu örtbas etmek için bu kanunları
getiriyorlar.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, biraz
önce de arz ettiğim gibi, teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim. Bu süre içinde sisteme
giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen de sisteme giremeyen milletvekili
arkadaşlarımızın oy pusulalarını oylama için
öngörülen iki dakikalık süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar varsa,
hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyun rengini ve
kendisinin ad ve soyadıyla imzasını taşıyan oy
pusulasını, yine, oylama için öngörülen iki dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağ, Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı ve 3 Milletvekilinin;
Sayıştay Kanunu Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan Oy Sayısı : 268
Kabul : 254
Ret : 14
(x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Yusuf
Coşkun Fatih
Metin
Bingöl Bolu
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, böylece
510 sıra sayılı Sayıştay Kanunu Teklifi kabul
edilmiştir.
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
Haftalardır süren çok özverili
çalışmalarınızdan dolayı ve grup başkan vekili
arkadaşlarımızın, grup üyelerinin, milletvekili
arkadaşlarımızın gösterdikleri uzlaşma çabası
içerisinde bugün bu kanunu, Sayıştayımızın kanununu
kabul etmiş oluyoruz. Sayıştayımız için, milletimiz
için ve bütün toplumumuz için hayırlar getirmesini diliyorum ve sizlere bu
konuda gösterdiğiniz özverili çalışmadan ve ilgiden dolayı
ve özellikle grup başkan vekili arkadaşlarım başta olmak
üzere, teşekkürlerimi, şükranlarımı sunuyorum.
Hayırlı olsun efendim.
Saygıdeğer milletvekilleri, 4üncü sırada yer alan
Kütahya Milletvekili Soner Aksoy'un; Yenilenebilir Enerji
Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Kütahya Milletvekili Soner
Aksoy'un; Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi
Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/340)
(S. Sayısı: 395)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay
Başkanlığı ile Irak Cumhuriyeti Savunma
Bakanlığı Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Mutabakat Muhtırasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Türkiye Cumhuriyeti
Genelkurmay Başkanlığı ile Irak Cumhuriyeti Savunma Bakanlığı
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Mutabakat Muhtırasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/781) (S. Sayısı: 459)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gruplar arasındaki mutabakatı dikkate alarak ve bundan
sonra da komisyonun bulunmayacağı
anlaşıldığından, sözlü soru önergeleriyle, alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 7 Aralık
2010 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Sizlere ve bizleri izleyen vatandaşlarımıza
hayırlı akşamlar, hayırlı hafta sonları diliyorum
efendim.
Kapanma Saati: 18.26