DÖNEM: 23 CİLT: 92 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
64üncü Birleşim
11 Şubat 2011 Cuma
(Bu Tutanak Dergisinde yer
alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile
konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde
belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. - YOKLAMALAR
IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Erzincan Milletvekili
Sebahattin Karakellenin, Erzincan ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Isparta Milletvekili S.
Nevzat Kormazın, Isparta ilinde yerel basının sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Van Milletvekili Fatma
Kurtulanın, Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları ile
Van-İran sınırında 2006-2010 yıllarında öldürülen
vatandaşlara ilişkin gündem dışı konuşması
V. - AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, MHP Grubu olarak Erzincan ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümünü gönülden
kutladıklarına ilişkin açıklaması
2.- Van Milletvekili
İkram Dinçerin, Van Milletvekili Fatma Kurtulanın gündem
dışı konuşmasında geçen Van-İran
sınırındaki ölümlerin hemen hemen tamamının İran
tarafında olduğuna ilişkin açıklaması
3.- Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Erzincan ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne ilişkin açıklaması
4.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, Van Milletvekili Fatma Kurtulanın gündem
dışı konuşmasında bahsettiği Van-İran
sınırında yaşanan ölümlerin üçte 2sinin Türkiye
toprakları içerisinde gerçekleştiğine ilişkin
açıklaması
5.- Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın,
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin konuşmasında adı
geçen Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı
Ahmet Severin, geçmişte TRTye program yaptığına, program
başına kendisine ödeme yapıldığına, bunun
toplamının 15 bin lira olabileceğine, Ahmet Severin TRTnin
kadrolu elemanı olmadığına ilişkin
açıklaması
6.- Giresun Milletvekili H.
Hasan Sönmezin, Ordu Milletvekili Rahmi Günerin, konuşmasında
Hükûmetin Ordu ve Giresun illerinde yatırım yapmadığı
sözlerine ilişkin açıklaması
7.- Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın, Konya Milletvekili Atilla
Kartın, kömür işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinde
yaratılan sömürüye, bunun kamu yönetimini ne şekilde
etkilediğine dair sözlerine ilişkin açıklaması
8.- Sağlık
Bakanı Recep Akdağın, Konya Milletvekili Atilla Kartın,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma
açabilirdi ancak hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı
sümen altı etti sözlerine ilişkin açıklaması
9.- Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın, Konya Milletvekili Atilla
Kartın konuşmasında adı geçen Kütahya Milletvekili Hüsnü
Orduyla ilgili iddiaların doğru olmadığına, bu durumun
Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığının
yazısından anlaşılabileceğine, yerli kömür
dağıtılarak fakir fukaranın ihtiyacının
giderildiğine ilişkin açıklaması
VI.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin;
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali
Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdoroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun;
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın;
Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir
Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun; Koya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1 Milletvekilinin; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin;
Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili
Veysi Kaynak ve 2 Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175,
2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259,
2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444,
2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681,
2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760,
2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809,
2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
3.- Kamu Denetçiliği
Kurumu Kanunu Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/991) (S. Sayısı: 609)
4.- Bazı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve
Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)
5.- Avrupa Konseyi Terörizmin
Önlenmesi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/339) (S. Sayısı: 62)
6.- Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa
İmar ve Kalkınma Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki
İşbirliği ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/907) (S. Sayısı: 569)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, iki
ayrı önerge üzerinde yaptığı konuşmada partilerine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürekin, Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordunun, CHP Genel
Başkanına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Kütahya Milletvekili
Hüsnü Ordunun, Konya Milletvekili Atilla Kartın, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
6.- Trabzon Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllünün, Akkuyu Nükleer Santralinin yatırım maliyetine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/17976)
2.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, akaryakıt fiyatlarındaki artışa
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı (7/18046)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.04te açılarak dokuz oturum yaptı.
Kahramanmaraş
Milletvekili Fatih Arıkan, Kahramanmaraş ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 91inci yıl dönümüne,
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse, Adıyaman ilinin sorunlarına,
Manisa
Milletvekili Erkan Akçay, Manisa ilinin sorunlarına, tamamlanamayan
yatırımlara ve alınması gereken tedbirlere,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Kahramanmaraşın zafer
gününe;
Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynak,
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Kahramanmaraşın
düşman işgalinden kurtuluşu nedeniyle zafer gününe ve
Afşin-Elbistanda Çöllolar kömür sahasında meydana gelen göçüğün
altında kalan işçilere;
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, üniversitelerde yaşanan olaylar ile
öğrencilere yönelik idari yaptırımların (10/1027),
Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemir ve 21 milletvekilinin, akaryakıt
fiyatlarındaki artışın nedenlerinin (10/1028),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 25 milletvekilinin, özürlülerin
sorunlarının (10/1029),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına;
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
Sayıştayın Sağlık Bakanlığına
Bağlı Hastanelerde İlaç, Tıbbi Sarf Malzemesi ve Tıbbi
Cihaz Yönetimi adlı performans denetim raporu hakkında (8/26), bir
genel görüşme açılmasına;
İlişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan:
(10/150) esas
numaralı, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanunun uygulamasından
kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına dair önergenin
görüşmelerinin Genel Kurulun 10/02/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP,
(10/510) esas
numaralı, uzman erbaş uygulamasındaki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına dair
önergenin görüşmelerinin Genel Kurulun 10/02/2011 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP,
Grubu önerileri
ile;
Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve arkadaşları tarafından 09/02/2011
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına Ankara
OSTİM ve İvedikte meydana gelen patlamalar hakkında
verilmiş olan Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun
bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer araştırma önergelerinin
önüne alınarak, 10/02/2011 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin aynı birleşimde
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi,
Yapılan
görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Görüşmeleri
izlemek üzere Genel Kurulu teşrif eden ve ülkemizde konuk olarak bulunan
Irak Meclis Başkanı Osama Abdul-Aziz Mohammed Al-Nujaifiye
Başkanlıkça Hoş geldiniz denildi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporlarının (1/883) (S. Sayısı: 568),
3üncü
sırasında bulunan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları
Raporlarının (1/991) (S. Sayısı: 609),
4üncü
sırasında bulunan, Bazı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve
Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun (1/877) (S. Sayısı: 535),
5inci
sırasında bulunan, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/339) (S.
Sayısı: 62),
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan İç Tüzükün
91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak
bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün; Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin;
Ankara Milletvekili Zeynep Dağının; Kırklareli
Milletvekili Tansel Barışın; Adıyaman Milletvekili
Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun;
Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur
Serterin; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır
ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susamın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa Milletvekili Abdullah
Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal Demirelin; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın;
Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir
Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606),
görüşmeleri sekizinci bölüme kadar kabul edildi; verilen aradan sonra
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
Başkanın,
kürsüde konuşan hatibin sözünü kesmesinin İç Tüzüke uygun olup
olmadığı hakkında usul görüşmesi yapıldı.
Usul
tartışması sırasında yaşanan gerginlik nedeniyle,
grubu bulunan siyasi parti grup başkan vekillerinden; Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata,
Birer
açıklama yaptılar.
İzmir
Milletvekili Tuğrul Yemişci, Antalya Milletvekili Mehmet
Günalın, ismini de zikrederek İzmirde bulunan Vadeli
İşlemler Borsasıyla ilgili sözlerine,
Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Aydın Milletvekili Ali
Uzunırmakın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde gösteri
yapanları besleme olarak nitelemek iktidar sarhoşluğu
içerisinde ortaya çıkan alt şuurdur ifadelerine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
11 Şubat
2011 Cuma günü, alınan karar gereğince saat 14.00te toplanmak üzere
birleşime 03.28de son verildi.
Sadık Yakut
Başkan
Vekili
Bayram
Özçelik Murat Özkan Fatih Metin Burdur Giresun Bolu Kâtip
Üye Kâtip
Üye Kâtip Üye
Harun Tüfekci Yusuf
Coşkun Konya Bingöl Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 81
II.- GELEN KÂĞITLAR
11 Şubat 2011 Cuma
Teklif
1.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ve 5 Milletvekilinin; 2012
Yılının Bireysel Silahsızlanma Yılı Olarak
İlan Edilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/862)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
2.2.2011)
Tezkere
1.- 5523 Sayılı
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı
Kurulması Hakkında Kanunun 9 uncu Maddesinin 4 üncü Fıkrası
Uyarınca, T.C. Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve
Tanıtım Ajansı (TYDTA) 2007 Yılı Sayıştay
Denetim Raporunun Sunulduğuna Dair Sayıştay
Başkanlığı Tezkeresi (3/1408) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 3.2.2011)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili
Bülent Baratalının, bölücü terör örgütü lideriyle görüşme
yapıldığı iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16851)
2.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, Hayata Dönüş Operasyonu ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/16865)
3.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, bazı devlet görevlilerinin terör örgütü
başı ile görüştüğü iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/16867)
4.- Bursa Milletvekili Onur
Öymenin, terör örgütüyle görüşme yapıldığına dair
basında çıkan haberlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/16878)
5.- Ordu Milletvekili
Rıdvan Yalçının, 6008 sayılı Kanundan faydalanan
çocuklara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/16888)
6.- Kırşehir
Milletvekili Metin Çobanoğlunun, görevi kötüye kullanmak suçundan
yargılanan kamu görevlileri ve belediye başkanlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16889)
7.- Giresun Milletvekili
Murat Özkanın, idari dava sayısına ve türlerine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16890)
8.- Giresun Milletvekili
Murat Özkanın, son on yılda Başbakanların gazetecilere
açtığı tazminat davası sayısına ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16891)
9.- Gaziantep Milletvekili
Akif Ekicinin, HSYKnın toplantılarına ve üye seçimine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/16892)
10.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, Osmaniye T Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu ve
hükümlülerin yaşadığı sorunlara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/16893)
11.- Van Milletvekili Özdal
Üçerin, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde yaşandığı iddia
edilen hak ihlallerine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/16894)
12.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, AİHMnin Hrant Dink davası
kararı doğrultusunda sorumlular hakkında işlem
yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/17534)
13.- Antalya Milletvekili
Hüsnü Çöllünün, Bülent Arınça suikast iddiasına ve Deniz Feneri
davasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/17540)
14.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, kadına şiddete yönelik çalışmalara ve
bir cinayet olayına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/17594)
11 Şubat 2011 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 64üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı
ilk söz, 13 Şubat Erzincan ilinin düşman işgalinden
kurtarılışının 93üncü yıl dönümü münasebetiyle
söz isteyen Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelleye aittir.
Buyurun Sayın Karakelle.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakellenin, Erzincan ilinin
düşman işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı konuşması
SEBAHATTİN KARAKELLE
(Erzincan) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; canlar
diyarı güzel Erzincanımızın düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü şeref yılında gündem
dışı söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
13 Şubat Türkiye
Cumhuriyeti devletinin temellerine yiğit Erzincanlının
kanını harç, canını kurban ettiği gündür.
Elesem toprağın
candır Erzincan,
Mekânın yiğitlere handır
Erzincan. diyor şairimiz Mehmet Yıldırım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kaynağını istiklal ve hürriyetten
alan, mazisi kahramanlık destanlarıyla dolu asil bir milletin
torunlarıyız. Doksan üç yıl evvel bugün mayası çileyle kurulmuş,
hamuru gözyaşıyla yoğrulmuş yiğit Erzincanlı,
kanlarıyla suladıkları bu topraklardan büyük katliamlar yapan
işgalci düşmanları kovmuş, ay yıldızlı
bayrağımızı sonsuza kadar dalgalanmak üzere vatan
semalarına dikmiştir. Tüten son ocağın sönmeden bu
bayrağın indirilemeyeceğini, minarelerden ezan seslerinin
susmayacağını tüm dünyaya eşi benzeri görülmemiş bir
kahramanlıkla göstermiş bir milletiz. Şanlı
atalarımız mezhebi, meşrebi, dili ne olursa olsun tek yürek
hâlinde bu destanları yazdı; Çanakkalede yazdı, Galiçyada
yazdı, Yemende yazdı, Sakaryada yazdı, Dumlupınarda
yazdı.
Tarihin seyri içerisinde bu
milletin huzur, güven ve istikrarını, birlik ve beraberliğini
içine sindiremeyen dış güçler içimizdeki bölücü PKK terör örgütü gibi bir kısım
hainleri de taşeron olarak kullanarak birliğimizi,
beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya
çalışıyorlar. Bugün bizlere düşen bu şanlı
bayrağın altında hiçbir ayrım olmaksızın
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder
diyerek korkusuz ve
kedersiz birlikte yaşamayı inşa etmektir. Doksan üç yıl
evvel bu güzel ilimizin düşman işgalinden kurtulduğu bu günde
cennet vatanın müdafaasında dün gösterilen birlikteliği yeniden
ortaya koymak bu necip milletin ve onun biz vekillerinin üzerine borçtur. Bugün
de tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet sevdasını içine
sindiremeyenleri hayretle görüyor ve izliyoruz.
Unutulmamalıdır ki
milletimizin sağduyusu bu tür oyunların her zaman üstesinden
gelmiş ve gelecektir. Büyük gurur ve sevinçle
kutladığımız kurtuluş günümüzde acımız bir,
tasamız bir, adımız bir, şanımız bir, tarihimiz,
kültürümüz bir.
Gelin canlar bir
olalım,
İşi kolay
kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz. diyen
Yunus Emre, bu coğrafyanın, ortak kültürümüzün, dünya ufkunda
dalgalanan sevgi, barış, hoşgörü sancağı değil
midir? Biz bu sancağa, tarihe ve kültürel mirasımıza
arkamızı dönemeyiz. Bizi biz yapan değerleri inkâr edemeyiz.
Yanlışlarda ısrar edemeyiz. Yeniden, dün olduğu gibi
birlikte yaşama şuurunu, bu beraberliği bozmaya
çalışanlara inat yerleştirmek, dünya medeniyetleri
arenasında güçlü bir Türkiye'yi evlatlarımıza en nadide bir
miras olarak bırakmak mecburiyetindeyiz.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ecdadımızın canları
pahasına bizlere bahşettiği bu güzel şehrimizin
yılların ihmali olan ekonomik ve sosyal kalkınması,
Başbakanımızın liderliğinde AK PARTİ
iktidarlarının ak kadroları sayesinde, seksen bir ilde
olduğu gibi ilimizde de hızlı bir gelişme göstermiştir.
Erzincanımız büyük bir değişim ve dönüşüm sürecine
girmiş, hayaller, rüyalar gerçekleşmiştir.
Ulaştırmadan eğitime, sağlıktan tarıma yarım
asra sığmayan projeler gerçekleşmiş, ezberler
bozulmuş, böylece artık hiçbir şey eskisi gibi olmadığı,
Doğunun makûs talihi kavramı da tarih olmuştur.
Takdir edersiniz ki eserler
sahipleriyle anılır. Bu eserlerin sahibi, millete efendiliğe
değil, milletin hizmetkârı olmaya talip olan, büyük Türkiye
sevdalısı, Söz de, karar da milletindir. diyen
Başbakanımız ve onun ak kadrolarıdır. İlimiz
adına bir hakkın sahibi de hizmet ve gönül adamı Ulaştırma
Bakanımız Sayın Binali Yıldırımdır.
Ben, hemşehrilerim
adına minnet ve şükranlarımı arz ediyorum.
Erzincanımızın düşman işgalinden kurtuluşunun
93üncü yıl dönümünde tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve
minnetle anıyor, tüm gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Karakelle.
Gündem dışı
ikinci söz, Isparta ilinde yerel basının sorunları hakkında
söz isteyen Isparta Milletvekili Süleyman Korkmaza aittir.
Buyurun Sayın Korkmaz.
(MHP sıralarından alkışlar)
2.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Kormazın, Isparta ilinde yerel
basının sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başbakan ve
ekibi kendilerini ileri demokrasinin sözcüsü ilan etmiş ancak yapılan
uygulamalarla ileri otokrasinin temellerini atmışlardır.
Hükûmet, her kesime ve her sektöre kendi düşüncelerini dayatmak ve
çoğulculuğu ortadan kaldırmak için baskıcı tavır
ve davranışlar sergilemekten geri durmamaktadır. Bu
baskılardan en büyük payı medya almaktadır.
Böyle bir ortamda, yerel
medya büyük yaralar almaktadır. Tüm güçlüklere rağmen, yerel
basının gelişmekte olması, yerel iletişimi ve
vatandaşın yönetime katılımını
hızlandırarak yerel demokrasinin gelişmesine katkı
sağlamaktadır.
2002den beri, AKP,
sayılarının fazla olması dolayısıyla kolayca
kontrol edemediği yerel medyayı döneminde yaptığı
düzenlemelerle zayıflatmış, getirdiği yeni uygulamalar ile
Benden yana olan yaşar, diğerleri kapansın, gitsin.
kararını ortaya koymuştur.
Bugün ekonomik
sıkıntı içerisinde olan gazete sahiplerinin şikâyetlerinin
başında resmî ilan pastasından yeterince pay alamamak, ticari
ilan ve reklam yetersizliği, gazetenin hammaddesi olan
kâğıdı teminde güçlük, ayrıca düşük tiraj sorunu ve
devletin yerel gazeteleri yeteri kadar desteklememesi vardır.
Belirtmek isterim ki yerel
demokrasinin vazgeçilmezleri olan yerel medyanın girdiği çıkmaz
ve sıkıntılarda AKP Hükûmetinin aldığı
yanlış kararlar ve yaptığı yanlış uygulamalar
vardır. Nedir bunlar değerli milletvekilleri?
Gazetelerin yayın
maliyetlerindeki artışlara rağmen, son iki yılda resmî ilan
ücretlerine zam yapılmamıştır. Kaldı ki bu ücretler de
çok geç ödenmektedir. Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikle
100 bin liranın altında yapılan alımlar ihaleye
çıkarılmadan, doğrudan temin ve teklif usulüyle
yapılmaktadır. Yerel medyanın gelirleri yüzde 30
kırpılmıştır. Bu yıl eşik değerin 112
bin liraya çıkarılmış olması bu mağduriyeti daha
da artırmaktadır.
Bir diğer
sıkıntı, vergi yükünün
ağırlığıdır. Resmî ilan ücretlerinin yüzde 25i
gelir vergisi, yüzde 18i KDV olmak üzere toplam yüzde 43ü kesilmekte, geride
kalan miktarıyla da ayakta durmaları beklenmektedir. Basın
İlan Kurumunun şubesi olmayan yerlerde yetki tamamen valilere
verildiği için bazı valilerin keyfî uygulamaları da söz konusu
olabilmektedir. Resmî ilanlar gazetelere eşit bir biçimde
dağıtılmamaktadır. Gazetesi bir iki sayfa olan, sadece iki
üç kişi çalıştıran gazeteler ilan
sıkıntısı çekmez iken tirajı 5-10 bini bulan ve
onlarca kişi istihdam eden gazeteler kamu ilanı alamaz duruma
gelmişlerdir. Devlet, ihale şartlarını sık sık
değiştirmekte, hukuk üzerinde oyunlar oynayarak ya da
boşlukları kullanarak yerel basının desteklenmesi
işlevini yerine getirmemektedir. İl özel idareleri ve Köylere Hizmet
Götürme Birliğinin yaptığı alımlar Kamu İhale
Kanununa tabi olmadığı için resmî ilan verilmemekte, kurum
yetkilileri, istediklerinden tercih usulüyle alım yapmaktadırlar. Bu
noktada hem gazetelerin ilan geliri düşmekte hem de yapılan
alımlar tartışmalı olmaktadır. İcra dairelerinin
satış ilanları mahallî gazetelerde değil, astronomik
ücretlerle ulusal gazetelerde yapılmaktadır. Satış
Ispartada yapılmasına rağmen, ilan İstanbulda, Ankarada
bir gazetede çıkabilmektedir.
Bir önemli
sıkıntı da yerel basın çalışanlarının
sigortası alanında yaşanan çıkmazdır. Bir yerel
gazetenin en az üç iletişim fakültesi mezununu sigortalı
çalıştırması mecburiyeti vardır. Bu vasıfta bir
personele ücret ödenmesi de takdir ederseniz ki yerel imkânlarla son derece
güçtür. İşte, tam bu noktada da yerel basın devletin
desteğini beklemektedir.
Öte yandan, örgütlenme
adına gazetelerin, gazetecilerin hiçbir esnaf kuruluşunda ya da
ticaret odalarında grup kuramaması da ciddi bir
sıkıntı yaratmaktadır.
Yine vasıflı eleman
sıkıntısı ve teknoloji eksikliklerinin giderilmesi
konusunda da AKP Hükûmetinin bugüne kadar üretebildiği bir çözüm
olmamıştır. AKP Hükûmeti, yandaş yerel medyaya Durmak yok,
yola devam. derken, muhalif basına da Taraf olmayan bertaraf olur. diyerek
tehditler savurmaktadır.
Demokrasi herkes içindir
değerli milletvekilleri ve çoğulculuğun yerleşmesi
bakımından resmî ilanların dağıtımı, süreli
yayınların satın alınması, yerel medyayı besleyen
mali kılcal damarların açılması gibi hususlarda günlük
siyasetten uzak, objektif ölçülerde adımlar atılmalıdır.
Yerel basının
yaşatılması açısından ortaya koyduğumuz bu
tedbirleri bu kadar kısa bir zaman içerisinde sizlere sunmakta gerçekten
büyük güçlük çektik. Bu sektörün sorunlarının kapsamlı, etraflıca
ve onların da kararlarını alarak ortaya konmasında büyük
bir zaruret hasıl olduğunu düşünüyorum ve bu düzenlemelerin,
inşallah, Hükûmet tarafından bir an önce yapılması ümidini
taşıyorum.
Bu düşüncelerle de yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Korkmaz.
Gündem dışı
üçüncü söz Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları hakkında söz
isteyen Van Milletvekili Fatma Kurtulana aittir.
Buyurun Sayın Kurtulan.
(BDP sıralarından alkışlar)
3.- Van Milletvekili Fatma Kurtulanın, Van ilinin ekonomik ve
ticari sorunları ile Van-İran sınırında 2006-2010
yıllarında öldürülen vatandaşlara ilişkin gündem
dışı konuşması
FATMA KURTULAN (Van)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Söz isterken Van-İran
sınırındaki sorunlar başlığını
attırmak istemedim çünkü AKPnin, bu konu üzerinde, özel bir hassasiyetle
gizleme durumu olduğu için Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları
diyerek söz istemiştim, gündem dışı konuşmayı.
Kürtlerin
yaşadıkları işkenceleri, ölümleri, Kürt sorununun
tanımını ve çözümlerini burada dile getirmekten kimi
arkadaşların rahatsız olduğunu biliyoruz. Bu
rahatsızlık son zamanlarda öyle bir düzeye varmış ki,
artık, grup başkan vekilleri bile, kimisinin sabrı
taşıyor, kimisi gelip bu kürsüde küfür edecek kadar
sınırı da aşıyor. Ancak, bizler bu sorunu dile
getirmek zorundayız, bu kararlılık içerisinde olduğumuzu
belirtmek istiyoruz çünkü Kürtler, ölerek, işkence görerek, var
olduğunu ispatlamaya çalışan bir mücadelenin sahibi, ne
yazık ki dayatılan bu.
Şimdi, Van ve İran
sınırında uzunca bir zamandır yaşanan bir
sıkıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir
vahşet yaşanıyor arkadaşlar; haberiniz var mı yok mu
bilmiyorum, çok ilgilenmediğinizi biliyorum. Van-İran
sınırında 2006-2010 yılları arasında
örneğin, yaklaşık 100 kişinin, bir bidon benzin için
öldürüldüğünü biliyoruz. Kaç yıldır, sürekli, bu vakalar
gündemimizde. Şu ana kadar, yaklaşık yirmi tane soru önergesi
verdim. Bir basın toplantısı düzenledik Meclis bünyesinde.
Aynı zamanda, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna da diğer
vekil arkadaşımla birlikte bir başvurumuz oldu. O İnsan
Hakları Komisyonunun biraz da Başkanına Acaba geçmiş
gelenekten hâlâ izler var mı, demokratik yönünden izler var mı? diye
düşünerek bir başvurumuz oldu. Bu başvurunun sonucunda da Meclis
İnsan Hakları Komisyonu Başkanı sadece 2 görevli memur
göndererek Abdurrahman Bey siz de buradasınız, size de
başvurumuz olmuştu- oradaki Valiliğe bağlı İnsan
Hakları Kurulundan görüş alıyor ve bize yanıtı: Böyle
bir vaka yaşanmamıştır. diye bir beyanda bulunuyor.
İçişleri
Bakanının son zamanlardaki basın şeylerimize, soru
önergemize verdiği yanıt da çok dramatik arkadaşlar, diyor ki:
İran yapıyor bunu. Ben İçişleri Bakanına sormak
isterim: Acaba hiç aklınıza gelmiyor mu İrana neden benim
vatandaşımı öldürüyorsun, neden benim vatandaşımı
bu kadar rahat katlediyorsun? diye bu soruyu sormak? Yirmi gün önce Van
Valisinin sınırda kimi işte kapının
açılmasına dönük İran yetkilileriyle görüşmeler
yaptığını biliyoruz. Acaba bu yetkililerin, Van Valisinin
aklına Neden benim vatandaşımı öldürüyorsun? diye sormak
gelmiyor mu? Şu ana kadar ortalama ayda 2-3 kişinin katli
yaşanırken arkadaşlar, 3ü çocuk olmak üzere 8 kişi
yaşamını yitirdi son bir ay içerisinde.
Ben ilginizin, dikkatinizin
buraya yöneleceğini umut ediyorum. AKPli milletvekillerine de, Van
milletvekillerine de özellikle seslenmek isterim. Cumhurbaşkanı
Tahrana gidecekmiş de gündeme getirecekmiş. Onlarcası
öldürüldü. Sizler ne yaptınız? Ne gibi çalışmanız,
çabanız oldu? Kanal kanal gezip türkü söyleyeceğinize biraz, oturun,
Vandaki insanların sorunlarıyla lütfen ilgilenin. En
başarısız milletvekilleri arasında yer alıyor
AKPliler, en azından bu dönemin sonu yaklaşırken ellerini
vicdanlarına koyup biraz soruna eğilmelerini umut ediyorum.
Muhalefete de seslenmek
istiyorum, ana muhalefet partisine özellikle: Arkadaşlar,
sabrınız biraz bunun için de taşsa çok iyi olur. Ben yerimde
duramıyorum. diyorsunuz, bunun için de biraz durmayın. Bir
vekilinizi Vana gönderip, kapalı bir salonda Kürt sorununa dair bir iki
açıklama yaparak durumu kurtaramazsınız. Orada her gün bir bidon
benzin için patır patır sizin vatandaşlarınız -tabii
tırnak içinde de şunu belirtiyorum: Eğer onları
vatandaşlarınız olarak kabul ediyorsanız- patır
patır her gün birileri ölüyor ve İçişleri Bakanı
çıkıp İran yaptı, benim askerim yapmadı. diyor. Son
zamanlarda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Devamla)
Bir teşekkür edeyim.
BAŞKAN Süre vermiyoruz
Sayın Kurtulan, herkes biliyor.
Teşekkür ediyorum.
FATMA KURTULAN (Devamla)
Sağ olun. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Şandır, buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, MHP Grubu
olarak Erzincan ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93üncü
yıl dönümünü gönülden kutladıklarına ilişkin
açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak biz de Erzincanın bu zafer gününü yürekten kutluyoruz. Dün
de ifade ettim; düşman işgalinden kurtuluşu Türkiye'nin hiçbir
iline yakıştırmam, Erzincana hiç yakıştırmam.
Dolayısıyla, ülkemizi işgal etmek cüretini gösteren müstevlileri
yiğit Erzincanlıların kazma sapıyla yurtlarından
kovmanın yıl dönümünü kutluyoruz. Bu bir zafer günüdür.
Erzincanlılara yakışmıştır. Bunu başaran
Erzincanlılara Milliyetçi Hareket Partisi olarak
şükranlarımızı sunuyoruz. Bu mücadelede hayatını
kaybeden tüm yiğit Erzincanlılara rahmetler diliyorum, buna emek
veren gazilerimize ve tüm Erzincanlılara Milliyetçi Hareket Partisi olarak
şükranlar ve saygılar sunuyorum.
Ayrıca, Erzincana
hizmet etmiş herkesi, bunların arasında 21inci Dönem Erzincan
Milletvekilimiz rahmetli Mihrali Aksuyu, rahmete kavuşan diğer
milletvekillerimizi ve Erzincanın büyüklerini de saygıyla ve rahmetle
anıyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Dinçer.
2.- Van Milletvekili İkram Dinçerin, Van Milletvekili Fatma
Kurtulanın gündem dışı konuşmasında geçen
Van-İran sınırındaki ölümlerin hemen hemen
tamamının İran tarafında olduğuna ilişkin
açıklaması
İKRAM DİNÇER (Van)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
demin, kürsüdeki Sayın Milletvekilimiz Sayın Kurtulan bu, Van
sınırındaki ölümlerle ilgili bir açıklama yaptılar.
Şimdi tabii, bu ölümlerin hemen hemen tamamı maalesef İran tarafında
oluyor. Bizim yurttaşlarımız izinsiz bir şekilde öbür
tarafa geçtiklerinde İran askerinin Dur! ihtarına uymayan
arkadaşlarımıza, maalesef, İran askeri acımasızca
ateş ediyor.
FATMA KURTULAN (Van) Öyle
değil işte, yalan söylüyorsunuz!
İKRAM DİNÇER (Van)
Tabii, bu ölümlerin başladığı 2008den bugüne kadar bütün
ölümlerle alakadar olduk, yakinen ilgilendik, ilgililerle görüştük. Son
ölümlerle alakalı olarak da biz AK PARTİli 3 milletvekili
sınır köylerimizdeki o sıkıntıların
yaşandığı yerlere gittik, ilgili ilçelerin
kaymakamlarıyla görüştük. Onun öncesinde burada Sayın
Başbakanımızla ve Sayın Cumhurbaşkanımızla
görüştük, konuyla yakinen alakadarız. Konu Türk
sınırında değil yani Türk tarafında değil
İran tarafında, maalesef, meydana gelmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İKRAM DİNÇER (Van)
- Tabii ki yasal olmayan bu girişimin karşılığı
da ölüm olmamalıdır elbette.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Dinçer.
Sayın Aslanoğlu,
buyurun.
3.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Erzincan
ilinin düşman işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, ben Erzincanın komşusuyum;
Eğin, Arapgir bitişiktir. Erzincan kültürünü bilirim. Erzincan bir
kültürdür. Bu ülkenin çok önemli bir ilidir. Bu nedenle tüm Erzincanlılara
şükran duygularımızı iletiyoruz parti olarak ve
başarı dileklerimizi iletiyoruz tüm Erzincana.
Ayrıca da
Hanımefendi, biz, nerede ne yapacağımızı sizden
talimat alarak yapmayız. Bizim partimiz nerede ne
yapacağını kendisi iyi bilir.
FATMA KURTULAN (Van)
Talimat değil
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Lütfen
Sizden talimat alacak hâlimiz yoktur
Hanımefendi. Bize talimat değil
FATMA KURTULAN (Van) Ana
muhalefet partisisiniz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Biz kendimiz yapacağımızı
biliriz.
FATMA KURTULAN (Van) Niye yapmıyorsunuz? Patır patır
Kürtler öldürülüyor, niye sahip çıkmıyorsunuz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Biz ana muhalefetle ilgili
sorumluluklarımızı bilen kişileriz.
FATMA KURTULAN (Van) Öldürülen Kürt olunca umurunuzda değil!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞUL (Malatya) Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Sayın Ata
4.- Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın, Van Milletvekili Fatma Kurtulanın gündem
dışı konuşmasında bahsettiği Van-İran
sınırında yaşanan ölümlerin üçte 2sinin Türkiye
toprakları içerisinde gerçekleştiğine ilişkin
açıklaması
AYLA AKAT ATA (Batman) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Sayın partimiz Van
Milletvekilimiz bir açıklamada bulundular. Burada milletvekili olmuş
olmanın sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Bir gerçeğe, bir
katliama parmak basmaya, işaret etmeye çalışıyoruz. Ne
yazık ki gerçeklerin üstünü gerçek olmayan beyanlarla örtemeyiz.
Van-İran sınırında, yine Şırnakta yaşanan
ölümler ne yazık ki sınırlarımızın
dışında yaşanmıyor. Olayın canlı
tanıklarının bizzat anlatımları var, bu ölümlerin
neredeyse üçte 2si Türkiye toprakları içerisinde,
sınırları içerisinde yaşanan ölümlerdir. Bu konuya dikkat
çekmenin sorumluluğunu göstermiştir Sayın Milletvekilimiz. Bu
konudaki tahammülsüzlüğü anlayabilmiş değiliz. Bu Parlamento
çatısı altında, sınırlarda gerçekleşen ve bir
kaçakçılık suçunun cezasının ölüm
olmadığını bilerek, bu ölümlere dikkat çekmenin ifadesinin
ne yazık ki bir tahammülsüzlük olmaması gerektiğinin
altını çizmek istiyoruz. Hem ana muhalefet partisinin hem
Parlamentodaki bizim, MHP Grubunun hem de başta iktidar partisinin bu
konuda sorumluluğunu hatırlatmak istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Alınan karar gereğince, gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa
Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 14.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
2nci sırada yer alan,
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile benzer mahiyetteki 59
kanun teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
ile Plan ve Bütçe komisyonları raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün; Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağının;
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın; Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve
29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25
Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin;
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut
ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdoroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa Milletvekili
Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal Demirelin;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Koya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Gurup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (x)
BAŞKAN Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Dünkü birleşimde İç
Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen kanun
tasarısının yedinci bölümünde yer alan maddelerinin
oylamaları tamamlanmıştı. Şimdi sekizinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz. Sekizinci bölüm 180 ila 207nci
maddeleri kapsamaktadır.
Sekizinci bölüm üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Gürol Ergin, Muğla
Milletvekili.
Buyurun Sayın Ergin.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÜROL
ERGİN (Muğla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının sekizinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken
Sayın Başkan, sizi, değerli milletvekillerini ve yüce Türk
ulusunu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısına ilişkin söylemin,
geçtiğimiz yılın temmuz ayında Sayın Başbakan
tarafından dile getirilişinin üzerinden altı ayı
aşkın süre geçmiş ancak görüşmeler hâlâ
tamamlanamamıştır. Tamamlanamamıştır çünkü
İktidar bugün artık kanıksadığımız
fırsatçı anlayışının yeni bir örneği olarak
tasarıyı, zavallı durumuna düşürdüğü halkın
duygularını istismar vesilesi yaparak büyük sermayenin lehine ve
emekçi halkın aleyhine yüzlerce maddeyle şişirmiştir.
Görüştüğümüz tasarı, bu hâliyle, artık bir obez
tasarıdır, Sayın Başbakanın veciz deyimiyle ucube
tasarıdır. Sizler bu tasarıyı içinde her türlü sebzeyi
içeren borç çorbasına da benzetebilirsiniz.
(x) 606 S. Sayılı
Basmayazı 26/1/2011 tarihli 53üncü Birleşim Tutanağına
eklidir.
Değerli milletvekilleri,
biz, tasarının yeniden yapılandırmayla ilgili bölümlerini
destekliyoruz çünkü AKP İktidarında uygulanan yanlı ve
yanlış ekonomi politikalarının bu dönemde esnafı,
çiftçiyi ve tüccarı nasıl perişan ettiğini, teğet
sözünün anlamını yitirdiği bu dönemde halkımızın
vergilerini ve sosyal güvenlik borçlarını istese de
ödeyemediğini biliyoruz. Bu nedenle, biz, bu gecikmiş ve mükellefe
pek çok sıkıntı yaratan tasarının bir an önce
yasalaşarak çalışanı ve çalıştıranıyla
iş dünyasının rahatlatılmasını istiyoruz.
Tasarının
hızla yasalaştırılması istemimize yanaşmayan
İktidar, düzenli olarak zamanında vergi borcunu ödemiş olanlara
yüzde 10 indirim yapalım şeklindeki önerimize de
yanaşmamıştır.
Halkın
rahatlatılması için yaptığımız önerilere
kulaklarını tıkayan İktidar, sıkıntı içinde
kıvranan çek mağdurlarını da dikkate almadı. Bu
tasarının getiriliş gerekçesi ekonomik kriz olduğuna göre,
ekonomik kriz nedeniyle çeklerini ödeyemeyen ve bu yüzden ticaret
yaşamından çekilmek zorunda kalıp adli para cezasını
ödeyemeyen yurttaşlarımıza kolaylık yapılması
gerekmez miydi? Uyguladığınız ekonomik politikalar
sonucunda sefalete itip zavallı durumuna düşürdüğünüz, önemli
bir bölümü şimdi hapishanelerde olan bu
yurttaşlarımızın ve ailelerinin acılarını
dindirmek doğru bir davranış olmaz mıydı?
Değerli milletvekilleri,
bu tasarının hazırlanış aşamasında ilgili
hiçbir kesimin görüşü alınmamıştır. İktidar
olarak, referandumda Ekonomik ve Sosyal Konseyi Anayasaya
alacağız. sözü verdiniz ve kabul edilen değişiklikle de bu
husus gerçekleşti. Temeli ekonomik olan, iş yaşamını
altüst eden sosyal düzenlemeler, daha doğrusu düzensizlikler getiren bu
tasarıyı hazırlarken Ekonomik ve Sosyal Konseyi
topladınız mı? Ekonomiyi ve sosyal yaşamı temsil eden
kesimlerin görüşünü aldınız mı? Elbette
almadınız. Öyleyse bu Ekonomik ve Sosyal Konsey niye var ve niye
Anayasaya aldınız?
Değerli milletvekilleri,
rant ekonomisine bel bağlayan AKP İktidarı toplum
yapımızı çok ağır tahribata uğratmış,
sosyal devleti çökertmiş, yalnız işçileri değil,
esnafı ve çiftçileri de işsizliğe, açlığa ve borç
batağında boğulmaya mahkûm etmiştir. Şimdi biz bu
insanlara bir ölçüde rahat nefes aldıracak bir yasayı
çıkaracağız derken asıl yapılmak istenenin bir
kısım borçlu belediyeleri kurtarmak, bir kısım açgözlü
sermaye kesimine yeni rant alanları yaratmak, emeği sermayenin tam
esareti altına almak olduğunu görüyoruz. Eğer öyle
olmasaydı, bu tasarıda çek mağdurları, kredi kartı
mağdurları, Ziraat Bankası ve tarım satış
kooperatiflerine borcu olan ve ödeyemeyen çiftçiler ile Destekleme Fiyat
İstikrar Fonundan aldığı borcunu ödeyemeyen tarım
satış kooperatifleri de olurdu ama iş yaşamını
emek aleyhine bozan maddeler yer almazdı.
Bu tasarıyla, genç
işçi ve çırak sömürüsü yaygınlaştırılıyor,
ilk kez işe girenlerin deneme süresi dört aya çıkarılıyor,
kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaştırılıyor,
kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam
teşvik ediliyor, kısmi süreli iş sözleşmesiyle
çalışanlara prim ödeme yükümlülüğü getiriliyor, kamuda sürgün
politikalarının önü açılıyor, kamu
çalışanlarına grev yasağı sürdürülüyor, yerel
yönetimlerde sürekli işçi kadrolarındaki ihtiyaç fazlası görülen
işçiler başka kurumlara aktarılarak hak kaybına
uğratılıyor.
Değerli milletvekilleri,
bu genel açıklamalardan sonra sekizinci bölümün maddeleri üzerindeki
görüşlerimi de aktarmak istiyorum.
181inci madde ile 4734
sayılı Kanunun 3üncü maddesine eklenen (r) bendi Türkiye Kömür
İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine veya
bağlı ortaklık ya da iştiraklerine ait olan kömür
sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımlarını
Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarıyor.
Değişikliğe göre TKİ kendisine ait kömür sahalarından
kömür çıkaran özel sektör işletmelerinden Kamu İhale Kanununa
tabi olmadan kömür alabilecek.
Değerli iktidar
milletvekilleri, bütün kamu kurumları yapacağı mal ve hizmet
alımlarını bu Kanuna göre yapıyor iken TKİ ne için
kömür alımını İhale Kanunu dışında yapacak?
Yapılan düzenlemenin nedeni acaba TKİ ile ilgili yolsuzluk
dosyasından kurtulma arzusundan mı kaynaklanıyor?
Hukuksuzluğa yol açacak bu madde tasarı metninden
çıkarılmalıdır.
182nci maddeyle 4734
sayılı Kanunun 63üncü maddesi değiştiriliyor. Getirilen
değişiklik, yaklaşık maliyeti eşik değerin
üzerindeki mal alımlarında eğer yerli malı teslim edilmişse
yerli isteklilerin yanı sıra yabancılara da fiyat
avantajından yararlanma hakkı veriyor. Bu değişiklik, yerli
malı teslim eden firmalarla daha büyük ölçekteki yabancı
firmaları rekabet etmeye zorlamakta olduğundan yerli firmalar
aleyhine bir düzenlemedir.
188 ve 189uncu maddeler ile
kabulünün üzerinden henüz iki yıl bile geçmemiş olmasına
karşın, Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunda değişiklik yapılarak il özel idarelerinin, il afet ve
acil durum müdürlüklerinin harcamaları için bütçelerine kendi bütçelerinin
yüzde 1inden az ödenek konulmayacağı hükmü getiriliyor. Bu hükmün
işlemeyeceğini zamanla göreceksiniz çünkü Tarım Kanununda
tarımsal destekler için gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1i
oranında merkezî yönetim bütçesinden ödenek ayrılacağı
hükmüne yıllardır uymamaktasınız.
193üncü maddenin
düzenleniş amaçlarından biri, Tam Gün Yasasıyla ilgili olarak
Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal gerekçelerine uymaktır. İptal
gerekçesinde özetle Yasa koyucu, ödeme yapılacak kişilere yapılacak
ödemelerin tavan oranlarını ayrıntılı olarak
düzenlemiş, ancak herhangi bir taban oranı belirlememiştir.
Yürütmeye bırakılan yetkinin üst sınırı ve çerçevesi
belirlenirken alt sınırının belirlenmemiş olması
nedeniyle dava konusu kural, hukuk devletinin gereği olan hukuki güvenlik
ilkesine aykırılık oluşturmaktadır. denilmiştir.
Bu maddede yapılan
düzenlemeye göre, getirilen alt sınırın 1inci derecenin 4üncü
kademesindeki hekimler yönünden parasal karşılığı 384
liradır. Asgari ücretin bile altında olan bu miktarın mahkeme
kararında belirtilen asgari garantiyi karşıladığı
söylenemez. Kanunda üst sınır personelin almakta olduğu
aylığa oranla belirlendiğine göre alt sınır da
aylığa göre belirlenebilir.
209 sayılı Kanunun
5inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve Ancak ile
başlayan hüküm ise Anayasanın eşit işe eşit ücret
kuralına aykırıdır. Tam Gün Yasasının
belirlediği sürede çalıştıktan sonra biri evine,
diğeri ek iş yapmaya giden 2 sağlık çalışanının
kamuya verdiği mesai aynı olduğundan ücretlerinin de
farklılaştırılmaması gerekir. Bu nedenle Ancakla
başlayan cümlenin söz konusu fıkradan çıkarılması
uygun olur.
195inci maddeyle 406
sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37nci maddesinde
yapılan değişikliklere itirazımız olmamakla birlikte,
değişikliklerin 23 Temmuz 2010 tarihli kanunla yeni
değiştirilen hükümler olması İktidarın yasama
organını çalıştırmada ne kadar yetersiz olduğunu
bir kez daha ortaya koymaktadır.
199uncu maddeyle Turizmi
Teşvik Kanununa bir madde eklenmekte, mevzuata aykırı
yapılaşmalar için öngörülen cezalar hafifletilerek hukuka
aykırı yapılaşmalarda cezaların
caydırıcılığı ortadan
kaldırılmaktadır. Maddede sayılan fiiller için öngörülen
cezaların hafifletilmesi hukuk dışılığı
teşvik edeceğinden bu madde tasarı metninden
çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri,
yasayı daha yararlı kılmak amacıyla maddeler üzerinde
vereceğimiz değişiklik önergelerimizin dikkate
alınmasını diliyor, Sayın Başkan, sizi, değerli
milletvekillerini ve yüce Türk ulusunu tekrar saygıyla selamlıyorum.
(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Ergin.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Behiç Çelik, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Çelik.
MHP GRUBU ADINA BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının sekizinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, seçmene selam ağırlıklı bu tasarı,
orta ve uzun vadede seçmene zulüm tasarısı olarak kendini
gösterecektir; teknik ve hukuki yanlışlarla doludur. Bugün ÜFE
hesaplaması yapılırken kanun TEFEden bahsetmektedir.
2008 yılı
ortalarında halkımızı kasıp kavuran ve 2009
yılını bütünüyle cehenneme çeviren krizin sakat
bıraktığı vatandaşlarımıza bu tasarı
aspirin tedavisidir. 2011 yılı verilerini hatırlayarak bu
tasarıyı eleştirmemizde yarar var. Biz 2011 şartlarına
geldiğimiz zaman şunu görüyoruz: İşsizlikte dünya rekoru
kırıyoruz. Tüketici güven endeksi yüzde 90a düşmüş,
2007de 119 olan sanayi üretim endeksi 104e düşmüş, dış
ticaret açığı 72 milyar dolara çıkmış, kapasite
kullanım oranı yüzde 74,6da kalmış; vatandaşların
bankalara olan borcu 510 milyar TLye ulaşmış, fert
başına banka borcu 7 bin TLye çıkmış, bu arada daha
da borçlanacağımızı söyleyen bir Maliye Bakanımız
başımızda.
Vatandaşların kredi
kartı yoluyla çektiği kredi tutarı ayda 5 milyar TLye
ulaşmış, 2006 yılında 124 olan istihdam endeksi 96ya
düşmüş.
Vatandaşlarımız
dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanmaya
başlamış, benzinin litresi 2,6 TLsi vergi olmak üzere 4 TL,
mazot 1,8 TLsi vergi olmak üzere 3,44 TLye çıkmış.
Amerika Birleşik
Devletlerinde dolaylı vergilerin oranı yüzde 18, diğer
ülkelerde, Batı ülkelerinde yüzde 30larda iken Türkiyede yüzde 70leri
aşmış. Tam bir vergi zulmü.
Ücretlerde, kalem oyunuyla
vergi iadesi yerine asgari geçim indirimi getirilmiş, aldatmacayla
ücretlerde yüzde 37lik vergi yüküyle dünyada ilk 10a girilmiş.
ARGE harcamalarında OECD
ülkelerinin ortalamasının yaklaşık üçte 1ini dahi
aşamamışız. Bütçe açığımız 40 milyar
Türk lirasına ulaşmasına rağmen bununla övünülebilmektedir.
2008 yılında vergi gelirlerinde tahsilatın tahakkuka oranı
yüzde 89 iken bu oran yüzde 85e düşmüş yani mükellefler vergi
borcunu dahi ödeyemez duruma gelmiş. Bütçe açıkları
İşsizlik Fonu boşaltılarak kapatılmaya
çalışılmaktadır. İstihdam artışı
olmadan göz boyamayla işsizlik rakamları düşürülmektedir. Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma yardımları ile
övünülmeye başlanılmıştır. Utanılacak olan bu
durumun ortadan kaldırılması yerine vakfa transfer edilen para
ile övünülebilmektedir. Kamu borç stoku 482 milyar Türk lirasına
ulaşmış, fert başına toplam borç 6.600 Türk lirasına
tırmanmış, yoksulluk oranı yüzde 18 olarak açıklanmasına
rağmen kırsalda bu oran yüzde 38leri aşmış. Türkiye,
tarımda kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çıkarılarak
özellikle son üç yıldır dış ticaret açığı
veren ülke konumuna sokulmuş. Tarımda 2009, 2010 yılları
ürün ve girdi fiyatlarındaki değişim itibarıyla ana
ürünlerde ortalama fiyat artışı yüzde 16 iken üretimin temel
girdilerindeki fiyat artışı yüzde 25 olarak
gerçekleşmiş. Dolayısıyla çiftçi üretemez duruma
sokulmuş ve çiftçi iflas etmiş. 2002 yılında çiftinin
toplam 530 milyar Türk lirası kredi borcu varken 2010 yılında bu
rakam daha fazla, bu rakamın üzerine çıkmış. Üretici ve
tüketici arasında fiyat farkına ürün grupları itibarıyla
baktığımızda yine yaş sebze ve meyvede yüzde 242,
bakliyatta yüzde 210, hayvansal ürünlerde yüzde 106 oranında gerçekleşmiş.
Değerli milletvekilleri,
tarımda kullanılan elektriğe yapılan destek 2003
yılında kaldırıldığı için fiyatlar yüzde 34
oranında artmış. Sulamada kullanılan elektriğin fiyatı
son üç yılda da yüzde 50 oranında artış gösteriyor.
Demek ki, burada Hükûmetin
son sekiz buçuk yılda izlediği genel ekonomi
politikalarının verimleri, bu Hükûmetin de iflas ettiğini
gösteriyor. 12 Haziran seçimlerine gidilen bu süreçte, büyük Türk milletinin bu
rakamları, bu gerçekleri görerek bu İktidarın
sonlandırılması kaçınılmaz olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; torba tasarıya
baktığımız zaman, özellikle sekizinci bölümde ben birkaç
hususa değinmek istiyorum. Yine, Kömür İşletmeleri Kurumunun
daha rahat kömür teminini içeren maddesine geçerek, orman alanlarında
hayvan otlatılması ve odun dışı orman emvalinin
dağıtım usulüne ilişkin hükme değinmek isterim.
Burada bir Mersin
Milletvekili olarak, Toroslarda özellikle halkımızın en önemli
hayvansal geçim kaynaklarından olan keçi yetiştiriciliğinin
önemini dikkatinize sunmak istiyorum. Keçiler yüzyıllardır
Toroslarda, orman alanı içerisinde otlatılırdı ancak bu
yasağın kaldırılması fevkalade önem arz ediyor. Bu
hususta biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak soru önergeleri vermiştik,
6831le ilgili düzenleme yapılsın diye.
Şimdi, burada,
vatandaşlarımızı rahatlatma adına, hem keçi
otlatılması hem de keçinin orman alanlarında uygun görülen
yerlerde, orman idaresince uygun görülen yerlerde
barındırılmasına ilişkin, sadece keçilerin değil,
koyunların ve diğer büyükbaşların da olabilir ama keçi
popülasyonunu koruyarak, aşırı otlatmanın da önüne
geçilerek, burada optimal bir dengeyi kurma lüzumu vardır. Buna
dikkatinizi çekmek istiyorum.
Onun dışında,
Devlet Planlama Teşkilatındaki kadro düzenlemesinin ne amaçla
yapıldığını burada izaha muhtaç olarak görüyorum.
Afet ve Acil Durum İl
Müdürlüğü kuruldu. Burada eleştirilerimizi yineliyoruz: Böyle bir
İl Müdürlüğü kurulurken, özellikle dikkat edilmesi gereken husus
sivil savunmanın önemi. Sivil Savunma farklı fonksiyonlar ifa eden
bir kurumdu. Bu ortadan kaldırılmıştır. Ancak, yine,
özellikle Bayındırlık Bakanlığına bağlı
olan Afet İşleri Genel Müdürlüğünün de farklı fonksiyonu
vardı özellikle yangın, deprem ve sel, su baskınlarına
karşı aktif olan bir genel müdürlüktü -toprak kayması, heyelan
da dâhil olmak üzere- ama bunların hepsinin birleştirilerek ne
idiği belirsiz farklı bir yapılanmaya gidildi. Afet acil durum
yönetimi hiç olmazsa İçişleri Bakanlığı bünyesinde
düşünülmeliydi, bu da düşünülmemiştir. Burada
karışıklıklar olmaktadır. İşte, torba
yasanın içerisine maddeler getirerek bunu telafi cihetine gitmeye
çalışıyorsunuz. Daha çok gelecektir bu ama biz 12 Hazirandan
sonra buna, bu hususlara yeni bir düzenleme getirmeyi elbette düşünüyoruz.
Sağlık Bakanlığı
döner sermaye kuruluşlarının merkeze aktardığı
payı niçin yüzde 4ten 6ya çıkarıyorsunuz, niçin taşradaki
döner sermaye payını azaltarak merkeze doğru çekiyorsunuz? Oradaki
çalışanlara bunu verseniz, hatta yüzde 2ye düşürseniz daha
uygun olmaz mı?
Değerli
arkadaşlarım, biz her zaman temiz toplum ve temiz siyaset
anlayışını Türkiyede hâkim kılmak için
uğraşıyoruz, yoksulluğun ve yolsuzluğun kökünü
kazımak için uğraş veriyoruz, kayıt dışı
ekonominin yok edilmesini amaçlıyoruz, gelir
dağılımında adaleti amaçlıyoruz, istihdam dostu
sürdürülebilir bir büyüme ortamı tesis etmek için
uğraşıyoruz ama ne yazık ki İktidarın bu
hazırlamış olduğu torba tasarıda bunlar
amaçlanmıyor, daha farklı amaçlar taşıyor ama buna
rağmen Milliyetçi Hareket Partisinin bölüm üzerindeki görüşlerini bu
şekilde özetliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Çelik.
Sekizinci bölüm üzerinde
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Nuri Yaman,
Muş Milletvekili.
Buyurun Sayın Yaman.
BDP GRUBU ADINA M. NURİ
YAMAN (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının sekizinci bölümü
üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi adına söz aldım. Yüce
Meclisi bu nedenle saygıyla selamlıyorum.
Bu sekizinci bölümde
yaklaşık olarak yirmi kanunda çeşitli değişiklikler
öngörülmektedir. Tabii, bu değişikliklerin içinde en önemli
bulduklarımızı sırasıyla sizlerle paylaşmak
istiyorum. Bunlar, Sağlık Bakanlığının ilgili
birimlerindeki çalışanlara ilişkin verilecek olan döner sermaye
ve bunun yanında Bakanlığın diğer birimlerinde,
örneğin, aile hekimliğinde çalışanlara yapılan
haksızlıklar ve bu önemli kurumun içinde bulunduğu duruma
değineceğim.
Yine, 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununda KİTlerde hep karşılaştığımız
bir sürü kayırma ve yolsuzlukların devamını sağlamaya
yönelik konulara değineceğim ve eğer zamanım yeterse de bu
ülke için bu birimde, özel güvenlik kurumlarında çalışan özel
güvenlik birimlerinin neden bu beklentilerini bu torba yasada dile getirmediğinizi
ve içinde bulundukları kısaca, sorunlarına
değineceğim.
Değerli milletvekilleri,
bu torba yasasının bu bölümüyle ilgili yapılan önemli
değişikliklerden biri de Sağlık Bakanlığına
bağlı sağlık kurumları ile rehabilitasyon verilecek
döner sermaye hakkındaki kanunda değişiklik
yapılmış ancak bu değişiklikle yeni bu yılın
sonu itibarıyla seksen bir ilde faaliyet gösteren aile hekimliğiyle
ilgili önemli olumsuzlukları ve bu aile hekimliğinin içinde
bulunduğu önemli sorunları da sizlerle paylaşacağım.
Bilindiği gibi, aile
hekimliği uygulaması ilk kez 2005 yılında pilot uygulama
olarak Düzce ilimizde başlamış ve 2000 yıl sonu
itibarıyla da şu anda Türkiyede seksen bir ilimizde aile
hekimliği uygulanıyor. Bu aile hekimliğinden beklenen amaç ve
karşılaşılan sıkıntılara göz
attığımızda, amacı hastanelerdeki
yığılmayı önlemek, herkese daha hızlı
sağlıklı hizmet vermek olan aile hekimliği, ne yazık
ki bu düzenlemeyle bugün bir hekime 3.500 kişi düşürecek şekilde
geniş bir alanda sorumluluk toplum sağlığı merkezlerini
yine işlevsiz hâle getirmiş ve haftalık çalışma
saatlerini de kırk saatin üzerine sağlayacak şekilde o
çalışan hekimleri bunalıma sokacak duruma sokmuştur.
Şu anda aile hekimliği pozisyonunda olan ülkemizde 20.183 hekim, aile
sağlığı merkezi olarak 6.380 aile sağlık merkezi
ve toplum sağlık merkezi de 986 olarak görülmektedir.
Bu aile hekimi uzman
açığı nedeniyle, alelacele bu uygulamayı hayata geçirmek
için pratisyen hekimlere, dikkatinizi çekerim, bir haftalık bir
eğitimle bir anda aile hekimi müessesi oluşturulmuştur. Yine,
aynı süratle hizmet puanına ve görev ve aile hekimi uzmanlarına
öncelik tanınarak il içinde bütün hekimlerin yerleri
değiştirilmiş ve bununla hekimleri, deyim yerindeyse, bulundukları
yerlerde alabora durumuna getirmişlerdir.
Yine, bu aile hekimliği
sistemi içinde memuriyetten ayrılıp sözleşme yaparak bu durumu
zorunlu olarak kabul etme dayatmasıyla bu hekimlerimiz karşı
karşıya kalmışlardır. Bunlara yardımcılık
hizmeti yapan aile sağlığı elemanları yani
hemşireler, doktorlarla anlaşma yaparak sisteme dâhil olmuş ve
bu da iş gücü sahibi hemşirelerin kendini bir hekime beğendirmek
için bir sürü çaba sarf etmesi gibi gereksiz bir yola sürüklemiştir.
Hekimler aile hekimi olduktan sonra bütün giderler üzerlerine devredilmiş
ve bulundukları yerlerdeki birimlerin elektrik, su, telefon,
İnternet, doğal gaz, bina kirası, tıbbi atık gideri,
hizmetli program bedelleri, bunun içindeki eşyaların kirası,
kırtasiye masrafları, gazlı bez, enjektör gibi tıbbi
malzeme masrafları da bunların üzerine alınarak, kendilerine
verilen 1.350 TLlik bu fazla -sözüm ona- maaş bir bakıma bunlarla,
bu işlemlerle geri alınmıştır. Bu merkezlere, bu
giderlerin hekimlere verilmesi adil bir uygulama olarak değerlendirilmemektedir.
Yine, Ankaradaki bir, 300
civarındaki aile sağlığı merkezinin ancak 200
civarı -o da çoğunlukla (D) sınıfı olabilmiş-
hastaların kayıtlı olmadıkları aile hekimlerine
gitmelerinde, bunların hizmetleri verilmeyerek geri gönderilmelerine neden
olmuştur.
Sağlık
çalışanlarının izin veya hastalık raporu
kullanması hâlinde, verilen bu 1.350 liralık
maaşlarının kesilmesi de sosyal devlet ilkesiyle
bağdaşmamaktadır.
Aşı, gebe ve çocuk
takiplerinin tek bir doktor ve tek bir hemşireyle yürütülmüş
olması da aile hekimliği bakımından uygulamanın ayrıca
bir fiyaskosu olarak değerlendiriliyor.
Değerli milletvekilleri,
tabii, bu aile hekimliği sorunları dışında, yine bu
yasal düzenleme içinde, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda
yapılan bir değişiklikle, bilhassa bu değişikliklerin
ne kadar yersiz olduğunu bütün değerli milletvekilleri, Avrupa
Birliği ilerleme raporlarının incelenmesinde sürekli
eleştiri konusu olduğunu göreceklerdir. Bu son
değişiklikle, özellikle kamu bankaları, Ziraat Bankası ve
bunların bütün ortakları Kamu İhalesi Kurumu
dışına çıkarılmıştır.
Yine, fakir ailelere
dağıtılacak kömür ihalelerinin Türkiye Kömür
İşletmelerince temin edilmesi de bu Kamu İhale Kanununun
dışına çıkarılan önemli bir konudur. KİT
Komisyonunda çalışan arkadaşlarımız bilirler, dört
yıla yakındır incelediğimiz TKİnin ve Türkiye
Taşkömürü Kurumu ihalelerinin nasıl istismar edilerek, nasıl o
ihale limitlerinin dışına çıkarılarak işlemlerin
yürütüldüğü apaçık müfettiş raporlarına bağlanmasına
rağmen, hâlen masumane bir gerekçeye dayanarak, fakir ailelere sanki bu yardımın
yapılmasında daha iyi bir yöntem olarak düşünülen Kamu
İhale Kanunu dışında bilhassa redevansla çalışan
özel teşebbüse bana göre burada çok büyük bir ayrıcalık ve
hukuksuzluk tanınmaktadır ve bunlarla ilgili hukuksuzlukların
da, değindiğim gibi, KİT Komisyonunda soruşturma
raporlarında bulunduğu herkesçe bilinen bir gerçektir.
Yine aylardır sürekli
bizi arayan ve bugün Türkiyede iç güvenlik birimlerine yardımcı olan
özel güvenlik görevlilerinin sorunlarının da bugüne kadar hâlen
İçişleri Komisyonunda bulunan bir çalışmada
sonuçlanmamasından dolayı üzüntülerimi belirtmek istiyorum. Bizi
arayan özel güvenlik birimleri sürekli olarak Bu torba yasasında acaba
bizimle ilgili bir yasal düzenleme var mıdır? diye soruyorlar. Ben
de büyük bir umutla bu özel güvenlik görevlilerinin bilhassa kıdem
aylığı ve maaş sorunlarıyla ilgili çok acil
durumlarının torba yasası kapsamı içinde bir madde ile
yapılacak olan Özel Güvenlik Kanunundaki değişiklikle bir
iyileştirmeye gidileceği umudunu taşıdım ama ne
yazık ki özel güvenlik birimlerine, o 160-170 bin kişiye buradan
sesleniyorum: Sizin beklentileriniz iktidarın bu konuyu getirmemesinden
dolayı maalesef bir dahaki bahara kaldı.
Bakın, bu
arkadaşların çok önemli sorunları var. Bunların SSK
primlerini -üç yüz altmış beş gün- ilgili sözleşmeli
firmalar ödemiyor.
Yine, bu kişiler sekiz
saatten fazla çalışıyorlar ve yıllık izinleri de on
dört gündür.
Bu nedenle bununla ilgili bir
önerge vereceğiz, bu önergenin iktidar tarafından kabul edilmesini
diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yaman.
Bölüm üzerinde
şahsı adına söz isteyen Muzaffer Baştopçu, Kocaeli
Milletvekili
Yok.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu bölümde bozuk orman alanları,
araştırma alanları gibi bir madde var. Doğrudur
Peki, size
şöyle bir soru sorabilir miyim: Siz gidip bir ev, bahçe beğenip
alıyorsanız, parasını ödüyorsanız, arkasından
yirmi beş yıl sonra Haydi, sen buradan git kardeşim! Tapuya
Orman Bakanlığı emriyle, orman idaresince Burası
ormandır diye bir şerh konulursa, böyle bir hukuk devleti olur mu
arkadaşlar? Maalesef, maalesef, maalesef! Gidiyor, mal alıyor, bahçe
alıyor, mülk alıyor, yirmi beş senedir kullanıyor, ne orman
ne ağaç ne başka bir şey, arkasından orman idaresinden
tapuya bir şerh: Burası ormandır, malını aldım.
Kimin malını alıyorsun ya? Babanın malı mı
burası? Babanın malı mı burası? Ondan sonra da
arkadaşlar, oradaki mallar rezil oluyor. Adam diyelim ki 100 liraya
aldıysa Bura nasılsa orman idaresi, ormanla nizalı. diyorlar,
100 liraya alınan mal düşüyor 10 liraya. Yani bunu yapmaya, bu ülkede
bu insanlarımıza bunu yapmaya kimin hakkı var arkadaşlar?
ASIM AYKAN (Trabzon) Necdet
Sezere söyle Kardeş.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Anlamam ben, Necdet Sezer Mecdet Sezer anlamam
Kardeşim, ben hukuk devleti anlarım.
ASIM AYKAN (Trabzon) Biz de
sizinle beraberiz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hukuk devletinde insanlar tapuya güvenmeli.
Eğer hukuk devletinin tapusu, tapu idaresi ben gidince tertemiz bana bir
tapu veriyorsa, ben tapumu alıyorsam ben tapuma güvenmeliyim. Kime
güveneceğim? Kime güveneceğim arkadaşlar?
ALAATTİN BÜYÜKKAYA
(İstanbul) Kesinlikle doğru söylüyorsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ve bugün bu konuda birçok yerde, birçok bölgede
sorun var arkadaşlar. Bir ülkede devlet, vatandaşını
mahkeme kapısına sürükler mi arkadaş? Hangi ülkede Git,
hakkını mahkemede ara. denir? Benim hakkımı devlet olarak
sen vereceksin. Devlet olarak benim hakkımı elimden alıyorsun,
Git mahkemede hakkını ara. diyorsun. Mahkeme kim? Devlet kim? Kimin
hakkı?
Sayın Bakan, ormanlar
bizim her şeyimiz ama yirmi beş sene bir insan bu malı
kullanmış, ormanın osuyla ilgisi yok. Vallahi, Ben bunu
yazayım da benden çıksın da ne olursa olsun. diye bir bürokrasi
anlayışını ben hazmedemiyorum. Devlet, vatandaşının
sorununu çözmek zorundadır. Gönderirsin bilirkişi, işi
Mahkemeye siz başvurursunuz. İnsanların tapusuna el koymadan
önce, burası orman değildir, burada orman yoktur, böyle bir
kayıt görünüyor ama bunu, vatandaşın hakkını teslim
etmek sizin göreviniz olmasına rağmen, vatandaşı mahkeme
kapısına git gel, git gel, git gel
Ondan sonra birileri de
çıkıyor, Nasılsa ben bu sorunu çözerim. diyor, birilerinin
malını alıyor ucuz fiyata kaçıyor. Durum bu
arkadaşlar.
Bu ülke bir hukuk devleti.
Hukuk devletinde vatandaşın hakkını ve hukukunu korumak
devletin görevidir ama ne yazık ki hukuk devletinde vatandaşın
hakkına devlet tecavüz ediyor; bunun adı, vatandaşın mal
güvenliğine tecavüzdür.
ALAATTİN BÜYÜKKAYA
(İstanbul) Doğru söylüyorsun.
ASIM AYKAN (Trabzon) Söyle
kardeşim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Vallahi, gördüğümü söylemek benim görevim, bunu
düzeltmek de sizin göreviniz.
ŞEVKET GÜRSOY
(Adıyaman) Doğru; doğru söylüyorsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Nasıl, bak, dün akşam, aylardır, hep
beraber tütün için mücadele ettik, küçük de olsa sorun çözüldü, demek ki
mücadele edersen sorun çözülüyor Şevket Bey.
ZEKİ ERGEZEN (Bitlis)
Allah sizden razı olsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Onun için, Sayın Bakan, vatandaşı
mahkeme kapılarına göndermeyin. Vatandaşı Acaba benim
oturacak bir göz evim, bir bahçem elimden mi gidiyor? korkusuna
kaptırtmak, hele, belli bir yaştan sonra da Malım yok oluyor.
dedirtmek bir vicdansızlık.
Hepinize saygılar
sunarım. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Şimdi bölüm üzerinde on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın
Coşkunoğlu, Sayın Tankut, Sayın Özdemir, Sayın
Çalış ve Sayın Işık.
Sayın
Coşkunoğlu
Yok.
Sayın Tankut
YILMAZ TANKUT (Adana) Teşekkür
ediyorum.
Sayın Bakan, vergi ve
sigorta primlerini ödeyemeyen mükellefler, bu tasarıyla,
borçlarını ödeyebilmek için yeniden yapılandırma ve
kolaylıklar almaktadır. Yani vergi ve sigorta borçlarını
ödeyemeyen vatandaşlarımız, bu tasarıyla, bu borçlarını
yeniden yapılandırmak suretiyle, faiz ve cezaların da büyük bir
kısmından vazgeçilmesi suretiyle ödeyebilecekler.
Sormak istediğim:
Zamanında vergi ve prim borçlarını ödeyen ve bazen de çok büyük
zorluklarla karşı karşıya kalıp evinin
nafakasından, rızkından kesip ödeyen
vatandaşlarımıza bu durumda haksızlık
yapılmış olmuyor mu? Bu vatandaşlarımızın
devlete olan borçlarını zamanında ödediklerinden dolayı pişmanlık
duymamaları ve tabiri caizse kendilerini enayi yerine koymamaları
için, Hükûmet olarak bu vatandaşlarımıza yönelik ne gibi
özendirici tedbirler almayı düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Özdemir
HASAN ÖZDEMİR
(Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana soruyorum:
Bu torba yasaya birçok maddeler konulmasına rağmen, özel güvenlik
teşkilatlarıyla ilgili, sorunlarıyla ilgili herhangi bir madde
konulmamıştır. Şu anda Türkiyede 200 binin üzerinde özel
güvenlik teşkilatı mensubu vardır ve bunlar asgari ücretle
çalışmaktadırlar ve birçoklarının da sigortası
yoktur.
Bir Meclis
araştırması önergemiz vardı bugün, maalesef gündeme
getiremedik. Bunların başkanları da buradaydı. Bu konuda,
dediğim gibi, Mecliste bulunan yasanın acilen
çıkarılmasında yarar vardır. Bu konuda bir
yardımınız olur mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman)
Sayın Başkan, teşekkürler.
Sayın Bakan, 4/C
çalışanları bizleri arıyor: Torba yasanın
torbasından herkesin derdine bir derman çıkar gibi 4/Clilere bir
şeyler çıkacak mı?
Sayın Bakanım, bir
diğer sorum da, tarım kredi kooperatiflerine borçları olan
çiftçilerimiz Diğer borçlu olan kurumlara borçlarla ilgili çözüm varken
niye bizim derdimize derman olunmuyor? diye soruyorlar. Torba yasa içerisinde
tarım kredi kooperatiflerine borcu olan çiftçilerle ilgili bir düzenleme
yapılacak mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, bu torba
yasada kredi kartı borçlarıyla ilgili bir düzenlemeyi düşünüyor
musunuz? Şu ana kadar geçen maddelerde böyle bir yapılandırma
söz konusu değil. En azından, kalan bölümde kredi kartı borcu
nedeniyle birçok insanımız mağduriyetten kurtarılabilir mi?
İkincisi, dün Sayın
Bakana da sordum ancak cevap alamadığım için tekrarlamak
istiyorum: Şehit ailelerinden ikinci bir kişiye daha KPSS
zorunluluğu olmadan kamuda bir iş imkânını sağlayacak
düzenleme konusunda Hükûmetinizin bir çalışması var
mıdır, varsa bu ne aşamadadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Nalcı
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, daha
önceden de dile getirdim. Bu 2008deki varlık barışı ile
2009daki varlık barışı arasında KDVden doğan
bir farklılık var. Yani bir inceleme esnasında, 2008de para
yatırmışsa KDVsini istiyor ve mahkemeye veriyor, 2009da
yatırmışsa bundan muaf oluyor. Bunu acaba bu kanunda düzeltmeyi
düşünüyor musunuz? En azından, kanuni işlemler yani parasal olan
kısmı değil ama ceza kısmını düzeltmeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederiz.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Nalcı.
Sayın Bakan, buyurun.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; hepinizi ben de saygıyla selamlıyorum.
Tabii Sayın Tankutun
sorusu gerçekten güzel: Hakikaten Zamanında vergisini, borcunu ödeyen
vatandaşlara haksızlık yapılıyor mu? diye sordu.
Tabii vatandaşlarımızın büyük kısmı zaten zamanında
vergilerini ödüyor. Bu, bir şekilde vergilerini ödeyemeyen veya güçlük
içinde olan
Yani hiç kimse kalkıp da keyif için vergi ödemezlik
yapmıyor. Dolayısıyla onların en azından
geçmişten gelen sıkıntıları bir şekilde taksitle
ödemelerine imkân sağlamak için yapılmıştır. Tabii
zamanında vergisini ve diğer borçlarını ödeyen
vatandaşlarımıza da teşekkür ediyoruz, onlara
şükranlarımızı sunuyoruz.
YILMAZ TANKUT (Adana)
Sayın Bakan, bu gibi zamanında ödeyenlere de bir iskonto
yapılması lazım.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Maliye Bakanlığımız belki bir
şekilde onlara bir takdirname, teşvik, destek vesaire verirse biz de
memnun oluruz tabii ki.
Sayın Özdemir özellikle
özel güvenlik teşkilatı mensuplarından bahsetti, esasen
haklı. Yani hakikaten benim Bakanlığımda da çok sayıda
özel güvenlik elemanı var, bunlar ciddi çalışıyor,
görevlerini yapıyorlar, ben de çok memnunum. Bunlarla ilgili belki bu
torba yasada değil de başka şekilde, personelle ilgili bir
çalışma yapılacak, o kapsamda ele alınması daha uygun
olur ancak Sayın Özdemir Sigortasız çalışanlar var.
dediniz ama bizim bütün kurumlar sigorta şartı getiriyor. Yani
sigortasız çalışan olmaması gerekir diye düşünüyorum.
Bunu da
M. NURİ YAMAN (Muş)
Ama yüzde 62si ödemiyor, ödememek için çalıştırmıyor.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Tamam, ona bakalım, bir usulsüzlük varsa
gerekirse tahkikat yapılır diye düşünüyorum.
Sayın Hasan
Çalış, tabii, çiftçilerimiz için biliyorsunuz zaten büyük destekler
veriyoruz. Bunlara doğrudan gelir desteği, diğer destekler,
mazot desteği, hakikaten, kredi faizlerinin düşürülmesi, hatta
hayvancılık desteğiyle biliyorsunuz bir noktada faizsiz kredi
imkânları tanındı. Yani biz de çiftçilerin her zaman
yanındayız.
Tabii, tarım ve kredi
kooperatifleriyle alakalı hakikaten bana da pek çok kooperatiften geldi.
Bunu tabii, bir değerlendirmek lazım, bunda olur mu olamaz mı
onu gruplarla görüşüp ona göre karar vermek lazım. Yüce Meclisin takdiri
tabii ki.
Sayın Alim
Işık Kredi kartı borcu nedeniyle mağdur olanlarla ilgili
herhangi bir şey yapılabilir mi? dedi. Bu torba kanunda bu konuda
herhangi bir şey yok ama tabii ki ileride belki bu düşünülebilir.
Şehit ailelerine
biliyorsunuz, şehit ailesinden 1 kişiye KPSSye girmeden devlet
kurumlarına girme imkânı tanınıyor. Bu konuda Sayın
Başbakanımızın talimatı var, yeni bir
çalışma yapılıyor Acaba onlara yeni imkânlar
sağlanabilir mi? diye. Onu ben de gündeme getireceğim. Yani
biliyorsunuz hakikaten o şehitler bizim şehitlerimiz. Bu vatan için,
bu millet için, bu bayrak için canlarını feda ettiler, onlar için ne
yapılsa azdır. Hatta biz onların hatıralarını
yaşatmak için bütün Türkiyede şehitlerimiz adına şehitler
ormanı kuruyoruz. Bunu da bilgilerinize sunuyorum.
Sayın Nalcı, tabii,
KDVden doğan, 2008-2009 yılında
Doğrusunu isterseniz bu
konuda ben de grubumuza konuyu getireceğim. Acaba, telafi edilebilir mi,
en azından ceza olan kısmı affedilebilir mi onunla ilgili bir
çalışmayı arkadaşlarımız yapsın. Yani ben de
konuyu gündeme getireyim.
Ben çok teşekkür
ediyorum hepinize. Değerli görüşlerinizden, bilgilerinizden
dolayı hepinize şükranlarımı sunarım.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
Başka soru yok.
Sekizinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, sekizinci bölümde
yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
180inci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, önergeleri geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına
göre işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 180 inci
maddesinin (e) fıkrasında yer alan "yarısından"
ibaresinin "yüzde 25 inden", ikinci fıkrasında yer alan
"yarısından" ibaresinin " yüzde 25 inden"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Behiç Çelik
Mersin Konya Mersin
Erkan Akçay Mehmet Günal Kemalettin Nalcı
Manisa Antalya Tekirdağ
Emin Haluk Ayhan Hasan Özdemir
Denizli Gaziantep
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir. Şimdi, bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Buyurun:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının 180'inci maddesinin
çerçevesinden ikinci fıkrası ibaresinin ve ikinci
fıkranın madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Nuri Yaman Sebahat Tuncel Şerafettin Halis
Muş İstanbul Tunceli
Sırrı Sakık Fatma Kurtulan M. Nezir Karabaş
Muş Van Bitlis
Hasip
Kaplan
Şırnak
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ramazan Kerim Özkan Atilla Kart Selçuk
Ayhan
Burdur Konya İzmir
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde
söz isteyen Nuri Yaman, Muş Milletvekili.
Buyurun Sayın Yaman.
M. NURİ YAMAN (Muş)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 180inci maddesi üzerine
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi nedeniyle huzurlarınızdayım.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
Evet, gerçekten, deyim
yerindeyse, biraz önceki konuşmamda da belirttiğim gibi, Kamu
İhale Kanunu, 4734 sayılı Yasa, Avrupa Birliğinin de her
yıl döneme ilişkin açıklamalarında belirtildiği gibi,
eleğe dönmüş, delik deşik edilmiştir ve bu eleğe dönme
sistemi de Adalet ve Kalkınma Partisinin, ne yazık ki, kendi
kafasına göre oluşturduğu senaryolara göre her gün yeni bir
değişiklikle bir ucube hâline gelmiştir. Bu sözcük,
biliyorsunuz, Sayın Başbakanın sözcüğü. Artık
Türkiyede ucubeler sultanlığı ve onun temsilciliğini
Sayın Başbakanla AKP yönetimi herhâlde tescil etmiş durumda.
Değerli milletvekilleri,
bir yasa yapıldıktan sonra, eğer şimdi burada sizin
yaptığınız gibi alelacele, çalakalem, böyle,
mutfağında iyi hazırlanmadan, bürokratların ve uygulamadan
gelen insanların görüşleri alınmadan, komisyonlarda enine boyuna
tartışılmadan gelirseniz, böyle, ikide bir bu kanunları
eleğe döndürürsünüz. Şu anda Kamu İhale Kurumunun
başında bulunan ve benim de yakından
tanıdığım, Teftiş Kurulundan görevlendirilen arkadaşlarımızın
bu konuları takip etmekten başları dönecek noktaya gelmiş.
Gelin, bu ülkenin kurulu, düzenli birtakım müesseselerini bu kadar
yıpratmayalım.
Şimdi, bu son
değişiklikler yirmiyi bulmuştu, bunlarla herhâlde yirmi
beşi bulacak. Öyle sanıyorum ki yarın, bir daha kafanıza
estiği zaman, bir alandaki bir amacınızı
gerçekleştirmek için bir daha bundan da vazgeçebilirsiniz.
Şimdi, bununla biz neyi
amaçlıyoruz? Evvela, bu yolla bankaların -ki biliyorsunuz,
özelleştirme kapsamı içinde bulunan Ziraat Bankasının,
Türkiye Halk Bankasının ve Ziraat Bankasına devredilen Türkiye
Emlak Bankasının bir sürü ortaklıkları var- serbest piyasa
kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıkları ile bu saydığım
bankaların ortaklıklarının bilhassa enerji, su,
ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde faaliyet gösteren,
çalışmalar yürüten bu teşebbüs, işletme ve
şirketlerini bu kapsam dışına çıkararak artık
Türkiyede özelleştirme konusunda istediği gibi at koşturmalarına
bu yolla katkı sunacaksınız.
Bu, şimdiye kadar özelleştirmelerle
ilgili sizlerle mücadele eden sivil toplum inisiyatiflerinin, bana göre, önünü
almanın başka bir yolu. Bugün İkizderenin ve Rizenin,
Giresunun o yaylalarını benim gibi eğer siz de gezdiyseniz,
gördüyseniz, oradaki doğal dengeyi, oralardaki o dünya harikası
doğayı eğer bu amaçla -enerji amacıyla- bozmayı, yine,
kullanma sularını kirleterek bu insanların kullanma
sularından mahrum edilmesini kafanıza koyduysanız bu yasa da
buradan çıkacak ama ben diliyorum ve umuyorum ki bu dolambaçlı
yollarla size karşı oluşan bu kamuoyunu gidermeye yönelik bu
çalışmalarınız, birlik içinde bulunan o inisiyatifler
tarafından geri tepecek.
Gelin, yapmayın.
Özelleştirme alanlarını Kamu İhale Kanunu kapsamı
dışında tutmanın size sağlayacağı bir yarar
yok. Bu yolla keyfinizin istediği birtakım yerlerde -belki
ulaştırmayla ilgili de- o yasal birtakım
sıkıntıları aşmanın, yine, Türkiyede bu
gayrimenkul yatırım ortaklıklarıyla bu bankaların
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
M. NURİ YAMAN (Devamla)
ortaklıklarının sağlanmasıyla
yapacağınız işlemlerde size bir fayda gelmeyeceğini
belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yaman.
Önerge üzerinde başka
söz talebi? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Bilindiği gibi Kamu
İhale Kanunu kapsamına giren idareler, bu Kanuna göre yapılacak
ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi,
güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun
şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve
kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu
tutulmuşlardır.
AKP iktidarı göreve geldikten sonra Kamu ihale Kanununun
istisnaları düzenleyen maddesinde;
30/7/2003 tarihli
ve 4964 sayılı,
27/4/2004 tarihli
ve 5148 sayılı,
14/7/2004 tarihli
ve 5226 sayılı,
3/3/2005 tarihli
ve 5312 sayılı,
22/2/2007 tarihli
ve 5583 sayılı,
27/12/2007 tarihli
ve 5726 sayılı,
20/2/2008 tarihli
ve 5737 sayılı,
9/7/2008 tarihli
ve 5784 sayılı,
20/11/2008 tarihli
ve 5812 sayılı,
25/6/2009 tarihli
ve 5917 sayılı
kanunlarla 10 kez değiştirilmiştir. Bu
değişiklikler yukarıda özetlenen kamu ihalelerinde gözetilmesi
gereken ilkelere uygun olmayan düzenlemelerdir.
AKP iktidarı bugüne kadar 1/6/2007 tarihli ve 5680
sayılı, 30/7/2003 tarihli ve 4964 sayılı kanunlara
dayanarak, Kamu İhale Kanununun kapsamında da daraltma yönünde
düzenlemeler yapmıştır.
Torba Tasarı ile 4603 sayılı Kanun kapsamındaki
kamu bankalarının yanı sıra doğrudan veya dolaylı
iştiraklerinin yapım işleri de Kamu İhale Kanunu
kapsamına alınmaktadır. Bu düzenlemeyi uygun görmekteyiz. Ancak,
kapsam maddesinin ikinci fıkrasında yapılan bir başka
değişiklikle kamu bankalarında olduğu gibi bu
bankaların iştiraklerinin yapım işleri
dışındaki bütün işleri Kamu İhale Kanunu kapsamı
dışına çıkarılmaktadır ki hem bu
değişiklik hem de 2499 sayılı Sermaye Piyasası
Kanununa tabi gayrimenkul yatırım ortaklıklarının
kapsam dışına çıkarılması olumlu
değerlendirilmemektedir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter
sayısı...
BAŞKAN Karar yeter sayısı arayacağım
Sayın Hamzaçebi.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için
elektronik cihazla oylama yapacağım.
Bir dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ya, var demek
Yani
insanın bir vicdanı olması lazım. Yapma Allah
aşkına
Şimdi var, o zaman var mıydı?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dalga geçiyorlar
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bunun adı dalga
geçmek Sayın Başkan
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Ne
bağırıyorsun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Yani mertçe yapalım
bunu, mertçe yapalım.
Kâtip üyeyim diye oturuyorsun orada...
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Niye
bağırıyorsun?
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.30
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.41
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 180inci maddesi üzerinde
verilen aynı mahiyetteki iki önergenin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeleri yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, kabul
edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 180 inci maddesinin (e) fıkrasında yer
alan "yarısından" ibaresinin "yüzde 25 inden",
ikinci fıkrasında yer alan "yarısından" ibaresinin
"yüzde 25 inden" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Kemalettin Nalcı efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun Sayın
Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının sekizinci bölümü ve
180inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, bu yapılmak istenen, Devlet İhale Kanununda, bu
maddede, kamu bankalarının daha önceden mal
alımlarının ihale kapsamı dışında
bulunması, kamu bankalarının yapım işlerinin 4734
sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmasıdır.
Şimdi burada yapılmak istenen konu şu: Belki doğru bir
işlem ama suistimale yön verecek şekilde bir uygulama bu. Şimdi,
aynı kanunun, aynı bankaların iştirakleriyle, yani yüzde
50den fazla hissesi bulunan kamu bankalarının iştiraklerinin de
bu kanun kapsamından çıkartılması isteniyor.
Değerli milletvekilleri,
biliyoruz ki kanun kapsamı dışına çıkan her şeyde
Türkiyede suistimal söz konusu. Şimdi, 4734 sayılı Devlet
İhale Kanunu bu Meclise üç kere geldi. Her geldiğinde de doğru
geldi yanlış çıktı yani komisyonlardan buraya gelişi
doğru ama buradaki müdahalelerden dolayı yanlış
çıktı. Ben bunlarla ilgili size birkaç tane örnek vermek istiyorum.
Tabii içinizde bu işleri bilen arkadaşlar olmadığı
için, bilmeyen arkadaşların müdahaleleri sonucunda bu noktaya geldik.
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya)
Biliriz bu işleri.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) - Sayın Milletvekili, bu konuları siz bilmezsiniz.
Bilmediğiniz için de laf atmayın lütfen Sayın Milletvekili.
Bakın, şimdi
iş durum belgesi vardır. İş durum belgesi nedir? Devam eden
bir işte yüzde 80i geçmişken o işi yapan müteahhide Sen bu
işi yapıyorsun. diye bir belge verirler. Bu, Komisyondan bu
şekilde geldi ama buradaki müdahaleler sonucunda öyle bir çıktı
ki, hani, bir laf var ya Yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan
Diyor
ki: Bir işin yüzde 80inin tamamlanması kaydıyla, ama ilk
keşif bedeli bitmek kaydıyla. Bugün çıkartılmış
olan İhale Kanunundan dolayı iş durum belgesi
kullanılamıyor. Çünkü burada İhale Kanununun ne olduğunu
bilen arkadaşlarımız yok. Müdahale ederken,
dışarıdan birilerinin telkinleri sonucunda bunlar oluyor. Yüzde
100ü demek, o işin bitmesi anlamındadır. Bugünkü İhale
Kanununda, bilindiği gibi, bir anahtar teslimi var, bir de teklif birim
fiyatı var. Anahtar tesliminde sadece yapılan işin
miktarını yüzde 10 artırabiliyorsunuz, teklif birim fiyatta da
yüzde 20 artırabiliyorsunuz. O zaman bunun nasıl siz yüzde 100ünü
bitirtmeyi ve yüzde 80ine iş durum belgesi vermeyi düşünüyorsunuz?
Hiç olmayacak bir işlemi kanunda çıkarttık, onu burada becerdik
biz.
İkinci bir konu daha var
değerli milletvekilleri: Aynı Kamu İhale Kanununda şirket
hissesinin yüzde 51
Mühendis ve mimar olanlar kendi diplomalarını ve
şahsi iş bitirmelerini kullanabiliyorlar ve altında da
şöyle bir ibare geçtik
O da burada yanlış çıktı,
Komisyondan doğru geldi. Her iki ortağın da mühendis olması
durumunda yüzde 50-50 kabul ettik ama mimarları unuttuk çünkü alelacele
buradan bir önerge verildi ve bugün mimarlar bu haktan faydalanamıyor.
Şimdi, biz bir kanun yapıyoruz ama kanunun hepsi, bu torba kanunda
olduğu gibi, hep arkadan bir şeyler geliyor, veriliyor.
Demin ben Sayın Bakana
da sordum, yine aynısını, sağ olsun, kendisi hassasiyet
gösterdi... 2008de bir varlık barışı çıkarttık.
Yatırılan paranın matrahı kadar daha sonraki incelemelerden
muaftı ama KDVsi muaf değildi, kanuni cezaları da muaf
değildi. 2009da aynı kanunun devamını çıkarttık,
hepsi muaf. Yani gene bu kanundaki gibi, ilk önce görevini yerine getiren
herkes cezalandırılıyor. Bu kanunda da aynısını
yaptık. Kaç kere, bu üçüncü, dördüncü seferdir, biz cezaları
affediyoruz.
İnşallah, öteki
maddede, bu kanunla ilgili daha farklı görüşlerimi beyan
edeceğim.
Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Nalcı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
181inci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 181 inci maddesinin "r"
fıkrasında yer alan "yapacağı" ibaresinden sonra
gelmek üzere "50 bin TL'yi geçmeyen" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Behiç Çelik
Mersin Konya Mersin
Erkan Akçay Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan
Manisa Antalya Denizli
Abdülkadir
Akcan
Afyonkarahisar
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de ayrı ayrı
söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 181 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Selçuk Ayhan R. Kerim Özkan
Malatya İzmir Burdur
Atilla
Kart
Konya
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Nuri Yaman Sebahat Tuncel Şerafettin Halis
Muş İstanbul Tunceli
M. Nezir Karabaş Fatma Kurtulan Hasip Kaplan
Bitlis Van Şırnak
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Atilla Kart konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili
(CHP sıralarından
alkışlar)
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 181inci maddeyle ilgili
olarak tarafımızdan verilen önerge hakkında söz almış
bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
181inci maddede Kamu İhale Yasasına yine bir istisna düzenlemesi
getiriliyor. Şöyle deniyor: Fakir ailelere kömür yardımı
yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararnameleri
kapsamında; işleticisi kim olursa olsun, Türkiye Kömür
İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğünün kendisine veya
bağlı ortaklık veya iştiraklerine ait olan kömür
sahalarından yapacağı mal ve hizmet alımları,
Değerli milletvekilleri,
bakıyoruz, Kamu İhale Kanununda, 2002 yılında
yasalaşan Kamu İhale Kanununda Adalet ve Kalkınma Partisi
İktidarı zamanında 58 maddede değişiklik
yapılmış. Daha evvelki konuşmacı
arkadaşlarım 20li bir ifade kullandılar, o ifadelerin
hatalı olduğunu hemen ifade ediyorum. 58 maddede 157
değişiklik yapılmış değerli milletvekilleri.
Kamu İhale Kanunu, kamu
yönetiminin en temel kanunlarından birisi. Peki, bir siyasi iktidar Kamu
İhale Kanunuyla bu kadar oynama ihtiyacını neden duyar? Bunu
açıklamak gerekiyor. Aslında, bu ihtiyacın
açıklanması, bu siyasi iktidarın yönetim karakteristiğini
göstermesi bakımından da önemlidir diye düşünüyoruz. Bu
çerçevede ben, bunun gerekçesini, bu istisnaların gerekçesini sizlere
anlatmak istiyorum.
Bakın, değerli
arkadaşlarım, elimde Hazine Müsteşarlığı Hazine
Kontrolörleri Kurulu Başkanlığının bir raporu var. O
rapordan belli paragrafları bu maddede ve devam eden maddelerde sizlerle
paylaşmak istiyorum, bu konuda sizleri bilgilendirmek istiyorum, bu
konulardaki gelişmeleri sizlerin sorumluluğunuza,
duyarlılığınıza tevdi etmek istiyorum.
Ne deniyor bu raporlarda?
Aynen okuyorum değerli arkadaşlarım: Kamu zararının
firmalardan tahsiline ilişkin olarak... Aslında bunları
okumanın çok da bir anlamının olmadığını
elbette çok iyi biliyoruz çünkü maalesef siyasi iktidar, yine bildiğini
yapmaya devam edecek ancak bu gerçeklerin, bu raporların Meclis
kayıtlarına, Meclis tutanaklarına geçmesi gerekiyor. Bu
düşünceyle, bu gerekçeyle okuduğumuzu bir kez daha, yeri
gelmişken ifade ediyorum. Şöyle diyor raporlarda: Türkiye Kömür
İşletmelerine böylesine yükseltilmiş fiyatlarla kömür
satışları sırasında aşırı kâr eden bu
firmaların gerçekleştirilen işlemlerden haberdar
olmadıkları ve bu işlemler dolayısıyla masum
olduklarını düşünmenin mümkün olmadığı,
gerçekleştirilen bu işlemler sonucunda kaybedenin kamu,
kazananın ise özel firmalar olduğu... Devam ediyor: İlgili firmalara
ihtarlar yapılmasına rağmen aynı durumun devam etmesi
kapsamında sözleşmenin feshedilmesi ve ödenen tutarların geri
alınmasının Türkiye Kömür İşletmeleri yetkililerinin
usulüne uygun ve etkin muayene ve kabul komisyonu kurmayarak denetim yapmamaları
sebebiyle çok zor hâle geldiği
Yani açıklaması şu:
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu suç delillerini yok ediyor. diyor
rapor. Hazine raporu bunu tespit ediyor. Devam ediyor: Yukarıda
bahsedilen işlemlerden aşırı kâr eden firmaların bu
kazançlarından doğan vergilerini tam ve zamanında ödediklerinden
emin olunmasının bir diğer kamu sorumluluğu olduğu, bu
sebeple raporumuzda tespit edilen ihale işlemleri dolayısıyla
kendilerine ödeme yapılan firmalar hakkında vergi incelemesi
yapılması amacıyla raporumuzun bir örneğinin Maliye
Bakanlığına gönderilmesi, yapılan vergi incelemesi
dolayısıyla düzenlenen raporun bir örneğinin de bilgi
amacıyla Hazine Müsteşarlığına gönderilmesi... Yani
kayıt dışı yapılanma ve vergi kaçağından söz
ediliyor ve vergi incelemesi yapılması yönünde ilgili birimlere suç
duyurusu yapılıyor. Buradan Hükûmete yöneltiyoruz sorumuzu, ilgili
bakana yöneltiyoruz: Bu incelemeler yapıldı mı?
Yapılmadıysa hangi gerekçeyle yapılmadı? Bu konularda
Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gereğini
ifade ediyorum.
Genel Kurulu bu
değerlendirmelerle saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kart.
Aynı mahiyetteki önerge
üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu,
kömür maddesidir. Tabii, seçimler yaklaştı. Yine kömürü seçimde
propaganda aracı olarak Sosyal Yardımlaşmayla valilerimiz,
kaymakamlarımız taşımaya başlayacak. Fakir ailelere
kömür dağıtımını ihalesiz yapmak gibi masum bir
gerekçenin altında milyar dolarlık yolsuzluklar, suistimal, ihale
yolsuzlukları yaşandığı gibi -çok açık
söylüyorum- 2007-2009 seçimlerinde en fazla kullanılan suistimal ve etik
olmayan yollardan biri kömür olmuştur. Şırnakta şimdi,
Türkiye Kömür İşletmeleri yok ama orada müteahhitler alıyor,
rödovans sistemiyle il özel idarelerine -biliyoruz- bunları TKİye
ihale ediyor. Şimdi, bu sistemle il özel idarelerine belli bir miktarda
ödeme yapılıyordu. Bu da baypas edilecek çünkü örneğin
Şırnak İl Meclisinin yüzde 90ı BDPli üyelerden
oluşuyor ve oranın da gelir kaynaklarını bir bakıma
azaltmayı hedefliyor. Bu, sadece bu kadar değil. Keşke bu kadar
masum olsaydı, keşke kömürü seçim propagandasında yalnızca
kullansaydınız.
Bakın, kömür
kaynaklarına bakıyoruz. Meskenlerde kullanılan, kayıt
şartlı, ısınma amaçlı kömür ithalatı bir de
sanayide kullanılan sanayi kömür ithalatı. Bunun rakamları
dehşet verici boyutlardadır. Gümrük başmüfettişliklerinin
eli altında yargıya sevk edilen suç fezlekeleri, sahte kargo
manifestoları, Türkiyedeki tüm kömür ithalat limanlarında -ithalat
limanlarında diyorum- yapılan yolsuzlukların milyar
dolarları, özellikle kaliteli kömür analiz raporlarının gümrük
idarelerinde dayatma yapılarak ithal edilen Rusya ve Ukrayna menşeli
Türkiye devleti ısınma amaçlı kömür standartları konusu,
bütün bunları aldığımız zaman, burada hiç de masum
olmayan bir yaklaşımı bu torbanın içine koyarak, âdeta
yolsuzlukların torbası durumuna getiriliyor.
Şimdi, kömürlerin yurda
ithal edilmesinin hangi menfaat karşılığında
sağlandığı araştırılmadığı
gibi, son dokuz yılda sadece özel sektöre satılarak yurda sokulan
ortalama 100 milyon tonu aşkın standart dışı kömür var
arkadaşlar. Standart dışı, hem sanayi hem yakıt olarak
kullanılan.
Şimdi, bu sahte kömür
analiz raporları var, sahte kömür kalite sertifikası var, sahte CIF,
yine, kömür maliyet faturası gibi işlemlerle, ayrıca devletin
milyarlarca lira zarara sokulması var.
Şimdi, arkadaşlar,
elimizi vicdanımıza koyalım. Bu kadar yolsuzluk, bu kadar
usulsüzlük, bu kadar adaletsiz seçim sisteminde, bu kömürün
kullanılması ve bu kömür kullanılırken bir taraftan da
maden ocaklarında işçilerimizin göçükler altında can vermesi, Zonguldakta
yaşananlar, Kahramanmaraşta yaşananlar, işçilerimizin
asgari ücretle ölüme gidişlerini kıyasladığımız
zaman vicdan ve insaf sınırlarının
zorlandığı bir Türkiye fotoğrafının ortaya
çıktığını görüyoruz.
Şimdi soruyorum: Fakir
ailelere kömür dağıtmak için, bu ihaleyi kaldırmak için illaki
2011 seçimlerinden dört ay öncesi mi gerekiyordu arkadaşlar? Zaten
yapıyordunuz. Zaten şu an, gidin, bu fakirlere
dağıtılan 5 tane kömür numunesini alın. Bir tane
Doğuda alın, bir tane Karadenizde alın, Akdenizde alın,
Egede alın, bir de İç Anadoluda alın. Eğer bu
alacağınız 5 numunenin de hepsi kalitesiz, hepsi de bilimsel
olarak tüketilmesi zararlı olan kömür değilse, göreceksiniz
Hakkâri
ili niye hava kirliliği yaşıyor diye sormak lazım.
M. NURİ YAMAN (Muş)
Ağrıda, Ağrıda!
HASİP KAPLAN (Devamla)
Yine, Ağrıda niye hava kirliliği yaşanıyor, sormak
lazım. Ağrının 5 tane AK PARTİli milletvekili var.
İşte bu kalitesiz kömüre bol
Bu da değil, bir de
Şırnakta 6 tane termik santral çalışması var. Buna
kaynak yaratılıyor.
Bunun maddeden
çıkması vicdan gereğidir diyor, saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı
BAŞKAN - Aynı
mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Elektronik cihazla oylama
yapacağım çünkü sayın kâtip üyeler arasında tenakuz var.
Oylama için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır ve önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 181 inci maddesinin "r"
fıkrasında yer alan "yapacağı" ibaresinden sonra
gelmek üzere "50 bin TL'yi geçmeyen" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Behiç Çelik
(Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Abdülkadir Akcan, Afyonkarahisar Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
görüşülmekte olan kanun tasarısının 181inci maddesiyle
ilgili olarak vermiş olduğumuz önerge hakkında söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
2002 seçimlerine gelirken, yoğun bir şekilde Adalet ve Kalkınma
Partisi, ilk defa seçime girerken yolsuzlukla mücadele edeceği vaadiyle oy
istedi ve vatandaş da bu oyu verdi. Gelir gelmez pek çok 58inci
Hükûmetten önce kurulmuş hükûmetlerin bakanları hakkında Meclis
soruşturması açılması talebiyle önergeler verildi. Bu
önergelerin mesnetlerinde, gerekçelerinde, yüzde 80inde, keşif
artışları yoluyla görevi kötüye kullanmış olma
gerekçesiyle verdi. Gerekçenin gerekçesini ifade ederken de Efendim,
keşif artışı, ihalesiz iş vermek demektir. denildi.
Şimdi, burada o dönemde,
57nci Hükûmet döneminde yoğun çalışmalarımız sonunda
çıkardığımız 4734 sayılı Kanunun
İstisnai Hükümler maddesinde değişiklik yapmayı ve o
maddeye bazı ilaveler yapmayı öngörüyoruz. Sayın Atilla Kart
biraz önce ifade etti. Doğru; on beş sefer direkt bu kanunu
değiştirmeye yönelik kanun tasarıları geldi ama
değişik kanun tasarıları içerisinde bu kanunu
değiştirecek 158 teklifte bulunuldu ve değişiklik
gerçekleşti. Şimdi bu, 159uncu.
Değerli milletvekilleri,
bizim önergemiz, bunu 50 bin lirayla sınırlandırın. Bizim
amacımız bu. İhalesiz iş vermek görevi kötüye
kullanmaktır. mantığıyla hareket eden bir Meclis grubunun
güvenoyu verdiği Hükûmetin tasarısı bu. İhalesiz iş
vermek mademki görevi kötüye kullanmaksa, niçin görevi kötüye kullanmayı
legal hâle getiriyorsunuz?
Bizim itirazımız,
asla ve kesinlikle, fakir ailelere kömür yardımı yapmanın önüne
engeller koymak değil, bu amaçla değil. Devletin alım
işlerinin düzgün, planlı, programlı, herkes tarafından bilinir
hâlde gerçekleşmesi, mal ve hizmet alımlarında. Bizim amacımız
bu. 2002 yılında çıkardığımız 4734
sayılı Kanun 2003 yılında, bir sene sonra yürürlüğe
girsin. hükmünü ortaya koyarken amacımız, hazırlık
yapılsın, insanlar, kamu görevlileri, yapacakları ihalelerde,
yapım işleri de dâhil, ciddi bir hazırlık döneminden sonra
ihale noktasına gelinsin diye bir yıl gecikerek Kanunu uygulamaya
sokmayı öngörmüştük yani önceden planlı davranmak işi
kolaylaştırır. Önceden planlı davranmayıp El terazi,
göz mizan. mantığıyla bu devleti yönetmeye kalkanlara
kolaylık olsun diye bu madde değişikliğine gidiyoruz. Bunun
anlamı, mantığı budur.
Bu neyi getirir biliyor
musunuz değerli arkadaşlar? Üzerinde
çalıştığımız torba tasarı, Sayın
Başbakanın Haziran 2010 ayında verdiği sözün gereğini
yerine getirmek için. Bu sözü yerine getirme de
Tasarı ilk Meclise sevk
edildiğinde yirmi küsur maddeliydi, burada da devletin
alacaklarını tahsilde kolaylık getirmeyi öngörüyordu. Yani,
eğer devlete borcu olanlar varsa, bunlar sıkıntıdaydı,
devlete vergi borcu olan kişiler ihaleye giremiyordu. Şimdi, bu
önergeyle biz, doğrudan temin yoluna gittiğimiz zaman, kişide,
kömürü havzalarından, TKİye, Kömür İşletmelerine ait olan
havzalardan kömürü çıkaracak olan şirketlerden doğrudan temin
yoluna gitmek istiyoruz ya bu maddeyle, doğrudan temin yoluna giderken o
kömürü çıkaran iş adamları, şirketler
çalıştırdığı adamın sigortasını
ödedi mi ödemedi mi, buna bakmadan, devlete vergi borcu olup
olmadığına bakmadan doğrudan alım yapacağız.
Oysa, ihaleyle olduğu zaman ihaleye gireceklerin devlete vergi borcu, prim
borcu olmaması ön plandaydı. İşte, bunların hepsini
baypas yapıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ABDÜLKADİR AKCAN
(Devamla) - Bu nedenle, önergemizle bunun
sınırlandırılmasını talep ediyoruz.
Önergemize destek bekliyor,
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
182nci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 182 inci maddesinde yer alan "yüzde 15"
ibaresinin "yüzde 25" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı Behiç Çelik
Mersin Konya Mersin
Erkan Akçay Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan
Manisa Antalya Denizli
Kemalettin
Nalcı
Tekirdağ
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyettedir. Şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 182 nci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Atila Emek Selçuk Ayhan
Malatya Antalya İzmir
Atilla
Kart
Konya
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Nuri Yaman Sebahat Tuncel Şerafettin Halis
Muş İstanbul Tunceli
M. Nezir Karabaş Fatma Kurtulan Hasip Kaplan
Bitlis Van Şırnak
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım,
katılamıyoruz.
BAŞKAN Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Atila Emek, Antalya Milletvekili.
Buyurun Sayın Emek. (CHP
sıralarından alkışlar)
ATİLA EMEK (Antalya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 182nci
maddesine ilişkin önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum.
Konuşmama başlarken yüce Meclisi saygılarımla
selamlarım.
Değerli arkadaşlar,
tasarının 182nci maddesiyle 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununun 63üncü maddesi değiştirilmektedir. AKPnin iktidara
geldiği 2002 yılından bu yana, Kamu İhale Kanunu,
doğrudan en çok değiştirilen, yer yer de şimdi olduğu
gibi torba yasalar içinde değişikliğe tabi tutulan bir kanundur.
Toplumda yolsuzluğun, vurgun ve talanın yapıldığı
alan ihalelerde kendini göstermektedir. AKP İktidarının bu
avantajlı alanı daha avantajlı kılmak için bu
değişiklikleri yaptığı açıktır. AKP
yönetiminde olan belediyelerden tutun, bakanlıklar bünyesinde yapılan
ihalelerde yolsuzluklar günlük olaylar hâline gelmiştir. Ne
acıdır ki, bu konuda, iktidarın gücü karşısında
yolsuzluk yapanlar hakkında sağlıklı sonuç elde etmeye
yönelik bir soruşturma yürütülememiştir. Açık ifadesiyle, AKP
İktidarında yapanın yaptığı yanına kâr
kalmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak halkımız
aleyhine işleyen bu uygulama ve anlayışların
karşısında olduğumuzu, yolsuzluk yapanların
bağımsız yargıda hesap verecekleri günlerin yakın
olduğunu ifade etmek isterim.
Sayın milletvekilleri,
tasarıya gece yarısı verilen önergeyle eklenen bu hükümle 4734
sayılı Kanunun 63üncü maddesi değiştirilmiştir. Bu
değişikliğin bu şekilde torba yasa içinde
yapılmış olması düzenlemenin iyi niyetten uzak
olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, düzenleme, yaklaşık maliyeti eşik
değerlerin altında kalan ihalelerde sadece yerli isteklilerin
katılması konusunda bir değişiklik içermemektedir;
yaklaşık maliyeti eşik değerin üzerindeki ihalelerden
hizmet alımı ve yapımı işlerinde de bütün yerli
isteklilerin lehine fiyat avantajı sağlamada herhangi bir
değişiklik öngörmemektedir. Getirilen değişiklik,
yaklaşık maliyeti eşik
değerin üzerindeki mal alımlarında eğer yerli
malı teslim edilmişse yerli isteklilerin yanı sıra
yabancılara da fiyat avantajlarından yararlanma hakkı
vermektedir.
Sayın milletvekilleri,
bütünüyle bakıldığı zaman, bu değişiklik, yerli
malı teslim eden firmalarla daha büyük ölçekteki yabancı
firmaları rekabet etmeye zorlamaktadır. Böylece yerli firmaların
aleyhine yapılmış bir düzenlemedir.
Değerli
arkadaşlarım, bu düzenlemenin AB Uyum Komisyonunda da
değerlendirilmesi gerekirdi. Plan ve Bütçe Komisyonunda tasarıya gece
yarısı eklendiği için tartışma ve değerlendirme
olanağı olmamıştır. Ayrıca,
değişikliğin, Türkiye'nin AB müktesebatına uyumu
açısından ne ölçüde uyuştuğu da bilinmemektedir.
Sayın milletvekilleri,
görüşülmekte olan torba yasa tasarısı ve 4734 sayılı
Kanunun 63üncü maddesini değiştiren 182nci madde AKP
anlayışını ortaya koymaktadır. AKP, toplumun temel
sorunlarını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu
ortadan kaldırmak yerine bu konuda kimi yakın ve yandaş
çevrelere olanak tanımak üzere bu düzenlemeleri yapmaktadır. Toplumun
büyük kesimi sıkıntı içinde kıvranırken, milyonlarca
insan gece yatağa aç girerken AKP bu tür düzenlemelerle belli kesimlere
avantajlar sağlamakta, vurguna ve talana yol vermektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; seçim yatırımı olarak yapılan
bu değişiklikler büyük halk kesimlerine bir katkı vermemekte,
sıkıntı içinde kıvranan esnafı, çiftçiyi, işsizi,
yoksulu rahatlatma olanağından yoksundur. Bu nedenle, toplumun büyük
bir kesimini teşkil eden bu çevreler, yapılacak ilk seçimde AKPye
Dur diyecek ve AKP iktidarına son verecektir.
Bu duygu ve
düşüncelerle, 182nci maddenin tasarı metninden
çıkarılmasını takdirlerinize sunar, yüce Meclise
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Emek.
Aynı mahiyetteki önerge
üzerinde söz isteyen Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili.
Buyurun Sayın
Karabaş. (BDP sıralarından alkışlar)
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz tasarının 182nci maddesi üzerine
verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
burada tek sözcüklü bir değişiklik var. Daha önce geçerli olan bir madde,
bir sözcük değiştiriliyor. Aslında çok dikkatli
okunmadığı zaman göze de batmayan bir değişiklik.
Şimdi mevcut daha önceki yasada; Sanayi ve Ticaret
Bakanlığıyla ilgili diğer kurum ve kuruluşların
görüşleri alınmak şartıyla, ihalelerde, alımlarda yerli
malı veren yerli firmalara yüzde 15 oranında avantaj
sağlanır diyor. Şimdi burada yapılan bir düzenlemeyle,
yerli malı teslim etme koşuluyla yabancı şirketler de
yararlanacak. Şimdi bu hangi ihtiyaçtan kaynaklanmıştır?
Eğer, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde
yapılması gereken bir düzenlemeyse, bu tür bir düzenleme Avrupa
Birliği Uyum Komisyonunda tartışılır,
değerlendirilir, ondan sonra da Genel Kurula iner; fakat apar topar bu
torba yasanın içine konulmasında acaba hangi yabancı firmalar bu
süre içinde bazı ihalelerde yerli malı verip yüzde 15 avantaj
sağlama konusunda bir talep içindedirler? Hangi firmaların bu tür bir
baskısı vardır seçim üzerinde? Bu herkesin aklına gelir.
Değerli milletvekilleri,
torba yasayı tartışıyoruz. Bu yasada vergi, sigorta,
diğer idari borçlarla ilgili, alacaklarla ilgili bir sürü aflar, krizden
kaynaklı belli kesimlere sağlanan avantajlar var. Yine bu yasada
toplumunun değişik kesimlerinin beklenti içinde olduğu yasalar
var. İktidarıyla, muhalefetiyle tartışılıyor.
Bazen, bazı maddelerde AKPnin dayatması olsa bile tüm muhalefet
diğer konularda düşüncesini dile getiriyor.
Ancak mevcut yasa
tasarısıyla ilgili dünkü bölümde bir yasa maddesi vardı, 177nci
madde ve buradaki 58inci geçici madde, bu madde AKP, CHP ve MHPnin ortak
oylarıyla geçti. Değişiklik önergeleri her ne kadar basit
verilse bile geçti. Çok kapsamlı bir af yasası getiriliyor.
İşte, 80den bu yana okulla ilişkisi kesilen hangi suçu
işlemiş olursa olsun tüm kesimlere, hangi mahkûmiyeti
yaşamış olursa olsun tüm kesimlere bir af getiriliyor ve
Komisyonda verilen önergelerle bunun sınırı da
kaldırıldı. 70te de, 60ta da belli okulla ilişiği
kesilenlere bu af getirildi ancak bir istisna konuldu buna, terör suçlarından
mahkûm olanlar.
Şimdi, ben, siyasi partilere
bir şey demiyorum. Trabzonun, Rizenin, İstanbulun
milletvekillerine de fazla bir şey demiyorum, aslında herkesi
ilgilendirir de bu sorun, ben şunu merak ediyorum: Yarın öbür gün hem
iktidar hem muhalefet milletvekilleri Diyarbakırda, Hakkâride,
Bitliste, Dersimde, Ağrıda, Karsta çalışma yürütürken,
seçim çalışmaları, Kürt gençlerine, onların anne,
babalarına dönüp ne diyecekler? Biz bir torba yasa çıkardık, tüm
kesimleri ilgilendiren maddeler vardı ve bir af çıkardık.
1960tan bu yana katillere de, tecavüzcülere de, hırsızlara da, adam
öldürenlere de, herkese af çıkardık ancak sizleri
dışında tuttuk mu diyecekler? Yarın öbür gün, insanlar,
gençler, siz bölgeye gittiğiniz zaman, değerli milletvekilleri,
yüzlerinize dönüp Ben bir mitinge katıldığım için, bir
Nevroza katıldığım için okuldan atıldım, ceza
yedim
3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasından ceza yemeyen
Kürt neredeyse yoktur. Çocuklarımız, on üç yaşındaki
çocuklarımız ceza aldı. Ne diyeceksiniz, neyi
savunacaksınız? İktidar ve muhalefet milletvekilleri,
Diyarbakırda ne diyeceksiniz, Muşta ne diyeceksiniz, çok merak
ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 182 inci
maddesinde yer alan "yüzde 15" ibaresinin "yüzde 25"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun Sayın
Nalcı. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının sekizinci bölümünün 182nci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önerge hakkında söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu maddeyle burada yapılmak istenen, eşik değerin altındaki
ihalelerde de yabancı isteklilerin girmesini sağlamaktır. Bir
önceki kanunda sadece eşik değerin üzerindeki ihalelere yabancı
isteklilerin katılımı sağlanmakta ve burada yerli
istekliler lehine yüzde 15 fiyat avantajı uygulanmaktaydı.
Şimdi, bu getirilen değişiklikle aynı eşik
değerin altında da bu ihalelere girecek yabancı isteklilerin
katılımının sağlanması ve bunlarda da yerli
istekliler lehine yüzde 15 mertebesinde bir avantaj sağlanması
öngörülmüştür. Fakat tabii, burada önemli bir husus atlanıyor, bir
önceki kanunda da, 181de de atlandı. 181de biz, kömür
alımlarında ihale kapsamı dışına
çıkarttık ama, bunu, sadece Türkiye Kömür İşletmelerini
çıkarttınız. Bu kömür alımlarını yapan özel
idareler. Bu açmazı nasıl çıkacaksınız? Yani burada
kanun çıkarırken bunlara dikkat edilmiyor. Yani bir şey
çıkıyor, işte şimdi de Komisyon toplandı, yeni ek bir
kanun daha çıkacak. Bu kömür alımlarını yapacak olan
Türkiye Kömür İşletmeleri mi yoksa il özel idareleri mi? Yine bu
kanunun, sizin çıkarmış olduğunuz 181in
uygulamasını göremeyeceksiniz.
Değerli milletvekilleri,
Devlet İhale Kanunu nedir? Kamu tarafından satın alınacak
hizmetlerin rekabet koşulları dâhilinde açık ihale şeklinde
yapılmasıdır ama ne yazık ki bugün gelmiş
olduğumuz noktada Devlet İhale Kanununun içindeki boşluklardan
kaynaklanan bir ton suistimal oluyor.
Bir kere, şunun
altını çizmek istiyorum: İdareler bu konuda çok keyfiyet
içindeler değerli milletvekilleri. Siz bir ihale açıyorsunuz, ihaleye
istekliler dosya alıyor, hazırlanıyor, bir ton
hazırlık yapıyor, ihaleyi giriyor, ihale sonucunda ihale
sonuçlanmadan teklifler veriliyor fakat idare kalkıyor diyor ki: Ben bu
ihaleyi iptal ettim. Neye göre iptal ettin, suistimal mi var? Yok. Neden?
Alan kişiyi ben beğenmedim. Böyle çok örnekler var değerli
milletvekilleri. Böyle keyfiyet olmaz.
İkinci konu şu:
Şimdi biz aşırı düşük sınırı diye
devlet ihalelerinde bir kıstas getirdik. Aşırı
düşüğün altında sorgulama yapacağız. diyoruz, idareye
keyfiyet veriyoruz. Aşırı düşük. diyoruz.
Aşırı düşükse bunun altındaki savunması olmaz,
bunun altına ihale verilmez. O zaman bunu kanun olarak getireceksiniz, eğer
Türkiyede devlet ihalelerini bir düzene sokmak, keyfiyetten çıkartmak
istiyorsanız aşırı düşük sınırın
altındaki kişileri eleyeceksiniz. Ama ne oluyor? İdarenin
keyfiyetine veriliyor, aşırı düşüğün altındaki
kişiler bir sorgulamayla isteniyor, doğru veya yanlış,
ihale verilebiliyor, ta ki o ihaleye giren kişilerin itirazına kadar.
Değerli milletvekilleri, tabii, burada Devlet İhale Kanununun
içindeki hususlara çok iyi bakmak lazım. Buradaki arkadaşların, demin
de söylediğim gibi, bu konulardan bilgisi olmadığı için
bazı detayları kaçırıyorlar.
Şimdi mal
alımlarında, doğrudan temin diye bir kıstas var.
Doğrudan temin hiç ihale kapsamı dâhilinde değil. Ve kendi
bölgemde bulunan bir belediye de (Kapaklı Belediyesi) 2005-2009
yılları arasında tam 15 trilyon liralık böyle alım
yapmış ve bir ton usulsüzlük var. Ama İhale Kanununda
değerlendirilmediği için hiçbir işlem
yapılamıyor. Değerli
milletvekilleri, doğrudan alımları da Devlet İhale Kanunu
kapsamına sokmamız lazım. Aynı çerçeve içinde ama kanun sayılmıyor.
Değerli milletvekilleri,
bir de şunun altını çizmek istiyorum: Bugün toplu konutlarda KDV
uygulamasını kaldırmamız lazım. Bu, Toplu Konut
İdaresinin vatandaşlara yüzde 18, yüzde 20 daha ucuz konut vermesini
sağlayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Nalcı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun,
komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok yakın
ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açılacağı, İç Tüzükün 87nci
maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
İç Tüzükün 91inci
maddesine göre de yeni bir madde olarak görüşülmesine, komisyonun salt
çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde görüşme
açılır ve bu maddede, belirtilen sayıda önerge verilebilir.
Bu nedenle, önergeyi okutup
Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 21
üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması
hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısına aşağıdaki yeni çerçeve
maddenin 183 üncü madde olarak eklenmesini ve sonraki maddelerin buna göre
sıralanmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş Suat
Kılıç İhsan
Koca
Kayseri Samsun Malatya
Öznur
Çalık Durdu
Mehmet Kastal
Malatya Osmaniye
Madde 183- 4734
sayılı Kanunun 68 inci maddesinin (c) fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan toplu konut projelerinde ibaresi projelerde
olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın
Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) Sayın Başkan, salt
çoğunlukla Komisyonumuz çalışmalara
BAŞKAN Lütfen ellerini
kaldırırlarsa sayın üyeler
HASAN ANGI (Konya) 23
kişiyiz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, söz istiyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Emin Haluk Ayhan konuşacak.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, biz de söz istiyoruz.
BAŞKAN - Madde üzerinde
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
BDP GRUBU ADINA HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu torba kanun, bir tuzak kanun, bir zorba kanun, bir
adaletsiz kanun tasarısı, bir haksız, hukuksuz, eşitlikçi
olmayan ve her gün yeni yeni maddelerin konulduğu, yeni yeni eklemelerin
yapıldığı ve her gün şişirildiği bir torba
kanuna döndü. Bugün Mecliste alt komisyonda bir ayı aşkın
tartıştığımız bu tasarı, üst komisyonda bir
ayı aşkın tartıştığımız bu
tasarı, üstelik dokuz tane ihtisas komisyonundan geçmeyerek buraya
gelirken şimdi de yeni bir madde ihdasıyla önerge veriyor iktidar
partisi yani son günde, görüşmelerin son dakikasında madde ihdasında
bulunuyor. Yine ihale kanunlarını baypas ediyor, yine önündeki bütün
yolları açıyor ve yine kendi yandaşlarına istedikleri
ihaleleri vermek için maddeler ihdas ediyor, şu an yapılan bu.
Efendim, eski kanunda sadece
Toplu Konut İdareleri projeleri için İhale Kanununun var olan hükmü
yani TOKİ için var olun hükmü diyelim, TOKİnin sınır
tanımaz, istediği alana yaptığı binaların,
istediği yerlerde yükselttiği binaların otuz kat, yirmi kat,
keyfince, istediği gibi belediye imar planlarını baypas
ettiği, istediği gibi şehirciliği katlettiği,
istediği gibi şehir kültürünü, şehir yaşamını,
insan yaşamını beton blokların içine gömdüğü
yetmiyormuş gibi şimdi de projeler olarak değiştiriyor;
sınırsız, sorumsuz, ne olduğu belli olmayan projeler
olarak, bütün projeler
Yani şu anlama da gelebilir:
İstediğiniz projeyi bu hükme uygulayabilirsiniz. Bu nasıl bir
anlayıştır? Bu niye ilgili komisyonunda, ilgili
Bakanlığında, ilgili uzmanlık alanında
görüşülmeden son dakika maddesi olarak buraya geliyor?
Bu kalitesiz yasa
çıkarma anlayışı, bu milletin iradesiyle oynama
anlayışı, bu yaklaşım Türkiye demokrasisinde
onarılmaz tahribatlar yaratacaktır. Bu tahribatların izini
silmek bile, inanın, zaten var olan, az olan, gelişmekte olan
demokrasinin bütün hayat damarlarını tıkayacaktır.
Önümüzde bir seçim var. Üç
dört ay sonra Meclis, şu veya bu şekilde milletin iradesi tecelli
edecek fakat buna dahi güveni olmayan bir iktidarla karşı
karşıyayız. Yani ne olur, ne olmaz; bu Mecliste, millettir,
halktır, bize bir şaka yapar, bu fırsatı
kaçırırız diye son dakika maddeleri getiriyor.
Arkadaşlar, demokrasi bu
değil. İnsan hakları, hukuk, taraf olduğumuz
uluslararası sözleşmeler bu değil. Demokrasi denilen olay üç
temel unsurun üzerinde gelişir: Biri siyasal demokrasidir. O siyasal
demokraside, milletin iradesine saygı duyanlar önce lider
sultasını kaldırır, parti içi hukuku geliştirir, sonra
milletin, halkın önüne koyduğu seçim barajlarını
kaldırır ve milletin iradesine saygılıysa, seçmenin kendi
milletvekilini özgürce seçmesinin yollarını açar.
Bakıyoruz ki,
demokrasinin siyasi irade ayağını ayaklar altına
almışsınız. Kenan Evrenin barajına, seçim sistemine,
parti diktatoryasına, tek parti rejimine gayet güzel
alışmışsınız.
Yine, ekonomik boyutuna
baktığımız zaman, daha vahim bir tabloyla
karşılaşıyoruz. Bu madde onlardan birisi işte.
İhale olayını baypas etmek, denetimi baypas etmek ve
istediği gibi, istediği işi engelsiz, pürüzsüz kaldırmak,
Nasılsa yargıyı da siyasallaştırdım, kendi
doğrultumda geliştiriyorum. diyerek, yargı engelinin de
aşıldığı bir ortamı hazırlayarak yürümek
Evet; ekonomi
sacayağı da yok bu demokrasinin Türkiyede sayenizde çünkü
şeffaflaşma yok, çünkü ekonomiyi anlaşmazlıklar içine
aldınız, uzmanlık alanından kurtarmadınız, günlük
hayata ve demokrasi bilincine taşımadınız. Bunun sonucudur
Türkiyede yüzde 1 çok mutlu bir zengin yarattınız ve kendi
zenginlerinizi yarattınız, TÜSİADı bile orta
sınıfa indirdiniz; maşallah üç senede, beş senede
holdingleri olan, şirketleri olan, altında gıcır
gıcır arabaları demeyeceğim uçakları olan, sonradan,
beş yılda türeyen zenginler yarattınız. Bakıyoruz, bu
sekiz yıllık iktidar süresi içinde Türkiyenin fotoğrafında
yüzde 99larda ezilen, yoksulluk içinde olan, açlık sınırı
altında olan bir fotoğraf; bir tarafta da zenginleşenler,
ihalesiz iş kapanlar, aş kapanlar, uçaklara da binenler,
gemiciği olanlar, yolsuzluk, ihale denince de her şeyi mübah gören
bir anlayış.
Arkadaşlar, bu, sosyal
devleti, sosyal toplumu dinamitliyor. Bu ekonomik ayağı olmadı
mı demokrasinin, ihalesiz projelerinizi hayata geçirmeye
başladığınız zaman bu ülkenin DNAsıyla
oynarsınız, sosyal toplumu dinamitlersiniz. Sosyal patlamalara zemin
hazırlayacak girişimlere neden oluyorsunuz bu şekilde.
İşte, sosyal adalet, 21inci yüzyılın bu nedenle en önemli
göstergelerinden birisidir.
Yine, demokrasi
anlayışınızda da kültürel demokrasinin yeri yok çünkü
demokrasinin üç önemli saç ayağından biri de çoğulculuktur,
kültürel farklılıkların zenginlik olarak kabulüdür, onların
yaşatılmasıdır, saygı gösterilmesidir. Sizin tekçi
anlayışınızla, herkesi yok sayan anlayışınızla,
herkesi tek dine, herkesi tek mezhebe, herkesi tek dile sokma gayretiniz torna
siyasetinizle para etmeyecektir. Bu torna siyasetinizi Mussolini ve Hitler
faşizmi döneminde yine çok oy alarak; Hitlerin çok oy alarak
kazandığını ve dünyaya faşizmi bela ettiğini
herkes bilmelidir yakın tarih açısından. Auschwitz Kampına
giden Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve Egemen Bağış o
kampta, yine o kampı yaratanların, yine oyla, salt çoğunlukla
iktidara gelen Hitlerin Nazi Partisi olduğunun da, gerçeğin
altını görmesi gerekir.
Şimdi, siz, bu kültürel
demokrasiden de nasibinizi alamıyorsunuz böyle torba kanunları
getirerek ve en vahimi Lozan demiyorsunuz, azınlık hakları
demiyorsunuz, evrensel beyanname demiyorsunuz, insan hakları
demiyorsunuz, çerçeve sözleşme demiyorsunuz, çocuk sözleşmeleri
demiyorsunuz ve bütün bunlarda da eğer ki bir farklı kültür, bir dil
varsa ona da çekince koyuyorsunuz. Sadece o da değil, bakıyoruz,
Kıbrıs halkını aşağılıyorsunuz,
besleme diyorsunuz; bir bakanınız, Başbakan
yardımcınız gidiyor, birkaç sendika protesto etti diye Aman,
yavru vatan oldu gâvur vatan. diyorsunuz. Size oy vermiyor, İzmire
gidiyorsunuz Gâvur vatan. diyorsunuz. Geliyorsunuz, Amede,
Şırnaka... E, bizden de oy alamayınca da bize Bölücü.
diyorsunuz. Sizin anlayışınız bu. Bu bölücü
anlayış, aslında, gerçek anlayış bu bölücü
anlayıştır, terörize eden anlayıştır, kendi
çıkarları üzerinde böyle korsan maddeleri getirip Komisyonun 25 tane
üyesini buraya koyup Komisyonun çoğunluğunu sağladım.
diye. Bu Komisyonun, alanı olmayan dokuz tane komisyondan, dokuz ayrı
komisyondan geçmeyen maddeleri bu torbanın içine koydunuz.
Allah kerimdir. Allah böyle
iktidarları da torbaya koyar. Bunun vebalini de ödersiniz. Sizi,
torbanızla torbaya gireceğiniz günlerle baş başa
bırakıyoruz. Size, akıl, izan ihsan eylesin ya Rab diyorum. Ne
diyeyim başka? (BDP sıralarından alkışlar)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çok saygısızsın Hasip Bey, çok
saygısız.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Madde üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA EMİN
HALUK AYHAN (Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi şu kanun
tasarısı elimizde. Bunun içinde hakikaten Toplu Konuta ilişkin
bir şey yok diye üzülüyordum. Sevincimden mi? Değil ama yani orada da
bir şey bunun içine girdi.
Şimdi, biraz önce,
dışarıda, iktidara mensup milletvekili arkadaşlar
muhalefete mensup milletvekili arkadaşın bir tanesine soruyorlar:
Ya, bu, bugün ne zaman biter? Yarın olur mu? Öbür gün olur mu? Kulak
misafiri oldum ve hakikaten bunu ifade etmekten de hicap duyuyorum. Türkiye
Büyük Millet Meclisi, hele iktidara mensup milletvekillerinin buradaki
görüşme aşamasını, Başkanlık gündeme hâkim
olmasına rağmen, bu derece düşünür olması, sıkıntı
verici bir şey.
Şimdi, bunun hepsi dokuz
yılda AKP Hükûmetinin biriktirdiği problemlerin hülasası
diyemeyeceğim, bundan daha fazla da, getirebildikleri bu kadar.
Aslında daha getirecekleri var. Sağ olsun Sayın Komisyon
Başkanı buna set çekmek istedi. Her ne kadar biz Alt Komisyon
Başkanını suçluyor isek de, o da gayret etti ama direnemedi.
Bazı şeylerin yanlış olmasına rağmen, bu kanun
tasarısına dercedilmesine gönülleri razı olmamasına
rağmen, Anayasaya aykırı olduklarını bilmelerine
rağmen, hukuka aykırı olduklarını bilmelerine
rağmen, problemin acele çözülmesi gerektiği düşüncesinden
kaynaklanan ve pratikte lazım olabilecek şeylerden dolayı bunun
içine lüzumsuz lüzumlu ne varsa doldu.
Şimdi, vatandaş
dışarıda bekliyor. Emekliye söz verdiniz 60 lira, kaç aydır
bekliyor. Alacakların yeniden yapılandırılmasıyla
ilgili vatandaşlara söz verdiniz, temmuzdan beri bekliyor. Bu işi bu
kadar geciktirmenin anlamı vatandaşı suistimal etmektir.
Bakın, tahsilat tahakkuk oranlarında Denizli -her zaman söylüyorum- sondan
kötü 10uncu il. Hiç bu hâle düşecek bir il değildi Denizli.
Sayın Başbakanın 17 kere gelip gittiği, her seferinde
defalarca söz verildiği bir il. Bu il bu duruma düşmüş.
Şimdi,
baktığınız zaman bunun içinde neler var? Olur olmadık
birçok şey. Geliyoruz bu hadiseye. Bugün, arkadaşlar, iktidara mensup
grup başkan vekili ve başka milletvekili arkadaşlar ne diyorlar?
606 sıra sayılı Kanun Tasarısına
aşağıdaki yeni çerçeve maddenin 183üncü madde olarak
eklenmesini ve sonraki maddelerin buna göre sıralanmasını arz ve
teklif ediyoruz. Bunu söylüyorlar. Peki, ihdas edilmek istenen madde ne diyor?
4734 sayılı Kanunun 68inci maddesinin (c) fıkrasının
birinci cümlesinde yer alan toplu konut projelerinde ibaresi projelerde
olarak değiştiriliyor. Şimdi 4734e uymadın mı ne
oluyor? Hukukun dışına çıkıyor. Bu maddeyi
değiştirdiniz mi yeni bir hukuk yaratıyorsunuz, hukukun
dışına çıkmamış oluyorsunuz. Yani şu 4734ü
AKP geldiği gün tamamen kaldırsaydı hiçbir problem
kalmazdı, bu Meclisin gündemi de bu kadar işgal edilmezdi,
vatandaşlar da rahatsız olmazdı, müteahhitler de
sıkıntıya girmezdi, bürokratlar girmezdi, hele hele iktidar,
hele Hükûmet hiç girmezdi. Yani şimdi, iki güne bir 4734 şunda
uygulanmaz, şu 4734ün kapsamı dışındadır. Yani
vatandaş da bıktı. Ya bu 4734te ne var AKPyi engelleyen?
Şimdi bakıyorsunuz
Ben Konut Müsteşarlığı yaptım. Sayın Zeki Ergezen
Bakan oldu, bizi Bayındırlığa bağladılar. Biz
2010a o günkü şeyde bir projeksiyon yapmıştık ve finansman
modeli olarak da ortaya koyduk. Bakın, Türkiye'nin konut sektörü
geçmişte de millî gelirin yüzde 5idir, şimdi de yüzde 5ler
civarındadır. Yani AKP döneminde konut sektöründe millî gelire oran
olarak baktığınız zaman, öyle önemli bir şey yok. Ha
diyeceksiniz: Yapılanı görmüyor musunuz? Şimdi millî gelir
hadisesini şunun için söylüyorum: Borçlar 220 milyar dolardan 550 milyar
dolara çıktı. Bize diyorsunuz ki: Buna millî gelire oran olarak
bakılır. O zaman da bunun çok ehemmiyeti yok. Buna da millî gelir
olarak baktığın zaman inşaat yüzde 5i eder, konut da yüzde
5i eder. Kabaca baktığınız zaman bu, ne kadar büyütürseniz
büyütün, millî geliri artırırsanız artırın.
Şimdi dört milyona
yakın inşaat ruhsat izni alındı AKP döneminde. Bunun
yarısı üç büyükşehirde. Yani ne yapıyorsunuz? Düzenli bir
planlama yok. Bütün herkesi üç büyükşehre doğru sürüyorsunuz. Bu,
artan milletvekili sayılarından belli. İnsanlar zaten bizar
olmuşlar, gidiyorsunuz, altyapısı olmayan bir yere bu
insanları sürüklüyorsunuz. Şimdi, bu yarısı dediğiniz
hadise, üç büyükşehirdeki toplam konutun yarısı dediğiniz
inşaat ruhsat izninin yarısı da İstanbulda.
İstanbulda başlayanların bitişe oranı, yani yapı
kullanım izninin inşaat ruhsatına oranı yüzde 15ler
civarındaydı, son olduysa yüzde 20ler civarında, belki 25. Yani
başlayanlar da bitmiyor. Bu sektör sıkıntıda. Dikkat
etmiyorsunuz. İstanbulda konut lazımken top sahası
yaptınız, ondan da kimse memnun olmadı. Onu da gittiniz bir
bürokratın üstüne yıktınız. Sahip çıkın ona. Siz
niye yuhalanıyorsunuz, bir de onun gerekçesine bakın.
Şimdi, bazı illerde
konut fazlası meydana geldi. Bu illerde bu dengeye bakmadınız.
On binlerce konutun Ankarada boş olması, on binlerce konutun
İstanbulda boş olması, İzmirde boş olması bu
ülke kaynaklarının rasyonel kullanıldığını,
optimum kullanıldığını göstermez. Demek ki ya siz
oraya gereksiz konut yaptınız ya da vatandaşların alım
gücü yok. Bunu dengeleyemediniz, rasyonel kullanmadınız. Her
işten kaçıyorsunuz.
Türkiye'nin özel sektörünün
dünyada en iyi rekabet edebileceği sektör, inşaat sektörü, konut
sektörü. Siz bu sektöre devleti soktunuz. Şimdi Beş yüz bin konutu
toplu konut idaresi yapıyor. diyorsunuz. Daha oraya gelmedi de
Şimdi, bakın, sizden önce de o Toplu Konut İdaresi yapmadı,
onlar da bir milyon konutu kredilendirdiler, özel sektör o işe girdi. Siz
varını yoğunu ülkenin, seksen yılda toplananı ne
yapıyorsunuz? Satıyorsunuz seksen yıldakini. Bakın, siz
daha özel sektörün yaptığı kadar konutu orada yaptıramadınız,
kendiniz uğraşıyorsunuz.
Şimdi, özel sektörün en
iyi yapacağı işi, nemalı, onların elinden
kapıyorsunuz. Bakın, bu planlama yapılabilirdi. Doğuda,
Güneydoğuda belli bölgelerde yeni sanayi merkezleri
oluşturabilirdiniz, bu kaynakları oraya yönlendirebilirdiniz. Sanayi
planı yapıyor Sanayi Bakanlığı, sanayi stratejisi yapıyor,
arkasında konut yok. Ne yapacaksınız bunu? Planı yok,
programı yok, düşüncesi yok, fikri yok, zikri yok. Getiriyorsunuz
burada bir madde Şunu da iki yüz ellinin arasına
sokuşturalım
Hiçbir anlamı da yok, mantığı da
yok.
Şimdi, bütün komisyon üyelerini
oraya topluyorsunuz, hiçbiri belki önergeyi -bir iki tanesi
dışında- okumadı. (Komisyon sıralarından
gürültüler)
MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Sana göre öyle.
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) - İnsanları da zan altında bırakıp orada
bunu desteklettiriyorsunuz. Bunun neresi doğru?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Nereden biliyorsun?
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Biliyorum, evet
BAŞKAN Sayın
Ayhan, lütfen
Teşekkür ederim
Sayın Ayhan.
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) Şimdi, biraz önce dediğim gibi,
yaptığınız işin arkasında duramazsınız,
bilmezseniz.
SONER AKSOY (Kütahya)
Bitti, bitti!
EMİN HALUK AYHAN
(Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim
Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Akif Hamzaçebi, Trabzon
Milletvekili.
CHP GRUBU ADINA MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; iki yüz kırk yedi maddelik torba kanun
tasarısında TOKİyi teşvik eden bir maddenin
olmamasına ben şaşırmıştım, nihayet bu
şaşkınlığım Hükûmet tarafından giderildi ve
TOKİyi teşvik eden bir madde buraya konuldu.
Tabii, TOKİyi
teşvik ediyor da ne yapıyor maddeye bakmak gerekir. Bizim Kamu
İhale Kanunumuz toplu konut projeleri için özel bir hüküm
öngörmüştür ve ülkenin toplu konut ihtiyacını dikkate alarak bu
konularda Toplu Konut İdaresini Kamu İhale Kanununun belirli
kurallarından muaf tutmuştur. Bu güzel bir şey, ülkenin konut
ihtiyacı varken TOKİyi bürokrasiye, kurallara boğmak doğru
değil.
Bu getirilen önergeyle ne
yapılıyor? Burada toplu konut ihtiyacının, toplu konut
inşaatının ötesine gidilerek TOKİnin devlete
yapmış olduğu birtakım kamu binaları nedeniyle Kamu
İhale Kanununun kurallarından istisna edilmesi getiriliyor.
TOKİ bugün
amacından önemli ölçüde uzaklaştırılmış, kamunun,
devletin işlerini yapan bir inşaat birimine
dönüştürülmüştür, âdeta Bayındırlık ve İskân
Bakanlığıyla rekabet eden, Bayındırlık ve
İskân Bakanlığının işlerini kendine alan ve bu
konuda Sayın Başbakan veya Hükûmet tarafından özel bir
şekilde teşvik edilen bir kuruma dönüşmüştür; karakol
yapıyor, hastane yapıyor, yol yapıyor, köprü yapıyor,
diğer kamu binalarını yapıyor
Bu inşaatların
yapımı için yani söz konusu kamu binalarının yapımı
için bizim sistemimizde olan birtakım kurallardan TOKİ muaf olacak.
Nedir bu kurallardan bir tanesi? Güzel bir kuraldı, Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükûmeti döneminde geldi bu. Eskiden hükûmetler ödenek
olmadan ihaleye çıkıyordu ve Türkiye bir proje mezarlığına
dönmüştü, bitmeyen işler vardı. Kural geldi, dendi ki:
Artık, ödeneği olmadan herhangi bir işe girişilmeyecek.
Peki, bu önerge ne diyor? Ödeneği olmadan artık işler
yapılabilir. diyor. Önemli değil, nasıl olsa TOKİ gibi bir
kurum var elimizin altında. Başka? Kamulaştırma, mülkiyet,
arsa tahsisi, imar işlemleri gibi konularda çeşitli kurallar
TOKİnin söz konusu işleri yani kamu inşaat projeleri için
uygulanmayacak. Yine, söz konusu kamu hizmet binalarının
yapımında ÇED raporu aranmayacak.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Başkan; TOKİ bu Hükûmet döneminde, Adalet ve Kalkınma
Partisi hükûmetleri döneminde olağanüstü ölçüde teşvik edilmiş
ve kurallardan müstesna tutulmuş bir kurumdur. TOKİnin bugün ne yaptığını,
kaynakları nasıl harcadığını hiç kimse bilmemektedir
çünkü Sayıştay denetimi yoktur. Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu kamunun harcama kurallarından müstesna bir şekilde
ancak denetleyebiliyor. Denetleme sonuçlarını bir rapor olarak
KİT Komisyonuna sunuyor, KİT Komisyonunda tabii ki bunlar herhangi
bir şekilde bir işlem de görmüyor, daha doğrusu görüşülüyor
belki ama sonuçta yaptırımlar uygulanmıyor. Bir kamu kurumunun
harcaması gibi Sayıştay TOKİyi denetleyemiyor, Burada
fazla harcama yapmışsın, bu harcamayı geri al, yoksa sen
sorumlusun. diyemiyor Sayıştay veya Yüksek Denetleme Kurulu
TOKİye.
Öte taraftan, TOKİ yurt
dışı çıkış harcını kullanıyor; öte
taraftan, TOKİ hazine arazilerini bedelsiz olarak Millî Emlakten
devralabiliyor; yine bedelsiz olarak Arsa Ofisinden çok büyük bir arazi stokunu
devraldı. TOKİnin bunları ne yaptığını
bilmiyoruz. Bir şeyler yapıyor, temeller atılıyor,
Sayın Başbakan TOKİnin konut teslim törenlerini siyasi bir
şova dönüştürüyor, TOKİ kaynaklarıyla orada Adalet ve
Kalkınma Partisinin reklamları yapılıyor. Evet, böyle bir
kuruma Hükûmetin partizanlık yapmak için ihtiyacı var, onun için
Sayıştay denetimine tabi tutulmuyor. Onun için, Hükûmet fütursuz bir
şekilde TOKİnin konut inşatlarını ve konut teslim
törenlerini siyasi bir şova çevirebiliyor, bunlardan kaçınmıyor.
Bu işleri iyi
yapıyor mu? Konut işini işi yapıyor mu? Evet. Sizin
Hükûmetiniz, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde, konut
üretiminde sayısal olarak bir artış var, rakamlar bunu
gösteriyor. Peki, üretilen konutlardan, bu konutu teslim ettiğiniz,
sattığınız vatandaşlarımız mutlu mu?
Hayır, mutlu değil. Sorun, etrafınızda TOKİnin
kooperatiflerine girip TOKİden konut alan kamu
çalışanlarına, özel sektör çalışanlarına sorun:
Aldığınız konutlardan memnun musunuz? Memnunum diyen
insan sayısının çok az olduğunu göreceksiniz. Bunu,
TOKİnin kendisi de itiraf ediyor. Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kurulunun raporlarına girmiş olan TOKİnin bir memnuniyet
araştırması var, 2008 yılı raporu Yüksek Denetleme
Kurulunun. TOKİ, vatandaşlara yani TOKİden konut alanlara
sormuş, sorular şunlar:
Kullanılan malzemenin
kalitesi sizin beklentilerinizi karşılıyor mu? Verilen
cevapların yüzde 76,5i Hayır, karşılamıyor. kalan
yüzde 23,5 Evet, karşılıyor.
Tuvalet, banyo ve mutfak
kullanılabilir ve kalite açısından uygun mudur? Konut alanlara
sormuş TOKİ. Ne demiş alanlar? Yüzde 66,5i Hayır;
tuvaletler, banyolar kalitesiz ve kullanıma uygun değil.
Bir diğer soru:
Balkonlar yeterli ve kullanıma uygun mu? Yüzde 61,2si Hayır,
uygun değil. diyor.
Bir konuda, TOKİden
konut alanlar eveti fazla olarak söylüyor, o da şu: Konuta
yerleştikten sonra sıhhi ve elektrik tesisatıyla ilgili herhangi
bir tamirat yapılması ihtiyacı var mıdır? Burada TOKİ
evet alıyor, yüzde 70 oranında Bu konutun tamirata ihtiyacı
vardır. cevabını alıyor.
Ne beklenir şimdi
TOKİden? Böyle bir memnuniyet araştırması sonucunda
çıkan sonuçlar nedeniyle TOKİ, konut politikasını gözden
geçirmelidir, değil mi? Nerede eksiğim var, bunu düzelteyim.
Tüketiciye, vatandaşa layık olayım. Onlardan
aldığım paranın hakkını,
karşılığını onlara vereyim.
TOKİ ne yaptı?
TOKİ bunun yerine, hemen birtakım başka kurumlar bularak,
ısmarlama birtakım memnuniyet araştırmalarına
girişerek bu tabloyu tersine çevirmeye çalışıyor. Bu tablo
değişmez, tablo budur. TOKİ, kendisine verilen kaynakları
hoyratça kullanan, âdeta bir imparatorun, bir kralın, bir
padişahın
Padişahın demeyeceğim,
padişahların tabi olduğu kurallar vardı yani keyfî olarak
Osmanlı padişahları da harcama yapmazdı. Fatih Kanunnamesinden
bu yana Osmanlının harcama kurallarını düzenleyen ve bizim,
cumhuriyet kurulurken kurduğumuz kamu mali yönetimine esas olan kurallar
vardı. Padişahlar bile böyle davranmıyordu, sorgusuz sualsiz
harcama yapmıyordu.
TOKİ ne yapıyor?
TOKİ, verilen arazileri emanet bir görevin kendisine verilmiş
olması gibi bir anlayışla değerlendirmiyor. Kamuda görevler
emanet görevlerdir, bu görevler milletindir. Millet bu emaneti seçimlerle
ehline vermek istiyor. Esas olan, bunu milletin kararına uygun bir
şekilde kullanmaktır ama TOKİ bu arazileri adrese teslim bir
şekilde ihale konusu yapmaktan çekinmiyor. Bu adrese teslim ihale
konularını bu kürsüden birkaç kez dile getirdim. Plan ve Bütçe
Komisyonu çalışmalarında birkaç kez dile getirdim örneklerini
vermek suretiyle. Hiçbir sayın bakan, hiçbir yetkili çıkıp da
Hayır, o dediğiniz ihaleler adrese teslim ihaleler değildir.
diyememiştir. O adrese teslim ihalelerde TOKİ suçüstü
yakalanmıştır ve son aşamada bizim
çıkışlarımız üzerine iptal etmek zorunda
kalmıştır.
Şimdi, TOKİ
kapalı kutusuna bir karanlık alan daha ekleniyor. TOKİ bu
düzenlemeyle birçok kuraldan muaf tutuluyor, TOKİnin ne
yapacağını bilemiyoruz, TOKİ sorgusuz sualsiz, keyfî bir
şekilde harcama, ihale yapabilmektedir. Yapılması gereken,
TOKİye bu tür muafiyetleri vermek değil, diğer kamu
kurumlarının tabi olduğu harcama denetimine Sayıştay
tarafından tabi tutulmasının sağlanmasıdır,
TOKİnin hesap verilebilir bir yapıya kavuşturulmasıdır.
O nedenle, bu önerge hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun olumsuz oy
kullanacağını buradan ifade ediyorum, sizleri saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar,
bu yeni madde ihdası üzerinde kişisel söz talebinde bulundum.
Öncelikle Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
geçtiğimiz yaz aylarında gazetelerde bir yazı okumuştum,
TOKİ Başkanı Sayın Erdoğan Bayraktarın bir
açıklaması vardı. Finans sıkıntısı
yaşanıyor kurumlarda ama TOKİ para buluyor, nereden buluyor,
nasıl buluyor konuları tartışılırken Sayın
Bayraktar Bize Allah para gönderiyor. demişti, belki sizler de
hatırlarsınız yani böyle bir demeci vardı. Tabii, bunun
altında da daha sonra bir açıklamasını görmüştük. Ben,
bunu daha sonra bir önergeyle sunmuştum. Olay şuydu değerli
arkadaşlar: Tabii, TOKİ bu paraları nasıl buluyor, nereden
buluyor, finansmanı nasıl sağlıyor tartışmaları
gündeme gelmişti. Bu, torba kanun içerisinde de var. O tarihlerde de Halk
Bankası, Ziraat Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurulunun İstanbula taşınması söz konusuydu, Ataşehirde
bunlara arsalar verilecekti. Halk Bankasına 57.500 metrekarelik bir yer
alınacak İstanbuldan, bunun karşılığında
Halk Bankasından 223 trilyon lira gibi bir meblağ -yani yeni parayla
223 milyon diyelim- Ziraat Bankasına da yine 54 bin metrekarelik bir arsa,
ona da 211 milyon - yani 211 trilyon-
bir para, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna ise miktarı
henüz orada belli değil ama ona da 168 milyon yani 168 trilyon-
liralık bir bedelle yaklaşık 600 milyon parayı TOKİ
devletten aldı. Şimdi, TOKİ, Halk Bankası, Ziraat
Bankası, Bankacılık Denetleme Kurulundan bu parayı
alırken karşılığında bu arsaları nereden
temin etmişti? Yani Bu arsaların
karşılığında bir para mı vermişti, bu
arsalar TOKİnin eline nereden gelmişti? diye
baktığımızda, bunların da Emlak Konuttan, aslında
hazineden, TOKİnin bir para ödemeden bu arsaları bu üç bankaya
verdiğini görüyoruz.
İşin özü şu:
Yani TOKİ işleri nasıl çeviriyor? diye
düşündüğümüzde, aslında devletten alıyor. Bakın,
devletten kendi finansman ihtiyacını karşılıyor.
İşte, yüzlerce şantiyesi var Türkiye'nin değişik yerlerinde,
bu şantiyelerdeki müteahhitlere de ödemelerini devletten
aldığı parayla, yani Halk Bankasından, Ziraat
Bankasından, Bankacılık Denetleme Kurulundan -yaklaşık
600 trilyon- arsa tahsis ederek, alıyor parayı ve ondan sonra da
kendi şantiyelerindeki ödemelerini yapıyor ve bu şekilde Allah
para gönderiyor. diye bir açıklaması olmuştu. Yani bunu burada
tekrar, bu madde görüşülürken aklıma geldiği için sizlerle
paylaşmak istemiştim.
Sayın Bakan, Sayın
Arınç burada. Onunla ilgili tabii, TRTyle ilgili olarak çok sayıda
Değerli arkadaşlar, yani her gün, gün geçmiyor ki, inanın gün
geçmiyor ki biz, TRTyle ilgilenmeyelim, TRTyle ilgili herhangi bir haber
konusu olmasın. Sayın Bakan da buradayken onu da dile getirmek
istiyorum. Geçtiğimiz günlerde basına da yansıdı -onu da
ben gündeme getirdim- Sayın Cumhurbaşkanımızın
basın danışmanı var Ahmet Sever, biliyorsunuz. Şimdi,
Sayın Ahmet Severin, TRTden aylık 15 bin lira para aldığına
dair iddialar var. Yani bu paraları ne
karşılığında alıyor, işte program mı yapıyor,
ne yapıyor bilmiyorum. Bunu ben sordum, Sayın Bakanımız
burada, kendisinden öğreneceğiz, yazılı olarak da
verilebilir, şu anda da bilgisi varsa yanıt verebilir, bilemiyorum.
Ama şimdi, Sayın Ahmet Sever TRTde bir iş yapmıyor benim
bildiğim kadarıyla, yani TRTye herhangi bir program şu anda
yapmıyor ama 15 bin lira, yani aylık 15 milyar lira paranın her
ay kendisine ödendiğine dair iddialar var.
Bu soru önergesi basında
çıktı. Çıktıktan sonra, Ahmet Severin yine basına
yaptığı bir açıklama var: Ben, geçen yıl sonuna kadar
bir program yapıyordum, o program karşılığında
cüzi miktarda TRTden paralar aldım. diyor.
Geçen yıl dediği
de değerli arkadaşlar yani 2010un sonu oluyor, Aralık, şu
anda 2011in biz Şubat ayındayız, bir ay, yani zannedersiniz ki
sanki yıllar geçmiş geçen yıl deyince. Aralık sonuna
kadar ben bir para aldım ama cüzi bir meblağ aldım. diyor.
Tabii, 15 milyar kendisine göre cüzi meblağ olabilir bilemiyorum ama
meblağın ne kadar olduğunu da söylemiyor.
Bu konunun da mutlaka
değerli arkadaşlar, açığa çıkması lazım.
Yani TRT, vergilerle, halkımızın çok değişik
kalemlerden, dolaylı vergilerle finanse ediliyor. Bununla ilgili de
aslında çok fazla şaibe var, bununla ilgili sorular da sorduk,
bununla ilgili de açıklamalar olsun isterdik fakat TRT Genel Müdürü soru
yanıtlarımızı gönderiyor, Sayın Bakan, zannediyorum
onları okurken de imzalamıyor ve o yanıtlar, maalesef
değerli arkadaşlar, gerçek yanıtlar olmadan bizlere gönderiliyor.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Dibek.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Sayın Dibekin
konuşmasına kısa bir açıklama yapabilirim takdirleriniz
olursa.
BAŞKAN Buyurun,
yerinizden
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınçın, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin
konuşmasında adı geçen Cumhurbaşkanlığı
Basın Danışmanı Ahmet Severin, geçmişte TRTye program
yaptığına, program başına kendisine ödeme
yapıldığına, bunun toplamının 15 bin lira olabileceğine,
Ahmet Severin TRTnin kadrolu elemanı olmadığına
ilişkin açıklaması
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Sayın Başkanım,
teşekkür ederim.
Sayın Dibekin, TRT ve
oradan maaş aldığı iddia edilen kişiyle ilgili
konuşmasına kısa bir açıklama yapmak istiyorum, kendisine
çok teşekkür ederim.
Ben de gazetelerde okuyunca
Genel Müdürlükten bilgi almıştım ama soru önergesi gelmedi,
geldiğinde hiç geciktirmeden cevaplandıracağım. Ben, sadece
soru önergelerinin cevaplarını değil, imza
attığım her şeyi mutlaka okuyarak, anlayarak ve bilerek
gönderiyorum ama Genel Müdürlüğün verdiği cevabı gönderiyorum
size çünkü ben, TRTyle, bana doğrudan bağlı bir kurum
ilişkisi içinde değilim ama sorular ve cevaplarını
okuyorum. Siz de zaten hemen hemen bütün sorularınızı TRT
üzerine teksif ettiniz. Bu, TRT konusunda bir ihtisaslaşma demektir, sizi
ayrıca kutluyorum.
Bu bahsettiğiniz
kişiyle ilgili olarak
Geçen sene mi, evvelki sene mi, son iki yıl
içerisinde, Avrupa Konseyiyle ilgili -sanıyorum, ismi Avrupa Gözüyle
olabilir, şu anda yazılı cevap elimde değil- bir program
yapılmış. Bu program beş hafta devam etmiş ve
sanıyorum, bölüm başına 3 bin lira kendisine ödeme
yapılmış. Yani sorunuzun cevabı şudur: Geçmişte
bir program yapmış, program başına kendisine ödeme
yapılmış ve bunun toplamı belki 15 bin lira olabilir. Ama
TRTde kadrolu bir eleman değil ve TRTden aylık alan bir eleman
değil.
Bilgilerinize sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen, Ferit Mevlüt Aslanoğlu Malatya
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Madde ihdas edildi de,
işte, arazi, proje, bunlar konuşuldu da, galiba, arkadaşlar,
Özelleştirme İdaresinin herhâlde Türkiyede daha
özelleştirilecek bir şey yok ki, bulamıyor ki işi gücü yok,
gidiyor, Malatyanın Akçadağ ilçesinin İkinciler köyünde bir
araziyi özelleştiriyor. Arkadaşlar, Valilik diyor ki: Burası
mera, köyün merası. Ey Özelleştirme İdaresi, Türkiyede her yer
bitti, her şeyi sattın, hiçbir şeyi bırakmadın, Malatyanın
Akçadağ ilçesinin İkinciler köyünde 200 dönüm yer kaldı, bunu
özelleştireceksin; maşallah, maşallah! Arkadaşlar, bu,
işin gerçeği. Valilik diyor ki: Kardeşim, burası köyün
merası. Tarım İl Komisyonu diyor ki: Burası köyün
merası. Ama Özelleştirme kendisi yapıyor ya kendi yasasına
göre, istediği gibi yapıyor, istediği gibi satıyor.
Değerli
arkadaşlarım, eğer Türkiyede hakikaten hiçbir yer
kalmadıysa, Türkiyede Özelleştirme İdaresinin
yapacağı başka iş kalmadıysa biz de kaderimize
razı oluruz.
Durum bu arkadaşlar,
sadece bilgilerinize sunuyorum. Özelleştirme İdaresi artık bu
işlerle uğraşıyor, artık köylerin merasını
satma işine soyundu ve sattı, sattı arkadaşlar. Ya kardeşim, burası mera!
M. MÜCAHİT FINDIKLI
(Malatya) Hazine arazileri ne zaman satıldı? İkinciler köyünün
kenarı
Ecevit döneminde hazine arazileri tek tek satılmadı
mı?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Mücahit Bey, gelirsin, konuşursun.
M. MÜCAHİT FINDIKLI
(Malatya) Konuşurum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Tabii. Yani ben Özelleştirme İdaresinin
artık arazi satışıyla ilgilendiğini söylüyorum.
Artık, başka hiçbir yer kalmamış, Türkiye'nin her yerini
satmış -evet, satmış- Malatyanın İkinciler
köyünde
M. MÜCAHİT FINDIKLI
(Malatya) Hazine arazilerinin nasıl talan edildiğini sen
biliyorsun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ben bilmem. Köyün merası burası, köyün
merasını satıyor. Köyün merası burası arkadaşlar.
Onun için, siz de gider, başka bir şekilde, başka bir köyün
merasını sattırmazsınız. Bu, köyün
merasıdır; köyün merası satılmaz. Özelleştirmenin her
işi bitmiş, bir tek bu kalmış arkadaşlar.
Takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Madde üzerinde bir adet
önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
T.B.M.M.
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa
tasarısına ilave edilen yeni 183. maddenin tasarı metninden
çıkartılmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
Mustafa Özyürek Ahmet Tan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
İstanbul İstanbul Malatya
Harun Öztürk F. Murat Sönmez Abdullah Özer
İzmir Eskişehir Bursa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Özyürek konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Özyürek.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
ihdas edilmek istenen maddeyle ilgili değişiklik önergemiz
hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, TOKİ ile ilgili Sayın Grup Başkan
Vekilimiz ayrıntılı değerlendirmeler yaptı, ben bir
iki noktanın daha altını çizmek istiyorum, onlardan biri
şudur:
Değerli
arkadaşlarım, AKP piyasa ekonomisine inandığını
söyleyen bir partidir. Oysa TOKİ vasıtasıyla Türkiyede konut
inşaatını bütünüyle devletleştirmiştir. Artık,
özel sektörden bina yapmak isteyen müteahhitler devletle rekabet eder hâle
gelmektedirler. Bu, konut sektöründe çok önemli bir dengesizliğe neden
olmaktadır. Bu konunun altını öncelikle çizmek istiyorum.
Tabii, özel sektördeki bir
müteahhidin TOKİyle yarışması, rekabet etmesi
olanaksız çünkü TOKİ kamu arazilerini alma yetkisine sahip.
TOKİ, istediği gibi plan yapma yetkisine sahip ve TOKİ, kamu
ihale mevzuatına tabi olmayan bir kuruluş. TOKİ, bütçe
dışı olduğu için de ne Plan Bütçe Komisyonunda ne de Genel
Kurulda TOKİyle ilgili bir görüşme yapmak mümkün. İşte
şimdi önümüze TOKİyle ilgili bir madde geldi de, bu konudaki
düşüncelerimizi anlatma fırsatı bulduk.
Şimdi, TOKİ bir
ihtiyaç mı? Elbette ihtiyaç. Önemli işler yapıyor mu?
Yapıyor. Ama değerli arkadaşlarım, kamu parasını
harcayan bir kuruluşun kesinlikle şeffaf olması lazım.
Niçin bütçe dışı bir kuruluş hâline getirilmiştir?
İşte denilebilir ki Sayıştay denetimine, son
değişikliklerle tabi oldu. ama Sayıştay denetiminde
performans denetimini de kaldırdığımız için buradaki
denetim bir uygunluk denetimi olacaktır, şeklî bir denetim
olacaktır ve o nedenle de artık kamu parası harcayan böylesine
devasa bir kuruluşun istediğini yapma yetkisi var ve bizim,
milletvekilleri olarak, milletin temsilcileri olarak, burada ne
yapılıyor, hangi harcamalar yapılıyor, bunlar nasıl
denetleniyor konusunda bir değerlendirme yapma yetkimiz ne yazık ki
yok.
Son olarak şimdi ihdas
edilmek istenen maddeyle de artık kamu hizmeti şeklinde kamunun
bazı inşaatlarını üstlendiğinde de her türlü
kuralın dışına çıkarılmasını kabul
etmiş oluyoruz. Bu, devlet hayatında kabul edilemez bir
yaklaşımdır, anlayıştır ve ne yazık ki
TOKİye öylesine de bir görev yükleniyor ki muhalefet partileri bir miting
yapabilmek için milyarlarca liralık para harcarken Sayın
Başbakan TOKİnin açılışlarını
yapıyorum. diye gidiyor, çeşitli illerimizde sürekli miting
yapıyor. Yani TOKİnin bir diğer görevi de Başbakanın
konuşacağı mitingleri hazırlamak şeklinde ortaya
çıkıyor. Bu da devlet parasıyla miting yapılması
sonucunu doğuruyor. Ayrıca AKP gidip kendi parasıyla bir miting
yapsa oraya belki kamu personelini davet edemeyecek, taşıyamayacak,
öğrencileri taşıyamayacak ama TOKİnin
yaptığı bu miting resmî açılış şeklinde
nitelendirilerek bütün kamu görevlilerinin, öğrencilerin de toplandığı
bir miting hâline dönüştürülüyor.
Bu vesileyle bu
görüşlerimizi ifade ettikten sonra bu ihdas edilen maddenin reddedilmesini
istiyoruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Aynı
zamanda karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler... Kabul
etmeyenler...
Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.18
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN (Giresun), Bayram Özçelik (Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının yeni 183üncü maddesi
üzerinde verilen İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Karar yeter sayısı vardır, önerge kabul
edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Yeni 183üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir)
Sayın Başkan, soru-cevap yok mu?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, soru-cevap işlemi geçti çünkü önerge işleminden
önceydi, önerge işleminden önce de
M. FATİH ATAY
(Aydın) Hayır Sayın Başkan, oturumdan önce istedik.
BAŞKAN Hayır,
önerge işleminden önce soru sorulmadı.
M. FATİH ATAY
(Aydın) Oturumdan önce istedik Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Atay, itiraz etmenizin hiçbir anlamı yok çünkü burada yoktu. Giriş
saatinize ve buradaki önerge işleminin saatine bakarız,
tutanakları isteriz, cevap veririm. Ben tutanakları istetiyorum.
Sizin de giriş saatinize bakacağım.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir)
Sayın Başkan, madde üzerindeki görüşmelerden sonra soru-cevap
işlemi yapılmıyor mu?
BAŞKAN Doğru,
yapmamız gerekir ama soru girilmediği için ben önerge işlemini
yaptırdım.
M. FATİH ATAY
(Aydın) Girdik, yanıyor efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, soruları girdi
arkadaşlarımız ama siz tutanakları alıp
bakınız.
BAŞKAN - Sayın
Hamzaçebi, önerge işlemini yaptırdıktan sonra girmişlerdir.
Ben tutanakları isteteceğim, cevap vereceğim efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Tutanakları alın, saatlere bakın
efendim.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, böylece tasarıya yeni 183üncü madde eklenmiştir.
Kanun yazılırken
tasarının madde numaraları teselsül ettirilecektir.
Şimdi,
tasarının mevcut madde numaraları üzerinden görüşmelerine
devam edeceğiz.
183üncü madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırası göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun
Tasarısının çerçeve 183 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Suat
Kılıç Abdurrahman
Kurt
Giresun Samsun Diyarbakır
İhsan
Koca Ali
Temür
Malatya Giresun
"Madde 183- 22/4/1983
tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 74 üncü maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler ile aynı
maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir.
"Ancak yapılacak
kanuna uygunluk denetimi siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için
yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bu
faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde yapılamaz.
Denetimde harcamaların gerçek mahiyeti esas alınır. Şekle
ve usule ilişkin eksiklikler harcamaların kabul edilmemesini
gerektirmez."
"Siyasi parti
hakkında kapatma kararı verilmiş olması halinde kapatma
kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin
hesaplar da Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek karara
bağlanır. Bu takdirde denetime esas kesin hesabın verilmesi ve
denetime ilişkin diğer esas ve usuller Anayasa Mahkemesi
tarafından belirlenir.
Siyasi partiler
amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetleri
kapsamında her türlü harcama yapabilirler.
Siyasi partiler mal ve hizmet
alımı ile yapım işlerini, açık ihale, kapalı zarf
usulü ve yazılı veya sözlü olmak üzere doğrudan veya
pazarlık usullerinden herhangi biri ile yapabilir.
Siyasi partiler
harcamalarını fatura, fatura yerine geçen belgeler ile bu belgelerin
temin edilmesinin mümkün olmadığı hallerde harcamanın
doğruluğunu gösterecek muhtevaya sahip olmak şartıyla
diğer belgelerle tevsik ederler. Ancak kaybolma, yırtılma ve
yanma gibi mücbir sebeplerle aslının temin edilemediği hallerde,
fatura ve fatura yerine geçen belgeler yerine bu belgeleri düzenleyenlerden
alınacak tasdikli örnekleri kullanılabilir.
Siyasi partiler ücret
mukabili geçici veya sürekli olarak çalıştırdıkları
kişilere ödedikleri ayni ve nakdi sağlık ve sosyal yardım
giderleri ile amaçlarına ulaşmak için görevlendirdikleri kişiler
tarafından yapılan yurt içi ve yurt dışı seyahatlere
ilişkin konaklama, yol masrafları ve diğer zorunlu
harcamaları gider olarak kayıt edebilirler.
Siyasi partiler, mal ve
hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan mahkeme kararları ile
ödedikleri miktarı ve masraflarını gider olarak
kaydedebilirler."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan; 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 183üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 183: 2820
sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
Siyasi partiler mal ve
hizmet alımı ile yapım işlerini yetkili kurulların
belirlediği usul ve esaslara göre gerçekleştirirler.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu Bilgin Paçarız
İstanbul Malatya Edirne
Turgut Dibek Rahmi Güner Atilla Kart
Kırklareli Ordu Konya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair Kanun
Tasarısının 183. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde
183. 2820 sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
Siyasi
partiler amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetler
için yetkili kurulların kararı ile harcama yapabilirler.
Nuri Yaman Sebahat Tuncel Ayla Akat Ata
Muş İstanbul Batman
Hasip Kaplan Sırrı
Sakık
Şırnak Muş
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN (Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; madde
üzerine verdiğimiz değişikliğe ilişkin söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, Türkiyede
demokrasi sorunlarının başında da Siyasi Partiler Kanunu
geliyor. Biz Barış ve Demokrasi Partisi olarak, daha önce
kapatılan partimiz Demokratik Toplum Partisi döneminde de Siyasi Partiler
Kanununun demokratikleşmesi ve değiştirilmesi konusunda
önergeler verdik ama ne yazık ki burada gündeme gelmedi.
Şimdi, torba yasada en azından
bu konuya ilişkin değişiklik var ama bu Türkiye'nin
ihtiyacını karşılıyor mu? Gerçekten siyasi partilerin
demokratikleşmesi konusunda, demokratik siyaset yapması konusunda bir
ön açıcılığı var mı? Hayır. Daha çok yine
maddi anlamda bir düzenleme yapılmış durumda.
Tabii, bu vesileyle
aslında, biz, Türkiyede Siyasi Partiler Kanununun
değiştirilmesi gerektiğini bir kez daha sizlerle paylaşmak
istedik. Hem siyasi Partiler Kanununun eril karakterinden kurtulması,
Türkiyede gerçekten demokratik bir yönetime vâkıf olacak bir Siyasi
Partiler Kanununun geliştirilmesi gerekir ve bunlar geliştirilirken
örneğin kotanın Siyasi Partiler Kanununda yer alması... Çünkü
biliyorsunuz Türkiyede erkek egemen sisteme göre siyaset yapılıyor,
siyaseti erkekler yapıyor, dolayısıyla erkeklerin alanı
genişken, kadınların alanı daralıyor, hele seçimler
öncesi bu çok daha daralıyor.
Muhtemelen siyasi partilerde
seçim tartışması başlamıştır. Kadınlar
mesele olunca nitelik tartışılıyor, nasıl olacak, yer
ediniyor mu, aşireti var mı, parası var mı noktasında.
O açıdan Siyasi Partiler Kanununda kotanın yer alması
önemlidir. Bu, siyasi partilerin keyfine göre olmaz. Örneğin bugün bizim
partimizde yüzde 40 gibi büyük cinsiyet kotası var ama diğer
partilerde yok. Bazılarında liderlerin iki dudağı
arasındadır kadınların seçilmesi, ki çoğu zaman mesela
lidere yakın kadın seçiliyor. Dolayısıyla siyaset yaparken
de liderin beğeneceği ölçülerde siyaset yapıyor. Bu, kadın
bakış açısına göre siyaset yapmayı da engelliyor.
Diğer bir konu, Siyasi
Partiler Kanununda... Örneğin bizde eş başkanlık sistemi
var. Yani 1i kadın 1i erkek olmak üzere 2 tane genel
başkanımız var ama mevcut Siyasi Partiler Kanunu bunu engelliyor
ancak bir tane genel başkan seçiyorsunuz. En azından bunu engel olmaktan
çıkartalım. İsteyen parti istediği kadar genel başkan
seçsin. Biz 2 tane seçiyoruz toplumsal cinsiyet eşitliğini de esas
alan, 1i kadın olmak üzere. Diğerleri 3 seçsin ya da birisi 1
seçsin. En azından bu engel olmaktan çıksın. Bu ciddi bir
problem.
Sayın milletvekilleri,
diğeri ve Türkiye'nin en ayıplı meselesi yüzde 10 seçim
barajı. Yüzde 10 seçim barajıyla bir kez daha 2011 seçimlerine
gideceğiz. İktidar bunu hem ekonomik istikrar için hem siyasi
istikrar için şart olarak görüyor çünkü AKP İktidarı bedava
milletvekillikleri yani torbada bir de bedavadan gelen milletvekilleri olsun
istiyor. O açıdan işte, siyasi partiler baraj altında
kalsın ya da işte, bizim gibi bağımsız olarak girmeyi
tercih etsin ve buraya gelip zar zor bir grup kursun yaklaşımı içerisindeler.
Bu aslında Türkiye demokrasisisin temel göstergesidir, hiçbir şeye
bakmaya gerek yok. Dünyanın neresinde yüzde 10 gibi yüksek bir seçim
barajı var? Dünyanın neresinde yüzde 10 gibi yüksek seçim barajı
olan yerde demokrasi var denilebilir? Demokrasi olabilmesi için temsilde
adaleti sağlayabilmesi gerekir. Bu ülkede en küçük grupların bile
buradan, gelip bu kürsüyü kullanması gerekiyor 1 tane oyu dahi varsa ama
burada parmak demokrasisi geçerli. Zaten hani farklılıkların
gelip burada temsil edilmesi diyelim ki işte, kadınların gelip
burada daha güçlü temsil edilmesi meselesi yok. Yüzde 10 seçim barajı da
mesela ilk başta biz kadınları vuruyor çünkü zaten yüzde 10
seçim barajıyla bazı kesimler Parlamento dışında
kalıyor. Onlar da seçimde diyelim ki siyasi partilerde seçimlerde yer
edinebilmek için daha çok, hani, seçilebilecek, çevresi olan, parası olan
kesimleri tercih ediyorlar. Bu konuda bile çok ciddi sorunlar var.
Biz yüzde 10
barajının düşürülmesi konusunda önergeler verdik, ana muhalefet
verdi. Türkiye'de çok geniş bir kesim 2011 seçimine bu ayıpla
gitmemek gerektiğini söylüyor ama AKP İktidarı torbaya her
şeyi koymuş, demokrasi konusunda en küçük bir adım olan yüzde 10
seçim barajının kaldırılması konusunda bir şey
yok. Ee, torbaya bir de bunu koysaydınız, sığmadı
mı? Sığmaz çünkü Başbakan torbanın
ağzını bükmüş ki bu yüzde 10 seçim barajına
ilişkin şey olmasın, direktifini baştan verdi. Böyle bir
dönemde demokrasi olmaz. Demokrasiden bahsedebilir miyiz? Dolayısıyla
torba yasanın kendisi zaten ayıplı bir yasa, bu ayrı bir
şey ancak Siyasi Partiler Kanununa
ilişkin, sadece ekonomik şeylere ilişkin bir düzenleme yapmak da
ayrı bir nokta. Yani bu kadar sorun varken Siyasi Partiler Kanununda,
antidemokratikken, şeffaf değilken, denetime açık değilken,
yüzde 10 seçim barajı gibi bir baraj varken, bu baraj Türkiye'de
demokrasiden yana, emekten yana, hem kadınlara hem Kürtlere, gençlere,
Romenlere, yani Türkiye'de farklı olan kesimlere kurulmuşken, buna
dair herhangi bir düzenleme yapılmamasını iktidar
milletvekillerinin dahi kabul etmesi anlaşılır değildir
diyorum.
Saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı Sayın Başkan
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, beklemeyin lütfen.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.46
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.54
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 183üncü maddesi üzerinde
verilen İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan; 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 183üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 183: 2820
sayılı Kanunun 74. maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
Siyasi partiler mal ve
hizmet alımı ile yapım işlerini yetkili kurulların
belirlediği usul ve esaslara göre gerçekleştirirler.
Mustafa Özyürek (İstanbul)
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri,
önergemizle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu madde, torba yasada yer alan bu madde siyasi
partilerin Anayasa Mahkemesi tarafından nasıl denetleneceğine
ilişkin usulleri, esasları belirleyen bir madde.
Şimdi, Anayasa
Mahkemesi, bir süreden beri siyasi partilerin denetiminde gerçekten yasal
hükümlerin dışına çıkarak raporlar yazmaktadır.
Denetçilerin yazdığı bu raporlar da ne yazık ki Anayasa
Mahkemesi heyeti tarafından aynen kabul edildiği zaman, sanki siyasi
partilerde büyük yolsuzluk, usulsüzlük varmış gibi bir izlenim
doğuyor. Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP
sözcüleri de Cumhuriyet Halk Partisine bu yolla acaba vurabilir miyiz? diye
işin aslını, esasını araştırmadan
İşte, siz, şu kadar parayı yok ettiniz. filan diye
konuşmalar yapıyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
Resmî Gazetede yayımlanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisiyle
ilgili inceleme oradadır. O raporlara baktığınızda
göreceksiniz ki yapılan ödemelerin hepsi banka dekontuyla belgelendirilmiştir,
kimsenin yediği içtiği bir şey yoktur, muhataplarına ödeme
yapılmıştır. Ama, nedir? Mesela, faturanın aslı
bulunamamış, onun yerine, noterden tasdikli sureti konulmuştur.
Anayasa Mahkemesi diyor ki: Mutlaka aslını bulacaksınız.
Bazı işçiler işten ayrıldıktan sonra onlara ihbar
tazminatı ödemiştir Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal demokrat bir
parti olarak çalışanlarını düşünmüştür.
Hayır, siz ihbar tazminatı ödeyemezsiniz. diyor. Şimdi, emekli
olduktan sonra bazı personeli, tekrar, parti çalıştırmış,
onlara ücretler ödemiş, bu ödemelerin hepsi banka vasıtasıyla
yapılmıştır. Buna rağmen, Hayır, siz bunu
yapamazsınız. diyerek çok büyük miktarda parayı hazineye irat
kaydetmiştir ve Anayasa Mahkemesinin yapacağı iş, hazineye
irat kaydetmekten ibarettir ve bu, tabii, bir parti için de mükerrer ödemedir,
hem bir yere para ödemişsiniz hem de tekrar aynı miktarda parayı
hazineye iade ediyorsunuz.
Şimdi, gülme
komşuna gelir başına. AKPnin 2004 yılı Raporu da
burada. Burada da pek çok eleştiri var ve pek çok harcama kabul
edilmemiş ve hazineye irat yazılmıştır. Nedir bunlar?
Bir kısmı bilet paraları. Uçak biletini herhangi bir AKPli
yetkili gidip kendi adına aldığı zaman Anayasa Mahkemesi
diyor ki: Bunu ben kabul etmem. Ya ne olacaktı? Parti adına
alacaktınız. Ee şimdi, aceleyle, bir görev vermişsiniz bir
partiliye -bu Cumhuriyet Halk Partisinde de böyledir, AKPde de herhâlde
öyledir- gitti havaalanından biletini aldı, uçağa bindi, geldi,
bileti partiye verdi. Hayır, bunu ben kabul etmem. diyor.
Burada pek çok şey var,
biraz sonraki konuşmamda da ifade edeceğim. Mesela Zeyno Baran diye
bir gazetecinin otel parasını AKP ödemiş, Anayasa Mahkemesi
kabul etmemiş. Parfümeri faturalarını AKP gider
yazmış, bunu da şey kabul etmemiş.
MUHARREM SELAMOĞLU
(Niğde) Ayıp! Ayıp!
BAŞKAN Sayın
milletvekilim, lütfen
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
Evet, parfümeri faturasını burada numarasıyla filan şey
ederim. Sayın Başbakan, önünü arkasını düşünmeden
Cumhuriyet Halk Partisine hücum etmeye gelince her şeyi söylüyor. Biz Sayın
Başbakan gibi yapmıyoruz, biz buradaki yanlışları ortaya
koyuyoruz. Bunların bir kısmı, bilet parasını ister
şahsı adına alsın isterse parti adına alsın bunun
kabul edilmemesi diye bir şey kabul edilemez.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
Ama Cumhuriyet Halk Partisi bunu gider yazdığı zaman hemen
hazineye irat kaydediyor ve Sayın Başbakan bunu eleştiriyor.
Açık mı Sayın
Başkan?
BAŞKAN Süre
tamamlandı Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
Şimdi, onun için, ben bu çifte standarda dikkatinizi çekiyorum. Sayın
Başbakan, Cumhuriyet Halk Partisine büyük bir haksızlık
yapmıştır. Kendileriyle ilgili rapor ortaya
çıktığı zaman o haksızlığı hepiniz bir
kez daha görürsünüz diye bunları söylüyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi
var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Öztürk, Sayın Kaptan, Sayın
Özyürek, Sayın Köse, Sayın Atay, Sayın Coşkunoğlu,
Sayın Güner, Sayın Paçarız, Sayın Çakır, Sayın
Özkan, Sayın Dibek, Sayın Pazarcı, Sayın Sönmez, Sayın
Serter, Sayın Ünsal, Sayın Günday, Sayın Hacaloğlu,
Sayın Arslan.
Yoklama için iki dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere devam ediyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175,
2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356,
2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540,
2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691,
2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801,
2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S.
Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun
Tasarısının çerçeve 183 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
"Madde 183- 22/4/1983
tarihli ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 74 üncü maddesinin
birinci fıkrasına aşağıdaki cümleler ile aynı
maddeye ikinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"Ancak yapılacak
kanuna uygunluk denetimi siyasi partilerin amaçlarına ulaşmak için
yapılmasında fayda görülen faaliyetleri daraltacak veya bu
faaliyetlerin yerindeliğini içerecek şekilde yapılamaz.
Denetimde harcamaların gerçek mahiyeti esas alınır. Şekle
ve usule ilişkin eksiklikler harcamaların kabul edilmemesini
gerektirmez."
"Siyasi parti
hakkında kapatma kararı verilmiş olması halinde kapatma
kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin
hesaplar da Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek karara
bağlanır. Bu takdirde denetime esas kesin hesabın verilmesi ve
denetime ilişkin diğer esas ve usuller Anayasa Mahkemesi tarafından
belirlenir.
Siyasi partiler
amaçlarına ulaşmak için gerekli gördükleri siyasi faaliyetleri
kapsamında her türlü harcama yapabilirler.
Siyasi partiler mal ve hizmet
alımı ile yapım işlerini, açık ihale, kapalı zarf
usulü ve yazılı veya sözlü olmak üzere doğrudan veya
pazarlık usullerinden herhangi biri ile yapabilir.
Siyasi partiler
harcamalarını fatura, fatura yerine geçen belgeler ile bu belgelerin
temin edilmesinin mümkün olmadığı hallerde harcamanın
doğruluğunu gösterecek muhtevaya sahip olmak şartıyla
diğer belgelerle tevsik ederler. Ancak kaybolma, yırtılma ve
yanma gibi mücbir sebeplerle aslının temin edilemediği hallerde,
fatura ve fatura yerine geçen belgeler yerine bu belgeleri düzenleyenlerden alınacak
tasdikli örnekleri kullanılabilir.
Siyasi partiler ücret
mukabili geçici veya sürekli olarak çalıştırdıkları
kişilere ödedikleri ayni ve nakdi sağlık ve sosyal yardım
giderleri ile amaçlarına ulaşmak için görevlendirdikleri kişiler
tarafından yapılan yurt içi ve yurt dışı seyahatlere
ilişkin konaklama, yol masrafları ve diğer zorunlu
harcamaları gider olarak kayıt edebilirler.
Siyasi partiler, mal ve
hizmet alım sözleşmelerinden kaynaklanan mahkeme kararları ile
ödedikleri miktarı ve masraflarını gider olarak
kaydedebilirler."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılıyoruz Değerli Başkanım.
SUAT KILIÇ (Samsun) Gerekçe
okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasanın 69'uncu
maddesi ve 2820 sayılı Siyasal Partiler Kanununun 74'üncü maddesine
göre Siyasal Partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesince yapılır.
Verilen önerge ile, hakkında kapatma kararı verilen siyasi partilerin
kapatma kararının verildiği tarihe kadar olan döneme
ilişkin hesapların mali denetiminin Anayasa Mahkemesi tarafından
yerine getirilmesi ve özellik arz etmesi nedeniyle bu denetimin yapılma
esas ve usullerini belirleme hususunda Anayasa Mahkemesine yetki verilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
184üncü madde üzerinde bir
adet önerge vardır; okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı nın 184 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Selçuk Ayhan Atilla Kart
Malatya İzmir Konya
Madde 184 2820
sayılı Kanunun 66 ncı maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Siyasi partilerin adına
açılmış banka hesaplarına yapılan ve mevzuatın
öngördüğü tutarı aşmayan bağışlar için
ayrıca gelir makbuzu düzenlenmez.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Değerli arkadaşlarım, siyasi partilerin
denetimiyle ilgili konudaki açıklamalarımı devam ettirmek
istiyorum.
Bu maddeyle de yapılmak
istenilen: Banka hesabına bir para yatırılmışsa
ayrıca makbuz düzenlenmesine gerek olmadığına dair bir
düzenleme var. Doğru bir düzenlemedir.
Değerli
arkadaşlarım, gerçekten, burada Sayın Canikli de zaman zaman
gündeme getirdi, Sayın Başbakan en son Denizli konuşmasında
da gündeme getirdi, işte, Cumhuriyet Halk Partisi bu kayıp
paraların hesabını versin. diye. Biraz önce de söylediğim
gibi, ortada kayıp bir para filan yok. Bunların hepsi
muhataplarına banka aracılığıyla
yapılmış ödemelerdir. Bunu, raporda da yazar,
baktığınızda da görürsünüz ama -bir Başbakan
düzeyinde- konuyu yakından bilmeyenlere Cumhuriyet Halk Partisi bu
paraların hesabını versin. diye meydana çıkarsanız,
bu büyük bir aldatmacadır, bu büyük bir kandırmacadır. Biraz
önce söylediğim gibi, etme bulma dünyası, biraz sonra olay döner
dolaşır sizin önünüze gelir.
Şimdi, burada uzun uzun
uçak biletlerinin kimlere ait olduğu yazılı AKPden, otel
faturalarının kimlere bağlı olduğu yazılı.
Mesela İdris Naim Şahinin bileti, bunu Anayasa Mahkemesi gider kabul
etmemiş. Sayın Çalıkın bileti, Anayasa Mahkemesi bunu
kabul etmemiş.
Şimdi, biz diyoruz ki,
bir kere, yöntem olarak, usul olarak ille parti adına fatura kesilmesi
gerekmiyor ama Anayasa Mahkemesi ille parti adına kesilsin diyorsa Resmî
Gazetede bunun şahıs şahıs ilanı doğru bir
iş midir? Eminim ki Öznur Çalık da, parti görev vermiştir, bir
yere gitmiştir, biletini almıştır; İdris Naim
Şahin de almıştır; Zeyno Baran da herhâlde partinin daveti
üzerine yurt dışına gitmiş ve oradaki otel
parasını parti vermiştir.
Tabii, kişisel
bakım ürünü gibi, parfümeri gibi harcamaların belgesi olsa da bir
siyasi partinin hesaplarında bulunması kesinlikle doğru
değildir, kabul edilebilen bir şey değildir. Herhâlde bundan
sonra Adalet ve Kalkınma Partisi de bu konularda daha dikkatli
olacaktır.
Gene, bu çerçevede gelirler
bölümüne baktığımızda, Adalet ve Kalkınma Partisinin
bazı köy muhtarlarından bağış
aldığını görüyoruz. Tabii, köy muhtarından
bağış alınmaz değerli arkadaşlarım. Bunun
belgesi var, yok tartışmasının ötesinde, kim
bağış yapabilir, kim bağış yapamaz, bunu görmek
lazım. Bir resmî daireden parti bağış alabilir mi? Elbette
alamaz. Bir muhtardan bağış alabilir mi? Elbette alamaz.
Sayın Başbakanın bütün dikkatine rağmen, demek ki böyle
gözden kaçan noktalar oluyor. Onun için, bazı şeyleri istismar
ederken, gündeme getirirken çok dikkat etmek gerekiyor değerli
arkadaşlarım.
Biz, hepimiz, siyasi
partilerin nasıl çalıştığını biliriz. Her
partide ufak tefek yanlış olabilir ama Sayın
Başbakanın takdim ettiği gibi, böyle büyük paraların
hesabının verilmemesi söz konusu değildir. Bütün paralar,
dediğim gibi, şeffaf bir şekilde harcanmıştır.
Usul yönünden tartışma olmuştur. O usulle ilgili
tartışmaları da, umarım, bu Meclisin kabul ettiği
maddeden sonra ortadan kaldırmaya çalışırız.
Değerli
arkadaşlarım, şunu da ifade etmek istiyorum: Bundan beş
altı yıl öncesine kadar, mesela Cumhuriyet Halk Partisinde bütün
hesaplar aynı yöntemle tutulmuş olmasına rağmen, bir kere
bile eleştiri olmamıştır, aynı mahkeme
denetlemiştir ama son zamanlarda her nedense Cumhuriyet Halk Partisinin
hesaplarına da, Adalet ve Kalkınma Partisinin hesaplarına da,
diğer partilerin hesaplarına da gereksiz bir şekilde
takılmaktalar ve bunu Resmî Gazetede ilan etmek suretiyle siyaset
kurumunu yıpratmaktadırlar. Bunun önüne geçilmesini diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi vardır, onu
yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Öztürk, Sayın Özyürek, Sayın
Tan, Sayın Atay, Sayın Köse, Sayın Kaptan, Sayın Güner,
Sayın Çakır, Sayın Kart, Sayın Pazarcı, Sayın
Emek, Sayın Dibek, Sayın Sönmez, Sayın Serter, Sayın
Hacaloğlu, Sayın Ünsal, Sayın Günday, Sayın Ayhan,
Sayın Arslan.
Yoklama için iki dakika süre
veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere devam ediyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkanım, Sayın Özyürek iki ayrı önerge üzerinde
yapmış olduğu konuşmalarda AK PARTİ hesaplarıyla
ilgili hilafıhakikat birtakım beyanlarda bulundu. Bununla ilgili
düzeltme adına 69a göre kısa bir söz talep ediyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Kılıç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki dakika süre
veriyorum.
M. FATİH ATAY
(Aydın) Sayın Başkan, nasıl bir söz hakkı doğdu
yani?
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Samsun Milletvekili Suat Kılıçın, İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürekin, iki ayrı önerge üzerinde yaptığı
konuşmada partilerine sataşması nedeniyle konuşması
SUAT KILIÇ (Samsun)
Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Özyürek, ilk
önergesinde bahse konu etti ancak çalışmaların huzuru
açısından cevap vermeye gerek görmedim, ikinci defa aynı konuya
temas etti
Sayın Özyürek, öncelikle
şunu ifade etmez lazım: AK PARTİ hesaplarıyla
ilgilendiğiniz kadar Cumhuriyet Halk Partisinin hesaplarıyla da
ilgilenmiş olsaydınız CHPnin hesapları Anayasa Mahkemesine
intikal etmezdi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu
bir ifade edeyim.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sizinki!
SUAT KILIÇ (Devamla) -
Diğer taraftan, dilinize doladığınız bir şey var
parfümeri harcaması diye. Parfümeri harcaması partilerde söz konusu
olmaz ancak burada parti sözcümüz tarafından konunun gereği ifade
edildi. AK PARTİ Genel Merkezinde -inşallah bir gün iadeiziyaret için
Genel Merkezimizi ziyaret ederseniz orayı da size gezdiririz- küçük bir
berber salonu var, Genel Merkez personelinin ya da Genel Merkezden yararlanan
milletvekillerinin gerektiğinde kullanabilmeleri amacıyla.
Buranın ihtiyaçları noktasında yapılmış bir
harcama orada İnternet üzerinde de ilan edilmiş bir kalem olarak
yerini aldı. Dolayısıyla üzerinde çok fazla durmanın
gereği olan bir konu başlığı kesinlikle değil.
Diğer taraftan, Adalet
ve Kalkınma Partisi, Türkiye'nin siyaset geleneğine partinin
harcadığı her kuruşu İnternet ortamında açık
bir şekilde ilan etme geleneğini kazandıran bir siyasal partidir.
Yani bu yönüyle bakıldığında, pek çok konu
başlığında olduğu gibi, harcama usulleri, harcama
hukuku noktasında da gerek gelirler gerekse giderler hususunda son derece
aleni, şeffaf bir yönetim anlayışını bizler benimsemiş
durumdayız. Elbette ki bu diğer siyasal partiler tarafından da
örnek alınacaktır, elbette ki herkes bunun gereğini yerine
getirecektir.
Bağışlar
hususunda ise siyasal partilerin kimlerden hangi miktarlarda ve hangi
yöntemlerle bağış edinebileceği bellidir; bu, sizin
partiniz açısından ne ise bizim partimiz açısından da
aynı şekilde geçerlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SUAT KILIÇ (Devamla) Bu
bilgiyi arz etme ihtiyacı doğdu.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul)
- Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Hatip benim hilafıhakikat beyanda
bulunduğumu söylemek suretiyle bir sataşmada bulunmuştur. Cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özyürek.
Sataşma nedeniyle size
de iki dakika süre veriyorum.
2.- İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, Samsun Milletvekili
Suat Kılıçın, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Değerli arkadaşlar, Sayın Kılıç
Türkçeye hâkim bir arkadaşımızdır. Hilafıhakikat
demek, yani gerçek dışı bir şey
Benim buradaki
açıklamalarımın hepsi Anayasa Mahkemesi kararına
dayalı açıklamalardır. Anayasa Mahkemesi yanlış
yaptı. diyebilirsiniz fakat Mustafa Özyürek hilafıhakikat beyanda
bulunmuş. derseniz bu bir çarpıtma olur. Bunu açıkça ifade
etmek zorundayım.
Burada -ama nerede
harcanmış olursa olsun- ben de AKP parfümeri ticareti yapıyor.
demedim ama Bazı parfümeri faturalarını gider
yazmıştır ve Anayasa Mahkemesi de bunu kabul etmeyip irat
yazmıştır. dedim. Siz diyorsunuz ki: Bizim berber
dükkânımız var. Berber dükkânında yapılan harcamaları
biz kaydederiz. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler)
SUAT KILIÇ (Samsun) Tamam
Sayın Özyürek, orada durdum! Daha bir şey demiyorum!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
Anladım, bunu anladım. Yani bizim partide böyle bir şey yok.
Demek ki sizin partide bir kuaför var, şey var. Oranın
masrafları şey tarafından gider olarak yazılıyor.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Mecliste de var.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) -
Şimdi ben bunun doğru olmadığını, belgesi,
faturası olsa bile bunun gider yazılmaması gerektiğini
ifade ediyorum. Keza muhtardan bağış almanın da doğru
olmadığını ifade ediyorum. Benim söylediğim her
şey bu karardır.
Onun için, bu tip
yanlışlar olabilir ayrıca. Ama Sayın Başbakanın
meydan meydan dolaşıp buna benzer yanlışları
Cumhuriyet Halk Partisine söyledikten sonra benim de bunları burada ifade
etme hakkım doğdu.
Onun için hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
VI.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN 185inci madde
üzerinde üç adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 185 inci maddesinde yer alan
"otlatılmasına" ibaresinin "otlatılması ve
barındırılmasına" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır Behiç
Çelik Erkan
Akçay
Mersin Mersin Manisa
Mehmet Günal Emin Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 185 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Selçuk Ayhan R. Kerim Özkan
Malatya İzmir Burdur
Atilla Kart Fehmi Murat Sönmez
Konya Eskişehir
Madde 185 - 31/8/1956 tarihli
ve 6831 sayılı Orman Kanununun 19 uncu maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Ancak, orman idaresi
ile orman köylüleri arasındaki ilişkiyi koruma kullanma dengesi
gözetilerek en üst düzeye çıkarmak için, orman idaresince belirlenen orman
alanlarında; orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde
hayvan otlatılmasına izin verilebilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 185'inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Nuri Yaman Sebahat Tuncel Şerafettin Halis
Muş İstanbul Tunceli
M. Nezir Karabaş Fatma Kurtulan Hasip Kaplan
Bitlis Van Şırnak
Ayla
Akat Ata
Batman
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Ayla Akat Ata, Batman Milletvekili.
Buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
AYLA AKAT ATA (Batman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; doğal
kaynaklarımız arasında çok önemli bir yeri olan
ormanlarımızın geçmişten günümüze kadar sürekli tahrip
edilir şekilde kullanılmış olması bu alanların
korunmasını da beraberinde getirmiştir. Kaldı ki bu koruma
anayasal düzeyde hem 1961 Anayasasında hem de 1982 Anayasasında
sağlanmıştır. Yine Orman Koruma Kanunuyla da ilgili
düzenlemeler yapılmıştır. Şimdi mevcut
tasarının 185inci maddesiyle 6831 sayılı Orman Kanununun
19uncu maddesi değiştirilmek istenmektedir. Hâlen yürürlükteki
maddede yer alan düzenlemeye göre ormanlık alanlarda hayvan otlatılmasına
izin verilmesi kuraklık gibi olağanüstü durumlarda mümkündür.
Şimdi bu yetki kime veriliyor? Kamu yararı gözetilerek ormanlık
alanlarda orman idaresince tespit edilecek usul ve esaslarla
Şimdi bu
durumda idareye gerçekten çok geniş bir yetki tanıyorsunuz. Hele karşınızdaki
kavram kamu yararı kavramıysa yani kişiye göre
değişebilen, siyasi gruplara göre değişebilen, kişinin
sosyal eğilimlerine göre değişebilen bir kavramla hareket
edilecekse idareye tanınan bu yetkinin sınırlanmış
olması mutlaka gerekiyor.
Şimdi, bakıyoruz
kamu yararı kavramı için Toplumun ortak çıkarı için
yapılan ve idarenin kamu hizmetlerini yerine getirmek için birtakım
faaliyetlerde araması gereken olgudur. deniliyor. Peki, idarenin son
yapılan değişiklikle, Danıştay Kanunu itibarıyla
yapılan değişiklikle Anayasamızda yargı yetkisi idari
eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimiyle
sınırlı olup hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde
kullanılamaz. Şimdi bu düzenlemeden sonra idare mahkemeleri
artık bir yerindelik denetimi de yapamayacak, kamu yararı da aramayacak.
Bunun sonucu ne olacak? Doğa katledilecek. Biz Barış ve
Demokrasi Partisi olarak hiçbir ticari faaliyetin, hiçbir sosyal faaliyetin
doğaya rağmen olmaması gerektiğini, öncelikli olanın
doğanın korunması olması gerektiğini düşünüyoruz
ama ne yazık ki bu Parlamentodan çıkan yasalarla doğa tahrip
ediliyor.
Şimdi, bakıyoruz,
ormanlık alanlarımızın, şu an kullanıma açık
olmayan ormanlık alanlarımızın, ticari amaçlarla
kullanılan ormanlık alanlarımızın bugün itibarıyla
neredeyse yüzde 50si kamu yararı gözetilerek yapılmış,
orman olmaktan çıkmış, bu vasıftan çıkmış.
Peki, nasıl oluyor? O zaman bu kamu yararı ancak yasalarla
belirlenebildiğine ve yasa yapma organı da burası olduğuna
göre, biz, bizzat bu ormanların yok edilmesi için onay vermiş
oluyoruz. Bundan sonra yapılan son düzenlemeyle de -2010
yılının sonunda- Danıştay da yerindelik denetimi
yapamayacak. Bu durumda HESlerin ortaya çıkarmış olduğu
zararlar, ticari faaliyetlerin ortaya çıkarmış olduğu
zararlar ve bunun doğaya rağmen yapılmış
olmasının ne yazık ki önüne geçemeyeceğiz. Bu nedenle, bu
düzenlemenin mutlaka tasarı metninden çıkarılması
gerektiğini düşünüyoruz ama orman köylülerinin orman alanında
yaşam koşullarının yeniden düzenlenmesi gerekebilir. Bu
konuda, ilgili sivil toplum örgütleri yeniden dinlenebilirler, ihtiyaçlara
uygun düzenlemeler yapılabilir ama aklımıza ilk gelen
şudur: Evet, ormanlık alanların, orman alanlarının
ticari faaliyetlerde kullanılabilmesinin önü açık değildir ancak
bundan sonra ne yapılacak? Bu alanlarda hayvan otlatılacak, orman
vasfı kaybedilecek, sonra ticari amaçla kullanımının önü
açılmış olacak. Bu nedenle bu düzenlemeye
karşıyız ama bir hususa daha değinmek istiyoruz.
Sonuç itibarıyla,
ormanlar ülkemizin sadece bir bölgesinde değil, ülkemizin doğusunda,
batısında, kuzeyinde, güneyinde de, siz gitmemiş olsanız
da, biz belli yerlere gitmemiş olsak da, bu Parlamentoda bulunan
milletvekilleri her ilimizi, her bölgemizi bilmiyor olsa da, sonuç
itibarıyla bu ülkenin her tarafında ormanlar var ancak
ormanlarımızın tahrip edilmesine, hatta güvenlik gerekçesiyle
yakılabiliyor olmasına karşı bu Parlamentoda bir sessizlik
var. Hatta en son bunu dile getirdiğimizde, Sayın Bakanımız
Ne olacak? Olan 60 bin hektar. dedi. Bu kadar küçümseyen bir
yaklaşımı biz kabul etmiyoruz. Bir tek ağaç, değil
hektarı kapsayan, bir tek ağacın bile yakılıyor
olması, yok ediliyor olması, bu ülkenin doğal
kaynaklarının yok ediliyor olmasıdır.
Nerede olduğuna
bakmayacağız, hangi gerekçeyle olduğuna bakmayacağız.
Eğer ormanın yok edilmesi bizim inançlarımıza, bizim ortaya
koymuş olduğumuz siyasete, orada yaşayan insanımıza,
vatandaşımıza bir yarar sağlamıyorsa -ki,
sağlamıyor- bunun karşısında durmamız gerekiyor.
O ormanlar yakılırken kimse orada yaşayan
insanlarımıza sormuyor: Siz bu ormandan nasıl sebepleniyorsunuz?
Bu ormanın sizin yaşamınızda, doğal
yaşamınızda nasıl bir etkisi var? Odunu mu oradan
sağlıyorsunuz? Yaşamınıza nasıl bir etkisi var?
Ekonomik bir kaynak mıdır sizin için aynı zamanda?
Hayvanlarınızı otlatamıyorsunuz ama hangi ölçekte meralardan
yararlanıyorsunuz? O insanlara sorulmuyor. Doğal kaynaklar orada
yaşayan insanlara rağmen tahrip ediliyor. Bu yasa metniyle de son
değişikliği de dikkate alırsak, yapılan son
Danıştaydaki değişikliği de dikkate alırsak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
AYLA AKAT ATA (Devamla) -
bizzat biz kamu yararı adı altında açmış
olacağız.
Teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 185 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk (İzmir) ve
arkadaşları
Madde 185 - 31/8/1956 tarihli
ve 6831 sayılı Orman Kanununun 19 uncu maddesinin birinci
fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Ancak, orman idaresi
ile orman köylüleri arasındaki ilişkiyi koruma kullanma dengesi
gözetilerek en üst düzeye çıkarmak için, orman idaresince belirlenen orman
alanlarında; orman idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde
hayvan otlatılmasına izin verilebilir."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Murat Sönmez
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Murat Sönmez, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
FEHMİ MURAT SÖNMEZ
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Yasa Tasarısının 185inci maddesi
üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu hafta Mecliste
Danıştay ve Yargıtayla ilgili yasa tasarısı
görüşüldü. Muhalefet kendisine söz hakkı verilmediğini, bu
konudaki düşüncelerini anlatma haklarının AKP tarafından
yok edildiğini defalarca söyledi. Muhalefet değişik
platformlarda bu görüşlerini aktarabilir esasında. Fakat, burada
özellikle düşüncelerimizi söylemek istememizin nedeni Acaba
yaptığınız yanlışları düzeltebilir miyiz? Bu
kanun tasarısına bir katkı sunarak doğru bir iş
yapmayı birlikte becerebilir miyiz? çabasıdır. Yoksa biz
görüşlerimizi her yerde söyleriz ama Meclis çatısı altında
söylememizin esas nedeni sizi yanlışlarınızdan biraz daha
döndürme çabasıdır. Ama bu çabalardan bir sonuç
alınamayacağını da bizim muhalefet partilerimizin de
bilmesi gerekmektedir çünkü AKP, düşüncelerinde samimi değildir.
Geriye
baktığımız zaman AKP bir Kürt açılımı
yapmıştır ama Herkesin fikrini soracağız.
demiştir. Aydınlardan gazetecilere, sanatçılardan uzmanlara
kadar herkesle toplantılar düzenlemiştir, onların fikirlerini
almışlardır. Sonra onların düşüncelerini
değerlendirmiş midir acaba? Hayır. Yoksa, herhâlde bu uzmanlar,
aydınlar Gidin, Ben pişman değilim. diyen insanları
Habur sınırında törenle karşılayın
dememiştir. Yani o toplantıların hepsi göstermelik olarak
kalmıştır.
Sonra Alevi
açılımı yapılmıştır. Yine bir dizi
toplantılar yapılmıştır. Sonra gene AKP bildiğini
okumuştur.
Yani netice olarak
İktidar, tüm adımlarında bilenlere danışıyor
gibi yapıyor, herkesten aferin
almayı bekliyor ama sonunda bunların hiçbirisine değer vermeyip
kendi yanlışlarına devam ediyor.
Evet değerli
milletvekilleri, AKP samimi değildir. Mecliste tüm muhalefet partileri
grup önerileri getirmektedir, Türkiye için önemli konulardır, güncel
konulardır ama AKPliler buraya çıktığı zaman Çok
haklısınız, çok önemli konular bunlar. demiştir ama vakit
yoktur. Onun için, bunun arkasına sığınarak
ertelemişlerdir. Ama Türkiyenin yararına olmayan veyahut da
Anayasaya aykırı bile bulunan maddelere ise bu çatı
altında zaman bulunabilmiştir.
Evet, AKP samimi değildir.
İktidara geldiğinde Komşu ülkelerle
sınırımız, sorunumuz olmayacaktır, kalmayacaktır,
sıfır sorun. diye yola
çıkmıştır. Bırakın komşu ülkelerle
sıfır sorunu, bugün, Kuzey Kıbrısla bile problemli hâle
gelmiş bulunmaktayız ve ülkede yarattığı ayrılık
söylemleri devam ederken bir bakıyoruz ki artık yapılan
konuşmalarla Kuzey Kıbrısta bile insanlar birbirine artık
düşman gibi bakar hâle gelmiştir hep yanlış politikalardan
dolayı.
Evet, değerli
milletvekilleri, AKP samimi değildir. Biz herkese eşit
davranıyoruz. diyorsunuz. Tüm belediyelere eşit davranıyoruz,
tüm belediyelere eşit katkıda bulunuyoruz. diyorsunuz ama
muhalefetin belediyelerinden transfer yapabilmek için her türlü yolu
deniyorsunuz aynı Beypazarında olduğu gibi.
Halkımızın
gözünde en kutsal olarak yaptığımız iş askerliktir.
Askere gitmeme hakkına sahip olmayı, sanki kötü bir şeyden
kurtulmuş gibi askerlikten yırtmak olarak söyleyen
Başbakanı da burada kınıyorum ve Sayın Başbakan
seçimler yaklaştıkça, yıllardır sesini
duymadığı Cumartesi Annelerinin de sesini duyar olmuştur.
Kendisinin de bir bank üzerinde bir gece odada soğukta kalarak
işkence gördüğünü -doğrudur ya da yanlıştır-
söylemiştir ama şunu da bilmelidir ki, ülkemizin sınırları
içinde özgür olarak ama o şartlarda yaşayan birçok
vatandaşımız bulunmaktadır ve kredi kartı
mağdurlarını, çek mağdurlarını, Ziraat
Bankasına borçlarından dolayı sıkıntıda olan
çiftçilerimizin sıkıntılarını giderecek maddeleri bu
torba yasasına koymadıkları için AKPnin de vatandaşı
düşünmediğini bu davranışları göstermektedir.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Sönmez.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 185 inci maddesinde yer alan "otlatılmasına"
ibaresinin "otlatılması ve
barındırılmasına" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Behiç
Çelik (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Gerçekten bu torba yasada
yok, yok.
RECEP KORAL (İstanbul)
Akdeniz Oyunları bile var.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Akdeniz Oyunları bile var. Deprem
çadırı gibi.
NURİ USLU (Uşak)
İhtiyaç varsa ne yapalım?
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
İhtiyaç varsa, nerede yara varsa pansuman polikliniği gibi,
sayemizde de geçiyor diyorsunuz.
Tabii böyle bir yasada
ormancılığın olmaması kabul edilemezdi.
Ormancılıkla ilgili de orman köylerini ilgilendiren iki madde var,
185 ve 186. Bu iki maddede, orman yüksek mühendisi olarak ben
huzurlarınızda olacağım.
Değerli milletvekilleri,
tabii, ormanların öneminden bahsetmek haksızlık olur, size
karşı saygısızlık olur. Herkes, burada,
ormanların gereğini, önemini, değerini hepimiz biliyoruz.
Ormanlar bu toplumun malı, dünüyle, bugünüyle ve geleceğiyle.
Dolayısıyla mutlaka gözümüz gibi korunmalıdır ve gelecek
nesillere intikal ettirilmelidir. Bugün, ülkemizin -bendeki rakamlar
yanlış değilse- yüzde 27,22si orman alanı.
Yaklaşık 21 milyon hektar ormanımız var. Bu hepimizin en
değerli varlığıdır, bu mutlaka korunmalıdır.
Ormanların içerisinde de yaklaşık 8-9 milyon insan
yaşamaktadır. Sürekli değişiyor, göç verdiği için
kesin rakamları bilmiyorum ama orman içi ve orman kenarında
yaşayan ve toplumun en alt düzeyde gelir seviyesine sahip, dişiyle
tırnağıyla, çoluk çocuğuyla, o topraklarda,
doğduğu o topraklarda onuruyla yaşamaya çalışan vatan
evlatları insanlarımız var. Dolayısıyla
ormancılık konusu, ormanın ağaçlarıyla, yeriyle,
toprağıyla ve içinde yaşayan insanları ve tüm
canlılarıyla, ben inanıyorum ki bu Meclisin çok önemli gündem
maddelerinden de biri olmalıdır. Bu torba yasada iki maddenin
düşmüş olması, teşekkür ederiz ama bence yeterli
değildir, çünkü ormancılık bugün sorun içerisindedir. Gerek
ormanların korunması, geliştirilmesi, ıslah edilmesi,
ağaçlandırma çalışmaları, orman içi köyleri, orada
yaşayan insanlar, ormancıların bizatihi kendilerinin devasa
sorunları bulunmaktadır. Böyle bir yok yok kanununda, böyle bin bir
çeşit mağazası türündeki bu kanunda
ormancılığın sorunlarıyla ilgili başka eklemeler
de yapılabilirdi, yapılmalıydı.
Özellikle,
ormanlarımızı bugünlere taşıyan orman mühendisi ve
ormancılık çalışanlarının tamamına burada
hepiniz adına, şahsım adına şükranlarımı
sunuyorum. Onlar gerçekten çok fedakâr insanlardır. Hiçbir kuralın,
hiçbir menfaatin hesabını yapmadan canlarını ortaya koyarak
ormanlara ve orman içinde yaşayan insanlarımıza hizmet
etmektedirler.
Değerli milletvekilleri,
bizim ormancılığımızın gerek öğretisinde gerek
hukukunda çok yanlış, çağımıza yakışmaz bir
anlayış bulunmaktadır, orman mühendisi olarak söylüyorum.
Bakın bugün burada, bu 185inci maddede değiştirmek
istediğimiz 6831 sayılı Orman Kanununun 19uncu maddesinin
başlangıcı şudur: Ormanlara her türlü hayvan
sokulması yasaktır. Şimdi düşünün, bu ormanlarda 10
milyona yakın insan yaşıyor ve bu insanlar köyde
yaşıyor. Ne kadar insan varsa muhtemel onun 5 katı da hayvan
vardır. Bunu şöyle düzenlemek lazım: Ormanlara insan girmesi
yasaktır. diye yazmak lazım. Yani orman içerisinde
yaşayacaksınız, hayvanınız olmayacak ve bunu ormana
sokmayacaksınız!
Sayın Bakanım,
tabii, burada hukuk kuruyoruz. Kurduğumuz hukuk hem doğru
olmalı, kalıcı olmalı ve bir sonuç getirmeli.
Dolayısıyla bundan sonraki maddede esas söylemek istediklerimi
söyleyeceğim ama esas üzerinde durmamız gereken, bu konuyu köklü,
kalıcı şekilde tanzim etmektir.
2nci maddede tekrar
konuşacağım, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
186ncı madde üzerinde
iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 186 ncı maddenin sonuna Yöre halkına bu
bedel % 25 oranında düşük uygulanabilir. İbaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Behiç
Çelik Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet
Günal E. Haluk
Ayhan Mustafa
Kalaycı
Antalya
Denizli Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı nın 186 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Şevket
Köse Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin Pazarcı
Adıyaman İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Ramazan Kerim Özkan Atilla Kart
Malatya Burdur Konya
Madde 186- 6831
sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Ek madde 12- Bozuk veya
verimsiz orman alanları; ağaçlandırma, erozyon kontrolü ve
rehabilitasyon çalışmalarına konu edilir. Bu alanlarda; mevcut türler
korunur, aşılanır ve/veya rehabilite edilir. Ayrıca orman
içi boşluk alanlar, bölgede doğal olarak yetişen türlerle ekim,
dikim ve aşılama suretiyle imar-ihya ve/veya rehabilite edilerek
doldurulur. Ağaçlandırılan, erozyon kontrolü yapılan,
imar-ihya ve rehabilite edilen sahalardan elde edilen odun dışı
orman ürünleri; öncelikle bu sahaların bakımını
gerçekleştiren köy tüzel kişiliklerine, yöre halkına,
tarımsal kalkınma kooperatiflerine, 5200 sayılı Kanunla
kurulmuş üretici birlikleri ve birliklere tarife bedeli ile verilebilir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Adıyaman Milletvekili Şevket Köse, buyurun.
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606
sıra sayılı Yasa Tasarısının 186ncı
maddesi üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar,
186ncı maddede bahsi olan düzenleme Orman Kanununda düzenleme
yapıyor. AKPnin istediği de aslında orman kanunu
uygulamaktır! Bu hevesleri de yeni değildir, daha önce defalarca
çıkarılmaya çalışılan ancak kamuoyunun tepkisi
karşısında geri adım atılarak ötelenen 2/B yasası
bir gece yarısı operasyonuyla 23 Temmuz 2010 tarihinde
çıkartılmaya çalışılmıştır. Önceki
Cumhurbaşkanı tarafından veto edilen ve Anayasa Mahkemesince
iptal edilen bu yasa, bir torba yasa olan Vergi Yasasıyla beraber
çıkarılmıştır ama bir farkla, Üzerinde
yapılaşma olan hazine arazileri tanımlamasıyla. Oysa, daha
önce yasalarda orman vasfını kaybetmiş yerlerin tarım
amaçlı olarak köylüye kazandırılması gündeme getiriliyordu,
bu yasada ise böyle bir durum yoktur.
Değerli milletvekilleri,
2008 yılında çıkarılan 5731 sayılı Yasayla orman
dışına çıkarılan araziler ölçülerek önce üzerindeki
işgalciler belirlenmiştir. Bu alanların mülkiyeti hazine
adına tescil edilmiş ve sonra da satışlara
geçilmiştir. Amaçlanan ise hazine arazileri üzerine yapılan
yapılar ile orman dışına çıkarılan sözde orman
vasfını kaybetmiş 2/B alanlarındaki kaçak
yapıların affedilmesidir.
Yine Bu madde
kapsamında hazine adına tescil edilen taşınmazlar
büyükşehirlerde öncelikle büyükşehir belediyelerine, büyükşehir
belediyelerinin talebi olmaması hâlinde ilgili belediyelere bedelsiz
olarak devredilir. Bu taşınmazların yapı sahiplerine
satışı ve genel hükümlere göre değerlendirilmesi bu
Kanunun 5inci maddesine göre yapılır. şeklinde düzenlenerek
hazine arazileri üzerine inşa edilmiş olan her türlü kaçak
yapının satışına onay verilmektedir.
Sayın milletvekilleri,
halkımız tarafından 2/B olarak bilinen 6831 sayılı
Orman Yasasının 2nci maddesinin (B) bendiyle orman
dışına çıkarılan alanların da
satışını içermektedir.
Tüm bunlar yetmezmiş
gibi bir de Çevre ve Orman Bakanlığı yaptığı
açıklamada, yeni bir yasa çıkarılacağını ve 2/B
alanlarının yarısının satışının
yapılacağını açıkladı.
Hazırlandığı açıklanan yasa taslağına göre
yaklaşık, Türkiye'de bulunan 473.419 hektarlık 2/B
alanının yarısının birilerine rant sağlaması
planlanıyor. Belediye mücavir alanı sınırları içinde
yapılaşma bulunan yerler, bina ve bahçe gibi kullanım
alanlarıyla birlikte metrekare sınırlaması
olmaksızın hak sahiplerine doğrudan satılabilecek.
Tarım arazileri dışında kalan, üzerinde yapılaşma
bulunan ve Maliye Bakanlığınca uygun görülen
taşınmazlar, TOKİ, büyükşehir ve ilçe belediyelerine
kentsel dönüşüm projeleri gerçekleştirmek üzere devredilecektir.
Anlaşılan, devletin mülküne, kamu malına, halkın malı
üzerine kaçak yapı yapanların ödüllendirilmesi, bir anlamda yasa
dışılığın olağan hâle getirilmesi, suçun
yaygınlaştırılması dönemine geçilmiş
olunacaktır.
Değerli arkadaşlar,
ormanlarımızı sadece usulüne uygun olarak genişletmek
değil, aynı zamanda ormanların çeşitli tehlikelere
karşı korunması ve bu yönde gerekli tedbirlerin zamanında
alınması
Bu tedbirlere rağmen ortaya çıkabilecek tehlikelerle
mücadeleye hazır bulunulması gerekmektedir ama görünen o ki tüm
bunların tam tersi yapılmaktadır.
Sayın milletvekilleri,
yeni 2/B düzenlemesi, köylüyü düşünmekten öte, yabancılar ve villa
kondular için çıkarılmaktadır. Asıl yapılması
gereken, atalarından beri kullandıkları tarlaları köylülere
ücretsiz vermektir, bir yandan da topraksız köylüye tarla verilerek
çalışma alanı yaratılmasıdır. AKP Hükûmeti
ormanlarımızı ve 2/B statüsündeki orman alanlarını bir
avuç rantçıya satmaktan da artık vazgeçmelidir. Sosyal toplum ve kamu
yararına dayanan projelere sırtını dönen AKP Hükûmeti,
varlık nedeni olan yağma, talan ve peşkeş projeleriyle
kendine yeni rant alanları yaratmaktadır.
Evet, ormanlık
alanlarımızın yok olması durdurulmalıdır. Bu
alanların korunması bir zorunluluktur ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak önlem alınmasını beklemekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
verdiğim önergenin kabul edilmesini diler, yüce heyetinizi tekrar
saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 186 ncı maddesinin sonuna Yöre halkına
bu bedel % 25 oranında düşük uygulanabilir. ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Çok teşekkür ediyorum ve tekrar saygılar sunuyorum.
Neden
katılamıyorsunuz Sayın Bakan? Yani, bunları topluca,
birlikte konuşmamız lazım ama bana göre, yanlış
yapıyorsunuz. Bakın, 6831 sayılı Orman Kanununun 19uncu
maddesi Ormanlara hayvan sokulması yasaktır diye
başlıyor, ancak diye bir hükümle yeni bir şey getiriyorsunuz.
Getirdiğiniz hususla başına yine bir sakınca
getiriyorsunuz: Kamu yararı gereklerine uygun olarak
Şimdi, bu gerekleri
karşılayıp karşılamadığının
takdirini kime bırakıyorsunuz?
NURİ USLU (Uşak)
Orman teşkilatına.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Bakanım, yani siyasi irade olarak yapılması
gerekene karar verme yetkisine, erkine sahipsiniz. Ormanlara hayvanlar sokulamaz
ancak
Niye? Ormanlara hayvanlar sokulur ama belirlenen yerlere, belirlenen
usullerle sokulur. Önce yasağı koyuyorsunuz, sonra bu
yasağın uygulanmasından dolayı da yüz binlerce, milyonlarca
orman köylüsü mahkeme kapısında sürünüyor. Sayın Bakanım, engeliniz
ne, eksiğiniz ne?
Bir başka husus:
Şimdi, getirdiğiniz şeyde orman içi ve kenarı köylülere bir
ayrıcalık getirmiyorsunuz. Çok genel bir tanımla, Orman
idaresince tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde hayvan otlatılmasına
izin verilebilir. diyorsunuz. Hâlbuki eski metinde Orman içinde yaşayan
köylülerin ve mülki hudutları içerisinde devlet ormanı bulunan köyler
halkına ait hayvanların diye bir hüküm vardı. Böylelikle, orman
içi köylüsünü bir anlamda koruyordunuz, şimdi böyle bir korumayı da
kaldırıyorsunuz Sayın Bakanım.
Bir başka şey:
Orman içi köylülerine, orman içi boşluklarındaki ağaçlardan elde
edilen orman asli ürünleri dışındaki ürünlerin
satışına imkân veriyorsunuz; zaten vardı bu. Biz diyoruz ki
buradan bedel almayın, hatta hiç bedel almayın çünkü o insan orada
yaşasın, emeğiyle o ormandan faydalansın, nimetlensin.
Oradan aldığınız bedelle neyi kurtaracaksınız?
Hiç bedel almadan, o insanlar, orada ektiği, sürdüğü, aşıladığı
zeytinin geliriyle yaşasın. Onu tutup bir de ona satmanın bir
anlamı var mı? Dolayısıyla, kafamızı kuma
sokmayalım değerli milletvekilleri. Millet adına
kullandığınız siyasi erkin gereğini, siyasi gücün
gereğini bu millet için kullanmak mecburiyetindesiniz.
Yine, yasaklar koyarak, kamu
gereklerine göre
Nasıl yapacağız bunu? Ben size bir şey
söyleyeyim: Ben orman mühendisiyim. Orman işletme veya orman mühendisleri,
orman bölge şefleri idare etmesin, orman muhafaza memurları idare
etmesin, ormanların içerisinden arabayla bile geçemezsiniz. Mevcut kanun
İşte Sayın Müsteşar karşımda oturuyor. Ormana
zarar vereceğiniz varsayımıyla orman muhafaza memuru sizi
ormanın içinden geçen yoldan geri çevirebilir. Tekrar ediyorum: Bu mevcut
ormancılık anlayışının merkezinde insan yok,
orman var, ormanı koruma var, E bu yanlış bir anlayış,
bunu düzeltmek noktasında engeliniz yok. Evet, orman mühendisleri
cansiparane çalışıyor, fedakârca çalışıyor.
Orman idaresi derler biliyor musunuz orman işletmesi demezler Orman
Genel Müdürlüğünün taşradaki uzantılarına. Niye? Çünkü
orman mühendisleri idare ettikleri için; idare etmeseler, orman içinde
yaşayan bir tek insan olmaz, canlıyı bile yaşatmazlar;
kanun bu. E bunu düzeltelim. Ormanlara hayvan sokulması yasaktır.
dedikten sonra sizin arkaya dizdiğiniz hiçbir şeyin anlamı yok.
Dolayısıyla ben
şundan endişeliyim: Bu torba yasa referandum öncesinde referandum
rüşvetiydi. Uzattınız, uzattınız, seçimin öncesinde
çıkartıyorsunuz. Bu bir seçim rüşveti olarak kullanılacak.
Siz akıllısınız, millet aptal değil. Yarın Toros
dağlarına giderek Keçiye serbestlik verdik. diye propaganda
yaparsanız yalan söylemiş olursunuz.
Değerli milletvekilleri,
özür dileyerek söylüyorum, eğer bu çıkarttığınız
düzenlemeyle seçim öncesinde orman içi köylüsüne giderek Keçiye serbestlik
bıraktık, artık, keçileriniz ormana girer. diye bir propaganda
yaparsanız -çok doğrudan söylüyorum- doğruyu
söylememişsinizdir.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL
EROĞLU (Afyonkarahisar) Efendim, Mersine giderek izah edeceğim
ben. Siz merak etmeyin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
- Buna sizi yakıştırmam, buna müsaade etmeyin.
Çok teşekkür ederim.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Şandır.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
187nci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 187 nci maddesinde yer alan yüzyetmiş ibaresinin
ikiyüz şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Mehmet Şandır Erkan Akçay
Mersin Mersin Manisa
Mustafa Kalaycı E. Haluk Ayhan Mehmet Günal
Konya Denizli Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 187 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart Ramazan Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
M.
Fatih Atay
Aydın
Madde 187 19/6/1994 tarihli
ve 540 sayılı Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 2 nci maddesinin
onikinci fıkrasının altıncı cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Rehberler hariç olmak üzere
Merkezde her ne şekilde olursa olsun istihdam edilecek personel
sayısı yüzyetmiş kişiden fazla olamaz.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ RECAİ BERBER (Manisa)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Fatih Atay, Aydın Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
M. FATİH ATAY
(Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri,
606 sıra sayılı torba yasanın sekizinci bölümünde madde
üzerindeki değişiklik önergesi üzerine söz aldım, yüce heyeti
saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri,
siyaset yapan hepimiz, milletvekilleri olarak bazı sorumluluklar içerisindeyiz.
Hükûmet devleti yönetiyor, bazı sorumlulukları var, bununla ilgili de
bazı icraatlar da bulunuyor. Hükûmet son zamanlarda,
Dışişleri Bakanımızın göreve gelmesinden sonra,
yeni bir söylem tutturdu; Komşularımızla sıfır
sorun. anlayışı içerisinde bir dış politika
yapmayı tercih ettiklerini söyledi ve bunda da çok başarılı
olduklarını bu kürsüde, medyada, gazetelerde,
dışarıdaki toplantılarda dile getirdiler.
Değerli
arkadaşlarım, bizim ülkemiz gerçekten çok stratejik bir bölgede,
güneyimizde Suriye, Irak, İran, Ermenistan gibi çok önemli ülkeler var,
bunlarla ilgili sorunlarımızı sıfıra indirmeyi kim
istemez? Bu ülkede yaşayan bütün insanlar, ülkemizin
komşularıyla ilgili sorunlarının olmamasından
dolayı elbette büyük bir mutluluk duyar ama arada sorunlar da olabilir
ancak bizim dış politika konusunda hiç aklımıza gelmeyen,
tek sorun bile çıkmasını rüyamızda bile görsek
inanamayacağımız bir ülke vardı ki o da Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetiydi, maalesef onunla da sorun çıktı
arkadaşlar. Böylesine başarılı olduğu iddiasında
olan bir Dışişleri Bakanı, hiç rüyamızda bile görsek
inanamayacağımız bir ülke ile sorun çıkması hâlinde
kendisinin başarısız olduğu inancıyla istifa etmeyi
düşünmüyor mu acaba?
Değerli
arkadaşlarım, bir başka konuyu da, bir başka bakan
arkadaşı da burada eleştirmek istiyorum. Kendisi burada yok ama
inanın tarihimizde ilk kez öyle hatırlıyorum bu
yaşımda- Kurban Bayramında -et ithal etmek için-
ihtiyacımızı karşılamak için canlı hayvan ithal
edilmesine neden olan bir Tarım Bakanımız oldu,
hayvancılıkla ilgili olan olayı yerine getiremedi,
başarısız oldu. Bununla ilgili olarak hepimizin
vicdanının sızladığını biliyorum. Peki, bu
arkadaşımız başarısız olduğu inancıyla
istifa etmesi gerekmiyor mu, böyle bir şey düşünmüyor mu
arkadaşlar ya? Hepimiz milletvekiliyiz, hepimiz sorumluluk
anlayışı içerisindeyiz.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Çevre Bakanı dün Karadenize gitti buradaydı Sayın
Bakan- ama oradaki öğrenciler protesto ettiler. O öğrenciler de
düşüncelerini aktarabilmek için keşke o toplantıya
alınsalardı, düşüncelerini söyleselerdi ancak polisin gerçekten
çok fazla şiddet kullanması herkesin gözünü korkuttu. O polisin,
yerde yatan çocuğun boğazına ayağıyla beraber basışı
herkesin
Bugün kamuoyunda, fotoğraflardan izledik gerçekten çok acı
verici bir fotoğraftı. Bunların bir daha
yaşanmamasını diliyorum.
Bir de Sayın
Başbakan Yardımcımıza bağlı olan RTÜKle ilgili
olarak müfettişler bir şey buldular arkadaşlar,
yazılım ihalesinde yolsuzluk yapıldığı konusunda
tespitte bulundular. Halkın parası bu, devletin parası,
hepimizin parası. Yemin ettik, yasa yapacağız ve denetim
görevimizi yerine getireceğiz. Ben, böyle bir usulsüzlüğün eski
Başkan tarafından sümen altı edilmesini içime sindiremiyorum.
Ben inanıyorum, hepinizin de içinize sindirdiğinizi
düşünmüyorum. Tanıdığım kadarıyla Sayın
Arınçın da böyle bir şeyi içine sindirdiğini
düşünemiyorum.
Peki, bunu
araştırmamız gerekmiyor mu, bunu soruşturmamız
gerekmiyor mu arkadaşlar? Halkın parasını kötü harcayan,
zamansız harcayan, usulsüz harcayan insanlara karşı bir tepki,
bir tedbir alınması gerekmiyor mu arkadaşlar? Böyle bir
sorumluluğumuz yok mu? Bu sorumluluğumuzu yerine getireceğimizi
düşünüyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Atay.
Karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı yoktur, birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati . 19.04
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun
TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 187nci maddesi üzerinde
verilen Aydın Milletvekili Fatih Atay ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi yeniden
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 187 nci maddesinde yer alan yüzyetmiş
ibaresinin ikiyüz şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen?
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Emin Haluk Ayhan konuşacak efendim.
BAŞKAN Emin Haluk
Ayhan, Denizli Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
EMİN HALUK AYHAN
(Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizle,
görüşülmekte olan tasarının 187nci maddesinde yer alan yüzyetmiş
ibaresinin ikiyüz şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ediyoruz. Gerekçemiz ise, Devlet Planlama Teşkilatı madem ihtiyaç
duydu böyle bir şeye, bu düzenlemeyle bunun artırılması.
Şimdi, Devlet Planlama
Teşkilatında yirmi sene ben de çalıştım. Ücret olarak,
burada çalışan arkadaşlarımız, kalifiye personel
olmalarına rağmen, diğer kamu kuruluşlarına göre
irtifa kaybetti. Personel niteliği açısından durum
düşündürücü. Makroekonomide çok kıymetli uzmanlar olmasına
rağmen, eskiden en önde değerlendirme yapabilen bir kuruluş
bugün diğer kurumların gerisinde kaldı ve makroekonomik
değerlendirmeleri sadece yazılı metinlerde. Gerek ilgili
Sayın Bakan gerekse yöneticiler açısından
değerlendirdiğinizde Devlet Planlama Teşkilatının
makroekonomiye yaklaşımda ülke genelinde geride
kaldığı ifade ediliyor, böyle düşünülüyor.
Şimdi, tabii ki bu önemli. Ancak Devlet Planlama
Teşkilatı, Bakanlar Kurulu kararı eki olarak 2011 yılı
programını yayınladı. Ondan önce de Yüksek Planlama
Kurulunda gözüken genel ekonomik ve hedef yatırımlar
Bunlar da 2011
yılında Yüksek Planlama Kurulunda görüşüldü. Daha sonra Plan
Bütçede de konu değerlendirildi, bütçe geçti. Fakat şöyle bir problem vardı: Hükûmet -şu
gördüğünüz orta vadeli programın özeti ama- orta vadeli programı
ne yapması lazımdı? Mayıs ayı sonunda
açıklaması lazımdı. Hükûmet Rakamlarım
yanlış olur. diye korktu. Hukuku çiğnedi, ileride
yargılanma pahasına 10 Ekimde bunu teslim etti. 10 Ekimde bütçe de
geldi, 10 Ekimde bütçe çağrısı da geldi, 10 Ekimde
Planlamanın yatırım genelgesi de geldi. Her şey 10 Ekimde
geldi. Yani ne yaptınız? Bütçenin çıkmasının dibine
doğru her şeyi koydunuz. Sırf ne uğruna? Biz tahminlerde
yanılmadık, uluslararası konjonktür böyle der
Farklı
demenize rağmen yine de yanılmamak için tahmini sonuna kadar, hukuku
da zorlayarak nereye götürdünüz? Ekimin 10una kadar götürdünüz. Bütçeyi de 15
Ekimde verdiniz, zaten Anayasa gereği 17 idi. Hatta Anayasanın
gereğini iki gün önce yerine getirdik. diye de millete bir şeyler
söylenildi ama işin haddizatında beş ay piyasalar sizin ne
yapacağınızı bilmeden, ne yaptı? Hareket etti,
bilmeden hareket etti. Kesilmiş tavuk başı gibi
fırladı kaçtı milletin elinden, millet sallandı gitti.
Şimdi, bakın,
dış ticaret rakamları açıklandı: 113,9; 2010 için,
111,7 demişsiniz. İthalat ne
oldu milyar dolar olarak? 177,5 demişsiniz. İhracatta 1 milyar dolar
fark, ithalatta aşağı yukarı 9-10 milyar dolar fark.
Devam ediyoruz
Dış
ticaret dengesi 65 milyar dolar demişsiniz, 72 milyar dolar olmuş.
Yani neredeyse gerçekleştiği zaman siz bu rakamları
yazdınız. Cari işlemler dengesi ne dediniz? 39 milyar dolar
olacak. dediniz. Tövbe, 50 olmadı
da 49 oldu, 48,6 oldu.
Şimdi devam ediyoruz
Bunun dışında bütçe rakamlarını da benzer şekilde
ilan etmeye çalıştınız ama netice orada da hasıl
olmadı. Hatta orada şöyle bir şeyi de ifade ediyorsunuz: Bütçe
açığı bir önceki seneye göre
yüzde 25 azaldı. Azaldı da 2008de 17 milyar TL idi, şimdi
39-40 milyar TLye çıktı. Yani şu hazırlananları
neredeyse dün hazırladınız, daha bir ay geçmeden bütün hepsi yok
oldu.
Devlet Planlama
Teşkilatının Müsteşar Yardımcısını,
kendi getirdiğinizi alıyorsunuz, kamuoyuna öcü gibi takdim
ediyorsunuz, Kıbrısa ne yapıyorsunuz? Öcü gibi takdim edip
oraya koyuyorsunuz. O insana da yazık, Kıbrısa da yazık,
Türkiye Cumhuriyetine de yazık. Ben, fazla uzatmak istemiyorum.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Karar yeter sayısı, Sayın
Başkan
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum ancak karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama
yapacağım.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır; önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
188inci madde üzerinde üç
adet önerge vardır; gelişlerine göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 188 inci maddesindeki "yüzde 1'inden"
ibaresinin "yüzde 2'sinden" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Behiç Çelik Erkan Akçay
Mersin Mersin Manisa
Mustafa Kalaycı Mehmet Günal E. Haluk Ayhan
Konya Antalya Denizli
Kemalettin
Nalcı
Tekirdağ
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
606
sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 188'inci
Maddesi ile 5092 sayılı kanunun 18'inci maddesinin
değiştirilen 3'üncü fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ayla Akat Ata Nuri Yaman Şerafettin Halis
Batman Muş Tunceli
M. Nezir Karabaş İbrahim Binici
Bitlis Şanlıurfa
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 188 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Rahmi
Güner
İstanbul İzmir Ordu
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Hüseyin Pazarcı Ramazan Kerim Özkan
Malatya Balıkesir Burdur
Atilla
Kart
Konya
Madde 188- 29/5/2009 tarihli
ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki
fıkralar eklenmiştir.
"(3) İl Afet ve
Acil Durum Müdürlüklerinin harcamaları, il özel idarelerinin bütçelerine
bu amaçla konulacak ödenekten karşılanır. İl özel
idareleri, bu harcamaları karşılayacak ödeneği ilgili
yıl bütçesinden tefrik etmek zorundadır. Bu şekilde tefrik
edilecek ödenek tutarı her hâlükârda il özel idaresinin ilgili yıl
bütçesinin yüzde 1'inden az olamaz. Müdürlüklerin personel harcamaları ve
personel ile ilgili diğer harcamaları Başkanlık bütçesinden
karşılanır. İl özel idarelerinin afet ve acil durumlar ile
sivil savunmaya ilişkin hizmetler kapsamındaki yatırım
projelerinden Başkanlıkça uygun görülenlere Başkanlık
bütçesinden belirlenen tutarda yardım yapılabilir. Harcamalarda,
İl Özel İdaresi Kanununda il genel meclisi ve il encümenine verilen
yetkiler vali tarafından kullanılır."
"(6) Müdürlüklerin il
dışı geçici görevlendirmeleri Başkanlıkça
yapılır.
(7) Başkanlık
faaliyete geçtikten sonra bu Kanun kapsamında valiliklerce tesis edilen
iş ve işlemler dolayısıyla açılmış ve
açılacak davalar valilikler husumetiyle yürütülür ve bunlar hakkında
geçici 1 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Rahmi Güner, Ordu Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Güner.
RAHMİ GÜNER (Ordu)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 188inci maddesine bazı
fıkraların ilave edilmesi için önerge verdik, bu önerge doğrultusunda
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu 188inci madde gerçekten Türkiyede çok önemli
sorunları arz eden, sorunların çözümünde katkıda bulunacak olan
bir maddedir. Dikkat edilirse Türkiye'nin birçok yerinde, erozyon gibi, toprak
kayması gibi felaketler olmaktadır. Bazı bölgelerimizde yine
deprem felaketleri olmakta ve bu gibi felaketlere karşı bir tedbir
almak durumundayız. Bu tedbir alma şeyinde özel idarelerin bütçelerinden
yüzde 1 şeklinde bir ödenek ayrılması kabul edilmiş. Acaba
bu yeterli mi, değil mi? Tartışılacak bir konu olarak bunu
görüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, daha önce kendi bölgemizde, bilhassa Karadenizde
erozyon gibi, toprak kayması gibi olaylar devamlı olmaktadır.
Yine, bu bölgemizde hassas olan fındık konusunda 5 Nisan 2004
tarihinde bir don afeti olmuştu. Bu afete karşı da Hükûmet
tarafından bir zarar tespit edilmişti. Bu zarar 297 milyon TL fakat
öyle bir durum oldu ki, 2004 senesinden beri, 2011 senesindeyiz, bu para
Hükûmet tarafından hâlen ödenmedi. 2009 tarihli bütçede de yine bunun
ödenmemesine dair bir karar alındı, ödemeden
çıkarıldı. Şu anda 169 milyon TL para ödenmemiş
durumdadır.
Değerli
arkadaşlarım, bu konuda gerçekten çok önemli bir sorun olduğunu
belirttim fakat önemli bir sorun da şu: Bugün, Karadeniz Bölgesinde en
önemli geçim kaynaklarından birisi olan fındık konusunda
Hükûmetin hiçbir tedbir almaması ve bu üreticinin alın terinin,
emeğinin karşılanmaması, değerlendirilmemesi, üretici
kuruluşu FİSKOBİRLİKin tamamen devreden
çıkarılması gibi durumlarda büyük bir göç meydana
gelmiştir. Bir milletvekili arkadaşım bu göçün daha önceden
fazla kayıt yapılmasından ileri geldiğini söylüyor ama
dikkat edilirse ekonomik krizden, ekonomik çıkmazdan bunun meydana
geldiğini maalesef söylemek istememektedir.
Ben bu arkadaşıma
bazı yatırım ve tesisleri hatırlatmak istiyorum. Giresunda
geçmişte çok önemli bir kâğıt fabrikası vardı. Bu
kâğıt fabrikasında hem Giresunlu hem Ordulu işçiler
çalışmaktaydı. Soruyorum, ne oldu bu fabrika? Ortadan kayboldu
gitti ve binlerce işçi de işsiz kaldı.
Değerli
arkadaşlarım, yine, fındık konusunda, dikkat ederseniz,
Giresunda 2 bin küsur işçi çalıştıran entegre tesisleri
vardı. Bu tesiste sadece Giresunlular değil, Ordulular da
çalışmaktaydı, maalesef, dikkat ederseniz, bu fabrika da tamamen
ortadan kalktı. Şimdi bu fabrikanın olduğu yeri de
üniversiteye devretme durumu ortaya çıktı.
İşte bu ekonomik
krizlerden, bu ekonomik çıkmazlardan, dikkat ederseniz, Karadeniz
Bölgesinde büyük göç başladı. İşte Karadenizin iki güzide
ili olan Giresun ve Ordu, bugün, gerçekten, ekonomik çıkmazda olan il
durumundadır ve bu illere işçi istihdam edecek olan yatırım
konusunda da ne bir özel teşebbüsü teşvik var ne de devletin bir
teşvik yatırımı var. O bakımdan bu göçlerin meydana
geldiğini ben belirtmek istiyorum değerli arkadaşlarım.
İşte, bu çıkmaza karşı hiçbir tedbir de
alınmış değildir ve bu ekonomik sıkıntı iki
tane ilde de devam etmektedir.
Herhâlde sürem bitiyor. Geri
kalan kısmı bir dahaki önergede konuşacağım. Onun için
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
606 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve 188inci Maddesi ile
5092 sayılı kanunun 18inci maddesinin değiştirilen 3üncü
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Ayla Akat Ata (Batman) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Nuri Yaman, Muş Milletvekili
(BDP sıralarından
alkışlar)
M. NURİ YAMAN (Muş)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar,
vermiş olduğumuz önergenin ilgili değişikliği üzerine
söz almış bulunuyorum. Bu nedenle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Gerçekten bu maddeyi
incelediğim zaman ilgili arkadaşlardan da gerekçesinin ne
olduğunu sordum ve şu saate kadar da gerekçesine
ulaşmış değilim. Yani deyim yerinde ise, bundan beş
yıl önce 5302 sayılı İl Özel İdaresi
Yasasını çıkaran aynı Hükûmet, bu defa o Yasada yerinden
yönetim ve demokrasinin yerelde gelişmesini sağlamaya yönelik il
genel meclislerine, il encümenine ve ilin valisine verilen ayrı ayrı
yetkiler arasında şimdi bir karmaşaya gidecek şekilde bir
düzenleme getiriyor.
Değerli arkadaşlar,
söz konusu İl Özel İdaresi Yasasının 3üncü maddesinde
organları sayılırken il genel meclisi, il encümeni ve vali
olarak sayılmış ve hepsinin de yetki ve görevlerini ilgili
maddelerinde net ve açık olarak göstermiştir. İl genel
meclisinin görevlerini 10uncu maddede tadat etmiş, yine il encümeninin
yetkilerini 26ncı maddesinde ve valinin de görev ve yetkilerini aynı
Yasanın 30uncu maddesinde sıralamıştır.
Bildiğiniz gibi, beş yıldan bu yana illerimizde il genel meclisi
başkanlıklarını artık valiler yürütmüyor ve il
encümeninin de başkanlığını artık ya sayın
valinin görevlendirdiği bir vali yardımcısı veya genel
sekreter yürütüyor.
Şimdi, bu düzenlemeyle,
yeni bir özel yasayla valiye il özel idaresinin yasasında verilmeyen bir
yetkinin bu birimlerden encümenin ve il genel meclisinin yetkileri gasbedilerek
sadece afet ve acil durum il müdürlükleri harcamaları için verilmesine ben
bir anlam veremedim. Lütfen, bunu bilen biri varsa çıksın buradan
izah etsin.
Şimdi, bu, tabii, günlük
harcamaların dışında yıllık çalışma ve
yatırım programları yapılacak. Bunun tek yetkilisi il genel
meclisidir. Yine, il özel idaresine ait gayrimenkullerin her türlü
satışı, tahsisi ve benzeri işlemler il genel meclisinin kararlarına
bağlıdır. Aynı şekilde il encümeni de hem bu çalışma
programlarını il genel meclisine önermede bulunacak ve bir de il özel
idaresiyle ilgili kamulaştırma işlemlerini yapacaktır.
Şimdi, bu durumda yasaların, ilgili kamulaştırma
yasasının bir il özel idaresiyle ilgili il afet ve acil durum il
müdürlüğü için bir kamulaştırma işlemi söz konusu
olduğunda acaba sayın valiler hangi yasaya göre ne gibi karar
vereceklerdir?
Yine, il genel meclislerince
kabul edilen yatırım programlarında eğer bütçeye
konulmuş olan o yüzde 1 paylarla il afet acil yardım işlemleri
için bir harcama yapılacaksa, programda olmayan ve yatırıma alınmayan
bir harcamayı sayın vali nasıl yapacak? Bu yasanın ilgili
maddesinin gerekçesini arkadaşlarımız değerlendirdiler mi,
değerlendirmediler mi, bilmiyorum. Ancak, gördüğüm kadarıyla,
yıllarca bu işin içinden gelen bir kişi olarak şunu net ve
açık olarak söylüyorum: Burada tamamıyla il genel meclislerinin ve il
encümenlerinin yetkilerinin bir şekilde gaspı söz konusu. Hani,
günlük harcamalarla ilgili olarak il afet ve acil işlerle ilgili herhangi
bir harcama, günlük harcamalarla ilgili olarak da yine encümenin ve ilgili
kurulun, eğer bir ihale yapılacaksa ihale kurulunun kararı
olmadan sayın vali bu yapılacak yatırımları ve bu
işlemleri nasıl yürütecek, gerçekten hayret ediyorum.
Bir de il özel idareleri
bütçelerine bütçenin yüzde 1inden az olmamak üzere ödenek konulması
isteniyor. Tabii bu konuda acil işlerde kullanmak üzere ödenek
ayrılması güzel. Ama hepimiz biliyoruz ki, il özel idarelerine
genelde buna benzer yasal paylarla ilgili ve diğer birtakım
katılım paylarıyla ilgili ayrılan ödenekler, yıllarca
ve yıllarca ilgili birimlere gitmemiştir.
Diliyorum ve umuyorum ki bu
yüzde 1 ayrılan afet ve acil işlerle ilgili ödeneklerin bu amaçlara
uygun olarak kullanılması ancak hem il genel meclisinin ve hem de
encümen yetkilerinin gasbedilmesinin de yasaya aykırı bir işlem olduğunu
belirtir, hepinizi saygıyla selamlarım. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım ancak bir yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın
Tan, Sayın Güner, Sayın Köse, Sayın Bingöl, Sayın Özkan,
Sayın Özer, Sayın Kart, Sayın Pazarcı, Sayın Emek, Sayın
Tüzün, Sayın Hacaloğlu, Sayın Serter, Sayın Ünsal,
Sayın Okay, Sayın Arslan, Sayın Baratalı, Sayın
Sönmez.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 188 inci maddesindeki "yüzde 1'inden"
ibaresinin "yüzde 2'sinden" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin)
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)- Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili.
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının sekizinci bölümünün 188inci maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
tasarının 188inci maddesiyle 29/5/2009 tarihli ve 5902
sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun 18inci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Henüz
iki yılını doldurmamış bir kanun üzerinde bugün
değişiklik yapılmasına ihtiyaç duyulması, kuruluş
aşamasında kanunun yanlış kurgulandığına
delalettir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bir buçuk yıl önce
çıkarılan bu kanunla oluşturulan teşkilat ve sistemle
ilgili yaşanacak sorunlar konusunda uyarılarda bulunmuştuk ve
muhalefet şerhinde de bu durumu ifade etmiştik. Nitekim, sistemde
yaşanan sorunlar nedeniyle kanunun ilgili maddelerinde
değişikliğe gidilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, il afet ve acil durum müdürlükleri bütçe ve ödeneklerini
belirlemek de, il özel idare bütçeleri içerisinde il genel meclislerinin
kararıyla oluşturulmaktadır. Temel yetki ve imkânları
olmayan bütçe ve malî yönetim içerisinde sadece personelle ilgili
harcamaların başkanlık bütçesinden karşılanacağı;
tüketime yönelik mal ve malzeme alımları, yoksulluk hizmet
alımları, gayrimenkul bakımı ve onarım giderleri,
tedavi giderleri gibi birçok temel ödeneklerin nasıl ve hangi birim
tarafından karşılanacağı belli olmadığı
için malî açıdan zayıf bir yapı oluşturmuştur.
Bu tasarıyla
yapılan değişikliklerde, müdürlüklerin personel harcamaları
ve personelle ilgili diğer harcamalarının başkanlık
bütçesinden karşılanması, il özel idarelerinin afet ve acil
durumlar ile sivil savunmaya ilişkin hizmetler kapsamındaki
yatırım projelerinden başkanlıkça uygun görülenlere
başkanlık bütçesinde belirlenen tutarda yardım
yapılabilmesi, müdürlüklerin il dışı geçici
görevlendirmesinin valiliklerin yanı sıra, ihtiyaç duyulması
hâlinde başkanlıkça resen de yapılabilmesi, sivil savunma
müdürlüklerinin bulundukları ilin il afet ve acil durum müdürlüklerinin
bünyesinde ve il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yapmaları
hususları düzenlenmektedir. Ancak sonuç olarak, getirilmeye
çalışılan söz konusu düzenlemeler ile ödenekler, harcırahlar,
yetkiler Başkanlık ile valilikler arasında birbirine
geçmiş, daha da karmaşık bir yapı almıştır
değerli milletvekilleri.
Saygıdeğer
milletvekilleri, bilindiği gibi Afet İşleri
Bayındırlık Bakanlığından geçen sene
alınarak Başbakanlığa bağlanmıştır. Ama
o kadar hantal ve siyasi bir yapıya kavuşturulmuştur ki
Ben
burada sizlere bir şeyden bahsetmek istiyorum. Geçen sene Tekirdağda
Kumbağ bölgesinde, Saray bölgesinde sel felaketleri yaşandı; bu,
diğer bölgelere de rücu etti. Ama şu ana kadar o bölgelerde
yapılan çalışmaların hiçbirisiyle ilgili ödemeler
belediyelere yapılmadı. O zaman şunu soruyorum: Bu Afet
Başkanlığı ne işe yarar? Ki o zaman, tüm siyasiler
burada, diğer Tekirdağ milletvekillerimiz de burada, buna eğer
cevap verirlerse ben çok sevineceğim. İktidar milletvekillerimiz de
gitti. Kumbağ altyapısı çökmüş durumda. Geliri çok ufak
olan bir yer ve şu anda sağlıksız altyapıyla o bölge,
hâlen, yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. O zaman, o kadar devlet
memurunu boşu boşuna göndermeye gerek yok eğer bir şey
yapılmayacaksa. Yapılan ortada. Saray da aynı. Saray bölgesine
de gidildi, 4 cana mal olan yer. Altyapılar çöktü. Yardımlar gelecek
Ve bir kuruş yardım yapılamadı. Ha o andaki sellerden
dolayı vatandaşlara 3 kuruş para verildi ama yerleşim
birimi yerel yönetimlere, afet yönetimine para verilmedi. Burada
partizanlık yapılmaktadır. Bunun bir şekilde düzeltilmesi
gerekmektedir.
Hepinize
saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
189uncu madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 189 uncu maddesinde yer alan "yaparlar"
ibaresinin "alırlar" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Mehmet Şandır Mustafa Kalaycı
Mersin Mersin Konya
Erkan Akçay Alim Işık Emin Haluk Ayhan
Manisa Kütahya Denizli
Mehmet
Günal
Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 189 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
R. Kerim Özkan Rahmi Güner Atilla
Kart
Burdur Ordu Konya
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
Madde 189- 5902
sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"(3) Müdürlükler görev
yaptıkları ilin il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev
yaparlar."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Kabul etmiyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Rahmi Güner, Ordu Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RAHMİ GÜNER (Ordu)
Değerli arkadaşlarım, bir önceki önergede Karadeniz Bölgesinin
bu afet konusunda bayağı önde olduğunu,
sıkıntılı olduğunu belirtmiştim.
Değerli
arkadaşlarım, bu konuda ben alınan tedbirlerin yetersiz
olduğunu görüyorum. Ayrıca, daha önce de belirttiğim gibi, don
afetinden verilen paraların ödenmemesine dair de bir karar
alındığını ve bu yönden de bu üreticilerin mağdur
olduğunu belirttim.
Değerli
arkadaşlarım, Karadenizde iki tane il var: Birisi Ordu, birisi
Giresun. Bunların ikisinin de sorunları çok iç içedir. Bunu şu
şekilde tarif etmek istiyorum: İki il tek halk durumundadır.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Güner,
Trabzon da var.
RAHMİ GÜNER (Devamla)
- Bütün üretimi de, ürünleriyle,
sorunlarıyla gerçekten bu iki il sizin sekiz yıllık
iktidarınızda hiçbir hizmet almamıştır. Şu anda
bu iki ilin bir talebi var. Bu talepleri on beş sene önce mendirek temeli
atılan ve yeri belirlenen, ta o zaman krokisi çizilen ORGİ
Havaalanıdır. Siz sekiz sene beklediniz. Bu temeli atılan
havaalanına hiçbir yatırım yapmadınız. Yalnız
2011 seçimleri geldiğinde, tuttunuz Biz şimdi bunu
yapacağız. diyorsunuz. Bu halk size ne kadar güvenecek, ne kadar
inanacak, onu zaman gösterecektir. Elbette ki böyle bir hizmetin
yapılmasını biz Cumhuriyet Halk Partililer, her şeyden önce
biz istiyoruz ve yapılmasını da arzuluyoruz değerli
arkadaşlarım.
Bu iki ilin milletvekili
sayısı 5ten 4e, 7den 6ya düştü. Acaba neden düştü?
Bunun cevabını ben yüce Mecliste sormak istiyorum değerli
arkadaşlarım. Bugün, sekiz senede, benim ilimde, Orduyu 200-300 bin
kişi terk etti gitti. Ekonomisi iyi de madem neden gitti değerli
arkadaşlar? İşte, daha önce de belirttik yine, 6,5-7 milyon lira
olan fındık fiyatını 2,5 liraya düşürdünüz, 3 liraya
düşürdünüz, tamamen FİSKOBİRLİKi ortadan
kaldırdınız, yerine Toprak Mahsulleri Ofisini getirdiniz. Toprak
Mahsulleri Ofisinin fındıkla ne ilgisi vardı Allah
aşkına ve o Toprak Mahsulleri Ofisinin uygulamasıyla devleti de
milyonlarca lira zarara soktunuz, daha sonra da Sayın Başbakan dedi
ki Trabzonda: Toprak Mahsulleri Ofisinin fındıkla ne alakası
var?
Değerli
arkadaşlarım, kim getirdi Toprak Mahsulleri Ofisini? Neden
FİSKOBİRLİKi kapattınız? 230 küsur bin
ortağı olan bir kuruluşu ortadan kaldırdınız,
tesislerini yok ettiniz.
Değerli
arkadaşlarım, bu FİSKOBİRLİKin fabrikalarında
sadece 2-3 bin kadın çalışmaktaydı, evine ekmek
götürmekteydi. Bunlar yok oldu gitti. Entegre tesisi kapandı gitti.
Fabrikalar kapandı gitti, büyük bir ekonomik darboğaza girildi
değerli arkadaşlarım.
Yine bir konuyu daha
belirtmek istiyorum. Karadenizin yetiştirdiği koyun ve
sığırın, hayvanın eti hiçbir yerde kalite
bakımından yoktur. En kaliteli koyun eti, sığır eti
Karadeniz Bölgesinde yetiştirilir. Ne oldu? Ordunun yaylalarında binlerce
koyun vardı; değerli arkadaşlarım, yüzlerle sayılacak
duruma indi. Giresun yaylalarında böyle idi, Trabzon yaylalarında
böyle idi. Ne oldu? Siz hayvancılığı da yok ettiniz. Geçen
televizyonda gördüm, binlerce koyun Avustralyadan ithal ediliyor değerli
arkadaşlarım ve şunu belirtmek istiyorum. Çok değerli
arkadaşım kürsüden dedi. Bütün bu uygulamalara karşı
Sayın Tarım Bakanı hâlâ görevde. Türkiyeyi zarara sokan,
Türkiyeyi yabancı ülkelere muhtaç eden, hayvan ithal eden, ettiren bir
Tarım Bakanı hâlâ görevde değerli arkadaşlarım.
İşte bizim bölgemizin en önemli sorunlarından birisi, bizim
ilçelerimizde hayvanlar kesim için İstanbul, Ankara, İzmire giderdi,
şimdi dışarıdan Karadeniz Bölgesine kesim hayvanları
gelmektedir değerli arkadaşlarım. Teşvik yok, bu konuda
üreticiyi...
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
RAHMİ GÜNER (Devamla) -
...hayvancılıkla geçimini sağlayanları destekleme yok.
İnşallah, bu sorunları biz iktidara geldiğimiz zaman
çözeceğiz. Siz de bir gün bizim bunları nasıl
yaptığımızı uygulamalarımızla göreceksiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Güner.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
H. HASAN SÖNMEZ (Giresun)
Sayın Başkan, 60a göre kısa bir söz istiyorum, Sayın
Vekilin açıklamalarıyla ilgili.
BAŞKAN Buyurun,
yerinizden bir dakikalık süre veriyorum.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Giresun Milletvekili H. Hasan Sönmezin, Ordu Milletvekili Rahmi
Günerin, konuşmasında Hükûmetin Ordu ve Giresun illerinde
yatırım yapmadığı sözlerine ilişkin
açıklaması
H. HASAN SÖNMEZ (Giresun)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Ordu
Milletvekilinin açıklamalarını dinledim ve hayretler içinde
kaldım. Çünkü Ordu ve Giresun illerine Hükûmetimiz tarafından
herhangi bir yatırım yapılmadığı şeklinde
bir açıklamada bulundu, özellikle havalimanıyla ilgili. Ordu ve
Giresunda yaşayan vatandaşlarımız, her iki ilimize
Hükûmetimiz döneminde yapılan yatırımları yakinen takip etmekte,
takdir etmekte ve her seçimde bunu takdirleriyle beraber sandığa
yansıtmaktadır.
Son olarak, bilindiği
gibi 2011 yılı yatırım programına havalimanıyla
ilgili proje alınmış, ödeneği ayrılmış,
yeterli ödenek şu anda DPT tarafından aktarılmış.
Şu anda ihale aşaması sürmektedir. O nedenle,
vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirilmemesi
açısından bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 189 uncu maddesinde yer alan " yaparlar"
ibaresinin " alırlar" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alim
IŞIK (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 189uncu
maddesinde yer alan bir değişiklik için önerge verdik. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önerge, söz konusu
tasarının 189uncu maddesinde geçen üçüncü fıkranın (3)
Müdürlükler bulundukları ilin il afet ve acil durum müdürlüğünün
bünyesinde ve il afet ve acil durum müdürlüğü emrinde görev yaparlar.
ibaresindeki yaparların görev alırlar şeklinde
değiştirilmesinden ibarettir. Bu şekliyle cümlenin daha
anlamlı olacağını düşünüyoruz. Tabii ki bu
yapılanmaya da Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu katkı
yapacağımızı ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, Sayın
Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç Beyin burada,
aramızda bulunmasını da fırsat bilerek iki konuyu tekrar
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Dün saat 03.00
sıralarında burada bir önerge oylandı, geçti.
Tasarının 177nci maddesinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
verdiğimiz önergede üniversitelerimizde görev yapan yardımcı
doçentlerin içinde bulundukları sıkıntının çözümünü
amaçlayan bir geçici madde yer almaktaydı. Fakat katılıyorum,
çok yorgun bir dönemde bir çoğunuz bu önergedeki söz konusu geçici
maddenin ne anlama geldiğini bilmeden ret oyu verdiniz ve bu
üniversitelerimizde görev yapan 100 bin dolayındaki öğretim
elemanı içerisindeki yaklaşık 40 bin civarındaki
öğretim üyesinin yarısından fazlası olan yardımcı
doçentlerin problemini maalesef yine öteledik. Bu önerge iki fıkrayı
öngörüyordu.
Birinci fıkrada
Yardımcı doçentlerin görev süresinde sınırlama
aranmaksızın atamaları yapılır. On iki yıldan
fazla çalışamama şartı yüzünden emekli olan ya da
görevlerinden ayrılmış olan yardımcı doçentlerin bir
defaya mahsus olmak üzere görevlerinden ayrıldıkları
üniversiteye başvurmaları hâlinde görevlerine dönüş hakkı
verilir. ibaresi vardı.
İkinci
fıkrasında da Yükseköğretim kurumlarının
yardımcı doçent kadrolarında görev yapan yardımcı
doçentlerin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başka bir
işleme gerek kalmaksızın hak ettikleri derece ve kademelere
intibakları yapılır. 78 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye ekli (1) sayılı cetvelde düzenlemeler yapılarak
1inci derecenin 4üncü kademesine kadar intibakları sağlanır.
şeklinde bir ibare yer almaktaydı.
Değerli milletvekilleri,
dört yıldır her bütçe görüşmeleri sırasında bu konuyu
bu kürsüden dile getirmiş bir arkadaşınız olarak en
azından şu yasama yılının sonunda bu konuyu yeniden
ele alarak bu üniversitelerimizde çok fedakârca görev yapan değerli
arkadaşlarımızın sıkıntısını
çözelim istiyorum. Çünkü yardımcı doçentlerin
eğitim-öğretim verdiği ve mezun ettiği gençlerimizin
emeklilik dönemi geldiğinde 1inci dereceden emeklilikleri
sağlanırken, maalesef bunlara hocalık yapmış birçok
arkadaşımızın 3üncü derecenin altına inemeyip 3üncü
dereceden emekli olmaları gerçekten bu ülkeye yakışmıyor,
bunu düzeltmek amacıyla tekrar bu konuyu gündeme getirdim.
İkinci konu da,
Sayın Başbakan Yardımcımızın dile getirdiği
ifade edilen şehit ve gazilerimizin yakınlarına ikinci bir
istihdam imkânının sağlanmasıyla ilgili konudur. Bu amaçla
vermiş olduğum (7/15421) sayılı yazılı soru
önergesine cevaben Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi Gönül aynen
şöyle bir ifadede bulunmuştur: İlgili Kanun gereğince
ataması yapılan şehit/malul gazi yakınlarından 1
kişiye daha iş imkânı verilmesi yönünde bir düzenleme
yapılmasının uygun olduğu yönündeki Bakanlık
görüşümüz İçişleri Bakanlığına
bildirilmiştir. Buna istinaden İçişleri
Bakanlığına da bir önerge sunduk. Bakanlar Kurulunda bu konu
tartışılıp şimdiye kadar çözülmüş olması
gerekirdi. En azından bu torba yasada her türlü yasa değişikliğinin
yapıldığı bir süreçteyiz, geliniz, buna da bir önergeyle,
bugün birçok insanımızın gerçekten yüreklerini parçalayan, bu
şehit ve gazi ailelerimizin ikinci evlatlarına bir iş
imkânı sağlayalım diyorum.
Bu konuda Sayın Bülent
Arınç Bey gerçekten katkı yapar ve daha önce verdiği söylenen
sözün gereğini burada gerçekleştirebilirse hepimiz buna
müteşekkir oluruz diyor, önergemize destek vereceğinizi umarak
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
190ıncı madde
üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 190 ıncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz
Ramazan Kerim Özkan Harun Öztürük Hüseyin
Pazarcı
Burdur İzmir Balıkesir
Atilla Kart Ahmet Tan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya İstanbul Malatya
Madde 190- 18/3/1924 tarihli
ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
Geçici Madde 1- 31/12/2009
tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin
sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini
kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre taşınmaz
satışı yapılan hak sahipleri hakkında satış
bedelinin ödenmesi kaydıyla bu maddede öngörülen diğer şartlar
uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla henüz
kesinleşmemiş davalar hakkında da bu madde hükümleri uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 190 ıncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Madde 190- 18/3/1924 tarihli
ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"Geçici Madde 1-
31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir
belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel
kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanuna göre
taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri
hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu kanunda
öngörülen şartlar uygulanmaz. Hak sahipleri, komşu
taşınmazlar üzerinde en az 20 yıllık zilyed veya Köy
İhtiyar meclisince kiralama suretiyle 2000 metrekareye kadar olan
alanlarda 01.06.2011 tarihine kadar rayiç bedelini yatırmaları
halinde öngörülen şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalarda da
bu madde hükümleri uygulanır."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Emin Haluk Ayhan, Denizli Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
EMİN HALUK AYHAN
(Denizli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizde,
görüşülmekte olan tasarının 190ıncı maddesinde
değişiklik öneriyoruz. Gerekçemiz ise, gerekçede yapmak istediğimiz,
taşınmazların satışı yapılan hak
sahiplerinin hakkının korunması amaçlanmakta.
Zaman zaman sinirleniyoruz,
ağır şeyler söylüyoruz. Şu yaşamakta olduğumuz
durumu normal karşılamak mümkün mü? Bazı konularda görüş
beyan ediyoruz, yoklama istiyoruz, hurra, hiç alakası olmayan, dinlemeyen
milletvekilleri geliyorlar, alelacele basıyorlar tuşlara. Şimdi,
bunun neresi ciddi bir şekilde, yasayı takip etmek, incelemek, yasa
tasarısını yasalaştırmak? Böyle
baktığımız zaman hadisenin gerçekten ciddiyetini kaybetmekte
olduğunu görüyoruz.
Şimdi bunu niçin
söylüyorum: Birincisi, burada tasarının içine olur olmaz, birbiriyle
benzer benzemez birçok şeyi koyduk. Aslında dün dedik,
bürokratların AKPye güvenmemesi, AKPnin bürokratlara güvenmemesi
Herkes
kendini garantiye almak için bu kanunun içine ne varsa koydu. Nitekim
yap-işlet-devretle ilgi husus görüşülürken biz burada
endişelerimizi belirttik. Yüksek Planlama Kurulunda üye bakanların bu
hadiseye bakmasını, oradaki projelerin YPKdan izin almasından
nasıl canhıraş çıkıp da diğer tarafa göstermeden,
sadece bakanlık bünyesinde bu projelerin geçirilmeye
çalıştığına şahit olduk. Şimdi, Sayın
Bakan burada. Sayın Bakan aynı zamanda yüksek Planlama Kurulu üyesi.
Yap-işlet-devretle ilgili Ulaştırma
Bakanlığının bir projesi nereye geliyor? Yüksek Planlama
Kuruluna. Şimdi, izin verebilir, izin veriri
kaldırıyorsunuz, kim belirler? İlgili bakanın onayıyla
idare belirliyor. Yani Ulaştırma Bakanlığı bir projeyi
Bakan Beyin, Enerji Bakanımızın onayından kaçıracak!
Gerekçe ne? Söylenen gerekçe şu: İşler gecikiyor, Planlama
menfi yazıyor, Hazine bekletiyor vesaire. Onların bekletmesi falan
mümkün değil. Hükûmet olarak kendinize güveniyorsanız, onların
görüşünü de almadan, basarsınız imzayı,
çıkarırsınız projeyi, hiçbir sıkıntı olmaz.
Şimdi, buradaki problem şu: Bakın, bu 2011 yılı
programı. Şimdi, yap-işlet-devretle ilgili hususlarda bu program
kararnamesinin zorunluluğundan kaçırılıyor. Ne getiriliyor?
Bakanlar Kurulu, Başbakan onayı. Ya zaten bu program kararnamesi,
yatırım programı hadisesi, yılı programının
uygulanması, koordinasyonu, izlenmesine dair karar da Bakanlar Kurulu
kararı. Yani Bakanlar Kurulu kararını Bakanlar Kurulundan
kaçırmaya çalışıyorsunuz. Oradaki hadise şu: Bu
yıllık, o istediği zaman alabilir. Hâlbuki o hükmü bunun içine
de koyarsanız aynı şeyi yapabilirsiniz, bu mümkün ama siz ona da
bulaşmak istemiyorsunuz. Peki ya Bunu -şurada seçime ne kadar süre
kaldı- gelen hükûmet yapsın. deseniz, onu da düşünmüyorsunuz.
Neden? Çünkü ben burada konuşurken yap-işlet-devretle ilgili
maddelerde Acele var, bilmediğimiz bir şey mi var? Bunu bir
söyleyin, bilelim. dedim. Ha bugün çıktı hadise, Ulaştırma
Bakanı bu ay içinde üçüncü köprüyle ilgili ihalenin olabileceğini ne
yapmış, ifade etmiş. Şimdi, bizim öngörülerimiz,
tahminlerimiz
Ne yapıyoruz? Biz bunları biliyoruz, oralardan
geliyoruz. Hileişeriyesi nedir? Onu da biliyoruz. Yok, değil
derseniz Sayın Bakanım, onu bilmem ama şunu bilin ki artık
AKPli bakanlar bile YPK onayından kaçtığına göre birbirinden
endişe eder hâle gelmiştir, birbirinden şüphelenir hâle
gelmiştir. O makamdan ayrılan bakanlar, yeni gelenler için korkudur,
oturanlar için de gidenler korkudur; bu çok sıkıntılı bir
iştir. Bunu ifade etmek istedim.
Teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 190 ıncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz
Ramazan Kerim
Özkan (Burdur) ve arkadaşları
Madde 190- 18/3/1924 tarihli
ve 442 sayılı Köy Kanununa aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
Geçici Madde 1- 31/12/2009
tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya başka bir belediyenin
sınırlarına dahil olmak suretiyle tüzel kişiliğini
kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü maddesine göre
taşınmaz satışı yapılan hak sahipleri
hakkında satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu maddede öngörülen
diğer şartlar uygulanmaz. Bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla henüz kesinleşmemiş davalar hakkında da bu
madde hükümleri uygulanır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Köy Kanununa eklenen geçici
maddede, 31/12/2009 tarihinden önce belediye haline dönüşmek veya
başka bir belediyenin sınırlarına dahil olmak suretiyle
tüzel kişiliğini kaybeden köylerde, kendilerine bu Kanunun ek 13 üncü
maddesine göre taşınmaz satışı yapılan hak
sahipleri hakkında, satış bedelinin ödenmesi kaydıyla bu
maddede öngörülen diğer şartların uygulanmayacağı
hükme bağlanmaktadır.
Uygulanmayacağı
öngörülen koşullar arasında, kendilerine verilen taşınmaz
üzerine 5 yıl içinde bina yapılması ve verilen
taşınmazları on yıl süreyle satmamaları gibi
koşullar da bulunmaktadır.
Öneri maddenin daha iyi
anlaşılmasına yöneliktir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Yoklama istiyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Yoklama talebi
var yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Özyürek, Sayın Öztürk, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Bingöl, Sayın Köse, Sayın Güner, Sayın Tan, Sayın Kart,
Sayın Pazarcı, Sayın Özkan, Sayın Emek, Sayın Serter, Sayın
Hacaloğlu, Sayın Sönmez, Sayın Ünsal, Sayın Arslan,
Sayın Koçal, Sayın Akıncı, Sayın Ersin.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
191nci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 191 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir Malatya
Atilla Kart Hüseyin Pazarcı Algan Hacalooğlu
Konya Balıkesir İstanbul
Madde 191- 21/3/2007 tarihli
ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici madde 5- (1)
31/12/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde kullanılması
nedeniyle elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları
hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının 191 inci
maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz ve
teklif ederiz.
"21/3/2007 tarihli ve
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 5- (1) 31/3/2007
tarihinden önce, bu Kanun hükümleri gereğince elkonulan veya
alıkonulan taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16
ncı maddesi hükümleri uygulanır.
Hasan Özdemir Erkan Akçay Mehmet
Şandır
Gaziantep Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖZDEMİR
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 191inci maddesi için vermiş olduğumuz
önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının 191nci
maddesi 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa 31 Mart
2007 öncesinde kaçak eşya nakillerinde kullanılması nedeniyle el
konulan veya alıkonulan taşıma araçları hakkında
kanunun 16ncı maddesinin uygulanmasına hükmetmektedir. Önergemizde,
söz konusu hükmün uygulanması esnasında ortaya çıkabilecek
muhtemel belirsizlikleri, anlaşmazlıkları giderebilmek için bir
düzenleme öngörmekteyiz. Böylece kanunun 16ncı maddesinde, bu kanun
hükümleri doğrultusunda el konulan veya alıkonulan bütün
taşıma araçları için uygulanmasını sağlamak
istiyoruz.
Değerli milletvekilleri,
kanunda ifade edildiği gibi kaçakçılık, ülkemize ithali ya da
ülkemizden ihracı yasak olan veya ithal veya ihracı gümrük
muamelelerine tabi olan bir maddeyi gümrük işlemleri yaptırmadan
ithal, ihraç etmek ve bu maddeleri yurt içinde satmak veya satın
almaktır. Kaçakçılıkla mücadele, devletin asli görevlerinden
birisidir. Kaçakçılıkla mücadele, hem ekonomik hem de güvenlik
saikleriyle birlikte düşünüldüğünde devletin sosyal dokusunu da
etkileyen bir süreçtir. Küresel, bölgesel ve ulusal değişimlerin
doğrudan ya da dolaylı yansımalarının sonucu olarak
ortaya çıktığı varsayılan kaçakçılık, ülke
ekonomisini ve kamu düzenini olumsuz yönde etkilemektedir.
Değerli milletvekilleri,
bu teori çerçevesinde düşünüldüğünde, bir ülke ekonomisinde
kaçakçılığa konu olan mallar, o ülke ekonomisi içerisinde
tüketimi fazla olan ve ürün fiyatı da fazla olan ürünler üzerinde
yoğunlaşmaktadır. Ülkemiz için düşünüldüğünde, AKP ile
geçen bu 9uncu yılda, Türkiye âdeta kaçakçılık merkezi hâline
gelmiştir. AKPnin yanlış ekonomik politikaları neticesinde
giderek yoksullaşan vatandaşımız, günlük tüketim
maddelerini kaçak yollardan temin etme yoluna gitmektedir. Bunun son
örneğini de akaryakıt ve kırmızı et üretiminde görülen
kaçakçılık faaliyetlerinde yaşadık. 2010 yılında
Türkiye ekonomisinde fiyatı en çok artan bu iki ürün, kaçakçılık
faaliyetlerinin ana maddesi hâline geldi. Nitekim 2010 yılında, ilk
on aylık dönemde, bir önceki yılın aynı dönemine göre ele
geçirilen kaçak kırmızı et miktarında yüzde 1.156
artış olmuştur. Aynı dönemde kaçak akaryakıt
oranında ise yüzde 411lik bir artış olmuştur. Öte yandan,
aynı dönem içerisinde ülkemizde 3.054 kaçakçılık olayında
420 milyon 295 bin 59 lira değerinde yakalama gerçekleşmiştir.
Bu rakam içerisinde, kaçak gıda girişiminin yüzde 42
artışla 44 milyon lira yükselmesi dikkat çekicidir.
Netice itibarıyla,
rakamların gerçek dili, ülke ekonomisinin gerçek tablosunu da ortaya
koymaktadır. AKP hükûmetlerinin ekonomi politikalarının
karnesini, kaçakçılık olaylarında artış ve
çeşitlenmede görmek mümkündür. Bugün akaryakıt fiyatlarında
artışların konuşulduğu bir durumda akaryakıt
kaçakçılıklarında yüzde 411 artış söz konusu oluyorsa
sorunu Hükûmetin ekonomi politikalarında aramak gerekmektedir.
Konuşmama burada son
verirken yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 191 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve
arkadaşları
Madde 191- 21/3/2007 tarihli
ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici madde 5- (1)
31/12/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde kullanılması
nedeniyle elkonulan veya alıkonulan taşıma araçları
hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi hükümleri uygulanır."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen, Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALGAN HACALOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
hepinize saygılar sunuyorum.
606 sıra
sayılı Hükûmet Tasarısının 191inci maddesinde
getirilen öneriyle, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele
Kanununa
31/3/2007 tarihinden önce, kaçak eşya naklinde
kullanılması nedeniyle elkonulan veya alıkonulan
taşıma araçları hakkında bu Kanunun 16 ncı maddesi
hükümleri uygulanır. denmektedir.
Bilindiği gibi, hâlen
ülkemize yasa dışı yollardan girdiği tespit edilen kaçak
eşyalarla ilgili olarak 5607 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu uyarınca, arama ve alıkoyma madde 9 ve 10a göre,
müsadere madde 13e göre, mülkiyetin kamuya geçirilmesi madde 14e göre,
tasfiye ise madde 16ya göre işleme tabi tutulmaktadır.
Şu anda sadece
Şırnakta, değerli arkadaşlarım, iki yüz kamyon
kaçakçılık nedeniyle alıkonulmuş, beklemektedir. Bunun
dışında, keza, Emniyet Genel Müdürlüğünün kontrol
alanları içinde olan, elde edilmiş, çok sayıda emtianın
gümrük başmüdürlüklerine, gümrük idaresine devrinde
sıkıntılar olduğu için ciddi sorunların
yaşanmakta olduğu iletilmiş bulunmaktadır. Gümrüklü
maddeler, kozmetik ürünler, ev tekstilleri geçen yıl 2 milyon 400 bin iken
bu yıl 5 milyon 600 bine tırmanmıştır. Bunların
örneklerini çoğaltmak istemiyorum ama kaçakçılıkta bir
artış olduğu gözlenmektedir.
Bu arada miktar
bakımından fazla veya saklanması özel tesis ve tertibatı
gerektiren kaçak eşyayla ilgili olarak ilgili Bakanlık
tarafından 31 Aralık 2007de yayınlanan tebliğ hükümleri
uygulanmaktadır. Şimdi sormak lazım: Tebliğ tarihi
31/12/2007, Hükûmetin getirmiş olduğu, yakalanmış olan
kamyonların tasfiyesine esas olacak tarih ise 31/3/2007. Nedir burada
bilemediğimiz husus? 31/3/2007 ile 31/12/2007 arasında özellikle
dikkate alınması gereken bir alıkoyma işlemi mi
gerçekleştirilmiştir? 2007 yılının ilk üç ayından
önce başlatılmak istenen tasfiye kararı uygun mudur? Ne diye
tasfiye işlemlerine, tebliğ tarihiyle örtüşecek şekilde,
31/12/2007 tarihinde başlanmamaktadır?
Bu nedenlerle, sunmuş
olduğumuz değişiklik önergesiyle, Cumhuriyet Halk Partisi
Milletvekilleri olarak biz, yasa tasarısında yer alan, 31/3/2007
olarak belirtilen tarihi 31/12/2007 olarak öngörmekteyiz.
Değerli
arkadaşlarım, bunlar konunun ağaçları. Biz, ormanı
görmüyoruz, ağaçlara bakıyoruz. Ülkemizde etkin noktalarda kamu
görevinde bulunmuş bir saygın kişi çok ciddi iddialarda
bulunmaktadır. Bu iddiaya göre bir önemli siyasallaşmış
dinî cemaatin 25 milyar dolar serveti vardır. Ülkemizde iç
barışı kanatmakta olan terör örgütünün de türlü
kaçakçılık ve baskı yöntemleriyle Avrupada 25 milyar
dolarlık bir kaynak birikimi yarattığı
söylenmektedir. Benzeri şekilde, bir Türkiye siyasetçisinin toplam mal
varlığının da bu düzeye çok yakın olduğu ifade
edilmektedir. Bana doğrudan, birinci elden aktarılmış olan
bu iddiaları bu kürsüden sayın kamuoyuna ve kayıtlara geçirmeyi
bir görev biliyorum.
Değerli arkadaşlar,
sosyal demokrat iktidarımızda hedefimiz, temiz siyaset, dürüst
yönetim, açık toplum olacaktır. Milletvekili
dokunulmazlığını kaldıracağız, siyasi etik
ahlak yasasını çıkartacağız, tüccar siyaset
anlayışına son vereceğiz, siyaset ile ticaretin göbek bağlarını keseceğiz,
Türkiye Büyük Millet Meclisi siyasi etik kurulunu kuracağız,
siyasetin finansmanını şeffaflaştıracağız,
yürütmenin tüm işlem ve eylemlerinin yargı denetimine tabi
olmasını sağlayacağız.
Bu çerçeve içinde
değerli arkadaşlar, getirmiş olduğumuz önerinin kabulü
doğrultusunda oy vermenizi temenni eder, hepinize
saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
192nci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 192 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 192- 25/6/2010 tarihli
ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan altı ay ibaresi dokuz ay olarak
değiştirilmiştir.
Hasan Özdemir Erkan Akçay Mehmet Şandır
Gaziantep Manisa Mersin
Mustafa Kalaycı E. Haluk Ayhan Mehmet Günal
Konya Denizli Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 192 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir
Malatya
R. Kerim Özkan Fatih Atay Hüseyin Pazarcı
Burdur Aydın Balıkesir
Atilla
Kart
Konya
Madde 192- 25/6/2010 tarihli
ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan "altı ay" ibaresi "onsekiz"
olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
tasarının 192nci maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
daha evvelki madde görüşmelerinde kömür işletmeciliği ve kömür
yardımı üzerinden yaratılan sömürüyü, bunun kamu yönetimini ne
şekilde etkilediğini Hazine raporundan alıntılar yaparak
açıklamıştım. İzninizle bu açıklamalarıma
devam etmek istiyorum.
Bakın, değerli
milletvekilleri, Hazine tarafından hazırlanan rapora göre, 2008
yılında Türkiye Kömür İşletmelerinde yapılan
yolsuzluğun tutarı 433 trilyon civarında. 2003 ile 2008
yılları arasında ise bu rakam 1,5 katrilyon seviyesinde yani 1
milyar dolar seviyesinde değerli milletvekilleri. Bunlar, Hazinenin
düzenlemiş olduğu raporlara dayanarak ortaya çıkan rakamlar.
Raporda şunlar tespit
ediliyor ayrıca: Sorumlu oldukları tespit edilen ve TKİ yetkilileri
olarak belirtilenlerin, ihale veya satın alma kararlarını
hazırlayanlar, bu kararları onaylayanlar, ihale komisyonu üyeleri,
ihale sonucu veya ihalesiz sözleşme imzalayanlar ve bütün bu
işlemleri onaylayan yönetim kurulu üyeleri olduğu, yani organize bir
çıkar yapılanmasının söz konusu olduğu raporda dile
getiriliyor ve bu bulgular karşısında da, 3628 sayılı
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu uyarınca soruşturma
yapılması için raporun bir örneğinin Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına 10 Haziran 2009 tarihi itibarıyla
gönderildiği ifade ediliyor. Bütün bu sürecin de, kamu görevlileri
hakkında soruşturma izni verme mevkisinde olan Enerji
Bakanının da bu konuda sorumluluğu söz konusu olduğu için,
Başbakan tarafından soruşturma izni prosedürünün değerlendirilmesi
gerektiği ifade ediliyor, hükme bağlanıyor, rapora
bağlanıyor.
Peki, bu süreçten sonra
Hazine tarafından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının
milletvekili dokunulmazlığına sahip olması
dolayısıyla Anayasa gereğince işlem yapılmak üzere bu raporun
Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderilmesine karar verildiği hâlde, bu
rapor hakkında ne gibi bir işlem yapıldığını
burada, huzurunuzda öncelikle Meclis Başkanından soruyoruz, daha
sonra da Sayın Bakandan soruyoruz ve devam ediyoruz. Bütün bu işlemleri
gerçekleştiren TKİ yetkililerinin raporun işleme
konulmasının ardından başlayacak hukuki süreçte karar
vericilere tarafsız bilgi ve değerlendirmeler sunmalarının
mümkün olamaması sebebiyle, yani bir başka ifadeyle
soruşturmanın selameti sebebiyle açığa alınmaları
gerekmiş olmasına rağmen, ortada 1 milyar dolar seviyesinde bir
yolsuzluk söz konusu olmasına rağmen bugüne kadar bu kamu görevlileri
hakkında neden işlem yapılmadı?
Değerli
arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; bakın, Türkiye Kömür
İşletmelerinin genel olarak tablosunu anlattım. Böyle bir tablo
içinde, böyle bir yolsuzluk mekanizması içinde Zonguldak facialarına
şaşırmak gerekir mi? Kahramanmaraşta son üç dört günde
yaşamakta olduğumuz o göçük facialarına şaşırmak
gerekir mi? Böyle bir yapı içinde iş güvenliği
mekanizmasının oluşması mümkün müdür?
Ne diyor Sayın
Çalışma Bakanı, Efendim, iş güvenliği kültürünü
geliştirmeye ihtiyacımız var. diyor. Zannedersiniz üç ay evvel
iktidara gelen bir hükûmet söz konusu. Dokuz yıldır Türkiyeyi yönetiyorsunuz.
Dokuz yıl boyunca iş güvenliği kültürünü geliştiremediniz
mi? Bunu kim geliştirecek? Bunun tedbirlerini kim alacak? Bunun
eğitimini kim yapacak? Bunun kadro yapılanmasını kim
gerçekleştirecek? Siz Türkiyeyi yönetmiyor musunuz? Türkiyeyi dokuz yıldan
bu yana yöneten bir iktidar ama bakıyorsunuz, dokuz yılın
sonunda bile ya da sekiz buçuk yılın sonunda bile hâlen sisteme
muhalefet eder görünen bir siyasi iktidar. Bu gerçekten büyük bir oyundur,
büyük bir maharettir, büyük bir merkezî oyundur. Sistemi sömüreceksiniz, kamu
kaynaklarını TKİde olduğu gibi talan edeceksiniz, ondan
sonra da, Efendim, iş güvenliği kültürünü geliştirmeye
ihtiyacımız var. diyeceksiniz! Bunun izahı gerçekten çok zor.
Bunun siyaset bilimi anlamında izahı çok zor ama inanıyorum ki
halkımız ve kamuoyu bu siyasi iktidarı, AKPyi artık bütün
boyutuyla, gerçek boyutuyla tanımaya başlıyor. Biz, Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bu kimliği, bu karakteristiği anlatmaya devam
edeceğiz.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kart.
Sayın Bakanın bir
açıklama talebi var.
Buyurun Sayın Bakan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
7.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın, Konya Milletvekili Atilla Kartın, kömür
işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinde yaratılan
sömürüye, bunun kamu yönetimini ne şekilde etkilediğine dair
sözlerine ilişkin açıklaması
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Sayın Kartı dinleyince bu işler gerçekten
böyle midir diye düşünenler olabilir ama bu kadar açık, fahiş
bir hatanın, bu kadar açık, fahiş bir yanlışın bu
kadar cesaretle söylenebilmesini ben hayretle karşıladım.
Sonucunu bildiği halde kendisi
(CHP sıralarından gürültüler)
Bakınız
değerli arkadaşlar, bir gerçeğin mutlaka zikredilmesi
lazım. 2003 ila 2008 yılları arasındaki -özellikle bir
önceki oturumda da söylenmişti, akışı bozmamak
açısından müdahale etmemiştik- Güneydoğu illerinde fakir
ailelerin kömür ihtiyacını temin etmek üzere Şırnak İl
Özel İdaresine işletilen TKİ sahasında yapılan kömür
alımlarına ilişkin bir vatandaşın şikâyeti
üzerine Şırnak Cumhuriyet Savcılığınca
soruşturma başlatılmış. Dosya daha sonra Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirilmiş.
Başsavcılığın Enerji Bakanlığından
soruşturma izni istemesi üzerine, Bakanlıkça, 4483 sayılı
Yasanın 3 ve 6ncı maddeleri kapsamında yaptırılan ön
incelemede, TKİ Genel Müdürlüğünce yapılan eylem ve işlemlerin
usul ve mevzuatına uygun olduğu, kamu yararı düşünülerek
yapıldığı ve herhangi bir zararın
oluşmadığı gerekçesiyle isnat olunan suç hakkında
soruşturma yapılmasına izin verilmemiş. Kararın
tebliği üzerine, Başsavcılık, ön inceleme raporu ve eki
belge ve ifade tutanaklarının incelenmesi sonucunda verilen
kararın yeniden yerinde olduğuna kanaat getirdiğinden, itiraz
yoluna gitmeyerek, evrakın işlemden kaldırılmasına
karar vermiştir.
Değerli arkadaşlar,
Başsavcılığa intikal eden ve hakkında hüküm verilen
bir konuyla alakalı bu kadar açık ve net bir hatanın
yapılmış olmasını ben kabul edemem gerek Hükûmetimiz
adına gerekse gerçeklerin söylenmesi adına. Tabii ki fakir ailelere
dağıtılan kömürün, -ki yaklaşık bu yıl 2,2 milyon
ton civarında olacak- her yıl 2 milyon ton civarında dağıtılan
bu kömürün gönüllerde taht kurduğunu ve bunu muhalefetin farklı
yollarla alt etmeye çalışmış olmasını normal
karşılayamayız. Bu, fakir fukaranın hakkıdır ve
kamunun yine istihdam yoluyla, kamyonlarıyla, tırlarıyla, tren yoluyla,
her türlü yolla, batıdaki üretilen kaynakların önemli ölçüde
doğuda kullanılması işidir çünkü tekrar
baktığımızda gerek Tunçbilek gerek Soma gerek Seyitömer,
Muğlada üretilen spektleri uygun kömürlerin Türkiye'nin dört bir
yanındaki bu yere gönderilmesiyle alakalı size somut ve net bir rakam
vereceğim değerli arkadaşlar. Yaklaşık 190 TL/tonla
üretilen kömürün bedeli
Bakın, 190 TL/ ton, öyle yerler var ki nakliyesi
350 TL/ton tutuyor. Siz şimdi bunu batıdan oraya taşır
mısınız yoksa bulunduğu yerden çıkartıp direkt doğrudan
alım mı yaparsınız?
Değerli arkadaşlar,
bununla alakalı bilgi notları önümüzdeki hafta içerisinde
iktidarıyla muhalefetiyle bütün milletvekillerine
dağıtılacaktır, bunu arz ediyorum Sayın
Başkanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakan.
ATİLLA KART (Konya)
Diğer maddelerde gerekli açıklamayı vereceğiz. Genel Kurulu
izlemeye devam edin, gerekli cevap verilecektir.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 192 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 192- 25/6/2010 tarihli
ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun geçici 1 inci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan altı ay ibaresi dokuz ay olarak
değiştirilmiştir.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
HASAN ÖZDEMİR
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 192nci maddesi için vermiş olduğumuz
önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının 192nci
maddesi 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün
Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun geçici 1inci maddesindeki
bir değişikliği öngörmektedir. Buna göre Maliye Bakanlığı
tarafından Karayolları Genel Müdürlüğüne devredilmesi gereken
dava dosyalarına ilişkin devir sürelerinin Genel Müdürlük avukat
sayısının yeterli düzeye ulaştırılamaması
nedeniyle bir yıla çıkarılmasını hüküm altına
almak istemektedir. Vermiş olduğumuz önergede ise bu sürenin dokuz ay
ile sınırlandırılmasını öngörmekteyiz. Önümüzdeki
dönemde Genel Müdürlüğün avukat sayısında görülecek bir
artış ile işlemlerin daha hızlı çözüleceği
dikkate alınırsa bu bir yıllık süre önümüzdeki günlerde
yeni bir şikâyet ve değişiklik teklifi konusu olabilir. Bu
sebeple önergemizde sürenin dokuz ay ile sınırlandırılarak
işlemlerin de zamanında çözülmesini öngörmekteyiz.
Değerli milletvekilleri,
bugün, özel güvenlik mensuplarının sorunlarına dair vermiş
olduğumuz Meclis araştırma komisyonu kurulmasıyla ilgili
önergem işlem yoğunluğundan gündeme
alınmamıştır ancak ben bu vesileyle görüşlerimi
kısaca aktarmakta yarar görüyorum.
5188 sayılı Özel
Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun yürürlüğe girdiğinden beri 1 milyon
71 bin 808 kişi özel güvenlik sınavına girmiş, 227.334
kişi başarılı olmuştur. Şu anda polis ve jandarma
bölgesinde fiilen çalışan yaklaşık 200 bin özel güvenlikçi
bulunmaktadır. Bu kadar geniş bir toplumsal kesimin sorunlarına
dair Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir an önce bir irade göstermesi gerekir
ve bu torba yasasında bu arkadaşlarımızın
sorunlarının da acilen çözülmesi gerekirdi diye
değerlendiriyorum.
5188 sayılı Kanun
yürürlüğe girdiği andan itibaren, aradan altı yıl geçmesine
rağmen özel güvenlik çalışanlarının çok ciddi
sorunları ortaya çıkmaya başlamıştır. Özel güvenlik
görevlilerimizin özlük haklarına dair çok acil tedbirler yerine
getirilmelidir. Bu insanlar çok zor şartlarda asgari ücretle
çalışıyorlar. Asgari ücretli bir kişinin güvenliği
sağlaması öngörülebilir mi? Nimet-külfet dengesinden bu noktada
bahsedilebilir mi? Bu tür kişilerin yaptıkları iş ile
aldıkları maaş arasında hiçbir denge yoktur. Bir de bu
arkadaşlarımızın birçoğu sigortasız
çalışmaktadırlar. Şirketler bazı
kayırıcı ve özel durumlar uygulamaktadırlar.
Özlük hakları
bağlamında bir diğer önemli nokta ise özel güvenlik
görevlilerinin çalışma saatleriyle ilgilidir. Sekiz saat yerine on
iki saat çalışmaktadırlar ve birçokları ayakta
durmaktadırlar. On iki saat içerisinde fizik güçlerinde de ciddi
aşınmalar olmaktadır. Yani görevlerini tam anlamıyla yerine
getiremedikleri gibi, bir fiziki yapıyı da yerine
getirememektedirler. Bununla birlikte fazla mesailerinin
karşılığını da maalesef alamamaktadırlar.
Yine, kıdem
tazminatı konusunda da özel güvenlik mensuplarının ciddi
sorunları vardır.
Özel güvenlik
mensuplarının en önemli sorunlarından birisi, de harç
meselesidir. Sınav kazananlar mesleğe başlamak için harç
parası, kimlik parası vesaire derken yaklaşık bin TL ücret
ödeme zorunda kalmaktadırlar. Maalesef bu iş sahasına
başvuran vatandaşlarımızın büyük bir kısmı
işsiz ya da belirli miktarın altında geliri bulunan
insanlardır. Bu insanlar mesleğe başlayabilmeleri için gerekli
olan bu parayı bulamamaktadırlar. Özel güvenlik sınavına
girenlerin ancak yarısı özel güvenlik kimliği alabilmektedirler.
Aradaki bu uçuruma dikkat edilmesi gerekmektedir.
Yine, özel güvenlik
elemanlarının eğitimleri çok önemlidir. Bunlar bulunduğu
yerlerde polis görevi yapmaktadırlar ve silah kullanma eğitimleri de
ciddi verilmelidir.
Netice itibarıyla özel
güvenlik mensuplarının çok acil çözüm bekleyen sorunları
vardır. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir an önce harekete
geçmesi gerekmektedir.
Konuşmama burada son
verirken yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
193üncü madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 193 üncü maddesinde yer alan "yüzde 6'ya
kadar" ibaresinin "yüzde 3e kadar" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Behiç
Çelik Erkan
Akçay Mehmet
Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal Hasan Çalış E. Haluk Ayhan
Antalya Karaman Denizli
Mustafa
Kalaycı
Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 193 üncü maddesi ile değiştirilen
209 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında
yer alan eczacılarda ibaresinin eczacılar ve kimyagerlerde olarak
ve son iki cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk Mustafa
Özyürek Bülent
Baratalı
İzmir İstanbul İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kemal Demirel Atilla Kart
Malatya Bursa Konya
Bu fıkra uyarınca
yapılacak ek ödeme alt sınırı, ilgili personelin bir ayda
alacağı aylık (ek gösterge dahil), yan ödeme ve her türlü
tazminat (makam, temsil ve görev tazminatı ile yabancı dil
tazminatı hariç) toplamının; klinik şef ve şef
yardımcıları ile uzman tabip kadrosuna atanan profesör ve
doçentler için % 700'ünden, uzman tabip, tıpta uzmanlık
mevzuatına göre uzman olanlar ile uzman diş tabipleri için %
600'ünden az olamaz. Pratisyen tabip ve dış tabipleri ile diğer
personel için bu fıkra uyarınca yapılacak ek ödemenin üst
sınırı aynı zamanda alt sınırdır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu maddenin düzenleniş
amaçlarından birinin, tam gün yasası ile ilgili olarak Anayasa
Mahkemesi tarafından verilen bazı iptal gerekçelerine uymak
olduğu anlaşılmaktadır.
209 Sayılı Kanunun
5947 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile değiştirilen 5 inci maddesinin
dördüncü fıkrası, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasaya
aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir. İptal
gerekçesinde özetle; "Yasa koyucu, bu kuralda ödeme yapılacak
çalışanların niteliği ve statülerine göre bu kişilere
yapılacak ödemelerin tavan oranlarını ayrıntılı
olarak düzenlemiş, ancak yürütmeye bırakılan yetkinin
sınırlarının belirlenmesi açısından
yapılacak ödemelerde herhangi bir taban oranı belirlememiştir.
Yürütmeye bırakılan yetkinin üst sınırı ve çerçevesi
belirlenirken alt sınırının belirlenmemiş olması,
kuralda belirtilen personelin alacakları döner sermaye katkı
paylarında asgari bir garanti içermemektedir. Bu nedenle dava konusu
kural, devletin tüm işlem ve eylemlerine bireylerin güven duymasını
zedeleyici nitelik taşıdığından hukuk devletinin
gereği olan hukuki güvenlik ilkesine aykırılık
oluşturmaktadır" denilmiştir.
Tasarı ile söz konusu
alt sınır; "bu bent uyarınca personele her ay
yapılacak ek ödeme tutarı, 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin ek 3 üncü maddesi uyarınca kadro ve görev unvanı veya
pozisyon unvanı itibarıyla belirlenmiş olan ek ödeme
tutarından az olamaz." şeklinde belirlenmiştir. Bu
düzenlemeye göre getirilen alt sınırın 1/4 'ündeki hekimler
yönünden parasal karşılığı 384,01 TL'dir. Asgari
ücretin bile altında olan bu miktarın Mahkeme kararında
belirtilen "asgari garantiyi" karşıladığı
söylenemez. Mademki kanunda üst sınır personelin almakta
oldukları aylıklara oranla belirlenmiştir, alt sınır
da almakta oldukları aylıklara göre belirlenmelidir.
Bu doğrultuda 5 inci
maddenin dördüncü fıkrasının son iki cümlesinin
değiştirilmesi önerilmektedir.
209 sayılı Kanunun
5 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve "ancak" ile
başlayan hüküm, ilgili kanunları uyarınca, mesai saatleri
dışında özel sektörde çalışma hakkı bulunanlardan
bu hakkı kullananlara bu Kanunun ek 3 üncü maddesine göre yapılan
ödemeden başka ek ödeme yapılamayacağını,
öngörmektedir. İki sağlık çalışanı düşünün,
tam gün yasasının belirlediği, örneğin saat 17'ye kadar her
ikisi çalışıyor ve aynı saatte işten
çıkıyorlar. Biri evine, diğeri ek iş yapmaya gidiyor. Her
ikisinin de kamuya verdiği mesai aynı olduğuna göre ücretlerinin
birbirinden farklılaştırılmaması gerekir.
Bu düzenleme, Anayasanın
"ücret emeğin karşılığıdır" ve
"eşit işe eşit ücret" kurallarına
aykırıdır. Bu nedenle "ancak" ile başlayan
cümlenin söz konusu fıkradan çıkarılması uygun olur.
Öte yandan, halen mahalli
idareler ile kurum tabipliklerinde çalışan ve döner sermaye ek
ödemesi almayan tabipler, aynı unvan ve görevdeki
meslektaşlarına oranla oldukça düşük ücret almaktadır. Oysa
tabip ve uzman tabiplerin çalıştıkları,
kadrolarının bulunduğu kurumlardan bağımsız
olarak görev ve sorumlulukları aynı biçimde tanımlanmıştır.
Sadece kadrolarının bulunduğu yerlerin farklı olduğu
ölçütünden hareketle; kurum tabipleri ve mahalli idarelerde çalışan
hekimlerin düşük ücretler almaları ivedilikle giderilmesi gereken bir
eşitsizliktir. Bu konuda Tasarıda bir düzenlemenin yer almaması
eksikliktir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığın
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 193 üncü maddesinde yer alan "yüzde 6'ya
kadar" ibaresinin "yüzde 3e kadar" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Hasan Çalış, Karaman Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 606 sıra sayılı Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ve Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunuyla ilgili teklifin 193üncü maddesi
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz
önerge üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, önergemizle, emeğin
karşılığının hakkaniyet ölçülerine göre
yansıtılması amaçlanmıştır.
Arkadaşlar, birkaç ay
öncesinde, acil toplumsal ihtiyaçların karşılanması için,
bazı alacakların yeniden yapılandırılması ve
sosyal sigortalarla ilgili yirmi iki maddelik bir torba kanun
tasarısı olduğunu televizyonlar aracılığıyla
haberlerden öğrendik ancak bu torba önümüze gelene kadar gerçekten devasa
bir torba hâlini aldı. O günden bugüne, her bakan elinde bekleyen hangi
kanun teklifi varsa onu bu torbanın içine attı, gücü olan her AKP
siyasetçisi elinde bekleyen hangi tasarı, hangi teklif varsa bunu
içerisine koydu ya da AKP içerisinde güçlü dostları olanların
talepleri bu torbaya yerleştirildi. Öyle bir hâl aldı ki otuz-otuz
beş maddelik kanun teklifleri bir madde ve maddenin fıkraları
şeklinde önümüze geldi ve acayip bir torba olarak şu anda
görüşmeye devam ediyoruz. Hâlen önergelerle torbayı
şişirmeye de devam ediyoruz.
Kıymetli
arkadaşlar, nitekim görüşmekte olduğumuz bu önergenin
girişi de Anayasa Mahkemesinin tam gün yasası üzerindeki bir
itirazı değerlendirmesi ve iptaliyle ilgilidir. Tabii, bu
tasarının yanında bu iptalle ilgili olarak değerli
arkadaşlar, Anayasa Mahkemesinin Tam Gün Yasasının 5inci
maddesinin dördüncü fıkrasını iptal etme gerekçesi
sağlık çalışanlarına ödenen döner sermaye gelirlerinin
üst hududunun açık olarak ilgili personelin bir ayda alacağı
aylık, ek gösterge dâhil, yan ödeme ve her türlü tazminat, makam, temsil,
görev ve yabancı dil tazminatı dikkate alınarak, toplam baz
alınarak belirlenmesine rağmen alt sınırın açık
olarak belirlenmemesiydi. Tabii ki değerli arkadaşlar, bu
tasarıyla alt sınır ödeme asgari tabanını kadro, görev
unvanı ve pozisyon unvanı itibarıyla belirlemiştir. Bizim
kanaatimizce bu belirleme, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesini
karşılamaz arkadaşlar. Bunun karşılayabilmesi için üst
hudut nasıl ki aylık eline geçen maaş baremine göre
hesaplanmışsa alt hududun da aynı bareme göre
hesaplanmış olması daha doğru olurdu diye düşünüyoruz.
Bir diğer husus ise
kıymetli arkadaşlar, böyle bir torbanın içine bu
tasarıyı, bu teklifi koymak yerine, Tam Gün Yasasının
uygulamaya koyulduğu günden bugüne gerçekten ortaya çıkan önemli
sıkıntılar var. Bu sıkıntıları ortadan
kaldıracak şekilde yeni bir düzenlemeyle buraya gelinebilirdi.
Mesela, o gün kanunlaşırken
Tam Gün Yasası, üzerinde önemle durduğumuz klinik şefi ve
üniversite hastanelerindeki hocaların muayenehanelerini
kapattırdığımız zaman hastanelerde
vatandaşın bu hocalardan nasıl hizmet alacağının
formülünün bulunması gerekir yönündeki itirazımız dikkate
alınmamıştı. Bugün görüyoruz ki bu itirazımızda
biz haklı çıktık. Gerçekten çok önemli sıkıntılar
var ve bu sıkıntılar artarak kamuoyuna yansımaya, sizleri
de, bizleri de rahatsız etmeye devam edecektir.
Bir diğer husus ise,
mahallî idarelerde ve kamu kurumlarında çalışan hekimler
değerli arkadaşlar. Aynı unvana sahip, aynı titre sahip
hekimlerin çok farklı özlük haklarıyla
çalışmasının hakkaniyetle bir ilgisi yoktur. Bu ve benzeri
eksiklikler düzeltilebilir.
Önerimiz, daha düzgün bir şekilde
getirilmesidir. Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın Komisyonun bir
düzeltme talebi var.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sayın
Başkanım, madde içerisinde son fıkrada bu bent uyarınca
ifadesi geçiyor. Bunun bu fıkra uyarınca olarak düzeltilmesi
gerekiyor.
BAŞKAN Komisyonun bu
düzeltme talebiyle birlikte maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
194üncü madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı yasa tasarısının 194 üncü maddesi
ikinci fıkrasındaki iki yıl ibaresinin Dört yıl, Dört
yıl ibaresinin Sekiz yıl olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Hasip Kaplan Ayla Akat Ata M. Nezir Karabaş
Şırnak Batman Bitlis
Nuri Yaman Şerafettin
Halis
Muş Tunceli
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 194 üncü maddesinde yer alan
"TEFE" ibaresinin "ÜFE" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın 194 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir
Malatya
Algan Hacaloğlu Hüseyin Pazarcı Atilla Kart
İstanbul Balıkesir
Konya
Madde 194- 16/8/1961 tarihli
ve 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanununun
16 ncı maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve beşinci fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Öğrenci, borcunu
öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin
bitiminden itibaren iki yıl, öğrencinin lisansüstü eğitim
yapması halinde dört yıl sonra başlamak üzere, kredi
aldığı sürede ve aylık dönemler halinde kuruma ödemek
zorundadır. Öğrencinin bir işe girmemesi halinde bu süre kurumca
işe girene kadar uzatılabilir. Şu kadar ki bu süre üç
yılı aşamaz. Ödeme askerlik dönemine rastlarsa TEFE uygulanmadan
askerlik döneminin sonuna kadar ertelenir."
"Ancak bu süre kurumca
bir yıl daha uzatılabilir."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Algan Hacaloğlu
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALGAN HACALOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar;
Hükûmetimiz madde 194 ile 351 sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu Kanununun 16ncı maddesinin ikinci
fıkrasını değiştirmektedir. Buna göre, Öğrenci
öğrenim gördüğü öğretim kurumunun normal eğitim süresinin
bitiminden itibaren iki yıl (öğrencinin lisansüstü eğitim
görmesi hâlinde dört yıl) sonra başlamak üzere, kredi
aldığı sürede ve aylık ödemeler hâlinde kuruma ödemek
zorundadır. Ancak bu süre kurumca bir yıl daha uzatılabilir.
Ödeme askerlik dönemine rastlarsa TEFE uygulanmadan askerlik döneminin sonuna
kadar ertelenir. şeklinde değiştirilmesini öngörmektedir. Bizim
bu konudaki önerimiz ise bu aşamada, şimdilik, geçici olarak
Öğrencinin işe girmemesi hâlinde bu süre işe girinceye kadar
uzatılabilir. Şu kadar ki bu süre üç yılı aşamaz.
şeklindedir.
Zira ülkemizde,
bildiğiniz gibi, değerli arkadaşlar, işsizlik fiilen yüzde
20lerin üstüne çıkmış olup özellikle gençlerimiz ve hatta
diplomalı gençlerimizi vurmaktadır. 2010 yılı sonu
itibarıyla Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun, 2 milyon 33 bin
lisans öğrencisi, 139 bini yüksek lisans öğrencisi, 44 bini ise
doktora öğrencisi olmak üzere toplam 3 milyon 10 bin öğrenciye burs
ve kredi sağladığı bilinmektedir. Hükûmetin 2010
yılı bütçesi ile lisans öğrencilerine ayda 240 lira kredi
verilmektedir. 240 lirayla öğrenci ne yapacaktır değerli
arkadaşlar? Sadece otobüsle üniversiteye gidip gelecek, sonra üç simit ve üç
çayla karnını doyurmaya çalışacak. Yani gerçekten
açlıkla boğuşmakta olan gençlerimiz buna dahi razı
olmaktadırlar. Zira 2011 yılında 1 milyon gencimiz bu kredi için
başvurmuşlardır. Kredi Yurtlar Kurumundan eğitim kredisi
alıp geri ödeme yapamayan öğrenci sayısı ise 745 bindir.
Bu sistemi tümüyle yeniden
kurmak lazımdır değerli arkadaşlarım. Üniversite
gençliği, Türkiyenin geleceğe yönelik en önemli
yatırımıdır. 2010 yılı gayri safi millî
hasılasının yüzde 0,25 düzeyinde olan Kredi ve Yurtlar Kurumu
desteğini asgari 2ye çıkartarak yüzde 0,5e artırmak gerekir.
Yani bundan ne kaybederiz? Gerçekten bunu sormak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, eğitim hakkı temel insan hakları
arasında yer almaktadır. Cumhuriyet Halk Partisinin sosyal demokrat
iktidarında YÖKü kaldıracağız.
Üniversitelerimizin
dış dünyayla rekabet edebilmeleri için gerekli yapılanmayı
gerçekleştireceğiz.
Üniversiteler ve
yüksekokullarda harçları kaldıracağız.
Yükseköğretimde tüm
başarılı gençlerimizi yeterli düzeyde
karşılıksız bursla destekleyeceğiz.
Tüm üniversite ve yüksekokul
öğrencilerimize geri dönüşümlü, kamu destekli, bugün uygulanmakta
olanın 2 katı düzeyinde yüksek eğitim yaşam destek kredisi
sağlayacağız.
Üniversite ve yüksekokul
öğrencilerimizin yurt ihtiyaçlarını en geç üç yıl içinde
çözeceğiz. Tüm üniversite öğrencilerine bedelsiz, çağdaş
yurt hizmeti sunacağız.
Üniversite ile
öğrencilerimize yönelik bu vaatlerimiz iktidarımızda
gerçekleştireceğimiz koruyucu sosyal devletin ve bilgi toplumuna
geçişin en önemli yapı taşlarını
oluşturacaktır.
Ben sık sık,
konuşmalarımda, bazı vaat niteliğinde maddeler
sayıyorum. Bunlar benim değil, bunlar bizim 2008 yılı
sonunda Kurultayımızda kabul ettiğimiz parti
programımızda yer alan vaatlerdir ve önümüzdeki genel seçimlerde
partimizin seçim bildirgelerine de bu şekilde yansıyacaktır.
Bu çerçeve içinde, önerimizin
kabul edilmesi dileğiyle hepinize en derin saygılarımı
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 194 üncü
maddesinde yer alan "TEFE" ibaresinin "ÜFE" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu düzenleme ile
TÜİK tarafından TEFE yerine ÜFE hesaplanması nedeniyle TEFE
yerine ÜFE yazılarak yapılan hatanın düzeltilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı yasa tasarısının 194 üncü maddesi
ikinci fıkrasındaki iki yıl ibaresinin Dört yıl, Dört
yıl ibaresinin Sekiz yıl olarak değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ayla Akat
Ata (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan.
Buyurun efendim. (BDP
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Mısır halkının mutluluğunu paylaşıyoruz.
Mübarek gitti, inşallah diğer mübareklere de sıra gelir diye
düşünüyoruz ve inanıyoruz ki zamanı gelmiş bir fikrin
önünde hiçbir ordu duramaz, tarih böyle yazar.
Öğrenciler söz konusu
olunca, öğrenciler konusundaki, gençler konusundaki hassasiyetimiz
maalesef burada çukur siyaset kavramlarına boğdurularak gençlerimizin
geleceklerini karartan kararlar rahatlıkla çıkarılabiliyor. Yani
kredi zaten ne veriliyor? Öğrenciye, üniversite öğrencisine kredi az,
gaz çok; kredi az ama çok olan gaz. Bugün de Karadeniz Teknik Üniversitesinde
HESleri protesto eden üniversite öğrencilerini yerlerde sürüklediniz.
Yani Mübarek de farklı bir şey yapmıyordu aslında
Mısırda otuz yıllık dönemde.
Şimdi, yumurta
atıyor öğrenci, bir tepki koyuyor. Bakan, koskoca Bakan karakola
gidip zabıt tutturuyor. Bu kürsüden söyledim, Sayın
Bağış, soyadın Bağıştır, bu davadan
vazgeç. dedim. İllaki yargıçlar Bu demokratik bir haktır.
diyecek, bizi Avrupa Birliğinde temsil eden Bakana böyle bir karar
verecek. Avrupa Birliğinde temsil eden bakana. Şimdi, böyle olunca
da
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN
(Balıkesir) Yumurta atmak demokratik hak mı, hayret bir şey
ya!
HASİP KAPLAN (Devamla)
Tabii ki bu kanun teklifleri hazırlanırken, siz, hiçbir zaman bu
üniversite gençliğinden yoksul olanını, ne
sıkıntılar yaşadığını
Üniversiteyi
bitirene iki yıl sonra iş veriyor musunuz? Yani üniversiteyi bitiren
iki yıl içinde iş bulabiliyor mu bu ülkede? En yüksek işsizlik
oranının üniversite mezunlarında olduğunu biliyorsunuz.
Üniversiteyi bitirenler o iki
yıl içinde iş arıyor, o iki yıl içinde evleniyor, o iki
yıl içinde staj yapıyor, o iki yıl içinde master yapıyor, o
iki yıl içinde taksitlerle boğuşuyor, siz diyorsunuz ki Hemen
iki yıl sonra ödeyin. Biz diyoruz ki önergemizde: Biraz vicdanlı
olun, bu iki yıl dört yıl olsun. Yani siz yoksul ve emekten yana
olanları görmek istemezsiniz, hep holdinglere, şirketlere kıyak
geçersiniz bu torbada. Bu torbada bu öğrencilere de biraz kıyak
yapın, iki yılı dört yıl yapın, lisansüstü eğitim
yapan öğrencilerinkini de dört yıl yerine sekiz yıl yapın.
Lisansüstü eğitim yapan öğrencilerin dışarıda hangi
koşullarda okuduğunu, hangi sıkıntılarla
karşı karşıya olduğunu, ne kadar pahalı bir
süreçten geçtiğini, o pahalı sürecin içinde kaygılarla
okuduğunu biliyor musunuz? Bunu öneriyoruz.
Şimdi, biz bunu
önerdiğimiz zaman bakıyoruz ki tık yok. Yani bu önergeyi de
reddedeceksiniz, biliyorum ama biz bunu tarihe şerh düşüyoruz
gençlerimiz için çünkü Türkiyenin geleceği gençleri ve çocukları,
gençleri ve çocukları. Gençlerini, dün 100 bin tane gencini sadece sadece
bir slogan attı diye terörist saydınız, af kapsamına
almadınız; sadece sadece bir nevruza katıldığı
için, bir ana dilde eğitim istediği için üniversite
kapılarını dün kapattınız 100 bin öğrenciye. O
100 bin öğrenci üzerindeki tartışmalarımızı da
burada farklı şekilde boğdunuz. Bir özür bile, küfredenler,
beyan etme gereğini duymadı. Yani tutanaklara bakınca benim
yüzüm kızardı, beş dakikada 33 defa sataşma yapan kişiler
var. Allah aşkına yani böyle uygarca bir yasama Meclisi ilişkisi
olabilir mi? Şimdi, o tutanağa bakıyorum, onlarca küfür.
Ve yine tabii,
oylarınıza sunacağız; çoğunluk sizsiniz, buyurun.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kaplan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
195inci madde üzerinde iki
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 195 inci
maddesinde yer alan yüzde 15ini ibaresinin yüzde 14ünü şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Münir
Kutluata
Sakarya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 195 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart Ramazan Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
Madde 195- 4/2/1924 tarihli
ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve ikinci fıkrasında yer
alan "Hazine payının hesabında süresinde ödenmeyen bedeller
için" ibaresinden sonra gelmek üzere "abonelerine" ibaresi
eklenmiştir.
"b) Yetkilendirilen
işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme
hizmeti sunan diğer işletmeciler, bu yetkilendirme kapsamında
doğan aylık brüt satışlarının yüzde 15'ini,"
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Değiştirilen Ek
Madde 37'nin (b) bendi, Kurum tarafından sayısı
sınırlandırılarak, ulusal çapta, kamuya açık mobil
elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere; yetkilendirilen
işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme
hizmeti sunan diğer işletmeciler brüt satışlarından,
hizmet sunmak için şebeke kullanımı
karşılığında söz konusu işletmecilere ödedikleri
ya da borçlandıkları tutar düşüldükten sonra kalan tutarın
yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyeceklerini, hükme
bağlamaktaydı.
Düzenleme, söz konusu
işletmecilerin net hasılattan ödedikleri Hazine payının
brüt hasılattan alınmasını öngörmektedir.
Değişiklik önerimiz
yeni yorum farklılıklarına yol açılmamasını
amaçlamaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 195 inci maddesinde yer alan yüzde
15ini ibaresinin yüzde 14ünü şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Münir
Kutluata (Sakarya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Münir Kutluata, Sakarya milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
MÜNİR KUTLUATA (Sakarya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan
606 sıra sayılı Yasa Tasarısının 195inci
maddesi hakkında verdiğimiz önerge vesilesiyle Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz aldım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Bu tasarı hakkında
yapılmadık ikaz, söylenmedik söz kalmadı bildiğiniz gibi
fakat yanlışlıkların hiçbirinden hemen hemen dönülmedi. Bu
arada, vergi ve prim borçlarını ödeyememiş kriz
mağdurlarının durumu unutulmuş, Hükûmetin bitmek tükenmek
bilmeyen hesapları ön plana çıkmıştır. Çok önemli
birçok konu, önemsizmiş gibi, ilgili komisyonlara götürülmeden bu
tasarıya sıkıştırılmıştır. Bu
yetmiyormuş gibi, yasanın görüşülmesine ara verilerek hayati
mahiyetteki yasal düzenlemeler aralara sokulmuştur. Hükûmetin, istisnai
hâllerde başvurması gereken torba yasa uygulamasını
fazlasıyla istismar ettiğini biliyoruz. Bu uygulamayla,
yasalarımızın iyileştirilmesinden ziyade,
karşılaşılan bazı zorlukların aşılması
yolunun seçildiği anlaşılıyor. Bu defa, torba yasa yapma
usulünün de dışına çıkıldığı görüyoruz.
Maksadın, farklı yasalarla ilgili bazı düzenleme ve düzeltme
ihtiyacının bu torba yasa vasıtasıyla giderilmesinden
ibaret olmadığı ortadadır.
Bu tasarının içinde
birçok ayrı torbacıklar var. Mesela, İstanbulun finans merkezi
yapılması iddiasıyla gelen düzenlemeler gibi, YÖKü ilgilendiren
düzenlemeler, ulaştırma ve haberleşmeyle ilgili düzenlemeler
gibi. Eğer İstanbulun finans merkezi yapılması gibi bir
hedef varsa ve bununla ilgili yasal düzenlemeler gerekiyorsa bunlar bir torba yasa
içinde âdeta gizlenerek mi gelmeliydi, yoksa enine boyuna
tartışılan ayrı bir düzenleme mi olmalıydı? Kamu
bankalarının genel merkezlerinin, Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurulunun, Sermaye Piyasası Kurulunun İstanbula
taşınması çok sıradan işler midir ki aralara
sıkıştırılarak ve dikkatlerden kaçırılarak
geçirildi? Yükseköğrenimin bu kadar sorunu varken içinden bir
kısmını alıp bu torbaya
sıkıştırmanın ne anlamı vardı? Ayrı bir
düzenleme daha ciddi olmaz mıydı? Öğrenci affına destek
vereceğimizi söyledik, Millî Eğitim Komisyonu baypas edilerek
diğer maddeler görüşülmesin istedik ama sonuç alamadık.
Şimdi de ulaştırma ve haberleşmeyle ilgili peş
peşe maddeler getirilmiş bulunuyor. Mademki çok sayıda maddeyi
gerektirecek bir ihtiyaç vardı, bunlar neden ayrı getirilmedi, bunu
sormak zorundayız.
Görüşmekte
olduğumuz 195inci maddeye bakalım. Bu madde neyi düzenliyor? 406
sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun 37nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendini değiştiriyor. Bu madde ve bu
bentte daha beş buçuk ay önce değişiklik
yapılmış. 23/07/2010 tarihinde yapılan değişiklik
şimdi tekrar değiştiriliyor. Bu tasarının Meclise
geliş tarihini dikkate alırsak, 2010 yılının Temmuz
ayında yapılan bir değişikliğin iki üç ay içinde
yeniden değiştirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmış.
Söz konusu (b) bendinin yeni hâlinde, yetkilendirilen işletmecilerin
şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere
yetkilendirilen diğer işletmecilere vurgu yapılıyor. 23
Temmuz 2010da yapılan düzenlemede de aşağı yukarı aynı
ifadeler var. Şimdi ne yapılıyor? İfade daha
anlaşılır hâle getirilmiş yani daha önce çalakalem
yasalaşan bir düzenleme yine yasa ile düzeltiliyor. Yasa
çıkarmanın bu kadar hafife alınmasını ne Hükûmetimize
yakıştırabiliriz ne de Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu
şekilde meşgul edilmesini hoş karşılayabiliriz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
196ncı madde üzerinde
aynı mahiyette iki önerge vardır. Şimdi bu önergeleri okutup
birlikte işleme alacağım, önerge sahiplerinin istemi hâlinde de
kendilerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 196 ncı
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mustafa Kalaycı Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal
Konya Denizli Antalya
Madde 196 - 8/4/1965 tarihli
ve 580 sayılı Milli Prodüktivite Merkezi Kuruluş Kanununun
Gelirleri başlıklı 13 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi madde metninden
çıkarılmıştır.
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart R. Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
BAŞKAN Komisyon
aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 196ncı maddeyle
ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, biraz evvel, Sayın Bakanın
açıklamaları esnasında, Sayın Enerji Bakanına Genel
Kurulu izlemesini önermiştim, vereceğim cevapların olduğunu
söylemiştim ama Sayın Bakanın acil bir işi
çıktığı anlaşılıyor, şu anda Genel
Kurulda göremiyorum Sayın Bakanı ama herhâlde şu anda Hükûmet
sıralarında bulunan Sayın Sağlık Bakanı bu
anlatacaklarımı bir şekilde cevaplandırmak, kamuoyunu
bilgilendirmek durumundadır Hükûmetin sorumluluğu adına.
Değerli milletvekilleri,
bakın, Hazinenin hazırlamış olduğu yetmiş iki
sayfalık bir rapordan söz ediyorum. Bu raporda 2003 ile 2008
yılları arasında, Türkiye Kömür İşletmelerinde 1
milyar dolar seviyesinde yolsuzluk yapılmıştır. Burada 3628
sayılı Yasa gereğince resen soruşturma yapılması
gerekir. Bu olayda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bürokrat
kadrosu doğrudan işin içinde olduğu için, o bürokrat kadroyu da
denetlemek mevkisinde olan ilgili bakanın soruşturma izni vermesi bu
sebeple usulen söz konusu olamayacağı için, bu soruşturma
izninin Başbakanlıktan istenmesi gerekir. diyor. Sayın Bakan
bütün bu gerçekleri, bütün bu yasal gerçekleri, yasal zorunlulukları
olağanüstü bir maharetle yine karartmaya devam ediyor. Burada aslında
soruşturma izni prosedürünün işlemesi de gerekmez. Burada
doğrudan 3628 sayılı Yasa kapsamında örgütlü bir çıkar
yapılanması kamu gücü kötüye kullanılmak suretiyle, devlet nüfuzu
kötüye kullanılmak suretiyle bir çıkar örgütlenmesi söz konusu
olduğuna göre ne olması gerekir? Cumhuriyet
savcılığının, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığının resen soruşturma
yapması gerekir ama geldiğimiz noktada neyi görüyoruz? İleri
demokrasinin yeni tezahürlerini görüyoruz. Olayın bu kadar açık
olmasına rağmen, kamu zararının olağanüstü boyutlara
ulaşmasına rağmen, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığının durumdan vazife çıkararak,
öyle anlaşılıyor ki hukuk dışı müdahalelere
açık bir şekilde prim vererek dosyayı
kapattığını, dosyanın sümen altı edildiğini
sayın bakanın açıklamalarından anlıyoruz.
Aslında, sayın bakanın açıklamaları bir
itiraftır, gerçekten olağanüstü bir itiraftır.
Sayın bakana soru
sormaya devam ediyoruz: Bakın, genel bir tablodan söz etmiştik, bir
de nereden söz edelim? Kütahya Tavşanlıdaki yolsuzluklardan da söz
edelim. Hangi yolsuzluklar bunlar? Ağır ceza mahkemesi kararıyla
ortaya çıkan yolsuzluklar. Ne diyor orada? Kütahya Tavşanlı
mahkemesinin kararına göre, kurum müdür muavini, satın alma şube
müdürü, pazarlama satış şube müdürü, pazarlama şefi,
kooperatif başkanı, iş adamları ve şoförlerin de
bulunduğu 9 sanık hakkında ihalelere fesat
karıştırdıkları sabit olduğundan altı
yıldan başlayan on yıla ulaşan hapis cezalarına
hükmediliyor. Mahkeme neyi tespit ediyor? Organize ve mütemadi hâle gelen suç
ve çıkar ilişkisini hüküm altına alıyor. Bu ilişkinin
içinde ne vardır biliyor musunuz? Kömür ticareti yapan iş adamı
ile kurumun üst düzey bürokratları vardır. Buradaki siyasetçi ise
sadece Kütahya milletvekili değildir, buradaki siyasetçi siyasi
iktidardır çünkü bu kirli ilişkiler siyasi iktidar tarafından
himaye edilmektedir. Kamunun zarara uğratıldığı,
iş birliği içinde ihaleye fesat
karıştırıldığı sabit olmasına
rağmen, yargı kararıyla sabit olmasına rağmen, siyasi
iktidar, görevden uzaklaştırma ya da benzeri idari önlemleri
almamaktadır. Milletvekili ne yapıyor? Yargı yerine geçiyor.
KİT Komisyonundaki milletvekili, Alt Komisyon Başkanı,
yolsuzluğu denetleme mevkisinde olan milletvekili, cumhuriyet
savcılığına mektup yazıyor, dilekçe yazıyor, O
delillerden suç çıkmaz. diyor, o delillerin takdirini yapıyor
milletvekili. Bu da aslında nedir biliyor musunuz? Bu da ileri
demokrasinin, AKPnin yaratmak istediği ileri demokrasinin bir başka
tezahürüdür, ibret verici bir tezahürüdür. Şunlara, birileri
çıkıp Hükûmet adına şu söylediklerimize cevap vermeyecek mi
değerli milletvekilleri?
Bakın, soyut iddialardan
söz etmiyoruz, mahkeme kararlarından söz ediyoruz, hazine
raporlarından söz ediyoruz. Nerede Enerji Bakanı? Biraz evvel
buradaydı. Karartmasını yaptı
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ATİLLA KART (Devamla)
Nerede değerli arkadaşlarım, nerede?
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Cevap verseydin sen. Niye cevap vermiyorsun?
ATİLLA KART (Devamla)
Cevabını izleyeceğiz. O cevaba da elbette
karşılığını vereceğiz.
Teşekkür ediyorum, Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Sağlık Bakanı Recep Akdağın, Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı resen soruşturma açabilirdi ancak
hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı sümen
altı etti sözlerine ilişkin açıklaması
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Kartın konuşmasını dikkatle takip ettim. Enerji
Bakanımız burada yok ama, mutlaka kendisi burada olsaydı teknik
açıdan da çok daha doyurucu bir cevap verecekti.
Sayın Kartın
konuşmasındaki bir hususa hakikaten ciddi biçimde hayret ettim.
Şöyle bir iddiada bulundu Sayın Kart: Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı resen soruşturma açabilirdi ancak
hukuk dışı müdahalelere prim vererek dosyayı sümen
altı etti.
Şimdi, bunun hemen
peşine de bir başka mahkeme kararından bahsederek Kütahyadaki
yolsuzluklara mahkemenin nasıl gerekli cezaları verdiğini
söyledi.
Şimdi, bu
anlayış çok enteresan bir anlayış. Bağımsız
yargı Sayın Kartın istediği gibi ya da siyaseten
kullanabileceğini düşündüğü gibi bir karar verince iyi oluyor,
aynı bağımsız yargı bir başka karar verince
yanlış yapmış oluyor, hem de sümen altı etmiş
oluyor. Böyle bir demokrasi anlayışı, böyle bir
bağımsız yargı anlayışı hakikaten çok tuhaf.
Sadece şunu söylüyorum:
Sayın Kart bu çakma yolsuzluk iddialarından vazgeçmelidir, bunun
hiçbir yararı yoktur. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
ATİLLA KART (Konya)
Cevap mı verdiniz Sayın Bakan? İddialarımıza cevap
mı verdiniz şimdi?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Çok güzel bir cevap verdim, anlayana!
ATİLLA KART (Konya)
Cevabınızı alacaksınız bilahare.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591,
2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740,
2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806,
2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN Önerge üzerinde
Erkan Akçay, Manisa Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüştüğümüz
606 sıra sayılı Tasarının 196ncı maddesi
üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemizdeki iş yerlerinin yaklaşık yüzde 99,5u esnaf ve küçük
işletmelerden oluşmaktadır. İstihdamın yüzde 77si,
ekonomide yaratılan katma değerin yüzde 36sı esnaf ve
sanatkârlarımız tarafından sağlanmaktadır. Bu nedenle,
esnaf ve sanatkâr kesiminin sorunlarını ülkemizin genel
sorunlarından ayrı düşünmek mümkün değildir.
Ülkemizin temel direği
olan ve etki alanı itibarıyla her tarafa hitap eden milyonlarca
esnafımız gerçekten çok zor durumdadır. Esnaf ve
sanatkârımız finansmana erişimde zorluk yaşamaktadır.
Yine, esnaf ve sanatkârımız ekonomik daralmaya bağlı talep
yetersizliği ile de karşı karşıyadır ve sosyal
güvenlik sorunları bulunmaktadır. Mesleki eğitim
yetersizliği konusunda ciddi sorunları vardır.
Hipermarketler ve zincir
mağazalar, esnaf ve sanatkârın karşısında ciddi bir
haksız rekabet gücü oluşturmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi
tarafından 25 Mart 2008 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan
Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar
ile Esnaf ve Sanatkârlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
Teklifi hâlen İktidar tarafından bekletilmektedir ve işleme
alınmamıştır.
250 bine yakın
esnafımızın kredi borcu bulunmaktadır ve bundan dolayı
da ciddi sıkıntılar içerisindedir. Bugün esnafımızın
Halk Bankasından kullandığı krediler 3,5 milyara
ulaşmıştır. Bu 606 sıra sayılı torba Kanun
Tasarısında da esnafın Halk Bankasına olan borçları
yapılandırma içerisine alınmamıştır.
Yine, ticaret siciline
kayıtta ustalık belgesi istenmezken esnaf ve sanatkârlar siciline
kayıt yapılırken esnaf ve sanatkârlarımızdan
ustalık belgesi istenmektedir. Bu eşitsizliğin giderilmesi
gerekmektedir ve bu torba tasarı bunun için bir vesileyken, maalesef,
torba tasarı çalışmalarında bu husus da
değerlendirilmemiştir.
Anayasanın 173üncü
maddesi gereğince küçük esnaf ve sanatkârın devlet tarafından
korunması ve desteklenmesi gerekmektedir ancak AKP Hükûmetinin, esnaf ve
sanatkârımıza, sözde verdiği desteği ve bir sonuç ifade
etmeyen bazı girişimleri haricinde, ilgisizliği ve
duyarsızlığı vardır. Nitekim, 2010 Nisan ayında
Hükûmet tarafından açıklanan Esnaf Değişim, Dönüşüm ve
Destek Strateji Belgesi ve Eylem Planının da diğer paketler gibi
içi boş çıkmıştır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi, esnaf ve
sanatkârlarımızın başta finans ve kredi olmak üzere, vergi,
mesleki eğitim ile hukuki ve idari problemlerini, esnaf ve sanatkârlar ana
planıyla, bir program çerçevesinde çözüme kavuşturacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında esnaf ve sanatkâr üzerindeki
istihdam maliyetleri azaltılacaktır. Alışveriş
merkezleri ve büyük mağazalar kanunu mutlaka
çıkarılacaktır. Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel
ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, hilal kart ismiyle
harcama kartları verilecek, çeşitli adlar altında
yapılması öngörülen bu destek ve ödeme tutarları bu kartlara
yüklenecektir. Küçük esnafın desteklenmesi amacıyla, bu kartlar,
sadece ikamet edilen mahaldeki, ilçe veya beldedeki esnaftan yapılacak
alışverişte geçerli olacaktır. Şoför
esnafının mevcut aracını yenilemek amacıyla
alacağı yeni araçlardan katma değer vergisi ve özel tüketim
vergisi alınmayacaktır. Emekli olan ve işyeri açan esnaf ve
sanatkârların emekli aylıklarından sosyal güvenlik destek primi
kesilmeyecektir. Esnaf ve sanatkârların yanında
çalışanların asgari ücret düzeyindeki gelirlerinden de vergi
alınmayacaktır. Esnaf muaflığı belgesi alma
yükümlülüğünü yeniden getireceğiz ve esnaf muaflığının
meslekler bazında kapsamını artıracağız ve basit
usulde vergilendirilen esnaf ve sanatkârlardan beyana dayalı gelir vergisi
alınmayacaktır.
Bu düşüncelerle muhterem
heyetinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Akçay.
Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
197nci madde üzerinde dört
adet önerge vardır, geliş sıralarına göre okutup,
aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 197 nci maddesinde yer alan iki
ibaresinin beş şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Kemalettin Nalcı Emin Haluk Ayhan Mehmet Günal
Tekirdağ Denizli Antalya
Mustafa
Kalaycı
Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 197 nci maddesiyle 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere eklenmesi öngörülen fıkraya
aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli A. Sibel Gönül Öznur Çalık
Giresun Kocaeli Malatya
Fikri Işık Fatma Şahin Yılmaz Tunç
Kocaeli Gaziantep Bartın
Yılmaz
Helvacıoğlu
Siirt
Bu hüküm 3568
sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda ilgili düzenleme yapılıncaya kadar meslek
mensupları tarafından açılan bürolar hakkında da
uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan;
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 197nci maddesi ile 634 sayılı
Yasa'nın 24'üncü maddesine eklenen fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Bülent
Baratalı
İstanbul İzmir İzmir
Atilla Kart R.
Kerim Özkan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
"1136 sayılı
Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme yapılıncaya kadar
tapuda mesken olarak görünen taşınmazlarda bulunan avukatlık ve
hukuk büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları
faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren iki yıldır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 197'inci maddesi ile 634 sayılı
Yasa'nın 24'üncü maddesine eklenen fıkranın
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"1136 sayılı
Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme
yapılıncaya kadar tapuda mesken olarak görünen
taşınmazlarda bulunan avukatlık ve hukuk büroları ile
muhasebe ve mali müşavirlik büroları faaliyetlerine devam ederler. Bu
süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş
yıldır.
M. Nuri Yaman Sebahat Tuncel Şerafettin Halis
Muş İstanbul Tunceli
Hasip Kaplan Fatma Kurtulan M. Nezir Karabaş
Şırnak Van Bitlis
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
küresel krizin ekonomik alanda toplumun farklı kesimlerini
etkilediğini biliyoruz. Zaten bu torba kanunda da gerekçelerden biri
olarak gösteriliyor ve bunların içinde özellikle iki meslek grubu,
avukatlar ile mali müşavirler, serbest çalışanlar, son
yılların hem küresel kriz hem etkileri hem şirketlerin
kapanması hem siyasal konjonktürel ortam nedeniyle en çok etkilenen, en
çok işsiz kalan, en çok ekonomik sıkıntı yaşayan, en
zorda olan iki meslek grubuna dönüşmüştür. İstanbulda
İstanbul Barosuna bağlı avukat sayısının 30 bini
geçtiği düşünüldüğü zaman ve her gün burada, Mecliste patır
patır üniversitelerin açıldığı, açılan
üniversitelerde fakülte sayılarının kırkı elliyi
aştığı ve her açılan fakülteden sonra da binlerce
kişinin mezun olduğu, bu yetmediği gibi, Kıbrıstaki
üniversitelerden, Azerbaycandaki üniversitelerden, yurt dışı
üniversitelerden, denklik üniversitelerinden de çok mezun olduğu dikkate
alındığı zaman, özellikle kutsal olan savunma
hakkını icra eden avukatların son küresel kriz nedeniyle en çok
etkilenen gruplardan birisi olduğu görülüyor. Salt bu değil, adalete
güven kalmadı arkadaşlar, yargıya güven kalmadı, hukuka
güven zedelendi. Vatandaş artık mahkemelere gitmek istemiyor çünkü
gittiği zaman, iş yoğunluğundan sekiz ay sonraya
duruşma günü verildiğinde, bu işin dört beş senede
çözülemeyeceğini biliyor. O zaman avukata da gitmesine gerek
kalmıyor. Avukat da bu nedenle işsiz kalıyor.
Mali müşavirlere
gelince; vallahi sayenizde her gün bir erteleme, bir mali af, bir kara
parayı aklama yasası
Öyle yasalar, sekiz tane, bu sekiz yıl
içinde yasa çıkarmışsınız. Vallahi mükellef de Ben
niye mali müşavire gideyim? Nasılsa bir af çıkacak, oradan da
yırtacağım. diyor. Buradan da mali müşavirlerin durumu
zor.
Bu da yetmiyor, Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu da bir karar vermiş, diyor ki; kendi meskenlerinde
olanları atın. Yani, kendi meskenlerinde bunu icra edenleri atın
diyor. Şimdi, bu kadar sıkıntı içinde bu meslek
gruplarının, bir de kullandıkları meskenlerin, işte
Kat Mülkiyeti Kanunu veya diğer hususlar dikkate
alındığında çok ciddi ağır sonuçları söz
konusu. Burada şunu ifade etmek istiyoruz, bir başka gerçeklik
şu ki: Türkiyede ofis ev modası çok yaygın artık, ofis
evler yapılıyor. Hem ev hem ofis tarzı modern binalar, ucuz,
daha donanımlı merkezî siteler de yapılıyor ve yine
akıllı ev denen, özellikle bilişimin gelişmesiyle beraber
bütün bilgisayarını, çalışmasını CDlere
sığdıran, bir masa etrafına sığdıran ofis
tiplerine doğru gidiyor. Bu çağdaş gelişimin de
getirdiği bir durum dikkate alındığı zaman, bu durumda
olan avukatlar ve mali müşavirlere yönelik 197nci maddede getirilen iki
yıllık sürenin az olduğunu düşünüyoruz. Bunun beş
yıla çıkarılmasını
Yine burada sadece avukatlara
ilişkin bir hüküm getirilmiş, biz mali müşavirleri de
kapsamasını istiyoruz.
Şimdi, bakıyoruz,
biz saat 15.00te önerge vermişiz, AK PARTİ de saat 22.10da, on
beş dakika önce önergesini vermiş. Şimdi bu oylanacak, vallahi
siz bilirsiniz, şaşırmayın ha, ikisi de aynı. Hele
hele bu torbada bir önergede buluştuk. BDPnin diye, ret diye hemen
elinizi kaldırmayın, vallahi kendi önergenizi reddetmiş
olursunuz. Benden uyarması. Çünkü uyku, yorgunluk, hepsi birleşince
Nasıl olsa BDPnin önergesidir, refleks olmuş, böyle, iniyor
çıkıyor eller, iniyor çıkıyor, uyarayım bir daha,
şaşırmayın oy verin.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var, onu yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Öztürk, Sayın Özyürek, Sayın Tan, Sayın Susam,
Sayın Sönmez, Sayın Köktürk, Sayın Ayhan, Sayın Kart,
Sayın Serter, Sayın Pazarcı, Sayın Hacaloğlu,
Sayın Köse, Sayın Akıncı, Sayın Ünsal, Sayın
Koçal, Sayın Özkan, Sayın Özer, Sayın Ertemür, Sayın Bingöl.
Yoklama için bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar , Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe
Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175,
2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356,
2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540,
2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691,
2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801,
2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S.
Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan;
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 197nci maddesi
ile 634 sayılı Yasanın 24üncü maddesine eklenen
fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (İstanbul) ve
arkadaşları
"1136 sayılı
Avukatlık Kanununda ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda düzenleme yapılıncaya kadar
tapuda mesken olarak görünen taşınmazlarda bulunan avukatlık ve
hukuk büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları
faaliyetlerine devam ederler. Bu süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren iki yıldır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Atilla Kart, Konya Milletvekili.
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 197nci maddeyle ilgili
önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Konuya
kaldığımız yerden devam etmek gerekiyor. Tabii, Sayın
Sağlık Bakanının bu konu hakkında doğrudan ya da
dolaylı olarak bilgisi olmadığı için, daha çok demagojiye
yönelik, karartmaya yönelik cevaplarını kayda değer görmüyorum.
Konunun muhatapları şu anda Genel Kurul salonunda gerek Sayın
Enerji Bakanı gerekse Kütahya Milletvekili arkadaşımız
burada hazır olduklarına göre, umarım, bundan sonraki aşamada,
tatminkâr, somut ve kamuoyunu ve sizleri tatmin edecek bir şekilde
açıklama yaparlar.
Bakın, değerli
arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; Hazinenin
hazırladığı bir rapordan söz ediyoruz. Hükûmetin
sorumluluğu altında görev yapan bir devlet biriminden söz ediyoruz; 1
milyar dolar seviyesindeki bir yolsuzluk iddiasından söz ediyoruz. Böyle
bir yolsuzluk iddiasının soruşturma iznine tabi olmadan idari ve
adli bakımdan soruşturmasının yapılması
gerektiğini Hükûmet mensupları bilmez mi? Bilmemesi söz konusu
olabilir mi? O zaman böylesine ağır bir iddianın sümen altı
edilmesine, işlemden kaldırılmasına hangi vicdani duyguyla,
hangi yasal sorumluluk anlayışıyla bunu karartmaya tenezzül
ederler, tevessül ederler? Buna bir cevap vermek gerekmiyor mu değerli
milletvekilleri? Bu geçiştirilecek bir konu mudur? Burada tekrar ifade
ediyorum: Bir Hazine raporundan söz ediyoruz, 1 milyar dolar seviyesindeki bir
yolsuzluktan söz ediyoruz. Buna çıkıp birilerinin cevap vermesi
gerekmiyor mu değerli milletvekilleri?
Devam eden bir adli
soruşturmaya bir milletvekilinin antetli kâğıdını
kullanarak o soruşturmadaki delilleri değerlendirmesinin hukuk
devletinde yeri olabilir mi? Bunun devlet sorumluluğu ve ciddiyetiyle
bağdaşır bir yönü olabilir mi değerli milletvekilleri? Bunlara
bir açıklama getirmek gerekmiyor mu?
Şunu diyoruz: Hükûmete
gayet açık bir şekilde soruyoruz: Bu raporun gereği neden
yapılmadı, neden sümen altı edildi? Bu, sanki
Şırnaktaki bir vatandaşın gelişigüzel, soyut olarak
yaptığı bir şikâyetten, duyurudan ibaret değil, son
derece ciddi bir suç duyurusu olduğu içindir ki devletin ilgili
mekanizması çalışmış, uzun uzadıya
araştırma yapmış, yetmiş iki sayfalık rapor
hazırlamış. Hangi vicdani gerekçeyle, hangi sorumluluk
duygusuyla bunu karartabiliriz, bunu sümen altı edebiliriz? Bunu mutlaka
açıklamak zorundasınız. Bunun hesabı mutlaka
sorulacaktır. Yasal zeminde, anayasal zeminde bunların hesabı
mutlaka sorulacaktır.
Ama şu tablodan sonra,
bakın, şunu görmemiz gerekiyor: Biraz evvel yine Türkiye Kömür
İşletmeleriyle ilgili Tavşanlı Mahkemesinin kararından
söz ettim yani ilgisiz bir mahkeme kararından söz etmiyorum, tam da
konuyla doğrudan ilgili olan bir karardan söz ediyorum. Orada da kurumun
tamamını kapsayacak şekilde bir mahkûmiyet kararı
verildiğinden söz ediyoruz. O zaman peki, sorumlu bir idare, sorumlu bir hükûmet,
dürüst olduğunu ifade eden bir hükûmetin yapması gereken nedir?
İdari açıdan, görevden uzaklaştırma dâhil olmak üzere,
gerekli yasal tedbirleri almak değil midir değerli
arkadaşlarım? Bunu hepiniz en az benim kadar bilirsiniz. O zaman
bunun yasal gereğinin yapılmamasının gerekçesi nedir, bunun
bir açıklaması yapılmayacak mı? Bu açıklama
yapılmadığı içindir ki bugüne kadar burada, huzurunuzda
şu değerlendirmeyi yapıyoruz: Nedir o değerlendirme?
Şu: Kömür ticareti ve yolsuzluğu üzerinden siyaset yapan bir
zihniyetin ve yönetim anlayışının yarattığı
bir kirlilik tablosuyla, bir karanlık tabloyla karşı
karşıyayız. Bunun başka bir açıklaması olamaz.
Bir taraftan, kömür üzerinden yolsuzluk yapılarak haksız çıkar
sağlanmakta, diğer taraftan ise yolsuzluk yoluyla ticareti
yapılan kömür üzerinden sosyal yardım adı altında
hayır aşamasında bile bir yolsuzluk mekanizması
işletilmektedir. Kapitalizmi kendince modernize eden, neoliberal bir
kalıba dönüştüren ya da böyle sunan acımasız bir soygun ve
sömürü anlayışından söz ediyorum. Kayıt dışı
yapılanmayı hızlandıran, yolsuzluğu
hızlandıran, yolsuzluğu kurumsal hâle getiren bir siyaset
anlayışından söz ediyorum değerli milletvekilleri. Birileri
çıksın, şunlara somut olarak cevap versin.
Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Kart.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN Sayın
Elitaş, buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 606 sıra sayılı Kanun Tasarısını
görüşüyoruz. Görüştüğümüz madde 197nci madde. 197nci madde
avukatların, serbest muhasebeci, mali müşavirlerin, bütün siyasi
parti gruplarının benzer mahiyetteki
ATİLLA KART (Konya)
Şimdiye kadar hatırlamadınız mı bunu Sayın
Elitaş?
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Şimdiye kadar hatırlamadınız mı?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkanım, lütfen susturur musunuz?
BAŞKAN Sayın
Kart, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) 197 sayılı maddede
ATİLLA KART (Konya) Bu
anlatılanlardan rahatsız mı oldunuz!
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, lütfen susturur musunuz?
197nci madde
avukatların, serbest meslek erbabının mesken olan yerlerdeki
kullandığı iş yerlerinin iki yıl süreyle belediyeden
izin almadan meskeninin devam etmesini ifade ediyor. Ama üçtür sayın
konuşmacı burada hiç alakası olmayan meselelerden bahsediyor.
Sayın Bakan gerekli cevabı verdi. İç Tüzük 66ncı maddeye
göre konunun dışına çıkılmaması gerekir.
Eğer Sayın Milletvekilinin bu konuyla ilgili öğrenmek istediği
bir şey varsa yine İç Tüzük bu konuda maddeler düzenlemiş.
İç Tüzükümüzün 96ncı maddesinden itibaren yazılı ve sözlü
sorular verebilir ve Sayın Bakandan da bu konuyla ilgili cevap alabilir.
Bu konuda Sayın Bakan herhâlde cevap verecektir.
Aynı zamanda Kütahya
Milletvekili arkadaşımızdan bahsetti. Kütahya Milletvekili arkadaşımız
da bu konuyla ilgili, izin verirseniz
BAŞKAN Sayın
Elitaş, Kütahya Milletvekili kendisi ister eğer söz isteyecekse.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) İsteyecek efendim kendisi zaten.
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bu konuyu açıklığa kavuşturmamız gerekir.
Sayın Milletvekili bunları ya sözlü soru olarak versin ya da
yazılı soru olarak versin, cevabını alsın. Ama burada Genel
Kurulun gündemini farklı konularla işgal etmeye hiç kimsenin
hakkı yoktur.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Elitaş.
ATİLLA KART (Konya)
Soru önergesine cevap almıyorsak ne yapacağız?
Sorularımıza cevap verilmiyorsa ne yapacağız?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Bakan.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Adalet ve Kalkınma Partisinin Sayın Grup
Başkan Vekili Cumhuriyet Halk Partisi sözcülerinin nasıl
konuşacağını programlayamaz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) İç Tüzük 66 yazıyor. İç Tüzük 66yı söylüyorum
efendim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Efendim, izin verir misiniz bir saniye Sayın
Elitaş?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) İç Tüzük 66yı söylüyorum.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, lütfen
İzah ettiniz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Yani biz nasıl konuşacağız,
nasıl adım atacağız, hangi soruları
soracağız
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Neyi konuşacağınızı bilin, neyi
konuşacağınız belli İç Tüzük 66da.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bunu hangi hakla Sayın Grup Başkan Vekili
burada iddia konusu yapabiliyor? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Ayrıca, düzenlemeleri temel yasa olarak
getirmek suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin Parlamentoda grubu olan
siyasi partilerin milletvekillerinin söz hakkını kısıtlayan
bir anlayışa sahip iktidar partisi.
Şimdi, hem söz
hakkını kısıtlayacaksınız hem de burada İç
Tüzükün imkân verdiği ölçüde önergelerde beşer dakika süreyle
muhalefet milletvekilleri görüşlerini açıklayacak ve bundan
rahatsız olacaksınız. Böyle bir demokrasi
anlayışı ancak Adalet ve Kalkınma Partisine
yakışır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Tutanaklara
geçti Sayın Hamzaçebi.
Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, hiçbir şeyden rahatsız
değiliz, Sayın Bakan açıkladı.
BAŞKAN Sayın
Bakan, İç Tüzükün 60ıncı maddesine göre söz talebiniz var.
Buyurun.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Bakan açıkladı, üç haftadır bu konuyu konuşuyoruz,
daha ne konuşacaklar!
BAŞKAN - Lütfen
Sayın Elitaş
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Elitaş, Sayın Bakanın
vereceği cevap sizi neden ilgilendiriyor? Sayın Bakan açıklama
yapsın.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Hayır, konuya geçin diyorum.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Kütahya Milletvekili arkadaşımıza da
söz verin. gibi
Sayın Bakan, Sayın Milletvekili aciz mi söz
istemekte? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Biz istedik grubu adına
BAŞKAN - Lütfen
sayın milletvekilleri
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Grup Başkan Vekili olarak ben bunu ifade ediyorum, siz ne
hakla konuşuyorsunuz? Ben burada milletvekilinin hakkını
koruyorum.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Milletvekili söz isteme hakkına kendisi
sahiptir, siz değil.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Milletvekiliniz, siz ne hakla konuşuyorsunuz, o
konuşamıyor mu?
BAŞKAN Sayın
Elitaş
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Ben grup adına konuşuyorum, grubu itham
ediyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ben de grup adına konuşuyorum. Ben İç Tüzüğe
davet ediyorum Başkanlığı.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, bu şekilde bir
tartışma olmaz. Ben tutumunuz hakkında söz istiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Allah Allah!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Bakanım.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Tutumunuz aleyhinde söz istiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Başkanın tutumuyla ne alakası var? Başkan ne
yaptı?
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, Başkanlığın tutumu mu yoksa Sayın grup
başkan vekillerinin kendi aralarında diyalog mu?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sizin tutumunuz hakkında istiyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Başkanın tutumuyla ne alakası var?
Sayın Başkan, böyle
bir isteme hakkı bile yok.
BAŞKAN Bir saniye
Sayın Elitaş
Lütfen oturun
Lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, onu istemeye bile hakkı yok,
Sayın Grup Başkan Vekilinin.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, zaten her grup başkan vekillerinin yani sizlerin sözleri
tutanaklara geçti.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Efendim, Sayın Grup Başkan Vekili benim
konuşmama müdahale etti.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ettim
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) İç Tüzüke göre uyarı
BAŞKAN Anladım.
Ben de birkaç defa uyardım kendisini. Nasıl uyarayım?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Disiplin hakkınız var Sayın
Başkan, Uyarı kelimesi bile çıkmadı
ağzınızdan.
BAŞKAN Size de
yaptım aynı uyarıyı Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Elitaşa müdahale etmiyorsunuz.
BAŞKAN - Sözleriniz
tutanaklara geçti; buyurun lütfen
Sayın Bakanın söz
talebi var.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, hayır, ben tutumunuz aleyhinde
söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Bakana vereyim, ondan sonra.
Buyurun Sayın Bakan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın, Konya Milletvekili Atilla Kartın
konuşmasında adı geçen Kütahya Milletvekili Hüsnü Orduyla
ilgili iddiaların doğru olmadığına, bu durumun
Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığının
yazısından anlaşılabileceğine, yerli kömür
dağıtılarak fakir fukaranın ihtiyacının
giderildiğine ilişkin açıklaması
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Sayın Kart birçok evrakı
ortaya koymakla alakalı, dürüst olma imajıyla alakalı burada bir
konuşma yaptı. Ben ona yardımcı olmak açısından
herhâlde unuttuğu bir evrakı da hatırlatmak istiyorum. Bir
milletvekilimiz, Kütahya Milletvekilimizle alakalı -adını
söylemedi diye herhâlde belli değil, olmayacak- Hüsnü Orduyla
alakalı konuşma yaptı. Bakın, aslında bu evrak
Sayın Kartın elinde var ama okumadı. Ben yardımcı
olmak açısından herhâlde ona bir ek yapmak istiyorum.
Hüsnü Ordu için Osman Nuri
Güler Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcısı cevabi bir
yazı yazıyor. Tekrara girmemek açısından söylüyorum.
Eğer siz çok dürüst davranacaksanız bu evrakı
okumalıydınız Sayın Kart; bunu, bal gibi bu evrakı
biliyorsunuz siz:
İlgili yazı ile
yazı içeriğinde geçen GLİde jandarmanın savcılık
izni ile devam eden soruşturmasıyla ilgili olarak Hüsnü Ordunun
Kütahya Milletvekili olarak şahsının ve AK PARTİ örgütünün
ilgisi olup olmadığı sorulmakta olup; Cumhuriyet
Başsavcılığımızın 2006/411 soruşturma
nolu soruşturması ile yazı içeriğinde geçen
soruşturmanın yürütüldüğü, 15/11/2006 tarihi itibarıyla
incelenen soruşturma dosyasında Cumhuriyet
Başsavcılığımıza soruşturma
dışındaki kişi ve kuruluşlardan bir talep
gelmediği gibi soruşturma dışındaki kişi ve
kuruluşların soruşturulmasıyla ilintisinin
bulunmadığı tespit olunmuştur. 4982 sayılı
Yasanın 5 ve 12nci maddeleri gereği bilgilerinize sunulur.
ATİLLA KART (Konya)
Kim veriyor bu cevabı?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Tavşanlı
Cumhuriyet Başsavcısı Osman Nuri Güler.
ATİLLA KART (Konya)
Osman Nuri Güler kim?
HÜSNÜ ORDU (Kütahya)
Cumhuriyet Başsavcısı.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sabredin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Değerli
arkadaşlar, siz şimdi bir ilgisinin olduğunu söylüyorsunuz bu
arkadaşın. Biraz öncekinde de evrakın bir kısmını
okuyorsunuz, devamını okumuyorsunuz. Onun devamını söyleyeyim
isterseniz size. Normalde Hazine başkontrolörlüğü tarafından görevlendirilen
Aykut Beyden sonra 3 kişi daha görevlendiriliyor. Onun
hazırladığı da bir rapor var. Niye o rapordan hiçbir
şey okumuyorsunuz? Burası yol geçen hanı mı?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Türkiye Büyük Millet Meclisine yol geçen hanı
mı diyorsunuz Sayın Bakan?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Normalde
Bakanlık kanun ve mevzuat dâhilinde bunları yapıyor.
Asıl bunun temelinde
yatan bir şey var değerli arkadaşlar. İftira kötü
değil de, bu mu kötü oluyor? 2,2 milyon ton civarında, fakir ve
fukaranın o kış günlerindeki ısınmasını
sağlayan kömür dağıtılıyor, asıl
sıkıntı budur değerli arkadaşlar. Muhalefet partisinin
bir türlü gönlüne ve içine sığdıramadığı konu
budur. Yoksa bunun üzerinden herhangi yapılacak bir yolsuzluk olmadığı
gibi, bununla alakalı, sonuna kadar da tahkikatımız devam
edecektir. Kimseyi kayıracak durumda değiliz.
Bakın, biraz önce bir
hesap yapıldı, devleti zarara uğratmakla alakalı. 190
TL/ton
ABDULLAH ÖZER (Bursa)
Çöküyor ama kömür aldığınız ocaklar, çöküyor.
BAŞKAN Lütfen
Sayın Milletvekili
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Çıkartılan
kömürün 375 TL/ton, nakliye ücreti tutmaktadır. 565 TL
HASİP KAPLAN
(Şırnak) 60a göre söz istemedi mi Sayın Bakan? On beş
dakika konuştu.
BAŞKAN Sayın
Kaplan, soru soruldu. Cevap verilmezse Cevap verilmedi. deniyor.
Konuşmaları dinledik.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bakın,
Şırnaka maliyeti 565 TL. Biz şu anda onu 250 ila 255 TL
civarında mal ediyoruz. Bu mudur zarara uğratmak?
Aynı zamanda bakın,
burada dikkat etmemiz gereken bir şey var: Buradaki sağlanan
istihdam. Yaklaşık 40 bin kişi bu istihdamdan faydalanıyor.
Mademki işsizlik diyoruz, hem yerli kaynaklarımızın, yerli
kömürümüzün değerlendirildiği
BAŞKAN Sayın
Bakan, teşekkür ediyorum.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
hem de bununla
alakalı, fakir fukaranın ihtiyacının giderildiği bir
ortamdır.
Arz ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, Sayın Bakan
açıklamalarında Sayın Kartın konuşmasını
kast ederek Burası yol geçen hanı mı? diyerek
(AK PARTİ
sıralarından Doğru söylüyor. sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Lütfen
sayın milletvekilleri
Bir sabredin lütfen.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sataşmada bulunmuştur, sataşma
nedeniyle söz istiyorum efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Kime sataştı Sayın Başkan?
BAŞKAN Buyurun
Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
3.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Bakanın açıklamalarını dinledikçe üzülüyorum.
Ben size şunu sormak
isterim Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Siz benim söyleyeceğimi
dinleyin de, ondan sonra Sayın Bakana soracağınız bazı
sorular olabilir belki.
Siz, fakir fukaraya
dağıtılan kömürün arkasına sığınarak
başka bir şey yapıyorsunuz: Fakir fukarayı burada suistimal
ediyorsunuz.
MUHARREM SELAMOĞLU
(Niğde) Yapma ya!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Siz bana şunun cevabını verebiliyor
musunuz Sayın Bakan, bu sorulara cevap veremediniz: TKİnin kömür
alımı bugüne kadar Kamu İhale Kanununa tabi idi. Bu tasarı
ile Kamu İhale Kanununa tabi olmaktan çıkarılıyor. Soru
budur. Yok, cumhuriyet savcısı takipsizlik kararı vermiş,
mahkemeye gitmemiş, dosya kapanmış. Siz asıl sorunun
cevabını verin. Bu sorunun cevabını vermiyorsunuz. Siz,
geçen yıl sonunda yapılan enerji dağıtım ihalelerinden
sonra elektriğin kilovatsaatine yaptığınız zamdan söz
edin bakalım. İhaleye fesat karışmış mı,
karışmamış mı? Herkesi ihaleye
çağırıyorsunuz, ihale yapıyorsunuz. O ihaleleri
alanları kayıracak şekilde elektrik fiyatında bir
değişiklik yapılıyor mu, yapılmıyor mu?
Dağıtıcı şirketlerin, üretici şirketlerin
Ve
dağıtıcı şirketler arasındaki
paylaşımda bir taraf kollanıyor mu, kollanmıyor mu? Siz
buna cevap verin.
Biraz önce burada kabul
edilen bir 195inci madde oldu. Tabii ki temel yasa kabulü altında neler
konuşuldu, neler görüşüldü, yeterince irdelenmiyor. Soruyorum size:
195inci maddenin yürürlük tarihi neden yayımı tarihi değil de 1
Ağustos 2010? Çünkü geçmişe yönelik olarak bazı telefon
operatörlerinden almanız gereken hazine payını siliyorsunuz.
Bunu açıklayabiliyor musunuz? 195inci madde orada geçerken neden sesiniz
çıkmıyor? Neden açıklamıyorsunuz? Neden onun yürürlük
tarihi 1 Ağustos 2010dur? Kimi affediyorsunuz? Telekom
altyapısı üzerinden servis sağlayan, sahibi Telekom olan bir
şirketi mi kolluyorsunuz? Bunun cevabı yok.
Biraz sonra çıkıp
bu konuyu biraz daha açıklayacağım. Siz dürüstlükten
konuşuyorsanız gelin, bunlara cevap verin, topu taca atmayın.
Topu taca atıyorsunuz her zaman yaptığınız gibi.
Sözlerimi burada bitiriyorum.
Sayın Başkan, usul
konusundaki talebimden de vazgeçtiğimi burada ifade ediyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 197 nci maddesiyle 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanununun 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasından sonra
gelmek üzere eklenmesi öngörülen fıkraya
aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Hüsnü Ordu (Kütahya) ve arkadaşları
Bu hüküm 3568
sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda ilgili düzenleme yapılıncaya kadar meslek
mensupları tarafından açılan bürolar hakkında da
uygulanır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye uyuyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Kabul ediyoruz
Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Hüsnü Ordu konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Hüsnü Ordu, Kütahya Milletvekili.
Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HÜSNÜ ORDU (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel
Sağlık Bakanımızın ifade ettiği gibi, hakikaten,
tam anlamıyla çakma iddialarla buraya çıkıp burada bu gündemi
saptırmaya çalışan, maalesef, arkadaşlarımız var.
Bakın, bu olayın
özü şudur: 2005 yılında jandarmanın telefon
takibatıyla yapılan bir takipte bunların buradan tutanaklara da
geçmesinde yarar var- birtakım insanları alıyorlar telefon
dinlemelerinde...
ATİLLA KART (Konya)
Bugün olduğu gibi...
HÜSNÜ ORDU (Devamla) - ...ve
jandarma soruşturmaya esas olmak üzere bunları ilk incelemede
sorguluyor ve daha sonra oradaki bir kamu görevlisine o gün için -ben de o
ifadeleri, o yazıları, bilgileri daha sonra, birkaç yıl sonra
edindim- bir astsubay arkadaşımız o kamu görevlisinden ben
bunları duydum, çok enteresandır- diyor ki: Siz eğer bu konuyla
ilgili Kütahya milletvekilimiz bu konuda, işte, bize böyle yaptı,
şöyle yaptı derseniz, sizinle ilgili bu incelemeden
soruşturmadan vazgeçeceğim. Çok net
Bakın, tutanaklara
geçiyor. Tarihî bir şey bu. Ben bunu bana söyleyen kamu görevlisinden
duydum. Bu bilgileri de elde ettim. O da diyor ki: Kütahya Milletvekilimiz
bize on yıl belediye başkanlığı yaptı, bu süreçte
de milletvekilliği yapıyor. Satın alma şube müdürü o
tarihlerde. Değil böyle bir konuyla ilgili bugüne kadar ihale konusunda,
pazarlama konusunda bize en ufak bir lafı olmamıştır. Ben
böyle bir şeyi söyleyemem. diyor. Tutanakların altına imza
atmıyor ve bu süreçten sonra aynı operasyonun aynı günü
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Başkanım, önergeyle ne alakası var bu
konuşmanın? İç Tüzük 66, biliyorsunuz değil mi
Başkanım? Hep bize işletiyorsunuz. Bir tek bize
işletebiliyorsunuz.
HÜSNÜ ORDU (Devamla) -
Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayerin bir yazısı
çıktı
BAŞKAN Sayın
Ordu, lütfen konudan ayrılmayalım.
HÜSNÜ ORDU (Devamla)
ve bu
konuyla ilgili hem bizimle ilgili hem AK PARTİ örgütüyle ilgili suçlamalar
da yaptı gazete haberinde.
M. NURİ YAMAN (Muş)
İkaz edin...
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Nezaketen yapın onu bari. İç Tüzük 66yı
bize işletirsiniz.
HÜSNÜ ORDU (Devamla)
Şimdi, biz de bu yazı çıkınca, biraz evvel Sayın
Bakanımın ifade ettiği gibi, direkt bu konuyla ilgili cumhuriyet
savcılığına yazı yazdık; dedik ki: Bu konudaki
yapılan soruşturmada bizim, partimizin, örgütümüzün, herhangi
birimizin öyle bir yazı çıktı- bir ilintisi olup
olmadığına dair o tarihlerde Meclis Başkanımız
da Sayın Bülent Arınç Bey, Sayın Bakanım- bilgi vermek
üzere Meclis Başkanlığına bu konuyla ilgili Bilgi Edinme
Yasasına göre sizden bilgi istiyoruz. diye yazdık buradan,
komisyondan ve biraz evvel Sayın Bakanımız okudu. Bu dava da
sonuçlandı. Bu dava konusuyla ilgili, bizimle ilgili en ufak bir ilinti
olmadığına dair hem savcılık yazı yazdı o
günkü tarihlerde hem de daha sora dava sonuçlandığı zaman bu
ortaya çıktı.
Şimdi, bu milletvekili
arkadaşımızın dışında bu konuyla ilgili, ben
gene bir gün burada duruyordum, beni bilgilendirdiler. Habertürkte,
dışarıda, bugün Cumhuriyet Halk Partisinin Saygıdeğer
Genel Başkanı bu konuyla ilgili buna benzer bir iddiada bulunuyor.
Ben bu belgeleri aldım götürdüm. Canlı yayına Bir dakika, ben
de girebilir miyim? dedim. Beni aldılar. Benzer şeyleri söylüyor.
Belgeleri önünü koyduk; dedik ki: Ayıp ya, bu ayıp. Bu bize
yakışmaz. Milletvekillerine yakışmaz. ve orada gereken
cevabı Sayın Genel Başkanınız aldı, şimdi
siz de alıyorsunuz. O işin özü budur.
Teşekkür ederim,
hepinize saygılar sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Neye cevap verdin?
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi...
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Konuşmacı...
(AK PARTİ ve CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir saniye.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Konuşmacı bir tuhaf
konuşuyor. Bir şey söylüyor, flu, net olmayan cümlelerle...
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN
(Balıkesir) Yanlış mı söylüyor? Hakkı yok mu
söylemeye?
FATMA NUR SERTER
(İstanbul) Ne diyorsun be?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Genel Başkan gereken cevabı
aldı diyerek Genel Başkanımıza bir sataşmada
bulunmuştur. Söz istiyorum.
HÜSNÜ ORDU (Kütahya)
Aldı, Habertürkte aldı. Canlı yayında, canlı.
Canlı yayında aldı.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ben cevap verdim diyebilirsin ama Genel Başkan
cevabı aldı diyemezsin.
HÜSNÜ ORDU (Kütahya) Ben
söyleyeceğimi söyledim.
BAŞKAN Yerinizden
veriyorum.
Buyurunuz Sayın
Hamzaçebi.
VII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
(Devam)
4.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Kütahya
Milletvekili Hüsnü Ordunun, CHP Genel Başkanına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, Sayın
Konuşmacı, tabii ki burada, kürsüde meydana gelen konuşmalar,
ortaya konan iddialar nedeniyle görüşlerini açıklayacaktır,
kendisini savunacaktır.
SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) Belge açıkla, belge.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Varsa görüşleri, iddiaları muhalefet
partilerine de bunu yöneltebilecektir. Bu bağlamda Cumhuriyet Halk
Partisine de bunu yöneltebilir ama siz, kendi kendinize bir televizyon
programında bir konuşma yapıp...
HÜSNÜ ORDU (Kütahya)
Beraber çıktık. Grup Başkan Vekiliydi o zaman.
BAŞKAN Sayın
Ordu, lütfen.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) ...Gereken cevabı aldı derseniz, bu
konuşma değildir; siz bir cevap vermiş olursunuz, kendinize göre
bir ders vermiş sayabilirsiniz kendinizi ama vatandaşa göre,
karşı taraftaki insana, kişiye göre o bir cevap teşkil
etmez. Siz, sizin cevabınızın ne olduğunu önce bir
söyleyin. Cevabı söylemezseniz burada nasıl
değerlendireceğiz? Onu söyleme cesaretiniz yok. Bakın, biraz
önce kürsüden ciddi iddialar ortaya koydum. Çıkıp ona cevap vermenizi
beklerdim ben sizin. Ona cevap vermek yerine başka yerlerde
geziniyorsunuz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan...
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum... Kabul edenler...
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ama bu sefer gerçekten tutumunuz hakkında bir
görüşme açmanız lazım.
BAŞKAN Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum...
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan...
BAŞKAN Lütfen
Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, biraz önce konuyla ilgili bir cevap vermemi
istedi.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, lütfen oturun. Vermiyorum.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 197 nci maddesinde yer alan iki
ibaresinin beş şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Behiç
Çelik (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Kemalettin Nalcı konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde
Kemalettin Nalcı, Tekirdağ Milletvekili, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI
(Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 197nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu arada Sayın
Grup Başkan Vekiline de sormak istiyorum: Nasıl konuşayım?
Yani, konuyla mı ilgili
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) İç Tüzüke uygun konuşacaksın.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Yani biz muhalefet olduğumuz için mecburen o tarzda
Peki,
sizi kırmayalım.
Şimdi, sayın
milletvekilleri
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Tutanakları incele, önergeyle ilgili, konuyla ilgili kim ne
konuşmuş bak.
KEMALETTİN NALCI (Devamla)
Efendim, ben konuşmamı bitireyim, ondan sonra.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bana sorma o zaman.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Ama grup başkan vekilim öyle söyledi Bir müsaade alın
diye. Ben de müsaade alıyorum sizden.
BAŞKAN Sayın
Nalcı, lütfen karşılıklı konuşmayalım, Genel
Kurula hitap edin.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Şimdi, burada yapılmak istenen, değerli
milletvekilleri, belli meslek gruplarına ticari mekânlar
dışında, meskenlerde faaliyetlerini devam ettirme hakkı
veriliyor, ama bu yapılırken sadece avukatlara ve serbest mali
müşavirlere... Mühendislere, mimarlara, diğer meslek gruplarına
niye bu hakkı tanımıyoruz? Eğer birisine bir şekilde
Kanun yapıyoruz Sayın Grup Başkan Vekili, lütfen
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Farkında değil.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Yani, öteki meslek gruplarına neden bunu vermiyoruz? Eğer
bunu
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Bizim önergenin ne ilgisi var?
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Getiren sizsiniz efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Var, serbest meslek grupları da var.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Oyladığımız önerge o, senin
konuştuğun.
BAŞKAN Sayın
Elitaş, lütfen
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Efendim, siz serbest mali müşavirlerden bahsediyorsunuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hayır, hayır, ek olarak serbest meslek
mensupları da var, tamamı var.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Şimdi verdiklerinde?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Kabul ettik.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Doğrudur efendim, zaten sizin aşağıdan
çıkanla yukarıya gelenler arasında o kadar şey
değişiyor ki, bakın
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Yirmi dakika önce verdiler.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Kemalettin, karıştırdın.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Şimdi, şunun özüne girmek gerekiyor: Bunlara gelinceye
kadar, bakın, sayın milletvekilleri, şu Yapı Denetimi
Hakkında Kanunu bir elden geçirmek lazım. Yapı Denetimi
Hakkında Kanunda bugün baktığınız zaman
M. YILMAZ HELVACIOĞLU
(Siirt) İnşaatçı kendisi!
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Tabii, inşaatçı olduğumuz için bu konular önemli
efendim.
Şimdi, siz bir yapı
denetim firmasıyla anlaşıyorsunuz, bir inşaat
yaptırmaya kalkıyorsunuz, aynı zamanda bu yapı denetim
firması bilindiği gibi 300 bin, 350 bin metrekareye kadar inşaat
hakkı, denetleme hakkı alıyor ama 1.500 metrekarelik bir
inşaatta o yapı denetimin bir hatası çıktığı
zaman sizin inşaatınız da yapım müsaadesi
dışına çıkıyor yani yapılan bir hatadan
dolayı vatandaşın inşaatı mühürleniyor.
Şimdi ben buradan
soruyorum
Şimdi kat mülkiyetine doğru gidiyoruz ama Türkiyede
şu andaki yapıların yüzde 80-85i kat mülkiyetinde
değildir, kat irtifak tapusundadır.
Biz burada bir kanun
çıkarttık, neyi çıkarttık? Kat irtifaklarının kat
mülkiyetine çevrilmesi diye
Fakat bunu getirirken biz tam bir uygulama içine
sokamadık. Ben buradan soruyorum: Yirmi sene geçmiş olan bir
yapının müteahhidini bulup, onun SSKsını kim takip edecek?
Böyle bir şansı yok ki.
Yapı denetimleri şu
anda on sekiz ilden seksen bir ile çıkarttık. Bu seksen bir ildeki
uygulamada
Ki eski uygulamadaki ilk müracaat sırasına göre kurayla
tespit edilen firmalar görevlerine başladı. Peki, bu inşaat
firmalarının denetlendikleri zaman hangi sisteme göre
denetlendiğini burada biz takip edebiliyor muyuz? Hayır. Ne
şekilde yapıldığını da
Onun içindir ki kat
mülkiyetlerinin oluşabilmesi için Yapı Denetimi Hakkında
Kanunun yeniden bir
Ki bu konuyla ilgili Bayındırlık Bakanlığının
çalışmaları olduğunu ve
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Önergeye gel.
KEMALETTİN NALCI
(Devamla) Evet.
Bununla ilgili de burada
Sayın Milletvekilim bu konuyla şey yapıyor. Gerçekten, Meclis
kapanmadan önce bunun bir ele alınması lazım ve burada bu
kanunun çıkması lazım.
Ben bu duygu ve
düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İnşallah konunun
dışına çıkmamışımdır Sayın Gurup
Başkan Vekilim!
Teşekkür ediyorum.
Sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Okusaydın nereye girdiğimizi anlardın.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Kabul edilen önerge
doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.06
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 23.21
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Bayram
ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
606
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
198inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
198 inci maddesinde yer alan yüzde beş ibaresinin yüzde iki
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Metin
Çobanoğlu
Kırşehir
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 198 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart R. Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
Madde
198- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 27 nci
maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Ödenecek
kredinin kaynağı; avukatların yetkili mercilere sunduğu
vekaletnamelere avukatın yapıştıracağı pul
bedelleri ile geri ödemeden gelen paralar ve bunların gelirleridir. Bu
pullar, Türkiye Barolar Birliğince bastırılır.
Yapıştırılacak pulun değeri; 2.7.1964 tarihli ve 492
sayılı Harçlar Kanununun Yargı Harçları bölümünde yer alan
vekâletname örnekleri için kullanılan harç tarifesinin yüzde ellibeş
fazlası kadarıdır. Avukat stajyerlerinin genel sağlık
sigortası primleri de bu kaynaktan Türkiye Barolar Birliği
tarafından ödenir. Bu şekilde toplanan tüm pul bedelleri mali yönden
Sayıştay denetimine tâbidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
Önerge
üzerinde söz isteyen Atilla Kart, Konya milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ATİLLA
KART (Konya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri
BAŞKAN
Sayın Kart, tartışmaya mahal vermeyelim, lütfen önerge
üzerinde
ATİLLA
KART (Devamla) Hayhay efendim, tabii.
198inci
maddeyle ilgili önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Sayın Başkan, doğal olarak, eksik kalan, açıklanması
gereken hususlara cevap vermek durumundayım. Bu çerçevede elbette bir
sataşmaya yol açmadan, hakarete tevessül etmeden kamuoyunu doğru
bilgilendirmek durumundayız.
Sayın
Grup Başkan Vekili, aslında doğru bir şey söyledi.
Bunları daha çok, bu konuları elbette zemininde konuşmamız
gerekiyor, elbette basın toplantıları, soru önergeleriyle daha
çok dile getirmemiz gerekiyor ama, Değerli Grup Başkan Vekilim,
oradan cevap alamıyorsanız, ne yapıyorsunuz? İşte bu
zeminleri kullanıyorsunuz. Neden cevap alamıyoruz, nasıl cevap
alamıyoruz; onları da gene biraz sonra başka örnekleriyle
bilgilerinize sunayım. Öyle anlaşılıyor ki, bu konuda
uygulama hakkında fazla bilginizin olmadığı anlaşılıyor.
Tabii,
şöyle bir tartışmanın üstüne, olayın doğrudan
muhatapları olan Sayın Bakanın ve ilgili milletvekili
arkadaşımızın bulunmamasını
yadırgadığımı yine yeri gelmişken ifade edeyim.
Bu konunun tartışılmaya devam edeceği belliydi. Burada,
tabii şunu görüyorsunuz: İlgili bakanın, Sayın Enerji
Bakanının geldiğimiz aşamada bile karartma yapmaya devam
ettiğini, bilgi kirliliği yarattığını
görüyorsunuz. Ben, Hazinenin 72 sayfalık raporundan söz ettim, bunun ciddi
içeriğinin bulunduğunu, ciddi iddiaları kapsadığını
ifade ettim. Sayın Bakan yarım ağızla, üç sayfalık, o
raporu çürüten başka bir bilirkişi raporu ya da bir teknik rapordan
söz etti ama böyle bir raporun kimler tarafından
hazırlandığını, bunun içeriğinin neden ibaret
olduğunu Sayın Bakan açıklamadı. Bir an için öyle bir
raporun olduğunu varsayalım. Ortada, uzmanlar tarafından
hazırlanan
Ki o ikinci raporu hangi yetkinlikteki uzmanların
hazırladığını bilemiyoruz. Burada böylesine mutlak
çelişkiler içeren bir raporlar manzumesi söz konusuysa, bunun mutlaka daha
üst bir merci tarafından giderilmesi gerekirken, Sayın Enerji
Bakanı burada karartmasını, bilgi kirliliğini sürdürmeye
yine devam etmiştir ve şöyle bir tartışmanın üstüne de
Genel Kuruldan kaçmakla, aslında, Türkiye Büyük Millet Meclisine olan o
sorumluluk duygusunu -tırnak içinde söylüyorum- bunu bir kez daha
göstermiştir.
Burada,
Sayın Hüsnü Orduya yönelik olarak da değerli arkadaşlarım,
bu Milletvekili Arkadaşımızın, o ihaleye fesat
karıştırmadan mahkûmiyete yol açan dosyadan dolayı suç
ilişkileri içinde olduğunu söylemiyorum. İşte, tutanaklar
ortada, daha evvel yaptığımız basın
toplantısı ortada. Gayet açık olarak, KİT TKİ Alt
Komisyon Başkanı Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordunun
Tavşanlı Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben
yazdığı 26/9/2005 tarihli üç sayfalık dilekçeden söz
ediyoruz. Bu arkadaşımız ne yapıyor? Devam eden
yargılamaya üç sayfalık dilekçe yazıyor, orada diyor ki
Değerli Arkadaşımız: İşte, şu
ilişkilere göre, şu delillere göre burada suç
oluşmamıştır. Devam eden bir yargılamaya yönelik
olarak, soruşturmaya yönelik olarak delillerin değerlendirmesini
yapıyor. Ha, Cumhuriyet Başsavcılığı ne cevap
vermiş? Bunları biz tartışmıyoruz, konumuz o
değil.
TAHİR
ÖZTÜRK (Elâzığ) Yargı süreci ne oldu?
BAŞKAN
Sayın Milletvekili, lütfen
ATİLLA
KART (Devamla) Bir milletvekili devam eden yargılamayla, o
soruşturma konusuyla ilgili delilleri nasıl tartışır?
Bir milletvekilinin böyle bir yetkisi söz konusu olabilir mi? Bu,
başlı başına, adil yargılamaya müdahale değil
midir? Bunu sorguluyoruz. Bunun demokrasilerde yeri olabilir mi? diyoruz.
Bu, yoksa, Adalet ve Kalkınma Partisinin bugün yaratmak istediği
yargı düzeninin ta dört beş yıl evvelden bir işareti
midir? diyoruz. Bunun anlamı budur, bunun açıklaması budur.
Bunlara cevap vermek gerekiyor değerli arkadaşlarım.
Tabii,
bakın, şunu artık görmemiz gerekiyor, bunu gizleyemezsiniz:
Burada Sayın Grup Başkan Vekiline yine atıfta
bulunacağım. Önergelerimize cevap alamıyoruz. Bakın,
camilerde cami onarımlarında bile yolsuzluklar
yapıldığını görüyoruz, cami onarımlarında
İşte, soruyoruz: 2009 ve 2010 yıllarında cami, mevlevihane
ya da benzeri konularda yapılan işler hangileridir? diyoruz,
Sayın Bülent Arınç cevap veriyor. O yapılan
onarımların ismini vermiyor, söylemiyor, onların bedellerini
söylemiyor
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ATİLLA
KART (Devamla) -
sadece soyut olarak
BAŞKAN
Sayın Kart, teşekkür ediyorum.
ATİLLA
KART (Devamla) -
İşte, efendim, 74 trilyonluk harcama
yapılmıştır. diyor ve bunun adına da cevap diyoruz
öyle mi? Bunun adına da yasama denetimine cevap vermek diyoruz.
BAŞKAN
Sayın Kart
ATİLLA
KART (Devamla) Bunları anlatıyoruz değerli
arkadaşlarım.
BAŞKAN
Sayın Kart, teşekkür ediyorum.
ATİLLA
KART (Devamla) - İnanıyorum ki cami onarımlarındaki
yolsuzluklardan sizler de rahatsız oluyorsunuz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Hatip kürsüden inene kadar
işleme geçmeyecek misiniz?
ATİLLA
KART (Devamla) Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Yalnız, bu konuyla ilgili İç Tüzükün 66ncı maddesine göre
bundan sonra konudan hiç kimseyi ayırttırmayacağım.
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Hüsnü Ordu, buyurun.
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Direkt ismimi zikrederek Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu
diye
BAŞKAN
Buyurun.
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Yargıya müdahale olarak
BAŞKAN
Buyurun, sisteme girin Sayın Ordu.
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Ben oradan
BAŞKAN
Buyurun, buyurun
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Direkt sataşma oldu.
BAŞKAN
Buyurun, iki dakikalık süre veriyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, bu torba yasayı ne zaman
bitirmek niyetindesiniz?
BAŞKAN
Lütfen Sayın Özyürek
Şimdi,
Sayın Milletvekili gelecek, önergeyle hiç ilgili olmadan konuşma
yapacak ve buna cevap verilmeyecek.
Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordunun, Konya
Milletvekili Atilla Kartın, şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
HÜSNÜ
ORDU (Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
-Sayın Vekilim, beni dinlerseniz- bakın, o sizin söylediğiniz
konuyla ilgili yazı Cumhuriyet Savcılığına nasıl
gitmiştir? Orada bu sıkıntıya maruz kalan insanlar, GLİde
kömürle ilgili bu konudaki sıkıntılarını komisyonumuza
da iletmişlerdir.
ATİLLA
KART (Konya) Onların avukatları yok mu?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Alt komisyon başkanı olarak bize bir şikâyet
dilekçeleri geldi
ATİLLA
KART (Devamla) Siz onların avukatı mısınız? Siz
milletvekilisiniz.
HÜSNÜ
ORDU (Devamla)
Böyle, böyle bir hadise var burada, bu konuyu bir inceler
misiniz? diye.
ATİLLA
KART (Konya) Sizin o dosyada ne işiniz var?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Biz de bu konuyu inceletip, araştırma
aşamasında belli bir noktaya geldik
ATİLLA
KART (Konya) Hangi sıfatla müdahale ediyorsunuz?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) -
bilgiler, belgeler topladık ve bu süreç içerisinde de
bir duyum aldık, aynı şikâyet dilekçesinin Tavşanlı
Cumhuriyet Savcılığına da gittiğini duyduk. Açtım
telefonu, şu anda Tarsusta, Başsavcı Adem Bey
AHMET
YENİ (Samsun) KİT Komisyonu olarak görev
yaptığınızı söylüyorsunuz, değil mi?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Evet, KİT Komisyonu olarak yapıyoruz, bize verilen
resmî bir görev. (CHP sıralarından gürültüler)
ATİLLA
KART (Konya) Delilleri araştıramazsınız!
ABDULLAH
ÖZER (Bursa) Sen KİT Komisyonunda yap görevini, orada yapma.
ATİLLA
KART (Konya) Arkadaşımız konuşmaya devam etsin.
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Bir dakika
Müsaade edin
Müsaade edin
(CHP
sıralarından gürültüler)
Böyle
bir araştırma var, bize gelen bir şikâyet konusu var, size de bu
şikâyetin iletildiğini duyduk. Bu konuda elimizde olan bilgi ve
belgeler var. Bu konu size intikal etmiş, ne yapalım bunları?
dedik.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Böyle bir saçmalık var mı ya!
ATİLLA
KART (Konya) Yargıya müdahale ettiğinizi itiraf ediyorsunuz!
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Adem Bey de, Başsavcı, bir yazı yazdı bize
Sizin elinizdeki bilgi ve belgeleri inceleme aşamasında bize de
gönderin. dedi.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Yok canım öyle şey!
ATİLLA
KART (Konya) Sizin sıfatınız nedir dosyada? Dosyada
sıfatınız var mı sizin?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) O bilgiler de var elimizde Savcılıktan.
ATİLLA
KART (Konya) Dosyanın avukatı mısınız?
HÜSNÜ
ORDU (Devamla) Biz de Savcının talebi üzerine, bu bilgileri oradan
gelen yazıya ilgi tutarak gönderdik. Söylediği şey budur. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Savcı istemiş, o da
göndermiş, bundan tabii ne olabilir?
BAŞKAN
Sayın Ordu, teşekkür ediyorum.
Konu
yeteri kadar anlaşılmıştır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 198 inci maddesinde yer alan yüzde beş
ibaresinin yüzde iki şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Behiç
Çelik (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Metin Çobanoğlu, Kırşehir
Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
METİN
ÇOBANOĞLU (Kırşehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 198inci maddesiyle ilgili verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu 198inci madde, stajyer avukatların genel
sağlık sigortalarının, avukatların her yıl
aldıkları vekâlet pullarıyla ilgili. Bu alınan
pulların üzerinden yüzde 5lik bir ilave yapılarak bu yüzde 5lik
kısımdan da stajyer avukatların genel sağlık
sigortalarının karşılanması için
yapılmış. Biz bu yüzde 5lik kısmın yüzde 2ye
düşürülmesiyle ilgili bir değişiklik önergesi verdik.
Tabii,
yargılamanın çok önemli bir ayağı da savunma.
Savunmasız bir yargılanmanın olması düşünülemez.
Türkiyede mutlaka davalarda tarafların bir avukatla temsil edilmesi
gerektiği ve bu şekilde de daha iyi bir yargılama, daha adil bir
yargılama neticesine ulaşılacağı kanaatindeyiz. Bu
anlamda, verilen herhangi bir dilekçenin bile mutlaka bir avukat vesilesiyle
verilmesi ve tarafların mutlaka avukatlar tarafından temsil edilmesi,
buna uygun bir fon oluşturulması gerektiğine de inanıyoruz.
Değerli
milletvekilleri, son yıllarda gerçekten yargıyla ilgili, adaletle
ilgili, kamuoyunda ciddi endişeler taşınmakta. Bu süreç
özellikle Anayasa değişikliğinden sonra, Anayasa Mahkemesiyle,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla ilgili yapılan
değişikliklerden sonra kamuoyunda bu endişeler giderek
artmaktadır. Bakıyorsunuz, ülkemiz gündemini ilgilendiren çok önemli
davalarla ilgili tahliye kararları vermiş hâkimler, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulundaki değişikliklerden sonra kendi
istekleri dışında başka yerlere tayin ediliyor. Daha sonra
da aynı mahkemelerde daha önce tahliye edilmiş tutuklular tekrar
tutuklanıyor.
Değerli
milletvekilleri, bu da kamuoyunda gerçekten yargıya olan güveni, adalet
duygusuna olan güveni sarsmaktadır.
Yine,
hepimizin yakından bildiği, bugün de yine haberlerde
izlediğimiz, Türkiye'nin de yakından takip ettiği bir Haberal
davası var. İki seneye yakın bir süredir tutuklanan, ülkemizin
çok önemli bir bilim adamı olan Mehmet Haberalın, bugün, tedavi görmüş
olduğu hastaneden, Kardiyoloji Enstitüsünden, bir başka devlet
hastanesine nakli gündeme geldi. Bu davayla da yakından ilgileniyoruz,
vatandaş olarak takip ediyoruz. Terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan
iki yıla yakındır tutuklu olan Mehmet Haberal, tutuklu olduğu
sürece birçok defa tahliye dilekçesi veriyor avukatları tarafından;
bunların reddolduğunu da kamuoyunda takip ettik. Daha sonra da
kendisinin tahliye taleplerini reddeden hâkimler, savcılarla ilgili
Yargıtayda bir tazminat davası açıyor ve bu tazminat
davalarının da hepsini de kazanıyor.
Değerli
milletvekilleri, daha sonra, bu davaya devam ediliyor. Kim tarafından?
Aleyhinde tazminat davası kazandığı hâkimler
tarafından. Sonra ne oluyor? Yatmış olduğu Kardiyoloji
Enstitüsünün Müdürü, yine aynı mahkeme tarafından tutuklanıyor.
Bugün yine haberlerde izledik, yine Sayın Haberalın doktoru tekrar
tutuklanmış.
Bunu
şuradan sormak istiyorum: Gerçekten acaba, bundan sonra, tutuklu olup da
hasta olan bir tutukluyla ilgili hiçbir doktor Bunun hastanede yatması
gerekir. diye bir karar verebilecek midir değerli milletvekilleri?
Türkiye nereye gidiyor?
Bakın,
12 Eylülü yaşadık. 12 Eylülde bile bu uygulamalar yoktu ama
maalesef, sizin iktidarınızda bu tür uygulamalara şahit
oluyoruz. Gerçekten, hepimizin aklımızı başımıza
almamız lazım. Bir gün hukuk, bir gün adalet, hepimize lazım
olacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
AKMAN (Çankırı) Kaç yıldır hastanede yatıyor, kaç
yıldır?
METİN
ÇOBANOĞLU (Devamla) Onun için, değerli arkadaşlarım, ben
bu konuda, bu konuya da vurgu yapmak istedim. Önergemizi desteklemenizi
istiyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çobanoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
199uncu
madde üzerinde dört adet önerge vardır. Bu önergeler aynı mahiyette
olduğundan şimdi bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım, önerge sahiplerinin istemleri hâlinde de kendilerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 199 uncu maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Algan Hacaloğlu Harun Öztürk Hüseyin Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Mustafa Özyürek Atilla Kart
Malatya İstanbul Konya
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Erkan Akçay Hüseyin Yıldız Mehmet Şandır
Manisa Antalya Mersin
Emin Haluk Ayhan H. Hamit Homriş
Denizli Bursa
Diğer
önergenin imza sahipleri:
M. Nezir Karabaş Nuri Yaman Fatma Kurtulan
Bitlis Muş Van
Hasip Kaplan Şerafettin Halis
Şırnak Tunceli
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Nurettin Canikli Abdulkadir Akgül Ahmet Öksüzkaya
Giresun Yozgat Kayseri
Mustafa Elitaş Ahmet Yeni A. Müfit Yetkin
Kayseri Samsun Şanlıurfa
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılıyoruz Değerli
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hüseyin Yıldız, Antalya Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısının 199uncu maddesinde verdiğimiz önerge üzerinde
söz aldım. Öncelikle, yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, turizme tahsis alanlarında projelere aykırı
yapılanmalara Proje bedelinin yüzde 10unu, amacı
dışında kullanılması hâlinde yüzde 3ünü öde,
bunları da yapmaya devam edebilirsin. demektesiniz. Böyle bir
düzenlemenin yapılmasını nasıl düşünebilir, nasıl
Meclise getirebilirsiniz, gerçekten pes doğrusu!
Bu
kanunla, imar mevzuatını, turizm mevzuatını, Turizm
Bakanlığı turizm alanları planlamasını,
Bayındırlık Bakanlığı imar
planlarını, depremle ilgili
yasaları, mimarlık ve mühendislik mevzuatını, turizmi
teşvik için ayrılan hazine ve orman alanlarını, yapı
denetim mevzuatını, mücavir alan mevzuatını, yerel
yönetimler mevzuatını, Anayasanın eşitlik ilkesini, hukuku
katletmektesiniz. Böyle bir kanunu, bırakınız yapmayı,
nasıl düşünebiliyorsunuz, hayretler içerisindeyim! Bu yasayı
kimler için çıkarıyorsunuz, hangi adrese teslim edecektiniz?
Ey
AKPliler, dokuz yıldır yasamayı katlediyorsunuz, bu katliama
bir yenisini daha ekleyeceksiniz.
Meclis
Başkanım, yetiş, yasamayı katlediyorlar!
AKP
milletvekilleri, hukuku katlediyorlar!
Yüzünden
tebessüm eksilmeyen Kültür ve Turizm Bakanı, yetiş, turizm
alanlarını, turizmi katlediyorlar!
Bayındırlık
ve İskân Bakanı, yetiş, imar mevzuatını katlediyorlar!
Çevre ve
Orman Bakanı, yetiş, çevreyi ve ormanı katlediyorlar!
Adalet
Bakanı, yetiş, adaleti katlediyorlar!
Üstünlerin
hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü sağlayacağım.
diyen Sayın Başbakan, yetiş, yandaşların
üstünlüğü hukukunu kanunla gerçekleştiriyorlar!
Avukatlar,
hukuk fakültesi dekanları, hukuku katlediyorlar!
Rektörler,
bilimi katlediyorlar!
Anlı
şanlı köşe yazarları, gözleri görmez, kulakları duymaz
yandaş basın, korkudan doğrudan yazılmasını,
söylenmesini engelleyen medya patronları, hırsızlıklar
karşısında, haksızlıklar karşısında
sesini çıkarmayan sivil toplum örgütleri, mimarlar, mühendis odaları,
barolar, iş adamları, turizmciler, ismini burada
sayamadıklarım, doğruları ne zaman söyleyeceksiniz,
haksızlıklara ne zaman karşı çıkacaksınız?
Doğruları sadece mezarda mı söyleyeceksiniz?
Ey Türk
milleti, verdiğiniz güç, doğruları yapmamıza,
yanlışları engellememize, haksızlıklara
karşı çıkmamıza, sizin hakkınızı
savunmamıza, sorunlarınızı çözmemize, hukuksuzlukları
engellememize, yolsuzlukları ortaya
çıkarmamıza, yoksulluğu, işsizliği önlememize
yetmiyor.
Ey Türk
milleti, sen de yetiş, sesimize ses ver, gücümüze güç ver!
Ey
Sakarya, sen de yetiş, artık kıvrım kıvrım akma,
ikinci kez ayağa kalk Sakarya!
Teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. [MHP ve CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar
(!)]
Ayrıca,
Değerli Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekiline de
teşekkür ediyorum bu maddeyi metinden çıkaracağı için. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Yanlıştan döndüğünüz için teşekkür
ediyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde başka söz talebi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Algan Hacaloğlu
BAŞKAN
Algan Hacaloğlu, İstanbul Milletvekili, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 199uncu maddesine yapılmış olan,
yapılmak istenen, yapılıp da şimdi bu oturumda geri çekileceği
ifade edilen madde üzerinde yine de bazı görüşlerimi ifade etmek
istiyorum.
Maddenin
geri çekilmiş olması AKPyi aklamaz. Bu maddenin getirilmiş
olması gerçekten AKPnin kent politikalarının, vurguncu,
yağmacı, rantçı kent
politikalarının bir simgesi olarak tarihte yerini
alacaktır.
Bu
maddeyle mevzuata aykırı yapılaşmalar için öngörülen
cezalar hafifletilerek hukuka aykırı yapılaşmalarda
cezaların caydırıcılığı ortadan
kalkmaktadır. Bu kapsamda, tahsis edilen kamu arazisi üzerinde,
inşaatın yapıldığı tarihte geçerli olan
onaylı plan ve projesine aykırı olarak veya ilgili idarelerden
izin alınmadan bedel tespitine esas teşkil edecek şekilde ilave
yapı, tesis veya kapasite artışı ya da tür
değişikliklerinin gerçekleştirilmesini, yani bunların tümünü
bir cüzi cezayla gerçekleştirebilirseniz.
(b)
Tahsis edilen kamu arazisi üzerindeki yapı ve tesislerin, Kültür ve Turizm
Bakanlığınca belgelendirilen turizm tesisi türleri
dışında başka bir amaçla kullanılması veya amaç
dışı yapı yapılması
Bunu da mı
yaptınız? Sizi de kurtaracağız!
(c)
Sözleşmelerinde belirtilen veya ilgili idarelerce verilen ek süre
içerisinde, adlarına tahsis edilen taşınmazın üzerinde
yatırıma başlanılmaması
ve son olarak, İrtifak
hakkının üçüncü kişilere devredilmesi, tesislerin asli unsurunun
üçüncü kişilere kiralanması ya da işletme hakkının
devredilmesi, şirket hisselerinin yüzde elliden fazlasının
mevcut ortaklar veya bu ortakların yüzde elli ve daha fazla hissesine
sahip oldukları diğer şirketler dışında üçüncü
kişilere devri, sözleşmeden doğan bedellerin herhangi birinin
iki yıl üst üste hiç ödenmemesi
Ödemesinler!
Bu
fiiller için öngörülen cezaların hafifletilmesi, gerçekten AKPnin
ayıbı olarak geçmiştir tarihe. Geri alsanız bile bu
ayıp oradadır. Mecbur kaldınız çünkü bu, özünde, temelinde
bir af düzenlemesidir, bu bir hukuk dışılığı
teşvik edecek bir düzenlemedir. Bu nedenle, biz de CHP Grubu olarak, bu
maddenin tasarı metninden çıkartılmasını önerdik.
Değerli
arkadaşlar, turizm belgeleri ve merkezleri belirlenerek turizm
yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesi doğru bir
stratejidir ancak uygulama kısa sürede parsel bazında imar
değişikliklerine, firma bazında özel kayırmalara ve
tercihlere dönüşünce sonuçtan bir talan çıktı.
12 Mart
1982 yılında, 12 Eylül sonrasının kuralsızlık
döneminde çıkartılan Turizmi Teşvik Kanunu, 1991
yılının ortasına değin beş değişiklik
geçirerek kıyıların, ormanlık arazilerin tam anlamıyla
vurgununa dönüştü. Ülkemizde kuralsız zenginleşmenin önde gelen
araçlarından birisi kent rantlarıdır değerli
arkadaşlar. CHPnin sosyal demokrat iktidarında kentsel
rantların kamuya dönüşümünü sağlayacağız. Yani, ham
arazi değeriyle planlı arsaların değeri arasındaki
farkın şeffaf süreçlerle ve makul ölçülerde kamuya dönüşmesini
sağlayacağız.
Devlet
sırtından zenginleşmelerin tüm kapılarını
kapatacağız. Rant yasaları değil kent yasalarını
çıkarıp çağdaş kentlerin yapılanmasının
önünü açacağız.
Yerel
yönetimlerin ihale, imar değişikliği veya rant oluşumuna
neden olacak işlem ve kararları sivil toplum örgütlerine açık
süreçlerde alınacak, gerektiğinde referandum süreçlerine de
başvurulabilecek.
Değerli
arkadaşlar, gerçekten bu alanlara, yani turizm alanlarına yönelik
vurgunlar 1980li yıllarda müthiş noktalara
ulaşmıştı, şimdi bu madde değişikliğiyle
esasında o günlere geri dönmek istediniz ama bir şekilde
aklınız başınıza geldi. Döndüğünüz için
teşekkür ediyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önerge
üzerinde söz isteyen Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili... (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Biraz
önce, 192nci veya 193üncü madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili Sayın Akif Hamzaçebi, bir tartışma
esnasında, 195inci maddeyle ilgili bir konu gündeme getirdi. 195inci
maddeyle ilgili AK PARTİ milletvekili arkadaşlarımıza Bu
195inci maddede ne var, biliyor musunuz? Bu, ne kadar önemli şeyleri
getiriyor, kimlere ne yapıyorsunuz? diye ithamda bulunda ama ben
Sayın Başkandan söz istedim, maalesef sözü vermedi.
ABDULLAH
ÖZER (Bursa) Önerge üzerinde konuşacaktı!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, bakınız değerli
arkadaşlar, 195inci maddeyle ilgili bir önerge okuyorum:
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı kanun tasarısının 195inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Madde
195- 4/2/1924 tarihli ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununun ek
37 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve ikinci
fıkrasında yer alan Hazine payının hesabında
süresinde ödenmeyen bedeller için ibaresinden sonra gelmek üzere abonelerine
ibaresi eklenmiştir.
b)
Yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik
haberleşme hizmeti sunan diğer işletmeciler, bu yetkilendirme
kapsamında doğan aylık brüt satışlarının
yüzde 15'ini,"
Kanun
metnini okuduğunuz takdirde hiçbir farkının
olmadığını, sadece anlam düzeltmesinin var olduğunu
görürsünüz.
Gerekçeyi
okuyorum:
Gerekçe:
Değiştirilen
Ek Madde 37'nin (b) bendi, Kurum tarafından sayısı
sınırlandırılarak, ulusal çapta, kamuya açık mobil
elektronik haberleşme hizmeti sunmak üzere; yetkilendirilen
işletmecilerin şebekeleri üzerinden elektronik haberleşme
hizmeti sunan diğer işletmeciler brüt satışlarından,
hizmet sunmak için şebeke kullanımı
karşılığında söz konusu işletmecilere ödedikleri
ya da borçlandıkları tutar düşüldükten sonra kalan tutarın
yüzde 15'ini Hazine payı olarak ödeyeceklerini, hükme
bağlamaktaydı.
Düzenleme,
söz konusu işletmecilerin net hasılattan ödedikleri Hazine
payının brüt hasılattan alınmasını öngörmektedir.
Değişiklik
önerimiz yeni yorum farklılıklarına yol
açılmamasını amaçlamaktadır.
Önerge
sahiplerini okuyorum: Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili; Harun
Öztürk, İzmir Milletvekili; Hüseyin Pazarcı, Balıkesir
Milletvekili; Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili; Ramazan Kerim
Özkan, Burdur Milletvekili; Atilla Kart, Konya Milletvekili.
Değerli
milletvekilleri, biraz önce Sayın Hamzaçebinin ifade ettiği, Neye
imza attınız, neyi kabul ettiniz? dediği önerge ile, bizim
kanun maddesindeki 195inci maddeyle şu önerge arasında zerre kadar
fark yok, sadece anlam düzeltmesi adına yapılmış bir
önergeydi.
Eğer
biz o önergeyi kabul etmiş olsaydık herhâlde Sayın Akif
Hamzaçebi, iddia ettiğine arkadaşlarının da ortak
olduğunu ifade etmiş olacaktı.
Genel
Kurulun takdirlerine sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan
BAŞKAN
Bir saniye Sayın Hamzaçebi.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
199'uncu maddesi ile 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa ek
madde getirilmek suretiyle tahsis edilen kamu arazisi üzerinde mevzuata
aykırı yapılaşmalar için verilen cezalarda indirime
gidilmektedir. Tasarıda getirilen düzenleme ile 4916 sayılı
kanunun geçici 2 'nci maddesinde yer alan; "ilgili bakanlıkların
iznine tabi işlemleri izinsiz olarak gerçekleştiren veya
sözleşmelerine aykırı davranan yatırımcılar ve
işletmeciler hakkında açılan davalardan; cari yıl proje
maliyet bedelinin % 3'ü ile dava masraflarını defaten ödemeleri,
sözleşmeden doğan mali yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve ilgili
bakanlıklar ile yeniden sözleşme yapmaları kaydıyla
vazgeçilir, bu şartların yerine getirilmesi kaydıyla, dava
açılması gerekenler için ise dava açılmaz ve tahsisleri devam
eder." hükmü geçersiz kılınmıştır.
Değişiklik önergesi ile tahsis edilen kamu arazisi üzerinde, izne
tabi işlem ve sözleşme dışı fiiller için hukuk
dışılığı ödüllendirme anlamına gelebilecek
ceza indirime gidilmesinin önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Böylece
199uncu madde tasarıdan çıkmıştır. Bundan sonraki
maddeler, kanunun yazımında teselsül ettirilecektir.
Şimdi
tasarının mevcut madde numaraları üzerinden devam edeceğiz.
Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, Sayın
Elitaş benim yapmış olduğum açıklamalara cevap olmak
üzere bir açıklama yaptı.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Önergeyi okudum sadece.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bizim vermiş olduğumuz önergeyi
maddeyle paralel bir konuma koyarak, benim söylemediğim bir şeyi bana
atfetti.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ben önergeyi okudum sadece Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Benim söylediğim: Bu maddenin
yürürlük tarihine bakın, yürürlük tarihiyle anlam kazanıyor. Oysa o,
o konuda hiçbir açıklama yapmaksızın, benim söylediklerimi eksik
yansıtmak suretiyle yanlış bilgi vermiştir, söz istiyorum
efendim.
BAŞKAN
Tutanaklara geçti, zaten konu anlaşıldı.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Hayır Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun, oturduğunuz yerden söz vereyim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan
BAŞKAN
Aynı şey
Sistemi
açacağım Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, bu işareti
yapmanıza gerek yok.
BAŞKAN
Hayır anladım da
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Ben sizin söylediğinizi anlayabilirim
Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Sayın Hamzaçebi, lütfen yani, yorgunluktan dolayı insanlar niye
birbirlerinin söylediklerini yanlış anlıyorlar ki. Ben el kol
işareti yaparken herhangi bir kasıt falan
Kastederek veya bir anlam
yükleyerek yapmadım ki bunu. İnsanın olağan konuşma
şartları içerisindeki bir tarzdı bu yani.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, İç Tüzükün
69uncu maddesi gayet açıktır. Benim söylediğimi bir başka
anlama gelecek şekilde ifade etti Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ben sadece önergeyi okudum Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bu benim en doğal hakkım.
BAŞKAN
Tamam, buyurun, ben yerinizden
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Kürsüden istiyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, yerinizden söz vereceğim diye ağzımdan bir
söz çıktı. Bunda niye ısrar ediyorsunuz ki, ne farkı var
yani?
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Efendim, ağzınızdan söz
çıkmış olabilir. Yanlış yapmışsanız
düzeltirsiniz efendim.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, bu, defalarca yaptığımız bir
uygulama. Bundan maksat nedir, onu anlamış değilim yani.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun, sisteme girin, söz vereceğim.
Buyurun.
VII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- Trabzon Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Sayın Elitaş benim iddiama cevap vermiş
değildir. (AK PARTİ sıralarından Yaa sesleri)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bizim önergeyi kullanmak suretiyle kendi
yanlışlarını bize doğrulatmak istiyor. Sizin kendi
görüşünüz yok mudur Sayın Elitaş? Kürsüden açık bir
şekilde bir soru sordum: Bu maddenin yürürlük tarihi neden 1 Ağustos
2010 olarak belirlenmiştir? Ve bir örnek verdim: Herhâlde bir
şirketin, Telekomun altyapısını kullanan bir şirketin
Hazineye olan yükümlülüğünü ortadan kaldırmak için. Bu soruyu sordum.
Siz benim bu soruma cevap verecek bir açıklama yapmadınız. Bu
konuda bilginiz mi yok Sayın Elitaş, yoksa polemiğe vurmak
işinize mi geldi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, biz bu maddeyi kabul
ederek fikrimizin ne olduğunu ifade etmiş olduk ve Cumhuriyet Halk
Partisinin de aynı fikirde olduğunu söyledik.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bakın, siz, benim açıklamama,
benim soruma cevap verecek bir açıklamayı kürsüden
yapamadınız. Açık, net soruyorum: Hangi şirketin Hazineye
olan ne kadar yükümlülüğünü bu maddeyle affediyorsunuz?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Siz burada kimi affediyorsunuz?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Bu maddeyle, bu maddenin yürürlük tarihini
1 Ağustos 2010 olarak belirlemek suretiyle.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Daha yürürlüğe gelmedik.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Siz soruma cevap verin.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN
- Madde 200 üzerinde üç önerge vardır; geliş sırasına göre
okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Çerçeve 200 üncü
maddesinin aşağıdaki biçimde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Bekir Bozdağ Mustafa Elitaş Hasan Kara
Yozgat Kayseri Kilis
Kürşad Tüzmen Abdulkadir Akgül Yılmaz Helvacıoğlu
Mersin Yozgat Siirt
Madde
200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 55 inci Maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Üst
rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine
getirmiş Emniyet Amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci Sınıf
Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst
rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve
ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak
personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Yüksek
Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün
başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları,
Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1.
Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı ile Polis
Başmüfettişleri arasından seçilecek bir Polis
Başmüfettişi ve İl Emniyet Müdürleri arasından seçilecek
iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder. Polis Başmüfettişi
ile İl Emniyet Müdürlerinin seçimi yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 200 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan Atilla Kart
Malatya Burdur Konya
M.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
Madde
200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu
Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür
Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis
Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi
Başkanı, Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf
Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli bir Merkez Emniyet
Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet
Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli iki İl Emniyet Müdüründen
teşekkül eder."
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının 200 üncü maddenin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesi arz ve teklif ederiz.
Madde
200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Üst
rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine
getirmiş emniyet amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci sınıf
Emniyet Müdürlerinin liyakat koşulları belirlemek, üst rütbedeki
boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve ikinci
meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak
personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük
bünyesinde bir Yüksek Denetleme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet
Genel Müdürünün başkanlığında, .Genel Müdür
Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis
Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi
Başkanı Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf
Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli üç Merkez Emniyet
Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet
Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli üç İl Emniyet Müdüründen
teşekkül eder."
Hasan Özdemir Erkân Akçay Mehmet
Şandır
Gaziantep Manisa Mersin
E. Haluk Ayhan H. Hamit Homriş
Denizli Bursa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Başka açıklamanız var mı?
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Bir açıklamam
olacak Sayın Başkan, müsaade ederseniz?
BAŞKAN
Buyurun.
ENERJİ
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; biraz önceki 195inci maddeyle
ilgili konu edilen bendin izahı aslında şudur: 23 Temmuz 2010
tarihinde 6009 sayılı Kanunla 406 sayılı Kanunun ek
37nci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Bu
maddenin (b) bendine göre, yetkilendirilen işletmecilerin şebekeleri
üzerinden -ki, bunlar büyük işletmeciler- hizmet sunmak isteyen yeni
işletmecilerin Hazine payı ödemeleri hükmü getirilmiştir. Ancak,
bu kanuna göre yeni yetkilendirilmiş bu işletmecilerin -ki,
sayısı yaklaşık yirmi yedi tane, Sanal işletmeci
dediğimiz işletmeler- Hazine payını yetkilendirme
tarihinden itibaren her bir yıllık süre içerisinde üç defa süresinde
ödememeleri hâlinde lisansları iptal olmaktadır. Yapılmayan
üçüncü ödemenin vadesi bitiminde de Hazine
Müsteşarlığının bildirimi üzerine yetkilendirme iptal
oluyor. Şimdi bu mekanizma aslında çalışamaz hâldedir
eğer biz bu düzenlemeyi yapmazsak. Çünkü bu duruma düşen
işletmeciler, büyük işletmeler üzerinden hizmet sunmaya
çalışan yirmi yedi tane işletme lisans aldıkları hâlde
hizmete henüz giremedikleri için 6009 sayılı Kanuna göre,
yetkilendirme kapsamlarında olsun ya da olmasın, tüm gelirlerinden
Hazine payı ödeme durumunda kalmaktadırlar. Normalde aboneleri
tahakkuk etmese dahi, abone yapamasalar dahi, bu durumu düzeltmek ve yeni
işletmecilerin sadece yetkilendirme kapsamında sundukları
hizmetten doğan gelirler üzerinden hazine payı ödemeleri ve herhangi
bir lisans iptali durumuna düşmemeleri için böyle bir düzenleme
yapılma ihtiyacı hissedilmiştir ve yakın bir tarihte yani
23 Temmuz 2010 tarihinde çıkan bu Kanuna yine yakın bir tarih olan 1
Ağustos 2010 tarihi önerilmiştir.
Arz
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Önerge
üzerinde söz isteyen Hasan Özdemir, Gaziantep Milletvekili, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 200üncü maddesi için vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının
200üncü maddesi için vermiş olduğumuz önergeyle, Yüksek
Değerlendirme Kurulunun oluşumunun daha geniş bir altyapıya
dayanması amaçlanmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bu kürsüden defalarca polisimizin sorunlarını
gündeme getirdim. Gerek hâlen görev başında olan polis memurundan
Emniyet Genel Müdürüne kadar olan geniş kadronun gerekse emekli emniyet
mensuplarının maaşlarına ve özlük haklarına dair
problemleri buradan defalarca gündeme getirdim.
Geçtiğimiz
günlerde de emniyet teşkilatı mensuplarının önemli bir
sorunu olan askerlik hususunda yeni bir düzenleme Meclisimizce kabul edildi.
Polislerimizin
askerlik sorununu ilk kez 11 Kasım 2009 tarihinde Plan Bütçe Komisyonunda
Sayın İçişleri Bakanının da
katıldığı 2010 yılı bütçe görüşmesinde
gündeme getirdim. Daha sonra 17 Aralık 2009 tarihli Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurul toplantısında yapmış olduğum bir
konuşmada da polisin askerlik sorununu gündeme getirmiş olsam da o
gün Hükûmet bu teklifimi gündeme bile almamıştır. Bugün ise
Hükûmet büyük bir yanlıştan dönerek söz konusu tasarıyı
gündeme getirmiştir ve tasarı hızla kabul edilmiş. Polisin
askerlik sorununa dair gerekli özeni gösteren yüce heyetinize bu vesileyle
teşekkür ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Hükûmetin bu göstermelik düzenlemelerine rağmen emniyet
teşkilatımızın tamamını kapsayan bir düzenleme
henüz gündeme getirilmemiştir. Emniyet teşkilatı 220 binlere
ulaşan personel sayısıyla hizmet verirken sadece 30 bin, 40 bin
kişiyi ilgilendiren yasal düzenlemelerle emniyet teşkilatı
mensuplarının sorununa çözüm sunulamamaktadır. Konuyla ilgili
olarak hazırlamış olduğum kanun teklifi hâlen Plan Bütçe
Komisyonu gündeminde beklemektedir. Teklifin bir an önce gündeme getirilerek
emniyet teşkilatı mensuplarımızın
maaşlarında ve özlük haklarında iyileşmeler
gerçekleştirilmelidir. Öncelik ise maaş durumunda
olmalıdır. Bakınız, en yüksek polis yöneticisi olan emniyet
müdürlerinin maaşlarına, benzer görev yapan yöneticilere nazaran çok
düşük seviyede kaldığı açıkça görülmektedir.
Örneğin bir ilde il jandarma alay komutanı olan albay 4.858 TL,
birinci sınıf vali yardımcısı ve kaymakam 4.442 TL
maaş alırken birinci sınıf il emniyet müdürleri 3.609 lira
maaş almaktadır. Aynı şekilde polis memurundan en üst
rütbeye kadar emniyet teşkilatları mensuplarımız
külfet-nimet dengesinde hak ettiği maaşları
alamamaktadırlar.
Değerli
milletvekilleri, polis memurlarını memur olarak veya emniyet
teşkilatını memur gibi görmemek gerekir. Emniyet
teşkilatı zor bir görevdir. 657 sayılı Devlet
Memurlarındaki gibi bunları değerlendiremeyiz. Bu çerçevede 657
sayılı Kanunun ek gösterge ve makam tazminatı ile emniyet
hizmetleri tazminatı bölümünde değişiklik yapılarak birinci
sınıf emniyet müdürleri ile benzer görev yapan yöneticilerin
maaş farkı asgari düzeye indirilmeli, emniyet teşkilatı
mensuplarının maaş durumunda topyekûn bir iyileştirme
yapılmalıdır. Buna göre emniyet teşkilatı personelinin
ek göstergelerinin ortalama 1.000-1.500 civarında
artırılması gerekmektedir. Yine makam tazminatı cetvelinde
de aynı miktarlarda artış yapılması gerekmektedir.
Netice
itibarıyla, sekiz yıldır devam eden AKP Hükûmetleri emniyet
teşkilatı mensuplarının beklentilerini
karşılayamamıştır. Bugün hâlâ polisimizin geçim
sıkıntısı içerisinde, özlük hakları
bakımından daraltılmış bir alanda meslek
yaşamlarını devam ettirmek zorunda
bırakılmaktadırlar ve memurlar içerisinde
baktığımız zaman, en fazla intihar olaylarının
emniyet teşkilatında olduğunu görüyoruz.
Bütün bu
sorunlar Milliyetçi Hareketin iktidarında tek tek çözülecek, polisimiz de
hak ettiği yaşam standardına kavuşacaktır.
Konuşmama
burada son verirken, yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 200 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif
Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
MADDE
200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 55 inci maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu
Kurul, Emniyet Genel Müdürünün başkanlığında, Genel Müdür
Yardımcıları, Teftiş Kurulu Başkanı, Polis
Akademisi Başkanı, 1 inci Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi
Başkanı, Merkez Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf
Emniyet Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli bir Merkez Emniyet
Müdürü ve İl Emniyet Müdürlerince seçilecek 1 inci Sınıf Emniyet
Müdürü rütbesinde en az 5 yıl kıdemli iki İl Emniyet Müdüründen
teşekkül eder."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Akif Hamzaçebi, Trabzon Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; madde Emniyet Genel Müdürünün
başkanlığında emniyet teşkilatında kurulmuş
olan kurulu yeniden düzenliyor. Bu anlamda, önergemiz sadece bir ifade
düzeltmesi sağlamaktadır.
Bu
vesileyle, biraz önce Sayın Bakanın yapmış olduğu
açıklamaya yönelik olarak ben de bazı bilgileri sizlerle
paylaşmak istiyorum. Sayın Bakan Genel Kurulu doğru
bilgilendirmemiştir, eksik bilgi vermiştir, var olan bazı
bilgileri de birbirleriyle karıştırmıştır ve
Sayın Elitaşa da şunu hatırlatmak isterim: Lütfen, bizim
bu maddeyle ilgili olarak vermiş olduğumuz, 195inci maddenin
yürürlük tarihiyle ilgili olarak Divana vermiş olduğumuz önergeye bir
bakın. Ben, sizin yerinizde olsam onu değerlendirerek konuşurdum
çünkü ben maddenin yürürlük tarihinin 1 Ağustos olarak belirlenmesi
suretiyle bazı şirketlere, belki de bir şirkete bir avantaj
sağlandığını söyledim. Konu budur. Bunu başka bir
tarafa götürmeye, çarpıtmaya gerek yok.
Şimdi,
23 Temmuz 2010 tarihinde Telgraf Kanununda bir değişiklik
yapılıyor. Değişikliğin nedeni şu: Cep telefonu
şirketlerinin bir sorunu var. Bu şirketler aynı zamanda sanal
operatörlere kendi altyapılarını kullandırıyorlar. Sanal
operatörler kullandıkları bu altyapı nedeniyle telefon
şirketine bir bedel ödüyor. Dönüyor, hazine hem cep telefonu
şirketinin hasılatı üzerinden yüzde 15 pay alıyor -ki bunun
içinde ödenen kira da var- sonra gidip o sanal şirketin hasılatı
üzerinden de yüzde 15 pay alıyor. Bir mükerrerlik var. Bunu önleyelim diye
23 Temmuz 2010 tarihinde doğru bir kanun çıkıyor, Ödenen kira
şeyden düşülür diyor. Çünkü düşmezseniz 2 kere hazine payı
almış olursunuz. Güzel bir kanun. O zaman
tartışıldı. Sektör geldi, gitti Plan ve Bütçe Komisyonuna,
başka yerlere. Derdini anlatıyor siyasi parti gruplarına. Gayet
iyi hatırlıyorum. Bakın, sektör Telekomünikasyon
İletişim Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu, Plan ve Bütçe Komisyonu
yoğunlaşmış bu konunun üzerine, bu sorunu çözmüş.
Aradan kısa bir zaman geçiyor, bu tasarı geliyor şimdi. Birden
sistem tersine dönüyor. Ne yapılıyor? O şirketlerin brüt
hasılatı üzerinden yüzde 15 pay alınıyordu, o
hasılatın içine her şey giriyordu. Burada diyor ki: Sadece
verilen yetki kapsamındaki hasılat üzerinden payı alalım.
Yani bir şirket eğer hem kablolu TV hizmeti veriyor hem cep telefonu
hizmeti veriyorsa, kablolu TVyi bunun dışında
bırakalım. Peki, sonra ne yapıyorsunuz bu tasarıyla? Bunun
yürürlük tarihini de 1 Ağustos 2010 yapalım ki bazıları bu
payı ödemekten kurtulsun. Bunun cevabını Sayın Bakan
vermedi. Şimdi 27 şirket. diyor Sayın Bakan. Soruyorum size
Sayın Bakan: 27 şirketin kaç tanesi bu hazine payını
ödememiştir? Belki de 1 tanesi. Diğer 26sı belki de daha henüz
faaliyete geçmediği için, bir gelir elde etmediği için hazine
payını ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya
kalmamış. Şimdi, sorun, bir şirketin sorununu çözmek için
kâğıt üzerinde bu 27 şirket... 27 bile olsa açıklaması
yok. Onun sorununu çözmek için bu maddenin yürürlük tarihini 1 Ağustos
2010 olarak belirliyorsunuz. Bunu hangi hakla yapıyorsunuz? Millet size
bu yetkiyi veriyor mu? Hazineye ödenmesi gereken paydan, milletin hazinesine
girecek olan paydan siz millete haber vererek mi vazgeçiyorsunuz? Sayın
Bakan, bu bilgiyi neden vermediniz Genel Kurula? Niye
paylaşmıyorsunuz? Yani 27 şirket, vesaire... kalabalık
bir açıklama yaparak işin özüne neden dokunmuyorsunuz? Sorum
açık. Çıkıp burada Sayın Bakan, bakalım, açıklama
yapabilecek mi, o şirketin ismini verebilecek mi, o şirketin
yanında başka şirketler var mı yok mu, bunları
açıklayabilecek mi?
Yürürlük
maddesinde önerge geldiğinde tekrar konuşacağız. Yürürlük
maddesiyle ilgili önergemiz de burada.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Bizde yok Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Bölümler geldikçe
Bölümler geldikçe
dağıtılıyor.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ben müneccim değilim, oradakini bilemem.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz Kayserilisiniz, bunu atlamamanız
lazımdı Sayın Elitaş.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel
Kurulda görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Çerçeve 200 üncü
maddesinin aşağıdaki biçimde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Mustafa Elitaş (Kayseri) ve
arkadaşları
Madde
200- 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanununun 55 inci Maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Üst
rütbeye yükselmek için, kıdem şartlarını yerine
getirmiş Emniyet Amirleri ile 4 üncü, 3 üncü ve 2 nci Sınıf
Emniyet Müdürlerinin liyakat koşullarını belirlemek, üst
rütbedeki boş kadro miktarına göre sıralayarak terfilerini ve
ikinci meslek derecesindeki görev unvanlarına ataması yapılacak
personeli değerlendirmek ve öneride bulunmak üzere Genel Müdürlük Yüksek
Değerlendirme Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, Emniyet Genel Müdürünün
başkanlığında, Genel Müdür Yardımcıları,
Teftiş Kurulu Başkanı, Polis Akademisi Başkanı, 1.
Hukuk Müşaviri, Personel Dairesi Başkanı ile Polis
Başmüfettişleri arasından seçilecek bir Polis
Başmüfettişi ve İl Emniyet Müdürleri arasından seçilecek
iki İl Emniyet Müdüründen teşekkül eder. Polis Başmüfettişi
ile İl Emniyet Müdürlerinin seçimi yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılıyoruz Sayın Başkanım
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe...
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Emniyet
Hizmetleri Sınıfı personelinin üst yönetim kademesini
oluşturan 4. Sınıf Emniyet Müdürü, 3. Sınıf Emniyet
Müdürü, 2. Sınıf Emniyet Müdürü ve 1. Sınıf Emniyet Müdürü
rütbelerine terfi edecek personeli, kıdem ve liyakat esasları
çerçevesinde değerlendirerek belirlemekle görevli olan Genel Müdürlük
Yüksek Değerlendirme Kurulu üyelerinin Teşkilatımızın
farklı kademelerinde görev yapmakta olan üst düzey yöneticilerden daha
geniş katılımla oluşturulması hedeflenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
201inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 201inci
maddesinde yer alan Bakanlıkça ibaresinden sonra gelmek üzere bir
yönetmelikle ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Mehmet Şandır H. Hamit Homriş
Manisa Mersin Bursa
Hasan Özdemir Emin Haluk Ayhan
Gaziantep Denizli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı nın 201 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul İzmir
Malatya
Ramazan Kerim Özkan Atilla Kart Hüseyin
Pazarcı
Burdur Konya Balıkesir
Osman
Coşkunoğlu
Uşak
Madde
201- 9/4/1987 tarihli ve 3348 sayılı Ulaştırma
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının mülga (g) bendi
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
g)
Bakanlık strateji ve politikalarını da dikkate almak sureti ile
ekonomik haberleşme sektöründe araştırma ve geliştirmeye
yönelik faaliyetleri eğitim de dâhil olmak üzere teşvik etmek,
elektronik haberleşme sistemlerinin yazılım ve/veya donanım
olarak yerli tasarım, geliştirme ve üretimini Bakanlıkça
belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde desteklemek, bu amaçla kamu kurum ve
kuruluşları dâhil olmak üzere üniversiteler ile işbirliği
yapmak ve gerekli koordinasyon faaliyetlerini yürütmek, 5/11/2008 tarihli ve
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin
(i) bendi uyarınca aktarılacak kaynağın
kullanımını gerçekleştirmek.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Coşkunoğlu.
BAŞKAN
Osman Coşkunoğlu, Uşak Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN
COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısının, torba kanun diye geçen kanun
tasarısının 201inci maddesi vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi üzerine konuşmak için huzurunuzdayım.
Bu
201inci maddede bir ifade düzeltmesidir önergemiz. Fakat bu vesileyle 201inci
maddeye bakarsanız, söz konusu olan 3348 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesi birinci fıkrası mülga (g) bendini bir okuyalım buradan:
Bakanlık strateji ve politikalarını da dikkate almak sureti ile
elektronik haberleşme sektöründe araştırma ve geliştirmeye
yönelik faaliyetleri teşvik etmekten söz ediyor, eğitim de dahil
olmak üzere. Hangi bakanlık strateji ve politikaları? Bu konuda,
Telekom gibi önemli bir konuda Bakanlığımızın herhangi
bir vizyon veya stratejisi, politikası olmadığını
hepimiz biliyoruz. Gönül arzu ederdi ki konuyla ilgili bakanımız
burada olsun ve bu noktada yapacağımız önerileri dikkate
alsın.
Şimdi,
hepimizin çok iyi bilmesi gereken bazı sıkıntılar
yaşanıyor Telekom sektöründe, araştırma ve geliştirme
gerektiren konular var. Bunlardan bir tanesi, hepimizi ilgilendiren güvenli
İnternet konusudur. Bakın, 8-9 Şubat günleri dünyada Güvenli
İnternet Günleri olarak kutlandı, Türkiyede herhangi bir faaliyet
bu konuda yapılmadı. 8-9 Şubatta, Avrupa Birliğinin
yaptığı bir açıklamaya göre, bütün dünyada altmış
beş ülkede bu konunun önemi vurgulandı, Türkiyede bu konuda hiçbir
şey yapılmadı ve ARGE gerektiren konulardan en başta gelenlerden
bir tanesi de budur, İnternet güvenirliliği. Hangi yönlerden? Ben bu
önerilerimi burada yapayım:
Birincisi:
Çocuklarımızı zararlı İnternet yayınlarından
korumak istiyoruz, bunu hepiniz istiyorsunuz. Bunu nasıl
başarırız? Sansür uygulayarak mı? Hayır.
İnterneti şu anda dünyada en pahalı olan ülkelerden biriyiz.
OECD ülkeleri içerisinde ikinci en pahalı ülkeyiz. İnterneti çok
pahalı yaparak mı çocuklarımızı koruyacağız
zararlı İnternet yayınlarından? Hayır. Bakın, bu
konuda Avrupa Birliğinin aldığı çok güzel, ilginç, sivil
toplum örgütlerine, devlet sansürüne değil sivil toplum örgütlerine ve
toplumu bilinçlendirmeye yönelik çalışmaları vardır.
Bunlarla ilgili ARGEye dehşetle ihtiyacımız var.
İkincisi
kişisel verilerle ilgili. 70 milyonun kişisel verileri
çalındı bu ülkede, hem de bu konunun uzmanı olmayan insanlar
tarafından. İnanın, böyle bir olay demokrasinin düzgün
işlediği bir ülkede hükûmetin istifasını gerektirirdi, 70
milyonun kişisel verilerinin çalınması. Üstüne üstlük de 12
Eylül 2010da referanduma sunulmuş olan Anayasa
değişikliğinin bir maddesi de kişisel verileri korumakla
ilgili. Öte yandan 1998den beri kişisel verileri korumakla ilgili kanun
tasarısı bekliyor. Yani referanduma kondu, yok
Kurumsal
saldırılara karşı güvenliği sağlamak
25-28 Ocak
arasında kurumsal saldırı tatbikatı yapıldı.
Sonuçları net olarak açıklanmadı ama ben biliyorum, haberli bir
şekilde yapılmış olmasına karşın -bu
saldırılar otuz beş kuruma yapıldı- büyük
çoğunluğunun sistemi çökmüştür. İşte hâl böyle iken,
bu konularda yerli güvenlik araçlarının ARGEsinin
yapılması ve geliştirilmesi gerekli iken böyle bir program henüz
ele alınmamıştır ama burada bunun ifadesi
yapılıyor.
Bu
maddeyi tartışırken bu önerilerimi de sizlerle
paylaşmış oldum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 201inci
maddesinde yer alan Bakanlıkça ibaresinden sonra gelmek üzere bir
yönetmelikle ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Madde
elektronik haberleşmede önemli düzenlemeleri içermektedir. Böylesine
girift ve hassas düzenlemelerin usul ve esaslarının yönetmelikle
belirlenmesinde fayda bulunmaktadır.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
202nci
madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 202 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan Atilla Kart
Malatya Burdur Konya
Hüseyin
Ünsal
Amasya
Madde
202- 3348 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde
eklenmiştir.
"Ek
Madde 5- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, her üç ayda bir
giderlerinin karşılanmasından sonra kalan miktarın yüzde
yirmibeşini, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu gereğince genel bütçeye yapılacak ödeme
ile aynı zamanda, 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik
Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin (i) bendi uyarınca
"Araştırma ve Geliştirme Gelirleri" olarak genel
bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın Merkez Muhasebe
Birimi hesabına aktarır ve Bakanlığa bildirir.
Aktarılan tutarları ilgili tertiplere ödenek kaydetmeye, bu
ödeneklerden yılı içerisinde harcanmayan tutarları ertesi
yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Bakan yetkilidir. Ödeneklerin
kullanımına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık
tarafından belirlenir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, elektronik
haberleşme sektöründe öncelikli olarak desteklenmesini öngördüğü
alanlara ilişkin görüşünü, her yıl Haziran ayı sonuna kadar
bir rapor halinde Bakanlığa bildirir. Bakanlık,
araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi kapsamında,
gerekli gördüğü bilgileri her türlü kamu kurum ve kuruluşlarından
istemeye yetkili olup, kendilerinden bilgi istenen kurumlar da bu bilgileri en
kısa zamanda vermekle yükümlüdürler.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal, buyurun.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Saygıdeğer
milletvekilleri, 202nci maddeyle ilgili vermiş olduğumuz bu önergeye
sizlerin desteğini bekliyoruz.
Ben
hazır Sayın Enerji Bakanımızı da burada
bulmuşken, demin konuşmalardan esinlendikten sonra, Sayın
Bakanım eğer dikkatle dinlerseniz bir konuda sizi aydınlatmak
istiyorum o Hazine Müsteşarlığıyla alakalı
söylemiş olduğunuz konudan dolayı.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Sayın Başbakan o küçük çocukların
ellerini açtığında soğukta üşümesinler diye valilere
talimat verdi Kamyonların şoför mahalline binin, kömürleri
dağıtın, gerekirse sobalarını da verin. dedi.
Şimdi, bu ulvi bir davranıştır, buna sonuna kadar
katılıyoruz. Tabii ki yoksul yurttaşlarımıza kömür
yardımı yapılması kadar doğal bir şey yok ama bu
yapılırken, o kömürleri dağıtan
Dağıtılan
kömürler üzerinden birileri zengin edilip Ankaranın göbeğinde
gökdelenlere oteller yapıyorlarsa burada bir arıza var demektir. O
arızaları anlatmaya çalışacağım.
Değerli
Arkadaşımız Atilla Kart Hazine
Müsteşarlığıyla ilgili bir rapordan bahisle 1 katrilyon 495
milyar liralık bir yolsuzluğu anlatmaya çalıştı.
Sayın Bakan da Hazinede böyle bir araştırma
yapılmış. Bu, Hazinenin yaptığı
araştırmanın üzerine üç tane daha, bir denetçi çalışma
yapıyor. dedi. O denetçilerin çalışma yapıp
yapmadığı konusunda hâlen bizim hiçbir ikna olmuş
noktamız yok ama Hazine Müsteşarlığının
yapmış olduğu o çalışmada çok ciddi bir gerçek ortaya
çıkarılmış, hem Sayın Bakanımızın hem
de Başbakanımızın önüne konmuş. 1,5 katrilyon
liralık kömürün, fakirlere dağıtılan kömürün, Türkiye Kömür
İşletmeleri kanalıyla Sosyal Yardımlaşma
Dayanışma Vakfına verilen kömürlerin nasıl verildiğini
anlatmaya çalışacağım.
Bir
tanesi Dodurgada, Çorumun Dodurga İşletmesi. Bu İşletme
ihaleye çıktığında
O rapordan anlatmaya
çalışıyorum. Bu İşletme ihaleye çıkıyor ve
ihaleye çıkarken kurum diyor ki: Bu kömürü yerin altından
çıkaracaksınız. Memleketinde kömür işletmeleri olan
insanlar bilirler yani Galeri sistemde kömür çıkaracaksınız.
diye ihaleye çıkıyor ve bu ihaleye giren firmalar hatta buna
inanmıyorlar, birkaç kere de yazı yazıyorlar ve bu yazılar
hem Enerji Bakanlığına hem de Kömür İşletmelerine
ulaşıyor Gerçekten bu galeri usulünde mi yapılacak? diye.
Evet, yer altından çıkarılacaktır. diyor ve ihaleye
giriyorlar, fiyat veriyorlar. En uygun fiyatı veren, redevansı alan
firma da işe başlıyor.
Değerli
arkadaşlarım, işe başladıktan belli bir süre sonra
artık bu kömür yer altından değil, açık işletme
yoluyla alınmaya başlanıyor çünkü yer altından çıkan
kömürle açık işletmeli çıkan kömürün arasındaki maliyette
çok ciddi farklılıklar var. Her nedense bu kömür aniden 3.195 kalori
iken birden 4.150 kalori oluyor, yine kamunun laboratuvarlarında ve
işte, o ellerini açan fakirlere giden kömürlerden birileri zengin oluyor.
Bunlardan bir tanesi de Çelikler İnşaat, raporda geçtiği için
ismini veriyorum, o 1,5 katrilyon liralık yolsuzluğun içerisindeki
firmalardan bir tanesi bu. Bu, kabul edilebilir bir gerçek mi? Hangimiz kabul
edebiliriz? Böyle bir rapor ciddiye alınmaz mı? Bu rapor ciddiye
alınmıyor, Biz bunları inceleyeceğiz. deniyor. Ne zaman
incelenecek? Ondan sonra da üstüne bir kanun getiriyorsunuz, torba yasa diye,
torba yasayla da onun üstünde istim geçiliyor.
Bir
ihaleyi daha anlatacağım. Bu ihaleyi anlatırken de bunu çok kuru
kuru anlatmadığımızı da ifade etmek istiyorum. Ben
dâhil olmak üzere 5 arkadaşımız Ankara Cumhuriyet
Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bakan gitmiş
-eski Bakan şimdi- eski Bakan ve onun maiyetindeki memurlarla ilgili suç
duyurusunda bulunduk. Sadece bir cevap geldi: İşte Bakan,
milletvekili olduğu için şu anda bir çalışma
yapılamayacak. diye. Bir tek bu cevap geldi. Hâlâ bu işin üzerine
gidilmedi, Şırnak kömürleriyle ilgili.
Aynı
yerde yine bir arıza daha oluyor, Şırnak kömürleriyle ilgili,
kükürt oranı birden düşüyor, kalorisi yükseliyor ve Şırnak
kömürlerini Türkiye Kömür İşletmesi alıyor ve Sosyal
Yardımlaşma Vakfı kanalıyla fakirlerimize kömür olarak
dağıtılıyor. Hem kalitesiz kömür hem kalorisi düşük kömür
hangi fiyata dağıtılıyor Sayın Bakanım? Soma
linyitleri fiyatına dağıtılıyor Şırnakta
çıkan, Dodurgada çıkan kömürler. Şimdi, bunu nasıl kabul
edebiliriz? Böyle bir yolsuzluğu nasıl kabul edebiliriz de içimize
sindirebiliriz? Eğer, bu yolsuzlukları torba yasayla
geçiştirmeye kalkıyorsak bunun vebali çok büyüktür diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
203üncü
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 203 üncü maddesinin 1 inci
fıkrasının sonuna "Bu kararlar Resmi Gazete'de
yayımlanarak kamuoyuna duyurulur." ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mehmet Günal E. Haluk Ayhan Mustafa Kalaycı
Antalya Denizli Konya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 203 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan Atilla Kart
Malatya Burdur Konya
Madde
203- 3348 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Büyükşehir
belediyelerinin bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla yapımı
devam etmekte olan şehir içi raylı ulaşım sistemleri ve
metro projeleri, Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak Bakanlıkça
devralınır.
Devir
alınmasına karar verilen her bir proje bakımından ayrı
ayrı geçerli olmak üzere, yüklenicilerin Belediyelerle akdedilmiş
bulunan sözleşmeleri ile aynı şartlarda işi yürütmeye
yazılı olarak muvafakat etmeleri kaydı ile Bakanlık; söz
konusu projelerin mevcut sözleşmeleri ile devralınmasına da
karar verebilir."
Devir
konusunda Belediyelerle yapılacak protokoller, Belediyelerin
yüklenicilerle yapmış bulundukları sözleşmelerin
Bakanlıkça devralınması amacına yönelik Bakanlık ile
yükleniciler arasında yapılacak sözleşmeler ve bu devirlerle
ilgili yapılacak diğer işlemler damga vergisi ve harçlardan
müstesnadır.
Devir,
alım ve yapımı tamamlanmış olanlarının devir
işlemleri, bu Kanunun 9 uncu maddesinin (a) bendinde belirtilen
koşullar dikkate alınmak suretiyle ve (e) bendinde belirtilen
hükümler çerçevesinde düzenlenecek protokoller ile gerçekleştirilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Devrin
Bakanlar Kurulu Kararına dayanılarak yapılacağına
açıklık getirilmesi ve maddedeki tekrarlanan "ile"
bağlaçlarından kaçınılması için geçici maddenin
tamamının değiştirilmesinin uygun olacağı
düşüncesi ile işbu değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 203 üncü maddesinin 1 nci fıkrasının
sonuna "Bu kararlar Resmi Gazete'de yayımlanarak kamuoyuna
duyurulur." ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Günal (Antalya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Söz
konusu düzenleme ile kamunun şeffaflaştırılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
204üncü
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
204 üncü maddesinde yer alan " bir ay" ibaresinin " 30 gün"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Behiç Çelik Erkan Akçay Mehmet Şandır
Mersin Manisa Mersin
Mustafa Kalaycı E. Haluk Ayhan Mehmet Günal
Konya Denizli Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 204 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart R. Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
Osman
Coşkunoğlu
Uşak
Madde
204- 3348 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"Geçici
Madde 8 - Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından 5809
sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 6 ncı maddesinin (i)
bendi uyarınca aktarılması gereken ancak bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla henüz aktarılmamış tutarlar
genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere Bakanlığın Merkez Muhasebe
Birimi hesabına bir ay içinde aktarılır. Bu tutarları ek 5
inci madde kapsamında Bakanlık bütçesine ödenek kaydetmeye Bakan
yetkilidir. Aktanım yapılması gereken tarihten itibaren bir ay
içinde yapmayan en üst derecede yöneticiye yeni bir düzenleme
yapılıncaya kadar en yüksek devlet memuru
aylığının (ek gösterge dahil) beş katı
tutarında idari para cezası verilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Öneri üzerinde söz isteyen Osman Coşkunoğlu, Uşak
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN
COŞKUNOĞLU (Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, görüşülmekte olan torba yasanın 204üncü maddesinde
bir düzenleme, bir zorunluluk gereği düzenleme öneriyoruz önergemizde.
Bu
maddede 1998de çıkarılmış olan ve Telekom sektörünün
anayasası diyebileceğimiz, bizim de desteğimizle, birçok
eksiğine rağmen desteğimizle ve çabamızla -ana muhalefet
olarak- çıkarılmış olan Elektronik Haberleşme
Kanununun birçok iyileşme ihtiyacı olan maddesinden bir tanesini ele
alıyor, 6ncı maddenin (i) bendini ele alıyor. Elektronik
Haberleşme Kanununun 6ncı maddesinin (i) bendi de 5inci maddesinin
birinci fıkrasının (ğ) bendine referans veriyor. Nedir bu?
Bunu okuyorum: Elektronik haberleşme sistemlerinin yerli tasarım ve
üretimini, bu amaçla sektöre ilişkin araştırma, geliştirme,
eğitim faaliyetlerini teşvik etmek.
Değerli
arkadaşlar, bu konuda Yerli cep telefonu üretelim. gibi önü arkası
düşünülmemiş, hesabı kitabı yapılmamış,
teknolojisinin altyapısı geliştirilmemiş birtakım
parlak laflar ediliyor ARGEyle ilgili fakat biliyor musunuz, burada
eğitimden de söz ediyor bu sektörde, bir önceki maddede de eğitimden
söz ediyordu. Türkiyede, bilişim sektöründe, yabancı bir ülkeden
gelen ülkenin ismini söylemek istemiyorum, tahmin edebilirsiniz- 10 bin
civarında yabancı mühendis, bilişimci istihdam ediliyor. Neden?
Dışarıdan geliyorlar, bunların bir kısmı da yasal
değil -tahmin ediyorum, anladığım kadarıyla- bir
kısmı bulunduğu ülkede maaşını alıyor, bir
kısmı burada. Bir kere böyle bir ortam var. Üstelik TÜİKin ilk
kez geçen sene yapmış olduğu meslek kategorilerine göre
işsizlik oranında bilgisayar konusunda eğitim görmüşlerin
işsizlik oranı yüzde 20lerde gezinirken böyle bir durum var ama buna
bakanlık maalesef göz yumuyor, benim yazılı soru önergem bu
konuda maalesef arzu edilen dikkati görmüyor.
Diğer
bazı bilgileri ben sizinle paylaşmak istiyorum. Şimdi, ARGEden
bahsediyoruz. Biliyor musunuz, ARGEye birçok para yatırılıyor.
Şimdi, burada da o parayla ARGE için, ARGEyi teşvik için
yapılacak harcamayla ilgili bir madde fakat amaç, ARGEye harcanacak
parayı artırmak değil ki, o bir araç, onun sonucu olarak
uluslararası rekabette -Türkiye şuradan şuraya gelmiş hiç önemli
değil- nerede olduğumuzdur. Ben size bununla ilgili sadece birkaç
rakam vereceğim. Bu kadar ARGE lafı ediliyor fakat rekabet gücümüz
hâlâ -bu, Davostaki Dünya Ekonomik
Formu rakamları- bakın, 2009da 133 ülke içerisinde 61inci
sıradaydık, 2010da 139 ülke içerisinde 61inci sıradayız,
oralarda geziniyoruz. Çok önemli olan, İnternet alanındaki geniş
bantta 57 ülke arasında 44üncü sıradayız. Çok gerilerdeyiz ve
bu gerilerden ileri gelmek için yapılan bir strateji
Para harcanabilir,
ARGEye ayrılan para artırılabilir fakat uluslararası
rekabette bunun sonuçlarını göremiyoruz.
Bakın,
önemli bir rakam daha vereyim size rakam çok- bilimsel araştırma
kurumlarının kalitesinde 31inci sıradaydık evvelki sene,
geçen sene 70inci sıraya düştük. Bunun bu kadar düşüşünü
ben de biraz yadırgadım, yani kırk basamak birden
düşüşü yadırgadım ama bir düşüş
Elimdeki birçok
rakam gösteriyor ki ARGE konusunda sadece para harcamak değil bu düzgün
bir stratejiyle
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN COŞKUNOĞLU
(Devamla) -
planlı bir stratejiyle ve bir hedefe yönelik yapılmazsa
başarılı olamaz. Dolayısıyla, ARGEye sadece para
harcıyoruz diye övünmekle olmuyor, itiraf oluyor. Para harcıyoruz ama
sonuçta uluslararası rekabette geri kalıyoruz diye bir durum ortaya
çıkıyor. Bunu bilmenizde yarar var.
Hepinize
teşekkür eder, saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Coşkunoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 204 üncü maddesinde yer alan "bir ay"
ibaresinin "30 gün" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erkan Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Söz
konusu düzenleme ile 30 günlük süre verilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
205inci
madde üzerinde dört adet önerge vardır, geliş sırasına göre
okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 205 inci maddesiyle 3572 sayılı
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 2 inci
maddesine eklenmesi öngörülen bentten sonra gelmek üzere
aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz
Nurettin Canikli A. Sibel Gönül Fikri Işık
Giresun Kocaeli Kocaeli
Öznur Çalık Fatma Şahin Yılmaz Tunç
Malatya Gaziantep Bartın
"g)
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu uyarınca meslek mensuplarınca açılan
bürolar"
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 205'inci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un
2 nci maddesine aşağıdaki (g) bendinin eklenmesini arz ederiz.
Mustafa Özyürek Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan
İstanbul Malatya Burdur
Harun Öztürk Atilla Kart Bülent Baratalı
İzmir Konya İzmir
g) 3568
sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali
müşavirlik bürolarına
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'nci maddesi
ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine eklenen (f) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"f)
1136 sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan
avukatlık büroları ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca
açılan muhasebecilik ve mali müşavirlik bürolarına
M. Nuri Yaman Sebahat Tuncel M. Nezir Karabaş
Muş İstanbul Bitlis
Fatma Kurtulan Hasip Kaplan Şerafettin Halis
Van Şırnak Tunceli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
205 inci maddesinin sonuna aşağıdaki bentlerin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Erkan Akçay Münir Kutluata
Mersin Manisa Sakarya
Behiç Çelik Hüseyin Yıldız Mehmet Günal
Mersin Antalya Antalya
"g)
3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan bürolara"
h) 5661
Sayılı Yükseköğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri
Hakkındaki Kanuna ek kanunun 1 inci maddesi ile 3797 Sayılı
Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 42 nci maddesi kapsamına giren gerçek ve özel hukuk
kişilerine ait özel öğrenci yurtlarına
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Söz
konusu düzenleme Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu ve 5661 Sayılı Kanun kapsamındaki
açılan iş yerlerinin de istisna kapsamına alınması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 205'nci maddesi
ile 3572 sayılı Kanun'un 2 nci maddesine eklenen (f) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
"f) 1136
sayılı Avukatlık Kanunu uyarınca açılan avukatlık
büroları ile 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik
ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik
ve mali müşavirlik bürolarına
M. Nuri
Yaman (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3568
sayılı Yasa uyarınca açılan muhasebecilik ve mali
müşavirlik büroları mesleki faaliyetin icra edildiği mekânlar
olup, mezkûr Yasanın 45 inci maddesine göre bu bürolarda yürütülen
çalışma ticari faaliyet sayılmamaktadır. Her iki meslek
grubu mesleki faaliyet için mesleki Birliklerinden ruhsat almak ve
odalarının çalışanlar listesine kayıtlı olmak
zorundadırlar. 3572 sayılı Yasada ruhsatlandırma için
öngörülen amaç aynı nitelikteki işyerlerinde belirli bir standart
sağlanması olup, kanun ile belirlenmiş bu standardın (çevre
kirliliğine yol açmamak, insan sağlığına zarar
vermemek, yangın, patlama, iş güvenliği gibi hususlara riayet
etmek vs.) muhasebe ve mali müşavirlik bürolarına uygulanması
mümkün değildir. Avukatlık büroları ile muhasebe ve mali
müşavirlik büroları arasında nitelik ve hukuki statü
bakımından herhangi bir fark bulunmadığından,
eşitlik ilkesinin bir gereği olarak tasarı ile avukatlık
büroları için getirilen muafiyetin muhasebe ve mali müşavirlik
bürolarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi
gerekmektedir.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir; önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge
sahiplerine istemleri hâlinde de ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 205'inci maddesi ile 3572 sayılı Kanun'un
2 nci maddesine aşağıdaki (g) bendinin eklenmesini arz ederiz.
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
g) 3568
sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanunu uyarınca açılan muhasebecilik ve mali
müşavirlik bürolarına
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılıyoruz efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçeyi okutun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Gerekçe
BAŞKAN
Her iki önergenin gerekçesini de okutuyorum:
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesi:
Gerekçe:
3568
sayılı Yasa uyarınca açılan muhasebecilik ve mali
müşavirlik büroları mesleki faaliyetin icra edildiği mekânlar
olup, mezkûr Yasanın 45 inci maddesine göre bu bürolarda yürütülen
çalışma ticari faaliyet sayılmamaktadır. Her iki meslek
grubu mesleki faaliyet için mesleki Birliklerinden ruhsat almak ve odalarının
çalışanlar listesine kayıtlı olmak zorundadırlar.
3572
sayılı Yasada ruhsatlandırma için öngörülen amaç aynı
nitelikteki işyerlerinde belirli bir standart sağlanması olup,
kanun ile belirlenmiş bu standardın (çevre kirliliğine yol
açmamak, insan sağlığına zarar vermemek, yangın,
patlama, iş güvenliği gibi hususlara riayet etmek vs.) muhasebe ve
mali müşavirlik bürolarına uygulanması mümkün değildir.
Avukatlık
büroları ile muhasebe ve mali müşavirlik büroları arasında
nitelik ve hukuki statü bakımından herhangi bir fark
bulunmadığından, eşitlik ilkesinin bir gereği olarak
tasarı ile avukatlık büroları için getirilen muafiyetin muhasebe
ve mali müşavirlik bürolarını da kapsayacak şekilde
genişletilmesi gerekmektedir.
Nurettin
Canikli (İstanbul) ve arkadaşlarının önergesinin gerekçesi:
Gerekçe:
Verilen
önerge ile, sunmuş oldukları hizmetin özelliği dikkate
alınarak 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve
Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca meslek mensuplarınca
açılmak istenen bürolar hakkında 3572 sayılı
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun hükümlerinin
uygulanmaması öngörülmektedir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önergeler doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
206ncı
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 206 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Atilla Kart R. Kerim Özkan Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Konya Burdur Malatya
Madde
206- 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci
maddesinin iki, beş ve on uncu fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
(2) 2
nci maddenin (a) bendi hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve
tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen
işletme sorumluları, denetimi yapan yetkililer tarafından önce
yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı yazısı,
ilgili işletme sorumlusuna tebliğ edilir. Bu uyarıya
rağmen, verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, mahalli
mülki amir tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(5) 3
üncü maddenin yedinci fıkrasındaki yasağa aykırı
hareket edenlere, mahalli mülki amir tarafından bin Türk Lirası idarî
para cezası verilir.
(10) 3
üncü maddenin ondördüncü fıkrasındaki ürünleri üretenlere, mahalli
mülki amir tarafından yirmibin Türk Lirasından yüzbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(16) Bu
maddedeki cezaları gerektiren fiillerin tekerrürü halinde idari para
cezası bir kat artırılarak verilir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 206.
maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan Akçay Emin Haluk Ayhan Mehmet Şandır
Manisa Denizli Mersin
Mustafa
Kalaycı Mehmet
Günal
Konya Antalya
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir
sorunu dikkatinize getirmek için söz aldım, bu önergeyi de buna vesile
olsun diye verdik.
Öncelikle
şunu ifade etmemiz lazım: 23üncü
Dönem Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bana göre en hayırlı işi, bu sigara içmekle
ilgili çıkartılan yasa olmuştur; kapalı alanlarda sigara
içilmesini yasaklayan kanun, bu Meclisin eseridir. İktidarıyla
muhalefetiyle tüm milletvekillerimiz, ülkemiz ve insanımız için en
hayırlı işi yapmıştır ama yine ifade etmeliyim ki
bunun mimarı Sayın Profesör Doktor Cevdet Erdöldür ve komisyonudur.
Sayın Bakanın da desteğiyle, tüm grupların da
katılımıyla, gerçekten Türkiyemize yakışır bir
hukuk düzenlemesi yapılmıştır ve yine çok teşekkür
etmemiz gereken bir diğer husus, halkımız da buna bihakkın
uymuştur yani Türk milletinin bu noktadaki asaletine herkes şapka
çıkartmalıdır. Gerçekten çok da etkin bir şekilde
uygulanmıştır, insanımız da gönüllü olarak bu
yasağa uymuştur.
Bunları
teslim ettikten sonra, bu hayırlı işin uygulanmasından
doğan bir arızayı da, bir sıkıntıyı, bir
problemi de birlikte ifade etmekte fayda görüyorum.
Değerli
milletvekilleri, yasak gerçekten günümüz dünyasında çok etkili bir tedbir
değil, olmadığını hep beraber biliyoruz, görüyoruz.
Yasaklarla bir kural tanzim etmek ve paylaşılabilinir,
içselleştirilmiş bir yapıya dönüştürmek çok mümkün
değil. Sigara zararlarına karşı
çıkarttığımız yasa, daha çok sigara içmeyenleri
korumak ve sigara içenleri caydırmayı amaçlayan bir yasaydı.
Doğru bir amaçtı ama uygulama için koyduğumuz kurallar bazılarının
canını yaktı. Ben, bu konudan çok muzdarip olan
esnafımızın çığlığına
kulaklarımızı kapatamayacağımız kanaatindeyim.
İki yönü var hadisenin: Biri, konulan yasak Türkiye'nin her bölgesinde
aynı şekilde uygulanamıyor, bir adaletsizlik oluşuyor.
İki: Uygulamanın getirdiği bir tartışma ortamı
yaşanıyor ve özellikle kahvehane, lokanta, kapalı işletme
işleten esnaflarımız, bu noktada kanunun getirdiği
cezaların karşılanmasında büyük mağduriyetler
yaşıyorlar. Buna da bir çözüm üretmemiz lazım. Zannediyorum
Batıda, işte, sigara içenlerin gittiği lokantalar, gittiği
kahveler olduğunu zannediyorum. Yoksa, yani yanlışı yapmak
da bir özgürlük, bir hak olsa gerek. Birileri, sigara içmek özgürlüğünü
savunabilir ama bundan dolayı esnafın bu kadar ağır
cezalarla cezalandırılması ve bundan dolayı birtakım
tartışmaların yaşanması bir sorundur, bir realitedir.
Buna da çözüm üretmek yine bu Meclisin görevidir.
İkinci
husus: Ortaya koyduğumuz hüküm, kanun, kural Türkiyenin her bölgesinde
aynı şekilde uygulanmamaktadır ve bu uygulamaya birçok
şekilde yapılan müdahaleler, maalesef toplumda bir
tartışmaya sebep olmaktadır. Esnafımızın bu
noktadaki mağduriyetine çözüm üretmek de yine bu Meclisin görevidir.
Ben ümit
ediyorum ki, bu soruna da çözüm üretmek için bu torba yasa bir
fırsattır, inşallah bu torba yasa yarın akşam
itibariyle bitmeden önce bu yönde bir düzenleme yapılır ve
esnafın bu sorunu da bu şekilde çözülmüş olur temennisini
sizlerin dikkatine sunmak için söz aldım, hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 206 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk (İzmir) ve
arkadaşları
MADDE
206- 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin
Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci
maddesinin iki, beş ve on uncu fıkraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
(2) 2
nci maddenin (a) bendi hariç birinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarında belirtilen yasakların uygulanması ve
tedbirlerin alınması ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyen
işletme sorumluları, denetimi yapan yetkililer tarafından önce
yazılı olarak uyarılır. Bu uyarı yazısı,
ilgili işletme sorumlusuna tebliğ edilir. Bu uyarıya
rağmen, verilen sürede yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere, mahalli
mülki amir tarafından beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına
kadar idarî para cezası verilir.
(5) 3
üncü maddenin yedinci fıkrasındaki yasağa aykırı
hareket edenlere, mahalli mülki amir tarafından bin Türk Lirası idarî
para cezası verilir.
(10) 3
üncü maddenin ondördüncü fıkrasındaki ürünleri üretenlere, mahalli
mülki amir tarafından yirmibin Türk Lirasından yüzbin Türk
Lirasına kadar idarî para cezası verilir.
(16) Bu
maddedeki cezaları gerektiren fiillerin tekerrürü halinde idari para
cezası bir kat artırılarak verilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Mustafa Özyürek, İstanbul Milletvekili.
MUSTAFA
ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, sigara yasağının konulması
doğru olmuştur, uygun olmuştur ancak burada bazı önemli
sorunlar çıkmaktadır, özellikle iş yerleri açısından.
Sayın Şandırın da ifade ettiği gibi özellikle
kahvehanelerde, özellikle gecekondu bölgelerinde, köylerdeki, kasabalardaki
küçük kahvehanelerde bu yasağın uygulanmasında çok ciddi sorun
vardır. Bu yasak bugüne kadar belediyeler tarafından
uygulanıyordu, yasa öyleydi. Şimdi getirilen bu
değişiklikle, bu yasağı takip etme görevi mülki amirlere,
bir anlamda, emniyet teşkilatına verilmektedir ve getirilen
düzenlemeyle, cezalar tekerrür hâlinde katlanarak verilecektir. Diyelim, bir
uyarıdan sonra bir iş yerine 5 bin liralık ceza
veriyorsanız, tekerrürü hâlinde 10 bin
Böyle katlanarak giden bir ceza
var.
Şimdi,
burada, büyüklük ayrımı yapılmıyor, bölge ayrımı
yapılmıyor. Doğuda fakir bir köydeki kahvehaneye de,
İstanbulda
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Sayın Başkan, salonda uğultu var
MUSTAFA
ÖZYÜREK (Devamla) Evet, arkadaşlar bu saatte herhâlde artık
tahammüllerinin sonuna geldiler. Eskiden dışarı çıkıp
sonra davet üzerine geliyorlardı, şimdi girip çıkmayalım
diye burada oturunca da sohbet ediyorlar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MUSTAFA
ÖZYÜREK (Devamla) Değerli arkadaşlarım, aslında, hepinizi
ilgilendiren önemli bir konudan bahsediyorum; iktidar partisini, bu seçimler
yaklaştığı dönemde, daha çok ilgilendiren bir konudan
bahsediyorum. Bu ilk kez Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde, kapatma
yetkisi de öngören bir düzenleme gelmişti. Orada bizim
itirazımız üzerine AKPli arkadaşlarımız da
katılınca, kapatma yetkisi alındı. Şimdi, Sayın
Sağlık Bakanı, bu yasağın yeteri kadar
uygulanmadığı görüşündedir. Oysa, olabildiği kadar,
böyle kapsamlı bir yasak iyi uygulanıyor. Bunu daha çok
sıkarsanız büyük sıkıntı, sorun yaşanır.
Şimdi,
burada, getirilen önergeye, getirilen düzenlemeye bir revizyon yapmazsak büyük
sıkıntı yaşarız, hepiniz yaşarsınız.
Bir: Öncelikle esnaf yaşar bu sıkıntıyı çünkü her
seferinde katlanarak giden bir ceza çok ağır bir cezadır.
İki: Bölge farklılığı gözetilmediği için
İstanbuldaki bir işletme ile Karstaki bir işletmeye aynı
cezayı vermek yanlıştır, bir küçük kahve ile büyük bir
lokantaya aynı cezayı vermek yanlıştır. Bu
farklılıkları, bu ayrımları yaratmadan bu
yasağı polise verdiğiniz zaman gerçekten büyük keyfî
uygulamalara neden olur. Önce bir gün gidersiniz tesadüfen bir sigara içen
birisini bulursanız bir uyarı yaparsınız, ertesi günü
gidersiniz 5 bin lira ceza kesersiniz, ertesi günü gidersiniz 10 bin lira ceza
kesersiniz. 10 bin lira ceza kestiğiniz bu küçük işletme sonunda hemen
kapanır. Büyük işletme belki buna tahammül eder ama onun da makul
olması lazım.
Cezalar
sadece yasalara yazılarak uygulanamaz. Cezaların makul olması
lazım, tahammül edilebilir olması lazım, özellikle lokanta,
kahve, bar gibi işletme sahiplerinin de mutlaka düşünülmesi,
onları gözetecek şekilde bu maddede değişiklikler
yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
207nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sayılı Kanun Tasarısının 207. maddesinde yer
alan 2015 ibaresinin 2016 olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Erkan Akçay Emin Haluk Ayhan Mehmet Şandır
Manisa Denizli Mersin
Mehmet Günal Beytullah Asil Mustafa Kalaycı
Antalya Eskişehir Antalya
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sıra sayılı "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 207 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Harun Öztürk Hüseyin
Pazarcı
İstanbul İzmir Balıkesir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu R. Kerim Özkan Atilla Kart
Malatya Burdur Konya
Madde 207- 16/8/1997 tarihli ve 4306
sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim
Temel Kanunu, Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu, Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun ile 24.3.1988 Tarihli ve 3418 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılması ve Bazı Kağıt ve
İşlemlerden Eğitime Katkı Payı Alınması
Hakkında Kanunun Geçici 1 inci maddesinin (A) fıkrasının 2
nci bendinin (c) alt bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c)
6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 40 ıncı maddesine
göre tahsil edilen şans oyunları vergisinin, % 25'i 31.12.2015
tarihine kadar sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim hizmetlerinde
kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı payı
olarak ayrılır. Bakanlar Kurulu bu süreyi her defasında iki
yıl olmak üzere uzatabilir.
Bu hükme
göre ayrılan paylar, tahsil edildiği ayı izleyen ayın son
günü akşamına kadar Milli Eğitim Bakanlığına
ödenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya
Milletvekili.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; bir önceki maddeyle ilgili konuşacağım.
Sayın
Bakan, Sayın Erdöl, benim de sağlığını korumak
zorundasın. Ben sigara içen bir insanım. Beni her gün bu soğukta
dışarı çıkarıp, dışarıdan içeri
getirerek benim de sağlığımı tehlikeye atmak zorunda
değilsin. Benim de sağlığımı lütfen o zaman
düşünün.
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Düşünüyoruz!
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Tamam, sigara içmek sağlığa
zararlı olabilir, tıbben saygı duyuyorum ama ben sigara içen bir
insan olarak beni her gün bu soğukta dışarı
çıkarıp hasta etmeye hakkınız yoktur. Bir.
İki
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu, lütfen önergeyle ilgili konuşunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Önergeyle ilgili konuşuyorum.
BAŞKAN
Buyurunuz.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) İki: Sayın Erdöl, ceza verecekseniz
lütfen cezayı bana verin bana, esnafa vermeyin, o gariban esnafa vermeyin.
Gelsin mülki amir beni yakalasın, cezayı artırın,
cezayı bana versin. Bana versin cezayı. Eğer siz aynı anda
hem esnafa 5 bin lira ceza, bana 62 lira ceza uygularsanız o esnaf beni
ihbar etmez.
Üç: Siz
Malatyanın Pütürgesinin küçük bir köyündeki günde 20 lira ciro yapmayan
bir adama 5 bin lira ceza uygularsanız, İstanbulun Etilerindeki
aynı adamı aynı kefeye koyarsanız ne adilsiniz
Haksızlık yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Haksızlık yapıyorsunuz
Haksızlık
yapıyorsunuz
Adamın cirosu günde 20 lira değilse, siz bu adama
eğer 5 bin lira ceza verirseniz haksızlık yapıyorsunuz.
Dört: Bu
subjektif bir olay. Arkadaşlar, bu subjektif bir olay, subjektif. Kimi
mülki amir sigara içiyordur, çok böyle es geçiyordur, ceza verdirmiyordur, kimi
mülki amir de inatla en büyük cezayı verdirir. Olaylara subjektif
bakarlar. Burada bir objektif kriter yoktur.
Bu
nedenle, Sayın Erdöl, benim sağlığımı da
düşünmek zorundasın. Lütfen, dışarı çıkarken
Oraya artık kaloriferli bina mı yaptırıyorsun, ne
yaptırıyorsun, bunu yaptırmazsan bu yasayı uygulamakta
haksızlık yaparsın.
Yarına
kadar düşünün, yarın bu maddeyle ilgili yeni öneriler getirin, o
küçük esnafı
Komisyonda
Sedat Bey olmasaydı bu madde geçmiyordu. Bunun da müsebbibi Sedat Beydir.
Hepinize
saygılar sunarım, teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 606 sayılı Kanun Tasarısının 207. maddesinde yer
alan 2015 ibaresinin 2016 olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE
BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Beytullah Asil, Eskişehir Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 207nci maddesi üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle sizleri ve
şahsınızda milletimi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, kalkınmanın ve uygar toplum olmanın temeli
nitelikli insan gücüne sahip olmakla başlar. Nitelikli insan gücü de ancak
yapılacak iyi bir eğitim sonucunda kazanılacak özelliktir.
Eğitim
alanındaki yapılacak plansızlık, dikkatsizlik, özensizlik
yıllarca eğitim sistemi içerisinde bulunan öğrenci ve
eğitim kadrosunu olumsuz etkileyerek telafisi mümkün olmayan
yanlışlıklar içerisine sürükleyebilir. Bu nedenle, eğitim
alanında yapılacak düzenlemeler dikkat ister, özen ister, samimiyet
ister. Görüşmekte olduğumuz bu yasa tasarısı içerisinde de
başta üniversitelerimizi ilgilendiren düzenlemeler olmak üzere birçok,
eğitim alanında düzenlemelere gidildi.
Size, bu
İktidarın samimiyetsizliğini görmeniz açısından bir
örneklendirme yapmak istiyorum. Bu yasa içerisinde ele alınan
üniversitelerde başarısızlık nedeniyle süreye
bağlı atılmayı ortadan kaldıran düzenlemede
Yükseköğretim Kurumu iki yıl önce bir çalışma
başlattı ve geçen yıl 5 Şubatta çalışmayı
tamamladılar. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda bulunan
toplam 6 maddede değişikliğe gidildiğini, toplamda da bu
kanunun on beş maddesinin yeniden düzenlendiği ifade edildi YÖK
Başkanı tarafından.
Bugün
yine bir şubat ayı ancak 2011in Şubatı. Üzerinden ne kadar
zaman geçmiş? Bir yıldan fazla. Bu bir yılı aşkın
sürede düzenleme Türkiye Büyük Millet Meclisine maalesef bir tasarıya
dönüştürülüp getirilmedi. Ne zaman geldi? Torba yasası
görüşülürken Plan Bütçe Komisyonuna gelerek altı maddede yapılan
değişiklik, on beş maddenin yeniden düzenlenmesi dört maddeye
sığdırılmış ve her maddede onlarca fıkra
hâline getirilerek karşımıza çıkartılmış.
Ama Hükûmet bu düzenlemeyi bugüne kadar tasarı hâline getirip maalesef
Meclise sevk etme becerisini gösteremedi. Seçim yaklaşıyor ya,
siyasetçi seçmenin hoşuna gidecek üniversiteye dönüşün yolunu
açmanın peşinde; YÖK de Ne kadarını geçirebilirsem kâr.
mantığıyla aynı maddede birden ayrı konularda pek çok
düzenlemeyi geçirme telaşında. İşte, bu düzenlemeler bu
mantıkla önümüze geldi.
Hâlbuki
eğitimimizin gerçek anlamda reforma ihtiyacı var. 21inci
yüzyılın bu sürekli yenilenen ve çeşitlenen iş
ortamında başarı için yalnızca okul eğitiminin
yetmediği, herkesin her şeyi her yerde hayat boyu öğrendiği
bir dünyada yaşıyoruz. Yoğun uluslararası ilişkiler
ağı içerisindeki dünyada etkin ve üretken bir biçimde yer alabilmek,
toplumun hayat kalitesini yükseltebilmek için insanımızı çok
donanımlı bir şekilde yetiştirmek zorundayız. Bunun
için de önce insanımızı küreselleşmenin geliştirdiği
evrensel kültürün önlenemez yayılmacılığına
karşı millet, devlet bilincine sahip, millî değerlerimizi
özümseyen ve cumhuriyetin kazanımlarını koruyan insanlar olarak
yetiştirmeliyiz.
Milliyetçi
Hareketin iktidarında eğitim ve öğretimde imkân ve fırsat
eşitliği sağlanacak, toplumun bütün fertlerinin ilgi,
eğilim ve yetenekleri doğrultusunda eğitilmesi esas
olacaktır.
Yüksek
Öğretim Kurulu da düzenleme, yönlendirme, koordinasyon, planlama ve
denetimden sorumlu bir yapıya dönüştürülerek yeniden yapılandırılacaktır
diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sekizinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma Saati: 01.15
SEKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 01.19
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık
YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64üncü
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
606
sıra sayılı Tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?
Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı
ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları
raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
3.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları
Raporları (1/991)(S. Sayısı: 609)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü
sırada yer alan, Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Bir
Kısım Borç ve Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Bazı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve
Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/877) (S. Sayısı: 535)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
5.- Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/339) (S.
Sayısı: 62)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6ncı
sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa İmar ve
Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve Kalkınma
Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki İşbirliği ve
Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Avrupa
İmar ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve
Kalkınma Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki
İşbirliği ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/907) (S. Sayısı: 569)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 12 Şubat
Cumartesi günü saat 13.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 01.20