DÖNEM: 23 CİLT: 91 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
59uncu
Birleşim
4 Şubat 2011 Cuma
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler
tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Erzurum
Milletvekili Muzaffer Gülyurtun, 2011 Universiade Erzurum Kış
Oyunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankara OSTİMde meydana gelen
patlamalara ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, üniversite ve yüksekokullarda okuyan ve
mezun olan gençlerin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- Erzurum
Milletvekili İbrahim Kavazın, 2011 Universiade Erzurum Kış
Oyunlarına ilişkin açıklaması
2.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugayın, 2011 Universiade Erzurum Kış
Oyunlarına ilişkin açıklaması
3.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, MHP olarak OSTİMde meydana gelen
kazanın sebeplerini araştırmak üzere bir araştırma
komisyonu kurulması için önerge hazırladıklarına
ilişkin açıklaması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Hatay
Milletvekili Fuat Çayın Dilekçe Komisyonu üyeliğinden
çekildiğine ilişkin önergesi (4/255)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş
Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, yabancılara yönelik
ayrımcı uygulamaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1017)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin,
Niğde-Ulukışlanın ekonomik ve sosyal
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1018)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 23 milletvekilinin, tarımda ve teknolojide
kullanılan kimyasalların doğal yaşam zinciri üzerine
yaptığı etkilerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1019)
4.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, doğal
tohumculuğun durumunun tespit edilmesi ve sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1020)
VI.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (2/858) esas
numaralı Kanun Teklifinin havale edildiği komisyonlarda 48 saat
geçmeden görüşülebilmesi için tavsiyede bulunulmasına ilişkin
MHP Grubu önerisi
2.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
VII.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Adalet
Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları
(1/883) (S. Sayısı: 568)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin;
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin;
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Adıyaman Milletvekili
Şevket Kösenin; Bursa Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237,
2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400,
2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591,
2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740,
2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806,
2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
3.- Askerlik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/995) (S.
Sayısı: 608)
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, intihar olduğu belirtilen
şüpheli asker ölümlerine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı
M.Vecdi Gönülün cevabı (7/17515)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yurt dışı seyahatlere, bunlara
katılanlara ve ödenen harcırahlara ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/17577)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.04te açılarak on bir oturum yaptı.
Birinci
Oturum
2 Şubat 2011
tarihli 57nci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak
özeti İç Tüzükün 71inci maddesine göre okunmak üzere, kapalı
oturuma geçildi.
Birleşime
saat 14.05te ara verildi.
İkinci
Oturum
(Kapalıdır)
Üçüncü,
Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Oturum
Üçüncü Oturuma
saat 14.17de başlandı.
Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Sivas ilinin sorunlarına,
Muğla
Milletvekili Metin Ergun, Bodrumda meydana gelen sel felaketine,
İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras,Tunus ve Mısırdaki son siyasi
gelişmelere,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Sivas
Milletvekili Selami Uzun, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemirin,
konuşmasında, Başbakanın Sivasta kırk bir fabrika
temeli attığını söylediğini, oysa bunun
doğruları yansıtmadığı şeklindeki
beyanlarına,
İzmir
Milletvekili Oktay Vural,
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli,
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce,
İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam;
Ankara
OSTİMde vuku bulan kazaya,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Spor Kulüplerinin
Sorunları ile Sporda Şiddet Sorununun Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonunun yurt dışında inceleme
çalışması yapabilmesi, gidecek komisyon üyelerinin sayıları
ve inceleme süresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığınca tespit edilmesi kaydıyla Genel Kurulun
13/01/2011 tarihli ve 51inci Birleşiminde
kararlaştırıldığına; İngiltere ve
İspanyada inceleme ve araştırmalarda bulunacak
milletvekillerinin isimlerine ve yurt dışında bulunacakları
sürelere ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine
sunuldu.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 19 milletvekilinin, Yeşilırmak
Nehrindeki kirlilik sorununun (10/1015),
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20 milletvekilinin, madde
bağımlılığı sorununun (10/1016),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına;
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Sayıştayın e-Devlete Geçişte Kamu Kurumları
İnternet Siteleri adlı performans denetim raporu üzerinde (8/18),
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz ve 20 milletvekilinin, vakıf eserlerinin
korunması konusunda (8/19),
Bir genel
görüşme açılmasına;
İlişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan:
(10/653) esas
numaralı, hayvancılık sektörünün sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair
önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 03/02/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP,
(10/488) esas
numaralı, geçici köy korucularının sorunlarının
araştırılarak daha sağlıklı
çalışabilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair
önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 03/02/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP,
(10/606),
(10/515), (10/537) ile (10/689) esas numaralı, TRT ile ilgili Meclis
araştırması açılmasına dair önergelerin
görüşmelerinin Genel Kurulun 03/02/2011 Perşembe günkü
birleşiminde birleştirilerek yapılmasına ilişkin CHP,
Grubu önerileri yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Bursa Milletvekili Ali Koyuncunun,
şahsına,
Maliye
Bakanı Mehmet Şimşek, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin, konuşmasında Hükümete,
Sataşması
nedeniyle bir konuşma yaptı.
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın, bu
milletin bölünmez bütünlüğüne kurşun sıkanları özgürlük
hareketi temsilcisi olarak nitelemesini milletvekili sıfatına
yakıştırmadığına,
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığıyla ve buradaki
kardeşlik bağlarıyla bağdaşmayan cümleler sarf
etmesine,
Yalova
Milletvekili Muharrem İnce, Muş Milletvekili M. Nuri Yamanın,
Türkiye Cumhuriyetine TC; PKKnın terör örgütü liderine Kürt özgürlük
hareketi lideri Sayın Öcalan demesine,
Batman
Milletvekili Bengi Yıldız, bu Parlamentodaki varlık
nedenlerinden birinin Parlamentoda bulunan diğer siyasi partilerden
farklı düşünmeleri olduğuna ve ülkede yaşanan sorunu Kürt sorunu
olarak nitelediklerine,
İzmir
Milletvekili Oktay Vural, TRTnin 2007 yılında siyasi partilere ne
kadar yer verildiği soruları ile TRTnin verdiği cevaba,
Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli:
Ordu Milletvekili
Rıdvan Yalçının, ORGİ Havaalanı ile ilgili sözlerine,
Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, konuşmasındaki sorularına,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa
Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının (1/883)
(S. Sayısı: 568) görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6
Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur
Serterin; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; Adana Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid
Yıldızın; Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin;
Kars Milletvekili Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin; Bursa Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
dördüncü bölümün 85inci maddesine kadar kabul edildi; 85inci maddesinin
görüşmelerinin İç Tüzükün 70inci maddesine göre kapalı
oturumda yapılmasına ilişkin önerge üzerine, kapalı oturuma
geçildi.
Birleşime
saat 01.57de ara verildi.
Sekizinci
ve Dokuzuncu Oturum
(Kapalıdır)
Onuncu
ve On Birinci Oturum
Onuncu Oturuma
saat 03.08de başlandı.
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Teklifleri (S.
Sayısı: 606) dördüncü bölümün 91inci maddesine kadar (85inci
maddesi kapalı oturumda görüşüldü ve sonucu açık oturumda ilan
edilmedi) kabul edildi, verilen aradan sonra komisyon yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadığından ertelendi.
Alınan karar
gereğince, 4 Şubat 2011 Cuma günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşime 04.16da son verildi.
|
Nevzat PAKDİL |
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Fatih
METİN Harun
TÜFEKCİ |
|
Bolu Konya |
|
Kâtip Üye Kâtip
Üye |
|
|
|
Gülşen
ORHAN Yaşar
TÜZÜN Yusuf COŞKUN |
|
Van Bilecik Bingöl |
|
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye |
No.: 76
II.- GELEN KÂĞITLAR
4 Şubat 2011 Cuma
Teklifler
1.- Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi'nin;
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa Geçici
Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/857) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.1.2011)
2.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve 5
Milletvekilinin; 31/5/2006 Tarihli ve
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/858) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.2.2011)
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 17
Milletvekilinin; Afşinelbistan Adıyla Bir İl Kurulması
Hakkında Kanun Teklifi (2/859) (İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 26.1.2011)
Tezkere
1.- Türk
Silahlı Kuvvetleri Deniz Unsurlarının; Korsanlık/Deniz
Haydutluğu ve Silahlı Soygun Eylemleriyle Mücadele Amacıyla
Yürütülen Uluslararası Çabalara Destek Vermek Üzere, Gereği, Kapsamı,
Zamanı ve Süresi Hükümetçe Belirlenecek Şekilde Aden Körfezi, Somali
Karasuları ve Açıkları, Arap Denizi ve Mücavir Bölgelerde
Görevlendirilmesi ve Bununla İlgili Gerekli Düzenlemelerin Hükümet
Tarafından Belirlenecek Esaslara Göre Yapılması İçin Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 10/2/2009 Tarihli ve
934 Sayılı Kararıyla Hükümete Verilen ve 2/2/2010 Tarihli
ve 956 Sayılı Kararıyla Bir Yıl Uzatılan
İzin Süresinin Anayasanın 92
nci Maddesi Uyarınca 10/2/2011 Tarihinden İtibaren Bir Yıl Daha
Uzatılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/1407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.2.2011)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19
Milletvekilinin, yabancılara yönelik ayrımcı uygulamaların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1017) (Başkanlığa geliş tarihi:
07/12/2010)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin,
Niğde-Ulukışlanın ekonomik ve sosyal
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1018) (Başkanlığa
geliş tarihi: 07/12/2010)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 23 Milletvekilinin, tarımda ve teknolojide
kullanılan kimyasalların doğal yaşam zinciri üzerine
yaptığı etkilerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1019)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/12/2010)
4.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin, doğal tohumculuğun
durumunun tespit edilmesi ve sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1020)
(Başkanlığa geliş tarihi: 07/12/2010)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Medula Provizyon sistemindeki sorunlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17000)
2.- Bursa Milletvekili Abdullah Özerin,
hastanelerdeki idari kadrolara yapılan atamalara ve standart fazlası
idarecilerin mağduriyetine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17001)
3.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, kapatılması planlanan sağlık
ocaklarının sağlık merkezine dönüştürülmesine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17002)
4.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir beldenin sağlık
ocağının kapatılacağı iddialarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17003)
5.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir beldenin sağlık ocağı
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17004)
6.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursa Dörtçelik Akıl ve Ruh
Sağlığı Hastanesinin yapımına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/17005)
7.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, yapılması planlanan hastanenin
yatak kapasitesinin düşürülmesine ve sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/17008)
8.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, yüksek mahkemelerdeki iş
yoğunluğuna ve bazı istatistik bilgilere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17046)
4
Şubat 2011 Cuma
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
59uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Üç
arkadaşıma gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 2011 Universiade Kış Oyunları
hakkında söz isteyen Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurta aittir.
Sayın
Gülyurt, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.-
Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurtun, 2011 Universiade Erzurum
Kış Oyunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
MUZAFFER GÜLYURT
(Erzurum) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2011
Universiade Kış Oyunları münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiyede kayak sporunun ilk yapıldığı il
Erzurum, yaklaşık bir asır sonra uluslararası bir
müsabakaya ev sahipliği yapıyor.
1915
yılında Kâzım Karabekir ve Enver paşaların
talimatlarıyla Rus ordularına karşı kayaklı askerî
birlikler oluşturulmuş ve ilk kayak eğitimi Palandökende
yapılmıştır. Daha sonra sivil vatandaşlar
tarafından kayak sporu geliştirilmeye
çalışılmış, Palandöken ve Kiremitlik Tepe bu amaçla
kullanılmıştır. 1948 yılında Kiremitlik Tepede,
bugünkü atlama kulelerinin olduğu yerde Türkiyede ilk tramplen tamamen
tahta ve ağaçtan yapılmış, yerli ve yabancı ünlü
kayakçıların yetişmesine vesile olmuştur.
Uzun
yıllardan beri hayal edilen Universiade Oyunları rüyadan gerçeğe
dönüşmüş, tahta tramplenlerden modern olimpik atlama kulelerine
erişilmiştir. 2011 yılı 25. Dünya Üniversiteler
Kış Olimpiyatları Erzurum'a, Palandöken'e nasip olmuştur.
Universiade
Kış Oyunları 27 Ocak 2011 Perşembe günü Sayın
Cumhurbaşkanımız, Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanımız ve Sayın Başbakanımızın
onurlandırdığı muhteşem bir törenle
açılmıştır, 6 Şubat 2011 Pazar günü yapılacak
kapanış töreniyle de tamamlanmış olacaktır.
Günümüzde spor
oyunları, kendi sportif aktivitelerinin yanında, ilgili ülkenin
tanıtımında da çok önemli rol oynamaktadır. Spor aktivitesi
olmadan, milyarlarca lira reklama harcansa bile, çok geniş ölçüde bir
tanıtım olması mümkün olamaz.
İşte, 25. Universiade Kış Oyunları, hem Türkiye
hem de Erzurum ve Palandöken için önemli bir tanıtıma sebep
olmuştur.
Oyunlara 55
ülkeden gelen 1.810 sporcu, 60'ı yabancı, 960'ı yerli 1.020
basın mensubu, binlerce katılımcı ve izleyici iştirak
etmiş, bugüne kadar 200 binden fazla bilet
satılmıştır.
Ülkemizin
tanıtımına vesile olan bu Universiade Oyunları, aynı
zamanda tarih ve kültür kenti olan, dadaşlar diyarı ilimizin
tanıtımına vesile olmuş, gelen yerli ve yabancı
turistler dadaşı tanımışlardır.
Dadaş,
kendine has özellikleri olan, mert, vatansever, karakter timsali Erzurumludur.
Özgürlüğün, cumhuriyetin ve demokrasinin en güçlü bekçisi, ülke bütünlüğünü
bozanlara karşı da en büyük engeldir. Örf, âdet, gelenek ve
göreneklerine bağlı, aynı zamanda değişime ve
yeniliklere açık olan Erzurumludur. Dadaş, haksızlığa,
yolsuzluğa, bencilliğe ve çıkarcılığa
karşıdır. Dadaş, zamana ve ortama göre renk değiştirmeyen,
inancından, ilkelerinden, şahsiyetinden taviz vermeyen, karakter
timsali kişidir. Dadaş, yabancıların, yoksulların,
kimsesizlerin hak ve hukukunu kendi hak ve hukukundan daha çok koruyan, insani
ve evrensel değerlerin bilincinde olan kişidir. Alvarlı Efe
Hazretlerinin dediği gibi mülki İslam'ın kilidi olan Erzurum'un
öz evladıdır.
Doğunun en
büyük, en canlı şehirlerinden biri olan Erzurum, maalesef 2003
yılına kadar ihmal edilmiş, âdeta siyaseten fetret dönemi
yaşatılmış bir şehir görüntüsü arz ediyordu. AK
PARTİ İktidarı, her alanda yaptığı
yatırımlar ile özellikle de Universiade Oyunları için
yapılan 650 milyonluk tesisleri ile Erzurum'u uluslararası bir marka
kent hâline getirmiştir.
Yapılan
tesisler arasında Türkiye'de ilk ve tek, dünyada da en modern, en güzel
olimpik atlama kuleleri, curling salonu, buz pateni, buz hokeyi salonları,
kayak tesisleri, 3 bin öğrenci kapasiteli olimpiyat köyü, stadyum, biatlon
tesisleri gibi tesisler bulunmaktadır.
Bugüne kadar
ülkemizde bulunmayan bu ilk ve tek modern tesislerimiz, bundan böyle
çocuklarımıza ve gençlerimize hizmet verecek hem Erzuruma hem de ülkemize dünya çapında şampiyon sporcular
yetiştirecektir.
İlimizi
uluslararası bir marka yapan 25. Universiade Kış
Oyunlarının Erzurum'a kazandırılmasında
başından beri desteğini esirgemeyen, FISU nezdinde tesisleri
zamanında yapma konusunda her türlü güvenceyi vererek
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUZAFFER GÜLYURT
(Devamla)
bu muhteşem
oyunları ilimize kazandıran Saygıdeğer
Başbakanımıza tüm hemşehrilerimiz adına, dadaşlar
adına şükranlarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Devlet
Bakanımız Sayın Özak'a, gençlik ve spor genel müdürlerimize, tüm
ilgili kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum.
AHMET YENİ
(Samsun) Süre bitti
BAŞKAN
Kuralları ihlal edersek çok farklı şeyler oluyor biliyorsunuz.
Teşekkür
ederim efendim.
MUZAFFER GÜLYURT
(Devamla) Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Gülyurt, Erzurumu anlatmaya saatler yetmez, çok mübarek bir
memlekettir, güzeldir.
Teşekkür
ederiz.
Erzurum için ve ülkemiz
için bu oyunların hayırlar getirmesini diliyoruz. İnşallah
daha muhteşemlerini ileriki yıllarda yaparız.
Gündem
dışı ikinci söz, Ankara ilinde çok üzücü olaylar oldu
biliyorsunuz, patlamalar meydana geldi, bir kısım
vatandaşlarımız rahmetli oldu, yaralılarımız var;
bu konularla ilgili olarak söz isteyen Ankara Milletvekili Yılmaz
Ateşe aittir.
Sayın
Ateş, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
2.-
Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankara OSTİMde meydana
gelen patlamalara ilişkin gündem dışı konuşması
YILMAZ ATEŞ
(Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, dün Ankara ve Türkiye olarak çok acı bir gün
yaşadık. 20ye yakın evladımızı, gencecik
evladımızı iki üzüntü veren patlama sonunda kaybettik, bir o
kadar evladımız da şu anda yaralıdır.
Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yakınlarına da
başsağlığı diliyoruz.
Değerli
arkadaşlar, bu olay gerçekten Türkiyede iş güvenliği konusunu
bir kez daha gündeme getirdi. Bu iş güvenliği sorunu, Türkiye'nin en
önemli sorunlarından biri.
OSTİM ve İvedik organize sanayi
bölgeleri, 150 bin çalışanıyla Türkiye'nin en büyük istihdam
yaratan organize sanayi bölgelerinin başında gelmektedirler. Bu iki
organize sanayi bölgesinde de çok ciddi firmalarımız var. Bu birinci
patlamanın meydana geldiği firma, üretiminin yüzde 80, yüzde
90ını Avrupa Birliği, Amerika ve Rusyaya ihraç etmektedir ve
burada, değerli arkadaşlar, üstelik dünyanın en pahalı
mazotunu, Avrupanın en pahalı elektriğini yakarak bu
ihracatı gerçekleştirmektedir.
Burada meydana
gelen kaza, patlama üzerine ve ikinci patlama üzerinde, devlet
yönetenlerimizin, devlet adamlarımızın iki farklı
açıklamaları oldu. Birisi, değerli arkadaşlar,
ağırlıklı olarak çok sorumlu davranırken, yetkililer
sonucunun teknik heyetin belirlemeleri sonucu ortaya koyulması
gerektiğini ifade ederken, bazı yöneticiler de çevreye
saçılmış olan o insan cesetleri daha toparlanmadan, o cesetlerin
üzerine basarak bir rant kavgasının içine girdiler, bir rant kavgası
tartışması başlattılar; onları da
huzurlarınızda kınıyorum.
Değerli
arkadaşlar, gece geç saatlere kadar olay bölgesindeydim. Özellikle ikinci
patlama tam bir savaş manzarası. Oradaki patlama gerçekten bir
arabanın LPG tankından mı meydana geldi, bir sabotaj sonucu mu
meydana geldi yoksa bir başka iş yerindeki patlamadan mı meydana
geldi konusu tartışma konusu ama üzüntü verici olan bir nokta
şu: Kanıt oluşturacak o belgeler, o dokümanlar herhangi bir
koruma altına alınmamıştı. Herkes orada... Orada bir
sabotaj olma ihtimalî de ağır basmaktadır çünkü birinci
patlamanın olduğu yer kendi alanında dünya standartlarında
rekabet eden bir kuruluş ve en son çok büyük firmaların elinde,
Dubaide büyük işler aldığı biliniyor. İkinci firma
yine tarım alanında üretim yapan, tarım makineleri konusunda
üretim yapan bir firmamız. O firmanın deposunda mı meydana geldi
yoksa oraya bırakılan arabada yapılan bir sabotaj sonucu mu bu
acı veren patlama meydana geldi belli değil. Yapılması
gereken, önlemlerin alınıp bu kanıt oluşturacak o
dokümanların, olay yerinin ciddi bir koruma altına alınması
gerekiyordu. Maalesef bu da koruma altına alınmadı.
Şimdi, bu
acımız devam ederken -firma sahiplerinin aynı sözleri bunlar-
daha acımız devam ederken ve o firma sahiplerinin de hayatını
kaybettiği ileri sürülürken bazı sorumsuz yöneticilerin Ben buradan
daha fazla iş yeri açma ruhsatı alırım. gayretiyle bir
suçlamaya girişmiş olmasını, hem bölge olarak hem Ankara
olarak hem de İvedik ve OSTİM Organize Sanayi Bölgesi esnafı da
kınamaktadır, ben de kınıyorum.
Yüce Meclisi
tekrar, bu duygularla saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ateş.
Tekrar,
vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yaralılarımıza
şifa diliyoruz.
Sayın Kavaz,
buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.-
Erzurum Milletvekili İbrahim Kavazın, 2011 Universiade Erzurum
Kış Oyunlarına ilişkin açıklaması
İBRAHİM
KAVAZ (Erzurum) Sayın Başkanım, öncelikle OSTİMdeki
kazadan dolayı rahmete intikal eden vatandaşlarımıza
Allahtan rahmet diliyorum.
Asıl söz
alma düşüncem, Değerli Erzurum Milletvekilimizin, Erzurum Universiade
Kış Oyunları münasebetiyle aldığı sözde kendisine
teşekkür etmek ve yine bu yatırımları ülkemize ve
Erzurumumuza kazandırma hususunda, Erzurumumuzun kış
turizminde tesisleriyle dünyada 18inci sıraya gelmesi ve ülkemizi
tanıtma hususunda büyük yatırımlar yapan ve hiçbir
yatırımı esirgemeyen Hükûmetimize ve
Başbakanımıza, hemşehrilerim dadaşlar adına
teşekkür etmek için söz aldım.
Ben de
Hükûmetimizin bu kadirşinas tavrından, yatırımından
dolayı teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Geçen dönem milletvekilleri de çok emek verdi
Sayın Ilıcalı başta olmak üzere.
BAŞKAN -
Sayın Ertugay, buyurun.
2.-
Erzurum Milletvekili Zeki Ertugayın, 2011 Universiade Erzurum
Kış Oyunlarına ilişkin açıklaması
ZEKİ ERTUGAY
(Erzurum) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de 2011
Kış Oyunlarının Erzurumumuza, ülkemize hayırlar
getirmesini temenni ediyorum, kazasız belasız neticelenmesini yüce
Allahtan diliyorum.
Bu vesileyle bir
hususu daha ifade etmek istiyorum: Tabii, elbette ki Erzurum için, ülkemiz için
de tanıtım açısından önemli bir fırsattır, önemli
bir imkândır. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.
Ancak, bugün Erzurumda bir altyapı varsa, Üniversiteyi cumhuriyetin oraya
kazandırdığını
Geçmiş siyasi iktidarların
verdiklerini bir kenara atmamak ve silmemek lazım. Her zaman
yapıldığı gibi, milat olarak 2002 alınırsa çok
büyük bir hata yapılmış olur.
Ben, Erzurumumuzun,
bu Kış Oyunları dolayısıyla halkın,
insanların gereken ilgiyi, alakayı, misafirperverliği
gösterdiğinden zerre kadar tereddüdüm yok, eminim. İnanıyorum ve
diliyorum ki bu önemli bir ivme olur, bundan sonra Erzurumumuz kış
oyunları açısından Türkiyemizin sayılı merkezlerinden
biri olarak faaliyetine devam eder.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Erzuruma emeği geçen bütün ecdadımıza teşekkür ediyoruz.
Erzurumlulara, Erzuruma ne yapılsa azdır, hak ediyorlar.
Gündem
dışı üçüncü söz üniversite ve yüksekokullarda okuyan ve mezun
olan gençlerin sorunları hakkında söz isteyen Tokat milletvekili
Reşat Doğruya aittir.
Sayın
Doğru, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
III.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
(Devam)
3.-
Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, üniversite ve yüksekokullarda
okuyan ve mezun olan gençlerin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
yükseköğretim öğrencileri ve mezunlarının sorunlarıyla
ilgili söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerimin
başında Ankara ilimizdeki patlamalarda ölen insanlarımıza
Allahtan rahmet diliyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Tabii, üniversite
öğrencilerimizin ve mezunlarının birçok sorunu vardır. Ben
birkaç tane konuyu dile getirmeye çalışacağım.
Yükseköğretim
öğrencileri, iaşe, yurt ve barınma sorunu
yaşamaktadırlar. Büyük şehirlere gelen gençler yurt ve benzeri
gibi gelip kalacak yer bulamamakta, neredeyse eğitimine de son vermeyi
düşünmektedir. Gerek yeni açılan gerekse hâlihazırda
öğrenimine devam eden üniversitelerde geçmişten bugüne kadar
yaşanan bir yurt sorunu vardır, öğrencilerin üniversite
sınavını kazandıktan sonra daha büyük bir sorun
karşılarına çıkmaktadır; bu da kalacak yer sorunudur.
Büyük şehirlerde kendilerine yurt çıkmayan gençlerimiz hiç
bilmedikleri bu yerlerde ya yüksek ücretle özel yurtlara kayıt
yaptırmakta yahut da sağlıksız ev koşullarında
öğrenim görmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum gençlerimizi
sağlık sorunu başta olmak üzere birçok problemle de
karşı karşıya bırakmaktadır. Bu da öğretim
maliyetini artırırken gençlerin başarısını da
negatif yönde etkilemektedir.
Sayın
milletvekilleri, ülkemizde ekonominin ileri derecede bozuk olması aileleri
çok zor durumda bırakmaktadır, aileler çocuklarının
eğitim masrafını karşılayamayacak durumdadırlar.
Devlet olarak verilen öğrenci kredileri ve bursları maalesef
yetersizdir. İhtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının tamamı
devlet yurtlarında mutlaka ücretsiz olarak kalmalıdır, bu
sağlanmalıdır. Hiçbir öğrenci açıkta da
bırakılmamalıdır. Fakir öğrencilere verilen kredi ve
burslar ise çok yetersizdir. Bu öğrencilerin, aldıkları kredi ve
burstan başka hiçbir gelirleri yoktur. Belirli bir geliri olan aile
çocuğuna verilen kredi, burs miktarı ile hiç geliri olmayan ailelerin
çocuğuna verilen kredi arasında mutlaka fark olmalıdır.
Şu anda herkese eşit kredi ve burs veriliyor, bunda mutlaka bir denge
tutturulmalıdır ve ödemeler kademeli olarak da ihtiyaç sahibi
olanların lehinde artırılmalıdır. Bu amaçla
yükseköğrenim öğrencilerine yurt ve barınma desteği olarak
mutlaka barınma kredisi de verilmelidir.
Öğrencilerin
kredileri geri ödemelerinde de sorunları vardır. Öğrencilerin
kredileri geri ödemesi, öğrencinin okulu bitirmesinden sonra değil,
işe başladığı tarihten sonra olmalı, hatta iki
seneden sonra bu yapılmalıdır. İlk defa para kazanmaya
başlanınca bir anda başka ihtiyaçlarla
karşılaşılmakta, başka masraflar olmakta, geri ödeme
yapılamamakta ve beraberinde de faizle karşı karşıya
kalınmaktadır.
Sayın
milletvekilleri, öte yandan il merkezleri dışındaki fakülte ve
yüksekokullarda, gerek eğitim binası gerekse barınma yönünden de
büyük sıkıntılar bulunmaktadır. Birçok üniversitemiz
bünyesinde yeni bölümler açılmış, ancak derslik
olmadığı için eğitim öğretime maalesef
başlanamamıştır. Bazı yerlerde ise kurum ve
kuruluşlara ait yıllardır kullanılmayan binalar
kiralanmış, zor şartlar altında eğitim
yapılmaktadır; bu da eğitimin kalitesini düşürmektedir.
Sayın
milletvekilleri, üniversite ve yüksekokulları başarıyla bitiren
gençlerimizi ve ailelerini bekleyen en önemli sorunların
başında, tabii ki iş konusu gelmektedir. Okulunu bitiren gençler
haklı olarak derhâl işe başlamak, para kazanmak ve de
hayatlarını kurmak istemektedirler ancak karşılarına
bir anda ülkemizin en önemli sorunu olan işsizlik çıkmaktadır.
Gençlerde işsizlik yüzde 25lere kadar varmaktadır.
Tokat
milletvekili olarak ifade etmek isterim ki ilimizde neredeyse 3 gençten 1i
maalesef ve maalesef işsizdir. Tokat ilinde, çocukları okulunu
bitirmiş yüzlerce aile, evladımı nasıl işe
yerleştiririm diye kara kara düşünmektedir. Genç işsizler
ordusu, umutları kırılarak, psikolojileri bozularak
sayıları artmaya devam etmektedir. Ancak, gençler ülkemizin
geleceğidir, bugün okulunu bitiren gençlerin aileleri çok zor
durumdadır, çocuklarına iş ve aş istemektedirler; bu
insanlara, çocuklarımıza destek olalım, destek olalım,
onların önünü açalım. Kendi işini kurmak isteyen üniversite ve
mesleki eğitim mezunu gençlere destek verelim. Devlet bankaları ve
özel bankalar gençlere açılsın, faizsiz kredi versinler. Böylece,
gençleri kazanalım, onların ticari hayata
katılmalarını sağlayalım. Bunu
yapmadığımız zaman, ilerdeki dönemlerde çok büyük
ağır sorumluluklarla karşı karşıya bulunuruz.
Ülkemiz gençlerin
olduğu bir ülkedir. Gençlerimiz, tabii okullarını bitirdikleri
zaman da hemen aş ve iş istiyorlar. Onlara aş ve iş temini
noktasında desteğin her türlüsü mutlaka hükûmetler tarafından
yapılmalıdır ancak şu da bir gerçektir ki, ülkemizin en
önemli sorunu olan işsizlik çığ gibi büyümektedir ve
büyümektedir.
Bu duygularla
yüce Meclisi tekrar selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Doğru, teşekkür ediyorum.
Sayın Vural,
buyurun.
IV.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
3.-
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, MHP olarak OSTİMde meydana
gelen kazanın sebeplerini araştırmak üzere bir
araştırma komisyonu kurulması için önerge
hazırladıklarına ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dün de ifade
etmiştim, tekrar, bu İvedikte meydana gelen, OSTİMde meydana
gelen elim kaza sonucunda hayatını kaybeden
vatandaşlarımızın sayısı artmış.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Allahtan rahmet diliyoruz. Bugün, Sayın
Genel Başkanımız da OSTİMi ziyaret ettiler. Gerçekten,
önemli bir kaza.
Yalnız
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak bu kazanın sebepleri
Hangi
sebeplerden dolayı meydana gelmiştir? Kamuoyunda ve basında
çeşitle spekülasyonlar vardır. Bu bakımdan bu kazanın
sebeplerini araştırmak üzere bir araştırma komisyonu
kurulmasına ilişkin bir araştırma önergesi
hazırladık. İvedilikle bu konudaki tartışmaların
sonlandırılması açısından da Meclisin bir heyetle bu
kazaları araştırmasında fayda gördüğümüzü ifade etmek
istiyorum.
Tekrar, kazada
hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet, yaralılara acil
şifalar diliyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Biz de
temennilerinizi paylaşıyoruz. Allah rahmet eylesin, Allah acil
şifa versin.
Sayın
milletvekilleri gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Komisyondan
istifa önergesi vardır, okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.-
Hatay Milletvekili Fuat Çayın Dilekçe Komisyonu üyeliğinden
çekildiğine ilişkin önergesi (4/255)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
CHP Milletvekili
olarak üyesi bulunduğum Dilekçe Komisyonu üyeliğinden istifa
ediyorum. Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. 03.02.2011
Fuat
Çay
Hatay
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır, önergeleri ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Muş Milletvekili M. Nuri Yaman ve 19 milletvekilinin, yabancılara
yönelik ayrımcı uygulamaların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1017)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
Türkiye'de
yaşayan göçmen, sığınmacı, mülteci yabancılar ile
ilgili olarak hem yasal zeminde hem de uygulamada
karşılaşılan ırksal ve sınıfsal
ayrımın tespit edilmesi ve önlenmesi için gerekli düzenlemelerin
yapılması hususunda Anayasanın 98 inci ve TBMM
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) M.Nuri Yaman (Muş)
2) Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan
Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi
Yıldız (Batman)
6) Akın
Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Fatma Kurtulan (Van)
9) Hasip Kaplan (Şırnak)
10) Hamit Geylani (Hakkâri)
11) İbrahim
Binici (Şanlıurfa)
12) Mehmet Nezir
Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk
Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat
Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir
Bayındır (Şırnak)
19)
Sırrı Sakık (Muş)
20)
Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Mülteci kelimesi
dar anlamıyla kullanıldığında yalnızca 1951
Cenevre Sözleşmesi'nde Sözleşmenin hazırlandığı
günün gerçekliğiyle yapılan tanıma uyanlar için
kullanılabilir. Ancak mülteciyi yasal değil hukuki bir tanım
olarak ele aldığımızda ülkesinden can güvenliğinin
olmayışı tehlikesi ve zulüm korkusuyla kaçan ve geri döndüğünde
canı tehlikeye girecek, zulümle karşılaşacak,
vatandaşı olduğu ülkenin koruması altında olmayan
bireyleri kapsadığını söyleyebiliriz. Kaçak, mülteci,
sığınmacı, göçmen, yabancı işçi gibi kategoriler
birbirinden bağımsız olmak bir yana birbirine zaman ve
koşullar içinde evrilen kategorilerdir.
Tüm diğer
yabancılar gibi mülteciler de Türkiye'de bir "güvenlik sorunu"
olarak algılanmakta, kontrol edilmeleri, gözaltında tutulmaları
için bütün yaptırımlar titizlikle uygulanırken hakların
kullanımına gelindiğinde dolaylı ya da doğrudan
engellemeler söz konusu olmaktadır.
Yönetenlerin
gözünde Türkiye topraklarında yaşayan göçmen,
sığınmacı, mülteci yabancılar homojen bir grup
teşkil etmemektedir. Bu, mevcut farklılıkların
tanınmasından ziyade, ırka ve sınıfa dayalı
ayrımcı bir perspektifin varlığına işaret
etmektedir. Bu ayrımcılık, yabancıların bürokratik
işlemlerinin sürdürüldüğü birimlerde adı konmadan uygulanmakla
kalmamakta, yasal düzenlemelerle de apaçık kuvvetlendirilmektedir.
Özellikle yabancıların iş iznini düzenleyen kanunlarda bu
ayrımcı perspektifin somut göstergelerini bulmak mümkündür.
Yabancıların
iş izni farklı kanunlar ve yönetmeliklerle düzenlenmektedir. Bu
bağlamda ayrımcılığın ilk örneğini iş
kanunlarında soya bağlı olarak yapılan ayırımda görmekteyiz.
4817 sayılı "Yabancıların Çalışma İzni
Hakkında Kanun" ve 2527 sayılı "Türk Soylu
Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe
Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde
Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun" bu
durumun en güzel örneğini teşkil etmektedir.
Son zamanlarda bu
düzenlemelere başka yeni düzenlemeler de katılmıştır:
23.02.2009 tarihli, 2009/14699 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla
yürürlüğe konulan "Çalışma İzninden Muaf Tutulacak
Türk Soylu Yabancılara Dair Yönetmeliğe" göre Batı Trakya
Türkleri, Irak, Çin (Doğu Türkistan), Afganistan ve Bulgaristan'dan gelen
"Türk soylular" iş izninden muaf tutulacaklardır. Bu
kanunlar ve yönetmelikler yabancılara ırka dayalı bir
ayrımcılığın uygulandığının göstergeleridir.
Diğer
ayırım ise sınıf esasına dayanarak yapılan
ayırımdır. Zira Türk soylu olmayan yabancıların
iş iznini düzenleyen diğer bir kanun da 4875 sayılı
"Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu"dur. 4875
sayılı kanuna bağlı yönetmelikle doğrudan yabancı
yatırımlarda çalışan "kilit personel"
tanımı yapılmaktadır. Bu tanıma göre kilit personel,
özetle Türkiye'de kurulu bulunan ve tüzel kişiliğe, belirli ihracat
kapasitesine sahip, en az 250 Sigortalı personel istihdam eden bir
şirketin, üst yönetiminde ya da yürütme pozisyonunda çalışan,
şirketin ortağı olan ya da şirketin üretim sektörüne dair
önemli teknik bilgiyi haiz insanları kapsamaktadır.
Başka bir
takım farklı uygulamaların yanı sıra bu tanıma
uygun olan "kilit personellerin" iş izni talepleri on beş
gün içinde cevaplanırken sıradan yabancıların bir
değerlendirme için ortalama 90 gün beklemeleri gerekmektedir.
Çünkü Türkiye'de
yabancı işçi meselesine yalnızca kaçak işçilik gözüyle
bakılmakta, yabancı işçiyle savaş vurgusunun yanı
sıra "kilit personel"in işini kolaylaştırma
vurgusu yapılmaktadır. Dolayısıyla yönetenlerin perspektifiyle
yapılan "Hakiki Türk Soylu," "Türk Soylu" ve
"Yabancı" ayırımlarının yanına
savaşılması gereken başka durum ise böylesi bir
sınıfsal ayrımcılıktır.
2.-
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin,
Niğde-Ulukışlanın ekonomik ve sosyal sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1018)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, Niğde İlimize bağlı Ulukışla
İlçesi, Anadolu-Bağdat Demiryolu hattının içinden
geçtiği ve aynı zamanda Ankara'dan ve Konya'dan gelen
karayolların birleşerek, güneye giden kolun Adana ve Güney
illerimize, kuzeye giden kolun ise Niğde ve Kayseri istikametine devam
ettiği çok önemli bir kavşak noktasında olmasına rağmen,
gerek kamu yatırımları, gerekse hükümetler tarafından
uygulanan tarım ve turizmi teşvik imkânlarından yeterince
faydalandırılmamış ve geri kalmıştır. Bugün
ilçenin genç nüfusu, sürekli çevre illere göç etmektedir. Bu ilçemizdeki
tarım ve turizm sektörünün canlandırılıp
sorunlarının çözülmesi amacıyla. "Niğde İlimizin
Ulukışla İlçesinin Ekonomik ve Sosyal Sorunlarının
Araştırılması," gereken tedbirlerin ve bunlara
ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için,
Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince, Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Mümin
İnan (Niğde)
2) Mehmet
Şandır (Mersin)
3) D. Ali Torlak (İstanbul)
4) Sabahattin
Çakmakoğlu (Kayseri)
5) Mustafa
Kalaycı (Konya)
6) Emin Haluk
Ayhan (Denizli)
7) Behiç Çelik (Mersin)
8) Kamil Erdal
Sipahi (İzmir)
9) Reşat
Doğru (Tokat)
10) Ahmet Bukan (Çankırı)
11) Beytullah
Asil (Eskişehir)
12) Recep Taner (Aydın)
13) Mehmet Günal (Antalya)
14) Hasan Özdemir (Gaziantep)
15) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
16) Kadir Ural (Mersin)
17) Necati
Özensoy (Bursa)
18) Mehmet Zekai
Özcan (Ankara)
19) Zeki Ertugay (Erzurum)
20) Hüseyin
Yıldız (Antalya)
21) Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın)
22) Yılmaz
Tankut (Adana)
23) Alim
Işık (Kütahya)
24) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
25) Ahmet Orhan (Manisa)
Gerekçe:
Niğde
İlimize bağlı Ulukışla İlçesi, İç Anadolu
Bölgesi'nin Orta Kızılırmak Bölümündeki Orta Toroslar kesiminin
Medetsiz ve Bolkar Dağları arasındaki geniş bölümün
ağzında, Aydos Dağlarının Kuzey eteklerinde
kurulmuştur. İlçe topraklarını Doğuda Adana ilinin
Pozantı, Güneyde Mersin ilinin Tarsus, Batıda Konya ilinin
Ereğli, Kuzeyde Niğde ilinin Bor ve Çamardı ilçeleri çevirir.
Bolkar dağları Konya ovası, Aladağ ve Hasan dağı
arasında kalan Kırkgeçit vadisi arasındaki platoda bulunan
İlçemiz, Anadolu-Bağdat demir yolu hattının içinden
geçtiği ve aynı zamanda Ankara'dan ve Konya'dan gelen
karayollarının birleşerek, güneye giden kolun Adana ve güney
illerimize, kuzeye giden kolun ise Niğde ve Kayseri istikametine devam
ettiği çok önemli bir kavşak noktasında olmasına
rağmen, gerek kamu yatırımları gerekse hükûmetler
tarafından uygulanan tarım ve turizmi teşvik imkânlarından
yeterince faydalandırılmamış ve geri
kalmıştır. Bugün ilçenin genç nüfusu, sürekli çevre illere göç
etmektedir. AKP iktidarları döneminde özellikle bazı bölge ve
şehirler her türlü devlet desteğine mazhar olurken, ülkemizdeki en
yüksek seviyeli okuma yazma oranına sahip ilçelerden biri olan, aydın
ve medeni insanların yetiştiği Ulukışla geçmişten
bugüne kadar üvey evlat muamelesi görmüş ve görmeye de devam etmektedir.
Ülkemiz son
yıllarda maalesef tüketici toplum olmaya özendirilmekte, üretim ise ihmal
edilmektedir. Bu bölgemizde turizm, tarım ve hayvancılık
teşvik edilmeli ve toplum üretime yönlendirilmelidir. Ulukışla
ilçesine özgü bazı üretimler (kiraz, lahana ve fasulye vb. gibi)
desteklenmeli, yaş ve kuru sebze-meyve işleme ve soğuk hava
tesisleri kurularak, daha da geniş kesimlerin bundan faydalanması
sağlanmalıdır.
Ülkemizdeki en
değerli şifalı su kaynaklarından birine sahip olan Çiftehan
kaplıcaları yeterli tanıtım faaliyetiyle kaplıca
turizminin önemli tesislerinden biri hâline getirilmeli, Bolkar
Dağları doğa ve kış sporlarına
açılmalı, dünyada sadece bu bölgede bulunan canlı türleri
dünyaya tanıtılmalıdır. Karagöl ve Çinili gölleriyle,
dünyada sadece bu göllerin kıyısında ve içinde yaşayan
Toros kurbağalarıyla, çiçekleri, buzul gölleri, yüksek zirveleriyle
Bolkar Dağları Toroslar'ın orta merkezinde yer alan Türkiye'nin
en güzel sıradağlarıdır. Bu bölgede, doğa ve
kış sporları merkezleri açılması için gerekli
yatırım ve teşvikler sağlanmalıdır.
Ülkemizin çok
önemli kara yolu ulaşım ağlarının
kavşağında olan, içinden demir yolu geçen ve yine ülkemizin en
önemli limanlarından Mersin Limanına 1-2 saat mesafede olan bu
ilçemiz, çok önemli doğal güzelliklere de sahip olmasına rağmen
bir türlü hak ettiği önemi görmemiş ve devletten yeterli desteği
alamamıştır. Bu nedenle Cumhuriyetin ilk yıllarından
beri ilçe olmasına rağmen yeterince gelişmemiş,
işsizlik sebebiyle sürekli göç vermek zorunda kaldığı için
nüfusu da uzun yıllar boyu artmayıp aksine azalmıştır.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
için "Niğde İlimizin Ulukışla İlçesinin Ekonomik
ve Sosyal Sorunlarının Araştırılması"
amacıyla bir Meclis Araştırması açılması
gerekmektedir.
3.-
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 23 milletvekilinin, tarımda ve
teknolojide kullanılan kimyasalların doğal yaşam zinciri
üzerine yaptığı etkilerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1019)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, Çevre sorunları, gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkelerde toplum gündeminde önemli ve öncelikli konular durumundadır.
Ülkemizde nüfusun önemli bir bölümü tarımla iştigal etmektedir.
Dolayısıyla, çevrenin kirlenmesi, toprak ve su gibi tarım için
oldukça önemli olan doğal kaynakların bileşimlerinin
değişmesi, tarım ürünlerinin kalite ve miktarlarını
olumsuz etkilemektedir. Hayvansal ve bitkisel üretim organik bir bütün
olduğundan, sonuçta insanların en önemli protein veya besin
kaynakları çevre kirliliğinden doğrudan veya dolaylı olarak
etkilenmektedir. Bu nedenle "Tarımda ve teknolojide kullanılan
kimyasalların doğal yaşam zinciri üzerine yaptığı
etkilerin araştırılması", alınması gereken
tedbirlerin ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele
alınabilmesi için, Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince, Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mümin
İnan (Niğde)
2) Mehmet
Şandır (Mersin)
3) D. Ali Torlak (İstanbul)
4) Sabahattin
Çakmakoğlu (Kayseri)
5) Emin Haluk
Ayhan (Denizli)
6) Kamil Erdal
Sipahi (İzmir)
7) Behiç Çelik (Mersin)
8) Reşat
Doğru (Tokat)
9) Ahmet Bukan (Çankırı)
10) Beytullah
Asil (Eskişehir)
11) Recep Taner (Aydın)
12) Mehmet Günal (Antalya)
13) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
14) Kadir Ural (Mersin)
15) Necati
Özensoy (Bursa)
16) Mehmet Zekai
Özcan (Ankara)
17) Zeki Ertugay (Erzurum)
18) Hüseyin
Yıldız (Antalya)
19) Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın)
20) Mustafa
Kalaycı (Konya)
21) Yılmaz
Tankut (Adana)
22) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
23) Ahmet Orhan (Manisa)
24) Alim
Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Son yıllarda
uygulanan tarım politikaları sonucu, gıda sektöründe üretim,
işleme ve dağıtımın giderek, çokuluslu
şirketlerin eline geçmesi, küçük çiftçinin üretimde ve fiyatta söz sahibi
olamamasına dolayısıyla milli gelir içinde aldığı
payın gittikçe azalmasına yol açmıştır. Üretim
teşviklerinin daha çok üreten büyük çiftliklere verilmesi de, küçük
çiftçiyi zor şartlarda ve sosyal çöküntüler içinde
bırakmıştır. Küçük çiftçi içinde bulunduğu zor
şartlardan dolayı verimliliği arttırmak ve yüksek
maliyetlerle baş edebilmek için, büyük şirketler ise daha yüksek kâr
amacıyla, modern tarım dediğimiz tarıma yönelmiştir.
Bu uygulamalar sonucu, tarım alanlarının kullanım biçimi ve
yoğun girdi kullanımı, verim potansiyelini
arttırmış gibi görünse de, zararlı kimyasalların
birikimi ve yeraltı sularına karışımı, gibi
olumsuzluklar, sürdürülebilir toprak verimliliğini ve doğal dengeleri
tehlikeye sokarak toprak ya-pısının bozulmasına yol
açmaktadır. Modern tarımda uygulanan kimyasal ilaç ve gübreler ile
büyüme-gelişmeyi düzenleyiciler(hormonlar) nedeniyle, son yıllarda
gıda maddelerinde sağlığa zararlı
kalıntılarla karşılaşma riski olduğu,
değişik kanallarla sık sık bilim adamları
tarafından dile getirilmektedir. Bu spekülasyonlardan dolayı,
Üreticiler, bazen ürünlerini pazarlama sıkıntısı
yaşamakta ve ürünler çürümeye mahkûm edilerek en başta çiftçilerimiz
mağdur olmaktadır.
Hayvansal
ürünlerde antibiyotik ve hormon kalıntıları, bitkisel
gıdada, işlenmiş ürünlerde, sularda kimyasal gübre ve
ilaçların kalıntıları, tüketiciyi endişelendirmektedir.
Sağlıklı bir çevrede yaşamak ve sağlıklı
gıdaya ulaşmak, sağlıklı beslenmek insanın en
temel anayasal haklarından bir tanesidir.
Günümüzde
çokuluslu şirketlerin yönetimine giren dünyada, maalesef bir
kısım siyasiler ve onların medya ve toplumsal
uzantıları, dünyanın piyasalarla ve para kurlarıyla
işlediğini düşünür olmuşlar ve bu düşüncelerini
topluma da dayatmaya çalışmaktadırlar. Gözünü bu şekilde
karartanlar, doğal zenginliklerini ve kırsal kültürünü kaybeden
toplumların, başta ülke güvenliği ve gelecek nesillerin güven
içinde yaşama hakkı olmak üzere insanı var eden değerleri
farkına varmadan kaybettiklerini maalesef görememektedirler.
Bugün maalesef,
geçmişin çok verimli topraklarında yaşayan birçok ülke
insanı, arazilerinin ve doğal kaynaklarının bir
kısım gelişmiş ülkeler tarafından geçmişte
sömürülmesi sonucu açlık çekmektedir. Gelecekte ülkemizin de bu durumlara
düşmemesi için, Üretimde toprak, su, hava, canlı arasında
süregelen doğal işlevler göz önünde bulundurulmalı ve
toprağın verimlilik ve sürdürülebilirliğini esas alacak
yöntemler araştırılıp geliştirilmelidir.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
için "Tarımda ve teknolojide kullanılan kimyasalların
doğal yaşam zinciri üzerine yaptığı etkilerin araştırılması"
amacıyla bir Meclis Araştırması açılması
gerekmektedir.
4.-
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, doğal
tohumculuğun durumunun tespit edilmesi ve sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1020)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, ülkemizdeki en önemli sektörlerden bir tanesi olan
tarımın temel ana maddesi olan tohumun, gelecekte güvenli bir
şekilde elde edilerek üretimin kimseye bağlı kalmadan
yapılabilmesi, "Ülkemizdeki doğal tohumculuğun durumunun
tespit edilmesi ve sorunlarının
araştırılması" amacıyla alınması
gereken tedbirlerin ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele
alınabilmesi için, Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince, Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mümin
İnan (Niğde)
2) Mehmet
Şandır (Mersin)
3) D. Ali Torlak (İstanbul)
4) Sabahattin
Çakmakoğlu (Kayseri)
5) Emin Haluk
Ayhan (Denizli)
6) Kamil Erdal
Sipahi (İzmir)
7) Behiç Çelik (Mersin)
8) Reşat
Doğru (Tokat)
9) Ahmet Bukan (Çankırı)
10) Beytullah
Asil (Eskişehir)
11) Recep Taner (Aydın)
12) Mehmet Günal (Antalya)
13) Hasan Özdemir (Gaziantep)
14) Osman
Durmuş (Kırıkkale)
15) Kadir Ural (Mersin)
16) Necati
Özensoy (Bursa)
17) Hüseyin
Yıldız (Antalya)
18) Mehmet Zekai
Özcan (Ankara)
19) Zeki Ertugay (Erzurum)
20) Ertuğrul
Kumcuoğlu (Aydın)
21) Mustafa
Kalaycı (Konya)
22) Yılmaz
Tankut (Adana)
23) Cemaleddin
Uslu (Edirne)
24) Ahmet Orhan (Manisa)
25) Alim
Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Konunun
uzmanı birçok bilim adamının yayınlarına göre
ülkemizde, 2009 yılı sonu itibarıyla, tarımının
toprakla birlikte en temel belirleyici öğesi tohumculuğun % 90'dan
fazlasının yabancı firmaların eline geçtiği ifade
edilmektedir. Uluslararası Tohum Ticareti Federasyonu (FIS) tahminlerine
göre, ülkemiz tarımında planlı ve sistemli tohumculuk
faaliyetleri ile, her yıl yerel ticarete konu olan tohumluk ve dikim
materyalinin parasal değeri yaklaşık 2,5-3 milyar doları
bulmaktadır. Ülkemizde, seralarda yetiştirilen sebzeler için
kullanılan tohumluğun tamamına yakınının hibrit
olduğu ve birkaç ülkeden ithal edildiği bilinmektedir.
Konuya
duyarlı Bilim adamlarına göre; "Doğal şartlarda
yetişen bir domatesin tohumundan, fıtri kanunlara göre yeniden bir
domates elde edilmesi gerekirken; "melez azmanı" olarak genetik
çalışmalar ve suni seleksiyonla fıtratın
dışına çıkarılan "hibrit tohumdan elde edilen ve
normal görüntü gösteren domates bitkisinin tohumu toprağa yeniden ekildiğinde
ikinci nesil bitki ve meyveler ilk nesille aynı özellikleri
göstermemektedir. Sonraki nesiller de bir öncekiyle benzeşmemekte ve
birkaç nesil sonra domatesle uzaktan yakından alakası olmayan bir
bitki ile karşılaşılmaktadır."
Dolayısıyla Hibrit bitkilerden alınan tohumların
ekilmesiyle aynı özellikler görülmediğinden, hibrit
tohumlukların her yıl yenilenme mecburiyetleri vardır. Son
yıllarda, Hibrit tohumların yüksek verim düzeyi nedeniyle yerli çeşitlere
alternatif olarak gösterilmeye başlanması ve teşvik edilmesi
sonucu, geçmiş yıllardan bu güne kadar, Türkiye'de tohumundan yeniden
aynı bitkiyi elde edebileceğimiz yerli çeşitlerin neredeyse
kalmadığı ifade edilmektedir. Günümüzde, sera dışında
açıkta yapılan üretimlerde de hibrit çeşitlerin kullanımının
giderek arttığı göz önüne alınırsa gelecekte ülkemiz
tarımı tamamen birkaç ülkenin insafına terk edilmiş
olacaktır.
Son yıllarda
uygulanan tarım politikaları sonucu, Ülkemiz tarımı ve
çiftçisi gittikçe zayıflatılarak gıda güvenliğinde, zirai
ilaçlarda, kimyasal gübrede ve bunların girdilerinde, özellikle hibrit
tohumlarda gittikçe dışarı bağımlı
kılınmış, doğal tohumları piyasadan
kaybettirilerek, adeta biyoemperyalist kıskacına sokulmuştur.
Tohumlukların,
tarımsal verimlilik ile üretim miktarının artırılmasında
ve üretim maliyetinin düşürülmesinde en önemli faktörlerden bir tanesi
olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak gelecekte
tarımımızın korunması ve ülkemizin kimseye muhtaç
kalmadan gıda güvenliğimizin garanti altına alınması
şarttır. Bu sebeple Devletin ilgili kurumları, hiç zaman
kaybetmeden Ülkemizdeki Ari çeşitlerin elde kalanlarının
tespitini yaparak, bunların zarar görmesini engelleyici koruma
alanlarını oluşturmalı ve bu tohumların çeşitliliğini
arttıracak politikalar geliştirerek, ülkemizde doğal
tohumculuğun devamını sağlayacak gerekli tedbirleri
almalıdır.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
için "Ülkemizdeki doğal tohumculuğun durumunun tespit edilmesi
ve sorunlarının araştırılması" amacıyla
bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme
alacağım:
VI.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.-
(2/858) esas numaralı Kanun Teklifinin havale edildiği komisyonlarda
48 saat geçmeden görüşülebilmesi için tavsiyede bulunulmasına ilişkin
MHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 04.02.2011 Cuma günü (bugün) yaptığı
toplantısında, Siyasi Parti Grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince
Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
2/858 Esas
numaralı 31.02.2006 Tarihli Ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Ve
Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 04 Şubat 2011 tarihinde
havale edildiği komisyonlarda 48 saat geçmeden görüşülebilmesi için
tavsiyede bulunulması önerilmiştir.
OKTAY VURAL
(İzmir) Lehinde Sayın Başkan.
BAŞKAN
Lehte Sayın Oktay Vural.
Buyurun
Sayın Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim,
bilindiği gibi, bu torba yasanın -işte çorba yasa, ne denilirse
bilmem, adını nasıl koymak lazım, onu bilemiyorum
gerçekten- görüşülmesi süreci hem Komisyonda uzadı ve Komisyonda
uzadıktan sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda da uzunca
bir süre alıyor. Dün yapılan görüşmelerde, özellikle emeklilerin
maaşını almasında sıkıntılarla
karşılaşıldı yani ocak ayı, mesela,
maaşlarını zamlı alamadılar. Şubat ayı
maaşlarını, hiç olmazsa zamlı bir şekilde, hem ocakla
birlikte alabilmelerini temin etmek gerekir.
Milletvekillerimiz
Ne zaman alacaklar? diye sordu, Sayın Bakan da orada, Emeklilere de
yeni yılda maaşlarının zamlı olarak verilebilmesi için
bu kanunun çıkması lazım. dedi, Eğer gerçekten
anlayış gösterirseniz, bu kanunun çıkmasını
kolaylaştırırsanız, emeklilerimize, ocak ayındaki
farklarla beraber olmak üzere zamlı maaşlarını verme
imkânına sahip olacağız. diye ifade etti.
Biz de Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak, emeklilerimizin bir an önce
maaşlarını alması için, bu torba yasa konusundaki
görüşmelere bağlı kalmaksızın bir kanun teklifi
verdik. Bu kanun teklifimiz de komisyonlara Sayın Başkan
tarafından havale edilmiştir. Bu kanun teklifiyle de doğrudan
doğruya, AKPnin yani Hükûmetin emeklilere öngördüğü aynı
hükümlerin bir an önce ayrılarak kanunlaşmasını temin etmek
istiyoruz. Aslında Milliyetçi Hareket Partisi olarak emeklilere verilen bu
zammın yeterli olmadığını da düşünüyoruz ama
bütün buna rağmen Hükûmetin istediği şekilde, emeklilerin bir an
önce zamlı maaşlarına kavuşması için bir öneri
getirdik, kanun teklifi. Kanun teklifi doğrultusunda da bir an önce
komisyonlarda görüşülmesi için, kırk saat içerisinde
görüşülmesini de temin etmek için hemen bugün komisyonun bunu gündeme
almasını istiyoruz ve gündeme aldığı takdirde de biz
de bu kanun teklifi üzerinde herhangi bir konuşma da
yapmayacağız. Gruplar arasında bir anlaşma olduğu
zaman, komisyon başkanı olacak, komisyondaki milletvekillerimiz de
bununla ilgili teklifi hiç geciktirmeksizin, konuşmadan geçireceğiz.
Meclis Genel Kuruluna hemen, ivedilikle Danışma Kuruluna
getireceğiz. Bugün hemen bununla ilgili, kanunlaşmasını
temin etmek, emeklilerin de bir an önce maaşını
almasını temin etmek amacıyla bu teklifi yerine getiriyoruz. Ve
Sayın Bakanın bu ifadesi karşısında da ben de Genel
Kurulda diyordum ki: Kanun teklifini getiriyoruz, geçmeden komisyonda, kırk sekiz saati
geçmeden de Genel Kurulda kanunlaştıralım. diye ifade ediyoruz.
Bugün bu müjdeli haberi emeklilerimize vermiş oluruz. Ne yaparız?
Torba yasadan da bunu -madde metninden- çıkartırız, bunu hemen
bitiririz. Dolayısıyla, Sayın Bakanı da emeklilerin
maaşını bu torba yasanın kanunlaşmasının
sonuna ertelemesi gibi bir mazeretten de kurtarmış oluruz.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak arzumuz ve isteğimiz, bu paket
içerisinde emeklilere verilen imkânları hemen şimdi
kanunlaştıralım, ayrıştıralım ve bu yolla
emeklilerin bir an önce bu zamlı maaşlara kavuşmasını
temin edelim, önerimizin amacı ve hedefi budur. Sayın Bakan da,
eğer, bu konuda gerçekten samimi ise, bu torba yasada yer
aldığını ifade edip buradaki görüşmelerden dolayı
bu emeklilerin maaşlarını almasının uzadığını
iddia ediyorsa, biz de açık çek olarak diyoruz ki: Gelin, bu kanun
teklifini hemen komisyonda bugün görüşelim. Genel Kurulda da kırk
sekiz saat geçmeden görüşülmesini temin etmek suretiyle emeklilerimize bir
müjde verelim. Milliyetçi Hareket Partisinin Grup önerisi budur. Umarım,
değerli milletvekilleri, hemen bunu temin ederiz ve bu konuda
tartışmalara girmeden, birtakım spekülasyonlara girmeden bunu
temin ederiz.
Bundan sonraki
çalışma dönemi içerisinde beşinci bölümün sonuna kadar
tamamlanması, beşinci bölümden sonra da, gerçekten, polislerimizin
beklediği, bu, özellikle askerlik yapmayla ilgili bir kanun kabul edildi,
bunu da hemen bugün geçiririz. Burada biz mutabakat içerisinde olduğumuzu
ifade ediyoruz. Gerçekten, polislerimizin askerlik hizmetini yapmış
olma konusunda getirilen bu öneriyi, teklifi, biz de kabul ediyoruz,
destekliyoruz. Bugün, inşallah, bunu da hayırlı bir şekilde
temin ederiz. Hem emeklilerimizi hem de polislerimizi bu konuda müjdeli bir
haberle hafta sonunu geçirmeye davet ediyorum. Bu konuda AKP Grubunun da
önerisi vardır, bitimine kadar, polislerin askerlik mesleğinden muaf
sayılmasına ilişkin. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu
öneriyi, açıkçası, hemen geçirilmesi konusunda da
destekleyeceğimizi ifade ediyorum.
Sayın
Başkan, çok teşekkür ediyorum. Arzım bu kadardır efendim.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Vural.
Sayın
Elitaş, önerinin aleyhinde, buyurun.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün akşam
siyasi parti grup başkan vekillerimizin Sayın Meclis Başkan
Vekilimizin başkanlığındaki yaptıkları mutabakat
çerçevesinde bugün Türkiye Büyük Millet Meclisine tüm siyasi partilerimizin, AK
PARTİ Grubu hariç olmak üzere, grup önerisi vermemeleri konusunda bir
uzlaşma hasıl oldu. Sadece Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisi verecek, grup önerisinde de pazartesi günü çalışma takvimi
ortaya konulacak ve daha önceki aldığımız karar
gereğince, bugün şu bölümün bitimine kadar, salı günü öbür
bölümün bitimine kadar diye aldığımız karar gereğince
aslında normal şartlar altında cuma günü yedinci bölümün
bitimine kadar gelmemiz gerekiyordu. Fakat çalışmaların
çeşitli şartlar altında ve muhalefet partisi milletvekili
arkadaşlarımızın her madde üzerinde verdikleri önergeler
doğrultusunda sabah saat üçe kadar, dörde kadar çalışmamıza
rağmen maddeleri bitirme, programımızı bitirme
imkânımız bulunamamıştı.
Tekrar ediyorum,
değerli grup başkan vekillerimizin aldıkları centilmenlik
anlaşması gereğince bütün siyasi partilerimiz grup önerisi
vermeyecekler, biz de bu çalışma programını
yapacaktık. Bugün Meclis Başkan Vekilimizin
başkanlığında yaptığımız
Danışma Kurulunda Cumhuriyet Halk Partisi ile Barış ve
Demokrasi Partisi verdikleri grup önerilerini yaptığımız
anlaşma gereğince geri çektiler ama Milliyetçi Hareket Partisinin
Sayın Grup Başkan Vekili Dün Sayın Bakana verdiğimiz soru,
emeklilere verilecek maaşın bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunda görüşülmesinin sağlanması amacıyla dünkü
verdiğimiz ve tutanaklara geçen konunun hayata geçirilmesi amacıyla
bu grup önerisini vereceğiz. dediler. Biz de birer ikişer dakika, bu
konuyla ilgili görüşlerimizi beyan etmek üzere, grup önerilerinde lehte ve
aleyhte konuşuyoruz.
Aslında
Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği grup önerisine itiraz etmemiz mümkün
değil çünkü torba yasa tasarısı içerisinde zaten bu madde
mevcut. Kendileri de ifade ettiler, torba yasa tasarısı içerisindeki
mevcut maddeyi aynen kanun teklifi olarak bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sundular. Meclis
Başkanlığı da -Meclis Başkan Vekilinden
aldığımız bilgi çerçevesinde- bugün havale etmiş.
Aslında,
İç Tüzükün 19uncu maddesi ve 36ncı maddesi gereğince bu
Danışma Kurulu önerisinin gündeme alınmaması gerekir.
Bakınız, 36ncı madde kırk sekiz saatlik süreyi ifade
ediyor. İkinci fıkrasında da Danışma Kurulunun
tavsiyesi veya bir kanun tasarı veya teklifinin tümünün veya belli
hükümlerinin komisyona geri alınması veya geri verilmesi hâllerinde,
yukarıdaki fıkrada yazılı süre kaydına uyulmayabilir.
diyor. Birinci fıkrada kırk sekiz saatlik süreyi söylüyor.
Değerli
arkadaşlar, şu anda Milliyetçi Hareket Partisinin kanun teklifi gelen
kâğıtlar kısmında da yayınlanmadı, gelen
kâğıtlar kısmında yayınlanmış olsa, bu
teklif Danışma Kurulunda oy birliğiyle
alındığı takdirde bu gündeme gelebilir. Bugün Meclis
Başkanlığının bu grup önerisini, tavsiyesini,
Danışma Kurulunun tavsiyesi olmadan bu grup önerisini gündeme alması,
açıkçası, başka bir siyasi partinin kırk sekiz saat
geçmeden, Danışma Kurulunun ortak imzasına ihtiyaç kalmadan,
grup önerisi getirerek kırk sekiz saatlik süreyi aşmasına
fırsat vermek gibi bir düzenlemeyi, bir içtihadı oluşturma
noktasında da açıkçası bir ön açma durumu ortaya
çıkıyor.
Biz
Danışma Kurulunda bunları izah etmeye çalıştık.
Başkanlık Divanına bu konuyu intikal ettirdik.
Bakınız, bir gelenek oluşturacaksınız, bir içtihat
oluşturacaksınız. dedik. Danışma Kurulunun, 19uncu
maddede sayılmayan, 36ncı maddedeki hükmüne aykırı bir
hareketle, 89uncu maddedeki tekriri müzakereyle ilgili kısım hariç
olmak üzere diye bize Başkanlık Divanı oraya paralel bir
şekilde söyledi ama açıkçası bundan sonra, kırk sekiz saat
geçmeden ve gündemde basılıp dağıtılmadan,
yayınlanmadan, herhangi bir konuyu, herhangi bir siyasi partinin buraya
getirip grup önerisiyle oylama imkânını verme noktasına geliyor
diye düşünüyorum. Ümit ediyorum, diliyorum, Milliyetçi Hareket Partisi
grup önerisini şu andan itibaren çeker, böyle bir içtihadın oluşmasına
fırsat vermemiş olur diye kendilerine ifade ediyorum.
Gelelim ikinci
kısma. Değerli arkadaşlar, bakınız, bizim geçen hafta
aldığımız Danışma Kurulunda bugün yedinci bölümün
bitimine kadar çalışma kararını almıştık.
Salı günü sekizinci bölümün bitimi, çarşamba gün de dokuzuncu bölümün
bitimi idi. Yani dokuzuncu bölümün bitimi demek, torba yasa
tasarısının tamamının Türkiye Büyük Millet Meclisinin
değerli milletvekilleri tarafından onaylanması anlamına
gelecekti. Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği teklif gelen
kâğıtlarda yayınlanacak ve İçişleri Komisyonu ya da
Plan Bütçe Komisyonu, hangi komisyonumuz, buna, Meclis
Başkanlığı havale ederse gündem oluşturacak, gündem
oluştururken Plan Bütçe Komisyonu Başkanımız diğer siyasi
partilerle görüşecek, onlar da kabul edecekler ve ancak bunu salı ya
da çarşamba günü görüşme imkânımız olacak. Ben diyorum ki:
Gelin, teklif ediyorum, madem emeklilerle ilgili bu kadar hassas
davranıyorsunuz, bir an önce bu yasa tasarısının
çıkıp emeklilerimizin 15inden önce bu maaşlarını
almasını istiyorsunuz. Verdiğiniz önergelerde diyorsunuz ki:
50inci maddede geçen şart ifadesinin koşul olarak
değiştirilmesi diye önergeler verip burada konuşuyorsunuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Çok ciddi önergeler veriyoruz, çok kapsamlı önergeler
veriyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Gelin, bugünkü yaptığımız o
anlaşma gibi, çok kapsamlı, tek kelimelik önergeler vermek yerine,
bugünkü yaptığımız anlaşma gibi gelin bu
tasarının tamamını bitirelim.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bizim önergelere hiç bakmadığınız anlaşılıyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Salı gününü de kalmadan, biz, emeklilerimizin
maaşını bir an önce verme mutluluğunu, gururunu, huzurunu
hep birlikte yaşamış olalım diye ifade ediyorum.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Yani Lokomotifte ısrar ediyoruz. diyorsunuz Sayın
Grup Başkan Vekili, yani bonbona devam, bonbon şekerine devam.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar muhalefet
partilerinin verdiği önergeler içerisinde muhakkak ki dikkate
alınacak önergeler de var ama özellikle ilk 60 maddeyle ilgili verilen
önergeler hep tek kelimelik önergeler.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Hani iki dakika konuşacaktın Sayın
Elitaş?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar, teklif ediyorum,
muhalefet partisi grup başkan vekillerimize söylüyorum, emeklilerle ilgili
hepimiz hassasiyet içerisindeyiz. Eğer öyle bir meselemiz varsa bugün
bitirelim, olmazsa pazartesi günü bitirelim bu kanun tasarısını.
Zaten normal şartlar altında o kanun tasarısı
basılıp...
OKTAY VURAL
(İzmir) Hodri meydan...
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Yani lokomotifte ısrar ediyorsunuz. Emekli
maaşları lokomotif olsun!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
...Sayın Cumhurbaşkanının imzasıyla torba
tasarının zamanı aynı olduğundan dolayı, biz bu
önergeye karşı olduğumuzu ifade ediyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Buyurun efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Tabii, aslında, Sayın Elitaş biraz önce şeyi
söyledi, bu Danışma Kurulu kararı, 36 filan... Bunlarla ilgili
konular hiç Danışma Kurulunda görüşülmedi. Hiç bu konuda bir
tane kelime etmedi Sayın Elitaş. Getirin tutanakları, getirin
tutanakları... Bir tane kelime etmedi. Diyor ki: Bunlardan bahsettim.
Bakın
Sayın Başkan Bekleme süresi havale tarihinden itibaren kırk
sekiz saat sonra başlar. diyor. Ben de diyorum ki kırk sekiz saat
sonra başlamasın. Neresi İç Tüzüke aykırı?
İkincisi,
tavsiyesiyle ilgili, diyor ki: Danışma Kurulunun tavsiyesi üzerine
azaltılabilir. 19uncu maddede diyor ki: İç Tüzükte
Danışma Kurulunun tespitine, teklifine veya görüş bildirmesine bağlanmış
olan konularda siyasi partiler öneri verebilir. Dolayısıyla,
Başkanlığın bu konuda yaptığı uygulama
kırk sekiz saat geçmeden... Ki daha önce de yapıldı bunlar, grup
önerisi yapıldı. Ben diyorum ki açık ve samimi, Komisyon
Başkanı burada, hemen yapalım, bitirelim. Bugün bu bölümün
bitiminde hemen bu kanun teklifini de bitiririz, emeklilere de müjde veririz.
Gelin, bu müjdeyi mahrum ettirmeyin emeklilerimizden.
Bunu arz
ediyorum. Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Genel Kurulun,
Danışma Kurulunun tavsiyesiyle ilgili hiçbir konu grup önerisi olarak
bugüne kadar benim hatırladığım kadarıyla
gelmemiştir. Şu andaki gelen, gelen kâğıtlar kısmında
yayınlanmayan bir konunun görüşülmesi de ilk defa olmaktadır.
Şu anda Başkanlık Divanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı bir içtihat oluşturmaktadır.
Başka siyasi partilerin bu konuyla ilgili gelen kâğıtlar
kısmında yayınlanmamış bir kısmı da gündeme
almasına fırsat oluşturmaktadır. Ben bunu sadece tavsiye ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili eğer önergesini geri
çekerse içtihat oluşmasına fırsat vermemiştir diye ifade
ediyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Önergeyi destekleyin. Boş verin, emeklilerin
ızdırabından zevk almayın. Ne lüzum var?
BAŞKAN
Grup Başkan Vekillerimizin konuşmaları tutanaklara
geçmiştir.
Grup önerisinin
lehinde Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce.
Buyurun
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Başbakan söz verdi. O sözü bir an önce yerine getirsin diye
uğraşıyoruz.
RECEP KORAL
(İstanbul) Teşekkür ediyoruz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii,
mantık aynı olunca Sayın Elitaş, pek bir şey
değişmiyor, tıpkı referandumda olduğu gibi.
İçinde, referandumun düzgün maddeleri var mı? Var.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Hepsi düzgün.
MUHARREM
İNCE (Devamla) - Zehir var mı? Var. Bu torba da aynı. Bu torbada
da bizim desteklediğimiz maddeler var ama karşı
çıktıklarımız da var.
Şunu
söyleyeyim: Bu torbada ne yok, önce ona bakmak lazım. Bu torbada çek
mağdurları yok, kredi kartı mağdurları yok, çiftçinin
Ziraat Bankasına olan borçları yok, esnafın Halk Bankasına
olan borçları yok. Bunlar yok, bunları koysaydınız,
bunları da destekleyecektik.
Şimdi,
emeklilerimizin maaşlarının ne zaman zamlı
alınacağı
Tabii ki bir an önce alsınlar, biz destekliyoruz
ama bu desteğimiz şu anda partinin grup başkan vekili olarak
kürsüye çıkıp da şu anda bu desteğimizi belirtmiyorum ki
ben. Bizim arkadaşlarımız bütçe görüşmelerinde -bunun
asıl çözüm yeri, asıl başlangıcı bütçedir- bunun
önergesini verdiler. AKP bunu reddetti. Daha sonra yine Grup Başkan
Vekilimiz Sayın Hamzaçebinin bu konuda kanun teklifi var. Hemen getirin
yapalım, artı, yine bu torba yasa görüşülürken Komisyon üyesi
arkadaşlarımızın 60 lirayı 100 lira, yüzde 4ü yüzde
10 teklifleri var, Komisyonda bunu reddettiniz. Genel Kurulda yine
önergelerimiz var. Yüzde 4ün yüzde 10, 60ın 100 lira olması
şeklinde burada da önergelerimiz var. Biz bunu çok çeşitli defalar
dile getirmişiz. Biz hemen ne gerekiyorsa, en acil nasıl yapmak
gerekiyorsa, yirmidört saat içinde, kırk sekiz saat içinde, biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak emeklilerimizin bir an önce zamlı maaşlarına
kavuşmalarına seviniriz. Bütün desteğimiz, bütün grubumuzun
desteği emeklilerimizle birliktedir.
Değerli
arkadaşlar, yine, bir başka konu, tabii ki, bugün, polislerin
askerlikle ilgili sorunlarının çözülmesi. Bu konuda desteğimizi
belirttik ama şunu da söylemek zorundayım burada: Bu yetmez.
Doktorlar da bu ülkede kamu hizmeti yapıyorlar ve mesleğini
yapıyorlar. Öğretmenler için de bu geçerli, belki başka meslek
grupları için de geçerli. Bu düzenlemelerin devam etmesini, diğer
meslek grupları için de geldiğinde bu konuda desteğimizi
vereceğimizi şimdiden belirtmiş olayım.
Ve
emeklilerimizle ilgili durum şu sayın milletvekilleri: 10 milyon
emekli var bu ülkede. Bunların 8 milyon 300 bini 825 liranın
altında maaş alıyor. Yani 6 Ocak 2011 tarihinde TÜİKin
açıkladığı rakamlara göre 825 lira yoksulluk
sınırıdır. 10 milyon emeklinin 8 milyon 300 bini 825
liranın altında alıyorsa bu konuda ciddi bir problem var
demektir. Siz, her ne kadar bu tasarının içerisinde, az önce de
söylediğim gibi, çiftçiyi, esnafı, çek mağdurlarını,
kredi kartı mağdurlarını katmasanız da söz vermenize
rağmen, her iki bakanın da söz vermesine rağmen, sözleşmeli
öğretmenlerin kadroya geçmesini yapmasanız da, bu torbanın içine
koymasanız da biz emeklilerimize yapılacak olan iyileştirmelerin
bir an önce, hiç beklemeden yapılması için var gücümüzle
yanınızdayız diyorum, hepinize teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Grup önerisi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri
kabul edilmemiştir.
Diğer
öneriyi okutuyorum:
2.-
Gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulunun 04.02.2011 Cuma günü (bugün) yaptığı toplantıda,
siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
Öneri:
Bastırılarak
dağıtılan ve Gelen Kağıtlar listesinde yayımlanan
610 ve 609 Sıra Sayılı Kanun Tasarılarının 48
saat geçmeden gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler Kısmının 3 ve 5 inci sıralarına,
608, 569, 570, 572, 573, 592, 593, 594, 595, 591, 596, 597, 598, 600, 601, 602,
603, 604 ve 605 sıra sayılı Kanun Tasarılarının
ise bu kısmın 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20,
21, 22, 23 ve 24 üncü sıralarına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 7 ve 14 Şubat 2011
Pazartesi günü de toplanarak gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile
komisyonlardan gelen diğer işler kısmında yer alan
işlerin görüşülmesi;
7, 9, 10, 11, 14,
16, 17, 18, 23, 24 ve 25 Şubat 2011 Pazartesi, Çarşamba,
Perşembe, Cuma günlerinde saat
14.00'te toplanması,
15 ve 22
Şubat 2011 Salı günlerindeki birleşimlerde sözlü soruların
görüşülmeyerek gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan
gelen diğer işlerin görüşülmesi,
04 Şubat
2011 Cuma günü (bugün) 608 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar, 608
sıra sayılı tasarının görüşmelerinin bu
birleşimde tamamlanamaması halinde 05 Şubat 2011 Cumartesi günü
saat 14:00'de toplanarak bu tasarının görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
07 Şubat
2011 Pazartesi günü 569 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
08 Şubat
2011 Salı günü 570 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
09 Şubat
2011 Çarşamba günü 572 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
10 Şubat
2011 Perşembe günü 573 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
11 Şubat
2011 Cuma günü 535 sıra sayılı kanun tasarısının
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
14 Şubat
2011 Pazartesi günü 594 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
15 Şubat
2011 Salı günü 595 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
16 Şubat
2011 Çarşamba günü 591 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
17 Şubat
2011 Perşembe günü 596 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
18 Şubat
2011 Cuma günü 597 sıra sayılı kanun tasarısının
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
Çalışmalarına
devam etmesi, bu birleşimlerde gece 24.00'de günlük programların
tamamlanamaması halinde günlük programların tamamlanmasına kadar
çalışmalara devam edilmesi,
22, 23, 24 ve 25
Şubat 2011 Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günlerindeki
birleşimlerde saat 23.00'e kadar çalışmalarını
sürdürmesi,
610 ve 609
Sıra Sayılı Kanun Tasarılarının, içtüzüğün
91 maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetvellerdeki şekliyle olması önerilmiştir.
609 Sıra Sayılı
Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve
Anayasa Komisyonları Raporları
(1/991)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
ila 16 ncı maddeler 16
2. BÖLÜM 17
ila 37 nci maddeler
(Geçici
Madde 1 Dâhil) 22
TOPLAM
MADDE SAYISI 38
610 Sıra Sayılı
Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/994)
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ
MADDE
SAYISI
1. BÖLÜM 1
ila 10 uncu maddeler 10
2. BÖLÜM 11
ila 15 inci maddeler
(13
üncü Maddenin 1. Fıkrasının (a)
ve
(b) bentleri ile 2. Fıkrası ve
Geçici
1,2 ve 3 üncü Maddeler Dâhil) 10
TOPLAM
MADDE SAYISI 20
BAŞKAN
Mustafa Bey, AK PARTİnin grup önerisini okuttum, lehinde konuşacak
mısınız?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hayır efendim, konuşmayacağız.
BAŞKAN
Aleyhte, Sayın Oktay Vural
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ara verelim Başkanım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Başkanım, beş dakika ara verelim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.08
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin İkinci Oturumunu
açıyorum.
AK PARTİ Grubunun grup önerisinde bir
düzeltme olmuştur, yeniden okutuyorum:
Öneri:
608, 569, 570,
572, 573, 592, 593, 594, 595, 591, 596, 597, 598, 600, 601, 602, 603, 604 ve
605 sıra sayılı Kanun Tasarılarının bu
kısmın 3, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22,
23 ve 24 üncü sıralarına alınması ve diğer
işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun;
Haftalık
çalışma günlerinin dışında 7 ve 14 Şubat 2011
Pazartesi günleri de toplanarak gündemin Kanun Tasarı Ve Teklifleri
İle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmında yer
alan işlerin görüşülmesi;
4 Şubat 2011
Cuma günü 606 Sıra Sayılı Tasarının 5. Bölümünün
tamamlanmasını müteakip 608 Sıra Sayılı
Tasarının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışmalara devam olunması, çalışmaların
tamamlanamaması halinde 5 Şubat 2011 Cumartesi günü saat 14.00'te
toplanarak 608 Sıra Sayılı Tasarının
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışmalara devam
edilmesi,
7 Şubat 2011
Pazartesi saat 14.00'te; 9 ve 10 Şubat Çarşamba ve Perşembe günleri
saat 13.00'te toplanması,
7 Şubat 2011
Pazartesi günü 606 Sıra Sayılı Tasarının 6. Bölümünün;
8 Şubat 2011 Salı günü 606 Sıra Sayılı
Tasarının 7. Bölümünün; 9 Şubat 2011 Çarşamba günü 606
Sıra Sayılı Tasarının 8. Bölümünün; 10 Şubat 2011
Perşembe günü 606 Sıra Sayılı Tasarının 9.
Bölümünün tamamlanmasına kadar çalışması,
çalışmaların tamamlanmaması halinde 11 Şubat 2011 Cuma
günü Tasarının görüşmelerinin tamamlanmasından sonra
gündemin Kanun Tasarı Ve Teklifleri İle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmında yer alan işlerin
görüşülmelerine devam olunması,
Önerilmiştir.
Mustafa
Elitaş
AK
PARTİ Grup Başkan Vekili
BAŞKAN Söz
talebi? Yok.
Grup önerisini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
VII.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere
Seçim
1.-
Adalet Komisyonunda açık bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN -
Adalet Komisyonunda boş bulunan ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
düşen 5 üyelik için Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay, Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atay, Eskişehir Milletvekili Hüseyin Tayfun
İçli, Hatay Milletvekili Fuat Çay ve İzmir Milletvekili Ahmet Ersin
aday gösterilmişlerdir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, alınan karar gereğince gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa
Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile benzer mahiyetteki 59 kanun teklifi ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.-
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin;
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu Milletvekili
Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin;
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer
Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi
ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2,
2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261,
2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460,
2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682,
2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769,
2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810,
2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)(x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, geçen birleşimde İç Tüzük'ün 91'inci maddesine göre
temel kanun olarak görüşülen tasarının dördüncü bölümünde yer
alan 85'inci maddesi kapalı oturumda kabul edilmişti. Kapalı
oturumlardan sonraki görüşmelerde en son 90ıncı madde kabul
edilmiştir.
Evet, şimdi
91inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi oktuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 91
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal
Manisa Konya Antalya
Emin Haluk Ayhan Oktay
Vural
Denizli İzmir
"Madde 91-
4760 sayılı Kanunun 7/A maddesinde yer alan "2710.19.41.00.11,
2710.19.41.00.18, 2710.19.45.00.11, 2710.19.45.00.12 ve 2710.19.49.00.11
G.T.İ.P. numaralı" ibaresi, "2710.19.41.00.11,
2710.19.41.00.13 ve 2710.19.45.00.12 G.T.İ.P. numaralı" olarak
ayrıca 12 maddesinin 2'inci fıkrasının a bendinde yer alan
"her bir mal itibarıyla en yüksek vergi tutarının
yarısına kadar artırmaya" ibaresinin "her bir mal
itibarıyla yeniden değerleme oranı kadar arttırmaya"
şeklinde değiştirilmiştir."
(x) 606 S.
Sayılı Basmayazı 26/01/2011 tarihli 53üncü Birleşim
Tutanağına eklidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Vural
OKTAY VURAL
(İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Danıştay
Dava Daireleri Tüketici Dernekleri tarafından yeniden değerleme
oranının % 2,2 olmasına karşın Bakanlar Kurulu
Kararı ile Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listede
yer alan ürünlerden alınan maktu vergi tutarlarının % 10'un
üzerinde artmasının iptali için açılan davada vermiş
olduğu 2010/52 esas sayılı yürütmeyi durdurma kararında
2009 ve 2010 yılında haksız arttırılan ÖTV'lerin
iptali ve haksız alınan ÖTV'lerin iadesine karar vermiştir. Bu
kanunda yapılan düzenleme ile bu durum düzeltilmeye çalışmakta,
Hükümet yargı kararlarını by-pas etmek için ÖTV Kanununa ekli
listeleri bu tasarı ile yeniden düzenlemektedir.
Danıştay
kararının gerekçesinde yer alan "Anayasanın 73 üncü
maddesinin 4 üncü fıkrasının gerekçesinde, Bakanlar Kuruluna
verilen yetkinin; vergi yükünün muaflık ve istisnaların reel olarak
zamanla düşmesini engellemek üzere verildiği ve amaç kanunda
gösterilen unsur içinde kalması gerektiğidir." ibaresidir. Bu
ibare ile hükümetin vergi oranlarını düzenlerken hukuk devleti
ilkelerini çiğnediği anlaşılmaktadır. Hükümet ÖTV'de
Danıştay'ın bu kararını bu Kanunla by-pas etmek
istemektedir. Ancak aynı kararın bir uzantısı olarak
harçlar ve damga vergisi başta olmak üzere Bakanlar Kurulu Kararı
doğrultusunda arttırılan bütün vergilerde benzer durum ortaya
çıkacaktır.
Yapılan
düzenlemeyle Özel Tüketim Vergisi Kanunun 12 nci maddesinin 1 inci
Fıkrasının a bendi, Anayasanın 73 üncü maddesinin 4 üncü
fıkrasının gerekçesinde belirtilen Bakanlar Kuruluna verilen
yetkinin; vergi yükünün muaflık ve istisnaların reel olarak zamanla
düşmesini engellemek üzere verildiği ve amaç kanunda gösterilen unsur
içinde kalması amaçlanmıştır ifadesi ile paralel hale
getirilmiştir.
BAŞKAN
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
92nci madde
üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısı'nın 92 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal |
|
Manisa Konya Antalya |
|
Emin Haluk Ayhan Kamil Erdal Sipahi Oktay Vural |
|
Denizli İzmir İzmir |
Madde 92- 4760
sayılı Kanunun Geçici 5 inci maddesinde yer alan
"2710.19.61.00.11, 2710.19.61.00.19, 2710.19.63.00.11, 2710.19.63.00.19,
2710.19.65.00.11, 2710.19.65.00.19, 2710.19.69.00.11 ve 2710.19.69.00.99
G.T.İ.P. numaralı" ibaresi "2710.19.61.00.11,
2710.19.63.00.11, 2710.19.65.00.11 ve 2710.19.69.00.11 G.T.İ.P.
numaralı" olarak; aynı maddedeki "2710.19.41.00.11,
2710.19.41.00.18, 2710.19.45.00.11, 2710.19.45.00.12 ve 2710.19.49.00.11
G.T.İ.P. numaralı" ibaresi ise "2710.19.41.00.11,
2710.19.41.00.13 ve 2710.19.45.00.12 G.T.İ.P. numaralı" olarak
ve 7 nci maddenin 2 nci fıkrasının a bendinde yer alan
"malûl ve engelliler" ibaresinin "malûl ve engelliler ile
sakatlık derecesine bakılmaksızın gaziler" olarak
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Sipahi, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
KAMİL ERDAL SİPAHİ
(İzmir) Sayın Başkan, size ve yüce Meclisimize saygılar
sunuyorum.
606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 9uncu maddesi üzerinde
verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz aldım.
Değişiklik
önergemiz değerli gazilerimizle ilgilidir. Bizim Milliyetçi Hareket
Partisi olarak verdiğimiz bu değişiklik önergesi, malul ve
engelliler ile sakatlık derecesine bakılmaksızın tüm
gazilerimizin binek otomobili alırken özel tüketim vergisi (ÖTV)den muaf
tutulmaları yani ÖTV ödememeleri için verilmiş bir önergedir.
Devletimiz ve
yüce milletimiz için, şanlı bayrağımız için
canını ortaya koymuş muharip gazilerimiz bu ve benzeri her hak
ve imkâna layıktır. Bu vesileyle tüm gazilerimize Milliyetçi Hareket
Partisi adına en iyi dileklerimi sunuyorum, hayatta olmayanlara rahmet
diliyorum.
Şimdi de
muharip gazilerimizin diğer bazı önemli sorunlarına bu vesileyle
değinmek istiyorum. Bu konudaki bilgileri benimle paylaşan ve
şimdi gündeme getireceğim konularda beni bilgilendiren İzmirli
gazilerimize, şube başkanı Kıbrıs gazisi Sayın
Mehmet Gökmen başta olmak üzere, selamlarımı sunuyorum.
Maalesef,
yasalarımızda şehit ve gazilik kavramlarının yeterli
bir tanımı yapılmadığından, İstiklal
Savaşı, Kore, Kıbrıs şehit ve gazilerimiz ile
ülkemizin bölünmez bütünlüğü uğruna şehit ve gazi olanlar
arasında yasal birtakım farklılıklar vardır. Bu yasal
farklılıklar maddi farklılıklar hâline de
dönüşmektedir.
Bana mektup
gönderen İzmirli muharip gaziler şöyle demişler: Sayın
milletvekilleri, 1968 tarihli 1005 sayılı İstiklal
Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref
Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun ile
İstiklal Savaşı, Kore Savaşı ve Kıbrıs
Barış Harekâtına katılan gazilere maaş
bağlanmıştır. Sosyal güvenlik kurumlarını
ilgilendirmeyen yani bir kurumda çalışmayan gazilere 6/2/2007 tarih
ve 5595 sayılı Kanun gereğince aylıklarının on
altı yaşından büyük işçilere uygulanan otuz günlük net
asgari tutar esas alınarak -ki dul eşler için bu tutarın yüzde 75i
esas alınmaktadır- ödeme yapılmaktadır. Muharip
gazilerimize verilen bu maaşın tutarı 1 Ocak 2011 tarihi
itibarıyla net olarak 629 lira 96 kuruştur, dul eşler için ise
472 lira 47 kuruştur. Sosyal güvencesi olan muharip gazilerin
almış oldukları maaş ise gene aynı tarih
itibarıyla net olarak 371 lira 90 kuruştur, dul eşler için biraz
önceki örnekten gidersek bu tutarın yüzde 75i esas
alındığı için 278 lira 92 kuruştur.
Anayasamızın 61inci maddesine göre Devlet, harp ve vazife
şehitlerinin dul, yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda
kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Anayasamızın
10uncu maddesine göre, devlet organları ve idare makamları bütün
işlemlerinde Kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket
etmek zorundadır ancak sosyal güvencesi olan gaziler ile sosyal güvencesi
olmayan gaziler arasında bu şeref aylığı
bağlanmasından dolayı bir eşitsizlik meydana gelmiştir
ki, sosyal güvencesi olan, olmayan şekilde siz, muharip gazileri
nasıl bir tasnife tabi tutarsınız? Bunu da ben yüce
Meclisimizin takdirlerine sunuyorum.
İşte bu
haksız tasniften dolayı ortaya çıkan fark tam 258 liradır
yani sosyal güvencesi olmayanlar 258 lira diğerlerine göre fazla para
almaktadırlar. Şeref aylığında bütün muharip gazilere
eşit davranılması için mutlaka çalışma
yapılmalıdır. Bu konuda yardım beklemekteyiz.
Yine,
İzmirli gazilerimiz Yazılı ve görsel medyada, sizlerin de
malumatı olduğu üzere, muharip gazilerin yaşam
koşulları ve ekonomik durumları iyi olmadığı için
bazı muharip gazilerin intihar ettiği ve bazılarının
da vefatlarından çok sonra cesetlerinin ücra köşelerde
bulunduğunu muhakkak duyuyorsunuz ve okuyorsunuz. diye hitap
etmişler.
Muharip
gazilerimizin büyük kısmının yetişkin evlatları
-diğer bir sorun olarak- işsiz durumdadır. Bu husus da aile
bütçesine yük getirmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarında muharip
gazilerin çocuklarına da işe alınmada öncelik verilmesi
hususunda yardım ve destek gerekmektedir.
Özet olarak,
muharip gazilerimizin istedikleri, şeref aylıklarının
eşit şekilde -sosyal güvencesi olan, olmayanlar arasında-
verilerek bir haksızlığın ve ayırımın
giderilmesi ve gazi çocuklarının işe alınmasına
öncelik verilmesidir.
Sözlerime son
verirken tüm gazilerimize en iyi dileklerimi iletiyor, yüce Meclise
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Sipahi.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
93üncü madde
üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 93 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Abdullah Özer Harun Öztürk Nevingaye Erbatur |
|
Bursa İzmir Adana |
|
Ergün Aydoğan Mevlüt Coşkuner Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
Balıkesir Isparta Malatya |
|
Enis
Tütüncü |
|
Tekirdağ |
"Madde 93-
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci
paragrafının sonuna aşağıdaki parantez içi hüküm
eklenmiştir.
(Taşınmazların
kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla
varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu
varlıkların varlık kiralama şirketlerince
taşınmazın devralındığı kuruma geri
satışından doğan kazançlar için bu oran %100 olarak
uygulanır ve bu taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle
aktifte bulunma şartı aranmaz.)"
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
93 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal |
|
Manisa Konya Antalya |
|
Emin Haluk Ayhan Hüseyin Yıldız Oktay Vural |
|
Denizli Antalya İzmir |
Madde 93-
13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinin birinci
paragrafında yer alan % 75lik ibaresi % 100lük olarak
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının 93üncü Maddesinin
tasarı metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Bengi Yıldız Nuri Yaman Akın
Birdal |
|
Batman Muş Diyarbakır |
|
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sebahat Tuncel |
|
Bitlis Hakkâri İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Nezir Bey, buyurun.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yasa tasarısının 93üncü maddesi
üzerinde verdiğimiz önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, sürekli, hem iktidar partisi
hem muhalefet partileri toplumsal duyarlılıktan, hassasiyetten
bahsediyorlar. Ben de bugün, insanlıktan yana nasibini almış tüm
insanların, kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun
herkesin karşı çıkması gereken, hassasiyet duyması
gereken bir konudan bahsedeceğim, toplu mezarlardan.
Değerli milletvekilleri, bugüne kadar defalarca, bu Mecliste,
faili meçhullerle ilgili, hakikatlerin araştırılmasıyla
ilgili, toplu mezarlarla ilgili önergeler verildi ve birçoğu da iktidar
partisi, adaletten yana olduğunu iddia eden iktidar partisi
tarafından reddedildi. İlki 1989 yılında Nevala Kasabanda,
Kasaplar Deresinde, Siirtte açığa çıkan, sonrasında Diyarbakırda,
Şırnakta, Batmanda açığa çıkan toplu mezarlar bugüne
kadar kazıldı. En son, 5 Ocakta Mutkide başlayan ve
sonrasında diğer bir toplu mezarda da yapılan kazıyla 18
kişinin kemiği çıktı.
Değerli milletvekilleri, bu ülkede, daha önce bölgede görev
yapmış komutanların, en son da Mutkide de görev yapmış,
JİTEMi ben kurdum. diyen, Birçok insanın kellesini aldım.
diyen, insanlık düşmanı, katil Arif Doğanın
açıklamaları oldu ama maalesef, ne iktidar ne muhalefet ne bu ülkede
İnsanlıktan yanayım. diyen diğer kesimler, Hassasiyetim
var. diyen kesimler, bugüne kadar, bu kazılarla ilgili, toplu mezarlarla
ilgili, toplu mezarlardan sonra yapılan açıklamalarla ilgili hiçbir
değerlendirme yapmadı.
Sayın Başbakan Bosna-Herseke gitti, orada geçmişte
yaşanan çok canice, tüm dünyayı gerçekten acıya boğan
olaylarla ilgili değerlendirme yaptı ve oradaki vahşetle,
oradaki ölümlerle, oradaki faili meçhullerle ve onları yapanlarla ilgili
Unutmadık, unutturmayacağız. dedi. Biz de şunu
söylüyoruz: Bu ülkenin Başbakanı, bu ülkenin iktidar partisi, bu
ülkenin savcısı, hâkimleri, bu ülkenin muhalefeti, siyasetçileri,
bölgede on yıllardır yaşanan ve sonrasında, yapan
komutanlar tarafından televizyonlarda, gazetelerde itiraf edilen, en son
da Arif Doğan tarafından Mutkideki olayla ilgili Bir de kendilerine mezar mı
yapacaktık? diyen ve açıklamalarında, hem mahkemedeki
ifadelerinde hem de televizyonlarda, gazetelerdeki beyanlarında nasıl
kelleler aldığını, nasıl insanları
öldürdüğünü söyleyen bir ülkede araştırma
komisyonlarının oluşturulmasıyla ilgili, hakikatleri
araştırma komisyonlarının oluşturulmasıyla
ilgili, toplu mezarların açığa çıkarılması ve
faillerinin açığa çıkarılmasıyla ilgili hiç kimseden
çıt çıkmıyor, AKP de verilen önergeleri reddediyor.
Bitliste insanlar ayakta, insanlık onuru çöplüklerde. Mutkide
18 insanın kemiği çöplükte çıktı. Bitliste çöplükte iki
tane toplu mezar var. Hizanda çöplükte toplu mezarlar var.
İnsanların öldürüldüğü, bu devletin güvenlik güçleri
tarafından öldürüldüğü; valinin, emniyet müdürünün, belediye
başkanının denetiminde gömüldüğü, Bitlis halkı
tarafından bilinen bu olaylar siyaseti ilgilendirmiyor, Türkiye Büyük
Millet Meclisini ilgilendirmiyor, Sayın Başbakanı
ilgilendirmiyor, Adaletten yanayım. diyen AKPyi ilgilendirmiyor ve bu
konuda hiçbir açıklama yapılmıyor.
Toplumsal barıştan
bahsediyoruz. Değerli milletvekilleri, Bitliste,
Diyarbakırda, Şırnakta çocuklarımızın
kemiği, bildiğimiz yerde, ayaklarımızın altında,
gezdiğimiz yerde yatıyorken biz bu ülkede adaleti nasıl
sağlayacağız? Mutkiyle ilgili bir açıklama
yapılmadığı sürece, o gerçekler açığa
çıkarılmadığı sürece, suçu, kimliği,
yaptığı ne olursa olsun, toplu mezarlar nasıl
kazıldı? Bunları kim yaptı? Bu
araştırılmadığı sürece adaletten nasıl
bahsedebiliriz? İnsanların suçu ne olursa olsun insanı toplu mezara
gömmek Birleşmiş Milletler hukukunda ve Türkiye hukukunda
insanlık suçu değil mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) Bunları ne zaman
araştıracağız? Ne zaman gündeme getireceğiz
değerli arkadaşlarım? Bunlar açığa
çıkmadığı sürece bu Parlamentoda adaletten bahsetmek,
Parlamentonun yüceliğinden ve her şeyi açığa
çıkarmasından bahsetmek mümkün değil.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Karabaş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 93 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 93- 13/6/2006
tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin
birinci fıkrasının (e) bendinin birinci paragrafında yer
alan % 75lik ibaresi % 100lük olarak değiştirilmiştir.
Hüseyin
Yıldız (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Yıldız, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısının 93üncü maddesinde verdiğimiz önerge üzerine
söz aldım. Öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Komisyon Başkanının
ve Sayın Bakanın katılmaması dolayısıyla o zaman
önergeye destek vermeyeceğiniz anlaşıldığından
ben de kendi konuşmamı yapmak durumundayım. Adalet ve
Kalkınma Partisinin getirdiği Yeniden Yapılandırma Yasa
Tasarısı, kamuya borçlu vatandaşlarımızın
borçlarını yapılandırırken Haziran 2011de
yapılacak seçim fırsatçılığından yararlanma,
yeniden iktidarınızı sağlama ve kamuda AKP zihniyetini
tamamlama tasarısıdır. Adalet ve Kalkınma Partisinin dokuz
yıllık iktidarında bu ülkeyi millet adına değil kendi
zihniyetiniz adına yönetmektesiniz. Bu ülkeyi Amerika Birleşik
Devletleri, Avrupa Birliği ve küresel sermayenin istekleri ve
çıkarları doğrultusunda yönetmektesiniz. Bu ülkeyi Sen isteme,
ben istediğim kadar veririm, onunla yetineceksin, aksi hâlde
karışmam. diyerek yönetmektesiniz. Toplumun tüm kesimlerini
yoksullaştırıp yandaş sermayeyi zenginleştirerek
yönetiyorsunuz.
Değerli AKP milletvekilleri, yolsuzluk rekorlarının
kırıldığı iktidarınızda yandaşların
yaptıkları yolsuzlukları görmemezlikten geliyor, hatta
teşvik ederek yönetiyorsunuz. Hak isteme, itiraz etme özgürlüğünü
engelleyip tüm bölücü faaliyetlerin önünü açarak, demokrasiyi ayaklar
altına alarak yönetiyorsunuz. Esnafın, çiftçinin, toplumun diğer
kesimlerinin sorunlarına çare üretmeden yönetiyorsunuz.
Sağlığımızı antidepresyon ilaçlarının
kullanımını artırarak, 500 milyon litre alkol tüketimini 2
milyar litreye çıkararak, cenazemizin yanına Bir bebek cenazesi
verelim, yetmedi, bir de bacak verelim. diyerek ve milleti hasta ederek
sağlığımızı yönetiyorsunuz. Ülkeyi gerilim
boşaltma yöntemiyle yönetiyor, kendi geriliminizden kurtuluyor,
vatandaş nasıl gerilirse gerilsin diye ülkeyi yönetiyorsunuz.
Başta Sayın Başbakan ve diğer AKP yöneticileri,
Şeyh Edebaliden, Mevlânâdan, Hacı Bektaş Velinin
nasihatlerinden bahsediyor ama hiç ders almadan ülkeyi yönetiyorsunuz.
Devletler arası ilişkilerde diplomatik dilden yoksun açıklamalar
yaparak, ülkemizi zor durumlara sokarak yönetiyorsunuz. Kendi ülkemizde
yapılan demokratik talep ve gösterileri engelliyor, yasaklıyor,
başkalarına akıl veriyorsunuz yani ele veriyorsunuz
talkını, kendiniz yutuyorsunuz salkımı. Türk milletinin
millî ve manevi değerlerini, Türkiye Cumhuriyeti devletini alenen bölmek
ve yıkmak istediklerini söyleyenleri serbest bırakarak,
ödüllendirerek yönetiyorsunuz ülkemizi.
Sayın Başbakan İstanbul İl
Başkanlığı yaptı, Büyükşehir Belediye
Başkanlığı yaptı, Türkiye Cumhuriyetinin Hükûmet
Başkanlığını yapıyor, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti
Başkanı yapabilmek için yönetiyorsunuz Türkiyeyi. Ülkeyi nereden
nereye getirdiğinizle ilgili konuşmalarınızı
dinleyince kendimi UFO görmüş gibi hissediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk milletine söz verdik;
Adalet ve Kalkınma Partisini, 2002de nasıl demokratik yollarla
iktidara geldiyse, 2011de yapılacak olan seçimlerde de demokratik
yollarla iktidardan göndereceğimize dair bu millete söz verdik.
Değerli milletvekilleri, şimdiye kadar
yaptığınız yapılandırmaların ve yapmayı
planladığınız yeniden yapılandırmaların
karşısında Türk milletinin ve Yüce Allahın bir
hesabının olmadığını mı sanıyorsunuz?
Sanıyorsanız yanıldığınızı er geç
anlayacaksınız. Elbette Türk milletinin 2011de yapılacak genel
seçimlerde sizin yaptığınız yapılandırmalardan
dolayı yapacağı yapılandırmayı da hesaba
katmayı sakın ama sakın unutmayın diyor, hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Yıldız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"
nın 93 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Abdullah Özer (Bursa) ve
arkadaşları
"Madde 93- 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının
(e) bendinin birinci paragrafının sonuna aşağıdaki
parantez içi hüküm eklenmiştir.
(Taşınmazların kaynak kuruluşlarca kira
sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama
şirketlerine satışı ile bu varlıkların
varlık kiralama şirketlerince taşınmazın
devralındığı kuruma geri satışından
doğan kazançlar için bu oran %100 olarak uygulanır ve bu
taşınmazlar için en az iki tam yıl süreyle aktifte bulunma
şartı aranmaz.)"
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Muharrem Bey?
MUHARREM İNCE (Yalova) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha düzgün hâle getirilmesi için işbu
değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
94üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"
nın 94 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Abdullah Özer Gökhan Durgun |
|
İstanbul Bursa Hatay |
|
Harun Öztürk Nevingaye Erbatur Enis Tütüncü |
|
İzmir Adana Tekirdağ |
|
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
|
Malatya |
"Madde 94- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "ve
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetlerden" ibaresi "Özelleştirme İdaresince
çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama
şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarından" şeklinde
değiştirilmiştir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 94 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal |
|
Manisa Konya Antalya |
|
Emin Haluk Ayhan Oktay
Vural |
|
Denizli İzmir |
Madde 94- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan ve Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden ibaresi
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve
varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira
sertifikaları ile diğer menkul kıymetleri şeklinde
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
94üncü Maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
|
Bengi Yıldız Nuri Yaman Akın
Birdal |
|
Batman Muş Diyarbakır |
|
M. Nezir Karabaş Hamit Geylani Sebahat Tuncel |
|
Bitlis Hakkâri İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Geylani, buyurun efendim.
HAMİT GEYLANİ (Hakkâri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, AKP Hükûmeti, emekçilerin haklarını
gasbeden torba yasa tasarısını vergi affı diye
niteleyerek seçim öncesinde kamuoyunu kandırmaya yönelik bu durumdan
nemalanmaya çalışmaktadır.
Ne yazık ki Hükûmetin seçim oyunları ve hesapları
sadece bu torba yasayla sınırlı kalmıyor. Yüzde 10luk
seçim barajı hukuksuzluğu zaten en büyük seçim hilesi ve
adaletsizliği olarak ortada durmaktadır. Bu da yetmiyormuş gibi,
bölgede neredeyse hiç oy almadığı illerde başka hesaplar
üzerinden oy çalma senaryoları peşindedir. Bakınız, AKP, 12
Eylül referandumunda neredeyse yüzde 100e yakın bir oranla boykot diyen
Hakkâri ve Şırnak halkına yeni oyunlar tezgâhlamaya devam
ediyor. Hatırlayacaksınız, referandumun hemen ardından,
Sayın Başbakan, İstanbulda basın mensuplarıyla bir
araya geldiği toplantıda Hakkâri ve Şırnaka ilişkin
özel politikalarımız vardır. demişti. Ardından bu iki
ilimize İçişleri Bakanı jet hızıyla ziyaretler
gerçekleştirmiştir. Daha sonra bu iki ilimizde, özellikle de
Hakkâride, hâlen aydınlatılmamış, karanlıkta kalan
çok sayıda olay gerçekleşti. Bu olaylarda çok sayıda
yurttaşımız da ne yazık ki can verdi.
Senaryoların bir parçası olarak Hükûmete yakın
bazı gazetelerde tamamen gerçek dışı ve psikolojik
baskı amaçlı haberler yayınlandı. En maksatlısı
da devamla sürdürülen ve tüm yerel yöneticilerin yalanlamalarına
rağmen Hakkârinin başka illere göç verdiği yönündeki gerçek
dışı haberlerdir. Daha sonra da Yüksekova ve Cizrenin il
yapılacağı yönünde Hükûmetin karar aldığı, bu
karara Millî Güvenlik Kurulu ve askerin de sıcak baktığı
yönünde haberler ortaya çıktı.
Değerli arkadaşlar, biz bu oyunun da farkına
vardık ve burada iyi niyetin olmadığı, tamamen güvenlik
amaçlı bir proje olduğunun altını çizerek toplumsal
barışa hizmet etmeyeceğini ifade ettik ve bunun üzerine bu
projenin ortadan kalktığı tekrar duyuruldu.
Değerli arkadaşlar, oynanan başka bir oyun ise
Hakkâri ve Şırnakın nüfusunda yapılan oynamalardır.
Hakkâri nüfusunda bir yılda 6.439 kişi, Şırnakta ise 9.500
kişinin azaldığını, göç ettiğini bildiriyorlar.
Bakınız 2010 yılında Hakkâride hastanelerden alınan resmî
kayıtlara, 1.800 kişi nüfus artışı olmuş, bu
sayı -yine resmî rakamlara göre- Şırnakta 5.500 kişiyi
bulmuştur. Tüm bu artışlara rağmen 2009 yılında
64.283 olan Hakkâri nüfusu nasıl oluyor da bir yıl sonra yani 2010
yılında 57.844 kişiye düşüyor? Doğrusu hayrete
düşmemek elde değil. Nüfusun artması beklenirken, hastane
raporları ortadayken bir yıl içinde ciddi anlamda azalmaya kimi
inandırabilirler? Üstelik azalan 6.439 kişilik nüfusun tümü de
erkeklerden oluşmaktadır. Ayrıca bu iki ilimizin nüfusu
düşük gösterilerek belediye kişi başına ayrılan
katkı payının düşürülmesi de amaçlanmaktadır.
Kayıp olan nüfusla birlikte belediye gelirlerinde Hakkâri için ayda 120
bin TL, Şırnak içinse 150 bin TL kesilmektedir. Belediyelerin
gelirlerini kısarak halkımız cezalandırılmak
istenmektedir. Ayrıca kendilerine bir hileli seçim hesabı
yapılmakta. Ama eskiden bütün yanlış hesaplar Bağdattan
dönüyordu, şimdi Kahireden, Tunustan ve başka başkentlerden
dönüyor. Türkiyedeki tüm yanlış hesapların da
halkımızın özgür iradesinden döneceğini bilmenizi
istiyorum. Bu duygularla Genel Kurulu bir kez daha saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Geylani.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 94 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 94- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan ve Özelleştirme
İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden ibaresi
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve
varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira
sertifikaları ile diğer menkul kıymetleri şeklinde
değiştirilmiştir.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gerekçe efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan düzenleme varlık kiralama şirketleri
tarafından ihraç edilen kira sertifikaları ile diğer menkul
kıymetleri tevkifat kapsamına alınmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 94 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
"Madde 94- 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan "ve
Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul
kıymetlerden" ibaresi "Özelleştirme İdaresince
çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama
şirketlerince ihraç edilen kira sertifikalarından" şeklinde
değiştirilmiştir."
Abdullah
Özer (Bursa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Durgun konuşacak.
BAŞKAN Sayın Durgun, buyurun efendim.
GÖKHAN DURGUN (Hatay) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 94üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
değişiklik önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum.
Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bu değişiklik önergesi, 94üncü maddenin daha düzgün ve
anlaşılabilir bir hâle getirilmesi için verilmiştir. Bu kanun
yürürlüğe girdiğinde kadınlarımız, gençlerimiz,
çocuklarımız daha çok sömürülecek, esnek çalışma
biçimlerinden en çok kadınlar etkilenecek, ev ve bakım işlerini
yapmaya zorlanan kadınlar ucuz iş gücü olarak
kullanılacaktır. Sözleşmeli ve ücretli gibi esnek ve güvencesiz
istihdam tüm kamu alanında yaygınlaşacaktır. Kamu
emekçileri de başka kurumlara ödünç gönderilebilecektir. Norm kadro
fazlası kamu emekçileri, ihtiyaç fazlası personel olarak 4/Cye, yani
kölelik çalışma durumuna geçirilecektir. Kamu emekçisi esnek
çalışabilecek, geçici görevlendirmeyle altı aya kadar sürgüne
gönderilebilecektir. Hak alma şartları zorlaşacaktır.
Bu yasayla gönüllü stajyerlik getirilmektedir.
İşsizlikten kurtulmaya çalışan yüz binlerce genç, iş
yerlerinin dayatmasıyla ücretsiz, kayıt dışı
çalışmayı kabul etmek durumunda kalacaktır. Stajyerlik
yapılabilecek yerler için işçi sınırı 20den 5e
çekilmekte, böylelikle denetimin en az olduğu alanlar stajyerlerin
sömürüsüne açılacaktır.
Yine, on altı-on sekiz yaş arasında
çalışan 200 bine yakın gencin aldığı asgari
ücret, geçim indirimi hariç, şu andaki 576 liradan 486 liraya
düşecektir.
Değerli arkadaşlarım, işsizliğe,
işçiye gelince kaynak yok çünkü artık yardım da parası
olana yapılacak. Bu yetmiyor,
Hükûmet torba kanunun içine yeni teşvikleri de ilave etmiş
durumda. Bu teşvikten faydalanan işveren aynı zamanda
İşsizlik Fonundan yeni aldığı işçi için
teşvik alacak. İşveren sosyal güvenlik sistemine katkı
vermekten muaf tutulacak, kaynak ise İşsizlik Fonu. Şirketlerden
alınan vergilerde yapılan indirimlere aynı hızla devam
edilecek.
Bu yasa çıkarsa on binlerce belediye ve il özel idaresi
işçisi Millî Eğitim veya Emniyet teşkilatlarının
taşra teşkilatına sürgüne gidecek, atandığı yerde
beş gün içinde işe başlamazsa işini de kaybedecek.
İhtiyaç fazlası bildirilen belediye beş yıl boyunca yeni
işçi alamayacak, taşeronla anlaşacak, taşeronlaşma
yaygınlaşacak, şirketler artık daha az kadrolu
istihdamı tercih edecek. Esneklik artacak, uzaktan ve evden
çağrı üzerine çalışma yaygınlaşacak. Turizm
sektöründe denkleştirme süresi dört aya inecek. Bu uygulamayla
çalışma saatleri artacak, fazla mesaiden kaynaklı haklar
gasbedilecek. Engelliler çalışma yaşamından tecrit
edilecek, iş yerleri denetimleri bakanlık memurlarına
devredilerek yandaşlar için kuralsızlığa daha fazla göz
yumulacak.
Hatırlarsanız, bu yasaya en çok karşı
çıkan milletvekillerinden bir tanesi de AKPnin görme engelli
İstanbul Milletvekili Lokman Ayvaydı. Hatta Ayva, bu kanunla ilgili
Sayın Bakan Ömer Dinçerin partiden ihracını dahi
istemişti.
Bakın, ihraç gerekçesinde neler istemişti Sayın
Ayva: İcra ettiği Bakanlık vazifesini, etkileme
imkânını kullanarak Türkiye Cumhuriyetinin özürlü
vatandaşlarını dışlayacak,
ayrımcılığa uğratacak mevzuat oluşturma
teşebbüsünde bulunmak suretiyle partinin programına, insan
hakları ve hukukun evrensel temel kural ve normlarına
aykırı faaliyetlere katılmış, bizzat aykırı
eylem ve işlemlerde bulunmuştur. şekilde Sayın Bakan
Dinçer hakkında ifadeler kullanmıştı. Bakan Dinçer ise
bunları çok ciddiye almamış Lokman bizim kardeşimizdir,
muhtemelen duygusal bazı şeyler olabilir, bunların hepsi birbirimize
nazlanmadan ibarettir. şeklinde bu eleştirileri
geçiştirmişti.
Değerli arkadaşlarım, işsizlik
sigortasından faydalanacaksınız ama kendi cebinizden, emekli
olacaksınız ama kendi cebinizden, primini de dışarıdan
ödeyeceksiniz. Hükûmete sesleniyorum: Bu yasadan emek alanıyla ilgili
düzeltmeleri çıkarın. Torba yasayı geri çekin. Sosyal taraflarla
birlikte yeni bir taslak hazırlayın ve bundan sonraki düzenlemeleri,
vatandaşlarımızı ve sendikalarımızı, sivil
toplum örgütlerini dinleyerek, onlarla uzlaşarak gerçekleştirin.
Bu duygu ve düşüncelerle saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Durgun.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
95inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 95 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 95- 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan %25i ve %45i ibareleri
sırasıyla %60ı ve %70i şeklinde
değiştirilmiştir.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
İzmir
Malatya
Enis Tütüncü Abdullah Özer Nevingaye Erbatur
Tekirdağ
Bursa Adana
Ergün Aydoğan
Ahmet Ersin
Balıkesir
İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 95 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 95- 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan %25i ve %45i ibareleri
sırasıyla %100ü ve %100ü şeklinde
değiştirilmiştir.
|
Erkan Akçay Mustafa Kalaycı Mehmet Günal |
|
Manisa Konya Antalya |
|
Emin Haluk Ayhan Oktay
Vural |
|
Denizli İzmir |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım?
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe :
Yapılan düzenleme yatırımların
arttırılması amacıyla teşvikin genişletilmesi
hedeflenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 95 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 95- 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesinin ikinci
fıkrasının (b) bendinde yer alan %25i ve %45i ibareleri
sırasıyla %60ı ve %70i şeklinde
değiştirilmiştir.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Ersin, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET ERSİN (İzmir) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; sekiz günden beri çeşitli kanun
tekliflerini de içeren ve çeşitli kanunların çeşitli
maddelerinde değişiklik öneren torba yasa tasarısını
görüşüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bu kitabı
tarttırdım, 1.666 gram ve 768 sahifeden ibaret bir
tasarıyı, bir kanun tasarısını, kapsamlı bir
kanun tasarısını görüşüyoruz ama ilgili komisyon üyelerinin
dışında bu tasarıyı baştan sonuna kadar okuyup
inceleyen hiçbir arkadaşımın olduğunu sanmıyorum.
RECEP KORAL (İstanbul) Var, var!
AHMET ERSİN (Devamla) Sanmıyorum.
Dolayısıyla, zaman zaman kulise çıkıyorsunuz,
zaman zaman biz yoklama veya karar yeter sayısı istediğimiz
zaman koşa koşa Meclise, Genel Kurula giriyorsunuz,
oylarınızı verip tekrar çıkıyorsunuz.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlarım, böylesine temel bir
yasa tasarısının yani Türkiye'nin geleceğinde önemli
katkıları olacak olan bir tasarının görüşülmesini bu
kadar kısa süre içinde, hem de gece yarılarına kadar
çalışarak bu Meclisten geçirmenin çok da sağlıklı
olmayacağı, olmadığı düşüncesindeyim.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, örneğin,
kadın ve aileden sorumlu Sayın Bakan verilen önergelerin hepsine
Kabul etmiyoruz Sayın Başkan. diyor. Yani sanki o önergeleri oturup
okumuş gibi, sanki tasarıyı okumuş da, bu önergelerde bir
yanlışlık var, bir hata var, bunu tespit etmiş de ona göre
bir karar veriyor gibi, böyle bir tavır sergiliyor.
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Okumadığımı nereden biliyorsunuz?
AHMET ERSİN (Devamla) Ama şunu söyleyeyim ben: Mesela
kadın ve aileden sorumlu Sayın Bakan buradayken kendisine sormak
isterim. Geçtiğimiz günlerde Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü bir rapor yayınladı. Bu rapora göre 3 milyon 700 bin
kadının okuryazar olmadığı tespit edilmiş
yapılan araştırma sonucunda. Sayın Bakanın bundan
haberi var mı, yok mu, bilmiyorum. Yine, istihdamın içinde olan 100
tane kadının 58inin, yüzde 58inin sosyal güvenlikten yoksun
olduğunu tespit etmiş devletin kurumu. Sayın Bakanın
bunlarla meşgul olduğunu ben sanmıyorum. Burada oturuyor
işte gördüğünüz gibi ve verilen önergeleri hiç okumadan,
içeriğinin ne olduğunun bile farkına varmadan, bilmeden Kabul
etmiyoruz Sayın Başkan diye önergelere ret cevabını
veriyor.
SONER AKSOY (Kütahya) Sen çok mu biliyorsun?
AHMET ERSİN (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
bu kanun tasarısının 95inci maddesi yatırımların
teşvikini içeriyor. Bir itirazımız yok aslında, yani
yatırımların teşvik edilmesine bir itirazımız yok
ancak bizim de talebimiz bu teşviklerin biraz daha
artırılması. Yani istihdam sorununun
yaşandığı, işsizlik sorununun
yaşandığı Türkiyede, ülkemizde istihdamı
genişletecek, işsizlere iş temin edilmesine imkân
sağlayacak yatırımların daha fazla teşvik edilmesini
istiyoruz. Yani verdiğiniz teşviklere bir itirazımız yok
ama bunun daha da artırılmasını istiyoruz. O nedenle bu
önergeyi verdik ve tabii ki sizlerden de destek bekliyoruz.
Ve Sayın Bakanın da, kadın ve aileden sorumlu
Sayın Bakanın da kendi sorumluluğuyla bundan sonra daha fazla
ilgilenmesini, kendi sorumluluk alanına giren hususlarla daha fazla
ilgilenmesini
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Söz istiyorum
Sayın Başkan.
AHMET ERSİN (Devamla) Geçtiğimiz aylarda,
sanıyorum aralık ayında, biliyorsunuz bir kadın
boşandığı eşi tarafından öldürüldü: Ayşe
Paşalı. Ve bu kadın öldürüleceğini bilerek ilgili
kurumlardan, mahkemelerden, polisten koruma istiyor. Öldürecek beni eski
eşim, beni koruyun. diye defalarca başvurmasına
karşın koruma altına alınmadığı için,
korunmadığı için sokak ortasında eski eşi
tarafından öldürüldü. Hatta daha öncesinde de öldüresiye dövüldüğü
basına da yansıdı fotoğraflarıyla beraber ama ne
hikmetse bu kadının, Ayşe Paşalının
öldürülmesine, maalesef, devletin kurumları, ilgili kişiler engel
olamadılar. Sayın Bakan da seyretti olayı. Olaydan sonra,
Ayşe Paşalının ölümünden sonra Canım beni
eteğimden çekiştirmeyin. diye şikâyet ediyor. Hem
sorumluluğunun farkında değil hem görevini yapmıyor hem de
eleştirilere karşı Bana dokunmayın. diye itiraz ediyor ve
böyle bakanların elinde bu kadınların, Türkiye'de zaten eza,
cefa çeken kadınların böyle anlayışla bu eza, cefadan
kurtulması mümkün değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum.
AHMET ERSİN (Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
SONER AKSOY (Kütahya) Hadi otur yerine!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Sayın Bakanın kısa bir açıklaması olacak.
Buyurun Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Değerli
milletvekilleri, biraz önce kürsüde konuşan Hatip,
Bakanlığımın icraatlarıyla ilgili bir dizi
açıklamada bulundu. Şu anda konuşulmakta olan torba
yasasındaki çalışan kadınların özlük hakları ve
kadının statüsüyle ilgili düzenlemelerden haberimin
olmadığından söz etti.
Anayasanın değiştirilen 10uncu maddesi
çerçevesinde, 10uncu maddeyle ilgili uyum yasaları
Bakanlığım tarafından bürokratlarımızla birlikte
hazırlanmıştır. Bu çerçevede, her aşamasında, bu
hazırlanan yasaların her aşamasında,
arkadaşlarımızla, milletvekili arkadaşlarımız ve
sivil toplum kuruluşlarının da bu konudaki görüşlerini
almak suretiyle Meclise gelen şekli verilmiştir
tasarıların. Talihsizlik şu ki: Sayın Vekilimiz bunlarla
ilgili Bakanlığımın herhangi bir bürokratı veya
benimle ilgili bir görüşme yapmadan hakkımda fikir beyan etmesi,
bunlarla ilgili herhangi bir dahlimin olmadığı şeklinde
fikir beyan etmesi kendisinin acziyetinin bir ifadesidir diye düşünüyorum.
Yine, Kadının Statüsünün yayınlamış
olduğu rapor Bakanlığımın her yıl Hükûmetimizin
kadın çalışmalarına yönelik yapmış olduğu
çalışmaların bir sonucudur. Bunu yine bütün sivil toplum
kuruluşları ve ilgili bakanlıkların
çalışmalarıyla beraber yürütürüz.
Biz iktidara geldiğimizde Türkiyede kadın nüfusunun
yüzde 16sı okuma yazma bilmiyordu. Bizim düzenlemiş olduğumuz
kampanyalar ve yapmış olduğumuz çalışmalarla
kadın okuryazarlığı yüzde 98lere
çıkartıldı. Kendileri de, kendi partileri de bizden önce
iktidardaydı, niye kadın okur- yazarlığının
artırılması ve okumaz yazmaz kadınların
sayısının azaltılması için kendileri bir
çalışma yapmadılar, adım atmadılar? Ayrıca
Türkiyede şu anda okuryazar olmayan 4 milyon kadın nüfusun; 3,5
milyon kadın nüfusun yüzde 50sinden fazlası, yani 2,5 milyonu
altmış beş yaş üstündeki nüfustur. Yani artık
öğrenme motivasyonunu kaybetmiş, herhangi bir eğitim kurumuna
devam etme ihtimali olmayan nüfustur ama onun dışındaki 2,5
milyon olan nüfus için hâlâ yoğun olarak Haydi kızlar okula, Baba
beni okula gönder. gibi kampanyalarla okuryazar olma oranını
artırmaya yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.
Kendilerinin kadınların statüsünü iyileştirmek
adına daha iyi önerileri, icraatları, çalışmaları
varsa buyursunlar getirsinler, biz hepsini konuşmaya
açığız.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
AHMET ERSİN (İzmir) Türkiye'nin
şanssızlığı sizin bakan olmanızdır. Sizin,
kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanı olmanız Türkiye'nin
şanssızlığıdır.
BAŞKAN 96ncı madde üzerinde iki adet önerge
vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer
Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 96.
maddesinin 6 nolu ikinci fıkrasının madde metninden
çıkartılarak son fıkrasının son cümlesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Oktay Vural Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan |
|
İzmir Antalya Denizli |
|
Erkan Akçay Alim
Işık Mustafa
Kalaycı |
|
Manisa Kütahya Konya |
"Ancak, ilgili teşebbüs veya kuruluş
tarafından yapılan talebin gerçek olmayan belge ve işlemlere
ilişkin tutarları da içerdiğinin tespiti halinde, gerçek olmayan
belge ve işlemlere ilişkin olup Hazine tarafından teşebbüs
veya kuruluşa ödenmiş bulunan tutar Hazine
Müsteşarlığı tarafından, söz konusu ödemenin
yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde gecikme
zammı oranında faiz uygulanarak tahsil edilir ve gerçek olmayan
belgeleri hazırlayanlar ve işlemleri gerçekleştirenler
hakkında kanuni takibat yapılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 96 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Enis Tütüncü Abdullah Özer Şevket Köse |
|
Tekirdağ Bursa Adıyaman |
"Madde 96- 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 35
inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
5. Kamu iktisadi teşebbüslerine bu madde uyarınca
verilen görevlerden doğan ve teşebbüs kayıtlarına göre
gerçekleşen görev zararları, ilgili teşebbüs tarafından
yapılacak ödeme talebine istinaden, Hazine
Müsteşarlığı bütçesinde yer alan ilgili harcama
tertiplerine gider kaydedilerek ödenir. Bu ödemeler, 5018 sayılı Kamu
Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 35 inci maddesi hükümlerine tabi
değildir.
6. Bakanlar Kurulu Kararları kapsamında üretilen
şekerin Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'nin
özelleştirme programına alındığı tarih
itibarıyla sözleşmesi ve bağlantısı
yapılmış olan dâhilde işleme rejimi kapsamındaki
satışlarıyla ihracatından doğan görev zararları
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. tarafından yapılacak
ödeme talebine dayanılarak, Türkiye Şeker Fabrikaları
A.Ş.'nin kayıtları esas alınarak, Hazine
Müsteşarlığı bütçesinde yer alan ilgili harcama
tertiplerine gider kaydedilerek ödenir. Bu ödemeler de, 5018 sayılı
Kanunun 35 inci maddesi hükümlerine tabi değildir.
7. Hazine Müsteşarlığınca görev zararı
kapsamında yapılan ödemeler, bu maddede öngörülen usule uygun olarak
incelenir. İnceleme sonucunda hesaplanan tutar ile Hazine
Müsteşarlığı bütçesinden yapılmış bulunan
ödemeler arasında fark bulunduğunun tespit edilmesi halinde
karşılıklı yükümlülükler faizsiz olarak yerine getirir.
Ancak, ilgili teşebbüs veya kuruluş tarafından yapılan
talebin gerçek olmayan belge ve işlemlere ilişkin tutarları da
içerdiğinin tespiti halinde, gerçek olmayan belge ve işlemlere
ilişkin olup Hazine tarafından teşebbüs veya kuruluşa
ödenmiş bulunan tutar Hazine Müsteşarlığı
tarafından, söz konusu ödemenin yapıldığı tarihten
itibaren 6183 sayılı Kanun çerçevesinde gecikme zammı
oranında faiz uygulanarak tahsil edilir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, bu önerge Türkiye Şeker
Fabrikaları AŞ ile ilgili bir önerge. Tabii, ihracattan dolayı
Şeker Fabrikaları AŞnin uğradığı görev
zararının hazine tarafından karşılanması gayet
normal bir olay ama ben dikkatinizi Türkiye Şeker Fabrikaları
AŞye çekmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Şeker Fabrikaları
AŞ eskiden Sanayi Bakanlığının gözetiminde ve bir
şekilde kendi içeriğinde çalışan bir kurumdu. Daha sonra,
bunu, Özelleştirme İdaresi kapsamına attınız,
özelleştireceğiz diye.
Değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekmek istiyorum,
Türkiye Şeker Fabrikaları AŞye tek kuruşluk
yatırım yapılmıyor. Bir fabrikada kırılan bir
makineye tek kuruşluk yatırım, ödenek verilmiyor. Türkiye
Şeker Fabrikaları yönetimi yıllardır çok
başarılı bir şekilde yönetmesine rağmen
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı en küçük bir
şekilde destek olmuyor. Ödeneği yok, yatırım
olanağı yok, artık, Türkiyede, şeker fabrikaları
yavaş yavaş çöküyor arkadaşlar yani çalışamaz hâle
getiriyorsunuz. Türkiye şeker fabrikalarında yaklaşık dört
yıldır hiçbir yenilik yapılmıyor, hiçbir şekilde ilave
yatırım yapılmıyor. Yaklaşık dört
yıldır kendi kaderine terk etmişsiniz. Özelleştirme
kapsamına aldık diye hiçbir yatırım yapmıyorsunuz.
Kaderine terk ediyorsunuz ve bu fabrikaları çürümeye terk ediyorsunuz
arkadaşlar, uyarıyorum. Bırakın, Türkiye Şeker
Fabrikaları AŞ yönetimi ve bugüne kadar yıllardır
cansiparane orada çalışan işçi arkadaşlarımız ve
fabrikalar yönetimi bu işi çok iyi başarır ama onların da
elinden her türlü olanağı aldınız, onların da hiçbir
yetkisi yoktur.
Özelleştirme İdaresi üretmeyi bilmez, satmayı
bilir. Özelleştirme İdaresi şeker üretimini nereden bilir
arkadaşlar? Sen, bilmediğin konuda ahkâm keseceksin,
Özelleştirme İdaresi, sen satmak üzere alacaksın,
satamayacaksın
Ya, bırakın bunu arkadaşlar ya! Satamıyorsan
Satamadım. de mahrecine iade edin bari be! Mahrecine iade edin.
Hayır, özelleştirme kapsamına verdiniz, orada çürütüyorsunuz.
Fabrikalar çürüyor arkadaşlar. Hiçbir yatırım
yapılmıyor, tek çivi
çakılmıyor, hiçbir ödenekleri yok.
Ben sizi buradan uyarıyorum: Türkiye Şeker
Fabrikaları AŞnin yapacağı özellikle etil alkol konusunda
çok büyük yatırımlar olmasına rağmen ama kimler bunu
engelliyor? Özellikle petrol ürününün alternatifi olan etil alkol konusunda ama
birileri
Etil alkol üretmek için tesis yapan Türkiyede iki
tane şeker
fabrikası olmasına rağmen -altını çiziyorum- Türkiyede
iki tane şeker fabrikası etil alkol üretiminin iznini ve
yatırımını yapmasına rağmen, ama her ne hikmetse,
bazı petrol baronları, yüzde 6 oranında rafineriler kullanma
olanağına sahipken ama bunları kullandırmıyor ve
Türkiyede etil alkol üretimi yasaklanıyor arkadaşlar. Ben bunu da
söylüyorum, birileri engelliyor. Bu ülke birilerinin ülkesi değil, bu ülke
hepimizin ülkesi. Özelleştirme İdaresi artık şeker
fabrikalarının yakasını bıraksın arkadaşlar.
Kendi çalışanları, kendi mühendisleri, kendi yöneticileri çok
başarılı bir şekilde burayı idare etti yıllarca
ama her ne hikmetse Özelleştirme İdaresi yakasını
bırakmıyor.
Yine, başka bir konu: Orada çalışan geçici
işçiler var arkadaşlar, otuz senedir çalışıyor, yirmi
senedir çalışıyor, yirmi beş senedir
çalışıyor. Beş ay yirmi sekiz gün çalıştı
diye bunları geçici işçi olarak almadınız. Bu
insanların hakkını lütfen verin. Bunların çoğu emekli
oldu, hepsi kala kala, arkadaşlar, çok az kişi kaldılar. Etmeyin
tutmayın en azından bunların hakkını verin.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 96. maddesinin 6 nolu ikinci
fıkrasının madde metninden çıkartılarak son
fıkrasının son cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
"Ancak, ilgili teşebbüs veya kuruluş
tarafından yapılan talebin gerçek olmayan belge ve işlemlere
ilişkin tutarları da içerdiğinin tespiti halinde, gerçek olmayan
belge ve işlemlere ilişkin olup Hazine tarafından teşebbüs
veya kuruluşa ödenmiş bulunan tutar Hazine Müsteşarlığı
tarafından, söz konusu ödemenin yapıldığı tarihten
itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun çerçevesinde gecikme zammı oranında faiz
uygulanarak tahsil edilir ve gerçek olmayan belgeleri hazırlayanlar ve
işlemleri gerçekleştirenler hakkında kanuni takibat
yapılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Akçay
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Işık konuşacak.
BAŞKAN - Sayın Işık, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; dün yapılan tartışmalı
görüşmeler sonucunda içinde İngiliz şirketleri tarafından
Türkiyeye pazarlanan viski pazarlanması sırasında yapılan
usulsüzlüklerden kaynaklanan cezaların Türkiye Cumhuriyeti devletine
ödenmesine yönelik yapılandırmaların da yer
aldığı torba yasa isimli tasarının 96ncı
maddesinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde de maalesef birçok tartışmayı gündeme
getirecek çok önemli maddelerden birisidir. Bu madde özetle Türkiye Şeker
Fabrikalarının özelleştirme programına
alındığı tarih itibarıyla, yani 2001
yılından bu yana ortaya çıkan görev zararlarının
Hazine Müsteşarlığı tarafından ödenmesini öngören bir
fıkranın yer aldığı madde; ancak, yapılan
usulsüzlüklerle ilgili, usulsüzlüğü yapan kişilerle ilgili bir cezalandırmanın
olmadığı fıkranın yer aldığı madde.
İşte bizim önergemiz, biraz önce bahsettiğim, hazine
tarafından ödenecek görev zararını içeren fıkranın
çıkartılmasını, ayrıca Bu işlemlere sebep
olanlar hakkında, gerçek olmayan belgeleri hazırlayanlar ve işlemleri
gerçekleştirenler hakkında kanuni takibat yapılır.
ibaresinin diğer fıkraya eklenmesini öngörüyor. Umarım bunu,
biraz sonra anlatacağım ve yaşanmış, somut örnekler
üzerinden vereceğim bilgiler sonucunda kabul edersiniz diyorum.
Bu vesileyle, Türkiyede özelleştirildiği tarihten bu
yana değişik zamanlarda gerek Kütahya gerekse ulusal basın
gündemine zaman zaman gelen Kütahya Şeker Fabrikasıyla ilgili
bazı olayları burada detaylıca açıklamayacağım,
onunla ilgili bizzat kendimin Cumhuriyet Başsavcılığına
yaptığı müracaat sonucu başlayan yargı sürecinin
sonucunu bekleyeceğim ama size bu konuda, Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulunun Şeker Kurumu 2008 Yılı Raporundan,
bahsettiğim Kütahya Şeker Fabrikasıyla ilgili... Ki bu Fabrika,
2003 yılı Haziran ayında mahkeme kararıyla oluşturulan
bilirkişi raporları sonucunda, o günkü değeri yaklaşık
266 trilyon lira olarak tespit edilmiş ancak 2004 yılında
yapılan özelleştirmenin sonucunda yaklaşık onda 1
fiyatına özelleştirilmiş bir fabrikadır.
Söz konusu komisyon raporunun 29 ve 30uncu sayfalarında,
Kütahya Şeker Fabrikası AŞnin 6434 sayılı Şeker
Kanunu ve Kurulun 136/1 sayılı Kararına aykırı
işlemlerle ilgili olarak -özetle söylüyorum- Kendisi için
belirlenmiş pancar ekim alanları dışında pancar temin
etmek üzere usulüne uygun olmayan, gerçeği saklama ve üçüncü
tarafları yanıltmak amacıyla sözleşme düzenlemek, kurumu
yanıltmak ve yanlış bilgi vermek nedeniyle 28/1/2008 gün ve 159
sayılı Kararla 49.500 YTL, yine, 28/1/2009 gün ve 179
sayılı Kararla 72.314 TL idari para cezası verilmiş,
ayrıca kurulun 2/6/2009 tarih ve 188 sayılı kararıyla da C
şekerini yurt içinde satması nedeniyle 24 milyon 288 bin 271,34 TL
idari para cezası verilmiştir. şeklinde raporda yer alan
ibarelerin arkasından konuya ilişkin 21/7/2010 tarihli önergeme
Sayın Maliye Bakanının verdiği cevapta Bu söz konusu
cezaların tahsil edilemediği, yargı süreci nedeniyle
tahsilatının yapılamadığı, ayrıca, 2009-2010
pazarlama yılında da kendi ekim alanları dışından
46.936 ton pancar satın aldığının tespit edildiği
ve bu nedenle de şirkete 10 milyon 488 bin 536,72 TL idari para
cezası verildiği, yine bunun da yargı sürecinin devam
ettiği ifadesi vardır.
İşte, o tarihten bu yana özelleştirilmiş ya da
bundan sonra özelleştirilmesi Danıştayın 13. Dairesince
yürütmesinin durdurulması kararı verilen diğer şeker
fabrikalarındaki bu tür ödemelerin de içine alınıp
alınmayacağının belirli olmadığı bu düzenlemenin
mutlaka önergemiz doğrultusunda değiştirilmesini talep ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
97nci madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 97. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan "ve/veya" ibaresinin "ve" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay Emin Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Oktay
Vural |
|
Konya İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 97 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Enis Tütüncü Abdullah Özer Şevket Köse |
|
Tekirdağ Bursa Adıyaman |
|
Yaşar
Ağyüz |
|
Gaziantep |
"Madde 97- 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 36 ncı maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
9. 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye
Piyasası Kanunu ve bu Kanuna istinaden çıkarılan ikincil mevzuat
uyarınca Merkezi Kayıt Kuruluşu nezdinde izlenmesi gereken
Hazine Müsteşarlığına ait hisseler ile ilgili
işlemler; Merkezi Kayıt Kuruluşunca ve aracı
kuruluşlarca tahsil edilen her türlü ücret, komisyon, vergi, resim ve
harçtan istisnadır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha düzgün ve anlaşılır hale getirilmesi
için işbu değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
nın 97. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "ve/veya"
ibaresinin "ve" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun metninde ve/veya şeklinde yer alması mutad
değildir, "ve" ibaresi yeterli olacaktır. Bu durumda hangi
seçenek olursa olsun kapsama alınmış olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
98inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 98 inci
maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına
aşağıdaki cümlelerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Bekir Bozdağ Orhan Karasayar Ertekin Çolak |
|
Yozgat Hatay Artvin |
|
Yılmaz Tunç Ahmet
Yeni |
|
Bartın Samsun |
"Maliye Bakanlığınca belirlenecek rayiç bedeli
üzerinden Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların;
kamu iktisadi teşebbüsleri, müesseseler ve bağlı
ortaklıklara sermaye olarak konulmasına, ödenmemiş sermayelerine
mahsup edilmesine veya sermaye artırımına ilişkin
taahhütlerin karşılanmasında kullanılmak üzere
mülkiyetlerinin bunlara devrine, ilgili kamu iktisadi teşebbüsünün talebi
ve Hazine Müsteşarlığının görüşü üzerine Maliye
Bakanı yetkilidir. Maliye Bakanlığınca bu taşınmazların
mülkiyetlerinin devrini müteakip yapılması gereken diğer
işlemler Hazine Müsteşarlığı tarafından yerine
getirilir. Ayrıca, Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan
taşınmazlar, talepleri halinde, kuruluş amaçlarında
kullanılmak üzere 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden ve
satış amacı dışında
kullanılamayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulmak
kaydıyla bunlara doğrudan satılabilir veya bu
taşınmazlar üzerinde ilk yıl için emlak vergisine esas asgari
metrekare birim değerinin yüzde biri tutarındaki bedel üzerinden
bunlar lehine pazarlık usulüyle sınırlı ayni hak tesis
edilebilir ya da tarımsal amaçlı kiralamalarda ilk yıl için
emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin yüzde biri,
diğer amaçlarla yapılan kiralamalarda ise yüzde ikisi
tutarındaki bedel üzerinden pazarlık usulüyle bunlara kiralanabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının 98'inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ahmet Kenan Tanrıkulu Nevzat Korkmaz Mehmet Günal |
|
İzmir Isparta Antalya |
|
Recep Taner Erkan
Akçay |
|
Aydın Manisa |
Madde 98- 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 54 üncü maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"3. Kamu iktisadi teşebbüslerine ait işletmelerin
atıl durumda bulunan varlıklarının genel yönetim
kapsamındaki kamu idareleri ve diğer kurum ve kuruluşları
ile kamu iktisadi teşebbüslerine rayiç bedelin altında devri,
teşebbüs yönetim kurulunun teklifi üzerine; devre konu
varlıkların rayiç bedelinin 1.000.000 TL'nin altında olması
durumunda ilgili Bakan'ın onayı, bu tutarın üzerinde olması
durumunda ise ilgili Bakan'ın teklifi üzerine Yüksek Planlama Kurulu'nca
alınacak karar ile gerçekleştirilir. 1.000.000 TL'lik tutar her
yıl yeniden değerleme oranına göre artırılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 98 inci
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Abdullah Özer Harun Öztürk |
|
İstanbul Bursa İzmir |
|
Şevket Köse Yaşar Ağyüz Enis Tütüncü |
|
Adıyaman Gaziantep Tekirdağ |
|
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
|
Malatya |
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 98inci maddeyle ilgili olarak vermiş olduğumuz
önerge üzerinde söz aldım, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, biraz önce okunan önergeler
arasında iktidar grubuna mensup milletvekillerinin vermiş olduğu
önergeyle ilgili usule ilişkin bir değerlendirmeyi bilgilerinize
sunmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, iktidar grubuna mensup
milletvekillerin vermiş olduğu önerge 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede değişiklik yapan 54üncü maddeye bir fıkra
eklenmesini öngörüyor. Bunun usule uygun olmadığını,
İç Tüzüke uygun olmadığını düşünüyorum çünkü
mevcut 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ilgili maddesi
KİTlerle ilgili bir düzenleme ve şunu öngörüyor: KİTlerin
atıl durumda olan varlıklarının diğer kamu kurum ve
kuruluşlarına devrini düzenliyor ve buna ilişkin hükümler
öngörüyor. Ancak, önergeyle buraya, ilgisi olmayan kanun hükmünde kararnameye
eklenmesi düşünülen fıkra ise hazinenin özel mülkiyetinde bulunan
taşınmazların KİTlere devriyle ilgili.
Değerli milletvekilleri, hazinenin mülkiyetindeki
taşınmazların değerlendirilmesine ilişkin olarak
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği, 29/6/2001 tarihli ve 4706
sayılı bir kanun var ve bu kanunun adı Hazineye Ait
Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer
Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanundur.
1inci maddesi bu kanunun amacını hazineye ait
taşınmaz malların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması
ve Bakanlar Kurulu kararıyla satış kapsamına alınan
hazineye ait taşınmaz malların satış işlemlerine
ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir.
2nci maddesi bu kanunla ilgili kurul ve komisyonları ve
taşınmaz malların değerlerinin ne şekilde tespit
edileceğine ilişkin hükümler içermektedir.
Yine 4üncü maddesi doğrudan satışı
düzenlemekte, 5inci maddesi taksitle ödemeyi düzenlemektedir.
Söylediğim gibi, bu önergeyle 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 54üncü maddesine bu fıkranın monte edilmesi
doğru değildir, İç Tüzük hükümlerine uygun değildir ve
görüştüğümüz torba tasarıyla ilgili olarak da yeni bir madde
ilave edilmesi 4706 sayılı Kanuna, Plan ve Bütçe Komisyonunun
çoğunluğunun burada bu madde ilavesini kabul etmesi gerekir. Bir kere
bu usule ilişkin eleştirilerimizi ve rezervlerimizi dikkatlerinize
sunmak istedik. Eğer kabul ederseniz İç Tüzüke aykırı bir
işlem yapmış olursunuz.
Bir diğer konu ise, bu iktidar grubuna mensup
milletvekillerinin önerisinde hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların
kamu iktisadi teşebbüslerine devrini öngörüyor ve bedele ilişkin
hükümler var, kiralamaya ilişkin hükümler var, tarım arazisiyle
ilgili olursa buna ilişkin hükümler var.
Değerli milletvekilleri, iktidar grubuna mensup
milletvekilleri buraya çıkıp, Sayın Canikli özellikle, 1986
yılından bu yana özelleştirme politikasının bir devlet
politikası olarak benimsendiğini ve iktidarlarının da bu
politikayı, devlet politikasını sürdürdüklerini ifade etti ve bu
çerçevede KİTler özelleştirme kapsamına alınıyor ve
özelleştiriliyor. Bir taraftan biz KİTleri özelleştirirken, bir
taraftan hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlarının
KİTlere devrini öngören bir maddeyi buraya monte etmeye çalışırsak,
ister istemez muhalefet olarak bizim de aklımıza şu soru gelir:
Yani hazinenin ilgili kanun çerçevesinde taşınmaz
mallarının satışını oradaki usullere göre yapmak
varken niçin KİTlere bunu aktararak iz kaybettirmeye
çalışıyorsunuz? Çünkü burada özelleştirme hükümlerinin
devreye sokularak hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerinin daha kolay el
değiştirmesi gibi bir niyet olabilir.
Buna katılmadığımızı da ifade
ediyor, yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının 98'inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 98- 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 54 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"3. Kamu iktisadi teşebbüslerine ait işletmelerin
atıl durumda bulunan varlıklarının genel yönetim
kapsamındaki kamu idareleri ve diğer kurum ve kuruluşları
ile kamu iktisadi teşebbüslerine rayiç bedelin altında devri,
teşebbüs yönetim kurulunun teklifi üzerine; devre konu
varlıkların rayiç bedelinin 1.000.000 TL'nin altında olması
durumunda ilgili Bakan'ın onayı, bu tutarın üzerinde olması
durumunda ise ilgili Bakan'ın teklifi üzerine Yüksek Planlama Kurulu'nca
alınacak karar ile gerçekleştirilir. 1.000.000 TL'lik tutar her
yıl yeniden değerleme oranına göre artırılır.
Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Tanrıkulu, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının 98inci
maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum, öncelikle Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Kamu iktisadi teşebbüslerine ait olan işletmelerin
atıl durumdaki varlıklarının genel yönetim kapsamında
bulunan varlıklarının eğer diğer kamu idarelerine
bedelsiz veya rayiç bedelin altında devri söz konusu olursa bununla ilgili
bir düzenleme yapıyor ilgili madde. Bizim önergemiz, bu tasarıdaki
maddenin devirlerinin ekonomik ve mali disipline göre daha bir çerçeve
içerisine alınmasını düzenliyor ve bu durumun mevcut yasalar
altında, mevcut yasalar içerisinde gözetilmesine yol açıyor.
Değerli milletvekilleri, Hazine
Müsteşarlığımıza ait KİT Genel Müdürlüğünün
en son 2009 yılındaki Kamu İşletmeleri Raporunda
KİTlerle ilgili çok çarpıcı ama oldukça da olumsuz olan
tespitler var. Bu rapora göre, 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname
gereğince KİT yöneticilerinin tedbirli bir tüccar gibi davranarak
fiyatları serbest belirleme yetkisini haiz olmalarına rağmen,
söz konusu hükümlerin uygulanmasında zaman zaman da bazı
sorunların yaşanabildiğini ifade ediyor. Yine, bu raporda,
işletmeler açısından en önemli kararların yatırım
olduğu fakat bu yatırım kararlarının KİT yönetim
kurullarında maalesef serbest olarak alınamadığı da
vurgulanıyor.
Değerli milletvekilleri, öte yandan, KİTlerin, görev
zararı uygulamasında tahakkuk bazında mali bir kayba
uğramakla beraber nakit bazda alacaklarını zamanında tahsil
edememelerinin de mali sıkıntılarını
arttıracağını yine bu raporda belirtiyor.
Şimdi, burada belki KİTlerle ilgili birçok sorunu dile
getirmek mümkün olabilecek ancak biz, önergemizin mahiyetini ve önemini
belirtecek olan en önemli vurguyu, biraz önce de belirttiğim gibi, Hazine
Müsteşarlığının KİTlerle ilgili olarak
yaptığı, biraz önce atıf yaptığım rapordan
gene alıntı yaparak size getirmek istiyorum. Nakit bazda
alacakların tahsil edilememesi hükmü bu raporun en çarpıcı
tespiti değerli milletvekilleri. KİTlerde böylesine sorunlar
yaşanırken, varken, bizim, bu kurumlarımızın atıl
duran varlıklarını bedelsiz olarak devretmeyi hiçbir zaman
düşünmemiz gerekir diye belirtiyorum. Özellikle kamu iktisadi teşebbüsleri,
bizatihi kanun gereği kâr etmek üzere kurulmuş olan
işletmelerdir ve ellerindeki varlıkları bedelsiz olarak
eğer devrederlerse kuruluş amaçlarına da aykırı
davranmış olacaklardır. Çünkü o kuruluşların
aktiflerini ve kârlılığını da bu durum olumsuz olarak
etkileyecektir. Ayrıca, bu tip devirlerde, tasarıda da
belirtildiği üzere, bakanların 10 milyon liralık yetkisi de
oldukça yüksektir ve bu tutardaki bir imzaya bakanların geçmesi
yanlış olacaktır.
Değerli milletvekilleri, tabii bakanlar, bu tip uygulamalarda
gerekli kararları verebilmelidirler, böyle bir esnekliğin
tanınması doğrudur. Zaten biz de önergemizde 1 milyon TLyi
bunun için bir alt sınır olarak tespit ettik. Zira, birçok
varlık kâğıt üstünde, yerinde görülmeden, atıl tespiti
yapılarak uygunsuzca devredilebilecektir.
Öte yandan, Yüksek Planlama Kurulunun bu konuda eskiden
olduğu gibi karar mercisinde olması, devir olunacak
varlığın değer tespitinde de daha gerçekçi rakamların
ortaya çıkmasına sebep olabilecektir.
Değerli milletvekilleri, bu anlamda, iktidar grubunun mevcut
tasarıdaki maddeyi daha da genişleten ve ekonomik, mali disiplini
bozan önergesini de huzurunuza getirmek istiyorum. Bu önerge de gerçekten,
mevcut durumu daha da çarpıcı hâle getirecektir ve karşısında
olunması gereken bir önergedir.
Değerli milletvekilleri, kamunun varlığı
hepimizin varlığıdır. Bu yüzden, verdiğimiz bu
önergenin Genel Kurul tarafından destekleneceğini umut ediyor,
hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 98 inci
maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına
aşağıdaki cümlelerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ (Yozgat) ve arkadaşları
"Maliye Bakanlığınca belirlenecek rayiç bedeli
üzerinden Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların;
kamu iktisadi teşebbüsleri, müesseseler ve bağlı
ortaklıklara sermaye olarak konulmasına, ödenmemiş sermayelerine
mahsup edilmesine veya sermaye artırımına ilişkin
taahhütlerin karşılanmasında kullanılmak üzere mülkiyetlerinin
bunlara devrine, ilgili kamu iktisadi teşebbüsünün talebi ve Hazine
Müsteşarlığının görüşü üzerine Maliye Bakanı
yetkilidir. Maliye Bakanlığınca bu taşınmazların
mülkiyetlerinin devrini müteakip yapılması gereken diğer
işlemler Hazine Müsteşarlığı tarafından yerine
getirilir. Ayrıca, Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan
taşınmazlar, talepleri halinde, kuruluş amaçlarında
kullanılmak üzere 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden ve
satış amacı dışında
kullanılamayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulmak
kaydıyla bunlara doğrudan satılabilir veya bu
taşınmazlar üzerinde ilk yıl için emlak vergisine esas asgari
metrekare birim değerinin yüzde biri tutarındaki bedel üzerinden
bunlar lehine pazarlık usulüyle sınırlı ayni hak tesis
edilebilir ya da tarımsal amaçlı kiralamalarda ilk yıl için
emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin yüzde biri,
diğer amaçlarla yapılan kiralamalarda ise yüzde ikisi
tutarındaki bedeli üzerinden pazarlık usulüyle bunlara kiralanabilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, Komisyon çoğunluğunun olması gerekir, Komisyon
çoğunluğu olmadan
Bu ayrı bir madde ilavesidir, yeri de
burası değil. Komisyon çoğunluğu olmadığı
için bu maddeyi İç Tüzük uyarınca işleme alamazsınız.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Hayır Sayın
Başkan, hiçbir aykırılık yok.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bekir Bey, bu da
benim görüşüm. Görüşümü açıklamakta haklıyım.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Ben de kendi görüşümü
açıklıyorum.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Kabul ediyoruz.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile; Tasarının çerçeve 98 inci maddesiyle
değiştirilmesi öngörülen 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına eklenmesi öngörülen
cümleler ile; kamu hizmetleri için gerekli olmayan ve atıl durumda bulunan
Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların Maliye
Bakanlığınca belirlenecek rayiç bedeli üzerinden kamu iktisadi
teşebbüsleri, müesseseler ve bağlı ortaklıklara sermaye
olarak konulmasına, ödenmemiş sermayelerine mahsup edilmesine veya
sermaye artırımına ilişkin taahhütlerin
karşılanmasında kullanılmasına; ilgili kamu iktisadi
teşebbüsünün talebi ve Hazine Müsteşarlığının
görüşü üzerine Maliye Bakanına yetki verilmek ve ayrıca bu
taşınmazların, talepleri halinde, kuruluş amaçlarında
kullanılmak üzere 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar
Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değer üzerinden ve
satış amacı dışında
kullanılamayacağına dair tapu kütüğüne şerh konulmak
kaydıyla bunlara doğrudan satılabilmesi veya bu
taşınmazların üzerinde önergede belirtilen bedeller
karşılığında bunlar lehine pazarlık usulüyle
sınırlı ayni hak tesis edilebilmesi ya da bunlara
kiralanabilmesine imkan tanınmak suretiyle, bu
taşınmazların ekonomiye kazandırılmaları ve
değerlendirilmeleri amaçlanmaktadır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Karar yeter sayısı istiyorsunuz, tamam.
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım: Önergeyi kabul edenler
Sayalım arkadaşlar
Sayın milletvekilleri, elektronik cihazla oylama yapacağım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Var Sayın
Başkan, uzatmayın, var var.
BAŞKAN Arkadaşlar lütfen
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
99uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 99. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Mehmet Günal Erkan Akçay |
|
İzmir Antalya Manisa |
|
E. Haluk Ayhan Mustafa
Kalaycı |
|
Denizli Konya
|
Madde 99- 11/1/1954 tarihli ve 6219 sayılı Türkiye
Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununun 3
üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 3- Bankanın merkezi Ana Sözleşmesinde
yazılı olan yerdir. Banka yurt içi ve yurt dışında
lüzum gördüğü yerlerde, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu
hükümlerine göre şube açabilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"
nın 99 uncu maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Enis Tütüncü Abdullah Özer Şevket Köse |
|
Tekirdağ Bursa Adıyaman |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yaşar
Ağyüz
BAŞKAN Sayın Ağyüz, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; 606 sayılı Yasanın 99uncu
maddesindeki değişiklik önergesi üzerinde söz al-dım. Bu madde,
özellikle iktidar partisinin Yahu siz ne diyorsunuz, işte çok iyi niyetli
maddeler var, bu maddeleri biz toplumun yararına getirdik. sözcüklerinin
tam tersini ispat eden bir madde. Nasıl ki, deminki, hazine arazilerinin
KİTler üzerinden peşkeş çekilmesini sağlayan bir madde
idiyse bu da öyle. Vakıfları İstanbula taşımakla
elinize ne geçecek? Vakıflar zaten banka, bu işlevini yerine
getiriyor. Bir sürü aileyi perişan edeceksiniz, evinden, barkından,
yuvasından edeceksiniz ve bölünmüş aileler yaratacaksınız.
Onun için bu torba yasayla, ilişiksiz bir sürü yasayı
değiştirmeyi hedef-leyen AKP kendi sözleriyle çelişkiye
düşmüştür. Torba yasayla ülkeyi idare etme
alışkanlığını dört yıldır sürdüren AKP,
bu yasayla tamamen duvara çarpmıştır. AKP, torba yasasıyla
çalışma yaşamında birtakım hak gasplarını
yaptığı gibi, özellikle ilgisiz bazı konularda da bu
fırsat bu fırsattır diyerek değişiklik yap-maya
yanaşmıştır. Bu, çok yanlış bir olaydır.
Özellikle ülkeyi torba yasalar bütünüyle ilişkili ilişkisiz
yasaları değiştirerek yönetme
alışkanlığınız çok yanlış bir alışkanlıktır.
Bu yoldan dönmeniz lazım ama dört ay kaldı, inşallah bundan sizi
iktidar olma olanağından halkımız kurtarır ve siz de
bu alışkanlığınızı tarihin çöplüğüne
gönderirsiniz.
Şimdi, bakın, bu yasada sorun çözme
mantığı içerisinde baktığımız zamanda,
vatandaşın bankalara kredi kartı borcu, tüketici kredisi borcu
var. Bunlara çözüm getiriyor mu? Getirmiyor.
Usta öğreticilerin sorunlarına çözüm getiriyor mu?
Getirmiyor.
Özürlü değerlendirmesi var mesela, çok yanlış bir
mantıkla yapılıyor. Bakın, siz Özürlü maaşı
verdik. diye övünüyorsunuz. Engellilere devlet parası yardımı,
yüzde 40-70 arası engelli olanlara 200, 70 ve üzerinde engelli olanlara
300 lira ancak bunun için aylık gelirinin 100 lirayı aşmaması
gerekir. Değerli arkadaşlar, bu komik maddeyi ortadan
kaldırmayı düşünmüyorsunuz. Siz, bugün, yoksulluk
sınırının 850-900 lirayı bulduğu bir günde
150-200 lira maaşı özürlülere çok gördüğünüz gibi, 100 TL geliri
olma şartına da bağlıyorsunuz.
Tabii bununla da bitmiyor sıkıntılarımız,
sorunlarımız. Özellikle, siz bu tür yasalarla toplumun önünü
tıkarken, bazı yapılan yanlışları da görmezlikten
getirmeye çalışıyorsunuz. Mesela son günlerde ülkemizde neler
oldu? Yine, darbe ve suikast çığırtkanlıkları
başladı. AKPnin ne zaman başı sıkışsa darbe
ve suikast teorilerini toplumun önüne getirip toplumda mağdur rolünü,
mazlum rolünü oynamaya çalışıyor.
Üç yıl önce olan bir olayı -yine Sayın
Başbakan da tekrar etti- aydınlanmamış,
doğrulanmamış olan bir olayı tekrar siz gündeme
getiriyorsunuz. Bunlar yanlış şeylerdir, bunlardan medet
ummayın.
Gümrükler delik deşik oldu. Sayın Başbakanın
talimatıyla, soruşturma geçiren kişi Gümrükler Genel
Müdürlüğüne getirildi. Gümrüklerin hesabını veren kimse yok. Ne
oldu? Bunlar soruşturma geçirdiler, bunlar tek başına mı yaptılar
bunları? Bunların arkasında kimler var? Niye bunlar
aydınlatılmıyor?
Elâzığ Belediyesinde büyük yolsuzluk meydana
çıktı, Kayseri Belediyesinde, Suvarlı Belediyesinde bugün, ama
siz, muhalif partilerin küçük belediyelerinin suç duyurularını kale
alıyorsunuz, dikkate alıyorsunuz, AKPli belediyelerin bu tür
yolsuzluklarını görmezlikten geliyorsunuz; bu çok
yanlıştır.
Ayrıca, yine, günümüzde -dün yapıldığı
gibi- ileri demokrasi adına insanların yürüyüş
hakkını engelliyorsunuz, demokratik tepkilerini önlemeye
çalışıyorsunuz. Bakın, geçen gün, Sayın
Başbakanın da bulunduğu bir televizyon töreninde trompet
sanatçısını, uluslararası ödül almış bir
sanatçıyı polis gözaltına alıyor beş saat. Nedir bunun
suçu? Sen, ileri gençlik derneğinin üyesisin. Gençler Erzuruma yürümek
istiyor, gitmek istiyor, Erzincanda yolları kesiliyor. Bu,
demokratlık değildir; bu, demokrasi anlayışı
değildir. Siz bu bütünleşmiş yasaları çıkarırken
esnafı her yerde ezen AVM, büyük alışveriş merkezleri
yasasını dört yıldır getiremediniz. Bu kadar zor mu bu
iş yani?
Emeklileri bahane ediyor Sayın Bakan. Emeklilerin
yasasını -beş ay oldu Sayın Başbakan zamları
açıklayalı- niye getiremediniz? Bahane arıyorsunuz ama bu
bahaneler sizi kurtarmayacak.
Önergemize destek istiyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ağyüz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 99.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
Madde 99- 11/1/1954 tarihli ve 6219 sayılı Türkiye
Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununun 3
üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Madde 3- Bankanın merkezi Ana Sözleşmesinde
yazılı olan yerdir. Banka yurt içi ve yurt dışında
lüzum gördüğü yerlerde, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu
hükümlerine göre şube açabilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF (Denizli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu maddede,
Vakıfbankın taşınmasına ilişkin düzenlemeye
altyapı hazırlayan ana sözleşmede yerinin belirleneceği
düzenlemesi var, ona esas itibarıyla karşıyız. Ama
asıl içinde daha garabet olan bir şey var, ona banka karar verir diye
düşündük. Burada, sonraki maddede, çıkarılmasını
istediğimiz sonraki cümlede bir taraftan Vakıfbank -bir sonraki
maddede de gelecek- kamu bankası olma niteliğinden çıkmak
istiyor. Öyle değil mi, öyle mi, bir garabet var senelerdir, böyle duruyor.
Vakıfların bir bankası ama başında yine bir kamu
kurumunun genel müdürü olan Vakıflar Genel Müdürü Vakıflar adına
yöneticilik yapıyor. Bunların Biz kamu bankası değiliz,
dolayısıyla şu şu yükümlülüklerden çıkalım.
demelerinin farklı bir gerekçesi olabilir ama bir taraftan onu derken,
öbür taraftan da maddede Bu bir kamu bankası şubesidir. diyorsunuz.
Yani kanun gücüyle kamu bankası şubesi niteliği istiyorlar ve
kamu kurumlarının mevduatları, kamu mevduatları buraya
yatırılabilir. Bu yanlış bir şey, bir çelişkidir
Sayın Bakanım. Yani bir taraftan Yükümlülükten kurtulalım,
KOSGEBin kesintisini vermeyelim. güzel. İhale Kanununa tabi
olmayalım. güzel. Ama biz yine kamu bankası olalım, bize para
yatırın. Öyle bir şey yok. Daha baştan rekabete açık
olmadığınızı kendiniz itiraf etmiş oluyorsunuz.
Ya kamu bankası olun, yükümlülüklerini yerine getirin, statüsü belirlensin
veya özel bankaysanız da burada böyle bir ayrıcalık istemeyin.
Bu vesileyle dün biraz bahsetmiştim ama bu bankaların
taşınmasıyla ilgili size bir iki bilgi daha vermek istiyorum.
İstanbulun neden böyle bir finans merkezi olamayacağını
böylece sizlere de anlatmaya çalışmış olacağım.
Değerli arkadaşlarım, Halk Bankası ile Ziraat
Bankası daha önce karar aldı. Kaç paraya arsa
aldığını bilen var mı? 211,5 milyon TL Ziraat
Bankası; 223,5 milyon Halk Bankası, BDDK, diğer kurumlar ve
Vakıfbank da sırayla girdi. Yani burası finans merkezi
olmadığı zaman, ben size örnek veriyorum, Haziran 2011den sonra
Milliyetçi Hareket Partisi iktidar olduğu zaman Biz de burası zaten
finans merkezi olmaz, yapmayalım. dediğimiz zaman, o bankanın
yöneticileri o kadar paraya aldıkları binayı acaba
satabilecekler mi? Bildiğiniz gibi, bankalar gayrimenkul alım
satımı yapamazlar kendi ihtiyaçları dışında. Soruyorum
şimdi: 223 milyona alınmış. Peki, onu 210 milyon
liranın altında 211 milyon liraya alan banka, satarsa ne olacak?
Zarar yazacak. Dolayısıyla, bunların hepsi zorlama
kararlardır.
Daha önce sormuştum size, peki, bütün gerekçeleri geçtik
bunların taşınmasının ekonomik gerekçesi yok, kurumsal
gerekçesi yok ama diyelim ki var neden Ataşahir? Ataşahirde ne var
yani kimin arsaları var? Ataşehirde finans merkezi nasıl olur?
Dünyanın hiçbir yerinde coğrafi olarak kurulmuş, serbest bölge
gibi bir finans merkezi var mı, bilen arkadaşlarım söylesinler.
Bir tekstilkent gibi, manifaturacılar çarşısı gibi bir yer
var mı? Yok. Hadi Bunu yapıyoruz. diyorsunuz, Ataşehirde niye
yapıyorsunuz? Ataşehire ne ile ulaşacaksınız?
İstanbulda havaalanı nerede, uluslararası uçuşlar nereye
iniyor? Sabiha Gökçene hangi uçaklar inebiliyor veya oradan
çıktığınız zaman bu finans merkezine kaç saatte
gideceksiniz?
Değerli arkadaşlarım, bütün bunları
düşünmeden Biz yaptık, oldu. mantığıyla giderseniz
maalesef böyle sorunlarla karşılaşırız çünkü orada bir
finans merkezi olmaz. Bütün finans kuruluşlarının Levent-Maslak
hattında yeri var. Bakın, burada yapılmış
çalışmalar var, komiteler oluşturulmuş, sizlerin de, yine
Başbakanlığın genelgesi var, bununla ilgili üst kurullar
oluşturulmuş ama bunun olabilirliğiyle ilgili etüt
çalışmaları yapılmış, olabilecek yerlere üç tane
seçenek söylemişler, Ataşehir en sonda kalıyor. Yani Kartal
bile ondan daha iyidir. diyorlar ama bakıyorsunuz, aşağıya
doğru Haliçte var, Levent-Maslak hattında var, bugün, bütün bankalar
orada, yani İMKB de orada.
Ben hâlâ anlayamıyorum bunda neden ısrar ediyorsunuz?
Gece yarılarına, sabahlara kadar tartışmamızın
önemli nedenlerinden birisi, sizin, bu bankaların ve kurumların
taşınmasında ısrar etmeniz. Geçen sefer sordum Sayın
Tüzmen yine orada- Peki, niye Dış Ticaret
Müsteşarlığını taşımıyorsunuz? diye.
Sayın Çağlayana haksızlık etmiştim,
arkadaymış ama dün Sayın Çağlayanın sözlerini
söyledim Niye taşıyorsunuz kardeşim? İstanbulda
tarım mı var ki Ziraat Bankasını taşıyorsunuz?
diyor. Ben diyorum ki: Hazine ile Dış Ticareti de
taşıyın, Başbakanlığı da
taşıyın, kurtulun. Başka türlü, İstanbulu
başkent yapmak mümkün değil. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Günal.
Önergeyi olarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
100üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 100 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Abdullah Özer Harun Öztürk |
|
İstanbul Bursa İzmir |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Şevket Köse Enis Tütüncü |
|
Malatya Adıyaman Tekirdağ |
|
Muharrem
İnce |
|
Yalova |
"Madde 100-
6219 sayılı Kanunun 8 inci maddesi yürürlükten
kaldırılmış ve 18 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde 18-
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 8/6/1984 tarihli ve
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ve 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname Banka ve
ortaklıkları hakkında uygulanmaz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 100. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ahmet Kenan Tanrıkulu Oktay Vural Mehmet Günal |
|
İzmir İzmir Antalya |
|
Erkan Akçay E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı |
|
Manisa Denizli Konya |
Madde 100- 6219
sayılı Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim
Ortaklığı Kanununun 8 inci maddesi yürürlükten
kaldırılmış 18 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 18-
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 8/6/1984 tarihli ve
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ve 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 2/1/1961 tarihli
ve 195 sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun
Banka ve ortaklıkları hakkında uygulanmaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Tanrıkulu. (MHP sıralarından
alkışlar)
AHMET KENAN
TANRIKULU (İzmir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarının 100üncü maddesi üzerinde
verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Genel
Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz, yaklaşık iki yıldır, oldukça
hazırlıksız yakalandığı bir ekonomik krize
sürüklenmiştir ve bu krizin neticesinde de bundan en fazla etkilenen kesim
KOBİler olmuştur. Türkiye bu kriz süreciyle baş etmeye
çalışırken, başta ekonomi yönetimi olmak üzere, iktidar
tarafından Türkiye'nin bu krizden etkilenmediği, hatta krizin
teğet geçtiği şeklinde de söylemlerle
karşılaşılmıştır. Eğer Türkiye bu
krizden etkilenmediyse ve söylendiği gibi teğet geçtiyse şimdi
görüşmekte olduğumuz bu tasarıda milyonlarca insanı
ilgilendiren borçların yeniden yapılandırılmasına niye
ihtiyaç duyulmuştur? Öyle ki bu tasarının birçok maddesinde,
birçok kesimi ilgilendiren ve bu borçların yeniden
yapılandırılmasına hükmeden bazı düzenlemeler de var.
Değerli
milletvekilleri, krizi en ağır hisseden KOBİlerimizin
KOSGEBten dün olduğu gibi bugün de bazı destekler
aldığı malumdur. Bu destekleri alabilmesi için, KOBİlerin
KOSGEB desteklerinden faydalanabilmesi için başta vergi ve sosyal
güvenlikle ilgili olan prim borçlarının olmaması gerekmektedir.
İşte, bütün mesele ve düğüm noktası da buradadır çünkü
Türkiyedeki KOBİlerimizin yaklaşık yüzde 90ı vergi ve
prim borçlarıyla baş etmeye çalışmaktadırlar.
Dolayısıyla, bu tip desteklerden faydalanma imkânı da maalesef
çok azdır.
Yine, hâl böyle
iken, borç ödemelerinde belediyelere altı yıl, bazı spor
kulüplerine yedi yıl gibi bazı imkânlar tanınırken
KOBİlerimize üç yıl tanınması, zannediyorum, işte bu
bahsettiğim iç ve dış sorunlarla baş etmeye
uğraşan KOBİlerimiz için çok yetersiz kalacaktır.
Değerli
milletvekilleri, bu olumsuz durumun üstüne bir de Merkez Bankası,
maalesef, kanuni karşılık oranlarını
artırmış ve böylece, KOBİlerimizin bankalardan
kullandıkları kredilerle ilgili olarak maliyetler çok yükselmiştir.
KOBİlerimizin
bir önemli eksikliği de şudur: Bu kredilerle ilgili maliyet
artışlarını satışlarına, üretimlerine ve
dolayısıyla fiyatlarına yansıtamamaktadırlar, bu durum
da ekonomik açıdan açmaza düşmelerine yol açmaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, bu yüzden, KOBİlerimize, hizmetlerinde,
tarımda üreten, satan, dağıtan KOBİlerimize, özellikle bu
görüşmeler sırasında, borç ödeme sürelerini uzatabilmeye yönelik
imkânları getirmek zorundayız.
Bu
görüştüğümüz maddeye gelince, değerli milletvekilleri, bu
maddede, kuruluş kanununa göre Vakıflar Bankasının KOSGEBe
ödemesi gereken payların kaldırıldığı görülüyor.
Değerli
milletvekilleri, işte, en önemli mesele de budur. Bu maddede, üstelik,
geriye doğru bir işletme yapılıyor ve 1/1/2004 tarihinden
itibaren, hâlen yargıda görülen ve ilk derece mahkemesi de KOSGEB lehine
düzenlenmiş olan, bitmiş olan bir davayı da etkileyerek,
KOSGEBin yaklaşık 210 milyon TLlik bir alacaktan mahrum
kalmasına yol açacak bir düzenleme getiriliyor.
KOSGEB
kaynaklarından faydalanan ve yıllardır bu kaynakları
KOBİlere kullandırmada aracılık eden
Vakıfbankın, diğer bankalarda da olduğu gibi, KOSGEBe
olan ödemelerinden kaçınılması düşündürücü bir uygulama
olarak karşımıza çıkıyor.
Dolayısıyla,
bizim önergemizde, bu maddenin, bu ibarenin metinden çıkarılarak
yeniden düzenlenmesi şekli getirilmektedir ve neticede de KOSGEBin
kasasına burada bahsi geçen rakamların üstünde kalacak rakamlar
girerek KOSGEBin KOBİlere büyük imkânlar ve finans kolaylıkları
getirmesi sağlanacaktır.
Unutmayalım
ki -biliyorsunuz- KOBİler Türkiyede oluşturulan istihdamın da
yaklaşık yüzde 81ini meydana getirmektedir ve ekonomimizin de motor
gücüdür, ekonominin belkemiğidir.
Değerli
milletvekilleri, bu önergemizin destekleneceğini ümit ediyor, hepinize
tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 100 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce (Yalova) ve arkadaşları
"Madde 100-
6219 sayılı Kanunun 8 inci maddesi yürürlükten
kaldırılmış ve 18 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde 18-
8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 4/1/2002
tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 8/6/1984 tarihli ve
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ve 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname Banka ve
ortaklıkları hakkında uygulanmaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
SELMA ALİYE KAVAF (Denizli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın İnce, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bakınız
değerli arkadaşlarım, dün akşam size viski
şirketlerinin olayını anlatmıştım, bugün ikinci
perdesini açıklıyorum ve sizi vicdanınızla baş
başa bırakıyorum. Bakın, belge
açıklayacağım. Yeni geldi bunlar daha, taze, fırından
sıcak sıcak.
7/6/2006
tarihinde, eski Başbakan Tony Blairin Sayın Başbakana mektup
yazdığını ve Danıştayı şikâyet
ettiğini, İngiliz viski şirketleriyle ilgili problemin
çözülmesini istediğini söylemiştim. Şimdi yenisini
açıklıyorum. İngilterenin şimdiki Başbakanı
David Cameron 26 Temmuz 2010 gününde özel bir uçakla Ankaraya geliyor, saat
17.55.
Şimdi,
mektubu okuyorum, Türkçe çevirisini: Bu durumu çözüme kavuşturacak
yasanın bu sonbaharda çıkacağını anlıyorum ve
bunu memnuniyetle karşılıyorum fakat -şirketin
adını geçiyorum- gelecek hafta Türkiyedeki geleceğiyle ilgili
bir karar verme durumunda olabilir. Yani duruma ya bir yasanın yürürlüğe
sokulmasıyla yani diyor bu durumu ya bir yasanın yürürlüğe
sokulmasıyla- ya da Türk gümrüklerine bir talimat verilmesiyle hemen çözüm
bulma ihtiyacı vardır. Yani diyor ki mektubunda, ya bir yasayı
yürürlüğe sokun ya da gümrüklerinize talimat verin. Bu konuda taahhüt
veriliyor, deniyor ki: Yasayı çıkaracağız ama referandum
süreci geçiyor arada.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Belgesi
MUHARREM
İNCE (Devamla) Mektuplar elimde.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Hayır, hayır, öbür İngilizce
belgesi
MUHARREM
İNCE (Devamla) Şimdi oradan laf atıyor bana, diyor ki İngilizcesini
oku. Ben okuyacağım da Başbakanla aynı miktarda
İngilizce bildiğimiz için yanlış olur diye Türkçesini
okudum.
Şimdi,
bakın değerli arkadaşlarım, 2006 yılı Mart
başında mükelleflerin yargıya taşıdığı
ihtilaf, 2009 yılı içerisinde Danıştay tarafından
kesin olarak hükme bağlanıyor. 2009da iş bitmiş.
Şimdi,
Sayın Canikli, size geleceğim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Dinliyorum.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Ben, dün akşam şunu dedim, 500 milyon dolar
dedim. Siz de dediniz ki: Paranın aslı alınacak. Sayın
Bakan dedi, siz de dediniz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Doğru, doğru.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Faizleriyle ilgili durumun söz konusu olduğunu
söylediniz.
Şimdi, ben,
size açıklıyorum: Bakın, buradaki vergi alacağı
yaklaşık, kamunun vergi alacağı 300 milyon, 500 milyon da
vergi zıyaı cezaları yani 800 milyon toplam. Yani
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biz Aslını alacağız. dedik.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Bakınız, 500 milyon burada kıyak var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Ne kıyağı?
MUHARREM
İNCE (Devamla) Hep soruyorsunuz ya bize Kaynak nereden
bulacaksınız? İşte kaynak size, işte kaynak. 2009
yılı tekrar sorularım devam edecek- Mart ayı
itibarıyla ilamın kesinleşmesi üzerine Gümrük
Müsteşarlığı Mersin Gümrük Başmüdürüne telefonla talimat
vermiş midir? Bu soruya cevap istiyorum, devam edecek bunlar: Bu
doğru mudur? Bu telefonla sözlü talimat doğru mudur?
İki: Bu
talimat üzerine işlemi on ay geciktirmeden sonra yazılı talimat
istenmiş midir? Bu yazılı talimatın verildiği
doğru mudur? Gümrük Müsteşarı bu talimatı yazılı
hâle dönüştürmeyince Mersin Başmüdürü resen kararların
icrasına başlamış mıdır? Bakınız, yine
okuyorum; Adnan Başağa, Büyükelçi, Avrupa Genel Müdürü diyor: Konu
hakkında İngiltere Başbakanı Cameron tarafından
Sayın Başbakanımıza hitaben ahiren gönderilen bir mektupta
sorun yaşayan firmalar hakkında ayrıntılı bilgiler
istenmiştir. Mektubun konuya ilişkin kısmıyla Türkçe
gayriresmî tercümesi ekte sunulmaktadır. diye bilgiler elimde.
Sizlerden
istediğim şu: Siz sadece eski Başbakan Tony Blairin değil,
şimdiki İngiltere Başbakanının da özel bir uçakla
Ankaraya gelerek konuyu takip ettiği, bu konuda yasa
çıkacağının garantisinin verildiği, sonbaharda yasa
çıkacak ama referandum nedeniyle yasanın bugünlere gecikmiş
olduğu, bu sürede de sözlü talimatlar vererek on ay sonra sözlü talimattan
korkan bürokratların yazılı talimat istemesi üzerine yazılı
talimat verildiği, iki yıldır bunu niye tahsil etmediğiniz
Çok büyük bir
çıkar vardır burada. Çok büyük çıkarlardan, çok büyük
çıkarların affedilmesinden, çok büyük ortaklıklar da doğar.
Saygılar
sunuyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, kısa bir
açıklama yapabilir miyim yerimden?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu konuyu dünden
beri tartışıyoruz. Bugün, biraz önce Sayın İnce yeni
bir belge bulduğunu ifade ederek onu okudu. Bu ilave bir bilgi, belge
değil. Dün yine buna benzer açıklamaları, iddiaları kendisi
yaptı; bu bir.
İkincisi,
dün söylediğimizi tekrar teyit ediyorum: Ana paranın tamamı
alınacak çünkü kesinleşmiştir, bütün diğer
kesinleşmiş alacaklar gibi, yüz binlerce borçlu mükellef gibi
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ana para 300.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - 300
Neyse, ne kadar bilemiyorum yani söylediğiniz rakam dün 500
demiştiniz, bugün 300 diyorsunuz.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Hayır bakın, ana para 300, vergi zıyası 500.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
Aslını diyorum, ana parayı diyorum. Ana parayı
diyorum bakın
MUHARREM
İNCE (Yalova) Tamam, kıyak 500 lira
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Tamam 300. Bakın eğer kıyaksa,
şu anda
MUHARREM
İNCE (Yalova) Yani affedilmeyecek mi?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - İzin
verin, izin verin Sayın İnce, lütfen
Bakın bu
kıyaksa eğer bu düzenlemeden faydalanan yüz binlerce mükellef için
geçerli, yüz binlerce mükellef için. Yani biraz önce, dün yine
MUHARREM
İNCE (Yalova) 3 kuruş 5 kuruş değil, 500 milyon.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - İzin verin, bakın, bakın lütfen,
bakın
Sayın İnce, ben sizi dinledim.
Dün yine
bakın sizin veya Sayın Özyürekin bir ifadesi oldu, dediniz k: Bir
medya grubu da faydalanacak. Elbette faydalanacak. Yani, şimdi o
işte 2 katrilyon -eski rakamla- faydalanacak, 1,5 katrilyon faydalanacak,
efendim o şudur budur, bize muhaliftir. diye onu dışarıda
bırakabilir misiniz, böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla,
bu kapsama giren ne kadar mükellef varsa, konumu ne olursa olsun, siyasi
düşüncesi ne olursa olsun, pozisyonu ne olursa olsun hepsi
faydalanır, hepsi aynı kriter ve kurallar çerçevesinde
faydalanır. Hiç kimseye en ufak bir ayrıcalık var mı? Söylediğiniz şirkete genel
kuralların dışında bir ayrıcalık
sağlanıyor mu? Eğer o sağlanıyorsa esas
sıkıntı o zaman vardır. Böyle bir şey, böyle bir
iddiada
MUHARREM
İNCE (Yalova) - Vergi zıyası cezası 500 milyon.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
Ayrıca bakın bir şey daha
Arkadaşlar şunu
söyleyeyim: Eğer öyle olsaydı daha önce çıkartırdık.
Yapmayın arkadaşlar, her zaman çıkartılabilirdi.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Sayın Canikli, talimat var mı, yok mu ona cevap verin.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Canikli.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, dördüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.19
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 18.32
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Şimdi,
beşinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Beşinci
bölüm, 122nci maddeye bağlı ek madde 4 ve 8 dâhil olmak üzere 101
ila 126ncı maddeleri kapsamaktadır.
Beşinci
bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Aydın
Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu.
Buyurun efendim.
MHP GRUBU ADINA
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; dün gecenin geç saatinde
yaptığım konuşmada, iktidar milletvekili
arkadaşlarımdan, muhalefetin bu kanun konusunda gösterdiği
direnişi anlamaya çalışmalarını ve muhalefetin
işlediği konular üzerinde düşünmeye gayret etmelerini rica
etmiştim. Fakat akşam geç yattık, dolayısıyla üzerinde
düşünme fırsatı bulamamış olabilirsiniz diye, ben, münhasıran
bu tasarının beşinci bölümü üzerinde tespit ettiğim
bazı gariplikleri ve bazı rahatsız edici unsurları sizinle
paylaşmak istiyorum:
Değerli
arkadaşlarım, çalışma, yani bir iş güç sahibi olabilme
Anayasamızın 49uncu maddesine göre bir ödev ve aynı zamanda
bir haktır fakat bu tasarıyı hazırlayan kafaya göre
çalışma iş verenin işlediği bir sevaptır.
Anayasamızın
55inci maddesine göre ücret emeğin
karşılığıdır ve dolayısıyla bir
haktır; bu tasarıyı hazırlayan kafaya göre ücret ianedir,
ulufedir.
Anayasamıza
göre kadın pozitif ayrımcılığa layık bir
değerdir; bu tasarıya göre kadın, çağrı üzerine
çalışma, evden çalışma ve uzaktan çalışma
formülleri altında eve kapatılan, sosyal yaşamın
dışına itilen, Senin asli görevin çocuk doğurup çocuk
bakmaktır. denilen ikinci sınıf bir yaratıktır.
Değerli
arkadaşlarım, özellikle AKPnin hanım milletvekillerine hitap
etmek istiyorum: Çocuklarınız belki size sormayacak ama
torunlarınız Nasıl oldu da bu kanuna lehte oy
kaldırdınız? diye size tarizde bulunacaklar. O zaman
farkında değildik diyemeyeceksiniz çünkü o dalda
doktorasını yapan bir öğretim görevlisi Şenol
Hanımın dün yaptığı konuşmayla benim bugün
yaptığım konuşmayı sizin gözünüze sokacak ve
torunlarınızın, kız torunlarınızın
karşısında mahcup olacaksınız.
Bakın, bu
tasarının beşinci bölümünde neler oluyor? İster özel
kesimde ister kamu kesiminde hizmette yükselmenin evrensel kuralı, ölçütü
gayrettir, yüksek performanstır, başarıdır fakat bu
tasarıyı hazırlayan kafaya göre yükselmenin şartı suya
sabuna dokunmamaktır, suç ve kabahat işlememiş olmaktır.
Dolayısıyla, bu tasarı, kamu hizmetini sıradan
kişilerin ekmek kapısı olarak algılamaktadır.
Artık vasıflı insanlar kamuda çalışmayacaktır,
çalıştırılmayacaktır, istenmemektedirler. Madde 64
-dikkatle okursanız- bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Bu tasarıya
ve bu tasarının 104üncü maddesine göre kamu hizmeti o kadar
sıradan ve harcıâlem bir meşguliyettir ki bundan böyle sokaktan
adam toplayıp kaymakam ve vali, genel müdür, müsteşar
yapabileceksiniz. Kamu hizmetini bu denli küçümsüyorsunuz, bu denli hafife
alıyorsunuz, devleti bu kadar hırpalıyorsunuz. Tarih bunu
kaydedecek ve kesinlikle affetmeyecektir.
Bu tasarı o
kadar alelacele, o denli dikkatsizce düzenlenmiştir ki bir bakanı
Devlet Personel Başkanının emir kuluna döndürebilmektedir çünkü
herhangi bir kamu kurumunun kapatılması hâlinde Devlet Personel
Başkanı, bakana Şu memuru al, araştırma kurulunun
başına tayin et. Ben böyle istiyorum. demekte ve bu tasarı,
bakanı bu emre uymaya zorlamaktadır. Herhâlde bu salonda şu anda
bakan arkadaşlar vardır. Hayırlı olsun, bundan sonra
amiriniz Personel Başkanıdır.
Bu tasarı o
kadar laubalice, o kadar acemice kaleme alınmıştır ki bir
memura kendisinin ölümü hâlinde hem de kendi isteği üzerine bir haftaya
kadar izin verebilmektedir, evet.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Beraber yaptık.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) O kanun yapılmadı Beyefendi, O kanun
-tamam mı- boyacı küpüne sokup çıkarıldı. Bu
tasarı ham hum şaralop tasarısı. Nasıl
yapıldığını biliyorsunuz, sabahlara kadar
Akşam
burada yaşadık olayı. Milleti yirmi üç saat burada
çalıştırıp serseme çeviriyorsunuz, ondan sonra Onlarla
beraber yaptık. diyorsunuz.
Bu tasarı o
kadar bilinçsizce düzenlenmiştir ki bakın, bu tasarıda üç
yaşından küçük bir çocuğu evlat edinen ana babaya yirmidört aya
kadar izin veriyorsunuz ve bu yirmidört aylık sürenin anne ve baba
tarafından münavebeyle kullanılmasına imkân veriyorsunuz fakat
biyolojik olarak çocuk sahibi olmuş ana babadan bu hakkı
esirgiyorsunuz biliyor musunuz bu tasarıyla. Bu tasarının
108inci maddesinin (c) bendini açıp baktığınızda bu
apaçık görülüyor. Niye? Çünkü bu boyacı küpü kanunu.
Aklınıza geldiği gibi yazıp birisi getirmiş, ondan
sonra da komisyonda konuşulmuş.
Bu tasarı o
denli adaletsizdir ki kamu görevlilerini devletin memuru ve hükûmetin,
dolayısıyla partinin memuru diye ikiye ayırmakta, hükûmetin
memurunu, partinin memurunu ihya ederken, devletin memurunu mağdur etmekte
sakınca görmemektedir. Madde 113.
Bu tasarı,
Devlet Personel Bilgi Sistemi formülü adı altında Devlet Personel
Başkanlığı kanalıyla tüm kamu personelini gözetleyen
bir
(x) İngilizce tabiriyle veya büyük kardeş, bir korku ve
dehşet odağı yaratmayı hedeflemektedir. Madde 118.
Bu tasarı,
hükûmetin, dolayısıyla hükûmetteki siyasi partinin canı
istediği zaman devlet memurlarını hallaç pamuğu gibi
dağıtmasına, oradan oraya sürmesine imkân vermektedir. Madde
119. Lütfen, o yapmadığınız görevi yerine getirin ve bu
kanunu dikkatlice okuyun. Bütün bu maddelerde bu söylediğim zaaflar yer
almaktadır.
Bu tasarı,
özelleştirme kisvesi altında kamu varlıklarını
vatandaşına peşkeş çeken AKP Hükûmetinin, teşebbüs ve
bağlı ortaklıklar adı altında, yöneticilerin
Başbakan müsteşarlarından ve dolayısıyla
milletvekillerinden 3 misli maaş aldıkları yeni arpalıklar
yaratmaktadır. Madde 125. Açın, okuyun, görün.
Değerli
arkadaşlar, arada bir Biz şöyle iyi işler başardık,
böyle iyi işler başardık. diye övünüyorsunuz. Hoş, sizin,
sekiz yıllık dönemde yaptığınız ve özel
teşebbüse yaptırdığınız tüm barajların
arkasındaki havzalar, bırakın Atatürk Barajını, Keban
Barajının arkasını bile doldurmaz. Sizin
yaptığınız hizmetin ölçüsü budur. Ama buna rağmen,
maşallah bazı işlerde çok beceriklisiniz.
Şu kanuna
bakın, değerli vatandaşlar da baksın. Cumhuriyet tarihinde
değil Türk tarihinde ilk defa ismi üç sayfa tutan bir kanun yapma
becerisini siz gösterdiniz.
Şimdi, zaman
zaman Sayın Başbakan öykünüyor. Amerikaya öykünüyor. Amerikaya
öykünüyor Sayın Başbakan. Bakın, Amerikalıların
siyasette her zaman kullandıkları bir ölçü vardır. Bir siyasetçinin resmini
koyarlar ve derler ki: Bu adamdan ikinci el araba alır
mısınız?
(x) Bu bölümde,
Hatip tarafından, Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade
edildi.
Şimdi,
Sayın Başbakan seçimlerden sonra Anayasa yapacak memlekette. Biraz
önce söylediğim zaafları taşıyan şu kanun olmayan
kanunu, şu tasarı olmayan tasarıyı şu Meclisten
geçirmek için sizlere sabahlara kadar baskı kuran adama Anayasa
yaptırır mısınız? Bu adamdan ikinci el araba alır
mısınız? Bu zata Anayasa yaptırır mısınız?
Bunun cevabının Evet olması mümkün değildir.
Değerli
arkadaşlar, zaman zaman bu kürsüden bu kanuna nitelendirmeler
yapıldı. Bu kanun torba kanun mu? Bu torba çorba kanun mu? Bu kanun
harar kanun mu? Bu tasarı bir mavi boncuk kanunudur, daha önce
söylemiştim. Bu tasarı bir yangından mal kaçırma tasarısıdır.
Bu tasarı Tavşana kaç, tazıya tut. diyen bir
tasarıdır. Bu tasarı bir ham hum şaralop kanunu
yapmayı amaçlayan bir tasarıdır.
AHMET YENİ
(Samsun) Nasıl dersin öyle?
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Öyledir, öyledir. Fakat biraz önce bir milletvekili
arkadaşa söyledim: Bu tasarının Türk kamu yönetiminde, Türk
iş düzeninde, Türk sosyal yaşamında ortaya
çıkaracağı tahribatı yıllarca temizlemekte
zorlanacağız. Ama ne yapalım? Kader bize bu görevi verirse bunu
da yapacağız.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET SEKMEN
(İstanbul) Bekle
Bekle
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Hayal bile edemezsin benim
yaptığım görevleri.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Lütfen arkadaşlar,
karşılıklı konuşmayalım.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Bitlis Milletvekili Nezir Karabaş.
Buyurun.
BDP GRUBU ADINA
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının beşinci bölümü üzerine
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, günlerdir
bu tasarı üzerinde Genel Kurulda tartışıyoruz. Daha önce,
uzun bir süre Komisyonda ve Alt Komisyonda aynı tartışmalar
yapıldı. Hükûmet yetkilileri, AKP yetkilileri, bu tasarıyla
ilgili sürekli şunu söylüyorlar, diyorlar ki: Esnaf, emekli, işçi,
belli kesimler, bu tasarıdaki bazı maddelerin çıkması için,
dört gözle bekliyorlar. Gelin, muhalefet olarak bize destek verin, bu
tasarıyı geçirelim. Peki, siz toplumun belli bir kesiminin
beklentisi olan, bir an önce çıkmasını istediği bir
tasarıya toplumun diğer bir kesiminin, diğer kesimlerinin Bu
tasarı kesinlikle çıkmamalı, Meclisten onaylanmamalı, geri
çekilmeli. taleplerine neden cevap vermiyorsunuz?
Şimdi, dün,
Sayın Bakan, işte Emeklilerimizin farklarını, ücretlerini
ödememiz için, gelin destek verin. dedi. Peki, biz kamu emekçilerine ne
söyleyeceğiz? KESKe, bu konuda eylemin içinde olan TMMOBa, diğer,
Türk Tabipler Birliğine ve diğer örgütlü kurumlara ne diyeceğiz?
Sonra, bir de
merak ettiğimiz şu: Bu tasarıyı hazırlarken toplumun
belli kesimleriyle örneğin kamu emekçileriyle ilgili KESKle
görüşmemişsiniz, KESKin düşüncesini
almamışsınız. Ama, diğer sendikaların, size
yakın olan sendikaların sesi de çıkmıyor. Yani, bu
tasarıyla ilgili, kamu emekçilerinin önemli bir kısmı,
memnuniyetsizliğini dile getirdi, illerde, günlerdir, haftalardır
eylemler var, dün de Ankaraya geldiler; Ankara polisinin, Ankara Valisi ve
İçişleri Bakanının talimatları doğrultusunda,
saldırısına maruz kaldılar fakat diğer konfederasyonlardan
ses çıkmadı. Eğer birlikte, onlarla birlikte bunları hazırlamışsanız,
neden bu sendikalar, konfederasyonlar çıkıp işte KESK, ona
yakın kesimler, bazı işçi sendikaları, TMMOB, Türk Tabipler
Birliği bu eylemleri neden yapıyorlar? Bu düzenleme işçinin,
emekçinin, kamu çalışanının yararınadır.
demiyorlar. Eğer böyle bir anlaşma varsa neden çıkıp
bunları söylemiyorlar? Eğer bu konuda
uzlaşmamışsanız, işçinin, emekçinin örgütü
olduğunu söyleyen, memurun, işçinin aidat ödediği ve bu
aidatlarla faaliyet yürüten sendikalar ve konfederasyonlar bu konuda neden
sessizdirler? Aslında bunu da bu kürsüden dile getirmek istiyorum. Hem
Hükûmetin buna bir cevap vermesi gerekiyor hem de bu torba yasası
tartışılıyorken sesini çıkarmayan
konfederasyonların da bir cevap vermesi gerekiyor. Yani bu ülkede
artık birilerinin sırtından, işçinin, emekçinin
sırtından geçinip geçmişte de hükûmetlerin, bugün de
hükûmetlerin mevcut uygulamalarına ses çıkarmayan, onlarla iş
birliği içinde olan, işçinin, emekçinin çıkarına olmayan
kanunlar çıktığı zaman sesi çıkmayan sendikaların
da artık bu konuda bu kadar rahat hareket etmemesi gerekiyor, en
azından bir cevaplarının olması gerekiyor.
Değerli
milletvekilleri, bu mevcut tasarıda, özellikle beşinci bölümde,
memurlarla ilgili yani kamu çalışanlarıyla ilgili ciddi
düzenlemeler var. Buradaki düzenlemelerle mevcut Hükûmetin veya AKP
Hükûmetinden sonra iktidar olacak bir siyasi partinin yeri geldiği zaman
bugün bazı kıstaslara bağlı olan kadrolaşma konusunda
önü açılacak çünkü belli üst düzey kadrolara artık devlet memuru olan
kişileri almak, bunun için belli standartlar çizmek, bunun için sınav
yapmak da gerekmiyor. İşte belli bir konuda Hükûmetin istediği,
Başbakanın, bakanların istediği belli bir mevkiye hiçbir
görevde bulunmamış, devlet görevinde bulunmamış, memurluk
yapmamış herhangi birini atamanın da koşulları olacak.
Yani, birileri, mevcut Anayasa ve yasalar çerçevesinde çizilen çerçevenin
dışında en üst kademede, devletin en üst kademesinde görev
yapabilecek.
Yine burada
getirilen bazı düzenlemelerle, aslında geçmiş hükûmetlerin,
ağırlıklı olarak da AKPnin yaptığı, kendi
istemleri, politikaları doğrultusunda hareket etmeyen, kendisine
yakın olmayan memuru sürgün etme uygulaması istendiği zaman çok
rahat bir şekilde gerçekleşebilecek. Çünkü geçmişte bu tür
sürgünlere çoğu zaman sürgün edilen memurun, sürgün edilen kamu
görevlisinin dava açma, idare mahkemesinde dava açma, bu hukuksuzluğu
giderme hakkı vardı. Mevcut düzenlemede bunlara da ihtiyaç
duyulmayacak. Üstte yapılan bir düzenlemeyle bazı kadrolar
kaldırılacak ve sürgün edilmek istenen memura Bu kadro
kaldırıldı, onun için sizi başka bir kuruma gönderiyoruz.
denilerek onun istemi dışında mevcut kurumundan başka bir
kuruma gönderilecek. Yani, bu, sürgünün bir gerekçesi olacak.
Değerli
milletvekilleri, daha önceki dönemlerde, 1 Mayıslarda, grev dönemlerinde
ve dün bu tasarıyla ilgili işçiye, emekçiye tavırlarından
sonra Hükûmetin Biz bu düzenlemeyle, bu torba tasarıyla işçiye,
memura, çalışanlara bir sürü yeni düzenleme yaptık, onların
mevcut çalışma koşullarını iyileştirdik.
söyleminin ne kadar havada kaldığı, aslında bu
düzenlemelerin, işçi ve işçiyle ilgili düzenlemelerde, tümüyle
işverenin, kayıt dışı ekonominin önünü açan,
işverenlerin istedikleri şekilde aldıkları, istedikleri
şekilde çıkarabildikleri, tazminat verme zorunda
kalmadığı, yasalarla bağlı olmadığı bir
düzen getiriliyor. Kamu emekçilerinde, memurlarda da hükûmetlerin,
istediği zaman, kendisine bağlı olmayan, kendi istediğini
yerine getirmeyen, farklı düşünen kesimleri istediği yere sürgün
edebilen ve istediği kişiyi, partilisi olan, onun bir militanı
gibi davranacak kişileri de istediği makama getirip oturtan
düzenlemeler yapılıyor.
Yine sürekli
çağdaşlıktan, demokrasiden, özgürlüklerden bahsediliyor. Bu
tasarıyla sözleşmeli personele grev yasağı getiriliyor.
Peki, bugün çağdaş, gelişmiş ülkelerde, Avrupada da,
Avrupa Birliğinin birçok ülkesinde tüm kesimlerin örgütlenme hakkı
var, tüm kesimlerin sendika kurma hakkı var ve tüm
çalışanların grev yapma hakkı var. Zaten, sözleşmeli
personelin, sözleşmeli çalışanların birçok özlük
haklarını, ücretini, maaşını zorlama yöntemlerle
mümkün olduğunca en alta çekmişsiniz. Belli konularda demokratik
olarak hakkını isteme, örgütlenme ve hakkı için de grev yapma
silahını da elinden alıyorsunuz. Ondan sonra da çıkıp
toplumun karşısına Biz bu torba yasa tasarısıyla
işçiye ve memura önemli gelişmeler getirdik. diyorsunuz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Devamla) Bu kabul edilebilir gibi değil. Bu, işçi ve memur tarafından da
anlaşıldığı için, her anlamda, gaza rağmen, copa
rağmen tepkisini koyuyor.
Hepinize
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın
Karabaş.
Sayın Osman
Kaptan, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına.
CHP GRUBU ADINA
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 606 sıra sayılı torba kanun
tasarısının 101inci ve 126ncı maddelerini içeren
beşinci bölümü hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, kömür torbasını biliyorduk, un torbasını,
un çuvalını biliyorduk, buğday torbasını, şeker
torbasını, şeker çuvalını biliyorduk, saman
çuvalını, saman torbasını, saman hararını
biliyorduk ancak yasa torbasını, kanun çuvalını, kanun
hararını sizinle öğrendik.
OSMAN KILIÇ
(Sivas) Tek çuval yok ki orada!
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Burada torba var da, aslında dinlerseniz, öğrenirsiniz.
AKP
İktidarında onu da öğrendik. Öyle bir yasa torbası gördük
ki aynı torbaya keçiler de konmuş, işçiler de, öğrenciler
de, esnaf da, tüccar da, iş adamı da, hatta hatta yoksullara
dağıtılan kömür bile konmuş. Sadece yasanın adı,
biraz önce arkadaşlarımın söylediği gibi, üç sayfa, 612
kelime. Okunursa yedi sekiz dakikada ancak okunabiliyor. Yaklaşık 60
kanun teklifini içine alan, 74 kanunda değişiklik yapan 224 madde, ek
maddeleriyle birlikte 284 maddeyi buluyor. 768 sayfa. Bu kanun
tasarısı, Allah korusun, insanın başına düşse,
insanın feleğini şaşırtır.
Sayın
arkadaşlarım, böyle torba olmaz, böyle çuval da olmaz. Manav bile
sebze ve meyveyi ayrı ayrı koyuyor. İnciri alta, üstüne de
elmayı koyarsanız incirler ezilir. Altına domatesi, üstüne
salatalığı veya kabağı, patlıcanı
koyarsanız, domatesler de ezilir. Hepsini birlikte bir torbaya kimler
koyuyor, biliyor musunuz? Hırsızlar ve kapkaççılar.
Çaldıklarını aceleyle aynı torbaya dolduruyorlar.
İktidar da her şeyi bir torbaya dolduruyor, yani sap ile samanı
karıştırıyor.
İlgili
komisyonlardan, en azından altı tane, sekiz tane komisyondan
kaçırılıyor ve Plan ve Bütçe Komisyonunda torbanın ağzı
bağlanıyor, bir ucube torba ortaya çıkıyor. Sayın
Başbakan, Karstaki heykelle uğraşacağına, asıl
torba yasaya baksın da, işçi ile keçinin otlanmasının
aynı torbaya konduğunu görsün de esas ucubeyi anlasın.
Dünyada böyle
torba yoktur. Türkiye Parlamento tarihinde, yasa yapma tekniğinde de böyle
torba yoktur ama şimdi var. Bu torba, AKP torbasıdır,
milletimize verilen bir göz boyama torbasıdır. Bir taraftan içkiyi,
viskiyi yasaklayacaksınız, öbür taraftan İngiliz viski
şirketinin vergisine af getireceksiniz.
Sayın
milletvekilleri, bu torbada yer alan ilk yirmi bir madde, kamuya olan vergi ve
sigorta borçlarının yeniden
yapılandırılmasını
Biz Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, bunları ve geniş halk kitleleri yararına olan buna
benzer afları zaten destekliyoruz. Ayırın bunları,
yılbaşından önce çıkaralım dedik, İktidar inatla
yanaşmadı.
Peki, Sayın
Başbakan, Temmuz 2010da Esnaf, tüccar ve iş adamlarına
müjdemiz var. diyordunuz. Altı yedi ay geçti, hani müjde? Verilen sözler
nerede kaldı? Bayram öncesi, Sayın Babacan Bayram müjdemiz var.
diyordu. Ne oldu? Bayram geçeli iki buçuk ay oldu. Gerçi bizim İktidara
her gün bayram ya!
Sayın
milletvekilleri, kamuya olan borçların yeniden
yapılandırılması iyi de niye zamanında
yapılmadı? Bu tasarıda amaç insanlarımızı
ekonomik krizden korumaksa, peki hani Ekonomik kriz teğet geçti.
diyordunuz? Sizin aklınız başınıza iki, iki buçuk
yıl sonra mı geliyor? O zaman biz bunu çok söyledik ama
yapmadınız. İnsanların canına tak etti, evi
ocağı dağıldı, icralar geldi, hapse girdiler, iş
yerleri kapandı; tarlalarını, bahçelerini, evlerini
sattılar; çiftçilerimiz rezil oldu, battılar, tükendiler, bittiler.
Turizm ve tarımın başkenti olan Antalyada bile icra dairesi
sayısı yediden on dörde çıktı. Portakal para etmiyor, limon
para etmiyor, elma para etmiyor, sebze para etmiyor. Zeytinyağı
fabrikada 5 lira. Dört beş yıl önce de aynı paraydı, dört
beş yıldır değişmiyor, masrafı
karşılamıyor.
Antalyanın
ilçesi Elmalının Düdenköyünde üç yüz hane var, borcu olmayan 3
kişi var. Düdenköy köylüleri Antalya, Kumluca, Finike, Elmalıdaki
Denizbank, Şekerbank, Finansbank şubelerinden tarla alımı,
sera yapımı için, özellikle sera yapımı için kredi
almışlar. 20 bin lira almışlar, 60 bin lira olmuş.
Köyün bütün topraklarına bankalar ipotek koymuş. Köy Muhtarı
Musa Asmanın muhtarlık maaşına bile el konmuş. Köy
satılık, alan yok.
Yine
Elmalının Bayralar köyü borç batağı içinde. Bayralar köyü
de sorunlarının çözümünü istiyor.
Şimdi
Hükûmet borçları yeniden yapılandırıyor ama bu torbada
nedense bizim bu Düdenköy köylüleri, Bayra köylüleri ve Türkiye'nin buna benzer
köylüleri yok.
Bu
yapılandırma niye şimdi yapılıyor? Sevgili
arkadaşlarım niye şimdi yapılıyor biliyor musunuz?
Seçim var da ondan. Bunu siz de biliyorsunuz.
Sayın
milletvekilleri, bu ucube kanun tasarısının gerekçesi ekonomik
krizdir. Bu gerekçe de AKP İktidarının ülkeyi iyi
yönetemediğinin bir kanıtıdır, bir göstergesidir. Her
şeyi bu torbaya dolduran Hükûmet, çek mağdurlarını niye
koymadı? Çek mağdurları iktidarın yanlış
uygulamalarının, ekonomik krizin mağdurları değil mi?
Elinizi, ayağınızı öpeyim, oğlum çekten hapiste,
ailemiz perişan oldu, bakan yok. Hapisteki oğlum borcunu nasıl
ödeyecek? Kurtarın bizi, çıksın dışarıya, çalışarak
borcunu ödesin. diye yalvaran seksen beş yaşındaki Doğu
Anadolu kökenli, İstanbulda yaşayan ninemizin, anamızın
sesini niye duymuyoruz? Babam hapiste, babamı hapisten
çıkarın. diyen çocukların sesini niye duymuyoruz? Sayın
arkadaşlarım, Çek mağdurlarını da bu torbaya
koyalım. dedik, o da olmadı. Bu adaletsizlik değil mi?
Tüm Anadoluda
olduğu gibi, Antalya Elmalının bazı köylerindeki benzer
konularda özel bankalara borcu olan köylüler de çok zor durumdadır. Bu
torbaya işsizler, emeklilerin intibakı, narenciye üreticileri, sebze
üreticileri, Meclisin önünde diplomasını yırtan,
atanamadığı için intihar eden öğretmenler, Antalyada
çocuğuna mama çaldığı için hapse giren anne niye yok?
Samsunda iki buçuk aylık çocuğu açlıktan ölen anne niye yok?
Mademki torbaya
her şeyi koyuyoruz, sayın arkadaşlarım, bir başka
adaletsizlik de zamanında vergisini ödeyeni niye enayi yerine
koyuyorsunuz? Niye onların verdikleri vergiden yüzde 10 indirim
yapmıyorsunuz? Niye bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği
önergeyi desteklemiyorsunuz? Adalet ve Kalkınma Partisinin adalet
anlayışı bu mudur?
Sayın
milletvekilleri, bu bölümde kamu çalışanları yönünden, kamudaki
personel rejimini altüst eden, personeli daha güvencesiz bir konuma
taşıyan düzenlemeler bulunmaktadır. Kamu personel rejimindeki
liyakat ve kariyer ilkeleri katledilmektedir. Tali istihdam, ikinci istihdam
biçimi olan sözleşmeli personel istihdamı asıl istihdam biçimi
hâline getirilmektedir.
Bu bölümün 657
sayılı Yasayla ilgili düzenlemelerini özetlersek;
1) Hükûmetin
kadro kaldırma yetkisi sık ve yaygın kullanılabilir bir
hâle getiriliyor.
2) Devletin
çekirdek yönetiminde memuriyet kariyer sistemi tasfiye edilmekte, yerine
sözleşmeli kadro sistemi asıl kılınmaktadır.
3) Üst kademe
yöneticilik makamları özel sektöre ve serbest meslek mensuplarına
açılmaktadır.
4)
Değerlendirme sistemi disiplin ile ödül uçları üzerinde yükselen
performans sistemine dönüştürülmektedir.
5) Sizin, izin
haklarında, kadın ve özürlü çalışma koşullarında
yaptığınız iyileştirmeler, ilk dört özellik ve
sendikal mücadele karşısında verilen ödünler tasarının
geri kalma niteliğini örtme, kamufle etme amaçlı hükümlerdir.
Değerli
milletvekilleri, Bu torba yasayla, devlette bir gün
çalışmış birini, bir cemaat liderini veyahut bir başka
kişiyi müsteşar yapmakta kamunun ne yararı vardır? Hep
kendi yararınızı mı düşünüyorsunuz? Yoksula
dağıtılan kömürü neden Kamu İhale Yasası
dışına çıkarıyorsunuz? KİT'lerde
çalışan sözleşmeli personele neden grev hakkı
vermiyorsunuz? Kamuda çalışanları istekleri
dışında neden sürgün ediyorsunuz? Sözleşmeli
öğretmenlere bu tasarının içinde neden kadro vermiyorsunuz?
diye bu türlü şeyler sayılabilir. Ben bu gidişin
yanlış bir gidiş olduğunu söylemek istiyorum.
Artık
günümüzde irtica odağı olmak suç değil, irtica ile mücadele
etmek suç hâline gelmiştir.
İktidar
İleri demokrasi diye diye ileri diktaya doğru hızla
gitmektedir. Hükûmeti bu yanlış yoldan dönmeye davet ediyoruz.
Sayın
milletvekilleri, Mısırda, Tunusta olanları anlamak, ders almak
gerekir. Tarihte hep diktatörlerin sonu iyi olmuyor. İki üç hafta öncesine
kadar Tunus Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin ve karısının
ülkesinden kaçacağını, Suudi Arabistan Kralına
sığınacağını kim bilebilirdi? Mısırda
Hüsnü Mübarekin oğlunun ülkeden kaçarken Mısır halkının
Babanı da al git. diye meydanlarda bağıracağını
kim bilirdi?
Sayın
arkadaşlarım, Sayın Tayyip Erdoğan Mısır
halkının sesine Hüsnü Mübarekin kulak vermesini istiyor ama kendisi
sendikaların, işçilerin, işsizlerin, çiftçilerin, emekçilerin,
odaların, baroların, doktorların, mühendislerin, muhalefetin
yani Türk halkının sesini dinlemiyor. Dün Grevli sendika isteriz.,
Sigorta isteriz., Güvence isteriz., Bizi köleliğe mahkûm edecek olan
bu torba yasanın geri çekilmesini isteriz. diyen emekçiler
Kızılaya polis tarafından sokulmadı, demokratik
haklarını kullanmaları engellendi. İktidarın ileri
demokrasi anlayışı bu mu?
Sayın
arkadaşlar, Mısırda halkın isteklerinden birisi de
yargının bağımsız olması ve
bağımsız yargı denetiminde seçim yapılmasıdır.
Türkiye'de yargıyı ise iktidar kendine bağımlı bir
hâle getiriyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı bile iktidarın
sözcülüğüne soyunuyor. Mısırda ve Tunusta Arap halkı
reform isteyerek diktatörlükten kurtulmaya çalışırken,
Türkiye'de Reform yapıyoruz. diye diye, ileri demokrasi diye diye
lütfen diktatörlüğe doğru gitmeyelim.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaptan.
Şahsı
adına Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
SEDAT KIZILCIKLI
(Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; 606 sıra sayılı Yasa Tasarısı
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz
gibi beşinci bölümün çok önemli bir kısmı kamu personeliyle
ilgili düzenlemeler getirmektedir. Biraz önce konuşan çok değerli
muhalefet partisi sözcüleri de bunlarla ilgili birçok eleştiriler getirdi.
Ben vaktim yettiği kadar bunlara cevap vermeye çalışayım,
hem bu düzenlemelerin ne getirdiğini sizlerle paylaşayım.
Arkadaşlar,
bu bölümde Anayasa değişikliğine uygun olarak disiplin
cezalarının tümü yargı denetimine açılacak, sicil sistemi
kaldırılacak, sözleşmeli personelin aile yardımından
yararlandırılması sağlanacak, aile yardımı verilecek
çocuk sayısı sınırı kaldırılmakta, sendika
üyesi kamu görevlisine üç ayda bir 45 lira toplu görüşme primi ödenecek
ve
Bir milletvekili arkadaşım, işte 125inci maddeyle ilgili
-özellikle maddenin de ismini sayarak- dedi ki, Kamu iktisadi
teşebbüslerinde görev yapan personelin ücretlerini
artırıyorsunuz, onlara arpalık hâline getiriyorsunuz. dedi.
Hâlbuki o madde, 125inci madde şunu getiriyor, demek ki
arkadaşımız anlayamamış: Kamu iktisadi teşebbüslerinde
görev yapan yönetici personele verilmekte olan ek ödeme, yüzde 100den Maliye
Bakanının onayıyla yüzde 200e kadar çıkarılıyor.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Meclisin onayıyla Sedat Bey, bizim onayımızla.
SEDAT KIZILCIKLI
(Devamla) Çünkü burada görev yapan personel, kendi altında görev yapan
personelden daha düşük ücret alıyor şu anda. Dü-şünün, yani
birisi genel müdür ya da birisi bir daire başkanı ama başkan yardımcısından,
genel müdür yardımcısından daha az ücret alıyor ve bunlar
ücret bordrolarını komisyonumuza getirdiler, bunu
kanıtladılar ve bu madde de onların bu durumunu düzeltmeyle
ilgilidir.
Sözleşmeli
personelden kesilen pul parası kaldırılmaktadır. Yine
şöyle söylendi: Sözleşmeli personele grev yasağı
getiriyorsunuz. Hâlbuki ben beklerdim ki buna şöyle bir
yaklaşım sergileyelim: Sözleşmeli personel, Anayasa ve özel
kanunlarla belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ve üst kurullar
kurabilecek ve bunlara üye olabilecek. Yani burada ileri bir adım var,
grev yasağı falan değil. Grev yasağı kamuda
devamlı var. Bu ayrı bir konu, tartışılması
gereken bir konu, konuşulabilir ama sözleşmeli personele bugün
sendika kurma hakkı verilmesinin neresi kötü, onu da anlamak mümkün
değil.
Yine, ikamet
ettiği il sınırları dışına izinsiz
çıkan memurun, yasaklanmış yayın bulundurma fiilleri gibi,
yine toplu müracaat ve şikâyet gibi fiillerden dolayı disiplin suçu
alması yasaklanıyor.
Yine, geçici
görev alındığında, bir yılda altı ayı
geçmeyecek hâle getiriliyor.
Kadın
memurlara hamileliğin yirmi dördüncü haftasından itibaren ve
doğum sonrası bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası
görevi verilmeyeceğini getiriyor.
Doğum yapan
memura, doğum sonrası verilen analık izin süresinin bitiminden,
eşi doğum yapan memura ise doğum tarihinden itibaren istekleri
üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilecek.
Burada, 110,
111inci maddelerde de Sıkıntılı maddeler
varmış diye söylendi. Hâlbuki 110uncu maddeyle memura, kanser,
verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir tedaviye
ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde on sekiz aya kadar,
diğer hastalık hâllerinde on iki aya kadar ücretli izin
verilebilecek. Yani memura olumlu bir madde, 110uncu madde burada
eleştirildi.
111inci madde
eleştirildi. O maddede neler var? Üç yaşını
doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memurlar yirmidört aya kadar
aylıksız izne ayrılabilecekler.
Yine, muvazzaf
askerliğe ayrılan memurlar, askerlik süresince görev yeri saklı
kalarak aylıksız izinli sayılabilecekler.
Dolayısıyla,
baktığımız zaman, özürlü memurlara isteği
dışında gece nöbeti ve vardiya yaptırılmayacak. Özürlü
memurların mesai saatleri farklı düzenlenebilecek, buna üst
yöneticiler karar verecek.
Son olarak
şunu ifade etmek istiyorum arkadaşlar. 15 Aralık 2010 tarihinde
Plan ve Bütçe Komisyonumuz bir yazıyla birçok sivil toplum örgütüne
yazı yazmış ve demiş ki: Buyurun, bu kanun
tasarısını görüşmeye başlıyoruz, siz de temsilci
yollayın. Eğer gözlerden kaçırılmak istense, gizli
saklı yapılacak bir şey olsaydı bu yazılar yollanmaz,
sivil toplum örgütlerine bilgi verilmez, onlar davet edilmez, alt komisyonda,
üst komisyonda ve değerli muhalefet partisi milletvekillerimizle beraber
bunların hepsi konuşulmazdı ama gördüğünüz gibi, Mecliste
de komisyonda da kimse kimsenin gözünden bir şey kaçırmıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEDAT KIZILCIKLI
(Devamla) Herkes, her şeyi açık ve aleni konuşuyor.
Teşekkür
ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kızılcıklı.
Saygıdeğer
milletvekilleri, beşinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Sayın
milletvekilleri, TBMM İçtüzüğünün 72 nci maddesi uyarınca,
görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 5 inci Bölümünün görüşmelerinin devamına
karar verilmesini arz ve teklif ederiz. hitaplı bir dilekçe vardır.
Önerge
sahiplerinin isimlerini okuyorum:
|
M. Akif Hamzaçebi Harun Öztürk Hüseyin Pazarcı |
|
Trabzon İzmir Balıkesir |
|
Sacid Yıldız Bülent Baratalı Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
Şimdi gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Hükümet, kriz
Türkiye'yi teğet geçecek demesine rağmen, gerekli tedbirler
zamanında alınmadığı için, artan işsizlik ve
iflaslar nedeniyle dünyada krizden en çok etkilenen ülke bizim ülkemiz
olmuştur.
Hükümet
programlarında; kayıtdışı ekonomiyi ödüllendiren,
kamuya olan güveni sarsan ve kayıtdışılığı
özendiren her türlü af ve borç yapılandırılması
beklentisinin önüne geçilecektir, denilmesine rağmen, dokuz
yıllık dönemde defalarca af tasarısı
yasalaştırılmıştır.
Sayın
Başbakan, dilediği tasarıyı dilediği komisyona havale
ettirerek, toplumun değil kişilerin özel çıkarlarını
kollayan tasarıları ihtisas komisyonlarından ve kamuoyundan
kaçırmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı
ve Meclis Başkanlığı seçimleri ile anayasa
değişikliklerinde ortaya konulan dayatmacı tavır
sürdürülmektedir.
Geçen hafta
Adalet Komisyonunda yüksek yargıyı ele geçirmeye yönelik
tasarının görüşmeleri sırasında yaşananlar
hepimizi derin kaygılandırmıştır.
Hükümet, bu Torba
Tasarı ile, muhalefetin itiraz etmediği; yeniden
yapılandırma, SSK ve Bağ-Kur emekli maaş
artışları, öğrenci affı gibi konuları ile
birlikte, adrese teslim bazı düzenlemeleri de yasalaştırmak
istemektedir.
9
yıldır beceriksiz yönetimi ile milleti borç batağına
saplayan AKP, şimdi seçim öncesi bir şey yapıyormuş gibi
görünmeye çalışmaktadır.
Ekim 2010'da, SSK
ve Bağ-Kur emekli maaşlarına en az 60 lira artış
yaptığını müjdeleyen sayın Başbakana, bu
maaş artışını yapmak için niçin Torba
Tasarıyı beklediğini sormak gerekir.
Maaş
artışlarının 2011 bütçe kanununa eklenmesi önerimizi niçin
reddettiklerini sormak gerekir.
Bu konudaki bir
maddelik ayrı kanun teklifimizi niçin gündeme
aldırmadıklarını sormak gerekir.
Bu soruların
cevabı, yetersiz maaş artışlarının Hükümet
tarafından Torba Tasarıya lokomotif olarak konulmasında
aranmalıdır.
Bu Torba
Tasarıda da, bon bon şekerlerinin yanında zehirlileri de
vardır.
Gençlere ihbar ve
kıdem tazminatı ödememek için deneme süresi iki aydan dört aya
çıkarılmaktadır.
Mevsimlik
işçilere, özellikle turizm sektöründe çalışanlara, fazla
çalışma ücreti ödememek için denkleştirme dönemi 2 aydan 4 aya
çıkarılmaktadır.
Hazineden
karşılanması gereken istihdamın teşvikiyle ilgili
giderler, tümüyle işsizlik sigortasına yıkılmaktadır.
Sektörel ve
bölgesel krizler bahane edilerek, işsizlik sigortası fonu kısa
çalışma ödeneği adı altında tümüyle işverenlerin
hizmetine sunulmaktadır.
Kısmi
çalışma, evden ve uzaktan çalışma yöntemleri ile
yaygınlaştırılarak çalışanların mali ve
sosyal hakları, iş güvenceleri ve örgütlenme hakları ellerinden
alınmaktadır.
Kısmi
çalışmanın yaygınlaştırılmasıyla
birlikte, emeklilik hayalleri suya düşen işçilere, eksik
çalıştığınız sürelerin primlerini kendiniz
yatırırsanız, emeklilik ve genel sağlık
sigortasından yararlanabilirsiniz diyerek, işçilerle adeta alay
edilmektedir.
İl özel
idarelerine sürülen işçiler, yeni bir sürgüne tabi tutulmak, mali ve
sosyal hakları ile örgütlenme hakları ellerinden alınmak ve
güvencesiz bırakılmak istenmektedir.
Kadroların
iptali ve keyfi geçici görevlendirmeler yoluyla memurların siyasi sürgüne
tabi tutulmalarının hazırlıkları
yapılmaktadır.
Bir gün bile
memuriyeti olmayanlar genel müdür ve müsteşar yapılmak istenmektedir.
Turizmde, verilen
izinlere aykırı olarak yapılan yapılaşmalarla ilgili
cezalar, hem geçmişe hem de geleceğe yönelik olarak azaltılmakta
ve azaltılan cezaların ödenmesi kaydıyla her türlü hukuksuzluk
meşrulaştırılmaktadır.
AKP
tarafından 2004 yılından itibaren teşvik amacıyla
verilen arsa ve araziler, teşvikin gereği yerine getirilmemiş
olsa bile, yandaşlara yok pahasına satılmak istenmektedir.
Yap-İşlet-Devret
modeliyle yapılan ihale sözleşmeleri YPK'nın denetiminden
kaçırılmak istenmektedir.
BDDK, SPK,
Türkiye Kalkınma Bankası ve Vakıflar Bankasının
merkezleri İstanbul'a taşınarak Ankara'nın içi
boşaltılmak istenmektedir.
Yükseköğrenimde
okuldan atılma kaldırılıyor görüntüsü altında,
paralı yüksek öğrenime adım atılmak istenmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi beşinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o
madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı
ayrı oylarınıza sunacağım.
101inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 101 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E. Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Beytullah
Asil |
|
Konya Eskişehir |
Madde 101- 6219 sayılı Türkiye Vakıflar
Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 4 - 6219 sayılı Kanunun değişik
18 inci maddesi, 1/1/2004 tarihinden itibaren geçerlidir.
BAŞKAN İkinci ve üçüncü önerge aynı mahiyettedir,
okutup beraber işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 101'inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı |
|
İzmir İstanbul İzmir |
|
Enis Tütüncü Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal |
|
Tekirdağ Malatya Amasya |
|
Halil
Ünlütepe |
|
Afyonkarahisar |
|
Diğer
önergenin sahipleri: |
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri |
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge sahipleri adına Sayın Ünlütepe,
buyurun.(CHP sıralarından alkışlar)
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlarım, görüştüğümüz bu
yasa tasarısında yargı kararlarını ve kesinleşen
hükümleri yok hükmünde görüyoruz. Hukuka tam bir uygunsuzluk var. 100üncü
madde ile Vakıflar Bankasının KOSGEBe ödemesi gereken pay
kaldırılmaktadır. Kaldırılan pay nedir? 210 milyon TL.
6219 sayılı Kanun Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim
Ortaklığıdır. Geçici bir madde ilavesi ile
yargıyı devre dışı bırakmaya yönelik, yargı
kararlarını ve icra takiplerini etkisiz bir hâle dönüştürüyoruz.
Sevgili arkadaşlar, Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk
devletinde yasalar tarafları nasıl etkileyeceğini önceden
belirler. Hukukta en önemli olay öngörülebilirlik özelliğidir. Hukuki
güvenlik, konusunu düzenleyen bu hükümle ortadan
kaldırılmaktadır. Şimdi, kanun koyucu kesinleşmiş
yargı kararına müdahale etmektedir. Buna yetkisi var mı? Yok ama
Sayın Başbakanın 2004 yılında Adalet ve Kalkınma
Partisi grup toplantısında söylediği bir söz var: Yasama
organı her şeye muktedirdir. Yani hem yürütmenin hem yargının
önündedir. Hâlbuki Anayasanın başlangıç dibacesinde, kuvvetler
ayrılığı sisteminde kuvvetlerin birbirine üstünlüğü
yoktur. Yasama organının, Anayasanın kesin teminat altına
aldığı bir kesin hükmü yasama organı yok farz edebilir mi?
Bir davada taraflar yasanın güvenilirliğine inanarak, bu yasanın
sonucuna güvenerek ya davacı olur ya davalı olur. Siz, daha sonradan,
maçın yarısını geçtikten sonra Ben, bu oyunun
kurallarını değiştiriyorum. diyebilir misiniz? Mümkün
değil, Anayasanın 138inci maddesi. Ama bugün burada, yargı
kararlarını uygulamayacaksınız diyorsunuz, kesin hükmü yok
farz ediyorsunuz. Peki, Plan ve Bütçe Komisyonunda, bu torba yasa Anayasa
Komisyonuna gönderildi mi? Gönderilmez çünkü o kadar bir torba yasa yapmışsınız
ki eğer bunu Anayasa Komisyonu incelemiş olsa Anayasa Komisyonundan
bunun incelenerek Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesi en az üç ay alacaktı.
Amaç, hukuka da aykırı olsa istediğimi yapabilmek. Zaman zaman
söylüyoruz, bu bir parti diktatörlüğüne yol açar, hukuk
dışılığa yol açar. Bunun bir örneğini Adalet
Komisyonunda gördük. Cumhuriyet Halk Partisinin Adalet Komisyonu üyelerinin
tutum ve davranışlarıyla buna kamuoyunun ilgisini, dikkatini
çekmeye çalıştık. Elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanının göndereceği yazı başka türlü
olmayacaktı ama birtakım hukuk bilginleri, bu konuda bizim
düşüncemizin doğru olduğunu söylüyorlar.
Daha başka bir örnek size vereyim: Peki, biz Cumhuriyet Halk
Partisinin 5 milletvekili, o gün Cumhuriyet Halk Partisinden istifa etseydik, o
Komisyon çalışmalarına devam edecek miydi? 1961
Anayasasındaki gerekçe açık. Bir ana muhalefet partisi grubunu yok
farz ettiniz. Burada da bu uygulamayla, açıkçası
Hukuk devletinde
devlet hukuk kurallarına uygun olarak hareket eder, hukuk devletinin temel
özelliği budur.
Şimdi, Anayasamıza uygun bir kanun yürürlükte iken bu
kanun hükmüne göre verilen haklar sonradan çıkan kanunla ortadan
kaldırılabilir mi? Kaldırılabilir. Nasıl
kaldırılabilir? Adalet ve Kalkınma Partisinin çoğunluk
diktatörlüğü döneminde... Bir hukuk devletinde bu mümkün değildir.
Bu, yasama organında dahi tartışılamayacak olan konulardan
birisidir. Anayasanın 138inci maddesinin sonuncu fıkrası
açık: Yasama ve yürütme organları, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır. Yasama organı, yürütme organı mahkeme
kararlarını değiştiremez, kararların yerine
getirilmesini geciktiremez.
Hukuk dışılık artık bu Mecliste
olağan bir hâle gelmiştir. Bu kanunun geçici 4üncü maddesinin
düzenlemesi hukuka tamamen aykırıdır, Anayasaya
aykırıdır. Bu yüce Mecliste bu konunun görüşülmesi
olanaklı değildir.
Bu duygu ve düşüncelerle, önergemizde de belirttiğimiz
gibi, geçici 4üncü maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını diliyorum ve yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Ünlütepe.
Sayın Birdal, buyurun.
AKIN BİRDAL (Diyarbakır) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Yasa Tasarısının 101inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasına ilişkin söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Gerekçemiz: 12/4/1990 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe
giren 3624 sayılı KOSGEB Yasasının 14üncü maddesi
Başkanlık gelirlerinin yer aldığı düzenlemeleri
içermektedir. 14üncü maddenin (c) bendinde yer alan düzenlemeyle, sermayesinin
yüzde 50den fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına ait olan
bankaların kurumlar vergisine matrah olan yıllık
kârının yüzde 2si oranında KOSGEBe aidat ödeyeceği hüküm
altına alınmıştır.
Tasarının 100üncü maddesinde getirilen düzenleme ile
Vakıfbankın KOSGEBe ödeyeceği aidat
kaldırılmaktadır. Ancak, 101inci maddesinde yapılmak
istenilen düzenleme ile bu aidatların kaldırılma tarihi
01/01/2004e çekilmek istenmektedir. Yargıya intikal etmiş olan 210
milyon TL tutarındaki KOSGEB alacağının ortadan
kaldırılmasına yönelik bu düzenlemenin tasarıdan
çıkarılmasını öneriyoruz çünkü burada daha önce
kazanılmış birtakım hakların da gasbedildiği
kanısındayız.
Şimdi, dün, asayiş ve güvenliğin
sağlanacağı gerekçesiyle kamu çalışanları
başkente alınmadı. Şimdi, aynı güvenlik gerekçesiyle
sadece hak arayanların önüne tankları, topları ve copları
çıkararak mı güvenliği sağlanır başkentin? Yoksa,
gerçekten işçi sağlığı ve güvenliği açısından
her türlü önlem alınır ve bugün 18 yurttaşımızın
yaşamının yitirilmesine ve birçoğunun da yaralanmasına
neden olunmazdı.
Şimdi, Polisin gözü sanıklarda, doktorların gözü
yaşlılarda olur. diye bir söz var. Şimdi, gerçekten, polislerin
gözü hak arayanlarda, sizin de gözünüz yaratılan kazanımlarda,
sınırlı kullanılmakta olan hakların yok edilmesinde.
Şimdi, burada biz her zaman konuşuyoruz, hak ve
özgürlüklerin gelişmesinden, ekonominin ilerlemesinden, ileri bir
demokrasiden ama biz bunu burada söylüyoruz. Bakın, geçtiğimiz hafta
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı 2010
yılının raporunu yayınladı.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Konseyi üye ülkelerinde,
insan hakları ihlalleri açısından, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinde mahkûm olan ülkeler arasında 1inci
sırayı alıyoruz. Bakın, iki yüz yetmiş sekiz davayla
1inci sırayı almışız. Geçen yıl bu
sırayı Rusyaya
kaptırmıştık ve Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinde en çok mahkûm edilen ülkeler arasında 2nci sırayı
almıştık ama bu yıl yeniden 1inci sıraya geldik ve
kaptırmadık.
Şimdi, nasıl ileri demokrasi bu? Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi sizi mahkûm ediyor ve iki yüz yetmiş sekiz davayla
tazminat ödemeye mahkûm ediyor ve siz, kalkıyorsunuz, hâlâ ileri
demokrasiden, hak ve özgürlüklere bağlılıktan ve demokratik bir
düzenden söz ediyorsunuz.
Arkadaşlar, yani hukuksuzluğun belki aldatması olur
ama gerçekten bu şekilde de olmaz. Bakın, hukuk devleti yerine kendi
devletin hukukunu yarattınız ve bu, hukuk devleti olmaktan çok polis
devletidir. Yani dünkü yaşanan tablo nedir? Yani şimdi insanlar hak
arama mücadelesini nasıl yürütecekler? Hak arama mücadelesinin
kanallarını kapatarak ve olayları, gerçekleri örterek,
erteleyerek ve gizleyerek olmaz. Örneğin, dün İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonunun toplantısı var. Hemen
2 kilometre uzakta, toplantı ve gösteri hakkının
gasbedildiğine tanık oluyoruz, milletvekilleri biber gazı yiyor
ve orada biz bir diyalog kuramıyoruz. Geliyoruz buraya, İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonuna 4 kişi geliyor,
çoğunluk sağlanamıyor. Böyle bir şey olur mu? Yani, örneğin
-bizim geçmişte, yine on gün önce verdiğimiz- Mutkide insan
kemikleri çıkıyor, on sekiz
kişiye ait çıkmış orada insan kemikleri ve
insanlığa karşı işlenmiş suçların
bulguları orada çıkıyor Gelin inceleyelim. diyorum ve bir
olağanüstü toplantı önerisi de yapıyorum, bir araya
gelinmediği gibi olağan toplantısında da çoğunluk
sağlanmıyor. Nedir bu? Bunun açıklaması nedir?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AKIN BİRDAL (Devamla)
O nedenle böyle bekleyerek, erteleyerek olmaz ve bunun adı da demokrasi
ve hukuk devleti değil.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim.
Evet, önergeleri oylarınıza
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) Karar yeter
sayısı
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan, benimki de
vardı.
BAŞKAN Sizinkini ayrı değerlendireceğiz
Mehmet Bey. Bu ikisini birlikte işleme alacağım.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Beraber dediniz ama
BAŞKAN Evet, birlikte işleme alıyorum, bu
önergeleri
Halil Bey, karar yeter sayısı mı istiyorsunuz?
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) Evet, Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati : 19.33
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 20.37
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatih METİN (Bolu), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 59uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe ve arkadaşlarıyla Diyarbakır
Milletvekili Akın Birdal ve arkadaşlarının birlikte
işleme aldığımız önergelerinin oylamasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
oylamayı tekrarlayacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım:
Önergeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir, karar yeter
sayısı vardır.
606 sıra
sayılı tasarının görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 101 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
Madde 101- 6219 sayılı Türkiye Vakıflar
Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununa
Aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 4- 6219 sayılı Kanunun değişik
18 inci maddesi, 1/1/2004 tarihinden itibaren geçerlidir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa)
BAŞKAN Sayın Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılmıyoruz, katılamıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kime bakıyor?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sana bakıyor,
sana.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Günal, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET GÜNAL (Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, gülümseyerek geldim çünkü Sayın
Komisyon Başkanımız katılıp katılmama konusunda
şöyle bir bakındı, ben de bana bakıyor zannettim,
oturacaktım katılıyor diye ama katılmıyormuş
mecburen
Katılsaydı hemen oturacaktım.
Değerli arkadaşlar, burada az önce bahsettiğimiz
bir konu yarım kaldı. Dün ağır diye
alamamıştım ama bu sefer elime de aldım yani
bayağı bir
Tarttırmadım, herhâlde bir kilodan fazla bir
şeyi var gibi görünüyor. Kaçtı?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) 1.660.
MEHMET GÜNAL (Devamla) Hah, 1.660 grammış.
Teşekkür ederiz. Bazı açıklayıcı bilgiler hiç olmazsa
geliyor iktidar kanadından.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Yok, muhalefet
söyledi, ben de söyledim.
MEHMET GÜNAL (Devamla) - İtimat ettiniz yani. Peki.
Değerli arkadaşlar, burada tabii bir karar verdik, bunu
uyguluyoruz. Neyi uyguluyorsunuz? Bizim çıkmasını
istediğimiz kısmı Banka ve ortaklıkları hakkında
yargı mercilerine açılmış davalar ve icra takipleri
hakkında da uygulanır. diyor. Hukuki olarak, geriye yönelik olarak
böyle bir kararın alınması bazı soru işaretlerini
kafalarda bırakıyor.
Şimdi bakın, bu neyle ilgili? Vakıfbankın
KOSGEBe ödemeleriyle ilgili. Yani söylediğimiz kısmı bununla
ilgili değil mi? 2004e niye götürüyorsunuz? Yani bugün itibarıyla
koyuyorsunuz Ben bundan vazgeçtim. diye. Hâlâ deminki önergemizi kabul
etmediniz, kamu bankası olmaya devam ediyorsunuz, iyi. Şimdi geçti.
Eğer bu böyle gelir, Sayın Cumhurbaşkanı da onaylarsa
şu anda Vakıfbankın şubeleri kamu şubesi olarak bizim
önergemizi kabul etmediniz. Böyle bir şey olamaz. Yani kamu statüsünde
olmayacaksınız, böyle bir şey yok.
Bakın, arkadaşlar, buradan size okuyayım.
Vakıfbank özel bir banka mı? Evet, onun için taşıyorsunuz.
Onun için diyorsunuz ki Kendisi taşısın. Ortaklarına
bakıyorum: Yani mazbut vakıflar, mülhak vakıflar, diğer
mazbut ve mülhak vakıflar, Vakıfbankın mensuplarının
sandığı, diğer gerçek tüzel kişiler, 0,007 tüzel
kişilerin de oranı. Demek ki burada bir kamunun payı var
mı? Yok. Özel, tamam. Neden kamu şubesi niteliği veriyorsunuz?
Onu verdiniz, burada kaldırıyorsunuz. Değerli
arkadaşlarım, bakın, ilk derece mahkemesinde
Vakıfbankın kaybettiği 210 milyon TLlik bir miktardan söz
ediyoruz. Ne olur bunu KOSGEBe versen? Yani niye kaybedilmiş şeyi
Mahkeme, neden acaba ilk derece mahkemesi Vakıfbankın lehine karar
verdi, buna baktınız mı? Yani bunun kaldırılması
gerekiyor. Böyle bir şey
Bu, aynen, İstanbula
taşınmasındaki mantıksızlık gibi yine
çelişkili bir iş yapıyoruz. Hem Vakıfbank kamu bankası
şubesi niteliğinde olacak hem Kamunun paraları buraya
yatırılır. diye kanuna hüküm konulur mu? Ya, para yatırmak
için kanuna emredici hüküm niye koyarsınız? Arkadaşlar, böyle
bir şey olmaz. Ziraat, Halk Bankası gitti. Ama Kamu bankası
şubesiyim. demiyor, varsa payı Kamunun orada payı
olmasına rağmen
demiyor. Burada kamunun payı yok,
sıfır, burada kamunun bir payı yok, mensup vakfının
var, vakıfların var, sandığın payı var. Burada işte
duruyor, Vakıfbankın ortakları burada, bakabilirsiniz. O zaman
niye kamu şubesi? İstiyorsan, o zaman mahkemeyle
kazandığı adamın 210 milyonunu niye ödemiyorsun? Büyük bir
para mı? Vakıfbank kâr etmiyor mu? Ne var, bırakın,
bütçeden vereceğinize KOSGEBe oradan geçsin. Anlamadığımız
nokta bu.
Bir de geriye yönelik
Tamam, bundan sonra sayalım, kanun
çıksın. Kanun çıktıktan sonra da yayınlandıktan
sonra da bir dahaki sene vermesin Vakıfbank ama şimdiye kadarki
kazandığı paraları niye vermiyorsunuz? Onun için
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Özel banka
MEHMET GÜNAL (Devamla) Özel banka değil, hâlen daha kamu
bankası statüsü istiyor Vakıfbank. Bütün kamunun paralarını
oraya yatırıyorsunuz, vakıfların paralarını da
oraya yatırıyorsunuz. Şimdi kaç para komisyon alıyor? Bir
yere verdiği zaman komisyon pazarlığı yapmıyor mu,
memurlar, çalışanlar, üniversiteler bankalarla? Demek ki o
mevduatın bir getirisi var. Dolayısıyla bunu çok doğru
bulmuyorum.
Değerli arkadaşlarım, tekrar söylüyorum:
Taşınması da yanlıştır, hele hele bu
yaptığımız külliyen yanlıştır. Sayın
Tüzmen gidiyor, demin söylemiştim, o zaman onun eski
müsteşarlığını da taşıyın, Hazineyi de
taşıyan, hepsini birden taşıyın, başka türlü
olmaz.
Öncelikle teklifimi söyledim, mademki taşıyorsunuz,
gerekçe varsa
Sayın Çağlayan diyordu ki: İstanbulda
tarım mı var, niye Ziraat Bankasını taşıyorlar?
Vakıfların gene bir sürü vakfı, o makul biraz vakıflar
ortak olduğu için. Ben diyorum ki: O zaman gelin, Ziraat
Bankasını Urfaya taşıyalım, GAPa taşıyalım
ya da Adanaya taşıyalım. Halk Bankasını ya Kayseriye
taşıyalım ya Bursaya taşıyalım ya Konyaya
taşıyalım, bir şeyin olduğu yere
taşıyalım, yani KOBİlerin
Bir de siz niye taşıyorsunuz? O kadar parayı niye
verdiniz? Ben onu söylüyorum, madem özelleştireceksiniz, alan adam
istediği yere taşısın. Son defa uyarmış
olayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET GÜNAL (Devamla) Diğer maddelerde devam
edeceğim.
Saygılar. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
102nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 102. maddesinde yer alan % 3 ibarelerinin %
5 olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E. Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Nevzat
Korkmaz |
|
Konya Isparta |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 102'nci maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 53. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan, % 3 ibarelerinin % 5 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri |
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan; 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 102 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa Özyürek Tayfur Süner Harun Öztürk |
|
İstanbul Antalya İzmir |
|
Atila Emek Bülent Baratalı Enis Tütüncü |
|
Antalya İzmir Tekirdağ |
14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 50 nci maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten
kaldırılmış, 53 üncü maddesi başlığıyla
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Özürlü personel çalıştırma yükümlülüğü:
Madde 53- Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre
çalıştırdıkları personele ait kadrolarda en az % 3
oranında özürlü çalıştırmak zorundadır, %3'ün
hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun toplam dolu kadro
sayısı dikkate alınır.
Özürlüler için sınavlar ilk defa Devlet memuru olarak
atanacaklar için açılan sınavlardan ayrı zamanlı olarak,
özürlü kontenjanı açığı bulunduğu sürece özür
grupları ve eğitim durumları itibarıyla sınav sorusu
hazırlanmak ve ulaşılabilirliklerini sağlamak suretiyle
merkezi olarak yapılır veya yaptırılır. Bu sınav,
özürlülerin özürlü kontenjanı dışındaki kadrolara
başvuru hakkını engellemez ve kontenjan dışında
istihdam edilen özürlü memur, özürlü kontenjanından işe giren memurun
tüm özlük haklarına sahiptir. Açık kadrolara atamalar her iki
sınav sonuçlarının açıklamasından sonra
yapılır.
Özürlü personel çalıştırma yükümlülüğünün
yerine getirilmesinin takip ve denetimi ile özürlülerin Devlet memurluğuna
yerleştirilmesinden Devlet Personel Başkanlığı
sorumludur. Başkanlık bu sorumluluğunu yerine getirirken özürlü
açığı bulunan kurum ve kuruluşların talebi üzerine özürlü
kontenjanlarına yerleştirme yapabilir veya yaptırabilir.
Özürlülerin memurluğa alınma şartlarına,
merkezi sınav ve yerleştirmenin yapılmasına, eğitim
durumu ve özür grupları dikkate alınarak kura usulü ile
yapılacak yerleştirmelere, özürlülerin görevlerini yürütmelerinde
hangi yardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin
edileceğine, kamu kurum ve kuruluşlarınca özürlü personel
istihdamı ile ilgili istatistiksel verilerin bildirilmesine ilişkin
usul ve esaslar ile diğer hususlar Özürlüler İdaresi Başkanlığının
görüşü alınarak Devlet Personel Başkanlığınca
hazırlanacak yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özyürek, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
tasarının 102nci maddesindeki önergemiz üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, özürlülerle ilgili, bu torba
yasada daha önce çok olumsuz bir madde vardı. Plan ve Bütçe Komisyonunda
bulunan arkadaşlarımız hatırlayacaklardır. Özürlüler
Federasyonunun temsilcileri ve özellikle Sayın Milletvekilimiz Lokman
Ayvanın da direnişiyle, hep beraber o maddeyi bu tasarıdan
çıkardık. O madde kalmış olsaydı, özürlü
kardeşlerimiz fonksiyonsuz, sadece belli bir ünitede toplama kampında
toplanmış gibi olacak ve düşük bir ücretle
çalışıyormuş gibi gösterileceklerdi. Oysa özürlü
yurttaşlarımız da çalışmak, üretmek ve emeğinin
karşılığını almak istiyorlar. O bakımdan o
maddenin çıkarılması son derece yerinde olmuştur.
Şimdi, burada yeni bir düzenleme getiriliyor. Bu düzenlemeyle
ilgili bizim önergemizde önemli konular var. Değerli
arkadaşlarım ve Komisyonumuz dikkat ederse, Sayın Recai Berber
de dikkat ederse, şimdi
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Ne oluyor orada?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, arkadaşlar
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Evet, böyle bir yaylacı grup var
orada, bol bol sohbet ediyorlar, Allah muhabbetlerini artırsın, ben
derdimi anlatmaya devam ediyorum.
Şimdi, şu anda yüzde 3 bir özürlü kontenjanı
ayırıyorsunuz, ama bu özürlü kontenjanında, kontenjanın
hesaplandığı tabanda yurt dışında
çalışanları çıkarıyorsunuz. Niçin bunu
yapıyorsunuz? Mesela Dışişleri Bakanlığı
gibi, mesela Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi
dış görevlerde de önemli personel çalıştıran
kuruluşlarda dışarıda çalışan kişileri o
tabandan düştüğünüz zaman yüzde 3 etkisiz hâle geliyor. Onun için,
biz, burada Toplam personel üzerinden bu hesaplansın. diyoruz, ama
tasarıda Dış görevdekiler hariç. diyor. Bunun bir
haksızlık olduğunu düşünüyoruz ve bu düzeltmenin
yapılmasını diliyoruz.
Bir diğer önemli nokta, özürlü yurttaşlarımız
için bu tasarıyla ayrı sınav açılması öngörülüyor.
Peki, ayrı sınav açılsın, onların özel
koşulları dikkate alınsın, ancak diğer
yurttaşlarımız için açılmış olan sınavlara
da özürlü yurttaşlarımız girebilsinler. Mesela, genellikle
avukatlık sınavı özürlüler için açılmıyor, özürlüler
için avukat olma şansı bütünüyle ortadan kalkıyor çünkü orada
özürlü sınavına girmiş olanlar, girmemiş olanlar diye bir
kafa karışıklığı olabilir. Biz burada diyoruz ki
özürlüler için açılmış sınavlara girebilsinler ama
ayrıca diğer yurttaşlarımız için
açılmış olan sınavlara da girebilsinler. Mesela avukatlık
sınavı açılabilmişse herkes gibi özürlü
yurttaşlarımız da girebilsinler ki belli görevlere onlar da
gelebilsin. Bu yönde değişiklik taleplerimiz var.
Özürlü yurttaşlarımız açısından önemli
olduğunu düşündüğüm bu değişiklikleri yüce Meclisin
takdirlerine sunuyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım iki önergeyi birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 102. maddesinde yer alan "% 3"
ibarelerinin "% 5" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve arkadaşları
Diğer önergenin imza sahipleri:
Şerafettin Halis (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Paksoy. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar, dünya nüfusunun yüzde 10u 650
milyon kişinin çeşitli oranlarda özürlü olduğu, bu rakamın 200 milyonunu da çocukların
oluşturduğu düşünülmektedir. Ülkemizde özürlülerin sayısı
ve hastalıklar bazında dağılımı konusunda
sağlıklı bir kayıt sistemi bulunmamakla birlikte, TÜİK
verilerine göre yaklaşık yüzde 12,28, yaklaşık 10 milyon
kişinin çeşitli oranlarda özürlü olduğu
değerlendirilmektedir.
Mevzuatımızda, başta Anayasamız olmak üzere,
özürlülere yönelik çeşitli düzenlemeler bulunmaktadır. Düzenlemelerin
yeterliliği bir yana, koordinasyon bakımından tam bir kaos
yaşanmaktadır. Hizmet sunucusu olarak yer alan Maliye, Sosyal
Güvenlik Kurumu, Millî Eğitim, Sağlık, İçişleri,
belediyeler, gümrük ve çok sayıda kurum ve kuruluş kendi
başına hareket etmektedir. Bu alanda yetkili kuruluş olan
Özürlüler İdaresi Başkanlığı koordinasyonu ve uygulama
birliğini sağlamaktan çok uzak olup personel, örgütlenme ve
yaptırım konusunda yetersiz, yetkisiz, sadece tabela bir teşkilat
konumundadır. Özürlülerin, başta eğitim olmak üzere, istihdam,
kamu hizmetleri, ulaşım, iletişim, eğlenme, dinlenme
olanakları, örgütlenme, sağlık hizmetleri gibi alanlarda
mağdur oldukları ve ayrımcılığa tabi
tutuldukları, bunun sonucu olarak da diğer insanların sahip
olduğu fırsat ve imkânlardan eşit düzeyde
yararlanamadıkları bir vakıadır.
Sayın milletvekilleri, özürlülerin istihdamına yönelik
yüzde 3lük hüküm zaten mevcut mevzuatta yer almaktadır. Üstelik, bu
kadroların kullanımında dolu kadroların esas
alınması, bazı kurumların sudan bahanelerle özürlü personel
istihdamına yanaşmaması, bu duruma da Hükûmetin örtülü destek
vermesi engelli vatandaşlarımızı derinden üzmektedir.
Bu önergemizle, Hükûmetin her alanda yaptığı bir
cinliği önlemek, özellikle referandum süreci olmak üzere, çeşitli
defalar özürlü vatandaşlarımızı ihmal ve istismar etmesinin
önüne geçilmek istenmiştir. Ayrıca, önergemizle, yapıcı ve
katkı sunucu muhalefet anlayışımızın, engelli
vatandaşlarımız başta olmak üzere, özürlü aileleri ve
kamuoyunca paylaşılması hedeflenmiştir.
Devlet Personel Başkanlığının verilerine
göre 2 milyon 330 bin 990 toplam memur kadrosunun 1 milyon 769 bin 730u dolu
olup mevcut kadronun yüzde 75i kullanılmaktadır. Ülkemizdeki
istihdam ihtiyacı ve kamu hizmetlerinin etkin, sürekli ve hızlı
sunulabilmesi için öncelikle bu kadroların doldurulması,
devamında özürlü personel istihdamının
yaygınlaştırılması büyük önem arz etmektedir.
Önergemiz kabul edildiği takdirde 93.237 engelli
vatandaşımıza memur olma imkânı doğacaktır. Yine,
Devlet Personel Başkanlığı verilerine göre 50 bin
olması gereken özürlü istihdamı 2010 yılı sonu
itibarıyla ancak 21.875e ulaşmıştır. Bu husus da
Hükûmetin özürlülerin istihdamı konusunda samimi ve gayretli
olmadığını göstermektedir. Teklifimiz kabul edildiği
takdirde önümüzdeki dönemlerde kamuda 71.362 engelli
vatandaşımız istihdam edilebilecektir. Şayet parmak
usulüyle bu önergemizi reddederseniz, başta Sayın Lokman Ayva Bey
olmak üzere, yaklaşık 10 milyonu bulan engelli
vatandaşlarımıza samimiyetinizi şikâyet ediyor...
Ben dilerdim ki İstanbul Milletvekili Sayın Lokman Ayva
Bey bu kanun maddesi çerçevesinde Hükûmetinizin özürlülere yönelik
icraatlarını değerlendirsin. Ancak siz sadece rakamlara
takmış durumdasınız, şu kadar bakım aylığı,
bu kadar özürlü aylığı, o kadar özel eğitim
Peki, Türkiye
bundan ibaret mi? Her şey sayıdan ibaret mi? Öncelikle, kamuda
boş olan yaklaşık 30 bin özürlü kadrosunu doldurmanızı
ve sorunları sayılarla çözme konusundaki sakat
anlayışınızdan vazgeçmenizi öneriyoruz. Bizim önerimize
kulak tıkadığınız takdirde, inşallah, engelli
vatandaşlarımız da 12 Haziranda size kırmızı kart
gösterecek ve Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında önergemiz
doğrultusundaki değişiklikler kısa sürede hayata
geçirilecektir.
Asıl engelliler vatandaşımız değil,
onlara engel çıkartanlardır diyor, bütün engelli kardeşlerimi
sağlık ve mutluluk dileklerimle sevgi ve saygıyla
selamlıyor, bu duygularla önergemize desteğinizi bekliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Paksoy.
Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 102. maddesi ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunun 53. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Madde metninde
özürlü olarak tanımlanan engelli personel çalıştırma
oranı %3 ile sınırlandırılmıştır.
Engellilerin karşı karşıya kaldıkları en büyük
zorluklardan biriside istihdam sorunudur. Yapılan araştırmalara
göre, ülkemizde her beş özürlüden yalnızca biri iş gücü
piyasasında yer almaktadır. Ülkemizdeki mevcut engelli
vatandaşların sayısı dikkate
alındığında bu oranın en az %5 olması
gerekmektedir. Böylece sosyal devletin engelli vatandaşlarını
istihdam etme yükümlülüğü yerine getirilmiş olacaktır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
103üncü madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan; 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 103. maddesinde yer alan "Son sekiz yıl
içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık
derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi
uygulanır." ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E.Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Nevzat Korkmaz Murat Özkan |
|
Konya Isparta Giresun |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan; 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 103 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Atilla Kart |
|
İstanbul İzmir Konya |
|
Enis Tütüncü Vahap Seçer Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
Tekirdağ Mersin Malatya |
|
Zekeriya Akıncı Şevket
Köse |
|
Ankara Adıyaman |
"Madde 103- 657 sayılı Kanununun 64 üncü maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Kademe ve kademe ilerlemesi:
'Madde 64- Kademe; derece içinde, görevin önemi veya
sorumluluğu artmadan, memurun aylığındaki ilerlemedir.
Memurun kademe ilerlemesinin yapılabilmesi için işgal
ettiği kademede en az bir yıl çalışmış
olması ve bulunduğu derecede ilerleyebileceği bir kademenin
bulunması şarttır.
72 nci madde uyarınca belli bir süre görev yapmak üzere,
zorunlu olarak sürekli görevle atanan memurlardan kalkınmada birinci
derecede öncelikli yörelerde görev yapanlara, bu yörelerde fiilen
çalışmak suretiyle geçirilen her iki yıl için ilave bir kademe
ilerlemesi daha verilir. Yıllık izinde geçirilen süreler fiilen
çalışılmış sayılır. İki yıldan az
süreler dikkate alınmaz.
Son altı yıl içinde herhangi bir disiplin cezası
almayan memurlara, aylık derecelerinin yükseltilmesinde dikkate
alınmak üzere ilave bir kademe ilerlemesi uygulanır.
Bu maddede belirtilen şartları yerine getiren her
sınıf ve derecedeki memurlar, hak kazandıkları tarihten
geçerli olmak ve başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bir
ileri kademeye ilerlemiş sayılırlar.
Kademe ilerlemesi ile ilgili onay mercii atamaya yetkili amirdir.
Onay mercileri kademe ilerlemeleri ile ilgili yetkilerini devredemezler.
Kademe ilerlemesine hak kazanamayan memurlar, kurumlarınca
her ay alınacak toplu onaylarla belirlenir. Kademe ilerlemesi
yapmış
sayılanlardan
ilerlemeye hak
kazanamadıkları sonradan anlaşılanların kademe
ilerlemeleri, ilerlemiş sayıldıkları tarihten geçerli olmak
üzere iptal edilir. Yapılan fazla ödemeler geri alınmaz."
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut düzenlemeye göre 6 yılı sicil notu
ortalaması doksanın üzerinde olanlara ilave bir kademe verilmekteydi.
Yeni düzenleme ile sicil notu uygulaması
kaldırıldığı için bu kademenin verilmesi sekiz
yıl disiplin cezası almama koşuluna bağlanmıştır.
Önerimiz yeni düzenlemede de altı yıl disiplin cezası
almayanlara bu ilave kademenin verilmesi yönündedir.
Ayrıca maddenin daha düzgün ve anlaşılır hale
getirilmesi için de işbu değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 103. maddesinde yer alan "Son sekiz
yıl içinde herhangi bir disiplin cezası almayan memurlara, aylık
derecelerinin yükseltilmesinde dikkate alınmak üzere bir kademe ilerlemesi
uygulanır." ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Murat
Özkan (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Özkan, buyurun.
MURAT ÖZKAN (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının
103üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik
teklifi konusunda söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sözlerime başlamadan
önce, 19 yurttaşımızın hayatını kaybettiği
kazadan dolayı yurttaşlarımızın yakınlarına
başsağlığı, yaralananlara da acil şifalar dilemek
istiyorum. Tabii bu kazanın mutlaka siyasal bir sorumluluğunun
olması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca dün yine, İran sınırımızda 2
çocuğumuz İran askerlerinin açmış olduğu ateş
sonucu hayatlarını kaybetti. Onlara da Tanrıdan rahmet diliyorum.
Bu gibi hadiselerin Türkiyedeki özellikle akaryakıt
fiyatlarının çok yüksek olmasıyla ilintili olduğuna dair
ciddi şüpheler vardır. Bu konuda hem ekonomik hem de diğer
yandan denetimle ilgili görevlerini ihmal edenler hakkında ki özellikle
siyasi sorumluların gereken siyasi tavrı göstermeleri, sorumlu
tavrı göstermeleri gerektiği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan torba
kanunun memurlara ilişkin bölümünde bazı hususlara itirazlarım
olacak. Bunun dışında, 103üncü maddenin toptan
kaldırılması hususunu önergemizde gündeme getirdik.
Değerli arkadaşlar, bu kanunda özellikle memurlara
ilişkin bölümler hazırlanırken sosyal diyalog mekanizması
yok sayılmıştır. Toplu görüşme sürecinde mutabakata
varılan konular tasarıya dâhil edilmemiştir maalesef. Kamuya
özel sektörden üst düzey yönetici atanması sağlanarak hükûmet
memuru uygulamasına geçilmektedir. Kamunun yeterince yetişmiş
elemanı vardır. Hatta Türkiyede büyük şirketlerin kamudan insan
transfer ettiğini hepimiz çok çok iyi biliyoruz. Türkiyede en
yetişmiş, en yetkin insanların kamu kesiminde görev
aldıkları da Türk kamu yönetiminin bir gerçeğidir. Bunu içinizde
birçok arkadaşımız çok iyi bilmektedir. Onun için, kamuya
dışarıdan personel alınması ve atanması
Türkiyede memurun siyasallaşmasına, üst düzey kamu görevlilerinin
siyasallaşmasına neden olacaktır. Bugün belki iktidar partisinin
lehine gibi görünen bu olayın, yarın bir başka iktidar
geldiğinde can yakacak, acıtacak bir uygulamaya da sebebiyet
vereceği açısından ben bu konunun da yanlış
olduğu kanaatindeyim.
Diğer yandan, kadrosu kaldırılan memurların
sürgün edilebilmesinin önü açılmaktadır. Çünkü kadrosu
kaldırılan memurlar Devlet Personel Başkanlığında
bir havuzda toplanacaktır ve bunların içerisinde müfettişler de
vardır. Kariyer mesleğinden olan bu insanların da farklı
yerlere atanmasına, farklı unvanlarla atanmasına yol
açılmakta ki ciddi bir haksızlık
yapılacağını düşünüyorum.
Kamuda kısmi zamanlı, çağrı usulüne göre
güvencesiz ve düşük ücretle eleman çalıştırmanın önü
açılacaktır. Bu konuda zaten 4/C ve 4/B uygulamalarının
yanlışlığı herkesçe malumdur, aynı işi yapan
insanlara farklı ücretler uygulanarak adaletsiz bir sistem
sürdürülmektedir. Ayrıca kamuya hizmet alımı şeklinde insan
müteahhitliği yaptırılarak insan alımı,
satımı yapılması da ayrı bir garabet teşkil
etmektedir. İktidar partisine ya da iktidardakilere önerim,
insanlarımız arasındaki farklı unvanları
kaldırarak, aynı işi yapana aynı ücreti vermek, adaleti
sağlamak gerekmektedir. Yönetimin unutmayalım ki birinci ve temel
şartı adalettir. Adalet üzerine inşa edilmeyen hiçbir şeyi
de ahlaki bulmadığımı belirtmek istiyorum.
Bunun dışında, kamu kurum ve
kuruluşlarının devlet karşısında görüşlerin
yer aldığı yayınların barınağı hâline
getirilmesi de mümkün kılınmaktadır. Özellikle, değerli
arkadaşlar, yasak yayınların bulundurulması gibi başka
bir garabet bu kanunla getirilmektedir, bu da yanlıştır.
Önergemizle ilgili olarak
Değerli arkadaşlar, sicil
uygulaması kaldırılmaktadır, son derece
yanlıştır. Kurumsal performansın uygulamaya geçtiği
bir dönemde bireysel performansa geçilememesi bir yanlıştır.
Sicil uygulaması kısmi bir performans ölçümü idi, keşke bunu
daha da ileri götürebilsek. Performans bazlı bireysel değerlendirmeyi
getirebilmemiz gerekiyordu. Bence bunun getirilmesini herkes kabul edecek. Hiç
olmazsa kurumsal bazlı performansın yanında bireysel
performansın ölçümü amacıyla sicil uygulamasının
kaldırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu vesileyle
bu tasarıdan bu maddenin çıkartılması gerektiği kanaatindeyiz.
Hepinizi en derin saygılarımla selamlayarak sözlerime
son veriyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
104üncü madde üzerinde üç önerge vardır, üçü de aynı
mahiyettedir, birini okutup diğerlerinin imza sahiplerini
okutacağım ve birlikte işleme alacağım.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer
Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 104. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E. Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Nevzat
Korkmaz |
|
Konya Isparta |
|
İkinci
önergenin imza sahipleri: |
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri
|
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
|
Üçüncü
önergenin imza sahipleri: |
|
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı |
|
İzmir İstanbul İzmir |
|
Enis Tütüncü Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal |
|
Tekirdağ Malatya Amasya |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özyürek, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; 104üncü maddede verdiğimiz önerge
hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu torba tasarının
en sakıncalı düzenlemelerinden biri budur. Ne öngörülüyor? Burada
deniliyor ki, müsteşar olabilmek için, genel müdür olabilmek için, daire
başkanı ve müsteşar muavini olabilmek için kamuda belli süre
hizmet etmek gerekir şu andaki mevzuatımıza göre ama burada,
artık, özel sektörde çalışma, serbest olarak çalışma
kamuda çalışılmış gibi sayılacak ve bu
kişiler bir gün bile devlet memuru olmasalar dahi müsteşar olacaklar,
genel müdür olacaklar.
Değerli arkadaşlarım, bu çok sakıncalı
bir düzenlemedir. Birinci mesele şudur: Türkiye'de kamu hizmeti, devlet
memurluğu bir kariyerdir. Gençler, insanlar kademe kademe belli noktaya
yükselebilmek için memuriyeti seçerler ve genel müdür olurlar, müsteşar
olurlar. Siz dışarıdan, özel sektörden, piyasadan, devlet
memurluğu yapmamış insanları getirip,
yıllarını devlet memurluğunda harcamış
insanların önüne geçirirseniz artık bürokraside, devlette o
insanların şevki kalmaz. İnsanların bir hedefi vardır.
Ben de bürokraside bulundum. Kırk yaşında genel müdür
olmuştum ama benim bütün idealim bürokraside yükselmekti ama benim önüme
siz, özel sektörü seçmiş, orada gayet iyi ücret alarak belli noktada,
belli para düzeyinde olan birisini benim önüme geçirirseniz elbette benim
şevkimi kırmış olursunuz. Yani bunu somut örnek olduğu
için söylüyorum.
Bir diğer önemli nokta değerli arkadaşlarım:
Kamu belli kuralları olan, belli disiplini olan bir hizmettir. Siz, müflis
bir müteahhidi alıp Karayolları Genel Müdürü yaparsanız kamudaki
o ciddiyeti koruyamazsınız.
Bir diğer önemli nokta: Gelir İdaresi
Başkanlığı
Şimdi, bağlı kuruluş
olduğu için dışarıdan, özel sektörden, herhangi bir
holdingin finansman müdürünü getirip Gelir İdaresi Başkanı
yapabilirsiniz. O kişi görevi gereği o holdingin de vergi sorunlarıyla
ilgili karar verdiği zaman doğru karar da verse Aa, oradan
gelmişti, onları himaye etmek için böyle karar verdi. denilecektir.
Aksi karar verse başka yorumlar yapılacaktır. Bu önemli bir
sakıncadır.
Bir diğer önemli nokta değerli arkadaşlarım,
bizim sistemimiz, devlet sistemimiz Fransadan alınmıştır
ve bir kariyer sistemdir ama siz Amerikan sistemini tercih ederseniz, o
başkanlık sistemidir, orada ganimet sistemi derler, spoil sistemi
tercih ederseniz, dışarıdan yönetici getirebilirsiniz. Bu
değişiklik bizim mevcut düzenimizi, devlet bürokrasimizi altüst eden
bir düzenlemedir ama Sayın Başbakanın son zamanlarda
tartışalım dediği başkanlık sistemine
geçilecekse, geçiş için bu düşünülüyorsa, herhâlde bu
düşünülerek bu madde buraya konulmuştur ama durun bakalım, daha
Anayasa değişikliği yapılacak, Sayın Başbakan da
Bir an önce başkanlık sistemine geçelim. demedi, Bunu bir
tartışalım. dedi. Siz daha tartışması başlamadan
böylesine somut değişiklikler yapmaya yöneldiniz. Bu son derece
sakıncalıdır. Onun için bu maddenin tasarıdan
çıkarılmasını teklif ediyoruz. Bu noktada desteğinizi
bekliyoruz, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Sayın Vural, arkadaşlarınızdan birisi
konuşacak mı, gerekçe mi okutacağız?
OKTAY VURAL (İzmir) Mustafa Kalaycı konuşacak.
BAŞKAN Mustafa Bey...
Sayın Kalaycı, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bu tasarı, memurların bazı sosyal haklarında
iyileştirme yapılması bakımından olumlu düzenlemeler
içermekle birlikte memurları güvencesiz hâle getirme, baskı,
yıldırma ve sürgüne altyapı hazırlama, kamu
kaynaklarını rant çevrelerine aktarabilmek için bu çevrelerin
temsilcilerini kamu kurumlarının başına getirmeye dönük
hususlar bakımından kabul edilemeyecek düzenlemeler içermektedir.
Memurlarla ilgili düzenlemelerden özellikle bu madde, 106ncı madde ve
119uncu maddelerdeki hükümlere Milliyetçi Hareket Partisi olarak
karşı olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Bu maddeyle, bazı üst düzey kamu görevlerine, memur
olmayanlar arasından atama yapılması öngörülmektedir. Burada
dikkat çeken, bu düzenlemenin kimi üst düzey görevleri kapsamasıdır.
Bu da Kişiye dönük bir düzenleme mi yapılıyor? kuşkusunu
yaratmaktadır. Zira, Başbakanlık ve bakanlıkların
merkezindeki üst düzey yöneticiler değil, bağlı ve ilgili
kuruluşların üst düzey yöneticilerini kapsamaktadır. Bu
şekilde, dışarıdan atananların görevden
ayrılmaları hâlinde hangi kadrolara atanacağı, görevden
ayrıldıktan sonra devlet memuriyetinde kalmaları hâlinde
haklarında adaylık ve sınav şartlarının
uygulanıp uygulanmayacağı hususlarına düzenlemede yer
verilmemiştir. Memur hukuku, kendi içinde liyakat ve kariyer temel ilkelerine
dayanan, başladığı görevde en üst makamlara kadar yükselme
imkânı sağlayan bir statüyü öngörmektedir. Düzenlemeyle, eşitlik
ve hakkaniyet ilkesine de aykırı olarak, asli ve sürekli kamu
hizmetleri, memuriyet dışından transfer edilen yöneticilere bırakılmaktadır.
Tasarının 106ncı maddesiyle, kadrosu
kaldırılan devlet memurlarının en geç altı ay
içerisinde, kendi istekleri dışında başka kurumlara
nakledilmesi, aynen özelleştirilen kuruluşlardaki memurlar gibi
havuza gönderilmesi öngörülmektedir. Kadrosu kaldırılan devlet
memurlarından unvanları müdür ve daha üst olanlar ile
danışma işlevlerine ilişkin kadrolarda
çalışanların araştırmacı kadrolarına,
diğerlerinin ise durumlara uygun kadrolara atanmaları
öngörülmektedir. Yapılmak istenilen bu değişiklikle, bazı
müşavir, müdür ve daha üstü görevde bulunan personelin Devlet Personel
Başkanlığı eliyle başka kurumlara sürgün
edilebilmesinin önü açılmaktadır.
Bu madde, memurların güvencesiz hâle getirilmesi, sürgüne
altyapı hazırlaması, kamu yönetimi disiplininden
uzaklaşması, tasfiye edilen memurların yargıya gitmelerine
engel olunmak istenmesi gibi kabul edilemeyecek hükümleri içerisinde
barındırmaktadır.
Bilindiği gibi, 657 sayılı Kanunun siyasal
kadrolaşmaya ve siyasal baskıya karşı memurun
haklarını koruyan ve kamu hizmetini esas alan bir
mantığı vardır. Buna göre, memurlar, istekleri
dışında başka bir kuruma nakledilemezler.
AKP, kamu çalışanlarının, özellikle de
yönetici görevdekilerin tasfiyesi amacıyla, bir idari tasarrufla görevden
alma yerine kurumların teşkilat kanunlarında düzenleme
yapmayı ve bu şekilde memurların yargıdan dönme ihtimalini
ortadan kaldırmayı hedeflemiş ve bu yönde de birçok düzenleme
yapmıştır. Bu şekilde, her görev ve unvanda yüzlerce memur
görevlerinden alınmış, başka kurumlara ve yerlere
nakledilmişlerdir. Bu defa ise teşkilat kanunlarıyla ayrı
ayrı yapılan düzenlemeler genel bir düzenleme olarak Devlet
Memurları Kanununa eklenmektedir. Buna göre, birçok kadronun ve bu
kadrolarda görevli memurların tasfiyesinin amaçlandığını
anlamak zor olmamaktadır. İdari işlemlerin yasama organı
kullanılarak yapılması, idarenin idari yargı yolu ile
denetimini engellemekte ve memurların haklarını
arayamamalarına yol açmaktadır.
Tasarının 119uncu maddesi ile de memurların kendi
rızaları dışında altı ay süre ile herhangi bir
kurumda ve yerde geçici olarak görevlendirilmesinin yolunu açmaktadır.
Memurların sorgusuz sualsiz altı ay geçici görevlendirilmesi taciz,
tehdit, yıldırma ve sürgün çabasının bir tezahürüdür.
Teşekkür ediyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.
Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 104. maddesi ile 657 sayılı kanunun
68. maddesinin B bendi yeniden düzenlenmektedir. Bu düzenleme ile özellikle
özel sektörde ve serbest olarak çalışılan sürelerinin hizmet
süresinden sayılması öngörülerek üst düzey yönetici
atamalarının önü açılmaktadır. Bu durum 657
sayılı kanunun liyakat ve kariyer ilkelerine açıkça
aykırıdır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
105inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 105. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Zekeriya Akıncı Enis Tütüncü Ali Rıza Öztürk |
|
Ankara Tekirdağ Mersin |
|
Vahap Seçer Şevket
Köse |
|
Mersin Adıyaman |
Madde 105 - 657 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yabancı memleketlerin resmî kurumları veya
uluslararası kuruluşlarda kurumlarının onayı ile görev
alacak memurlara, ilgili Bakanın onayı ile (her iki yılda bir
Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince yabancı
memleketlerin resmî kurumlarında ve uluslararası kuruluşlarda on
yıla kadar aylıksız izin verilebilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 105. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E. Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Nevzat
Korkmaz |
|
Konya Isparta |
Madde 105- 657 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Yabancı ülkelerin resmî kurumlarında veya
uluslararası kuruluşlarda kurumlarının muvafakati ile görev
alacak memurlara, ilgili Bakanın onayı ile (her üç yılda bir
Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince on yıla
kadar aylıksız izin verilebilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Vural, gerekçeyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum?
Gerekçe:
Yabancı ülkelerin resmi kurumlarında ve uluslararası
kuruluşlarda çalışacaklar açısından eşitlik
sağlanması ve izin süresinin makul bir süre ile
sınırlandırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca 21
yıl afaki bir süredir ve mantıklı bir izahı yoktur. Bu
kadar süre uluslararası kuruluşlarda çalışan bir kişi
zaten maddi yönden bir çok avantaj elde etmiş olacaktır. Bu durumda
zaten devlet memurluğuyla da bir alakası kalmayacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
105 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
"Madde 105- 657 sayılı Kanunun 77 nci maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yabancı memleketlerin resmî kurumları veya
uluslararası kuruluşlarda kurumlarının onayı ile görev
alacak memurlara, ilgili Bakanın onayı ile (her iki yılda bir
Bakan onayı yenilenmek kaydıyla) memuriyeti süresince yabancı
memleketlerin resmî kurumlarında ve uluslararası kuruluşlarda on
yıla kadar aylıksız izin verilebilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiyede işçileri, memurları,
alın teriyle geçinenleri, esnaf ve sanatkârları sermayenin çıkarları
altında ezmeyi, ekonomik ve siyasi tahakküm altında yeni tahakkümlere
tabi tutmayı amaçlayan çuval yasa tasarısı üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisinin verdiği önerge ile ilgili olarak söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Kuzey Irakta Amerikan askerleri tarafından Türk askerlerinin
ve subaylarının kafasına çuval geçirilmesine sesini
çıkartmayan AKP Hükûmeti, işçilerin, memurların, esnafın,
köylünün, çiftçinin, kısacası alın teriyle geçinenlerin
başına çuval geçirerek ülkeyi yönetme çabası içindedir. AKP
Hükûmeti, toplumun büyük bir kesimini ilgilendirmesine rağmen, toplumdan
gizlediği, emek düşmanı, alın teri düşmanı
politikaları uygulamak için halktan gizli yasa yapma çabasını
hâlen sürdürmektedir. Millî iradenin temsil edildiğini her fırsatta
söyleyen AKP İktidarı, millî iradenin temsil edildiği bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletin
büyük çoğunluğunu ezen yasalar çıkarılırken milletin
verdiği vergilerle maaşını alan polisleri milletin üstüne
saldırtmaktan ve tepkilerin halktan izlenilmesinden
kaçınılmamaktadır.
Esnafın vergi affı olarak ilan edilen bu torba yasaya,
esnafın vergi borcuna af getirileceği gerekçesinin arkasına
sığınılarak ilgili ilgisiz, emek düşmanı pek çok
düzenlemeler bu çuval yasanın içerisine doldurulmuştur. Aslında,
torba yasa, hem yasa yapma tekniği bakımından hem de yöntem
bakımından hem de adap bakımından hem de ahlak
bakımından çok uygun bir yöntem değildir değerli
arkadaşlarım. Bugüne kadar iktidarın çıkartamadığı
tüm düzenlemeleri bu çuval yasanın içerisinde çıkartarak, torba yasa
olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine sokulmasının, yasa
yapma tekniğiyle uzaktan yakından alakası yoktur.
Şimdi, bu torba yasa denilen yasanın geneli üzerinde
burada konuşma yapılıyor. Hangi konunun geneli üzerinde
konuşma yapılıyor? Torba yasanın içerisinde olmayan yok ki,
aşureye dönmüş mübarek! Bölümler üzerinde konuşma
yapılıyor, hangi bölüm üzerinde konuşma yapılacak? Bunu
anlatmak mümkün değil. Millî iradeyi her fırsatta dilinden
düşürmeyenlerin, hatta, yasama ve yürütmenin eylem ve işlemlerinin
yargı tarafından denetlenmesini, demokratik hukuk devletinin en büyük
ilkesi olan bu ilkeyi millî iradenin vesayet altına alınması
olarak görenlerin, bütün istekleri, bütün talepleri bir çuvalın içerisine
doldurarak millî iradenin temsilcilerinin önüne dayatmalarındaki
yanlışlığı ve çelişkiyi Meclisin önüne sermek
istiyorum değerli arkadaşlarım.
Bu yasa görüşülürken Mısırdaki olaylarla ilgili
Hüsnü Mübareke akıl verenler, ama bu yasaya karşı olan
tepkilerini Anayasadan ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri
Yasasından doğan haklarını kullanmak isteyenlere polisle
saldırılmasının çelişkisini burada açıklamak
durumundadırlar. Anayasanın 34üncü maddesine göre, herkes, önceden
izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Yine, Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasasının 3üncü maddesi bunu amirdir. Ama
burada milleti ilgilendiren bir yasa görüşülüyor, bunu protesto etme
hakkını kullanan milletin üzerine polis saldırtılıyor.
Yani başkasına talkın veriliyor, salkımı kendimiz
yutuyoruz değerli arkadaşlarım. Bu samimi bir davranış
değildir.
Demokrasi, özgürlük ve hukuk söylemekle korunmuyor. Siz bu ülkede
hukuku azaltarak, insanları korkutarak güvenliği
sağlayamazsınız. Demokrasiyi, özgürlükleri ve güvenliği;
demokrasiyi artırarak, hukuku savunarak ve özgürlükleri çoğaltarak
savunabilirsiniz. Kendi ülkenizdeki halkınıza hoş
gördüğünüz saldırıları Mısır halkına
görmüyorsunuz. Mısır halkına gösterdiğiniz hoşgörüyü
kendi halkınıza da göstermeniz gerekli. Elbette ki ülke yönetmek
kolay değildir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 106ncı madde üzerinde üç adet
önerge vardır, önergeleri okutacağım ve son iki önerge aynı
mahiyette olduğu için birlikte işleme alacağım.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 106. maddesinin son fıkrasında yer
alan "Bunlardan unvanları müdür ve daha üst olanlar ile
danışma işlevlerine ilişkin kadrolarda çalışanlar
Araştırmacı kadrolarına, diğerleri ise
durumlarına uygun kadrolara atanırlar." ibaresinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet Günal Erkan Akçay E. Haluk Ayhan |
|
Antalya Manisa Denizli |
|
Mustafa Kalaycı Nevzat
Korkmaz |
|
Konya Isparta |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 106'ıncı maddesinin Tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri |
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
|
Diğer
önergenin imza sahipleri: |
|
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İzmir İstanbul Malatya |
|
Hüseyin Ünsal Bülent Baratalı Enis Tütüncü |
|
Amasya İzmir Tekirdağ |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan çuval yasanın
106ncı maddesinde verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önceki konuşmamda, bu çuval yasanın içerisinde
çalışanların aleyhine bir sürü düzenlemenin olduğunu
söylemiştim ve iktidar partisinin halka fark ettirmeden çıkarmak
istediği düzenlemeleri bu çuvalın içine doldurduğunu, bu çuvalın
da halk tarafından taşınamayacak ağırlıkta ve
yükte olduğunu söylemiştim.
Değerli arkadaşlarım, tasarıda, asgari ücret
tanımında yer alan on altı yaş, on sekiz yaşa
çekilmektedir. Böylece, asgari ücrete tabi olan on altı-on sekiz yaş
arasındaki genç işçilerin ücreti, net 599 liralık asgari ücret
518 liraya düşmektedir.
Yine, meslek liselerinde staj yapan öğrencilere ödenecek
miktarın, asgari ücretin net ücret üzerinden hesaplanması
yasalaşmaktadır. Buna göre, meslek liselerinde staj yapan
öğrencilerin aldıkları asgari ücretler 229 TLden 178 TLye
düşmektedir.
Yine, tekstil sektöründe taşeronlaşma sonucu doğan
bir hastalık olan silikozisin meslek hastalığı olarak kabul
edilmediğini görüyoruz.
Yine, burada, on sekiz-yirmi dokuz yaş arası
işçilere ödenmesi gereken sigorta primi İşsizlik Sigortası
Fonundan karşılanabilecek. Bunun anlamı, zaten işçilerden
kesilen fonların işverenlere bir vergi indirimi
olacağıdır.
Yine, bu kanuna öteden beri çıkarılmak istenilen esnek
istihdam politikaları sokulmaktadır, kısa süreli
çalışma yasalaştırılmaktadır, iş hukukunun
ve İş Kanununun temel ilkeleri altüst edilmektedir. Çağrı
üzerine çalışma, evde çalışma, uzaktan çalışma,
yan gelip yatma çalışma gibi tanımlamalar bu madde içerisinde
bir istihdam politikası ve tarzı gibi sunulmaktadır.
Aslında burada yapılmak istenilen şey şudur:
Çalışma süresi artık işverenin keyfine terk edilmektedir.
Yani burada gerçekten işçi-işveren dengesi arasında sosyal hukuk
devleti ilkesini yok eden bir anlayış egemendir. Çünkü sosyal hukuk
devleti ilkesinin egemen olduğu yerlerde iş hukuku, İş
Kanunu aslında iktisaden çok güçlü olan işverenlerin
karşısında güçsüz olan işçiyi korumaya yönelik bir
hukuktur. Dolayısıyla burada bu çuval yasanın içerisindeki esnek
istihdam politikalarının işverenin lehine, işverenin
inisiyatifine ve keyfine bırakılacak şekilde düzenlenmiş
olması, iş hukukunun işçiyi koruyucu temel ilkesini altüst
etmektedir.
Yine, yirmi beş yaş altı genç işçilerin deneme
süresi iki aydan dört aya çıkartılmaktadır. Bu düzenleme,
gençleri dört ay çalıştırıldıktan sonra işten
çıkarmayı kolaylaştırmakta ve
meşrulaştırmaktadır. Zaten Türkiyede işsizliğin
fiilî olarak yüzde 20lerde gezdiği ve kayıt dışı
istihdamın yüzde 45 olduğu bir ülkede bu, işverenlere,
işçileri daha kolay ve daha hızlı bir şekilde iş
akitlerini feshedip işten çıkarma yolunu açmaktadır.
Yine, turizm işletme ve iş yerleri için
denkleştirme süresinin dört aya çıkarılması
öngörülmüştür. Buna göre turizm sektöründe dönemlik yani mevsimlik
çalışan işçilerin kalıcı bir istihdama ulaşmadan
dört ay gibi kısa bir süre için çalıştırılmasının
yolu açılmıştır. Bu, mevsimlik işçi
çalıştırmanın belgeli ve ruhsatlı bir biçimidir.
Hepimiz biliyoruz ki, İş Kanununa göre otuz günden az
süren işler süreksiz iştir ya da iş yerinin ve iş yerinde
görülen işin niteliği bir kampanyayla sınırlıysa ya da
bir mevsimle sınırlıysa bu mevsimlik iştir ama bu kanunun
içerisinde iş yerinin ve iş yerinde görülen işin niteliğine
bakılmaksızın mevsimlik işçi ve mevsimlik iş tanımları
daha geniş boyutlara ulaştırılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, işçilerin iş ile
ilgili sözleşmeden doğan şikâyetlerinin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlüklerindeki görevli
memurlar eliyle yapılmasının ve soruşturmanın bu
memurlar eliyle yürütülmesinin önü açılmaktadır. Bu da yine
İş Kanunundaki bu iş güvenliği müfettişleri ya da
iş müfettişleri aracılığıyla yapılacak
soruşturmanın memurlara verilmesine indirgenmektedir. Bu da çok
doğru bir düzenleme değildir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 106. maddesi ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 91. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Yeni düzenleme
ile kadrosu kaldırılan memurların kendi istekleri
dışında başka kurumlara nakledilmesinin önü
açılmaktadır. Memurların özlük haklarında mevcut
düzenlemeye göre geriye gidilmektedir. Memurların haklarında
iyileştirme yerine kötüleştirme getiren düzenlemenin
kaldırılması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 106. maddesinin son fıkrasında yer
alan "Bunlardan unvanları müdür ve daha üst olanlar ile
danışma işlevlerine ilişkin kadrolarda çalışanlar
Araştırmacı kadrolarına, diğerleri ise
durumlarına uygun kadrolara atanırlar." ibaresinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenleme bütün üst yönetimin araştırmacı
kadrosuna atanmasını kolaylaştırmak ve bu suretle mahkemeye
başvurmayı önlemek amacıyla yapılmaktadır. Herkes
kadrosu kaldırılsa da başka bir kamu kurumunda eski kadrosuna
uygun bir kadroya atanmalıdır. Aksi takdirde memurun hakkı gasp
edilecek ve haksız uygulamalara yol açılacak, ancak yasal düzenleme
yapıldığı için de yasal olarak hak arama imkanı
ortadan kaldırılmış olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
107nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarının 107 nci maddesi ile değiştirilmesi önerilen 657
Sayılı Kanunun 100 üncü maddesine ekli sondan ikinci fıkradaki
"...üst yönetici..." ibaresinin "...atamaya yetkili
amir..." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 107 nci maddesi ile 657 sayılı
Kanunun 100 üncü maddesinin sonuna eklenen ikinci fıkranın
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı |
|
İzmir İstanbul İzmir |
|
Enis Tütüncü Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal |
|
Tekirdağ Malatya Amasya |
|
Muharrem İnce Tekin
Bingöl |
|
Yalova Ankara |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 107'nci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri
|
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 107. maddesi ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 100. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Yeni düzenleme
ile engellilerin çalışma sürelerinin başlama ve bitiş
saatleri ile öğle dinlenme süreleri farklı belirlenebilecektir.
Esasen bunun için kanun değişikliğine gerek yoktur. Pekâlâ
yönetmelikle düzelebilecek bir husustur. Tasarının asıl
amacı yeni düzenlemedeki ikinci fıkra ile memurların esnek
çalışmalarını sağlamaktır. Düzenleme ile
memurların görev yerlerine bağlı olmaksızın
çalıştırılmaları hedeflenmektedir. Tıpkı
iş yasasında olduğu gibi evde ya da uzaktan çalışma
biçimi memurlara da getirilmek istenmektedir. Esnek çalışmayı
düzenlediği için bu maddenin tasarı metninden
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"
nın 107 nci maddesi ile 657 sayılı Kanunun 100 üncü maddesinin
sonuna eklenen ikinci fıkranın Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce (Yalova) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) - Katılmıyoruz.
MUHARREM İNCE (Yalova) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin ikinci fıkrası ile; memurların
yürüttükleri hizmetin özelliklerine göre, 100 üncü madde uyarınca tespit
edilen çalışma saat ve süreleri ile görev yerlerine bağlı
olmaksızın çalıştırılabilmelerinin yolu
açılmak istenmektedir. Yani, memurlara da evden ve uzaktan
çalışma yaptırmanın alt yapısı
hazırlanmaktadır.
Memurları iş yeri dışında kısmi
zamanlı çalışmaya zorlayacak olan bu yolun açılması
uygun görülmediğinden ikinci fıkra madde metninden
çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 107 nci maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 100 üncü maddesine ekli sondan ikinci
fıkradaki "...üst yönetici ..." ibaresinin "... atamaya
yetkili amir ..." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Korkmaz, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP İktidarının ekonomideki ve üreten sektörlerdeki
sekiz yıllık tahribatın sonuçlarını bir nebze de olsa
gidermek, işsiz güçsüz, son derece adaletsiz uygulamalara maruz
kalmış sosyal kesimlerin sokaklara dökülmesini engellemek, millî ve
üniter yapıya ve üreten ekonomiye son darbeyi de vurup sözcülüğüne
soyunduğu uluslararası sermaye ve odaklara borcunu ifa etmek, seçmene
selam göndermek için gündeme getirdiği torba mı, çorba mı
olduğu pek de anlaşılmayan, şekil ve içerik
bakımından hakikaten bir ucube olan kanun taslağını
görüşmeye devam ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, 107nci maddeyle 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 100üncü maddesinde
değişiklik yapılmakta, mesai saatlerinin başlama ve
bitiş zamanları ile öğle tatillerinin, engelli
kardeşlerimizin özür durumu, hizmet gerekleri, iklim ve ulaşım
şartları göz önünde bulundurularak merkezde üst yönetici, illerde de
valilerce diğer memurlardan farklı belirlenebileceği hükmü
getirilmektedir. Ayrıca, yine hizmetin özelliğine göre görev yerine
bağlı olmaksızın çalışabilmesine de imkân
sağlanmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, çağdaş
devletin görevinin sadece onların hukukunu geliştirmek ve denetlemek
olmadığı, bunun yanında engelli kardeşlerimizin
yeteneklerini ve potansiyellerini dikkate alarak kişisel gelişme
ortamını hazırlaması, ekonomik ve sosyal
refahlarını temin etmesi olduğunu söylüyoruz.
Elbette, bu görevlerin yerine getirilmesi ve engelliler için
gerekli kaynakların tahsis edilmesi için devletin engellilik ile ilgili
sosyal araştırmalarını tamamlayıp, gerçek sayısal
verilere uygun çözümlere ulaşmış olması gerekiyor. Ancak bu
verilere sahip olması gereken TÜİKin web sayfasına
girdiğiniz zaman, en son araştırmanın 2002
yılında yapıldığını, verilerin de bu
araştırma sonuçlarına dayandığını görüyoruz.
Yani AKP Hükûmeti döneminde yapılan bir araştırma yok, hâlâ daha
2002 verileri kullanılıyor. İstismar ve bu kesimin
oylarının alınması söz konusu ise AKP derhal ön
alıyor, Benim engelli vatandaşlarım. diye söze
başlıyor. En son Anayasa değişikliğini konu alan
referandumda da aynı şeyi yaptı, sonra altı ay unuttu.
Şimdi sandık göründü ya, yeniden engelli kardeşlerimiz siyasi
kıymete bindi.
Sekiz yıllık iktidarları döneminde, kesin bir
Meclis çoğunluğuna sahip olmasına rağmen, engelli
kardeşlerimizin sorunları aynı vahametle devam ediyor. 107nci
madde gibi onlar için faydalı şeyler yok mu? Tabii ki var. Ancak
boşa geçen yıllar ve dünyanın bu konuda aldığı
mesafeyi görünce doğrusu hayıflanıyoruz, üzülüyoruz.
2002 yılındaki verilere göre ülkemizdeki engellilik
oranı genel nüfusa göre yüzde 12,5; okuma yazma bilmeyen engelli
oranı ise yüzde 36,5. Yüksekokula devam eden engelli nüfus ise sadece,
kıymetli arkadaşlar, yüzde 2,5. Engellilerin yüzde 78i iş
gücüne dâhil değil. Özürlü olanların sadece yüzde 47sinin sosyal
güvenliği var. Özürlü grubun ortalama yaşı da maalesef otuz
dört.
Kamu kurum ve kuruluşlarında 48 bin özürlü kadrosundan
10.507si dolu. İktidar 38.192lik istihdam açığının
kapatılmasına, sekiz yıl bekledikten sonra, henüz karar
vermiş. Bu gecikmenin Hükûmet tarafından bir izahı
olmalıdır. Bu kadrolar sekiz yıldır neden
doldurulmamıştır? Engelli kardeşlerimizin istihdamı
sorunlarına neden ilgisiz kalınmıştır? Sekiz
yıldır işsiz olmasından dolayı engelli
vatandaşlarımızın kayıpları nasıl telafi
edilecektir ve bunun vebali kime ait olacaktır?
Milliyetçi Hareket Partisi olarak tüm insanlarımızı
Yaradanın emaneti ve eşrefi mahlukat olarak gördüğümüz için,
iktidarımız döneminde engelli kardeşlerimizi öncelikle işe
yerleştirmek ve hayatlarını kolaylaştırmak için tüm imkânları
seferber edeceğimizi, boş bir tek kadro dahi
tutulmayacağını ifade ediyoruz. Ayrıca engelli çocuğu
olan muhtaç durumdaki ailelere sosyal destek ödemesine devam edeceğimizi,
başkasının yardımına muhtaç engellilerimize ödenen 315
liralık aylığı da 450 liraya, diğer
aylıkları da 210 liradan 300 liraya
çıkaracağımızı, evde bakım ücretlerini brüt
asgari ücret tutarına yükselteceğimizi de kamuoyu önünde taahhüt
ediyoruz.
Engelli kardeşlerimizin çalışma saatleri ile
şartlarını düzenleyen bu maddeyi desteklediğimizi beyan
ediyor, tüm engelli kardeşlerimizi ve yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
108inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 108 inci maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 101 inci maddesindeki "...bir
yıl süreyle..."
ibaresinin "...onsekiz ay
süreyle..." şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Emin Haluk Ayhan Alim Işık |
|
İzmir Denizli Kütahya |
|
Erkan Akçay Mehmet Günal Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
Manisa Antalya Aydın |
|
Mustafa
Kalaycı |
|
Konya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 108'inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde 108- 657 sayılı Kanunun 101 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Ancak kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi
hâlinde hamileliğinin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde
hamileliğinin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan
sonraki iki yıl süre ile gece nöbeti, gece vardiyası ve icap nöbeti
görevi verilemez. Özürlü memurlara da isteği dışında gece
nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez"
|
Şerafettin Halis Sebahat Tuncel M. Nezir Karabaş |
|
Tunceli İstanbul Bitlis |
|
Akın Birdal Hamit
Geylani |
|
Diyarbakır Hakkâri
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
108 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Zekeriya Akıncı Harun Öztürk |
|
İstanbul Ankara İzmir |
|
Vahap Seçer Ferit Mevlüt Aslanoğlu Şevket Köse |
|
Mersin Malatya Adıyaman
|
"Madde 108- 657 sayılı Kanunun 101 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 101- Günün yirmidört saatinde devamlılık gösteren
hizmetlerde çalışan Devlet memurlarının çalışma
saat ve şekilleri kurumlarınca düzenlenir.
Ancak, kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi hâlinde
hamileliğin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde
hamileliğin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan
sonraki iki yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası görevi
verilemez. Özürlü memurlara ise gece nöbeti ve gece vardiyası görevi
verilemez."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Köse, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, maddeyle tam gün
devamlılık gösteren hizmetlerde çalışan memurların
çalışma saat ve şekilleri düzenleniyor. Yine, hamileler ile
özürlü personel için yeni bir düzenleme getiriliyor. Burada çalışma
saat ve şekillerinin belirlenmesinde kurumlar tek belirleyici hâle
getiriliyor. Devlet Personel Başkanlığı baypas ediliyor.
Acaba bu değişikliğe neden ihtiyaç
duyulmuştur, mevcut mevzuat ne gibi sorunlar
çıkarmıştır ki böyle bir adım atılıyor, ben
şahsen anlamakta zorlanıyorum. Pek tabii ki kurumlar kendi
çalışma şekillerini belirlemeli, ama bu tamamen keyfî
yöntemlerle de olmamalıdır. Bunun için bir standart
oluşturulmalıdır. Ancak bu standart çerçevesinde memurların
çalışması düzenlenebilir. Yani, bir genel müdürün ya da bir
bakanın insafına terk edilmemesi gerekir.
Bu düzenlemeyle, kadın memurlara hamilelik döneminde ve
doğumdan bir yıl sonra gece nöbeti ve vardiyası verilmemesi
hüküm altına alınıyor. Önergemizle, bu sürenin doğumdan
sonra iki yıl olarak düzenlenmesini öneriyoruz, çünkü genelde
çocukların anneye geceleri daha fazla ihtiyacı olur. Onun için
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu sürenin iki yıl olmasının daha
makul olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, önergemizle,
özürlülere de gece nöbeti ve gece vardiyasında çalışma
yükümlülüğünün kendi isteklerine bırakılmaksızın
kaldırılmasını öneriyoruz.
Sayın milletvekilleri, bu torba yasayla işçiler,
sözleşmeli personel ve memurlar açısından ciddi hak
kayıpları içeren hükümler geliyor. Bundan dolayı bazı
meslek örgütleri ile sendikalar buna karşı bayrak açtı ve eyleme
geçtiler. Sendikaların çoğu genelde bu maddelerin
sakıncalarını gündeme getiriyorlar, ama eylem konusunda
farklı bir yaklaşım var.
İsim vermeden örnek vermek istiyorum. Bir grup var, mücadele
kararı almış, eylemini yapıyor. Bir sendika Biz eylemin
içinde değiliz, ama destekliyoruz. diyor. Diğer bir sendika
Maddelerle ilgili çekincelerimiz var. diyor. Bir başka sendika ise düzenlemelere
itiraz ediyor, ama eyleme de karşı çıkıyor. Yine bir
sendika daha var, düzenlemelere ses çıkarmıyor, ama eyleme de
karşı çıkıyor. Ve bir başka sendika ise bu eylemlerin
seçim öncesi Hükûmete karşı provokasyon olduğunu söyleyip, eylem
yapanları olağan şüpheli olarak yaftalamaya
çalışıyor.
Sayın milletvekilleri, işte, AKP ileri demokrasisinin
sendikaları getirdiği nokta budur.
Yandaşlaştırılmış sendikalarla emek
sınıfının hakkını savunması mümkün değildir.
Yandaşlaştırılmış sendikalarla demokrasinin
gelişmesi hiç mümkün değildir.
Peki, sendikalar üyelerinin hakkını korumak için
sokağa çıkmayacak da ne yapacak? Dün gördünüz, işçilere,
memurlara Ankara yasak edildi. Ben istediğimi yaparım, kimse de buna
ses çıkaramaz. deniliyor. Böyle ileri demokrasi mi olur? Ses çıkaran
ya olağan şüpheli oluyor, Silivriye gidiyor ya da biber gazı ve
cop yiyor. Bizim vatandaşlarımız, işçilerimiz,
memurlarımız sesini nasıl duyuracak? Yani seslerini duyurmak için
Mısıra, Tunusa mı gitmeleri gerekiyor? Haklı protestoları
yasa dışı ilan eden, vatandaşına Ankarayı
yasaklayan, biber gazı ve coptan başka bir çözüm düşünmeyen
Hükûmetin Tunustan, Mısırdan ders almasını diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, halkın
sesine kulak vermek gerekiyorsa bu sese kulak verin. Her şeyi komploya
bağlayarak, her tepkiyi Hükûmete karşı provokasyon olarak
görerek bir yere varamazsınız. Bu kafayla varacağınız
yer baskıdır, şiddettir, kesinlikle ileri demokrasi değildir.
Değerli arkadaşlar, bu düşüncelerle emekçilerin,
memurların, köylülerin, esnafın yani
vatandaşımızın sesine kulak verilmesini ve haklı
taleplerinin dikkate alınmasını bekliyor, verdiğimiz
önergeye olumlu oy vermenizi diliyor, yüce Meclisi tekrar en derin sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Köse.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
108'inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 108- 657 sayılı Kanunun 101 inci maddesine
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Ancak kadın memurlara; tabip raporunda belirtilmesi
hâlinde hamileliğinin yirmidördüncü haftasından önce ve her hâlde
hamileliğinin yirmidördüncü haftasından itibaren ve doğumdan
sonraki iki yıl süre ile gece nöbeti, gece vardiyası ve icap nöbeti
görevi verilemez. Özürlü memurlara da isteği dışında gece
nöbeti ve gece vardiyası görevi verilemez."
Şerafettin Halis (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 108. maddesi ile 657 sayılı kanunun
101. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Düzenlemenin birinci fıkrası
ile günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmetlerde
çalışan memurların çalışma saat ve şekillerinin
belirlenmesinde Devlet Personel Başkanlığının
muvafakati kaldırılmak istenmektedir. Böylece 81 il ve 950 ilçede
farklı mesaiye başlayış ve bitiş saatleri düzensiz biçimde
belirlenebilecektir. Ayrıca bu düzenleme ile kurum amirlerine oldukça
fazla yetki verilmektedir. Bu durum suistimallere açık
olacağından maddenin birinci fıkrasının
kaldırılması uygun olacaktır. Düzenlemenin ikinci
fıkrasında doğumdan sonraki bir yıl süre ile kadın
memurlara gece nöbeti ve gece vardiyası verilemeyeceği belirtilerek
eksik düzenleme yapılmıştır. Düzenlemeye icap nöbetinin
dâhil edilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca kreş hizmetleri iki yaşını
bitiren çocuklar için verildiğinden bir yıllık sürenin iki
yıla çıkarılması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarının 108 inci maddesi ile değiştirilmesi önerilen 657
Sayılı Kanunun 101 inci maddesindeki "... bir yıl süreyle
..." ibaresinin "... onsekiz ay süreyle..."
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Beytullah Asil
BAŞKAN Sayın Asil, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Yasa Tasarısının 108inci maddesi üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz değişiklik
önergesinin gerekçesini sizlere izah etmek ve önergemize desteklerinizi
sağlamak gayesiyle söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve sizlerin
şahsında milletimi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, aile, her yönden etkileşim
içinde olan, yaşayan bir organizmadır. Nasıl ki bedenimizdeki
bir sorun diğer organların ritmini, işleyişini ve
fonksiyonelliğini etkiliyorsa ailede de durum aynıdır. Takdir
edersiniz ki ailenin de direği kadındır. Bedenen ve ruhen
sağlıklı bir kadın, bir anne olmadan
sağlıklı bir yuva oluşturmak, sağlıklı
çocuklar yetiştirmek de mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, malumlarınızdır,
hamilelikte yaş, özel bir dikkat gerektiriyor. Günümüzde, birçok
kadın, gençliğinde kariyer yapmayı birinci plana alıyor,
üniversite, yüksek lisans, doktora derken hamileliğini otuzlu, hatta
kırklı yaşlara erteliyor. Otuz beş yaşından büyük
kadınlarda hamileliğin sıkıntılı geçmesine neden
olan şeker, yüksek tansiyon, genç kadınlara göre daha sık ortaya
çıkmaktadır. Çağın hastalığı olan stres de
buna eklenince bütün sorunlardan doğum sonrası hemen
kurtulmaları da maalesef mümkün olmamaktadır. Doğum sonrası
kadınların hamileliğin getirdiği
sıkıntılardan kurtulmalarına imkân sağlamak, bütün
uzmanların üzerinde uzlaştıkları, çocuğun annesini
emme süresini uzatmak, çocuğun annesine en çok ihtiyaç duyduğu
dönemde geceleri annelerin çocukların yanında olmalarını
sağlamak gayesi ile yasa tasarısında
doğumdan sonraki
bir yıl süreyle gece nöbeti ve gece vardiyası verilemez.
ifadesindeki bir yıl olan süreyi, on sekiz ay yani bir buçuk yıl
olarak değiştirmeyi amaçladığımız bu önergeyle
bebeklerin geceleri annesiz uyumalarına izin vermeyeceğinizi umarak
destek olmanızı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, dün dördüncü bölüm görüşülürken
Sosyal Güvenlik Kurumunda kadınlara ayrımcılık
yapılan, erkeklere tanınan bir hakkın kadınlara
tanınmadığına değinerek bu durumun Anayasanın
10uncu maddesindeki Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
ibaresini de hatırlatarak Niçin kadınlara karşı ayrımcılık
içindesiniz? diye Sayın Bakana bir soru yönelttim. Sayın Bakan,
verdiği cevapta özetle diyor ki: Yaptığınız
eleştiriyi çok haklı buluyorum ama eğer bu
ayrımcılığı yapmazsak, yani kadınlara da
erkeklere tanınan hakkı tanırsak sosyal güvenlik sistemi bundan
zarar görür. Böyle bir mantık olabilir mi değerli
arkadaşlarım? Anayasayı çiğniyorum çünkü
haklıyım. Hiçbir mazeret Anayasayı çiğneme
hakkını size vermez Sayın Bakan.
Buradan kadın haklarını savunan sivil toplum
örgütlerine de Sosyal Güvenlik Kurumunun kadınlara
ayrımcılık yapan, erkeklere tanınan bir hakkı
kadınlara tanımayan genelgesine ve kadınların anayasal
haklarının korunmamasına, kısıtlanmasına
karşı çıkmaya çağırıyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Asil.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
109uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 109 uncu maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin (B) bendindeki
kendisinin ve eşinin
ibaresinin
eşinin veya kendi
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 109. maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanunun 104. maddesinin (A) fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan iki hafta eklenir ibaresinin her bebek için iki hafta
eklenir. Şeklinde değiştirilmesini; sondan ikinci cümleden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa Özyürek Enis Tütüncü Canan Arıtman |
|
İstanbul Tekirdağ İzmir |
|
Harun Öztürk Orhan Ziya Diren Mehmet Ali Susam |
|
İzmir Tokat İzmir |
|
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
|
Malatya |
Ayrıca, bebeğin yaşaması hâlinde bebeğin
hastanede kaldığı süre kadar ek süre doğum sonrası
iznine ilave edilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 109uncu maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanunun 104üncü maddesinin (A) bendinde yer alan, sekiz ve
sekiz hafta ibarelerinin on hafta olarak, onaltı hafta ibaresinin
yirmi hafta olarak değiştirilmesini ve bendin sonundaki cümleden
önce Yukarıda öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre
tabip raporunda belirlenecek miktarda uzatılabilir. cümlesinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri |
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 109. maddesi ile 657 sayılı kanunun
104. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Esasen olumlu yönde yapılan bu
düzenlemede kadın memura verilen analık izin süresi mevcut yasa
hükmünde var olan şekliyle korunmuştur. Avrupa Parlamentosunun
aldığı kararla analık izin süreleri yirmi hafta olarak
kabul edilmiştir. Öneri ile analık izin süresinin AB ülkelerindeki
seviyeye çekilmek istenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 109 uncu maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 104 üncü maddesinin (B) bendindeki
kendisinin ve eşinin
ibaresinin
eşinin veya kendi
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural
(İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut metin memurun kendi ölümü halinde de yedi gün süreyle
izinli sayılacağı şeklinde anlaşılabilmektedir.
Madde dilinin düzeltilmesi açısından önerilen değişiklik
gerekliliktir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 109. maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanunun 104. maddesinin (A) fıkrasının ikinci
cümlesinde yer alan iki hafta eklenir ibaresinin her bebek için iki hafta
eklenir. Şeklinde değiştirilmesini; sondan ikinci cümleden
sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Ayrıca, bebeğin
yaşaması hâlinde bebeğin hastanede kaldığı süre
kadar ek süre doğum sonrası iznine ilave edilir.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER
(Diyarbakır) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Arıtman, buyurun.
CANAN ARITMAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz tasarının bu
maddesine verdiğimiz önergenin gerekçesi ana ve bebek hayatını
korumaktır yani hayat kurtarmak için verilmiş bir önergedir.
Yürürlükteki yasada ve bu tasarıda doğum öncesi izne
çoğul gebelik durumunda iki hafta ilave edilmektedir. Bu madde ilk kez
düzenlendiğinde, yani 2003 yılında da yanlış ve eksik
yapılmıştı. Yanlış olduğunu bu kürsüden yine
o zaman söylemiştik. Doğru olanı, çoğul gebeliklerde
doğum öncesi analık izni süresine çocuk başına iki hafta
eklenmesidir. Tüm Avrupa ülkelerindeki uygulama bu şekildedir, çünkü bu
bilimsel ve tıbbi bir gerekliliktir.
Çoğul gebeliklerde yüzde 90ların üzerinde erken
doğum olur ve bebek sayısıyla doğru orantılı
olarak da erken doğum riski artar. Bebek sayısı arttıkça
erken doğumun olması kaçınılmaz hâle gelir ve erken
doğumun gerçekleşme zamanı da yine bebek sayısıyla
doğru orantılı olarak daha erkene gelir. Yani çoğunlukla
dördüz bebekler üçüz bebeklerden, üçüz bebekler de ikiz bebeklerden daha erken
doğarlar. Bunların hepsi de çoğul gebeliklerdir ama hem erken
doğum riskleri hem de erken doğumun haftası bebek
sayısıyla doğru orantılı olarak katlanarak artar.
Dolayısıyla, tüm çoğul gebelikleri aynı riskte görüp
hepsine iki hafta izin vermek çok yanlış ve yetersizdir. Bu uygulama
bizim önergemizde de talep ettiğimiz şekilde ve tüm AB ülkelerinde
uygulandığı gibi, bebek başına iki hafta olarak
düzenlenmelidir.
Çoğul gebeliklerde erken doğum riskinin mümkün mertebe
geciktirilebilmesinin ilk şartı, ilaç tedavisinden de etkin
olanı, gebenin kesin ve mutlak istirahatıdır. Erken doğum
riskindeki bir gebe, bırakın çalışmayı, kendi
kişisel işlerini, bakımını bile
yapmamalıdır. Bir erken doğumu bir iki hafta geciktirebilmek
bile çok sayıda bebeğin hayatını kurtarır.
Değerli vekiller, çoğul gebeliklerde erken doğum
oranlarının yüksek olması yeni doğan bebekte de ölüm
oranlarını ve sakatlanmalarını artıran bir faktördür.
Ülkemizdeki bebek ölüm hızı oranları ne yazık ki hâlâ çok
yüksektir. Tüm OECD ülkeleri içerisinde bebek ölüm hızı en yüksek
olan ülke biziz. Eğer ülkemizdeki bebek, çocuk ve ana ölüm
hızlarını düşüremez isek, gelişmiş ülkeler arasına
giremeyiz. Çünkü bu sağlık göstergeleri tüm dünyada gelişmişliğin
en önemli ölçütleridir. Bebek ölüm hızını artıran en önemli
neden erken doğumlardır ve yüzde 26 oranında da etkendir.
Dolayısıyla bebek ölüm hızını düşürebilmemiz için
erken doğumları azaltmamız gerekiyor. İşte
önergemizdeki bebek başına iki hafta erken izin talebinin bir
gerekçesi de budur.
Ayrıca erken doğum ve buna bağlı
komplikasyonlar bebek sakatlanmalarını da artırmaktadır.
Çevrenizde gördüğünüz zihinsel özürlü, beyin özürlü, spastik, bedensel
özürlü çocukların ne yazık ki çoğu erken doğmuş
bebeklerdir. Erken doğan bebeklerin akciğerleri yeterince
gelişmemiş olduğu için yeterli oksijen alamamaktadırlar,
beyinlerine yeterli oksijen gitmediği için beyin hasarı
oluşmaktadır ve o da ne yazık ki o çocukların özürlü
olmasına neden olmakta, giderek özürlü çocuk sayımız da
artmaktadır.
Çoğul gebelikler aynı zamanda komplikasyonlu gebelikler
olduğu için ana sağlığını da tehdit eder ve
atoni, hemoraji gibi nedenlerle de ana ölümlerine neden olur.
Değerli milletvekilleri, çoğul gebeliklerdeki ana ve bebek
ölümlerini, sakatlanmaları azaltmayı hedefleyen hayat
kurtarıcı bu önergemizin kabulünü sizlerden bir hekim olarak da rica
ediyorum.
Ayrıca biliyorsunuz ülkemiz analığın ve
çocukların korunması ile ilgili çok sayıda uluslararası
sözleşmeye de taraf olmuştur. Bakın, Avrupa Parlamentosu 2010da
tüm üye ülkelere analık iznini yirmi hafta olarak öngörmüştür.
Bunları bilginize sunuyorum.
Vatandaşlarımızı, ülkemizi Avrupa standartlarına
yükseltmek lafla olmuyor, icraatla, o imkânları vermekle, o imkânları
yaşama geçirmekle oluyor. Lütfen insan yaşamının
korunmasından ve bilimden yana olalım, ülkemizi uluslararası
platformlarda mahcup etmeyelim.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Arıtman.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
110uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarının 110 uncu maddesi ile değiştirilmesi önerilen 657
Sayılı Kanunun 105 inci maddesinin son fıkrasındaki
"...bir katına kadar..." ibaresinin "...bir yıla
kadar
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının
110'uncu maddesi ile değiştirilen 657 sayılı Kanunun
105'inci maddesinin altıncı fıkrasında yer alan,
"Sağlık, Maliye ve Dışişleri
Bakanlıkları" ibaresinin "Sağlık
Bakanlığı" olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Şerafettin Halis M. Nezir Karabaş Hamit Geylani |
|
Tunceli Bitlis Hakkâri
|
|
Sebahat Tuncel Akın
Birdal |
|
İstanbul Diyarbakır |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 110 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Enis Tütüncü Zekeriya Akıncı
Vahap Seçer |
|
Tekirdağ Ankara Mersin |
|
Şerafettin
Halis |
|
Adıyaman |
Madde 110- 657 sayılı Kanunun 105 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Hastalık ve refakat izni:
Madde 105- Memura, aylık ve özlük haklarına
dokunulmaksızın, verilecek raporda gösterilecek lüzum üzerine,
kanser, verem ve akıl hastalığı gibi uzun süreli bir
tedaviye ihtiyaç gösteren hastalığı hâlinde yirmidört aya kadar,
diğer hastalık hâllerinde ise onsekiz aya kadar izin verilir.
Memurun, hastalığı sebebiyle yataklı tedavi
kurumunda yatarak gördüğü tedavi süreleri, hastalık iznine ait
sürenin hesabında dikkate alınır.
Bu maddede yazılı azamî süreler kadar izin verilen
memurun, bu iznin sonunda işe başlayabilmesi için,
iyileştiğine dair raporu (yurt dışındaki memurlar için
mahallî usûle göre verilecek raporu) ibraz etmesi gereklidir. İzin
süresinin sonunda, hastalığının devam ettiği resmî
sağlık kurulu raporu ile tespit edilen memurun izni, birinci
fıkrada belirtilen süreler kadar uzatılır, bu sürenin sonunda da
iyileşemeyen memur hakkında emeklilik hükümleri uygulanır.
Bunlardan gerekli sağlık şartlarını
yeniden kazandıkları resmî sağlık kurallarınca tespit
edilmiş olup da emeklilik hakkını elde etmemiş olanlar,
yeniden memuriyete dönmek istemeleri hâlinde, niteliklerine uygun kadrolara
öncelikle atanırlar.
Görevi sırasında veya görevinden dolayı bir kazaya
veya saldırıya uğrayan ya da bir meslek
hastalığına tutulan memur, iyileşinceye kadar izinli
sayılır.
Hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi
hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceği
ve sürelerinin ne olacağı ile bu konuya ilişkin diğer
hususlar, Sağlık, Maliye ve Dışişleri
Bakanlıkları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşleri
alınarak Devlet Personel Başkanlığınca
hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenir.
Ayrıca, memurun bakmakla yükümlü olduğu veya memur
refakat etmediği takdirde hayatı tehlikeye girecek ana, baba, eş
ve çocukları ile kardeşlerinden birinin ağır bir kaza
geçirmesi veya tedavisi uzun süren bir hastalığının
bulunması hâllerinde, bu hâllerin sağlık kurulu raporuyla
belgelendirilmesi şartıyla, aylık ve özlük haklarına
dokunulmaksızın, altı aya kadar izin verilir. Gerektiğinde
bu süre bir katına kadar uzatılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Uzun süreli tedavi gerektiren hastalıklar için verilen
süreler biraz daha artırılmakta ve maddenin daha düzgün ve
anlaşılır hale getirilmesi için önerilerde bulunulmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 110'uncu maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanunun 105'inci maddesinin altıncı
fıkrasında yer alan, "Sağlık, Maliye ve
Dışişleri Bakanlıkları" ibaresinin
"Sağlık Bakanlığı" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şerafettin
Halis (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Tasarının 110. maddesi ile 657 sayılı kanunun
105. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Genel olarak olumlu yönde yapılan
bu düzenlemede hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi
hekimler veya sağlık kurulları tarafından verileceğine
dair hazırlanacak yönetmelik için Sağlık
Bakanlığı ve SGK görüşleri yeterli olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 110 uncu maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 105 inci maddesinin son
fıkrasındaki "... bir katına kadar ..." ibaresinin
"... bir yıla kadar ..." şeklinde
değiştirilmelini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Metinde atıfta bulunulan zor durumlardaki izin süresinin bir
yıl olmasının daha uygun olacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
111inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 111 inci maddesiyle değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 108 inci maddesinin (C) bendinin son
cümlesinin "Çocuk sahibi olan her iki eşin..." ifadesiyle (B)
bendinin sonuna da eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Emin Haluk Ayhan Alim Işık |
|
İzmir Denizli Kütahya |
|
Erkan Akçay Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Manisa Antalya Konya |
|
Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
Aydın |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 111'inci maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanununun 108'inci maddesinin (B) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca
verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden itibaren
isteği üzerine yirmidört aya kadar aylığının 1/4'ü
bağlanarak izin verilir. Eşi doğum yapan memura, doğum
tarihinden itibaren isteği üzerine yirmidört aya kadar aylıksız
izin verilir."
|
Şerafettin Halis Sebahat Tuncel Hamit Geylani |
|
Tunceli İstanbul Hakkâri |
|
Akın Birdal M.
Nezir Karabaş |
|
Diyarbakır Bitlis |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
111 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Zekeriya
Akıncı |
|
İstanbul İzmir Ankara |
|
Vahap Seçer Ferit Mevlüt Aslanoğlu Enis Tütüncü |
|
Mersin Malatya Tekirdağ |
|
Şevket
Köse |
|
Adıyaman |
Madde 111- 657 sayılı Kanunun 108 inci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 108- A) Memura, 105 inci maddenin son
fıkrası gereğince verilen iznin bitiminden itibaren,
sağlık kurulu raporuyla belgelendirilmesi şartıyla,
istekleri üzerine yirmidört aya kadar aylıksız izin verilebilir.
B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca verilen
doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden; eşi
doğum yapan memura ise, doğum tarihinden itibaren istekleri üzerine
otuzaltı aya kadar aylıksız izin verilir.
C) Üç yaşını
doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferit olarak
evlat edinen memurlar ile memur olmayan eşin münferit olarak evlat
edinmesi hâlinde memur olan eşlerine, çocuğun ana ve
babasının rızasının kesinleştiği tarihten
veya vesayet dairelerinin izin verme tarihinden itibaren, istekleri üzerine
otuzaltı aya kadar aylıksız izin verilir. Evlat edinen her iki
eşin memur olması durumunda bu süre, eşlerin talebi üzerine
otuzaltı aylık süreyi geçmeyecek şekilde, birbirini izleyen iki
bölüm hâlinde eşlere kullandırılabilir.
D) Her ne suretle olursa
olsun burslu olarak ya da bütçe imkânlarıyla yetiştirilmek üzere
yurtdışına gönderilen veya sürekli görevle yurtiçine ya da
yurtdışına atanan veya en az üç ay süreyle
yurtdışında geçici olarak görevlendirilen memurlar veya
diğer personel kanunlarına tâbi olanlar ile yurtdışına
kamu kurumlarınca gönderilmiş olan öğrencilerin memur olan
eşleri ile 77 nci maddeye göre izin verilenlerin memur olan eşlerine
görev veya öğrenim süresi içinde aylıksız izin verilebilir.
E) Memura, yıllık izinde esas alınan süreler
itibarıyla üç hizmet yılını tamamlamış
olması ve isteği hâlinde memuriyeti boyunca ve en fazla üç defada
kullanılmak üzere, toplam iki yıla kadar aylıksız izin
verilebilir. Ancak, sıkıyönetim, olağanüstü hâl veya genel
hayata müessir afet hâli ilan edilen bölgelere 72 nci madde gereğince
belli bir süre görev yapmak üzere zorunlu olarak sürekli görevle atananlar
hakkında bu bölgelerdeki görev süreleri içinde bu fıkra hükmü
uygulanmaz.
F) Aylıksız izin süresinin bitiminden önce izin
verilmesini gerektiren sebebin ortadan kalkması hâlinde, on gün içinde
göreve dönülmesi zorunludur. Aylıksız izin süresinin bitiminde veya
izin verilmesini gerektiren sebebinin kalkmasını izleyen on gün
içinde görevine dönmeyenler, memuriyetten çekilmiş sayılır.
G) Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlar askerlik
süresince görev yeri saklı kalarak aylıksız izinli
sayılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Adana Milletvekili Sayın
Nevingaye Erbatur.
Buyurun Sayın Erbatur.
NEVİNGAYE ERBATUR (Adana) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 111inci maddesi üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi
çalışanların izin sürelerini ilgilendiren bu maddede önergemizle
bir değişiklik talebimiz var. Doğum yapan memurun analık
iznini otuz altı aya kadar uzatmayı istiyoruz. Aynı
şekilde, belli şartları yerine getiren ebeveynlerin evlat
edindikleri takdirde de onlarla duygusal ve fiziksel bağ kurabilmeleri
için gene aynı şekilde bu iznin otuz altı ay olmasını
talep ediyoruz.
Bizim bu tür izinlerin uzatılmasını istememizin
sebebi, gerçekten, çalışan annelerin hem çocuklarıyla
iletişim kurmaları hem de daha sonra işlerini kaybetmemeleri
için önemli bir husustur, ancak, tabii, bu torba kanunun bu tür maddelerinde tamamen
cinsiyetçi iş bölümünü pekiştiren düzenlemeler de olmaya devam
etmektedir. Bunlar da kadının ezilmesine, sosyal
dışlanmışlığına ve kadını
ilgilendiren toplumsal sorunların devamına sebep olmaktadır.
Yapılan araştırmalar üniversite mezunu
kadınların emek piyasasına daha kolay girdiklerini ve bu
piyasada kalmalarının daha kolay olduğunu bize gösteriyor ancak
evlilik ve doğum sonucu sahip olunan çocuk nedeniyle kadınlar emek
piyasasından uzaklaşıyorlar. Aynı şekilde, emek
piyasasındaki toplumsal cinsiyet rolleriyle paralel olarak
kadınların ev içi sorumlulukları, bunları ihmal etmemeleri
adına yaptıkları meslek seçimleri ya da belli meslekleri seçmeye
zorlanmaları gene onların iş yaşamında da bu
cinsiyetçi rollerini sürdürmelerine sebep olmaktadır. Bu da
kadınların mesleklerinde yükselmesine engel olmakta, yani bizim cam
tavan dediğimiz sendrom kadınların karşısına
çıkmaktadır. Dolayısıyla burada yapmamız gereken
şey, kız çocukların ve kadınların eğitim
hakkına erişmelerini sağlamak, kalifiye kadınların
emek piyasasında yer almalarına çalışmaktır. Bir
başka önemli husus da, zorunlu eğitim yaşının okul
öncesi eğitime kadar indirilmesi gerekmektedir. Yani biz şunu
istiyoruz: Ülkemizde eğer okula başlama yaşı üç
yaşına indirilirse bu ebeveynler için bir rahatlık
olacaktır, aynı şekilde çalışan kadın için
rahatlık olacaktır çünkü üç yaşına kadar çocuğuna evde
bakabilen kadın, üç yaşında çocuğunu okula gönderdikten
sonra işine geri dönebilecektir. Onun için, bu konuda mutlaka bir
çalışma başlatılmasını istiyoruz.
Ayrıca, çocukların bakımlarının anne-baba
arasında eşit olarak dağıtılmasını
istiyoruz. Yani anne de baba da çocuklarına eşit olarak bakmalı.
Bu maddede var olan doğum izninin, çocukla ilgili, çocuk doğduktan
sonra babaya da verilebilecek olan iznin isteğe bağlı
olması biraz sakıncalı bir durum, bunun zorunlu hâle
getirilmesini istiyorum ben. Böylece, hem anne hem baba bu ebeveyn iznini
kullanarak çocuklarına bakabilecek ve çocuklarıyla daha uzun bir
zaman geçirebilecektir, bu da kadınların üzerindeki çift iş
yükünü azaltacaktır. Burada isteğe bağlı durum
kaldırılmalı ve mutlaka bu izni babaların da
kullanması sağlanmalıdır. Avrupa Birliğinde
yapılan yeni mevzuatlar da tamamen bu durumla
bağlantılıdır. Bunu önemli bir olay olarak görüyorum çünkü
babanın çocuğuyla fiziksel ve duygusal iletişime geçmesi ancak
bu tür ebeveyn izinlerinin babalar tarafından kullanılmasıyla
mümkün olacaktır. Bu sıralarda oturan bütün erkek
arkadaşlarımın çocuklarıyla daha çok vakit geçirmelerini ne
kadar çok istediklerini biliyorum. O nedenle, bu iznin mutlaka
sağlanmasını ve zorunlu olmasını -Ali
Arkadaşım başını sallıyor doğru diyor- çok
önemsiyorum, bunu zorunlu hâle getirelim ve bütün babalarımız anneler
gibi çocuklarına bakabilsinler, zaman geçirsinler ve bunun ne kadar güzel
bir duygu olduğunu onlar da öğrensinler istiyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Erbatur.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 111'inci maddesi ile değiştirilen 657
sayılı Kanununun 108'inci maddesinin (B) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"B) Doğum yapan memura, 104 üncü madde uyarınca
verilen doğum sonrası analık izni süresinin bitiminden itibaren
isteği üzerine yirmidört aya kadar aylığının 1/4'ü
bağlanarak izin verilir. Eşi doğum yapan memura, doğum
tarihinden itibaren isteği üzerine yirmidört aya kadar aylıksız
izin verilir.
Şerafettin
Halis (Tunceli) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 111'inci maddesi ile 657 sayılı
Kanunun 108'inci maddesi yeniden düzenlenmektedir. Memurların
aylıksız izin kullanabilecekleri durumları genişletmesi,
aynı zamanda izin sürelerini arttırması bakımından
iyileştirilmeler yapılmıştır. Ancak memurun anne
olması durumunda belirli bir süreyle sınırlandırılan
iznin tamamen ücretsiz olarak düzenlenmesi eksikliktir. Anne ve çocuk
arasındaki direkt ilişki doğal olarak belli bir süreyi
gerektirmektedir. Kreş hizmetlerinin iki yaşını bitiren
çocuklar için verildiği ve bu yaşa kadar çocuğun
bakımının genellikle annenin sorumluluğunda olduğu
dikkate alınmalıdır. Önerge ile doğal olarak belli bir
dönemi kapsayan anne-çocuk ilişkinin zorunluluktan
kaynaklandığı, bu nedenle de memurun anne olması durumunda
aylığının hiç değilse bir kısmını
alarak izinli sayılması hedeflenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 111 inci maddesiyle değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 108 inci maddesinin (C) bendinin son cümlesinin
"Çocuk sahibi olan her iki eşin..." ifadesiyle (B) bendinin
sonuna da eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bir bebeği evlat edinen her ikisi de memur bir çifte
tanınan bir hakkın biyolojik olarak ana baba olan çiftlere de
tanınması açısından bu değişiklik önergesi
verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
112nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 112 inci maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 109 uncu maddesinin ikinci
fıkrasındaki "...denetim raporları..." ibaresinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan |
|
Konya Antalya Denizli |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kamu yönetiminde dönemsel ve olağan denetimler
yaygındır. Bazı hâllerde bir denetim raporunda pek çok memurun
görevine ilişkin notlar olabilir. Bu hüküm yoğun bir kırtasiye
israfına ve gereksiz işlemlere yol açacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
113üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 113 üncü maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 122 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan kuruluşlara Maliye Bakanlığı"nın
da eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu
Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı |
|
Antalya Denizli Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
113 üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Enis Tütüncü Harun Öztürk |
|
İstanbul Tekirdağ İzmir |
|
Zekeriya Akıncı Vahap Seçer Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
Ankara Mersin Malatya |
|
Şevket
Köse |
|
Adıyaman |
Görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve
çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev
yapmak suretiyle; kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf
sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının
önlenmesinde ve önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde
azaltılmasında, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde artırılmasında
veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin yükseltilmesinde somut
olaylara ve verilere dayalı olarak katkı sağladıkları
tespit edilen memurlara, merkezde bağlı veya ilgili bakan, illerde
valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından başarı belgesi
verilebilir. İki defa başarı belgesi alanlara üstün
başarı belgesi verilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 113 maddesinin kanun tasarısından
çıkarılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Ayşe
Jale Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
113. Maddede 'Başarı, üstün başarı
değerlendirmesi ve ödül' başlığı altında
getirilmesi öngörülen düzenleme ile performans kriterleri gündeme getirilmekte
böylelikle çalışanlar arasında rekabeti
arttırılması, çalışma barışının
bozulması, dayanışma ve ortak çalışma kültürünün
ortadan kaldırılması kolaylaştırılacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 113 üncü maddesinin birinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
Görevli oldukları kurumlarda olağanüstü gayret ve
çalışmaları ile emsallerine göre başarılı görev
yapmak suretiyle; kamu kaynağında önemli ölçüde tasarruf
sağlanmasında, kamu zararının oluşmasının
önlenmesinde ve önlenemez kamu zararlarının önemli ölçüde
azaltılmasında, kamusal fayda ve gelirlerin beklenenin üzerinde
artırılmasında veya sunulan hizmetlerin etkinlik ve kalitesinin
yükseltilmesinde somut olaylara ve verilere dayalı olarak katkı
sağladıkları tespit edilen memurlara, merkezde bağlı
veya ilgili bakan, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar tarafından
başarı belgesi verilebilir. İki defa başarı belgesi
alanlara üstün başarı belgesi verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
önerge sahibi arkadaşımızın bir teklifi var.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Şimdi, Sayın
Başkanım, önergemizde iki rakamı var. Orijinal metinde,
Komisyonun kabul ettiği üç olarak
Uygun görülen şekliyle
takdirlerinize sunuyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Komisyon katılıyor
efendim.
BAŞKAN Bir dakika
Bir dakika
Komisyonun bu önergeye katkısı ne?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Bir düzeltmeyle takdire bıraktık efendim
biz bunu.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Düzeltiyoruz efendim.
BAŞKAN Düzeltmeniz nedir?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) İki defa başarı belgesi
ifadesinin üç defa olarak düzeltilmesi.
BAŞKAN Tamam.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ödül verilmesinde, önlenemez zararların
azaltılmasına katkıda bulunmak da bir kriter olarak
önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 113 üncü maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 122 nci maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan kuruluşlara Maliye Bakanlığı"nın
da eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde metni incelendiğinde sayılan dört ödül
gerekçesinden üçünün mali performansıyla ilgili olduğu göz önüne
alındığında böyle bir düzenlemenin daha adil ve muhik
olacağı düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Biraz önce kabul edilen önerge istikametinde maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
114üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 114 üncü maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 124 üncü maddesinde yer alan (Gelir
İdaresi Başkanlığı hariç) ifadesinin (Gelir
İdaresi Başkanlığında görevli memurlar hariç)
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan |
|
Konya Antalya Denizli |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 114 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Enis Tütüncü Şevket Köse Zekeriya
Akıncı |
|
Tekirdağ Adıyaman Ankara |
|
Vahap
Seçer |
|
Mersin |
Madde 114- 657 sayılı Kanunun 124 üncü maddesinin
birinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Disiplin cezası vermeye yetkili disiplin amirleri;
yürütülen hizmetin özellikleri ve çalışma şartları dikkate
alınarak genel yönetmelikte belirtilen esas ve usuller çerçevesinde,
kurumlarınca tayin ve tespit edilen amirlerdir. Aksi Bakanlar Kurulunca
belirlenmedikçe, Valiler il, kaymakamlar ilçe sınırları
dâhilindeki kamu kurum ve kuruluşlarının taşra
teşkilatında görev yapan her düzey personelin üst disiplin
amiridir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 114 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Nurettin Canikli Mustafa Elitaş Ahmet Yeni |
|
Giresun Kayseri Samsun |
|
Özlem P. Türköne Nusret
Bayraktar |
|
İstanbul İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
657 sayılı Kanunun mevcut halinde disiplin amirleri;
kurumların kuruluş ve görev özellikleri dikkate alınarak Devlet
Personel Başkanlığı'nın görüşüne dayanılarak
özel yönetmeliklerle tayin ve tespit edilmektedir. Yürürlükteki Disiplin
Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelikte merkez ve
taşrada disiplin amirleri konusunda düzenleme bulunmaktadır.
Valilerin illerde, kaymakamların ise ilçelerde üst disiplin amiri olarak
Kanunla belirleme yapılmasının uygulamada sorunlara yol
açacağı düşünüldüğünden buna ilişkin düzenlemenin
Tasarıdan çıkarılması gerekli görülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiş, madde metinden
çıkarılmıştır.
Maddelerin teselsülü daha sonra yapılacaktır.
Diğer iki önergeyi, böylece madde metinden
çıktığı için işlemden kaldırıyorum.
115inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 115. maddesinin kanun tasarısından
çıkarılmasını saygılarımla arz ve talep ederim.
Ayşe
Jale Ağırbaş
İstanbul
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarı ve teklifleri metninde yer alan 115. maddenin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Reşat Doğru Erkan Akçay Oktay Vural |
|
Tokat Manisa İzmir |
|
Nevzat Korkmaz Mehmet Günal Alim
Işık |
|
Isparta Antalya Kütahya |
|
Yılmaz Tankut Mustafa
Enöz |
|
Adana Manisa |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Korkmaz, buyurun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 115inci madde, Devlet
Memurları Kanununun 125inci maddesinde düzenlenen aylıktan kesme ve
devlet memurluğundan çıkarma cezalarında anlayış
değişiklikleri getiriyor, hatta önemli boşluklar ortaya çıkarıyor.
Aylıktan kesme cezasını gerektiren ikamet ettiği ilin
hudutlarını izinsiz terk etmek, toplu müracaat veya şikâyette
bulunmak ya da yasaklanmış her türlü yayını görev
mahallînde bulundurmak fiilleri Devlet Memurları Kanunundan
çıkartılıyor. Bir kimsenin çalıştığı
ilde ikamet etmesi mecburiyetinin kaldırılması belki ülkenin
sorunsuz yerlerinde bir sıkıntı yaratmayabilir, hele hele büyük
şehirlerde bu mecburiyetin bir anlamı da kalmamış olabilir
ancak seksen bir vilayetimizi de aynı şartları haiz iller olarak
görmek doğru değildir. Sürekli terör tehdidi altında
yaşayan, salgın hastalık tehlikesiyle karşı
karşı kalmış ya da turizm bölgelerinde yoğunluk
yaşanan yerlerde cumartesi, pazar veya mesai saatlerinin
dışında hizmetine acil ihtiyaç duyulan görevlilerin izinsiz ili
terk ettiği durumlarda halkımız ciddi problemlerle yüz yüze
gelebilecektir. Bu durumda, aranacak görevliler bulunamayacak, insan
hayatının sonlanmasına kadar ciddi sorunlarla
karşılaşılabilecektir. Bunun vebali kime ait
olacaktır? Bu düzenlemeler el yordamıyla değil, önemli
tecrübelerin ışığında yapılmış, hafife
alınmayacak kayıtlardır.
Değerli milletvekilleri, yasaklanmış yayından
kasıt, mahkeme kararıyla bulundurulması ve
dağıtılmasına müsaade verilmeyen yayınlardır.
Türk milleti adına karar veren mahkemelerin kararına herkes
uymalıdır ama öncelikle ve özellikle kamu gücünü kullanan, kamu
hizmetini ifa eden memurlar uymalıdır. Meselelere tedbirli
yaklaşmak zarureti vardır. Bu kaydı kaldırırsanız
terör örgütünün insanlarımıza baskı yaptığı vatan
köşelerinde, devlet dairelerinde örgüt yayınlarından geçilmez.
Arkadaşlar, bu yaptığınız, özgürlük
alanını genişletmek filan değildir. Bu, düpedüz millî ve
üniter yapısına yönelik tehditlere karşı devletimizi
savunmasız bırakmaktır, savunma reflekslerini
zayıflatmaktır. Yakında bu yayınlara memurlarınızı
abone yaparlarsa da şaşırmayın.
115inci madde, devlet memurluğundan çıkarma
cezasını gerektiren (f) bendinde de değişiklikler
öngörüyor, memurun fiilî saldırıda bulunmaması gereken kimseler
arasına iş sahiplerini de dâhil ediyor. Bu kelimeden maksadın
vatandaşlarımız olduğunu düşünmek istiyorum. Eğer
böyle ise Niyet iyi ama kötü bir kanun yazımı. der geçeriz. Ancak
şöyle bir sorgulamayı da yapmamız gerekiyor: Devlet dairelerine
gelen herkesin iş sahibi olma zorunluluğu yok, bir bilgi alma talebiyle
gelmiş olabilir ya da ziyaret maksadıyla gelmiş olabilir. Böyle
bir durumda bu şahıs (f) bendindeki tanım kapsamına girer
mi, girmez mi?
(E) bendinin üçüncü fıkrasındaki değişiklik de
ilginç. Memurluktan çıkarma cezasını gerektiren bir fiilden
dolayı tahkikat geçiren bir memurun bir derece hafif ceza ile
cezalandırılması için iyi veya çok iyi derecede sicil almak
yerine ödül veya başarı belgesi alma hususu getiriliyor.
Arkadaşlar, siz de çok iyi biliyorsunuz ki bu maddeyle bazı
kimselerin memuriyeti kaybetmelerinin önüne geçiliyor; hatta
şahısların lehine olacağı için, geçmişe yürümesi,
atılmış kimselerin de bundan istifadesinin önü
açılıyor. Açıkçası bazı şahıslar koruma altına
alınıyor. Dileriz, kimse işini, aşını kaybetmesin
ancak çıkarma cezası o kadar istisnadır ve süreci o kadar zordur
ki önemli isnatları gerektirir ve idarenin bu nevi kararları da
yargı denetimine tabidir.
Sicil, bir memurun geçmişten bugüne davranış ve
hizmet becerisiyle alakalı bir süreci ifade eder ve dönem sonunda verilir.
Ödül ya da başarı belgesi almak ise bir ana, bir olaya ilişkin
olabilir ve her zaman verilebilir. Bir kimseye böyle bir ödül ya da belge
vererek bu şahsı, devlet memurluğundan çıkarma
cezasını hak etmiş bile olsa, her zaman cezadan kurtarabilir ve
devlet bürokrasisinin içerisinde bir ur gibi kalmasını
sağlayabilirsiniz. Bu değişiklik bile adaletsizlik, yolsuzluk,
partizanlık yapmış bazı kimseleri güvence altına almak
düşüncenizi ortaya çıkarıyor ki siyasi ömrünüzün sonuna
geldiğinize, sanıyorum siz de kanaat getirmiş
bulunmaktasınız.
Tedbirli olmak iyidir fakat keşke bu tedbirleri
yanlış kişiler için değil de devlet ve millet bekası
için üretseydiniz diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
657 sayılı devlet memurları kanununun 125.
maddesinde tanımlanan ve sendikal hak eylemlerinin işten atma nedeni
olarak belirlendiği hükümlere ayrıca grev vb. yasaklar arasında
sayılan engelleme ibaresi kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme
şeklinde değiştirilerek kamu emekçilerinin sendikal hak arama
yollarına getirilen sınırlandırma genişletilmektedir.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
116ncı madde üzerinde aynı mahiyetteki iki tane önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 116ncı
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Harun Öztürk Enis Tütüncü Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
İzmir Tekirdağ Malatya |
|
Mustafa Özyürek Hüseyin Ünsal R. Kerim Özkan |
|
İstanbul Amasya Burdur |
|
Bülent
Baratalı |
|
İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 116 ncı maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan |
|
Konya Antalya Denizli |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) -
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması
cezası alan devlet memurunun Genel Müdürlük, müsteşarlık,
valilik ve büyükelçilik gibi görevlere atanmasını doğru
bulmuyoruz.
BAŞKAN Diğer önerge
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Ben konuşacağım
Sayın Başkan,
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkan.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Verdiğimiz önergeyle 116ncı maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını talep ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, yapılan düzenlemeyle
aylıktan kesme ve kadro ilerlemesinin durdurulması cezası alan
memurların beş ve on yıl
süreyle üst görevlere atanmaları engellenmektedir. Bu madde
iktidarın yarattığı korku imparatorluğunun küçük
örneklerinden bir tanesidir. Bu maddeyle iktidar, devlet memurları üzerine
Demoklesin kılıcı olmak istemektedir. Bundan sonra kademe ilerlemesinin durdurulması
ve aylıktan kesme cezası tehdidi amirler tarafından büyük bir
tehdit unsuru olarak kullanılacaktır. Onun için, önergemizle, bu
maddenin de çalışanların haklarını
kısıtlayan diğer maddeler gibi kanun metninden
çıkarılmasını talep ediyoruz.
AKP, torba tasarıyı çalışanların
haklarını kısıtlayan bir araç olarak görmekte,
kadınlara karşı ayrımcılıktan devlet
memurlarının haklarının kısıtlanmasına kadar
pek çok düzenlemeyi hayata geçirmeye çalışmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, referandum öncesinde
özgürlükleri artıracağını, devlet memurlarına ve
çalışanlara yeni haklar getirileceğini iddia eden AKPnin gerçek
yüzü bu torba tasarı içinde yer alan düzenlemelerle ortaya
çıkmıştır. Bırakın çalışanlara yeni
haklar verilmesini, bu tasarıyla çalışanlar zapturapt
altına alınarak korku imparatorluğu genişletilmektedir. Bu
tasarının geri çekilmesi için işçi örgütleri ayağa
kalkmış, Anadoludan otobüslerle Ankaraya gelmişlerdir.
İktidar, sivil toplum örgütlerinin Ankaraya gelişini engellemeye
çalışmış, gelenleri de biber gazıyla, tazyikli suyla
dağıtmıştır. Biz, Tekel işçilerinin yanında
olduğumuz gibi, hakkını arayan, baskıya karşı
çıkan, köleleştirmeye karşı çıkan emekçilerin
yanında olmaya devam edeceğiz, biz onlarla omuz omuza mücadele etmeyi
de sürdüreceğiz.
Değerli arkadaşlarım, iktidar toplum kesimleri
üzerinde büyük baskılar kurmuştur, insanları canından
bezdirmiştir, sabırları taşırmıştır.
İktidarınız, sekiz yıllık döneminde, kendisi gibi
düşünmeyen herkesi düşman ilan etmiştir âdeta.
Yarattığı gerilimle toplumu parçalara bölmüş, AKPnin
azabı işçilerden sonra memurlar üzerine yağmaya
başlamıştır. Bu süreçte hak arama eylemleri en büyük suç
hâline gelmiştir, hak arayanlara çifte standartlar uygulanmıştır.
Başbakana sorunları iletmeye hazırlanan gruplara, kişilere,
daha eylem yerlerine gitmeden gözaltına almalar şekillenmiştir.
Ağızları kapatılarak susturulmaya çalışılan
ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) Ramazan, dinine imanına
doğru söyle.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) Şevket Bey,
çalışanları görmediniz herhâlde. Çalışanları hep
beraber gördük ve görmeye devam ediyoruz. Bunlar yanlış oluyor.
Konuşanlardan korkmayınız. Toplum konuşsun, toplum
dertlerini yüksek sesle anlatsın, bunları değerlendirmek
sizlerin görevi. Darbe dönemlerinde bile eleştiriye bu kadar tahammülsüz
bir iktidar görülmemiştir. AKPnin baskılarından bunalan
vatandaşları, bu maddede olduğu gibi, tehdit ederek, korkutarak,
ağzı var dili yok bir toplum yaratmaya
çalışmaktasınız ancak bu ters tepecektir.
Değerli milletvekilleri, insanları iş güvencesiyle,
fakirlikle, borçla tehdit eden iktidarın bu despot tavrı en fazla
seçimlere kadar sürecektir.
Sevgili vatandaşlarım, korkmayın, borç yiğidin
kamçısıdır. Biliyoruz, borçlandınız, az kaldı, bu
borçlardan sizleri biz kurtaracağız. Haziran ayında bu millet
AKPyi ve baskıcı rejimi sandığa gömecektir, Cumhuriyet
Halk Partisi halkın iktidarını kuracaktır.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Saçmalama
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) Halkın iktidarıyla
birlikte baskıların da, öfkenin de -Bayram Beyin biraz önce
öfkelendiği gibi- partizanlığın da, keyfî yönetimin de,
işsizliğin de, yoksulluğun da, yolsuzluğun da sonu gelecek,
korku imparatorluğu yıkılacaktır.
Tümünüze saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
117nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 117 nci maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun 135 inci maddesinin 4 üncü
fıkrasındaki "...kararı gözden geçirerek..."
ibaresinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Behiç Çelik |
|
İzmir Manisa Mersin |
|
Mehmet Günal Alim Işık Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
Antalya Kütahya Aydın |
|
Mustafa Kalaycı Emin
Haluk Ayhan |
|
Konya Denizli |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Çelik, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce hepinize
saygılar sunuyorum.
Söz konusu 117nci madde 657 sayılı Kanunun
değişik 135inci maddesinde bir değişiklik öngörmektedir.
Bu madde disiplin hükümlerini içermektedir. Bilindiği üzere devlet
memurlarının uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe
ilerlemesinin durdurulması ve nihayet memurluktan çıkarma
cezaları bu maddeyle tanzim edilmektedir. Burada torba yasa
tasarısıyla bir değişiklik öngörülüyor. Aslında,
mevcut torba tasarıda 657yle ilgili değişikliklerin tek bir 657
değişikliği olarak Meclise getirilmesi çok daha uygun olurdu
ancak bu yol tercih edilmemiş, tam tersi torba tasarının
içerisinde 657 değişiklikleri karma hâlde düzenlenmiştir.
Bu itibarla burada geleceğe dönük olarak uyumsuzlukların
olacağı da muhakkaktır hukuk tekniği açısından.
Uyarma ve kınama cezaları 1982 Anayasasında idari yargıya
dahi başvurulamayacak disiplin cezaları olarak öngörülmüşken
bunlar değiştirilmiştir. Artık, disiplin cezalarına
karşı memur veya kamu çalışanı itiraz olarak idari
yargıya gidebilmektedir, tüm cezalar için gidebilmektedir. Ancak bu
düzenlemede itiraz uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına
karşı disiplin kurullarına yapılmakta yedi gün içerisinde,
oranın vereceği karar doğrultusunda, ancak ondan sonra idari
yargıya gitmek mümkün hâle getirilmiştir. Kademe ilerlemesinin
durdurulmasıyla ilgili itirazlarda ise yüksek disiplin kurulu
öngörülmüştür. Yalnız burada poliste Yüksek Disiplin Kurulu var, bir
de İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu var.
Burada bir eksiklik var. O polis açısından düzeltilirse Yüksek
Disiplin Kurulu olarak, sayın milletvekilleri, çok daha uygun olur.
Değerli arkadaşlar, Anayasamızın 128inci
maddesi Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel
kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler,
memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. hükmünü amirdir. Ancak
iktidar partisi, 2004 yılında, 22nci Dönemde Kamu Yönetimi Reformu
Yasası yaparak, Anayasaya aykırı sözde reform
çalışması yapmıştır. Bu, aslında dünyada
küreselleşme patronlarının Türkiye'deki mümessili
sıfatıyla AKP İktidarının yapmış olduğu
bir çalışmadır. Türkiye'de personel rejimini bütünüyle, kökten
değiştirerek ve dönüştürerek emperyalizmin âdeta kollarına
atan bir devlet yapılanması, personel yapılanması arzu
edilmişti. Yine, o dönemde veto yiyen bu yasa, Anayasaya
aykırılıktan veto yedi, ulus devlet ilkelerine
aykırılıktan veto yedi, üniter yapıyı zedelemekten
veto yedi, dış piyasacı ve küreselci olmaktan ayrıca ciddi
şekilde veto metninde eleştirildi.
Değerli milletvekilleri, iktidar partisinin kamu
çalışanlarına dönük mali, sosyal, kültürel kapsayıcı
hiçbir iyileştirme yapmadığını da bu vesileyle
hatırlatmak isterim.
Bu itibarla, Milliyetçi Hareket Partisi 12 Hazirandan sonra bütün
ücretlileri enflasyona ezdirmeyecek ve ayrıca ekonomik büyümeden pay
verecek, gelir vergisi oranlarını yüzde 10a indirecek ve denge
tazminatını artıracak, istihdam türlerinin bütününü kadrolu hâle
getirecek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEHİÇ ÇELİK (Devamla)
ve öğretmenlere ve
diğer ilgililere destek verecek ve ARGE tazminatı verecek,
sözleşmeli ve geçici öğretmenleri kadroya geçirecektir.
Önergemizi kabul etmenizi diler, yüce heyetinizi tekrar
saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim efendim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
118inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 118 inci maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu
İzmir Manisa Aydın
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı
Denizli Antalya Konya
Alim
Işık
Kütahya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Vural, gerekçeyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerilen bu düzenleme ile kamu görevlileri ile ilgili olarak
Devletin belli bir kurumunda bazı üst düzey görevlilerin bile
ulaşamadığı bazı kişisel bilgilere Devlet
Personel Başkanlığında sıradan bir memurun vâkıf
olmasının önü açılmaktadır. Bu hüküm, çağdaş,
demokratik bir devlet anlayışı ve köklü devlet geleneklerimizle
bağdaşmamaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
119uncu madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 119 uncu maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun Ek 8 inci maddesinin son
fıkrasının metinden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 119 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Zekeriya Akıncı Enis Tütüncü Vahap Seçer |
|
Ankara Tekirdağ Mersin |
Madde 119- 657 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Kurumlar arası geçici süreli görevlendirme:
Ek madde 8- İlk dört derecede görev yapan memurlar, önceden
rızaları alınmak ve yapmakta oldukları görevle ilgili olmak
kaydıyla, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve
çalıştıkları kurumun izni ile bu Kanuna tabi kurum ve
kuruluşlarda aşağıda belirtilen şartlarla geçici
süreli olarak görevlendirilebilir:
a) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri
hariç, memurun görevlendirileceği kurumda göreve ilişkin 4 üncü ve
daha yukarı bir dereceden boş bir kadronun bulunması
şarttır.
b) Bu madde uyarınca geçici süreli görevlendirilenler,
görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlüdür.
c) Yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri
hariç, bu madde uyarınca görevlendirilenler, aylıkları ile
diğer malî ve sosyal haklarını kurumlarından alırlar
ve bunların kadroları ile ilişkileri, kendi sınıf ve
derecelerindeki terfi ve emeklilik hakları devam eder.
d) Geçici süreli görevlendirme süresi hiçbir surette bir
yılda altı ayı geçemez. Şu kadar ki
yurtdışında görevlendirilen güvenlik görevlileri için geçici
görevlendirme süresi en çok iki yıl olup, gerektiğinde bu süre bir
katma kadar uzatılabilir.
"Birinci fıkrada belirtilen hâller
dışında memurlar, afet ve olağanüstü hallere münhasır
olmak üzere ihtiyaç duyulması hâlinde kurumlarınca, Devlet Personel
Başkanlığının uygun görüşü alınarak
diğer kamu kurum ve kuruluşlarında altı aya kadar geçici
süreli olarak görevlendirilebilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 119uncu maddesiyle ilgili olarak
verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun bu
değiştirilen maddesindeki kurumlar arası geçici görevlendirme
yapılması, bir ihtiyaçtan, kamu hizmetinin gerektirdiği bir
ihtiyaçtan doğan bir düzenleme. Dolayısıyla, birinci
fıkrayla ilgili olarak yapılan düzenleme, memurun rızası
çerçevesinde yapılmakta ve göreviyle ilgili, görevlendirileceği
kurumda da hâlen yapmakta olduğu, göreviyle ilgili bir görevde geçici
süreli görev verilebilmesine olanak tanımaktadır. Buna bir şey
demiyoruz. Ancak, ikinci fıkrada Birinci fıkrada belirtilen hâller dışında
memurlar, kamu yararı ve hizmet gerekleri sebebiyle ihtiyaç duyulması
hâlinde geçici görevle diğer kurumlarda görevlendirilebilir. diyor. Yani
maddenin esas getirdiği bir kural var, memurun rızasıyla
yapılan bir görevlendirme ama son fıkrada öyle bir hüküm getiriyoruz
ki, değerli arkadaşlar, yani her olayda o şeye, kamu
yararı ve hizmetin gerekleri ifadesine sığınarak memuru
rızası dışında görevlendirebiliyorsunuz. O zaman,
getirdiğiniz bu maddenin anlamı kalmamış oluyor yani esas
istisna, istisna da kural hâline gelmiş oluyor. Bizim önerimiz son
fıkradaki bu kamu yararı ve hizmetin gerekleri ibaresinin
Olabilir
ki memurun rızası olmadan da kamunun görevlendirme yapmasına
ihtiyaç duyulabilir ama Hangi hâllerde duyulabilir? diyoruz, Afet ve
olağanüstü hâllere münhasır olmak üzere, memurun
rızasını almadan bir başka kamu kurumunda
görevlendirebilelim. diyoruz.
Bu şekilde bir önerimiz vardı. Takdirlerinize sunuyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 119 uncu maddesi ile değiştirilmesi
önerilen 657 Sayılı Kanunun Ek 8 inci
maddesinin son fıkrasının metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerilen bu fıkra söz konusu maddenin temel amacına ve
felsefesine bütünüyle aykırıdır. Bu maddenin geri kalan bölümü
doğru ise bu fıkra yanlıştır; bu fıkranın
kanunlaşması illa isteniyorsa maddenin geri kalan kısmına
gerek yoktur.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
120nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 120 nci maddesi ile 657 Sayılı Kanuna
eklenmesi öngörülen Geçici 36 ncı maddenin (A) bendindeki 5
yıllık sürenin 7 yıl olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim
Işık |
|
Kütahya |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu değişiklikle maddenin (A) bendi ile (B) bendinde yer
alan hükümler arasında tutarlılık sağlanmış
olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
121inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 121 inci maddesinin 1 numaralı
fıkrasına aşağıdaki bendin eklenmesini ve
fıkradaki bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan Oktay Vural |
|
Konya Denizli İzmir |
|
Erkan Akçay Behiç
Çelik |
|
Manisa Mersin |
a) 36 ncı maddesinin Ortak Hükümler başlıklı
bölümünün (B) fıkrasının 3 numaralı bendi "Emniyet
Hizmetleri Sınıfı mensupları öğrenim durumlarına
göre yükselebilecek derece ve kademeler de dikkate alınarak, 1 inci
derecenin son kademesine kadar yükselebilirler." şeklinde
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 121 inci maddesinin aşağıdaki
şeklide değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Zekeriya Akıncı Vahap Seçer Enis Tütüncü |
|
Ankara Mersin Tekirdağ |
Madde 121-
1) 657 sayılı Kanunun;
a) 56 ncı maddesinde yer alan "sicil" ibaresi
"disiplin" olarak değiştirilmiştir.
b) 57 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"Adaylardan en geç iki yıl içinde Devlet memuru olabilmeleri için
olumlu sicil alamayanların sicil amirlerinin teklifi" ibaresi
"Adaylık süresi içinde disiplin cezası almış
olanların disiplin amirlerinin teklifi" olarak
değiştirilmiştir.
c) 58 inci maddesinde yer alan "ve olumlu sicil alan adaylar
sicil amirlerinin teklifi" ibaresi "adaylar disiplin amirlerinin
teklifi" olarak değiştirilmiştir.
ç) "Hizmet Şartları ve Şekilleri"
başlıklı (IV) numaralı kısmının 6 ncı
bölümünün başlığı "Özlük Dosyası" olarak
değiştirilmiştir.
d) 129 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"sicil dosyasını" ibaresi "özlük
dosyasını" olarak değiştirilmiştir.
e) 133 üncü maddesinin madde başlığında yer
alan "sicilden" ibaresi "özlük dosyasından", birinci
fıkrasında yer alan "siciline" ibaresi "özlük
dosyasına", "sicil dosyasından" ibaresi "özlük
dosyasından", ikinci fıkrasında yer alan "sicil
dosyasına" ibaresi "özlük dosyasına", üçüncü
fıkrasında yer alan "sicilden silinmesinde" ibaresi
"özlük dosyasından çıkarılmasında" olarak
değiştirilmiştir."
(2) 657 sayılı Kanunun;
a) 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının birinci
cümlesi,
b) 26 ncı maddesinin birinci fıkrası,
c) 98 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç)
bendinde yer alan "ve sicil" ibaresi,
d) 129 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
"sicil dosyası hariç," ibaresi,
e) 160 ıncı maddesinin ikinci fıkrası,
f) 202 nci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci
cümlesi,
g) 208 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"ikiden fazla dahi olsa" ibaresi ile
h) 38 inci, 65 inci, 66 ncı, 106 ncı, 110 uncu, 111
inci, 112 nci, 113 üncü, 115 inci, 117 nci, 118 inci, 119 uncu, 120 nci, 121
inci, 123 üncü, 136 ncı, 226 ncı ve 227 nci maddeleri
yürürlükten kaldırılmıştır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 121inci maddeyle ilgili olarak verdiğimiz önerge
üzerinde gerekçelerimizi açıklamak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle ilgili olarak
meramımızı ne yazık ki Komisyonda anlatabilmiş
değiliz. Ancak yine, meramımızı burada anlatmaya
çalışacağım ama anlayabilseniz bile pratik olarak İç
Tüzük gereği fazla bir şey yapamayacağımızı da
arkadaşlarımız bize ifade ettiler. Ama ben yapılan
yanlışlığı, bundan sonraki çalışmalarımıza
esas olabileceği düşüncesiyle ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde, 1inci
fıkrasında 657 sayılı Kanunun belli maddelerindeki ibare
değişikliklerini düzenliyor, 1inci fıkranın (g) bendine
baktığımızda da burada da 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun yürürlükten kaldırılan hükümlerini
düzenliyor. Yani bizim yapmamız gereken bu maddeyi ikiye bölmemiz, ibare
değişikliklerini bir çerçeve madde hâlinde düzenlememiz, bütün
tasarıdaki yürürlükten kaldırılan maddeleri de -aslında
bütün tasarıda var bu yanlışlık- bunlarla birlikte bir
çerçeve maddede toplamamız gerekiyordu. Bunu yapmadık,
yapamadık, anlatamadık. Şimdi burada da söylediğim
şekilde, ikiye ayırma imkânının İç Tüzük gereği
mümkün olmadığını ifade etti arkadaşlarımız.
Değerli arkadaşlar, burada yapılan bir başka,
bize göre yanlış gördüğümüz bir eksikliği de dikkatlerinize
getirmek istiyorum. 657 sayılı Kanunun bazı maddelerinde
düzenleme yapıyoruz, bunları yürürlükten kaldırmamız
gerekli, zorunlu, onları yapmak durumundaydık. Ancak 657
sayılı Kanunun bazı ek maddelerini, geçici maddelerini ve ek
geçici maddelerini
657 sayılı Kanuna ekli çok sayıda geçici
madde, ek madde ve ek geçici madde var. Şimdi Bu maddeler artık
hükmünü tamamladı, Kanunu sadeleştirelim.
anlayışıyla bu maddelerin 657 sayılı Kanundan
ayıklanması amacıyla yürürlükten
kaldırılmasının doğru olmadığı
düşüncesindeyiz. Çünkü bu maddeler gelecekte, yasa yapıcılara,
içeriğindeki düzenlemiş olduğu konular itibarıyla
ışık tutabileceği gibi, 657 sayılı Kanunun
bağlantısı olan Sosyal Güvenlik Kurumu ve emeklilik
mevzuatı gereği nesilleri de ilgilendirebilecek şekilde, uzun
yıllar gündeme gelebilecek nitelikte maddelerdir.
Bunların da burada yürürlükten
kaldırılmış olmasının doğru
olmadığını ifade ediyor, yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 121 inci maddesinin 1 numaralı
fıkrasına aşağıdaki bendin eklenmesini ve
fıkradaki bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
a) 36 ncı maddesinin Ortak Hükümler başlıklı
bölümünün (B) fıkrasının 3 numaralı bendi Emniyet
Hizmetleri Sınıfı mensupları öğrenim durumlarına
göre yükselebilecek derece ve kademeler de dikkate alınarak, 1 inci
derecenin son kademesine kadar yükselebilirler. şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kalaycı, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak vermiş olduğumuz
önergenin görüşmelerinde Sayın İçişleri Bakanının
ve Sayın Maliye Bakanının burada olması büyük şans.
Değerli arkadaşlarım, 657 sayılı Kanunun
değiştirilmesi için önerge verdiğimiz ilgili hükümlerinde
emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarından emniyet müdürleri
ve bu sıfatı taşımakta olan emniyet teşkilatı
mensuplarının 1inci derecenin son kademesine, başkomiser ve emniyet
amirlerinin 2nci derecenin son kademesine, diğerlerinin ise 3üncü
derecenin son kademesine kadar yükselebilmeleri öngörülmektedir. Polis
memurları ister üniversite bitirsin ister meslek yüksekokulu bitirsin
1inci dereceye yükselememektedir. Hâlbuki yine 657 sayılı Kanunun
ilgili hükümlerine göre meslek yüksekokulu ve üniversite mezunu olan diğer
memurlar 1inci dereceye yükselebilmektedir. Dolayısıyla polis
memurları için bir eşitsizlik söz konusudur. Polis memurları
çalışırken 1inci derecede kadroda çalışabilmekte
ancak 1inci derecenin gösterge ve tazminatlarına mükteseben hak
kazanamamaktadırlar. Bu nedenle, emekli olurken de 3üncü dereceden emekli
edilmektedirler.
Polis memurlarının yaşadığı bu
mağduriyetin giderilmesi, diğer memurlar ile polisler arasında
var olan bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması için
önerge vermiş bulunuyoruz. Böylelikle üniversite mezunu, yüksekokul mezunu
olan emniyet hizmetleri sınıfı mensuplarının diğer
memurlarda olduğu gibi mükteseben 1inci derecenin son kademesine kadar
yükselebilmesi sağlanmaktadır.
Ülkemizde her türlü zor şart içerisinde özveriyle görev yapan
Türk polisinin birçok sorunu bulunmaktadır. Sorunlarının var
olduğu yetkili yetkisiz herkes tarafından kabul edilmekte ve dile
getirilmektedir ama maalesef sorunları çözme yolunda adım
atılmamaktadır. Her 10 Nisanda sorunlar hatırlanır, sözler
verilir, 11, 12, 13 Nisan gibi de unutulur.
Nihayet, polislerimizin beklediği, emniyet
teşkilatında on yıllık hizmet süresini tamamlayanları
askerlik hizmetini yerine getirmiş sayan tasarıyı biraz sonra
görüşeceğiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak polislerin askerlikle
ilgili sorunlarına çözüm getirecek bu düzenlemeyi başından beri
destekliyoruz, bu görüşmelerde de destek vereceğiz.
Tabii, polislerimizin sorunları sadece bununla
sınırlı değil. Polisler 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu kapsamında kamu görevi yapan memurlardır,
kendilerine özgü ayrı bir kanunlarının mutlaka düzenlenmesi
gerekmektedir. Diğer kamu görevlilerinin belli mesai saatleri vardır,
genelde sekiz saattir ama polislerin çalışma saatleri çoğunlukla
bu sürenin 2 katına çıkmaktadır, en az
çalıştığı gün on iki saat görev yapmaktadır.
Diğer kamu görevlileri hafta sonu, dinî ve resmî bayramlar,
yılbaşı, diğer özel günlerde istirahat ederken polis
teşkilatı bugünlerde, aksine, güvenliği sağlamak için çok
daha fazla çalışmakta dolayısıyla sosyal faaliyetler ve
aile ilişkileri sürekli sekteye uğmaktadır. Polisin fazla
çalışması karşılığında
maaşının içerisinde aldığı sabit, cüzi miktardaki
fazla çalışma ücreti, çalıştığı süreye
mukayese edilince çok düşük kalmaktadır. Diğer kamu görevlileri
emekli olduklarında aldıkları maaşlarda bu kadar çok
düşüklük yaşamazken polis memurlarının emekli
maaşlarında gerçekten azalma çok olmaktadır. Diğer kamu
görevlileri asli görevleri haricinde verilen başka görevlerden ek ödeme
alırlarken polisler aynı yerde görevli olmasına karşın
hiçbir zaman ek ödeme alamamaktadır. Mesela bütün sınavlarda, gerek
üniversite sınavları gerekse KPDS, KPSS sınavlarında, yine
seçimlerde sandık başında, yine sayımlarda polis
memurları da görev alıyor ama diğer memurlara bir ek ödeme
yapılmasına rağmen polislerimiz bu ek ödemeden
yararlanamıyor.
Ben teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
122nci maddeye bağlı ek madde 4 üzerinde bir adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 122 nci maddesiyle 27/06/1989 tarihli ve 375
Sayılı KHKye eklenmesi önerilen Ek 4 üncü maddede yer alan
kırkbeş Türk Lirası
ibaresinin
elli Türk Lirası
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Behiç Çelik Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
Manisa Mersin Aydın |
|
Hüseyin Yıldız Mustafa Enöz Reşat
Doğru |
|
Antalya Manisa Tokat |
|
Beytullah
Asil |
|
Eskişehir |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Vural, gerekçeyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kamu görevlilerinin geçim zorlukları gözönünde
tutulduğunda metindeki miktarın yetersiz olduğu
düşünülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 122ye bağlı ek madde 8 üzerinde iki adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 122 nci maddesi ile
27/06/1989 tarihli ve 375 Sayılı KHKye eklenmesi önerilen Ek
8 inci maddede yer alan döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli
personel ibaresinden sonra gelmek üzere geçici personel ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Oktay Vural Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
Manisa İzmir Aydın |
|
Hüseyin Yıldız Mustafa Enöz Reşat
Doğru |
|
Antalya Manisa Tokat |
|
Behiç
Çelik |
|
Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 122 nci maddesi matlabı ile 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek madde 8'in
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
|
İstanbul İzmir Malatya |
|
Zekeriya Akıncı Vahap
Seçer |
|
Ankara Mersin |
Madde 122- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin (D) bendinde yer alan "beşyüz
milyon lira" ibaresi "bin Türk Lirası" şeklinde, ek 4
üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş
ve Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"Ek Madde 8- Ayın veya haftanın bazı günleri
ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan
sözleşmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve
kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ile
döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel pozisyonlarında
istihdam edilenlerden (657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (c)
bendine göre istihdam edilenler dâhil) aile yardımı ödeneğinden
veya başka bir ad altında da olsa aynı amaçla yapılan
herhangi bir ödemeden yararlanamayanlara, Devlet memurlarına verilen aile
yardımı ödeneği, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaksızın aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Öztürk, gerekçeyi mi okutayım?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinin
(D) bendinde öngörülen beşyüz milyon TL (eski para ile) tutarındaki
tazminatın bin liraya çıkarılması önerilmektedir.
Tasarının bu maddesi ile 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameye eklenen Ek Madde 8'de, ayın veya haftanın
bazı günleri ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı
çalışan sözleşmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve
kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ile
döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel pozisyonlarında
istihdam edilenlerden aile yardımı ödeneğinden veya başka
bir ad altında da olsa aynı amaçla yapılan herhangi bir ödemeden
yararlanamayanlara, Devlet memurlarına verilen aile yardımı
ödeneğinin herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın
aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenmesi öngörülmektedir.
CHP olarak bu ödemeyi biz de destekliyoruz. Ancak, her
fırsatta 657 sayılı Kanunun 4/c maddesine göre
çalıştırılan geçici personele diğer sözleşmeli
personele tanınan hakların tanındığını
söyleyen Hükümetin, 4/c kapsamındakilere de aile yardımı
ödeneği verilmesini öngören bu değişiklik önergemizi
desteklenmesini bekliyoruz. Aksi takdirde bu oylama AKP iktidarı için bir
samimiyet testi olacaktır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 122 nci maddesi ile 27/6/1989 tarihli ve 375
Sayılı KHKye eklenmesi önerilen Ek 8 inci maddede yer alan döner
sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel ibaresinden sonra gelmek
üzere geçici personel ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Erkan Bey
ERKAN AKÇAY (Manisa) Gerekçe efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Oylandı madde Sayın
Başkan.
BAŞKAN Ek madde 8, 122ye bağlı.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4/C statüsünde çalışan personele de aile
yardımı ödeneği verilmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Çerçeve 122nci maddeyi bağlı maddeleriyle birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, bir önerge daha vardı.
BAŞKAN Burada mı?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, önergeleri
baştan okuttunuz.
BAŞKAN Başka bir önerge yok.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, 122 bitti.
BAŞKAN 122de iki tane önerge var.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Tekriri müzakere yaparsınız,
oyladınız maddeyi.
BAŞKAN Çerçeve 122nci maddeyi bağlı
maddeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum
demiştim. Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 123 üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 123 üncü maddesiyle 22/01/1990 tarihli ve 399
Sayılı KHKye eklenmesi önerilen 13/A maddesinde yer alan özel
kanununda ibaresinin özel kanunlarında şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal Mustafa Enöz |
|
Konya Antalya Manisa |
|
Emin Haluk Ayhan Alim
Işık |
|
Denizli Kütahya |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Enöz, buyurun efendim.
MUSTAFA ENÖZ (Manisa) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 123üncü maddesi ile ilgili vermiş
olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, 123üncü madde ile 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 13üncü maddesinden sonra gelmek
üzere 13/A maddesi ihdas edilerek, sözleşmeli personele Anayasa ve özel
kanunlarda belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlara
üye olma hakkı tanınmaktadır. İlk
bakıldığında bu düzenlemenin yerinde ve gerekli olduğu
görülmektedir ancak sözleşmeli personelin çalışma
şartlarına baktığımızda bu
çalışanlarımızın verilen bu hakkı
kullanabileceklerini söylemek çok da doğru olmasa gerektir.
Sayın milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarında
istihdam edilen personelin değişik mevzuatlara tabi olması
nedeniyle çalışanlar arasında farklı mali, sosyal ve özlük
hakları meydana gelmektedir yani aynı iş yerinde
çalışan personel çok değişik özlük haklarına sahiptir.
Kısaca, sözleşmeli personelin durumunu tekrar belirtmek
gerekirse, sözleşmeli çalışanlardan her sözleşme döneminde
sözleşme bedeli veya başka adlar altında kesinti
yapılmaktadır. Sözleşmeli çalışanların yönetici
olabilmeleri neredeyse imkânsızdır. Sözleşmeli
çalışanların yer değiştirme hakları -kadrolularda
olduğu gibi- maalesef yoktur. Sözleşmeli çalışanlar
çoğu sosyal yardımlardan faydalanamamaktadırlar. Sözleşmeli
personelce kullanılmayan yıllık izinlerin bir sonraki yıla
devredilmesi de mümkün değildir. Kısaca, sözleşmeli statüde
çalışanların özlük hakları kadrolu çalışanlar
gibi asla değildir.
Sözleşmeli çalışanların özlük haklarıyla
ilgili sorunların bir kısmına değinmeye
çalıştım. Bu sorunların içerisinde,
çalışanlarımızın sendika üyeliklerinin kendilerine bu
kanunlar çerçevesinde bir şey getireceğine inanmıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak iktidara geldiğimizde, sözleşmeli
personelin bütün özlük haklarının kendilerine iade edileceğini
buradan bir kez daha belirtmek isterim.
Sayın milletvekilleri, AKP hükûmetleri döneminde kamu
hizmetine alınanlar genelde 657 sayılı Kanunun 4/B ve 4/C
maddelerine göre olurken AKPnin kamuda personel çalıştırma
uygulamaları bunlarla sınırlı değildir. Bilindiği
üzere, AKP hükûmetleri döneminde bir de taşeron şirketlerle kamuda
hizmet verilmeye başlanmıştır. Özellikle kamu
hastanelerinde uygulanan bu yöntemle şirket elemanlarına memur görevi
yaptırılmaktadır. Ayrıca 4/Cli personele aile
yardımı ödeneği verilmesini öngören teklifimizi de bir önceki
maddede reddettiniz ve bu yardımı da onlara çok gördünüz.
Sayın milletvekilleri, kamusal hizmetler, tanımı
gereği kamu çıkarını temel almalıdır. Bu hizmetin
ana unsuru, tüm yurttaşların kamusal kanallara eşit ve ücretsiz
bir biçimde ulaşmalarını sağlamaya yönelik
olmalıdır. Oysa kamu açıklarını kapatmak için kamu
hizmetlerine bütçeden ayrılan payın azaltılması, kamu
birimlerinin hizmetlerini ücretlendirmeleri ve bu yolla sağlanan döner
sermayenin başlıca finansman aracı hâline getirilmesi bu
amacın bir kenara bırakılması anlamına gelmektedir. Bu
uygulamayla, özellikle sağlık hizmetlerinin gelir beklentisine göre
verilmesine neden olmasına yol açılmakta, kamu yararı ikinci
plana düşmektedir. Anayasada ve yasalarda belirlenen temel insan
haklarının uygulanmasından, işçilerin maddi ve manevi
gelişimini sağlayacak koşulların yaratılmasından
elde edilen kamu yararı, kamu kurumunun gelir-gider
açığının üzerinde bir değer taşımaktadır.
Kamu kurumlarında personel istihdamı politikasını sadece
maliyete indirgeyen yaklaşım, kayıt dışı
ekonominin, vergi kaçaklarının, rüşvet ve benzeri yasa
dışı gelir sağlama yollarının gelişmesine
neden olarak devlete ve topluma çok daha ağır maddi ve manevi
maliyetler getirmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemizin kabulünü diler, yüce
heyetinizi saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Enöz.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
124üncü madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge
vardır, okutup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 124 üncü maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Harun Öztürk Mustafa Özyürek Bülent Baratalı |
|
İzmir İstanbul İzmir |
|
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Ünsal Tekin Bingöl |
|
Malatya Amasya Ankara |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 124 üncü maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Erkan Akçay Ertuğrul
Kumcuoğlu |
|
İzmir Manisa Aydın |
|
Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal Mustafa Kalaycı |
|
Denizli Antalya Konya |
|
Alim Işık Behiç
Çelik |
|
Kütahya Mersin
|
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Çelik, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı
Tasarının 124üncü maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önergemiz hakkında söz aldım. Bu vesileyle hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14üncü maddesi
başlığıyla birlikte kaldırılarak grev
yasağını içeren bir hüküm içeriyor sözleşmeli personelle
ilgili ve bundan önceki maddede de ifade edildiği üzere, sendikaya üyelik,
sendika kurma hakkı veriliyor ve böylece, KPS sınavı dışında
sözleşmeli personel olarak istihdam edilmek üzere alınan
kişilerin herhangi bir kamu çalışanı sendikasına
üyeliği düzenlenmekle birlikte, grev hakkı, 124üncü madde
bağlamında verilmiyor.
Değerli milletvekilleri, 1982 Anayasasının 52nci
maddesiyle ilgili 12 Eylül 2010 yılına gidilen süreçte yapılan
5982 sayılı Anayasa değişikliği hakkında Kanunla
53üncü maddenin bazı hükümleri kaldırılmış ve yeni
bir düzenleme yapılmıştır. Burada Toplu iş
sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı
başlığıyla yapılan bu düzenlemede Memurlar ve
diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptir.
hükmü getirilmiştir. Bu madde değişikliği yapılmadan
önce, burada toplu görüşme hükmü vardı yani toplu sözleşme
şekline dönüştürülen toplu görüşme kelimeleri ile âdeta,
çalışanlara yeni haklar verilmiş gibi, sendikal haklar ve sosyal
haklar verilmiş gibi bir izlenim yaratıldı kamuoyunda. Bu
yanlıştı. AKPnin klasiği hâline gelmiştir, her zaman,
bütün yapılan yasama faaliyetlerinde kamuoyuna pompalanan şey,
saklanan gizli gündemin önemli bir parçası olarak karşımıza
çıkıyor ve maalesef, yine burada da aynı şey
yapılmıştır. Diyor ki: Toplu sözleşme
yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması
hâlinde taraflar Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvurabilir. Kamu
Görevlileri Hakem Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.
O zaman, toplu sözleşmenin anlamı nedir? Türkiye, ILO
şartlarına uygun olarak Türkiyede çalışanların
haklarını nasıl güvence altına alacak? Bunun cevabı da
yoktur.
Bu itibarla, Anayasa değişikliğine gidilen süreçte
AKP, 12 Eylül tuzağında olduğu gibi, yine burada önemli bir
tuzağı Türk ulusuna ve Türk çalışanına kurmuştur.
Bu tuzağı burada kamuoyuyla paylaşmak istiyorum ve özellikle,
kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı verilirken
grev hakkının 53üncü maddede niçin esirgenmiş olduğunu da
çalışanların, kamu çalışanlarının
sorması gerekiyor.
Bazı kamu çalışanları sendikalarının
güçlendirilmesi adına, özellikle sözleşmeli personel
alımında yapılan partizanlık yüzünden, onların
kayırılması ve o sendikalara alınan her sözleşmelinin
üye ya da yönetici olabilmesinin önünün açılması da ayrı bir
handikaptır. Burada iktidar partisinin tarafgir, partizan,
ayrımcı ve karanlık emellerini ve amaçlarını çok
netlikle görebiliyoruz. İktidar partisi bu yönüyle
çalışanın yanında değil, belirli mihrakların yanında
olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Bu itibarla, önergemizin dikkate alınmasını yüce
heyetinize hatırlatır, bu vesileyle tekrar saygılarımı
sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Çelik.
Diğer önerge de aynı mahiyettedir.
Harun Bey, gerekçesini mi okutalım?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Gerekçeyi okutun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasamızın 90. maddesi uluslararası
sözleşmelerin kanun hükmünde olduğunu ve anayasaya
aykırılığının ileri sürülemeyeceğini hükme
bağlamaktadır.
Usulüne uygun olarak onayladığımız ILO
sözleşmelerinin çalışanlara vermiş olduğu grev
hakkının anayasanın bir başka hükmüne dayanılarak yasa
ile yasaklanması doğru değildir.
Demokratikleşmeden söz eden hükümetin anayasamızda yer
alan grev yasağını onayladığımız
uluslararası sözleşmelere uygun hale getirmesi gerekir.
Son Anayasa değişikliklerinde birçok kez
hatırlatılmış olmasına rağmen söz konusu
çarpıklığın giderilmemiş olması, hükümetin bu
konudaki samimiyetsizliğinin ortaya konulması açısından
önemlidir.
Açıklanan nedenlerle bu maddenin Tasarı metninden
çıkarılması uygun olur.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 125 üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 125 inci maddesiyle değiştirilmesi
önerilen 22/01/1990 tarihli ve 399 Sayılı KHKnın 25 inci
maddesinin (B) bendindeki % 200 ibaresinin % 150 olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Oktay Vural Ertuğrul Kumcuoğlu Erkan Akçay |
|
İzmir Aydın Manisa |
|
Mustafa Kalaycı Hüseyin Yıldız Mehmet Günal |
|
Konya Antalya Antalya |
|
Emin Haluk Ayhan Alim
Işık |
|
Denizli Kütahya |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Yıldız, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının 125inci maddesinde
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerinde söz
aldım. Öncelikle, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin
hazırladığı bu tasarı, işletmelerin ve
vatandaşlarımızın ekonomik ve sosyal
sıkıntılarına çözüm üretmek amacıyla hazırlanan
bir tasarı değildir maalesef. Dokuz yıllık Adalet ve
Kalkınma Partisi İktidarı döneminde
uyguladığınız yanlış ekonomik politikalar sonucu
derinleşen ekonomik sorunlar nedeniyle vatandaşlarımızın
kamuya olan ödeyemedikleri borçlarını tahsil edebilmek amaçlarınızın
birisidir.
Milliyetçi Hareket Partili milletvekillerimizin verdikleri kanun
teklif ve önerileri eğer dikkate almış olsaydınız bu
günlere elbette gelmeyecektik.
Değerli milletvekilleri, her şeye rağmen,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu kanun tasarısındaki
vatandaşlarımıza kolaylık sağlayan maddelere destek
vermekteyiz. Adalet ve Kalkınma Partisinin bazı kamu
alacaklarının yeniden yapılandırılması
adıyla getirdiği kanun tasarısı Adalet ve Kalkınma
Partisinin beklentilerine cevap verecek bir tasarıdır. Adalet ve
Kalkınma Partisinin samimiyetsiz ve yaklaşan seçim
fırsatçılığından yararlanma hesaplarının bir
göstergesidir. AKPnin sorunları zamanında çözmeyip
kronikleştirme ve sonra da istismar etme
alışkanlığının bir başka örneğidir. Bu
tasarı, Adalet ve Kalkınma Partisinin dokuz yıllık
iktidarlarının başarısızlıklarının bir
belgesidir. Bu tasarı, Adalet ve Kalkınma Partisinin bütçe denetim
dışı seçim ekonomisine kaynak yaratma
tasarısıdır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı, yaklaşan seçim
öncesinde kamuya borçlu vatandaşlarımızdan oy
avcılığı yapma tasarısıdır. Bu tasarı,
İşsizlik Fonunun amacı dışında
kullanılmasının sağlanmasının tasarısıdır.
Bu tasarı, Hükûmetinizin yönetmeliklerle yapmak istediğiniz ama
yargı engeline takılan değişiklikleri yasa yoluyla
çözümleme tasarısıdır. Bu tasarı, uzmanlık isteyen
denetim ve inceleme işlerinin düz memurlar eliyle
yaptırılabilmesinin tasarısıdır. Bu tasarı,
çalışanları, kâr odaklı, esnek, güvencesiz özel sektör
anlayışına teslim etme tasarısıdır. Bu
tasarı, siyasetin kamu hizmetlerini ele geçirme ve kamu hizmetlerini
siyasi parti hizmeti hâline getirme tasarısıdır. Bu tasarı,
Adalet ve Kalkınma Partisinin kamuya özel sektörden yandaş, üst düzey
yönetici transfer edebilmesinin önünü açma tasarısıdır. Bu
tasarı, kamu yönetiminde liyakat ve kariyer ilkelerinin yerine
yandaşlık kriterlerini öne çıkarma tasarısıdır.
Bu tasarı, kamuda teftiş kurullarının
kaldırılarak denetimsiz bir kamu yapılandırılmasının
önünün açılmasının tasarısıdır. Bu tasarı,
kamudaki siyasal kadrolaşmanın tamamlanması
tasarısıdır. Bu tasarı, Devlet Personel Dairesi
Başkanlığı eliyle kamu personelinin başka kurumlara
sürgün edilebilmesinin önünü açma tasarısıdır. Bu tasarı,
devlet memurlarını hükûmet memuru yapma uygulamasının
tasarısıdır.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı, Adalet ve
Kalkınma Partisi tarafından toplumda memur düşmanı bir
kesim yaratma tasarısıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
Türk milletini Adalet ve Kalkınma Partisinin amaçları
doğrultusunda yeniden yapılandırma çalışmalarınıza
karşı çıktık, bundan sonra da çıkmaya devam
edeceğiz.
2011 yılı Haziran ayında yapılacak seçimlerde
de inşallah demokratik bir yolla sandıkta Adalet ve Kalkınma
Partisinin sonuna imza atacağız diyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Yıldız.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 126 üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 126. Maddesinde geçen Yediyüzelli Türk
Lirasını ibaresinin 12105 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak
tutarı şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Erkan Akçay Oktay Vural Harun Öztürk |
|
Manisa İzmir İzmir
|
|
Nevzat Korkmaz Nurettin
Canikli |
|
Isparta Giresun
|
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Müşterek önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Maktu olarak yapılan ödemenin katsayıya bağlanarak
her yıl arttırılması öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde madde 126yı
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, böylece beşinci bölümde
yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, birleşimin
başında Genel Kurulca almış olduğumuz karar
gereğince 3üncü sıraya alınan Askerlik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Milli Savunma Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
3.- Askerlik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/995) (S. Sayısı: 608) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 608 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Sayın Oktay
Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
(x) 608 S. Sayılı Basmayazı tutanağa
eklidir.
Tabii, gerçekten, bugün, polislerin özellikle askerlikten
kaynaklanan sıkıntılarını çözmek amacıyla bir
kanun tasarısı geldi. Bizim de komisyonda bulunan değerli
milletvekillerimiz Kamil Erdal Sipahi, Hamit Homriş ve
Yıldırım Tuğrul Türkeş de polislerin askerlikten muaf
kılınmasına ilişkin bu öneriyi doğru
bulduklarını ifade ettiler. İç güvenlik konusunda önemli bir
görev addeden polislerin bu sorununun çözülmesi önemli. Tabii gönül isterdi ki
biraz önce verdiğimiz önerge çerçevesinde polis memurlarının hiç
olmazsa birinci dereceye yükselmesini temin edebilecek, diğer devlet
memurlarıyla eşitlik ilkesini bozan bu ayrımcı
düşüncenin de elimine edilmesini istedik. Gönül isterdi ki polis
memurlarının da bu sıkıntısı çözülmüş olsun.
Aslında on yıllık bir süre. Takdir edersiniz ki bu on
yıllık süre neye göre tespit edildi bilemiyoruz ama belki de bu
süreyi biraz daha fazla, biraz daha aşağıya çekmek suretiyle
askerlik mesleğinden, askerlikten muaf kılmak gibi bir yöntem de
seçilebilirdi. Bunlar tabii muhakkak Hükûmetin bu özellikle savunma
açısından yaptığı değerlendirmelerin neticesinde
gelmiştir ama bunun da çok fazla tatmin edici olduğunu ifade etmemiz
mümkün değil.
Burada özellikle komisyon raporunda son iki paragrafta yer alan
gerekçenin doğru olduğunu düşünüyoruz ama burada bizim
yaptığımız iş Efendim, polisler askere
alınıyor, alındığı zaman iç güvenlik zafiyeti
doğar, onun için askere almayalım. mantığının
komisyon raporunda, daha doğrusu genel gerekçede bahsedilmesi doğru
olmamıştır. Polisler eğer iç güvenlikle ilgili bir hizmet
yürütüyorsa bununla ilgili bir kriter kâfidir. Yok efendim, işte askere
gittikleri zaman personel azlığı olacak. filan gerekçeleriyle askerlikten
muaf kılmak için bir gerekçe uydurursanız, bu durumda başka
mesleklerde olanların da, mesela doktorlarla ilgili, onların da bu
tür arzla ilgili sıkıntıları olabilir, onların da
çözülmesi gerekir gibi bir mantık oluşur. O bakımdan Hükûmetin
getirdiği bu genel gerekçede polis teşkilatında askerlik
yapanların çok olmasının ve bunların askerlik sebebiyle
ayrılmasından dolayı değil bizatihi yürüttükleri iç
güvenlik hizmeti münasebetiyle askerlikten muaf kılınmasına
ilişkin bir düzenleme yapılması gerekçesiyle getirilseydi daha
iyi olurdu. Milliyetçi Hareket Partisi olarak özellikle bu askerlik konusunda
yapılan kısmi bir iyileştirmeyi uygun bulduğumuzu ifade
etmek istiyorum, darısı bütün diğer sorunların çözülmesine.
Tabii, güvenliği bir bütün olarak almak lazım. Yine, bugün, geçici
köy korucularının bu sıkıntılarının da
çözülmesi gerekmektedir, astsubayların da sıkıntıları
vardır. Dolayısıyla meseleye bütünlük açısından bakmak
lazım, güvenlik sektörü olarak meseleye bakacaksınız. Sorun
güvenlik sektöründeyse polis, geçici köy korucusu ve astsubaylar olmak üzere
bütün bunların sorunlarını çözecek kapsamlı adımlar
atmak lazım. Böyle pansuman tedbirlerle palyatif çözümler, maalesef
bütüncül yaklaşımı ortadan kaldırmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak hiç olmazsa bu vesileyle de
sadece askerlik münasebetiyle kısmi bir iyileştirme yapılarak on
yıl görev yapmış polislerin askerlik yapmış
sayılmasıyla ilgili bu düzenlemeyi desteklediğimizi ifade etmek
istiyorum. Huzurlarınızda, bu Komisyon çalışmalarına
katkı sağlayan bütün Komisyon üyelerine de teşekkür ediyorum.
Saygılarımı arz ediyorum. (MHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Vural.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Eskişehir
Milletvekili Sayın Tayfun İçli.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, sizleri
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsım adına saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, kanun yapma
tekniğinden hep söz ediyorum. Çorba yasa dediğim yasa bırakıldı,
şimdi ara sıcak girdi araya. Ondan sonra, tabii, önümüzdeki
günlerde de sıcak yemek gelecek, hukukla ilgili, yargıyla ilgili
konular gelecek.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bütün siyasi
partiler, anlaşılan o ki polislerimizle ilgili mağduriyetin giderilmesi
konusunda herhangi bir muhalefet sergilemiyorlar, Komisyonda görüşlerini
dile getirmişler. Ben, tutanaklara geçmesi açısından ve bundan
sonra yapılacak herhangi bir kanun değişikliğinde dikkate
alınması gereken hususları belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, Anayasanın 72nci
maddesine göre Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir. Sadece
ödevi değil, bir hak Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu
kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş
sayılacağı kanunla düzenlenir. şeklinde amir hüküm var.
Değerli arkadaşlarım, burada, polis
arkadaşlarımızın bir kısmı
Hükûmet
tasarısında 36.213 kişinin askerliğini
yapmadığı, şu anda da 2.202 polis arkadaşımızın
askerlik yaptığını söyleyerek bir düzenleme getiriyorlar.
Değerli arkadaşlarım, silah kullanmak büyük bir
meziyettir. Selam vermek, sağa dönmek, sola dönmek askerde öğretilir.
Doğru, emniyet mensuplarına bunu öğretmeye gerek yoktur.
Kişisel kanaatim, keşke kısa da olsa bu
arkadaşlarımıza bir askerlik hizmeti -beş gün, on gün, on
beş gün, ne kadar takdir edilirse edilsin- konmasında bence çok büyük
bir yarar var. Neden? Anayasanın 10uncu maddesi gereğince
eşitlik ilkesi gereği.
Nedenlerini şöyle sıralayabilirim:
Hükûmet tasarısında işte silah
kullandıkları için, güvenlik gücü olduğu için bu
arkadaşları muaf tutmaya çalışıyoruz. Peki, ben
buradan Sayın Millî Savunma Bakanına sormak isterim, buradan
İçişleri Bakanına, Başbakana sormak isterim: Peki, Millî
İstihbarat Teşkilatı mensupları güvenlik hizmeti
yapmıyor da ne hizmeti yapıyor? Niye MİTte görevli
insanları emniyetten ayırıyorsunuz? Köy koruyucuları
Köy
koruyucuları da Güneydoğu Anadoluda yasalardan kaynaklanan bir
güvenlik hizmetini yerine getiriyor. Peki, onların ne günahı var bu
işte?
Polisler kimin emrinde ilçelerde? Kaymakamın emrinde.
Kaymakamlar nereyi bitiriyor? Siyasal bilgiler fakültesini, hukuk fakültesini
bitiriyor. Şimdi, oradaki polis arkadaşa tezkere vereceksiniz, orada
kaymakam olarak vatani görevini yapan kaymakam arkadaşın astı
tezkere olmuşken gidecek
Bir de hepimiz askerlik yaptık. Şöyle
bir ruh hâlini düşünün: Hepimiz askerlik yapıyoruz, ben hukukçuyum,
arkadaş polis, orada doktor
Polis arkadaş Allaha
ısmarladık. diyor, bavulunu topluyor, gidiyor, orada diğer kamu
görevi yapan birçok kişi, hâkimi, doktoru, diş hekimi, mühendisi,
mimarı askerliğini yapıyor.
Değerli arkadaşlarım, bir devlette üniversiteyi
bitirmiş, uzman olmuş insanlar mı ödüllendirilir? Bir mukayese
anlamında söylüyorum, polis arkadaşlarımızı
eleştirmek için söylemiyorum. Bunların bir devlet olarak
Devlet
evlatlarına öz evlat, üvey evlat muamelesi yapamaz. Yapmaması
gerektiği için Anayasanın 10uncu maddesinde eşitlik ilkesi
konulmuş. Hadi yaptık. Şöyle bir hüküm koysaydık.
Sayın Millî Savunma Bakanım eğer beni dinlerse
Sayın Millî Savunma Bakanım, keşke şunu
yapsaydınız: Şimdi, emniyet teşkilatında 213.959 polis
olduğunu söylüyorsunuz. Bunlardan 175.544
polis arkadaşımız askerlik hizmetini yapmış.
Şöyle bir geçici madde koysaydınız: Askerliğini
yapmayacaklar bu kanuna göre arkadaşlarımız şarkta
hizmetlerini yapsınlar. Hiç olmazsa şarkta görevlerini yapan emniyet
mensuplarının şark sürelerini, o mağduriyet bölgelerindeki
sürelerini kısaltın ya da şunu yapın: Askerlik hizmetini
yapmış arkadaşlara bir geçici madde koymak suretiyle, seyyanen,
bir kereye mahsus olmak üzere bir ödemede bulunun. Yani bir gün önce askerden
tezkere almış arkadaş ile şimdi askere gitmiş bir
arkadaş arasındaki ayrımı nasıl gidereceksiniz? Bir tertip önce giden ile bir tertip sonrası
arasında bir eşitsizlik var.
Doğru, yapalım, yapalım, polis
arkadaşlarımıza bu tür hakları verelim. Buna
karşı çıkmıyorum, hiçbir arkadaşımız
çıkmamış ama lütfen aceleye getirmeseydiniz de
Bu şark
hizmetini kısaltın, polis arkadaşlarımızın
şark hizmetini kısaltın. Bu arkadaşların mecburi
hizmet olarak doğuda ve mahrumiyet bölgelerinde bir müddet daha askerlik
yapmalarına ilişkin bir geçici madde koyun. Şimdi polisler
arasında da eşitsizliği sağladınız. Sadece
kaymakamlar, hukuk fakültesi mezunları, siyasal bilgiler fakültesi
mezunlarıyla arasında eşitsizlik değil emniyet
teşkilatı içindeki arkadaşlar arasında da bir
eşitsizlik yaratmış oldunuz. Bana göre bu Anayasaya
aykırı ama bir mutabakat var. Tamam, mağduriyetleri giderelim.
Bir de şunu ifade etmek istiyorum: Sayın
Başbakanın Erzurumda yaptığı konuşma basına
intikal etti. Bir polis ailesi geliyor, Sayın Başbakanım,
talebimiz var. diyor. Ne? diyor. İşte, Polislerin askerlikten
muaf tutulması. Hadi yırttınız. diyor ve bakın,
kanunun Bakanlar Kurulundan sevk tarihi 21 Ocak 2011. Burada Genel Kurulda
görüşüyoruz, ara sıcak olarak görüşüyoruz; çorba yasayı
bıraktık, şimdi ara sıcak olarak bu yasayı soktuk.
Şimdi, Değerli Bakanım, Türkiye'nin çok önemli
sorunları vardır, emniyet mensuplarının da sorunları vardır
ama emniyet mensuplarının askerliğin ötesinde özlük
haklarıyla ilgili, parasal, geçim dertleriyle ilgili sorunları
vardır.
Bakın, Sayın Başbakanın Taha Akyolun
programında polis mensuplarına sözü var. Eski Sayın
İçişleri Bakanının da bu konuda bir görüşmesi var
özlük haklarıyla ilgili. Seçim öncesi seyyanen özlük haklarının
emniyet mensuplarının artırılacağına dair
Sayın Başbakan söz veriyor ve bu söz 2007 seçimleri öncesi. Yıl
2011, yine bir seçime giriyoruz ve emniyet mensuplarının
tazminatları ve parasal konuları konusunda Hükûmetin herhangi bir
girişimi yok.
30 tane vatan evladını, polis olan vatan
evladını koruyoruz ama 200 bin vatan evladını
güneydoğuda, ülkenin değişik yerlerinde cansiparane görev yapan
emniyet mensuplarının parasal durumlarını, özlük
haklarını korumuyoruz. Bunlara, hiç olmazsa iki maddelik
getireceğinize, bir geçici madde, bir önerge verin ve askerliğini
yapmış emniyet mensuplarına bir kereye mahsus olmak üzere
seyyanen, hiç olmazsa gönüllerini almak için, 200 lira bir tazminat koyun.
Devlet bütçemiz oldukça şey, koyalım.
Yani şunu söylüyorum: Şimdi öğretmenler.
Geçmişte Anadoluda eğitim düzeyi düşük olduğu için,
öğretmenlerimizin mahrumiyet bölgelerinde görev yapmaları
kaydıyla askerlik hizmetinden sayılıyordu o hizmetleri ama
-tüfek omza, tüfek eğitimi, selam- kısa bir dönem askerlik
yaptırılıyordu. E, şimdi, Türkiye'de binlerce köy okulunda,
mahrumiyet bölgelerinde gencecik çocuklarımız öğretmen
açığından dolayı eğitimlerini sürdüremiyor. E, o zaman
öğretmenlerimize, üniversitelerimiz
Bir sürü eğitim fakültesi var.
Üniversite açmakla övünüyoruz. Üniversitelerde binlerce öğretmenimiz var.
E, peki, bu hakkı niye öğretmenlerimize vermiyoruz?
Öğretmenlerimiz Anayasada tanımlanan kamu kesimi mensubu değil
mi, kamu görevi yapmıyorlar mı, kamu hizmeti yapmıyorlar
mı? Diğer mesleklerimiz, hâkim, savcı
Bakın, Adalet Komisyonu, Anayasa Komisyonunda
konuşuluyor. Çok saygıdeğer Adalet Bakanımız diyor ki:
Bölge adliye mahkemelerini kuramıyoruz. Neden? Hâkim, savcı
açığımız var.
Türkiyede birçok köyde, birçok hastanede doktorumuz yok, doktor
açığımız var. Doktorlara askerlik yaptırıyoruz.
Hâkimler sınava giriyor hâkim oluyor, kürsüyü bırakıyor Haydi
Allahaısmarladık, ben askere gidiyorum. diyor ve ordunun
ihtiyacı olduğu için doktorlar gibi hâkim sınıfında
olanlara kısa dönem askerlik yaptırmıyoruz, uzun dönem askerlik
yaptırıyoruz, hem ordunun ihtiyacı var hem milletin
ihtiyacı var. Peki, bu çelişkiyi nasıl gidereceğiz? Bu
işi düşünmeniz Hükûmet olarak sizin göreviniz değil mi?
Bunları mutlaka düşünmemiz lazım.
Şimdi bölge adliye mahkemelerini kuramıyoruz. Hâkim,
savcı açığı için sürekli sınav yapıyoruz ama
avucumuzdaki gencecik, delikanlı hâkim, savcı
arkadaşlarımızı askere gönderiyoruz. Bu çelişkilerin
mutlaka giderilmesi lazım.
Seçim öncesi sanki
Birçok vatandaşım beni arıyor,
sanki seçim rüşveti gibi vatandaşlarımız tarafından
algılanacak böyle yasa tasarılarının ara sıcak olarak
görüşülmekte olan torba kanunun arasına
sıkıştırılmasını doğrusu ben doğru
bulmuyorum. Bunu ifade etmek istiyorum ama madem bütün gruplar bu konuda
mutabık ama bunların tutanaklara geçmesi önemli, bundan sonra
yapılacak bu tür rüşvet diye algılanabilecek yasa
tasarılarının Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmemesi
konusunda Hükûmetinizin özen göstermesini diliyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
AK PARTİ Grubu adına Karabük Milletvekili Sayın
Mehmet Ceylan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET CEYLAN (Karabük) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Askerlik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarımın da ifade ettiği
gibi, kısaca bu kanun tasarısı, emniyet
teşkilatımızda görev yapan polislerimizin, vazife
başında, görevlerini yapmaları sırasında askerlik
görevlerini de yapmış sayılmalarıyla ilgili bir düzenlemeyi
içermektedir. Bilindiği üzere, bu konu uzun zamandır ülkemizin
gündeminde yer almakta ve yıllardır böyle bir ihtiyaç
konuşulmakta ve çeşitli hükûmetler zamanında da buna benzer
düzenleme girişimlerinde bulunulmuş bulunmaktır. Ancak,
geldiğimiz nokta itibarıyla, böyle bir ihtiyaç AK PARTİ
İktidarı tarafından yeniden ele alınmış ve
Sayın Başbakanımızın talimatı çerçevesinde, böyle
bir düzenleme girişimiyle birlikte, bütün partilerimizin mutabakatı
çerçevesinde, böyle bir ihtiyaç, bu kanun tasarısıyla giderilmiş
bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, bilindiği üzere,
polislik mesleği gerçekten onurlu ve şerefli bir meslektir. Biz,
bütün iç güvenliğimizi, onurumuzu, namusumuzu, güvenliğimizi
polisimize teslim etmekteyiz. Polisimiz, emniyet mensuplarımız, gece
gündüz demeden, yirmidört saat boyunca bu kutsal vazifelerini, onurlu
vazifelerini yapmakta ve bizim emniyetimizi sağlamaktadırlar. İç
güvenliğimizin en önemli unsurudur emniyet teşkilatımız. O
açıdan, gerçekten bu düzenleme, onların yıllardır hak
etmiş olduğu bir düzenlemedir, gecikmiş bir düzenlemedir.
Aslında, onlara verilen bir imtiyaz, bir ayrıcalık değil,
hak etmiş oldukları bir ihtiyacın giderilmesine yönelik bir
düzenlemeyi içermektedir böylesi bir düzenleme. O açıdan, bu düzenlemenin,
elbette ki çeşitli yönleriyle ihtiyacı da karşılamaya yönelik
yönleri bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, arkadaşlarım da
ifade etmeye çalıştı, bugün ülkemizde 215 bin civarında
polisimizin yaklaşık yüzde 18i, yüzde 20si maalesef askerlik
görevini henüz yapamamış bulunmaktadır. Tabii ki nüfusumuz
giderek artıyor, polis vazife alanındaki şehir nüfusları
giderek artmakta ve dolayısıyla bu alandaki ihtiyaç giderek
artmaktadır. Bakın, en son nüfus sayımına göre nüfusumuz 74
milyona yaklaşmış ve her yıl nüfusumuz 1,6 oranında
artmaktadır. 2000 yılında 68 milyon olan nüfusumuz, bugün 74
milyonu aşmış bulunmaktadır. Yani 2000 yılından
2011 yılına gelirken, 2010 yılına gelirken nüfusumuz yüzde
8,8 oranında artarken polis bölgesi nüfusunda çok daha fazla miktarda,
yüzde 25lik oranda bir artış gözlemlemekteyiz. Dolayısıyla
polis ihtiyacımız her gün geçtikçe her yıl daha büyük ölçekte
artmış bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, tabii, bunun ötesinde,
ülkemizde yaşanan terör hadisesi nedeniyle büyük kentlerde, özellikle
şehirlerimizde terör nedeniyle de iç güvenlik zafiyetleri polisimizin
almış olduğu tedbirlerle giderilmeye
çalışılmaktadır. O açıdan, her geçen yıl
güvenliğimizin daha güvenilir hâle gelmesi için polis
arkadaşlarımızın askerlik vazifelerini polis mesleğini
icra ederken yapmış olmalarını son derece önemli ve olumlu
bir düzenleme olarak değerlendirmekteyiz.
Değerli arkadaşlarım, gecenin bu saatinde daha
fazla sözleri uzatıp sizleri de sıkmak istemiyorum. Özetle, bu
düzenleme gecikmiş bir düzenlemedir. Özetle ifade etmeye
çalıştığım gibi, gecesini gündüzüne katarak
silahıyla bizim namusumuzu, güvenliğimizi sağlamaya
çalışan polis kardeşlerimize bu düzenleme bir
ayrıcalık değil, onların bir ihtiyacını ortadan
kaldırmaya yönelik bir düzenlemedir. O açıdan bütün polis
teşkilatımıza, ülkemize bu düzenlemenin hayırlı
olmasını diliyorum.
Bu vesileyle, güvenlik görevi sırasında şehit olan
polislerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve yakınlarına
başsağlığı dilerken bu yasanın tekrar ülkemize,
milletimize ve bütün emniyet teşkilatımıza hayırlı
olmasını diliyor, bütün gruplara da destekleri dolayısıyla
teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sayın Korkmaz
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, aracılığınızla
her iki bakanımıza da soru yönetmek istiyorum. Şayet Hükûmet
adına konuşma yapmış olsalardı daha önceki
konuşmacıların kendilerine yönelttiği sualleri cevaplama
imkânı bulacaklardı ama konuşmayınca bu imkânı da
kendilerine sağlamak üzere ben bu sualleri tekrar kendilerine sormak
istiyorum.
Biliyorsunuz il ve ilçelerde birinci derecede asayiş ve
güvenlikten sorumlu makamlar mülki idare amirleri, kaymakamlar. Ayrıca
polislerin adli kolluk amirleri de savcılar. Bu düzenlemede neden
kaymakamlar ve savcılar bu tasarıya dâhil edilmemiştir?
Ayrıca, özellikle gelişmekte olan bölgelerimizde
hakikaten hayati ihtiyaç duyulan bazı meslekler vardır. Bunların
da o bölgelerde hizmet vermesini sağlamak üzere neden askerliklerini
mesleklerini icra ederek yapma imkânı getirilmemiştir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Efendim, benim birkaç sorum olacak. Özellikle biliyorsunuz tek tip
askerlik, askerlik süresinin kısaltılması konusunda brifingler
alındı. Yani sonuç ne oldu? Askerlik süresinin
kısaltılması ya da tek tip hâle getirme konusunda, bununla
ilgili bir düzenlemeyi ne zaman Meclise getirmeyi düşünüyorsunuz? Çünkü bu
getirdiğiniz sadece polislerle ilgili bir düzenleme. Bununla ilgili bir
düzenlemeyi ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?
Bir de bu maddelerin içerisinde özellikle Bu fıkra
hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında, saklı, yoklama
kaçağı ve bakaya suçlarından adli takibat yapılamaz. diye
bir ifade var. Acaba saklı yani nüfus kütüğüne
yazılmamış polis var mı acaba ya da bakaya dediğimiz
askerlikten kaçan bir polis var mı? Yani bu suçlarla ilgili bir sorun var
mı? Yoksa bunu sadece yoklamayla ilgili mi yapmak lazım? Ben
düşünemiyorum polislik mesleğinde, nüfus kütüğüne
yazılmamış birisinin polis olması da mümkün değil. O
zaman böyle bir takibat nasıl yapılabiliyor polis hakkında? Bu
konuda bir açıklama yaparsanız çok memnun olurum. Özellikle saklı
ve bakaya konusunda polisimiz var mı, yok mu? Buna neden ihtiyaç duyuldu?
Onu sormak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür
ederim Sayın Vural.
Sayın Tankut
YILMAZ TANKUT (Adana) Teşekkür ediyorum.
İçişleri Bakanına sormak istiyorum: Sayın
Bakan, bu tasarıyla, görevde on yılını dolduran polis
memurlarımız askerlikten muaf olacak ve askere gitmeyecekler. Bu
durumda, mesleğe yeni başlayan veya on yılını
doldurmayan polis memuru olan arkadaşlarımızın askere
gitmemeleri teşvik edilmiş olunmuyor mu? Yani kısacası
bütün polislere On yıl dişinizi sıkın, askere
gitmeyeceksiniz. denmiş olmuyor mu?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür
ederim.
Sayın Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Efendim,
İçişleri Bakanıma soruyorum: Sayın Bakanım, burada
emniyet hizmetleri sınıfı diye bir şey görüyorum. Tabii,
mahalle bekçilerini ve gece bekçilerini de emniyet hizmetleri
sınıfına almıştınız. Ama onların hiçbir
özlük haklarını vermediniz. Onun için, acaba, mahalle bekçilerimizi
de askerlik hizmetinden muaf tutacak mısınız, askere gitmeyen
varsa? Ama artık onlar inanmıyor çünkü onların hiçbir
hakkını vermediniz Sayın Bakanım. Önce onların
yıpranma tazminatını, emniyet tazminatlarını verin
Sayın Bakan. Yani, buradan dilerseniz çıkaralım, onlar razı
değil. Onlar askere gitmek istiyor Sayın Bakanım. Burada
mahalle bekçileri hariç diyelim Sayın Bakan dilerseniz.
BAŞKAN Sayın Çakır
RASİM ÇAKIR (Edirne) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Ben Hükûmetten öğrenmek istiyorum, bu yasa az sonra
Parlamentoda onaylandıktan sonra, bedelli askerlik talep eden gençlere
Hükûmetimizin cevabı ne olacak?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sorularımız tamamlandı.
Sayın Bakanlarım, hanginiz cevaplandırmak isterse,
buyurun efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Sayın Başkanım, ben bizi ilgilendiren hususları arz edeyim.
Sayın Başkanım, bildiğiniz gibi, aslında
polis teşkilatı İçişleri Bakanlığının
elemanı. Ancak konu askerlik olunca 1111 sayılı Kanundan
dolayı bizi ilgilendiriyor.
Sayın Korkmazın diğer meslekleri sayması
elbette gündeme gelebilir. Neden? Çünkü, zaten 72nci madde buna imkân veriyor.
Ne diyor? Bu hizmetin Silahlı Kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne
şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş
sayılacağı kanunla düzenlenir. diyor. Bugün bu konu
düzenleniyor, yarın o konular da düzenlenebilir. Bunun düzenlenmesi
onların düzenlenmeyeceği manasına gelmez.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Özellikle kaymakamlar ve
savcılar cevap bekliyorlar.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
İçişleri Bakanımız da zannediyorum şey
yapacaktır.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Bedelli askerlik Sayın
Bakanım
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Tek tip askerlik konusu herhangi bir Bakanlar Kurulu tasarısı hâline
ulaşamadı, çalışmalar devam ediyor. Sizlerin de
bildiği gibi, polislerle ilgili konu da son şeklini alıncaya
kadar bir hayli değişik safhalardan geçti. Bu da
olgunlaştığı zaman huzurunuza gelir ve biz de onu arz
ederiz size.
Saklı, yoklama kaçağı, bakaya bütün kanunlarda
aynı şekilde yer aldığı için burada da yer aldı.
Ama şunda çok haklısınız: Saklı bir polisin
olması elbette mümkün değil yahut da biz mümkün görmüyoruz ama
kanunlardaki paralelliği
Belki on yerde, belki yirmi yerde bu
şekilde üçü beraber geçtiği için buraya da nakledildi. Bu konu
Komisyonda da konuşuldu ve Komisyon sizin ikaz ettiğiniz hususu
dikkate alarak sonunda gene buna karar verdi, biz de buna saygı
gösteriyoruz.
On yıl meselesi belki yanlış
anlaşıldı. Burada on yıl, askerlik için polislik
mesleğinde geçmesi şart olan bir husus olarak zikredildi. Bunun
örneği var, mesleği subay olan bir kişinin mecburi hizmetini bitirmeden
evvel ayrılması hâlinde, subaylıkta geçirdiği hizmeti
dikkate alınmaksızın, er olarak veyahut da tahsiline göre yedek
subay olarak askerlik yapmak mecburiyeti var. Burada getirilen husus bu
uygulamanın ve bu düzenlemenin emniyet hizmetleri sınıfına
yansımasıdır.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Yok böyle bir şey Bakanım.
Ayrılan subay er olarak askerlik ne zaman yaptı Sayın
Bakanım?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Her zaman yapıyor.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Beni teğmenken attılar, ben
askerlik yapmadım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Hayır efendim, on beş sene hizmetini bitirmeden ayrılan
RASİM ÇAKIR (Edirne) Ben üç seneliktim, atıldım,
askerlik de yapmadım.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Sizin durumunuz farklı.
Neyse şimdi konumuz o değil efendim, konumuz şu:
Konumuz, askerlik hizmetinin emniyete sağladığı bu imkân,
daha doğrusu emniyet hizmetleri sınıfının silahlı
bir sınıf olması sebebiyle, iki sene de silahlı eğitim
alması sebebiyle önünüze gelen kanunda askerlik hizmetinin
bağdaştırılması konusudur. Yani bir polis memuru veya
emniyet hizmetleri sınıfında olan bir kişi on sene hizmet
etmeden ayrılırsa askerlik hizmetiyle başbaşa
kalacaktır, bunu anlatmak istedik.
Bedelli askerlikle bu konunun herhangi bir alakası yoktur ve
şu anda gündemimizde bedelli askerlik de yoktur.
Sayın Bakana takdim ediyorum, teşekkür ederim.
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum ve polislerimizle ilgili, emniyet
teşkilatımızla ilgili bu tasarımıza verdiğiniz
destek için hepinize, bütün gruplara çok teşekkür ediyorum. Sorulan
sorularla ilgili ben de kısa bazı açıklamalar yapmak istiyorum:
Tabii, birinci soru olarak -bunu Millî Savunma Bakanımız
ifade etti- diğer meslek dalları, kaymakamlar ve savcılar
özellikle zikredilerek Onlar niye yok? diye soruldu.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi, bu
tasarıda bizim temel gerekçemiz şu: Polis zaten uzun bir güvenlik
eğitimi alıyor. Polisimiz bugün üç grupta eğitim alır:
1) Dört yıllık akademi eğitimi alır.
2) İki yıllık polis meslek yüksekokulu eğitimi
alır.
3) Üniversite mezunları dört yıllık fakülteden
mezun olur, gelir ve ayrıca altı aylık çok yoğun bir
POMEM dediğimiz polis eğitim merkezlerimizde polis eğitimi
alır. Bunlar silah eğitimi de dâhil güvenlikle ilgili her tür
eğitimi alırlar. Bunlar ömür boyu güvenlik hizmeti yaparlar,
üniformalı ve silahlı çalışırlar,
dolayısıyla zaten askerlik görevine benzer bir görevi ömür boyu icra
ederler, hem bunun eğitimini alırlar hem bu görevi icra ederler.
İç güvenlik hizmeti
Diyelim ki jandarmamız kırsal
kesimde iç güvenlik hizmetini görür, polisimiz ise kentlerde aynı görevi
görür; birisi askerdir, birisi polistir yani benzer görevi görürler. Bu yasa
tasarımızın temel gerekçesi budur.
Hiçbir Avrupa ülkesinde ve dünyanın hemen hemen pek çok
ülkesinde polis ayrıca askerlik yapmaz çünkü polis zaten benzer bir
güvenlik hizmeti görüyor, dolayısıyla ne kaymakamlık ne
savcılık ne diğer meslek alanlarıyla burada mukayese
edemeyiz. Bazen şöyle deniliyor: E, polise bu verilirse yarın
doktorlar da ister veya başka meslek grubu da ister. Tabii, neticede
düzenlemeler yapılabilir daima. Biraz önce Millî Savunma
Bakanımız ilgili maddeyi okudular yani hangi grubun veya vatandaşlarımızın
nasıl askerlik yapacağı kanunla düzenlenir, bu da
Parlamentomuzun yetkisindedir ama bizim getirdiğimiz tasarıda çok
haklı bir gerekçemiz var ve diğer meslek gruplarıyla mukayese
edilemeyecek şekilde bir haklılık var, sizler de onun için zaten
destek veriyorsunuz. Bunu öncelikle arz etmek isterim.
Burada Sayın Tankutun on yılla ilgili sorusuna tekrar
ben de değinmek istiyorum. Tabii, bu on yılı
koymamızın sebebi şu: Bir anlamda, istismar edilmesin yani
askerlikten kurtulmak için falan bir meslek tercihi gibi bir şey
olmasın. Bu tabii daha kısaltılabilirdi ama biz burada
bayağı ciddi bir süreyi, on yılı koyduk. Ama uygulamada da
genelde polislik mesleğine girenler, çok istisnai durumlar olabilir ama
genelde emeklilik yaşına kadar bu mesleğin içinde kalırlar
ama biz zaten onları kastediyoruz yani bu mesleğin eğitimini
alan ve bu mesleği icra eden kişiler askerlik yapmasın, o
şekilde bu tasarıyı getirmiş oluyoruz.
Sayın Aslanoğlunun bekçilerle ilgili haklı
talebine ben de katılıyorum. Tabii, onlar da emniyet hizmeti
sınıfındandır ama bana arkadaşlarımın
verdiği bilgiye göre de şu anda askerliğini yapmayan konumda
bekçimiz zaten yok bizim.
Bir de önceden askerliğini yapmış olanlarla ilgili,
bir değerli milletvekilimiz Onların hakları ne olacak? gibi
bir konuya değindiler. Belki bir kısmının telafisi olarak
şunu ifade edeyim: Önceden askerlik hizmeti yapan personelin askerlik
süresi, rütbe terfisinde değerlendirilmektedir. Yani polis rütbesinde o
askerlik süresi de katılmaktadır. Dolayısıyla, belli bir
şekilde o, ücretlerine de yansımaktadır.
Genel olarak değineceğim konular bunlar ama izninizle bu
vesileyle yeniden sizlerin vaktinizi de almamak için ben şunu ifade
ediyorum: Bu daha önce de değişik dönemlerde gündeme gelmiş bir
konu. İnanın, emniyet teşkilatımıza, polis
teşkilatımıza çok ciddi bir destek veriyor bugün Türkiye Büyük
Millet Meclisi. Bütün gruplarımız tam bir mutabakat hâlinde ve bu,
emniyet teşkilatımızın, Türk polis
teşkilatının tarihine ciddi bir damgadır, ciddi bir
hizmettir, ciddi bir karardır. Bu seçim rüşveti falan değil,
inanın yıllardır üzerinde, ben kendim bakanlığa
geldiğimden beri üzerinde zaman zaman
çalıştığımız ama son bir yılda çok
yoğunlaştığımız bir konudur.
Burada bir konuyu da teşekkürü de ifa edeyim: Bu konuda,
tabii, Sayın Başbakanımızın özel ilgisi olmuştur
ve Genelkurmay Başkanımızın özel katkısı
olmuştur. İkisine de ayrıca burada teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
RASİM ÇAKIR (Edirne) Sayın Bakan, bize artık
biber gazı sıkmazlar, değil mi?
BAŞKAN Saygıdeğer arkadaşlarım, Millî
Savunma Bakanımız bir açıklama yapacaklar.
Sayın Bakanım, buyurun efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Sayın Başkan, bir konuşmamı düzeltmek istiyorum: Sizler de
ikaz ettiniz onun üzerine tekrar baktım, yanlış ifade
etmişim. Mecburi hizmetten değil, Harp Okulundan ve Gülhane
hizmetinden atılanlar içinmiş. Özür diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan
BAŞKAN - Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Şunu
anlıyoruz artık: Şu anda on yılını
doldurmamış polis, daha bir yıllık polis; on yıl
süreyle bunlar bakaya duruma düşmeyecek, bunlar aranmayacak, öyle mi
efendim, öyle mi anlıyoruz? Bir yıllık polis, dokuz yıl
askere gitmeyecek bu insanlar, değil mi, öyle mi anlıyoruz? Peki, bir
yıl sonra polis olacak arkadaşlar da birinci ay diyelim polis
oldular, aranacaklar -demin dediği gibi Sayın Vuralın- bakaya
durumuna düşecekler, askere gidecekler ama on yıl
Bari kanuna Bugün
polis olanlar on yıl süreyle askere çağrılmayacak. diye bir
madde koyun. Yoksa burada böyle bir madde yok, insanları zor durumda
bırakıyorsunuz. Şimdi polis oldu, bir yıllık polis
ABDURRAHMAN ARICI (Antalya) Tecilli sayılacaklar.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Tecilli
sayılmıyor arkadaşlar, hayır.
İki: Tüm öğrencilerin askerlikle ilgili işlemleri
ertelenir. Neden acaba polislerle ilgili şeyi buraya koydunuz? Bunu merak
ediyorum. Sadece polislerle ilgili öğrencileri buraya koydunuz. Tüm
öğrencilerin askerlikleri ertelenir. Özellikle bu maddeye Polislerin
askerlikleri ertelenir. cümlesini niye koydunuz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Şimdi, polis olmakla asker kayıtlarından düşmüş
olmuyor, ta ki on yıl polislik yaptıktan sonra asker
kayıtlarından düşecek ama gene yedekliği de devam edecek
çünkü seferberlik hâlinde, polis de olsa askerî üniforma giyecek ve
seferberliğe katılacak. Binaenaleyh kayıtların selameti
için o konulmuştur.
Arz ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır: Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
ASKERLİK KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik
Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
EK MADDE 6- Emniyet Teşkilatı kadrolarında kadro
ve/veya rütbeleri ile ilişkisi devam eden Emniyet Hizmetleri
Sınıfına mensup personel ile polis eğitim ve öğretim
kurumlarında öğrenim görenler veya bu kurumların giriş
sınavlarını kazananlardan askerlik hizmetini yapmamış
olanların her türlü askerlik işlemleri ertelenir.
Birinci fıkra kapsamındakilerden, Emniyet
Teşkilatında on yıllık hizmet süresini, memuriyetten
sayılmayacak haller hariç olmak üzere tamamlayanlar, askerliklerine karar
alınmasını müteakip askerlik hizmetini yerine getirmiş
sayılır. Geçici süreli görevlendirmeler, yurt dışı
misyon koruma, yurt dışında eğitim ve diğer görevler
sebebiyle geçirilen süreler de on yıllık hizmet süresinin
hesabında dikkate alınır. Bu yükümlüler ile ilgili bilgiler,
İçişleri Bakanlığınca Milli Savunma
Bakanlığına bildirilir.
On yıllık süre, polis eğitim ve öğretim
kurumlarından mezun olarak fiilen göreve başlanılan tarihte
başlar. On yıllık süreyi tamamlamadan herhangi bir nedenle
Emniyet Teşkilatından ayrılan, başka kuruma nakledilen veya
bu süre içinde meslekten ilişiği kesilen personel, ilgili kanun
hükümlerine göre askerlik hizmetini yerine getirir.
Seferberlik ve savaş hallerinde bu maddenin birinci ve ikinci
fıkra hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN Madde üzerinde Mersin Milletvekili Sayın Behiç
Çelik.
Buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 608 sıra sayılı Askerlik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 1inci maddesi üzerinde grubum adına
konuşmak için söz aldım. Bu vesileyle hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, öncelikle, Sayın
Bakanın bize desteklerimizden dolayı teşekkür etmesine ben
teşekkür ediyorum çünkü Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz böyle bir
tasarının gelmesini içtenlikle ve iştiyakla, arzu ederek
görüşlerimizi her ortamda ifade etmiştik. İktidar partisinin çok
değerli bakanlarının böyle bir noktaya gelmiş
olmasından dolayı ben grubum adına kendilerine teşekkür
ediyorum.
Değerli milletvekilleri, söz konusu tasarının on
yıllık hizmet süresi şartı aslında beş yıla
ya da yedi yıla indirilebilirdi. Buna mukabil, yine bizim
Anayasamızın 72nci maddesinde ifadesini bulan askerî mükellefiyetle
ilgili hüküm çerçevesinde, her polis memuruna da veya emniyet hizmetleri
sınıfına dâhil olanlara on beş-yirmi günlük bir askerlik
yapma süresi de getirilebilirdi ama bu maalesef gerçekleşmedi. Böyle bir
uygulamanın Türkiyede anayasal eşitlik çerçevesinde uygun
olacağı düşünülmektedir.
Biz mesleğe yeni başladığımızda,
daha tecrübesiz, emniyetin, jandarmanın emrimizde olduğu, mesai
arkadaşımız olduğu bir yapı içerisinde, bize
büyüklerimiz hep şunu öğretirdi, Millî Savunma Bakanımız
iyi bilir: Bir konuyu bilmezseniz mutlaka polise havale edin. derlerdi.
Polis, sanıldığı gibi, sadece suçlunun peşinde
koşan veya trafik hizmetlerini düzenleyen bir görevi ifa etmiyor. Polis,
toplumun bütün kesimlerine nüfuz edebilen, devletin gözü, kulağı, her
şeyi olan ve bizim rahatımız, huzurumuz, güvenimiz, namusumuz,
şerefimiz, mal ve can emniyetimiz açısından oldukça önemli,
devletin en önemli kurumudur jandarmayla birlikte. Bu itibarla, böyle bir
düzenlemeyle polislerimizin askerlik meselesinin çözülmeye
çalışılmasını biz grup olarak, MHP Grubu olarak çok
uygun görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türk Ceza Kanunu
çıkarıldı, Ceza Muhakemesi Kanunu çıkarıldı ve
her iki yasayla polisin müdahale gücü ve
caydırıcılığı kısıtlandı. Burada,
eksiklerin bir bir tespit edilerek İçişleri Bakanlığı
tarafından, polisin müdahale gücünü ve
caydırıcılığını, önleyici kolluk yetkisinin
istenilen düzeye çıkartılmasını çok önemli görüyoruz çünkü
hukuk devletinin yaşaması için, demokrasimizin daha iyi yaşaması
için, toplumsal nizamın iyi olması için bu zorunluluk olarak
gözükmektedir.
Bugün, işsizlik nedeniyle, açlık nedeniyle, genel
ahlakta çürüme nedeniyle Türkiye âdeta bir toplumsal cinnetin içerisine
düşürüldü. Polisin buradaki çaresizliğini, zorluklarını
gidermek durumundayız ama bunun yanında bir öz eleştiri yapmak
gerekirse teşkilatımızın içerisinde disiplinsizlik ve keyfî
polisi gidermenin özellikle eğitime önem vermekle mümkün olacağını
biliyoruz. Bu itibarla, Emniyet Genel Müdürlüğümüz bünyesinde gerek Polis
Akademisinde gerek yüksekokullarında gerekse Eğitim Dairesi
Başkanlığı bünyesinde polisin yasalara, hukuka en
saygılı şekilde, en medeni şekilde yetişmesini
sağlayacak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Bugün, polisin diğer bir sıkıntısı
maaş yetersizliğidir ama burada Polisin mali haklarında bir
iyileştirme yapalım. dediğimiz zaman hemen
karşımıza diğer meslek grupları da doğal olarak
çıkabilir ancak bazı meslek grupları var ki -polislik
mesleği gibi- bu meslekler risk mesleğidir, çok zorluklar içerisinde
yapılır ve her an göreve hazır olmak zorundalar. Bazen,
inanınız, on altı saat, on sekiz saat görev yapmaktalar.
Böylesine büyük baskı ve stres altında çalışan polis
arkadaşlarımızın maaş yetersizliğinin, riski de
göze alarak, risk mesleği olduğunu dikkate alarak
maaşlarında iyileştirme yapma zorunluluğunu da bu vesileyle
hatırlatmak isterim.
Emniyet teşkilatı içerisinde belirli grupların
kilit görevleri ele geçirdiği iddiası var. Bunu yapmamak lazım
Sayın Bakanım, kariyeri, liyakati, mutlaka emniyet
teşkilatı içerisinde oturtmak gerekir, böyle iddiaların
kamuoyuyla paylaşılması ve çürütülmesi gerekir. Terfi etmek
isteyen ancak terfi ettirilmeyen, oradan oraya sürülen, özellikle polis
memurları ve amirleri var. Bunların mümkün olduğunca
sıfıra yaklaştırılması ve haksız ve yasa
dışı uygulamaların bu konuda ortadan
kaldırılması, sanırım, en önemli görevlerimizden
biridir. Onun için, toplum nezdinde polisin itibarının yükseltilmesi
hepimizin görevidir. Polisin itibarı ne kadar yüksek olursa bu durumda
toplumsal düzen de o kadar rahat sağlanır ve herkes
yarınından daha emin olur.
Değerli arkadaşlar, bu tek tip askerlikle ilgili
söylemler o kadar fazlalaştı ki bunun sonucunda bazı kesimlerde
düş kırıklığı ortaya çıktı. Bunun
açığa çıkarılması, bunun konuşulması
gerekir. Bir de biraz önce görüşmüş olduğumuz 606 sıra
sayılı Tasarı içerisinde, polislerin 1inci dereceye yükselip
1inci dereceden emekli olabilmesini içeren önergemiz reddedildi. Bunun bir
şekilde ele alınıp kabul edilmesini özellikle burada vurgulamak
istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; köy
korucuları üzerinde şunu ifade etmek isterim: Üç hafta önce
Doğuya gittiğim zaman, köy korucularıyla konuştum. Köy
korucularının sağlık güvencesine kavuşturulması
gerekir, maaşlarının iyileştirilmesi gerekir, emekli
aylıklarının iyileştirilmesi gerekir. Bunlara lütfen sahip
çıkalım. Teröre karşı Doğu ve Güneydoğuda bizim
devletimizin yanında olan önemli bir birim olarak, 60 bin civarında
köy korucusu var; bunlara lütfen sahip çıkalım diyorum.
Bu tasarıyla, özellikle emniyet hizmetleri
sınıfından olan arkadaşlarımızın
düzenlemeyle askerlikten ayrı tutulacak olmaları bizi grup olarak,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak sevindirmiştir. Hayırlı olsun
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN Sayın Akcan, siz soru sormak için mi girdiniz
efendim?
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Evet.
BAŞKAN Buyurun efendim.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın İçişleri Bakanımıza sormak
istiyorum: Pek çok alanda, illerde -büyük ilçeler de dâhil olmak üzere- emniyet
teşkilatı bulunmasına karşılık, jandarmanın
ilçe merkezlerinin sınırları içerisinde trafik memuru görevi
yaptığına şahit oluyoruz. Bu normal midir? Bu durumun,
özellikle emniyet teşkilatında, olaylara müdahale
bakımından bir ikilem yarattığı şikâyetleri
geliyor. Bunu telafi etmenin yolu yok mudur? Böyle alanlarda emniyet
teşkilatını sorumlu kılmak doğru değil midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Aslanoğlu, buyurun efendim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Bakanım, üniversite mezunu bir polis bugün 2200 ek göstergeden maaş
alıyor ama bu insanlar emekli olduğu zaman bunları damdan
aşağı atıyorsunuz, emekli maaşları çok
düşük. Çalışırken belli tazminatları emekliliğin
dışında tuttuğunuz için üniversite mezunu polisleri
emekliliğinde damdan aşağı atıyorsunuz. Bu
insanları damdan aşağı atmayın Sayın
Bakanım.
BAŞKAN Sayın Bakanım, buyurun efendim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Bakanım, dilerseniz bir daha sorayım.
BAŞKAN Efendim, Sayın Aslanoğlunun bir damdan
atma hikâyesi var.
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Tamam, dinledim ben.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Damdan
aşağı atıyorlar.
BAŞKAN Atmasınlar efendim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Atmasınlar
tabii.
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii,
Değerli Milletvekilimizin bu polis, jandarma görev alanıyla ilgili
sorusu konusunda -özellikle Bolvadinle ilgili, örnek olarak da veriliyor-
şimdi, burada, ben, bu vesileyle tekrar yüce heyetinizi de bilgilendirmek
istiyorum.
Bizim hem polis teşkilatıyla ilgili kuruluş
kanununda hem jandarmayla ilgili kanunda il ve ilçe belediye
sınırlarının içindeki bütün görevler, güvenlikle ilgili
görevler polisin alanıdır, il ve ilçe belediye
sınırları dışı, yani belde ve köyler
-kırsal kesim ifadesini kullanıyoruz- jandarmanın görev
alanıdır.
Burada yeni de bir düzenleme yaptık iki yıl önce,
yönetmeliği tekrar düzenledik -daha önce farklı bir yönetmelik
vardı, yönetmeliği tekrar düzenledik- ve bu alandaki bütün yetkileri
de valilere verdik, yani valilerimiz il jandarma komutanı ve il emniyet
müdürünü yanına alacak, görüşecek bu konuları. Şayet bu
kuralın dışında bir uygulama yapacaksa, yani belediye
sınırı içi olduğu hâlde eğer jandarmanın
imkânlarından faydalanmak istiyorsa vali karar verecek veya belediye
sınırı dışı olduğu hâlde -bir beldedir, bir
üniversite kampüsüdür veya bir organize sanayi bölgesidir- Burada polis görev
yapsın. diye bir karar verebilir. Valinin kararı, yani yereli onlar
biliyorlar, valilerimiz orada bu kararları verecektir.
Trafikle ilgili de yine aynı oradaki düzenlemedir. Ana yollar
polisin görev alanıdır. Diğer ara, kırsal kesim
yolları jandarmanındır ama bir yetersizlik olursa ilde yine
valiler güvenlik görevlileriyle, güvenlik yöneticileriyle toplanarak istisnai
karar verirler. Bu dediğiniz Bolvadin muhtemelen böyle bir şeydir,
ben onu özel olarak da bir inceleyip size yine bilgi sunacağım.
Sayın Aslanoğlunun sorusuyla ilgili: Bizim tabii pek
çok alanda olduğu gibi polislerimizin de özlük haklarıyla ilgili yeni
taleplerimiz var, benim de taleplerimdir o. Onlara bu dönem doğrusu
bazı imkânlar sağlandı. Şunu ifade edeyim,
çalışma şartları daha iyi. Eskiden olduğu gibi polis
eski araçlarla çalışmıyor. Bütün araçlarını yeniledik.
Aracı olsa bile benzin parası bulamıyordu, şimdi o tür
sorunlar yok. En son teknolojiyi kullanıyoruz. Bugün polisimiz gerçekten
daha rahat imkânlarda.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Bakanım, emekli olunca, emekli olunca
İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY
(Devamla) Ama, emekli olduktan sonra öyle bir sorunları var, bunlar
çözülecek. Sadece emekli olunca değil öncesiyle ilgili de, bizim
diğer özlük haklarıyla ilgili yine orada taleplerimiz var. Ama
şunu ifade edeyim tekrar müsaadenizle: Bugünkü düzenleme, askerlikle ilgili
düzenleme yüce Meclisimizin polis teşkilatımıza en önemli
hediyesidir. Diğer özlük haklarıyla ilgili konular, zaman zaman
fırsatlar düşer düzenlenir ama bu çok köklü bir düzenlemedir, köklü
bir karardır; onu tekrar ifade edeyim.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
1inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 608 sıra sayılı yasa
tasarısının 1. maddesinin Ek 6 maddesinin 3. paragrafından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz
ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
a) Kaymakamlık görevi yapan kaymakamlarımız 10
yıl süreyle çalışmak kaydıyla
b) Doktorluk mesleği yapanların 1 yıl süreyle
Sağlık Bakanlığınca görevlendirilecek yerlerde fiilen
mesleklerini yapmaları
c) Hâkim ve savcılık görevi yapanlar
d) Öğretmenlik görevi yapanların Millî Eğitim
Bakanlığınca verilecek görev yerlerinde en az 1 yıl görev
yapması
koşulu ile askerlik hizmetini yerine getirmiş
sayılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ M.
YILMAZ HELVACIOĞLU (Siirt) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu konularda oluşan
sorunların öncelik.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 2ye bağlı geçici 43üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 1111 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici maddeler eklenmiştir.
GEÇİCİ MADDE 43- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibariyle, ek 6 ncı maddenin birinci fıkrası
kapsamına giren personelden halen askerlik hizmetini yerine getirmekte
olanlar, askerlik hizmetleri durdurularak terhis edilir ve görevlerine iade
edilir. Bu madde ile ek 6 ncı maddenin birinci ve ikinci fıkra
hükümlerinden yararlanan yükümlüler hakkında; saklı, yoklama
kaçağı ve bakaya suçlarından adli takibat yapılmaz ve bu
suçları işlediklerinden dolayı adli tahkikata
başlanılmış olanların işlemleri ile bu suçlara
ilişkin kesinleşmiş kararların infazı durdurulur.
BAŞKAN Madde 2ye bağlı geçici madde 43ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 2ye bağlı geçici madde 44ü okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 44- Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önce, Emniyet Teşkilatı kadrolarında Emniyet Hizmetleri
Sınıfına mensup olarak on yıl ve daha fazla süre ile görev
yaptıktan sonra herhangi bir nedenle Emniyet Teşkilatından
ayrılan, başka kuruma nakledilen veya meslekten ilişiği
kesilen personel, ek 6 ncı maddenin ikinci fıkra hükümlerinden
yararlandırılmaz.
BAŞKAN Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hayır efendim,
madde üzerinde konuşmak istiyorum.
BAŞKAN Efendim?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Şahsım
adına madde üzerinde, önergede değil efendim.
BAŞKAN Önergede konuşmayacak mısın
ayrıca?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hayır efendim,
önerge değil. İkaz edeyim, daha sonra gerekirse önerge üzerinde
konuşurum.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuş bence, ikisini birden
hallet.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Madde üzerinde
konuşacağım.
BAŞKAN Peki, buyurun.
Evet, madde üzerinde Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Arkadaşlar,
hepinize saygılar sunuyorum.
Burada bir haksızlık var. Demin Sayın Bakanım
dedi ki: Bir polis on yıl polislik yaptıysa askerlik hizmetini en
iyi şekilde algılar. Saygı duyuyorum.
Şimdi, dün bu meslekte görevli birisinin tayini
çıktı başka bir kuruma. Emniyet hizmetleri
sınıfından, diyelim, İçişleri
Bakanlığına bir arkadaşımızın tayini
çıktı. O arkadaşım on yıllık polis -hatta-
olmasına rağmen yararlanamıyor ama iki gün sonra, aynı
masada oturan bir arkadaşının tayini çıkıyor, o
askerlik yapmıyor.
Burada bir geçiş hükmü olması lazım arkadaşlar
yani burada bir geçiş hükmü olması lazım. Aynı masada iki
görev yapıyoruz, benim tayinim İçişleri
Bakanlığına çıkıyor, ben çıktı diye gidip
askerlik yapacağım, dün çıktı diye tayinim ama on gün sonra
tayini çıkan insan askerlik yapmayacak. Burada bir geçiş hükmü
uygulanması lazım arkadaşlar. Burada bir haksızlık
var, haksızlık yapıyoruz. Eğer bir kanun adil olacaksa herkese
eşit olması lazım.
Sayın Bakan eğer şunu dediyse, On yıl görev
yapan bir polisimiz askerliği en iyi şekilde öğrenmiş.
diyorsa, eğer bu kamunun bir başka kurumuna dün gittiyse, tekrar
Yarın gel sen askere. demek haksızlıktır arkadaşlar.
Gelin, ara verin, burada bir geçiş hükmü uygulayalım. Tüm insanlar
eğer kamunun başka bir kurumuna geçtiyse burada bir köprü
uygulayalım arkadaşlar. Ben hepinizi uyarmak istiyorum. Takdir
sizindir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 608 Sıra Sayılı yasa
tasarısının Geçici 44. maddesinde yer alan başka kuruma
nakledilen ifadesinin madde metninden çıkartılmasını arz
ederiz.
Saygılarımızla
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ M.
YILMAZ HELVACIOĞLU (Siirt) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL
(İzmir)- Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
10 yıl ve daha fazla emniyet hizmetlerinde
çalışanların başka bir kamu kurumuna gitse de sorun
olmaması gerekir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Çerçeve 2nci maddeyi kendisine bağlı 43 ve 44üncü
geçici maddelerle birlikte oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının tümünün oylamasından önce oyunun rengini
belirtmek üzere Tokat Milletvekili Sayın Hüseyin Gülsün, buyurun efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN GÜLSÜN (Tokat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; aslında çok önemli bir düzenlemede söyleyeceğim
birkaç şey vardı ama sabrınızı çok fazla zorlamak
istemiyorum.
Bu düzenlemenin ülkemize, özellikle polis
teşkilatımıza hayırlı olmasını temenni
ediyorum, hayırlı geceler diliyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gülsün.
Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Emniyet camiamız, İçişleri
Bakanlığımız ve bütün milletimiz için hayırlı
olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, çok
başarılı bir gün geçirdik, güzel kararlar aldık.
Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının Aden
Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir
bölgelerde görevlendirilmesi ile ilgili olarak Hükûmete verilen izin süresinin,
Anayasanın 92nci maddesi uyarınca 10 Şubat 2011 tarihinden
itibaren bir yıl süreyle uzatılmasına ilişkin
Başbakanlık tezkeresi ile alınan karar gereğince kanun
tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 7
Şubat 2011 Pazartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Sizlere ve bizleri izleyen vatandaşlarımıza
hayırlı geceler diliyorum.
Kapanma
Saati: 00.51
Not: Devamı
Taramadır.