DÖNEM: 23 CİLT: 91 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
58inci
Birleşim
3 Şubat 2011 Perşembe
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - KAPALI OTURUMLAR
V. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Sivas ilinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
2.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Bodrumda meydana gelen sel felaketine
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, Tunus ve Mısırdaki son siyasi
gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Sivas
Milletvekili Selami Uzunun, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemirin,
konuşmasında, Başbakanın Sivasta kırk bir fabrika
temeli attığını söylediğini, oysa bunun
doğruları yansıtmadığı şeklindeki
beyanlarına ilişkin açıklaması
2.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Ankara OSTİMde vuku bulan patlamaya
ilişkin açıklaması
3.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Ankara OSTİMde vuku bulan patlamaya
ilişkin açıklaması
4.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Ankara OSTİMde vuku bulan patlamaya
ilişkin açıklaması
5.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, Ankara OSTİMde vuku bulan
patlamaya ilişkin açıklaması
6.- İzmir Milletvekili
Oktay Vuralın, Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, bu milletin
bölünmez bütünlüğüne kurşun sıkanları özgürlük hareketi
temsilcisi olarak nitelemesini milletvekili sıfatına
yakıştırmadığına ilişkin
açıklaması
7.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, Muş Milletvekili M. Nuri
Yamanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygınlığıyla ve buradaki kardeşlik
bağlarıyla bağdaşmayan cümleler sarf etmesine ilişkin
açıklaması
8.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Muş Milletvekili M. Nuri
Yamanın, Türkiye Cumhuriyetine TC; PKKnın terör örgütü liderine
Kürt özgürlük hareketi lideri Sayın Öcalan demesine ilişkin
açıklaması
9.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, bu Parlamentodaki varlık
nedenlerinden birinin Parlamentoda bulunan diğer siyasi partilerden
farklı düşünmeleri olduğuna ve ülkede yaşanan sorunu Kürt
sorunu olarak nitelediklerine ilişkin açıklaması
10.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, TRTde 2007 yılında siyasi
partilere ne kadar yer verildiği sorularına TRTnin verdiği
cevaba ilişkin açıklaması
11.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçının, ORGİ Havaalanı ile ilgili sözlerine ilişkin
açıklaması
12.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Yalova Milletvekili Muharrem İncenin,
konuşmasındaki sorularına ilişkin açıklaması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Spor
Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun
İngiltere ve İspanyada inceleme ve araştırmalarda
bulunacak milletvekillerinin isimlerine ve yurt dışında
bulunacakları sürelere ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1406)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 19 milletvekilinin, Yeşilırmak
Nehrindeki kirlilik sorununun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1015)
2.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20 milletvekilinin, madde
bağımlılığı sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1016)
C) Genel Görüşme Önergeleri
1.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Sayıştayın e-Devlete Geçişte Kamu Kurumları
İnternet Siteleri adlı performans denetim raporu üzerinde genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/18)
2.- Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20 milletvekilinin, vakıf eserlerinin
korunması konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin
önergesi (8/19)
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/653) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 3/2/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi
2.- (10/488) esas
numaralı Meclis Araştırması Önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 3/2/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
3.- (10/606),
(10/515), (10/537) ile (10/689) esas numaralı Meclis
Araş-tırması Önergelerinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde birleştirilerek
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Bursa Milletvekili Ali Koyuncunun,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Maliye
Bakanı Mehmet Şimşekin, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, konuşmasında Hükûmete sataşması nedeniyle
konuşması
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve
29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25
Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin;
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut
ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletve-kilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
XI.- YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, yoksul vatandaşlara yardım yapan
belediye, vakıf, dernek ve sivil toplum kuruluşlarına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Hayati
Yazıcının cevabı (7/17542)
2.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, 2000-2010 yılları
arası Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel
Müdürlüğü tarafından yapılan yardımlara ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/17552)
3.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından yapılan
sağlık, eğitim ve gıda yardımlarına ilişkin
sorusu ve Devlet Bakanı Hayati Yazıcının cevabı
(7/17553)
4.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen
kırsal alanlarla ilgili projelere ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/17554)
5.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğünce desteklenen özürlülere,
kadınlara ve gençlere yönelik sosyal projelere ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/17555)
6.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Balıkesirde
yaşanan doğal afetlere ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/17656)
7.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Başbakanlığa tahsis edilen
makam araçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/17793)
8.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, mobbingle mücadeleye ilişkin sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/17933)
9.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, WikiLeaksin
yayınladığı belgelerdeki bazı iddialara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı (7/17941)
10.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, makam araçlarına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı
(7/18016)
11.- Adana Milletvekili
Yılmaz Tankutun, intranet üzerinden yapılan TBMM TV
yayınındaki bir aksaklığa ilişkin sorusu ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/18073)
12.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, TBMM Uzman
Yardımcılığı aday başvuru formuna ilişkin
sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin
cevabı (7/18074)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03te açılarak yedi oturum
yaptı.
Birinci, İkinci ve Üçüncü Oturum
Artvin Milletvekili
Ertekin Çolak, Artvin iline yapılan yatırımlara,
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Türk tekstil sektörü ve ithal
kumaşa,
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz, Isparta Eğirdir Gölü Havza Koruma
Planına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, gıda denetiminde yaşanan
sorunların (10/1012),
Iğdır
Milletvekili Pervin Buldan ve 19 milletvekilinin, çocuk evlilikleri sorununun
(10/1013),
Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal ve 19 milletvekilinin, F tipi cezaevi
uygulaması ve tecrit politikası nedeniyle yaşanan
sorunların (10/1014),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi;
İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldız ve 23 milletvekilinin, Haydarpaşa Tren
Garının çatısında çıkan yangın ile ilgili
iddiaların araştırılması (10/1011),
Amacıyla bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun (6/2295) esas numaralı sözlü sorusunu
geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sözlü sorunun geri
verildiği bildirildi.
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz, bugünkü birleşimde Eğirdir Gölüyle
ilgili yaptığı gündem dışı konuşmasına
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun, bu konudaki
çalışmaların son noktasına gelindiğini bildirdiğine
ilişkin bir açıklamada bulundu.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan:
(10/524) esas
numaralı, Hakkârinin Ormancık köyünde 12 kişinin öldürülmesi
olayıyla ilgili iddiaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına dair önergenin
görüşmelerinin Genel Kurulun 02/02/2011 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP,
(10/769) esas
numaralı, su ürünleri sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair
önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 02/02/2011 Çarşamba günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP,
(10/339),
(10/375), (10/537) ile (10/763) esas numaralı, engellilerin
sorunlarıyla ilgili Meclis araştırması açılmasına
dair önergelerin görüşmelerinin Genel Kurulun 02/02/2011 Çarşamba
günkü birleşiminde birleştirilerek yapılmasına ilişkin
CHP,
Grubu önerileri
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci sırasında
bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa
Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının (1/883)
(S. Sayısı: 568) görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6
Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serterin;
Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa Milletvekili Abdullah
Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal Demirelin;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin;
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2
Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile
Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780,
2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812,
2/821) (S. Sayısı: 606) üçüncü bölüm madde 52ye bağlı
geçici 34üncü maddesine kadar kabul edildi; geçici 34üncü maddesinin görüşmelerinin İç Tüzükün 70inci
maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önerge
üzerine, kapalı oturuma geçildi.
Birleşime
saat 20.26da ara verildi.
Dördüncü Oturum
(Kapalıdır)
Beşinci, Altıncı ve Yedinci Oturum
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Tekliflerinin (S.
Sayısı: 606) üçüncü bölümünün 68inci maddesine kadar kabul edildi,
verilen aradan sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, İstanbulda DİSKin dört otobüsüne
el konulduğuna,
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin
özelleştirmeyle ilgili sözlerine,
Mersin
Milletvekili Behiç Çelik, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
konuşmasında olayları çarpıttığına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
3 Şubat 2011
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00te toplanmak
üzere birleşime 02.03te son verildi.
Nevzat
PAKDİL
Başkan
Vekili
Harun
TÜFEKCİ Fatih
METİN Yaşar
TÜZÜN
Konya Bolu Bilecik
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye
Bayram
ÖZÇELİK Yusuf
COŞKUN
Burdur Bingöl
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 75
II. - GELEN KÂĞITLAR
3 Şubat 2011 Perşembe
Teklifler
1.- Adana
Milletvekili Mustafa Vuralın; Kozan Adıyla Yeni Bir İl
Kurulmasına ve Kozan İline Beş İlçe Bağlanmasına
Dair Kanun Teklifi (2/855) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.1.2011)
2.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin; Türk Medeni Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/856) (
Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Adalet Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.1.2011)
Tezkereler
1.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1396) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
2.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1397) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.1.2011)
3.- Van Milletvekili Özdal Üçerin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1398) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.1.2011)
4.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1399) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
5.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1400) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.1.2011)
6.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1401) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
7.-
Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1402) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
8.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin
Demirtaşın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/1403) (Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
9.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1404) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 31.1.2011)
10.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1405) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 31.1.2011)
Raporlar
1.- Kamu
Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum
ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)
(Dağıtma tarihi: 3.2.2011) (GÜNDEME)
2.- Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/994) (S. Sayısı:
610) (Dağıtma tarihi: 3.2.2011) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Kilis-Elbeyli Ovası ana sulama
kanalı projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/2328) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir köydeki orman deposunun başka bir
köye taşınacağı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/2329) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/01/2011)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, makam araçlarına ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/18016) (Başkanlığa geliş tarihi: 06/01/2011)
2.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Anayasa Mahkemesi üyelerinin ant
içme metninde yapılacak değişikliğe ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
3.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, bir valinin kurtuluş günü
törenlerinin kaldırılması yönünde teklif yaptığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18018) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
4.- Samsun
Milletvekili Suat Binicinin, Samsunda bir bebeğin ölümüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18019)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
5.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Lübnanda yaşanan hükümet krizine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18020)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
6.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, yabancı bir haber sitesinde
yayınlanan bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18021) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
7.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İstanbul Gümrük Muhafaza
Başmüdürüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18022) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/01/2011)
8.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, alınan hediyelerin envanterine ve bir
belediye şirketinin hesaplarındaki hediye
alındığı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18023) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/01/2011)
9.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, Muşta hava kirliliği
oranındaki artışa ve sonuçlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18024)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/01/2011)
10.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, Başbakanlık özel
uçağı ile yapılan seyahatlere, uçuş masraflarına ve
personel giderlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18025) (Başkanlığa geliş tarihi: 24/01/2011)
11.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, ülkemizdeki kanser
hastalığının artışı ve kanserle mücadeleye
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18026)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
12.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Üsküdar Belediyesi tarafından bir
parkın girişine yaptırılan anıta ve üzerindeki
yazıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18027) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
13.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, Tanıtma Fonuna, Fonun desteklediği
projelere ve denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18028) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
14.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, 2003-2010
yılları arasında açılan maddi ve manevi tazminat
davaları ve sonuçlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18029) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/01/2011)
15.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Datça Hükümet Konağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18030)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
16.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, bir hükümlünün avukatlarıyla görüşmelerine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18031)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
17.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, cezaevlerindeki tutuklulara
internet olanağı sağlandığı iddialarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18032)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
18.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, CMKnın 102. maddesi
kapsamında serbest bırakılan sanıklara ve kaçan
sanıkların yakalanması için alınan tedbirlere ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18033)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
19.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, HSYKnın bazı atama
kararlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18034) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
20.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Polis Meslek Yüksek Okulu
sınav sorularının çalınması hakkında yürütülen
soruşturmaya ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18035) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
21.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, kamu kurumlarınca
dışarıdan hizmet satın alımına yönelik
uygulamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18036) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/01/2011)
22.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki işsizlerin istihdamına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18037) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/01/2011)
23.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, diyabet hastalarının
şeker ölçüm çubuğu ihtiyacına ve SGKnın konuya
ilişkin genelgesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18038)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
24.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, Muşda çocuk işçiliğinin
önlenmesiyle ilgili çalışmalara ve sigortalı çocuk
sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18039)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/01/2011)
25.-
İstanbul Milletvekili Necla Aratın, TRT 2de yayınlanan bir
haber programına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/18040) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
26.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, TRT radyolarındaki atama ve görevden
almalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Bülent Arınç) yazılı soru
önergesi (7/18041) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
27.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif
Paksoyun, tarımsal amaçlı kredilere ve çiftçi borçlarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/18042)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
28.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, tasfiye halindeki bir
finans kurumunun borçlarının ödenmesine ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Ali Babacan)
yazılı soru önergesi (7/18043) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/01/2011)
29.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, engelli sayısına,
engellilerin istihdamına ve engellilere yönelik faaliyetlere ilişkin
Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi
(7/18044) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
30.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcının, Tekirdağ İl Sosyal
Hizmetler Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Devlet
Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18045)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
31.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, akaryakıt
fiyatlarındaki artışa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18046)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
32.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, EPDKnın
aldığı kararlar çerçevesinde bazı elektrikle ilgili
ücretlerdeki artışa ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18047)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
33.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, BOTAŞın doğal gaz
alımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18048) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/01/2011)
34.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, yanlış düzenlenmiş elektrik
faturalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18049) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/01/2011)
35.-
Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlunun,
Kırşehir-Mucura doğal gaz getirilmesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18050)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
36.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, bir yurt dışı
seyahatiyle ilgili bazı iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18051)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
37.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Türkiye dışında bulunan PKK
terör örgütü mensuplarının iadelerine ve Emniyet Genel
Müdürlüğünce yayınlanan suç istatistiklerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18052)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
38.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, bir köydeki köprünün
tamamlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18053) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/01/2011)
39.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji
Enstitüsünde yapılan bir aramaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18054)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
40.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, valiler toplantısına ve Türk
Telekom Arena Stadının açılışında yaşanan
protestolara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18055) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/01/2011)
41.- Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binicinin, yüksek öğrenimde okuyan Kürt kökenli
öğrencilere ve ailelerine Emniyet güçleri tarafından baskı
yapıldığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18056)
(Başkanlığa geliş tarihi: 24/01/2011)
42.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, köy ve mahalle
muhtarlarının özlük hakları ile görev ve yetkilerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18057) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
43.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bir davada yer alan delillerle ilgili
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18058) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
44.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, belediyelerce tahsil
edilen harcamalara katılım payına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18059)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
45.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, bir valinin kurtuluş günü törenlerinin
kaldırılması yönünde teklif yaptığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18060) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/01/2011)
46.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, valilik ve kaymakamlıklarca düzenlenen
SBS hazırlık kurslarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18061)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
47.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Mersinde bir lisede
yapıldığı iddia edilen uygulamaya ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18062)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
48.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, bir köyde okula
ulaşımı sağlayan köprünün tamamlanmasına ve
öğrencilerin yaşadığı mağduriyete ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18063)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/01/2011)
49.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, bir öğretmene verilen cezaya
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18064) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
50.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugayın, sel ve dondan zarar gören çiftçilerin
desteklenmesine, borç ertelemelerine ve meydana gelen zararlara ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18065) (Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
51.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugayın, et teşvik primi uygulamasına ve
diğer hayvancılık desteklerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18066)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
52.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Milli Güvenlik Akademisinde sivil üst
düzey personel görevlendirilmesine ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18067) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/01/2011)
53.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya
Sarısu mesire alanında yapılacak tesislere ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18068)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
54.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine
ait müze ve laboratuvarının kapatıldığı
iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18069) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/01/2011)
55.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, AB Genel Sekreterliğine yapılan bir
atamaya ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış)
yazılı soru önergesi (7/18070) (Başkanlığa geliş
tarihi: 25/01/2011)
56.- Trabzon
Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin, 2002-2010 yıllarında yerel
yönetimler tarafından kurulan ve ortak olunan şirketlere ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18071)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25/01/2011)
57.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, mahkemelerde Kürtçe savunma
yapılabilmesine ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18072) (Başkanlığa geliş tarihi:
25/01/2011)
58.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, intranet üzerinden yapılan TBMM TV
yayınındaki bir aksaklığa ilişkin Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/18073)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/01/2011)
59.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, TBMM Uzman
Yardımcılığı aday başvuru formuna ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/18074) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/01/2011)
Genel Görüşme Önergeleri
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Sayıştayın
e-Devlete Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri adlı
performans denetim raporu üzerinde bir genel görüşme açılmasına
ilişkin önergesi (8/18) (Başkanlığa geliş tarihi:
06/12/2010)
2.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz ve 20 Milletvekilinin, vakıf
eserlerinin korunması konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesi (8/19) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/12/2010)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 19 Milletvekilinin, Yeşilırmak
Nehrindeki kirlilik sorununun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1015)
(Başkanlığa geliş tarihi: 03/12/2010)
2.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmaz ve 20 Milletvekilinin, madde
bağımlılığı sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1016) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/12/2010)
Geri Alınan Yazılı Soru Önergesi
1.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut, bir derenin ıslahına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesini
31/01/2011 tarihinde geri almıştır. (7/17684)
3 Şubat 2011
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşimini
açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, görüşmelere başlamadan önce, 2 Şubat 2011
tarihli 57'nci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak
özetinin İç Tüzük'ün 71'inci maddesine göre okunabilmesi için kapalı
oturuma geçmemiz gerekmektedir.
Bu nedenle,
sayın milletvekilleriyle Genel Kurul salonunda bulunabilecek yeminli
stenograflar ve yeminli görevliler dışındakilerin salonu
boşaltmalarını rica ediyorum.
Tutanak özeti
okunduktan sonra açık oturuma geçilecek ve görüşmelere devam
edilecektir.
Sayın idare
amirlerinin bu konuda yardımcı olmalarını ve salon
boşaltıldıktan sonra Başkanlığa haber vermelerini
rica ediyorum.
Kapanma
Saati: 14.05
IV.- KAPALI
OTURUMLAR
İkinci
Oturum
(Kapalıdır)
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 14.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin kapalı oturumdan sonraki Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Sivas ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemire aittir.
Sayın
Özdemir, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Sivas ilinin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
seçim bölgem olan Sivasın bazı sorunlarını dile getirmek
için gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Sivas, Orta Anadoludaki birçok il gibi 2002den bu
tarafa AKP İktidarına en çok oy veren, en çok destek veren illerin
başında gelmektedir ama ne yazık ki bu desteğine
rağmen AKP İktidarı tarafından unutulan, geri
bıraktırılan ve âdeta cezalandırılan illerin de
başında yine Sivas gelmektedir. Bu nedenle, Sivas, uzunca bir süreden
bu tarafa göç vermeye, her geçen gün küçülmeye devam etmektedir.
1950li,
1960lı yıllarda iller arasındaki
kalkınmışlık sıralamasında 9uncu sırada
olan Sivas, bugün, üzülerek söylüyorum, 54üncü sırada ancak yer
almaktadır.
Yine,
geçmişte 14 milletvekili çıkaran Sivas, bugün gide gide ancak 5
milletvekili çıkarabilecek düzeye gelmiştir.
Çok değil
değerli arkadaşlarım, bundan yirmi yıl önce çevredeki
illerle kıyasladığımızda Tokatın, Çorumun,
Yozgatın hatta Kayserinin bile önünde olan Sivas, bugün, üzülerek
söylüyorum, bu illerin hepsinin gerisindedir.
Değerli
arkadaşlarım, Sivas İl Özel İdaresinin verdiği
rakamlarla söylüyorum, Sivasın ilçelerinden Zaranın,
Divriğinin, İmranlının köylerinde asfalt yol oranı
yüzde 8 ile yüzde 12 arasındadır. Bu köylerimizin büyük çoğunluğunda
hâlâ yeterince kapalı su şebekesi yoktur, kanalizasyon yoktur.
Bırakın bu kış aylarında, ilkbahar ve sonbahar
aylarında bu ilçelerin köylerine traktörle gitme şansımız
bile maalesef yoktur. Bu köylerin muhtarları, her ilkbaharda, sonbaharda
bozulan stabilize yollarına 3 kamyon, 5 kamyon kum döktürebilmek için
kaymakamlıkların ve özel idarelerin kapısında
beklemektedir.
Yine,
Divriği ilçemizin 100ün üzerinde köyü var değerli
arkadaşlarım. Uzunca bir süredir bu 100 köyün yarısından
çoğunda on gün, on beş gün süreyle elektrikler kesilmekte, her ne
hikmetse, daha sonra elektrikler geldiğinde de ya yüksek faz ya da
düşük fazdan dolayı bu köydeki insanlarımızın
buzdolapları, televizyonları, çamaşır makineleri
çalışmamaktadır.
Sayın
milletvekilleri, 2002den bu tarafa Sivasta işsizliği önleyecek,
istihdamı artıracak tek bir yatırım
yapılmamış, tam tersine, geçmiş dönemlerde
yapılmış olan işletmeler birer, ikişer Sivastan sökülerek
başka illere götürülmüştür. Bunun en yakıcı örneklerinden
bir tanesi 1948 yılında kurulan ve 300 hemşehrimizin
çalıştığı 4 No.lu Askerî Dikimevi her türlü
itirazımıza rağmen bağıra bağıra Sivastan
sökülerek İstanbula taşınmıştır. Devlet Malzeme
Ofisinin Bölge Müdürlüğü Sivastan götürülmüştür. Bu tabloya
rağmen bundan yaklaşık iki yıl önce Sivasa gelen
Sayın Başbakan Kırk bir kere maşallah. diyerek kırk
bir tesisin temelini attığını söyledi. O tarihlerde de
söyledik bunun bir şov olduğunu; Sivasta televizyonlarla,
gazetelerle gezdik, Sivası adım adım dolaştık temeli atılan
bir tesis yoktu. Aradan geçen iki yıla rağmen Sivasta hâlâ o günden
bu tarafa açılmış, bırakın fabrikayı 40-50 tane
işçi çalıştıracak atölye düzeyinde bile bir tesis söz
konusu değil.
Sayın
Başbakan yine bundan bir ay önce Sivasa geldi değerli arkadaşlarım,
yine büyük bir âlâyıvalayla, şovla on altı tesisin
açılışını yaptığını söyledi
Sayın Başbakan. Sivasta bütün televizyonları alarak Sayın
Başbakanın açılış yaptığı on altı
tesis neydi, merak ettik
On beş gün boyunca AKPnin il yöneticileri, milletvekili
arkadaşlarımız suskunluğunu bozmadılar, daha sonra,
aradan geçen on beş gün sonra mahcup bir ifadeyle on beş-on altı
tane bir liste açıkladılar.
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakanın tesis diye
açtığı 16 tesisin 13ü Sivasın ilçelerinde, merkezinde
kimi hayır sahipleri tarafından, kimisi başkaca vakıflar
tarafından yapılmış iki derslikli, üç derslikli okuldan
ibaretti. Bir tek, on altı tesis içerisinde Sivasta yapılan Devlet
Hava Meydanları İşletmeleri var. Başbakana teşekkür
ediyoruz; kaça mal olmuştur, neye mal olmuştur, kullanılan
malzeme kaçıncı sınıftır, ayrı bir
tartışma konusu ama geri kalan tesislerin içerisinde ele
alınır bir tesis yok.
Sürem yoktur.
Yıldızelinin
Karakoç köyünde Sayın Başbakanın Açtım. dediği
barakadan ibaret bir okul hâlâ açılamamış ve kaba
inşaatı devam ediyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Devamla) Değerli arkadaşlarım, sürenizin dolu
olduğunu biliyorum. Ama bir il bir başbakana, bir iktidara bu kadar
destek veriyor olmasına rağmen o ilin insanlarının bu kadar
kaba bir aldatmaya tahammülleri yoktur, doğru olduğuna
inanmıyorum.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özdemir.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Baraka denilir mi oraya? Orada baraka var
mı? Baraka mı o?
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Evet, baraka! Tek katlı, 100 metrekarelik bir
baraka!
BAŞKAN
Gündem dışı ikinci söz, Bodrumda meydana gelen sel felaketi
hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Metin Erguna aittir.
Sayın Ergun,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Muğla Milletvekili Metin Ergunun, Bodrumda
meydana gelen sel felaketine ilişkin gündem dışı
konuşması
METİN ERGUN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; turizm
bölgemiz olan Bodrum Yarımadasında 28 Ocak tarihinde meydana gelen
sel felaketiyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Her şeyden
önce bütün Bodrumlu hemşehrilerime geçmiş olsun der, bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, turizm cennetimiz olan Bodrum geçen hafta sonu kelimenin tam
anlamıyla bir felaket yaşamıştır. Felaketin boyutu o
kadar büyüktür ki selin verdiği hasarın altından yerel
imkânlarla kalkmak mümkün değildir. Cuma günü öğleden sonra
başlayan ve yedi saat süren yağışın ardından
büyük bir sel felaketi yaşanmıştır. Yağış ve
sel Bodruma bağlı Ortakent Yahşi, Gündoğan, Turgutreis,
Bitez ve Yalı beldelerinde etkili olmuştur. Bu beş beldeden
özellikle Ortakent Yahşide selin açtığı zarar çok
büyüktür. Bu beldede dört yüz civarında ev ve iş yeri ile kırk
oteli su basmıştır. Oteller, restoranlar, kafeler, eczaneler,
tekneler, tersaneler, evler ve benzeri yaşam ve iş yeri alanları
selden etkilenmiş, içlerindeki eşya ve aletler kullanılamaz hâle
gelmiştir. Köprüler yıkılmış, yollar bozulmuş,
kanallar parçalanmış, istinat duvarları çökmüştür.
Hasarın boyutu sadece Ortakent Yahşi beldesinde 10-15 milyon
civarındadır.
Yaşanan sel
felaketinden sonra bölgeye gelerek incelemelerde bulunan Kültür ve Turizm
Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay ile Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sayın Metin
Çobanoğluna ve hemen hasar tespit çalışmalarını
başlatarak duyarlılık gösteren Muğla Valisi ile Bodrum
Kaymakamına, buradan bütün hemşehrilerim adına teşekkür
ederim.
Sayın
milletvekilleri, Ortakent Yahşi, Bodrumun en uzun sahiline sahip bir
beldedir; plajı mavi bayraklıdır. Mavi bayraklı plaja ve
çok sayıda otele sahip olan bu beldenin altyapısı selden yüzde 80
oranında zarar görmüş ve tahrip olmuştur. Yaşanan bu
felaketin yaralarını belde belediyesinin imkânlarıyla sarmak
mümkün değildir. Bodrumda turizm sezonunun mayıs ayında
başladığını göz önünde bulundurursak Ortakent
Yahşi ile Bitezdeki tesislerin ve altyapının üç ay gibi
kısa sürede sezona hazır hâle getirilmesi gerekmektedir. Aksi
takdirde turizmimiz bundan olumsuz olarak etkilenecektir. Turizmimiz
etkilenirse de hasarın mali boyutu katlanarak artacaktır.
Dolayısıyla mesele, günlük siyasetin üzerinde bir hadisedir.
Tekraren ifade
ediyorum: Yaşanan felaketin boyutu gerçekten çok büyüktür.
Vatandaşların, esnafların ve belediyenin kendi imkânları
ile bu felaketin altından kalkması mümkün değildir. Üç ay gibi
kısa süre içinde belde belediyesi imkânlarıyla bu hasarın
yaralarını sarmak ve bölgeyi turizm sezonuna hazır hâle getirmek
imkânsız gibidir. Bölgede devlet gücüne ihtiyaç vardır. Devletin tüm
gücü buraya sevk edilerek bölge turizme hazır hâle getirilmelidir. Hasar
tespit işlemleri hemen bitirilmeli ve bölge afet kapsamına
alınmalıdır.
Bu işlemler
devam ederken hayatı normale çevirmeleri ve yol, köprü gibi altyapı
ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için belediyelere acilen
maddi imkân sağlanmalıdır. En büyük hasarı gören Ortakent
Yahşi beldesinin bu tarz ihtiyaçlarını
karşılayabilmesi için dahi 3 milyon liraya ihtiyacı vardır.
Bunu belediyenin karşılaması mümkün değildir. Bu bölgede
zarar gören vatandaşların, özellikle otel, restoran ve benzeri işletme
sahiplerinin vergilerini erteleme imkânı
araştırılmalıdır. Hazır, torba yasa
görüşülürken böyle bir fırsatı bu işletme sahiplerine
tanıyalım. Böyle bir düzenleme zor durumda olan esnafımıza
rahat bir nefes aldıracaktır.
Bir daha böyle
felaketlerin yaşanmaması veya hafif atlatılması için
bölgedeki dere ıslahlarının yapılması, kanal, köprü ve
yol gibi altyapı unsurlarının standartlara uygun olarak
inşa edilmesi gerekmektedir. Ne yazık ki arazi çok kıymetli
olduğu için dere yataklarının kenarları istimlak
edilmediği gibi zamanında yerleşime de izin verilmiştir hatta
dere doldurularak yol hâline getirilmiştir. Bu yüzden dere
ıslahlarının yapılması oldukça pahalıya mal
olacaktır. Açıkçası, yaşanan bu sel felaketi daha büyük
felaketlerin habercisi olarak algılanmalı ve tedbir
alınmalıdır. Burası turizm beldemiz olduğuna ve
hepimizi ilgilendirdiğine göre, bölgedeki bütün dereler DSİ
tarafından incelenip projeleri yapılmalı ve belediye-DSİ
iş birliğiyle ıslahları acilen yapılmalıdır.
Bütün Bodrumlu
hemşehrilerime geçmiş olsun diyor, Allah bir daha böyle felaket
vermesin dileğiyle saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ergun.
Sayın Uzun,
buyurun efendim.
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Sivas Milletvekili Selami Uzunun, Sivas Milletvekili
Malik Ecder Özdemirin, konuşmasında, Başbakanın Sivasta
kırk bir fabrika temeli attığını söylediğini,
oysa bunun doğruları yansıtmadığı şeklindeki
beyanlarına ilişkin açıklaması
SELAMİ UZUN
(Sivas) Sayın Başkan, az önce Sivas Milletvekili
Arkadaşımız burada konuştu, Başbakanın kırk
bir fabrika temeli attığından bahsetti. Böyle bir şeyin
olmadığından, on altı tesisin
açılışını yaptığından ve böyle bir
tesisin olmadığından
Geçen hafta Sivasta televizyonda tek tek
bu tesisleri saydım, kendisi de telefona bağlandı. Sivas
halkından özür dile. dedim ama hâlâ aynı şeyleri söylüyor, bence
çok ayıp ediyor. Başbakan sanki havaalanı yapmakla, açmakla suç
işlemiş gibi gelip kürsüden konuşuyorlar.
VAHAP SEÇER
(Mersin) Adam teşekkür etti, çarpıtıyorsun.
SELAMİ UZUN
(Sivas) Hâlbuki, kırk bir temeli
Başbakan atmamıştır, o dönemin bakanı
atmıştır temelini ve hepsi de faaliyete
başlamıştır. Biz geldiğimizde 36 fabrika, 1.200
çalışanı organize sanayide vardı, şimdi 4.500
çalışan ve 100 tane fabrika çalışmaktadır. Aynı
zamanda Sivasa bir çivi çakılmamıştır. diyor. Sanki,
havaalanını yapmak, yolları yapmak, 4 milyar dolara mal olan
hızlı treni yapmak suçmuş gibi burada kürsüden konuşuluyor
ve Sivasta yatırımlar devam etmektedir. Beton travers
fabrikasını yenileyeceğiz ve büyüteceğiz. En az 200
işçi çalışacak orada yeni fabrikada.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Özdemir, efendim, burası milletvekillerinin
karşılıklı olarak sorunları
tartıştığı bir yer olmaktan çıkmalıdır.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Başkanım, izin verirseniz
BAŞKAN
Efendim, siz söylediniz, o da kısa bir açıklama yaptı.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Ama çarpıtma değil
BAŞKAN
Malik Bey, bence tekrarına gerek yok karşılıklı çünkü
bu işin içinden çıkamayız.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Cevap versin.
BAŞKAN
Hayır efendim, hayır, beş dakika konuştu. O arkadaş da
bir dakika konuştu, bunda bir şey yok.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Başbakana havaalanı için
teşekkür ettim ama 16 tesisin 13 tanesi ilkokul. Durum bu, böyle hizmet
olmaz.
SELAMİ UZUN
(Sivas) Sivasa havaalanı yapmak suç mu, hızlı tren yapmak suç
mu? Ayıp diye bir şey var. Özür dilemeniz lazım.
BAŞKAN
Selami Bey... Malik Bey
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Havaalanı için teşekkür ettim Sayın Başbakana
ama bunun için de sizin Sivastan özür dilemeniz lazım.
SELAMİ UZUN
(Sivas) Sizin özür dilemeniz gerekirken konuşuyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Uzun
Sayın Özdemir
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Tesis dediğiniz bu, çoğu üç derslikli, iki
derslikli ilkokul. Bir Başbakana yakışıyor mu bu?
SELAMİ UZUN
(Sivas) Gel, ben sana hepsini gezdireyim.
BAŞKAN
Arkadaşlar, özel bir mekânda tartışabilirsiniz. Selami Bey,
Malik Bey, lütfen
Arkadaşlar, lütfen
Sonra konuşursunuz.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, şimdiye kadar konuşup
bitmişti, o zaman hiç konuşmayalım!
BAŞKAN
Hayır efendim, arkası gelecek, bu defa da başka bir Sivas
milletvekili başka bir şey söyleyecek. O zaman biz burayı
milletvekillerinin tartışma yeri hâline getirelim sadece kendi aralarında!
Gündem
dışı üçüncü söz Tunus ve Mısırdaki son siyasi
gelişmeler hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Mehmet
Ufuk Urasa aittir.
Sayın Uras,
buyurun efendim. (BDP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın,
Tunus ve Mısırdaki son siyasi gelişmelere ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; öncelikle
OSTİMde kaybettiğimiz yurttaşlarımızın
yakınlarına başsağlığı diliyorum,
yaralılara acil şifalar temenni ediyorum.
Orta Doğu ve
Kuzey Afrika ülkeleri içinde bulunduğumuz günlerde bütün dünyaya bir mesaj
veriyor. Hürriyet, ekmek ve haysiyet sloganlarıyla isyan eden,
sokakları dolduran insanlar daha özgür, daha eşitlikçi, daha adil bir
düzende yaşama taleplerini yükseltiyor. Artık geçtiğimiz
yüzyılın anlayışıyla toplumu, halkı yok sayan
otoriter devlet anlayışına karşı bir isyan
başlatıyorlar. Onlarca yıldır süren diktatörlüklere
karşı ayaklanıyorlar. Siyasi baskılara, örgütlü
yolsuzluklara, yoksulluklara karşı başkaldırıyorlar.
Mısır'da 1952'den beri süren bir askerî diktatörlük var. Sadece
Mübarek değil, onun öncesi de var. Mısır'da birçok kuşak bu
baskı rejimleri altında büyüdü ve yaşadı. İş
dünyasında, bürokraside, yasama ve yürütmede her yerde askerler oldu.
Mısır tek örnek de değil.
Bugün Tunus'ta,
Ürdün'de ve diğerlerinde olan bitenler gösteriyor ki, şeffaf ve
demokratik olmayan devletler, otoriter yönetim anlayışları er ya
da geç toplumun yükselen öfkesiyle karşı karşıya
kalırlar.
Şimdi
Mısır'da, Tunus'ta, Yemen'de, Ürdün'de, yarın Suriye'de ve
diğer Orta Doğu ülkelerinde toplumların kaderleri kendi
elleriyle ve yeniden çiziliyor. Sistemin mağduru olan farklı
görüşlerden ve sınıflardan insanlar birlikte isyan ediyorlar.
Milyonlarca insan sokaklara çıkıyor, yoksulluğu ve baskıyı
alabildiğine yaşayan insanlar başkaldırıya destek
veriyor.
İnsanlar
kendi güçlerini görüyorlar. Sokağa çıkıp, neler
yapabileceklerini fark ediyorlar. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın
otoriter rejimlerine, diktatörlüklerine ve krallıklarına
karşı demokrasi, adalet ve haysiyet talebini yükseltiyorlar. Tarihi
bizzat yapmaya başlıyorlar. İnanıyoruz ki, köklü bir
geçmişe, zengin bir kültüre sahip olan bu toplumlar, kendi demokrasilerini
kendi çoğulculukları içinde gerçekleştirecektir.
O nedenle de Orta
Doğu ve Kuzey Afrika halklarına destek vermek, değişime
direnen diktatörlerin arkasında veya yanında durmamak; demokrasiden,
değişimden ve insan haklarından yana olmanın asgari
gereğidir.
Elbette benzetmek
istemeyiz ama Türkiye'de de demokratik taleplerini haykıran, bu talepleri
Meclise, Hükûmete iletmek isteyen, demokratik tepkilerini gösteren insanlar
var. Bugün ülkenin dört bir yanından Ankara'ya gelmiş olan
sendikalar, meslek örgütü üyeleri, ücretli çalışanlar, işsizler,
yurttaşlar torba yasaya karşı taleplerini ifade etmek istediler.
Daha bu haftaki
grup konuşmasında AK PARTİ'nin her zaman hak ve özgürlüklerden
yana olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan değil miydi?
Sadece Türkiye'de değil, dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir zulme
sessiz kalmadığını söylememiş miydi? Halkın
tercihlerinin ve taleplerinin her şeyin üzerinde olduğuna
inanırız. demedi mi? Dedi de, yalan mıydı bunlar?
Sendikalar, meslek örgütleri Meclise seslerini duyurmak istiyorlar. Yasak...
Eylem Ankara Valisi tarafından yasa dışı ilan ediliyor. Bu
mudur özgürlük anlayışı?
Biraz evvel ben
de oradaydım. Göstericilere gaz sıkıldı, coplar havalardan
indi. Bu mudur özgürlük anlayışınız, bu mu sizin demokrasi
anlayışınız? O edilen tumturaklı laflar, o hamaset
dolu konuşmalar... Bunların hepsi suya yazılmış.
Hiçbiri gerçek değil. Çünkü
demokratik bir kültüre sahip değilsiniz ve bu gidişle de
olamayacaksınız.
Peki, Hükûmete
soruyorum: Mutki'yi duydunuz mu? Mutki Mısır'da değil,
Bitlis'te. Bitlis Mutki'de toplu mezarlar bulunuyor. İnsanların
topluca öldürülüp gömüldüğü mezarlar. Peki Hükûmet ne yapıyor? Görmüyor
ve duymuyor.
Kürt toplumu
yeter artık diyor, daha fazla baskı, yasak istemiyor, ana dilini
öğrenmek, geliştirmek, kullanmak, mahkemede kendi ana diliyle savunma
yapmak istiyor. Hayır, yapamazsınız. deniyor. Köy, mahalle,
cadde isimleri eskisi gibi olsun. deniyor. Hayır,
yapamazsınız. deniyor. Yerinden yönetim geliştirilsin, yerel
yönetimler demokratikleştirilsin. diyorlar. Hayır, o da olmaz.
deniyor. Peki, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur?
Mısır'da
firavuna karşı haysiyet diye ayağa kalkanlarla,
Diyarbakır'da sokağa çıkan ve haysiyet için, adalet için,
eşit yurttaş olabilmek için taleplerini dile getirenler arasında
ne fark vardır? Yoksul, yoksun, çaresiz, adalet ve özgürlüğe
susamış milyonlar değil midir? Ama Hükûmet bunu anlamak istemiyor.
Duymuyor, görmek istemiyor.
Halka gözünü,
gönlünü, kulağını kapatanlar, unutmayınız ki
halkın hiçbir özlemi, haykırışı,
çağrısı karşılıksız kalmaz,
kalmayacaktır. İnanıyoruz ki sıradan insanlar dünyayı
değiştirebilirler ve değiştirecektirler de. Türkiyenin de
geleceğini bu mağdurlar ve mazlumlar belirleyecektir diye
düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uras.
Sayın Vural,
buyurun efendim.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Ankara
OSTİMde vuku bulan patlamaya ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, özellikle, OSTİMde
vuku bulan kazada hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum.
Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bütün Ankaralılara,
çalışanlara, oradaki esnafa geçmiş olsun dileklerimizi
paylaşmak için söz aldım.
Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Vural nezaketinize.
Biz de vefat
edenlere Allahtan rahmet, yaralılara da
başsağlığı diliyoruz.
Sayın
Canikli, buyurun.
3.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Ankara
OSTİMde vuku bulan patlamaya ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de AK
PARTİ Grubu olarak Ostimdeki
kazada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan
rahmet diliyoruz, onların ailelerine başsağlığı
ve sabır diliyoruz; yaralı vatandaşlarımıza da
Allahtan acil şifa diliyoruz. İnşallah, kısa sürede nedeni
ve varsa sorumluları tespit edilir ve ona göre gereği
yapılır.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
Sayın
İnce, buyurun.
4.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Ankara
OSTİMde vuku bulan patlamaya ilişkin açıklaması
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biz de Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak
OSTİMdeki patlamadaki yaralılarımıza Allahtan şifa
diliyoruz; yaşamını yitirenlere rahmet diliyoruz. Genel
Başkanımızın talimatıyla Grup Başkan Vekilimiz ve
Ankara milletvekillerimiz de şu anda oraya gitmişlerdir.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Allah milletimizi
böyle kazalardan, belalardan, musibetlerden korusun. Tekrar biz de vefat
edenlere rahmet dileklerimizi iletiyoruz.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet
Sorununun Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin
Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonunun İngiltere ve İspanyada inceleme ve
araştırmalarda bulunacak milletvekillerinin isimlerine ve yurt
dışında bulunacakları sürelere ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/1406)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Spor Kulüplerinin
Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonunun yurt dışında inceleme çalışması
yapabilmesi, gidecek Komisyon üyelerinin sayıları ve inceleme
süresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca tespit
edilmesi kaydıyla Genel Kurulun 13.01.2011 tarihli 51 inci
Birleşiminde kararlaştırılmıştı.
Adı geçen
Komisyonun aşağıda adı, soyadı ve seçim bölgesi
yazılı üyelerinin, 21-27 Ocak 2011 tarihlerinde İngiltere'de ve
24-30 Ocak 2011 tarihlerinde İspanya'da inceleme ve
araştırmalarda bulunma talebi
Başkanlığımızca uygun bulunmuştur.
Genel Kurulun
bilgilerine sunulur.
Mehmet
Ali Şahin
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
İngiltere:
Adı - Soyadı Seçim
Bölgesi
Mehmet Fatih Atay Aydın
Mehmet Emin Tutan Bursa
Ali İhsan Merdanoğlu
Diyarbakır
Tuğrul Yemişci İzmir
Azize Sibel Gönül Kocaeli
Halil Mazıcıoğlu Gaziantep
İspanya:
Adı - Soyadı Seçim
Bölgesi
Abdurrahman Arıcı Antalya
Ali Uzunırmak Aydın
Fahrettin Poyraz Bilecik
Mehmet Sevigen İstanbul
Fatih Öztürk Samsun
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin iki önere
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 19
milletvekilinin, Yeşilırmak Nehrindeki kirlilik sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1015)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Yeşilırmak
nehrinin kirlenmesi ve balık ölümlerinin nedenlerinin
araştırılarak, alınması gereken tedbirler konusunda,
Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve
105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Hüseyin Yıldız (Antalya)
4) Hasan Çalış (Karaman)
5) Necati Özensoy (Bursa)
6) Osman Durmuş (Kırıkkale)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Hasan Özdemir (Gaziantep)
9) Murat Özkan (Giresun)
10) Mustafa Kalaycı (Konya)
11) Erkan Akçay (Manisa)
12) Behiç Çelik (Mersin)
13) Ahmet Orhan (Manisa)
14) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
15) Ali Uzunırmak (Aydın)
16) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
17) H. Hamit Homriş (Bursa)
18) Mustafa Enöz (Manisa)
19) Mehmet Zekai Özcan (Ankara)
20) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
Gerekçe:
Yeryüzündeki içme
ve kullanma suyunun miktarı sınırlıdır. Zamanla su
kaynaklarının azalması, insan nüfusunun artması ve daha
önemlisi suların giderek kirlenmesi yaşamı giderek
zorlaştırmaktadır.
Deniz ve
nehirlerde kirliliğini oluşturan faktörlerin başında
lağım suları ile sanayi atıkları gelmektedir. Bunun
yanında petrol atıkları, katı sanayi atıkları ve
ev atıkları da önemli yer tutmaktadır. Bunlar su
kenarlarındaki bitki ve alg gibi kaynakları yok etmektedir. Su
kaynaklarında başlayan bu kirlilik denizlerde sona ermektedir. Bu
yüzden nehir, göl ve denizlerimizde canlı nesli giderek azalmaktadır.
Su
kirliliğine bir etmen de hava şartlarıdır.
Evler,
işyerleri, sanayi bacaları ile motorlu kara, deniz ve hava
araçlarından çıkan gaz atıkları havanın
bileşimini değiştirmektedir. Bu yollarla havaya
karışan gazların yağmur, bulut, kar gibi ıslak ya da
yarı ıslak maddelerle karışmaları sonucunda asit
yağmurları oluşmaktadır. Asit yağmurları ise
orman alanları vb. gibi yeşil alanları yok etmekte, diğer
taraftan da suları kirletmektedir.
Karadeniz'de
doğan ve İç Anadolu bölgesini de dolaşarak Karadeniz'e dökülen
Yeşilırmak nehri, çeşitli etmenlere kirlenmekte, buna
bağlı olarak başta balık ölümleri olmak üzere ekolojik
felaketler yaşanmaktadır.
Nehirden
alınan sulama suyunun kullanıldığı yerlerde
ayrıca bitki örtüsü de bozulmaktadır.
Tarımsal
alanda özellikle sebze ve pirinç tarımı başta olmak üzere
ürünlerin gelişimi bozulmakta, çiftçilerimiz büyük zarar görmektedir.
Son olarak geçen
hafta Sakarya Nehrinde de aynı yönde balık ölümleri ile
karşılaşılmıştır. Binlerce balık
oksijensiz kalmış, ağır maden artıkları etkisiyle
zehirlenerek ölmüştür.
Konunun bir kez
de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından
araştırılması Yeşilırmak nehrinin daha temiz
olmasına, haliyle temiz bir çevre ve canlılara yaşanabilir bir
ortam sağlanması için katkı sağlayacaktır.
Araştırma
önergemiz bu amaçla hazırlanmıştır.
2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20
milletvekilinin, madde bağımlılığı sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1016)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, özellikle turizm bölgelerinde madde
bağımlılarının cadde, sokak ve eğlence
merkezlerinde vatandaşlarımızın ve turistlerin can ve mal
güvenliğini tehdit ettiği, turizm bölgelerinde en çok ihtiyaç duyulan
güven ve huzur ortamının giderek ortadan kalktığı,
madde bağımlılarının suç işleme
oranının korkutucu boyutlara ulaştığı
bilinmektedir. Madde bağımlılarının
sayısındaki artışın sebepleri ve madde
bağımlılarının rehabilite edilerek tekrar normal
hayata nasıl kazandırılacaklarının
araştırılması ve bunun için yapılacak yasal
düzenlemelere de dâhil olmak üzere alınacak tedbirlerin tespiti için
Anayasa'nın 98'inci, İçtüzüğün 104-105'inci maddeleri
gereğince Meclis
Araştırması
açılmasını arz
ederim.
1) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
2) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
3) Mehmet Günal (Antalya)
4) Oktay Vural (İzmir)
5) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
6) Alim Işık (Kütahya)
7) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
8) Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Ahmet Bukan (Çankırı)
11) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
12) Erkan Akçay (Manisa)
13) Metin Ergun (Muğla)
14) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
15) Hüseyin Yıldız
(Antalya)
16) Behiç Çelik (Mersin)
17) Durmuşali Torlak (İstanbul)
18) Mümin İnan (Niğde)
19) İzzettin
Yılmaz (Hatay)
20) Recep Taner (Aydın)
21) Reşat Doğru (Tokat)
Genel Gerekçe
İç göç,
sağlıksız kentleşme, plansız sanayileşme,
gecekondu olgusu ve ekonomik dengesizlikler sonucu ortaya çıkan
hızlı değişim sosyal çelişkilere yol
açmıştır. Ekonomik yetersizlikten dolayı turizm merkezlerine
göç eden ailelerde maalesef çözülmeler olmakta ve bu ailelerin çocukları
ekonomik, sosyal ve aileden gördüğü baskı yüzünden aile
ortamından uzaklaşmaktadır. Ailelerinden ayrılan bu
gençler, göç ettikleri şehrin sosyal ortamına alışamadan,
okuldan da koparak kendisini yalnızlığa atmaktadır. Bunun
sonucunda, gençler, içinde bulundukları bu stresi giderebilmek için
uyuşturucu maddelere yönelmektedir. Uyuşturucu madde günümüz
toplumlarında en önemli sorunlardan biri olarak görülmektedir. Bilim adamlarının
yaptığı açıklamalara göre gün geçtikçe madde
bağımlılarının sayılarında artış
vardır ve başlama yaşı 13'lere kadar düşmüştür.
Madde
bağımlısı olan gençler arasında suçluluk oranları
gittikçe artmaktadır. Tüm kentlerimizde gözlenen madde
bağımlıların sayısındaki artış turizm
bölgelerinde daha da fazla olmaktadır. Turizm bölgelerinde, turizm
gelirlerinin artırılması için güvenlik ve huzur
ortamının muhafaza edilmesi büyük önem taşımaktadır.
Madde
bağımlısı gençlerin, suç işleme oranlarının
giderek arttığı, şehirlerde cadde ve sokakların,
vatandaşlarımızı ve turistleri tedirgin eden yerler haline
geldiği medya aracılığı ile yoğun şekilde
gündeme getirilmektedir.
Yukarıda
belirtilen sebeplerden dolayı, madde
bağımlılarının sayısındaki
artışın sebepleri ve madde
bağımlılarının rehabilite edilerek tekrar normal
hayata nasıl kazandırılacakları amacı ile bir Meclis
Araştırması açılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
İki genel
görüşme önergesi vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
C) Genel
Görüşme Önergeleri
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Sayıştayın e-Devlete
Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri adlı performans
denetim raporu üzerinde genel görüşme açılmasına ilişkin
önergesi (8/18)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bilgi ve
iletişim teknolojileri (BİT) alanında dünyadaki gelişmelere
paralel olarak, ülkemizde de birçok kamu kurumunda bilgi işlem merkezleri
ve İnternet siteleri oluşturulmuş ve bilgisayar ortamında
bilgi saklanmaya başlanmıştır. AB'nin bilgi toplumu olma
yolunda belirlediği hedeflere uygun olarak, 2003 yılında
e-Dönüşüm Türkiye Projesi (eDTr) başlatılmış, bu
çerçevede birçok kamu hizmetinin elektronik ortamda sunumu öngörülmüştür.
Bu bağlamda kamu İnternet sitelerinin devlet ile vatandaş
arasındaki dolaysız iletişim ve etkileşimini sağlayan
pencereler olarak önemi artmıştır.
Ancak ülkemizde
kamu kurumlarının İnternet siteleri,
ağırlıklı olarak bilgi ve doküman sunulan birinci düzey
ve/veya elektronik yayıncılık yapılan ikinci düzey
sitelerdir. İnternet sitelerinden bu düzeyde hizmet sunulması,
etkileşimli ve katılımcı kamusal hizmet sunumunu hedefleyen
e-Devlet için yeterli değildir.
Bu durum
Sayıştay Başkanlığının "e- Devlete
Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri" adlı
Performans Denetim raporuyla da ayrıntılarıyla ortaya
konulmuştur. Sayıştayın söz konusu raporu
Sayıştay Genel Kurulunun 24.07.2006 tarihli ve 5166/1
sayılı kararıyla 832 sayılı Sayıştay
Kanununun ek 10'uncu maddesine istinaden Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş,
ancak söz konusu rapor bir türlü Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine
getirilmemiştir.
Yukarıdaki
hususlar çerçevesinde Yüce Meclisimizin, Sayıştay'ın "e-
Devlete Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri" ile
ilgili Performans Denetim Raporunu görüşmesini talep etmekteyiz. Bu
itibarla Anayasanın 98. ve İçtüzüğün 101, 102 ve 103'üncü
maddeleri uyarınca, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, TBMM'de
söz konusu raporun tüm yönleriyle ele alınmasını amaçlayan bir
genel görüşme açılması hususunda gereğini arz ederiz.
Mehmet
Şandır Oktay
Vural
Mersin İzmir
Grup Başkan
Vekili Grup
Başkan Vekili
Genel Gerekçe:
Bilgi ve
iletişim teknolojileri (BİT) alanında dünyadaki gelişmelere
paralel olarak, ülkemizde de birçok kamu kurumunda bilgi işlem merkezleri
ve İnternet siteleri oluşturulmuş ve bilgisayar ortamında
bilgi saklanmaya başlanmıştır. AB'nin bilgi toplumu olma
yolunda belirlediği hedeflere uygun olarak, 2003 yılında
e-Dönüşüm Türkiye Projesi (eDTr) başlatılmış, bu
çerçevede birçok kamu hizmetinin elektronik ortamda sunumu öngörülmüştür.
Bu bağlamda kamu internet sitelerinin devlet ile vatandaş
arasındaki dolaysız iletişim ve etkileşimini sağlayan
pencereler olarak önemi artmıştır.
Kamu
kurumlarının internet siteleri, e-Devlet hizmetlerinin
vatandaşların kullanımına uygun olup
olmadığı ve kurumların e-ortamda hizmet sunma beceri ve
deneyimleri için bir göstergedir. Hizmetlerin kamu internet sitelerinden
hızlı, etkileşimli, kolay kullanılabilir ve
erişilebilir bir şekilde sunulması; sitelerin tasarım,
dolaşım, içerik ve erişilebilirlik açısından
standartlara uygun kurulmasına bağlıdır. Kamu kurum
internet sitelerinin en zayıf olduğu alan, hizmetlerin sunumu,
kullanıcı beklentilerinin karşılanması ve
işlevselliği açısından önem taşıyan içeriktir.
Sitelerin kolay kullanımı ve gezinebilirlik konusunda önem
taşıyan ve daha çok teknik beceriye dayanan tasarım ve
dolaşım bakımından görece daha iyi sonuçlar
alınmıştır.
Kamu
kurumlarının internet sayfalarının, her türlü
tarayıcıyla; hızlı, etkileşimli, güvenli, düzgün ve
kolay kullanılabilir nitelikte hizmet sunabilmesi için, başta içerik
olmak üzere, tasarım, dolaşım ve erişilebilirlik
standartlarına uygunluğu sağlanmalıdır.
Ancak ülkemizde
kamu kurumlarının internet siteleri, ağırlıklı
olarak bilgi ve doküman sunulan birinci düzey ve/veya elektronik
yayıncılık yapılan ikinci düzey sitelerdir. İnternet
sitelerinden bu düzeyde hizmet sunulması, etkileşimli ve
katılımcı kamusal hizmet sunumunu hedefleyen e-Devlet için
yeterli değildir.
Bu durum
Sayıştay Başkanlığının e- Devlete
Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri adlı Performans
Denetim raporuyla da ayrıntılarıyla ortaya konulmuştur.
Sayıştay'ın söz konusu raporu Sayıştay Genel Kurulunun
24.07.2006 tarihli ve 5166/1 sayılı kararıyla 832
sayılı Sayıştay Kanununun ek 10'uncu maddesine istinaden
Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş, ancak söz konusu rapor bir türlü
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmemiştir.
Yukarıdaki
hususlar çerçevesinde Yüce Meclisimizin, Sayıştay'ın e- Devlete
Geçişte Kamu Kurumları İnternet Siteleri ile ilgili Performans
Denetim Raporunu görüşmesini talep etmekteyiz.
2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20
milletvekilinin, vakıf eserlerinin korunması konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/19)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, kültürel mirasımız olan vakıf eserlerinin
korunması, daha fonksiyonel kullanılması ve bizden sonraki
kuşaklara bırakılması çabalarını olumsuz yönde
etkileyen unsurların belirlenerek, kaynakların belli bir öncelikler
plânlaması içinde, verimli ve etkin olarak kullanılmasının
sağlanmasına yönelik, ilgili kurumların
çalışmaları TBMM'de tüm boyutlarıyla
değerlendirilmelidir. Anayasa'nın 98'inci, İçtüzüğün
101-102-103'üncü maddeleri gereğince; Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün Sorumluluğundaki Tarihi Eserlerin Korunması
hakkında Genel Görüşme açılmasını arz ederim.
06.12.2010
1) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
2) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
3) Erkan Akçay (Manisa)
4) Oktay Vural (İzmir)
5) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
6) Alim Işık (Kütahya)
7) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
8) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Ahmet Bukan (Çankırı)
11) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
12) Metin Ergun (Muğla)
13) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
14) Hüseyin Yıldız (Antalya)
15) Behiç Çelik (Mersin)
16) Durmuşali Torlak (İstanbul)
17) Mümin İnan (Niğde)
18) İzzettin Yılmaz (Hatay)
19) Recep Taner (Aydın)
20) Reşat Doğru (Tokat)
21) Mehmet Günal (Antalya)
Genel Gerekçe
Yurdumuzun her
köşesinde bulunan ve sayıları on bini aşan, bütün
dünyanın hayranlığını kazanan vakıf eserleri Türk
ve Dünya kültürünün eşsiz örneklerini oluşturmaktadır. Tarihî ve
mimarî değeri olan eserlerin korunması, fonksiyon verilerek
kullanılması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara
aktarılması özel uzmanlık, malî kaynaklar, iyi bir planlama
isteyen zor ve önemli bir görevdir. Türkiye'miz tarihî ve kültürel mirası
ile çevre değerleri bakımından dünyanın en zengin
ülkelerinden birisidir. Buna karşın, aynı zenginliğin
korunması, yaşatılması ve geleceğe
aktarılması yönünde çalışmalar yeterli değildir.
Akademisyenler, uzmanlar, kıymet biçilemez bu eserleri
koruyamadığımız yönünde eleştiriler dile getirmekte,
görsel ve yazılı medya bu konuyu yoğun bir şekilde gündeme
taşımaktadır. Bu eserlerin korunması için ayrılan
kaynakları kullanmakla yetkili kurumların kaynakları
amacına uygun ve kanunların belirlediği şekilde
kullanıp kullanmadığı, bu kurumlar arasındaki
eşgüdüm eksikliği 2004 yılında Sayıştay Başkanlığı
tarafından hazırlanan raporda belirtilmiştir. Ayrıca
Vakıflar bünyesinde bulunan bazı tarihî yapıların
tapularının belirli kişilere iadesi yapılmaktadır.
Türk ve Dünya kültürünün eşsiz örneklerinin mevcut durumu ve yetkili
kurumların faaliyetleri bu raporda belirtilmiştir. Bu rapor çok ciddi
sorunları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu konuya ait tüm
uygulamalar, yasal ve idarî düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir.
Yukarıda
belirtilen sebeplerden dolayı, bu hususların kapsamlı bir
şekilde görüşülmesi, incelenmesi ve çözüm yollarının
bulunması amacı ile bir Genel Görüşme açılması
gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve genel görüşme açılıp
açılmaması konusundaki ön görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım.
VIII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- (10/653) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin BDP Grubu önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 03.02.2011 Perşembe günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Bengi
Yıldız
Batman
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Ön Görüşmeler
Kısmının 536 ncı sırasında yer alan 10/653
Hayvancılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasına
ilişkin önergelerin görüşmesinin Genel Kurulun 03.02.2011 Perşembe
günlü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Grup önerisinin lehinde Batman Milletvekili Sayın Bengi Yıldız.
Buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Başkan, değerli vekiller; Barış ve
Demokrasi Partisi Grubunun önerisi üzerine söz aldım. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bugün
Ankarada ülkemizin en temel problemlerine ilişkin seslerini Parlamentoya
duyurmak isteyen kamu emekçileri gelmişlerdi. Sayın Başbakan
buradan Tunusa, Mısıra demokrasi dersi veriyor ama ülkemizin
başkentinde ne yazık ki Mısır görüntülerini aşan bir
görüntüyle karşı karşıyayız. Emekçilerin üzerine gaz
bombaları atılıyor, su sıkılıyor, polis müdahale
ediyor. Mısırda güvenlik güçleri halka saldırmıyor ama
ülkemizde en demokratik gösteri gazla, copla, kaba güçle
bastırılıyor. Tam bir AKP klasiğiyle karşı
karşıyayız, kendi yönetimini sorgulamıyor ama dünyaya
barış ve demokrasi dersi verme gibi bir çaba içerisine giriyor.
Şimdi, bu
araştırma önergemize karşın AKPli sayın hatipler
birkaç gündür çıkıp aynı şeyi söylüyorlar, Bu önerge
önemli ama Mecliste süre itibarıyla araştırma komisyonları
kurulamaz. diyorlar sanki daha önceki onlarca araştırma önergemizi
burada kendileri reddetmemiş gibi. Bunu da bu gerekçeyle reddedeceklerini
biliyoruz ama Anadoluda malum bir deyiş vardır: Kekliğe
kış ayında sormuşlar Neden ayakların
kırmızı? diye, o da Kardandır, kıştandır,
soğuktandır. demiş. Buna cevaben demişler ki: Biz seni
yazın ortasında da gördük, yine ayakların
kırmızıydı. Dolayısıyla, demokratik hak ve
özgürlüklere ilişkin bütün araştırma talepleri, muhalefetten
gelen önergeler, AKPnin sayın milletvekilleri tarafından el
birliğiyle reddediliyor ne yazık ki.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk
kez bu yıl kurbanlık hayvan ithalatı yapıldı.
Sayın Tarım Bakanımız kurbanlık fiyatlarında
problem yaşanmasın diye bu ithalatı
yaptığını söyledi ama ithalat hacminin 80 bin
büyükbaş, 10-15 bin küçükbaş hayvan düzeyinde
gerçekleştirileceğini de söylemişti.
Bilindiği
gibi Anadoludan Trakyaya hayvan girişi yasak. Neden olarak da Anadoluda
şap hastalığı yaygın. Avrupa Birliği, kendini
şap hastalığından korumak için Trakya bölgesinin
hastalıktan ari bir bölge olmasını istiyor. 2008-2010 dönemi
için AB destekli şap hastalığı projesi devreye
sokulmuş, Anadoluda ise anılan hastalıkla sonuç alıcı
bir mücadele ne yazık ki, gerçekleştirilmiyor. Dolayısıyla,
Anadoludan hayvan gelmeyeceği için Trakya bölgesindeki kurbanlık
hayvan alımı ithalata dayalı, daha çok da Balkan ülkelerinden
ithal edilerek sağlanmaya çalışılıyor.
Ülkemizin temel
geçim alanlarından biri hayvancılık, özellikle 1980 sonrası
dönemde sistematik bir gerileme yaşamış ve geldiğimiz dönem
itibarıyla bir çöküşle karşı karşıyadır.
Resmî verilere göre ülkemizdeki büyük ve küçükbaş hayvan
sayısında yıldan yıla azalmış, 2008de bir önceki
yıla göre büyükbaş hayvan sayısında yüzde 2, küçükbaş
hayvan sayısında ise 6,87 oranında gerileme meydana
gelmiştir. Özellikle 1980lerin başından günümüze değin
hayvan sayısı, yaklaşık 60 milyon dolayında iken
şimdi bu rakamın yarıya indiğini görmekteyiz.
Ülkemizde
hayvancılığın kötü gidişatının en önemli
nedeni, kuşkusuz, yıllardır sürdürülen yanlış hükûmet
politikaları, yetersiz desteklemeler ve mera yasaklarıdır.
Hayvan besiciliğinde yükselen girdi fiyatları, hayvan
sağlığı açısından yeterli eğitim ve
desteklemenin yapılmaması ve özellikle de geniş yayla ve
meralara sahip olan ve hayvancılık açısından vazgeçilmez
bölgelerden biri olan Doğu ve Güneydoğu illerinde
çatışmalı ortamın ve operasyonların bahane edilerek
buradaki yaylaların ve meraların yasaklanması, zorunlu göç
uygulamalarından kaynaklı, bölge illerinin kırsal
alanlarının insansızlaştırılması, bu
yıkımı daha da derinleştirmiştir. Özellikle son
yıllarda, hayvan sayısındaki düşmeye paralel olarak et
ithalatında 5 kattan fazla artış meydana gelmiştir ve bu
durumla birlikte, et ithalatımızın olumsuz sonuçları tüm
yıkıcılığıyla bu sektörde hissedilmiştir.
Hayvancılığın daha da gerilemesi sonucu günümüzde kırmız
et fiyatları 30 TL üzerine çıkmış ve
halkımızın zayıf olan alım gücü bir darbe daha yiyerek
et yiyemez hâle gelmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizdeki kıl keçisi
sayısı Doğu Anadoluda 1991 yılında 1 milyon 880 bin
iken 2009 yılında 900 bine inmiştir, tam yüzde 100 bir gerileme
söz konusudur. Güneydoğu Anadoluda 1991de 1 milyon 950 bin baş
kıl keçisi varken, şu an, 2009 verilerine göre 1 milyon 102 bindir.
Koyun sayısında, 1991 yılında Türkiye genelinde 39 milyon
baş hayvan varken şimdi bunun sayısı 20 milyondur;
Doğu Anadoluda 1991 verileri 7 milyon, 2009 verileri 6 milyondur;
Güneydoğuda 91 verileri 5 milyon, 2009 verileri 4 milyondur. Türkiyenin
toplam keçi ve koyun üretiminin yarısı aslında Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesindeydi.
Ülkemiz
hayvancılığının giderek gerilediğini -TÜİK
verilerinden de anlaşılacağı gibi- son aylarda hızla
artan et fiyatları da kanıtlamaktadır. Kırmızı
etin kilogramı Avrupa Birliği ülkelerinin tüketicisinde 4-5 dolar
düzeyindedir, Amerika Birleşik Devletlerinde ise 3 dolarken ülkemizde ne
yazık ki 15 dolarlar civarındadır. 2009 Haziran ayında 18
TL olan dana kıymasının fiyatı, 2009da, 2010da 24 TLye
kadar çıkmıştır. Mevcut ve önceki iktidarların
öngörüsü ve sığ tarım ve hayvancılık
politikaları, ülkemizde et tüketimini, fiyatlarının
yüksekliği nedeniyle neredeyse lüks tüketime dönüştürmüştür.
Cumhuriyetin
kuruluşundan itibaren hayvancılığımızda sürekli
denilebilecek bir gelişme sağlanmışken 24 Ocak 1980
kararlarıyla, hayvan üretimi ve hayvansal üretime verilen teşviklerin
kaldırılmasıyla hayvancılığımız büyük
bir darbe yemiştir. Hayvancılığımıza indirilen
ikinci büyük darbe Et ve Balık Kurumu, SEK ve Yem Sanayii gibi
tarımsal kuruluşların özelleştirilmesiyle
gerçekleşmiştir. 1952 yılında kurulan Et ve Balık
Kurumunun, özelleştirilmeye çalışıldığı 1994
yılına gelindiğinde, yirmi dokuz olan kombina mevcudu günümüzde
sekize düşürülmüştür. Üreticinin yetiştirdiği
hayvanların değerlendirilmesi ve hayvan
hastalıklarının önlenmesinde önemli yeri olan Et ve Balık
Kurumunun işlevsizleştirilmesiyle, hayvan üreticisi, tüccarın ve
vurguncuların oyuncağı hâline getirilmiştir.
Hayvancılığın
gerilemesinde rol oynayan bir diğer önemli faktör de meraların
hızla yok edilmesidir. 1940 yılında 44 milyon hektar olan
çayır ve mera alanları, günümüzde 12 milyon hektara kadar gerilemiştir.
Mevcut mera alanlarının yarıya yakını Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde olmasına karşın, güvenlik
gerekçesiyle bu alanlara çıkılamamaktadır dolayısıyla
ülkemiz, ciddi bir şekilde, hayvan sektöründeki bir problemle
karşı karşıyadır. Bu araştırma önergesi,
ülkemizdeki bu temel sorunların araştırılması ve
hayvancılığın teşvikinde neler
yapılabileceğinin tespiti konusunda bir komisyon kurulması
talebine ilişkindir. Bu talebimizin kabulüyle hayvan üreticilerine bu
alanda bir umut yaratılmasını diliyor, yüce Meclisi saygı
ve sevgiyle selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yıldız.
Grup önerisinin
aleyhinde Antalya Milletvekili Sayın Abdurrahman Arıcı, buyurun
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDURRAHMAN ARICI
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün
OSTİMde vuku bulan kazada hayatlarını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyor, yaralılara da
acil şifalar diliyorum.
Barış
ve Demokrasi Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırması
önergesinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Biraz önce Sayın
Hatip söyledi, aynı şeyleri tabii.
Sporda
şiddet ve spor kulüplerinin hukuki ve mali sorunlarını incelemek
üzere kurulan komisyonumuz iki aydır görev yapıyor. Buna rağmen,
komisyonlarımızı zor topluyoruz ve sonlandırmak için de
hızlı bir çalışma içerisindeyiz çünkü süremiz çok az
kaldı. Bugün kurulabilecek bir komisyonun da pratik olarak nasıl
çalışacağını sizin takdirlerinize sunuyorum.
Buna rağmen,
Meclislerimizde, 19uncu Dönemde 67, 20nci Dönemde 69, 21inci Dönemde 44,
22nci dönemde 89, bu son dönemde, bugüne kadar, 23üncü Dönemde 135 önerge
kabul edilerek görüşülmüştür. Bu da gösteriyor ki bu son, 23üncü
Dönemde diğer dönemlere nazaran hemen hemen 1,5-2 misli daha fazla önerge
kabul edilerek Meclisimizde görüşülmüş ve komisyonlar
kurulmuştur. Bu yüzden, pratik olarak, kurulacak komisyonların
çalışma süreleri olamayacağı düşüncesiyle grup olarak
bu araştırma önergesinin aleyhinde olduğumuzu bildirir, yüce
Meclisi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Grup önerisinin
lehinde Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben de bugün
OSTİMde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden
yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar diliyorum.
Verilen önergenin
lehinde söz aldım.
Değerli
arkadaşlarım, sorunlar çok vahim. Hayvancının
sorunları acil çözüm istiyor. Geçtiğimiz dokuz yılda bir fabrika
açamadınız ama bu bacasız fabrika olan ineğe, koyuna,
keçiye, deveye, kanatlılarımıza sahip de çıkamadınız,
onları ihmal ettiniz. Nasıl ihmal ettiniz? Destekler verdik.
diyeceksiniz, biraz sonra çıkacak arkadaşlarımız Şu
kadar destek verdik, bunu yaptık, şunu yaptık. anlatacaklar.
Gerçekten yapıldı, üreticimiz modernlikle buluştu,
sağım üniteleri oluşturuldu, ahırlar kuruldu, kovalar
değiştirildi, otomatik sağımlar oluşturuldu ama ne
yazık ki bu insanlarımızın ürettikleri ürüne sahip
çıkmadık, ete sahip çıkmadık, süte sahip
çıkmadık, yumurtaya sahip çıkmadık. Ürüne ve üretime destek
vermediniz. Hele hele son günlerde rakamlar çok güzel!
Değerli
arkadaşlarım, koyun popülasyonunda kaybettiğimiz, sadece koyun
popülasyonunda kaybettiğimiz değer 5 milyar lira. Yani bir yılda
destek veriliyor 5 milyar, sadece koyundan kaybettiğimiz bu.
Sıfır faizli kredi verdiniz geçtiğimiz günlerde ama şu anda
o sıfır faizli krediyi alan üreticilerimiz tir tir titriyor.
Değerli
arkadaşlarım, dün Ziraat Bankası yetkilileri not verdiler,
yaklaşık 432 bin kişi kredi almış, koyunculuk kredisi
almış, besi kredisi almış ama bu insanlar Şimdi bu
borcu nasıl ödeyeceğiz? diye merak içinde, kefiller merak içinde.
Süt para etmiyor, et para etmiyor. Daha dün, Et Balık Kurumu -6 bin ton
karkas et, 2 bin ton canlı hayvan ihalesi yarın yapacak- ihale
yaptı. Bunlara kulak vermeniz gerekiyor. Ben buradan, Sayın
Başbakandan, Sayın Tarım Bakanından, sayın Bakanlar
Kurulu üyelerinden, sayın milletvekillerinden, ellerini vicdanlarına
koyup bugün, geç olmadan, et, süt, canlı hayvan, süt tozu,
tereyağı yurt dışı alımını bir an önce
bırakmalarını talep ediyorum.
Tekrar ediyorum
değerli arkadaşlarım: Bakın, duyduk duymadık demeyin,
vatandaş da duysun.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Tutanaklara geçti, merak etme!
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sayın Tarım Bakanına sesleniyoruz,
Sayın Başbakana sesleniyoruz, sayın Bakanlar Kurulu üyelerine
sesleniyoruz: Türkiyede hayvancılığa sahip çıkma
adına, yurt dışından alınan süt, süt tozu,
tereyağı, canlı hayvan, canlı düve, karkas et
alımını bir an önce durdurunuz.
Tekrar ediyorum
değerli arkadaşlarım, duyup duymayan kalmasın,
vatandaş soruyor bunu.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bir daha söyle.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sayın Başbakan, Sayın Tarım
Bakanı, sayın Bakanlar Kurulu üyeleri; elinizi vicdanınıza
koyunuz, bir an önce, Türkiye'nin değeri olan bacasız fabrikalara
sahip çıkınız. Et, süt, süt tozu, tereyağı, canlı
hayvan, canlı düve, karkas et alımını bir an önce
durdurunuz. Duymayan kaldı mı değerli arkadaşlarım?
Sayın Bakanım, duydunuz değil mi?
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayvancılığın feryadına kulak
versinler.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sayın Bakanım, meşgulsünüz, tekrar
ediyorum.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) Dinliyoruz,
duyduk.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Tekrar ediyorum: Sayın Başbakan,
Sayın Tarım Bakanı, sayın Bakanlar Kurulu üyeleri,
sayın milletvekilleri; vatandaşlar adına sizlere sesleniyorum:
ÜNAL KACIR
(İstanbul) 5 oldu!
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Bir an önce, bugünden tezi yok, canlı hayvan,
et, süt, tereyağı yurt dışı alımlarını
bir an önce durdurunuz.
Ziraat
Bankası çalışanlarının emeklerini heba ediyorsunuz.
Türk çiftçisinin emeklerini heba ediyorsunuz. Size sesleniyorum: Ahırlar
yapıldı. O vatandaşlarımız bir ahır yapmak için
köyünde, sadece imar izni almak için 5 milyar lira para verdi. Köyde bir göz
ahır yapmak için 5 milyar para verdi, inek aldı, düve aldı, süt
yaptı, et yaptı ama lütfen, bunlara sahip çıkınız.
Bakın,
Toprakla koyun
dedik anlamadınız, Toprakla koyun, gerisi oyun.
dedik. Para para diye direniyorsunuz. Türkiyede bir süt izleme komitesi
yapamadınız. Geçenlerde söyledim, şu anda süt
alıcıları, (A) köyünü biri bırakıyor, (B) köyünü biri
bırakıyor, yer değiştiriyorlar. Kooperatif
başkanları gidiyor: Sütümüzü (A) şirketi bıraktı, siz
alır mısınız? Alırız ama 65 kuruşa
verirsen, 60 kuruşa verirsen. Geçen hafta söyledim, Süt 70, yem 70, bu
iş bitmiş, bu iş bitmiş. dedik değerli
arkadaşlarım. Hemen bunun üzerine, Tarım
Bakanlığı 4 kuruş destek veriyordu süte 2 kuruş daha
ilave yaptı. Yetmez değerli arkadaşlarım, yaptığınız
işler boşa gidiyor. Onun için, bir an önce bu kriz ortamında süt
üreticilerine, hayvan üreticilerine en az 20 kuruş destek vermeniz
gerekiyor, en az. Hazine dolu. diyorsunuz; hazine var, o komisyonda da, süt
izleme komisyonunda da para var, bunu ne gün için bekletiyorsunuz?
İşte, o kara gün bugün.
Değerli
arkadaşlarım, keçiyi ihmal ettiniz, keçiyi dağlara hasret
ettiniz. Şu anda dağlar domuzlara teslim oldu değerli
arkadaşlarım. Dağlardan domuzlar köylere iniyor, yollarda
arabalar çarpıyor. Onun için, bu kıl keçisine sahip çıkın,
saanen keçisine sahip çıkın. Buna sahip çıkmadığınız
zaman -bu doğal gıda- işte, bunun sonucu, Ukraynanın,
Letonyanın, Almanyanın, Danimarkanın, Kaliforniyanın,
Avustralyanın angusuna muhtaç hâle geliriz, kurbanlığına
muhtaç hâle geliriz.
Yapılan
çalışmaları, bakın, yapılan
çalışmaları
Emek emek bu inekler yetiştirildi,
alındı. Ahırlar şu anda düvelerle dolu, doğumlar
başladı, süt üretimi artacak. Ne yapıyoruz? Düşünen, üreten
beyinleri yaratan süte sahip çıkın. Okul sütünü oluşturun. Ali
Bey çıkacak şimdi, yine okul sütünü konuşacak. Okul sütü yetmiyor,
asker sütü yetmiyor, memur sütü yetmiyor. Boyalı içeceklere trilyonlar
veriliyor, boyalı içeceklere. Gidiyoruz
O köylü
vatandaşlarımızı uyarın, şehirdeki
vatandaşlarımızı uyarın. Buzdolabını
açtığınız zaman sütü göremiyorsunuz ama boyalı içecekleri
görüyorsunuz. Süt en doğal gıda, süt en doğal gıda
Onun
için, bu hayvancılığa sahip çıkma adına bu önergeye
destek vermenizi bekliyorum.
Araştıralım
değerli arkadaşlarım, araştırmaktan niye
korkuyorsunuz? Bakın, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda meralar boş,
meralar
Onlar ekstansif, yani emek yoğun değil, para yok. Tarlada,
dağda, bayırda bizden bir şey beklemiyordu, o koyun, o
sığır, o inek bir şey beklemiyordu, sadece, tarlanın,
o dağın, meranın otunu yiyordu, otu ete dönüştürüyordu,
süte dönüştürüyordu, ciğere dönüştürüyordu, işkembeye
dönüştürüyordu, deriye dönüştürüyordu. Bunlar bizim millî
gelirlerimiz.
Şu anda
Türkiyede kokoreç yapmak için bağırsak bulunmuyor değerli
arkadaşlarım, bağırsak yok şu anda kokoreç yapmak
için. Neden? Çünkü yurt dışından karkas getiriyorsunuz,
getirdiğiniz karkasın ciğeri, dalağı, böbreği,
işkembesi, bağırsağı, kellesi, beyni o ülkede
kalıyor, sadece karkas geliyor. Bunu bilin arkadaşlarım.
Yine tekrar
ediyorum, duyduk duymadık demeyin değerli arkadaşlarım,
değerli vatandaşlarım: Sayın Başbakan, öyle, temel
atmak, açılış yapmakla vakit geçirmeyin. Sayın Tarım
Bakanı da yalancı pehlivan gibi dolaşmasın, şap
hastalığına sahip çıksın, kuduza sahip
çıksın. Bakın, pazarlarınız kapalı şap
hastalığından.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Burdur çok iyiydi ama.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Burdur çok güzel olabilir.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Burdur çok iyiydi.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Çok güzel olacak. Biz misafirperveriz. Bizim
maliyemiz geldi, öğretmenlerimiz geldi, doktorlarımız geldi o
toplantıya, ben geldim. O toplantıda o kalabalık sizi
şaşırtmasın.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ama çok iyiydi, çok teşekkür ediyoruz.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Açılışta Sayın Başbakana
Altmış altı tesis açacağız. dediniz
-Başbakanı da yanılttınız değerli
arkadaşlarım- kırk dokuzda kaldı. Altmış
altı tesis dendi, afişler yapıldı, o kırk dokuzda
kaldı. Başbakanı yanıltmayın.
AHMET KOCA
(Afyonkarahisar) Bir dahaki sefere. Kırk dokuz da az değil.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sayın Başbakan Burdura geldi, çok güzel
sözler söyledi. Üç keçi güdemez, sesleri dağları deler. dedi.
Değerli
arkadaşlarım, bakın bunu da bilin: Üç keçi güdülmez, üç teke de
güdülmez, üç koyun da güdülmez. Atasözü, Üç koyun güdülmez. denir. Onlar
güdülmez ancak yedekte gezdirilir ama bir değnek, bir kepenek, bir de
köpek verirseniz 300-350 koyun da güderiz, 300 keçiyi de güderiz. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bize bir kepenek, bir
köpek, bir de değnek yeter. Bunu verdiğiniz zaman biz o koyunu da
güderiz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Onlar üç keçiyi gütmeyi bile bilmiyorlar.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Ama şu anda koyun güdecek çoban da
kalmadı memlekette. Koyun güdecek çoban da kalmadı. Çobanları
hakir görmeyin. O çobanlar isimsiz kahramanlardı. O kepenekleriyle
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Başkanım, bir dakika süreyi hak etti.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla)
köpekleriyle değnekleriyle o
dağların otunu, ete, süte yumurtaya çevirdiler.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Evet, grup
önerisinin aleyhinde son konuşmacı Sayın Ali Koyuncu, Bursa
Milletvekili, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP grup
önerisi aleyhine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi sevgiyle
saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
değerli arkadaşlar, yine aynı senaryo, aynı
konuşmacılar. Maalesef, muhalefetin sözcüleri de yine aynı
sazı çalıyorlar, aynı türküyü okuyorlar. Biz bu
arkadaşlarımıza daha önce de dedik ki: Arkadaşlar, bu
ülkenin yeterince sütü var, bu ülkenin yeterince hayvanı var. (CHP
sıralarından gürültüler) Bunları anlatmaya
çalıştık. Yine arkadaşlar çıktılar, yine arkadaşlar
maalesef çıktılar, buradan yandım anam Allah türküsünü
söylediler. Kardeşim, burada çıkacaksınız
doğruları söyleyeceksiniz. Biz o gün dedik ki: Yahu! Yapmayın,
etmeyin, birilerinin değirmenine su taşımayın. diye feryat
ettik, bağırdık.
M. NURİ YAMAN
(Muş) Soyadına sahip çık!
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Eli nasırlı insanların geleceğiyle
oynuyorsunuz, eli nasırlı insanların sofrasına giden
ekmeğiyle oynuyorsunuz. dedik, bunları anlattık.
AHMET BUKAN
(Çankırı) Tarım Bakanına mı söyledin bunları Ali?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Maalesef aynı
şekilde çıktılar dediler ki: Efendim eski parayla 30 milyon
oldu et.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Ali, bunları Tarım Bakanına
söyledin, değil mi?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Arkadaşlar,
bırakın köylümüz para kazansın, bırakın besiciler para
kazansın, bırakın süt üreticileri para kazansın. dedik.
Kim dedi? Ben dedim. Kim adına dedim? İşte net, mert AK
PARTİliler adına burada konuştum, dedim, bunları söyledim
ama siz bunları anlamadınız.
ENİS TÜTÜNCÜ
(Tekirdağ) Angusları kim getirdi?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Aliciğim, angusları kim getirdi?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Çıktınız, yine birtakım konuşmalarla bu
ülkenin hayvancılığının kötü gittiğini
söylediniz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bir dakika bakalım, tarımsal
büyüklüğe bir bakın. Yani bizden önce, AK PARTİ
İktidarından önce dünyada tarımsal büyüklük açısından
kaçıncı sıradaydık Ramazan Bey? Bilmiyorsun
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sen söyle, sen söyle
Hep birinci
sıradaydık(!)
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Ama şimdi sana öğreteceğim.
Bak, on birinci
sıradaydık, on birinci, on birinci sıradaydık, şimdi
sekizinci sıraya geldik.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Yoo, hep birinciydik(!)
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Şimdi, burada hayvan sayılarından bahsedildi. Tabii,
bu hayvan sayıları yanlış, yanlış
arkadaşlar. Bu verileri siz nereden alıyorsunuz bilmiyorum.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Hayvan sayısından bahsetmedik ki
BENGİ YILDIZ
(Batman) TÜİKten alıyoruz Ali Bey
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Bir de sayıyla doğru orantılı değildir
hayvancılık, sayıyla doğru orantılı
değildir, verimlilikle doğru orantılıdır. Yani
sayı düşebilir
Sayılar da düşmedi, küçükbaş hayvanda
düştü ama büyükbaş hayvanda sayıların da
düşmediğini burada rakamlarla söyleyebiliriz. Mesela 2002
yılında, biz iktidara gelmeden önce 1 milyon 859 bin kültür
ırkı vardı -biliyorsunuz, kültür ırkı,
sığırda- ama 2009 yılına geldiğimizde 3 milyon
622 bin olmadı mı? Evet, 3 milyon 622 bin oldu. Onun içindir ki
Türkiyede 8,4 milyon ton süt üretimi varken bugün 13,5 milyon tonlara
çıkmadı mı? İşte görüyorsunuz
Yani
arkadaşlar, sayıyla mayıyla bu işler olmuyor, verimlilikle
oluyor. Verimliliği artırırsanız bu işi
yaparsanız.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Verimlilik arttı
Süt kaç para şimdi?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) - Biz, bu anlamda, verimliliği ciddi anlamda
artırıyoruz. Ayrıca, siz, daha önce bir laktasyon döneminde
Yani nedir laktasyon arkadaşlar?
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Süt verme dönemi demek.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Bir inek doğum yapar, ikinci doğum yapması süresi
içerisinde verdiği süt verimi, Değerli Başkanım, süt
verimi. Ne kadardır süt verimi Türkiyede, inekler ne kadar süt veriyordu,
ne kadar veriyordu inekler süt? 1.705 kilogram süt verirken bugün inekler ne
kadar süt veriyor Türkiyedeki? 2.803 kilogram süt veriyor arkadaşlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kampa mı aldın inekleri?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Verim artışı ne kadar? Yüzde 64 oranında
Türkiyedeki ineklerde süt verimini artırmışız.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Süt tozunu niye alıyorsunuz?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Yani ben AK PARTİ İktidarı döneminde ineklerin süt
veriminin artışını söylediğimde bazıları
bunu anlayamıyor ama göstergeler burada değerli arkadaşlar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Sütçü Ali!
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Şimdi, et, karkas ağırlığına
bakalım. Bizden önce ne kadarmış değerli arkadaşlar?
Bizden önce 110 kilogram. Şimdi kaça çıkmış? 250 kilograma
çıkmış. Yani kayıt olanına bakalım. Biz bu ülkede
kayıt sistemini geliştirmedik mi arkadaşlar? Bizden önce,
cumhuriyet hükûmetleri döneminde Ulusal Süt Kayıt Sistemini kurdunuz mu
Ramazan Bey? Kurdunuz mu?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Kurduk, kurduk.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Kurmadınız. Ulusal Süt Kayıt Sistemini
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Kuracaksın tabii ya. Sayenizde kurduk.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Tamam, bizlerle beraber. Hah şöyle, tamam, bak, bunu
biliyorsun işte.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Ama süt para etmiyor Aliciğim, şimdi süt
para etmiyor.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Ulusal Süt Kayıt Sistemini biz kurduk. Neden? Bir kayıt
sistemi yok. Türkiye'nin batısında, doğusunda, kuzeyinde,
güneyinde ne kadar süt üretiliyor, bunu bilmiyorduk değerli
arkadaşlar. Ama AK PARTİ İktidarı döneminde bizler Ulusal
Kayıt Sistemini kurduk.
Ayrıca,
burada Ramazan Bey dedi ki: İşte, dam ruhsatlarıyla
alakalı sıkıntılar var. Doğru,
sıkıntılar vardı.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) 3 kere sataştı Ramazan Beye, 3 kez ismini
söyledi
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Hayvancılıkla ilgili bir işletme kurmaya
çalıştığınızda öncelikle yer seçim raporu
isteniyordu sizden. Dokuz tane kurum-kuruluşa gidiyordunuz, yer seçim
raporuyla alakalı görüş alıyordunuz. Sonra, yer seçim raporunu
aldıktan sonra yedi tane kurum-kuruluşa gidiyordunuz, inşaat
ruhsatı alıyordunuz.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Para yoktu ama, para yoktu.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Onun akabinde dört tane kurum-kuruluşa gidip işletme
ruhsatı alıyordunuz.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) 5 milyar yoktu.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Değerli kardeşlerim, takip etmiyorsunuz, bilmiyorsunuz.
Biz bu hayvancılık işletmelerinin kurulmasıyla,
işletilmesiyle ilgili yönetmeliği 14 Aralıkta
kaldırdık be kardeşim!
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) Çok güzel oldu.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Kaldırdık bunu. Şu anda diyoruz ki: Gidecek
kaymakamlıklara, kaymakam işletme ruhsatını verecek,
olacak, bitecek. Biz bunları biliyoruz. Sorunları
tartışıyoruz, konuşuyoruz, sonra da çözüyoruz.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) 5 milyar
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Değerli arkadaşlar, onun akabinde, OHAL nedeniyle tabii
ki meralarda, yaylalarda, o dönemde Güneydoğuda, Doğuda
vatandaşlarımız bu anlamda küçükbaş hayvancılıkla
ilgili sıkıntılar yaşadılar ama OHALi biz
kaldırmadık mı değerli arkadaşlar? AK PARTİ
İktidarı döneminde OHAL kalktı.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Hayır, hayır, siz
kaldırmadınız, OHALi biz kaldırdık, Çekiç Güçü biz
gönderdik.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) - Artık insanlar yaylalara çıkıyorlar. Küçükbaş
hayvan sayısı da 13 milyondan 26 milyonlara çıktı. Onun
akabinde ilk defa cumhuriyet hükûmetleri döneminde Güneydoğuya,
Güneydoğu Anadolu Projesi çerçevesinde, DAP projesi çerçevesinde yüzde 40,
yüzde 30 hibe vermiyor muyuz? Yani Güneydoğudaki ve Doğudaki
vatandaşlarımıza
ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) Bütün meralar kapalıdır,
dediğiniz doğru değildir, meralar kapalıdır.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) - Sayın Algan Bey, şimdi yüzde 30, yüzde 40 destek
veriyoruz. Vermiyor muyuz?
BAŞKAN
Sayın Koyuncu, Genel Kurula hitap edin, Genel Kurula.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Güneydoğudaki insanlarımız, Doğudaki
insanlarımız bu destekleri alıyorlar, bundan da
yararlanıyorlar. Makine ekipman desteği yüzde 40, inşaat
desteği yüzde 30. Hayvan aldığında sana da veriyoruz
kardeşim, sana da veriyoruz; bilmiyorsunuz bunları,
araştırın da gelin, tamam mı! Hayvancılık
yapacaksan sana da veriyoruz, herkese veriyoruz.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Yayla yasağına devam.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Ayrıca, koyunculukla ilgili ilk defa
Koyun, keçiye sahip
çıkmıyorlar. dedi. Koyun ve keçiciler birliklerini bizler kurduk,
bunlara kulak küpesini biz taktık. Koyun ve keçi sütüne litre
başına desteği de yine AK PARTİ hükûmetleri verdi.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) - Keçiyi bile vergi mükellefi yaptın. Küpe
taktın, para aldın.
ALİ KOYUNCU (Devamla) Evet, evet!
Değerli
kardeşlerim, ayrıca faiz oranlarına bir bakın; bizden önce
yüzde 59la, bu insanlar, hayvancılık yapan, tarımla
iştigal eden insanlar yüzde 59la kredi almıyorlar mıydı?
Alıyorlardı. Şimdi sıfır faiz, rüyanızda bile
göremezdiniz bunu.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) - Çiftçinin şehirde dairesi var mı?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) - Biz deseydik ki 2007 seçimlerinde: Arkadaşlar, ey çiftçi
kardeşlerimiz, ey hayvancılıkla iştigal eden
kardeşlerimiz, 2007 seçimlerinde sizler bize oyunuzu verirseniz,
desteğinizi verirseniz sıfır faizli kredi vereceğim.
Sizler derdiniz ki: Ya, bunlar hayal âleminden de öteye gitmiş. O tabii
ki sizin hayal aleminizde ama bunlar da bizim gerçekleştirdiğimiz
işler olarak tarihe geçti değerli arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Çünkü neden? Daha önce bu ülkede
hayvancılık politikalarını IMF belirlemiyor muydu
değerli arkadaşlar? IMFe biz iyi niyet mektupları vermiyor
muyduk? Veriyorduk. Şimdi kim belirliyor?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Şapa gel, şapa!
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Şimdi, bu memleketin evlatları ve aziz Türk milleti
politikalarını belirliyor değerli kardeşlerim, aradaki fark
bu. (AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Şimdi, 2001
yılında hayvancılığa ne kadar destek verilmiş
değerli arkadaşlar?
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) Şap hastalığı var mıydı 2001de?
ALİ KOYUNCU
(Devamla) - 44 milyon, 44 trilyon. 2010 yılında ne kadar verildi? 1,3
milyar, yani eski parayla 1 katrilyon 300 trilyon lira. Şimdi, verilen
rakam, bunların hepsi açık ve seçik bir şekilde kayıtlarda
gözüküyor.
Ayrıca, ilk
defa süt tozu teşvikini biz veriyoruz. Hiç kimse buradan
Bütün
vatandaşlarımıza sesleniyorum, merak etmesin. Süt tozu
teşvikiyle diyoruz ki: 73 kuruşun altında fiyatla sütünü almamak
kaydı ve şartıyla bütün süt fabrikalarına, üretim
yapanlara, dâhilde işleme rejimi çerçevesinde, dışarıdan
almış olduğu süt tozunu içeride üretmek üzere dün kotalar
dağıtıldı değerli arkadaşlar. Hiç merak etmeyin,
zamanında, zemininde gerekli tedbirleri biz alıyoruz
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Araştıralım o zaman.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) -
ve diyoruz ki örgütlü üreticiden alacaksın, ayrıca da 73
kuruşun altında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Koyuncu, teşekkür ederim.
ALİ KOYUNCU
(Devamla) Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Özkan.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, bu konuda benim bilgisiz
olduğumu söyledi Sayın Ali Koyuncu. Ben Ali Koyuncu gibi
onlarcasını okuturum bu konuda. (Gülüşmeler) Bu konuda söz istiyorum.
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Okumakla olmuyor, yaşamakla oluyor, yaşamakla
(AK
PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Koyuncu
Lütfen
arkadaşlar, lütfen
Saygıdeğer
milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar, alkışlayabilirsiniz ama
Meclisin bir mehabeti vardır. Lütfen, istirham ediyorum, bozmayalım.
Şimdi,
milletvekillerinin birbirine, sen bu işi bilmiyorsun
Ramazan Bey, beni
bağışlayın, siz de ona Okuturum. falan
Vallahi, kim kimi
okutur, kim kimi bildirir onu bilmiyorum ama, arkadaşlar, nezaket
kurallarını aşmayalım. Bir şeyin içerisinden
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) İki dakika cevap vereceğim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Yani, siz şimdi sataşma gerekçesiyle mi söz alacaksınız,
okutma gerekçesiyle mi söz alacaksınız? Ne gerekçeyle söz
alacaksınız?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sataşmadan dolayı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sataşmadan dolayı söz alacaksınız.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Evet.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Çok ağır sataşma var.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen, bir arkadaşımız konuşurken kendi
meramını ifade ediyor. Avukata ihtiyacı varsa söylesin
Sayın Özkan, lütfen
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Özkan,
kimseye sataşmayalım lütfen.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Bursa
Milletvekili Ali Koyuncunun, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; biz yapılan hizmetlerin hiçbirine haset
değiliz. Yapılan hizmetlerden dolayı teşekkürlerimizi
sunuyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ancak,
bakın, değerli arkadaşlarım, bu hizmetler
yapıldı, vatandaşlarımız borçlandı. Biz ne
diyoruz? Bir araştırma yapalım diyoruz. Şu anda süt
yerlerde sürünüyor. Süt izleme komitesi oluşturalım, bir
araştırma grubu oluşturalım.
Süt popülasyonumuz
arttı, hayvan sayımız arttı, verim arttı, çünkü
(AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Bütün dünyada
arttı değerli arkadaşlarım, bütün dünyada.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Yani paralel mi arttı diyorsunuz?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Bunlar yapıldı. Adam yemedi, içmedi
hayvancılığa yatırım yaptı.
Hayvancılığa yatırım yapan iş
adamlarımız var, tekstilcilerimiz var, doktorlarımız var,
eczacılarımız var ama şu anda yurt dışından
et aldığınız için, yurt dışından canlı
hayvan aldığınız için, yurt dışından süt,
süt tozu getirdiğiniz için bu sektör batıyor. Bu sektörün
batmaması için bir araştırma grubu oluşturalım, bu
işe çözüm bulalım istiyoruz.
Bakın,
arkadaşım Süt 73 kuruş. dedi. Nerede bu 73 kuruş?
Arkadaşlarım, sütü alan yok şu anda.
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Ya, nereden çıkardın!
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Alan varsa Ali Bey, ben süt göndereceğim.
Onun için,
değerli arkadaşlarım, oylamadan önce sizlerin vicdanına
sesleniyorum. Sayın Tarım Bakanımız geldi, Sayın
Tarım Bakanımıza, diğer bakanlarımıza, Sayın
Başbakana buradan tekrar sesleniyorum: Elinizi vicdanınıza
koyun, bir an önce, bugün, yurt dışından canlı hayvan, süt,
tereyağı, süt tozu, karkas et alımını
bırakın. Dileğim ve temennim budur.
Desteklerinizi
bekliyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özkan.
Buyurun
Sayın Susam.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın,
Ankara OSTİMde vuku bulan patlamaya ilişkin açıklaması
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Başkanım, biraz önce OSTİM
Sanayi Sitesinde patlama neticesinde 4 çalışan
arkadaşımızı kaybettik. 28 tane işçimiz de
yaralıydı. Biraz önce OSTİM Sanayi Sitesindeydim. Hasan Özkan
arkadaşımızın iş yerinde meydana gelen kazadan
dolayı yaşamlarını kaybeden işçi kardeşlerimize
Allahtan rahmet diliyoruz, 28 tane yaralıya acil şifalar diliyoruz
ve sanayimizde bu tür olayların bir daha tekrar edilmemesi dileğiyle
şahsım ve grubum adına bir geçmiş olsun dileklerimi,
başsağlığı dileklerimi iletmek için söz aldım.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Susam.
Biraz önce de
grup başkan vekili arkadaşlarımız önce Oktay Bey olmak
üzere bu hususta bir başsağlığı dileklerinde
bulunmuşlardı, geçmiş olsun dileklerinde
bulunmuşlardı. Evet, sizin temennilerinize biz de
katılıyoruz. Bütün grup başkan vekili
arkadaşlarımıza da tekrar hassasiyetleri için teşekkür
ediyorum.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
1.- (10/653) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Barış ve Demokrasi Partisinin grup
önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MUHARREM
İNCE (Yalova) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısını ararım, problem değil.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
2.- (10/488) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin MHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 03.02.2011 Perşembe günü (bugün) yaptığı
toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu Maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmında yer alan 10/488 esas numaralı, "Geçici köy
korucularının sorunlarının araştırılarak
daha sağlıklı çalışabilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla" Anayasanın 98. ve
İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis
Araştırması önergemizin görüşmelerinin Genel Kurulun
03.02.2011 Perşembe tarihli bugünkü 58. Birleşimde
yapılmasını Genel Kurulun görüşlerine arz ederim.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi grup önerisinin lehinde Kamil Erdal Sipahi,
İzmir Milletvekili.
Sayın
Sipahi, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sayın Başkan, size ve yüce Meclise
saygılar sunuyorum.
Geçici köy
korucularımız hakkında vermiş olduğumuz Meclis
araştırması hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına
söz almış bulunuyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, korucularımızın sorunlarıyla ilgili
Meclis araştırmasının yüce Meclis gündemine gelmiş
olmasından da ayrı bir mutluluk duymaktayız.
Yıllarca
birlikte görev yaptığım, vatanın ve milletin bölünmez
bütünlüğü için 1985 yılından bu yana görev yapan, yani geçici
değil daimî hâle gelen korucularımıza buradan en iyi
dileklerimi, selamlarımı iletiyorum, şehitlerini rahmetle
anıyorum.
Onları ve
bizi en çok rahatsız eden konuların başında, yirmi beş
yıldır canı pahasına görev yapan bu kardeşlerimizin
hâlâ geçici kelimesiyle adlandırılmasıdır. Onlar geçici
değil, daimî hâle gelmişlerdir.
Önce konuyla
ilgili yasal mevzuata değinmek istiyorum. 1924 tarihinde 442
sayılı Köy Kanununda, köy sınırları içinde herkesin
ırzını, canını ve malını korumak için,
muhtarın emrinde silahlı ve jandarma gibi görev yapacak köy
korucularının görevlendirilmesi öngörülmüştür.
Bölücü terörün
giderek artması üzerine, 1985 yılında bu Kanundan da
istifadeyle yapılan bir değişiklikle, 442 sayılı Köy
Kanununa 3175 sayılı Yasayla bir madde eklenmiştir.
Bu madde
gereğince, şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya
çevrede ortaya çıkması veya herhangi bir sebeple köylünün canına
ve malına tecavüz olaylarının artması hâlinde, valinin
teklifi ve İçişleri Bakanının onayıyla yeteri kadar
geçici köy korucusu görevlendirilebileceği esas
alınmıştır.
2005
yılında korucu ve ailelerine yeşil kart verilmesi
kararlaştırılmıştır. 2007 yılında, 5673
sayılı Kanunla kadro ve maaşlarında düzenlemeler
yapılmıştır.
2007
yılında yapılan düzenlemeyle, geçici köy korucu
sayısının 40 bin kişiyi geçemeyeceği, Bakanlar Kurulu
kararıyla bu sayının yüzde 50 oranında
artırılabileceği belirlenmiştir. Hâlen 59 bin
civarında geçici köy korucusu bulunmaktadır. Ayrıca, 23 binden
fazla da hemen hiçbir ayrıcalığı olmayan, sadece kendi
köyünün canını ve malını korumaktan ibaret olarak
kayıt altına alınmış, hiçbir sosyal güvencesi veya
ekonomik katkı bulunmayan gönüllü köy korucumuz mevcuttur.
1985
yılından bu yana, resmî kayıtlara göre 1.356 geçici köy korucusu
şehit olmuştur, 900den fazlası sakat kalmıştır,
aile fertleri ve yakınlarından 6 bin kadarı bölücü terör
tarafından katledilmiştir.
Benim defalarca
aynı mevzide sabahladığım, benim kumanyamla onların
yufka ve otlu peynirini paylaştığım kahraman
korucularımızdan bir şehidi burada anmadan geçmek istemiyorum.
1994 yılında Kuzey Irak sınırında Altınyaylada
çatışmaya giden askerlerimize destek için giden ak sakallı
Hurşit Babat, kendisine Bu yaşta neden oraya gidiyorsun? diye
sorduğumda Mehmetçik evlatlarım zor durumdayken durmak olmaz.
demişti. Birkaç metre önümde, birkaç saat sonra şehit düştü. Onu
saygıyla ve rahmetle anmayı, burada Hurşit Babatı
saygıyla anmayı bir vazife saymaktayım.
Güneydoğudaki
sorunun terör sorunu olduğu konusundaki en önemli ve uygulamalı
kanıt olmuştur korucularımız. Aile fertleriyle birlikte
yaklaşık yarım milyona varan önemli bir kitledirler. Zaman zaman
aralarındaki birkaç kişinin işlediği suçlar nedeniyle
haksız olarak tamamına yönelik maksatlı suçlamalar
yapılmakta, iftiralara maruz kalmaktadırlar. Elbette, aralarında
suçlular varsa yargılanmak zorundadır ancak bu yiğit
insanların tamamına yönelik iftira ve suçlamalara karşı biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak onlara sahip çıkmaya, onları
savunmaya devam edeceğiz.
Kahraman
korucularımız aile fertleriyle birlikte terörün en önemli mağdurlarındandır.
Bir yandan, canları pahasına bu ülkenin bölünmez bütünlüğüne,
bayrağına en zor şartlarda aile fertleri ve
yakınlarıyla birlikte sahip çıkmışlardır ve
Mehmetçikle omuz omuza yıllardır görev yapmışlardır
ama öte yandan da aralarında birkaç kişinin işlediği suç bu
insanların tamamına teşmil edilmeye
çalışılmış, hak etmedikleri iftira ve suçlamalara
maruz kalmışlardır. Terör mağduriyeti devam ederken birkaç
yıldır da yanlış açılım politikalarının
mağdurları arasında, hatta açılım
politikalarının hedefinde yer almaya
başlamışlardır. AKPnin açılım politikası ve
giderek etki derecesi ve alanı genişleyen siyasal bölücülük, bölgede,
kahraman korucularımızı istenmeyen adam, hain adam, devlet
işbirlikçisi gibi, maksatlı ve terör yandaşı söylemlerle
yalnızlığa ve sahipsizliğe maruz
bırakmıştır.
Geçici köy
korucularının bölgede sürüklendiği durumu anlatmak için, isim
özürlü açılım konusuna da kısaca değinmek gerekiyor. Bu
konuda, Sayın Genel Başkanımız ve bizler
açılımın getireceği ayrışma ve çatışma
tehlikesini defalarca ifade ettik ancak, kısa zaman önce Milliyetçi
Hareket Partisi saflarına katılan bir milletvekilimizin ifadesiyle
Takip edilen politikalarla ülkemin ve milletimin sosyolojik, psikolojik ve
coğrafi yönden bölünme sürecine sürüklendiğini üzüntü içinde
görmekteyim. Bu tür söylemler, milletimize verdiği zararlar, hesap
etmeden, alışkanlık hâline getirilmiştir. şeklinde
bir konuşma var.
Şimdi
korucularımızla ilgili konuya dönersek, bazı mülki amirler
tarafından tehdit ve baskı ile AKP yandaşı olmaya
zorlanırlarken diğer yandan yine tehdit ve baskıyla siyasal
bölücünün hedefi veya yandaşlığa teşvik edilmektedirler.
Bir kısmı köylerini terk ederek il veya ilçe merkezlerinde oturmaya,
kontrolsüz bir kitle hâline gelmeye başlamışlardır.
Aylık 650-750 lira arasındaki maaşları, kalabalık aile
nüfusları itibarıyla yetersiz kalmaktadır. En az on beş
yıl hizmeti olan ve elli beş yaşına gelen geçici köy
korucuları emekliye ayrılmaktadır. Emekli aylıkları
235-375 lira arasında değişmekte olup yaşlılık
aylığından dahi azdır. Elli beş yaşına girip
başka bir iş görme imkânı kalmayan
korucularımızın, kalabalık aile fertleriyle birlikte, bu
kadar az bir emekli aylığıyla düştükleri durumu yüce
Meclisin takdirlerine sunarım.
Sağlık
sorunları yeşil kartla çözülmeye
çalışılmıştır ancak bölgede yeşil kart
uygulaması o kadar çok istismar edilmiş ve kapsamı o kadar
genişletilmiştir ki bu işin mağdurları olarak
korucularımız kalmıştır. Bazı yerlerde ise,
yanlış uygulamalarla, aylık aldıkları gerekçeleriyle
yeşil kartların keyfî olarak geri alınması söz konusudur.
28/9/2008 tarihli Resmî Gazetede yayınlanan genel sağlık
sigortalı konulu tebliğ gereği üç yıl içinde Sosyal
Güvenlik Kurumunca genel sağlık sigortası kapsamına
girmeleri gerekirken uygulamada bu kapsam dışında
tutulmuşlardır, bu husus öncelikle çözülmesi gereken bir konudur.
Operasyon tazminatı olarak aylık 20 liralık bir tazminat
almaları öngörülmüştür, ancak ayda kaç gün operasyona giderlerse
gitsinler bu miktar değişmediği gibi birçok yerde de ödenmemektedir.
Daha önce de ifade ettiğim gibi maalesef yasal birçok hak, keyfî
uygulamalara tabi tutulmaktadır. Bağımsız görev
yaptıklarında yol emniyeti gibi yol ücreti veya yiyecek ücreti,
kumanya ücreti ödemesinden faydalanamamaktadırlar, ancak Mehmetçik ile
ortak operasyonlarda onların imkânlarından yararlanma
şansları vardır. Korucu şehit ve gazilerine yapılan
yardımlar aynı konuda diğer güvenlik birimlerine yapılan
yardımların çok altındadır. İfade ettiğim
hususlar korucularımızın
karşılaştığı sorunların bazıları
olmaktadır, gerçekte sorunlar çok daha geniştir. Birçok yeni
düzenlemeye ve reorganizasyona ihtiyaç vardır ama en önemlisi ve
önceliklisi devletin korucularımıza sahip çıkması ve onun
arkasında yer alması hususudur.
Milliyetçi
Hareket Partisi tarafından korucularımız hakkında Meclis
araştırması ve birçok soru önergesi verilmiştir,
ayrıca Genel Kurul konuşmalarında korucularımızın
sorunları muhtelif vesilelerle defalarca gündeme getirilmiştir.
Diğer yandan, Milliyetçi Hareket Partisi İktidarında korucularımız
için neler yapacağımız belirlenmiştir, detayları
ileride seçim kampanyamızda açıklanacaktır, bir kısmı
da açıklanmıştır.
Bu vesileyle,
ben, kahraman korucularımıza en iyi dileklerimi iletiyorum,
şehitlerini rahmetle anıyorum. Ancak sözlerime son vermeden önce, bir
vefa borcu olarak yirmi beş yıldır canı pahasına görev
yapan benim kendileriyle bir süre birlikte görev yaptığım için
eski silah arkadaşlarım olarak Şırnaktaki bazı korucu
ailelerini anmadan geçemeyeceğim. Şenobada Babatlara,
Şırnakta Tatarlara, Cizre ve Silopide Tayanlara, Uluderede
Guyanlara, Bulakbaşında Tong ve Tanıklara, Uzungeçitlilere,
Ortaköyde Berklere, Beytüşşebapta Gökçelere, Jirkilere ve
Mamkuranlara en iyi dileklerimi, selamlarımı iletiyorum.
Bu vesileyle
sözlerime son veriyorum. Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Grup önerisinin
aleyhinde Muş Milletvekili Sayın Nuri Yaman.
Buyurun efendim.
(BDP sıralarından alkışlar)
M. NURİ
YAMAN (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin köy korucularının durumunun
araştırılmasıyla ilgili vermiş olduğu önergenin
aleyhinde, Barış ve Demokrasi Partisi adına, söz almış
bulunuyorum. Bu nedenle, yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Ben de sözlerime başlamadan
önce, bugün OSTİMde meydana gelen kaza sonucu hayatını kaybeden
değerli vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, geride kalan
yakınlarına başsağlığı ve yaralılara da
acil şifalar diliyorum.
Evet, hemen hemen
yirmi beş yıldır ülkemizin önemli bir konusunda, bilhassa sadece
Kürt coğrafyasında görev yapan geçici köy korucuları ve gönüllü
köy korucuları konusunda verilmiş olan bir araştırma
önergesiyle ilgili partimizin görüşlerini ve kendi kişisel görüşlerimi
yüce Meclise sunmak ve onlarla paylaşmak istiyorum.
Bilindiği
gibi, bu geçici köy koruculuğu ve 442 sayılı Köy Kanununun
74üncü maddesinin bir fıkrasına dayalı olarak, ta cumhuriyet
döneminden önce Osmanlı döneminde de uygulanan gönüllü köy korucuları
sorunu, ülkemizin önemli bir sorunu olarak hâlen güncelliğini koruyor.
Sözümün başında da belirttiğim gibi, ne Karadenizde ne
Trakyada ne Egede ne İç Anadoluda ne de başka bir bölgede olan bu
Kürdü Kürde kırdırma amacıyla oluşturulan sistem ne yazık
ki hâlâ bir dayatma biçiminde bu ülkede sürdürülmeye
çalışılıyor. Ve bu nedenle de verilen bu önergeyle, bunun
ne artık geçici olması ne de gönüllü olması değil, burada
sistematik birbirini kırdırmaya, insanları birbirlerinin
aleyhinde kışkırtmaya yönelik sistemin devamı isteniyor. Bu
konuda da sağduyu sahibi, o bölgede yıllardır köy
koruculuğu sistemi içinde korucubaşılığını
da yapacak düzeyde olan insanların, değerli birtakım
kişilerin de sözleri artık her nedense bir gerçek olarak
görmemezlikten geliniyor.
Bakın, çok
yakın bir tarihte, biraz önce, benden önce bu kürsüden methiyeler
düzdükleri o Kürt coğrafyasındaki Kürt aşiretlerinin yirmi
beş yıldır sürdürdükleri Kürdü Kürde kırdırma
politikasının içinde yer alan büyük bir aşiretin reisi, bilge
bir insan televizyonlarda neler söylüyor? Jirki Aşiretinin önemli bir
ferdi olan Mehmet Adıyaman gayet net ve açık bir şekilde, kendi
ana dilinde, Kürtçe olarak Evet, biz yirmi beş yıldır burada
kardeş kanı döktük, çok kayıplar verdik. Aynı şekilde
karşı taraftan da çok kardeşimizin bu şekilde
hayatını kaybetmesine neden olduk. Artık, Osmanlıdan bu
yana sürdürülen bu kirli oyunların sonunun geldiğine
inanıyoruz. diyor. Bu koruculuk sisteminin ta Osmanlıda, sizlerin
hepinizin yakından bildiği Hamidiye Alayları döneminde, orada
yaşayan aşiretler arasındaki çelişkilerde, kan
davalarında ve ne yazık ki, net ve açık söylüyorum, oradaki,
Anadoluda diğer etnik kimlikte, dinsel kimlikte bulunan başka
halklara karşı yine bir Osmanlı oyunu olarak, TCnin de
devamı şeklinde şu anda devam ettirdiği bir şekilde
binlerce insanın öldüğü bir gerçek. Artık, halkımız bu
gerçekleri görmeye başladı.
Bu nedenle,
başlangıçta belki can ve mal güvenliği ve bir bakıma da
orada Kürt özgürlük hareketini bastırmak amacıyla böyle bir
oluşuma gidildi ve yirmi beş yıldır bu uygulama süregeliyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) Terör hareketi, terör!
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Ancak barışın, huzurun ve
kardeşliğin arandığı bir dönemde ülkemizde herkes
artık bu olayın son olmasını, sona erdirilmesini istiyor.
Bu konuyla ilgili gerek bilim adamları gerekse siyasetçiler her alanda
terörün sonlandırılmasında bu sistemin çok önemli bir engel
olduğunu da dile getiriyor ve bakın bu konuyla ilgili devletle
yapılan görüşmelerde şu anda Kürt özgürlük hareketinin lideri
bulunan Sayın Öcalan dahi bu örgütün bir an önce
kaldırılmasını istiyor. (AK PARTİ; CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Yaman, Sayın Yaman, Sayın Yaman, lütfen
Konuşmalarımıza dikkat edelim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne özgürlük hareketi!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Olmadı bu! Olmadı bu!
AHMET YENİ
(Samsun) Özgürlük hareketi değil, terör hareketi, terör!
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Ne biçim konuşuyorsun!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan
OKTAY VURAL
(İzmir) Doğuda ve Güneydoğuda insanlar öldürüldü,
katledildi!
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Bu, Türkiye'nin gerçekleri.
BAŞKAN
Sayın Yaman
Sayın Yaman
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Benim kime sayın diyeceğimi, kime sayın
diyemeyeceğimi siz tespit edemezsiniz. Ben mülkiyede okurken benim sevgili
arkadaşım Mahir Çayan da bir özgürlük hareketinin içinde
bulunduğunda ben bu kardeşime sayın deyip dememeyi size
sormayacağım.
AHMET YENİ
(Samsun) Bir de devlet adamlığı yaptın!
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Ben devlet adamlığı yaptım, devlet
adamlığını halkım için yaptım.
AHMET YENİ
(Samsun) Hadi oradan be!
M. NURİ
YAMAN (Devamla) İlgili yasalara uyarak yaptım, sizler gibi
birilerinin ağzına bakarak yapmadım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bölücülük, terör hareketi
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Evet, Sayın Öcalanın da yol haritasında bu
sistemin kaldırılması isteniyor. Bunu görmeniz lazım.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkan, müdahale edin. Bize müdahale ediyorsunuz!
M. NURİ
YAMAN (Devamla) Türkiye'nin gerçeklerine kulak tıkayamazsınız.
Türkiye'nin gerçeği neyi gerektiriyorsa
Bakın, bu sistemin içine
gönüllü olarak veya maaş bağlayarak koyduğunuz Jirki
Aşireti de diğer aşiretler de artık bu kardeş
kanının dökülmemesini istiyor. Ben hiçbir zaman için bir
gerginliğin yaratılması için bu sözcükleri kullanmıyorum.
Barışın sağlanması için
OKTAY VURAL
(İzmir) Adam öldürerek!
M. NURİ
YAMAN (Devamla)
ülkemizde huzurun gelmesi için, kardeşliğin
oluşması için Türkiye'nin gerçekleriyle gelin yüzleşelim. Gelin,
bu konuda yıllardır, yirmi beş yıldır birtakım
imkânları sağladığınız o geçici köy korucuları,
o gönüllü köy korucularının devletin, bilhassa militarizmin içinde
bulunan asker ve jandarmayla yaptığı iş birliği
sonucunda bu ülkede neler yaptıklarını, bu ülkede kendi özel
çıkarları için nasıl kaçakçılık işlemlerini,
uyuşturucuyu bunlarla beraber nasıl kazanç yolu hâline getirdiklerini
gelin birlikte yüzleşerek, kuracağımız gerçekleri
araştırma komisyonlarıyla bunları da
araştıralım. Bunlar, ülkemizin önemli yaralarıdır. Bu
konuda bu sistemin artık sürecini doldurduğunu, buradaki
insanları mağdur etmeyecek şekilde, yirmi beş
yıldır
Şu veya bu şekilde, yanlışın şu
anda farkına varan bu insanların seslerine kulak verelim. Bir an
önce, bu 90 binlere varan ve bunun neredeyse 58 bini geçici ve 23 bini, 26 bini
de gönüllü köy korucusu olan bu insanları, içinde bulundukları bu
ıstıraplı durumdan gelin birlikte kurtaralım.
Ben, geçen
yıl, eski partimizin Sayın Genel Başkanı Ahmet Türk ile
beraber Ağrıdan Tutaka dönerken yol üzerinde, Dambat köyünde
karşılaştığım bir olayı ve o manzarayı
gözlerinizin önüne sermek istiyorum. O tarihte barış mitinglerinden
dönerken, Ağrının hemen çıkışında,
havaalanının karşısındaki Dambat köyünün tam
girişinde 3-4 tane asker kıyafetli insan görünce, herhâlde bunlar
bizim yol güvenliğimizi almakla ilgili jandarma birimleridir diye
yanlarından geçerken yavaşladık.
Yaklaştığımızda bu insanların jandarma
değil, o köydeki köy korucuları olduklarını
silahlarından, şapkalarından ve üzerlerindeki işaretler ile
sakal ve bıyıklarından anlayınca Ahmet Beyden rica ettim,
Bunlarla bir konuşalım, bir görüşelim. dedim ve indik.
Tanrı adına yeminle söylüyorum, bu 3 kişi Ahmet Beyi ve beni
tanıdıkları zaman ellerindeki silahlarla bize
sarıldılar ve bize sarılırken hüngür hüngür
ağlamalarını gördüm. İşte bu halkı bu noktaya
getirdiniz. Bakın, bizi bu kıyafetle gördünüz, üzüntülüyüz ama bu
devlet bizi nâna muhtaç etti ve şimdi bu kıyafetle sizi
karşılıyoruz. Biz göreve gitmek üzereyken siz durdunuz, sizi
görünce bizim bir parçamız olarak, bizim hakkımızdaki
düşüncelerinizi bildiğimiz için size sarılıyoruz. Ne olur
bizi affedin. dediler. Bunlar Türkiye'nin gerçekleri.
Gelin bu
gerçeklerle karşılaşalım ve bu halkı birbirine
kırdırmayalım diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ
(Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Yaman, konuşmalarınız sırasındaki bir
kısım ifadelere
M. NURİ
YAMAN (Muş) Hangi ifade Sayın Başkanım?
BAŞKAN Siz
biliyorsunuz efendim.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Bu Meclis, bu milletin hür iradesinin dile getirildiği
bir Meclistir. Burada, ben, düşüncelerimi
Kime saygı
duyacağıma, kime saygı duymayacağıma ben karar
veririm.
BAŞKAN
Öyle mi
M. NURİ
YAMAN (Muş) Evet.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teröre saygı duyamazsın!
AHMET YENİ
(Samsun) Teröre saygı duyamazsınız, teröre! Teröre, teröristlere,
katillere saygı duyamazsın!
BAŞKAN
Sayın Yaman, buyurun efendim, yerinize geçin de ben ondan sonra
Lütfen
AHMET YENİ
(Samsun) Katillere saygı duyamazsın.
BAŞKAN
Ahmet Bey, lütfen
Sayın Yaman,
buyurun efendim.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Benim kime sayın diyeceğime ne cumhuriyet
savcılarınız ne de siz karar verecek durumda değilsiniz.
BAŞKAN
Sayın Yaman
AHMET YENİ
(Samsun) Katillere, çocuk katillerine
SUAT KILIÇ
(Samsun) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Gördüm Sayın Kılıç.
Konuşmanız
sırasında -şu hususu da ifade edeyim- belirtmediniz ama o etnik
kimliklerle kimleri kastettiğiniz herhâlde bellidir. Onlara sevgi,
saygı duyabilirsiniz, o farklı bir şeydir ama Osmanlı
dönemini itham ederken, yani Osmanlı döneminden itibaren sanki halkların
birbirine düşman edilmesi gibi bir ifadenizi şahsen kabul etmiyorum.
Tarihte de böyle bir hakikat yoktur.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Hamidiye alayları bunun örneği Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hamidiye alayları olayı çok farklı bir olaydır, sizin
zihninizde farklı bir yere oturmuş olabilir ama Hamidiye
alayları o dediğiniz anlamda kurulmuş değildir.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Başkanım, Hamidiye alaylarından daha önemli
sözler söyledi.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Bilim adamlarının ortaya
çıkardığı gerçekler vardır.
BAŞKAN -
Memlekete karşı isyan etmiş, ülkeyi bölmek isteyen unsurlar
vardır, onlara karşı kurulmuştur Hamidiye alayları.
Lütfen
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, siz bizi uyarıyorsunuz en ufak
bir şeyde. Hamidiye alayının ne alakası var?
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Başkanım, Sayın Hatip burada
görüşlerini ve partimizin görüşlerini ifade etti.
BAŞKAN
Anladım, bir şey demedim de...
BENGİ YILDIZ
(Batman) Buna AKPli, CHPli ve MHPli arkadaşlarımız
katılmayabilir çünkü biz de onların görüşlerine
katılmıyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Burada çıkıp terörü
savunamazsınız!
AHMET YENİ
(Samsun) Katilleri savunamazsın, katilleri!
BAŞKAN
Ahmet Bey, lütfen
M. NURİ
YAMAN (Muş) Katillerin kimin saflarında oturduğu belli.
AHMET YENİ
(Samsun) Katilleri savunamazsın!
M. NURİ
YAMAN (Muş) Katillerin kimin saflarında siyaset
yaptığı bellidir.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Katillik meselesini şey yapmayalım
AHMET YENİ
(Samsun) Ayırın onları o zaman.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Birbirimize tahammül edeceğiz.
BAŞKAN
Sayın Vural, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, bu milletin bölünmez bütünlüğüne
kurşun sıkanları özgürlük hareketi temsilcisi olarak
nitelemesini milletvekili sıfatına
yakıştırmadığına ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, buraya
çıkan milletvekilleri
Aslında milletvekilliğine
başladığımız zaman ettiğimiz yemini
hatırlamamız lazım. PKK bir terör örgütüdür. Bu milleti bölmek
isteyen bir terör örgütüdür ve başta doğu ve güneydoğuda Kürt
kökenli kardeşlerimizi öldürmüş bir terör örgütüdür, katletmiş
bir terör örgütüdür. Dolayısıyla Kürt kökenli vatandaşlarımızın
hiçbir zaman temsilcisi olmamıştır, aksine onlara ihanet
etmiş bir terör örgütüdür. Bir terör örgütünün burada birtakım
sıfatlarla anılmasını doğrusu bu millete, özellikle
Doğu ve Güneydoğuda yaşayan vatandaşlarımıza
hakaret kabul ediyorum. Bu ülkenin vatandaşlarını,
açıkçası bir terör örgütünü bir özgürlük hareketi olarak
nitelendirmek terör sorununu görmemek demektir. Dolayısıyla
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu ülkenin doğusuyla batısıyla,
kuzeyiyle güneyiyle bir ve bütün yaşayan bu milletin bölünmez
bütünlüğüne kurşun sıkanları özgürlük hareketi temsilcisi
olarak nitelendirmenin, bu milletin, bu Meclisin mehabetine uygun
olmadığını, bir milletvekilin de sıfatına
yakıştırmadığımı ifade etmek istiyorum.
Saygılarımla.
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Başkanım, Milliyetçi Hareket Partisinin
Sayın Grup Başkan Vekili
BAŞKAN Bir
dakika.
Sayın
Kılıç
7.- Samsun Milletvekili Suat Kılıçın,
Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
saygınlığıyla ve buradaki kardeşlik bağlarıyla
bağdaşmayan cümleler sarf etmesine ilişkin açıklaması
SUAT KILIÇ
(Samsun) Sayın Başkanım, az önce kürsüde konuşan Hatip,
maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığıyla ve
buradaki kardeşlik bağlarıyla bağdaşmayan cümleler
sarf etmiştir. Türkler ve Kürtler, Aleviler ve Sünniler bu coğrafyada
hepimiz bir milletiz ve PKK adındaki örgüt, milletimizin millî
birliğine, maneviyatına, kardeşlik bağlarına bölücülük
hissiyatıyla saldıran bir terör örgütüdür. Burada kardeşlik
bağlarından söz etmek isteyenlerin her şeyden evvel teröre
terör demeleri, teröriste terörist
demeleri, terörizmi de terörizm olarak adlandırmaları
kaçınılmazdır. Terörü överek, teröristi överek, meşru
göstermeye gayret ederek kardeşlik türkülerinin bestelenebilmesi hiçbir
şekilde bu çatı altında mümkün olamayacaktır. Milletimizin
hassas duygularını istismar ederek, milletimizin can damarına
basarak, bam teline dokunarak terörü, terörizmi, teröristi bu kürsüden
meşrulaştırmaya çalışmanın ve sözlerine
aracılık etme çabalarının millî birliğimizle,
milletimizin manevi bağlarıyla ve kardeşlik
hissiyatımızla hiçbir zaman alakası olmamıştır,
olamayacaktır.
İyi niyetli
bütün hatiplerin, iyi niyetli bütün parti sözcülerinin Türkiye Büyük Millet
Meclisinde göreve başlarken ettiğimiz yemin paralelinde millî
birliğimize sadakat noktasında ettiğimiz yeminin haysiyetine
sahip çıkmak hepimizin temel görevidir. Burada birbirimize bizi
düşürecek, kardeşlik bağlarını tarumar edecek ve
insanlarımızı incitecek söylemlerden kaçınılırsa
şayet, bu hepimizin esenliği için, hepimizin huzuru ve hepimizin
güvenliği için en önemli tercih olacaktır.
Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, ben de Grup Başkan Vekili
olarak söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın İnce.
8.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Muş
Milletvekili M. Nuri Yamanın, Türkiye Cumhuriyetine TC; PKKnın
terör örgütü liderine Kürt özgürlük hareketi lideri Sayın Öcalan
demesine ilişkin açıklaması
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Az önce
yaşadıklarımız dokuz yıllık
milletvekilliğimde hayatımın en üzüntülü günüdür diye
düşünüyorum. Hiçbir siyaset, hiçbir politika, hiçbir oy hesabı bu
yaşadığımıza susmamızı gerektirmez. Bu
ülkede kaymakamlık yapmış, vali
yardımcılığı yapmış, devleti temsil
etmiş birisinin daha sonra milletvekili olduğunda o kürsüden,
milletin kürsüsünden, Atatürkün Meclisinden, Türkiye Büyük Millet Meclisinden
Türkiye Cumhuriyetine TC deyip bir terör örgütü liderine, bir katile,
PKKnın terör örgütü liderine Kürt özgürlük hareketi lideri Sayın
Öcalan demesini şiddetle kınıyorum, nefretle
kınıyorum, çıldırıyorum, kendimi zor tutuyorum.
Bu Mecliste
bunlar olmamalıdır. Yani bu Mecliste bir milletvekili Türkiye
Cumhuriyetine TC, PKKya Kürt özgürlük hareketi, Abdullah Öcalana Kürt
özgürlük hareketi lideri diyemez, dememelidir, haddi de değildir,
hakkı da değildir. (CHP, AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Yıldız, girmediniz sisteme.
BENGİ YILDIZ
(Batman) İki seferdir giriyorum Sayın Başkan.
NURETTİN
AKMAN (Çankırı) Neyi konuşacaksın?
YAHYA DOĞAN
(Gümüşhane) Özür dilemeniz gerekir.
BAŞKAN
Buyurun.
9.- Batman Milletvekili Bengi Yıldızın, bu
Parlamentodaki varlık nedenlerinden birinin Parlamentoda bulunan
diğer siyasi partilerden farklı düşünmeleri olduğuna ve
ülkede yaşanan sorunu Kürt sorunu olarak nitelediklerine ilişkin
açıklaması
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim bu
Parlamentodaki varlık nedenlerimizden birisi bu Parlamentoda bulunan
siyasi partilerden farklı düşünmemizdir. Biz bu ülkede farklı
bir düşünceyi, farklı bir ideolojiyi savunduğumuz için
buradayız
SONER AKSOY
(Kütahya) Eylem var
BENGİ YILDIZ
(Batman) -
ve dinleyeceksin, o arkadan dinleyeceksin.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Dinle, dinle! Dinlemesini öğren.
BENGİ YILDIZ
(Batman) - Şimdi, değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; bu
ülkede yaşadığımız çatışmaları
SONER AKSOY
(Kütahya) Eylem var, eylem!
BAŞKAN
Sayın Aksoy, lütfen
BENGİ YILDIZ
(Batman) -
terör olarak niteleyen parlamenterler var, gruplar var; PKKyi
bir terör örgütü olarak niteleyenler var. Biz Barış ve Demokrasi
Partisi olarak ülkemizde yaşanan sorunu
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Terör örgütü değil mi? Değil mi terör örgütü?
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Değil
AHMET YENİ
(Samsun) Yazıklar olsun!
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Terör örgütünü savunamazsınız.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Arkadaşlar, lütfen
BENGİ YILDIZ
(Batman) -
Kürt sorunu olarak
niteliyoruz
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Kim oluyorsunuz siz? (BDP sıralarından gürültüler)
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Siz kim oluyorsunuz?
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) Siz
BAŞKAN
Sayın Geylani, Sebahat Hanım; Bengi Bey konuşuyor, lütfen
BENGİ YILDIZ
(Batman) -
Kürt sorunu olarak niteliyoruz, mevcut sorunu Kürt sorunu olarak
niteliyoruz; mevcut sorunu, seksen-doksan yıllık bu ülkeyi
yönetenlerin inkâr, imha ve baskı sorunu olarak niteliyoruz, PKKnin de
bunun bir sonucu olduğunu söylüyoruz. Dolayısıyla
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Yemininiz ne anlam ifade ediyor, yemininiz? Burada, kürsüde
yemin ediyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
BENGİ YILDIZ
(Batman) Siz de demokrasi, insan hakları, özgürlükler,
başkalarına saygı üzerine yemin ettiniz ama hiçbirisini
tutmuyorsunuz.
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Yalancısınız hepiniz!
BENGİ YILDIZ
(Batman) - Anayasayı siz bize hatırlatamazsınız.
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Kandıramazsınız bu milleti.
Kandıramazsınız bu milleti.
BENGİ YILDIZ
(Batman) - Biz Anayasanın bütününün gereğini yapıyoruz.
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Bölmeye çalışıyorsunuz,
başaramazsınız.
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) Otuz yıldır siz neyi
başardınız ülkede?
BENGİ YILDIZ
(Batman) - O Anayasada özgürlük var, demokrasi var, temel haklar var,
başka kimliklere saygı var.
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Boş ver palavraları, boş ver
yalanınıza karnımız tok.
BENGİ YILDIZ
(Batman) - Sizin tekliğiniz değildir. Bu ülkede, bu doğrultuda
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Yıldız, teşekkür ederim.
KÜRŞAD
TÜZMEN (Mersin) Oy propagandası yapıyorsunuz, popülizm
yapıyorsunuz. Kürt halkının sana ihtiyacı yok, bize
ihtiyacı var, bize.
BAŞKAN
Sayın Tüzmen, lütfen
HAMİT GEYLANİ
(Hakkâri) Başınızı kuma gömmeyin, devlet görüşüyor
BAŞKAN -
Sayın Geylani, lütfen
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
2.- (10/488) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Grup önerisinin lehinde Sayın Yaşar Ağyüz, Gaziantep
Milletvekili.
Buyurun efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ülkemizde 1924 yılında 442 sayılı Köy Kanunu ile çok
iyimser unsurları barındırmak üzere Köy Korucularının
Görevlendirilmesi Kanunu çıkarılmış; ayrıca, 1985
yılından sonra bu Kanuna ek yapılarak köy koruculuğu
kurumsallaştırılmış. Şimdi, hepimiz, ülkemizde
barış ve huzurun sağlanmasını isteyen, bu
düşüncede olan, ortak paydası barış olan insanlarız.
Bu barış ve kardeşliği sağlamak öncelikle gelmiş
geçmiş iktidarların görevidir. İktidarlar barışı
temin ederken, terörü önlemeye çalışırken kendisini soyutlayarak
değil, terörün ve o bölgedeki sorunları güvenlik güçlerinin çabasıyla önleme
yoluna gideceğine, sosyoekonomik sorunları, siyasal sorunları,
eğitim sorunlarını, sağlık sorunlarını,
altyapı sorunlarını, yıllardır ihmal edilmiş,
kangren edilmiş, ikinci sınıf vatandaş hüviyetine
düşürülmüş insanların sorunlarını bu tür
yaklaşımlarla çözmesi gerekirken, maalesef, bu sorunu güvenlik
güçlerine havale etmiş ve terörle sade vatandaşı ayırma
başarısı da gösteremediği için sade vatandaş bile terörist
damgası adı altında o bölgede suçlanmıştır.
İki güç arasında kalan sade vatandaş ne
yapacağını şaşırmış vaziyettedir.
Siz, bu terörle
mücadeleyi güvenlik güçlerine havale ettiğiniz gibi 1985 yılında
da köy korucularına -geçici, kalıcı, neyse adı- ek görev
vermişsiniz, ek görevle de terörün yanında mücadele etme görevini
yüklemişsiniz.
Cumhuriyet Halk
Partisine göre bu köy korucuları kayıt dışı işsiz
hüviyetindedir. Kayıt dışı işsiz hüviyetinde
gelmiş geçmiş iktidarlar bunları kullanmaya
çalışmış ve günü geldiğinde sayısını
artırarak köy koruculuğunu -bunun adına köy koruculuğu,
geçici, kalıcı neyse- siyasi kadrolaşma aracı olarak
kullanmaya bile çalışan siyasi iktidarlar olmuştur.
Bugün
sayısı kimilerine göre 59 bin, kimilerine göre 90 bin olan bu sayıda
bu görevi istismar eden insanlar da vardır, olmuştur; bireysel
çıkarları için kullanan insanlar da olmuştur, ama büyük
çoğunluğu bugüne kadar sosyal güvencesiz yaşayan, hatta hatta
maaşını İçişleri Bakanlığından
almasına rağmen yeşil kart hüviyetiyle çoluk çocuğunu
tedavi ettirmeye çalışan bir kimliktedir. Bu kayıt
dışı işsizi çalıştırmak İçişleri
Bakanlığına yakışmaz. Bunlara bir kimlik vermek, bir
kayıt dışı özelliğinden çıkarmak zorundayız.
Onun için biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki: Köy koruculuğunun 442
sayılı Yasadan sonra değiştirilerek bu tür bir görevle
görevlendirilmesi ne kadar yanlış ise, sayılarının
artırılması, siyasi amaçla kullanılması ne kadar
yanlış ise koruculuk görevi yapanlar sosyal güvenlik haklarından
yararlandırılmalıdır; bu, hükûmetlerin görevidir.
Bakın,
şimdi görüştüğümüz torba yasada belediye işçilerini
istediğiniz gibi sağa sola gönderip millî eğitimde, emniyette
değerlendirmek için yetki istiyorsunuz. İşçilerin görüşünü
de sormadan, onların görüşüne başvurmadan bunu söylüyorsunuz ama
bugün sosyal güvencesiz, sigortasız, maaşını bankadan,
İçişleri Bakanlığından alan, Primsiz Ödeme Dairesi
Başkanlığınca hangi yasal dayanağa dayandığı
belli olmadan emekli olan yeşil kartlı bir kayıt
dışı işsiz görevlendirmesiyle karşı
karşıyayız. Bu kayıt dışı işsiz
görevlendirmesine verdiğiniz yük de anlamsız bir yüktür. O bölgede
karışıklığı yaratan bir görev
anlayışı içinde verilen bir kimlik vermişsiniz bu
arkadaşlara. Şu anda kayıtsız işçi konumunda ve devlet
kayıtsız işçi çalıştırıyor konumunda
olması bir devletin ayıbıdır ve bir suçtur. Bunların
acilen sosyal güvence taleplerine cevap vermek lazım ve sosyal
güvenliğe kavuşturduktan sonra da tez elden koruculuk sistemini
lağvetmek lazım, o kişilerin hak ve çıkarlarını
da çalışma koşullarını da başka birimlerde
değerlendirmek lazım.
Bakın,
bunların kurduğu birlikler, dernekler gelmişler geçenlerde, 5
Ocakta gelmişler ama ne hikmetse, iktidardan muhatap
bulamamışlar. Denmiş ki onlara: Başbakanın
talimatı olmadan sosyal güvence taleplerinizle ilgili herhangi bir
adım atamayız. Biz ne demişiz: Kayıtsız işçi
konumundasınız, sosyal güvenliğiniz sağlanması
lazım. Onlar ne diyorlar, bakın: Vatandaşın can ve mal
güvenliğini sağlamak amacıyla, altı ay geçici
görevlendirmeyle geçici köy koruculuğu sistemini getirdi. Biz bu
yıllarda kabul ettiğimiz bu görevi, yirmi beş yıldır
hiçbir sosyal güvencesi olmadan sürdürdük. Görev tanımlamamız ilk
başta, karakolların inşa edilmediği yerlerde
vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak şeklindeydi
ama bugün bize biçilen misyon, bize biçilen görev farklı. diyorlar ve Bu
görevi yaparken de biz insan yerine konmuyoruz, devlet tarafından
tanınmıyoruz. diyorlar.
Biz bu
açıdan bakıyoruz bu soruna ve bu önergenin de desteklenerek, gerek
sosyal güvencesizlik konumu gerek bugüne kadar yanlış yorumlara yol
açan tavırlarının incelenmesi gerektiğine inanıyoruz
biz.
Genel Kurulun
takdiri bu noktada olursa, o sistemin yararları, zararları enine
boyuna tartışılarak gerekli tedbirlerin alınması ve bu
insanların da devlete olan güveni, devlete olan umudu nedeniyle sosyal
güvencesine kavuşturulması konusunda gerekli çabaların
gösterilmesinden yanayız.
Tabii, bu
demokratik bir bakış açısı içerisinde olur. Terörü
yorumlamanıza, o bölgeye bakış açınıza bağlı
olarak olur. Sayıyı artırmaya da çalışabilirsiniz ama
bilin ki, bu sistemle, bu sistemin katkılarıyla o bölgede
barışı, huzuru sağlamak tek başına mümkün
değildir.
Bugün Ankarada
çok geniş katılımlı, sivil toplum örgütlerinin demokratik
bir tepkisi oldu. Çalışma yaşamını
kısıtlayan torba yasadaki hükümlere karşı çıkmak için
gelen KESK üyeleri, DİSK üyeleri, diğer işçi
sendikalarının üyeleri, TMMOB üyeleri ve Türk Tabipleri Birliğinin
üyeleri maalesef Ziya Gökalp Caddesinden öteye konulamadı.
Peki, değerli
arkadaşlarım, Bu gösteri yasal değil. diyorsunuz. Neye göre
yasal değil? Anayasa açık. Bu insanlar yıkmaya gelmiyor, bu
insanlar demokratik
davranışlarının dışında tavır
koymak için gelmiyor; düşünceleri suç değil, eylemleri suç
değil. Diyorlar ki: Benim çalışma yaşamımı
kısıtlayan bu maddelere ben demokratik tavrımı koyuyorum.
Çok sesli olarak Meclise gelip önerilerimi sunmak istiyorum. Şimdi, ileri
demokrasi anlayışını savunan AKP İktidarı bu
insanlara neden bu imkânı vermiyor? Neden bir Sayın Vali: Ben
Ankaranın huzurunu her şeyin üstünde tutarım
Bunlar huzur
bozmaya mı geliyor, bunlar kırmaya mı geliyor, bunlar
yıkmaya mı geliyor? Zaten Ankara halkı AKP
İktidarının ve AKPli Büyükşehir Belediye
Başkanının yaptığı uygulamalardan dolayı
huzursuz, zaten onlar diken üstünde. Onların, bu konuda, gelenlere
karşı misafirperverlik göstermekten başka bir özellikleri yok
ki. Onlar da bu tür yaşadıklarına tepki göstermek için belki
onların arasına katılacaklardı ki ben gördüm,
kaldırımlarda, binalarda Ankaralıların o coşkulu,
heyecanlı topluluğu alkışladıklarını gördüm.
Ama onların üzerine panzerlerle yürümek için
Onlar, tabii, emir kulu,
onlara bir şey demiyoruz. Bu işin sorumlusu İçişleri
Bakanıdır, bu işin sorumlusu Ankara Valisidir, bu işin
sorumlusu Emniyet Genel Müdürüdür. Bu yürüyüşü, anlamsız bir
şekilde, orada kesmek size ne kazandıracak? Mısıra güvence
vereceksin, Mübareke diyeceksin ki: Halkın sesini dinle. Burada sen,
binlerce, on binlerce gelen üyelerin sesini dinlemeyeceksin ve kısmaya çalışacaksın.
İşte, sizin demokrasi anlayışınız bu.
O nedenle,
Türkiyede bu demokratik laf, demokrasi anlayışı size, elbise
olarak oturmuyor, bol geliyor, çünkü siz kendinize demokratsınız,
başkalarına demokrat değilsiniz ve demokrasi sözcüğü de
adalet sözcüğü de sizin partinizde laf olarak var. Siz Adalet ve
Kalkınma Partisi değilsiniz, afla kurtulma partisisiniz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Grup önerisinin aleyhinde Ali Öztürk, Konya Milletvekili.
Buyurun
Sayın Öztürk. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZTÜRK
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Milliyetçi Hareket Partisinin geçici köy
korucularının sorunlarının
araştırılması amacıyla verdikleri önergenin aleyhinde
söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, BDP Grup Sözcüsü konuşmasında halk hareketinin
lideri Sayın Öcalan dediği gibi, geçici köy koruculuğunu
Kürtü Kürte kırdırma sistemi olarak nitelendirmiştir. Bir
kere, mahkeme kararıyla terörist olduğu sabit olan birisinin halk
lideri olarak gösterilmesi, Türk milleti adına karar veren mahkeme
kararına, Türk halkına, şehit ve gazilerimize karşı
yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Terör ve
terörist insanlık düşmanıdır. Hakkâride, Batmanda, Kürt
halkını öldüren teröristin caniliğinden diğer
insanlarımızı korumak için kurulan köy koruculuğu sistemine
Kürtü Kürte kırdırma sistemi olarak göstermesi de ayrı bir
saygısızlıktır. Derhâl, bu kürsüden, bütün Türkiyeden özür
dilemeleri gerekir.
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) Sizin çok özür borcunuz var, çok, herkesten...
ALİ ÖZTÜRK
(Devamla) Geçici köy koruculuğu sistemi 1985 yılında 3175
sayılı Kanunla 442 sayılı Köy Kanununun 74üncü
maddesindeki bir düzenlemeyle uygulamaya konulmuştur. Bu sistemin
amacı olağanüstü hâl ilanını gerektiren sebeplere ve
şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya
çıkması veya ne sebeple olursa olsun, köylünün canına veya
malına tecavüz hareketlerinin artması hâllerinde de valinin teklifi
ve İçişleri Bakanının onayı ile yeteri kadar geçici
köy korucusu görevlendirilebilmektedir. Hâlen 22 ilde Ocak 2011 tarihi
itibarıyla toplam 45.536 geçici köy korucusu görev yapmaktadır.
Bilindiği
gibi, 1984 yılından itibaren bölücü terör örgütünün bölge
halkına yönelik katliamlara girişmesi üzerine, özellikle güvenlik
güçlerinin kısa sürede ulaşmakta güçlük çektiği küçük
yerleşim birimlerinde yaşayan vatandaşlarımızın
mal ve can güvenliğini sağlamak açısından, bölgeyi, araziyi
ve bölge insanını iyi tanıyan kişilerden faydalanma
düşüncesi gündeme gelmiştir. Gerçekten de geçici köy korucuları
güvenlik açısından çok önemli görevler yapmışlardır.
Yeri gelmiş köyünü cansiparane savunmuş, yeri gelmiş güvenlik
güçlerine bölgede yol göstermiş ve operasyonlarda görev
almışlardır. Bu görevlerinden dolayı şehit
vermişler, gazi olmuşlardır. Onların bu hakları
elbette verilmelidir.
Bu bağlamda,
geçici köy korucularına 1 Temmuz-31 Aralık 2010 tarihi
itibarıyla hizmetin devamı süresince her ay yaklaşık
712.047 TL aylık ücret ödenmektedir. 442 sayılı Köy Kanununun
ek 16ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, elli beş
yaşını dolduran geçici köy korucularının görevleriyle
ilişikleri kesilmektedir. Elli beş yaşını
doldurmuş ve on beş yıl hizmeti olanlara 309,77 TL, elli
beş yaşını doldurmuş ve on beş yıldan fazla
hizmeti olanlara 495 TL, kanun yürürlüğe girdiği zaman on yıl ve
daha fazla hizmeti olanlara da 309 TL aylık bağlanmaktadır.
Sürelerini tamamlamadan görevlerinden ayrılanlara ise sadece
tazminatları ödenmektedir. Sağlık ve idari nedenlerle
görevlerine son verilenler ile ölenlere her hizmet yılı için 1.239 TL
tazminat ödenmektedir. Aynı şekilde, görevlerinden kendi
isteğiyle ayrılanlara da hizmet süresine bakılmaksızın,
her hizmet yılı için 1.239 TL miktarda tazminat ödenmektedir.
Köy
korucularından operasyonlara katılanlara ayrıca ek tazminat
ödenmektedir.
Geçici Köy
Korucuları Yönetmeliğinin 22nci maddesine göre giyim
yardımı da yapılmaktadır.
Geçici köy
korucularının sağlık ve tedavi giderlerinin
karşılanması amacıyla, hiçbir sosyal güvenlik kurumunun
güvencesi altında bulunmayan geçici köy korucuları ile bunların
eşleri, bakmakla yükümlü oldukları anne, baba ve
çocuklarının muayene, tetkik ve tedavileri, 3816 Sayılı
Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart
Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında
Kanunda öngörülen şartlara bakılmaksızın, anılan
kanun hükümlerine göre yeşil kart verilmesi, 442 Sayılı Köy Kanununun
74/4 maddesine göre düzenlenmiştir.
5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu madde 60a göre, geçici köy korucuları, genel sağlık
sigortasız sayılanlar kapsamına alınmıştır.
Görev süresi
içerisinde vefat eden geçici köy korucularının eş ve
çocuklarına, yoksa anne ve babasına, bunlar da yoksa kardeşlerine,
929 TL hiçbir kesinti yapılmadan ödenmektedir. Görevde bulundukları
süre içerisinde yaralanmaları, sakatlanmaları veya ölümleri
hâllerinde nakdi tazminat ve aylık bağlanması hakkındaki
2330 sayılı Kanuna göre tazminat ödenmektedir.
3713
Sayılı Terörle Mücadele Kanunu ek madde 1e göre, şehit veya
çalışamayacak derecede malul olan kamu görevlisi, varsa eşleri,
yoksa çocuklarından birisi, yoksa kardeşlerinden birisi işe
alınmaktadır.
Görülüyor ki
geçici köy korucuları sahipsiz değildir. Belli bir idari ve mali
sisteme dahil edilmiş ve hakları genel idari yapı içerisinde
korunmaktadır.
Tabii ki can
güvenliği her zaman tehlike altında olan görevlerde
çalışanlara canıgönülden teşekkür ediyoruz. Devletimiz
elbette imkânlar ölçüsünde en iyi imkânları onlar için de sağlamaya
çalışmaktadır. Tüm ücretliler için devletin
imkânlarını en iyi şekilde Hükûmetimiz değerlendirmektedir.
Geçici köy korucularımızın çok daha iyi imkânlara
kavuşturulmaları bizim de arzumuzdur.
Ancak, seçim
sürecine girilmişken, Meclis araştırması
komisyonlarının çalışma ve işlemlerini
sonuçlandırma süreci göz önüne alındığında, bugüne
kadar gündeme getirilmeyen fakat seçime gidilen bu süreçte bu tür önemli
konuların gündeme getirilmesinin doğru olmadığı
kanaatindeyim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündemini belirlemiştir. Gece geç saatlere kadar, her kesimin
merakla ve heyecanla beklediği, kamu alacaklarının
yapılandırılması hakkındaki kanun
tasarısının çıkarılması için bu beklentiler
doğrultusunda çaba sarf eden yüce Meclisin gündemini
değiştirmenin doğru olmayacağı düşüncesiyle,
önergenin aleyhinde olduğumu bildirir, yüce Meclisi saygıyla
selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE
(Yalova) Yoklama talep ediyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın İnce, Sayın Aslanoğlu, Sayın Koçal, Sayın
Keleş, Sayın Köse, Sayın Ünlütepe, Sayın Emek, Sayın
Özdemir, Sayın Pazarcı, Sayın Öztürk, Sayın Dibek,
Sayın Ünsal, Sayın Köktürk, Sayın Tütüncü, Sayın Özbolat,
Sayın Çöllü, Sayın Ağyüz, Sayın Ali Rıza Öztürk,
Sayın Kaptan, Sayın Hacaloğlu.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri (Devam)
2.- (10/488) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.23
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 16.38
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
3.-
(10/606), (10/515), (10/537) ile (10/689) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergelerinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde birleştirilerek
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun, 03.02.2011 Perşembe günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla
arz ederim.
Muharrem
İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmının (TRT hakkında); (10/606), (10/515) ile (10/689)
esas numaralı Meclis Araştırma Önergelerinin görüşmesinin,
Genel Kurulun, 03.02.2011 Perşembe günlü birleşiminde
birleştirilerek birlikte yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Grup önerisinin lehinde Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Milletvekili.
Sayın
Köktürk, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; TRT araştırma önergemizin gündeme
alınmasına yönelik Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Öncelikle, bugün OSTİMde meydana gelen
iş kazasında ve dün Zonguldak Devrekte meydana gelen otobüs
kazasında yaşamını yitirenlerin ailelerine
başsağlığı, yaralılara da acil şifalar
diliyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi, TRT, Anayasamızın 133üncü
maddesine göre kamu tüzel kişiliği olarak kurulan, özerk,
tarafsız bir yayın kuruluşudur. Haberlerin toplanması,
seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk
ilkelerine göre hareket etmesi, tek yönlü yayın yapmaması, bir siyasi
partinin, grubun, çıkar çevrelerinin, herhangi bir inanç veya
düşüncenin menfaatlerine alet olmaması zorunluluğundadır.
3093 sayılı TRT Gelirleri Kanununa göre de TRT, gelirlerinin
yaklaşık yüzde 80ini denetim pulu ve elektrik faturaları
aracılığıyla halktan toplanan paralar
oluşturmaktadır.
Bu nedenlerden
ötürü TRT, kamu hizmeti yapmakla yükümlüdür ve bu hizmetini Anayasa ve
yasaların belirlediği çerçevede yerine getirmek zorundadır.
Ancak özellikle 2004 yılından itibaren TRT Anayasa ve yasalarla
belirlenen görev tanımından oldukça
uzaklaşmıştır. Haber bültenlerinde ve programlarında
toplumun farklı kesimlerinin görüş ve anlayışlarına
yer vermediği gibi iktidara muhalif tüm kesimlere âdeta sansür
uygulamaktadır. Yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle de TRTde
büyük bir kadrolaşma yaşanmıştır. Liyakatsiz
kişiler göreve getirilmiş, mevzuata aykırı atamalar
yapılmıştır. Sözleşmeli personel olarak transfer
edilenlere verilen yüksek ücretler nedeniyle Kurumun eski personeliyle yeni
personeli arasında büyük ücret adaletsizlikleri yaşanır hâle
gelmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bunların yanı sıra tüm devlet kurumlarında
kadrolaşan Adalet ve Kalkınma Partisinin 2008 yılında
gerçekleştirdiği yasa değişikliği sonucu TRTnin Genel
Müdürü dâhil, Yönetim Kurulunun 7 üyesi bugün Bakanlar Kurulu tarafından
atanmaktadır. Başbakanlık ve
Cumhurbaşkanlığı danışmanları sanki kadrolu
personeli gibi TRTde program yapmaktadır. Özerk ve tarafsız
olması gereken TRT siyasal iktidar yanlılarınca
parsellenmiş, son altı yedi yıldır âdeta Adalet ve Kalkınma
Partisinin kadrolu ideolojik bir propaganda aracına dönüşmüştür
ve bugün TRTnin özerkliği ve tarafsızlığı sadece
kâğıt üzerinde kalmıştır.
Değerli
milletvekilleri, iktidar yarattığı yandaş medyayla da
yetinmeyerek yandaş medyanın yöneticilerine, yazarlarına,
çizerlerine, TRTnin kurumsal olanaklarını âdeta peşkeş
çekmektedir. TRT bu gazeteci ve yazarların finanse edildiği bir
çiftlik konumuna dönüştürülmüştür. TRTnin radyo ve televizyon
kanalları yandaş gazeteci ve yazarların ikinci gelir
kapısı hâline gelmiştir. Bu yazarlara, gazetecilere
ödendiği belirtilen rakamlar âdeta dudak uçuklatmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bu kişilere ödenen uçuk, ölçüsüz rakamlar, asgari ücretli
çalışanımızın, yüzde 90ı asgari ücretin
altında gelir sahibi olan emeklimizin, BAĞ-KUR prim
borçlarını ödeyemeyen, kepenk kapatmak zorunda kalan
esnafımızın cebinden çıkıyor. Milyonlarca
insanımızın elektrik faturalarından tahsil ve tahsis edilen
paralarla oluşan TRT bütçesinden yapılan ödemelerle bu yazarlar,
gazeteciler yalılarda, köşklerde yaşıyor, Sayın
Cumhurbaşkanının katıldığı fasıllar
düzenliyor, âdeta Lale Devri yaşanıyor.
Değerli
milletvekilleri, halkımızın temsilcileri olarak bu yağma
düzenine göz yumabilir miyiz? Çocuğunun cebine 1,5 milyon lira
harçlık koyamayan insanlarımızın cebinden tahsil edilen
paraların, tek meziyetleri iktidarın gözüne girmek olan bir avuç
insana oluk oluk akıtılmasına seyirci kalabilir miyiz?
İşçi, memur, emekli, zengin, fakir ayrımı yapmadan her ay
TRTye para veren yurttaşlarımızın her kuruşunun
hesabını sormak, yasama görevinin yanında denetim görevini de
yapmak zorunda olan Parlamentonun, yani biz milletvekillerinin görevi
değil midir? Hiç kuşkunuz olmasın, iktidar sahipleri gözlerini
kapatsa da, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz hesap sormak kararından
hiçbir şart ve koşulda vazgeçmeyeceğiz.
Değerli
milletvekilleri, TRT Yasasının 5inci maddesindeki yayın
esaslarına göre, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü,
millî egemenliği, cumhuriyeti korumak ve kollamak zorunda olan TRTnin
televizyonlarında, radyolarında, geride
bıraktığımız dönemde, artık, 23 Nisanda, 29
Ekimde, 19 Mayısta özel yayın yapılmadığına
tanık olduk. Maalesef geçmiş yıllarda uygulanan prototipler
kaldırılarak, özel, ulusal günlerde yapılacak yayınlar
yapımcıların inisiyatifine bırakılmış
durumda.
Yine,
bunların yanı sıra, özellikle son iki yıldır TRTnin
bir kısım özel operasyonların aracısı hâline
dönüştürüldüğünü görüyoruz, izliyoruz. İnsanlar artık
evinin aranacağını, gözaltına
alınacağını ya da tutuklanacağını TRT
haberlerinden öğreniyor.
Terör örgütünün
üstlendiği bir saldırı, TRTnin haber bültenlerinde, doğum
yerleri nedeniyle bağ kurulmak suretiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin
mensuplarıyla irtibatlandırılmaya
çalışılıyor.
Ne olduğu
belirsiz bir meczubun canlı yayında ana muhalefet partisinin Genel
Başkanına saldırısına çanak tutuluyor.
Saygın bir
gazetecinin katili konuk edilerek, örtülü amaçlara devletin televizyonu alet
edilebiliyor.
Yine,
bunların yanı sıra, daha geçtiğimiz hafta, Adalet Komisyonunda
söz ve önerge süresi kısıtlanan yani söz süresi beş dakikayla,
önerge hakkı bir önergeyle sınırlanan Cumhuriyet Halk Partili
üyelerin istifası TRTde, devletin televizyonunda, utanmaksızın
ve yüzleri kızarmaksızın Hafta sonu çalışma
programına tepki gösterdikleri gerekçesiyle Cumhuriyet Halk Partili
milletvekilleri Adalet Komisyonundan istifa etti. şeklinde verilebiliyor.
Değerli
arkadaşlar, bütün bunlar ulusumuzun gözleri önünde cereyan ediyor.
Değerli
milletvekilleri, TRTnin tek taraflı, yandaş
yayıncılık anlayışının en bariz örneklerini
en son referandum sürecinde de yaşadık. Biliyorsunuz, Yüksek Seçim
Kurulunca referandum sürecinde seçim yasakları konuldu ancak Yüksek Seçim
Kurulunun almış olduğu 31 Mayıs tarihli seçim
yasaklarını ilk önce devletin televizyonu olan TRT ihlal etti. Suç
duyurumuz üzerine cumhuriyet savcılığı bir iddianame
düzenleyerek, TRT 1in, TRT 6nın ve TRT Haberin yayın
koordinatörleri, yöneticileri hakkında, halk oylaması sürecindeki
yayınlarda ağırlıklı olarak Anayasa
değişikliğinin lehindeki görüşlere yer vererek görevlerini
kötüye kullandıkları gerekçesiyle dava açtı. TRT yöneticileri
hakkında hazırlanan iddianame ile açılan kamu davası, özerk
ve tarafsız bir kurum olması gereken TRTnin nasıl yandaş
bir kuruma dönüştürüldüğünün açık ispatıdır, açık
kanıtıdır.
Değerli
milletvekilleri, dünkü Sözcü gazetesinde, TRT Genel Müdürü İbrahim
Şahinin İçişleri ve Adalet Bakanının önünde diz
çöktüğü fotoğraf, TRTnin içine düştüğü durumun utanç
fotoğrafıdır. Halkın parasıyla finanse edilen TRTyi
bu duruma düşürmeye Genel Müdür dâhil hiç kimsenin hakkı yoktur. Tüm
bu nedenlerle, TRT Yasasının 13üncü maddesinde düzenlenen Genel
Müdürün görevden alınma koşulları oluşmuştur, TRT Genel
Müdürü derhâl görevinden alınmalıdır.
Bu duygu ve
düşüncelerle önerimizin kabulünü diliyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Grup önerisinin
aleyhinde Ayhan Yılmaz, Ordu Milletvekili.
Sayın
Yılmaz
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYHAN YILMAZ
(Ordu) Sayın Başkan, değerli milletvekilli
arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından TRT
hakkında verilen Meclis araştırma önergesinin aleyhinde
şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bilim ve
teknolojinin bu kadar geliştiği ve
yaygınlaştığı bir çağda değişim olgusu
hayatın önemli bir gerçeğidir. TRTnin, televizyonun
algısını, imajını, fonksiyonunu değiştiren,
televizyonda yeni bir anlayışı hâkim kılan ve hatta tüm
dünyaya örnek teşkil eden bir sorumlulukla, çok önemli, büyük
yatırımlar gerçekleştirdiğini müşahede ediyoruz.
TRTnin farkı her alanda çok bariz, çok net olarak görülmektedir. TRT
milletimizin, ülkemizin ekranıdır, fazla da yıpratmaya
çalışmak doğru değildir. TRT bizim vizyonumuzu dünyaya
gösterecek, taşıyacak en önemli araçlardan biridir. Güçlü ekonomiyi,
itibarlı Türkiyeyi, bizim barış mesajlarımızı
Büyük Türkiye imajını dünyaya bugün TRTyle
ulaştırıyoruz.
Son dönemde
kurduğumuz on yeni kanal ile toplumun her kesimine
ulaştığımız gibi, artık dünyaya da
ulaşabiliyoruz. Çocuk kanalı ile çocuklara, müzik kanalı ile
gençlere, Anadolu kanalı ile yerele, TRT Şeş kanalı ile
ülkemizin farklı bir zenginliğine hitap ediyoruz.
Unutmamalıyız daha düne kadar Kürtçe şarkı söylemenin,
Kürtçe CD taşımanın yasak olduğunu ama bugün, TRT yirmi
dört saat Kürtçe yayın yapan bir kurum oldu; TRT Arap dünyasına
Arapça yayın yapar oldu; TRT Avaz ile bütün dünya Türklerine yayın
yapar oldu. Bugün, arkadaşlar, Azerbaycanda en çok izlenen kanal TRT
kanalıdır. İnsanlar, gerçekten söylüyorum, TRT
kanalını izlemekten zevk alıyorlar. Ben de bir vatandaş
olarak evimde TRTyi izlemekten zevk alıyorum.
Gerek dizileriyle
gerek haber yorumlarıyla gerek siyasi tartışmalarla taraflı
olduğu iddia ediliyor. Hem alt komisyonda hem üst komisyonda birlikte
tartışıyoruz biz bunları. TRT Genel Müdürümüze bu sorular
hep yöneltildi ve çok iyi niyetle, TRT Genel Müdürümüz bütün toplantılarda
bunları üstüne basa basa, açık ve seçik anlattı, hepimiz de
anladık, hepimiz de ikna olduk ama bugün, nedense burada, TRTyle
alakalı bir araştırma önergesi veriliyor. Tabii ki bir siyasi
parti araştırma önergesi verecek ama biz biliyoruz ki, herkes biliyor
ki bu Parlamentonun çalışmasını bir nebze olsun
engelleyebilmek adına bu araştırma önergeleri veriliyor. Biz
bunu anlıyoruz ve burada da TRT, günah keçisi olarak seçilmiş diye
düşünüyorum ben.
Arkadaşlar,
farklı dilde yayın yapan İnternet sayfaları var, dünyaya
hitap ediyor. TRT Genel Müdürlüğünde 1984 ile 2003 yılları
arasında yapılan atama sayısı bir değerli
milletvekili arkadaşımız Kadrolaşıyorlar, çok yüksek
personel aldılar. dediler de onun için bunu söylemek istiyorum- 4.665.
İktidara geldiğimizden bugüne kadar yapılan atama
sayısı ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar? 1.264 kişi.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Taşeronlarda ne kadar adam
çalışıyor?
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Tabii, muhalefet her zaman yaptığı gibi, bakmadan,
okumadan, anlamadan, dinlemeden aka kara demeyi hüner sayarak haksız
eleştiriler yapıyorlar, elbette ki yapabilirler. Biz bu haksız
eleştiriler karşısında da elimizdeki belgelere, bilgilere,
verilere, rakamlara dayanarak arkadaşlar, kendimizi savunmak
durumundayız, hakkımızı savunmak durumundayız, bundan
da kimsenin gocunmaması, alınmaması lazım gelir diye
düşünüyorum. İşte size bir örnek: TRT Genel Müdürü İbrahim
Şahin döneminde 1.348 kişinin işe alındığı
iddia ediliyor. Bu, gerçeği yansıtmıyor arkadaşlar.
Bakın -hızlı geçiyorum- KPSS sonucuna göre 631 memur
alınıyor -bunlar herkesin gözü önünde açık ve seçik
yapılıyor- 34 kişi de mahkeme kararı ve şehit
yakını ile Kurum eski elemanı ataması yapılıyor,
107 kişinin de mütercim tercüman olarak ataması yapılıyor.
Şimdi bunun neresi kadrolaşma Allah aşkına? TRTden emekli
olan yüzlerce insan var arkadaşlar.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Taşeron firmalarda çalışan
insanların sayısını söyler misiniz? Taşeron firmalara
bırakılmış yayınlar.
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Arkadaşlar, TRT görevini hakkıyla yapıyor. TRT bütün
dünyada sevenleri tarafından izleniyor. TRT, Türkiye Cumhuriyetinin
medarıiftiharıdır, hepimizindir. Bugün iktidar olarak biz
varız, dün başkaları vardı ama bazı kurumlar
vardır ki politika yapmak için, siyaset yapmak için, muhalefet yapmak için
yıpratılmamalıdır, bunlar bizim önemli
kurumlarımızdır.
Değerli
arkadaşlarım, Kurum, yeniden yapılanma sürecine girmiştir.
Bu bağlamda, bakın neler yapmış: Kadrolaşmadan
bahsediyoruz ya, 23 tane başkanlık sayısı var olan Kurumda,
şu anda başkanlık sayısı 19a inmiş
arkadaşlar, 23 sayısı 19a inmiş. 52 olan başkan
yardımcısı sayısı yarı yarıya inmiş
neredeyse, 32ye inmiş. 258 olan müdürlük sayısı 172ye
inmiş arkadaşlar. 135 olan müdür yardımcısı
sayısı da 35e inmiş. Elimizi vicdanımıza
koyalım.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Hepsi araştırmacı yapıldı.
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Elimizi vicdanımıza koyalım.
Değerli
arkadaşlar, kadrolaşmadan bahsediyoruz ama kadrolaşma falan yok.
Tabii, insanlar, geçmiş dönemlerinde kendi yaptıkları gibi,
bıraktıkları yerde zannediyorlar bu ülkeyi. Bu ülke
değişti. Evet, sokakta yürüyen arkadaşlarımızı,
insanlarımızı Mısırda yürüyene benzetmeye
çalışıyorlar. O devirler geçti. Türkiyede hak istenecek, hukuk
istenecek, o ayrı bir şeydir. Mezalimle sevgiyi
karıştırmayacaksın. Hüsnü Mübarekle Tayyip
Erdoğanı karıştırırsan yanlış edersin,
sandığın dibinde kalırsın. Bunu yapmayacaksın.
CANAN ARITMAN
(İzmir) Hiçbir fark yok aralarında!
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Bunu yapmaya kalktığında, vatandaş dersini
verir diye düşünüyorum değerli arkadaşlar.
ERGÜN
AYDOĞAN (Balıkesir) Ne fark var? Buradaki daha kötü.
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Arkadaşlarım, bakın, biz Orduluyuz. 720 bin insan
yaşar güzel Ordumuzda, bir o kadarı da Ordu dışında
yaşar. Orduya şu İktidarın yapmış olduğu
hizmetleri saatlerce anlatamayız. O yapılan sahil yolu ama görmez
gözler. Görmek istemeyen gözden daha kör, duymak istemeyen kulaktan daha
sağır kulak olabilir mi? Türkiye'nin en büyük tünelinden geçeceksin
ve görmeyeceksin, ondan sonra da Bu AK PARTİ İktidarı Orduya
ne yaptı? diyeceksin. Bu doğru değil arkadaşlar.
Bakın, biz
iktidara geldiğimizde Ordunun onlarca, yüzlerce okulunda
öğretmensizlikten dolayı öğrenciler okula gidemiyordu ama
şimdi on-line sistemi var bütün okullarımızda. Ordu sahil yolunu
görürüz de Ordu-Fatsa-Kumru yolunu görmez miyiz? Fatsa-Aybastı yolunu
görmez miyiz? Ordu-Mesudiye-Dereyolunu görmez miyiz? Ordunun her tarafı
hizmetle doldu.
Ordu deyince
fındığı nasıl es geçeriz? Evet, bu Hükûmet, AK
PARTİ Hükûmeti iktidara geldiğinde fındığı
kucağında buldu. 800 liraya fındık satamayan üreticiler
vardı, benim anam babam da onlardan bir tanesiydi. Hamdolsun, bakın,
bu ülke değişiyor ve gelişiyor. Bugün fındık 5-6 bin
liraya çıktı arkadaşlar ve fındıkçının yüzü
gülüyor. Hâlâ fındıkla alakalı, aleyhinde konuşma
yapılıyor ise ben onu izanlarına bırakıyorum. Onun
için zaten vatandaş AK PARTİye oy veriyor, onun için vatandaş
AK PARTİyi baş tacı ediyor. Yoksa ne boyumuza bosumuza ne de
ala kaşımıza hasret falan değil. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ bu
milletin hizmetkârlığına soyunmuş. AK PARTİ bu millete
hizmet etmeyi bir ibadet olarak görüyor. AK PARTİ sırtını
dönmedi bu millete, bu millete hizmetleriyle önayak oluyor değerli
arkadaşlar.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Yandaşlara hizmet ediyorsunuz Ayhan Bey!
AYHAN YILMAZ
(Devamla) Sevgili dostlarım, AK PARTİnin hizmetlerini
(AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim?
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Konuşmacı, tarafsızlık
konusunda bizim kişisel görüşlerimizi yanıltıcı bir
şekilde ifade ettiğimiz şeklinde bir açıklamada bulundu. O
konuda iki dakikalık bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Ali
İhsan Bey, siyasette bu tip şeyler hep olur.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Şimdi, bakın, o zaman,
Konuşmacıyı bilgilendirmek istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Köktürk, bilgilendirirsiniz. Bakınız
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) O konuda cumhuriyet
savcılığı tarafından düzenlenen iddianame var. Üç tane
haber kanalının genel koordinatörü hakkında, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, görevini kötüye kullandıkları
ve taraflı yayın yaptıkları gerekçesiyle kamu davası
açtı. Bunun bir örneğini arkadaşıma göndereceğim.
BAŞKAN
Tutanaklara geçti Sayın Köktürk, teşekkür ederim.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Ayrıca şunu da ifade etmek istiyorum: Taşeron firmalarda
çalışan ne kadar işçi olduğunu, TRTde ne kadar
kişinin istihdam edildiğini de eğer bilgi olarak verebilirse
Genel Kurulumuz da bilgilenmiş olur.
İRFAN GÜNDÜZ
(İstanbul) Çok güzel bilgiler verdi sağ olsun!
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Evet, grup
önerisinin lehinde Mehmet Günal, Antalya Milletvekili.
Sayın Günal,
buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, sizleri ve yüce Türk milletini saygıyla
selamlıyorum.
Öncelikle,
OSTİMdeki kazada hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı, yaralılara da acil şifalar
diliyorum. Üzüntümüz büyüktür.
Diğer bir
üzüntüm de az önce bu kürsüde, milletin kürsüsünde yaşanmış olan
vahim hadisedir. Ama onun ayrıntısına geçmeden, üzüldüğüm
diğer bir hususu da belirteceğim.
Sayın
Başkan, bizim burada en ufak bir şeyimizde Sayın Günal,
Sayın Günal
diye -tutanaklardan çıkarırım- sürekli olarak
bizi uyarıyordunuz.
Değerli
Başkanım, en ufak bir şeyde, arkadaşlarımızı
sataşmalarında sürekli olarak uyarıyordunuz. Biz size beş
defa Sayın Başkan dedik burada suç unsuru teşkil eden
şeyler söylenirken, siz, maalesef, izlemekle yetindiniz. Teessüflerimi
sunuyorum!
BENGİ YILDIZ
(Batman) Cumhuriyet savcısısınız siz!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Çünkü, ben aynen
BENGİ YILDIZ
(Batman) Cumhuriyet savcısı sizsiniz!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Başkan cevabını verir. Beni de uyarır
gerekirse, beni uyarıyor çünkü. Burada yapılan yemine sadık
kalmadan
Ama ben, ne onu
söyleyenleri ne de sizi suçlamıyorum, çünkü burada yapılan
şeyler
Biz, size, yine, TRTyle ilgili kanun görüşülürken, TRT
Şeşi son anda korsan olarak buraya eklediğiniz zaman ve burada
yayın yapılmasının yolunu açtığınız
zaman bunun böyle olacağını söylemiştik.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bununla ne alakası var?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Ben sizin vicdanlarınıza hitap etmiştim, İki
dilliliği siz resmî olarak yazıyorsunuz kanunlara, yarın sonra
önünü alamazsınız. demiştim, bugün iki dillilik
tartışılıyor.
Bugün, bir hatip,
kürsüye gelip, teröristbaşını, Sayın Başbakana
söylediği hitap tarzıyla burada söyleyebiliyor ve ben, gerçekten,
ettiğim yeminden ve burada olanlardan dolayı hicap duyuyorum.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Kürt halkı da bunu söyleyenlerden hicap duyuyor.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Onun gereğinin
yapılamamasından dolayı büyük üzüntü duyuyorum ama ben
onları suçlamıyorum, suç bu milletvekilimizde değil.
M. NURİ
YAMAN (Muş) 3,5 milyon insan söylüyor bunu, 3,5 milyon.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Suç, onlara bu cesareti veren Sayın Başbakanda ve
sizlerde.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ayıptır ya, ayıp ya!
Bırakın bunları ya, bırakın bunları!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Suç, onlara özel olarak Haburda mahkeme kuran, Biz pişman
değiliz. demesine rağmen gidip ondan sonra bu hâle getirenlerde.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Tekrarlayarak alet oluyorsunuz.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Suç, hiçbir şekilde onlara bu cesareti verenlerin
dışında başka kimsede değildir.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Mahkeme kararlarını yerine getirmeyenlerde olabilir mi?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Bugün öyle bir noktaya gelmiş ki, özel olarak oradan örgütünü
yönetebiliyor, talimatlarını verebiliyor, size Şunu
yapmazsanız ben de şunu yaparım. diye ültimatom gönderebiliyor.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Az geriye bak, geriye! Az geriye bak!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Ondan sonra Beni ev hapsine çıkarmazsanız şunu
yaparım. diyebiliyor. Bu hâle geldi. Onun için suç orada değil,
Nasrettin Hocanın dediği gibi Suç, onlara yüz verendedir.
Evet, şimdi
değerli
CEVDET ERDÖL
(Trabzon) Üç imzalı belgeyi görmek ister misiniz?
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Hâlâ anlayamadın mı? Bir de profesör olmuşsun
okuduğunu anlayamıyorsun.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) O belgeyi birazdan ben size anlatırım Hocam, var
yanımda, gösterebilirim.
Burada gerçekten
bu söylediklerimizin gerçekleşmesinden dolayı ben üzüntü duyuyorum
değerli arkadaşlarım.
TRT, Türkiye'nin
önemli sorunlarından biri hâline
geldi değerli arkadaşlar. Burada konuştu hatiplerimiz ama maalesef bazı şeyler gözümüzden kaçıyor.
TRT bizim ilk göz ağrımızdı. TRTnin haberleri, müzikleri,
filmleri çocukluğumuzda bizim dikkatle izlediğimiz,
beslendiğimiz temel kültür kaynaklarımızdı ama bugün
Ben
merak ediyorum, az önce, Ayhan kardeşim Ben çok izliyorum. dedi. Ayhan
Bey -nereye gitti göremiyorum ama- ben size iki tane rating sonucu söyleyeyim
yani son kasım, aralık, ocak aylarının ratinglerine
şimdi otururken baktım,
hiçbirisinde TRT yok, prime timeda yok, sonrakinde yok, tüm günde yok, ses
izlemede yok. TRTnin hiçbir kanalı yok. Nerede bu kadar
başarılı TRT? Öteki televizyonlar onların
babasının oğlu mu? Rating sistemini değiştirdik; o
ayrı bir vakıa, yeniden tartışılması gereken. Bir
sürü televizyon var. En düşük olanını söylüyorum, bakın
nereye girememiş? 1,7; 1,4 tüm günde, prime timeda ve sonraki
izlemelerde. En düşük olan 1,7 izleme payının dahi içinde TRT
yok. Yani Herkes izliyor. dediğiniz TRTnin son üç ay rakamlarına
baktım maalesef yukarıdan aşağı dikkatlice bir daha
baktım, hiçbir TRT kanalının adı geçmiyor. Efendim 14 tane
TRT kanalı kurduk. Hani, kim izliyor?
Şimdi,
Kadrolaşma yok. diye arkadaşlarımız sayı veriyor.
Kim alındı, o 1.262 kadroya kimler alındı, şimdiye
kadar herhangi bir deneyimi var mı, hangi gazeteden, hangi
televizyonlardan aktardınız, hangisine ne kadar para verdiniz? Yani
ben şunu merak ediyorum: Sayın Genel Müdür bize gönderebilirse
Onun
çalıştığı dönemde dışarıya ne kadar
yapım verilmiştir, ondan önceki dönemlerde dışarıya ne
kadar iş yaptırılmıştır? Şunu bir
anlatın. O işlerde kaç kişi
çalışmıştır? TRT kendi işlerini yapamaz hâle
gelmiş, her şeyini dışarıdan yaptırıyor.
Bütün oradaki işe yarayan adamları da, demin
arkadaşlarımız söyledi, araştırmacı yapıp
kadroya geçirdi.
Şimdi,
elimizi vicdanımıza koymamız lazım, bunları
konuşurken, değerli arkadaşlarım, elimizi
vicdanımıza koymamız lazım. TRT hiçbir zaman bu kadar kötü
yönetilmedi, TRT hiçbir zaman bu kadar taraflı yayın da yapmadı.
Artık ben zaplarken bile hızlı geçiyorum. Çok değişik
hükûmetler geldi, sadece sizin Hükûmetiniz döneminde değil ki her dönemde
TRT orada vardı; iyiydi kötüydü, az başarılıydı çok
başarılıydı ama hiçbir zaman bu kadar taraflı, iktidar
yandaşı bir kurum hâline gelmedi değerli arkadaşlar.
Yani Suat Bey
geçen sefer konuştuğunda söylemiştim, hâlâ gelmedi. Bize
şöyle bir aylık dökümün içerisinde, haber bültenlerinde hangi
partinin ne kadar yer aldığını, bir CHP, MHP
ayrıştırması yapmıştınız
SUAT KILIÇ
(Samsun) Davet ediyorlar, gitmiyorsunuz ki.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Hayır, hayır
Diyorum ki
Burada siz söylemiştiniz. Ben gayet iyi
hatırlıyorum. Ben de size demiştim ki: Sayın
Kılıç, bize gelin o zaman deyin ki TRTnin bir aylık yayın
çizelgesini çıkarttırdık. Genel Müdürümüzün elinde vardır,
TRT 1de şu kadar, haber kanalında bu kadar, şurada şu
kadar, yaklaşık olarak çıkan haberlerde Adalet ve Kalkınma
Partisi yetkililerinin, Başbakanın, diğer bakanların
şu kadar, MHPnin Genel Başkanının, ilgililerinin bu kadar,
AKPnin bu kadar, CHPnin bu kadar diye
bir sonuç istiyorum. Bakalım o zaman, ben, eğer varsa özür
dileyeceğim. dedim. Hâlâ aynı şeyi söylüyorum.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Davet ediyorlarmış, yayınlara gitmiyormuşsunuz.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Dolayısıyla, şimdi, burada, biz Efendim, TRT ne
güzel, TRT ne güzel yayın yapıyor. diyerek
Ama işte burada,
şimdi açık, notebook önümde açık duruyordu, arkadaşlar,
yeni baktım yani yok, hiçbirinin izlenme oranı yok, hiçbir TRT
kanalının yok. Sadece ben değil, demek ki millet de izlemez
olmuş çünkü izlenirliğinizi kaybeder hâle gelmişsiniz. O zaman
bunu bir sorgulamak lazım. Nerede hata yapıyoruz? İsterseniz 24
tane kanal açın, kimse izlemiyorsa bir anlamı yok. O kadar para
veriyorsunuz, ortalama vatandaş izlemiyor. Bunu sadece MHP, CHP Grubu
burada, geldi, eleştiriyor değil; bakın, vatandaşın
izlediği şeye bakın.
Dolayısıyla
TRT hiçbir dönemde bu kadar iktidarın borazanlığını
yapmadı. Daha açık tabirle söylüyorum. Ben size o zaman
geldiğinde söylemiştim -kiminiz gülüştünüz, kiminiz
kızdınız- TRT Ak RT oldu. diye. AKRT demiştim ama Sayın
Başbakan da o zaman kızıyordu, onun için Ak diye
düzeltmiştim. Valla, şimdi, yeniden siz TRT olma yolunda gidiyorsunuz
ama o TRTnin Tsi, Türkiye'nin Tsi değil.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Türkiye'nin Tsi, Türkiye'nin Tsi.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) O TRTnin Tsi Türkiye'nin Tsi değil, Tayyipin Tsi hâline
gelmiş, Sayın Başbakanın ismiyle anılır hâle
gelmiş. Ben gerçekten gördüğüm zaman zaplayıp geçiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, burada gerçekten birçok şey
tartışılıyor. Ben böyle polemik konusu
Girmiyorum.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Mehmet Bey, TRT AGB ölçüm sisteminden çıktı, ondan da
bilgin olsun.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Çıktı, daha yeni çıktı. Eskilerine de
bakıyorum.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Tarafsızlık tartışması oldu biliyorsun.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Baktım, baktım hepsine. Kime verdiğini de biliyorum
da o ayrı bir tartışma konusu.
SUAT KILIÇ
(Samsun) AGBden çıktı, yok orada.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Rating şirketini kimin kurduğuna, onun kimlerle
bağlantılı olduğuna ilişkin de dosyada haberler var.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Rating şirketi mi kurmuş ölçmek için?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Onları da istersen birazdan tekrar, kimin olduğunu,
kimlerin kurduğunu
SUAT KILIÇ
(Samsun) Kendi şirketi mi?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Ayrı şeyler var yani ne
çıktığını arkasından, kardeş şirkette
kimlerin çalışmaya başladığını da siz bize
gönderince biz de açıklayacağız.
Şimdi,
arkadaşlar, burada ciddi bir şey var. Ben ilginç bir haber okudum
geçenlerde bakarken. Efendim, Balyoz davasında TRTnin 2 tane spikeri
düzgün diksiyonu var diye iddianameyi okumuş. Ondan önce duyuyordum, falancanın
düğününe sanatçı göndermiş diye. Şimdi işi gücü
bırakmış TRT spikerleri, bütün mahkemede, bu kadar şeyin
arasında
İRFAN GÜNDÜZ
(İstanbul) Mahkeme istiyor, mahkeme istiyor.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Bir şey söylüyorum, durun, mahkeme istiyor da
TRTnin
işi artık düğünlere sanatçı göndermek, mahkemeye spiker
göndermek hâline gelmiş.
Dolayısıyla,
değerli arkadaşlar, burada bazı şeyleri az önce CHP sözcüsü
arkadaşım söylerken, baktım, şimdi, dedi ki: Efendim,
törenleri de artık TRT vermez oldu. Onu normal görüyorum ben çünkü siz
Millî Eğitim Şûrasında kalkar, Andımızı
kaldırmaya kalkarsanız, yapılan bayrak törenini, İstiklal
Marşını kaldırmaya kalkarsanız TRTnin de bunları
yayınlamaması, böyle törenleri artık yapmaz olması çok
normal bir sonuç hâline geliyor.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten burada yapmamız gereken çok şey var. TRT,
TRT olarak o tarafgir yayınından dolayı artık kültür
programları da izlenmiyor yani normalde müzik programları, diğer
belgesellerin izlenmesi gerekir ama artık tarafgir yayın yapınca
insanlar zaplaya zaplaya geçiyorlar. O
zaman çocuklarımıza eski fonksiyonunu üstlenerek yine Türk
kültürünü, Türk müziğini tanıtan bir role gelmesi bizler açısından
önemlidir. İnşallah -bunu kabul etmeyeceksiniz ama- TRTnin
araştırılması devam eder ve bize bilgi verirseniz
seviniriz.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Grup önerisinin
aleyhinde İkram Dinçer, Van Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın
Dinçer, buyurun.
İKRAM
DİNÇER (Van) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi tarafından TRT hakkında
verilen Meclis araştırma önergesine ilişkin söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizde ilginç bir anlayış var. Nerede önemli bir
başarı ve hizmet varsa en çok o kurum ve o şahıslar
eleştiriliyor. Bir atasözümüz var Ağaç veren meyve
taşlanır. diye. TRTdeki arkadaşlarımız da çok
kaliteli meyve verdikleri içindir ki hemen hemen her gün eleştiriliyor.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Düzelt. Meyve veren ağaç taşlanır.
ASIM AYKAN
(Trabzon) - Meyve veren ağaç taşlanır.
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Meyve veren ağaç taşlanıyordu, pardon,
doğru.
Değerli
arkadaşlar, sizin de bildiğiniz gibi Anayasanın 133üncü
maddesiyle 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 1inci
maddesinde TRT Kurumunun özerkliği hükme bağlanmıştır.
TRT Kurumu bugün itibarıyla 14 televizyon kanalı, 6 ulusal, 6
bölgesel, 1 yerel, 2 uluslararası radyo, otuz iki dilde web yayını,
teleteks yayını ve dergisiyle Türkiye ve uluslararası yayın
kuruluşları ile yarışırken, bünyesinde
oluşturduğu yeni kanallarla da kendisi ile rekabet eden bir
yapıya kavuşturulmuştur.
Çok önemli
başarılara rağmen, TRT hakkında, ne yazık ki,
değerli arkadaşlarım, asılsız ve gerçeği
yansıtmayan iddialar gündeme gelmektedir. Kurum, yeniden yapılanma
sürecine girmiştir. Bu çerçevede bazı başkanlıklar
kaldırılmış, bazı başkanlıkların da
birleştirilmesi yoluna gidilmiştir.
2008, 2009, 2010
yıllarında, kamu personeli seçme sınavı çerçevesinde
giriş sınavları sonucu açıktan ve/veya naklen 631
kişinin ataması yapılmıştır. Bu dönemde otuz
dilde web yayınına başlanmış, TRT 6 (TRT
Şeş), TRT Avaz, TRT Türk, TRT Çocuk, TRT Müzik, TRT Turizm ve
Belgesel, TRT Arapça, TRT Okul, TRT Haber, TRT Anadolu gibi kanallar hizmete
girmiştir.
Kurumsal
hizmetlerde artış olurken 1.306 kişinin emeklilik, vefat, istifa
ve benzeri nedenlerle Kurumdan ayrılması sonucu personel
sayısı önemli ölçüde azaldığından, artan personel
ihtiyacının giderilmesi kaçınılmaz hâle gelmiştir.
Ayrıca, bu
dönemde, götürü bedel hizmet alımı sözleşmesiyle
çalıştırılmakta olan kişilerin sosyal güvenlik ve
statüleri açısından ortaya çıkan sorunlar da giderilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, TRT Genel Müdürlüğüne 58, 59 ve 60ıncı
Hükûmet dönemlerinde -Genel Müdür Sayın Şenol Demiröz, Sayın Ali
Güney, Sayın İbrahim Şahinin görevde bulundukları dönem-
mahkeme kararıyla, KPSS sonucuna göre giriş sınavı,
şehit yakını ataması ve benzeri her türlü atama dâhil
toplam 1.005 memur, 259 sözleşmeli personel ataması
yapılmıştır.
Aşağıda,
TRT Genel Müdürlüğüne muhtelif dönemlerde alınan personele
ilişkin bilgiler yer almaktadır, çok kısa olarak geçeceğim
değerli arkadaşlarım. Bakınız, Değerli
Milletvekilimiz Sayın Tunca Toskay döneminde, yani 1984-1988
yılları arası, 2.303 personel ataması
yapılmıştır, bu dört yıllık süreyi
kapsamaktadır. Yine, Değerli Genel Müdürümüz Yücel Yener döneminde
-ki, bu dönem de beş yılı kapsıyor- 2.362 personel
ataması yapılmış iken, AK PARTİnin sekiz
yıllık döneminde 3 sayın genel müdürün toplam
atadığı eleman sayısı 1.264tür.
Değerli
arkadaşlarım, demin bir değerli milletvekilimizin TRTnin
yandaş kanal olduğu konusunda bazı sözleri oldu.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Ben söyledim.
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Bakınız, elimde dokümanlar var. Cumhuriyet
Halk Partisine, 2010 yılının tamamında, TRTnin
verdiği süre 26 saat 58 dakika 47 saniyedir. İkinci sırada
Milliyetçi Hareket Partisi var, Milliyetçi Hareket Partisine tanınan süre
14 saat 40 dakika 30 saniyedir. AK PARTİye ise toplamda 12 saat 34 dakika
10 saniye gibi süre verilmiştir.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) On saniye bile duramazdı İbrahim Şahin, öyle
olsaydı.
BENGİ YILDIZ
(Batman) BDP var mı? Bu grup var mı, bu grup? Yok değil mi?
İKRAM
DİNÇER (Devamla) Burada görülüyor ki değerli arkadaşlarım,
TRT yandaş bir medya kuruluşu değil, TRT milletimizin gönlünü
fethetmiş bir yayın kuruluşumuzdur.
Değerli
arkadaşlarım, TRTye sözleşmeli statüde alınanların
önemli bölümünün de Samanyolu Televizyonu, Kanal 7, Kanal 24 ve Cihan Haber
Ajansı gibi yayın kuruluşlarında
çalıştığı iddiası da gerçek
dışıdır. Bakınız, Ahmet Torun
arkadaşımız Milliyet gazetesinde -TRTye alınanları
anlatıyorum- Cavit Atasever TRT Ankara Radyosu ve Keçiören Belediye Halk
Eğitim Merkezinde çalışan bir arkadaşımız, Meryem
Özkurt BRTde, Show TVde, TGRTde ve Star TVde çalışan bir
arkadaşımız, TRTye alınan isimlerden bir tanesi.
Ayrıca aynı statüde kuruma alınan Ercan Baysal Flash TVde,
Kanal D ve ARTde çalışan bir arkadaşımız, Faruk Ayaz
ATV ve Show TVde çalışan bir arkadaşımız.
İsimleri sayılan 5-6 kişi dışında Doğan ve
Doğuş grupları ile Yeni Gün Haber Ajansı gibi yayın
kuruluşlarından sözleşmeli olarak kadroya dâhil edilen isimlere
önergede hiç değinilmemiş. Bu da dikkatimizi çekmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, görülüyor ki, AK PARTİ döneminde
sanıldığı gibi ya da iddia edildiği gibi TRT
yandaş kuruluş hâline getirilmemiştir. Demin birçok konuyu
detayıyla Ordu Milletvekilimiz çok güzel ifade ettiler. Dolayısıyla
sıralamaya çalıştığım sebeplerden dolayı bu
önergeyi kabul etmemiz mümkün görünmüyor değerli arkadaşlarım.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde milletimizi,
esnafımızı, mükellefimizi ilgilendiren çok önemli konular var ve
yine bugün görüşmesine başlayacağımız, devam etmekte
olan torba yasa tasarısı var.
Değerli
arkadaşlarım, muhalefetiyle, iktidarıyla milletimizin
beklediği bu yasaları bu Meclisten çıkarmamız gerekiyor
diye düşünüyorum, boşa vakit harcamayalım diye düşünüyorum.
Bu vesileyle yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
III.-
Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Yoklama
BAŞKAN
Önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır.
Sayın
İnce, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Ekici, Sayın
Köse, Sayın Koçal, Sayın Ünsal, Sayın Güner, Sayın Oksal,
Sayın Süner, Sayın Tütüncü, Sayın Paçarız, Sayın Emek,
Sayın Küçük, Sayın Dibek, Sayın Erbatur, Sayın Ersin,
Sayın Meral, Sayın Yazar, Sayın Ağyüz, Sayın Kaptan,
Sayın Hacaloğlu.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklamadan önce benim kısa bir söz
talebim vardı.
BAŞKAN
Yoklamadan sonra olmasının bir mahzuru var mı? Sistemi
kapatmışlar, yoklamadan sonra olabilir mi Sayın Vural?
OKTAY VURAL
(İzmir) Bu konuyla ilgili, yani ondan sonra
BAŞKAN
Tamam, düzeltelim, mikrofonu açalım.
Buyurun.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
10.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, TRTde 2007 yılında
siyasi partilere ne kadar yer verildiği sorularına TRTnin
verdiği cevaba ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet, teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, tabii, burada kürsüye çıkan hatipler
Biz soru
önergesiyle, TRTye, 2008 yılının başında, 2007
yılında ne kadar, siyasi partilere, yer verildiğini istedik, bu
da resmî cevap. TRT yayınlarının hangilerinde siyasi partilere
yer verildiğinin belirlenmesi tüm yayınların tek tek
taranmasıyla mümkündür. Bu durumda, hangi kanalda kaç kez
yayınlandığı bilinememektedir. diye cevap vermektedir.
Yani TRT, kanunu gereğince sağlaması gereken
tarafsızlıkla ilgili bilgileri bile tutmadığını
itiraf ediyor, Sayın Milletvekili de çıkıp Şuna şu
kadar saat verildi. Bizim sorumuza verdiği cevap bu.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Vural.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Ona kim verdi bir soralım!
III.-Y
O K L A M A (Devam)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.-
ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
3.-
(10/606), (10/515), (10/537) ile (10/689) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergelerinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun
3/2/2011 Perşembe günkü birleşiminde birleştirilerek
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri
kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yen alan, Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
komisyonları raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile benzer mahiyetteki 59 kanun teklifi ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk
ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağının;
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın; Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın;
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal
Anadolun; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin;
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün;
Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin;
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana Milletvekili
Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Geçen
birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının üçüncü bölümünde yer alan 67nci maddesi
kabul edilmişti.
Şimdi üçüncü
bölümde yer alan diğer maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
68inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır; önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 68'inci maddesinde yer alan
"4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş
sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52
nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik
sigortası primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile
aynı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamındaki sigortalıları"
ibaresinin,
"5510
sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(b) ve (c) bentleri, ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir
hizmet akdine dayalı olarak çalışmayan sigortalıları
ve üçüncü fıkrası, 5 inci, 6 ncı ve geçici 13 üncü maddeleri
kapsamında olan sigortalıları ile 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte
memur veya 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
tabi sözleşmeli statüde çalışan sigortalıları ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu, 2802 sayılı Hakimler
ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914
sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu, 233 ve 399
sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının
teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel
statüsünde çalışan sigortalıları ile 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde
çalıştırılan sigortalıları" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Sebahat
Tuncel Şerafettin
Halis
Batman İstanbul
Tunceli
Ufuk Uras Akın Birdal Hamit Geylani
İstanbul Diyarbakır
Hakkâri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 inci
maddesinde geçen "4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli
iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı
Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında
işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı
sigortalılar" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Oktay Vural
Konya Manisa İzmir
Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan Kadir Ural
Antalya Denizli Mersin
Mehmet
Ekici
Yozgat
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 68 inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
İzmir Malatya
Abdullah
Özer Mevlüt
Coşkuner
Bursa
Isparta
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Oyan, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
OĞUZ OYAN
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
değerli arkadaşlarım, bugün bu torba ya da çorba
tasarının İşsizlik Sigortası Fonuyla ilgili
hükümlerine geldik. Şimdi, bu tasarıyla işçinin haklarına
el atmak yetmedi, esnekleştirme, çalışma
koşullarının eğretileştirilmesi, çalışma
güvenliğinin geriletilmesi yeterli olmadı, 2008den bu yana, üç
yıldır İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerine el
koymanız ve işsizlere ödenen miktarın 2 katından
fazlasını bütçeye aktarmanız yetmedi. Şimdi,
karşımıza, işçinin kara gün dostu olan bu
İşsizlik Sigortası Fonunun kalıcı bir biçimde
kaynaklarını kurutacak ve fonu tam anlamıyla iktidarın
hizmetine sokacak bir düzenleme geliyor. Yani işçinin parasıyla,
işçinin üzerinden ve aslında gerek bireysel gerekse toplu
sözleşmelerde böyle bir fonun varlığı bir ücret
çekişmesi içinde ücretlinin aleyhine çalışıyor iken, birçok
ücretli bu nedenle asgari ücret düzeyine indiriliyor ve buradan da hak
kayıplarına uğruyor iken şimdi işçinin işsiz
günleri için bir güvence fonu olan, garanti fonu olan bir kaynağa da
Hükûmetiniz, İktidarınız el atmak niyetinde yani elini bu torba
yasayla torbanın içine sokmuş durumda. Kimin torbası?
Aslında işçinin cebine sokmuş, İşsizlik Sigortası
Fonuna elini atmış durumda. Bu nasıl bir
anlayıştır? Bu nasıl bir zihniyettir? Yani bu tam bir
sınıf iktidarı anlayışıdır, bu bir emek
düşmanı anlayışıdır aslında. Böyle bir
anlayışla bir ülke nasıl yönetilir, bir fon nasıl
yönetilir?
Değerli
arkadaşlarım, bu, aslında tabii bir başka açıdan da
bir sosyal hak toplumundan bir sosyal sadaka toplumuna geçişin bir
başka işaretidir. Yani bunun size birazdan örneğini
vereceğim. 2002den 2010a kadar 3,7 milyar lira işsizlere fondan
ödeme yapacaksınız ama bunun üçte 1inden fazlasını her
yıl Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı
Teşvik Fonuyla aktaracaksınız. Yani, hak olanı,
işçinin ücretinden kesilerek onun adına biriktirilen
kaynağı işçiye vermeyeceksiniz ve şimdi de fona el
atacaksınız, daha büyük miktarları bütçeye aktarmak üzere el
atacaksınız ama bunu yapmazken öbür taraftan çok görünür ve çok
partizanca, keyfî olarak kullanılan mekanizmaları devreye sokacaksınız.
Bunun adı değerli arkadaşlarım, sosyal devletin tahribidir.
AKP İktidarı, sosyal devleti tahrip eden bir tasarıyla yeniden
karşımıza gelmiştir.
Bakınız,
İşsizlik Sigortası Fonu Haziran 2000de oluşturuldu ve ilk
biriktirim süresinden sonra bu fondan ilk ödemeler Mart 2002den
başladı. Ne zaman iktidar oldunuz? Kasım 2002de iktidar
oldunuz. Yani bu fonun bütün uygulama dönemi AKP İktidarının
dönemiyle esas itibarıyla çakışmaktadır.
Dolayısıyla bu fonla ilgili kötü işleyişten sorumlu olan,
birinci derece sorumlu olan partinin adı Adalet ve Kalkınma
Partisidir. Nasıl adaletse bu? Peki, diyeceksiniz ki: Yasayı biz
yapmadık. Peki, çok güzel. Dokuz yıl yetmiyor mu bu yasayı
değiştirmek için? Dokuz yıl boyunca ne yaptınız bu
yasayı değiştirmek için? Dolayısıyla,
değiştirmemenin sorumluluğu sizdedir. Ha, bir başka
şey daha söyleyeyim: Şahsen benim iki yasama döneminde de, hem 22nci
hem 23üncü Yasama Döneminde bu fonun iyileştirilmesi konusunda
verdiğim yasa tekliflerini elleriniz havada reddettiniz.
Dolayısıyla sadece değiştirmemekle kalmadınız,
değiştirmeye dönük olumlu birtakım adımları da
kaynağında kestiniz, burada bunlara izin vermediniz. Bu
anlayış değerli arkadaşlarım, işçinin fonuna el
koyma anlayışıdır, işçiden kestiklerinizle memur
maaşı ödeme anlayışıdır, işçiden
kestiklerinizle bütçenin faiz giderlerini ödeme
anlayışıdır. Böyle bir anlayış ne sosyal devlete
ne de aslında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Oyan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 68 inci
maddesinde geçen "4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli
iş sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı
Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında
işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe bağlı
sigortalılar" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Sayın Ekici, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle, bugün Ostimde hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar dileyerek sözlerime başlıyorum.
Tasarının
68inci maddesi ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 46ncı maddesine bir cümle ekleniyor ve tasarıyla 5510
sayılı Kanunun 52 nci maddesinin birinci fıkrası
kapsamında işsizlik sigortası primi ödeyen isteğe
bağlı sigortalılar ile ek 6 ncı madde kapsamındaki
sigortalılar işsizlik sigortası kapsamına
alınmıştır. deniyor. Ancak bu yapılırken
İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanmak koşullarında
iyileştirme anlamında da bir değişikliğin
yapılmamış olduğunu görüyoruz.
Özellikle
isteğe bağlı sigortalıların İşsizlik
Sigortası Kanunu kapsamına alınmasını bir çelişki
olarak görüyoruz. Zira, isteğe bağlı sigortalıların
işi ve işini kaybetme gibi bir durumları söz konusu
değildir. Dolayısıyla, sistem dejenere edilmektedir ve fonun kötü
niyetle kullanılabilmesinin önü açılmaktadır. Bu konuda
amacın halis olduğunu düşünsek bile kanunun lafzı çok kötü
hazırlanmıştır. Bu kanun çok kötü
hazırlanmış, lafzı itibarıyla da, kastedilen ruhunu
yansıtmayacak derecede kötü hazırlanmış olması
münasebetiyle de gayeden uzaklaşıldığını
söyleyebiliriz. Zaten söz konusu fonun, İşsizlik Fonunun bu zamana
kadarki yapılan bütün uygulamalarda olabildiğince amacı
dışında kullanıldığı da sabittir. Son üç
yılda bu amaçla Mecliste çıkarılmış kanunlar durumun
net göstergesidir.
Değerli
arkadaşlar, işsizlik sigortası, işsizliğe başlı
başına bir çare olarak öngörülmüş bir sigorta sistemi
değildir. İşsizlik sigortası, işsizliğin
sonuçlarının telafisine yönelik olarak çalışır. Bu
nedenle işsizliğin önlenmesi ya da azaltılmasıyla
işsizlik sigortası arasında mutlak bir bağ kurmak, birini diğerinin
ön koşulu gibi kabul etmek sosyal güvenlik kavramına
aykırıdır. İşsizlik riski var olduğu içindir ki
sosyal güvenlik kapsamında zorunlu bir İşsizlik Sigortası
Fonunun kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. İşsizliğin
önlenmesi ya da azaltılması ekonomik politikaların, bireyler
üzerindeki etkilerinin onarılması ise sosyal güvenlik
politikalarının kapsamına girmektedir.
Değerli
milletvekilleri, büyük bir telaş ve panik havası içerisinde bu kanun
tasarısını görüşüyoruz. Kamuflaj malzemesi olarak elimize aldığımız
şeffaflığı iktidar tarafından ortadan
kaldırılmış olan bu torba yasanın -bizde buna torba da
denmez, buna harar yasa demek daha doğrudur; çuvalın, torbanın
büyüğüne harar derler bizde- içine doldurulmuş bazı
gelişigüzel hazırlanmış kanunlarla seçim arifesi giderek
bir kanunu çıkarma telaşındayız. Yaklaşık iki
buçuk yıldır gündemde olan ve AKP İktidarının
vatandaşımızı soktuğu ekonomik bunalımdan bir
parça çıkarmasını bizim de ümit ettiğimiz ve bu sebeple
desteklediğimiz bazı kamu alacaklarının yeniden
yapılandırılması konusu kalkan olarak
kullanılmaktadır. Alelacele ne varsa ekleyerek maalesef
adını bile ifade edemediğimiz bir ucubeyi hayata geçirmeye
mecbur ediliyoruz. Dolayısıyla daha ciddi çalışmak
zorundayız.
İşsizlik
Sigortası Fonunda bulunan hazır parayı amacı
dışında değerlendirmek için formüller bulmak yerine, AKP
Hükûmeti bugüne kadar keşke işsizliği asgariye indirecek
formülleri arayıp bulsaydı da bütün bunlara ihtiyaç olmasaydı
diyor, bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ekici.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 68'inci maddesinde yer alan
"4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş
sözleşmesi ile çalışanlardan 5510 sayılı Kanunun 52
nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında işsizlik sigortası
primi ödeyen isteğe bağlı sigortalılar ile aynı
Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamındaki sigortalıları"
ibaresinin,
"5510
sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(b) ve (c) bentleri, ikinci fıkrası kapsamında olanlardan bir
hizmet akdine dayalı olarak çalışmayan sigortalıları
ve üçüncü fıkrası, 5 inci, 6 ncı ve geçici 13 üncü maddeleri
kapsamında olan sigortalıları ile 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında olmakla birlikte
memur veya 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
tabi sözleşmeli statüde çalışan sigortalıları ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu, 2802 sayılı Hakimler
ve Savcılar Kanunu, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, 2914
sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanunu, 233 ve 399
sayılı kanun hükmünde kararnameler ile 190 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye tabi kamu kurum ve kuruluşlarının
teşkilat kanunlarındaki hükümlerine göre sözleşmeli personel
statüsünde çalışan sigortalıları ile 657 sayılı
Devlet Memurları Kanununa göre geçici personel statüsünde
çalıştırılan sigortalıları" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Geylani, buyurun efendim. (BDP sıralarından
alkışlar)
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
değişiklik önergemiz üzerine söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
Orta Doğuda, Afrikada değişim rüzgârlarının
estiği, Türkiyede de yoğun bir siyasi gündemin
yaşandığı ve tarihî derslerin
çıkarılmadığı günlerden geçiyoruz. Aynı zamanda,
yaşanan ağır ekonomik krizin ardından, toplumun yoksul,
emekçi ve ezilen kesimlerin sorunlarının en çok hissedildiği bir
dönemi de yaşıyoruz ve bugün Ankara sokaklarında torba
yasasının içine polis gazı dolmuş ve halkın,
emekçilerin yaşamı zehirlenmiştir. Geçmişten günümüze
emekçilerin yaşadığı sorunlar son yıllarda azalmak bir
yana, katlanarak artmıştır ve hâlen demokratik hak aramalar
polis copları ve biber gazlarıyla bastırılmaktadır.
Sekiz
yıldır iktidarda olan AKP Hükûmeti ulusal ve uluslararası
sermaye çevrelerinin beklentilerini bir bir yerine getirmekte, işçi ve
emekçilerin, yoksul halk kesimlerinin taleplerini görmezden gelmektedir.
İşsizlik,
yoksulluk ve bölgelerarası eşitsizlik her geçen gün daha da
artmış, bir yandan toplumun barış ve demokrasi özlemleri
ise her defasında hukuk dışı uygulamalarla
bastırılmıştır.
Hükûmet,
yıllardır uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalarla
emekçilerin, kadınların, gençlerin, kır ve kent
yoksullarının yaşamlarını giderek daha çekilmez hâle
getirmiş, bugünlerini ve geleceklerini karartacak politikaları
devreye sokmaktan geri kalmamıştır.
Sağlık,
eğitim ve ulaşım gibi temel kamu hizmetleri paralı hâle
getirilmiştir.
Yine,
özelleştirme ve taşeronlaştırma ile kamuda istihdam
parçalı hâle getirilmiş, sözleşmeli, esnek ve kuralsız
çalışma dayatılmıştır çünkü AKP Hükûmeti,
demokratikleşme ve toplumsal barış alanında toplumsal
kesimlerin beklentilerine yanıt olacak hiçbir pozitif adım
atmamıştır ve bu iradeyi gösterememektedir. Aksine, halkın
demokrasi ve özgürlük istemlerine inkâr, şiddet yöntemleriyle
karşılık vermiştir.
Bakınız,
KCK denilen davanın yandaş siyasi yargı sarmalında, yine
seçilmiş Kürt siyasetçilerinin tutuklanma ve yargılanma sürecinde
yaşananlar ibret vericidir. Kürt dilinin kabul edilmeyerek tek dil, tek
millet, tek kültür söyleminden kurtulunamamış olması Türkiyede
aslında hiçbir şeyin değişmediğini, AKPnin de
statükocu bir parti olduğunu ortaya koymaktadır.
Değerli
arkadaşlar, demin burada üç partinin benzeştikleri,
tekleştikleri, tam da bu kültürde uzlaştıklarının
tablosunu gördük. Bu tablo sergilendi ve onun içindir son otuz yıldır
Türkiye tekliyor, tekliyor, teklemeye devam ediyor. Yine, hiçbir dönemde
olmadığı kadar ifade özgürlüğü ve muhalif basın
üzerinde yoğun bir baskı ve zorbalık uygulanmaktadır. Son
dönemlerde kadın emekçilere yönelik çalışma yaşamında
ayrımcı uygulamalar, genel olarak kadına yönelen şiddet,
öldürme ve tecavüz vakalarının tam yüzde 1.400 artması
karşısında Hükûmetin hiçbir koruma önlemi almaması da
toplumda kaygıya neden olmuştur.
Değerli
milletvekilleri, karşı karşıya bulunduğumuz acil sorunların
çözümünün demokratik bir anayasadan geçtiğini her fırsatta
altını çizerek ifade ediyoruz. Yeni Anayasa
tartışılırken yıllardır ülkemizin
demokratikleşmesinin önünde engel olan tüm yasak ve
kısıtlamaları kaldıran bir anlayış
benimsenmelidir. Bu nedenle demokrasi, barış ve emeğe saygı
torba yasalarıyla değil, toplumun temel ihtiyacı olan demokratik
yasa ve yeni bir anayasayla olabilir. Ayrıca, bu kürsüde en
aykırı düşüncelerin ifade edilmesine saygımız var ama
hiçbir ırkçı düşünceye de saygı duymak mümkün
değildir.
Bu nedenle,
hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
69uncu madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 69 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah Özer Nevingaye Erbatur Oğuz Oyan
Bursa Adana İzmir
Madde 69-
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 48 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Ayrıca,
sigortalı işsizler ile Kuruma kayıtlı diğer
işsizlere; iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki
eğitim, işgücü uyum ve toplum yararına çalışma
hizmetleri verilir ve işgücü piyasası araştırma ve planlama
çalışmaları yapılır. Bu kapsamda yapılacak
giderler, İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi
olarak bir önceki yıl içinde Fona aktarılan prim gelirlerinin yüzde
otuzunu geçemez. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara
yönelik hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz. Bu
fıkraya ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 69 uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan
Akçay Oktay Vural
Konya Manisa İzmir
Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan Kadir Ural
Antalya Denizli Mersin Mehmet
Ekici
Yozgat
Madde 69- 4447
sayılı Kanunun 48 inci maddesinin yedinci fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Ekici, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 69uncu maddesiyle İşsizlik
Sigortası Kanununun 48inci maddesinin yedinci fıkrası
değiştirilmiş ve İşsizlik Sigortası Fonunun bir
önceki yıl prim gelirlerinin yüzde 30unun istihdamı artırmaya
yönelik politika ve tedbirleri uygulamak, iş gücünün istihdam
edilebilirliğini artırmak, çalışanların
vasıflarını yükselterek işsizlik riskini azaltmak gibi
birçok maddede özetlenebilecek amaçlarla kullanılmasına imkân
sağlanmaya çalışılmaktadır. Ayrıca, Bakanlar
Kuruluna da bu oranı yüzde 50ye kadar çıkarma yetkisi
verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, AKP İktidarı döneminde birçok fonun amacı
dışında kullanıldığı bilinen bir gerçektir.
Bu noktada bu fonun da aşamalı olarak kuruluş amacının
dışına çekilmeye
çalışıldığını söylemek mümkündür. Zira,
İşsizlik Sigortası Fonunun oluşturulma amacı, fona
prim ödeyenlerin kendi ihtiyaçları dışında işsiz
kalmaları hâlinde fondan yararlandırılmaları gerçeğine
dayanır ancak kanun tasarısında bu konuda bir düzenleme
yapılmamakta, fondan yararlanma koşulları aynı
bırakılmaktadır. Hâlbuki, önceliğin verilmesi gereken konu,
fona erişim ve fondan yararlanma konularının
iyileştirilmesi olmalıydı fakat bunu göremiyoruz. 2008
yılından bu yana İşsizlik Sigortası Fonu
kaynaklarının fonun kuruluş amacı dışında
kullanıldığını da dikkate alırsak bu sürecin
genişleyerek devam etmekte olduğunu görürüz.
Değerli
milletvekilleri, bu değişiklikten sonra işçi ve
işverenlerden tahsil edilen prim gelirlerinin yüzde 30una da el
konulabilecektir. Ayrıca, bu oran Bakanlar Kurulu tarafından yüzde
50ye kadar da artırılabilecektir. Çok net olarak
anlaşılmaktadır ki Hükûmet, öncelikle tepkiye yol açmasın
diye devlet katkısının yüzde 30una el koyma yetkisini
almıştır. İstihdamı artırmak için bunu
yaptığı yolundaki savunmasına fazla bir itiraz gelmeyince,
bu defa işçi ve işverenlerin hisselerinin yüzde 30una da el koymaya
kalkışmakta ve yüzde 50ye kadar varan artırma konusunda da
yetki almaya çalışmaktadır.
Böyle gidecek
olursa ve hak ettiği tepkiyi görmezse ve Hükûmet bu konuda daha bir
ilkeli, daha duyarlı davranmaya kalkışmazsa kısa süre
içerisinde fonun bütün kaynaklarının bitirilmiş olması
kimseyi şaşırtmamalıdır. Maalesef, Hükûmetin
uyguladığı günübirlik politikalar artık
alışkanlık hâline gelmiş ve doğruluğu
tartışılmadan birçok düzenleme olupbittiye getirilerek de
Meclisten çıkarılmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, AKP Hükûmetinin bizzat kendisince ve kendi mutfaklarında
hazırladıkları kanunlar yine kendi dönemlerinde defalarca
değişikliğe uğramıştır. Bu konuda
Çalışma Bakanlığının da çok üstün bir
başarısı vardır. Dolayısıyla, yeniden düzenleme
ihtiyacı duyurmayacak bir düzenlemeyle bu konuların Meclis gündemine
getirilmesi esas olmalıdır. Ama 68inci madde üzerinde de ifade ettim
ki maalesef bu konuda müthiş bir duyarsızlık vardır,
olupbittiyle projeler gelmektedir. Yapboz mantığıyla kanun
yapmak konusunda kimseyle yarışacak değiliz ama bu Meclisin
mehabetine uygun bir usul benimsenmesi gerekir. Hâlbuki, muhtemelen,
birtakım yerlerden servis edilen bu konular önce kamuoyunun gündemine
sızdırılıyor, nabız yoklanıyor, sonra da gelen
tepkilere, eleştirilere göre devam ediliyor veyahut dondurucuya
atılıyor. Bu usulle, gerçek hayatı görmeyerek, ekonomik verileri
çarpıtıp işimize geldiği gibi yorumlayarak, hayalî büyüme
rakamlarını bir balon gibi uçurarak ülkeyi idare etmek mümkün
değildir. Bunun artık herkes farkına varması gerekir. Oy
telaşıyla ve ciddiyetten uzak çalışmamamız gerekir. Bu
çatı altında hepimizin, içimize sinen ve toplumumuza fayda
sağlayacak kanunlar üzerinde çalışmamız gerektiğini
tekrar beyan ediyorum. Bu maddenin çekilmesinin ülke ve işçiler için ve bu
fondan yararlanacaklar için hayırlı olacağını
düşünüyor, bu konuda katkılarınızı bekliyor,
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 69 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve
arkadaşları
Madde 69-
25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası
Kanununun 48 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Ayrıca,
sigortalı işsizler ile Kuruma kayıtlı diğer
işsizlere; iş bulma, danışmanlık hizmetleri, mesleki
eğitim, işgücü uyum ve toplum yararına çalışma
hizmetleri verilir ve işgücü piyasası araştırma ve planlama
çalışmaları yapılır. Bu kapsamda yapılacak
giderler, İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
Bu giderlerin yıllık miktarı, işsizlik sigortası primi
olarak bir önceki yıl içinde Fona aktarılan prim gelirlerinin yüzde otuzunu
geçemez. Ancak, işsizlik ödeneğinden yararlanmakta olanlara yönelik
hizmetler için bu sınırlama dikkate alınmaz. Bu fıkraya
ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Oyan, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
OĞUZ OYAN
(İzmir) Efendim, şimdi bu önergeyle ilgili
konuşacağım. Biraz önceki önerge geçti ama bu daha kritik bir
önerge.
Bakın, ben
size önce, nasıl bir fon yönetimi, onunla ilgili birkaç rakam vereyim. Fon
2002den bu yana prim ödüyor. Biraz önce söyledim, işsizlik sigorta
ödeneği veriyor; 3,7 milyar lira işsizlere toplam ödeme. Kaç
yılda? 2002-2010 31 Aralığına kadar yani sekiz buçuk
yılda. Peki kaç kişiye ödeme yapmış? 2 milyon 95 bin
kişi işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanabilmiş.
Peki, anlık işsiz sayısı ne kadar? Şu an 2 milyon 850
bin civarında. Sekiz buçuk yılda siz sadece iki milyon işsize
ulaşıyorsunuz. Oysa şu an fotoğrafını
çektiğiniz işsiz sayısı 3 milyona yakın. Bu nasıl
bir fon o zaman, bu nasıl işçiye dönük bir fon? Bunu bize bir
anlatın. Şimdi, bu yetmezmiş gibi bu fona elimizi sokuyoruz,
oradan kaynakları alacağız ve böylece Artık bu fon
yetmiyor. deme imkânını elde edeceksiniz. Şimdiye kadar fon
bol. Vermiyorsunuz, şimdi E ne yapalım, fonda para kalmadı.
deme imkânını herhâlde elde edeceksiniz.
Şimdi,
bakın, kısa çalışma ödeneğini de katsanız, 369
milyon lira oradan da bir ödeme oldu kriz döneminde biraz, özellikle 2009da,
onu da katsanız 4 milyar 100 milyon gibi bir şeye
ulaşırsınız. Toplam fona girişler nedir?
Girişler, anapara artı faiz, 60 milyar 605 milyondan bahsediyoruz, 31
Aralık 2010. Yani yüzde kaçı işçiye gitmiş işsizlik
sigortası ve kısa çalışma ödeneği olarak? Yüzde 7 bile
değil. Yani nerede yüzde 93ü, 93ü nerede? Onun hesabını
vereyim size: Bütçeye aktarılan kaynak 9-10 milyar düzeyinde, yani
işçiye verilenin 2,5 katı bütçeye aktarılmış. GAPa
gittiği söyleniyor ve bakıyorsunuz, yarısı bile
gitmemiş GAPa. Yani öbür tarafı da bütçeye yama, demin dediğim
gibi. İşçiden kes, memura maaş öde; işçiden kes, borç faizi
öde.
Peki, kalanı
ne oluyor? Yani yüzde 17si de bütçeye kaynak. Yüzde 7si işçiye, yüzde
17si bütçeye. Peki devamı? Geriye hâlâ bir yüzde 75 var, o ne oluyor?
Geriye kalan 46 milyar liralık kaynak hazinenin borçlanması için
kullanılan bir kaynak. Hazine buradan vade uzatıyor. Ha, ayrıca
tabii, başka bakımlardan da şeyi makyajlıyor, yani bütçede
faiz dışı harcamalar rakamının millî gelire
oranını, oradan yarım puan düzeyinde yükseltme
imkânını elde ediyor. Yani IMFye falan, ele güne karşı da
Bak, biz o kadar da kötü değiliz. imkânı veriyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Borç stokunu da etkiliyor bu.
OĞUZ OYAN
(Devamla) - Şimdi, borç stoku ne oluyor? Yani uzun vadeli borçlanma
imkânı
İşçinin sırtından kamu borç vadesi
uzatıyor ve diyorsunuz ki: Bak, biz ne kadar başardık. Yani
uzun vadeli, beş yıllık tahvil
Kime satıyorsunuz beş
yıllık, on yıllık tahvili? Beş yıllık, on
yıllık tahvili piyasa mı alıyor? Hayır. Gene kamu
stokları, fonlarından gelen talep üzerine oluyor. Yani bu
aslında işçiye hakkını vermeden elde edilen bir şey.
Bakın,
şimdi burada, sizin yasa teklifinde, bu 69uncu maddede, bu fonun bir
önceki yılın prim gelirlerinin yüzde 30unu aktaran bir düzenleme
yapıyorsunuz ve üstelik de Bakanlar Kuruluna, bu yetmezmiş gibi yüzde
50ye kadar da arttırma
Aslında şunu anlamalıyız:
Gerçekte yüzde 50yi uygulayacaksınız. Yani böylece fonu gerçekten
çalışamaz hâle
Peki, burada bunu
niye yapıyorsunuz? Mesleki eğitim vesaire. O zaman ben size
şimdi sorayım. Hem 2002 birinci yasama dönemi hem ikinci yasama
döneminde ben kanun teklifi verdim ve bu teklifin bir maddesi de şuydu,
bakınız: Her yıl fon varlığının en az %
10unun Meslek Geliştirme, Edindirme ve Yetiştirme Eğitimi
Giderleri ile iş bulma danışmanlığı ve işe
yerleştirme hizmetleri giderlerine ayrılması amaçlanmıştır.
maddesini koydum. Bunları kim reddetti? Hükûmetin ve grubun yol
göstermesiyle AKP Grubu reddetti. Şimdi, bize bu mealde bir şey
getiriyor. Üstelik bir kriz geçmiş.
Değerli
arkadaşlarım, bu yazıktır. Yani böyle bir anlayış
olmaz, böyle bir yönetim olmaz. Bu aslında fon kaynaklarına el
koymaktan başka bir anlama gelmemektedir.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
70inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır. Önergeler aynı mahiyettedir, okutup
birlikte işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 70inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Sebahat
Tuncel Şerafettin
Halis
Batman İstanbul Tunceli
Ufuk Uras Akın Birdal Hamit Geylani
İstanbul Diyarbakır Hakkâri
Diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Oktay Vural
Konya Manisa İzmir
Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan Kadir Ural
Antalya Denizli Mersin
Beytullah
Asil
Eskişehir
Diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah Özer Nevin Gaye Erbatur Ergün Aydoğan
Bursa Adana Balıkesir
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergelere katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Bengi Bey, kim konuşacak?
BENGİ YILDIZ
(Batman) Sayın Birdal.
BAŞKAN
Akın Bey, buyurun.
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Yasa Tasarısının 70inci
maddesindeki değişiklik önerisi üzerine söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Bu 70inci
maddede bizim gerekçemiz bu değişiklik ile isteğe
bağlı olarak sigorta primlerini yatıran ve çalışmayan
kişilerden işsizlik sigortası zorunlu tutularak prim
alınmasının yasanın özüne aykırı olması gerekçesiyle
önüne geçilmesi amaçlanmıştır. İşsizlik
sigortası, çalışan ya da çalışmak isteyip de iş
bulamayan kişilerin işsiz kalmaları durumunda ödenek
sağlayan bir sigorta olmasından ötürü isteğe bağlı
sigortalıları kapsamamaktadır. Bu nedenle, isteğe bağlı
sigorta yaptıranlardan işsizlik sigortası kesintisi
yapılması yasanın özüne uygun olmayacaktır.
Şimdi,
birçok uygulamalardan görüldüğü gibi hukuk devleti niteliğinden
uzaklaşılmaktadır. Şimdi, bu yasayla sosyal devlet
niteliğinden de uzaklaşılıyor. İnsan hak ve
özgürlüklerinin evrim sürecinde kabul edilen, ikinci kuşak diye
adlandırılan haklar ve özgürlükler, ekonomik, sosyal ve kültürel
haklardır ama tabii bu hakların ve özgürlüklerin evrenselliği
kadar birinin yerine diğerinin konulmazlığı ilkesi de önemlidir.
Örneğin,
biz, günlerdir burada, işte, yaşam hakkı, kişi
güvenliği ve özgürlüğü, düşünce ve basın özgürlüğü,
cezaevlerinde insan haklarına dayalı düzenlemeler getiriyoruz ve
bunlar, gerçekten, insanın, insan olmaktan kaynaklanan devredilmez, vazgeçilmez
hakları ve uluslararası hukukla da güvence altına
alınmıştır. Ama şimdi başka bir şey var:
Yine, Birleşmiş Milletler çerçevesinde çıkarılan, ikizler
diye adlandırılan uluslararası sözleşmelerden bir tanesi de
ekonomik, sosyal ve kültürel haklardır ve Türkiye sonunda bunu da
imzalayıp taraf olmuştur.
Şimdi, ne
yazık ki burada sosyal devlet niteliğinden
uzaklaşıldığının ve hukuk devleti
niteliğinden uzaklaşıldığının bugün
fotoğrafını başkentte gördük. Örneğin günlerdir bu
torba yasasının çalışanların yararına
olmadığı, onları daha da
yoksullaştıracağı bilinen bir olgu. Burada muhalefet bunu
günlerdir dile getiriyor. Elbette ki demokrasilerde Parlamento
dışındaki muhalefet de kendisini ifade edecektir, ifade
edebilmesinin kanalları nedir? Demokratik barışçıl
eylemlerdir, imza kampanyalarıdır, gösterilerdir, yürüyüşlerdir
ve şimdi, Türkiyenin dört bir yanından DİSK, KESK, TMMOB ve
TTBnin üreticileri ve temsilcileri geldiler ve Parlamentodan da muhalefet milletvekilleri
olarak Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ve bizler de oradaydık. Ee,
şimdi, bize Yürüyemezsiniz. diyorlar. Muhatap neresi? Örneğin, emek
güçleri, demokrasi güçleri sorunlarını, bu torba yasasına
ilişkin kaygılarını dile getirecekler ve burada yasama
olarak da elbette ki yüce Meclise dilek ve önerilerini sunacaklar.
Şimdi, neden
Türkiye Büyük Millet Meclisine yürütmüyorsunuz? Gelecekler ve Türkiye Büyük
Millet Meclisinde sorunlarını bir heyet olarak, bir paket olarak dile
getirecekler, isteklerini dile getirecekler. Bakın, bütün taraf
olduğumuz ülkelerin parlamentolarının önünde, böyle iki
kilometre önünde barikat kurulmuyor. Gidin parlamento
kapılarının hepsinde bir gösteri vardır demokratik, insan
hakları, kadın örgütleri, emek örgütleri, çevreciler ve farklı
olanlar, ötekiler. Hiç kimse de polis zoruyla bunları
uzaklaştırmıyor ve ne istediklerini soruyorlar ve metinlerini
alıyorlar, genel kurullarına götürüyorlar ve gerçekten bütün iktidar
ve muhalefetiyle yapılabilecek olanları yapmaya çalışıyorlar.
Şimdi, bu
anlayış nedir? Örneğin, bakın, şimdi, 50 bin
kişilik orada emekçilerin haklarını ve özgürlüklerini
gasbederken burada başka bir şey var. Güvenlik güçlerine, savunma
harcamalarına ayrılan para. Şimdi, 116 tane yeni savaş
uçağı alınıyor, 50 bin kişilik özel ordu
oluşturuluyor. 2008 ve 2009 yılında da AKP İktidarı
döneminde de 2008de 578 milyon dolar silahlanmaya para harcanıyor,
2009da da 675 milyon dolar para harcanıyor silahlanmaya ve
arkadaşlar, değerli milletvekilleri, 2009 yılında en fazla
silahlanmaya para harcayan 10uncu ülke Türkiye oluyor.
Teşekkürler
Sayın Başkan.
Saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Birdal. Sayın Asil, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 70inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İşsizlik,
geçmişte olduğu gibi, günümüzde de ülkemizin en önemli meselesi.
İşsizlik, ülkemizin kalkınma ve gelişmesi önündeki en büyük
engel. İşsizliği ortadan kaldıracak veya kabul edilebilir
seviyelere çekecek plan, program ve yasalara ihtiyaç var. İşsizlikle
mücadele kaçınılmaz. Mücadele ederken eğitim sisteminin yeniden
organizasyonundan yeni istihdam alanlarının yaratılmasına
kadar birçok alanda kökten değişimlerin gerçekleştirilmesi
gerekiyor. Bunun için de işsizliğin nedenleri cesaretle,
derinlemesine araştırılarak çözüm yollarının ortaya
konması gerekiyor. O zaman niçin ortaya konulmuyor? İşte, bugün
en az işsizlik kadar tehlikeli olan bu durumun üzerinde durmak istiyorum,
konuya başka bir pencereden bakılmasına yardımcı olmak
istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, ne yazık ki meslek kuruluşları, üniversiteler,
ilgililer, bunlardan bazıları Hükûmeti gücendirmemek,
bazıları politik davranma adına, bazıları da
korktuklarından iç kullanım için dahi olsa objektif
araştırma yapılmasını desteklemiyor, bildikleri
doğruları söylemeye cesaret edemiyor, cesaret edenler de ya
hapsediliyor ya da ekonomik anlamda vergi incelemeleri, vergi cezaları
tehditleriyle susturuluyor. Sorunlar ortaya konamıyor. Sorun tespit
edilemeyince de çözüm düşünülmüyor. Bu durum işsizliğin
artmasına, meselenin kronikleşmesine neden oluyor. Böyle olunca da
sorunun çözümü her geçen gün biraz daha zorlaşıyor. Bundan belki
Hükûmet incinmiyor, Başbakan mutlu ediliyor, ilgili kurumların
başındakiler de koltuklarını koruyor, vergi
cezalarından kurtuluyor, bertaraf edilmiyor ama rekabet gücü kısıtlanan
ekonomi feci şekilde etkileniyor. İşsiz kalan aile reisleri,
işsiz babanın çaresiz evlatları sosyal sorunları da
derinleştiriyor. Önümüzde zorlu günler var. Olaylar daha da incitici hâle
gelebilir. Şikâyet ve tespit yanında biraz cesaretle gerçekleri
araştırmalıyız, öğrenmeliyiz ve
uygulayıcıları uyarmalıyız. 2008 kriz döneminin birkaç
çeyreği hariç kesintisiz süren bu büyümeye rağmen, işsizlik
sorununa kalıcı çözümler bulunamaması bunun en büyük
göstergesidir.
Değerli
milletvekilleri, aile reisinin işsiz kalması sadece o ailenin
yoksullaşmasıyla kalmıyor, Anayasamızın işaret
ettiği, Türk toplumunun temelini teşkil eden aile kurumunun giderek
zayıflayarak dağılmasına da yol açıyor.
İşsiz kalan aile bireylerinin, sahte vaatlerle terör örgütlerinin,
kapkaççıların, uyuşturucu kaçakçılarının
kucağına düşmesi kolaylaşıyor. Bu durum da genelde
ülke güvenliğini ve huzurunu tehdit ediyor. İşsizlik sonucu
ortaya çıkan yoksulluk ve açlık iç göçü de beraberinde getiriyor.
Büyük kentlerde görülen ahlaki yozlaşma değerler sistemimizi altüst
ediyor. Sonuçta kaybeden ülkemiz oluyor, kaybeden ülke insanımız
oluyor. Tüm sektörlerde etkisini olumsuz hissettiren işsizlik, bizi
gelişmiş Avrupa ülkelerine karşı zayıf ve çaresiz
duruma düşüren genel bir ülke sorununa dönüşüyor.
O hâlde, zaman
kaybetmeksizin, hepimizi ilgilendiren bu soruna milletçe sahip
çıkmalıyız. Babaların işsiz kalmadığı,
çocukların bundan etkilenmediği, doğru söyleyenlerin hapiste,
dalkavukların işbaşında olmadığı, ülkenin
bütünü için harcanması gereken kaynakların yandaşların
zenginleşmesine harcanmadığı bir gelecek dileğiyle
yüce heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Aydoğan. (CHP sıralarından alkışlar)
ERGÜN
AYDOĞAN (Balıkesir) Sayın Başkan, yüce Meclisin
değerli üyeleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
Tasarının 70inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; kendi iradesi dışında
isteğe bağlı sigorta olmak zorunda olan sigortalıların
yüzde 1 ve yüzde 2 pay ödemesini getiren bu düzenlemenin
kaldırılmasını istiyoruz. Bu verdiğimiz önerge bununla
ilgili.
Değerli
milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; biz Cumhuriyet Halk
Partisi olarak ülkemizdeki sorunları gündeme getirdiğimizde, dokuz
yıldan beri ülkemizi yöneten siz değerli AKP milletvekilleri de
ülkemizde var olan sorunların olmadığını ve
sorunların bittiğini söylüyorsunuz.
Değerli
arkadaşlarım, döneminizde çıkarılan Sosyal Güvenlik Kanunu
çalışanları ve emeklileri ciddi anlamda mağdur etmektedir.
Dokuz yıla giren devri iktidarınızda var olan sorunları
çözmek yerine, sorunlara yeni sorunlar eklediniz, çalışma
şartlarını zorlaştırdınız, emekliliği
zorlaştırdınız, emeklinin gelirine göz diktiniz,
işsizliği kronik hâle getirdiniz, işsizliği
artırırken işsizlik parası almayı imkânsız hâle
getirdiniz. Devri iktidarınızda bunlarla sınırlı
kalmadı, İşsizlik Fonunda biriken paraya göz diktiniz. İşsizlik
nedeniyle evine ekmek götüremeyen, çocuğunun ihtiyacını
karşılamakta zorlanan işsizlerin hakkına AKP
İktidarı olarak el koydunuz.
Görüştüğümüz
torba, harar, çuval veya çorba
tasarı da sorunları maalesef çözmüyor. Amacınız,
sorunları çözmek olmadığı gibi, mağdur ettiğiniz
kitlelere seçim mesajı vermektir.
İktidarınız
ve Sayın Başbakan ülkemizin sorunlarını bıraktı
başka ülkelerin sorunlarını çözmeye talip oldu,
Başbakanlık yetmedi BOP Eş Başkanı olmanın
gereğini yapmaya başladı, ülkemizdeki demokrasi ve hak
taleplerini görmezden gelirken Mısırdaki olaylarda demokrasi kahramanı
oldu. Mısır yönetimine diyor ki: Halkın demokrasi taleplerine
kulak ver. Halkı mağdur etme. Dün akşam da AKP Grup Başkan
Vekili Sayın Canikli Orta Doğu Başbakanı izliyor. dedi.
Orta Doğu Başbakanı izliyor ama Türkiyedeki halk da izlemek
istiyor, Türkiyedeki halk perişan ve mağdur.
Peki,
Mısır halkının demokrasi talepleri önemli,
saygıdeğer de ülkemiz halkının hak ve demokrasi taleplerini
niye göz ardı ediyorsunuz? Mısırdaki halkınki hak talebi
olurken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkını aramaya
başladığında niye üzerine copla, tankla, biber gazıyla
gidiyorsunuz? Mısırdaki halkın demokrasi talebi hak da Türkiye
Cumhuriyetindeki vatandaşlarımızın demokrasi talebini niye
hak olarak görmüyorsunuz? Bugün çıkarılmak istenen Çorba
tasarıda hak mağduru olacaklarını bilen, kaybolacak
haklarına sahip çıkmak isteyen halk kitlelerine uygulanan baskı,
şiddet, insanlık dışı uygulama
Hedef koyduğunuz
ileri demokrasi bu olmamalıdır. Temel hak ve özgürlüklerden
anladığınız, hakkını arayanların
hakkını gasbetmek olmamalıdır. Size biat edilmesi midir,
buyruk ve emirlerinize uyulması mıdır ileri demokrasiden
anladığınız? Sayın Başbakanın veya AKP
İktidarının toplantılarında, o bölgede
aldığınız bilgilere dayalı, hiçbir eyleme
katılmayan insanları gözaltına almak mıdır ileri
demokrasi? İleri demokrasi dediğiniz bu insanlık
dışı uygulama hangi demokratik Batı ülkesinde vardır?
Siz demokrasiyi amaç değil, araç görüyorsunuz ve maalesef halkın
taleplerini de amacınıza araç ediyorsunuz. Değerli
arkadaşlarım, ileri demokrasi hedefinden
anladığınız, hak talep eden, hakkını arayan
insanların hakkını yok sayarak devri iktidarınızda
baskı, zulüm, şiddet ve tehditle kitleleri susturmaktır bugün de
Ankarada olduğu gibi. Bu uygulamanın hangi ileri demokraside
örneği var? Türkiye'nin değişik yerlerinden, kaybolan
haklarını aramak için gelen insanların üzerine tankla, biber
gazıyla gitmek hangi Batı demokrasisinde var? Ama AKP diyorsa ki
Benim ileri demokrasi anlayışım budur., bunu da
halkımızın görmesini diliyorum.
Kendi iradesi
dışında işsiz kalacakların primini artıran bu
önerinin kabul edilmesini diliyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aydoğan.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN
Önergelerin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır.
Sayın
İnce, Sayın Özyürek, Sayın Oksal, Sayın Öztürk, Sayın
Baratalı, Sayın Koçal, Sayın Köse, Sayın Ekici, Sayın Okay,
Sayın Süner, Sayın Özer, Sayın Keleş, Sayın
Pazarcı, Sayın Emek, Sayın Özkan, Sayın Erbatur, Sayın
Tütüncü, Sayın Soysal, Sayın Aydoğan, Sayın Sönmez,
Sayın Öztürk, Sayın Seyhan, Sayın Hacaloğlu.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Birlikte işleme aldığım önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.18
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.31
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi,
tasarının 71inci maddesi üzerinde üç önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 71 inci
maddesinde geçen koşullarını ibaresinin
şartlarını şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa Kalaycı Erkan Akçay Oktay Vural
Konya Manisa İzmir
Nevzat Korkmaz Alim Işık Beytullah Asil
Isparta Kütahya Eskişehir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 71inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 71- 4447
sayılı Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan , hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az
600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik
sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120
gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış ibaresi hizmet
akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 200 gün
sigortalı olarak çalışmış şeklinde
değiştirilmiştir.
Bengi
Yıldız Sebahat
Tuncel Şerafettin
Halis
Batman İstanbul Tunceli
Ufuk Uras Akın Birdal Hamit Geylani
İstanbul Diyarbakır Hakkâri
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 71inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah
Özer Nevingaye Erbatur
Bursa Adana
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Baratalı, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT BARATALI
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz torba tasarının 71inci maddesi
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi önergesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz torba yasa tasarısına
karşı tepkiler gün geçtikçe artıyor. Emek örgütlerinin, 3
Şubat, yani bugün, Meclisin etrafını çevreleyerek
gerçekleştirecekleri torba yasa eylemi için süreç başlamış
ve devam ediyor. Yalnızca DİSK, KESK, TMMOB değil, Hükûmete her
koşulda destek olan Hak-İş bile bu tasarının
karşısında ama son derece demokratik olan bu isteme
karşın antidemokratik eylemler sıralanmaya başladı,
bugün hep beraber gördük.
Ankara Valisi,
kanunsuz olduğunu ileri sürdüğü bu gösteriye izin vermeyeceğini
ve vermediğini söylemiş bulunmaktadır. Kendisini iyi
tanıyorum, devletin valisi olduğunu biliyorum ama kendisine bir soru
sormak istiyorum: Hak aramanın, sesini demokratik bir şeklide
duyurmaya çalışmanın neresi kanunsuz?
Öte yandan,
işçiler akın akın Ankaraya yürüyor ama Hükûmetin ve AKPnin bu
yürüyüş umurunda bile değil çünkü irade tek ve belli, yasamada,
yürütmede, yargıda da irade belli; bu irade sadece bir kişinin
iradesi, Sayın Başbakanın iradesi. Oysa, daha önceki gün,
Sayın Başbakan Halkı dinle. diyerek Mübareke öğütler
sıralıyordu, Mısır için daha fazla özgürlük ve demokrasi
tavsiyesinde bulunuyordu. Gerçi, bugün, Sayın Mübarek, bu işlere
karışmamasını, burnunu sokmamasını söyledi ama
değerli arkadaşlar, insan önce kendi ülkesine bakar. Sayın
Başbakanının bu yaptığına Ele verir talkını, kendi yutar
salkımı. derler sayın milletvekilleri.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Ne alakası var?
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Onun için, bu ne demektir? Ben size izah etmeye
çalışıyorum. Kendisinin inanmadığı ve
yapmadığı bir şeyi başkasına söyletmesi
şeklindedir.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Hikâye mi anlatıyorsun?
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Bence, Sayın Mübareke öğüt vereceğine, önce kendi
halkının sesine kulak vermesi gerekiyor. İşçiden,
emekliden, öğrenciden kaçmanın bir anlamı yok. Hukuktan,
yargıdan ve demokrasiden de korkmanın bir anlamı yok çünkü
korkunun ecele faydası olmaz Sayın Milletvekili. Amaç belli, AKP ve
oligarşisi içinde yeni bir demokrasi oyunu oynamak ve yine de torba
yasada, Anayasa Komisyonunda bu tür şeyleri yaşatarak rejimi belirli
bir şekilde, parlamenter demokrasiden daha değişik bir demokrasi
biçimine -eğer demokrasi denecekse- çevirmek yani başkanlık
sisteminin, yani tiranlığın, yani faşizmin temellerini
atmaktır ancak, baskı, gözaltı, yıldırma ve susturma
had safhada olduğu için, bu tür yöntemleri deneyen liderler, bugüne kadar,
her yerde olduğu gibi, tarihin karanlığına
gömülmüşlerdir, isterseniz örnekleri var, ben size bu örnekleri de
anlatabilirim. Allah Türkiyeyi korusun diyorum ama bütün bu tür hevesler hep
tarihe gömülmüşlerdir.
Değerli
milletvekilleri, bugün, eğer ülkemiz Tunus ve Mısır gibi
kaynamıyorsa, İslam âlemi için bir örnek gösteriliyorsa bu,
cumhuriyet, laik, demokrasi şeklinde yönetildiği içindir.
Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri; bugün, her şey büyük bir
sarsıntı içinde ancak Anayasa Mahkemesi, YÖK, HSYK, üniversiteler
gibi, buradan ifade ediyorum, devletin temel kurumları nabza göre
şerbet verirse bir müddet sonra bu rüzgâr fırtınaya,
sarsıntıya ve zelzeleye dönüşür, öncelikle bunu yapanlar bunun
altında kalırlar.
Sayın
Başbakana ve size sesleniyorum, özellikle zatıalinize
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Yazılı ver.
BÜLENT BARATALI
(Devamla) - Aynaya bakın, kendinize gelin, antidemokratik uygulamalarla
halkın sabrını zorlamayın.
Bu
düşüncelerle, hiçbir iyileştirme sonucu doğurmaması
nedeniyle maddenin tasarı metninden çıkarılmasını
takdirlerinize sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Tasarının geri kalanına katılıyor musun?
BAŞKAN
Arkadaşlar, sakin olalım.
Sayın Kurt
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Buyurun Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sakin olalım.
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Ben sakinim, merakımı gidermeye
çalışıyorum.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama istiyorum.
BAŞKAN
Sayın İnce, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın
Baratalı, Sayın Koçal, Sayın Özer, Sayın Sönmez, Sayın
Süner, Sayın Güner, Sayın Pazarcı, Sayın Emek, Sayın
Özkan, Sayın Erbatur, Sayın Dibek, Sayın Aydoğan,
Sayın Köse, Sayın Ünsal, Sayın Okay, Sayın Ekici,
Sayın Kaptan.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 71inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 71- 4447
sayılı Kanunun 51 inci maddesinin birinci fıkrasında yer
alan , hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az
600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik
sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120
gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış ibaresi hizmet
akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 200 gün
sigortalı olarak çalışmış şeklinde
değiştirilmiştir.
Bengi
Yıldız (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Tuncel, buyurun efendim.
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; madde
üzerine verdiğimiz değişiklik önergesine ilişkin,
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu, bu
torba yasa başladığı günden bugüne, burada demokratik bir
ortamın olmadığını, eşitlikçi bir
yaklaşımın olmadığını, bu yasanın
çekilmesi gerektiğini ve yeniden düzenlenerek buraya gelmesi
gerektiğini hep ifade ettik. Sanırız, iktidar partililer ve
Sayın Bakan, burada sadece formaliteyi yerine getirmek üzere duruyor,
dinliyor mu bilmiyoruz ve işçinin, emekçinin hakkını gasbeden bu
yasa, bu eşitsizlik yasası devam ediyor.
Sayın
milletvekilleri, demokratik ülkelerde, yasal düzenlemeler yapılırken
üç temel şeye dikkat ediliyor: Eşitlik, özgürlük ve adalet. Bu üç
temel nokta eğer aşınıyorsa buradan demokratik bir yönetim,
demokratik bir anlayışın çıkması mümkün değildir.
Bugün, bu torba yasada, en temel şeylerden birisi, eşitlik de
özgürlük de adalet de ihlal edilmektedir. Gerçi, bu Meclis tablosuna
baktığımızda Türkiye'nin ne kadar demokratik olduğunu
görebiliyoruz, tartışma düzeylerinden, birbirine karşı
tahammülden, bunu çok net olarak görüyoruz. Demokrasi, sadece birilerine göre
değildir, bütün siyasi partilerin de demokrasiyi temel bir dayanak olarak
ele alması gerekiyor, eşitlik ve özgürlük
yaklaşımını kendi partilerinin temel politikası hâline
getirdiğinde, o zaman bu ortamda demokratik tartışmalar
olabilir.
Sayın
milletvekilleri, demokrasinin altını oyan temel noktalar
milliyetçilik, cinsiyetçilik, bilimcilik, dincilik; bunlar çok önemli
noktalardır. Eğer bu konularda milliyetçilik yapılacaksa,
cinsiyetçilik yapılacaksa, bilimcilik ya da dincilik yapılacaksa bu
ortamda demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Her şeyi demokratik
ve bilimsel olarak ele almak gerekir. Bu yasa tasarısı
hazırlanırken de ne yazık ki buna dikkat edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, biz verdiğimiz bu önergeyle İşsizlik Fonunda
biriken paraların gerçekten amacına uygun
kullanılmasını öngörüyoruz. Bu fon toplanıyorsa, bu fonda
biriken paralar da işsiz olanlara verilmelidir. Altı yüz gün çok uzun
bir süredir, bunun iki yüz güne indirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bugüne kadar
İşsizlik Fonundan harcanan paralara bakalım:
İşsizlere verilmemiş. İşsizlik Sigortası Fonu
emekçilerden çok hazineyi fonlamak için görüldü ve Hükûmet için yeni bir rant
alanı oluşturdu. 1 Ağustos 2009 tarihinde çıkarılan
yasa ile AKP fonun hazine tarafından kullanılmasının önünü
açmıştır. Çıkarılan yasada 2012ye kadar
kullanılması garantiye alınmıştır, yani 2012ye
kadar bu İşsizlik Fonundaki paralar, işçilerin
dışında başka alanlarda kullanılabilecek.
İşsizlik Fonunda 2010 yılı sonunda toplam 60,6 milyar TL
bütçe oluşturulurken, GAPa kullanılan miktardan sonra 45,9 milyar TL
kalmıştır. Yani fonun yüzde 25i GAP için
kullanılmıştır, AKP Hükûmeti en azından bunu iddia
ediyor. Dolayısıyla, GAPın durumu ortadadır.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre, 2010
yılının ilk on ayında İşsizlik Fonundan 4 milyar
437 milyon 601 bin 774 TL kullanılmıştır. Aslında bu
miktar amacı dışında kullanılmıştır.
Çalışma Bakanlığı bu miktardan 3 milyar 172 milyon 996
bin 781 TLsini GAPa, 685 milyon 697 bin 11 TLsini işsizlik
ödeneğine, 41 milyon 172 bin 225 TLsini kısa çalışma
ödeneğine, 338 milyon 443 bin 445 TLsini aktif iş gücü
programlarına, 20 milyon 900 bin 132 TLsini Ücret Garanti Fonu giderine,
178 milyon 392 bin 179 TLsini diğer giderlere olmak üzere on ayda toplam
4 milyar 437 milyon 600 bin 770 TL gider gerçekleştirdiğini
bildirmiştir.
Şimdi, bu
tablo bile, bu rakamlar bile, aslında, bu İşsizlik Fonunun yeni
bir rant alanına dönüştüğünü, AKP İktidarının tam
da o başta söylediğimiz eşitlik ve adalet ilkesini kendi
çıkarı için, kendi lehine kullandığını
gösteriyor. O yüzden bugün emekçileri bu Meclise almadı. Biz daha önce
sormuştuk, emekçiler gelmeden önce: Sayın Bakan
karşılayıp onları dinleyecek mi, yoksa polisle mi
karşılayacak, gazla, copla mı? İkincisi oldu. Biz bunu
biliyorduk ama biz beklerdik ki Sayın Bakan karşılasın ve
Ne istiyorsunuz, talebiniz ne, bunu dinleyelim, düzeltelim. desin ama ne yazık
ki olmadı.
Teşekkür
ederim. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 71 inci
maddesinde geçen koşullarını ibaresinin
şartlarını şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Asil, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 71inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önergede söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu vesileyle işsizlik sorununa başka bir pencere
açmak, işsizlik meselesinin en önemli nedenlerinden biri olan ara
malı ithalatındaki yüksek artışın üzerinde durmak ve
dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ara malı, bir malın üretiminde ne ilk
aşamada kullanılan ne de son ürün olan maldır. Ara mal,
başka bir malın üretiminde girdi olarak kullanılmak üzere
üretilir.
TÜİK ve
Gümrük Müsteşarlığı iş birliğiyle
oluşturulan 2010 yılına ilişkin dış ticaret
verilerine göre ithalatın yüzde 70,8ini oluşturan ara malı
ithalatı 2010 yılı Ocak-Aralık döneminde yüzde 31,9
artışla 131 milyar 400 milyon dolara yükseldi. Aynı dönemdeki
ihracatımız ise sadece 113 milyar 900 milyon dolar. 2010
yılında gerçekleşen ihracat, ara malı ithalatını
dahi karşılamaktan uzaktır.
Bugün Montaj
sanayisi kuruldu. diye eleştirilen günlerden daha kötü durumdayız.
Acı olan da ne biliyor musunuz? O gün sanayimiz gelişmemişti,
mecburiyetten parçaları ithal edip, birleştirip satıyorduk.
Bugün ise bu parçaların pek çoğunu yapabildiğimiz hâlde
yapısal sorunlar, enerji maliyetlerinin yüksekliği, finansman ihtiyacının
uygun şartlarda çözülememesi, yanlış uygulanan teşvik
politikaları, istihdam üzerindeki yüksek vergiler, kur politikaları,
navlun ücretlerinin yüksekliği gibi nedenlerle kurulu gücümüz çalışmıyor
veya düşük kapasite ile çalışıyor.
Tesislerimizi bir
bir kaybediyoruz. Önümüzdeki süreçte yatırım teşvik
politikalarını oluştururken işsizlik meselesini çözmek,
işsiz insanlara iş bulmak istiyorsak, refah düzeyini artırmak
istiyorsak sanayide kullanılan ithalat ara malı
artışını önleyecek, kendi tesislerini
çalıştıracak formülü ortaya koymak zorundayız. Eğer
bunu ortaya koyamazsak önümüzdeki dönemde işimiz daha da zorlaşacak.
Yapılan bir araştırma sonucunda 131 milyar
400 milyon dolarlık ara malı ithalatının çok büyük bir
bölümünü ülke sınırları içinde üretebilme kapasitesine sahibiz.
Kurulu kapasitemiz buna yeterli, geri kalan kısmını da küçük
desteklerle üretme potansiyeline sahip olan bir ülkeyiz. Rakamlar ortada.
Kurulu gücümüzü kullanamıyorsak, yeni bir yatırım yapamıyorsak
işsizliği nasıl çözeceğiz?
Değerli
arkadaşlarım, elinizi vicdanınıza koyun ve bu soruları
kendi vicdanınızda cevaplayın. Sekiz yılı
aşkın iktidarınızda TÜPRAŞı
özelleştirdiniz, Erdemiri özelleştirdiniz, bunun gibi istihdam
sağlayan kurumların pek çoğunu özelleştirdiniz. Peki,
TÜPRAŞ büyüklüğünde, Erdemir büyüklüğünde bir yatırım
niçin yapmadınız? Patronların karşısında otomotiv
sanayisi üzerinde şov yaptınız. Niçin sekiz yılı
aşkın iktidarınızda yüzde 100 Türk malı olan bir
otomobil fabrikası kurmadınız? Yoksa
yandaşlarınıza aktardığınız
kaynağı milletimize aktarırsanız desteği kaybetmekten
mi korktunuz?
Değerli
milletvekilleri, önceki konuşmamdaki temennileri tekrarlayarak
konuşmamı bitirmek istiyorum: Babaların işsiz
kalmadığı, çocukların bundan etkilenmediği, doğru
söyleyenlerin hapiste, dalkavukların işbaşında
olmadığı, ülkenin bütünü için harcanması gereken
kaynakların yandaşların zenginleştirilmesine
harcanmadığı bir gelecek dileğiyle yüce heyetinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Asil.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
72nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır. Son iki önerge aynı mahiyettedir,
birlikte okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 72nci
maddesinde geçen ödeneğinden faydalanırken ibaresinin,
ödeneğini almakta iken şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan Akçay Nevzat Korkmaz
Konya Manisa Isparta
Alim
Işık Mehmet
Akif Paksoy Oktay Vural
Kütahya Kahramanmaraş İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
72nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Sebahat
Tuncel Şerafettin
Halis
Batman İstanbul Tunceli
Ufuk Uras Akın Birdal Hamit Geylani
İstanbul Diyarbakır Hakkâri
Diğer önerge sahipleri:
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah Özer Mevlüt Coşkuner Fehmi Murat Sönmez
Bursa Isparta Eskişehir
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Sönmez, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
FEHMİ MURAT
SÖNMEZ (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
606 sıra sayılı Yasa Tasarısının 72nci maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ben, öncelikle,
Başbakanın, bugün Kızılayda sesini duyurmaya
çalışan işçilerimize kulak vermesini dileyerek sözlerime
başlamak istiyorum.
AKP iktidara
geldiği günden beri, vergi kayıplarını önleyeceğini,
vergiyi tabana yayacağını, vergi affı
uygulamasını gerektirmeyecek
bir ortam yaratacağını ve bu anlamda gerekli önlemleri
aldığını, vatandaşlarımızın ekonomik
durumunun düzeldiğini defalarca dile getirdi ama 2011 yılına
geldiğimizde görüşmekte olduğumuz bugünkü yasa
tasarısı, vatandaşlarımızın ekonomisinin
düzelmediğinin ve kamuya karşı olan borçlarını
ödeyemez durumda olduklarının ispatıdır.
Kriz
sırasında defalarca Vatandaşların borçlarını
yapılandıralım. dedik ama Kriz bizde yok. havası
uyandırmak için kulak asmadınız. Keşke o zaman bu önlemleri
alsaydık da esnaflarımız kepenk kapatmasaydı, çoğu
iş yerlerini kapatmak zorunda kalmasaydı. Ama bugün, sonunda,
hastalık grip hâlindeyken vermediğiniz ilacı, hastalık
zatürre hâline gelince vermeye çalışıyorsunuz. Maalesef bu
konuyu da istismar ediyorsunuz ve Nasıl olsa böyle bir tasarıya
muhalefet de destek verecektir. diye düşünerek afla ilgili olan
maddelerin yanına kendi düşüncenize uygun olan maddeleri de ilave
ediyorsunuz. Fakat ilgili ilgisiz, haklı haksız her türlü maddeyi
sığdırdığınız çuvala kredi kartı
mağdurlarını, çekle ilgili sıkıntısı olan
vatandaşlarımızın sorunlarını çözecek maddeleri,
Ziraat Bankasına borçları olan çiftçinin sorunlarını
çözecek maddeleri bu çuvala sığdıramıyorsunuz. Halbuki
genelde tüm vatandaşlarımızın en çok ödemede sıkıntı
çektiği ortak problemlerden biri kredi kartı ödemeleridir ama bu sizin
için çok önemli değil, AKP bu konuya duyarsız
kalmıştır çünkü ne Başbakanın ne de
etrafındakilerin böyle bir problemi yoktur. O zaman bu konunun da görüşülmesine gerek yoktur.
Buna karşılık AKP yandaşlarının devlete
borçları vardır, vatandaşın da devlete borcu olduğuna
göre bunları harmanlayarak bir tasarı yapmayı uygun gördünüz.
Ayrıca
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun Kamu İhale Kanunundan muaf
tutulması haklı olarak soru işareti doğurmuştur ve bu
işletmeyle ilgili olan ve bugüne kadar hiçbir işlem yapılmayan
yolsuzluk dosyası da herkesin aklına gelmektedir. Verdiğimiz
önergeyle ilgili olan madde çalışma hayatını
ilgilendirmektedir ama maalesef Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonuyla ilgili bu konunun komisyonda,
uzmanların oluşturduğu komisyonda görüşülmeyip Plan ve
Bütçe Komisyonunda görüşülmesi de bir ciddiyetsizliktir.
Başka bir
konu da ülkemizde insanların devlet tarafından dürüstlükten, devlete
karşı olan disiplininden uzaklaştırılmasıdır
çünkü ülkemizde borcunu zamanında ödeyen düzenli insanlar
cezalandırılır bir hâle gelmekte, devlete karşı
borçlarında da özensiz olan insanlar da bunu artık başka
konularda da alışkanlık hâline getirmektedir. O kadar sık
vergi affı olmaktadır ki artık normal ödeme zamanı gelen
vatandaşlar Nasıl olsa bir iki gün sonra vergi affı olacak,
benim de bu vergiyi yatırmasam bir şey olmaz. şeklinde tüm
yurttaşlarımızda kanı uyanmaktadır. Tabii ki devlet,
ödeme sıkıntısı çeken vatandaşını
düşünecektir, bunlar için bir düzenleme yapacaktır,
yapmalıdır da fakat bir vergi affı gibi bir düzenleme
yaptığınızda, vergisini düzenli ödeyen, devlete
karşı disiplinli davranan vatandaşlarını da
düşünmesi ve onların da mükâfatlandırılması gerekmektedir.
Örneğin bir vergi affı düzenlemesi yapıldığında
da hiç olmazsa düzenli ödeyenlerden de öbür sene bir yüzde 5-10 indirim
yapılması uygun olmalıdır.
Torbadaki önemli
bir konu da İşsizlik Sigortası Fonudur. Hükûmet, işsizlik
sigortasını, işsizliğe çare bulma olarak topluma
algılatmak çabasındadır. Hâlbuki bu sigorta, işsiz kalan
insanın imdadına nasıl yetişilir amacıyla ortaya
çıkmıştır.
Bu tasarı,
emekçi ve işçileri gözeten anlayıştan uzaktır diyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim
Aynı
mahiyetteki diğer önerge sahiplerinden Sayın Yaman, buyurun efendim.
M. NURİ
YAMAN (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının 72nci maddesi
üzerine vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği
gibi, bu bölümde, genelde işsizlik sigortasıyla ilgili biriken fonun
harcanması ve bundan sonra bu fonun daha sağlıklı bir
şekilde nasıl yönetilmesi gerektiği şeklindeki düzenlemeler
yapılmıştır.
Bu
değişiklikle de bu İşsizlik Fonundan yararlanan
kişilerin gelir getirici başka bir işte
çalışmalarının önüne geçmek üzere, sosyal güvenlik
denetmenleri ile sosyal güvenlik kontrol memurlarının da görev
alması istenmektedir.
Aslında bu
fonun şu andaki konumuna baktığımız zaman, 2010
yılı sonu itibarıyla 60,6 milyar liralık bir işsizlik
fonu oluşturulmuştur. Ancak bu fondan
Hükûmet, çeşitli
maddelerde yapmış olduğu değişiklikle, bu fonu,
İşsizlik Fonu olarak işçilerin biriken, yasal bir hakkının
kullanılmasının önüne geçmek için her türlü önlemi
aldığı gibi, doğrudan doğruya Bakanlar Kurulunun
kararıyla, istihdam yaratacağı ve işsizliğin önüne
geçileceği bahaneleriyle de bu fondaki miktarların yüzde 50lere
kadar işverene aktarılması da öngörülmektedir. Bu nedenle de
işçi kesiminin temsilcisi olan sendikalar kesinlikle bu düzenlemelere
karşı çıkmakta ve bu kaynakların işverene
aktarılmasını adil bir yaklaşım olarak görmemektedir.
Yine
İstihdam artırıyorum. düşüncesiyle -şimdiye kadar bu
konuda sağladığı özel sektöre ilişkin
avantajlarının yanında- 2015 yılına kadar işverenin
işe aldığı yeni işçilerin işveren sigorta
primlerinin İşsizlik Sigorta Fonundan karşılanması da
yine bu düzenlemeyle gündeme gelmektedir. Zaten işçilerin içinde
bulunduğu konumlar ve
Bilhassa emekçi kesimin emekli olduktan sonra
-gerek BAĞ-KUR gerekse SSK ve sosyal güvenlik birimlerinden emekli olan
insanlar dahi- sağlık giderlerini karşılayamayacak bir
konuma gelmişlerdir.
Dün bu kürsüden
Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işıkın da dile
getirdiği gibi, bana da, daha önce görev yaptığım Kütahyanın
Dumlupınar ilçesinin Ağaç köyünden Mustafa Köse isimli arkadaş,
günlerdir, aylardır içine düştüğü bir BAĞ-KUR emeklisi
olarak yaşadığı ızdırabı dile getirdi. Bu
ızdırabın da
Sağlık Bakanlığının,
sağlık hizmetlerinin en iyi şekilde yürütüldüğünü belirtmesine
karşılık, şu anda şeker hastası olan Mustafa
Köse, piyasadan, kendi parasıyla dahi olsa şeker ölçme çubuğu
bulamamanın ızdırabıyla
kıvrandığını belirtiyor ve şeker ölçme
çubuğu temin edemediği için, kıt kanaat geçinen bu
vatandaşımız ne yazık ki bu ölçümü yapmadan her gün insülin
iğnesini yapmak zorunda kalıyor ve bu insülin iğnesini de bu
ölçümü yapmadan yerine getirdiğinden dolayı da komaya girecek
şekilde rahatsız oluyor. Bu arkadaşımız -nereye başvurduysa-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonuna, Sağlık
Bakanlığına defalarca müracaat etmesine rağmen, bu sorunun
hâlen çözülmediğini görüyor.
Bakın, bir
işçi emeklisi, bir BAĞ-KURlu, bir memur emeklisi, o yoksulluk
sınırının altında aldığı ücretle kendi
sağlık sorunlarını dahi bugün bulamayacak bir duruma
geliyor. Bu nedenle, bu İşsizlik Fonunda biriken 60,6 milyar
liralık bu paraların işçiye ve emeğiyle geçinenlere
dağıtılması gerektiğini düşünüyor ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
III.-Y
O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Yoklama yapılması istiyoruz.
BAŞKAN
Önergelerin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır, onu yerine
getireceğim. (AK PARTİ sıralarından Ayağa
kalkın! sesleri)
Arkadaşlar,
lütfen
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın
Bahçekapılı, yoklama istediğimizde bir daha oradan laf atarlarsa
her iki seferde bir kapalı oturum isteyeceğiz. Yoklama istemek bizim
en doğal hakkımız. En doğal hakkımızı
kullanıyoruz. Karar sizin, bir daha laf atılırsa görürsünüz.
İç Tüzükten doğan haklarımızı kullanıyoruz.
Bilgilerinize sunarım!
BAŞKAN -
Sayın İnce, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Ekici,
Sayın Koçal, Sayın Keleş, Sayın Tütüncü, Sayın Güner,
Sayın Süner, Sayın Pazarcı, Sayın Özkan, Sayın
Arıtman, Sayın Öztürk, Sayın Dibek, Sayın Ünsal, Sayın
Sönmez, Sayın Okay, Sayın Kaptan, Sayın Erbatur, Sayın
Aydoğan.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 72nci
maddesinde geçen ödeneğinden faydalanırken ibaresinin, ödeneğini
almakta iken şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Paksoy, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF
PAKSOY (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 72nci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
AKP
İktidarı kendince sihirbazlık yaparak gerçek gündemin üstünü
örtmeye çalışıyor. Cambaza bak taktiğiyle halkın
cebindeki kör kuruş yer değiştiriyor. Millî gelir artmasına
rağmen vatandaş yoksullaşıyor, yandaşlar
irileşiyor, Hükûmet de bu sefaleti iktidarın devamı için
sömürmekten imtina etmiyor.
Bir ülke
düşünün ki işsizlik artsın, küçük esnaf yok olsun, tarım ve
hayvancılık bitme noktasına gelsin, yandaşlar ihya,
vatandaş garip gureba olsun, bunun adı da adalet ve kalkınma
olsun! Buna kim inanır? Unutmayın ki yaptığınız
bu sihirbazlık numaraları ayaklarınıza dolaşacak.
Belki siz duymuyorsunuz ama millet kral çıplak diye feryat ediyor. Bunun
için, biz, bu kürsüden ülkenin gerçek gündeminin dile getirilmesini,
halkın beklenti ve sorunlarına çözüm bulunmasını istiyoruz.
Bu konuda katkı sunmaya hazır olduğumuzu her zaman ifade ettik,
etmeye de devam edeceğiz.
Siz unuttunuz mu
bilmiyorum ama referandum sürecinde İçişleri Bakanı
Şanlıurfada birkaç ilin büyükşehir
yapılacağını ifade etmişti, Sayın Başbakan
da Denizlide bu sözü tekrarladı. Sayın Başbakanın Denizli
için bu yönde konuşması seçim havuçlarının çantadan bir bir
çıkarılacağını gösterdi. O zaman bir
çağrımız var: Gelin, büyükşehir konusunu tartışalım -bu konuda
yüce Mecliste çok sayıda teklif var- millete somut öneriler sunalım.
Değerli
arkadaşlar, 2004 yılında yürürlüğe giren 5216
sayılı Yasanın bir 4üncü maddesi var. Büyükşehir
belediyelerinin kuruluşunu düzenleyen bu maddeye göre Belediye
sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla 10.000
metre uzaklıktaki yerleşim birimlerinin son nüfus sayımına
göre toplam nüfusu 750.000'den fazla olan il
belediyeleri, fizikî yerleşim durumları ve ekonomik
gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak, kanunla
büyükşehir belediyesine dönüştürülebilir. diyor.
Yasanın
birinci önceliği, büyükşehir belediyesi olacak iller için 750 bin
nüfus şartı. Fiziki yerleşim durumları ve ekonomik
gelişmişlik düzeyleri de nüfus kriteri karşılandıktan
sonra dikkate alınmış. Her şeyi nicelikle
değerlendiren, niteliği nazara almayan ucube bir anlayış.
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce büyükşehir olan
Eskişehir, Samsun, Sakarya ve Erzurum bugün itibarıyla 750 bin nüfus
şartını taşımıyorlar.
Sayın
Başbakan devlet kesesinden parti propagandası yaptığı
sözde toplu açılış törenlerinde Denizli için de büyükşehir
müjdesi verdi. Dilin kemiği yok nasıl olsa, Batmanda başka söz,
Denizlide başka söz; Trakyada başka, Karadenizde başka vaat,
bir süre sonra da bunları unut gitsin. Sayın Başbakan, madem bu
sözünde samimisin, o zaman, bizim Kahramanmaraş için, diğer
milletvekili arkadaşlarımızın Denizli, Malatya ve
Şanlıurfa için büyükşehir kurulması yönünde kanun
teklifleri var, Hükûmetiniz veya torbacı milletvekilleriniz 5216
sayılı Kanunun 4üncü maddesiyle ilgili tasarı ve teklif
getirsin, hep birlikte değiştirelim. Ondan sonra da hangi iller
büyükşehir kapsamına alınabilecekse yüce Meclis bu hususta karar
versin. Kahramanmaraşın ve büyükşehir olmayı hak eden
illerin hakkını verelim.
Büyükşehir
sözünüz de referandumdan sonra 12 Eylül cuntacılarının
yargılanacağı sözüne benzemesin. Millet yalandan, talandan,
iftiradan bıktı. Millet, sizden, kameralar eşliğinde
Ağrıda ziyaret ettiğiniz bir odalı evde yaşayan 11
çocuklu ailenin kaç tanesinin 25-30 TL eğitim yardımı alıp
almadığını sormanızı istemiyor, o ailenin
televizyon kameralarına yansıyan yoksulluğuna çare
bulmanızı istiyor. Bu millet adaleti, eşitliği, hakkı
hukuku iyi biliyor. Onun için, sayısal çoğunluğunuzu haksız
uygulamalarınıza gerekçe göstermeyin.
Gelin, vakit
geçmiş değil, geleceğimize yönelik çözüm önerilerimizi bu
Mecliste görüşelim diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Paksoy.
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var.
Sayın
İnce, Sayın Gök, Sayın Öztürk, Sayın Özyürek, Sayın
Öztürk, Sayın Aydoğan, Sayın Keleş, Sayın Koçal,
Sayın Güner, Sayın Süner, Sayın Özer, Sayın Ekici,
Sayın Tütüncü, Sayın Özkan, Sayın Pazarcı, Sayın
Arıtman, Sayın Dibek, Sayın Baratalı, Sayın Ünsal,
Sayın Erbatur, Sayın Okay, Sayın Kaptan.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Üçüncü bölümde
yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime
bir saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.13
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 20.17
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi,
dördüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz. Dördüncü bölüm 73 ila
100üncü maddeleri kapsamaktadır.
Dördüncü bölüm
üzerinde ilk söz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Harun Öztürke aittir.
Sayın
Öztürk, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dördüncü bölümle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi
adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKP, kalkınma planı ve hükûmet programlarında
Kayıt dışı ekonomiyi ödüllendiren, kamuya olan güveni
sarsan ve kayıt dışılığı özendiren her türlü
af ve borç yapılandırması beklentisinin önüne geçilecektir.
demesine rağmen dokuz yıllık dönemde tam tersi uygulamalara
defalarca imza atmıştır. Bu anlamda, görüşülen bu
tasarı Hükûmetin beşinci af tasarısı olup AKPnin hukuk
tanımazlığının son örneğidir. Hükûmet bu
tasarıyla yasa hazırlama mevzuatını hiçe
saymıştır. Sayın Başbakan istediği
tasarıyı istediği komisyona havale ettirerek sözde demokrasi
adına yapılan ve toplumun değil kişilerin özel
çıkarlarını gözeten bu tasarıların ihtisas
komisyonlarında ve kamuoyunda tartışılmasını
önlemeye çalışmaktadır. İç Tüzük hükümleri görmezden
gelinmektedir. Temel kanun olarak görüşülmemesi gereken tasarı temel kanun olarak görüşülmektedir.
AKPnin Cumhurbaşkanlığı ve Meclis
Başkanlığı seçimleri ile Anayasa
değişikliğindeki uzlaşma aramayan dayatmacı tutumunun
yeni bir örneği bu görüşmelerde yaşanmaktadır. AKPnin
dayatmasının ardı arkası gelmemektedir. Daha geçen hafta
Adalet Komisyonunda yüksek yargıyı ele geçirmeye yönelik
tasarının görüşmeleri sırasında olup bitenleri hep
birlikte dehşet ve kaygıyla izledik. Getirdiğiniz tasarıların
tartışılmasına bile tahammülünüz yoktur. Oysa sabredebilseniz
zaten bildiğinizi yapacaksınız ancak zaman daralıyor. Ne
olur ne olmaz; maazallah, yüksek yargıyı ele geçirme operasyonu
seçime yetiştirilemezse, başladığınız devleti ele
geçirme işi yarım kalabilir!
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet torba tasarıyla ilgili olarak muhalefetin itiraz
etmediği yeniden yapılandırma, SSK ve BAĞ-KUR emekli
maaş artışları, öğrenci affı gibi bazı
konuların yanına birçok sakıncalı hükmü yerleştirerek
hep birlikte yasalaştırmaya çalışmaktadır. Milletimize
seslenmek ve uyarmak istiyoruz: Dokuz yıldır beceriksiz yönetimiyle
sizi borç batağına iten bu AKP değil midir? Hem insanları
borç batağına iteceksiniz hem de seçim öncesi onlara bir şey
yapıyormuş gibi görünerek oylarını almaya
çalışacaksınız. Milletimiz AKPnin bu cinliklerini artık
görmelidir.
SSK ve
BAĞ-KUR emeklilerine seslenmek istiyoruz: Size
maaşlarınızın en az 60 lira arttığı müjdesi
Sayın Başbakan tarafından Ekim 2010da verilmemiş midir?
Peki, zamlı maaşlarınızı Ocak 2011de alabildiniz mi?
Alamadınız. Neden acaba? diye kendi kendinize hiç sormuyor musunuz?
Sizi torba tasarının lokomotifi yapmak istedikleri için zamlı
maaşlarınızı bugüne kadar alamadınız. Biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, emekli maaş artışlarını
Bütçe Kanununa ekleyerek 2011 yılı Ocak ayına yetiştirelim
dedik ancak kabul etmediniz. Bir maddelik ayrı kanun teklifi verdik,
gündeme aldırmadınız; çünkü siz, emekli maaş
artışlarını bile torba tasarıya lokomotif yapmaktan
çekinmediniz.
Ey emekliler,
Hükûmet size kaşıkla vereceğini bazılarına kepçeyle
vermek istiyor ve bunu sizi kullanarak yapmak istiyor. Lütfen, AKPnin bu yeni
cinliklerini görünüz, sandıkta dersini veriniz.
Seçimler
nedeniyle yeşil kartlılar aleyhine yapılacak bazı düzenlemeler
başta olmak üzere, birçok genel sağlık sigortası
yükümlülüğü 1/1/2012 tarihine ertelenmektedir.
Değerli
milletvekilleri, görüldüğü gibi Hükûmet, bu torba tasarıda da Anayasa
değişikliğinde başarı ile uyguladığı
taktiğe güvenmektedir. Bonbon şekerleriyle birlikte zehirli
hapları millete yeniden yutturmak istemektedir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet bu torba tasarı ile çalışma
hayatında önemli düzenlemeler yapmak istemektedir. Yapmak istediği
düzenlemeler çalışanlar lehine olan düzenlemeler değildir. Genç
işsizlere ihbar ve kıdem tazminatı ödememek için deneme süresi
iki aydan dört aya çıkarılmaktadır. Mevsimlik işçilere,
özellikle turizm sektöründe çalışanlara fazla çalışma
ücreti ödenmemesi için denkleştirme dönemi iki aydan dört aya
çıkarılmaktadır. Hazineden karşılanması gereken
istihdamın teşvikiyle ilgili giderler tümüyle işçi, işveren
ve devlet katkısıyla oluşan işsizlik sigortasına
yıkılmak istenmektedir. Subjektif değerlendirmelere açık
olan sektörel ve bölgesel krizler bahane edilerek İşsizlik
Sigortası Fonu Kısa Çalışma Ödeneği adı
altında tümüyle işverenlerin hizmetine sunulmak istenmektedir. Evden
ve uzaktan çalışma adı altında kısmi
çalışma yöntemleri yaygınlaştırılarak
çalışanların mali ve sosyal hakları ile iş güvenceleri
ve örgütlenme hakları ellerinden alınmak istenmektedir. Kısmi
çalışmanın yaygınlaştırılmasıyla
birlikte emeklilik hayalleri suya düşen işçilere Eksik
çalıştığınız sürelerin primlerini kendiniz
yatırırsanız emeklilik ve genel sağlık
sigortasından yararlanabilirsiniz. denilerek işçilerle âdeta alay
edilmektedir. Stajyer öğrenci harçlıkları, 20den fazla
işçi çalıştıran iş yerlerinde 239 liradan 189 liraya,
20den az işçi çalıştıran iş yerlerinde 239 liradan
94,5 liraya düşürülmektedir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
kapatılarak il özel idarelerine sürülen işçilerle belediye
işçileri yeni bir sürgüne tabi tutulmak, mali ve sosyal haklarıyla
örgütlenme hakları ellerinden alınmak ve güvencesiz
bırakılmak istenmektedir.
Değerli
milletvekilleri, durum böyle olmakla birlikte Bakanlığın
yaptığı basın açıklamasına bakarsak yapılan
bu çalışmaların işçilerin lehine olduğu ifade
edilmektedir. Değerli milletvekilleri, işçiler niçin sokakta? Kendi
lehlerine bazı düzenlemeler yapılıyor da, deli mi bu
işçiler? Yani kendi yapılan düzenlemelerin lehlerine olup
olmadığının işçiler farkında değil de
Sayın Bakan mı farkında?
Değerli
milletvekilleri, memurların kadroları iptal edilerek ve keyfî geçici
görevlendirmelerin önü açılarak memurların siyasi sürgüne tabi
tutulmalarının hazırlıkları yapılmaktadır.
Bir gün bile memuriyeti olmayanlar genel müdür ve müsteşar yapılmak
istenmektedir. Memur ve işçilerin örgütlenme haklarını
kullanmaları engellenmeye çalışılmaktadır. Olumlu
sicil alan memurlara altı yıllık bir süreye
karşılık verilen bir kademe ilerlemesi hakkı sekiz
yıla çıkarılmaktadır. İdarenin yargıda
kazandığı birçok davaya yasayla müdahale edilerek belli
kesimlere çıkar sağlanmak istenmektedir.
Torba
tasarıyla yapılan değişikliklerin yürürlüğü yer yer
2000li yıllara kadar götürülerek kamunun zararına, belli çevrelerin
lehine hareket edilmektedir. Kırk dokuz yıllığına
ormandan tahsis alarak turistik tesis yapanların borçları
affedilmektedir. Turizmde verilen izinlere aykırı olarak yapılan
yapılaşmalarla ilgili cezalar, hem geçmişe hem de geleceğe
yönelik olarak azaltılmakta ve azaltılan cezaların ödenmesi
kaydıyla her türlü hukuksuzluk meşrulaştırılmak
istenmektedir. 2004 yılından itibaren AKP tarafından teşvik
amacıyla verilen arsa ve araziler teşvikin gereği yerine
getirilmemiş olsa bile yandaşlarına yok pahasına
satılmak istenmektedir.
Yap-işlet-devret
modeliyle yapılan ihale sözleşmeleri Yüksek Planlama Kurulunun
denetiminden kaçırılmak istenmektedir.
BDDK, SPK,
Türkiye Kalkınma Bankası ve Vakıflar Bankasının
merkezi İstanbula taşınarak Ankaranın içi
boşaltılmak istenmektedir.
Değerli
milletvekilleri, zehri bol, bonbon şekeri az bir tasarıyı
görüşmekte olduğumuzu ifade ediyor, yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Buyurun
Sayın Günal. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu görüştüğümüz aslında bir kanun
tasarısı değil, Sayın Başbakanın tabiriyle en
son söyleyeceğimi baştan söylüyorum- bir ucube tasarıdır.
Yani önce torba dedik, çorba dedik, çuvala döndü, en son Akdeniz tabiriyle harara
döndü, böyle pamuk bastığımız balyalar vardır, daha
geniş, daha çok kilo tutsun diye. Maalesef cumhuriyet tarihinde
yaşanmamış bir şekilde, kanun yapma tekniğine
aykırı, mevzuata aykırı ve kamu yönetimini derinden
sarsacak bazı düzenlemeler içeren, devletin temeliyle ilgili bazı
düzenlemeler içeren bir tasarıyı böyle bir takvimde, gece
yarısı, sabahlara kadar tartışıyoruz. Dün ikide bitti
diye, arkadaşlarımız erken oldu diyorlar. Maalesef böyle bir
garabetle karşı karşıyayız. Öncelikle onu belirtmem
gerekiyor.
Değerli
arkadaşlarım, kanun yapma tekniğinin ötesinde İç Tüzük de
hiçe sayılarak böyle bir çalışma yapılıyor. Burada
sekiz dokuz tane ayrı ihtisas komisyonunu ilgilendiren maddeler bu
tasarının içerisinde var. Sizlerin hakkı gasbediliyor değerli
milletvekilleri. Sizlerin o komisyonda bunları
tartışmış olmanız gerekiyordu eksiğini
fazlasını. Bu bütün milletvekillerimize ve ihtisas
komisyonlarına saygısızlık içeriyor. Otuz tane ayrı
bakanlık ve kuruluşu ilgilendiren maddeler var değerli
arkadaşlarım. Ben merak ediyorum -şimdi yanıma birçok
şeyi aldım ama bakın, tasarıyı alamadım, yani
ağırlığından- kaç kişi bunu alıp da
bakabildi, o maddelerin tamamına kaç kişi vakıf oldu, gerçekten
merak ediyorum. Ben bir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak hepsine bakmama
rağmen hâlen daha dönüp dönüp tekrar incelemek durumunda kalıyorum.
Yani ön
sıralarda var, görüyorum, bütün gruplarda ön sıralarda birer tane
numune var, arkadaşlarımız koymuşlar, arka sıralarda
göremiyorum ben. Açıkçası bu bir garabet. Belki gülüyoruz ama
ağlanacak hâlimize. Gerçekten ansiklopedi gibi oldu. Allahtan iki üç cilt
olarak seri hâline getirmediniz. Elli altı tane içerisinde kanun teklifi
eklensin diye koyduk. Yedi dakika sürdüğünü arkadaşlarımız
söylemişti, geneli konuşulurken saymışlar yani içerisindeki
kanun tekliflerini de saydığımız için.
Bazılarını önergeyle içine dahil etmeye çalıştık
ama ya Allah rızası için sizin de şu teklifiniz var diye onların
da çoğunu dikkate almadan...
Daha önce
söylemiştim, Burada stok affı yapılıyor
madde
konuşulurken. Bu arada stoktaki bazı kanun tekliflerini de
eritmiş olalım diye arkadaşlarımız elli altı
tanesini içine koymuşlar. Böylece kanun teklifi stokunda da biz de af
kanunuyla beraber biraz azaltma yapmış olduk. Bir o işe
yaradı galiba. Önergelerin çoğu dikkate de alınmadı.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, İç Tüzükle beraber burada başka bir
garabet daha var. Bakın, şimdi Başbakanlık bir yönetmelik
çıkarmış, -kanun, tüzük, mevzuat, yönetmelik hazırlamak-
Mevzuat Hazırlama Yönetmeliği. Orada söylüyor, diyor ki 17nci
maddesinde; bir tanesini okuyayım, beraberce bakın bakalım, buna
uyuyor musunuz, uymuyor musunuz: Konu itibarıyla aralarında
bağlantı bulunması sebebiyle birden fazla mevzuatta düzenleme yapılmasını
gerektiren hâller dışında bir çerçeve taslak ile birden fazla
düzenlemenin hükümlerinde değişiklik yapılamaz. Yapılacak
değişiklikler her düzenleme için ayrı ayrı çerçeve
taslaklarla yapılır. Yani bir tanesini okudum size. Bakın,
4üncü maddede yer alan ilkelere uyulmuyor bu yönetmelikle, hiçbir
şekilde. 6ncı maddesinde ilgili kuruluşlardan görüş
alınmadığını da
Bazılarından
alınmış kalmış. Çünkü ilgili kuruluştan
görüş aldığınızda yirmi otuz maddeydi, siz getirdiniz
yüz yirmi dokuza, ondan sonra geldi iki yüz küsura. Yani yönetmeliğin
4üncü maddesi de, 3, 10, 24üncü maddelerindeki düzenleyici etki analizi de,
hiçbirisi yok.
Dolayısıyla,
özet olarak, bu bir ucube torbadır, tasarıdır, kanun
tasarısıdır. Ben Sayın Başbakandan heykel konusunda
gösterdiği hassasiyeti bu konuda da göstermesini ve bu ucubeyi ortadan
kaldırmasını öncelikle istirham ediyorum. O konularda onun
sözünü dinliyorsunuz çünkü. Doğrudan kendisini onun için referans
gösterdim.
Değerli
arkadaşlarım, burada başka bir şey daha var. Bu kanun
mevzuata aykırıdır dedik. Bu kanun ucubedir, bu kanun
hararı da geçmiştir. Ama daha da önemlisi, bu kanun AKPnin seçim
kanunu. Her ne varsa içine, seçime kadar olması gereken, aman koşun
yetiştirin
Geceleyin saat ikide bile arkadaşlarımız, bürokratlar
oralarda koşuşturarak bize son anda Aman bu da geldi, aman bu da
geldi
Biz aceleyle, ne geldi diye sırasını bile
şaşırdık. Yani o süreci maalesef yaşadık. Gece
yarısı ikide bunu gördük.
Peki, burada
başka ne var daha önemli olan? İşçiler dışarıda
-az önce Sayın Öztürk de söyledi- çalışanlar
dışarıda, gösteri yapıyorlar. Kamu
çalışanlarıyla, işçi temsilcileriyle, sendikalarla
Hani
şu referandumda vadettiğiniz Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayarak
örneğin, onlarla çalışmadan buraya getirirseniz doğal
olarak tepkiler devam eder.
Başka? Bir
gün bile memuriyeti olmayan birisini on iki yıl dışarıda
çalıştı diye müsteşar yapamazsınız. Böyle bir
şey olur mu? Bu, kamu personel rejimini kökünden sarsan bir düzenleme.
Bunu getirip de böyle bir çorbanın içerisine koymanın bir âlemi var
mı? Burada Devlet Memurları Kanunuyla ilgili zaten bir tasarı
vardı, gündemde bekleyen bir tasarı vardı, onu da bunun içine
koydunuz. Bunun ne acelesi var, nedir, yani nereden mal
kaçırıyorsunuz, anlamakta zorlanıyoruz. Bunun acelesi nedir? Bu
kadar insan mağdur. Yeniden yapılandırmayı bekliyor, vergi
yeniden yapılandırmasını, prim yeniden
yapılandırmasını bekliyor. En baştan söyledik,
bunları getirin çıkaralım diye değerli arkadaşlar.
Yukarıda konuştuk, kanun ilk geldiğinde konuştuk. Bütün
muhalefet milletvekilleri olarak geldik, dedik ki: Gelin, şu acil olan
kısmı çıkaralım, diğerlerine bakın sonra,
bunlarda bir dayatma var. Asıl olan, burada içeriğinden ziyade AKP
Hükûmetinin dayatmacı tavrı önemli.
İşçiler
niye isyan ediyor, niye dışarıda? Siz her şeyi dayatırsanız,
Biz yaptık, oldu. derseniz olmaz ki, onlarla bir uzlaşma
aramanız lazım. Yani ben merak ediyorum, bunun hangisi acil? İki
yüz kırk küsur madde var, hangisi acil bana söyler misiniz? Bu yeniden
yapılandırmada olanları çıkaralım. demiştik;
geri kalanlara bakın, çalışma hayatıyla ilgili olan, Devlet
Memurları Kanunuyla ilgili olan
Hadi bunların hepsini geçtik,
geldiniz
Finansal kuruluşların taşınmasının bu
kanunun içerisinde ne işi var arkadaşlar? BDDKnın
taşınmasının, SPKnın
taşınmasının, bankaların
taşınmasının bu kanunda ne işi var? Gerçekten
anlamakta zorlanıyorum çünkü bunlar, dediğim gibi, uzun uzun
tartışılarak dikkate alınması gereken, görüşlerin
alınması gereken kanunlar. Merkez Bankasını sağ olsun
Sayın Bakan şimdilik kaydıyla -Sayın Babacana sorduk-
Taşınmaktan vazgeçtik. dediler ama 56ncı sıradaki
teklifde hâlâ duruyor -Sayın Veysi Kaynakın,
arkadaşlarımızın teklifleri- Merkezi
İstanbuldadır. diye.
Ben size bir
şey okumak istiyorum bu taşımayla ilgili: Ey, kardeşim,
Halk Bankasını satıyorsan niye taşıyorsun? Bırak,
alan taşısın. Bu onun sorumluluğunda. Ankaradan
Şekerbank gitti, İş Bankası gitti, TMSF gitti, şimdi
SPK gitsin, BDDK gitsin, Merkez Bankası gitsin, Ziraat niye gitsin?
Özellikle Merkez Bankası gidince ne olacak? Ziraat İstanbula gidince
tarım mı yapacak? İstanbul tarım kenti mi oldu? Döviz
kurunu mu Merkez Bankası dengeye getirecek? diye söylemiş 2006
yılında. Kim söylemiş? Kabinenin üyesi Zafer Çağlayan
Ankara Sanayi Odası Başkanıyken söylemiş. Bir tane de sorusu
var Ankara milletvekillerine. Sayın Babacana Komisyonda sordum, cevap
vermedi. Bakıyorum, burada yokmuş, Sayın Maliye
Bakanımız burada. Diyor ki: Ben Ankara milletvekillerinden
Milletvekillikleri döneminde Ankaradan kopartılan taşlar neler
olmuştur? Arkadaş, sen neden İş Bankasının,
Şekerbankın, Merkez Bankasının, SPKnın ve
diğerlerinin gidişini engellemedin? Bunların götürülmesi
noktasında ne yaptın? diye soracağım.
Ben Sayın
Zafer Çağlayanın adına sizlere soruyorum, Ankara
milletvekilleri başta olmak üzere ve ekonomiden sorumlu bakanlar
başta olmak üzere: Başkent İstanbula taşınırken
ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Allah kimseyi bu duruma düşürmesin!
MEHMET GÜNAL
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, hiçbir yerde bir coğrafi
finans kenti yok, finans bölgesi yok, tekstil kent gibi böyle bir şey yok.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Mehmet Bey, Sayın Çağlayan daha sonra bakan
olacağını nereden bilsin?
MEHMET GÜNAL
(Devamla) - Amerikada bütün bu kuruluşlar Washington DCde, onlar
bilmiyor, AKP Hükûmeti her şeyi çok iyi biliyor, maşallah! Yani
SPKnın karşıtı Washingtonda, Merkez Bankası
karşıtı Washingtonda, sizin çok sevdiğiniz IMF
Washingtonda, Dünya Bankası Washingtonda, TMSFnin benzeri FDIC
Washingtonda, onlar bilmiyor New Yorka taşımayı, hepsini siz
akıl ettiniz. Vallahi bu kadar! Yani pes!
Haydi oraya
geldi, Ataşehirde ne işiniz var? Bunları daha sonraki
maddelerde konuşacağız. Bu bir siyasi proje, İstanbulu
başkent yapmanın
Biz de buna karşı durmaya devam
edeceğiz.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Hakkâri Milletvekili Sayın Hamit
Geylani.
Buyurun
Sayın Geylani. (BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA
HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yasa tasarısının dördüncü bölümü üzerinde
Barış ve Demokrasi Partisi adına söz aldım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün Ankarada emek kesimine yapılan haksız,
hukuksuz saldırıyı geçiştirmek mümkün değildir.
Görüştüğümüz torba yasa tasarısını protesto etmek ve
eleştirmek herkesin en demokratik hakkıdır. Bu temelde
yasanın geri çekilmesi için bugün Türkiyenin dört bir yanından gelen
DSİK, KESK, TMMOB, TTB ve diğer kuruluşlar, binlerce kişi
Kızılayda buluştular. Bundan doğal bir şey olabilir
mi? Ama ne yazık ki Türkiyede ve özellikle AKP Hükûmeti döneminde hak
arama, protesto hakkı ve ifade özgürlüğü şiddet yöntemleriyle
bastırılıyor, halkın ve emekçilerin sesi hep
kısılmak isteniyor.
AKP Hükûmeti
haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı çıkan ve
seslerini duyurmak isteyen hiçbir muhalif kesime de tahammül edememektedir.
Bugün Kızılay Meydanında ortaya çıkan savaş
görüntüleri Mısırdaki Tahrir Meydanında günlerdir devam eden
görüntülere benzememeliydi. İşçiye, emekçiye bu dondurucu
kış gününde tazyikli su, gaz bombası ve coplarla saldıran,
birçok kişiyi yaralayan ve gözaltına alan AKP Hükûmetini,
İçişleri Bakanını, gösteriye izin vermeyen Ankara Valisini
kınıyor ve yadırgıyoruz. Bu insanlar hangi gerekçeyle
Meclise yürümek istediler? Herhâlde bunlar yakmaya yıkmaya
gelmiyorlardı. Gasbedilmek istenen haklarını geri almak için
anayasal ve demokratik haklarını kullanarak meşru bir eylem
gerçekleştirmek istediler, hepsi bu kadar.
Değerli arkadaşlar,
AKP Hükûmeti ne zaman istihdam yaratmaktan, işsizlik ile mücadeleden
bahsetse mutlaka altından sermaye sahiplerine, patronlara teşvik
çıkıyor; ne zaman işsizlikle mücadeleden bahsetse altından
yeni hak gaspları, işsizler için oluşan fonun yağmalanması
gündeme geliyor. Değerli arkadaşlar, AKP Hükûmetinin işsizlikle
mücadele etmek ve sosyal güvenlik sistemini geliştirmek diye bir derdi ve
amacı hiç yoktur. Hükûmetin amacı sermayeye yeni kâr alanları
açmak, onları daha da güçlü hâle getirmektir.
Eğer işsizlikle
gerçekten mücadele etmek isteniyorsa çalışma sürelerinin
kısıtlanmasını gündeme getirmeleri gerekiyor. Türkiye
dünyanın en uzun çalışma sürelerine sahip ülkelerinin
başında gelmektedir. Buna karşın, en az ücretli izin
hakkı veren Türkiyedir yine. Emekçilerimiz Avrupalı işçiye göre
haftada ortalama on saat daha fazla çalışmaktadırlar.
Çalışma sürelerinin kısıtlanması hâlinde patronlar
istemese de yeni işçi almak zorunda
kalacaklardır ama çalışma sürelerini gündeme getiremiyorsunuz;
varsa yoksa esneklik, varsa yoksa ucuz emek sömürüsü gündemdedir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet işçilerin, emekçilerin haklarını
kısmanın yolunu toplumun beklentileri ile işçi
gasplarını aynı yasanın çuvalına koyarak arıyor.
Bir yandan vergi affı, öğrenci affı, emekli
maaşlarının iyileştirilmesi, diğer yandan ise daha
fazla sömürü anlamına gelen esneklik, gençlere güvensizlik, stajyer ve
çırakların ücretlerinde düşüş, taşeronlaşma,
kadrolu çalışanlara sürgün dayatılmaktadır. Buna ilave
olarak patronlara vergi indirimleri, teşvikler ve destekler de
yasanın içinde yer alıyor, torba böylece büzülmek isteniyor.
Tasarıda,
sözleşmeli çalışanların sendika üyeliklerinden
bahsedilirken toplu eylem ve greve başvurmaları yasaklanıyor.
İşte birbirleriyle çalışan iki istem, işte size bir
çifte standart daha. 657 sayılı Yasadaki yasaklar arasında
sayılan engelleme ibaresi, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme
şeklinde değiştirilerek bununla kamu emekçilerinin sendikal hak
arama yollarına getirilen sınırlandırma genişletiliyor.
Tasarının
kabulü hâlinde, küçük sanayi sitelerini omuzlarına alan 360 bin resmî
çırağın denetimsizlik nedeniyle hakları yeterince
korunamayan 200 bin stajyerin ücretleri de düşecektir. Onların asgari
ücretleri dikkate alınırken, kayıt dışı
çalıştırılan yüz binlerce gencimizin, işçinin
ücretleri de bu durumdan etkilenmeye mahkûmdur.
Yine, 657
sayılı Devlet Memurları Yasasında yapılmak istenen
değişikliklerle de sözleşmeli ve ücretli
çalıştırma gibi, esnek ve güvencesiz istihdam tüm kamu
alanlarında yaygınlaşacaktır. Kamu emekçileri de başka
kurumlara ödünç verilebilecek. Norm kadro fazlası kamu emekçileri, ihtiyaç
fazlası personel olarak da 4/Cye geçirilmek istenmektedir. Kamu emekçisi
esnek çalışacak, geçici görevlendirmelerle yasal olarak altı aya
kadar sürgüne gönderilebilecek, hak arama şartları böylelikle oldukça
zorlaştırılacaktır.
Değerli
arkadaşlar, bilindiği gibi, 2008 yılında, istihdam
maliyetlerini düşürmek üzere işverenlerin sosyal güvenlik prim
katkıları düşürülmüştü. Bu prim hepimizin kasasından
yani hazineden yani yoksul halkın vergilerinden alınmaktaydı.
Her ay 9 milyon kişinin yaklaşık 50 TLlik işveren sigorta
payını devlet ödüyor. İşçiye, işsize gelince Kaynak
yok. deniliyor çünkü artık yardım da parası olana
yapılıyor, fakire yapılmıyor, daha büyük sermaye
sahiplerine yapılıyor. Yine, bu yetmiyormuş gibi, torbaya yeni
teşvikler de ilave edilmiş durumda. Bu teşvikten faydalanan
sermayedar, aynı zamanda, İşsizlik Fonundan da yeni
aldığı işçi için teşvikler alacaktır, teşvik
üstüne teşvik tabii. Patronlar sosyal güvenlik sistemine katkı
vermekten de muaf tutulacaklardır. Kaynak ise, her zaman olduğu gibi,
İşsizlik Fonu. Şirketlerden alınan vergilerde yapılan
indirimlere de aynı hızla devam edecektir.
Tasarıyla
birlikte on binlerce belediye ve il özel idaresi işçisi millî eğitim
veya emniyet teşkilatının taşra teşkilatlarına
sürgün olarak gönderileceklerdir. Atandığı yerde beş gün
içinde işe başlamaması durumunda ise işini kaybedecek
konuma gelecektir. İhtiyaç fazlası bildirilen belediye beş
yıl boyunca yeni işçi alamayacak, taşeron ile anlaşacak,
taşeronlaşma yaygınlaşacaktır; amaç bu.
Şirketler, artık, daha az kadrolu istihdamı tercih edeceklerdir;
sadece ihtiyacı kadar işçi çalıştıracak, esneklik
artacak, uzaktan ve evden çağrı üzerine çalışma
yaygınlaşacaktır. Turizm sektöründe denkleştirme süresi
dört aya çıkacak, bu uygulamayla çalışma saatleri artacak, fazla
mesaiden kaynaklı haklar gasbedilecektir.
Değerli
arkadaşlar, torba yasanın çalışma hayatında
yaptığı olumsuz değişikliklerin tasarıdan
çıkarılması gerektiğini bir kez daha altını
çizerek vurgulamak istiyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle Genel Kurulu bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Şahsı
adına Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının dördüncü
bölümü üzerine şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bilindiği gibi, bu torba kanun tasarısı, birçok
kurumu, kuruluşu ve Türkiye'de yaşayan her kesimi ilgilendiren kanun
tasarılarının getirilip dâhil edildiği ve alt komisyonlarda
görüşülerek yaklaşık olarak üç dört hafta da burada, Genel
Kurulda görüşeceğimiz bir kanun tasarısı. Lakin, burada
sizin iddia ettiğiniz gibi, bu kanun tasarısı içinde -ki geçen
maddelerde- insanları memnun eden, tatmin eden konuların
bulunmadığı kamuoyunca bilinmektedir. Diyeceksiniz ki Bunu
nereden çıkartıyorsunuz? Oradan sayın milletvekilim
bakıyor. Kamu-Sen, bu torba kanunla ilgili, Tekirdağda
gezdiğimiz zaman, bir şeyler verdi ve ben size bunu burada bildirmek
istiyorum. Diyorlar ki: Güzel ama bu kanun tasarısıyla bizim dokuz
senedir masalarda konuştuğumuz konuların bazıları
gündeme getirildi. Bizim görüşümüz alınmadan getirilen kanun
tasarıları da bize verilenler kadar bizden alıp götürdü.
Bakın, ben
size burada bir şey okumak istiyorum, diyor ki: Türkiye Kamu-Senin
mücadele ederek torba kanun tasarısına dâhil etmeyi
başardığı maddelerin yanında, Hükûmetin
memurlarımızın taleplerini görmezden gelerek tek taraflı
olarak hazırlayıp tasarıya eklediği konular da
bulunmaktadır. Ne yazık ki bu konular torba kanunla getirilen olumlu
düzenlemelerin kazançlarını ortadan kaldıracak düzeydedir. Öyle
ki olumsuz bulduğumuz ve karşı
çıktığımız maddelerin özünde kamunun
işleyişi, yapısı ve düzenini bozma amacı
yatmaktadır. Bu nedenle, tasarının götürdükleri getirdiklerinin çok
üzerindedir.
Sayın
milletvekilleri, onun için, bakıldığı zaman, tabii ki bu
tasarının iyi yönleri var. Burada yüz, iki yüz maddenin hepsinin de
yanlış olduğunu hiç kimse savunmuyor ama burada, hazırlanan
tasarının memurlardan, kamu çalışanlarından götürdüklerini
şöyle bir sıralamak istiyoruz: Kamuya özel sektörden üst düzey
yöneticiler atanması sağlanarak hükûmet memuru uygulamasından
geçilmektedir. Aynı zamanda, kadrosu kaldırılan memurları
sürgün edebilmenin önü açılmaktadır. Bu kanun tasarısıyla,
torba kanun tasarısıyla kamuda kısmi zamanlı,
çağrı usulüne göre, güvencesiz ve düşük ücretli eleman
çalıştırmanın önü açılmaktadır. Bir başka
deyişle, aynı bu tasarının içinde, kamu kurum ve
kuruluşlarının devlet karşıtı görüşlerin yer
aldığı yayınların barınağı hâline
getirilmesi mümkün kılınmaktadır. Tasarı, eklenen ve
çıkarılan maddeler nedeniyle yamalı bohçaya dönmüş, kamu
çalışanları AKPnin oyuncağı hâline getirilmiştir.
Bunları ben
söylemiyorum Sayın Milletvekilim.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sen söylemiyorsun!
KEMALETTİN
NALCI (Devamla) - Bunları Kamu-Sen, aynı şekilde Türkiye
Kamu-Senin hazırlamış olduğu raporlardan sizlere ben
buradan aktarıyorum. Lütfen dinleyin. Dinleyin, belki bunların
içinden sizin de bir bakacağınız konular çıkabilir
Sayın Milletvekilim.
Geçici görevlendirmelerin
bir yılda altı ayı geçemeyeceği hükme bağlanarak
sendikal baskılar ve yıldırma politikalarının yasal
kılıfı hazırlanmıştır.
Değerli
milletvekilleri, burada beş dakikalık zamanda kamu
çalışanlarının bu tasarıyla ne kadar zarara
uğratıldığını ve haklarının
gasbedildiğini burada inşallah bundan sonraki konuşmalarda
yeniden dile getireceğimizi bildirir, hepinizi saygıyla
selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Nalcı.
Şahsı
adına Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali.
Buyurun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ OSMAN
SALİ (Balıkesir) Sayın Başkanım, sayın
milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının dördüncü bölümü hakkında şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, kanun tasarısının bu bölümünde, istihdamın
artırılmasına, çalışma hayatının
iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler ağırlıklı
olarak yer almaktadır. Ben, sürem yettiğince bu düzenlemelerden
bazıları hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, tasarının 24üncü maddesi ile 4447 Sayılı
İşsizlik Sigortası Kanununa, kadınların ve gençlerin
iş gücüne katılımını ve istihdamını
artırmak, yeni istihdam yaratılmasını teşvik etmek ve
çalışanların vasıflarını yükselterek
işsizlik riskini azaltmak, mesleki ve teknik eğitimi özendirmek,
kalite ve etkinliğini artırmak amacıyla yeni bir geçici madde
ilave edilmektedir. Bu maddeyle, teşvik uygulamasının 31/12/2015
tarihine kadar sürdürülmesi öngörülmekte ve Bakanlar Kuruluna da bu süreyi
beş yıl daha uzatma yetkisi verilmektedir.
Yapılan
düzenlemeyle, maddede yazılı diğer şartları
taşımaları kaydıyla, özel sektör işverenlerince
işe alınan on sekiz yaşından büyük ve yirmi dokuz
yaşından küçük erkekler ile on sekiz yaşından büyük
kadınlardan mesleki yeterlilik belgesine sahip olanlar kırk sekiz ay
süreyle, mesleki ve teknik eğitimi tamamlayanlar veya iş gücü
yetiştirme kurslarını bitirenler otuz altı ay süreyle,
hiçbir belge veya niteliğe sahip olmayanlar yirmi dört ay süreyle; yirmi
dokuz yaşından büyük erkeklerden mesleki yeterlilik belgesine sahip
olanlar, mesleki ve teknik eğitimi tamamlayanlar veya iş gücü
yetiştirme kurslarını bitirenler yirmi dört ay süreyle;
çalışmakta iken bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
sonra mesleki yeterlilik belgesi alanlar, mesleki ve teknik eğitimi
tamamlayanlar veya iş gücü yetiştirme kurslarını bitirenler
on iki ay süreyle; bunların İŞKURa kayıtlı
işsizler arasından alınmış olmaları hâlinde
öngörülen sürelere ilave olarak altı ay süreyle; on sekiz
yaşından büyüklerden hiçbir mesleki belge ve niteliğe sahip
olmayanlar, İŞKURa kayıtlı işsizler arasından
işe alınmaları hâlinde altı ay süreyle desteklenecekler ve
prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin
işveren hisselerine ait tutarı, koşulların devamı
süresince İşsizlik Sigortası Fonundan
karşılanacaktır. Özetle, elli dört ay ile altı ay
arasında, statülerine göre, işveren sigorta primleri İşsizlik
Sigortası Fonundan karşılanacaktır. Bu şekilde,
kadın ve genç istihdamının teşvik edilmesi
amaçlanmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizin her geçen gün cazibe merkezi hâline gelmesi
nedeniyle çevre ülkelerden ülkemize doğru yoğun bir şekilde
iş gücü göçü yaşanmaktadır. Tabiidir ki yasal olmayan yollardan
genellikle ülkemize çalışmak için gelenlerle etkili bir şekilde
mücadele edilmesi de gerekmektedir. 4817 sayılı
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunda
yer alan bazı eksiklikler nedeniyle, izinsiz çalışan
yabancıların denetiminde ve izinsiz çalışan
yabancılarla bunları çalıştıranlara kanunda öngörülen
yaptırımların uygulanmasında bazı aksaklıklar
yaşanmaktadır. Tasarının 75inci maddesiyle 4817
sayılı Kanunun 20nci maddesinde değişikliğe
gidilerek, kolluk güçleri tarafından yapılan denetimlerde izinsiz
çalıştığı tespit edilen yabancılara ve
bunları çalıştıranlara, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlerince ikinci bir inceleme yapma
ihtiyacı hissetmeden, doğrudan idari yaptırım uygulanmasına
imkân getirecek denetimlerin etkinleştirilmesi
amaçlanmıştır.
Değerli
milletvekilleri, bilindiği üzere, 4857 sayılı Kanunda
kadın işçilerin doğum izni kullanmalarına yönelik kurallara
yer verilmiştir. Mevcut düzenlemeye göre, kadın işçiler
doğumdan önce sekiz hafta, doğumdan sonra da sekiz hafta olmak üzere
toplam on altı hafta süreyle ücretli doğum izni kullanabilmekte,
doğumdan önce, doğuma üç hafta kalana kadar
çalışmaları durumunda, doğumdan önce
kullanmadıkları izin sürelerini doğum izinlerine ekleyerek
kullanabilmektedirler. Ancak, hepinizin bildiği gibi, erken doğum
hâlinde kullanılmayan doğum öncesi izinlerin ne şekilde
kullanılacağı belli değildir. Yapılan düzenlemeyle,
erken doğum nedeniyle doğum öncesi kullanılamayan izinlerin de
doğum sonrasında kullanılması öngörülmüştür.
Tasarının
hayırlı olması temennisiyle, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Sali.
Sayın
milletvekilleri, dördüncü bölümün görüşmelerine devam olunmasına dair
İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır,
gerekçesiyle birlikte okutuyorum
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
TBMM
İçtüzüğü'nün 72 nci maddesi uyarınca, görüşülmekte olan 606
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 4 üncü Bölümünün
görüşmelerinin devamına karar verilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi Ferit Mevlüt Aslanoğlu Harun Öztürk
Trabzon Malatya İzmir
Sacid
Yıldız Hüseyin
Pazarcı Bülent
Baratalı
İstanbul Balıkesir İzmir
Gerekçe:
Hükümet, kriz
Türkiye'yi teğet geçecek demesine rağmen, gerekli tedbirler
zamanında alınmadığı için, artan işsizlik ve
iflaslar nedeniyle dünyada krizden en çok etkilenen ülke bizim ülkemiz
olmuştur.
Hükümet
programlarında; kayıtdışı ekonomiyi ödüllendiren,
kamuya olan güveni sarsan ve kayıtdışılığı
özendiren her türlü af ve borç yapılandırılması
beklentisinin önüne geçilecektir, denilmesine rağmen, dokuz
yıllık dönemde defalarca af tasarısı
yasalaştırılmıştır.
Sayın
Başbakan, dilediği tasarıyı dilediği komisyona havale
ettirerek, toplumun değil kişilerin özel çıkarlarını
kollayan tasarıları ihtisas komisyonlarından ve kamuoyundan
kaçırmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı
ve Meclis Başkanlığı seçimleri ile Anayasa
değişikliklerinde ortaya konulan dayatmacı tavır
sürdürülmektedir.
Geçen hafta
Adalet Komisyonunda yüksek yargıyı ele geçirmeye yönelik
tasarının görüşmeleri sırasında yaşananlar
hepimizi derin kaygılandırmıştır.
Hükümet, bu Torba
Tasarı ile muhalefetin itiraz etmediği; yeniden
yapılandırma, SSK ve Bağ-Kur emekli maaş
artışları, öğrenci affı gibi konuları ile
birlikte, adrese teslim bazı düzenlemeleri de yasalaştırmak
istemektedir.
9
yıldır beceriksiz yönetimi ile milleti borç batağına
saplayan AKP, şimdi seçim öncesi bir şey yapıyormuş gibi
görünmeye çalışmaktadır.
Ekim 2010'da, SSK
ve Bağ-Kur emekli maaşlarına en az 60 lira artış
yaptığını müjdeleyen Sayın Başbakana, bu maaş
artışını yapmak için niçin Torba Tasarıyı
beklediğini sormak gerekir.
Maaş
artışlarının 2011 bütçe kanununa eklenmesi önerimizi niçin
reddettiklerini sormak gerekir.
Bu konudaki bir
maddelik ayrı kanun teklifimizi niçin gündeme
aldırmadıklarını sormak gerekir.
Bu soruların
cevabı, yetersiz maaş artışlarının Hükümet
tarafından Torba Tasarıya lokomotif olarak konulmasında
aranmalıdır.
Bu Torba
Tasarıda da, bonbon şekerlerinin yanında zehirlileri de
vardır.
Gençlere ihbar ve
kıdem tazminatı ödememek için deneme süresi iki aydan dört aya
çıkarılmaktadır.
Mevsimlik
işçilere, özellikle turizm sektöründe çalışanlara, fazla
çalışma ücreti ödememek için denkleştirme dönemi 2 aydan 4 aya
çıkarılmaktadır.
Hazineden
karşılanması gereken istihdamın teşvikiyle ilgili giderler,
tümüyle işsizlik sigortasına yıkılmaktadır.
Sektörel ve
bölgesel krizler bahane edilerek, işsizlik sigortası fonu, kısa
çalışma ödeneği adı altında tümüyle işverenlerin
hizmetine sunulmaktadır.
Kısmi
çalışma, evden ve uzaktan çalışma yöntemleri ile
yaygınlaştırılarak çalışanların mali ve
sosyal hakları, iş güvenceleri ve örgütlenme hakları ellerinden
alınmaktadır.
Kısmi
çalışmanın yaygınlaştırılmasıyla
birlikte, emeklilik hayalleri suya düşen işçilere, eksik
çalıştığınız sürelerin primlerini kendiniz
yatırırsanız, emeklilik ve genel sağlık
sigortasından yararlanabilirsiniz diyerek, işçilerle âdeta alay
edilmektedir.
İl özel
idarelerine sürülen işçiler, yeni bir sürgüne tabi tutulmak, mali ve
sosyal hakları ile örgütlenme hakları ellerinden alınmak ve
güvencesiz bırakılmak istenmektedir.
Kadroların
iptali ve keyfî geçici görevlendirmeler yoluyla memurların siyasi sürgüne
tabi tutulmalarının hazırlıkları
yapılmaktadır.
Bir gün bile
memuriyeti olmayanlar genel müdür ve müsteşar yapılmak istenmektedir.
Turizmde, verilen
izinlere aykırı olarak yapılan yapılaşmalarla ilgili
cezalar, hem geçmişe hem de geleceğe yönelik olarak azaltılmakta
ve azaltılan cezaların ödenmesi kaydıyla her türlü hukuksuzluk meşrulaştırılmaktadır.
AKP
tarafından 2004 yılından itibaren teşvik amacıyla
verilen arsa ve araziler, teşvikin gereği yerine getirilmemiş
olsa bile, yandaşlara yok pahasına satılmak istenmektedir.
Yap-İşlet-Devret
modeliyle yapılan ihale sözleşmeleri YPK'nın denetiminden
kaçırılmak istenmektedir.
BDDK, SPK, Türkiye
Kalkınma Bankası ve Vakıflar Bankasının merkezleri
İstanbul'a taşınarak Ankara'nın içi boşaltılmak
istenmektedir.
Yükseköğrenimde
okuldan atılma kaldırılıyor görüntüsü altında,
paralı yükseköğrenime adım atılmak istenmektedir.
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama
BAŞKAN
Evet, önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır, onu
yerine getireceğim:
Sayın
İnce, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Karaibrahim,
Sayın Çöllü, Sayın Koçal, Sayın Erbatur, Sayın Tütüncü,
Sayın Köktürk, Sayın Güner, Sayın Özkan, Sayın Kaptan,
Sayın Süner, Sayın Aydoğan, Sayın Dibek, Sayın Topuz,
Sayın Hamzaçebi, Sayın Soysal, Sayın Pazarcı, Sayın
Ersin.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812,
2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, ismini okuduğumuz
arkadaşlarımız soru için sisteme girmişlerdi ama silindi.
Ben, onların isimlerini tekrar okuyorum, sırasıyla kendilerine
söz vereceğim: Sayın Ağyüz, Sayın Tankut, Sayın
Paksoy, Sayın Asil, Sayın Akkuş, Sayın Işık ve
Sayın Taner.
Evet, Genel
Kuruldaysa bu arkadaşlarımız sisteme girerlerse soru-cevap
işlemini başlatacağım.
Evet,
saygıdeğer milletvekilleri, on beş dakika süreyle soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın
Ağyüz, buyurun efendim.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, emeklilerin zamlı maaşı aylar önce Sayın
Tayyip Erdoğan, Başbakanımız tarafından
açıklanmıştı. Bu ay emekli maaşları zamlı
verilemedi. Emekliler zamlı maaşı ne zaman alacak, farklarla
birlikte mi vereceksiniz, yoksa onu da bir süre sürüncemede mi
bırakacaksınız?
Bu TMSF
malları niye hep AKPye yakın sanayici, iş adamı geçinen
insanlara haraç mezat satılıyor? Mesela CINE 5 yine satışa
çıktı. Bir tek firma katılmış, aynen ATV, Sabah gibi
ve bu şirket 26/1/2011de kuruluyor, 1 Şubatta ihaleye giriyor. Bu
dikkat çekici bir şey değil mi? 40 milyon dolarlık işe 21
milyon dolar veriyor. Yani gene bu işin de ona verileceği belli.
Şirketin kuruluşuna bak, işe ihaleye girişine bak.
İhaleye giren şirketin kuruluşunun nerede
yapıldığını bir inceleyin bakalım. Kimin
avukatı, hangi siyasinin avukatının bürosunda kuruldu bu?
Emlak vergisine
bu yıl zam olmayacağını Sayın Bakan
açıkladı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ağyüz.
Sayın
Tankut
YILMAZ TANKUT
(Adana) Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
bu tasarı çerçevesinde kamu alacaklarının
yapılandırılması sonucu ceza ve faizlerden kaynaklanan
toplam ne miktarda alacaktan vazgeçilecektir? Yine bu zamana kadar tahsil
edilemeyen kamu alacaklarının tahsil edilmesi beklenen toplam tutarı
ne olacaktır? Tahsil edilmesi beklenen tutarlar tahsil edildiğinde bu
paraların öncelikle hangi alanlarda ve ne amaçla kullanılması
öngörülmektedir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Paksoy
MEHMET AKİF
PAKSOY (Kahramanmaraş) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
Hükûmet tasarısında yer alan ve kamu kurum ve
kuruluşlarında çalışan uzmanları aynı statüye
getirerek ücretlerinde iyileştirme yapılmasını öngören
düzenleme Hükûmet ve AKP Grubu tarafından önce değişiklik
yapılmış, sonra tümüyle tasarıdan
çıkarılmıştır. Sayın Bakan, şimdi bu
düzenlemeyi yapmıyorsunuz, daha sonra yapmayı düşünüyor musunuz?
Düşünüyorsanız, bir takvim verir misiniz?
İkinci sorum
da: Borcunu zamanında ödeyen vatandaşlarımıza telafi edici
kolaylıklar sağlamayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Paksoy.
Sayın Taner
RECEP TANER
(Aydın) Sayın Bakan, daha önceki yapılandırmalarda SGKya
tabi sigortalıların çalışma boşluklarının
borçlanılması maddesi vardı. Bu düzenlemede bunu göremedik.
Geçici maddelerde hizmet borçlanmasıyla ilgili bir önerge versek
nasıl değerlendirirsiniz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Asil
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakan,
konuşmamda da değindim, şimdi de soru hâlinde size tevdi ediyorum:
Erkek, askerlik görevi sürelerini borçlanırken
sigortalılığın başlangıç tarihi sorulmuyor.
Sigortalı işe girdiği tarihten önce askerlik görevini
yapmış ise askerlikte geçen süreleri borçlanabiliyor.
Borçlandığı gün kadar sigortalılığın
başlangıcı da geriye yürüyor. Kadın, doğumunu
sigortalı işe girdiği tarihten önce yaptıysa doğum
borçlanma isteği kabul edilmiyor. Sayın Bakan, Anayasanın
10uncu maddesinde Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
ibaresine rağmen, niçin kadınlara karşı ayrımcılık
içindesiniz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Akkuş
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, Sayın Bakan; işsizlik
sigortasından istifade edenler aynı zamanda sağlık
hizmetlerinden de faydalanıyor ancak emeklilik sigortasından
faydalanamıyor. İşsizlik sigortasından istifade edenlerin
emeklilik sigortasından da istifade ettiği birçok ülke
bulunmaktadır. Bu hak sahiplerinin emeklilik sigortasından da
faydalanmaları konusunda bir çalışma yapmayı düşünür
müsünüz? Bu, verilmesi gereken gecikmiş bir hak değil midir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
TEDAŞa bağlı işletmelerde kapsam dışı
personel adıyla çalıştırılan üniversite mezunu
çalışanların mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda ne
aşamaya gelinmiştir? Bunların mağduriyetinin bir an önce
çözülmesi konusunda bir düşünceniz var mıdır?
İkincisi:
Kamuda sosyolog, kütüphane arşivcisi ve benzeri unvanlarla
çalışan personelin teknik hizmetler sınıfına
taşınmasına rağmen, özlük haklarında herhangi bir
değişme olmamıştır. Acaba, bu unvanla
çalışan teknik hizmetler sınıfında görevlendirilen
sosyologlar ve diğer personelin özlük haklarında iyileşme
sağlanabilecek midir?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakanım, buyurun efendim.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) Çok
teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Çok değerli
milletvekilleri, öncelikle emeklilerimizin zamlı maaşlarıyla
ilgili konuda kısa bir açıklama yapmak istiyorum:
Çok değerli
arkadaşlar, biliyorsunuz, emeklilere yeni yılda
maaşlarını zamlı olarak verebilmek için bu kanunun
çıkması lazım. Maalesef, torba kanun, Komisyondaki gecikmeler
sebebiyle Meclisin gündemine de gecikmeli olarak gelebildi. Şimdi, yine,
Mecliste de kanun çıkarılma sürecinin çok uzun olması sebebiyle
de kanun çıkana kadar beklemek durumunda kalacağız. Bu
açıdan bakıldığında, eğer sizler
anlayış gösterirseniz ve bu kanunun çıkmasını
kolaylaştırır, çabuk çıkarabilirsek şubat ayında
biz emeklilerimize -ocak ayındaki farklarla beraber olmak üzere-
zamlı maaşlarını verme imkânına sahip
olacağız. Dolayısıyla desteklerinizi ve
anlayışlarınızı bekliyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Çekin, onu ayrı bir kanun olarak getirin, hemen
yapalım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) TMSFnin CINE5
satışıyla alakalı olarak
Sizler de biliyorsunuz
aslında burada sürecin nasıl olduğunu. İki defa ihaleye
çıkılmış, herhangi bir teklif alınamamış,
üçüncü kez ihaleye çıkılıyor. Biliyorsunuz herkese açık bir
ihale yapılıyor. Üçüncü kez yapılan ihaleyle ilgili siz bir
durumdan bahsettiniz. Bu açıdan bakıldığında ihale
normal mevzuat sistemine uygun bir şekilde yürütülüyor.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) 26sında kuruldu şirket.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) Kamu
alacaklarının yapılandırılmasıyla ilgili olarak;
birçok kez sordunuz, tekrar ben söylemek de istiyorum, bununla ilgili ne kadar
bir yapılandırma söz konusu olacak ve ne kadar bir gelir elde
edilecek? Bununla ilgili biliyorsunuz şimdiye kadar bir açıklama
yapmadık çünkü alacaklarla ilgili belirlenen evrenin tahminî olduğunu
ve tahmine dayalı da sizlere bir rakam vererek yanıltmak
istemediğimizi birçok kez ifade etmiştik, tekrar söylüyoruz.
Uzmanlar için
yapılan düzenleme konusunda
Evet, çok haklısınız, uzmanlarla
ilgili düzenlemeye bu kanunda yer verilmişti. Doğrusunu söylemek
gerekirse, Türkiyedeki bütün bakanlıkların her birisinin kariyer
uzmanlığının birbirine eşit derecede
algılanması, tanımlanması ve ücretlerinin de o şekilde
tarif edilmesiyle ilgili bir çalışmayı biz de arzu ediyoruz
ancak yapılan çalışmada bazı teknik hatalar görüldüğü
için çıkarılmıştı, biz bu konunun takibini
yapacağız. Doğrusu, mümkün olsa en kısa zamanda
çıkarabilsek. Tabii, o konularda sizlerin de desteğine
ihtiyacımız olur.
Borcunu ödeyen
vatandaşlarla ilgili olarak
Tekrar bir şeyi ifade etmek istiyorum:
Çok değerli arkadaşlar, az önce bir konuşma dinledik, çok
saygıdeğer milletvekillerimizden bir tanesi, işverenlerin 5
puanlık indirimlerinin yapılması karşısında
aslında işverenlere kamu kaynaklarının tahsis
edildiğini ve dolayısıyla da işçiler yerine
işverenlere birtakım kaynak aktarıldığını
ifade ediyordu. Şimdi, biz bir tercih yapmalıyız, eğer bir
teşvik varsa ve teşvik talep ediliyorsa teşviki mi istemeliyiz,
yoksa buna karşı mı çıkmalıyız, bu tercih
edilmeli. Biz, 5 puanlık indirimi yapıyoruz; 5 puanlık indirim,
bu ülkede sosyal güvenlik açısından sorumluluklarını yerine
getiren vatandaşlarımızın ve işverenlerimizin
borçlarını sürekli ödemeleri karşılığında ve
vaktinde ödemeleri karşılığında onlara
yapılmış bir teşviktir. Bu, aynı zamanda kayıt
dışılıkla da bir mücadeledir çünkü kayıt
dışı olursa biz bu teşvikleri uygulamıyoruz o
işletmelere. Bu sebeple bakıldığında, bu, hakikaten
mükellefiyetlerini yerine getiren insanlarımıza
yaptığımız bir geri ödemedir ve yeniden
yapılandırmayla da yaptığımız uygulamayı
belki destekleyecek türden bir muhteva taşımaktadır.
Kanunda -az önce
sizler de ifade ettiniz- hizmet borçlanmasıyla ilgili herhangi bir
düzenleme yok. Hizmet borçlanmasıyla ilgili bir düzenleme yapmayı da
düşünmüyoruz. Bu açıdan bu konuya bir açıklık
getirilmesinde yarar var.
Çok değerli
arkadaşlar, bugüne kadar, daha doğrusu sosyal güvenlik reformu
sürecine kadar sadece tek değişkenle emeklilik
tanımlanıyordu yani belirli bir gün sayısında prim ödenerek
emekli olmak mümkündü, hâlbuki sosyal güvenlik reformlarından sonra,
sizler de biliyorsunuz, aslında 2005ten önce sizin döneminizde de
yapılan düzenlemelerde elli sekiz-altmış yaşına
çıkan bir uygulama vardı, biz nihayet bunu altmış beşe
çıkarmıştık ve kademeli olarak bir geçiş
öngörülmüştü. Şimdi emeklilik için iki değişken var: Bir,
prim ödeme gün sayısı. İki, yaş. Dolayısıyla yaş
olmasaydı geriye dönük borçlanma belki insanların emekliliği
için daha kolay veya daha çabuk bir sonuç doğurabilirdi ama şimdi
yaş uzadıkça geriye dönük borçlanmanın çok pratik bir
faydası ortaya çıkmayacak. Bu açıdan
bakıldığında vatandaşlarımızın bu
değişikliği fark etmelerinde bence yarar var. Geriye dönük
borçlanacağına ileriye dönük, daha kısa kısa primlerle ve
paylarla primini ödeyerek yaşını beklese veya
çalışarak devam etse ve prim ödese, bence, emeklilik için çok daha
olumlu sonuç elde edebilir, en azından maaşı da daha yüksek
olur.
Askerlik
sürelerinin borçlanması ve kadın doğumuyla ilgili
yaptığınız eleştiriyi çok haklı buluyorum, bunu
çok net söyleyeyim. Çünkü kadınların geriye dönük olarak, yani
çalışmadan yaptığı doğumların
borçlanmasına izin vermiyoruz. Ama yaptığımız bu
şey, doğru olan şey budur. Yanlış olansa,
çalışmadığı ve sosyal güvenlik sistemine dâhil
olmadığı hâlde askerlik yaptığı dönemde prim
ödemeden onun borçlanma imkânının olması ve emeklilik süresine
dâhil edilmesidir. Bu sosyal güvenlik sistemi ve mantığı
açısından doğru değildir. Eğer eleştireceksek
lütfen doğru bir yerden eleştirelim ve kadınlara verilmeyen bir
haktan değil, yanlış verilmiş ve sosyal güvenlik
sistemimizi yanlış etkileyen bir durumdan bahsederek
eleştirelim. Çünkü sosyal güvenlik bu toplumun, özellikle de
çocuklarımızın geleceği demektir ve onların geleceği
için de biz sosyal güvenlik sistemini reel olarak çalışma, reel
olarak prim ödeme ve bunun karşılığında reel olarak
maaş alma sistemine bağlamak durumundayız. Aksi takdirde
kendimiz için olumsuz kararlar vermiş oluruz.
İşsizlik
sigortasından yararlananların emeklilik sigortasından
yararlanamamaları: Yine aynı şeyi söylemek gerekecek belki.
İşsizlik sigortasından yararlanarak ücretini alan
arkadaşlar normal şartlarda bize daha önceden ödedikleri primin bir
karşılığını alıyorlar, haklarını
alıyorlar. Ama emeklilik prim ödeme karşılığı
elde edilen başka bir haktır. O açıdan, o dönemde prim ödememesi
sebebiyle onun emekliliğine sayılacak bir primmiş gibi
algılanması hiç doğru olmaz. O açıdan, ben o sistemin veya
bu tavrın pek olumlu sonuç vermeyeceğini düşünüyorum.
TEDAŞla
ilgili sorulan soru: Doğrusu, Sayın Işık, ben bu konuyu
şimdi siz dile getirince fark ettim. Buna yazılı cevap verelim.
Yine, ayrıca
Sosyolog ve kütüphaneciler için özellikle Devlet Planlama
Teşkilatında bir çalışma var mı yok mu? Buna da izin
verirseniz yazılı cevap verelim.
Çok teşekkür
ediyorum, sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Süremiz
kaldı.
Sayın Vural,
buyurun.
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim.
Efendim, biraz
önce Sayın Bakan emeklilerin maaşıyla ilgili konuda Bu kanun
çıkarsa hiç olmazsa bir an önce o olur. filan diyerek bir şey ifade
etti.
Şunu
söylemeliyim ki emeklilerle ilgili bir derdiniz varsa şimdi hodri meydan
diyorum. Kanun teklifini getirin, ayırın, yarın kırk sekiz
saati geçmeden Komisyonda, kırk sekiz saati geçmeden de hemen Genel
Kurulda kanunlaştıralım. Bu konuda konuşma dahi
yapmayacağız, yaptığınız zammı kâfi
görmemekle birlikte, emeklilerin maaşının bir an önceye
alınması için gerekli her türlü desteği burada vereceğiz
ama asıl kendinize sormanız gerekir. Yüz on üç maddelik bir kanunun
içerisine emekli maaşlarıyla ilgili hususu getirip bunu bir ucube
kanuna dönüştüren bizatihi Hükûmetinizin kendisidir. İki yüz
kırk yedi maddeye çıkmıştır. Dolayısıyla,
asıl geciktiren, AKPnin ve Hükûmetin tutumu olmuştur.
Ben burada hodri
meydan diyorum iki hususta: Bir, emeklilerin maaşı; bir de, eğer
bu yeniden yapılandırmayla ilgili hususlar varsa ayıklayın,
hemen bitirelim, bunlarla ilgili -diğer konuları bırakın-
hemen geçirelim, bitirelim. Bu yapılandırmayla ilgili her türlü
hususta Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz yanınızdayız,
destekleyeceğiz, yeter ki ayırın.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Buyurun
Sayın Bakanım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) Çok değerli
arkadaşlar, maalesef bir üzücü haber de vereceğim tekrar size, belki
haberiniz oldu ama.
Bugün
akşamüzeri OSTİMde yeniden bir patlama daha oldu. O patlamada da ilk
verilen bilgilerde herhangi bir yaralı yok gibi gözüküyordu ama şu
anda gelen bilgiye göre maalesef 4 ölü, 8 yaralı ve 18 mahsur var.
Ben, ölülerimize
Allahtan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum ve
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Aynı iş yeri mi Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) Hayır,
aynı iş yeri değil, OSTİMde iki sokak
aşağıda bir başka yerde tüp patlaması olmuştu ama
başlangıçta verilen bilgide herhangi bir can kaybı yok gibiydi
ama maalesef böyle bir sorun var.
Ben tekrar,
Ankaralılara, milletimize geçmiş olsun diliyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Biz de vefat
edenlere Allahtan rahmet, yaralılara da acil şifa diliyoruz.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, dördüncü bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi
dördüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
73üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 73. maddesinde yer alan "%60" ibaresinin
"%75" olarak, "% 150" ibaresinin ise "%200"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Erkan Akçay Yılmaz Tankut
Antalya Manisa Adana
E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Denizli Konya İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 73 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek
İzmir Malatya İstanbul
Hulusi Güvel Muharrem İnce Bülent Baratalı
Adana Yalova İzmir
Enis
Tütüncü Şevket
Köse
Tekirdağ Adıyaman
"Madde 73-
4447 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Günlük kısa
çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık
prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama
brüt kazancının % 60'ıdır. Bu şekilde hesaplanan
kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı
İş Kanununun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından büyük
işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının
% 150'sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara
ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin
sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda
belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma
ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen
işsizlik ödeneği süresinden düşülür."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 73. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Akın
Birdal Hamit
Geylani
Batman Diyarbakır Hakkâri
Nuri
Yaman
Sebahat Tuncel
Muş İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Karabaş, buyurun efendim.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 73üncü maddesi üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlarken OSTİMde yaşanan kazada yaşamını
yitirenlerin ailesine başsağlığı, yaralılara acil
şifalar diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii burada AKP sürekli mevcut politikasını ve
anlayışını sürdürüyor. Özellikle biraz önce Bakanın
dediği şuna benziyor: Ölmek üzere olan birine su vermekle idam edilme
kararı alınan birini birlikte getirme. Eğer siz ölmek üzere
olana su vermemizi ve onu kurtarmamızı istiyorsanız
diğerinin idam kararını onaylayın gibi bir olay. İki
yüz otuz yedi maddeden oluşan bir torba yasayı getiriyorsunuz. Bir
taraftan işçinin, emekçinin, çalışanların, birçok kesimin
zaten günlerdir ayakta olduğu, karşı çıktığı
ve mevcut durumunu geriye götüren, haklarını tırpanlayan
maddeleri getireceksiniz, diğer taraftan da halkın
karşısına geçip daha aylarca öncesinden söz verdiğiniz
afları, sigorta ve vergideki muaflıkları, emeklilerin ödemelerini
işte Getirin, destek verin, bu yasayı geçirelim, onlar da
haklarını alsınlar. diyeceksiniz. Bu etik değil, ahlaki
değil. Bu yasanın böyle getirilmesi de ahlaki değil, bu söylem
hiç etik değil. Yani bir partiye, demokrasiden yana olduğunu
söyleyen, haklardan yana, adaletten yana olduğunu söyleyen, halkın
yüzde 47 desteğini almış bir partiye, onun sözcülerine, onun
bakanlarının kullanma hakkı olmayan bir söylemdir.
Değerli
milletvekilleri, şimdi bu 73üncü maddede kısa çalışma
ödeneğiyle ilgili bir düzenleme yapılmaktadır. Daha önceki,
şimdiye kadarki düzenlemede kısa çalışma ödeneğinin
ödenebilmesi için, kapsama alınabilmesi için ekonomik kriz ve
zorlayıcı nedenler gerekiyordu. Mevcut mevzuatta, mevcut düzenlemede
genel ekonomik krizin bile çok belirleyici, kapsayıcı yanı
yoktu, muğlak yanları vardı. Mevcut tasarıda ise sektörel
ve bölgesel krizleri de bu kapsama almıştır. Yani bu tasarı
çıktığı zaman çok muğlak gerekçelerle, çok
sıradan gerekçelerle, fondan yararlanma ve kısa çalışma
ödeneğinden yararlanma talepleri gelecektir.
Şimdi,
sektörel kriz ne demektir? Bölgesel krizi nasıl belirleyeceksiniz?
Standardı ne olacaktır? Bugün Türkiyede birçok alanda mevcut,
tekstilden tutun inşaata, sanayinin diğer tüm kesimlerinde mevcut
düzenleme geldiği zaman, istendiği zaman bu kapsama alınabilir,
kısa çalışma ödeneği kapsamına alınabilir.
Hangisini neye göre belirleyeceksiniz? Bu nedenle, bu muğlak olan,
içeriği belli olmayan, her yana çekilebilecek anlayıştan
vazgeçilmesi gerekiyor.
Değerli
milletvekilleri, bu maddede bir de Bakanlar Kuruluna, kısa
çalışma ödeneğiyle ilgili gerekirse, ihtiyaç duyarsa, altı
aya kadar uzatma yetkisi veriyor. Şimdi, zaten bu kısa
çalışma ödeneğinin hak edilebilmesi için zorunlu bir durumun
olması gerekiyor. Geçici bir durumdur bu zaten. Neye göre Bakanlar Kurulu
altı ayda bir bunu uzatıyor? Bir deprem veya bir yangın, bir
afet olmuş, bu yerine getiriliyor, ondan sonra yeni bir depremin veya
selin, afetin olacağını mı öngörecek Bakanlar Kurulu?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, bir hususu hatırlatmak istiyorum.
Şimdi, bir kısım arkadaşlarımız konuşmak
istediklerinde, önergeler üzerinde, gelip burada önergeleri imzalıyorlar.
Tamam, bir problem yok. Bir kısım arkadaşlarımıza biz
daha sonra imzalatıyoruz. Eğer arkadaşlarımız
konuşacaklarsa yani önergesinde imzası olan
arkadaşlarımızın konuşması lazım ama biz
elini kaldıran arkadaşlara
Yani bazen biz de unutmuş oluyoruz,
imzası var gibi kabul ediyoruz ama gelip konuşuyorlar. Yani önergede
imzası olmayan her arkadaşımız elini
kaldırdığı anda gelip burada konuşma hakkına
sahip değildir. Lütfen, önergede imzası olmayan arkadaşlarımız
önergedeki imzalarını tamamlasınlar ve onu takip etsinler. Çünkü
bilirler kendileri önergede imzaları olup olmadığını.
Onun için biz de bu hususu
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Bizde yok öyle bir şey.
BAŞKAN
Hayır, ben genel itibarıyla konuştum, zaten söylemedim.
Yani bu hususta
daha dikkatli davranılırsa -konuşma hakkı zaten bakidir,
Ahmet ya da Mehmet konuşmuş fark etmez- iyi olur.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Haklısınız Sayın Başkanım.
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) İlk kez oldu.
BAŞKAN
Efendim, ben genel itibarıyla konuşuyorum. Diğer gruplarda da
oldu, sadece şeyi söylemiyorum. Yani o bakımdan iyi olur diye
düşündüm.
Evet, diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 73 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
"Madde 73-
4447 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Günlük kısa
çalışma ödeneği; sigortalının son oniki aylık
prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama
brüt kazancının % 60'ıdır. Bu şekilde hesaplanan
kısa çalışma ödeneği miktarı, 4857 sayılı
İş Kanununun 39 uncu maddesine göre 16 yaşından büyük
işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının
% 150'sini geçemez. Kısa çalışma ödeneğinden yararlananlara
ait sigorta primlerinin aktarılması ve sağlık hizmetlerinin
sunulmasına ilişkin işlemler 5510 sayılı Kanunda
belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülür. Kısa çalışma
ödeneği olarak yapılan ödemeler başlangıçta belirlenen
işsizlik ödeneği süresinden düşülür."
BAŞKAN
Önerge üzerinde Sayın Muharrem İnce, Yalova Milletvekili.
Buyurun
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasaya kimisi
torba yasası dedi, kimisi çorba yasası dedi. Bence hiçbiri
doğru değil. Bu yasanın adı, Sayın Öztürkün
dediği gibi Bu bir lokomotif yasası. Yani siz, emekli
maaşını, öğrenci affını, borçların yeniden
yapılandırılmasını bakın neyle birlikte
taşıyorsunuz.
Şimdi, ben
buradan size soruyorum: Siz, emekli maaşını, borçların
yeniden yapılandırılmasını, öğrenci
affını ayırın, hiç gece yarılarına kadar burada
uğraşmaya gerek yok. Hemen, yarın sabah gelin, hiç
konuşmadan, tek kelime etmeden, karar yeter sayısı, yoklama
istemeden, hiç Meclisi meşgul etmeden bunları patır patır
patır hemen bir saatte geçirelim. Bunu yapamazsınız. Niye
yapamazsınız biliyor musunuz? Bakın, şundan
yapamazsınız:
2003
yılındaki belki siz de bilmiyorsunuz, oy veren milletvekillerine
söylüyorum- vergi barışında, Vergi Barışı
Kanununda gümrük vergileri var mıydı? Yoktu. 2003 yılında
da vergi barışı oldu, gümrük vergileri yoktu. Peki, bunda gümrük vergileri niye var? Acaba diyorum,
Tony Blairin Sayın Başbakana yazdığı İngiliz
viski şirketlerinin 500 milyon dolar borcunu affetmiş olabilir
misiniz burada? Onu yeniden düzenlemiş olabilir misiniz?
ASIM AYKAN
(Trabzon) Bırak Allah aşkına! Ne alakası var?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Varsa söyle! Bildiğin bir şey varsa
söyle!
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Ben bilmem. Bak, araştırın...
Araştırın diyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sen araştır.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Ben diyorum ki 2003 yılındaki vergi
barışında gümrük vergileri yoktu, bunda niye var?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O zaman
olmayan çok şey var, başka şeyler de var. Bu kanunda olmayan
tonlarca şey var.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Acaba, bu Tony Blairin mektubunun bunda etkisi var
mı? Birincisi bu.
İkincisi,
sayın milletvekilleri, Sayın
Başbakanın CHP milletvekillerine plaket vermesi lazım. Onun
yapamadığını iki gündür biz yapıyoruz. Maşallah,
takır takır çalışıyorsunuz, bir içeri, bir
dışarı...
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O, onların sorunu...
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Beş dakikada bir içeri Arkadaşlar, CHP yoklama
istedi... Geliyor içeriye, parmağını kaldırıyor. Neye
kaldırıyor? Okudu mu? Ne yapıyor, bilmiyor. Bakıyor
partisinin grup başkan vekiline, oyunu kullanıyor, hemen
dışarıya çıkıyor. Yirmi saniyede giriyor, yirmi
saniyede çıkıyor. Gir çık, gir çık.
ASIM AYKAN
(Trabzon) Maşallah
MUHARREM
İNCE (Devamla) Böyle bir yasama faaliyeti yok. Ama Sayın
Başbakanın bulamadığı karar yeter
sayısını, Sayın Başbakanın
bulamadığı toplantı yeter sayısını Allaha
şükür biz buldurduk bu Meclise. Dün gece saat ikiye kadar buldurduk, bu
gece de bulduracağız. Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Beşe kadar, sabah beşe kadar
FATOŞ GÜRKAN
(Adana) Siz kaç kişisiniz?
MUHARREM
İNCE (Devamla) Yani ben bunlara üzülüyorum. Bu ülkenin en büyük
Meclisinin böyle bir çalışma temposu içerisinde olmasından
üzüntülüyüm.
Bugün de insanlar
Türkiyenin dört bir yanından Ankaraya geldiler ama insanlar Meclise
yaklaştırılmadı, Kızılaya
yaklaştırılmadı. Önünü polislerle kestiler, barikatlar
kurdular.
ASIM AYKAN
(Trabzon) Siyaset yapmaya geliyorlar.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Mısırdan daha mı kötü bu ülke?
Mısırdan daha mı az özgür bu ülke? Burada insanlar niye hak
arayamıyor? Burada insanlar niye slogan atamıyor? Burada her
şeyi çalmak serbest de ıslık çalmak niye yasak?
Ben, dün, size
bir oturumda bazı şeyleri anlatmaya çalıştım. Toplumun
gazını almazsanız, toplumu sürekli gererseniz, toplumu sürekli
kamplaştırırsanız, bir gün bir yerden bu patlar.
Bakınız,
insanların telefonlarını dinlerseniz, insanları
fişlerseniz, insanları baskı altında, zulüm altında
inim inim inletirseniz, insanlar sizden korkar ama 50 bin kişi bir araya
geldi mi stadyumda sizi yuhalarlar, sizi ıslıklarlar. Buna engel
olamazsınız. Bu bir toplum psikolojisi olur.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sandığa gel, sandığa.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Bu toplumu rahatlatmanın yolu, demokrasidir.
Eczacılarla
anlaşma yapacaksınız, diyeceksiniz ki: Eylem yapmazsanız
sizle anlaşırız. Öğrencileri İstanbula
sokmayacaksınız, öğretmenleri Ankaraya
sokmayacaksınız, işçileri, memurları, emekçileri
Kızılaya sokmayacaksınız. Meclise gitmek istemiyoruz.
Akay Kavşağının önünde basın açıklaması
yapıp dağılacağız. diyorlar, Yok. İçişleri
Bakanını arıyorum. 50 CHP milletvekiliyle bugün oradaydık
biz. Bakan toplantıda. Hâlâ geri dönecek.
Sizin demokrasiye
saygınız bu. Ana muhalefet partisinin 50 milletvekili oraya
gitmiş, ana muhalefet partisinin Grup Başkan Vekili...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM
İNCE (Devamla) - ...İçişleri Bakanını arıyor,
İçişleri Bakanı hâlâ bana geri dönecek.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakanın işi var ama.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Sizin demokrasi anlayışınız bu. Sizin
demokrasi anlayışınız takiye demokrasisi. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnce.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 73. maddesinde yer alan "%60"
ibaresinin "%75" olarak, "% 150" ibaresinin ise
"%200" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yılmaz
Tankut (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Tankut, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
YILMAZ TANKUT
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 73üncü maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, bugün OSTİMde meydana gelen elim kazalarda
hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ben de buradan
Cenab-ı Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına ve milletimize
başsağlığı diliyorum, yaralı
vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Yine, az önce,
Sayın Bakanın, emekli vatandaşlarımızla ilgili,
burada, durumlarının düzeltilmesine yönelik birtakım ifadeleri
oldu ve bunu da torba yasada muhalefetin engellediğine yönelik
birtakım ifadeleri oldu. Ama burada, hem bizim Grup Başkan Vekilimiz
Sayın Vural hem de diğer Grup Başkan Vekili Sayın İnce
çok net bir şekilde ifade ettiler. Sayın Bakan, emeklilerle ilgili
her türlü düzenlemeyi burada, en kısa zamanda getirdiğiniz takdirde,
biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, hiçbir konuşma yapmadan sonuna
kadar destekleyeceğimizi bu kürsüden bir kez daha ifade ediyorum ve sizi
de bu konuda samimi bir şekilde cevap vermeye davet ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, adı kamuoyunda torba yasa olarak bilinen ancak
konuşan arkadaşlarımız tarafından haklı olarak
çeşitli isimler altında hicvedilen bu tasarı, elbette
birtakım yenilikler ve düzenlemeler getirmektedir. Yine, elbette başta
kamu alacakları olmak üzere vatandaşlarımızı doğrudan
ilgilendiren bazı kolaylıklar da sağlamaktadır. Bunlardan
birisi de, önceki maddelerde kabul edilen, 120 liraya kadar olan borçların
gecikme faizlerinin, gecikme cezalarının silinmesi,
bazılarından da vazgeçilmesidir.
Sayın
milletvekilleri, vatandaşlarımızın lehine olacak hiçbir
çalışmaya bugüne kadar biz karşı olmadık. Aksine,
hiçbir komplekse kapılmadan, elimizden geldiği ölçüde destek olduk.
Ancak Milliyetçi Hareket Partisi olarak, vatandaşlarımızın
lehine olacak birçok konuda yaptığımız tekliflerin
reddedildiğini de, bu manada uzattığımız elin havada
kaldığını da buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu
konuda bizler gerçekten hem dertliyiz ve çok
sıkıntılıyız ve buradan da sizleri milletimize bir kez
daha şikâyet ediyoruz. Böyle bir siyasi taassubun
şekillendirdiği anlayıştan şikâyetçi olmak, AKP
zihniyetini bu manada deşifre etmek hiç şüphesiz bizim en doğal
hakkımızdır. Dolayısıyla, sayısal
çoğunluğa güvenerek muhalefete Senin dediğin yanlış
benimki doğru, senin teklifin haksız benimki haklı.
şeklindeki peşin bir yargıyla bakan siyasi iktidarın
temsilcilerini, AKP İktidarının yöneticilerini, bu
çağdışı anlayışı terk etmeye ve halkın
ihtiyaçlarının söz konusu olduğu yerde, teklif kimden gelirse
gelsin destek olmaya bir kez daha buradan, yeniden davet ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, bazı kamu alacaklarıyla ilgili cüzi miktarlardaki
borçları da düzenleyen bu tasarıyı biz küçümsemiyoruz. Zaten
küçümsemediğimiz için de, ilgili komisyon çalışmalarındaki
süreçlerde Milliyetçi Hareket Partisinin değerli milletvekilleri komisyon
çalışmalarına çok büyük gayret ve fedakârlıkla destek
vermişlerdir. Toplumumuzun değişik kesimlerinin arzu ve
beklentileri doğrultusunda da önemli katkılar yapmışlardır.
Bugün de aynı anlayışla, Genel Kurul görüşmelerinde de
Milliyetçi Hareket Partisi olarak önergelerimizi, ikazlarımızı
ve tepkilerimizi muhalefet sorumluluğu içinde yerine getirmeye devam
ediyoruz.
Şimdi
buradan önemli bir ikazı daha yapma gereğini hissediyorum. Şöyle
bir geriye dönüp baktığımızda, bu zamana kadar pek çok
konuda çok değişik aflar getirilmiştir. Özellikle AKPnin
iktidarda olduğu son dokuz yılda birçok kez af ve borçların
yeniden yapılandırılmasına hep birlikte tanık olduk.
Değerli
arkadaşlar, biz, af sisteminin ekonomik ve sosyal alandaki sorunları
çözme amacının dışında kullanılmaması
gerektiğine inanıyoruz. Fakat mevcut AKP İktidarının
böyle bir amaçla yasa hazırladığını söylemek gerçekten
de mümkün değildir. Durup dururken, tam da seçim öncesine denk getirilen
bir affın siyasi hesaplarla, siyasi menfaat beklentileriyle
yapılmadığını söylemek mümkün olmayacaktır.
Diğer
taraftan, kamuoyunda Çok büyük af yasası olarak ifade edilen bu af ile
esasında az önce de ifade ettiğim gibi
vatandaşlarımızın en fazla 120 liraya kadar olan
borçları affedilmekte ve bu tasarı kanunlaştığı
zaman cezalarıyla birlikte silinmektedir.
İşte,
AKP İktidarı insanlarımızın gözünü boyamak suretiyle,
seçim öncesi siyasi rant hesaplarıyla önemli olanın kendi siyasi
faydası olduğunu da bu şekilde esasında ele vermiş olmaktadır.
Yani AKP bu küçücük affı bile büyük bir ihtimalle seçim malzemesi olarak
kullanacak ve her zaman yaptığı gibi kendi siyasi
saltanatını devam ettirebilmek için acımasızca bu konuyu
istismar edecektir.
Ancak biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, AKP bu ufacık aflardan kendisine bir
istismar sahası elde edecek olsa da, vatandaşımızın
lehine olacağı için elbette hiçbir siyasi rant hesabı yapmadan
tasarının bu ve benzeri ilgili bölümlerine önergelerimizle katkı
sağlamaya devam edeceğimizi belirtiyor, bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tankut.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
74üncü madde
üzerinde dört adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 74
üncü maddesinde yer alan ve Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir. ibaresinin ve aynı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir. şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Hayrettin Çakmak Ahmet Aydın
Giresun Bursa Adıyaman
İbrahim
Yiğit Veysi
Kaynak
İstanbul
Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 74. maddesinde yer alan Bakanlar Kurulu, bu
maddenin uygulanma süresini 2015 yılından itibaren beş yıla
kadar uzatmaya yetkilidir. ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet
Günal Erkan
Akçay
İzmir Antalya Manisa
E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Denizli
Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 74 üncü maddesi ile eklenen Geçici Madde 10un
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı
İzmir İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hulusi Güvel Enis Tütüncü
Malatya Adana Tekirdağ
Ali
Koçal Şevket
Köse
Zonguldak Adıyaman
31/12/2015
tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak
üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince
işe alınan ve fiilen çalıştırılanların;
işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin
Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı
sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme
ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen
prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının
ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer
koşulları da sağlamak kaydıyla, 5510 sayılı
Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 82 nci maddesi uyarınca belirlenen
prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin
işveren hisselerine ait tutarı, işe alındıkları
tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan ödenir. Bu suretle
her yıl fondan ödenen tutarlar, izleyen yılın ilk üç ayında
Hazinenin ortalama iç borçlanma faizi dikkate alınarak hesaplanacak faizi
ile birlikte fona iade olunur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı yasa tasarısının 74. maddesi ile 4447
sayılı kanuna eklenmek istenen geçici madde 10un birinci
fıkrasında geçen, İşsizlik Sigortası Fonundan
ibaresi yerine genel bütçe gelirlerinden karşılanmak üzere devletçe
ibaresinin getirilmesini, ikinci fıkrasının a) bendinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini ve b) bendinin
çıkarılmasını arz ve tekli ederiz.
a) 18 yaşından
büyük kadın ve erkeklerden eşit sayıda istihdam edilmek üzere
(tek rakamlarda öncelik kadına, çift rakamlarda kadın-erkek
eşitliği esas alınır);
Bengi
Yıldız Akın
Birdal Hamit
Geylani
Batman Diyarbakır Hakkâri
Nuri
Yaman Sebahat
Tuncel
Muş İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Birdal, buyurun.
AKIN BİRDAL
(Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
ilgili yasa tasarısının 74üncü maddesiyle 4447 sayılı
Yasaya eklenmek istenen geçici maddesinin birinci fıkrasında geçen,
İşsizlik sigortası Fonundan ibaresi yerine genel bütçe gelirlerinden
karşılanmak üzere devletçe ibaresinin getirilmesini, ikinci
fıkrasının (a) bendinin aşağıdaki gibi
değiştirilmesini ve (b) bendinin çıkarılmasını
öneriyoruz.
18 yaşından büyük kadın ve
erkeklerden eşit sayıda istihdam edilmek üzere (tek rakamlarda
öncelik kadına, çift rakamlarda kadın-erkek eşitliği esas
alınır);
Gerekçemiz:
Tasarının 74üncü maddesiyle 4447 sayılı Yasaya geçici
10uncu madde eklenerek istihdam teşviklerinde kullanılacak
kaynağın İşsizlik Sigortası Fonu olduğu
belirtilmektedir. Sosyal devletin tam istihdam piyasasını düzenleme
görevi olduğundan istihdam teşviklerinde genel bütçe gelirleri kaynak
olarak kullanılmalıdır. Ayrıca istihdam teşvikinde
kadın-erkek eşitliği sağlanmalı, belirli durumlarda
kadına öncelik tanınmalıdır. Ki bu, bizim de önerimizle
aşağı yukarı kesişiyor ancak burada bizim bunları
tartışırken meseleye ilkesel olarak ve felsefi olarak ve de
ideolojik olarak baktığımız zaman gerçekten bu torba
yasasının sınıfsal tercihinin kimden yana olup
olmadığıyla doğrudan ilgili. Şimdi, bu, sermayeden
yana ve patronların iki dudağının arasında, keyfî,
onların kâr hırsına gerçekten karşılık verici bir
düzenleme. Kendiliğinden gelmiş değil, yani bu torba
yasasının arkasını iyi okumak gerekiyor.
Şimdi,
şöyle, sıradan bir mantık yürütebiliriz, örneğin: Neden
bugün emekçiler, gerçekten Türkiye'nin en büyük konfederasyonları, emek
örgütlerinin ve meslek odalarının en büyük iki örgütü Türkiye
Mühendis Mimar Odaları Birliği, Türkiye Tabipler Birliği
Şimdi, örneğin, sıradan şöyle düşünülebilir, bir
demokrasi anlayışıyla kritik yapalım:
Çağırır Hükûmet, Maliye Bakanlığı Ne
istiyorsunuz? denilebilir, onlar da ne beklediklerini söylerler ve sorun
kalmaz ama bu, bu kadar basit değil ki. Her yerde, yaratılan
artı değere kimin el koyacağı meselesi var, AKPnin zaten
varlık nedeni bu.
O nedenle, biz
buna çok fazla itiraz etmiyoruz ama elbette ki tarihe not düşmek için,
tutanaklara muhalefet şerhimizi koyduruyoruz. Şimdi, neoliberal
politikaların gereği olarak elbette ki burada bir özelleştirme,
taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma olacak ve bu
kaçınılmaz, işte sonuçları burada ama gerçekten ve hemen
yanı başımızda küresel dünyanın yaşadığı
krizi ve bu dalgalanmayı dikkate alan bir yerde muhalefetin ve Parlamento
dışındaki emek güçlerinin, demokrasi güçlerinin ne dediğine
kulak verilebilir. Yoksa kör parmağım üstüne bakalım nereye
kadar gider ve gidecek, ona hep birlikte tanık olacağız. Yoksa
örneğin 12 Eylülde Verin, evet deyin, biz hesaplaşacağız.
Kiminle? Asker, bürokratla. Hayır, aslında 24 Ocak
kararlarıyla hesaplaşmaktır 12 Eylülle hesaplaşmak. Bunu
yapabilecek misiniz? Hayır.
O nedenle,
Profesör Ziya Umur Bazen tek bir sözcük, bazen yılların kültürünün
mirasının taşıyıcısıdır. diyor.
Gerçekten bu sözcük sizce ne olmalıdır? Barış, demokrasi,
emek, özgürlük, eşitlik, kardeşlik mi yoksa sömürü, baskı,
yasak, tanklar, polis devleti mi? O nedenle, bu kültürü değiştirmek
gerekiyor. Yoksa, gerçekten bu yasalara bakın bugün hep engellenen emek ve
demokrasi güçleri bugün karar almışlardır, mücadelelerini daha
da yükseltecekler. Bunu nasıl önleyeceksiniz? Yine
tanklarınızla, toplarınızla, tüfeklerinizle. Dünya dönüyor.
Gerçekten bu baskıcı yasaklara, diktatörlüklere, faşist,
militarist egemen anlayışlara vura vura dönüyor, emekten yana, demokrasiden
yana, barıştan yana. O nedenle, burada da elbette ki, bu süreci
kısaltma konusunda emek ve demokrasi güçlerinin ortaklaşa bir
iradesi, bu süreci kısaltacaktır. Biz buna inanıyoruz ama
İktidar da, gerçekten, hiç
değilse, artık kapitalist düzenin belli kuralları var,
liberalizmin değişimleri var, sizler de buna uyarsanız
hayrınıza olur diye düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Birdal.
III.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama istiyorum.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yoklama talebini yerine getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk,
Sayın Erbatur, Sayın Koçal, Sayın Köse, Sayın Çöllü,
Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Kaptan, Sayın Özkan,
Sayın Köktürk, Sayın Tütüncü, Sayın Dibek, Sayın Topuz,
Sayın Arıtman, Sayın Ağyüz, Sayın Aydoğan,
Sayın Ersin, Sayın Hacaloğlu, Sayın Seçer, Sayın
Karaibrahim.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 74üncü maddesi ile eklenen Geçici Madde 10un
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
31/12/2015
tarihine kadar işe alınan her bir sigortalı için geçerli olmak
üzere, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren özel sektör işverenlerince
işe alınan ve fiilen çalıştırılanların;
işe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin
Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı
sigortalılar dışında olmaları, aynı döneme
ilişkin işe alındıkları işyerinden bildirilen
prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının
ortalamasına ilave olmaları ve bu maddede belirtilen diğer
koşulları da sağlamak kaydıyla, 5510 sayılı
Kanunun 81 inci maddesinde sayılan ve 82 nci maddesi uyarınca
belirlenen prime esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin
işveren hisselerine ait tutarı, işe alındıkları
tarihten itibaren İşsizlik Sigortası Fonundan ödenir. Bu suretle
her yıl fondan ödenen tutarlar, izleyen yılın ilk üç ayında
Hazinenin ortalama iç borçlanma faizi dikkate alınarak hesaplanacak faizi
ile birlikte fona iade olunur.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Koçal, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 74üncü maddesine yönelik, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu torbanın
içinde vergi affı, öğrenci affı, emekli
maaşlarının iyileştirilmesi gibi AKPnin daha önceden
yapmak istemediği ancak şimdi yapmak zorunda kaldığı
iyileştirmeler vardır kuşkusuz ancak aynı torbada
çalışma yaşamını yakından ilgilendiren,
çalışanları mağdur eden ve örgütlenmenin önünde engel olan
birçok madde de vardır. Bu maddeleri önümüze getirenler demokrasiden
nasibini almayanlardır. Emeğe ve emekçiye karşı olan, kin
ve nefret içinde olanlardır.
Aslında, bu
torba yasa, AKPnin yanlış ekonomik politikalarının bir
sonucudur. Bu yasa tasarısıyla AKP kendi
başarısızlığını ortaya koymuştur. AKP
önceki dönemlerde çıkardığı birtakım yasalarla
esnafı zor durumda bırakmıştır. Bu dönemi icra
dairelerinde geçirmiş olmasından dolayı birçok esnafın da
iflas ettiğini hepimiz biliyoruz.
Yine, AKPnin
iktidarı süresince uyguladığı yanlış sosyal
güvenlik politikaları nedeniyle açmaza giren Sosyal Güvenlik Kurumu
mensuplarından çok ciddi şikâyetler gelmiştir.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun tasarısının yasalaşması
hâlinde çok büyük kayıplar ve mağduriyetler olacaktır. O
nedenledir ki birçok sivil toplum örgütü, sendikalar tepkilerini ortaya
koymaktadır bugün gördüğümüz gibi. Yollara düşen emekçilere
kulak verilmelidir. Bugüne kadar emekçinin gücünü yok sayanlar hüsrana
uğramıştır. Dolayısıyla aynı şeyin
AKPnin başına geleceğinden kimsenin şüphesi
olmamalıdır. Tepkileri iyi okumak, fotoğrafa iyi bakmak gerekir.
Zonguldak emekçilerinin 1992 yılındaki Büyük Ankara Yürüyüşü
buna bir örnektir, hatırlatmak isterim.
Değerli
milletvekilleri, bir başka çekincemiz de İşsizlik Sigortası
Fonuyla ilgilidir. İşçi ve işveren primleri ile devlet katkısından
oluşan İşsizlik Sigortası Fonunun temel amacı, kendi
istek ve iradesi dışında işini kaybedenlerin yeni bir
iş ararken on aya kadar işsizlik ödeneğinden
yararlanabilmelerini sağlamaktır. Durum böyle olmakla birlikte,
2008de, İşsizlik Sigortası Fonu kurulmasına dair kanuna
iki geçici madde eklenmiş ve fonda biriken kaynakların amacı
dışında kullanılmasının yolu
açılmıştır. Yine, bir geçici maddeyle 2008 yılına
münhasır olmak üzere, fonun mevcut nema gelirlerinden 1,3 milyar TLlik
kısmının bütçeye gelir kaydedilmesi hükme
bağlanmıştır. Hâlen fondan aktarılan kaynakların
fona iade edileceğine dair hiçbir düzenleme yoktur. Esasen hazine
tarafından karşılanması gereken giderler fondan gider olarak
kaydedilmektedir.
Özetle,
İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerinin daha önceki yıllarda
yüzde 25i bütçeye gelir olarak aktarılmakta iken 2009 ve 2010
yıllarında bu miktar yüzde 75lere yükseltilmiştir. Böylece,
Hükûmet, işçi ve işverenlerin katkısıyla oluşturulan
fonun gelirlerinin büyük bir kısmına el koymuştur. Örneğin,
2008-2010 döneminde fona devlet katkısı 3,4 milyar TL iken fon
gelirlerinden bütçeye aktarılan kaynak 9,9 milyar TLdir. Üstelik,
anılan dönemde fonun esas işlevi olan işsiz kalanlara
yapılan ödemeler toplamıysa 2,7 milyar TLdir. Bir diğer ifadeyle,
fondan bütçeye aktarılan kaynak, işsizlik ödeneklerinin 3,5
katından fazladır. 2009 yılında ortalama işsizlik
oranı yüzde 14 ile tarihî zirvesine ulaşmıştır,
biliyorsunuz. AKP, işsizliğin bu ölçüde yükseldiği bir dönemde
fondan yararlanma koşullarının
kolaylaştırılması yerine fon gelirlerinin önemli bir
kısmını bütçe açığını kapatmak amacıyla
kullanmayı tercih etmiştir.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmet, milletin hakkını, hukukunu değil kendi
menfaatlerini düşünmektedir.
Bu duygularla
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Koçal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 74. maddesinde yer alan Bakanlar Kurulu, bu
maddenin uygulanma süresini 2015 yılından itibaren beş yıla
kadar uzatmaya yetkilidir. ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK
(Gaziantep) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Ayhan, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 74üncü maddesine
ilişkin verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu hükmün
tasarının çerçeve maddeleri arasında yer alması kanun
tekniğine aykırı olduğu gibi, 2015 yılından
itibaren beş yıl gibi spesifik bir şekilde belirlenmesi de
doğru değildir. Eğer kalıcı bir düzenleme
yapılacaksa açıkça belirtilmelidir ve süre şartı da
konulmamalıdır. Bu nedenle önergeyi vermiş bulunuyoruz.
Burada ifade
etmek istediğim bir husus var. Biraz önce, Hükûmeti temsilen Sayın
Bakan, emeklilere seyyanen verilecek ödemeyle ilgili konuşma yaptı,
bunun geciktiğini söyledi, üzüntülerini belirtti. Bunun bütçe görüşmeleri
esnasında, hiç kimse, torba yasanın içinde geleceğini komisyonda
söylemedi, Genel Kurulda bütçe görüşmeleri sırasında da bu beyan
edilmedi. Şimdi, bunun engellenmesi, gecikmesi, torba yasanın görüşülmesi
nedeniyle oluyorsa hiç kimse, torba yasayı 113 maddeden 224 maddeye,
diğerleriyle beraber 250 maddeye varan bir şekle getirin demedi, biz
bunu söylemedik.
Sayın Bakan,
size ben, dininize, imanınıza demeyeceğim ama Allah
rızası için, bu kanunun acele kısmının Türkiye Büyük
Millet Meclisinden, komisyondan bir an önce çıkması için, size ve
kamuoyuna, muhalefet olarak Milliyetçi Hareket Partisi açıklama yaptı
mı, yapmadı mı?
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Hepimiz yaptık.
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) - Bunu bir söyleyelim. Bunu hiç evirmenin, çevirmenin bir anlamı
yok, başka türlü söylemenin bir anlamı yok.
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Kaç defa açıkladık, 50 defa açıkladık.
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Olmadık bir tomar mevzuyu bunun içine koyup temmuzdan
beri vatandaşa söylenen şeyi getirmiyorsunuz, uzatıyorsunuz, vergi
tahsilat tahakkuk oranları da düşüyor. Denizli sondan 10uncu il oldu
dedim. Kaçıncı kere bu kürsüden söylüyorum. İnsanlar bekliyor,
ne olacağını söylüyor. İleriki konuşmalarda
detayını söyleyeceğim, vatandaşların bize
gönderdiklerini söyleyeceğim. Böyle olmuş olmasına rağmen,
bizim Sayın Grup Başkan Vekilinin ifade ettiği gibi Gelin de
şunu, emeklilerin meselesini yarın bir saat içinde
çıkaralım, herkes rahat etsin, millet rahat etsin. Diyemiyorsunuz.
Bunu söylemek bu kadar mı zor? Bunu söylemek AKP için, AKP Hükûmeti için,
AKPnin bakanları için çok mu zor? Bizim gelip Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bir milletvekili olarak bunu Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin
bakanlarına bu kadar ağır bir şekilde söylememiz
hoşumuza mı gidiyor sanıyorsunuz? Orada insanlar bekliyor,
emeklisi de bekliyor, vergiden yapılandıracağı da bekliyor,
sosyal güvenlikten de bekliyor, hepsi insanların bekliyor. Niye bunu
çözmüyorsunuz? Sabahlara kadar insanları televizyon başında Yarın
ne olacak? diye niye bekletiyorsunuz?
SONER AKSOY
(Kütahya) Ne bağırıyorsun!
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Daha ileri gitmeyeceğim. Şunun
olmayacağını, onda 1inin olmayacağını siz ilk
bakan olduğunuzda söylediniz. Bize söz verdiniz böyle bir tasarı
gelmeyecek diye. Yani şimdi bunu getirmenin anlamı ne?
Bakın,
burada istihdamla ilgili meseleler var. Şimdi soruyorum: Türkiye Odalar
Borsalar Birliği mensuplarına Sayın Başbakan
tarafından teklif edilen, her işletmenin 1 kişi istihdam etmesi
meselesinin iktisadi teoride, literatürde bir yeri var mıdır? Siz
bunun tahsilini yapmadınız mı yurt dışında? Yeri
gelip söylüyorsunuz. Bunun neresi gerçekçidir?
Şimdi, devam
edin, çalışma saatlerinin azaltılmasıyla ilgili husus
Sayın Başbakan Yardımcısı ifade etti. Yani bir
şeyi söylüyorsunuz, ortaya atıyorsunuz, ne olacak belli değil.
Yarın bir başka sayın bakan mali kuralda olduğu gibi- ya
Sanayi Bakanı ya Ulaştırma Bakanı, tasarının
altında imzası olmasına rağmen, ne yapacak? Hayır.
Diyecek, vazgeçeceksiniz. Bir şeyi tartışın,
olgunlaşsın, kamuoyu önüne sunulsun, ondan sonra bu hadise düzelsin.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ne bağırıyorsun ya!
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Niye kandırıyorsunuz emeklileri canım? Niye
aldatıyorsunuz?
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHAREM İNCE
(Yalova) Sayın Başkan, yoklama yapılmasını
istiyoruz.
BAŞKAN
Önergenin oylamasından önce yoklama talebi vardır.
Sayın
İnce, Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk,
Sayın Erbatur, Sayın Koçal, Sayın Köse, Sayın Çöllü,
Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Köktürk, Sayın Tütüncü,
Sayın Özkan, Sayın Kaptan, Sayın Durgun, Sayın Dibek,
Sayın Topuz, Sayın Arıtman, Sayın Ersin, Sayın
Ağyüz, Sayın Aydoğan, Sayın Karaibrahim ve Sayın
Hacaloğlu.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, toplantı yeter sayısı
vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 74
üncü maddesinde yer alan ve Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir. ibaresinin ve aynı Kanuna aşağıdaki
geçici madde eklenmiştir. şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce burada
bir vahim hata yapıldı, bir yanlış bilgi verildi. Önce onun
düzeltilmesi gerekiyor değerli arkadaşlar.
4811
sayılı Kanunda da gümrüklerle ilgili vergi cezaları kapsam
içerisindeydi. Çok açık olarak bunun düzeltilmesi gerekiyor çünkü buradan
biraz önce, 4811 sayılı yani bir önceki benzer düzenlemede
gümrüklerle ilgili gümrük vergilerinin yeniden
yapılandırılması kapsam içerisinde olmadığı,
bu kanuna girdiği, acaba birilerinin mi korunduğu şeklinde bir
itham ortaya atıldı. Önce bunun ne kadar yersiz, mesnetsiz ve
dayanaksız olduğunu buradan ifade ediyorum.
4811
sayılı Kanunda da gümrük vergileri kapsam içerisindeydi. Bu son
derece önemli. Sanıyorum, ilgili arkadaşımızın da bu
düzeltmeyi bütün kamuoyunda da yapması gerekir.
Değerli
arkadaşlar
MUHARREM
İNCE (Yalova) İngiliz viski şirketlerinin borcu var mı,
yok mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Kanun burada, Kanun burada, çok açık yani
MUHARREM
İNCE (Yalova) Maliye Bakanı burada. 500 milyon dolar borcu var
mı, yok mu? Onu açıklasın.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla burada bir özür dilenmesi
gerekiyor, çok yanlış bilgi verildi kamuoyuna. Bu yanlış
bilginin ortadan kaldırılması gerekiyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakan orada
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bu da önemli bir adımdır yani
yapılması gereken
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Canikli, İngiliz viski
şirketlerinin borcu var mı,
yok mu? Bakan orada
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bu tür görevlerde bulunan bizlerin kamuoyunu
doğru bilgilendirme görevimiz de
vardır.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben doğru söylüyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hayır, doğru söylemiyorsunuz. Çok net
olarak, 4811 sayılı Kanunun
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Bakan cevap versin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İşte Kanun elimde. Lütfen değerli
arkadaşlar
MUHARREM
İNCE (Yalova) 500 milyon dolar İngiliz viski şirketlerinin
borcu var mı?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) 4811 sayılı Kanun, gümrük vergi ve cezalarını
da kapsıyor, yani, o kadar açık ki. 19uncu maddesi
Daha ne diyeyim?
Açın bakın, arkadaşlarınıza sorun. Yapmayın
lütfen. Arkadaşlarınıza sorun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar
borcu var mı? Sayın Bakan
cevap versin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla ayrıca
bahsettiğiniz mükellefin de vergi cezası kesinleşmiştir ve
o kapsam içerisindedir. Dolayısıyla o kadar yanlış bilgi
veriyorsunuz ki
MUHARREM İNCE
(Yalova) Demek ki varmış.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
soru işareti ortaya atıyorsunuz ki.
Bunları lütfen düzeltin. Lütfen
MUHARREM
İNCE (Yalova) Hayır,
İngiliz viski şirketlerinin
Sayın Bakan niye cevap vermiyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Değerli arkadaşlar, iki grubumuzun bir
önerisi oldu, bakın, iki grubumuzun bir önerisi oldu: Vergi
yapılanmasıyla ilgili düzenlemeler bu paket içerisinde yer alan
öğrenci affı ve emeklilere maaş artışı
sağlayan hükümleri ayıralım, onları hemen
çıkaralım, diğerleri kalsın ya da
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Kalmasın, aynı usulde devam etsin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
genel kurallara göre yürütelim gibi bir
öneride bulundunuz. Doğru mu?
Doğru.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Öğrenci affı, borçların yeniden
yapılandırılması. Emekli maaşı, üç tane söyledik.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İşte öğrenci affı, emekli
maaşı ve yapılandırma. Tabii dolaylı olarak,
zımni olarak diğer hükümlerin önemli olmadığı ya da
bir iyileşme sağlamadığı, vatandaşın lehine
olmadığı gibi bir sonuç çıkıyor bu öneriden. Ben öyle
algılıyorum.
Peki, şimdi
soruyorum değerli arkadaşlar, şimdi soruyorum: Bunlar önemli,
biraz önce ayrılmasını istediğiniz ve hiç konuşmadan,
engelleme yapmadan çıkarmayı taahhüt ettiğiniz bu kurallar, bu
düzenlemeler önemli de şimdi sayacaklarım önemsiz mi? Anayasa
değişikliğine uygun olarak disiplin cezalarının tümünü
yargı denetimine açıyoruz. Bu yanlış mı değerli
arkadaşlar?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Getir destekleyelim, getir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bunu neden desteklemiyorsunuz, neden
karşı çıkıyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Getir destekleyelim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Getir, getir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, sözleşmeli personelin aile
yardımından yararlandırılmasına imkân
sağlıyoruz. Bunun nesine karşı çıkıyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Getir onu da destekleyelim. Sözleşmeli
öğretmenleri de koy içine.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O zaman geriye zaten bir şey kalmıyor
ki. Paketin tamamına yakını
MUHARREM
İNCE (Yalova) Getir onları da.
OKTAY VURAL
(İzmir) Getir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dört beş tane tartışmalı
madde var değerli arkadaşlar, dört beş tane, diğer
maddelerin tamamı olumlu.
Devam ediyorum.
Bakın, sendika üyesi kamu görevlilerine üç ayda bir 45 TL toplu
görüşme primi veriliyor. Bunun nesine karşı
çıkıyorsunuz?
Kadın memura
hamileliğin yirmi dördüncü haftasından önce bir yıl süreyle gece
nöbeti ve vardiya getirilmesi ortadan kaldırılıyor,
yasaklanıyor. Bunun nesine karşı çıkıyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Onu da destekliyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Doğum yapan memura yirmi dört aya kadar
aylıksız izin imkânı getiriliyor. Buna neden karşı
çıkıyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar
borcu var mı? Bunu açıklasın Bakan.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Üç yaşını doldurmamış
bir çocuğu evlat edinen memurlara yirmi dört aya kadar aylıksız
izin imkânı getiriliyor. Neden buna karşı
çıkıyorsunuz, önemsiz mi?
Bakın,
özürlü ilk defa
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sattığınız Türk Telekomun borcu var
mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Özürlü vatandaşlarımızın kamu
kurum ve kuruluşlarında işe alınmalarının merkezî
sınavla yapılması imkânı getiriliyor. Neden karşı
çıkıyorsunuz buna?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Karşı çıkmıyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O zaman destekleyin.
MUHARREM
İNCE (Yalova) İngiliz viski şirketlerinin
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O zaman niye engelliyorsunuz kaç günden beri?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakan orada, niye duymuyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, üç hafta biz alt komisyonda
görüştük
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakın, kulaklarınız mı duymuyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Üç hafta komisyonda, iki haftadır burada
görüşüyoruz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakın, kulaklarınız mı duymuyor, ben
bir laf söylüyorum.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O zaman neden engelliyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben bir laf söylüyorum, bir laf.
BAŞKAN
Muharrem Bey
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Özürlü memurlara isteği
dışında gece nöbeti ve vardiyası
yaptırılmayacaktır.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben bir şey söylüyorum. İngiliz viski
şirketlerinin
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bu getiriliyor.
MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Sayın İnce
BAŞKAN
Sayın Karapaşaoğlu, lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Özürlülere garazınız mı var
değerli arkadaşlar?
MUHARREM
İNCE (Yalova)
500 milyon dolar borcu var mı?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Niye özürlülere bu imkânların
sağlanmasına karşı çıkıyorsunuz?
OKTAY VURAL
(İzmir) Siz karşı çıkıyorsunuz yahu?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Viskicileri niye koruyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bunları açık konuşun,
çıkın milletle paylaşın.
OKTAY VURAL
(İzmir) Niye karşı çıkıyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bu kadarla bitmiyor.
Bakın,
burada genç girişimcilere inanılmaz imkânlar sağlanıyor,
teşvikler veriliyor. Genç girişimcilere karşı
mısınız, onların ayağa kalkmasına karşı
mısınız? Neden engelliyorsunuz bu maddeleri?
OKTAY VURAL
(İzmir) Niye engelliyorsunuz? Engelleyen sizsiniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) O dediklerinizin dışında bütün
bunlar. Keza bakın, kamu alımlarında ilk defa
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben bir soru soruyorum, bir soru bir! Soru bir tane.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
yerli istekliler ve yerli malların lehine
fiyat avantajı uygulaması getiriliyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar
borcu var mı?
BAŞKAN
Sayın İnce, lütfen
OKTAY VURAL
(İzmir) Niye karşı çıkıyorsun. Gel
çıkaralım bütün onları.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Evet, yerli mallara avantaj getiriliyor. Niye
karşı çıkıyorsunuz? Yabancı malların
avukatlığını niye yapıyorsunuz? Ayıp değil
mi? Milleti doğru bilgilendirelim. Bakın bu paketteki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Canikli, İngiliz viski şirketlerinin
500 milyon dolar borcu var mı? Açıklasın Bakan. Sayın
Bakan, duymuyor musunuz? İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar
borcu var mı? Açıkla! Viskicilerle ortak mısın?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 75 üzerinde
üç önerge vardır. Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı yasa tasarısının 75 inci maddesinde geçen
"ile kolluk kuvvetlerinin" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Akın
Birdal Hamit Geylani
Batman Diyarbakır Hakkâri
Nuri
Yaman Sebahat
Tuncel
Muş İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 75. maddesinin ikinci
fıkrasının ve üçüncü fıkradaki "ve ikinci fıkraya
göre yapılan bildirimler" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Rıdvan
Yalçın Emin Haluk
Ayhan Mustafa
Kalaycı
Ordu Denizli Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 75 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Vahap Seçer
İstanbul İzmir Mersin
Enis Tütüncü Rahmi Güner Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Tekirdağ Ordu Malatya
"Madde 75-
27/2/2003 tarihli ve 4817 sayılı Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun 20 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 20- Bu
Kanun kapsamına giren yabancıların ve işverenlerin bu
Kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri
Bakanlık merkez denetim elemanları ve Sosyal Güvenlik Kurumu
müfettişleri tarafından denetlenir. Bu Kanun gereğince
yapılacak teftiş, denetim ve soruşturmalar 22/5/2003 tarihli ve
4857 sayılı İş Kanununda yer alan teftiş, denetim ve
soruşturma hükümlerine göre yapılır ve bu hükümlere göre ilgili
yaptırımlar uygulanır.
Genel ve özel
bütçeli idarelerin teftiş ve denetim elemanları ile kolluk
kuvvetlerinin kendi mevzuatları gereğince işyerlerinde
yapacakları her türlü denetim, inceleme ve kontrol sırasında
yabancı çalıştıran işverenler ile
yabancıların bu Kanundan doğan yükümlülükleri yerine
getirmediklerini tespit etmeleri halinde, durum derhal Bakanlığa
bildirilir.
Birinci
fıkraya göre yapılan denetimler ve ikinci fıkraya göre
yapılan bildirimler üzerine Bakanlık bölge müdürünce, gönderilen
tutanaklara ve denetim raporlarına göre bu Kanunda yer alan idari
yaptırımlar uygulanır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Güner, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 75inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
talep ediyoruz. Bu 75inci maddeyle 20nci maddeye merkez denetim
elemanları şeklinde bir ibarenin konulmasını ve
ayrıca bu 20nci maddenin ikinci şıkkına da derhal
Bakanlığa bildirilir ibaresinin konulmasını talep
ediyoruz. Değerli arkadaşlarım, bu konuşmamda, bu
talebimizin öncelikle kabul edilmesini talep ediyor ve kendim, bir sorunu
burada dile getirmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bugün, Türkiye'nin yetiştirmiş olduğu
bir tek ürün vardır, o da fındıktır, sanayi ürünüdür. Bu
kürsüde bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. Bu
fındık ürünü 8 milyon kişinin geçimini temin etmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, sekiz sene içinde fındık üzerinde oynanan
oyunları bilmeyen yok fakat bu kürsüden de bunu dile getiren yok bizim
dışımızda.
Değerli arkadaşlarım,
2004 yılında bir afet oldu. Bu afette üretici zarar gördü,
Hükûmetiniz tarafından 288 milyon lira zarar tespit edildi. Altı
seneyi geçti, şu anda bu zarardan 127 milyon TL ödendi, geriye 161 milyon
TL para kaldı ama siz 2009 Bütçe Kesin Hesap Kanununun E cetvelinde bu
paranın ödenmeyeceğine dair karar koydunuz ve bu parayı
ödemiyorsunuz. Şu anda 161 milyon liranın ödenmemesi kararı
alınmıştır. Bu paradan Ordu ilinin 90 milyon lira
alacağı vardır, ayrıca Giresunun da 43 milyon TL
alacağı vardır. Bu para üreticiye ödenmemiştir değerli
arkadaşlarım.
Şunu
söylüyorum: İki senedir, 2009, 2010 senelerinde üretimde büyük bir noksanlık
olmuştur. Türkiye'nin üretim kapasitesi 650 bin tondur ama iki senede,
2009, 2010 senelerinde 450 bin ton noksan üretim olmuştur ama 2009da bu
fındık üreticiden 3 liraya alınmıştır ve 2010
yılında da 3,5 liraya alınmıştır.
EYÜP FATSA (Ordu)
Fındık kaç lira şu anda?
RAHMİ GÜNER
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şu anda fındık
5 liraya çıktı ama üreticinin elinde fındık yok.
Fındık tamamen manavın elinde, o da tüccara 2 lira kârına
satıyor. Ben fındık üreticilerinin yanından geliyorum.
Orada gezdim, sordum. Biz zarar ediyoruz, fındığımız
3 liraya elimizden alındı
SONER AKSOY
(Kütahya) Yalan söyleme.
RAHMİ GÜNER
(Devamla)
ve biz ne verim gübresi verebiliyoruz ne de azot verebiliyoruz.
diye kendileri şikâyette bulundu.
Değerli
arkadaşlarım, burada çıkıp fındık üreticisi
memnun diye yalan söylenmesin.
SONER AKSOY
(Kütahya) Sen yalan söylüyorsun.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) - Kimse memnun değil değerli arkadaşlarım, kimse
memnun değil.
SONER AKSOY
(Kütahya) Palavra. Herkes memnun.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) - 2004 senesinde fındıktan 2 milyar dolar girdi oldu. 650
bin ton tüketim yapıldı pahalı alındığı,
pahalı satıldığı zaman, 6,5-7 milyon liraya gitti.
Şimdi 3 bin TLye fındık gidiyor
ASIM AYKAN
(Trabzon) 4.700 TL.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) -
ama arkadaşlar, girdisi 1 milyar 400 milyon TL Türkiyeye.
600 milyon ton noksan değerli arkadaşlarım. Kimin cebine gidiyor
bu para? İşte, o zaman Bu halk memnun. demeyin. Yazıktır,
günahtır değerli arkadaşlarım ve gidin
300 bin göç verdi
benim ilim. Neden verdi? Yatırım yaptınız da mı verdi
değerli arkadaşlarım? Yatırım yaptık.
diyorsunuz. Hangi iş sahasını açtınız? Ne
yaptınız? Hiçbir şey yapmadınız sekiz senede benim
ilime.
300 bin kişi
neden gitti değerli arkadaşlarım? Ben, 8 milletvekilinden
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RAHMİ GÜNER
(Devamla) -
6 milletvekiline düştüm. Bunun hesabını siz
vereceksiniz değerli arkadaşlarım. Halkı
kandırmayın, doğruları söyleyin ve halkın alın
terini de sömürmeyin.
Çok teşekkür
ederim Sayın Başkanım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Güner.
III.-
Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, oylamadan önce bir yoklama talebi vardır, yoklama talebini yerine
getireceğim.
Sayın Ersin,
Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın
Erbatur, Sayın Güner, Sayın Köse, Sayın Çöllü, Sayın Süner,
Sayın Köktürk, Sayın Tütüncü, Sayın Kaptan, Sayın Özkan,
Sayın İçli, Sayın Dibek, Sayın Topuz, Sayın
Arıtman, Sayın Seçer, Sayın Karaibrahim, Sayın
Aydoğan, Sayın Ağyüz, Sayın Hacaloğlu.
Yoklama için bir
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 75. maddesinin ikinci fıkrasının ve
üçüncü fıkradaki ve ikinci fıkraya göre yapılan bildirimler
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Rıdvan Yalçın (Ordu) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Yalçın, buyurun efendim.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; 75inci madde üzerindeki önergemiz üzerinde söz
aldım. Konuşmamın başında yüce Meclisin değerli
üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
önergemiz aslında bir teknik hatanın düzeltilmesi mahiyetindedir.
Umarım sizlerin de oylarıyla kabul edilir. Fakat, tabii burada bugün
iktidar partisi milletvekilimiz Sayın Ayhan Yılmaz Bey bir maharet
örneği gösterip TRTyi nasıl fındık meselesine
bağladıysa, biraz önce konuşmacı Cumhuriyet Halk Partili
arkadaşımız da konuşmayı Orduya bağlayınca
bizim için de Ordu üzerine birkaç kelam etme mecburiyeti doğdu. Ben
aslında tarz olarak seçmene selam mahiyetinde konuşmalardan çok
hoşlanan birisi değilim ama bu kürsüde önemli iddia, laflar edildi,
onlara da cevap verme mecburiyetimiz doğdu.
Sayın
Başkanım, salonda çok uğultu var, siz de farkında
mısınız bilemiyorum.
BAŞKAN
Evet, sayın milletvekilleri
Buyurun, daha
sakin bir ortam var.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Ayhan Bey kardeşim burada bir tünelden bahsetti.
Doğrudur, Türkiye'nin en büyük tüneli Ordudadır fakat bu tünel AKP
İktidarından önce yapılıp bitirilmiş bir tüneldir.
Eğitim
başarılarından bahsetti. Maalesef, Ordu, Türkiye'nin bir
kıyı kentidir, sahil kentidir ve bütün değerleri
bakımından, nüfus ve coğrafi büyüklük bakımından ilk
20 il içerisinde yer almasına rağmen eğitimdeki başarı
sıralamaları 65inci sıralardadır.
Şimdi,
arkadaşlar, daha önemli bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şimdi, Sayın Başbakan referandum öncesi Orduya gelmişti ve
bir iftar sonrası bir programda aynen şöyle söylemişti
-Sayın Başbakanımız da biraz önce buradaydı, kulisten,
umuyorum dinliyordur konuşmamı-: ORGİnin yani Ordu-Giresun
Havaalanının proje çalışmaları
yılbaşına kadar bitiyor. 2011in ilk çeyreğinde, en geç
mart ayında temelini atmayı hedefliyoruz. Böylelikle, Ordu ve
Giresunun bir sorununu daha çözmüş olacağız.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Programa girdi biliyorsun, programda var.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) - Bu sözler Sayın Başbakanın sözleri. Tabii, Giresunlu
Grup Başkan Vekilimiz Nurettin Bey, Sayın Bakanımız, Enver
Bey, Eyüp Bey, bütün Ordu, Giresun milletvekillerimiz referandumdan bu yana her
fırsatta Havaalanını yapıyoruz, yapıyoruz,
yapıyoruz
diye sürekli, Sayın Başbakanın bu sözüne
istinaden basında yer alıyorlar.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bakın, size yatırım
programının detaylarından, bir resmî belgeden
alıntılar yapacağım.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İz bedeli
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) - Şimdi, efendim, Bingöl havaalanı
yapılacakmış, 14 trilyon kaynak ayrılmış. Güzel,
orası da bizim memleketimiz. Şırnak 11 trilyon küsur, efendim,
Hakkâri 5 trilyon, efendim, Iğdır 9 küsur trilyon. Çok güzel, bunlar
da bizim memleketimiz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Sayın Başbakanın
ağzından verilmiş taahhüdün 2011 yılı içerisindeki
karşılığını size söylüyorum: Ordu-Giresun
Havaalanı, efendim, sadece 2 bin lira.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ulaştırma Bakanlığında
ödenek var, gönderilecek oradan, ödeneği hepsi var.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Arkadaşlar, altyapı işleri bin lira, üstyapı
işleri bin lira. Şimdi, Başbakan ağzından
yapılmış bir taahhüdün 2011 yılı için
karşılığı bu. Daha acısı, daha kötüsü var.
Bir de dipnot var burada, aynen şöyle yazıyor: Projenin fizibilite
etütleri, çevre havaalanlarının trafiğine olabilecek etkileri,
talep yetersizliği ve yapım maliyeti boyutlarıyla tekrar gözden
geçirilerek revize edilecek ve etüt sonuçlarının Ulaştırma
Bakanlığı tarafından uygun bulunması hâlinde proje
başlatılabilecektir.
Şimdi,
arkadaşlar
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Söz verilmiş ve parası da var, hepsi
var, Ulaştırma Bakanlığında parası var.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Bunu nasıl ifade edeyim?
Bütün Ordu, Giresun halkı bir infial içerisinde. Ayhan Bey söyledi,
750 bin Ordulu var bir o kadar dışarıda. Evet, doğru,
İstanbuldaki en büyük nüfus, ikinci il nüfusu Giresunlu, Sayın
Canikli sizin memleketiniz ve taahhüdünüzün, iddia taahhüdünüzün karşılığı
burada.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Taahhüdümüz geçerli, bak mahcup olacaksın,
mahcup olacaksın.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Sayın Canikli, benim açıkladığım rakamlar
devletinizin, Hükûmetinizin resmî rakamları. Bu belgeleri, bu
rakamları bu kürsünün şerefine tevdi ediyorum, gelir burada cevap
verirsiniz eğer gerçeğe aykırı bir şeyler söylüyorsam.
Yapmayın, etmeyin, ayıptır.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Parası var, hepsi var.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Bu parayla -2 bin lirayla- siz, ancak, Cumhuriyet Meydanında
uçak maketleriyle tören yaparsınız, eğer maket almaya da
yetmezse ben kalan maketler için size yardımcı
olacağımı taahhüt ediyorum.
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
Sayın Başkan,
Sayın Konuşmacı, ismimden de zikrederek, bahsederek
söylemediğim bir şeyi başka anlamlara çekti. Kısa bir
açıklama yapacağım, düzeltme yapacağım Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Canikli, efendim, sisteme girerseniz, kısa bir açıklama
için size söz vereceğim.
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Ben Sayın Başbakana sataştım.
BAŞKAN
Efendim
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Başbakanı da çağırın, o da cevap versin.
BAŞKAN
Arkadaşlar, Sayın başkanlar arkadan suflörlük yaparak falan
burayı yönetmiyorlar, kendileri yönetiyorlar. Lütfen
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
BAŞKAN
Sayın Canikli, buyurun efendim.
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
11.-
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçının, ORGİ Havaalanı ile ilgili sözlerine ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bahsedilen Ordu
ve Giresunun birlikte kullanacağı ORGİ havaalanı
aşağı yukarı elli yıldan beri, kırk yıldan
beri Giresun ve Ordunun gündeminde, siyasetin gündeminde; hep taahhüt
edilmiş, hayal edilmiş ama hiç kimse tarafından, geçmişte
hiçbir hükûmet tarafından gerçekleştirilememiş bir
yatırım ama insanlara hep umut verilmiş,
dağıtılmış. Hamdolsun, biraz önce kürsüde okunan
Sayın Başbakanımızın o yaptığı
konuşmadan sonra yatırım programına alındı.
Herkes çok iyi ya da ilgili arkadaşlar bilir ki yatırım
programına alınırken önce iz bedeliyle alınır. Bunun
ödeneği vardır ve bu sene ihalesi yapılacaktır, en geç iki
buçuk yıl içerisinde de tamamlanacaktır ve göreceksiniz, siz de
mahcup olacaksınız, inşallah ilk uçuşunu da birlikte
yapacağız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Evet, maksat hasıl olmuştur. İnşallah havaalanı
açılır, Rıdvan Beyle beraber uçarsınız.
Teşekkür
ederim.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı yasa tasarısının 75 inci maddesinde geçen
"ile kolluk kuvvetlerinin" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız
(Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ALİ OSMAN SALİ (Balıkesir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Geylani, buyurun efendim.
HAMİT
GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine partim grubu
adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekillerini de dinlemeye davet ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Hatibi dinleyelim arkadaşlar.
HAMİT
GEYLANİ (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu torbanın
altı delik deşik olmuştur. Hukuksuzluklar,
haksızlıklar saçılıyor; gerçekten toplamakta biz de
zorlanıyoruz. Onun için öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bu
sistemde her şeyi güvenlik kuvvetlerine havale etme kültürü ve
geleneği vardır. Bakınız, bu madde içeriğinde
Bakanlık ve Sosyal Güvenlik Kurumunun yetkili ve görevli müfettişleri
varken, bir tarafına da güvenlik kuvvetlerini monte etmenin hiçbir hukuki,
demokratik yanı yoktur. Öncelikle itirazımız buna çünkü tasarıda
daha öncelikli sorunlarla karşı karşıyayız çünkü
görüşmekte olan torba yasa tasarısıyla birlikte, emek ve
çalışma hayatında büyük oranda olumsuz değişiklikler
ortaya çıkmaktadır. Tasarının ilgili maddeleri bu hâliyle
kabul edilmesi durumunda eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin sayısı
daha da artacak, yarı zamanlı ve geçici çalışma
şekilleri yaygınlaşacaktır.
AKP Hükûmeti
insan onuruna yaraşır, nitelikli ve güvenceli işler
yaratmayı bir hedef olarak seçmemiştir. Aksine, esnek
çalışma biçimlerini yurttaşına dayatmakta, gençlerin sömürüsünün
yaygınlaştırılmasına da el atmaktadır. Hükûmet,
Türkiyenin en büyük sorunu hâline gelen işsizliğin çözümüne yönelik,
emek kesiminin taleplerine karşı sessiz ve duyarsız kalmakla
yetinmiyor, copla, biber gazıyla karşılık vermektedir ama
işsizliğin sorunları arasında yer alan ve kriz döneminde
Hükûmetin bile tepkisini çeken işveren çevrelerinin talepleri bir emir
olarak kabul edilmektedir.
Tasarıda
kadınların ve gençlerin istihdama katılımının
artırılmasına yönelik geliştirilen önermeler
çalışma yaşamına en acımasız koşullarda
katılan bu kesimlerin iş taleplerini artıracak bir içeriğe
sahip değildir. Bakınız, insan onuruna yaraşır bir
iş talebinin göz ardı edildiği koşullarda stajyer
sömürüsünün artırılması, deneme sürelerinin
uzatılması, kısmi zamanlı çalışma ile eksik
zamanlı ve yetersiz istihdamın
yaygınlaştırılması ve asgari ücretin düşürülmesi
gibi uygulamalardan bu kesimler lehine sonuçlar çıkarmak büyük bir
yanılgı olur, onun için kimseyi kandıramazsınız.
Torba yasa
tasarısı ile stajyerlik adı altında işe yeni giren
işçilerin daha fazla sömürülmesine olanak tanıyan düzenlemeler
genişletilmiştir. Bir yandan meslek yüksekokulları da stajyer
sömürüsü kapsamına alınırken, diğer yandan stajyerlik için
uygulanan asgari ücret daha da indirilmektedir. Stajyer
çalıştırılan iş yerleri için
çalıştırılması gereken işçi sayısı
sınırı 20den 5e çekilmektedir. Böylelikle denetimin en az
olduğu alanlar stajyer sömürüsüyle gündeme getirilmektedir. Yani ucuz emek
sömürüsünün bir biçimi olan stajyerlik uygulaması genişletilmekte,
ödenecek ücret ise düşürülmektedir.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye, çalışma hayatı açısından çok
ciddi kuralsızlıkların ve denetimsizliklerin
yaşandığı bir ülkedir. insanlar kısmi süreli
çalışma ile asgari ücretin altında bir ücretle
çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Kısmi süreli
çalışanlar, eğer emekli olmak ya da İşsizlik
Sigortası Fonundan yararlanmak isterlerse aldıkları
kısıtlı ücretle ayrıca prim ödemek zorunda
bırakılmaktadırlar. Esnek çalışma biçimlerinden biri
olan çağrı üzerine çalışma, evden ve uzaktan
çalışma uygulamaları ile buna ilave edilmektedir.
Bu duygularla,
önerimizin kabul edilmesini saygıyla arz ederim.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
76ncı madde
üzerindeki dört önerge de aynı mahiyette olduğundan önergeleri okutup
daha sonra birlikte işleme alacağım.
Buyurun efendim:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 76 ncı maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı
İzmir İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hulusi Güvel Enis Tütüncü
Malatya Adana Tekirdağ
Nevin
Gaye Erbatur Şevket
Köse
Adana
Adıyaman
İkinci önergenin imza sahipleri:
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Mehmet Ekici Mustafa Kalaycı E. Haluk Ayhan
Yozgat Konya Denizli
Üçüncü önergenin imza sahipleri:
Bengi
Yıldız Akın
Birdal Hamit
Geylani
Batman Diyarbakır Hakkâri
Nuri
Yaman Sebahat
Tuncel
Muş İstanbul
Dördüncü önergenin imza sahibi:
Ayşe Jale
Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SADIK BADAK (Antalya) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Ağırbaşın önergesinin gerekçesini okutuyorum.
Sonra, diğer önerge sahiplerinden talepler olduğu takdirde söz
vereceğim.
Gerekçe:
Kısmi süreli
çalışmanın yaygınlaşmasını kolaylaştırıcı
uygulamalarda, dünyadaki benzer örnekleri düşünüldüğünde tedirgin
edicidir. İnsanlar kısmi süreli çalışma ile asgari ücretin
altında bir ücretle çalışmak zorunda kalmaktadır. Türkiye
çalışma hayatı açısından çok ciddi
kuralsızlıkların ve denetimsizliklerin
yaşandığı bir ülkedir. Buna rağmen atipik istihdam
biçimlerin yaygınlaştırma çabası iyi niyet
taşımamaktadır. Çalışma sürelerinin, aylık
ücretli izinlerin AB standartlarına yükseltilmesi konusunda herhangi bir
girişim gündeme gelmezken çözüm olarak sunulan bu düzenlemeler kaygı
vericidir. Kısmi süreli çalışanlar eğer emekli olmak ya da
işsizlik sigortası fonundan yararlanmak isterse aldıkları
kısıtlı ücretle ayrıca prim ödemek zorunda
bırakılmaktadır. Sermayenin primleri değil, bu primler devlet
tarafından karşılanmalıdır.
Esnek
çalışma biçimlerinden biri olan çağrı üzerine
çalışmaya ilave olarak evden ve uzaktan çalışma
uygulamaları da ilave edilmektedir. Esneklik uygulamalarının
iş kanuna yeni çalışma biçimleri ile girmesi, esnekliğin
yani kuralsızlığın bir kural haline getirilmesini
amaçlamaktadır.
Kişinin
çalışma yaşamına sadece kendisine ihtiyaç duyulduğunda
dâhil olduğu, sosyal ve ekonomik haklarını iş gücüne dâhil
oldukları bu geçici sürelerde kullanabildikleri bu tip düzenlemeler yetersiz
istihdamın artırılmasını amaçlamakta,
işsizliğin gizlenmesi anlamına gelmektedir.
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına ilk konuşmacı Sayın Sebahat Tuncel.
Buyurun.
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, burada,
tartışmaları yürütmeye çalışıyoruz bir
şekilde muhalefet olarak. Aslında bu kadar mesai harcıyorsak, bu
mesainin en azından bir anlam ifade etmesini ve halklar lehine, emekçiler
lehine bazı düzenlemelerin çıkması gerektiğini
düşünüyoruz.
Bu madde,
gerçekten çok ciddi problemleri olan bir madde. Tam da emekçilerin
karşı çıktığı maddelerden birisi. Bugün
Kızılay Meydanında dayak yiyen emekçilerin bu konuda itiraz
ettiği maddelerden birisi çünkü bu madde, esnek çalışmayı
bir kanun hâline getiriyor. Uzaktan çalışma, çağrıyla
çalışma, evde çalışma gibi tanımlar getirerek
aslında zaten esnek olan çalışmayı yasal hâle getiriyor.
Bugüne kadar özel
sektör bu işi yapıyordu. Özel sektör fason
çalışıyordu, parça çalışıyordu,
kadınları evde çalıştırıyordu, aile içi
işçilik biraz da burada ve görünmez emek meselesi çok ciddi problemdi.
Şimdi, bu, kamuda da bu hâle getirmeye çalışıyor. Kamuda
aslında uzaktan çalışma
Diyelim ki evde çalışma bunun
tanımlarını yerine getiriyor ve bu kanun da isteğe
bağlı olarak prim ödeme meselesini gündeme getiriyor. Zaten bu
insanlar yaşam için çalışmak zorundalar. Bir de siz bu prim
ödemesini de bu insanların omzuna yüklüyorsunuz. Bunlar çok ciddi adaletsizlikleri
beraberinde getiriyor. Şimdi, bunları biz burada
tartışamazsak, emekçilerin, işçilerin sorunlarını
tartışamazsak, nasıl bir noktada ele alacağız? Bu
ciddi bir problem.
Tabii, siz,
bugün, işçilerin, emekçilerin Kızılayda yediği
dayağı, gazı önemsemeyebilirsiniz ancak onlar İstiklalde
dayanışmak için başka bir şey söylediler. Sayın
Başbakan biraz önce buradaydı. Keşke dinlese. Şöyle bir
slogan atıyorlar: Başbakan sonun mübarek olsun. Bu,
Mısırda yaşanan olaya dikkat çekmek içindir. Sadece bir slogan
değildir. Oradaki sosyal adaletsizliğin, Tunusta yaşanan sosyal
adaletsizliğin, yoksulluğun, devletin yaptığı
aslında yolsuzluğun ve rantın emekçiler lehine nasıl bir
noktaya geldiğini Türkiyenin de düşünmesi gerekir. Burada, bizlerin,
sorumluluğu olan siyaset yapanların bu noktada ciddi sorumluluk
üstlenmesi gerekir. Tabii, biraz önce, iktidar partisinden Sayın Canikli
öyle bir şey anlattı ki Bu şeyde şuna mı
karşısınız, buna mı karşısınız?
Mesele şu. Başından beri diyoruz, Sayın Canikliye diyoruz
ki: Gelin, bu yasayı değiştirelim. Olumlu olan yasaları
çıkartalım ama olumsuz olan, emekçinin hakkını gasbedenleri
ayrıştıralım. İşçi konfederasyonlarıyla,
sendikalarla, getirin bunu tartışalım. Bu, önümüzdeki dönem
başka şeylere neden olacak. Tabii bu bir politika. Seçim öncesi
bazı şeyleri yapmak istiyorsunuz. Bu önemli bir nokta.
Sayın
milletvekilleri, birkaç şeye dikkatinizi çekmek istiyorum, Türkiyede
istihdam konusuna. İstihdam edilen nüfus 22 milyon 972 bin. Bu,
TÜİKin verilerine göre. Şimdi, istihdam edilenlerin yüzde 44ü, yani
10 milyon 107 bini kayıt dışı, herhangi bir sosyal
güvenceden yoksun olarak çalışıyor. Yine diyelim ki iş
gücünün yüzde 71ini erkekler oluşturuyor; kadınlar ancak yüzde 29
oranında; erkeklerin nüfusu 16 milyon, kadınlarınki de 6 milyon.
Erkeklerin yüzde 38i, kadınların yüzde 60ı kayıt
dışı çalışıyor ve Türkiyede 3 milyon 216 bin
ücretsiz aile işçiliği var. Kayıt dışı çalışanların
içinde en büyük grubu ücretsiz aile işçileri, onlar içinde de en büyük
grubu ise kadınlar oluşturuyor ve aslında bu maddeyle birlikte
bu kayıt dışı işçilik ve ev işçiliği yasal
hâle getiriliyor. Kadınların görünmez emek diye ifade ettikleri, ev
içerisinde çalıştıkları konuların hak mücadelesini
verirken, aslında, biz, bir şekilde kadınları ev içerisine
mahkûm ediyoruz.
Şimdi, bu
konuda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün 2010 verileri var.
Aralık ayında açıklama yapmış. Burada 100
kadından sadece 12,8i kendi işine, hesabına
çalışıyor ya da işveren; 51,1i herhangi bir ücret ya da
yevmiye karşılığında çalışıyor; 34,8i
de ücretsiz aile işçisi olarak çalışıyor. Tabii, yine bu
veriler de Türkiyede istihdamda kadının durumunun vahametini
gösteriyor. Örneğin TÜİK verilerine göre, 1990 yılında
iş gücüne kadın katılımı yüzde 34,1 iken, 2002de
yüzde 26,9; 2004te yüzde 25, 2009da da yüzde 26 olarak
değişmiş. Zaten işgücüne katılımı az olan,
sınırlı olan kadınlar bu yasayla birlikte aslında daha
çok ev içlerine hapsedilmekte, esnek çalışma adı altında
da emek sömürüsüne zemin sunulmaktadır.
Umuyoruz ki
İktidar da bu yasaya onay vermeyecektir diyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tuncel.
Diğer önerge
sahipleri adına konuşmacı Sayın Erbatur, buyurun efendim.
NEVİNGAYE
ERBATUR (Adana) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, görüşülmekte olan ve kamuoyunda torba kanun olarak
adlandırılan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 76ncı maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun vermiş olduğu değişiklik önergesi üzerinde
söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Bizim burada
yapmak istediğimiz şey, kadın istihdamının
artırılması. Hükûmet getirdiği bu maddeyle kadın
istihdamını artırmayacak, kadınların bir anlamda
yeniden eve hapsolmasını sağlayacaktır.
Dolayısıyla, bizim önergemiz bu maddenin tamamen
kaldırılmasına yöneliktir.
Demin Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubundan arkadaşlardan bir tanesi Getirin iyi bir
tane madde, değişikliği yapalım. dedi. İşte bu
madde böyle bir madde. Bu önergeye hepinizin evet oyu vermesi gerekiyor.
Neden? Çünkü kadınların kalkınmaya katılması gerekiyor
ve Türkiye'nin bütün ulusal istihdam stratejilerinde kadınların
istihdama katılımını artırma yönünde eylem yapması
gerek. Ülkemizdeki kadın istihdamı her gün düşüyor. Girmeye
çalıştığımız Avrupa Birliğinde ortalama
hedef yüzde 60, yüzde 59ları buldu. Türkiyede kadın istihdamı
maalesef yüzde 22lerde dolaşıyor. Alınan tedbirler
kadının çalışmasını sağlamıyor. Neden?
Çünkü kadın aile içinde hane halkı bakımını da
yapmakla yükümlü kılınıyor. Bu, toplumsal cinsiyet rollerinin
kadına biçtiği bir rol. Yani kadınlar evdeki çocukların,
yaşlıların, hastaların ve diğer tüm aile bireylerinin
bakımlarından sorumlu. Eğer çalışıyorlarsa
dışarıda, evdeki bu yükümlülüklerini yapacaklar, bir de ev
dışında da çeşitli ücretli işlerde çalışmaya
çalışacaklar. Tabii bu da büyük bir çatışmaya sebep oluyor
ve kadınların hayatını zorlaştırıyor.
Şimdi, emek
piyasasına bütün bunlara rağmen girebilen az sayıdaki kadın
da erkeklerle eşit fırsatlara sahip değil, eşit ücret
alamıyor. Kadınlar eğitim seviyelerine
bakılmaksızın ev içinde sürekli aynı işi yapma
durumunda kalıyor ve böyle olduğu zaman da kadınlar
çalışma hayatına girdiklerinde ev işlerinin alternatif
maliyetlerini düşünmek zorunda kalıyor ama erkekler için böyle bir
şey söz konusu değil, zaten her erkeğin evde onun işlerini
yapan bir karısı olduğu için bunları zaten düşünmüyor
ve kadınlar hem dışarıda hem evde çalışarak son
derece zor bir işi başarmaya çalışıyorlar.
Şimdi, bu
getirilen düzenleme ile -eğer bu yasalaşırsa-
kadınların hayatı daha da zorlaşacak. Biz
kadınların hak ettikleri biçimde istihdam edilmelerini,
dışarıda çalışmalarını ve bütün sosyal güvenlik
haklarından yararlanmalarını istiyoruz. Ama bu yeni modelle
getirilen esnek çalışma, evden çalışma şekli
kadınların istihdama katılımının önündeki en
önemli engeldir ve bu engel kadınları ücretsiz aile işçisi
şeklinde, herhangi bir sosyal güvencesi olmadan çalışmaya sevk
edecek ve onları zor durumda bırakacaktır.
Şimdi,
kadınlar insana yaraşır iş istiyorlar ve bunu yaparken, bu
işleri yaparken de hamilelik, doğum, annelik-babalık izinleri,
çocuk dışındaki aile bireylerinin bakımı gibi,
doğru çalışma saatleri gibi mesai düzenlemeleri istiyorlar, okul
öncesi ve okul çağındaki çocukların bakımı,
eğitimine yönelik yaygın hizmet istiyorlar, yaşlı ve
engellilerin bakımı için hizmet istiyorlar ama biz bu hizmetleri
yürürlüğe sokmak yerine, kadınları yine toplumsal cinsiyet rollerine
bağlı olarak ev içinde çalışmaya zorluyoruz.
Dolayısıyla bu maddenin mutlaka çıkarılması,
kadınların erkeklerle beraber eşit koşullarda iş
yaşamında yer alması gerekmektedir. Anayasanın 10uncu
maddesiyle kadınlar için getirdiğimiz pozitif
ayrımcılığın uygulanması gerek. Eğer bu
madde böyle geçerse biz, kadınlar için pozitif ayrımcılık
yapmadığımız gibi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NEVİNGAYE
ERBATUR (Devamla) -
kadınları çalışma yaşamından
dışlayacağız. O nedenle, ben, tekrar, bütün
arkadaşlarımın bu önergeye evet oyu vermesini istiyor, herkesi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erbatur.
Sayın Ekici,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkanı ve Genel Kurulu
hürmetle selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tasarının 76ncı maddesiyle 4857
sayılı İş Kanununun Çağrı üzerine
çalışma başlığını taşıyan 14üncü
maddesi tamamen değiştirilmekte ve madde başlığı
da Çağrı üzerine çalışma, evden çalışma ve
uzaktan çalışma olarak düzenlenmektedir. Bu hâliyle zaten fiilen
yapılan uygulama kanuni düzenleme altına alınmaktadır.
8 Haziran 2010
tarihinde yapılan Ulusal İstihdam Stratejisi konulu Ekonomik
Koordinasyon Kurulu toplantısında Çalışma Bakanı
Sayın Dinçer, çalışma hayatında bundan sonra -bu lafın
altını çiziyorum- işi değil, insanı koruyan bir
yaklaşım tarzı sunmaya çaba göstereceklerini belirterek işi
korumak yerine insanı korumayı, işi sağlama almak yerine
insanı yetiştirmeyi öne çıkaran ve kişilerin istihdam
edilebilirliklerinin garanti altına alındığı bir
iş gücü piyasası oluşturma çabası içinde
olduklarını söylemişti. Yine aynı toplantıda
Sayın Bakan, temel strateji olarak tek başına esnekliği
değil, ekonomik büyüme ile beraber esnekliğin sağlanması
hâlinde istihdam oranlarındaki artışın
sağlanacağını var saydığını ifade
etmişti.
Sayın
milletvekilleri, bütün bu ifadelerle bu madde ile yapılan düzenlemeler
birbirine tezat teşkil etmektedir. Öncelikle insanı koruyan ifadesi
bu uygulama ile bir arada asla kabul edilebilecek bir şey değildir.
Bu madde ile evden çalışma ya da uzaktan çalışma olarak
istihdam edilecek kişilere asgari ücretin de altında bir ücret
ödenecektir. Asgari ücret zaten adı üzerinde asıl ücret
değildir, günümüz Türkiyesinde asgari olarak bile yeterli
olmadığı da herkesçe malumdur. Sosyal Güvenlik Kurumu
kayıtlarına göre toplam istihdamın neredeyse yüzde 50sinin
asgari ücretle çalıştığı bir ülkede bu ücretin de
altında bir istihdam oluşturma mantığını insani
olarak ifade etmek mümkün değildir. Bu olsa olsa insanlık
dışı bir istihdam türü olarak kabul edilebilir.
Yine, esnek
istihdama geçilirken ekonomik büyümenin temel bir şart olarak kendilerince
ifade edilmiş olmasına ama
Maalesef ülkemizde esnek istihdamın
önünü açacak bir ekonomik büyüme var mıdır? Bu düzenlemenin acilen bu
torbanın, bu hararın içerisine atılması hepimiz için
kaygı verici bir durumu teşkil etmektedir. Bu madde ile aslında
yapılması gereken, iş güvenliği, emeklilik,
çalışanların İşsizlik Sigortası Fonundan
istifade edebilmeleri, örgütlenme, sendikal haklar, denetim, iş kuralları
ve birden fazla işverenle çalışma, ara dinlenme, hafta
tatilleri, çalışma ve izin süreleri, fazla çalışma gibi
doğrudan çalışma hayatının içinde olan hususlar
askıda kalacaktır ve her biri birer soru işareti olarak gündeme
gelecektir.
Değerli
milletvekilleri, biz 30 Eylül 2010 tarihinde Sayın Bakanın, Ulusal
İstihdam Strateji Planının hazır olduğu beyanına
güvendik, beş aydır bekliyoruz ama maalesef bunu paylaşmak
mümkün olmadı. Bu tür değişiklikleri, böyle kapsamlı bir
planı hazırlayıp uygulamak yerine, böylesine derme çatma,
gecekondu gibi kanunların içerisine serpiştirerek istihdama çözüm
bulunamayacağını herkesin bilmesi gerekir. Asgari ücretin,
çalışma sürelerinin, izinlerin, sendikal örgütlenmenin, Avrupa Birliği
standartlarının yükseltilmesi konusunda herhangi bir
çalışma olmazken, işsiz insanlarımıza çözüm olarak
sunulan bu sözde düzenlemeler kaygı vericidir.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi empatiye çağırıyorum. Yani istihdam
konusunda etkili, yetkili kim varsa bu kürsüden bir empati yapsınlar.
Elinize kağıdı kalemi alın, 630 lira asgari ücretle, hele
hele teklif ettiğiniz esnek çalışmayla daha düşük
ücretlerle bir aylık bütçe yapın, yaptığınız
hesabı bize de sunun ki biz de rahat edelim.
Biz, Sayın
Bakanın dediği gibi gerçekten insanı ön plana çıkaran
kanuni düzenlemeler yapabilmek ümidiyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyoruz. Bu maddenin tasarı gündeminden
çıkarılmasını Genel Kurula arz ediyoruz.
Saygılarımla.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ekici.
Önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
77nci madde
üzerinde dört adet önerge vardır. Önergeler aynı mahiyettedir, okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 77nci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek
İzmir Malatya İstanbul
Hulusi Güvel Osman Kaptan Bülent Baratalı
Adana Antalya İzmir
Şevket
Köse Enis
Tütüncü
Adıyaman Tekirdağ
İkinci
önergenin imza sahipleri:
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Alim
Işık E.
Haluk Ayhan Mustafa
Kalaycı
Kütahya Denizli Konya
Üçünü önergenin imza sahipleri:
Bengi
Yıldız Akın
Birdal Hamit
Geylani
Batman Diyarbakır Hakkâri
Nezir Karabaş Sebahat Tuncel Nuri Yaman
Bitlis İstanbul Muş
Dördüncü önergenin imza sahibi:
Ayşe Jale
Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SADIK BADAK (Antalya) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önce Sayın Ağırbaşın gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
77. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununun 15. maddesinde,
bütün işçiler için azami iki ay olan deneme süresi ilk defa işe giren
işçiler için azami dört aya çıkarılmakta olup, bu düzenleme genç
işçileri ayrımcılığa maruz
bırakılmaktadır. Bu Anayasanın eşitlik ve pozitif
ayrımcılığı düzenleyen 10. maddesine de
aykırıdır. Bu düzenleme Türkiyenin yeni sermaye birikiminin
gençlerin daha fazla sömürüsü üzerine kurulmaya
çalışıldığının somut ifadesidir. Deneme
süresi için farklı uygulamaların yapılması uygulamanın
deneme amaçlı olmadığının somut ifadesidir. Bu madde
ile amaçlananın gençlerin sömürüsü ve güvencesizliğin gençlere
dayatılması olduğu açıkça görülmektedir.
BAŞKAN
Sayın İnce, siz mi konuşacaksınız?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Evet.
BAŞKAN
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Konuşmamın
bu bölümünü Sayın Nurettin Canikliye ithaf ediyorum. Az önce
sayıyorsunuz peş peşe Bunlara niye karşı
çıkıyorsunuz? diye. O söylediklerinizin hiçbirine karşı
çıkmıyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kabul edin o zaman.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Onları kabul edelim. Onları ayırın,
kabul edelim.
Şimdi ben
size söylüyorum:
1) Yoksula
dağıtılan kömürü neden Kamu İhale Yasası
dışına çıkarıyorsunuz?
2) Bir gün bile
memuriyeti olmayanları bürokrasinin en tepesine neden
çıkarıyorsunuz?
3) KİTlerde
çalışan sözleşmeli personele neden grev yasağı
getiriyorsunuz?
4) BDDK, SPK,
Türkiye Kalkınma Bankasını neden İstanbula
taşıyorsunuz?
5) Kamuda çalışan
işçileri niye istekleri dışında yer
değiştirttiriyorsunuz? Neden onları sürgün ediyorsunuz?
6)
Sözleşmeli öğretmenlere bu tasarının içinde neden kadro
vermiyorsunuz?
7) Kısmi
çalışma, evden ve uzaktan çalışma diyerek iş
güvencesini ve örgütlenme hakkını neden ellerinden alıyorsunuz?
8) 825 TLnin
altında maaş alan 8 milyon 321 bin kişiyi neden
düşünmüyorsunuz? Bunlara neden yüzde 4 zam yapıyorsunuz?
9)
Yap-işlet-devret modeliyle yapılan ihale sözleşmelerini
YPKnın denetiminden neden kaçırıyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kimin denetiminden?
MUHARREM
İNCE (Devamla) YPKnın denetiminden neden kaçırıyorsunuz?
10) Madem
Trabzon, Ordu, Giresun, Karadenizdeki bu illerimiz zenginleşti,
fındıktan çok para kazandılar, madem bu kadar zenginler, Trabzonun
milletvekili sayısı 8den 6ya niye düştü? Ordunun milletvekili
sayısı 7den 6ya niye düştü? Sizin memleketiniz Giresunun
milletvekili sayısı 5ten 4e niye düştü?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) En az 3 çocuk yapsalar
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Madem bu insanlar zengindi, bu insanlar çok para
kazanıyordu da neden bu insanlar göç etti Sayın Canikli?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Cevap vereceğim şimdi.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Devam ediyorum:
11) Geriye
yönelik yargı kararlarını etkisiz bırakan düzenlemeleri
neden yapıyorsunuz?
12)
Yükseköğretimde okuldan atılma kaldırılıyor görüntüsü
vererek bu görüntünün altında çok paralı yükseköğretime neden
geçiyorsunuz?
13) Stajyerlerin
ücretini neden düşürüyorsunuz?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Doğru değil ya bunlar.
ABDULLAH ÖZER
(Bursa) Sen anlamazsın o işlerden.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Şimdi, bunlara gelip cevap vereceksiniz.
Bakın, biz
sizin söylediklerinizin hiçbirine karşı değiliz.
İnsanları kandırmayınız. Onları ayırın,
az önce saydıklarınızı ayırın. Hadi gelin, hemen
grup başkan vekilleri bir araya gelelim
OKTAY VURAL
(İzmir) Ara versin Sayın Başkan.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Hemen Sayın Başkan ara versin, biz bir kenara
çekilelim grup başkan vekilleri, halkın yararına olanları,
ezilenlerin, işçinin, çiftçinin, köylünün, memurun, asgari ücretlinin,
stajyerin yararına olanları bir kenara getirin, onları hemen
çıkaralım.
Öğrencilere
af, hay hay, başüstüne; emeklilerin maaş düzenlemesi, hay hay,
başüstüne; borçların yeniden yapılandırılması,
hay hay, başüstüne.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O maddeleri kabul edin, diğerlerine
karşı çıkın.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Ama bak, ben burada bütçenin son günü bir konuşma
yaptım. Ben bu akşam bir iddiada bulunmuyorum, bu akşam bir
iddiada bulunsaydım şunu diyebilirdi Sayın Maliye Bakanı:
Ya, çok hazırlıksızım. Ben şu anda gümrüklere, ilgili
yerlere ulaşamadım. Bu İngiliz viski şirketlerinin borcu
meselesini sana yarın söylerim. deseydi anlardım. Ben, bütçe
görüşmelerinin son günü, bu kürsüden, milletin kürsüsünden şöyle
dedim: İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar borcu var
mı, yok mu? Defalarca sordum, Meclis tutanaklarına bakarsanız,
bugün defalarca laf attım. İngiliz viski şirketlerinin 500
milyon dolar borcu var mı? Sattığınız Telekomun 500
milyon dolar borcu var mı? Buradan yararlanacak mı bunlar? Bunu merak
ediyorum ben. Siz, insanların viski içmesiyle
uğraşıyorsunuz da İngiliz viski şirketlerine neden 500
milyon dolarlık kıyak yapıyorsunuz? (CHP sıralarından
alkışlar) Bunu anlatacaksınız bana. Yani Bakan
çıkacak, diyecek ki
Tony Blair Başbakana mektup yazdı mı?
Bu viski şirketlerinin borcu için mektup yazdı mı? Bu
düzenlemeden bunlar yararlanacak mı? Ben bunu öğrenmek istiyorum.
Maliye Bakanı burada, on kere söyledim, her kürsüye
çıktığımda bir kez daha söyleyeceğim. Bunu merak
ediyorum. Bunu öğrenmek istiyorum. Neden susuyorsunuz?
Teşekkür
ederim, saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnce.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, Sayın İnce
şahsıma merak ettiği soruları doğrudan ismimi
zikrederek
MUHARREM
İNCE (Yalova) Viski cevabını sana sormadım, Maliye
Bakanına sordum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, doğrudan bana sordunuz.
BAŞKAN
Arkadaşlar, tamam, bir sataşma var.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Hayır, Maliye Bakanına sordum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Şahsıma sordunuz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Viski işine kim bakıyorsa ona sordum!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, sadece viski değil
BAŞKAN
Saygıdeğer arkadaşlarım, Maliye Bakanına ait olan
kısım var, Sayın Bakan burada; Sayın Canikliye ait olan
bir kısım var. Önce, ben Sayın Canikliye o gerekçeyle bir söz
vereyim.
Sayın
Canikli, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
12.-
Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, konuşmasındaki sorularına ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Değerli arkadaşlar, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, vergi
borçlularının tamamı yeniden yapılandırma
kapsamında mı? Yeniden yapılandırma kapsamında tüm
vergi mükellefleri. Doğru mu? Doğru. Yerli, yabancı,
İngiliz, Fransız, Amerikalı, Türk, bütün vergi mükellefleri
yapılandırma kapsamında mı? Yapılandırma
kapsamında. Borçları var ve bu kapsamda faydalanacaklar ve
borçlarını indireceğiz ve siz de katılıyorsunuz buna
değil mi? Katılıyorsunuz çünkü biraz önce dediniz ki:
Yapılandırma bölümünü getirin, hiç görüşmeksizin kabul
edeceğiz. Dediniz mi demediniz mi? Dediniz, dediniz doğru mu?
(Gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Vatandaşın yapılandırılması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Vatandaşın
yapılandırılması, İngiliz şirketinin değil.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dediniz, bakın, dediniz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Vatandaşı, vatandaşı
ALİM
IŞIK (Kütahya) İngiliz şirketlerini değil, Türk vatandaşını
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi ben size soruyorum
OKTAY VURAL
(İzmir) Vatandaşı, garip gurebayı, büyük
başları değil.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
Milyonlarca vergi mükellefi, yerli, yabancı
vergi mükellefi bu kapsamda faydalanacak
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ya, var mı bu borç? Doğru mu, yok mu?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
borçları azaltılacak, borçları
indirilecek
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ya, bu borç var mı? Viski işlerine kim
bakıyor sizde, viski işlerine?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla)
siz de hiç kayıtsız,
şartsız, sorgulamasız kabul edeceksiniz, doğru mu
değil mi? Biraz önce 2 sayın grup başkan vekili gruplar
adına konuştu. Peki, bunlar içerisinde İngiliz var mı? var.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Viski işlerine kim bakıyor sizde?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Fransız var mı? Var. Yunan var mı?
Var. İsrailli var mı? Var. (Gürültüler)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Helal olsun! Bravo!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Peki, bunu nasıl izah ediyorsunuz? Siz kabul
ediyorsunuz, siz. Siz kabul ediyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Milletin vergisini kime veriyorsunuz?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Hasan var mı? Yok. Ahmet var mı? Yok. Hans var,
George var, hepsi var.
OKTAY VURAL
(İzmir) Türkiye'nin 500 milyon dolarını yok ediyorsunuz be!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Değerli arkadaşlar, çelişkili
olmayın. Bakın, biraz önce bazı sorular soruldu, zaman çok dar
olduğu için
Giresun ve Orduda milletvekili sayısı neden
düştü biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Çünkü nedeni çok
basit, daha önce nüfuslar şişirilmişti. Bakın, bizim
Giresunun bir ilçesi var, Şebinkarahisar ilçesi. Nüfusu 36 bin
gözüküyordu bu nüfus kayıt sisteminden önce, 36 bin ve bu sistem geldikten
sonra nüfusun 13 bin olduğu anlaşıldı değerli
arkadaşlar. Sadece Giresun için, Ordu için geçerli değil, Anadoluda
illerin hemen hemen tamamında bu sorun vardı öyle değil mi?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) - Hayır.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Canikli, Türk Telekom'un müşavirliğini yapan
şirket kime ait açıklayın.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi nüfus, gerçek nüfusa düştüğü
için sanki nüfus azalmış gibi gözüküyor. Nüfusun
azaldığı falan yok değerli arkadaşlar.
Bakın, size
bir örnek vereyim sadece, bir örnek vereyim: Bizim dönemde Giresunda Damat
Tween Grubunun üretim tesisleri kuruldu. Bir fabrikasında 650 kişi
çalışıyor, doğru mu?
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) - Doğru da kaç lira maaş
verdiğini de açıkla, kaç liraya
çalıştığını da açıkla. İşçilere
kaç lira maaş verildiğini açıkla.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Eşref Bey orada, 650 kişi
çalışıyor, bir. Bir çorap fabrikası kuruldu sadece 350
kişi çalışıyor. Şu anda o kadar büyük bir
yatırım artışı var ki ikinci organize sanayi bölgesini
ilan ediyoruz değerli arkadaşlar, bu bizim dönemimizde oldu.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Türk Telekomun müşavirlik şirketi kime ait?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, geçmiş kırk yılda bir
tane organize sanayi bölgesinde üretim dolmadı, firmalar oraya itibar
etmedi, biz şu anda ikincisini kuruyoruz.
Dolayısıyla,
doğru teşhis etmek lazım, tespitleri doğru yapmak lazım
değerli arkadaşlar. Biraz önce vergide İngilizi kabul
ediyorsun, gümrükte İngilizi kabul etmiyorsun, bu ne yaman
çelişkidir, ne yaman çelişkidir.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Viskicilerle bu yakınlığınız
nereden kaynaklanıyor?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sizde viski işlerine kim bakıyor
arkadaşlar? Viski borcunu affetmek günah mı değil mi?
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi, diğer önerge sahibi Sayın Işık, buyurun
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bence önemli bir soru. Viski borcunu affetmek günah
mı değil mi?
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
MUHARREM
İNCE (Yalova) Akşam yatağa yattığınızda
Ayetel Kürsi okumadan önce bunu bir düşünün. Bir düşünün bunu, bence
günah.
ALİM
IŞIK (Devamla) -
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 77nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önerge hakkında
görüşlerimi açıklamak üzere huzurunuzdayım. Öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (Gürültüler)
BAŞKAN
Saygıdeğer arkadaşlar, Sayın Işıkı
dinleyelim.
ALİM
IŞIK (Devamla) Sayın Canikliyi buradan kutluyorum, açık
yüreklilikle söyledi ki: Bugün bu yasanın içerisinde, İngiliz,
Yunan, İsrail şirketleri var, yasayı bunun için
çıkarıyoruz. Kutluyorum, tebrik ediyorum, açık yüreklilikle.
Soruyorum:
Vatandaş Mehmet var mı? (AK PARTİ sıralarından Var,
var! sesleri) Nerede var?
Çiftçi Ali Amca
var mı? (AK PARTİ sıralarından Var, var! sesleri) Nerede
var?
Ziraat
Bankası ve tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarını
yapılandırdınız mı? (AK PARTİ
sıralarından Var, var! sesleri) Nerede var? Hangi maddede var? Yok,
yok.
AHMET YENİ
(Samsun) Var, var. Ziraat kendisi yapıyor.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
ALİM
IŞIK (Devamla) Soruyorum: Çiftçinin Ziraat Bankasına ve tarım
kredi kooperatiflerine olan borçlarını yapılandırıyor
musunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ziraat Bankası kendisi yapacak Sayın
Başkan.
ALİM
IŞIK (Devamla) Yok, yok. Dürüst konuşacağız, dürüst
konuşacağız, yok, yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Çiftçi yok, esnaf yok, viski şirketleri var.
ALİM
IŞIK (Devamla) Soruyorum: Esnaf ve sanatkârların esnaf kefalet
kooperatiflerinden aldıkları kredilerin yapılandırması
var mı yok mu? Yok, yok. Borç, borç. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen arkadaşlar
ALİM IŞIK
(Devamla) Peki, esnafın kooperatifine olan aidatı
yapılandırıyorsunuz da krediyi niye
yapılandırmıyorsunuz? Böyle bir şey yok, böyle bir şey
yok, hayır, hayır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Dolayısıyla,
şimdi gelelim önergeye, burada ne yapıyorsunuz? Bakınız, bu
maddede yaptığınızı size açıklayayım. 2003
yılında, 22 Mayıs 2003 tarihinde çıkarılan 4857
sayılı İş Kanununda madde 15i okuyorum, şimdi ne
yapıyorsunuz, neyi değiştiriyorsunuz, bir görsün
vatandaşımız:
Madde 15
Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda
bunun süresi en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş
sözleşmesiyle dört aya kadar uzatılabilir. Deneme süresi içinde
taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın
ve tazminatsız feshedebilir. İşçinin
çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları
saklıdır. Mevcut yürürlükte olan yasa bu, AKP İktidarı
tarafından çıkarılmış.
Şimdi,
gelelim, bu madde ne olarak değişiyor? Taraflarca iş
sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda -aynen var- bunun
süresi en çok iki, ilk defa işe girenler için en çok dört ay olabilir.
İki aylık süre toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar
uzatılabilir. Soruyorum değerli milletvekilleri: Nerede
İşçinin çalıştığı günler için ücret ve
diğer hakları saklıdır. ifadesi? Onu da
kaldırıyorsunuz, hayırlı olsun!
Şimdi, bunu
işçinin lehine olan bir yasa tasarısı olarak söylerseniz buna
kimse inanmaz. Geliniz, bu maddeyi tasarı metninden çıkaralım,
hiç olmazsa 2003 yılında yine sizlerin yaptığı
değişiklik devam etsin. Daha kötüye gidiyorsunuz.
Bugün, kendi
ilimden örnek veriyorum, 230 kişi için ilanın verildiği ve
sadece lise mezunlarının müracaat hakkının olduğu
Kütahya SLİ ve GLİye 6 bine yakın müracaat olmuştur. Eğer
siz buradaki maden işçiliğine, ağır maden
işçiliğine ilkokul ve ortaokul mezunlarına da müracaat
hakkı verseydiniz, inanıyorum ki bir kadro için en az 100 kişi
müracaat edecekti.
Bu ülkede
işsizliğin kol gezdiği, işsizlikten intiharların
yaşandığı bir dönemde işçinin hakkını geri
alıyor, işçiyi koruma yerine mağduriyetine yol açacak düzenleme
yapıyorsanız bunun vebali hepimizi sıkıntıya
sokacaktır. Ben açık yüreklilikle bu madde metninin
çıkarılmasının yerinde olacağını söylüyorum.
Yine, bu
vesileyle size şunu söylüyorum değerli milletvekilleri:
Bakınız, sizlere de mutlaka buna benzer mesajlar geliyor. İsmini
vermeyeceğim. Lise çocuk gelişimi bölümü mezunu yirmi bir
yaşında gencecik bir kızımız, evlenmiş genç
yaşta, kocasından ayrılmış, eşi kendisine 3 bin
TL borç takmış gitmiş, bugün Bursada Belediye
Başkanıyla beni görüştürmüyorlar, hiçbir yerden yardım
alamıyorum, intihar etmek üzereyim. diyen mesaj.
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Borcunu mu ödeyecek kocasının?
ALİM
IŞIK (Devamla) Efendim?
MEHMET CEMAL
ÖZTAYLAN (Balıkesir) Kocasının borcunu mu ödeyecek?
ALİM
IŞIK (Devamla) Efendim, bu, Türkiye'nin gerçeği. Siz öyle
bakabilirsiniz. Bu insan işsiz, bu insan aç.
Önergemizin
kabulünü diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
Nezir Bey, siz mi
konuşacaksınız?
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN
Evet, önerge sahipleri adına Sayın Karabaş, buyurun.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
77nci madde üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bir
tartışmayı izledik biraz önce. Daha önceki hükûmetler döneminde
de, AKP hükûmetleri döneminde de çıkarılan her af kanununun
çıkarılma nedeni, uluslararası ve yerli büyük sermayenin
borçlarını affetmektir. Eğer öyle olmasaydı köylünün, öyle
olmasaydı zorunlu geçim ihtiyaçları için bankalara
borçlanmış kesimlerin, öyle olmasaydı telefon parasını
ödeyemeyen kesimlerin borçları affedilirdi.
Tabii ki, bu
aflar çıkarılırken, gerçekten, küçük işletmelerin,
KOBİlerin
Özellikle ekonomik kriz, Türkiyedeki politikalar nedeniyle
krize girmiş kesimler var ama bu kesimler, geçmişte de, bugün AKP
döneminde de af yasası çıkarabilecek güçte ve etkinlikte değiller.
Af yasalarının çıkarılma nedeni, tabii ki, başta
uluslararası şirketler ve Türkiyedeki, onların ortakları
olan büyük şirketlerdir.
Değerli
milletvekilleri, zaten, bu işçiyle, emekçiyle ilgili getirilen
politikalarda da aynı şekilde bakılıyor. Önemli olan
üretmektir, ucuz üretmektir, en ucuz üretmek ve ihraç etmektir. Bunu daha önce
belirttik. Yirmi beş senedir bu ülkede sanayide çalışan
kişi sayısında ciddi bir değişiklik yok. On beş
senedir, 95ten bu yana da, 95ten önce sanayide çalışan kişi sayısı
ne ise bugün aynıdır. Bu tasarıda getirilen birçok madde,
özellikle bu 77nci maddede de amaç üretenin, amaç turizmcinin, amaç
sanayicinin daha ucuza işçi çalıştırması, emek gücünü
ucuza mal etmesi, emek gücü üzerinden ucuza üretip para kazanmasıdır.
Özellikle bu maddede daha çok, turizm işletmelerine bu
sağlanmış, dört ay deneme süresi
Turizm işletmeleri nerede
çalıştırıyor en fazla emekçiyi? Bulaşıkta
çalıştırıyor, mutfakta çalıştırıyor,
yemek dağıtımında çalıştırıyor. Siz
alacaksınız, iki ay yetmez, dört ay çalışacak deneme süresi
ancak o sürede zaten dört ay sonra da mevsim bitecek, turizmcinin, otelcinin,
işletmecinin işçiye de ihtiyacı olmayacak, onun işine son
verilecek, hiçbir hakkı, hiçbir tazminatı da olmayacak.
Onun için biz
diğer muhalefet partilerinin de verdiği önergenin
aynısını verdik. Bu, üç muhalefet partisinin ortak önergesi,
sendikaların, emek örgütlerinin de, zaten günlerdir ayakta olan, bugün
Ankaraya gelip coplanan, gaza maruz bırakılan emekçinin de
talebidir. Bu nedenle muhalefet partileri bunu vermiştir. İktidar
partisinin de elbette -daha önce de belirttik- sürekli geçmişte ve bugün
de iktidar partileri, daha çok sermayedarın, daha çok iş sahibinin,
para kazananın çıkarlarını öne alıyorlar fakat bu
gidiş iyi gidiş değil. Siz, ilk defa işe girenler dört
aylık deneme süresi olacak. Bugün gençlerin birçoğu zaten işsiz.
İşveren bundan yararlanarak bundan sonra, bu yasa geçtikten sonra,
emin olun, bazı iş kolları hariç, işçilerin, özellikle genç
işçilerin çoğunluğu güvencesiz, sendikasız ve
tazminatsız çalıştırılacak. Dört ay
çalıştırılıp atılıp, ondan sonra geri
alınacaktır.
Biz, iktidar
partisinin de bu tasarıyı geri çekmesini ve 77nci maddenin
tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz.
Saygılar
sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
78inci madde
üzerinde dört adet önerge vardır, dördü de aynı mahiyettedir, okutup
birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 78'inci Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Nuri
Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
Sebahat Tuncel Hamit Geylani M. Nezir Karabaş
İstanbul Hakkâri Bitlis
İkinci önergenin imza sahipleri:
Mehmet Günal Oktay Vural Erkan Akçay
Antalya İzmir Manisa
Mustafa Kalaycı E. Haluk Ayhan Mithat Melen
Konya Denizli İstanbul
Üçüncü önergenin
imza sahipleri:
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Enis Tütüncü
İzmir İstanbul
Tekirdağ
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Bülent
Baratalı Osman
Kaptan
Malatya İzmir Antalya
Hüseyin
Ünsal
Amasya
Dördüncü önergenin imza sahibi:
Ayşe Jale
Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar )
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Jale Hanımın önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
78. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63. maddesinde
azami iki ay olarak belirlenmiş denkleştirme süresinin turizm
işletme belgesine sahip işyerleri için dört aya
çıkarılması gündemdedir. Bu özellikle turizm dönemlerinde
işçilerin ağır koşullarda
çalıştırılmasına olanak tanımaktadır. Bunun
anlamı birkaç kişinin yapacağı işin bir kişinin
üzerine yıkılması ve turizmde istihdamın
azalmasıdır. Aynı zamanda bu uygulama ile işçilerin fazla
mesaiden kaynaklı hakları gasp edileceği gibi, düzenleme Bu
Anayasa'nın kanun önünde eşitliği düzenleyen 10. maddesine de
aykırıdır.
BAŞKAN
Sayın Kaptan, önerge üzerinde siz mi konuşacaksınız?
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Evet efendim.
BAŞKAN
Buyurun.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 606 sıra sayılı
Tasarının 78inci maddesinin tasarıdan
çıkarılması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın arkadaşlarım,
denkleştirme süresi işin yoğunluğuna göre, işçinin
çalışma süresinin uzatılması veya iş
yoğunluğu azaldığında işçinin daha az
çalıştırılmasıdır. Neye yarar derseniz,
işçilere fazla mesai vermemeye yarar, daha az işçiyle daha çok
iş yapmaya yarar ve daha az işçiyle, daha az maliyetle
çalıştırmak anlamına gelir. İstihdam yaratmayla bir
ilgisi var mıdır derseniz, hayır yoktur. Yani daha az istihdam
anlamına gelir. Mevcut uygulamada yoğunlaştırılmış
bir iş haftasında işçiyi günde on bir, haftada altmış
altı saat çalıştırabiliyorsunuz. Hem de fazla mesai ücreti
ödemeden. Bunun süresi en fazla iki ay, toplu sözleşmeyle dört aya
çıkartılabiliyor. Görüştüğümüz tasarıda bu
uygulamayı turizm sektöründe dört aya çıkarıyoruz. Gerekçesinde
de şöyle deniyor: Maddenin mevcut hâlinde denkleştirme süresinin
toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar arttırılabilmesi
hükmü mevcutsa da uygulamada işletilmediğinden madde metninden
çıkarılmakta, turizm sektörünün özellikleri dikkate alınarak
turizm işletme belgesine sahip iş yerleri için denkleştirme
süresinin dört ay olarak uygulanabilmesine imkân sağlamak, bu sektörde
istihdamın artırılması amaçlanmaktadır.
İş
Kanununun bu maddeyle değiştirilen 63üncü maddesinin ikinci
fıkrasının mevcut son iki cümlesi, iki aylık süre içinde
işçinin haftalık ortalama çalışma süresinin normal
haftalık çalışma süresini aşamayacağı,
denkleştirme süresinin toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar
artırılabileceği şeklindedir.
Şu anlama
gelmektedir bu hüküm: Bir işçinin haftalık kırk beş saat,
iki aylık normal çalışma süresi üç yüz altmış saattir.
Bu işçi haftada altmış saat üzerinden birinci ayda iki yüz
kırk saat çalışmış, kalan bir ay içinde de haftada
otuz saatten yüz yirmi saat çalışmış olsun. Bu durumda,
işçi, iki aylık denkleştirme süresindeki fiilî
çalışması normal çalışma süresi olan üç yüz
altmış saate eşit olduğundan, iki ayda
yaptığı fazla çalışmalar için herhangi bir fazla
çalışma ücreti alamayacaktır.
Maddeyle, fazla
çalışma ücreti ödenmesini engelleyen denkleştirme dönemi turizm
işletmeleri için iki aydan dört aya çıkarılmaktadır. Bu da
turizm sektöründe çalışan işçilere sezon boyunca hiç fazla
çalışma ücreti ödenmeyeceği anlamına gelmektedir. Üstelik
turizm sektöründe çalışanlar aleyhine ayrımcı bir düzenleme
olan bu madde, eşitlik ilkesine de aykırıdır; tasarı
metninden çıkarılmalıdır.
Sayın
arkadaşlarım, bizde mi bir hesaplama
yanlışlığı var yoksa Hükûmet temsilcilerinde mi,
bilemiyoruz. Siz, bir kişiyi haftada kırk beş saat yerine
altmış altı saat çalıştıracaksınız,
bunun karşılığında istihdam da artmış
olacak. Bu nasıl olacak? Yani 6 işçiye 7 işçinin
yaptığı işi yaptıracaksınız, adına da
istihdam arttırma diyeceksiniz. Bu hesap yanlıştır. Bu
hesap, Bağdattan değil, Türkiye Büyük Millet Meclisinden dönmelidir.
Kışın
zaten turizmde iş yerlerinde çalışamıyor insanlar. Onun
için kışın SSK ve vergi açısından özendirici destekler
getirilmelidir turizm tesislerine ve onların çalışması
sağlanmalıdır.
Sayın
arkadaşlarım, geçenlerde Antalyadaki bir otelde
nişanlısıyla beraber -İngilterede okumuş bir bayanla-
animasyon yapan -Sayın Tayfur Süner arkadaşımızla beraber-
bir arkadaşımızla görüştüğümüzde Günde on sekiz saat
çalışıyorum ancak otelimiz kışın
kapanmadığı için çok mutluyuz demektedir. Burada insanlar zaten
iş bulamıyor, çalışamıyor. Şimdi,
çalışamadığı için de saatini ve ücretini bile sorma
imkânı bulamıyorlar.
Sayın
arkadaşlarımız, Mısır halkını haklı
görürken Hükûmet neden bizim halkımızı ve neden bizim
işçilerimizi, doktorlarımızı, mühendislerimizi
Kızılayda bugün polis barikatlarıyla karşı
karşıya getirmiştir? Sizin ileri demokrasi
anlayışınız bu mudur?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaptan.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan
BAŞKAN
Konuşmalar devam ediyor Muharrem Bey.
Sayın Vural
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, Erkan Akçay konuşacaklar.
BAŞKAN
Sayın Akçay, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, görünen odur ki, bu torba tasarı görüşmeleri
artık çığırından çıkmak üzeredir ve bu
çığırından çıkaran da, maalesef ve üzülerek gördüm ki,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Canikli.
Ben bu torba
tasarının alt komisyonunda ve üst komisyonunda 3 Aralıktan beri
görev yapmış ve bütün süreçlerde bulunmuş bir
arkadaşınız olarak söz aldım ve bu konudaki
görüşlerimi kısaca belirtmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, dürüst olmamız lazım, iyi niyetli olmamız
lazım. Ben, Milliyetçi Hareket Partisi Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi 5 arkadaşımızla birlikte
daha 3 Aralık tarihinde bu tasarı geldiğinde bugün bu
konuşmaların bu kürsüden yapılacağını hep
birlikte öngörmüştük.
Bugün 3
Şubat değil mi arkadaşlar? Şimdi, 6 Ocak tarihinde biz
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir basın toplantısı
yaptık Türkiye Büyük Millet Meclisinde. Bu torba tasarının
görüşme süreçleri, yöntemleri ve yer alan hususlarla ilgili
görüşlerimizi kamuoyuyla ve milletimizle paylaştık. Dedik ki, bu
torba tasarı 2010 Temmuz ayı içerisinde, 12 Eylül Anayasa referandumu
propaganda malzemesi yapılarak Sayın Başbakan tarafından
ilk defa kamuoyuna açıklandı. Yani Vergi, sigorta vesair kamu borcu
olan vatandaşların borçlarını
yapılandıracağız. dedi. Biz Milliyetçi Hareket Partisi
olarak bunu sevinçle karşıladık çünkü biz, en az 2008
yılından bu yana, özellikle ekonomik krizin yoğun olduğu
zamandan bu yana pek çok arkadaşımızın kanun teklifleriyle,
Mecliste yaptığı konuşmalarla, soru önergelerimizle, vatandaşımızın,
işçimizin, esnafımızın, sanayicimizin, tüm insanlarımızın
borçluluk durumunu dile getirdik. Gırtlağına kadar borçlu,
iş yapamaz hâlde, kamu borcunu, bankaya olan borçlarını ödeyemez
hâlde, o yüzden bu borçların 2003teki vergi barışından da
geniş kapsamlı olarak yapılandırılması
gereğini sürekli dile getirdik. O yüzden biz bu torba tasarıya daha
gelir gelmez, baştan olumlu baktık.
Ancak,
değerli arkadaşlar, iyi niyetli bir tasarı getiren bir hükûmet,
normalde yirmi otuz maddeyle gelecek bir tasarıyı yüz on üç madde
hâlinde komisyona getirdi. Alt komisyon tutanakları burada, üst komisyon
tutanakları burada, kimlerin ne konuştuğu, kaç saat
konuştuğu burada, kimlerin kaç adet önerge verdiği de burada.
Bunların hepsini topladığınızda çıkan sonuç
şudur: Bu torba tasarının çıkmasını Adalet ve
Kalkınma Partisi ve iktidar engellemektedir. (MHP sıralarından
alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bir de ben nasıl
çığırından çıkartmışım, söylerseniz!
ERKAN AKÇAY
(Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, biz bu
tasarının bütün bu olumlu yönlerini desteklediğimiz gibi, elbette
Lütfen müsaade ediniz. Siz muhalefeti boğmaya, konuşmasından
rahatsız olarak konuşturmamaya gayret gösteriyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) El insaf ya!
ERKAN AKÇAY
(Devamla) - Biz toplasak kırk elli maddeye burada bir muhalefetimiz söz
konusudur. Elbette iyileştirilmesini istediğimiz düzenlemeler
vardır. Örnek vereyim: Şimdi otuz altı ay bir taksitlendirme
getiriliyor. Biz bunun, bu sürenin yetersiz olduğunu söylemeyelim mi?
Vatandaşlarımız bunu yetersiz görüyor, taksit
sayısını yetersiz görüyor.
OKTAY VURAL
(İzmir) Canikli karşı!
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Sonra, bu tasarı yıllarca vergisini düzenli ödeyen
vatandaşlarımızı cezalandırmıyor mu? Onlara bir
jest yapalım dedik, önerge verdik, kabul edilmedi. Çiftçinin Ziraat
Bankasına olan borçları var mı bu tasarıda? Yok. Çiftçinin
tarım kredi kooperatiflerine olan borcu var mı? O da yok.
Esnafın Halk Bankasına olan borcu var mı? O da yok.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne var?
ERKAN AKÇAY
(Devamla) Bu, o kadar, methedildiği kadar
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY
(Devamla)
övündükleri kadar da geniş kapsamlı değil. Sadece
bazı vergi cezaları vesaire
Konuşmama
burada son veriyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, Sayın
Konuşmacı benim çığırından
çıkardığımı söyledi.
BAŞKAN -
Nezir Bey, siz mi konuşacaksınız?
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Karabaş.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, Sayın
Konuşmacı
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, Mehmet Akif Beki gibi oldu bu da yani! Her
Başbakanın dediğini
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ama bakın, çok net olarak şunu söyledi:
Benim çığırından çıkardığımı söyledi.
Yani aynen bunu söyledi. Sayın Başkan, çok net olarak Sayın
Konuşmacı ismimi de zikrederek
BAŞKAN
Sayın Canikli, arkadaşımızı bir
konuşturalım
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
78inci madde üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKPnin getirdiği bu tasarıda 77nci madde ile bu
verilen 78inci madde birbirini tamamlamış. 77nci maddede, turizmde
işe ilk başlayanlarda deneme süresini dört aya çıkarıyor
burada ve yine 78inci maddede de denkleştirme süresini dört aya
çıkarıyor. Yani işveren, özellikle turizm şirketlerindeki
işveren, dört ay boyunca bir işçiyi diğer haklarından,
sözleşmeden, ikramiyeden ve kıdem tazminatından mahrum olarak
çalıştırabiliyor ve yine bu süre içinde, dört ayda, fazla mesai
vermeden en düşük ücretle çalıştırabiliyor. Bu ikisi
tamamlandığında
Bu ikisi turizmcilerin talepleri idi. AKP, art
arda, 77 ve 78inci maddeyle turizmcinin bu talebini yerine getiriyor.
Tabii, önemli
olan turizmi çekmektir, hangi anlamda olursa olsun. Yani turizmi
sağlıklı, kendi vatandaşınızın da tatil
yapabileceği, diğer gelen tatilcilerin, dışarıdan
gelen turistin diğer ülke koşullarında burada kalması
Bunların
hiçbiri önemli değil. Önemli olan, şirketler ve yatırım
yapan turizmci çok kazansın ve çok kazanmak için de kaliteyi, diğer
koşulları, Türkiye'nin turizm bölgelerini zenginleştirme, deniz
turizmine diğer turizm alanlarını katma yerine, bu konuda
yoğunlaşma yerine, en kolay olanı ucuza mal edip daha ucuza
turist ağırlayarak diğer ülkelere rakip olma. AKP bunu
tamamlıyor.
Değerli
milletvekilleri, tabii, siz emekçiye yönelik, siz işçiye yönelik bu
maddeleri getireceksiniz, ondan sonra da Ekonomik ve Sosyal Konseyden
bahsedeceksiniz, diyeceksiniz ki: İşte biz, Avrupa Birliği uyum
yasaları çerçevesinde işçi, işveren ve Hükûmet olarak
kararları birlikte alıyoruz.
Peki, şunu
söylüyoruz: Günlerdir eylemler var, hem bir konfederasyonun hem de diğer
farklı konfederasyonlardan işçi sendikalarının eylemleri
var çeşitli illerde. Yine, Türkiye'nin en önemli, büyüklüğü
anlamında da ikinci sırada bulunan kamu emekçileri
konfederasyonlarından KESKin eylemleri var. Türkiye'nin en büyük
odalarından biri olan Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları
Birliğinin eylemleri var, Türk Tabipler Birliğinin eylemleri var.
Şimdi, bir konfederasyon ve diğer konfederasyonlara bağlı
birçok sendikanın karşı çıktığı, Biz bu
torba yasasını kabul etmiyoruz. dediği, bunun için eylem
yaptığı, tüm bu kış koşullarına rağmen,
ekonomik zorluklara, sıkıntılara rağmen, çıkıp
Ankaraya kadar gelme, Ankara Valisinin, İçişleri Bakanının
açıklamalarına, polisin copuna ve gazına maruz
kalacağını bile bile gelmesine rağmen, bunlar neden
yürüyüş yapıyorlar? Peki, bunlar kimdir? Yani işçi
dediğiniz zaman, sadece size onay veren sendikalar, konfederasyonlar
mı işçidir? Memur dediği zaman, sizin emrinizde olan memur
sendikaları ve konfederasyonlar mı memurdur? Diğerleri kimin
memurudur? Hangi ülkenin vatandaşıdır? Türkiye Mimarlar
Mühendisler Odaları Birliği, Türk Tabipler Birliği, DİSK,
KESK nerenin işçisidir? Nerenin memurudur? Hangi ülkenin memurudur? Neden
size karşı çıkıyorlar? Yani sırf muhalefet etmek için
mi size karşı çıkıyorlar? Bu torba yasada siz onların
çıkarına olan, onların üyelerinin çıkarına olan,
emekçilerinin çıkarına olan şeyleri getirdiniz de fakat
düşünce olarak size katılmıyorlar, onun için mi eylem
yapıyorlar? Bu mantıktan bir an önce vazgeçilmesi gerekir diyoruz.
78inci maddenin tasarıdan
çıkarılmasını istiyorum. Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Sayın Başkan, bir
açıklama yapmak istiyorum
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeleri oylamadan önce bir yoklama talebi vardır, onu yerine
getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk,
Sayın Kaptan, Sayın Koçal, Sayın Özkan, Sayın Köse,
Sayın Çöllü, Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Karaibrahim,
Sayın Köktürk, Sayın Topuz, Sayın Dibek, Sayın İçli,
Sayın Kart, Sayın Ersin, Sayın Seçer, Sayın Aydoğan,
Sayın Hacaloğlu.
Sayın
milletvekilleri, yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun
Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile
Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111,
2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289,
2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503,
2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689,
2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783,
2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821)
(S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın Maliye
Bakanının biraz önceki konuşmalarda sataşma gerekçesiyle
bir söz talebi vardır. Aynı oturum içinde olduğu için Sayın
Bakanın talebini değerlendireceğim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sataşmadan dolayı mı söz verdiniz?
BAŞKAN
Evet, biraz önceki açıklamalarda Sayın Bakana izafeten
OKTAY VURAL
(İzmir) Kimin?
BAŞKAN
Sayın İncenin konuşmalarında
Buyurun
Sayın Bakanım.
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.-
Maliye Bakanı Mehmet Şimşekin, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, konuşmasında Hükûmete sataşması nedeniyle
konuşması
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli
üyeler, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önceki
tartışmalarda benden bazı sorulara cevap vermem istendi, yüce
Meclisi bilgilendirmek için söz aldım.
Değerli
arkadaşlar, birinci olarak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
5inci maddesi çerçevesinde, mükellefler hakkında herhangi bir kamu
görevlisinin, vergi mahremiyeti nedeniyle bilgi vermesi mümkün değildir.
Dolayısıyla seve seve size herhangi bir şirketle ilgili bilgiyi,
özellikle o şirketle ilgili olarak vermek isterdim ama vergi mahremiyeti
nedeniyle veremiyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben vereceğim şimdi.
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Fakat şunu da ifade
edeyim: Burada, tabii ki Gümrük tarafından, Maliye
Bakanlığı tarafından -ki, bahsi geçen şirketle ilgili-
yapılmış bir incelemeden çok gümrükle ilgili bir husus söz
konusu. Türkiyeye mal ithal eden şirketler, zaman zaman mükellefler
nezdinde incelemeler yapılır. Bu incelemeler yapılmıştır.
Ayrıca bu hususlar yargıya taşınmıştır fakat
maalesef burada bir yanlış yönlendirme söz konusudur.
Şimdi,
Anayasaya göre biz kanunu sadece bir mükellef grubuna uygun olarak
hazırlayamayız. Bir kere, Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırıdır. Şu mükellefler hariç, bu mükellefler dâhil,
diyelim ki bir yapılandırma tasarısı getirebilir miyiz?
Getiremeyiz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Oran neydi?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dolayısıyla burada
Hükûmetin yaptığı son derece açıktır. Türkiyede
iş yapan bütün mükellefler bu Kanundan yararlanıyor. Bu Kanundan
şu kökenli, şu ülkeden gelen şirketler, sermayeler
Bir kere
zaten bu şirketler Türkiyede kurulmuş, Türk ticaret hukukuna
tabidir. Dolayısıyla bunlar arasında ayrım yapamayız;
bu, Anayasanın temel ilkesidir. Burada herhangi bir şirkete özel bir
muamele söz konusu değildir. Türkiyede kurulu bütün şirketlerin,
bütün mükelleflerin, sanayicimizin, çiftçimizin, esnafımızın
kamuya olan borçları nedeniyle bir kolaylık tanınmaktadır.
Evet,
çiftçilerimizin sulama borçlarıyla ilgili elektrik borcunun faizini dahi
siliyoruz. Yani bu tasarının ötesine dahi gidiyoruz. Bütün
vatandaşlarımız için, bütün mükellefler için büyük bir
kolaylık söz konusudur ama tartışma konusu olan şirketle
ilgili olarak da Gümrük gereğini yapmıştır, şu anda
yargıdadır. Zaten o nedenle de yorum yapılamıyor. Vergi
mahremiyeti nedeniyle de ona ilişkin detayları verebilseydim
verirdim. Verebilseydim verirdim, veremiyorum. Fakat burada, maalesef, birçok
konu çarpıtılıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) - Şu şirket için
BAŞKAN
Sayın Bakanım, ben size teşekkür edeceğim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım, Sayın Bakan yüce
Meclisi ve değerli halkımızı yanıltmaktadır. Konu
yargıda değildir. İzin verirseniz kısaca iki dakikada açıklayayım.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir dakika müsaade eder misiniz
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Doğru değil ama.
BAŞKAN
Sayın İnce, bakınız
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım, bir dakikanızı
alayım.
BAŞKAN
Buyurun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Bakan, konunun yargıda olduğunu
söylüyor. Yanlış bir bilgidir bu, doğru değildir. Lütfen
benim açıklamama izin verin.
BAŞKAN
Sayın İnce, şimdi burada sizin dediğiniz mi doğru,
Sayın Bakanın dediği mi doğru, başka mı bir
şey, şimdi, biz bunu bilemeyiz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ama bakın, Sayın Bakan bir iddiada bulundu.
BAŞKAN
Sayın İnce, şunu diyorum: Bakınız, tutanaklara geçti.
Siz bir iddiada bulundunuz. Sayın Bakan genel itibarıyla,
bakınız, konuştu.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım, Sayın Bakan
yanlış bilgi vermektedir, konu yargıda değildir.
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Şirketin ismini verin.
BAŞKAN
Bakınız, şimdi, Sayın İnce, biz bunu bilmiyoruz.
Bakınız, şimdi, sizin verdiğiniz bilgilerin
doğruluğu veya Sayın Bakanın verdiği bilgilerin
doğruluğunu burada biz tespit edemeyiz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, bir bilgilenelim, söylesin.
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Doğruyu öğrenelim.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın İnce, bakınız, şimdi şunu söylüyorum
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, bir dakikanızı alabilir
miyim?
BAŞKAN
Buyurun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, bakınız, bu kadar
zamanda ben zaten konuyu açıklardım, bir.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, açıklasın.
MUHARREM
İNCE (Yalova) İkincisi, bence bu tartışmaya gerek yok.
Ben bir arkadaşımın söz hakkını alırım yine
konuşurum.
BAŞKAN
Evet, tamam.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Öyle yapmayalım, bence şöyle olsun: Siz adil bir
yönetim sergileyin, Sayın Bakanın yanlışını bir
buçuk dakikada özetleyeyim.
BAŞKAN Ama
Sayın Bakanın yanlışını siz iddia ediyorsunuz,
ben bilemem ki Sayın Bakanın yanlışını.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Şimdi, bakınız, Muharrem Bey
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, siz Bakanı koruma görevlisi
değilsiniz. Sayın Bakan cevap verebilir.
BAŞKAN
Sayın Vural, lütfen, müsaade edin efendim.
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Yanlış bilgi veriyor Sayın Başkanım.
BAŞKAN -
Efendim, şimdi, kimin söylediği doğru, kimin söylediği
yanlış? Arkadaşlar, böyle bir üslup olmaz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım, bana bir buçuk dakika süre
verin.
BAŞKAN -
Sayın İnce, bakınız... (CHP sıralarından
gürültüler)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ama Sayın Başkan, olmuyor...
BAŞKAN -
Sayın İnce, bakınız, tutanaklara geçti.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bana bir buçuk dakika söz verin.
BAŞKAN - Ben
şunu söylüyorum: Şimdi, siz, sizin söylediğinizin doğru
olduğunu iddia ediyorsunuz. Ben bunu nereden bileceğim?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, bakınız...
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Ya doğruysa?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan... Sayın Başkan...
BAŞKAN
Arkadaşlar, böyle bir üslup olmaz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, konu yargıda değildir,
yanlış bilgi veriyor. Bir buçuk dakika...
BAŞKAN
Sayın İnce, bakınız, tutanaklara geçti söylediğiniz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, bakın, onu ben buradan
açıklayayım, ben size açıklayayım:
2003
yılında gümrük müfettişleri raporuyla ortaya
çıkmıştır bu, çifte fiyat uygulamasıdır; vergi
mahkemesine gitmiştir, Danıştaya gitmiştir. Yargı
kararı kesindir Sayın Bakan.
BAŞKAN
Tamam.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bu kesinleşmiştir. Benim merak ettiğim
şu: Bu yedi yıldır kesinleşmiş yargı kararı
varken bu niye tahsil edilmemiştir?
İki: 7/7/2006
tarihinde Tony Blair Sayın Başbakana Sevgili Tayyip... diye mektup
yazarak Danıştayı şikâyet etmiştir. Acaba, bugün,
Danıştayı şikâyet ettiği için Tony Blair, onun için mi
Danıştaydan intikam almak istiyorsunuz ve yedi yıldır bu
borcu niye tahsil etmediniz? Bu yasanın çıkmasını mı
beklediniz? Yedi yıldır bu parayı niye tahsil etmediniz? (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Sayın Başkan...
BAŞKAN -
Şimdi, saygıdeğer arkadaşlar...
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ama ona söz verirseniz olmaz.
BAŞKAN
Hayır, vermeyeceğim.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, bakınız, bunları çıkıp
basın toplantısı yoluyla izah edebilirsiniz, diğer
şekilde izah edebilirsiniz.
Sayın
Bakanın söylediği şuydu: Konu yargıya intikal etmiştir.
Ha, Yargının neticesi ne olmuştur? sorusu ayrı bir
şey.
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Sayın Bakan yargının sonucunu bilmez mi?
BAŞKAN - Ona
ayrıca cevap verilebilir, diğer şeyler olabilir.
Evet, bu konuyu
burada kapatıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Bakan söz istedi.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Bakan söz istedi.
BAŞKAN
Arkadaşlar, zaten her madde üzerinde önergeler var. Dolayısıyla
herkes önergeler üzerinde görüşünü beyan ederek konuşabilir.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN -
Şimdi, 79uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
79. maddesinin sonuna erken doğum hâlinde doğumdan önce
çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre
eklenir ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Mustafa
Kalaycı E. Haluk
Ayhan Şenol
Bal
Konya Denizli İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 79 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı
İzmir
İstanbul
İzmir
Osman Kaptan Hüseyin Ünsal Enis Tütüncü
Antalya Amasya Tekirdağ
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Madde 79 4857
sayılı Kanunun 74 üncü maddesinin birinci fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
Kadın
işçinin erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce
kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler,
doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle
kullandırılır. Ayrıca, bebeğin yaşaması
durumunda bebeğin hastanede kaldığı süre kadar doğum
sonrası sürelere ilave yapılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Sayın Başkan,
katılmıyoruz.
Bu bahsi geçen,
önceki konuyla ilgili olarak şunu ifade etmek istiyorum: Hâlâ düzeltme
aşamasında. Hâlâ yargı süreci
Belli bir kısım alacak
için düzeltme, yani bir üst mahkemeye başvurmuş durumdadır ve
dolayısıyla kesinleşir kesinleşmez de kamu olarak takip
edeceğiz. Dolayısıyla burada bir sıkıntı
görmüyoruz. Karar düzeltme aşamasındadır. Şu anda
alacakların bir kısmı karar düzeltme
aşamasındadır.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, bu oluyor mu
şimdi?
BAŞKAN
Evet, kim konuşacak Sayın İnce?
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Bakın, Grup Başkan Vekiline söz
vermediniz, Sayın Bakana
BAŞKAN
Sayın İçli, lütfen, istirham ediyorum. (Gürültüler)
Lütfen
arkadaşlar
Lütfen
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, katılıp
katılmama konusunda bir cümle edecek
BAŞKAN -
Bakınız, Sayın İçli, söylediğim sözleri kendi
kulağım duyuyor. Muharrem Beyin söylediği şey şudur:
Yargı sonuçlanmıştır. ifadesini kullandı. Ben de
dikkat ederseniz konuşurken dedim ki: Bu soru farklı bir sorudur.
Sayın Bakan burada bir açıklama yaparken yargının
sonuçlanmadığını ifade etti. Bunda bir şey yok ki
Sayın İçli.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, mikrofonu
açmıyorsunuz, bağırıyor Grup Başkan Vekilimiz
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Tashihi karar, tahsilatı durduran bir şey
değildir. Tahsil etmemişsiniz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Yedi yıldır tahsil etmeyeceksin, bekleyeceksin
mektubu, şimdi kanun çıkaracaksın, işi çözeceksin! Sizi
gidi viskiciler sizi. derdi Erbakan olsaydı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Millî irade bu!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaptan.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
79uncu madde, kadın işçilerin erken doğum yapması hâlinde
doğumdan önce kullanması gereken izin sürelerini doğumdan sonra
kullanabilmelerini hükme bağlamaktadır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak bunu kabul ediyoruz, destekliyoruz. Bu konuda herhangi bir şeyimiz
yok.
Yalnız ben
bu iktidar partisi arkadaşların bazı konulardaki
yaklaşımlarını, doğru söylememelerini... Doğru
söylemediğin zaman, KDVsi yok, ÖTVsi yok. Millet de zaten buna
inanabiliyor. Burhan Kuzu Ağabeyimiz oradaydı herhâlde biraz önce;
bilmiyorum, burada mı? Geçen gün Star televizyonunun muhabiri soruyor vatandaşımıza.
Vatandaş zaten dizikolik olmuş. Vatandaşa soruyor: Efendim,
Burhan Kuzu kimdir? diyor. Cevap: Türk Malı dizisindeki -Oradaki o
bayanın adı neydi?- Abiyenin kocasıdır. diyor. Yani,
şimdi, bununla vatandaşımız zaten ilgilenemiyor, bu türlü
konularla işten, güçten...
EYÜP AYAR
(Kocaeli) Vatandaş cahil, vatandaş anlamaz! Hep aynı kafa
sizde. Vatandaş bir şey bilmez!
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Efendim, hayır, bilmez değil, vatandaşın
sorduğu...
Şimdi, siz
ne söylüyorsunuz? Bakın, sizin grup başkan vekiliniz, hem de devlette
çalışmış birisi Sayın Canikli diyor ki: 657
sayılı Kanunun ilgili maddesine göre müsteşarlık istisnai
bir görev değildir, istisnai bir memuriyettir. Eskiden beri bu böyledir.
Eskiden beri müsteşarlık böyle midir sayın arkadaşlar? Yani
devlette çalışmış birisinin böyle söylemesi, Eskiden beri,
efendim, müsteşar istediği kişiyi oraya getirebilir demek,
böyle bir şey var mı? Bunu, grup başkan vekili, hem de devlette
çalışmış birisinin böyle söylemesine, elbette ki
insanlarımız baktığı zaman, ya, grup başkan
vekili, devlette çalışmış, genel müdür muavinliği
yapmış, defterdarlık yapmış
Ee, ne olacak? O zaman
inanma durumunda kalır. İnsanlarımıza lütfen doğruyu
söyleyelim arkadaşlar.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 77nci maddenin de tasarıdan
çıkarılmasını biz istiyoruz. İş Kanununun
15inci maddesi, taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı
konulduğunda bunun süresinin en çok iki ay olabileceğini, toplu
sözleşmelerle dört aya kadar uzatılabileceğini hükme
bağlamaktadır. Plan ve Bütçe Komisyonunda da bu
görüşülmüştür ve ilk defa işe girenler için dört ay
olabileceği öngörülmüştür. İş hukukunda yer alan deneme
süresi, iş sözleşmesi, işverenin işçinin bilgi, yetenek ve
kişiliğini tanımaya, işçinin de çalışma
koşullarının kendisine uygun olup olmadığını
öğrenmeye olan ihtiyaçtan doğmuştur. Bu açıdan
bakıldığında, 2003 yılında çıkarılan
İş Kanunu yasalaşırken iki aylık deneme süresi konmuş,
ama bunun toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar
çıkarılabileceği hükme bağlanmıştır. Ama
şimdiye kadar hiç kullanılmamıştır bu madde. Peki,
şimdi niye gündeme getiriliyor? Bugün mü fark ediliyor bunun böyle
olması? Hayır. İş Kanununun 15inci maddesinin ikinci
fıkrasına göre, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı
ödenmeden tazminatsız feshedilebilecek bu türlü durumlar. Şimdi
deniyor ki: Bu, deneyimi artıracak. Ne deneyimi arkadaşlar,
işten atma deneyimi mi artırılmış olacak? Bu konuda bu
maddenin çıkarılmasını istiyoruz.
Bir de, deneme
süresi için dört aylık süreye çıkarılması, yani her dört
ayda bir daimî değiştirilmesi
Özellikle turizm sektöründe iki defa
sezonda değiştiği zaman, yani sürekli olan işçi
alınmadan, deneyimsiz diye bu işçilerin işten
çıkarılma imkânı bulunacaktır. Bu durum da
ayıptır, günahtır diyoruz. Mevsimlik geçici işçi
yaratmayalım diyoruz. Deneme süresi kişiye göre ve yaşa göre
değişmemeli diyoruz. Madde metninden
çıkarılmasını istiyoruz. İşçinin aleyhine ve
istihdamda yararı olmayan bu maddenin metinden çıkarılmasını
istiyoruz.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaptan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 79. maddesinin sonuna erken doğum hâlinde
doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık
süreye iki hafta süre eklenir ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI CEVDET
YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Bal, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ŞENOL BAL
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 79uncu
maddede vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, hiçbir dönemde kadın istihdamı bu kadar
düşmedi, hiçbir dönemde kayıt dışılıkta
kadın oranı bu kadar yüksek olmadı, kadın emeği böyle
sömürülmedi, hiçbir dönemde gelir dağılımındaki
adaletsizlik bu kadar kadınlara yansımadı, hiçbir dönemde
yoksulluk içinde kıvranan milyonlarca ailede kadın bu kadar çaresiz
kalmadı, hiçbir dönemde kadınlar gelecekten bu kadar umutsuz
olmadı, hiçbir dönemde aile içi şiddet, tecavüz, taciz ve kadın
ölümleri bu kadar artmadı, hiçbir dönemde analar bu dönemde olduğu
kadar ağlamadı, hiçbir dönemde kadınlar böyle
kutuplaşmadı ve ayrışmadı. Eserinizle övününüz! Hangi
pozitif ayrımcılıktan bahsediyorsunuz, söz ediyorsunuz?
Uluslararası
sözleşmeler ile verilen taahhütleriniz, çıkardığınız
yasalar, referandumda, Anayasaya kadınları kandırmak için
eklediğiniz maddeler ve söylemler hepsi boş sayın
milletvekilleri. Zihniyetiniz, zihniyetiniz bozuk sizin!
İktidar
mensubu sayın milletvekilleri, bırakın pozitif
ayrımcılığı bir yana, siz kadınlarımıza
fırsat eşitliğini sağlamak için önlemler almak yerine
kadınlarımızın çalışmasını engellemeye,
onları dezavantajlı duruma düşürecek yapılanma ve zihniyet
dönüşümüne imkân sağlayıcı eylem ve söylemlerle
uğraşıyorsunuz.
Size ufak bir
örnek vereyim: Ulaştırma Bakanlığı Bilgi Teknolojileri
ve İletişim Kurumu bilişim uzman
yardımcılığı sınavı yapıldı.
Şartlar çok açık, KPSS ve yabancı dil sınavlarının
baremleri belli. Bu şartları yerine getiren 553 kişi
yazılı sınava alındı ve yazılı sınav
sonucunda başarılı olan 131 kişi sözlü sınava girmeye
hak kazandı, 89 erkek ve 42si kız. Sayın milletvekilleri,
yapılan sözlü sınav neticesinde 28 kişi uzman
yardımcılığını kazandı, ilan edildi, hepsi
erkek; yedekte 6 kişi var, hepsi erkek. Aynı okullardan mezun olan ve
KPSSde ilk 10a giren kızlarımız maalesef
başarısız oldu.
Bu nasıl bir
hakkaniyettir? Bu nasıl bir pozitif ayrımcılıktır?
Haksızlık yapıldığıysa bu kul hakkı yemek
değil midir sayın milletvekilleri?
AKPli kadın
milletvekillerine de sesleniyorum: Bu torba yasa tasarısında
kadınlar esnek çalışmaya sevk ediliyor.
Kadınlarımız güvenceli iş istiyor sayın
milletvekilleri, eş değer işe eşit ücretli istihdam
istiyor, kreş hakkı istiyor. Çoğunlukla güvencesiz, kayıt
dışı, kısmi süreli işlerde
çalıştırılan kadınlar için emeklilik artık hayal.
Çalışanlar için de artık neredeyse hayal, 5510 sayılı
Kanunu hatırlayınız.
Üstelik
doğum borçlanması konusunda kadınları
kandırdınız. Buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden
-o zamanın Çalışma Bakanı Çelik- aynen erkeklere
tanınan askerlik borçlanması gibi 2 çocuk için ikişer sene, dört
yıla kadar geriye dönük borçlanma yapılabileceği söylense de
uygulamada öyle olmadı. Ne çıkardığınız yasalara
ne de mahkeme kararlarına uydunuz. Aykırı olmak, yasa
tanımamak, hukuku katletmek sizin her uygulamanızda var sayın
milletvekilleri, Allahtan korkun.
İnşallah
biz iktidar olduğumuzda, sigortalı ve BAĞ-KURlu
kadınların sigortalı ve BAĞ-KURlu olmadan önce de
yapmış oldukları doğumları için doğum
borçlanmasını getireceğiz. Biz iktidar olduğumuzda sizin
yaptığınız gibi sadece yandaş stokçuları
kalkındırmak için devletin parası ile miadı dolmuş
erzakları yoksul vatandaşlarımıza sadaka verir gibi
dağıtmayacağız sayın milletvekilleri. Onlara sosyal
devletin sorumluluğunun ne olduğunu göstereceğiz. (Gürültüler)
Sözlerime son
verirken milliyetçi hareketin iktidarının bu ülke için ne kadar
önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bal, teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN Bir
yoklama talebi vardır, onu yerine getireceğim.
Sayın
İnce, Sayın Köse, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın
Durgun, Sayın Özkan, Sayın Koçal, Sayın Ersin, Sayın
Köktürk, Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Karaibrahim, Sayın
Gök, Sayın Özer, Sayın Topuz, Sayın Dibek, Sayın Kart,
Sayın Kaptan, Sayın Hacaloğlu, Sayın Çöllü, Sayın
Seçer, Sayın Aydoğan.
Yoklama için bir
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Evet, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
80inci madde
üzerinde dört adet önerge vardır. Üçü aynı mahiyettedir, okutup
birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 80. maddesinde yer alan
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge
müdürlüklerince" ibaresinin "iş müfettişlerince"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Rıdvan
Yalçın E.
Haluk Ayhan Mustafa
Kalaycı
Ordu Denizli Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
80inci Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Nuri
Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
Sebahat Tuncel Hamit Geylani M. Nezir Karabaş
İstanbul Hakkâri Bitlis
Aynı mahiyetteki ikinci önergenin imza sahipleri:
Harun Öztürk Turgut Dibek Mustafa Özyürek
İzmir Kırklareli İstanbul
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal Bülent Baratalı
Malatya Amasya İzmir
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
Aynı mahiyetteki üçüncü önergenin imza sahibi:
Ayşe Jale
Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN -
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
80. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununun 91. maddesine
eklenen fıkra ile iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan
bireysel alacaklarına ilişkin şikayetlerin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerinde görevli
memurlarca yapılmasının önü açılmakta, Hükümetin yönetmelik
değişikliği ile yapmak isteyip, Danıştay engeline takılan
değişikliği yasa yoluyla yapmak istemektedir. Uzmanlık
isteyen denetim ve inceleme işinin ve yetkisinin düz memurlar eliyle
yaptırılmak istenmesinin hukuka ve çalışma
yaşamının gerçeklerine uymadığı
açıktır.
BAŞKAN
Sayın Yıldız, Nezir Bey mi konuşacak?
BENGİ YILDIZ
(Batman) Evet.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Karabaş.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 80inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde
söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii bu tasarıya baktığımız zaman,
bu tasarıda iki yüz otuz yedi madde, bunun içinde önemli
ağırlığı, muhalefetin de
katıldığı, toplumun çeşitli kesimlerinin beklentisi
olan, bir an önce çıkmasını istediği maddeler. Şimdi,
bununla Hükûmet neyi yapmak istiyor? Bir taraftan, işçinin bir kesiminin
çıkmasını istediği, çıktığı zaman
işçinin bir kesiminin çıkarına olan; bir kısmı memurun
bir kesiminin beklentisi olan; bir kısmı esnafın, vergi, sigorta
borcu olan kesimlerin beklentisi olan maddeleri koyup, diğer taraftan da
işçinin, emekçinin, çalışanların mevcut, bugün ve
gelecekteki çıkarlarını ciddi şekilde riske eden,
haklarının kullanılmasını engelleyen bir sürü madde
var.
Şimdi, bu
80inci madde de tabii teftişle ilgili bir madde. İş Mahkemeleri
Kanununa göre yapılan bir değişiklikle, toplu iş sözleşmesinden
doğan bireysel alacaklarıyla ilgili şikâyetlerine
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge
müdürlükleri bakacak. Burada, artık -teftiş de işçinin
şikâyetleri de- genel bildiğimiz, hem Türkiyedeki yasaların hem
uluslararası sözleşmelerin ve ILO sözleşmelerinin tersine bir
madde getiriliyor.
Burada,
aslında 80inci maddenin esas gerekçesi de bu şikâyetlerle bugüne
kadar yapılan biçimiyle teftişe uğrayan işverenin mevcut
işçi şikâyeti olsa bile Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bölge memurları tarafından iş yerinin
işlemleri teftişe tabi tutulmadan, iş yeri ve işveren riske
edilmeden savuşturulabilecek bir madde olmasıdır. Bu nedenle, bu
80inci maddenin mutlaka tasarı metninden çıkarılması
gerekiyor.
Birincisi,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge
müdürlüklerinde çalışan memurların teftiş yapması,
şikâyetleri incelemesi ve doğru bir şekilde
sonuçlandırması mümkün değil. İkincisi ise -en önemlisi-
belirttiğimiz gibi, işin sadece şikâyetle sınırlı
olması, işverenin iş yerinin bu şikâyetle teftişe tabi
tutulmamasıdır. Bu 80inci maddenin en önemli gerekçesi de en önemli
nedeni de budur, bu mantıkla getirilmiştir.
Bunun gerekçesi
nedir? AKP, neden müfettişlerin yapması gereken bir işi bölge
müdürlüklerine yaptırıyor? Bu konuda teftişte zaaf mı var
veya teftiş yapan müfettişlerin sayısı mı yeterli
değil? Eğer teftiş yapan müfettişlerin sayısı
yeterli değilse bu Hükûmet neden şikâyetlerin zamanında,
hızlı bir şekilde yerine getirilmesini sağlayan zemini
yaratmıyor? Neden teftiş yapacak iş müfettişlerinin
sayısını artırmıyor da bunu gerçekten hiçbir
standarda, mevcut iş yasalarımıza uymayan, Uluslararası ILO
sözleşmesi kurallarına da uymayan, yarın öbür gün ILO tarafından
da mutlaka şikâyet konusu olacak, Türkiye'nin bu konuda
uyarılacağı bir madde getiriliyor? Bu nedenle 80inci maddenin
tasarıdan çıkarılmasını talep ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Karabaş.
Sayın
Yalçın, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; 80inci
maddedeki önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, önergemiz aslında teknik bir hatayı düzeltme
maksadıyla verilmiş bir samimi önerge fakat görüyorum ki iktidar
grubu önergelerin içeriğine bakmadan, dinlemeden bir otomatik refleks
hâlinde reddetme eğiliminde olduğu için çok da önerge üzerinde
durmayı düşünmüyorum. Bunun yerine, bu kürsüde fındıkla
ilgili sözler ifade edildi, Rahmi Bey de değindi, ben de bir hususu
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, 2004 yılında Ordu, Giresun ve Trabzon bölgesinde çok
ciddi bir don afeti yaşanmıştı ve bu afet sonunda
gerçekten, zaten kıt kanaat geçinen bölge halkı çok ciddi bir zarar
gördü. Bugüne kadar yüzde 45i ödendi bu zararın. Hâlen Ordunun 89
trilyon lira, Samsunun 18, Giresunun 13, Trabzonun 9 trilyon tabii
küsuratları da var- toplam 161 trilyon 161 milyon geride kalmış
ve ödenemez duruma getirildi. Şimdi, ben burada, İktidar adına
konuşan Ordu, Giresun, Trabzon, Samsun milletvekili arkadaşlarımızdan
bir torba kanun gelmişken bu konuda da bir çaba beklerdim ama maalesef
bunun yerine polemik yapmayı tercih ediyorlar.
Tarım
Bakanımız epey zaman buradaydı, şimdi arkamızda
mı bilemiyorum. Özellikle Tarım Bakanımıza ya da Hükûmet
sıralarında oturan Sayın Bakana soruyorum: Sayın
Bakanım, Ordu, Samsun, Giresun, Trabzon dışında bugüne
kadar ülkemizde yaşanmış bir tabii afet sebebiyle
alacağı ödenmeyen bir tek il bulunmakta mıdır?
Örneğin, bu afet Sayın Tarım Bakanımızın
memleketinde yaşanmış olsaydı gene ödenemez olarak
kalabilir miydi? Bu hususta Ordu, Giresun, Trabzon halkına bir cevap
vermeniz gerektiği inancı içerisinde bunu tekrar
hatırlatıyorum.
Şimdi,
Sayın Ayhan Yılmaz Fındık üreticisi memnun
hayatından. dedi. Değerli arkadaşlar, iki yıldır
serbest piyasaya terk ettiğiniz fındık mahsulü, üretim
eksikliği sebebiyle belli bir fiyat marjını yakaladı fakat
800 binler civarında bir üretim olduğunda bu politikanın
nasıl hüsrana dönüştüğünü sizler de göreceksiniz.
Bir hususu da
dikkatinize sunmak istiyorum, Sayın Canikli, sizin özellikle dikkatinize
sunmak istiyorum: Bakın, geçenlerde yayın kuruluşlarında
yer aldı, artık hayata geçireceğiniz lisanslı
depoculuğu yapmadığınız için bugün, İtalyan ve
Alman fındık devleri Türkiyede hem Batı Karadenizde hem
Doğu Karadenizde depolar yapıyor. Fındık üreticisini
mahvettiğiniz gibi şimdi fındık sanayisini mahvediyorsunuz
ve bu depolarda fındık fiyatları üzerinde çok ciddi
spekülasyonlar mümkün hâle gelecektir. Bu konuyu da dikkatinize sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, bir hususu da -içimde kaldı- özellikle sizlerle
paylaşmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Beypazarı Belediye
Başkanımız partimizden henüz istifa etmeden bir gece
yarısı operasyonuyla partinize katıldı. Süreç içerisinde
elbette partiler politikalarını değiştirebilir. Bir
belediye başkanı, bir milletvekili siyaset yaptığı
partiyle doku uyuşmazlığı olduğunu düşünebilir ve
kendisine fikren daha yakın olan bir partiye geçmek de hakkıdır
diyebiliriz fakat henüz bu arkadaşımız partimizden istifa etmeden,
bunun gerekçelerini ortaya koymadan istifa etti ve partinizi katıldı
ve bakın ne diyor katıldıktan sonra: Beypazarına hizmet
için geldim. Hakkımda söylenenlere, polemiklere girmek istemiyorum.
Beypazarında iki yıldır Kaymakamlık, kurumlar ve Belediye
iş birliğiyle Beypazarında nelerin yapılabileceğini
gösterdim, iyi hizmetler aldım. MHPden seçildim. Geçişimle
seçmenlerimi üzdüm, ihanet ettim. Doğrudur, siyaset adamı
değilim, hizmet için geldim.
Şimdi
arkadaşlar, bir siyasi ahlak olacaksa bu gerekçeye sizlerin itiraz etmesi
gerekir. Sayın Bakan, yani bu vatandaş diyor ki Ben AKPli
değilim, partinizin görüşlerine de iştirak etmiyorum ama
sırf hizmet alabilmek için partinize katıldım. diyor. Buna
sizin itiraz etmeniz gerekir, ilkesel itiraz etmeniz gerekir. Ne demektir yani,
bu gerekçeye siz itiraz etmiyorsanız bu memlekette iktidar partisinden
olmayan belediyeler hizmet alamıyor mu ki siz bu gerekçeye itiraz etmeden
bu şahsı partinize alıp koyuyorsunuz.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Amaç parti devleti kurmaksa niye itiraz etsin?
RIDVAN YALÇIN
(Devamla) Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri;
eğer bu anlayışa itiraz etmiyorsanız o zaman mahallî
seçimlere gerek yok, bütün belediyeler iktidar partisinden olsun, bu sorunu da
böyle çözmüş olalım.
Bu
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yalçın.
Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 80. maddesinde yer alan
"Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge
müdürlüklerince" ibaresinin "iş müfettişlerince"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Vural, bu önerge üzerinde kim konuşacak?
OKTAY VURAL
(İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN -
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5521
sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 10. maddesine istinaden
iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve
toplu iş sözleşmelerinden doğan bireysel alacaklarına
ilişkin şikayetlerinin çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı bölge müdürlüklerince incelenmesi, İLO
sözleşmelerine aykırıdır. Bu denetimin iş
müfettişlerince yapılması gerektiğinden, bu
değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN
Sayın Vural, Kâtip Üye yanlışlık yaptı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet, bir yanlışlık oldu, iki defa işleme
alınmış oldu. Rıdvan Bey konuşmuştu.
BAŞKAN
Muharrem Bey, konuşacak arkadaşımız kim?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Turgut Bey
BAŞKAN
Buyurun Sayın Dibek. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, 80inci madde üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak
söz aldım. Öncelikle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, 80inci madde önemli bir madde. Zira, basında da -belki
takip etmişsinizdir- bu maddeyle ilgili yorumlar var. Çünkü bu maddenin
Anayasaya aykırı olduğu, yani ILO sözleşmelerine
aykırı olması nedeniyle
Yani Türkiye'nin de imzalamış
olduğu 81 no.lu ILO Sözleşmesi var. O sözleşme de çok
açıkça belirtiyor zaten. Ona aykırı bir düzenleme. Aslında
bu düzenleme yargı kararını baypas etmek amacıyla getirilen
bir düzenleme. Sayın Bakanın daha önce bir genelgesi var bu 80inci
maddeyle ilgili olarak. Bir genelgeyle, bir yazıyla bunu aslında
çözmeye çalışmış ama Danıştaya
takılmış her zaman olduğu gibi. Tabii, yargı
kararını dolanmak için de bu torba yasanın içerisine bu maddeyi
de sokmuşsunuz. Tabii, teknik ama ben, biraz daha
anlaşılabilmesi için, daha böyle konuyu basitleştirerek sizlerle
paylaşmak istiyorum değerli arkadaşlarım.
Olay şu:
İşçiler, biliyorsunuz, gerek toplu sözleşmeden gerek kendi
yaptıkları sözleşmeden gerek kanundan doğan
haklarını kullanırken bazen mağdur ediliyorlar,
alacaklarını alamıyorlar, bununla ilgili olarak şikâyetleri
var. Şikâyet yaptıkları zaman nereye gidiyorlar? İşte,
bölge çalışma sosyal güvenlik müdürlüklerine gidiyorlar. Orada
şikâyetleriyle ilgili olarak müfettişlerin inceleme yapması
lazım. Müfettişler bu konuda rapor düzenliyorlar, daha sonra
eğer konu çözülürse çözülebiliyor ama olmazsa yargıya intikal ediyor.
Gelen düzenleme
şu: Bu işçilerden sözleşmesi sona ermiş olanların,
yani iş akdi bitmiş, iş akdi feshedilmiş olanların,
bunların şikâyetleri olduğunda bunlara müfettişler
bakmasın. Kim baksın? Bunlara ilgili memurlar baksın. Yani
konunun uzmanı olmuş olmamış, bu konuyla ilgili yeterince
bilgisi varmış yokmuş, önemli değil. Müfettişlerin
elinden bunu alıp düz memurlara aktaran bir düzenleme bu 80inci madde
düzenlemesi. Ne yapıyorlar? İşte, İş Kanununun
91inci maddesinin birinci fıkrasından sonra böyle bir düzenlemeyi
getiriyorlar.
Değerli
arkadaşlar, bakın, bu 81 no.lu ILO Sözleşmesini kabul
etmişiz. Şimdi, Anayasamızın bir 90ıncı maddesi
var. Anayasamızın 90ıncı maddesi çok açık, yani
usulüne uygun olarak onaylanmış olan bu sözleşmelerin Mecliste
kabul edilmesi durumunda bunların kanun hükmünde olduğunu belirtiyor.
Dolayısıyla, bu gelen 80inci maddedeki ilave Anayasaya da
aykırı değerli arkadaşlar. Yani bunu burada Sayın
Bakan da biliyor aslında, bunu buraya koyan arkadaşlarımız
da biliyorlar ama buna rağmen bu düzenlemeyi buraya getiriyorlar. Amaç
belli, dediğim gibi, biraz daha işte bu
Gerçi, gerekçesinde,
işte Artan şikâyetler var, bu şikâyetleri biz
müfettişlerle çözemiyoruz, müfettişlerle halledemiyoruz, uzuyor bu
şikâyetlerin çözümü. Dolayısıyla, bunları biraz daha
hızlı halletmek için biz bu işi memurlara intikal ettirelim,
onlar bu konuya baksınlar.
Ama,
arkadaşlar, uygulamada nasıl bir şey çıkıyor biliyor
musunuz? Bu memurlar işi bilmiyorlar. Ne yapıyorlar? İşte,
işçi gidiyor İşveren benim alacağımı vermedi
-gerek sözleşmesinde belirttiği şartlar, gerek toplu
sözleşmeden gelen hakları, işte, kanundan gelen hakları da
olabilir- ödemedi, benim şu kadar alacağım var. diyor,
şikâyet ediyor. Bu memurlar geliyorlar, işverene soruyorlar, diyorlar
ki: Ya, işte, bu işçinin senden bu kadar alacağı
varmış. İşveren diyor ki: Hayır, bu kadar
alacağı yok. Tutulan rapor şöyle: Biz gittik, işverene
sorduk, kendisine sorduğumuzda, senin böyle bir alacağın
olmadığını söyledi, dolayısıyla sen git
yargıya, mahkemeye başvur, davanı aç. Verilen rapor bu. O
yüzden bu düzenlemenin mutlaka bize göre -ki önergemizde o mahiyette-
değerli arkadaşlar metinden çıkması lazım.
Yapılacak olan şey aslında belli. Nedir? Bu iş
müfettişlerini güçlendirmek, bu iş müfettişlerinin
sayısını artırmak ve bu konuyu uzmanları eliyle
işçinin haklarını arar hâle getirmek. Zaten
Bakanlığın görevi de bu ama tabii bu düzenleme değerli
arkadaşlar, daha doğrusu bu kanun -şunu da belirtmek istiyorum-
tipik AKP mantığıyla hazırlandığı için
Yani
O da nedir? diye sorarsanız, kimseye sormuyorsunuz, hiç kimsenin
düşüncelerini almıyorsunuz, işte biz Adalet Komisyonunda
Yargıtay, Danıştayla ilgili olan tasarıyı da
biliyorsunuz görüşüyorduk, ya hem bakıyorsunuz işte
Yargıtayın temsilcileri geliyor, daire başkanları,
Danıştayın başsavcısı geliyor Ya bize kimse bir
şey sormadı. diyor. Arkadaşlarımız var burada.
Bizden kimse düşünce almadı. diyor. Sayın Bakan da
çıkıyor diyor ki: Biz onların düşüncesini biliyorduk
zaten, onların düşüncesini almaya gerek yok. Bu mantıkla
hazırlıyorsunuz, kimseye bir şey sormuyorsunuz. Kendi
mutfağınızı hazırlıyorsunuz, işinize gelir
mi gelmez mi buna bakıyorsunuz.
Arkadaşlar,
sizin işinize gelir de, bu toplumun, bu geniş kesimlerin,
işçilerin, çalışanların işine gelmiyor. Onların
haklarını gasbediyorsunuz, o insanların örgütlenme
hakkını ellerinden alıyorsunuz, Türkiyeyi
taşeronlaştırıyorsunuz. Şimdi böyle olunca da
işte bugün yaşadığımız bu eylem gibi işçiler
meydanlara dökülmek zorunda kalıyorlar.
Değerli
arkadaşlar, önergeye desteğinizi bekliyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dibek.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, biraz önce Milliyetçi Hareket Partisi
Grubuna mensup olan milletvekili arkadaşlarımızın
verdiği önergeyi oylamıştım. Daha önce okutmuş
olduğum Barış ve Demokrasi Partisi Grubuna mensup
arkadaşların verdiği
önerge, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna mensup olan
arkadaşların vermiş olduğu önerge ve Sayın Ayşe
Jale Ağırbaşın vermiş olduğu önerge aynı
mahiyette önergelerdir.
Şimdi, son
konuşmayı da Sayın Dibek yaptı.
Bu önergeleri
birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime,
on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati : 00.27
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 00.49
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi
tasarının 81inci maddesi üzerindeki üç adet önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 81. maddesinin birinci fıkrasındaki
"ve işçi şikâyetlerini inceleyen bölge müdürlüğü
memurları" ve ikinci fıkrasında yer alan "ile
işçi şikâyetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü
memurları" ibarelerinin madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Erkan Akçay Metin Ergun
Antalya Manisa Muğla
E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Denizli Konya İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
81'inci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Nuri Yaman Akın Birdal
Batman Muş Diyarbakır
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sabahat Tuncel
Bitlis Hakkâri İstanbul
Diğer önergenin imza sahipleri:
Harun Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Muharrem
İnce
İzmir Malatya Yalova
Ali İhsan Köktürk Enis Tütüncü Hüseyin Ünsal
Zonguldak Tekirdağ Amasya
Mustafa
Özyürek Bülent
Baratalı
İstanbul İzmir
BAŞKAN Bir
önceki önergenin gerekçesini okutuyorum:.
Gerekçe:
Yapılmak
istenen değişikliğin Türkiye'nin taraf olduğu
çalışma yaşamını düzenleyen uluslararası
sözleşmelere aykırılık teşkil edeceğinden
tasarı metninden çıkarılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Sayın İnce, siz mi konuşacaksınız?
MUHARREM
İNCE (Yalova) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bence bu gece bir
itiraf gecesi oldu. Günlerdir, aylardır belki de, soruyorum, bu
İngiliz viski şirketleri, nedir bu, borç var mı? diyorum. Önce
Sayın Canikli çıktı, dedi ki: Vardır, Türklerin de
vardır, Almanların da vardır, İngilizlerin de vardır.
dedi, bir itiraf etti.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İtiraf değil, gerçek yani bunlar.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Sonra Sayın Bakan çıktı, keşke
şu anda burada olsaydı
AHMET ERSİN
(İzmir) Burada, burada
MUHARREM
İNCE (Devamla) Buradaymış Sayın Bakan da.
Şimdi,
bakın, çok güzel, umarım ayrılmayacaktır Sayın Bakan.
Değerli
arkadaşlarım, 2003 yılı gümrük müfettişleri raporuyla
ortaya çıkıyor bu iş, çifte fiyat. 60 dolar, Türkiyeye girişi
fatura üzerinden 20 dolar. Gümrük müfettişleri bunu ortaya
çıkarınca konu yargıya taşınıyor tabii; vergi
mahkemeleri, Danıştay ve karar kesinleşiyor. Burada
kesinleşmiş bir karar var.
Şimdi,
Sayın Bakan diyor ki: Burada karar düzeltmeye gidilmiş. Bir
kısmıyla ilgili gidilmiş, doğru ama kesinleşmiş
kısmı da var. Yani yedi yıldır niye tahsil etmiyorsunuz? Bu
bir. Karar düzeltme icrayı durdurmaz. Bu iki. İkisi de ortada. Size
hukuk öğretecek hâlim yok, benden bunu daha iyi biliyorsunuz. Yani siz
yedi yıldır bunu niye tahsil etmediniz? Zaten kesin itiraz olmayan
kısmı var, itiraz olan kısmı var. Hiç fark etmez, bunu niye
tahsil etmediniz?
Şimdi, karar
düzeltmeye gitmesinin nedeni de zaman kazanmak zaten.
OKTAY VURAL
(İzmir) Kanun çıkacak, onu mu bekliyorlar?
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Kanun çıkacak, nasıl olsa kanun çıkacak;
İngiliz viski şirketlerine Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu kanun
çıkaracak. O da zaman kazanmak istiyor. Böyle bir mantık olabilir mi?
Değerli
arkadaşlarım, sekiz yıldır bunu nasıl tahsil
etmiyorsunuz? Bunu nereden biliyorlar? Yani siz şunu söylemeniz
lazım
Bakınız,
bunu çok önemsiyorum ben: Hacdayken sizin yerinize burada oy
kullanıldı ama şimdi dışarıya
çıkıyorsunuz, koşa koşa içeriye geliyorsunuz, oy
kullanıyorsunuz. Kime oy kullanıyorsunuz, biliyor musunuz?
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Sana ne?
MUHARREM
İNCE (Devamla) İngiliz viski şirketlerine oy
kullanıyorsunuz.
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) İşine bak.
MUHARREM
İNCE (Devamla) - İngiliz viski şirketlerine oy
kullanıyorsunuz.
FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) - İşine bak sen, işine.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Yazıktır! Yazıktır!
Bakın,
kesinleşmiş kısmı ne kadar? Ben, 500 milyon dolar diyorum.
Karar düzeltmeye giden kısmı ne kadar? Ben bu iddiada bulunuyorum,
çıksın bu ülkenin yetkilileri
Sayın Bakan nerede? Yani
İngiliz viski şirketleriyle bu kadar büyük para
Telekomun da var bu
kadar borcu. 500 milyon dolar da o.
Arkadaşlar,
sayın milletvekilleri, yani vicdanınız hiç sızlamayacak
mı sizin? Yani, bu tasarının içinde çek mağdurları var
mı? Yok. Kredi kartı mağdurları var mı? Yok. Çiftçinin
Ziraat Bankasına olan borcu var mı? Yok. Esnafın Halk
Bankasına olan borcu var mı? Yok. Bunların hiçbiri yok. Yani,
ben bu itiraf gecesinden gerçekten şaşkınım. Yani,
nasıl olur?
Bakın
değerli milletvekilleri, ben bir şey söyleyeceğim: Seçimler
yaklaştı, 550 milletvekilinin belki de 500 tanesinin bir liste
kaygısı olabilir, bir daha seçilebilir miyim diyebilir. Ya şimdi
ben görüyorum, göz göre burada İngiliz viski şirketlerine kıyak
yapılıyor. Ya içim elvermiyor ama ben buna da Evet. demezsem,
buradan çeker gidersem beni bir daha listeye koymazlar diye düşünüyor
olabilirsiniz. Koymazlarsa koymasınlar, hiç önemli değil; dik durmak
önemlidir, dik durmak. Yani, ben bu kadar açık meydan okuyorum, diyorum
ki: Bu 2003 yılında ortaya konmuş, ortada yargı kararı
var. Siz bu ülkede Çayyolunda içkili mekân basıp, içki yönetmeliği
düzenleyip birtakım düzenlemelere gideceksiniz, ülkede İddaayla, at
yarışlarıyla kumarı 3 kat artıracaksınız,
sonra İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolar borcunu
düzenleyeceksiniz. Benim vicdanım elvermez.
Onun için bu
yasaya biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak hayır diyeceğiz. Siz ne
diyeceksiniz doğrusu merak ediyorum. Liste kaygısı önemli
değildir; önemli olan doğruları yapmaktır, inandığını
yapmaktır, Türkiye Cumhuriyetinin yararına işler
yapmaktır.
Hepinize
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
AHMET YENİ
(Samsun) Biz biliyoruz ne yapacağımızı.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 81. maddesinin birinci fıkrasındaki
"ve işçi şikâyetlerini inceleyen bölge müdürlüğü
memurları" ve ikinci fıkrasında yer alan "ile
işçi şikâyetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü
memurları" ibarelerinin madde metninden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ergun. (MHP
sıralarından alkışlar)
METİN ERGUN
(Muğla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Muharrem Bey,
yani bir itiraf var ama hangi şirketle ilgili onu bilmiyorum. Benim
gördüğüm bir gerçek var, bu af tasarısı benim doktora tezimden
daha kalın. Herhâlde dünya parlamento tarihinde böyle bir
kalınlıkta bir af tasarısı yoktur.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ucube, ucube!
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Bazı şeyleri kendi milletvekillerinden bile gizlemek için
yapıyorlar.
METİN ERGUN
(Devamla) Af tasarısı efendim bu.
Şimdi,
Sayın Canikli güzel izah ediyor yani kalkınmışız,
ikinci organize sanayiyi yapmışız ama bütün sektörler var bunun
içerisinde, bütün vatandaşlar var, dedi. İngilizler vardır,
yoktur, onu bilmem ama bütün Türk vatandaşları var. Yahu, ekonomi
iyiyse bu vatandaşlar bu borçlarını niye ödeyemedi merak ettim.
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) O zaman kredi faizleri yüksekti de onun için.
METİN ERGUN
(Devamla) Evet, neyse, önerge üzerinde konuşalım.
Bir şey daha
hatırlatayım. Muhterem arkadaşlarım, birçok
arkadaşım gibi öncelikle şunu belirteyim ki torba yasa olarak
adlandırılan bu tasarı kanun yapma tekniğine
aykırıdır; lafzı da, ruhu da, mantığı da
kanun yapma usulüne aykırıdır. İçinde her şey var, ne
ararsanız bulunur, mantık silsilesi yoktur; af var, indirim var,
temel haklarla ilgili düzenleme var, kazanılmış hakları
ortadan kaldırıcı maddeler var. Dolayısıyla, ne
diyelim, hayırlı olsun.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarıyla yapılan değişiklik özünde
iş müfettişlerinin yerine bölge müdürlüğü memurlarına
işçi şikâyetlerini inceleme yetkisi vermeyi ihtiva etmektedir. Bu
değişikliği kabul etmek mümkün değildir,
yapılmaması gereken bir değişikliktir. İş
teftişinin sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi gerekir.
Bunun için de müfettişlerin en üst düzeyde koruması
sağlanmış, bağımsızlığı teminat
altına alınmış kimseler olması gerekir. Bunun içindir
ki, teftiş teşkilatları bakanlıklarda doğrudan bakana
bağlı olarak görev yaparlar. Bu değişiklik bu şekliyle
gerçekleştiğinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
bölge müdürlükleri kendi emirlerinde bulunan herhangi bir memuru teftiş ve
denetim için görevlendirebileceklerdir. İş teftişi
bakımından bu oldukça sakıncalıdır. Memurlar
korumasız oldukları için böyle bir durumda teftişin bir
baskı mekanizmasına dönüşmesi mümkündür. Dolayısıyla,
bu baskı idarenin işveren üzerinde baskısına da
dönüşebilir. Sonunda bu durum hükûmetlerin iş dünyası üzerinde
baskı kurmasına gidebilecek kadar tehlikeli bir hâl alabilir.
Öte yandan, bu
değişiklik hayata geçirildiği takdirde teftişin
sağlıklı bir şekilde yapılması mümkün
olamayacağı gibi, bu düzenleme Milletlerarası Çalışma
Teşkilatının Türkiye tarafından da onaylanan 81
sayılı Sanayi ve Ticarette İş Teftişine Dair
Milletlerarası Sözleşmeye aykırı olacaktır. Bu hüküm,
müfettişlerin siyasi baskılardan korunmuş bir statüde görev
yapmalarını öngörmektedir. İşte bu yüzden herhangi bir
devlet memuruna teftiş yetkisi ve görevi verilemez. Hâlbuki tasarıyla
bu yetki verilmektedir. Bölge müdürlüğü emrindeki memurlara teftiş
yetkisinin verilmesi teftişin sağlıklı olmamasına,
siyasi baskılara ve istismarlara imkân verecek bir hâle gelmesine yol
açacaktır. Bu hâliyle bu düzenleme teftiş sistemimizi çökertir,
teftişleri siyasi istismara açık hâle getirir, teftişle iş
yerleri üzerinde baskı kurmak daha kolay hâle gelir. Milliyetçi Hareket
Partisi olarak işte bu yüzden bu maddeye karşıyız.
Maddenin üçüncü
bendinde ise yargı kararına itirazın iş mahkemesince hüküm
altına alınmış işçi alacağının
tahsiline engel teşkil etmeyeceğine dair hüküm de iş çevrelerini
sıkıntıya sokacak gibi görünmektedir. Kesinleşmemiş
mahkeme kararına bağlı olarak işçiler
alacaklarını alacaklar, daha sonra davayı kaybettiklerinde bu
parayı nasıl iade edeceklerdir?
Zor şartlar
altında geçimlerini temin eden çalışanlara iyilik
yapılıyormuş görüntüsü verilen bu düzenleme, temyiz sonucunda
davayı kaybettiklerinde çalışanları çok zor bir duruma
düşürecektir.
İşverenler
bakımından da kesinleşmemiş bir yargı kararına
dayalı olarak ödemek zorunda kalacakları bu paraları daha sonra
alamamak gibi bir riske sokacaktır. Bu durum hukuk devleti ilkesine
açık bir aykırılık oluşturmaktadır.
Önergemizin
kabulünü diliyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ergun.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkanım, yoklama
BAŞKAN
Yoklama talebinizi yerine getireceğim Sayın İnce.
Sayın
Öztürk, Sayın İnce, Sayın Ersin, Sayın Özyürek, Sayın Durgun,
Sayın Özer, Sayın İçli, Sayın Köse, Sayın Çöllü,
Sayın Süner, Sayın Güner, Sayın Köktürk, Sayın Karaibrahim,
Sayın Özkan, Sayın Dibek, Sayın Kart, Sayın Seçer, Sayan
Hacaloğlu, Sayın Topuz, Sayın Aydoğan, Sayın Koçal.
Arkadaşlar,
yoklama için bir dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812,
2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
82nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı Kanun tasarısının 82 inci maddesiyle
değiştirilen 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci
cümlesinde yer alan "genel esaslara" ibaresinin "genel usul ve
esaslara" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Öznur Çalık Ertekin Çolak
Giresun Malatya Artvin
Ahmet
Yeni Ahmet
Aydın
Samsun Adıyaman
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
82. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "müdürü"
ibaresinin "müdürlüğü" şeklinde, "müdürünce"
ibaresinin ise "müdürlüğünce" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal Erkan Akçay Akif Akkuş
Antalya Manisa Mersin
E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Denizli Konya İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 82 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
İstanbul İzmir
Malatya
Enis Tütüncü Ali Rıza Öztürk Abdullah Özer
Tekirdağ Mersin Bursa
Nevingaye
Erbatur
Adana
Madde 82 4857 Sayılı
Kanunun 108 inci maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
101 inci ve 106
ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları Türkiye
İş Kurumu il müdürü; birden fazla ilde işyerleri bulunan
işverenlere uygulanacak idari para cezası ise işyerlerinin
merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürü
tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Özyürek, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
82nci maddeyle ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bizi izleyen yurttaşlarımız burada
bazı konuların niye tartışma konusu olduğunda tereddüt
edebilirler. Şimdi, öncelikle ilke olarak bir sektörün, bir mükellef
grubunun af kapsamına girmesi yeniden yapılandırma
kapsamında olabilir ama o kapsama giren bütün mükelleflerin borcu var veya
ihtilaflı vergi borcu var diye bir konu yok. Şimdi burada Meclis bir
yetki kullanıyor ve çok önemli bir yetkisini kullanıyor, af yetkisini
kullanıyor. Fakat Neyi affediyoruz? diye sorulduğu zaman deniliyor
ki: Vergi sırrı var. Değerli arkadaşlarım, vergi
sırrı var da, mükellef bazında bir bilgi istenirse bu tamam ama
deminden beri tartışma konusu nedir? Bir sektör. Türkiyeye viski
ithal eden sektörde ihtilaflı vergi borcu olanlar var mı? Bu
nitelikte firma adı da hiç verilmedi zaten şu ana kadar; bu
tartışmayı izleyenler de, hangi firma viski ithal etti, onun
sorunu var diye. Yok ama bir genel soru var, bu genel soruya elbette cevap
verilebilir. Bunun, vergi sırrının arkasına saklanmak
doğru bir yaklaşım değil.
Bir diğer
önemli nokta: Şimdi, söz konusu ihtilaf 2003 yılında
başlamış. 2003 yılından bugüne kadar, Sayın
Maliye Bakanının verdiği bilgiden anlaşılıyor ki,
bu Danıştay aşamasını da geçmiş. Yalnız bir
bölümüyle ilgili tashihi karar, yani karar düzeltmesi yoluna gidilmiş.
Peki, tashihi karar aşamasında olmayan bölümlerinin borcu niçin
şu ana kadar tahsil edilmemiş? Soru bu. Niçin tahsil edilmemiş?
Siz diyorsunuz ki: Anayasaya göre bizim düzenlemelerimiz geneldir, o nedenle
farklı bir şey yapamayız. ama siz, acaba
Bu bilgiler
ışığında şu soru akla geliyor: O mükellef bu
yasayı mı bekliyordu? Ödememek için çok çeşitli yollara
başvurmak suretiyle bu yasayı mı bekliyordu?
Biliyorsunuz, bir
basın grubuyla ilgili vergi incelemeleri yapıldı. Daha vergi
mahkemesi kararı verilmeden, ortaya çıkan bütün matrah farkları
için teminat istendi ve o grup müthiş bir baskı altına
alındı. Daha sonra bazı yürütmeyi durdurma kararlarıyla
baskıyı, bir türlü, hafiflettiler. Demek ki, istenildiği zaman,
vergi kararı bile olmadan ihtiyati tahakkuk yoluna gitmek suretiyle
vergiyi alıyorsunuz ama burada, aradan yedi yıl geçmiş, sekiz
yıl geçmiş. Şimdi, bu vergi borcu, bu viski ithalinden doğan
vergi borcu af kapsamına giriyor mu, girmiyor mu? Buradan, doğrusu,
hoş bir koku gelmiyor, verilen bilgiler bizi tatmin etmiyor. Bunu,
işte, Bu af kapsamı geneldir, özel olarak hiç kimse için, hiçbir
mükellef için ayrıcalık yapamayız. veya Vergi sırrı
vardır, bilgi veremeyiz. diyerek kamuoyunda oluşan, yüce Mecliste bu
tartışmaları dikkatle izleyen insanlarda bir soru işareti
doğmuştur. Bunun mutlaka ayrıntılı, somut bilgilerle
giderilmesine ihtiyaç vardır diyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 82. maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "müdürü" ibaresinin "müdürlüğü"
şeklinde, "müdürünce" ibaresinin ise
"müdürlüğünce" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Akkuş, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı bazı alacakların yeniden
yapılandırılmasıyla Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik
yapılmasıyla ilgili bu yasanın 82nci maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz bir önerge var. Bu önerge üzerinde söz
almış buluyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, bu yasa teklifinin 82nci maddesi ile 4857 sayılı
Kanunun 108inci maddesinin ikinci cümlesi değiştirilmektedir. Ancak
burada, tabii, şunu da belirtmek gerekiyor: Bu 108inci madde 101 ve
106nın değiştirilmesi tarzında 2008de tekrar ele
alınmış yani iki buçuk sene önce ele alınmış,
bugün bunun üzerinde tekrar bir değişiklik yapılıyor. Bu
da, sanki, bu şekilde kendi yaptığı kanunlarda sık
sık değişiklik yapmak bir AKP klasiği tarzına döndü.
Bu da o klasiklerden birisi.
Bu madde
aynı zamanda 101 ve 106ncı maddeler üzerinde bazı
değişiklikler yapmaktadır. 101 ve 106ncı maddeler üzerinde
değişiklik yapan bu madde 2008de tanzim edilmiştir yani iki
buçuk sene önce gündeme gelen bir yasa.
Değerli
milletvekilleri, bu düzenleme ile işverenlerin belirli oranda özürlü
vatandaşa ve eski hükümlüye iş vermesi istenmektedir. Bu,
kanunlarımıza uzun zamandır girmiş olan bir konu ve bunun
zaten işlerliği var yani bugün birçok iş yerinde bu şekilde,
hem özürlü vatandaşlarımızın
çalıştırılmak mecburiyeti hem de eski hükümlülerin
çalıştırılma mecburiyeti bulunmakta ama birçok konuda
olduğu gibi, bunun denetimi doğru dürüst yapılamadığından
herhâlde, uygulamada bunları net bir şekilde görmüyoruz. Bu
değişiklikle bu düzeltilmek isteniyor gibi geliyor.
Bu düzenleme ile
işverenlerin belirli oranda özürlü vatandaşa ve eski hükümlüye
iş vermesi isteniyor dedik. Ancak bu, yasada, dün de küçük
değişikliklerle mevcuttu, uygulamadaki aksaklıklardan
dolayı yasanın gereği yerine getirilemiyordu. Bu
değişikliklere rağmen yine uygulama aksaklıkları
ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum çünkü vatandaş
beklentisine hiçbir şekilde ulaşamıyor. Üretim birçok alanda
durmuş fakat tüketim artmıştır. Üretim açığı
ithalat yoluyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Bu da,
fakir kitlelerin hızla artmasına, işsizliğin hızla
artmasına ve sosyal dengenin bozulmasına sebep olmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Millî Eğitim Bakanının verdiği
bilgilere göre ülkemizde 8,5 milyon özürlü vatandaşımız
bulunmaktadır. Bunların ancak küçük bir kısmı işçi ve
memur olarak çalışmaktadır. Yani çalışan özürlü
sayısının 50 bin civarında olması gerekirken bu
sayı 14 bin civarındadır yani üçte 1i bile değil. 35 bin
civarında daha müesseselerimizin özürlü çalıştırması
gerekmektedir.
Bu yasayla
çalışma şartları düzeltilmeye çalışılan bir
diğer vatandaş grubunu eski hükümlüler meydana getirmektedir. Bugün
cezaevlerimizde 120 bin civarında hükümlü ve tutuklu bulunmaktadır.
Bunlardan özellikle tutuklu olanlar bir an önce yargılamalarının
tamamlanmasını ve adaletin tecellisini beklemektedirler. İki
yıl önce 100 bin civarında olan cezaevi sakinlerinin sayısı
nasıl oluyor da 10 bin kişi birden artıyor? Büyüyen ancak
dengesi bozulan ekonomiyle yakından alakalı olan sosyal yapı
günbegün erozyona uğramakta, bu da bunun bir sonucudur diye
düşünüyorum. Bunlar içerisinde, özellikle bu suçlular içerisinde
hırsızlık, gasp, yaralama, kaçakçılık, irtikap ve
cinayet olaylarının hızla arttığı dikkat
çekmektedir.
Yukarıda
belirttiğim suçlardan tutuklanan veya hüküm giyen vatandaş da
cezasını çekip sade vatandaş arasına döndüğü zaman
eski hükümlü olarak nitelendirilmekte. Bu
vatandaşlarımızın normal bir hayat sürebilmesi için bir
işe sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla, belli
sayıda işçi veya elaman çalıştıran kurum ve
kuruluşların bir miktar da eski hükümlü
çalıştırması yasal bir zorunluluktur fakat özürlü
çalıştırmada olduğu gibi eski hükümlü
çalıştırmada da yasa göz ardı edilmektedir diyor yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akkuş.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı Kanun tasarısının 82 inci maddesiyle
değiştirilen 4857 sayılı Kanunun 108 inci maddesinin ikinci
cümlesinde yer alan "genel esaslara" ibaresinin "genel usul ve
esaslara" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Değerli arkadaşlar, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bir
tartışma yapılıyor. Esasında teknik bir
tartışma, yani belki zaman zaman dozaj yükseliyor ama özü
itibarıyla bu bir teknik tartışma. Şimdi nedir sorun ya da
tartışmanın konusu? Sayın İnce tarafından ve
Sayın Özyürek tarafından biraz önce de ifade edildi. Tırnak
içerisinde söylüyorum: Bir İngiliz viski şirketine kıyak
geçiliyor. Aynen ifadesi bu Sayın İncenin.
Şimdi, önce
şunu, yani bunu burada söylemek belki hoş değil ama söylemek
durumundayım. Cumhuriyet Halk Partili
arkadaşlarımızın, Plan Bütçe Komisyonunda baktım
muhalefet şerhi var mı diye, muhalefet şerhi yok. Yani bunun
anlamı şu: Doğal olarak yok, olmaması da gerekir. Çünkü
hakikaten uzman arkadaşlarımız bu işi bir...
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Her firma için muhalefet şerhi mi koyacağız?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hayır, bu doğru,
yaptığınız doğru Sayın Özyürek. Biliyorsunuz siz
de bu doğru. Çünkü bir ayırma imkânı yok. Her mükellef için...
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Bilgi daha sonra gelmiş olabilir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İzin verin.
Mükellefe özel
bir statü ya da ayrıcalık ya da farklılık yaratma
imkânı söz konusu değil. Çünkü Anayasaya aykırı olur.
Biraz önce konuşuldu. Dolayısıyla, CHPli komisyon üyesi
arkadaşlarımızın yaptığı doğru,
muhalefet şerhi koymayarak. Yani siz öyle diyorsunuz ama muhalefet
şerhi koymayarak o arkadaşlarımız bunun doğru
olduğunu söylüyorlar aslında. Bu bir. Dolayısıyla, burada
bir yanlışlık yok. Yani Cumhuriyet Halk Partisini temsil eden
arkadaşlarımız Komisyonda bunun doğru olduğunu
söylüyorlar ve muhalefet şerhi koymuyorlar, gerçekten de doğru ve
doğru yapıyorlar.
Şimdi,
bakın değerli arkadaşlar, eğer Sayın İncenin
verdiği bilgiler doğruysa ayrıntıyı bilmiyorum, yani
hani dediniz ya 500 milyon dolar ne ise rakam- bu mükellefin,
kesinleştiği için vergi aslının tamamını
alıyoruz değerli arkadaşlar; bu kanuna göre vergi
aslının tamamını ödemesi gerekiyor. Cezalar ve gecikme
faizleri siliniyor, onun yerine ödemesi gerektiği tarihten itibaren TEFE,
TÜFE endeksine getiriliyor, bugüne getiriliyor ve tamamı tahsil ediliyor.
Dolayısıyla, bir kıyak kesinlikle söz konusu değil. Çok net
bu. Öyle değil mi? Yani, kesinleşmişse
Lütfen arkadaşlar,
bakın, tek tek tartışıyoruz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Konuşacağız gene,
konuşacağız.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Kesinleşmişse. Sayın Özyüreke
soruyorum: Kesinleşmiş ise -ki öyle diyorsunuz- bu durumda
rakamın tamamını, anaparanın tamamını alıyor
muyuz, almıyor muyuz? Alıyoruz, kanun açık. Doğru mu?
Alıyoruz. Dolayısıyla burada bir kıyak falan söz konusu
değil. Eğer rakam doğruysa, bilemiyorum ben, 500 milyon doların
tamamını alacağız. Bakın, şimdi eğer
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Muhalefet şerhimizde var bak.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bu kısma, gümrükle ilgili kısmına.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bu kısma var, var burada.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Geliyorum efendim.
Biraz önce
Sayın Özyürek önemli bir noktaya değindi. İfadeyi o şekilde
kullandı Bir basın grubu da faydalanıyor. dedi. Doğru,
gerçekten faydalanıyor. Faydalanacak elbette yani, onu da ayırma
imkânınız yok. O kesinleşmediği için ana paranın yüzde
50sini sileceğiz bu kanun çıkarsa değerli arkadaşlar, ana
paranın yüzde 50si silinecek. Yani, isim zikredemiyoruz burada, elbette o
mükellefin de hakkı, bir ayrım yapma şansımız yok,
ayrım yapamayız. Bunun gibi belki yüzlerce mükellef örneği var.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Efendim Niye tahsil etmediniz? diye soruyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Değerli arkadaşlar, bakın çok net
teknik bir bilgi veriyorum. Yani burada hiç kimseye, hiçbir şekilde
ayrıcalık yapma şansımız yok. Ayrıca, yani, iki
grup başkan vekili arkadaşımız da kendi grupları
adına, tasarının bu kısmının desteklendiğini
çok açık olarak ifade ettiler.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Aynı şey değil ki. Yedi yıldır neden tahsil
edilmedi? diye soruyor.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Aynı şey, aynı şey.
Hayır, aynı şey.
Bir şey daha
söyleyeyim. Bakın değerli arkadaşlar, 2003 yılında
başlayan bir inceleme. Eğer birinci aşama mahkemeyi kaybederse
mükellef -vergide de öyle, gümrükte de
öyle- ne yapılıyor? Teminat alınarak ertelenebiliyor. Geçerli
kanuna göre geçerli teminatı verdiği takdirde tahsil erteleniyor. Bu,
mükellefin kanuni hakkı, bütün mükellefler için geçerli. Eğer tahsil
edilmemişse mutlaka bir banka teminat mektubu ya da kanunda sayılan
bir mektubu almıştır idare. Aksi hâlde icrayı erteleyemez.
Dolayısıyla, kamu alacağının herhangi bir şekilde
tehdit altında olması gibi bir durum söz konusu değil.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Vadeye bağlayıp gene alacaksın teminatı.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Elbette, teminatı yarın kaybettiği
zaman -ki kaybetmiş, öyle anlaşılıyor anlatılanlardan-
ödemediği takdirde
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Kabul ettin yani!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hayır, ben Sayın İncenin
Bakın, ben bilmiyorum, Sayın İncenin verdiği bilgileri
esas alarak söylüyorum, onun üzerine yorum yapıyorum. Bizim bu kadar
bilgimiz yok. Dolayısıyla, burada bir gecikme ya da bir savsaklama,
efendim, kanun çıksın, beklesin
Böyle bir şey söz konusu
değil. Ayrıca tekrar hatırlatıyorum, tamamını
ödeyecek, bakın, tamamını ödeyecek. Zaten uzlaşmaya
gitseydi normal şartlar altında -gümrük için demiyorum, vergi için
söylüyorum- uygulamada yüzde 95 oranında cezalar siliniyor, bütün
mükellefler için siliniyor yani bu önemli bir ayrıcalık değil
değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla,
burada, gümrükle, gümrükte uzlaşmayla ilgili bölümde
arkadaşlarımızın da muhalefet şerhi yok,
doğrusunu yaparak, bu olması gereken vergideki sistemi aynen gümrük
idaresine monte ediyorlar, yapılan işlem doğrudur, burada bir
yanlışlık yok ve hele Sayın İncenin söylediği
anlamda kesinlikle bir birilerini kayırma, birilerine ayrıcalık
söz konusu olamaz.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Canikli, şu ana kadar niye tahsil
etmediniz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Söylüyorum, teminat mektubu verdi, mektup
verdiği için tahsil edilmez.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Açıklayacağım zamanı gelince.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
83üncü madde
üzerine üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 83. Maddesinde yer alan şirketleri
tarafından ihraç edilen ibaresinin şirketlerince
çıkarılan şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay
İzmir Antalya Manisa
Ertuğrul
Kumcuoğlu E. Haluk
Ayhan Mustafa
Kalaycı
Aydın Denizli Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 83 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun
Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Enis Tütüncü Nevingaye
Erbatur Gökhan Durgun
Tekirdağ Adana Hatay
Abdullah
Özer
Bursa
Madde 83 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan ve
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden
ibaresi Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetler ile varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç
edilen kira sertifikalarından şeklinde
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 83üncü Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi Yıldız Nuri
Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
M. Nezir Karabaş Hamit
Geylani Sebahat
Tuncel
Bitlis Hakkâri İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Başkanım, biraz önce el kaldırdım
ama bakmadınız. Sayın Canikli
BAŞKAN
Size gelecek
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Affedersiniz, ben el kaldırdım ama siz oylamaya geçtiniz.
Yazmamışlardır dedi. Tutanağa geçmesi açısından
söylüyorum: Milliyetçi Hareket Partisi olarak
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, ben size demedim, ben size
söylemedim.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Bir saniye
BAŞKAN
Mehmet Bey, şu önergeyi oylayayım, ondan sonra dinleyeceğim
sizi.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Ben el kaldırdım siz görmediniz, nezaketimden sustum.
Bizim Milliyetçi
Hareket Partisi olarak o maddeyle ilgili muhalefet şerhimiz var. Komisyon
tutanaklarına arkadaşlarımız bakarlarsa, Sayın
Yazıcıya ben tam üç defa bu konunun hassas olduğunu belirttim.
Plan ve Bütçe Komisyonu tutanaklarından arkadaşlarımız
bulabilirler.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Buyurun:
Gerekçe:
Madde
değişikliğiyle; bir kısım sermaye grubuna
ayrıcalık tanınmış olmaktadır. Bu anayasanın
eşitlik ilkesine aykırıdır. Öte yandan zaten adil olmayan
vergilendirmede sermaye üzerinden alınan vergiler daha da azalmasına
neden olacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 83 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 83 193
sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci
fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan ve
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden
ibaresi Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetler ile varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç
edilen kira sertifikalarından şeklinde
değiştirilmiştir.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Durgun, buyurun efendim.
GÖKHAN DURGUN
(Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 83üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bu
değişiklik önergesi 83üncü maddenin daha düzgün ve daha
anlaşılabilir hâle getirilmesi için verilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, bu kanunda çalışanların haklarına
yönelik yapılan düzenlemeler ile çalışanların şu ana
kadar kazanılmış haklarında geriye dönüş olduğu
çok açık bir biçimde görülmektedir. Hiçbir demokratik sistemde,
kazanılmış haklardan geriye dönüş olmaz. Biz de bu nedenle
bu kanun tasarısına karşı çıkıyoruz.
AKP Hükûmeti ne
zaman istihdam yaratmaktan, işsizlik ile mücadele etmekten bahsetse
altından tam tersi, çalışanların kazanılmış
haklarının gasbı çıkmaktadır. Başbakan ne zaman
işsizlikle mücadeleden bahsetse altında işsizler için
oluşan fonun yağmalanması gündeme gelmektedir. Zannediyorsunuz
ki çalışanların ücretlerini aşağıya çekince,
işçilerin zaten sınırlı olan iş güvencelerini ortadan
kaldırınca, sendikaları yok edince işsizlikle mücadelede
başarı elde edeceksiniz. Bu torba yasa ile
çalışanların kıdem tazminatları gasbedilmektedir.
İşçiler daha çok çalıştırılacak ama bunun
karşılığında ödeme yapılmayacaktır. Sanki
işverenler işçiyi hayırseverlik olsun diye
çalıştırıyor anlayışını ortaya
koyuyorsunuz ve herkesin de buna inanmasını istiyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, AKP Hükûmetinin işsizlikle mücadele etmek diye bir derdi
yok, sosyal güvenlik sistemini ayakta tutmak diye bir derdi yok. Hükûmetin
amacı, işverenlere yeni kâr alanları sağlamak, onları
daha zengin hâle getirmektir. Eğer işsizlikle gerçekten mücadele etmek
istiyorsanız çalışma sürelerinin
kısaltılmasını gündeme getirirsiniz ve istihdam
sağlarsınız.
Buna
karşın en az ücretli izin hakkı bizde. Avrupalı işçiye
göre haftada ortalama on saat fazla çalışıyor bizim
işçimiz. Kısaltın çalışma sürelerini, bakın işverenler
nasıl işçi alıyorlar görürsünüz ama çalışma sürelerini
gündeme getiren yok. Varsa yoksa esneklik, varsa yoksa ucuz emek sömürüsü.
Şimdi ne yapıyor AKP Hükûmeti? İşçilerin, emekçilerin
haklarını budamanın yolunu toplumun beklentileri ile işçi
gasplarını aynı yasanın içine koyarak arıyor.
Uzun zamandan bu
yana istihdam strateji belgesi diye bir laf dolaşıyor. Adı
var, kendi yoktu ama baktık ki bu torbanın içine
sızmış ve işçi haklarından birtakım şeyleri
alıp götürmüş.
Bir yandan vergi
affı, öğrenci affı, emekli maaşlarının
iyileştirilmesi, diğer yandan da daha fazla sömürü anlamına
gelen esneklik, gençlere güvencesizlik, stajyer ve çırakların
ücretlerinde düşüş, taşeronlaştırma, kadrolu
çalışanlara sürgün bu torba yasanın içinde yan yana. Buna ilave
olarak işverenlere vergi indirimleri, teşvikler ve destekler bu
yasanın içinde yer alıyor. İşçi emeklisine, af bekleyen
öğrenciye, vergi borçlusuna diyorsunuz ki: Yasa çıkarsa emekliye
zam, öğrenciye af, borçluya indirim var ama bunlar yine muhalefet ediyor.
Oysa bu kanun çalışanların haklarına saldırıyor,
süslü maddelerin arasında ölümcül tuzaklar kuruyor.
Süt izni gibi
bazı düzenlemeleri müjde olarak sunmak, yasanın özündeki
saldırıyı kamufle etmeye yöneliktir. Eğer gerçekten bir
müjde vermek istiyorsanız, örneğin süt iznini Dünya Sağlık
Örgütünün kabul ettiği altı aylık ücretli izin şeklinde
düzenlemek gerekmektedir.
Tasarıda,
sözleşmeli çalışanların sendika üyeliğinden
bahsedilirken toplu eylem ve greve başvurmaları
yasaklanmaktadır.
Değerli arkadaşlarım,
bu yasa çıkarsa, deneme süresi gençler için iki aydan dört aya
çıkacaktır. Deneme süresi için hak talep edilmesi de mümkün
olmayacaktır.
Yasa
çıkarsa, küçük sanayi sitelerini küçük omuzlarına alan 360 bin resmî
çırağın, denetimsizlik nedeniyle hakları yeterince
korunamayan 200 bin stajyerin de ücretleri düşecektir.
Onların
asgari ücretleri dikkate alınarak, kayıt dışı
çalışan yüz binlerce genç işçinin ücretleri de bu durumdan
etkilenecektir. Böylece ücretler 146 TLye kadar düşecektir.
Sizleri saygıyla
selamlıyorum, önergemize destek olmanızı tekrar rica ediyorum.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Durgun.
III.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talep ediyorsunuz, evet.
Yoklama talebinde
bulunan arkadaşlarımızı kaydedeyim:
Sayın
İnce, Sayın Ersin, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın
Durgun, Sayın İçli, Sayın Köse, Sayın Çöllü, Sayın
Güner, Sayın Karaibrahim, Sayın Köktürk, Sayın Süner, Sayın
Özer, Sayın Özkan, Sayın Dibek, Sayın Koçal, Sayın
Hacaloğlu, Sayın Aydoğan, Sayın Topuz, Sayın Seçer.
Yoklama için bir
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 83. Maddesinde yer alan şirketleri tarafından
ihraç edilen ibaresinin şirketlerince çıkarılan şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Vural, kim konuşacak?
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Kumcuoğlu
BAŞKAN -
Buyurun Sayın Kumcuoğlu. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
saat sabahın bir buçuğunu geçmekte. Dün saat 14.00ten beri burada
çalışıyoruz. Neden? Size göre muhalefet gereksiz engelleme
yapıyor, onun için. Ama hemen hafızalarımızı
tazeleyelim. Bundan birkaç hafta önce, yine bu yüce çatı altında,
Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, bu her iki kanunu uygulamaya ilişkin
diğer iki kanun, Tebligat Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu üç
beş gün içinde, önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel
Başkanının önerisi, sonra da ana muhalefet partisinin
desteği ile bu Meclisten geçti. O zaman, bugün niye geç saatlere kadar
çalışmak gereğini hissediyoruz? Ne oluyor? Bu konuda sizi
düşünmeye davet ediyorum.
Gün aklı
durultma zamanıdır. Ne istiyor muhalefet? Ne diyor muhalefet? Oylama
söz konusu olduğunda koşarak buraya geliyorsunuz, Sayın Tayyip
Beyden korktuğunuzdan basıyorsunuz parmağınızı,
yoklamada görünüyorsunuz; sonra kulise gidiyorsunuz, kimseyi dinlemiyorsunuz
AHMET YENİ
(Samsun) Ya, sen kendi işine bak.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla)
dinlemediğiniz için de muhalefetin
noktainazarını anlamakta zorlanıyorsunuz.
Bakın
arkadaşlar, başlığı üç sayfa süren bu kanunun adı
şöyle başlıyor: Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması
diye gidiyor. Tamam, niye bazı
şeyler, alacaklar yeniden yapılandırılıyormuş,
bakalım. Hükûmetin gönderdiği gerekçeyi okuyorum size:
Uluslararası finans piyasalarında başlayan ve tüm sektörleri
etkisi altına alan küresel ekonomik kriz, ülkemizde de dış
talebin düşmesine bağlı olarak ekonomik daralmaya neden
olmuştur.
OKTAY VURAL
(İzmir) Teğet geçmemiş yani.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Ha, demek Tayyip Beyin dediği gibi teğet
geçmemiştir.
Ondan sonra devam
ediyor, yine Hükûmetin gerekçesi devam ediyor: Mal ve hizmet satış
gelirlerindeki azalma, kredi teminindeki güçlükler işletmelerin üretim
kapasitelerini tam olarak kullanamamalarına ve buna bağlı olarak
nakit dengelerinin bozulmasına neden olmuş ve bazı
işletmelerin kamuya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesinde
gecikmelere sebebiyet vermiştir. Kim diyor bunu? Bu tasarının
altında imzası olan Sayın Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan diyor. Demek ki AKP Grup Başkan Vekilinin biraz önce bu
kürsüden ifade ettiği gibi, Türkiyede işler yolunda gitmiyor. Bir
ihtiyaç var, bir düzenleme yapacağız. Bu düzenleme için gerekli madde
sayısı 15-20yi geçmiyor. Bu niyetle yola çıktınız,
15-20 madde derken Meclise 118 madde sevk ettiniz, şu anda müzakere
ettiğimiz metin 258 madde. Ne oluyor? Biraz düşünün. Neden 15-20 maddelik bir tasarı çok
kısa bir zaman süresi içinde 258 maddeye, ek maddelerle birlikte,
tırmanıyor? Bunun arkasında muhalefet bir niyet aramak
ihtiyacı duymayacak mı? Siz duymuyor musunuz? Ne oluyor? Kimden, ne
kaçırılıyor? Ne amaçlanıyor? Nereye götürülmek isteniyor
ülke? Kime, ne veriliyor? Kimden, ne alınıyor?
EYÜP AYAR (Kocaeli)
Hepsi yazılı orada, ne varsa. Başka bir şey yok.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Hepsi burada yazılı, değil mi? Peki,
ben size söyleyeyim: 83üncü maddede
Tamam, 83üncü maddeyi okudun mu
arkadaş sen? Okumadın
SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Siz kendi payınıza konuşun!
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Okumadın, hiçbiriniz okumadınız. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Biz okuyoruz. Neden okuyoruz
biliyor musunuz? Biz okuyoruz çünkü çıkıp burada konuşuyoruz,
okumaya mecburuz.
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Siz söyleyin.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Ona geleceğim, biraz sonra geleceğim.
Onun için,
arkadaşlar, bakın, gün aklı durultma zamanıdır. Bir
daha seçilelim endişesi içinde, Genel Başkanınızın
peşine takılıp burada robotlar gibi parmak kaldırma
alışkanlığından vazgeçin.
MEHMET
SAĞLAM (Kahramanmaraş) Sen nereye takılıyorsun?
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) - Lütfen muhalefeti dinleyin. Neye itiraz ediyorlar,
niçin itiraz ediyorlar, niye karşı koyuyorlar, neden
rahatsızlar, neden endişe ediyorlar? Buna bakın, dinleyin,
ölçün, biçin. Bir kez daha seçilmek marifet değildir, memleket için
doğruyu yapmak marifettir.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
84üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mehmet Günal Mustafa Kalaycı
Manisa Antalya Konya
E.
Haluk Ayhan Oktay
Vural
Denizli İzmir
"Madde 84- 193 sayılı Kanunun Geçici 67 nci
maddesinin (7) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer
alan "Hazine tarafından" ibaresi "Hazine ve kurumlar
vergisi mükellefi kurumlar tarafından" şeklinde
değiştirilmiştir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 84 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Enis Tütüncü Abdullah Özer Nevingaye Erbatur
Tekirdağ Bursa Adana
"Madde 84- 193 sayılı Kanunun Geçici 67 nci
maddesinin (7) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinde yer
alan "Hazine tarafından" ibaresi "Hazine ile tam mükellef
kurumlar tarafından" şeklinde
değiştirilmiştir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
84'üncü Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Nuri
Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sebahat Tuncel
Bitlis Hakkâri İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI
(Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde
değişikliğiyle; bir kısım sermaye grubuna
ayrıcalık tanınmış olmaktadır. Bu anayasanın
eşitlik ilkesine aykırıdır. Öte yandan zaten adil olmayan
vergilendirmede sermaye üzerinden alınan vergilerin daha da
azalmasına neden olacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 84 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve
arkadaşları
"Madde 84-
193 sayılı Kanunun Geçici 67 nci maddesinin (7) numaralı
fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan "Hazine
tarafından" ibaresi "Hazine ile tam mükellef kurumlar
tarafından" şeklinde değiştirilmiştir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Öztürk, buyurun.
AHMET ERSİN
(İzmir) Sayın Başkan, Kâtibin söyledikleri
anlaşılmıyor, çok hızlı okuyor, tane tane okusun da
biz de dinleyelim.
BAŞKAN
Tamam efendim, arkadaşıma söyleyeyim.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 84üncü
madde, yanlış söylemedim, yanlış söyleyebilirim bu saatte,
84üncü maddeyle ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz
aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet,
çalışma hayatına ilişkin maddeler görüşüldü, bitti
ancak çalışma yaşamıyla ilgili bazı düşüncelerimi
ifade etme fırsatı bulamadığım için burada kısaca
değineceğim kısa çalışma ödeneğiyle ilgili
bazı konulara.
Değerli
milletvekilleri, yürürlükteki mevzuat, kısa çalışma
ödeneğinin ödenebilmesi için iki temel şarttan birinin meydana
gelmesini öngörmekteydi. Bunlardan birincisi bir ekonomik krizin ortaya
çıkması, diğeri ise zorlayıcı bir nedenin
varlığı şeklindeydi. Bu iki temel şartın
yanında diğer şartlar, kısa çalışma
yapılması ve kısa çalışma ödeneğinin ödenmesinde
aranan koşullara ilişkindi. Yürürlükteki mevzuat, işverenin
kendi sevk ve iradesinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu
olarak bertaraf edilmesine olanak bulunmayan, dışsal etkilerden ileri
gelen, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması ve
faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasıyla sonuçlanan deprem,
yangın, su baskını, salgın hastalık, seferberlik ve
benzeri nedenleri zorlayıcı nedenler olarak saymaktadır. Bu
hâllerin varlığı durumunda kısa çalışma
ödeneği ödenebilmekteydi. Buna karşılık, genel ekonomik
kriz için benzer somut değerlendirmelerin yapılması mümkün değildir.
Ulusal ve uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların ülke ekonomisini
ve dolayısıyla iş yerlerini ciddi anlamda ve topyekûn etkileyip
sarstığı durumlar genel ekonomik kriz olarak ifade
edilmektedir. Ekonomik ya da yönetsel veya organizasyona dayalı olarak o
iş yerinin kendisinden kaynaklanan bir krize girmesi yahut pazara
bağlı olarak sektörel bir kriz, o iş yerinde kısa
çalışma ödeneği ödenmesini haklı gösterecek nedenler
arasında sayılmamaktaydı.
Değerli
milletvekilleri, çalışma yaşamıyla ilgili kabul
ettiğimiz bir maddeyle, İşsizlik Sigortası Kanununun ek 2nci
maddesinde yaptığımız bir değişiklikle, bu genel
ekonomik kriz ve diğer zorlayıcı nedenler arasına sektörel
krizleri de eklemiş olduk. Şimdi, mevcut, yürürlükteki mevzuatta yer
alan genel ekonomik krizi objektif olarak tanımlamada bu güçlükler
yaşanırken, sektörel ve bölgesel krizlerin de kısa
çalışma ödeneği ödenecek durumlar arasına
oylarınızla alınmış olması, iç ve dış
talepte geçici daralma ve stok artışları gibi nedenlerle de fona
başvurma ve fon kaynaklarını kullanma imkânı verecektir ki
bunu kabul ettiniz. Bu tür subjektif değerlendirmelere açık
kavramların maddeye ilave edilmesi ne yazık ki uygun
olmamıştır. Yani uygun olmadığını
düşündüğüm ve oylarınızla kabul ettiğiniz maddeye bu
vesileyle itirazlarımı kayıtlara geçirmek istedim.
Yüce heyetinizi
tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84
üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
"Madde 84-
193 sayılı Kanunun Geçici 67 nci maddesinin (7) numaralı
fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan "Hazine
tarafından" ibaresi "Hazine ve kurumlar vergisi mükellefi
kurumlar tarafından" şeklinde
değiştirilmiştir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Mithat Melen konuşacak.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Melen. (MHP sıralarından alkışlar)
MİTHAT MELEN
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84üncü
maddesinin değişiklik önergesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, İstanbuldaki bir uluslararası hukuk kuruluşu,
bir müşavirlik firması bir uluslararası kuruluş
tarafından bir görev alıyor ve görev de şu: Bu kanunu, bu torba
kanunu incelemek ve mütalaa yazmak üzerine. Son iki aydır bu incelemeleri
yapıyorlar ve ilk verdikleri cevap şu: Bu, o kadar uzun,
karmaşık bir yasa ki anlaşılması mümkün değil
ancak uygulamaya başlayınca çıkacak sıkıntılardan
dolayı şimdiden sizi uyarıyoruz. diyorlar.
Şimdi, ne
kadar ilginç -hukukla uğraşanlarımız var hepimizin-
uluslararası bir hukuk firması, kanunu, yasa
tasarısını anlaşılmaz buluyor ki toplum nasıl
anlayabilsin? Gerçekten, bu kadar çok maddesi olan ve çok karmaşık
olan bu kanunu bu toplumun anlaması çok mümkün değil ve
uygulandıkça sıkıntılar çıkacak.
Hatta, yine
İstanbulda öyle ilginç şeyler oluyor ki, mesela, Büyükadadaki faytoncular Biz niye kanunda
yer almadık? demeye başladılar çünkü herkes de belki bu kanun
içinde yer almanın faydasına inanmaya başladı.
Biz ne yapmaya
çalışıyoruz veya siz ne yapmaya çalışıyorsunuz bu
yasayla? Türkiyedeki hukuk sistemini ve özellikle yasamanın elindeki
sistemi, yasa yapmak sistemini değiştirmeye mi
çalışıyorsunuz? Onu pek bilemiyorum ama sonuçları bunun
herhâlde çok iyi olmayacak çünkü genel sistemin tamamını ufak ufak
bozmaya başlarsanız sistemde ciddi çöküntü olacağı
açık. Gerçekten altı ay sonra, bu yasa bu hâliyle uygulanırsa
hukuki bir sürü engelleme gelecek, Anayasa Mahkemesi dâhil. Onun
dışında tekrar bunu düzeltmek için diğer yasaları
düzeltmek gerekecek yani bundan sonraki Meclise de sadece bu yasa için çok önemli
bir görev kalıyor.
Bunu hukukçular
daha iyi anlarlar ama bir de uygulamada belirli şeyler var ki
bankaların İstanbula nakledilmesinden tutun da ufacık bir
şeyin, alacak kanununun çözülmesine kadar her şey burada ve düzensiz
bir şekilde yer almış. Mesela, Hazineyle ilgili bile Hazine ve
kurumlar vergisi mükellefi diye veya tam mükellef diye bir laf var. Ne demek
tam mükellef? Hem Hazine hem tam mükellef yani ilginç gelmiyor mu size? Biz de
ona bir değişiklik sunmaya çalıştık: Hazine ve
kurumlar vergisi mükellefleri tarafından. diye. Niye? Biraz daha
anlaşılabilir olsun diye. Yoksa bizim yaptıklarımız da
aynı sizin yaptığınız gibi çok şey değil,
çok üzerinde çalışılmış değil, ezbere. Ezbere
olduğu için, her madde böyle ezbere olduğu için ezbere de
değişiklik önergesi veriyoruz. Gerçekten çözüme dönük önergeler
değil bunlar ama maddeler de çözüme dönük maddeler değil.
Tasarı o
kadar çok sıkıntıları beraberinde getirecek ki hep birlikte
yaşayacağız. Aslında maddeleri değiştirmek yerine
bu kanunun tümünü yeni baştan düşünmek lazım ve diğer
sistemlerle birlikte düşünmek lazım. Sanıyorum 3 bin kanuna
atıf var burada veya yönetmeliğe. Bu acaba bürokrasinin kendisini
koruması mı, yoksa yönetimin çekinip bu maddeleri bunun içine
serpiştirmesiyle mi ilgili? Tabii yine bu saatte, zorlamayla bütün
bunları konuşmak ve çok ciddi teknik konular konuşmak herhâlde
çok faydalı değil, hiçbirimiz için faydalı değil.
Onun için, bu
maddemizin kabulünü diliyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, teklifin 85inci maddesinin kapalı oturumda
görüşülmesine dair İç Tüzükün 70inci maddesine göre verilmiş
bir önerge vardır.
Kapalı
oturum istemine dair önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Yasa Tasarısının 85 inci
maddesinin görüşülmesinin TBMM İçtüzüğünün 70 inci maddesine
göre kapalı oturumda gerçekleşmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce Mustafa Özyürek Harun Öztürk
Yalova İstanbul İzmir
Ali Koçal Şevket Köse Hüsnü Çöllü
Zonguldak Adıyaman Antalya
Tayfur Süner Eşref Karaibrahim Rahmi Güner
Antalya Giresun Ordu
Ergün Aydoğan Ali İhsan Köktürk Tayfun İçli
Balıkesir Zonguldak Eskişehir
Ramazan Kerim Özkan Turgut Dibek Fevzi Topuz
Burdur Kırklareli Muğla
Vahap Seçer Ahmet Ersin Gökhan
Durgun
Mersin İzmir
Hatay
Abdullah
Özer Algan
Hacaloğlu
Bursa
İstanbul
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, kapalı oturumda Genel Kurul salonunda
bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve
görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir.
Sayın idare
amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica
ediyorum.
Yeminli
stenografların ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kapanma
Saati: 01.57
IV.-
KAPALI OTURUMLAR (Devam)
Sekizinci
ve Dokuzuncu Oturumlar
(Kapalıdır) (x)
ONUNCU OTURUM
Açılma
Saati: 03.08
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58inci Birleşiminin
Onuncu Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Tasarının görüşmelerine devam ediyoruz.
X.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN -
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, 86ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır,
önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 86 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Ramazan Kerim Özkan Abdullah Özer Nevingaye Erbatur
Burdur Bursa Adana
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
"Madde 86-
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2)
sayılı tablonun;
a) "IV-
Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar"
başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
40. Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların varlık kiralama
şirketine devri, bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma iadesi, bu devir ve iadelere bağlı olarak
yapılan ipotek işlemleri ile bunların varlık kiralama
şirketlerince kiralanması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve
kira sertifikaları."
b)
"V-Kurumlarla ilgili kâğıtlar" başlıklı
kısmının sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"25. Kamu
kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı
ile döner sermaye işletmelerinin kadrolarında ve sözleşmeli
personel pozisyonlarında istihdam edilen sözleşmeli personel ile
yapılan hizmet akitleri."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve 86'ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Oktay Vural
Manisa Konya İzmir
Behiç Çelik Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan
Mersin Antalya Denizli
"Madde 86- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga
Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun;
a) "IV- Ticari ve
medeni işlerle ilgili kâğıtlar" başlıklı
bölümüne aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"41. Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan
varlıkların varlık kiralama şirketine devri, bunların
varlık kiralama şirketince devralınan kuruma devri, bu devirlere
bağlı olarak yapılan ipotek işlemleri ile bunların
varlık kiralama şirketlerince kiralanması nedeniyle düzenlenen
kâğıtlar ve kira sertifikaları."
b) "V-Kurumlarla ilgili
kâğıtlar" başlıklı kısmının sonuna
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"25. Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve
taşra teşkilatı ile döner sermaye işletmelerinin
kadrolarında ve sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam
edilen sözleşmeli personel ile yapılan hizmet
sözleşmeleri."
26. Maaş, ücret, gündelik gibi hizmet
karşılığı alınan paraların ödenmesi için
düzenlenen kağıtlardan aylık brüt asgari ücret tutarına
tekabül eden kısmı."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
86'ıncı Maddesi ile 488 sayılı kanunun ekli 2
sayılı tablosuna eklenen 40'ıncı fıkranın
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız M.
Nezir Karabaş Hamit
Geylani
Batman Bitlis Hakkâri
Sebahat Tuncel Akın Birdal Nuri Yaman
İstanbul Diyarbakır Muş
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu eklenen
fıkra ile Damga Vergisinden müstesna edilen kağıtların
alanı genişletilmekte, özellikle belirli bir sermaye grubuna özel
istisna getirilmektedir. Bu ise anayasanın eşitlik ilkesine
aykırıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve
86'ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik (Mersin) ve
arkadaşları
"Madde 86-
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2)
sayılı tablonun;
a) "IV-
Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar"
başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"41. Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların varlık kiralama
şirketine devri, bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma devri, bu devirlere bağlı olarak yapılan
ipotek işlemleri ile bunların varlık kiralama şirketlerince
kiralanması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve kira
sertifikaları."
b)
"V-Kurumlarla ilgili kâğıtlar" başlıklı
kısmının sonuna aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"25. Kamu
kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı
ile döner sermaye işletmelerinin kadrolarında ve sözleşmeli
personel pozisyonlarında istihdam edilen sözleşmeli personel ile
yapılan hizmet sözleşmeleri."
26. Maaş,
ücret, gündelik gibi hizmet karşılığı alınan
paraların ödenmesi için düzenlenen kağıtlardan aylık brüt
asgari ücret tutarına tekabül eden kısmı."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Behiç Çelik konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Behiç Çelik, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan önce hepinize en derin
saygılarımı sunuyorum.
488
sayılı Damga Vergisi Kanununun eki tabloda değişiklik
içeren önergemiz üzerinde görüşlerimi arz etmeden önce, TÜİK
verilerine dayanarak, Türkiyede yoksulluk, açlık, işsizlik ve
istihdamla ilgili bazı verileri sizlerle paylaşmak isterim.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, elimizdeki rakamlara
baktığımızda, 2002 yılında Türkiyede 22 milyon
833 bin kişi istihdam edilmişken, 2010 yılı Kasım
ayı itibarıyla 22 milyon 972 bin kişinin istihdam
edildiğini görüyoruz. Yani, sekiz yılda, AKP iktidarları,
Türkiyede ilave 139 bin kişiye istihdam sağlayabilmiş. Bununla
övünebilir iktidar.
2010
yılında çalışanlar Türkiye nüfusunun yüzde 32sini
oluşturuyor ama 2002 yılında Türkiye nüfusunun yüzde 34ü
çalışıyordu. Yani, emanet ettiğimiz gençlere
baktığımızda, işsizlik oranı gençlerde yüzde
25ler düzeyine çıkmış. Çalışanların yüzde 25lik
kısmı gençler olmakla birlikte
ayrıca kayıt dışı istihdama
baktığımız zaman yüzde 50lere kadar çıkıyor. Bu
sebeple özellikle istihdam konusuna eğilirken sanayi istihdam endeksine de
değinmek isterim: 2007 yılı ortalaması sanayi istihdam
endeksinin yüzde 106,7 iken 2010 yılında bu rakam yüzde 99,8lere
düşmüş. Yani çalışanların ücret
artışları ayrıca enflasyonun da büyük ölçüde altında
kalmıştır. Bunu tabii ki en iyi çalışanlar biliyor, bu
acıyı yüreklerinde hissediyorlar.
Türkiyede
çalışanların yüzde 55inin kazancı gelir vergisi
açısından en düşük dilim olan yüzde 15lik dilimden
vergilendirilmektedir. Yani, Türkiyede ciddi, çalışanlar
arasında yoksulluk sınırının altında bir istihdam
olduğunu çok net bir şekilde bu rakamlar göstermektedir.
Türkiyede TÜİK
verilerine göre 339 bin kişi açlık sınırının
altındadır yani gıdasını temin edecek imkândan yoksun.
Yüzde 18,08i yani 12 milyonun üzerinde kişi yoksulluk
sınırının altındadır. Bu, sendikaların
istatistiklerinde çok daha yüksek, 1 milyona yakın açlık sınırının
altında, 20 milyona yakın yoksulluk sınırının
altında gözükmektedir. Kırsal yerleşim yerlerinde
yaşayanlarda yüzde 34,62lik bir yoksulluk oranı söz konusudur.
Türkiye gerçekten
bir açlar ülkesi hâline getirilmiştir. Bu, TÜİK rakamlarıyla da
artık teyit edilmiştir. Çok açık bir şekilde, 825 TLnin
altında çalışanların oranının bu derece yüksek
olması da bunu göstermektedir. Ayrıca, TÜİK tutuyor, sadece
kayıtlı çalışanların yüzde 55lik kısmı
yoksulluk sınırının altında iken bunu yüzde 6 olarak
verebiliyor TÜİK. Bu şunu gösteriyor: Kayıt dışı
çalışanları da ilave ettiğimizde yüzde 70lere
çıkıyor. Şunu gösteriyor: Türkiye İstatistik Kurumu,
gerçekleri kamufle etmeye çalışıyor yani majestelerinin
istatistik kurumu hâline gelmiş ve verilerine inanmamamız için birçok
neden olan bir kurum hâline gelmiş. Bunu dikkatlerinize sunuyorum.
Diğer
yönden, Sayın Arınç 2010 referandum sürecinde
Çalışanları yüzde 17 oranında -artış yapmadan-
fakirleştirdik. diyor, çalışanların maaş ve
ücretlerini. Şimdi, o zaman verin. 4+4 niye veriyorsunuz?
Çalışanlar ezildi sekiz yılda, çiftçi ezildi, esnaf ezildi, reel
üretici ezildi, köylü ezildi, emekli ezildi. Peki, bu durumda hiç mi
vicdanı yok bu Hükûmetin? Bunu dikkatlerinize sunuyorum.
Önergenin
işleme alınması, kabul edilmesini yüce heyetinizden diliyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 86 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Ramazan Kerim Özkan (Burdur) ve
arkadaşları
"Madde 86-
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2)
sayılı tablonun;
a) "IV-
Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar"
başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
40. Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların varlık kiralama
şirketine devri, bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma iadesi, bu devir ve iadelere bağlı olarak
yapılan ipotek işlemleri ile bunların varlık kiralama
şirketlerince kiralanması nedeniyle düzenlenen kâğıtlar ve
kira sertifikaları."
b)
"V-Kurumlarla ilgili kâğıtlar" başlıklı
kısmının sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"25. Kamu
kurum ve kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatı
ile döner sermaye işletmelerinin kadrolarında ve sözleşmeli
personel pozisyonlarında istihdam edilen sözleşmeli personel ile
yapılan hizmet akitleri."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Özkan, buyurun efendim.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Maddenin daha
düzgün hâle getirilmesi için bu önergeyi vermiş bulunuyoruz.
Desteklerinizi de bekliyorum.
Değerli
arkadaşlarım, damga vergisi, her türlü sözleşmeden doğan ve
devlet tarafından alınan bir vergi çeşididir. 2 kişi
arasında yapılan sözleşmelerde damga vergisinin mükellefi 2
tarafa da aittir. Resmî dairelerle kişiler arasında yapılan
sözleşmelerde verginin mükellefi kişilerdir. Devlet her konumda gayet
güzel vergi alıyor, harç alıyor.
Geçenlerde,
KOMBASSANa ve YİMPAŞa 500 bin lira kaptıran, Almanyada
çalışan bir işçi kardeşimiz geldi. Alacağı zaman
aşımına uğramasın diye Yozgatta ve Konyada dava
açmak zorunda kaldı. Bu da harç ödedi, vergi anlamında harç ödedi.
Ödediği para 8 bin liraydı. Ama vatandaş kaybettiği
paranın üzerine bu 8 bin lirayı verdiğinde perişan oldu.
Bu ne? diye bana sordu. Ben de devlet bu paralarla ayakta kalıyor dedim.
Aynen söylediğini sizlere aktarıyorum: Para yerli yerinde harcanıyorsa
helali hoş olsun ama yerli yerinde harcanmıyorsa haram olsun. dedi.
Düşündüm gittim. Verilecek cevap bulamadım, ortak kararımız
Allaha havale etmek oldu. Bunlara binlerce örnek verebiliriz.
Değerli
arkadaşlarım, hep geçmişi sorgularız, günümüzde inek, vergi
mükellefidir. Bildiğimiz inek, vergi mükellefi. Nasıl vergi
mükellefi? Yediği her kilogram yemde yüzde 8 KDV veriyor inek. Memesinden
çıkan sütten yüzde 8 KDV veriyor, dışkısından yüzde 18
vergi alıyoruz.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sahibi veriyor.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sahibi veriyor.
Traktör, vergi
mükellefi. Bindiğimiz araçlar, vergi mükellefi. Vergi mükellefi olmayan
yok artık ülkemizde. Ama bunların yerli yerinde
kullanılması gerekiyor. Onun için siz değerli
arkadaşlarımı uyarıyorum. Bugünlerde şaşaaya çok
önem veriyorsunuz. Açılışlar, kapanışlar
Sağ
olsun bakanlar savruluyor, Başbakanımız savruluyor. Bu hafta
Burdurdaydılar. Mutlu olduk Burdurlular olarak bir Başbakanı
ağırlamaktan, bakanlarımızı ağırlamaktan ama
ben gençliğimden bilirim, rahmetli Özal da geldi Burdura, rahmetli Ecevit
de geldi, Sayın Süleyman Demirel de geldi ama bu şekilde ne
şaşaa gördüm ne tabela gördüm ne afiş gördüm.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Ne de hizmet gördün ne de yatırım gördün!
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Hizmetleri gördük, çok hizmetler gördük. O yollar
Takım elbiseye bir düğme dikip Takım elbiseyi ben yaptım
diyemezsiniz. Bu ülke, imar edilerek geldi, imar edilerek geldi. Herkesin
katkısı var karınca kararınca, sizin de katkınız
var ama şaşaaya gerek yok. Bu vergiler kolayca toplanmıyor. O
ineğin önüne yem kolayca konmuyor. O memesinden süt kolayca
sağılmıyor. Bunlar birer emek, alın teri, göz nuru. Onun
için, bunların yerli yerinde kullanılmasını sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Zaman zaman
söylüyorsunuz Uyarı, öneri yok. diye. Bakın, benim uyarım,
önerilerim sizlere: Tasarruf tedbirlerini mutlaka uygulayınız.
Harama, helale ve de kul hakkına dikkat ediniz. Gösterişe,
şaşaaya kaçmayınız. Furyayı boş
bırakınız.
İBRAHİM
HASGÜR (İzmir) Bu saatten sonra bunlar mı konuşulur?
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bunları
bazen kaçırıyorsunuz. Geçen gün size anlattım. Bakın, o
Almanyadaki dostlarımız, çalışanlarımız yine
KOMBASSAN ve YİMPAŞ ile ilgili olarak sizlere şunları
söylediler, belki o gün yoktunuz bazılarınız, sizlere
sesleniyorlar: "Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi; mal da
yalan, mülk de yalan; var biraz da sen oyalan. Elinle verdiğin, üzerine
giydiğin, bir de yediğindir sana kalan. Adem Baba da girmişti
bin yaşına, onun da başı kondu en sonunda musalla
taşına." Siz değerli milletvekillerimize sesleniyorlar:
Musalla taşına varmadan
Bu YİMPAŞta, KOMBASSANda
paralarını kaybeden o işçi kardeşlerimiz
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Size de söylüyorlar.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Bize de söylüyorlar tabii, ben de onun için dile
getiriyorum bu konuyu.
Telefon
ediyorlar. Bak, bunların her biri sekiz yıl önce, dokuz yıl
önce, on yıl önce inanmışlar, güvenmişler, para
vermişler. O musalla taşına varmadan değerli milletvekili
arkadaşlarımız bizim bu sorunumuza çözüm getirsin diyorlar. Bu
konuda sizlerden, bakanlarımızdan hizmet bekliyorlar, görev
bekliyorlar. Bunu yapmak zorundasınız. Bunu
yapmadığınız
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Devamla) Sayın Başbakan diyor, çok güzel
konuşuyor: Er kişi niyetine, Er kişi niyetine
Durdum
divana, uydum imama
Sübhaneke okuyun, ve celle senaükeyi unutmayın.
Bunu bilmeyen yok değerli arkadaşlarım. Bunu bilmeyen yok,
hepimiz biliyoruz bunları ama bunun gereğini yapmanız gerekiyor.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özkan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
87nci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 87 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah Özer Nevingaye Erbatur Enis Tütüncü
Bursa Adana Tekirdağ
Madde 87- 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanununun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların,
varlık kiralama şirketine devri ile bunların varlık
kiralama şirketince devralınan kuruma iadesi ve bu devir ve iadelere
bağlı olarak yapılan ipotek işlemleri bu Kanunda
yazılı harçlardan müstesnadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 87inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal
Manisa Konya Antalya
Emin
Haluk Ayhan Oktay
Vural
Denizli İzmir
Madde 87-
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiş söz konusu kanuna
bağlı 4 sayılı tarifenin 1-Tapu Harçları bölümünün
20/a bendinde yer alan ölünceye kadar bakma akdine dayanarak ibaresi
ölünceye kadar bakma akdine dayanarak (1 konut hariç) şeklinde
değiştirilmiştir.
Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketine devri ile bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma devri ve bu devirlere bağlı olarak
yapılan ipotek işlemleri bu Kanunda yazılı harçlardan
müstesnadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 87nci Maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız M.
Nuri Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sebahat Tuncel
Bitlis Hakkâri
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Madde
değişikliğiyle; bir kısım sermaye grubuna
ayrıcalık tanınmış olmaktadır. Bu anayasanın
eşitlik ilkesine aykırıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
87nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
Madde 87-
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiş söz konusu kanuna
bağlı 4 sayılı tarifenin 1-Tapu Harçları bölümünün
20/a bendinde yer alan ölünceye kadar bakma akdine dayanarak ibaresi
ölünceye kadar bakma akdine dayanarak (1 konut hariç) şeklinde
değiştirilmiştir.
Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketine devri ile bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma devri ve bu devirlere bağlı olarak
yapılan ipotek işlemleri bu Kanunda yazılı harçlardan
müstesnadır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Söz konusu
düzenlemeyle ölünceye kadar bakma akdinde 1 konutun tapu işlemleri
harcından muaf tutulması hedeflenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 87 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Enis Tütüncü
(Tekirdağ) ve arkadaşları
Madde 87-
2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin
üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketine devri ile bunların varlık kiralama şirketince
devralınan kuruma iadesi ve bu devir ve iadelere bağlı olarak
yapılan ipotek işlemleri bu Kanunda yazılı harçlardan
müstesnadır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha
düzgün hâle getirilmesi için işbu değişiklik önergesi
verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
88inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 88inci Maddesi ile 3065
sayılı kanunun 17nci maddesinin dördüncü fıkrasının
(g) bendinde değişiklik yapan ve 17nci maddenin fıkrasına
eklenen (u) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız Nuri
Yaman Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sebahat Tuncel
Bitlis Hakkâri İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 88inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Abdullah Özer Nevingaye Erbatur Tayfur Süner
Bursa Adana Antalya
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
Madde 88-
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"çıkan hizmetler," ibaresi "çıkan hizmetler ve
faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve
araçların imal ve inşası şeklinde olanlara, bu
araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim
ve hizmetler," şeklinde, 17 nci maddesinin dördüncü
fıkrasının (g) bendinde yer alan "tahvil" ibaresi
"tahvil ile varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç
edilen kira sertifikaları" şeklinde
değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki
bent eklenmiştir.
u) Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama
şirketlerince kiralanması ve devralınan kuruma iadesi."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve
88'inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Oktay Vural Mehmet Günal
Manisa İzmir Antalya
E.
Haluk Ayhan Yılmaz
Tankut
Denizli Adana
Madde 88-
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"çıkan hizmetler," ibaresi "çıkan hizmetler ve
faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve
araçların imal ve inşası olanlara bu araçların imal ve
inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim ve hizmetler,"
şeklinde, 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (g)
bendinde yer alan "tahvil" ibaresi "tahvil, varlık kiralama
şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalan"
şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın sonuna
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
"u) Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama
şirketlerince kiralanması ve devralınan kuruma devri."
"v)
Çiftçilere üretimde kullanılmak amacıyla yapılan motorin
teslimleri. (Bakanlar Kurulu dekar başına ve ürün türüne göre teslim
miktarını belirleme yetkisine sahiptir.)"
"y)
Yazılım firmaları tarafından üretilen
yazılımları."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Akçay, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 88inci maddesi üzerine
verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz bu
değişiklik önergesiyle, çiftçilerin üretimde kullandıkları
motorinlerin yani mazotun katma değer vergisinden istisna tutulması
amaçlanmaktadır. Çiftçimiz, AKP Hükûmeti tarafından uygulanan
yanlış ekonomi ve tarım politikaları sonucunda çok zor
günler geçirmektedir. Çiftçilerimizin evine, tarlasına, bahçesine,
traktörüne hacizler gelmiştir. AKP döneminde borcu olmayan çiftçi
neredeyse kalmamıştır. Her 10 çiftçiden 3ü icra takibi
altındadır.
Çiftçilerimizin
içinde bulunduğu ekonomik durumla ilgili olarak sizlere Manisadan iki
örnek vermek istiyorum: Manisanın Saruhanlı ilçesinin 75 bin nüfusu
vardır. Bu ilçemizde 17 bin kayıtlı çiftçi bulunmaktadır.
Bu çiftçilerimizin Saruhanlı İcra Müdürlüğünde 16 bin icra
dosyası vardır. 450 bin dönüm arazinin 350 bin dönümü ipotek
altındadır. Saruhanlı çiftçilerimiz bu arazilerinden yılda
220 milyon Türk lirası gelir elde etmektedir ancak bu çiftçilerimizin
borcu 350 milyon Türk lirasını bulmaktadır.
Yine, 50 bin
nüfuslu Manisa Kırkağaçta kayıtlı 11 bin çiftçimiz
vardır. Bu çiftçilerin de 6 bin icra dosyası bulunmaktadır.
Kırkağaçlı çiftçilerimiz de bu arazilerinden yılda 100
milyon lira gelir elde etmektedirler ve bu çiftçilerimizin borcu ise 120 milyon
Türk lirasını bulmaktadır.
Bir yıl
içinde tarımda kullanılan mazot miktarı yaklaşık 3
milyar 300 milyon litredir. Mazotta yüzde 18 KDV, yüzde 30 özel tüketim vergisi
yükü bulunmaktadır. 1 litre kırsal motorindeki toplam vergi
oranı yüzde 53tür. Bugün itibarıyla kırsal motorinin
satış fiyatı 3 lira 28 kuruştur. 1 litre kırsal
motorine çiftçimizin ödediği özel tüketim vergisi 1 lira 24 kuruş,
katma değer vergisi 50 kuruştur. Yani, çiftçimiz 1 litre kırsal
motorine 1 lira 74 kuruş vergi ödemektedir. Bugünkü fiyatlarla çiftçinin
bir yılda mazota ödediği vergi toplamı yaklaşık 5
milyar 800 milyon Türk lirası civarındadır. Oysa, çiftçimize
verilen güya mazot desteği tarımda kullanılan mazota ödenen
bedelin yüzde 5ini ancak karşılamaktadır. Bu da mazot için
çiftçi tarafından ödenen katma değer vergisinden bile çok daha
düşüktür. 2010 yılında ürün fiyatları 2009 yılına
göre yüzde 16 artarken üretimin temel girdilerinde ortalama yüzde 25 fiyat
artışları gerçekleşmiştir. Türk tarımının
dünyayla rekabet edebilmesi için üretim maliyetlerini düşürmesi
gerekmektedir.
Milliyetçi
Hareket Partisi, çiftçilerimizin sorunlarını çok iyi bilmekte ve bu
konuda çözüm yolları sunmaktadır. Genel Başkanımız
Sayın Devlet Bahçelinin 2011 seçim beyannamesinde
açıkladığı üzere, Milliyetçi Hareket Partisinin
iktidarında çiftçilerimize yönelik yapılacak bazı düzenlemeleri
açıklamak istiyorum.
Üzüm,
buğday, mısır, pamuk, soya, ayçiçeği, çeltik,
fındık, kayısı, zeytin ve yer fıstığı
gibi ürünler için özel destekleme programları geliştirilecek ve bu
ürünlere fiyat garantisi verilecektir. Küçük çiftçilerin desteklenmesi
amacıyla mazot, gübre, ilaç, tohum ve fide gibi tarımsal girdiler
üzerindeki özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi
kaldırılacaktır. Orta ve büyük ölçekte üretim yapan çiftçilerin
kullandığı bu girdilerin üzerindeki ÖTV ve KDV kademeli olarak
yüzde 50 oranına kadar düşürülecektir.
Sulamada ve
tarım işletmelerinde kullanılan elektrik tarifesi
farklılaştırılarak çiftçilerimize daha ucuz elektrik temin
edilecektir.
Değerli
milletvekilleri, görüşlerimi bu şekilde ifade ediyor, muhterem
heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 88inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tayfur
Süner (Antalya) ve arkadaşları
Madde 88-
25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan
"çıkan hizmetler," ibaresi "çıkan hizmetler ve
faaliyetleri deniz taşıma araçları ile yüzer tesis ve
araçların imal ve inşası şeklinde olanlara, bu
araçların imal ve inşası ile ilgili olarak yapılacak teslim
ve hizmetler," şeklinde, 17 nci maddesinin dördüncü
fıkrasının (g) bendinde yer alan "tahvil" ibaresi
"tahvil ile varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç
edilen kira sertifikaları" şeklinde
değiştirilmiş, aynı fıkraya aşağıdaki
bent eklenmiştir.
u) Menkul,
gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama
şirketlerine devri ile bu varlıkların varlık kiralama
şirketlerince kiralanması ve devralınan kuruma iadesi."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
MUHARREM
İNCE (Yalova)- Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha
düzgün hale getirilmesi için işbu değişiklik önergesi
verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 88inci Maddesi ile 3065
sayılı kanunun 17nci maddesinin dördüncü fıkrasının
(g) bendinde değişiklik yapan ve 17nci maddenin fıkrasına
eklenen (u) bendinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Bengi
Yıldız (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde
değişikliğiyle; bir kısım sermaye grubuna
ayrıcalık tanınmış olmaktadır. Bu anayasanın
eşitlik ilkesine aykırıdır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
89uncu madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı nın 89 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Enis Tütüncü Abdullah Özer Nevingaye Erbatur
Tekirdağ Bursa Adana
Fevzi
Topuz
Muğla
Madde 89 3065
sayılı Kanunun Geçici 17 nci ve Geçici 23 üncü maddelerinde ve
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 68
inci maddesinde yer alan 31.12.2010 ibareleri 31/12/2011 olarak
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
89uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal
Manisa Konya Antalya
Oktay Vural Yılmaz Tankut Emin Haluk Ayhan
İzmir Adana Denizli
Madde 89 3065
sayılı Kanunun Geçici 17 nci ve Geçici 23 üncü maddelerinde ve
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 68
inci maddesinde yer alan 31.12.2010 ibareleri 31/12/2015 olarak
değiştirilmiş ve 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin
dördüncü fıkrasının sonuna aşağıdaki bentler
eklenmiştir.
v) Büyükbaş
ve küçükbaş hayvanların beslenmesinde kullanılan her türlü
yemler ve benzerlerinin teslimleri.
y) Tarımsal
amaçlı kullanılan elektrik enerjisinin teslimi.
z)
Yazılım firmaları tarafından üretilen
yazılımları.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Tankut, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TANKUT
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 89uncu maddesi üzerine vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla, sabahın bu ilk saatlerinde
selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu tasarıyla, benzer mahiyette 59 kanun teklifi
birleştirilmiş ve üç sayfa tutan bir isim
başlığıyla hepimize
dağıtılmıştır ancak benim ve diğer
milletvekili arkadaşlarımızın verdiği hemen hemen
bütün tekliflerin sadece ismi bu tasarının
başlığında yer almakta ve ne yazık ki, başka
hiçbir düzenleme de yapılmamaktadır. Örneğin benim ve diğer
10 arkadaşımla birlikte verdiğim, yazılım üreten
firmaların ürettikleri yazılımların KDVden 2023
yılına kadar muaf kalmaları hakkındaki kanun teklifimizle
ilgili, bu tasarıda tek bir kelime yoktur ama ne hazindir ki, hangi amaca
hizmet ettiği belli olmayan bir anlayışla, söz konusu kanun teklifimiz
bu tasarıyla birleştirilmiştir. İşte, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak bu ucube anlayışı düzeltebilmek için
önergelerimizi Genel Kurulun takdirlerine sunuyor ve
karşılığını da doğal olarak görmek
istiyoruz.
Değerli
arkadaşlar, bu önergemizde, yıllardan beri ektikleri ürünün bir türlü
karşılığını alamayan ve bu tasarıda da
maalesef göz ardı edilen çiftçilerimizin kullandıkları en önemli
girdilerin başında gelen tarımsal elektrikten ve
hayvancılık için olmazsa olmaz olan her türlü yem ve benzerlerinden
KDV alınmamasını teklif etmekteyiz. Maalesef bu tasarı ile
tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunları çözmek, et ve süt
hayvancılığımızı geliştirmek,
çiftçilerimizin, besicilerimizin refah seviyesini artırmak mümkün
olmadığı gibi, onların şu an içerisinde bulunduğu
ve can çekiştikleri krizden çıkarılması da mümkün
olmayacaktır. Çünkü AKP İktidarının sekiz yılı
aşkın bir zamandır, bugüne kadar yaptığı
uygulamaların sonucu olarak görülmektedir ki üreticilerimiz ve hayvan
yetiştiricilerimiz dünü mumla aramaktadır. Ne yazık ki AKP
İktidarı üretim yerine tüketimi önceliğine alan, Türk
çiftçisinin, Türk besicisinin değil, başta et olmak üzere
yaptığı ithalatlarla yabancı çiftçi ve besicilerin
menfaatlerine duble yollar döşeyip Türk tarımına da darbe üstüne
darbe vurmaktadır.
Sayın
milletvekilleri, biz, burada bu sözleri sadece siyaset amacıyla, siyaset
olsun diye de söylemiyoruz. Aksine, yaşanan acı gerçekleri ve
tarım kesiminin sistematik olarak yok edilişinin vahim tablosunu
gözlerinizin önüne getirmek için ifade ediyoruz. "Üreticiye 2002
yılında şu kadar destek sağlanıyordu, şimdi bu
kadar yapıyoruz." sözleri maalesef gerçekleri gizlemekten başka
bir şey değildir. Elbette tarıma verilen destekler yıllar
itibarıyla fazlalaşacaktır ve fazlalaşması da
lazımdır. Ekonominin gereği de zaten budur. Siz 2002
yılında ne kadar maaş alıyordunuz, şimdi ne kadar
maaş almaktasınız? On yıl önce kamunun
harcadığı para gayet mütevazı iken bugün hovardaca, âdeta
debdebe ve şatafatlı bir hayat sürülmesinin izahını
yapabilir misiniz? Bu savurganlığın haklı ve
mantıklı bir gerekçesini milletimize izah edebilir misiniz?
Netice olarak,
gelin, hep birlikte bir değerlendirme yapalım. Tarım
alanında iştigal eden çiftçilerimiz, hayvancılıkla geçimini
temin eden, ülkemizin besin ihtiyacını binbir emek ve güçlükle
karşılayan üreticilerimiz, dün mü daha iyi durumdaydı, yoksa
bugün mü? Bu soruları elimizi vicdanımıza koyarak
cevaplamamız gerekmektedir.
Sayın
milletvekilleri, diğer taraftan bilgi ve teknoloji alanında çok çok
önemli bir işleve sahip olan yazılım üretimini
gerçekleştiren ve bilgi toplumu olma hedefimize çok önemli katkılar
koyacak olan genç beyin ve yeteneklerimizin teşviki amacıyla üretilen
yazılım ürünlerinin de bu önergemiz ile KDVden istisna
tutulmasını hedefliyoruz.
Az önce de ifade
etmeye çalıştığım gibi, yazılım sektörü,
bilgi toplumunun altyapısını oluşturan temel endüstrilerden
birisidir. Bilgi toplumunun her etkinliği bir yazılımın
sağladığı otomasyon ve iletişim sayesinde
gerçekleştiğinden, bu çağın en önemli sektörlerinden biri
olan yazılıma özel bir önem verilmesi icap etmektedir.
Yazılım sektörünün gelişmesi ve yaygınlaşması
kayıt dışı ekonominin dizginlenmesine yardımcı
olur, bu da yazılım ürünlerinin satış ve
kullanımını olumlu etkileyeceğinden erdemli bir döngü
sağlanmış olur.
Yani özetle,
yazılım sektörü, bilgi toplumunun altyapısını
oluşturan temel endüstrilerden birisidir. Ancak mevcut katma değer
vergisi uygulaması nedeniyle bu sektör beklenen düzeyde gelişme
sağlayamamaktadır. Dolayısıyla genç girişimci birçok
insanımız bu düzenleme yapıldığında sektörde
istihdam edilme ve kayıt altına girme şansına sahip
olacaklardır diyorum ve önergemizin desteklenmesi temennisiyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tankut.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı nın 89 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Fevzi
Topuz (Muğla) ve arkadaşları
Madde 89 3065
sayılı Kanunun Geçici 17 nci ve Geçici 23 üncü maddelerinde ve
31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 68
inci maddesinde yer alan 31.12.2010 ibareleri 31/12/2011 olarak
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MALİYE
BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Topuz, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
FEVZİ TOPUZ
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının 89uncu maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önerisi üzerine söz
aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu maddeyle, Katma Değer Vergisi Kanununun geçici 17nci
maddesi, geçici 23üncü maddesi ve Gelir Kanununun geçici 68inci maddesi
değiştirilmek istenmektedir. AKP İktidarının
hazırladığı son yıllardaki kanun
tasarılarını incelediğimizde karşımıza ilginç
bir tablo çıkmaktadır. İlgili kanun maddeleri direkt
değiştirilmek yerine tek bir tasarıyla birçok yasa
değiştirilmektedir. Buradaki amaç, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
işleyişini bozmak ve denetimden kaçmaktır. Bu noktada
hazırlanan maddeler kural dışı hazırlanmaktadır.
Bu maddeyle iki
farklı yasanın üç geçici maddesi değiştirilmekte ve geçici
madde, adı üstünde belirli bir dönemi kapsar. Bir ülke de on
beş-yirmi yıl sürecek geçici maddeler ile yönetilemez. Maddelere
ekleme yapmakla kimden neyin kaçırılmak istendiğini
anlamış da değiliz.
Değerli
milletvekilleri, AKP Hükûmeti, mali af yasası şeklinde
hazırlanırken araya işçilerin haklarına el koyan, memurlara
da sürgün dönemi başlatan bir iktidar dönemi olmuştur. Bu torba
yasası ile İş Kanunundan sosyal güvenliğe kadar pek çok
alanda değişiklik yaparken asıl amacın ücretli
çalışanların haklarının ortadan
kaldırıldığı açıkça görülmektedir. Yasa
tasarısı bu şekilde geçirildiği takdirde, AKP Hükûmeti
olarak taşeronlaşma ve sürgün dönemini başlatan iktidar olarak
tarihte yerinizi almış olacaksınız. Bu tutumun
çalışanları orta çağ karanlığına sürüklemek
anlamına geldiğini hatırlıyoruz.
Yine, bu
düzenlemeyle, il özel idareleri ve belediyelerin sürekli işçi
kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçilerin Millî
Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün
taşra teşkilatındaki işçi kadrolarına atanması
gündeme getirilmektedir. Başka bir kente gönderilen kişinin beş
günde işe başlamaması durumunda işçi işinden
atılacaktır denmektedir. İnsanlık dışı bu
uygulamanın işçileri yıldırmak ve istifaya zorlamak
anlamına geldiği açıktır. Bu kapsamda işçi nakleden
mahalli idarelerin nakil sonrasında oluşan işçi
sayısında sınırlama getirilmekte ve yapılması
gereken işleri de hizmet alımı yoluyla yapabileceklerdir. Bu
durum, taşeronlaşmanın
yaygınlaştırılması amacını
taşımaktadır. Kadrolu çalışanlar sürgün edilecek,
yerine taşeronlar sokulacaktır.
Değerli
milletvekilleri, yapılan bu kanun tasarısı ile esnek
çalışmanın yaygınlaştırılmasından
İşsizlik Fonunun yağmalanmasına ve iş güvencesinin
ortadan kaldırılması anlamına gelen düzenlemeler
bulunmaktadır.
Aynı zamanda
memurlara yönelik kimi düzenlemeler hak kaybına neden olmaktadır.
Memurlara performans kriterleri gündeme getirilmekte, böylelikle
çalışanlar arasında çatışmayı arttıracak ve
çalışma barışını bozacak düzenlemeler
yapmaktasınız. Bu anlayışla, ancak yandaş
çalışanlar diye bir grup ortaya çıkarırsınız.
Ayrıca
tasarıda, memurların başka bir kuruma gönderilmesi düzenleniyor.
Bir yılda en fazla altı ayı geçmemek üzere kurumlar arası
geçici süreli görevlendirme yapılmasıyla memurlar için sürgün dönemi
başlamaktadır.
Gelecekte,
ücretli çalışanlar bu düzenlemelerin acısını uzun
yıllar çekecektir. Ücretli çalışanlar, sosyal devletin
getirdiği haklarını tekrar alabilmeleri için uzun mücadele
vermek zorunda kalacaklardır.
AKP Hükûmeti
olarak, sosyal devleti yok ediyorsunuz. Anayasayı ihlal ediyorsunuz.
Cumhuriyetin kuruluşundan beri iş barışını bozan
bir hükûmet ile karşı karşıyayız. Çalışanlar
meşru hakları için artık sokaklardalar. İşçileri,
memurları sokağa dökmeyle ne elde etmek istediğinizi
anlamış da değiliz.
hakkınız var mıydı?
Değerli
milletvekilleri, memur ve işçilerin haklarını elinden
alacaksınız. Bu noktada memur ve işçilerin seslerini
duyurabileceği tek alan kalıyor: Yürüyüş ve miting yapmak. Bu,
aynı zamanda demokrasiyle yönetilen ülkelerde kullanılan en
doğal haktır.
Siz burada ne
yapıyorsunuz? Memur ve işçilerin yürüyüş ve miting
yapmasını engelliyorsunuz. Üstüne üstlük birde biber gazı
kullanıyorsunuz, dövüyorsunuz, toplananları
dağıtıyorsunuz. Bu, baskı değil de nedir?
Çıkıp memur ve işçilerden özür dilemediğiniz sürece bundan
sonra sizlerin demokrasi kelimesini ağzına almamanız gerekir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Topuz.
FEVZİ TOPUZ
(Devamla) Ayrıca, değerli arkadaşlarım,
işçilerimizin, memurlarımızın haklarını aramak
için meydanlarda toplandığını görüyorsunuz.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler..
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 90da üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve
90'ıncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal
Manisa Konya Antalya
Emin
Haluk Ayhan Oktay
Vural
Denizli İzmir
Madde 90-
6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun ekinde
yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı listeler; ekli (1), (2), (3)
ve (4) sayılı cetvellerde gösterildiği şekilde
değiştirilmiş 7'nci maddenin 1'inci fıkrasının
sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.
"d-
Çiftçilere tarımsal üretimde kullanılmak amacıyla yapılan
teslimleri, (Bakanlar Kurulu I sayılı listede yer alan ürünlerin
vergisiz teslimlerinin esas ve usullerini dekar başına ve ürün türüne
göre belirleme yetkisine sahiptir.)"
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Kanun Tasarısının 90 ıncı maddesine ekli (2)
sayılı cetvelin ekteki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin Canikli Kadir
Tıngıroğlu Yılmaz
Tunç
Giresun Sinop Bartın
Ertekin
Çolak Mahmut
Dede
Artvin Nevşehir
(2) Sayılı Cetvel
(II) SAYILI LİSTE
G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi
Oranı (%)
8701.20 Yarı römorkler için çekiciler 4
87.02 10 veya daha fazla kişi
taşımaya mahsus (sürücü dahil) motorlu taşıtlar
Otobüs 1
Midibüs 4
Minibüs 9
87.03 Binek
otomobilleri ve esas itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş
diğer motorlu taşıtlar
(87.02 pozisyonuna girenler hariç) [Yalnız binek otomobilleri,
steyşın vagonlar, yarış arabaları, arazi
taşıtları vb., (Para arabaları dahil), motorlu karavanlar,
elektrik, gaz, güneş enerjili vb. motorlu taşıtlar.]
[Ambulanslar, mahkum taşımaya mahsus arabalar, cenaze arabaları,
itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla yapılmış motorlu
taşıtlar, özellikle kar üzerinde hareket etmek için dizayn
edilmiş sıkıştırma ateşlemeli içten yanmalı
pistonlu motorlu taşıtlar, diğerleri (Golf arabaları vb.
taşıtlar) hariç]
-Yük
taşımasında kullanılıp azami
ağırlığı 3,5 tonu aşmayan ve yolcu
taşıma kapasitesi (Yolcu taşıma kapasitesi sürücü dâhil
toplam yolcu sayısının 70 kilogramla çarpılması
suretiyle hesaplanır. Bu hesaplamada koltuk olmasa dahi, koltuk
montajı için bulunan sabit tertibatlar da koltuk olarak dikkate
alınır) istiap haddinin (bir aracın güvenle
taşıyabileceği sürücü dâhil toplam yük
ağırlığı) % 50'sinin altında olan motorlu
araçlardan (bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilenler, binek
otomobilleri, steyşın vagonlar, yarış arabaları, arazi
taşıtları hariç)
İstiap haddi 850 kilogramı
geçmeyip motor silindir hacmi 2000 cm³ün
altında olanlar 10
İstiap haddi 850 kilogramı geçip
motor silindir hacmi 2800 cm³ün
altında olanlar 10
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
- Sürücü dahil 9
kişilik oturma yeri olanlardan
Motor silindir hacmi 3200 cm³'ü geçmeyenler
10
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
-Diğerleri
Motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçmeyenler
37
Motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçen fakat
2000 cm3'ü geçmeyenler 60
Motor silindir hacmi 2000 cm3'ü
geçenler 84
Sadece elektrik motorlu olanlar
Motor gücü 85 kW 'ı geçmeyenler 37
Motor gücü 85 kWı geçen fakat 120
kWı geçmeyenler 60
Motor gücü 120 kWı geçenler 84
8703.10.11.00.00 Özellikle
kar üzerinde hareket etmek için dizayn edilmiş
sıkıştırma
ateşlemeli
içten yanmalı pistonlu motorlu olanlar (dizel veya yarı dizel)
veya
kıvılcım ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu
taşıtlar 6,7
8703.10.18.00.00 Diğerleri
(Golf arabaları vb. taşıtlar) 6,7
87.04 Eşya taşımaya
mahsus motorlu taşıtlar
(Yalnız
kayıt ve tescile tabi olanlar )
- Azami yüklü
kütlesi 4700 kilogramı geçmeyip sürücü sırasından
başka oturma
yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri
olanlar
(kapalı
kasalı olmayanlardan motor silindir hacmi 3200 cm³'ü geçme-
yenler hariç);
Motor silindir hacmi 3000 cm³'ü geçmeyenler 10
Motor silindir hacmi 3000 cm³'ü geçen fakat
4000 cm³'ü geçmeyenler 52
Motor silindir hacmi 4000 cm³'ü geçenler 75
Sadece elektrik motorlu olanlar
Motor gücü 85 kW 'ı geçmeyenler 37
Motor gücü 85 kWı geçen fakat 120
kWı geçmeyenler 60
Motor gücü 120 kWı geçenler 84
- Kapalı
kasalı olup istiap haddi 620 kilogramın altında olanlar
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
Diğerleri 10
- Diğerleri
Sadece elektrik motorlu olanlar 4
Diğerleri 4
87.05 Özel amaçlı motorlu
taşıtlar (insan veya eşya taşımak üzere özel olarak
yapılmış
olanlar hariç) (Örneğin; kurtarıcılar, vinçli
taşıtlar, itfaiye
taşıtları,
beton karıştırıcı ile mücehhez taşıtlar, yol
süpürmeye mahsus
arabalar, tohum,
gübre, zift, su ve benzerlerini püskürten arabalar, seyyar atölyeler, seyyar radyoloji
üniteleri) 4
[(Yalnız
kayıt ve tescile tabi olanlar) (İtfaiye taşıtları
hariç)]
87.09 Fabrika, antrepo, liman veya
hava limanlarında kısa mesafelerde eşya
taşımaya
mahsus, kaldırma tertibatı ile donatılmamış kendinden
hareketli yük
arabaları; demiryolu istasyon platformlarında kullanılan
türde
çekiciler; bu taşıtların aksam ve parçaları 4
87.11 Motosikletler (mopedler
dahil) ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli
taşıtlar
(sepetli olsun olmasın); sepetler (sepetler hariç)
(Sadece elektrik
motorlu olanlar hariç)
Motor
silindir hacmi 250 cm³ü geçmeyenler 22
Motor silindir
hacmi 250 cm³ü geçenler 37
8711.90.00.00.00 Diğerleri
(Sadece elektrik motorlu olanlar)
Motor
gücü 20 kWı geçmeyenler 22
Motor
gücü 20 kWı geçenler 37
8901.10.10.00.11 18
Gros tonilatoyu geçmeyen gezinti gemileri 6,7
(Denizde
seyretmeye mahsus olanlar)
8901.10.90.00.11Yolcu
ve gezinti gemileri
(Denizde seyretmeye
mahsus olmayanlar) 6,7
89.03 Yatlar ve diğer
eğlence ve spor tekneleri; kürekli kayıklar ve kanolar
(Şişirilebilir
olanlar, birim ağırlığı 100 kg.ı geçmeyenler,
kürekli kayıklar
ve kanolar hariç) 8
NOT: Bu listedeki
malların aksam ve parçaları kapsama dahil değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 90 ıncı maddesi ile
değiştirilen 4760 sayılı Kanunun ekinde yer alan (1)
Sayılı Cetvelin vergi tutarlarının GTİP nosu
itibarıyla aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Enis Tütüncü Abdullah
Özer Nevingaye Erbatur
Tekirdağ Bursa
Adana
Hüsnü
Çöllü
Antalya
- (1) Sayılı Cetvel, (I) Sayılı Liste, (A)
Cetveli yüzde 20 oranında indirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım?
MUHARREM İNCE (Yalova) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
(1) sayılı Cetvelin (I) Sayılı Listesinde yer
alan mallar dışa
bağımlılığımızın % 100e yakın
olduğu mallardır. Bu nedenle bu mallardan alınan özel tüketim
vergilerinin bir miktar azaltılması önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 90
ıncı maddesine ekli (2) sayılı cetvelin ekteki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
(2) Sayılı Cetvel
(II) SAYILI LİSTE
G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi
Oranı (%)
8701.20 Yarı römorkler için çekiciler 4
87.02 10 veya daha fazla kişi
taşımaya mahsus (sürücü dahil) motorlu taşıtlar
Otobüs 1
Midibüs 4
Minibüs 9
87.03 Binek otomobilleri ve esas
itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş
diğer motorlu
taşıtlar [Yalnız binek
otomobilleri, steyşın vagonlar, yarış
arabaları,
arazi taşıtları vb., [Ambulanslar, mahkum taşımaya
mahsus
arabalar, cenaze
arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel amaçla
yapılmış
motorlu
taşıtlar, (Golf arabaları vb. taşıtlar) hariç]
-Yük
taşımasında kullanılıp azami
ağırlığı 3,5 tonu aşmayan ve yolcu
taşıma
kapasitesi (Yolcu taşıma kapasitesi sürücü dâhil toplam yolcu
sayısının
70 kilogramla çarpılması suretiyle hesaplanır. Bu hesaplamada
koltuk olmasa dahi,
koltuk montajı için bulunan sabit tertibatlar da
koltuk olarak
dikkate alınır) istiap haddinin
% 50'sinin altında olan
motorlu araçlardan
İstiap haddi 850 kilogramı
geçmeyip motor silindir hacmi 2000 cm³ün
altında olanlar 10
- Sürücü dahil 9
kişilik oturma yeri olanlardan
Motor silindir hacmi 3200 cm³'ü
geçmeyenler 10
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
-Diğerleri
8703.10.11.00.00 Özellikle
kar üzerinde hareket etmek için dizayn edilmiş
sıkıştırma ateş-
lemeli içten
yanmalı pistonlu motorlu olanlar (dizel veya yarı dizel) veya
kıvılcım
ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu taşıtlar 6,7
8703.10.18.00.00 Diğerleri 6,7
87.04 Eşya taşımaya
mahsus motorlu taşıtlar
87.05 Özel amaçlı motorlu
taşıtlar
87.09 Fabrika, antrepo, liman veya
hava limanlarında kısa mesafelerde eşya
taşımaya
mahsus, kaldırma tertibatı ile donatılmamış kendinden
hareketli yük
arabaları; demiryolu istasyon platformlarında kullanılan
türde çekiciler; bu
taşıtların aksam ve parçaları
87.11 Motosikletler
8711.90.00.00.00 Diğerleri
8901.10.10.00.11
18 Gros tonilatoyu geçmeyen gezinti gemileri
8901.10.90.00.11 Yolcu ve gezinti gemileri
89.03 Yatlar ve diğer
eğlence ve spor tekneleri; kürekli kayıklar ve kanolar
NOT: Bu listedeki malların aksam ve parçaları kapsama
dahil değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, okunan önerge
bu mu? Çünkü bizdeki önergede yer alıp da okunmayanlar var.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Bundan sonra bir önerge daha var ama
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır, hayır, bizdeki
önergede okunmayan kısımlar var da
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kâtip Üye özetliyor mu anlayamadık!
KÂTİP ÜYE YUSUF COŞKUN (Bingöl) Özetledim, özetledim.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Çünkü bizdeki farklı bir önerge.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani önerge tamamıyla
okunmadı, yoksa eksik geçer. Yani eksik geçerse o zaman yanlış
olur.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Tamamının
okunması lazım.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Okunması lazım,
tutanakta da geçmesi lazım.
BAŞKAN Önergenin tamamını okuyun lütfen.
(2) Sayılı
Cetvel
(II) SAYILI LİSTE
G.T.İ.P. NO Mal İsmi Vergi
Oranı (%)
8701.20 Yarı römorkler için çekiciler 4
87.02 10 veya daha fazla kişi
taşımaya mahsus (sürücü dahil) motorlu taşıtlar
Otobüs 1
Midibüs 4
Minibüs 9
87.03 Binek otomobilleri ve esas
itibariyle insan taşımak üzere imal edilmiş
diğer motorlu
taşıtlar (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın
vagonlar
ve yarış
arabaları dahil) [Yalnız binek otomobilleri, steyşın
vagonlar,
yarış arabaları,
arazi taşıtları vb., (Para arabaları dahil), motorlu
karavanlar,
elektrik, gaz,
güneş enerjili vb. motorlu taşıtlar.] [Ambulanslar, mahkum
taşımaya
mahsus arabalar, cenaze arabaları, itfaiye öncü arabaları gibi özel
amaçla
yapılmış motorlu taşıtlar, özellikle kar üzerinde
hareket etmek için
dizayn edilmiş
sıkıştırma ateşlemeli içten yanmalı pistonlu
motorlu olanlar
(dizel veya
yarı dizel) veya kıvılcım ateşlemeli içten
yanmalı pistonlu
motorlu
taşıtlar, diğerleri (Golf arabaları vb. taşıtlar)
hariç]
-Yük
taşımasında kullanılıp azami
ağırlığı 3,5 tonu aşmayan ve yolcu
taşıma
kapasitesi (Yolcu taşıma kapasitesi sürücü dâhil toplam yolcu
sayısının
70 kilogramla çarpılması suretiyle hesaplanır. Bu hesaplamada
koltuk olmasa dahi,
koltuk montajı için bulunan sabit tertibatlar da koltuk
olarak dikkate
alınır) istiap haddinin (bir aracın güvenle
taşıyabileceği
sürücü ve yolcu
dâhil toplam yük ağırlığı) % 50'sinin altında
olan
motorlu araçlardan
(bütün tekerlekleri motordan güç alan veya alabilenler,
binek otomobilleri,
steyşın vagonlar, yarış arabaları, arazi
taşıtları hariç)
İstiap haddi 850 kilogramı
geçmeyip motor silindir hacmi 2000 cm³ün
altında olanlar 10
İstiap haddi 850 kilogramı geçip
motor silindir hacmi 2800 cm³ün
altında olanlar 10
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
- Sürücü dahil 9
kişilik oturma yeri olanlardan
Motor silindir hacmi 3200 cm³'ü
geçmeyenler 10
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
-Diğerleri
Motor silindir hacmi 1600 cm3'ü
geçmeyenler 37
Motor silindir hacmi 1600 cm3'ü geçen
fakat 2000 cm3'ü geçmeyenler 60
Motor silindir hacmi 2000 cm3'ü
geçenler 84
Sadece elektrik motorlu olanlar
Motor gücü 85 kW 'ı geçmeyenler 37
Motor gücü 85 kWı geçen fakat 120
kWı geçmeyenler 60
Motor gücü 120 kWı geçenler 84
8703.10.11.00.00 Özellikle kar üzerinde hareket etmek için
dizayn edilmiş sıkıştırma
ateşlemeli
içten yanmalı pistonlu motorlu olanlar (dizel veya yarı dizel)
veya
kıvılcım ateşlemeli içten yanmalı pistonlu motorlu
taşıtlar 6,7
8703.10.18.00.00 Diğerleri (Golf arabaları vb.
taşıtlar) 6,7
87.04 Eşya
taşımaya mahsus motorlu taşıtlar
(Yalnız
kayıt ve tescile tabi olanlar )
- Azami yüklü
kütlesi 4700 kilogramı geçmeyip sürücü sırasından başka
oturma yeri veya sürücü sırası
dışında yanda pencereleri olanlar (kapalı
kasalı
olmayanlardan motor silindir hacmi 3200 cm³'ü geçmeyenler hariç);
Motor silindir hacmi 3000 cm³'ü geçmeyenler 10
Motor silindir hacmi 3000 cm³'ü geçen
fakat 4000 cm³'ü geçmeyenler 52
Motor silindir hacmi 4000 cm³'ü
geçenler 75
Sadece elektrik
motorlu olanlar
Motor gücü 85 kW 'ı geçmeyenler 37
Motor gücü 85 kWı geçen fakat
120 kWı geçmeyenler 60
Motor gücü 120 kWı geçenler 84
- Kapalı
kasalı olup istiap haddi 620 kilogramın altında olanlar
Sadece elektrik motorlu olanlar 10
Diğerleri 10
- Diğerleri
Sadece elektrik motorlu olanlar 4
Diğerleri 4
87.05 Özel amaçlı motorlu
taşıtlar (insan veya eşya taşımak üzere özel olarak
yapılmış
olanlar hariç) (Örneğin; kurtarıcılar, vinçli taşıtlar,
itfaiye taşıtları,
beton
karıştırıcı ile mücehhez taşıtlar, yol
süpürmeye mahsus arabalar, tohum,
gübre, zift, su ve
benzerlerini püskürten arabalar, seyyar atölyeler, seyyar
radyoloji
üniteleri)
[(Yalnız
kayıt ve tescile tabi olanlar) (İtfaiye taşıtları
hariç)] 4
87.09 Fabrika, antrepo, liman veya
hava limanlarında kısa mesafelerde eşya
taşımaya
mahsus, kaldırma tertibatı ile donatılmamış kendinden
hareketli
yük arabaları;
demiryolu istasyon platformlarında kullanılan türde çekiciler;
bu
taşıtların aksam ve parçaları 4
87.11 Motosikletler (mopedler dahil)
ve bir yardımcı motoru bulunan tekerlekli
taşıtlar
(sepetli olsun olmasın); sepetler (sepetler hariç)
(Sadece elektrik
motorlu olanlar hariç)
Motor
silindir hacmi 250 cm³ü geçmeyenler 22
Motor silindir hacmi
250 cm³ü geçenler 37
8711.90.00.00.00 Diğerleri
(Sadece elektrik motorlu olanlar)
Motor
gücü 20 kWı geçmeyenler 22
Motor
gücü 20 kWı geçenler 37
8901.10.10.00.11 18
Gros tonilatoyu geçmeyen gezinti gemileri
(Denizde seyretmeye
mahsus olanlar) 6,7
8901.10.90.00.11 Yolcu
ve gezinti gemileri
(Denizde seyretmeye
mahsus olmayanlar) 6,7
89.03 Yatlar ve diğer
eğlence ve spor tekneleri; kürekli kayıklar ve kanolar
(Şişirilebilir
olanlar, birim ağırlığı 100 kg.ı geçmeyenler,
kürekli kayıklar ve
kanolar hariç) 8
NOT: Bu listedeki
malların aksam ve parçaları kapsama dahil değildir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılması öngörülen değişiklikle 4760
sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı
listede yer alan taşıt araçlarından, sadece elektrik motorlu
olanların diğerlerinden farklı oranlarda vergilendirilmesine
imkân sağlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısı'nın çerçeve 90'ıncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
Madde 90- 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim
Vergisi Kanununun ekinde yer alan (I), (II), (III) ve (IV) sayılı
listeler; ekli (1), (2), (3) ve (4) sayılı cetvellerde
gösterildiği şekilde değiştirilmiş 7'nci maddenin 1
'inci fıkrasının sonuna aşağıdaki bent
eklenmiştir.
"d- Çiftçilere tarımsal üretimde kullanılmak
amacıyla yapılan teslimleri, (Bakanlar Kurulu I sayılı
listede yer alan ürünlerin vergisiz teslimlerinin esas ve usullerini dekar
başına ve ürün türüne göre belirleme yetkisine sahiptir.)"
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Akçay, buyurun.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 90ıncı madde üzerine verdiğimiz önerge
hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
90ıncı maddede verdiğimiz önergeyle çiftçilerin
üretimde kullandıkları motorinlerin özel tüketim vergisinden istisna
edilmesini amaçlıyoruz. Tarım Kanununun 21inci maddesinde Bütçeden
ayrılacak kaynak gayrisafi millî hasılanın yüzde 1inden az
olamaz. denilmektedir. 2011 yılı bütçesinde tarım sektörüne
ayrılan bütçe 6 milyar Türk lirasıdır. Belirlenen bütçe millî
gelirin binde 49u kadardır yani AKP kendi çıkardığı
kanunlara uymamaktadır.
Plan ve Bütçe Komisyonunda, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının 2011 yılı bütçe görüşmeleri
sırasında tarımsal destek programları için teklif edilen
ödeneğin 7 milyar 200 milyon Türk lirası artırılarak
Tarım Kanununda belirtilen orana yükseltilmesi yönünde önerge
vermiştik ancak çiftçilerimize yapılacak tarımsal ödemeleri
artırmaya yönelik bu önerge Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu
tarafından reddedilmiştir.
Değerli milletvekilleri, mazottaki vergi oranı yüzde
62yi aşmıştır. Bu nedenle, dünyanın en pahalı
mazotunu Türk çiftçisi kullanmaktadır. Mazot bedelinin yüzde 30unu özel
tüketim vergisi oluşturmaktadır. Ayrıca, mazotta yüzde 18 de
katma değer vergisi yükü bulunmaktadır. Bugünkü fiyatlarla çiftçinin
mazotta ödediği vergi 5 milyar 800 milyon Türk lirasını
bulmaktadır. Verilen desteğin ise tarımda kullanılan mazota
ödenen bedelin yüzde 5ini ancak karşıladığını
biraz önceki konuşmamda ifade etmiştim.
EPDK tarafından 2011 Ocak ayından itibaren kırsal
motorinin kaldırılacağı açıklanmıştı
ancak yaklaşan seçim öncesi bu uygulamaya Hükûmet geçememiştir. Bugün
itibarıyla, 1 litre kırsal motorinin pompa çıkış fiyatı
3 lira 28 kuruş iken euro dizel motorinin çıkış fiyatı
3 lira 42 kuruştur. Ayrıca, kırsal motorinde toplam vergi
oranı yüzde 53 iken euro dizelde toplam vergi oranı yüzde 62dir.
Bilindiği üzere, çiftçilerin kullandığı
kırsal motorinin özel tüketim vergisi euro dizele göre daha düşüktür.
Bu uygulamanın sadece ÖTV farkı, çiftçiye yaklaşık 200
milyon Türk lirası ilave vergi yükü getirecektir. Bu rakam, çiftçiye
ödenen mazot desteğinin neredeyse yarısını
bulmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
çiftçilerimizin sorunlarını bilmekte ve bu konuda da çözüm
yolları sunmaktadır. 2011 yılı Seçim Beyannamesinde
açıkladığımız üzere, Milliyetçi Hareket Partisi
iktidarında çiftçilerimize yönelik yapılacak bazı düzenlemeleri
sizlerle paylaşmak istiyorum:
Tarımsal destekler kademeli olarak gayrisafi yurt içi
hasılanın yüzde 1,5i düzeyine çıkarılacaktır. Hâlen
binde 5 olan toplam destek miktarı ilk etapta 2 kat artırılarak
yüzde 1e çıkarılacak ve çiftçilerimize yaklaşık 12,5
milyar lira tarımsal destek yapılacaktır.
Besi hayvancılığının desteklenmesi
amacıyla bütçeden yapılan destek ödemeleri yüzde 50 oranında
artırılacaktır. Hayvancılık desteği bugünkü 1
milyar 250 milyon lira düzeyinden 2 milyar liraya yükseltilecektir.
Et ve Balık Kurumu et piyasasını düzenleyecek etkin
bir müdahale kurumu olarak yeniden yapılandırılacaktır.
Et ve sütte garanti fiyat uygulamasına geçilecektir.
Tarımsal ihracata sağlanan destekler
artırılacak, özellikle arz fazlası ürünlere ihracat ve pazarlama
desteği sağlanacaktır.
Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diliyor, saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 04.12
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
(Yayımlanmasına Karar
Verilen Sekizinci ve Dokuzuncu Oturumlara Ait Tutanak Dergisi)
58inci
Birleşim
3 Şubat 2011 Perşembe
(Kapalı Oturumlar)
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.-
SEKİZİNCİ VE DOKUZUNCU OTURUMLAR TUTANAK ÖZETİ
II.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ve arkadaşlarının, 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 85inci maddesinin
görüşmelerinin İç Tüzükün 70inci maddesine göre kapalı
oturumda yapılmasına ilişkin önergesi
III.-
USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Kapalı
oturuma geçilmesi talebine ilişkin önergenin görüşmeleri
sırasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşeke söz istemesine
rağmen vermediği iddiasıyla Oturum Başkanının
tutumu hakkında
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin;
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin;
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Adıyaman Milletvekili
Şevket Kösenin; Bursa Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu Milletvekili
Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2,
2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261,
2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460,
2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682,
2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769,
2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810,
2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Yayımlanmasına
Karar Verilen Sekizinci ve Dokuzuncu Oturumlara Ait Tutanak Özeti)
I.- TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAPALI OTURUM TUTANAK ÖZETİ
58inci Birleşim
3 Şubat 2011 Perşembe
Sekizinci ve Dokuzuncu Oturum (Kapalıdır)
Kapalı
Oturuma saat 01.57de başlandı.
Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının (1/971,
2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259,
2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444,
2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681,
2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760,
2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809,
2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)görüşmeleri
sırasında; Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve
arkadaşlarının, İç Tüzükün 70inci maddesine göre
tasarının 85inci maddesinin görüşmelerinin kapalı oturumda
yapılmasını talep eden önergesi üzerine kapalı oturuma
geçildi.
Önerge
sahiplerinden Yalova Milletvekili Muharrem İnce, kapalı oturum
istemlerinin gerekçesini açıkladı.
85inci maddenin
görüşmelerinin kapalı oturumda yapılmasına dair önerge
kabul edildi.
Kapalı
oturuma geçilmesi talebine ilişkin önergenin görüşmeleri
sırasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşeke söz istemesine
rağmen vermediği iddiasıyla Oturum Başkanının
tutumuna ilişkin usul tartışması yapıldı.
Başkan, hüsnüniyetin esas oludğunu, art niyet hususunu kabul
etmediğini, Bakanın da kimsenin korumasına ihtiyacı
olmadığını ifade etti.
85inci maddeyle ilgili
verilen önergeler, üzerlerinde yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
85inci madde
kabul edildi.
Kapalı
oturum konusu tamamlandığından, açık oturuma geçilmek
üzere, kapalı oturuma saat 02.59da son verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkanvekili
Yusuf
COŞKUN Fatih
METİN
Bingöl Bolu
Kâtip Üye Kâtip
Üye
ON
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 04.15
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 58inci Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Bu saatten sonra da komisyonun olmayacağı ve
grupların mutabakatı dikkate alınarak, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 4 Şubat 2011 Cuma günü saat
14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Hayırlı geceler diliyorum.
Kapanma Saati: 04.16
SEKİZİNCİ
OTURUM
(Kapalı Oturum)
Açılma Saati: 01.57
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 58inci Birleşiminin kapalı olarak yapılacak
Sekizinci Oturumunu açıyorum.
Kapalı oturumun gerekçesini izah etmek üzere Sayın
Muharrem İnce.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
II.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ve arkadaşlarının, 606 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 85inci maddesinin görüşmelerinin
İç Tüzükün 70inci maddesine göre kapalı oturumda
yapılmasına ilişkin önergesi
MUHARREM İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Ne güzel! Sayın Maliye Bakanı da buradaymış.
Şimdi, Sayın Bakan, kameralar yok, gazeteciler yok,
vergi mahremiyeti yok, gizlilik yok; burada biz bizeyiz, dostça, dostça. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Şimdi, Sayın Bakan, bu kürsüye lütfen geliniz. Bu 500
milyon dolarlık İngiliz viski şirketi kimdir? Türkiye
Cumhuriyetinin milletvekilleri olarak, bu ülkeyi yöneten insanlar olarak,
karar veren insanlar olarak
Burada konuşulanlar zaten burada kalacak on
yıl. Meclisin aksi bir kararı olmadığı sürece, on
yıl süreyle bu tutanaklar açıklanamaz. Sayın Bakan, on yıl
sonra belki siz Bakan değilsiniz, belki ben milletvekili değilim,
belki bu dünyada değiliz. Şu Meclisin tutanaklarına bir geçsin.
Eğer siz gerçekten vergi mahremiyetine inanıp da az önce, televizyonlar
çalışırken, millet bizi izlerken Vergi mahremiyeti var,
açıklayamam. samimiyetinizi şimdi göreceğim. Samimi iseniz
şimdi söylersiniz. Bu bir.
İkincisi: Sayın milletvekilleri, bize başka bir
şans bırakmıyorsunuz. Biz de toplumda bir duyarlılık
oluşturmak istiyoruz. İnsanlar şunu diyecek şimdi: Ne
oldu, kapalı oturum oldu? Merak edecekler, bunu topluma
anlatacağız.
Bakınız, ben, Sayın Canikliye şunu söyledim
Bakın, değerli arkadaşlarım, farkındaysanız,
bütün sözcüklerimi tarta tarta kullanıyorum, kimseyi incitmek falan
istemiyorum. İç Tüzükün bize verdiği muhalefet hakkını
kullanıyoruz, görevimizi yapıyoruz, dayatıyoruz, diretiyoruz,
kimseye hakaret etmiyoruz. Şimdi, bakınız, ben Sayın
Canikliye dedim ki: Sayın Grup Başkan Vekili, bu çalışma
koşulları doğru değil. Bak, şu ana kadar kaç madde
geçirdiniz? On sekiz madde, şu ana kadar on sekiz madde. Dedim ki: Bak, bu
insanları böyle ILO şartlarına aykırı bir
şekilde, ne olduğunu bilmeden, uykusuz, aç susuz, gece
yarısı böyle çalıştırmayalım. Pazar gününü
pazartesiye alalım. Tamam. dedi. Pazar gününü pazartesiye aldık,
Sayın Vural da kabul etti. Şimdi kaldı cumartesi günü. Dedik ki,
iki grup başkan vekili olarak, muhalefet grup başkan vekilleri olarak
dedik ki: Bak, bu cumartesi gününü kaldır. Peki dedi, Ne yapalım
karşılığında? Bak, şu ana kadar gecenin saat
kaçı oldu?
ALİ İHSAN MERDANOĞLU (Diyarbakır) İki.
MUHARREM İNCE (Devamla) İki. Gecenin ikisine kadar on
sekiz madde geçmiş. Bak, biz sana cuma günü otuz madde garantisi
veriyoruz, cuma günü otuz madde geçecek. Yoklama istemeyeceğiz, karar
yeter sayısı istemeyeceğiz. Cuma günü dedik
CEMAL KAYA (Ağrı) KDVsi yok mu?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bir dakika, Cemal anlamazsın
sen bu işlerden. Cemal bir dakika, gözünü seveyim. Bir dakika Cemal. Bir
dakika dur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
CEMAL KAYA (Ağrı) KDVsi yok mu dedim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bu pazarlıkta sen yoktun ki.
Bu pazarlıkta sen yoktun. Dedim ki bak, Sayın Canikli, cuma günü
-Sayın Vural da aynı şeyi söyledi. Sizin adınıza da
konuşuyorum ama yanlış olmasın- 30 madde geçirelim.
Artı, cuma günü danışma kurulu, grup önerisi getirmeyelim, üç
saat sürüyor onlar. Pazartesi günü de getirmeyelim, üç saat de o sürüyor,
altı saat buradan kazanç. Cuma günü 30 madde garantisi.
İstemeyeceğiz karar yeter sayısı. 30 madde geçtiği
anda, patır patır geçiririz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben ne dedim?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Cumartesi, pazar da insanlar tatil
yapsın. Yok olmaz! Dayatacağım. Bak, dedik ki arkadaş,
burası dayatma yeri değil, burası sorun çözme yeri, gel bak
sorunu çözelim, insanları burada cumartesi, pazar dikmeyelim. Cuma günü 30
maddeyi geçirelim, cumartesi, pazar insanlar tatilini yapsın.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) Biz kabul etmiyoruz,
çalışacağız.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bak, ufak çocuğu olanlar var,
şimdi sömestre tatili. Yok olmaz! İyi, peki, o zaman sonuna kadar
devam dedik. Yarın hazır olun. Yarın bütün maddelerde
kapalı oturum isteyeceğiz.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) Hayırlı olsun.
ALİ KOYUNCU (Bursa) Komple olsun.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Hepsinde isteyeceğiz. Bu
doğru değil. Dayatmayı yapan
Bak, Ali, pratik düşünürsen şöyle olur: Ben kapalı
oturum istersem olur, sen istersen olmaz. O zaman çıkarım basın
toplantısına milletten gizli ne yapıyorsunuz derim. Bak, o
pratiğini düşün. Yani, senin kapalı oturum isteme
şansın yok, yok. Siyasetin
ALİ KOYUNCU (Bursa) Ama biz de yoklamaları
alacağız, 5 dakikada verdiğiniz yoklamaları
göstereceğiz sahada.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bak, süt işlerinden para
kazanmakla burada siyasetten mantık yürütmek aynı şey
değil.
Şimdi, bakın değerli arkadaşlarım, bir
şey daha söyleyeceğim size, bir şey daha. Bakın, çok önemli
bir şey söyleyeceğim. İnanın, sayın milletvekilleri,
bu gece söylediğim en önemli şeyi söyleyeceğim size, en
önemlisini, vicdanınıza bırakacağım. Ben
anlatayım, vicdanınıza bırakacağım.
Şimdi bakın, bir Keçiörende, Çankayada,
Yenimahallede, Yalovada, Samsunda bir küçük meyhane düşünün, bir küçük
meyhane, bir de İngiliz viski şirketini düşünün, KOSGEB
kredilerinden içkili lokantalar, kahvehaneler yararlanamaz, bakabilirsiniz.
MURAT YILDIRIM (Çorum) Yararlanmasın, ne var bunda?
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben bir şey demiyorum ama
İngiliz viski şirketini yararlandırıyorsun. Sana bunu
söylüyorum işte. Gariban bir kahvehaneciye, gariban, küçücük bir birahane
açmış adama, bu milletin çocuğu
Ben, o mesleği savunan
birisi değilim, ben aç kalsam öyle bir meslek yapamam, aç
kalırım, öyle bir mesleği ben yapamam. Ama bakın, sizin
vicdanınıza sesleniyorum. KOSGEB kredilerinden kahvehaneler
yararlanamaz, içkili lokantalar yararlanamaz, birahaneler yararlanamaz.
Bakın, kendiniz okuyun, bunu kendiniz çıkardınız siz. Yani
sizin derdiniz
O gariban, içki satan birahaneciye mi gücünüz yetiyor sizin?
İngiliz viski şirketine gücünüz yetmiyor da o gariban kahveciye mi
gücünüz yetiyor sizin? Ben sizi vicdanınıza bırakıyorum,
karar
YAŞAR KARAYEL (Kayseri) Ne öneriyorsun?
MUHARREM İNCE (Devamla) Bakın, şunu öneriyorum:
Güç karşısında susmamak lazımdır. Bu güç ister küresel
güç olsun, bu güç ister Amerika olsun, bu güç ister genel başkan olsun, bu
güç ister İngiliz viski şirketi olsun, bu güç isterse dünyanın en
güçlü ordusu olsun, güç karşısında susmamak gerekir, direnmek
gerekir. Ben bunu tribünlere oynamak için yapmıyorum, kameralar yok
burada, inanın ki sizin içinizde bana çok hak veren insanlar olduğunu
biliyorum, ben bunu biliyorum, ben bunu görüyorum. Bu yaptığınız
doğru değildir ve şunu talep ediyorum: Yeterince gerildi,
Sayın Grup Başkan Vekili, Sayın Bozdağ, bence bu maddeden
sonra bu geceyi kapatın lütfen, bence kapatın, takdir sizin. Ama ben
sizi şöyle hatırlayacağım: Gariban kahveciye, gariban
birahaneciye, o bir tane kenar mahalledeki kıytırık bir
meyhaneciye gücü yetip, ona KOSGEB kredisini vermeyip, Ya sen zaten içkili yer
işletiyorsun, sen zaten günaha giriyorsun, sen zaten insanları
zehirliyorsun. deyip, Müslümanlık taslayıp, sonra da İngiliz viski
şirketlerine 500 milyon doların faizi, şusu busu, yardım
eden, kıyak yapan insanlar olarak hatırlamak istemiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, kapalı oturum
önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Sayın Canikli, bir dakika
Sayın Canikli
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
Sayın Bakan bilgi verecek herhâlde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan
BAŞKAN Efendim?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Bakan bilgi verecek.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Bakan el
kaldırıyor, söz istedi.
ALİM IŞIK (Kütahya) Milletvekillerinin bu konuda
bilgilendirilmesi lazım. Sayın Bakan konuşsun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, Sayın Bakan
söz istiyor.
MUHARREM İNCE (Yalova) El kaldırıyor.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Bakanı dinlememiz lazım.
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. Tamam.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Oturum kapalı. Ayıp ya!
BAŞKAN Sayın Günal, niye heyecanlanıyorsun? Ne
var yahu? Ne var, ne bağırıyorsun kardeşim? Ne var, ne
heyecanlanıyorsun? Bir şey yok ki. Lütfen ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Bakan el kaldırıyor,
niye söz vermiyorsunuz? Ayıp oluyor Sayın Başkan ya!
BAŞKAN Bir şey yok Sayın Günal, lütfen ya! (AK
PARTİ sıralarından Şov yapma! sesleri)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kameralar yok, şov yapacak bir
şey yok. İki defadır Sayın Bakan el kaldırıyor,
siz inisiyatif kullanıyorsunuz. Böyle bir şey olur mu?
BAŞKAN Neye el kaldırıyor Sayın Bakan ya?
MEHMET GÜNAL (Antalya) El kaldırıp söz istiyor. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Nerede söz istiyor Sayın Bakan?
MEHMET GÜNAL (Antalya) İki defa oldu. Demin de
yaptınız, ayıp!
BAŞKAN Sayın Günal, sakin olun lütfen. Sakin olun
lütfen.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ayıp! Ayıp! Sayın Bakan
söz istediği için söz vermek durumundasınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, tutumunuz
hakkında söz istiyorum.
BAŞKAN Hangi tutumum hakkında Sayın Vural?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sizin şu tutumunuz hakkında.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Bakan söz istedi.
BAŞKAN Evet.
OKTAY VURAL (İzmir) Söz hakkını engelliyorsunuz.
MEHMET GÜNAL (Antalya) İki defa oldu, iki.
OKTAY VURAL (İzmir) Dolayısıyla, Bakan söz
istediği zaman söz vermek durumundasınız.
BAŞKAN Yani Sayın Bakanın hakkında siz mi
söz istiyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Ben bilgi edinmek için istiyorum.
BAŞKAN Öyle mi?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Biz bu toplantıyı niye
yapıyoruz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan niye gocundunuz? Kimse yok, biz bize
konuşuyoruz!
BAŞKAN Sayın
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, biraz
önce Sayın Bakan Vergi sırrı var. dedi.
BAŞKAN Sayın Özyürek
Sayın Özyürek
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Ama şimdi kapalı
oturumda vergi sırrı söz konusu olmaz. Sayın Bakan da Bilgi
vermek istiyorum. diyor. Niye izin vermiyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Özyürek, efendim, bakınız, bir
insan sadece kendisi konuşup kimseyi dinlemezse bir şey anlamaz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Ne demek o?
BAŞKAN - Şimdi ben kapalı oturumun
kararını aldım, bundan sonra Sayın Bakanın talebi
olunca benim Sayın Bakanın talebini yerine getirmeyeceğimi
nereden biliyorsunuz sizler?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Olur mu
BAŞKAN - Hayır, nereden biliyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) İki oldu, iki.
BAŞKAN - Ya, Sayın Günal, lütfen oturun ya, istirham
ediyorum ya! Bağırarak bir konuyu halledemezsin, lütfen oturun ya!
MEHMET GÜNAL (Antalya) Demin de yaptınız.
BAŞKAN Neyi yaptım demin?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Aynısını
yaptınız. Sayın Bakan burada el kaldırdı.
BAŞKAN Sayın Bakana söz vermedim mi ben burada?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Tekrar istedi, vermediniz.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Bakana söz vermedim mi ben
burada?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Aha burada arkadaşlarımız,
hepsi gördü. Şimdi de vermiyorsunuz. Sorun
BAŞKAN Sayın Bakana söz vermedim mi burada?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Usul tartışması istiyorum.
BAŞKAN Evet, buyurun, üç dakika söz veriyorum tutumum
hakkında.
OKTAY VURAL (İzmir) Aleyhinde.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Vural.
Usul tartışması, evet, tutumumun aleyhinde üç
dakika söz veriyorum.
Buyurun.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) Sayın
Başkanım, aleyhinde söz istiyorum.
BAŞKAN Tamam, tutumumun aleyhinde bir de siz istiyorsunuz.
Evet, Hüsrev Bey istedi.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Lehinde istiyorum ben de.
BAŞKAN Sen de lehinde iste, tamam; siz de lehinde isteyin,
tamam.
Buyurun Sayın Vural.
Üç dakika süre veriyorum.
Buyurun efendim, tutumum aleyhinde.
III.- USUL HAKKINDA
GÖRÜŞMELER
1.- Kapalı oturuma geçilmesi
talebine ilişkin önergenin görüşmeleri sırasında Maliye
Bakanı Mehmet Şimşeke söz istemesine rağmen vermediği
iddiasıyla Oturum Başkanının tutumu hakkında
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, burada elbette tartışmalar
olacak. Yani şey sahibi olan önerge sahibi fikirlerini, düşüncelerini
söyledi. Bu konuyla ilgili bir gizli oturum istenmesi durumunda
milletvekillerinin elbette bilgilendirilmesi gerekiyor.
Sizin Meclis Başkanı olarak burada -Sayın
Bakanın belki bu konuda söyleyeceği bir şey var, belki
açıklayacağı bir husus vardır- hemen oylamaya geçerek,
acele yasama yapma gayretiniz, doğrusu anlaşılır gibi
değil. Yani siz zamanla mı yarışıyorsunuz? Sayın
Bakan orada el kaldırdığı zaman, lütfedin, Bakana söz
verin. Ne olacak iki dakika verseniz? Belki bir şey söyleyecek. Bu
milletvekillerinin bilgilenmesi neden engelleniyor acaba? Belki Sayın
Bakanı töhmet altında bırakan iddialar vardır, cevap
verecektir. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ama bu konuda
sizin özellikle hızlandırılmış bir yargı gibi,
hızlandırılmış bir yasama yapma, zamana
karşı, açıkçası bir Meclis
Başkanlığını deruhte etmeniz doğrusu
anlaşılır gibi değil. Burada Üç dakika süre veriyorum.
Yani üç dakika değil, beş dakika verseniz ne olacak? Birisi size
hesap mı soruyor? Üç dakika veriyorum. Azarlıyor musunuz yani?
Böyle bir şey olabilir mi canım? Üç dakika veriyorum, hadi,
konuşursanız konuşun. diyerek böyle saygısızlık
yapmaya
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
Sayın Vural
OKTAY VURAL (Devamla) -
milletvekillerine
saygısızlık yapmaya hakkınız yok. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Ben kimseye saygısızlık
yapmıyorum, siz de saygısızlık yapmayın.
OKTAY VURAL (Devamla) Dolayısıyla, öyle Üç dakika
veriyorum falan gibi alelusul ifadelerle, bu kürsüye çıkan
milletvekillerinin bu hakkını küçük göremezsiniz. O bakımdan,
burada kapalı oturum önergesi konuşulmuştur. Sayın
Bakanın talebi vardır. Bu konuda milletvekilleri karar vereceği
zaman, belki, Sayın Bakanın açıklaması, bu kararın,
açıkçası, oylanmasında etkili olabilir. Sizin, özellikle
yarışırcasına, hızlandırılan bir yöntemle
hızlı bir yasama konusunda gösterdiğiniz bu acelecilik iyi bir
şey değil, iyi bir şey değil. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Onun için, bu tutumunuz doğru bir tutum
değildir. Bir de kürsüden siz, sürekli olarak karşıdakilere
-muhataplarına- sürekli olarak cevaplar yetiştiriyorsunuz. Siz o
mevkide değilsiniz. Siz milletvekillerinin taleplerine
karşılık Sayın Bakanın yerine geçip onun adına
cevap ya da soru sorma hakkına haiz değilsiniz. O bakımdan, bu
tutumunuzun doğru olmadığını düşünüyorum.
Ben de, KDVsi olsun, on iki saniyeyi de size iade ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Çok teşekkür ederim, çok naziksiniz.
Sayın Vural, burada zaman zaman bir kısım hatiplerin
konuşmaları noktasında falan bir müdahalede
bulunmadığımız zaman ayağa kalkıp Sayın
Başkan, ne yapıyorsunuz, seslenmiyorsunuz? diyen
arkadaşları tanıyor musunuz Genel Kurulda? (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Burada bu kürsünün hakkını
her zaman koruduk ve her zaman gerektiği şekilde verdik.
OKTAY VURAL (İzmir) Biz bu milletin millî ve manevi
değerlerine hakaret edenlerden değiliz. O zaman müdahale edeceksiniz
BAŞKAN Her zaman nazik olduk, şey olduk.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerektiği zaman müdahil
olacaksınız.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Kürsüden PKKnın
propagandasını yapanlara izin veriyorsunuz.
BAŞKAN Her zaman görevimizi yaptık, bundan sonra da
yapacağız.
Buyurun Sayın Günal.
Lehimde konuşacaksınız galiba.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Evet.
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben Sayın Başkana teşekkür
ediyorum tutumundan dolayı, çok güzel bir tutum sergiliyor. Sayın
Bakanın adına, Sayın Başbakanın yaptığı
gibi, burada fırçaladığı gibi Sen otur, konuşma. Bu
konuyu konuşursan cıngar çıkacak, biz bunu bir an önce
çıkaralım. diyor. İki defa oldu Sayın Başkanım.
Demin yaptınız, kameralar var diye seslenmedik. Sayın
Bakanın eli böyle kaldı, beş dakika boyunca el kaldırdı,
ikinci defa söz istedi. Dolayısıyla siz görevinizi
Şeref Bey, müsaade ederseniz, Sayın Başkanın
tutumu üzerine konuşuyorum, müsaade eder misiniz? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Bir dakika susun be! Sus! Oturun yerinize! Burada
Başkanın tutumunu konuşuyoruz, sizi ilgilendirmiyor.
Başkanın tutumunu konuşuyoruz, bir dakika.
Siz burada iki defa
Demin dediniz ki: Ne zaman yaptım? Az
önce Sayın İncenin konuşmasından sonra Sayın Bakan
elini kaldırdı. Siz kafanızı eğdiniz ve böyle
konuşmaya devam ettiniz. Şimdi yine aynısını
yaptınız. Göre göre görmezden geliyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Günal, suizan etmeyiniz. Suizan insana
yakışmaz. Hüsnüzan esastır.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Suizan değil, suizan falan yok.
BAŞKAN Suizan yakışmaz.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Bakın, Sayın
Başkanım, lütfen, burada önemli bir konu görüşülüyor. Sayın
Bakana bilgi verdirmeyeceksiniz belki yine. Ben söyleyeyim size. Kapalı
oturum
27 Haziran 2006daki mektubu Sayın Başbakan kabul etti.
Sonucuna bakın. dedi. Sayın Blair bana mektup yazdı, evet.
dedi. Bu firmalarla ilgili ricada bulundu, evet. dedi. Mektubun sonunda -o
mektubun hepsi yayınlandı, sizin Genel Başkanınız da
kabul etti- diyor ki: Bu firmalar Türkiyeden çıkabilir, siz bunu
çözmezseniz. Kim? Diego ve Maxxium, Pernod Ricard firmaları, Johnnie Walkerın
Kapalı oturum, söylüyorum, bir şey demiyorum. Belki şimdi
Sayın Bakana söz verilmez, bu tutum devam eder diye söylüyorum.
Şimdi, bakın, demin de Sayın Başkan arada
geçtiği için söyleyememiştim. Yine burada muhalefet şerhimizde
aynı madde var. Yeri geldiği zaman yine konuşacağız.
Ama demin size söyledim Sayın Başkanım. Şimdi kapalı
oturum var, oradaki arkadaşlarımız da yok. Böyle bir konu
konuşulurken siz uyarmayıp da ne zaman uyaracaksınız?
Bize şimdi kızıyorsunuz. Bana diyorsunuz ki:
"Suizan." Nesi suizan? Üç defa, dört defa söyledik. Yani lütfen...
Burada siz o konuda inisiyatif kullanma hakkına sahip değilsiniz. Söz
varsa, isteniyorsa, sizin kullanacağınız yer... Orada bizim bir
itirazımız varsa ve kendimiz İç Tüzük'e göre söz istiyorsak, sizin
nerede yetkili olduğunuz belli, zamanı tayin etme yetkiniz belli.
Onun dışında, eğer İç Tüzük'e uygun olarak talep
edilirse söz vermemiz lazım. Kafamızı önüne eğdiğimiz
zaman, devam edip açıkladığımız zaman, komisyonda da
aynı tartışmaları yaşıyoruz.
Onun için ben size Bakanı koruduğunuz için teşekkür
ediyorum. İyi bir tutum sergilediniz, yakışanı
yaptınız.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET SAİT DİLEK (Isparta) - Hadi güle güle! Hadi güle
güle, hadi!
BAŞKAN - Sayın Hüsrev Kutlu, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Adıyaman) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Sayın Meclis Başkan Vekilimizin
tutumunun aleyhinde söz aldım. Hile yapmayacağım, aleyhinde
konuşacağım, bundan yana endişeniz olmasın.
Kıymetli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi, bu
Mecliste düzeni sağlamak, İç Tüzük'ü uygulamak Sayın Meclis
Başkan Vekilimizin görevidir ama ben bu görevin tam olarak
yapılmadığını müşahede ediyorum.
Hiçbir milletvekilinin burada, Genel Kuruldaki milletvekillerini
aşağılayıcı tarzda "Falan, sen bilmezsin! Falan,
bu şuna benzemez! Falan, buna benzemez! Sen otur yerine!" gibi
aşağılayıcı ifadeler kullanması hoş bir
hareket değildir.
AHMET ERSİN (İzmir) - Başbakan Meclis
Başkanına söyledi aynı sözleri.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Bir sayın
milletvekilimizin, yerinden kalkıp, el kol hareketleriyle
Başkanı azarlama yetkisi yoktur arkadaşlar bu Mecliste. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
AHMET ERSİN (İzmir) - Başbakan Meclis
Başkanını azarladı.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Milletvekili kalkıyor
"Şunu niye yapmadınız?" diye söylüyor. Sayın
Başkan, bu milletvekiline bu kadar geniş müsamahalı
davranmamanız lazım. Ben bu kanaatteyim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Ne yapacak?
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Ne yapacağını
İç Tüzük göstermiş arkadaşlar.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hüsrev dövsün mü?
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Gerekirse disiplin cezası
verir ve biz Sayın Bakanımızın
MEHMET GÜNAL (Antalya) Hüsrevi göreve çağır. Hüsrev
dövsün o zaman.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Arkadaşlar, bakanlar
birbirlerinin yerine vekâleten oy kullanabilirler ama hiçbir sayın
milletvekili bir bakanın vekili değildir. Bakan olmuş, belli bir
seviyeye gelmiş bir kimse orada söz isteyecekse söz nasıl isteyeceğini,
söz hakkı verilmezse bunu nasıl alacağını bilir.
Sayın Bakanımız da bunu çok iyi bilen birisidir. Onu bahane edip
Sayın Bakanın elini -oy kullanmak için mi kaldırdı,
başka bir şey için mi kaldırdı, ne olduğunu
bilemiyorum- kaldırdı diye oradan birilerinin kalkıp Sayın
Başkanı çok sert bir biçimde, haddini aşan bir biçimde
eleştirmesi İç Tüzüke uygun değildir arkadaşlar.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Bakana soralım
bakalım, elini niye kaldırmış?
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Ve bir ifade
kullanıldı. Bu ifadeyi kullanan milletvekilinden çıkıp özür
dilemesini bekliyorum. Nedir bu ifade: Sayın Başkan, Bakan söz
istiyor, siz onun üzerinde değilsiniz. Başkan, Bakanın da,
milletvekillerinin de bireysel olarak hepsinin üzerindedir, bu Meclisi idare
eden kişidir. (Gürültüler)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Değil, üzerinde değil. Yönetim
olarak üzerindedir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Keyfî yönetim yok.
FEHMİ HÜSREV KUTLU (Devamla) - Siz sesinizi yükselterek,
sesinizi yükselterek 550 milletvekilinin üzerinde kendinizi zannediyorsunuz. Bu
Mecliste herkes haddini bilmeli, herkes kurallara uymalıdır. (CHP ve
MHP sıralarından gürültüler)
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Böyle bir şey var mı?
BAŞKAN Buyurun Sayın Özyürek.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) O kürsü yumruklanamaz. (Gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Vuramazsın! Meclis İdare
Amiri olacaksın. Böyle bir şey var mı?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ondan sonra bize burada ders
veriyorsunuz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, niye müsaade
ediyorsunuz?
BAŞKAN - Sakin olalım lütfen arkadaşlar.
MUHARREM İNCE (Yalova) Hüsrev Beyin liste korkusu var
galiba.
BAŞKAN Buyurun.
Sayın Özyüreki dinleyelim arkadaşlar.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri, değerli arkadaşlarım;
tabii gecenin bu saatinde sükûnetin ve sağduyunun geniş ölçüde
kaybolduğuna tanık oluyoruz. Sayın Başkan Meclis
Başkan Vekilliği görevini en iyi yürüten
arkadaşlarımızdan biridir ama tabii gecenin bu saatinde
bazı yanlışları kendisi de yapıyor, yapabilir.
Şimdi, bizim, tabii, siz, her şeyi muhalefetin engelleme
anlayışına bağladığınız için bizim
kapalı oturum talebimizi ve amacını doğru
değerlendiremediniz. Biz istedik ki bu viski firması
İşte,
geneldi, Cumhuriyet Halk Partisi
muhalefet şerhi verdiydi, vermediydi, ona tekrar dönmek istemiyorum ama
insaf ile değerlendirmenizi rica ediyorum. Bu noktada çok ciddi soru
işaretleri oluşmuştur. Sayın Bakanın
açıklamalarından değerlendirebildiğimiz kadarıyla bu
ihtilafın büyük bölümü nihai olarak tashihi karar aşamasını
da geçerek çözümlenmiş, küçük bir bölümünde tashihi karar
aşamasında olduğu için henüz sonuçlanmamış denilebilir
ama tashihi karar aşamasını da geçen bölümleriyle ilgili niçin
şu ana kadar tahsilat yapılmamış ve bu yasa
beklenmiştir?
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bu, Başkanın tutumu
hakkında mı?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Şimdi Efendim, teminat verir,
bekler. Öyle bir şey yok. Tashihi karar aşamasından geçtikten
sonra Benim teminatım var. diye ben ilanihaye borcumu ödemeyecek miyim
değerli arkadaşlarım?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teminat paraya
çevrilir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Bizim de mesleğimiz bu. Bizim de
mesleğimiz bu. Sayın Canikli kadar bilmiyorsak da biz de
yıllarca bu işlerle meşgul olduk, bu ihtilafın özünü
biliyoruz.
Şimdi sonuca gelelim. Sayın Başkan, burada, biz,
vergi sırrının arkasına saklanmadan bu işin özünü
öğrenmek istiyoruz ve Sayın Bakan da bizim görebildiğimiz
kadarıyla -yanlış görmüş olabiliriz, siz farklı
değerlendirdiniz- bu konuda söz istedi.
MEHMET DOMAÇ (Kütahya) Hep yanlış görüyorsunuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Biz öyle algıladık ve vergi
sırrı meselesi de olmadığına göre bu soru
işaretlerini giderecek bir bilgi vermesini sağlamanızı
sizden istirham ediyoruz. Bu sizin göreviniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Bir de Başkan bir öneride
bulunmak istiyorum. Bu kadar uzun süre Sayın Başkan burayı
yönetmeyiniz, başka arkadaşlarımız yapsın. Sizin de
sabrınız zaman zaman tükeniyor, sizin de enerjiniz tükeniyor. Bu
saatte hepimizin enerjisi tükeniyor
İSMAİL BİLEN (Manisa) Biz devam edeceğiz!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Gecenin bu saatinde bana müdahalede
bulunmanız doğru değil. Vicdanınıza sorun. Böyle bir
şey olabilir mi? (Gürültüler)
BAŞKAN Buyurun
Lütfen
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Bana laf yarışına
(Gürültüler)
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Bunlar doğru şeyler
değil.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından karşılıklı atışmalar)
BAŞKAN Sayın Özyürek, teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, saygıdeğer arkadaşlar
VAHAP SEÇER (Mersin) Kesin! (Gürültüler, AK PARTİ ve CHP
arka sıralarında toplanmalar)
BAŞKAN Vahap Bey
Sayın Seçer
Lütfen
VAHAP SEÇER (Mersin) Adam nezaketle anlatıyor, nezaketle
dinle!
BAŞKAN Sayın Seçer, lütfen! (Gürültüler)
MEHMET NİL HIDIR (Muğla) Utanmaz sensin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Arkadaşlar, lütfen!
(Gürültüler)
Vahap Bey! Vahap Bey, lütfen!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan!
MEHMET GÜNAL (Antalya)- Sayın Başkan, kapatın!
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Başkan, ara verin!
BAŞKAN Kapalı oturum
Kapalı oturum
Sayın Çelik, lütfen oturun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, bir on
dakika ara verin!
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
arkadaşlarımızı teskin edelim.
Arkadaşlar, kapalı oturumdayız, lütfen
arkadaşlarımızı sakinleştirelim. (AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri, lütfen oturun arkadaşlar.
Sayın Aydoğan... Arkadaşlar, lütfen oturalım.
Arkadaşlar, lütfen...
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, on
dakika ara verin.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bir beş
dakika ara vermiyorsunuz. Neden sakinleştirmeye
çalışmıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Vural, ben sakinleştirmeye
çalışıyorum. Bakın, lütfen...
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, beş
dakika ara verin.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, beş dakika
ara verseniz...
BAŞKAN Kapalı oturuma geçtik Sayın Vural.
Lütfen...
OKTAY VURAL (İzmir) - Ne olur? Kapalı kalsın.
BAŞKAN Kapalı oturumu kabul ettiniz. Lütfen... Siz
kabul ettiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) Ara verebilirsiniz.
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen, bakınız, usulü,
tüzüğü bilerek konuşunuz.
Arkadaşlar, saygıdeğer arkadaşlarım,
bakınız, şunu izah ediyorum.
Sayın Günal...
MEHMET GÜNAL (Antalya) Ben daha bir şey söylemedim. Ayakta
duruyorum sadece. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Ben sana bir şey söylemedim. (Gürültüler)
Arkadaşlar... Arkadaşlar, lütfen... Arkadaşlar...
Sayın milletvekilleri, bakınız...
Sayın Günal, bakınız, biz bir törenin, bir
geleneğin insanlarıyız ve hüsnüniyet esastır. Bütün
samimiyetimle söylüyorum. Sayın Bakanın, hiç kimsenin korumasına
ihtiyacı yoktur, medeni bir kimliği vardır, kendi
hakkını, hukukunu korur. Bakınız, burada ben Sayın
Bakanı görerek...
Sayın Aydoğan, oturur musunuz efendim. Oturur musunuz.
ZEYİD ASLAN (Tokat) El hareketi yapma lan! (AK PARTİ
ve CHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, ayağa
kalkın, uyarın, 68e göre işlem yapın.
BAŞKAN Ya yapmayın arkadaşlar ya! Yapmayın
ya! (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.30
DOKUZUNCU OTURUM
(Kapalı Oturum)
Açılma Saati: 02.38
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 58inci Birleşiminin kapalı olarak yapılacak
Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
IV.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün; Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağının;
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın; Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve
29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25
Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin;
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut
ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin
Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Kapalı oturumda görüşülmesini kabul ettiğimiz
85inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa
Kalaycı E.
Haluk Ayhan
Manisa Konya Denizli
Mehmet Günal Oktay Vural Ertuğrul
Kumcuoğlu
Antalya İzmir Aydın
Madde 85 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki levhayı
merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş
sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde
asmak zorundadırlar. ibaresi, levhayı almak ve istenildiğinde
alışverişe taraf olanlara göstermek zorundadırlar.
şeklinde değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 85 inci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk Mustafa
Özyürek Enis
Tütüncü
İzmir İstanbul Tekirdağ
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin
Ünsal R. Kerim
Özkan
Malatya Amasya Burdur
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Sayın Başkan, müsaade ederseniz
BAŞKAN Buyurun.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu konu ilk gündeme
getirildiğinde ben dışarı çıktım ve gümrükten
sorumlu Bakanımızı aradım, ulaşamadım. Sonra
Gümrük Müsteşarıyla saat 12de görüştüm. Gümrük
Müsteşarımız buraya bir daire başkanını
görevlendirdiğini söyledi. Nispeten yeni bir arkadaş ve dolayısıyla
bu konuyla ilgili olarak şu an itibarıyla çok detaylı bilgim
yok.
Benim bildiğim, bu gelen Daire Başkanından -şu
anda da dışarıda Arkadaşımız- bize verilen bilgi
şu: MHPli Milletvekili Arkadaşımızın
açıkladığı gibi üç tane firma, doğrudur,
incelenmiş. Tamamen gümrükle ilgili bir konu, orada transfer
fiyatlamasına ilişkin bir inceleme. Bu incelemeler
tamamlandıktan sonra bu iş yargıya götürülmüş. Şu anda
bir kısmı sonuçlanmış, bir kısmı ise hâlâ -daha
önce de söylediğim gibi- karar düzeltme aşamasında. Sonuçlanan
kısımla ilgili icra takibi başlatılmış. Bana bu
Daire Başkanımızın söylediği şey bu ama işin
özüne de girdiğiniz zaman burada hiçbir şekilde anaparadan
vazgeçmiyoruz, bunu biliyorsunuz. Anaparayı kuruşuyla, her
şeyiyle alıyoruz. Faizinden vazgeçiyoruz ama enflasyonla anaparayı
güncelliyoruz. Dolayısıyla aslında o firmalar varsayalım ki
mahkemeye gitmeselerdi, yargıya gitmeselerdi ne kadar ödeyeceklerse üç
aşağı beş yukarı bunu tıkır tıkır
alacağız yani zerre kadar burada hiçbir şirketi kayırma yoktur,
olamaz da. Bu şu şirket olur, bu ülkenin olur, bunun olur.
Ben, benimle ilgili bir konu olsaydı çok daha detaylı
bilgi verirdim yani Maliye Bakanı
Çünkü döndüm, arkadaşlara sordum,
Gümrükten kimse var mı? dedim, Yok. dediler. İlgili
Bakanımız yok. Burada arkadaşlarıma sordum Gelir
İdaresinden, onlar yeterince bilgi sahibi değiller. İlgili Daire
Başkanı
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Ama bu sizin zaafınız.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) -
Değerli arkadaşlar, İlgili Daire Başkanı geldi.
Şu an itibarıyla benim bildiğim bu kadar yani gümrüğün
takip ettiği bir dava.
MUHARREM İNCE (Yalova) Ne kadarı sonuçlanmış
Sayın Bakan? Yüzde kaç?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) O
rakamlar yok bende değerli arkadaşlar ama öğrenirsem, tekrar,
isterseniz yine böyle bir düzenleme yaparız, ben sizinle her şeyi
paylaşırım. Böyle bir şey söz konusu değil yani gizli
saklı bir şey söz konusu değil.
Üç tane firma var mahkeme süreci sonuçlananla ve ilgili olarak
icra takibi başlatılmış, diğerlerine ilişkin
işte bu sonuç bekleniyor. Bana söylenen bu. Dolayısıyla burada
gizli saklı bir şey yok, şirket kayırması söz konusu
değil. Biz bu alacağın yüzde 100ünü enflasyonla
güncellenmiş faiziyle birlikte alacağız, bundan hiçbir
şekilde vazgeçmek yoktur. Geçmişteki uygulamalara da bakarsanız
zaten cezalardan uzlaşmada vazgeçiliyor. Dolayısıyla bu konu bu
kadar açık.
Sayın Başkan da, kendisinden
Tabii bu
tartışmalara sanki ben yol açmışım, kendisinden özür
diliyorum. Aslında ben medeni bir insan olarak tabii ki elimi
kaldırdım, iki kez de kaldırdım. Görmemiş olabilir
veya görmüşse de ben bağırıp
çağırmadığım için belki talebim o şekilde
şey yapılmamıştır ama ben, Sayın Başkan
vermeyince, nasılsa bu önergelerde benim görüşümü soruyor ya
Hükûmetin görüşünü, ben o arada söyleyeceğimi söylerim diye de
düşündüm ve ısrarcı olmadım. Dolayısıyla Sayın
Başkana da haksızlık yapmayalım.
MUHARREM İNCE (Yalova) Benim 500 milyon dolar iddiam,
doğru mu rakamı?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
İşte, rakamı öğrendiğim zaman sizlerle
paylaşacağım. Tekrar böyle bir ara veririz, tekrar ben size
rakamları da söylerim. Şu an itibarıyla rakamları
bilmiyorum. Sadece ve sadece, ilgili Daire Başkanı bana üç
firmanın ismini, niye icra takibinde zamanında
bulunmadıklarını ama şu an itibarıyla kesinleşen
alacaklarla ilgili başlattıklarını, diğer
kısımla ilgili bu düzeltme yani üst mahkemenin kararını
beklediklerini söyledi.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Önergeye katılıyor musunuz?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılmıyorum Sayın Başkan.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
Sayın Bakan konuşmasında şimdi bir gerçeği itiraf
etti, söz istemiş, siz söz vermemişsiniz. Ama Sayın Kutlu
kürsüye çıktı, Sayın Bakan belki oy
kullanmıştır. dedi. Şimdi, o zaman Sayın Kutlunun
buradan, Genel Kuruldan özür dilemesi gerekmez mi burada?
BAŞKAN Sayın Çelik, bakınız, ben şunu
ifade ediyorum: Hayatında yalan söylememiş bir insanım.
Eğer Sayın Bakana bile bile bir kısım
arkadaşlarımın iddia ettiği gibi söz vermemiş
olsaydım, bunu söylemekten hiç çekinmezdim, hiç de perva etmezdim. Bu
konuda gayet açık ve net konuşuyorum. Sayın Bakanın o
andaki işaretini görmedim. Sayın Bakan, Türkiye Cumhuriyetinin
Bakanıdır ve bir Meclis Başkan Vekilinin savunmasına da
kurtarmasına da ihtiyacı yoktur. Gayet güzel bir şekilde şu
anda söylüyor. Bu söylediklerini biraz önce de söyledi, daha önceden de
kendisine sataşma gerekçesiyle söz verdim, huzura çıktı.
Gerilim içerisinde, Sayın Özyürekin söylediği gibi
tabii ki biz de yoruluyoruz. Belki ifade olarak, tavır olarak
eksikliğim varsa ben bunu kabul ederim ama kesinlikle art niyet hususunu
kabul etmem ve peşinen bunu reddediyorum. Bütün arkadaşlarım da
bilirler, öyle bir şeye hayatta tenezzül etmedim ve bundan sonra da etmem.
Bunu herkesin bilmesi lazım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Ben dokuz senedir bu Meclis Başkan Vekilliğini
yürütüyorum ve bakınız, burada en iyi şekilde
Efendim,
zamanı uzatmak mı? falan diyorlar, ben zamanı uzatmakta falan
değilim. Burada bazen söylediğim zaman, muhalefet partisinden
ayağa kalkan arkadaşların sayısı 17dir, 18dir, onu
kendileri de biliyorlar ama arkada olan bir kısım
arkadaşları ben kendim söyledim. Niye? Otuz saniyenin bir
kazancı olmaz, bir kazanç peşinde falan da değilim. Bir
kısım arkadaşlarımızın söylediği gibi Aman
efendim hızlandırılmış yasama yapalım.
Hayır efendim böyle bir şey yok. Buradaki bütün arkadaşlar
şahittir, en iyi bir şekilde gündem dışıları,
diğer şeyleri söz verme noktasındaki kesinlikle belki iktidar
partisinin bir üyesi olarak belki muhalefete bu konuda daha müsamahakâr
davrandım. İktidar tarafından eleştirilmiş de olabilirim
ama bu konuda böyle bir kayırma, etme veya hızlandırma falan
gibi bir husus kesinlikle söz konusu değildir. Bunu dokuz senedir
yaptım ve hiç bu ana kadar da böyle bir ithamla, töhmetle karşı
karşıya gelmedim. Bunu söylüyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) İnşallah, bir daha
karşılaşmazsınız.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan bir iki cümle
söylemek istiyorum Sayın Bakana söz vermenizle ilgili: Benim kastım
az önce Sayın Bakanın dediği gibi -kendisi de
kaldırdığını söyledi- biz sizin niyetinizi
okuyamayız. İyi niyetine güveniriz ama çabuk bitmesini istemek de iyi
niyettir, o kötü niyet değildir ki. Sizin niyetiniz iyi olabilir. Onun
için biz de iki defa tekrar edince, açıkçası siz de uyarın
dediler, birazcık da sert bir tavır gösterdik ama gördüğünüz
gibi Sayın Bakan da Ben el kaldırdım. dedi. Bizim de
arzulamadığımız bazı şeyler olabilir. Onun için
biz de farklı bir şekilde niyet okuyamadığımız
için, bizim taleplerimiz de görmezden gelinince doğal olarak bizim
tepkimiz de sert oluyor. Çünkü dikkate alınmadığımız
zaman daha çok sinirli oluyoruz.
BAŞKAN - Sayın Günal, teşekkür ederim. Ben kimsenin
niyetini okumak taraflısı değilim, böyle bir niyetim de yoktur,
esas olan dediğimiz gibi lafızdır, sözdür, diğer
şeylere, öbür şeylere karışmam, onu bilmem.
Şimdi, bu konuyla ilgili olarak Sayın Özkan.
Sayın Ramazan Kerim Özkan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Verdiğimiz önergeyle madde metninin kaldırılmasını
istiyoruz. Bu maddede yaptığınız değişiklikle,
sanki başka sorun kalmamış gibi vergi levhalarının
iş yerlerinde asılmasını iptal ediyorsunuz. Yani, deveyi ıhtırıp
kolan dokumaya gidiyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, kimden korkuyorsunuz, kimden utanıyorsunuz,
ne amaç taşıyorsunuz bilemiyorum. Esnaf için vergilendirilmiş
kazanç, helal ve kutsaldır. Esnafımızın haram kazançta gözü
yoktur, levhasını asmakta da bir sakınca görmemektedir. Devletimizde,
az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmaktadır. Herkes,
Anayasamızın 73üncü maddesi gereğince, ödeme gücüne göre vergi
ödemekle mükelleftir. Vergi ödevlerini yerine getiren, beyanını
düzenli tutan ve vergisini düzenli ödeyen esnafımızı, vergi levhasını
iş yerine asmaktan niçin mahrum ediyorsunuz? Yoksa kayıt
dışıcıları, hortumcuları, vergi
kaçıranları korumak mı istiyorsunuz? Hiçbirinizin bu
anlayışta olacağını düşünemiyorum. Onun için,
85inci maddenin tasarıdan çıkarılmasını talep
ediyoruz.
Esnaf ve sanatkârlarımız, iş adamlarımız,
yaşanan ekonomik krizde dahi alın terlerini sermayeleriyle
birleştirip emek yoğun çalışmışlardır.
Yaşanan ekonomik krizde esnaf ve sanatkârlar zor günler geçirmiştir,
finans zorluğu çekmişlerdir ama yine vergilerini ödemişlerdir;
az olmuştur, çok olmuştur, bu utanılacak bir durum
değildir.
Levha, otokontrolü gerektirir. Bu kontrolden kaçmak,
vatandaştan vergi levhası saklamak hiç kimseye bir şey
kazandırmak. O levha, iş yerinin plakasıdır,
aynasıdır, övünç madalyasıdır, şeref madalyasıdır.
Nasıl plakasız araba trafikte dolaşamıyorsa, vergi
levhasız iş yeri de maliye karşısında ve vatandaş
karşısında plakasız konuma sokulmak istenmektedir. Onun
için, siz değerli arkadaşlarımdan rica ediyorum, bu maddenin
tasarı metninden çıkarılmasını talep ediyor, tümünüze
saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özkan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 85 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
Madde 85 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasındaki levhayı
merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarındaki
iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek
şekilde asmak zorundadırlar. ibaresi, levhayı almak ve
istenildiğinde alışverişe taraf olanlara göstermek
zorundadırlar. şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kumcuoğlu, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 83üncü
maddede söz aldığımda biraz yüksek sesle konuştum diye
üzülmüştüm çünkü sabah yediden beri, yirmi bir saattir ayaktayız ama
sonra fark ettim ki bu durumdan mustarip olan sadece ben değilim. Biraz
önce gelişen hadiseler hepimizin, artık, sinirlerimizin bozulma
noktasına geldiğini gösteriyor. Bu neden oluyor? Çünkü bir merci bu
camiaya, yani AKP Grubuna bir talimat verdi: Bu işi bitirin. Ama daha
önce kendisi düz milletvekilliği yapmamıştı,
dolayısıyla bu çatının altındaki psikolojiye tamamen
yabancı. Karşılaştığımız sorunun
arkasında yatan temel neden bu. Bu bakımdan, bu zatı muhteremin
bu konuda uyarılması gerekiyor. Bu Mecliste insanlar var, bu
insanların siniri bozuluyor.
MUSTAFA CUMUR (Trabzon) Ananın karnından milletvekili
mi doğdun?
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Meclisin kendine has bir
havası var, bu hava dışarıdan talimat vermekle
yönlendirilemiyor.
Şimdi, efendim, gelelim maddeye, 85inci maddeye. Ben
Sayın Canikliye beni dinlemesini rica ediyorum.
85inci madde şununla ilgili: 1961 senesinde 213
sayılı Vergi Usul Kanunu çıktığı vakit bir vergi
levhası getirilmiş. Müşteriler kendileri de
alışveriş ettikleri kişilerin ne kadar vergi verdiğini
bilsin. demişler ve bunun için de levhayı merkezlerine,
şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile
mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak
zorundadırlar. diye bir hüküm getirmiş. Vergi levhasının
ne olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Şimdi, bu hükmü
değiştiriyoruz değerli arkadaşlar ve ne yapıyoruz
biliyor musunuz? Yani Merkezlerine, şubelerine görünecek bir şekilde
asarlar. yerine, Levhayı asmak zorundadırlar. diyoruz. Ya, bu
ayıptır. Böyle kanun yapılmaz. Buna düpedüz Vergi levhası
kaldırılmıştır. deyin. Neresine asmak
zorundadırlar? Yakalarına mı asmak zorundadırlar? Tuvalete
mi asmak zorundadırlar?
RECAİ BERBER (Manisa) Asmak değil, almak zorundalar.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Ne yapmak zorundalar?
RECAİ BERBER (Manisa) Sadece vergi levhası almak
zorundalar, asmak zorunda değiller.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Aldığı
vergi levhasını ne yapacak? O zaman Almak zorundadırlar
Metni
yanlış yazmışsınız. Peki, aldıkları
vergi levhasını da AKPnin kapısına gelip assınlar!
Recai, ayıp ya! Böyle hüküm konur mu? Konur mu böyle hüküm? Biz
maliyeciyiz, siz maliyecisiniz, yakışır mı? Açıkça
Kaldırdık vergi levhasını. deyin. Ayıbı yok,
günahı yok yani.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Vergi
levhasını alıyorlar, almak zorundalar. Bunun neresi ayıp
Üstat? Almak isteyen alır. Almak istiyor mükellef olarak, bu imkânı
verelim. Ne yanlışlık var burada?
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Bırak
Şimdi, bakın, gelelim
Benim biraz vaktim kaldı.
83üncü maddeyle ilgili olarak bazı şeyler söylemek istiyorum. Ben bu
kürsüye çıktığım vakit, hazırlıksız çıkmam
arkadaşlar.
Bakın, almak zorundalar, asmak zorunda değiller
Alıp da ne yapacak? Bir yerine, neresine koyacak?
CEVDET ERDÖL (Trabzon) Uygun bir yere koyarlar.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Affedersiniz yani! O daha
ayıp. O daha ayıp. Asmak zorundadırlar, bir yere asacak
Almak
zorundadırlar da neresine koyacak? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bırakın ya!
MUHARREM İNCE (Yalova) Münasip bir yer bulurlar!
AHMET YENİ (Samsun) Teknik gelişti.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Bakın, 83üncü maddede
kira sertifikalarına ait
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Devamla) Siz tahrik ettiniz. Siz
tahrik ettiniz.
Evet, oturum kapalı.
Bu 83üncü madde kira sertifikalarıyla ilgili. Kira
sertifikası da bu Sermaye Piyasası Kurulunun 01/04/2000 tarihli ve
27539 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 43 sayılı
Tebliğle ihdas edilen bir şey. Genel uygulamada tahvil diye
bilinen belgenin hileişeriyeye dönüştürülmesi ve ödenen faizin
adının kira olarak değiştirilmesinden ibaret.
Beyler, hileişeriyelerde iki gerçek vardır: Yapılan
iş şeriata uygundur fakat onun hile niteliği
değiştirilmez. Hile dinen günahtır, vicdanen ayıptır
ve dolayısıyla ne yaparsanız yapın halk dinlemiyor bunu
ama- burada ödenen şey faizdir ve faiz gibi de vergilenecektir. Mesele
bundan ibarettir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kumcuoğlu, teşekkür ediyorum
efendim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, kapalı oturum konusundaki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 02.59