DÖNEM: 23 CİLT: 97 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
83üncü
Birleşim
29 Mart 2011 Salı
(Bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler
tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar
tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş
alıntı sözler aslına uygun olarak
yazılmıştır.)
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Genel Kurulu
teşrif eden Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonene
Başkanlıkça Hoş geldiniz denilmesi
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 milletvekilinin, Orman Genel
Müdürlüğünce toprak döküm ihalesi açılmadığı
iddiasının araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1094)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, Niğde
Altunhisarın ekonomik ve sosyal sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1095)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 milletvekilinin, Niğde Borun ekonomik
ve sosyal sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1096)
4.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, Mersin Akkuyuda
kurulacak nükleer santralin etki ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/1097)
C) Önergeler
1.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkan Vekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın; Banka
Kartları ve Kredi Kartları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/517) doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/265)
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Muş
Milletvekili Seracettin Karayağızın, üretimde ülkemizin
dünyadaki yerine ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Düzce ilinin sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ithal öğretmen istihdamına
ilişkin gündem dışı konuşması
VI.-
AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri
Milletvekili Yaşar Karayelin, bir buçuk yıl önce Kayseride 3
çocuğun katledilişine ilişkin açıklaması
2.- Düzce
Milletvekili Celal Erbayın, Düzce ilinin bu Hükûmet döneminde en çok ilgi
gösterilen illerin başında geldiğine ilişkin
açıklaması
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, ithal öğretmen istihdamına
ilişkin açıklaması
4.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, OECD ülkeleri arasında, Birleşmiş
Milletler ve Dünya Bankası verilerine göre ülkemizde eğitim durumunun
oldukça kötü olduğuna ilişkin açıklaması
5.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, Anayasanın 128inci maddesine göre,
memurların ve kamu görevlilerinin özlük haklarının kanunla
düzenleneceğine, bu konuda kanun hükmünde kararname
çıkarıla-mayacağına ilişkin açıklaması
6.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, seçime giden bir Mecliste, memurların ve
kamu görevlilerinin özlük haklarıyla ilgili kanun hükmünde kararnamenin
görüşülmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/411) esas
numaralı, toplum içerisinde artan şiddet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergenin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 29/03/2011
Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu
önerisi
2.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirel ve arkadaşlarınca verilen,
taşımalı eğitimle ilgili sorunlar hakkındaki Meclis
Araştırması Önergesinin, Genel Kurulun 29/03/2011 Salı
günkü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşimde yapılmasına ilişkin CHP Grubu
önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Amasya Milletvekili Avni Erdemirin,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
2.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin,
grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYON-LARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat
Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ'ın; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698)
2.- Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı:
696 ve 696ya 1inci Ek)
X.-
OYLAMALAR
1.- Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
oylaması
XI.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, 2010 yılında Batmanda
işsizlik oranı ve işsizlik sigortasından yararlananlara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/18159)
2.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın, Uzakdoğu ülkelerinden ithal
edilen taklit cep telefonlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Mehmet Zafer Çağlayanın cevabı (7/18282)
3.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Cumhurbaşkanı
Basın Danışmanının
çalışmadığı hâlde TRTden maaş
aldığı iddialarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/18312)
4.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TRTnin yapmış olduğu
hizmet alımlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
(7/18373)
5.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, TMSF tarafından el konulan bir
kişiye ait şirket ve tesislerin satışına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/18464)
6.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulunun Türkiye Kalkınma Bankası 2009 Yılı
Raporuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/18474)
7.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Digiturk platformunda yayın yapan TRT
kanallarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/18528)
8.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, SGK Rehberlik ve Teftiş
Başkanlığı müfettişleri ile idari
görevlendirilmelerine ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Ömer Dinçerin cevabı (7/18593)
9.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan yatırım
ve hizmetler ile personel atamalarına ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/18992)
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.03te açılarak dokuz oturum yaptı.
Birinci
Oturum
Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğanın, Zonguldak iline yapılan
yatırımlara,
Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcanın, Afyonkarahisar ilinin sorunlarına;
İlişkin
gündem dışı konuşmalarına Çevre ve Orman Bakanı
Veysel Eroğlu cevap verdi.
İzmir Milletvekili
Canan Arıtman, nükleer santral kazalarındaki radyasyonun etkilerine
ilişkin gündem dışı bir konuşma yaptı.
Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal,
Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk,
Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun Zonguldakla ilgili verdiği bilglilerin
gerçeği yansıtmadığına;
Kırıkkale
Milletvekili Osman Durmuş, hastanelerde uygulanmakta olan performans
uygulamasının bir an önce durdurulmasına,
İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam, çok hassas ilan edilen kullanım
alanlarında, açık havada müzik çalmak, düğün yapmak konusundaki
yasağa,
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır, Yaşlılara Saygı
Haftasına,
Afyonkarahisar
Milletvekili Abdülkadir Akcan, Afyonkarahisardaki bağlantı
yollarının 2002 yılında yapıldığına,
Kütahya
Milletvekili Alim Işık, Kütahya halkına verilen sözlerin yerine
getirilip getirilmediğine,
İlişkin
birer açıklamada bulundular.
Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ve 28 milletvekilinin, toplu mezar
iddialarının (10/1090),
Gaziantep
Milletvekili Akif Ekici ve 28 milletvekilinin, faili meçhul cinayetlerin
(10/1091),
Araştırılması;
Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibek ve 33 milletvekilinin, yoksulluk sorununun ve gelir
dağılımındaki adaletsizliğin (10/1092),
Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Batman Milletvekili
Ayla Akat Atanın, iş kazaları ve iş
hastalıklarının (10/1093),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi;
Amacıyla bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Libyada istikrar
ve güvenliğin yeniden tesisine yönelik uluslararası çabalara çok
boyutlu katkıda bulunmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin
yabancı ülkelere gönderilmesiyle ilgili Başbakanlık tezkeresinin
görüşmelerinin İç Tüzükün 70inci maddesine göre kapalı
oturumda yapılmasına ilişkin Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlunun önergesi üzerine, kapalı oturuma
geçildi.
Birleşime
saat 15.09da ara verildi.
İkinci
Oturum
(Kapalıdır)
Üçüncü,
Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci, Sekizinci ve Dokuzuncu
Oturum
Üçüncü Oturuma
saat 18.09da başlandı.
Libya'da
15/2/2011 tarihinde başlayan olaylar neticesinde ortaya çıkan
şiddet ortamının sona erdirilebilmesini teminen
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınan
26/2/2011 tarihli ve 1970 sayılı Karar ile 17/3/2011 tarihli ve 1973
sayılı Kararda kayıtlı hüküm ve çağrıları
dikkate alarak ve mezkûr kararlar çerçevesinde Libya'da istikrar ve
güvenliğin yeniden tesisine yönelik uluslararası çabalara çok boyutlu
katkıda bulunmak üzere, lüzum, sınır, kapsam, şekil, yöntem
ve zamanı Hükûmetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla Türk
Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve bununla ilgili
gerekli düzenlemelerin Hükûmet tarafından yapılması için
Anayasanın 92nci maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisinden
bir yıl süreyle izin istenilmesine ilişkin Başbakanlık
tezkeresinin kapalı oturumda kabul edildiği açıklandı.
23 Mart 2011
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilen
Mersin Akkuyuda kurulması düşünülen nükleer santralin kurulma
sebepleri ve sonuçlarının daha objektif bir şekilde
araştırılarak, kurulacak olan santral ya da santrallerin
kurulması aşamasında alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla verilen Meclis araştırması
önergesinin Genel Kurulun 24 Mart 2011 Perşembe günkü birleşiminde
okunması ve görüşmelerinin aynı birleşimde
yapılmasına ilişkin MHP,
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmında yer alan (10/1080) esas numaralı,
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararlara ilişkin Meclis
Araştırması Önergesinin görüşmesinin, Genel Kurulun
24/03/2011 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin
CHP,
Grubu önerileri
yapılan görüşmelerden sonra kabul edilmedi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kabul edilen, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun
Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet Kastalın
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun (2/875, 2/876) (S.
Sayısı: 698),
2nci
sırasında bulunan ve görüşmelerine devam olunan, İç
Tüzükün 91inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun
olarak bölümler hâlinde görüşülmesi kabul edilen, Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı: 696) üçüncü bölümün
76ncı maddesine kadar kabul edildi. (71inci madde Komisyona geri
çekildi) Verilen aradan sonra;
Görüşmeleri
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından
ertelendi.
Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ, Mersin Milletvekili İsa Gökün,
Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın,
Gruplarına
sataşmaları nedeniyle birer konuşma yaptılar.
Genel Kurulun,
daha önce toplanması kararlaştırılan 25 ve 26 Mart 2011
Cuma ve Cumartesi günkü birleşimlerinde toplanmamasına ilişkin
Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
29 Mart 2011
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 02.19da son
verildi.
|
|
Sadık YAKUT |
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
Bayram
ÖZÇELİK |
|
Fatih METİN |
|
Burdur
|
|
Bolu |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
Harun TÜFEKCİ
|
|
Yusuf COŞKUN |
|
Konya |
|
Bingöl |
|
Kâtip Üye
|
|
Kâtip Üye |
No.:
111
II.- GELEN KÂĞITLAR
25 Mart 2011 Salı
Raporlar
1.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macit ve Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin; Tarım
Kanununun Değiştirilerek Tarımsal Destekleme ve Müdahale Kurumu
Kurulmasına Dair Kanun Teklifi ile İçtüzüğün 37nci Maddesine
Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/513) (S. Sayısı:
716) (Dağıtma tarihi: 25.3.2011) (GÜNDEME)
2.- Geçici
İthalat Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/434) (S.
Sayısı: 717) (Dağıtma tarihi: 25.3.2011) (GÜNDEME)
3.- Geçici
İthalat Sözleşmesinde Yapılan Değişikliklerin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/985) (S. Sayısı: 718)
(Dağıtma tarihi: 25.3.2011) (GÜNDEME)
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Milli Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1016) (S. Sayısı: 719)
(Dağıtma tarihi: 25.3.2011) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergesi
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Gümüşhanedeki internet kesintilerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/2353)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Gümüşhane Devlet Hastanesinin anjiyografi
cihazı ve psikiyatri doktoru ihtiyacına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/2354) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2011)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Hasköy Tarım Kredi Kooperatifinin Ardahan
Tarım Kredi Kooperatifi ile birleştirileceği iddiasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/2354) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Devlete ait seyahat uçaklarına
ve kıtalar arası uçuş yapabilen uçak siparişi
verildiği iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18926) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
2.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, askerlikten önce sigorta
başlangıcı olmayan çiftçilerin sorununun çözümüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18927)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
3.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, çiftçilerin kullandıkları mazot ve
gübrede ÖTV ve KDV indirimi yapılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18928) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
4.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, esnaf ve şirketlerin TEDAŞa olan
borçlarının yapılandırılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18929)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
5.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, kamu kurumlarına jeoloji mühendisi
alınmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18930) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
6.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, 4/C statüsünde çalışan personelin aile
yardımından yararlanmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18931) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
7.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, 2010 yılı işsizlik
rakamlarına ve çözümüne ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/18932) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/03/2011)
8.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, eczacıların mağduriyetinin
giderilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18933)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana-Sofulu 1. Bölge TOKİ
Konutlarında yaşanan sorunlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18934) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
10.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, nükleer santrale ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18935)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
11.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, basında yer alan bir iddiaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18936)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
12.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, emeklilere maaş promosyonu ödenmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18937)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
13.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, Marmara Depremi nedeniyle toplanan
kaynağın kullanımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/18938) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2011)
14.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetler ile görevlendirilen personele ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/18939)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
15.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Adli Tıp
Kurumunun bir tutuklu hakkındaki raporuna ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18940)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
16.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/18941)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
17.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, konut olarak inşa edilmiş
binaların başka amaçlarla kullanımının denetlenmesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18942) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
18.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, konut olarak inşa edilmiş
binaların başka amaçlarla kullanımına izin verilmesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18943) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
19.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Bursada depreme karşı alınan
önlemlere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18944) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2011)
20.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, 4/C statüsünde çalışan kamu
personelinin aile yardımından yararlandırılmasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18945) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
21.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adananın 2000 yılından
sonraki istihdamla ilgili verilerine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18946) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2011)
22.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kayıt dışı kadın
istihdamının önlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18947)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
23.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyada verilen maden arama ve
işletme ruhsatlarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18948) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
24.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18949) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
25.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konya Kapalı
Havzasının çölleşmesini önlemek amacıyla alınacak
tedbirlere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18950) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
26.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, Çevre Bilgi Sistemi ve Tehlikeli
Atık Beyan Sistemine yapılan başvurulara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/18951)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
27.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, ülke genelinde ve Giresunda SHÇEKe
bağlı yurtlardan ayrılan kız çocuklarına ilişkin
Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi
(7/18952) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
28.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ve Kütahya nüfusuna kayıtlı özürlü
sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/18953) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
29.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, kayıt dışı kadın
istihdamının önlenmesine ilişkin Devlet Bakanından (Selma
Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18954)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
30.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18955)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
31.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyada verilen maden arama ve
işletme ruhsatı başvurularına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18956)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
32.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, jeoloji mühendisi istihdamına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18957) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
33.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, tarımsal sulamada çiftçilerden
trafo kaybı adı altında alınan ücrete ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/18958)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
34.- İstanbul
Milletvekili Ahmet Tanın, yapılması planlanan nükleer
santralden çıkacak nükleer atığın bertarafına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18959) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
35.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Samsun Büyükşehir Belediyesinin
yapmış olduğu ihalelerle ilgili bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18960)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
36.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, Samsunda eski garajın
satışına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18961) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
37.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, bir büyükşehir belediye
başkanının görevden alınıp
alınmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18962) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
38.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18963) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
39.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, Giresun-Espiye Belediyesine itfaiye eri
kadrosuna personel alımında usulsüzlük yapıldığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18964) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/03/2011)
40.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursa-İnegöle bağlı bazı
köy yollarının onarımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18965)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
41.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ve ayrılan yatırım bütçelerine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18966)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
42.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, Türk Hava Yollarının
tanıtımına ve sponsorluk anlaşmalarına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/18967) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/03/2011)
43.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18968) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
44.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, öğretmen atamalarına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18969)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
45.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Almanca öğretmenlerine kadro verilmesine
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18970) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
46.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Bayburtta taşımalı
eğitime ve branş öğretmeni ihtiyacına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18971)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
47.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, Batman Bekirhan Beldesindeki
ortaöğretim okulu ihtiyacına ve Türkiye geneli ortaöğretim okulu
sayısına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18972) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/03/2011)
48.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, aile hekimliği uygulamasına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18973) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/03/2011)
49.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, kanser vakalarının yıllara
ve bölgelere göre dağılımına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18974)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
50.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya-Simav Devlet Hastanesinde
görevden ayrılan personele ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18975) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
51.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18976) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
52.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, 14 Mart Tıp Bayramı
nedeniyle gazetelere verilen ilan ve reklamlara ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18977)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
53.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Osmaniyedeki sağlık
kurumlarındaki şiddet mağduru kadınlara yönelik birimlere
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18978) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
54.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18979)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
55.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, tarımda kullanılan bir kimyasal
maddenin içerdiği kurşun miktarının düşürülmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18980) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
56.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adanada etkili yağışlar
sebebiyle tarım alanlarında oluşan zarara ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18981) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
57.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan-Posoftaki hayvan
yetiştiricilerinin bir mağduriyetine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18982)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
58.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Marmaray Projesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18983)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
59.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18984)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
60.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adananın ulaşım
sorunları ve yatırım projelerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18985)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
61.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18986) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
62.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/18987) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/03/2011)
63.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara, yeni istihdama, personel atamalarına ve meydana
gelen göçe ilişkin Devlet Bakanından (Cevdet Yılmaz)
yazılı soru önergesi (7/18988) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
64.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ve Kütahya nüfusuna kayıtlı şehit ve
gazilere ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18989) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
65.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ve verilen dış ticaret desteklerine
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Zafer Çağlayan)
yazılı soru önergesi (7/18990) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
66.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırımlara ve AB fonlarından sağlanan desteğe
ilişkin Devlet Bakanından (Egemen Bağış)
yazılı soru önergesi (7/18991) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
67.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetler ile personel atamalarına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek)
yazılı soru önergesi (7/18992) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/03/2011)
68.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetler ile personel atamalarına ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Çelik) yazılı soru önergesi (7/18993)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
69.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/18994) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
70.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/18995)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
71.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetler ile restorasyon çalışmalarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/18996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
72.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyaya yapılan
yatırım ve hizmetlere ilişkin Devlet Bakanından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/18997)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/03/2011)
73.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, etik davranış ilkelerini ihlal eden
personele ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/18998) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/03/2011)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Sinop
Milletvekili Engin Altayın, kamu kuruluşları için kiralanan
bina ve plazalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18299)
2.- İstanbul
Milletvekili Bayram Ali Meralin, Ostim Organize Sanayi Bölgesinde meydana
gelen patlamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/18300)
3.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibekin, SGK tarafından ödeme emri gönderilen
belediye ve belediye başkanlarına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/18302)
4.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun
Devreli Gelişme Planına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18304)
5.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Küre Dağları Milli Parkı
alanına yapılması planlanan Ilıca HES Projesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18305)
6.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengizin, Gelibolu Yarımadası Tarihi
Milli Parkında görev yapacak alan kılavuzlarının
alımı ile ilgili bazı iddialara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18306)
7.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmazın, İstanbulda yeni bir TRT
binası yapılacağı iddiasına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/18310)
8.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, TRTnin Anadolu Ajansı ile
olan sözleşmesini feshetmesine ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/18313)
9.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, TRTde yayınlanan bir programa
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Bülent Arınç) yazılı soru önergesi (7/18314)
10.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, enflasyon oranındaki
düşüşe ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/18316)
11.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Esnaf Kefalet Kooperatifi
borçlularına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi
(7/18318)
12.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, 2012
Dünya Salon Atletizm Şampiyonasına yönelik çalışmalara ilişkin
Devlet Bakanından (Faruk Nafız Özak) yazılı soru önergesi
(7/18321)
13.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, İstanbul-Gedikpaşa
İlköğretim Okulunu satın alan şirkete ilişkin Devlet
Bakanından (Hayati Yazıcı) yazılı soru önergesi
(7/18320)
14.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki üniversite öğrencilerinin
barınma sorununa ilişkin Devlet Bakanından (Faruk Nafız
Özak) yazılı soru önergesi (7/18322)
15.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, toplantı ve gösteri yürüyüşlerine
katılanlara GBT uygulaması yapıldığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18324)
16.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, valiliklerin aldıkları güvenlik
tedbirlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18325)
17.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, Başbakanın Ardahanda
açılışını yaptığı tesislere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18326)
18.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursa-Karacabeydeki bozuk köy
yollarının yapımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18327)
19.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, Trabzon-Akçaabat Belediyesi ile ilgili iddialara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18328)
20.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Anayasada yapılan
değişiklik uyarınca vergi borçları nedeniyle yurt
dışı çıkış yasağı kaldırılan
mükelleflere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18329)
21.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, 2002den sonra yapılan
yeniden yapılandırma ve mali aflara ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18331)
22.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir proje için öğrencilerden para
toplandığı iddialarına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18334)
23.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, yüksek internet
fiyatlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18344)
24.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalyaya hızlı tren hattı
yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18345)
25.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, ceza infaz kurumlarında
HIV/AIDS virüsü taşıyan tutuklu ve hükümlülere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18346)
26.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, İzmirdeki OSBlerin
teşviklerden yararlandırılmamasına ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/18347)
27.- Erzincan
Milletvekili Erol Tınastepenin, Ağrı-Patnostaki 34 üncü
Motorlu Piyade Tugayının lağvedilmesi kararına ilişkin
Milli Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/18348)
28.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Devlet Tiyatrosu olan illere ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/18349)
29.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Milas-Güllük Belde Belediye
Başkanının görevden alınmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18351)
30.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, yapılan bir alt geçitle ilgili iddiaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18352)
31.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, nişasta bazlı şeker üretimine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18353)
32.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, yabancılara satılan taşınmaz
mallara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18354)
33.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, yurt dışındaki Türk
vakıf ve derneklerine yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/18356)
34.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, fiziki mekanların özürlülerin
kullanımına uygun hale getirilmesine yönelik yapılan
çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18358)
35.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Mısırla
ilgili konuşmaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/18361)
36.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, 50den az işçi
çalıştıran işyerleri için işletme belgesi
zorunluluğunun kaldırıldığı iddialarına
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18366)
37.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18370)
38.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, bir gazetenin manşetlerinin TRTde yer
almamasıyla ilgili iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Bülent Arınç)
yazılı soru önergesi (7/18372)
39.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Yuvaya Kitap Uçur
kampanyasına ilişkin Devlet Bakanından (Selma Aliye Kavaf)
yazılı soru önergesi (7/18376)
40.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Selma
Aliye Kavaf) yazılı soru önergesi (7/18377)
41.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbul İl Genel
Meclisinde yapılan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfının il ve ilçe mütevelli heyetleri seçimlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18381)
42.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlığı binasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18383)
43.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, müstafi sayılan
memurların görevlerine dönmesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18384)
44.- Mersin
milletvekili Mehmet Şandırın, araç kundaklama olaylarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18385)
45.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18386)
46.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, bazı belediyelerin trafik
işaretlemede ve trafik levhalarında kullanılan
yansıtıcı malzeme alımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/18387)
47.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bir davayla ilgili yapılan
aramalara ve bazı iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18388)
48.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, tarihi Kütahya evlerinin
restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18390)
49.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Osmaniyede ilköğretim 5.
sınıflar için yapılan Başarı Değerlendirme
Sınavı ile ilgili iddialara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18392)
50.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanlığında görevlendirilen personele ve yapılan
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18393)
51.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir lisedeki bazı öğretmen ve
idareciler hakkında hazırlanan inceleme ve soruşturma raporuna
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18394)
52.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, bazı kadroların ek
göstergelerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18395)
53.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18396)
54.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekicinin, 2010 KPSS Lisans Sınavı branş
sıralamalarının yayınlanmamasına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/18397)
55.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, ilköğretimde bilişim
teknolojileri dersinin kaldırılmasına ve sözleşmeli
bilişim teknolojileri öğretmenlerine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18398)
56.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Ankara ve İstanbuldaki
metro inşaatlarının tamamlanmasına ve diğer illerdeki
raylı ulaşım sistemine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18405)
57.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, TCDDde çalışan bir personelle
ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18406)
58.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, Ankara-Eskişehir yüksek hızlı
tren hattının güvenlik raporunun hazırlanamamasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/18407)
59.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18408)
60.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, İzmire yeni havalimanı
yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18409)
61.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, İzmirin bazı ilçe yollarının
bölünmüş yola dönüştürülmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18410)
62.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, Bergama-İvrindi yolunun yeniden
yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18411
63.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18412
64.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Milli Savunma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/18413)
65.-
Çankırı Milletvekili Ahmet Bukanın, Çankırıya
yapılacak yatırımlara ilişkin Devlet Bakanından (Faruk
Nafız Özak) yazılı soru önergesi (7/18414)
No.:
112
28 Mart 2011 Pazartesi
Teklif
1.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun; 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/895)
(Kadın Erkek Fırsat Eşitliği ile Adalet
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 16.3.2011)
Tasarı
1.- Kamu
Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini
Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat,
Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki
Kanunu Tasarısı (1/1017) (Anayasa ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2011)
Raporlar
1.- 2001,
Gemilerdeki Zararlı Organik Tutunma Önleyici Sistemlerin Kontrolüne
İlişkin Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile
Dışişleri Komisyonları Raporları (1/571) (S.
Sayısı: 720) (Dağıtma tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
2.- 2000 Tarihli
Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Kirlenme Olaylarına Karşı
Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği
Protokolüne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/637) (S. Sayısı: 721) (Dağıtma tarihi:
28.3.2011) (GÜNDEME)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Çevre ve
Ormancılık Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Çevre ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/851) (S. Sayısı: 722) (Dağıtma tarihi:
28.3.2011) (GÜNDEME)
4.- Türkiye Cumhuriyeti
Çevre ve Orman Bakanlığı ile Irak Cumhuriyeti Çevre
Bakanlığı Arasında Çevre Alanında Mutabakat
Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/973) (S.
Sayısı: 723) (Dağıtma tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Çevre
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/977) (S. Sayısı: 724)
(Dağıtma tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
6.- Yargı
Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/1012) (S. Sayısı:
725) (Dağıtma tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
7.- İstanbul
Milletvekili Nusret Bayraktar ve 8 Milletvekilinin; Yapı Denetimi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu (2/883) (S. Sayısı: 726) (Dağıtma
tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
8.- İstanbul
Milletvekili Nusret Bayraktar ve 13 Milletvekilinin; İmar Kanunu ile
Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların
Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonu Raporu (2/884) (S. Sayısı: 727) (Dağıtma
tarihi: 28.3.2011) (GÜNDEME)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bir kadın hükümlüye
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/17953)
2.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, 2007 yılından
itibaren hâkim adaylarının mülakat işlemleri için açılan
davalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/17954)
3.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, şeffaf plastik oy
sandıklarının teminine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17955)
4.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, 2007-2010 yılları
arasında ceza ve tutukevlerinde hayatını kaybeden hükümlü ve
tutuklu sayısı ile bu sebeple açılan adli ve idari
soruşturmalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/17956)
5.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, 1980-84
yıllarında Diyarbakır Cezaevindeki tutuklu ve hükümlü
sayısına ve ölenlere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/17957)
6.- Giresun Milletvekili
Murat Özkanın, sözleşmeli sağlık personelinin
sorunlarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/18000)
7.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, İzmirde bir devlet hastanesinin
yaptığı göz ameliyatlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18002)
No.:
113
29 Mart 2011 Salı
Tezkereler
1.
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1440) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2011)
2.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1441) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2011)
3.- Van
Milletvekili Ödal Üçerin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1442) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2011)
4.-
Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanakın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1443) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2011)
5.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/1444) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2011)
6.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (3/1445) (Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2011)
Rapor
1.- Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun
Tasarısı ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı:
696ya 1 inci Ek) (Dağıtma tarihi: 29.3.2011) (GÜNDEME)
No.:
113e Ek
29 Mart 2011 Salı
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 22 Milletvekilinin, Orman Genel
Müdürlüğünce toprak döküm ihalesi açılmadığı
iddiasının araştırılması amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1094)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2011)
2.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin,
Niğde-Altunhisarın ekonomik ve sosyal sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1095) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/03/2011)
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnan ve 24 Milletvekilinin, Niğde-Borun ekonomik
ve sosyal sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/1096)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/03/2011)
4.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 Milletvekilinin, Mersin-Akkuyuda
kurulacak nükleer santralin etki ve sonuçlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1097) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/03/2011)
29 Mart 2011
Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Gülşen
ORHAN (Van)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Genel Kurulu teşrif eden Finlandiya
Cumhurbaşkanı Tarja Halonene Başkanlıkça Hoş
geldiniz denilmesi
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Sayın Abdullah Gülün davetlisi olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan
Finlandiya Cumhurbaşkanı Sayın Tarja Halonen şu anda
Meclisimizi onurlandırmışlardır.
Kendilerine yüce
Meclisimiz adına hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, üretimde ülkemizin dünyadaki yeri hakkında
söz isteyen Muş Milletvekili Sayın Seracettin Karayağıza
aittir.
Buyurun
Sayın Karayağız. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Muş Milletvekili Seracettin
Karayağızın, üretimde ülkemizin dünyadaki yerine ilişkin
gündem dışı konuşması
SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AK PARTİnin iktidarı devraldığı 2002
Kasımından bu yana ülkemizde meydana gelen değişim ve
gelişmeleri sizlerle paylaşmak amacıyla söz almış
bulunmaktayım. Konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkelerin kalkınmaları meydana getirdikleri katma
değerle doğru orantılıdır. Petrol, doğal gaz ve
değerli madenler yönünden hayli fakir olan ülkemizin kalkınması,
üretim kalitesini geliştirmesine ve pazarlarını
artırmasına bağlıdır.
Geldiği
günden bu yana özel sektörün önündeki engelleri kaldırmak, ARGE
çalışmalarını teşvik etmek, sanayicilerimizin
dünyadaki meslektaşlarına karşı rekabet gücünü
artırmak, komşu ülkeler arasındaki çelik duvarları
kaldırmak için çalışan AK PARTİ çabasının
meyvelerini almaya
başlamıştır. İmalatçı sektörlerimizin
dünyadaki konumuna bir göz atacak
olursak bu gerçekleri rahatlıkla görebiliriz.
Türkiye,
mücevherat, inşaat, otomotiv ve konfeksiyon gibi önemli sektörlerde
başa güreşiyor. Mücevherat üretiminde Amerika ve Hindistandan sonra
dünya 3üncüsü olan Türkiye, konfeksiyonda Avrupanın 2nci, dünyanın
5inci büyük ihracatçısıdır.
Kot
kumaşı üretiminde dünya lideri olan Türkiye, dünya iç giyim
ihracatının yüzde 10unu, çorap üretiminin ise yüzde 8ini
gerçekleştiriyor.
Türk
firmaları, plastik işlemede de başarılı
çalışmalar yapıp Avrupanın 5incisi konumuna yükseldiler.
Bu sektörün hedefi 2014 yılında Avrupa 1inciliğini yakalamak.
Züccaciye
sektöründe büyük başarı gösteren sanayicilerimiz, dünyada 3üncü
sıraya yerleştiler. Dünya cam üretiminin yüzde 8i ülkemizde
gerçekleşiyor. Seramik sektöründe teknoloji ve kaliteyi artıran Türk
firmaları, dünyanın 4üncü ihracatçısı konumundadır.
Halıcılık
sektörü de Hükûmetimiz döneminde toparlanarak dünyanın 4üncü büyük
ihracatçısı konumuna yükselmiştir, makine halısında
ise 5inci sıradayız.
Sanayicimiz, ev
tekstilinde de ön sıralarda sıçrama yaparak üretim ve ihracatta
dünyanın 4üncü büyük sektörü hâline gelmiştir.
Türkiye'nin
ihracattaki payı en yüksek olan sektörü otomotiv sektörü. Dünyadaki her 40
ticari araçtan ve her 100 otomobilden birini Türkiye üretmektedir. Otobüs
üretiminde Avrupa 2ncisi olan Türkiye, hafif ticari araç üretiminde Polonya,
İspanya, Fransa ve İngiltereyi geride bırakmış
durumdadır.
Turizmde son
yıllarda en fazla tercih edilen ülkemiz, AB konaklama kapasitesinin yüzde
7sine sahip. 28 milyon 500 bin kişiyle dünyanın en çok turist çeken
9uncu, en fazla turizm geliri sağlayan 10uncu ülkesiyiz.
Deri ve deri
giyim üretiminde dünya 8incisi olan sektör, Avrupada 4üncü sırada
bulunuyor. Ayakkabı üretiminde ise dünyanın 9uncu sırasına
yükseldik.
İktidarı
devraldığımızda dünyada 26ncı sırada olan
ülkemiz, bu gelişmeler sayesinde 9 basamak yükselerek dünyanın 17nci
büyük ekonomisi hâline gelmiştir. Bu başarı Değerli
Başbakanımızın lideri olduğu AK PARTİ kadrosuyla
birlikte çalışmalara destek veren Parlamentonun tüm değerli
üyelerine ve kendi işletmelerinde gece gündüz çalışarak
destansı mücadeleler veren sektörün tüm temsilcilerine aittir.
Daha nice
başarılara imza atmak dileğiyle burada konuşmama son
verirken yüce heyetinizi tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Karayağız.
Gündem
dışı ikinci söz, Düzce ilinin sorunları hakkında söz
isteyen İzmir Milletvekili Sayın Kamil Erdal Sipahiye aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Sipahi.
2.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, Düzce
ilinin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sayın Başkan, size ve yüce Meclise
saygılar sunuyorum.
Düzce ilinin
sorunları hakkında Milliyetçi Hareket Partisi adına söz
almış bulunuyorum. Buradan şahsım ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak tüm Düzcelilere en iyi dileklerimi ve selam ve saygılarımı
sunuyorum.
Düzce, 1999
yılı depreminin yaralarını sarmak üzere Milliyetçi Hareket
Partisinin ortak olduğu 57nci Cumhuriyet Hükûmeti tarafından il
yapılmış ve yatırımlar
başlatılmıştır. Ancak, ülkemizin en
kalkınmış yörelerinin ortasında bulunan ve başta su
havzası özelliği olmak üzere ülkenin en verimli topraklarına
sahip olan Düzce, şu anda en çok ihmale uğrayan illerimizden birisi
hâline gelmiştir. Kalkınmada öncelikli iller sıralamasında
Düzcenin 3üncü sıradan 1inci sıraya alınmasıyla bölgede
her türlü yatırım durma noktasına gelmiştir. Bu nedenle
işsizlik ve bundan kaynaklanan asayiş olayları, ekonomik ve
sosyal sorunlar giderek artmakta olup Düzce âdeta işsizler ve fakirler
kenti hâline gelmeye başlamıştır.
Düzce ili,
başta Akçakoca olmak üzere, önemli bir fındık üretim bölgesidir.
Ancak, Karadenizin diğer illerinde fındık üreticisi ne duruma
düşürüldüyse Düzcedeki fındık üreticisi de benzer
sıkıntılar ve sorunlar içindedir.
Esnaf ve
sanatkârın durumu ise ülke genelinde olduğu gibi, siftah yapmadan
dükkânını kapatma kaderiyle baş başadır.
Kalkınmada öncelikli iller sıralamasında Düzcenin tekrar 3üncü
sıraya alınarak yatırımların teşviki ve
istihdamın artırılması konusunda bir çalışma
acilen yapılmak zorundadır.
Düzce, diğer
taraftan, nakliyecilik sektöründe önemli bir ilimizdir. Kamyoncu esnafı
âdeta isyan hâlindedir. Trafik kontrol ve denetimleri, neredeyse kamyoncu
esnafı ve onun ekmek parasını hedefleyen bir şikâyet konusu
olmaya başlamıştır. Düzcenin bu önemli kamyoncu sektörü,
ülke genelinde olduğu gibi, mazot yerine 10 numaralı yağ
kullanmak kaderine mahkûm edilmiş, ekmek parasını kazanamayan,
gittikçe fakruzaruret içine düşen sahipsiz, desteksiz bir camia hâline
gelmektedir.
Düzcenin su
kaynakları bu ilimize bölgenin en önemli su havzası özelliğini
kazandırmıştır. Düzcenin özelliği su
kaynaklarının Düzce ili içinde doğup yine il hudutları
içinde kalarak denize ulaşmasıdır. Ancak, Düzce ilinin su
kaynakları İstanbul Belediyesi İSKİ
teşkilatının vesayet ve istismarına terk edilmiştir.
İSKİnin müdahalesiyle inşaat faaliyetleri olumsuz etkilenmekte,
İSKİ Düzcedeki tüm köyler dâhil her türlü altyapı ve
inşaat faaliyetlerine müdahale etmekte, hatta durdurmaktadır. Buna
karşılık Düzcenin su kaynaklarını âdeta sömüren
İSKİnin Düzceye en küçük bir maddi yardımı, desteği
veya altyapı faaliyetlerine katılımı ise söz konusu
değildir. Her inşaat faaliyetine, hatta bir köy camisinin
yapılmasına bile İSKİ müdahale edebilmekte, engel
olabilmekte ama sıra bir altyapı inşasına geldiğinde
taşın altına elini koymamakta ve Düzceyi kendi mahdut
kaynaklarıyla baş başa bırakmaktadır.
Âdeta Düzce
İSKİnin vesayet ve sömürgesi hâline getirilmiştir. Düzce su
havzasına yönelik İSKİ istismarına karşı Düzce ve
Düzcelinin hak ve menfaatlerini korumak için Düzceli tedbir beklemektedir.
Düzce su havzasının kullanılması
karşılığında İSKİ tarafından bu ilimize
maddi katkı yapılması, altyapı tesislerinin bir
kısmının üstlenilmesi gibi haklı bir istek ve talep
vardır.
Düzce il
merkezinde Meteköy bölgesinde TOKİ tarafından yedi yüz kırk
sekiz dairelik bir inşaat projesi başlatılmıştır.
TOKİ konutları hak sahiplerine dağıtılmış
ancak kalitesiz inşaat ve yarım kalmış altyapı
hizmetleriyle konut sahipleri ciddi sorunlar yaşamaya
başlamıştır; evlerin kapı, pencere bölümleri
yetersizdir, atık su işlemi yarım
bırakıldığı için her yağmur sonrası evlerin
birinci katları su baskınına maruz kalmaktadır.
Şikâyetçi konut sahiplerine yapımcı şirketin işi
bıraktığı ifade edilmiş ve TOKİ
mağdurları kaderlerine terk edilmiştir. Bu konuda verdiğim
bir soru önergesine ise ciddi bir cevap aldığımı söylemek
mümkün değildir.
Diğer
yandan, Gümüşovada eski E-5 yolunun genişletilme, tünel ve altgeçit
yapımı faaliyetleri yıllardır devam etmekte ve bir türlü
tamamlanamamaktadır.
Gölyaka ilçesinde
ise, tabiat harikası Efteni Gölü ve çevresi Abanta rakip olmak için ilgi
ve destek beklemekte, deprem sonrası afet konutları için yapılan
yolun Gölyaka ilçe merkezine bağlanması yıllardır
beklenmektedir.
Yine, Gölyaka
ilçesinde mera olarak adlandırılan yaklaşık 3 bin
dönümlük bir başka alan birilerine, sırtı kalınlara
peşkeş çekilmek istenmektedir. Bu konuda, Gölyaka halkı, bu
oyunun sonunu merakla beklemektedir.
Evet, Düzcenin
daha birçok sorunu vardır ancak bu kısıtlı sürede ben
önemlilerine değinebildim. 11 Hazirandan sonra Düzceden seçilecek
Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin Düzcenin sadece
sorunlarını değil, çözümlerini de beraber getireceklerine
inanıyorum. Buradan Düzcelilere en iyi dileklerimi sunarım.
Yüce Meclise
saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Sipahi.
Gündem
dışı üçüncü söz, öğretmen istihdamı hakkında söz
isteyen Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnceye aittir.
Buyurun
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, ithal
öğretmen istihdamına ilişkin gündem dışı
konuşması
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Eğitimimizin
sorunlu olduğunu, hatta sorunlar yumağı olduğunu hepimiz
kabul ediyoruz. Sayın Bakan, yabancı dil öğretimi konusunda
Sorunumuz ortadadır. diyor. Bu, doğru fakat en öncelikli sorunumuz
mu bu acaba, en öncelikli sorunumuz yabancı dil öğretimiyse bunun
çözümü ithal öğretmen mi? İşte, bunu tartışmamız
gerekiyor.
Hayvancılığımız
sorunlu, Angus ithal edelim çözelim; sağlık sistemimiz sorunlu,
doktor ithal edelim çözelim; mühendis
ithal edelim; şimdi de öğretmen ithal edelim.
Sayın
milletvekilleri, o zaman dokuz yılda seksen üniversiteyi neden açtık?
Eğitim fakültelerini, bu filolojileri neden açtık? Yabancı dil
öğretimi sorunlu, ithal öğretmenle bunu çözdük diyelim. Peki,
matematik öğretimimiz de sorunlu, bunu nasıl çözeceğiz? Fizik
öğretimimiz de sorunlu, bunu nasıl çözeceğiz? Hatta Türkçe
öğretimimiz sorunlu, bunu nasıl çözeceğiz?
2009 PISA
sınavlarında okuma becerisi bakımından 33 OECD ülkesi
arasında 31inciyiz. Fen ve matematik okuryazarlığı
konusunda 33 OECD ülkesi arasında 31inciyiz. İlköğretimde
okuyan öğrencilerimizin yüzde 51,2si ikili eğitim görüyor yani 5,5
milyon çocuğumuz ikili eğitim görüyor. İlköğretimde okuyan
öğrencilerin yüzde 3,3ü birleştirilmiş sınıflarda
okuyor yani ilköğretimdeki 359 bin çocuğumuz aynı
sınıfta, birleştirilmiş sınıflarda okuyor.
Ardahandaki ilköğretim öğrencilerinin yüzde 17si birleştirilmiş
sınıflarda. Urfada yüzde 85,8i ikili eğitim görüyor.
Tarihe
baktığımızda bu uygulamanın çok yanlış
olduğunu görürüz. 1838de II. Mahmutun Tıbbiyenin
açılışında yaptığı konuşmayı
hepinizin okumasını isterim. II. Mahmut orada diyor ki: Bilgi Fransızca.
Fransızcayı öğreneceksiniz ki tıptaki bu bilgileri Türkçeye
aktarasınız. diye
Mantık bu ama daha sonra 1955te bu ülkede
ithal öğretmen denendi, maarif kolejleri için
tartışıldı, denendi, başarısız bulundu ve
vazgeçildi.
Ben sizlere,
kayıtlara geçmesi bakımından, 10 Ocak 1955 tarihli Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Tutanak Dergisini okumanızı tavsiye ediyorum. Cilt
1e baktığınızda o günkü eğitim kökenli
milletvekillerinin buna nasıl karşı
çıktıklarını, ithal öğretmen uygulamasının
bu ülkeye ne kadar sakıncalar getireceğini hep birlikte oradan
görebiliriz.
Sayın
milletvekilleri, madem İngilizce öğretmekte
başarısızız, başarılı olmak için neler
yaptık, bunu tartışmıyoruz; bu ithal öğretmenleri
hangi firmalar getirecek, o firmalarda kimlerin bağlantıları
var, bunları tartışmıyoruz.
Ben sizlere
1955te denenen, daha sonra 1985te denenen, şimdi de 2011de denenmek
istenen ithal öğretmenlikle ilgili 1985 tarihli gazete kupürlerinden
örnekler vermek istiyorum.
Bakınız,
1986nın Kasım ayında öğretmenliğe başladım
ben. Aldığım ilk maaş, 1986nın Kasımında
aldığım ilk maaş 64 bin liraydı. 1985
yılındaki Milliyet gazetesinde -o günkü tartışmalarda bir
gazete kupürü- diyor ki: İthal öğretmene 200 bin lira maaş.
Yani 1955te rahmetli Adnan Menderes deniyor, 1985te rahmetli Turgut Özal
deniyor ve 2011de Sayın Recep Tayyip Erdoğan deniyor bunu.
İşte, bizim 300 bin çocuğumuz, 300 bin gencimiz işsiz
gezerken, 1985te 64 bin lira maaş alan öğretmenin olduğu yerde
Pakistandan öğretmen getirilerek 200 bin lira maaş verilenin yeni
üçüncü versiyonunu bugünlerde yaşamış oluyoruz.
Sayın
milletvekilleri, pek çok kamu çalışanını yurt
dışına yabancı dil öğrenmek için gönderiyoruz,
kaymakamları gönderiyoruz, bazı bürokratları, akademisyenleri
gönderiyoruz. Peki, İngilizce öğretmenlerini niye göndermiyoruz?
LYSde en başarılı olduğumuz alan, dil alanıdır.
Kanun teklifimiz var sözleşmeli öğretmenlerle ilgili, on üç
aydır bunu getirip onlara verdiğiniz sözü tutmuyorsunuz.
12 Haziranda
seçim var. Taahhüt içeren, Türkiye'yi bağlayacak hiçbir
anlaşmanın altına imza atmamasını özellikle
bürokratlara tavsiye ediyorum ve Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu
anlaşmaları size rücu ettireceğimizi bildiriyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnce.
60ıncı
maddeye göre pek kısa söz talepleri vardır, onları veriyorum.
Sayın
Karayel
VI.- AÇIKLAMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Yaşar Karayelin, bir buçuk
yıl önce Kayseride 3 çocuğun katledilişine ilişkin
açıklaması
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) Teşekkür ediyorum Saygıdeğer
Başkanım.
Bir buçuk
yıl önce Ramazan Bayramında bayram sevinci yaşamak isteyen 3
yavrumuz hunharca katledilmişti Kayseride. Kayseride yaşayan
hemşehrilerimiz ve Kayserililer, tüm Türkiye, bu çocukların katilinin
bulunmasından dolayı son derece memnun olduk.
Faili meçhul
cinayetlerde polisimizin başarılı çalışmalarına
hep birlikte tanık oluyoruz, bu faili meçhulün de
aydınlatılmasına, Türk polisimizin, özellikle de asayiş
şubede görev almış olan polislerimizin başarısı
olarak bakıyoruz. Bu yavrularımızın katilini uzun ve yorucu
bir takiple bulan görevli polis memurlarının ödüllendirilmesini de
memnuniyetle karşılıyoruz. Kayseri ve Kayseride yaşayan
hemşehrilerimiz şehirde bu başarıyı
kutlamaktadırlar.
Tüm Kayserili
hemşerilerimize geçmiş olsun diyoruz.
Bu katillerin
bulunmasında katkısı bulunan Sayın Kayseri Valisine ve tüm
emniyet mensuplarına huzurunuzda teşekkür ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erbay
2.- Düzce Milletvekili Celal Erbayın, Düzce ilinin bu
Hükûmet döneminde en çok ilgi gösterilen illerin başında
geldiğine ilişkin açıklaması
CELAL ERBAY
(Düzce) Efendim, Düzce Milletvekili olarak bütün arkadaşlarıma
saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Elbette ki, her
ilin olduğu gibi Düzcenin de sorunları vardır. Hayat devam
ettikçe insanoğlunun sorunları devam edecektir. Ama Sayın
Konuşmacının ifade ettiği gibi Düzce en çok ihmal edilen
ilimiz değil, bunun tam aksine, Düzce en çok Hükûmetimiz tarafından
ilgi gösterilen illerimizin başında gelmektedir. Nitekim, 2002
yılından bu yana Düzce yeniden yapılanmış ve
ayağa kalkmıştır. Adalet sarayıyla, emniyet
sarayıyla, vilayet konağıyla ve Sakarya sınırına
ulaşan bölünmüş yoluyla ve yine -adını verdiği için
söylüyorum- Gümüşova dalçığıyla birlikte
Beyefendinin
ifade ettiği gibi iki yılda değil. Gümüşova
dalçığını Karayolları sekiz ayda
tamamlamıştır ve şu anda gidişli-gelişli
trafiğe açılmıştır.
İSKİ;
elbette ki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Işık
3.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, ithal
öğretmen istihdamına ilişkin açıklaması
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Gerçi, Sayın
Bakan yok ama gündeme taşınan ithal öğretmen konusu gerçekten
Türkiyede binlerce gencimizi derinden yaralamıştır. AKP
İktidarında bir ilk olan ithal etten sonra ithal öğretmen de
maalesef ülke gündemini meşgul etmektedir.
Sormak istiyorum
buradan: Bu ithal edilecek İngilizce öğretmenleri nasıl
belirlenecektir? Her ithal edilen İngilizce öğretmeninden hangi
şirketler aracılık yaparak kaçar para kazanacaklardır?
Acaba bu ithal öğretmen akımı bölgede başlatılan
haçlı seferinin öncü kuvveti olarak Türkiyeye getirilmek mi
istenmektedir?
Buna kamuoyu
önünde ilgili bakanın cevap vermesi gerekir diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Güvel
4.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, OECD ülkeleri
arasında, Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası verilerine
göre ülkemizde eğitim durumunun oldukça kötü olduğuna ilişkin
açıklaması
HULUSİ GÜVEL
(Adana) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, OECD ülkeleri arasında en kötü eğitim göstergelerine
sahip olan Türkiyedir. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Dünya
Bankası verilerine göre, yayımlanan raporlara göre ülkemizin eğitim
göstergeleri oldukça kötüdür. Geçen yıl yayımlanan Küresel Rekabet
Raporu sonuçlarına göre Eğitimin Kalitesi alt
başlığında yerimiz 66ncı sıradan 85inci
sıraya, eğitim sisteminin kalitesi pozisyonumuz da 77den 95e
düşmüştür.
Kanımca
Hükûmet, eğitimin niteliğinin öğretmenin niteliğiyle
doğru orantılı olduğu gerçeğini gözden
kaçırmaktadır. Öğretmenlerimizin çalışma
koşulları, yaşam koşulları eğitimin niteliğini
etkileyecek denli zorludur. Öğretmenlerimizin yüzde 90a yakını
aldığı parayla geçinememektedir. Bu, Adanada da böyledir,
Ardahanda da böyledir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HULUSİ GÜVEL
(Adana) - Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin dört önerge
vardır; ayrı ayrı okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 22
milletvekilinin, Orman Genel Müdürlüğünce toprak döküm ihalesi
açılmadığı iddiasının araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1094)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
"Ülkemizdeki
orman alanlarında madencilik faaliyetleri sonucu bozulan sahaların
rehabilite edilerek eski durumuna getirilmesi faaliyetlerinde keyfi uygulamalar
nedeniyle Kamunun zarara uğratılmasının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi" amacıyla, aşağıda belirtilen
gerekçelerle Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü'nün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
3) Kadir Ural (Mersin)
4) Alim Işık (Kütahya)
5) Behiç Çelik (Mersin)
6) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
7) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
8) İzzettin Yılmaz (Hatay)
9) İsmet Büyükataman (Bursa)
10) Reşat Doğru (Tokat)
11) Mustafa Enöz (Manisa)
12) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
13) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
14) Zeki Ertugay (Erzurum)
15) Necati Özensoy (Bursa)
16) Ahmet Bukan (Çankırı)
17) Mümin İnan (Niğde)
18) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
19) Erkan Akçay (Manisa)
20) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
21) Cemaleddin Uslu (Edirne)
22) Osman Durmuş (Kırıkkale)
23) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
Gerekçe:
Anayasamızın
169. Maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 16. Maddesi gereği;
orman alanlarında madencilik faaliyetleri sonucu bozulan sahaların
rehabilite edilerek eski durumuna getirilmesi, orman teşkilatının
en temel görevlerinden birisidir.
Bozulan bu
alanların rehabilitasyonu genelde inşaat alanlarından çıkan
hafriyat topraklarının dökümü ile gerçekleştirilmektedir. Bu
uygulama ile bir yandan bozulan orman alanlarının rehabilitasyonu
sağlanırken, diğer yandan da Orman Teşkilatına
ekonomik anlamda önemli bir gelir sağlamaktaydı.
İstanbul
ormanlarındaki maden ocakları nedeniyle tahrip olmuş
sahaların tekrar ağaçlandırılmasına yönelik
"toprak döküm ihaleleri" 1996 yılında
başlamış, 2007 yılının son çeyreğine kadar
büyük bir ivmeyle artarak devam etmiştir. Bu ihalelerin
"sürdürülebilir ormancılığın" mutlak gereği
ve "kamuya kaynak sağlayan önemli bir gelir kalemi"
olduğu, yasalar ve resmî görüşlerin yanında yargı
kararı ile de kesinlik kazanmıştır.
1996
yılından beri yapılmakta olan ihaleler sonucu bir yandan kamu
adına önemli bir gelir elde edilirken, bir yandan da "İstanbul
coğrafyasının" bozulmasına engel olunmuştur.
Hatta 1996 ile 2007 yılları arası dikkate
alındığında bu kaynak sayesinde İstanbul'un orman
varlığı 25 bin dekar arttırılmıştır.
İstanbul'da
toprak döküm alanı ihalesi Orman Genel Müdürlüğünce, 2007
yılından 2010 yılı sonuna kadar münferit birkaç küçük örnek
alan dışında açılmadığı, yine aynı
yıllarda inşaat sektörünün gelişmesiyle birlikte hafriyat
toprağı döküm yeri özellikle İstanbul'da 100 bin dekar sahada 1
milyar metreküplük bir alan ile büyük bir ranta dönüştüğü, geçen üç
yıllık dönemde Orman Genel Müdürlüğü ihale
açmadığı için "yüz milyonlarca dolarlık" gelirden
yoksun kaldığı ve bu işin rant olarak
karşılığını kamu dışı belirli odakları
paylaştığı iddiaları varittir.
Toprak döküm
alanlarından elde edilen gelir ile ilgili bir ipucu vermek gerekirse;
TOKİ Başkanlığının İstanbul'da orman
yasasının değiştirildiği tarihlerde
gerçekleştirmiş olduğu yaklaşık 170 milyon TL.
tutarındaki toprak döküm ihalesi dikkate alındığında,
bu alanın en az 25-30 katı kadar gelir sağlayabilecek devasa
büyüklüklerde çukurlaşmış metruk maden ocaklarına sahip
olan "Orman Genel Müdürlüğü"nün ne kadar büyük bir kaynaktan
yoksun bırakıldığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
2007
yılından sonra ihale açılmadığı için
başlatılan soruşturmalar ve yargı süreçleri
sonrasında, bu tür kanun değişikliği ile yapılan
icraata kılıf aranması ise diğer sorgulanması gereken
bir husustur.
Tüm bu
sorunların sebepleri ve sonuçlarının araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz
ve teklif ederiz.
2.- Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 24
milletvekilinin, Niğde Altunhisarın ekonomik ve sosyal
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1095)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, Niğde İlimize bağlı Altunhisar ilçesindeki
vatandaşlarımız, geçimlerini tarım ve
hayvancılıkla sağlamaktadır. Burada sanayi yok denecek
kadar azdır. 1991 yılında ilçe olan bu bölgemizde, son
yıllarda kamu desteğinin sağlanamaması sebebiyle,
vatandaşlarımız büyük ekonomik sıkıntılar
yaşamaktadır. İlçemizdeki tarım, hayvancılık ve
sanayi sektörünün canlandırılıp sorunlarının çözülmesi
amacıyla, "Niğde İlimizin Altunhisar İlçesinin
Ekonomik ve Sosyal Sorunlarının
Araştırılması", gereken tedbirlerin ve bunlara
ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için,
Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince, Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
4) Oktay Vural (İzmir)
5) Hakan Coşkun (Osmaniye)
6) Hasan Çalış (Karaman)
7) Reşat Doğru (Tokat)
8) Kadir Ural (Mersin)
9) Hüseyin Yıldız (Antalya)
10) Durmuşali Torlak (İstanbul)
11) Hasan Özdemir (Gaziantep)
12) Necati Özensoy (Bursa)
13) Osman Durmuş (Kırıkkale)
14) Cemaleddin Uslu (Edirne)
15) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
16) Ahmet Bukan (Çankırı)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Mehmet Zekai Özcan (Ankara)
19) Yılmaz Tankut (Adana)
20) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
21) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
22) Akif Akkuş (Mersin)
23) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
24) Beytullah Asil (Eskişehir)
25) Mehmet Günal (Antalya)
Gerekçe:
Çok eski bir
tarihe sahip olan ve eskiden beri önemli bir yerleşim yeri olarak önemli
bir özelliğe sahip Altunhisar İlçemizin ekonomisinin
ağırlığı tarım ve hayvancılık
sektöründe olup, bölge halkı geçimini özellikle çiftçilik, meyvecilik ve
hayvancılıkla sağlamaktadır. Arazi ve iklim özellikleri
tarımsal üretim ve verimi önemli ölçüde etkilemektedir. Bölgemizde üretim
büyük ölçüde doğa koşullarına bağlıdır. Bu
nedenle, bölgemizde tarım faaliyetinde bulunan
vatandaşlarımız olumsuz doğa ve piyasa
koşullarından çok kötü etkilenmektedir. Son yıllarda AKP
hükümetleri tarafından uygulanan yanlış politikalar sonucu
tarım ve hayvancılıkla geçimini temin eden
vatandaşlarımız çok zor duruma düşmüşlerdir.
İlçemizde sanayi yok denecek kadar azdır. Bir iki un fabrikası dışında,
fabrika benzeri, insanlarımızın çalışabileceği
işletmeler yoktur. İlçemizdeki işsizlik had safhadadır.
İşsizlik sebebiyle ilçemiz sürekli göç vermekte ilçeye
bağlı birçok yerleşim yerinde, orada yaşayanların
birkaç katı nüfusun başka illerde yaşadıkları ifade
edilmektedir.
İlçemizde ve
etrafında yaygın olan el sanatlarından halı
dokumacılığı desteklenmeli, ürünlerin ihracı
teşvik edilerek hak ettiği değeri elde etmesi
sağlanmalıdır.
Bölgedeki tek
akarsu olan ve yazları kuruyan Melendiz çayı üzerinde bulunan
Altunhisar Barajının su kaçırma probleminin acilen giderilerek
ilçemizin bu barajdan maksimum fayda etmesine imkân
sağlanmalıdır.
İlçemizde
halen birçok kamu kuruluşunun ilçe teşkilatı dahi
bulunmamaktadır. Bölgeye bir an önce kamu
yatırımlarının yapılması, tarım ve
hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımıza
teşvik ve kredi desteğinin sağlanması gerekmektedir.
İlçemizde sanayi tesislerinin kurulabilmesi için gerekli
çalışmalar yapılmalıdır.
Bölgede son
zamanlarda önemli miktarda patates üretimi gerçekleşmekte, ancak girdi
maliyetlerinin aşırı yüksek olması ve piyasa şartlarının
olumsuzluğundan dolayı, bu çiftçilerimiz tarımı
toprağını terk etme noktasına gelmişlerdir.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
için Niğde İlimizin Altunhisar İlçesinin Ekonomik ve Sosyal
Sorunlarının Araştırılması" amacıyla
bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
3.- Niğde Milletvekili Mümin İnan ve 24
milletvekilinin, Niğde Borun ekonomik ve sosyal sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/1096)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz, Niğde İlimize bağlı Bor ilçesi, Dört yüz
yılı aşkın bir süredir kaza olması ve Yüz elli
yıla yakın bir süredir belediye teşkilatı bulunması
dolayısıyla, emsallerine göre ülkemizin en eski kazalarından bir
tanesidir. Ekonomisi, tarım, hayvancılık, meyvecilik ve
kısmen küçük ölçekli üretim tesislerine dayanmaktadır. Son
yıllarda kamu yatırımlarından mahrum kalmış ve
AKP hükümetleri tarafından uygulanan yanlış tarım,
hayvancılık ve ekonomik politikaları sebebiyle, ilçemiz
işsizlikten dolayı sürekli göç vermekte ve bir önceki yıla göre
nüfusu gerilemektedir.
Bu ilçemizdeki
tarım, hayvancılık ve sanayi sektörünün
canlandırılıp sorunlarının çözülmesi amacıyla,
"Niğde İlimizin Bor İlçesinin Ekonomik ve Sosyal
Sorunlarının Araştırılması", gereken
tedbirlerin ve bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele
alınabilmesi için, Anayasa'nın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince, Meclis araştırması açılmasını
arz ve teklif ederiz.
1) Mümin İnan (Niğde)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
4) Oktay Vural (İzmir)
5) Hakan Coşkun (Osmaniye)
6) Hasan Çalış (Karaman)
7) Reşat Doğru (Tokat)
8) Kadir Ural (Mersin)
9) Akif Akkuş (Mersin)
10) Durmuşali Torlak (İstanbul)
11) Hasan Özdemir (Gaziantep)
12) Ahmet Bukan (Çankırı)
13) Hüseyin Yıldız (Antalya)
14) Necati Özensoy (Bursa)
15) Cemaleddin Uslu (Edirne)
16) Yılmaz Tankut (Adana)
17) Osman Durmuş (Kırıkkale)
18) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
19) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
20) Mehmet Zekai Özcan (Ankara)
21) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
22) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
23) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
24) Mehmet Günal (Antalya)
25) Beytullah Asil (Eskişehir)
Gerekçe:
Niğde'ye
onbeş km uzaklıkta olan ve tarihi neredeyse 7000 yıl öncesine
dayanan bu ilçemiz, birçok medeniyete tanıklık etmesi nedeniyle derin
bir siyasi ve kültürel birikime sahiptir. İlçemizin ekonomisi, tarım,
hayvancılık, meyvecilik ve kısmen küçük ölçekli üretim
tesislerine dayanmaktadır. Maalesef son yıllarda, AKP hükümetleri
tarafından uygulanan yanlış politikalar yüzünden, ilçemiz
ekonomik olarak zor duruma düşmüş, AKP hükümetlerinden de yeterli
ilgi ve desteği göremediği için sorunlar giderek içinden
çıkılamaz bir hâl almıştır.
Emen
ovasının bir türlü ıslah edilememesinden dolayı ilçemizde
ekilebilir arazi çok sınırlı ve düşük miktardadır.
Ayrıca bölgedeki tarımsal sulama için en önemli kaynak niteliği
taşıyan Akkaya barajının ıslah edilmesi ve su toplama
kapasitesinin arttırılması için yeterli devlet desteğinin
sağlanamaması ilçemiz tarımını çok olumsuz
etkilemektedir. Hem tarımda verimliliği arttırmak için baraj
suyunun rahat kullanılabilmesi hem de bundan insan
sağlığının olumsuz etkilenmesinin önlenmesi için bu
barajımızın bir an önce kirlilikten kurtarılıp gerekli
drenaj sistemleri kurularak vatandaşlarımızın hizmetine
sunulması gerekmektedir.
Turizm
açısından kendisine bağlı, Kemerhisar ve Bahçeli
kasabalarında bulunan Roma devrinden kalma su kemerleri, etrafı
mermerle çevrili Roma devrine ait bir havuza ve içmecelere sahip olmasına
rağmen turizmden neredeyse hiç pay almamaktadır.
İlgisizlik
ve yeterli desteğin sağlanmaması nedeniyle, tarihi Beş Yüz
yıl öncesine, Osmanlı dönemine dayanan dericilik işletmeleri,
birer birer ilçemizi terk etmektedir. İlçemiz tam bir huzur ve güven
merkezi olmasına rağmen, Organize sanayi bölgesi
yatırımcıları çekememekte ve hak ettiği yatırımları
alamamaktadır. Geçmişte Bin'e yakın işçi çalıştıran
silah fabrikasında şimdi yüz eli civarında
vatandaşımızın çalışması, yine birçok
vatandaşımızın çalıştığı Bor
şeker Fabrikasının özelleştirme programına
alınması insanlarımızı tedirgin etmektedir. Buralarda
çalışan vatandaşlarımız her an işsiz kalma
korkusuyla yaşamaktadırlar.
Bölgemizde büyük
umutların yeşermesine yol açan petrol bulundu haberlerinin, kesin bir
netliğe kavuşmaması ve bölgedeki çalışmaların bir
türlü neticelendirilmemesi, ayrıca yıllardan beri AKP Hükümetlerince
oyalanan ve hâlâ temeli dahi atılmayan hava alanı projesinin
gerçekleşmemesi bölge vatandaşlarımızın devlete ve
hükümete olan güvenini sarsmaktadır.
İlçemiz,
kamu yatırımlarını yeterince alamamış, AKP
hükümetleri tarafından uygulanan tarım, hayvancılık ve
turizmi teşvik imkânlarından yeterince
faydalandırılmamış ve geri kalmıştır. Bu
bölgemizde turizm, tarım ve hayvancılık desteklenerek
teşvik edilmeli ve toplum üretime yönlendirilmelidir.
Yukarıda
açıklanan sorunların çözümü ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
için Niğde İlimizin Çamardı İlçesinin Ekonomik ve Sosyal
Sorunlarının Araştırılması" amacıyla
bir Meclis Araştırması açılması gerekmektedir.
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19
milletvekilinin, Mersin Akkuyuda kurulacak nükleer santralin etki ve
sonuçlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/1097)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
"Mersin
Akkuyu'da kurulması düşünülen nükleer santralin kurulma sebepleri ve
sonuçlarının daha objektif bir şekilde
araştırılarak, kurulacak olan santral ya da santrallerin
kurulması aşamasında alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi" amacıyla, aşağıda belirtilen gerekçelerle
Anayasa'mızın 98'inci, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Faruk Bal (Konya)
3) Osman Durmuş (Kırıkkale)
4) Metin Ergun (Muğla)
5) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
6) Şenol Bal (İzmir)
7) Ahmet Bukan (Çankırı)
8) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
9) Recep Taner (Aydın)
10) Beytullah Asil (Eskişehir)
11) Akif Akkuş (Mersin)
12) Behiç Çelik (Mersin)
13) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
14) Reşat Doğru (Tokat)
15) Süleyman Lâtif Yunusoğlu (Trabzon)
16) Alim Işık (Kütahya)
17) Kürşat Atılgan (Adana)
18) Hasan Çalış (Karaman)
19) Mustafa Kalaycı (Konya)
20) D. Ali Torlak (İstanbul)
Gerekçe:
Nükleer
santraller, radyoaktif element olan uranyumun nötronlarla
bombardımanı sonucunda parçalanmasıyla açığa çıkan
enerjiden yararlanılması amacıyla birçok ülke tarafından
kullanılmaktadır.
1986
yılındaki Çernobil faciasına kadar güvenli enerji üretimi olarak
düşünülen nükleer santraller bu tarihten itibaren sorgulanmaya
başlanmıştır.
Projelendirme
aşaması 1970'lere kadar giden Akkuyu Nükleer Santralinin
yapımı bu facianın ertesinde askıya
alınmıştır.
Ancak Milliyetçi
Hareket Partisinin haklı muhalefetine rağmen, Akkuyu Nükleer Santrali
kurulmasıyla ilgili kanun tasarısı
yasalaşmıştır.
Alternatif enerji
gerçeğini göz önüne aldığımızda, ülkemizin dünyadaki
hiçbir ülkeye nasip olmayacak bir konumda, birçok imkâna bir arada sahip
olduğu bilinen bir gerçektir.
Güney
bölgelerimiz neredeyse 4 mevsim güneş yüzü görmektedir ve nükleer santrale
yapılacak yatırımın çok daha azı ile alternatif
enerjilerden yararlanmamız her zaman için mümkündür.
Ülkemiz, hemen
her bölgesinde rüzgâr enerjisinden yararlanılabilecek bir konumdadır
ve bununla ilgili ilk yatırım maliyeti ve sonrasındaki üretim,
bakım ve onarım maliyetleri nükleer santrallerle mukayese
edilemeyecek kadar düşük seviyededir. Ne var ki, ülkemizin 85 bin MW'lik
rüzgâr enerjisi potansiyeline karşılık, rüzgâr enerjisi kurulu
gücü bunun ancak yüzde biri kadardır.
Yine jeotermal
kaynaklar açısından da zengin olan ülkemiz, bu kaynaklardan
faydalanma Bakımından yeterli düzeyde değildir.
Türkiye'de en
fazla enerji üretimi hidroelektrik santrallerinden
karşılanmasına rağmen, bu potansiyelin ancak üçte biri
kullanılmaktadır. En az 35 bin MW'lik hidroelektrik santrali
kurulabilecek kapasitemiz atıl durumdadır.
Bunlara
karşılık nükleer santrallerin yapımı yüksek maliyetler
gerektirmektedir. Yapım süresi en az on yıl sürmektedir.
Alternatif
enerjilerin üretimi ve atıkları doğa için zararlı
değilken, nükleer santrallerin atıkları yok edilememektedir. Bu
atıkları izole etmenin maliyeti de ayrı bir yekûn
tutmaktadır. Nükleer santraller kazalarda en büyük riski
taşımaktadır.
Japonya'da
meydana gelen deprem sonrasında ortaya çıkan Fukuşima nükleer
reaktöründeki sızma ve patlamaların dünyayı endişeye sevk
ettiği bir dönemde, Mersin Akkuyu'da kurulması düşünülen nükleer
santralin inşası konusunda yetkililerin en ufak bir tereddüt
göstermemesi yine Türk ve dünya kamuoyu tarafından hayretle
karşılanmaktadır.
Mersin Akkuyu'da
kurulması düşünülen nükleer santralinin kurulma sebepleri ve
sonuçlarının daha objektif bir şekilde
araştırılarak, kurulacak olan santral ya da santrallerin
kurulması aşamasında alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98'inci, TBMM İçtüzüğünün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş
bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- (10/411) esas numaralı, toplum içerisinde artan
şiddet olaylarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergenin ön
görüşmelerinin, Genel Kurulun 29/03/2011 Salı günkü birleşiminde
yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 29.03.2011 Salı günü (bugün) toplanamadığından
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu
Maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural
İzmir
MHP
Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
Kısmında yer alan 10/411 esas numaralı, Toplum İçerisinde
Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Anayasanın
98. ve İçtüzüğün 104 ve 105. Maddeleri Gereğince Meclis
Araştırması önergemizin görüşmesinin Genel Kurulun
29.03.2011 Salı günlü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Eskişehir Milletvekili
Sayın Tayfun İçliye aittir.
Buyurun
Sayın İçli. (CHP sıralarından alkışlar)
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Değerli Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi, toplum içerisinde artan şiddet olaylarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98, İç Tüzükümüzün 104üncü maddesi
gereğince bir Meclis araştırması açılmasını
istemektedir. Bu önerinin lehinde söz aldım.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin en önemli görevlerinden
birisi şüphesiz yasa yapmaktır ama Türkiye Büyük Millet Meclisinin
diğer önemli görevlerinden birisi de Hükûmeti denetlemektir,
Başbakanı ve bakanları denetlemektir. Ne yazık ki, bu
dönem, Parlamentoda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Başbakanı
ve bakanları denetleme, millet adına denetleme yetkisinden yoksun
bırakılmaktadır. Toplumun gündeminde olan çok ama çok önemli
konular, her nedense, AKPnin sayısal çoğunluğuyla -bu gelen
önergeler- Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine alınmamaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, işte, biraz evvel Milliyetçi Hareket Partisinin
grup önerisinde ifade edilen konu da aynı önemdedir. Gerçekten, toplum
cinnet geçirmektedir. Aile içi şiddetten tutun, toplumun her kesimine karşı
şiddet artık bir gelenek hâlini almıştır.
İntiharlar, saldırılar
Toplum artık çok önemli
konuları konuşamamakta, konuşmaya başladığı
an neredeyse kanlı bıçaklı bir hâle gelmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, eğer toplumda böyle bir ciddi sorun varsa Hükûmet
bu konunun üzerine eğilmelidir ama her nedense, Hükûmet, bu sorumluluktan
kaçmak için her türlü yola başvurmaktadır. İşte, söyledik,
Anayasamızın 98inci maddesi, bakanlar ve Hükûmet sadece Meclis
araştırmasıyla denetlenmez ki. Yazılı ve sözlü soru önergelerimiz
de, Hükûmet tarafından, AKPnin sayısal çoğunluğuyla
reddedilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, bir ülkede ekonomi bu tabii ki benim kişisel
görüşüm- iyi yönetilmiyorsa, toplumun her yerinde
sıkıntıların çıkması beklenen bir olaydır
çünkü bir şiddet, eğer aile içindeyse, aile içinde şiddetin
nedenleri, öncelikle, ağırlıklı olarak, ekonomik sorunlarla
ilgilidir. Bir aile geçim derdindeyse, ailenin fertleri arasında
Tabii,
şiddet anlamında söylemiyorum, şiddet artık en uç bir tepki
ama insanlar sağlıklı düşünebilme yetilerini kaybediyorsa,
bu, başta aile içinde olmak üzere toplumun her alanında şiddete
dönüşmektedir ve bu, toplumun birinci öncelikli sorunlarından birisi
oluyorsa eğer, Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu konuyu mutlaka ve
mutlaka araştırmalı, bir araştırma komisyonu
kurulmalı, toplumdaki bu şiddetin ne şekilde önleneceğine
dair mutlaka gerekli tedbirlerin alınması konusunda başta
Türkiye Büyük Millet Meclisine olmak üzere bu konuda görüşlerini ifade
etmelidir.
Değerli
arkadaşlarım, toplum içerisinde şiddetin artmasının
nedenlerinden biri de eğer o toplumda hukuka saygı kalmadıysa,
eğer o toplum anayasasına, yasalarına saygısını
yitirmeye başlıyorsa şiddetin başka bir yönü de, nedeni de
budur değerli arkadaşlarım. Şimdi, son yıllarda her
nedense bu yüce Meclisin kabul ettiği Anayasa hükümleri uygulanmamakta,
Anayasa rafa kaldırılmaktadır ve birçok yasamız da ne
acıdır ki -kendi çıkardığımız yasalar dahi-
tartışılır hâle gelmiştir değerli
arkadaşlarım. İşte, son dönemde yargıda yaşanan
sıkıntıları şöyle gözümüzün önüne getirelim; özel
yetkili savcılıkların, özel yetkili mahkemelerin
aldığı kararlar ve uygulamaları şöyle bir gözümüzün
önüne getirelim.
Değerli
arkadaşlarım, eğer bir toplum adaletin gerçekleşmesi
konusunda tereddüde düşüyorsa veya o toplumda hukuka karşı bir
saygı kalmadıysa istemeyerek de olsa toplum gittikçe şiddete
yönelmeye başlar. Bunlara birçok konuları ekleyebiliriz. Sözü fazla
uzatacak değilim.
Milliyetçi
Hareket Partisinin grup önerisinin yerinde olduğu, mutlaka ve mutlaka
Meclis araştırması açılması gerektiğine dair
inancımı ifade ediyorum.
Sizlere
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İçli.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz İstanbul Milletvekili
Sayın Ünal Kacıra aittir.
Buyurun
Sayın Kacır. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisinin grup önerisi aleyhinde söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi çalışma dönemi sonuna yaklaşmış
durumda. Şurada yaklaşık iki hafta -bu hafta ve önümüzdeki
hafta- gibi bir çalışma dönemimiz var ve önümüzde de yoğun
programımız olmasına rağmen yine muhalefet partimizin bir
grup önerisi var ve bu grup önerisiyle Mecliste bir Meclis
araştırması açılması hususunu görüşelim. diye
öneri getiriyorlar. Bu önerinin ne olduğuna
baktığımızda da Ülkemizde işsizlik, durgunluk,
efendim, sanayi durma noktasına gelmiş, işsizlik
artmış, efendim, alım gücü düşmüş,
yoksullaşmışız; bundan dolayı da toplum cinnet
geçiriyor ve toplumsal olaylar meydana geliyor. gibi bir görüşle bu
öneriyi getirdiklerini görüyoruz.
AHMET YENİ
(Samsun) Rakamları bir konuştur bakalım!
ÜNAL KACIR
(Devamla) - Tabii, biz de böyle bir grup önerisini saat üçe beş kala
öğrendik ve bize bu konuda cevap mahiyetinde bir konuşma görevi
verdiler. Onun için, kısaca bu grup önerisiyle ilgili görüşlerimi
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, şimdi ilk etapta baktığımızda
Tabii,
bu grup önerisi 2009 yılında verilmiş aslında, daha
doğrusu araştırma önergesi 2009 yılında verilmiş,
mesela işsizlikten bahsediliyor. İşsizliğe
baktığımız zaman, Milliyetçi Hareket Partimizin de içinde
bulunduğu koalisyonun işsizliği nereden alıp nereye
getirdiğini önce bir görmek lazım. Mademki
arkadaşlarımız böyle, işsizliğin cinnetlere ve
toplumsal olaylara neden olduğunu söylüyorlar. O zaman bakalım, bu
arkadaşlarımızın da içinde bulunduğu koalisyonun ilk
yılında, 2000 yılında yüzde 6,5 işsizlik var, 1 milyon
497 bin işsiz var.
Peki, koalisyon
Hükûmetinin son yılı 2002ye geldiğimiz zaman 1 milyon 497 bin
işsiz sayısını 2 milyon 464 bine
çıkarmışlar. Yani yüzde 6,5 olan işsizlik oranını
yüzde 10,3e çıkarmışlar ve bize öylece teslim etmişler
Hükûmeti ve biz de ne yapmışız? Yüzde 10,3le
aldığımız işsizliği 2007 yılı sonu
itibarıyla ve 2008 yılı Ağustos ayı sonu
itibarıyla da yüzde 9,8e indirmişiz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Şimdi kaç Sayın Başkan, şimdi?
ÜNAL KACIR
(Devamla) Söyleyeceğim, sabrederseniz söyleyeceğim Hocam
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) İşine gelmez.
ALİM
IŞIK (Kütahya) 2011de yüzde 20 çıktı.
BAŞKAN
Sayın Işık, lütfen
ÜNAL KACIR
(Devamla) Hocam, şimdi söyleyeceğim, onları söyleyeceğim.
Şimdi, siz
işsizliği nereden aldınız, nereye getirdiniz
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) 2002nin üstünden on sene geçti Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Yıldız, lütfen
Sayın Yıldız
ÜNAL KACIR
(Devamla) Sevgili Hocam, 6,5tan aldın 10,3e çıkarttın,
getirdin.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Yatıyorsunuz 2002, kalkıyorsunuz 2002,
bildiğiniz başka bir şey yok mu?
ÜNAL KACIR
(Devamla) Biz ne yaptık? Biz de 10,3ten, 2008 Ağustosunda,
efendim, 9,8e indirmişiz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yıl 2011, Sayın Başkan 2008 değil.
BAŞKAN
Sayın Işık, lütfen
Lütfen
ÜNAL KACIR
(Devamla) Ama dünyada global bir ekonomik kriz ortaya çıkmış
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Sizin her tarafınız kriz!
ÜNAL KACIR
(Devamla) -
ve bu global ekonomik krizde mesela İspanyada yüzde 8,3ten
17,9a yükselmiş işsizlik.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Türkiyeye gel, Türkiyeye!
ÜNAL KACIR
(Devamla) Türkiyeye de geleceğim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Milleti işsiz bıraktınız ya, yakında
siz de kalacaksınız
ÜNAL KACIR
(Devamla) - Letonyada yüzde 6dan 18e çıkmış, İrlandada
4,6dan 13e çıkmış, Türkiyede de 10,3ten 13e
çıkmış
BEHİÇ
ÇELİK (Mersin) Moğolistanda kaç acaba (!)
ÜNAL KACIR
(Devamla) -
ve şimdi, peki, sizin bu önergeyi verdiğiniz tarihten
bugüne ne olmuş, şimdi bakalım arkadaşlar:
2009un
Aralığında yüzde 13 iken şu anda yüzde 11 işsizlik.
Yani hızla işsiz sayısı azalmakta.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Hangi yeni fabrika açtın da işsizliği
azalttın?
ÜNAL KACIR
(Devamla) Siz aldınız, katladınız. Bizde işsizlik
sayısı, bak şimdi, 2009un Aralığı 13
ALİM
IŞIK (Kütahya) Üniversite mezunlarında işsizlik
oranını söyler misin Sayın Başkan.
ÜNAL KACIR
(Devamla)
mesela 2010un Nisanı 12, şimdi de Aralık 2010da
yüzde 11e indirmişiz. Peki, işsizlik bu.
Bir de son
zamanlarda söylediğiniz yoksulluk olayı var, bir de ona bakalım.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Memleketin hepsi yoksul zaten.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Yoksullukta nereden nereye gelmişiz
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Sayın Kacır, oraya hiç girme mahvolursun,
çıkamazsın.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bak, TÜİK var, TÜİKin raporu var, ben size onu takdim
ediyorum değerli arkadaşlar. TÜİKin raporuna göre gıda
yoksulluğu Türkiyede 2002 yılında yüzde 1,35 iken
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Raporlarda alicengiz oyunu var.
ÜNAL KACIR
(Devamla)
yani açlık sınırı bu, şimdi 2009
yılında 0,48 olmuş, yani 1,35ten 0,48e düşmüş.
Yoksulluk,
bakın, siz bize nasıl teslim etmişsiniz, biliyor musunuz?
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Memleketi yoksul hâle getirdiniz, sadakaya muhtaç ettiniz
insanları.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bak, bak, dinle dinle. Bak, burada rapor var.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Takla attırılmış raporlar onlar.
ÜNAL KACIR
(Devamla) 2003 yılında biz geldiğimizde yüzde 28 yoksulluk
varken, şimdi yüzde 18 yoksulluk var. (MHP sıralarından Vay
be! sesleri) Evet, işte burada. Bak, şimdi, sizin döneminizde
ALİM
IŞIK (Kütahya) Kaç kişi cinayet işlemiş yoksulluktan,
açlıktan dolayı, bir de onları söyle.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Kaç kişi
BAŞKAN
Sayın Işık, Sayın Yıldız
ÜNAL KACIR
(Devamla)
günde 1 dolardan daha az geliri olanların oranı yüzde
0,20 iken, Allaha şükür, 2006 yılından bu yana 1 doların
altında geliri olan kalmamıştır.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Yeşil kart sayısı niye arttı?
ÜNAL KACIR (Devamla)
Ve yine bakın, kişi başı günlük 2,15 doların
altı sizin döneminizde binde 30
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Niye af çıkarttın, niye af?
BAŞKAN
Sayın Yıldız, lütfen
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bak, sizin döneminizde binde 30, 2009 yılı en olumsuz
yıl binde 2.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, iki ayda iki torba getirdiniz, sebebi ne?
ÜNAL KACIR
(Devamla) Binde 30 mu büyük binde 2 mi büyük? Binde 30 sizin döneminizde, biz
bunu düşürmüşüz, düşürmüşüz binde 2ye getirmişiz.
Kişi başı günlük 4,3 doların altında
ALİM
IŞIK (Kütahya) Çek suçundan dolayı cezaevine kaç kişi girdi
bugüne kadar?
BAŞKAN
Sayın Işık, lütfen
ÜNAL KACIR
(Devamla)
sizin döneminizde yüzde 30 bizim dönemimizde yüzde 4
ALİM
IŞIK (Kütahya) Meclisi doğru bilgilendirmiyor.
BAŞKAN Ne
yapalım canım!
ALİM
IŞIK (Kütahya) Doğru bilgi versin.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Yani yoksullaşmaya gelince de, hayır dediğiniz gibi
bir durum yok, bizim dönemimizde yoksullaşma olmamıştır.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Başka bir şey söylemedin, hep aynı
şeyleri söylüyorsun Sayın Kacır
ÜNAL KACIR
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, peki, alım gücüne bir
bakalım, emeklilere bakalım. BAĞ-KUR köylü emeklisi, bak, 65
lira 80 kuruş veriyordunuz ayda.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) O zaman daha mutluydu insanlar, şimdi açlar. Kömür
veriyorsun, yeşil kart veriyorsun eline.
ÜNAL KACIR
(Devamla) 65 lira 80 kuruş veriyordunuz. Bizim sadece bu sene
yaptığımız zam 60 lira. Bak, 65 lira 80 kuruştan,
efendim, 380 lira; 2010un Temmuzu. Güncelleşmiş rakam burada yok.
Üzerine bunun bir 60 lira daha ekleyeceksiniz, 440 lira.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Çok mu bir şey vermişsin? Kümülatif enflasyonu
topla da hesap et. Daha geçen anlatmıştık ama hâlâ
anlamamışsın.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Peki, başka bir rakam daha size söyleyeyim. BAĞ-KUR
esnafına ayda 142 lira 80 kuruş emekli maaşı veriyordunuz.
Şimdi bizim dönemimizde gelmişiz 2010un sonunda 555 lira. 2010un
Temmuz rakamını söylüyorum. Enflasyona göre artırsaydık 277
lira ederdi, demek ki 277 lira yerine 555 lira yapmışız.
Peki, bunlarla ne
alınabiliyor, ne satılabiliyor biraz da onlara bakalım
isterseniz.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Dört yıl aynı şeyleri söyledin,
konuşmalarını kontrol et, başka konuştuğun hiçbir
şey yok.
BAŞKAN
Sayın Yıldız, lütfen
ÜNAL KACIR
(Devamla) Değerli arkadaşlar, kendinizi yormayın,
bunların hepsi tutanaklarda var, şeylerde var, okursunuz sakin sakin,
öğrenirsiniz.
Evet,
değerli arkadaşlar, bakın, en düşük devlet memuru 2002
yılında maaşının tamamıyla 386 kilo ekmek
alabiliyordu. Kaçmış? 386 kilogram ekmek alabiliyordu.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Ekmek taneyle satılıyor, kiloyla değil
Sayın Kacır.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bırak şimdi, taneyle satıldığını
ben de biliyorum hoca ama her ilde farklı olduğu için ben kilo
hesabını koydum buraya.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Başbakan simit hesabını kiloyla
yapmadı, taneyle yaptı, siz de öyle yapın.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bak, bak, dinle, sen 386 kilo ekmek veriyordun, biz 683 kilo ekmek
vermişiz. Az mı vermişiz?
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Ekmeğe muhtaç ettiniz, ekmekten başka bir şey
vermediniz.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Daha fazlasına layık benim vatandaşım.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Et yok, peynir yok, zeytin yok.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Ama bak, 382 kilo makarna alınıyordu sizin
verdiğiniz maaşla. Bizim verdiğimiz maaşla da 747 kilo
makarna alınıyor. Bak, şimdi sana bir şey daha söyleyeyim.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Hep işine geleni söylüyorsun, zeytin ne kadar?
ÜNAL KACIR
(Devamla) Zeytini de söyleriz. Bak, beyaz peynir var, söyleyeyim, 73 kilo
beyaz peynir yerine 108 kilo beyaz peynir alıyormuş en düşük
devlet memuru maaşıyla.
Doğal gaza
bakalım
Bak, bak, 1.047 metreküpmüş, şimdi 2.035 metreküp.
Peki, bu
memurunki. Şimdi asgari ücretliye bakalım: 181 kilo ekmek
alırken, 294 kilo ekmek alabiliyor.
Doğal gaz:
492 metreküp yerine 878 metreküp doğal gaz alabiliyor.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Mazot, mazot
Kaç litre mazot alabiliyor?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)
ÜNAL KACIR
(Devamla) - Başka, daha okuyalım,
şeker: 111 kilo
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kacır.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Bitti mi?
Neyse, bana gel
de anlatayım sana bunları.
HÜSEYİN
YILDIZ (Antalya) Eti söyle Sayın Kacır, et. Angus olmasın.
ÜNAL KACIR
(Devamla) Değerli arkadaşlar, yani işsizlik olmuş da,
yoksulluk olmuş da
BAŞKAN
Sayın Kacır, teşekkür ederim.
ÜNAL KACIR
(Devamla) -
alım gücü azalmış da, toplum cinnet
geçiriyormuş da
Yok böyle bir şey. Cinnet geçirenler belli. Hiç
merak etmeyin, hepsi çözülür.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum, hayırlı günler diliyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Kacır, Sayın Işık ile Sayın
Yıldıza teşekkür ediyorsunuzdur herhâlde. Kimse dinlemiyordu,
herkes uyku hâlindeydi, onlar uyandırdılar Meclisi siz
konuşurken.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Teşekkür ederiz efendim.
BAŞKAN
Evet, kendilerine teşekkür etmeniz lazım.
Sayın Akcan,
buyurun.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın
Kacır yüce Genel Kurulu bilgilendirirken TÜİK verilerine dayanarak
bazı rakamlar ifade etti. Geçen hafta bugün Türkiye İstatistik
Kurumunun açıkladığı verilere göre, Türk toplumunun yüzde
46sı temel ihtiyaçlarını elde ettiği gelirlerle
karşılayamıyor. Bunun üstüne bir bilgi de ben ilave edeyim:
Eleştirdiği 2002de 3 kilo buğdayla 1 kilo mazot
alınırken, şimdi 8 kilo buğdayla 1 litre mazot
alınıyor, tüm dost ve arkadaşlara ilanen duyurulur.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu önerisinin lehinde, Gaziantep Milletvekili
Sayın Hasan Özdemir. (MHP sıralarından alkışlar)
Buyurun.
HASAN
ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri, toplumda meydana gelen şiddet, yaralama ve öldürme
olaylarının artmasıyla toplumsal dokumuzun zedelenmesine yol
açan nedenlerin araştırılarak, gerekli tedbirlerin alınması
amacıyla vermiş olduğumuz Meclis araştırma komisyonu
önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz bugün sosyal bir çöküntünün eşiğindedir. Gazetelerin
üçüncü sayfalarına da yansıyan toplumsal şiddet
olaylarındaki artış giderek anormal bir durum olmaktan
uzaklaşmıştır. Diğer bir ifadeyle, bu olaylar istisna
niteliğini neredeyse kaybetmiş durumdadır. Yaşananlar
toplumun içinde yuvarlandığı tehlikeli gidişi haber
vermektedir. Toplum içerisinde şiddet olaylarındaki artış
ve ahlaki çöküntünün bugün ulaştığı aşama sosyal
yapının devamını tehdit etmektedir. Bütün bu
gelişmeler karşısında çözüm bulması gereken siyasi
iktidar ise olaylara çözüm bulamamanın yanında olayların
gerekçelerini oluşturan sosyal, kültürel ve ekonomik dinamiklerin bertaraf
edilmesi için hiçbir çaba göstermemektedir.
Türkiye bugün
âdeta bir sorunlar yumağı hâline gelmiştir. Bu sorunlardan öne
çıkanlar, ümitsizlik, kalitesizlik, terör, işsizlik, adaletsizlik ve
yoksulluktur. AKP, üretim yerine tüketimi teşvik eden, işsizliği
çözmek yerine sosyal yardımı yaygınlaştıran, terörü
önleyecek tedbirleri almak yerine terör örgütüyle müzakere yapan bir strateji
izlemektedir. İktidar, ülkenin gerçek sorunu olan üretim, ihracat, terör,
adalet, kaliteli eğitim ve demokrasi konusunda
karşılaşılan sorunlardan âdeta kaçmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizin mahkûm edildiği bu sosyal tablo içerisinde
siyasal iktidarın tavır, tutum ve politikalarını yok saymak
mümkün değildir. AKP İktidarı, AKPyle başlayan sosyal ve
siyasal kurumlar inşa etme çabası içerisinde, sosyal problemleri yok
saymaktadır. Ülkemizde bugün, AKP bürokrasisi, AKP zengini, AKP medyası,
AKP sivil toplum kuruluşu, AKP aydını, AKP imamı, AKP
yargısı, AKP memuru gibi sosyal kavramlar maalesef türemiştir.
Devlet âdeta tepeden tırnağa tek tip zihniyet sahibi kişilerle
doldurulmuştur. Bu tablo içerisinde iktidar, milletin ve devletin yapısını,
çığlıklarını maalesef duymamaktadır. Bu
çığlıkların en önemli müsebbibi ekonomik çöküntüdür.
İktidar
yetkilileri kendi yönetimleri altındaki kurumların verdiği
rakamlarla konuşmayı çok sevmektedir. O hâlde ben de Türkiye
İstatistik Kurumunun rakamlarıyla seslenmek istiyorum. Kurumun 2009
gelir ve yaşam koşulları araştırmalarının
sonuçlarına göre, Türkiyede en yüksek gelire sahip yüzde 20lik grubun
toplam gelirden aldığı pay yüzde 47,6 iken, en düşük gelire
sahip grubun toplam gelirden aldığı pay maalesef yüzde
5,6dır. Bu duruma göre en zenginlerin toplam gelirden
aldığı pay, en fakirlerin aldığı paya göre 8,5
katı fazladır. Bakınız, Türkiyede nüfusun yüzde 17,1i
yoksulluk sınırı içinde yaşamaktadır. Ülkemizde her 10
kişiden 6sı yoksulluk riski altındadır. Nüfusumuzun yüzde
59,3ünün taksitler ve konut alımı dışındaki
borçları vardır. Yine, nüfusumuzun yüzde 87,4ü eskimiş
mobilyasını bile yenileyememekte; yüzde 43,9u da yeni giysi
alamamaktadır. Bu rakamlar, AKPnin ekonomi politikaları, zengini
daha zengin, fakiri daha fakirliğe itmektedir. Yoksulluktan, açlıktan
ya da borçlardan dolayı intihar eden, organ satan ve diğer suç
alanlarına yönelen insan sayısında büyük bir artış
vardır. AKP İktidarı ise bu artışı görememekte,
çözüm bulma hususunda büyük bir acziyet içerisinde bocalamaktadır. Bu
rakamların sosyal alandaki yansıması bir gazete haberinin
şu başlığında somutlaşmıştır:
Açlık aileyi yıktı. Diplomalı işsizlerin rekor
sayıya ulaştığı, insanları bir tarafta ezen,
diğer tarafta ise haksız bir şekilde zenginleştiren bu
ekonomide bu tür gazete başlıkları her geçen gün önümüze
getirilmeye devam edilecektir.
Değerli
milletvekilleri, bugün, halkın, yoksulluk, yokluk, işsizlik ve borç
batağında çırpınmaktan, yaşanan sosyal ve siyasal
gelişmeleri izleyecek takati kalmamıştır. Toplumsal
şiddet olaylarındaki artış, sosyal yabancılaşma,
kültürel ve ahlaki bozulma Türk toplum yapısının akıbetini
tehdit eder hâle gelmiştir. Şiddet olaylarındaki
artışla birlikte değinmek istediğim bir diğer konu da
budur.
Değerli
milletvekilleri, yaşanan bu tür gelişmeler başta büyük bir ahlak
sorununu işaret etmektedir. Unutulmamalıdır ki ahlak, sosyal
yapının devamlılığı için bütün diğer meziyet
ve özelliklerden daha önemlidir. İnsani ve ahlaki değerler toplumun
sigortasıdır. Bireysel ve toplumsal vicdan bu değer ve ilkelerle
beslenmektedir. Ahlaki ve dinî, yasal ölçüleri azalmış toplumlarda
her türlü aşırılık meşru görülmeye
başlanmıştır. Davranış ve toplumlarda ölçü ve
ilkenin önemsizleştirildiği yerlerde de her türden anormal
davranışlar meşrulaşır.
Netice itibarıyla,
aziz milletimiz, yaklaşık sekiz yıldır devam eden AKP
iktidarları döneminde yoksulluğun pençesine düşmüş,
ekonomik sorunlardan başını kaldıramamış, iş
ve aş sorunlarıyla bunların altında ezilmiş bir
toplum. Siyasi ve sosyal dünyaya ağır darbe vuran
kamplaşmalardan dolayı yorulmuş, umutlarını
kaybetmiş bir toplum. Bir türlü çözüme kavuşturulamayan kronik
sorunlardan, yolsuzluk ve yozlaşma batağından çok olumsuz
etkilenmişlerdir.
Bütün bu
gelişmelerin ülkemizi mahkûm ettiği sosyal döngü şöyledir:
Ekonomideki kötü yönetim siyasal istikrarsızlığı
tetiklemekte, siyasal istikrarsızlık da kültürel yozlaşmayı
ve neticede toplumsal bunalımı tetiklemektedir. Ülkemizde
barış ve demokrasinin gelişmesinin, sağlam bir millî
ekonomik yapının oluşmasının, hakkaniyetli gelir
dağılımının gerçekleşmesinin, kültürel ve ahlaki
bir yeniden canlanışın önündeki en büyük engel sekiz
yıldır süregelen siyasal politikalardır. Dolayısıyla
toplumsal bir ur hâline gelen şiddet olaylarının
araştırılması için vermiş olduğumuz önergenin
desteklenmesinin gereği açıktır.
Konuşmama
burada son verirken yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özdemir.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz Karaman Milletvekili
Sayın Lutfi Elvanda.
Buyurun
Sayın Elvan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
LUTFİ ELVAN
(Karaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisinin vermiş olduğu Meclis araştırma
önergesinde Türkiyede hayat standardının düştüğü, sanayi
üretiminin durma noktasına geldiği, halkımızın yine
alım standardının düştüğü, işsizlik
oranının yüzde 16,2ye yükseldiği ve gelir
dağılımının bozulduğu ifade edilmektedir.
Değerli
arkadaşlar, bu söylenenlerin hiçbirisi doğru değildir. Bu
rakamları biraz sonra sizlerle paylaşacağım.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sanal rakam kullanma, sanal rakam kullanma! (AK
PARTİ sıralarından Bağırma! sesleri)
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Biz devletin resmî rakamlarını kullanıyoruz, sizin
gibi farklı bir hayal dünyasında yaşamıyoruz.
Eğer biz
bugün, Milliyetçi Hareket Partisinin izlemiş olduğu ekonomi
politikalarını takip etmiş olsaydık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Farklı bir şey mi istedik!
OKTAY VURAL
(İzmir) Anlamazsın, sen anlamazsın! Hazinedeyken
şakşakçısıydın!
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
bize bugünkü maliyeti ne olacaktı biliyor musunuz
değerli arkadaşlar? Tam 750 milyar dolar olacaktı.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Politikanız neydi?
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Eğer biz bugün, Milliyetçi Hareket Partisinin takip etmiş
olduğu ekonomi politikalarını takip etmiş olsaydık
bugünkü millî gelirimize eş değer bir yükle karşı karşıya
kalmış olacaktık.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Ne demek?
LUTFİ ELVAN
(Devamla) 2001 yılının...
OKTAY VURAL
(İzmir) Anlamadığın işler hakkında
konuşma, MHPye de dil uzatma.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) 2001 yılında yaşanan krizin bize maliyeti 257 milyar
dolardır değerli arkadaşlar. Biz o dönemde onlarca banka
açmadık, bankaların hortumlanmasına izin vermedik.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Şu anda borç stokunu bir söyle, kaça geldi?
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bizim anlayışımız şu değerli
arkadaşlar: Bizim sizden farklı olarak uygulamış
olduğumuz hem ekonomi politikalarında hem demokratikleşme,
hukukun üstünlüğü alanında yapmış olduğumuz
çalışmalarda hem de sosyal alanda yapmış olduğumuz
çalışmalarda sizden farklı olarak ne uyguluyoruz, kısaca
-size- ona değinmek istiyorum.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sadaka ekonomisi, farkınız o.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) İşte, siz bunu anlayamamanız nedeniyle zaten bugün
bu konumdasınız, bunu lütfen anlamaya gayret edin.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Göreceğiz, göreceğiz! Size
yakışmıyor böyle bir konuşma.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın değerli arkadaşlar, eğer bir ülkede siz
demokratikleşme alanında ciddi adımlar atmazsanız
ALİM
IŞIK (Kütahya) Demokratikleş, polise tokat at!
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
Kopenhag Siyasi Kriterlerine uyum alanında ciddi
adımlar atmazsınız, siz sürdürülebilir bir ekonomik
kalkınma gerçekleştiremezsiniz. Biz bir taraftan demokratikleşme
alanında çok ciddi adımlar attık
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yapma ya! Basılmayan kitapları topluyorsunuz.
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
ve buna paralel bir şekilde ekonomi alanında ciddi
yapısal reformlar gerçekleştirdik ve bu iki temel unsurun üzerine de
sosyal devlet anlayışını yerleştirdik değerli
arkadaşlar.
Bakın, siz
yoksulluktan bahsediyorsunuz. Lütfen yoksulluk oranlarına bir bakın,
yoksulluk oranının azaldığını göreceksiniz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Anadoluya git yoksulu gör, buradan konuşmakla
olmuyor. Karamana git de yoksullara bir bak.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Orta direk dediğimiz, orta sınıf dediğimiz
kesimin toplam millî gelirden aldığı paya bakacak olursak
değerli arkadaşlar, aşağı yukarı Milliyetçi
Hareket Partisinin iktidarda olduğu dönemde yüzde 41-42 seviyesindeydi.
Yani orta direk dediğim sınıf beş dilime ayrılan
grubun ikinci, üçüncü, dördüncü grupları.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Devletin resmî rakamları geçen hafta açıklandı,
yüzde 46 geçinemiyorum diyen.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bugün yüzde 40-41 oranında olan dilim aşağı
yukarı yüzde 47-48e çıkmıştır.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Orta direk mi kaldı yahu, orta direk mi kaldı?
Orta direği kırdınız!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, eğer siz rakamlar üzerinden hareket etmeye
çalışırsanız o konuda yanlış bir noktaya
ulaşırsınız, hiçbir zaman bizimle mücadele edemezsiniz.
İşsizlik oranı dediniz
değerli arkadaşlar, size soruyorum: 2010 yılında en fazla
istihdam sağlayan ülke hangisidir Avrupa ülkeleri içerisinde, Türkiye
dâhil 28 ülke arasında en fazla istihdam yaratan ülke hangi ülkedir söyler
misiniz bana? Söyler misiniz bana?
ALİM
IŞIK (Kütahya) Dünya rekoru kırdık! Hiç olmazsa dürüst
konuşun, işsizlikte dünya rekoru kırdık İspanyayla
beraber, sayenizde!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) 2010 yılında tam 1 milyon 300 bin kişilik istihdam
sağladık ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu bir ilktir değerli
arkadaşlar, ilk.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) İşsizler gülüyor işsizler sana!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Lütfen dinlemeye tahammül edin, anlamaya çalışın
bizleri.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Hayır, doğru bilgileri verin de dinleyelim!
BAŞKAN
Sayın Akkuş, Sayın Işık, lütfen
LUTFİ ELVAN
(Devamla) İkinci temel husus değerli arkadaşlar:
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde tarihte yine bir ilki gerçekleştirdik
2010 yılında, 2010 yılında tam 218 bin kişiye istihdam
sağladık. Eğer siz kendi döneminize bakacak olursanız kendi
döneminizde sadece Türkiye genelinde o kadarlık bir istihdam
sağladığınızı göreceksiniz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Lutfi Bey, asgari ücretin yarısına taşeron
sistemine milleti mahkûm ettiniz, bunu istihdam sayma!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Ama biz sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 218 bin
kişilik istihdam sağladık. Bunları görmezlikten gelemezsiniz,
görmezlikten gelemezsiniz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Hangi tür istihdam, bunu da bir açıklayın!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın değerli arkadaşlar, biz bunları yaparken,
size şunu söyledim: Demokratikleşme dedim
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Neresi demokratikleşme yahu, açık hava hapishanesi
Türkiye!
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
ekonomik alanda yapısal reformlar dedim ve sosyal devlet
anlayışının yerleştirilmesi dedim; bu üç parametreyi,
bu üç unsuru birlikte biz geliştirmeye çalıştık ve birlikte
yönetmeye çalıştık ve birlikte
atılımlarımızı gerçekleştirdik.
Şimdi,
bakın, ekonomiden bahsettiniz, işsizlikten bahsettiniz. Ekonomik
alanda işsizliği gidermeye yönelik, genç istihdamını
artırmaya yönelik neler yaptık biz acaba, bir hatırlayalım
şöyle: Aktif iş gücü programlarını harekete geçirdik. Hangi
dönemde uygulanıyordu aktif iş gücü programları? Bir yılda
200 binin üzerinde işçiye, işsize eğitim imkânı
sağladık, meslek kazanma imkânı sağladık.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yüksek lisans yapmış üniversite mezunu asgari
ücrete kuyrukta!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, buna paralel olarak kadınımızın ve
gençlerimizin istihdamı için gerekli altyapıyı oluşturduk.
Ve üçüncü bir temel ayak olarak da sanayicimizin, üreticimizin üzerindeki vergi
yüklerini ciddi ölçüde azalttık. Eğer biz bunları
gerçekleştirmiş olmasaydık, eğer biz bugün sizin 1991-2002
döneminde takip etmiş olduğunuz politikaları takip etmiş
olsaydık bugün Türkiyenin durumu iflas olurdu değerli
arkadaşlar, ne İspanyadan ne de Yunanistandan farklı
olmazdı.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Buna arkadaşlar da inanmıyor. İki dönemdir
o programı devam ettirdiniz, stand-by anlaşmasını aynen
uyguladınız.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Hatırlayınız, Türkiye 2010 yılında yüzde 8
oranında büyümüştür, yüzde 8in üzerinde büyümüştür, hatırlayınız.
Hangi ülke büyüdü yüzde 8 oranında? Bir de kendi döneminize bakın ve
Türkiyenin yüzde 8 oranında büyüdüğü bir dönemde dünyada ekonomik
kriz yaşanıyordu, finansal kriz yaşanıyordu. Acaba, 2001
yılında dünyanın hangi ülkesinde finansal kriz yaşanıyordu,
dünyanın hangi ülkesinde ekonomik kriz yaşanıyordu ki siz ülkeyi
bu hâle soktunuz?
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür edin o dönemde alınan tedbirlerden
dolayı.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bunun bedelini siz ödediniz, daha da ödeyeceksiniz. Siz, kendi politikalarınızı,
kendi anlayışınızı,
yaklaşımlarınızı değiştirmediğiniz
sürece bunun bedelini ödemeye devam edeceksiniz
ALİM
IŞIK (Kütahya) Başkasının bedelini bırak, kendiniz
hangi bedeli ödeyeceksiniz onu söyle.
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
bundan kimsenin kuşkusu yok değerli arkadaşlar.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Bedeli siz ödeyeceksiniz.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, Türkiye hızla büyüyor, gelişiyor. Sizin
döneminizde, Türkiyedeki öğretim üyeleri, Türkiyedeki nitelikli iş
gücü yurt dışına kaçıyordu.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Şimdi ithal öğretmen getiriyorsunuz.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bizim dönemimizde, yurt dışında yaşayan
Türkler
OKTAY VURAL
(İzmir) Anguslar geldi ya!
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
nitelikli iş gücü, profesörlerimiz, doçentlerimiz Türkiyeye dönüyor.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Angus geldi, şimdi de ithal öğretmen geliyor,
İngilizce öğretmeni.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Türkiye artık önemli bir çekim merkezi olmuştur
değerli arkadaşlar, dünyanın çekim merkezi olmuştur.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Misyonerler geliyor sayenizde.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Eğer Türkiye dünyanın çekim merkezi olmasaydı bu
kadar çok yabancı sermaye girmezdi arkadaşlar.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Misyonerler geliyor, bunun hesabını
vereceksiniz. 40 bin misyoneri burada tek tek açıklayacaksınız.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, değerli arkadaşlar, size şunu
söyleyeyim: Bir yıl içerisinde -bunu dikkatli dinleyin arkadaşlar-
Almanyadan 40 bin Türk, nitelikli iş gücü Türkiyeye geliyorsa bunun
anlamı nedir arkadaşlar? Bilgisayar mühendisleri, makine
mühendisleri, uçak mühendisleri
ALİM
IŞIK (Kütahya) İngilizce öğretmenleri, bunu da söyleyin, ithal
İngilizce öğretmenleri.
LUTFİ ELVAN
(Devamla)
Almanyadaki işlerini bırakıp Türkiyeye
dönüyorlarsa bunun anlamı nedir? Türkiye bir çekim merkezi olmuştur
artık arkadaşlar.
KÜRŞAT
ATILGAN (Adana) Anguslar gibi!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Siz ARGE nedir bilmiyordunuz, biz öğrettik sizlere.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Hadi canım!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Aktif iş gücü programları nedir bilmiyordunuz, bunu da
biz öğrettik.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) ARGE
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Evet, evet
OKTAY VURAL
(İzmir) Çok cahil konuşuyorsunuz.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Cumhuriyeti de siz kurdunuz o zaman!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Yapmış olduğunuz ARGE harcamalarına bir
bakın, bir de bizim dönemdekine bir bakın değerli
arkadaşlar.
Bakın
ALİM
IŞIK (Kütahya) Yazık, yazık!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Neresi yazık? Size rakamlar vereyim madem istiyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Demek sen devlette çalışırken ARGEden haberin
yoktu değil mi, Hazinede çalıştığın zaman?
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, değerli arkadaşlar
OKTAY VURAL
(İzmir) Vay!
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Evet, kaygılanıyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Seni milletvekili yaptılar
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Bakın, kişi başına ARGE harcamaları,
yıl 2002, sadece 46 dolar; bizim dönemimizdeki ARGE harcamaları 135
dolar, kişi başına düşen ARGE harcamaları.
En düşük
memur maaşı, 2002 yılında 392 Türk lirası; bugün 1.454
Türk lirası. En düşük memur maaşı aşağı
yukarı 4,5 kat artırılmıştır değerli
arkadaşlar.
Bugün siz
şunu söyleyebilir misiniz: Herhangi bir devlet memurunun enflasyona
ezildiğini söyleyebilir misiniz? Mümkün değil.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Bunu devlet memurlarına bir sor da
Seçim
bölgesindeki memurlara sor, sana cevabını versin.
LUTFİ ELVAN
(Devamla) Enflasyon oranları ortada. Hesap kitap bilen, hesap
yapmasını bilen, enflasyon oranı nedir bilir, memur
maaşlarındaki artış nedir bilir. Bunu hepiniz görüyorsunuz,
hepiniz bunun farkındasınız ama görmek istemiyorsunuz, duymak
istemiyorsunuz, bilmek istemiyorsunuz.
Ben, çok
teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. Sağ olun, var
olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
BAŞKAN
Arayacağım.
Milliyetçi
Hareket Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum, karar yeter
sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.19
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 16.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Gülşen
ORHAN (Van)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verdiği
önerisinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi öneriyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
2.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel ve
arkadaşlarınca verilen, taşımalı eğitimle ilgili sorunlar
hakkındaki Meclis Araştırması Önergesinin, Genel Kurulun
29/03/2011 Salı günkü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde yapılmasına
ilişkin CHP Grubu önerisi
29.03.2011
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu; 29.03.2011 Salı günü (Bugün) toplanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisini, İçtüzüğün 19 uncu
maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Kemal
Anadol
İzmir
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Bursa Milletvekili
Kemal Demirel ve arkadaşları tarafından, 25 Mart 2011 tarihinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Taşımalı Eğitimle ilgili sorunlar hakkında
verilmiş olan Meclis Araştırma Önergesinin, (469 sıra nolu)
Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne
alınarak, 29.03.2011 Salı günlü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerin aynı tarihli birleşimde
yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde ilk söz Bursa Milletvekili
Sayın Kemal Demirelde.
Buyurun
Sayın Demirel. (CHP sıralarından alkışlar)
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
taşımalı eğitim ve öğretimin sorunlarıyla ilgili
araştırma önergesi vererek bu araştırma önergesinin gündeme
alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, taşımalı eğitime geçildikten sonra
Türkiyedeki kapanan okulların hangi durumda olduğu, hangi fiziki
şartlar içerisinde bulundukları ve okullar kapandığı
için taşınan öğrencilerin sorunları, yaşadıkları
psikolojik durumları, ailelerinin yaşadıkları
sorunları, öğretmenlerin bakışlarını
öğrenmek amacıyla detaylı bir çalışma yaparak Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine
getirdim. Bu anlamda, toplam yüz elli üç köyü bizzat dolaşarak
sorunları yerinde tespit ettim.
Bakın
değerli arkadaşlarım, bu taşımalı eğitimden
dolayı kapanan okulların şu andaki fiziki durumlarının
ne olduğunu biraz sonra resimlerle size göstereceğim ama bu okullar
kapandıktan sonra orada okuması gereken öğrencilerin başka
köylere veya ilçelere giderek taşındıkları zaman
yaşadıkları sorunların gerçekten çok önemli olduğunu
bizzat dolaşarak öğrendim. Ama bu taşımalı eğitim
ve öğretim 1989 ve 1990dan sonra başladı ve ondan sonra zaman
içerisinde hızla büyüdü ve şu anda elimdeki rakamlara göre 2006-2007
yılında Türkiyede, taşımalı eğitimden
dolayı kapanan toplam on dört bin dokuz yüz okul var. Şimdi,
taşımalı eğitimden dolayı kapanan okulların
durumu gerçekten çok vahim. Niçin vahim? O okullar kapatıldıktan
sonra yok efendim PTTye, sağlık ocaklarına veya köy
konağı veya başka sosyal tesisler amacıyla
bırakılmasına rağmen, okulların gelmiş
olduğu tabloyu birkaç resimle öncelikle göstermek istiyorum. Bakın,
taşımalı eğitimden sonra kapanan bir okulun
sınıfı. Bu sınıf içerisinde motosiklet var. Yine
taşımalı eğitime geçtikten sonra kapanan bir okulun
sınıfı, ahır olarak kullanılmış. Yani
kısacası, taşımalı eğitime geçildikten sonra
okulların vahim tablosunu ortaya koydum.
Bakın
değerli arkadaşlarım, öğretmen kimdir? Öğretmen
öğretendir. Öğretmen kimdir? Eğitendir. Öğretmen kimdir?
Yol gösterendir. Öğretmen kimdir? Köyün
ışığıdır, köyün aydınlanmasını
sağlayandır. Şimdi siz köylerden taşımalı eğitimle
okulları kapatırsanız, o kapanan okullarda öğretmenler
olmayacağı için, o köyü aydınlatması gereken
öğretmenler orada bulunmadığı için, o köyü kimler
aydınlatacaklar arkadaşlar?
Şimdi,
öğretmen kimdir? Öğretmen, öğrenci ve veli olarak
değerlendirdiğimiz zaman, eğitimin bir
sacayağıdır. Yani burada, öğretmenler köylerde
olmadığı için çocuklar başka yerlerde okumaya
çalışıyorlar ve okudukları zaman da öğretmenlerini
velilerin tanıma şansları olmuyor. Sadece veli
toplantılarında karşı karşıya gelmeleri söz
konusu ama maalesef, veli toplantılarında karşı
karşıya gelemiyorlar çünkü köylümüz, çiftçimiz, zaten köyden zaman
ayırıp da o tür toplantılara dahi gidememektedir.
Değerli
arkadaşlarım, yine, bakın, elimde bir fotoğraf daha var.
Taşımalı eğitime geçtikten sonra kapanan okulları
ziyaret ederken Karacabey Harmanlıda, seksen altı
yaşındaki Ayşe Satı nenemizle karşı
karşıya geldim. İşte burada, fotoğrafını
gösteriyorum, seksen altı veya seksen yedi yaşlarında. Bu
nenemize sordum: Nene, senin bir milletvekilinden beklentin nedir, derdin
nedir, sıkıntın nedir, bana söyler misin? dediğim zaman
Ben senden ne ekmek istiyorum ne aş istiyorum, ben senden sadece
kapalı olan okulumuzun açılmasını istiyorum çünkü bu
okullar açık olduğu zaman, bu okullarda 23 Nisan törenleri
yapılırdı, 29 Ekim törenleri yapılırdı, Çanakkale
kutlanırdı, Sakarya Dumlupınarlar konuşulurdu ama
artık, köylerde kapalı okullardan dolayı öğretmenler
olmadığı için, çocuklar orada olmadığı için
cumhuriyet değerleri, onlar konuşulmuyor, onlar gündeme gelmiyor.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Bayrak da var.
KEMAL
DEMİREL (Devamla) Evet, göndere bayrak çekilmiyor, İstiklal
Marşı o köylerde okunmuyor. Bunlar rakamlar, 15 bine yakın köy
okulu. Maalesef, acı bir gerçek.
Bakın
değerli arkadaşlarım, taşımalı eğitim niçin
yapıldı? Çocuklarımıza daha iyi eğitim ve öğretim
verilsin diye. Ben, size bir örnek vereyim: Niçin dedik? 1, 2, 3ler, 4ler,
5ler ayrı ayrı öğretmenler tarafından okutulsun diye.
Yine bu
araştırmamda İnegöldeki bir taşımalı eğitim
okulunu ziyaret ettim, sınıfları dolaştım. Ne göreyim?
Taşımalı eğitim yapılan bu okulda da 1, 2, 3 aynı
sınıfta eğitim görülüyor. Yani siz köydeki okulları
kapatıyorsunuz 1, 2, 3ü ayrı okutalım diye ama
taşımalı eğitim yapan bir okulda yine 1, 2, 3 bir arada
eğitim yapılıyor. Neden? diye sorduğumda İşte,
efendim, öğretmen açığımız var. Öğretmen açığımız
olduğu için 1, 2, 3ü birlikte okutuyoruz. dediler.
Değerli
arkadaşlarım, her şeyden tasarruf yapabilirsiniz, her konuda
tasarrufa gidebilirsiniz ama tasarrufa gidemeyeceğiniz konular
vardır. Bunlardan bir tanesi eğitim ve öğretimdir.
Yarınlarımız olan, geleceğimiz olan, Türkiye
Cumhuriyetinin bekçisi olacak olan bu çocuklarımızın
eğitim ve öğretiminde tasarruf olmaz, olamaz. O yüzden bu
çocuklarımızın en iyi şekilde eğitim ve öğretimlerini
sağlayabilmesi, gerçekleştirebilmesi açısından bütün köylerin
eğitime ve öğretime açılması, her köyde en az 1
öğretmenin bulunması, 1, 2, 3ün açılarak o çocukların
-Değerli Genel Başkanımız Sayın
Kılıçdaroğlunun dediği gibi- analarının
yanında eğitim ve öğretime devam etmesi noktasında gerekli
çalışmaların bir an evvel başlatılması
gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.
Bakın,
soruları sordum, aldığım cevaplar: Efendim, eğer
köyde 10 taneden aşağı çocuk olursa okul kapatılır,
10u geçerse okul açılır. Ben yine buradan sesleniyorum, elimdeki
belgelerle konuşuyorum: Nilüfer Çaylı köyü, 23 tane öğrenci var.
Niye okul açılmıyor? Gemlik Muratoba, 17 kişi var. Niye
açılmıyor? Büyükorhandaki Durhasan niye açılmıyor?
Mudanyadaki Çağrışan niye açılmıyor? Yani millî
eğitim taşımalı ilköğretimle ilgili vermiş olduğu,
yayınlamış olduğu yönetmeliğe bile kendisi sahip
çıkmıyor. 10dan fazla olursa açılır -ama açmıyorlar-
ama 60tan aşağıya, 59a düşerse okul kapatılabilir.
diyor. Yani yönetmelikleri
Eğitim ve öğretimle ilgili, sorumlu Millî
Eğitim Bakanlığı gerçekten hassas davranmış olsa
O okulların, 10dan aşağı düşmese bile, mutlaka
açılması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, gerçekten konu çok hassas. Bu hassas konunun, sadece
bugün değil, Türkiye'nin önemli sorunlarından biri olduğunu ve
çözümlenmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.
Bakın,
taşınan bu çocukların feryatlarını dinledim,
ailelerini dinledim, muhtarları dinledim. Çocuklar ne diyor biliyor
musunuz? Biz, gittiğimiz okullarda doğru dürüst yemek yiyemiyoruz,
karnımızı doyuramıyoruz, aç gidiyoruz, aç geliyoruz. Çünkü
o çocuklar taşımalı eğitime geçtikleri için erken
kalkıyorlar. Hele bir çocuğun söylediği bir laf var:
Altıda kalkıyorum, sekizde okula gidiyorum. Allah aşkına,
hanginiz çocuğunuzu altıda kaldırıp sekizde okula
gönderirsiniz? Hiçbiriniz göndermezsiniz. O yüzden, o çocuklar, o köy
çocukları bu ülkenin çocuklarıdır, onlara sahip çıkmak
hepimizin ortak görevidir ve sorumluluğudur.
Aç
kaldıklarını söylüyorlar, uykusuz kaldıklarını
söylüyorlar, arabalarda sıkıntı çektiklerini söylüyorlar,
aldıkları gıdalardan dolayı sağlıklı
beslenemediklerini söylüyorlar. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.
diyoruz. E bunun için de çocuklarımızın en iyi şekilde
-sağlıklı- beslenmeleri, en iyi şekilde eğitim ve
öğretim almaları gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.
O
taşımalı okulların da sorunları var. Spor
salonları yeterli değil, yok gibi, biyoloji sınıfları
ya da teknik sınıflar yok gibi, müzik salonları yeterli
değil gibi, rehberlik dersleri verecek rehber öğretmen
açığı olduğu ortada. Yani nereden bakarsanız
bakın, sorunlar gerçekten çok büyük. Eğitim ve öğretimin
amacı çocuklarımıza sıkıntı çektirmek değil,
ailelerine sıkıntı çektirmek değil, köylere
sıkıntı yaşatmak değil. Onların en iyi
şekilde eğitim ve öğretimini sağlayacak düzenlemelerin
yapılması gerektiğini özellikle vurguluyorum.
Meclis
kürsüsünden bir kez daha sesleniyorum: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
bütün köy okulları -1, 2, 3 olmak üzere- açılacak ve öğretmenler
o köylerde çocuklarımıza en iyi eğitim ve öğretimi
vereceklerdir diye inanıyorum çünkü o çocuklar bu ülkenin
geleceğidir, yarınlarıdır. Onlara sahip çıkmak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demirel.
KEMAL
DEMİREL (Devamla) Teşekkür için
BAŞKAN O
mümkün değil.
KEMAL
DEMİREL (Devamla) Evet değerli arkadaşlarım, bu çocuklar
hepimizin çocukları. Bu çocukların
tartışıldığı bir konuda zaman
kısıtlaması oluyor ama ben şunu söylüyorum: Bu ülkenin
çocuklarına sahip çıkmak bu Parlamentonun ortak görevidir.
Sevgiler,
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demirel.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde ilk söz, Kocaeli, Sayın Fikri
Işıka aittir.
Buyurun
Sayın Işık. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa 98, İç Tüzükün 104 ve 105inci
maddeleri gereğince taşımalı sistemle ilgili Meclis
araştırması açılmasına dair önergesi üzerinde söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, taşımalı sistemin içeriğine
girmeden aslında Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği grup önerisine
bir bakmak gerektiğini düşünüyorum. Doğrusu, bir
eğitimcinin kaleminden çıkmadığı her halinden belli
olan bir metinle karşı karşıyayız. Eğitim
dilinden ziyade bir duygusal metinle karşı karşıyayız.
Şimdi, yani
bu konu Türkiyede tartışılmalı mı?
Tartışılmalı ama Cumhuriyet Halk Partisi öyle bir metinle
konuyu Meclis gündemine taşımış ki bu metni okuduktan sonra
zinhar, hemen Meclis bir kanun çıkarıp taşımalı
sistemi iptal etmeli diyesiniz geliyor.
Şimdi
bakınız metnin bir iki cümlesini okumak isterim: Özellikle 1, 2,
3üncü sınıflar için taşınan gözü yaşlı
öğrenciler yaşadıkları sosyal ve psikolojik sorunlarla
boğuşmakta, gözü yaşlı anne ve babaları da
çocuklarının sosyal, psikolojik ve fiziksel sağlık
sorunlarıyla mücadele etmektedir. diyor.
Değerli
arkadaşlarım, bugün şu şehirleşmenin bu kadar
geliştiği dünyada çocuğunu servise vermeden acaba yürüyerek
okula gönderen kaç velimiz var? Yani her çocuğunu servise bindiren annenin
gözyaşı varsa o zaman Türkiyede ağlamayan anne mi var,
ağlamayan çocuk mu var? Ya, öyle bir dünyadayız ki artık ana
okulundakiler de servise biniyor.
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Ben ne diyorum, sen ne diyorsun?
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Ya Değerli Milletvekilim, Nilüfer
KEMAL DEMİREL
(Bursa) - Sen dolaştın mı köyleri?
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Dolaştım, her gün dolaşıyoruz biz.
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Gel beraber gezelim!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Nilüfer ilçesinin Çaylı köyünden bahsediyor.
Bakın, Nilüfer ilçesi Çaylı köyü, evet, 1997 yılında
binanın kullanılamaz hâle gelmesinden, yıkılma
tehlikesinden dolayı valilik oluruyla kapatılmış ve
öğrenciler 3 kilometre ötedeki Konaklı köyüne
taşınıyor, her gün 3 kilometre.
Ya,
arkadaşlar, yani Türkiyede 3 kilometre yol gitmeden okuluna ulaşan
kaç öğrencimiz var? Şimdi, yani önergenin, hazırlayan
arkadaşların emeğine saygı duyuyorum ama, gerçekten bir
eğitimci gözüyle hazırlanmadığı ortada. Öyle sorular
sorulmuş ki dediğim gibi, bu sorulardan sonra ve Sayın
Milletvekilinin burada önerge lehinde yaptığı konuşmadan
sonra zinhar taşımalı sistemi kaldırmamız lazım.
Ben de merak ettim
Tabii,
şimdi, Cumhuriyet Halk Partisinin bir açmazı var, bir eski CHP var,
bir yeni CHP var. Şu anda bizim elimizdeki yazılı dokümanlar
eski CHPye ait. Arkadaşlarımızın düzeltme hakkı var
ama şunu ifade ediyorum: Cumhuriyet Halk Partisinin yazılı
belgesi
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Bir tane CHP var kardeşim ya!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Cumhuriyet Halk Partisinin yazılı belgesi
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Eskiye yeniye aklın ermez, sen işine bak!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Hayır, bu sizin ifadeniz olduğu için
söylüyorum. Yeni CHP ifadesi benim değil.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sen işine bak, işine!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Zorunlu hâllerde taşımalı eğitim.
Eğitim kurumlarının eğitim görecek çocuk ve gençlerin
yaşadıkları yerleşim biriminde eğitim görmesi esas
olacak ancak istisnai durumlarda taşımalı eğitim yoluna
gidilecektir. Yani şimdi kendi yazılı metinlerinizde
Taşımalı eğitim, gerektiğinde yapılacak.
diyorsunuz, ondan sonra buradaki gerek verdiğiniz yazılı
belgede, sonra yaptığınız konuşmada Her köyde okul
olacak. diyorsunuz. O zaman kendi kendinizle çelişmiyor musunuz?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yok, yok, çelişmiyoruz.
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Eyvallah. Biraz sonra siz de izah edersiniz.
Şimdi
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Ya okumadın, ya anlamadın, ikisinden biri.
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Ya ikisinden birisiyse o zaman niye
taşımalı sistemin zorunlu hâllerde uygulamaya konması
gerektiğini söylemiyorsunuz da taşımalı sistem
dolayısıyla, efendim, köy okullarının
kapandığından bahsediyorsunuz?
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, tabii ki öncelikle şunu ifade edeyim:
Cumhuriyetin en önemli ideallerinden biri, her öğrencinin, köylü-kentli,
zengin-fakir, her öğrencinin eğitime ulaşmasıdır.
Eğitim her vatandaş için haktır, devlet için görevdir.
Dolayısıyla, eğitime ulaşma noktasında cumhuriyetin
attığı adımlar bugün Türkiye'nin geldiği noktada gerçekten
fevkalade önemlidir ve taşımalı sistem de herkesin eğitimde
fırsat eşitliğinden yararlanabilmesi için atılmış
önemli bir adımdır.
Elbette ki bütün
eğitimcilerin ortak görüşü, mümkün olduğu ölçüde, her
öğrencinin kendine en yakın mekânda, okulda eğitim
almasıdır ama bu bazen fiziki şartlar gereği mümkün
olmayabiliyor, bazen farklı gerekçelerle bunu başaramayabiliyorsunuz.
İşte o zaman karşınıza iki seçenek çıkıyor:
Ya birleştirilmiş sınıflarda eğitim yapma
zorunluluğu ya da taşımalı sistem. İkisinden birini
tercih etmek durumundasınız. Her ikisinin de avantajları var,
dezavantajları var ama ortaya çıkan sonuç, bugün,
taşımalı sistemin gerekli olduğu hâllerde
taşımalı sistemin mutlaka yapılmasıdır.
Bakınız,
arkadaşlarımız bir sürü soru sormuşlar. Yalnız, sanki
taşımalı sistem AK PARTİ İktidarında
yürürlüğe konmuş bir çalışma, bir uygulama gibi
sormuşlar. Hayır, bu, 1989-90 yılının ikinci
yarıyılında Kırklareli ve Kocaelide uygulamaya konmuş
bir sistem. Daha sonra, burada pilot uygulama başarılı
olduğu için 1991de 10 ile, 1992de 29 ile, 1993te de 43 ile
genişletilmiş ve sonunda da Türkiye'nin tamamına teşmil
edilmiş ve bugüne kadar da devlete çok ciddi bir yük getirmesine
rağmen taviz verilmeden uygulanan bir sistem. Başlangıçta
mesafeler daha uzun tutulmuş olmasına rağmen, bugün 1,5
kilometreden daha uzak bir mesafe varsa bu taşımalı sistem
kapsamına bu köy okulları alınıyor. Elbette arzumuz
Türkiyenin şartları elverdiği ölçüde her köye öğretmen
verebilmektir ama arkadaşlar, bazılarımızın galiba
eğitim ekonomisinden haberi yok. Türkiyenin bir eğitim ekonomisi
var. Evet, AK PARTİ iktidara geldiği dönemden bugüne kadar
eğitim bütçesi Türkiyede her zaman birinci bütçe oldu ve her yıl
eğitim bütçesi artarak devam ediyor. Buna mukabil hâlâ tam arzu
ettiğimiz noktada değiliz ama bunu başarabilmenin yolu da her
zaman ayağını yorganına göre uzatmaktır, popülist
politikalara sapmamaktır, hele hele seçim yaklaştı diye ayak
üstü vaatler verip seçimden sonra milletten kaçmamaktır. Siyasetin en
önemli handikabı seçimden önce popülist vaatleri verip seçimden sonra
yerine getirmediğiniz zaman milletvekilinin halktan kopması,
bakanların halkın içine çıkamaması, Başbakanın
kapalı salon toplantılarının dışına
çıkamaması gerçeğidir. Bunun önüne geçmek istiyorsak elbette
taşımalı sistemde varsa sorunlar bu sorunlar giderilecektir.
Bugün fiilî, fiziki şartları uygun olduğu sürece 10dan fazla
öğrencisi olan köylerde eğitime devam edilmektedir ama birleşik
sınıflarda ama ayrı sınıflarda. 60dan az
öğrencisi olan köy okulları 4, 5, 6, 7, 8inci sınıflarda
taşınmaktadır, bu taşınmaya da devam edecektir.
Değerli
arkadaşlarım, bu taşımalı sistemle ilgili Millî
Eğitim Bakanlığının yeni çalışmalar
yaptığını biliyoruz. Taşımalı sistemde
karşılaşılan sorunların çözümü noktasında çok
yoğun gayretler gösterildiğini biliyoruz ama şunu da biliyoruz
ki: Yakın gelecekte çocuklarımızın daha iyi eğitim
alması açısından, sosyalleşmelerinin daha ileri boyutlara
ulaşması açısından, öğretmen istihdamında
eğitimin kalitesi yönünden daha iyi noktalara gidilmesi
açısından taşımalı sisteme devam edilecektir,
edilmelidir de. Bu, bir siyasi polemik konusu da olmamalıdır. Hele
hele seçim yaklaşıyor diye Meclisin artık yeni döneme
başlamak için ara vermesine iki hafta kala böyle bir Meclis
araştırması önergesinin verilmesini doğrusu çok gerekli
bulmuyoruz.
Şunu ifade
etmekte, son olarak, fayda görüyorum: Değerli arkadaşlar, bu konuda
Meclis araştırması açılmasının gerektiğine
inanmıyoruz ama bir gerekliliğe inanıyoruz, Cumhuriyet Halk
Partisinin taşımalı sistemin avantajları ve
dezavantajları konusunda ciddi bir bilgilendirmeye ihtiyacı
olduğu kanaatindeyiz.
Bu duygu ve
düşüncelerle grup önerisinin aleyhinde olduğumu ifade ediyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Sayın Başkan, sataşma var, söz istiyorum.
BAŞKAN
Hangi konuda sataşma var?
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Benim konuşmalarımı çarpıtarak
anlatmaya çalıştı.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Cevap verdi efendim, söylenen şeylere cevap
verdi.
KEMAL
DEMİREL (Bursa) Taşımalı eğitime karşı
olduğumuzu falan söyledi, benim sözlerimde böyle bir şey yok.
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Evet, çarpıtma var.
BAŞKAN Ben
getirtirim şimdi tutanakları, bakarım, size de veririm söz.
Bakacağım, vereceğim. Şimdi bitirelim şunu.
Vermeyeceğim demedim, bir bakayım ben çünkü takip edememiştim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Tamam efendim.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisi lehinde Mersin Milletvekili Sayın
Akif Akkuş.
Buyurun
Sayın Akkuş.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu taşımalı
eğitimle ilgili Meclis araştırma önergesinin gündeme
alınmasıyla ilgili olarak söz almış bulunuyor, Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, daha önceki birçok konuşmamda da belirttim: Eğitim
bir ülkenin, bir milletin en önemli işlerinin başında
gelmektedir. Eğitim çocuklarımızın ve gençlerimizin
geleceğe hazırlanmasıdır. Gelişmiş dünya
milletleri eğitime verdikleri öneme ve değere bağlı olarak
toplumlarını bugünün gelişmiş ve yüksek standartlı
yaşantı merkezleri hâline getirmiş ve çağdaş dünya
medeniyetine katkılar sunan çalışmalara eğitimle imza
atmışlardır. Eğitimin kıymetini bilen bu ülkeler,
bütün gelişmişliklerine rağmen eğitime genel bütçeden
oldukça büyük paylar ayırmaya devam etmektedirler.
2011
yılı bütçe sunuş konuşmasında Sayın Millî
Eğitim Bakanı Millî Eğitim Bakanlığı bütçe
ödeneklerini 34,1 milyar TLye çıkarıyoruz. Böylece 2011
yılında da Millî Eğitim Bakanlığı en büyük
bütçeye sahip bakanlık olma özelliğini sürdürmektedir. diye
belirtti. Ancak ben şöyle bütçe ödeneklerine bir göz attım, Millî
Eğitimin bütçesinden daha büyük bütçeye sahip bakanlıkların
olduğunu gördüm. Bunlardan bir tanesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, 35,8 milyar TL ayrılmış, Maliye
Bakanlığına ise 72,1 milyar TL ayrılmıştır.
Dolayısıyla, bu gösteriyor ki Millî Eğitim, demek ki genel
bütçeden en büyük payı alan bakanlık değildir.
Bu ödenek
miktarıyla bütçeden büyük paylardan birisini Millî Eğitim
Bakanlığı almasına rağmen, millî eğitimin
sıkıntıları AKP İktidarı döneminde de
aşılamamıştır. Aşılamadığı
gibi birtakım yeni sıkıntıları da beraberinde
getirmiş olduğunu görüyoruz. Mesela, geçtiğimiz pazar günü
yapılan ve gençlerimizin büyük stres yaşamasına sebep olan LGS
imtihanları bile henüz ortaöğretimin sıkıntılarını
aşamadığımızı göstermektedir. Bir ülke
düşünün ki ortaöğretim son sınıflar, Millî Eğitimin
bir önergesi ile tatil edilebiliyor. Hatırlıyorsunuz, Millî Eğitim
okullara bir önerge gönderdi ve dedi ki: İşte, imtihanların yapılacağı
27 Mart gününe kadar yoklamalara dikkat edilmemesi... diye belirtti. Bu da
bize şunu gösteriyor: Yani o zaman çocuklarımız niye bu
eğitim kurumlarımızda tutuluyor, niçin burada günlerini,
zamanlarını harcıyorlar diye düşünebiliyoruz.
Bakıyoruz, liseler dört yıla çıkartıldı. O zaman ne
gereği vardı? Yine liseler üç yıl olmalı ve son
sınıfta da öğrenciler dershaneye gitmeli yahut işte,
derslerini görmeli. Tabii, Bu dört yıla çıkarılması,
öğrencilerin üniversite kapılarında
yığılmalarını önlemek için mi istenmektedir? gibi bir
soruyu beraberinde getiriyor. Yoksa üniversite mezunlarının hayata
bir yıl daha geç başlamaları mı istenmektedir? Çünkü
böylece bir yıl insan hayatında çok önemli bir zaman. Belki bu
çocukların içerisinde binlercesi bu ülkeye fevkalade faydalı olacak
zihinlere, zekâlara sahip bulunmaktadırlar.
İlköğretim
ve ortaöğretim, program ve müfredat olarak yeniden ele
alınmalı, Türk milletinin
geleceği düşünülerek yeni düzenlemeler mutlaka
yapılmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, eğitim ve öğretimde fırsat eşitliği
mutlaka sağlanmalıdır. Zorunlu eğitim okul öncesi
eğitimle birlikte dokuz yıla çıkartılmalı ve iki
kademe hâlinde yapılmalıdır.
Eğitimin her
kademesinde eğitim dili mutlaka Türkçe olmalıdır. Türkçenin
dışında başka bir ana dilde eğitim yapılmamalıdır:
bu, teklif dahi edilmemelidir.
Ortaöğretim,
program türünü esas alan yatay ve dikey geçişe imkân verecek şekilde
yapılandırılmalıdır.
Üniversiteye
giriş sınavı veya sınavları
kaldırılmalıdır.
Yükseköğretimde
kılık kıyafete bağlı olmaksızın eğitim hakkı
verilmelidir.
Dershanelerin
özel okullara dönüştürülmesi teşvik edilmelidir.
Bütün bunlar
dikkate alındığında Millî Eğitim
Bakanlığının ilköğretimden üniversiteye kadar yeniden
ele alınması ve yapılandırılması âdeta bir
zaruret hâlini almıştır diye belirtebiliriz.
Değerli
milletvekilleri, verilen önergeye dönecek olursak -malumunuz-
taşımalı eğitim sistemi 1990-1991 öğretim
yılında ilk defa uygulanmaya başlanan ve bugün de devam etmekte
olan, özellikle kırsal kesimde yaşayan öğrenci ve veliler için vazgeçilmez
bir önem kazanmış olan sistemdir. Yani bugün bundan geriye dönülmesi
söz konusu olamaz çünkü düşünün, köylerimizde nüfus kalmadı, nüfus
kalmadığı için öğrenci de kalmadı,
dolayısıyla biz bu taşımalı eğitimi
iyileştirerek, kalitesini artırarak mutlaka devam ettirmek
durumundayız. Bu sayede kırsal kesimdeki öğrenciler fırsat
eşitliğinden, eğitim eşitliğinden istifade
edebilmektedirler.
Millî Eğitim
Bakanlığı Taşımalı Eğitim
Yönetmeliğine göre bu sistemin amacı, ilköğretim okulu
bulunmayan veya ilköğretimin ikinci kademesi için yeterli olmayan,
çeşitli nedenlerle eğitim-öğretime kapalı okullardaki
öğrencilerin merkezî ilköğretim okullarına günübirlik
taşınarak daha kaliteli bir eğitim ve öğretim görmelerini
sağlamak içindir.
Eğitimin
yaygınlaştırılması, yerleşim birimlerinin
dağınık olması, iç göçler, eğitim niteliğinin
yükseltilmesi, fırsat eşitliğinin sağlanması vesaire
gibi gerekçelerle ABD, Yeni Zelanda ve Avustralya gibi ülkelerdeki
taşımalı eğitim sistemleri örnek alınarak UNESCOnun
da katkılarıyla taşımalı eğitim ülkemizde de
uygulamaya konulmuştur.
Bölgeler
arasında coğrafi ve iklim şartları bakımından
büyük farkların bulunduğu ülkemizde, taşımalı
eğitim bir gereklilik hâlini almış bulunmaktadır.
Şöyle bir anekdot olarak belirtmek isterim ki ben köyde ilk, birinci
sınıfta okuduğumda, köyümüzdeki öğrenci sayısı
138di, bugün köye gittiğimde bakıyorum öğrenci sayısı
35-36 tane.
Dolayısıyla,
biraz önce bir arkadaşımız eğitim ekonomisinden bahsetti.
Bu eğitim ekonomisi içerisinde taşımalı eğitimin
kullanılması bir zaruret hâlindedir diye belirtebiliriz. Ancak,
uygulamada özellikle öğrencileri olumsuz yönde etkileyen birtakım
eksiklikler de bulunmaktadır. Taşıma merkezlerinin fiziki
durumu, sınıf kapasitesi, eğitim araç ve gereçleri ihtiyaca
cevap verecek nitelikte değildir. O zaman demek ki biz bu fiziki
yapıyı iyileştireceğiz, yeniden düzenleyeceğiz,
okulların araç ve gerecini yenileyeceğiz ve bunları
artıracağız, buralara çocukların ilgisini çeken
laboratuvarlar kuracağız. Bu sayede, demek ki, niteliğini bir
parça artırabileceğiz.
Öğrencileri
taşıyan araçlar bu işi devletten gelecek bir gelir
kapısı olarak değerlendirdiklerinden kapasiteleri ve nitelikleri
yönünden yeterli hizmet sunamamaktadırlar yani bir minibüs düşünün:
Minibüsün kaloriferi yok, çalışmıyor. Bunun yanında,
oturakları düzenli değil. Ama bu, devletten gelen bir ödenek hâline geldiği
için bu minibüs şoförleri yahut taşıyıcı kişiler
için, bu birtakım çekişmelere, rekabetlere de konu olarak devam
ettirilmektedir. Özellikle kış şartlarında çocukların
taşınması için gerekli şartlar sağlanamamaktadır.
Bu da ana babayı, öğretmen ve yöneticileri endişelendirmektedir.
Taşımalı
eğitimde verilen yemekler kalitesiz ve maalesef yeterli değildir.
Biraz önce arkadaşımız belirtti, gerçekten yemeklerin
miktarı oldukça az, kalitesi de iyi değil. Ayrıca,
taşıma merkezindeki yerli öğrencilere yemek verilmemesi önemli
bir sorundur.
Değerli
milletvekilleri, bir taşıma merkezine üç beş köyden çocuklar
getiriliyor ve bunlara öğle yemekleri veriliyor, bir kazan kaynıyor
yahut bir yemek şirketinden geliyor ama oradaki yerli çocuklara bunlar
verilmiyor. Köylerimiz, çiftçilerimiz fakirleşti. Bu bakımdan, bu
öğrencilere de bu yemeklerin verilmesi gerekiyor, bunların istifade
etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AKİF
AKKUŞ (Devamla) Tabii, sözlerimi bitiremedim ama buraya kadar.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akkuş.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu önerisinin aleyhinde son söz Amasya Milletvekili Sayın Avni
Erdemire aittir.
Buyurun
Sayın Erdemir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisinin taşımalı eğitimin
sorunlarının görüşülmesine dair Meclis
araştırması açılmasıyla ilgili şahsım
adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, AK PARTİ Hükûmeti olarak, vizyonumuzu cumhuriyetimizin
vizyonu kabul etmiştik. Cumhuriyetimizin vizyonu, çağdaş
uygarlık düzeyinin üstüne çıkmış bir Türkiye inşa
etmekti. İktidarımız da kurulduğu günden bugüne kadar çağdaş
uygarlık düzeyinin üstüne çıkmış bir Türkiyeyi inşa
etmek için çok önemli gayretler sarf etti ve 2023 yılını bu
vizyonun sonuç yılı olarak kabul etti. İnşallah, AK
PARTİ iktidarlarıyla birlikte 2023 yılında cumhuriyetimizin
bu vizyonuna mutlaka Türkiye ulaşacaktır.
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Ama çok geç kaldın bunları söylemek için; listeler
yapıldı!
AVNİ
ERDEMİR (Devamla) Tabii, bu vizyona nasıl ulaşacaktık?
Elbette ki, eğitimle ulaşacağız. Onun içindir ki, yine
kurulduğu günden bugüne hükûmetlerimiz en büyük payı eğitime
ayırmış. Zira biz inanıyorduk ki, toplumumuzda feda
edilecek bir ferdimiz yoktur ve yine eğitim sistemimizin temel amacı,
ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasını sağlayacak,
değişime açık, sorunları tespit ederek bunlara çözüm
üretebilen, geleceği inşa edebilecek, maddi ve manevi
değerlerimizin gelecek nesillere aktarılmasını
sağlayacak zihinsel altyapıya sahip bireyler yetiştirmektir.
Değerli
arkadaşlarım, öğrenci sayılarındaki önemli
artışlara paralel olarak hükûmetlerimizde yapılan
yatırımlar ve yürütülen kampanyalarla eğitimdeki derslik sayısında
önemli artış gerçekleştirildi. Derslik başına
düşen öğrenci sayılarını azaltarak bu konuda çok
önemli iyileştirmeler gerçekleştirdik. Öğrenci
sayılarındaki artış okullaşma oranlarını da
artırmıştır. Özellikle, okul öncesi eğitiminde 2002
yılında yüzde 11 olan okullaşma oranı 2010-2011
yılında -altmış yetmiş iki aylık dönemde- yüzde
57nin üstüne çıkmıştır.
Değerli
arkadaşlar, ilköğretimde son sekiz yılda, 26 bini
hayırsever vatandaşlar tarafından olmak üzere, 160 bin yeni
derslik yapılmıştır. Böylece, ilköğretimde 2002-2003
öğretim yılında 36 olan derslik başına düşen
öğrenci sayısı, evet, 2010-2011 yılında 32ye
düşmüştür. Genel ortaöğretimde 2002-2003te 34 iken bugün, 31e
düşmüştür.
Değerli
arkadaşlarım, 2010 yılında 39.908 kadrolu öğretmenin ataması
yapılmıştır. 2011 yılında, başta
öğretmen ihtiyacı olmak üzere, eğitim-öğretim hizmetleri
sınıfıyla diğer hizmet sınıflarındaki
ihtiyaca yönelik atamalarda kullanılmak üzere 55 bin adet personel
alımı planlanmıştır.
Değerli
arkadaşlarım, 2002-2003 döneminden bugüne kadar 747 adet
ilköğretim ve ortaöğretim pansiyon binası açılmış
ve 92.462 yeni yatak kapasitesi eklenmiştir.
Eğitime
erişimi artırma çalışmaları kapsamında uygulanan
taşımalı ilköğretim uygulaması kapsamında,
2009-2010 eğitim-öğretim yılında 668 bin öğrenci 5.765
merkezî okula taşınmıştır. 2010-2011
eğitim-öğretim yılında ise özellikle kız
çocuklarının okullaşmasını artırmak amacıyla
ortaöğretimde de taşımalı eğitim uygulamasına
geçilmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, yine, özürlü öğrencilerimizin
taşıması yapılmakta, rehabilitasyon merkezlerine
öğrencilerimiz evlerinden alınıp okullarına, oradan yine
evlerine taşınmaktadır.
Öğretmen
başına düşen öğrenci sayısına da bakarsak, yine
bir iyileşmenin olduğunu görüyoruz. Evet, ilköğretimde 2002de
öğretmen başına 28 öğrenci düşerken bugün 21
öğrenci düşmektedir. Genel ortaöğretimde, evet, 21 öğrenci
düşüyordu öğretmen başına, bugün 18 öğrenci
düşüyor. Bunlar nasıl yapılıyor? Okullaşma oranı
artarak yapılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, -biraz önce de ifade edildi- taşımalı
eğitimin gayesi, çıkış noktası nedir? Anayasamız
ve Millî Eğitim Temel Kanunundaki temel ilkelerdir. Nedir bu?
Eğitimde fırsat eşitliği. Evet, işte, 1989-1990
yılında taşımalı eğitim bu anlayışla
ortaya çıkmıştır. Zira, bağ köylerimiz
boşalmıştır. 1970li yıllarda nüfusumuzun yüzde 60dan
fazlası köylerde yaşarken, bugün köylerimizin nüfusu yüzde 30lara
düşmüştür.
Değerli
arkadaşlar, göç bir olgudur, hayatın gerçeğidir, dünyanın
gerçeğidir. Gelişmiş toplumlarda istihdam, hizmet sektörü,
sanayi sektörü ve tarım sektörü diye sıralanır. Elbette,
insanları doğduğu yerde doyurmak çok önemli ama dünyadaki
değişmenin dışında kalmak, çarkları tersine
çevirmek de mümkün değildir değerli arkadaşlarım.
Değerli
arkadaşlar, YİBOlar ve taşımalı eğitim bir
ihtiyaçtan doğmuştur. Çok sık tartışılan bir
konudur YİBOlar ve taşımalı eğitim. Eğer
çocuklarımızın eğitim almasını istiyorsak,
çocuklarımızın fırsat eşitliğinden
yararlanmasını istiyorsak YİBOlar da olacak,
taşımalı eğitim de olacak.
Değerli
arkadaşlarım, eğer taşıma mümkünse mutlaka ve mutlaka
öğrencilerimiz taşınmalıdır, YİBOlara
alınmamalıdır, Bakanlığımızın da temel
felsefesi, yaklaşımı budur. YİBO nerede zaruridir?
Çocuklarımız eğer eğitim sisteminin dışında
kalacaksa, eğitim-öğretimin dışında kalacaksa,
taşımalı eğitim mümkün değilse, köyünde eğitim
alamayacaksa işte orada YİBOlar zaruridir, olması gerekir, çocuklarımız
YİBOda eğitim-öğretim görmelidir.
Değerli
arkadaşlar, diğer ikinci ifade edeceğim husus da şudur:
Eğer köyde 1, 2 ve 3üncü sınıflarda toplam 10 öğrenci
varsa o köyde okul açık kalmalıdır. Okul o köyün
ışığıdır, öğretmen o köyün
ışığıdır. Değerli arkadaşıma
inanıyorum ve katılıyorum. Eğitimcilerimize, eğitim
yöneticilerimize de buradan duyuruyorum: Eğer köyde 1inci, 2nci, 3üncü
sınıflarda 10 öğrenci varsa mutlaka okullar
onarılmalıdır ve okullar açılmalıdır, o
ışık yanmaya devam etmelidir. Ancak, eğer köyde 1inci,
2nci, 3üncü sınıfta toplam 5 tane öğrenci varsa -biraz önce değerli
milletvekili arkadaşım ifade etti- eğitim ekonomisi
açısından size soruyorum: Bir köye 2 öğrenci için öğretmen
göndermemiz mümkün mü? Bunun gerçekliği ne kadar mümkün?
Değerli
arkadaşlarım, o zaman 1989da taşımalı eğitimi
çıkaranlar doğru bir karar almışlardır. Eğer
köyde eğitim-öğretim imkânı yoksa, öğrenci yoksa mutlaka ve
mutlaka bunlar taşınmalıdır ama nereye? Elbette bunlar
birleştirilmiş eğitim yapılan okullara taşınmamalıdır.
Bunlar bugün de sekiz yıllık temel ilköğretim okullarına
taşınmaktadırlar, bilgisayar laboratuvarı olan okullara
taşınmaktadırlar, eğitim teknolojisi altyapısı
olan okullara taşınmaktadırlar. Ve birleştirilmiş
sınıflarda hiçbir surette eğitim, varsa istisnai durum,
olmamalıdır değerli arkadaşlar.
Ben, bu
vesileyle, taşımalı eğitim konusunun Meclisimizde
tartışılmasına vesile oldukları için değerli
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Meclisimiz artık kapanma
arifesine girdiğinden, böyle bir konunun Mecliste tartışılma
imkânının olmadığını gördüğümüz için,
aslında bunun gayesinin de Meclis çalışmalarını
engellemek olduğunu gördüğümüz için önergenin aleyhinde olduğumu
ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Erdemir.
Sayın
Demirele sataşmadan dolayı söz vereceğim.
Sayın
Demirel, siz de bir sataşmaya mahal vermeyin; buyurun.
Üç dakika süre
veriyorum.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Amasya
Milletvekili Avni Erdemirin, şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
KEMAL DEMİREL
(Bursa) Sayın Başkan, teşekkür ederim söz verdiğiniz
için.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, ben araştırma önergemi verdim.
Araştırma önergemi verdiğim arkadaşlarımız da
herhâlde okuma yazmaları var ki okumuşlar. Ben
taşımalı eğitimin sorunlarının ortadan
kaldırılması, tekrar gözden geçirilmesi, eksikler neyse o
eksiklerin giderilmesi amacıyla verdim ve bunu verirken de köylerde 1, 2
ve 3üncü sınıfların sayısının 10u geçmesine
rağmen kapatıldığını tespit ettim ve bu
tespitimin de sonuçlarını buraya aktardım. Yani
taşımalı eğitim bu ülkede 1989dan sonra çıktı.
Tabii ki bu sistem, çocuklarımızın daha iyi
eğitim-öğretim görmeleri amacıyla çıktı ama bu
yapılırken
Yine burada isim verdim, rakam da verdim. İşte,
onlardan bir tanesini gösteriyorum. Bu arkadaşımız gitsin bu
köye, Bursa Nilüfere bağlı Çaylı köyü. Tam 23 tane öğrenci
var, 1, 2 ve 3üncü sınıf. Okul kapalı ve açmıyorlar. Ne
diyorlar biliyor musunuz? Okulu köylü yapsın. Devlet ne iş yapar
arkadaşlar? Devlet ne iş yapar? Hükûmet ne iş yapar? Bu
sorunları çözmek için iş yapar. O okulu yapmak devletin görevidir,
hükûmetlerin görevidir, sadece orada yaşayan köylülerin değil. Zaten
köylü perişan, ektiği ürünün
karşılığını alamıyor, tarımla çok zor
geçiniyor. Böyle geçinen insanlara kalkıp da Sen bu köyün okulunu yap.
Yapmazsan seni taşıyacağız.
Peki,
taşınan okulların yollarına gidip baktınız
mı, dolaştınız mı? Onlarla ilgili birçok soru önergesi
verdim. Çukurlarla dolu o yollarda seyahat ediyorlar. O çocukların can
güvenliği önemli değil mi? Bakın, trafik kazalarında bugüne
kadar taşımalı eğitimden dolayı 60ı
aşkın öğrencimiz hayatını kaybetmiş. Evet.
Faydaları sıralanırken, bu hayatını kaybeden
öğrencilerimiz bu ülkenin çocukları değil miydi? Onların
anaları babaları bu üzüntüyü yaşıyorlar. O yaşadıkları
üzüntüyü paylaşmak bizim görevimiz değil mi? Ama biz ne diyoruz?
Taşımalı eğitimin eksikleri vardır. O eksikler mutlaka
giderilmelidir, çözülmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi geçmişte ne demişti?
Taşımalı eğitim gözden geçirilsin; bugün de söylüyoruz
aynısını. Dün neyse bugün de aynı, o görüşlerimizi
tekrarlıyoruz. Biz, taşımalı eğitimin
Burada
vermiş olduğum önergede açık ve net, 1, 2, 3 köylerde
okutulabilmeli. Neden okutulabilmeli? Çünkü o okullar açık olduğu
zaman bir kez daha vurguluyorum- o köylerde 23 Nisanlar, 29 Ekimler mutlaka
kutlanmalı ve devam etmeli diyorum.
Hepinize
sevgiler, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Anadol, Sayın Özyürek, Sayın Akıncı, Sayın Keleş,
Sayın Güvel, Sayın Çöllü, Sayın Özpolat, Sayın
Baratalı, Sayın Erbatur, Sayın Demirel, Sayın Pazarcı,
Sayın Öztürk, Sayın Aydoğan, Sayın Özer, Sayın
Coşkuner, Sayın Günday, Sayın Kart, Sayın Koç, Sayın
Susam, Sayın Seyhan, Sayın Ayhan.
Yoklama için iki
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- Bursa Milletvekili Kemal Demirel ve
arkadaşlarınca verilen, taşımalı eğitimle ilgili
sorunlar hakkındaki Meclis Araştırması Önergesinin, Genel
Kurulun 29/03/2011 Salı günkü birleşimde sunuşlarda
okunması ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşimde
yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
C) Önergeler
1.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın; Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin
(2/517) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/265)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/517 esas
numaralı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifim,
süresi içinde ilgili komisyonda görüşülmediğinden
İçtüzüğümüzün 37. maddesi gereğince doğrudan gündeme alınmasını
saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Serdaroğlu
Kastamonu
BAŞKAN Teklif
sahibi olarak Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu.
Buyurun
Sayın Serdaroğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
SERDAROĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kredi kartları hakkındaki kanun teklifimle ilgili
söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde kredi kartları sorunu her geçen gün
çığ gibi büyüyerek artmaktadır. İnsanlar ekonomik zorluklar
nedeniyle kredi kartlarını bir ödeme aracı değil de
yaşamlarını sürdürme aracı olarak kullanmaktadırlar ve
bunun sonucu ülkemizde kredi kartı sayısı 40 milyonu
aşmıştır.
Değerli
milletvekilleri, kredi kartı sorunlarıyla ilgili olarak sizlere bu
kürsüden defalarca seslendim, çözüm önerileri getiren kanun tekliflerimin
gündeme alınması için uğraştım ama ne yazık ki
İktidar, hep bildiğini okudu ve okumaya da devam ediyor.
Daha geçen ay
kamuoyunda torba yasa olarak adlandırılan bazı
alacakların yeniden yapılandırılmasını öngören
bir düzenlemeyi birlikte Meclisten geçirdik. Torba yasada, vatandaşın
birçok vergi ve prim borçlarına ödeme kolaylığı getirerek
burada yeniden yapılandırdık.
Sayın
İktidar kendisinin bile içine ne koyduğunu
karıştırdığı torba yasada, ne hikmetse, kredi
kartı borçlarının yapılandırılması konusunda
duyarsız kalmış, bir düzenleme yapma gereği
duymamıştır.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak yaptığımız tüm uyarılara
rağmen, kredi kartları konusunda duyarsız kalan ve bu soruna
kulak tıkayan AKP Hükûmeti, üstüne üstlük Sayın Bakan Ali
Babacanın, kredi kartı borçları tüketici kredisine çevrilerek
kapatılmalı önerisini de dikkate almamıştır. Aynı
sicil affında olduğu gibi, İktidar, bankalarla ve büyük
şirketlerle kurduğu yakınlığı
vatandaşına tercih etmiştir.
Değerli
milletvekilleri, kredi kartlarıyla ilgili diğer önemli bir nokta da
bankaların kart sahiplerinden haksız ve hukuksuzca
aldığı 1,6 katrilyon liralık kart aidatları
meselesidir. Bu 1,6 katrilyon lira her yıl vatandaşın cebinden
bankalara transfer edilmektedir. Üstelik yargı kararlarına
rağmen uygulama hâlen devam etmekte ve İktidar bu soygunu
sürdürmektedir. İşte kanun teklifimizle bankaların bu
haksız, bu zahmetsiz tatlı kazancının önlenmesini ve
milyonlarca kredi kartı borçlusunun borçlarının yeniden
yapılandırılmasını amaçlamaktayız.
Değerli
milletvekilleri, İktidarın ekonomide yapacağı
düzenlemelerde tercihlerini kullanırken öne sürdüğü bazı
bahaneleri bir noktaya kadar anlayabiliyoruz ama Adalet ve Kalkınma
Partisi İktidarının, kart aidatı soygununu görmezden gelip,
her zaman bankaların yanında olması ve
vatandaşını mağdur etmesi anlaşılabilir gibi
değildir. Hele hele şu torba yasayla yaklaşık 50
katrilyonluk bir yapılandırma getirilirken, vatandaşın en
önemli sorunlarından olan kart borçlarıyla ilgili bir düzenleme
yapılmamasını gerçekten ama gerçekten anlamak mümkün
değildir.
Değerli
milletvekilleri, Allahın izni, büyük Türk milletinin teveccühü ile 12
Hazirandan sonra Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında haksızca
alınan kredi kartı aidatlarına son verilecektir.
Yine Milliyetçi
Hareket Partisi iktidarında esnafın post makinesinden alınan
ücretlere de son verilecektir.
Ayrıca,
Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında banka hesap işletim
ücretlerine de son verilecektir ve nihayetinde Milliyetçi Hareket Partisi
iktidarında 40 milyon kredi kartından problemli yaklaşık 20
milyon kredi kartı borcu önce tüketici kredisine çevrilecektir,
dolayısıyla 20 milyon vatandaşımızın kart borcu
Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında yeniden
yapılandırılacaktır diyor, hepinizi bir kez daha
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Serdaroğlu.
Edirne
Milletvekili Sayın Cemaleddin Uslu, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
CEMALEDDİN
USLU (Edirne) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, İç Tüzük 37nci maddeye göre Kastamonu Milletvekilimiz
Mehmet Serdaroğlunun kanun teklifi üzerine söz aldım. Sizleri
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, kredi kartı günlük hayatımızda herkesin, her
vatandaşın kullandığı argümanlardan bir tanesi.
Ülkemizde kredi
kartları tüketicinin yaşamını idame ettirme aracı
hâline gelmiştir. Kredi kartı bir ödeme aracı olmasına
rağmen ülke şartlarında bir gelir unsuru gibi
kullanılmaktadır. Tüketicinin kart kullanmaya zorunlu olması
karşısında yüksek gecikme ve akdi faiz oranları ve
haksız, kanunsuzca alınan kart aidatları tüketicilerin
mağdur edilmesine, istismar edilmesine neden olmaktadır.
Kredi kartı
sayısı ülkemizde 40 milyonu aşmıştır. Daha önce
çeşitli yasal düzenlemelerle yapılandırılmasına
rağmen temerrüde düşmüş 4 milyarın üzerinde bir kredi
kartı borcu bir tarafa, vatandaş, yaklaşık 12 milyar TLlik
kredi kartı borcunun da asgari tutarlarını ödeyerek, o karttan
bu karta yatırarak borcunu ödeyemez hâle gelmiş ve haciz durumuna
düşmüştür. Kredi kartlarında uygulanan akdi ve gecikme faiz
oranları tüketici kredi faiz oranlarından da yüksektir ne yazık
ki. Enflasyonun çok üzerlerinde, yüzde 40 düzeyinde faiz oranlarıyla
şişirilen kredi kartı borcu kredi kartı sorununu içinden
çıkılmaz bir hâle getirmiştir ne yazık ki. Kredi kartı
faizlerinin objektif kriterlere bağlanması bir zorunluluk hâline
gelmiştir. Bankaların mevduata uyguladıkları faiz
oranları baz alınmalıdır. Aksi hâlde kredi kartı faiz
oranlarının keyfî olarak belirlenmeye devam edilmesi durumunda kredi
kartı sorunu birkaç yılda bir tekrar karşımıza çözüm
bulunması için gelecektir.
Kredi
kartlarında uygulanan faizlerin yüksek olması, ödeme güçlüğüne
düşüp borcunu kapatamayan kişilerin borcunun katlanarak artmasına,
dolayısıyla borcun ödenemez duruma düşmesine sebep olmakta,
kredi kartı verenlerin kart sahiplerinden yıllık aidat, kart
kullanım ücreti, yıllık ücret ve benzeri adlar altında
aldıkları ücretler vatandaşımızı mağdur
etmektedir.
İşte,
bu teklif de finans kurumlarının kredi kartı sahiplerinden
yıllık aidat ve kart kullanım ücreti, yıllık
ücret ve benzeri isimler altında herhangi bir ücret almamasını
öngörmekte, yine kredi kartı faizlerinin makul ölçülere indirilmesini
ortaya koymaktadır. Bu teklif bu hususları içermektedir.
Değerli
milletvekilleri, kredi kartı mağdurlarının ülkemizde
çoğunlukla yüksek rakamlara ulaşmış olması esasen
ülkenin ne durumda olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin bugün için en
önemli sorunları nelerdir diye baktığımızda yoksulluk
ve işsizliğin had safhada olduğunu, yine gelir
dağılımındaki adaletsizliğin ve kayıt
dışı ekonominin bu şekilde sıralanabileceğini
öngörmek mümkün.
Yoksulluk ve
işsizlik gerçekten Türkiye'nin en önemli meselesi. Zira yüzde 11-yüzde 12
seviyelerinde bir işsizlikten bahsedilmesine rağmen bugün fiiliyatta
yüzde 20nin üzerinde bir işsizliğin olduğunu biliyoruz. Sokakta
gördüğümüz her 3 gençten 1 tanesi ne yazık ki işsizdir ve genel
olarak işsizlik rakamlarına baktığımızda yüzde
40ı yüksek tahsilli olan işsizlerdir. Gerçekten önemli bir konudur.
Yine, gelir
dağılımındaki adaletsizliğe
baktığımızda en yüksek gelire sahip yüzde 20lik dilimin
toplam gelirden yüzde 47,6 pay aldığını görüyoruz. Bu
önemli bir rakamdır. En düşük gelire sahip yüzde 20lik dilim ise
toplam gelirden yüzde 5,6 gibi bir pay almaktadır. Arada 8,5 kat fark
vardır. Ciddi bir adaletsizliktir gerçekten.
Kayıt
dışılıkta 162 ülke arasında 95inci
sıradayız.
İşte
bütün bunlar ülkenin, Türkiye'nin ne durumda olduğunu ortaya koymaktadır.
Çokça
konuşmacılar tarafından enflasyonun düşük seyrettiği
ifade ediliyor ama 2007de 35 lira olan bir küçük altın bugün 120 lira
seviyesine çıkmıştır. Önemli bir göstergedir. Günlük
hayatımızda da kullanılan bir argümandır gerçekten. Yine,
2002de 1 litre mazot 3,1 kilogram buğdayla alınırken, bugün 5,5
kilogram buğdayla alınmaktadır. Ülkenin geldiği durumu
göstermesi açısından önemli bir göstergedir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uslu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Alınan karar
gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat Milletvekili Bekir
Bozdağın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet
Kastalın Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye Milletvekili
Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
17 Mart 2011
tarihli 79uncu Birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel
kanun olarak görüşülen teklifin birinci bölümde yer alan maddelerinin
oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi,
ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm
16 ila 30uncu maddeleri kapsamaktadır.
(x)
698 S. Sayılı Basmayazı 15/3/2011 tarihli 77nci Birleşim
Tutanağına eklidir.
İkinci bölüm
üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir
Milletvekili Sayın Harun Öztürk. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin ikinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz teklif bir ay önce
yasalaşan 6111 sayılı torba yasaya yetiştirilemeyen
bazı konuları içermektedir. Görüştüğümüz bu teklif
komisyona 19 madde olarak gelmiş ve 30 madde olarak
çıkmıştır. Bu teklife yetiştirilemeyen
sağlık konularını içeren 17 maddelik yeni bir torba teklif
ise yola çıkmış durumda.
Değerli
milletvekilleri, görüşülen bu teklife ilişkin genel
eleştirilerimiz şunlardır:
1) Bugüne kadar
rastlanmadık bir biçimde kanun teklifi sahiplerinden hiçbiri tekliflerinin
gerekçesi konusunda komisyonumuza gelip açıklama yapma gereği
duymamışlardır.
2)
Birleştirilen her iki kanun teklifinde madde gerekçelerinin
bulunmaması Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 73üncü
ve 74üncü maddelerine aykırıdır. Uyarılarımıza
rağmen, eksiklikler komisyon aşamasında
tamamlattırılmamıştır. Teklifler yasalaştıktan
sonra tereddüde düşen uygulayıcılar bu teklifle ilgili madde
gerekçelerine bakmak istediklerinde, ne yazık ki yazılı bir
metne ulaşamayacaklardır.
3) Bu torba
teklifte de beş ayrı komisyonu ilgilendiren konular Plan ve Bütçe
Komisyonunda sözde görüşülmüştür.
4) Komisyon
aşamasında tekliflere eklenen on bir yeni maddeyle komisyon yetkisini
aşmış ve İç Tüzükün 35inci maddesine aykırı bir
biçimde âdeta kanun teklifini kaleme almıştır.
5) Teklifin Genel
Kurulda temel yasa olarak görüşülmesi de İç Tüzük hükümlerine
aykırıdır.
Değerli
milletvekilleri, şimdi de teklifin geneli ve ikinci bölümü üzerinde
bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerine
bütçe imkânlarından kullandırılan kredilerden vadesinde
ödenmeyenlerin yeniden yapılandırılmasını CHP olarak
biz de destekliyoruz. Ancak, tarihin en kapsamlı yapılandırma
düzenlemesinde hatırlanmayıp bugüne kalmış olması yasama
faaliyetinin ne denli kötü yürütüldüğünü göstermesi açısından önemlidir.
Değerli
milletvekilleri, bu teklifle, genel bütçeli bir idare olan DSİnin dava ve
icra takipleri 4353 sayılı Kanun kapsamı dışına
çıkarılmaktadır. Bu değişiklik, hazine adına dava
ve icra takibinde sağlanmak istenen disipline zarar verecektir. Zira, bu
düzenlemeyle, DSİye dava ve icra takiplerinden vazgeçme ya da
ihtilafların sulh yoluyla hâllinde genelde öngörülen parasal limitlerin 3
katı tutarında yetki verilmektedir. Bu durum, hem keyfî uygulamalara
yol açarak mali disipline zarar verecek hem de sistemden çıkma konusunda
yeni talepleri beraberinde getirecektir. Nitekim yolda olduğunu
söylediğim yeni torbada Sağlık Bakanlığı döner
sermayeleri için benzer bir düzenleme bulunmaktadır.
Değerli
milletvekilleri, teklifin 17nci maddesiyle, 26 Mart 2010 tarihli Resmî
Gazetede yayınlanan ve 26 Mart 2011 tarihinde yürürlüğe girmesi
gereken yeni Hal Yasasının yürürlüğü 1/1/2012 tarihine
ertelenmektedir. 26 Mart tarihine kadar bu düzenleme yasalaşamadığına
göre, yürürlüğe girmiş olan kanunun yürürlüğü 26 Marttan geçerli
olmak üzere bir yıl ertelenmiş olacaktır. Parlamentodan
hazırlık için bir yıl süre isteyen Hükûmetin Bu süre içinde
hazırlıkları tamamlayamadım, bana bir yıl daha süren
verin. demesini samimi bulmak mümkün değildir. Bu erteleme talebi
öncelikle Hükûmetin öngörüsüzlüğünü ortaya koymaktadır. Bize göre
ertelemenin asıl amacı ise seçimler öncesi bir olumsuzluk
yaşanmasından duyulan kaygıdır. 20nci maddede istihdam,
yatırıma başlama ve tamamlama süresi, tahsis ve devir
işlemleriyle diğer hususların yer alacağı
yönetmeliğin ne kadar süre içinde hazırlanacağının
belirtilmemiş olması bir eksikliktir.
5216
sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 26ncı maddesinde
değişiklik yapan 21inci madde, büyükşehir belediyesinin
mülkiyet veya tasarrufundaki hafriyat sahaları ve toplu ulaşım
hizmetlerinin de kendisine ait büfe, otopark ve çay bahçelerinde olduğu
gibi belediye ve bağlı kuruluşlarının yüzde 50sinden
fazlasına ortak olduğu şirketlere ve bu şirketlerin yüzde
50sinden fazlasına ortak olduğu diğer şirketlere Devlet
İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın işletilmesinin
devredilebileceğini hükme bağlamaktadır. Hafriyat sahalarının
ve toplu taşım hizmetlerinin işletilmesinin bir büfe işletmesiyle
aynı kategoriye konularak ihalesiz devredilmesini doğru
bulmamaktayız.
Değerli
milletvekilleri, 5543 sayılı İskân Kanununa bir madde
eklenmesini öngören 22nci madde, baraj ve gölet yapımı veya askerî
yasak bölge sebebiyle bulundukları yerleşim yerlerinden
kaldırılmaları zorunlu bulunan mahalle, köy veya belde
halkının daha önce orman sınırları
dışına çıkartılmış veya yeni
çıkartılacak yerlere yerleştirilmelerini hükme
bağlamaktadır. Bu maddenin hangi ihtiyaçtan
kaynaklandığının sorgulanması yapılırken,
ülkemizde ilk kez baraj ve gölet yapılmadığının
bilinmesinde fayda vardır.
Maddeye göre
Çevre ve Orman Bakanlığı bundan böyle bilim ve fen
bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve
tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerleri maddede
öngörülen amaçlar için orman sınırları dışına
çıkartıp Bayındırlık ve İskân
Bakanlığına devredebilecektir. Bu hâliyle madde hükümleri geçici
olmayıp devamlı niteliktedir. 1999 yılında meydana gelen
deprem nedeniyle 7269 sayılı Umumi Afetlerle İlgili Kanuna
15/10/1999 tarihli ve 581 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle eklenen
hüküm bu düzenlemeye örnek olarak alınmıştır. Afetle ilgili
olarak yapılan düzenlemenin dahi Anayasaya aykırılığı
biline biline, yürütmenin normal bir faaliyeti için örnek
alınmasını kabul etmek mümkün değildir.
Bu madde
uygulamasında, orman vasfını kaybetmiş yerlerin orman
sınırları dışına çıkarılmasında,
Anayasamızın milat olarak kabul ettiği 31/12/1981 tarihinden
önce bu vasıfların kaybedilmiş olması koşulu da aranmayacaktır.
Maddede öngörülen gerekçelerle bugün veya gelecekte bir köyün
taşınması ihtiyacı ortaya çıktığında,
Çevre ve Orman Bakanlığı orman sınırları içinde
kalan bir yeri Maddede sayılan koşullar var. diyerek orman
sınırları dışına çıkartıp Bayındırlık
ve İskân Bakanlığına devredebilecektir.
Yapılan
düzenleme, uygulamanın daha önce 2/B çalışması
yapılmış alanlarda tekrar tekrar yapılmasına da izin
vermektedir. Oysa mevcut mevzuat, orman sınırları tespit edilip
2/B uygulaması yapıldıktan sonra aynı alanlarda yeni 2/B
uygulaması yapılmasına izin vermemektedir. Orman Kanununun 2/A
maddesi, orman sayılan yerlerden, öncelikle orman içindeki köyler
halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi
maksadıyla orman olarak muhafazasında bilim ve fen
bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına
dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler ile hâlen orman
rejimi içinde bulanan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım
alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerlerin
orman sınırları dışına
çıkarılabileceğini hükme bağlamaktadır. Bu hüküm
ortada dururken Anayasanın 169 ve 170inci maddelerine aykırı
bir biçimde yeni düzenleme yapılmasının gerekçesini anlamak
mümkün değildir. Öyle anlaşılıyor ki Anayasa Mahkemesinin
üye yapısında yapılan siyasi değişiklik Hükûmeti
cesaretlendirmektedir.
Bu arada Hükûmete
Anayasanın 153üncü maddesi hükmünü de hatırlatmak gerekir.
Anılan maddenin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi
kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile yönetim
makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı
öngörülmüştür. Bu kural gereğince, yasama organı
yapacağı düzenlemelerde, daha önce aynı konuda verilen Anayasa
Mahkemesi kararlarını göz önünde bulundurmak, bu kararları
etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak, Anayasaya aykırı
bulunarak iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmamak
yükümlülüğündedir diyor, yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Konya Milletvekili Sayın Mustafa
Kalaycı.
Buyurun
Sayın Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin ikinci bölümü
üzerinde görüşlerimizi açıklamak üzere Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Bu kanun
teklifinde, son bir yıl içinde, hatta geçen ay çıkarılan
kanunlarda değişiklikler yapılması dikkat çekmektedir.
Teklifin 5inci maddesi ile yapılan düzenlemeye geçen ay kabul edilen 6111
sayılı Kanuna ilişkin tasarının 214üncü maddesinde
yer verilmesine karşın daha sonra tasarıdan
çıkarılmış, aynı konuya şimdi tekrar bu kanun
teklifinde yer verilmektedir.
Teklifin 13, 14
ve 16ncı maddeleri 13 Ocak 2011 tarihli, 6102 sayılı Türk
Ticaret Kanununda yer alan ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmesi
öngörülen maddeler olup, bu kanun teklifi ile hemen yürürlüğe
konulması öngörülmektedir.
Teklifin 17nci
maddesiyle, 11 Mart 2010 tarihinde kabul edilen ve Hal Yasası olarak
bilinen 5957 sayılı Kanunun 26 Mart 2011 olan yürürlük tarihi 1 Ocak
2012 tarihine ertelenmektedir.
Teklifin 26, 27
ve 28inci maddeleriyle, daha geçtiğimiz ay kabul edilen ve 25 Şubat
2011 tarihinde, yani bir ay önce yürürlüğe giren 6111 sayılı
Kanunun üç maddesinde değişiklikler yapılmaktadır.
Daha önce de
benzer durumla sıkça karşılaşıldığı
üzere, bu düzenlemeler AKP Hükûmetinin ne kadar vizyonsuz, ufuksuz ve öngörüsüz
olduğunu, çıkarılan kanunlarda daha uygulamaya girmeden
değişiklik yapmak durumunda kaldığını
göstermektedir. AKP zihniyeti şimdi de kalkmış 2023 vizyonundan
bahsetmektedir. Siz daha bir ay sonrasını bile göremiyorsunuz!
Son günlerde,
başta Sayın Başbakan olmak üzere, AKPden her temsilci 2023
vizyonundan bahsetmektedir. Hatta Sayın Başbakan 22 Şubat 2011
tarihli grup konuşmasında Şimdi on iki yılı kapsayan
bir beyanname hazırlıyoruz. Bizimki, cumhuriyetimizin 100üncü
yılında Türkiye'nin geleceği konumu hazırlayan bir
beyanname olacak. diyor, devam ediyor: Şimdi 2023ü konuşuyorlar,
fakat söylediğimiz aynen çıktı işte. Dedik: Bak bunlar
şimdi bunu da sahiplenirler. diyor Sayın Başbakan. Şimdi
buna ne diyeceksiniz? İnsaf! Sadece Googleda yapılacak kısa bir
taramada bile 2023 vizyonunun kime ait olduğu görülebilir. Kopya çekerken
yakalananlar suç bastırmaktadır. Bu, siyasi
kapkaççılıktır. Son günlere gelinceye kadar Sayın
Başbakanın hiçbir konuşmasında ve AKPnin
dokümanlarında 2023 vizyonunu bulamazsınız. AKP sekiz buçuk
yıldır ülkemizi günübirlik politikalarla yönetmiş, öngörüsüz ve
vizyonsuz olduğunu da ortaya koymuştur.
2007-2013
dönemini kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planı AKP döneminde
hazırlanmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 28
Haziran 2006 tarihli 121inci Birleşiminde onaylanmıştır.
AKP tarafından Dokuzuncu Kalkınma Planının hiçbir yerinde
2023 hedeflerine yer verilmemiştir. Altı yılı kapsayan bu
planda yıllık yüzde 7 büyüme öngörülmüş ancak daha ilk dört
yılında yıllık ortalama büyüme yüzde 2nin bile
altında kalmıştır. AKP döneminde sekiz yılda
yıllık ortalama büyüme ise yüzde 4,3 düzeyindedir. AKPnin
hazırladığı Orta Vadeli Programda 2011, 2012 ve 2013
yılları için öngörülen yıllık ortalama büyüme yüzde 5
düzeyindedir. AKPnin yapıp yapabileceği, olup olacağı bu,
kapasitesi bu kadar, çapı bu kadar. Yıllık ortalama yüzde 4,
yüzde 5 büyüme oranlarıyla 2023 yılında on büyük ekonomi
arasına girebilmek mümkün değildir, ekonomist arkadaşlar bunu
çok iyi bilirler.
Sayın
Başbakan ve AKPnin 2023 vizyonunu sahiplenmesi siyasi
kapkaççılık olduğu kadar, Türkiyeye vereceği hiçbir
şeyi kalmayan AKPnin iflasının da tescili olmuştur. Bu
yaklaşımın, Milliyetçi Hareket Partisinin kamuoyuna çok önceden
açıkladığı siyasi projeyi sahiplenmek olduğu da
açıktır. En azından Sayın Başbakanın ilham
kaynağının Milliyetçi Hareket Partisi olduğu inkâr ve tevil
götürmez bir gerçektir. Sayın Başbakan ve AKP zihniyetinin siyasi
kapkaç anlayışının, siyasi geçmişlerine ve siyasi
anlayışlarına bakıldığında, aslında
yadırganacak bir yönü de bulunmamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, 2023 vizyonu: Lider Ülke Türkiye hedefi Milliyetçi Hareket
Partisi tarafından belirlenmiştir. 2023 yılında Türkiyenin
nerede olması gerektiğini ilk açıklayan, ulaşılması
gereken hedefleri ilk defa Türk milletiyle paylaşan Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmuştur. Milliyetçi
Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 23 Kasım 1997
tarihli 5. Olağan Büyük Kurultay konuşmasında Milliyetçi hareketin
uzun vadeli stratejiler konusunda ortaya koyduğu ilkeler ve hedefler
bellidir. Bizler orta vadede lider ülke, uzun vadede süper güç olmanın
heyecanını şimdiden yaşayan, bunun gerçekleşmesinin
mümkün olduğuna yürekten inanan insanlarız. Türkiye niye, cumhuriyetimizin
100üncü kuruluş yıl dönümünü kutlayacağımız 2023
yılına lider ülke olarak girmesin? diyor. İsteyen
arkadaşlarıma bu konuşmanın bulunduğu
kitapçığı da verebilirim: 2023 Türkiye Vizyonu.
2023 Lider Ülke
Türkiye vizyonunu bir siyasi proje olarak 1999 yılı seçim
beyannamesiyle kamuoyuna takdim eden de Milliyetçi Hareket Partisidir. Uzun
vadeli strateji ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma
Planında 2023 hedeflerini ortaya koyan yine Milliyetçi Hareket Partisi
olmuştur. Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 27 Haziran 2000 tarihli ve
119uncu Birleşiminde kabul edilmiştir. 2001-2023
yıllarını içine alan uzun vadeli gelişmenin temel
amaçları ve stratejisini biz daha o yıllarda milletimizle
paylaşmış ve devlet politikası hâline getirmiştik.
Sayın Bakanım siz bunu çok iyi bilirsiniz eski devlet planlamacı
olarak, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planında
Milliyetçi Hareket Partisinin koydurduğu 2023 hedeflerinin en azından
siz şahidisiniz.
Son günlerde
Sayın Başbakanın ısrarla bahsettiği 2023te ülkemizin
dünyanın en büyük on ekonomisinden birisi olma. beyanı bizim 2000
yılında tayin ettiğimiz bir hedeftir. Bununla kalmadık
Dünyada ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş ülkelerin tümü, uzun
dönemli toplumsal, ekonomik ve siyasi hedefleriyle uyumlu bir bilim ve
teknoloji vizyonu geliştirmişler ve bu vizyonu güncellerken teknoloji
öngörüsü çalışmalarını etkin bir araç olarak
kullanmaktadırlar. Ülkemizde de refah toplumuna ulaşma sürecinde
bilim ve teknolojiden etkin bir araç olarak yararlanılmasını
sağlamak üzere o dönemin Başbakan Yardımcısı Devlet
Bahçelinin Başkanlığında yapılan 13 Aralık 2000
tarihli Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu Toplantısında 2003-2023
yılları için Türkiye'nin bilim ve teknoloji strateji belgesinin
hazırlanması kararı alınmıştır; karar da
burada. Yaklaşık bir yıl süren hazırlık
çalışmalarının ardından yine Başbakan
Yardımcısı Devlet Bahçelinin Başkanlığında
yapılan 24 Aralık 2001 tarihli Yedinci Bilim ve Teknoloji Yüksek
Kurulu Toplantısında projenin adı Vizyon 2023: Bilim ve
Teknoloji Stratejileri olarak belirlenmiş, projenin ana teması,
temel yaklaşımı ve bu kapsamda yürütülecek alt projelerin
ayrıntılı içeriğiyle yürütme planı ve yönetim
şekli onaylanmıştır; o karar da burada.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak 2023 vizyonuna yıllardır partimizin program,
proje ve beyannamelerinde yer verdik, 2023 hedeflerimizi yıllarca savunduk
ve milletimize gelişmiş ve küresel klasmanda lider Türkiye'yi
kuracağımızın her fırsatta sözünü verdik. 2023
hedeflerini merak edenler İnternetten ya da Devlet Planlama
Teşkilatının arşivinden Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planını ve TÜBİTAK arşivinden Vizyon 2023
kapsamında hazırlanan proje ve raporları temin ederek 2023
vizyonunun içeriğini ve asıl sahibinin kim olduğunu
açıklıkla görebilirler.
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.
Şahıslar
adına söz talebi yok.
Şimdi
soru-cevap işlemine geçiyorum.
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bu torba kanunun 21inci maddesiyle
büyükşehir belediyelerine bir yetki getirilmiş, büyükşehir
belediyelerine şirket kurma yetkisi tanınmış. Bu
şirkette genel sekreter ve belediyenin yetkilileri yönetim ve denetim
kurulu üyeleri olacak ama ne maaş verilecek belli değil.
Ayrıca,
büyükşehir belediyelerine hafriyat sahalarını işletme
hakkı veriyor ki bu tamamen İstanbul Belediyesine verilen çok özel
bir yetki. Biliyorsunuz, İstanbul Belediyesi hudutları içinde Orman
İdaresine ait büyük alanlar vardı, burada, Orman İdaresinin
büyük bir kazancını kanunla İstanbul Belediyesine devrettiler ve
bu hafriyatı dökmeyle ilgili birimin
başına da o zamanki Bakanın -yani bugünkü Bakanın-
yakını Türker Eroğlunu getirmişlerdir. Şimdi, öğrenmek
istiyorum: İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu toprak
hafriyatını dökmekten senede kaç lira alıyor, bir?
İkincisi: Büyükşehir belediyeleri şirketler kuracak ama bu
şirketlerin başına gelecek kişilere ne ücret verilecek yani
hangi kıstaslara göre verilecek, bunlar layüsel bir ücret mi
alacaklardır?
Ayrıca,
bunlara, çay bahçelerini işletme ve bunlara bağlı birtakım
işletme hakkını veriyorsunuz, bu günah bir şey. Yani niye
büyükşehre veriyorsunuz da büyükşehrin hudutları içindeki öteki
belediyelere de büfe ve benzeri şekilde işletme hakkını
vermiyorsunuz, çay bahçelerini işletme hakkını vermiyorsunuz?
Bu, tamamen büyükşehirleri korumak ve burada büyükşehir belediye
başkanlarına çok özel imtiyazlar vererek, o belediyelerin
-kendilerine göre- partililerine, hiçbir kıstasa bağlı olmadan
orada ticari işletme açma hakkını vermek demektir. Yani bu
tamamen, bence, büyükşehir belediyelerine verilmiş çok büyük bir
imtiyazdır. Bu imtiyazla, bu kişileri, bu görevleri yaparken hiçbir
kurala bağlı tutmuyorlar, tamamen bir derebeylik sistemi. Yani
büyükşehir belediye başkanları, hudutları içinde olan
birtakım çay bahçelerini işletecekler, toprak dökme işlerini
yapacaklar, şirketler kuracaklar, bu şirketlerde istedikleri ücretleri
alacaklar. Bu nasıl hükûmettir, nasıl yönetim
anlayışıdır? Derebeyliklerde böyle bir şey yok. Yani
bize bir cevap verirse memnun olurum Sayın Başkan.
İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, hem geçen sene hem evvelsi sene bu toprak hafriyat
işlerinden dolayı ne kadar para elde etmiştir? Bu paraları
nereye kullanmıştır? Bu paraların sarfı konusunda,
kendilerine bağlı şirketler vardır, o şirketler
kanalıyla bu paralar kullanılıyor ve o şirketlerin de
yaptıkları işler ne İhale Kanununa tabi ne bir
sınırlamaya tabi. Bu, tamamen, devleti bir çiftlik
anlayışı ve zihniyetiyle yönetmedir. Bunlar hakikaten bu Türkiye
Cumhuriyetine yakışmayan kanunlardır ama bunların
altında bugün AKPnin belli bir çoğunluğu var, Bize kimse hesap
sormaz. diyor, ama yarın, böyle suistimale elverişli kanunları
yürüten kamu personelinin yaptığı suistimallerden dolayı
bunların görecekleri cezanın sorumlusu bu Hükûmet olacaktır.
Teşekkür
ederim efendim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun.
SANAYİ VE
TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Aslında, bu
kanun, zaten şu anda yürürlükte olan bir kanun. Yani büyükşehir
belediyeleri kendi şirketlerine birtakım hizmetleri mevcut
şartlarda, kanundaki yazılı olan şartlarda verebiliyorlar.
Buna sadece hafriyat yerleri, burada
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ses gelmiyor ki
Ne cevap veriyorsunuz,
anlaşılmıyor. Sesiniz gelmiyor, ne cevap verdiğiniz belli
değil.
SANAYİ VE
TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Büyükşehir
belediyeleriyle ilgili kanunda, zaten buradaki düzenlemelerin hepsi var.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Varsa niye getiriyorsunuz?
SANAYİ VE
TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Sadece buna eklenen,
büyükşehir belediyelerinin kendi şirketlerine, yüzde 50sinden
fazlasına sahip olduğu şirketlere hafriyatla ilgili işleri
de verebilme imkânı getiriliyor, yoksa diğer, işte çay
bahçeleri, vesaire, otoparklar, bu konularla ilgili düzenlemeler aynen mevcut
yasada var. Yani mevcut yasada bir değişiklik yapan, ilave
şeyler veren bir düzenleme gelmiyor burada veya olmayan şeyleri
ortaya koyan bir düzenleme gelmiyor;
mevcut yasaya sadece hafriyat yerleriyle ilgili bir düzenleme getiriliyor.
Başka herhangi bir şey yok.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Benim sorduğum, İstanbul Belediyesi ne kadar para
almıştır?
SANAYİ VE
TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Efendim, ona yazılı
olarak cevap verebiliriz. Biz, İstanbul Belediyesinin hafriyat
işlerinden veya çay bahçelerinin kiralanmasından, diğer
işlerinden ne kadar kaynak transferi yaptığını, ne
kadar para kazandığını eğer şey yaparsanız
yazılı olarak bildiririz. Bunların bilgisini size aktarırız.
Teşekkür
ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Tamam, peki.
BAŞKAN
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi,
ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge
işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
16ncı madde
üzerinde iki önerge vardır.
Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutacağım, sonra
aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
698 Sıra
sayılı Kanun teklifinin 16. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Erkan Akçay |
Y. Tuğrul
Türkeş |
|
Mersin |
Manisa |
Ankara |
|
Recep Taner |
Emin Haluk
Ayhan |
Mustafa
Kalaycı |
|
Aydın |
Denizli |
Konya |
|
Hakan
Coşkun |
|
Metin
Çobanoğlu |
|
Osmaniye |
|
Kırşehir |
Madde 16- 6762
sayılı Kanuna ek 1 inci maddeden sonra gelmek üzere
aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Çevrimiçi
işlemler
Ek Madde 2-
Poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant ve kambiyo senetlerine benzeyen
senetler güvenli elektronik imza ile düzenlenemez. Bu senetlere ilişkin
kabul, aval ve ciro gibi senet üzerinde gerçekleştirilen işlemler
güvenli elektronik imza ile yapılamaz.
Konşimentonun,
taşıma senedinin ve sigorta poliçesinin imzası elle, faksimile
baskı, zımba, ıstampa, sembol şeklinde mekanik veya
elektronik herhangi bir araçla da atılabilir. Düzenlendikleri ülke
kanunlarının izin verdiği şekliyle bu senetlerde yer alacak
kayıtlar el yazısı, telgraf, teleks, faks ve elektronik
diğer araçlarla yazılabilir, oluşturulabilir, gönderilebilir.
Ticaret
şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer tacirlere ilişkin
olarak, bu kanunun zorunlu tuttuğu bütün işlemler elektronik ortamda
güvenli elektronik imza ile de yapılabilir. Bu işlemlerin
dayanağı olan belgeler de aynı usulle elektronik ortamda
düzenlenebilir. Zaman unsurunun belirlenmesi gereken ve yönetmelikte düzenlenen
hallerde güvenli elektronik imzaya eklenen zaman damgasının tarihi,
diğer hâllerde merkezî veri tabanı sistemindeki tarih esas
alınır.
Şirket
adına imza yetkisini haiz kişiler şirket namına kendi
adlarına üretilen güvenli elektronik imzayla imza atabilirler. Bu
durumda, kullanılacak nitelikli
elektronik sertifikalarda sertifika sahibi alanı içerisine, sertifika
sahibinin ismiyle birlikte temsil ettiği tüzel kişinin de ismi
yazılır. Bu husus tescil ve ilan edilir.
Bu maddenin
uygulanmasına dair usul ve esaslar Sanayi ve Ticaret
Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 16 ncı maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Bengi
Yıldız |
Sırrı
Sakık |
M. Nezir
Karabaş |
|
Batman |
Muş |
Bitlis |
|
Osman Özçelik |
|
M. Ufuk Uras |
|
Siirt |
|
İstanbul |
BAŞKAN
Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE
TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN
(Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
13/01/2011
tarihli ve 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununa paralel
düzenlemeler içeren söz konusu maddelerin, 29/6/1956 tarihli ve 6762
sayılı mevcut Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu olmaması, bu
düzenlemelerin tek başına yetersiz kalması ve olası
müktesep hak sorunları yaratması olasılığı
nedeniyle maddelerin metinden çıkarılması amaçlanmaktadır.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 18.06
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.20
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 16ncı maddesi
üzerinde verilen Batman Milletvekili Sayın Bengi Yıldız ve
arkadaşlarının önergesinin oylanmasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir, karar
yeter sayısı vardır.
Teklifin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
698 Sıra sayılı Kanun teklifinin 16. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Madde 16- 6762 sayılı Kanuna ek 1 inci maddeden sonra
gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
"Çevrimiçi işlemler
Ek Madde 2- Poliçe, bono, çek, makbuz senedi, varant ve kambiyo
senetlerine benzeyen senetler güvenli elektronik imza ile düzenlenemez. Bu
senetlere ilişkin kabul, aval ve ciro gibi senet üzerinde
gerçekleştirilen işlemler güvenli elektronik imza ile yapılamaz.
Konşimentonun, taşıma senedinin ve sigorta poliçesinin
imzası elle, faksimile baskı, zımba, ıstampa, sembol
şeklinde mekanik veya elektronik herhangi bir araçla da atılabilir.
Düzenlendikleri ülke kanunlarının izin verdiği şekliyle bu
senetlerde yer alacak kayıtlar el yazısı, telgraf, teleks, faks
ve elektronik diğer araçlarla yazılabilir, oluşturulabilir,
gönderilebilir.
Ticaret şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer
tacirlere ilişkin olarak, bu kanunun zorunlu tuttuğu bütün
işlemler elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de
yapılabilir. Bu işlemlerin dayanağı olan belgeler de
aynı usulle elektronik ortamda düzenlenebilir. Zaman unsurunun
belirlenmesi gereken ve yönetmelikte düzenlenen hallerde güvenli elektronik
imzaya eklenen zaman damgasının tarihi, diğer hâllerde merkezî
veri tabanı sistemindeki tarih esas alınır.
Şirket adına imza yetkisini haiz kişiler
şirket namına kendi adlarına üretilen güvenli elektronik imzayla
imza atabilirler. Bu durumda, kullanılacak nitelikli elektronik
sertifikalarda sertifika sahibi alanı içerisine, sertifika sahibinin
ismiyle birlikte temsil ettiği tüzel kişinin de ismi
yazılır. Bu husus tescil ve ilan edilir.
Bu maddenin uygulanmasına dair usul ve esaslar Sanayi ve
Ticaret Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Sayın Kalaycı, buyurun.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, daha önce yine bu kürsüden
dile getirmiştim, AKP Hükûmetinde muhalif belediyeleri ortada bir suç
olmaksızın cezalandırmak isteyen, kendi partililerine ve
mensuplarına ise fırsatçı ve ayrımcı bir iktidar
anlayışı bulunduğunu, denetimi kendi siyasi
çıkarları doğrultusunda bir baskı aracı olarak ya da
masa başında aklama vasıtası olarak kullandığını
ifade etmiştim hatta örnek vermiştim. Bir AKPli belediye
başkanı hakkında, bir ihaleyle ilgili suç duyurusunda
bulunulması üzerine İçişleri Bakanlığınca
yapılan inceleme sonucu, Sayın İçişleri Bakanı,
verdiği 12 Mart 2010 tarihli onayda, ihalenin ihale tekniği ve ihale
mevzuatına aykırı olduğunu ancak bilgi eksikliği ve
tecrübe yetersizliği nedeniyle böyle bir yola başvurulduğu
anlaşıldığından 4483 sayılı Kanun hükümleri
gereğince adı geçen hakkında işlem yapılmasına
gerek olmadığını belirtiyor ve onay veriyor.
Buna karşın, Milliyetçi Hareket Partili olan, Belediye
Başkanı Milliyetçi Hareket Partisinden olan Ereğli ilçemizde
Konya Emniyet Müdürlüğü birimleri tarafından 28 Eylül 2010 tarihinde
bir operasyon yapılmış, Belediye Başkanının evi
dört saate yakın aranmış, 2 belediye başkan
yardımcısı, şoför dâhil 11 kişi aynı aramalara
muhatap olmuş, aynı gün belediye binası kuşatılmak
suretiyle akşama kadar süren aramalar yapılmış, tüm ihale
dosyaları, satın alma dosyaları emniyete götürülmüş ancak o
gün itibarıyla gözaltına alınan hiçbir kişi
olmamıştır. Aradan yaklaşık altı aylık bir
süre geçtikten sonra, 25 Mart 2011 günü -geçen hafta cuma günü- yapılan
operasyonla da Ereğli Belediye Başkanımız ve Belkaya
Belediye Başkanımızın da aralarında bulunduğu 33
kişi gözaltına alınmış, dün gece ise Ereğli
Cumhuriyet Savcılığınca 9 kişi, Ereğli Nöbetçi
Sulh Ceza Hâkimliğince de 18 kişi olmak üzere, belediye
başkanlarımızın da yer aldığı 27 kişi
serbest bırakılmış, suç işlemek amacıyla örgüt
kurmak, yani çete suçlaması ortadan kalkmıştır.
Operasyonun başlatıldığı 28 Eylül 2010
tarihinden beri, yaşananların siyasi bir operasyon olduğunu, AKP
İktidarının baskı, yıldırma, yıpratma
politikasının bir uygulaması olduğunu açıkladık.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, her zaman olduğu gibi Türk adaletine
güvendiğimizi söyledik ve sonucu bekledik. Adalet tecelli etmiş, bu
haksızlığa, bu oyuna meydan vermemiştir. Çete
suçlaması gibi çok ağır bir suç iddiası olmasına
karşın, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, başından beri,
başta Ereğli Belediye Başkanımız Hüseyin Oprukçu olmak
üzere arkadaşlarımızın yanında olduk ve güvencimizi
ortaya koyduk.
Bu süreçte yaşananlara, sadece biz değil, Ereğli
halkı da tepki göstermiş ve Belediye Başkanlarına olan
güvenlerini ortaya koymuşlar, ne olduğu bile belli olmayan iddialara
hiçbir şekilde inanmamışlardır çünkü Ereğliye hizmet,
Türk milletine hizmet için çalışan, çabalayan Hüseyin Oprukçuyu
öteden beri çok iyi tanıyorlardı.
Sonuçta bu güven yerini bulmuş, iddiaların bir tezgâh
olduğu gün ışığına çıkmıştır
ancak bu süreçte Belediye Başkanı ve çalışma
arkadaşları ile aile efradı küçük düşürülmüş,
şeref, haysiyet ve itibarlarıyla oynanmış, rencide
edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım, soruyorum sizlere: Şimdi
bunun hesabını kim verecek? Bunlar asla unutulmayacaktır, bunların
hesabı AKP Hükûmetinden ve ilgililerden elbette sorulacaktır.
İnanıyorum ki Ereğlili hemşehrilerim de Belediye
Başkanlarına kurulan bu tezgâha karşı 12 Haziran günü
AKPyi sandığa gömerek cevap vereceklerdir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Kalaycı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 17de bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 17 nci maddesinde geçen "1/1/2012" ibaresinin,
"1/1/2014" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Isparta |
Denizli |
|
Recep Taner |
Yılmaz
Tankut |
Alim
Işık |
|
Aydın |
Adana |
Kütahya |
|
Mehmet
Şandır |
|
M. Akif Paksoy |
|
Mersin |
|
Kahramanmaraş |
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Sebze ve meyve ticareti konusunda sektör mensuplarının
beklentisi; kayıt dışı ticaretin önlenmesi,
kayıtlı çalışan hal esnafının durumunun
düzeltilmesi ve toptancı hallerinin fiziki yapılarının
çağdaş standartlara yükseltilmesidir. Bu itibarla 5957
sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği
Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun
yürürlük tarihinin ertelenmesi önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Madde 17yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 18de iki önerge vardır, sırasıyla
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 18 inci maddesi ile 1163 sayılı Kanuna eklenen Ek 3 üncü
maddenin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Isparta |
Denizli |
|
Recep Taner |
Alim
Işık |
Yılmaz
Tankut |
|
Aydın |
Kütahya |
Adana |
|
Mehmet
Şandır |
|
M. Akif Paksoy |
|
Mersin |
|
Kahramanmaraş |
"Bu madde hükümlerine
aykırı uygulamalar denetçiler
tarafından
araştırılır. Hazırlanan raporun bir örneği
derhal Sanayi ve Ticaret Bakanlığına gönderilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 18
inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Suat
Kılıç |
Ahmet
Aydın |
Veysi Kaynak |
|
Samsun |
Adıyaman |
Kahramanmaraş |
|
Abdurrahman
Arıcı |
|
A. Sefer Üstün |
|
Antalya |
|
Sakarya |
Madde 18- 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler
Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Bağdaşmayan görevler. '
"Ek Madde 3- Kooperatifler ve üst
kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçileri; bu
kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının hissedarı
oldukları şirketlerde, katıldıkları vakıflarda ve
diğer teşekküllerde yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamazlar,
personel olarak yahut başka bir şekilde ücretli görev alamazlar.
Birinci fıkrada belirtilen diğer görevleri
bulunmasına rağmen kooperatif ve üst kuruluşlarında yönetim
kurulu üyesi veya denetçi olarak seçilenler, seçildikleri tarih itibariyle
diğer görevlerinden ayrılmak zorundadırlar. Bu görevlerinden
ayrılmayanların yönetim kurulu üyeliğine veya denetçiliğe
seçilmelerine ilişkin işlemler hükümsüzdür. Seçildikten sonra birinci
fıkradaki diğer görevleri edinen kooperatif ve üst
kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerinin sonradan
edindikleri görevlere ilişkin seçilme veya görevlendirme işlemleri
ile sözleşmeler de hükümsüzdür. Yönetim kurulu üyeliğine veya
denetçiliğe seçilme işlemleri bu şekilde hükümsüz olanların
yerlerine yedekleri çağrılır.
Kooperatifler ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu
üyeleri ve denetçilerinin fiilen bu görevleri yürüttükleri dönemde;
bunların eş ve ikinci derece dâhil kan ve kayın
hısımları, bu kooperatifler ve üst kuruluşları ile
%50'den fazla hissedarı oldukları şirketlerde,
katıldıkları vakıflarda ve diğer teşekküllerde
yönetim kurulu üyesi veya denetçi olamazlar, personel olarak veya başka
bir şekilde ücretli olarak işe alınamazlar.
Bu madde hükümlerine aykırı uygulamalar denetçiler
tarafından araştırılır.
Birinci fıkraya aykırı olarak görev yapmakta
olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay
içerisinde bu görevlerinden sadece birisini tercih ederek diğerlerinden
ayrılırlar. Süresi içerisinde tercihte bulunmayanların
seçilmiş oldukları kooperatif veya üst kuruluşlarındaki
yönetim kurulu üyeliği veya denetçilik görevleri dışındaki
diğer görevlerinin tamamı kendiliğinden sona erer."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerilen değişiklikle bu maddeye aykırı olarak
görev yapmakta olan yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin hangi görevi
tercih edeceğine ilişkin ikinci fıkrada öngörülen süre bir aydan
üç aya çıkartılmakta, bu fıkra geçici hüküm olduğundan
maddenin sonuna alınmaktadır.
Üçüncü fıkrada bazı ifade düzeltmeleri
yapılmış ve maddeye aykırı hareket eden denetçilerle
birlikte yönetim kurulu üyelerinin de görevlerinin sona ermesi kuralı
getirilmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasının uygulamada belirsizlik
yaratabilme ihtimali dikkate alınarak, bu kuruluşların personeli
ile ilgili olarak bu fıkra yeniden düzenlenmiş, maddede belirtilen
yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin belirli dereceye kadar
hısımlarını personel olarak veya başka bir
şekilde işe almak suretiyle bu kuruluşların istismar
edilmesinin önüne geçilmek istenilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergede
maddenin tümü değiştiğinden bu önergeyi işleme koyma
imkânı kalmamıştır, önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
Madde 18i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Madde 19da bir önerge vardır, okutup işleme
alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 19 uncu maddesi ile 4562 sayılı Kanuna eklenen Geçici 8
inci maddenin son fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Mehmet
Şandır |
|
Konya |
Isparta |
Mersin |
|
Behiç Çelik |
Emin Haluk
Ayhan |
Alim
Işık |
|
Mersin |
Denizli |
Kütahya |
|
Yılmaz
Tankut |
Recep Taner |
M. Akif Paksoy |
|
Adana |
Aydın |
Kahramanmaraş |
Bu maddenin yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar üç ay
içerisinde hazırlanarak, OSB Uygulama Yönetmeliğinde belirlenir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılamıyoruz.
BAŞKAN Sayın Çelik, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin
19uncu maddesinde geçen 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri
Kanununa eklenen geçici madde hakkında verdiğimiz önerge için söz
aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Organize sanayi bölgeleri, ülkemizin dört bir yanında,
özellikle müteşebbis insanların endüstriyi geliştirmesi
bağlamında fevkalade önem arz eden, yoğun olarak sanayi
sektörüne hizmet eden ciddi gelişim alanlarıdır. Organize sanayi
bölgelerini geliştiren illerimizin hızla büyüdüğünü,
geliştiğini ve güzelleştiğini hepimiz biliyoruz ve
görüyoruz. Bu itibarla, organize sanayi bölgesi kurmuş bir kişi
olarak, organize sanayi bölgelerinin alan seçimi, o alanda yapılan imar
faaliyetleri, çalışmalar, komisyon çalışmaları,
parselasyon yapımı, bunların müteşebbis teşekkülün
-şimdi artık müteşebbis heyet olarak da
adlandırılıyor yasayla- yaptığı bütün
faaliyetlerin Sanayi Bakanlığınca onaylanması ve İdare
Kurulu kararıyla kabulü ve ilanından sonra girişimcilerin bu parselasyonu
yapılan yerlere başvurularını sağlayarak bölgede hem
sanayinin gelişmesi hem de istihdamın arttırılması
anlamında büyük katkılar sağladığını
biliyoruz. Bu itibarla, bugün Denizli güçlü bir endüstri kenti hâline
gelmişse Gaziantep, Kahramanmaraş, Mersin, Kayseri gelmişse hep
organize sanayi bölgelerinin gelişmişliği sayesinde belli
düzeyleri yakalamış illerimiz ve kentlerimizdir. Sadece bunlar
değil, ilk 10a giren bütün illerimiz, başta İstanbul olmak
üzere organize sanayi bölgelerine verilen önem sayesinde ülkemizin çehresi
değişmiş ve illerimiz, kentlerimiz güzelleşmiştir. Bu
itibarla, özellikle Milliyetçi Hareket Partisi iktidarında Nitelikli
Endüstri Bölgeleri Yasası da çıkarılarak sanayinin özellikle
dışa dönük yönünün de geliştirilmesi için Milliyetçi Hareket
Partisi en büyük katkı ve desteği aslında vermiştir. Bugün
ben huzurlarınızda Mersin Milletvekili olarak sizlere hitap ederken
Mersin Organize Sanayi Bölgesinin Tarsus yolu üzerinde -ismi de doğal olarak
Mersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi olarak geçiyor- Mersine, Mersin
insanına, Çukurovaya çok büyük ve maksimum düzeyde katkı
yaptığını yöre halkı çok iyi biliyor ancak bu bölgede,
organize sanayi bölgesinde büyükşehir
belediyesinin yanlış yer seçimi nedeniyle çöp depolama
alanını kaydırması organize sanayi bölgesi için ciddi bir
talihsizlik olmuştur. Bu itibarla özellikle büyük kentlerde çöp depolama
alanlarının
Hükûmetin bu konuya dikkatini de çekmek istiyorum,
sadece Mersinde değil, Mersin gibi özellikle çöp sorunu olan illere, kentlere
Hükûmetin ciddi katkı yapması ve yol gösterici olması
gerektiğini huzurlarınızda vurgulamak istiyorum. Bu itibarla bu
vahşi depolama alanının buradan kaldırılarak, uygun
yer tespitiyle çöp alanının Mersin Organize Sanayi Bölgesinin
bulunduğu alandan çıkartılması oldukça önem arz etmektedir.
Onun için organize sanayi bölgeleri için yer seçimi yönetmeliğinde
belirtilen hususların Sanayi Bakanlığı gözetiminde en iyi
şekilde uygulanması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.
Sözüme son verirken önergemizdeki süre şartının
onaylanmasını yüce heyetinizden diliyor, hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Madde 19u oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Madde 20de bir önerge vardır, okutup işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 20 nci maddesi ile 4562 sayılı Kanuna eklenen Geçici 9
uncu maddenin birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Mehmet
Şandır |
|
Konya |
Isparta |
Mersin |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Alim
Işık |
Yılmaz
Tankut |
|
Denizli |
Kütahya |
Adana |
|
|
M. Akif Paksoy |
|
|
|
Kahramanmaraş |
|
İl ve ilçelerde bulunan OSBlerdeki parsellerin tamamen veya
kısmen bedelsiz tahsisleri Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Vural, gerekçeyi mi okutayım?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe...
BAŞKAN Okutuyorum.
Gerekçe:
İl ve ilçelerin sosyoekonomik durumuna ilişkin güncel
veri bulunmaması ve iller arası eşitsizliğe meydan
verilmemesi dikkate alınmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
21inci maddede üç önerge vardır, sırasıyla
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Teklifinin 21 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Nurettin
Canikli |
Fatih
Arıkan |
İbrahim
Yiğit |
|
Giresun |
Kahramanmaraş |
İstanbul |
|
A. Sibel Gönül |
Yılmaz
Helvacıoğlu |
Ahmet Yeni |
|
Kocaeli |
Siirt |
Samsun |
Madde 21- 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 26 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 26- Büyükşehir Belediyesi kendisine verilen görev
ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye
şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı
kuruluşlarında yöneticilik sıfatını haiz personel bu
şirketlerin yönetim ve denetim kurullarında görev alabilirler.
Büyükşehir belediyesi, mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat
sahalarını, toplu ulaşım hizmetlerini, sosyal tesisler,
büfe, otopark ve çay bahçelerini işletebilir; ya da bu yerlerin belediye
veya bağlı kuruluşlarının yüzde 50'sinden
fazlasına ortak olduğu şirketler ile bu şirketlerin yüzde
50'sinden fazlasına ortak olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi
olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle
işletilmesini devredebilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 21 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Isparta |
Denizli |
|
Alim
Işık |
Yılmaz
Tankut |
M. Akif Paksoy |
|
Kütahya |
Adana |
Kahramanmaraş |
|
Recep Taner |
|
Mehmet
Şandır |
|
Aydın |
|
Mersin |
"Madde 21- 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 26 ncı maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 21 inci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Harun Öztürk |
Fehmi Murat
Sönmez |
|
İstanbul |
İzmir |
Eskişehir |
|
Eşref
Karaibrahim |
Akif Ekici |
Bayram Meral |
|
Giresun |
Gaziantep |
İstanbul |
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
Kamer Genç |
|
Malatya |
|
Tunceli |
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılmıyoruz efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Kamer Genç...
BAŞKAN Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 21inci
maddesinin teklif metninden çıkarılmasıyla ilgili
verdiğimiz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinize
saygılar sunuyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri, bu maddeyle
büyükşehir belediyeleri âdeta bir çiftlik hâline getirilmiş.
Büyükşehir belediyeleri hudutları içindeki, sahalarında kalan
yerleri, otopark, çay bahçelerini, büfelerini işletmeyi büyükşehir
belediyelerine veriyorlar. Peki, o büyükşehir belediyeleri içinde bulunan
şehir belediyeleri, ilçe belediyelerinin niye yetkileri yok? Bunların
hepsini alıyorsunuz, tamamen yetkiyi
Bugün, Bakırköy Belediyesinin
hudutları içinde olan çay bahçelerini, otoparkları hepsini alıp
anakent belediyesine veriyorsunuz.
Yine, anakent belediyesine sermaye şirketleri kurma yetkisini
veriyorsunuz ve bu şirketlere de genel sekreter ve belediyelerin bütün
yetkili müdürlerinin burada görev alıp istedikleri maaşla
çalıştırma imkânını getiriyorsunuz.
Yine, bunların yaptıkları, mesela burada tabii, en
önemli konu bu toprak döküm sahalarının işletilmesidir.
Biliyorsunuz, İstanbul hudutları içinde orman idaresinin
işletmekte olduğu büyük toprak sahaları vardı ve burada
muazzam paralar, senede milyar dolarlar para elde ediliyordu fakat tabii, AKP
nerede paralı şey varsa gözünü oraya koyuyor, hemen onu nasıl
yaparım da kendime ve yandaşlarımın cebine
aktarırım diye burada da Meclis çoğunluyla yine getirildi, orman
idaresinden alındı, o, İstanbul Belediyesine devredildi,
İstanbul Belediyesinde bu işin başına Türker Eroğlu
diye bakanın yakını getirildi. Dolayısıyla kaç kamyon
toprak dökülüyor, kaç lira para alınıyor, kimin cebine gidiyor,
bunların hesabı yok.
Yani sayın milletvekilleri, bir parlamentonun görevi o
memlekette hırsızlarla, soygunlarla, namussuzlarla mücadele etmektir,
soygunu, talanı önlemektir ama siz her getirdiğiniz kanunda soyguna
prim veriyorsunuz, namussuza prim veriyorsunuz, hırsıza prim
veriyorsunuz. Sizi hangi düşünceyle bu millet buraya seçti, gönderdi? Yani
burada getirdiğiniz kanunlarda
Ayrıca da bu büyükşehir belediyesinin
yaptığı bu işlerde Kamu İhale Kanununa tabi
olmayacak. Ee, ne oluyor? Yani şimdi gidecek İstanbul Belediyesi,
Ankara Belediyesi, kendi hudutları içindeki bütün otoparklarını,
çay bahçelerini, büfelerini, toprak dağıtma alanlarını ne
yapacaklar? Kendi yandaşlarına verecekler, kendileri
işletecekler. Kendi çocuklarına, kendi yakınlarına, kendi
partisine ait olan milletvekillerinin çocuklarına, bunlara verecekler, büyük
rantlar sağlayacaklar, ötekilerin canı çıksın! Ya, böyle
bir anlayış olur mu, böyle bir mantık olur mu, bu hangi dine,
hangi inanca, hangi İslama sığar, bunu bir açıklar
mısınız! Yani böyle bir, gerçekten onursuz bir durumu ortaya
çıkaran bir yasa düzenlemesi olmaz. Yani siz diyorsunuz, tamamen
artık layüsel olacak, denetimden uzak olacak, adam getirecek sermaye
şirketini kuracak, orada belediye başkanı kendi
yandaşlarını getirecek, istediği maaşla çalıştıracak,
o toprak sahalarından elde edilen paralar, kaç lira elde ediliyor,
nasıl harcanacak, onlar da belli değil. Bunları, buradaki
işletmeleri belediyelere bağlı şirketlere devredecek, orada
o şirketlere de birtakım işler yaptıracaksınız,
bu şirketlerin yaptıkları işler denetime tabi olmayacak,
yine yandaşlar gidecek, istedikleri maaşı burada alacaklar; bu,
ne hakka, ne adalete, ne insanlığa hiç sığmayan bir
şey.
Biliyoruz, bazı AKP milletvekillerinin mesela Ankara
Belediyesinde çok yüksek ücretle çalışan eşleri var. Şimdi,
böyle bir şey olmaz ki! Memlekette insanlar açlıktan sürünürken, siz
oy vermek için gidip de ondan sonra makarna ve kömür dağıtırken
trilyonları cebinize atıyorsunuz, öte tarafta bu devletin trilyonluk
kaynaklarını kendi yandaşlarınıza kontrolsüz olarak
aktarıyorsunuz. Bu hiçbir surette kabul edilemeyecek bir durumdur.
Bu maddeyi bence kabul etmek demek, memlekete en büyük ihanete
prim vermek demektir. Böyle bir madde kabul edilemez sayın
milletvekilleri. Normal demokrasinin olduğu ülkelerde böyle bir madde
getirilemez bu Parlamentonun karşısına.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Süre vermiyor musunuz?
BAŞKAN Yok, hiç olmuyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Tamam.
Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.48
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.54
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 21inci maddesi
üzerinde verilen Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir, karar yeter
sayısı vardır.
Teklifin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 21 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
"Madde 21- 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 26 ncı maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Paksoy.
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergemiz üzerine söz
almış bulunuyorum. Konuşmama başlamadan yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
12 Haziran seçimleri yaklaştıkça AKP Hükûmetinin
yüreğine düşen korku öylesine derinleşmiş ki, birbiriyle
ilgili ilgisiz, kamunun yararına, zararına, akıllarına ne
gelirse, yüce Meclise getiriyorlar.
Kıymetli arkadaşlar, daha çok kısa bir süre önce
bir torba veya çuval yasasını kanunlaştırmadınız
mı? Şimdi, bir milletvekiliniz bir teklif sunuyor, sonra öbürü de bir
teklif sunuyor. Bu tekliflerin muhtevaları, hatta maddeleri bile
aynı. İkincisi, teklifine bir kısım hususlar ilave ediyor,
sonra yetmiyor, Komisyonda ilave ediyorsunuz, sonra yetmiyor Genel Kurulda
ilave ediyorsunuz. Ben şöyle düşünüyorum: Sizler, Türkiye Büyük
Millet Meclisi ile AKP Parti Meclisini herhâlde
karıştırıyorsunuz! Aklınıza gelen, seçimde
işinize yarayacağını düşündüğünüz, hatta
yandaşlara, yoldaşlara yol açmak kabilinden her hususu
yasalaştırmaya kalkarsanız kaos olur. Bu kaosun da mimarı
siz olursunuz. Bizler muhalefet olarak gerekli katkı ve tenkitlerimizi
yüce Meclise sunuyoruz ancak kale almamakta ısrar ediyorsunuz.
Bu kanun teklifinde, son bir yıl içinde, hatta geçen ay
çıkarılan kanunlarda değişiklik yapılması dikkat
çekmektedir. Bu düzenlemeler, AKP hükûmetlerinin ne kadar ufuksuz, öngörüsüz ve
beceriksiz olduğunu, çıkarılan kanunlarda daha uygulamaya
girmeden değişiklik yapmak durumunda kaldığını
göstermektedir.
Bu kanun teklifi ile büyükşehir belediyelerinin mülkiyeti
veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım
hizmetlerini, büfe, otopark ve çay bahçelerini, belediye ve bağlı
kuruluşlarının yüzde 50sinden fazlasına ortak olduğu
şirketler ile bu şirketlerin yüzde 50sinden fazlasına ortak
olduğu şirketlere, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu
hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve
bedelle işletilmesini devredebileceği öngörülmektedir.
Büyükşehir belediyelerinin hafriyat sahalarının, toplu
ulaşım hizmetlerinin, büfe, otopark ve çay bahçelerinin özel
kişi ve şirketlerin de ortak olduğu şirketlere ihalesiz bir
şekilde verilmesi, birtakım AKP yandaşı kişi ve
şirketlere kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesine imkân
sağlamaktır. Dolayısıyla ihale Kanununda yeni bir delik
açmayı öngören bu düzenleme hukuka da ahlaka da aykırıdır.
Siz bu tasarıdan önce, Türkiye'nin başkentine 20 santim
kar yağdığı zaman hayatın felç olmasından
sorumlu, hatta seyirci olan Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanınızın yetkilerini sorgulayın, basın
mensuplarına nezaketsizce Ben tuz döktüm, inanmıyorsanız gidip
yalayın. aculluğunu cezalandırın.
Kıymetli arkadaşlar, bu konuyla ilgili değil ama bu
hususu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Bilindiği gibi, İstiklal
Marşımızın Şairi Mehmet Âkif Ersoyun İstanbul
Halkalıda eğitim gördüğü okul, tam da Hükûmetinize
yakışır şekilde, mevzuat hileleriyle ve idari
atraksiyonlarla bir özel üniversiteye devredilmiştir. Çeşitli
vesilelerle Türkiye'nin bütün varlıklarını kendiniz veya
yandaşlarınız üzerine geçirmeye çalışmanız son
derece ayıp bir girişimdir. Sabahattin Zaim, merhum, saygın ve
hayatında sizin bu desteğinize ihtiyaç duymayacak evsafta bir
şahsiyetti. Son yaptığınız bu işlemle hem merhum
Âkifin hem de rahmetli hocamız Sabahattin Zaim Beyefendinin manevi
varlıklarını muazzep ettiniz diyor, yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Teklifinin 21 nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
Madde 21- 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun 26 ncı maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 26- Büyükşehir Belediyesi kendisine verilen görev
ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye
şirketleri kurabilir. Genel sekreter ile belediye ve bağlı kuruluşlarında
yöneticilik sıfatını haiz personel bu şirketlerin yönetim
ve denetim kurullarında görev alabilirler. Büyükşehir belediyesi,
mülkiyeti veya tasarrufundaki hafriyat sahalarını, toplu ulaşım
hizmetlerini, sosyal tesisler, büfe, otopark ve çay bahçelerini
işletebilir; ya da bu yerlerin belediye veya bağlı
kuruluşlarının yüzde 50'sinden fazlasına ortak olduğu
şirketler ile bu şirketlerin yüzde 50'sinden fazlasına ortak
olduğu şirketlere, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince
belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebilir."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY
(Kütahya) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sosyal Tesisler Kanunca ilave edilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesinde maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 22de üç önerge vardır, sırasıyla okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 22 inci maddesi ile 5543 sayılı Kanuna eklenen Ek 1 inci
maddenin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
Mehmet
Şandır |
|
Konya |
Isparta |
Mersin |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Alim
Işık |
Yılmaz
Tankut |
|
Denizli |
Kütahya |
Adana |
|
Recep Taner |
|
M. Akif Paksoy |
|
Aydın |
|
Kahramanmaraş |
(2) Birinci fıkra hükümlerine göre iskan edilecek ailelerin
hak sahipliğine ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca
belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 Sıra Sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
çerçeve 22 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Nurettin
Canikli |
Fatih
Arıkan |
İbrahim
Yiğit |
|
Giresun |
Kahramanmaraş |
İstanbul |
|
A. Sibel Gönül |
Yılmaz
Helvacıoğlu |
Ahmet Yeni |
|
Kocaeli |
Siirt |
Samsun |
"Madde 22- 19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı
İskan Kanununa aşağıdaki geçici 5 inci maddenin
eklenmiştir.
Geçici Madde 5- (1) Kıbrıs'a Anamur (Dragon)
Çayından Boru İle Su Götürme Projesi kapsamındaki Alaköprü
Barajı rezervuarı ile inşaat alanında kalan ve
bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları
zorunlu bulunan mahalle, köy veya belde halkının iskânlarının
temini için, Çevre ve Orman Bakanlığınca bilim ve fen
bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve
tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan orman
sınırlan dışına çıkarılmış ve
çıkarılacak alanlar, Bakanlar Kurulunca alınacak kararda
belirtilen şekil ve şartlar çerçevesinde Bayındırlık
ve İskan Bakanlığına devredilir.
(2) Birinci fıkra
hükümlerine göre iskân edilecek ailelerin hak sahipliliği ve
borçlandırılmalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar
Kurulunca belirlenir.
(3) Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenen
alanlarda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci maddesinin
kadastrosu yapılmış olan yerlerin ikinci defa kadastroya tabi
tutulamayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
(4) Birinci fıkraya göre Bayındırlık ve
İskan Bakanlığına devredilecek alanların tespiti
amacıyla Çevre ve Orman Bakanlığınca yeteri kadar orman
kadastro komisyonu görevlendirilir ve bu tespit sırasında ilan süresi
bir hafta, itiraz süresi bir ay olarak uygulanır.
(5) 6831 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ilk defa
yapılacak orman kadastrosu uygulamasındaki işlemlere
ilişkin sürelerde de dördüncü fıkra hükümleri uygulanır."
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 22 nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Harun Öztürk |
Fehmi Murat
Sönmez |
|
İstanbul |
İzmir |
Eskişehir |
|
Eşref
Karaibrahim |
Akif Ekici |
Bayram Meral |
|
Giresun |
Gaziantep |
İstanbul |
|
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, gerekçeyi mi okutayım,
konuşacak mısınız?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ormanların dağıtılması sonucunu
doğuracak bu madde Anayasamızın 169 ve 170 inci maddelerine
aykırıdır. İşbu değişiklik önergesi bu
nedenle verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 Sıra Sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
çerçeve 22 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
"Madde 22- 19/9/2006 tarihli ve 5543 sayılı
İskan Kanununa aşağıdaki geçici 5 inci maddenin
eklenmiştir.
Geçici Madde 5- (1) Kıbrıs'a Anamur (Dragon)
Çayından Boru ile Su Götürme Projesi kapsamındaki Alaköprü
Barajı rezervuarı ile inşaat alanında kalan ve
bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları
zorunlu bulunan mahalle, köy veya belde halkının
iskânlarının temini için, Çevre ve Orman Bakanlığınca
bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar
görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan
orman sınırları dışına çıkarılmış
ve çıkarılacak alanlar, Bakanlar Kurulunca alınacak kararda
belirtilen şekil ve şartlar çerçevesinde Bayındırlık
ve İskan Bakanlığına devredilir.
(2) Birinci fıkra
hükümlerine göre iskân edilecek ailelerin hak sahipliliği ve
borçlandırılmalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar
Kurulunca belirlenir.
(3) Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenen
alanlarda, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22 nci maddesinin
kadastrosu yapılmış olan yerlerin ikinci defa kadastroya tabi
tutulamayacağına ilişkin hükmü uygulanmaz.
(4) Birinci fıkraya göre Bayındırlık ve
İskan Bakanlığına devredilecek alanların tespiti amacıyla
Çevre ve Orman Bakanlığınca yeteri kadar orman kadastro
komisyonu görevlendirilir ve bu tespit sırasında ilan süresi bir
hafta, itiraz süresi bir ay olarak uygulanır.
(5) 6831 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ilk defa
yapılacak orman kadastrosu uygulamasındaki işlemlere
ilişkin sürelerde de dördüncü fıkra hükümleri uygulanır."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Katılıyoruz.
BAŞKAN Sayın Kılıç..
SUAT KILIÇ (Samsun) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddede yapılan değişiklikle; Kıbrıs'a
Anamur (Dragon) Çayından Boru ile Su Götürme Projesi kapsamındaki Alaköprü
Barajı rezervuar ile inşaat alanında kalan ve bulundukları
yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan
mahalle, köy veya belde halkının iskânlarının temini için,
Çevre ve Orman Bakanlığınca bilim ve fen bakımından
orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım
alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan orman
sınırları dışına çıkarılmış
ve çıkarılacak alanların, Bakanlar Kurulunca alınacak kararda
belirtilen şekil ve şartlar çerçevesinde Bayındırlık
ve İskan Bakanlığına devredilmesi ve bu işlemlere
ilişkin diğer esas ve usullerin belirlenmesi öngörülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Biraz önce kabul edilen önergeyle madde tümüyle
değiştiğinden bu önergeyi işleme koyma imkânı
kalmamıştır. Bu nedenle diğer
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, hangi
önergeyi işleme koymadınız?
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisinin önergesini.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bir anlatır
mısınız, yani bizim önergede getirdiğimiz husus nasıl
gündemden çıkartılıyor?
BAŞKAN Madde tümüyle değiştiği için
Bu
kabul edilen önerge ile tümü değişti maddenin.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım,
şimdi, bu Mecliste üç tane orman yüksek mühendisi var. Getirilen 22nci
madde Anayasanın 169 ve 170nci maddelerine aykırıdır.
Önergelerle yapılan düzenleme ve madde ile getirilen husus, orman
dışına çıkartılan arazilere kamu
kurumlarının yaptığı göletlerin, barajların altında
kalan köylerin iskan edilmesi. Orman arazilerinin, orman dışına
çıkartılan arazilerin kullanımı Anayasanın 169 ve
170nci maddelerinde belirtilmiştir, bunun dışında bir
kullanım Anayasaya aykırı olur. Önerge ile yapılan
değişiklik, kanun teklifiyle getirilen düzenleme Anayasaya
aykırıdır. Bizim önergemizle ilgili husus bunu içermektedir bir
anlamda. Dolayısıyla, gündemden düşürülmesi veya müzakereden
çıkartılması doğru olmamıştır.
BAŞKAN Şimdi, ama o yani hukuki bir sonuç, benim
inisiyatifimde, burada yöneten herhangi bir kişinin inisiyatifinde olan
bir şey değil. Maddenin tümü
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Ama Anayasaya
aykırılık konusuna öncelik verilmesi gerekir.
BAŞKAN Bugüne kadar hep öyle oldu Sayın
Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bakın, bir kere daha tekrar
ediyorum -yani arkadaşlarımız da, Nuri Uslu, Sayın
Müsteşar burada- orman dışına çıkartılan
arazilerin kullanımı Anayasada tanımlanmıştır.
Dolayısıyla, bu yapılan düzenleme Anayasaya
aykırıdır, Anayasaya aykırı bir hususun göz göre göre
işleme alınması da İç Tüzükümüze göre
yanlıştır.
Dolayısıyla, burada el kaldırarak
gerçekleştirdiğimiz şey kanun olmaz, meşru olmaz; bunu
ifade ediyorum. Konu bir teknik konudur, bu teknik konunun müzakere edilmesi
için de, işte, orman yüksek mühendisi arkadaşlar da buradadır,
orman dışına çıkartılan arazilerin
kullanımı
Siz 2/Byi burada bu şekilde çözemezsiniz, bu 2/B
konusu farklı bir konu.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) 2/B değil
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Ama bu 2/B arazilerin
kullanımında bir kanunda bir madde geçirerek yeni bir
çığır açarsınız ve bu Anayasaya
aykırıdır, bunu ifade ediyorum. Doğru olmamıştır.
Yani yanlış söylüyorsak arkadaşımız buyursun. Bir
yanlışın düzenlenmesine alet edilmesin Genel Kurul, bunu ifade
ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, sanıyorum bir yanlış anlama var, orada
yapılan
Aslında, şu anda tasarıda bir düzenleme var; esas
itibarıyla, Kıbrısa su taşınmasına imkân
sağlamak üzere bir düzenleme yapılıyor. O daimî düzenleme. Hatta
muhalefetten bazı arkadaşlarımızca Bu daimî düzenlemenin
yanlış olduğu, sadece bu sorunu çözmek üzere, bu baraj için ne
gerekiyorsa onun ihtiyaçlarını karşılamak üzere geçici bir
madde formatında yapalım ve genel madde düzenlemesi yapmayalım.
denildi ve o çerçevede bir önerge verildi ve kabul edildi.
Dolayısıyla, burada Sayın Şandırın
söylediği tarzda en ufak bir tehlike, bir risk söz konusu değil. Hele
verilen önergeyle daimî hâlden geçici hâle getirildiği için ve sadece
Kıbrısa su taşınmasına imkân sağlayacak
barajın yapımında kullanılmak üzere ihtiyaç duyulan
yerlerle sınırlandırıldığı için herhangi bir
sorun yok Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım yani
geçici de olsa
KÜRŞAT ATILGAN (Adana) Ara ara
Beş dakika ara
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önerge kabul edildikten sonra neyi
konuşuyoruz efendim? Kabul edilmiş önerge
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yani hiç görüşme
yapmayalım, müzakere yapmayalım
Yani Anayasaya aykırı bir
düzenleme yapmamanız için uyarıyorum.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Şandır
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, bu
düzenleme, yapılan düzenleme Anayasaya aykırıdır.
BAŞKAN - Anladım
Şimdi, sizin iddianız şu: Anayasaya
aykırı bir madde var.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bir işlem yapıldı.
BAŞKAN İşlem yapılıyor
Peki, kabul
ama sizin itirazınız şu, ben doğru anladıysam diye
söylüyorum
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yani bizim önergenin işleme
konulması anlamında da söylemiyorum. Onu da biz çekiyoruz.
BAŞKAN Ha, ben öyle anladığım için
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Ama yapılan bu düzenleme
Anayasanın 169 ve 170inci maddelerine aykırıdır. Bu
aykırılığı burada oylayarak meşru hâle
getiremeyiz, yanlış yapıyoruz.
BAŞKAN Tamam, siz yanlış
yapıldığını söylüyorsunuz.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Onun için ben bu önergenin
işleme alınmasına itiraz ediyorum.
BAŞKAN Anladım, şimdi
oyladığımız önergenin işleme alınmasına
itiraz ediyorsunuz.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, Sayın
Şandırın kabul edilen önergeyle Anayasaya
aykırılık noktasında bir iddiası var ise şayet,
Anayasaya aykırılık denetimini yapacak olan yer Türkiye Büyük
Millet Meclisi değil, konunun sonraki süreçleri var.
Dolayısıyla, bu konu üzerinde müzakere yapmanın İç Tüzük açısından
bir
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Başkanlık Divanının
Anayasaya aykırılığı çok açık olan bir önergeyi
işleme alması yanlış. Bunun izahı için gerekiyorsa
usul tartışması açalım. Bir yanlışlık
yapılıyor. Ben şunu söylemiyorum: Kıbrısa su
taşınması için bir hukuk düzenlenmesi gerekiyorsa bu düzenlensin
ama orman dışına çıkarılan arazilerin bu iş için
kullanılması Anayasanın 169 ve 170inci maddelerine
aykırıdır, işlem yapamazsınız.
BAŞKAN Şimdi ben birleşime bir saat ara veriyorum
ama bu arada grup başkan vekillerini de kürsü arkasına rica ediyorum.
Kapanma Saati: 19.14
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 20.18
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Teklifin 23üncü maddesi üzerinde verilen Giresun Milletvekili
Sayın Nurettin Canikli ve arkadaşlarının önergesinin kabul
edilmesiyle madde tümüyle değiştirilmiş ve Mersin Milletvekili
Sayın Mehmet Şandır ve arkadaşlarının önergesini
işleme koyma imkânı kalmamıştı.
Maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylamadan önce
Komisyonun bir düzeltme talebini yerine getireceğim.
Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Sayın Başkanım, geçici madde 5te üçüncü satırda zorunlu
bulunandan sonra orman içi ve kenarı kelimesinin ilave edilmesini talep
ediyoruz.
BAŞKAN Maddeyi kabul edilen
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN Maddeyi kabul edilen önerge ve Komisyonun düzeltme
talebi doğrultusunda oylarınıza sunuyorum, karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.19
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.24
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin 22nci maddesinin
kabul edilen önerge ve Komisyonun düzeltme talebi doğrultusunda
oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, maddeyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı
vardır.
Teklifin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
23üncü madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23
üncü maddesi ile değiştirilen 5661 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "Tarım
Kredi Kooperatiflerinden" ibaresinden önce gelmek üzere "Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinden 20/08/2002 ve"
ibaresinin, yedinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
"Tarım Kredi Kooperatiflerinin" ibaresinden önce gelmek üzere
"Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinin ve"
ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan "Tarım Kredi
Kooperatiflerince" ibaresinden önce gelmek üzere "Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
|
Bayram Meral |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Algan
Hacaloğlu |
|
İstanbul |
Malatya |
İstanbul |
|
Mustafa
Kalaycı |
Ali Rıza
Öztürk |
Fehmi Murat
Sönmez |
|
Konya |
Mersin |
Eskişehir |
|
|
Mehmet
Şandır |
|
|
|
Mersin |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 23 üncü maddesinin altıncı ve yedinci
fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Nevzat Korkmaz |
Mustafa
Kalaycı |
|
Mersin |
Isparta |
Konya |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Recep Taner |
Alim
Işık |
|
Denizli |
Aydın |
Kütahya |
|
Yılmaz
Tankut |
|
M. Akif Paksoy |
|
Adana |
|
Kahramanmaraş |
(6) T.C. Ziraat Bankası A.Ş. veya Tarım Kredi
Kooperatiflerinden 30/1/2004 tarihinden önce üreticilerin
kullandıkları, toplu köy ikrazatı/grup kredileri
dışındaki tüm tarımsal kredilerden (18/4/2001 tarihli ve
2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında Hazine
kaynağına dönüştürülmüş tarımsal kredilerin kefilleri
de dahil) bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla Tasfiye Olunacak Alacaklar/Takip Hesaplarında
kayıtlı borcu bulunanların (borcu yeniden
yapılandırılmış olanlar dahil) kefillerinin
sorumluluğu bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihte sona
erer. Kefiller hakkında başlatılmış bulunan idarî veya
kanunî takibat işlemleri, hangi aşamada olursa olsun
kendiliğinden durur, mahkûmiyet kararlarının infazı
ertelenir, infazı devam edenler derhal tahliye edilir.
(7) Altıncı fıkrada belirtilen borçlular
hakkındaki yasal takipler neticesinde, kesin aciz vesikasına
bağlanan (faiz, masraf, yargılama gideri, vekâlet ücreti ve
diğer her türlü fer'ileri dahil) T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve
Tarım Kredi Kooperatiflerinin alacakları (18/4/2001 tarihli ve
2001/2312 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı kapsamındakiler
hariç) Hazine tarafından karşılanır. Kesin aciz
vesikasına bağlanan alacaklar Hazine adına Tarım Kredi
Kooperatiflerince takip edilir ve yapılan tahsilat, tahsilatın
yapıldığı ayı izleyen ayın ilk haftası
içerisinde Hazinenin hesabına aktarılır. Kesin aciz
vesikasına bağlanan alacakların takip işlemleriyle ilgili
masraflar Hazine hesabına aktarılacak tahsilattan mahsup edilir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Şandır, buyurunuz. (MHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önerge doğru bir önergedir. Bu önergede bizim grubumuzun
üyesi arkadaşlarımızın da imzası bulunmaktadır,
doğru bir önergedir. Biz bu önergeyi destekliyoruz.
Benim söz almaktaki maksadım, biraz önce
yaşadığımız tartışmayla ilgili Sayın
Genel Kurula bilgi sunmaktır, vatandaşlarımıza da bilgi
sunmaktır bir yanlış anlamaya meydan vermemek için.
Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor: Mersin Milletvekili ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak, Mersinin Anamur ilçesindeki Dragon
Çayının üzerinde bir Alaköprü Barajı yapılması çok
gerekli, çok doğru, çok mübarek bir iştir, buna karar veren,
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu suyun Kıbrısa
taşınması da çok güzel bir iştir, cumhuriyetimizin yüz
akı projelerden biridir, buna da çok teşekkür ederim. Tebrik
ediyorum, güzel bir iştir, inşallah zamanında da bitirilir, bir
hizmet kazandırılır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu
projeye yürekten destek veriyoruz, hiçbir
karşıtlığımız yoktur ancak değerli
arkadaşlar, biraz önce iktidar partisinin verdiği önergeyle
yapılan düzenleme Anayasaya aykırıydı. Burada
yapacağımız iş hukuk kuruculuk, hukuk bozuculuk
olmamalıdır.
Bakınız, o önergeyle şu söyleniyordu: Dragon
Çayı üzerinde kurulacak Alaköprü Barajının rezervuarı ve
kanalları altında kalan köylerin ormandan çıkartılan
arazilere taşınabileceğini, bu taşınma işi için
bu arazilerin Bayındırlık Bakanlığına
devredilmesini amir bir hükümdü. Hâlbuki Anayasanın 170inci maddesinde,
ormandan çıkartılan arazilerin nasıl
kullanılacağı çok açık, net yazılmıştır,
açıp okursanız orada da görürsünüz, diyor ki:
31/12/1981 tarihinden
önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen
kaybetmiş yerlerin
orman içindeki köyler halkının kısmen
veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan
yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi kanunla
düzenlenir. Yani ormandan çıkartılan alanlara siz ancak orman içi ve
kenarı köylerini taşıyabilirsiniz, bir başka köyü
taşıyamazsınız. Bu 2/B dediğimiz hadisenin bugüne
kadar çözülemeyişinin sebebi bu. Anayasada bu kadar açık, net hüküm
varken burada bir kanun maddesiyle, siz, bir barajın altında kalan
orman dışı köyü taşıyamazsınız, onu genel
hükümlere göre taşıyacaksınız, onu hazine arazilerinin
üzerine taşıyacaksınız. Bu yanlıştı, kanunun
getirilen maddesi zaten bütünüyle yanlıştı, getirilen önerge de
o yanlışlığın devamıydı. Geç fark ettik,
fark edince bilginin sorumluluğuyla da burada itiraz ettik, sonra arkada
bir düzenleme yaptık. Yani bu barajın göleti altında ve
kanalları altında kalacak ova köylerinin taşınması
ayrı bir statüdür, ayrı bir hukuktur; orman içi köylerin veya orman
kenarındaki köylerin taşınması ayrı bir hukuktur. Bu
yapılan düzenlemeyle kanun düzeltilmiş oldu.
Minareyi düzeltmeden cami inşaatı bitmez. Kanun
bozuculuğa gerek yok. Burada hukuk kuruyorsak öncelikle Anayasaya uygun
iş yapmak mecburiyetindeyiz. Ben dedim, oldu. Benim dediğim
haktır, yaptığım doğrudur. iddiasından ve
inatlaşmasından vazgeçmemiz gerekiyor. Bir Molla Kasım gelir ve
düzeltir. Onu yapmaya çalıştık. Bilgilerinize sunulur.
Saygılar sunuyorum. Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Şandır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 23
üncü maddesi ile değiştirilen 5661 sayılı Kanunun 1 inci
maddesinin altıncı fıkrasında yer alan "Tarım
Kredi Kooperatiflerinden" ibaresinden önce gelmek üzere "Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinden 20/08/2002 ve"
ibaresinin, yedinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan
"Tarım Kredi Kooperatiflerinin" ibaresinden önce gelmek üzere
"Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinin ve"
ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan "Tarım Kredi
Kooperatiflerince" ibaresinden önce gelmek üzere "Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ
(Bingöl) Katılıyoruz Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ziraat Bankasından 20/08/2002 tarihinden önce
kullanılmış olan kredilere ilişkin olarak kredi
borçluları ve kefilleri için de aynı imkânın sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesi içinde madde 23ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 24te bir önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 24 üncü maddesi ile 5664 sayılı Kanuna eklenen Ek 2 nci
maddenin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Nevzat Korkmaz |
Mustafa
Kalaycı |
|
Mersin |
Isparta |
Konya |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Recep Taner |
Alim
Işık |
|
Denizli |
Aydın |
Kütahya |
|
Yılmaz
Tankut |
|
M. Akif Paksoy |
|
Adana |
|
Kahramanmaraş |
Ek Madde 2- (1) Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, hak sahiplerine
ödenen tutarların çeşitli sebeplerle iade edilmesi hâlinde, iade
edilen tutarlar EGYO tarafından herhangi bir faiz/gecikme zammı
tahakkuk ettirilmeksizin Hazine Müsteşarlığının ilgili
hesabına aktarılır. 5 inci maddenin onuncu fıkrası
hükümleri saklıdır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ
(Bingöl) Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Işık, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 698 sıra
sayılı mini torba yasasının 24üncü maddesi üzerinde
verilmiş olan bir önerge hakkında söz aldım. Bu vesileyle yüce
Meclisi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı
saygıyla selamlıyorum.
Söz konusu önerge 22 Mayıs 2007 tarihli, 5664
sayılı Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme
Yapılmasına Dair Kanunda bir düzenlemeyi içeriyor. Bu Kanun 2007
yılında çıkmış, toplam on maddelik bir kanun. 2009
yılında ve 2010 yılında yeni düzenlemelerle birçok maddesi
yeniden değiştirilmiş. Örneğin 5inci madde toplam on bir
fıkradan ibaret, 5inci maddenin 1inci, 2nci fıkraları dışındaki
tüm fıkraları 2009 ve 2010 yılında yapılan bazı
değişikliklerle yeniden düzenlenmiş. Yine aynı şekilde
madde 6, madde 8 ve geçici maddeyle ilgili düzenlemeler daha Kanunun üzerinden
iki yıl bile geçmeden yeniden yapılmak zorunda
kalınmış. Bu demek oluyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi
İktidarı döneminde yapılan her kanun en geç bir iki yıl
içerisinde yeniden bu Mecliste düzeltilmek zorunda kalınıyor.
İşte, bu madde de bununla ilgili bir düzenlemeyi
kapsıyor. Mevcut hâlini okuduğumuzda Bu Kanunun yürürlük tarihinden
itibaren, hak sahiplerine ödenen tutarların çeşitli sebeplerle iade
edilmesi hâlinde, EGYO -yani Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım
Ortaklığı Anonim Şirketi- tarafından iade edilen
tutarlar herhangi bir faiz/gecikme zammı tahakkuk ettirilmeksizin Hazine
Müsteşarlığının ilgili hesabına
aktarılır. 5inci maddenin onuncu fıkrası hükümleri
saklıdır. diyor.
Bizim önergemiz ise -EGYO tarafından iade edilen tutarlar
ibaresinin- iade edilen tutarların EGYO tarafından herhangi bir faiz
veya gecikmeye mahal bırakmadan düzenlemeye tabi tutulmasını
kapsıyor. İşte, buradaki
anlam bozukluğunun giderilmesi lazım. Dolayısıyla,
değerli Komisyon üyesinin ve Bakanın katılmamış
olması gerçekten bizi üzüntüye sevk etti. Bu anlam bozukluğunun
mutlaka giderilmesi lazım Sayın Bakanım. Umarım, Genel
Kurulun siz değerli üyeleri bu talebimizi makul göreceksiniz.
Bu vesileyle, saygıdeğer milletvekilleri, şu anda
özellikle esnafımızın çok ciddi sıkıntı
içerisinde olduğu düşünüldüğünde, Halk Bankasından
alınmış olan kredilerin mutlaka bu torba yasa içerisinde
yapılacak bir düzenlemeyle yapılandırılması
ihtiyacı doğmuştur. Biraz önce verilen bir önergeyle Ziraat
Bankası ve tarım kredi kooperatiflerindeki kefil ya da borçlularla
ilgili bir rahatlama getirildi ancak esnafın kredi borçlarının
yapılandırılması kaçınılmaz hâldedir. Esnaf ve
kefalet kooperatiflerinden alınan kredilerin yapılandırılması
sorunu çözmemektedir. O kredilerin toplam kredi içerisindeki payı yüzde
10lar dolayındadır.
Kimseyi kandırmayalım. Eğer gerçekten bu
vatandaşa hizmet etmek ve sıkıntı içerisindeki aileleri
rahatlatmak istiyorsak bu torba yasa içerisinde mutlaka esnafın
kredilerinin ve kredi kartı borçlarının düzenlenmesi
gerekmektedir.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle, önergemizin kabulü yönünde oy
kullanmanızı talep ediyorum. Aksi takdirde, bu bozuk anlamdan
doğacak uygulama sıkıntılarının vebali hepimizin
ortak olacaktır.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde 25te iki önerge vardır, sırasıyla okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 25 inci maddesi ile 5684 sayılı Kanuna eklenen 33/A nolu
maddenin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Emin Haluk
Ayhan |
Nevzat Korkmaz |
|
|
Mersin |
Denizli |
Isparta |
|
|
Mustafa
Kalaycı |
Recep Taner |
Alim
Işık |
|
|
Konya |
Aydın |
Kütahya |
|
|
Yılmaz
Tankut |
|
M. Akif Paksoy |
|
|
Adana |
|
Kahramanmaraş |
|
(3) Verilecek teminatın kapsamı, süresi, türü,
limitleri, karşılığında bir bedel alınıp
alınmayacağı, bedel alınacak ise bedelin tutarı,
alınacak bedelin nemalandırılması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlık tarafından üç ay içinde
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 25 inci maddesi ile 5684 sayılı Kanuna 33 üncü maddesinden
sonra gelmek üzere eklenen madde 33/Anın birinci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Harun Öztürk |
Şevket
Köse |
|
İstanbul |
İzmir |
Adıyaman |
|
Eşref
Karaibrahim |
Bayram Meral |
Akif Ekici |
|
Giresun |
İstanbul |
Gaziantep |
|
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
Madde 33/A - (1) Terör, savaş hali, doğal afetler ve
benzeri olağanüstü durumlarda, yurt
içinden veya uluslararası piyasalardan söz konusu riskler için sigorta
teminatı sağlanamaması ya da sağlanmasında güçlük
bulunması hâlinde,
Müsteşarlıkça sivil hava ve deniz ulaşım araçları için
teminat sağlanmasına karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Maddede öngörülen durumlarda teminat sağlanmasına gerek
görülmesine Başbakanlığın değil Bakanlar
Kurulunun karar vermesinin daha
doğru olacağı düşüncesi ile işbu değişiklik
önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 25 inci maddesi ile 5684 sayılı Kanuna eklenen 33/A nolu
maddenin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
(3) Verilecek teminatın kapsamı, süresi, türü,
limitleri, karşılığında bir bedel alınıp
alınmayacağı, bedel alınacak ise bedelin tutarı,
alınacak bedelin nemalandırılması ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar Müsteşarlık tarafından üç ay içinde
hazırlanacak yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Usul ve esasların Bakan yerine, Hazine
Müsteşarlığınca hazırlanacak yönetmelikle belirlenmesi
önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir
önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan
tasarı veya teklife konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak
tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci maddesinin
dördüncü fıkrası hükmüdür.
İç Tüzükün 91inci maddesine göre de yeni bir madde olarak
görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir.
Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım.
Komisyon önergeye salt çoğunlukla yani 21 üyesiyle katılırsa
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 25 inci maddesinden sonra gelmek üzere
aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Elitaş |
Fatih
Arıkan |
A. Sibel Gönül |
|
Kayseri |
Kahramanmaraş |
Kocaeli |
|
İbrahim
Yiğit |
Yılmaz
Helvacıoğlu |
Ahmet Yeni |
|
İstanbul |
Siirt |
Samsun |
Madde 26 - 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun 17 inci maddesinin (21) numaralı
fıkrasının (a) ve (b) alt bentlerinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"(21) a) Tarım ve Köyişleri
Bakanlığınca, tarımsal amaçlı kooperatiflere veya bu
kooperatiflerin ortaklarına 31/12/2010 tarihinden önce
kullandırılan ve bu Kanunun yayımlandığı tarih
itibarıyla muaccel hale gelen krediler ile müteakiben yeniden
yapılandırılan kredi alacaklarının bakiye
asılları ile ödenmeyen alacağın vadesinin
başlangıç tarihi itibarıyla bu Kanunun
yayımlandığı tarihe kadar Bakanlıkça bu Kanunun
yayımlandığı tarihte kredilere uygulanan sözleşme faiz
oranı esas alınarak hesaplanacak tutar ile TEFE/ÜFE aylık
değişim oranlarının yıllık toplamı dikkate
alınarak basit usulde hesaplanacak tutardan düşük olanı esas
alınarak hesaplanacak borç tutarının; bu Kanunun
yayımlandığı tarihi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı il müdürlüklerine
başvuruda bulunularak kredinin kalan vadesi beş yıldan az olan
borçlular için ilk taksit 2011 yılı Eylül ayından başlamak
üzere ve her yıl ilk taksitin tekabül ettiği ayda toplam beş
eşit taksitte ödenmesi şartıyla, kredinin kalan vadesi beş
yıldan fazla olan borçlular için de kalan vade süresinde ve aynı
koşullarla ödenmesi şartıyla bu alacakların ödenen
kısmına isabet eden fer'ilerin tahsilinden vazgeçilir.
b) Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce dava
konusu edilmiş ve/veya icra takibi başlatılmış
alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere
başvuruda bulunması halinde davalar sonlandırılır ve
icra takipleri durdurulur. Bu fıkra kapsamında borçları
yapılandırılan kooperatif ve/veya ortaklarının
borçları müteakiben tasfiye olunacak alacaklar hesaplarından çıkarılarak
vadesi gelmemiş hesaplara aktarılır."
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla
katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Sayın Başkanım, Komisyonumuzun salt çoğunluğu
vardır, salt çoğunlukla önergeye katılıyoruz.
BAŞKAN Komisyon önergeye salt çoğunlukla
katılmış olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açıyorum.
Söz isteyen?
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben kişisel söz istiyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Şahsınız adına?
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet.
Gruplar yok mu?
BAŞKAN Gruplar yok.
Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim kararı
almış. Seçim kararı alınan bir Mecliste artık yasa
çıkarılmaz. Bunun usulü böyle.
Bakın, sizler ön seçim yaptırmıyorsunuz ama
-şimdi, 8 Nisanda veya 7 Nisanda ön seçim var- burada birçok milletvekili
arkadaşımız ön seçime gidiyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 3 Nisan.
KAMER GENÇ (Devamla) Pardon, 3 Nisanda, özür dilerim.
Şimdi, milletvekillerinin ön seçimde olmaları, -otuz
ilde biz de ön seçim kararı aldık- o insanların da,
milletvekillerinin de burada bulunma
hakkı var, bunu gasbetmeye hakkınız yok. Ayrıca da Yüksek
Seçim Kurulunun, bana göre, bu duruma da müdahale etmesi lazım. Ama siz
öyle bir grupsunuz ki Tayyip Erdoğan ne derse onu yapıyorsunuz. Böyle
bir şey olmaz arkadaşlar ya. Tayyip Erdoğanın sözüyle bir
grup, otur otur, kalk kalk, olmaz. Türkiyede rejimi çok tehlikeye
getirmişsiniz.
Bir de yetki kanunu getirmişsiniz şimdi. Yetki kanununun
benzerini Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, tutuyorsunuz bugüne kadar
çıkardığınız af kanunları, talanları
affetmek için getirdiğiniz kanunların yerine yeni bir yetki kanunu
getiriyorsunuz, devleti yeniden düzenliyor yani Millî Eğitimden,
memurundan, Çevresinden, devletin bakanlıklarını yıkıp
yerine yenisini yapmaktan
Halbuki Anayasada hüküm var, Bakanlık
kuruluşu kanunla olur. diyor ama siz kanun hükmünde kararnameyle yetki
istiyorsunuz. Ya, bir Mecliste bu kadar hukuk ihlali olmaz, bir Mecliste bu
kadar hak ihlali olmaz, bir Mecliste bu kadar Anayasa, anayasal düzen ayak
altına alınmaz.
Yani, şimdi seçim yaklaşmış, Tayyip
Erdoğan Erbile gidiyor. Niye? Oy almak için. Dün ne diyordun oraya, dün
ne diyordun oraya? Niye şimdi gidiyorsun? Ya, böyle bir şey olur mu?
Yani, bakın beyler, bir memleketin
AHMET YENİ (Samsun) Size mi soracaktı?
KAMER GENÇ (Devamla) Herhâlde soracak bana. Mantıksız
hareket ederse, tutarsız hareket ederse biz onu burada dile getirmek
zorundayız.
Getirdiğiniz torba kanunda yani öyle bir, memleketi kendi
yandaşlarınıza peşkeş çektiriyorsunuz ki.
Belediyelere, getiriyorsunuz en büyük avantajları veriyorsunuz.
İstanbul Belediyesinin bir sorunu varsa çözüyorsunuz, kanunla
çözüyorsunuz. Yaptığı ihalelerde usulsüzlükler
yapmışsa usulsüzlüklere hemen af getiriyorsunuz.
AHMET YENİ (Samsun) - Bütün belediyeler için yapıyor.
KAMER GENÇ (Devamla) - Belediyenin yaptığı
ihalelerde yolsuzluklar var, İstanbul Belediye
Başkanlığı yaptığı belediyesinde seksenin
üzerinde yolsuzluk var. Bu yolsuzlukların yapıldığına dair
Danıştayın
MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) Belge var mı?
KAMER GENÇ (Devamla) Efendim, Danıştayın
kararı var, belge
Beyefendi, İstanbul Başsavcısına gidin,
İstanbul Başsavcılığında şu anda bir seneden
fazladır bekleyen, Danıştay kararına göre, İstanbul
Belediye Başkanlığı yaptığı seksen ihalede
suistimal yapılmıştır diye ve hakkında soruşturma
açılmasın diye, İstanbul
Başsavcılığında geçen sene, 2010un Nisanından
beri bekleyen kararlar var.
AHMET YENİ (Samsun) Kanunda İstanbul diye
yazıyor mu?
KAMER GENÇ (Devamla) Savcılar korkuyor. Korkuyor
arkadaşlar, korkuyor, korkuyor
Yani, korkuyor, savcılar maalesef
MUHARREM SELAMOĞLU (Niğde) Niye korkuyorlar?
KAMER GENÇ (Devamla) İşte, Tayyip Erdoğandan
korkuyor.
Bakın, Tayyip Erdoğan, şimdi çıktı, gitti
Karsta bir sanat eserine ucube dedi. Bunun yıkım
kararını oradaki belediye başkanı verdi. Onun
yıkım kararına karşı açılan davada yürütmenin
durdurulmasını veren mahkeme başkanını, işte
sizin bağımsız dediğiniz Hâkimler ve Savcılar Kurulu
görevden aldı, getirdi başka bir yere düz üye yaptı. Bunun
kararına itiraz eden bölge idare mahkemesi o kararı
kaldırdı, onu getirdi başkan yaptı.
İşte, beyler, bakın bunlar az işler
değil. Öyle bir yargı getirdiniz ki yarına iktidardan
düştüğünüz zaman yargının karşısında hak
arama özgürlüğünü bırakmadınız. Yargıtayı ve
Danıştayı kendinize tabi bir kurum hâline getirdiniz, Türkiyede
yargı bağımsızlığını ortadan
kaldırdınız.
Şimdi, bunun günahını kim çekecek? Bunun
günahını siz çekeceksiniz, sizin parmaklarınız çekecek.
Sizin o kaldırdığınız, devletin ve milletin
hakkını yok ettiğiniz, o yetimin hakkını kendi
yandaşlarınıza kanalize ettiğiniz bu
parmaklarınız var ya, öteki dünyada size çok büyük günahlar
kazandırır. Yeriniz cehennem olacak, bunu bilesiniz. Yahu, bir
memleketin, devletin malına, mülküne el uzatanı affeden
parmakların sahipleri dünyada en büyük günahı işlemiş olan
parmaklardır. Dolayısıyla, işte, maalesef sizin sayenizde
her gün geliyor, burada kanun çıkmaması lazımken, bu zamanlarda
hiç gereksiz yere kanun çıkarıyorsunuz. Seçime gidelim gelelim, yeni
Parlamento bunları yapsın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkanım, söz talebim
var.
BAŞKAN Maddeyi oya sunayım da ondan sonra.
SUAT KILIÇ (Samsun) Sunmadan önce isterseniz çok kısa bir
şekilde ifade edeyim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sunayım da ondan sonra.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Şimdi, siz ne istiyorsunuz?
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, 69a göre söz
talebinde bulunuyorum. Sayın Hatip konuşması sırasında
grubumuza...
BAŞKAN Sataşmaya yönelik...
SUAT KILIÇ (Samsun) Sataşma nedeniyle, evet.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- Samsun Milletvekili Suat
Kılıçın, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
SUAT KILIÇ (Samsun) Sayın Başkan, Sayın Hatip,
konuşması sırasında pek çok defa tekrar ettiği üzere,
grubumuza hiç hak etmediğimiz isnat ve iftiralarda bulunmuştur. Bu
isnat ve iftiraları iade etmeye lüzum bile görmüyorum, sadece elimin
tersiyle bir kenara itiyorum.
Bu Meclisi takip edenler, Meclis Televizyonunu dinleyenler,
aynı şahıs üzerinden pek çok defa isnat ve iftiraya AK
PARTİ Grubunun maruz kaldığına ilişkin beyan ve
cümleleri defaatle dinlediler. Esasında bir düzeltme yapma, reddetme
ihtiyacı bile çok fazla söz konusu değil ama tutanakları temize
çıkarmak adına, tutanaklara doğru cümleleri kaydettirmek
adına ve ilk defa olarak belki Meclis Televizyonunu dinleyenler varsa
duyduklarının hakikat olmadığını bir kere daha
anlamalarını temin etmek adına bu sözü alma ihtiyacı
hasıl olmuştur.
Çok ciddiye alarak, çok şey söyleyecek değilim. Ama
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasaya göre çalışmak mecburiyetinde
olan bir Meclistir ve dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkilerini sıralayan madde de Anayasanın 87nci maddesi
olarak dizayn edilmiştir. Önümüzdeki günlerde Hükûmete kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verecek olan tasarının
görüşmelerini Türkiye Büyük Millet Meclisinde kuvvetle muhtemeldir ki
gerçekleştireceğiz.
Anayasanın 87nci maddesi diyor ki: Türkiye Büyük Millet
Meclisinin görev ve yetkileri madde
başlığı. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri,
kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve
bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermek... ve devam ediyor. Yani Bakanlar
Kuruluna belli konularda, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermesi Anayasanın 87nci maddesine göre
dizayn edilmiş olan bir yetkidir. Hiç kimse ya da hiçbir kurum,
kaynağı Anayasada açıkça belirtilmeyen bir devlet yetkisini kullanamaz.
OKTAY VURAL (İzmir) Millî irade lazım, bir kere.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi de
kullanamaz, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti de kullanamaz
OKTAY VURAL (İzmir) - Hiç ahlaki değil. Seçime giden
Parlamentoda gelip parmaklarla şey istiyor....
SUAT KILIÇ (Devamla) - ...Sayın Cumhurbaşkanı da
kullanamaz, bağlı kurumlar da kullanamaz, yargı da kullanamaz,
hiç kimse kullanamaz. Dolayısıyla kaynağı Anayasada
açıkça belirtilen
OKTAY VURAL (İzmir) Hiç ahlaki değil. Bu yetki
kanununu aynen iade edin.
SUAT KILIÇ (Devamla)
bir
maddeye dayalı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Hükûmete kanun
hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermesi tamamen anayasal bir
haktır.
OKTAY VURAL (İzmir) İadeli taahhütlü sahibine iade
edin.
SUAT KILIÇ (Devamla) Bunun üzerinden bir polemik yaratma
çabasına girişmek
OKTAY VURAL (İzmir) Milletvekilleri yok, ben
yapacağım
SUAT KILIÇ (Devamla)
bunun üzerinden Anayasaya
aykırı bir işlem yapılıyormuş gibi birtakım
iddiaları gündeme getirmek kesinlikle gereksizdir
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bu neye
sataşmadan dolayı aldı? Hangi sataşmaya cevap veriyor,
anlayabilmiş değilim.
SUAT KILIÇ (Devamla)
ve hukuka, yürürlükte bulunan Anayasaya
uygun davranışlar değildir. Yüce Meclisi bu vesileyle
bilgilendirmek istedim.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Ne bilgilendirmesi? Bilgilendirmek
değil ki!
BAŞKAN Sayın Anadol, buyurun.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 60ıncı maddeye göre
yerimden bir beyanda bulunmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, bu
arkadaşımız hukuktan anlamaz, daha kanun hükmündeki kararnamenin
ne olduğunu bilmez.
BAŞKAN Sayın Genç
Buyurun Sayın Anadol.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- İzmir Milletvekili K.
Kemal Anadolun, Anayasanın 128inci maddesine göre, memurların ve
kamu görevlilerinin özlük haklarının kanunla düzenleneceğine, bu
konuda kanun hükmünde kararname çıkarılamayacağına
ilişkin açıklaması
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan,
teşekkür ederim size.
Değerli arkadaşlar, ben de Anayasanın 128inci
maddesinin ikinci fıkrasını okuyorum: Memurların ve
diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve
diğer özlük işleri -altını çizerek söylüyorum- kanunla
düzenlenir. Anayasanın 128inci maddesi.
Daha perşembe günü komisyona gelecek yetki kanununun
tartışmalarına şimdiden başladık. Açık
beyanda bulunuyorum tutanaklara geçmesi için. Kanun hükmündeki kararname
demiyor, böyle bir yetkisi yok, yetki vermiyor Anayasa. Anayasanın
128inci maddesine şimdiden aykırı olduğunu burada tespit
ve tescil ediyorum.
Teşekkür ederim.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, teklife yeni eklenen
26ncı madde nedeniyle madde numaraları değişmiştir.
Bundan sonraki maddeler mevcut madde numaraları üzerinden görüşülmeye
devam edilecek ve madde teselsülü kanun yazımı sırasında
sağlanacaktır.
Sayın Vural, buyurun.
VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, seçime giden bir Mecliste, memurların ve kamu
görevlilerinin özlük haklarıyla ilgili kanun hükmünde kararnamenin
görüşülmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY VURAL (İzmir) Evet, teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Yani sataşmadan dolayı söz alıp ondan sonra, bu
milletin egemenliğini ve iradesini gasbetmeye ve kullanmaya yönelik bir
yetki kanununu savunanlara aynen iadeli taahhütlü bunun geriye gönderilmesi
gerekir.
Bu Meclis, seçimde millete yetkisini devretmiş bir Meclistir,
şimdi gelip parmaklarını Başbakanlığa devretmek
bu millete yakışmaz. Onun için, seçim sonrası yenilenmiş
bir Parlamento, seçim sonrası yenilenecek bir hükûmet olacak iken, bugünkü
Hükûmet bu yetkilerle kamu görevini seçimlerde bir sopa olarak kullanmak
istemektedir.
Bu teklif bu Mecliste görüşülmemelidir, bunu da ifade etmek
istiyorum.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri Samsun Milletvekili Suat Kılıç,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Yozgat
Milletvekili Bekir Bozdağ'ın; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye
Milletvekili Durdu Mehmet Kastal'ın Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/875, 2/876) (S. Sayısı: 698) (Devam)
BAŞKAN Madde 26da bir önerge vardır, okutup işleme
alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 26 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Nevzat Korkmaz |
Mustafa
Kalaycı |
|
Mersin |
Isparta |
Konya |
|
Alim
Işık |
Recep Taner |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Kütahya |
Aydın |
Denizli |
|
M. Akif Paksoy |
|
Yılmaz
Tankut |
|
Kahramanmaraş |
|
Adana |
"Madde 26- 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun 83 üncü maddesinin (a) bendiyle
1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2)
sayılı tablonun "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili
kağıtlar" başlıklı bölümüne eklenen
fıkranın (40) olan numarası (41) olarak ve (b) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
b) "V- Kurumlarla ilgili kâğıtlar"
başlıklı kısmının sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"25. Kamu kurum ve kuruluşlarının merkez ve
taşra teşkilatı ile döner sermaye işletmelerinin
kadrolarında ve sözleşmeli personel pozisyonlarında istihdam
edilen sözleşmeli personel ve 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında istihdam edilen geçici
personel ile yapılan hizmet sözleşmeleri."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe efendim
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (C) bendi kapsamında istihdam edilen geçici personel ile
yapılan hizmet sözleşmelerinden damga vergisi alınmaması
hususu da maddeye dâhil edilmekte, böylelikle eşitlik ve hakkaniyet
sağlanmaktadır.
OKTAY VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum, karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar
yeter sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
27nci maddede iki önerge vardır, sırasıyla okutup
işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun Teklifinin
27 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Recep Taner |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Aydın |
Denizli |
|
Mehmet Günal |
Nevzat Korkmaz |
Alim
Işık |
|
Antalya |
Isparta |
Kütahya |
|
|
Mehmet
Şandır |
|
|
|
Mersin |
|
Madde 27- 6111 Sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin
birinci fıkrasında geçen İl özel idarelerinin sürekli işçi
kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler,
Karayolları Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki
sürekli işçi kadrolarına ibaresi metinden çıkartılarak,
yerine nüfusu 5.000 in altında olan ibaresi eklenmiş ve üçüncü
fıkrasında yer alan bu Kanunun yayımından itibaren
ibaresi 1/8/2011 tarihinden itibaren şeklinde
değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 27. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Harun Öztürk |
Şevket
Köse |
|
İstanbul |
İzmir |
Adıyaman |
|
Eşref
Karaibrahim |
Akif Ekici |
Bayram Meral |
|
Giresun |
Gaziantep |
İstanbul |
|
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
|
|
Malatya |
|
Madde 27- 6111
sayılı Kanunun 166 ncı maddesi yürürlükten
kaldırılmıştır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN İstanbul Milletvekili Sayın Meral,
buyurun.
BAYRAM ALİ MERAL (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 698
sayılı Yasa Teklifinin 27nci maddesiyle ilgili verilen önerge
hakkında söz almış bulunmaktayım. Yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu madde bundan önceki torba
yasa görüşülürken bayağı tartışıldı.
Biliyorsunuz değerli arkadaşlarım, daha önce, yine bu
yüce Mecliste 2 binin altına düşen belde belediyeleri
kapatıldı bir çoğu. Orada çalışan işçiler ne
olacak? diye sorduğumuzda,
saygıdeğer bakanlarımız ve sayın
milletvekillerimiz Hiçbir işçinin hakkına halel gelmeyecek,
diğer belediyelere dağıtım yapılacak. diye
söylediniz.
Şimdi, bugün geldiniz, buradaki işçileri emniyet
müdürlüklerine ve Millî Eğitim Bakanlığının bazı
bölümlerine tayinini çıkarıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, burada çalışan
işçiler içerisinde dozerci var, greyderci var, yükleyici var, yani
vasıflı birçok işçi arkadaşımız var. Siz bunlara
diyorsunuz ki Gidin, tayin edildiğiniz yerlerde odacılık
yapın, garsonluk yapın, buna benzer görevlerde bulunun. Bu
yanlıştır, bir.
İkincisi: Yine Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
vardı, dev gibi bir kuruluştu. Darmadağın ettiniz, oradaki
işçileri özel idarelere verdiniz. Yetmiyormuş gibi şimdi oradaki
işçilere de -ne oldu- efendim Sizi yine Millî Eğitim
Bakanlığına ve emniyet genel müdürlüklerine tayin ediyoruz.
dediniz.
Muhterem arkadaşlarım, bakınız, bazen
konuşmalarımızda kırıcı oluyoruz, sonra
üzülüyoruz. Allah aşkına! Dokuz senedir burada
çalışıyoruz. Eskiden bazı iş yerlerinde vardı,
Bugün Allah rızası için ne yaptın? diye
yazılırdı bazı iş yerlerinde. Allah rızası
için dokuz senedir işçi yararına, emekli yararına,
çalışan yararına, köylü yararına, esnaf yararına
yaptığınız bir işi burada söyleyebilir misiniz? Ne
alacağınız, vereceğiniz var bu kadar insandan? Kul
hakkını elinden alıyorsunuz. Ondan sonra da
aşağıya iniyorsunuz Abdest aldım, namaz kıldım.
Allahım beni affet. Eder ya! Allahın seni affetmesi için,
hakkını aldığın insanın seni affetmesi
lazım. Sen fakir fukaranın hakkını elinden alacaksın,
ondan sonra değerli arkadaşlarım Allah beni affetsin...
Değerli arkadaşlarım, bakınız, kusura
bakmayın, biraz önce Genç burada konuşurken Grup Başkan
Vekiliniz çıktı, hiç kusuru kabahati yokmuş gibi
Vicdanlarınızın, konuştuğunu tasvip ettiği
kanısında değilim. Hiçbir şey yapılmadı.
Değerli arkadaşlarım, TÜPRAŞı 1 milyar 400 milyon
liraya satmadınız mı? İptal ettirdik. Bu sıra, yüzde
51i 4 milyar 140 milyon dolara satılmadı mı? Nasıl Hiçbir
şey yapmadık. diyorsunuz? Tekel işçilerini yerden yerde
süründürdünüz -gazetelerde okuduğumuz- hiç ciğeriniz
sızlamadı mı? Adam, aldığını -hem de kredi
verdiniz- 200 küsura aldığını, 2 milyar bilmem neye
sattı değerli arkadaşlarım. Hangi birini sayayım?
Şurada notlar var, zaman dar.
Geliniz değerli arkadaşlarım, hiç olmazsa şu
verilen önergeye katılınız, bu madde ortadan
kaldırılsın ki zaten Sayın Başbakanın da böyle
bir görüşü vardı -grup başkan vekilleri ne ettiyse bilemiyorum-
bu maddeyi kaldırın. Zaten burada, çok sayıda emekli olacak
arkadaşımız var. Neymiş efendim? Belediyelerde kaynak
yokmuş. Sayın milletvekilleri, taşeronlara nasıl kaynak buluyorsunuz?
Buradaki çalışan işçinin işini taşeron yapıyor.
Yani oraya, taşerona gelince para var, öbür tarafa gelince para yok. Yani,
biraz elinizi şöyle bir göğsünüze koyun, insafa gelin. Cumhuriyet
tarihinde hiçbir Meclis, işçiye, emekliye, fakire fukaraya verdiği
zararı, sizin kadar hiçbir parti, hiçbir siyasi iktidar vermedi. Ortada
bunların hepsi değerli arkadaşlarım, insaf edin biraz.
Neymiş efendim? Ben senin hakkını elinden alıyorum. Niye
hakkını elinden alıyorsunuz? Sizin hakkınızı
birisi elinizden alsa, ücretinizi yarıya düşürse kabul eder misiniz
sayın milletvekilleri?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) Bu insanların ücretlerini
düşürüyorsunuz. 4/C diye bir şey icat ettiniz.
Sayın Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Meral.
AHMET YENİ (Samsun) Selamlar
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) Ahmet Bey, sana bir şey
söyleyeceğim ya, söylemiyorum. Çiçekler diyor ki: Söyleme sakın ha.
Evet, değerli arkadaşlarım
Sayın Başkanım, müsaade eder misiniz?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Meclis kararı var Sayın Meral.
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, o Meclis kararı yok
Sayın Başkan.
BAŞKAN Oylamaya sunuldu Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle Meclis kararı olmaz canım.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) Değerli arkadaşlar,
sizin vicdanınıza bırakıyorum, saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Meclis Başkanının takdiri,
isterse daha fazla zaman da verir yani.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 27 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
Madde 27- 6111 Sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin
birinci fıkrasında geçen İl özel idarelerinin sürekli işçi
kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Karayolları
Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi
kadrolarına ibaresi metinden çıkartılarak, yerine nüfusu 5.000
in altında olan ibaresi eklenmiş ve üçüncü fıkrasında yer
alan bu Kanunun yayımından itibaren ibaresi 1/8/2011 tarihinden
itibaren şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Taner, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
RECEP TANER (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 27nci maddesiyle ilgili vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım.
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu madde, 6111 sayılı
Kanunun 166ncı maddesiyle, yani il özel idareleri ve belediyelerin norm
kadro fazlası işçilerinin diğer kurumlara
dağıtılmasının yürürlük tarihinin seçimler sonrasına,
yani 1 Ağustos 2011 tarihine ertelenmesiyle ilgilidir. Oy
kaygısıyla getirilen bu madde de seçimlerden önce oralarda
çalışan işçilerin oyunu alabilmek için yapılmış
olan bir düzenlemedir.
Vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle de bir
ay önce Meclisten geçirdiğimiz İl özel idarelerinin sürekli
işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler
Karayolları Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatlarına,
belediyelerin norm fazlası işçileri ise Millî Eğitim
Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü taşra
teşkilatlarına atanır. düzenlemesindeki il özel idare
işçileri ile nüfusu 5 binin üzerinde olan belediyelerde çalışan
işçileri kapsam dışına çıkarmaya
çalışmaktayız.
Değerli milletvekilleri, torba kanunun bu maddesi
görüşmeleri sırasında iktidar partisi olarak bu maddeyle ilgili
ana gerekçeniz, özellikle küçük belediyelerin ödedikleri işçi ücretleri
yüzünden yatırım yapamadıkları, hizmet üretemedikleri idi.
İşte size bir fırsat. Gelin, önergemize destek verin ve genel
seçimler öncesinde yapmış olduğunuz
haksızlığı hep beraber ortadan kaldıralım.
Düzenlenen 166ncı maddede hâlâ ihtiyaç fazlası kadronun hangi
kıstaslarla tespit edileceği yeterince açık değil.
İşçi devreden mahallî idarelerin daha sonra beş yıl süreyle
işçi alamayacağı şartı getiriliyor ama diğer
taraftan da hizmet alımı teşvik edilerek taşeronlaşma
sistemi yaygınlaştırılıyor. Taşeronlaşma,
iktidarınız döneminde mahallî idarelerde, sağlıkta ve millî
eğitimde had safhaya ulaştı. Son sekiz yılda devletin
çalışanları kadrolara geçici görevlendirmelerle Seninle
çalışacağım ama her an görevden alabilirim. veya
işçilere iş güvencesi yeterli olmayan 4/Bli, 4/Cli sistemlerle veya
taşeron sistemiyle yandaş kadrolar oluşturmak için bir düzenleme
yaptınız. Bu görüştüğümüz madde de AKPnin kadrolu ve
sendikalı işçileri keyfî uygulamalarla, yer
değişiklikleriyle ya istifaya veya 4/Cli taşeron işçiler
hâline getirmeye yönelik bir çabasıdır.
Değerli milletvekilleri, dün köyümüzün yol, su, elektrik gibi
her türlü ihtiyacını gideren ve köylere hizmet için kurulmuş olan
Köy Hizmetlerini kapattınız. Çalışan işçileri il özel
idarelerine verdiniz. Şimdi de o işçileri tekrar
dağıtıma tabi tutuyor ve Karayollarına veriyorsunuz. Tabii
bu arada kabul etmek istemeseniz de il özel idarelerinin norm kadro
fazlası işçiler görev yaptıkları merkezlerden kamu
yararı gerekçesiyle farklı il ve ilçelere de
görevlendirilebilecekler. Çalışanlar açısından en büyük
sıkıntı da budur. Yine belediye çalışanları
açısından da AKP İktidarı tarafından 2007
yılında yapılan bir düzenlemeyle norm kadro tespitindeki
kıstaslar daraltılmış, çalışanların bir
kısmı norm fazlası durumuna düşürülmüştür. Alt
işverenlere, taşeronlara alan açılmıştır.
Şimdi de sürekli kadroda ve sendikalı olarak çalışan bu
işçiler Emniyet ve Millî Eğitim Bakanlığının
taşra teşkilatlarındaki sürekli işçi kadrolarına
nakledilir denmesine rağmen, Millî Eğitimde ve Emniyette sendika
olmadığına göre önceki sözleşmeleri biten
çalışanlar artık bundan sonra yandaş kadroların takdir
yetkisiyle çalışma imkânı bulabileceklerdir.
Değerli milletvekilleri, aslında 166ncı maddenin
(3)üncü bendinde belirtilen İldeki diğer kamu kurum ve
kuruluşlarının talepte bulunması hâlinde, işçinin
muvafakatı alınmak kaydıyla bu idarelerde sürekli işçi
kadrosunda atanabilirler. şeklindeki düzenlemeye istinaden, Hükûmet,
özellikle sanat sınıfı personellerin bu kurum ve
kuruluşlara atanmasını yapabilirdi. Böylece o kurumlar
sendikalı çalışmaya tabi olduğundan işçilerimizin
sorunları kısmen çözülmüş olurdu ama maalesef bunlar
yapılmadı.
Değerli milletvekilleri, gelin, bu önergemize destek verin ve
sorunu kökten çözelim. Nüfusu 5 binin altında olan küçük belediyelerin
norm kadro fazlası işçilerinin diğer kamu kurum ve
kuruluşlara atanması gerçekleştirilsin, diğer büyük
belediyeler ile il özel idareleri kapsamdan çıkarılsın.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemizin kabulünü rica ediyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
28inci maddede bir önerge vardır, okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 28 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
|
Mersin |
Konya |
Isparta |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Recep Taner |
Alim
Işık |
|
Denizli |
Aydın |
Kütahya |
|
Yılmaz
Tankut |
|
M. Akif Paksoy |
|
Adana |
|
Kahramanmaraş |
Madde 28- 6111 sayılı Kanunun 63, 96, 101, 103, 115,
131, 141, 147, 148, 152 ve 177 nci maddeleri ile Geçici 11 inci maddesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Kim konuşacak?
ALİM IŞIK (Kütahya) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çırakların ücretinin düşürülmesi, memurların
kadrolarının iptali ve sürgün edilmesi, memuriyeti olmayanların
üst düzey kadrolara atanması, Vakıflar ve Kalkınma Bankası
ile BDDK ve SPKnın İstanbula taşınması gibi
hususları içeren maddelerin de yürürlükten kaldırılması
önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.17
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 21.45
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Tasarıya yeni geçici madde eklenmesine dair beş önerge
vardır, ayrı
ayrı okutup işleme alacağım.
Birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698
sıra sayılı Kanun Teklifine aşağıdaki geçici
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Mustafa
Kalaycı |
Nevzat Korkmaz |
|
Mersin |
Konya |
Isparta |
|
Emin Haluk
Ayhan |
Hasan
Çalış |
Recep Taner |
|
Denizli |
Karaman |
Aydın |
|
Alim
Işık |
M. Akif Paksoy |
Yılmaz
Tankut |
|
Kütahya |
Kahramanmaraş |
Adana |
"Geçici Madde - T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi
Kooperatiflerinin tarım ve hayvancılıkla ilgili olarak
üreticilere, Türkiye Halk Bankası ve Esnaf Kredi ve Kefalet
Kooperatiflerinin esnafa kullandırdığı kredilerden
kaynaklanan ve 31/12/2010 tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde bu
Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş
olan kredi asıllarının tamamı ile bu kredilere!
ilişkin faiz, gecikme faizi gibi fer'ileri yerine bu Kanunun yayımlandığı
tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas
alınarak hesaplanacak tutarın;
bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan
başlamak üzere ikişer aylık dönemler halinde azami onsekiz
eşit taksitte tamamen ödenmesi şartıyla, bu alacaklara
hesaplanan faiz, gecikme faizi gibi fer'i alacakların tahsillinden
vazgeçilir. Bu takdirde mahkeme ve icra masrafları ile vekâlet ücreti iki
taksit tutarı ile birlikte tahsil edilir. Bu madde hükümlerinden
yararlanılabilmesi için dava açılmaması ve
açılmış davalardan vazgeçilmesi şarttır. Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye
anılan bankalar ve kooperatifler yetkilidir. Bu uygulama
sonucunda oluşan gelir kayıpları Hazine
Müsteşarlığı tarafından karşılanır."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Işık, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 698 sıra
sayılı mini torba yasanın bir geçici madde ilavesiyle daha
anlamlı hâle getirilmesine yönelik bir önerge verdik. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, verdiğimiz önerge Türkiyede
73,5 milyon insanımızın en az yarısını
doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren bir önerge çünkü bu
ülkenin nüfusunun yarısına yakını çiftçilerimizi ve
esnaflarımızı içine almakta. Bizim önergemiz çiftçilerimizin
değişik vesilelerle gerek Ziraat Bankasından gerekse tarım
kredi kooperatiflerinden kullandıkları kredilerin, yine
esnafımızın Türkiye Halk Bankası veya esnaf kredi kefalet
kooperatiflerinden aldıkları kredilerin
yapılandırılmasıyla ilgili.
Bilindiği gibi, özellikle çiftçilerimiz, AKP
İktidarı döneminde 4 liraya yaklaşan mazot ve hızla artan
tohum, gübre, ilaç, traktör ve tarım iş makineleri bedelleri
nedeniyle çok ciddi anlamda borçlanmışlardır. Ancak bu
borçlarını zamanında ödeyemedikleri gerekçesiyle de birçok
yerde, örneğin kendi seçim bölgem olan Kütahyanın Simav,
Tavşanlı, Gediz, Pazarlar, Şaphane, Altıntaş gibi
ilçelerinde tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarını
zamanında ödeyemedikleri ve bu ödeyemedikleri borçlar için kefalette
bulunmaları sebebiyle, onun da zamanı geldiğinde yine
ödeyemediklerinden dolayı şu anda evlerine giremeyecek düzeyde ve
kaçak durumdadır. Yani bu insanlar bu borçlarını ödeyemedikleri
için akşam evine gelip bir sıcak çorbayı çocuklarıyla
içemiyorlar. Bu önergeyle bu insanlarımızın derdine derman
olmaya çalışıyoruz. Eğer siz bunu
Bu Meclisin son
döneminde, her ne kadar hukuki olsa da etik olup olmadığı
tartışılacak böyle bir yasanın çıktığı
bir dönemde geliniz hayırlı bir işe imza atalım. Belki önümüzdeki
dönem içimizden birçok arkadaşımız burada olmayacağız
ama buraya bir iz bırakalım, bu insanların dertlerini gelin
çözelim istiyoruz.
Diğer taraftan, özellikle esnafımız -biraz önceki
önergemde de bahsettim- Halk Bankasından yaklaşık yüzde 90
oranında, esnaf kefalet kooperatiflerinden de yüzde 10 oranında
toplam 40 milyar TL civarında kredi kullanmıştır. 4 milyar
TL dolayındaki esnaf kefalet kooperatiflerinin
yapılandırması kendileri tarafından
yapılmıştır ve yine bunun yükü esnafın üzerindedir. Bu
önergede, doğacak sorumluluklar Hazine Müsteşarlığı
tarafından karşılanacağı için hem kefalet
kooperatifleri hem Halk Bankasından kredi kullanan kredi sahipleri
rahatlatılmış olacaktır. O nedenle bu önergenin mutlaka
destekleneceğini umuyorum.
Diğer taraftan, bir ay önce çıkarılmış
olan torba kanun bugün maalesef daha önceki maddelerle de yeniden
değiştirildi. Yani yanlışta ısrar etmenin bir
anlamı yok. Siz ne yaptınız biraz önce? Seçim öncesinde
belediyelerdeki ya da il özel idarelerindeki işçileri başka yerlere
göndermekle tepki toplanacağını gördünüz, Oylarını
alalım, sonra oyulması gerekiyorsa
o anlayışla,
Bunları o zaman oyalım. anlayışıyla tarihi
değiştirdiniz. Geliniz, seçim endeksli
çalışmayınız. Bu ülkede birçok insan bugün bu saatte bu
yapılandırmayı bekliyor. Eğer buna katkıda
bulunursanız inanıyorum ki evine gidemeyen insanların evindeki
çocuklarının, beşikteki torunlarının duasını
alacaksınız.
Ben özellikle seçim sonrasına
bıraktığınız bir konuyu daha paylaşmak istiyorum:
Enerji özelleştirmeleri. İşçilerin başka kurumlara
gönderilmesine ilave olarak enerji kurumlarının
özelleştirilmesini de 2011 yılı sonuna kadar ertelediniz. Niye?
2010 yılı sonuna kadar özelleştirme kararı olan bu
kurumlarla ve çevrelerinde çok ciddi tepkiler oluştu ama diyorsunuz ki:
Biz hele bu seçimi geçelim, ondan sonra bunların duruma
bakacağız. anlayışının doğru
olmadığını düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle önergemize desteğinizi
bekliyor, son oylarınızla hayırlı bir iş
yapınız diyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 Sıra Sayılı Teklife
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa Özyürek |
Harun Öztürk |
Hulusi Güvel |
|
İstanbul |
İzmir |
Adana |
|
Atila Emek |
Halil Ünlütepe |
Rahmi Güner |
|
Antalya |
Afyonkarahisar |
Ordu |
|
|
Yaşar
Ağyüz |
|
|
|
Gaziantep |
|
Geçici Madde.- 12.5.2001 tarihli ve 4672 sayılı Kanunun
geçici 2 nci maddesinin (a) fıkrası hükmü uyarınca genel
hükümlere göre tasfiye edilmekte olan özel finans kurumlarının
tasfiyesi fon tarafından yürütülür. Genel hükümlere göre atanmış
olan tasfiye memurlarının görevi bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla sona erer. Özel Finans
Kurumlarının iradî tasfiyesine kaldığı yerden Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devam edilir. Tasfiye
kapsamındaki alacakların tasfiye kapsamındaki borçları
karşılayacak olmaması hâlinde aradaki fark özel finans kurumunun
yönetim ve denetimini doğrudan ya da dolaylı olarak tek
başına veya birlikte elinde bulunduran ortaklardan tahsil edilir.
Fon söz konusu özel finans kurumlarının tasfiyesine
ilişkin olarak 19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanunu ile diğer kanunların kendisine
vermiş olduğu görev ve yetkilere sahiptir."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Özyürek, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, günlerdir buralarda torba
yasa görüşüyoruz. Daha önce 6111 sayılı çok kapsamlı bir
torba yasayı çıkardık, şimdi, onun biraz küçüğünü
bugün görüşüyoruz. Bu iki torbaya baktığınız zaman yok
yok, her konu bu tasarılarda düzenlenmiştir ancak geniş
kitlelerin beklediği pek çok konu bu torbalarda öngörülmemiştir,
düşünülmemiştir. Mesela, Türkiye'de milyonlarca çek mağduru,
sürekli, bu Hükûmetten, bu Parlamentodan bir çözüm beklemektedir. Pek çok insan
hapistedir, pek çok insan işini gücünü, düzenini kaybetmiştir. Bu
insanlara dönük, biz, torba yasalar görüşülürken hem Plan ve Bütçe
Komisyonunda hem de Genel Kurulda, sürekli, çek mağdurları için bir
çözüm bulunmasını istedik. Zaman zaman Sayın Ali Babacan Biz
çalışıyoruz, çözüm bulacağız. dediler. Komisyonda
bizi oyalamak için Genel Kurulda görüşülünceye kadar bu torba yasa, çek
mağdurları için bir çözüm buluruz. dediler ama şu ana kadar
geldik, Parlamento süresini tamamladı, ömrünü tamamladı, her konuda
düzenleme yapıldı fakat çek mağdurları görmezden gelindi.
Gene, kredi kartı kullananlar, kredi kartı
borçlarını ödeyemeyenler buna bir çözüm beklediler, bir çözüm
istediler ama o konuda da bir adım atılmadı.
Sicil affı konusu gündeme getirilsin istendi, zaman zaman
konuşuldu fakat o noktada da bir adım atılamadı.
Şimdi, biz, verdiğimiz bu geçici madde önergesiyle
istiyoruz ki İhlas Finans Kurumundan alacaklı olan kişilerin
haklarını koruyalım. Şu anda, İhlas Finansın
tasfiyesini, o camiada, İhlas Finans camiasında görevli kişiler
yapmaktadır. O kişiler istedikleri malları satmakta,
istediklerini satmamakta ve topladıkları paraları gene gayet
keyfî bir şekilde dağıtmaktadırlar. O nedenle, binlerce
insan oradan hakkını, beklediğini alamamaktadır.
Hatırlayacaksınız, bir süre önce İhlas
Finansın şirketlerinden biri halka açıldı. O zaman da biz
dedik ki toplanan bu paraları, halktan toplanan bu paraları
İhlas Finans mağdurlarına, İhlas Finanstan alacaklı
olanlara ödenmesi noktasında Sermaye Piyasası Kurulu bir inisiyatif
alsın, bu insanlara yapılan haksızlığı çözelim
istedik ama ne yazık ki bu noktada da bir adım atılmadı.
Daha önce, Bankalar Yasası görüşülürken, biz, Plan ve
Bütçe Komisyonunda Cumhuriyet Halk Partili üyeler olarak dedik ki bu İhlas
Finansın tasfiyesi bugünkü memurlar eliyle, daha çok İhlas Finansta
görev yapmış kişiler eliyle yapıldığı sürece
buradan alacaklı olanların alacaklarının ödenmesi mümkün
değildir. Öyleyse ne yapalım, bunu TMSFye, bankaların tasfiyesiyle
görevli olan kurula verelim dedik. Plan ve Bütçe Komisyonunda AKPli üyelerin
oylarıyla da kabul edildi ama ne yazık ki daha sonra Sayın
Başbakan devreye girdi ve imzasını atan arkadaşlar,
önergemize imza veren arkadaşlar teker teker imzalarını çektiler
ve o önerge burada reddedildi. İhlas Finanstan alacağı olan
binlerce insan mağdur olmaya devam ediyor ama İhlas Finansa, o
camiaya dâhil olan şirketler halka açılmak suretiyle sürekli halktan
para toplamaya devam ediyorlar.
Bu haksızlığı gelin hep beraber giderelim.
Meclis, son döneminde yararlı, geniş kitlelerin lehine olan bir çözüm
bulsun diyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 Sıra Sayılı Kanun
Teklifine 28 inci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki Geçici
Maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin de buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cevdet
Yılmaz
Devlet
Bakanı
"Geçici madde 1.- 25/6/1958 tarihli ve 7163 Sayılı
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanununa
dayalı olarak eğitim-öğretim yapan Türkiye ve Orta Doğu
Amme İdaresi Enstitüsünde lisansüstü öğrenim görmekte iken terör
suçundan hüküm giyenler hariç her ne sebeple olursa olsun ilişiği
kesilenler 25 Temmuz 2011 tarihine kadar Enstitüye başvuruda
bulunmaları halinde 6111 sayılı kanunun 173. Maddesiyle 2547
sayılı kanuna eklenen geçici 58. Madde ile tanınan haklardan
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Lisansüstü Öğretim
Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde yararlandırılırlar.
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Sevk ve
İdare Yüksekokulu öğrencisi iken terör suçundan hüküm giyenler hariç
her ne sebeple olursa olsun ilişiği kesilenlerin de bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yukarıda belirtilen
başvuru süresi içerisinde başvurmaları halinde
Yükseköğretim Kurulunca uygun görülen yükseköğretim kurumu
belirlenerek bu kanunla verilen hakların kullanılması
sağlanır."
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım, konuşacak
mısınız?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
7163 sayılı Teşkilat Kanununa dayalı olarak
Lisansüstü Öğretim Yönetmeliği hükümleri uyarınca kamu
personelinin Yüksek Lisans ve Doktora eğitimi aldığı
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü öğrencilerinin de
öğrenci affı yasa kapsamına alınmasının ve
kapatılmış bulunması nedeniyle Türkiye ve Orta Doğu Amme
İdaresi Enstitüsü Sevk ve İdare Yüksekokulundan ilişiği
kesilmiş öğrencilerin de Yükseköğretim Kurulunca denklik
yönünden uygun yükseköğretim kurumları belirlenerek bu Kanunla
verilen haklardan yararlandırılmalarının aynı
statüdeki öğrenciler arasında eşitlik sağlayacağı
ve kamu yararı bulunduğu gerekçesiyle ile geçici madde
eklenmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Önerge kabul edilmiş ve teklife geçici 1inci madde olarak
eklenmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı kanun
teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Nihat
Ergün
Sanayi
ve Ticaret Bakanı
"Geçici madde 2- Milli Eğitim Bakanlığına
tahsis edilen serbest öğretmen kadrolarından boş bulunan 24.745
öğretmen kadrosuna, 6091 sayılı 2011 yılı Merkezi
Yönetim Bütçe Kanununun 22 nci maddesi kapsamında yapılan
atamaların dışında 31/12/2011 tarihine kadar atama
yapılır."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
SUAT KILIÇ (Samsun) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2011 yılında Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarına, 6091
sayılı 2011 Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun 22 nci maddesi
çerçevesinde 2010 yılında emeklilik, istifa, ölüm ve diğer
yollarla sistemden ayrılan personel sayısının %50'sine
karşılık gelen 4.755 kadro yanı sıra, ihtiyacı
giderilemeyen kurumlar için ilave olarak verilen 21.000 kadrodan Milli
Eğitim Bakanlığına ayrılan 10.500 olmak üzere toplam
15.255 öğretmen ataması yapılabilecektir.
Çeşitli yollarla sistemden ayrılan öğretmenler
yanında yeni okul veya derslik açılması gibi nedenlerle 2011
yılında atama yapılması planlanan 15.255 kadro ile bu
ihtiyacın giderilebilmesi mümkün
görülmemektedir.
Bu nedenle eğitim-öğretim hizmetlerinin etkin ve verimli
bir şekilde yerine getirilebilmesi bakımından öğretmen
ihtiyacının giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığına
tahsis edilen serbest öğretmen kadrolarından boş bulunan 24.745
kadroya öğretmen ataması yapılabilmesi için bu düzenleme
önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Önerge kabul edilmiş ve teklife geçici 2nci madde olarak
eklenmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı kanun
teklifine aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif
ederiz.
Nihat
Ergün
Sanayi
ve Ticaret Bakanı
Geçici Madde 3 - Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığının merkez ve taşra
teşkilatında boş bulunan kadrolara yılı merkezi
yönetim bütçe kanununda yer alan sınırlamalara tabi
olmaksızın 2011 yılı için 1500 adet atama
yapılır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sosyal Güvenlik Kurumunun 2009 yılından bu yana sürekli
kapsam genişlemesi nedeniyle iş yükünde önemli artışlar
meydana gelmiş, ayrıca 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren ise
yaklaşık 9.500.000 kişi civarındaki yeşil
kartlıların iş ve işlemleri de doğrudan Kurum tarafından
yapılmaya başlanacaktır. Bu iş yükünün gerektirdiği
nitelikli personel ihtiyacının karşılanması
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Önerge kabul edilmiş ve teklife geçici 3üncü madde olarak
eklenmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 22.06
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 22.13
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Gülşen ORHAN (Van)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 83üncü Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
698 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon burada.
Hükûmet burada.
Madde 29 üzerinde iki önerge vardır, sırasıyla
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 29
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Suat Kılıç |
Ahmet Yeni |
Osman
Kılıç |
|
Samsun |
Samsun |
Sivas |
|
A. Sibel Gönül |
|
Durdu Mehmet
Kastal |
|
Kocaeli |
|
Osmaniye |
Madde 29- Bu Kanunun;
a) 17 nci maddesi 26/3/2011
tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) Diğer hükümleri ise
yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 29 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Mustafa
Kalaycı |
Mehmet
Şandır |
Emin Haluk
Ayhan |
|
Konya |
Mersin |
Denizli |
|
Recep Taner |
Nevzat Korkmaz |
Alim
Işık |
|
Aydın |
Isparta |
Kütahya |
|
Yılmaz
Tankut |
|
M. Akif Paksoy |
|
Adana |
|
Kahramanmaraş |
Madde 29- Bu Kanun 1/7/2011 tarihinde yürürlüğe girer.
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeyi çektik.
BAŞKAN Önergeyi çektiler.
Diğer önergeyi tekrar okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 698 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 29
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Suat Kılıç (Samsun) ve
arkadaşları
Madde 29- Bu Kanunun;
a) 17 nci maddesi 26/3/2011 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
b) Diğer hükümleri ise
yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MEHMET YÜKSEL (Denizli)
Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5957 sayılı Kanunun yürürlük tarihi dikkate
alınarak bir düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesi içinde 29uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 30da önerge yoktur.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla
yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde
sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu
yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen iki
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak sayın bakanlar var ise,
hangi bakana vekâleten oy kullandığını, oyunun rengini ve
kendisinin ad ve soyadı ile imzasını da taşıyan oy
pusulasını yine oylama için öngörülen iki dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Osmaniye Milletvekili Durdu Mehmet
Kastalın; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 276
Kabul :
261
Ret :
15 (x)
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Yusuf Coşkun Gülşen
Orhan
Bingöl Van
Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
2nci sırada yer alan, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usülleri Hakkında Kanun Tasarısı ile Anayasa
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını
gösteren tablo tutanağa eklidir.
2.- Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usülleri Hakkında Kanun Tasarısı
ile Anayasa Komisyonu Raporu (1/993) (S. Sayısı: 696 ve 696ya 1inci
Ek) (x) (xx)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
24 Mart 2011 tarihli 82nci Birleşimde, İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen tasarının
üçüncü bölümünde yer alan 75inci maddesi kabul edilmişti.
Tasarının 71inci maddesi, İç Tüzükün 88inci
maddesine göre komisyona geri verilmişti. 71inci maddeye ilişkin
komisyon raporu 696ya 1inci ek sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Şimdi, 71inci madde üzerinde görüşme
açacağım.
Maddeyi okutuyorum:
ANAYASA MAHKEMESİNİN
KURULUŞU VE YARGILAMA USÛLLERİ
HAKKINDA KANUN TASARISI
Sağlık işleri ve tedavi
"MADDE 71- (1) Başkan ve üyeler ile bunların
emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin sağlık
giderleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tabi olduğu hükümler ve
esaslar çerçevesinde Mahkeme bütçesinden ödenir."
BAŞKAN Madde üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın İsa Gök. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İSA GÖK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Anayasa Mahkemesinin Kuruluş Kanununun 71inci maddesinde
geçen perşembe yaşanan sorunlar ve özellikle AKP Grubunun da bu
maddeye ilişkin itirazları üzerine söz konusu madde Komisyona geri
çekildi, Komisyona geri çekildi ama bizim itirazlarımız neydi?
Anayasa, yüksek yargı arasında eşitlik sistemi getirmiştir.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Uyuşmazlık
Mahkemesi, Askerî Yargıtay, hepsi yüksek yargıdır. Bir de adli
ve idari yargı içerisinde yüksek yargıya seçilmemesine rağmen o vasıfları
taşıyan hâkimlerimiz, savcılarımız da vardır.
Bizim dediğimiz şu idi Sayın AKP, Sayın Meclis, dedik ki:
Eşitlik. Eğer ki Anayasa, yüksek yargı arasında yargı
bölümünde eşitliği öngörmüşse, siz burada tüm düzenlemelerde,
hele ki mali ve sosyal haklarda eşit davranmak zorundasınız.
Aksi hâlde bu eşitliği bozarsanız, bu dengeyi bozarsanız,
kamu görevi yapan tüm kurumlarla beraber özellikle yargı içerisinde sorun
yaratırsınız. Bizim dediğimiz bu.
Dedik ki: Eğer ki Anayasa Mahkemesi üyelerine son derece
yüksek vasıflı sağlık yardımı getirmek
istiyorsanız getirin ama bunu yüksek yargının diğer
unsurlarına da verin.
Biz dedik ki: Anayasa Mahkemesi üyelerine eğer ki 69uncu
maddede arz olduğu üzere yüksek maaş yani 9.500-10 bin liralık
maaş getiriyorsanız -ki getirdiniz- getirin ama bunu
yargının diğer unsurlarına da verin.
Biz dedik ki: Eğer ki harcırahla veyahut da o
kaldırılan özel emeklilikle yani bu kıyak emeklilikle bir
şey getiriyorsanız yargının diğer unsurlarına da,
Yargıtayıyla, Danıştayıyla, Yargıtaya seçilme
yeterliliğini kazanmış ama bidayet mahkemelerinde
çalışan hâkim-savcılara da, Askerî Yargıtaya da,
uyuşmazlık mahkemesine de getirin.
(x) 696 S.
Sayılı Basmayazı 22/3/2011 tarihli 80inci Birleşim Tutanağına
eklidir.
(xx) 696ya 1inci Ek S. Sayılı
Basmayazı tutanağa eklidir.
Ve yine dedik ki: Bakın, pasaport
75inci madde, ikinci
fıkra. Kırmızı pasaport veriyorsanız bu
kırmızı pasaportu yargının aynı statüdeki
diğer çalışanlarına da verin.
Ve yine dedik ki: Getirdiğiniz her
farklılığı, bakın, kullandıkları makam
arabalarının plakalarını bile kırmızı plaka
yapmak istiyorsanız tamam ama eşitlikten uzaklaşmayın,
adaletten uzaklaşmayın. Eğer ki adaletten
uzaklaşılırsa, eşitlikten uzaklaşılırsa,
yalnızca Anayasa Mahkemesine bu imkân tanınırsa bunun adına
biz değil, siyasi literatürde buna siyasi rüşvet denir dedik ve
işin üzücü yanı şu olur dedik: Biz bu kanunu Anayasanın
eşitlik ilkesinden hareketle Anayasa Mahkemesine Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu olarak götürdüğümüzde, bu hâkimler, bu kanunun Anayasaya
uygunluğunu denetlerken verecekleri her kararda töhmet altında
kalacaklar. Bunlar yargıç, kökleri hâkim, kökleri yargıç olmasa da
Anayasa gereği seçimle beraber yargıç statüsüne geliyorlar. Bu
mahkemeyi töhmet altında bırakmayın, her şey söylenir dedik
çünkü bu mahkemenin bir özelliği var, bu mahkeme bakanları,
başbakanı yargılayacak, Yüce Divan görevi görecek.
Bu mahkeme kanunların Anayasaya uygunluk denetimini yapacak,
bu mahkeme Anayasa değişikliklerinin ilk üç maddeye
aykırılıklarının denetimini yapacak. Bunları
yapacak denli önemli, yetkili bir mahkemeye siz kalkıp da izahı
olmayan bir şekilde -izahı olmayan bir şekilde- tüm eşit
yüksek yargıdan farklı ve fazla olarak maaşıyla,
arabasıyla, pasaportuyla, harcırahıyla ve hatta ve hatta hiçbir
kanundaki sınırlamalar dikkate alınmaksızın
sağlık ve tedavi giderlerinin karşılanmasıyla
yaklaşırsanız yanlış edersiniz dedik.
Şimdi, bizim bunu dediğimiz perşembe günüydü,
Komisyonda da kaç gündür bu konuları tartışıyoruz. AKPli
geniş bir milletvekili grubu da bu yanlışlığı
gördü ve itiraz etti. Gelinen son nokta ne? Bir önerge gelecek AKP Grubundan,
önerge faslında onu konuşuruz ama bakın arkadaşlar, dedik
ya kanunların Anayasaya uygunluk denetimini yapacak
Buyurun işte,
dakika bir, gol bir! Anayasa Mahkemesinin önemle, özenle ve dikkatle üzerinde
duracağı bir kanun tasarısı, yetki kanunu önümüze geldi.
Tarih 28 Mart. Kanun hükmünde kararname yetkisi istiyor Hükûmet.
Kanun hükmünde kararname yetkisi isterken geçmişe
baktığınızda Anayasa Mahkemesinin -ki bu en çok rahmetli
Özal döneminde kullanılmıştı- bir sürü iptali var. Neden?
Çünkü Anayasa Mahkemesi diyor ki: İvedilik ve zorunluluk ve hemen
yapılması, mutlaka yapılması, derhâl yapılması
gereken işlerde, kısa süreli ve çok dar yetkili olmak
zorundadır. diyor. Buna uymadığı için de birçok kanun
hükmünde kararname iptal edilmiştir. Neden iptal ediliyor? Çünkü
Anayasamızın 7nci, 87nci ve 91inci maddeleri sınırlamış.
Her şeyden önce, arkadaşlar, sizler milletvekilisiniz.
Yasama yetkisi genel ve asli bir yetkidir, bu yetki devredilemez. Anayasa
Mahkemesi, kanun hükmünde kararnameler çıkararak, hele altı ay gibi
süre için, yasama organının, yani sizin, yani Meclisin baypas
edilerek ülke yönetilmesini Anayasaya aykırı buluyor, bir sürü iptal
var.
Bu Parlamento niye var? İki buçuk ay daha görevdesiniz. Süre
altı aylığına isteniyor, yani yeni bir hükûmet kurulacak
veya kurulamayacak ama sizin asli ve kesin yetkiniz olan kanun çıkarma
yetkinizi Hükûmet kendi uhdesine alacak, bütün yapıyı
değiştirebilecek. Bu yetki sizin, bu yetki Hükûmetin değil. Bu
yetki yasama organının. Yasama organının yetkisi baypas
edilemez ama gelin görün ki Başbakan imzasıyla yasama
organının, Meclisin, demokrasinin baypas edilmesi kanunu geldi
önünüze. Yarın bu konu görüşülecek. Bu konu eğer ki AKPnin
çoğunluk oyuyla kabul edilirse, muhalefet olarak Anayasanın bize
verdiği bir görev var, yetki değil görev var, bu Anayasaya
aykırı işlemi biz Anayasa Mahkemesine götüreceğiz.
Şimdi, siz, bu Anayasa Mahkemesi kanunuyla birçok amiyane
tabirle- kıyak geçiyorsunuz ve ben bu kıyakların üzerine,
Anayasa Mahkemesine, Anayasaya aykırı olarak ve bakın,
özellikle Parlamentonun şu çizgiden sol tarafında oturan AKP
heyetinin kanun çıkarma konusundaki yetkisini elinden alan, demokrasiyi,
Meclisi baypas eden kanun hükmünde kararnamenin iptali için ben Anayasa
Mahkemesine gittiğimde, bu kanundan sonra gideceğim.
İşte, dedik ki size, buna siyasi literatürde siyasi
rüşvet denir, bu hoş olmaz. Bu kanunu geçen hafta konuşmaya
başladık, perşembe günü tartışma çıktı,
bugün günlerden daha 29 Mart Salı.
Arkadaşlar, kanun bitmeden, yıllardır uygulanmayan,
2000den beri uygulanmayan... 11inci yılında kanun hükmünde
kararnamelerle yüce Meclisin baypas edildiği, diktatöryal bir
şekilde, faşizan bir şekilde, bir hükûmete Meclis adına
kanun yapma yetkisi veren bir kanun tasarısı geliyor. Bu kabul
edilebilir mi? İşte, o zaman, bizim dediğimiz siyasi rüşvete
gelirsiniz. Yetkiniz gidiyor arkadaşlar. Ey AKP, milletvekilleri,
yetkinizi veriyorsunuz.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Biz ne
yaptığımızı biliyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Gök.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
Sayın Behiç Çelik, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 696 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 71inci maddesi üzerinde söz aldım. Bu
vesileyle hepinize saygılar sunuyorum.
Sonuç itibarıyla, Anayasa Mahkemesi teşkilat kanununun
son maddelerine geldiğimiz şu anda, Anayasa yargısının
önemli bir kurumunun çalışma esas ve usulleriyle yeni
yapısını da Genel Kurul olarak bu vesileyle artık belirlemiş
oluyoruz. Ben peşinen söz konusu çıkacak olan bu kanunun ülkemize ve
milletimize hayırlı olmasını diliyorum, her şeye
rağmen.
Bu tasarının içeriğine
baktığımız zaman, Anayasa Mahkemesi hizmet birimlerinin
neler olduğu, personel ve atanması, geçici görevlendirmeler,
sözleşmeli personel çalıştırması, hizmet satın
almalar, idari personelin Adalet Bakanlığı kadrolarına
atanması yöntemleri, inceleme ve yargılama usulleri, iptal
davası açmaya yetkili olanlar, şekil bakımından iptal
davası ve sınırı, süresi ve temsil ve uyulması gereken
esasları, eksiklerin tamamlanması, itiraz yolu, Anayasaya
aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi, iptal ve
itiraz davalarına ilişkin ortak hükümler ve nihayet yeni bir kavram,
bireysel başvuru, siyasi parti kapatma ve dokunulmazlığın
kaldırılması davaları, siyasi partilerin mali denetimi ve
sonuç olarak Yüce Divan yargılaması.
Değerli milletvekilleri, bugün, Anayasa Komisyonunda
görüşmüş olduğumuz 71inci madde, aslında orada da ifade
ettiğimiz üzere Diğer kanunlardaki sınırlamalar dikkate
alınmaksızın
diye bir ibareyle başlatılmış
cümle. Bu şunu gösteriyor: Burada ciddi ve büyük bir ayrıcalık
sunuluyor Anayasa Mahkemesi Başkan, üye ve raportörlerine ve onların
yakınlarına, tedavi konusunda.
Elimizde, milletvekilleriyle ilgili, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri için Milletvekillerine, Yasama Organı Eski Üyelerine,
Dışarıdan Atandıkları Bakanlık Görevi Sona
Erenlere Tedavi Yardımı Yapılmasına Dair Yönetmelik var.
Bu Yönetmelik içeriğine, amaç, kapsam, yasal dayanak maddelerine
baktığımız zaman, söz konusu tasarıdaki bu ibarenin
hiç yer almadığını görüyoruz. Aslında
milletvekillerinin sağlık güvencesi, bu tasarıdaki Anayasa
Mahkemesi Başkan, üye ve raportörlerine tanınan güvenceden mahrum
bırakıldığını görüyoruz. Burada milletvekillerini
aşan bir düzenlemenin niçin, hangi akla hizmet olduğunu doğrusu
kestirebilmiş değiliz. Bu itibarla, söz konusu düzenlemenin
yerleşik hukuk kaidelerine ve teamüllere, Anayasanın genel, ilgili
hükümlerine tamamen aykırılık teşkil ettiğini de bu
vesileyle belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5510
sayılı Sigorta Kanununun 60ıncı maddesinden
başlayıp 73üncü maddesine kadar devam eden düzenlemeleri var. Burada
yol gideri, gündelik ve refakatçi durumları, yurt dışında
tedavi, sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları,
katılım payı alınması ve katılım payı
alınamayacak sağlık hizmetleri, sevk zinciri ve sağlık
giderlerinin ödenmesine ilişkin hükümleri içermekte, ancak bu hükümle
Anayasa Mahkemesi Başkan, üye ve raportörlerine ve onların
yakınlarına 5510 sayılı Yasayı aşan ayrı bir
düzenlemeyi getirmiş oluyoruz. Bu, gerçekten, biraz önce arz etmiş
olduğum 5510 sayılı çıkarmış olduğunuz,
iktidarın çıkarmış olduğu Sigorta Yasasının
da dışına çıkmak suretiyle, Anayasa Mahkemesinin âdeta
devlet içinde devlet olan bir kurum hâline dönüşmesini kendi ellerimizle
sağlamış oluyoruz. Hâlbuki, Türk devlet yapısının
en önemli organlarından biri durumunda olan Anayasa Mahkemesinin elbette
statüsüne uygun birtakım düzenlemeleri hak ettiğini ben de
düşünmekteyim ancak bu düzenleme ciddi ayrıcalıklar
içermektedir. Bugün, devlet kurumları arasında yerleşik
kuralları ve çokça kullandığımız muvazeneyi terk eder,
birtakım ayrıcalıkları kendimize nispeten yakın
gördüğümüz kurumlara peşkeş çekmek suretiyle tevdi edersek, o
zaman kurumlar arasındaki o hakkaniyetli dengeyi gözetmemiş oluruz,
bozmuş oluruz. Yargıtayın, Yargıtay
mensuplarının, Yargıtay Başkanının, Yargıtay
üyelerinin, Danıştay Başkan ve üyelerinin de bu konuda rahatsız
olduklarını söylemek herhâlde yanlış olmaz.
Bu itibarla, yüksek yargı kurumları arasında
hiyerarşik yapıya kaçmamak, yüksek yargı kurumları
arasında alışılmış statüleri bozmamak adına
bunun gözden geçirilmesi ve üyelerin tedavi ve muayenelerine ilişkin düzenlemelerin
birbirine müsavi hâle getirilmesi kaçınılmaz bir gerçeklik olarak
karşımıza çıkmaktadır. Eğer böyle bir düzenlemeye
gidilirse yarın Yargıtay mensuplarının ciddi
eleştirilerine muhatap olmamız kaçınılmazdır.
Bu itibarla, biz burada Anayasa Mahkemesine bir şey verirken,
muhalefet sözcüleri bu kürsülere gelip konuştukları zaman bunlar ne
kadar da Anayasa Mahkemesine karşı gibi bir imajın
oluşması da oldukça yanıltıcıdır,
yanlıştır. Biz Anayasa Mahkemesine asla karşı
olmayız. Anayasa Mahkemesinin sınırı aşan
birtakım yetkilendirilmeleri ve sağlık düzenlemelerine ilişkin
böyle hükümlerin olması elbette eleştirilecektir. Buna da doğal
olarak hakkımızın olduğunu düşünmekteyiz. Bu itibarla,
söz konusu sağlık düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi üyeleri
tarafından da ileride ciddi şekilde eleştirileceğini burada
belirtmek istiyorum.
Yargıtayın üstünde bir kurum, süper temyiz mahkemesi
hâline getirilmek istenen Anayasa Mahkemesinin yarın Yargıtayda
yapılacak, Yargıtayın talep edeceği mevzuat
düzenlemeleriyle tekrar Yargıtayın da onların üzerine çıkma
girişimlerinin olmayacağını hiç kimse garanti edemez.
Onun için, bozulan yüksek yargı kurumları
arasındaki dengenin belli bir düzeye oturtulması elbette siyasal
iradenin olmazsa olmaz en önemli görevidir. Burada iktidar partisi görevini
yapmamış demektir, yapmamış oluyor; tam tersine bunu
bozmuş oluyor. Bu bozulma, bu yozlaşma sadece yargıda
değil, devletin bütün organlarında olmakta ve AKPnin
yıkıcı politikalarının bir eseri olarak
karşımıza çıkmaktadır.
İnşallah büyük Türk milleti 12 Haziran 2011de bu
yıkıcı iktidar uygulamalarından kurtulacaktır diyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çelik.
Hükûmet adına Başbakan Yardımcısı
Sayın Cemil Çiçek.
Buyurun Sayın Çiçek. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bir önemli
yasa tasarısının sonuna geldik. Aslında yeni bir
tartışma başlatmak istemiyorum, sadece bir iki hususu tavzih
etmekte zaruret gördüğümü ifade etmek istiyorum. Evvela, Komisyona çekilen
bu 71inci maddenin yukarıdaki müzakeresi sırasında da ifade
edildi. Orada biz de sarf edilen sözler karşısında
düşüncemizi ifade etmiş idik. Şimdi, İç Tüzükün 67nci
maddesine göre, konuşmalarımızın yaralayıcı
olmaması lazım, hele hele lisanımızın, üslubumuzun
temiz bir dille olması gerektiği İç Tüzükte yazılı.
Şimdi, yapılan buradaki konuşmaya bakarsak, Hükûmet
bu tasarıyla bir siyasi rüşvet veriyor, Yüksek Mahkeme de bu
kanunlaşırsa rüşvet alan durumda oluyor, siyasi rüşvet.
Rüşvetin önüne ne koyarsanız koyun, bir insanın hayatta
yapabileceği en kötü şeydir. Şimdi, bugün orada görev yapan
insanların kişiliklerini, rüşvet
karşılığı, siyasi rüşvet karşılığı,
yarın, bu Hükûmetin çıkardığı yasalarla ilgili
düşüncesini, vicdanını, hukukunu bir tarafa koyarak,
alacağı kırmızı pasaport sebebiyle, sizin
hissiyatınıza uygun olarak da getirdiğimiz 71inci maddedeki
sağlık harcamaları sebebiyle veya buna benzer, bir
kısım, burada dile getirilen işlerden dolayı, sağlanan
faydalardan dolayı hukuku ikinci tarafa itip, arkalayıp, bunun
karşılığı, Hükûmetten gidecek her tasarıya evet
diyecek gibi, onların kişiliklerini rencide edecek bir tarzda tavsif etmek bence çok doğru değil.
Bunu yukarıda da ifade etmeye çalıştık çünkü rüşvet,
adına ne derseniz deyin, kanunen yapması gereken bir şeyi
yapmaması için ya da yapmaması gereken bir şeyi yapması
için temin edilen menfaattir. Eğer, en yüksek mevkide bulunan yüksek
yargı mensuplarını bu türlü fiilleri yapabilecek tıynette,
kabiliyette, kişilikte, karakterde insanlar olarak nitelersek, bunu
yumuşatmak adına da bunun önüne siyasi lafını getirip
koymaya çalışırsak bu çok doğru olmaz, bu çok
yaralayıcı olur. Bunu açıkça ifade etmek isterim. O arkadaşlarımızı
da buradan tenzih ediyorum. Kararlarını
tartıştığımız zamanlar oldu, sert
tartıştık, katılmadık vesaire ama her birisi ayrı
dönemlerde orada görev yapmaya çalışan bu
arkadaşlarımızı bu şekliyle tavsif etmek, nitelemek
veya böyle bir zan altında tutmak bence kendilerine haksızlık
olur diye düşünüyorum. Bunu tavzih etmek istedim.
İkinci husus: Elbette, biz teorik olarak yüksek yargı
organları arasında eşitliğin olduğunu kabul ediyoruz,
ancak bir de hukuki realite var, onu da bilginize sunmak istiyorum. Şimdi,
Anayasanın 153üncü maddesi Anayasa Mahkemesi kararları Resmî
Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı
organlarını, idare makamlarını, gerçek ve
tüzelkişileri bağlar. diyor. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi
tarafından verilen her karar bizim teorik düşüncemiz, kabulümüz ne
olursa olsun herkesi bağlayıcı niteliktedir. Şimdi, bu
açıdan baktığımızda, Anayasa Mahkemesinin, bugün orada
görev yapan arkadaşlarımızdan hiçbirisi yokken 1992/37 esas
1993/18 sayılı bir kararı var 27/4/1993te, karar metninden
okuyorum: Yukarıda analizleri yaptıktan sonra, Anayasada öngörülen
görev ve yetkilerinin değişikliğiyle statüsünün özelliği
Anayasa Mahkemesini diğer yüksek yargı organlarından
ayırmaktadır. Anayasa Mahkemesinin kaynağı diğer
yüksek mahkemeler ile Sayıştay ve Yükseköğretim Kuruludur.
Cumhurbaşkanı tarafından üst düzey yöneticiler ile avukatlar
arasından doğrudan üye seçimiyle kararlarının yasama,
yürütme ve yargı organlarını da bağlaması da (Anayasa,
madde 153) oluşumunun ayrılığını
vurgulamaktadır. Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay,
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştayın başkan,
başsavcı ve üyeleri Anayasanın 146ncı maddesi
gereğince Anayasa Mahkemesinin üye adayı konumundadırlar. Bu
karar karşısında, bu söylenen yüksek yargı organları
ve kurumlar Anayasa Mahkemesi açısından üye adayı belirleyen
konumdadır. diyor. Doğrudur, yanlıştır,
katılırız, katılmayız ama bağlayıcı bir
karar vardır, bunu da bilginize sunmak istiyorum.
71inci maddeyle ilgili olarak da demin ifade ettim, sizlerin o
günkü tepkisini de dikkate alarak Komisyon yeni bir düzenleme yaptı. Ümit
ediyorum, sizin de oylarınızla bu madde geçtiği takdirde bu
sıkıntı da ortadan kalmış olacaktır.
Hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Çiçek.
Şahıslar adına Adıyaman Milletvekili
Sayın Ahmet Aydın
Ankara Milletvekili Sayın Faruk Koca
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben istiyorum.
BAŞKAN Tabii, buyurun.
Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa
Mahkemesinin kuruluş ve görevleriyle ilgili yasa
tasarısının maddesiyle ilgili olarak Hükûmet adına
konuşan Cemil Beyin konuşmalarına karşılık bir
iki şey söylemek istiyorum.
Şimdi, değerli milletvekilleri, tabii burada gerçeklerin
dile getirilmesi lazım. Denildi ki: Efendim, Anayasa Mahkemesi yüksek bir
mahkeme. Biz de biliyoruz yüksek mahkeme ama yüksek mahkeme başkan ve
üyelerinin yüksek mahkemenin gerektirdiği tarafsızlık içinde
hareket etmesi lazım. Şimdi, maalesef, AKP Hükûmetiyle beraber,
devletin rejimini koruyan temel kurumlar da büyük bir sarsıntı
geçirdi. Bunun başında Anayasa Mahkemesi geliyor. Şimdi, AKPyle
ilgili bir kapatma davası açıldı, biliyorsunuz. Daha o karar
Anayasa Mahkemesinde karara bağlanmadan, Anayasa Mahkemesinin bir üyesi
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, hemen alelacele o
Uyuşmazlık Mahkemesine özel bir statü getiren, Uyuşmazlık
Mahkemesi Başkanının maaşına zam yapan ve ona
birtakım özel statü getiren bir kanun geldi, hemen geçti buradan.
Arkasından oylamada o arkadaşımız AKPnin davasında
kapatılmama yönünde oy verdi. Yine
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Rüşvet mi verildi yani?
KAMER GENÇ (Devamla) Onu artık siz şey edin.
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) Çok ayıp, çok ayıp!
KAMER GENÇ (Devamla) Mahkemenin Başkanı, dava
açılmış, AKPlilerle her yerde kebap yiyor. Görünüyor böyle
Yani arkadaşlar, hâkimlik mesleği çok hassas bir meslektir. Hâkimin
tarafsız olması lazım. Şimdi, maalesef, o kebap yeme
dışında o davayı getirdi öyle bir kritik güne koydu ki
-şimdi, bakın, mahkeme başkanları davaların
duruşma günlerini tayin eder- getirdi 27 mi 28 Ağustosa koydu AKP
davasının karara bağlanmasını. 27 ve 28 Ağustos
Yani o tarihlerinden birisi. Çok kritik bir tarih. Şimdi o tarihte Anayasa
Mahkemesi AKPyi kapatsa Hükûmet düşüyor. 30 Ağustosta ordunun
terfileri var. İşte -4 tane- komutanlar atanacak, Türk ordusu
komutansız kalacak. Yani, bunlar hepsi düşünülerek yapılan
maalesef şeylerdir ve dolayısıyla Anayasa Mahkemesi burada da
AKPyi çok açıkça destekledi.
Gelelim
Bir Anayasa değişikliğini biz burada
yaptık. İşte, yirmi altı maddenin
değişikliğini yaptık. Anayasa Mahkemesinin görevi nedir?
Eğer hakikaten yüce bir mahkemeyse kendi görev alanı içinde kalacak.
Türkiye Büyük Millet Meclisi -bir Anayasa değişikliği verdi-
Hâkimler ve Savcılar Kurulu ve Anayasa Mahkemesinin yapısıyla
ilgili, buraya seçilecek üyelerle ilgili ve bu üyelerin oy kullanmasıyla
ilgili bir metin kabul etti. Şimdi, Anayasa Mahkemesi tuttu, bu Anayasa
değişikliğini dedi ki, şekil değişikliği
yönünden ben bunu incelemiyorum, Anayasanın 4üncü maddesine göre
yapılan, özellikle bu Hâkimler ve Savcılar Kuruluyla ilgili olarak
yapılan değişiklik ile Anayasa Mahkemesinin yapısıyla
ilgili yapılan değişiklikleri ben Anayasanın 4üncü
maddesine göre teklif edilmeyecek maddeler gibi görüyorum dedi, şekil
yönünden incelemeden işin esasına girdi. Şimdi normal olarak,
işin esasına girdiğine göre, o zaman ne yapması lazım?
Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi yetkisini aşan Anayasanın teklif
edilemez maddelerine göre teklif edilemez maddeleri teklif etmiştir.
Dolayısıyla bu teklifi keenlemyekûn, yok hükmünde sayması ve
incelememesi lazımdı. Hâlbuki böyle yapmadı, Anayasa Mahkemesi
-işte o Başkanının- tuttu orada Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kabul ettiği metnin bazı kelimelerini çıkardı,
sildi. Ya, böyle bir şey olur mu? O zaman o referanduma giden metni kim
yaptı? Meclis yapmadı, Anayasa Mahkemesi yaptı.
MEHMET SALİH ERDOĞAN (Denizli) Davayı kim
açtı?
KAMER GENÇ (Devamla) Efendim, davayı biz açtık.
Açtık ama aklınız eriyor mu benim dediğime? Diyorum ki:
Biz davayı açtık ama Anayasa Mahkemesi kendini Meclis yerine koydu
ve kendisi Anayasa yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) Burada en büyük gafı yaptı, en
büyük yetki gaspını yaptı. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yetkisini
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
FAHRETTİN POYRAZ (Bilecik) O zaman niye söylemedin,
şimdi niye konuşuyorsun? Aylar geçti, şimdi konuşuyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) Hayır, sizin aklınız ermez buna.
Anayasa hukukçularının aklı erer buna. Anayasa Mahkemesi Türkiye
Büyük Millet Meclisinde kabul edilen bir metni değiştiremez.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Sayın Başkan, ama devamlı
söz attılar efendim.
BAŞKAN Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanına
düşen Radyo ve Televizyon Üst Kurulunda boş bulunan 1 üyelik için
seçim yapmak ve alınan karar gereğince, kanun tasarı ve
teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla
görüşmek için, 30 Mart 2011 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 22.54