DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 93
65inci Birleşim
12 Şubat 2011 Cumartesi
(Bu Tutanak
Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her
tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve
tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun
olarak yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Pakistan
Ulusal Meclisi Başkan Yardımcısı Faisal Karim Kundi ve
beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/1409)
2.- Vietnam
Ulusal Meclisi Başkan Vekili ve üyelerinden oluşan heyetin ülkemizi
ziyaretine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1410)
3.- Almanya Kuzey
Ren Vestfalya Eyalet Meclis Başkanı ve üyelerinden oluşan
heyetin ülkemizi ziyaretine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1411)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, 1937 ve 1938
yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1030)
2.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ve 22 milletvekilinin,
Tuzladaki çevre kirliliğinin ve etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1031)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ve 19 milletvekilinin, 1978de
Kahramanmaraşta meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1032)
4.-
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, baz istasyonlarının insan
sağlığına ve çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1033)
IV.-
AÇIKLAMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan
(10/1030) esas numaralı 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide
meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergenin
gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle işleme
alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin açıklaması
2.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
BDP Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas numaralı 1937 ve 1938
yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin
gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle işleme alınmaması,
önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan çıkartılması
gerektiğine ilişkin konuşmasına istinaden
açıklaması
3.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas
numaralı 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin
gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle işleme
alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin konuşmasına
istinaden açıklaması
4.- İzmir
Milletvekili K.Kemal Anadolun, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas
numaralı 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin
gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle işleme
alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin konuşmasına
istinaden açıklaması
5.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, BDP Grubunca verilmiş olan ve
bugünkü birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş bulunan
(10/1030) esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide
meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge
nedeniyle açıklaması
6.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, BDP Grubunca verilmiş olan ve bugünkü birleşimin
sunuşlar kısmında okunmuş bulunan (10/1030) esas
numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına dair önerge nedeniyle
yaptığı konuşmaya ilişkin açıklaması
7.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, BDP Grubunca verilmiş olan ve
bugünkü birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş bulunan
(10/1030) esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide
meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge
konusunda tekrar açıklaması
8.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, BDP Grubunca verilmiş
olan ve bugünkü birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş
bulunan (10/1030) esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında
Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önerge konusunda tekrar açıklaması
9.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan
ve bugünkü birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş
bulunan (10/1030) esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında
Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge
konusunda tekrar açıklaması
10.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 179uncu maddesinin tekriri müzakeresi
sırasında, tekriri müzakere yapılmasıyla ilgili
Danışma Kurulu toplantısının Başkanlık
Makamında yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle
bir toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
11.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, 606 sıra sayılı Kanun Tasarısının
179uncu maddesinin tekriri müzakeresi sırasında, tekriri müzakere
yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
12.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın, 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 179uncu maddesinin tekriri müzakeresi
sırasında, tekriri müzakere yapılmasıyla ilgili
Danışma Kurulu toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
13.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, tekriri müzakere
yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu toplantısı
belgesinin hazırlanması safhasında diğer grup
temsilcileriyle yapılan görüşmelere, toplantının
Başkanlık makamında yapılmadığına, BDP Grubu
adına böyle bir toplantıya katılmadığına ve
önerinin sahte olduğuna ilişkin görüşünü tekrarlayan
açıklaması
14.- Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağın, Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın, tekriri müzakere yapılmasıyla ilgili
Danışma Kurulu toplantısının Başkanlık
Makamında yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle
bir toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
15.- Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, tekriri
müzakere yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
16.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın, Parlamentoyu
sahtekârlıkla suçlayanlara hak vermesinin talihsiz bir konuşma
olduğuna ilişkin açıklaması
17.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınça teşekkür
ettiğine, kendisinin olmadığı, tasvip etmediği ve onay
vermediği bir konuda bir gruba, bir dayatmaya teslimiyet olan belge
altına imza vermediğine ve bunu sahtekârlık olarak
ifadelendirmesinin bir isyanının belirtisi olarak kabul edilmesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
18.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, yükseköğrenimdeki
öğrencilerin affı olarak tasarıda yerini bulan düzenlemelerin
doğru olduğuna ve parti olarak arkasında olduklarına
ilişkin açıklaması
19.- İzmir
Milletvekili K.Kemal Anadolun, mesaiye başladığı gün
içinde hiçbir partiyle sözü edilen konuda bir pazarlığının,
bir sözünün, bir beyanının ve taahhüdünün olmadığına
ilişkin açıklaması
V.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm; Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa
Komisyonları Raporları (1/883) (S. Sayısı: 568)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili
Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla
Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur
Serterin; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin; Adana Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın;
Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili
Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan
Akçay ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun;
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın;
Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2 Milletvekilinin; Kahramanmaraş
Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis Milletvekili Mehmet Nezir
Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi Topuzun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
B) Yeniden Görüşmeleri Yapılan
Tasarılar/Teklifler (Tekriri müzakere)
2.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve
Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/971, 2/2, 2/15,
2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236, 2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262,
2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377, 2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462,
2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587, 2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683,
2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714, 2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779,
2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805, 2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811,
2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve
179uncu maddeleri)
VI.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- 606 sıra
sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu
maddelerinin Genel Kurulda yeniden görüşülmesine ilişkin Devlet
Bakanı Cevdet Yılmazın talebinin uygun görüldüğüne
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
2.- 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerinin, 12
Şubat 2011 Cumartesi günkü birleşimde tamamlanması hâlinde
başka işlerin görüşülmemesine; Genel Kurulun 13-14 Şubat
2011 Pazar ve Pazartesi günlerine ilişkin çalışma
kararının kaldırılmasına ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
VII.-
OYLAMALAR
1.- Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki
Kanun Tekliflerinin oylaması
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.04te açılarak sekiz oturum yaptı.
Erzincan
Milletvekili Sebahattin Karakelle, Erzincan ilinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne,
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmaz, Isparta ilinde yerel basının
sorunlarına,
Van Milletvekili
Fatma Kurtulan, Van ilinin ekonomik ve ticari sorunları ile Van-İran
sınırında 2006-2010 yıllarında öldürülen
vatandaşlara,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, MHP Grubu olarak Erzincan ilinin
düşman işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümünü
gönülden kutladıklarına,
Van Milletvekili
İkram Dinçer, Van Milletvekili Fatma Kurtulanın
konuşmasında geçen Van-İran sınırındaki ölümlerin
hemen hemen tamamının İran tarafında olduğuna,
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Erzincan ilinin düşman
işgalinden kurtuluşunun 93üncü yıl dönümüne,
Batman
Milletvekili Ayla Akat Ata, Van Milletvekili Fatma Kurtulanın
konuşmasında bahsettiği Van-İran sınırında
yaşanan ölümlerin üçte 2sinin Türkiye toprakları içerisinde
gerçekleştiğine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın
Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Avrupa
Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporlarının (1/883)
(S. Sayısı: 568),
3üncü
sırasında bulunan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu
Tasarısı ile Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları
Raporlarının (1/991) (S. Sayısı: 609),
4üncü
sırasında bulunan, Bazı Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının Bir Kısım Borç ve
Alacaklarının Düzenlenmesine Dair Kanun Tasarısı ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun (1/877) (S. Sayısı: 535),
5inci
sırasında bulunan, Avrupa Konseyi Terörizmin Önlenmesi
Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun (1/339) (S.
Sayısı: 62),
6ncı
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa İmar
ve Kalkınma Bankası Arasında Avrupa İmar ve Kalkınma
Bankasının Türkiye Cumhuriyetindeki İşbirliği ve
Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun (1/907) (S. Sayısı: 569),
Görüşmeleri;
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün; Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali
İhsan Köktürk ve 17 Milletve-kilinin; Ankara Milletvekili Zeynep
Dağının; Kırklareli Milletvekili Tansel
Barışın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüz ve 29 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili
Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan
ve 6 Milletvekilinin; Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4 Milletvekilinin; İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin;
Adana Milletvekili Yılmaz Tankut ve 10 Milletvekilinin; Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Tokat Milletvekili Reşat
Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul Milletvekili Fatma Nur
Serterin; Giresun Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana Milletvekili Hulusi
Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili Gürcan
Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606),
dokuzuncu bölüme kadar kabul edildi; verilen aradan sonra;
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, İstanbul Milletvekili Mustafa
Özyürekin, iki ayrı önerge üzerinde yaptığı konuşmada
partilerine,
İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürek, Samsun Milletvekili Suat Kılıçın,
şahsına,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi:
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın, grubuna,
Kütahya
Milletvekili Hüsnü Ordunun, CHP Genel Başkanına,
Kütahya
Milletvekili Hüsnü Ordu, Konya Milletvekili Atilla Kartın,
şahsına,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın, şahsına,
Sataştığına
ilişkin birer konuşma yaptılar.
Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin konuşmasında adı
geçen Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı
Ahmet Severin, geçmişte TRTye program yaptığına, program
başına kendisine ödeme yapıldığına, bunun
toplamının 15 bin lira olabileceğine, Ahmet Severin TRTnin
kadrolu elemanı olmadığına ilişkin bir açıklamada
bulundu.
Giresun
Milletvekili H. Hasan Sönmez, Ordu Milletvekili Rahmi Günerin,
konuşmasında Hükûmetin Ordu ve Giresun illerinde yatırım
yapmadığı sözlerine,
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Konya Milletvekili Atilla
Kartın, kömür işletmeciliği ve kömür yardımı üzerinde
yaratılan sömürüye, bunun kamu yönetimini ne şekilde
etkilediğine dair sözlerine,
Sağlık
Bakanı Recep Akdağ, Konya Milletvekili Atilla Kartın, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma
açabilirdi ancak hukuk dışı müdahalelere prim vererek
dosyayı sümen altı etti sözlerine,
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Konya Milletvekili Atilla
Kartın konuşmasında adı geçen Kütahya Milletvekili Hüsnü
Orduyla ilgili iddiaların doğru olmadığına, bu
durumun Tavşanlı Cumhuriyet
Başsavcılığının yazısından
anlaşılabileceğine, yerli kömür dağıtılarak fakir
fukaranın ihtiyacının giderildiğine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Alınan karar gereğince, 12 Şubat 2011 Cumartesi
günü saat 13.00te toplanmak üzere birleşime 01.20de son verildi.
Sadık YAKUT |
Başkan
Vekili |
Murat ÖZKAN Fatih
METİN Harun
TÜFEKCİ |
Giresun Bolu Konya |
Kâtip Üye Kâtip Üye Kâtip Üye |
Bayram ÖZÇELİK Yusuf
COŞKUN |
Burdur Bingöl |
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
No.: 82
II.-
GELEN KÂĞITLAR
12
Şubat 2011 Cumartesi
Raporlar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Uyuşturucu Kaçakçılığı, Organize Suçlar
ve Terörizmle Mücadelede İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/671) (S. Sayısı: 612) (Dağıtma tarihi: 12.2.2011)
(GÜNDEME)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Cezai
Konularda Adli İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/896) (S. Sayısı: 613) (Dağıtma tarihi: 12.2.2011)
(GÜNDEME)
3.-
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansının Statüsünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/915) (S. Sayısı: 614) (Dağıtma tarihi: 12.2.2011)
(GÜNDEME)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Çevre Alanında Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/983) (S. Sayısı:
615) (Dağıtma tarihi:
12.2.2011) (GÜNDEME)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 Milletvekilinin, 1937 ve 1938 yıllarında
Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1030) (Başkanlığa geliş tarihi:
15.12.2010)
2.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaş ve 22 Milletvekilinin,
Tuzladaki çevre kirliliğinin ve etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1031)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2010)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ve 19 Milletvekilinin, 1978de Kahramanmaraşta
meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/1032) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.12.2010)
4.-
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkanvekili
Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın, baz istasyonlarının insan
sağlığına ve çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/1033) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.12.2010)
12 Şubat
2011 Cumartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.03
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının üç tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
III.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.- Pakistan Ulusal Meclisi
Başkan Yardımcısı Faisal Karim Kundi ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaretine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1409)
11/02/2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanı'nın 9 Şubat 2011 tarih ve 87 sayılı Kararı
ile Pakistan Ulusal Meclisi Başkan Yardımcısı Sayın
Faisal Karim Kundi ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaret etmesi uygun
bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620
sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine
sunulur.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
2.- Vietnam Ulusal Meclisi
Başkan Vekili ve üyelerinden oluşan heyetin ülkemizi ziyaretine
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1410)
11/02/2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanı'nın 9 Şubat 2011 tarih ve 87 sayılı Kararı
ile Vietnam Ulusal Meclisi Başkan Vekili ve üyelerinden oluşan bir
heyetin ülkemizi ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında
3620 sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un
bilgilerine sunulur.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
3.- Almanya Kuzey Ren Vestfalya
Eyalet Meclis Başkanı ve üyelerinden oluşan heyetin ülkemizi
ziyaretine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1411)
11/02/2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanı'nın 9 Şubat 2011 tarih ve 87 sayılı Kararı
ile Almanya Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclis Başkanı ve üyelerinden
oluşan bir heyetin ülkemizi ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.
Söz konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet
Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında
3620 sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un
bilgilerine sunulur.
Sadık
Yakut
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Vekili
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin dört önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Van Milletvekili Fatma
Kurtulan ve 19 milletvekilinin, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide
meydana gelen olayların araştırılması amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi
(10/1030)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dersim Katliamının yaşandığı 1937 ve
1938 yıllarında, ailesi katledilen ya da ailesinden zorla
alınarak Türkleştirme politikaları çerçevesinde rütbeli
askerlere verildiği veya Türklerin yoğun olarak
yaşadığı illere götürüldüğü iddia edilen
"Dersim'in kayıp kız çocukları" hakkında
karanlıkta kalan bütün soruların cevap bulması ve
sayılarının tespit edilmesi; resmî arşivlerin açılarak
mağdur aileler ve kamuoyu ile paylaşılması ve sayılarının
açıklanması; akıbetlerinin ne olduğunun bilinebilmesi ve
hayatta olanların bulunması için TBMM İçtüzüğü'nün 104. ve
105. maddeleri gereğinde Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Fatma Kurtulan (Van)
2) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi Yıldız (Batman)
6) Akın Birdal (Diyarbakır)
7) Emine Ayna (Mardin)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sehabat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
Dersim Katliamı, üzerinden 73 yıl geçmiş
olmasına rağmen hâlâ bir devlet sırrı olarak
kalmıştır. Ancak katliamın boyutları, bölge
halkının iddiaları ve o dönem devletin Dersime özgü
çıkarmış olduğu kanunların içeriğinden
anlaşılmaktadır. Katliamın tanıklarının
ifadeleri ve ulaşılan belgeler yalnızca Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde değil, dünya tarihinde bile benzerine az rastlanır bir
katliamın yapıldığını ortaya koymaktadır.
Bütün iddialar karşısında ise devletin arşivleri hâlâ
açmamış olması, katliamın gizlenen boyutunun daha da
ürkütücü olduğunu düşündürmektedir.
O dönem, Dersim Bölgesi hakkında devlet yetkililerinin
hazırladıkları raporlarda yer alan hususlar kapsamında,
bölgeye yönelik bir katliam hazırlığı
yapılmış; 25 Aralık 1935 tarihli 2884 sayılı
Tunceli Vilayeti'nin İdaresi Hakkında Kanun kapsamında,
yalnızca o vilayete özgü bir yönetim yapısı
oluşturulmuştur.
Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte üzerinde özel bir politika
ile durulan Dersim Bölgesi'nde 1937 ve 1938 yıllarında tedip ve
tenkil gerçekleştirilmiştir. Düzenlenen askerî harekâtla, insanlar
katliamdan geçirilmiş, cesetler yığılarak ateşe
verilmiş; mağaralara saklanan kadın, çocuk ve yaşlılar
kıyımdan geçirilmiştir. Dersim bu askerî harekât sonrası
âdeta insansızlaştırılmıştır.
Yaşanan olaylarla ilgili diğer bir iddia ise ailelerini
kaybeden ya da ailesinden zorla alınan kız çocuklarının
zorla rütbeli askerlere ve kimi ailelere verilmek üzere Dersim'den
götürüldüğüdür. Bu durum ise resmî politikalar çerçevesinde Dersim'de uygulanan
baskı ve kırım politikalarının başka bir boyutunu
ortaya çıkarmış ve günümüzde çözüm bekleyen bir sorun
niteliğinde ortada durmaktadır.
Çocukların zorla bir gruptan alınıp bir
diğerine verilmesi olarak özetlenebilecek bu uygulama Türkleştirme politikalarının
en açık örneklerinden birini oluşturmaktadır.
Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve
Cezalandırılması Sözleşmesinin 2. Maddesinde söz konusu
husus soykırım olarak tanımlanmıştır.
İsmet İnönü, Dersim hakkında
açıkladığı Islahat Programı'nda, Dersim'in tamamen
boşaltılması, Bakanlar Kurulunun izni olmadan yerleşim
olmayacağı ve Türklerin yoğun olduğu yerlerde kız ve
erkek yatılı okulları açılarak Dersim'de beş
yaşını doldurmuş kız ve erkek çocukların okutulup
büyütülmesi, bunların kendi aralarında evlendirilerek, kendi ana ve
babalarından kalan mallar ve mülklerin içinde birer Türk yuvası
haline getirilmesi gibi önlemler yer almaktaydı.
Bu öneriler birer birer hayata geçirilmiş, Dersimli kız
çocukları, bu politikalar çerçevesinde ailelerinden
alınmıştır. Sonradan bazıları bulunmuş
olunsa da sayıları belli olmayan kayıp kız
çocuklarının akıbetlerinin ne olduğu, şimdi nerede
yaşadıkları ve kaçının hayatta olduğuna dair
bilgi bulunmamaktadır. Konuya ilişkin o dönemdeki resmi veriler,
devlet arşivlerinde hâlâ saklı tutulduğu için kamuoyu
tarafından öğrenilememiştir.
Bugün hâlâ kayıp
kız çocuklarını arayan onlarca Dersimli aile vardır.
Bazı ailelerin ya da Dersimden o dönem götürülen kız
çocuklarının kendi çabaları sonuç vermişse de çoğu
aile ellerinde herhangi bir bilgi olmadığı için
çocuklarını bir daha görememiştir.
Ailelerine kavuşmuş kız çocuklarının
iddialarına göre, alınan kız çocukları genelde asker
ailelerine verilmiş olduğu için, tanımadıkları bir
ailenin nüfusuna kaydedilmiştir. Bazı iddialara göre ise söz konusu
kız çocuklarının nüfus kaydı bile bulunmamaktadır.
Katliamın üzerinden neredeyse bir asır geçmiş ancak
devlet o dönem mağdur edilmiş ve hâlâ hayatta olan
vatandaşlarımız karşısındaki sorumluluğunu
yerine getirmemiştir. Devletin söz konusu durum
karşısındaki sorumluluğunu yerine getirmesi için
yapılacakların tespiti; arşivlerin açılarak o dönem Dersim
Bölgesinden kaç kız çocuğunun başka ailelere verildiği ve
nerelere gönderildiği, kaçının hâlâ hayatta olduğu ve
başkaca cevap bekleyen soruların yanıt bulması, o dönem
yaşananların kamuoyu ve kayıp kız çocuklarının
aileleri ya da yakınları ile paylaşılması için bir
meclis araştırması açılmasını gerekli
bulmaktayız.
2.- İstanbul Milletvekili
Ayşe Jale Ağırbaş ve 22 milletvekilinin, Tuzladaki çevre
kirliliğinin ve etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1031)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sanayileşmeyle beraber dünyada çevre kirliliği önemli
ölçüde artmıştır. Çevrede onarılması güç tahribatlara
yol açan kirliliğin giderek artmasının önlenmesinde ve bunun yol
açtığı sorunların giderilmesinde ülkeler çaresiz
kalmaktadırlar. Kirlenmeye neden olan ve doğanın dengesini bozan
atıkların etkisinin, hava ve su akışkan ortam olduğu
için, çok geniş alanlarda hissedilebilmesi ve bir sanayi tesisinin
bacasından çıkan asit gazlarının stratosferde hareketle
yüzlerce kilometre uzaklarda bir tarımsal üretim alanını asit
yağmuru altına alarak zarar verebilecek niteliğe sahip
olması, ülkeleri bağlayıcı çözümler aramaya sevk
etmiştir. Bu çerçevede, herhangi bir suistimale fırsat vermeyecek
şekilde ve caydırıcılığı yüksek cezalarla,
çevrenin korunmasına ilişkin tedbirler alınmaya
çalışılmıştır. Bu konudaki hassasiyet en üst
noktaya taşınmıştır.
Ülkemizde sanayileşmenin en yoğun olarak
gerçekleştiği kentlerin başında İstanbul gelmektedir.
İstanbul'da 12 bin, kayıtsızlarla beraber 30 bin sanayi tesisi
bulunduğu ve bunların 1-2 milyon ton tehlikeli atık
ürettiği resmi makamlarca ortaya konulmaktadır. Harem'den
başlayıp Sakarya iline kadar devam eden sanayi tesislerinin önemli
bir kısmı, Tuzla ilçe sınırları içerisinde
bulunmaktadır. Bu sebeple Tuzla, çevre kirliliğinden en çok etkilenen
yerlerden biridir. Tuzla'da yıllardan beri görülen kirlilik, ilçede ikamet
edenlerin ve İstanbulluların yıllardır tepkilerine neden
olmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarının ve Tuzla
Belediyesi'nin bir danışmanlık firmasına
hazırlattığı raporlarda da kirliliğin
ulaştığı boyut göz önüne serilmesine rağmen, bugüne
kadar yetkililer tarafından kirliliğin giderilmesi amacıyla
herhangi bir ciddi adım atılmamıştır. Kirliliğin
üst seviyede seyrettiği ilçede, kirliliğe neden olanlar ile önlemini
almakla yükümlü olan makam ve merciler tarafından bu durum bilinmesine
rağmen gerekli tedbirlerin alınması aşamasında bir
ihmal göze çarpmaktadır. İstanbulluları ve Tuzlalıları
isyan noktasına getiren kirliliğin önlenmesi amacıyla,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bağlı kuruluşu olan
İSKİ'nin evsel atıkların arıtılması
amacıyla hizmete soktuğu arıtma tesislerine, sanayi
atıkları da arıtılmak üzere gönderilmeye
başlanmıştır. Evsel atıkların arıtılması
için kurulan arıtma tesisi, sanayi atıklarının
arıtılmasında yetersiz kalmış ve kurulma amacına
hizmet edemez hale gelmiştir. Diğer taraftan, Tuzla'daki sanayi
tesislerinin arıtma sistemlerini denetlemekle görevli kurum, eleman ve
ekipman yetersizliği nedeniyle, denetim işlevini etkili olarak yerine
getiremediği, bazı fabrikaların krom, sülfür, boya ve
ağır metal içeren atık suları arıtmadan Umur Deresi'ne
deşarj edildiğinin gözlemlendiği yönünde raporlar mevcuttur.
İhmallerin yol açtığı kirlilik ile Tuzla'da
geniş alana yayılan sanayi atıklarının kokusu
halkı tedirgin etmektedir. Tuzla halkı soluduğu zehirli hava
nedeniyle kanser tehdidi ile karşı karşıya
bulunmaktadır. Tuzla'da ikamet edenlerle beraber, Tuzla'daki sanayi
tesislerinin sahiplerini ve çalışanlarını da tehdit eden
durumun vahameti uzmanlar tarafından çeşitli platformlarda ifade edilmektedir.
Özellikle arıtılmadan çevreye deşarj edilen sanayi
atıklarının, yer altı sularına ve denizlere
doğrudan karışması, sadece Tuzlalıların
değil, İstanbul'un bütününün de bu tehlikeyle karşı
karşıya olduğunun en belirgin kanıtıdır.
Tuzla'da kirlilik artarak devam etmekteyken, toprak altında
zehirli variller bulunduğuna dair güçlü iddialar ve kanılarda
mevcuttur. Bu iddiaların araştırılması gerekmektedir.
Tuzla'da geniş çaplı bir araştırma yapılmalı, yer
altında hâlâ durduğu iddia edilen variller ortaya
çıkarılmalıdır. Zehirli varillerin sahipleri bulunarak, bu
işte parmağı olan, görevini, sorumluluğunu yerine
getirmeyen makam ve merciler ile bugüne kadar görevini yapmayan ilgili kamu
kuruluşları yöneticileri en ağır cezalara
çarptırılmalıdırlar.
Uzun yılardır devam eden, kronikleşen bir hâl alan
Tuzla'daki kirliliğin ne zaman son bulacağına ve yer
altında olduğu iddia edilen zehirli varillere ilişkin ilgili
kamu kurum ve kuruluşları bugüne kadar Tuzla sakinlerini tatmin
edecek yeterlilikte bir açıklama ve çalışma
yapmamışlardır.
İstanbul İli Tuzla İlçesindeki kirliliğin
sebepleri, yer altında zehirli varillerin bulunup
bulunmadığı, halkın hastalıklarının bunlarla
bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, işletmelerin ve bu
konuda görevli kamu kurumlarının sorumluluklarının
gereğini yapıp yapmadıklarının tespit edilmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Ayşe Jale Ağırbaş (İstanbul)
2) Süleyman Yağız (İstanbul)
3) Hasan Erçelebi (Denizli)
4) Osman Kaptan (Antalya)
5) Bayram Ali Meral (İstanbul)
6) Hasan Macit (İstanbul)
7) Ahmet Ersin (İzmir)
8) Hulusi Güvel (Adana)
9) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
10) Atila Emek (Antalya)
11) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
12) Abdurrezzak Erten (İzmir)
13) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
14) Tekin Bingöl (Ankara)
15) Hüseyin Pazarcı (Balıkesir)
16) Ali Koçal (Zonguldak)
17) Hüseyin Ünsal (Amasya)
18) Şevket Köse (Adıyaman)
19) Orhan Ziya Diren (Tokat)
20) Mehmet Fatih Atay (Aydın)
21) Tayfur Süner (Antalya)
22) Hüseyin Mert (İstanbul)
23) Mustafa Vural (Adana)
3.- Diyarbakır Milletvekili
Akın Birdal ve 19 milletvekilinin, 1978de Kahramanmaraşta meydana
gelen olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1032)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
19-24 Aralık 1978 yılında yaşanan Maraş
katliamını kimlerin planladığı ve
hazırladığının ortaya çıkarılması,
hedef olarak niye Alevi yurttaşlarımızın seçildiği,
katliamda kaç Alevi yurttaşımızın zarar gördüğü ve
sonrasında kaç kişinin Maraş'ı terk ettiğini
araştırmak üzere Anayasanın 98'nci, İçtüzük'ün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasını dilerim. 16.12.2010
1) Akın Birdal (Diyarbakır)
2) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
3) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
4) Ayla Akat Ata (Batman)
5) Bengi Yıldız (Batman)
6) Emine Ayna (Mardin)
7) Fatma Kurtulan (Van)
8) Hasip Kaplan (Şırnak)
9) Hamit Geylani (Hakkâri)
10) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
13) Mehmet Ufuk Uras (İstanbul)
14) Osman Özçelik (Siirt)
15) Özdal Üçer (Van)
16) Pervin Buldan (Iğdır)
17) Sebahat Tuncel (İstanbul)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Sırrı Sakık (Muş)
20) Şerafettin Halis (Tunceli)
Gerekçe:
19-24 Aralık 1978 yılında gerçekleşen
Maraş katliamı toplumsal tarihimizin
aydınlatılamamış olaylarından biridir.
19 Aralık 1978'de Çiçek sinemasına bomba
atılması ile başlayan saldırı 24 Aralık tarihine
kadar sürmüştür. Daha sonra Çiçek sinemasına atılan
bombanın provokasyon olduğu ortaya çıkmıştır.
"Kanımız aksa da zafer İslamın",
"Müslüman Türkiye" sloganları ile Cumhuriyet Halk Partisi il
merkezi, PTT ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma
Derneği binaları saldırıya uğramış
kullanılamayacak duruma gelmiştir.
Daha sonra Alevilerin yoğunlukla oturduğu Yörükselim
Mahallesi'nde bir kıraathane bombalandı. Bombalama sonucu kahvehanede
bulunan bir Alevi dedesi yaşamını yitirdi. 21 Aralık günü
Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu adlı iki sol görüşlü
öğretmen silahlı saldırı sonucu yaşamlarını
yitirdi. Öğretmenlerin cenaze namazı engellendi. "Camilere
komünistlerin saldırdığı" haberleri yayılmaya
başlamasıyla saldırılar Alevilerin yoğun
yaşadığı mahallelere yönelmiştir. Bu mahallelerde 2
gün boyunca evlere girildi, yaşlı, çocuk, hamile demeden 100 den
fazla kişi hunharca katledildi. Mahallelere yapılan
saldırılar sırasında polis ya da askeri güçler
saldırganları önleme çabasında olmadılar.
Olaylar 24 Aralık günü Kayseri'den gelen askeri birliklerin
müdahalesi ile ancak yatıştırılabildi.
26 Aralık 1978 tarihinde bu saldırılar konu
edilerek İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş, Adana, Elazığ,
Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Malatya, Sivas ve
Şanlıurfa olmak üzere, toplam 13 ilde sıkıyönetim ilan
edildi. Daha sonra bu illerin sayısı arttırıldı.
Böylelikle 12 Eylül 1980 darbesinin ilk adımları da
atılmış oldu.
Saldırılar sonucunda resmi verilere göre 105 kişi
öldü, 176 kişi yaralandı, 210 ev, 70 işyeri tahrip edildi. Resmi
olmayan beyanlara göre ise ölü sayısı 500'e yakındır.
Katliam sonrası Alevilerin büyük çoğunluğu
işlerini, evlerini bırakarak, adeta kaçarak kentten göç etti.
Sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalar 1991
yılına kadar sürmüş, çoğunlukla sağ ve
aşırı sağ görüşlü olarak nitelenen toplam 804
kişi hakkında dava açılmıştır. Sanıklardan
29 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl
arasında hapis cezaları ile
cezalandırılmıştır. İdam ve müebbet hapis
cezaları dışındakilere 1/6 oranında cezai indirim
uygulanmış ve cezaları azaltılmıştır.
Sıkı yönetim mahkemesinin kararı Yargıtay tarafından
bozulmuş, yeniden yapılan yargılama sonucunda idam cezaları
uygulanmamıştır.
Ceza alanların cezaları da 1991 yılında
çıkarılan Terörle Mücadele Yasası nedeniyle ertelenmiş daha
sonra da serbest bırakılmışlardır.
Ancak buna karşın katliamın perde arkası
aydınlatılamamıştır. Örneğin şehirde birden
bire sayıları artan milli piyango satıcılarının
kim oldukları, bir ABD elçilik görevlisinin katliamın hemen öncesinde
bölgede hangi amaçla bulunduğu gibi soruların yanıtı hâlâ
verilmemiştir. Toplumsal vicdanda yaygın olan kanı
katliamın asıl faillerinin ortaya çıkarılmak
istenmediği, saklandığı ve korunduğu yönündedir. Bu
katliamın gerçek faillerinin ortaya çıkarılmasının pek
çok karanlık olayı çözeceği yönünde ise toplumda ortak bir
kanı vardır.
Katliamı yaşamış, yakınları
gözlerinin önünde katledilmiş Alevi yurttaşlar hâlâ bu travmayı
yaşamaktadır. 32 yıldan beri ilk defa Pir Sultan Abdal Kültür
Derneği tarafından katliamda yaşamını yitirenler için
19 Aralık 2010 tarihinde Maraş'ta düzenlenecek olan anma
etkinliği toplumsal barışın sağlanması ve
yaşanan travmanın azaltılması için büyük önem
taşımaktadır. TBMM'nin de kardeşliğin,
barışın sağlanması, acıların
azaltılması için üstüne düşeni yapması gerekmektedir.
Bu nedenle 19-24 Aralık 1978 yılında yaşanan
Maraş katliamını kimlerin planladığı ve
hazırladığının ortaya çıkarılması,
hedef olarak niye Alevi yurttaşlarımızın seçildiği,
katliamda kaç Alevi yurttaşımızın zarar gördüğü ve
sonrasında kaç kişinin Maraş'ı terk ettiğini
araştırmak üzere bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulması yerinde olacaktır.
4.- Barış ve Demokrasi
Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman Milletvekili Ayla Akat
Atanın, baz istasyonlarının insan sağlığına
ve çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1033)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Baz istasyonlarının yaygınlığı, uzun
vadede çevre ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin araştırılması
ve bu sorunların çözümüne ilişkin yolların tespiti için
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz
ederiz.
Ayla
Akat Ata
BDP
Grup Başkan Vekili
Gerekçe:
Teknoloji, eskiçağlardan başlayıp günümüze kadar
gelen, insanların yaşam şartlarını
kolaylaştırmayı amaçlayan her türlü araç ve gerecin
yapımını kapsayan bilgi türü olarak nitelendirilmektedir.
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmakta,
elektrikle çalışan her aletin bir elektromanyetik alan
oluşturduğu da bilinmektedir. Elektromanyetik alanların insan
sağlığı üzerindeki etkileri, yeni teknolojilerin günlük
yaşamda daha yoğun biçimde kullanılması sonucunda giderek
artmaktadır.
Bu zararların en somut ortaya çıktığı
konulardan biri ise, cep telefonlarını konuşulabilir kılan
baz istasyonlarıdır. Baz istasyonlarından kaynaklanan
elektromanyetik dalgaların insan sağlığına olumsuz
etki yapıp yapmadığı tartışmaları ise bilim
dünyasında hâlen yoğun bir şekilde devam etmektedir. Resmi
kurumlar tarafından yapılan, baz istasyonlarının insan
sağlığına zararlı etkisinin kesin olarak
kanıtlanmadığı yönündeki açıklamalara
karşın, alanlarında uzman başta ilgili üniversitelerin
araştırma bölümleri, çeşitli mesleki kuruluşlar ve çevre
örgütleri, kurumun tersine baz istasyonlarının insan
sağlığına yönelik ciddi tehlikeler
oluşturacağına dikkat çekilmektedir.
Baz istasyonları tarafından yayılan
mikrodalgaların dokulara yönelik iki temel etkisi bulunduğu
belirtilmektedir. Mikrodalgaların dokuları
ısıttığı, hücrelerin kimyasını bozduğu
yönünde görüşler bulunmaktadır. Mikrodalgaların özellikle ikinci
etkisinin yani hücrelerin kimyasını bozarak oluşturduğu
etkinin ise insan sağlığı açısından daha önem
taşıdığı ifade edilmektedir. Yapılan
araştırmalarda hücrelerin kimyasal etkiye maruz kalması ile
hücrelerde büyük moleküllerin deforme oluşu, hücre zarlarının
birbirine yapışması, hücre zarlarında delikler
açılması, sinir zarlarının bozuluşu, hücre
enzimlerinde bozulmalar, DNA tahribi gibi sonuçların meydana
gelebileceği saptanmıştır.
İnsan sağlığına zararlı olup
olmadığı tartışılan baz istasyonlarının
özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanları etkilediği,
yine son dönemde baz istasyonlarına hızla yenilerinin eklenmesi ve
aynı yere birden fazla baz istasyonu anteni yerleştirilmesi de bu
endişeleri daha da arttırmaktadır.
Bu kapsamda baz istasyonlarının
yaygınlığı, uzun vadede çevre ve insan
sağlığı üzerindeki etkilerinin
araştırılması ve bu sorunların çözümüne ilişkin
yolların tespiti için Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemde yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Alınan karar gereğince gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, bir
açıklamam var yerimden, eğer müsaade ederseniz.
BAŞKAN Görmedim Sayın Şandır.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas
numaralı 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin
gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle işleme
alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biraz önce Başkanlığın
Sunuşları kapsamında Barış ve Demokrasi Partisi
milletvekillerinin verdiği bir araştırma komisyonu
kurulması önergesinin gerekçesi asla kabul edilemez, bu Mecliste
işleme alınması bütünüyle Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk
milletine hakaret anlamı taşıyacaktır. Verilen önergede,
1937 ve 1938 yıllarında, kendi ifadeleriyle Dersim bölgesinde özel
bir politikayla yaşanan tedip ve tenkil işlemiyle insanların
katliamdan geçirildiğini, cesetlerin yığılarak ateşe
verildiğini, mağaralara saklanan kadın, çocuk ve
yaşlıların kıyımdan geçirildiğini, Dersimin bu askerî
harekât sonrası âdeta boşaltıldığını iddia
etmekteler ve ailesinden zorla alınan kız çocuklarının
zorla rütbeli askerlere ve kimi ailelere verilmek üzere Dersimden
götürüldüğünü ifade ederek bunun bir resmî politika olduğunu, bu
politikanın da Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun
Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesinin 2nci
maddesinde söz konusu olan soykırım olarak
tanımlandığını, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti
devletinin soykırım yaptığını iddia etmekteler.
Böyle bir iddiayı bu millî Meclisin çatısı altında okumak,
işleme almak asla mümkün değil, asla kabul edilemez. Bunu,
Başkanlık Divanının bu
duyarlılığını bekliyorum ve Milliyetçi Hareket Partisi
olarak böyle bir önergeyi asla kabul edemeyeceğimizi, böyle bir
işlemi başlatmanızı da asla doğru
bulmayacağımızı ifade ediyorum. Bu önerge geri çekilmeli ve
tutanaklardan çıkartılmalıdır.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Halis.
2.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
BDP Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas numaralı 1937 ve 1938
yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle
işleme alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin konuşmasına
istinaden açıklaması
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; verilmiş olan önerge,
her şeyden önce, 1935te çıkarılan Dersime özgü, özel Tunceli
Kanununa ve bunun ötesinde 4 Mayıs 1937 tarihinde alınmış
Bakanlar Kurulu kararına binaen yapılmış, Dersimdeki
faaliyetlerin sonucunda yaşanmış katliam üzerine verildi.
Şimdi, burada resmî kayıtlar var, resmî belgeler var,
Bakanlar Kurulu kararı var. Eğer gerçekten bu konuda, yaşayan
tanıkların yaşanmış olayı anlatmaları kabul
edilmiyorsa -ki yaşanmış vahşet dünya kamuoyunun bilgisi
dâhilindedir- burada biz, devlet arşivlerinin açılmasını
isteyerek kaç insan öldürüldü, neden öldürüldü, ha, böyle bir şey yoksa
devlet arşivlerinin mutlaka açılarak bu konunun mutlaka
aydınlığa kavuşturulması gerektiğini söyledik ve
ben ailesinden 24 kişiyi kaybetmiş bir mağdur olarak ve yine 70
binden fazla insanı katledilmiş bir coğrafyanın temsilcisi
olarak bu önergeyi verdim ve gerçekten bu konuda bir itiraz varsa hemfikir
olunarak bu Parlamentoda mutlaka döneme ait arşivlerin açılması
gerekmektedir, çok önemlidir diye düşünüyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan
3.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, BDP
Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas numaralı 1937 ve 1938
yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle
işleme alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin konuşmasına
istinaden açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın
Başkanım, biliyorsunuz, İç Tüzüke göre verilen
araştırma önergelerinin amacı, sorunları tespit etmek,
nedenlerini anlamak ve ona uygun çözüm yollarını bulmaktır. Bu
açıdan baktığımız zaman cumhuriyet tarihinde maalesef
örfi idarelerle, istiklal mahkemeleriyle yaşanan çok karanlık
sayfalar vardır. Örneğin, 60 ihtilaliyle Menderesin
asılması, 12 Mart ihtilalinden günümüze kadar
Yani, Türkiye 74
milyon ve geldiğimiz 21inci yüzyılda, kendi parlamentosunda
yüzleşebilmeli tarihiyle, gerçekleri konuşabilmeli ve kamuoyuna
aydınlık bir fotoğraf verebilmelidir.
Usulüne uygun olarak, araştırma önergesi bir grup
önergesi olarak verildi. Meclis Başkanlık Divanı, Kanunlar
Dairesinin denetiminden geçti. Kanunlar Dairesinin denetiminden geçtikten sonra
da Meclis Başkanlığı sunuşu olarak geldi ve Sayın
Divanınız da bunu Genel Kurula sunmuştur. Zamanı gelince
tartışması ve gündemi yapılacaktır. Eğer
farklı grupların farklı görüş ve itirazları varsa yeri
ve zamanı geldiğinde bunu açıklamaları mümkündür ama
külliyen bir şeyi yok saymak, inkâr etmek, yaşanmamış arz
etmek ve resmî kayıtlardaki, belgelerdeki verilere rağmen bunu yok
saymak, kabul edilebilir bir durum değildir. Demokratik ülkelerde,
toplumlarda, parlamentolarda, böyle bir yaklaşım tarzını
kabul edilemez buluyoruz. Türkiye kamuoyunda bu konu Dersim katliamı
olarak son derece tartışılmaktadır. Eğer takriri
sükûnlar, sürgünler utanç sayfasıysa bu utanç sayfalarıyla
yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu, Türkiye halkına
kaybettirmez, bilakis birliğini, demokrasisini daha da güçlendirecektir
diye düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Anadol, buyurun.
4.- İzmir Milletvekili
K.Kemal Anadolun, Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, BDP
Grubunca verilmiş olan (10/1030) esas numaralı 1937 ve 1938 yıllarında
Tuncelide meydana gelen olayların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin gerekçesinin asla kabul edilemeyeceği, bu nedenle
işleme alınmaması, önergenin geri çekilmesi ve tutanaklardan
çıkartılması gerektiğine ilişkin konuşmasına
istinaden açıklaması
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan,
teşekkür ederim.
Fazla uzatmaya niyetim yok, iş Parlamento kürsüsüne gelirse
diyeceklerimizi orada söyleriz. Ancak, meydana geldiği iddia edilen
olaylar
Tarih itibarıyla soykırım kavramı, İkinci
Dünya Savaşından sonra Birleşmiş Milletler tarafından
tarif edilmiştir. İkinci Dünya Savaşından sonra ortaya
çıkan uluslararası soykırım kavramını çok daha
öncelere döndürerek Türkiye Cumhuriyetini soykırımla suçlamak, iyi
niyetli bir olay değildir ve hukuken yanlıştır. Özünü
tartışmıyorum, gündeme gelirse söyleyeceklerimizi söyleriz. Ama
Türkiye Cumhuriyetini soykırım suçunu işlemekle suçlamak, bu
doğru bir olay değildir, hukuken yanlıştır, siyaseten
de yanlıştır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Anadol, teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) İyi dinleseydiniz öyle
bir kavram olmadığını anlardınız.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Neyi anlardık?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Keşke iyi
dinleseydiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ne yazıyor?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, önerge Kanunlar
tarafından ve Meclis Başkanlığı tarafından
değerlendirilerek gündeme getirilmiştir. Kaldı ki önergedeki
konular tamamen, sadece ve sadece iddiadan ibarettir. Tabii ki, sizin de
açıklamalarınızda belirttiğiniz gibi, Türkiye
Cumhuriyetinin soykırımı kabul etmesi ve bu iddialarla
gündemini oluşturması söz konusu değildir ama iddiaların da
açıklığa kavuşması için Meclis
Başkanlığının gönderdiği konuların
tartışılması gerektiği düşüncesindeyim.
Teşekkür ediyorum.
Alınan karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa komisyonları raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri
1.- Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm;
Avrupa Birliği Uyum ve Anayasa Komisyonları Raporları (1/883)
(S. Sayısı: 568)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile benzer mahiyetteki 59 kanun teklifi ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün; Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncünün; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 17
Milletvekilinin; Ankara Milletvekili Zeynep Dağının;
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın; Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; İzmir Milletvekili Selçuk
Ayhanın; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun; Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz ve
29 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 25
Milletvekilinin; Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin;
Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 6 Milletvekilinin; Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün; Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin ve 4
Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın; Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin; Adana Milletvekili Yılmaz Tankut
ve 10 Milletvekilinin; Batman Milletvekili Ayla Akat Atanın; Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin;
Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 2 Milletvekilinin; İstanbul
Milletvekili Fatma Nur Serterin; Giresun Milletvekili Eşref
Karaibrahimin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın; Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın; Konya Milletvekili
Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Manisa Milletvekili Erkan Akçay
ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili
Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6
Milletvekilinin; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 6 Milletvekilinin; Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 6 Milletvekilinin; İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın; Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin; Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve Antalya Milletvekili Osman Kaptanın; Bursa Milletvekili Kemal
Demirelin; Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın;
Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ile Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun; İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın; Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 2
Milletvekilinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Bitlis
Milletvekili Mehmet Nezir Karabaşın; Muğla Milletvekili Fevzi
Topuzun; Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 1
Milletvekilinin; Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun; Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vuralın; Bolu
Milletvekili Fatih Metin ve 2 Milletvekilinin; Trabzon Milletvekili M. Akif
Hamzaçebinin; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 2
Milletvekilinin Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Dünkü birleşimde tasarının sekizinci bölümünde yer
alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi dokuzuncu bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
Dokuzuncu bölüm, geçici 1 ila 10uncu maddeler dâhil olmak üzere,
208 ila 224üncü maddeleri kapsamaktadır.
Dokuzuncu bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize
saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, bu yasanın son bölümüne
geldik. Ben hepinizin vicdanlarına bir madde okuyacağım. Geçti,
bu yasanın 74üncü maddesiydi. 74üncü madde Sosyal Güvenlik Kurumuyla
ilgili bir madde ve bir iş yerinde son altı ay ortalamasından
sonra işe her alınan kişinin sosyal güvenlik işveren
primini İşsizlik Sigortası Fonundan devlet ödeyecek.
Güzel, yani istihdamı teşvik etmek için, istihdamın
artması için, ekmek vermek için, ben bunlara saygı duyuyorum
RECAİ BERBER (Manisa) Neresi yanlış bunun?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla)
ama ben
yıllardır işimi yapıyorum, hep direnmişim -krizlere
karşı direnmişim- belli bir istikrarım var.
Diyarbakırın Erganisinde bir un fabrikam var, 50 kişi
çalıştırıyorum, hep direndim. Yanıma gelen bir un
fabrikasının, yeni açılırsa, yeni alacağı 50
kişinin hepsinin primini devlet verecek, ben gariban, yıllarca orada
çalışıp hizmet eden ben gariban -ilave işçi
alamıyorum, kapasitem bu kadar- yıllarca 50 kişiye ekmek
vermişim, bir kuruş para alamayacağım.
Arkadaşlar, bu, eşitlik ilkesine aykırı. Ben
şunu söylüyorum: Kesinlikle, istihdam için her şeyi yapalım,
buna karşı değilim ama eşit olun, adil olun, dürüst,
namuslu
RECAİ BERBER (Manisa) Bundan yararlanmak için yeni
yatırım yapacaksın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yok böyle bir
şey Recai Bey, yok böyle bir şey! Ben eğer ilave işçi
alamıyorsam
RECAİ BERBER (Manisa) Yeni yatırım yapacaksın.
(x) 606 S. Sayılı
Basmayazı 26/01/2011 tarihli 53üncü Birleşim Tutanağına
eklidir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yeni
yatırım yapamıyorum. Ben yıllarca oranın
bekçiliğini yapıyorum, yıllarca oranın bekçiliğini
yapmışım. Beni cezalandıramazsınız. 1 kilo unda
50 kişi
Yanlışınız burada, beni
cezalandırıyorsunuz. Yıllarca orada üretim yapmışım,
yıllarca oranın bekçiliğini yapıyorum, yıllarca orada
50 kişiye ekmek veriyorum, ben bir tek şeyden yararlanamıyorum
ama yanıma gelen yeni bir un fabrikası 50 kişinin sigorta
primini devletten alacak.
Arkadaşlar, burada haksızlık var. Ben vermeyelim
demiyorum -altını bir daha çiziyorum- ama bana da verin. Ben de ekmek
veriyorsam, yıllarca 50 kişiye ekmek vermişsem beni de bu
haksızlığa uğratmayın.
Teşvikte geçtiğimiz dönem hep yanlış
yaptınız, bu kürsülerden hep söyledim. Hâlâ, Türkiye'nin teşvik
sistemi yanlıştır. Siz, Hakkâri ile Trabzonu, Hakkâri ile
Malatyayı aynı kefeye dördüncü bölge olarak koyarsanız,
haksızlık yapıyorsunuz. Böyle bir şey olmaz. Bir kere bunu
hâlâ -dememize rağmen- gözden geçirmiyorsunuz. Siz Antalya ile
Ispartayı, Antalya ile Burduru aynı kefeye koyarsanız,
Adıyamanla Gaziantepi aynı teşvik bölgesi ilan ederseniz
haksızlık yapıyorsunuz.
Arkadaşlar, ben yıllarca krize göğüs
gereceğim, yıllarca insan çalıştıracağım,
yıllarca 100 tane adama ekmek vereceğim ama yanıma gelen yeni
bir fabrika aynı işi yapıyorsa veya aynı işi
yapmıyorsa da 100 tane adam ben çalıştırıyorum, 100 de
o çalıştırıyor
Düşünün arkadaşlar ya, böyle bir
haksız rekabet olmaz. Bu bir haksız rekabettir. Neden? Bana niye
vermiyorsunuz? Beni de ödüllendirin, ben yıllarca
çalıştırmışım, ben yıllarca ekmek
vermişim bu insanlara. Hem de arkadaşlar, biliyor musunuz kaç ay?
Bazıları için kırk sekiz aya kadar gidiyor, kırk sekiz aya
kadar. Bazı işçiler için otuz altı ay, bazıları için
eğer mesleki bir belgen varsa kırk sekiz ay.
Arkadaşlar, bunu değiştirin. Yeni istihdam
yaratın, yeni istihdam yaratacak her türlü teşviki verelim ama
yıllarca istihdam yaratan, yıllarca üreten insanlara
haksızlık yapıyorsunuz. Bir kilo iplikte, bir kilo unda, lütfen
hesaplayın arkadaşlar ya, lütfen hesaplar mısınız,
hesaplar mısınız
Yani eskilere, ekmek verenlere ceza mı
veriyorsunuz? Amacınız bu mu, amacınız bu mu?
RECAİ BERBER (Manisa) Yenileri teşvik ediyoruz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yenileri teşvik
Hayret bir şeysiniz ya, ben teşvik etmeyin demiyorum. Eskiler nerede?
O benim vatandaşım değil mi? Ben, İşsizlik Sigorta
Fonuna eski bir işveren olarak katkı yapmıyor muyum? Benim
hakkımı niye yiyorsunuz, benim hakkımı niye yiyorsunuz?
Benim hakkımdan alıp hiç daha bir şey veremeyen insana niye
veriyorsunuz? Önce bana vereceksiniz
Önce bana vereceksiniz
RECAİ BERBER (Manisa) Hepsine aynı verdiğiniz
zaman nasıl teşvik olacak?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) O İşsizlik
Sigorta Fonuna ben destek vermişim.
RECAİ BERBER (Manisa) Bir formül söyle!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Benim
hakkımı, hiç daha destek vermeyen bir insana veremezsiniz.
RECAİ BERBER (Manisa) Nasıl olacak?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Arkadaşlar, ben,
hepinizin vicdanına sunuyorum
RECAİ BERBER (Manisa) Hayır, eskilere de
aynısını verince bu sefer yenisi nasıl olacak?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Hepinizin
vicdanına sunuyorum. Kim üretiyorsa, kim istihdam yaratıyorsa
teşvik etmeyin demiyorum.
RECAİ BERBER (Manisa) Nasıl bir teşvik verelim?
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Size göre teşvik
politikası nasıl olmalı, bir söyle bakalım?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Halil Bey, Halil Bey,
gelir konuşursun burada, tamam mı? Halil Bey, çok biliyorsan gelir
burada konuşursun, gelir burada konuşursun! Teşvik
politikası nasıl olmalı? Gel, o dersi de sana veririm, o dersi
de sana veririm. Eğer öğrenmek istiyorsan o dersi veririm sana.
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Ben, ders almam, ders
veririm!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Soruyorsun bana:
Size göre nasıl olmalıdır? Ben, o dersi size veririm. Ben, çok
iyi biliyorum bu konuyu. Ben çünkü o esnafın içinden geliyorum, o
esnafı çok iyi biliyorum.
ALİ GÜNER (Iğdır) Şöyle olur, böyle olur
derseniz daha iyi olur.
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Kırıcı
oluyorsunuz
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Ama hayır, ben
size söylüyorum, bana oradan laf atıyor. Diyorum ki arkadaşlar,
yıllarca 100 kişi çalıştırıyor. Bak, yine
söylüyorum, bir daha dikkatlerinize sunuyorum, ilave kapasitem yok, hep
çalıştırıyorum, yanıma gelen birisi 100 kişi
çalıştıracak, onun tüm işçilerinin işveren sigorta
primini benim verdiğim, yıllarca verdiğim, İşsizlik Sigorta
Fonuna destek olduğum oradan vereceksiniz, bana hiçbir şey. Bu
haksızlık diyorum arkadaşlar ya, haksızlık
Evet, kim istihdam yaratıyorsa, kim istihdam
yaratıyorsa, kim istihdam yaratıyorsa, herkese adil verin, destek
olun; Destek olmayın. demiyorum.
RECAİ BERBER (Manisa) Yeni kurulanı nasıl
teşvik etmiş olacaksınız, onu söyler misiniz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Arkadaşlar,
haksızlık yapıyorsunuz eskilere, bu ülkeye yıllarca hizmet
eden insanları bir anda yok sayıyorsunuz. Haksız rekabet
yaratıyorsunuz.
Bir tekstil firması düşünün. Denizlide yıllarca
çalışıyor bu adam, ihracat yapıyor, üretiyor, 500 işçi
çalıştırıyor. Yeni istihdam olanağı yok,
kapasitesi dolu, 1 kişi alamıyor. Yıllarca 500 kişiye ekmek
vermiş, Mehmet Bey. Yanına gelecek birisi, yeni yatırım
yapmış, 500 kişi çalıştıracak, 500 tane
işçinin tüm primini devlet ödeyecek. Eğer siz Bu haksızlık
değil. diyorsanız hepinizin vicdanlarına sunuyorum.
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) 5 puan düşürdük
bakın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Hepinizin
vicdanlarına sunuyorum. diyorum.
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Sigorta primini 5 puan
düşürdük.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Ben anlamam.
Aynı şeyi yeni girene de yapıyorsunuz. Benim yıllarca
verdiğim emeğime, yıllarca yaptığım üretimime, bu
ülkenin istihdamına yıllarca verdiğim emeğe
saygısızlık yapıyorsunuz. Ben bu ülkede yıllarca
üretim yapan bir işveren olsam isyan ederim: Neden ben değil?
Yıllarca hizmet etmişim, yıllarca istihdam
yaratmışım.
Alacak bu teşvikleri birileri, yarın
O zaman siz
insanları sahtekârlığa davet ediyorsunuz. Birilerine diyorsunuz
ki siz: Sen bu iş yerini kapat, bu adla kapat, git, başka bir adla
yeni bir firma kur, bir başkasının adıyla.
İnsanları başka yollara itiyorsunuz. Dürüstçe, mertçe,
Arkadaş, sen istihdam yarattın, ürettin, sana da biz destek
olmalıyız. demiyorsunuz, insanları yapay yollara
saptırıyorsunuz.
Bunu yaşadık. Otuz altı ile, sonra kırk dokuz
ile teşvik geldiği zaman burada bayram ettiniz. Bu işe
yaramayacak. dedim size, Sevinmeyin. dedim, hepiniz sevindiniz. Sonuç da
birkaç il dışında bir hiç. Burada da eski insanlara, üretenlere
büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Onların hakkını
size helal etmiyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bozdağ, bir söz talebiniz var.
Buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, BDP Grubunca verilmiş olan ve bugünkü birleşimin
sunuşlar kısmında okunmuş bulunan (10/1030) esas
numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önerge nedeniyle
açıklaması
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
değerli milletvekilleri; gelen kâğıtlar listesinde okunan,
Barış ve Demokrasi Partisinin, bir Meclis araştırma
komisyonu kurulmasına ilişkin önergesinin okunması
sırasında, ben önergeye dikkat etmediğim için bir açıklama
yapma ve talepte bulunma gereği duydum.
Önergeyi okuduğunuz zaman, Dersimde yaşanan olaylarla
ilgili bir değerlendirme yapılıyor ve bunlarla ilgili bir
araştırma komisyonu kurulması isteniyor. Bizim, tabii, böyle bir
şeye itirazımız olmaz çünkü yaşanan olayları kimse
tasvip etmez ama bunu yapmak isterken Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti
devletine iftira etme hakkı hiç kimsede olamaz. Çünkü burada yaşanan
olayları soykırım olarak nitelemek ve buna uluslararası
sözleşmelerden birtakım isnatlar koyarak onu da bu büyük milletin
Meclisinde dile getirmek ve bunu dile getiren bir araştırma
önergesini Başkanlık Divanının işleme koyması
kabul edilemez. Bu iddialar iddia değil, bize göre, AK PARTİ Grubuna
göre bu millete yapılmış büyük iftiralardan birisidir.
İç Tüzükümüzün 67nci maddesinin ikinci fıkrası
gayet açık: Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba
ve yaralayıcı sözler varsa, Başkan, gereken düzeltmelerin
yapılması için, o yazı veya önergeyi sahibine geri verir. Bu
hüküm karşısında, bütün Türk milletini yaralayan ve inciten bu
önergenin işleme alınmaması, düzeltilmek üzere sahibine iade
edilmesi, düzeltilmediği takdirde de böyle bir önergenin daha başlangıçta
Başkanlık tarafından işleme konulmaması icap ederdi.
İşleme konulmuş ama bu aşamadan sonra Başkanlık
Divanının, düzeltmek üzere bu önergeyi sahiplerine iade etmesi,
düzeltilmediği takdirde de iftiralarla dolu, bu milletin tarihine ve
manevi şahsiyetine küfür içeren bu önergeyi işleme koymaması
gerektiğini ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606) (Devam)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
isteyen Nevzat Korkmaz, Isparta Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Sayın
Başkan, söz talebimiz vardı.
BAŞKAN Görüşlerinizi belirttiniz Sayın Halis,
hayır.
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Bakın, burada
iftira diyor.
BAŞKAN Hayır, bu konuyla ilgili
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) İktidar Partisinin
Grup Başkan Vekili çok farklı şeyler söylüyor, cevap verilmesi
gerekir.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Farklı şeyler
söylemedim.
BAŞKAN Sayın Korkmaza söz verdim, görüşlerini
açıklasın, ondan sonra değerlendiririz.
Buyurun.
MHP GRUBU ADINA S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
AKPnin sekiz yıldır yönettiği ülke ekonomisi, tüm
sosyal kesimlerin içine düştüğü girdap ile birlikte bir çıkmaza
sürüklenmiştir. Güneş balçakla sıvanamayacağı gibi,
AKP ne derse desin ortada ekonomik ve sosyal kesimlerin mağdur olduğu
bir enkaz vardır. Torba yasa diye adlandırılan taslak, AKP
ekonomi anlayışının ve politikalarının sebep
olduğu bu enkazın topluma ilanıdır.
Yangın bacayı sarmıştır, AKP sekiz
yıldır üreten ekonomi yerine sanal ekonomi politikalarıyla bu
yangının birinci derecede sorumlusudur. Torba yasayla günü
kurtarmaya, sandıklarda karşılaşacağı
faturanın yükünü hafifletmeye çalışmaktadır. Ayrıca,
seçmene selam göndermek ve senelerce AKPye verdiği körü körüne
desteğin karşılığında, yandaş bildiği
çevrelerin devlet ile olan problemlerini giderayak çözüvermek
yarışı içine girmiştir. Bunu yaparken de bir filin
porselenci dükkânına verdiği zarar ve tahribatı
yarattığından bihaberdir ya da devletin
teşkilatını ve geleneklerini, devlet umurunu gözetmeksizin
çökertmekte bir beis görmemektedir.
Değerli milletvekilleri, taslağın 208inci maddesi
yapımı devam eden ya da yapılacak olan hidroelektrik enerji
santralleri ve yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi ve su
kullanımı yatırımlarında, şayet demir yolu
güzergâhı değiştirilecekse, su altında kalan demir
yollarının sadece kamulaştırma bedeli alınarak Devlet
Demiryollarınca inşa edilmesi hususunu düzenlemektedir. Düşünün
ki bir iş ihale edilmiş, ki bu ihale içerisinde bu demir yolunun
rölekasyonu meselesi de elbette düşünülerek ona göre ödenek konmuş.
Şimdi, Devlet Demiryollarına bu demir yollarının
yapılması görevi verilmektedir. Bu açıkça, maç
başladıktan sonra maçın kurallarının
değiştirilmesi değil de nedir? Bu maddeyle bazı firmalar
büyük bir yükün altından kurtarılmaktadır. Kanunun ilgili
maddesini yazanlar dışında, muhtemel neticeleri kimse bilmiyor,
hatta aynı sektörde çalışan ancak böyle bir problemi olmayan
diğer yatırımcıların da bilgisi olduğunu
sanmıyorum. Sen, ben, bizim oğlan... Bazı firmaların
işi, kapalı toplantılarda, bürokratların da içinde
olduğu küçük bir grup tarafından yasanın lafzı ile
oynayarak çözülüveriyor, taslak Meclise getiriliyor, millî iradenin
tecelligâhı yüce Meclis de bireysel çıkarlara hizmet yönünde
kullanılıyor.
Devletin bundan kaybı nedir? Bu düzenlemelerden hangi
firmalar yararlanacaktır? Maliyet-kâr analizleri
yapıldığında hangi şirketler bir gecede milyonlarca
dolar fazladan para kazanacaklardır? Şu an için bu detayları
bizim bilmemiz mümkün değil ancak Hükûmet, milletin ve vekillerinin
bilgilenmesini önemsemiş olsaydı herhâlde böyle bir taslağı
bir torba içinde âdeta gizleyerek değil de örneğin yenilenebilir
enerji konusunu bir müddet önce görüşmüştük, o kanunda gündeme
getirebilirdi. Demek ki böyle bir hassasiyeti, böyle bir kaygısı yok.
Sayın Başbakan, zaten meşveret etme,
karşı görüşe hürmet ve birlikte karar alma gibi
düşüncelerden maalesef yoksun. Sekiz yıldır bu böyle. AKP
eşittir tek adam ve bu tek adama şartsız şüphesiz biat eden
bir kalabalık görüntüsü çizmektedir, muhalefetten de çoğunluğa
biat etmesini beklemektedir.
209uncu madde ham madde sıkıntısı çeken
şeker şirketlerinin sözleşme yapmadığı alanlardan
da pancar alabileceği hükmünü getirmekte. Bu, üretici lehine bir
düzenlemedir. Komisyonda bu önergeyi ilk dillendiren de Sakarya Milletvekilimiz
Sayın Münir Kutluatadır. Teşekkür ediyoruz, diğer parti
grupları da bu teklife destek verince Genel Kurula kadar inme imkânı
bulmuştur. Bu teşekkürü yaparken de şu hususu özellikle
belirtmek istiyorum: AKP, 2007 genel seçimlerinde pancar kotalarını
kaldıracağını üreticiye ilan etmiş olmasına rağmen
bu sözünü maalesef seçimler sonrasında unutmuştur. 2002de
açıkladığı Acil Eylem Planına
baktığımızda, AKP millete verdiği hangi sözleri
unutmamıştır ki değerli milletvekilleri?
Nasıl bir insanın her dediğinin doğru ya da
yanlış olması mümkün değilse bu taslak da bazı
mağduriyetleri ortadan kaldırırken, bazı kesimlere de
birtakım yükler ve yükümlülükler getirmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi
olarak dürüst siyaset açısından bunu sadece dillendirmekle
yetinmiyoruz, doğru bulduğumuz hususlarda destek oluyor,
yapıcı tekliflerimizi yapıp Genel Kurulda memleketin
yararına olduğunu düşündüğümüz maddelere de parmak
kaldırıyoruz. Ancak kıymetli arkadaşlar, biz meselelere bu
kadar yapıcı yaklaşırken, Milliyetçi Hareket Partisinin,
eşitsizlikleri, adaletsizlikleri ortadan kaldırmak ve milletiyle
uyumlu, devletin teşkilat ve işleyişini korumak adına
verdiği çabaların AKP tarafından kale
alınmamasını da üzüntüyle karşılıyoruz.
İşte, 211inci madde. Bu madde memurlara tanınan ücretsiz izin
hakkının kamudaki işçilere tanınması
imkânını da getirmekte. İş hayatı açısından
bir haksızlığı gideriyor. Bu Mecliste bu düzenlemeye
karşı çıkacak olanı da tahayyül edemiyorum.
Değerli arkadaşlar, eski bir kamu yöneticisi olarak
söylüyorum: Kamu görevlilerini önceden tasnif etmek, aralarındaki
sınırları belirginleştirmek ve hizmet gereklerine göre her
kesimin sorunlarını ayrı ayrı ele almak daha kolaydı.
Ancak bugün kamuda onlarca çeşit istihdam usulleri yaratıldı ve
her şey karmakarışık oldu, birbirine girdi; denge ve düzeni
ortadan kaldırma, haksızlık ve eşitsizliklere yol
açtı. Kamuda objektif temellerden yoksun kamu istihdam usullerindeki
artış bugün çalışma hayatımızın en önemli
sorunu olarak karşımızda durmaktadır.
Sayın AKP milletvekilleri, 2007 seçimlerinden hemen önce 5620
sayılı bir Kanun çıkarıp geçici işçilerin sürekli
işçi ve sözleşmeli personel kadrolarına atanması yolunu
açtınız. Tabii, niyetiniz işçileri abat etmek falan değil,
bunu herkes biliyor. Bunu yaparken on bir ay olan yılda en fazla
çalışma süresini geçici işçilik açısından altı
aya düşürdünüz. Ne kadar kolay değil mi? Kâğıt üzerinden,
bir insanın yuvasına giren beş aylık nafakayı da
kesiverdiniz.
Değerli milletvekilleri, bu kardeşlerimiz haklı
olarak soruyor: Bizim beş aylık nafakamızı bir
düzenlemeyle kesen milletvekillerimiz acaba bir aylık
maaşlarından feragat ederler mi? Ne kadar haklı ve dikkate
alınması gereken bir sitem değil mi? Bir yılda en az
altı ay çalışmış olma şartı getirerek bu
şartı sağlayan işçilere kadro verdiniz. Ancak, sektör
itibarıyla altı aydan daha az çalışmak zorunda olan, hatta
beş ay yirmi dokuz gün çalışmış 35-40 bin geçici
işçi bu haktan yararlanamadı. Muadilleriyle aralarında büyük bir
uçuruma sebep olundu ve memleket evlatları devletine küstürüldü. AKP
şikâyet ediyor Muhalefet direniyor. diye.
Değerli arkadaşlar, biz bu eksiklikleri dile
getirmeyecek miyiz? Devlet, evlatları arasında ayrım yapamaz.
Bu haksızlığı acilen giderin. demeyecek miyiz?
İşte, buradan Milliyetçi Hareket Partisi olarak milletimize ve
özellikle mağdur durumda olan geçici işçi kardeşlerimize
taahhütte bulunuyoruz ve diyoruz ki: Kamuda âdeta karmakarışık
olmuş istihdam usullerini gözden geçireceğiz ve
sadeleştireceğiz. Aynı ya da benzer işi yapmakla birlikte
sözleşmeli, geçici, taşeron eleman, 4/B, 4/Cli, vekil ve benzeri
adlarla istihdam edilenlerin tamamının kadrolu eleman olması
için düzenlemeler yapacağız. Adil, eşitlikçi bir istihdam düzeni
kuracağız. Evlatlar arasında öz-üvey ayrımını
kaldıracağız.
Kamu çalışanlarının ek gösterge, hizmet
tazminatı, fazla çalışma tazminatı, diğer zam ve
ödemeler ile yan ödeme gibi kurumlar ve statüler arasında
farklılıklara yol açan istihdam usullerini gözden geçirip hakkaniyete
uygun şekilde yeniden düzenleyeceğiz.
Kamuda çalışanlara ödenen denge tazminatını
artıracağız.
Güvenceli, esnek istihdam şekillerini
yaygınlaştıracak, bu amaçla başta sosyal güvenlik
mevzuatı olmak üzere ilgili yasalarda gerekli düzenlemeleri mutlaka
yapacağız.
Sırası gelmişken bu vesileyle sözleşmeli ve
ücretli statüde çalışan öğretmenlerimize de bir
çağrıda bulunmak istiyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin
iktidarında öğretmenler arasındaki bu adaletsiz istihdam
şekli ortadan kaldırılacak ve tüm öğretmenlerimiz kadrolu
yapılacaktır.
Yine sağlık sektöründe karşılaşılan
ve ailelerin birbirinden ayrılmasına, yuvaların
dağılmasına ve türlü haksızlıklara yol açan 4/B, 4/C
uygulamasına son verilecek ve bu kadrolarda çalışan
sağlık personeli de herkesin tabi olduğu haklardan
faydalanması için kadrolara geçirilecek, aileler birleştirilecek ve
haksızlıklar giderilecektir. Hem devletin hem de bireyin
ihtiyaçları gereği daha uygun sektörlerde çalışması
zorunlu olan kamu işçilerinin sektörler arasında geçişlerinin
önü açılacak ve onlara tayin olma hakkı getirilecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi kamuda çalışan işçilerin
durumlarını iyileştirmek ve bazı özlük haklarını
sağlamak üzere hazırlıklarını
tamamlamıştır, Seçim Beyannamesiyle milletine deklare
etmiştir ve 12 Haziranda da aziz milletinin kendisine görev vermesini
beklemektedir.
Değerli milletvekilleri, torba tasarının
görüşülmesinin sonuna geldik, olumlu maddelerinde destek olduk,
diğerlerini eleştirdik, değiştirilmesini istedik, ancak
maalesef birlikte çalışma kültüründen yoksun AKP
anlayışı dolayısıyla eşitlik ve adalet adına
taleplerimiz karşılanmadı, hatta anlama çabası içinde bile
olunmadı. Eleştirilere Meclis çoğunluğuna güvenilerek
restleşmeyle karşılık verildi.
Bu vebalin Meclis çoğunluğuna sahip AKPde olduğunu
söylüyor, bunun muhasebesinin milletin insaf ve vicdanında olduğunu
söylüyor, yine yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Korkmaz.
Sayın Halis, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Tunceli Milletvekili
Şerafettin Halisin, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağın, BDP
Grubunca verilmiş olan ve bugünkü birleşimin sunuşlar
kısmında okunmuş bulunan (10/1030) esas numaralı, 1937 ve
1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen olayların
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına dair önerge nedeniyle
yaptığı konuşmaya ilişkin açıklaması
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Değerli
milletvekilleri, tabii, hiçbir devlet yoktur ki Benim tarihimle
yüzleşecek, geçmişimde şaibeli bir sayfa vardır.
diyebilsin.
Şimdi, biz bir araştırma önergesi verdik Dersim
katliamına ilişkin, bu ülkenin Başbakanı Dersimde
yaşanan katliamdır. diyor, ama aynı partinin Grup Başkan
Vekili Bu bir iftiradır. diyor ve Türk milletini zan altında
tutmaktır. diyor.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Ben soykırımın
iftira olduğunu söylüyorum!
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Şimdi, iftiraysa,
kendi Sayın Genel Başkanlarına, bu iftiranın
yapıldığını söylesin.
Her şeyden önce biz, yaşanan katliamı sözlü
tarihten yola çıkarak söylemiyoruz, katliam yıllarından daha
on-on iki yıl önceden başlayıp, sayısı 20yi aşan
bölgede görev yapan askerlerin, valilerin, müfettişlerin raporları
var.
Yine, dediğim gibi, 1935 yılında
çıkarılan Dersime özel Tunceli Kanunu var. Yine, 1937 4
Mayısında alınmış Bakanlar Kurulu kararı var.
Eğer gerçekten burada bir iftira varsa, bir iddia varsa
iftiraya yönelik, yapılması gereken tek şey vardır,
arşivlerin açılması, bu araştırma önergesiyle talep
edilen komisyonun kurularak araştırmalara gidilmesidir.
Bakın, biz bugüne kadar ne talep ettik? Dersim
adını niye aldınız? Dersim adını almayı
gerektiren bir neden mi vardı? Hayır.
BAŞKAN Sayın Halis, teşekkür ediyorum, iftirayla
ilgili konuyu açıkladınız
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Arşivlerin
açılmasını istedik, yok, araştırma önergesini
veriyoruz, yok. Burada sorun, Başbakan söylediği zaman iyi, güzel de
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Başbakan öyle
söylemedi.
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli)
biz söylediğimiz
zaman iftira ve Türk milletini zan altında bırakmak oluyor ki, bizim
Türk milletini zan altında bırakmaya yönelik bir hedefimiz de
anlayışımız da mantığımız da olamaz.
Bunun böyle bilinmesini istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, 60a
göre bir söz talebim var.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bozdağ.
7.- Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, BDP Grubunca verilmiş olan ve bugünkü birleşimin
sunuşlar kısmında okunmuş bulunan (10/1030) esas
numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önerge konusunda
tekrar açıklaması
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, ben
açıklamamda Dersimde yaşanan acıları, olayları,
haksızlıkları yok saymadım; tersine, Dersimde yaşanan
acıları, haksızlıkları, olayları Türkiye Büyük
Millet Meclisinin el atıp incelemesi gerektiğini, bu gibi
konuların üzerine herkesin gitmesi gerektiğini, biz, Sayın
Başbakanımız dâhil, her açıdan ifade etmişizdir.
Sayın Başbakanımızın ifadesi de bu acıları
paylaşmak yönündedir, o yüzdendir ama bizim itiraz ettiğimiz şey
Dersimde yaşanan olayların soykırım olarak
nitelendirilmesi ve Türkiye Büyük Millet Meclisine Soykırım olarak
bu tanımlanıyor. diyerek bir araştırma önergesi
getirilmesidir. Bizim iftira dediğimiz olay, Dersimde, Tuncelide
yaşanan bu hadiselere soykırım nitelemesinin
yapılmasıdır, yoksa bu konuların araştırılması,
incelenmesi değildir.
Bunun bir kez daha altını çizmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ŞERAFETTİN HALİS (Tunceli) Sayın
Başkan, burada soykırım kavramı yok, hatırlatmak
istiyorum.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Var, var.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Metinde var, metinde
Soykırım yazıyor. Allah, Allah!
BAŞKAN Lütfen
Karşılıklı şey
yapacak değiliz.
Buyurun Sayın Kaplan.
8.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, BDP Grubunca verilmiş olan ve bugünkü
birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş bulunan (10/1030)
esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önerge konusunda
tekrar açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anayasa, Meclisin denetim usullerini
belirlemiş durumdadır. Bu denetim usulleri içinde araştırma
önergeleri gruplar adına verilebilen ve Mecliste bazı konular üzerine
tartışma açan bir konu. Bir usul olarak Meclis
Başkanlığına bu önergeler verildiği zaman grup
tarafından, anlattık, Kanunlar Dairesine gidiyor ve bu Kanunlar
Dairesinde bunun üzerinde gerekli tetkik ve inceleme yapıldıktan
sonra Meclis Başkanlığına sunuluyor ve Sayın
Başkanlık Divanı da bu sunuşları yine İç Tüzüke
göre Genel Kurula sunmakla görevlidir. Yani Meclis
Başkanlığının sunuşları konusunda burada
Geriye alın, yok düzeltin, yok şunu yapın. demek gibi bir
durum, bir hak söz konusu değildir. Yani burada siyaseten de şuna
gerçekten şaşıyoruz: Başbakan, CHP Liderine Dersimli
olduğu için Dersim katliamını savunamıyor. diyor.
Dersimli olan Ana Muhalefet Lideri, Başbakana dönüyor diyor ki: Siz
incelemiyorsunuz. Ee, biz de grup olarak bunu incelemeye getiriyoruz, takoz
koyuyorsunuz. Takoz koymanın bir gereği yok arkadaşlar.
Demokrasi; susturmak, sansür koymak, yani bir şeyleri örtmek,
bir şeyleri gizlemek değildir. Demokrasi; gerçekle yüzleşmek,
konuşmaktır. O gün gelir ve o gün gruplar olarak çıkar
düşüncelerinizi açıklarsınız, oylanır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan; herkese
iki dakika süre verdim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bu böyle olacak. Bunun için
yapacak başka bir işlem yok. Başkanım, siz gereğini
yapmışsınız zaten.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Şandır, buyurun.
İki dakika süre veriyorum.
9.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, BDP Grubunca verilmiş olan ve bugünkü
birleşimin sunuşlar kısmında okunmuş bulunan (10/1030)
esas numaralı, 1937 ve 1938 yıllarında Tuncelide meydana gelen
olayların araştırılması amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önerge konusunda tekrar açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, bu
husus İç Tüzük 67de çok açık, net. Kaba ve yaralayıcı
söz
Şimdi, burada Türkiye Cumhuriyeti devletinin
Birleşmiş Milletler Sözleşmesiyle de ilişkilendirilerek
soykırım yaptığı ifade ediliyor. Türkiye Büyük Millet
Meclisi çatısı altında başka ülkelerin, başka
devletlerin Türkiyeyi soykırımla suçlamasına karşı
ortak bir duruş ortaya koyarken, burada böyle bir talihsizliğin
yaşanmasına Meclis Başkanlığının,
Divanın müsaade etmesi ve bunun tutanaklara geçirilmesi gerçekten talihsizlik
olmuştur.
Bu oturum içerisinde gerekiyorsa bir genel görüşme de açarak,
bu oturum içerisinde bu gerekçenin tutanaklardan çıkartılması
gerekmektedir; yoksa Türk milletine, Türk devletine soykırım
iddiasıyla hakaret etmek asla kabul edilemez.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Hakaret yok Sayın
Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Asla kabul edilemez. Yoksa
acıları araştırmak ayrı bir hadise.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Dersimde katliam var
mı yok mu? Katliam yaralayıcı değil mi?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Başkalarının
iddialarına hukuki gerekçe geliştirecek böyle bir iddianın,
böyle bir gerekçenin Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında
konuşulması ve tutanaklara geçirilmesi, Türkiye açısından,
Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti devleti açısından asla kabul
edilemez. Bu, hepimizin meselesidir. Burada bulanan herkesin ortak
sorumluluğu, bu gerekçenin bu tutanaklardan
çıkarılmasını sağlamaktır.
Sağlamadığımız takdirde, burada atalarımıza
katil denilmesini ve bunun devlet olarak, resmî bir politika olarak
yapıldığının kabul edilmesini, özgürlük, demokrasi
olarak kabul edemeyiz. Arkadaşlarımız, bunu böyle
anlamalılar.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Başkanlıkça değerlendirilecektir, teşekkür ediyorum.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(Devam)
BAŞKAN Bölüm üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi
Grubu adına söz isteyen Mehmet Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili.
(BDP sıralarından alkışlar)
BDP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Tasarının dokuzuncu ve son bölümü üzerine
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, bugün açılan tartışmayı
çok değerlendirmeyeceğim, zamanım kısıtlı, bunu
tartışırız ileride. Bugün dokuzuncu bölümünü
tartışıyoruz, görüşüyoruz tasarının ve son bölüm.
Son bölüm olduğu için de genelle ilgili biraz genel bir değerlendirme
de yapmak istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz bu tasarının
gündeme getirilmesi, aslında, daha yazın başlarında,
ilkbaharda, AKPnin krizden kaynaklı
Her ne kadar Sayın
Başbakan Teğet geçti. diyorsa bile, muhalefet partileri, bizler,
daha iki yıldır Bu konuda tedbir alınsın., son bir
yıldır sürekli Vergi, sigorta primi, diğer idari alacaklarla
ilgili bir düzenleme yapılsın, esnafın, sigorta primi
borçlusunun, idari para cezasına çarptırılmış
kesimlerin beklentileri yerine gelsin. dedik. Bu konuda devlet, bu konuda
Hükûmet, bu AKP Hükûmeti aslında bu çeşitli kesimlerin beklentisi
olan tasarıdaki maddeleri ikili kullandı:
Bir: Referandum yaklaşıyordu, yaz aylarında Biz
vergi ve sigorta prim borçlarını getireceğiz. dedi, bunu o
dönem kullandı. Referandum süresince bu kullanıldı ve muhalefet
partileri, bizler, daha bir şey görüşülmeden Bu konudaki
tasarıyı, vergi borçları ve prim borçlarıyla ilgili
düzenlemeleri getirin, bir an da çıkaralım. dedik, AKP bunu
Şimdi, şubatın sonlarına geliyoruz, bunun
yasalaşması, çıkması, Cumhurbaşkanı
tarafından-onaylanıp Resmî Gazetede sonuçlanması seçim üzeri
olacak. İkili; bir yasa, bir tasarı, iki seçimde -bir referandumda,
bir de 2011 seçimlerinde- kullanmak üzerine yapılıyor. Tabii, bu düzenlemeleri
yaparken, aslında çok kolay Meclise gelmeyecek, Meclise geldiği zaman
çeşitli kesimlerin ciddi şekilde tepkisini çekecek tüm yasaları
içine koyup iki yüz otuz, iki yüz kırk maddeyi bulan bir yasa getiriyor
önümüze.
Şimdi, bu konuda, biraz, AKPnin sermayeye, emeğe
yaklaşımında temel mantığına bakmamız
gerekiyor. Temel mantık şudur: Ekonomik
yaklaşımını sermayenin rekabet edebilirliği üzerine
kuruyor AKP. Sermaye rekabet edebilirse, sermaye güçlü olursa işsize de
iş bulunur, işçi de bir ekmek yer, yoksa işçi acından ölür;
bunun üzerine kurulmuştur. Bunun üzerine kurulduğu zaman da
sermayenin rahat kazanabilmesi, çok daha fazla kazanabilmesi için
-uluslararası ve yerli sermayenin- önündeki tüm engelleri
kaldıracaksınız. Nedir? Çevreyle ilgili, doğayla ilgili tüm
engelleri kaldıracaksınız. İşveren, sermayedar
istediği yerde, istediği yatırımı yapacak, bu, su
kaynakları da olsa; bu, tarihî, korunması gereken yerler de olsa; bu,
su havzaları da olsa, deniz kıyıları da olsa.
İki: Daha fazla kazanabilmesi için az harcaması gerekir.
Bunun yolu da ham madde üretiminden, diğer ithalattan bunu sağlamak
mümkün değil, en kolayı işçidir. İşçinin
örgütlülüğünü, işçinin hakkını azaltacaksın, ücretini
azaltacaksın. Haa, hesabına gelirse
Eğer gelmezse bir yasal
düzenleme yaparsın, bugüne kadar iş kanunlarıyla, 657
sayılı Devlet Memurları Kanunuyla, Anayasayla
tanınmış haklar varsa bile, çoğunluk vardır, bu
Mecliste tartışılır, o kanun değiştirilir.
Hesabına gelirse işçi, hesabına gelirse kamu emekçisi
bunları kabul ederler, kabul etmezse evine gider. Böyle bir düzenleme
yapılıyor.
Nitekim, sayın milletvekilleri, 2009 yılında
işveren çevreleri ve Hükûmet tarafından Ulusal İstihdam
Stratejisi çıkarıldı. Buna da sözde işçi çevreleri de ortak
edildi. Aslında bu Ulusal İstihdam Stratejisi, Türkiyede bugün
gerçekten emek için, emekçi cephe için Millî Güvenlik Siyaset Belgesi kadar
tehlikeli bir belgedir. Tümüyle esnekleşmiş bir çalışma
ortamı, tümüyle örgütsüz bir çalışma ortamı, tümüyle
işverenin taleplerine göre düzenlenmiş bir çalışma
ortamı
Haa, bu konuda işçi sendikalarının etkinliği
olmayacak. Hatta işçinin önemli bir kesimi, hele özellikle özel sektörde
güvencesiz olacak, sendikasız olacak ve işveren, bu işçiyi
istediği gibi çalıştıracak, istediği zaman işten
atacak, istediği ücreti verecek. Hatta yapılan bazı
düzenlemelerle böyle gerekçeler konularak, bölgelere ayrılarak, bilmem
neler yapılarak, açlık sınırının altında
olan, ölüm sınırında olan asgari ücretin bile yeri geldiği
zaman düşürülmesi
Nitekim, bu tasarıda, bu torba
tasarısında bununla ilgili birçok düzenleme var. Nitekim, esnek
çalışmayla da, asgari ücretin farklı bölgelerde farklı
uygulanmasıyla ilgili de İktidarın, AKPnin bu konuda hem
söylemleri var hem de çalışmaları var; bunları biliyoruz.
Tüm bunlar olduğu zaman Türkiye gerçekten bir sermaye cenneti olacak,
Türkiye çok üretecek, Türkiye çok satacak. İhracattan sorumlu
Bakanımızın dediği gibi her sene ikiye üçe
katlayacağız ama açlık, sefalet artacak; kömüre muhtaç, makarnaya
muhtaç sayısı artacak; ölümler, iş kazaları artacak; her
gün bir iş yerinde her gün onlarca işçimiz yaşamını
yitirecek veya iş kazasında ölecek değerli milletvekilleri.
Esnek çalışma biçimini oturttuktan sonra örgütlenmeyi de
zihinde bitirip yarın öbür gün de pratik olarak tümüyle bitirdiğimiz
zaman sorunlar çözümlenir. Çünkü hedef konulan şudur: Herkes arı gibi
çalışacak; herkes, eğer işte kalmak istiyorsa güvencesi,
örgütü, sendikası olmasını aramayacak; diğerinden daha
fazla üretmeyi, diğerinden daha fazla çalışmayı önüne
koyacak. Bu rekabet olursa kesinlikle sorunlar çözümlenecek.
Değerli milletvekilleri, bu mantık, kayıt
dışılığı artırıyor, bu mantık
ölümleri artırıyor, her gün Türkiye'de iş kazalarında ölüm
oranları ve yaralanma oranları artıyor.
Değerli milletvekilleri, 2010 yılının son
ayında meydana gelen iş kazalarında 47 kişi
yaşamını yitirmiş, 253 kişi de yaralanmış.
2010un Aralık ayında 16 inşaat işçisi ölmüş, 56
inşaat işçisi yaralanmış, ki inşaatların yüzde
80i Türkiye'de aralık ayında, 12nci ayda duruyor, buna rağmen
bu kadar ölüm var. Hepiniz biliyorsunuz, onu söylemeye gerek yok, Tuzlada
bugüne kadar 131 tersane işçisi yaşamını yitirdi. Yine
Zonguldak Karadon Kömür İşletmesinde 30 işçimiz öldü, 2sinin
cesedi sekiz ay sonra çıkarıldı. En son örnek, OSTİM
önümüzde, Ankaranın göbeğinde, Türkiye'nin sanayi politikası,
işçi politikası, işçi-iş denetimi politikası
patladı; 20 tane insan öldü. Nitekim, üç gün sonra, kaç kişinin orada
olduğu, kaç kişinin çalıştığı, kaç
kişinin göçük altında kaldığı, kaç kişinin
öldüğü tespit edilebildi ve en son da, değerli milletvekilleri,
Afşin-Elbistanda yaşanan olay. Bir göçük yaşanıyor, 1
işçi yaşamını yitiriyor ve ardından o işyerinde,
büyük göçüğün olduğu alanda çalışma sürdürülüyor ve
ardından 10 işçi göçüğün altında kalıyor, birinin
cesedi çıkarıldı, diğerlerine hâlâ
ulaşılamamış. Şimdi bu zihniyet, bu mantık
ölümleri getiriyor.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıda en önemli madde de
şudur: İktidar ve muhalefetin ortaklaştığı bir
madde. Uluslararası yasalara, Türkiye Anayasasına, mevcut
yasalarına uygun olmayan bir af yasası getirildi öğrencilerle
ilgili. Tüm öğrencileri kapsayan, herkesi kapsayan bir af yasası.
Buraya bir istisna konuldu, üç parti tarafından ortak getirildi; Kürt
olanlara af yok, terörle mücadeleden hüküm giymişlere af yok.
Değerli milletvekilleri, biz iddia ediyoruz; bunu kabul
etmeyeceğiz bugünden seçimlere kadar, bu yasa değiştirilinceye
kadar, yeniden Kürt öğrencilere af getirilinceye kadar. Her alanda,
iktidar başta olmak üzere muhalefet dâhil, halkımıza
şikâyet edeceğiz bunu, her alana taşıyacağız,
gündemimiz bu olacak. Biz, bu yasa Kürt öğrenciler için de
değiştirilmediği sürece gündemimizde olacak, sizi de halkımıza
şikâyet edeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Lokman
Ayva, İstanbul Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA LOKMAN AYVA (İstanbul) Efendim,
alkışlar biraz geç geldi ama kusura bakmayın.
Aziz Başkanım, aziz milletimin kıymetli vekilleri;
sizleri ve bizleri izleyen vatandaşlarımızı yüreğimden
gelerek şükran ve minnetle selamlıyorum,
çalışmalarımızın hayırlı, uğurlu
olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar) Sağ olun.
Şimdi efendim, ben, özellikle minnet ve şükran ifadesini
niçin kullandım? Onu şöyle arz etmeden önce, bu torba kanunun torba
ismiyle ilgili birkaç paylaşımda bulunmak istiyorum. Malumunuz, ben
geçen dönemden bu tarafa
Torba kanunlar görüşülürken ilginç isimler bulunmaya
çalışılır ama çok orijinal şeyler bu dönem
çıkmadı. Torba, çuval, denk, çorba
O tür şeyler çıktı
ama daha ilginç şeyler çıkar diye bekledik, inşallah bundan
sonra çıkacaktır. Hatta bunun İngilizcesine de baktım, cep
kanunu diyorlar, onlar da cebe benzetiyorlar torbayı,
(x) filan diye.
Fakat benim gözlemlediğim, bu torba kanun, sosyal kesimler
açısından, tabiri caizse, bir bayram alışverişinden
dönen çanta kanuna benzedi. Çünkü güzel şeyler var içinde. Müjde kanunu
diye düşünüyorum ben de. İnşallah milletimizin güzelliklere,
daha iyi şartlara ulaşması noktasında, daha iyi noktalara
gelmesi için çok güzel bir müjde, çok güzel paketler olan bir kanun olarak
yürürlüğe girecek ve onunla ilgili sonuçlar olacak diye ümit ediyorum.
Efendim, ben, malumunuz, bazı nedenlerden dolayı hem alt
komisyon çalışmalarına hem de Plan ve Bütçe Komisyonunun
çalışmalarına iştirak ettim. İşin doğrusunu
söylemek gerekirse, hani burada bir iktidar, muhalefet veya bir ideolojik
şeyini bir tarafa bırakacak olursak, ortam çok çok güzeldi. Son
derece
Hem Mustafa Özyürek Beylerin hem Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Mustafa
Kalaycı Beyler hep beraber, AK PARTİlilerle beraber kafa kafaya
vermiş, milletimiz için daha iyi ne olabilir diye kaygılanıyorlar.
Dolayısıyla bu ihtisas komisyonları bence çok iyi
düşünülmüş, çok iyi bir icat. İnsanların daha az ideolojik,
daha çok hizmet, daha çok vatandaş merkezli olduğu bir ortam oluyor.
Ben bu anlamda bütün Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize minnetlerimi en
azından bir vatandaş olarak sunmak istiyorum. Benim de
hayatımı olumlu etkileyecek bir sürü kararlar aldılar.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Komisyonda çok eziyet çektin yalnız.
LOKMAN AYVA (Devamla) Estağfurullah efendim. Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Beyin Malatyasporun galibiyetinden sonra ikramları o
eziyetleri unutturdu bize. Her ne kadar Fenerbahçeli olarak yediysek de en
azından acımızı, zararımızı
azaltmış olduk kendileri sayesinde, dondurmalı kadayıfla.
Şimdi burada gelmek istediğimiz nokta şu:
Milletimiz, hakikaten, bu kanunla çok güzel şeylere geliyor. Çeşitli
sosyal kesimlerle ilgili çok güzel hükümler var. Şu veya bu şekilde
borçlarını ödeyememiş, vergilerini ödeyememiş, sigorta
primleriyle ilgili sorun yaşamış vatandaşlarımız
var. Tabii ki bu vatandaşlar kimin vatandaşı? Bizim
vatandaşımız, bir başka ifadeyle bizim patronumuz da
aynı zamanda, bizim hizmet ettiğimiz kişiler, bize vekâlet veren
insanlar. Şu devirde, inanın, güven unsurunun, kişiler
arası, bireyler arası güven unsurunun az olduğu dönemde,
kardeş kardeşe bile vekâlet vermekte zorlanırken, umumi vekâlet,
vatandaşlarımız bize vekâlet vermişler. Benim de iç
rahatlığıyla gözlemlediğim odur ki hem Komisyondaki hem de
Parlamentodaki çalışmalardan, gece yarılarına kadar AK
PARTİli milletvekilleri dimdik ayakta, muhalefetimiz dimdik ayakta ama
gece saat 12den sonra 20nin altına düşmesini özellikle arzu
ediyoruz ki yoklama istemesinler diye. Ama böylelikle ne oluyor? Bize verilen
vekâletleri hak ederek, vatandaşımıza bir hizmet götürüyoruz;
insanımızın hayatını iyileştirme noktasında,
şu veya bu nedenle oluşmuş problemleri çözmeye
çalışıyoruz. Tabii ki farklılıklarımız
olacak. Keşke daha çok alternatifler, farklı çözümler üreterek bu
farklılıklarımızı ortaya koysak ama daha çok
eleştirerek, haklı veya haksız eleştireler yaparak bu ortaya
konmaya çalışılıyor. Ben, daha çok alternatif üreterek
eleştirilerin veya çözümlerin ortaya konmasını bekliyorum.
(x) Bu bölümde, Hatip
tarafından Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi.
Ben, özürlülerle ilgili olarak da tekrar minnet ve
şükranlarımı ifade etme nedenimi açıklamak istiyorum.
Burada 657yle ilgili değişiklikler yapıldı. Burada, çok
önemli bir şey, Borçlar Kanunuyla ilgili değişiklikler
yapıldı, sosyal güvenlikle ilgili değişiklikler
yapıldı. Bunlar önemli ölçüde halkın günlük hayatına
yansıyacak. Çok önemli değişikliklerden birisi de şu:
Malumunuz, özürlülerin kamu personeli olmasıyla ilgili, memur
olmasıyla ilgili sınavları kurumların kendisi yapmak
zorundaydı, hâlbuki bu sınavı yapmak bir uzmanlık
gerektiriyor çünkü görme özürlüsü var buna okuyucu vereceksiniz, işitme
engellisi var tercüman vereceksiniz, ortopedik özürlü
arkadaşımız için şartlara uygun bina
bulacaksınız, zihinsel engellilerin sınavları farklı
bir şekilde. Dolayısıyla, bunu her kurumun başarması
çok kolay olmuyordu ve memurların kotasının
doldurulamamasının aslında arka planında yatan nedenlerden
önemli birisi de buydu. Bu gelen değişikliklerle bu da değişmiş
oldu. Yani, artık, merkezî bir sınav yapıp, özürlü kardeşlerimiz,
vatandaşlarımız kapı kapı gezmek, il il, ilçe ilçe
gezmek zorunda kalmayacaklar, bu da çok güzel bir şey. Yani,
düşünebiliyor musunuz, şu anda 26 bin civarında memur
açığımız kaldı 657de, onu da çok rahat bir
şekilde bir hamlede doldurma imkânımız olacak. Bunlar tabii çok
güzel gelişmeler. O anlamda, minnet ve şükranlarımı,
hakikaten, samimiyetle, bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum.
Burada bir yeni gelişmeyi de paylaşmak istiyorum, arz
etmek istiyorum. Çok önemli bir öneri. Bizden gelmedi fakat Bekir Bozdağ
Beyden geldi. Şöyle bir önerisi oldu. Dünyada -eğer becerebilirsek
veya henüz olgunlaştıramadık, olgunlaştırabilirsek-
ilk defa bizim bir uygulama yapma şansımız olacak. O da şu:
Sözleşmeleri yaparken görme özürlülerinin de hâkim olabilecekleri
şekilde metnin ek olarak asıl sözleşmeye konulmasıyla
ilgili bir durum. O nasıl yapılabilir? Teknoloji, teknik imkânlar
Şu an için gerçekleştirebilir miyiz, henüz formülize edemedik ama onu
edebilirsek, düşünebiliyor musunuz, artık, Türkiyede sözleşme
yapan körler de, kendi hâkim olabildikleri yani aracısız hâkim
olabildikleri metinler sayesinde sözleşmelerini yapabilecek. Bu tabii,
Türkiye için -hele hele bir de bu konunun yani özürlü olmayan ve bunlarla
doğrudan aktif olarak ilgilenmeyen birisinin önermesi- önemli bir
gelişme, şans diye düşünüyorum. Bu düzeyde yetkili
insanların bunları önermesi çok önemli diye düşünüyorum.
Formülize edebilirsek iyi olacak ama olmazsa bile en azından
başlatmış olduk, bundan sonrasını getireceğiz.
Efendim, bundan sonra, ben, şu veya bu şekilde,
şöyle bir önerimi de arz etmek istiyorum: Torba kanunu yönteminin
aslında faydalı bir yöntem olduğunu ben anlıyorum çünkü
birçok milletvekillerimizin çok güzel fikirleri var, çok güzel düşünceleri
var. Onların Meclis çalışmasının birinci ve üçüncü
yılında toplanarak, sistematize edilerek bütün Parlamentonun,
iktidar, muhalefet, yürütme ayırmaksızın bir araya getirilmesi
ve yasalaştırılması demek ki insanımız için çok
faydalı oluyor, çünkü burada maddelerin birçoğu bu şekilde
oluştu. Bu anlamda bunun daha sistematik bir şekilde, bütün
Parlamentoyu ve yürütmeyi kapsayacak şekilde genişletilmesi
hayırlı olur diye âcizane bir önerim oldu.
Ben, yüce heyetinizi ve bizi izleyen
vatandaşlarımızı içimden gelerek tekrar yine minnet ve
şükranla selamlıyorum ve diyorum ki: Allah gönlünüzün ne muradı
varsa versin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Ayva.
Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen Mustafa
Enöz, Manisa Milletvekili.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yok efendim.
BAŞKAN Yok.
Emin Nedim Öztürk, Eskişehir Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı
Tasarının dokuzuncu bölümü üzerindeki görüşmeler için
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Bu bölümde Eskişehirimizi ilgilendiren ama aslında
bütün çiftçilerimizi ilgilendiren çok önemli bir kanun maddesi var, o yüzden
söz almış bulunmaktayım. Bu, hakikaten uzunca bir zamandır
sıkıntısını çektiğimiz ama bir türlü kanunla
düzenleme yapmakta başarılı olamadığımız bir
düzenlemeydi. Biliyorsunuz, 1953 yılında Adapazarı Şeker
Fabrikası kurulmuş ve Eskişehir, Kütahya, Bilecik buranın
ekim alanları olarak gösterilmişti. Depremden sonra Eskişehir bölgesi
ekim yapmayı durdurmuştu ve ondan sonra da özelleştirilince
fabrika, Eskişehir bölgesinde ekim alanı olarak Kurul haklı
olarak belli bir yasak getirmişti. Şimdi, biz,
yaptığımız bu düzenlemeyle bunun önünü açıyoruz,
sadece Eskişehir bölgesinin değil, aynı zamanda Susurlukun veya
diğer başka bölgelerin de önünü açmış oluyoruz.
Yaptığımız düzenleme, tamamen, çok basit ama Kurumu da
hiçbir şekilde sıkıntıya sokmayacak olan bir düzenleme. Bu
Şeker Kanununun 5inci maddesinin ikinci fıkrasına,
şirketlerin kendi ekim alanlarında yeterli ham madde
bulunamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde kendi
ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde üreticilerle
sözleşme yaparak pancar temin edebileceğine ilişkin bir cümle
ilave ediyoruz. Bununla, aşağı yukarı, benim bölgemde 300
bin ton şeker pancarı ekimi gerçekleşecektir. Hakikaten, bu,
çiftçimizin önemli bir sorununa çözüm bulduğumuzu gösteriyor.
Ben tabii, özellikle bana burada yardım eden değerli
arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum başta Plan Bütçe
Komisyonu Başkanı olmak üzere oradaki üyelerine, bu maddenin
hazırlanmasında çok emeği geçen ve yardımcı olan Konya
Milletvekili Hasan Angı Kardeşimize, yine bu maddede hakikaten
inanarak destek veren diğer bütün milletvekili arkadaşlarıma,
özellikle Bursa Milletvekili Ali Koyuncu Arkadaşıma ve
Adapazarı; hakikaten, Adapazarındaki milletvekili
arkadaşlarımız bu maddenin çıkarılması için çok
uğraştılar.
ALİM IŞIK (Kütahya) Söyle, söyle, onların da
isimlerini söyle.
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Devamla) Adapazarındaki
arkadaşlarıma, hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Münir Kutluata
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Devamla) Tabii, grup başkan
vekillerim
Bu haklı maddenin yazılmasında, haklı olan,
bizim istediğimiz
ALİM IŞIK (Kütahya) Münir Kutluata ismini de söyle.
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Devamla)
çiftçilerin özellikle
istediği bu maddeyi ilave etmek konusunda grup başkan vekillerimiz de
çok gayret gösterdiler, onlara da çok teşekkür ediyorum.
ALİM IŞIK (Kütahya) Münir Kutluatayı söyle,
madem diğerlerini söyledin.
EMİN NEDİM ÖZTÜRK (Devamla) Hayırlı,
uğurlu olsun diyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Ayıp! Ne olur sanki söylesen
adını.
ALİM IŞIK (Kütahya) Ayıp, ayıp! Size
yakışmıyor.
BAŞKAN Bölüm üzerinde konuşmalar
tamamlanmıştır.
On beş dakika süreyle soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Sayın Özdemir, buyurun.
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakana soruyorum: AKP hükûmetleri döneminde uygulanan
kötü ekonomi ve tarım politikaları sonucunda çiftçilerimizin ve
hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın
durumu perişan hâle gelmiştir. Bu torba yasaya çiftçilerimizin ve
hayvancılıkla uğraşan köylülerimizin tarım kredi
borçları ve Ziraat Bankasına olan kredi borçlarının
yapılandırılmasına yönelik bir düzenleme eklemeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Asil
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, bu kanunun 222nci maddesinin geçici birinci
maddesinde Söz konusu sağlık hizmetleri için bu Kanunun 59 uncu
maddesine göre belirlenen tutarın % 20sinden fazla olmamak üzere
belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca
aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri
ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer. diyor.
Şimdi, bu fıkradan da anlaşılacağı
gibi, sigorta şirketlerinin kusursuz kişilerin tedavi giderlerini
ödemekten kaçınması zaten mümkün değil iken, böyle âdeta bir
salma niteliğinde -hem de geriye dönük olarak bir salma niteliğinde-
böyle bir bedelin sigorta şirketlerine yüklenmesini ve bu sigorta primini
ödeyen vatandaşların kusursuz olarak bu hesaba para
aktarmalarını adaletsiz bulmuyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, bilindiği gibi bu torba yasa içerisine daha
önceki dönemlerde emeklilik hakkını kazanmaları
açısından SSK ve BAĞ-KUR prim borçları olan
vatandaşlara bir yapılandırma getirilmişti. O
yapılandırmalardan yararlanamayanlara tekrar bir imkân sunuluyor.
Ancak, burada belli şartlar var: Örneğin, yapılmış
olan taksitlendirmenin üçte 2sini ödemiş olacak, kalanını
şimdi getiriyor. Bu düzenlemeyle, bu durumda birçok
vatandaşımızın emekli hakkını
kazanamayacağı, daha doğrusu yapılandırmadan yararlandırılamayacağı
açıktır. Bu son getirilen düzenlemeyi bir açıklar
mısınız. Bunda yeniden bir düzeltme yapılabilir mi, bu
sınırlar kaldırılabilir mi?
İkincisi de hâlen kamu kurumlarında kaç adet özürlü
kadrosu boş bulunmaktadır? Sekiz buçuk yıllık AKP döneminde
neden bu kadrolara atama yapılmamıştır?
Açıklarsanız sevinirim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Öztürk
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, dün tasarıya eklenen 183üncü maddeyle
TOKİnin toplu konut projeleri dışında
yaptığı kamu yatırımlarına da Kamu İhale
Kanununun bazı hükümlerinden muafiyet getirilmiştir. Bu muafiyet
arasında, kamu yatırımı için ihaleye çıkmadan önce
ödeneğinin bulunması koşulunun aranmaması da vardır.
Bu değişiklikten önce de TOKİ okul gibi kamu
yatırımları yaptığına göre, bugüne kadar
yapılan bu yatırımlar Kamu İhale Kanununa aykırı
bir şekilde mi yapılmıştır? Öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan,
teşekkürler.
Sayın Bakan, görüşmekte olduğumuz tasarı
kamuoyuna yansıdıktan sonra 4/B, 4/C ve geçici işçi statüsünde
çalışanlar da bir beklenti içine girdi. Bu arkadaşlarla ilgili
de bir düzenleme getirecek misiniz?
Bir diğer sorum: Elmalı Düden köyünde yaşanan facia
televizyon haberlerine yansıdı. Kredi batağına düşen
Türkiyenin pek çok tarafında, Düden köyü gibi tarlaları,
varlıkları haczedilmiş insanlar vardır. Bu bankalarla
başı derde giren köylerle ilgili bir çalışmanız olacak
mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Karabaş
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Teşekkür ederim
Başkan.
Aracılığınızla Sayın Bakana sormak
istiyorum. Bu torba tasarısı görüşüldü. Burada 234 tane madde
var ancak bunun içinde, 177nci maddede, geçici 58inci maddede, Terörle
Mücadele Yasasından mahkûm olanların dışında denmesi
uluslararası yasalara, Türkiyenin mevcut Anayasasına, eşitlik
ilkesine uyuyor mu? Bunu siz, bir Bakan olarak ve Hükûmetin bir üyesi olarak içinize
sindirebiliyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan,
bugün torba yasanın son günü. Gelin, muhtarlarla ilgili, Köy Kanununda
getirilecek maddeyi buraya koyalım. Bu muhtarlarımızın
özlük haklarını lütfen, rica ediyorum, beklemeyelim, bugün, burada
bitirelim. Ben bir kez daha, son kez sizden rica ediyorum.
Yine, geçici işçilerimiz, 28 bin kişi
kalmıştı. Bunların çoğu emekli oldu, 20 bin tane
geçici işçimiz kaldı. Beş ay yirmi dokuz gün prim ödeyen
işçilerin
Onlara bir şekilde, bu torba yasanın son gününde, o
geçici işçilerimizin sorunlarına çözüm bulalım Sayın
Bakanım. Hassaten rica ediyorum.
Bir son sorum: Mahalle ve köy bekçilerine elbiselerini verecek
misiniz, vermeyecek misiniz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Bakana şunu
sormak istiyorum: Bu yap-işlet-devret modeli çerçevesinde HESlere
yönelik, barajlarla ilgili bir hüküm var bu bölümde. Kaç tane köprü
yapılacak barajlar üzerinde, yani Devlet Demiryolları veya
Karayolları tarafından? Bu HESler nedeniyle, yap-işlet-devret
modeli içindeki şirketlere yapılması düşünülen kaç tane
köprü var? Bunu merak ediyorum. Örneğin Keban Barajı üzerinde bir
tane var. Bunun dışında hangi bölgelerde; Karadenizde mi,
Munzurda mı, başka yerlerde mi yapılmak isteniyor? Bu konuda
bir bilgi verirseniz teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Şandır
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Çok teşekkür ederim.
Sayın Bakan, Sayın Mevlüt Aslanoğlunun sorusunu
ben de yeniliyorum. Lütfen
Gerçekten, bir torba yasa çıkartıyorsunuz,
toplumun birtakım mağduriyetlerini aşmaya
çalışıyorsunuz. Bu mağduriyetler kapsamında muhtarlar,
gece bekçileri ve özellikle de 4/C, 4/B gibi farklı statüdeki kamu
çalışanlarının durumlarını düzeltmek
noktasında, fırsat geçmeden burada bir değişiklik
yapmayı düşünür müsünüz?
Ayrıca, bir kısmına, büyük kısmına kadro
verdiğiniz geçici işçiler, beş ay yirmi dokuz gün
çalıştın gerekçesiyle, aynı işi yapan 2 görevli,
özellikle de orman işletmelerinde çalışan yangın
işçileri, yangının karşısında aynı işi
yapıyor, biri geçici görevli, biri kadrolu. Bu
yanlışlığı, bu haksızlığı
düzeltmeyi düşünür müsünüz?
Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Özdemir, Çiftçilerin, tarım kredi kooperatifleri
ve Ziraat Bankasına olan borçları kapsama alınacak mı?
diye sormuşlardı. Yapılandırma hükümleri
vatandaşlarımızın kamuyla olan borç-alacak
ilişkilerini düzenlemek üzere hazırlanmıştır. Bunun
dışında, alacaklarını bu kapsamda
yapılandırmak isteyen odalar gibi kuruluşların da
alacakları kapsama alınmıştır. Çiftçilerin tarım
kredi kooperatifleri ve bankalara olan borçları ise özel hukuk hükümlerine
tabi olduğu için bu kapsama alınmamıştır. Ancak, bu,
ilgili kuruluşların gönüllü olarak böyle bir çalışmayı
yapmalarına engel herhangi bir durum yok. Bu, bankaların kendilerinin
kanun olmadan da yapabilecekleri, ihtiyaca göre yapabilecekleri bir husustur.
Geçici 1inci maddeyle ilgili Beytullah Beyin sorduğu bir
soru vardı. Trafik kazaları sonucu yaralanan ve vefat eden
vatandaşlar sağlık giderlerinin karşılanmaması
nedeniyle mağdur oluyorlardı. Yapılan düzenleme ile kaza geçiren
tüm vatandaşların sağlık giderleri Sosyal Güvenlik Kurumu
tarafından karşılanacaktır. Aslında
yıllardır bu, özellikle hükûmetlerimiz döneminde sağlık
alanında yapılan hizmet genişlemesiyle zaten bu hizmetleri
devlet olarak biz sunuyorduk ama sosyal sigortalarla ilgili firmalar bu yönde
de kesinti yapıyorlardı vatandaşlardan. Şimdi onun bir
kısmını, adalete de çok uygun bir şekilde devlete, kamuya
aktarmış olacaklar çünkü bu hizmeti sunan kamu, o şirketler
değil.
Sayın Işıkın sorusu var. Prim borcu bulunan
vatandaşlarımız primlerini ödemeleri durumunda prim borcuna
karşılık gelen sürelerini hizmet olarak kazanma imkânı
sağlanacaktır. Ancak emekli olmak için diğer şartları
da -yaş artı hizmet yılı- yerine getirmeleri gerekmektedir.
Özellikle bu konuda artık sosyal güvenlik sistemimizde önemli köklü
değişiklikler yapıldı. Yaşa bağlı olarak,
zaten geçmişe yönelik borçlansa bile yaşı gelmeden emekli
olması mümkün değil biliyorsunuz. Dolayısıyla
yaşı gelinceye kadar primini yatırması ve daha yüksek
maaşlarla...
ALİM IŞIK (Kütahya) O tamam da...
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Diğer taraftan,
baktığımız zaman, tabii, özürlülerle ilgili sorular
vardı. Özürlülerle ilgili, bu dönemde, gerçekten çok önemli, devrim
niteliğinde düzenlemeler yapıldı. Gerek özürlülerin eğitimi
gerek istihdamı açısından, hem kamu olarak biz ciddi anlamda
maaşlarla destekliyoruz, eğitim imkânlarıyla hem de özel
sektörün özürlülerimizi istihdam etmesi için
kolaylaştırıcı, teşvik edici düzenlemeler yaptık
bu dönemde, Sayın Lokman Ayvanın da çok yakın takibiyle.
Bunları tabii ne kadar yapsak azdır ama imkânlarımız
geçmişle...
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan, sorum o
değil. Kamuda kaç tane boş kadro var?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Onu, tabii, şu anda
net bir rakam söylemem mümkün değil. Müsaade ederseniz, yazılı
bir şekilde ona cevap verelim. Fakat özürlülerimizin geçmişten çok
daha fazla iş hayatı içinde olduğunu da bu vesileyle vurgulamak
isterim.
TOKİyle ilgili sağlanan düzenleme
kolaylaştırmaya dönük bir düzenleme. Burada, tabii ki TOKİ, kamu
kurumlarının doğrudan iş yaptığı gibi kamu
kurumlarına da yardımcı oluyor, çeşitli
yatırımların daha hızlı gerçekleştirilmesi
yönünde destek oluyor. Onu kolaylaştırmaya dönük bir düzenleme.
Geçici işçilerle ilgili burada herhangi bir düzenlememiz yok.
4/B, 4/Cyle ilgili şu anda böyle bir çalışmamız yok. Yalnız
personele ilişkin olarak bu vesileyle şunu söylemek isterim:
Keşke bütün gruplar anlaşsalar
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Anlaştık
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
devlet personel
sistemimizde daha köklü, daha fazla, bütün sıkıntıları
giderecek bir personel rejimi reformunu hep birlikte
gerçekleştirebilirsek, bu çok çok faydalı olur elbette.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Bakanım, gece gündüz
çalışmaya hazırız.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Mevcut sistemi bir bütün
hâlinde
Böyle noktasal düzenlemeler ister istemez yapıyı da
bozabiliyor. Bir bütün olarak devlet personel sistemimiz konusunda bir reform
yapma ihtiyacı elbette ki var. Bunu da, bütün partilerimiz keşke
uzlaşmayla getirip yapabilsek. Bu son derece faydalı olur.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Biz hazırız efendim
Milliyetçi Hareket Partisi olarak.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sekiz senedir yapacağız
dediniz.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Bazı istisnalar,
tabii, terör suçlarından dolayı öğrencilere ilişkin.
Bunların yeniden -tabii, mahkûm olmuş olanlara ilişkin,
yargılananlara ilişkin değil- bir sınava girmeleri önünde
tabii bir engel yok ama bu kanunda Meclisimizin iradesi o şekilde tecelli
etti. Bir istisna getirildi.
Sayın Aslanoğlu, muhtarlarla ilgili ve geçici
işçilerle, bekçilerle ilgili yine düzenlemelerden bahsetti.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Koyalım
Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Muhtarlarla ilgili -daha
önce de belirtmiştim bir sorunuz vesilesiyle- bizim dönemimizde gerçekten
çok ciddi bir artış oldu maaşlarında.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Bakanım, hiç artış olmadı. 30 liraydı 100 lira oldu.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) 98 liraydı 2002
yılında, fakat, tabii ki, daha fazla yapma ihtiyacı olabilir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hiç artış
olmadı.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Önümüzdeki dönemlerde Köy
Kanunu çerçevesinde özellikle, Köy Kanununun Meclisimize gelmesiyle birlikte
bu çalışmalar yeniden ele alınabilir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Buraya koyalım
Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Tabii, bu, muhtemelen
önümüzdeki döneme kalacak bir düzenleme. Öyle görünüyor.
YİD modeliyle ilgili, Sayın Kaplan köprülerle ilgili bir
soru sordu. Doğrusu şu anda kaç tane köprü
yapılacağına ilişkin hafızamda bir bilgi yok. Onu da,
müsaade ederseniz, yazılı bir şekilde
arkadaşlarımız, bürokratlarımız, tabii daha sonra
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Bakan,
bürokratlar buraya bizi seyretmeye gelmiyorlar!
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Ama
yanıltıcı, yanlış bir bilgi vermeyelim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Bakan,
bürokratlar biliyorlardır, bilgi versinler.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Varsa bilgisi
bürokratlarımızın hemen verebiliriz ama burada olanların da
olmayabilir. Bu insani bir durum. Burada size gerekirse sonra yazılı
bir şekilde
HASİP KAPLAN (Şırnak) O zaman öbür seçim dönemine
gelir bunun cevabı.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Bu teknik bir konu. Yani
tartışmaya açık bir konu değil. Buna cevap verilebilir.
Yalnız orada şunu söyleyeyim: Bu barajlar
yapılmadan, su tutmadan önce bu köprülerin yapılması maliyeti
çok daha düşüren bir unsur. Buna daha fazla dikkat etmemiz lazım.
Barajlar su tuttuktan sonra değil de su tutmadan önce bu köprüleri
gerçekleştirmemiz lazım. Son dönemlerde de özellikle buna dikkat
etmeye çalışıyoruz.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Dokuzuncu bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi dokuzuncu bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde
üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım.
Ancak birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.43
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 14.55
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
208inci madde üzerinde dört adet önerge vardır.
Son iki önerge aynı mahiyettedir, birlikte işleme
alacağım, istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim.
Önergeleri sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 208 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ali
Koyuncu Yılmaz
Tunç |
Giresun Bursa Bartın |
Kürşad
Tüzmen Nedim Öztürk Abdurrahman Arıcı |
Mersin Eskişehir Antalya |
Madde 208- 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun geçici 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddeye (e) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki (f) bendi eklenmiştir.
"d) 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla
yapılacak yatırımlarda, bu bendin yürürlüğe girdiği
tarihten önce yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamış
su kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu
projeler de dahil olmak üzere, demiryolu ulaşım
güzergahının değiştirilmesinin zorunlu olduğu
hallerde, rölekasyon işi su altında kalacak mevcut demiryolunun
kamulaştırma bedeli alınarak demiryolunun bağlı
olduğu idare tarafından yapılır."
"(f) 20/02/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması
çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak olan
üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile
gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili
yapıların inşasının inceleme ve denetimi,
masrafları ilgililerine ait olmak üzere DSİ tarafından
yapılır veya gerektiğinde yetkilendirilecek denetim
şirketlerine yaptırılması sağlanır. Denetim
şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, ilgili
Bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı nın 208 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu R. Kerim
Özkan Selçuk Ayhan |
Malatya Burdur İzmir
|
Madde 208- 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun geçici 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
d) Bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamış su
kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu projeler
de dahil olmak üzere, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası
kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla
yapılacak yatırımlarda, demiryolu ulaşım
güzergâhının değiştirilmesinin zorunlu olduğu
hallerde, rölekasyon işi su altında kalacak mevcut demiryolunun
kamulaştırma bedeli alınarak demiryolunun bağlı
olduğu idare tarafından yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 208. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa
Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut Alim
Işık |
Eskişehir Adana Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 S. Sayılı yasa tasarısının 208 nci
maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Hasip
Kaplan M. Nezir Karabaş Şerafettin Halis |
Şırnak Bitlis Tunceli |
Nuri
Yaman Bengi
Yıldız |
Muş Batman |
BAŞKAN İki önergeyi birlikte işleme
alıyorum.
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Kütahya Milletvekili
Alim Işık, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının
208inci maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım.
Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergenin ne kadar tehlikeli ve yandaşlar için
çıkarılmış bir önerge olduğunu sizlere
hatırlatarak sözlerime başlamak istiyorum. Bunun mutlaka madde
metninden çıkarılması lazım.
Değerli milletvekilleri, bu konular Komisyon
çalışmaları sırasında Komisyonun gündemine geldi, AKP,
CHP, MHP ve diğer gruba ait milletvekillerinin hiçbiri tarafından
onaylanmadığı için çekildi. Şimdi, bu, Komisyondan
geçmemiş, bir önergeyle buraya getirilmiş ve konu hakkında
bilgisi olmayan Türkiye Büyük Millet Meclisindeki diğer milletvekillerinin
böyle bir zaman darlığı altında iradesine sunularak
geçirtilmek istenen çok tehlikeli bir konudur.
Neden tehlikeli olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu maddede, 208inci maddede yer alan konunun eski halini ve şimdi
getirilen düzenlemeyi, ayrıca şimdi sunulan önergede eklenen
başka bir konuyu da sizlerle paylaşıp neyi yapmak istediklerini
anlamanızda yarar var diyorum. Söz konusu maddedeki, mevcut 4628
sayılı Kanunun ilgili maddesindeki şu anda yürürlükte olan
kısmı okuyorum sizlere: Yerli kaynaklara dayalı elektrik üretim
amacıyla yapılacak yatırımların
gerçekleştirilmesi için demiryolu ulaşım güzergâhının
değiştirilmesinin zorunlu olduğu hallerde Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğünce demiryolu
ulaşım güzergâhlarının değiştirilmesi işi
enerji yatırımını gerçekleştirecek firmaya, ilgili
idareye ait birim fiyatlarla hesaplanacak yer değiştirmeye
ilişkin yatırım bedelinin yüzde 25 oranında indirim
yapılarak belirlenen ve ilgili bakan tarafından onaylanan bedelle
yaptırılır. Yani firma bu işi yapacak, güzergâh
değişiminden kaynaklanan maliyeti firma karşılayacak.
Ödenek karşılığı kaynağın
aktarılmış olması koşuluyla söz konusu bedelin
yarısı işin yüzde 50sinin bitimini müteakip, kalan
kısmı ise işin bitimini takip eden altı ay içerisinde ve
her hâlükârda 31/12/2012 tarihine kadar yapılır. Ayrıca
diğer fıkrada da bununla ilgili diğer düzenleme var.
Şimdi, burada Eğer, yenilenebilir enerji
kaynaklarıyla ilgili yatırım yapılması
sırasında buradan geçen bir demir yolu sıkıntısı
varsa, bu güzergâh değiştirilecekse bunu firma yapar ve şu
tarihe kadar bunun bedelini öder. diyor. Getirilen düzenleme ne getiriyor?
Yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak
yatırımlarda
cümle aynı
bu bendin yürürlüğe
girdiği tarihten önce yapılan, ancak yapımı henüz
tamamlanmamış su kullanım anlaşmalarının ilişkin
olduğu projeler de dâhil olmak üzere, demir yolu ulaşım
güzergâhının değiştirilmesinin zorunlu olduğu hâllerde
rölekasyon işi su altında kalacak mevcut demir yolunun
kamulaştırma bedeli alınarak demir yolunun bağlı
olduğu idare tarafından yapılır." Yani Devlet
Demiryolları tarafından yapılır, dolayısıyla o
süre kısıtlamasıyla ilgili herhangi bir hüküm
kalmamış, hayırlı olsun! Yani bu işi almış
ve şimdiye kadar taahhüdünü yerine getirememiş firmaların
devlete olan borcu silinecek, taahhütleri yok sayılacak, bu işin
maliyetinin firmaya yüklenmesi de kaldırılacak. Devlet
Demiryollarının bağlı olduğu idare tarafından bu
işin yapılması öngörülüyor. Değerli milletvekilleri, buna
hiçbirimizin vicdanı razı olamaz. Bu, kanun değildir. Bu, kanun
çıkarma da değildir. Lütfen bunu buradan çıkaralım.
Ayrıca bununla yetinilmiyor, şimdi AKP Grubunun
getirdiği yeni bir önerge var, yeni bir fıkra eklenmiş. Deniyor
ki bu fıkrada da: Söz konusu yatırımlarla ilgili,
masrafları ilgililere ait olmak üzere DSİ tarafından bunların
denetimi, kontrolleri yapılır veya gerektiğinde
yetkilendirilecek denetim şirketlerine yaptırılması
sağlanır. Değerli milletvekilleri, devletin
kurumlarının hakkı ve yetkileri burada bir önergeye bir ibare
eklenmekle başka denetim kurullarına aktarılamaz. Yapmayın
bunu, Allah aşkına yapmayın bunu. Böyle bir önerge asla ve asla
kabul edilemez. Devlet Su İşlerinin su kaynaklarıyla ilgili
denetim yetkisini bir firmaya siz aktarırsanız, bunu da bir önergeyle
yaparsanız, bu milletin eli yakanızdan inmez! Gözünüzü seveyim, böyle
bir önergeyi kabul etmek doğru değildir. Bu madde metninin kesinlikle
önergemiz doğrultusunda çıkarılması, bu milletin ve
devletin hayrına olacaktır. İyi bir iş yapmış olacaksınız.
Şimdiye kadar değişik zeminlerde geçirtilemeyen maddeler, buraya
sıkıştırılarak size geçiştirilmek isteniyor. Biz
uyarımızı yapıyoruz.
Önergemize desteğinizi bekliyor, tekrar saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önerge üzerinde
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan, buna müsaade
etmeyin, millet bunu affetmez!
BAŞKAN
söz isteyen Nezir Karabaş, Bitlis
milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tasarının 208inci madde üzerinde
verdiğim önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıyla ilgili
yaptığımız değerlendirmelerde de belirttik, AKP hem
geçmiş politikalarında hem de özellikle bu torba
tasarısında getirdiği maddelerle emeği, emekçiyi,
doğayı, doğal kaynakları tümüyle hiçe sayan veya isteyenin
istediği gibi kullanabileceği yasalar yaptı bugüne kadar. Bu
torbayla da bunu pekiştirmeye çalışıyor.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, yenilenebilir enerjiyle
ilgili birkaç şey söylemek gerekiyor: Şimdi, yenilenebilir enerji
kapsamında çıkan kanunda 50 megavata kadar olan HESleri bizler
burada çıkardığımız kanunlarla yenilenebilir enerji
kapsamına aldık. Bugün girmeye
çalıştığımız Avrupa Birliğinde hiçbir ülkede
bu, 10 megavatın üzerinde değil. Şimdi, eğer yenilenebilir
enerji diyorsak ve HES de diyorsak, nasıl oluyor da bir HES hem
yenilenebilir enerji olacak, üretimiyle, doğaya ve çevreye
sağladığı katkılarla hem yenilenebilir olacak hem de
bir demir yolu güzergâhının değiştirilmesini
sağlayacak! Yani, siz, bir demir yolunun güzergâhının
değiştirilmesini gerektirecek bir projeyi yenilenebilir enerji
adı altında getiriyorsunuz ve bunu da burada
oylatacaksınız, herkes de oylayacak yenilenebilir enerjiyi. Yani bir
demir yolunun güzergâhının değiştirilmesini gerektirecek
bir yatırım nasıl yenilenebilir HES oluyor? Tamam hidroelektrik
santral olur baraj olur adı ama bunun adına yenilenebilir
demeyin. Bu, sivil toplum örgütlerinin, çevrecilerin, Karadenizden Egeye,
İç Anadoludan Doğu Anadoluya kadar tüm alanlarda, birçoğu
AKPye yakın çevreler, birçoğu AKPli milletvekilleri tarafından
yenilenebilir enerji adı altında metre metre
satılmış alanları, şimdiden,
çıkardığınız, bugüne kadarki yasalarla, torbaya
koyduğunuz maddelerle, eklerle ve bundan sonra çıkaracağınız
maddelerle halka yedirmeye çalışıyorsunuz, adına da
yenilenebilir enerji diyorsunuz. Tabii bu da yetmiyor, getirdiğiniz
önergelerle, bunu, bu yapımı üstlenmiş, bu yerleri almış
kişilerin yapması gereken işleri de kamu kurumlarının
sırtına yüklemeyi, onu da devletten çıkarmayı
düşünüyorsunuz.
Birincisi, bu maddedeki değişiklikle, AKPnin burada
geçirdiği yasalarla HES dediği yenilenebilir HES dediği
anlayışı biz kabul etmiyoruz. Biz, Mecliste bugüne kadar
çıkarılan yasalara da karşı çıktık,
düşüncemizi belirttik. Bundan sonra da Rizedeki, bundan sonra
Dersimdeki, bundan sonra Batmandaki, bundan sonra Egedeki, Akdenizdeki,
kendi doğal yapısının, köyünün yapısının
bozulmasına karşı çıkan köylünün, o beldede yaşayan
insanların yanında olacağız, onların mücadelesinin
yanında olacağız, bir. İkincisi de birilerine
peşkeş çekme ve devlet kurumlarının kasasından -ki bu
işler özelleştirilirken, birilerine verilirken, devletin kaynak
aktarmaması, özel sektörün kendi imkânlarıyla yapması deniliyor-
getirdiğiniz her yasa teklifiyle, torbalara koyduğunuz her yeni
öneriyle bu tür faaliyetleri yürüten, bu tür, topluma ait, vatandaşa ait,
köylülere ait, toplumun ortak malı olan yerleri
pazarladığınız insanlara da yaptıkları
harcamaları devlet kasasından, kurumlar tarafından verilmesini
gerektirecek, onaylayacak yasalar getiriyorsunuz.
Bu nedenle, biz, bu 208inci madde üzerinde AKPnin verdiği
teklifin kabul edilmemesini ve burada peşkeş çeken birilerinin
yapması gereken harcamaların kurum tarafından
yapılmasının engellenmesi istiyoruz.
Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı nın 208 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
Madde 208- 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun geçici 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
d) Bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamış su
kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu projeler
de dahil olmak üzere, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4 üncü maddesinin ikinci
fıkrası kapsamında yerli kaynaklara dayalı elektrik üretimi
amacıyla yapılacak yatırımlarda, demiryolu ulaşım
güzergâhının değiştirilmesinin zorunlu olduğu
hallerde, rölekasyon işi su altında kalacak mevcut demiryolunun
kamulaştırma bedeli alınarak demiryolunun bağlı
olduğu idare tarafından yapılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Tayfun İçli,
Eskişehir Milletvekili, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
H. TAYFUN İÇLİ (Eskişehir) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, sizleri
saygıyla selamlıyorum. Torba yasanın son gününe geldik.
İnatla, bu kanunun yasalaşması için olağanüstü bir çaba
sarf ediyoruz.
Değerli arkadaşlarım, benden önce söz alan
değerli milletvekilleri de belirtti. Birazdan AKPnin bir önergesi gelecek
ve bu önergede (f) bendi ekleniyor ve (f) bendi enteresan düzenlemeler
getiriyor, bu Plan ve Bütçe Komisyonunda konuşulmamış.
Şimdi, bu Hükûmet döneminde olağanüstü kontrolsüz bir HES,
hidroelektrik santraller var.
Şimdi, getirilen (d) bendinde -Bunu özellikle ifade etmek
istiyorum-
bedeli alınarak demiryolunun bağlı olduğu
idare tarafından
demek suretiyle bir kere, devlete -büyük bir ihtimalle
Devlet Demiryollarıdır- bir yük bindiriliyor fakat ilginçtir, (f)
bendinde de denetim DSİnin dışında özel şirketlere
verilmek isteniyor.
Değerli arkadaşlarım, böyle kanun yapılmaz,
onu söyledik. İnatla böyle kanun çıkartmaya
çalışıyorsunuz. Bu torba kanun içinde gerçekten yararlı
maddeler var, hep söyledik ama böylesine önergeyle giren, milletin gözünden
kaçırılan, kamunun menfaatini ortadan kaldıran maddeler de
sokuluyor.
Değerli arkadaşlarım, Anayasa ve İç Tüzüke
aykırı olarak işlemler yapıyoruz, inatla yapıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Yargıtay ve Danıştayla ilgili kanunu
da torba kanun olarak geçirdik. İşte, dün gece yaşanan
birtakım olaylar bugün Türkiyede gündemde var, onlar konuşuluyor.
Eğer Her tür güce sahibim. derseniz, Sınırsız güce
sahibim. derseniz, ciddi anlamda, değerli arkadaşlarım, toplum
sıkıntıya girer. Toplum hak ister, toplum adalet ister.
Bakın, yeri gelmişken bunu da belirtmek istiyorum. Merhum Ecevit -12
Eylül olmuş- 12 Eylülün baskı döneminde dahi hak ve adaletin ne
derece önemli olduğunu vurgulamış. Bakın, Yankı
dergisinde 30 Mayıs 1981 tarihinde yayımlanan yazısında hem
de 12 Eylül cuntasının her türlü baskısına rağmen,
şunu söylüyor: Adalet dağıtanlara devlette ve toplumda
üzerlerinde iktidar gölgesinin düşmeyeceği kadar yüksek ve onurlu bir
yer sağlamalıdır. Bu yazısında -hızla okuyacağım-
merhum Ecevit diyor ki: İnsanlar bir ölçüye kadar özgürlük
kısıntılarına, baskıya, zulme katlanabilirler ama
haksızlığa, adaletsizliğe katlanamazlar. En zayıf, en
ürkek insanlar bile haksızlık, adaletsizlik karşısında
tepki duyar ve tepkisini hiç beklenmedik biçimde ve ölçüde açığa
vurabilirler. Toplumda huzur sağlamanın, insan ilişkilerini de
yurttaş devlet ilişkilerini de sağlıklı ve düzgün
yürütebilmenin başta gelen koşulu adalettir. Adaletin
dayanağı ise yargı erkinin, yargı organlarının
bağımsızlığıdır. Uzun bu yazı ama
şunu, son cümlesini bir kez daha sizlere hatırlatmak istiyorum Onun
için, yargı erkinin bağımsızlığı, adaletin
dayanağı olduğu kadar, demokrasinin de gereğidir. Eğer
Türkiye'de gerçek demokrasi amaçlanıyorsa yargı erkinin bağımsızlığını
ve yargıç güvencesini zedelemekten kaçınılmalıdır.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, geçtiğimiz
günlerde Yargıtay ve Danıştayla ilgili düzenleme yaptık.
Önümüzdeki günlerde Anayasa Mahkemesinin görevleri ve kuruluşuyla ilgili
bir kanun gelecek, şimdi Adalet Komisyonunda. Orada, yargı erkine,
Anayasa Mahkemesi üyelerine biraz evvel ifade ettiğimin tersinde
üzerlerinde iktidar gölgesinin düşmesini sağlayacak düzenlemeler
getiriliyor. Onlara kırmızı plakalı Mercedes aracı,
-lojmanlarını bir tarafa bıraktım- sağlık
güvencesi -milletvekilleri- bir tarafa bıraktım ama değerli
arkadaşlarım, onların çok daha ötesinde, onlara sanki siyasi
rüşvet olarak algılanacak düzenlemeler getiriliyor.
Bakın dün, İstanbul Adliyesinde -kamuoyunda çok
yakın takip ediliyor- birtakım enteresanlıklar olmaya
başladı ki yeni atandığı söyleniyor
yargıçların, son HSYKnın kurulmasından sonra
atandığı söyleniyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bir gün evvel
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Şimdi, böylesine
toplumda infiale yol açabilecek, adalet duygusunu sarsabilecek birtakım
işlemler yapıldığı zaman, toplum büyük yara alır,
toplumun ötesinde de bu yüce Parlamento büyük yara alır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
H. TAYFUN İÇLİ (Devamla) Eğer
uygulayıcılar bizim çıkarttığımız
kanunları keyfî olarak yorumlamaya kalkarlarsa toplumda adalet duygusu
sarsılır. Adalet duygusunun sarsılmasıyla da hukuk devleti
ilkesinde zedelenme olur.
Tekrar hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın İçli.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için
elektronik cihazla oylama yapacağım.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır ve önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı"nın 208 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
Madde 208- 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanununun geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
maddeye (e) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (f) bendi
eklenmiştir.
"d) 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve
5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik
Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun
kapsamında gerçekleştirilecek hidroelektrik santral projeleri ile
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji
Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 4 üncü
maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yerli kaynaklara
dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak
yatırımlarda, bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamış su
kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu projeler
de dahil olmak üzere, demiryolu ulaşım güzergahının
değiştirilmesinin zorunlu olduğu hallerde, rölekasyon işi
su altında kalacak mevcut demiryolunun kamulaştırma bedeli
alınarak demiryolunun bağlı olduğu idare tarafından
yapılır."
"(f) 20/02/2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması
çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak olan
üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile
gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili
yapıların inşasının inceleme ve denetimi,
masrafları ilgililerine ait olmak üzere DSİ tarafından
yapılır veya gerektiğinde yetkilendirilecek denetim
şirketlerine yaptırılması sağlanır. Denetim
şirketleri ile ilgili uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, ilgili
Bakanlıkların görüşü alınmak kaydıyla DSİ
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Efendim, karar yeter
sayısı
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Sayın Başkan, müsaade ederseniz, bu konu
tartışıldı, açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Şimdi, değerli arkadaşlar, Devlet Demiryolları,
biliyorsunuz
Diyelim ki bir baraj ihalesi yapılmış, orada
Devlet Demiryollarının bir güzergâhı var ve baraj göleti
altında kalacak.
Şimdi, mevcut sisteme göre, firma, doğrudan
doğruya, ihalesiz olarak bunu yapabilecekti -mevcut düzenlemeye göre- ve
burada parayı yine devlet ödeyecekti, yani devlet adına, devletin
parasıyla, o baraj ihalesini almış olan müteahhit o demir
yolunun deplasmanını yapacaktı ama devletin parasıyla
yapacaktı, devlet adına yapacaktı. Şimdi, yeni getirilen düzenlemeyle
yapılan şey şu: Devlet Demiryolları kendisi yapacak, kendi
parasıyla yapacak, istimlak parasını da o ihaleyi
kazanmış, baraj göletini yapan firmadan alacak. Yani
dolayısıyla konuların iyi bilinmesinde ben yarar görüyorum.
Aslında, bu düzenlemeyle biz, devletin menfaatini çok
açık bir şekilde korumuş oluyoruz. O firma ihalesiz bir
şekilde bunu yapacaktı, devletin parasıyla yapacaktı. Biz
şimdi diyoruz ki: Devlet kendisi yapsın, ihaleyle yapsın, belki
tasarruf da sağlar. İstimlak parasını da ilgili firmadan
alacağız. Dolayısıyla -lütfen- bu düzenleme gerçekten ülke
menfaatinedir, burada yanlış yapılan bir şey yoktur.
Şu anda da bu türden bir ihale, bir baraj yapımı,
hani, yarım bırakılmış da Birilerini
kurtaralım. diye herhangi bir şey söz konusu değildir, yani
şu anda yarım bırakılmış, birilerini kurtarmaya
yönelik bir düzenleme de söz konusu değildir. Bu işlere henüz
başlanılmamış, dolayısıyla burada hiçbir şekilde
bir şirket de kayrılmamaktadır, hiçbir şekilde devlet
zarara uğratılmamaktır.
Önergeye katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde söz isteyen?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gerekçeyi okutun
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
4628 sayılı Kanunun geçici 14 üncü maddesinin birinci
fıkrasına eklenen (f) bendiyle, Elektrik Piyasası Kanunu
kapsamında elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak olan
üretim tesislerinin suyla ilgili ve diğer su yapılarının,
masrafı ilgililerine ait olmak üzere Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından denetlenmesi veya bunun özel sektör denetim
şirketlerine yaptırılması ve bu şekilde su
yapılarının denetlenmesi öngörülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum, yalnız
karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır ve önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
209uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısı'nın 209 uncu maddesine Kurumun ibaresinden sonra
izin ve ibaresinin, "temin edebilirler" ifadesinden sonra gelmek
üzere de aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Münir
Kutluata Erkan
Akçay Mehmet
Günal |
Sakarya Manisa Antalya |
Yılmaz
Tankut Alim
Işık Beytullah
Asil |
Adana Kütahya Eskişehir |
Mehmet
Şandır |
Mersin
|
Pancarı ham madde olarak kullanan şirket ve
fabrikaların nominal kapasitelerinin % 55inin altında kota
belirlenemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 209 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu R. Kerim
Özkan |
İzmir Malatya Burdur |
Mustafa
Özyürek Bülent
Baratalı Hüseyin
Ünsal |
İstanbul İzmir Amasya |
"Madde 209- 4.4.2001 tarihli ve 4634 sayılı
Şeker Kanununun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Madde 3- Şeker üretimi ve arzında istikrarı
sağlamak amacıyla pazarlanacak şeker miktarı kotalar ile
belirlenir. Kotalar, Şirket veya fabrika bazında şeker türlerine
ve pazarlama yılı esasına göre ayrı ayrı belirlenir.
Nişasta kökenli şekerler için belirlenecek toplan A kotası, ülke
toplam A kotasının % 10'unu geçemez. Bakanlar Kurulu bu oranı,
Kurumun görüşünü de alarak % 50'sine kadar arttırmaya, % 50'sine
kadar eksiltmeye yetkilidir.
Sakaroz kökenli şekerler dışındaki
depolanabilir nitelikte olmayan diğer şekerler için B kotası
belirlenmez.
Gıda dışı şeker ve C şekeri kota
kapsamı dışındadır. Bu şekerler için kota tahsisi
yapılmaz. Gıda dışı şeker üretimi Kuruldan izin
alınmak suretiyle yapılır.
Şirketlerin veya fabrikaların A ve B kotaları her
yıl en geç 31 Ekim tarihine kadar, yurt içi şeker talebi temel kriter
olmak üzere, Kurul tarafından pazarlama yılı esasına göre
tespit edilir.
Kotalar; öncelikle şirketlerin veya fabrikaların nominal
üretim kapasitelerinin %45'i oranında belirlenir. Bu şekilde
hesaplanan şirket veya fabrikaların A ve B kotaları
toplamının ülke toplam A ve B kotalarını
karşılamaması veya aşması halinde, eksik kalan veya
fazlalık olarak ortaya çıkan şeker miktarı,
şirketlerin veya fabrikaların son üç pazarlama yılı fiili A
kotası şekeri üretim miktarlarının aritmetik
ortalamaları esas alınarak son üç yıllık ortalama üretim
içindeki payları oranında artırarak veya eksilterek ülke toplam
A ve B kotaları toplamına eşitlenir. Şirketlerin veya
fabrikaların nominal üretim kapasiteleri üzerinde kota belirlenemez. Bu
kapsamda belirlenen kotalar konusunda tüm şirket veya fabrikalar
bilgilendirilir. Şeker pancarı ekim alanlarının tespiti,
şirketlerin kendilerine tahsis edilen kota miktarlarına ve/veya
nominal üretim miktarlarına uygun olarak şirketlerin de
görüşleri alınarak Kurul tarafından belirlenip,
değişen şartlara göre 5 yılda bir güncellenir. İlk kez
üretime geçecek ve üç yaşın altındaki şeker
fabrikaları ile bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce kapasite
artırım izni almış olan fabrikalar için kota
belirlenmesinde nominal üretim verileri esas alınır.
Yeni fabrika kurulabilmesi ve/veya mevcut fabrikaların
kapasitelerini artırabilmeleri için Kuruldan izin alınması
zorunludur. Şirketlere yeni kota tahsisine Kurul yetkilidir.
Bu kanun maddesi değişikliği 2011/2012 ve daha
sonraki Pazarlama yılı uygulamaları için geçerlidir."
"Şirketler, kendi ekim alanlarından yeterli
hammadde bulamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde
kendi ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde
üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilirler."
TBMM Başkanlığına
606 sıra sayılı tasarının 209uncu
maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Hasip
Kaplan Şerafettin
Halis Sebahat
Tuncel |
Şırnak
Tunceli
İstanbul
|
M. Nezir
Karabaş Bengi
Yıldız |
Bitlis Batman
|
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; şekerin ham maddesi olan pancar ürününe
konulan kotalarla pancar üreticimizin ekonomik hayatı, üretimi felç
edilirken bir yandan, diğer yandan şeker fabrikalarının
özelleştirilerek satılması, gündemine alınması
Hükûmetin, en son beş tanesinin, Karadeniz, Erzurum, Doğu Anadolu
Bölgesindeki şeker fabrikalarının daha öncekiler gibi özelleştirilerek
satılması söz konusu.
Bir diğer yandan bakıyoruz ki şekerin ham maddesi
şeker kamışı, şeker pancarı, işte
Türkiyedeki daha çok şeker pancarı
Tabii, şeker
kamışı daha çok Latin Amerika ülkelerinden veya Afrika
ülkelerinden temin ediliyor -belki ürün üretim bazında daha ucuz diye
ithalat yanı destekleniyor- yani kendi iç üreticini, kendi
imkânlarını kısıp dışarıdan getiriliyor.
Salt bu değil, son zamanlarda Türkiye gıda sektöründe,
çocuklarımızın, bebeklerimizin elindeki şekerde tehlike var,
insanlarımızın hayatı, sağlığı
olduğu gibi tehlikede; bir yandan sakarin kullanılıyor, bir
yandan katkı maddeleri kullanılıyor, bir yandan
tatlandırıcı kullanılıyor. Hâl böyleyken, şimdi,
bu torba kanuna koymuşsunuz bir madde, şirketler
Hani
satıyorsunuz, özelleştiriyorsunuz, e, şirketlere yol vermek için
biraz kotayı artıralım diyorsunuz. 74 milyon insanla bu kadar
açık dalga geçilmez arkadaşlar.
Bakın, piyasada bir kaçak çay esprisi var. Bu kaçak çay
Seylandan gelirdi. Hâlâ, gidersiniz Diyarbakıra, kahvelerde kaçak çay
diye gelir önünüze. Ama bir de kaçak şeker modasını da
İktidarınız sayesinde 74 milyon insan öğrendi. Bu
yediğimiz şekerin, hakikaten, çay bardağına
attığınız şekerin nereden geldiğini hiç
düşündünüz mü? Piyasada Şeker Bayramı dâhil bayramlarda
satılan şeker ürünlerinin nasıl
hazırlandığının farkında mısınız?
Bakın, bu konuda iki tane kanun teklifiniz var, Mecliste
bekliyor. Ya şeker politikanızı doğru dürüst belirlersiniz,
bu ülkenin sağlığını düşünürsünüz, bu ülkenin
pancar üreticisini düşünürsünüz
Bir de şunu düşünün Allah aşkına: Hayatta, siz
Doğuda, Güneydoğuda bir fabrika kurmadınız. Hep kurulan
fabrikaları satıyorsunuz, hep kurulan fabrikaları
sattınız. Bu yap-işlet-devret değil aslında; bu,
yapılanı sat-işlet, şirketlere ver, başkalarına
ver modeli.
İşte, bu tür hayati konularda esaslı bir şeker
politikasını oluşturmadıktan sonra torba kanuna
getirmişsiniz, ee üç beş şirketiniz darda veya Adapazarı
Şeker Fabrikası sıkıntıda veya bir iki, örneğin
gıda şekeri ve (C) şekeri kota kapsamları farklı.
Şimdi, bunlar konusunda bir de yeni fabrika kurulması olayı var.
Zaten devlet kurmuş bugüne kadar bütün fabrikaları.
Sattığınız şirketler de kâr eden fabrikaları işleyecekler.
Arkadaşlar bu ülkede tarım bunun için çöker, bu ülkede
çiftçi bunun için perişan olur, bu ülkede pancar üreticisi bunun için
mazotunu karşılayamaz çünkü bu ülkenin pancar üreticisini,
çiftçisini, Muş Ovasını veya Trakyadaki veya Egedeki
şekerpancarı üreticisini değerlendirip üretimini daha fazla
şeker anlamında üretim ve ihracat konusunda değerlendirme
konusunda maalesef birkaç şirketin çıkarlarına, faydalarına
uygun kâr akıtma modeli ve ithalat üzerinden akıtma modeli, bu model
de Türkiyede sağlığı vuruyor; sağlığı,
bebeklerimizi vuruyor. Gerçekten bu gıda sektöründeki şekerlemelerin
hepsinin denetimi yapılmıyor, hepsinin hammaddesi
dışarıdan getiriliyor, hepsinin hammaddesinde de
sağlığa zararlı tespitler yapıldı,
televizyonlarımız bu konuyu ele aldı. Biz bu nedenle böyle
palyatif, böyle yüzeysel, böyle olsun da torbada olsun, torbada gözüksün türü
tekliflere karşıyız, çıkarılmasını
istiyoruz, oylarınıza sunuyoruz.
Sayın Başkan, oylamadan önce de karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kâtip üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için
elektronik cihazla oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum ve oylamayı başlatıyorum:
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 209 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
"Madde 209- 4.4.2001 tarihli ve 4634 sayılı
Şeker Kanununun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
"Madde 3- Şeker üretimi ve arzında istikrarı
sağlamak amacıyla pazarlanacak şeker miktarı kotalar ile
belirlenir. Kotalar, Şirket veya fabrika bazında şeker türlerine
ve pazarlama yılı esasına göre ayrı ayrı belirlenir.
Nişasta kökenli şekerler için belirlenecek toplan A kotası, ülke
toplam A kotasının %10'unu geçemez. Bakanlar Kurulu bu oranı,
Kurumun görüşünü de alarak %50'sine kadar arttırmaya, %50'sine kadar
eksiltmeye yetkilidir.
Sakaroz kökenli şekerler dışındaki
depolanabilir nitelikte olmayan diğer şekerler için B kotası
belirlenmez.
Gıda dışı şeker ve C şekeri kota
kapsamı dışındadır. Bu şekerler için kota tahsisi
yapılmaz. Gıda dışı şeker üretimi Kuruldan izin
alınmak suretiyle yapılır.
Şirketlerin veya fabrikaların A ve B kotaları her
yıl en geç 31 Ekim tarihine kadar, yurt içi şeker talebi temel kriter
olmak üzere, Kurul tarafından pazarlama yılı esasına göre
tespit edilir.
Kotalar; öncelikle şirketlerin veya fabrikaların nominal
üretim kapasitelerinin %45'i oranında belirlenir. Bu şekilde
hesaplanan şirket veya fabrikaların A ve B kotaları
toplamının ülke toplam A ve B kotalarını
karşılamaması veya aşması halinde, eksik kalan veya
fazlalık olarak ortaya çıkan şeker miktarı,
şirketlerin veya fabrikaların son üç pazarlama yılı fiili A
kotası şekeri üretim miktarlarının aritmetik
ortalamaları esas alınarak son üç yıllık ortalama üretim
içindeki payları oranında artırarak veya eksilterek ülke toplam
A ve B kotaları toplamına eşitlenir. Şirketlerin veya
fabrikaların nominal üretim kapasiteleri üzerinde kota belirlenemez. Bu
kapsamda belirlenen kotalar konusunda tüm şirket veya fabrikalar
bilgilendirilir. Şeker pancarı ekim alanlarının tespiti,
şirketlerin kendilerine tahsis edilen kota miktarlarına ve/veya
nominal üretim miktarlarına uygun olarak şirketlerin de
görüşleri alınarak Kurul tarafından belirlenip,
değişen şartlara göre 5 yılda bir güncellenir. İlk kez
üretime geçecek ve üç yaşın altındaki şeker
fabrikaları ile bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce kapasite
artırım izni almış olan fabrikalar için kota
belirlenmesinde nominal üretim verileri esas alınır.
Yeni fabrika kurulabilmesi ve/veya mevcut fabrikaların
kapasitelerini artırabilmeleri için Kuruldan izin alınması
zorunludur. Şirketlere yeni kota tahsisine Kurul yetkilidir.
Bu kanun maddesi değişikliği 2011/2012 ve daha
sonraki Pazarlama yılı uygulamaları için geçerlidir."
"Şirketler, kendi ekim alanlarından yeterli
hammadde bulamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde
kendi ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde
üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilirler."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Ferit Mevlüt
Aslanoğlu, Malatya Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan,
çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu maddedeki amaç şu:
Bir şeker fabrikasının yeterli arazisi yok o bölgede, başka
bir bölgeden pancar alabilir, diyor. Bu fabrika da belli. Ama size şu
öneriyi yapıyorum: Bizde arazi çok, bizim kotamızı
artırın, Muş Ovasının, Malatyanın
Bizde arazi
çok, bizde arazi çok; biz kendi fabrikamızda, kendi arazimizde pancar
üretimimize
Kotayı bırakın. Bizde arazi çok. Bir başka
fabrikaya başka bir ilden arazi bulacağınıza, zannediyorum
ki Eskişehir bölgesinde pancar ektireceksiniz, bir başka fabrikaya
taşıyacaksınız ama bizde arazi çok, talibiz. Muşta,
Malatyada, Elâzığda bir kere bunlara talibiz biz,
kotamızı bırakın yeter ki. Bir.
ALİ KOYUNCU (Bursa) Hayır, bütün Türkiyeyi
kapsıyor, bütün Türkiyeyi, Eskişehir değil sadece.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Belli Ali Bey, belli.
Nere olduğunu biliyorum.
ALİ KOYUNCU (Bursa) Türkiyeyi kapsıyor.
BAŞKAN Lütfen Sayın Koyuncu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) İki:
Arkadaşlar, şeker fabrikalarını rahat bırakın.
Şeker fabrikasını lütfen şu Özelleştirme İdaresi
boyunduruğundan kurtarın. Şeker fabrikalarını kendi
idaresine, kendi yönetimine terk edin artık. Burasını
Özelleştirme İdaresine niye alıyorsunuz? Özelleştirme
İdaresi üretme bilmez, Özelleştirme ancak satmayı bilir,
üretmeyi bilmez. Özelleştirme İdaresine
aldığınızdan bu yana şeker fabrikalarına tek bir
çivi çaktırılmıyor. Bunları yok ediyorsunuz. Türkiyede
şeker fabrikalarını, Şeker Fabrikaları AŞnin
onurlu, şerefli çalışanları son derece kurumlarına
sahip ve bu işi çok iyi bilen insanlar, bırakın onlar yönetsin.
Artık, Özelleştirmeden yakasını bırakın bu
şeker fabrikalarının. Ne ilgisi var özelleştirmeyle? Bura
özelleştirilmiyor artık, geri çektiniz. Geri çektiyseniz, lütfen
şeker fabrikalarını Özelleştirmenin elinden kurtarın
arkadaşlar ya! O satmasını bilir, üretmesini bilmez.
Fabrikalar yavaş yavaş yok oluyor, yedi sekiz senedir
yenilenmeyen fabrikalar artık üretimde sorunlarla karşı
karşıya geliyor, yeterince verimli olamıyor arkadaşlar.
Ben, bunun altını bir kez daha çiziyorum.
Yine bir başka konu, burada arkadaşlar -hepiniz de
biliyorsunuz- bir geçici işçi yarası var. Türkiyede 200-220 bin
kişi geçici işçiyi, 6 ay 1 gün olanları siz, işçi kadrosuna
geçirdiniz ama 5 ay 29 gün olan, 5 ay 20 gün olan insanlar hasbelkader...
Bazı fabrikalarda üretim süresi düşük. Burada, yani isteseniz de o
fabrikada, o işçi 6 ay çalışamazdı, 6 ay 1 gün
çalışamazdı çünkü mevsim kısa. Özellikle doğudaki
fabrikalarda mevsim kısa olduğu için alım ve üretim süresi çok
kısa olduğu için hasbelkader 6 ay çalışma olanakları
yok bunların arkadaşlar, onların elinde değil. Ama
batıdaki bir fabrikada sezon 6-6,5 ay devam ediyorsa, doğudaki bir
fabrika da sezon nedeniyle 5,5 ay devam ediyorsa, o fabrikalardaki geçici
işçi arkadaşlarımızın 6 ay çalışma
olanakları yoktu arkadaşlar. Yani, bunlara haksızlık
yaptınız. Gelin
Zaten bunların hepsi 28 bin kişiydi, 28 bin
kişinin çoğu emekli oldu, zannediyorum ki 20 bin kişi
civarında kaldı. Gelin, bu torba yasada bu 20 bin kişinin de
lütfen hakkını verelim arkadaşlar. Adam yirmi beş senedir
çalışıyor arkadaşlar, bu adamın emekli olması
için yirmi beş yıl daha çalışması lazım
arkadaşlar, altını çiziyorum, yirmi beş yıl daha
çalışması lazım; takdir sizin.
Bir başka konu: Türkiyede bazı şeker
fabrikalarımızda bir biyoetanol tesisleri var arkadaşlar. Bu
etanol dediğimiz ve biyodizel dediğimiz olgu, belli oranda
akaryakıta katılıyor ve akaryakıt elde ediliyor. Türkiyede
üç fabrikada bu tesis var, kurulmuş. Fakat her nedense petrol
baronları, altını çiziyorum, petrol baronları buna izin
vermediği için bizim kendi öz ürünümüz olan
Örneğin Güney Amerikada
akaryakıta yüzde 20ye kadar, Amerikada yüzde 20ye kadar
katılabiliyor bu biyoetanol ama Türkiyede petrol baronları buna izin
vermediği için maalesef yapılan bu biyoetanol tesisleri yatıyor.
Lütfen izin verin, akaryakıta yüzde 6ya kadar katılabiliyor
arkadaşlar, lütfen buna müsaade edin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunacağım,
karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar
yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısı'nın 209 uncu maddesine Kurumun ibaresinden sonra
izin ve ibaresinin, "temin edebilirler" ifadesinden sonra gelmek
üzere de aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Pancarı ham madde olarak kullanan şirket ve
fabrikaların nominal kapasitelerinin % 55inin altında kota
belirlenemez.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık,
Kütahya Milletvekili.
Buyurun.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 209uncu maddesi üzerinde
verdiğimiz önerge hakkında konuşacağım. Bu vesileyle
tekrar sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin başında bu bölümün konuşmaları
sırasında AKP Grubu adına konuşan Değerli
Milletvekili, Eskişehir Milletvekilimiz Nedim Öztürk, bu maddeyle ilgili
değişikliklerin yapılmasında, gerçekleştirilmesinde
adı geçen iktidar partisi milletvekillerinin isimlerini tek tek
saydığı hâlde Adapazarına söz geldiğinde
Adapazarı milletvekilleri olarak bunu değiştirmesini bir
milletvekiline yakıştıramıyorum. Dürüst olmak
zorundayız. Adapazarı Şeker Fabrikasıyla ilgili
değişiklik Milliyetçi Hareket Partisi Adapazarı Milletvekili
Sayın Münir Kutluata tarafından Komisyonda dile getirilmiştir,
Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi olarak bu konuyu dile getiren milletvekilimizin
talebi doğrultusunda bu düzenleme yapılmıştır ancak
düzenleme yarım yapılmıştır. Kotayla ilgili kısmına
Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri uygun görüş vermediği için maalesef
düzenleme getirilememiş. İşte, bu önergemiz hem Şeker
Kurumunun denetimi ibaresinden önce izin ve denetimini sağlayalım,
böylece Kurumun izni olmadan herhangi bir fabrika sahibi, şirket
çiftçilerle yapacağı sözleşmeyi kurumun izninin
dışında yapmasın. Örneğin Kütahya Şeker
Fabrikası Kurumun izni olmadan böyle bir anlaşmayı yaparsa
Kütahyadaki pancar üreticileri pancar ekemez hâle gelir. Yaşanan örnekler
bunu göstermiştir. Dolayısıyla Kurumun iznine tabi olsun,
ayrıca kota, herhangi bir fabrikanın kotası yüzde 55in
altına da inmesin. Aksi takdirde, inerse bugünkü Adapazarı Şeker
Fabrikasının düştüğü duruma düşürülür. Bunu sağlayalım
diyoruz.
O nedenle bu dürüstlüğü her yerde, her zaman, hepimiz
göstermek zorundayız. AKPli olursa milletvekilinin adını
sayacaksınız ama başka bir partiden olursa milletvekilinin
adını saymadan milletvekilleri deyip geçiştireceksiniz. Bu,
bir milletvekiline yakışan dürüst bir davranış
olmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Adapazarı Şeker
Fabrikasının yüzde 30 kapasiteyle çalışmak zorunda
bırakılarak iflasa ve el değiştirmeye
zorlanmasının önüne geçebilmek için yürütülen çabalar, bugüne kadar
maalesef sonuç vermemiştir. Bu düzenlemeyle belki kısmen bu
fabrikanın sıkıntısı çözülebilecek ama kotayla ilgili
sınırlama kalkmadığı sürece, yine bu fabrikanın
sorunu çözülmeyecektir.
Sayın Başbakan, daha önce Sakarya ziyareti
sırasında bu sorunun çözülmesinin sözünü vermiştir. Tesadüftür,
bugün Sayın Başbakan yine Sakaryadadır. Hiç olmazsa bu sorunu
çözünüz ve bir telefonla kendisine bilgi vererek, deyiniz ki: Adapazarı
Şeker Fabrikasının problemi tamamen çözülmüştür. Ama böyle
bir düzenlemeyle sadece ekim alanı sınırlamasının
kaldırılması düzenlemesiyle bu sorunu çözemezsiniz. Kota
sorununu çözmediğiniz sürece bu fabrikalar yine problem yaşamaya
devam edecektir, çiftçiler yine problemli olmaya devam edecektir.
Görüşülmekte olan bu torba yasa Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülürken, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu tarafından verilen
önergeyle bu hâle getirilmiştir ama eksik kabul edildiği için hâlâ
sorun çözülemeyecek durumdadır.
Burada istenen, Pancarı ham madde olarak kullanan
şirket ve fabrikaların nominal kapasitelerinin yüzde 55inin
altında kota belirlenemez ibaresinin eklenmesidir. Umarım yüce heyet
bunu makul karşılayacak ve önergemizi bu anlamda destekleyecektir.
Değerli milletvekilleri, sizlere bu düzenlemeyle bir konunun
daha çözülmesine katkı yaptığınızı ifade etmek
istiyorum. Şimdiye kadar değişik şeker
fabrikalarımıza, C şekeri ya da yanıltıcı beyanla
veya ekim alanı sınırları dışından
şeker pancarı satın almakla ceza kesiliyordu.
Örneğin, 2009 yılı Yüksek Denetleme Kurulunun
Şeker Kurumu Raporuna baktığınız zaman, raporun
31inci sayfasında, 2008 ve 2009 yıllarına ait Adapazarı
Şeker Fabrikası, Kütahya Şeker Fabrikası ve Keskinler
Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş.nin toplam devlete ödemesi gereken 45
milyon 673 bin 831 TLlik cezasının da belki bundan sonraki
yıllarda artık ceza kesilmeden, bu şekilde önüne geçilmiş
olacaktır. Ama şimdiye kadar bu fabrikalar, bu kota ve ekim
alanı sınırından dolayı bu cezaları ödemek
zorunda kaldılar. Hiç olmazsa bundan sonraki dönemde bunun önüne
geçilmiş olacaktır.
Önergemize desteğinizi bekliyor, teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
210uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve 210uncu Maddesiyle 4646 sayılı kanuna eklenen (3)
numaralı alt bendinde yer alan yönetmelikle ibaresinin kanunla
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
M. Nezir
Karabaş Ayla
Akat Ata |
Bitlis Batman |
TBMM Başkanlığına
606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
210. maddesinde geçen bu tüzel kişiler arasında ibaresinden sonra
gelmek üzere tüzel kişiliğin teknik performansı ve ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Alim
Işık Mehmet
Şandır |
Manisa Kütahya Mersin |
Mehmet Günal Hasan
Çalış |
Antalya Karaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 210 uncu maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu R. Kerim
Özkan Bülent
Baratalı |
Malatya Burdur İzmir |
Selçuk
Ayhan |
İzmir |
Madde 210- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal
Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasının (d) bendinin sonuna aşağıdaki (3)
numaralı alt bent eklenmiştir.
"3) Yapılmış ve yapılacak depolama
lisansı başvurularında; başvuruya konu yerin il, ilçe, köy,
mahalle, ada, parsel bilgilerini de içeren bilgiler Kurum internet
sayfasında duyurulur. Duyuruda belirlenecek sürede, duyuru konusu yerde
faaliyet göstermek üzere başka doğal gaz depolama lisansı
başvurusunun olması durumunda, başvuruda bulunan tüzel
kişilerin depolama lisansı almak için aranılan
şartları taşımaları kaydı ile; lisans
başvurularının değerlendirilmesi Kurul tarafından
belirlenecek kriterler esas alınarak yapılır. Bu
değerlendirme sonucunda birden fazla başvurunun kalması
durumunda bu tüzel kişiler arasında lisans bedelinin
artırılması esasına göre yarışma yapılır.
Ancak, başvurulardan birinde depolama faaliyetinin
yapılacağı sahada yer alan taşınmazların
mülkiyetinin lisans başvurusunda bulunan tüzel kişi ve/veya
ortaklarına ait olması ve/veya depolama faaliyetinin
yapılacağı sahada yer alan taşınmazların üzerinde
lisans başvurusunda bulunan tüzel kişi ve/veya ortakları
adına depolama faaliyetinde bulunma imkanı verecek kullanma ve/veya
irtifak hakkı ve benzer izinlerin tesis edilmiş olması halinde
bu başvuru kabul edilir; diğer başvurular reddedilir.
Başvurunun duyurusu, değerlendirme kriterleri ve yarışmaya
ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bülent Baratalı
konuşacak.
BAŞKAN Bülent Baratalı, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Baratalı. (CHP sıralarından
alkışlar)
BÜLENT BARATALI (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 606 sıra
sayılı torba Yasa Tasarısının 210uncu maddesi
üzerinde verilmiş bulunan Cumhuriyet Halk Partisi, partimiz önergesi
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri şahsım ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu torba yasa
tasarısının tartışmaları bir şeyi ortaya
çıkarmıştır; o da sekiz buçuk yıldır Adalet ve
Kalkınma Partisi, ülkemizin sorunlarını çözememiştir; bu
sekiz buçuk yıl maalesef boşa gitmiştir.
Şimdi, seçime dört aya kala AKP, yeni bir mali af konusunu
gündeme getirmiştir ama kısa bir süre sonra görülecektir ki, bundan
önceki o af kanunlarında olduğu gibi bunlar da sorunu çözemeyecektir.
Bakınız, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları
Birliği Başkanı Sayın Zekeriya Mutlu bu konuda
şunları söylüyor: Hükûmetin borç yapılandırma
girişimini olumlu karşılıyoruz. Bu, güzel. Devam ediyor:
Ancak, son on yılda bu tip af ve yapılandırmalarda
düzenlemelerin sık sık uygulamaya konulması, artık, vergi
sisteminde köklü ve kalıcı düzenlemelerin yapılması
gerektiğini göstermektedir. Bu anlamda, vergi sistemi
sadeleştirilmeli, adaletsizlikler önlenerek mükellef tabanı
genişletilmeli. Yani, diyor ki: Artık sivrisineklerle
uğraşmayın, bataklığı kurutmaya
çalışın. Ama, bu sekiz buçuk yıllık döneminizde
maalesef hep sivrisineklerle uğraşıldı, bataklık
konuşulmadı. Bunlar doğru düşüncelerdir. Ben buradan
Sayın Zekeriya Mutluyu da kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, AKPnin bu son sekiz buçuk
yılı boşa geçirdiğinin diğer bir örneği de, bu
kaynakları israf etmenin, ülkenin kaynaklarını israf etmenin
diğer bir örneği de organize sanayi bölgeleridir. İzmirde 5i
faal, 2si inşaat, 4ü proje ve 5i de etüt aşamasında olmak
üzere, toplam 16 organize sanayi bölgesi bulunmaktadır. Milyonlarca dolar
altyapı yatırımı ile gerçekleştirilen çok sayıda
organize sanayi bölgesi yatırımcıların ilgisini
beklemektedir ama 2009da yürürlüğe giren Yatırımlarda Devlet
Yardımı Hakkındaki Karar doğrultusunda İzmir,
artık, yeni yatırımlar için cazip bir yer olmaktan
çıkmıştır. Çünkü İzmir, en az teşviklerin
bulunduğu birinci bölgede yer alırken Manisa, Uşak ve Denizli
üçüncü bölgede yer almıştır. Böylece, yapımı tamamlanan
ve devam eden organize sanayi bölgeleri için harcanan kaynakların heba
olma durumu doğmuştur. Örneğin, yüksek teşviklerin
verildiği üçüncü bölgedeki Manisa iline hemen hemen bitişik bulunan
ve Türkiye'nin en modern altyapısına sahip olan Aliağa Organize
Sanayi Bölgesine teşvik dezavantajı nedeniyle yeni
yatırımlar gelmemektedir.
M. FATİH ATAY (Aydın) Aydına da gelmiyor.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Sadece Aliağa değil,
Aydına, Kemalpaşaya, Torbalıya, Tireye ve diğer sanayi
bölgelerimize, kısaca İzmirin geneline, teşvik
uygulamasındaki partizanca tutum nedeniyle yeni yatırım
gelmemektedir. Burada tabii, birinci bölgede yer alan İzmirin
hakkını fazla yememek lazım. Sanayi falan teşvik edilmiyor
ama tek ve çok önemli bir konu teşvik ediliyor İzmirde, Saanen
keçisinin üretilmesi konusunda İzmire müthiş derecede teşvik
veriliyor. Yani Plan Bütçede de bunları konuştuk, buradan da iddia
ediyorum -Halil Bey dinlemiyorsunuz- İzmire yalnız Saanen keçisi
için teşvik uygulanıyor. Bu, böyle olunca da değerli
arkadaşlar, İzmirli şunu düşünüyor: Ben İzmirliyim,
demokratım, ilericiyim, çağdaşım, bu nedenlerle, AKP bizi
burada cezalandırıyor. diye İzmirliler, değerli
arkadaşlar, düşünüyorlar. Çünkü bunun başka bir
mantıklı açıklaması bulunmamaktadır.
Değerli milletvekilleri
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bir tek İzmirdekiler mi
çağdaş? Başka ildekiler çağdaş değil mi?
BÜLENT BARATALI (Devamla) İzmir daha çağdaş yani
sizin dikkatinizi çekerim. Yani siz de kalkın, ilinizin, İstanbulun
daha çağdaş olduğunu söyleyin.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hepsi çağdaş!
AHMET KOCA (Afyonkarahisar) Türkiye çağdaş!
BÜLENT BARATALI (Devamla) Sayın Milletvekili yani kürsü
size açık, bu serbest kürsü, bu halkın kürsüsü.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Çağ
dışılıkla nasıl itham edebilirsiniz? Bütün vilayetler
çağdaş. Çağ dışılıkla itham edemezsiniz!
BAŞKAN Sayın Milletvekili, lütfen Sayın Hatibe
söz atmayın.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Teşekkür ederim.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz bu torba
tasarının kalıcı ve köklü bir çözüm getirmeyeceği
açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT BARATALI (Devamla) Bu düşüncelerle önergemizin
kabulünü takdirlerinize sunar, yüce heyetinizi saygıyla selamlarken
Sayın İstanbul Milletvekilimiz, siz de İstanbulun daha
çağdaş olduğunu burada söyleyebilirsiniz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hepsi çağdaş, hepsi, hepsi!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Baratalı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına,
606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
210. maddesinde geçen bu tüzel kişiler arasında ibaresinden sonra
gelmek üzere tüzel kişiliğin teknik performansı ve ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI MEHMET MUSTAFA AÇIKALIN
(Sivas) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık,
Kütahya Milletvekili.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tekrar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının 210uncu maddesinde vermiş
olduğumuz değişiklik önergesinin esası, özellikle
doğal gazla ilgili olan söz konusu 4646 sayılı Kanunun 4üncü
maddesinin dördüncü fıkrasındaki (d) bendi doğal gazın depolanmasıyla
ilgili. Eğer doğal gazın depolanmasıyla ilgili başvuruda
bulunmuş şirketler şartlarını sağlıyorlar
ise ve depolama lisansı almak için gerekli tüm şartları yerine
getirmişler ise bunlar arasında da birden fazla başvuru
olması hâlinde, acaba bu şirket nasıl belirlenecek? Onunla
ilgili bir düzenlemeyi öngören ek bir alt bent bu söz konusu maddedeki
değişiklik. Buna prensip olarak
katıldığımızı ifade etmek istiyorum. Ancak,
birden fazla şirket kaldıysa bunlar arasında sadece lisans
bedelinin artırılması esasıyla yarışma
yapılır. ibaresi var burada. Lisans bedelini fazla artırarak bu
ihaleyi vermek, uygulamada sıkıntılara yol açabilir.
İşte önergemiz, bununla birlikte tüzel kişiliğin teknik
performansının da dikkate alınmasını öngören bir önerge.
Yani daha önce bu şirket bu işte çalışmış
mı, çalıştıysa başarısı nedir,
sıkıntı var mı, yok mu? Aslında, bu ikisinin birlikte
değerlendirilmesi hâlinde yapılacak bir yarışmanın
daha mantıklı ve makul bir sonuca götüreceğini esas alan bir önerge.
Niye Hayır dendiğini ya da Sayın Komisyonun ve Bakanın
katılmadığını, tabii, anlamakta güçlük çektiğimi
de ifade etmek istiyorum. Bu, yapıcı bir önergedir. Umarım yüce
Kurul bunu dikkate alacaktır.
Şimdi, 2008inci maddede tartışmaya konu olan ve
Sayın Bakanın buna ek olarak yaptığı
açıklamasına yeniden dönmek istiyorum. Sayın Bakan
açıklamasında özetle Daha önce bu demir yollarının
değiştirilmesiyle ilgili bir projeyle ilgili değil bu, bundan
sonra yapılacak işlerle ilgili. Dolayısıyla, bu işi
yapan firmanın elinden alıyoruz, işin Devlet Demiryolları
tarafından yapılmasını öngörüyoruz. dedi.
Değerli milletvekilleri, şimdi, ben kabul edilen
önergeyi -üst kısmını okumadan- size tekrar okuyorum:
yerli
kaynaklara dayalı elektrik üretimi amacıyla yapılacak
yatırımlarda, bu bendin yürürlüğe girdiği tarihten önce
yapılan ancak yapımı henüz tamamlanmamış su
kullanım anlaşmalarının ilişkin olduğu projeler
de dâhil olmak üzere, demiryolu ulaşım güzergâhının
değiştirilmesinin zorunlu olduğu hallerde, rölekasyon işi
su altında kalacak mevcut demiryolunun kamulaştırma bedeli
alınarak demiryolunun bağlı olduğu idare tarafından
yapılır.
Değerli Bakanım, eğer daha önceden bu konuyla
ilgili bir başvuru yapmış şirket yoksa niye bu bendin
yürürlüğe girdiği tarihten önce başvurular ibaresini buraya
eklettiriyorsunuz? Sizi yanıltıyorlar. Siz Genel Kurulu bu size gelen
bilgiler doğrultusunda doğru bilgilendirmemiş oluyorsunuz. Bunu
açıklamanızda yarar var diyorum.
İkincisi, şimdi eklenen yeni bir bentle, 4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen bir bentle, (f)
bendiyle, bu önergeyle Su Kullanım Hakkı Anlaşması
çerçevesinde elektrik enerjisi üretmek maksadıyla yapılacak olan
üretim tesislerinin su yapısıyla ilgili kısımları ile
gerçek ve tüzel kişiler tarafından inşa edilecek suyla ilgili
yapıların inşasının inceleme ve denetimi, masrafları
ilgililere ait olmak üzere Devlet Su İşleri tarafından
yapılır veya gerektiğinde yetkilendirilecek denetim
şirketlerine yaptırılması sağlanır. ibaresi ile
Devlet Su İşlerinin şimdiye kadar yaptığı
işin bir özel sektör tarafından yapılmasının önü açılmaktadır.
Bununla ilgili konular Enerji ve Tabii Kaynaklar Komisyonunda çok
tartışıldı. Oradan geçirilemedi, içinizdeki birçok
değerli arkadaşım da buna karşı çıktı ama
torba yasa içinde bir fıkrayla alelacele, yangından mal
kaçırırcasına geçirilmek istenmektedir. Bırakınız
bu teknik işleri ilgili komisyona havale edin, bir ay sonra geçsin ama
bunu geçirmeniz hâlinde Devlete Su İşleri gibi bir kurumun görevini
elinden alıyorsunuz, içini boşaltıyorsunuz ve fonksiyonunu
maalesef azaltıyorsunuz. Tabii ki ilgili Bakanlık buna nasıl
cevaz verdi, onu da anlayabilmiş değilim. Herhâlde, Çevre ve Orman
Bakanlığının bu konudan bilgisi yoktur diye
düşünüyorum.
Önergemize desteğinizi bekliyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve 210uncu Maddesiyle 4646 sayılı kanuna eklenen (3)
numaralı alt bendinde yer alan yönetmelikle ibaresinin kanunla
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
Yine, tabii ki Meclisi bizim hiçbir şekilde yanlış
yönlendirmemiz söz konusu değil.
Değerli arkadaşlar, bu baraj havzası altında
kalan demir yollarına ilişkin herhangi bir işlem
yapılmamıştır. İhalesi yapılmış da o
demir yollarının başka yere aktarılması projeleri
vardır. O projeler vardır ama demir yollarıyla ilgili,
bunların relokasyonuyla ilgili olarak herhangi bir tek kazma
çakılmamıştır henüz ve burada bizim söylediğimiz
şey şu
ALİM IŞIK (Kütahya) Projeyi sunan şirketler var
mı? Var.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Devletin menfaatini koruyoruz. İhalesiz bir şekilde şirket bunu
yapacaktı, parasını da devlet ödeyecekti; şimdi
parasını yine devlet ödeyecek, Devlet Demiryolları yapacak,
ihaleyle yapacak, belki yüzde 40, belki yüzde 35 indirimli yaptıracak.
Hâlbuki firma bunu ihalesiz yapacaktı. Burada yapılan işlem
doğrudur, devletin, hazinenin menfaati korunmuştur.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak
Milletvekili; buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu madde doğal gazla ilgili, enerjiyle
ilgili, Enerji Komisyonuna gitmedi, uzmanlık alanında
görüşülmedi. Teknik yönü olan bir madde, bu da torbaya getirildi. Zaten bu
torbanın bütün hedefi bu, komisyonundan geçemeyecek olan maddeleri getirip
bu torbaya koymak. Sonra bu torbayı da, işte sizleri sabahlara kadar
bekletip, ondan sonra da kabul ettirip, işte, enerji olayını
çözdük demek.
Şimdi, bu maddeye baktığınız zaman,
doğal gaz piyasası gibi Türkiyenin enerjide dışarıya
bağımlı olduğu, ithal enerjinin yüzde 85 oranlarında
olduğu, İrandan, Rusyadan, diğer ülkelerden ithalata
ayırdığımız paranın 30 milyar, 40 milyar dolar
civarında olduğu ülkemizde doğru bir enerji politikası
olmadığı için böyle özel sektöre alan açılarak önce
elektrik şirketlerini, dağıtım ve üretim şirketleri
üzerinden özelleştirme yapılarak elektrik alanı
keşmekeş hâline getirildi. Bakın, şurası Ankara,
başkent, Ankara, başkentte elektriklerin voltajı iniyor
çıkıyor, bütün beyaz eşyalar, televizyonlar, radyolar, ütüler,
bunların hepsi bozuluyor. Yani bir muhatap yok, vatandaş perişan
durumda. Bir muhatap bulamıyor. Yani bir denetimi yok bunun. Yani
doğru dürüst bir uygulaması olmadan özel sektörün eline verildi ve
özel sektör sadece para toplamasını biliyor.
Şimdi, bu alanda doğal gaz
Doğal gazın
-elektriğe çevrilip- santrallerde kullanıldığı Türkiye
gibi başka bir ülke yok. Arkadaşlar, enerji üretilecek, doğal
gazı pahalı alıyorsunuz, oradan elektrik santralleri
kurulmuş öbek öbek, oradan da pahalı elektrik üretiyorsunuz,
vatandaşa da pahalı
Bu da yetmiyor, bu kanun teklifinde
bakıyorsunuz, stoklama
Kim stoklayacak? Özel sektör. Nasıl yapacak?
Çok basit, İnternetten duyuru yapılacak. Eskiden devlet
yapıyordu. Bu tür şeyler patlayıcı, bu şeyler teknik,
bu şeyler can güvenliğini gerektiriyor, her yerde patlamalar oluyor,
Davutpaşada havai fişek satan bir yerde koskoca bina, iş yeri
patlama sonucu gitmedi mi bu denetimsizlik sonucu? Başkentin
göbeğinde, OSTİMde yaşadıklarınız, oksijen tüpü
mü, bilmem neydi, onca insanımızın canına mal olan yine bu
konudaki denetimsizlik sonucu değil miydi? Şimdi İnternet
sayfasına koyacaksınız duyuruyu, ondan sonra kendi
şirketlerinize duyuracaksınız, İnternete koyduk, hemen
gel başvurunu yap. Başvurucular arasında bir sistem
seçeceksiniz. Nasıl? Yine yürütmenin, idarenin keyfine kalmış.
Ha, o da yetmiyor, Bunu da yönetmelikle yapalım. O zaman bu ülkeyi bu
Meclis olmadan hükûmetler yönetsin. Gerek yok, çok önemli konularda, maddelerde
-getirirsiniz torba kanunları- muhalefetin sözünü kısmak için,
susturmak için, konuşma sürelerini azaltmak için torbaya koyarsanız;
olmazsa bir yöntem daha, yönetmelik yaparsınız, yasama yetkisini
kaldırırsınız. Bırakın da Meclis bu konuda
doğru dürüst, esaslı bir yasa yapsın. Niye yasa
yapmıyorsunuz? Kolay mı yani; onca doğal gazı getirip bir
yerlerde depolayıp, ondan sonra kendi kaderine bırakıp, ondan
sonra birilerinin keyfine, çıkarına bırakmak ne kadar
akılcı?
Biz, burada, bu keyfîliği önlemek için, yönetmelik yerine
kanunla bunun düzenlenmesini istiyoruz. Enerji piyasası deyip geçmeyin.
Türkiye'nin birinci derece bütçe açığı enerjiden. Türkiye'nin
üretiminin gerilemesinin, istihdamının düşmesinin nedeni enerji.
Sanayi sitelerine gidin, tarıma gidin, balıkçının mazotuna
gidin, nereye giderseniz gidin, enerji. İşte, bu torbanın içinde
de enerjiyi komisyonculara, çantacılara havale eden bir anlayış
var; yazık günahtır arkadaşlar. Bu ülkeye kıymayın
diyorum. Oylarınızı bekliyorum.
Sayın Başkan, bir de karar yeter sayısı
bekliyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.12
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.26
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi, oylamayı
tekrarlayacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
vardır ve önerge kabul edilmemiştir.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
211inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 211'inci maddesinde yer alan Ek Madde 1'in
birinci fıkrasında yer alan "altı aya" ibaresinin
sekiz aya" şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan "10
gün" ibaresinin "15 gün" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut Hasan
Çalış |
Eskişehir Adana Karaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 211 inci maddesinin ikinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk Mustafa
Özyürek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İzmir İstanbul Malatya |
R. Kerim
Özkan Selçuk Ayhan Osman Kaptan |
Burdur İzmir Antalya |
İşçilere, 10 hizmet yılını
tamamlamış olmaları ve istekleri halinde işçilik süreleri
boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı aya kadar ücretsiz izin
verilebilir. İşçiler bu fıkra hükmüne dayanılarak topluca
ücretsiz izne çıkarılamaz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve 211'inci maddesiyle düzenlenen 5620 sayılı kanuna eklenen Ek
Madde 1in birinci fıkrasında yer alan "Kamu kurum ve
kuruluşlarında" ibaresinden sonra gelmek üzere "geçici
ve" ibaresinin getirilmesini,
"en çok 6 aya kadar ücretsiz izin verilebilir"
ibaresinin "6 aya kadar yarım mesai ve tam ücret ile
çalıştırılır, eğer refakat edeceği
hastasının tedavi edildiği/tedavisinin devam ettiği yer
çalışanın işyerine 100 km'den uzakta ise uygun bir kadroya
geçici olarak görevlendirilerek yarım mesai ve tam ücret ile
çalışması sağlanır." şeklinde değiştirilmesi,
"Aynı şartlarla bu süre bir katına kadar
uzatılabilir." ibaresinden sonra gelmek üzere "Bu sürenin de
bitiminde aynı şartların devam etmesi durumunda
çalışanın isteği üzerine, çalışma hakları
saklı kalmak koşuluyla, en fazla bir yıla kadar ücretsiz izin
verilebilir." ibaresinin getirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
M. Nezir
Karabaş Ayla
Akat Ata |
Bitlis Batman |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Madde değişikliğiyle;
çalışanın anne, baba, eş ve çocukları ile
kardeşlerinden birinin ağır kaza geçirmesi veya önemli bir
hastalığa tutulması halinde maddi desteğe her zamankinden
daha çok ihtiyacı olacaktır. Bu süre içerisinde çalışan bir
yandan kendisinin ve ailesinin yaşamını idame ettirirken
diğer yandan hastasından kaynaklı ek maliyetleri de
karşılamak zorundadır. Ücretsiz izne ayrılması
durumunda bu ihtiyaçlarını karşılayamayacağından
mevcut haliyle bu düzenleme gerçekçi değildir. İşveren
çalışanına böylesi zor dönemlerinde gerekli imkânları
sağlayıp destek olmak zorundadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 211 inci
maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
İşçilere, 10 hizmet yılını
tamamlamış olmaları ve istekleri halinde işçilik süreleri
boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı aya kadar ücretsiz izin
verilebilir. İşçiler bu fıkra hükmüne dayanılarak topluca
ücretsiz izne çıkarılamaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Osman Kaptan, Antalya
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 211inci maddede
değişiklik yapılması için verdiğimiz önerge üzerine
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın arkadaşlarım, 5620 sayılı Kanuna
eklenen ek madde 1in ikinci fıkrasında, işçilere on hizmet
yılını tamamlamış olmaları ve istekleri hâlinde
işçilik süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere altı
aya kadar ücretsiz izin verilebileceği hükme
bağlanmıştır. Uygulamada bu hükmün, işverenlerin toplu
ücretsiz izin kullandırmasına yol açmaması için, söz konusu
fıkranın sonuna İşçiler bu fıkra hükmüne dayanılarak
topluca ücretsiz izne çıkarılamaz. şeklinde bir hükmün
eklenmesini talep ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, beşinci bölüm üzerine
yaptığım konuşmada Bu torba yasada her şey var da çek
mağdurları niye yok, kredi kartı mağdurları niye yok?
demiştim. Yine bu torba yasada Özel bankalardan kredi alan, tarlası,
evi ipotekli olan köylülerimizin durumu ne olacak? demiştim ve Antalya
Elmalı Düden köylülerini örnek göstermiştim. Bu konuşmamın
üzerine aynı durumda olan, yurdumuzun değişik köşelerinden
mektuplar geldi. Hepsini burada beş dakikada içinde okumak imkânsız
ancak Erzurum Pasinler ilçesinin bir köyünden bir mektubu sizlere sunmak
istiyorum:
Ben, 2006 yılında krediyle traktör aldım. Ertesi
yıl hasılatımız para etmedi. O yıl hiçbir şeyimiz
olmadığı için traktörün taksitini yatıramadık. Ertesi
yıl faiz aldı başını gitti. Böyle böyle derken, o
bankadan aldık diğer bankayı kapatalım derken iyice
battık. Şu an üç bankaya borcumuz var. 50 dönüm tarlamız var, 8
nüfuslu bir aileyiz Traktörü ve tarlayı ipotekten dolayı
satamıyoruz. Tarlayı satsak da neyle geçineceğiz?
Yaşlı babam borcundan dolayı hapse atıldı,
yatıyor, yapacak hiçbir şey elimizden gelmiyor, elimiz kolumuz
bağlandı kaldı. Torbayla yapılandırma
yapılacakmış, bunun içinde özel bankalar var mı? Bizim
derdimize bu torbada çare var mı? diye soruyor
vatandaşımız.
Yine, sayın arkadaşlarım, Antalyada turizmde
çalışan, kışın oteli kapandığı için
mecburi ücretsiz izinli olan bir kişimiz, arkadaşımız
soruyor: Başbakanımız 3 çocuk yapın diye bas bas
bağırıyor, yapalım da, hangi parayla? Benim üç gün önce
eşim doğum yaptı, cebimde 20 lira var. Ben utanıyorum bu
hâlimden ama devlet utanıyor mu, bilmiyorum.
Sayın milletvekilleri, tarım destekleri son dört
yıldır 5,5-6 milyar lira seviyesinde kalmıştır.
Bazı temel desteklerde dört yıldır hiçbir artış
yapılmamıştır. Tarım destekleri arz, talep, üretim,
ihracat, ithalat, maliyet gibi temel kriterlere göre belirlenmez mi? Öyle
yapılmıyor bizde, öyle olsaydı 1 milyon ton üretim
açığı olan pamukta üç yıldır aynı destek
verilmez, pamuk destek primi artırılırdı. Buğday
destekleme primi üç yıldır 5 kuruş, arpa, yulaf, çavdar primi üç
yıldır 4 kuruş, o da zamanında ödenmiyor. Geçen hafta Hatay
Kumluda, bir çiftçimiz, ödendi denenlerin de ödenmediğini söylüyor.
2008den bu yana sığır başına ödeme 225 lirada
kalmıştır, artış olmadı. Hayvancılığın
bu kadar dışa bağımlı hâle geldiği et,
kasaplık besicilik, canlı hayvan, koyun, kuzu ithalatının
yapıldığı bir dönemde hayvancılık destekleri üretimi
artıracak şekilde niye artırılmıyor?
Hüsnü Mübareke Mısır halkının sesini dinle.
diyen Sayın Başbakanın, kendi halkımızın sesine
de kulak vermesini diler, hepinize saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler..: Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 211'inci maddesinde yer alan Ek Madde 1'in
birinci fıkrasında yer alan "altı aya" ibaresinin
sekiz aya" şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan "10
gün" ibaresinin "15 gün" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasan Çalış (Karaman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hasan Çalış,
Karaman Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 606 sıra sayılı
Tasarının çerçeve 211inci maddesi, ek bir madde üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına vermiş olduğumuz önergemiz üzerinde
görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Kıymetli arkadaşlar, 211inci maddeyle 5620
sayılı Yasaya eklenen ek madde geçici işçi statüsünde
çalışan işçilerimize ve sözleşmeli personel statüsünde
çalışan personellere önemli bir ihtiyaçlarını
karşılama imkânı veriyor ancak biraz önce konuşmacı
arkadaşımızın belirttiği gibi de inşallah bu
imkân ileride bu geçici işçilerin aleyhine bir duruma neden olmaz. Bu
kanun görüşülürken, değerli arkadaşlar, bu konuda tedbir
almanın faydalı olacağını biz de öneriyoruz.
Kıymetli arkadaşlar, önergemizle biz geçici statüde
çalışan işçilerimizin haklarının
iyileştirilmesini istiyoruz yani bu olumlu maddenin biraz daha olumlu hâle
getirilmesini istiyoruz. Görüyorsunuz, diğer muhalefet partimiz de biraz daha
olumlu hâle getirilmesini istiyor. İnşallah, biraz sonra
oylanırken, bu olumlu yaklaşımı sayın iktidar
partimizin kıymetli milletvekilleri empati yaparak, bu çalışan
dostları, çalışan arkadaşları kendi ailelerinden
birisi gibi görerek, kendi kardeşleri, kendi çocukları gibi görerek,
kendileri gibi görerek yaklaşırlar diye umuyorum.
Kıymetli arkadaşlar, 4/B statüsünde çalışan
insanlarımızın özellikle tayinlerinin yapılamaması,
nakillerinin yapılamaması nedeniyle bölünmüş aile dramları
zaman zaman basına yansıyor, zaman zaman sizlere başvuruyorlar,
bizlere başvuruyorlar. Gerçekten, bu ortaya çıkan durum sosyal devlet
ilkelerine uymaz, çağımızın vadedilen görüntülerine uymaz,
bizce Anayasamızın sosyal devlet adı altında
koyduğu kurallara da uymaz. Bu problemi gidermek gerekiyor.
Bu statüde çalışan dostlar diyorlar ki: Aynı
okulları bitirdik, aynı eğitimi aldık, aynı iş
yerinde aynı hizmeti veriyoruz ama aynı haklardan
yararlanamıyoruz. 657 sayılı Yasaya tabi olan
arkadaşlarımızın yararlandığı imkânların
bizlerden esirgenmiş olmasını bir haksızlık olarak
görüyoruz. diyorlar.
Kıymetli arkadaşlar, bir diğer husus: Bir kurum
içerisinde 657 sayılı Yasaya tabi insanlar çalışıyor,
4/Bli çalışıyor, 4/Cli çalışıyor, taşeron
firmada çalışıyor, dernek vasıtasıyla
çalışıyor, hepsi aynı okulu bitirmiş, hepsi aynı
hizmeti veriyor ama hepsinin sosyal haklar yönünden, özlük hakları
yönünden ve ellerine geçen ücretler yönünden farklı farklı statüleri
var.
Kıymetli arkadaşlar, bu torbanın içine
aklınıza gelen her şeyi attınız. Niye; bu
insanlarımız ızdıraplarını,
acılarını dindirecek, problemlerini çözecek böyle bir hususa
niye olumlu yaklaşmıyorsunuz?
Kıymetli arkadaşlar, bakın, ülkemizde
yıllardır özelleştirme uygulamaları yapılıyor.
Özellikle döneminizde yapılan uygulamalar âdeta 4/C adı altında
bir mağdurlar ordusu yarattı. Bu insanlara diyorsunuz ki:
Maaşınızın yarısından vazgeçin, sosyal
haklarınızdan vazgeçin, sendikal haklarınızdan vazgeçin. Ya
ikramiyenizi alın evinize gidin ya da siz, senenin üç yüz altmış
gününde çalışacaksınız, öbür sene canımız isterse
sizi bir daha yenileyeceğiz. Böyle eğreti bir şekilde
çalışacaksınız. Bu bir dayatmadır arkadaşlar.
Bu, bir sosyal devlette olabilecek durum değildir diyorum,
saygılarımı arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Çalış.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
212nci madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş
sırasına göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 212 nci maddesi ile 20/2/2008 tarihli ve 5737
sayılı Vakıflar Kanununun 7 nci maddesine eklenen son
fıkrada geçen ve galle fazlasının mevcudiyeti
şartıyla ibaresinin metinden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa
Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut Alim
Işık |
Eskişehir Adana Kütahya |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 212 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu R. Kerim
Özkan Selçuk Ayhan |
Malatya Burdur İzmir |
Mehmet
Ali Susam |
İzmir |
Madde 212 20/2/2008 tarihli ve 5737 sayılı
Vakıflar Kanununun 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
İntifa haklarına ilişkin talepler galle
fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme
kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl
geçmekle düşer.
TBMM Başkanlığına
606 sıra sayılı tasarının 212 nci
maddesinin tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Bengi
Yıldız |
Şırnak Bitlis Batman |
Şerafettin
Halis Sebahat
Tuncel |
Tunceli İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Uzman Komisyonunda görüşülmemiş, usule aykırı.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 212 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Selçuk
Ayhan (İzmir) ve arkadaşları
Madde 212 20/2/2008 tarihli ve 5737 sayılı
Vakıflar Kanununun 7 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
İntifa haklarına ilişkin talepler galle
fazlası almaya hak kazanıldığını gösteren mahkeme
kararının kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl
geçmekle düşer.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Susam, İzmir Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; torba kanunun sonuna geldik ama torba kanununu
burada konuştukça bu kanunla ilgili olarak, bu ülkenin
sorunlarını çözmek yerine bazı komisyonlarda çözemediğimiz
maddeleri burada -komisyonlarda tartışmadan- hayata geçirmenin
fırsatını bulduğumuzu bir kez daha gördük. Az önce
konuşan Sayın Alim Işıkın dediği gibi, Devlet Su
İşleriyle ilgili, Komisyonumuzda geçiremediğiniz şeyi
burada bir maddeyle geçiriyorsunuz. Biraz sonraki maddede buna
değineceğim ama önce bir şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugün Milliyet gazetesinde bir haber var: Kasapların et
kavgası... Kasaplar niye kavga ediyormuş? Tarım
Bakanlığı dün Sincanda açıklama yapmış, 100 tane
kasap dükkânı açıyormuş arkadaşlar. 20 tanesini Ankaraya
açıyormuş, diğerlerini de Türkiyenin diğer yerlerine.
Franchising sistemiyle yapıyormuş ve 80 metrekarelik bu yerlerde
şarküteri ve kasap ürünleri satacakmış. Tarım
Bakanlığı bunu yapıyor.
Şimdi, gerçekten, bunun o kadar çok
tartışılacak yanı var ki:
1) Hani serbest pazar ekonomisi her şeyi çözüyordu? Kamu
kurumu olan Et Balık Kurumunun tekrar piyasada mağaza açarak et
satışı yapmasının hangi ekonomik izahını
bize yapacak bir Tarım Bakanını burada rica ediyorum.
2) Bu et ithalatını açarken kasaplara ne dediniz? Biz
et ithalatı yapacağız, fiyatlar yüksek, fiyatlara bir denge
sağlayacağız, sizler aracılığıyla
sattıracağız. dediniz ama ithalat öyle bir noktaya geldi ki,
başka kimseler de ithalat yaptı. İthalatı yapan Et
Balık Kurumu hem canlı hayvanda hem karkas ette piyasanın üstünde
kaldı. Hayvanlar öldü, karkas et depoda. Şimdi satamıyorsunuz,
mağaza açarak bunları satmaya çalışıyorsunuz.
Sayın Bakan demiş ki: 100 kişiye de istihdam
yaratacağım. Kaç kasabı kapatarak 100 kişiye istihdam
sağlayacaksın Sayın Bakan? Kaç tane insanı işsiz
bırakarak istihdam yaratacaksın? Sonra, bu insanlara hayal verip, 100
tane dükkân açtırıp franchising verdiğin insanların
lojistiğini nasıl yapacaksın? Bundan sonra artık Et
Balık Kurumu şarküteri lojistiği yapan, et lojistiği yapan
bir şirket hâline mi gelecek? Devlet artık peynir, et ve sütü mü
satacak? Niye peki Et Balık Kurumunun mağazalarını bundan
önce kapatıp, peşkeş çekip sattınız? Bunların
izahını bu millete, bu vatana vermek durumunda değil misiniz?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) En son komünist ülkeydi Türkiye,
öyle diyorlardı.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu
çok ciddi bir yanlışlığın göstergesidir. Hangi
yanlışlığın? Ekonomide bir plan, program çerçevesinde
iş yapmayıp, nereye tıkanırsanız,
tıkandığınız noktada yeni bir çözüm bulmak için
başka bir yanlışı yapma noktasına gidiyorsunuz.
Kasaplar Federasyonu diyor ki: Bu çözüm değil. Çözüm ne?
Çok net şekilde söylüyorum: Üretimi arttırmak. Bunu bugüne kadar bu
Mecliste onlarca kez söyledik. Türkiyede etin sorununu çözmek üretimi
arttırmaktır. Türkiyede ekonominin sorununu çözmek üretimi
arttırıp teşvik etmektir. Bu kadar basit ama siz ne üretimi
teşvik ettiniz ne et ithalatından vazgeçtiniz ve sonuçta, Türkiye, bu
yıl 50 milyar cari açık verdi. Cari açık çevrilebilir. diye
kendinizi kandırıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bu aldığınız
politikayla da üretici hayvan beslemekten vazgeçecek. Nasıl süt
işlemekten vazgeçer hâle gelme noktasında olduğu gibi. Bu
politikalarınızı, tarım politikalarınızı
tümüyle gözden geçirin. Eğer geçirmezseniz gerçekten Türkiyeyi
tarımda en büyük ithalatçı ülkelerden biri hâline getireceksiniz. Bu
politikalar iflas etmiş politikalardır. Onun için, burada, önümüzdeki
hafta Kasaplar Federasyonu toplantı yapıyor ve sizin bu
yanlış politikanızı bir kez daha kamuoyuna söyleyecek. Ben
de buradan söylüyorum Sayın Tarım Bakanına: Bırakın da
yeni dükkân açmayı, hayvanlarını üretecek köylüye destek verin.
Saygılar sunuyorum. ((CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 212 nci maddesi ile 20/2/2008 tarihli ve 5737
sayılı Vakıflar Kanununun 7 nci maddesine eklenen son
fıkrada geçen ve galle fazlasının mevcudiyeti
şartıyla ibaresinin metinden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ RECAİ
BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Alim Işık,
Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bir kez daha saygıyla hepinizi
selamlıyorum.
Verdiğimiz 212nci madde üzerindeki önerge
Söz konusu
maddeyle 5737 sayılı Vakıflar Kanununa eklenen son fıkrada
bir değişiklik amaçlanmaktadır, bu fıkrayı okuyarak
önergenin ne kadar makul olduğunu ifade etmeye
çalışacağım.
Son fıkra aynen şöyle: Mazbut vakıflarda intifa
hakları, galle fazlası almaya hak
kazanıldığını gösteren mahkeme kararının
kesinleştiği tarihten itibaren, vakfın son beş yıl içindeki
malvarlığı, gelirleri ve giderleri ile sınırlı
olmak ve galle fazlasının mevcudiyeti şartıyla Genel
Müdürlükçe belirlenir.
Bu fıkrada son ibare olan ve galle fazlasının
mevcudiyeti kısmının çıkarılmasını
amaçlıyoruz. Çünkü, galle fazlası almaya hak
kazanıldığını gösteren kesin mahkeme kararı
olduğundan, galle fazlasının mevcudiyetini şart
koşmanın uygun olmayacağını düşünüyoruz.
Dolayısıyla, önergemizin makul bir önerge olduğunu
düşünüyor, bu konuda desteğinizi bekliyorum.
Sayın Maliye Bakanı şu anda aramızda yok,
ayrıldı. Ancak üç madde önde, 208inci maddede kabul edilen önergede
tartışmaya yol açan konuyla ilgili tutanaklara geçerek hem kamuoyunun
hem de tarihin belgelenmesi açısından bu konuyu tekrar sizlerle
paylaşmak istiyorum.
2008 yılında çıkarılan bir düzenlemeyle ilgili
Radikal gazetesinde 5/11/2008 tarihli bir haber çıkmıştır.
Ahmet Kıvançın yaptığı bu haberde TBMM Genel
Kurulunda 9 Temmuz 2008 tarihinde kabul edilen 5784 Sayılı Kanunun 9.
maddesine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda AKPli Mustafa
Açıkalının imzaladığı önergeyle geçici bir madde
eklendi. Söz konusu düzenlemeye göre, Yap-İşlet-Devret (YİD)
Yasası çerçevesinde elektrik üretimi amacıyla yapılacak
yatırımların gerçekleştirilmesi için demiryolu
ulaşım güzergâhlarının değiştirilmesinin zorunlu
olduğu hâllerde, TCDD Genel Müdürlüğünce demiryolu ulaşım
güzergâhlarının değiştirilmesi işi, enerji
yatırımını gerçekleştirecek firmaya, ilgili idareye
ait birim fiyatlarla hesaplanacak yer değiştirmeye ilişkin
yatırım bedelinden yüzde 25 oranında indirim yapılarak,
belirlenen ve ilgili Bakan tarafından onaylanan bedelle
yaptırılacak. Demiryolu yapım ihalesinin yarısı
işin yüzde 50sinin bitimini takiben, kalan kısmıysa işin
tamamının bitimini takip eden altı ay içerisinde ödenecek. denmiştir.
Dolayısıyla bu konuyla ilgili Açıkalından
Savunma başlığı altında aynen şunlara yer
verilmiştir: Önergeyi imzalayan AKPli Mustafa Açıkalın,
düzenlemeden hangi barajların ve hangi firmaların
yararlandırılacağını bilmediğini, Devlet Su
İşlerinden böyle bir talep geldiği için önergeyi verdiklerini,
yaygın bir ihtiyaca yönelik olmadığını, sadece bir iki
barajı ilgilendirdiğini söyledi. Yap-işlet-devret ile koskoca
santral yapma hakkı verilen firmaya demir yolu yapımı
işinin verilmesinin sözünün bile edilemeyeceğini belirterek Koskoca
barajın yanında demir yolu güzergâhının
değiştirilmesi işi ne ki? diyen Açıkalın, burada
önemli olanın TCDDnin belirleyeceği birim fiyat olduğunu, afaki
bir fiyat söz konusu olursa asıl o zaman tartışılması
gerektiğini savundu.
Dolayısıyla söz konusu haber uzun olduğu için
sadece konuyla ilgili olan kısmını ifade ediyorum. Kaleköy ve
Beyhanı barajlarını yapan konsorsiyumun ortaklarından
Cengiz İnşaatın sahibi Mehmet Cengiz konuyla ilgili
açıklamada bulunmuş ve 220 kilometrelik demir yolunun 160
kilometrelik bölümü bölgemizden geçtiği için bu konuya başvurduk ve
bu işi almak istiyoruz. beyanatı da yine aynı haberde yer
almaktadır.
Değerli milletvekilleri, şimdi burada
yaptığımız kanunların geleceğe matuf, herkesi
ilgilendiren kanunlar olması gerekirken, geçmişe yönelik bir
düzenlemeyle daha önce yine sizin iktidarınız döneminde, 2008
yılında çıkarılan kanunla verilen bir işin bugüne
kadar yapılamamış olmasından dolayı ortaya çıkan
mağduriyeti ya da eksikliği gidermek adına geriye yönelik bir
kanuni düzenlemenin bugün buraya getirilmiş olmasından ben bu yüce
çatının altında bir milletvekili olarak vicdan azabı
duyuyorum. Sizlerin de en az benim kadar bu vicdan azabını duyduğunuzu
biliyorum.
Bu vesileyle tekrar önergemize desteğinizi bekliyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
213üncü madde üzerinde aynı mahiyette üç adet önerge
vardır. Önergeleri okutup birlikte işleme alacağım, önerge
sahiplerinin talebi hâlinde ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 213 üncü
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu R. Kerim
Özkan Selçuk Ayhan |
Malatya Burdur İzmir |
Ali
İhsan Köktürk |
Zonguldak |
Diğer önergenin imza sahipleri:
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Diğer önergenin imza sahipleri:
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Şerafettin
Halis |
Şırnak Bitlis Tunceli |
Sebahat
Tuncel Bengi
Yıldız |
İstanbul Batman |
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Manisa Milletvekili Erkan Akçay,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüştüğümüz kanun tasarısının
213üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım.
Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmeti tarafından 2008 yılında çıkarılan 5737
sayılı Vakıflar Kanunu ile cemaat vakıflarına Lozan
Anlaşmasının fevkinde ve Medeni Kanuna aykırı olarak
mülk edinme hakkı verilmiştir. Bu Kanunun görüşmeleri
sırasında Milliyetçi Hareket Partisi olarak tüm eleştirilerimiz
ve samimi olarak yaptığımız uyarılar maalesef Hükûmet
tarafından dikkate alınmamıştır. Vakıflar
Kanununun yürürlüğe girmesiyle Hazine adına veya Vakıflar Genel
Müdürlüğü adına kayıtlı malların,
başvurmaları hâlinde cemaat vakıfları adına tescil
imkânı getirilmiştir. Bu durum, mal ediniminin sınırı
olmayan bir zaman dilimine yayılmasına ve tazminat hakkı
doğmasına neden olmuştur. 3 Kasım 2010 tarihinde Büyükada
Rum Yetimhanesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı
doğrultusunda Patrikhaneye devri ile ilgili İstanbul Adalar
Adliyesinde bir dava görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinde, bu mülkün tapusunun Patrikhaneye verilmesi yönünde
mahkûm olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye
aleyhindeki kararını açıklamasının ardından
toplanan Vakıflar Genel Müdürlüğü Meclisi devrin Patrikhaneye
değil de Büyükada Rum Erkek Yetimhanesinin vakfına
yapılması için direnmiş, daha sonra, kesinleşen
kararın uygulanması ve devrin Fener Rum Patrikhanesine
yapılması için oy birliğiyle karar almıştır.
Adalet Bakanlığı, Adalar Cumhuriyet
Başsavcılığına yazdığı yazıda
Yetimhanenin Fener Rum Patrikhanesi adına yeniden tapu siciline
kaydettirilmesi haricinde bir alternatif bulunmadığına vurgu
yapmıştır. Adalar mahkemesi Adalet
Bakanlığının bu müdahalesi doğrultusunda karar
vermiş ve karar temyiz edilmemiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden kazanılan
davalarda böylece ilk kez vakıf yerine dinî bir cemaate tapu devri
yapılması için karar alınmıştır. 29 Kasım
2010 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü Meclisi, Adalet ve
Dışişleri tarafından verilen karara göre bina
devredilmiştir. Ancak Tapu Kanununda kimlerin gayrimenkul
edinebileceği çok açıktır değerli milletvekilleri.
Patrikhanenin tüzel kişiliği yoktur ve tüzel ya da gerçek kişi
olmayanlar adına tapu tescili de yapılamaz. Türk hukuk sistemine göre
tüzel kişiliği olmayan bir kurumun mülkiyet hakkı sahibi
olması mümkün değildir.
Büyükada Yetimhanesi tapusunun Rum Patrikhanesine devredilmesinde
Adalet Bakanlığı yargıya müdahale etmiş, bir dizi
hukuk kavramının altüst olmasına sebep olmuştur. Rum
Patrikhanesine tüzel kişilik sağlamanın ve Vatikan benzeri bir
yapılanmanın yolu açılmak istenmektedir. Bu gelişmeler,
Adalet ve Kalkınma Partisinin teslimiyetçi politikalarının bir
sonucudur.
Sayın Başbakan Erdoğan, Yunanistan ziyaretinde
Fener Rum Patriğine ekümenik sıfatı verilmesi konusunda Bu
tanım beni rahatsız etmiyor. diyebilmiştir. Hâlbuki
Yargıtay 27 Haziran 2007 tarihinde verdiği kararında Patrikhane
tamamen Türk hukukuna tabidir. Ayrıcalık tanımak,
Anayasanın 10uncu maddesinde gösterilen eşitlik ilkesine
açıkça aykırılık oluşturacağından kabul
edilemez. Patrikhanenin ekümenik olduğu iddiasının yasal bir
dayanağı bulunmamaktadır. denmektedir. Ayrıca, Lozan
görüşmelerinde ekümeniklik statüsünden vazgeçilmesi şartıyla
Patrikhanenin İstanbulda kalmasına razı olunduğu da
maalesef göz ardı edilmektedir.
Bu sebeplerle, önergemizin kabulünü diliyor, muhterem heyetinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ali İhsan Köktürk,
Zonguldak milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
tasarının 213üncü maddesine yönelik önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Öncelikle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı
affı, Devlete borcu olanlara müjde başlıklarıyla
parlatılarak kamuoyu ve Parlamento gündemine taşınan
aslında çok daha farklı amaçlar içeren tasarının dokuzuncu
ve son bölümünü görüşüyoruz. İktidar grubunun isteği ve parmak
çoğunluğuna dayalı demokrasi anlayışıyla, bu
akşam itibarıyla bu tasarıyı Türkiye Büyük Millet
Meclisinden geçirmeye çalışıyoruz. Ancak, bizler,
tıpkı referandum değişikliğinde, Sayıştay
Yasasında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun,
Danıştayın, Yargıtayın yapısını
değiştiren yeniden biçimlendiren yasalarda ve benzeri yasalarda
olduğu gibi, Makyavelist bir anlayışla yani amaca giden her yol
meşrudur anlayışıyla ve samimiyetten uzak bir
yaklaşımla hazırlanan tasarının bu hâliyle Türkiye
Büyük Millet Meclisinden geçmesinden halkımız adına büyük bir
üzüntü duyuyoruz. Değerli arkadaşlar, çünkü sizler de biliyorsunuz ki
toplumdaki beklentilerin ve ihtiyaçların karşılanacağı
vaadiyle kamuoyuna pazarlanan bu torba kanunla emek kesimine açıkça
saldırılmaktadır; ILO Sözleşmesinin hükümleri atlanarak
sosyal devlet ilkesinin temelleri açıkça tahrip edilmektedir.
Memurların da tıpkı işçiler gibi ödünç verilmesinin önünün
açılması, esnek çalışmanın yani
kuralsızlığın kural hâline dönüştürülmesi, kabul
edilmesi mümkün olmayan pek çok düzenlemenin tasarının içerisine
yerleştirilmesi, kısmen olumlu düzenlemelerin içerisinde âdeta
topluma yedirilmektedir.
Kısaca ifade etmek gerekirse, bu tasarıyla, değerli
arkadaşlar, çalışma yaşamının köşe
taşları, anayasal ve yasal temelleri, temel güvenceleri açıkça
ortadan kaldırılmıştır.
Buna karşılık, kendi gözündeki çapağı
görmeyen, bir başka ülkeye laf yetiştiren, kilometrelerce uzaktaki
halkların seslerini duyan Sayın Başbakan, haklarına sahip
çıkma kararlılığıyla Ankaraya yürüyen on binlerin
yani kendi halkının sesini duyamamıştır.
Kilometrelerce uzaktaki bir başka halkın demokrasi taleplerine
kulaklarını diken siyasal iktidar anlayışı, içerideki
seslere sadece kulaklarını tıkamakla kalmayıp demokratik
haklarını kullanmaya çalışan emekçilerimize, öğrencilerimize
biber gazlarını, tazyikli suları ve polis coplarını
reva görmüştür. Parasız üniversite isteyen ve gününü bir tek
poğaçayla tamamlayan öğrencilerimiz, insanca yaşam talebinde
bulunan emekçilerimiz, amirlerinden talimat alan polislerin ayakları altında
âdeta yerlerde sürünmüştür. Ancak değerli arkadaşlar,
aslında ayaklar altına alınan, yerlerde sürünen, yarı aç
yarı tok eğitimini tamamlamaya çalışan üniversite
öğrencilerimiz değildir. Aslında, yerlerde sürünen, ayaklar
altına alınan insanca yaşam talebinde bulunan emekçilerimiz
değildir.
Değerli arkadaşlar, aslında, bu tür eylemlerle ve
bu tür tasarılarla ayaklar altına alınan, yerlerde sürünen ülke
demokrasimizdir, sosyal devlet anlayışımızdır, hukuk
devletimizdir. Bu nedenle, Sayın Başbakan, başkalarına
öğüt vermeyi bırakıp kendi yönetim
anlayışını sorgulamalı, gözden geçirmelidir.
Değerli arkadaşlar, tasarı maddesine gelince,
tasarının 213üncü maddesi ile 5737 sayılı Vakıflar
Kanununa eklenen hükmün bu maddeyle yargı kararlarını da
etkileyecek bir biçimde hak sahiplerinin müktesep haklarını ortadan
kaldıracak olması hukuki güvenilirlik ilkesiyle
bağdaşmamaktadır. Bu nedenle, tasarının 213üncü
maddesinin tasarı metninden çıkartılmasını talep
ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplan, konuşacak mısınız,
gerekçeyi mi okutayım önerge üzerinde?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Konuşacağım.
BAŞKAN Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Tabii, torba kanunu okudukça
ve her alanda çelişkileri, çarpıklıkları gördükçe
insanın aslında isyan edesi geliyor. Yani bu Meclis, yasama meclisi,
anayasal olarak bu yetkiyi ve sorumluluğu kullanıyor. Bir de
demokrasilerde yargı var. Yargıya karşı yürütme zaten
Hükûmet, çoğunluk Mecliste kendisinde, yasamayla yürütme gücünü
birleştirmiş, kalıyor bir yargı; Yargıyı
nasıl baypas ederim? Yargıyı da bu torba kanunlarla nasıl
istediğim gibi yaparım? Ondan sonra da istediğim gibi
uygularım. mantığı içinde.
Vakıflarla ilgili intifa haklarını geçen sene
Vakıflar Yasasında burada tartıştık, kıyamet de
koptu ama kıyametin koptuğu nokta bunlar değildi. Millî
varlık, Türkiye'nin resmî söylemi, ideolojisi, farklı azınlıklar,
farklı dinler, farklı diller, vakıflar, özellikle
azınlık vakıfları, kendi vatandaşımızı,
kendi çiçek tarlamızdaki nadide, az kalmış çiçeklerden
farklı azınlık gruplarını, Süryanileri, Ermenileri,
Rumları, Yahudileri tartıştık ve çok hoş olmayan
tartışmalar da vardı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olup da bu topraklarda yaşayan vatandaşlarımızın
neredeyse bir başka ülkenin, düşman ülkenin vatandaşı gibi
sorgulandığı tartışmalar geçti. Bunca
tartışmadan sonra, bugün geldik intifa hakkına. Ee, ne
yapıyoruz? Bir geçici madde
Gayet rahat artık, torba ya bunun
adı. Açılmış davalarda, yürümekte olan davalarda da
uygulanır. Peki, Meclis, yasama üyesi olarak evrensel hukukun ölçütlerine
aykırı bu yaklaşım karşısında Allah
aşkına birinizin de Burada yanlışlıklar var. Ne
oluyor? demesi gerekmiyor mu?
Bakın, burada bir tartışma yaşadık. O
tartışma tutanaklarda duruyor, tutanaklarda olduğu gibi duruyor.
Bize 40 defa sataşma oluyor burada, Meclis Başkanımız
uyarmıyor. Bize 50 tane hakaret var, bir tek kişi özür dilemiyor ama
o karmaşa, tartışma neyin üzerineydi? Üniversitelerdeki
öğrencilerin bir af sorunu vardı. O af kapsamına
alınırken bir hüküm konmuştu: Terörden hüküm giyenler kapsama
alınmaz
Tartışma noktamız buydu. Peki, hepiniz
birleştiniz, Komisyon, diğer iki parti CHP, MHP, terör suçları
mahkûmu olanlar
Bu Terörle Mücadele Yasasına göre eğer
-bakarsanız, herkes bu kapsama giriyor, onu anlatmayacağım
tekrar- burada siz samimiyseniz şu diğer konuda samimi
değilsiniz demektir: Yine biz, dört tane parti Barış ve
Demokrasi Partisi, MHP, CHP, 12 Eylül sıkıyönetiminde yatıp
mağdur olan 12 Eylül mağdurları için Sosyal Güvenlik
Yasasını buradan geçirmedik mi, geçti değil mi? Geçti,
arkadaşlar, birlikte -önerge- kanun teklifimiz var. Peki, 12 Eylül mağduru
olanların, sıkıyönetimlerde hüküm giyenlerin hepsi Terör
Yasasından hükümlü değil miydi, o darbe sonucu, o yasalar sonucu
hükümlü değil miydi? Hükümlüydü. Peki, onlar sosyal güvenlik
hakkından yararlanacak da niye üniversiteye gidemiyor, bana bunu
anlatır mısınız?
Arkadaşlar, ben bunu anlatmaya devam edeceğim -tekriri
müzakereye kadar- anlamınızı sağlamaya
çalışacağım.
Teşekkür ederim. (BDP sıralarından
alkışlar)
Başkan, karar yeter sayısı bu arada
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı efendim, yani sizin sesi iyi duyduğunuzu biliyorum.
BAŞKAN Hayır, Sayın Kaplan, duymadım,
doğrusunu söyleyeyim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Vallahi iyi duyuyorsunuz.
BAŞKAN Lütfen, Sayın Kaplan, şimdiye kadar hiç
olmadı.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yani yanınızdaki
kâtipler de mi uyuyor? Benim kulağımdaki kulaklıktan
verebilirim, yani eğer gerekiyorsa vereyim.
BAŞKAN Sayın Kaplan, duyup duymamak gayet normal bir
durumdur ve duymadığımı da söylüyorum bunu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sesim burada duyulmuyorsa
kimsenin sesi duyulmaz yani.
BAŞKAN Yani burada kazanacağınız beş
dakika veya on dakikayla bu yasanın çıkması engellenmeyecek ki
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Arayın efendim, arayın.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Arayın tabii,
geliyorlar. Getirin bakayım
BAŞKAN Madde kabul edilmiştir.
214üncü maddede dört adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
Tasarının 214üncü Maddesinde yer alan 30.000.000 ibaresinin
40.000.000 şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Manisa Mersin Eskişehir |
Cemaleddin
Uslu Yılmaz
Tankut |
Edirne Adana |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 214 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Selçuk
Ayhan R. Kerim
Özkan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İzmir Burdur Malatya |
Madde 214- 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer
alan "10.000.000 Yeni Türk Lirasını" ibaresi
"40.000.000 Türk Lirasını" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyette olduğundan birlikte
işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
214'üncü Maddesinin kanun metninden çıkartılmasını arz ve
teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
Ayla
Akat Ata M.
Nezir Karabaş |
Batman Bitlis |
Diğer önergenin imza sahipleri:
Nurettin
Canikli Yılmaz
Tunç Ali
Koyuncu |
Giresun Bartın Bursa |
Abdurrahman
Arıcı Şevket
Gürsoy Ahmet
Yeni |
Antalya Adıyaman Samsun |
Orhan
Karasayar |
Hatay |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Kaplan, konuşacak
mısınız?
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; tekrar konuya döneceğim çünkü burada da
zaten bilginin ticarileşmesi -teknik bilginin- vesair konular var.
Öğrenci olayına geleceğim. Şimdi bana
şunu açıklamanızı istiyorum: 12 Eylül mağduru
olanlara, terör suçlusu ve mahkûmu olanlara siz sosyal güvenlik
hakkını teslim etmekle yanlış mı yaptınız?
Soru bu. Kanımca, doğru yaptınız. 12 Eylül darbesinin
mağdurlarıydı ve 12 Eylül darbesi mağdurlarına sizin,
o haksız olarak cezaevinde yattıkları süreler, gördükleri
işkenceler
Bir nevi dolaylı özür bu. Doğru bir karardı.
Peki, aynı şahısların, aynı kişilerin devlet
hazinesinden sosyal güvenlik primini ödemeyi dahi kabul ederken niye aynı
kişilerin üniversiteye gitmesini engelliyorsunuz? Mesele bu. Ya orada da
terörizmi destekliyorsunuz ya da burada şaşsınız. Yani
böyle
Aynı torbanın içinde iki tane madde var.
Ben, Onu bırakın. diyorum, biraz vicdanınıza
seslemek istiyorum. Benim üzerinde durduğum ve bu yüzden kırk yedi
tane küfür yediğim, tutanaklarda geçen ve kimsenin benden özür
dilemediği
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Özür diliyorum.
HASİP KAPLAN (Devamla) Sayın Aslanoğlu, sana
kurban olayım, ben senden bir şey duymadım ki
Yani bize hep
saygın davrandın.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kimden ne duydun, kırk
yedi kere diyorsun?
HASİP KAPLAN (Devamla) Yani o tutanakları okuyun ve
sizler kabul ediyorsanız, sizler sindirebiliyorsanız
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Küfürlere özür
diliyorum.
HASİP KAPLAN (Devamla) Ama bunu ben niye hak ettim? Ben
üniversite mağduru 100 bin öğrencinin, 100 bin öğrencinin
Bakın arkadaşlar, bu 100 bin öğrenci
Terörle
Mücadele Kanunu, rahmetli Özal döneminde, 91de çıkarıldı.
Hatırlayın o yılları, o dönemden milletvekilleri var.
Sonra, 91den sonra on değişiklik geçirdi 1999 koalisyon dönemine
kadar. Yine o dönemden burada partiler var. 99 koalisyonu, 2001de, Avrupa
Birliği süreciyle yasalar değişti. Yani o tarihte terör suçu
sayılan 8inci madde: Terör suçu propagandası maddesi
kaldırıldı. Hatta, 312nci madde: Halkı suç işlemeye
tahrik kaldırıldı, Sayın Başbakanın da mahkûm
olduğu madde. Yine 169uncu madde: Terör örgütlerine yardım,
yataklık maddesi o tarihte kaldırıldı.
Şimdi, Allah aşkına o tarihte bu
kaldırılan maddelerden hüküm giyenlerin üniversiteye gitmesini niye
istemiyorsunuz? Bana bunu izah edin. Ben bunu anlamak istiyorum. Niye devlet,
primini ödüyor da niye üniversiteye gitmesini istemiyor? Ben burada Meclise bir
vicdan muhasebesi çağrısı yapıyorum. Yani burada, soyut
kavramlar, şekil üzerinde kavga etmenin bize, hiçbirimize yararı yok.
Benim hoşuma gitmiyor buradan yoklama istenirken
İstersem kötüye
kullanabilirim İç Tüzükü ve isterseniz sizler de kullanabilirsiniz ama
biraz vicdan
Tekriri müzakere var. Arkadaşlar, bir ölçü getirin buna.
Bakın hadım etmek istediğiniz tecavüzcülerin bile üniversiteye
gitmesine izin veriyorsunuz ama Bağımsız Türkiye
(x) diyen
bir öğrenci
Gençlik bu, delikanlı, ismi üstünde, hepimiz
yaşadık.
Şimdi, bu gençlerden bir tanesi propagandadan hüküm
giymiş, niye gitmesin üniversiteye arkadaşlar söyler misiniz? Veya
Nevrozda halay çekmiş, Allah aşkına
Bir slogan
atmış HESlere karşıyım. İşte burada
yasalar geçiyor Barajlara karşıyım. Niye üniversiteye
gitmesin? Bunu bana anlatın. Siz anlatmazsanız bütün önergelerde
çıkıp bunu anlatmaya devam edeceğim, bugünü böyle
bitireceğim.
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle maddenin tasarıdan çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeyle 214üncü madde metinden
çıkarılmıştır.
Diğer iki önergeyi
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Konuşmacımız var Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bizim önergemiz var
BAŞKAN Bir dinleyin lütfen Sayın Anadol...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Düştü, düştü, tamam.
BAŞKAN Diğer iki önergeyi işlemden
kaldırıyorum. Gerekli teselsül daha sonra yapılacaktır.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Bari bir açıklama yapsaydı
Sayın Bakan, neden ARGEyi desteklemediğinizi açıklasaydı.
BAŞKAN 215inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 215. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal Erkan
Akçay E. Haluk
Ayhan |
Antalya
Manisa
Denizli |
Mustafa
Kalaycı Yılmaz
Tankut Hasan
Çalış |
Konya
Adana Karaman |
Metin
Çobanoğlu Şenol
Bal Mehmet
Şandır |
Kırşehir İzmir
Mersin
|
(x) Bu bölümde, Hatip
tarafından Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi.
Madde 215- 1) 7/7/2010 ve 6004 sayılı
Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (ç) bendinin son cümlesinde yer alan sondaki iki
grupta" ibaresi "sondaki üç grupta" olarak
değiştirilmiştir.
2) 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14. maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Belediye Başkanlarına görevleri süresince ve
üçüncü dereceden emekli olmaları halinde emekliliklerinde hususi
damgalı pasaport verilir."
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, diğer iki önerge
aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım. Önerge
sahiplerine istedikleri takdirde ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 215 inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun Öztürk
Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ramazan Kerim
Özkan Selçuk Ayhan |
Malatya Burdur İzmir
|
Mehmet
Ali Susam |
İzmir
|
Diğer önergenin imza sahipleri:
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Şerafettin
Halis |
Şırnak
Bitlis
Tunceli |
Sebahat
Tuncel Bengi
Yıldız |
İstanbul
Batman
|
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
RECAİ BERBER (Manisa) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Mehmet Ali Susam, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; oylama için arkadaşlar geliyorlar, sonra
çıkıyorlar. Aslında dinleseler çok güzel şeyler
konuşuluyor ve ülke için de çok önemli konuları konuşuyoruz. (AK
PARTİ sıralarından Hep aynı şeyleri
konuşuyorsunuz. sesi)
Hep aynı şeyleri konuşuyor muyuz, konuşmuyor
muyuz, az sonra, dinlersen anlarsın.
208inci maddede bir önerge geçti. Enerji Bakanı biraz önce
buradaydı, ayrıldı mı, bilmiyorum. Çok önemli bir kurumun,
Türkiye'nin Devlet Su İşlerinin içini boşaltıp tüm
yetkilerini elinden alıyorsunuz ve bunu özel bir şirkete devrediyorsunuz.
HASAN ANGI (Konya) Geçmiş madde, geç kaldın.
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) Geçmiş madde üzerinde
konuşuyorum, tarihe ve tutanaklara geçsin de
Türkiyede enerji gibi çok
önemli bir konuda, enerjinin de hidrolikten elde edilmesi konusunda Türkiye'nin
bu kadar çok yapacak şeyi varken bunu bir kenara bırakıp
Türkiyede Devlet Su İşleri gibi çok köklü bir kurumu ortadan
kaldırmaya yönelik bir çalışmayı burada hiç kimsenin ruhu
duymadan geçirmeye çalışan, bir ara maddeyle burada
tartıştırmadan geçirmeye çalışan bir
anlayış, Türkiye'nin hem enerjisine hem Türkiyedeki devletin
kurumlarına karşı yapmış olduğu
haksızlığı içermektedir.
Bu anlamıyla, bu maddede -Türkiyede çok önemli bir enerji
ihtiyacı- özellikle hidroelektrik santraller ve HESlerle ilgili konuda
DSİ gibi kurum birikimi olan, bu konuda çok önemli barajlara imza
atmış ve bundan sonra da Türkiye'nin enerjisinde ciddi
ihtiyaçları karşılayacak, su işlerinde önemli bir kurumu
ortadan kaldırıyorsunuz. Bunu tarihin önemli bir sayfasına
burada bugün not etmek için tekrar geçmiş maddeye değindim.
Bugün konuştuğumuz maddeyle ilgili olarak da bir
şey söylemek istiyorum. Dışişleriyle ilgili çok önemli
konuları şu an Türkiye yaşamaktadır. Biraz sonra bu konuda
uzman arkadaşlarımız konuşacaklar ama Kıbrısta
bir şeyler yaşanıyor. Kıbrısta Sayın
Başbakanın bir mitingde açılan pankartlara gösterdiği
tepki sonucunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine
atadığımız büyükelçi görevden alınıp yerine yeni
biri, özellikle de Kıbrıstaki ekonomik politikayı yürüten, kemer
sıkma politikasının mimarı olduğu söylenen ve ondan
dolayı da çok ciddi şekilde tepki alan bir kişi oraya temsilci
olarak atanıyor. Bu konu Kıbrısla aramızdaki
ilişkileri hızla düzeltmemiz gereken, yavru vatanla ana vatanın
birbiriyle kaynaşmasını sağlaması gereken noktada
Kıbrıs halkıyla kavga ederek, onunla büyük bir çekişme
içinde olarak oraya Benim dediğim olur. diyerek dikte ettirilerek
çözülecek konular değildir. Önemli olan buraya vermiş olduğumuz
yavru vatan ana vatan ilişkisindeki emeği, katkıyı,
karşılıklı güveni, dostluğu,
dayanışmayı güçlendirecek bir dış politika izlemekten
geçer. Bunu yapacak olanlar da Dışişleri bürokrasisinde deneyim
sahibi olmuş, bu işleri iyi bilen, yıllardır Türkiyenin
Dışişleri politikasında yer almış, doğru,
dürüst, nitelikli bürokrat atamalarından geçer. Bu anlamıyla bürokrat
atamalarında bugün İktidar yeni bir çığır açarak, bir
kalibrasyondan geçerek atama yapmak yerine, kendi istediği insanları
atama yapmak için buraya bir yasa maddesi koymuş ve bu yasa maddesiyle de
daha niteliği dolmamış, gelmesi gereken makama gelmesine daha
zaman olan insanları atama fırsatını yakalamak için bu
maddeyi koyuyorsunuz. Onun için, değerli arkadaşlar, bazı
şeylerin temeliyle oynamayın. Ne Devlet Su İşleriyle
oynayın ne Dışişleri bürokrasisiyle oynayın ne
dış politikanın bunca yıldır
gelenekselleşmiş ve bu anlamıyla Ulu Önder Atatürkün
dediği gibi Yurtta barış, dünyada barış.
politikasını değiştirin. Bunları yapmamanız bu
ülkenin menfaatinedir, bu ulusun menfaatinedir. Bu konuya dikkatinizi çekmek
istiyorum.
Bu duygularla hepinizi en içten saygılarla selamlıyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Karar yeter
sayısı
BAŞKAN Siz önerge üzerinde konuşacak
mısınız, gerekçeyi mi okutayım?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Önergeyi
oylatacaksınız.
BAŞKAN İki önerge aynı önerge, aynı
mahiyette iki önerge.
Sayın Kaplan, siz konuşacak mısınız?
Sizin önergeniz de aynı mahiyette bu önergeyle.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Konuşacağım.
BAŞKAN Karar yeter sayısını da sizin
konuşmanızdan sonra arayacağım ben.
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Evet, şimdi
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Mecliste kahramanca bir karar verdiniz: 100 bin genç üniversiteye
girmesin. Ya bu doğrudur ya da 12 Eylül mağduru olan,
sıkıyönetimlerde yatan onca insanımızın -ki 2 milyonun
üstünde fişlendi- onların sosyal güvenlik primlerini ödeyeceksiniz.
Yakın zamanda -burada üniversite hocaları var,
tanıyorum- üniversitelerde gençler bir ana dilde eğitim
kampanyası açtılar, Ana dilimi istiyorum. diye ve Türkiye
üniversitelerinden binlerce öğrenci disipline verildi, okuldan
atıldı, yetmedi, sonradan bu öğrencilere davalar da
açıldı. Şimdi, bu gençler haklarını aradılar.
Mahkemeye gittiler, üniversiteden atılma kararlarını
birçoğu iptal etti. Bir kısmı da Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine gitti, dava kazananlar var, davası sürenler var. Şimdi,
bunlar, sizin çıkardığınız yasaya göre terör suçlusu.
Ne istemiş? Ana dilimde eğitim istiyorum. demiş, dilekçe
hakkını kullanmış Anayasadan.
Bakıyorum, demin buradaydı Sayın Arınç, TRT
Şeşten sorumlu.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Yine burada.
HASİP KAPLAN (Devamla) Burada
Şimdi, TRT Şeş Kürtçe yayın yapıyor
değil mi? Şimdi, bu üniversiteli öğrencinin günahı ne
söyler misiniz? Ana dilimde eğitim istiyorum. dedi, hadi vermediniz ama
TRT Şeş Kürtçe yayın yapıyor. Bu öğrenci
üniversitesine dönse ve eğitimini sürdürse bunun ne zararı var?
Bakın, yine anayasal haklarını
kullandığı için, bir yerde düşünceyi ifade hürriyetini,
Avrupa Birliğinin ulusal programı gereği yasalarını
çıkardık. Bir öğrenci düşünceleri nedeniyle mahkûm
olmuş, hiçbir olaya katılmamış, bir basın
açıklaması sadece veya sadece bir gösteride yer almış, bu
gencimizi üniversiteye alsak Türkiye ne kaybedecek? Peki, bunu almıyoruz
da bilmem kaç kişiyi öldüren katilleri, yolsuzluk yapanları,
çeteleri, darbecileri üniversiteye alıyoruz. Peki, bu durumda vicdan
muhasebesi yapmak gerekmiyor mu?
Şimdi, bunları biz gerçekten bu torba kanunda
konuşmadığımız zaman, o zaman yaptığımız
iki şeyden biri doğrudur. Bunu tekrar ediyorum, bakın, Türk Ceza
Kanununda Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt üyesi gibi davranmak diye bir
madde var, bu maddeden örgüt üyesi gibi ceza veriliyor arkadaşlar. Yani,
dağda değil, elinde silah yok, silahlı eylemde değil, iki
tane yürüyüşte polis kameraya alıyor, CDsini çekiyor, dosyaya
koyuyor, Al sana on sene ceza. diyor, üniversiteden atılıyor.
Şimdi, arkadaşlar, eğer ülkemiz demokrasi ise
düşünceyi ifade hürriyeti de olacak, özgürlükler de olacak. Bunlara biz
yasak koyarsak Hazreti Alinin dediği Bana bir harf öğretenin kölesi
olurum. sözü karşısında hepimizin vicdanı yaralı
olmayacak mı? Yani Faili meçhul işledim, 86 tane kellem var. diyen üniversiteye
gidebilecek.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Başörtülüler ne olacak,
başörtülüler?
HASİP KAPLAN (Devamla) Başörtülüler...
İktidarsınız. Bana verin o yetkiyi bir günde çözmezsem ben de
Hasip Kaplan değilim, ben size... Çok basit, çok zor görüyorsunuz.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Onu da dile getirirseniz...
HASİP KAPLAN (Devamla) Sekiz senedir, dokuz senedir
baş örtüsünü çözmediniz, bu ayıp size yeter vallahi. Bu ayıpla
yaşamınız bile size yeter.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Sen bu ayıbın
neresindesin?
HASİP KAPLAN (Devamla) Ama en azından onlar şu
veya bu şekilde üniversiteye gidiyor. Siz, Külliyen üniversiteye
gitmesin. diye yasa çıkardınız.
HAYDAR KEMAL KURT (Isparta) Kim gidiyor ya?
HASİP KAPLAN (Devamla) Solcu, Kürt veya Alevi veya
farklı düşüncede veya sosyalist veya sağcı düşüncede
olan birisini üniversiteye gitmesin diye engel koydunuz, engel. Şimdi,
kalkıyorsunuz, dokuz yıldır iktidarsınız ama burada
muhalefet gibi mızıkçılık yapıyorsunuz. Vallahi bu
kabul edilemez.
Saygılarımla.
Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum, karar
yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Karar yeter sayısı var, önergeler kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı "Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal
Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer
Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 215.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
Madde 215- 1) 7/72010 ve 6004 sayılı
Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesinin ikinci
fıkrasının (ç) bendinin son cümlesinde yer alan sondaki iki
grupta" ibaresi "sondaki üç grupta" olarak
değiştirilmiştir.
2) 5682 sayılı Pasaport Kanununun 14. maddesinin üçüncü
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Belediye Başkanlarına görevleri süresince ve
üçüncü dereceden emekli olmaları halinde emekliliklerinde hususi damgalı
pasaport verilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Şenol Bal...
BAŞKAN Şenol Bal, İzmir Milletvekili, buyurun.
(MHP sıralarından alkışlar)
ŞENOL BAL (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 215inci maddede vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Evet, 215ten 219a kadar olan, bu torba yasada yer alan maddeler
Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunda yapılacak değişiklikleri ihtiva
ediyor. Tabii ki arzumuz, Dışişleri
Bakanlığının uzman, liyakatli kadrolarla desteklenmesi ve
diplomat olmayan kişilerin dışarıdan atamayla büyükelçi
yapılmaması gibi temennilerimiz var. Tabii, önemli olan,
dış politikamızda son yıllarda yaşanan zikzaklar ve
belirsizlikler, konuşulması gereken konular.
Sayın milletvekilleri, daha önceki
konuşmalarımın birinde, devletler varlıklarını ve
devamlılıklarını kendi değerleri, kaynakları ve
menfaatleri üzerine bina etmek durumundadırlar; bugün olduğu gibi
dış mihrakların yönlendirmesiyle dış dengeleri
birbirine karıştırarak, sonra da sonuçları çarpıtarak,
iç siyaset malzemesi hâline getirerek dış politikamızın
sürdürülemez olduğunu ve bölgesel güç olunamayacağını ifade
etmiştim.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin hükûmetleri tarafından, AKP
İktidarına kadar, dış siyaset politikası iç siyaset
politikalarına alet edilmeden yürütüldü. Hangi parti iş
başına gelirse gelsin Türk dış politikasının
temel bir yönü vardı. Bazı yöntemsel değişiklikler olsa da
bu temel politika doğrultusunda dış politikamız yürütüldü
ama AKP İktidarıyla dış siyaset büyük oranda iç siyasete
malzeme olarak kullanıldı ve hâlen kullanılmaya devam ediyor.
Klişe sloganlara dayalı bir anlayışla
karşılaştık bu dönemde. Söylemler ile eylemler, eylemler ve
gerçekler arasında derin uçurumlar var.
AB maceramız ortada değerli milletvekilleri. ABye girme
hayaliyle vatandaşlarımız göz göre göre
kandırıldı. Kutlamalar yapıldı, ama artık AB,
kapıları açmadan kapattı.
Başbakan ve ABden sorumlu Bakan Bağış
şimdi esiyor, gürlüyor. Bağış geçen şöyle demiş
değerli milletvekilleri: Fasılları açamadıysak da
Avrupalıların zihinlerini açtık. Vallahi,
Bağışa sormak gerekir: Senin zihnini kim açacak Sayın
Bağış? demek lazım.
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Millet!
ŞENOL BAL (Devamla) Evet, millet açacak, doğru! Millet
sizin zihninizi açacak Sayın Milletvekili, göreceksiniz, neye
uğradığınızı
şaşıracaksınız!
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) İnşallah
sizinkini de!
ŞENOL BAL (Devamla) Davosu hatırlayınız
sayın milletvekilleri. Davos sonrası biliyorsunuz
(x) den sonra
kahraman olarak karşılanan Başbakan, burada mayınlı
arazilerin mayından arınması ve arkasından kırk dokuz
yıllığına bir İsrailli şirkete vermek için ne
kadar büyük bir mücadele verdiğini sizlere bir kere daha hatırlatmak
istiyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Şirketin adını ver!
METİN KAŞIKOĞLU (Düzce) Şirketin adı
ne?
ŞENOL BAL (Devamla) Olur mu, o şirket belli,
konuşmaları var. Burada Fatma, Hasan çalışacak. diyordu
Sayın Başbakan, ama neticede muhalefetin yapmış olduğu
mücadele ve kamuoyundan sonra
ÜNAL KACIR (İstanbul) Adını vermiyorsan iftira!
Söyle şimdi adını!
ŞENOL BAL (Devamla) Efendim, açıkladınız, o
firma belliydi, hem mayınları temizleyecek, arkasından da onu
tarıma açacaktı.
BAŞKAN Sayın Bal, lütfen konuyla ilgili
konuşalım.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Atmasyon laflar bunlar!
(x) Bu bölümde, Hatip
tarafından Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi.
ŞENOL BAL (Devamla) Gazze olaylarını
hatırlayalım sayın milletvekilleri. İç siyasette nasıl
kullandığınızı, insani bir olayın ve ölen
insanlarımızın, özel insanlarımızın şeyini
alabildiniz mi?
ÖMER İNAN (Mersin) Hiç mi projeniz yok?
BAŞKAN Lütfen Sayın Milletvekili
Hatibe müdahale
etmeyelim lütfen
ŞENOL BAL (Devamla) İsrailin cevabı ne oldu?
Bunları sormak istiyoruz tabii ki.
ÖMER İNAN (Mersin) Bir tane projeniz yok!
ŞENOL BAL (Devamla) Bizim her şeye projemiz var
Sayın Milletvekili, sizin bir tane bile projeniz yok, ama bizim her konuda
projemiz var, bunu biliniz.
ÖMER İNAN (Mersin) Bir tanesini söyleyin canım!
BAŞKAN Sayın İnan, lütfen
ŞENOL BAL (Devamla) Bu İktidarın AB ve Büyük Orta
Doğu Projesi gibi öteki projelere iman derecesinde gösterdiği
çabanın ve verilen tavizlerin neticelerinin ülkemize faturasını
iyi değerlendirmeniz lazım, hiçbirinize baki değil bu koltuklar
sayın milletvekilleri.
Yunus Emrenin bir sözü var: Cümleler doğrudur sen
doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen. diyor. Sizlere
ithaf ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önce kendine ithaf et.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bal.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
216ncı madde üzerinde dört adet önerge vardır,
okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
606 sıra sayılı tasarının 216 ncı
maddesindeki altıncı ibaresinin yedinci olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Şerafettin
Halis |
Şırnak Bitlis Tunceli |
Sebahat
Tuncel Bengi
Yıldız |
İstanbul Batman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 216 ncı maddesinde yer alan "en az
altıncı fiili hizmet yılı" ibaresinin "en az
yedinci fiili hizmet yılı" ve "altıncı"
ibaresinin "yedinci" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Manisa Mersin Eskişehir |
Yılmaz
Tankut Akif
Akkuş Şenol
Bal |
Adana Mersin İzmir
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 216 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Fatih
Atay Harun
Öztürk Tekin
Bingöl |
Aydın İzmir Ankara |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Malik Ecder
Özdemir M. Ali Özpolat |
Malatya Sivas İstanbul |
Derviş
Günday Selçuk
Ayhan |
Çorum İzmir |
Madde 216- 7/7/2010 tarihli ve 6004 sayılı
Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "dördüncü fıkradaki düzenleme
saklı kalmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
tabi bulundukları hükümler çerçevesinde, başkatiplik ve konsolosluk
yeterlik sınavına girmeye devam eder." ibaresi "askerlik
hizmeti dâhil olmak üzere en az altıncı fiili hizmet yılı
içerisinde bulunmaları kaydıyla başkatiplik ve konsolosluk
yeterlik sınavına girerler." şeklinde; dördüncü
fıkrasının sonunda yer alan "dokuzuncu" ibaresi
"altıncı" olarak değiştirilmiş; maddenin
üçüncü ve beşinci fıkraları yürürlükten
kaldırılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 216 ncı maddesinin Tasarıdan
çıkarılmasını ve takip eden madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Yılmaz
Tunç Şevket
Gürsoy |
Giresun Bartın Adıyaman |
Abdurrahman
Arıcı Ali
Koyuncu Orhan
Karasayar |
Antalya Bursa Hatay |
Ahmet
Yeni |
Samsun |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, maddenin Tasarıdan çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir. Böylece, kabul edilen
önerge doğrultusunda tasarının 216ncı maddesi metinden
çıkarılmıştır. Gerekli teselsül daha sonra
yapılacaktır.
Diğer üç önergeyi işlemden kaldırıyorum.
217nci madde üzerinde dört adet önerge vardır; geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 217 inci maddesinde yer alan " dokuzuncu"
ibaresinin "yedinci" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Erkan
Akçay Yılmaz
Tankut Akif
Akkuş |
Manisa Adana Mersin |
Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Mersin Eskişehir
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 217 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tekin
Bingöl Harun
Öztürk Fatih
Atay |
Ankara İzmir Aydın |
Selçuk
Ayhan Malik Ecder
Özdemir M. Ali Özpolat |
İzmir Sivas İstanbul |
Derviş
Günday Ferit
Mevlüt Aslanoğlu |
Çorum Malatya |
Madde 217- 7/7/2010 tarihli ve 6004 sayılı
Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve
Görevleri Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasının ilk cümlesinde yer alan "dokuzuncu" ibaresi
"altıncı" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bundan sonraki iki
önerge aynı mahiyette olduğundan birlikte işleme
alacağım ve önerge sahipleri istedikleri takdirde, ayrı
ayrı söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 217 nci maddesinin Tasarıdan
çıkarılmasını ve takip eden madde numaralarının
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Yılmaz
Tunç Abdurrahman
Arıcı |
Giresun Bartın
Antalya |
Şevket
Gürsoy Ali
Koyuncu Orhan
Karasayar |
Adıyaman
Bursa Hatay |
Ahmet
Yeni |
Samsun
|
Diğer önergenin imza sahipleri:
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Şerafettin
Halis |
Şırnak
Bitlis
Tunceli |
Bengi
Yıldız Sebahat
Tuncel |
Batman
İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Her ikisinin de gerekçesini okutacağım.
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve
arkadaşlarının önergelerinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe: Uzmanlık Komisyonunda görüşülmemiştir.
BAŞKAN Giresun Milletvekili Nurettin Canikli ve
arkadaşlarının önergelerinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe: Önergeyle, maddenin Tasarıdan
çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeler doğrultusunda 217nci madde
tasarı metninden çıkarılmıştır. Gerekli teselsül
sonra yapılacaktır.
Diğer iki önergeyi işlemden kaldırıyorum
218inci madde üzerinde üç adet önerge vardır,
gelişlerine göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 218 inci maddesinde yer alan "hizmet
yılı gözetilmeksizin" ibaresinin "Üniversitelerde
öğretim görevlisi olarak görev yapmış olanlar hariç, askerlik
dahil en az yedi hizmet yılı görev yapmış olan
danışmanların" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Manisa
Mersin
Eskişehir |
Yılmaz
Tankut Akif
Akkuş Şenol
Bal |
Adana
Mersin
İzmir |
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bundan sonraki iki
önerge aynı mahiyettedir, birlikte işleme alacağım, önerge
üzerinde söz sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 218. maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Pazarcı Harun
Öztürk Selçuk
Ayhan |
Balıkesir İzmir İzmir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Mustafa
Özyürek Şevket
Köse |
Malatya İstanbul Adıyaman |
Diğer önergenin imza sahipleri:
Hasip
Kaplan M. Nezir
Karabaş Şerafettin
Halis |
Şırnak Bitlis Tunceli |
Fatma
Kurtulan Sebahat
Tuncel |
Van İstanbul |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Son önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Uzmanlık Komisyonunda görüşülmemiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Hüseyin Pazarcı
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hüseyin Pazarcı,
Balıkesir Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN PAZARCI (Balıkesir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 218inci maddesinin
tasarı metninden çıkarılması yönünde Cumhuriyet Halk
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Anılan 218inci madde ile kısa bir süre önce kabul
edilen 6004 sayılı Dışişleri Bakanlığı
Kanununun geçici 4üncü maddesinin dördüncü fıkrasında iki önemli
değişikliğe gidilmektedir:
Bu değişikliklerin birincisi: Merkez
teşkilatında ikinci kâtip ve yurt dışı
teşkilatında ikinci kâtip ya da muavin konsolos görevleri için geçici
olarak yüz yirmi gün içinde başvurulması durumunda danışmanlar,
idari memurlar, bölge uzmanları, yabancı dil uzmanları ve
haberleşme teknik personeli bu görevlere kabul edilme durumunda
bulunmaktadır. Başka bir deyişle, saydığımız
daha ziyade teknik nitelikli personel diyeceğimiz personelin, belirli
düzeye kadar meslek memurlarının veyahut da konsolosluk ve ihtisas
memurları dediğimiz, eskiden idare memurları dediğimiz
memurların yaptığı görevlere, bu kişilerin de bundan
böyle kabul edilmesi şeklinde bir hüküm geçici maddeyle burada kabul
edilmiştir. Ancak, bugünkü değişikliğin, söz konusu
başvuruda bulunacak personelin dört yıllık eğitim görmesi
koşulunu getiren 6004 sayılı Kanunun geçici 4üncü maddesinin
dördüncü fıkrasına getirdiği istisna şudur: Dört
yıllık eğitim koşulu iki yıla indirilmektedir.
Dolayısıyla, bundan önce ve bugüne kadar hep dört yıl eğitim
görmüş kişilerin yaptığı görevler, ki çoğunlukla
bugün de o görevleri dört yıl eğitim görmüş kişiler
yapmaktadır, bu geçici hükümle iki yıla indirme yoluna gidilmektedir.
Dolayısıyla, burada eşitliği bozucu bir yaklaşım
vardır.
İkincisi, bundan da daha önemlisi; eğitim ve
öğrenim bakımından Dışişleri mensupları
arasında niteliklerde bir aşınmaya gitme yoluna girilmektedir.
Dolayısıyla, bu değişikliğin kabul edilebilir bulunması
bizim tarafımızdan söz konusu değildir.
Burada önerilen değişikliklerin ikincisi ise bu
görevlere getirilecek danışmanlar için öteki memurlar için aranan
belirli hizmet yılı koşulunun bile aranmamasıdır. Bu
hüküm de Dışişleri memurları arasındaki eşitlik
ilkesine aykırı düşmektedir. Böylece, danışman olarak
alınan kişilerin hiç beklemeden, çok kısa süre içinde
konsolosluk ve ihtisas memuru hâline dönüştürülmesi ve daha sonra da
belirli birtakım sınavları verirse daha yüksek unvanlara,
görevlere getirilmesi yolu açılmaktadır.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bütün bu
değişiklik önerileri görüldüğünde, son aylarda sözü edilen,
Dışişlerini izleyen çevrelerde gözlenen ve ifade edilen bir
durum söz konusu. O da şu: Hâlihazır iktidarın
Dışişleri Bakanlığının alt kadrolarına
iktidar tarafından yerleştirilen yandaşlarının giderek
meslek memurlarının yaptığı görevlere yükseltilmesi ve
Bakanlığın yapısının partizanca
değiştirilmesi şeklinde bir söylentidir bu. Bu tür bir hüküm,
değişiklik önerisi geçtiği takdirde bu endişelerin
doğru çıkmasından korkuyoruz ve dolayısıyla, söz
konusu hükmün yasa tasarısından çıkmasını öneriyoruz.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 218 inci maddesinde yer alan "hizmet
yılı gözetilmeksizin" ibaresinin "Üniversitelerde
öğretim görevlisi olarak görev yapmış olanlar hariç, askerlik
dahil en az yedi hizmet yılı görev yapmış olan danışmanların"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Şenol Bal,
İzmir Milletvekili.
ŞENOL BAL (İzmir) Sayın milletvekilleri, biraz
önce, yine Dışişleri Bakanlığıyla ilgili olarak
ifade etmiş olduğum gibi, 218inci maddede de,
Dışişleri Bakanlığındaki bir kadrolaşma
harekâtını görüyoruz. İşte bu yüzden, bunun doğru
olmadığını ifade etmek için, gerekçe olarak bu düzenleme,
Dışişleri Bakanlığına danışman olarak
atanan bir memurun, yapılacak bir özel yeterlilik sınavında
başarılı olması durumunda konsolos ve ihtisas memuru olarak
atanmasını öngördüğünden, Dışişleri
Bakanlığındaki konsolosluk makamı gibi mesleki tecrübe
isteyen kritik bir görevin, verdiğimiz önergeyle, daha bu göreve
atanacaklara mesleki tecrübe kazandırması açısından önemli
olduğunu ifade ediyorum ve bu konuyu bir kere daha düşünmenizin
önemini vurguluyorum.
Değerli milletvekilleri, kaldığımız
yerden devam edelim, dış politikamızın iç politikaya alet
edilmesi, söylemlerle eylemlerin birbirini tutmaması konusunda.
Biliyorsunuz, bir Medeniyetler İttifakı Projesi var ve
Başbakanımız eş başkan bu projede. Ne oldu? Zarfı
süslü, içi bomboş olan bu proje, sadece iç siyaset malzemesi olarak
kullanıldı. Medeniyetler İttifakı Projesi, Batıyı
emperyal kararlılığından vazgeçirebildi mi sayın
milletvekilleri veya öyle bir temayül ufukta gözüküyor mu? Yoksa, İslam
âleminin ve Türkiyenin bu süreçte rehavete kapılmasına mı neden
oldu? Büyük Orta Doğu Projesi veya diğer adıyla
Genişletilmiş Orta Doğu Projesi Kuzey Afrika Girişimi, yine
bizim Başbakan eş başkan. Bu proje, ABD için yirmi iki
İslam devletinin sınırlarının
değiştirilmesi, peki bizim için ne anlam ifade ediyor,
açıklamalarınızı bekliyoruz.
Tunus, Yemen derken Irakta yaşananlar; Tunus, Yemen derken
Mısır ve Mısırdaki en son gelişmeler, yarın
diğer İslam ülkelerinde yaşanması muhtemel olaylar
gördüğümüz kadarıyla. ABD açısından
baktığımızda, ABD politikalarına uygun
ilerlediği, müdahale ve söylemleriyle ortada. Yani Büyük Orta Doğu
Projesine uygun devam ediyor. Yani reel politikalarına uygun ABDnin.
Peki, gelişen bu olaylar bizim açımızdan ne anlam
taşıyor, lütfen çekinmeden açıklayınız. Başbakanın,
o iki hafta sonra olaydan, Obama ile görüşüp aynı mahiyette
yapmış olduğu, hatta kabadayılık yapıp
Tribünlerden seyretmeyeceğiz. söyleminden bahsetmiyorum.
Sayın milletvekilleri, acaba Hükûmet bir hayalin peşinde
mi? Orta Doğuda Başbakana önderlik gibi bir rol biçildiğini mi
zannediyor?
Bakınız, Suriye ile İsrail, Hamas ile Filistin
Kurtuluş Örgütü, Batı ile İran arasındaki, Rusya ve
Gürcistan ara buluculuk girişimleriniz, Ermenistanla açılım
maceranız duvara toslamadı mı sayın milletvekilleri? Kuzey
Irakta, Kerkükte, Tuzhurmatuda, Telaferde, Fellucede Türkmen
kardeşlerimiz ve din kardeşlerimiz Büyük Orta Doğu Projesine
kurban edilirken
MEHMET CEYLAN (Karabük) Hiç de öyle değil!
ŞENOL BAL (Devamla)
ABDnin oyunlarına kurban
edilirken, insanlar katledilirken, Büyük Orta Doğu Projesinin Eş
Başkanı Sayın Başbakan ne yapmıştır
sayın milletvekilleri? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Tabii, ABDnin değirmenine su taşımıştır.
Irakın bütünlüğünden yana mısınız
sayın milletvekilleri? Söylemde öyle. Söylemde öyle sayın
milletvekilleri.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) Senin öğrencilerin yok
burada!
BAŞKAN Sayın Bal, lütfen, soru-cevap şeklinde
konuşmayalım Genel Kurula.
ŞENOL BAL (Devamla) Türkmenler için ne yapıyorsunuz?
Çok şey yapıyorsunuz değil mi sayın milletvekilleri?
MEHMET CEYLAN (Karabük) Kıskanmayın!
ŞENOL BAL (Devamla) Kandırmayınız kendinizi.
Ekim ayının sonunda Irakın Kuzeyinden Barzaninin
Yardımcısı bile kırmızı halılardan geçerek
Dışişleri Bakanımız tarafından
karşılandı ve Davutoğlu tarafından yapılan
açıklamalarda Sünni-Şii meseleleri, Kürtlerin meseleleri
konuşuldu ama Türkmenlerin meselesi konuşulmadı sayın
milletvekilleri. Sonra, o yardımcı Iraka döndü, ne dedi biliyor
musunuz? Peşmerge reisinin yardımcısı, Türkiye bizim
stratejik ortağımız. dedi. Hayırlı olsun Türkiyeye
sayın milletvekilleri! Komşularla sıfır sorun öyle mi?
İlk önce Azerbaycanla, sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
ile büyük sorun yaşatıyorsunuz. Demek ki siz, kardeşlikten öte
yakın olduğumuz ülkelerle büyük sorunlar yaşamak için görev aldınız.
Hayırlı ve uğurlu olsun. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
219uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır; geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 219. maddesi ile değiştirilen 6004
sayılı Kanunun ikinci fıkrasına ekli (3) sayılı
listede yer alan;
GİH İkinci
kâtip, üçüncü kâtip, 8 290 290
Muavin
Konsolos, Ataşe, Aday
Meslek
Memuru, Aday Konsolosluk
ve
ihtisas Memuru
ibarelerinin
GİH 8 300 300
Şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Vahap
Seçer |
İstanbul İzmir Mersin |
Mehmet Ali
Susam M. Rıza
Yalçınkaya Tayfun
İçli |
İzmir Bartın Eskişehir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Şükrü
Mustafa Elekdağ |
Malatya İstanbul |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 219 uncu maddesinde yer alan ÜÇÜNCÜ KATİP 5,
6, 7, 8, 9 ibaresinin ÜÇÜNCÜ KATİP 5, 6, 7, 8 şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Manisa Mersin Eskişehir |
Yılmaz
Tankut Akif
Akkuş Şenol
Bal |
Adana Mersin İzmir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 219 uncu maddesinin ikinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve metne
aşağıdaki (4) sayılı listenin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Yılmaz
Helvacıoğlu Abdurrahman
Arıcı |
Giresun Siirt Antalya |
A.
Sibel Gönül Ahmet
Yeni Durdu Mehmet
Katsal |
Kocaeli Samsun Osmaniye |
(2) Ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar iptal
edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (1) sayılı cetvelin
Dışişleri Bakanlığına ait bölümünden
çıkarılmış, ekli (3) ve (4) sayılı listelerde yer
alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
eki (1) sayılı cetvelin Dışişleri
Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına ait bölümlerine eklenmiştir.
(4 SAYILI LİSTE)
KURUMU : ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
TEŞKİLATI : MERKEZ
İHDAS EDİLEN KADROLAR
SERBEST
KADRO
SINIFI UNVANI
DERECESİ ADEDİ
GİH Çalışma
Uzmanı 5 50
GİH Yurt
Dışı İşçi Hizmetleri Uzmanı 5 50
GİH İş
Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı 5 50
GİH Çalışma
Uzman Yardımcısı 8 100
GİH Yurt
Dışı İşçi Hizmetleri Uzman Yardımcısı 8 100
GİH İş
Sağlığı ve Güvenliği Uzman Yardımcısı 8 100
GİH İş
Müfettişi 5 350
GİH İş
Müfettişi Yardımcısı 8 650
TOPLAM
1450
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bilindiği üzere işyerlerinin iş mevzuatına
uygun olarak faaliyet gösterip göstermedikleri ve iş
sağlığı ve güvenliğine riayet edip etmedikleri
Çalışma ve Sosyal Bakanlığı kadrolarında bulunan
iş müfettişleri tarafından denetlenmektedir. Ancak şu
andaki iş müfettişi mevcudu ile kurulu bulunan bütün
işyerlerinin gerektiği gibi denetlenmesi imkan dahilinde
görülmemektedir. Zira hali hazırda Bakanlıkta özellikle iş
sağlığı ve güvenliği alanında denetim yetkisi
bulunan sadece 206 İş müfettişi görev yapmaktadır.
Ayrıca yetiştirilmek üzere alınan 297 müfettiş
yardımcısı bulunmaktadır. Bu şekilde bütün kadrolar
kullanılmış olup ilave müfettiş yardımcısı
alınmasına imkan bulunmamaktadır.
Şu anda ülkemizde toplam 1.216.308 işyeri vardır.
Her iş yerinin yılda bir kez denetlenmesi durumunda müfettiş
başına düşen işyeri sayısı 5820'dir. Bir
müfettiş tarafından bir yılda 5820 işyerinin
denetlenebilmesinin mümkün olamayacağı da izahtan varestedir.
Yıllık işyeri denetim sayısına
bakıldığında (2010 yılında iş
sağlığı ve güvenliği yönünden 17.284 işyeri
denetlenebilmiştir.) bir işyerinin, gördüğü denetimden sonra
ikinci defa denetlenebilmesine sıra 70 yıl sonra gelebilmektedir.
Dolayısıyla mevcut iş müfettişi sayısı ile
işyerlerinin gereği gibi denetlenmesinin mümkün olmadığı
görülmektedir.
Öte yandan Bakanlığının işçiye ve
işverene yönelik hizmetlerinin kalifiye elemanlar tarafından
sunulması da gerekmektedir. Gelişen teknoloji ve iletişim
olanakları nedeniyle iş yaşamı da gelişmekte,
ihtisaslaşma ve dallara ayrılma artmakta buna dayalı olarak da
işçi işveren ilişkilerini düzenlemek,
çalışanların sağlığı ve güvenliği
yanında haklarını korumak için spesifik düzenlemelerin
yapılması ve bu düzenlemeler çerçevesinde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı tarafından sunulan hizmetlerin
alanında uzmanlaşmış personel tarafından
sunulması gerekmektedir.
Bu gerekçeler ışığında bu kanunda
yapılan çalışma hayatına ilişkin düzenlemeler de
dikkate alınarak gerek işyerlerinin denetimlerinin etkin ve verimli
bir şekilde yapılabilmesi gerekse Bakanlık hizmetlerinin
gereği gibi sunulabilmesi için ihtiyaç duyulan iş müfettişi ve
uzman personel ihtiyacının giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu Ve Diğer Bazı Kanun Ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 219 uncu maddesinde yer alan ÜÇÜNCÜ KATİP 5,
6, 7, 8, 9 ibaresinin ÜÇÜNCÜ KATİP 5, 6, 7, 8 şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Yılmaz Tankut,
Adana Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ TANKUT (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 219uncu maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi bu tasarı
çerçevesinde tam da seçim öncesine denk getirilen bazı af ve
düzenlemelerin siyasi hesaplarla, siyasi menfaat beklentileriyle
yapılmadığını söylemek elbette ki mümkün
değildir. Bu yasa tasarısıyla AKP Hükûmetinin yine âdeta
cambazlık yaptığını görmekteyiz. Şöyle ki: Önceki
bölümlerde görüşülen ve kabul edilen kamunun alacağı olarak
silinecek borcun üst limiti neydi? 120 lira. Yani bir
vatandaşımızın en fazla 120 liraya kadar olan borcu bu
tasarı kanunlaştığı zaman cezalarıyla birlikte
silinecektir. Dolayısıyla, bu tasarıyla kamu
kurumlarının, sosyal güvenlik kurumlarının takiple ilgili
iş yükleri de azalabilecektir. Yani kamuoyuna en büyük af yasası
olarak takdim edilen bu tasarıyla borcu olan
vatandaşlarımıza aslında sembolik düzeyde bir fayda sağlanmış
olacaktır. İşte, AKP İktidarı asıl büyük
faydayı, insanlarımızın gözünü boyamak suretiyle, seçim
öncesi siyasi rant hesaplarıyla toplam faydayı bu şekilde
sağlamayı amaçlamaktadır. Yani AKP, bu küçücük affı bile
büyüterek her zaman yaptığı gibi seçim malzemesi olarak
kullanacak ve devamlı olarak çizdiği sahte ve pembe tablolarla içi
boş, sloganvari sözlerle kendi siyasi saltanatını devam
ettirebilmek için acımasızca istismar edecektir ancak biz, Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, AKP bu ufacık aflardan kendisine bir istismar
sahası elde edecek olsa da, vatandaşımızın lehine
olacağı için, elbette hiçbir siyasi rant hesabı yapmadan,
tasarının görüşmeleri tamamlanıncaya kadar söz ve
önergelerimizle tasarının daha düzgün hâle gelmesi için
çalışmalarımızı devam ettireceğiz.
Sayın milletvekilleri, burada önemli olan bir husus da
şudur: Hep benzer şekilde aflar getirilmesine rağmen
vatandaşlarımızın bu borçları neden ödeyemediği
hep gözlerden uzak tutulmaktadır.
Şimdi, kim ister 20 liralık, 100 liralık borcunu
sürekli ötelemeyi, ertelemeyi ve kim ister 50 liralık bir borç için
davalık olmayı? Demek ki burada bir sıkıntı mevcuttur.
Vatandaşımızın asgari ücretin altıda 1i kadar olan
bir miktarı dahi ödeyemez hâle gelmiş olmasının üzerinde
hep birlikte ciddiyetle düşünmemiz icap etmektedir ama iktidar cephesinden
bakıldığında olayın bu yönü gözükmemektedir.
AKP İktidarına bakacak olursak her şey yolunda
gitmektedir. Öyle ya, kişi başına millî gelirimiz
kâğıt üzerinde 15 bin dolara çıkmıştır.
Peki, gerçek bu mu? Hep birlikte şimdi çıkalım
sokağa, çarşıyı, pazarı gezelim, esnafımıza,
memurumuza, çiftçimize, emeklimize, bütün vatandaşlarımıza
soralım. Alacağımız cevap Her geçen gün cebimizdeki
paranın azaldığı ve eridiği
şeklinde
olacaktır.
Dolayısıyla, asıl gerçek şudur:
Vatandaşın satın alma gücü fazlalaşmıyor,
artmıyor, aksine vatandaşın alım gücü azalıyor ama
birilerinin cebi, özellikle de iktidara yakın olan yandaşların
ve yabancıların cebi sürekli şişiyor.
Bu yüzden, vatandaşlarımızın küçük de olsa
borçlarını yeniden yapılandıralım, tamam ama asıl
sorunu kökten çözmek lazım geldiğini de unutmayalım. Yani
işsizliği azaltacak üretime dönük politikaları bir an önce
hayata geçirmemiz, çalışanların gelirlerini sözde değil
özde artırmanın çarelerine bakmamız icap etmektedir.
Yine buradan önemli bir tezada da dikkatinizi çekmek istiyorum:
Vatandaşlarımız açlıkla, yoklukla, yoksullukla mücadele
ederken kâğıt üzerinde Senin gelirin 15 bin dolar oldu.
denmektedir, sanal bir mutluluk havası estirilmektedir ve âdeta
Pollyannacılık oynanmaktadır ama diğer yandan milyonluk
-eski parayla trilyonluk- arabalarla, uçaklarla, yatlarla, konut
restorasyonlarıyla vatandaşın cebinden şatafat, debdebe
dolu bir hayat devam ettirilmektedir. Hele hele bunu dinî hassasiyetleri
olduğu savunulan iktidarın temsilcilerinin yapması sorunu,
meseleyi daha da vahim bir hâle getirmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
tasarıyla aynı zamanda vergisini, borcunu düzenli ödeyen mükelleflere,
vatandaşlara da negatif bir mesaj verilmektedir. Daha önce burada hem
benim hem de diğer arkadaşlarımızın altını
çizerek ifade ettikleri gibi, çoluk çocuğunun rızkını
aksatma pahasına, nafakasını aksatma pahasına borcuna
sadık olan insanlarımızı da incitmemeliyiz. İşte
bunun için de borcuna sadık mükelleflerimizi,
vatandaşlarımızı teşvik etmek, onların gönlünü
almak için de bir düzenleme mutlaka bu tasarıda
yapılmalıdır. Mesela, bu düzenlemeden elde edilecek gelirin bir
kısmı kaynak olarak esas alınarak bu yasa
tasarısının başladığı yıldan itibaren
borcunu düzenli ödeyenlere sembolik de olsa, yüzde 5, yüzde 10 ya da oranı
ne olursa olsun bir teşvik getirilmesi lazım idi. Yani borçlarını
düzenli ödemiş vatandaşlara ya ödediği toplam miktar üzerinden geri
iade sistemi olabilir ya da belirlenecek indirim oranı bundan sonra
ödeyeceği vergiden düşülebilirdi.
Lütfen bu hususu yabana atmayalım diyor, sözlerimi
tamamlıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 219. maddesi ile değiştirilen 6004
sayılı Kanunun ikinci fıkrasına ekli (3) sayılı
listede yer alan;
GİH İkinci
kâtip, üçüncü kâtip, 8 290 290
Muavin
Konsolos, Ataşe, Aday
Meslek
Memuru, Aday Konsolosluk
ve
ihtisas Memuru
ibarelerinin
GİH 8 300 300
Şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Şükrü Elekdağ
konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen, Şükrü
Elekdağ, İstanbul Milletvekili, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; önümüzdeki yasanın 219uncu
maddesi hakkında görüş belirtmek amacıyla söz almış
bulunuyorum. Değerli arkadaşlarım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
219uncu madde Dışişleri Bakanlığı
Teşkilat Kanununda yapılan değişikliklerle bazı
kişilere avantaj sağlamak amacı güdüldüğü izlenimi
ediniliyor ancak bazı değişikliklerin de uygulamaya elastikiyet
vermek amacını güttüğü gibi bir yorum ortaya çıkıyor.
Değerli arkadaşlarım, uzun bir çalışma
sonucunda hazırlanan 2004 sayılı Dışişleri
Bakanlığı Teşkilat Kanunu Temmuz 2010 tarihinde
yasalaşmıştır. Kısa bir süre içinde Kanunda hatalar
ve eksiklikler yapıldığının
anlaşılması, bunların düzeltilmesi ihtiyacının
ortaya çıkması cidden üzüntü vericidir. Memurların
kadrolarını ve terfilerini ilgilendiren bir konuda çok daha titiz ve
dikkatli davranılması gerekirdi.
Değerli arkadaşlarım, bu fırsattan
yararlanarak son günlerde Kuzey Kıbrısı ve Türkiyeyi
meşgul eden çok ciddi bir problemi dikkatinize getirmek isterim.
Dışişleri Bakanlığında görev yapan
memurların büyük bir bölümü ya Kuzey Kıbrısta görev
yapmışlardır yahut da Kıbrıs sorunuyla yakından
ilgilenmişlerdir, meşgul olmuşlardır. Bu bakımdan
KKTCye duygusal bir bağları olduğu gibi bir hayli
Kıbrıslı dostları da vardır. Ben de bunlardan biriyim
değerli arkadaşlarım ve son on gündür KKTCden gayet kederli ve
yeisli mesajlar alıyorum. Kıbrıslı
soydaşlarımız kendilerine karşı Başbakan
Erdoğan tarafından kullanılan besleme lafından son derece
incinmişler ve üzülmüşler. Kendilerinin bu şekilde -tırnak
içinde söylüyorum bunu- aşağılanmasına isyan ediyorlar.
Bana bu mesajları gönderen kişiler, değerli
arkadaşlarım, yaşlı başlı, kültürlü, KKTC için
Türk askeriyle birlikte Türk Bayrağı altında
savaşmış, kanlarını akıtmış, Türkiye
sevdalısı kahramanlar. Bu kahramanlar besleme sözünü onur
kırıcı, hazmedilmez bir hakaret olarak görüyorlar ve Sayın
Başbakana yakıştıramıyorlar doğrusu.
Olayları biliyorsunuz. 28 Ocakta, KKTCde siyasi partiler ve 28 sendika,
KKTC tarihinin en büyük -40 bin kişilik olduğu söyleniyor- bir mitingini
düzenlediler. Bu mitingde sadece küçük bir grup, 50 kişilik, 100
kişilik bir grup, çok münasebetsiz, tahrik edici pankartlar açtı.
Bunlara kızmamak mümkün değil değerli arkadaşlarım
ancak KKTCdeki tüm liderler bu pankartları kınadılar ve asla
onaylamadıklarını açıkladılar. Bunu yapanın küçük
bir grup olduğunu ve provokasyon yaptığını söylediler
ama Sayın Başbakanın marjinal bir grubun münasebetsizliği
yüzünden tüm Kıbrıs halkına besleme dediği gibi bir
algılama -algılama, altını çiziyorum bunun- ortaya
çıktı. Başbakan Kıbrıs halkını
karşısına alarak Türkiyeden beslenenler Türkiyeyi
eleştiremez. Sen kimsin be adam! demiştir. Bana mesaj gönderenler
Başbakan bu münasebetsiz kişilerle bizi özdeşleştiriyor,
bizi hırpalıyor, hoyratça sözler söylüyor. diyorlar.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Washingtondaki
görevimden dönüp emekli olduktan sonra, eski Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaşı memleketim olan Kastamonuya götürdüm. Bu 1990lı
yılların başındaydı. Tam Kastamonu
sınırına girerken, 50 Kıbrıs gazisi bizi
karşıladı. Orada çok duygusal anlar yaşandı.
Kastamonulu gazilerimizin heyecandan gözlerinden yaşlar akıyordu,
Denktaşla kucaklaşmaları görülecek bir olaydı.
Denktaş için Kastamonuda yer yerinden oynadı. Seçim zamanı
politikacıların kamyonlar göndererek dağ köylerinden şehre
indirdikleri köylüler bu sefer kendileri geldiler, sırf Denktaşa
dokunmak için, onun elini sıkmak için. Yani Kıbrıslı
soydaşlarımızın ceffelkalem besleme diye nitelenmesi
sadece yavru vatandaki soydaşlarımızı değil, eminim,
ana vatandaki kayda değer bir kitleyi de üzmüştür değerli
arkadaşlarım.
Bildiğiniz gibi Bıçak yarası kapanır, dil
yarası kapanmaz. diye bir halk sözü vardır. Benim naçizane,
Sayın Başbakana tavsiyem, Kuzey Kıbrıstaki ve Kastamonu
ile onun dışındaki kahramanlarımızın gönlünü
almasıdır.
MEHMET DOMAÇ (İstanbul) Ne alakası var?
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Size
yakışmıyor.
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (Devamla) Ben, şimdi,
burada sözlerime son veriyorum, tekrar huzurunuza gelip devam
edeceğim.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.18
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.31
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Fatih METİN (Bolu)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
220nci madde üzerinde üç adet önerge vardır. Geliş
sıralarına göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 220inci maddesinde yer alan talepleri ibaresinin
istemeleri şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Akif
Akkuş |
Manisa Mersin Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 220 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Harun Öztürk |
İstanbul Malatya İzmir |
Hüseyin
Pazarcı Selçuk
Ayhan Şükrü Mustafa
Elekdağ |
Balıkesir İzmir İstanbul |
Ahmet
Tan |
İstanbul |
Madde 220- 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Borçlar
Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri
sırada metnin içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, görme
engellilerin imzaları onları bağlamaz. Talepleri halinde
imzalarında şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin
imzalarını el yazısı ile atmaları yeterlidir."
TBMM Başkanlığına
606 sıra sayılı yasa tasarısının 220
nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Şerafettin
Halis M. Nezir
Karabaş |
Şırnak
Tunceli
Bitlis |
Sebahat
Tuncel Bengi
Yıldız |
İstanbul
Batman |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Borçlar Kanunu yeni yasalaştı.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın 220 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk (İzmir) ve arkadaşları
Madde 220- 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Borçlar
Kanununun 15 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri
sırada metnin içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, görme
engellilerin imzaları onları bağlamaz. Talepleri halinde imzalarında
şahit aranır. Aksi takdirde görme engellilerin imzalarını
el yazısı ile atmaları yeterlidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Şükrü Elekdağ,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ŞÜKRÜ MUSTAFA ELEKDAĞ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine, burada,
Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Kanunuyla
ilgili olarak defolu bazı noktaların düzeltilmesi söz konusu.
Tekrar edeceğim. Teşkilat Kanunu yeni çıktı.
Bu kadar kısa bir zamanda bu kadar defonun ortaya çıkması cidden
düşündürücü.
Değerli arkadaşlarım, biraz önce
Kıbrıstaki durumdan size bahsettim, bıraktığım
noktadan devam ediyorum.
Benim kanımca, Sayın Başbakana Kıbrıs
konusunda akıl verenlerin çok büyük hatalar yaptıklarını
düşünüyorum, bilgisizlikleri yüzünden millî çıkarlarına zarar
verdikleri kanısındayım.
Nitekim, değerli arkadaşlarım, KKTCye yedi ay önce
atanan ve gerek toplumun gerek siyasilerin sempatisini kazanmış
bulunan Lefkoşa Büyükelçimiz Kaya Türkmenin görevden alınarak
yerine, Kıbrıslı Türkler gözünde hiç popüler olmayan,
Yardım Heyeti Başkanı Halil İbrahim Akçanın
atanması son derece yanlış olmuştur.
Değerli arkadaşlarım, anlaşılan,
Akçanın, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile de
ciddi sorunları vardır. Nitekim, Sayın Eroğlunun, Halil
İbrahim Akça hakkında Ankaraya şikâyet mektupları göndermiş
olduğuna ilişkin haberler gazetelerde yayınlandı ve bunlar
yalanlanmadı. Sayın Akça hakkında hiçbir değerlendirme
yapmıyorum. Kendisi iyi bir bürokrat olabilir. Mesele şudur
değerli arkadaşlarım: Mesele, Akçanın, şu sırada
Kuzey Kıbrısta halk indinde istenmeyen bir kişi olarak
algılanması ve bu konumdaki bir kişinin popüler, saygı
duyulan, sevilen ve meziyetleri hususunda herkesin söz birliği ettiği
bir büyükelçinin yerine atanmasıdır. Bu konumdaki bir kişinin
KKTCye büyükelçi olarak atanması ancak Kıbrıslı Türklere
bir ders vermek, onları cezalandırmak ve KKTC yönetiminin itibar ve
gururunu kırmak niyetiyle yapılabilir. Ankara bu tutumuyla, tepedeki
Cumhurbaşkanından tarladaki Kıbrıs Türküne kadar şu
mesajı vermiyor mu değerli arkadaşlarım? Sizin
hissiyatınız, talepleriniz, tepkileriniz bana vız gelir, ben
bildiğimi okurum.
Değerli arkadaşlarım, sömürgeci devletler dahi
sömürgelerine karşı daha dikkatli hareket ederler, onları
aşağılayıcı, horlayıcı,
gururlarını incitici muamele yapmaktan kaçınırlar.
Bakınız değerli arkadaşlarım,
Kıbrısı çok iyi tanıyan değerli gazeteci ve Milliyet
gazetesi yazarı Metin Münir bugünkü makalesinde ne diyor bu konuda?
Adalet ve Kalkınma Partisi gittikçe artan bir oranda Kıbrısa
sömürge muamelesi yapıyor ve oranın yerli halkına
saygısızlık yapıyor. Bu tutumu değiştirmesini
öneririm. Çünkü halkın duyduğu infial Türkiyede hissedilenden çok
daha derindir ve sonuçları sanıldığından daha vahim
olabilir.
Yeni büyükelçi atanmasına dönersek, bu şekilde bir
metazori atama ile ben, Halil İbrahim Akçaya da, KKTC yönetimine de
Türkiyede kötülük yapıldığı kanısındayım.
Ankara ile Kıbrıslı Türkler arasında tansiyonun
artması değerli arkadaşlarım, yeni büyükelçinin işini
yapmasını zorlaştıracaktır. KKTCnin Ankara ile
iletişimi aksayacaktır. Kıbrıs sorununa ilişkin
müzakerelerin sürdürüldüğü şu sırada sağlıklı bir
diyalog eksikliğinden Türkiye'nin çıkarları zarar görecektir.
Evet değerli milletvekilleri, söyleyin bana, Kıbrıs
Rum yönetimini mutlu etmek ve ödüllendirmek için daha başka ne
yapılabilirdi? Evet değerli arkadaşlarım, düşman
sevindirmekte çok mahiriz.
Bu işte bir başka garabet daha var, onu da dikkatinize
getireyim: Sayın Başbakan, Hüsnü Mübareke, sonunun bir kefen ile 2
metrelik bir çukur olduğunu hatırlattı, iyi de yaptı.
Aynı zamanda Mübareki Mısır halkının taleplerini
dikkate almaya çağırdı, Halkın sesine kulak ver,
duyarsız olma. Yoksa akıbetin iyi olmaz. dedi. Ama Kuzey
Kıbrıs Türklerine gelince, Sayın Başbakan onların
sesine kulağını kapatıyor, onlara diyor ki: Sizi gidi
beslemeler. Yardım Kurulu Başkanına karşı olmak, onu
beğenmemek sizin ne haddinize? Sizin tepkileriniz, talepleriniz, toplumsal
iradeniz benim için sıfır yazar. İşte o istemediğiniz
adamı büyükelçi yapayım da görün. Bu acı bir durum değerli
arkadaşlarım. Mısır halkı, hatta Kıbrıs
Türkleri köle mi?
Teşekkür ediyorum değerli arkadaşlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
220inci maddesinde yer alan talepleri ibaresinin istemeleri şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Şandır,
Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Torba yasasının bu maddesi görme engelli
vatandaşlarımızla ilgilidir. Dolayısıyla bu konuda bir
açıklama yapmayı gerekli gördüğüm için böyle bir önerge verdik.
Önerge vesilesiyle de söz alma imkânımız oldu.
Değerli milletvekilleri, birlikte
çıkardığımız Borçlar Kanununun 15inci maddesinde
grubumuza ait milletvekilleri bir önerge vermiş, Komisyon ve Hükûmet,
Sayın Adalet Bakanı da bu önergeye katılmış ve tüm
Genel Kurulun oylarıyla kabul edilmişti. Bu önergede Borçlar
Kanunundan doğan yükümlülükler karşısında görme engelli
vatandaşlarımızı bazı ihtimallere karşı,
bazı kötü niyetlere karşı korumak için bir tedbir
geliştirilmişti. Bu niyetle bu önerge verilmiş, Genel Kurul,
Komisyon ve Hükûmet de bu iyi niyetli önergeyi o zaman birlikte kabul
etmişlerdi. Getirilen bu önergede şöyle bir husus getiriliyordu:
Usulüne göre onaylanmadıkça veya imza ettikleri sırada metnin
içeriğini bildikleri ispat edilmedikçe, görme engellilerin imzaları
onları bağlamaz. Borçlar Kanununun 15inci maddesine getirilen
hüküm buydu.
Bu çok iyi niyetli, özellikle de görme engelli
vatandaşlarımızı bazı ihtimallere karşı
korumak için verilmiş bir önergeydi ama daha sonra bu -bir
yanlış anlama diye değerlendiriyorum- sanki Milliyetçi Hareket
partililerin, Milliyetçi Hareket Partisinin görme engelli
vatandaşlarımıza karşı bir hakareti olarak sunulmaya
çalışıldı. Onların imzaları için kefil
istediğimiz yönünde birtakım konuşmalar yapıldı. Bu
tabii bizi çok rahatsız etti. Ne böyle bir niyetimiz var ne de bu metinden
böyle bir anlam çıkar. Bütünüyle görme engelli
vatandaşlarımızı muhtemel birtakım endişe, tehdit
ve tehlikelere karşı korumaktı amaç. Bunun düzeltilmesi talep
edildi. Bu torba yasa görüşülürken Borçlar Kanununun bu 15inci maddesini
düzeltmek için tekrar bir önerge vererek yine görme engelli
vatandaşlarımızın kurumsal kimlikleriyle, işte Körler
Federasyonuyla, diğer dernekleriyle de görüşmeler yaparak bu yasanın,
bu torba yasanın 220nci maddesinde şöyle bir düzenleme getirildi:
Görme engellilerin talepleri hâlinde imzalarında şahit aranır.
-onların talebi hâlinde- Aksi takdirde görme engellilerin
imzalarını el yazısıyla atmaları yeterlidir.
Ben bu maddenin görüşülmesi dolayısıyla Körler Federasyonu
Başkanı Sayın Suha Sağlama sordum: Bu metin sizin için
yeterli mi? Sizin endişelerinizi karşılıyor mu? Bu, sizin
bu konudaki ihtiyacınızı karşılar mı?
Karşılayacağını ifade ettiler. Sayın Lokman
Ayvaya da sordum Bu şekil sizin talebinizi karşılar mı?
diye. Dolayısıyla torba yasanın 220nci maddesinde görme engelli
vatandaşlarımızın Borçlar Kanunu ile ilgili yapılan
düzenlemeden duydukları endişeyi izale etmek için yapılan
düzenleme bizce de yeterlidir, bizim de talebimizdir, kabul edilmesini biz de
talep ediyoruz, biz de kabul ediyoruz.
Bu bilgileri sunmak üzere söz aldım. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
221inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, geliş
sırasına göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 221inci maddesine yer alan Teşkilat Müdürü
ibaresinden sonra gelmek üzere Müdür Yardımcısı ibaresinin
getirilmesi, yaşını dolduranların ibaresinin
yaşından gün alanların şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve 221inci Maddesiyle 7258 sayılı kanunun ikinci maddesine
eklenen Teşkilat Başkanı, Başkan Yardımcısı
ve Teşkilat Müdürü görevlerine 65 yaşını dolduranların
ataması yapılamaz. fıkrasının Teşkilat
Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Teşkilat
Müdürü 65 yaşını doldurmamış yönetim kurulu üyeleri
arasından 2 yıl görev yapmak üzere seçimle belirlenir. şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
M. Nezir
Karabaş Ayla
Akat Ata |
Bitlis Batman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 221 inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İstanbul İzmir Malatya |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ferit Mevlüt
Aslanoğlu, Malatya Milletvekili.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar
sunuyorum.
Bu, Spor Toto Teşkilatıyla ilgili bir yasa. Tabii, Spor
Toto genç olmalı, zinde olmalı, sportif olmalı, üretmeli. Ben
Spor Toto Teşkilatının özellikle amatör sporlar ve
tesisleşme konusundaki gayretine teşekkür ediyorum.
Yalnız, bu Spor Toto Teşkilatı Kanunu ile ilgili
söyleyeceklerim: Bu teşkilat kanunu değişmediği sürece
bazı sorunlar yaşayacağız. Nedir? Arkadaşlar, bir
İddaa oyunu var. Bugüne kadar eski parayla yaklaşık 12 katrilyon
veya 12 milyonluk İddaa oyunu oynanmış. Buradan kulüplerin
aldığı para ise bunun yüzde 6sı yani kulüplere yüzde 6
kalıyor. Arkadaşlar, bu oyunun oyuncuları kulüpler. Özellikle
İkinci Lig, Üçüncü Ligdeki kulüplerimizin önemli bir gelir
kaynağı olmalı. Özellikle İkinci, Üçüncü Ligdeki
kulüplerimizin ekonomik özgürlüğü olmalı. Özellikle bu kulüplerimiz
hiçbir yöneticinin iki dudağı arasında kalmamalı. Özellikle
bu kulüplerimiz, yöneticilerinin temliki altında ezilmemeli. Bir
yöneticisi geliyor hatasıyla, günahıyla koyuyor temliki, artık,
kulüp bir daha belini düzeltemiyor. Bir kere, kulüplere temlik
konulmamalı. Eğer hangi yönetici geliyor, kulübü idare etmeye
çalışıyorsa, temlik koyarak değil, eğer varsa gücü
buyursun yönetsin ama giderken de kulübü batırarak gitmesin. Maalesef
kulüplerimizin yüzde 90ı -altını çiziyorum- temlikli, hepsi
temlikli. Spor Totodan verilen hiçbir para kulüplerin yönetimine gitmiyor,
tamamen temliklere gidiyor. Kulüp yöneticilerinin yaptıkları hatalar
nedeniyle kulüplerimiz cezalandırılıyor.
Değerli arkadaşlar, Spor Toto Kanununu
değiştirmek zorundayız. En büyük gelir kaynağını
yüzde 25le maliye alıyor. Yani İddaa oyunu ve Spor Totonun tüm
gelirlerinin yüzde 25ini Maliye Bakanlığı alıyor
arkadaşlar, Gel diyor buraya gel!
Arkadaşlar, buradaki tüm oyuncular, tüm aktörler kulüpler.
Gelin, ben bunu birkaç defa
Kulüplerimizin mali
bağımsızlığı için ve kesinlikle temlik konulmamak
üzere -bunun altını çiziyorum- biz kulüplerimizi ekonomik
özerkliğe kavuşturmalıyız. Hiçbir yönetici kulübe temlik
koymamalı, koyamamalı. Artı, maliye, yani vergi borcu ve sigorta
borçlarını tıpkı federasyona yatan paralar gibi
Lisans
çıkarmak için Federasyon diyor ki, Borcunu yatırmadan lisans
çıkaramazsın. Tıpkı onun gibi vergi ve sigorta borcu olan
kulüpleri de aynı şekilde otomatiğe bağlayıp
İddaa gelirlerinden öncelikle sigorta ve vergi borçları ödenir, geri
kalan, kulüplere ödenir. Aksi hâlde hiçbir kulübe yönetici bulamayız.
Çünkü Dernekler Kanununa göre yönetilen bir kulüp, Amme Alacakları
Kanununa göre, bu yöneticiler, imzası olmayan
Hasbelkader bir kulüpte
yöneticilik yapmışsın bir yıl. Diyelim ki kulüp
başkanı ve kulübü yönetenler, imza atanlar vergi ve sigorta borcunu
ödememiş; müşterek borçlu, müteselsil kefilsin, ömrünün sonuna kadar
oraya muhatap
Ya kardeşim, burası dernek, derneklerde müşterek
borçlu, müteselsil kefalet olur mu? Benim imzam yok, kulüpte hiçbir karara
katılmamışım, hiçbir şeye imza
atmamışım ama maliye diyor ki: Müşterek borçlu, kefilsin
ver parayı. Onun için, insanları rahatsız edeceğimize,
özellikle İddaa gelirini artırarak, öncelikle Spor Totodan gelen
paralarla vergi ve sigorta borçlarını ödeyip insanları güç durumda
bırakmayalım, kulüplere temlik koydurmayalım. Bu nedenle,
mutlaka, İddaa gelirinin kulüpler bazında yüzde 15e
çıkarılıp kulüplerin ekonomik özgürlüğü
sağlanmadığı sürece hepinizin başı
ağrıyacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Yarın, özellikle
İkinci ve Üçüncü Lig kulüplerinde bir tane yöneticilik yapacak adam
bulamayacaksınız.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve 221inci Maddesiyle 7258 sayılı kanunun ikinci maddesine
eklenen Teşkilat Başkanı, Başkan Yardımcısı
ve Teşkilat Müdürü görevlerine 65 yaşını dolduranların
ataması yapılamaz. fıkrasının Teşkilat
Başkanı, Başkan Yardımcısı ve Teşkilat
Müdürü 65 yaşını doldurmamış yönetim kurulu üyeleri
arasından 2 yıl görev yapmak üzere seçimle belirlenir. şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Nuri Yaman (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Madde değişikliğiyle; Spor Toto
teşkilatının, demokratik ve tüm teşkilatın güvenoyunu
almış bir yönetim tarafından yönetilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 221inci maddesine yer alan Teşkilat Müdürü
ibaresinden sonra gelmek üzere Müdür Yardımcısı ibaresinin
getirilmesi, yaşını dolduranların ibaresinin
yaşından gün alanların şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Beytullah Asil,
Eskişehir Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 221inci maddede verdiğimiz
değişiklik önergesi vesilesiyle iki konu üzerinde görüşlerimi
yüce heyetinizle paylaşmak istiyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Anayasamızın 59uncu
maddesi, devleti, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve
ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri almak,
sporun kitlelere yayılmasını teşvik etmekle yükümlü
saymaktadır. Spor faaliyetlerinin yönetimi Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğüne görev olarak verilmiştir. Belediye Kanununda da halk
için oyun ve spor yerleriyle yarış yerleri yapma ve işletmeyi
belediyelerin görevleri arasında saymıştır. Ne yazık
ki belediyelerimiz, mahallinde birkaç parka spor aleti koymak, birkaç semte
oyun alanı yapmakla bu görevi yerine getirdiğini zannediyor. Siz hiç
belediye oyun alanlarının layıkıyla işletildiğini
gördünüz mü? Alanlar kaderlerine terk ediliyor, belediyeler de Eleman
kadrolarımız çok şişkin. diye şikâyet ediyorlar.
500den fazla işçi ve memur çalıştıran kamu ve
özel kesim kuruluşlarının spor tesisleri kurup işletmesini
ve antrenör çalıştırmasını öngörmektedir. Bu hükmü kaç
işletme yerine getiriyor? Çoğu ise yasak savma düzeyinde.
Çalışma Bakanı ne iş yapıyor?
Tersanelerde ölümlü iş kazaları, çöken maden ocakları, peş
peşe aynı kömür sahasında meydana gelen iş kazaları
En son Elbistandaki ocağa bakıyoruz, 500 milyon metreküp malzeme
yaklaşık 2,5 kilometrekare alana yani beş stadyum
büyüklüğündeki bir alana yayılmış. Bunlar oluncaya kadar ne
tedbir alınmış? Alınan tedbir şu değerli
arkadaşlarım, üzülerek ifade ediyorum: Çatlaklar hafriyatla
doldurulup işleme devam edilmiş. Bugün de Hatayda kum
ocağı çökmüş. Bakanımız da gururla koltuğunda
oturmaya devam ediyor, hayırlı olsun; az kaldı, inşallah
millet kaldıracak.
Değerli arkadaşlarım, size 25 Şubat 1993
tarihli bir makaleden paragraf okumak istiyorum: Son olarak 3/7/92 tarih ve
3837 sayılı Kanunla bir kısmı beden eğitimi ve spor
bölümlerinin dönüştürülmesiyle spor akademilerinin ve spor meslek
yüksekokullarının açılması karşısında
duyulan sevinç ifade ediliyor. Antalya, Hatay ve Sarıkamışta
birer yüksekokul faaliyete geçmiş veya geçmek üzeredir. Hâlen bölüm olarak
faaliyet gösterenlerle birlikte bu alandaki yükseköğretim kurumlarımızın
sayısı yirmiyi aşmıştır. Bu gelişmenin genel
olarak ülkemizde spor bilimleri ve spor alanında önemli ilerlemeler
sağlayacağını düşünüyoruz. Sporda başarılı
olan ve başarılarını sürdüren ülkelerin bu özelliği,
hemen tamamen spor alanında 1930lardan bu yana yaygın lisans ve
lisansüstü eğitim yapılmasından kaynaklanmaktadır. diyor.
1993 tarihli bir makale. Yine 1993 tarihli başka bir makalede Spor
yöneticisi ve antrenör ihtiyacı fikrimizce gereği gibi karşılanmamakta.
deniliyor.
Bugün, yukarıda saydığım kurumların
yeteri kadar çalışmaması, Anayasamızın
konuşmamın başında ifade ettiğim 59uncu maddesine
rağmen okullarda beden eğitimi ders saatleri sayısının
azaltılması gibi nedenlerle, 1993te mezunlarının
çoğalmasından duyulan memnuniyetin ifade edildiği bu okullardan
mezun olan öğrencilerimiz maalesef elektronik postalarınızda da
gördüğünüz gibi büyük bir işsizlik bunalımı içerisindeler.
Yükseköğretim, yetiştirme kurumunu yapmış, görevini
yapmış, yeteri kadar bu alanda ihtisas sahibi insan yetiştirmiş
olmasına rağmen, devlet olarak gerekli tedbirleri almamakta
direniyoruz.
Yüce heyetin bilgilerine arz ediyorum. Saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 222nci madde üzerinde iki adet önerge
vardır, aynı mahiyette olup, birlikte okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 222 nci maddesinin
Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir |
Diğer önergenin imza sahipleri:
Nurettin
Canikli Yılmaz
Helvacıoğlu Abdurrahman
Arıcı |
Giresun Siirt Antalya |
Ahmet
Yeni Durdu Mehmet
Kastal A. Sibel Gönül |
Samsun Osmaniye Kocaeli |
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Selçuk Ayhan, İzmir
Milletvekili.
Buyurun.
SELÇUK AYHAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
şimdi, 220nci maddede sunulan, bir ay önce Borçlar Kanununda
geçmişti, bir hafta sonra da burada değişiklik için gündeme
geldi. Şimdi de 222nci maddenin çekilmesiyle ilgili bir ortak önerge var.
O nedenle, ben biraz genel konuşmak istiyorum.
Şimdi, hepinizin bildiği gibi, torba dediğimizde
aklımıza içine öteberi koyup
taşıdığımız saplı bir gereç geliyor. Fatih
Sultan Mehmet döneminde Kastamonu bölgesine atanan Öküz Mehmet Paşanın
despotizmine karşı manda yuva yapmış söğüt
dalına türküsüne de girerek türkülerde de yer almıştır.
Halk arasında da Evladım, donunu topla, torbaların görünmesin.
gibi deyişlerle başka anlamlarda da kullanılır. Son
yıllarda hukuk sistemimize de girdi torba kanun adıyla. Tabii,
herhangi bir sistematiği olmadığı için çorba yasa olarak
da literatüre eklendi.
Şimdi, bunun küçüğüne kese, büyüğüne de çuval
deniyor değerli arkadaşlarım. Çuvalı da bilmeyenler
Amerikan askerleri Irakta Türk askerlerinin başına çuval
geçirdiği zaman öğrendiler ve bugüne değin
(x),
şerefsiz, cibilliyetsiz, besleme, Ananı al da git. gibi
sözlerle kahramanlığını kanıtlamış olan
Başbakanımızın bu kahramanlığın aklına
gelmediği en önemli olay da buydu.
Şimdi, bugüne değin görüştüğümüz maddelerde,
her zaman olduğu gibi, işsizlikle ilgili bir şey yok,
emeklilerle ilgili bir şey yok; kayıt dışı
çalıştırmayla ilgili, asgari ücreti düşürmeyle ilgili,
memurlara disiplin cezası vermeyle ilgili birçok madde var.
Şimdi, Anayasa referandumunda -broşürlerinizi
okumuştum- emeklilere dediniz ki: Memurlara verilen haklardan yararlanmak
için evet deyiniz. Ondan sonra bunu unuttunuz. Haziran 2010da Sayın
Çalışma Bakanı emeklilere söz verdi ancak banka
promosyonlarının ödenmesi için bile bugüne değin en küçük bir
gayret sarf etmediniz.
Sorduğumuz bir soru önergesinde Sayın Çalışma
Bakanımızın verdiği bilgiye göre, Türkiyede hâlen sosyal
güvenceye sahip olmayan altmış beş yaş üstü yurttaş
sayısı 909.293, altmış beş yaş üstünde
Hükûmetiniz döneminde iş arayan yurttaş sayısı da 22.275 kişi.
Bu da Türkiye'nin başka bir gerçeği değerli
arkadaşlarım.
Şimdi, emekli yurttaşlarımız sürekli bizi
arıyorlar tabii, sıkıntılarını,
sorunlarını anlatıyorlar, biz de elimizden geldiğince
burada dile getirmeye çalışıyoruz. En son İzmirden emekli
bir yurttaşımızın gönderdiği, İsmail Gül isimli
bir şairin şiirinden birkaç dörtlüğü okumak istiyorum size:
Geçim darlığına çare bulmuşlar,
Toplamış çıkarmış sonra bölmüşler,
On iki lirada karar kılmışlar,
Kıyaktır yabana atmayın Beyler.
Para var, huzur var denilse bile,
Can boğazdan gelir sanılsa bile,
Hafif ala çiğli yenilse bile,
İyi çiğnemeden yutmayın Beyler.
Ne kadar harcasan yeter kalanı,
İhya eder düşürürsen bulanı,
Azdırır bu para adam olanı,
N'olur eylemeyin etmeyin Beyler.
Monoton hayattan artık bıkıp da,
Töreyi tabuyu yere yıkıp da,
Parayı görünce yoldan çıkıp da,
Sakın metres falan tutmayın Beyler.
(x) Bu bölümde, Hatip
tarafından Türkçe olmayan bir dille birtakım kelimeler ifade edildi.
Şimdi bizi arayan emeklilere bunu diyoruz:
Aldığınız para o kadar çok ki, bazı zenginlerimizi
görüyorsunuz yetmiş yaşından sonra on dokuz yaşında
kız alıyorlar, para sizi delirtir; Hükûmetimiz sizi düşünüyor değerli
arkadaşlar, yapmayın bununla yetinmeye çalışın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşlarının
önergesinin gerekçesi:
Gerekçe:
Önergeyle maddenin tasarıdan çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Her iki önergeyi de birlikte oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece, madde 222 metinden
çıkarılmıştır.
Geçici madde 1 üzerinde iki adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının Geçici Madde 1in birinci fıkrasının
ikinci cümlesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Beytullah
Asil Erkan Akçay Mehmet
Şandır |
Eskişehir Manisa Mersin |
Kürşat
Atılgan Hasan
Çalış |
Adana Karaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın geçici 1 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul
İzmir Balıkesir |
Selçuk
Ayhan Ahmet
Tan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İzmir İstanbul Malatya |
"Geçici Madde 1- (1) Bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik
kazaları nedeniyle sunulan sağlık hikmet bedelleri Sosyal
Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Söz konusu sağlık
hizmet bedelleri için bu Kanunun 59 uncu maddesine göre belirlenen tutarın
%20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle
ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta
şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülükleri sona erer.
Aktarılan bu tutarlar yıl sonlarında Sosyal Güvenlik Kurumunun o
yıl için yaptığı fiili harcamalarla
karşılaştırılarak fazlası iade, noksanı
ayrıca tahsil olunur. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun
görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca
belirlenir.
(2) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten itibaren
bir yıl içinde Sağlık Bakanlığı Trafik Hizmetleri
Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünün trafik kazalarından
kaynaklanan tedavi giderlerinin tahsili için kurduğu sistem mevcut haliyle
Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilir. Trafik Hizmetleri Döner Sermaye
İşletme Müdürlüğünün tasfiyesine ilişkin iş ve
işlemler aynı tarih itibarıyla Sağlık
Bakanlığınca gerçekleştirilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ahmet Tan
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ahmet Tan, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET TAN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ilgili önerge üzerinde görüşlerimi açıklamak için
söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kalıcılar bitti, geçicilere geldik. Geçiciler içindeki
en önemli madde belki de budur çünkü bu, Türkiye'nin en önemli sorununa, can
güvenliği anlamında en önemli sorununa parmak basan bir madde. Geçici
olması, tabii, kanunun tekniği açısından. Aslında, bu
sorun, kalıcı bir sorun, ne yazık ki kalıcı bir sorun.
Bu kalıcılığı engelleyecek ne yazık ki ne
Hükûmette ne de Büyük Millet Meclisinde en ufak bir adım
atılamadı.
10 bin dolayında her yıl vatandaşımız
ölmekte. Daha önceki gün bir uçak kazasına benzer şekilde 10un
üzerinde vatandaş tek bir kazada öldü. Bu ilgili madde, tabii ki tedaviyle
ilgili bir düzenleme ama hastalık ve tedavinin ötesinde
hastalığı sürekli hâle getiren, engelli üreten, sakat üreten bir
trafik ortamımız var ne yazık ki. Buna en ufak bir çare -bu
Mecliste dokuz yıldan beri görev yapıyor Adalet ve Kalkınma
Partisi- adaletli ve kalkınmaya uygun en ufak bir çözüm üretilemedi çünkü
trafik sahipsiz. Bu sahipsizliği gidermek üzere kanunun görev
yüklediği en yüksek makam Başbakanlık. Başbakanlık ne
yazık ki kanunun öngördüğü görevi yerine getirmiyor. Kanunun öngördüğü
görev, hatırlatmak gerekir ki Trafik Kanununa göre Sayın
Başbakanın. Sayın Başbakan, Trafik Güvenliği Yüksek
Kurulunun Başkanıdır, Başkan olarak bu Kurulu altı
ayda bir toplamak zorundadır. Ne yazık ki sekiz yıldan beri bu
toplantı, bu toplama görevi yerine getirilmemiştir. Bu konuda
sayısız önerge verdim ve bu önergelerin hiçbirisi
cevaplandırılmadı. Ne yazık ki kurullar kuruluyor, kurullar
kuruldu diye kurum kurum kuruluyor bu iktidar.
Aynısı, Ekonomik ve Sosyal Kurul da yeni
değişikliğe uğrayan Anayasayla kuruldu fakat bu kanunun
yani torba kanunun içindeki maddelerin büyük bir kısmının
Ekonomik ve Sosyal Kuruldan geçmesi gerekiyorken buradan da geçirilmedi. Yani
kurullar kurulduğuyla kalıyor ve hiçbir şey yapılmıyor.
Yapılmayınca da sonuçta, şimdi önümüze gelen kanun maddesi gibi,
hastalananların, daha doğrusu kaza dolayısıyla
sakatlananların, yaralananların tedavileriyle ilgili bir işlem
yapılıyor.
Meselenin kökünü kurutmak, köküne inmek gibi bir ihtiyaç nedense
Büyük Millet Meclisi de hissetmedi, bakanlıklar da hissetmiyor çünkü
trafik, çok sorumlusu olan bir alana yayılmış durumda.
Meteorolojiden -sanki havaların düzeltilmesi gibi- sorumlu bir Sayın
Bakanımız var -daha önce de ifade etmiştim- ancak trafikten
sorumlu herhangi bir sayın bakan yok. İçişleri
Bakanlığı sürücü belgesi ve denetleme yapıyor,
Ulaştırma Bakanlığı ruhsata bağlıyor, kara
yollarının bağlı olduğu Bayındırlık
Bakanlığı yolları yapıyor ama tümden sorumlu kim, o
bilinmiyor. O, bilinmiyor dediğimiz makam Başbakanlık.
Başbakanlık da Bunca işin arasında ben mi
uğraşacağım? diye bir anlayış içinde
sanıyorum ve Sayın Başbakan o Kurulu toplamıyor,
tıpkı Ekonomik ve Sosyal Kurul gibi. Bu anlamda büyük bir vebal
altında Büyük Millet Meclisi.
Bundan önceki dönemlerde kurulan araştırma komisyonu
raporu ortada. Bu raporu bundan evvel bir başka vesileyle Sayın
Ulaştırma Bakanına burada huzurunuzda takdim etmiştim,
iktidar partisi grup başkan vekillerine takdim etmiştik, hiçbir ses
çıkmadı.
Her gün, elimiz kolumuz bağlı vaziyette trafik
kazalarındaki ölümlerin gazetelere yansımasını beklemekten
ibaret bir âtıl atalet içindeyiz, âtıl durum içindeyiz. Bunu
gidermenin yoluna bakmamız lazım çünkü trafik güvenliği bir
insan hakkı konusudur. Trafikte sabahleyin evinden çıkıp
akşam evine esenlik ve selamet içinde gelmek bir insan hakkıdır.
Eğer Hükûmet el atamıyorsa bu işe İnsan Hakları Komisyonunun
altında bir daimi komite oluşturulabilir yahut da insan
haklarından sorumlu Sayın Başkanın önerisiyle bir
başka formül geliştirilebilir ve devlet bakanlıklarından
birisi münhasıran yahut da başbakan
yardımcılıklarından birisi münhasıran trafikten
sorumlu hâle getirilebilir. O yüzden trafiğin sahipsizlikten kurtulması
gerekir.
Bu geçici maddenin ele alınması sadece hastaların
tedavileriyle ilgili bir önlem. Trafiğin, hastalığı
önleyecek bir hâle getirilmesi bu Meclisin sorumluluğundadır.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Tan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının Geçici Madde 1in birinci fıkrasının
ikinci cümlesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Beytullah
Asil (Eskişehir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz.
Önerge üzerinde söz isteyen Beytullah Asil, Eskişehir
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; konuşmama yüce heyetinizi saygıyla
selamlayarak başlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, pek çok
yurttaşımızın arabası var. Her otomobili olan,
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası,
kısa adı trafik sigortasını yaptırıyor. Trafik
sigortasını yapan sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu
aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya
yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet
vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanununa göre, işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu
sigorta limitlerine kadar temin eder. Olması gereken, trafik kazaları
sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî
ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları
sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup
olmadığına bakılmaksızın kurumları
tarafından karşılanır. Kurum, dosyasını tanzim
eder, ilgili sigorta şirketinden sigortalının kusuru
oranında tedavi masraflarını tahsil eder, olması gereken
bu. Kamu, bu işlemi bugüne kadar bir türlü becerememiş. Şimdi,
kendi hatasını, başarısızlığını,
sigorta sektörü ve sigortalılar üzerinden adil olmayan bir şekilde
çözmeye çalışıyor. Anayasaya aykırı olarak kanun
çıkarmakla meşgulüz şu anda değerli arkadaşlarım.
Trafik kazalarında sağlık teminatı
sağlayan sigortalar da sigorta şirketlerince yazılan primlerin
ve güvence hesabınca tahsil edilen katkı paylarının yüzde
15ini aşmamak üzere Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarıyor. Bununla da
yetinilmiyor, bu geçici maddeyle, yukarıda izah ettiğim tutarın
yüzde 20sini üç yıl süreyle Sosyal Güvenlik Kurumuna aktaracak. Bunun
neresi adalet? Sigorta şirketleri bu bedeli sigorta poliçe prim
bedellerini artırarak ödeyecek. Hiç kaza yapmayan Ali Rıza Amca da bu
bedeli ödeyecek, her yıl birkaç kazası olan bir başka poliçe
sahibi de bu bedeli ödeyecek, kaza yapmasına rağmen kusuru bulunmayan
Leman Teyze de bu primi ödeyecek. Bunun adı, trafik sigortası
yaptıran her vatandaşımıza salma salmaktır. Bunun
adı, Sosyal Güvenlik Kurumuna fon sağlamaktır. Bunun adı adaletsizliktir.
Bunun adı Sosyal Güvenlik Kurumu açıklarını vatandaşa
ödetme çabasıdır. Bunun adı vergidir.
Değerli milletvekilleri, bu maddeler ile getirilen hükümlerin
bir yanlışlığı da şudur: Plan Bütçe
görüşmelerinde Kurum Başkanı, trafik kazalarından
kaynaklanan yaralanmaların tedavisinde acil müdahale
dışında anlaşmalı sağlık kurum ve
kuruluşlarının kullanılacağını belirtti.
Peki, kusuru olmadan yaralananları böyle bir kısıtlamaya
nasıl tabi tutacaksınız? Adam trafik kazasında kusursuz
olarak yaralandı, tedavisini de Sosyal Güvenlik Kurumunun
anlaşması olmayan bir sağlık kurumunda tamamladı.
Sosyal Güvenlik Kurumu ödemeyecek, anlaşmalı olmadığı
için sigorta şirketi ödemeyecek çünkü yasa gereği yapması
gereken ödemeleri yaptığından bu yasayla yükümlülüğünü sona
erdiriyoruz sigorta şirketlerinin. Zarar veren, yani trafik kazasında
kusurlu olanın sorumluluğu ise devam ediyor, vatandaşın
sorumluluğu devam ediyor. Dava açıldığında, yasalara
uygun sigortasını yaptırdığı hâlde, kusurlu taraf
ayrıca bu tedavi masraflarını ödeme durumuyla karşı
karşıya kalacak. Bu durumda ne yapacağız? Tekrar bir yasal
değişiklik için Meclisin huzuruna mı geleceksiniz yoksa bu
insanları yüzüstü mü bırakacaksınız?
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemeler 4477
sayılı Motorlu Taşıtlar Zorunlu Mali Sorumluluk
Sigortasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanuna da
aykırılık teşkil etmektedir. Anayasamızın
Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma
başlıklı 90ıncı maddesi, usulüne uygun yapılan
düzenlemelerin kanunlardan önde olduğu ifade etmektedir. Bu hükümden de
anlaşılacağı üzere sigorta şirketlerinde kazaya
kusurlu olarak karışanın da kusursuz kişilerin tedavi
giderlerini ödemekten kaçınması mümkün değildir. Bu büyük bir
hukuki karmaşa yaratacaktır.
Yol yakınken dönülmesini tavsiye ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 1i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yeni bir geçici madde ilavesine dair bir adet önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 1 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici 2 nci maddenin
eklenmesini ve müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 2- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren onbeş yıl süreyle geçerli olmak üzere; 4/11/1983
tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6
ncı maddesi hükmü, 4/11/1983 tarihinden sonraki kamulaştırmasız
el koyma işlemlerine de uygulanır. Ancak, bu tarihten sonraki
kamulaştırmasız el koyma işlemleri sebebiyle açılan
tazminat davalarında verilen ve kesinleşen mahkeme kararlarına
istinaden 2942 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesinin yedinci
fıkrası uyarınca ödemelerde kullanılmak üzere, ihtiyaç
olması halinde, idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri
için öngörülen ödeneklerden ayrıca yüzde beş pay
ayrılır."
BAŞKAN Komisyon önergeyi katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
18/6/2010 tarihli ve 5999 sayılı Kamulaştırma
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 2942
sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 6 ncı
madde ile; 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında
kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarla ilgili
düzenleme yapılmasına karşılık, 4/11/1983 tarihinden
sonraki kamulaştırmasız el koyma işlemleri hakkında
düzenleme yapılmamıştır. Bu sebeple, madde ile; bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on beş yıl süreyle
geçerli olmak üzere; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun
geçici 6 ncı maddesi hükmünün, 4/11/1983 tarihinden sonra ilgili idareler
tarafından kamulaştırmasız el koyma işlemlerine de
uygulanmasının sağlanması suretiyle, bu tarihten sonra
taşınmazlarına kamulaştırmasız el konulan
vatandaşlarımızın da bu madde hükümlerinden
yararlanmalarının sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Böylece yeni Geçici Madde 2 eklenmesi kabul edilmiştir,
teselsül daha sonra yapılacaktır.
Geçici Madde 2 üzerinde üç adet önerge vardır,
sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 2nci Maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi ve dördüncü
fıkrasında yer alan tevsik ibaresinin belgeleme olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri Yaman Hasip Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
Ayla
Akat Ata M.
Nezir Karabaş |
Batman Bitlis |
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı kanun
Tasarısının Çerçeve Geçici Madde 2nin (1) inci
fıkrasının son cümlesinde yer alan bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Manisa Mersin Eskişehir |
Cemaleddin
Uslu Yılmaz
Tankut |
Edirne Adana |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın geçici 2 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İstanbul İzmir Malatya |
Ahmet
Tan Hüseyin
Pazarcı Selçuk
Ayhan |
İstanbul Balıkesir İzmir |
Geçici Madde 2- (1) 13/11/2008 tarihli ve 5811 sayılı
Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin;
a) Birinci fıkrasına göre bildirim veya beyanda
bulunanlardan yurt dışında bulunan varlıklarını
süresi içinde Türkiye'ye getirmeyen veya Türkiye'deki banka ya da aracı
kurumlarda açılacak bir hesaba transfer etmeyenler ile,
b) İkinci fıkrasına göre beyanda bulunanlardan
bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce süresi içinde sermaye
artırımında bulunmayanların,
ilgili sürenin bitim tarihinden itibaren bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihi izleyen birinci ayın sonuna kadar,
bildirim veya beyana konu yurt dışında bulunan varlıklardan
para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası
araçlarını Türkiye'ye getirmeleri veya Türkiye'deki banka ya da
aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer etmeleri, beyana konu
yurt içinde bulunan varlıkları nedeniyle sermaye
artırımında bulunmaları halinde, 5811 sayılı
Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları
kaydıyla, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren diğer
nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak
yapılacak vergi incelemeleri hakkında anılan Kanunun 3 üncü
maddesinin beşinci fıkrası hükmünden yararlanırlar.
(2) 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci
fıkrasına göre bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle
tarh edilen vergileri vadesinde ödemeyenlerden; daha önce ödemede bulunanlar
ile vergi aslı ve bu Kanunun ikinci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendine göre hesaplanacak tutarı, bu Kanunun
18 inci maddesi hükümleri hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi izleyen birinci ayın sonuna kadar ödeyenler, 5811
sayılı Kanunda yer alan diğer şartları da
taşımaları kaydıyla, bu maddenin yürürlük tarihinden
itibaren diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden önceki dönemlere
ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri hakkında anılan
Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmünden
yararlanırlar.
(3) 5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin;
a) Birinci ve ikinci fıkralarına göre bildirim veya
beyanda bulunan mükelleflerden, diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden
önceki dönemlere ilişkin vergi incelemelerine bağlı olarak vergi
incelemesine yetkili olanların talebi üzerine matrah takdiri için takdir
komisyonlarına sevk edilenler, takdir komisyonlarınca gelir, kurumlar
ve katma değer vergisi (indirimi reddedilen katma değer vergisi
dâhil) yönünden haklarında takdir edilen matrah farkları
bakımından,
b) İkinci fıkrasına göre beyanda bulunanlardan,
taşınmazlar dışındaki varlıklarını
beyan tarihinden sonra sermaye artırımının gerçekleştirilmesi
gereken tarihe kadar banka veya aracı kurumlarda açılacak hesaplara
yatırmak suretiyle ilgili varlıkların belgelendirilme
şartını sonradan gerçekleştirenler,
5811 sayılı Kanunda yer alan diğer
şartları da taşımaları kaydıyla anılan
Kanunun 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası hükmünden
yararlanırlar.
(4) Bu maddenin yürürlük
tarihinden önce haklarında yapılan vergi incelemelerine
bağlı olarak vergi incelemesine yetkili olanların talebi üzerine
matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilen ve takdir komisyonu
kararlarına göre matrah takdir edilerek tarhiyat yapılan
mükelleflerden, söz konusu matrah takdirine ilişkin tarhiyat
yapılmadan önce 5811 sayılı Kanuna göre bildirim veya beyanda
bulunanlar ile taşınmazlar dışındaki
varlıklarını beyan tarihinden sonra banka veya aracı
kurumlarda açılacak hesaplara yatırmak suretiyle ilgili
varlıkların belgelendirilme şartını sonradan
gerçekleştirenler hakkında, diğer nedenlerle 1/1/2008 tarihinden
önceki dönemlere ilişkin yapılan tarhiyatlar, 5811 sayılı
Kanunda yer alan diğer şartları da taşımaları
kaydıyla, bildirim veya beyan edilen tutarlar dikkate alınmak
suretiyle, mükelleflerin bu Kanunun yayımlandığı tarihi
izleyen üçüncü ayın sonuna kadar başvuruda bulunması üzerine 213
sayılı Kanunun düzeltme hükümlerine göre düzeltilir; tahakkuk eden
vergiler, bu alacaklarla ilgili olarak açılmış bulunan tüm
davalardan vazgeçilmesi şartıyla terkin edilir. Bu fıkrada
belirtilen düzeltmelerin yapılabilmesi için 5811 sayılı Kanunda
aranılan diğer şartların varlığına
ilişkin hususların vergi incelemesine yetkili olanlarca tespit
edilmesi şarttır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Ahmet Ersin, İzmir
Milletvekili.
AHMET ERSİN (İzmir) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; yüksek heyetinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sayın Meclis Başkanımız da aramızda.
Sayın Meclis Başkanımıza da ayrıca
saygılarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, yaklaşık on-on
beş gün oldu yanılmıyorsam, bir torba yasa
tasarısını görüşüyoruz. Bu görüşmeler
sırasında muhalefet tarafından verilen yüzlerce önerge ve
yapılan yüzlerce konuşma nedense hiç dikkate alınmadı yani
yapılan öneriler kesinlikle sizi ilgilendirmiyordu. Bugün de aynı
şeyi yaşıyoruz; kiminiz uyuklayarak, kiminiz aranızda
sohbet ederek bu tasarı görüşmelerini sürdürüyoruz birlikte.
Değerli arkadaşlarım, dolayısıyla bu
kürsülerde yapılacak olan konuşmalar, bu yasa tasarısına
katkı vermek için verilen önergeler hiçbir sonuç getirmediğine göre,
o zaman demek ki, bu tasarı umuyorum hayırlı olur Türkiye için
ve yine umuyorum kısa bir süre sonra eksikleri ortaya çıkmaz ve bizim
yaptığımız bu öneriler doğrultusunda eksiklikleri
ortaya çıkmaz ve yeniden değişiklik yapmak zorunda
kalmazsınız.
Değerli arkadaşlarım, çarşamba günü Ankara 16.
Asliye Hukuk Mahkemesinde bir duruşmaya katıldım. Davanın
konusu, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneğinin kapatılmasına
ilişkindi. Tüzüğünde faaliyetleri arasında cemevi yaptırma
koşulu da olduğu nedeniyle bu Derneğin kapatılması
isteniyor. Bu nedenle dava açılmış. Sebep de Diyanet
İşleri Başkanlığının İslamın tek
ibadet yeri camiler ve mescitlerdir. Cemevleri ibadet yeri olarak kabul
edilemez. fetvası nedeniyle bu dava açılmış ve muhtemelen
14 Şubata ertelendi ama muhtemelen de kapatılacak.
Değerli arkadaşlarım, Türkiyede kimi hesaba göre
20 milyon, bazılarına göre de daha da fazla sayıda Alevi
vatandaşlarımız var. Bu Alevi
vatandaşlarımızın elbette herkes gibi, diğer
Müslümanlar gibi, Hristiyanlar gibi, Sinagogda ibadet eden Yahudiler gibi,
bütün insanlar gibi, Türkiyede yaşayan bütün insanlar gibi, bütün
vatandaşlarımız gibi onların da ibadet etme hakları
var, inançlarını yaşama, yaşatma hakları var. Aleviler
camiye gitmiyorlar ve gitmeyecekler.
SONER AKSOY (Kütahya) Nereden biliyorsun camiye gitmediklerini?
AHMET ERSİN (Devamla) Kiliseye gitmiyorlar, gitmeyecekler;
Sinagoga gitmiyorlar, gitmeyecekler.
Peki, bu Alevi vatandaşlarımız ibadetlerini nerede
yapacaklar? İnançlarını nasıl yaşayacaklar, nasıl
yaşatacaklar? Yani Alevi vatandaşlarımız sokakta, caddelerde
mi ibadet edecekler? Onu mu istiyorsunuz? Alevi vatandaşlarımız
inançlarını sokaklarda ibadet ederek mi yaşasınlar?
SONER AKSOY (Kütahya) Ayrımcılık yapma!
AHMET ERSİN (Devamla) Ayrımcılık değil,
gerçekleri söylüyorum. Türkiye'nin gerçeği bu. Maalesef
ayrımcılığı siz yapıyorsunuz.
SONER AKSOY (Kütahya) Ayıptır, ayıp!
AHMET ERSİN (Devamla) Sayın Başbakan Alevi
açılımından söz etti, hâlâ aynı argümanı
kullanıyor ama Alevilerin en önemli sorunu olan cemevi sorununu gidermek
için hiçbir adım atmıyor.
SONER AKSOY (Kütahya) O sorunu sen çıkarıyorsun!
AHMET ERSİN (Devamla) Dolayısıyla, Sayın
Başbakan, insanların inançlarıyla oynamak, insanları
inançları nedeniyle oyalamak kadar tehlikeli bir argüman yoktur. Madem
ileri demokrasi var, ileri demokraside herkes inancını yaşamak
zorunda değil mi? Herkes kendi inancını istediği gibi
yaşama özgürlüğüne sahip değil mi? O zaman, Alevilerin niçin
kendi ibadetlerini, kendi mekânlarında, kutsal mekânlarında, kendi
inanç merkezlerinde bu ibadetlerini yaşamasına imkân
tanınmıyor?
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) Camiye gidiyorlar camiye
AHMET ERSİN (Devamla) Şimdi, camiye giden Alevi
görmedim ben. (AK PARTİ sıralarından Allah Allah! sesleri)
Gidebilir
Hayır, buna engel bir şey yok, isteyen gidebilir.
MURAT YILDIRIM (Çorum) Yapmayın, etmeyin!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
AHMET ERSİN (Devamla) İsteyen gidebilir, buna bir
engel yok. Zaten cemevleri camilerin alternatifi değil değerli
arkadaşlarım, yanlış anlamayın. Ama Sayın
Başbakan, maalesef Alevi Açılımı adıyla ortaya
attığı argümanın, bu politikanın sonucunda şunu
gördük: İkiyüzlü değil, bin bir surat politikası yapıyor.
Alevilere karşı çok büyük haksızlık yapıyor. Alevi
inancını herkes tanımak zorundadır. Cemevlerinin Alevilerin
inanç merkezi olduğunu hepimiz tanımak durumundayız ve bunun
için ne gerekiyorsa, bu devlet, bu Hükûmet mutlaka Alevilerin inanç
merkezlerini yasallaştırmak zorundadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ERSİN (Devamla) Teşekkür ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Ersin.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı kanun
Tasarısının Çerçeve Geçici Madde 2nin (1) inci
fıkrasının son cümlesinde yer alan bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa
Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçici 2nci madde üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu iki yüz yirmi dört maddelik ve
diğer alt maddeleriyle birlikte iki yüz elli maddeye yaklaşan torba
tasarının görüşmelerinin sonuna
yaklaştığımız bu dakikalarda, maalesef, iktidar
partisi tarafından değişiklik önergeleri ve teklifleri
yağmaya başladı. Bir buçuk aya yakın bir süre içerisinde bu
yüzlerce maddede, bazı maddeler saatlerce, bazen bir madde bir gün almak
suretiyle tartışma imkânı vardı ama Genel Kurulda bunu
değerlendirme imkânı hemen hemen yoktur. Biz muhalefet partisi
olarak, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak bunları en
azından birkaç dakika da olsa okuyup değerlendirme,
tartışma imkânı buluyoruz. Ancak üzülerek ifade etmek istiyorum
ki, iktidar partisi milletvekillerinin bundan haberi dahi yok yani ne getirdiğini
Zaten kâtip üye de hızlı bir şekilde okuyor ve duyulmuyor da. Bu
konuda üzüntümü ve eleştirilerimi ifade etmek istiyorum ve bu şekilde
getirilen değişikliklerin de birkaç ay sonra ülkemiz bakımından
sıkıntılar yarattığını, daha sonra tekrar aynı
şekilde bir başka torba tasarıyla değiştirilmeye
çalışıldığını da görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, tasarının geçici 2nci
maddesiyle kamuoyunda Varlık Barışı Kanunu adıyla
bilinen 5811 sayılı Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye
Kazandırılması Hakkında Kanundan yararlanma süreleri ile
bu Kanundan yararlanma hakkını kaybedenlere yönelik düzenleme
yapılmaktadır.
5811 sayılı Varlık Barışı Kanunu ile
yurt dışında bulunan ve sahip olunan varlıklar ile yurt
içinde işletmenin öz kaynakları içerisinde olmayan
varlıkların bildirim veya beyana konu edilmesine imkân
tanınmıştır. Ayrıca, 5811 sayılı Kanunda,
5917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler sonucu
bildirim ve beyan süreleri 30 Eylül 2009 tarihine kadar, bu tarih dâhil olmak
üzere, uzatılmıştı. Anılan Kanunun 3üncü maddesinin
beşinci fıkrasında bildirim veya beyandan hareketle vergi
incelemesi yapılmaması yönünde düzenleme
yapılmıştır. Yapılan düzenlemeyle, bildirim veya beyan
dışındaki herhangi bir nedenle 1 Ocak 2008 tarihinden önceki
dönemlere ilişkin olarak vergi incelemesi yapılması hâlinde bu
incelemeler sonucu, gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit
edilen matrah farklarından kanun kapsamında bildirilen veya beyan
edilen tutarların mahsup edilebilmesi öngörülmektedir.
Değerli milletvekilleri, tasarının geçici 2nci
maddesiyle de daha önce varlık barışı affından
yararlanmak üzere başvurduğu hâlde transfer ve sermaye
artırımı şartını yerine getirmeyen mükellefler
ile ilgili düzenlemeler yapılmaktadır. Bu nedenle,
tasarının bu maddesini bir affın affı olarak
değerlendirmek mümkündür. Zira, daha önce 5811 sayılı Kanun
kapsamındaki aftan yararlanmak üzere başvuran ancak
şartları yerine getirmeyenler, bu kanun maddesi kapsamında
tekrar affedilmektedir. Bunun vergi adaleti ve vergi idaresinin istikrarı
ilkeleri açısından uygun olmadığı görüşündeyiz.
Ayrıca, tasarının bu maddesi teknik açıdan da
zaaflar içermektedir. Geçici 2nci maddenin (1) numaralı
fıkrasında 5811 sayılı Varlık Barışı
Kanunundan yararlanmak üzere başvurduğu hâlde şartları
ihlal edenler ile ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren diğer nedenlerle 1 Ocak 2008 tarihinden önceki dönemlere
ilişkin olarak yapılacak vergi incelemeleri hakkında anılan
Kanun hükümlerinden yararlanılacağı belirtilmektedir. Başka
bir ifadeyle, görüşmekte olduğumuz kanunun yürürlüğünden önce
başlanılan incelemeler için 5811 sayılı Kanun hükümlerinden
yararlanılamayacaktır. Bu da aynı durumda olan mükelleflerin
farklı uygulamaya tabi tutulacağı anlamına gelmektedir. Bu
nedenle, geçici 2nci maddenin 1 numaralı fıkrasının (a) ve
(b) bentlerinde yer alan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
ibarelerinin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu düşüncelerle muhtereme heyetinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 2nci Maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi ve dördüncü
fıkrasında yer alan tevsik ibaresinin belgeleme olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan,
Şırnak Milletvekili.
Buyurun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Arkadaşlar, bu torba
kanunla ilgili son olarak birkaç kelime söylemek istiyorum; sonucuna doğru
gidiyoruz. Bizim, aslında bir dönem yasama faaliyetinin de son, en büyük
torba yasasıydı. Sanıyorum kamu denetçiliği var, insan
hakları üst kurulu var, bunlar daha da çok ortaklaşmayı
gerektiren yasalar. Ondan sonrası zaten normal olarak da seçim dönemine
girilecek ve geleceğiz. Ama şunu gördüm: Diyalog kopukluğu
olduğu zaman -Mecliste sadece çoğunluk kararıyla, oylarla yasa
çıkmıyor- çok kalitesiz yasa çıkıyor. Ortaklaşma
olmadığı zaman hatalar düzeltilemiyor. Ortaklaşma
olmadığı zaman yeni yasaları daha kaliteli çıkarma
imkânı da olmuyor. En basit örneği, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar
Kanunu ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunudur. Bunları birlikte uzmanlarla
komisyonlarda çalıştık ve saniyeler hesabıyla, üç
yılda çıkmayacak olan bu temel yasalar çıktı.
Şimdi, bu torba kanunda demin bir madde vardı, bundan
önceki, Borçlar Kanununda değişiklik öngörüyordu. Oysaki Borçlar
Kanununu daha değiştireli de on beş gün
olmamıştı. Yani böyle hataların içinde siyaseten
insanı pişman bırakacak veya vicdanen, yarın etrafınızda
Ben de bundan mağdur oldum, yararlanamadım. diyen insanların
çoğaldığını gördüğünüz zaman bir siyasetçi için
en büyük azaphane odur. Sadece partisine, grubuna karşı değil,
insani, vicdani sorumluluğu da bunu gerektiriyor.
Burada sanıyorum, yeterince alt komisyonda, üst komisyonda
uyarılarımızı yaptık, birçok hatanın düzelmesinde
katkılarımız oldu arkadaşlarla beraber. Genel Kurulda da
bunun açıklamalarını yaptım. Bazen tartışmalar
sertleşti de. Çünkü insan bazı konularda inandıkları için
gerçekten hararetli bir mücadele verir veya vicdanen doğru olduğuna
inandığı için.
Bu konuda, yine Genel Kurulun önünde, yapması gereken
bazı sorumluluklar olduğunun bilinciyle hareket ederek söylüyorum,
bir dönem sonra da belki burada oturan arkadaşların büyük
çoğunluğu bir arada olacak: Eğer bu momenti, bu diyalogu, bu
ahengi yakalarsak, Mecliste güçlü bir yasama rolünü üstlenebileceğimize
inanıyoruz. Bu kaygılarla verilen önergelerimizin de
uyarıcı olduğunu bazılarında gördük. Verdiğimiz
önergelerin benzerlerini iktidar partisinin bu torba kanunda getirdiğini
gördük, benzer önergeler verdiğimizi de gördük. Demek ki
ortaklaşılabilecek konular da var ve bizim Mecliste demokrasinin
muhalefetin de katılımıyla ortaklaştığı bir
ortak kararlar sürecinin kendisi olduğunu artık kavramamız
gerektiğini söylüyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime 20.30a kadar ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 19.46
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 20.32
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram
ÖZÇELİK (Burdur), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının geçici 3üncü maddesi üzerinde dört adet
önerge vardır, sırasıyla okutup
aykırılıklarına göre işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın Geçici 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "yapılması
gerekenlerin," ibaresinin "yapılması gerekenlerin ve 2547
sayılı Kanunun 39 uncu maddesi uyarınca yurt
dışında görevlendirilmiş olanlardan bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte haklarında borç takibi yapılanlar
veya yapılması gerekenlerin" şeklinde
değiştirilmesini, ikinci cümlesinde yer alan "2547
sayılı Kanunun" ibaresinden sonra gelmek üzere, "39 uncu
maddesi uyarınca yurt dışında görevlendirilenler ile"
ibaresinin eklenmesini, aynı maddenin son fıkrasında yer alan
"Birinci fıkra" ibaresinin, "Bu madde" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli A. Sibel
Gönül Yılmaz
Tunç |
Giresun Kocaeli Bartın |
Ali
Koyuncu Abdurrahman
Arıcı Ahmet
Yeni |
Bursa Antalya Samsun |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olunan 1/971 esas numaralı "Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın Geçici 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa
Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Geçici Madde 3- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı
Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 53 üncü maddesinin birinci
fıkrası ile 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun geçici 34 üncü maddesinin birinci fıkrası
kapsamına girmesine rağmen anılan maddelerde belirtilen sürelerde
borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat etmeyenler ile
söz konusu maddelerin yürürlüğe girdiği tarihten bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde anılan
düzenlemelerde belirtilen nedenlerle haklarında borç takibi
yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine Türk
Lirası veya döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa
ilişkin borç tutarları, bu Kanunun yayımlandığı
tarihi izleyen üç ay içerisinde borçlu oldukları idarelere
başvurmaları hâlinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate
alınmaksızın ve ilgililere ödeme yapma sonucunu
doğurmaksızın aşağıdaki şekilde yeniden
hesaplanır ve başvuru süresi içerisinde tahsilat işlemi
durdurulur. Ancak bu madde kapsamında borç hesabı
yapılırken, 2547 sayılı Kanunun 35 inci maddesine göre yurt
içinde başka bir üniversiteye lisansüstü eğitim-öğretim
amacıyla gönderilenlerden veya üniversitelerinde görev yapanlardan
kadroları karşılığında aldıkları yurt
içi maaşlar talep edilmez. Bu maaşlar haricinde eğitimleri için
yapılan diğer ödemeler ise talep edilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın Geçici 3. Maddesinin 1. fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
saygılarımla arz ve talep ederim.
Ayşe
Jale Ağırbaş
İstanbul
Geçici Madde 3- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı
Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun Madde 39 ile geçici 53 üncü
maddesinin birinci fıkrası ile 14/7/1965 tarihli ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun geçici 34 üncü maddesinin
birinci fıkrası kapsamına girmesine rağmen anılan
maddelerde belirtilen sürelerde borçlarının yeniden hesaplanması
için müracaat etmeyenler ile söz konusu maddelerin yürürlüğe girdiği
tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre
içerisinde anılan düzenlemelerde belirtilen nedenlerle haklarında
borç takibi yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine
döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin borç tutarları,
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üç ay içerisinde
borçlu oldukları idarelere başvurmaları halinde,
imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil
kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve ilgililere
ödeme yapma sonucunu doğurmaksızın aşağıdaki
şekilde yeniden hesaplanır ve başvuru süresi içerisinde tahsilat
işlemi durdurulur. Ancak bu hesaplama, 2547 sayılı Kanunun madde
39 ile geçici 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
durumda bulunanlardan, aynı Kanunun 33 üncü maddesi uyarınca
yurtdışında görevlendirilenler bakımından
yapılırken bu kişilerin hizmetleri
karşılığında aldıkları yurtiçi
maaşları ve buna yönelik cezai şart talep edilmez, bunlar
haricinde Türk Lirası olarak yapılmış olan her türlü masraf
tutarına, sarf tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar geçen süre için 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tespit ve ilan
edilen kanuni faiz işletilerek hesaplama yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" nın geçici 3
üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir |
Geçici Madde 3- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı
Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 53 üncü maddesinin birinci
fıkrası ile 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun geçici 34 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamına
girmesine rağmen anılan maddelerde belirtilen sürelerde
borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat etmeyenler ile
söz konusu maddelerin yürürlüğe girdiği tarihten bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar geçen süre içerisinde anılan düzenlemelerde belirtilen
nedenlerle haklarında borç takibi yapılanlar veya yapılması
gerekenlerin, kendilerine döviz olarak yapılmış olan her türlü
masrafa ilişkin borç tutarları, bu Kanunun yayımlandığı
tarihi izleyen dört ay içerisinde borçlu oldukları idarelere
başvurmaları halinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile
muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate
alınmaksızın ve ilgililere ödeme yapma sonucunu
doğurmaksızın bu maddede öngörüldüğü şekilde yeniden
hesaplanır ve başvuru süresi içerisinde tahsilat işlemi
durdurulur. Ancak bu hesaplama, 2547 sayılı Kanunun geçici 53 üncü
maddesinin birinci fıkrası kapsamındakilerden, aynı Kanunun
33 üncü maddesi uyarınca yurtdışında görevlendirilenler
bakımından yapılırken bu kişilerin hizmetleri
karşılığında aldıkları yurtiçi
maaşları ve buna yönelik cezai şart talep edilmez, bunlar
haricinde Türk Lirası olarak yapılmış olan her türlü masraf
tutarına, harcama tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihe kadar geçen süre için 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tespit ve
ilan edilen kanuni faiz işletilerek hesaplama yapılır.
a) 5/8/1996 tarihinden sonra taahhüt senedi ile muteber
imzalı müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında, 657
sayılı Kanunun ek 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası
hükümlerine göre bu Kanunun yayımlandığı tarihten önceki
süreler için herhangi bir fer'i alacak hesaplanmaz.
b) 5/8/1996 tarihinden önce taahhüt senedi ile muteber imzalı
müteselsil kefalet senedi alınanlar hakkında, ilgili adına
fiilen ödemenin yapıldığı tarihteki Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası'nca tespit ve ilân edilen efektif satış kuru
üzerinden Türk Lirasına çevrilerek bulunacak tutar ile bu tutara harcama
tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süre için
1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tespit ve ilân edilen kanunî faiz
işletilerek hesaplama yapılır. Ancak, bu hükümlere göre
hesaplama yapılması sonucunda borçlunun aleyhine bir durum ortaya
çıkması halinde (a) bendi hükümleri uygulanır.
(4) Birinci fıkra kapsamında bulunanlardan, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce borcunun tamamını ödemeden
veya zorunlu hizmetini tamamlamadan vefat edenlerin borç yükümlülükleri ortadan
kalkar. Buna bağlı olarak, borçlunun kendisi, mirasçıları
ve kefilleri hakkında borç yükümlülükleri ortadan kaldırılarak
her türlü borç takibi işlemlerine son verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ahmet Tan, İstanbul
Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET TAN (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kalıcı maddeler bitti demiştim daha önceki madde
üzerinde görüşürken, geçicilere geldi fakat bu geçicilerin de
geçiciliği o kadar geçmeyici bir vasıf taşıyor ki on
beş yıllık bir geçici maddeden bahsediyoruz. On beş
yıllık geçicilik hayatın fani olduğunu hatırlatan bir
süre ama torba yasanın realitesi demek ki bunu öngörüyor.
Arkadaşlarımız arasında uzun yıllar
müsteşarlık, müfettişlik yapan arkadaşlar var fakat onlar
bile ne olup bittiğini şu anda kavramaktan uzaklar çünkü kim, ne
yapıldığını ne yazık ki bu torba yasa
dolayısıyla bilmekten biraz yoksun. Bunu tekrar hatırlatmak için
göstereyim. Yedi yüz küsur sayfalık bir metinden bahsediyoruz. Bu metin
herhâlde, çok küçük punto basılmasa bin sayfayı, bin beş yüz
sayfayı geçecek. Bu bin beş yüz sayfalık metnin içinde ne olup
bittiğini anlama imkânı yok. Buna torba dendi ama kafiyesi Türkçeye
borçlu çorba durumuna dönüştü. Burada son sözleri söylemek istiyorum.
Ne olup bittiğini gerçekten yani bir muhalefetin sözcüsü gibi
konuşmak değil de içinizden bir arkadaşınızın
hissiyatını ifade etmek bakımından söyleyecek olursak,
kimse ne olup bittiğini bilmiyor. Sadece bu işi takip eden sayın
grup başkan vekilleri tabii ki biliyorlar ama onlar da bazen ne olup
bittiğinin farkında değiller, o kadar değiller ki sözcüleri
falan dinleyen yok.
Dün akşam, uykuları açmak üzere, burada geçmişte
olmuş, geçmiş derken bundan iki dönem önce cereyan etmiş bir
acı olayı anlatırken uykuları açayım diye, bu çiçek
öbeğini göstermiştim. Bu çiçek öbeğinin altında kan izi
var. demiştim çünkü bir müteahhit adına bir taşeron
şirketin işçisi şu avizelerin onarımını yaparken
çakıldı yere bu Meclisin onarımı sırasında ve
öldü, bir iş kazasıydı. Taşeronun güvencede olup olmadığı
bilinmiyor, olay kapatıldı çünkü o zaman tamirat
altındaydı. İş kazalarıyla ilgili Mecliste sürekli
kanunlar çıkıyor, çıkartılmaya
çalışılıyor, konuşmalar yapılıyor. Bu
işçinin kan izi burada ne yazık ki plastik çiçeklerle örtüldü.
dedim. Adını vermeyeceğim tabii, şu anda yok, Adalet ve
Kalkınma Partili bir değerli arkadaşımız Sen kan izi
bulaştı dedin ama oraya kan falan bulaşmadı, Sayın
Yeninin sadece kafası oraya değdi. dedi çünkü iki gün evvel
talihsiz bir olay yaşandı, bir itiş kakış oldu, orada
bir düşme hadisesi oldu. Benim ondan bahsettiğimi sanmış,
daha doğrusu, lafı, tabii, yarım dinlediği için kan izi
diye, kırk sekiz saat evvel oradaki hadisenin ben sözünü ediyorum
zannetmiş. Yani sözcü, kürsüdeki sözcü, mikrofondaki sözcü, muhalefet
sözcüsü, iki adım ötedeki arkadaşlarına ne anlattığını
anlatmaktan uzak bir durum içindeyiz.
O yüzden, İstiklal Marşımızın
yazarı Allah bir daha bu milleti İstiklal Marşı
yazdırmak zorunda bırakmasın. diye dua etmiş ya, ben de bu
kürsüden belki son söz olarak, Allah bir daha bize torba yasa
çıkartmayı zorunlu hâle getirmesin, torba yasalara muhtaç etmesin.
Torba yasalar gerçekten çorba yasaya dönüşüyor. Dediğim gibi, konulan
geçici maddeler o kadar kalıcı ki on beş yıl
On beş
yıl bir insan hayatı.
O yüzden, ben, daha önceki maddede başladığım,
bitiremediğim bir realiteyi tekrar seslendirmek istiyorum: Büyük Millet
Meclisinin büyük sorumluluğu var. O realite kanlı bir realite ne
yazık ki çünkü Büyük Millet Meclisi olarak hiçbir şey
yapamıyoruz trafik kazalarına. Trafiklerde bugün dahi en az 20
kişi öldü. Trafik kazalarıyla ilgili sağlıklı istatistiklerimiz
yok. İsterseniz, Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
soralım Son on yılda kaç milletvekili trafikten öldü? diye, cevap
gelmeyecektir çünkü biz bunu, bu soruyu Trafik Güvenliği
Araştırma Komisyonu Başkanıyken sorduk ve Büyük Millet
Meclisi Biz trafik kazasında kaç sayın milletvekilinin öldüğüne
ilişkin bir rakam tutmuyoruz. dedi, bu rakamı devlet de
tutamıyor. Sağlık Bakanlığı, özellikle ölüm
nedenlerine ilişkin, acile kaldırılan hastalar
bakımından, trafik kazası mağdurları
bakımından bir tutanak, herhangi bir işlem
yapmadığı için ölülerimizi sayamıyoruz. O yüzden, trafikle
ilgilenen bir Meclis inşallah nasip edecektir, Büyük Millet Meclisi nasip
edecektir. Orada da Cumhuriyet Halk Partisinin ağırlığı
olacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın Geçici 3. Maddesinin 1 fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
saygılarımla arz ve talep ederim.
Ayşe
Jale Ağırbaş
İstanbul
Geçici Madde 3- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı
Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun Madde 39 ile geçici 53 üncü
maddesinin birinci fıkrası ile 14/7/1965 tarihli ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun geçici 34 üncü maddesinin
birinci fıkrası kapsamına girmesine rağmen anılan
maddelerde belirtilen sürelerde borçlarının yeniden hesaplanması
için müracaat etmeyenler ile söz konusu maddelerin yürürlüğe girdiği
tarihten bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre
içerisinde anılan düzenlemelerde belirtilen nedenlerle haklarında
borç takibi yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine döviz
olarak yapılmış olan her türlü masrafa ilişkin borç
tutarları, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üç
ay içerisinde borçlu oldukları idarelere başvurmaları halinde,
imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil
kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve ilgililere
ödeme yapma sonucunu doğurmaksızın aşağıdaki
şekilde yeniden hesaplanır ve başvuru süresi içerisinde tahsilat
işlemi durdurulur. Ancak bu hesaplama, 2547 sayılı Kanunun madde
39 ile geçici 53 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
durumda bulunanlardan, aynı Kanunun 33 üncü maddesi uyarınca
yurtdışında görevlendirilenler bakımından
yapılırken bu kişilerin hizmetleri
karşılığında aldıkları yurtiçi
maaşları ve buna yönelik cezai şart talep edilmez, bunlar
haricinde Türk Lirası olarak yapılmış olan her türlü masraf
tutarına, sarf tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar geçen süre için 1/1/2006 tarihinden geçerli olmak üzere tespit ve ilan
edilen kanuni faiz işletilerek hesaplama yapılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
2547 sayılı Kanunun 39. Maddesi ile
yurtdışına gidenlerin de mağduriyetinin giderilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olunan 1/971 esas numaralı "Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın Geçici 3 üncü
maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Geçici Madde 3- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı
Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrası, 4/11/1981 tarihli ve 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununun geçici 53 üncü maddesinin birinci
fıkrası ile 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun geçici 34 üncü maddesinin birinci fıkrası
kapsamına girmesine rağmen anılan maddelerde belirtilen
sürelerde borçlarının yeniden hesaplanması için müracaat
etmeyenler ile söz konusu maddelerin yürürlüğe girdiği tarihten bu
Kanunun yayımlandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde
anılan düzenlemelerde belirtilen nedenlerle haklarında borç takibi
yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine Türk
Lirası veya döviz olarak yapılmış olan her türlü masrafa
ilişkin borç tutarları, bu Kanunun yayımlandığı
tarihi izleyen üç ay içerisinde borçlu oldukları idarelere başvurmaları
hâlinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı
müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın ve
ilgililere ödeme yapma sonucunu doğurmaksızın
aşağıdaki şekilde yeniden hesaplanır ve başvuru
süresi içerisinde tahsilat işlemi durdurulur. Ancak bu madde
kapsamında borç hesabı yapılırken, 2547 sayılı
Kanunun 35 inci maddesine göre yurt içinde başka bir üniversiteye
lisansüstü eğitim-öğretim amacıyla gönderilenlerden veya
üniversitelerinde görev yapanlardan kadroları
karşılığında aldıkları yurt içi maaşlar
talep edilmez. Bu maaşlar haricinde eğitimleri için yapılan
diğer ödemeler ise talep edilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Mersin Milletvekili Sayın Akif
Akkuş konuşacak efendim.
BAŞKAN Akif Akkuş, Mersin Milletvekili.
Buyurun.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı
Tasarının 222nci maddesine bağlı geçici 3üncü maddesiyle
ilgili verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, aşağı yukarı
cumhuriyetin kurulmasından daha önceki dönemlerden beri ülkemiz
adına, devletimiz tarafından, yetiştirilmek üzere, yetişmek
üzere yurt dışına öğrenciler gönderilmiştir. Bunlar,
uzun zaman, liseyi bitirdikten sonra giden öğrencilerdir ama daha sonraki
dönemlerde yüksek lisans ve doktora eğitimi almak üzere
gönderilmişlerdir. Tabii bu giden öğrencilerin hepsi zamanında
çalışmalarını bitirip ülkemize geri dönemiyorlar. Bunun
çeşitli, değişik sebepleri var tabii niye dönmeyişlerinin,
niçin çalışmalarını tamamlayamamalarının. Bunun
sonucunda bu durumda olanların bir kısmı ya ülkemize dönmüyor,
gittikleri ülkelerde kalıyorlar yahut ülkemize dönmelerine rağmen
başarısız oldukları için kendilerine yapılan ödeme
karşılığı döviz veya Türk lirasını da geri
ödemekle karşı karşıya kalıyorlar.
Dolayısıyla bu konuda zaman zaman ülkemiz, birtakım, bu durumda
olan kişilere hükûmetler kolaylıklar olsun diye bazı yasa
yenilemeleri yapmıştır. Bugün görüşmekte olduğumuz bu
torba yasa içerisindeki 222ye bağlı geçici 3üncü madde de böyle bir
maddedir.
Tabii şunu hemen belirteyim, bugün ülkemiz
öğrencilerinden yaklaşık her yıl 25 bin kadar
öğrencimiz yurt dışına gitmekte, bunların büyük bir
kısmı lisans eğitimi almaya gidiyorlar. Bunun dışında
kalan aşağı yukarı 500 ila bin kadar öğrencimiz de
yüksek lisans ve doktora çalışmaları yapmaya gidiyorlar. Tabii
Bir öğrenciye ne kadar para ödeniyor? derseniz, aşağı
yukarı 20 ila 25 bin euro para ödeniyor bir yılda bir öğrenciye.
Tabii bunu aşağı yukarı 25 binle çarparsanız muazzam
bir meblağın ortaya çıktığını görüyoruz. Bu
yüzden de zaten gerek vakıf üniversitelerinin gerekse devlet
üniversitelerinin ülkemizde çoğalması, yeni üniversitelerin
açılmasına da bu yüzden daima katkı vermiş bulunuyoruz.
Devlet tarafından öğretim amacıyla yurt
dışına gönderilenlerden süresi içinde
çalışmalarını tamamlayamama, çeşitli sebeplerle geri
çağrılma, başka bir üniversitede kalmaları gereken sürede
öğrenimlerini tamamlayamama, eğitimlerinin herhangi bir kademesinde
kadrolarıyla ilişkileri kesilme gibi durumlardan dolayı bu
öğrencilerin büyük bir kısmı mağduriyet içerisine
girmektedirler.
Tabii bu aşamada -yani çalışmalarını
tamamlayamama- bunun ezikliği içerisinde olan, bu, ülkemize görevini
yapmadan dönen kardeşlerimizin kendileri sıkıntı çektikleri
gibi bir de yakınları, aile fertleri, bunlara kefil olan, müteselsil
kefiller de çok büyük sıkıntı çekmektedirler ve bu
sıkıntılar öyle bir sıkıntı hâline gelmekte ki
ana baba, zaman zaman arabasını, zaman zaman evini, hatta zaman zaman
da ahırdaki ineğini satarak çocuğunun bu borcunu ödemeye
çalışmaktadır.
Biz, şimdi, bunun tamamen, ne verildiyse o zamandan beri faiz
işletilerek geri ödenmesi taraftarı değiliz burada da
belirtildiği gibi ancak 1/1/2006dan itibaren yasal faizleri
uygulanır. diyor. Ben diyorum ki gelin, biz, bu mağdur olmuş
kardeşlerimizin mağduriyetini daha fazla artırmamak için bu
yasal faizlerini de almayalım. Bunlar sadece anaparayı ödesinler ve
böylece bu yükümlülükten kurtulsunlar diyoruz.
Bir de bu geri ödeme aşamasında vefat edenlerden bunun
alınmaması oldukça önemlidir diyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Akkuş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan "Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı" nın Geçici 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "yapılması
gerekenlerin," ibaresinin "yapılması gerekenlerin ve 2547
sayılı Kanunun 39 uncu maddesi uyarınca yurt
dışında görevlendirilmiş olanlardan bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte haklarında borç takibi yapılanlar
veya yapılması gerekenlerin" şeklinde
değiştirilmesini, ikinci cümlesinde yer alan "2547
sayılı Kanunun" ibaresinden sonra gelmek üzere, "39 uncu
maddesi uyarınca yurt dışında görevlendirilenler ile"
ibaresinin eklenmesini, aynı maddenin son fıkrasında yer alan
"Birinci fıkra" ibaresinin, "Bu madde" olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Madde kapsamının yeniden düzenlenmesine ve
madde kapsamında bulunanlardan vefat edenlerin borç yükümlülüklerinin
kaldırılmasına yönelik düzenleme
yapılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 4te bir adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"
nın geçici 4 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Atila
Emek Ahmet
Tan |
Malatya Antalya İstanbul |
"Geçici Madde 4- (1) Bu Kanunla 5326 sayılı Kanunun
20 nci maddesine eklenen hüküm kapsamına giren ve bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce işlenmiş olan
kabahatler hakkında önceki hükümler uygulanır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU
(Kocaeli) Katılamıyoruz Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Atila Emek, Antalya
Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ATİLA EMEK (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 222nci maddesinin geçici 4üncü maddesine
ilişkin önergemiz üzerine söz almış bulunuyorum. Konuşmama
başlarken yüce Meclisi saygılarımla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, torba kanun olarak nitelendirilen bu
tasarıda kanunlar için aranan öngörülebilir, anlaşılabilir ve
ulaşılabilir olma özellikleri tamamen ortadan
kaldırılmıştır. Hukuki güvenlik ilkesi yürürlükte
bulunan ve herkes için bağlayıcı olan kuralların açık,
ulaşılabilir ve anlaşılabilir olmasını zorunlu kılar.
AKP İktidarında yaygınlaşan bu şekildeki yasa
yapım anlayışı hukukun genel ilkesini ve daha da kötüsü
hukukun kendisini altüst etmektedir. Görüşmekte olduğumuz torba yasa
tasarısında konuları itibarıyla aralarında hiçbir
bağlantı bulunmayan, konu ve amaç bütünlüğü olmayan birçok
yasada değişiklik yapan hükümler yer almaktadır.
Sayın milletvekilleri, torba yasa tasarısı
içerdiği konular itibarıyla sekiz ayrı ihtisas komisyonunu
ilgilendirmektedir. Tasarı ilgili komisyonlarda görüşülmeden İç
Tüzüke aykırı biçimde Genel Kurula gelmiştir. Bu konuda Türkiye
Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 35inci maddesinde de öngörülen
hususlara uyulmamış ve böylece İç Tüzük ihlal edilmiştir.
Torba yasa tasarısı hukuk kurallarına aykırı biçimde
120 madde hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilmiş, Komisyon
görüşmelerinde yapılan eklemelerle madde sayısı 234e
çıkmıştır.
Değerli arkadaşlar, Komisyon kendisine havale edilen
tasarıyı mevzuat ve İç Tüzük çerçevesinde
olgunlaştırmak yerine, âdeta oturup yeni kanun teklifi
hazırlamıştır. Komisyon görüşmelerinde, hukuk
kurallarına aykırı bir şekilde yer alan maddelerin
düzeltilerek hukuka uygun hâle getirilmesi zorunluluğuna
uyulmamıştır. Komisyonda ana muhalefetin ve diğer
muhalefetin uyarıları ve iyi niyetli önerileri AKP İktidar Grubu
çoğunluğunca dikkate alınmamış ve yanlışta
ısrar edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, geçici 4üncü maddeyle düzenlenen ve
5326 sayılı Kanunda değişiklik yapan düzenlemenin konusu
ceza hukuku alanına girmektedir. Ceza hukukunu ilgilendiren bir
düzenlemede ilgili komisyon Adalet Komisyonudur. Tasarıda bunlara
uyulmadığı için, geçici 4üncü madde metninin,
anlaşılması zor, ifadelerin kendi içinde çelişkilerle dolu
olduğu görülmektedir. Bu durum, kanun yapma tekniğine uygun
olmadığı gibi, güdülen amaca da uygun değildir.
Bu tasarıda, birbirine karışmış,
anlaşılması güç bir durum ortaya çıkmıştır.
Bir halk deyişimizle Şeytan detayda gizlidir. ifadesi bu torba yasa
için uygun düşmektedir. AKP olarak, toplumdan gizlemek istediğiniz
hususları bu detaylar içine alarak karmaşık durumu ortaya
çıkarmaktasınız. Bu sizin 2002 yılından bu yana devri
iktidarınızda uygulayageldiğiniz, iyi niyetten uzak bir temel
anlayışınız olarak ortaya çıkmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplum geçim
derdinde, AKP ise seçim derdindedir. Toplumun büyük kesimi
sıkıntı içinde kıvranırken, milyonlarca insan gece
yatağa aç girerken AKP bu tür düzenlemelerle belli kesimlere, yakın
ve yandaşlara avantajlar sağlayarak seçim yatırımı
yapmaktadır. Seçim yatırımı olarak yapılan bu
değişiklikler büyük halk kesimlerine bir katkı
sağlamamakta, sıkıntı içinde kıvranan esnafı,
çiftçiyi, işsizi, yoksulu rahatlatma yolunda bir çözüm üretmemektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak inancımız odur ki,
AKPnin dokuz yıllık iktidarında yoksulluğa ve
çaresizliğe mahkûm ettiği büyük halk kesimleri seçimde AKPye
sandıkta bunun hesabını soracak, yapılacak ilk seçimde
AKPye Yeter artık, dur. diyecek ve iktidardan yolcu edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemizin desteklenmesini diler,
yüce Meclise saygılar sunarım.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Geçici 5inci madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 5 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Ahmet Tan Selçuk Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir |
Şevket
Köse |
Adıyaman
|
Geçici Madde 5- (1) 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendindeki geçmiş beş yılık dönemdeki birikmiş
zararın taşınması ile ilgili sınırlama Tasfiye
Halinde T. Emlak Bankası Anonim Şirketi yönünden tasfiye süresince
uygulanmaz.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Şevket Köse,
Adıyaman Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; geçici 5inci madde üzerinde söz aldım.
Sözlerime başlamadan önce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, bu çorba gibi torba yasayla bir
kesim yine göz ardı edilmiştir. Biliyorsunuz, tek başına
içim özelliğiyle dünyada eşi bulunmayan Adıyaman tütünü AKP
İktidarıyla yok edilmiştir. Bakınız, Adıyaman
merkez dağ köyleri, Çelikhan ilçemizin tamamı, Kömür beldesi,
Pınarbaşı beldesi, Yaylakonak beldesi ve Adıyamanın
çok sayıda yerinde yurttaşlarımız tütün üreticiliğiyle
yaşamlarını sürdürmektedirler. Adıyamanda alternatif ürün
projesi uygulamasıyla tütünün yerine başka ürünler teşvik edildi
ancak proje başarılı olmadı çünkü Adıyaman
toprağı çoraktır, bu bölgede başka ürün yetişmesi çok
zordur. Adıyamanın birçok yerinde tütün haricinde ürün
yetişmeyeceğini defalarca bu kürsüde söyledim ama Hükûmet kulak
asmadı.
Yıllar sonra Tütün Üst Kurulundan uzmanlar bölgeye gidip
rapor hazırladı. Hemen belirteyim ki bu çalışma gizli
kapaklı yapıldı. Hazırlanan raporda Bu bölgede tütünden
başka ürün yetişmez. dediler. Peki, bunu yıllar önce dedim de
AKP İktidarı niye inkâr etti? Bu anlamda İktidar bunca
insanın, yetimin hakkını yerken niye sesimizi duymak istemedi?
Şimdi şunu da belirtmek istiyorum: Adıyamanda
arazilerin yapısı da tarıma çok uygun değildir. Şöyle
ki: Parçalı ve küçük topraklarda üretim oldukça zordur. Ayrıca,
tarım teknolojisi de ilerlemiş durumda değildir. Kazma kürek
ile, el emeğiyle teraslama yapılarak oluşturulmuştur bu
araziler. Kısacası, Adıyamanın büyük bir bölgesi, iklim
özellikleri ve coğrafi yapısı tütün haricinde alternatif ürüne
uygun değildir.
Değerli arkadaşlar, Adıyamanlı üreticilerimiz
tütün üretmek istiyor çünkü üretim yapamadıkları için yerlerini
yurtlarını ve topraklarını terk etmek zorunda
kalıyorlar. Yani mevsimlik tarım işçisi olmak ve yollarda ölmek
istemiyorlar.
Sayın milletvekilleri, şüphesiz, tütün ve tütün
ürünlerinin zararlarını hepimiz bilmekteyiz. Gönül ister ki kimse
sigara içmesin ama şimdi size soruyorum: Ülkemizde sigara içiliyor mu? Evet,
içiliyor. O zaman neden yabancı tütüne para veriyoruz? Dünyanın en
kaliteli tütününü ülkemizde yetiştirirken neden paramız yurt
dışına gitsin? Onun için, AKP İktidarı, tütünü gözden
çıkarmadan tütün üreticilerimizi mutlaka desteklemelidir.
Sayın milletvekilleri, kıyılmış tütün
üreten hemşehrilerimizin kişisel amaçlı ürettikleri
kıyılmış tütünün 50 kilogramdan fazlasını
taşımamaktadırlar. Taşıma oranının Sayın
Milletvekilimiz Mevlüt Aslanoğluyla birlikte 150 kilograma
çıkması için yasa teklifi vermiş bulunmaktayım ancak
Hükûmet bunu da görmezden gelmektedir.
MEHMET ERDOĞAN (Adıyaman) İstismarını
yapıyorsun, istismarını!
ŞEVKET KÖSE (Devamla) Sayın milletvekilleri, üzerinde
görüştüğümüz yasa tasarısında herkes affedilmiş ya da
yeniden yapılandırma kapsamına alınmıştır
ama tütün üreticileri unutulmuş ve es geçilmiştir. Bakınız,
tasarıdaki cetvelde tütün mamullerine uygulanan vergi oranı yüzde 63
olarak belirlenmiştir yani küçük üreticiye dünya tekeli şirketlere
uygulanan oran uygulanmaktadır. Başka bir ifadeyle bu, vergi
oranı küçük üreticiye Sen imalathane açma. demektir.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliği ülkelerinde
aynı oran yüzde 38dir. Gördüğünüz gibi AKP kendi üreticisini,
çiftçisini değil, yabancı sermayeyi korumaktadır. Diğer bir
deyişle kendi üreticisinin yok olmasına izin vermektedir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, İktidara burada
seslenmek istiyorum. Halkımız geçim sıkıntısı
içinde. Üniversiteliler özerklik istiyor, yargı
bağımsızlık istiyor, basın özgürlük istiyor.
İşsizlik çığ gibi artmış. Yoksulluk had safhada.
Partizanlık başını almış gidiyor. Kadrolaşma
taşeron işçisinin alımına kadar inmiş. Açlık
insanları süründürmektedir. Üreten köylü ve sanayici perişan.
Fabrikalar kapanıyor. Esnaf çaresiz. Toplumun her kesimi sizin sayenizde
birbirlerine güvenle bakmaz bir hâle geldi. Çalışanların ve
emeklilerin geçim koşulları kötüdür.
Başbakan burada olsaydı da sorsaydım. Sayın
Başbakana bu çorba gibi torba yasasında biraz önce
saydığım sorunlara acaba ilaç olacak bir madde var mı, yok
mu, sormak isterdim ama maalesef yoktur. Az kaldı. Beş ay sonra
halkın iktidarında, bu saydığım bütün
sıkıntılara çözüm bulmak için Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında bunlara çözüm getireceğiz.
Yüce Meclisi tekrar en derin saygılarımla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Geçici Madde 6da iki adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının Geçici 6. Maddesine aşağıdaki
cümlenin eklenmesini teklif ve arz ederiz.
İlgililer hakkında Kanun
yayımlandığı tarihten sonra bir ay içerisinde Hazine
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan
tarafından soruşturma açılır.
Mithat
Melen Mehmet
Şandır Erkan
Akçay |
İstanbul Mersin Manisa |
Yılmaz
Tankut Beytullah
Asil |
Adana Eskişehir |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın geçici 6 ncı maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Selçuk
Ayhan Ahmet
Tan Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
İzmir İstanbul Malatya |
"Geçici Madde 6- (1) 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 14
üncü ve 16 ncı maddelerine istinaden, Merkezi Yönetim Bütçesine dahil
kurumların 1/1/2003 ila 31/12/2009 tarihleri arasında
yapmış oldukları doğrudan kullanımlardan, ödenek
yokluğu nedeniyle muhasebeleştirilip bütçeleştirilemeyen Hazine
Müsteşarlığı kayıtlarına göre teyitsiz kalan
kullanımlar, ilgili yıllar bütçe ödeneği ile
ilişkilendirilmeksizin, kullanıma ilişkin muhasebe
kayıtlarının yapılarak Hazine
Müsteşarlığına bildirilmesi şartıyla teyit
edilmiş sayılır. Bu idarelere ilgili yıllara ilişkin
olarak ilave ödenek tahsis edilmez. Bu madde kapsamında
gerçekleştirilecek teyit işlemleri, ilgili kredi
kullanımlarından doğan, muhasebeleştirme ve hesap verme
sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. "
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Harun Öztürk, İzmir
Milletvekili.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının geçici 6ncı maddesiyle ilgili vermiş
olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle ilgili olarak, 4749
sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun 28/3/2002 tarihinde sizin döneminizde
yasalaşmıştır.
Görüşülen maddeyle ilgili olarak, anılan Kanunun
14üncü maddesinde şu hükümler yer almaktadır: Her ne suretle olursa
olsun, türev ürünler de dâhil, yapılmış olan borçlardan
doğan Devlet iç ve dış borç faizleri ile iskonto giderleri,
genel giderler, teminatların faizleri ile Hazinenin kısa vadeli nakit
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla para
piyasalarından yapacağı borçlanma faizleri bu amaçla bütçeye
yeterli miktarda konulacak ödeneklerle karşılanır... Türev
ürünler de dâhil, yapılmış olan borçlardan doğan Devlet iç
ve dış borç faizleri ile iskonto giderleri, teminatların
faizleri ile Hazinenin kısa vadeli nakit ihtiyaçlarını
karşılamak amacıyla para piyasalarından yapacağı
borçlanma faizlerine ilişkin tertiplere yılı bütçe kanunu ile
konulan başlangıç ödeneklerine, Bakanın teklifi üzerine yüzde
beş oranına kadar ödenek eklemeye Maliye Bakanı yetkilidir. Bu
ödeneklerden bütçenin diğer kalemlerine hiçbir şekilde aktarma
yapılamaz.
Proje kredilerinden kullanılacak tutarlar için ilgili
yıl bütçesinde kullanıcı kuruluşun talebine bağlı
olarak kredi anlaşmalarında öngörülen kullanım dönemleri ve
tutarlar göz önünde bulundurularak yeterli ödenek tahsis edilir.
İkraz ve tahsis edilen krediler ve sağlanan Hazine
garantileri kapsamında genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile
Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler ve yüksek teknoloji enstitülerince
yapılacak her türlü yatırım harcaması, yılı
bütçesinin ilgili tertipleriyle ilişkilendirilir. bu kuruluşlar
tarafından proje kredisi olarak kullanılacak her türlü imkânın,
kullanımdan önce bütçeleştirilmesi esastır. Ayrıca, bu
kuruluşlar dışındaki kuruluşlar tarafından proje
kredisi olarak kullanılacak her türlü imkânın kullanımdan önce
kuruluşların kendi bütçeleri ve muhasebe sistemleri içinde ödenek ve
gider kaydedilmesi esastır.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetleri 1/1/2003-31/12/2009
döneminde 4749 sayılı Kanunun yukarıda ifade edilen amir
hükümlerine uymamış ve bu maddeyle geriye yönelik kanunsuz
işlemleri bütçeyle ve ödeneklerle ilişkilendirilmeksizin mahsuba tabi
tutmaktadır.
Değerli milletvekilleri, Plan ve Bütçe Komisyonunda gece
yarısı yaşadığımız önerge
bombardımanını bu saatlerde Genel Kurulda yeniden
yaşamaktayız. Arada bir fark olduğunu ifade etmek istiyorum:
Komisyonda son dakika önergeleri üzerinde görüşlerimizi ifade etme
fırsatı bulabildik. Ancak Genel Kurulda Hükûmetin madde ilavesine
ilişkin önergeleri ve gerekçesi okunup oylanmaktadır.
Dolayısıyla muhalefet olarak bu önergelere herhangi bir şekilde
katkı vermemiz mümkün olmamaktadır.
Şu ana kadar bize ulaşan önerge sayısının
8 adet olduğunu görüyoruz ve bu önergelere tek tek
baktığımızda değerli milletvekilleri, aslında
devamlı hüküm niteliğinde olan düzenlemelerin -çünkü yirmi yıla
yaklaşan sürelerle ilgili olarak geçici yetki alınmaktadır
bazı konularda- bunların, aslında asıl madde olarak ilgili
yasalarında düzenlenmesi gereken konular olduğunu görüyoruz ama ancak
son dakika önergeleriyle torba tasarıya torba geçici maddeler eklenmek
suretiyle bunların yasalaştırılmaya
çalışıldığını görüyoruz.
Bunların içlerinden bir tanesi, kayıp trilyon davasıyla
ilgili kamu alacağının yapılandırma kapsamına
alındığını ilk kez sizlerin dikkatlerine sunuyor, yüce
heyeti tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının Geçici 6. Maddesine aşağıdaki
cümlenin eklenmesini teklif ve arz ederiz.
İlgililer hakkında Kanun
yayımlandığı tarihten sonra bir ay içerisinde Hazine
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan
tarafından soruşturma açılır.
Mithat
Melen (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜRAYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mithat Melen,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
MİTHAT MELEN (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
606 sıra sayılı yasanın geçici 6ncı
maddesindeki değişiklik önergemiz üzerine söz almış
bulunuyorum. Bu geçici 6ncı maddeye çok dikkatle bakarsak, burada dört
ana unsur var: Bir tanesi, proje kredilerinin dış borç kaydı.
İkincisi, ödenek yokluğu ve bütçeleştirilemediği ve
muhasebeleştirilemediği için, Hazine Müsteşarlığı
kayıtlarında teyitsiz kalması ile ilgili kullanımlar.
Şimdi, bu çok önemli bir şey. Yani, aşağı yukarı
1/1/2003 ile 31/12/2009 tarihleri arasında dış borçlardan
birçoğu kullanılmış veya dış kredilerden
birçoğu kullanılmış fakat kayıtlara geçmemiş.
Aslında, hem bütçe kanununun prensibine aykırı hem mevcut
yasalara aykırı hem kamu finansmanıyla borç yönetiminin
düzenlenmesi hakkındaki yönetmeliklere aykırı bir madde veya bir
davranış bu. Şimdi, bunu düzeltmek, hem de geriye dönük
düzeltmek hukuk ilkesiyle çok bağdaşmadığı gibi,
sorumluluğu da ortadan kaldırmıyor. Zaten, kanunu yazanlar, o
sorumluluğu da burada getirmişler yani Bunlar yapılır ama
sorumluluğu ortadan kaldırmaz. diye.
Biz de onun için, önergemizde, bu sorumluluk ortadan
kalkmadığına göre, ilgililer hakkında, kanunun
yayınlandığı tarihten itibaren bir ay içerisinde Hazine
Müsteşarının bağlı olduğu Bakan tarafından
bir soruşturma açılması gerektiğini öngörüyoruz. Bu önemli.
Bakın, niye önemli? Bu, hem o ilgilileri kurtaracak
Zaten, bütün burada
kurtarılması gerekenler bürokrasi maalesef. Yani, bürokrasi bunu
şey yapmış, yapmak zorunda kalmış. Niye yapmak zorunda
kalmış? O alınan borçların vadeleri var, kullanım
süreleri var ama bir türlü karşılığında ödenek yok
onların. O ödenekler olmayınca da onlar kullanılmış
yani kullanılma anlamında yanlışlık yok belki ama
kanuna uydurulmamış. Şimdi, geriye dönük, kanuna uydurmaya
çalışıyorsunuz. Onun için soruşturmaya açmak şart ve
kanunun o eksikliğini de tamamlamak şart. Niye şart? Bakın,
bütün o yıllar arasındaki bütçe açıkları rakamları
doğru değil o zaman, o ilgili bütçe kullanımları doğru
değil. Çünkü burada başka bir ek şey var, belki de ödemeler
dengesindeki önemli işlemler bu konuda açıkta kalıyor yani biz
bilinmeyen girdiler olduğunu görüyoruz ödemeler dengesinde. O girdilerin
nereden geldiği de belki bu kanunla biraz açıklanıyor. Yani
burada, son yedi sene içerisinde bir yerde şu maddeye yazarak Hükûmet veya
işte bu kanunu çıkarmak isteyen yönetim Ben bu işleri
yanlış yaptım. diyor ve kendini kurtarmak için bunu düzeltiyor.
Şimdi, bunu düzelttiğimiz zaman bundan sonraki yıllar ne olacak?
Yine bunları aynı şekilde mi düzelteceğiz, yoksa burada
başka türlü bir altyapıyla ilgili bir kanun getirip veya yasa
tasarısı sunup bunları başka türlü mü şey
yapacağız? Şimdi, devletin dış ilişkilerde, özellikle
proje kullanımında bütçeleştirmemek ileride sorunları
beraberinde getiren bir sistem bozukluğudur demek yani takip edemiyorsunuz
çünkü neyin ne olduğunu. Mesela Dünya Bankası kredilerinde bu çok
olur. Şimdi, Avrupa Birliğiyle çok fazla ilişkimiz var, Avrupa
Birliğinin projeye dönük kredilerinde bunlar çok olur ve bunları da
doğru dürüst kullanıp takip edemememizi beraberinde getiriyor. Onun
için bunu bir daha düşünmekte yarar vardır. Niye yarar var? Bu
soruşturma sadece ve sadece ilgili bürokratları veya bakanı
mahkûm etmek anlamında değil, sistemi temizlemek anlamında. Soruşturmayı
açarsınız, soruşturma hakkında yetkililerin ne zorunluluk
altında bunu yaptığını görürsünüz, gösterirsiniz,
ondan sonra da sistem rahatlar. Yani bu kanunun bu bölümü eksik kaldığı
için bu madde hakkında tekrar düşünmenizi ve bu
değişikliği gerçekten onaylamanızı istiyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 7nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 7 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir |
Geçici Madde 7- (1) Bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ilan edilmiş veya yazılı olarak duyurulmuş bulunan ihaleler
hakkında 4734 sayılı Kanunun önceki hükümleri uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sayılı Kanun
Tasarısındaki Geçici Madde 7 nin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Emin Haluk
Ayhan Doç. Dr. Mehmet
Günal Mehmet Şandır |
Denizli Antalya Mersin |
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Beytullah
Asil |
Manisa Konya Eskişehir |
Yılmaz
Tankut |
Adana |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergenin veriliş nedeni bu kanun ile 4734 sayılı
kanunda yapılan düzenlemelerden istifade etmesi amacı ile
verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler..: Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geçici 7 nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
Geçici Madde 7- (1) Bu Kanunun yayımı tarihine kadar
ilan edilmiş veya yazılı olarak duyurulmuş bulunan ihaleler
hakkında 4734 sayılı Kanunun önceki hükümleri uygulanır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Özyürek,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; önergemiz hakkında söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu torba yasa neredeyse iki aydan
beri Meclisin gündeminde, hem Komisyonda hem burada; geciktikçe ilaveler
geliyor, geciktikçe ilaveler geliyor. Komisyonda ilaveler oldu. Hiç yoksa
Komisyonda ucundan kıyısından yetişip bir görüş
açıklama fırsatı buluyorduk. Şimdi sayın
bakanların imzasıyla pek çok önerge geliyor. Bunları bizim
değerlendirme, görüşlerimizi açıklama fırsatımız
yok. Onun için, bu çok yanlış oluyor. Rica ediyorum bu önergelerin
sayısını asgariye indirelim diyorum.
Bir diğer önemli nokta, değerli arkadaşlarım,
bir farklı önergeyle karşı karşıyayız,
Değerli Arkadaşım Harun Öztürk de bir ölçüde ifade etti. Bize
göre kayıp trilyon davasıyla ilgili bir önerge ama AKP sözcüleri bunu
kabul etmiyorlar. Kabul etseniz de etmeseniz de bu bir siyasi parti
incelemesiyle ilgili bir önergedir ve diğer yeniden
yapılandırmalardan çok farklı bir noktası var.
Biliyorsunuz, diğer yeniden yapılandırmalarda vergi
aslını veya sosyal güvenlik primi aslını ödüyoruz, gecikme
faizlerini ise ÜFE, TEFEye göre yeniden yapılandırıyoruz,
nereye giderse. Ama burada diyor ki: Bu şekilde hesaplanan ferî tutar bu
maddeye göre ödenmesi gereken asıl alacak tutarının
yarısını geçemez. diye diğer yeniden
yapılandırmalarda da olmayan bir hüküm içermektedir. O bakımdan,
biz yeniden yapılandırmayla da ilgisi olmayan, torba yasaya da girmemesi
gereken bu önergenin mutlaka çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Umarım, gecenin bu saatinde gereksiz bir tartışmaya meydan
vermez İktidar, bu önergeyi geri çeker.
Değerli arkadaşlarım, bahane olarak da Siyasi
partilerin hesaplarının denetimi konusunda yeni esaslar belirlendi.
diyorlar, evet burada yeni esaslar belirledik. Oradan hareketle İşte
bu kayıp trilyon davasını da yeniden
yapılandıralım. talebi var. Bunun onunla ilgisi yok. Bundan
sonra yapılacak siyasi parti hesaplarıyla ilgili denetimler konusunda
bir düzenleme yaptık biz, geriye dönük herhangi bir düzenlemeyi burada
yapmadık. O nedenle bunun bu yasada yeri yok. Ben özellikle bunun geri
çekilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, uzun bir maratonun sonuna
geldik. Gerçekten bu torba yasanın toplumun bazı kesimlerine olumlu
yansıyacak noktaları var, fakat çok yanlış, bizim
dediğimiz gibi, bombon şekerlerinin yanında zehirli maddeler de
ihtiva eden bir yasa. Şimdi, bu zehirli maddelerin bir bölümünü tekriri
müzakere yoluyla geri çekiyor olmanızdan biz mutluluk duyuyoruz. Çünkü
Ankarada yürüyen, Türkiye'nin her tarafında sürekli yürüyüş yapan
işçilerin protestoları bir ölçüde amacına ulaşmış
görünüyor. Özellikle deneme süreleriyle ilgili, telafi süreleriyle ilgili bazı
yanlış hükümlerin bu kanundan çıkarılacağı
anlaşılıyor. Bundan biz mutluluk duyuyoruz. Keşke bunu
komisyonda kabul etseydiniz. O zaman onun yerine çok daha olumlu, çok daha
uygulanabilir önerilerimiz vardı, onları da yerleştirmiş
olurduk. Ama zararın neresinden dönülse kârdır diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Geçici madde 8 üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
606 Sıra Sayılı Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının Geçici 8 inci Maddesinde yer alan
kadrolarının bulunduğu idarelere ibaresinin çıkarılması
arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir
Adana |
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bundan sonraki iki
önerge aynı mahiyette olduğu için birlikte işleme
alacağım, önerge sahiplerine istedikleri takdirde söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı nın geçici 8 inci
maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir |
Diğer önergenin imza sahipleri: |
Nurettin
Canikli Şevket
Gürsoy Yılmaz
Tunç |
Giresun Adıyaman Bartın |
Abdurrahman
Arıcı Ali
Koyuncu Orhan
Karasayar |
Antalya Bursa Hatay |
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, maddenin Tasarıdan çıkarılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Diğer önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bilindiği gibi 5018 sayılı Kanunun geçici 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (c), (d) ve (e) bentlerinde
sayılan müfettişlere, yine bu bentlerde öngörülen koşulları
yerine getirmeleri kaydıyla, kamu kurum ve kuruluşları ile
mahalli idarelerin iç denetçiliklerine 31.12.2007 tarihine kadar geçme
imkanı getirilmişti.
AKP hükümeti iç denetçilik müessesesini bakanlık teftiş
kurullarını etkisiz kılmak üzere getirmek istemişti.
Geçiş döneminde mevcut denetim kadrolarından transfer
yapmak istemesi de doğaldı.
1.1.2005 tarihinde söz konusu geçici madde yürürlüğe
girdiğine göre, aradan geçen 3 yıl içinde iç denetçi olmak isteyenler
bugüne kadar kararlarını vermiş olmalıydılar.
Bu geçiş hükmünden sonra hükümetin iç denetçiliği bir
kariyer görev haline getirecek tedbirleri alması ve yeni eleman
istihdamı yoluyla ihtiyacını karşılamaya
başlaması gerekirdi.
Şimdi bu görevini yapmayıp, geçici maddeyi ihya ederek,
yeniden teftiş kurullarına müracaat etmesi kabul edilemez.
Bu nedenle madde tasarı metninden
çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Böylece geçici madde 8 metinden
çıkarılmıştır, teselsül daha sonra
yapılacaktır.
Diğer önerge dolayısıyla işlemden
kaldırılıyor.
Geçici madde 9 üzerinde üç adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve Geçici Madde 9'da yer alan "bir
yıl içinde açılacak özel sınava" ibaresinin "üç
yıl içinde açılacak üç özel sınava" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 9'uncu Maddesinde yer alan "ve son üç yılda olumlu sicil
almış olan personel" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
M. Nezir
Karabaş Ayla
Akat Ata |
Bitlis Batman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal
Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının Geçici 9 uncu
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Algan
Hacaloğlu Harun
Öztürk Bülent
Baratalı |
İstanbul İzmir İzmir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Turgut
Dibek |
Malatya İstanbul Kırklareli |
"Geçici Madde 9-(l) Gelir İdaresi
Başkanlığı'nın merkez ve taşra
teşkilatı kadrolarında en az 3 yıl görev yapan (başka
kurumlarda geçici görevli olanlar dahil) ve son üç yılda olumlu sicil
almış olan personel, yaş ve öğrenim alanı şartları
hariç Kamu Görevlerine İlk Defa Atananlar İçin Yapılacak
Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik ile Gelir İdaresi
Başkanlığı Gelir Uzmanlığı
Yönetmeliği'ndeki şartları taşımaları
kaydıyla, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl
içinde açılacak özel sınava girme hakkına sahiptir. Bu
sınavı kazananlar Gelir Uzmanı olarak atanırlar.
Sınava ilişkin usul ve esaslar Gelir İdaresi
Başkanlığı'nca belirlenir.
Mesleğe 2003, 2004 ve 2006 yıllarında ortak
yapılan özel yarışma sınavı ile giren ve üç
yıllık yardımcılık döneminin sonunda yapılan
yeterlik sınavında başarılı olduktan sonra atanan
Gelir Uzmanı kadrolarında görev yapmakta olanlar, Devlet Gelir
Uzmanı kadrolarına; bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 1
ay içinde yazılı talepte bulunmaları halinde başkaca bir
işleme gerek kalmaksızın bulundukları kadro dereceleriyle
atanmış sayılırlar. Bu suretle atananların Gelir
Uzmanı kadrosunda geçirdikleri süreler Devlet Gelir Uzmanı kadrosunda
geçmiş sayılır"
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mustafa Özyürek,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; geçici 9uncu maddeyle ilgili olarak
verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, bu madde ile
yıllardır devam eden bir haksızlığı giderme
fırsatı ortaya çıktı. Bu maddeyi kabul eden, Genel Kurula
getiren Komisyon üyesi bütün arkadaşlarıma ben
şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten, kadrosu Maliye
Bakanlığında olup Türkiye Büyük Millet Meclisinde veya bazı
kurum ve kuruluşlarda çalışmakta olan kimselerin uzmanlık
sınavına girme hakkını tanıyan bir düzenlemedir.
Hiçbir özellik, hiçbir avantaj tanımadan diğer personel gibi, kadrosu
Türkiye Büyük Millet Meclisinde veya başka kurumlarda olan memurların
da sınava girmesine fırsat sağlayan bir düzenlemedir. Bu
düzenlemenin kabul edilmesiyle yıllardır devam eden bir
haksızlığı ortadan kaldırma fırsatı
bulacağız.
Ben, özellikle Maliye Bakanlığındaki
arkadaşlarımızın bu personelin haklarını
korumakta titiz davranmalarını diliyorum. Bazı gazetelere,
özellikle benim adımı da karıştırmak suretiyle
bazı haberler yazdırıldı. Bundan gerçekten büyük üzüntü
duydum. Biz bütün milletvekillerinin görevi, bir haksızlık varsa bu
haksızlığın telafi edilmesi için öneri vermektir, çaba
göstermektir. Bu sorunu yaşayan insanlar derdini bana
anlattıkları için bunu Plan ve Bütçe Komisyonuna ben getirdim. Onun
dışında, eğer burada diğer personelden farklı bir
tek cümle varsa bu düzenlemeden vazgeçelim. Herkes nasıl, hangi
şartlarda sınava giriyorsa, diyelim Maliye Bakanlığında
kadrosu olup da burada görev yapan insanlar aynı şartlarla
girecektir.
Bir de Mustafa Özyürek bunu istedi
Oysa AKPli milletvekili
arkadaşlarımızın çoğunun danışmanları,
sekreterleri de bu haktan yararlanacaktır. Bir farklılık, bir
özellik, bir ayrıcalık yoktur.
Ben bu vesileyle tekrar komisyona ve bunu kabul lütfunda bulunan
değerli arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 9'uncu Maddesinde yer alan "ve son üç yılda olumlu sicil
almış olan personel" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Nuri
Yaman (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde değişikliğiyle; Gelir İdaresi
Başkanlığının merkez ve taşra
teşkilatında çalışanların görev yapmış
olduğu süre içinde karşılaşmış oldukları
haksızlıkların, gelecekteki kazanımlarına engel
olmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve Geçici Madde 9'da yer alan "bir
yıl içinde açılacak özel sınava" ibaresinin "üç
yıl içinde açılacak üç özel sınava" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay (Manisa) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Erkan Akçay, Manisa
milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; geçici 9uncu madde üzerine verdiğimiz önerge
hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu geçici 9uncu madde, Gelir
İdaresinde gelir uzmanlığı sınavına katılma
şartlarını -bilmiyoruz kaçıncı defadır-
düzenliyor. Bu, geçmiş torba tasarılarda da sürekli dile getirdik ve
maalesef yeterli bir düzenleme yapılmadığı için de hemen
hemen her torba tasarıda, Plan ve Bütçe Komisyonunda tartışma
konusu oluyor. Şimdi, tabii, ana hatları itibarıyla bizim de
katıldığımız bir düzenleme. Gerek alt komisyonda
gerekse Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler sırasında bizim
de bu konuda önergemiz oldu ve ortak bir teamülde anlaşıldığını
ifade edebiliriz, yalnız, noksanlıkları vardır, önergemiz
de bunu düzenleyecek.
Şimdi, bu mevcut geçici 9uncu madde, gelir
uzmanlığı sınavını, bir yıl içerisinde
açılacak tek özel sınavı kastediyor. Oysa binlerce personel,
öğrenimini bitirmek üzere veya henüz bitirmemiş personelden
oluşuyor. O yüzden, bunun, en azından üç yıl içerisinde
açılacak üç özel sınavı şeklinde yapılması
personelin talebini de bir nebze olsun karşılayacaktır. O yüzden
önergemiz makul, mantıklı ve kabul edilebilir özelliklere sahiptir.
Bu maddenin diğer bir özelliği de özellikle bazı başka
kurumlarda, Gelir İdaresi dışında başka kurumlarda
geçici olarak görev yapan personelin de katılmasına imkân
vermektedir, o bakımdan da anlamlıdır.
Değerli milletvekilleri, vergi gelirlerinin
toplanmasında en büyük emeği ve payı olan Gelir İdaresi Başkanlığı,
maalesef, 2005 yılında, 5345 sayılı Yasanın
çıkmasıyla karmaşık bir yapıya sahip olmuştur. Bu
Kanunla 29 ilde vergi dairesi başkanlığı kurulmuş, 52
ilde ise hâlen bütün işler defterdarlık bünyesinde
yapılmaktadır. Bu da beraberinde çift başlılığı
getirmiştir ve var olan sorunlar azalmamış,
artmıştır.
Gelir İdaresinin statüsündeki zafiyetin yanı sıra,
personel arasındaki ücret adaletsizliği had safhaya
çıkmış, çalışma barışı bozulmuş,
huzursuzluklar alabildiğine büyümüştür. Müdür ve müdür yardımcıları
memurlarından daha az maaş alır duruma gelmiş, devleti
temsil konumunda olan bu ekip mağdur edilerek moral ve motivasyonu
bozulmuştur. Ek ücretlerde yapılan son değişikliklerle
birlikte, grup müdürleri başkandan, 2nci derecedeki müdür
yardımcısı 1inci derecedeki müdür yardımcısından
daha fazla ek ücret almaktadır. Bu nedenle, ek ücretlerde dengeli bir
dağılımın sağlanması acil ve zaruri bir hâle
gelmiştir. 1inci derecedeki bir müdür veya müdür
yardımcısının ek göstergesi 2.200 iken, yine 1inci derecedeki
bu amirin memurunun da ek göstergesinin 2.200 olması ne derece
adaletlidir? Gerçi bu ek göstergeler sorunu maalesef tüm kamu personel
rejimimizde bir sıkıntı olarak devam etmektedir. Yine, Gelir
İdaresinde müdür ve grup müdürlerinin hâlen 3.000 olan ve vergi
denetmenlerinin ise 2.200 olan ek göstergeleri de sorun olarak devam etmektedir
ve bu konuda personelin beklentisi de ek göstergelerin her üç unvan için de
3.600e çıkarılmasıdır.
Gelir İdaresi Başkanlığındaki
sıkıntılar, taşradaki sorunların görmezden gelinmesi,
var olan problemlerin çözümü konusunda hiçbir çalışmanın
yapılmaması nedeniyle bu durum bütçe gelirlerine de
yansımış ve maalesef istenilen ve beklenilen sonuç bir türlü
alınamamıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığı merkez ve
taşra teşkilatında çalışan grup müdürü, müdür, vergi
dairesi müdürleri fiilen vergi incelemesi yapmaktadır. Vergi dairesi müdür
yardımcıları, Vergi Usul Kanununa göre kurulan takdir
komisyonlarında görev yapmaları, inceleme ve tetkikte, denetimde
bulunmaları ve görevli olmalarından dolayı fiilen denetim
yapmakta ancak denetim tazminatından yararlanamamaktadırlar ve daha
pek çok sorunları şu anda dile getirmek mümkün
olmadığı için, inşallah diğer konuşmalarda dile
getirmek üzere hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
10uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 10'uncu Maddesinde yer alan "toplam alacak tutarını
geçmemek üzere" ibaresinin "toplam alacak tutarının iki
katını geçmemek üzere" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Sebahat
Tuncel Nuri
Yaman Hasip
Kaplan |
İstanbul Muş Şırnak |
Ayla
Akat Ata M.
Nezir Karabaş |
Batman Bitlis |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının Geçici 10. madde metnine "2000/1043"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mustafa
Kalaycı Mehmet
Şandır |
Manisa Konya Mersin |
Abdülkadir
Akcan H. Hamit
Homriş Kürşat
Atılgan |
Afyonkarahisar Bursa Adana |
Beytullah
Asil Akif
Akkuş |
Eskişehir Mersin |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın geçici 10
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Hüseyin
Pazarcı |
İstanbul İzmir Balıkesir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ahmet
Tan Selçuk
Ayhan |
Malatya İstanbul İzmir
|
Geçici Madde 10- (1) 31.12.2007 tarihinden önce
alınmış Bakanlar Kurulu kararları gereğince tabii afet
nedeniyle gelir kaybı ve altyapı hasarına uğrayan
belediyelerden İller Bankasınca yapılan hesaplama sonucunda
alacaklı durumda olanların toplam alacak tutarını geçmemek
üzere Maliye Bakanlığı bütçesinden ilgili belediyelere
aktarılmak üzere İller Bankasına ödeme yapmaya Maliye
Bakanı yetkilidir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen var mı Sayın
Anadol?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Gerekçe okunsun efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yasada Bakanlar Kurulu kararlarının sayısına
atıfta bulunmanın doğru olmayacağı düşüncesi ile
söz konusu kararları kavrayacak genel bir atfın yapılması
önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının Geçici 10. madde metnine "2000/1043"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Akif Akkuş, Mersin
Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 606 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 222nci maddesine ekli geçici 10uncu madde üzerinde
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin bulunduğu
coğrafi konum ve ülkemizin tektonik yapısından dolayı
çeşitli bölge ve yörelerimizde zaman zaman yer hareketleri veya iklime
bağlı afetler altyapı hasarları meydana getirmektedir.
Böyle durumlarda gelir kaybı ve altyapı hasarına uğrayan
belediyelerin hasarları Bakanlar Kurulu kararı ile İller
Bankasınca hesaplanarak ödenmektedir. Bu hesaplamalarda 25/7/1995 tarih ve
22354 sayılı Kanun esas alınmaktadır. Bu Kanuna göre de
değişik tarihlerde meydana gelen hasar ve zarar ödenmeye
çalışılmaktadır. 2005 yılı ve öncesinde meydana
gelmiş tabii afetler nedeniyle gelir kaybı ve altyapı
hasarına uğrayan belediyelerin bu kayıplarının
karşılanması amacıyla 2005/9540, 2005/9539, 2005/9541,
2000/1043 ve 2007/12766 sayılı Bakanlar Kurulu kararları
çıkarılmıştır ancak bu kararlarda gündeme gelen
belediyelerden bir kısmı çeşitli nedenlerle bu kararnamelerden çıkarılmış,
bunun yanında bir kısım belediyeler ilave edilmiştir. Yani
bu belediyelerin ortaya koyduğu rapor ve evraklarda birtakım
eksiklikler olduğu gibi, zaman zaman da keyfî
davranıldığı dikkati çekmektedir. Böylece, bu Bakanlar
Kurulu kararları ilgili mahkemelerce iptal edilmiş ve afete
uğrayarak mağdur olan ve İller Bankasından alacaklı
olan belediyeler bu alacaklarını tahsil edememişlerdir.
Bu yasa tasarısı ile belediyelerin bu
mağduriyetleri ortadan kaldırılmak istenmektedir. Ancak madde
metni içinde çeşitli tarihlerde alınan Bakanlar Kurulu kararları
zikredildiği hâlde, 2010 yılında alınmış 1043
sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptal edilmesi üzerine
Bakanlar Kurulu tarafından 2007de 12761 sayılı Karar
çıkarılmış fakat 2000/1043 sayılı Kararda
bulunan bir kısım belediyeler bu kararın içerisine
alınmamıştır. Yani afete uğramış, hasar
meydana gelmiş, hasardan dolayı bir maddi katkı
yapılması gereken belediyeler bu 12761 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararının içerisine konulmamış.
Biz işte bu yüzden bu önergemizle 2000/1043 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararının da madde metnine eklenmesini arzu etmekte
ve bir hatanın düzeltilmesini talep etmekteyiz. Bu yüzden bu önergeyi
verdik.
Değerli milletvekilleri, burada bir konuyu da dile getirmenin
faydalı olacağı kanaatindeyim. Kanunlar, Bakanlar Kurulu
kararlarına göre daha üst hukuk metinleridir. Bir kanun hükmünün Bakanlar
Kurulu hükmü gereğine göre düzenlenmesi doğru olmayıp, kanun
tekniğine aykırıdır -torba kanun aceleciliği içinde bu
dikkatten kaçmış olmalıdır- çünkü burada kanuna esas
teşkil eden, mehaz teşkil eden konu Bakanlar Kurulu
kararıdır, bunu belirtmek istiyorum.
Bu kanun bu şekilde çıktı diyelim, Bakanlar Kurulu
yukarıda belirttiğim kararlarından herhangi birisinde
değişiklik yapılmasına dair yeni bir karar aldı, ne
olacak? Dolayısıyla, bu yanlış bir düzenlemedir.
Bu konuda Başkanlığı ve Kanunlar ve Kararlar
Müdürlüğü uzmanlarını uyararak bilgilerinize sunuyorum.
Önergemize destek istiyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
606 sıra sayılı kanun tasarısının
Geçici 10'uncu Maddesinde yer alan "toplam alacak tutarını
geçmemek üzere" ibaresinin "toplam alacak tutarının iki
katını geçmemek üzere" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nuri
Yaman (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde değişikliğiyle; tabii afet nedeniyle gelir
kaybı ve altyapı hasarına uğrayan yerleşim yerleri
yetersiz yardım ve ilgiden muztariptirler. Bu değişiklik ile bu
bölgelerin mağduriyetinin daha fazla giderilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, bir düzeltme talebimiz var
efendim.
Maddede İller Bankası ibaresi geçmektedir. Tasarı
İller Bankası Kanunundan önce hazırlandığı için
bu şekilde. Bu İller Bankası ifadesinin İller
Bankası Anonim Şirketi olarak değiştirilmesini talep
ediyoruz.
BAŞKAN Not alınmıştır Sayın
Başkan.
Sayın milletvekilleri, maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarıya yeni geçici maddeler
eklenmesine dair dokuz adet önerge vardır, sırasıyla okutup
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Bekir
Bozdağ Mustafa
Elitaş Hasan
Kara |
Yozgat Kayseri Kilis |
Ahmet
Yeni Yılmaz
Helvacıoğlu Kürşad
Tüzmen |
Samsun Siirt Mersin |
"Geçici Madde 11- (1) Tarım Kredi Kooperatiflerinden
30/1/2004 tarihinden önce üreticilerin kullandıkları tüm
tarımsal kredilere 5661 sayılı Kanunun 1 inci maddesi hükmü
uygulanır. Bu madde hükümlerinden faydalanmak isteyen üreticilerin
30/6/2011 tarihine kadar kendilerine ait borçları ödemeleri veya yeniden
yapılandırmak için başvurmaları şarttır. Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan ödemeler için
bu madde hükümlerine dayanılarak iade yapılmaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5661 sayılı Kanun; Tarım Kredi Kooperatiflerinden
30/1/2004 tarihinden önce birden çok üreticinin/kooperatif
ortağının birbirlerine karşı müşterek borçlu ve
müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olarak grup kredisi şeklinde
kullandıkları kredileri kapsamakta olup, bu tarihlerden önce münferit
senetlerle kullandırılan kredileri kapsamamaktadır.
5661 sayılı Kanun kapsamına giren borç senetlerini
kredi kullanmadığı halde müşterek borçlu müteselsil kefil
olarak imzalamış olanların kefalet sorumluluğu Kanun
gereğince sona ermiştir.
Belirtilen tarihlerden önce üreticilerin sadece kendilerinin kredi
kullandığı, kefillerin ise kredi kullanmayıp sadece
müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları senetler
5661 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden, anılan
Kanun kapsamındaki senetleri sadece kefil olarak imzalamış
olanlarla aynı konumda olmalarına rağmen, bu kefillerin
kefillikleri sona ermemiştir.
Bu önerge ile bu durumdaki üreticilerin/ortakların
mağduriyetlerinin giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Tekin
Bingöl Şevket
Köse Abdullah
Özer |
Ankara
Adıyaman
Bursa |
Hüseyin
Ünsal Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Akif
Ekici |
Amasya Malatya Gaziantep |
Geçici Madde-12
Bursa ve Eskişehir illerindeki Organize Sanayi Bölgelerine,
BOTAŞ tarafından Ekim 2004-Aralık 2006 dönemine ilişkin
olarak tahakkuk ettirilmiş bulunan doğalgaz taşıma
farkı bedelleri silinerek görev zararı kabul edilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bursa ve Eskişehir illerinde bulunan Organize Sanayi
Bölgeleri (OSB), 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun 8.
maddesine göre serbest tüketici statüsündedirler. Bursa'da BURSAGAZ'dan,
Eskişehir'de ise ESGAZ'dan aldıkları doğalgazı,
OSB'ler içinde kurdukları dağıtım altyapısı
üzerinden satmakta ve taşıma bedeli dahil doğalgaz bedelini
BOTAŞ'a ödemektedirler. BOTAŞ ise, taşıma bedelini BURSAGAZ
ile ESGAZ'a aktarmaktadır.
Söz konusu OSB'ler aldıkları doğalgazı, OSB
içinde bulunan KOBİ'ler ile enerji santrallerine satmışlar;
santrallerde üretilen enerji de OSB içindeki KOBİ'lere
satılmıştır. Doğalgaz taşıma bedelinin
geçmişe dönük olarak değişmesi durumunda, OSB içinde bulunan
enerji santralının ürettiği enerjinin bedelini geçmişe
yönelik olarak değiştirmeleri mümkün olmadığı gibi,
doğalgaz ile enerji fiyatını bir maliyet unsuru kabul ederek
üretim fiyatlandırmasında bulunan KOBİ'lerin üreterek
satmış oldukları ürünlerin fiyatlarını geçmişe
yönelik olarak değiştirmeleri de mümkün olamamaktadır.
BOTAŞ'ın söz konusu OSB'lere geçmişe yönelik olarak
tahakkuk ettirerek 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takibata geçtiği
tutarları, OSBlerin üyelerinden tahsil etmeleri fiilen
imkansızdır; çünkü bir kısmı iflas ettiği için zaten
tahsil edilemez durumdadır; bir kısmından da tahsilata girişilmesi
iflaslarına yol açacaktır. İflaslara yeni iflasların
eklenmesi işsizliği daha da arttıracaktır.
Teklif ile meydana gelmiş olan
haksızlığın giderilmesi ve olası mağduriyetlerin
önlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
OĞUZ OYAN (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Arada anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla
oylama yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Ve
Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısına aşağıdaki Geçici Maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 12 - (1) 1/1/2016 tarihine kadar, Hazinenin
veya Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde veya
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan deniz ve içsularda veya bu
yerlerden su alınarak karada yapılacak su ürünleri üretim
tesislerinde veya bu alanları ıslah etmek suretiyle projeye dayalı
olarak yapılacak su ürünleri yetiştiriciliği
yatırımlarında ihtiyaç duyulan su ve su alanları ile deniz
ve içsulardaki su ürünleri istihsal hakkının kira teknik
şartları, süreleri ve yıllık bedelleri, üretim yerlerinin
özellikleri dikkate alınarak Tarım ve Köy işleri
Bakanlığınca tespit edilir. Bu yerler, gerçek veya tüzel
kişilere, gelirleri il özel idarelerine ait olmak üzere, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı tarafından kiraya yerilir. Projeli
olarak yapılacak yatırımlarda ihtiyaç duyulacak karasal
alanların kiralama işlemleri birinci fıkra hükümleri
çerçevesinde taşınmazın maliki kuruluş tarafından
yapılır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce kiralama
işlemleri sonuçlandırılan veya devam eden dosyalar, bu kanunun
yürürlüğe girmesini müteakip, üç ay içerisinde kiralamanın
yapıldığı kurum tarafından Tarım ve
Köyişleri Bakanlığına teslim edilir. Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı, bu yerlerin kira teknik
şartlarını, sürelerini ve yıllık bedellerini, üretim
yerlerinin özelliklerini ve kiracıların müktesep haklarını
dikkate alınarak, yeniden belirler. Bu maddenin uygulanmasına ve
kiralamalara ilişkin usul ve esaslar Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut uygulamada, kiralamalar il özel idareleri tarafından
yapılmakta ve her 1000 (bin) m2 lik alan için 450-TL ile 5500-TL
arasında yıllık kira bedeli alınmaktadır. Kiralanan
yerlerden aynı niteliklere sahip olmalarına rağmen, farklı
kira bedelinin alınması, haksız rekabete yol açtığı
gibi, adaletsizliklere de sebebiyet vermektedir. Bu farklı uygulamalar, su
ürünleri üretiminin geliştirilmesini özendirmeyip, aksine mevcut ve yeni
yatırımlar için caydırıcı olmaktadır. Bu madde
ile ülke genelinde adil ve eşit uygulamaların yapılması
sağlanmış olacaktır. Ayrıca, mevcut uygulamada birçok
bürokratik engellerle karşılaşılmakta ve bu durum
yatırımların gerçekleşme sürelerini uzatmaktadır. Bu
madde ile uygulamada karşılaşılan bu sakıncaların
önlenmesi ve su ürünleri yetiştiriciliğinin geliştirilmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 13 - 31/12/2020 tarihine kadar uygulanmak
üzere, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, Anayasa
değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna
sunulması, milletvekili genel ve ara seçimleri, mahalli idareler ile
mahalle muhtarlıkları ve ihtiyar heyetleri genel ve ara seçimi
dönemlerinde Yüksek Seçim Kurulu'nun ihtiyacı için yapılacak;
filigranlı oy pusulası kağıdı ile filigranlı oy
zarfı kağıdı alımı oy pusulası basımı,
oy zarfı yapımı hizmetleri ile bu seçimlere yönelik her türlü
seçim malzemelerinin alımı, il seçim kurulu
başkanlıkları tarafından alınacak oy pusulası
basım hizmet alımları 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununa göre doğrudan temin usulü ile
yapılabilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Tarih düzeltildi mi?
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz.
Yalnız, tarihte düzeltme yapma gereği var, 2011
şeklinde bir düzeltme yapma gereği var.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Tamam.
BAŞKAN Anlaşıldı.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Öngörülen düzenlemeyle, 31/12/2011 tarihine kadar uygulanmak
üzere, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 22 nci maddesine göre
seçim dönemi bitmeden önce seçimlerin yenilenmesine veya ara seçime ya da
Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulmasına karar verilen
hallerde; Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılacak filigranlı oy
pusulası kağıdı ve filigranlı oy zarfı
kağıdı alımı ile oy pusulası basım hizmeti
alımı, mahalli seçimlerde ise İl Seçim Kurulu
başkanlıkları tarafından alınacak oy pusulası
basım hizmeti alımlarında ihtiyaçların ilân
yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın
doğrudan temini usulüne başvurulabilmesine ilişkin düzenlemenin
kapsamına Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi,
milletvekili genel seçimleri, mahalli idareler ile mahalle
muhtarlıkları ve ihtiyar heyetleri genel ve ara seçimleri de
alınmaktadır.
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum önergeyi: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkanım, önerge
gelmedi bize.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Önerge yok.
Sayın Başkan, bize bu önerge, okuduğunuz önerge
gelmedi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Okuduğunuz önergelerin hiçbiri
buraya dağıtılmadı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
Geçici Madde 14
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bir dakika Harun Bey,
bir dakika ya! Takip edemiyoruz. Nerede önerge? Önerge yok ki bizde.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Nerede bu önerge?
Geçici Madde 14- Sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıfları, ihtiyaç sahibi yüksek öğrenim
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, hâlâ okuyor! Bizde önerge yok, hâlâ okuyor!
öğrencilerine burs verilmesi amacıyla gerçek ve tüzel
kişilerden
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Harun Bey, niye
okuyorsun kardeşim? Önerge yok diyoruz ya!
BAŞKAN Bir saniye
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İşleme
aldığınız önergeler bizlere
dağıtılmadı.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Önerge yok bizde!
BAŞKAN Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 22.11
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 22.19
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya) , Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 65inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
606 sıra sayılı Tasarının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarıya geçici madde eklenmesine dair önergelerin
işlemlerine devam ediyoruz.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
Geçici Madde 14 - Sosyal yardımlaşma ve
dayanışma vakıfları, ihtiyaç
sahibi yüksek öğrenim öğrencilerine burs verilmesi
amacıyla gerçek ve tüzel kişilerden 31/12/2015 tarihine kadar
şartlı bağış kabul edebilir. Bu amaçla kabul edilen
şartlı bağışların, 03/03/2004 tarihli ve 5102
sayılı Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine
İlişkin Kanun hükümlerine tabi olmaksızın, Sosyal
yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca
kullanılmasına ilişkin esas ve usuller Yüksek Öğrenim Kredi
ve Yurtlar Kurumunun görüşü alınarak Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3294 sayılı Kanunun 7 nci maddesi uyarınca bu
Kanunun amacına uygun faaliyet ve çalışmalar yapmak ve ihtiyaç
sahibi vatandaşlara nakdi ve ayni yardımda bulunmak üzere her il ve
ilçede sosyal yardımlaşma ve dayanışma
vakıflarının yüksek öğrenim öğrencilerine burs olarak
verilmek üzere şartlı bağış kabul etmesi ve bu şartlı
bağışların öğrencilere burs verilmesinde uyulacak esas
ve usullere ilişkin hususlar belirlenmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Numaralı "Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"na aşağıdaki
geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 15 - 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı
Yükseköğretim Kanununun 58 inci maddesinin (a) fıkrasının
altıncı paragrafının uygulanması nedeniyle Devlete ait
üniversitelerin tıp ve diş hekimliği fakültelerine
bağlı sağlık uygulama ve araştırma merkezi döner
sermaye işletme birimlerinde 2011 yılında ortaya
çıkabilecek nakit ihtiyaçlarının karşılanması
amacıyla; söz konusu işletmelerin 2010 yılında elde
ettiği mesai dışı gelirlerine 2011 yılı için
öngörülen deflatör oranının uygulanması suretiyle bulunacak
tutar ile bu işletme birimlerinin 2010 yılında gerçekleşen
toplam gelirlerinin yüzde onuna tekabül eden tutardan fazla olanı, Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 2011
yılı içinde her ayın en geç on beşine kadar eşit
taksitler halinde bunlara ödenir. Döner sermaye işletmelerine ödenen bu
tutarlar işletmeye ait muhasebe kayıtlarına hizmet geliri olarak
kaydedilir. Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan ödemeler hazinece
karşılanır. Bu Kanunun yayımı tarihinden önceki aylara
ilişkin tutarlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren bir ay içinde ödenir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin
olarak gerekli görülmesi halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
Sağlık Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığı, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı ile Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığının görüşlerini alarak usul ve esaslar
belirlemeye ve ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye Maliye
Bakanlığı yetkilidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılmak istenen düzenleme ile, 21/1/2010 tarihli ve 5947
sayılı "Üniversite ve Sağlık Personelinin Tam Gün
Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun" kapsamında üniversitelerde mesai
içi çalışma süresinin uzatılması ve öğretim üyelerinin
sundukları hizmetler karşılığında
vatandaşlardan alınan fark ücretlerinin kaldırılması
nedeniyle, Devlete ait üniversitelerin tıp ve diş hekimliği
fakültelerine bağlı sağlık uygulama ve araştırma
merkezi döner sermaye işletme birimlerinde 2011 yılında ortaya
çıkabilecek nakit ihtiyaçlarının
karşılanmasını sağlamak üzere söz konusu
işletmelere Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ödeme
yapılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 16- İstanbul Sismik Riskin Azaltılması
ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında,
İstanbul İl Özel İdaresine bağlı olarak faaliyet
gösteren İstanbul Proje Koordinasyon Birimine yapılacak teslim ve
hizmetler, finansmanı yabancı devletler, uluslararası kurum ve
kuruluşlarca karşılanmak şartıyla 31/12/2020 tarihine
kadar katma değer vergisinden müstesnadır.
İstisna kapsamındaki teslim ve hizmetler
dolayısıyla yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle
hesaplanan vergiden indirilir, indirim yoluyla giderilemeyen vergiler 3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 32 nci maddesi hükmü
uyarınca mükellefe iade edilir.
Maliye Bakanlığı, istisna kapsamına girecek
teslim ve hizmetleri tanımlamaya, istisna ve iade uygulamasına
ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum
Hazırlık Projesi (İSMEP), başta kamu binaları olmak
üzere İstanbul'daki yapıların depreme karşı
güçlendirilmesi ve gerektiğinde yıkılarak yenilenmesi
amacıyla oluşturulan bir projedir. Projenin yürütülmesi için
yapılacak ve finansmanı yurtdışındaki kaynaklarca
sağlanacak mal ve hizmet alımlarında katma değer vergisi
yükü oluşmamasını teminen bu istisna düzenlemesine ihtiyaç duyulmuştur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederim.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici Madde 17 - (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten önce haklarında kapatma kararı verilen siyasi partilerden;
kapatma kararının verildiği tarihten önceki döneme ilişkin
olarak kesin hesabın verilmemiş olması nedeniyle Anayasa
Mahkemesi tarafından denetim yapılmadığı için
hesapları hakkında karar verilmemiş olanların Hazineye
intikal etmesi gereken mal varlığına ilişkin olarak
sorumlular aleyhine açılmış ve bu Kanunun yayımlandığı
tarih itibarıyla kesin hükme bağlanmamış davalardan;
davalıların davaya konu alacak aslının % 50'sini ve bu
tutara alacağın Hazineye intikali gereken tarihten bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar geçen süreye TEFE/ÜFE aylık
değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı, bu
Kanunun 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen süre ve
şekilde ödemeleri şartıyla, vazgeçilir ve kalan alacak aslı
ile fer'i tutarlar tahsil edilmez. Bu şekilde hesaplanan fer'i tutar bu
maddeye göre ödenmesi gereken asıl alacak tutarının
yarısını geçemez. Bu hükümden yararlanmak isteyen
davalıların Kanunun yayımını izleyen ikinci ayın
sonuna kadar başvuruda bulunmaları şarttır. Bu madde
hükmünden yararlanılması halinde yargılama masrafı ve
vekalet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmez. Madde
hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunulduğu halde taksitlerden
birinin ödenmemesi halinde madde hükmüne göre ödenmesi gereken
alacağın tamamı muaccel olur ve muaccel hale geldiği
tarihten itibaren 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre
belirlenen gecikme zammı oranında bir faiz ile birlikte başkaca
bir işleme gerek kalmaksızın tahsil edilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yani, bunun kayıp trilyonla
alakası var mı yok mu?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) El kaldırıp indirmekle
kanun olmaz ki! Sayın Bakan bir açıklama yapsın.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun Tasarısının çerçeve 183'üncü maddesi ile 2820
sayılı Siyasal Partiler Kanununun 74'üncü maddesinde yapılan
düzenlemeye paralel olarak; verilen önerge ile, Anayasanın ve Siyasal
Partiler Kanununun hükümlerine rağmen Anayasa Mahkemesi tarafından
yapılan bir mali denetime ve karara dayanmaksızın;
kapatılan bir siyasi partinin kapatılma tarihinden önceki bir
dönemine ilişkin olarak sorumlular hakkında açılmış
olan davalardan kaynaklanan ihtilafların, görüşülmekte olan yasa
tasarısının kamu alacaklarının yeniden
yapılandırılmasını öngören hükümleri çerçevesinde
çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Efendim, bir açıklama
yapılsın. Nedir bu? Bunun anlamı ne?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Nurettin Bey bir
açıklama yapacak.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Önerge sahibi Sayın Bakan! Bir
açıklama yapsın, nedir bu?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Bakanın
imzası var.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Önerge sahibi grup değil ki,
Sayın Cevdet Yılmaz önerge sahibi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) İsterseniz
BAŞKAN Sayın Bakan açıklama yapsın.
Buyurun Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri, aslında gerekçe kısmında açık
bir şekilde yazıyoruz. Bu tasarının 183üncü maddesinde
geleceğe dönük bir düzenleme yapılmış durumda, siyasi
partilere ilişkin olarak.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Geçici maddeyle geleceğe dönük
düzenleme yapamazsınız.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Burada geleceğe dönük
yapılmış bu düzenlemenin geçmişte de uygulanmasına
yönelik, daha bir uyumlu hâle getirilmesine yönelik tamamlayıcı bir
çerçeve var.
Daha ilave açıklamalar için Grup Başkan Vekilimiz de
daha detaylı açıklama yapabilir müsaade ederseniz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Geleceğe dönük geçici madde
tanzim edemezsiniz. Geçici madde bu.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Geleceğe dönük olan
183üncü madde, bu değil.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Kapatılan bir siyasi partinin
kapatılma tarihinden önceki bir döneme ilişkin, geleceğe dönük
bir şey. Ne bu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Hayır efendim,
183üncü maddeyi
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, müsaade eder misiniz
BAŞKAN Buyurun efendim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Bu kanun kamu alacaklarıyla ilgili bir
yapılandırmayı öngörüyor, genel hatları itibarıyla.
Burada temel sistematik şu: Hangi türden alacak olursa olsun, kanun
kapsamındaki bir alacak yargıya intikali kesinleşmiş ise
vergi alacağının tamamı devlet tarafından tahsil edilir
ve TEFE-TÜFE ile güne endekslenir. Eğer henüz kesinleşmemiş,
yargı aşamasındaysa anaparanın yarısı
alınır ve anaparanın yarısı TEFE-TÜFE ile güncellenir.
Dolayısıyla bu getirilen düzenleme şu andaki
görüştüğümüz bu torba yasanın temel sistematiğine kesinlikle
uygundur. En ufak bir aykırılık yoktur; bir.
İkincisi, bahsedilen, biraz önce sayın grupların
bahsettiği, kamuoyunda kayıp trilyon davası olarak bilinen o
davayı da kesinlikle kapsamamaktadır. Neden? Çünkü o dava
kesinleşmiştir. Bu düzenleme kesinleşmeyen alacaklar için
geçerlidir.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yerimden 60a göre söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Anadol
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Şimdi, bize dağıtılan metnin gerekçesinde
-Sayın Bakana soruyorum-
kapatılan bir siyasi partinin
kapatılma tarihinden önceki bir dönemine ilişkin olarak sorumlular
hakkında açılmış olan davalardan kaynaklanan ihtilafların,
görüşülmekte olan yasa tasarısının kamu alacaklarının
yeniden yapılandırılmasını öngören hükümleri
çerçevesinde çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır. Bunun
üstünde Sayın Cevdet Yılmazın imzası var. Soruyorum:
Kapatılan parti hangi partidir? O zamanki döneme ait sorumlular kimlerdir
ve kaç lira?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Onu bilemeyiz ki
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bilemezseniz bunu nasıl
istersiniz?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Genel bir düzenleme.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bilemeyiz olur mu?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Mükellefleri biz takip
etmiyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yani, Sayın Bakan
imzalamış, önergeyi vermiş. Bu sorulara cevap istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Şandır, buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
Sayın Bakanım, hukukçu kimliğinizle hitap etmek istiyorum.
Lütfen
Yani, Bir farklı anlam çıkarsa anlayamıyoruz. diyelim,
siz bize anlatın. Çok açık.
kapatılan bir siyasi partinin
kapatılma tarihinden önceki bir dönemine ilişkin olarak sorumlular
hakkında açılmış olan davalardan kaynaklanan
ihtilafların
Var mı bunun örneği? Var. Muhtemele binaen kanun
çıkarılır mı?
Şimdi, Sayın Bakan diyor ki: Bundan sonra olacaklar
için geçici madde ihdası. Yani, buradan bir, çok açık yüreklilikle
şunu diyebilirsiniz: Evet, böyle bir dava var. Bu davadan dolayı
kesinleşen kamu alacakları var. Bu kamu alacaklarını
diğer kamu alacaklarından ayrı tutmuyoruz. Bunu da
yapılandırıyoruz. diyebilirsiniz. Bunu da milletin takdirine
bırakırız. Ama, yani, gecenin bu saatinde, böyle bir önergeyle,
gerekçesi anlaşılmıyor, içeriği
anlaşılmıyor, kimi amaçladığı
Bu
değişikliğin öznesi nedir? Kim bu parti? Bunun
açıklanması lazım Sayın Bakanım. Yani, kamu adına
hizmet ediyoruz, kamu alacaklarından vazgeçerken neden vazgeçtiğimiz
ve ne için vazgeçtiğimizi de bilmemiz gerekiyor. Lütfen bu konuda
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bu kanun kapsamına giren yüz binlerce insan vardır,
onların listesini mi alacağız? Yani öyle bir şey olamaz ki.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Kapatılan bir siyasi dava
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Bakın, bir
derken
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Nurettin Bey, kaç tane siyasi parti
var kapatılan?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, bakın, bir parti bir olaya bakıyor, genelleme
yapıyor orada.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Sayın Bakan, bir açıklamada bulunacak.
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Şimdi, kendimi belki iyi anlatamadım. Sayın
Şandır, geçmişe dönük değil, geleceğe dönük, 183üncü
maddede bu kanun tasarısı içinde yapılmış olan
değişiklik. Siyasi Partiler Yasasında, orada, bakın
isterseniz okuyayım yapılan değişikliği: Siyasi parti
hakkında kapatma kararı verilmiş olması hâlinde, kapatma
kararının verildiği tarihe kadar olan döneme ilişkin
hesaplar da Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenerek karara
bağlanır. Bu takdirde denetime esas kesin hesabın verilmesi ve
denetime ilişkin diğer esas ve usuller Anayasa Mahkemesi
tarafından belirlenir. şeklinde bu tasarının 183üncü
maddesinde -geçici değil- sürekli bir düzenleme yapmışız,
geleceğe dönük. Burada yaptığımız düzenlemeyle onu bir
anlamda geçici bir maddeyle tamamlamış oluyoruz.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Geçmişe yönelik yapıyorsunuz!
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Diğer taraftan -az
önce Grup Başkan Vekilimizin ifade ettiği gibi- burada, birincisi
bitmiş davalarla ilgili hiçbir şey söz konusu değil, zaten
maddenin içeriğinde de bu çok açık ve net.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Oraya koyalım o zaman onu,
oraya koyalım!
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Diğer taraftan,
alacaklıların tahsili de yine diğer bütün alacaklar nasıl
tahsil ediliyorsa aynı usullere bağlı, aynı kıstaslara
bağlı.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Öztürk, buyurun.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Öncelikle, Sayın Caniklinin ifade ettiği diğer bu
yapılandırmayla ilgili tasarının esasına uygun bir
düzenleme olduğu konusuna bir açıklık getirmek istiyorum. Yani
bir ihtilaflı veya ihtilafsız, 6183 sayılı Kanun
kapsamında takip edilen bir alacak var ise zaten görüştüğümüz bu
tasarıya bir yerden girecek bu.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Girmiyor, hayır.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Yani dolayısıyla öylesine
bir inceleme yapılmış ki o genel hükümlere girememiş bu
düzenleme. Şimdi burada özel bir düzenleme yapıyoruz ve genel
düzenlemeden de farklı bir faiz hesabı getiriyoruz. Bunun vergi
mahremiyetiyle alakası yok. Yani bu önerge buraya getirilme ihtiyacı
doğduğuna göre, birilerinin bir talebi oldu ve hazinenin de bir
takibi var. Dolayısıyla, baş hukuk müşavirliğinin
takip ettiği birtakım davalar var. Nedir, ne kadar alacak
miktarı var, hangi mal varlığı için alacak miktarı
var? Burada Genel Kurulun bilgilendirilmesi gerekiyor.
Öbür taraftan
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkanım, izin
verirseniz bir noktaya daha işaret etmek istiyorum.
Sayın Bakanın temas ettiği kapatılan siyasi
partilerin Anayasa Mahkemesince incelemesine yönelik düzenlemeyi
yapabilirsiniz. Onun yürürlüğünü geriye doğru da yürürlük maddesinde
koyabilirdiniz ve geriye doğru da kapatılan bir partinin
hesaplarını Anayasa Mahkemesine inceletebilirdiniz. Ancak, buradaki
dava konusu olan işlem, farklı bir inceleme konusu
yapılmış ve mahkemeye intikal edilmiş. Yani bunun buraya
hangi ihtiyaçtan ileri geldiği ve yaptığımız genel
düzenlemelere niçin girmediği Genel Kurulun ve milletin bilgisine
sunulmalıdır diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, açılmış davalardan kaynaklı ihtilafların
İhtilaf derken ödenmemesi kesinleşmişse bile bir para
ödenmemişse ihtilaf devam ediyor demektir. Bu dava kesinleşmişse
bile tahsil edilmediği için ihtilaf devam etmektedir, onu da
kapsamaktadır bu.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Aslanoğlu, çok açık; yapmayın Allah aşkına! Karar
verilmemiş, kesinleşmemiş; yapmayın. O kadar açık ki!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Böyle bir şey olamaz!
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
tasarısına aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
Geçici Madde 18- 5/5/1983 tarihli ve 2822 sayılı Toplu
İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanununun 12 nci maddesi
gereğince 30/6/2011 tarihine kadar yeni istatistik yayımlanmaz. Bu
tarihten sonraki ilk istatistik yayımlama dönemine kadar Bakanlıkça
yayımlanmış bulunan en son işçi ve üye istatistikleri geçerli
sayılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Bir
açıklasınlar.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sendikaların yetkilerinin tespitinde Sosyal Güvenlik Kurumu
verilerinin öngörülen tarihten sonra yayınlanacak istatistiklerde dikkate
alınması amaçlanmaktadır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Amaç nedir Sayın
Başkanım, bir açıklasın Bakan.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkanım, bir açıklasınlar önergeyi.
BAŞKAN Kabul etmeyenler...
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, bir
açıklasın Sayın Bakan. Böyle kanun olur mu? Nedir bu iş,
bir öğrenelim.
BAŞKAN Sayın Işık, ben önergenin İç
Tüzük gereği gerekçesini okutuyorum. Yaptığım farklı
bir şey yok ki, şimdiye kadar, kaç günden bu tarafa
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, hemen
oylamaya geçmenize gerek yok..
BAŞKAN Hayır, kasıtlı bir şeyimiz yok
ki.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Bakan bir
açıklasın, ikna olalım, bu millet de ne oluyor, bir
öğrensin. Yapmayın bunu.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sendikalar da istiyor
bunu Sayın Başkan, sendikaların talebi doğrultusunda
ERKAN AKÇAY (Manisa) Hangi sendikalar, görebilir miyiz
Sayın Başkan?
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Şimdi, temel
(MHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Bakan açıklamada bulunuyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Geçmişe yönelik bir
parti var: Refah Partisi. Recai Kutan mı, Necmettin Erbakan mı?
BAŞKAN Sayın Milletvekilim, lütfen
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Müsaade ederseniz bir
açıklama yapayım talep doğrultusunda.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Başka bir şey
yok. Hakkımız değil mi öğrenmek?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Sayın milletvekilleri,
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt
Kanununun 12nci maddesine göre sendikalar için öngörülen mevcut
işçilerin yüzde 10unu aşacak şekilde üyeye sahip olma
zorunluluğunun tespitinde Bakanlığa yapılan bildirimler
esas alınırken 19/2/2009 tarihinde yapılan
değişiklikle Sosyal Güvenlik Kurumu verilerinin esas
alınması öngörülmüştür. Ancak sendikalar bu süreç içinde
üyeliklerini tam olarak güncelleyememişlerdir. Gerekçe tekniktir esas
itibarıyla. Sendikalara biraz daha süre verip bu güncellemeyi daha
sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmeleri
amaçlanmaktadır. Esas itibarıyla sendikaların talepleriyle
uyumlu bir önergedir.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Ne kadarını
yaptılarsa o kadardan sorumlular.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bize ulaşan sendika talepleri de
var, onlar tersini söylüyor.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bu sendikalar sadece size
mi ulaşıyor?
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Öncelikle ifade etmek gerekir ki torba tasarının son
dakikalarında, her zaman olduğu gibi yine sürpriz şekilde, Türk
milletinden, kamuoyundan ve milletvekillerinden saklar bir şekilde -ki
bunlar yarın, yarından sonra mutlaka ortaya çıkacak-
bunları milletvekillerinin gözünden kaçırmaya
çalışmanın hiçbir anlamı yoktur. Konu son derece
açıktır. Bu toplu iş sözleşmesi yetkisi kazanması için
bazı sendikaların, maalesef naylon üye diye tabir
edebileceğimiz ve gerçek olmayan üyelere sahip oldukları için bu
sendikalara zaman kazandırma maddesidir. Biraz önceki, kapatılan siyasi
partilerle ilgili hadisede de, özellikle bildikleri hâlde hem Hükûmet hem de
iktidar partisi sözcüleri bilgi vermekten özenle kaçınmaktadırlar,
ama milletin gözünden hiçbir şey kaçmayacaktır ve bu mutlaka
yarın ortaya çıkacaktır.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Tahrir Meydanını
unutmayın arkadaşlar!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Başardın
Sayın Bakan, helal olsun, başardın!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Bunun bir de sonrası
var Sayın Bakan!
BAŞKAN Madde 223te üç adet önerge vardır, önergeleri
okutup işleme alıyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan yasa tasarısının 223.
maddesinin (h) bendinin metinden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Harun Öztürk |
İstanbul Malatya İzmir |
Ahmet
Tan Tekin
Bingöl Şevket
Köse |
İstanbul Ankara Adıyaman |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın yürürlülük başlıklı 223. maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve (h) bendinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Yılmaz
Tankut |
Manisa Antalya Adana |
Mehmet
Şandır Beytullah
Asil |
Mersin Eskişehir |
j) 86 ıncı maddesi 01.01.2011 tarihinden geçerli olmak
üzere yayımı tarihinde.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının yürürlüğe ilişkin 223 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Suat
Kılıç Özlem
P. Türköne Abdurrahman
Arıcı |
Samsun İstanbul Antalya |
Ahmet
Yeni Asım
Aykan Bülent
Gedikli |
Samsun Trabzon Ankara |
Cüneyt
Yüksel |
Mardin
|
Yürürlük
Madde 223- (1) Bu Kanunun;
a) Aşağıdaki alt bentlerde belirtilen hükümleri
1/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde;
1) 24 üncü maddesiyle değiştirilen 5510 sayılı
Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin sonuna
eklenen cümle,
2) 25 inci maddesiyle değiştirilen 5510 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (ı)
bendinde "belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan
talepte bulunanlar," şeklindeki ibare değişikliği,
3) 36 ncı maddesiyle 5510 sayılı Kanunun 67 nci
maddesinin dördüncü fıkrasının ikinci cümlesinden
çıkarılan ibare,
4) 27 nci, 28 inci, 37 nci, 43 üncü, 46 ncı ve 5510
sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesinin sekizinci fıkrasına
eklenen cümle hariç 49 uncu maddeleri,
5) 52 nci maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici
30 uncu maddesi,
b) 23 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinin sonuna eklenen cümle
hariç 24 üncü maddesi, 26 ncı, 31 inci, 33 üncü, 34 üncü, 35 inci, 38
inci, 39 uncu, 41 inci ve 42 nci maddeleri ile 52 nci maddesiyle 5510
sayılı Kanuna eklenen geçici 32 nci maddesi yayımını
takip eden ayın birinci gününde,
c) 52 nci maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici
34 üncü maddesi, 95 inci maddesi, 120 nci maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendi, 121 inci ve 125 inci maddeleri 1/1/2011
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) 5510 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (ı) bendine eklenen "belgeleyenler ile 65
yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar," ibaresi hariç 25
inci maddesi, 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 102 nci
maddesine eklenen (l) bendi, 51 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanuna
eklenen ek 5 inci ve ek 6 ncı maddeleri, 52 nci maddesi ile 5510
sayılı Kanuna eklenen geçici 29 uncu maddesi ile 74 üncü maddesiyle
4447 sayılı Kanuna eklenen geçici 10 uncu maddesi 1/3/2011 tarihinde,
d) 141 inci maddesi 8/2/2006 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
e) 89 uncu ve 206 ncı maddeleri 31/12/2010 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde,
f) 140 ıncı ve 158 inci maddeleri
yayımını izleyen altıncı ayın sonunda,
g) 154 üncü maddesi yayımını izleyen üçüncü
ayın sonunda,
ğ) 192 nci maddesi 13/1/2011 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
h) 60 ncı maddesi yayımını izleyen üçüncü
ayın başında,
ı) 118 inci maddesiyle değiştirilen 657
sayılı Kanunun ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 165
inci maddesiyle 1211 sayılı Kanunun 69 uncu maddesinin birinci
fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen fıkra 1/1/2012 tarihinde,
i) 216 ncı maddesi 1/7/2012 tarihinde,
j) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Maddelerin teselsül etmesi nedeniyle yürürlük maddesi
yeniden düzenlenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge maddeyi bütünüyle
değiştirdiğinden diğer iki önergeyi işlemden
kaldıracaktım ancak önergenin biri çekildi, diğer önergeyi de
işlemden kaldırıyorum.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
224üncü maddede bir adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 224üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Erkan
Akçay Mehmet
Günal Mehmet
Şandır |
Manisa Antalya Mersin |
Beytullah
Asil Yılmaz
Tankut |
Eskişehir Adana |
Madde 224- (1) Bu kanun hükümlerini ekonomiden sorumlu Devlet
Bakanı, Maliye Bakanı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı yürütür.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Şandır,
Mersin Milletvekili.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; yorucu bir çalışmanın sonunda artık
karar noktasına gelmiş bulunuyoruz. Değerli arkadaşlar, bu
torba yasa demokrasi tarihimizde bir ilktir. İnanıyorum ki gelecekte
üniversitelerde doktora tezi olarak incelemeye tabi tutulacaktır.
Bakınız, muhalefet şerhlerini okursanız orada
da göreceksiniz. Bu torba yasa usul olarak da yanlıştır, hem
Başbakanlığın genelgelerine uygun değildir hem İç
Tüzüke uygun değildir. Muhalefet şerhinde bütün detayıyla bunu
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak anlattık. Kanun koyucu, kanun
kurucu önce kendi koyduğu kanuna uymak mecburiyetindedir. Bu torba
yasanın teşkili, mevcut, cari hukukumuza uygun şekilde tanzim
edilmemiştir. Usulen, zaten şekil şartı yerine getirilmeden
tanzim edilen bir kanun.
Burada birçok defa anlatıldı, halkımızın da
anlaması için söylüyorum: Bu kanunun muhtevasında yetmiş dört
konuda değişiklik var, ki şu son getirilenler hariç. Sekiz
ayrı ihtisas komisyonunu ilgilendiren konular. Şimdi, burada Millî
Eğitim Bakanlığıyla ilgili değişiklik
yaptık, Sağlık Bakanlığıyla, Tarım
Bakanlığıyla, Orman Bakanlığıyla, Enerji
Bakanlığıyla
Bunların her biri kendine özel ihtisas
alanları. Plan Bütçe Komisyonu ayrı bir ihtisas komisyonu. Bir hukuk
kurarken bunun uygulamasında doğacak birtakım
sakıncaları ortadan kaldırabilmek için Komisyonda ilgilileri
tarafından tartışılması bir gerek, bir lüzumdur, bir
ihtiyaçtır ama maalesef bu torba yasada ilk defa oluyor, zannediyorum
22nci Dönemde de böyle bir şey yaşamadınız ama bu defa ne hikmetse
iktidar partisi
Değerli milletvekilleri, bakın, size geliyor mu
bilmiyorum, ben size, isteyene klasör olarak gönderebilirim.
İnanıyorum ki, işte şu saatlerde bu kanunun
kanunlaşmasını bekleyen çok sayıda
vatandaşımız, toplum kesimi var. Bekliyorlar ama inanın ki,
birçok konuda sorun çözen bu kanun, birçok insanın, onlardan çok daha
fazla insanın beklentilerini de sukutuhayale uğrattı. Yani, bu
kanunda beklentisi gerçekleşenlerin 10 katı, 20 katı daha fazla
toplum kesimi
Klasör dolusu benden talep var, Bizim de şu sorunumuz
çözülsün., Bize de şu haksızlık yapılıyor, şu
da çözülsün. diye. Değerli arkadaşlar
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Bir torba daha
getiririz!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Evet, bir torba daha getirirsiniz.
Değerli arkadaşlar, nimet-külfet dengesini
bozduğunuz takdirde barışı bozarsınız, adalete
olan güveni bozarsınız, demokrasiye olan inancı
bozarsınız, siyasetin sorun çözmek kabiliyetine olan inancı
bozarsınız. Ben, tarihe not düşmek adına söylüyorum: Bu
kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanunu, hayır da demiş olsak,
bu kanun Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bizim de sorumluluğumuzda bir
kanun ama muhalefet partisi olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu
kanunda yapılan adrese teslim düzenlemelere
Şimdi
yaşıyoruz, bakın, bu kanun daha çıkmadan şimdi tekriri
müzakereler gelecek, kaç maddeyi geri çıkarıyorsunuz. Hatta tekriri
müzakere olmadan bile çıkardığınız madde var. Öyle bir
düzenleme yaptınız ki, keşke zamanım olsa da okusam. Yani
199uncu maddeyi tekrar kanun metninden çıkardınız, niye biliyor
musunuz? Çünkü, idareyle yapılan sözleşmelere aykırı
davrananların rüşvet vermesi karşılığında
sözleşmenin devam etmesini hukukileştirmiştiniz. Mesele burada
bizim tarafımızdan dile getirilince hızla iktidar partisi grubu
olarak verdiğiniz önergeyle 199uncu maddeyi kanun metninden
çıkardınız. Buna benzer o kadar çok adrese teslim düzenleme
yaptınız ki, bunun adı kanun değil. Değerli
arkadaşlar, Bakanlar Kurulu çalışması gibi bir
çalışma
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Doğru olmamıştır,
parlamenter sistem bu değildir, eğer parlamenter sistemin içini
boşaltıp başkanlık sistemini ikame etmek istiyorsanız,
bu yollara tevessül etmenin de gereği yoktur arkadaşlar. Bu
yapılan, meşru ve doğru olmamıştır.
Sayın Başkan, son söz olunca, bir cümlem daha var,
söyleyeyim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Değerli arkadaşlar, tabii
ki bizler burada hep beraber bu toplumun beklentilerini, sorunlarını
çözmekle görevliyiz iktidarıyla muhalefetiyle. Bunları birlikte
yaptığımızda, bu çözümü birlikte
oluşturduğumuzda, inanınız ki ortak aklı üretip çok
doğru şeyler yaptığımızın örnekleri hemen
önümüzde ama böyle, birtakım yerlerin hazırlayıp getirdiği,
sizlerden saklayarak, gruplardan saklayarak, tartışılmasına
müsaade etmeyerek, ihtisas komisyonlarında görüşülmesine müsaade
etmeyerek çıkartılan bu kanunlar, bu ülkeye fayda getirmeyecektir.
Bunun arkasında duran siyasi irade olarak sizler sorumlu
olacaksınız. Tarih bunu gösterecektir. Tutanaklara geçmesi için arz
ediyorum ve her şeye rağmen, bu kanunla sorunları çözülmüş
insanlarımız var, bu kanunun hayırlı olmasını
diliyorum ve gecenin bu saatinde hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Hükûmetin, görüşülmekte olan
kanun tasarısının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu
maddelerinin yeniden görüşülmesine ilişkin, İç Tüzükün 89uncu
maddesine göre bir talebi vardır.
Başkanlık bu talebi yerine getirecektir.
Danışma Kurulunun, Hükûmetin, görüşülmekte olan
kanun tasarısının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu
maddelerinin yeniden görüşülmesine ilişkin talebi hakkındaki
görüşünü okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER
A)
Danışma Kurulu Önerileri
1.- 606 sıra sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 17, 57, 76, 77,
78, 100, 122, 125 ve 179uncu maddelerinin Genel Kurulda yeniden
görüşülmesine ilişkin Devlet Bakanı Cevdet Yılmazın
talebinin uygun görüldüğüne ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Görüşü
No.: 11 Tarihi:
11/02/2011
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurula sunulması
kararlaştırılmıştır.
Mehmet
Ali Şahin |
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
Başkanı
|
Nurettin
Canikli K.
Kemal Anadol |
Adalet ve
Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk
Partisi |
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili |
Mehmet
Şandır Hasip
Kaplan |
Milliyetçi
Hareket Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi |
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili |
Öneri:
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı kanun
tasarısının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179 uncu
maddelerinin Hükümetin talebi doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 89. maddesine göre Genel Kurulda yeniden
görüşülmesine ilişkin Devlet Bakanı Cevdet Yılmazın
talebi uygun görülmüştür.
BAŞKAN Danışma Kurulunun Görüşü
bilgilerinize sunulur.
Şimdi, Hükûmetin istemini okutup oylarınıza
sunacağım:
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B)
Yeniden Görüşmeleri Yapılan Tasarılar/Teklifler (Tekriri
müzakere)
2.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu maddeleri)
Türkiye Büyük Millet Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179 uncu
maddelerinin TBMM İç Tüzüğünün 89 uncu maddesine göre yeniden
görüşülmesi hususunda gereğini arz ederim.
Cevdet Yılmaz
Devlet
Bakanı
BAŞKAN Hükûmetin istemini oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bu durumda tasarının 17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125
ve 179uncu maddelerini yeniden müzakereye açıyorum.
17nci madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Madde üzerinde iki adet önerge vardır
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
tekriri müzakerede her maddede müzakere açmayacak mısınız?
Tekrar konuşulmaz mı?
BAŞKAN Açıyoruz tabii.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Tekrar, her maddede onar dakika
BAŞKAN Sordum zaten 17nci maddede.
Önergeleri geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 17 nci maddesinin (25) numaralı
fıkrasının (f) bendinin birinci cümlesindeki "kiralama
işlemlerinden kaynaklanan" ibaresinden sonra gelmek üzere
"(kaynak sularının kira bedeli dahil)" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 17 nci
maddesinin (16) numaralı fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin Cüneyt Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
"(16) Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı şirketi
Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi ile toptan
satıcılar arasında bu Kanunun yayımlandığı tarihten
önce düzenlenen tekel ürünleri toptan satıcılık
sözleşmeleri ve bu sözleşmelere esas ihale kararları ile ilgili
olarak Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim
Şirketi ve/veya bağlı şirketi Sigara Pazarlama ve
Dağıtım Anonim Şirketi adına damga vergisi
tarhiyatı yapılmaz, daha önce yapılmış olan
tarhiyatlardan, varsa açılmış davalardan feragat edilmesi
kaydıyla vazgeçilir, tahakkuk eden tutarlar terkin edilir. Tahsil
edilmiş tutarlar red ve iade olunmaz."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılması öngörülen değişiklikle bu Kanunun
yayımlandığı tarihten önce düzenlenen tekel ürünleri toptan
satıcılık sözleşmeleri ve bu sözleşmelere esas ihale
kararları ile ilgili olarak Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı şirketi
Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi adına damga
vergisi tarhiyatı yapılmayacağı, Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi ve/veya bağlı
şirketi Sigara Pazarlama ve Dağıtım Anonim Şirketi
adına daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan, varsa
açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla
vazgeçileceği, tahakkuk eden tutarların terkin edileceği ile
tahsil edilmiş tutarların ret ve iade olunmayacağı
hususlarına açıklık kazandırılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 17 nci maddesinin (25) numaralı
fıkrasının (f) bendinin birinci cümlesindeki "kiralama
işlemlerinden kaynaklanan" ibaresinden sonra gelmek üzere
"(kaynak sularının kira bedeli dahil)" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Kaynak sularının kira bedellerinden doğan
alacakların da kapsama alınması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeler
doğrultusunda 17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
57nci madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bazı Alacakların Yeniden
Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı'nın 57 nci maddesinin birinci fıkrasının
ikinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
"Yetkilendirilen bu gerçek veya özel hukuk tüzel
kişileri, yapacakları işlemleri aralarında düzenleyecekleri
protokol çerçevesinde başka gerçek veya Özel hukuk tüzel kişilerine
de yaptırabilirler."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İlk tescili yapılacak araçların tesciline esas
teşkil edecek işlemleri elektronik ortamda bilgi
paylaşımı yoluyla yapmak üzere, Emniyet Genel Müdürlüğünce
elektronik ortamda oluşturulan bir ay süre ile geçerli tescile
ilişkin geçici belgeyi basmak ve araç sahibine vermek üzere kamu kurum
veya kuruluşları ile gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerine
yetki verilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
BAŞKAN 76ncı madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 76 ncı maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet Katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Maddenin tasarı metninden çıkarılması
öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir ve dolayısıyla madde
tasarıdan çıkartılmıştır.
77nci madde üzerinde söz talebi? Yok.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 77 nci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin tasarı metninden çıkarılması
öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. Böylece 77nci madde
tasarıdan çıkarılmıştır.
78inci madde üzerinde söz talebi? Yok.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 78 inci maddesinin Tasarı metninden
çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin tasarı metninden çıkarılması
öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir. Böylece 78inci madde
tasarıdan çıkarılmıştır.
100üncü madde üzerinde söz talebi? Yok.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 100 üncü maddesinin madde çerçevesinde yer alan
"6219 sayılı Kanunun 8 inci maddesi" ibaresinden sonra
gelmek üzere "ile 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
11/1/1954 tarihli ve 6219 sayılı Türkiye Vakıflar
Bankası Türk Anonim Ortaklığı Kanununun 14 üncü maddesinin
ikinci fıkrasında; "Bundan başka Bankanın senelik
muamelat ve hesabatı ayrıca Umumi Murakabe Heyetince tetkik edilerek
bir rapora bağlanır. Bu rapor Bankanın Umumi Heyetine, murakıpların
raporlarıyla birlikte sunulur ve bir sureti de Vakıflar Umum
Müdürlüğüne tevdi edilir." şeklinde bir hüküm yer
almaktadır. Burada yer alan "Umumi Murakabe Heyeti",
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunu ifade etmektedir.
3/12/2010 tarihli ve 6085 sayılı Sayıştay
Kanununun, 19/12/2010 tarih ve 27790 sayılı Resmi Gazetede
yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulunun mevcudiyeti ortadan kaldırılmış
bulunmaktadır. 6085 sayılı Sayıştay Kanununun "Kaldırılan
hükümler" başlıklı 82 nci maddesinin (b) bendinde
"24/6/1983 tarihli ve 72 sayılı Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulu Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile ek ve
değişiklikleri yürürlükten
kaldırılmıştır." hükmü bulunmaktadır. Bu
nedenle mevcudiyeti ortadan kalkmış bulunan bir kurul ile ilgili olan
11/1/1954 tarihli ve 6219 sayılı Türkiye Vakıflar Bankası
Türk Anonim Ortaklığı Kanununun 14 üncü maddesinin ikinci
fıkrasının da yürürlükten kaldırılması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 122 üzerinde söz talebi? Yok.
İki adet önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 122.
Maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Yediyüzelli Türk
Lirası" ibaresinin "12105 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Cüneyt Yüksel Mehmet Tunçak |
Giresun Mardin Bursa |
Erkan
Akçay Kürşad
Tüzmen Ahmet Yeni |
Manisa Mersin Samsun |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 Sıra Sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın 122 nci maddesinin birinci fıkrasında
yer alan "Yediyüzelli Türk Lirası" ibaresinin "12.105
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpımı sonucu bulunacak" şeklinde, 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek madde 8'in ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Harun Öztürk |
İstanbul Malatya İzmir |
Tayfun
İçli Malik
Ecder Özdemir |
Eskişehir Sivas |
"Ek Madde 8- Ayın veya haftanın bazı günleri
ya da günün belirli saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan
sözleşmeli personel hariç olmak üzere kamu kurum ve
kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları ile
döner sermaye işletmelerinde sözleşmeli personel pozisyonlarında
istihdam edilenlerden (657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (c)
bendine göre istihdam edilenler dahil) aile yardımı ödeneğinden
veya başka bir ad altında da olsa aynı amaçla yapılan
herhangi bir ödemeden yararlanamayanlara, Devlet memurlarına verilen aile
yardımı ödeneği, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaksızın aynı usul ve esaslar çerçevesinde ödenir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Harun Öztürk, İzmir
Milletvekili.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hükûmetin, torba tasarının 122nci maddesini tekriri
müzakereye açması üzerine bu maddeyle ilgili vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yani, ne okunan önergeyi duyduğunuzu zannediyorum ne de bizim
önergede ne istediğimizi duyduğunuzu zannediyorum ve Sayın
Başkan, tekriri müzakere açılan maddelerin Söz isteyen?
kısmını o kadar süratle geçiyor ki yetişme
şansımız da olamadı, biraz önce izlediniz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, bu ifadeleriniz doğru
değil. Lüffen
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) İzin verin Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bu 122nci maddeyle ilgili olarak
vermiş olduğumuz önergede şunu söylüyoruz: Bilindiği gibi
emeklilikte memur ve KİT personeline harcırah niteliğinde
yapılacak yer değiştirme masrafının aynı
olması için 122nci maddede 126ncı maddeye paralel bir düzenleme
yapılması önerilmektedir. Dolayısıyla, tasarının
bu maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen ek madde
8de ayın veya haftanın bazı günleri ya da günün belirli
saatleri gibi kısmi zamanlı çalışan sözleşmeli
personel hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının merkez
ve taşra teşkilatları ile döner sermaye işletmelerinde
sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam edilenlerden aile
yardımı ödeneğinden veya başka bir ad altında da olsa
aynı amaçla yapılan herhangi bir ödemeden yararlanmayanlara, devlet
memurlarına verilen aile yardımı ödeneğinin herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın aynı usul ve esaslar
çerçevesinde ödenmesi öngörülmektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ödemeyi biz de destekliyoruz
ancak her fırsatta 657 sayılı Kanunun 4/C maddesine göre
çalıştırılan geçici personele diğer sözleşmeli
personele tanınan hakların tanındığını
söyleyen Hükûmetin, 4/C kapsamındakilere de aile yardımı
ödeneği verilmesini öngören bu değişiklik önergemize destek
vermesini bir kez daha bekliyoruz.
Bu yönde bir önergeyi Cumhuriyet Halk Partisi olarak maddenin
görüşmeleri sırasında da vermiştik ancak AKPli
milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti. O zaman bu oylamanın
AKP için bir samimiyet testi olacağını ifade etmiştik.
Şimdi tekriri müzakere dolayısıyla bu teklifimizi yeniliyoruz ve
AKPye samimiyetlerini ispatlamaları konusunda son bir fırsat daha
tanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, torba tasarıyla ilgili olarak
aralık ayı başında başlayan müzakereleri Komisyonda,
alt komisyonda, üst komisyonda ve Genel Kurulda bugün tamamlıyoruz. Alt
komisyonda başlamak üzere üst komisyonda ve Genel Kurulda
çalışma yaşamına ilişkin maddelerin bu torba
tasarıdan ayrılması ve niçin ayrılması gerektiği
konusundaki düşüncelerimizi sizlerle paylaştık.
Dolayısıyla, sosyal taraflar arasında bir mutabakat
sağlanmadan çalışma barışını bozacak bu
düzenlemelerin doğru olmadığını ifade etmiştik.
Ancak, ne yazık ki biz sözlerimizle meramımızı sizlere
anlatamadık. Ne zaman ki çalışma yaşamının
taraflarından sendikalar haklarını aramak üzere gösteri yapmaya
başladılar ve seçim de kapıya geldi ve bu torba tasarıda
istiyorsunuz ki -biz de onu istiyoruz- olumsuz bir şey olmasın,
dolayısıyla -seçime gidiyoruz- herhangi bir şekilde bir
yanlışlık olmasın şeklindeki düşünceyle bu
maddeleri şimdilik bu tasarıdan
çıkardığınızı
Ancak parti olarak bu fikirden
vazgeçmediğiniz kanaatini muhafaza ediyoruz. Yani esnek
çalışmaya ilişkin maddeyi bugün çıkarıyorsunuz,
denkleştirmeye ilişkin maddeyi çıkarıyorsunuz, deneme
süresine ilişkin maddeyi çıkarıyorsunuz ancak bu zihniyetinizden
vazgeçmiş değilsiniz.
Milletimizi uyarıyoruz. Seçimden sonra bu maddeleri bize
tekrar gündeme getireceksiniz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606
sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 122.
Maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Yediyüzelli Türk
Lirası" ibaresinin "12105 gösterge rakamının memur
aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan, bu
maddede söz istiyorum.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gerekçe
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Ama biraz önce kızdınız
bana Sayın Başkan.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
şöyle bir usulsüzlük yapılıyor
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Yani bana biraz önce
kızdınız kürsüde.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Şimdi, bu konuda bu bir
madde şekline dönüşüyor. Bu maddeler herhangi bir kanun maddesi gibi
müzakere edilecektir. Gruplar isterlerse on dakika söz alabilirler. Ben o
çerçevede söz istiyorum.
BAŞKAN Anladım da aynı maddedeyiz Sayın
Özyürek. İkinci önergeyi görüşüyoruz. Madde üzerindeki görüşme
üzerinde Söz talebi olan var mı? diye sordum. Hayır,
olmadığı için önergelere geçtim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Daha okuma bitti, ben söz
istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır alamazsınız Sayın Özyürek
İç Tüzük açık yani şimdi uygulamıyoruz ki bunu, ilk defa da
yaptığımız yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Peki, söz istediğimizde o
zaman verirsiniz.
BAŞKAN Bundan sonraki maddede söz istersiniz, veririz yani.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bundan sonraki değil ben
125inci maddeyle ilgili söz istedim.
BAŞKAN 125e gelmedik ki Sayın Özyürek.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Ben de
konuşacağım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maktu olarak yapılan ödemenin katsayıya bağlanarak
her yıl arttırılması öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 125, söz talebi?
Sayın Özyürek, buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; tabii, herkesin sabrının sonuna
gelindiğinin farkındayım ancak son derece önemli bir konuyu
görüşüyoruz.
Şimdi bu 125inci maddeyle KİTlerde
çalışanlar ve özellikle meteorolojide çalışanlarla ilgili
bir düzenleme yapılıyor.
Şimdi, bizim bu konudaki önergemizde önerge üzerinde tekrar
söz almamak için kısaca bilginize sunmak istiyorum. Devlet Meteoroloji
İşleri Genel Müdürlüğünün merkez ve taşra
teşkilatı kadrolarında görev yapan 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa tâbi personelden (4/a, 4/b, 4/c maddesine tabi personel ile kadro
karşılığı sözleşmeli personel dahil), Avrupa Hava
Seyrüsefer Emniyeti Teşkilâtı prensipleri çerçevesinde personel
maliyetleri tamamen veya kısmen karşılanan havaalanlarında
çalışan personel için en yüksek Devlet memuru aylığının
(ek gösterge dahil) brüt tutarının % 300'ünü, bunların
dışında kalan diğer personel için ise % 225'ini geçmemek
üzere, Genel Müdürlük döner sermaye işletmesi yönetim kurulu kararı
ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine,
bağlı bulunulan Bakan onayı ile belirlenecek usûl, esas ve
oranlarda her ay döner sermaye gelirlerinden ek ödeme yapılır. Bu
ödeme aylıklara ilişkin esaslar çerçevesinde, damga vergisi hariç
herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmayacaktır.
Bizim önerimiz budur değerli arkadaşlarım. 125inci
maddeyle ilgili bu önergemiz doğrultusunda, özellikle Meteorolojide
çalışan insanlara belli bir desteğin verilmesi gerekiyor. Bu,
hazineden çıkan, bütçeden çıkan bir para değil, Avrupa Seyrüsefer
Emniyeti Teşkilatından gelen bir paradır. Ne yazık ki belli
tartışma konuları çözülemediği için, bu para
alınmasına rağmen personele verilmiyor,
yansıtılmıyor. Bunun, bu personele
dağıtılmasını istiyoruz. Bundan daha doğal bir
şey olamaz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada, biz,
özellikle torba yasa ilk geldiği andan itibaren dedik ki: Bu yasanın
bir vergi borçları ve sosyal güvenlik prim borçlarıyla ilgili bölümü
var; gelin, onu ayıralım, bir an önce yasalaştıralım.
Bunu yapmadığınız için bugüne kadar beklediniz.
Onun dışında dedik ki: Emeklilere belli bir -60
lira civarında- ödeme yapılacak. Bu ödemeyi de hemen bütçe kanununa
koyalım ve çözelim. Ama onun dışında, çalışma
hayatıyla ilgili düzenlemeleri Ekonomik Sosyal Konseyde, taraflarla yani
sendikalarla müzakere etmek suretiyle belli bir olgunluğa getirelim, bir
istihdam stratejisi şekline getirelim ve ondan sonra Meclisin ilgili
komisyonlarında ayrıntılı bir şekilde bunu
tartışalım istedik. Ne yazık ki bunu kabul etmediniz ama emek
dünyası buna çok ciddi tepki gösterdi, bütün muhalefet partileri bunun
yanlış olduğunu söyledi. Şimdi, gecenin bu saatinde bu
maddeleri metinden, kanundan çıkarmak suretiyle bizim aylardır
söylediğimiz noktaya gelmiş oldunuz. Yani, buna gerek yoktu, bu
komisyon aşamasında kararlaştırılır ve o günden
başarılmış olsaydı, emek dünyasıyla bu
görüşmeler yapılmış olsaydı, belki bugün burada
olgunlaşmış bir şekilde konuyu çözmüş olurduk ama bu
kabul edilmediği için, bu konuda bir dayatmacı anlayış
benimsendiği için, şimdi geri çekiliyor ama bir düzenleme
fırsatı da kaçmış oluyor. Yani, keşke emek
dünyasıyla, sendikalarla bunu ayrıntılı bir şekilde
görüşerek olgunlaştırsaydık ve gecenin bu saatinde sadece
geri çekilmek, vazgeçilmek suretiyle değil, konunun esasını
çözmüş olsaydık. Ne yazık ki bunu yapmadık, yapamadık,
yapmadınız. Çok yanlış oldu ama yanlıştan dönmek
her zaman erdemdir, yanlıştan döndüğünüz için de sizi
kutluyorum.
Sayın Gedikli burada oturuyor, bir televizyonda
tartışmıştık. Kendisi bunların ne kadar önemli
düzenlemeler olduğunu anlatmıştı, ben de bunun çok
yanlış olduğunu söylemiştim. Yanlış hesap
Bağdattan döndü, yanlış hesap Meclis Genel Kurulundan döndü.
Değerli arkadaşlarım, torba yasa uzun
tartışmalarıyla, Bütçe Komisyonundaki
tartışmalarıyla, buradaki tartışmalarıyla nihayet
bugün kabul ediliyor. Bu yasayla belli hakları elde etmiş olan
kesimlere bunların hayırlı olmasını diliyorum ama
belli şekilde hakları elinden alınan, özellikle 170inci
maddeyle, şu anda belediyelerde çalışan, özel idarelerde
çalışan ve sürgüne gönderilecek işçilerin de sorunlarını
keşke çözmüş olsaydık veya burada vazgeçmiş olsaydık.
Ama ben şunu söylüyorum: Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında bu yasanın yanlışları da düzeltilecektir.
diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.
125inci madde üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına söz isteyen Nezir Karabaş, Bitlis Milletvekili.
Buyurun.
BDP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 606 sıra
sayılı Tasarının 125inci maddesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, uzun bir süredir önce Komisyonda,
alt komisyonda ve Genel Kurulda bu tasarıyı görüştük. Hep dile
getirdik, dedik ki: Bu tasarıda işçinin, emekçinin, sendikaların,
değişik toplum kesimlerinin karşı
çıktığı maddeler var. Burada antidemokratik maddeler var.
Bunlarla ilgili uzlaşalım. Ama en önemlisi şunu belirttik,
dedik ki: Burada bir madde var, ayrımcı olan, ırkçı olan,
bir halkı, bu toplumun önemli bir kesimini, Türkiye toplumunun, nüfusunun
önemli bir kesimini oluşturan Kürtleri dışlayan,
dışında tutan bir madde var. Gelin bu maddeyi
değiştirin. Günlerdir, ayaküzeri görüştüğümüz her
milletvekili hem AKPnin, iktidar partisinin hem CHPnin hem MHPnin milletvekilleri...
Bu uygulamanın, orada getirilen o toplu düzenlemenin adaletli
olmadığı söyleniyor ancak burada, verilen talimatla -ki
sanırım en yüksek yerden verilmiş, Sayın Başbakan
tarafından verilmiş- ısrarla bu madde korundu ve en son bugün
Sayın Arınç, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan
Yardımcısı
VAHİT KİRİŞCİ (Adana) Başbakan
Yardımcısı.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla)
Başbakan
Yardımcısı, o da bunun adil olmadığını
söyledi. Peki, kimin vicdanına bırakıyorsunuz? Bu Parlamento bu
halka layık değil, bu Parlamento halkın beklentilerini yerine
getirmiyor. Bu Parlamentoda bulunan milletvekilleri de
katıldıkları şeye el kaldıramıyorlar burada, bu
Parlamentoda bulunan milletvekilleri kendi iradelerinin sahibi değil. Bir
yerlerden deniliyor ki: Bunu şöyle yapacaksınız.
Ben burada, Kürt kökenliyim. diyen milletvekillerine
sesleniyorum. Sizler yarın Diyarbakıra, Adıyamana, Bitlise,
Vana, Hakkâriye gidip ne söyleyeceksiniz? Ne söyleyeceksiniz; o bir mitinge
katıldı diye, nevroza katıldı diye, Ana dilde
eğitim istiyorum. dedi diye, Sayın Ahmet Türke saldırı
oldu, onu protesto ediyorum. dedi diye on ay, iki sene, altı sene Terörle
Mücadele Yasasının çeşitli maddelerinden yargılanan ve ceza
alan, ilişiği kesilen öğrencilere ne diyeceksiniz? Ne
diyeceksiniz? Niye biz katilleri, niye katilleri affettik? 10 tane adamı
öldüren, anasını öldüreni affettik, sınava girebilirler ama siz
giremezsiniz. diyeceksiniz. Ne diyeceksiniz? Onların anne,
babalarına ne diyeceksiniz?
Peki, sormak istiyorum. Belki Samsunun milletvekili bilmez,
kendisine de sorulmaz ama Hakkârinin, Diyarbakırın
milletvekillerine soruyorum, Adıyamanın, Bitlisin milletvekillerine
soruyorum: Gerçekten tanıdığınız, bildiğiniz,
pratiğini de bildiğiniz ama bir şekilde belli bir dönemde polis
tarafından bir Nevrozda, resmî bir Nevrozda, izin alınmış
bir Nevrozda, Nezir Karabaşın mitinginde, Ahmet Türkün
katılıp konuştuğu mitingde, hiçbir davanın
açılmadığı, hiçbir olayın
yaşanmadığı bir mitingde ceza yiyen, bunun için ilişiği
kesilen üniversite öğrencilerine ne diyeceksiniz?
ŞEVKET GÜRSOY (Adıyaman) Heyecanlanma!
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) Neyi
heyecanlanacağım? Neyi heyecanlanacağım?
Siz ne diyeceksiniz, gerçekten sormak istiyorum ve artı, AKP
Genel Başkan Yardımcısına
HASİP KAPLAN (Şırnak) Şevket, sana mı
düştü! Konuşma, otur yerine biraz!
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen
Sayın Milletvekili,
lütfen.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla)
Başbakan
Yardımcısına, grup başkan vekillerine, günlerdir
konuştuğumuz Ben de katılıyorum. diyen milletvekillerine
soruyorum, ne diyeceksiniz?
Biz bunları anlatacağız, diyeceğiz ki: Bunlar
Siz doğru söylüyorsunuz, bu haksızlıktır, bu
ayrımcılıktır. dediler ama yine kalkıp ellerini
kaldırdılar, oy verdiler sizin üniversite okumamanız için, sizin
üniversitelerden atılmanız için, sizin bu ülkede eşit
olmamanız için oy verdiler.
Peki, siz ne diyeceksiniz? Bunları ret mi edeceksiniz? Bunlar
yaşanmadı mı? Bunları söylemediniz mi? Sayın
Arınç Bu adil değil. demediniz mi?
Peki, burada, bu tür, böyle düşünen, ama böyle
düşünmesine rağmen tam tersi oy verilmeyi kim sağlıyor?
Hangi güç bu Parlamentoda kendi düşünceleri dışında
sizlere, bu Parlamentonun milletvekillerine el kaldırtıyor?
Ve değerli milletvekilleri, bizler daha önce de belirttik. Bu
sorunun, gerçekten Türkiye'deki Kürt sorununun, Alevi sorununun, türban
sorununun çözülmesi gerekir, ama mevcut anlayışla, mevcut zihniyetle,
bakışımızla, bu tarzda yasalarda bu sorunları
çözemeyiz; bu tarzda bakışla çıkardığımız bu
yasalarla Kürt sorununu çözemeyiz, Alevi sorununu da çözemeyiz.
Çalıştaylarla olmuyor bunlar, açılımlarla da olmuyor.
Peki, hani açılım yapıp dağdaki PKKliyi
indirecektiniz, hani kanı durduracaktınız? Siz, burada,
üniversitede okuyan, sırf Terörle Mücadele Kanununun, hiç kimsenin
vicdanının kabul etmediği ve burada iktidar olan partinin de
birçok milletvekilinin vicdanının kabul etmediği yasayla ceza
alan ve eğitim almasının, üniversite okumasının, mühendis
olmasının, doktor olmasının önü kesilen gençleri ne
yapacaksınız?
Peki, bu gençler buradaki tartışmaları, burada
Yükseköğretim Kanununda yapılan değişiklikle
çıkarılan bu maddeyi okuduktan sonra ne diyecekler? Siz iyi ki bu
yasayı çıkardınız. mı diyecekler? Biz Türkiye
Cumhuriyeti devletinin Meclisine, onun yasalarına güveniyoruz, bu ülkede
demokratikleşmeyi sağlayacaklar, bizi de eşit kılacaklar
diğer halklarla, bize de eşit bakacaklar. Onun için, biz bekleyelim,
demokratik bir şekilde Meclis bu yasaları çıkarsın.
mı diyecekler? Hayır, değerli milletvekilleri.
Bu tür bakış, bu anlayış, bu yasa yapma
mantığı, bu dışında tutma, açık bir
şekilde dışında tutma mantığı kesinlikle bu
ülkede barışı sağlamaz, bu ülkede birliği
sağlamaz. Birçok zaman, biz bazen değerlendirme
yaptığımız zaman, bize yönelip Siz birlikten yana
değilsiniz, siz bozuyorsunuz. diyorsunuz. Peki, böyle bir yasa
dünyanın hangi demokratik ülkesinde çıkar?
Bu ülkede, her çeşit suçtan ceza almış, okulla
ilişiği kesilmiş insanlara, ayrımsız bir genel af
getiriyorsunuz, ayrımsız, sağcısının, solcusunun
hiç ayrımı yok, türbanlısının, Alevisinin de
ayrımı yok. Genel olarak, Kürt olanların dışında
bir ayrım yapmıyorsunuz. Sadece tek bir ayrım koymuşsunuz,
diyorsunuz ki: Terörle Mücadele Kanunundan hüküm giyenler bu yasadan
yararlanmaz. Bizim on üç yaşındaki çocuklarımız bu yasadan
hüküm giydi. Bizim annelerimiz, bacılarımız, yengelerimiz,
eşlerimiz, bizim yetmiş yaşındaki ninelerimiz bu yasalardan
hüküm giydi ve bunlar bundan yararlanamayacaklar.
Değerli milletvekilleri Kürt kökenliyim. diyen, bölgeden
olan milletvekilleri, sanırım bu sorunları artık biliyorlar
Bu bizim işimiz değildir. diyorlar ama ben Samsundan, Rizeden,
Bursadan, Trabzondan, Edirneden milletvekillerini bölgeye davet ediyorum. Ben
kendim karşılayacağım onları, kendim
gezdireceğim. Gelsinler, Terörle Mücadele Yasasında, bu yasadan
Bitliste, Hakkâride, Vanda elbette ki belli eylemlerin içinde olup, ceza
alanlar var çünkü her gün eylem var, her gün çatışma var. Ama hiçbir
şekilde şiddetin hiçbirine yaşamı boyunca
bulaşmamış, yasa dışı hiçbir eylemi
yapmamış ama Ahmet Türkün mitingine katılmış,
Selahattin Demirtaşın yaptığı mitinge
katılmış, yasal olarak izin alınıp 500 bin
kişinin katıldığı nevroza katılmış
ama sonradan polisin yaptığı düzmece tutanaklarla hakkında
dava açılmış, ceza yemiş insanları size göstereyim,
onlarla konuşun. Siz neden ceza yediniz, ne yaptınız? deyin.
Bunları, yani bunun için
Bu anlayış, birliği getirmez. Bu anlayış,
barışı getirmez. Bu anlayış, kardeşliği
getirmez diyorum, saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından
alkış)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Karabaş.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yeter; bir elin sesi yok,
iki elin sesi var! (AK PARTİ sıralarından alkışlar[!])
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın Işık, sorunuz var; buyurun.
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, bu 125inci maddedeki düzenlemeyle
KİTlerde çalışan, en azından bazı KİTlerdeki
yönetici konumunda çalışanların şimdiye kadarki birçok
mağduriyeti gideriliyordu. Yeni düzenlemeyle bunun
kaldırılmasıyla sorunu çözme yerine ötelemeyi tercih etmiş
bulunuyorsunuz.
Ne zaman çözülmeyi beklemektedir veya bu sorunu ne zaman çözmeyi
düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, buradaki iyileştirme duruyor.
Sadece yüzde 100ünü yani Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel
Müdürlüğü için yüzde 100ünü geçmemek üzere o yüzde 100ünü
kaldırıyoruz; hâlbuki yüzde 200ünü tutuyoruz. Dolayısıyla
buradaki tek değişiklik aleyhte, yani aşağıya
doğru çekmeye ilişkin düzenlemeyi kaldırıyoruz, yukarı
doğru artırmaya ilişkin düzenlemeyi koruyoruz. Dolayısıyla
aslında burada yaptığımız düzenleme sizin ifade
ettiğiniz şekilde değil, tamamen
çalışanlarımız lehine olan bir düzenlemedir.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
ALİM IŞIK (Kütahya) Parantez içerisindeki ifade mi
kaldırılıyor?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Evet.
BAŞKAN Başka soru yok.
Madde üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 125 inci
maddesi ile değiştirilen 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 25 inci maddesinin b bendinde yer alan "(Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü için %100'ünü)"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Durdu Mehmet
Kastal Ahmet Yeni |
Giresun
Osmaniye
Samsun |
Bülent
Gedikli Kürşad
Tüzmen |
Ankara
Mersin
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan, 606 Sıra Sayılı Kanun
Tasarısının 125. Maddesinin (b) bendinden sonra gelmek üzere,
aşağıdaki (c) bendinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Harun
Öztürk Tayfun
İçli |
İstanbul
İzmir
Eskişehir |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali
Koçal |
Malatya
Zonguldak
|
(c) 3254 Sayılı Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 32/D
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 32/D- Devlet Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğünün merkez ve taşra teşkilatı kadrolarında
görev yapan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi
personelden (4/a, 4/b, 4/c maddesine tabi personel ile kadro
karşılığı sözleşmeli personel dahil), Avrupa Hava
Seyrüsefer Emniyeti Teşkilâtı prensipleri çerçevesinde personel
maliyetleri tamamen veya kısmen karşılanan havaalanlarında
çalışan personel için en yüksek Devlet memuru
aylığının (ek gösterge dahil) brüt tutarının %
300'ünü, bunların dışında kalan diğer personel için
ise % 225'ini geçmemek üzere, Genel Müdürlük döner sermaye işletmesi
yönetim kurulu kararı ve Maliye Bakanlığının uygun
görüşü üzerine, bağlı bulunulan Bakan onayı ile
belirlenecek usûl, esas ve oranlarda her ay döner sermaye gelirlerinden ek
ödeme yapılır. Bu ödeme aylıklara ilişkin esaslar
çerçevesinde, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi
tutulmaksızın yapılır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bu ödemeden yararlanan personele, 27/6/1989 tarihli ve
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesine göre
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, ülkemizin
hâlihazırda askeri ve sivil olmak üzere toplam 61 hava alanında 24
saat esasına dayalı vardiya sistemi ile uçuculuğa yönelik meteorolojik
hizmetler vermektedir. Bu hizmetlerin karşılığı
olarak, Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL)'ndan
belli miktarda gelir elde etmektedir.
Söz konusu yurtdışı gelirden, Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Devlet Meteoroloji
İşleri Genel Müdürlüğü personeline, "Havacılık
Tazminatı" adı altında ek ödeme yapılmaktadır.
Söz konusu ödemeler, faturalandırılarak anılan kuruluştan
aynen geri tahsil edilmekte olduğundan Hazineye herhangi bir külfet
getirmemektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 125 inci
maddesi ile değiştirilen 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin 25 inci maddesinin b bendinde yer alan "(Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü için % 100'ünü)"
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
Bir önceki önergede aslında Hazineye yük getirmemektedir.
deniliyor, getirmeseydi kabul ederdik. Ancak, benim bildiğim
kadarıyla Eurocontrolün verdiği para yetmediği için, bir de
Devlet Meteoroloji personelinin tamamına böyle bir talepte
bulunulduğu için sadece havaalanlarında çalışanlarla
sınırlı olsaydı kabul ederdik, onu ifade etmek istiyorum
yani aslında hazineye bir yük geliyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Konunun personel rejimini düzenleyen çalışmalarda
dikkate alınması uygun olacağından söz konusu
değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
179uncu madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bu madde tütün
maddesi, tütün maddesi tütün.
Şimdi, bir daha söylüyorum, mademki tekriri müzakere
getirdiniz
Bir ürünün ekimi serbest, satışı yasak olamaz, aynen
böyle yapıyorsunuz. Düşürdünüz cezaları ama taşımadaki
cezalar aynen duruyor o maddede. 50 kilograma kadar olanı 250 liraya
düşürdünüz. Bizim için asla, bir köylü 50 kilogram tütün ekip, bunu
götürüp satıyorsa bunun cezası olmaz arkadaşlar, olmaması
lazım. Ama kendi tütününü Adıyamandan Diyarbakıra götürüyorsa
yolda yakalandığı zaman 50 bin lira ceza yine duruyor orada.
Hiçbir işe yaramayacak. Bırakın satsınlar bu insanlar.
Sadece bir yasak savıldı. Ben, bir kez daha bunu söylemek istiyorum.
Yani o bölgede, Bitlisten, Muştan, Malatyadan, Adıyamandan
başka bir şehre 50 kilogram ürününü satmaya götürdüğünde
yakalandığı zaman yine 50 bin lira ceza Tütün ve Alkol Piyasası
Kanununun ilgili maddesinde duruyor arkadaşlar. Tamamen subjektif; birisi
uyguluyor, birisi uygulamıyor. Bunu
kaldırmadığınız sürece hiçbir işe yaramaz bu
yaptığınız, hiçbir işe yaramayacak. Ben, bunu
söylüyorum.
İki: Dün yine 206ncı maddede sigarayla ilgili, sigara
yasağını mülki amire devrettiniz ama burada yine
haksızlık
Onu da getirmediniz. Yine söylüyorum, yine söylüyorum:
İstanbulun Etilerinde günde 10 bin lira ciro yapan bir adamla
Malatyanın bir ilçesinin bir köyünde günde 20 lira para kazanmayan
adamı aynı kefeye koyarsanız burada haksızlık
vardır, adaletsizlik vardır. Niye getirmiyorsunuz, madem bu maddeyi
tekriri müzakere yapıyoruz? Subjektiftir; o mülki amir isterse 5 bin lira
ceza da verir, isterse 250 lira da verir. Yani bir köyde kimi kahvehanede bir
sigara içiliyorsa
Yani vicdanımız sızlamaz mı
arkadaşlar? Yani bu toplumun içinden geliyorsunuz, bu toplumu görüyorsunuz
birtakım gerçekleri niye kabul etmiyorsunuz? O insanları birilerinin
iki dudağının arasında bırakıyorsunuz.
Arkadaşlar, insanları birilerinin iki dudağının
arasında
Polis geldi. diye korkarak kaçmasın bu insanlar bu
ülkeden. Cezayı bana verin. Ben sigara içiyorsam polis gelsin, bana
cezamı uygulasın ama gariban o kahvehaneye, gariban o köydeki
lokantaya 5 bin lira subjektif cezayı uyguladığı zaman,
yazıklar olsun bize! Böyle kanun yapılmaz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen
Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
BDP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak)
Arkadaşlar, iyi geceler diyorum. Elimdeki iki tane kanun var, biri
Anayasa, birisi torba kanun; laf atarken dikkatli olun, benden söylemesi.
Bu gecenin ilerleyen saatlerinde, bu gerilimde, benim size,
hakikaten, bu kadar sabahladıktan sonra söyleyecek sözüm yok. Yani sizi
takdir ediyorum, bütün parti milletvekillerinin bu şekilde disiplinli
olmasını istiyorum. Demokrasimiz için gözlerimizi
yaşartıyorsunuz. Şu torba kanunu geçireceksiniz ama geçirmeden
önce ben sizin bir iki lafla huzurunuzu kaçıracağım için
kusuruma bakmayın.
Yani şimdi, sahne: Gördüğünüz gibi, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulu. Tiyatro oyunun adı: Demokrasi oyunu, demokrasi oyunu
oynuyoruz. Kaç perdelik? İki perdelik. Bugün şu an son perdeyi
oynuyoruz. Bu son perdede neyi oynuyoruz? Tekriri müzakereyi oynuyoruz. Nerede
toplandık? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mehmet
Ali Şahinin huzurunda toplandık. Kimler toplandı? Sayın
Canikli, Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili, Sayın
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Şandır ve bendeniz
Sayın Hasip Kaplan.
Ben Sayın Şahinle toplanmadım arkadaşlar. Siz
toplandınız mı? Soruyorum: Canikli, CHP, MHP siz
toplandınız mı Sayın Şahinle? Sayın
Şandır, burada cevabınızı namusluca vereceksiniz,
toplandınız mı Şahinle? Meclis Başkanlık
Divanı tutanağını çağıracağım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gayet tabii.
HASİP KAPLAN (Devamla) Sayın Anadol, ana muhalefet
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Meclis Başkanı buraya
geldi.
HASİP KAPLAN (Devamla) Burası tiyatro salonu
değil. Danışma Kurulu toplantıları İç Tüzük 19a
göre Meclis Başkanı odasında olur. Buraya geldiği zaman da
benimle bu konuyu konuşmadı. İç Tüzük 19, Danışma
Kurulu Meclis Başkanlığında toplanır, tutanak tutulur.
O tutanaklarda her partinin grup başkan vekili var.
Ben Hasip Kaplan, Barış ve Demokrasi Partisi Grubu
adına ben katılmadım buraya. Bu Danışma Kurulu önerisi
sahte, sahte, gerçek değil. Böyle bir toplantı yok.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sen imzalamadın mı?
HASİP KAPLAN (Devamla) Siz neyi
tartışıyorsunuz burada? Siz neyi konuşuyorsunuz
arkadaşlar? Siz şimdi
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Bir dakika
Bir dakika
Türkiye Büyük Millet Meclisi burası,
doksanıncı yaşını da kutladı. Yüz
yıllık olacak yakında. Durun. Böyle sahte tiyatrolara zemin
verecek bir ruh hâli var mı bizde?
Şimdi, bu yaptığınız bütün işlemlere
Sayın Bakan da olur vermiş. Allah razı olsun, Sayın
Bakanın imzası da var! Sayın Bakan da yoktu Danışma
Kurulunda, ben de orada değildim. Şimdi, sahte demokrasinin sahte
tiyatro oyununun, sahte imzalarının, sahte tutanaklarının,
sahte torba kanununun nesini görüşüyorsunuz? Hangi hukukla, hangi
anayasayla, hangi iç tüzükle, hangi kanunla görüşüyorsunuz? Sayın
Meclis Başkanlık Divanı, soruyorum: Siz hangi yetkiyle, hangi
yasayla, hangi imzayla görüşüyorsunuz burada? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen Sayın Kaplan
Sayın Kaplan, benim
dışımdaki bir hadiseyi buraya dönüp söyleyemezsiniz. Lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Bir dakika, sakin olun
Sakin olun
Öyle sahtecilik tiyatrosunun, sahte imzaların, sahte danışma
kurullarının, sahte cukkalamanın, sahte götürmelerin, sahte
oyunculuğun, öyle sahteciliğin karşısında bu Mecliste
demokratik bir muhalefet var, o da Barış ve Demokrasi Partisi.
Maskeleri düşürürüz, maskeleri öyle düşürürüz ki hepiniz
çıkar 74 milyon Türkiye vatandaşının önünde özür
dilersiniz. Dilemezseniz, size meydanlarda özür dilettiririz, özür! Bu torba
kanunu da böylesine cukkaya getiremezsiniz.
Ben size dostça, kardeşçe, bir arkadaşınız
olarak söylüyorum: Sizin sahtecilik oyununuzun ne aktörü ne de vokalistiyim!
Sizin sahtecilik oyununuzun başrolünü oynayan iktidar partisinin baş
aktristi erkek oyuncu, ana muhalefet de erkek oyuncu, orta muhalefet
Sayın MHP, siz orta muhalefet, siz de erkek oyuncu! Vallahi biz küçük,
şimdi 20 kişilik grubuz, küçük muhalefet grubu
sayılırız.
Ben bu oyunda yokum arkadaşlar! Bu tiyatro sahnesini milletin
iradesine saygısızlık sayıyorum, milletin iradesine
hepinizi, üç partiyi cümleten, topyekûn, hep birlikte saygıya davet
ediyorum. (Gürültüler)
Sayın Meclis Başkanı -isterseniz daha
konuşayım, dört dakika on dört saniye vaktim var- burada kapatacak
mısın Meclisi, devam mı edeyim?
BAŞKAN Sayın Kaplan, onda sizin imzanız var
mı, yok mu?
HASİP KAPLAN (Devamla) Burada kapatacak
mısınız Meclisi
BAŞKAN Sayın Kaplan, imzanız var mı yok mu
orada?
HASİP KAPLAN (Devamla) Benim imzam bu toplantıda yok,
ben yokum, tutanağı yok. (Gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) O imza senin değil mi?
HASİP KAPLAN (Devamla) Bakın, İç Tüzük 19
SUAT KILIÇ (Samsun) O imza senin mi, değil mi?
BAŞKAN Tutanak değil, öneride imzanız var
mı, yok mu Sayın Kaplan? Öneride imzanız var mı, yok mu,
soruyorum!
HASİP KAPLAN (Devamla) Sayın Başkan, bütün
Danışma Kurulu toplantıları sesli ve tutanaklı Meclis
Başkanlık odasında tutulur. Şimdi soruyorum: Siz de bu
suçun, sahtekârlık suçunun -Türk Ceza Kanununda büyük bir suç-
ortağı mısınız, değil misiniz Sayın
Başkanlık Divanı? Siz bu sahtekârlığa ortak
mısınız, değil misiniz? Yarın savcılığa
gideceğim, iktidarı, ana muhalefeti ve orta muhalefeti şikâyet
edeceğim.
YILMAZ TANKUT (Adana) Bizim adımızı
ağzına alma! Kendine bak!
HASİP KAPLAN (Devamla) Benim olmadığım bir
toplantıda
BAŞKAN Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Devamla) Bakın, benim
olmadığım bir toplantıda bu sahtekârlık suçunun
cevabını 74 milyon insana vereceksiniz! Oyun yok. Oyun trajedi
olabilir, drama çevirmeyin.
Şimdi, bakın, drama çevirmeyin
Drama çevirmeyin
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Biz, bu halkın yiğit
evlatları, size, gerçekleri şak diye suratlarına
yapıştırır. Bakın, burada tiyatro oynamıyoruz,
demokrasicilik tiyatrosunun, demokrasi oyununun sahte aktörleri ve
kahramanlarının içinde asla bizi, halkın gerçek
evlatlarını göremeyeceksiniz.
Sayın Başkan, kapatıyor musunuz, yoksa sizi de
savcılığa şikâyet ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kaplan, elinizi indirin.
HASİP KAPLAN (Devamla) Kapatıyor musun? Kapatıyor
musun?
BAŞKAN Önce benim sorduğum soruya cevap verin:
Buradaki imza sizin mi değil mi?
HASİP KAPLAN (Devamla) Kapatıyor musun? Sayın
Başkan, kapatıyor musun?
BAŞKAN Sayın Kaplan, bu imza sizin mi değil mi?
Ben soruyorum size.
HASİP KAPLAN (Devamla) Sayın Başkan,
kapatıyor musun, savcılığa mı vereyim sizi? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN İstediğiniz yere şikâyet edin siz.
Kimsiniz siz be?
HASİP KAPLAN (Devamla) Suça iştirakten, sahtecilikten,
sahtekârlıktan
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Burası Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel
Kurulu.
HASİP KAPLAN (Devamla)
Meclisi alet etmekten, Meclisin
iradesine fesat karıştırmaktan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUHYETTİN AKSAK (Erzurum) Ayıp ya, ayıp!
HASİP KAPLAN (Devamla)
Mecliste sahtekârlık yapmaktan
üç partiyi şikâyet ediyorum bu torba kanunda.
Şimdi soruyorum
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sen imza attın
mı atmadın mı? Atmadın mı onu söyle?
HASİP KAPLAN (Devamla) Bir dakika
Bir dakika
Soruyorum
Ben öyle bir toplantıya katılmadım.
Bir şartım var
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) İmza attın mı atmadın
mı?
HASİP KAPLAN (Devamla) Bakın, öyle bir toplantıya
katılmadım.
SUAT KILIÇ (Samsun) İmza senin mi değil mi?
HASİP KAPLAN (Devamla) Şimdi dinleyin beni. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Peki, sakin dinleyin, sakin,
sakin dinleyin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bir dakika
Bir dakika
Sayın Arınç, size sevgilerimi ve
saygılarımı sunuyorum. Sayın Arınçın
duyarlılığı önünde burada saygıyla eğiliyorum.
AKP grup başkan vekillerine, samimi veya değilse bile üniversiteye
kaydolacak 100 bin öğrenci konusunda Ya bunu konuşmak lazım.
dedikleri için
Burada parantez açarak ifade ediyorum, CHPye de ifade
ediyorum: Bir şartla size Danışma Kurulu imzası verdim,
100 bin öğrencinin affına siz yeşil ışık
yakmadığınız sürece bu benim Danışma Kurulu imzam
geçerli değildir. dedim. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Sonra Aslanoğlu beni aradı. Aslanoğlu Pazar ve
pazartesi günü tatil olacak Meclis, imzanız lazım. dedi, Üniversite
öğrencileri ne oldu? dedim, Yok. dedi; çıksın dürüst dürüst
burada açıklasın. Yoksa, bizde imza yok; yoksa, oy yok; yoksa,
vallahi selam da yok arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bakın, ben burada yetmiş tane küfür yedim, tutanaklarda
var, yeterince yedim.
Şimdi, Sayın Meclis Başkanı, bunu hemen tespit
et. Burada Meclis artık çalışamaz. Lütfen, ya kapatın ya
savcılığa vereceğiz.
Saygılarımla.
BAŞKAN Sayın Şandır, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 179uncu
maddesinin tekriri müzakeresi sırasında, tekriri müzakere
yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Danışma Kurulu İç Tüzükümüzün 19uncu
maddesine göre tanzim edilir ama teamüller de var. Evet, Başkanlık
toplantı salonunda toplantı yapıldığı da olur,
bazen mutabık kalındığı zamanlarda elden de
Danışma Kurulu toplanır, dağıtılır,
imzalanır. Bu, Genel Kurulda da olur bazen gruplar arasında
odalarımızda da imzalarız, mutabakat
sağlandığı takdirde. Bu her zaman böyle olur.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Mutabakat
sağlanmadı Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Her defasında da
Barış ve Demokrasi Partisi de buna katılırlar.
Barış ve Demokrasi Partisinin sayın grup başkan vekilleri
yarın, salı günü buraya geldiklerinde bunu onlar da ifade
edeceklerdir.
Şimdi, burada Sayın Hasip Kaplan, Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu adına imza attıktan sonra bizler de imza
attık. Tabii ki bir Danışma Kurulunun mutabakatla buraya gelmesi
hâlinde burada görüşme yapılabilirdi. İmza attı,
mutabakatı temin etti. Bu şikâyet ettiği konuların
tamamı Sayın Hasip Kaplanın imzasından sonra
şekillendi. O imza atmamış olsaydı o Danışma
Kurulu olmazdı ve biz çalışmayı yarına erteleyecektik.
Bunun da hazırlığını yapmıştık ama
Sayın Hasip Kaplan o imzayı attıktan sonra gruplar
Ha,
şarta bağlı atmak olmaz imzayı yani Danışma
Kurulunda mutabakat şarta bağlı olmaz. Dolayısıyla,
Sayın Hasip Kaplan, yani bu konuşmasının gerekçesinde
haklı olabilir belki kendince ama ortaya koyduğu tavır,
kullandığı kelimeleri kabul etmiyoruz. Sahtekârlık bu Meclise
ve bu gruba, bu grupların hiçbirisine yakışmaz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Alkışlayın
alkışlayın, imzalar burada, istediğiniz kadar
alkışlayın!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Biz Sayın Hasip Kaplana da
yakıştıramıyoruz ama gecenin bu saatinde
Dolayısıyla, yapılan işlem İç Tüzüke uygundur ve dediğim
gibi Sayın Hasip Kaplanın söylediklerinin hiçbirini kabul etmiyoruz.
Teşekkür ederim.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, benim ismim
geçtiği ve olayın içinde olduğum için bir açıklama yapmak
istiyorum.
BAŞKAN Yerinizden sisteme girin.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Hayır efendim,
oradan yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
11.- Malatya Milletvekili Ferit
Mevlüt Aslanoğlunun, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 179uncu
maddesinin tekriri müzakeresi sırasında, tekriri müzakere yapılmasıyla
ilgili Danışma Kurulu toplantısının
Başkanlık Makamında yapılmadığına, BDP Grubu
adına böyle bir toplantıya katılmadığına ve
önerinin sahte olduğuna ilişkin konuşması üzerine
açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın
Başkan, çok değerli arkadaşlar; ismim geçtiği için
Bugün bu çalışma bitsin, bu gece bitsin. tüm
arkadaşlarımın talebiydi, grup başkan vekillerine arz
ettim. Tüm milletvekili arkadaşlarım, bunun bu gece bitip pazar ve
pazartesi, artık insanların çok yorulduklarını,
çalışmamaları yönünde
Bunun, bu yasanın bugün bitmesi
gerekir ama bunun için bir Danışma Kurulu kararı olması
gerekirdi. Niye? Daha önce okunmadığı için. Ben önce izinlerini
istedim, önce Sayın Anadola gittim, Nasıl, uygun görüyor musunuz?
Sayın Şandıra gittim Uygun görür müsünüz? ve Sayın
Kaplana gittim. Sayın Kaplan bana dedi ki önce: Ben üniversite
affıyla ilgili konu olmazsa imzalamam. Ben Takdir sizindir, benim yetkim
yok, ben hiç bu konuda bir görüş beyan edemem, benim bu konuda tavrım
olamaz. dedim. Daha sonra Sayın Arınçla beraber
dışarı çıktılar, döndükten sonra ben içeri giriyordum,
Getir imzalayayım. dedi bana. Ama bak Sayın Kaplan, benim, böyle
şunu getir, şu çıksın, şu, böyle bir yetkim yok, aman
ha. dedim kendisine ve kendisi imzaladı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) İmza kendisinin mi?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Tabii, orada
imzaladı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sahte imza değil,
değil mi?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Evet efendim orada
imzaladı.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Kendi imzası?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Evet.
Daha sonra, birinci okunan Danışma Kurulu yani bu
tekriri müzakereyle ilgili Danışma Kurulu imzaları
tamamlandı ve Sayın Mehmet Ali Şahin Bey buraya geldi ve burada
imzaladı. Ben de Grup Başkan Vekiline -Sayın Canikliye veya
Sayın Kılıça mı verdim- verdim, Başkanlık
Divanına verdi.
İkinci olay: Meclisin yarın tatile gitmesi için yeni
bir Danışma Kurulu gerekiyor. denildi Başkanlık
Divanı tarafından. Nasıl olsa bu gece bitecek-asıl
amacımız, birinci Danışma Kurulu
toplantısının amacı buydu- ben de tekrar grup başkan
vekillerime böyle, böyle dedim. Sayın Şandır da Sayın
Anadol da Sayın Kılıç da tabii
Ama ben etik olarak, Sayın
Kaplan burada yoktu, telefon ettim: Sayın Kaplan, yarın
çalışmamamız, pazartesi çalışmamamız için bir
Danışma Kurulu daha gerekiyor. Ne diyorsunuz? dedim, Ben imza
vermem. dedi. Ben de dedim ki Saygı duyarım, imza vermiyorsan ben
bu işte yokum. Ama bilin ki o Danışma Kurulu kararı daha
sonra yazıldı, Sayın Bengi Yıldızın evine gitti,
imzalandı geldi, burada.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Yok, benim imzamla.
Bengiyi ararsanız burada bulamazsınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Vallahi bana
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu, siz konuşmanıza
devam edin.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Bana söylenen bu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bengiyi ararsanız zor
bulursunuz Ankarada.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) Vallahi bilmiyorum,
kim imzalamış, bana söylenen bu. Onun için, ben,
arkadaşlarımın yarın, öbür gün çalışmaması
için gayret gösterdim ve Sayın Kaplanın imzasını orada
aldım ve Başkanlık Divanına verdim.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Kılıç.
12.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
606 sıra sayılı Kanun Tasarısının 179uncu
maddesinin tekriri müzakeresi sırasında, tekriri müzakere
yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, çok
saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla, hürmetle,
muhabbetle selamlıyorum.
Az evvel bu kürsüden yapılan talihsiz konuşmalar
nedeniyle çok saygıdeğer milletvekillerimizden ve milletvekillerimizi
seçip buraya, bu çatı altına, milletin menfaatleri doğrultusunda
çalışmak üzere gönderen aziz milletimizden gerçekten özür diliyorum.
Sadece AK PARTİ milletvekillerinden değil, Cumhuriyet Halk Partisi
milletvekillerinden de Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinden de,
kendileri burada olmayan ama olsalardı böyle bir birlikteliğe imza
koyacak olan BDP milletvekillerinden de, yüce Meclise yapılan
sahtekârlık ithamı nedeniyle gerçekten ve yürekten özür diliyorum.
Böyle bir şeye bu çatı altında yaklaşık dokuz senedir
hiçbir zaman dilimi içerisinde tanıklık etmedik.
AK PARTİ Grup Başkan Vekilinin Danışma Kurulu
önerisinin altında imzası var. Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekilinin Danışma Kurulu önerisinin altında
imzası var. MHP Grup Başkan Vekilinin Danışma Kurulu
önerisinin altında imzası var ve BDP grup başkan vekilleri
burada olmadığı için İç Tüzükün 19uncu maddesinin
verdiği yetkiye dayalı olarak BDP grup başkan vekilleri
adına Şırnak Milletvekili Sayın Kaplanın bu
Danışma Kurulu önerisinin altında ıslak imzası var.
Eğer bu kürsüde konuşan Hatip, ıslak imzasını inkâr
ediyorsa açıkça çıkıp demelidir ki O imza bana ait değildir,
o imza taklit edilmiştir, o imza bir başkası tarafından
atılmıştır. Bu çatı altında milletvekillerine ve
Parlamentoda İç Tüzüke göre yapılan bir işleme sahtekârlık
ithamında bulunmak gerçekten büyük bir ayıptır, büyük bir
yanlıştır, büyük bir çirkinliktir.
Burada sormak lazım: Yapılan iş sahtekârlıksa
ıslak imzasını inkâr etmek nedir? Bunu sormak lazım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET AYDOĞMUŞ (Çorum) Sahtekârlığın
âlâsıdır!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Durun, durun! Sakin olun!
SUAT KILIÇ (Devamla) Ben burada Ferit Mevlüt Aslanoğluna
da teşekkür ediyorum. Sayın Aslanoğlu, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanının imzasını tekemmül ettirmiştir,
3 Grup Başkan Vekilinin imzalarını almak suretiyle
Danışma Kurulu önerisinin tekemmül etmesine katkı vermiştir
ve yine, BDP adına temsil yetkisini haiz olduğu düşüncesiyle
Sayın Kaplanın imzasını almıştır.
İç Tüzükün 19uncu maddesi çok açık değerli
arkadaşlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının
Danışma Kurulunu herhangi bir özel mekânda toplantıya
çağırmak gibi bir mesuliyeti de mecburiyeti de söz konusu
değildir, önemli olan bir araya gelmektir. Eğer bu imzalar
Danışma Kurulu önerisinin imzalarıysa Danışma Kurulu
toplantısının tutanağı nerede? diyor. Böyle bir soru
tümüyle abes. Böyle bir sorunun hukukta da çalışma düzenimizde de
yeri yok. O Danışma Kurulu önerisinin bizatihi kendisi zaten tutanak
hükmündedir.
Değerli milletvekilleri, gerçekten gecenin bu saatinde
konunun buraya gelmesi hiç gerekli değildi ama büyük emekler verdiniz, AK
PARTİ milletvekillerine de, CHP, MHP, BDP milletvekillerine de bu kanun
tasarısının yasalaşması için verdikleri
katkılardan dolayı teşekkür ediyorum, sizleri saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan...
BAŞKAN Buyurun Sayın Kaplan.
FATMA ŞAHİN (Gaziantep) Sen sahtekârsın
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Burada laf atmayın.
BAŞKAN Bir saniye sayın milletvekilleri
SUAT KILIÇ (Samsun) Özür dilesin.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis) Laf atmayın!
Kesinlikle kimse laf atmasın. Gelin, burada konuşun.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Sahtekâr
diyeceksin, kimse laf atmayacak, var mı böyle bir şey!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sen oturduğun yerde
otur!
BAŞKAN Sayın Kaplan
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Siirt) Çıksın burada
konuşsun herkes.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Böyle bir şey
var mı!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın Kaplan, söz vermedim henüz,
benim de konuşmalarım var. Bir saniye durun yerinizde.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sataşma çok açık,
herhâlde vermezlik etmezsiniz...
BAŞKAN Vermedim henüz
Vermedim Beyefendi
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sataşma çok açık,
itham var
BAŞKAN Benim takdirimde.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Evet, izninizle.
BAŞKAN Söyleyeceklerimiz var, siz sahtekârlıkla
suçladınız tüm grup başkan vekillerini ve Başkanlık
Divanını.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Evet, izninizle
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, hem sayın
milletvekillerinin bilgilendirilmesi hem de kamuoyunun yanlış
bilgiler karşısında aydınlatılması anlamında
bugünkü Danışma Kurulu görüşü
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sataşma var
BAŞKAN Bir saniye
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurula sunulması
kararlaştırılmıştır.
Mehmet
Ali Şahin |
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı |
Nurettin
Canikli |
Adalet ve
Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi |
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili |
Milliyetçi
Hareket Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi |
Grubu
Başkan Vekili Grubu
Başkan Vekili Temsilcisi |
Hasip
Kaplan |
HASİP KAPLAN (Şırnak) Doğrudur, izin verin
BAŞKAN Bir saniye Sayın Kaplan
FATMA ŞAHİN (Gaziantep) Yazıklar olsun!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bir kadına cevap
vermek istemiyorum.
BAŞKAN Danışma Kurulu İç Tüzükün 19uncu
maddesine göre yapılmaktadır ama şimdiye kadar gelen uygulama
içerisinde Sayın Başkanın odasında toplantılar
yapıldığı gibi, zaman zaman da elden imzalar
yapılarak
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ben
buna cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN
.Danışma Kurulları bugüne kadar
yapılmıştır, bundan sonra da yapılır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sataşma var iki gruptan.
İtham ve sataşma var. Cevap vereceğim.
BAŞKAN Bir saniye, ithamınıza,
sataşmanıza cevap vereceğim, söz vereceğim size.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sizin sorununuz değil
efendim. Bizim imzamız var, bizim aramızda bir sorun.
BAŞKAN Burada sarf ettiğiniz ve itham ettiğiniz
sahtekârlık ve Genel Kurulun mehabetine, nezaketine, zarafetine
yakışmayan sözlerle ilgili de, üslubu beyan aynıyla
insandır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sahtekârlık da insana
aittir.
BAŞKAN Buyurun.
SUAT KILIÇ (Samsun) Özür dileyecekse söz ver Başkan.
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Özür dile!
13.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, tekriri müzakere yapılmasıyla ilgili
Danışma Kurulu toplantısı belgesinin hazırlanması
safhasında diğer grup temsilcileriyle yapılan görüşmelere,
toplantının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin görüşünü tekrarlayan açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hiçbir şey gizlemeyeceğim, çok
açık konuşacağım
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Özür dile, özür!
HASİP KAPLAN (Devamla)
ama laf atarken sonra utanç
duyacağınız duruma düşmeyin.
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) İmza senin mi
değil mi onu açıkla.
HASİP KAPLAN (Devamla) Burada bir sıkıntı
vardı, üniversite gençleri -100 binin üstünde- aftan yararlanmıyordu.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ALİ KOYUNCU (Bursa) İmza senin mi değil mi?
AHMET YENİ (Samsun) İmzadan bahset.
HASİP KAPLAN (Devamla) Şimdi, Sayın Başkan,
Sayın Arınçla biz kuliste görüştük, sonra -Suat
Kılıçın bilgisi var- Sayın Bekir Bozdağla
görüştük, Canikliyle görüştük ve Elitaşla, AKPden; CHPden
Özyürekle görüştüm, Kemal Anadolla görüştüm, Aslanoğluyla
görüştüm. Bu afta bir düzenleme, bu mağduriyeti giderirseniz biz bu
akşam bitiririz. dedik. Şimdi, bu kadar açık.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Söz mü verdik?
HASİP KAPLAN (Devamla) Elimde kayıt var, basın
gördü kuliste, yukarı çıktık, gördüler,
arkadaşlarımız inkâr etmiyor. Bundan sonra, kalkıp bize
siz bunları yapmadınız
Ama ben, Meclis Başkanı
Mehmet Ali Şahinle toplanmadım, ben bu şartla bunu
konuştum arkadaşlar, siz bunu anlayın. Biraz, söz ağızdan
çıkar, söz ağızdan çıkar, başka yerden
çıkmıyor, bunu anlayın, bunu anlamanız lazım
arkadaşlar, bunu anlamanız lazım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, bu üsluba izin
vermeyin, bu üsluba izin vermeyin. Özür dileyecekse özür dilesin yoksa sözünü
kesin, böyle olmaz.
HASİP KAPLAN (Devamla) Eğer burada MHPnin
direnişi karşısında iki büyük parti teslim
bayrağını çekiyorsa sizi de alkışlarım, bir
şey demem ama ben yokum böyle tezgâhta. Ben olmadığım sahte
toplantılardaki imzalarım ıslak değil, ıslak olan
sahtekârlıktır.
Şimdi, burada bunu böyle kabul edeceksiniz. Şimdi,
gerçekçi olacaksınız, sakin olacaksınız. Bakın,
konuşmak güzel şeydir, anlaşmak, diyalog
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, şimdi çok iyi anlayacaksınız, çok
iyi. Ben üç gündür Mecliste
Üniversiteden mezun olan bir genç annesini öldürse
okula gidemiyor
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaplan, konu
anlaşılmıştır.
Teşekkür ediyorum.
Lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Efendim, üç dakika süre.
BAŞKAN Verdim üç dakikayı.
HASİP KAPLAN (Devamla) Sataşmanın bir süresi
vardır, üç dakikadır efendim.
BAŞKAN Üç dakikanızı verdim zaten.
HASİP KAPLAN (Devamla) Ne üç dakikası!
BAŞKAN Bir dakika daha veriyorum, bitirin lütfen.
SUAT KILIÇ (Samsun) Hakarete devam ediyor, hakarete!
HASİP KAPLAN (Devamla) Burada üç dakika vermediniz ki,
yapmayın!
SUAT KILIÇ (Samsun) Özür dileyeceksen özür dile!
BAŞKAN Hayır, verdim.
HASİP KAPLAN (Devamla) Başkan, yapmayın yani
bunu!
Sayın Başkan, yaptığınızı
doğru bulmuyorum ama size şunu söylüyorum: Bu Meclise demokrasicilik
oyunu yakışmıyor. Bu Meclisin, ne
ayrımcılığın dayatmasına teslim olmaya ne
eşitsizliği dayatanlara teslim olmaya ne özgürlüksüzlüğü
dayatanlara teslim olmaya ne vesayeti dayatanlara teslim olmaya ne
darbeciliği teslim edenlere teslim olmaya ne
haksızlığı teslim edenlere teslim olmaya ne
hukuksuzluğu dayatanlara teslim olmaya bu Meclisin onuru asla teslim
olmayacaktır, size bunu anlatmak istiyorum ve sizi vicdanınızla
davet ediyorum. Sizi bir gerçeğe davet ediyorum. Eğer
anlamıyorsanız kulisteki bilgileri veririm size,
anlamıyorsanız Bekir Bozdağın odasındaki bilgileri
veririm size, anlamıyorsanız Sayın Aslanoğlunu veririm
size, anlamıyorsanız Kemal Anadolu veririm size,
anlamıyorsanız Mustafa Özyüreki veririm size
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaplan, teşekkür ediyorum. Lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Yapmayın! Ama ben Mehmet Ali
Şahinle toplanmadım. Ben onunla birlikte böyle karar almadım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan. Lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Yapmayın, bu Meclisi alet
etmeyin sahteciliğe, bu torba kanun buna değmez. Yüz bin tane torba
kanun Meclisin saygınlığına değmez. (AK PARTİ
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler) Buna
saygılı olun, sizi buna davet ediyorum arkadaşlar.
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla) Zor iştir, acı iştir,
acılar gerçektir, kabul edin. (AK PARTİ sıralarından
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Bozdağ.
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Bir hususa açıklık
getirmek için söz istiyorum. Sayın Hatip ismimi anarak bir konuyu ifade
ettiler. Uygun görürseniz
BAŞKAN Sayın Bozdağ, lütfen, iki dakikada
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Efendim, iki dakika değil,
bir dakika yeter.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, yeter!
BAŞKAN İki dakika.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, yeter ama!
AKİF AKKUŞ (Mersin) Açılımdan vazgeçin
artık.
14.- Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
tekriri müzakere yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkanım,
değerli arkadaşlar; Sayın Hasip Kaplan 177nci maddeyle ilgili
bir talebi grubumuza getirdi. Doğrudur, biz kendisiyle müzakere ettik,
oturduk, konuştuk ve ben kendisine şunu söyledim afla ilgili maddede
istisna edilen bir kısmın çıkarılmasıyla ilgili
Biz
değerlendirdik, kendisiyle konuştuk ve daha sonra Biz bunu bir
müzakere edelim, bir bakalım, bunun tekriri müzakere yolu var
mıdır yok mudur bunu bir değerlendirelim, ondan sonra biz size bilgi
verelim. dedik. Ben kendisini daha sonra bizzat telefonla aradım ve dedim
ki
Sayın Kaplan, bu konuyu yapma konusunda bir uzlaşma zemini
gözükmüyor, biz bunu yapamayacağız. Siz eğer böyle bir
beklentiyle Danışma Kuruluna imza atmış iseniz
imzanızı da çekebilirsiniz. Biz grup olarak sizi sanki bir beklentiye
sokup imza atmış duruma da doğrusu düşmek istemeyiz. diye
kendisini aradım telefonla, söyledim. Doğru mudur Sayın Kaplan?
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Efendim, bir dakika
Aslanoğluna da imza vermediğimi söyledim. Değil mi
Aslanoğlu; söyledim, değil mi? Bu kadar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Sayın Bülent
Arınçın Sayın Nezir Karabaş ve Sayın Hasip Kaplan ismimi
vererek açıklama istiyorlar. şeklinde talebi var.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
15.- Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın,
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, tekriri müzakere
yapılmasıyla ilgili Danışma Kurulu
toplantısının Başkanlık Makamında
yapılmadığına, BDP Grubu adına böyle bir
toplantıya katılmadığına ve önerinin sahte
olduğuna ilişkin konuşması üzerine açıklaması
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Manisa)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinize iyi
geceler diliyorum, saygıyla selamlıyorum.
Sayın Karabaşın konuşmasından sonra
cevap mahiyetinde, daha doğrusu bir açıklama yapmak istemiştim,
hemen Sayın Kaplan kürsüye geldiler.
Tabii, Sayın Kaplan, tanıyabildiğim kadarıyla,
kendi hâline bırakılırsa iyi bir hukukçu, ilkeli, kararlı
siyaset yapmaya çalışan bir insan ve özel hayatında
saygılı ilişkileri var. Dostluğu da gerçekten güzel. En son
Yemeni birlikte ziyaret ettiğimizde Sayın
Cumhurbaşkanımızla, iki günü çok güzel bir şekilde
geçirdik. Ama biraz önceki konuşması ve maalesef
kızdığı veya kızdırıldığı
zaman yaptığı konuşmalar veya başka takviye
metotlarıyla kürsüye geldiğinde gerçekten üzücü konuşmalar
yapıyor ve bu üzücü konuşmalarla hem Parlamentomuza hem milletvekili
arkadaşlarımıza hiçbir zaman müstahak olmadıkları
cümlelerle hitap ediyor. Bunu bir kenara koymak istiyorum. Ama bugün
yaşadığımız bir olay var ve Sayın Karabaş
da, Sayın Kaplan da o konuda haklıdırlar. O konuda haklı
olmaları, burada böyle konuşma yapıp, gecenin bu saatinde
arkadaşlarımızı gergin bir ortama sürüklemeyi ve
Parlamentoyu Meclis Başkanıyla Divan kâtipleriyle ve tüm
milletvekilleriyle suçlama altına koyması affedilir bir
davranış değil.
Şahit olduğum bir şeyi söyleyeyim, ondan
sonrasına ben ayrıca cevap vereceğim.
Ben de Meclis Başkanlığı yaptım ve
beş sene boyunca sadece Meclis Başkanlarının odasında
veya onun hemen yanındaki odada partilerin grup başkan vekilleri bir
araya gelip, müzakere edip, ondan sonra imza altına almazlar. Eğer
grup başkan vekilleri bir konuda anlaşmışlarsa pratik
olarak ne kolaysa onu yaparlar. Hatta Sayın Meclis
Başkanının bizzat bu işi organize etmesi veya
görüşlerini alması da düşünülemez. Birbirleriyle arkadaşlarımız
irtibat kurarlar, oradan bir memur gelir imzaları alır ve o imzalar
burada Danışma Kurulu kararı olarak okunur. Bugün de
yapılan budur. İç Tüzüke uygundur. Hiçbir şekilde
eleştirilmesi de mümkün değildir.
Ben Sayın Kaplanla dışarıda, muhalefet kulisi
denilen yerde beraberce çay içerken çok takdir ettiğim bir şey
söylemişti bana ama burada onu inkâr etti. Doğrusu Sayın
Kaplana bunu yakıştıramam. Bu konuda yani bu, eğitimde,
üniversiteye dönüşte bir eşitsizlik var, bu doğru
değildir. dediği zaman, kendisine hak verdiğimi söyledim. O da
buna ilaveten dedi ki: Beni ikna ettiler, ben Danışma Kuruluna imza
vereceğim çünkü ben ilkeli bir insanım. Bu söylediğim konuyu
onunla bağlantılı kabul etmiyorum. Ben de Ne kadar güzel, ne
iyi bir milletvekili bu. dedim. Yani, 170in
HASİP KAPLAN (Şırnak) Bu konuyla
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
Lütfen
Lütfen Arkadaşım
Yani bunu siz söylediniz, burada da
imzanızı inkâr ediyorsunuz. Arkadaşlarımız töhmet
altında kalıyor. Ben sizi o zaman alkışladım içimden.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Arınç,
tanıklarımız var.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
Dedim ki bu kadar hassasiyet gösterdiği bir konuda pazarlık yapmak
yerine Sayın Kaplan imza atmayı kabul ediyor, diğer konuyu da
bizim müzakeremize açıyor diye düşündüm ama siz sanki bu
şartı onunla bağlantılı kurarak bir Danışma
Kuruluna imza attığınızı söylüyorsunuz ama Ben o
mekânda bulunmadım. diyorsunuz. Herhâlde imzalar burada atıldı.
Arkadaşlarımız bir konuda anlaştılar, sizi de Sayın
Mevlüt Aslanoğlu ikna etti görebildiğim kadarıyla, haklı
bir şekilde.
Şimdi, burayı geçelim. Bunun tartışma götürür
tarafı yok, kulağımla duydum, iki saat kadar evvel cereyan etti.
Siz Ben bu imzayı atacağım, bu imza onun şartı
değildir. dediniz.
Güzel kardeşim, ben şurada, arkadaşlar, iki gündür
nöbetteyim. Hasip Kaplan Bey kürsüye geliyor ve ısrarla bir konuyu
savunuyor. İnanın, vicdanen Bu adam ne diyor? dedim. Üniversiteye
geri dönüş için bir madde var, uzunca da bir madde, aradım buldum,
177 galiba. Sonradan bir önerge verildi, burada biraz daha
genişletilmiş. Bazı konularda kısıtlama var 2008
tarihini gösteren, bazılarında da büyük bir kısıtlama var.
Değerli arkadaşlar, bu konuda Sayın Kaplan
ısrar edince ve Her önerge üzerinde ben bunu söyleyeceğim. deyince,
kendisine dostça Ben de bu konuya ilgi duydum, gelin dışarıda
konuşalım. dedim. Çay içtik, arkadaşlar da yanımızda
vardı ve Sayın Kaplan bana dedi ki: Bakınız, herkesin
okuması lazım yani terör suçlarından hüküm giyenler alt
komisyonda yoktu, Hükûmetin gönderdiği tasarıda da yoktu. Benim
bulunmadığım zamanda bir partinin önergesiyle bu üst komisyon
raporu olarak çıktı. Bu yanlıştır.
Okudum, dinledim, araştırdım, bana da
yanlış geldi. Eşitsizlik ve adaletsizlik yapmamak lazım.
Terör suçlarından hüküm giyenler. dediğimiz zaman hepimiz
ayağa kalkıyoruz. Niçin? Çünkü biz hâlâ terörle mücadele eden bir
ülkeyiz, hâlâ örgüt var, hâlâ örgütün eylemleri var, hâlâ dökülen kanlar var,
hâlâ örgüt üyeliği adına eylemde bulunan kişiler, kurumlar, gruplar
var. E, böyle bir ortamda Terör suçundan hüküm giyenler bu haklardan istifade
edemez. şeklinde konulan maddesine bir de bu açıdan yaklaşmak
lazım. Tekrar oturduk konuştuk, ben de hukuki bilgimi ortaya koydum.
Ben 1999-2000lerde çıkan ve Rahşan affı diye bilinen -çok
affedersiniz- o kanunda da grup başkan vekiliydim. Öyle maddeler af
kapsamına girdi ki, öyle maddeler de af kapsamı
dışında kaldı ki kendimden utandım bir hukukçu olarak.
Maalesef o zaman yaşanan ve çok yanlış olarak kanunlaşan
bir konu bugün tekrar karşımıza gelmeseydi.
Adi suçlardan hüküm giyenler hakkında bir kısıtlama
yok yani testereli katil bundan istifade edebilecek, Münevver Karabulut
cinayetini işlediği iddia edilen kişi bundan istifade
edebilecek.
BAŞKAN Sayın Bakan, sözlerinizi toparlarsanız,
lütfen
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
Bir dakika daha rica edeyim.
Yani şunlar şunlar edecek ama terör suçu diye onlarca
madde var; bu maddelerin bir kısmı
ağırlaştırılmış müebbettir, bir
kısmı müebbettir, bir kısmı da belki bir gösteride pankart
taşımaktır, oyun oynamaktır, sözle propaganda
yapmaktır. Sayın Kaplana hak veriyorum yani bir yıl, iki
yıl, üç yıllık bir mahkûmiyet neticesinde bir insan eğitim
hakkından mahrum edilmemeli. Kendisine teklif ettim, dedim ki:
Arkadaşlarımız belki de Örgüt lideri veya örgütün üst kademesi
bundan istifade eder. diye düşünmüş ve buna bir kısıtlama
getirmiş olabilirler. Mesela yirmi yılı aşkın mahkûmiyetle
sonuçlanan bir hüküm olsa, kamu haklarından kısıtlılık
da sorunsuz olsa, yani şu kadar süreyle değil, bu sizin ve bizim
işimize yarar mı? Yarayabilir. denildi. Şöyle bir tarih
konulsa, o tarihten sonrası, öncesi ayrımı yapılsa olabilir
mi? O da olabilir. denildi. Ben arkadaşlarımla
paylaşacağım. Ben nihayet Bülent Arınç olarak bu
görüşmeyi yaptım.
Arkadaşlarımız da hem Komisyondaki hem de Genel
Kuruldaki gelişmelere bakarak bunun zamansız olduğunu çünkü
bugün imza altına alınan Danışma Kurulunda bu maddenin
olmadığını, bu maddeye bazı partilerin itiraz edebileceklerini
söylediler ama gelecekte belki böyle bir değişikliğin söz konusu
olabileceği söylendi.
Bitiriyorum. Bu konuşma samimiyetle
yapılmıştır. Ben Sayın Kaplanın söylediklerinden
tatmin oldum, bu konuda. E, bunu ben arkadaşlarımla
paylaştım. Benim elimde sihirli bir değnek yok Şöyle
olsun. diyebileceğim. Ben düşüncemi ifade ettim ve
paylaştım ama bunu bahane ederek burada bir Danışma
Kurulunun sağlık sıhhatini etkileyebilecek bir konuşma
yapmak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Devamla)
ve özellikle sahtekârlık kelimesinin kullanılması Türkiye Büyük
Millet Meclisine çok büyük bir hakarettir. Ben bunu size
yakıştıramam. Her meseleyi konuşabiliriz, görüşebiliriz
ama görüştüğümüz, konuştuğumuz konuların da bir
başka konuya vesile yapılmamasını ben şahsen arzu
ederim. Siz gönlümüzde yine ilkeli, prensipli, kararlı bir siyasetçi ve
mücadeleci bir siyasetçi olarak kalın ama hakaret,
aşağılamak ağzınıza yakışmıyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye, Sayın Şandırın söz
talebi var yerinden.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Arınç
BAŞKAN Oturun, vereceğim Sayın Kaplan.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, söyleyeceğini
söyledi, daha ne söyleyecek? Özür dileyecekse söz alsın, artık daha
ne söyleyecek?
BAŞKAN Sayın Kaplan, Sayın
Şandırın daha önce söz talebi var, onu verdim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Şandır, buyurun.
İki dakika Sayın Şandır
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
susturacak mısınız? Cevap hakkımı
kullanacağım.
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen oturun.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kimin özür dilemesi gerektiğini
bu kürsüden söyleyeceğim. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın Şandır, buyurun siz lütfen.
16.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın, Parlamentoyu
sahtekârlıkla suçlayanlara hak vermesinin talihsiz bir konuşma
olduğuna ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) İmkân verin efendim.
Sayın Başkan, bana göre Sayın Arınç talihsiz
bir konuşma yaptı. Burada bu kadar sayıda milletvekilinin
iradesiyle bir hukuk oluşturuldu. Bundan geriye dönüp pişmanlık
duymak Sayın Arınça yakışmamıştır. Madem
böyle düşünüyorsunuz siyasi iradenizi arkasına koyacaksınız
haklı bulduğunuz konuda hukuk düzenlemesi yapacaksınız.
Eğer teröristleri affetmek gibi bir niyetiniz varsa bunu açıkça
söylersiniz, bu kanunda veya bir başka kanunda yaparsınız.
Yapılmış bir düzenlemeyi burada bu konuyu özne yaparak bu
Parlamentoyu sahtekârlıkla suçlayanlara hak vermek hakkınız yok
Sayın Arınç. Çok talihsiz bir konuşma yaptınız, asla
kabul edilemez. Eğer bu konudan dolayı Milliyetçi Hareket Partisinin
bu önergeyi verdiğini ihsas ederek bizi suçlamaya kalkıyorsanız
buna hakkınız yok.
BAŞKAN Öyle bir şey söylemedi Sayın
Şandır. Bir parti ifade etmedi.
OKTAY VURAL (İzmir) Söyledi.
YILMAZ TANKUT (Adana) Söyledi, söyledi.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Çünkü burada, Komisyonda ve Genel
Kurulda, bu torba yasanın 177nci maddesinde öğrenci affı bu
şekilde tanzim edilmiştir. Bunda kendi grubunuzun da oyu vardır,
imzası vardır. Geri dönüp buradan, bu konudan dolayı bu
Parlamentoyu sahtekârlıkla suçlayan birilerine hak vermek gerçekten çok
üzücü, çok talihsiz bir beyan olmuştur. Bunu bilgilerinize sunarım
Sayın Arınç.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Yerinizden, sisteme girin, iki dakika süre veriyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Kürsüden konuşsam
BAŞKAN Lütfen ama
Grup Başkan Vekiline yerinden
verdim, lütfen
Kapatacağız, son konuşma artık.
SONER AKSOY (Kütahya) Sayın Başkan, böyle bir usul
yok! Yeter artık ya!
BAŞKAN Son söz diyorum artık, lütfen sayın
milletvekilleri
Buyurun.
17.- Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplanın, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınça teşekkür ettiğine,
kendisinin olmadığı, tasvip etmediği ve onay vermediği
bir konuda bir gruba, bir dayatmaya teslimiyet olan belge altına imza
vermediğine ve bunu sahtekârlık olarak ifadelendirmesinin bir
isyanının belirtisi olarak kabul edilmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben buradan Sayın Arınça teşekkür
etmek istiyorum. Üç dört gündür gerilimli bir oturum yaşadık bu torba
nedeniyle ve gerçekten, hak etmediğimiz hakaretlere de maruz kaldık
ama burada bir su serpintisi gibi, bir kardeşlik duygusu gibi Sayın
Arınçın yaklaşımını son derece önemsiyorum.
Ben, burada, Sayın Arınça şunu söylemek istiyorum:
Benim isyan ettiğim noktayı lütfen anlamasını istiyorum.
Eğer koskoca iktidar partisi, eğer ana muhalefet partisi, eğer
BDP Grubu, üçü de Bu haksızlıktır. diyorsa, bu
haksızlığı bu Mecliste düzeltemiyorsa burada bir terslik
var. Benim isyan ettiğim nokta bu.
MEHMET CEMAL ÖZTAYLAN (Balıkesir) Biz demiyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Gerçekten, şunu ifade
etmek istiyorum. Benim sabahki oturumlarda
Her maddeye önerge verdik torbada.
Her maddenin her önergesinde karar yeter sayısı istedik ve bir
direniş gösterdik, hep bu haksızlığa karşı olmak
içindi. Ama anlaşılıyor ki Meclisin Genel Kurul iradesinin,
isterse 550 milletvekilinin 480i bir şeye doğru diyorsa, yine bu
Meclisten geçemiyorsa bu ayıp bize yakışır.
Sahtekârlığa gelince, benim olmadığım,
benim kabul etmediğim, benim tasvip etmediğim, benim onay
vermediğim bir konuda bir gruba teslimiyeti, bir dayatmaya teslimiyeti,
altında imza vermediğimi, bunu sahtekârlık olarak
ifadelendirdiğimi ve bir isyanımın belirtisi olarak kabul
edilmesini ve yüce halkımızın, Türkiye halkının, bizi
dinleyenlerin bunu böyle algılamasını istiyorum.
Lütfen, Allah aşkına biraz adalet, biraz eşitlik,
biraz özgürlük, biraz kardeşlik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Kılıç, yerinizden
Buyurun, iki dakika...
18.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, yükseköğrenimdeki öğrencilerin affı
olarak tasarıda yerini bulan düzenlemelerin doğru olduğuna ve
parti olarak arkasında olduklarına ilişkin açıklaması
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Grubumuza, bize ait olmayan görüşler atfedildiği için
tutanaklara geçmesi ve düzeltilmesi adına kısa bir söz talebinde
bulundum.
AK PARTİ Grubu olarak yükseköğrenimdeki
öğrencilerin affı olarak, yükseköğrenim affı olarak
tasarıda yerini bulan hükümler noktasında gerek komisyon sürecinde
gerekse Genel Kurul sürecinde yapmış olduğumuz düzenlemenin
doğru olduğuna inanıyoruz ve biz bu düzenlemenin
arkasındayız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Teşekkür ederiz! O
zaman niye görüştünüz?
SUAT KILIÇ (Samsun) AK PARTİ Grubunun herhangi bir
şekilde
HASİP KAPLAN (Şırnak) O zaman asıl
sahtekârlık budur: Bana söylediklerinin tersini söylemektir.
SUAT KILIÇ (Samsun)
tasarıdaki bu maddenin
değişimine yönelik bir teşebbüsü, bir girişimi veya bir
çalışması söz konusu olmuş değildir.
Sayın Kaplanın tarafımıza ilettiği
önerileri iyi niyetli bir şekilde, dikkatli bir şekilde dinledik
ancak tasarıya giren hükmün girdiği şekliyle en doğru
ifadesini bulmuş olduğu kanaatinden hareket ettik ve bu hükmü bu
şekilde yasalaştırmayı Genel Kurula arz ettik.
Milletvekillerinin oylarıyla da bu hükümler bu şekilde
yasalaşmış oldu. Dolayısıyla, hiç kimsenin bir
başkasına, sarf etmediği bir görüşü atfetme hakkı
olmadığı kanaatindeyiz. Kişiler arasında yapılan
görüşmelerin de burada ifşa edilmesinin de aynı şekilde
doğru olmadığı kanaatindeyiz.
Herkes imzasına, herkes sözüne, herkes yeminine, herkes
hukuka ve herkes Anayasaya sonuna kadar sahip çıkmakla mükelleftir.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
HASİP KAPLAN (Şırnak) Söz ağızdan
çıkar.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kılıç.
Madde üzerinde bir adet önerge vardır, okutuyorum:
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, ben söz
istiyorum. Bir cümle
BAŞKAN Buyurun Sayın Anadol.
19.- İzmir Milletvekili
K.Kemal Anadolun, mesaiye başladığı gün içinde hiçbir
partiyle sözü edilen konuda bir pazarlığının, bir sözünün,
bir beyanının ve taahhüdünün olmadığına ilişkin
açıklaması
K.KEMAL ANADOL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkan. Sabrınızı suistimal etmeyeceğim.
BAŞKAN Estağfurullah
K.KEMAL ANADOL (İzmir) Ben, bir süredir hasta olduğum
için Parlamentoya devam edemedim. Bu sabah mesaiye başladım ve
şu anda çalışmama devam ediyorum. Bu süre içinde olumlu veya
olumsuz anlamda, hiçbir şekilde, hiçbir partiyle, bu sözü edilen konuda
bir pazarlığım, bir sözüm, bir beyanım, bir taahhüdüm
yoktur.
Arz ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Zaten kimse de öyle bir talepte bulunmadı.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B)
Yeniden Görüşmeleri Yapılan Tasarılar/Teklifler (Tekriri
müzakere) (Devam)
2.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu maddeleri) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 606 sıra sayılı
"Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı"nın, 179 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Ahmet
Yeni Kürşad
Tüzmen |
Giresun Samsun Mersin |
Cüneyt
Yüksel Mehmet
Tunçak |
Mardin Bursa |
Madde 179- 3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün ve
Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun 8 inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci
cümlesindeki "veya niteliğine uygun olmayan" ibaresi metinden
çıkarılmış; aynı fıkraya "satışa
arz eden veya satanlar" ibaresinden sonra gelmek üzere "ile
ambalajları üzerinde bulunan ürün bilgileri ile bandrol, etiket, hologram,
pul, damga veya benzeri işaretlerin içerdiği bilgilerin farklı
olması halinde, bu ürünleri üreten veya ithal edenlere" ibaresi
eklenmiş; aynı maddenin beşinci fıkrasının (k)
bendinde yer alan "izinsiz olarak veya Kurum düzenlemelerine
aykırılık oluşturacak şekilde" ibaresi metinden
çıkarılmış ve aynı bendin sonuna
"Satışın internet ortamında yapılması
halinde, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla
İşlenen, Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda öngörülen
usullere göre erişimin engellenmesine karar verilir ve bu karar
hakkında da anılan Kanun hükümleri uygulanır." cümlesi
eklenmiş; aynı maddenin beşinci fıkrasının
(ı) bendindeki "ticari amaçla sarmalık
kıyılmış tütün üretenler ile satan veya satışa
arz edenlere" ibaresi metinden çıkarılmış; aynı
maddenin beşinci fıkrasına (n) bendinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki (o) bendi eklenmiş; aynı maddenin dokuzuncu
fıkrasının birinci cümlesine "ve (j)" ibaresinden
sonra gelmek üzere "ile (o)" ibaresi eklenmiş ve aynı
maddenin sekizinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"(o) Ticari amaçla sarmalık kıyılmış
tütün üretenler ile satan veya satışa arz edenlere ürettikleri,
sattıkları veya satışa arz ettikleri tütünün;
50 kilograma kadar (50 kilogram dahil) olması halinde 250 TL.
50 kilogramdan 100 kilograma kadar (100 kilogram dahil)
olması halinde 500 TL.
100 kilogramdan 250 kilograma kadar (250 kilogram dahil)
olması halinde 1.500 TL.
250 kilogramdan 500 kilograma kadar (500 kilogram dahil)
olması halinde 3.000 TL.
500 kilogramdan fazla olması halinde 5.000 TL. idarî para
cezası verilir."
"Bu Kanuna, 4250 sayılı Kanuna veya 5607
sayılı Kanuna aykırı fiillerden dolayı haklarında
kesinleşmiş mahkûmiyet kararı olanlara, Kurumun düzenlemekle
yükümlü olduğu piyasalarda faaliyete ilişkin hiçbir belge verilmez,
verilmiş olanlar Kurumca iptal edilir. Mahkemece verilecek mahkûmiyet
kararında, kararın kesinleşmesine kadar faaliyete ilişkin
tüm belgelerin askıya alınmasına da karar verilir.
Yargılama sonuna kadar üretici ve ithalatçılara yetkili idarece uygun
görülecek miktarda bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri
işaretler verilebilir. Söz konusu fiillerin kamu
sağlığını veya tütün ve alkol piyasasının
güvenliğini bozucu nitelikte olması halinde, yargılama sürecinde
yetkili mahkemece mevcut delil durumuna göre belgelerin askıya
alınmasına tedbiren karar verilir."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Halen görüşülmekte olan 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 10 Şubat 2011 Perşembe günü yapılan
Oturumda kabul edilen Çerçeve 179 uncu maddesi ile 4733 sayılı Tütün
ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 8 inci maddesinin beşinci fıkrasının
(ı) bendinde yer alan "ticari amaçla sarmalık
kıyılmış tütün üretenler ile satan veya satışa
arz edenlere" ibaresi madde metninden çıkarılmış ve
aynı fıkraya (o) bendi eklenmiştir.
Yeni eklenen (o) bendi ile düzenlenen hususlar,
değişiklikten önce aynı fıkranın (ı) bendi ile
düzenlenmekte ve (ı) bendindeki idari yaptırımları
uygulamaya ve bu fiillerin konusunu oluşturan her türlü eşyanın
mülkiyetinin kamuya geçirilmesi kararını vermeye aynı maddenin
dokuzuncu fıkrası uyarınca mahalli mülki amirler yetkili
bulunmakta idi.
Beşinci fıkraya (o) bendinin eklenmesi esnasında,
bu bentte düzenlenen hükme aykırılık halinde idari
yaptırım uygulayacak yetkili merciinin düzenlenmesi hususu sehven
gözden kaçmıştır. Hükmün bu haliyle yasalaşması
halinde; (o) bendinde hüküm altına alınan idari para cezalarını
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu'nun uygulaması gerekecektir.
Türkiye'nin her bir tarafındaki eylemlerin takibinin ve bu eylemlere idari
yaptırım uygulanmasının merkezi Ankara'da bulunan ve yerel
teşkilatı olmayan bir kurum tarafından yürütülmesinin hukuki ve
fiili imkânsızlığı ortadadır. Ayrıca
yaptırım uygulama yetkisinin mahalli mülki amirlerden
alınması halinde, (o) bendine aykırılık hallerinde
fiilin konusunu oluşturan eşyanın mülkiyetinin kamuya
geçirilmesi imkânı da ortadan kalkmış olmaktadır. Bu
durumun ise uygulamada büyük sıkıntılara yol açacağı
açıktır. Bu nedenle, 606 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 179 uncu maddesinin yeniden görüşülerek, söz
konusu (o) bendine aykırılık halinde idari yaptırım
uygulamaya yetkili mercilerin mahalli mülki amirlikler olması yönünde
değişiklik yapılması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Kabul etmiyoruz
Sayın Başkan, tutanaklara geçsin!
BAŞKAN Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Böylece, tekriri müzakere kapsamındaki maddelerin
görüşmeleri tamamlanmıştır.
İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince oyunun rengini
belli etmek üzere ve aleyhte olmak üzere söz isteyen Behiç Çelik, Mersin
Milletvekili
Yok.
Kemal Anadol, İzmir Milletvekili.
Buyurun Sayın Anadol. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Sayın Anadol, bir saniye, Behiç Çelikin yerine Sayın
Şandır istiyor.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Hayır efendim, Sayın
Anadol konuşsun, kürsüye çıkmış.
BAŞKAN Peki.
Ben sormak durumundayım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Teşekkür ederim efendim.
Teşekkür ederim.
Size de teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Şimdi, uzun, yorucu bir maraton oldu. Komisyon, alt komisyon,
tekrar Komisyon ve Genel Kurul
Uzun bir çalışma yaptık. Bu
çalışmanın sonlarında hepimizi üzen konuşmalar oldu,
suçlamalar oldu.
Şimdi, ben olumsuz oy kullanmamın gerekçelerini
anlatacağım, ama sizleri de mümkün mertebe germemeye
çalışacağım. Yani tahammülü de yok Meclisin, onun için daha
soğukkanlı bir şeyler söylemek istiyorum. Sizin hoşunuza
gitmeyebilir, olsun, ama dostça söylüyorum.
Değerli arkadaşlar, burası Türkiye Büyük Millet
Meclisi yani adı üstünde, yasama organı. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı zamanında Sayın Bülent Arınçla,
siyasi olarak çeşitli platformlarda tartışmamıza
rağmen, çok iyi ilişkisi olan bir grup başkan vekiliydim,
kendilerine de teşekkür ederim bu dostça ilişkilerden ve
başarılı bir Meclis Başkanlığından
dolayı, idari olarak.
Sayın Bülent Arınç zamanında önemli bir şey
oldu, Türkiye Büyük Millet Meclisi bayrağının yanına bir
bayrak daha ilave oldu, TSE yani Türkiye Büyük Millet Meclisi Türk
Standartları Enstitüsünün standartlarına uymuş ve bu
başarıyı hak etmiş ve bayrak Türkiye Büyük Millet Meclisi
bayrağının yanında dalgalanıyor. Önemli bir şey.
Tabii, bu, Meclisin personeli, yönetimi, binası, düzeni,
intizamını kapsıyor. Peki, arkadaşlar, içeriyi
kapsıyor mu?
Türkiye Büyük Millet Meclisinin dünyadaki diğer yasama
organları gibi en önemli görevlerinden biri yasama yapmak. Hukukun
evrensel ilkelerine uyan yasalar yapmak, tesadüflere bırakmadan, aceleye
getirmeden, gerçekten milletin lehine yasalar çıkarmak değil mi bizim
görevimiz?
Çok değerli hukukçular var aranızda, karşımda
duruyor arkadaşlarım, grup başkan vekillerinden var,
milletvekillerinden var, Sayın Arınç da onlardan biri. Bana söyler
misiniz, hukuk başlangıcı dersinden itibaren
İstanbul
Hukuk, Ankara Hukuk, Türkiyede hukuk fakülteleri çoğaldı. Hepsinde
birinci sınıfta hukuk başlangıcı dersi okutulur. Acaba
torba yasa diye bir hukuk kavramı var mı arkadaşlar?
İnsafınıza sığınıyorum. Allah aşkına,
torba yasa diye bir hukuk kavramı var mı?.. Var mı?.. Varsa
söyleyin, hemen terk edeceğim kürsüyü.
SUAT KILIÇ (Samsun) Yok. Torba diyen sizsiniz.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) Bakın, bakın, bakın,
spordan bankacılığa, Devlet Su İşlerinden
Dışişleri Bakanlığına kadar çeşit çeşit
yasaları, maddeleri bir araya getireceksiniz, adı torba yasa mı,
çorba yasa mı, çuval yasa mı ve 2002den beri sizinle beraberim.
Zaman zaman tartışıyoruz bu kürsülerde, çok iyi
ilişkilerimiz de oluyor. Ama kabul edin, siz bu torba yasaları, bu
istisnaen başvurulması bile sakıncalı olan bu torba
yasayı vakayı adiye hâline getirdiniz arkadaşlar. Sizin
iktidarlarınızda torba yasa genel bir kural oldu, genel bir uygulama
oldu. Size de yazık. Ülkeye yazık. Hepimize yazık.
Sonra, bir şey daha yaptınız. Bir şey daha
yaptınız. Bir şey daha yaptınız
Temel kanun
çıkardınız. Biz Anayasa Mahkemesine gittik. Anayasa Mahkemesi
sizi haklı buldu, bizim itirazımızı reddetti. Önerge verme
hakkımızı kabul etti, kısmi olarak talebimizi, diğerini
reddetti. Saygımız sonsuz, onu uyguluyoruz.
Peki, bir şey daha söyleyeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Anadol, sözlerinizi tamamlamanız
için ek süre veriyorum.
Buyurun.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) Başkanım, bu maddeye göre
belirli bir süre yok; kısa bir sürede ifade etmeye
çalışacağım.
BAŞKAN Buyurun, verdim.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) Teşekkür ederim.
Uzatmayacağım zaten.
Şimdi, temel kanun şöyle tarif ediliyor arkadaşlar:
Bir hukuk dalını sistematik olarak bütünüyle veya kapsamlı
olarak değiştirecek biçimde genel ilkeleri içermesi gerekiyor. Temel
yasa bu. Bir hukuk dalını sistematik olarak
Şimdi, bana söyleyin; çıkardığımız
yasalar bir hukuk dalını sistematik olarak mı kapsıyor?
Ticaret Kanunu mu çıkardık? Borçlar Kanunu mu çıkardık?
Ceza Kanunu mu çıkardık? Hukuk Usulü mü çıkardık? Bir parça
tuz attık, Devlet Su İşleri; bir parça tuz attık, banka;
bir parça tuz attık, Çalışma Bakanlığı; bir parça
tuz attık, Maliye Bakanlığı. Sonra, ondan sonra, bunu
Çalışma, çok çalışıyor Meclis. diye satmaya
çalışıyoruz. Bu Türk Standartları Enstitüsünün
bayrağını, bu Meclis, dışarıda hak ediyor,
Sayın Arınça bir daha teşekkür ediyorum ama asla, şu
salonda, yasama faaliyetinde etmiyor. Birinci sınıf yasa yapma
görevini yerine maalesef getirmiyoruz. Bundan kurtulmamız lazım.
Evvela, komisyonlardaki çalışan arkadaşlarımıza
saygı göstermemiz lazım. Komisyonlardan buraya geliyor, bugün gördük,
yaşadık, bakanlıklar birbiriyle yarış ediyor ek önerge
vermek için. Yahu, aklınız neredeydi arkadaşlar?
Aklınız neredeydi?
O nedenle, ben, bunları çok samimi olarak, bu Parlamentonun
eski bir üyesi olarak üzülerek ifade etmek istedim. Asla,
ortalığı germe, sert tartışma yapma filan niyetinde
değilim. Hepinizi, bu uzun çalışmadan dolayı kutluyor,
teşekkür ediyor, başarılar diliyorum. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Anadol.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık oylamanın
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Düzeltme talebimiz var.
OKTAY VURAL (İzmir) Oylamaya geçildi Sayın
Başkan.
BAŞKAN Komisyonun teknik bir talebi var galiba.
Buyurun Sayın Komisyon.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SÜREYYA SADİ
BİLGİÇ (Isparta) Sayın Başkan, tekriri müzakere sonucunda
üç madde çıkarıldı ve maddeler yeniden teselsül ettiriliyor,
madde numaraları. Buna bağlı olarak 223üncü madde, yürürlük
maddesindeki içeriğin de teselsül ettirilmesi, düzeltilmesi gerekiyor. Bu
yönde bir talebimiz vardır.
BAŞKAN Evet
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkanım, bir
cümle söyleyebilir miyim?
BAŞKAN Buyurun Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 91inci madde, temel yasa
bölümlerinin otuzdan fazla olmayacağını amirdir. Son bölüm otuz
iki maddedir. İçinden nasıl çıkılacak, takdirinize
sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Tasarısının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli hakkında Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 606 sıra
sayılı Tasarının tümünün açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 272
Kabul :
272 (x)
Kâtip
Üye Kâtip
Üye |
Yusuf
Coşkun Harun
Tüfekci |
Bingöl Konya |
Böylece tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A)
Danışma Kurulu Önerileri (Devam)
2.- 606 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerinin, 12 Şubat 2011
Cumartesi günkü birleşimde tamamlanması hâlinde başka
işlerin görüşülmemesine; Genel Kurulun 13-14 Şubat 2011 Pazar ve
Pazartesi günlerine ilişkin çalışma kararının
kaldırılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No.:94 12/02/2011
Danışma Kurulunun yaptığı
toplantıda, ekteki önerinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun
görülmüştür.
Mehmet
Ali Şahin |
Türkiye
Büyük Millet Meclisi |
Başkanı |
Nurettin
Canikli K.
Kemal Anadol |
Adalet ve
Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi |
Grubu
Başkanvekili Grubu
Başkanvekili |
Mehmet
Şandır M.
Nezir Karabaş |
Milliyetçi
Hareket Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi |
Grubu
Başkanvekili Grubu
Temsilcisi |
(x) Açık oylama kesin
sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
Öneri:
606 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerinin
12 Şubat 2011 Cumartesi günkü (bugün) birleşiminde tamamlanması
hâlinde başka işlerin görüşülmemesi ve Genel Kurulun 13-14
Şubat 2011 Pazar ve Pazartesi günlerine ilişkin çalışma
kararının kaldırılması önerilmiştir.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B)
Yeniden Görüşmeleri Yapılan Tasarılar/Teklifler (Tekriri
müzakere) (Devam)
2.- Bazı Alacakların
Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Benzer Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/971, 2/2, 2/15, 2/101, 2/111, 2/134, 2/175, 2/235, 2/236,
2/237, 2/258, 2/259, 2/261, 2/262, 2/267, 2/289, 2/344, 2/356, 2/363, 2/377,
2/400, 2/425, 2/444, 2/460, 2/462, 2/501, 2/503, 2/507, 2/540, 2/553, 2/587,
2/591, 2/677, 2/681, 2/682, 2/683, 2/688, 2/689, 2/690, 2/691, 2/698, 2/714,
2/740, 2/753, 2/760, 2/769, 2/779, 2/780, 2/783, 2/800, 2/801, 2/802, 2/805,
2/806, 2/808, 2/809, 2/810, 2/811, 2/812, 2/821) (S. Sayısı: 606)
(17, 57, 76, 77, 78, 100, 122, 125 ve 179uncu maddeleri) (Devam)
BAŞKAN Maliye Bakanı Sayın Mehmet
Şimşekin teşekkür konuşma talepleri vardır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep)
Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Gecenin bu saatinde sizleri daha fazla tutmak
istemiyorum ama gerçekten çok yoğun bir mesai harcayarak neredeyse 250
maddeye varan bir tasarının kabul edilmesinde
katkılarınız tabii ki çok büyük oldu, teşekkürü hak
ediyorsunuz canıgönülden.
Tabii, bu düzenleme her ne kadar hukuk açısından
tartışıldıysa da İç Tüzükümüz maalesef bu türden
düzenlemeleri zaman zaman gerekli kılıyor.
Çok sayıda mükellefimizin, vatandaşımızın
hakikaten birçok sorununu çözen, kolaylık sağlayan bir düzenleme.
Tahsil imkânı olmayan küçük alacaklardan vazgeçtik. Mükelleflerimize vergi
borçlarını, primleri ödemede kolaylık sağladık. Genel
sağlık sistemi kapsamını genişlettik, örneğin
öğrenciler, staj yapan avukatlar, Türkiye'de okuyan yabancı
öğrenciler hangi yaşta olurlarsa olsunlar genel sağlık
sisteminden yararlanacaklar. Yargı üzerindeki yükü azaltıyoruz.
Belediyelerin birçok sorununu çözüyoruz, fazla personelin kamuya geçişine
imkân sağlıyoruz. Emekli aylıklarındaki
artışı ciddi bir şekilde düzenliyoruz. Kısa
çalışma ödeneğini uzatıyoruz. Trafik para cezası gibi
idari cezalarda idare bir yıl içerisinde tebliğ etmezse onu yok
varsayıyoruz yani vatandaş lehine, mükellef lehine çok önemli
düzenlemeler. TEDAŞın çiftçilerden alacaklarının faizini
de sildik, cezasını sildik. Bunun gibi, aslında birçok düzenleme
var ama dediğim gibi, gecenin bu saatinde sizleri daha fazla tutmak istemiyorum.
Bu yoğun mesainiz için çok çok teşekkür ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. İyi hafta sonları. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker
hakkındaki gensoru önergesinin gündeme alınıp
alınmayacağına ilişkin görüşmeler ile kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 15 Şubat Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 00.51