TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
129uncu
Birleşim
1
Temmuz 2012 Pazar
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul
Milletvekili Osman Aşkın Bakın, 2012 Londra
Olimpiyatlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Çankırı Milletvekili Hüseyin Filizin,
alışveriş festivallerinin illerimize getirdiği
canlılık ve Çankırının sorunlarına ilişkin
gündem dışı konuşması
3.- Manisa Milletvekili Hasan Örenin, Manisada
kapatılan ilçe adliyelerine ilişkin gündem dışı
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, 1
Temmuz Kabotaj Bayramına ve Türk denizciliğinin içinde
bulunduğu krize ilişkin açıklaması
2.- İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen
Öğütün, Millî Emlakin İstanbulun bazı semtlerindeki
uygulamalarına ilişkin açıklaması
3.- Manisa Milletvekili Muzaffer Yurttaşın, Manisa
Milletvekili Hasan Örenin gündem dışı konuşmasına
ilişkin açıklaması
4.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fıratın, Adıyamanda başlayan göç sezonuna ve
gerçekleştirilmeyen sulama projelerine ilişkin açıklaması
5.- Muş Milletvekili Sırrı
Sakıkın, Muş ilindeki pancar üreticilerinin sorunlarına
ilişkin açıklaması
6.- Malatya Milletvekili Veli Ağbabanın,
Malatyada DSİnin sulama kanallarında koruma
korkuluklarının bulunmamasına ve bu nedenle her yıl onlarca
insan öldüğüne ilişkin açıklaması
7.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın,
Şanlıurfa ili GAP projesi ile Atatürk Barajına bitişik il
ve ilçelerin arıtma tesisleri olmadığı için pisliklerini bu
baraja akıttıklarına ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, neden sık sık yoklama talebinde bulunduklarına
ilişkin açıklaması
9.- Adalet Bakanı Sadullah Erginin, kürsüye
çıkan hatiplerin tamamının AK PARTİnin Türkiye Büyük
Millet Meclisini, kamuoyunu ve ülkeyi yanılttığına dair
sözler söylediklerine ilişkin açıklaması
10.- Muş Milletvekili Sırrı
Sakıkın, Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlunun
konuşması üzerine, istiklal mahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri
ve özel mahkemelerin aynı olduğuna ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, görüşülmekte olan tasarının İç Tüzüke
aykırı olduğuna ve Komisyonun geri çekmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
12.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, tasarının 74üncü maddesinde önergeyle
yapılan düzenlemeye gösterilen tepkiye ilişkin açıklaması
13.- İzmir Milletvekili Oktay
Vuralın, görüşmelerin aceleye getirildiğine ve hukuka riayet
etmek gerektiğine ilişkin açıklaması
14.- Batman Milletvekili Ayla
Akatın, uzun süreli çalışmanın insan psikolojisi ve
fizyolojisi üzerindeki etkisine ve yaşanan gelişmelerin Adalet ve
Kalkınma Partisinin sorumluluğunda olduğuna ilişkin
açıklaması
15.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, muhalefetin eleştirilerini ve tepkilerini anlayışla
karşıladıklarına ancak bunun İç Tüzük
kurallarıyla sınırlı kalması gerektiğine
ilişkin açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin, Van depremi
sonrasında yapılan yardımlardaki usulsüzlük
iddialarının ve Vanın afet bölgesi ilan edilmesinin
koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/343)
2.- BDP Grubu adına Grup
Başkanvekili Iğdır milletvekili Pervin Buldanın, kılık-kıyafeti
nedeniyle mağdur edilmiş kişilerin yaşadıkları
sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/344)
3.- Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ve 21
milletvekilinin, basım ve yayım faaliyetlerinin önündeki engellerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/345)
VII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Danışma Kurulunun, gündemdeki sıralama
ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin önerisi
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
2.- Manisa Milletvekili Recai Berber ve Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunç ile 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin; Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın;
Atanamayan Öğretmenlerin Boş Bulunan Kadrolara Atanması ve
Devlet Memurları Kanunu ile Milli Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunlarının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Öğretmen İhtiyacının ve Eğitim
Programlarının Planlanması ve Uygulanması Hakkında
Kanun Teklifi, Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/679, 2/47, 2/73, 2/219, 2/566) (S. Sayısı: 302)
3.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporları (1/484)
(S. Sayısı: 287)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Barış ve Demokrasi Partisinin söz alan bazı
milletvekillerinin, Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin Barış ve
Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması
3.- Adalet Bakanı Sadullah Erginin, Isparta Milletvekili Ali Haydar
Önerin şahsına sataşması nedeniyle konuşması
4.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhanın, Kırıkkale Milletvekili
Ramazan Canın CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 74üncü madde üzerinde Adalet ve
Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri tarafından verilen
önergenin İç Tüzük hükümleri çerçevesinde işleme alınamayacağı
hususunda Başkanın tutumu hakkında
XI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun,
Sivas olaylarının da, Başbağlar olaylarının da
bir katliam olduğuna ilişkin konuşması
2.- Oturum
Başkanı, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, 24üncü Dönem
İkinci Yasama Yılının sonuna
yaklaşılmış olması nedeniyle teşekkür konuşması
01 Temmuz 2012 Pazar
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER: Mine
LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129'uncu
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Konuşma
süreleri beşer dakikadır, Hükûmetin cevap hakkı vardır.
Gündem
dışı ilk söz, 2012 Londra Olimpiyatları hakkında söz
isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Osman Aşkın Baka
aittir.
Buyurun
Sayın Bak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bakın, 2012 Londra
Olimpiyatlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2012 Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları ve
İstanbul'un 2020 olimpiyat adaylığı hakkında gündem
dışı söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla
selamlarım.
Konuşmama
başlarken, tüm denizcilik camiasının 1 Temmuz Denizcilik ve
Kabotaj Bayramı'nı kutluyorum.
İstanbul
2012 yılında Avrupa Spor Başkenti seçildi ve Avrupa Birliği
üyesi olmadan bu unvanı taşımaya hak kazanan ilk şehir oldu
ve yine, İstanbulumuz, 2020 yılında düzenlenecek olan 32nci
Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarına ev sahipliği yapmak için aday
olmuştur.
Sayın
Başbakanımız 13 Ağustos 2011 tarihinde Olimpiyatevi'nde
düzenlenen toplantıda Türkiye'nin adaylığını şu
sözlerle açıklamıştır: Bugün ülkemiz ve
insanımız için son derece önemli gördüğümüz 2020 Olimpiyat
Oyunları adaylığımızı buradan bütün dünyaya ilan
etmek üzere bir araya geldik. Heyecanlıyız çünkü bu defa hedefe
ulaşacağımıza samimiyetle inanıyoruz. Türkiye özünde
bir olimpiyat ülkesidir. Meşale bu ülkeye çok
yakışacaktır."
Uluslararası
Olimpiyat Komitesi, 23 Mayıs 2012 günü Kanada'nın Quebec kentinde düzenlenen
değerlendirme toplantısında aday şehirlerden Doha ve Bakû'yü
eleyerek İstanbul ile birlikte Tokyo ve Madrid'in yola devam
edeceğini açıkladı.
İstanbul
Büyükşehir Belediyesinin İstanbul halkına yönelik kitlesel spor
faaliyetleri ile İstanbul'da düzenlenen, aralarında basketbol,
atletizm, güreş ve tenis gibi popüler branşların dünya
şampiyonalarının da bulunduğu pek çok organizasyon
sayesinde 2020 hedefimize emin adımlarla ilerlenmektedir.
İstanbul'un
uluslararası federasyonların talep noktası hâline gelmesi,
elbette belediyemizin özverili çalışmaları ve nihayetinde on
yıllık Hükûmetimizin siyasi ve ekonomik istikrarı sayesinde
mümkün olmuş ve bugün geldiğimiz noktada İstanbul'un
yıllardır süren olimpiyat düzenleme arzusunun gerçekleştirilmesi
için yeterli altyapıya sahip olunmuştur. İstanbul artık
sporun en popüler küresel merkezlerinden birisi hâline gelmiştir. Gençlik
ve Spor Bakanlığına, Millî Olimpiyat Komitemize ve tüm ulusumuza
düşen, planlı bir lobi süreciyle, 7 Eylül 2013 tarihinde Arjantin'in Başkenti
Buenos Aires'te düzenlenecek olan 125inci IOC Genel Kurulunda 2020 Olimpiyat
ve Paralimpik Oyunları ev sahibi olarak İstanbul'un adının
okutulması için var gücümüzle çalışmaktır.
Saygıdeğer milletvekilleri, yirmi altı gün sonra
Londra'da başlayacak olan 30uncu Yaz Olimpiyat ve Paralimpik
Oyunlarına katılacak kafilemizden sizlere bahsetmek istiyorum. Ancak
ondan önce geçtiğimiz cuma günü Arjantin'i mağlup ederek oyunlara
katılma hakkı kazanan Bayan Basketbol Millî Takımımızı
tebrik ediyorum. Dün Helsinki'de devam etmekte olan Avrupa Atletizm
Şampiyonası'nda millî atletlerimiz Nevin Yanıt, Gülcan
Mıngır ve Polat Arıkan Avrupa şampiyonu olarak ülkemize 3
altın madalya kazandırmışlardır. Sporcularımızı
ve emeği geçenleri bu başarıdan dolayı tebrik ediyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, İktidarımız
süresince desteklenen sporcularımızın uluslararası
müsabakalarda kazandığı başarılar 2012 Olimpiyat ve
Paralimpik Oyunlarına en yüksek sporcu katılımıyla
taçlanmıştır.
Londra'ya bayan basketbol ve voleybol takımlarımızın
yanı sıra atletizmde 27, güreşte 13, halterde 9, boksta 6,
atıcılık ve yelkende 5'er, bisiklet, tekvando ve yüzmede 3'er,
judo ve masa tenisinde 2'şer, okçuluk, jimnastik ve badmintonda ise 1'er
sporcuyla iştirak ediyoruz. Paralimpik Oyunlarında da 46 erkek, 21
bayan sporcuyla temsil ediliyoruz.
Elli iki yıl sonra ilk kez takım sporlarında
olimpiyatlardayız. 2000 Sydney Olimpiyatlarına 60, 2004 Atina
Olimpiyatlarına 75 ve 2008 Pekin Olimpiyatlarına 84 sporcuyla
katıldığımızı dikkate
aldığımızda İktidarımız süresince
istikrarlı bir artış yakaladığımızı
görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, yine Londra'da 1948 yılında
düzenlenen Olimpiyat Oyunlarında 6 tanesi altın olmak üzere toplam 11
madalya kazanan ve tüm dünyaya Türk gibi güçlü sözünü öğreten efsane
güreş takımımızı hatırlatarak ata sporumuzun
temsilcileri millî güreşçilerimize, iki dönem Güreş Federasyonu Başkanlığı
yapmış bir güreşsever olarak ayrıca başarı
dileklerimi iletmek istiyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığına ve Millî Olimpiyat Komitemize
hem 2012 Londra Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarında hem de 2020
adaylığında başarılar diler, bugüne kadar
gerçekleştirdiği etkinlikleri ve adaylık dosyasına
sunduğu katkılar nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesine
teşekkürlerimi sunarım.
Sayın Başbakanımızın hedef gösterdiği 2023
yılından önce olimpiyat ve paralimpik oyunları düzenlemiş
bir İstanbul temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Bak.
Gündem
dışı ikinci söz, alışveriş günlerinin illerimize
yapacağı katkı hakkında söz isteyen Çankırı
Milletvekili Hüseyin Filize aittir.
Buyurun
Sayın Filiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Çankırı
Milletvekili Hüseyin Filizin, alışveriş festivallerinin
illerimize getirdiği canlılık ve Çankırının
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
HÜSEYİN
FİLİZ (Çankırı) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; alışveriş festivalleri ve bu festivallerin
illerimize getirdiği canlılık ve Çankırının
sorunları hakkında görüşlerimi arz etmek üzere
huzurlarınızdayım. Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bildiğiniz gibi dünyada son günlerde yoğun bir
şekilde alışveriş festivalleri, kongreler, fuarlar
düzenlenmektedir. Bu festivaller esnafımıza hareketlilik getirmekte,
esnafımızın moralini düzeltmekte ve esnafımıza âdeta
bir can suyu olmaktadır. Yalnız, bu festivallerin bütün illere
yayılmasında fayda görüyorum.
Alışveriş
deyince hemen aklıma tekstil sektörü geliyor. Tekstil sektörünün
sorunlarını yakından takip ediyorum. Biliyorum ki tekstil
yatırımcıları Ankarada ve İstanbulda
sağlıksız koşullarda, özellikle apartman dairelerinin
altında, bodrum katlarda imalat yapmaktadırlar. Buradan özellikle
tekstil yatırımcılarına bir çağrım olacak.
Diyorum ki ilimiz Çankırı da yeni Teşvik Yasasına göre
kalkınmada öncelikli 5inci bölge oldu ancak organize sanayide
yatırım yapmamız hâlinde 6ncı bölgenin şartlarından
yararlanıyoruz. Dolayısıyla, Türkiye'deki tekstil sektörünü,
buradan, Çankırıya davet ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Çankırı son yıllarda Hükûmetimiz döneminde çok
yatırım almaktadır. Özellikle Devlet Su İşlerinin,
Sayın Bakanımız Veysel Eroğlunun desteğiyle
Çankırıda iki tane çok önemli projenin temelleri atıldı.
Bunlardan Kızılırmak Sulama Projesi ve Hamzalı Sulama
Projesi -ikisi- 120 trilyon lira değerindedir. Temeli atılan bu iki
proje hayata geçtiği takdirde özellikle Çankırının
Kızılırmak bölgesinde çeltik üretimi bulunduğu durumdan en
az yüzde 50 artış gösterecektir, buğday ve arpa rekoltesi yükselecektir,
Çankırıda şeker pancarı üretimi artacaktır.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Kota yok mu, kota?
HÜSEYİN
FİLİZ (Devamla) Değerli milletvekilleri,
Çankırının -kalkınmada öncelikli iller arasında-
özellikle organize sanayi bölgesinde yatırım yapılması hâlinde
6ncı bölgenin şartlarından yararlanması durumunda, bugün
İstanbuldan Ankaraya kadar hiçbir bölge yoktur ki 6ncı bölgenin
imkânlarından yararlansın. Dolayısıyla, biz bu
fırsatı değerlendirmek üzere Çankırıda bir organize
sanayinin temellerini atmaya hazırlanıyoruz, burada bunu sizlere
duyurmak istiyorum. Bu kurmak istediğimiz organize sanayi
Çankırı Ankaraya biliyorsunuz
Dolayısıyla,
Bu 6ncı bölgenin şartları nelerdir? dediğimiz zaman, tekrarladığımız
zaman, Ankarada yatırımcı arsasını parayla
alacağına, Çankırıdan, gelecek, arsasını
bedelsiz alacaktır. Bedelsiz arsa tahsisisin hemen yanı başında
faiz desteği olacaktır; 5inci bölgede 7 yıl, 6ıncı
bölgede 10 yıl bir faiz desteği alacaktır. Bunun yanında
SSK prim desteği alacaktır, en az -organizede olması hâlinde- 10
yıl bir prim desteği alacaktır.
Değerli
hemşehrilerim
Değerli
milletvekilleri, şimdi, bunun dışında
(Alkışlar)
Teşekkür
ederim.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Hepimiz Çankırılıyız.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Hepimiz hemşehri sayılırız.
Hepimiz Çankırılıyız, hemşehriyiz.
HÜSEYİN
FİLİZ (Devamla) Teşekkür ederim.
Benim
için hemşehrilerim önemli, tabii onları aklımdan
çıkaramıyorum, buradan hemşehrilerimi selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, son olarak şunu söylemek istiyorum: Şayet bir yere
yatırım yapılacaksa o il Çankırı olmalıdır
(Alkışlar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Filiz, teşekkür ediyorum, süreniz tamamlandı.
HÜSEYİN
FİLİZ (Devamla) Sözlerimi burada tamamlıyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı üçüncü söz, Manisada kapatılan ilçe
adliyeleri hakkında söz isteyen Manisa Milletvekili Hasan Örene aittir.
Buyurun
Sayın Ören. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Manisa Milletvekili
Hasan Örenin, Manisada kapatılan ilçe adliyelerine ilişkin gündem
dışı konuşması
HASAN
ÖREN (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
biliyorsunuz ki geçtiğimiz günlerde Türkiyede 146 ilçenin adliyesi
kapatıldı. Aslında bu adliyeler kapanırken gerekçeleri
ortaya kondu, gerekçeleri üzerinde tartışmalar yapılabilir.
Doğrudur, yanlıştır ama bu gerekçeler üzerinde,
kapatılan adliyelere ilaveten bu gerekçeleri hiçe sayarak, Meclisi baypas
ederek, bu gerekçelerin dışında tekrar adliyeleri açmaya kalkar
iseniz, işte problem orada başlıyor.
Neydi
HSYKnın gerekçeleri?
1)
Nüfusu 10 binden aşağıya olmayacak, 10 binin
yukarısında olacak.
2)
Dosya sayısı
3)
15 ila
Bunun
üzerinde tartışma yapılabilirdi ve sizler de şunu
söylemekte haklı olabilirdiniz: Yasama-yürütme-yargı birbirinin
kontrolü altında olmayan kurumlar. derdiniz, bu tartışma da bu
bazda yürüyebilirdi. Ama ne yaptınız? Yasama baypas edildi, yürütme
hukuka baskı yaparak, bunların içerisinden aynı kriterlere uymayan
44 ilçenin açılmasına izin verdiniz. İşte burada ipler
koptu.
Değerli
arkadaşlarım, Manisada Gölmarmara ilçesi 15 bin nüfusa sahip,
uzaklığı Akhisara
Şununla
kurtulamazsınız: Efendim, biz HSYKya baskı yapamayız.
veya HSYK böyle bir karar aldı, bu karara bir sefer itiraz etme
hakkımız var, ikinci itirazı edemeyiz. gibi, bu 102 ilçeye
gidip bahane üretemezsiniz. Bunlar cumhuriyet tarihinde açılmış
adliyelerdir, AKP döneminde kapatılan adliyeler olmamalıdır.
Adliyenin bir ilçeye ne kadar fayda getirdiğini burada anlatmaya gerek
yok. Yasamanın da, sizlerin de bu konuda
sıkıntılarının olduğunu biliyorum. Bizi
bırakın, biz muhalefetiz ama yasamayı da baypas eden AKPnin
İktidarı sizleri de bu 102 ilçenin önünde sıkıntıya
sokmuştur. Biz muhalefet milletvekilleri olarak bu ilçelere
gideceğiz, bu ilçelerdeki adliyelerin niye
kapatıldığıyla ilgili gerçekleri anlatmaya devam
edeceğiz ama sizin o ilçelere gitmeyle ilgili
sıkıntılarınız olacaktır.
Yani
Köprübaşına AKPli bir milletvekili gidip başka şey
söylüyor, Manisa Köprübaşında diğer AKPli milletvekili gidip
başka şey anlatıyor, anlatmak zorunda kalıyor. Eğer
gerçekten bu 102 ilçede adliyelerin kapatılması o ilçelerin, o
ilçelerde yaşayan insanların sosyal yaşamlarına, ekonomik
yaşamlarına bir katkı olacaksa burada tartışalım.
Eğer böyle bir şey yok ise veya böyle bir şeyle karşı
karşıya kalınmayacak ise o 44 tane ilçe niçin
açılmıştır? Kıstasları aynı değil
midir? Bu 44 ilçede yani toplamda 146 ilçede kapanan adliyelerle ilgili HSYK bu
kriterleri koyar iken 146sı için koymadı mı? 146sı için
koyduysa hangi erk, hangi güç, bağımsız olduğunu iddia
ettiğiniz HSYKya bu baskıyı yaptı, bu baskılar
sonucunda 44 tane ilçenin adliyesi açıldı? Açılmasında
yarar vardır, açılmasını isteyen bir Cumhuriyet Halk
Partisi vardır ama bununla yetinmiyoruz, 102 ilçedeki adliyenin de
açılmasını istiyoruz. 102 adliyenin de Türkiyede açılması gereklidir. Bununla ilgili
yasama gerçekten bu konu üzerinde birlikte düşünüyor ise
açılmasında sizlerin de yardımınıza
ihtiyacımız var. Yoksa, bu kürsüde her zaman değişik
eylemlerle karşı karşıya kalmak durumundasınız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Ören.
Sayın
milletvekilleri, sisteme giren arkadaşlarımıza 1er dakika söz
vereceğim.
Sayın
Korkmaz
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Isparta Milletvekili
S. Nevzat Korkmazın, 1 Temmuz Kabotaj Bayramına ve Türk
denizciliğinin içinde bulunduğu krize ilişkin
açıklaması
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün
1 Temmuz Kabotaj Bayramı. Seksen altı yıl önce bugün, ülkemiz
Lozan Anlaşması ile kendi limanlarımızdaki yabancı
gemilerin sahip olduğu ayrıcalıklara son vermiş, 1 Temmuz
1926da Kabotaj Kanununu yürürlüğe sokarak bu
ayrıcalıkları millîleştirmiştir.
Türk
denizciliği çok ciddi bir krizin içerisinde. Özellikle uluslararası
lobiler Türk bayraklı gemilerin yüzde 98lerden yüzde 40lara kadar
gerilemesine sebep olan her türlü şer politikalarını uygularken
maalesef AKP Hükûmeti bu gidişata seyirci kalmaya devam ediyor.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak Meclisin tatile girmesini de bir engel olarak görmeden
bir mücadele başlatmaya kararlı olduğumuzu, bu meselenin
Türkiye'nin bir onur meselesi olduğunu gördüğümüzü beyanla, herkesi
ve her kesimi destek olmaya davet ediyoruz.
Ahirete
intikal etmiş Barbaros başta olmak üzere, bugünün, dünün tüm deniz
kahramanlarını hayırla yâd ediyor; kahraman
donanmamızı ve deniz ticaretiyle uğraşan herkesin
bayramını kutluyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın
Öğüt
2.- İstanbul
Milletvekili Kadir Gökmen Öğütün, Millî Emlakin İstanbulun
bazı semtlerindeki uygulamalarına ilişkin açıklaması
KADİR
GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Maliye
Bakanlığına ait Millî Emlak, İstanbulda bazı semtlerde
usulsüzlük yapıyor. Millî Emlakin, apartmanların bahçelerinin bir
bölümünü Marmaray tren hattına bir hat daha eklemek amacıyla dört
yıl önce istimlak ettiği ve aradan geçen zamanda, istimlak edilen
yerlerde herhangi bir faaliyet yapmadığı kamuoyunca
bilinmektedir. Bu, devletin vatandaşının malını
haksız yere gasbı anlamına gelmektedir. Bununla yetinmeyen Millî
Emlak, istimlak ettiği ve kullanmadığı alanları
apartman sakinlerinin kullandığını iddia ederek yıl
bazlı kira istemiştir. Vatandaşların söz konusu alanı
kullanmadığını belirterek kira ödeme emrine
itirazlarının eski yıllara ait fotoğraflarının
sözde delil sayılarak reddedilmesi ve gerekçe olarak da sanki istimlak
edilen alan apartman sakinlerine aitmiş gibi tel örgü çevirmeleri
istenmesi son derece ciddi bir sorundur. Bu görev mal sahibine ait olduğu
gibi, Millî Emlak istimlak ettiği araziye dört sene el sürmeyerek âdeta
tuzak kurmuştur. Bununla ilgili mağduriyeti İstanbul Anadolu
yakasında birçok apartman sakini yaşamaktadır. Bu iddiaları
araştırmayan yöneticiler de aynı soygunun
sorumlularıdır. Geçmiş yıllara ait bu borçların bir an
önce silinmesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın
Yurttaş
3.- Manisa Milletvekili
Muzaffer Yurttaşın, Manisa Milletvekili Hasan Örenin gündem
dışı konuşmasına ilişkin açıklaması
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
HSYK bağımsız bir yargı organıdır.
Tasarrufları ve kararlarını kendi hür iradesiyle alır. Daha
önceki dönemlerde de lüzumu hâlinde adliyeler kapatılmış olup
geçtiğimiz günlerde 146 yerde adliyeler kapatılmıştır.
Gerekçe olarak yargılamanın hızlandırılması
ortaya konmuştur. HSYKnın Adalet Bakanlığına itiraz
hakkı vardır. Bu itirazı Adalet Bakanlığı
değerlendirmiş ve HSYKyı haklı görerek aralarında
Manisa Selendi ve Kırkağaç adliyelerinin de bulunduğu 44
adliyeyi tekrar açmıştır. Bu konu siyaset malzemesi
yapılmayacak kadar önemli bir konudur. Buradan CHP ve Manisa Milletvekili
Sayın Hasan Örene bir malzeme çıkmaz. Manisanın tüm ilçeleri bizim
için önemlidir. Manisayı mamur ve zengin yapmaya devam edeceğiz.
Saygılarımla.
BAŞKAN
- Sayın Fırat
4.- Adıyaman
Milletvekili Salih Fıratın, Adıyamanda başlayan göç
sezonuna ve gerçekleştirilmeyen sulama projelerine ilişkin
açıklaması
SALİH
FIRAT (Adıyaman) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Adıyaman
ilinde yine göç sezonu, ırgat sezonu başladı. Dört yanı
suyla çevrili olan Adıyamanda sulanabilir arazilerin yüzde 15i ancak
sulanabilmektedir. Son on yıldır iktidarda olan AKP Hükûmeti her
seçim öncesi Adıyamana sulama projesi müjdesi vermektedir ancak henüz bir
tanesi gerçekleşememiştir. Bebek 1, Aslanoğlu, Koçali Barajı,
Çamyurdu Barajı, Kâhta Çayı barajları henüz
yapılmamıştır. Adıyamanlı
yurttaşlarımız yine Türkiye'nin bütün bölgelerine ırgat ihraç
etmeye başlamışlardır, yol ıstırapları
başlamıştır. Adıyaman bu ıstıraplardan ne
zaman kurtulacaktır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
- Teşekkürler.
Sayın
Sakık
5.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, Muş ilindeki pancar
üreticilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması
SIRRI
SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkanım, birkaç kez yine gündeme getirdik ama bir türlü sonuç
alamadığımız bir sorunumuz var Muş ilimizle ilgili.
Geçen yıl pancar üreticileri büyük bir mağduriyet
yaşadılar. Yani kışın erken başlamasından
dolayı hiç kimse ürünlerini tarladan alamadı ama çevre illerde de
aynı sorun yaşandı. Çiftçilerin borcu, çevre illerin
borçlarının -birkaç kez seslendirdik- büyük bir kısmı ertelendi
ama Muşa bu noktada ayrımcı bir tavır
takınıldı. Bunun giderilmesi için Hükûmeti bu konuda
sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Sayın
Ağbaba
6.- Malatya Milletvekili
Veli Ağbabanın, Malatyada DSİnin sulama kanallarında
koruma korkuluklarının bulunmamasına ve bu nedenle her yıl
onlarca insan öldüğüne ilişkin açıklaması
VELİ
AĞBABA (Malatya) Teşekkür ederim.
Ben
Sayın Bakana sormak istiyorum, Sayın Veysel Eroğluna.
Malatyadaki
Devlet Su İşlerinin sulama kanallarının tamamında koruma
korkulukları yok. Bu nedenle her yıl onlarca insan ölmekte.
Şimdi, ileri demokrasi diyoruz, büyük devlet diyoruz ama hâlâ
Malatyada ve Türkiyede her yıl gençlerimiz derelerde, kanallarda
boğulup ölmekte. En son Malatyada
Yazıhan ilçesinde Mısırdere köyünde bir aile yok oldu.
Geçtiğimiz günlerde, kurtarma çalışmalarını gittim,
yerinde izledim, anne haykırıyor, Benim çocuğum göz göre göre,
haykıra haykıra, yalvara yalvara öldü. Hiçbir koruma olmadığı
için arabamız kanala uçtu ve ailemiz yok oldu. diyor. Sizden ricam,
Malatyadaki sulama kanallarının etraflarına özellikle yolun
geçtiği yerlere koruma korkuluklarının
yapılmasını Sayın Bakan Eroğlundan rica ediyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Ağbaba.
Sayın
Tanal
7.- İstanbul Milletvekili
Mahmut Tanalın, Şanlıurfa ili GAP projesi ile Atatürk
Barajına bitişik il ve ilçelerin arıtma tesisleri
olmadığı için pisliklerini bu baraja
akıttıklarına ilişkin açıklaması
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şanlıurfa
ili GAP projesinin yüzde 20si bitmiş durumda, yüzde 80ine
başlanmamış durumdadır. Bu sebepten dolayı
Şanlıurfalılar mağdurdur. Bu mağduriyet ne zaman
bitecektir? Bu birinci soru.
İkinci
soru: Atatürk Barajına bitişik il ve ilçelerin tüm arıtma
tesisleri olmadığı için ham bir vaziyette Atatürk Barajına
o pislikler akmaktadır. Bununla halk sulama işlemini
gerçekleştirmektedir. Bu aynı zamanda bir çevre kirliliğidir.
İlgililerin bu konuda duyarlı davranmasını talep ediyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve 22 milletvekilinin, Van
depremi sonrasında yapılan yardımlardaki usulsüzlük
iddialarının ve Vanın afet bölgesi ilan edilmesinin
koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/343)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
23
Ekim 2011'de Van Erciş'te, 9 Kasım 2011 tarihinde Van merkezinde
yaşanan depremler öncesinde ve sonrasında devlet ve kamu idaresi
adına yürütülen çalışmaların, eğitim ve
sağlık kurumlarına ait binalar başta olmak üzere kamu
binalarının en çok hasar gören ve en çok ölüme neden olan binalar
olmasının sorumlularının, özellikle 9 Kasım depreminde
40 insanımızın enkazı altında kaldığı
Bayram Otelin kullanımına izin verenlerin, yardımların
dağıtılmasında ihtiyaç sahiplerinin belirlenmesinde
depremzedeler arasında ayrımcılık
yapıldığı duygusuna yol açan uygulamaların ve
sorumlularının açığa çıkarılması,
Van'ın afet bölgesi ilan edilmesinin koşullarının olup
olmadığının tespit edilmesi için Anayasanın 98. ve
TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
29/11/2011
1)
Abdullah Levent Tüzel (İstanbul)
2)
Pervin Buldan (Iğdır)
3)
Hasip Kaplan (Şırnak)
4)
Sırrı Sakık (Muş)
5)
Murat Bozlak (Adana)
6)
Halil Aksoy (Ağrı)
7)
Ayla Akat (Batman)
8)
İdris Baluken (Bingöl)
9)
Hüsamettin Zenderljoğlu (Bitlis)
10)
Emine Ayna (Diyarbakır)
11)
Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
12)
Altan Tan (Diyarbakır)
13)
Adil Kurt (Hakkâri)
14)
Esat Canan (Hakkâri)
15)
Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
16)
Sebahat Tuncel (İstanbul)
17)
Mülkiye Birtane (Kars)
18)
Erol Dora (Mardin)
19)
Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
20)
Demir Çelik (Muş)
21)
İbrahim Binici (Şanlıurfa)
22
Nazmi Gür (Van)
23)
Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
23
Ekim 2011 tarihinde merkez üssü Van'ın Erciş ilçesi olan 7,2
büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. 9 Kasım 2011
tarihinde ise merkez üssü Van'ın Edremit ilçesi olan 5,6 büyüklüğünde
ikinci deprem yaşanmıştır. İki deprem arasında ve
9 Kasımdan sonra şiddeti 2 den büyük, 3 bine yakın artçı
deprem olmuştur.
Bilindiği
üzere, ülkemizin büyük bir bölümü deprem bölgesidir. Geçtiğimiz
yıllarda Kocaeli, Düzce, Van, Erzincan gibi büyük deprem felaketleri
yaşanmıştır. Uzmanlara göre, İstanbul başta olmak
üzere pek çok kentimizde büyük depremler beklenmektedir. Bununla birlikte,
Van'da yaşanan deprem felaketi karşısında devlet ve kamu
idaresi adına yapılan açıklamalar ve gelişmeler
karşısında alınan tutumların vatandaşların
acılarını ve kayıplarını dindirmek bir yana
mağduriyetlerinin artmasına neden olmaktadır.
23
Ekim 2011 tarihinde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay,
"Van merkezde 10 civarında bina yıkılmış,
Erciş'te 25-30 arası bina, bir de yurt, yıkılmış
durumda" diye açıklamada bulunurken, Kızılay Genel
Başkanı Ahmet Lütfi Akar, "Bütün afetzedelere yetecek kadar
çadırımız, battaniyemiz ve gıda stokumuz Van ve
Erciş'e ulaşmış vaziyette" şeklinde beyanat
vermiştir.
24
Ekim 2011'de pek çok ülke yardım teklifinde bulunmuş, ancak
yardım talepleri Hükümet tarafından reddedilmiştir. İngiliz
The Times gazetesi Ankara'nın dış yardım tekliflerini
reddetmesini haber yaparak "Yardımı reddetmek
akılsızlık ve zalimce" değerlendirmesini
yapmıştır.
Oysa,
felaketin boyutu çok büyüktü; 25 Ekim günü deprem bölgesinde çadır ve
yardım malzemelerinin dağıtımı sırasında
yaşanan organizasyon eksikliği nedeniyle yaşanan izdihamı
önlemek için askerler havaya ateş açmış, yine de izdiham
engellenememiştir. Van Valisi, Van Belediye Başkanı ile birlikte
çalışmayı kabul etmemiş, depremzedelere yönelik
çalışmalarda iki başlılık ortaya
çıkmış, merkezi hükümet olanakları ile
ayrımcılık ve partizanlık yapıldığı
iddiaları ortaya atılmıştır.
"Kendi
deprem kapasitemizi görmek için" reddedilen yardımlara,
ihtiyacımız olduğu 2 gün sonra, Başbakanlık Afet ve
Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca, Dışişleri
Bakanlığı aracılığıyla yardım teklif
eden tüm ülkelere duyurulmuştur.
Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar 29/10/2011 tarihinde Van
ve Erciş'te deprem beklentisi söylentilerine itibar edilmemesini isteyerek,
"Bugün itibariyle diyebilirim ki; deprem açısından en güvenilir
Van ve Erciş'tir, az hasarlı evlere girebilirler" demiş,
Bakan'a Van Valisi Münir Karaloğlu da katılmış ve
AFAD'ın teknik görevlilerinin "Artık 3 gün geçti, bundan sonra
artçı sarsıntılar azalarak devam eder" dediğini
belirtmiştir.
Bu
açıklamalardan tam 11 gün sonra, 9 Kasım depremi
gerçekleşmiştir. "Erciş ve Van en güvenli yerlerdir,
evlerinize girebilirsiniz" şeklindeki açıklamasıyla, 5.6
lık depremde enkaz altında kalan 40 kişinin ölümünden birinci
elden sorumluluğu olan Bakan Erdoğan Bayraktar, istifa
edeceğine, "Bugün seçim olsa Van'da en az 6 milletvekilini
alırız" diyebilmiştir.
Van'da
birinci depremin üzerinden 35, ikinci depremin üzerinden 16 gün geçmesine
rağmen sorunlar azalacağına büyümektedir. Hükûmet sorunun
çözümünü, 2012 Ağustosu'na ertelemiş bulunmakta ve
aldığı son önlemle vatandaşı Van'ı terke
teşvik etmektedir. Soğuktan zatürre ve beslenme yetersizliği
nedeniyle 2, çadırlarda çıkan yangınlarda 3 olmak üzere şu
ana kadar 5 çocuk yaşamını yitirmiştir.
Yaşadıkları depremden sonra derme çatma çadırlarda zemheri
soğuğuyla baş başa bırakılan Vanlılara
gösterilen çözüm göç olmamalıdır. Binlerce insan depremden
değil, çaresizlikten, soğuktan donmamak için gözü arkada âdeta Van'dan
kaçmaktadır. Yaklaşık 200 bin kişinin Van'dan göç
ettiği ifade edilmektedir.
Eğitim/öğretim
kurumlarındaki sorunlar henüz giderilebilmiş değildir.
Okulların, yurtların, lojmanların, konutların hasar
tespitlerinin sağlıklı yapılmadığı
iddiaları vardır. Üniversite sınavına girecek lise son
sınıf ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencilerinin durumunun
ne olacağı, eğitim takvimi içinde gerçekleştirilemeyen
programın nasıl telafi edileceği, sınavlar vb.
belirsizliğini korumaktadır. Üniversite içerisinde prefabrik binalar
kurularak eğitime devam edileceği belirtilmiş ancak
yaklaşık 20 bin öğrenci kapasiteli üniversitenin derslik ve
öğrencilerin barınma sorunlarını çözmek üzere henüz gözle
görülür bir çalışma başlatılmış değildir.
Ortada
büyük sorunlar dururken, "Her şeyi çözdük, sorun yoktur" diyen
hükûmet yetkililerine depremzedelerin güvenleri kalmamıştır.
Dahası, yardım ihtiyacını dile getiren halkı
"Bunlar depremzede değil provokatör" diye suçlayan, yardım
verilmiyor diye tepkisini dile getiren depremzedelerin "teröristlerin
uzantısı" ilan edilmesi hükümetin
inandırıcılığını ortadan
kaldırmıştır.
18
Kasım tarihi itibarıyla, Başkanlık nezdinde toplam 220
milyon 760 bin TL nakdî yardım toplandığını, deprem
bölgesindeki hizmet binalarının hasar görmesi ve acil ihtiyaçların
karşılanması için Van Valiliği'ne 28 milyon acil
yardım ödeneği gönderildiğini açıklamıştır.
Tüm bu olup bitenlerin
karşısında araştırmaya muhtaç pek çok konu
bulunmaktadır. Eksi 13 dereceye varan kış koşullarında
on binlerce insan çadırlarda yaşamak zorunda
bırakılırken 1000'i aşkın TOKİ
konutu depremzedelerin kullanımına açılmamıştır.
Kalıcı konut ihtiyacı varken depremzedeler için toplanan nakit
220 milyon lira Hükümet tarafından bankalarda tutulmaktadır. Kamu
binaları başta olmak üzere tüm konutlarda hasar tespitleri tam olarak
yapılmamış ve hasar tespiti raporları düzenlenmeden hizmete
açılan binalardan söz edilmektedir. Kamu idaresinin
tarafsızlığı ilkesi, vatandaşın kamu idaresi ve
kanunlar önünde eşitliği ilkesinin ihlal edildiği kanaati
yaygınlaşmaktadır.
Van
halkının maruz kaldığı göçün, katlanılması
zor, barınma ve yaşama koşullarının, Bayram otel'in
enkazında ölen aralarında iki gazeteci ve bir Japon kurtarma ekibi
görevlisinin de bulunduğu 40 insanın ölümünün
sorumlularının açığa çıkarılması,
sorunların giderilmesi, bundan sonra yaşanabilecek olası
doğal felaketlerde yaşanmaması ve Meclis denetim
çalışmaları kakımından büyük önem
taşımaktadır.
2.- BDP Grubu adına
Grup Başkanvekili Iğdır milletvekili Pervin Buldanın,
kılık-kıyafeti nedeniyle mağdur edilmiş kişilerin
yaşadıkları sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/344)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
28
Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı
sonucu açıklanan kararlarla başlayan ve irticaya karşı
olduğu iddia edilen ordu ve bürokrasi merkezli süreçte başörtülü
kadınlar yönünden insan haklarına aykırı kararlar
alınmıştır. Bu kararlar doğrultusunda Kamuda
çalışan birçok kadının, başörtüsü takması nedeniyle
görevlerine son verilmiş, bir çoğu için ise disiplin
soruşturmaları ile görevden el çektirme, istifaya veya
emekliliğe zorlandırılmışlardır. Başörtüsü
nedeniyle mağdur edilmiş kadınların sayısal tespiti,
bu kişilerin yaşadıkları sorunların ve çözüm yollarının
araştırılması amacıyla, Anayasa'nın 98. ve
içtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince "Meclis
Araştırması" açılmasını
saygılarımla arz ederim.
Pervin
Buldan
(Iğdır)
Gerekçe:
28
Şubat 1997'de yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısı
sonucu açıklanan kararlar arasında yer alan "Kıyafetle
ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi
çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalar
engellenmeli" yönündeki kararla birlikte, kamu kurumlarında
çalışan ve başını örten memurların,
"ideolojik ve siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve
çalışma düzenini bozdukları" iddia edilmiş ve bu
kadın memurlar memuriyetten çıkartılmışlardır.
Binlerce kadın ve ailesi mağdur edilmiştir. Bu süreçte pek çok
öğretmenin yanı sıra, hemşire, doktor ve diğer meslek
gruplarında da çalışan birçok kadın, başörtüsü
taktıkları için aynı şekilde mağdur
edilmişlerdir. Uygulama her birey için farklı tezahür etmiştir.
Daha önce usulüne uygun olarak verilen asaleti onama kararlan geri
alınmış ya da daha önce memuriyet görevine son verilen
kadınlar tekrardan devlet memurluğundan
çıkarılmışlardır. Memuriyet sona erdiğinden,
başka iş kollarında çalışarak SSK veya
Bağ-Kurdan emekli olan kadınlar, Emekli Sandığı'ndan
emekli olamadıkları için Emekli Sandığı'na tabi olarak
çalıştıkları döneme ilişkin emeklilik ikramiyelerini,
alamamışlardır. Yasak devam ettiğinden 2000
yılından sonra memur olmak için gerekli koşullara sahip olan
başörtülü kadınların, memuriyet için müracaat etmeleri dahi
mümkün olmamaktadır.
Binlerce
kadın, Anayasa'da eşitlik ve kamu hizmetine girme
haklarının varlığına rağmen kamu
kurumlarında çalışma hakkından mahrum
bırakılmaktadır.
Kadınlara
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi
Sözleşmesi'nin (CEDAW) İhtiyari Protokolü, 30 Temmuz 2002 tarihinde
TBMM tarafından onaylanmış ve 02 Ağustos 2002 tarihli
resmi gazetede
yayınlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti hem
uluslararası hükümlülüklerini ciddiye alan hem de kadınların
insan haklarının tanınması, korunması ve ilerletilmesi
yönünde politikalar üreten bir devlettir. Başörtülü kadınların
kamu kurumlarında çalıştırılması önündeki
engeller, bu uluslararası sözleşmelere de aykırılık
teşkil etmektedir.
28.02.1997
tarihinden bugüne alınan kararlar ile görevden alınan, hakkında
soruşturma yürütülen, disiplin cezası alan ve halen bu nedenle
başvuruları reddedilen kadınların
sayılarının, bu kişilerin yaşadıkları
sorunların ve bu sorunların çözüm yollarının
araştırılması için bir komisyon kurulmasının
fayda sağlayacağı kanaatindeyiz.
3.- Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy ve 21 milletvekilinin, basım ve yayım
faaliyetlerinin önündeki engellerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/345)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Düşünce
ve ifade özgürlüğü önünde engel teşkil eden yasal hükümlerin
saptanması ve tutuklu bulunan gazetecilerin durumunun
araştırılması için Anayasa'nın 98'inci İçtüzük'ün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ederim.
1) Halil Aksoy (Ağrı)
2) Pervin Buldan (Iğdır)
3) Hasip Kaplan (Şırnak)
4) Sırrı Sakık (Muş)
5) Murat Bozlak (Adana)
6) Ayla Akat (Batman)
7) İdris Baluken (Bingöl)
8) Hüsamettin Zenderlioğlu (Bitlis)
9) Emine Ayna (Diyarbakır)
10) Nursel Aydoğan (Diyarbakır)
11) Altan Tan (Diyarbakır)
12) Adil Kurt (Hakkâri)
13) Esat Canan (Hakkâri)
14) Sırrı Süreyya Önder (İstanbul)
15) Sebahat Tuncel (İstanbul)
16) Mülkiye Birtane (Kars)
17) Erol Dora (Mardin)
18) Ertuğrul Kürkcü (Mersin)
19) Demir Çelik (Muş)
20) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
21) Nazmi Gür (Van)
22) Özdal Üçer (Van)
Gerekçe:
İnsan
hakları bir insanlık değeri olarak ortaya çıkıp kabul
edildiğinden beri düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve
basın-yayın özgürlüğü ile beraber değerlendirilmektedir.
Düşüncenin ifade edilmesi, açıklanması, basılıp
yayılması bir bütündür. Açıklanamayan, basılıp
yayılamayan bir düşüncenin özgür olması ya da böyle bir durumda
düşünce özgürlüğünden söz etmek olası değildir.
Ne yazık ki ülkemiz
belirtilen çerçevede yasal olarak anti-demokratik bir yapıya sahiptir. TCK
301. Madde TMK 7/2 Madde başta olmak üzere her toplumsal soruna
ilişkin düşünce açıklamak engellenmiş ve yasal olarak
cezalandırılmaktadır. Kökenini büyük ölçüde 12 Eylül darbe
anayasasından alan bu durum, her iktidar tarafından bilinse de
basın yayın kuruluş ve gazeteciler üzerinde sindirme ve
bastırma politikalarının bir aracı olarak bugüne kadar
kullanılmıştır.
Tutuklu
Gazetecilerle Dayanışma Platformu'nun verilerine göre, 25 Kasım
2011 tarihinde tutuklanan Özgür Gündem Gazetesi Yazarı Cengiz Kapmaz ile
birlikte tutuklu gazeteci sayısı 65'e ulaştı. Bu sayı,
2010 yılında yaklaşık 50 iken, 2009 yılında 35 idi.
Görüldüğü üzere her sene tutuklanan gazeteci sayısında ciddi bir
artış söz konusudur. Ayrıca tutuklanmayan ancak,
yargılaması devam eden binlerce dava dosyası da mahkemelerde
devam etmektedir.
Uluslararası
kuruluşların yaptıkları basın özgürlüğü
değerlendirmelerinde Türkiye gün geçtikçe daha da geriye gitmektedir. Ekim
ayında açıklanan son Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda da,
Türkiye'nin basın özgürlüğü konusunda yaşanan sorunlara
özellikle değinilmiştir.
TRT'nin
Kürtçe yayın yapmaya başlamasında sonra, Kürtçe yayınlar
üzerindeki baskının kalkması beklenirken tersine sürmüştür.
Toplumu
doğrudan ilgilendiren davalarda bilgi alma ve kamuoyuna aktarma gizlilik
kaydı ile engellenmektedir. Sol sosyalist, muhalif basın yayın
kuruluşları ve gazetecileri üzerinde baskı ve engellemeler
gittikçe artmaktadır.
Oysa
basın özgürlüğü, Birleşmiş Milletler tarafından,
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde ilan edilen, birçok ülke
tarafından kabul edilen bir haktır. Gerek BM, gerekse de Avrupa
Birliği bünyesinde basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü
konularında pek çok sözleşme hazırlanmış ve üye
ülkelere imzalanmıştır.
Bu
anlamda ülkemiz de bu tür pek çok sözleşmeye taraftır. Özgür,
tarafsız bir basın oluşturmada da iç hukukun bu
sözleşmelere uygun duruma getirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda Terörle
Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nun mutlaka değişmesi
gerekmektedir.
Özgür
Basın, demokratik sistemin korunması ve güçlendirilmesinde son derece
önemli bir unsur olma özelliğini taşımakta olup, insan
haklarına dayalı barış içinde demokratik bir toplumsal ve
siyasal düzenin gerçekleşmesi yolunda önemli yapı
taşlarından birini oluşturmaktadır.
Bunun
yanı sıra demokratik siyasetin oluşturulmasının temel
koşullarından biridir. Siyasi ve ekonomik baskı altında
bulunan basının, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında
yeniden ele alınmalı ve önünde engel olan düzenlemelerin derhal
değiştirilmesi kaçınılmaz olmuştur.
Bu
nedenle basın yayın faaliyetlerinin önündeki engellerin
araştırılması, ifade özgürlüğünün yasal olarak
güvenceye alınması ve tutuklu gazetecilerin durumunun ve yasal
çerçevelerinin araştırılması için bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını dileriz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, araştırma önergeleri bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.43
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.54
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır),Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
VII.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Danışma
Kurulunun, gündemdeki sıralama ile Genel Kurulun çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin önerisi
Danışma Kurulu
Önerisi
Danışma
Kurulunun 01/07/2012 Pazar günü yaptığı toplantıda,
aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması
uygun görülmüştür.
Cemil
Çiçek
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mahir Ünal Mehmet Akif
Hamzaçebi
Adalet
ve Kalkınma Partisi
Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Oktay Vural Pervin
Buldan
Milliyetçi
Hareket Partisi Barış
ve Demokrasi Partisi
Grubu Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Öneriler
Gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmında yer alan ve daha önceki
birleşimlerde görüşmeleri yarım kalan 302 ve 287 sıra
sayılı kanun teklifi ve tasarısının bu kısmın
sırasıyla 2 ve 3 üncü sıralarına alınması
Genel Kurulun;
1 Temmuz 2012 Pazar
günkü (bugün) birleşiminde 278 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
2 Temmuz 2012 Pazartesi
günkü birleşiminde 10 sıra sayılı kanun
tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar,
Yukarıda belirtilen
birleşimlerde gece 24:00'de günlük programların tamamlanamaması
halinde günlük programların tamamlanmasına kadar,
çalışmalarını
sürdürmesi,
önerilmiştir.
BAŞKAN
Danışma Kurulu önerisi üzerinde Özgür Özel, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Danışma Kurulu
önerisi üzerinde grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün günlerden pazar,
çok istisnai bir gün. Bütçe görüşmeleri yok ama bir pazar günü
çalışıyoruz. Hatta bütçe görüşmelerindeki gibi on bire
kadar değil bir haftadır sabah beşlere kadar
çalışıyoruz. Beşte gidiyoruz, komisyon
toplantılarımızın durumuna göre erken saatlerde bir daha
geliyoruz. Herkes yorgun, uykusuz, gergin ama ortamda son derece istisnai bir
durum var, o yüzden çalışmak zorundayız.
Farkında
mısınız, bu dönem biz seçildiğimizden beri son derece
istisnai bir Parlamentoda hep birlikte görev yapıyoruz. Meclis açık
olduğu hâlde, hatta ilgili komisyonlar toplantı hâlinde olduğu
hâlde, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisiyle, 12 Eylülün,
paşaların getirdiği bir düzenlemeyi kullanarak Meclis
açıkken yasama yapılacak kadar istisnai durumlar var. Kanun
tasarılarına hasret kaldık. Çünkü ne kadar önemli ya da ne kadar
önemsiz, ne kadar acil ya da ne kadar yapısal olursa olsun, bütün kanunlarda,
ilgili bakanlıkların çalışması, bürokratların
mutfakta pişirmesi, Bakanlar Kurulunda tartışılması ve
Meclisin gündemine getirilmesi yerine, Sayın Başbakanın
işaret ettiği, bazen 1, bazen 5 milletvekilinin eliyle
hazırlık yapılıyor. MİT Yasası gibi bir
yasayı jet hızıyla geçirmek için 1 milletvekili
kendiliğinden kanun teklifi verebiliyor veya 4+4+4 gibi fevkalade önemli
bir konuda, konu hakkında -komisyona katılan herkes biliyor ki- Millî
Eğitim Bakanının dünyadan haberi yok, Millî Eğitim
bürokrasisi hazırlıksız ama dışarılarda bir
yerlerde pişirilmiş, Başbakan eliyle AKPden 5 milletvekiline, 5
sayın grup başkan vekiline getirilmiş ve Meclis gündemine
getirilebiliyor. Çok istisnai bir durum.
Ve
öyle istisnai bir Mecliste görev yapmaya çalışıyoruz ki, 326
tane iktidar milletvekili var, toplantı başlasın diye 184
toplantı yeter sayısını toplamalarını, karar
yeter sayısı olan 139u bulmalarını, daha doğrusu
bulmamalarını kimse eleştirmiyor da, muhalefet denetim görevini
yapmak için Bir sayar mısınız Sayın Başkan, bu karar
hukuki mi? Gelin burada bir karar yeter sayısı arayalım.
deyince iktidar sıralarından tepkiler, Sayın Bakanlardan sitemler:
Efendim, neden yoklama istiyorsunuz, neden bu tip denetim yollarına
gidiyorsunuz? Niçin? Çünkü, son derece istisnai bir Mecliste görev
yapıyoruz.
Aslında
bu istisna meselesinin üzerine sırf kafa yoran, mağduru olan veya bu
duruma dikkat çeken biz değiliz. İtalyan Felsefeci Agamben diyor ki:
Sürekli bir istisna hâli ve hukukun askıya alınası sürecinde yaşıyor
dünya artık. Agambene göre istisna hâli siyasal belirsizlik veya nedeni
ne olursa olsun bir kriz durumunda belli bir siyasal düzenin
devamının sağlanması adına hukukun askıya
alınmasıdır. Agambene göre hukuksuzluğun artık normal
bir durum hâline geldiği, kuralsızlığın kural yerine
işletildiği, istisnanın kaideyi bozmadığı,
doğrudan kaide hâline geldiği bir dünyada yaşıyoruz.
Agamben bu çalışmasına ispat olarak da 2011 yılında
Amerikan Başkanı Bushun yayınladığı bir askerî
emri örnek gösteriyor. Bushun askerî emri şu, bu emirde diyor ki Bush:
Terörist faaliyetlere karıştığından
kuşkulanılan Amerikan vatandaşı ya da Amerikan
vatandaşı olmayan kişilerin süresiz alıkonulmalarına
ve askerî komisyonlarda yargılanmalarına izin veriyor.
Şimdi,
Türkiyedeki yansımasına bir bakın. Birileri bir şeyden şüphe
ediyor; bu, bazen bizim Grup Başkan Vekilimizin Hükûmeti
yıpratmasıyla ilgili bir şüphe olabilir, bazen kendi Genelkurmay
Başkanının silahlı bir terör örgütü kurduğuyla ilgili
bir şüphe olabilir, kendi atadığı, kendi emekli
ettiği, ödül verdiği, elini sıkıp plaket verdiği
Genelkurmay Başkanının terörist eylemlerin başı
olduğuyla ilgili şüphe olabilir. Ne olursa olsun, aynı Bushun
koyduğu gibi 2001 yılında, bir şüphe varsa eğer ne
kadar duracağı ve neyle suçlandığını bilmeden
içeride kalması ve hukukun askıya alınması sürecini Türkiyede
yaşıyor.
İçinde
yaşadığımız alan hukuki boyuttan yoksun, bir
şiddetin hüküm sürdüğü bir yasasızlık bölgesi aslında.
Devlet iktidarı istisna yoluyla yasasızlığı bünyesine
katmış durumda ve istisna hâlini sürekli kılarak
normalleşmiş durumdayız. Böylece aslında hepimiz biliyoruz
ki maske düştü ve şiddete olan ihtiyaç ve bu yeni iktidar
sahiplerinin aslında ülkeyi yönetmekle ilgili nasıl bir iradenin
sahibi oldukları açıkça ortaya çıktı.
Öyle
istisnai bir ülkede yaşıyoruz ki her muhalif partiden en az 1
milletvekili tutuklu, öyle istisnai bir ülkede yaşıyoruz ki 100den
çok muhalif gazeteci tutuklu -Çinle yarışıyoruz muhalif
gazetecilerin tutuklu olması noktasında- binden fazla öğrenci
tutuklu, poşu takmanın, yumurta bulundurmanın, konser bileti
satmanın, şemsiye bulundurmanın ayrı ayrı aylarca
süren yargılanmalar ve tutukluluk hâlleriyle
karşılıkları var artık.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Nerede?
ÖZGÜR
ÖZEL (Devamla) Milletvekillerine Genel Kurulda, burada dayak, Komisyonda
tekme atılıyor bu istisnai Parlamentoda. Milletvekiline yumruk
atıyor polisler.
Seyahat
özgürlüğünün engellenebildiği bir 2011 yılı düşünüyor
musunuz? Eğitim-Senli öğretmenlerin çıktıkları yerden
Ankaraya gelmeyin, suç işleyeceksiniz. diyerek seyahat özgürlükleri
kısıtlanıyor. Gelenlere, burada eylem yapanlara Siz 4+4+4e
karşı niçin toplandınız? diye soruluyor, cevabından
tatmin olmayan sayın savcının isteğine uyan hâkim bu
sendikacıları tutuklayabiliyor.
Öyle
bir istisnai ülkede yaşıyoruz ki grev yapma hakkı elinden
alınıyor birilerinin toplu iş sözleşmesindeki gücü
zayıflatılsın diye, buna karşı fiilî grev
hakkını kullananların tamamını işten
çıkarıyorsunuz. Ve öyle bir istisnai ülke ki bu, bu istisna ülkenin
istisna Parlamentosunun çok müstesna bir milletvekili, daha bu grev
yapılmadan önce 500 tane CV alıyor, Greve 500 kişi kadar
katılacakmış, yerine bizim arkadaşları istihdam
edeceğim. diyebiliyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Öyle
bir istisnai ülkede yaşıyoruz ki darbe dönemlerinde karakolda olan
işkence şimdi cezaevlerinde hüküm sürüyor. Muamele aynı, sadece
yapıldığı yer ve talimatı verenler
değişmiş durumda.
Öyle
bir istisnai ülke ki burası, paşaların kurduğu, 12 Eylülün
kurduğu, hepimizin kaldırılmasını istediğimiz
Devlet Güvenlik Mahkemeleri yerine, özgürlükçü, sözde demokrat, ileri
demokrasici bir iktidar özel yetkili mahkemeleri kuruyor ve o özel yetkili
mahkemeler yedi yıl boyunca yakmadık can bırakmıyorlar.
Ve
öyle istisnai bir ülkedeyiz ki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, o özel
yetkili mahkemelerin kurulduğu zamanda -ki görevi hepimizce malum- diyor
ki Özel yetkili mahkemeler, gerçekten bu düzenlemeyle bile düzeltilemeyecek
kadar büyük bir sorun hâline geldiler.
Ve
öyle bir noktadayız ki Sayın Bekir Bozdağ çıkıyor,
Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı görevi belki de daha fevkinde
yaparak, Özel yetkili mahkemeler hukuk devletlerinde olmaz, demokrasiyle
bağdaşmaz. diyebiliyor.
Bu
özel yetkili mahkemeleri biz mi kurduk? Bu özel yetkili mahkemelerde hukuku
ayaklar altına biz mi aldık? Bu özel yetkili mahkemeleri getirip de
yıllardır Türkiye'de dünya ölçeğinde bir demokrasi zaafı
yaratan sizler değil misiniz?
Dün
akşam bunu kaldırmakla ilgili önergeyi bile netleştiremeyip,
kendi içinizdeki bu çatışmayı Meclisin gündemine
taşımadınız mı? Siz özel yetkili mahkemelerle ilgili
önergeyi vermeyip buradan giderken, ilk kez şöyle bir şey
yaşandı. Benim Grup Başkan Vekilim döndü ve dedi ki size:
Arkadaşlar, nereye gidiyorsunuz? Hani görüşecektik? Biz buradayız
ve burayı terk etmiyoruz. Ama hepiniz arkanızı döndünüz ve
tıpış tıpış o Parlamentoyu terk ederek yerinize
gitmek zorunda kaldınız.
Bunları,
şuradan söylemek lazım, okumak lazım: Bunların tamamı
oluşan yeni vesayetle ilgili. Bunların tamamı, yeni bir derin
devlet var ama eskisinden hem daha derin hem daha etkin, eskisinden daha acımasız. O
kadar derinde ki, eski derin devletin kökleriyle birbirine tutunmuş
durumda, plasenta köprüsü kurmuş olmalı çünkü eski derin devletle
arasında bir başka ilişkiyi tarif ediyor. Abdülkadir Aksu, Cemil
Çiçek, Vecdi Gönül, Oğuz Kağan Köksal, 12 Eylül döneminin Genel
Sekreteri Hasan Celal Güzelin Değerli Eşleri; isimleri nedense
aklıma geldi.
Ama şunu açıkça söylemek lazım:
Böyle bir şey yok mu diyoruz? Eski kuvvet komutanlarının nerede
olduğu ortada ama şu anda Mehmet Ağara Sen devlete emanetsin.
diyen bir Bakan var. Mehmet Ağarın cezaevindeki 24 tutuklunun 21ini
birileri tahliye etti. Mehmet Ağar, ailesine en yakın yerde, Bodruma
en yakın cezaevine yerleştirildi. Kendi girmeden önce eski MİT
Müsteşarı Korkut Eken gitti, asayiş berkemal mi diye baktı.
Helikopter pisti yaptınız Mehmet Ağarın kalmakta
olduğu cezaevinin yanına kolay gitsin diye ziyaretçileri.
Bu
duygu, bu düşünce, bu tespitlerle
ve büyük bir yürek yanıklığıyla hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
İkinci konuşmacı, aleyhinde olmak suretiyle Haluk Koç.
Buyurun
Sayın Koç. (CHP sıralarından alkışlar)
HALUK
KOÇ (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Danışma Kurulu önerisinin usulen aleyhinde söz aldım çünkü bütün
gruplar onay vermiş durumda ama sizlerle paylaşmak istediğim
bazı gelişmeler boyutunda bilgilerinize sunmak istediğim bir iki
husus var. Önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, geçen hafta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin
yaz dönemi toplantısı vardı. Türkiye denetim mekanizması
içerisinde takipte olan bir ülke. Avrupa Konseyinin kuruluş ilkeleri,
demokrasi, insan hakları ve bununla ilgili tüm boyutlarda üye bütün
ülkelerin aynı kriterleri sağlamasına dönük takibi yapmak
zorunda olan bir kuruluş. Gizli komisyon toplantılarında,
Türkiyenin denetimle ilgili boyutunda ben muhalefet boyutunu temsil ediyorum
ve iktidardaki arkadaşlarımız iyi niyetleriyle, Türkiyede
birçok reform yapıldığını ve artık, bu reformlar
sonucunda Türkiyenin denetim mekanizması dışına
çıkması gerektiğini ifade ediyorlar. Maalesef bizler aynı
kanıda değiliz. Türkiyede hukuk, insan hakları ve demokrasi
kavramları maalesef Avrupa Konseyi normları içerisinde olumlu olarak
değerlendirilebilecek bir boyutta değil.
Değerli
arkadaşlarım, dün uçakla dönerken, Fransanın en saygın
gazetelerinden Le Monde gazetesinin en baş sayfasında Sayın
Erdoğana yönelik bir editöryel yazısı, yani bir
başyazı var. Burada Sayın Erdoğan, Sevil Sevimli hangi
suçu işledi? diye büyük bir başlık.
Değerli
arkadaşlarım, kendi ayağına kurşun sıkan bir ülke
durumundayız. Kendi ayağına çelme takan bir ülke
durumundayız. Yani sizin başlangıçta Avrupa Birliği ile
ilgili yürüttüğünüz çalışmalar karşılıklı
olarak -Avrupa Birliği boyutundan da, Türkiye boyutundan da- bir
kandırmacaymış gibi geliyor bugün Avrupadaki birçok siyasi
otoriteye.
Şimdi
bu başyazıda, Türk kökenli bir Fransız yurttaşı olan
genç bir üniversite öğrencisinin, Lyon Üniversitesinde okuyan bir
öğrencinin -Anne baba Türk ama Fransız yurttaşı- Erasmus
Değişim Programıyla, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde
bir değişim programı içerisinde oraya geliyor ve bu çocuk
tutuklanıyor. Şimdi, bunu, tutuklanma gerekçesini, bir üniversite
öğrencisinin, Erasmus programıyla gelmiş bir üniversite
öğrencisinin tutuklanma gerekçesini hiçbir kanuni çerçeveye
sığdırmanız mümkün değil. Siz
sığdırabilirsiniz ama Batılı bunu bu şekilde
değerlendirmiyor. Ondan sonra Türkiye denetimden çıksın,
Türkiyede şu iyilikler oldu, Türkiyede bu gelişmeler oldu
Batılı hiçbir parlamenteri inandırabilmek mümkün değil.
Değerli
arkadaşlarım, yine, bakın, iktidar partisinin
kapatılmasıyla ilgili süreç boyunca, 2008 yılında, Avrupa
Konseyinin bazı açıklamaları oldu. O zaman hepiniz
alkışladınız. Yani, halkoyuyla iktidara gelmiş bir
partinin, tek başına iktidar olan bir partinin
kapatılmasının hiçbir yasal çerçeveye
sığmadığını, zaten Batılı
parlamenterlerin hiçbir mantık çerçevesi içerisinde olumlu
karşılamaları mümkün değildi. Ona dönük açıklamalar
yapıldı, onlar alkışlandı ama şu anda çok ciddi
eleştiri okları altında Türkiye. Eğer gerçekten bir
ilerleme sağlayabilmek istiyor isek, burada Sayın Başbakan,
Sayın Meclis Başkanı, Sayın Adalet Bakanı ya da
Hükûmeti temsil eden Sayın Kültür Bakanı ve sizler çok dikkatli olmak
zorundasınız. Seçime girerken girmesine müsaade edilmiş
milletvekillerinin, seçimden sonra, seçildikten sonra tutukluluk hâllerinin
herhangi bir suç isnat edilmeden ve kesin bir yargı kararı olmadan -seçimden
sonraki bir yıl, bütün tutukluluk hâli de bazılarının üç
yılı geçti- bunları anlatabilmek mümkün değil. Sizin
tezlerinizle, sizin gerekçelerinizle bir Batılı parlamentere
bunları anlatabilmeniz mümkün değil.
Değerli
arkadaşlarım, artık tılsım bozuldu gibi gözüküyor
dışarıda. Ben, bir parlamenter olarak -iktidarı muhalefeti
ayırt etmeden söylüyorum- bu tablodan üzüntü duyuyorum. Çünkü, Türkiye
2004te denetimden çıktı, denetim sonrası takip mekanizması
içinde değerlendiriliyor idi ama bu süreçten Türkiye'nin çıkabilmesi
inanın mümkün değil. Burada, bu Parlamentonun bir şekilde
adım atması gerekiyor. Bu, Parlamentonun temel görevlerinden bir
tanesidir. Geçen sene temmuz ayında iktidar partisiyle ana muhalefet
partisinin birlikte hazırladıkları bir deklarasyon var. Bunun
gereği mutlaka yapılmak zorundadır.
Şimdi,
kendinizi bir Batılı parlamenter yerine koyun. Ben Türkiye'nin
Belarus gibi diktatöryel bir sistem altında ezilen bir ülkeyle birlikte
karşılaştırılmasını hazmedemiyorum,
açık söyleyeyim. Ha, bir fark var, orada Silivri yok belki, orada bu
şekilde dünyanın en saygın gazetelerinde başyazı
olabilecek eleştiriler yok belki, çünkü orada idam var. Biz de o yok, tek
farkımız o. Ama bizde de süründürme var, mahkûmiyet var, tutukluluk
var. Bu tutukluluk kavramı
Bakın, Türkiye yüzünden geçici
tutukluluk süreleriyle ilgili bir rapor hazırlanıyor, buradan da çok
ağır faturalar çıkacak Türkiyeye. Yani
inandırıcı olmak istiyorsanız, gerçekten o demokrasi,
ileri demokrasi kavramlarının içini doldurmak istiyorsanız, bu
Parlamentoda göstermelik, artık son noktaya gelindiğinde, tatil
öncesinde, her bakanlığın kendisini ilgilendiren bir maddeyle
ilgili bir büyük çuval yasa hazırladığı dönemlerde, bu
konunun hâlâ halledilmemiş olması son derece üzüntü vericidir.
Değerli
arkadaşlarım, yasama tekniğine gelince temel yasa burada kabul
edilirken çok tartışıldı, ben o zaman Grup Başkan
Vekiliydim. Temel yasanın İç Tüzükte, belirli bir hukuk konusunu,
bir bütünlüğü, bir temel konuyu kavraması en temel kavramdır.
Ama görüyoruz ki artık normal kanun gelmiyor, birbiriyle alakasız,
bir çuvala doldurulan, adına torba yasalar denen kanunlar bile bir temel
hukuk kavramını ifade ediyormuş gibi temel yasa kapsamına
sokuluyor.
Değerli
arkadaşlarım, burada şu sözüme çok dikkat edin: Ben, iktidar ya
da muhalefet milletvekilleri olarak bir ayrımda bulunmuyorum, üç dönemdir
burada görev yapıyorum, kendi partim içinde de bugüne kadar
değişik noktalarda, değişik sorumluluklar aldım. Ama
şunu sizlere ifade etmek istiyorum: Sizler milletvekilisiniz, sizi buraya
getiren irade şu olabilir, bu olabilir ama buraya geldikten sonra milletin
vekilisiniz. Hepimizin yasama yeteneğini zorlayan, yasama kabiliyetimizi
sıfırlayan bu tür yasaları Efendim, bu, bu şekilde
talimatla geldi, bu şekilde çıkacak. noktasında lütfen kendi
içinizde tartışın. Burada biraz tavır koymakta
haklısınız bir grup disiplini içinde ama Parlamentonun
saygınlığı açısından bu hiç hoş bir olay
değil. Farklı farklı konular
Ve Bunu buradan
çıkartacağız; konuşana, eleştirene
kızacağız, susturacağız
Ve bu şekilde kendi
saygınlığınızı yitiriyorsunuz.
Parlamenter olarak bu
dönemler çok çabuk geçiyor, inanmadığınız şeyleri
kendi aranızda şimdi söyleyin. Bir dönem daha milletvekili olmak
inanın önemli değil ama kendisine saygısını koruyan
bir parlamenter olarak o dönemi kapatıp, görev bittikten sonra da Ben
bazı yanlışlıklara karşı kendi partim içinde de
gününde dik durmuştum, eğilmemiştim. deme onurunu bu dönem sonunda
taşımanız gerekiyor. Benim tüm Parlamentodan
(AK PARTİ sıralarından
Aynaya bak. sesi) Aynaya mı bakayım? Öyle mi? Ben aynaya çok
baktım, aynaya çok baktım ama sizin baktığınız
ayna buzlu cam herhâlde hiç kendinizi görmüyorsunuz. Ben burada uygarca bir
uyarıda bulunuyorum; Parlamentonun saygınlığı,
milletvekillerinin saygınlığı açısından bir
öneride bulunuyorum. Bu, acıdır
Ama o aynaya sen
milletvekilliği dönemi bittikten sonra baktığında orada
kendi yüzünü değil, çok farklı bir yüz göreceksin, belki kendinden
utanacaksın.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Koç.
Şimdi,
lehinde olmak üzere Isparta Milletvekili Sayın Recep Özel. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
burada söz alan hatipler Parlamentonun saygınlığından
bahsetti. Hepimiz, bütün milletvekili arkadaşım, 550 parlamenter bu
saygınlığa en hassas derecede, en güzel derecede, en üst
seviyede özen gösterirler. Bunda birbirimizden şüphe etme, birbirimize bu
konuda Siz şöylesiniz, biz böyleyiz. deme, birbirimize karşı
bir artı-eksi konumunda değiliz; burada kimse kimsenin üstünde
değil, birbirimize ders verme konumunda da değiliz. Herkes görevinin,
milletvekili sorumluluğunun bilincindedir.
Bu
Danışma Kurulu bir ortak öneriyle gündeme geldi. Bugünkü
çalışma takvimimizi belirliyor, yarınki çalışma
takvimimizi belirliyor. İnşallah, yarın gece bitirerek Meclisin
tatile girmesine imkân sağlanacak. O nedenle, verimli bir
çalışma olmasını, güzel katkıda
bulunacağımız bir çalışma olmasını
Tabii
ki, muhalefet İç Tüzükten kaynaklanan bütün haklarını
kullanacaktır, buna hepimiz saygı duymak durumundayız,
saygı duyuyoruz ama Parlamentonun, iktidar partisinin çalışma
yöntemini muhalefetin bunu denetlemesi ama bir yoklamanın, karar yeter
sayısının bir denetim aracı gibi kullanılması da
pek doğru değil. Bir dakika önce yapılan yoklamadan sonra tekrar
bir yoklama istemek denetim görevi değildir, denetim görevi soru önergesidir,
araştırma önergeleridir. İç Tüzükteki
haklarımızı doğru ve yerinde kullanırsak daha verimli
kullanırız, birbirimizin hakkına daha tecavüz etmemiş
oluruz diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Özel.
Önerinin
aleyhinde Sayın Hasip Kaplan.
Buyurun
Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yani Danışma Kurulunu imzaladık, dört parti
grubunu niye söz ihtiyacı duyar, arkadaşlarımız,
anlamış değiliz. Yani bu Danışma Kurulunu imzalarken
bir geleneğimizdir ve tabii ki söz aldıkları zaman biz de söz
almak zorunda kalıyoruz, açık konuşalım yani.
Bizim
söylediğimiz şu: Yani sene sonuna gidiyoruz, bizim de
istediğimiz şeyler gündeme gelmedi. Bugün milletvekillerimizin 8
tanesi tutuklu, yarın tatile girmek bize vicdanen huzur vermiyor, milletin
iradesi açısından da sıkıntı, önümüze gelecek, bu
3üncü yargı paketi içinde bunu çözmek mümkün. Gelin, işin
gerçeğini konuşalım. Şimdi, Anayasa yapıyoruz,
Uzlaşma Komisyonunda da dört parti grubu çalışıyor, biz
Anayasa Komisyonunda herhâlde dört parti grubu olarak Türkiye'nin nasıl
bir güvenlik devleti olacağını, nasıl bir polis devleti
olacağını, nasıl bir diktatörya olacağını
tartışmıyoruz; temel hak ve özgürlükleri
tartışıyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin çoğunda da
uzlaştık; hepsinden haberimiz, bilgimiz var. Düşünce
özgürlüğünde uzlaştık, temel haklarda uzlaştık, insan
onurunda uzlaştık, demokratik toplumun gereği olarak
toplantı gösteri hakları konusunda, aşağı yukarı
adil yargılanma konuları; bütün bunlarda Anayasa Uzlaşma
Komisyonunda bir seyir ama bunun dışında bir seyir de Mecliste
gidiyor. Mecliste biz temel yasayı, Anayasa'yı yapacağız, o
Anayasa'ya göre yasa yapacağız, doğrusu budur. Biz, tam
tersinden yapıyoruz, önce yasaları yapıyoruz, sonra
Anayasa'yı ona uydurmaya çalışıyoruz ki bu,
yaklaşım tarzı olarak sıkıntılı bir tarz.
Yarın
2 Temmuz; Sivas davası zaman aşımına
uğramış, bu bir yargının farklı bir
ayıbı. Saygıyla anıyorum. Onların, Sivasta yanarak
can veren Sivas şehitlerinin içinde müvekkillerim de vardı.
Yarın
2 Temmuz; İstanbul KCK davası görüşülecek Silivride, 132
kişisi tutuklu, 200 kişi yargılanacak. Bizim partimizin genel
merkezinin Anayasa Komisyonu üyemiz Profesör Büşra Ersanlı -ilk görüşmelerde
de Hükûmetle olan görüşmelere katılmıştı- eğer
tutuklu olmasa yani tutuksuz olsaydı, bugün Mecliste uzman olarak Anayasa
çalışmalarını sürdürmüş olacaktı. Üç sene,
Anayasa hazırlık çalışmalarını sivil toplumla,
meslek örgütleriyle sürdürmüş bir arkadaşımızdı.
Şimdi,
Anayasa'yı yapıyoruz bir taraftan, bir taraftan bu davalarla
uğraşıyoruz, bir taraftan 10 bini aşkın tutuklu
ve siyasi tutuklu var. 10 bin
kişinin siyasi tutuklu iddianamesi kes, yapıştır
İnternet gizli dinleme
belgelerinden oluşan -dünyanın hiçbir hukuk devletinde buna
iddianame denmeyecek- çorba iddianamelerle yargılamalar
yapılıyor.
Biz
bugün 3üncü yargı paketini görüşüyoruz. 3üncü yargı paketinin
temeli de adalet, hukuk, kişi güvenliği, kişi özgürlüğü ve
bütün bunların içinde düşünce özgürlüğü, örgütlenme
özgürlüğü, basın özgürlüğü
Ama bir taraftan 16 Temmuzda,
Türkiyede 40 avukatın tutuklu olduğu bir dava görülecek savunma
hukukundan dolayı. Şimdi, 40 avukat niye tutuklu? İmralıdan
talimat almışlar.
Bakın,
avukatlar görevleri gereği gitmişler, görüşmüşler ve
görüşmelerin sonrası
Görüşme notlarını zaten
Genelkurmay orada kayıt altında tutuyor, 2004 yılından bu
yana da, Hükûmetin aldığı bir kararla Adalet
Bakanlığına bağlı Bursa yargı çevresinden bir
görevli her görüşmede bulunuyor ve o görüşme notları
anında, canlı olarak Adalet Bakanlığına geliyor.
Şimdi Adalet Bakanlığının dinlediği, anında
Bakanlığa ilettiği, Genelkurmayın dinlediği, Jandarma
Komutanlığının dinlediği,
Şimdi
buradaki bu adada özel, kişiye özel yasak, kişiye özel yasak bölgede
bir senedir avukatlarıyla görüşü yapılmıyor. Şimdi
burada herkes merak ediyor, ne oluyor, Öcalan adada mıdır? Sayın
Bakan da diyor ki: Merak eden varsa gelsin baksın. Daha önce İnsan
Hakları Komisyonu, dört parti grubundan oluşacak bir komisyonun
İmralı Adasında inceleme yapmasını istemişti.
Bazı partiler buraya üye vermedi. Bakın, dikkat çekiyorum, merak eden
bazı partiler üye vermemişti. Şu an söylüyoruz: Eğer bu
konuda ciddi kaygılar varsa bu kaygılarla ilgili, buyurun, dört parti
grubunun, görevlendireceği, bağımsız milletvekilleri de
olabilir, gitsinler, görsünler, gelsinler kamuoyunu bilgilendirsinler.
Sayın Adalet Bakanı bu konuda açıklama da
yapmıştı. İsteyen gidebilir. diyor. E, benim
bildiğim, yakın zamanda, Sayın Ahmet Türk, Sayın Selahattin
Demirtaş, Gültan Kışanak, eş başkanlarımız
bu kaygılarla ilgili olarak sayın Adalet Bakanlığına başvurdular
ve görüşmek istediklerini söylediler, hâlâ bir yanıt yok. Şimdi,
burada bazı şeyleri doğru koymak lazım. Gerçekten,
eğer Sayın Bakan dediği gibi
Hadi, buyurun, merak eden
gelsin. deniliyorsa merak değil yazılı talep var, o talebe
Hükûmetin doğru cevap vermesi zamanıdır. Sayın Ahmet Türk
veya diğer partilerden de, sayın eş başkanlarımız,
merak edenler varsa gidip görüşme yapabilirler, gitmeliler.
Şimdi,
burada sadece bu olay değil. Temmuzun sonunda, muhtemelen de ağustos
ayı içinde toplu gazeteciler davası görülecek, KCK davası
olarak geçiyor bu da. Dünyanın ilk toplu gazeteciler davası
Türkiyede, ilk toplu avukatlar davası Türkiyede, ilk toplu belediye
başkanları davası Türkiyede. Yani 12 Eylül darbesini alın,
o dönemin yargılamalarına bakın, şimdikini karşılaştırın
ve karşılaştırdığınız zaman 12 Eylül
döneminde de böyle bir yargılama sisteminin olmadığını
göreceğiz. O zaman bu aksaklıkları gidermek gerekiyor. Bu
aksaklıkları elbette ki özel yetkili mahkemeleri tamamen
kaldırarak giderebiliriz. Onu kaldırıp yerine bir şey
koyduğunuz zaman bunun adı kaldırma olmuyor. Eskiden, istiklal
mahkemeleri kalktı yerine askerî sıkıyönetim mahkemeleri geldi,
onları kaldırdılar devlet güvenlik mahkemeleri geldi, devlet
güvenlik mahkemelerini kaldırdılar özel güvenlik mahkemeleri geldi.
Şimdi, özel güvenlik mahkemelerini kaldıracaksınız, onun
yerine aynı benzerlikte yeni bir mahkeme kuracaksınız.
İşte, bu, olağanüstü yargının
kaldırılmadığı anlamına gelir. Nasıl ki özel
yetkili mahkemelerin anası babası DGM, dedesi sıkıyönetim
askerî mahkemeleri, ceddi de istiklal mahkemeleri ise torununun da o
şecereden usul ve füru olarak nasıl doğacağı bellidir.
Bağımsızdır, tarafsızdır. diyeceksiniz, kimse
yemez. Bunun kan dolaşımında bağımlılık var,
taraf var, siyasallaşma var; iktidarın emri altındadır,
muhalefeti yargılarlar, özgürlük düşmanıdırlar ve
haksız cezalar, ağır cezalarla kamu vicdanında daha tarihte
yer edinmiş bir tek olağanüstü mahkeme yok.
Olağanüstü
mahkeme ayıbından kurtulmak bugün bir fırsat. Gelin, bu
fırsatı birlikte değerlendirelim. Bu, bizim
çağrımızdır. Gelin, bugün 1 Temmuz, tarihe not
düşelim. Mecliste bütün partilerin katkısıyla özel yetkili
mahkemeler kaldırılmıştır, olağanüstü yargı
tarihe karışmıştır. diyelim diyoruz. Bu
çağrımız bütün milletvekillerinedir.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Sayın
milletvekilleri, Danışma Kurulu önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Danışma Kurulu önerisi
kabul edilmiştir.
Alınan
karar gereğince, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci
sırada yer alan, Manisa Milletvekili Recai Berber ve Bartın
Milletvekili Yılmaz Tunç ile 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Cumhuriyet
Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebi'nin; Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın;
Atanamayan Öğretmenlerin Boş Bulunan Kadrolara Atanması ve
Devlet Memurları Kanunu ile Milli Eğitim
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunlarının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Öğretmen
İhtiyacının ve Eğitim Programlarının
Planlanması ve Uygulanması Hakkında Kanun Teklifi, Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Manisa Milletvekili
Recai Berber ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile 6
Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Atanamayan
Öğretmenlerin Boş Bulunan Kadrolara Atanması ve Devlet
Memurları Kanunu ile Milli Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunlarının Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2
Milletvekilinin; Öğretmen İhtiyacının ve Eğitim
Programlarının Planlanması ve Uygulanması Hakkında
Kanun Teklifi, Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya'nın; Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/679, 2/47, 2/73, 2/219, 2/566) (S. Sayısı: 302)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili
Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (x)
BAŞKAN Komisyon? Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Dünkü
birleşimde İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak
görüşülen tasarının 55inci maddesinde
kalınmıştı.
55inci
madde üzerinde iki önerge vardır. Aynı mahiyetteki bu önergeleri
okutacağım ve birlikte işleme alacağım.
Talepleri
hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim veya
gerekçelerini okutacağım.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 55. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Vural Oktay
Öztürk Nevzat
Korkmaz
İzmir Erzurum
Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ali Rıza Öztürk Mahmut
Tanal Salih
Fırat
Mersin İstanbul
Adıyaman
Ali Sarıbaş Kazım Kurt Rahmi
Aşkın Türeli
Çanakkale Eskişehir
İzmir
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Salih Fırat.
BAŞKAN
Salih Fırat, Adıyaman Milletvekili.
Buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika Sayın Fırat.
SALİH
FIRAT (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, 278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 55inci maddesi üzerinde bir önerge verdim, önerge
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu pazar günü, tatil öncesi bir yasa
değişikliği yapıyoruz. Yargı reformu diyoruz.
Yargı hizmetlerinin rahatlaması ve
hızlandırılması için bu kanunu çıkarıyoruz. Dün
gece saat dört buçuğa kadar buradaydık. Son bir haftadır gene
aynı şekilde çalışıyoruz.
Evet, biz,
Türkiyede hakikaten adaletli bir hukuk sistemi istiyor muyuz? Türkiyede tam
demokrasiyi istiyor muyuz? Türkiyede tam özgürlük, tam insan hakları
istiyor muyuz? Önce bu soruyu kendimize sormamız gerek. Eğer bu
sorulara biz evet diyorsak o zaman oturup birlikte Türkiyenin hukuk
sistemini, Anayasasını, yasalarını bu şartlara uygun
olarak değiştirmemiz gerekiyor. Bakın, belki yarın tatile
çıkacağız ama üzülerek belirtiyorum ki, 11 arkadaşımız
cezaevlerinde tutsak; 11 tane milletvekili, halkın oyuyla, millî iradeyle
seçilen milletvekili tutsak. Bu, hukukumuzun, adaletimizin bence yüz
karasıdır; böyle bir şey olmaz, millî iradeyle seçilen
milletvekilleri tutsak tutulamaz.
Yine
aynı şekilde, gruplar hâlinde, topluca tutuklamalar oluyor. Nedense
Türkiye'de iki tane sihirli kelime var: Terör ve örgüt. Kimi sevmiyorsak, kimleri
sevmiyorsak, hangi grubu sevmiyorsak terör kelimesini, örgüt kelimesini
başına koyuyoruz, cezaevlerinde tutsak ediyoruz; gruplar hâlinde, tek
değil. Suçları nedir, belli olmuyor; iddianamelerde hangi suçla
yargılandığını insanlar bilmiyor. Cezaevlerinde on
binlerce bu şekilde tutuklu var; siyasetçi var, örgütçü var.
Bakın,
12 Eylül öncesinde veya 12 Eylül döneminde şu söyleniyordu: Özellikle
bizim güneydoğuda birine Apocu kelimesini atıyorlardı, hemen
zindana götürülüyordu, aylarca, yıllarca kendisinden haber
alınamıyordu; kimisi kayboldu, kimisi dönmedi, kimisi döndü, öldü.
Apocu kelimesi koyuluyordu veya komünist kelimesi koyuluyordu veya
faşist kelimesi koyuluyordu veya ülkücü kelimesi koyuluyordu veya
başka bir kelime koyuluyordu yani bir sıfat bulunup
insanlarımız tutuklanıyordu. 12 Eylülden bugüne otuz iki
yıl geçti. Hepimiz eleştirdik. 12 Eylülü yargılayalım.
diyoruz, 12 Eylülden hesap
soralım. diyoruz, Darbelerden hesap soralım. diyoruz.
Güzel, soralım; Soralım. demek de kolay ancak iş gerçeğe
gelince, uygulamaya gelince bunu yapmıyoruz. Darbelerin adı
değişiyor, sivil darbe oluyor, postmodern darbe oluyor,
muhtıra oluyor. Artık Türkiye'nin bu kamburdan kurtulması
gerek. Tatile gitmeyelim, bu yasalarımızı düzeltelim. Bütün bu
tutukluların büyük bir kısmı suçsuzdur. Hak ve özgürlük
istiyorlar. Hepimiz, insanların hak ve özgürlüklerine karşı
mıyız? Hayır. Herkesin hak ve özgürlüğünü ifade
etmesini istiyoruz. Öyleyse, nedir bu korku? Neden korkuyoruz? Örgütten,
terörden -bu kelimelerden-korkmayalım, bu kelimeler bizde korku hâline
getirildi. Yıllarca Kürt kelimesinden korktuk, Kürt yok. dedik,
Kürtçe yok. dedik. Peki, şimdi Var diyoruz, bir şey oldu mu
Türkiyeye? Türkiye parçalandı mı? Ne oldu? Hiçbir şey
olmadı. O yüzden, artık, korkuları, fobileri bir kenara
bırakmak zorundayız. Tam demokrasi istiyoruz, tam insan hakları
istiyoruz, adaletli hukuk istiyoruz.
Bir
yanda dava dosyaları çoğaldığı için davalar
zamanında görülmüyor. diye Adalet zamanında tecelli etmiyor.
diyoruz ama diğer yandan -çelişkili olarak- Türkiyede 102 tane
adliyeyi kapatıyoruz. Peki, bu adliyelerin yükünü kim alacak? Dosyaya
bakma zamanı daha da uzamayacak mı? Gelin, bu çelişkilerden
birlikte kurtulalım arkadaşlar.
O
yüzden, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının bize
verdiği yetkiyi olumlu yönde kullanalım, halkın isteği
yönünde kullanalım, halkın beklentisi yönünde kullanalım.
Meydanlarda hepimiz Tam özgürlükçü, hak ve özgürlüklerin önünde engel olmayan
bir Anayasa değişikliği yapacağız. dedik, gelin,
yapalım bunları. Hukukumuzu, yasalarımızı buna göre
değiştirelim. Kimden, neden, niçin korkuyoruz? Bu korkuyu bir kenara
bırakalım.
Birlikte,
özgürlüklerin önünde engel olmayan bir Türkiye umuduyla, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Fırat.
Sayın
Vural, kim konuşacak?
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Nevzat Korkmaz efendim.
BAŞKAN
Sayın Korkmaz, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tasarının 55ncı
maddesinin metinden çıkarılmasını isteyen
değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
Milletvekilleri, adalet kurumu sadece mahkemeler ve muhakeme sürecinden ibaret
değildir. Güvenlik güçlerinin bazı iş ve işlemlerinden
tutun, teftiş kurullarının raporları, gözaltı
işlemleri ve savcılık kararları da mahkeme hükümleri kadar
adil olmalıdır. Yine, sadece mahkeme ilamları değildir
adaletin terazisinde tartılan; ihtiyati tedbir, yürütmenin
durdurulması gibi ara kararlar da hukuka uygun olmalıdır.
Dolayısıyla, adalet süreci Adan Zye kanunlarla ve vicdani
kabullerle uyum içinde yürümelidir. Yürütmenin durdurulması kararı,
hukuki alanda son hüküm olmayıp bu hüküm oluşuncaya kadar idarenin
iş ve işlemleri ile şahısların hukuk alanında
telafisi güç veya imkânsız zararların oluşmaması için
alınan bir karardır. Bu karar alınırken mahkemenin dikkate
alacağı ikinci kriter de işlemin açıkça hukuka
aykırı olmasıdır.
Bu
iki kriter birlikte gerçekleştiğinde, idarenin işlemi ile geri
dönülemez, tamir ve tazmin edilemez sonuçlar ortaya çıkmaması için
mahkemeler işlemin yürümesini durdururlar. Âdeta idari işlem zamana
karşı donar, hareketsiz kalır ve hukuki bir netice
doğmasına engel olunur. "Basra harap olmadan Basra'yı
kurtarmak" sözü burada anlam kazanır, vücut bulur.
Haklı-haksız tanımlaması yapılmadan, sadece
vatandaş değil, aslında mahkemeler de adil hüküm tesis etmek
için zaman kazanır. Bu mekanizma, yargılamanın bir
parçasıdır ve hâkim takdirindedir.
Değerli
milletvekilleri, bu düzenleme ile inşallah ne
yaptığınızın farkındasınızdır.
Yargılamanın yönlendirilmesi ve hak arama hürriyetinin engellenmesi
gibi bir sonuç doğuracak düzenleme yapıyorsunuz.
Eklediğiniz
3üncü fıkrayla, yürütmenin durdurulması talebine karar vermek üzere
dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesi yeterli olacak, idarenin
savunmasına bile gerek görülmeyecektir. Lütfen dikkat buyurun: İşlemin
açıkça hukuka aykırı olması ve telafisi güç ve
imkânsız zararların ortaya çıkması şartlarına
dava dilekçesi ve eklerinin de muntazam olması şartı gibi bir
üçüncü şart eklenmektedir. Bu şartın uygulamada hâkim
tarafından değil mahkeme kalemince denetleneceği bir
aşikârdır. Yani hem hâkimi hem de müştekiyi
sınırlandırıcı bir düzenleme yapıyorsunuz.
AKP'nin
yönettiği kamu idarelerinin kanun dışı
uygulamalarının yargı tarafından engellenmemesi ve idarenin
rahatça at oynatması için bundan daha zekice bir yol bulamamanıza
gerçekten şaştım. Daha zekice hazırlanmış
tuzaklar gördük ve kanunların içini boşaltma projelerinize
alıştık, bu düzenlemeyi gerçekten kötü bir senaryo ve elbette
bir o kadar da tehlikeli bulduk. Bir müddet,
çıkardığınız her kanunun içine -sırf yargı
hukuk dışı işlemlerinize ket vurmasın diye- idarenin
yerine geçerek işlem tesis edemez diye maddeler koyuyordunuz. Kanun
metnine ister ilave et ister etme, idari yargının temel kabullerinden
birisidir bu zaten. Sırf hesap verme kaygı ve korkularınız
yüzünden hemen hemen tüm kanunların değişmez demirbaş
maddesi hâline gelmiştir bu temel ilke. Bugün
yaptığınız da bundan farklı değil. Zihninizin
arka planında şu var: Yargı bizi engelliyor. Demokratik hukuk
devletinde kurulan hükûmetlerin zihninde asla olmaması gereken bir
şey. Mahkeme kararları tüm erkleri bağlıyor
Anayasamıza göre. Yargı bir noksanlık bulmuş ise
yürütmenin vereceği cevap Kendimize çeki düzen veriyoruz. Olmalı; yoksa
yargıya efelenmek, kabadayılık yapmak değil.
İşine gelirse yargı kararlarını kutsa, işine
gelmediğinde kararları acımasızca eleştir, hakaret et.
Böyle bir şeyin kabulü mümkün değil.
Bu düzenleme,
idarenin iş ve işlemleri üzerindeki yargısal denetimi
zayıflatmak üzerine kurgulanmıştır ve vatandaşın
aleyhinedir. Bu nedenle de Milliyetçi Hareket Partisi olarak 55incı
maddenin tasarı metninden çıkarılmasını istiyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
55inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
56ncı madde üzerinde üç önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278 sıra sayılı kanun
tasarısının 56 ncı Maddesinin değiştirilen 2 nci
ve 3 üncü fıkralarının tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Ayla
Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman Şanlıurfa
Adil Kurt Erol Dora
Hakkâri Mardin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının
56ncı maddesinin kanun tasarısından
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Atilla Kart Ali İhsan
Köktürk
Mersin Konya Zonguldak
Turgut Dibek
Ali
Özgündüz Dilek Akagün Yılmaz Kırklareli İstanbul Uşak
İlhan
Cihaner Mevlüt
Dudu Gürkut
Acar
Denizli Hatay Antalya
Mahmut Tanal Sezgin
Tanrıkulu
İstanbul
İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Vural Faruk
Bal Ali
Öz
İzmir Konya
Mersin
Alim Işık Muharrem Varlı
Kütahya Adana
BAŞKAN
Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki iki önergeye katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Her iki önergeye
katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Vural
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde
ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27 inci
maddesinde değişiklik yapılarak, yürütmenin durdurulması
müessesesi kısmen revize edilmektedir.
Anılan
düzenleme hak arama hürriyetini sınırlandırıcı
nitelikte olup, yürütmenin durdurulması için üçüncü bir koşul
getirmek Anayasanın 125'inci maddesinin beşinci fıkrasına
aykırılık teşkil edecektir.
Gelişmiş
ülkelerde yürütmenin durdurulması kararlarının verilmesini
kolaylaştıracak hükümlere gidilirken, getirilen düzenlemeyle
yürütmenin durdurulması zorlaştırılmaktadır.
Öngörülen
değişiklik yürütme organı ile vatandaş arasındaki
davalarda aleyhine sonuç doğuran hak arama hürriyetini yürütme organı
lehine kısıtlayan bir düzenleme olup, isabetli değildir.
BAŞKAN
Sayın Köktürk, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 56ncı maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tasarının geneli üzerinde dün
yaptığımız görüşmelerde tasarının genel
gerekçesinde ifade edilen anlamlar itibarıyla tasarıya çok büyük bir
misyon yüklendiğini, özellikle temel hak ve özgürlüklerin güçlendirilmesi
konusunda yürütme karşısında bireyin haklarının,
yurttaşların haklarının korunması konusunda çok büyük
görevler yüklendiğini ifade etmiştik. Ancak özellikle
tasarının 56ncı maddesi gibi düzenlemelere
baktığımızda, tasarının, kendisine yüklenen
misyonu, kendisine yüklenen anlamı karşılamaktan oldukça uzak
olduğunu görüyoruz.
Bakın,
değerli arkadaşlar, idari yargının temel işlevinin
özellikle yürütmenin idarenin işlemlerini sınırlayarak devlet
yönetimini hukuki sınırlar içerisinde tutma amacıyla
kurulduğunu ve bu nedenle hukuk devletinin temel müesseselerinden biri
olduğunu ifade etmiştik. İdari yargının, devlet
yönetimini yani siyasal iktidarı hukuki sınır içerisinde tutması
için elindeki en önemli enstrümanlardan bir tanesi yürütmenin durdurulması
müessesesidir. Yürütmenin durdurulması müessesesi, yürütme
karşısında bireylerin hukukunu koruduğu için, idarenin
haksız eylemleri karşısında bireylerin
uğrayacağı telafisi güç ve olanaksız zararları
önlediği için hukuk devleti açısından son derece önemli bir
enstrüman olarak kabul edilmiş ve bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 125inci maddesinin beşinci fıkrasında
özel olarak düzenlenmiştir. Yani 125inci maddede sadece idari yargı
değil, idari yargının elinde hukuk devletinin temel
enstrümanlarından olan yürütmenin durdurulması müessesesi de
düzenlenmiştir.
Değerli
milletvekilleri, 125inci maddenin beşinci fıkrasına
baktığımızda, yürütmenin durdurulması
şartlarının çok sınırlayıcı bir şekilde
sayıldığını görüyoruz.
Bunlardan ilki, gecikmesi hâlinde telafisi güç veya imkânsız
zararların doğması, diğeri de idari işlemin
açıkça hukuka aykırı olması şartı. Yani
Anayasanın 125inci maddesinin beşinci fıkrası, idari
işlem hakkında idari yargının karar verebilmesi için iki
şartı sınırlı bir şekilde
saymıştır ancak temel hak ve özgürlükleri güvence altına
aldığını iddia eden, bireyin yürütme
karşısında hukukunu güçlendirdiğini iddia eden bu tasarıyla
Anayasamızın 125inci maddesinde sınırlı bir
şekilde sayılan şartlara üçüncü bir şart daha
eklenmiştir. Bu şart da idarenin savunmasının
alınması veya idarenin savunmasının alınması
süresinin geçmesi şartıdır.
Değerli
milletvekilleri, burada güdülen amaç şudur: İdareye zaman
kazandırarak, aslında haksız olan, aslında bireyin, yurttaşın
hakları konusunda büyük zararlar doğuracak olan bir idari
işlemin yürütülmesine bir süre daha olanak tanıma amacı
güdülmektedir. Dolayısıyla haksız, zarar verici bir idari
işlemin aslında idari yargı tarafından durdurulması ve
çok daha büyük zararlara neden olmasının engellenmesi gerekirken,
temel hak ve özgürlüklere sahip çıktığını iddia eden
tasarının 56ncı maddesi düzenlemesiyle tam tersine, birey için
telafisi mümkün olmayacak zararların doğmasına ve bu anlamda
idareye zaman kazandırılmasına olanak tanınmaktadır.
Değerli
arkadaşlar, burada üzüntü verici diğer bir konu şudur: Aynı
konuda 2005 yılında Bankacılık Kanununda yapılan bir
düzenleme var. Bu düzenlemeyle özellikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluyla ilgili yapılan
düzenlemelerde bu kurulların görüşü alınmaksızın,
savunması alınmaksızın yürütmenin durdurulması
kararı verilemeyeceğine yönelik yasalar, Anayasa Mahkemesi
tarafından önce yürürlüğü durdurulmuş, daha sonra da iptal
edilmiştir. Dolayısıyla, bugün 56ncı maddesi
düzenlemesiyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi gündemine getirilen ve özellikle temel hak ve özgürlükleri güvence
altına alma gerekçesinin arkasına saklanılarak getirilen bu tasarıyla
bireyin hak ve özgürlükleri ortadan kaldırıldığı gibi,
2005 yılında çıkartılan ancak Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen bir yasal düzenlemenin aynısı Parlamento
gündemine getirilmiş, Anayasaya açıkça aykırı olan bir
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) -
yasanın yeniden geçirilmesi için
girişimde bulunulmuştur. Dolayısıyla, biz, açıkça
Anayasaya aykırı olan bu düzenlemenin tasarı metninden
çıkartılmasını diliyoruz.
Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Köktürk.
Aynı
mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 56 ncı
Maddesinin değiştirilen 2 nci ve 3 üncü fıkralarının
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
(Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, önergeye katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Dora.
BAŞKAN
Sayın Dora, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
EROL
DORA (Mardin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278
sıra sayılı Kanun Teklifinin 56ncı maddesi üzerinde
vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu
kanun tasarısının idare hukuku alanında öngördüğü en
olumsuz değişiklik, kuşkusuz, yürütmeyi durdurma
kararının yapısının değiştirilmek
istenmesidir. Yürütmeyi durdurma yöntemi, idari yargılamanın en temel
unsurlarından biridir. Yürütmenin durdurulması mekanizması
öncelikle vatandaşı korumak için konulmuştur. Yürütmenin
durdurulması kararı, hukuka aykırı idari işlemlerin
uygulanmasını önleyerek kişilerin giderilmesi zor kararlara
uğramasını engellemektedir. Öte yandan, yürütmenin
durdurulması, yargı organınca hukuka aykırı bulunarak
iptal edilen işlemin uygulanması nedeniyle doğabilecek
düzeltilmesi zor durumları başından önleyerek idare
hayatında düzen sağlamaktadır. Ülkemizde, tüm alanlarda
olduğu gibi idare hukuku alanında da köklü reformlara ihtiyaç
vardır. Kamu hizmetlerinin etkinleşmesi, hukuka
aykırılığın en aza indirilmesi için bu tür reformlara
ihtiyaç vardır. Yargının demokratik zihniyete ulaşması
ve devlet değil vatandaş eksenli olması şarttır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; mevcut düzenleme, yürütmenin
durdurulması kararının verilebilmesini, telafisi güç ya da
imkânsız zararlara neden olmak ve açıkça hukuka aykırı
olmak şartlarına bağlamaktadır. Yeni düzenleme ise bu
kararın verilmesinde idarenin savunmasının alınması
veya savunma süresinin dolması şartlarını da
eklemiştir. Bu durum, yürütmeyi durdurma kararlarının
niteliğine aykırıdır çünkü savunma süresi, mahkemenin çabuk
karar vermesini önlemektedir. Değişiklikte, özellikle Ancak dava
dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde
olmadığı anlaşılırsa davalı idarenin
savunması alınmaksızın istem reddedilebilir. denmiş.
Getirilen idarenin savunmasının alınması
koşullarının amacının dava dilekçesi ve eklerinden
yürütmenin durdurulması isteminin kabulünün yerinde olacağı
anlaşılan davalarda idarenin savunma verebilmesi için, gerekli zaman
dilimi araya konularak yürütmesi derhâl durdurulması gereken idari
işlemin bir süre daha uygulanmasına olanak sağlamak olduğu
anlaşılmaktadır. Bu amaç, insan hak ve özgürlüklerine
saygılı ve onların korunmasını amaç edinen hukuk
devleti için kabul edilebilir değildir.
Öte yandan, bu
değişiklik teklifi, etkili yargı denetimini engelleyecektir.
Mahkemelerin yürütmeyi durdurma yetkisinin
sınırlandırılmasının Anayasanın 125inci
maddesine aykırı olduğu açıktır. Yapılması
gereken ise hak kayıplarını en aza indirecek düzenlemelerin
yapılmasıdır.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; özellikle HES davalarıyla
özdeşleşen çevre davalarında vatandaşların tek umudu
olan yürütmeyi durdurma kararı müessesesi için öngörülen
değişiklik adalet sistemini derin biçimde yaralayacaktır.
Vatandaşın adalete duyduğu güvensizlik derinleşerek
büyüyecektir. Öte yandan, okuldan atılan öğrenciler,
açtıkları yürütmeyi durdurma davalarıyla kısmen de olsa
eğitim hayatlarına devam edebiliyorlarken, şu durumda en temel
hakları da ellerinden alınmış olacaktır.
Bu nedenlerle vermiş
olduğumuz önergemizin desteklenmesini istiyor, hepinizi tekrar
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Dora.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
56ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
56ncı
madde kabul edilmiştir.
57nci madde üzerinde iki
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278
sıra sayılı Kanun tasarısının 57nci maddesiyle
2577 sayılı Kanunun 28inci maddesinin (2) numaralı
fıkrasında yapılan değişikliğin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tanju
Özcan Atilla
Kart Mevlüt
Dudu
Bolu Konya Hatay
Turgut
Dibek Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk
Kırklareli Mersin Zonguldak
Dilek
Akagün Yılmaz Ali
Özgündüz Sezgin
Tanrıkulu
Uşak İstanbul İstanbul
İlhan
Cihaner Mahmut
Tanal Gürkut
Acar
Denizli İstanbul Antalya
TBMM
Başkanlığına
278 sıra
sayılı kanun tasarısının 57. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Vural Oktay
Öztürk Nevzat
Korkmaz
İzmir Erzurum Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
BAŞKAN Sayın
Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz, kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere hiçbir somut öneri içermediği, 3.
yargı reform paketinin de ölü doğmasına sebep olmuştur.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne idare hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler getirmeyercek,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278
sıra sayılı Kanun tasarısının 57nci maddesiyle
2577 sayılı Kanunun 28inci maddesinin (2) numaralı
fıkrasında yapılan değişikliğin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Tanju
Özcan (Bolu) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Özcan buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
TANJU ÖZCAN (Bolu)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının Komisyon
metnindeki 57nci maddesi ile ilgili
düşüncelerimi ve değişiklik önergesiyle ilgili
düşüncelerimi açıklamak için burada bulunuyorum.
Arkadaşlar, bu
Hükûmet tasarısının 43üncü maddesinde, Komisyon metninin de
57nci maddesinde olan düzenleme ile aslında Hükûmet neyi amaçlıyor?
Şimdi burada
söylenen şu: Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren
davalarda -idari yargıyla ilgili, biz buna tam yargı davası
diyoruz- ve her türlü davada diyor. Bu her türlü davanın içerisine iptal
davası da giriyor.
Burada şunu
söylüyorlar, diyorlar ki: Siz idareye karşı bir tam yargı
davası açmışsanız veya idari yargıda bir iptal
davasını kazanmışsanız, tam yargı
davasının konusu olan bedeli veya iptal davaları gibi davalarda
ortaya çıkan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerini doğrudan
icraya koyamayacaksınız. Ne yapacaksınız? İdareye bir
yazı yazacaksınız, idareye diyeceksiniz ki: Bana bunları
öde. Ödemediği takdirde genel hukuk hükümleri çerçevesinde icra takibi
başlatabilirsiniz. diyor.
Şimdi
arkadaşlar, Hükûmet tasarısının 43üncü maddesinde bunun
gerekçesi olarak şöyle denilmiş: Maddeyle, tam yargı
davalarında hüküm altına alınan miktar ile her türlü davada
hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı veya
vekilinin bildireceği banka hesap numarasına, bildirim tarihinden
itibaren yatırılması. Bunu söylerken de diyor ki: Hem icra
dairelerinin iş yükünü gereksiz şekilde artırmayalım hem de
idareyi icra gideri ve vekâlet ücreti ödemekten kurtaralım.
Saygıdeğer
milletvekilleri, düzenlemenin asıl amacı bu yani avukatlara icra
vekâlet ücreti ödenmesinin önüne geçmek isteniyor bu düzenlemeyle.
Arkadaşlar, bu
Parlamentonun aşağı yukarı beşte 1i hukukçulardan
oluşuyor ve bu hukukçu arkadaşların yüzde 90ı da serbest
avukatlık deneyiminden gelmiş olan arkadaşlarımız.
Arkadaşlar,
bakın Bu Parlamentonun çok önemli bir kısmı hukukçu, avukat.
diyoruz ancak bugüne kadar avukatlar lehine herhangi bir düzenlemeye imza
atmıyoruz. Ne zaman böyle bir düzenleme yapsak hep avukatların hakkından,
hukukundan bir şeyleri götürmeye çalışıyoruz.
Arkadaşlar,
milletvekilliğimiz sona erdiğinde veya bir ziyaret için baroya gittiğimizde
bizim avukat arkadaşlarımıza bunun hesabını
verebilmemiz mümkün değil yani biz devlet olarak niçin avukatın üç
kuruşluk icra vekâlet ücreti gelirine el koymaya
çalışıyoruz, göz koyuyoruz? Bunu insanlara anlatamayız.
Şimdi,
arkadaşlarımın ve benim imzaladığımız bu
düzenlenmede, önergede bu hükmün çıkartılmasını biz talep
ediyoruz. Bu son derece de makuldür ve AKP grubundan konuştuğumuz
avukat kökenli milletvekillerinin de aslında buna sıcak
baktığını görüyoruz.
Arkadaşlar,
rica ediyorum tekrar, lütfen, devleti avukata karşı korumayalım,
avukatın üç kuruşluk gelirini elinden almayalım, bu çok
yanlış olur.
Arkadaşlar,
az önce de söyledim, Yargı reformu paketi. diyoruz, dünkü
konuşmamda da ifade ettim, yargının ana unsurlarından bir
tanesi olan avukatlar lehine bir düzenleme yok, tam tersi avukatın
geçmişte hak ettiği bir icra vekâlet ücretini idari yargıyla
ilgili olan tüm davalarda elinden almaya çalışıyoruz. Ben bunun
yanlış olduğunu tekrar vurguluyorum ve bu düzenleme için tüm
AKPli arkadaşlarımdan kabul oyu kullanmalarını rica
ediyorum. Aksi takdirde tüm baro başkanlarına bir yazı
yazacağım ve AKP oylarıyla bu düzenlemenin kabul edildiğini
de hepsine bildireceğim, hepsine bildireceğim, hiç kusura
bakmayın.
Arkadaşlar,
bir de bir komedi yaşanıyor dün akşamdan bu yana, özel yetkili
mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin bir düzenleme gelecek,
ha geldi ha gelecek. Arkadaşlar, dünden beri bu devlet sırrı
gibi saklanıyor, hatta Sayın Bakan tarafından Adalet Komisyonu
Başkanından bile saklanıyor, hatta Sayın Bakan dün fotokopi
çekilirken fotokopi makinesinin başında bekliyor.
Sayın
Bakanım, bu nedir Allahınızı severseniz, niye birkaç gün
önceden atmıyorsunuz, niye birkaç dakika önceden atıyorsunuz, niye
Türkiye'nin ve bizlerin bunu tartışmasına izin vermiyorsunuz?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Şu an elinizde
TANJU
ÖZCAN (Devamla) - Bunun altında başka bir şey mi var? Çok
tartışılırsa bu ortaya çıkar. diye bir
kaygınız mı var? İnanın çok yadırgıyorum ve
hiç yakıştıramıyorum Türkiye Cumhuriyeti Bakanına.
Arkadaşlar,
sizlere de soruyorum: Siz merak etmiyor musunuz bu düzenlemeyi, hiç bu saate
kadar merak etmediniz mi, altından ne çıkacağını
biliyor musunuz? Yapmayın Allahınızı severseniz, en
azından sorgulamayı öğrenin şurada.
Ben,
hepinizi saygıyla selamlıyorum, önergeye destek vermenizi bekliyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Özcan, teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
57nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
57nci
madde kabul edilmiştir.
58inci
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Tasarının
58. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali Özgündüz
Zonguldak Kırklareli İstanbul
İlhan
Demiröz Ali Rıza
Öztürk Refik Eryılmaz
Bursa Mersin Hatay
Mevlüt
Dudu
Hatay
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Vural Oktay Öztürk Nevzat Korkmaz
İzmir Erzurum Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeye katılıyor musunuz Sayın
Komisyon Başkanım?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Vural, gerekçe mi okunsun?
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe, yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reformu paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan değişiklikler,
yargının süratli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp insanlarımız mahkeme
kapılarında yıllarca beklemeye devam edeceklerdir. Verilen yargı
kararları ise adalet terazisinde tartıldığında, hep
tartışmalı ve kamu vicdanında mahkûm edilen kararlar
olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Konuşmacı, Hatay Milletvekili Sayın Dudu. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
MEVLÜT DUDU (Hatay)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Bir süreden beri
başını Sayın Başbakanın çektiği Özel
yetkili mahkemeler kaldırılsın mı,
kaldırılmasın mı? tartışması
yaşanıyor. Başbakan bir şey söylüyor, bir Başbakan
Yardımcısı tersini söylüyor; tekrar bir Başbakan
Yardımcısı çıkıyor, o da daha farklı bir şey
söylüyor. Sonuçta öğreniyoruz ki bugün görüşülmekte olan bu
tasarıya bir önergeyle özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması ilave edilecek, edilecek ama üç gündür bekliyoruz
önerge yok. AKP sözcülerinden ve Hükûmetten çelişkili açıklamalar
geliyor ve ben iddia ediyorum, şu anda hiçbir iktidar partisi milletvekili
-hatta belki Adalet Komisyonu Başkanı dâhil- bu önergenin, bu
teklifin nasıl bir teklif olduğundan haberdar değiller. O zaman
bize de şunu sormak kalıyor: Kimden korkuyorsunuz, kimden çekiniyorsunuz?
Değerli
milletvekilleri, öncelikle şunu söylemekte yarar görüyorum: Doğal
hâkim ilkesine aykırı olduğunu düşündüğümüz DGMlere
Cumhuriyet Halk Partisi başından beri karşıydı. 2004
yılında yapılan bir değişiklikle kurulan özel yetkili
ağır ceza mahkemeleri de aynen devlet güvenlik mahkemeleri gibi
doğal hâkim ilkesine aykırı olağanüstü mahkemelerdir.
Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6ncı
maddesinde hüküm altına alınan adil yargılanma hakkına da
ters düşen ÖYMler çağdaş demokrasilerde yer
bulmamalıdır.
Bugün yüzlerce yazar ve
aydın, yüz civarında gazeteci, onlarca belediye başkanı, çok
sayıda general ve muvazzaf subay ve 8 milletvekili, işte bu özel
yetkili mahkemeler tarafından cezaevlerinde tutsak edilmişlerdir.
Sayın
Adalet Bakanı bir gün bu kürsüde, sayı da vermek suretiyle, bu
gazetecilerin büyük bölümünün terörist olduklarını ilan etti.
Sayın Adalet Bakanı bir hukukçu, benim de meslektaşım, biz
yıllarca kendisiyle aynı baroda kayıtlı olarak
avukatlık yaptık. Ben Sayın Bakanın Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesinin 6ncı maddesinin 2nci
fıkrasında Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal
olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. şeklinde ifade
edilen ve aynı zamanda ceza hukukunun evrensel ilkelerinden başta
geleni olan masumiyet karinesinden bihaber olduğunu düşünmüyorum ama
bir Adalet Bakanı olarak ona bu büyük yanlışı yaptıran
düşüncenin ne olduğunu da doğrusu merak ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Adalet Bakanlığı bir süreden beri
yargıyı hızlandırmayı kendisine amaç edinmiş
durumda. Biraz da şu özel yetkili mahkemeleri
hızlandırsanız diyorum. İki, iki buçuk yıldır
hazırlanamayan iddianameler, üç buçuk yıldır toplanamayan
deliller ve bu sebeple neyle suçlandığını dahi henüz tam
olarak bilmeden tutuklu kalan insanlar; biraz da bu yavaşlığa
karşı çözüm bulmakta fayda olduğunu düşünüyorum.
Değerli
milletvekilleri, ben ayrıca bir itirafta bulunmak istiyorum, bugüne kadar
hep özel yetkili mahkemelerin AKP İktidarının muhafızı
olduğunu düşünüyordum ve bunu bu şekilde ifade ediyordum. Ancak
şimdi görüyorum ki özel yetkili mahkemeler AKP İktidarı
dışında malum bir yapılanmanın, malum bir cemaatin
muhafızı ve öncüleridir ve şimdi sıra AKPye geldi. Kendi
yarattığı canavar artık AKPyi yutmak istiyor.
Biz size
söylemiştik hukuk bir gün size de lazım olacak diye ama şimdi
yapmaya çalıştığınız kendinize özel bir hukuk
yaratmak, yani ikili bir hukuk sistemi yaratmak. Bunun için de
işte, bu düzenlemeyi getiriyorsunuz ve geçmişle ilgili o malum
yapılanmaya sus payı veriyorsunuz ve Aman, bana dokunma.
diyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, AKP bu gibi düzenlemelerle günü kurtarabilir, hatta bu malum
cemaatin hışmından tamamen de kurtulabilir ama eninde sonunda bu
devran dönecek, hesap günü gelecek, önce halkımıza sonra da Allaha hesap
vermekten asla kurtulamayacaksınız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Dudu.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
58inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
58inci madde kabul edilmiştir.
59uncu
madde üzerinde Komisyonun bir redaksiyon isteği var, bir de iki tane yine
aynı mahiyette önerge var, onları okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı tasarının 59. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Turgut Dibek Ali
İhsan Köktürk Ali
Özgündüz
Kırklareli Zonguldak İstanbul
İlhan Demiröz Refik
Eryılmaz Ali
Rıza Öztürk
Bursa Hatay Mersin
Mahmut Tanal
İstanbul
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Vural Oktay
Öztürk Yusuf
Halaçoğlu
İzmir Erzurum Kayseri
S. Nevzat Korkmaz Mehmet
Erdoğan
Isparta Muğla
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Sayın Komisyon katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçe.
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe, yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere hiçbir somut öneri içermediği, 3.
yargı reformu paketinin de ölü doğmasına sebep olmuştur.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne İdare Kanununda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler getirmeyecek,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, kim konuşacak efendim?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Tanal konuşacak
efendim.
BAŞKAN
Sayın Tanal, İstanbul Milletvekili.
Buyurun
Sayın Tanal. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
Değerli
milletvekilleri, tabii, yargı reformuyla ilgili konuşuyoruz.
Yargı reformunun gerekçesi, Türkiye'deki yargı
açıklığından bahsedildi ve bu yargı
açıklığı gerçekten doğru mudur, bu doldurulabilir mi?
Türkiye'de 64 tane hukuk fakültesi var, 60 bine yakın avukat var. Yani
eğer geçici anlamda, üç yıllık süreyle idari yargıdaki
davaların bitirilmesi isteniliyorsa, Türkiye'deki 64 tane hukuk
fakültesinden, 60 bine yakın avukattan yararlanılarak bu kadro
doldurulabilirdi, ancak ne yapılmaya çalışılıyor?
Danıştay İdari Davalar Genel Kurulunda sayı 31 kişiden
20 kişiye indiriliyor, tabii, burada yürütmeyle ilgili davaların
koşulları zorlaştırılmaya
çalışılıyor. Nedir bu?
Biraz
önce hatipler değindi, ancak değinmedikleri bir konu daha var, o da
görülmekte olan bir davada eğer o uygulanacak olan kanun maddesi
Anayasaya aykırıysa, Anayasa Mahkemesine iptal davası açarsa o
davayla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verilebilir mi? Evet, Anayasamızın
152nci maddesine göre verilebilir, ancak yeni getirilen tasarının
56ncı maddesinden dolayı bu engellenmekte; bu, Anayasaya
açıkça aykırı değerli milletvekilleri.
Aynı
şekilde, gerek vergi mahkemelerinde gerek idare mahkemelerinde görülmekte
olan davalarda bin TLnin miktarı 25 bin TLye yükseltilmiş durumda.
Bu da itiraz üzerine ancak bölge idare mahkemelerinde görülebilecek. Bu ise
Danıştaya götürülemeyeceği için Danıştay burada devre
dışı bırakılmış olacak. Bu, bir anlamda, hak
arama özgürlüğü açısından tehlikeli, sakıncalı bir
durum yaratmakta değerli milletvekilleri.
Burada,
İdari Davalar Kuruluna üç yıllık süreyle 20 kişinin
atanması; bu, aynı zamanda Danıştayın içtihat
birleştirme görevini de azaltmış olacak ve bu tehlikeli bir
gidiş. Ne olacak? Değişik kararların oluşmasına
sebebiyet verecek. Burada da halkın yargıya olan güveni, itimadı
azalmış olacak.
Peki,
bunu ne yapmak lazım? 20 tane üyenin birden değişmesi yerine
Sayın Bakan, dönüşümlü olarak veyahut da bir bütün olarak bunlar
değişmiş olursa hiç olmazsa mevcut olan içtihat birliğini de bu şekilde
korumuş ve muhafaza etmiş oluruz diye düşünüyorum. Aksi
takdirde, idari yargıya olan güvenin tamamı burada
sarsılmış olur.
Tabii,
özel yetkili mahkemelerden bahsedildi. Özel yetkili mahkemelerin adı özel
yetkili. Sayın Bakan dün dedi ki: Bunlar ihtisas mahkemesi.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; bu özel yetkili mahkemeler
değil. Özel yetkili mahkemelerde ne olur? O konuda ihtisas görmüş
hâkimlerin olması lazım. Nedir mesele? Fikrî ve sınai haklarla
ilgili. Nedir? Aile mahkemesiyle ilgili. Nedir? Tüketici mahkemesiyle ilgili.
Bunlarda özel olarak tatbik edilen bir usul, esas yasası yok değerli
milletvekilleri ancak bizim özel yetkili mahkemelerle ilgili Ceza Muhakemeleri
Kanunu 250-251 uyarınca uygulanacak olan özel hükümler var. Özel hükümler
olduğu için, bir, bunlar ihtisas mahkemesi değil,
olmadığına dair açık ve net bir yazılı belge
olarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna 18 Nisan 2012 tarihinde
vermiş olduğum dilekçede şunu söylüyorum: Türkiyede özel yetkili
mahkemelerde görevli olan savcı ve hâkimlerin bu konuda ihtisas gördükleri
herhangi bir alan var mıdır? Bu hâkim ve savcılar içerisinde
asliye hukuk mahkemesinde, sulh hukuk mahkemesinde, aile, kadastro mahkemeleri
gibi mahkemelerde daha önce görev yapanlar var mıdır? şeklinde.
Bana Sayın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun verdiği cevapta
Her hâkim her davaya bakabilir. Bu anlamda ihtisasa gerek yoktur.
şeklinde yazılı verilen bir cevap var.
Bu
olduğu zaman, maalesef, hâkim, o mahkemelerde yargılanan
kişilerin temel hak ve özgürlüklerini koruyamaz. Yıllarca aile
hâkimliği yapmış, kadastro hâkimliği yapmış olan
bir kişinin ceza hâkimliğinden, hele hele özel yetkili ağır
ceza mahkemesindeki bir ağır sorumluluk getiren bir alanı
bilebilmesi imkânsızdır. Bu da kişilerin yargıya olan
güvenini, itimadını sarsar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Bu anlamda, bunlar, ihtisas mahkemeleri değil, özel
konuya ilişkin kurulmuş, özel kişileri, Hükûmeti korumaya
yönelik mahkemelerdir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bu Osloyu korumak için getiriyorlar yani!
MAHMUT
TANAL (Devamla) - Dolayısıyla bunların
kaldırılması lazım.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tanal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
BAŞKAN
Her iki önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Var mı Başkanım, var mı?
BAŞKAN
Karar yeter sayısı vardır; önergeler kabul edilmemiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, var öyle mi? Tebrik ediyorum kâtip
üyeleri; bravo!
BAŞKAN
59uncu madde üzerinde bir redaksiyon önerisi var; buyurun.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Değerli
Başkanım, görüşülmekte olan yasa tasarısının
OKTAY
VURAL (İzmir) Kaç kişi vardı acaba?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
59uncu maddesiyle kurumsal kanunun 33üncü
maddesine eklenen dördüncü fıkradaki
OKTAY
VURAL (İzmir) Söyle, kaç kişi var?
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Burada 100 kişi yok!
OKTAY
VURAL (İzmir) - Değer mi buna ya Sayın Başkan? Değer
mi buna ya! Şuraya bir bakın ya! Şuraya bir bakın!
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
i+dari
mahkemelerinin ibaresinin idare mahkemelerinin biçiminde olması
gerekir; bu düzeltimle oylanması talebiyle.
Saygılar.
OKTAY
VURAL (İzmir) Şuraya bakın ya!
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bu
redaksiyon talebiyle
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
59uncu maddeyi oylarınıza sunacağım, yalnız, karar
yeter sayısı istenmiştir, karar yeter sayısını
arayacağım.
59uncu
maddeyi, redaksiyon yetkisiyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır.
Madde
kabul edilmiştir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bravo! Tebrik ediyoruz, bravo, kâtip üyeleri özellikle!
BAŞKAN
60ıncı madde üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun tasarısının 2577
sayılı Kanunun 45 inci maddesinin (1) numaralı
fıkrasını değiştiren 60 ıncı maddesinin
1.b)de yer alan valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile
Bakanlıkların ve diğer...
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, bundan sonra 5 kişi de olsa
var diyeceklerine göre, gerek yok. Fiilen İç Tüzükü ihlal ediyorsunuz.
AHMET
TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Hem de göz göre göre
OKTAY
VURAL (İzmir) - İç Tüzüke sahip çıkması gereken kâtip üyeler
İç Tüzükü ihlal ediyor. Yok burada. Elinizi vicdanınıza koyun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Görevlerini kötüye kullanıyorlar.
OKTAY
VURAL (İzmir) Vicdanınıza koyun ya! Bir bakın ya! Var
mı burada ya? Allah için yani
BAŞKAN
Gerekirse elektronik oylama yapabilirim, gerekirse sayım için.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Allah için ya! Vicdan yok mu ya!
BAŞKAN
- Buyurun.
valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler
ile Bakanlıkların ve diğer Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının taşra teşkilatındaki yetkili
organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen
geçici görevlendirme, ikinci görev, vekâleten atama
OKTAY
VURAL (İzmir) Şuraya bakın ya! Yanlış da okunabilir
önergeler, vallahi! Yanlış okudu herhâlde efendim.
görev
ve unvan değişikliği içermeyen il içi naklen atama, görevden
uzaklaştırma, yolluk, lojman ve izinlerine ilişkin idari
işlemlerden ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak
Kırklareli
İstanbul
Refik
Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay
Bursa
Mersin
Tanju
Özcan
Bolu
OKTAY
VURAL (İzmir) Allah yalan beyanda bulunanların hesabını
sorar. Vicdan olacak ya!
TBMM
Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun tasarısının 60. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Nevzat
Korkmaz Oktay
Öztürk Oktay
Vural
Isparta
Erzurum İzmir
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla
Kayseri
BAŞKAN
Sayın Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ORMAN
VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Akçay, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 60ıncı madde
üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Yıl 1912 ve şair
haykırıyor değerli arkadaşlar:
Bir devri şeamet,
yine çiğnendi yeminler;
Çiğnendi, yazık,
milletin ümmidi bülendi,
Kanun diye topraklara sürtündü cebinler;
Kanun diye, kanun diye
kanun tepelendi...
Şimdi 2012deyiz, tam yüz yıl geçmiş. Yüz
yılda yaşadığımız bin kıssa, on
yıllık iktidara bin hisse verdi mi acaba? Bu yüz yılın on
yılı size ait iktidar mensupları. Adalet mülkün temelidir. Adli
yargıda, idari yargıda, diğer pek çok kanunda yapılan
düzenlemelerin bazıları maalesef adaleti de, yargı düzenini de,
mülkü de sakatlamaktadır.
Değerli arkadaşlar, on yıllık AKP
İktidarı bir kamuoyu araştırması yaptırsa, ortaya
çıkacak sonuç şu olacaktır: İktidarın en
başarısız olduğu iki alan vardır:
1) Hukuk ve adalet, adalet kurumu,
2) Terörle mücadele.
Kuvvetler ayrılığı prensibini hayata
geçiren, onu gerçek kılan hukukun üstünlüğü ilkesidir. Yürütmenin
veya yasamanın anayasal sınırlar dışına taşan
güç ve yetki kullanımı hukukun üstünlüğü ilkesiyle
sınırlanır. En başta, bizatihi, yargı, hukukun
üstünlüğüne uymak zorundadır. Hukuk devleti şeklî bir kanun
devleti değildir. Kanun diye, kanun diye hukuku tepeliyorsunuz. Birey
ve toplum, huzur ve barışı adalet sayesinde bulur. Toplum
vicdanı adalet kavramıyla sükûn bulur. Adaletsizlik herkesi
incitir. Hukuk devletine ulaşmak için yargının
bağımsız ve tarafsızlığını sağlama
adına bugüne kadar görev yapmış tüm hükûmetler çeşitli
çalışmalar yapmışlardır. 2009 yılında Adalet
Bakanlığınca Yargı Reformu Stratejisi
hazırlanmıştır, yol haritası belirlenmiştir.
Belirlenmiş de ne olmuştur?
1)
Yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi:
On yılda yargı bağımsızlığı
güçlendirildi mi, yoksa bağımsızlık daha mı azaldı,
yargı daha mı bağımlı hâle geldi? Yargı maalesef
daha bağımlı hâle geldi. HSYK, yüksek yargı,
bağımsızlığını neredeyse kaybetti, Hükûmetin
güdümüne girdi. Çok basit olaylarda dahi bunun örneklerini görmek mümkündür.
Bazı adliyelerin kapatılmasında, HSYKnın Adalet
Bakanlığının yönlendirmesine ne kadar açık
olduğunu ve cılız kararlar verdiğini gördük.
Danıştay Başkanının neredeyse her hafta, magaziner,
siyasi ve iktidar yandaşı ancak hukuk dışı
beyanlarına tanık oluyoruz. Danıştay Başkanı
ihsası reyde bulunuyor, siyasi ve hukuki durumlarda açıkça taraf
tutup mahkemeleri etki altına almaya çalışıyor.
2)
Yargı tarafsızlığının geliştirilmesi:
Yargı tarafsızlıktan daha da uzaklaşmıştır.
On yılda gelinen nokta budur. Yargının on yılda daha
tarafsız hâle geldiğini söyleyen varsa, biliniz ki, o ya kördür ya da
vicdansızdır.
3)
Yargının verimliliği ve etkinliği: Hükûmet verimlilikte
somut bilgiler sunabilir mi, yargı verimli mi, etkinlikte mesafe
alındı mı? Bunların cevabını verebilir mi
Hükûmet? Hayır.
4)
Yargıya güvenin artırılması: AKP dönemi yargıya
güvenin en çok azaldığı bir dönem olarak anılacaktır.
5)
Adalete erişimin kolaylaştırılması: Adalete
erişim daha da zorlaştırılmıştır. Yüzden
fazla adliyenin kapatılması adalete erişimi
kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu? Yüksek
yargı harçları, tebligat ücretleri, keşif giderleri,
bilirkişi ve tanık ücretleri avans şeklinde peşin olarak
alınmaktadır. Bunlar adalete erişimi kolaylaştırıyor
mu, zorlaştırıyor mu?
6)
Ceza infaz sisteminin geliştirilmesi: Uzun tutukluluk süreleri cezaya
dönüştürülerek ceza infaz süreleri oldukça geliştirildi(!)
Cezaevlerinde, cezaevi araçlarında yanarak ölenler
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN
AKÇAY (Devamla)
insanlık dışı muameleye tabi tutulanlar
ceza infaz sisteminin geldiği acı noktayı göstermektedir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Akçay, teşekkür
ediyorum.
III - Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Peki.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Dibek, Sayın Özcan, Sayın Tezcan, Sayın
Toptaş, Sayın Çam, Sayın Serindağ, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Kurt, Sayın Güven, Sayın Serter, Sayın Tamaylıgil, Sayın Kart, Sayın Köprülü,
Sayın Türmen, Sayın Acar, Sayın Oyan, Sayın Özkan,
Sayın Nazlıaka, Sayın Köktürk.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız. Yoklama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun tasarısının 2577
sayılı Kanunun 45 inci maddesinin (1) numaralı
fıkrasını değiştiren 60 ıncı maddesinin
1.b)de yer alan valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler ile
Bakanlıkların ve diğer Kamu Kurum ve
Kuruluşlarının taşra teşkilatındaki yetkili
organları tarafından kamu görevlileri hakkında tesis edilen
geçici görevlendirme, ikinci görev, vekâleten atama, görev ve unvan
değişikliği içermeyen il içi naklen atama, görevden
uzaklaştırma, yolluk, lojman ve izinlerine ilişkin idari
işlemlerden ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Turgut
Dibek (Kırklareli)
ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Özcan, buyurun.
TANJU
ÖZCAN (Bolu) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının, Hükûmet tasarısında 45inci madde olan
metniyle ilgili değişiklik önergesinde söz almış
bulunuyorum.
Şimdi,
efendim, burada yapılan düzenlemeye itirazımız şu,
düzenlemede şu söyleniyor: Valilik, kaymakamlık ve yerel yönetimler
ile bakanlıkların ve diğer kamu kurum, kuruluşların
taşra teşkilatındaki yetkili organları tarafından kamu
görevlileri hakkında tesis edilen -bakın, kapsam geniş- geçici
görevlendirme, ikinci görev, vekâleten atama, görev ve unvan
değişikliği, naklen atama, görevden uzaklaştırma,
yolluk, lojman, izinlere ilişkin idari işlemlerin tamamıyla
ilgili itiraz mercisi olarak bölge idare mahkemelerini yetkili
kılıyor. Gerekçeye baktığınızda
Danıştayın iş yükünü azaltmak, bölge idare mahkemelerinin
işlevini artırmak. olarak değerlendirilmiş.
Arkadaşlar,
burada bu konu, bu kadar basite indirgenecek bir konu değil. Bakın,
valilerin bu kadar yetkisi varken, kaymakamların bu kadar yetkisi varken,
yerel yöneticilerin bu kadar yetkisi varken bu görevden alma, geçici
görevlendirme, görevden uzaklaştırma gibi işleri sıradan,
rutin, basit işlemler gibi değerlendirmenin ben yanlış
olduğu kanaatindeyim. Bakın, illerde en çok dava konusu olan konular
bunlardır yani valiler tarafından, kaymakamlar tarafından, yerel
yöneticiler, belediye başkanları tarafından yapılan
görevden alma, görevden uzaklaştırma, geçici görevlendirmeye
ilişkin işlemlerdir.
Siz,
değerli milletvekilleri, bu işlemleri basit, sıradan
işlemler olarak görmeyin, bu işlemlerden mağdur olan
insanların ne kadar ciddi sıkıntılar çektiğini, hatta
bunlardan dolayı, uğradıkları haksızlıklardan
dolayı bunalıma girenler olduğunu unutmayın diyorum.
Arkadaşlar,
özellikle bir konuya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Ne zaman bir
şehirde yerel yönetim değişikliği olursa, o belediyelerde
görevden alma, görevden uzaklaştırma, emekliye sevk etmek için geçici
görevlendirme gibi uygulamaların ne kadar sık
yapıldığını, zannediyorum hepiniz biliyorsunuz.
Arkadaşlar,
eğer bunu, sadece itirazen bölge idare mahkemelerinin incelemesi yönündeki
bu düzenlemeyi kabul edersek, inanın bundan sonra bu işlemler,
valiler, kaymakamlar ve yerel yöneticiler tarafından, belediye
başkanları tarafından son derece keyfî olarak
kullanılacaktır. Ben bu konuda sizleri bugünden uyarmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu anlamda bu tasarının metinden
çıkartılması gerekeceğinin de doğru
olacağını düşünüyorum.
Arkadaşlar,
burada herkes kendi illeriyle ilgili, kapatılan adliyelerle ilgili bir
şeyler söyledi. Arkadaşlar, benim seçim bölgem olan Boluda da üç
adliye kapatıldı ilk kararla. Arkasından, Sayın Adalet
Bakanıyla da görüştük, Mengen ile ilgili kapatma kararı geri alındı
kırk dört adliyeyle birlikte ancak maalesef Kıbrıscık ve
Sebenle ilgili adliyelerin kapatılma kararları hâlen geçerli ve
9undan itibaren de hüküm ifade etmeye başlayacak. Şimdi,
Kıbrısçık ve Seben ilçelerimiz gerçekten küçük ilçelerimiz ancak
coğrafi koşulları sebebiyle Boluya çok uzak olan ilçeler.
Kıbrıscıkın
Bakın,
Sayın Bakanım, samimiyetle söylüyorum, ben otomobille o köyden
Boluya iki saatte varamıyorum, ulaşamıyorum.
Kışın kar yağdığında
Kıbrıscık-Bolu yolu, Kıbrıscık-Seben yolu ve
Seben-Bolu yolu bazen haftalarca kapalı kalabiliyor. Şimdi, buralarda
son derece yaşlı bir nüfus var. Kıbrıscık daha ilçe
olmadan adliyesi vardı, nahiyeyken. Şimdi, siz bir hesap
yapıyorsunuz rantabl mı, değil mi diye, buna göre bunu
kapatıyorsunuz.
Arkadaşlar,
adliye hizmeti bir kamu hizmetidir, çok önemli bir kamu hizmeti. Kamu
hizmetlerinin tamamında kâr-zarar hesabı yapamazsınız.
Şirket yönetmiyorsunuz, devlet yönetiyorsunuz. Şirket olsa, şu
departman zarar ediyor dersiniz kapatırsınız. Ben, şimdi,
size soruyorum: İtfaiye hizmeti ile ilgili hiç aklınıza geldi
mi, itfaiye teşkilatı bu dönem ne kadar kâr etti, ne kadar zarar
etti? Polis teşkilatıyla ilgili böyle bir hesap yapılabilir mi,
böyle bir soru sorulabilir mi? Güvenlik güçlerimizle ilgili böyle bir soru
sorabilir misiniz? Adliye hizmeti de böyle bir hizmettir. Adliye hizmetinden
tasarrufa gidemezsiniz, adliye hizmetinin kârlı mı, zararlı
mı olduğu konusunda hesap yapamazsınız. İnsanlar
adalet duygusunu en hızlı şekilde nereden alabilirler, buna
bakmamız lazım ama devlet yönetmekten âciz olan Hükûmetiniz,
maalesef, Türkiye Cumhuriyeti devletini şirket gibi idare etmeye
çalışıyor.
Arkadaşlar,
bu karar yanlıştır, ileride de bunun sonuçları ortaya
çıkacaktır. İtiraz dilekçesi verdim Sayın Bakana. Ben,
Adalet Bakanlığı olarak itiraz edemem. dedi. Ben, ilimin
milletvekili olarak itiraz ediyorum, itirazımın cevabını da
bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederim Sayın Özcan.
III
- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama talebimiz var efendim.
BAŞKAN
Yoklama talebiniz var.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Gümüş,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Kurt, Sayın Aldan, Sayın
Güven, Sayın Acar, Sayın Çam, Sayın Köktürk, Sayın Serindağ,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Düzgün, Sayın Serter, Sayın
Danışoğlu, Sayın Batum, Sayın Kaplan, Sayın
Ekşi, Sayın Korutürk.
Yoklamayı
elektronik cihazla yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum, yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
III
- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama
istiyoruz efendim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Madde oylamasından önce yoklama istiyorsunuz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Aldan, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Gümüş, Sayın Kurt, Sayın Güven,
Sayın Acar, Sayın Güven, Sayın Serter, Sayın Serindağ,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Danışoğlu, Sayın
Batum, Sayın Toptaş, Sayın Korutürk, Sayın Kart, Sayın
Serindağ, Sayın Ekşi.
Elektronik
cihazla oylama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum, yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı
İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN 60ıncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
60ıncı madde kabul edilmiştir.
61inci madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır,
okutuyorum:
T B M M
Başkanlığına
278 sıra sayılı kn. tasarısının 61.
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum
İzmir
Isparta
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla
Kayseri
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak
Kırklareli
İstanbul
Refik
Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay
Bursa
Mersin
Mahmut
Tanal
İstanbul
BAŞKAN Sayın Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor
musunuz?
ADALET KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ
(Kastamonu) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere hiçbir somut öneri içermediği, 3.
yargı reform paketinin de ölü doğmasına sebep olduğu
görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne idare hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Diğer önerge üzerinde Sayın Rıza Türmen, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
RIZA
TÜRMEN (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, bu önemli bir oturumu Meclisin. Neden önemli bir oturum? Çünkü
Türkiyede büyük bir sorun hâline gelen özel yetkili mahkemelerin
görüşüldüğü bir oturum. Türkiyede büyük bir sorun hâline gelen özel
yetkili mahkemelerin insan hakkı ihlallerine yol açması sorununun
görüşüldüğü bir oturum. Bunlar nasıl önlenecek? Bu konuları
ele alıyoruz.
Tabii,
bir kere ilke olarak şunu belirtmek lazım: Bir ülkedeki bütün
mahkemeler aynı kurallara, aynı usul kurallarına tabi
olmalıdır. Aynı usul kurallarına tabi
olmadığı takdirde, usul kuralları bakımından bir
birlik sağlanmadığı takdirde ortaya çok büyük problemler
çıkar. Bugün ortaya çıkan problemlerin bir kaynağı budur.
Özel yetkili mahkemeler, çok önemli insan hakkı ihlallerine yol
açmıştır Türkiyede. Bunun için Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararlarına bakmak yeterlidir. Yani gözaltı süresi
bakımından, tutuklama süresi bakımından, gizlilik
kararları bakımından, müdafiyle görüşme hakkının
sınırlanması bakımından, bütün bunlar ve
uygulamalarla, bütün bunların sonucunda özel yetkili mahkemelerin bugün
yarardan çok zarar verdiği anlaşılmıştır.
Şimdi
Hükûmetin getirdiği bir önerge var, özel yetkili mahkemelerin yetkilerini
ağır ceza mahkemelerine devretmek gibi. Bu önergeye şöyle bir
bakınca ilk gözünüze çarpan şey şu oluyor: Özel yetkili
mahkemelerin sakıncaları burada giderilmiyor, bütün bu söylediğim
özel yetkili mahkemelere has usul farklılıkları bu mahkemelerde
de, yeni ağır ceza mahkemesinde de muhafaza edilecek. O zaman
değişecek olan şey nedir? diye sorduğunuz zaman,
değişecek olan hiçbir şey yoktur, insan hakları ihlali
bakımından hiçbir şey yoktur, aynı insan hakları
ihlalleri devam edecektir, bu yeni düzenleme çerçevesinde de.
Bu,
ihtisas mahkemesidir. deniyor, İhtisas mahkemeleri her ülkede
vardır. Tabii, ihtisas mahkemeleri her ülkede vardır ama birincisi:
İhtisas mahkemeleri farklı usul kurallarına tabi değildir,
aynı usul kuralları geçerlidir ihtisas mahkemeleri
bakımından. İkincisi: İhtisas mahkemeleri o ihtisas
mahkemelerinin konusu olan bireylerin güvencelerini artırmak için kurulmuştur.
Örneğin çocuk mahkemeleri vardır ihtisas mahkemeleri olarak. Çocuk
mahkemelerinin amacı nedir? Çocukların daha iyi
yargılanmasını sağlamaktır. Peki, bu özel yetkili
mahkemelerin amacı nedir? Çocuk mahkemeleri gibi, oradaki
şüphelilerin ya da sanıkların daha iyi
yargılanmasını mı sağlamaktır? Hayır, tam
tersine olmuştur, onların daha iyi yargılanmalarına
değil, daha kötü yargılanmalarına yol açmıştır,
adil yargılamanın en temel kuralları ihlal edilmiştir
burada. O nedenle bunları ihtisas mahkemeleri olarak nitelemek ne
ihtisas mahkemelerinin özelliklerine uygun düşer ne de doğrudur.
Arkadaşlar,
şunu açıkça söylemek lazım: Bu özel yetkili mahkemelerin
yetkilerinin ağır ceza mahkemelerine devredilmesi hiçbir şey
değiştirmeyecektir. Siz tutuklama rejimini
değiştirmediğiniz sürece, siz Terörle Mücadele Kanunundan
kaynaklanan problemleri halletmediğiniz sürece, siz yargının
bağımsızlığını
sağlamadığınız sürece böyle bir, tamamen şekilde
kalan bir değişiklik aslında Türkiye'deki, yargıdaki
sorunlara bir çözüm getiremeyecektir.
Tutuklamayla
ilgili maddelere baktığınız zaman bu getirilen
kanunda Efendim, işte, bundan sonra tutuklama kararı kuvvetli suç
şüphesi, tutuklama nedenlerinin varlığı, tutuklama
tedbirinin ölçülü olduğunu gören delillerin somut olgularla
gerekçelendirilerek açıkça gösterilsin. deniyor. Bu yeterli değildir
arkadaşlar. Bunun yanında, katalog suçlar vardır, asıl
problem buradadır. Katalog suçlara hiç değinilmemiştir. Katalog
suçları ortadan kaldırmadığınız sürece tutuklamalarla
ilgili sorunlar devam edecektir. Bunun yanında, mutlaka, tutuklamanın
devamı kararının duruşma yapılarak verilmesi gerekir,
bu yoktur kanunda, getirilen değişikliklerde. Bunun yanında,
tutuklamanın devamı kararında mutlaka diğer tedbirlerin
niye uygulanmadığının belirtilmesi gerekmektedir, bu da
eksiktir. Yani bunları siz düzeltmediğiniz sürece, tutuklama rejimi
aslında tutuklamadan kaynaklanan insan hakları ihlalleri bugün de
devam edecektir.
Öte
yandan, Terörle Mücadele Kanununda yapılan değişiklikler de
yetersizdir. Terörle Mücadele Kanununda basın özgürlüğünü
sınırlayan, yayın sahiplerini sorumlu kılan çok önemli
cezalar vardır. O nedenle, Terörle Mücadele Kanununda yapılan
düzenleme yetersizdir, tutuklamayla ilgili düzenleme yetersizdir. Bunlar
belirtilmediği sürece, zaten göstermelik bir şekilde özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin
ağır ceza mahkemelerine devredilmesi aslında derde çare
olmayacaktır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Türmen, teşekkür ediyorum efendim.
III - Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama talebimiz vardı
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylamadan önce tekrar yoklama talebi
vardır, yoklama yapacağız.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Erdoğdu,
Sayın Özkoç, Sayın Aldan, Sayın Aydın, Sayın
Yılmaz, Sayın Çam, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Moroğlu, Sayın Dibek, Sayın Özkök, Sayın Acar, Sayın
Batum, Sayın Serindağ, Sayın Köktürk, Sayın Öztürk,
Sayın Köprülü, Sayın Özel, Sayın Güven, Sayın
Danışoğlu.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız. Yoklama için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.-
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) ------- (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
III -
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama talebimiz
vardır Sayın Başkan. [AK PARTİ sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar(!)]
BAŞKAN Madde
oylamasından önce yoklama mı? Buyurun.
Hamzaçebi, Erdoğdu,
Dibek, Tezcan, Özkoç, Aldan, Aydın, Yılmaz, Çam, Kuşoğlu,
Batum, Moroğlu, Kurt, Köktürk, Acar, Serindağ, Özel, Güven,
Toptaş, Kaplan. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
Sakin olun sayın
milletvekilleri
Sayın milletvekilleri lütfen, lütfen
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için bir dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.-
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) -------
(Devam)
BAŞKAN
61inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan,
60ıncı maddeye göre bir söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
60a göre söz istiyorsunuz.
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, neden sık sık yoklama
talebinde bulunduklarına ilişkin açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öyle anlaşılıyor ki AKP Grubu bizim neden
sık sık yoklama istediğimizi merak ediyor. Merak eden
arkadaşlarımız
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) Dinleyin, dinleyin,
anlarsınız belki.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul)
Dinlemeyi de bilmiyorsunuz herhâlde, değil mi?
Merak eden arkadaşlarımız şu
önergeleri incelesinler, özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması adı altında Hükûmetin, Adalet
Bakanının, Başbakan Yardımcısının,
Başbakanın kamuoyuna nasıl yalan söylediklerini görsünler.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Sen yalan
söylüyorsun, yalancı sensin.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120,
2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, 62nci madde
üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra sayılı
tasarının 62. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer Süha
Aldan Ali
Rıza Öztürk R.
Kerim Özkan
Muğla Mersin Burdur
Kamer Genç Mehmet Ali
Ediboğlu
Tunceli
Hatay
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay
Vural S. Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet
Erdoğan Yusuf Halaçoğlu
Muğla Kayseri
BAŞKAN Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına açılmakta
ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe; yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere hiçbir somut öneri içermediği,
üçüncü yargı reform paketinin de ölü doğmasına sebep
olmuştur.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne İdare Kanununda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler getirmeyecek,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Kim konuşacak?
MEHMET
AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Sayın Ömer Süha Aldan
BAŞKAN
Sayın Aldan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖMER
SÜHA ALDAN (Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
aslında buraya bu yasayla ilgili genel bir değerlendirme yapmak üzere
çıkacaktım ama biraz önce değişiklik önergesi elimize
geçti, özel yetkili mahkemelere ilişkin. Bununla ilgili, beş
dakikalık sürede kısa bir değerlendirme yapacağım.
Aslında
Aynı hamam, aynı tas. diye özetleyebileceğimiz bir olgudur. Bu
yasada değişen, bu düzenlemede değişen tek şey,
tutuklamaya ya da itirazlara karar verecek hâkimin duruşmada yer
almamasından ibarettir. Değişen hiçbir şey yok.
Ben
geçtiğimiz yıl aralık ayında HSYKyla ilgili bütçe
görüşmeleri sırasında şöyle bir konuşma
yapmıştım: Adalet ve Kalkınma Partililer,
yargıyı kırk yaş düzeyinde bir gruba teslim ettiniz ama
aslında kendi Frankensteinınızı yarattınız.
Şuna emin olun ki bir gün gelecek, onlar sizi de tasfiye edecekler.
demiştim. Nitekim, çok kısa bir süre sonra MİT olayıyla yüz
yüze geldik yani Onu alma, beni al. olgusuyla karşı
karşıya geldik ve bunun sonucunda da kişiye özel yasa
çıkarıldı.
Artık,
ortaya çıkan belli bir olgu vardır: Yargıdaki bir yapıyla
Recep Tayyip Erdoğan arasında ciddi bir çatışma vardır
ve bu çatışma zaman zaman Sayın Başbakanın
söylemleriyle dile getirildi üstü kapalı bir şekilde. Örneğin,
28 Şubat tutuklamalarına ilişkin Artık, ifrata
kaçılmaması gerekir. dendi, ama olmadı.
Sonuçta,
şöyle bir beklenti içindeydik biz: Bu özel yetkili mahkemelerin
yaptığı hukuksuz davranışları Başbakan da
gördü çünkü kendi adamları zarar görecek bir süre sonra. Bu beklentiyi
sıcak bir şekilde taşıdık ama şunu görüyoruz ki
değişen hiçbir şey yok, sadece mahkemenin adı
değişecektir, mahkemenin sayısı bile sanıyorum
değişmeyecektir, ağır ceza mahkemeleri bölge mahkemesi
hâlinde yine sürecektir. Keza bu mahkemelerdeki görevlendirmeyi kim yapacak?
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu. Özel yetkili mahkemelerdeki
yapılanmayı kim yarattı? Mevcut Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu. Dolayısıyla aynı HSYK yine aynı kişileri
atadığında değişen bir şey olmayacaktır.
Belki şu olacaktır sadece: Sayın Başbakan kendi
adamlarını korumuştur bu yasada. Ne diyor? Anayasa Mahkemesi ve
Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin
hükümler ile askerî mahkemelerin görevine ilişkin hükümler
saklıdır. deniyor ve (b) fıkrasında da Devlet istihbarat
hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26ncı
maddesi hükmü saklıdır. deniyor. Bu sadece şu anlama geliyor:
Bundan böyle, sanıyorum torba yasasının apar topar yarıda
bırakılıp yargının etkinleştirilmesine ilişkin
bu tasarının gündeme getirilmesinin sebebi de budur. Önce Terörle
Mücadele Yasasının bu 10uncu maddesi değiştirilecek,
sonra torba yasayla bazı kişilere ayrıcalıklar
tanınacak ve bu kişiler Anayasa Mahkemesinde, Yargıtayda
yargılanacak ya da askerî mahkemelerde yargılanacak kişiler
olacak, bunlar Başbakanın adamları olacak. Başbakan
kendisini adamlarıyla birlikte emniyete almıştır ama ne
yazık ki hukuk tanımayan bir anlayışa Ergenekon, Balyoz ve
KCK davasının sanıklarını kurban vermiştir.
Hepinize
saygılar sunarım. (CHP ve BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi
III
- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sayın
Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Tanrıkulu, Sayın Dibek,
Sayın Tezcan, Sayın Erdoğdu, Sayın Toptaş, Sayın
Köktürk, Sayın Özkoç, Sayın Çam, Sayın Çelebi, Sayın Gök,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Kurt, Sayın Yılmaz,
Sayın Aydın, Sayın Aldan, Sayın Güven, Sayın Batum,
Sayın Özkes.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum.
Yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında
Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713
Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
62nci
maddeyi
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama
talebimiz var efendim.
ÜNAL
KACIR (İstanbul) Olmaz böyle bir şey ya!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Niye olmuyor ya? Sana mı soracağız? Gel,
sana soralım: Yoklama yapabilir miyiz Beyefendi? Yoklama isteyebilir
miyiz?
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Meclisin itibarını beş paralık
ettiniz, artık her yol mübah!
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Tanrıkulu,
Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Özkoç, Sayın Köktürk,
Sayın Toptaş, Sayın Erdoğdu, Sayın Aydın,
Sayın Yılmaz, Sayın Çam, Sayın Gök, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Kurt, Sayın Genç, Sayın Acar,
Sayın Batum, Sayın Güven, Sayın Düzgün, Sayın Özkes.
Cihazla
yoklama yapacağız.
Yoklama
için bir dakika süre veriyorum.
Yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.-
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
62nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
62nci madde
kabul edilmiştir.
63üncü
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı tasarının 63üncü maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek İlhan
Demiröz
Zonguldak Kırklareli Bursa
Refik
Eryılmaz Ali
Rıza Öztürk Ali
Özgündüz
Hatay Mersin İstanbul
B.
Süheyl Batum
Eskişehir
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
BAŞKAN Sayın Komisyon, önergelere katılıyor
musunuz?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
VELİ
AĞBABA (Malatya) Sayın Başkan, Kâtibe çok hızlı
okuyor, anlamıyoruz.
BAŞKAN
Evet, biraz daha yavaş okusun.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne idare hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
BAŞKAN Kim
konuşacak?
Sayın Batum,
Eskişehir, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, şimdi, MHPnin
önergesinin gerekçesini okudunuz, Kim konuşacak? dediniz, yani
diğer önerge diye bir hitapta bulunmadınız. O nedenle, sizin
hitabınızı bekliyorum ben.
BAŞKAN Aynı
mahiyette önergeler diye başladığımız için aynen devam
ediyoruz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ama şimdi gerekçeyi okudunuz.
BAŞKAN Evet.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Genel Kurulca anlaşılması lazım, onu söylemeniz
lazım.
BAŞKAN Gerekçe
okundu efendim.
Buyurun Sayın Batum.
BEDİİ SÜHEYL
BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinde çok önemli bir kanunu
konuşuyoruz; yargının etkinleştirilmesi,
iyileştirilmesi, hızlandırılmasına ilişkin
olduğu iddia edilen bir kanunu ve dün akşam ara verdiğimizde
saat dört buçuktu.
Sevgili arkadaşlar,
ilk önce bunu söyleyeyim: Mutlaka ve mutlaka, Meclisi bir an önce tatil
edeceğiz. diye ben kanunların dört buçukta görüşüldüğünü
zannediyordum. Benim ilk milletvekilliği dönemim ve arka arkaya
uygulamaları görünce, gerçekten, utanç duymaya başladım. Kulislerde
konuşuyorduk değerli arkadaşlar, Acaba neden bunları dört
buçukta görüşüyoruz? diye ve bu tasarının en önemli
noktası olan özel yetkili mahkemeleri bekliyorduk. Dün akşam saat
dört buçuk, beşe kadar gelmeyince, açık söyleyeyim, tabii, milletin
ağzı torba değil, biz hepimiz orada konuşuyoruz Acaba
Pensilvanyayla mı anlaşamadılar? diyorlar
EŞREF TAŞ
(Bingöl) Konuşma ya!
BEDİİ SÜHEYL
BATUM (Devamla) Acaba nasıl oldu? Amerikadan metin gelmedi mi? Daha
İngilizceden Türkçeye çevrilmedi mi? Daha acaba hazırlanmadı
mı? deniliyor, bütün bunlar konuşuluyor.
İBRAHİM KORKMAZ
(Düzce) Ağzınız torba değil ki, konuşuyorsunuz.
BEDİİ SÜHEYL
BATUM (Devamla) Meğer, hepsi için özür dilerim, hiçbiri doğru
değilmiş; arkadaşlarınız, Sayın Bakan, utanıyormuş
bunu çıkarmaya. Bugün, şimdi çıktı, metin önümüzde. (CHP
sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Utanmaz olmaktan iyidir.
BEDİİ SÜHEYL
BATUM (Devamla) Sevgili arkadaşlar, biz bunu bir
alışkanlık hâline getirdik, ilk önce söyleyeyim. Evvelki hafta
İnsan Hakları Kurumunu gece dört buçukta konuştuk, ondan evvelki
hafta kamu denetçiliğini gece dörtte konuştuk. O arada da, şimdi
açık söyleyeyim, bu maddeyle, bu düzenlemeyle bir şeyler getirdiniz.
Bir tanesini söyleyeyim. Sevgili arkadaşlar, tekrar söylüyorum, bunu
yapmamamız lazım; hangi parti olursa olsun yapmaması lazım.
Bundan üç gün önce Kamu İhale Kurumuna ilişkin olarak açık ihale
sistemini ortadan kaldırdınız, AKP oylarıyla, çoğunluk
oylarıyla, davetiye usulünü getirdiniz. Neden? İstediğimize
ihaleyi verebilelim, istediğimiz kişileri, firmaları zengin
edebilelim diye. Neden? Amaç da, diyorsunuz ki:
Aman, kamu maliyesine daha fazla para kalsın.
Bugün
bu yasayla bir şey getiriyorsunuz, o da şu: Burada işte, ortada,
hepimiz görüyoruz. Elektrik enerjisinde, suda, doğal gazda, eğer
paralarını ödeyemezlerse garibanlar, bunlara hapis cezası
getirelim diyorsunuz.
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Tam tersi
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Devamla) Şimdi, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Bu
yasayla getirmişsiniz. Ama, şimdi bakıyorum, çoğunuz,
haklı olarak, ya tam kabul etmez ya da yahu içeriğinde yazanı
tam bilmiyoruz der gibi bakıyorsunuz. Haklısınız,
çoğunuz bilmiyorsunuz. Maalesef, Bakanlık hazırlamış
bunu, getirmiş ve de bunu, hemen kabul edilmesi lazım bir düzenleme
olarak getiriyorsunuz.
Sevgili
arkadaşlar, inanılmaz çelişkileri olan bir yasa. Demin
arkadaşlarım söyledi, gene söylemeye devam edeceğiz,
inanılmaz çelişkiler. Bazı yerlerde özel yaşamın
gizliliğini ihlal etme suçunun cezasını
artırıyorsunuz, öbür taraftan, bu suçu daha önce işleyenlere af
getiriyorsunuz.
Sabahleyin
gene Sayın Köktürk arkadaşım çok güzel açıkladı.
Anayasa Mahkemesinin 2006da -böyle yirmi yıl, otuz yıl önce
değil- iptal ettiği yasanın aynısını getiriyorsunuz.
Yürütmeyi durdurmayı engellemek için getiriyorsunuz.
Sevgili arkadaşlar,
en sonda da, çelişkiler var, Anayasaya aykırılıklar var
ama en önemlisi şu: Bu maddeden sonra bunu konuşacağız
çünkü şimdi elimize geçti.
Biraz önce, siz,
açıklıkla, bile bile -burada Sayın Bakanı da itham ederek
söylüyorum- gerçekleri saptırıyorsunuz, Türk halkını
kandırıyorsunuz. Bu suça sizleri de alet ediyorlar. (CHP
sıralarından alkışlar) Bunu bütün maddelerde
konuşacağız. Özel yetkili mahkemeleri kaldırdık.
diye daha ağırını başımıza getiriyorsunuz.
Hepinize saygılar.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Batum.
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama talebimiz var Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi vardır.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın
Toptaş, Sayın Ağbaba, Sayın Köktürk, Sayın Özkoç,
Sayın Aydın, Sayın Yılmaz, Sayın Öğüt, Sayın
Çam, Sayın Gök, Sayın Kuşoğlu, Sayın Genç, Sayın
Kurt, Sayın Acar, Sayın Batum, Sayın Serindağ, Sayın
Özkes.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum.
Yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A)
Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
III -
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama talebimiz
vardır.
BAŞKAN Tamam.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Özkoç, Sayın Köktürk,
Sayın Toptaş, Sayın Çam, Sayın Aydın, Sayın
Yılmaz, Sayın Öğüt, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Gök, Sayın Kurt, Sayın Yıldız, Sayın Genç, Sayın
Acar, Sayın Ağbaba, Sayın Düzgün, Sayın Özkes, Sayın
Serindağ, Sayın Batum, Sayın Güven.
Elektronik cihazla yoklama
yapacağız.
Bir dakika süre veriyorum.
Yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN 63üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
63üncü madde kabul edilmiştir.
64üncü madde üzerinde
aynı mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278 sıra sayılı yasa tasarının
64üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Ali
İhsan Köktürk
Turgut Dibek Ali Rıza Öztürk
Zonguldak
Kırklareli
Mersin
İlhan
Demiröz Refik
Eryılmaz Ali
Özgündüz
Bursa Hatay İstanbul
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Kormaz
Erzurum
İzmir
Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan Dilek
Akagün Yılmaz
Kayseri
Muğla Uşak
BAŞKAN Sayın
Komisyon, aynı mahiyetteki önergelere katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Değerli Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda, ne idare hukukunda, ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Dilek Akagün Yılmaz
konuşacak.
BAŞKAN
Dilek Akagün Yılmaz.
Sayın
Yılmaz, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; dün
akşam Godotu bekler gibi bekledik, sizin bu önergenizin nasıl olacağı konusunda. Yani
Sayın Bakan Bekir Bozdağın açıklamalarını da
ciddiye almak istemiştik. Gerçekten de özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması gerektiğini, antidemokratik olan, doğal
yargıç ilkesine aykırı olan, savunma hakkını ortadan
kaldıran özel yetkili mahkemelerdeki usul hükümlerini ve bu mahkemelerin
kaldırılmasını beklerken biz, yine aynı nitelikte,
doğal yargıç ilkesine aykırılıklar içeren, savunma
hakkını ortadan kaldıran ve hiçbir şekilde
değişiklik yaratmayan bir
önerge geldi elimize. Artık anlaşılıyor ki siz özel yetkili
mahkemelerle kardeş oldunuz. Özel yetkili mahkemeler sizin
açınızdan çok önemli, vazgeçilmez nitelikte çünkü daha bu ülkede
toplamanız gereken, dalga dalga almanız gereken insanlar var; onun
öyle olduğu anlaşılıyor. Bundan sonra sıra kime
gelecek, kimler var sıranızda, bunları zaman içerisinde
göreceğiz. Ama inanın biz bu konuda mücadele etmekten, demokrasi
mücadelesini vermekten, yargı bağımsızlığı
için mücadele etmekten, savunma hakkını sonuna kadar savunma
mücadelesini vermekten asla vazgeçmeyeceğiz, bunu bilmenizi istiyorum.
Dün Sayın Bakana
biz çok sayıda dedik ki: Abdullah Öcalan nerede? Abdullah Öcalan
dışarı çıkartılıyor mu, belli heyetlerle
görüşülüyor mu? Bursada MİT misafirhanesinde mi
ağırlanıyor? Bunları söyledik. Sayın
Bakan bunları
reddetti ama bugün yeniden, basında, aynı konuda, Abdullah
Öcalanın belli kişilerle ve belli heyetlerle
görüştürüldüğü çok açık seçik görülmektedir.
SIRRI SAKIK (Muş)
Sizi niye bu kadar rahatsız ediyor?
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Devamla) - Yani bu konuda Sayın Bakanın vermiş olduğu
cevapların hiçbirisi bizi tatmin etmemektedir çünkü daha önce de Oslo
müzakere süreci reddedildi tarafınızdan ve Sayın Başbakan dedi
ki: Orada görüştüğümüzü söyleyenler şerefsizdir.,
ardından da Ben görüşmeleri için gönderdim. dedi. Uluderede
bazı şeyleri gizlediniz, yok saydınız, Uluderedeki
yalanlar ortaya çıktı. Şimdi de İmralı yalanlarınız
teker teker ortaya çıkıyor.
Şu anda
kulaklarımıza fısıldanan başka bir olay daha var
arkadaşlar: Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 311deki
yargılamanın iadesi hükmünün
değiştirileceği ve Abdullah Öcalanın yeniden
yargılanmasının yolunun açılacağı şeklinde
bir duyum alıyoruz. Bu fısıltılar zaman içerisinde gerçek
oluyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Aynen öyle.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Oslo müzakere sürecinde yüzde 95 anlaşılan
konulardan bir tanesi de bu mudur? Abdullah Öcalanın yeniden
yargılanması ve dışarı
çıkartılmasının, tahliyesinin yolu mu aranmaktadır?
Yüzde 95 anlaşılan Oslo müzakere süreci -geçen gün Sayın Bülent
Arınç söyledi- devlet sırrı niteliğinde değilmiş.
Artık bunlar çok açık seçik konuşuluyor, biz bunları
öğrenmek istiyoruz.
Yargılamanın
iadesi yoluyla yeniden Abdullah Öcalan yargılanacak ve serbest mi
bırakılacak? Bunları bilmek hakkımız. Bunları
bilirken tabii, bunlar tüm Türk milletinin gözü önünde oluyor, Türk milleti
bunları değerlendirecektir. Sizleri ne Türk milleti affedecektir ne
de tarih affedecektir arkadaşlar. Bunun sonucuna sizler katlanacaksınız,
yani hukuk bir gün size de gerekli olacaktır.
Sayın
milletvekilleri, idari yargılama usulüyle ilgili bazı konuları
konuşuyoruz. Ben bu konuda bir araştırma yaptım ve çok
sayıda hukukçu arkadaşımız da bana bu konuda bir talepte
bulundu. Biliyorsunuz, bizim özellikle Hukuk Muhakemeleri Kanununda ıslah
süreci vardır. Biz davalar açıldığında, fazlaya
ilişkin hakkımızı saklı tuttuğumuzda
tazminatlarla ilgili olarak adli mahkemelerde, ıslah yapabiliriz ve
bilirkişi raporunda belirtilen tüm alacağı alabiliriz, ancak
idari yargılama usulünde ve askerî idari yargılama usulünde bu konuda
bir hüküm yok. Yani, idari yargılamada, hepimiz biliyoruz ki davayı
öncelikle açarız ama bedelin ne olduğunu bilmediğimiz için,
ıslah da yapamadığımızdan dolayı insanlar çok
ciddi zararlar görürler. İşte, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinin bu konuda Sabri Güneş kararı var arkadaşlar,
deniyor ki: İdari yargılama usulünde de ıslah müessesesini
getirmeniz lazım. Ve bu konuda tazminatla pek çok şekilde
cezalandırılmış durumdayız.
Şimdi,
idari yargılama usulü konusunu tartışırken biz -Sayın
Başkanımız İyimaya da burada, Sayın
Bakanımız da burada- bu konuda bir önerge verilerek, yani aynen Hukuk
Muhakemeleri Kanununda olduğu gibi idari yargılama usulünde de
ıslah müessesesini getirmemiz gerekiyor. Bu konuda biz bir önerge
hazırlasak reddedeceksiniz, bunu biliyorum, ama lütfen arkadaşlar,
böylesi kararlar da varken bunun gereğini yerine getirelim ve bugün idari
yargılama usulündeki bu yanlışlığı düzeltme
konusunda çaba sarf edelim. Sizlerden bir önerge bekliyoruz arkadaşlar.
Şimdi,
sevgili arkadaşlar, ben aslında bugün 64üncü maddeyle ilgili
konuşmak üzere söz almıştım ama yine işte, pek çok
konu öne geçtiği için ne yazık ki bu maddeyle ilgili konuşma
konusunda süremiz çok az kalıyor.
SIRRI
SAKIK (Muş) Yok, yok, yine Öcalanı konuş, Öcalanı
konuş.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Yani bu şeker
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.
III
- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylamadan önce yoklama talebi var.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Dibek, Sayın Toptaş, Sayın Özkoç,
Sayın Yılmaz, Sayın Aydın, Sayın Çam, Sayın Gök,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Yıldız, Sayın Kurt,
Sayın Genç, Sayın Cihaner, Sayın Acar, Sayın Serindağ,
Sayın Özkes, Sayın Düzgün, Sayın Atıcı, Sayın
Oran, Sayın Tarhan, Sayın Tezcan.
Yoklama
için bir dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278)----------(Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
64üncü
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
65inci
madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarı ve tekliflerinin (65).
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Erol
Dora Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin
Adana Muş
Adil
Kurt Demir
Çelik Sebahat
Tuncel
Hakkâri Muş İstanbul
Ahmet
Türk
Mardin
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural S.
Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri
Muğla
Aynı
mahiyetteki üçüncü önergenin imza sahipleri:
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Rıza Öztürk
Zonguldak Kırklareli Mersin
Gürkut
Acar İlhan
Demiröz Ali
Özgündüz
Antalya Bursa İstanbul
Refik
Eryılmaz
Hatay
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Ayla Akat, buyurun.
AYLA
AKAT (Batman) Teşekkür ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, dün akşam çok geç saatlerde buradan ayrıldık ve
Türkiye'nin en önemli ihtiyacı demokratikleşme diyoruz, 3üncü
yargı paketi gündemimizde ama Parlamentodaki atmosfere
baktığımızda, çok gergin bir atmosfer var.
Biz,
mevcut anayasa çalışmasının bile sağlıklı
yürüyebilmesi için mutlaka ülkede bir yol temizliği
çalışması yapılması gerektiğinin altını
defalarca kez çizdik ve 3üncü yargı paketi ve Parlamentoda, Genel
Kuruldaki gergin ortam dışarıdaki gelişmelerden
bağımsız olmadığı gibi, Hükûmetin bu yasa
tasarısını getirme şeklinden ve yine, son dakikada
getirmiş olduğu, tasarı görüşülürken ele alınmayan ama
daha sonra Sayın Başbakanın beyanıyla kamuoyuna düşen,
özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasına
ilişkin hükmün de son dakika Parlamentoda gruplara verilmesiyle
tırmanan bir gerginlik var.
Öncelikle
şunu belirtelim: Biz defalarca kez söyledik. İstiklal mahkemelerinden
sıkıyönetim mahkemelerine, sıkıyönetim mahkemelerinden
devlet güvenlik mahkemelerine, bugün özel yetkili mahkemelere kadar kendini
taşıyan, yargıda kendini taşıyan bir süreç vardır.
Bu
sürecin temel algısı nedir, temel nedeni nedir? Türkiye'deki güvenlik
algısıdır ve biz, bugün bir anayasa çalışması,
toplumsal barış ve demokratikleşme için bir anayasa
çalışması, bunu destekleyen bir yol temizliği
çalışmasından bahsediyoruz ve gelen teklifte görüyoruz ki özel
yetkili ağır ceza mahkemeleri kalkıyor ama onun yerine her
ağır ceza mahkemesi içerisinde, belli iller içerisinde kapsayan,
yargı çevresi içerisinde belirlenecek olan ağır ceza mahkemeleri
aynı görevi görecekler. Bugün Türkiye'de kanayan bir yara hâline gelen
KCK, Balyoz, Ergenekon davaları bu kapsam içerisinde girmeyecek bile. Ne
girecek? Tabii ki Hükûmet kendi iktidarını
sağlamlaştıracak.
Ama
şu var: Eğer bugün istiklal mahkemesi, sıkıyönetim,
olağanüstü hâl, işte, DGMler,
özel yetkili ağır ceza mahkemelerinin Türkiyedeki Türkiye toplumu
içerisinde yaratmış olduğu duygusal kopuşu göremiyorsak ve
bunun önlemini alamıyorsak ve bugün bu maddeyi bu şekilde
getiriyorsak kaldırılması yönünde, o zaman henüz biz işin,
yolun başında sayılırız, bir mesafe katedebilmiş
değiliz demektir.
Değerli
arkadaşlar, diğer bir boyutu, dünden beri bu salonda ifade edildi
hatta gerginliklere de neden oldu, biz, bir yıl önce İmralı
Cezaevindeki koşullara dair buradan konuştuk, beş yıl önce
de konuştuk, geçen sene de çok ağırlıklı bir
şekilde gündemimize geldi çünkü İmralı Cezaevindeki
koşullar Türkiyedeki ceza infaz kurumları için öngörülen hiçbir
yasada olmayan koşullardır. Orada özel bir hukuk vardır, orada
özel bir yönetim şekli vardır. Bunu, Sayın Adalet Bakanı da
bilir, kendisinden önceki Adalet Bakanları da bilir, diğer hükûmetler
de bilirler. Ama bugün, burada, İmralı Cezaevinde bulunan Sayın
Abdullah Öcalanın orada olup olmadığını
tartışma noktasına geldik. Bunun çözümü bellidir. Tam bir
yıldır Hükûmet resmî yalan söylüyor Koster bozuk. diyor. Bunun
yarattığı gerginliği siz görmüyorsunuz. Niye? Çünkü,
bölgede insanlar sokağa çıktıklarında eğer bir
çatışmayla sonuçlanmamışsa kamuoyunun bundan haberdar olma
şekli mümkün değildir, kamuoyu bunu bilmiyor. Gençler
yaralanıyor, gençler yaşamını yitiriyor ama kimsenin bundan
haberi yok. Hadi bundan haberiniz yok, son altı aydır ülkenin
değişik yerlerine giden cenazelerden de mi haberiniz yok? Bunların
nedeni İmralı Cezaevindeki tecrit değil midir? Bunun vebali,
sorumluluğu Sayın Hükûmette değil midir, Hükümetin ilgili
bakanlığında değil midir? Bu kadar genç toprağa
düşüyorsa ve bunun belli gerekçeleri varsa, bu gerekçelerin en
başında da tecrit geliyorsa bunun sorumluluğu Sayın
Hükûmetin değil midir? Hükûmetindir, ilgili
Bakanlığındır. Yapılması gereken de çok
açıktır: Bu ülkenin yasaları İmralı Cezaevine de
uygulanmalıdır. Bu ülkenin yasalarında var olan etnik
ayrımcılık bir an önce kaldırılmalıdır.
İşte önümüzde yargı paketi. Biz yol temizliğinden
bahsediyoruz, Türk Ceza Kanunu 220/6 ve 7nci hatta 8inci maddeleri sadece
Kürtlere uygulanıyor. Bu Parlamentodan ses çıkıyor mu? Niye
yargıda etnik ayrımcılık var deniyor mu? Niye bu yasalar
sadece ülkenin güneydoğusunda, doğusunda ve yine Kürtlerin yaşamış
olduğu metropol şehirlerde uygulanıyor deniyor mu? Herkes bu
konuda sessiz. Çözüm nerede? Parlamentoda. Nerede
tartışacağız? Parlamentoda
tartışacağız; birbirimizi dinleyeceğiz,
anlayacağız. diyoruz ama ne oluyor? Gelen yasa tekliflerinde,
tasarılarında sorunun çözümüne katkı sunacak bir düzenleme
olmadığı gibi, bu Parlamentoda mevcut hâliyle bile
görüşülürken toplumsal hassasiyetlere direkt dikkat çekiliyor. Biz kabul
etmesek de, biz kabul ediyoruz da bu Parlamentodaki diğer milletvekilleri
kabul etmese de değerli arkadaşlar, bu ülkede bulunan 3,5 milyon
insan Sayın Abdullah Öcalan siyasi irademdir. dedi. Bunu da gizli
saklı yapmadı; imza topladı, imzaları noterden geçirdi ve
Parlamentoya teslim etti, Avrupa Birliğine gönderdi. Benim
bakış açım budur. dedi. Bu Parlamentonun bütün milletvekilleri
buna karşı gözlerinizi kapayabilirsiniz, kulaklarınızı
tıkayabilirsiniz ama gerçeklik budur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLA
AKAT (Devamla) Tekrar saygılar sunarım. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akat.
Diğer
önerge sahipleri?..
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre
tanzim edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki
ve sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne idare hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün de Meclise
getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Diğer önerge sahiplerinden, Sayın Hamzaçebi
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Gürkut Acar
BAŞKAN
Gürkut Acar, Antalya
(CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Acar.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 278 sıra sayılı Tasarının
65inci maddesi için söz aldım.
Bu
maddeyle getirilen sistem, idarenin en etkin denetimini önleyecek niteliktedir.
Daha önce Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararları aleyhinde,
10uncu maddeye göre Danıştayda dava açılırken bu
yapılan değişiklikle idare mahkemesi görevli hâle getirilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kanununun 9uncu
maddesine göre, bu Kurul, yönetmeliğe aykırılıkta 250
milyar lira para cezası verebiliyor, lisans veya sertifika, genel esaslara
aykırılık hâlinde 300 milyar ceza verebiliyor, lisan vesaire
için gerçek dışı belge sunulması hâlinde 400 milyar ve
lisanssız çalışma hâlinde 500 milyar ceza verebilen bir kurul ve
bu büyük para cezalarını denetleyecek organ Danıştay iken
bundan alınıp idare mahkemesine veriliyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu, kişinin güvenli yargılanma
hakkını ortadan kaldıran, deneyimli ve en yüksek yargıçlar
tarafından yargılanma hakkını indiren bir yasadır, bir
değişikliktir. Bu, yargının yükünü hafifletmek bir yana,
tam tersine, yargının yükünü
ağırlaştıracaktır çünkü idare mahkemesi karar
verdikten sonra, temyiz üzerine, yine Danıştaya gelip yine
Danıştay bir daha iş yapacaktır. Böylece iki iş
çıkmış olacaktır. Bunun hiçbir yararı yoktur. Bu
nedenle biz bu maddenin kaldırılmasını istiyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, bu vesileyle birkaç şeyi daha sizlere arz etmek
istiyorum. Bakınız, Suriyeyle gerginlik çıkınca gündem bir
anda değişti. Oysa daha beş altı gün öncesine kadar,
cezaevlerindeki durumu konuşuyorduk. Urfa Cezaevinde diri diri yanan 13
insanın bedelini kimin ödeyeceğini, cezaevlerinde yaşanan insan
hakları ihlallerini gündemden düşürdü bu olay. Ben sizi tebrik
ediyorum. AKP olarak, gündem değiştirme konusunda sizden usta,
tarihte, gelmiş geçmiş başka bir iktidar yok, tebrik ediyorum!
Arkadaşlar, Japonyada olsaydı eğer, bir adalet bakanı, 13
tane insan en sağlıksız ve en kötü koşullarda
yaşaması nedeniyle ölmüş olsaydı, âdeta öldürülmüş
olsaydı harakiri yapardı herhâlde. Ama bizim Sayın
Bakanımız istifa etmeyi düşünmüyor, Ben istifa etsem ne
değişecek. diyor. Doğru tabii yani iktidarın zihniyeti
değişmediği müddetçe bakanların değişmesinin
hiçbir önemi yok.
Bakın, bugün Esra
Açıkgözün Cumhuriyet gazetesinin ekinde bir yazısı
çıktı, bir röportajı. Cezaevindeki bir insanın
-yaşayan ve çıkan, tahliye olan- cezaevindeki koşullarını
anlatıyor.
Değerli
arkadaşlarım, devlet olarak biz sorumluyuz. Cezaevindeki bir insana,
eğer devlet yiyeceğini vermezse açlıktan ölür, eğer suyunu
vermezse susuzluktan ölür. Namusu, her şeyi, açlığı,
sağlığı hepsi devlete emanettir ve bu emanete ihanet
ediliyor. Bir odada 40 kişi yatacağına 80 kişi
yatıyor. Değerli arkadaşlarım, sıcakta soğukta
yerde yatıyor, bu insanlar aç, bu insanlar su bulamıyor. Hiç içinizde
hapiste yatan var mı? Biz yattık ve biliyoruz bu şartları.
Bu cezaevi şartlarının bir an önce değiştirilmesi
lazım. İktidarınız her şeyden önce devletin emanetinde
olan bu insanların can güvenliğini sağlamak zorundadır.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyeyi büyük bir hapishaneye döndürdünüz, çok özür
diliyorum bunu söylerken. 7 bin üniversite öğrencisi üniversiteden
atıldı. Değerli arkadaşlarım, binin üstünde
öğrenci, üniversite öğrencisi tutuklu. Hiç vicdanınız
sızlamıyor mu?
Avukatlar savunma yapamaz
hâle geldiler. Turgut Kazan hakkında avukatlık nedeniyle dava
açtınız, bir yerlerde o davada onu yargılıyorsunuz.
Değerli
arkadaşlarım, Mehmet Haberal tazminata mahkûm ettirdi kendisini
yargılayan yargıçları. Dünyada böyle bir emsali görülen bir olay
var mıdır? Aynı yargıçlar aynı davaya bakmaya devam
ediyor. Nasıl oluyor böyle? En yüce mahkeme Yargıtay diyor ki: Siz
bunu haksız yere fazladan içeride tuttunuz, sizi tazminata mahkûm
ediyorum. Karar kesinleşiyor ama aynı yargıçlar bakmaya devam
ediyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu ülkede hukuk devletini yok ettiniz.
Bakınız, buradan ben defalarca söylüyorum: Ben bir hukukçuyum, hukuku
olmayan devlette hiç kimse de ayakta kalmaz, partiler de ayakta kalmaz. Lütfen
adaletli olun.
Değerli
arkadaşlarım, bakın, Balbayla gittim görüştüm. Ne diyor
bakın: Esas insan hakları
ihlali burada yargılamada yapılıyor, âdeta biz yargılamaya
geldiğimiz zaman cezaevini özlüyoruz.
Arkadaşlar,
sürem bitti ama size şunu söylemek istiyorum: Lütfen Türkiyeyi iyi
yönetin, lütfen iyi yönetin. Her şey sizin elinizde, tek
başınıza iktidarsınız. Her şey iyi olsun
istiyoruz. Biz sizi burada yerin dibine sokmak için yokuz. Olumlu bir şey
yapın, biz de evet diyelim. Bu özel mahkemeleri kaldırın;
böyle kaldırılmaz, Türkiyeyi aldatmayalım hep beraber.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar )
BAŞKAN
Sayın Acar, teşekkür ederim.
Aynı
mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
65inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
65inci madde kabul edilmiştir.
66ncı
madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı tasarı ve tekliflerinin (66)
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Erol Dora Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin Adana Muş
Adil
Kurt Ahmet
Türk
Hakkâri Mardin
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
Aynı
mahiyetteki üçüncü önergenin imza sahipleri:
Ali İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak Kırklareli İstanbul
Refik Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay Bursa Mersin
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki üç önergeye Sayın Komisyon katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ali Rıza Öztürk
BAŞKAN
Sayın Öztürk, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Bakan, dün akşamdan beri, dün sabahtan beri bizden
sakladığınız, Parlamentonun muhalefet milletvekillerinden
sakladığınız yasa yapma, Anayasanın
7nci maddesi gereğince egemenlik kapsamında yasa yapma yetkisi ve
görevi olan milletvekillerinden ısrarla sakladığınız
önerge bu mu? Bunu mu sakladınız? Bunun saklanacak nesi var
Sayın Bakan? Yani siz sadece hukuku kendinizin bildiğini mi
sanıyorsunuz?
Değerli
arkadaşlarım, önergenin gerekçesinde Ceza Muhakemesi Kanununun 250,
251 ve 251nci madde hükümleri ve buna bağlı olarak mahkeme ve
savcılık görevlendirilmesi muhakeme sistemimizden
kaldırılmaktadır. diyor. Şimdi, hakikaten
kaldırılıyor mu, kaldırılmıyor mu, bakalım.
Değerli
arkadaşlarım, önergeyle, 3713 sayılı Kanunun 13üncü
maddesi, -yani Terörle Mücadele Kanunu bu- görev ve yargı çevresinin
belirlenmesi ve soruşturma ve kovuşturma usul olarak düzenleniyor.
Böylelikle Terörle Mücadele Kanunu olan bir kanundaki bir usul hükmü o kanuna
aktarılıyor.
Şimdi,
madde 10 -Terörle Mücadele Kanunu değişiyor ya- birinci fıkra,
arkadaşlar, okuyorum, diğerlerini okumama gerek yok ama hepsi
aynı: Bu Kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla
açılan davalar, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili
kapsayabilecek şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek
ağır ceza mahkemelerinde görülür. Bu mahkemelerin başkan ve
üyeleri adli yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden başka
mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
250nci
maddenin birinci fıkrasının (c) bendini okuyorum
arkadaşlar, aynısını, 250nci maddenin (c) bendi diyor ki
arkadaşlar: Adalet Bakanlığının teklifi üzerine
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili
kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır
ceza mahkemelerinde görülür. Neymiş? 250nci maddesi kapsamına giren
suçlar nerede görülürmüş? Burada. Bu ne diyor? Aynısını
diyor: Adalet Bakanlığının teklifi
Devam
edelim arkadaşlar, ikinci fıkra: Anayasa Mahkemesi ve
Yargıtayın yapacağı işlere ilişkin hükümler ve
askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır.
Peki,
mevcut 250nin üçüncü fıkrası ne diyor: Birinci fıkrada
belirtilen Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın
yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş
ve sıkıyönetim hâlindeki askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin
hükümler saklıdır. Burada askerî mahkemelerin görevleri daha da
genişletiliyor yani mevcut düzenlemede sadece savaş ve
sıkıyönetim hâlindeki askerî mahkemelerin görevleri istisna
tutulurken, getirilen kanunda askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin
hükümler saklıdır yani bir savaş ya da sıkıyönetim
hâliyle sınırlı olmamak kaydıyla.
Şimdi
diğerlerini okumaya hiç gerek yok arkadaşlar.
Üçüncü
fıkra 251inci maddenin birinci fıkrasının aynısı
Sayın Bakan, tıpatıp, kelimesi kelimesine.
Devam
ediyoruz arkadaşlar: Üçüncü fıkranın (a) bendi 251in birinci
fıkrasının aynısı, kelimesi kelimesine.
Devam
ediyoruz: (b) bendi arkadaşlar, sadece burada 2937 sayılı
Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı
Kanununun 26 ncı maddesi hükmü saklıdır. denilmiş.
Şu geçenlerde çıkarttığımız Yasayı buraya
saklı koymuşlar ve suçları da zaten saymış aynı.
Daha konuşmalarımda söyleyeceğim.
Devam
ediyoruz: (c) bendi, 251in ikinci fıkrasının aynısı,
(ç)
bendi, 251in beşinci fıkrasının aynısı,
(d)
bendi Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin (a) bendi,
(e)
bendi ise Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin (b) bendi,
(f)
bendinde -mevcut tasarıda da var- Terörle Mücadele Kanununun 10uncu
maddesinin (c) bendinin aynısı,
(g)
bendi, 252nin birinci fıkrasının (c) bendinin aynısı,
252
yani Açılan davalara adli tatilde de bakılır. 252nin birinci
fıkrasının (a)sının aynısı,
(h)
bendi, Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin (c) bendinin
aynısı.
Şimdi,
birinci fıkradaki suçları gene tanımlıyor. Birinci
fıkradaki suçlara mevcut Ceza Muhakemesi Kanununun 251/1-c
fıkrasındaki suçlara bakarsanız
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
305, 318, 319, 323, 324, 325, 332 aynı olmak
üzere. diyor; aynısı.
Devam
ediyoruz arkadaşlar: 6) Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca
kurulan mahkemelerde yargılanamaz.
BAŞKAN
Teşekkürler
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Terörle Mücadele Kanununda mevcut, var, biz bunu
taş atan çocuklarda zaten çıkarmıştık.
BAŞKAN
Sayın Öztürk
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Bakan, özel yetkili mahkemeleri nasıl
kaldırıyorsunuz? Özel yetkili mahkemelerin 251, 252nin
kaldırıldığı konusunda hüküm de yok, burada bir
önergeniz var, bunda da yok. Siz CMKnın 250, 251, 252yi
aldınız, Terörle Mücadele Kanununun içine aynen koydunuz ve bu
önergeyle saklıyorsunuz. Allah aşkına saklanacak bir şeysi
yok bunun ya!
BAŞKAN
Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Keşke bunu bize dün verseydiniz bu kadar da
üzülmeseydik, birbirimizi üzmeseydik. Bakın Sayın Bakan, şimdi
birazdan konuşacağız; bu, halkı kandırmaktır
BAŞKAN
Sayın Öztürk
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla)
bu, Parlamentoyu kandırmaktır, bu, millî
iradeye saygısızlığın daniskasıdır
Sayın Bakan.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Karar yeter sayısı
BAŞKAN
Sayın Vural, gerekçeyi mi okutuyorum?
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okuyun.
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükümet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu
seçmiştir.
BAŞKAN
- Kim konuşacak Sayın Kaplan?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Bozlak
BAŞKAN
Adana Milletvekili Sayın Bozlak, buyurun efendim. (BDP
sıralarından alkışlar)
MURAT
BOZLAK (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uzun bir
süredir, rahatsızlığımdan dolayı, Parlamento
çalışmalarına katılmadım ama günübirlik,
Parlamentomuzun yaptığı çalışmaları yakinen de izledim.
Gerçekten,
ülkemiz adına üzüldüğümü burada ifade etmek istiyorum. Bir yıl
süre ile çalışmalarımız bitti, birinci
yılımız bitti. Sanki hiç zamanımız yokmuş gibi
Meclisin tatile gireceği gün biz toplantı yürütüyoruz, hem de sabah
saat dörtlere kadar toplantı yürütüyoruz. Oysa bugüne kadar bu
çalışmaları çok rahatlıkla yürütebilirdik.
Şimdi,
dışarıda gördüğüm kadarıyla, vatandaşta ve bende
uyanan şey şu: AKP Türkiyeyi demokratikleştirecek. Bu anlamda
da, işte, 1inci yargı paketi geliyor, 2nci yargı reformu
paketi geliyor, 3üncü yargı paketi reformu geliyor, 4üncüsü de
sırada. deniliyor. İnsanlarda müthiş bir beklenti var. Gele
gele ne geliyor? Statüko geliyor. Ne geliyor? İşte, biraz sonra
önerge verilecek zannedersem, verilmiştir de, özel yetkili devlet güvenlik
mahkemeleri kaldırılıyor yerine yeni ihtisas mahkemesi
oluşturuluyor. Eskiden özel yetkili mahkemenin düzenlenmesi,
kuruluşu, Ceza Usulü Muhakemesi Kanunu ile belirlenmişti, bu sefer
Terörle Mücadele Yasası içerisine alınmış. Hiçbir değişiklik
yok. Sadece yapılan değişiklik, bu kurulacak yeni mahkemenin
ismi yok, isim koymak gerekiyor. Eski mahkemelerin, bu mahkemelerin öncesi olan
mahkemelerin isimleri vardı. İstiklal mahkemeleri vardı,
Yassıada Mahkemesi vardı, sıkıyönetim mahkemeleri vardı,
olağanüstü hâl mahkemeleri vardı, devlet güvenlik mahkemeleri
vardı ve sizin getirdiğiniz bu özel yetkili mahkemeler vardı.
Şimdi onları kaldırıyorsunuz, yerine isimsiz bir mahkeme
kuruyorsunuz. Ben isim öneriyorum size: Buna da AKP mahkemesi deyin. AKP
mahkemesi deyin, hiç olmazsa mahkeme isimsiz kalmasın. İşin
doğrusu, burada sizin yaptığınız şey, ihtiyaç
doğdukça, ihtiyacı, sıkıntıyı gidermeye yönelik
çalışma yürütülüyor burada.
Sayın
Bakan konuşmasının başında belirtmişti, şunu
diyordu: Mahkemelerimizin iş gücü arttı. Cezaevlerinden bahsetmedi.
Cezaevleri de tutuklularla doldu. Şimdi, bu iki
sıkıntıyı atlatabilmek için getirilmiş bu 3üncü
yargı paketinin ceza usulü muhakemeleriyle ve ceza kanunuyla ilgili
bölümleri. Yani Türkiyeyi demokratikleştirmeye yönelik, demokratik hukuk
devletine bu ülkeyi evirmeye yönelik bir çalışma değil. Sokakta
giden insanı Basın toplantısı yaptı. diye,
Basın toplantısına katıldı. diye Gösteri
yürüyüş yasasını çiğnedi. diye alıyorsun, özel
mahkemeye gönderiyorsun, içeri atıyorsun; altı ay, yedi ay
iddianameyle davası dahi açılmıyor. Dolayısıyla ne
oldu? Cezaevleri tıklım tıklım doldu. İstif ettiniz
insanları orada, cezaevinde. Şu an 8 kişilik koğuşta
18 kişi kalıyor. Diyarbakırda, bizim milletvekili arkadaşımızın
kaldığı koğuşta, 18 kişilik koğuşta 40
kişi kalıyor, Nefes alamıyoruz, boğulacağız.
diyor. İşte, bu sıkıntıyı
gidermek için şimdi bir çalışma yürütülüyor. Ya değilse,
Türkiyeyi demokratikleştirmeye yönelik bir çalışma yok.
Mahkemelerin yükünü azaltacağız. diyorsunuz. Mahkemelerin yükünü bu
şekilde de azaltamazsınız. Yasaları, yasaklayıcı
mantığı ortadan kaldırmıyorsunuz;
yasaklayıcı mantık olduğu gibi kalıyor, yasakları
koruyorsunuz, özgürlüklere karşı durmuş oluyorsunuz.
Yani
açıkçası sevgili AKPli arkadaşlar, AKPnin güttüğü
politikada, AKPli arkadaşların düşüncede demokrat ama pratikte
statükocu, tutucu olduklarını, özgürlüklere karşı
olduklarını görüyorum.
Sizi engelleyen ne? Gerçek anlamda bir iktidar gücü hâline geldiniz.
Tıpkı 1930ların Cumhuriyet Halk Partisi gibisiniz. Devletin
idare ettiği parti değil, devleti idare eden parti
konumundasınız. Sizin açılım yapmanızın önüne set
çekecek herhangi bir güç de yok. Niye açmıyorsunuz? Niye
açmıyorsunuz? CHPnin 1900lerde, 30larda işlediği gibi günah
işlemeyin. Bu ülkenin önünü açın, demokratikleşmeyi
sağlayın.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bozlak.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan,
Sayın Konuşmacı Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili bir
sataşmada bulundu. Bir söz istiyorum efendim.
İsterseniz oylamadan sonra da olabilir.
BAŞKAN Oylamadan sonra memnuniyetle.
Aynı mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
66ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan,
karar yeter sayısı istemiştim ben biliyorsunuz.
BAŞKAN Onu işitmedim.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Efendim, daha önce
söyledim. Sayın Başkan, 2 kez karar yeter sayısı söyledim.
BAŞKAN Samimiyetle duymadım.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Efendim, istedim.
BAŞKAN Hepimiz yorulduk. Duymadım yani.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Efendim, bizim
konuşmacımız kürsüden indikten sonra istedim, diğer
önergeleri bekledik, onlar da bitti. Karar yeter sayısı aramanız
gerekiyor.
BAŞKAN Arayayım efendim.
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Ee, arayın tabii.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
RECEP ÖZEL (Isparta) Oylama bitti efendim.
OKTAY SARAL (İstanbul) - 67de istesinler, 67de.
SONER AKSOY (Kütahya) Ya olur mu öyle şey!
BAŞKAN Siz önergeler üzerinde mi karar yeter sayısı
istediniz, maddeyi oylamada mı?
MEHMET AKİF HAMZÇEBİ (İstanbul) Önergeler üzerinde.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Geçti efendim. Geçenler bir daha oylanır
mı?
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım, mademki bizim
duymamamız söz konusu, bir hatamız söz konusu. Müsaade ederseniz
tekrar edelim.
Aynı mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı var, önergeler kabul
edilmemiştir.
66ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın
Hamzaçebi bir söz istemiştir iki dakika, kendisine veriyorum efendim.
IX.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Barış ve Demokrasi Partisinin
söz alan bazı milletvekillerinin, Cumhuriyet Halk Partisine
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; burada zaman zaman Barış ve Demokrasi Partisinden
çıkan bazı milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisini hedef alarak
bazı eleştirilerde bulunuyorlar. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
hedefimize iktidarı koymuş, dolayısıyla muhatap olarak
iktidar partisini kabul eden bir partiyiz. (CHP sıralarından Bravo
sesleri) Bu tip sataşmalara çok zaman cevap vermiyoruz çünkü bu
sataşmalara cevap vermek, o anlayışa prim vermek olur.
Cumhuriyet Halk Partisine ikide bir sataşıp da Cumhuriyet Halk
Partisi bize cevap versin, biz de bir tartışma yaratalım,
gündeme gelelim anlayışına prim vermiyoruz.
Siz,
Sayın Konuşmacı, mensup olduğunuz parti önce Türkiyenin
partisi olsun, önce adına hareket ettiğinizi ifade ettiğiniz
vatandaşlarımızı temsil edin, onları kucaklayın,
ondan sonra gelin, Cumhuriyet Halk Partisine bir şey söyleyin,
konuşalım.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) Biz Türkiye halklarının
partisiyiz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, Sayın Hatip
kantarın topuzunu kaçırdı. İzninizle
BAŞKAN
Sayın Kaplan, buyurun.
2.- Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin Barış ve Demokrasi Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Biz, bu Parlamentonun matruşka bebek
partilerinden, grup partilerinden değiliz. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri) Buranın ana muhalefet, demokratik
ana muhalefet partisiyiz. Sizin geçmişte istiklal mahkemeleri ve
sıkıyönetim mahkemeleri varsa, AK PARTİnin koalisyon
olduğu dönemlerde de devlet güvenlik mahkemeleri ve özel yetkili
mahkemeler var. Al birini vur diğerine. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bakın, on yıldır iktidarsınız.
Al birini vur diğerine.
Diğer noktaya gelince,
Sayın Hamza Çebi, siz ana
muhalefetsiniz, iktidara yürüyorsunuz, iktidarı hedef alıyorsunuz
değil mi? Bu Parlamento 5 milletvekilinden, bir küçük gruptan nice
iktidarları çıkarmış, nice iktidarları. Siz ne
zannediyorsunuz? (BDP sıralarından alkışlar) Bu ülkenin
iktidarı ve ana muhalefeti size mi tapulu? Önümüzde üç seçim var. Burada
üç seçim boyunca yüzde 100 oyunu artıran tek parti Barış ve
Demokrasi Partisi değil mi? 2009da 50 tane belediye başkanı 100
olmadı mı? 2011de 20 milletvekilini 36 yapmadık mı?
Hanginiz bizim kadar oyunu artırdı? (AK PARTİ
sıralarından Biz. sesleri) Gün ola devran döne; siz, birbirinizle
ikiniz bu işi yürüteceğinizi zannediyorsunuz. Üç seçim var önümüzde.
Biz doğrudan yanayız, biz eşitlik, özgürlük ve adaletten
yanayız. Sizin döneminizin de olağanüstü mahkemelerinin, AK
PARTİnin de olağanüstü mahkemelerinin dibine kibrit suyu dökene
kadar, bu ülkeden izlerini silene kadar militan demokratik muhalefet sürecek,
militan demokratik doğru muhalefet. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bu mahkemeleri tarihe gömeceğiz, hepinize rağmen,
yanlışlarınıza rağmen olağanüstü yargı
bitecek ülkemizde, bunu bilesiniz. Bunun için söz aldım. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Bakan yerinden 60a göre bir söz talebinde bulunmuştur.
Buyurun
Sayın Bakanım.
V.-
AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- Adalet Bakanı
Sadullah Erginin, kürsüye çıkan hatiplerin tamamının AK
PARTİnin Türkiye Büyük Millet Meclisini, kamuoyunu ve ülkeyi
yanılttığına dair sözler söylediklerine ilişkin
açıklaması
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, burada 250nci maddeye ilişkin önergeler
dağıtıldıktan sonra kürsüye çıkan hatiplerin
tamamı AK PARTİnin Türkiye Büyük Millet Meclisini, kamuoyunu, ülkeyi
yanılttığına dair sözler söylediler, hatta daha
ağır sözler söyleyenler oldu. Ben şunu ifade ediyorum: Temel
yasa görüşmeleri sırasında Hükûmetin bu aralarda konuşma
yetkisi yok, 60a göre söz istedim, esasa ilişkin açıklamalarımızı
dördüncü bölümün görüşmelerinde yapacağım ancak burada,
yanlış yürümemesi için tartışmaların kısa bir
şeyi ifade etmek istiyorum.
AK
PARTİ sözcüleri, Başbakanımız, bakanlarımız ne
zaman bu maddelerle ilgili konuşmuşlarsa şunu söylemişler:
250yi, yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Ama bunu
kaldırırken, devam etmekte olan davalar etkilenmeyecek.
demiştir, bu bir. Terörle mücadelemize zarar verecek bir adım
atmayacağız. demiştir, bu iki. Darbe ve darbe
girişimleriyle mücadelemize zarar getirecek bir adım
atılmayacak. denmiştir, bu üç. Uyuşturucu ve çetelerle
mücadeleye ilişkin
TURGUT
DİBEK (Kırklareli) Ya, neyi değiştiriyorsun Sayın
Bakan, neyi değiştiriyorsun o zaman?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay)
maddelerde bir zafiyet
oluşturmayacağız. denmiştir, bu dört. Yaptığımız
düzenleme tam da sözümüzün arkasında olan bir düzenlemedir. Geniş bir
şekilde dördüncü bölümde açıklayacağım.
Teşekkür
ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Bakan, Bekir Bozdağın dün
açıklamaları var.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Hem kaldırdık diyorsunuz hem devam ediyor
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.-
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın
Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili
Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin;
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
67nci madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarısının 67nci
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Adil
Kurt Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Hakkâri Adana Muş
Ahmet
Türk Demir
Çelik Sebahat
Tuncel
Mardin Muş İstanbul
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural S.
Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan Özcan
Yeniçeri
Kayseri
Muğla Ankara
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipler:
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek İlhan
Demiröz
Zonguldak Kırklareli Bursa
Refik
Eryılmaz Ali
Rıza Öztürk Ali
Özgündüz
Hatay Mersin İstanbul
B.
Süheyl Batum
Eskişehir
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergelere Sayın Komisyon katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, kim konuşacak efendim?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Süheyl Batum
BAŞKAN
Sayın Batum, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 278 sıra sayılı yasayı
tartışırken bıkmadan, usanmadan aynı şeyi
söylemeye devam ediyoruz sevgili arkadaşlar. Sizler anlamıyorsunuz
diye değil. Mutlaka bu yasayı okuyun. Çünkü çok güzel söyledi
Sayın Bakan Daha ağır ithamlarda bulundular. dedi. Çok
samimiyetle söylüyorum: Daha ağırında da bulunmak isterdik ama
Parlamentonun içinde olduğumuz için biz sadece gerçekleri
saptırmakla itham etmekle yetindik.
Değerli
arkadaşlar, bazı suçları yeniden düzenliyorsunuz bu yasayla.
Bazı suçların cezasını artırıyorsunuz,
çelişkiler olduğunu söyledik. Çok açıklıkla söylüyorum. Anayasa
Mahkemesinin kararına aykırı bir düzenlemeyi tekrar
getiriyorsunuz. Bankacılık Kurulu için, onun verdiği yürütmeyi
durdurma kararları için bir düzenleme getirilmiş idi, Anayasa
Mahkemesi bunu 2006 yılında -Sayın Köktürk de söyledi,
değerli arkadaşlarım da söyledi- iptal etti. Buna rağmen aynı
düzenlemeyi Bakanlık getirmiş. Şimdi, bunu getirirken, gözümüzün
içine baka baka, 2006da iptal edilmiş bir düzenlemeyi tekrar getiren bir
bakanlığa biz ne diyebiliriz? Acaba atlarlar mı, farkına
varmazlar mı? diye düşündüler diyelim. Biz, bizi kandırmaya
çalıştıklarını söylüyoruz.
Sevgili
arkadaşlar, net söylüyorum: Şimdi, gerçekleri saptıran bir
düzenleme geldi önümüze, Özel yetkili mahkemeleri kaldırıyoruz.
düzenlemesi. Şimdi, bu yasanın tümünde bunları
tartışıyorduk ama artık insaf! Bu yasayı niçin
getirdik, niçin konuşuyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisinde? Bunu herkes
duysun diye bir daha söylüyoruz, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde söylensin,
tutanaklara geçsin ve yarın öbürsü gün lazım olursa, Sayın Bakan
da, bunu kimler hazırladıysa
Herhâlde bizim söylediğimiz
doğru değildir, Amerikadan gelip de onun İngilizceden Türkçeye
çevrilmesi için zaman kaybetmemişlerdir, muhakkak kendileri
yapmışlardır. Ama bunu yaparken o bürokratlar, o Sayın Bakan
ve eğer kabul edersek bizler, bir daha çocuklarımızın
suratına bakarken bir kez daha düşünelim diye söylüyorum.
Sevgili
arkadaşlar, bu yasayı getirirken neydi
sıkıntılarımız? Hukuk devletiyle bağdaşmayan
noktalar neydi? Özel yetkili mahkemeler gibi bir rezilliği
yaşıyorduk. DGMlerden, sıkıyönetim mahkemelerinden sonra
gelen özel yetkili mahkemeler. Kim getirmişti bunu? Sizin
çoğunluğunuz. Bunu kaldıracaksınız diye
bakıyorduk. Ceza davalarının uzun sürmesini
kaldıracağız. diyorduk. Ne diyorduk? Uzun tutukluluk
sürelerini kaldıracağız. diyorduk. Ne diyorduk?
Yargıçların bağımsızlığı sorununu
çözeceğiz. diyorduk. Ne yaptınız değerli arkadaşlar?
İnsanları, imzasız ihbar mektuplarıyla üç yıl, dört
yıl, beş yıl tutuklu tuttunuz. Allahınızı
severseniz söyleyin, buna yönelik ne getirdiniz bu düzenlemede? Şu
düzenlemede buna yönelik ne var, ne değiştirdiniz? Tutukluluk
süresini siz on yıla çıkardınız. Şimdi bu düzenlemede
ne var bunu düşürdüğünüz? Tam tersine, devam ettiriyorsunuz. Siz -ilk
kez söylüyorum- demokratik bir dönemde beş yıl tutuklu kalan
Bunu da
-yazılsın tekrar- bir gün soracaklar, çocuklarınız,
torunlarınız soracak, Bakana da soracak Beş yıl tutuklu
tuttunuz insanları bu ülkede, beş yıl. diyecek, gazetecileri,
Ergün Poyrazları, size soracaklar. Peki, bunu değiştiren ne
getirdiniz, Allah rızası için söyleyin? Beş yıl
tutukluluğa bir şey yok, 250, 251, 252
Şimdi, bir düzen, 3713e
monte ettik bunu, aynılarını devam ettiriyorsunuz.
Şimdi,
sevgili arkadaşlar, bakın, kandırıyorsun dendiğinde
Bakana, üzülüyor. Şuraya bakın, Milliyette ÖYMler -özel yetkili
mahkemeler- tarih oluyor
Bunu bizden almadı, Bakan
kandırmış, atlatmış. Radikalde Özel yetkilere veda
zamanı. Bu arkadaşlar aptal değil ya. Nereden
almışlar? Sayın Bakandan ya da bürokratlarından
almışlar, Özel yetkili mahkemelere veda zamanı diye.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Doğru, doğru.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Devamla) Şimdi, bu metin elinizde, okuma yazma bilen
herkes okuyabilir. Okuyun ve özel yetkili mahkemeler kalkmış mı,
bir kere daha vicdanınızla hesaplaşın arkadaşlar.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ÖNTÜRK (Hatay) Burada kaldırıldı yazıyor.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Batum.
Buyurun
Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.
Yasaları
değiştirmek, mahkemelerin görevlerini yeniden tanımlamak
suretiyle Türkiyede hakkın, hukukun, adaletin geleceğini
düşünenler fena hâlde yanılıyorlar. Özel yetkili mahkemeleri
değiştirmek ya da kaldırmak sorunu çözmüyor. Zira, özel yetkili
mahkemeleri değil, öncelikle onların oturmuş olduğu
zihniyet kalıplarını ve esas aldıkları
yaklaşım biçimlerini değiştirmek gerekiyor. Türkiyede
meydana gelen adli vakaları, hukuk facialarını görmezlikten
gelmek körlüktür, merhametsizliktir, insafsızlıktır, zulme
seyirci kalmaktır. Türkiyede, bugün uzun tutukluluk süreleri, tutukluyken
hapishanede hayatını kaybeden insanlar ve kendilerine yapılan
haksızlığı onur sorunu yaparak intihar eden insanlar
vardır. Çete kurmakla suçlanan spor yöneticileri, terör örgütü mensubu
olmaktan tutuklu emniyet müdürleri, silahlı terör örgütü kurmaktan
tutuklanan Genelkurmay başkanları vardır.
Açıkça
söyleyeyim: Hukuk sosyal bir bilimdir ama hukukun matematik yönü de vardır
ve mantığı olmayan bir hukuk da olmaz. Herkese göre bir
başka biçimde uygulamanın olduğu yerde hukuktan bahsedemezsiniz,
izafiyetten bahsedersiniz ancak. Aynı hukukun ilkeleri Deniz Fenerinde bir
biçimde, Silivridekiler için ayrı biçimde uygulanıyorsa orada tarafsız
ve bağımsız yargıdan hiç kimse söz edemez. Demokrasilerde
hukuk, iktidardakiler için ayrı, muhalefettekiler için uygulanamaz;
yargıda da bu böyledir. Demokrasilerde herkes kendisi için; hukuk herkes,
adalet herkes içindir.
Diğer
yandan, mahkemeler yahut yargıçlar her türlü hatadan da münezzeh
değillerdir. Yargılamalarını eleştirenleri
tutuklamayla tehdit eden bir yargının kendisinin ne kadar demokratik
bir süreç içerisinde hareket ettiği de ayrı bir tartışma
konusudur. Demokrasi vesayeti kaldırmaz, bu doğrudur ama demokrasi
yalnız silahlı vesayeti değil, sivil vesayeti de kaldırmaz,
bu da doğrudur; askerî vesayetin yerine yargının vesayetini de
kaldırmaz, o da bir başka doğrudur. Özel yetkili mahkemeler,
spor adamları dâhil, neredeyse tutukladığı her kişiyi
kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt
kurmak ve yönetmek suçundan yargılıyor. Özel yetkili mahkemeler,
mevcut uygulamalarıyla âdeta milletin iradesinin üzerinde yeni bir vesayet
kurumu hâline gelmişlerdir. Zulmün yerine, şekline ve zamanına
değil, bizzat varlığına karşı çıkmak
lazımdır. Bugün, özellikle dikkat çekecek bir biçimde örnek
olması hasebiyle bir daha söylemek istiyorum. İlker
Başbuğa yöneltilen suçlama şöyledir: Terör örgütü kurmak ve
yönetmek. Genelkurmay eski Başkanının nerede
yargılanması gerektiği ise Türkiye'nin gündemini meşgul
eden önemli bir konu hâline gelmiştir. Şu soruyu kendi kendisine
herkes sorsun: Hukuk hukuktur, suç suçtur, yargı da yargıdır;
bir insanın nerede yargılandığının ne önemi
olabilir? Acaba, neden bir kısım insanlar Orgeneral
Başbuğun özel yetkili mahkemelerde, diğer bir kısım
insanlar ise Yüce Divanda yargılanmasını istedi? Bu durum neden
tartışma konusu yapıldı? Bunun cevabı açık. Demek
ki bir kısım insanlar özel yetkili mahkemelerin, diğer bir
kısım insanlar da Yüce Divanın adaletine güvenmiyor. Yargı
adına, adalet adına, hukuk adına bundan daha vahim bir olgu
düşünülebilir mi? Hukuk adaletin değil, siyasetin aracı olunca
yorumlar da ona göre şekil almaktadır. İktidar hırsı,
can korkusu, kamuoyu baskısı ve tarihe kayıt düşme
adına hukuk yerine iktidara teslimiyet söz konusu olabiliyor.
Zaman
azaldığı için kısaca şöyle söyleyeyim: Yapılan ya
da yapılmak istenen şey, aslında özel yetkili mahkemeyi
kaldırmak değil, özel yetkili mahkemelere karşı AK
PARTİ ve yandaşlarına bağışıklık kazandırmaktır.
Yapılanlar, yandaşların suç işleme özgürlüklerini garanti
altına almak anlamına gelmektedir. DGM kaldırıldı,
onun yerine ÖYM getirildi. Şimdi yapılmak istenen de ÖYMnin adını
değiştirmek ve onun işini bir başkasına yüklemekten
ibarettir. AKP, ÖYMleri kaldırarak devleti korumasız ve
yandaşları ise koruma altına almaya çalışıyor.
Saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yeniçeri.
Sayın Kaplan,
önergede kim konuşacak?
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Sakık konuşacak.
BAŞKAN Sayın
Sakık, buyurun.
SIRRI SAKIK (Muş)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet, uzun tutukluk süresi
beş yılı Türkiyede herkes konuşuyor ama emin olun, Kürt
coğrafyasında uzun tutukluluk süresini, ta on beş yıla
kadar varan dönemleri hep birlikte yaşadık ama hiç kimsenin
kılı kıpırdamadı. Yani ayrım yapmadan Türkiyede
yaşayan herkesin bu konuda vicdanları nasırlaştı, olup
bitenlere seyirci kaldı. Yıllarca, yani son dönemlere kadar, on
beş yıl, on yıl insanlar her gün gidip geliyordu ve on yıl
sonra, on beş yıl sonra mahkemeler beraatla
sonuçlandığında insanlar cezaevinde tutuluyordu.
Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; aslında, dünden bugüne kadar bir miktar
böyle gizem karıştırılarak bizi de umutlandırdınız.
Ya, yeni şeyler oluyor, bu Parlamentonun hassasiyetleri vardır, AKP
Grubu içerisinde milliyetçi bir dalga var, burada da milliyetçi bir dalga var.
Bunu bir miktar tolere ederek yani halkı umutlandırmak, bizi de
umutlandırmak
Ya, AKP bir şeyler yapıyor ama engel olanlar
var. dedik. Vallahi, bu umutla gidip uyuduk, sabahleyin de kalkıp bu
umutla buraya geldik ama hayat bize bir şeyi gösterdi. Japonların çok
hoş bir sözü var, derler ki: Güneşe tapanlar ısı kanununu
değiştiremezler, sistemden beslenenler sistemi
değiştiremezler. Tarih bize bir kez daha bunu göstermiştir.
Yani geçmişin mağdurları bugün zalimleşiyorlar. DGMden
geçenler
Başbakan da DGMden geçti ve hepimiz geçtik, bir toplum olarak
DGMden geçtik. Yani istiklal mahkemelerinden tutun, askerî mahkemeler, DGM,
bugünkü işte, sizin kurduğunuz özel yetkili mahkemelerin yerine,
yeniden -biraz önce arkadaşımız da söyledi- Adalet ve
Kalkınma Partisinin mahkemeleri oluştu. Buradan huzur çıkmaz.
Buradan ne çıkar? Devlet çıkar. Nerede devlet varsa zulüm
vardır. Bu zulümden zaman zaman sizlerin de nasıl mağdur
olduğunuzu biliyoruz ama bugün iktidarsınız.
Bakın,
dünyanın en çok terörist besleyen ülkesi -yani devletin
tanımıyla söylüyorum- biziz. Yani 35 bin 100 bilmem kaç insan dünyada
terör suçundan yargılanıyor, bunlardan 13.500ü bizim ülkemizde
Sayın Bakanım. En fazla, düşünce suçundan kim yatıyor yani
terörle mücadele yasalarından? Dünyada yine 1inci biziz. Bu bile bize
şunu gösteriyor: Bizim dönüp bu DGMlerin yerinde olan ve bunun için inşa
edilen özel yetkili mahkemeleri lağvetmemiz lazım. Biz gerçekten
diğer yargıçlarımıza güvenmiyor muyuz, inanmıyor
muyuz? Yani demek ki burada bir şey var. Sayın Bakanım,
Genelkurmay Başkanı alelacele niye size geldi? Yani bu yargı
paketi gelip tam görüşüleceği sırada niye sizinle görüşme
ihtiyacı duydular? Ne söylediler? Ne yaptılar? Şimdi, biz
bunları öğrenmek istiyoruz.
Gerçekten
sizin niyetiniz bu ülkede hukukun ülkesini mi yaratmaktır, yoksa kendi
hukukunuzu mu yaratmak istiyorsunuz? Vallahi kendi hukukunuzu da
yaratsanız kimse size boyun eğmez. Eğer geçmişten ders
almamışsanız dönün bakın, bu Parlamentodan onlarca iktidar
gelip geçti, herkes ceberut devlete sığınarak
iktidarlarını sürdürmeye çalıştı ve herkes kendisine
göre yasalar yaptı. Suçüstü yakalananlar oldu, başbakanlar
onları akladılar ama bugün size bu yakışmıyor,
gerçekten size bu yakışmıyor. Çünkü biz gittiğimizde bizim
halkımız şunu söylüyordu: Aman aman, AKP var ya, onlar
mağdurdurlar. Onları, aman aman, dışlamayın; destek
verin çünkü bizim sorunlarımızı çözerler. Halkımızda
böyle bir inanç vardı ve emin olun
Ama işte bugün Kürtler diyor ki:
(x) Ev sahibi, hırsız;
birbirini tanımaya başladı. Biz birbirimizi artık
tanıyoruz. Bu yasalardan özgürlük çıkmaz. Bu yasalardan, yeniden, Kürtlere
acı dolu günler, muhaliflere acı dolu günler çıkar; bu ülkenin
mağdurları, size muhalif olanlara karşı gerçekten acı
dolu günler çıkar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SIRRI
SAKIK (Devamla) Acı dolu günlerden herkes payını alır; sadece
muhalifler değil, siz de pay alırsınız.
Diliyorum,
umuyorum ki sağduyu egemen olur.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Sakık. (BDP sıralarından
alkışlar)
III
- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama
talebimiz var efendim.
BAŞKAN
Yoklama talebiniz var. Tamam.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın
Tanal, Sayın Öztürk, Sayın Ören, Sayın Özkoç, Sayın Çam,
Sayın Aydın, Sayın Köktürk, Sayın Gök, Sayın Kurt,
Sayın Ekinci, Sayın Genç, Sayın Cihaner, Sayın Acar,
Sayın Güven, Sayın Tamaylıgil, Sayın Batum.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
- Aynı mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
67nci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
67nci
madde kabul edilmiştir.
68inci
madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarı ve tekliflerinin 68.
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Ahmet Türk Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin Adana Muş
Adil
Kurt Hakkâri
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ali İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak Kırklareli İstanbul
Refik Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay Bursa Mersin
İlhan
Cihaner
Denizli
BAŞKAN
Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki üç önergeye katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, kim konuşacak?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın İlhan Cihaner.
BAŞKAN
Sayın Cihaner, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
İLHAN
CİHANER (Denizli) Teşekkür ediyorum.
Tabii,
aslında karşı karşıya kaldığımız
sorun ahlaki bir sorun. Yani özellikle sizler, toplumu bu kadar yakından
ilgilendiren bir düzenlemenin, yasa maddesinin sadece beş dakikalık
bir görüşmeyle, tartışmayla geçmesini, gizli kapaklı
pazarlıklarla metnin hazırlanmasını içinize
sindiriyorsanız, demek ki ahlak sadece diğer kısma ait bir
şey. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Dinleyelim arkadaşlar.
İLHAN
CİHANER (Devamla) Bir kere bunu peşin olarak tespit edelim. Daha
sonra da bu noktaya nasıl geldik biz? Bu tartışmalar
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Millet her şeyi biliyor.
İLHAN
CİHANER (Devamla) Millet her şeyi bilecek, hiç merak etmeyin.
Bu
tartışmalar, Fethullah Gülen cemaatinin kontrolündeki birtakım
yargıç ve savcıların MİT müsteşarlarını ve
önceki MİT müsteşar yardımcılarını ifadeye
çağırmalarıyla başladı. Bunlar medyanın
iddiası, sizin adınıza konuşan ve cemaat adına
konuşan kişilerin iddiası. Bir kere, tartışma böyle başladı
ve soruşturmanın Başbakana uzanacağı
anlaşılınca bu tarz bir yasa değişikliği gündeme
geldi. Her şeyden önce bunu açıkça ifade edelim ki Ne
yapılacak? Bundan sonra neler yaşanacak? onu da bir öngörebilelim
bir kere. Ama ne yaparsanız yapın, Uluderenin kanından
kurtulamayacaksınız. (CHP sıralarından
alkışlar) Ne yaparsanız
yapın, Urfada yanan hükümlülerin kokusu üzerinizden gitmeyecek.
Pozantı Cezaevinde tecavüze uğrayan çocukların
gözyaşlarının izleri üzerinizden
gitmeyecek. Başbakanı da kurtaramayacaksınız,
kurtarmak istediğiniz diğer kişileri de.
UĞUR AYDEMİR
(Manisa) Hadi oradan!
İLHAN CİHANER
(Devamla) Halka hesap vereceksiniz. (AK PARTİ sıralarından
Kendine bak! sesleri)
Şimdi, sizin
dediğiniz şey şu, bu yasayla getirilen şey şu: 8 tane
özel yetkili mahkeme yetmez, 30 tane getiriyoruz. Tüm hükümleri alıp,
Terörle Mücadele Yasasına koyuyorsunuz.
İlerleyen
konuşmalarda teknik kısımlarına da mutlaka
değineceğiz ama hemen sadece şuna değinmek istiyorum,
şöyle bir hüküm var: CMK 250nci maddenin birinci fıkrasına
göre görevlendirilen mahkemelerde açılmış olan davalara kesin
hükümle sonuçlandırılıncaya kadar bu mahkemelerce bakılmaya
devam olunur. Bu, yaklaşık on yıl sürecek bir süreç
arkadaşlar. Yani -şu anda var olan davalar- öyle
anlaşılıyor ki tek bir dava kalsa bile bu mahkeme o tek bir dava kalıncaya
kadar bu varlığına devam
edecek. Yani, sıkıyönetim mahkemelerinden sonra devlet güvenlik
mahkemeleri, ondan sonra özel yetkili mahkemeler
Bu gidişle alfabede M
harfi sabit kalmak kaydıyla sanırım tüm harf
kombinasyonları kullanılmış olacak. Yani, daha önceden CMK
içerisinde bulunan hükümleri Terörle Mücadele Yasasına alarak tam tersi
düşman ceza hukuku pratiğini diğer suçlara da yaymış
olacaksınız. Daha önceden Terörle Mücadele Kanunu kapsamında
olmayan suçlara da Terörle Mücadele
Kanunu uygulanacak olacak. Mesela, ödüllendirmeye dair hükümler var Terörle
Mücadele Kanununda. Mesela, bu hükümler suçtan kaynaklanan mal
varlığı değerlerlerinin aklanması suçunda
kullanılmıyordu, şimdi onda da kullanılacak. Bunun
dışında Muhbirlerin kimliğinin açıklanmaması
diye bir hüküm var Terörle Mücadele Kanununda. Sadece terör
suçlarında değil diğer örgütlü suçların tamamında da
uygulanacak.
Bunun
dışında müdafi tayini, ödüllendirme, buna dair istisnai
hükümlerin tamamı daha önceden CMKda olduğu için, Terörle Mücadele
Kanununa tabi olmayan ve uygulanması mümkün olmayan suçlar da Terörle
Mücadele Kanununa dâhil olmuş olacak. Dolayısıyla, hukuk
sistemine inanılmaz bir karmaşa getiriyorsunuz.
Burada
acaba şöyle bir gizli amaç mı var? Artık adalet sistemini
yönetilemez hâle getirelim, iş yükünü öyle bir boyuta
ulaştıralım, hâkim, savcıları yasa manyağı
yapalım, iş yükünün altından kalkılamasın ve ancak bir
genel afla bu çözülebilir hâle gelsin. Niyetiniz buysa, bence bunu açık
açık tartışalım. Koşullar gitgide bunu dayatmaya
başlıyor. Çünkü bu kadar hukuksuzlukla, bu kadar hak ihlaliyle çok
fazla yönetemeyeceksiniz. Yönetemeyen iktidarların sonu da tarihin
çöplüğüdür.
Teşekkür
ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Cihaner.
Sayın
Vural...
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına sebep
olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Sayın Tuncel, buyurun.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz
almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten
AKP Hükûmetinin özellikle toplumda bir umut yaratan yaklaşımı
her zaman için var olmuştur. Özellikle Türkiyenin temel sorunları
konusunda sorunları çözecekmiş gibi davranıp bir umut yaratan
yaklaşımları var. Bu yargı paketi de bunlardan birisi ama uygulamalara
geçtiğinde bu umut yaratan yaklaşımdan ne kadar uzak
olduğunu bir kez daha burada görmek mümkün.
Diğer
bir konu sayın milletvekilleri, AKP Hükûmetinin en çok övündüğü iki
konu var. Bunlardan birisi adliye sarayları yapmak, diğerleri de yeni
zindanlar açmak. Tabii adliye saraylarında sarayların olduğu
yerde ne kadar adalet dağıtılırsa AKP de o kadar adalet
dağıtıyor. Dolayısıyla insanları haksız,
hukuksuz yere cezaevlerine gönderiyor. Sonra burada sorunları çözmeyince
de Yeni cezaevleri açacağız. diye bir süreç başlatıyor.
Biz buradan bu yargı paketinin Türkiyede yaratılan beklentiye denk
olmadığını, Türkiyenin temel sorunlarını
çözemediğini, dolayısıyla da herhangi bir katkısı
olmayacağını bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Hatta
yargı sisteminde bazı karmaşalara neden olacak uygulamalar var,
daha geri uygulamalar var, bunu buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, bir Japon yazarın bir sözü var, buradan bir kez daha
hatırlatmak istiyorum. Diyor ki: Bir ülkede asker çoksa o ülkede
barış yok, bir ülkede polis çoksa o ülkede özgürlük yok, eğer
bir ülkede avukat çoksa orada adalet yok. Bizde maşallah üçü de çok.
Dolayısıyla bu üçü de, özgürlük de yok, barış da yok,
adalet de yok, bunların sağlanması konusunda çok ciddi bir irade
de yok. Bakın,
şimdi özel yetkili mahkemeleri konuşuyoruz. Özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması gündemde ama bu mahkemeler
kaldırılıp Türkiyede gerçekten demokratikleşmenin önünü
açacak bir yaklaşım yok. Sadece bu özel yetkili mahkemeleri
kaldırıp yeni mahkemeler kurmak, yeni özel mahkemeler kurmak projesi
var.
Bunu buradan bir kez
daha ifade etmek istiyoruz: Eğer Türkiyede, Terörle Mücadele Kanunu yani
Türkiyenin Anayasası olan -aslında Anayasa dışında
başka bir anayasayla yönetiliyor çünkü Türkiye- Terörle Mücadele Kanunu
kaldırılmadığı sürece istediğiniz kadar
yargı paketi getirin, istediğiniz kadar düzenleme getirin, buradan
hiçbir sonuç çıkmayacaktır. Bunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Sevgili arkadaşlar,
bu özel yetkili mahkemelerin temel nedeni nedir? Türkiyede bir türlü
çözülmeyen Kürt sorunudur. 91 yılında çıkartıldı bu
Terörle Mücadele Kanunu. O zaman neydi: Kürt sorununu nasıl yargı
eliyle baskı altına alabilirdik? 2006da AKP Hükûmeti, sözde ileri
demokrasinin bir gereğiymiş gibi, Avrupa Birliği uyum sürecinde
iyi düzenlemeler yapıyormuş gibi yeniden ele aldı, şimdi
toplumla mücadele kanununa dönüştü. Şimdi sadece Kürtler değil,
sendikacılar, sanatçılar, aydın, yazar, öğrenci, genç
herkes bu terörle mücadele kapsamının içinde yer alıyor.
HESlere karşı çıkıyorsan teröristsin, parasız
eğitim istiyorsan teröristsin, ana dilinde eğitim istiyorsan
teröristsin! Dolayısıyla dünyada en çok teröristi olan ülke
unvanına sahip olduk. Böylesi bir ülkede nasıl demokrasiden
bahsedeceğiz? Şimdi bu yargı paketinde ne var bunları
değiştirebilecek? Hiçbir yaklaşım yok. O açıdan,
bunlar değişmediği sürece, yani Türkiyenin temel sorunu olan
Kürt sorunu çözülmediği sürece hep özel ihtisas alanı olan mahkemeler
olacak. Bu özel ihtisas alanına şimdi itiraz etmiyoruz, nasıl
olsa Kürtler yargılanacak. Çünkü 90larda da böyle yaptık, sonra
işte istiklal mahkemelerinden devlet güvenlik mahkemelerine, oradan
ağır ceza mahkemelerine
Özel yetkili mahkemelerin hepsine
bakın, herkes önce sessiz kalıyor, nasıl olsa bana dokunmaz, ama
bugün adaleti sağlamayanlar, bakıyor, kendisine de dokunuyor. O
yüzden burada yapılacak düzenlemenin, tamamen, gerçekten demokratik bir
Türkiye için olması gerekir. Bunun için de sağından solundan
geçmeden, bu ülkedeki temel sorunları net olarak tespit edip buradan çözüm
aramak gerekir.
Yoksa istediğiniz
kadar yasa çıkarın
Herhâlde, Türkiye kadar yasa
çıkaran bir Hükûmet yok, üstelik kaç saat çalışıyoruz.
Yani, burada, diyelim ki niçin? Çıkarılan bütün yasalarda toplumu
daha çok baskı altına almak, daha çok toplum yararına değil
zararına yönelik bir yaklaşım oluyor.
Buradan
bir kez daha şunu ifade etmek istiyoruz: Özel yetkili mahkemeler tamamen
kaldırılmalıdır, Terörle Mücadele Kanunu
kaldırılmalıdır, onun yerine yeni özel yetkili mahkemeler
kurulmamalıdır. Eğer özel yetkili mahkemeler kuracaksanız,
mevcut olan zaten işini yapıyor, niye yeniden bu şeyi
yapıyorsunuz?
Bunun
bir kez daha buradan Türkiye kamuoyu tarafından bilinmesi gerekiyor. Aksi
takdirde, sanki iyi bir düzenleme yapıyormuşuz gibi herkes umut
içerisinde bekliyor. Umut edecek bir şey yok, ne yazık ki
hukuksuzluğa yeni bir hukuk oluşturuluyor, yeni bir kılıf
oluşturuluyor.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
III - Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylamadan önce yoklama talebi vardır,
yerine getiriyoruz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Dibek, Sayın
Tezcan, Sayın Özkoç, Sayın Toptaş, Sayın Tanal, Sayın
Çam, Sayın Türeli, Sayın Yılmaz, Sayın Ören, Sayın
Aydın, Sayın Cihaner, Sayın Güven, Sayın Öz, Sayın
Düzgün, Sayın Gök, Sayın Köktürk, Sayın Kurt, Sayın Ekinci.
Yoklama
için bir dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.38
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma Saati: 18.46
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III - Y O K L A M A
BAŞKAN
278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 68inci
maddesi üzerinde verilen aynı mahiyetteki üç önergenin oylamasından
önce yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi
yeniden elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için bir dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
Tasarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin;
3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci
Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi
aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
68inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
68inci madde kabul edilmiştir.
69uncu
madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarısının (69)
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Murat Bozlak Sırrı
Sakık Ahmet
Türk
Adana Muş Mardin
Adil Kurt Demir
Çelik
Hakkâri Muş
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ali İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak Kırklareli İstanbul
Refik Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay Bursa Mersin
Kazım
Kurt
Eskişehir
BAŞKAN
Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki üç önergeye katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?..
SAĞLIK
BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Kurt, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
KAZIM
KURT (Eskişehir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 278
sıra sayılı Kanun Tasarısı görüşülürken gelen
farklı bir öneriyle ilgili esas gündem oluştu ve böyle olunca da
Türkiyede tüm insanlarımızın umutla beklediği bir
yaklaşımın ne olduğu ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı şikâyetçi, Başbakan şikâyetçi, Adalet
Bakanı şikâyetçi, AKPli milletvekili
arkadaşlarımızın tümü şikâyetçi. Özel yetkili
mahkemeler kaldırılacak ve onun yerine demokratik
açılımı sağlayan, özgürlükleri geliştiren bir yasa
gelecek diye umut ederken, umudumuz tükendi ve gelinen noktada gördük ki, çok
özel bir uygulama geldi. Özel yetkili mahkemelerde şu anda yargılanan
sanıklar o özel mahkemede yargılanmaya devam edecek ama bundan sonra
tüm sanıklar Terörle Mücadele Kanunu kapsamında ihtisas mahkemesi
sıfatı verilecek olan ayrı bir mahkemede yargılanmaya devam
edecek.
Değişen,
gelişen ve hukuk adına katkı sunan ne var diye
baktığımız zaman hiçbir cümle, hiçbir kelime
olmadığı çok net bir biçimde ortada ama esas garabet iki
ayrı özel mahkeme uygulamasının devam edecek
olmasıdır. Şu anda yargılananlar için bu mahkemeler devam
ederken, bundan sonraki sanıklar için çok özel, ayrı bir ihtisas mahkemesi
getirilecek.
Yargılama
hizmetlerinin hızlandırılması ve etkinleştirilmesiyle
ilgili yasa yapılırken böyle bir uygulamanın getirilmiş
olması, şu anda daha önce koyduğumuz 100 küsur maddedeki iyi
niyetli unsurların hiçbirisinin iyi niyetli olmadığını
da ortaya koyuyor. Dolayısıyla Türkiyede özel yetkili mahkemelerde
yapılan yargılamaların gerçek anlamıyla bir
bağımsız yargı önüne getirilmesini sağlayacak
adımı atmanızı boşuna beklemişiz; bu, net bir
biçimde ortaya çıktı.
Türkiye,
Batıyla yaptığı tüm sözleşmelerde taahhüt altına
girdiği hâlde insan haklarına dayalı temel hak ve özgürlükleri
koruyacak ve tüm Türkiyedeki insanlarımıza eşit muamele edecek
bir uygulamayı ne zaman ve nasıl ortaya koyacaktır, bunu
gerçekten merakla bekliyoruz, merakla izliyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, bu düzenleme Türkiyedeki tartışmaları
sona erdirmeyecek, Türkiyede hukuk adına ve hukuksuzluk adına
yapılan tüm olumsuzlukların devam etmesini sağlayacaktır
ama bir tek, çok özel bir biçimde buraya eklenen MİT Müsteşarını
garanti altına alan ikinci bir garanti getirilmiştir; bu da kimin,
neden ve niçin korktuğunu, çekindiğini ortaya koymaktadır.
Bu
mahkemeler nereye doğru gidiyordu? Nereye doğru gidecek? Bundan sonra
onun önünü nasıl keseriz?i değerlendirmek, gerçekten Türk
hukukçuları açısından uzun zaman tartışılacak bir
noktadır.Hiçbir ülkede, hiçbir zaman, sadece belli sayıdaki
kişiler için özel bir mahkeme olmaz ama ne yazık ki bugün o, özel bir
mahkeme getiriliyor ve şu anda Türkiyede uzun tutukluluktan şikâyet
edilen, hak arama özgürlüklerini ortadan kaldırdığından
şikâyet edilen mahkemeleri kaldırdığımızı
hiç kimseye anlatamayız, hiç kimseye yutturamayız. Bunu söyleyerek
Türkiyede özel yetkili mahkemeleri kaldıran bakan, özel yetkili
mahkemeleri kaldıran Meclis olarak tarihe geçmek varken, özel yetkili
mahkemeleri devam ettiren ama insanlara da kaldırdık diye
yutturmaya çalışan bir Meclis görüntüsü vermek, çok doğru bir
mantık ve çok doğru bir yaklaşım değildir. Bu
doğrultuda yeniden değerlendirmeleri yapmanızı ve yeniden,
bu maddeleri tekrar gözden geçirerek okumanızı diliyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAZIM
KURT (Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Vural
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye devam
edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On yıldır tek başına hükümet eden
Adalet ve Kalkınma Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri
çözmek bir yana, kendisine millet tarafından verilen gücü hep istismar
amacıyla kullanmıştır.
Bugün de Meclise getirdiği tasarı ile
yıllardır kronikleşen problemi çözmek bir tarafa çözermiş,
yaparmış gibi davranarak yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN Bir sonraki
önerge için Sayın Demir Çelik.
Buyurun efendim.
DEMİR
ÇELİK (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi şahsım ve partim adına saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, bir yargı reformunda beklenmesi gereken temel kıstas,
onun özgürlükçü ve eşitlikçi olması, özgürlükleri çoğaltan,
toplumun önündeki bir kısım engelleri, barikatları kaldıran
nitelikte, özellikte olmasıdır. Sekiz aya yakın bir süredir
ülkemiz ve ülkemiz halklarının gündemine taşınan yargı
paketi beklentisiyle toplumun önemli bir kısmına verilmek istenen
umuda rağmen geldiğimiz nokta bugün itibarıyla bir fiyaskodur.
Bu anlamıyla sorunun daha da katmerleşerek kaosa ve krize doğru
hızla evrildiğine dair
Yasama organı olarak bizler mevcut
duruma, yaşanana müdahale edemezsek krizin siyasal boyutu derinliğine
hepimizi beraberinde sürükleyeceği bir belirsizliğe doğru da
götüreceğe benzer.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; doksan yıllık cumhuriyet
tarihinin bizatihi kendisi, merkezî devletle kimlikler arası, merkezî
devletle din ve inançlar arası, merkezî devletle çevre arası
çelişkilerin ortaya çıkardığı krizler
yumağıdır. Biz bu çelişkileri demokratik hukuk devleti
normu ve normatifi çerçevesinde çözüme kavuşturamadığımızda
yapmaya çalıştığımız her şeyin günü ve
günceli kurtarmaktan öte bir anlamı ve içeriği olmayacaktır.
Doksan yıldır kimlikleri özgürleştiremediğimizden;
inançları, kültürleri, dinleri özgürleştiremediğimizden hep
yasakçı ve güvenlikçi anlayışla soruna yaklaşıp
baskılamaya çalıştığımızdan kaynaklı
doksan yılda dört Anayasa değişikliğine gitmiş, on
binlerce kanun ve yasa yapımı sürecine bizatihi şahitlik
yapmış bu Meclis. Yetinmemişiz, kanun hükmünde kararnamelerle,
istiklal mahkemeleriyle, sıkıyönetim mahkemeleriyle, devlet güvenlik
mahkemeleriyle, özel yetkili mahkemelerle toplumun bir kısmını
düşmanlaştırarak, düşman algısına tabi tutarak,
ötekileştirip baskılamaya çalışarak hizaya getirmeye
çalışmışız. Yetinmemişiz, irade kırmaya,
tasfiye etmeye, teslim almaya çalışmışız. Ama Hâl
yoluna koyduğumuz, çözebildiğimiz bir sorun var mıdır?
diye soracak olursanız, bugün tartıştığımız
3üncü yargı paketinin kendisinden de, özel yetkili mahkemelere
yaklaşımdan da anlaşılması gereken odur ki, sorunu
çözmek yerine daha da kangrenleştirerek toplumun önemli dinamiklerini hiçleştiren,
onların iradesini kıran, onları yeniden var olan çözümsüzlük
politikalarına mahkûm kılmaya çalışan bir kısım
adımlardır.
Bu
açıdan, Kürt sorununun can alıcı olmaya
başladığı, otuz yılı aşkın bir süredir
canı ve malı götürdüğü, ülkenin özgürleşmesinin önünde
ciddi sorunların yaşandığı günümüz Türkiyesinde
olması gereken, sadece ve sadece özgürlükçü, eşitlikçi bir
anayasadır; o anayasayla çelişmeyen, çatışmayan, uyum
içerisinde olan yasalardır. Bu yasaları çıkarmak da bizim
görevimizdir ama görünen o ki, biz bunları yapmak yerine, görev edinmek
yerine yine insanların meşru ve demokratik haklarını
gasbeden, öteleyen, bu talepleri karşılamak yerine onları bir
kısım askerî, siyasi operasyonlarla halletmeye
çalışıyoruz; yetinmiyoruz, yargıyı ve hukuku devreye
sokarak da baskılamaya çalışıyoruz. Hâlbuki hukuk devleti,
her şeyden önce idarenin, yönetimin ve yürütmenin denetimini, insan hak ve
özgürlüklerine dayalı bir denetimi öngörmek durumundadır ama
bunlardan uzak bir anlayış olsa olsa otoriterizmdir. Bu da
cumhuriyetin karakteriyle örtüşen bir şeydir, çözümsüzlüğün
çözüme evrilebilmesi için de tekçi, katı merkeziyetçi otoriter
cumhuriyetten demokratik cumhuriyete yol
açan yasaları ertelemeden gündeme taşımaktır diyor,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Çelik, teşekkür
ederim.
Aynı
mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
69uncu
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
70inci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Yasa Tasarısının 70inci
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Adana Muş
Aynı mahiyetteki
diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
Diğer önerge
sahipleri:
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Ali
Özgündüz
Zonguldak Kırklareli İstanbul
Refik
Eryılmaz İlhan
Demiröz Ali
Rıza Öztürk
Hatay Bursa Mersin
BAŞKAN Sayın
Komisyon, aynı mahiyetteki üç önergeye katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) - Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Hükûmet?
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Katılmıyoruz Değerli Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Kart, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ATİLLA KART (Konya)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tarafımızdan
verilen önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye'nin bazı gerçeklerini doğrudan dile
getirmenin, doğrudan ifade etmenin tam da zamanı olduğu
düşüncesindeyiz. Bu değerlendirmeleri olabildiğince açık
bir şekilde yapmak, bunlarla yüz yüze gelmek, bunları sorgulamak
cesaretini ve sorumluluğunu gösterme zamanımızın bir kez
daha geldiğini ifade etmek gereğini duyuyoruz.
Bakın,
değerli milletvekilleri, Türkiye, ekonomi politikalarıyla, yargı
ve kolluk yapılanmasıyla, istihbari yapılanmasıyla
bağımlı hâle gelen bir ülke konumundadır; kendi özgür
iradesini kullanmayan, kullanamayan bir ülke konumundadır. Bu gerçeği
görmemiz gerekiyor.
Bu
fotoğraf ve bu gerçek beraberinde neyi getiriyor? Toplumda nefreti
getiriyor, ayrışmayı getiriyor, toplumsal tehlikeyi ve bir
kısır döngüyü yaratıyor. Olay sadece, bence, iktidar ve cemaat
kavgasından ibaret değildir; bunu da aşan boyutları
vardır, bunu görmemiz gerekiyor. Daha ötesi var; iktidar ve cemaati de kullanan,
kuşatan, hepimizi kuşatan -hepimizi ama- Türkiye Cumhuriyetinin tüm
yurttaşlarını kuşatan, teslim almak isteyen büyük oyunu
görmemiz gerekiyor değerli milletvekilleri.
Bakın,
bunları biraz somut örneklerle anlatayım. Bunları 2005-2006dan
bu yana aslında Cumhuriyet Halk Partisi olarak anlatıyoruz ama bir
kez daha anlatmamız gerekiyor. Türkiye'de 2005-2006lı yıllardan
bu yana, yargı-istihbarat-emniyet üçgeninde, legal ve illegal unsurlar,
dinamikler hep birlikte görev yapmaktadır. Türkiye, bu dönemde sömürgeleştirilen
ve bölgede uydu hâline getirilen bir ülke hâline gelmiştir ve maalesef,
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalayın taşeron
Bakan konumuna geldiği bir ülke hâline gelmiştir.
Beş
altı yıldan bu yana, Türkiye'nin sömürgeleştirilmesi sürecini
kronolojik ve maddi bulgularıyla anlatıyoruz. Bu çerçevede
şunları sorduk, Adalet Bakanına şunları sorduk: Sayın Bakan, 2-3 Aralık 2010
tarihinde yirmi dört saatliğine Amerikaya gidip gelme
ihtiyacını neden duydun? Bunun cevabını ver, bunu
soruyoruz. Aslında bunun cevabı, olayların gelişimiyle, son
derece açık. Hâkim ve Savcı Değişim Programının
yeni dinamiklerini konuşmak üzere gidip geliyoruz. Hâkim ve Savcı
Değişim Programında neyi konuşuyoruz? Duruşma öncesi
kolluğun faaliyetleri nasıl olmalıdır, bunları
konuşuyoruz. Bunun anlamı yargınızı, kolluğunuzu
birilerine teslim etmek değil midir değerli milletvekilleri? Bunu,
Türkiye Silivride yaşıyor, bunu KCK olaylarında
yaşıyor, bunu bütün kritik konularda yaşıyor.
Bakın,
bu çerçevede neyi soruyoruz? Türkiye ekonomik olarak bağımlı
hâle gelmiştir. derken, Suudi Arabistan ve Katardan gelen 10 milyar
dolarların kaynağını neden açıklamıyorsunuz?
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı bütün
kritik aşamalarda, Uzak Doğu gezilerini yarıda kesmek
pahasına neden öncelikle Suudi Arabistanı ve Katarı ziyaret
ediyorlar? Bunlar önemli konular değil mi değerli milletvekilleri? Bu
konulardaki önergelere neden cevap verilmiyor? Bunları sorgulamak
gereğini duymuyor musunuz? Bunları sorgulamayacak mısınız?
Bunları çocuklarımızın geleceği adına, hepimizin
geleceği adına sorgulamak, sormak gerekmiyor mu değerli
milletvekilleri?
Bakın,
Türkiyede Anayasa Mahkemesi başkanları ve emniyet örgütleri, emniyet
birimleri yabancı büyükelçiliklere girip kritik dava dosyaları
hakkında ve ana muhalefet partisi hakkında brifing verebiliyor
değerli arkadaşlarım. Bu fotoğrafı görmeniz gerekiyor.
Onun için, biz diyoruz ki: Sayın Başbakan, Gelin beni de alın.
diye kükreyen Sayın Başbakan, maalesef birilerine teslim
olmuştur. Bu sadece cemaat değildir. Bu büyük fotoğrafı
görün değerli milletvekilleri. Bu hepimizi rahatsız ediyor, bu
hepimizi kaygılandırıyor. Onun için diyoruz ki biz: Siz teslim
olabilirsiniz ancak biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye adına,
Türkiye Cumhuriyetinin tüm yurttaşları adına müstevlilere
karşı mücadelemizi sürdüreceğiz ve teslim olmayacağız
değerli milletvekilleri.
Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Bir sonraki önerge
Sayın
Vural?
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz, kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da hukuk
devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi
ortadan kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına sebep
olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne İdare Kanununda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak yine
kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, diğer önerge için kim konuşacak efendim?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ben efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gerçekten, tek kelimeyle
Özel güvenlik mahkemelerini kaldıracağız. dediniz, dağ
fare doğurdu. Üstelik yetmedi, daha beter hükümleri de eklediniz. Yani
74üncü maddeye vereceğiniz önergeye baktığımız zaman,
hakikaten insanlarla bu kadar rahat dalga geçip, bu kadar rahat oyunu
alabilmenin ustalığını nasıl gösteriyorsunuz diye
insan hayret ediyor. Yani nasıl beceriyorsunuz bunu, gerçekten
şaşırıyorum. Çünkü Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesinin 6ncı maddesine aykırı. Tarafsız,
bağımsız mahkeme değil.
Yine, istiklal mahkemeleri, sıkıyönetim ve DGMlerden bir
adım daha öteye geçiyorsunuz. Ne yapıyorsunuz? Bu mahkeme yetkilerini
ağır cezalara değil, bölge mahkemelerine gönderiyorsunuz. Ama
bir ayıp yapmışsınız. O ayıbı söyleyeyim.
Mahkemenin nakli konusunda da hüküm koymuşsunuz. Ya devletin özel güvenlik
mahkemesi isminde. Onun güvenliği yoksa, gözünüzü seveyim, nereye gidip
güvenlik sağlayacak?
Onu bırakın, avukat yasağını yirmi dört saate
kadar çıkarıyorsunuz. Onu bırakın, gözaltı süresini
uzatıyorsunuz yirmi dört saatten kırk sekiz saate. Savaşa
mı gidiyorsunuz, derdiniz ne sizin?
Bakın, özel yetkili mahkemelerin isim babası, markası,
patenti AK PARTİye aittir. İsminiz de adalet. Eğer
isminizdeki adalet kavramıyla bu mahkemeleri açıklarsanız, bu
ülkede adaletten ne çektiğini vatandaş bilir.
Yeni doğacak mahkemeniz hayırlı olsun. Güvenlik yetkili
mahkemesi kuruyorsunuz. ÖYM yerine GYM. Siz bunu satabilirsiniz. Güzel yetkili
mahkeme diye satabilirsiniz. 3 tane seçim var önümüzde. ÖYM yerine güvenlik
yetkili mahkeme. Bu güvenlik politikalarının yanlış ve
şaşı bakış açısıdır.
Bakın, çok samimi söylüyorum. Niye? Şimdi düşünsenize, bu
kapsama aldığınız suçlarda devlet sırlarıyla
ilgili bölümü kendinize yontmuşsunuz. Sanki orada korunmayı
gerektiren bir durum var, onu almışsınız kapsama.
Bırakın onu, hani olabilir, genelkurmay başkanları Yüce
Divanda yargılanır ama özel yetkili mahkemeler bunu dinlemiyor. Buna
bir ufak rötuş çekiyorsunuz.
Şimdi,
iddia ve savunmanın silahlarının eşitliği, adil
yargılamanın temelidir. Gizli polis, gizli soruşturma, gizli
tanık, gizlilik kararının üstüne avukat görüş
yasağını koyuyorsunuz. Avukatsız yargılama
getireceksiniz. Bu çağdaş engizisyon mahkemelerinin adıdır.
Bu çağdaş engizisyon mahkemelerinin içinde maddelerini de
saymışsınız. Kapsamını genişletmişsiniz
ve adına ihtisas mahkemesi demişsiniz. Bunun adı ihtisas
mahkemesi değil, testere mahkemeleridir, adaleti doğrayan
mahkemelerdir. İnsanları özgürlüğünden yoksun bırakan,
siyasi düşünceleri nedeniyle tutukladığınız, tutsak
ettiğiniz, size muhalif olan herkese karşı bunu testere gibi
kullandığınız mahkemelere dönüyor. Bunun neresi ihtisas
mahkemesi? Üç tane madde var. İhtisas mahkemesi mi olur devletin
güvenliğine karşı işlenen suçlar? Ama bu önergenizde onu da
genişletiyorsunuz. Diyorsunuz ki: Yasak bölgeler. Ya Şırnakta
asker istediği yere bir tabela koyuyor, diyor ki: Burası yasak
bölgedir. O yasak bölgede iki tane keçisi yakalanan çobanı getirip
yargılayacaksınız. O kadar sınır ve kapsam genişletiyorsunuz.
Hakikaten, sizin vicdanınız ve adaletiniz
Partinizin adındaki
adaletinizi de anlamakta zorluk çekiyorum.
Tutuklama
süresini bu mahkemelerde 2 katına çıkarıyorsunuz. Allahtan
korkun, ceza adaletinde geriye dönüş var mı? Haksız yere
tutukladığınız bir vatandaşın, üç yıldan
fazla tutuklu olanların, tutuklu milletvekillerinin, seçilmişlerin,
yarın beraat ettiği zaman ceza adaletinde geriye dönüşünü
sağlayıp özgürlüğünü iade edebilirsiniz misiniz?
Çocuklarından, ailesinden, çevresinden, işinden kopuşunun
telafisini sağlayabilir misiniz? Niye hâlâ 2 katına
çıkarıyorsunuz tutukluluk süresini? Yani bu devlet güvenlik
mahkemeleri yerine kurulan özel güvenlik mahkemeleri daha sıhhatli, daha
adil çalışması gerekmiyor mu? Zamanında
çalışması gerekmiyor mu? Ne demek tutukluluğun 2
katına çıkarılması? Bu sizin ayıbınız
olacak.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bu sizi çok çok zorlayacak. Çok açık söylüyoruz. Bunun
üzerinde konuşmaya devam edeceğiz. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaplan.
Sayın
milletvekilleri, aynı mahiyetteki üç önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önergeler kabul
edilmemiştir.
70inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Birleşime
bir saat ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.15
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma Saati: 20.15
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
yerinde.
Hükûmet
yerinde.
71inci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının 71.
Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde
71-a) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar
Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
c)
Başkanlık iç denetçiliğine 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundaki atama
şartlarına tabi olmaksızın hâkimlik ve savcılık
mesleğinde fiilen en az 8 yıl görev yapmış ve üstün
başarısı ile iç denetim hizmetlerinde yararlı
olacağı anlaşılmış bulunanlar arasından,
muvafakatları alınarak, Müsteşarın teklifi üzerine Bakan
tarafından atama yapılır. Bu şekilde atananlar İç
Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından en az iki aylık eğitime
tabi tutulur ve eğitim sonunda bunlara kendi idarelerinde geçerli kamu iç
denetçi sertifikası verilir.
İlhan
Cihaner Ali
Rıza Öztürk İdris
Yıldız
Denizli Mersin Ordu
Kazım
Kurt Hüseyin
Aygün
Eskişehir Tunceli
BAŞKAN
Bundan sonraki iki önerge aynı mahiyettedir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarı ve tekliflerinin 71.
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Erol
Dora Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin Adana Muş
Adil
Kurt Demir
Çelik Sebahat
Tuncel
Hakkâri
Muş İstanbul
Ahmet
Türk İbrahim
Binici
Mardin Şanlıurfa
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergenin üzerindeki görüşünüzü almak
istiyorum Sayın Komisyon Başkanı.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Değerli Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
S.
NEVZAT KOKRMAZ (Isparta) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe, yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükûmet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Sayın Akat
AYLA
AKAT (Batman) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3.
Yargı paketinde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması
amaçlandığı açıklanmışken, yeni bir düzenleme ile
ihtisas mahkemesi adı altıda devamı sağlanmaktadır.
Hükûmet
olağanüstü yargının sürdürülmesinden yana karar
almıştır. AİHSne, BM Medeni ve Siyasi Haklar
Sözleşmesine ve Anayasa 36 ve 90 ncı maddeye
aykırıdır.
Söz
konusu kanun maddesi temel kanun hükümlerine ve içtüzük 91 nci maddeye
aykırı olduğundan çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, aynı mahiyetteki iki önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının 71.
Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde
71-a) 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar
Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
c)
Başkanlık iç denetçiliğine 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunundaki atama şartlarına
tabi olmaksızın hâkimlik ve savcılık mesleğinde fiilen
en az 8 yıl görev yapmış ve üstün başarısıyla iç
denetim hizmetlerinde yararlı olacağı anlaşılmış
bulunanlar arasından, muvafakatları alınarak,
Müsteşarın teklifi üzerine Bakan tarafından atama
yapılır. Bu şekilde atananlar İç Denetim Koordinasyon
Kurulu tarafından en az iki aylık eğitime tabi tutulur ve
eğitim sonunda bunlara kendi idarelerinde geçerli kamu iç denetçi
sertifikası verilir.
İlhan Cihaner
(Denizli) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon, katılıyor musunuz önergeye?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Cihaner. (CHP sıralarından alkışlar)
İLHAN
CİHANER (Denizli) Herkesi saygıyla selamlıyorum.
Aslında
bu maddeyle ilgili bizim asıl değişiklik önergemiz, hâkim ve
savcıların yaşadıkları çok yoğun, ağır
çalışma koşullarıyla uyumlu olarak fiilî hizmet süresi
zammı ve maaşlarına yapılacak bir iyileştirmeyle
ilgiliydi ancak tüzük gereği yeni bir madde ihdası olarak
getirilmesi
Aynı fikirde olmamakla birlikte, Divandan öyle bir uyarı
gelince onu ayrı bir madde ihdası hâlinde getireceğiz ama ona
rağmen gene hâkim ve savcıların çalışma
koşullarıyla ilgili bir şeyler söylemek istiyorum.
Hâkimler
ve cumhuriyet savcıları, belki de dünyada hiçbir ülkede
görülmediği bir şekilde ağır çalışma
koşulları altında yaşıyorlar ve diğer fiilî
hizmet zammı alan meslek gruplarıyla mukayese edildiği zaman
belki de en fazla bu tarz bir olanağı hak eden meslek grubuna aitler.
Meslekten kaynaklanan streslerden, hastalıklardan tutun, gecesi, gündüzü,
hafta sonu bile çalışmayı zorunlu kılan bir iş yükü
altında gerçekten eziliyorlar ve bunun
karşılığını aldıkları söylenemez. 2006
yılında yapılan maaş zammı da erimiş ve o dönemki
kazanımlarını kaybetmiş durumdalar. O nedenle böyle bir
önerge vermiştik fakat bahsettiğim gerekçelerle bunu ayrı bir
madde ihdası olarak getiriyoruz.
Ben,
tekrar, bu özel yetkili mahkemeler meselesine dönmek istiyorum. Yasada -bu
şekilde eğer yasalaşırsa önerge- ayrı bir karmaşa
çıkaracak husus da savcılıkların ellerinde şu anda
bulunan soruşturmalar. Bununla ilgili detaylı bir bilgi yok. Hâlen,
ucu açık, devam eden onlarca soruşturma var. Davaları açılmış
fakat elde tutulan soruşturmalar var. Bu soruşturmaların ne
şekilde sonlandırılacağı, hangi mahkemeye dava
açılacağı belli değil. Bunun yaratacağı
karmaşa, bunun yaratacağı yetki görev karmaşası, bu
soruşturmaların belki de on yıllarca sürecek bir belirsizliğe
mahkûm olmaları sonucunu doğuracak. Dolayısıyla, böyle bir
sakınca da taşımakta.
Şimdi,
medyada dünden beri yaratılan hava, özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması. Özel yetkili mahkemeler sadece isimden ya da
tabeladan ibaret değil. Özel yetkili mahkemeler, DGMlerden,
sıkıyönetim mahkemelerinden miras aldıkları bir zihniyet
taşıyorlar. Bu zihniyeti yeniden yeniden üreten de başta Terörle
Mücadele Kanunu olmak üzere antidemokratik hükümler. Bu zihniyeti ortadan
kaldıracak, özel yetkili mahkemelerin bu yaklaşımını
ortadan kaldıracak düzenlemeler yapmak yerine, Terörle Mücadele
Yasasını külliyen kaldırmak yerine, CMKnın içerisindeki
hükümleri oraya
aktarmak özel yetkili mahkemelerin kaldırılması değil, çok
daha güçlü ve antidemokratik bir şekilde yeniden kurulması
anlamına gelecektir. Tek bir değişiklik yok, tek bir
demokratikleşme yok. Hatta daha sonra önerge
hazırlandığını biliyoruz, CMK 188inci maddede,
avukatsız karar verme olanağı getiren maddeyle birlikte
değerlendirirsek, gene savunmaya, dosyanın hacmine göre yeterli süre
verilmesine dair hükmün kaldırıldığını göz önünde
bulundurursak, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması bir yana,
yeni yeni özel yetkili mahkemelerin çok daha antidemokratik bir şekilde
kurulacağı açık. Bu düzenlemeyle yapılacak iş, belki
de hoşunuza gitmeyen hâkim, savcıların ayıklanması
olacaktır ama özel yetkili mahkemeler DGMden aldıkları
yargılama kültürünü devam ettirecektir. Dolayısıyla eğer
yargı bağımsızlığı istiyorsak, özel yetkili
mahkemelerin yarattığı hak ihlallerinin ortadan
kaldırılmasını istiyorsak çok basittir bunun çözümü;
Terörle Mücadele Yasasının ve özel yetkili mahkemelerin kurulumuna
dayanak teşkil eden üç maddenin kaldırılması
olacaktır. Yapılan düzenleme kesinlikle özel yetkili mahkemelerin
kaldırılması değil, çok daha antidemokratik bir
şekilde yeniden kurulması anlamına gelmektedir.
Teşekkür ediyorum,
sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Cihaner.
III
- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama
istiyorsunuz.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Cihaner, Sayın Tezcan, Sayın Özkoç,
Sayın Tanrıkulu, Sayın Tanal, Sayın Yılmaz, Sayın
Köktürk, Sayın Acar, Sayın Moroğlu, Sayın Aydın,
Sayın Koç, Sayın Loğoğlu, Sayın Aldan, Sayın
Köse, Sayın Oyan, Sayın Ekşi, Sayın Korutürk, Sayın
Türmen.
Sayın
milletvekilleri, elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı yoktur.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.29
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 20.36
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
III - Y O K L A M A
BAŞKAN
278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 71inci
maddesi üzerinde verilen Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasından önce yapılan
yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi
yeniden elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
III - Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Madde üzerindeki oylamada yoklama istiyorsunuz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tezcan, Sayın
Özkoç, Sayın Tanrıkulu, Sayın Tanal, Sayın
Sarıbaş, Sayın Türeli, Sayın Yüceer, Sayın Sarı,
Sayın Moroğlu, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın
Cihaner, Sayın Batum, Sayın Aydın, Sayın Koç, Sayın
Erdoğdu, Sayın Türmen, Sayın Korutürk, Sayın Ekşi.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin;
3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
71inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni geçici madde ihdasına dair bir önerge vardır.
Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu
kanunun, Komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok
yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve
Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç
Tüzükün 87nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
İç
Tüzükün 91inci maddesine göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine
komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler
üzerinde görüşme açılır ve bu maddede belirtilen sayıda
önerge verilebilir.
Bu
nedenle önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde
olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 71 inci
maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
İlhan
Cihaner M.
Akif Hamzaçebi Bülent
Tezcan
Denizli İstanbul Aydın
Turgut
Dibek Mahmut
Tanal
Kırklareli İstanbul
MADDE
72- 2802 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin 1 inci
fıkrasındaki %
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
72nci
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve
72. maddesi ile eklenen 3402 sayılı Kadastro Kanununun 33/A
maddesinin başlığının Kadastro Mahkemelerinin
yargı çevresinin değiştirilmesi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sezgin
Tanrıkulu Turgut
Dibek Bülent
Tezcan
İstanbul Kırklareli Aydın
Ali
İhsan Köktürk Engin
Özkoç
Zonguldak Sakarya
BAŞKAN
Diğer iki önerge aynı mahiyettedir. Dolayısıyla,
ayrı ayrı okutup, birlikte oylamaya sunacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarısının (72.)
maddesinin çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Erol
Dora Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin Adana Muş
Adil
Kurt Ahmet
Türk İbrahim
Binici
Hakkâri Mardin Şanlıurfa
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki son iki önergeye katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılamıyoruz efendim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organların da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükümet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Sayın Kurt, buyurun. (BDP sıralarından alkışlar)
ADİL
KURT (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, dün, kuliste muhtelif sohbetler oluyordu. Bu sohbetlerden bir
tanesi, daha çok ağırlıklı olarak sohbetin konusu, 74üncü
maddeydi; herkes merak ediyordu. Sonra bize gelen duyumlar da oldu.
İktidar partisi milletvekilleri çoğunlukla BDPliler niye burada?
Bir pazarlık mı var? diye konuşuyorlardı ama biz, dün hep
kulislerde de sohbet edilirken, konuşulurken muhalefet partisinden
arkadaşlara hep şunu söyledik: Merak etmeyin, özel yetkili
mahkemeler kalkmaz. Biz bu devletin aklını ezberledik. Bu devlet,
biz Kürtleri mahkemesiz, özel yetkili mahkemelerden mahrum bırakmaz. Biz
bu mantığı biliyoruz. Ta 1920den bugüne kadar, bu mantık
bu şekilde işledi. Ne zaman Bir iyileştirme yapılacak.
dendiyse daha vahimi geldi yani gelen gideni sürekli arattı. O nedenle
-samimi duygularımızı ifade edeyim- biz dün şunu
söylüyorduk: Keşke değişiklik adı altında bir tasarı
gelmese de hiç olmazsa mevcut olan kalsa, gelen daha beter, gelen ya da
getirilmek istenen, bir öncekinden çok daha beter.
İstiklal
mahkemesinde 54 bin Kürt yargılandı. Bunlardan 43 bini sürgün ve
hapis cezalarına çarptırıldı, 1.024 kişi idam edildi.
Devamında gelen mahkemelerin tamamı, kurulan özel yetkili
mahkemelerin tamamı aynı şeyleri yaptı. 2004
yılında kurulan özel yetkili mahkeme, yerine ikame edildiği
DGMleri arattı.
Şimdi
sıkıntı noktası şu: Duyumdur tabii yani daha bize
yansıtılan bir şey yok ama bu özel yetkili mahkemeler 3
sayın bakan hakkında da fezleke hazırlama girişiminde
bulundular, o nedenle, ucu iktidara dokununca şimdi iktidar kendi
tarafını bu yargılamanın dışında tutuyor.
Ama
benim burada merak ettiğim bir konu var: Sayın Başbakan sık
sık vurgular, gittiği her yerde söyler: Benim şu sayıda,
şu kadar sayıda Kürt milletvekili arkadaşım var. Kürt
kökenli milletvekili arkadaşım var.
Şimdi, biliyoruz, Bu özel yetkili mahkemelerle ilgili madde
ihdası yapılacak. dendiği günden bu yana, kulisin sol
tarafında çok yoğun gelgitler var, görüşmeler var, kazan
kaynıyor bu tarafta biliyoruz. Ama merak ediyorum, ataları Zilanda,
Koçgiride, Dersimde, Sivas kampında sürgün edilmiş, idam
edilmiş, ki içlerinde şu anda AKP sıralarında oturan
milletvekili arkadaşlarımız var, onların torunları.
Ya, bu kazan bu kadar kaynarken kendi bölgenizin, kendi
insanlarınızın, kendi vekili olduğunuz kentlerin
ihtiyaçlarını bir nebze de olsa dillendirme gibi bir
sorumluluğunuz yok mu? Siz, buraya sadece Hükûmetin, iktidar partisinin
önünüze koyduğu, bu tarz ucube uygulamalara evet demek için mi
milletvekili seçildiniz? Bunun için mi milletvekili seçildiniz? Bu vahşet
uygulamalara, bu ucube uygulamalara, bu insanlıkla bağdaşmayan uygulamalara
burada sadece el kaldırmak için mi milletvekili oldunuz? Nerenin
milletvekiliniz siz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Ey Kürt milletvekilleri,
ey AKPli Kürt milletvekilleri, Kürt kökenli milletvekilleri; siz buraya
Hükûmetin, devletin Kürtlere karşı zorba politikalarına evet
demek için mi milletvekili oldunuz? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Kusura bakmayın, kusura bakmayın bu laflar size hafif
geliyor. Böyle devam ederseniz siz yakıştırmayı hak
etmiş olursunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ADİL KURT (Devamla) -
İhale peşinde koşmakla halkın menfaatlerini savunmak
aynı şeyler olmaz, bunu şey edersiniz. Buraya
çıkarsınız, doğruları söylersiniz.
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) - Haddini bil! Haddini bil!
ADİL KURT (Devamla)
Haddini bilmeyen sensin! Haddimi biliyorum.
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Bilmiyorsun!
ADİL KURT (Devamla)
Haddimi çok iyi biliyorum. Siz buraya ihale peşinde koşmak için
geldiyseniz, bu vahşet
(BDP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın
Kurt, süreniz doldu.
FATİH ŞAHİN
(Ankara) - Ağzını topla, ağzını!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
Sayın Kurt,
teşekkür ediyorum. Süreniz doldu.
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylamadan evvel yoklama isteği
vardır, yerine getiriyorum.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tanal, Sayın
Dibek, Sayın Tanrıkulu, Sayın Özkoç, Sayın Köktürk, Sayın
Erdoğdu, Sayın Türeli, Sayın Sarıbaş, Sayın
Sarı, Sayın Yüceer, Sayın Cihaner, Sayın Batum, Sayın
Acar, Sayın Ören, Sayın Aydın, Sayın Koç, Sayın
Moroğlu, Sayın Gümüş, Sayın Yılmaz.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı
İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama
istiyoruz Sayın Başkan. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Efendim, henüz Cumhuriyet Halk Partisinin önergesini okutmadım, yoklama
yapmayacağım.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve
72. maddesi ile eklenen 3402 sayılı Kadastro Kanununun 33/A
maddesinin başlığının Kadastro Mahkemelerinin
yargı çevresinin değiştirilmesi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sezgin Tanrıkulu
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sezgin Tanrıkulu
BAŞKAN
Sayın Tanrıkulu, buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; bu Mecliste benim okurken utandığım bir
tasarıyla karşı karşıyayız,
utandığım; bunun bu Meclise gelmesi, bu saatte gelmesi bir utanç
vesilesidir. Ben yirmi beş yıl avukatlık yaptım. Burada
benim avukatlığımı bilen arkadaşlarım var,
bilenler var. Siz yapmadınız, Hazine avukatlığı
yaptınız buraya geldiniz. Ben, sıkıyönetim mahkemelerinde
avukatlık yaptım, Devlet Güvenlik Mahkemelerinde avukatlık
yaptım, özel yetkili mahkemelerde yaptım, hepsini yaptım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
Sana
bunu öğretirim, terbiyeli ol, tamam mı, terbiyeli ol, sana bunu
öğretirim.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Ne bağırıyorsun! Sen de terbiyeli ol!
YUNUS
KILIÇ (Kars) Sen de terbiyeli ol!
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bu sizin utanç belgenizdir, utanç belgesi,
utanç belgesi tamam mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Elini indir!
MUHAMMET
BİLAL MACİT (İstanbul) Terbiyeli konuş!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bakın, size söylüyorum
BAŞKAN
- Sayın Tanrıkulu, lütfen Meclise siz de
Sayın Tanrıkulu,
Meclise lütfen
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bakın, size söylüyorum, ben, buraya
kavga etmeye değil
Bakın,
değerli arkadaşlar
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bir
saniye
Bir saniye
Değerli
arkadaşlar
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Susun
be!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen susalım.
Sayın
Tanrıkulu, siz de Meclise hitap edin lütfen. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Süreyi durdurur musunuz? Bir dakikam da
geçti.
BAŞKAN
İlave ederiz, merak etmeyin.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bu
utanç belgesidir. Ne yaptınız biliyor musunuz, size söyleyeyim. Ne
yapıyorsunuz biliyor musunuz? Kimseyi kandıramazsınız.
Bugüne kadar ortağı olduğunuz güç odaklarıyla pazarlık
yaptınız. Diyarbakırdaki mahkemeler, İstanbuldaki
mahkemeler size ait, bu davalar bitene kadar size ait. Portakal, orada kal!
Sizin göreviniz bu kadar ama bundan sonra yok. Biz kendi mahkemelerimizi
kuracağız. HSYKdaki güç dengesini değiştirdik. Bundan
sonra artık güç dengesi bizde. Türkçesi bu, bilmeyen mi var ve buna Özel
yetkili mahkemeyi değiştirdim. diyorsunuz. Utanmak lazım ya,
utanmak lazım, gerçekten utanmak lazım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Bakın,
2004te de bu şekilde gelmiştiniz, 2004te. Şimdi ne
yapacaksınız? Dokuz değil, yirmi dokuz yerde kendi partinizin
mahkemelerini kuracaksınız. Ya, bu mu ya, gerçekten bu mu, gerçekten
bu mu değerli arkadaşlar, gerçekten bu mu getirmek istediğiniz?
Teker teker maddeleri aynı ya! Ben buna emek verdim. 2004te
yazdığım basın açıklaması burada. Emek verdim,
bedel ödedim, bedel ödeyenler var, burada da bedel ödeyenler var. Burayı
katmıyorum. Ya, kendi bedelinize sahip çıkın ya! Böyle bir
şey olur mu? Kendinize sahip çıkın!
Bunu
niye getiriyorsunuz Sayın Bakan? Niye getiriyorsunuz? Niye getiriyorsunuz?
Bakın, ne söylediniz biliyor musunuz? Aynaya bakan hesap verir
BAŞKAN
Lütfen
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Önüne dön!
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Siz de aynaya bakacaksınız, aynaya
bakacaksınız siz de. Aynaya baktıracaklar size. Aynaya
bakacaksınız.
BAŞKAN
Sayın Tanrıkulu, lütfen
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Değerli arkadaşlar, biliyor
musunuz, dün bir gazetede şu vardı, söylüyorum size: Cücüğü
sonbaharda sayarlar. Size de cücüğü saydıracaklar, saydıracaklar
size cücüğü, saydıracaklar.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Düzgün konuş!
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bu halk sizden hesap soracak, hesabı
sizden soracak, hesabı sizden soracak. Dün, dün
yazılmıştı, yarın da yazacaklar ve soracaklar sizden.
Bu yasayı, 74üncü maddedeki bu değişikliği geri çekmeniz
lazım. Getirin, demokrasiye uygun bir düzenlemeyi getirin, beraber
yapalım, kaldıralım. Neden korkuyorsunuz? Neden korkuyorsunuz?
Kendi mahkemenizi kuracaksınız. Geldi çünkü size dokunacak, bunu
biliyorsunuz. Kendi mahkemenizi kuracaksınız. Özel yetkili
mahkemeleri Türkiye'ye yayıyorsunuz. Bunu herkes biliyor, herkes biliyor.
Değerli
arkadaşlar, bakın, yanlıştan dönebiliriz. Bunun zamanı
var, bunun fırsatı var. Yanlış yapıyorsunuz. Sizi,
adalet tarihi ve adalet vicdanı adına uyarıyorum,
uyarıyorum. Bedel ödemiş bir insan olarak uyarıyorum.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Ne bedeli ödedin sen? Sen neyin bedelini ödedin?
İHSAN
ŞENER (Ordu) Sen kimsin ya!
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bedel ödemişler adına sizi
uyarıyorum, sizi uyarıyorum. Uyarıyorum hepinizi, tamam mı?
Hepinizi uyarıyorum.
BAŞKAN
Lütfen
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Özel yetkili mahkemeleri yeniden bizim
önümüze getirmeyin, tamam mı? Yeniden getirmeyin.
Değerli
arkadaşlar, son olarak şunu söyleyeyim: Bir insan ne zaman ölür bilir
misiniz? Şair demiş: Bir insan ne zaman ölür? Elbet gülünün
solduğu akşam. Siz, şimdi, bu akşam adaleti
öldürüyorsunuz, toplumu çürütüyorsunuz, adaleti öldürüyorsunuz, bunun hesabını
vereceksiniz. Bunu böyle bilin.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Tanrıkulu
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama istiyorsunuz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tezcan, Sayın
Tanal, Sayın Dibek, Sayın Özkoç, Sayın Tanrıkulu,
Sayın Sarıbaş, Sayın Türeli, Sayın Erdoğdu,
Sayın Köktürk, Sayın Sarı, Sayın Yüceer, Sayın
Cihaner, Sayın Acar, Sayın Aydın, Sayın Öz, Sayın
Ören, Sayın Öztrak, Sayın Tamaylıgil.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
III - Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde oylamasından önce yoklama
istiyoruz Sayın Başkan. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tanal,
Sayın Dibek, Sayın Özkoç, Sayın Sarıbaş, Sayın
Türeli, Sayın Erdoğdu, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz,
Sayın Sarı, Sayın Yüceer, Sayın Cihaner, Sayın Acar,
Sayın Öz, Sayın Ören, Sayın Tamaylıgil, Sayın Öztrak,
Sayın Aydın, Sayın Moroğlu, Sayın Loğoğlu.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
72nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
73üncü
madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 73 üncü maddesinde
yer alan 2. maddesinin ibaresinden sonra gelen ibarelerin 2. fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Ayla
Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman Şanlıurfa
Nazmi
Gür Erol
Dora
Van Mardin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının
73. maddesinin 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 2. maddesinin 2. fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk
Uşak Mersin Zonguldak
Turgut
Dibek Ali
Serindağ
Kırklareli Gaziantep
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 73.
maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Faruk
Bal Muharrem
Varlı
İzmir Konya Adana
Alim
Işık Ali
Öz Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Mersin Kayseri
BAŞKAN
Sayın Komisyon, son okunan önergeye katılıyor musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yusuf Halaçoğlu, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri;
bu maddede sadece terör suçlusu sayılanlar kelimesi çıkarılıyor.
Aslında, bu madde yani 3713 sayılı Yasanın 2nci
maddesinin bu son fıkrasındaki bu tabirin çıkarılması
aslında doğrudan doğruya 5237 sayılı Kanunun 220nci
maddesinin altı ve yedinci fıkralarıyla örtüşmektedir ve
bundan dolayı bu maddenin bu kelimesinin
çıkarıldığını düşünüyoruz ve
dolayısıyla burada bu maddenin yer almasına hiçbir gerek yoktur.
Çünkü bu madde şöyle söylüyor: 1inci maddede belirlenen amaçlara
ulaşmak için meydana getirilmiş örgütlerin mensubu olup da, bu
amaçlar doğrultusunda diğerleri ile beraber veya tek başına
suç işleyen veya amaçlanan suçu işlemese dahi örgütlerin mensubu olan
kişi terör suçlusudur. Bu kısım duruyor, bu fıkra duruyor.
Ardından Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç
işleyenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensupları
gibi cezalandırılırlar. Burada terör suçlusu
sayılır kelimesi çıkarılıyor.
Aslında 84üncü maddeye baktığınızda zaten
Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi
ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte
üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza, yarısına kadar
indirilebilir. Aslında 84üncü maddeyle, bununla tenakuza düşmesin
diye suç örgütlerine, terör örgütlerine bir indirim ve af çıkarıyorsunuz.
Bu affın bir yerde diğeriyle çelişmemesi için böyle bir yola
başvurmuşsunuz.
Değerli milletvekilleri, aslında burada şunu özellikle
ifade etmek istiyorum: Şimdi, terör örgütüne üye olan kişiyi
nasıl tespit edeceksiniz? Yani daha önce olaylara katılmış
olup bundan dolayı terör örgütü mensubu olarak nitelendirdiğiniz
kişilerin dışında, diyelim ki ilk defa terör örgütü
adına suç işlemiş bir kişinin terör örgütüne üye
olmadığını nasıl belirleyebileceksiniz? Böyle bir
belirleme hakkınız veya yeteneğiniz yok çünkü bunlar bir dernek
değil ve niçin kuruldukları ve hangi gayeye hizmet ettikleri zaten
maddenin başında da belirlenmiş ve terörist dediğimiz
şey zaten kanunlara, yasalara aykırı hareket eden insan
demektir, devlete karşı çıkan insan demektir, silahla kendi
amaçlarına ulaşan insan demektir. Öyleyse, suç örgütü adına suç
işlemiş olan bir kişinin terör örgütü dışına
çıkarılmasını zaten nasıl belirleyeceksiniz,
nasıl kabul edebileceksiniz? Edemeyeceğiniz gibi, diğer taraftan da diğer 84üncü
maddeyle bunların affa dâhil olmasını sağlıyorsunuz ki
nitekim diğer bir fıkrada da üçte 1ine kadar bunun
indirilebileceğini söylüyorsunuz.
Burada
bir de şunu söylemek isterim. Aslında biraz önce milletvekilleri
tarafından şu söyleniyor. İstiklal mahkemeleriyle özel yetkili
mahkemeler eş değer tutuluyor. Hayır, öyle değil.
Aslında istiklal mahkemeleri bile özel yetkili mahkemelerden daha iyi.
Neden diyeceksiniz? Burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Böyle yapmanıza gerek yok. Tabii,
hareketinizi yapabilirsiniz.
Türkiye
Millet Meclisinin arşivine gidin. Orada istiklal mahkemelerinin bütün
zabıtları bulunmaktadır, tabelaları da bulunmaktadır.
Tabelada aynen şunu yazar: Türkiye Cumhuriyeti İstiklal Mahkemesi.
Altında da şu ibare vardır: Mücahedesinde yalnız Allahtan
korkar Yani Kararlarında yalnız Allahtan korkar. ifadesi
vardır. Şimdi, Allahtan korkan bir mahkemenin herhâlde belli bir
gene, kendisini sınırlama imkânı vardır ama Allahtan
korkmayanların yoktur. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Çünkü Allahtan korkmayanların aldıkları karar şöyle olur:
Akıl ve mantık dışında da olur.
Siz
700 bin kişilik silahlı kuvvetleri teslim ettiğiniz bir
Genelkurmay Başkanını terör örgütü mensubu olarak içeriye
atarsanız bunun Allahtan korkuyla hiçbir alakasının
olmadığını da görürsünüz. Zira onu oraya atayanlar
Başbakan ve Cumhurbaşkanının imzalarıyla
atanmıştır. Eğer bu kişi terör örgütü mensubuysa ve
bunu, bunlar bilmediyseler çok büyük bir gaftır ve derhâl istifa etmeleri
gerekir çünkü 700 bin kişilik bir gücü, böyle bir teröriste teslim
etmiş olmaktan dolayı ama teröristse, terörist değilse, buna
göre de yine suç işlemek adına onlar da suç işlemiş
olacaklarından onların da mahkemeye çıkmaları lazım.
Yani terörist olduğunu bile bile oraya getirenler de aynı suçu
işlemiş olurlar ve dolayısıyla da durum bu şekilde
ortaya çıkar.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Halaçoğlu, teşekkürler ederim.
SIRRI
SAKIK (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
SIRRI
SAKIK (Muş) Biraz önce istiklal mahkemeleriyle ilgili
konuşmayı ben yaptım ve atalarım da istiklal mahkemelerinde
katledildiler. Bu konuda açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Bir alakası var mı?
SIRRI
SAKIK (Muş) - Ne alakası var mı? İstiklal mahkemelerinin daha adil ve
adaletli olduğunu söyledi ve ben istiklal mahkemeleriyle devlet güvenlik
mahkemelerinin
BAŞKAN
Buyurun, tamam.
OKTAY
VURAL (İzmir) Yani Sayın Başkan, niye söz verdiniz siz?
BAŞKAN
Daha adil olduğunu söylemiş, bir açıklama
yapacakmış.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Sayın Başkan, istiklal mahkemesini bir
başkasının cümlesine göre mi değerlendireceğiz?
OKTAY
VURAL (İzmir) Böyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
10.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın, Kayseri Milletvekili Yusuf
Halaçoğlunun konuşması üzerine, istiklal mahkemeleri, devlet
güvenlik mahkemeleri ve özel mahkemelerin aynı olduğuna ilişkin
açıklaması
SIRRI
SAKIK (Muş) Yani söz verirken sizden onay alması gerekmiyor
Başkanın. Ben burada seslendirmiştim
OKTAY
VURAL (İzmir) Bizim de itiraz etmememizi gerektirmiyor herhâlde.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Biz de sana göre anlatmayacağız.
SIRRI
SAKIK (Devamla)
istiklal mahkemeleri neyse devlet güvenlik mahkemeleri de
aynıdır, özel yetkili mahkemeler de aynıdır. Allah korkusu
olan bir istiklal mahkemesi, Sasonda gelip, bir salonda -mahkeme
başkanı- oturanlara 1den 15inci sıraya kadar idam, 15ten
90a kadar on beş yıl, ondan sonra beraat. diyen bir
anlayışta Allah korkusu varsa ben Allah korkusunun ne olduğunu
bilmiyorum. Sonra, Seyit Rızayı hangi şartlarda
astıklarını bütün Türkiye biliyor. Hâlâ buna Allah korkusu
deyip ve istiklal mahkemelerinin ne kadar zulmettiğini bütün Türkiye
halkı biliyor. Allah istiklal mahkemelerinin de, devlet güvenlik
mahkemelerinin de, özel yetkili mahkemelerin de ve sizin yeni getirdiğiniz
mahkemelerin de belasını versin çünkü bu halka belanın
dışında bir şey getirmiyor.
OKTAY
VURAL (İzmir) Allah vatan hainlerinin de belasını versin.
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Allah bunlara muhatap olanların belasını
versin.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Kayseri) İstiklal mahkemelerinin bütün
zabıtları Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivinde bulunuyor.
Söyledikleri hiçbir şey doğru değil, orada o şekilde 15e
kadar idam diye bir kayıt da yoktur.
BAŞKAN
Söylediğiniz zapta geçti.
SIRRI
SAKIK (Muş) O zaman tarihi okuyun, kimler tarihin mağdurları
OKTAY
VURAL (İzmir) Uydurmasyon, uydurmasyon!
III - YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önergenin oylamasıyla ilgili yoklama istiyorsunuz.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tezcan, Sayın
Özkoç, Sayın Ağbaba, Sayın Dibek, Sayın Tanal, Sayın
Yılmaz, Sayın Köktürk, Sayın Türeli, Sayın
Sarıbaş, Sayın Sarı, Sayın Yüceer, Sayın Genç,
Sayın Cihaner, Sayın Özel, Sayın Ören, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Köprülü.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi,
aynı mahiyette diğer iki önerge var, onları okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının
73. maddesinin 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanununun 2. maddesinin 2. fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
Diğer önergenin
imza sahipleri:
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki önergelere katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Hükûmet?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Sayın Akat, buyurun efendim.
AYLA
AKAT (Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarının ilgili maddesiyle -73üncü maddesi-
ilgili vermiş olduğumuz önerge üzerine söz hakkı aldım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri bu tasarıyla TMKnın 2/2deki Terör örgütüne mensup
olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu
sayılır. kısmı kalacak ama örgüt mensupları gibi
cezalandırırlar kısmı çıkacak. Tabii, bu maddenin bir
de muadili var Türk Ceza Kanununda. Orada da Örgüte üye olmamakla birlikte
örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak
suçundan dolayı cezalandırılır. diye bir hüküm var.
Şimdi, işin özü burada esasında, örgüt üyesi gibi
cezalandırılmakta değil, örgüt üyesi sayılmakta yani siz,
örgütün bir parçası olmayacaksınız, hiyerarşik anlamda bir
bağınız olmayacak, organik anlamda bir bağınız
tespit edilmeyecek ama örgütün üyesi olacaksınız! Ki, Türk Ceza
Kanunundaki ile Terörle Mücadele arasındaki genel kavramı biz
şiddet olarak koyarsak eğer, bu durumda, bugün cezaevlerinde
bulunan binlerce BDP üyesi, yöneticisi, belediye başkanı, vekili,
çoğu bu madde kapsamında yargılanıyor, örgüt üyesi
olmamakla birlikte örgüt üyeliğinden yargılanıyor.
Bu
durumda BDP örgüt oluyor, BDPnin yöneticileri de örgüt üyesi oluyor çünkü bu
madde direkt bize uygulanıyor. Üyelerimize, yöneticilerimize, belediye
başkanlarımıza ve hatta vekillerimize. Birçoğumuzun
hakkında şu an Mecliste bekleyen fezlekeler Türk Ceza Kanununun
220ye 6ncı maddesinden düzenlenmiş durumda ve TMKda da bunun
muadili var. İşte şimdi burada Terör örgütü mensubu gibi
cezalandırılırlar. hükmünü kaldırıyoruz.
Bu
hüküm yani Terörle mücadele Kanununun 2/2 maddesi kökten
kaldırılmalı. Böyle bir hukuk garabetine bir an önce son
verilmeli. Bunun TCKdaki karşılığı olan 220ye
6ncı maddesi de hakeza yine aynı tasarının 104üncü
maddesinde bir paragraf açılarak bir an önce kaldırılmalı.
Aksi
hâlde ne oluyor değerli milletvekilleri? Defalarca bu kürsüden ifade
ettik, Türkiye birinci oluyor. Tabii, bu Türkiye'nin eğitimde,
sağlıkta, turizmde birinci olması değil, bilim, kültür,
teknolojide birinci olması değil, içinde en çok terörist
barındıran ülke olmaktaki birinciliği.
Eğer
bu maddeler var olursa Terörle Mücadele Kanununda ya da Türk Ceza Kanununda,
Türkiye'nin bundan sonra alacağı mesafe bugünkünden daha da kötü
olacak. Çünkü var olan özel yetkili ağır ceza mahkeme
sayısını da bu tasarıyla artırıyoruz. Eğer
yüzde 300lük bir artış olacaksa aynı şekilde demek ki bugün
bu maddeden yargılanan insanların sayısında da yüzde
300lük bir artış olacak. Açık ve net olan budur.
Peki,
biz bir tercih yapacak mıyız? Bir önce konuştuğum maddede
de ifade etmiştim, Türkiye'nin yapması gereken bir tek şey var:
Özgürlükler ve güvenlik algısı arasındaki tercihini
yapması. Eğer biz bu koşullarda tercihimizi sürekli güvenlikten
yana koyarsak başımıza gelecek olan budur. Bu maddeleri
çıkaran, bu hukuk garabeti maddeleri çıkaran bir ülke
olacağız, yine bu maddelerden yüzler değil, binler değil,
on binlerce insanı yargılayan bir ülke olacağız. Hakeza
burada, Türkiyede şu Parlamentonun üyesi olan
arkadaşlarımızın da bu maddelerden
yargılandığını düşünürsek, seçilmiş
milletvekili arkadaşlarımızın da bu maddelerden
yargılandığını düşünürsek durumun ne kadar vahim
olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırız
ama burada bir tercih söz konusu ve AKP bu tercihi yaptı. Ne zaman
yaptı? 12 Eylül referandumunda yaptı. Bu tercih neydi? Özgürlükler değil.
Biz bunu çok iyi tespit ettik, gereğini de yaptık, bundan sonra da
birlikte yaşamayı ve mücadele etmeyi bırakmaya
hazırız
Ve siz mücadele etmeyi bıraktınız, bu
yasalarla birlikte yaşamayı tercih ettiniz. Bu konularda dünyada
düşünce, ifade özgürlüğünü en çok sınırlandıran ülke
olmakta birinci olma noktasında bu gerçekle birlikte yaşamayı
tercih ettiniz ve bu tercihinizin sonuçlarını şimdi bu
tasarıya böyle ne idüğü belirsiz düzenlemeler koyarak gidermeye
çalışıyorsunuz.
Bir
insan örgüt üyesi değil ama onu örgüt üyesi sayacaksınız ama
örgüt üyesi gibi cezalandırmamakla da ona lütfetmiş
sayılacaksınız! Var mı böyle bir şey?
Cezalandırdınız da ne oldu? diye şimdi soralım.
Cezaevindeki doluluk oranı sizin döneminizde yüzde 200 arttı. Cezalandırdınız
da ne oldu? İnsanlar sokağa mı çıkmadı? İnsanlar
düşüncelerini mi ifade etmedi? Özgürlüklerden mi bahsetmedi? Eşit,
özgür yaşamı mı savunmadı? Daha fazla savundu ve sizin bunu
görebilmeniz için bir tek şeye bakmanız gerekiyor, o da cezaevlerine.
75inci maddede de bunu değerlendireceğiz.
Saygıyla
selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akat.
Diğer
önerge sahipleri adına Sayın Ali Rıza Öztürk. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Bakanımız benim konuşmamdan sonra
bir söz aldı. Ben aslında bu kes-yapıştır ya da
kopyala-yapıştır önergesi olarak adlandırılan,
Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri tarafından 74üncü madde
üzerinde verilen önergenin, Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251, 252 ya da
mevcut Terörle Mücadele Kanununun bazı maddelerindeki hükümlerin
aynısı olduğunu söylemiştim. Hatta, zahmete
katlanmayın diye, maddelerin nerede, ne olduğunu fıkrasına
varana kadar söylemiştim. Zahmet edersiniz, okursunuz, kimin gerçek
dışı beyanda bulunduğu açıkça ortaya çıkar.
Öyle
anlaşılıyor ki Adalet ve Kalkınma Partisinin yasa yapma
anlayışı ve tekniği, taşımacılıktan
ibaret yani mevcut hükümleri başka yere taşıma. Ya bir evinizi
yazlığa mı taşıyorsunuz ya da kışlığa
mı taşıyorsunuz? Bir evin içerisindeki eşyaları
başka yere taşıma gibi bir şey.
FEVAİ
ARSLAN (Düzce) Taşıma değil.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Sen fazla konuşma, dediğimi yap, bak
bakalım, doğru mu, değil mi! Noktasına kadar, virgülüne
kadar aynı mı, değil mi; bak! Yani siz hiç mi bir yasa yapma
tekniği bilmezsiniz ya! Hiç bilmiyorsanız öğrenin, sorun,
başkalarına sorun arkadaşlar. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sayın
Bakan, hiç olmazsa, bürokratların da bilmiyorsa, o zaman o
bürokratları da değiştir.
Arkadaşlar,
bakın, burada, Sayın Bekir Bozdağ: Bu özel yetkili mahkemeler,
normal bir hukuk devletinde olmaması gereken mahkemelerdir. dedi ve devam
etti, bu mahkemelerin ihtiyaçtan doğduğunu söyledi. Demek ki ihtiyaç
ortadan kalktığında yeniden düzenleneceğini söyledi. Öyle
anlaşılıyor ki bu mahkemelerin doğurduğu ihtiyaç
ortadan kalkmamış. Yani normal bir hukuk devletinde olmaması
gereken mahkemelere olan ihtiyaç devam ediyor çünkü Türkiye normal bir hukuk
devleti değilmiş demek ki, bunu anladık. Adalet ve Kalkınma
Partisi iktidarında Türkiye'nin normal bir hukuk devleti olduğuna
zaten inanmak saflıktır değerli arkadaşlarım.
Sayın
Başbakan, ATVde yaptığı konuşmada, bu özel yetkili
mahkemelerin, devlet güvenlik mahkemelerinin devamı olduğunu, onun
yerine ikame edildiğini söylüyordu. Biz bugüne kadar bunu söylüyorduk,
AKPliler diyordu ki: Bunlar ihtisas mahkemesi. Ya Başbakan diyor
DGMlerin yerine kuruldu bu mahkemeler. diye ve hatta, ileri gidiyor
Sayın Başbakan, bu mahkemelerin artık canavarlaştığını
söylüyor.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, yine burada, çok basit bir şekilde
söylemek istiyorum, Başbakan demiş ki: Tutuklu yargılamak
doğru bir yol değildir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
özel yetkili mahkemelere karşıymış, demiş ki çok
açık bir şekilde: Bu özel yetkili mahkemeler gözden geçirilsin.
Sayın Adalet Bakanı da gözden geçirmiş arkadaşlar,
oturmuş, hocalarla beraber bunu yazan hocaları da merak ediyorum, kim
olduğunu- gözden geçirmiş; tutmuş, CMK 250, 251, 252deki
şeyleri şöyle bir gözden geçirmiş, Hadi bunları
alalım buradan, Terörle Mücadele Kanununun içerisine
taşıyalım. demiş.
Değerli
arkadaşlarım, aslında bu özel yetkili mahkemeler, Sayın
Başbakanın da söylediği gibi, devlet güvenlik mahkemelerinin
ruhunu taşıyan mahkemelerdir. 250, 251, 252nci maddelerde devlet
güvenlik mahkemelerinin ruhu devam etmektedir. Devlet güvenlik mahkemelerinin
yaşattığı özel yetkili mahkemeler, devletin hukukunu esas
alan mahkemelerdir. Yani hem devlet güvenlik mahkemeleri hem de özel yetkili mahkemeler
bireyin, yurttaşın özgür hukuku yerine devletin hukukunu esas alan
mahkemelerdir. Şimdi yapılan düzenleme ile bu mahkemeler yine
devletin hukukunu esas almaya devam edecektir değerli
arkadaşlarım.
Şimdi burada
yapılan şey, CMK 252 incelendiğinde, sadece mahkemelerin
adının değiştiği bile söz konusu değildir. Hiç
olmazsa devlet güvenlikten özel yetkiliye atlarken adı
değişmişti. Burada aslında özel yetkilinin
değiştiğini anlamam için benim
Özel yetkili mahkemelerin
uyguladığı, Ceza Muhakemesi Usulünde tanınan özel yetkinin
ortadan kaldırılıp kaldırılmamasıdır. Siz
alıp onu buraya taşımışsınız yani evinizdeki
eşyaların bir kısmını öbür tarafa taşımışsınız.
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Adalet Komisyonu Başkanı
sevdiğim bir insandır. Bu yasa yapma tekniği kendi içine siniyor
mu? Yasa Yapma diye bir kitapçık da yayımlamış. Adalet ve
Kalkınma Partili hukukçu milletvekili arkadaşlarıma soruyorum:
Böyle bir yasa, böyle bir yasa tekniği doğru mudur? Bu getirilen
önerge gerçekten içinize siniyor mu değerli arkadaşlarım? Bunu
Sayın Sezgin Tanrıkulu söyledi: Bu, utanç belgesidir. dedi. Ben
söylüyorum arkadaşlar: Bir milyon kere utanç belgesi, hukuk adına
utanç belgesi. Siz ister utanırsınız ister utanmazsınız,
o sizin bileceğiniz bir iştir ama ben bir hukukçu olarak bu önergeden
-siyasi olarak söylemiyorum- hiçbir hukuk tekniği içermeyen, hiçbir yasaya
uygun olmayan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) -
bir maddeden bir maddeye atlayış şeklinde olan bu
önergeden bir hukukçu olarak utanıyorum.
Saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkürler Sayın Öztürk.
Aynı mahiyetteki
iki önergeyi oylarınıza sunacağım.
lll.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama
talebi vardır, yerine getiriyorum.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Tezcan, Sayın
Tanal, Sayın Dibek, Sayın Nazlıaka, Sayın Özkoç, Sayın
Ağbaba, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın Güven,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Öztrak, Sayın Oran, Sayın
Batum, Sayın Cihaner, Sayın Genç, Sayın Yüceer, Sayın
Değirmendereli, Sayın Öğüt.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk
Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki iki önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
lll.-Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, Sayın Öztürk, Sayın Tezcan, Sayın Özkoç, Sayın
Nazlıaka, Sayın Dibek, Sayın Tanal, Sayın Yılmaz,
Sayın Köktürk, Sayın Ağbaba, Sayın Yüceer, Sayın
Sarı, Sayın Özel, Sayın Genç, Sayın Acar, Sayın Güven,
Sayın Aydın, Sayın Batum, Sayın Aygün, Sayın Öz,
Sayın Öztrak.
Elektronik
cihazla yoklama yapacağız.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
73üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
74üncü
madde üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, 74üncü
maddedeki önergelerle ilgili olarak bir konuşma yapmak istiyorum, bir
açıklama yapacağım.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bizim de talebimiz var efendim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) 74üncü maddeye ilişkin olarak
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun önergesi İç Tüzük hükümleri
uyarınca görüşülemez efendim.
Birincisi:
Bu madde, bu önergenin içerdiği madde Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251
ve 252nci maddelerini Terörle Mücadele Kanununun ilgili maddesine, bir
maddesine taşımaktan ibarettir. Madde Ceza Muhakemesi Kanununun 250,
252nci maddeleriyle ilgilidir yani bu önergenin içeriği olan maddeler
Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 252nci maddeleriyle ilgilidir. Oysa
Komisyondan geçen metin doğrudan doğruya Terörle Mücadele Kanunuyla
ilgilidir.
Hepinizin
bildiği gibi, özel yetkili mahkemeler, 1961 Anayasasına 1973
yılında yapılan değişikliklerle Devlet Güvenlik
Mahkemesi adı altında girmiştir, üç yıllık bir
uygulamanın sonunda 1976 yılında
kaldırılmıştır, daha sonra 1983 yılında
tekrar yürürlüğe konulmuştur ve 2004 yılında Adalet ve
Kalkınma Partisinin ikinci Hükûmeti döneminde bir yasa
değişikliğiyle, isim değişikliğiyle özel yetkili
mahkemeler adı altında tekrar kurulmuştur. Bu mahkemenin özü
Devlet Güvenlik Mahkemesi olmasıdır, tek farkı içerisinde bir
askerî hâkimin olmamasıdır. Şu an yapılan da esasen Devlet
Güvenlik Mahkemesi anlayışının devam ettirilmesidir,
başka bir şey değildir. Sadece bir makyaj yapılıyor,
bir yerden bir yere taşınıyor bu madde.
Dolayısıyla
Ceza Muhakemesi Kanununun 250 ve 252nci maddelerinde bir düzenleme içeren bu
madde, Terörle Mücadele Kanunuyla ilgili olan bir madde içerisinde
görüşülemez; birincisi bu.
İkincisi:
İç Tüzükün 87nci maddesine göre, değişiklik önergeleri
gerekçeler dâhil 500 kelimeyi geçemez. Bu önerge 808 kelime,
bağlaçları düşerseniz yine 500ü geçiyor; İç Tüzükün
87nci maddesine de aykırıdır, görüşülmesi mümkün
değildir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim efendim, fikrinizi söylediniz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Size de vereceğim.
Buyurun
Sayın Aydın. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Hamzaçebinin iddiaları doğru
değildir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Efendim, müsaadenizle, itiraz edenler önce şey
yapsın da sonra siz cevaplandırırsınız yani.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Öncelikle şunu ifade edeyim, önergemizdeki kelime
sayısı 500e indirgenmiştir, parafınızla birlikte,
orada bir problem yoktur.
İkinci
husus, Adalet Komisyonundan geçen tasarı metninin 74üncü maddesine
baktığımızda, orada Terörle Mücadele Kanununun 10uncu
maddesini düzenleyen bir hüküm, orada değişiklik yapan bir madde,
bizim verdiğimiz önerge de tamamen Terörle Mücadele Kanununun 10uncu
maddesinde -başlığıyla birlikte- bir değişiklik
öngören bir hüküm. Dolayısıyla, ilintili, bağlantılı
ve tamamen aynı konuyu değiştiren bir önerge, önergemizde bir
problem yoktur, görüşmelerin devam etmesini arz ediyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Vural, buyurun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Benden önce Sayın Kaplan istedi.
BAŞKAN
Pardon, Sayın Kaplan, buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, İç Tüzük 87nci
maddeye göre, görüşülmekte olan tasarı veya teklifin
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, mikrofon
kullanılabilir mi lütfen.
HASİP
KAPLAN (Şırnak)
konusu olmayan sair kanunlarda ek ve
değişiklik getiren yeni bir kanun teklifi işleme konulamaz, yeni
madde ihdası şeklinde getiriliyorsa onun usulü farklıdır.
Şimdi,
burada gerçekten şuna dikkat etmek gerekiyor: Burada Terörle Mücadele
Kanununun 10uncu maddesi, dikkat edildiği zaman bir yargılama
usulünü getiriyor.
Terörle
Mücadele Kanunu 1991 yılında çıkarılmış bir
kanun, daha sonra Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu çıkarıldı,
2004, 2005, bu tarihlerde yine AK PARTİ İktidarı vardı,
sonra 10uncu madde 2006 yılında değiştirildi. Yani 2006
yılında değiştirildi. 2006 yılında
değişiklik yapıldıktan sonra, burada şuna dikkatinizi
çekmek istiyorum Sayın Başkanım, 10uncu maddenin son şekli
itibarıyla şöyle net bir durum var: Bu Kanun kapsamına giren suçlarla
ilgili olarak, Ceza Muhakemesi Kanununun 250 ilâ 252 nci maddelerinde hüküm
bulunmayan hususlarda diğer hükümleri uygulanır. Ancak; deyip,
birkaç fıkra var; soruşturmanın tehlikeye düşme hâli,
şüphe ve gözaltı süresi, müdafiin hukuku yani savunma hakkı,
savunmanın görüşmesi ve evrakın içeriğinin incelenmesi. Bu
üç dört konu son derece önemli ama her birisi farklı bir temel kanunu
ilgilendiriyor. Birisi Ceza Muhakemeleri Kanunu 250, 251, 252yi
ilgilendiriyor. Bu konuda bir önerge, değişiklik önergesi olduğu
için, bizim de CMKnın 250, 251, 252nci maddesinin
kaldırılmasıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun
teklifimiz var, Komisyona da intikal ettirilmedi. Bir: Usul
açısından, İç Tüzük açısından, bu kanun teklifimiz
muvacehesinde bir önerge olduğu için, bu teklifimizin gelip Komisyonda
tekrar görüşülmesi gereken bir durum yarattı.
İkinci
husus, özellikle yine AK PARTİ hükûmetlerinin yapmış olduğu
bir düzenlemeyle ilgilidir. Doğru bir düzenlemedir fakat
uygulanmıyor, uygulamada hayat bulmuyor, hiçbir mahkeme uygulamıyor;
Anayasanın 90ıncı maddesi. AK PARTİ hükûmetlerinin on
yıllık iktidarı döneminde yaptığı en doğru
şey budur ancak hiç uygulanmayan da Anayasanın 90ıncı maddesidir.
Nedir? Meclisin kabul ettiği usulüne uygun uluslararası
sözleşmeler iç hukukta kanunların üzerindedir yani Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi bunun üzerindedir, Medeni ve Siyasi Haklar
Sözleşmesi bunun üzerindedir. Yani bu yasanın içine CMK
değişikliği getirip koyduğunuz, monte ettiğiniz zaman
silahların eşitliği denen evrensel bir ilkeyi ihlal edersiniz;
iddia ve savunmanın silahlarının eşitliği. Yani
savcı soruşturmaya başladıktan sonra avukata süre
verilmeyecek. Burada bu, sınırlama getiren bir madde var; yani
savunma hakkının sınırlanması. Oysaki Anayasa
36ncı maddede adil yargılanma hakkı düzenlenmiş. Orada da
sözleşmeye atıf yapıyor, Anayasa 90 da bunu emrediyor.
Şimdi,
buradaki değişikliğe baktığımız zaman,
sadece bu değil Sayın Başkanım, TCK hükümlerini de içeren
bir yargılama kapsamı olayı var ve en önemlisi, gerekçeyi
okuduğunuz zaman şöyle diyor, gerekçede şöyle diyor: CMK 250,
251, 252 kaldırılmıştır. diyor. Oysaki önergede bu
kaldırılmıyor, yok bunun içinde. Yani gerekçeyle önerge
çelişkili, birbirini tutmayan
Önergede 250, 251, 252nin
kalktığı belli değil. Bunun birisi özel yetkili mahkemedir,
diğerleri de yargılama usullerini içeriyor. Eğer siz
bunları kaldırdığınızı kanun hükmünde,
Meclis iradesiyle çıkarmazsanız, burada çok tehlikeli bir yasama sürecine
girersiniz. Yasama, Meclis, kanun yapma yerine, kanunla mahkemelerin
çalışmasını tanzim etme yerine, yetkisini hükûmete,
yürütmeye devreder. O da nedir? Bakanlığa ve Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kuruluna devreder. Hiçbir Meclis, hiçbir yasama iradesi
kendi yetkisini bu şekilde yürütmeye devretmez.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu da tehlikeli bir konu.
Şimdi,
buradan baktığımız zaman Sayın Başkan
(AK
PARTİ sıralarından Ooo sesleri)
BAŞKAN
Efendim, rica edeyim
Yani sonuç
Sonuç, sonuç
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Şimdi, Sayın Başkan, bir, CMK
yönünden; iki, TCK yönünden; üç, görev yönünden burada 10 tane madde
ihdası var. Her birisinin ayrı ayrı madde ihdası olarak
teknik bir düzenleme içine alınması gerekiyor. Bir önergenin içinde
toplu torba önerge olmaz; çünkü farklı hükümler, farklı uygulamalar,
infaz usul ve kararlar var. Bu nedenle bu önerge işleme konamaz.
Anayasaya aykırı, farklı maddeler içeriyor. Hükûmet şunu
yapabilir; ben yine kestirme bir yol önereyim: Önce, bu maddeye, 74e göre bir
önerge versin Özel yetkili mahkemeleri kaldırıyoruz. diye
Sayın Başkanım; hep beraber evet diyelim buna. Ha, ondan
sonra, kafasındakini getirsin, farklı maddeler olarak, yeni madde
ihdası olarak getirsin Komisyona. Komisyonda çoğunluğu var, gücü
var, sayısı var; hiç kimse de buradan ayrılma niyetinde
değil. Doğru dürüst bir işlem yapılmış olur,
hukuk tekniği açısından doğru olur. Bir yanlış
bir yanlışla düzeltilmez Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Çok tehlikeli bir durum söz konusu.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, çok teşekkür ediyorum.
Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet, Sayın Başkan, tabii,
görüştüğümüz kanun yani bu değişiklikle ilgili
görüşlerimizi elbette ifade edeceğiz ama bir temel kanunu
görüşüyoruz. Bu temel kanun neden oldu? İç Tüzük 91e göre,
Düzenlediği alan yönünden bütünlüğünün ve maddeler arasındaki
bağlantıların korunması zorunluluğunun
bulunması
Dolayısıyla bu önerge, böyle bir zorunlulukla
getirilen bir önerge değil. Olmadığı için de bence bu
önergeyle birlikte, Komisyonun bu önergeyi alıp değerlendirdikten
sonra Genel Kurula indirmesi daha uygun olacak gibi geliyor. Yani, bu
zorunluluğu temin etmiyor. Tabii, muhtevayla ilgili söyleyeceklerimiz var.
Gerçekten burada, yani 250, 251 kaldırılmış gibi
gösteriliyor ama kaldırılmamış olanın olduğu da
açık olduğuna göre, bunu getiriyoruz. Burada bir çelişki
doğabilir, boşluk doğabilir. O bakımdan, bunu, acaba
Komisyon -bilemiyorum- bu önergeyi ya da maddeyi alıp değerlendirdikten
sonra Genel Kurula sunsa daha uygun olmaz mı? Yani Komisyonda bir
değerlendirme olsun. Takdir edersiniz ki önemli bir düzenlemedir. Komisyon
maddeyi çeksin, görüşsün; bu arada diğer maddeleri görüşürüz,
Komisyon bu değerlendirmeleri yapar ve böylelikle çözümlemiş oluruz
diye
Bu şekilde daha iyi olabilir.
Bir
de Sayın Başkan, çok kapsamlı bir değişiklik. Yani,
gerçekten, Sayın Arınç şunu söylemişti: Gece
yarısı, önergelerle bunları getirecek değiliz. diye
ifadelerde bulunmuştu. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konudaki
görüşlerimizi daha önce ifade ettik ama böyle bir yasama yöntemiyle
getirilmiş olması konusundaki itirazlarımızı tekraren
ifade ediyorum. Daha sağlıklı belki bir değerlendirme
yapabiliriz. Sadece bir önergeyle, böylesine önemli bir konunun, çok
çeşitli polemiklere, tartışmalara yol açacak bir konunun bu
şekilde bir önergeyle ele alınması olayın ciddiyetiyle ve
önemiyle mütenasip değil. Çok önemli bir değişiklik bu takdir
edersiniz ki, bir tartışma. O zaman yapılması gereken, bu
tartışmanın ağırlığına ithafen sadece
bunu bir önergeyle sınırlandırmamak. Madde görüşmesi olarak
ele alması daha uygun olur diye düşünüyorum. Komisyon çeker ve
bununla ilgili değerlendirme yaparsa belki diğer maddelere de
geçeriz, o arada Komisyonun
Yani bu gece de toplanabilir, devam edebilir.
Benim söyleyeceğim bunlar
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, aslında bu maddeyi Komisyon geri alsın. Böyle
karmakarışık madde olur mu? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Bir saniye
Bir saniye efendim
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkan, meram ifade edilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, maddeyi Komisyon alsın, yeniden düzenlesin.
BAŞKAN
Arkadaşlar, bir dakika
Ahmet Bey, buyurun.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkanım, grup başkan vekili
arkadaşlarım meramlarını ifade etmiştir, biz de
şunu ifade ettik
KAMER GENÇ (Tunceli)
Böyle bir madde olur mu ya!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Öncelikle önergedeki kelime sayısı gerekçede
beş yüze indirgenmiştir, birisi bu. İkincisi
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) E, konuştu, şimdi ikincisini de konuşuyor Sayın
Başkan. Buraya vermiyorsun, oraya niye veriyorsun?
BAŞKAN
Anlayamıyorum ki. Bir saniye susar mısınız,
işitemiyorum.
Buyurun.
AHMET AYDIN
(Adıyaman) İkincisi de Sayın Başkanım
İkincisi
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Konuştu ama, konuştu tabii. Niye veriyorsun
ikinci kez, konuştu!
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Ya, niye bağırıyorsun? Arkadaşlar,
bir saniye ya
Biz sizi dinledik, bakın, yarım saattir
konuşuyorsunuz.
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yani Akif Beyden sonra o konuştu, aynı konuyu
anlatıyor. Niye veriyorsunuz o zaman?
BAŞKAN Peki,
Beyefendi, siz niye bağırıyorsunuz?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ya, Sayın Başkan, Akif Beyden sonra
Arkadaş konuştu. Konuştu ama, Arkadaş konuştu.
BAŞKAN Gerekirse,
Hamzaçebi tekrar konuşmak isterse ona da söz veririz. Siz sakin olun
efendim.
Evet,
Ahmet Bey, buyurun.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım, ikinci husus:
Bakın, Adalet Komisyonundan geçen tasarı metninin 74üncü maddesi
şunu diyor: 3713 sayılı Kanunun 10uncu maddesini düzenleyen
bir hüküm. Bizim getirdiğimiz önerge de tam da aynı maddeyle
alakalı, 3713 sayılı Kanunun 10uncu maddesini
değiştiren bir önerge. Dolayısıyla, teknik açıdan da,
hukuki açıdan da bir problem yoktur, görüşmelerin
kaldığı yerden bir an önce devam etmesini arzu ediyoruz.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bu önerge
beş yüz kelimeden fazla efendim.
BAŞKAN
Efendim, çektiler geri ve şu anda beş yüz kelimeden fazla
değil.
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeyi mi geri çektiler?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bir saniye
Ne zaman çekildi
efendim?
OKTAY
VURAL (İzmir) Önerge mi çekildi efendim?
BAŞKAN
İşte burada efendim, gelirseniz görürsünüz.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, ne zaman çekildi?
KÂTİP
ÜYE MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) Önerge çekilmedi, beş yüze
indirgendi.
OKTAY
VURAL (İzmir) Önerge geri çekildiyse
BAŞKAN
Beş yüz kelimeye indirildi önergenin gerekçesi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ne zaman
indirildi? Bize ulaşmadı bu.
BAŞKAN
Bana da ulaşmadı ama burada indirilmiş. Ne zaman indirildi?
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Başkan
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, böyle bir
görüşme yapabilir miyiz? Böyle bir görüşme yapabilir miyiz efendim?
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Başkan
Sayın
Başkan
BAŞKAN
Tekrar dağıtılsın efendim, tamam.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, efendim, bir
saniye
Sayın Başkan, bunu kabul etmemiz mümkün değil.
BAŞKAN
Beş yüze indirildi.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Başkan, paragraflardaki imza
benim imzamdır.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, bana söz
verir misiniz efendim,sözümü bitirmedim.
BAŞKAN
Siz konuştunuz efendim, bir dakika müsaade buyurun.
Sayın
Bahçekapılı, buyurun.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) AK PARTİnin değişiklik
önergesindeki kelime sayısını kısaltan ve bunu
kısaltmaya da paraf atan, imza atan kişi benim ve bu olayı yarım
saat önce yaptım.
Bilginize
sunarım.
BAŞKAN
Dağıtılsın efendim şimdi. Beş yüze indirildi,
orada sorun yok Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, izin verir
misiniz, konuşmak istiyorum. Benim konuşmamı kesip
BAŞKAN
Efendim, konuşacaksınız. Bir saniye efendim, bir saniye!
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ne bağırıyorsun ya!
BAŞKAN
Söz vereceğim. dedim Sayın Hamzaçebi, bir saniye...
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Niye bağırıyorsun? Neden
bağırıyorsun? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sen niye bağırıyorsun?
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Bağırırım! Niye
bağırıyorsun buraya? Senin maraban mıyız biz
bağırıyorsun ya! (AK PARTİ sıralarından Otur
yerine! sesleri, gürültüler)
Kapanma Saati: 21.42
ALTINCI
OTURUM
Açılma Saati: 22.04
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
yerinde.
Hükûmet
yerinde.
74üncü
madde üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri
tarafından verilen önergenin İç Tüzük hükümleri çerçevesinde işleme
alınması üzerine yapılan itirazlara karşı usul
tartışması açıyorum.
Sırasıyla
iki lehte, iki aleyhte söz vereceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, her gruptan birer kişi
görüşlerini ifade etsin. Ben aleyhte konuşacağım.
BAŞKAN
Her gruptan birer kişiye söz veriyorum. Tutumum lehinde Sayın
Aydın, aleyhinde Sayın Hamzaçebi, Sayın Vural, Sayın
Kaplan.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, öyle bir madde getirmişler ki
burada, diyor ki yani 3üncü maddenin (b) fıkrasında,
sıfatı ne olursa olsun savcılık araştırması
şey eder. Buna göre, milletvekillerini, Hükûmeti, bakanı bunlar,
savcılar soruşturabilir efendim. Yani bu önergeyi yazan
arkadaşların okuma yazması varsa, açın, okuyun, siz de
okuyun efendim. Bakın, diyor ki: (b) bendinde sayılan
sınırlı sayıdaki suçlar nedeniyle soruşturma ve
kovuşturma yapılması şüpheli veya sanığın
görev veya sıfatı ne olursa olsun izne tabi değildir.
BAŞKAN
Sayın Genç, usul tartışması açtık. Müsaade ederseniz
tartışmayı başlatayım efendim.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Efendim, usul tartışması ama yani burada
bazı şeyleri gizlemişler. Fethullah Gülen bunlara talimat
vermiş, Bunları böyle getirin. demiş.
BAŞKAN
Tamam efendim.
Sayın
Aydın, buyurun efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
X.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- 74üncü madde üzerinde Adalet ve
Kalkınma Partisine mensup milletvekilleri tarafından verilen
önergenin İç Tüzük hükümleri çerçevesinde işleme
alınamayacağı hususunda Başkanın tutumu hakkında
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tabii,
aslında kaç gündür bir hayli önergeler var, o önergelerin hepsini de
burada bir şekilde görüşüp oyluyoruz ancak iş bu önergeye
geldiği zaman da maalesef hukuka aykırı bir şekilde, haksız
bir şekilde bu önergenin görüşülmemesi yolunda arkadaşlar
görüş beyan ettiler.
Sayın
Başkanım, ben tutumunuzun lehinde söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, tabii, burada değişiklik önergeleriyle alakalı olarak
beş yüz kelimeyi aştığı yolunda bir iddia vardı.
Tabii, biz, vermiş olduğumuz önergeyi, daha görüşmeye
başlamadan evvel grup başkan vekili arkadaşımızın
parafıyla birlikte onu beş yüz kelimeye de indirgemiştik.
Şimdi,
değişiklik önergelerini belirleyen İç Tüzükün 87nci maddesine
baktığımızda orada aynen şöyle ifade ediliyor:
Değişiklik önergeleri gerekçeli olarak verilir. Değişiklik
önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise, önerge sahibi
önergesine beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır.
Yani bin kelime dahi olabilir ama biz beş yüz kelimeyi geçmeyecek
şekilde bir özet ekledikten sonra hiçbir problem yok, hiçbir mahzur yok.
Daha önce de bugüne kadar da hep bu teamülde uygulandı, İç Tüzük de
bunu emrediyor.
İkinci
bir husus: Yine değerli grup başkan vekili
arkadaşlarımız burada önergedeki hususla,
karşımıza, Genel Kurulda görüştüğümüz tasarıdaki
maddeyle alakalı bir ilintinin olmadığını söylediler.
Dolayısıyla Böyle bir önerge verilemez. dendi. Bu da tamamen
yanlış çünkü görüşmekte olduğumuz tasarının
74üncü maddesine baktığımızda orada ifade aynen şu:
3713 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(ç) ve (d) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. Yani madde 74 tamamen Terörle Mücadele
Kanununun 10uncu maddesini tanzim eden, değiştiren bir madde.
Verdiğimiz
değişiklik önergesi neyi ihtiva ediyor? Verdiğimiz
değişiklik önergesine de baktığımızda
değerli arkadaşlar, burada 3713 sayılı yani Terörle
Mücadele Kanununun 10uncu maddesi başlığıyla birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Yani
tasarı metni, Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesi, verdiğimiz
önergenin kendisi bizatihi 10uncu maddeyi zaten değiştiren bir
önerge. Siz, böyle bir önergeyi kabul etmedikten sonra başka hangi önerge
kabul edilir, başka hangi önergeyi burada görüşebiliriz?
Değerli
arkadaşlar, yine aynı şekilde
Tabii, gerekçe farklı
şekilde yazılabilir, gerekçesi yazılabilir, çizilebilir ama
önerge geçerli, hukuki bir önergedir. Teknik ve hukuki açıdan hiçbir
sakıncası yoktur. Kaldı ki, yine tasarının geçici
2nci maddesine ilişkin bir fıkra ilave eden bir önergemiz daha var,
o da var. Orada da yine 250, 251in kaldırılmasına dair maddeler
var.
Ben,
Başkanın tutumunun lehinde olduğumu ifade ediyorum ve
dolayısıyla da -bir haylice görüşmeler uzadı- bir an önce
görüşmelerin kaldığı yerden devam etmesini talep ediyor,
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Aleyhte,
Sayın Hamzaçebi.
Buyurun
efendim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri
Sayın
Başkan, öncelikle içeride bu konuşma süresinin beş dakika
olması yönünde bir talepte bulunmuştum ama siz cevap vermediniz. Ben
de beş dakikalık talebi kabul ettiniz diye aldım ama siz, yine
üç dakika olarak verdiniz.
BAŞKAN
İsterseniz beşe de çıkarabiliriz efendim, sorun değil.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Tabii ki benden önceki konuşmacı
üç dakika konuştuğu için ben de üç dakika konuşacağım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Yani konuşmalarımız
samimiyet içerisinde olmalı, sözlerimizde durmalıyız efendim.
Değerli
milletvekilleri, burada yapılan çok önemli bir değişikliktir,
çok önemli bir sistem değişikliğidir. Devlet güvenlik
mahkemeleri 1973 yılında kuruldu, 1976 yılında
kaldırıldı, 12 Eylül rejiminden sonra tekrar 1983 yılı
Haziran ayında kuruldu; 2004 yılında sizin hükûmetlerinizden
birisinin yönetim döneminde ismi değiştirilerek, özel yetkili
mahkemeye dönüştürülerek tekrar kuruldu. 2004teki
değişikliğin amacı sizin bu mahkemelere hâkim olma
düşüncesiydi. Askerî hâkimi çıkarıp özel yetkili mahkemeye
dönüştürmenizin amacı bu mahkemeleri kontrolünüze almaktı. Ama
geçen zaman içerisinde, sanıyorum, bu kontrol sizde olmadı,
olamadı, her neyse, bilemiyorum; siz, şimdi, kendi mahkemelerinizi,
kendi hâkimlerinizi, kendi savcılarınızı atamak istiyorsunuz.
Özgürlük hâkimi, özgürlük savcısı adı altında
yaptığınız sizin kendi yargı sisteminizi
oluşturmaktır, başka bir şey değildir. Bizim de
karşı çıktığımız budur. Bu kadar önemli bir
düzenlemeyi, sistemi altüst edecek bir düzenlemeyi, siz getirip bugüne kadar,
şu saate kadar saklıyorsunuz; önergeyi bizlerle
paylaşmıyorsunuz, kamuoyuyla paylaşmıyorsunuz. Son
dakikada, işte, bir iki saat önce bizlere dağıtıyorsunuz,
Bunu yapacağız. diyorsunuz.
Demokrasi
bu mudur? Bu mudur saydamlık? Bu mudur muhalefete söz hakkı vermek?
Hani özel yetkili mahkemeler kalkıyordu? Aranızda Bu mahkemeler
işlevini tamamlamıştır. diyen kişiler oldu.
Sayın Adalet Bakanı çıkıp orada diyor ki: Hayır, biz
kamuoyuna doğruyu söyledik. Hayır, Sayın Bakan, tek tek o
cümleleri çıkarırım. Bir grup başkan vekiliniz Bu
mahkemeler işlevini tamamlamıştır. dedi. Bir sayın
bakan Bu mahkemeler demokrasilerde olmaz. dedi. Aynı mahkemeleri,
aynı anlayışı siz Terörle Mücadele Kanununun içine getirip
koyuyorsanız vatandaşa, millete doğruyu söyledim diyebilir
misiniz? Doğruyu söylemediniz.
Değerli arkadaşlar, bu maddeye sonuna kadar karşı
çıkacağız. Bakın, gelin bu maddeyi buradan
çıkaralım, yeni yasama dönemine bırakalım. Bu maddeyi
getirmeyin. Komisyona çekip bunu yasalaştırmayın.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Hamzaçebi.
Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aslında uzunca bir süredir Türk kamuoyunda
tartışılan bir konu. Gerçekten adalet mülkün temelidir gibi son
derece önemli bir konuyu bir önerge münasebetiyle beş dakikalık bir
sınırla
Ki, bunda bir temel kanun olduğu için madde
görüşmesi dahi yapamıyoruz. Yani böylesine hepimizin
hakkını hukukunu ilgilendiren ve Türkiye için önemli bir konunun
böyle bir gecekondu yasa faaliyeti doğrultusunda
yapılmasını Milliyetçi Hareket Partisi olarak
eleştiriyoruz. Bu doğru bir şey değil.
Önergenin beş yüz kelimeden fazla olması, diğerleri
Elbette gerekçesi beş yüz kelimeden aşağı olup okunabilir,
bütün bunlar düzeltilebilir konulardır, bunları
tartışmamıza gerek yok ama bir adalet konusunu
tartışıyoruz. Yani bir saatlik adaletin ne kadar önemli
olduğunu ifade eden bir manevi görüşe sahip olanlar olarak diyorum
ki: Böyle bir konuyu sadece kapalı kapılar ardında
yapılmış bir önerge münasebetiyle buraya getirip parmaklarla
onaylamak acaba bizi doğru noktaya götürür mü, götürmez mi? O
bakımdan, bizim bunu düşünmemiz lazım. Burada
yapacağımız bir yanlışın kimlerin hayatına
mal olacağını, kimlerin adalet duygusunu yok edeceğini
düşünerek sağlıklı bir yasama faaliyeti olarak
gerçekleştirilmesi uygun olacaktır diye ifade ettim.
Yani
gerçekten Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde değil arkadaşlar,
yarın çalışacağız, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak buradayız. Öbür gün de çalışacağız, daha
sonraki gün de çalışacağız. Bu durumda belki de
yapılması gereken husus, Sayın Komisyonun bu maddeyi geri
çekmesi. Bununla ilgili düzenlemeyi, Komisyonda, Bakanlık ve ilgililerin
de çağırıldığı, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulundan alınan görüşler istikametinde sağlıklı bir
değerlendirme yaptıktan sonra
Bundan sonraki maddeleri
görüşelim, yürütme kısmı kalsın, yarıda
kalmış olan kalır, ondan sonra yarın öbür gün -diğer
kanunları görüşürüz- o kanunlar görüşüldükten sonra bitiririz,
sonra buna döneriz. Eğer aramızda bir sulh olacaksa, bir doğru
noktada bir katkı olacaksa bunu temin etmiş oluruz. Birçok insan
bakıyor buna ya. Herkes merak ediyor ne olacak, ne bitecek, var
mıdır, yok mudur. Biraz önce bir milletvekilinin, sıfatı ne
olursa olsun, acaba Yüce Divanda yargılanacaklar için bir istisna
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY
VURAL (Devamla)
getirilmiş olmakla birlikte acaba milletvekilleri bir
sıkıntıya girer mi, girmez mi diye birtakım endişeleri
de var. O bakımdan, böyle bir yöntemi benimsesek daha
sağlıklı bir kanun çıkartırız, daha iyi hizmet
ederiz, biz de katkı sağlarız, Hükûmetin de bu konuda görüş
ve düşüncelerini
Sayın Bakan diyor ki: Benim konuşma
hakkım yok. Değerli arkadaşlar, ben üç dakika içerisinde
bunları söyleyebildim. Böylesine önemli bir konuda Sayın Bakanın
konuşma yapamaması, izahat verememesi, bundan muzdarip olması
bile, bizim düşünmemiz gereken, bununla ilgili özel bir ortamın
hazırlanmasında fayda olduğunu mülahaza ediyoruz,
düşünüyoruz.
Görüşlerimizi
bu istikamette yüce Genel Kurula ve Sayın Başkan size arz ediyorum.
Önemli bir konu. Yani elimizi vicdanımıza koyalım. Hiçbiriniz bir kimseye
adaletsizlik yapılmasını istemezsiniz, zannetmiyorum. Böyle bir
kastın da olmaması lazım. Buna ilişkin, sizlere
yöneltebileceğimiz birtakım eleştirileri de engellemiş
olursunuz. Elinizde böyle bir fırsat var. Yani bir mahkemenin AKP
mahkemesi gibi nitelendirilmiş olması sizi de rahatsız etmeli.
Sayın
Başkanım, kusura bakmayın, üç dakikada ancak bunları ifade
edebiliyorum ama konuşacak çok şey var. Keşke bütün bunları
bütün milletvekilleri Komisyonda değerlendirse, anlatsa,
sağlıklı bir neticeye gitsek daha iyi olur diye düşünüyoruz
ama takdir tabii yüce Genel Kurulun. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler.
Sayın
Kaplan, buyurun.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle hepinizin huzurunda Sayın Başbakanı,
Hükûmeti, ilgili bakanları Türkiye halkına, 75 milyon insana
verdikleri sözü tutmaya davet ediyorum. Özel yetkili mahkemeleri
kaldıracağız. sözünü verdiniz. Bu sözü tutmaya davet ediyoruz.
Eğer bu sözünüzde duruyorsanız adını açık koyun,
getirdiğiniz önergeye CMK 250-251-252
kaldırılmıştır. deyin. Eğer bunu
yapacaksanız Meclisteki bütün partileri de dikkate alın. Bakın,
bizim kanun teklifimiz var bunun kaldırılmasıyla ilgili. Biz
kanun teklifi veriyoruz muhalefetiz- Komisyona indirilmiyor, Komisyonda
görüştürülmüyor, Komisyonda görüşümüz alınmıyor; burada bir
önergeyle baypas ediliyor. Böyle şey olur mu arkadaşlar? Yasama, İç
Tüzük, hukuk bu mudur? Değil.
Burada
bir yanlış daha yapıyorsunuz. Sayın Kamer Genç burada bir
şeye dikkat çekti, bunu iyi düşünün. Robespierre de bir kanun
çıkarmıştı ama Robespierrein kellesi o giyotin kanununda
gitti biliyor musunuz? Buraya koymuşsunuz bir madde ve diyorsunuz ki:
Türk Ceza Kanunu şu, şu, şu maddelerinde görevlerinde olsalar,
olmasalar bile savcılar doğrudan doğruya soruşturma
açabilir. Yani Milletvekilini alabilir, bakanı alabilir,
Genelkurmay Başkanını alabilir,
herkesi alabilir yalnız MİTi alamaz, yalnız MİTi
alamaz.
OKTAY
VURAL (İzmir) Bir de Başbakanın görevlendirdiklerini.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bakın, bu, çok tehlikeli bir şeydir.
Başbakan, Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandı, mahkûm oldu.
12 Eylül darbesi sıkıyönetiminden geçmeyen partili yoktur, parti
yoktur. Hepimiz bunu yaşadık, bu acıları. Hâlâ bunun
üzerine Biz bunu düzeltelim. derken bu ülkede hukuku, demokrasiyi, adil
yargılanmayı savunma hakkını, savunma hukukunu, adaleti,
adalet ismini taşıyan bir partinin çok görmesini
yadırgıyorum. Siz kimi
Yani devleti koruma güdüsünü
bırakın, milleti koruyun, bireyi koruyun, vatandaşı
koruyun, hakkı koruyun.
Sayın
İyimaya bir şey söyledi: Bu mahkemeler kendilerini Allah gibi
görüyor. Aynen öyle, ben de katılıyorum, bu mahkemeler kendilerini
Allahın da üstünde görüyorlar, o zaman, bunları hizaya geçirmek
lazım, bu mahkemeleri hizaya çekmek lazım. Bu mahkemelerin bu
Meclisin iradesinin üstünde olmaması lazım. Vatandaşın
karşısında zalim duran mahkemeleri, her gün, kapısı
kapalı, özel timlerce evleri basılmış, çoluk çocuğunun
gözü önünde düşüncesini açıkladı diye, terörist diye
insanların evinden alınıp zorbaca içeride tutulduğu
-yıllarca- mahkeme süreçlerini artık kapatmak lazım. Çok ciddi
bir yanlış, katılıyoruz. Önergeyi geri alsınlar,
Komisyonda tartışalım, gereğini yapalım, sizler de
sözünüzde durmuş olun biz de bir katkı sunalım diyorum.
Saygılarımla.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Biz sözümüzde duruyoruz.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim
BAŞKAN
Sayın İyimaya söz istiyorlar, bir dakika efendim.
Buyurun.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Değerli
Başkanım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bir
defa, ben, kendimle ilgili basında yer alan haberler konusunda beyanda
bulunmamayı -mecbur kalmadıkça- tercih eden bir arkadaşım
ve kürsüleri de kendim için katiyen kullanmam. Bilimsel incelemelerimde,
Türkiyede özgürlük gelişmesini durduran temel dinamiklerden birisini,
yargının asıl görevi olan özgürleştirme faaliyetini,
kararlar verirken özgürlüğü esas almamasını sebep olarak ileri
sürdüm ve buna bilimde yargısal aktivizm, vesayetten daha ağır
hâkimler iktidarı anlamında eleştirilerim oldu. Ama ben inanç
ve değerlerim bakımından, Yüce Allahın ismini herhangi bir
beşerî veya sistem zaafını izah etmek için tamlamada kullanacak
bir ruh yapısına, hele hele bir zarafet ve nezaket
anlayışına sahip değilim ve öyle bir tamlamayı
kullanmadım, eleştirilerim var ama öyle bir tamlamayı
kullanmadım. Yüksek Genel Kurulum bunu bilsin diyorum.
Bir
de somut sorunla ilgili
Çünkü, gerçi usul tartışması konusu
kişisel söz hakkı doğuran bir konudur, partilerin grup olarak
sahip olamayacakları konudur İç Tüzükteki düzenlemede ama Komisyona
atıf yapılınca, hem ileride Parlamento tarihine ve bu somut
sorunlara yarar sağlasın amacıyla konuyla ilgili görüşümü
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, Türk Parlamentosu, gerçekten, henüz hukukunu tam ve
tamamlanmış olarak oluşturabilmiş bir kurum ve organ
değil.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani Parlamentonun üstü yok!
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Vesayete mi ihtiyacı var? Sizin vesayetinizde mi?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) 1972
yılındaki Tüzükle yönetiliyoruz, ciddi bir reform ihtiyacı
şu tartışmalardan da ortaya çıkıyor. Ama somut sorunu
çözerken tabii, bu sorunlarla ilgili evrimsel aklın, tecrübi
düşüncenin de dile getirilmesi lazım.
O
şudur: Değerli arkadaşlar, burada, bir defa, Parlamentonun ana
yetkilerinden birisi tasarruf yetkisidir. Görüştüğü konularda
Anayasanın ve İç Tüzükün dışında bir
sınırlamanın getirilememesi ilkesidir. Genel Kurulun gündeme
hâkimiyetinin de, bu ilkenin de anlamı bu.
Somut sorunda durum ne? Ben içeriğe bakmıyorum,
içerik değerlendirmesini yapmıyorum, Parlamento hukukunun
parametrelerini izah etmek bakımından ifade ediyorum: Bizim İç
Tüzükümüze göre, Komisyon metninde bulunan tasarı veya tasarılarla
ilgili önergeler konusunda Genel Kurul yönünden bir sınırlama yok.
Somut olayımızda;
Bir: Komisyon metninde hem Ceza Muhakemesi Kanunu -250 ve
devamı 253 dâhil- hem Ceza Kanunu hem de terör kanunuyla ilgili maddeler
var. İşin daha ötesi, bu maddelerin birbirlerine atıfları
var, yasal analojileri var. Konu bakımından bir sınır yok.
İki: Beş yüz kelime çok önemli. Bilhassa
Anglosakson hukukunda sınırsız bir engelleme -obstrüksiyon- Kara
Avrupası hukukunda engellenmek istendi. Mesela bu Parlamentoda bir madde
için bir roman okundu, günlerce bir madde müzakeresi bitmedi ve bundan ders
alınarak beş yüz kelimelik sınır getirildi ama ne için
getirildi? Gerekçe için getirildi. Yazım noksan, metin içinde diyor. O
yanlış olur. Niye? Çünkü normu yasama organı bir cümleden
itibaren de kurabilir, yüz sayfa olarak da kurabilir. Norm müdahalesini İç
Tüzük yapamaz, Anayasamızın 7nci maddesi çok açık, yatay etki
doğurur.
Bu kapsamda, Parlamentonun bunu görüşmesi mümkün ama
bana göre, rasyonellik gereği, bu gibi temel önergelerin süreçlerden
geçmesi ve tartışmanın yapılması temenni olunur ama
Genel Kurula böyle bir önerge gelmiş, hukuken mâni hâl yok.
Bir husus var, Kamer Bey dile getirdi, 83üncü maddeye,
100üncü maddeye bir saklılık kaydı düşülmediğine göre
-milletvekili ve bakanlarla ilgili, bu redaksiyon sebebiyle, gerekçede de bu
husus yer aldığı için- sıfatlara bakılamazlık,
görevlere bakılamazlık ilkesi yer aldığı için acaba bu
mahkemeler milletvekilleri bakımından ve bakanlar
bakımından yasama organının bir iradesi olmadan bu davada
aktif süje olabilirler mi, sanık veya şüpheli olabilirler mi?
Arkadaşlar,
Anayasanın getirdiği somut teminatın yasayla bertaraf edilmesi
mümkün değil, Anayasa madde 11, Anayasanın yatay etkisi diyoruz.
Somut etki dolayısıyla doğrudan Anayasa bu teminatı
sağlar.
OKTAY
VURAL (İzmir) Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğun durumu ortada.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Arkadaşlar,
orada, Anayasamızın 148inci maddesiyle -her ikisi de Anayasa normu-
Anayasanın 145inci maddesi arasındaki normatif çatışma
sebebiyle yargı organının yorumudur. Bizim, milletvekilleri
bakımından, bakanlar bakımından
OKTAY
VURAL (İzmir) E burada da olur.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Ben, arz
ediyorum. Burada yok, farklı hüküm yok. Bakanın
soruşturulması Parlamentonun iznine bağlı, hilafı bir
Anayasa normu yok.
Efendim,
Komisyonun da Genel Kurula gelmiş bir hususta takdir hakkı
vardır. Arz ediyorum. Ben tenvir edeyim dedim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ben, Komisyonun bu maddeyi geri alıp alamayacağını
da öğrenmek istiyorum. Yetkiniz var mı böyle?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Hukuken mümkün.
OKTAY
VURAL (İzmir) Evet.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Hukuken mümkün.
Çok
saygılar sunuyorum. Sağ olun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hukuken mümkün olanı yasama kalitesi
açısından mümkün kılsanız bütün bu sözleriniz takdir
edilir. Bir taraftan Genel Kurula yasama dersi veriyorsunuz, diğer
taraftan da Komisyon olarak yasama kalitesini temin etmek için bu maddeyi geri
istemiyorsunuz, bu bir çelişki. Elinizdeki yetkiyi kullanın.
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Peki,
teşekkür ediyorum, sağ olun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın
Ahmet İyimaya uzun uzun açıklamalarda bulundu, kendisine
teşekkür ederim. Herhangi bir şekilde de bir süre
sınırlaması öngörmediniz ama bu kadar önemli bir konuyu
görüşürken siz bizlere üçer dakikalık bir süreyi takdir ettiniz.
İç Tüzüke göre on dakikaya kadar bize söz verme imkânı olduğu
hâlde, bu kadar önemli bir maddede bu imkânı bizden esirgediniz. Nedense
yani sıra Hükûmet sırasına, Komisyon sırasına gelince
sizin teraziniz, sizin saatiniz farklı ölçüyor, sıra bize gelince bu
farklı oluyor Sayın Başkan.
Ben
Sayın İyimaya neden çok konuştu? anlamında bir
değerlendirme yapmıyorum. Ben, isteyen herkesin mümkün olduğu
ölçüde daha fazla konuşmasını arzu ederim, müdahale etmem, ona
söz hakkı tanımış olmanızdan mutlu olurum. Sayın
bakanlara, iktidar partisi milletvekillerine, grup başkan vekillerine söz hakkı, daha
fazla söz hakkı vermenizden mutlu olurum. Hiçbir zaman buna itiraz etmedim
bugüne kadar ama sizin genel tutumunuz, bu konuda muhalefet partisi sözcülerine
herhangi bir toleransınızın olmayışı. Şu
biraz önce yaptığımız konuşmada bile, ben içeride size
Beş dakika olarak söz verin. diye talepte bulundum. Siz bana
Hayır. demediniz. Sükût ikrardan gelir. Demek ki beş dakikayı
siz kabul ettiniz. Sonra buraya çıkıp da bunu üç dakika olarak
verirseniz siz sözünüzde durmamış olursunuz.
BAŞKAN- Efendim, müsaade
eder misiniz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Bakın, şık olmuyor bunlar.
BAŞKAN Benden
beş dakika istediğinizi hiç duymadım, bir.
İki,
istiyorsanız beşer dakika da konuşabilirsiniz Sayın
Hamzaçebi. Önemli olan doğrusunu yapmak. Böyle bir niyetim de yoktu ama
genelde usul tartışmalarında iki üç dakika
yapıldığı içindir, başka bir niyetimiz yok.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) İçeride beş dakika diye konuşmuştuk
Sayın Başkan.
BAŞKAN -
İsterseniz, buyurun tekrar
Yani söylediğiniz gibi değil, benden
beş dakika isteyip benim sükûtum değil. Bana Sayın Canikli
Arkadaşlar beşer dakika konuşabilir. dedi. Burada Genel
uygulama üç. dediler, üç dedim. Beş isteyene beş de veririz, bu
önemli değil; önemli olan doğruyu yapalım yani.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, içeride bunun beş
dakika olmasını ben sizden rica etmedim mi? Siz buna Hayır.
demediniz.
BAŞKAN Ben
duymadım.
OKTAY VURAL (İzmir)
İlave ikişer dakika daha süre verin.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, Genelkurmay Başkanı, Anayasanın
açık hükmüne rağmen özel mahkemelerce alınıp
tutuklanmışsa
Şimdi Komisyon Başkanı diyor ki:
Efendim, Anayasa var. Özellikle bunları hâkimlerin takdirine
bırakırsanız hâkimler anayasayı manayasayı dinlemez.
İşte, Genelkurmay Başkanını aldığı gibi
yarın milletvekilini de alır. Onun için, lütfen Parlamento bu
işe el koysun, burada açıkça bu konuları belirleyelim. Yoksa ki
mahkemeye bıraktığınız zaman, hâkime
bıraktığınız zaman
İşte, Genelkurmay
Başkanını aldı. Anayasada açık hüküm var, Anayasa
Mahkemesinin bunu yargılaması lazım. der. Ben dinlemiyorum
Anayasayı. diyor. Onun için, burada belirtmezsek, o zaman hâkimin
takdirine bırakırsanız hâkim de hangi düşünceye sahipse ona
göre şey eder. Ben özellikle rica ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Genç.
Şimdi, buradaki
arkadaşların da değerlendirmesiyse şöyle bir şey rica
edeyim
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN Hasip Bey,
lütfen
Tasarının
74üncü maddesiyle, 3713 sayılı Kanunun 10uncu maddesinin ikinci
bendinde değişiklik yapılırken, önergeyle 3713
sayılı Kanunun 10uncu maddesinin tümü değiştirilmektedir.
Ayrıca, söz konusu önergeyle 3713 sayılı Kanunun kapsamına
giren suçlara, dolayısıyla açılan davalara ilişkin görev ve
yargı çerçevesi ile soruşturma ve kovuşturma usulü belirlenirken
Türk Ceza Kanununa ve Ceza Muhakemesi Kanununa atıfta bulunulduğu
anlaşılmaktadır.
Bu
nedenle, İç Tüzükün 87nci maddesi çerçevesinde önergenin işleme
alınması konusundaki tutumumu değiştirmiyorum. Müsaade
ederseniz işleme alacağım önergeyi.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, özür dilerim
BAŞKAN
Lütfen Sayın Tanal, lütfen
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkanım, bakın, önemli bir
şey arz edeceğim.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan
BAŞKAN
Sayın Kaplan, açıkladınız, konuştunuz, rica
ediyorum
Ben bu tutumu sürdüreyim müsaade buyurursanız.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim, Anayasaya
aykırı bir biçimde
BAŞKAN
Lütfen Sayın Tanal, lütfen
HASİP
KAPLAN(Şırnak) Sayın Başkan
Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Bir şey söyleyeceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Bakınız, Grup Başkan Vekiliniz konuştu. Lütfen, lütfen
Sayın Tanal
Evet,
buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı
HASİP
KAPLAN(Şırnak) Sayın Başkan
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, böyle olmaz ki!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Böyle bir saygısızlık olur mu? Bir
şeyi tüketmeden okunuşa geçiliyor, bu nasıl bir
yaklaşım?
BAŞKAN
Şimdi, saygısızlıkla alakası yok Sayın Kaplan.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, bu şekilde olmaz ama!
BAŞKAN
4 kişi, 5 kişi konuştu lehte-aleyhte,
yapacağımız bir şey yok. (CHP sıralarından
sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Biz söz istedik Başkan!
MAHMUT
TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan söz istiyoruz burada biz.
BAŞKAN
Yapacak bir şey yok efendim. (CHP sıralarından sürekli
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Söz istiyoruz anlamıyor musunuz,
dediğimizi anlamıyor musunuz? Böyle bir yaklaşım olmaz!
Allah Allah!
BAŞKAN
On dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.34
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 22.47
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----
0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?
Yerinde.
Hükûmet?
Yerinde.
Tasarının
74üncü maddesi üzerinde dört önerge vardır, okutuyorum.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, deminki
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, demin de
aynısını yaptınız.
BAŞKAN
Bir saniye
Buyurun
Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkanım, demin söz talep
ederken, bize ne evet ne hayır demeden, yüzümüze bakarak Sayın
Kâtip Üyeye Buyurun okuyun. dediniz.
Biz
burada bir tartışma yapıyoruz ve bir grup başkan vekili söz
talep ederken böylesine yok sayılmak, saygı
sınırlarını aşan bir yaklaşım tarzını
yakıştıramadım Başkanım.
Yakıştıramadım, çok açık söyleyeyim, bir.
BAŞKAN
Tamam, bir cümle söyleyebilir miyim Sayın Kaplan
HASİP
KAPLAN (Şırnak) İkincisi, tutanaklara geçmesi
açısından şunu ifade edecektim: Biz, Barış ve
Demokrasi Partisi olarak, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması
için, CMKnın 250, 251, 252nci maddelerinin kaldırılması
için kanun teklifi verdik. Komisyonda bunu dile getirdik, bunun da kapsama
alınmasını istedik, ancak bizim sadece bilişim
suçlarıyla ilgili, gizli dinlemeyle ilgili kanun teklifimiz kondu, bu
konmadı ve görüşülmedi Komisyonda.
Tutanaklar
ileride hukukçular tarafından incelenecektir. Biz bu mahkemelerin
kaldırılmasını isteyen bir partiyiz, imzamız var,
teklifimiz var ama dışlanıyoruz, Meclis ve yasama sürecinde yok
sayılıyoruz ve Komisyonda görüşülmeyen konularda Komisyon
görüş serdediyor, bu yaklaşım tarzının
yanlış olduğunu ifade etmek istiyoruz. Bunu
yapmadığımız zaman, bu sözler ve bu İç Tüzük hukuku
işlemediği zaman gerginlik oluyor Sayın Başkanım.
Sizin
de bizim de sağlığımız için iyi olmaz diye
düşünüyorum. Yani gerçekten
BAŞKAN
Efendim, zabıtlara geçti.
Benim
düşüncem şuydu Sayın Kaplan, yani şahsınızla veya
teklifle alakası yok, bir usul tartışması açınca,
biliyorsunuz, lehte, aleyhte 4 kişi konuşuyor, bir
sonuçlandırıyorsunuz
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Yani usul tartışmasını
açtırma zorunda bırakmayın bizi.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Estağfurullah, öyle bir niyetim yok.
Buyurun
Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, bu, şu anda önümüze gelen
tasarı
Takdir edersiniz İç Tüzükün 38inci maddesi der ki: Gelen
teklif veya tasarı Anayasanın metin ve ruhuna eğer
aykırıysa, bu müzakere edilmeden aynen reddedilir.
Şimdi,
bu çerçevede, bu önümüze gelen tasarıya baktığımız
zaman, geçmişte hep şunu söylerdik, Bu devlet güvenlik mahkemeleri
kaynağını Anayasanın 143üncü maddesinden alır. denilirdi. Anayasanın 143üncü maddesi
kaldırılmakla, onun dayanağı olan devlet güvenlik
mahkemeleri iptal edildi. Onun yerine, tabii, ne oldu o dönem? Eş güdümlü
olarak, 2005 yılında Ceza Muhakemesi Kanunuyla birlikte 250, 251,
252 geldi. Ancak, şu anda yeni getirilmek istenilen yeni bir mahkeme türü;
bu yeni mahkeme türünün de
Takdir edersiniz, Anayasanın 142nci maddesi
de genel mahkemelerin kuruluşuyla ilgili bir dayanaktır. Ancak özel
yetkili mahkemelerin dayanağı olan Anayasamızın 143üncü
maddesi ilga edildiğine göre, kaldırıldığına göre
mevcut olan bu tasarı, bir, Anayasanın hükümlerine aykırı;
iki, aynı zamanda, getirilen tasarı Görevine, sıfatına
bakılmaksızın cumhuriyet savcısı soruşturma
yapabilir. şeklinde. Bu da aynı zamanda bu milletvekillerine de
dokunur. Bu ne anlamına gelir? Bu, 83üncü maddeyle tam aykırılık
teşkil eder.
Sizden
benim istirhamım şu, komisyondan istirhamım şu:
Bunların, bu tasarının Anayasanın ruhuna aykırı
olduğu için müzakere edilmeden derhâl geri çekilmesini talep ediyorum ben.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Söyledikleriniz
zapta geçti. Usul tartışması yapıldı. Grup başkan
vekillerimizi dinledik.
Ben,
şimdi müsaade ederseniz, Kanunlar ve Kararların da görüşünü
aldıktan sonra, tutumumda bir değişiklik olmadan işleme
devam edeceğim.
Buyurun
Sayın Tanal
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Değerli Başkan, siz
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RECEP
ÖZEL (Isparta) Yeter ya!
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, özür dilerim, ben sizin
tutumunuzla ilgili bir talepte bulunmadım. Ben, tamamen bir parlamenter
olarak, önümüze gelen tasarı Anayasanın ruhuna aykırı
olduğu için, bu da sizin yetkinizde olduğu için sizden talepte
bulunuyorum.
BAŞKAN
Efendim, sizi dinledim, zapta geçti Sayın Tanal.
Çok
teşekkür ediyorum.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, Türk Ticaret Kanunu,
koskocaman Türk Ticaret Kanununu, bir önergeyle yasaya ekleyip
çıkartabilir mi? Buradaki İç Tüzük buna izin verir mi? Bir önergeyle
koskoca Türk Ticaret Kanununu Ben önerge değiştiriyorum. deyip
getirebilir mi? Siz, buna Ben baktım, Kanunlar ve Kararlarla
görüştüm, uygun gördüm. diyebilir misiniz? 500 kelime niçin
getirilmiş? Kırk sekiz saatler niçin getirilmiş? Bunlar
çiğnesin diye mi getirilmiş? Böyle bir şey olabilir mi?
Komisyona geri çekeceksiniz. Komisyon geri alacak bunu, görüşecek, önümüze
getirecek.
BAŞKAN
Sayın Batum, ben de
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkanım, benim
söyleyeceğim bu.
Sayın
Başkanım, bütün, getirilen, 87nci madde de, Anayasa da bunun için
getirilmiş. Görüşülmeden, kamuoyu duymadan, demokratik olarak
çoğulculuk sağlanmadan bir önergeyle ilgisi olmayan yasalar Genel
Kurulda çıkartılmasın diye getirilmiş bu düzenlemeler.
Koskoca, onun için söylüyorum, ilgisi olmayan bir alanda herhangi bir kanun
getirilebilir mi? Buna cevaz verebilir mi? Aa 500 sayfa değilmiş,
500 kelime değilmiş, 600müş; biz onu özet yaptık
denilebilir mi? Bunun için getirildi Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Batum, bitirdiniz mi efendim?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Hukuka aykırı bir iş
yapıyorlar.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, gerekli görüşleri
aldığınızı ifade ettiniz. Nihayetinde Kanunlar ve
Kararlardan da görüş aldığınızı ifade ettiniz.
Lütfen okutur musunuz?
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, sizi dinleyeyim ve bitirelim lütfen.
Buyurun.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın İyimaya bile doğruyu
söylüyor!.
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebiyi dinleyeyim, oralara geçeceğim.
Hocam,
zabta geçsin söyledikleriniz; buyurun Sayın Hamzaçebi.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Ya Sayın Başkan, biz Adalet
Komisyonunda dört ay niye çalıştık? Dört ay
çalıştık, bu önerge yeni geliyor buraya; böyle bir şey
olabilir mi ya? Bu önerge dört ay boyunca niye Komisyon gündemine getirilmedi?
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, Komisyon Başkanını da
dinledim.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Adalet Komisyonu ne işe yarar?
İhtisas komisyonları bu Mecliste ne iş yapar? Böyle bir şey
olabilir mi? Böyle bir anlayış olabilir mi?
BAŞKAN
Zapta geçti söyledikleriniz.
Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Ayıptır ya!
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Zapta geçme değil
O zaman Adalet
Komisyonlarına biz, bütün komisyonlara ...
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Böyle bir anlayış olabilir mi?
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkanım, istirham ediyorum, usul
tartışması açıldı. Usul
tartışmasının dışında usulsüzce bir sürü
konuşma yapıldı.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan, Komisyonun tüzel
kişiliğini siz temsil ediyorsunuz? Böyle bir şey olabilir mi?
Yakışır mı ya!
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - Siz kararınızı beyan ettiniz.
Verdiğiniz karar doğrultusunda lütfen işlem yapınız.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Dört ay bizi niye
çalıştırdınız o zaman Komisyonda?
BAŞKAN
Sayın Hamzaçebi, sizi de dinleyip işleme gireceğim.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Komisyon Başkanı bile söylüyor
ALİ
SARIBAŞ (Çanakkale) Yasamada böyle bir şey olursa, Türkiyede her
şey olur ya!
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Nasıl bir yasa yapma tekniğidir bu?
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, devam etmiyorsunuz
değil mi bunlara cevap vermeden?
BAŞKAN
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR(Devam)
11.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, görüşülmekte olan tasarının İç Tüzüke
aykırı olduğuna ve Komisyonun geri çekmesi gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252nci maddesi hükümleri
Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesine taşınıyor. Ceza
Muhakemesi Kanunu genel bir kanundur, Terörle Mücadele Kanunu özel bir kanundur.
Bu iki kanunu bu ilişki açısından kıyaslarsak, birisi
geneldir, diğeri özeldir.
Şimdi
sormak istiyorum: Uyuşturucu ile mücadele, uyuşturucu suçları
Terörle Mücadele Kanunu kapsamında düzenlenebilir mi?
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Evet, oradan besleniyorsa olur tabii
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yani, siz Sayın Milletvekili,
devamlı bana laf atmakla meşgulsünüz. Ben sizin yerinizde olsam,
şimdi, ben sizin yerinizde olsam ne yaparım biliyor musunuz? (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın, sizin yerinizde
olsam, biraz açar, o kanunlara bakarım, nüfuz etmeye
çalışırım, ondan sonra konuşurum.
BÜLENT
TURAN (İstanbul) Sayın Başkan, geç oldu artık.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Bakın, size daha önce
söylemiştim, tekrar söyleyeyim: Laf atarak sizin partide
milletvekilliği devam etmiyor, onu bilmenizi isterim. Sizin partinizin
güzel bir uygulamasıdır, size hatırlatıyorum.
Sayın
Başkan, şimdi, genel kanundaki bir hükmü, uyuşturucuyla
mücadele, uyuşturucu suçları kısmını Terörle Mücadele
Kanunu kapsamında düzenleyebilir miyiz? Bu bile, bu düzenlemenin İç
Tüzüke aykırı olduğunu gösterir. Buna rağmen, Tutumumda
değişiklik yoktur. diyerek bu görüşmelere devam etmenizi
doğru bulmuyoruz. Bakın, öneriyorum tekrar, Sayın Komisyon bu
maddeyi Komisyona geri çeksin veya bu maddeyi burada, önergelerle bu metinden
çıkaralım, kalan şekliyle bunu yasalaştıralım. Bu
maddeyi toplum olarak tartışalım. Bu madde gizli kapaklı
geldi. Yeni öğreniyoruz maddeyi.
İkinci
olarak, özel yetkili mahkemeler, varlıklarıyla, yaptıkları
soruşturmalarla, gördükleri davalardaki muhakeme usulleriyle,
yargılamalarıyla toplumda büyük bir tartışma konusu oldu.
Bu kadar büyük bir tartışmanın sonucunda Hükûmet Biz bu
mahkemeleri kaldıracağız. şeklinde bir açıklama
yaptı. Buna rağmen, şimdi, Kaldıracağız.
açıklaması adı altında sistemi olduğu gibi muhafaza
etmeye yönelik, asgariden görülmekte olan davalarla ilgili olarak sistemi
muhafaza etmeye yönelik bir düzenlemeyi Hükûmet nasıl açıklayacaktır?
Bunun kabulü mümkün değildir, hem büyük bir tartışma konusu var
Bu mahkemeler güvenilirliklerini yitirmiştir. Buna rağmen
şikâyet konusu olan bu davaları olduğu gibi muhafaza edip Bu
davalar yine eski hükümlere göre görülür. şeklinde, buna benzer bir
düzenlemeyi yapmak hangi objektif kriterle, ölçüyle açıklanabilir? Burada
bir ölçüsüzlük vardır. Burada bir standart yoktur. Burada AKPnin Ben
artık yargıda kendi sistemimi, kendi mahkemelerimi, kendi
hâkimlerimi, kendi savcılarımı yaratayım. anlayışı
vardır.
Cumhuriyet
Halk Partisi olarak bunu kabul etmeyeceğimizi ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223,
2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, gece yarısı kanunu, gece
yarısı kanunu! (CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
ilişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının çerçeve 74 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, ne yapıyorsunuz siz! Ne
yapıyorsunuz siz!
Mahir
Ünal Ahmet
Aydın Osman
Aşkın Bak
Kahramanmaraş Adıyaman İstanbul
Akif
Çağatay Kılıç Ayşe
Nur Bahçekapılı Ahmet
Berat Çonkar
Samsun İstanbul İstanbul
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Sayın Başkan, her şeyin bir usulü var.
Yazıklar olsun size! (CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Mihrimah
Belma Satır Mustafa
Akış Mehmet
Doğan Kubat
İstanbul Konya İstanbul
Zeynep Karahan Uslu Salih
Koca Mine
Lök Beyaz
Şanlıurfa Eskişehir Diyarbakır
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Oldubittiye getirmeyin Sayın Başkan! (CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Madde
74- 3713 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir
ENGİN
ÖZKOÇ (Sakarya) Oldubittiye gelmesin bu yasa! (CHP sıralarından
sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
...
Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi, soruşturma ve kovuşturma
usulü
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, duyamıyoruz. (CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Madde
10- (1) Bu kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan
davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek
şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza
mahkemelerinde görülür.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Böyle bir şey olur mu Sayın
Başkan! (CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına
vurmalar, gürültüler)
Bu
mahkemelerin başkan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu
mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez
(CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen
Arkadaşlar, lütfen
(2) Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın
yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile askerî
mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, anlaşılmıyor!
(3)
Bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili olarak
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, hiçbir şey
anlaşılmıyor, duymuyoruz. Böyle bir müzakere olmaz!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
a) Soruşturma, Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca bu suçların soruşturma ve kovuşturmasında
görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu
Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet
başsavcılığınca başka mahkemelerde veya
işlerde görevlendirilemez...
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Ara verin, böyle bir müzakere olmaz!
b) Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313,
314, 315 ve 316 ncı maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev
sırasında veya görevinden dolayı işlenmiş olsa bile
Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma
yapılır...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Sayın Başkan, duyamıyoruz!
BAŞKAN
Arkadaşlar, ben de duyamıyorum, susmaları lazım.
Arkadaşlar,
lütfen
1/11/1983
tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî
İstihbarat Teşkilatı Kanununun 26 ncı maddesi hükmü
saklıdır.
c) Yürütülen soruşturmalarda hâkim
tarafından verilmesi gerekli kararları almak, bu kararlara
karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere
bakmak üzere yeteri kadar hâkim görevlendirilir...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Neyi oylatacaksınız? Duymuyoruz
efendim.
ç)
Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci maddesinin birinci fıkrasındaki
yirmidört saat olan gözaltı süresi kırksekiz saat olarak
uygulanır
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, böyle bir müzakere olmaz!
BAŞKAN
Lütfen arkadaşlar, lütfen
d)
Soruşturmanın amacı
tehlikeye düşebilecek ise yakalanan veya gözaltına alınan veya
gözaltı süresi uzatılan kişinin durumu hakkında Cumhuriyet
savcısının emriyle sadece bir yakınına bilgi verilir.
e) Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile
görüşme hakkı, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine,
hâkim kararıyla yirmidört saat süre ile kısıtlanabilir; bu zaman
zarfında ifade alınamaz
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HASİP
KAPLAN(Şırnak) Sayın Başkan, böyle sürdürülemez,
anlaşılmıyor.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Sayın Başkan, burada
demokrasi tarihi yazıyorsunuz(!)
f)
Kolluk tarafından düzenlenen
tutanaklara, ilgili görevlilerin açık kimlikleri yerine sadece sicil
numaraları yazılır. Kolluk görevlilerinin ifadesine
başvurulması gerektiği hâllerde çıkarılan davetiye
veya çağrı kâğıdı, kolluk görevlisinin iş
adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma
tutanaklarında adres olarak iş yeri adresleri gösterilir...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Burada kendi mahkemelerinizi
kuruyorsunuz, kendi mahkemelerinizi!
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, ara verin!
BAŞKAN
Lütfen beyler, lütfen
İşitilmiyor, kimseyi işitemiyoruz ki.
g) Güvenliğin sağlanması
bakımından duruşmanın başka bir yerde
yapılmasına karar verilebilir.
ğ)
Açılan davalara adli tatilde de bakılır...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen yerinize oturun, lütfen yerinize oturun.
h)
Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesinin altıncı
fıkrasının (a) bendinin (8) numaralı alt bendindeki, 139
uncu maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendinin (2)
numaralı alt bendindeki ve 140 ıncı maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin (5) numaralı alt bendindeki
istisnalar uygulanmaz...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, duyamıyoruz!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Duyulmuyor, duyulmuyor!
(4)
Türk Ceza Kanununda yer alan;
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen
uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçu veya suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu,
b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak
amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit
uygulanarak işlenen suçlar,
c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın
Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305,
318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler hariç), dolayısıyla
açılan davalar, birinci fıkra hükmüne göre görevlendirilen
mahkemelerde görülür. Üçüncü fıkranın (d), (e), (f) ve (h) bentleri
hariç olmak üzere, bu madde hükümleri, bu suçlardan dolayı yapılan
soruşturma ve kovuşturmalarda da uygulanır...
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Duyamıyoruz! Duyamıyoruz!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Ara verin Sayın Başkan,
duyamıyoruz!
SİNAN
OĞAN (Iğdır) Duyamıyoruz Sayın Başkan!
HASİP
KAPLAN(Şırnak) Buyurun! Böyle Meclis mi olur! Duymuyoruz.
(5) Türk Ceza Kanununun, 305, 318, 319, 323, 324,
325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü
Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci bölümlerinde
tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi
iki kat olarak
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
İBRAHİM
BİNİCİ (Şanlıurfa) Duyamıyoruz Sayın
Başkan! Böyle bir şey olabilir mi! Sen nasıl yönetiyorsun
Meclisi! Kulağımız gitti.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Bu böyle gitmez Sayın Başkan, bu böyle
yürümez! Verin şunları ya!
BAŞKAN
Lütfen
Lütfen
HASİP
KAPLAN (Şırnak) - Böyle olmaz! Bu böyle yürümez! Sükûnet gerekir.
(Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın Kâtip Üye Mine Lök Beyazın elinden
önerge metnini çekmesi üzerine kürsü önünde toplanmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Birleşime ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.03
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma Saati: 23.31
BAŞKAN: Başkan
Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP
ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Tanju ÖZCAN (Bolu)
----0----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, daha çözümlemediniz mi?
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Şimdi, efendim, biz biraz önce
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, devam edelim.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Adam gibi susmak zorundasınız siz.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yeteri kadar konuştunuz.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) O ne demek adam gibi?
BAŞKAN
Buyurun
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Özür dilerim sizden. Şimdi, biz biraz önce bu
gelen tasarının İç Tüzükün 38inci maddesine aykırı
olduğunu
Ve 38inci maddede der ki: Gelen tasarı veya teklif
Anayasanın ruhuna eğer aykırıysa bu geri çekilir.
Şimdi, bundan hareketle mevcut olan tasarı, bahsettiğimiz
şekilde hem Anayasanın 83üncü maddesine aykırı, aynı
zamanda Anayasanın 142nci maddesinde genel mahkemeler de
kaynağını orada buluyor, bu ayrı bir özel yetkili
mahkemedir. Onun dayanağı olan Anayasanın 143üncü maddesinde
böyle bir dayanak yok. Bu açıdan bu, Anayasaya aykırıdır.
Ancak siz bununla ilgili, Kanunlarla, fikrinizi beyan etmediniz, bir karar
oluşturmadınız. Öncelikle bizim bu taleplerimizin karara
bağlanmasını talep ediyoruz.
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Bağlandı, bağlandı.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) - Ancak, siz şöyle bir şey söylediniz:
Efendim, usulle ilgili. Biz usulle ilgili size açıklamalarda
bulunmadık. Tamamen açıklamalarımız Tüzük 38, Anayasa 83 ve
142ye aykırılıktan dolayı. Sizden istirhamımız şu:
Bizim bu taleplerimizi bir değerlendirmeye alın. Ondan sonra karar
vermenizi istirham ediyoruz.
KAMER
GENÇ (Tunceli) Bir de Sayın Başkan, Meclisi yönetemiyorsunuz.
Bakın, 68inci maddeye göre, bir Mecliste kavga ve gürültü olursa Meclis
Başkanı oturuma ara verir.
BAŞKAN
Efendim, ara verdim.
KAMER
GENÇ (Tunceli) - Şimdi bu kavganın meydana gelmesinin sebebi
sizsiniz, onun için tutumunuz hakkında söz istiyorum efendim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Usul tartışması yeni açtık
Sayın Başkan, usul tartışması yok.
BAŞKAN
Şimdi, müsaade ederseniz ben de durumu izah edeyim: Efendim, ilk önce,
biraz evvel usul tartışması açtık ve içeride de, burada da
grup başkan vekillerimiz fikirlerini söylediler. Lehte ve aleyhte
ikişer kişi konuştu, Sayın Komisyon Başkanı
konuştu ve ben ona göre Kanunlar Kararlarla da görüşerek izlemem
gereken tutum konusunda bir karara vardım ve bunu uygulamaya
çalışıyorum.
Eğer,
Anayasaya aykırılık meselesi varsa orada da İç Tüzük çok
açık: Genel Kurul, Anayasaya aykırılığı ileri
sürülen bir önergeyi Anayasaya aykırılık yönünden
değerlendirir. Bu değerlendirme sonucunda Anayasaya
aykırılık görürse yapılacak oylamayla düzenlemeyi
reddedebilir. Bunun dışında, Başkanlığımızın
Anayasaya aykırılığı ileri sürülen bir önergeyi
işleme koymama yetkisi bulunmamaktadır. Anayasaya
aykırılıkla ilgili kararı verecek olan yüce kuruldur.
Düzenleme kanunlaştıktan sonra Anayasa Mahkemesinde de
açılması ve düzenlemenin iptal ettirilmesi mümkündür. Bu nedenle, bu
konuda, Başkanlığımızın bir yönde bir tutum
değiştirmesi, geliştirmesi mümkün değildir. Buradaki usul
de bu efendim.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan, bu Anayasaya
aykırılık
Bakın, bugüne kadar bu türde bir itiraz ileri
sürmedik. Değerli arkadaşlar da
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bir dakika
Bugüne kadar böyle bir itiraz ileri sürmedik. Fakat bugün yapılan,
getirilen hükümlerin bir tanesinin Anayasaya
aykırılığı değil, aynı şekilde bu
önergenin getiriliş biçiminin İç Tüzüke ve Anayasaya kesinkes
aykırı olduğunu söylüyoruz. Neden? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bir dakika sevgili arkadaşlar
Yazıyor. Kırk sekiz saat süre vermiş. Komisyonlarda
görüşme
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Tamamen demagoji.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Demagoji değil. Sizin
yaptığınız demagoji.
Sevgili
arkadaşlar, Sayın Başkan; bir hüküm getirilmiş, diyor ki:
Kırksekiz saat bekler komisyonlarda görüşülme süresini. Niçin bu
komisyonlar var? Şunun için: Görüşülsün, herkes öğrensin;
gerekli yerlerden, gerekli bilgiler alınsın, sonra yasa yapılsın
diye.
Şimdi,
bizim size söylediğimiz şu: Madde yapıldıktan sonra,
komisyonda görüşüldükten sonra, buraya geldikten sonra şimdi
tamamını değiştirecek bir düzenleme bir önergeyle
getirilebilir mi? İç Tüzükte bunun için diyor ki: Beşyüz kelimeyi
geçmez.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Ne alakası var?
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Eğer gerekçe geçer ise
BAŞKAN
Sayın Hocam, bunları tartıştık.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Ama tartışmadık.
BAŞKAN
Hayır, beş yüz kelimeye indirildi, izah edildi.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Tartışamayız ki. İç Tüzüke
aykırı bir şeyi tartışabilir miyiz?
BAŞKAN
Beş yüz kelime gerekçeyle ilgili.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Hayır, efendim. Yazmıyor böyle bir
şey
BAŞKAN
Ve o zaten imzayla, parafla arkadaşlarımıza gösterildi.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Siz, yeniden, şimdi, bir taraftan diyorsunuz ki: Anayasaya
aykırılık iddia etmiyoruz
Demin arkadaşımız onu
söyledi. Ben de orada yapamayacağım şeyleri söylüyorum.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Şimdi, diğerlerini de, grup başkan vekilleriyle de usul
tartışmasını açtık ve bir yola girdik.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Müsaade ederseniz Meclisi çalıştıralım.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Ederiz tabii, neden etmeyelim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Ama Komisyon Başkanı bile
kendisi diyor ki: Prensip olarak bunun çekilmesi lazım Komisyona.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Sakık.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, biraz önce burada bir
linç yaşandı. Siz buna seyirci kaldınız. Oturduk yerimizde,
siz, diğer bütün grup başkan vekilleri acaba ne diyeceksiniz
Bir
insan yanlış da yapabilir ama linç edilmez. Sayısal
çoğunluğunuza güvenerek bizleri linç etmeye
çalışıyorsanız hodri meydan! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hadi oradan be!
SIRRI SAKIK (Muş) - Vurun, öldürün! Öldürmezseniz namertsiniz! Bizi
linç etmezseniz namertsiniz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Sakık
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan,
sözünü geri alsın! Sözünü geri al!
RIFAT SAİT (İzmir) Sayın Başkan, kınama
cezası verin!
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan, burada biz
arkadaşımızı almaya geldik ama gelip bir bütün olarak saldırı
ve linç etmek
Siz de gelip hiçbir şey olmamış gibi yerli
yerinizde ve grup başkan vekilleri bir bütün olarak seyirci
kaldınız. Hepinizi kutluyorum, hepinizi! Çünkü Kürtler, en iyi Kürt
ölü Kürttür! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Bırak ya!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI(İstanbul) Yazıklar olsun!
SIRRI SAKIK (Muş) Bırakın be! Bırakın be!
BAŞKAN Sayın Sakık
Sayın Sakık, lütfen
SIRRI SAKIK (Muş) Bakın size bir şey söyleyeyim: Bizi
korkutamazsınız. Bizi korkutamazsınız, öldürebilirsiniz.
Öldürmezseniz namertsiniz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen germeyelim.
Sayın Sakık, Sayın Sakık, lütfen.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada İç Tüzüke
göre yapılacak olan şeyler yapıldı. Başka benim
yapacağım bir şey yok. (CHP sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) O zaman devam Sayın Başkan!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Oylat Sayın Başkanım, oylat!
BAŞKAN Lütfen oturun. İtirazlarınızı yine
sürdürebilirsiniz.
Anayasaya aykırılık konusunu ileri sürdüğünüz gibi
sonra da gidilebilir. İç Tüzük bunu emrediyor. Bunun
dışında lütfen Meclisin çalışmasını
engellemeyelim, devam etsin.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, İç
Tüzük şiddeti de emrediyor mu? Millî Eğitim Komisyonunda şiddet
gördük, İç Tüzükte şiddet gördük, şimdi de şiddet
gösteriyorsunuz. Bunu mu söylüyor İç Tüzük?
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım, gerçekten
yapacağımız bir şey yok.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Başkan,
devam eder misiniz.
AYLA AKAT (Batman) Sayın Başkan
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın
Başkanım, bu İç Tüzüke göre siz hüküm yapıyorsunuz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yapmayın böyle Sayın Başkan!
BAŞKAN - Lütfen oturun ve Meclisi çalıştıralım.
Okutuyorum:
(5) Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332nci maddeleri
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
gürültüler)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başkan, yine aynı
şeyi yapıyorsunuz.
BAŞKAN Yapmayınız beyler, yapmayınız
Rica
ediyorum yapmayınız
hariç olmak üzere, ikinci Kitap dördüncü Kısmın Dört,
Beş, Altı ve Yedinci bölümlerinde tanımlanan suçlarda Ceza
Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.
(CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın Başkan, gerginliği
görüyorsunuz. Yapmayın Allah aşkına!
(6) Çocuklar, bu madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde
yargılanamaz; bu mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma
hükümleri çocuklar bakımından uygulanmaz.
BAŞKAN
Tamam.
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler, ayakta
alkışlar(!)]
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.
BAŞKAN
Beyler, susun. Başkalarını okutacağım
Başka
önergeler
Lütfen oturun
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Devam edin Sayın Başkan.
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler, ayakta
alkışlar(!)]
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, gerginliği görüyorsunuz, Allah
aşkına yapmayın ya!
BAŞKAN
Evet, şimdi okutacağım üç önerge aynı mahiyettedir.
Okuyun:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen şiddeti
kışkırtıyorsunuz. Sizi protesto ediyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Beyler, oturun
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Lütfen Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yapacağım bir şey yok.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Hayır, sizin yapacağınız çok şey var.
BAŞKAN
Hayır
Hayır
Hayır
Lütfen
yasa
tasarısının 74. maddesinin çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan
Iğdır
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler, ayakta
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Lütfen
Meclisi çalıştırmak zorundayız. Lütfen
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sizin yüzünüzden karışıyor ortalık. Lütfen
Sayın Başkan
Lütfen müdahale edin.
Ayla Akat Erol
Dora Murat
Bozlak
Batman Mardin
Adana
Sırrı Sakık
Muş
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler,
alkışlar(!)]
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Lütfen
Bakın, şiddeti körüklüyorsunuz.
BAŞKAN
Okuyun
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Sayın Başkan, Parlamentonun itibarını zedeliyorsunuz.
BAŞKAN
Okuyun
Aynı
mahiyetteki diğer önergelerin imza sahipleri:
Faruk Bal Oktay
Vural Muharrem
Varlı
Konya İzmir Adana
Nevzat
Korkmaz Alim
Işık
Isparta Kütahya
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Sayın Başkan, Büyük Millet Meclisinin itibarını
zedeliyorsunuz.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.
Aynı
mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Ali İhsan Köktürk
Zonguldak
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler ve
alkışlar(!)]
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Lütfen Sayın Başkan,
ağırlığınızı koyun, müdahale edin.
BAŞKAN
Lütfen, beyler
Rica ediyorum
Meclisi çalıştıralım.
Turgut Dibek Mahmut
Tanal Dilek
Akagün Yılmaz
Kırklareli İstanbul Uşak
Ahmet Toptaş
Afyonkarahisar
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Bu sizin görevinizdir. Şiddeti körüklüyorsunuz.
BAŞKAN
Yapacak başka bir şey yok İç Tüzüke göre. Lütfen anlamaya
çalışın.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Hayır
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler ve
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki diğer üç önergeye katılıyor musunuz
efendim?
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, bu tutumunuz şiddeti körüklüyor.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz.
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Katılmıyorsunuz.
Önergeyi
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Anlamadık ki Sayın Başkan.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Yapmayın Sayın Başkan.
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler,
alkışlar(!)]
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Bir saat ara verin hiç olmazsa Sayın Başkan. Saat 24.00e
geliyor, gece yarısı bu olmuyor. Yapmayın Sayın
Başkan.
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler,
alkışlar(!)]
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, şiddeti körüklüyorsunuz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, komisyondaki dayatmanızı
buraya getiremezsiniz. Önergeyi duymadık. Kendi aranızda bile
konuşamıyorsunuz. Benim önerge üzerinde konuşma
hakkımı elimden alamazsınız. Dolayısıyla sizden
İç Tüzük gereğince gereğini yapmanızı istirham
ediyorum. Lütfen
Lütfen alet olmayın
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler,
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Ne yapmamı? İşitemiyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Duymuyoruz bile birbirimizi yahu! Duymuyoruz bile!
BAŞKAN
Evet, duymuyoruz. O zaman ilk önce sükûneti sağlayalım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Böyle bir şey olur mu canım!
[CHP
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler,
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Beyler, lütfen
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Buna izin veremezsiniz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Yani Millî Eğitim Komisyonundaki şeyi buraya mı
getiriyorsunuz be! Yeter artık be! Medeni bir ortamda
konuşalım. diyoruz.
BAŞKAN
E, o zaman susun.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ara verin beş dakika, konuşup
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Susun beyler, lütfen
OKTAY
VURAL (İzmir) Ne yaptığını duymuyoruz ya! Ne
yaptığını görmüyoruz ya! Duymuyoruz!
YILMAZ
TUNÇ (Bartın) Arkana söyle, arkana! Arkana bak!
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen müdahale edin.
HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Oraya söylesene!
OKTAY
VURAL (İzmir) Ben mi yapayım, ben mi susturayım?
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Çağırın grup başkan vekillerini,
konuşun Sayın Başkan, böyle olur mu ya? Sizden istirham
ediyorum. Bakın, istirham ediyorum. Müdahale edin, başkanları
çağırın ve konuşun.
BAŞKAN
Konuştum efendim.
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Lütfen efendim ya! Kavga çıkacak ya!
ÜLKER
CAN (Eskişehir) Devam Başkan, devam, ne istiyorlarsa
yapsınlar.
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, lütfen müdahale edin! Sayın
Başkan, buna seyirci kalamazsınız, şu hâle bakın yahu!
Lütfen
Allah aşkına yahu!
BAŞKAN
O hâli düzeltin.
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, Allah aşkına yeter
artık yahu!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Çağırın
konuşmacıları efendim.
BAŞKAN
Cumhuriyet Halk Partisinden önerge üzerinde görüşmek isteyen kim
efendim, ismini verir misiniz?
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, yeter artık Allah
aşkına!
BAŞKAN
Sayın Vural, önerge üzerinde konuşacak mı
arkadaşlarımızdan birisi? Gelirse, susturalım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hangi önerge?
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, olayın ciddiyetini gördünüz
artık, yeter!
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Şu anda Meclise karşı yapılan
bir hareket var.
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, daha karar veremediniz mi?
Sayın
Başkan, böyle devam edemeyiz. Bakın, şiddet çıkacak ve bu
şiddetin sebebi siz olacaksınız!
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, önerge sahiplerini
konuşmaya davet edin.
(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Grup başkan vekilleri, lütfen konuşmaya gelin.
Beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.51
DOKUZUNCU
OTURUM
Açılma Saati: 00.30
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
Hamzaçebi, söz istemiştiniz.
Buyurun.(CHP
sıralarından alkışlar)
V.- AÇIKLAMALAR(Devam)
12.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, tasarının 74üncü maddesinde önergeyle
yapılan düzenlemeye gösterilen tepkiye ilişkin açıklaması
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; gergin bir ortamda bir tasarıyı görüşüyoruz.
Sayın Başkan iki üç kez ara verdi ve bu gergin ortamda hiç de
hoş olmayan, ortamı daha çok geren olaylar yaşadık.
74üncü
maddede önergeyle yapılmak istenen düzenlemeyi içerik olarak doğru
bulmadığımız gibi, bu önergenin getirilme biçimine, usulüne
ve zamanına da büyük eleştirilerimiz var. Bu kadar önemli bir
düzenlemeyi Parlamentoyla, muhalefet partileriyle çok geç paylaşmak son
derece yanlış olmuştur. Dünden ben bu önergeyi istedim ve bize
bu önerge verilmedi. Gizli. dendi, Açıklamıyoruz. dendi, Şu
an açıklayamayız. veya Üzerinde çalışıyoruz., her
neyse. Son dakikada bu önerge buraya gelip de Biz bunu bugün
yasalaştıracağız. derseniz bu yanlış olur.
Grubumuz
doğal bir tepki gösterdi. Bu tip tepkileri demokrasinin bir gereği
olarak kabul etmek lazım. Bu tip tepkilere Parlamento olarak, iktidar
çoğunluğu olarak eğer tolerans göstermezseniz, demokraside
problem yaşarız arkadaşlar.
Sekiz
yıllık kesintisiz temel eğitim 1997 yılında Millî
Eğitim Komisyonunda görüşülürken, sizin bugün partinizdeki
ağabeylerinizin o zaman Komisyonda yaptıklarına bakın,
bizim 4+4+4te Komisyonda yaptıklarımız onların
yanında son derece küçük kalır. Onlar, onu, o zaman çok demokratik
bir tepki olarak ifade etmişlerdi.
Burada
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu bir tepki gösteriyor. Bu sırada
Barış ve Demokrasi Partisinden Sayın Hasip Kaplan, gergin
ortamın etkisiyle, kürsüye gidiyor, Divan Kâtibinin elindeki önergeyi
almaya çalışıyor. Bu gergin ortamda
(AK PARTİ
sıralarından Aldı, aldı sesleri, gürültüler)
İzin
verir misiniz, konuşayım.
BAŞKAN
Lütfen dinleyin, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Yani, şu laf atmayı bir
bıraksanız daha iyi konuşacağız.
Şimdi,
bu gergin ortamda insanlar hakikaten hata yapabilir, hepimiz yapabiliyoruz.
Yani, çok kontrollü olarak davranmamıza rağmen, zaman zaman hakikaten
kontrolümüzü kaybettiğimiz, sonra da bu kaybettiğimiz anlara
üzüldüğümüz zamanlar oluyor.
Sayın
Hasip Kaplan bir tepkiyle gitti aldı. Şimdi, Sayın
Kaplanın bu davranışına böyle kalabalık bir grupla
gidip, neredeyse onu linç edecek şekilde bir cevap vermek doğru
mudur? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET
BERAT ÇONKAR (İstanbul) Yalan söyleme, doğru konuş!
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Ayıp be! Ayıp, Grup
Başkan Vekili konuşuyor, ayıp be!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Şimdi, bakın, bakın,
olmuyor arkadaşlar. Siz 336 milletvekiline sahip bir iktidar partisisiniz.
Burada bir küçük grup ve onun bir milletvekili, Grup Başkan Vekili bir
tepki gösteriyor. Bunu neden bu kadar büyütüyorsunuz? Yahu! Sayın Kaplan,
olmadı bu. diyebilirsiniz. Birkaç arkadaşımızın gidip
Sayın Kaplan, bir saniye. deyip ortalığı sakinleştirmeye
çalışmak varken, Sayın Kaplana
ALİ
RIZA ALABOYUN (Aksaray) Devamlı müdahale ediyor, devamlı!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) İnternette görüntüleri var,
bakın doğru değil. Ben şimdi ortalığı germek
için buraya çıkmadım. Ben ortalığı germek için buraya
çıkmadım, ortam gerilmemeli, burada medeni bir şekilde, her
türlü görüşmeyi yapabilmeliyiz.
Sayın
Başkan ara verdi, içeride oturduk konuştuk. Sayın Kaplana
yapılan bu hareketi doğru bulmuyorum ve kınıyorum,
Sayın Kaplan, evet, yanlış yapmıştır ama ona
gösterilen tepki olağanüstü ölçüde ölçüsüz olmuştur, yanlış
olmuştur. Yani Sayın Başkan ara verdi, arkada bir çözüm bulmaya
çalıştı kendisince. Biz çözüm olarak şunu söyledik: Bu
ortamda bu görüşmeye devam etmek doğru değil, gelin, bu görüşmeyi
yarına bırakalım, yarına bırakalım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Beğenmeyebilirsiniz, ben bir
öneri yaptım.
Evet,
laf atmayı bırakmış, gülümsüyorsunuz, bu daha iyi bir
tepki, kutlarım sizi.
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Benim gülümsemem
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Hayır, bu güzel, bu güzel, ben bir
olumlu gelişme olarak onu ifade ettim.
Yarına
bırakalım, yarın istiyorsanız görüşme saatini
14.00ten 12.00ye alabiliriz çünkü gergin bir ortamda bir şeye ısrar
etmek, onu devam ettirmeye çalışmak doğru değil.
Sabahın şerri akşamın hayrından iyidir. diye güzel
bir laf vardır yani bir şeyi sabaha bırakmak daha doğrudur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başkan, bir iki dakika
daha alabilir miyim?
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Hayır, iktidar partisinden
arkadaşlarımız, bunu yapamayız, bu bir taviz gibi
algılanır anlayışında, tam cümleler böyle değil
ama. Değerli arkadaşlar, 336 milletvekiline sahip bir iktidar partisi
grubunun yani böyle bir yaklaşımı taviz mi olur? Gelin. dedim,
O zaman şu önergeyi bir daha beraber yazalım. Hayır. Peki,
birkaç düzeltme yapalım. Örneğin devam eden davalar diyorsunuz. Bu
davalarla ilgili bir düzenleme yapalım. Tutuklu milletvekilleriyle ilgili,
24üncü Dönemin tutuklu milletvekilleriyle ilgili bir sonraki bölümde bir
önergemiz var -sanıyorum diğer muhalefet partileri de o önergeyi
verdi, öyle tahmin ediyorum, yanıltıcı bir şey
söylemeyeyim- böyle bir şey çözelim. Hayır.
Şimdi,
her şeye hayır diyen bir yaklaşım var. Bu çerçevede ben
Sayın Başkanın odasından ayrıldım, bir
uzlaşmayla çıkmadık. Yani devam ettirmek istiyor iktidar partisi
grubu, elbette öyle karar almışsa alabilir ama biz özellikle bir
tepki gösterirken planlanmış bir tepkiyi göstermiş değiliz.
Grup olarak böyle bir
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Son cümlelerim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Lütfen Sayın Hamzaçebi.
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Teşekkür ederim, izninizi biraz fazla
kullandım galiba, son cümlelerim.
Yani
bir tepki planladık meselesi değil, doğal olarak böyle bir
düzenlemeye grup olarak tepki gösteriyoruz, bunu da sizin anlayışla
karşılamanız gerekir.
Yapılması
gereken, bu öneriyi, bu önergeyi, bu maddeyi yarına bırakmak,
yarından itibaren, yarın nasıl bir şekilde
başlarız, siz bir yere gelir misiniz gelmez misiniz bilemiyorum ama,
en azından daha sakin bir ortamda bunu bir daha baştan alarak
tartışırız, konuşuruz ve o şekilde yasama dönemi
kapanır.
Teşekkür
ediyorum.
İyi
akşamlar diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Vural, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
13.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın,
görüşmelerin aceleye getirildiğine ve hukuka riayet etmek
gerektiğine ilişkin açıklaması
OKTAY
VURAL (İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabiatıyla
daha önce de konuştum aslında, Adalet mülkün temelidir.
dediğimiz çok önemli bir konuyu, milletvekilleri olarak
vicdanımıza, bilgimize göre bir değerlendirme yaparak burada bir
karara varacağız, ama takdir edersiniz ki böylesine önemli bir
konunun, Türkiye Cumhuriyeti devleti gibi gerçekten arkamızda büyük bir
mücadele, şerefli bir tarih olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin
gelenekleri itibarıyla bakıldığı zaman, böylesine
önemli bir konuda devletimizin aklını kullanamıyoruz. Devletin
kurumlarının bu konuda bilgileri elimizde değil, çünkü o
süzgeçten geçmedi, Bakanlar Kurulu tasarısı olarak gelmedi buraya.
Yani bir devletin, böylesine önemli bir konuda -bu kadar Adalet
Bakanlığı, birçok bakanlıklar var, hepimizin vergileriyle,
vatandaşlarımızın vergileriyle bunlar oluyor- elbette bir
değerli milletvekilinin bir önerge verme hakkı vardır elbette,
ama bir devleti yönetiyoruz, Adalet mülkün temelidir. diyoruz. Böylesine
mülkün ve devletin temeli olan adaletle ilgili bir konuda, devletimizin
Bakanlar Kurulunun bir tasarı getirememesi, bununla ilgili bir irade beyan etmemesi ve bununla ilgili sadece
milletvekillerinin bir teklifiyle bu konuyu getirmesi sağlıklı
bir karar alma süreci değil arkadaşlar.
Yine,
bakın, milletin temsilcisiyiz yani tarih boyunca var olmuş bir
milletin temsilcileri bugün burada, milletvekilleri olarak bu iradeyi temsil
ediyoruz. Partilerimizi bırakalım, şunları
bırakalım, hepimizin söyleyecek şeyi var, söylediklerimizin
hiçbirisine, birbirimize katılmayabiliriz ama biz bu milletin
temsilcisiyiz. Onlar bu devleti yönetiyorlar, biz, bu milletin temsilcisiyiz.
Peki,
böylesine önemli bir konuda görüş ve düşüncelerimizi nerede ifade
edeceğiz? Komisyonda. Niye var komisyonlar? Yani bugüne kadar geldi,
bundan sonra ne olur? Bir önerimiz vardı, çok makul çünkü yarın,
devlet sırrı, torba yasa, sağlık, birçok konu var, devam
edeceğiz.
Değerli
arkadaşlarım, varsın yarın tatile gitmeyin, çarşamba
da perşembe de
Ama inanın ki, bir saat adaletli yönetim için
parmaklarımız kalkarsa, bizim yapacağımız birçok
nafile ibadetin yerine geçer. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Onun için, elimizi
vicdanımıza koyalım. Katkı sağlamak isteyenler
yapsın. Ne lüzum var buna?
Farklı
görüşlerim olacak benim, bunun tam manasıyla
karşılamadığını söylüyorum, Cumhuriyet Halk
Partisi gibi de düşünmüyoruz. Özel yetkili mahkemeler ile ihtisas
mahkemeleri farklı. Türkiye'nin tehditlerle karşılaştığı
bir ortamda, Türkiye Cumhuriyeti devletine birçok tehdidin olduğu bir
ortam içerisinde bunlarla mücadele edecek etkili bir araca ihtiyaç olduğu
kanaatindeyiz ama karşılıyor mu karşılamıyor mu,
yapıyor mu yapmıyor mu? Bizi buraya bunun için millet gönderdi, inanın
bunun için gönderdi.
Değerli
arkadaşlarım, sizin arkanızda, elbette bunu da saygıyla
karşılıyorum, çoğunluk partisinin iradesi olan Hükûmet var
elbette. Bu konuda sizin çok fazla katkı sağlamanıza gerek
olmayabilir ama bizim arkamızda
Biz kendi bilgi kaynaklarımızla
düşüneceğiz. Bakacağız, soracağız; ne oluyor, ne
bitiyor. Elinizi vicdanınıza koyun. Nasıl yapacağız?
Geldi önerge; hemen düşünün. Acaba ne getiriyor, ne götürüyor? Ona
soruyoruz, buna soruyoruz, şunu yapıyoruz yanlış bir
iş yapmayalım diye.
O
bakımdan, muhalefetin bu konuda bir tutum oluşturması için
zeminine saygı göstermek gerekiyor. Keşke öyle olsaydı,
keşke yapabilsek. Ne var burada, iki gün gecikelim ya! Allah için iki gün
gecikelim. Bugün burada, bu Parlamentoda fiilî durumlar yöntem olmamalı arkadaşlar.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elâzığ) Evet, doğru.
OKTAY
VURAL (Devamla) Sesim ve sözüm yüksek çıkabilir, eleştirilerim
ağır olabilir ama Meclisi, fiilî durumlarla yönetilen bir Meclis
koyarsak değerli arkadaşlarım, o zaman darbeci bir zihniyeti
meşrulaştırmış olursunuz. Onun için herkes önce,
iğneyi kendisine batırsın, herkes.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OKTAY
VURAL (Devamla) İğneyi batırın kendinize; sonra, bizim
gruba ne diyecekseniz, o gruba ne diyecekseniz, o gruba ne diyecekseniz
yapsın. Ben de batırayım. Değerli arkadaşlarım,
gürültü çıkabilir, çıkmaz değil. Yöntemi var; sakin olmak
lazım. Başkan beş dakika ara verir, olmadı bir daha ara
verir, bir daha ara verir; hiç önemli değil değerli arkadaşlar.
Alelacele bir şey yapmaktansa, acele işe şeytan
karışır, rahmani tarafta olmakta fayda var değerli
arkadaşlarım. Rahmani olmakta fayda var. Onun için böyle alelacele,
gece yarısı korsan önergeler, bunlarla yapmak ancak şeytanla
bile görüşürüm. diyen kılavuzlara yarar. (MHP sıralarından
alkışlar)
O bakımdan, bence bu birtakım itirazlar,
gürültüler, bunlar değerli arkadaşlarım, siz ne yapmak
istiyorsanız
Zannederim buradaki her 1 milletvekilinin arkasında,
AKPnin arkasında 80-85 bin oy var ya da 70 bin filan, bizim milletvekillerimizin
arkasında 120 bin oy var, her bir milletvekili olarak
bakıldığı zaman. Herkes bir iradeyi temsil ediyor.
Dolayısıyla bence, saygı gösterilmesi gereken millet iradesidir,
çoğunluk iradesi elbette olabilir, ama saygı göstermeniz gereken
milletin diğer tarafı da var milletvekilleri olarak.
Ben bu bakımdan, bazı
engelleme çabaları yani kamuoyuna, elbette, değerli
milletvekillerimiz, kendisini buraya getirenlere, elbette, duruşunu ifade
etmek için, sözünü, bir tepkisini, bir şeyini dile getirecek. Bunu bu
seviyede tutmakta fayda var, bu seviyede de görmekte fayda var ama bunu Meclisi
çalışamaz hâle, bunu da Meclis çalışmalarının bir
yöntemi hâline dönüştürmek bence doğru değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) O
bakımdan, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Sayın
Başkanım, kusura bakmayın ama- bu konuyla ilgili, biraz daha
sabırlı olmak gerekiyor. İtirazlar olabilir ama bu Parlamentoda,
açıkçası, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde, iktidarıyla
muhalefetiyle Meclis Genel Kurulunda, hepimizin, hepimizi buraya getiren
milletin sesini, iradesini dile getirmek durumundayız; herkesin de
birbirine saygı göstermesi gerekir. Elbette çoğunluk iradesi,
demokrasilerde çoğunluk iradesi diğerlerini yönetir, kuralı da
budur ama hakka, hukuka riayet etmek lazım.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak,
gelin, hep beraber, birlikte bu konuyla ilgili değerlendirme yapamak için
bir fırsat tanıyalım. Bununla ilgili bir irade beyanı
inşallah olacaktır diye düşünüyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
OKTAY VURAL (Devamla) - Sayın Başkanım, Sayın
Mehmet Sağlam Bey de
Herhâlde hakem değişti galiba?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Değil, biraz
rahatsız
OKTAY VURAL (Devamla) Evet,
şekeri mi?
BAŞKAN - Uzun süre
çalışmasından kaynaklandı.
Teşekkür ediyoruz, evet.
OKTAY VURAL (Devamla) - Efendim, inşallah siz o kadar uzun süre
çalışmazsınız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum,
sağ olun.
Buyurun Sayın Akat.
14.- Batman Milletvekili Ayla
Akatın, uzun süreli çalışmanın insan psikolojisi ve
fizyolojisi üzerindeki etkisine ve yaşanan gelişmelerin Adalet ve
Kalkınma Partisinin sorumluluğunda olduğuna ilişkin
açıklaması
AYLA AKAT (Batman) Evet, saat bire çeyrek var
değerli arkadaşlar ve son dönemde herhâlde Meclisimizin
çalışma takvimi gece yarısını aşıyor. Uzun
zaman çalışmayıp son dönemde bir anda bütün yasaları
getirme telaşı, kaygısı bu noktaya getiriyor Meclisi ve
uzun süreli çalışma, tabii ki insan psikolojisi, fizyolojisi üzerinde
de etki yapıyor.
Değerli milletvekilleri, mevcut görüşmüş
olduğumuz yasa tasarısının getirilme zamanı ne kadar
yanlışsa, son üzerinde tartışmış olduğumuz
önergenin de getirilme şekli ve zamanı o kadar yanlış
olmuştur. Biz bir yargı paketinden bahsediyoruz. Hemen hemen her
siyasi partinin, kendi seçmenine vermiş olduğu vaatten kaynaklı,
Türkiye'nin demokratikleşmesiyle ilgili yasalar eksenli bu yasa
tasarısının kanunlaşması sürecinde olumlu
katkılar sunma arzusu vardır. Ama öyle bir zamanda getirilmiştir
ki, yasama döneminin son haftası, son günü ve biz bu yasa
tasarısını oldukça gergin bir ortamda tartışmak
durumunda kaldık. Her siyasi partinin sunmak istediği katkılar
vardır. Dün burada sadece kelime değişikliklerinden ibaret
CHPnin önergeleri kabul edildi, bunun dışında muhalefetin
herhangi bir önergesinin kabul edilme durumu da yok. Tabii, görüşmeler
oldu, onlar sizin tarafınızdan, iktidar partisi tarafından
getirilen önergelere yansır mı, bilemiyoruz ama sonuçta önemli bir
yasayı tartıştığımız için Meclis bugün bu
saatte bu çoğunlukla toplanıyor.
Diğer bir boyutu: Mevcut tasarı hakkında
herkesin farklı düşüncesi var. Barış ve Demokrasi Partisi
ilgili maddelerle ilgili bu kürsüye her çıktığında özel
yetkili ağır ceza mahkemelerinin kalkması gerektiğinin
altını çizdi. Ama bu mahkemeler kalkarken yerine ihdas edilenin
Gelen gideni aratır. esprisi içerisinde olmaması gerektiğini
de belirtti. Biz, mevcut teklifle ilgili bugün bilgi sahibi olduk. Her siyasi
parti gibi biz de inceledik, araştırdık, belli yerlere
gönderdik, belli sonuçlar almaya çalıştık ama kafamızda çok
da soru işareti var. Sayın Grup Başkan Vekilimizin son anda söz
hakkı istemesinin nedeni de budur. Kendini ifade edememiştir grup
başkan vekilleri usul hakkında verilen süre dâhilinde. Üç
dakikalık süre içerisinde, neden bu yasaya karşı
çıkıldığı ve neden yönetime ilişkin
eleştiriler noktasında o üç dakikanın yetersiz olduğu
aktarılamamıştır ve gerginlik
yaşanmıştır. Kişinin, buradaki herhangi bir
milletvekilinin bir diğerini duymadığı bir ortamda biz
önergeyi dinlemek durumunda kaldık. Onu bırakın, Sayın
Başkan Önergeleriniz hakkında konuşur musunuz? sorusunu sordu.
Grup Başkan Vekilimiz, evet, bir yanlış yapmış
olabilir ama değerli arkadaşlar, daha büyük bir yanlış
yapıldı ki bütün grup, AKP Grubu bizim Grup Başkan Vekiline
saldırdı. Bundan daha büyük bir yanlış olamaz.
Ki, şu var arkadaşlar,
şunu da belirtelim: AKP Grubunun 326 milletvekili olduğu bir
gerçektir. Bizim de, Barış ve Demokrasi Partisinin de yüzde 10luk
seçim barajına rağmen, kılı kırk yararak 36 milletvekiliyle
Parlamentoya geldiği de bir gerçektir. 1 tanesi gasbedilmiştir AKP
Grubu tarafından; 35 milletvekiliyle buradayız, 1 milletvekilimiz de
cezaevinde. 5 milletvekilimiz de cezaevinde ama 1i düşürüldüğü için
bu şekilde ifade ediyorum. Ki, biz Bu Parlamentoda milletin iradesi
tecelli edecek. diyoruz. Son bir yıldır en sık
tartıştığımız konu tutuklu milletvekilleri
konusu. Bu konuyla ilgili düzenleme ve değerlendirmeler için ortak
tartışma zemini bile yakalayamamışken bu yasa
tasarısında bu kadar gergin bir ortam yaşandı ve sonuç
olarak, bu gerginlikten sonra yapılan yorumlara
baktığımızda, bizim grubumuza bakarak Özel yetkilileri
kaldırmayalım, bunlar bunu istiyorlar. dendi. Özel yetkili ağır
ceza mahkemelerinin kimin için kurulduğunu ya da şu an hangi
işlevi gördüğünü Sayın Vekilimiz ifade ettiler. Bugün
itibarıyla istiklal mahkemelerinden daha kötü bir durumda olduğu bir
gerçektir çünkü bugün, sadece hedefinde muhalefet eden Kürtler yoktur, bunun
dışındaki tüm muhalefet odakları bu mahkemelerin hedefi
durumundadırlar. Bu yönüyle bir gerçeklik payı vardır ama
şunun da unutulmaması gerekir: Türkiye eğer bir yargı
paketini tartışıyorsa bu yargı paketinin içerisinde de
Terörle Mücadele Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunuyla
ilgili, ki bunların içerisinde düşünce ve ifade suçları da var,
bu kapsamda değerlendirilen, düzenlenen maddeler de var; bununla ilgili
tartışmalarımızı bu kadar gergin bir ortamda
yürütmemiz de mümkün değildir.
Bizler BDP Grubu olarak, bugün
yaşanan, son bir saat içerisinde yaşanan gelişmelerden tabii ki
hoşnut değiliz ama bunun sorumluluğunun da tabii ki iktidar
partisi olarak AKP Grubunda olduğunu düşünüyoruz. Sizin Parlamentoyu
yönetme şekliniz aslında ülkeyi yönetme şeklinizle eş
değerdir. Muhalefet güçlerini susturarak, bastırarak, İç Tüzüke
dayanarak antidemokratik bir uygulamayla istediğiniz düzenlemeyi getirme
politikanız esasında ülkeyi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AYLA AKAT (Devamla) -
yönetme
politikanızla da eş değerdir.
Ama şunu söyleyerek bitirmek
istiyorum: Muhalefetin olmadığı rejimlerin adı demokrasi
değildir, muhalefetin olmadığı rejimlerin adı
diktatörlüktür ve bu ülkede bir diktatörlük yaşanmaması için biz en
radikal muhalefetin içerisinde olacağız, en radikal demokrasi mücadelesini
vereceğiz.
Saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli, buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
15.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, muhalefetin eleştirilerini ve tepkilerini anlayışla
karşıladıklarına ancak bunun İç Tüzük
kurallarıyla sınırlı kalması gerektiğine
ilişkin açıklaması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şunu bütün samimiyetimle öncelikle
ifade etmek istiyorum: İşin iktidarı ve muhalefeti sistemin bir
bütünü, iktidarın görevleri ve sorumlulukları var, belki muhalefetin
daha fazla görev ve sorumlulukları var. Biraz önce
arkadaşlarımız da ifade etti, bunlara ben de
katılıyorum yani muhalefet eleştirecek, muhalefet konuşacak,
muhalefet sert eleştirecek, muhalefet bardağın boş
tarafını görecek, buna hiçbir itirazımız olamaz. Elbette
zaman zaman laf atmalar olabiliyor maalesef, yani bu eskiden beri bir yöntem
hâline gelmiş, her zaman yani geçmiş dönemde de bugün
iktidarıyla muhalefetiyle bunlar olabiliyor ve biz buna sabredeceğiz
iktidar grubu olarak, buna dayanacağız, bu sert muhalefete, sert
eleştiriye dayanacağız, ona hiçbir itirazımız olamaz.
Zaman zaman gerginlik ortamının da etkisiyle sesimiz yükselebiliyor
yani bu olabiliyor. Bu, gerçeği değiştirmiyor ama, bu,
gerçeğin hayata geçirilmesi gerçeğini kesinlikle
değiştirmez. Biz buna yürekten inanıyoruz, bundan yana
problemimiz yok. Hakikaten sürekli olarak akşama kadar biz dinliyoruz,
eleştiri dinliyoruz, dinleyeceğiz elbette yani muhalefet de
konuşacak, eleştirecek, görevini yapacak, biz de onu dinliyoruz,
sabırla dinliyoruz. Buradaki sorun o değil arkadaşlar, buradaki
sorun şu: Elbette İç Tüzükün verdiği birtakım imkânlar var
yani engelleme, geciktirme; bunların hepsi doğaldır, hepsi de
hukukidir, İç Tüzükteki sınırları çizilen kurallara
elbette uymak kaydıyla.
Şimdi, yine bu çerçevede hatta
bunun ötesinde de yani arkadaşlarımızın talepleri olursa,
İç Tüzükte belirlenen kuralların ötesinde söz, konuşma hatta
belki biraz daha, işte biraz önce ortaya çıktığı gibi
yani gürültü olarak bir tepkinin ortaya konulması, belli noktaya kadar
bunlar da doğaldır. Tamam, hoşumuza gitmeyebilir, biz de
eleştirebiliriz ama sonuçta, bunlar da anlayışla
karşılanabilir, karşılanması da gerekir. En çok
anlayışla karşılaması gereken grup da AK PARTİ
Grubudur ama sıkıntı burada o değil; sıkıntı
burada, bunun, Meclisin çalışma yöntemini belirleme şekline
dönüştürülmemesi gerekiyor. Ya, açıkça şunu söylemeye
çalışıyorum: Bu yöntem kullanılarak Meclisin
çalışmasına ara verilir, Meclis tatil edilir ya da istenmeyen o
konu, o önerge, o maddenin görüşülmesi bu şekilde engellenirse ya da
engellenmek istenirse sıkıntı odur. O zaman, bu yöntem Meclisin
çalışma biçimini belirlemiş, yönlendirmiş olur. Bunu sanıyorum
siz de kabul etmezsiniz, hiç kimse kabul etmez.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
İç Tüzüke göre uygun. diyorsunuz, sonra niye Vurmayın.
diyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, tamam, olabiliyor, kapaklara da vurulabiliyor;
vurulmaması iyidir ama vurulabiliyor ama dediğim gibi, tepkinin
karşı tarafta algılamasını sağlayana kadar,
tepkinin şiddetini göstermesi bakımından bununla
sınırlı olmak üzere, tamam, olabilir ama eğer Meclisi
çalıştırmamak noktasında bir araç olarak eğer kullanma
şeklinde bir irade ortaya veya uygulama ortaya çıkarsa, o,
sanıyorum hiç birimizin isteyeceği bir durum değildir; biz ona
karşı çıkıyoruz ve o noktada da zaten ben inanıyorum
ki yeteri kadar da ortaya konuldu en sert şekilde, en şiddetli
şekilde hem konuşmalarla hem ifadelerle bulundukları yerden
arkadaşlar
Yoksa o konuşmaların hiçbirisinde İç Tüzük
onları öngörmüyor aslında. Ha, verilmesi gerekir, bir şey
demiyorum ama İç Tüzükün kuralları açısından
bakıldığında, arkadaşlarımız, grup
başkan vekillerimiz ve hepimiz için geçerli, bunlar da dâhil olmak üzere
ama bunlar önemli, gerekir, o işin başka bir boyutu ama yani
şunu söylemeye çalışıyorum: Yeteri kadar zaten verilmeye
çalışılıyor. Ha, şu talep edilseydi bizim en ufak bir
itirazımız olamazdı: Gelin, burada bunu bir saat daha
konuşalım. Yani aşağı yukarı üç saattir
konuşuyoruz zaten. Yanlış bilmiyorsam aşağı
yukarı üç saattir bu konuyu konuşuyoruz. O çerçevede
arkadaşlarımız içeriğini, kanaatlerini paylaşmak
isteyebilirlerdi. Ona hiçbir itirazımız olamazdı bizim. Ama
biraz önce altını çizerek vurgulamaya
çalıştığım gibi, bu yöntemle
Hatta arkadaşlara
içeride ben şunu da söyledim: Diyelim ki Meclisi biz bugün tatil etme
kararı -normal şartlar altında- almış olsaydık,
bu olay nedeniyle bile bundan vazgeçmemiz gerekirdi. Ya, neden? Aksi hâlde, bu
yöntem Meclisin çalışma biçimine yön veren, yöneten, yönlendiren ve
bundan sonrası için de örnek olacak şekilde hayata geçirilebilecek
yanlış bir uygulama olurdu. O yüzden, çalışmalarımıza
kaldığımız yerden devam etmemiz gerekiyor.
Ha şunu da söyleyeyim, biraz önce
Sayın Vural da ifade etti, içeride de söyledim: Görüşmelerimiz normal
seyrinde devam eder. Bu kanunun tüm maddeleri görüşülene kadar, biraz önce
tartışma konusu olan önergedeki içeriği biz her zaman
konuşabiliriz, tartışabiliriz, gruplar arasında
konuşabiliriz ve bu konuda eğer bir tadilat gereği olursa,
mutabakatla bir tadilat gereği ortaya çıkarsa tekriri müzakere de
yaparız. Bu mümkündür ve buradan bunu da söylüyorum ben. Buna bir engel
yok yani komisyonun çekilme talebi de dâhil olmak üzere. Yani o zaman veya ara
vermek de dâhil olmak üzere o değerlendirmede, biraz önce söylediğim
nedenle, söylediğim çerçevede kesinlikle doğru bulmuyoruz çünkü o
zaman, olağan dışı yöntemlerin Meclisi yönlendirmesi, Meclis
çalışmalarını yönlendirmesi gibi bir durum ortaya
çıkar ki bunu hiçbirimiz kabul edemeyiz, etmememiz gerekir. Ama bu
çerçevede mümkündür, buradan da söylüyorum. Yani bunu konuşalım,
edelim bu görüşmeler devam etsin, yürüsün. O görüşmeler
sırasında da geriye dönerek, tekrar, eğer o konuda bir mutabakat
ortaya çıkarsa
Nitekim, bir arkadaşımızın
söylediği bir husus vardı, Aslında Anayasada hüküm var ama o
Anayasadaki hükmü aynen buraya da dercedelim. şeklinde. Yani bunu da
konuşabiliriz, ben de konuşulması gerektiğini
düşünüyorum. Konuşuruz aramızda ama bu, görüşmelerin
yürümesine engel teşkil etmez. Bu, görüşmelere ara verilmesini
gerektirmez. Bu, tasarının veya önerinin ya da bu maddenin komisyona
çekilmesini gerektirmez.
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Seninle neyi sohbet edeceğiz Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Yani içeriğine fazla girmek istemiyorum, zamanı da çok
fazla almak istemiyorum ama biz tepkileri toleransla karşılamayı
kabul ediyoruz ve o şekilde
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Komisyona gönderin. Tartışılsın Komisyonda.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Yani tartışmalar, seslerin yükselmiş olması bu
gerçeği değiştirmez. AK PARTİ Grubu bunu bu şekilde
karşılamak zorundadır zaten, bunun farkındayız biz.
Ama yöntem olmamalı, esası etkilememeli ve yönlendirmemeli, esas
olmamalı; esas İç Tüzük olmalı, İç Tüzükteki kurallar
olmalı. Ona riayet etmemiz gerekiyor, ona uymamız gerekiyor.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Susmamızı istiyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu çerçevede, elbette muhalefetin her türlü önerisine,
eleştirisine, katkısına
Yani, bazen
arkadaşlarımızın birazcık haksızlık
yaptığını düşünüyorum. Çünkü biz hakikaten bu
görüşmelerde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
muhalefete mensup arkadaşlarımızın
önergelerini de birçok kereler kabul ediyoruz. Hatta, bazı kanunlarda
birlikte karar veriyoruz, birlikte
Yani belki arzulanan seviyede sizin
açınızdan olmayabilir, tamam, yani. Ama sonuç itibarıyla
arkadaşlar sizin kanaatleriniz, düşünceleriniz var; bizim
kanaatlerimiz, düşüncelerimiz var. Bunlar uyuşmadığı
zaman ve bir yol da, ortak bir nokta da bulunamadığı zaman
sisteme kilit vuramayız değil mi? Sistem yürüyecek, devam edecek.
Görüşmeler de devam edecek, Meclis de çalışmalarına devam
edecek.
SIRRI SAKIK (Muş) Peki, bir
gruba saldırmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Temennimiz, arzumuz, bütün bu, mümkünse, uzlaşmanın
sağlanması, bir noktaya gelinmesi. Hepimiz bulunduğumuz yerden
adım atalım ama bu her zaman olmayabilir, olmayabiliyor,
doğaldır. Yani farklı siyasi partileriz, farklı görüşlerimiz var. O nedenle
milletin karşısına o şekilde çıkıyoruz zaten,
farklılıklarımız nedeniyle çıkıyoruz.
Dolayısıyla yani bunları da doğal karşılamak
lazım ama bu farklı görüşlerin olması sistemi
tıkamamalı. Bizim beklentimiz, bizim istirhamımız odur.
Bu çerçevede yürütülmesinin çok daha
sağlıklı olacağını ve hukuki
olacağını ifade ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223,
2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
74üncü madde üzerindeki aynı
mahiyetteki üç önergeyi tekrar okutup işleme alacağım
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Sayın Başkan, usul hakkında bir şey
söylemek istiyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Sayın Başkan, lütfen
278 sıra sayılı yasa
tasarısının 74üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Sayın Başkan, bir saniye
Ali İhsan Köktürk Turgut Dibek
Zonguldak Kırklareli
BAŞKAN Grup başkan
vekillerine söz verdim Sayın Batum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Sayın Başkan, bir saniye
Dilek Akagün Yılmaz Mahmut Tanal Ali Rıza
Öztürk
Uşak İstanbul Mersin
Ahmet Toptaş
Afyonkarahisar
Diğer önerge sahipleri:
Faruk Bal Oktay
Vural Muharrem
Varlı
Konya İzmir Adana
Nevzat
Korkmaz Alim
Işık Ali
Öz
Isparta
Kütahya
Mersin
Diğer önerge sahipleri:
Hasip Kaplan Pervin Buldan Ayla Akat
Şırnak Iğdır
Batman
Erol Dora Murat
Bozlak Sırrı
Sakık
Mardin Adana
Muş
Adil Kurt Sebahat
Tuncel
Hakkâri İstanbul
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Başkan.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan,
usul hakkında istedik.
BAŞKAN Bir saniye Sayın Batum. Önerge işlemini
başlattım ama lütfen
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Ama bir dakika
BAŞKAN - Önerge işlemi bitsin söz vereceğim.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Önerge üstünde söz
istemiyorum Sayın Başkan, sadece usul hakkında.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Usul
tartışmaları yapıldı efendim.
BAŞKAN Anladım Sayın Batum da, böyle bir usulümüz yok
ki ama. Sayın grup başkan vekillerine -içerde konuşuldu,
beşer dakika- sekizer dakika söz verdim efendim.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Ne kadar da güzel
söyledin.
Sayın Başkanım, üç tane grup başkan vekili
Lütfen,
yapmayın.
BAŞKAN Evet
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Üç tane grup başkan
vekili son derece açık olarak, son saniyede getirilen bu derece uzun ve
bir yasanın anlamını veya içeriğini tamamıyla
değiştiren bir önergenin Komisyonda görüşülemeden
getirilemeyeceğini söylediler. Son derece haklılar. Anayasada ve
İç Tüzükteki hükümler
BAŞKAN Sayın Batum, yirmi dakikadan bu tarafa bunu
konuşuyoruz. Lütfen ama
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bir dakika
Buradaki çoğunluk baskıcı diye, buradaki çoğunluk
azınlığın sesini bir hiçe sayıyor diye, biz en temel
hakkımızdan
BAŞKAN İç Tüzük gereği işletiyoruz efendim. Ne
yapmam gerekir, yol gösterin efendim.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Şunu yapmanız
gerekir: Üç tane grup başkan vekili bunun Komisyonda görüşülmesi
gerektiğini söylüyorlar.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Beş grup başkan vekili de
burada görüşülsün diyor efendim.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bir grup başkan
vekili de çıkıp hiçbir anlam ifade etmeyen, gelin sohbet edelim,
kahve içelim, bu arada görüşelim türünde anlamsız şeyler
söylüyor.
Çok kusura bakmasınlar ama biz neden grup başkan vekiliyle
kahve içelim, oturalım? Biz burada bu yasanın Komisyonda
görüşülmesini istiyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum efendim. Sözler tutanaklara
geçmiştir efendim. Teşekkür ediyorum.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Böyle devam ettirmek
bunu anlamsız Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu efendim?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
(CHP sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına
vurmalar)
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Sayın Başkan,
böyle bir şey olabilir mi yani!
BAŞKAN - Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Tuncel.
Sayın milletvekilleri, lütfen
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; verdiğimiz önerge üzerine söz
almış bulunmaktayım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Demokrasi
bir tahammül kültürünü beraberinde getirir. Dolayısıyla ortak
çalışma, kolektif çalışmayı da gerektirir. Ne
yazık ki bu ülkede çok demokratik bir ortam olmadığı için,
biz bu kürsüde çoğu zaman bunu ifade ettik. Bütün tutanaklara
baktığınızda, en azından yüz defa, belki de bin defa
bu kürsüde şu ifade edildi: Demokratik bir şekilde bu Meclis
yönetilmiyor. Demokratik bir şekilde yönetilmediği için de sorunlara
ve krizlere neden oluyor.
Öncelikle bu
kadar önemli bir yasa dediğimiz, Türkiyede kamuoyunun beklediği,
beklentiye uğradığı bir yasayı böyle alelacele
getirmek -biraz önce milletvekilimiz Sayın Ayla Akat da söyledi- bu kadar
alelacele getirme ve üzerinde tartışma zemini bile yaratmamanın
kendisi problemli bir şey. Biz, Türkiyenin geleceğini etkileyen bir
yasa çıkaracaksak o zaman ona göre bir yasa çıkartacağız,
bunu tartışacağız.
Şimdi,
AKPli Grup Başkan Vekilimiz kalkmış, burada diyor ki: Biz de
tartışılmasını istiyoruz. Aslında önemsiyoruz.
Madem tartışılmasını istiyorsunuz, önemsiyorsunuz
bunun olanaklarını yaratırsınız. Şimdi, biraz
önce burada yaşanan bir şey despotik bir yönetimdir. Özellikle Meclis
Başkanı arkadaşımızın yaklaşımı
kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Şimdi, bunu kimse
sorgulamadı, mesele BDPlilere yönelik bir yaklaşım olduğu
için kimse de ses çıkarmadı. Burada yapılan bir uygulama
kınama gerektirir ya da bunu bir tartışma gerektirir. Bu
olmadığı sürece burada adalet de olmayacaktır. Şimdi,
benzer durumları biz hiç tartışmadan sorun yokmuş gibi
değerlendirmek bir problem.
İkincisi, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan;
yani bu mesele
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını
biz talep ediyoruz. Diyoruz ki: Bu özel yetkili mahkemeler
kaldırılsın. Ama siz özel yetkili mahkemeleri
kaldırmıyorsunuz zaten, yeni özel yetkili mahkemeler kuruyorsunuz.
Bunu tartışalım. Bunu tartışmanın şeyi ne?
Meclis Başkanı aynı zamanda bunu tartışma zemini
bırakmadan konuşmaya devam ediyor. Yani bu nasıl bir yaklaşımdır?
Bu kabul edilebilir bir şey değil. Yani sayın milletvekilleri,
adalet hepimize gereklidir, demokrasi de hepimize gereklidir. Biz daha çok
çalışacağız bu Mecliste. Bir yıl bitti daha.
Şimdi, bir yandan yeni Anayasa tartışmaları
yaptığımızı düşünüyoruz. İşte orada bir
grup çalışıyor, ne yapacak belli değil. Yeni Anayasada
sözde Türkiyeyi demokratikleştireceğiz, Türkiyenin temel
sorunlarını çözeceğiz, Kürt sorununu çözeceğiz, bu noktada
Türkiyeyi ileri demokrasiye taşıyacağız diyoruz ama bir
yandan da buradan başka şeyin kavgalarını yapıyoruz.
Buradaki kavganın özü aslında yeni Anayasa falan yapmak değil.
AKP tam da burada kendi yeni Anayasasını yapıyor. Kavganın
nedeni de bu. Bu kadar hırgür çıkarmanın nedeni de bu. Çünkü biz
Yeni bir Anayasa yapıyor. tartışması yürütsek, bu kadar,
gece yarılarına kadar, hatta sabahlara kadar çalışıp
yasa çıkarmayız, bekleriz. Hele bu Anayasaya göre uyumlu şeyler
yapacağız ama böyle yapmıyoruz, sabaha kadar
çalışıyoruz, buradan yasalar çıkartıyoruz, özel
yetkili mahkemeler şunlar, bunlar. Şimdi, bu kabul edilebilir bir
nokta değil. Diğeri, tamam, çıkartalım, hani, çok
çalışkansınız, bu halka çok hizmet edeceksiniz, onu da
anlayalım ama öyle bir şey yok. O zaman, demokratik teamülleri
geliştirin, birlikte bu meseleyi geliştirelim; bir gün kalsın,
bir gün tartışalım gerçekten. İlla bu kadar gergin bir
ortamda da tartışmaya gerek yok. Biz -diyelim ki grup başkan
vekilleri başka zamanlarda bir araya geliyor- Adalet
Bakanlığı bir toplantı düzenlesin, bu meseleyi
tartışıp, gerçekten Türkiye'nin yararına nasıl bir
şey olacağını gösterelim.
Şimdi
bunların hiçbiri yapılmadan burada zorla bu işi çıkarmaya
çalışmanın kendisi Türkiye'nin ileri demokrasisini gösteriyor,
AKPnin ileri demokrasisini gösteriyor. Biz ileri demokrasiden şimdiye
kadar hiçbir şey görmedik. İleri demokrasi denildi, KCK adı
altında siyasi soykırım operasyonları yapıldı;
ileri demokrasi denildi, HES mücadelesi verenler zindanlara gönderildi;
ileri demokrasi deniliyor, Türkiye'de emekçiler tutuklanıyor. Daha
geçenlerde 28 tane kamu emekçisi arkadaşımız tutuklandı.
Niye? Sadece Kürt oldukları için bu ülkede, emek mücadelesi verdikleri
için, 4+4e karşı çıktıkları için. Bu nasıl bir
demokrasi? Eğer siz düşüncelerinizi söyleyemiyorsanız,
farklı şey yapamıyorsanız nasıl bir demokratik
ortamdan bahsedebileceksiniz?
İleri
demokrasinin bir örneğini de bu gece gördük. Yani grup başkan
vekilleri bu meseleyi bu noktaya gelmeden de çözebilirlerdi. Sadece, benim
şey yaptığım, Meclis Başkanı daha etkin
yönetebilir. Grup başkan vekilleri ya da siyasi partiler bunun
muhalefetini yapabilir. Kriz çözmek bir yönetim sanatıdır. Doğru
yönetirseniz iyi sonuçlar çıkartırsınız, doğru
yönetmezseniz kargaşa ve kaos çıkarırsınız. Bugün
yaşanan şeylerden birisi budur. Herkes de, kendisi, bu noktada bu
kaosta bir şekilde rol sahibi olmuştur diyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Vural, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; elbette bir önerge verdik ama bugün açıkçası
verdiğimiz önerge üzerinde konuşmayacağımız açık
çünkü, maalesef, AKPnin getirdiği önerge müzakere edilemeyeceği için
-bu önergeler münasebetiyle- sizin biraz sonra görüşülecek önergeniz
üzerinde konuşma ihtiyacı içerisindeyim.
Aslında, bugün
konuştuğumuz konu nedir biliyor musunuz? Yani sizin
değişiklik olarak öne sürdüğünüz ya da şikâyet
ettiğiniz ya da ana muhalefet partisinin şikâyet ettiği konu,
aslında, 2004 yılında Türk Ceza Kanununda yer alan hükümlerle
ilgili. 2004 yılında, hatırlarsanız Türkiye Büyük Millet
Meclisini olağanüstü toplantıya çağıran sizlerdiniz, Bir
an önce bunları geçirmemiz gerekir. diyen sizlersiniz ama o günden bugüne
kadar bu uygulamalar öyle bir noktaya geldi ki Sayın
Cumhurbaşkanının bile şikâyet ettiği,
Başbakanın şikâyet ettiği, hatta, ana muhalefet partisinin
bile şikâyet ettiği bir konu hâline dönüştü.
Dolayısıyla, 2004 yılında alelacele Avrupa Birliğinin
isteği ve arzusu uğruna Türkiye Büyük Millet Meclisini Verheugenin
isteği üzerine toplantıya çağıran da sizdiniz,
hatırlayın; Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Ceza Kanununu
geçirmelidir, olağanüstü toplantı yapılmalıdır.
diyerek Aman ha, Avrupa Birliği yolunda kazaya uğramayalım
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Ekimde kendiliğinden toplanacakken sizler
bir araya geldiniz, Verheugenin bu talebini yerine getirmek için
olağanüstü toplantıya çağırdınız. İşte,
o olağanüstü toplantıyla ilgili geçirdiğiniz Türk Ceza Kanunu
bugün şu ya da bu şekilde hem iktidar partisi, Başbakan hem ana
muhalefet partisi tarafından şikâyet edilen bir kanun hâline geldi.
İşte, böyle bakıldığı zaman, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin yasamasını, buradaki müzakereleri, başka yerlerin
-içeriden ya da dışarıdan- günlük, kısa vadeli talepleriyle
yönetilen bir Meclis olmaması aslında bütün bu
çalışmaların bir ürünü. Bu önerge de öyle aslında. Bu
önergede bunlarla ilgili elbette konuştuk, sizlerle bunları
paylaştım.
Şimdi, herkes elini vicdanına koysun. Bu süreç
içerisinde uygulamadan rahatsızlık duyduğunuz açık. Peki,
bu rahatsızlığı doğuran bir neticenin vebali yok
mudur? Vebali var. Ne yaparsanız yapın bunun bir vebali var. Bu
önerge de geldi. Bu vebali bir bakıma ortadan kaldırmak için
getiriyorsunuz, kaldıracak mı, kaldırmayacak mı bilmiyoruz.
Ana muhalefet partisi de bu eksende bugüne kadar çıkan uygulamaların
vebaliyle ilgili Ya, böyle olmaz. diye ifadelerde bulunuyor. Ama acaba, bir
an için, bu gecenin bu vaktinde parmaklarla kalkacak bu önergeye
verdiğiniz oylar, bundan sonraki uygulamalar itibarıyla bu vebali ya
da adaletli bir kanun yapma sürecini ya da kanunu gerçekleştirecek mi,
gerçekleştirmeyecek mi? Bu bakımdan ben, AKPnin önergesi
çerçevesinde meseleye bakıldığı zaman burada şunu
görüyorum: Eşitlik ilkesi ortadan kayboluyor.
Değerli arkadaşlarım, bu getirdiğiniz
önergeyle, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğla
ilgili bütün yürütmenin hepsinin devam ettirilmesini istiyorsunuz ama
Yaşar Büyükanıtı bundan arındırıyorsunuz. Niye?
Dolmabahçedeki sır görüşmelerden dolayı mı? Niye? Niye iki
farklı yüküm? Niye? Niye? Dolayısıyla, böyle
bakıldığı zaman, getirdiğiniz zırhın amaç ve
hedefi başkan ve adamları gibi bir yaklaşımla
yapılan uygulamaların karşısında bir
dokunulmazlık zırhı oluşturmaktır. Bunlarla ilgili bakıldığı
zaman CMKnın 250, 251, 252sini kaldırmıyorsunuz, zımni
bir kaldırma söz konusu ama değerli arkadaşlarım, bu
maddelerin kaldırıldığından bahsediyorsunuz ama
kaldırılmış bir madde olmadığı için bu da
önemli bir boşluk doğuracak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Vural, buyurun
sürenizi uzatıyorum ama açıklamasını da yapma gereği
hissediyorum: Sadece bu maddeyle ilgili.
Buyurun.
OKTAY VURAL (Devamla) Teşekkür
ederim.
Değerli arkadaşlarım,
bütün bunlarla ilgili bakıldığı zaman, Sayın
Cumhurbaşkanı şikâyet etti, İzmir meselesiyle ilgili
hususlar aynen devam ediyor mesela. Çözümleniyor mu? Çözümlenmiyor. Şike,
diğerleri çözümlenmiyor.
Bir de, değerli
arkadaşlarım, çok önemli bir hüküm var, TCK 302, 309, 311, 312, 313,
314, 315, 316ncı maddelerle ilgili hususlar, görev sırasında da
görevinden dolayı işlenmiş olsa bile savcılarla
doğrudan doğruya takibata tabi. Peki, kim takibata tabi değil?
MİT 26ncı maddedeki hükmü saklıdır. Kim bunlar? Belli bir
görevi ifa etmek üzere görevlendirilen kamu görevlilerine başbakan talimat
vermişse bunlarla ilgili izin olacak. Milletvekilleriyle ilgili
yapabilirler mi? Bir yoruma göre yapabilirler ama MİTle ilgili
yapamazlar.
Değerli arkadaşlarım,
nedir bu suçlar? 302nci madde, okuyorum: Devletin birliğini ve ülke
bütünlüğünü bozmak. Soruyorum: Devletin birliğini ve ülke
bütünlüğünü bozmak, Türkiye Cumhuriyeti devletinde kanunla görev yapan
kamu görevlilerinin görevi midir? Bununla ilgili zırh getiriyorsunuz.
309uncu madde: Anayasayı ihlâl, 311
Cumhurbaşkanına
suikast, Yasama organına karşı suç, Hükûmete karşı
suç, 313: Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı eylem.
Değerli arkadaşlarım, bunlarla ilgili
Başbakan birilerine talimat verirse, bunlarla ilgili, görev verdikleriyle
ilgili yargı için izin alması gerekiyor. Bu nasıl olabilir ya?
Nasıl olabilir?
İDRİS
ŞAHİN (Çankırı) Hayır, öyle bir şey yok.
OKTAY VURAL (Devamla)
İşte burada
İşte burada, Türk Ceza Kanununun 302, 309
Suçlar hakkında, görev sırasında görevinden dolayı
işlenmiş olsa bile cumhuriyet savcılarına doğrudan
soruşturma açılır. Ancak Millî İstihbarat
Teşkilatı Kanununun 26ncı maddesi hükmü saklıdır.
diyor Değerli Arkadaşım. Niye? Böyle bir görev mi verildi ya?
Cumhurbaşkanına suikastla ilgili bir görev verildiği zaman
MİTin Kanununda Başbakandan izin almak lazım. Bu bile Türkiye
Cumhuriyeti Başbakanına bir yüktür ya, bunların üstü örtülür. Bu
tür iddiaların soruşturulması gerektiği gayet
açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Vural, lütfen
Buyurun.
OKTAY VURAL (Devamla)
Onun için, bununla ilgili söyleyecek çok şey var. Ama şunu ifade
etmek istiyorum ki, bugün geldiğimiz bu noktada, Sayın Başbakan
ÖYMler kaldırılmalı; Sayın Bülent Arınç Olur mu
canım, bizim öyle bir irademiz yok.; Bekir Bozdağ Hukuk devletinde
olmaz.; Sayın Sadullah Ergin Olur mu canım, ÖYMler devam etmeli.
Karmakarışık bir Hükûmet. Bu karmakarışık
Hükûmetin iradesi yok burada. Bakanlar Kurulu üyelerinin hükmi
şahsiyetinin iradesi yok. İşte, biz, onun için bu düzenlemeyle
ilgili endişelerimizi belirtiyoruz. Bu düzenlemeyle ilgili Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, Türkiyenin karşılaştığı
tehditlerle ilgili ihtisas mahkemelerinin olması gerektiğini, mevcut
yürüyen davalarla ilgili yetki aşımı, görevin kötüye kullanılmasındaki
hususların giderilmesi, uzun süren tutuklulukların sona erdirilmesi,
uzun süren davaların bir an önce bitirilmesi gerektiğini
düşünüyoruz. Ama bunlarla ilgili de, bu getirdiğiniz maddede bunlarla ilgili hiçbir ilerleme
olmadığını da görüyoruz; yine yargılamalar uzayacak,
yine tutuklu yargılamalar uzayacak, adaletin dağılması,
dağıtılması gecikecek. Bu konuyla
bakıldığı zaman, bu eksende adaletin hızlanması
açısından, bir an önce tecelli etmesi açısından da mevcut
davalara da herhangi bir katkı sağlamadığını
görüyoruz.
Bu yönleriyle eleştirilerimiz
vardır. Keşke bunları da düzeltecek adımlar
atılsaydı, keşke bütün bunlarla ilgili görüşlerimizi sadece
bir Grup Başkan Vekili olarak ya da Sayın Başkanın
müsamahasına sığınarak üç beş dakika içerisinde ifade
etmek zorunda kalmasaydık. Bunun için bu kadar zorlamaktan bile teeddüp
ediyorum, gerçekten. Bunu konuştuk, sanki çözeceğiz diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY VURAL (Devamla) Mesele burada
konuşmak, sadece tutanağa girsin, laf olsun beri gelsin diye
tutanağa girmek açısından olacak.
Bir müzakere sürecinin
olmasını isterdik ama netice itibarıyla Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, biraz sonra AKPnin getireceği bu öneri konusunda
düşüncelerimizi bu vesileyle ifade ettim.
Sayın Başkan, çok
teşekkür ederim müsamahanıza. Saygılarımı arz
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, önerge üzerinde üçüncü söz sahibi
Emine Ülker Tarhan, Ankara Milletvekili.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
Değerli milletvekilleri, Türkiye günlerdir özel yetkili mahkemelerin
kaldırılmasını bekliyor çünkü birileri böyle bir ilan
vermişti, demişti ki: Özel yetkili mahkemeleri
kaldıracağız. Ancak, bugün anlıyoruz ki, anladık ki
birkaç saat önce gelen bilgi üzerine, uzun tartışma ve pazarlıklardan
sonra milletvekilleri, seçilmişler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri
ve bunları düşman ilan edip susturmaya, başka kadrolarla devam
etmeye ve bir çifte özel yetkili yargı düzeni oluşturmaya karar
verdiğinizi anlamış bulunuyoruz. Bunu yapmaya karar
vermişsiniz ve bizden şunu istiyorsunuz: Ağır, ileri
faşizmi getirmeye çalıştığınız, bu yöntemle
getirmeye çalıştığınız bu ülkede, ana muhalefet
partisi milletvekillerinin bu kadar kısa sürede bu yasayı
görüşmenize ve üzerine bizim soğuk su içmemize ve sizlerle oturup çay
kahve içmemizi istediğinizi görüyorum yani inanamıyorum, gerçekten
inanamıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu kadar
ağır bir faşizmi önümüze getiriyorsunuz
Biz faşizmden ayrıca
korkmayız, asla korkmayız çünkü nerede olduğunu biliriz
faşizmin; faşizmin nerede olduğunu, bizi nasıl yönetmeye
çalıştığını biliriz ancak halkı siz
yargı eliyle faşizmle kuşatırsanız biraz soluksuz
bırakırsınız, onun endişesini taşırız.
Ayrıca biz okumadan hiçbir şeyi imzalamayız. Görüyorum ki, bu
hazırladığınız metinde hiçbir şeyi okumadan
imzalamışsınız.
Değerli milletvekilleri, siz özel
yetkili mahkemelere, elde kalan davaları onlara teslim etmeyi
düşünüyorsunuz, yeni usul hükümlerinin onlara uygulanmaması
gerektiğini söylüyorsunuz. Aranızda hiç mi hukukçu yok? Zannediyorum
ki yok çünkü bu ağır ceza mahkemelerindeki zaman aşımı
süresinin otuz yıl olduğunun bile farkında değilsiniz. Bir
davanın otuz yıl 4 yargıcın eline verileceğinin farkında
değil misiniz? Utanç duyuyorum, nasıl bunun farkında
olmazsınız? 4 yargıcı siz otuz sene bir dosyanın
başına oturtacaksınız ve o davanın bitmesini
bekleyeceksiniz, öyle mi ve Türk halkının buna inanmasını
bekleyeceksiniz?
Bakın, büyük Türk hukukçusu Bekir
Bozdağın söylediklerinin mefhumu muhalifinden de artık (CHP
sıralarından alkışlar) polis devletiyle bu ülkeyi yönetme
kararlılığını gösterdiğiniz
anlaşıldı, bu açık. Hani hukuk devletlerinde özel
yetkililere yer yoktu Sayın Bakan? Hani yoktu, öyle söylemiştiniz,
hani güvenmiyor ve demokrasiye aykırı buluyordunuz? Belli ki bir
gecede fikir değiştirdiniz çünkü günlerdir bunu konuşuyordunuz.
Korkudan tir tir titrediğiniz bir yapıya, bu yapıya
halkımızı teslim ettiniz. Kendinize yakın yeni bir kadro
ile iktidara sınırsız bir dokunulmazlık getirmeye karar
verdiniz ve bunu yangından mal kaçırır gibi, parça
başı iş çıkartır gibi birkaç saat içinde yapmaya
çalışıyorsunuz, buna müsaade etmeyiz, izin vermeyiz. (CHP
sıralarından alkışlar) Çarpık sisteminizi devletle,
siz devletle özdeşleştirebilirsiniz, kendi
düşmanlarınızı dış mihrak ya da hain ilan
edebilirsiniz ve yeni ulusal güvenlik stratejinize göre, bu
düşmanların sivil toplum örgütleri, gazeteciler, gençler
olduğunu ilan edip, bir savaş hukuku uygulamayı tercih
edebilirsiniz. Böylece cezaevini doldurur, binlerce kişiye ağır cezalar
da verebilirsiniz. Onun için durmadan ne yaparsınız biliyor musunuz?
Demir coplar alırsınız, hiç durmadan. Kitaplar almak yerine
demir coplar alırsınız, öğretmen almak yerine binlerce
polis doldurursunuz kadrolara ve güvenlik sorununu nedense gene de bir türlü
çözemezsiniz, çünkü
Bir de biber gazı alırsınız, en son
biber gazı almaya da karar vermişsiniz.
Neden çok korkuyorsunuz, onu da
anlatmak istiyorum. Gerçekten çok korkuyorsunuz, onun için kendinizi tahkim
etmeye çalışıyorsunuz. Çünkü dünyayı her gün biraz daha
yakından tanıyan gençlerle dolu bu ülke. Çoğu işsiz,
çoğu yoksul ve gelecekten umutsuz. Her itirazı azarlanan, olmadı
coplar, olmadı biber gazlarıyla terbiye etmek istediğiniz, en
kötüsü de tek amacı mutlu olmakken kindar olmaya zorladığınız
gençlerle dolu bu toplum. Ve saatli bombanın tik takları, kendini
muktedir zanneden sizleri tek gözünüz açık uyumaya sevk ediyor.
Mecbursunuz, çünkü korkuyorsunuz ve kendinizi tahkim etmek ve kendinizi korumak
istiyorsunuz, düşmanlarınızı ise derdest etmek ya da yok
etmek istiyorsunuz, hatta yıllardır ittifak ettiğiniz güçlere
karşı bile bir gözünüz açık uyuyorsunuz, tetikte uyuyorsunuz.
Bir vakit kardeşiniz olan komşularınızla şimdi
nasıl kardeş değilseniz, bir gün, iktidarı
paylaştığınız odaklarla da
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Devamla)
Sayın Başkan, evet, lütfen
bu ittifaklarınız
bozulabilir, karşılıklı sırlarınız devreye
girebilir, bazı sırlar devreye girebilir. İşte,
bakarsınız bir gün, yapılandırdığınız o
yargı sizin için bir intikam aracı hâline gelebilir, onun için
kendinizi korumak istiyorsunuz, işte tam da bu yüzden bu gece
yarısı operasyonunuz. Hukukun ilkelerine ihanet eden, beyni intikama
tembihli bir yargıyı kim yarattı? diye kendinize bir sorun.
Demokrasi ve özgürlükleri korumakla görevli yargıçları kim birer
sürek avcısı hâline getirdi? bunu da kendinize sorun. Kimin
yaptığının aslında artık çok önemi yok, cemaatin
mi, AKPnin mi yaptığının gerçekten hiç önemi yok.
Şimdi, toplamaya
kalkışılan, toplanmaya kalkışılan,
sırtlanların kavgası gibi kavgalar var fark ettiğimiz ve
kayıkçı kavgalarınız var. Bunlar yüzünden toplumu kurban
ediyorsunuz, bugün bizim önümüze getirdiğiniz bu 74üncü maddeyle
aslında toplumu kurban ediyorsunuz. İktidarı paylaştığınız
güçlerle güç dengesi sağlamak için Rambo mahkemelerinizi aranızda pay
ediyorsunuz, paylaşıyorsunuz; yaptığınız budur.
Ne söylediysek gerçekleşti, hepsi
gerçekleşti. Bir parti yargısı
yaratacağınızı söylemiştik. Evet, bir parti
yargısı yarattınız ve yargıçlardan oluşan, kendi
yargıçlarınızdan oluşan, bir çadır tiyatrosunu bile
yönetemeyen bir yapı yarattınız ve asıl önemlisi, bir
eşeği bile seçebilecek nitelikte bir yargı yarattınız.
Ama bakın, bir şeyi atlıyorsunuz, bunu görmek
zorundasınız: Çarpık yargılama sistemi, özel yargılama
biçimleriyle yargının yol açtığı
haksızlıklar darbeyi de, bakın darbeyi de, terörü de, bu iki
kötüyü de -bu iki kötü- iki lanetliyi de inanın çağırır, ne
yazık ki çağırır. Bunun farkında değil misiniz?
Ne yaptığınızın farkında değil misiniz siz?
Bakın, çünkü özgürlüğün ve
adaletin olduğu yerde aslında, inanın, hiç kimse kavga
çıkarmak istemez, hiç kimse huzursuzluk çıkarmak istemez, valizini
toplayıp hiç kimse başka bir yere gitmek istemez, biliyorum.
Mutluysanız, özgürseniz, huzursuzluk çıkarmak için ya da evinizi terk
etmek için bir nedeniniz yoktur ama bunca baskı, zulüm
Korkarım ki,
bu güvenlikçi politikalarınız, her gün biraz daha güçlendirmeye
zorlayacak sizi, yaptığınız her şeyi yeniden ve yeni
baştan yapmak zorunda bırakacak tüm gölgesinden korkanlar gibi;
yeniden, yeniden, aşırı yasalaşma faaliyetine yeniden
girişeceksiniz çok iyi bir şeymiş gibi, on yıldır
yaptığınız gibi ve şu anda olduğu gibi. Bu
dirlikten kurtulamayacaksınız çünkü korku dağları bekliyor
çünkü siz demokrasiden korkuyorsunuz Sayın Bakan. Onun için, biliyorum ki,
bu konuda etkili bir insan değilsiniz. Bunu biliyorum.
Değiştirme iktidarına sahip değilsiniz bu olan biteni, onu
da biliyorum ama yine de yanlış yapıyorsunuz Sayın Bakan.
Bunu Türk halkına yapmayın, yapmayın.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
[CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
Önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler
kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum: [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 Sıra
Sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
[CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)] çerçeve 74 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal
(Kahramanmaraş) ve arkadaşları
Madde
74- 3713 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir. [CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]
"Görev ve yargı çevresinin
belirlenmesi, soruşturma ve kovuşturma usulü
Madde 10- (1) Bu kanun kapsamına
giren suçlar dolayısıyla açılan davalar Adalet
Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili kapsayabilecek şekilde
belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerinde
görülür. [CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına
vurmalar, alkışlar(!)] Bu
mahkemelerin başkan ve üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu
mahkemelerden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
(2) Anayasa Mahkemesi ve
Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkin
hükümler ile askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler
saklıdır. [CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
(3) Bu Kanun kapsamına giren
suçlarla ilgili olarak;
a)
Soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların
soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet
savcılarınca bizzat yapılır. [CHP sıralarından
sürekli sıra kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)] Bu
Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet başsavcılığınca
başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez. [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
b)
Türk Ceza Kanununun 302, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 316 ncı
maddelerinde düzenlenen suçlar hakkında, görev sırasında veya
görevinden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet
savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)] 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet
İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun
26 ncı maddesi hükmü saklıdır. [CHP sıralarından
sürekli sıra kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
c) Yürütülen
soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları
almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve
sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hâkim görevlendirilir. [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
ç) Ceza Muhakemesi Kanununun 91 inci
maddesinin birinci fıkrasındaki yirmidört saat olan gözaltı süresi
kırksekiz saat olarak uygulanır.
d)
Soruşturmanın amacı tehlikeye düşebilecek ise yakalanan
veya gözaltına alınan veya gözaltı süresi uzatılan
kişinin durumu hakkında Cumhuriyet savcısının emriyle
sadece bir yakınına bilgi verilir.
e)
Gözaltındaki şüphelinin müdafi ile görüşme hakkı,
Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, hâkim kararıyla
yirmidört saat süre ile kısıtlanabilir; bu zaman zarfında ifade
alınamaz.
f) Kolluk
tarafından düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlilerin açık
kimlikleri yerine sadece sicil numaraları yazılır. Kolluk
görevlilerinin ifadesine başvurulması gerektiği hallerde
çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı, kolluk
görevlisinin iş adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve
duruşma tutanaklarında adres olarak iş yeri adresleri
gösterilir. (CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına
vurmalar)
g) Güvenliğin
sağlanması bakımından duruşmanın başka bir
yerde yapılmasına karar verilebilir.
ğ) Açılan davalara adli
tatilde de bakılır.
h) Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci
maddesinin altıncı fıkrasının (a) bendinin (8)
numaralı alt bendindeki, 139 uncu maddesinin yedinci
fıkrasının (a) bendinin (2) numaralı alt bendindeki ve 140
ıncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (5)
numaralı alt bendindeki istisnalar uygulanmaz.
(4) Türk Ceza Kanununda yer alan;
a)
Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı
madde imâl ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerini aklama suçu,
b)
Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir
örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar,
(CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, ayakta
alkışlar(!), gürültüler)
c) İkinci
Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde
tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeler
hariç), dolayısıyla açılan davalar, birinci fıkra hükmüne
göre görevlendirilen mahkemelerde görülür. Üçüncü fıkranın (d), (e),
(f) ve (h) bentleri hariç olmak üzere, bu madde hükümleri, bu suçlardan dolayı
yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda da uygulanır.
(5)
Türk Ceza Kanununun, 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç
olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş,
Altı ve Yedinci bölümlerinde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi
Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır. [(CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, ayakta
alkışlar(!)]
(6) Çocuklar, bu
madde hükümleri uyarınca kurulan mahkemelerde yargılanamaz; bu
mahkemelere özgü soruşturma ve kovuşturma hükümleri çocuklar bakımından
uygulanmaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım. [CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, ayakta
alkışlar(!)]
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI
SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ceza Muhakemesi
Kanununun 250, 251 ve 252 nci madde hükümleri ve buna bağlı olarak
mahkeme ve savcılık görevlendirilmesi muhakeme sistemimizden
kaldırılmaktadır. [CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, ayakta alkışlar(!)]
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Bununla
birlikte, terör suçlarının yoğunluğu da göz önünde
bulundurulmak suretiyle bu suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturmaları
yürütecek cumhuriyet savcıları ve hâkimlerin
uzmanlaşmalarını sağlamak amacıyla, Terörle Mücadele
Kanununda, bu Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili ihtisas mahkemesi
olarak belirli ağır ceza mahkemelerinin Adalet
Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunun kararıyla görevlendirilmesi yönünde düzenleme
yapılmaktadır. Bu mahkemelerin görev alanına giren suçların
niteliği dikkate alınarak bazı usul hükümleri düzenlenmektedir.
[CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, ayakta
alkışlar(!)]
Maddenin üçüncü
fıkrasının (b) bendinde sayılan sınırlı
sayıdaki suçlar nedeniyle soruşturma ve kovuşturma
yapılması şüpheli veya sanığın görev veya
sıfatı ne olursa olsun izne tabi
kılınmamıştır. Ancak, Terörle Mücadele Kanunu
kapsamına giren ve fakat istisna olmak üzere sayılan suçlar
dışındaki diğer suçlar dolayısıyla
soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi ilgili mevzuat
hükümlerine göre izin veya karar alınmasını gerekli kılması
halinde bu kurallara göre hareket edilmesi öngörülmüştür.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir. [AK PARTİ sıralarından ayakta
alkışlar; CHP sıralarından Yuh sesleri, sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, ayakta alkışlar(!)]
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 01.27
ONUNCU OTURUM
Açılma Saati: 01.44
BAŞKAN: Başkan Vekili
Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
_____0_____
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu Birleşiminin Onuncu
Oturumunu açıyorum. [CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
74üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
74üncü madde kabul edilmiştir. [AK PARTİ
sıralarından alkışlar; CHP sıralarından sürekli
sıra kapaklarına vurmalar, alkışlar(!)]
75inci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum. (CHP sıralarından
sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı kanun
tasarısının 75 inci Maddesinin 2 nci fıkrasında yer
alan başkanlığında ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını ve Teknik İşler Dairesi
Başkanından ibaresinden sonra gelmek üzere Hukuk İşleri
Genel Müdürlüğü ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla Akat İbrahim
Binci
Iğdır Batman Şanlıurfa
Erol Dora Nazmi
Gür
Mardin Van
(CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmekte olduğumuz 278
sıra sayılı kanun tasarısının 75. maddesi ile
değiştirilen 4301 sayılı kanunun 3. Maddesi 2.
Fıkrasına Mali İşler Daire Başkanı ibaresinden
sonra gelmek üzere Hakimler Savcılar Yüksek Kurulundan seçilecek bir
yargıç ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Bülent Tezcan Dilek Akagün
Yılmaz
Mersin Aydın Uşak
Tufan Köse Levent Gök
Çorum Ankara
(CHP sıralarından sürekli
sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Son önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı kanun
tasarısının 75. maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Öztürk Oktay Vural Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Ali
Öz
Muğla Kayseri Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım. (CHP
sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz kuvvetler
ayrılığı prensibine göre tanzim edilmiş, devlet
organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve sorumluluklar
verilmiştir.
Kuvvetler ayrılığı
prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da hukuk devleti ilkesidir.
Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam anlamıyla bir hukuk
devletinden bahsedilmesi için de bağımsız ve tarafsız bir
yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu erozyonun farkında olan kamuoyu
tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan kaldırmak için yargı
reform paketleri birbiri ardına açılmakta ve böylece kamuoyu
oyalanmaktadır.
Toplumda büyük beklentiler yaratan 3.
yargı reformu paketinin de bu beklentileri karşılamaktan uzak
olduğu görülmüştür.
Ana gerekçe, yargının
hızlandırılması ve biriken ağır iş yükünün
azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak bu hedefleri gerçekleştirmek
üzere tasarının hiçbir somut öneri içermediği, 3. yargı
reform paketinin de ölü doğmasına sebep olduğu görülmüştür.
Ne İcra ve İflas Kanunu'nda
ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de
diğer kanunlarda yapılan değişiklikler, yargının
süratli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımız mahkeme
kapılarında yıllarca beklemeye devam edeceklerdir. Verilen yargı
kararları ise adalet terazisinde tartıldığında, hep
tartışmalı ve kamu vicdanında mahkûm edilen kararlar
olacaktır.
On yıldır tek
başına hükümet eden Adalet ve Kalkınma Partisi ülkedeki
kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine millet tarafından
verilen gücü hep istismar amacıyla kullanmıştır.
Bugün de Meclise getirdiği
tasarı ile yıllardır kronikleşen problemi çözmek bir
tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak yine kamuoyunu
oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. (CHP sıralarından sürekli sıra
kapaklarına vurmalar, gürültüler)
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmekte olduğumuz 278
sıra sayılı kanun tasarısının 75. maddesi ile
değiştirilen 4301 sayılı kanunun 3. Maddesi 2.
Fıkrasına Mali İşler Daire Başkanı ibaresinden
üzere Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulundan seçilecek bir yargıç
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek Akagün
Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Tufan Köse.
BAŞKAN Tufan Köse, Çorum
Milletvekili. [CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından Devam, devam(!) sesleri]
TUFAN KÖSE (Çorum) Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; hukuk bir gün herkese
lazım olacak. Dün akşam burada intikam duygularıyla nara atan ve
yargı eliyle darbe teşebbüsünde bulunan Adalet Bakanına da bir
gün hukuk lazım olacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayısal üstünlüğünü kaba kuvvetle destekleyerek hukuk literatürüne
yeni bir yasama tekniği getiren AKP Grubuna da bir gün hukuk lazım
olacak. Bugün yaptığınız düzenleme bir bumerang gibi size
dönecek. O gün sızlanmalarınızı duyacak kimse kalmayacak
burada. Sizin sızlanmalarınızı duyacak kimse kalmayacak.
Başbakanın çok sevdiği bir laf söyleyeceğim: Men dakka
dukka. Eden bulur, sizler de bulacaksınız. (CHP
sıralarından alkışlar) Bugün biz burada şunu beklerdik
AKP Grubundan da: Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti için özel yetkili
mahkemeler başka bir isim ve görünüm altında devam ettirilmeksizin
hemen ve mutlaka bu akşam kaldırılmalı diye oy
kullanmanızı beklerdik ama maalesef bizleri yine hayal
kırıklığına uğratmadınız.
Değerli arkadaşlarım,
özel bir maksadınız yoksa özel yetkili mahkemelerde bu
ısrarınız niye? Neden devletin ağır ceza mahkemelerine
güvenmiyorsunuz? Devletin ağır ceza mahkemeleri bu milletin
adına karar vermiyor mu? Bağımsız yargı değil mi
onlar, neden güvenmiyorsunuz ağır ceza mahkemelerine? Yoksa, özel
yetkili mahkemeler sizin devlet terörünüzün bir aracı mı? Yoksa,
iktidarı devam ettirmenizin başka bir yolu kalmadı da bunun için
mi özel yetkili mahkemelere bu kadar sarılıyorsunuz? Yoksa, özel
amacı olanların dışında, çoğunluğunuzun özel
yetkili mahkemelerin ne olduğundan haberi mi yok acaba? Biraz sonra
örnekleriyle anlatacağım değerli arkadaşlarım. Bugün
Kurtuluş Savaşımızın antiemperyalist niteliği,
tam bağımsızlık niteliği sizin iktidarınız
döneminde suç konusu olmuştur. Böyle bir suç olur mu? Böyle bir suç olmaz.
Kökü dışarıda cemaatten emir almayan herhangi bir savcıya,
herhangi bir hâkime böyle bir suç tarifi yaptırabilir misiniz? Kökü
dışarıda olan, Amerikada olan, Pensilvanyada olan bir
cemaatten emir almayan hâkim böyle bir suçu yargılayabilir mi? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
günümüz Türkiyesinde en çok kaybettiğimiz değer adil olmaktır.
Adil olmaksa öncelikle başkalarının hakkına sahip
çıkmaktır. Ama daha da önemlisi yurduna, yoksul halkına,
yurtsever aydınlarına, emekçisine sahip çıkmaktır. Özel
yetkili mahkemeler bunları
yapıyor mu? Örnek olsun, çok yakın örnek olduğu için söylüyorum.
Kemal Gürüzün tutuklanmasını gerektirir suçu neydi? Adam on beş
yıl evvel görevinden ayrılmış, on beş yıldır
makama oturmamış; yurt dışında gezisinden dönüp
geliyor, kaçma şüphesi de yok. Niye tutukladınız? Mustafa Balbay
niye üç yılı aşkındır tutuklu? Hiç düşünüyor
musunuz İlker Başbuğ niye tutuklu arkadaşlar? Ne diyor
İlker Başbuğ biliyor musunuz? Geçen hafta ziyaret ettim
kendisini. Bana yöneltilen suçlamalara cevap vermeyi onursuzluk kabul ettim.
diyor. Diyorlar ki bana: İnternet sitelerini niye kapattın? Sen suç
delillerini karartıyorsun. Bir taraftan böyle diyorlar, bir taraftan da
Niye bu İnternet sitelerini açmadınız? Bir hazırlık
varmış, suç işleyecektiniz, onun için açmadınız.
Böyle bir onursuz suçlamaya ben cevap vermem. diyor.
Peki, Cüppeli Ahmet Hoca ne diyor
biliyor musunuz? 28 Şubatın bir ahlakı vardı. Suçum
laiklik karşıtı eylem. Suçum belliydi, yatacağım ceza
belliydi; yattım, çıktım onurumla, namusumla. Ama bunlar öyle
mi? Benim cüppem bir yere saklanmaz, sakalım bir yere saklanmaz, cüppem de
üstümde ama o kökü dışarıdaki cemaatin derdi Müslümanlık
değil, İslamiyet değil; derdi ekonomik, derdi para. Ben
milliyetçiyim, halkımı seviyorum, milliyetçi Müslümanım ben.
diyor. Cüppeli Ahmet Hoca da böyle diyor.
Değerli arkadaşlarım,
otuz yaşındaki Barış Terkoğlu ne diyor biliyor
musunuz? Bilin diye söylüyorum, hiçbirinin suçu yok. Silivriye girmeyen tek
şey adalet. Müyesser Yıldız bırakıldı aynı
suçlamayla. Bırakıldıysa ben niye
bırakılmıyorum? diyor. Dediği bu. Yirmi sekiz
yaşında, İnternet sitesi yöneticisi; başka bir suçu yok.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, tutuklama bir haksızlığın zorunlu
olarak yerine getirilmesidir, tutuklama bir tedbirdir; hukukçular bunu bilir,
belli şartları gerekir. Tutuklama konusunda da hâkimlere çok
geniş takdir yetkisi tanınmıştır bizim hukukumuzda
.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Köse.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Başkanım, bir dakika
BAŞKAN Onu, biraz önce
açıklamasını da yaptım.
Teşekkür ederim.
[CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar,
alkışlar(!)]
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı kanun
tasarısının 75 inci Maddesinin 2 nci fıkrasında yer
alan başkanlığında ibaresinin tasarı metninden
çıkarılmasını ve Teknik İşler Dairesi
Başkanından ibaresinden sonra gelmek üzere Hukuk İşleri
Genel Müdürlüğü ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ayla Akat (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Ayla Akat Ata, Batman
Milletvekili.
Sayın Ata, biraz önce diğer grupların
kullandığı beş dakika fazla süreyi kullanmak isterseniz
AYLA AKAT (Batman) Tamam
Teşekkürler Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan tasarının
75inci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, cezaevleriyle ilgili problem hâliyle bugün
ülkenin gündeminde. En son Urfada yaşanan var. Ama daha büyük önemle
dikkat çekilmesi gereken bir husus şu ki: Cezaevleri, özellikle bölgedeki
cezaevlerindeki doluluk oranı -Sayın Bakan da burada- yüzde 300lere
vardı. Belki ülkenin genelindeki rakam yüzde 200leri gösteriyor ama bölge
cezaevleri yüzde 300lere vardı.
Şimdi, birtakım kısmi önlemler alınıyor. Nedir
bu önlemler? Bölge cezaevlerinden özellikle Karadeniz ve Egede Şakrana
özellikle kadınlar ve yine Sincana son olarak kadınlar sevk edilerek
bir şekilde doluluk oranı düşürülmeye çalışılıyor.
Bu bir çözüm mü? Hayır. İki ayrı şeyi
barındırıyor içerisinde. Birincisi, sevk edilenler, sevk olarak
özellikle Karadeniz cezaevine gönderilenler için şöyle bir problem var:
Gidenlerin ailelerinin yaşamış olduğu güvenlik problemleri
var. Her türlü provokasyona açık bir durumla karşı
karşıyayız.
İkincisi ve daha önemli olan, direkt bir insan
hakları ihlali var ki ilçeden ile çocuğunu ziyarete gelemeyen
aileler, en az 400, 500, 600,
Peki, cezaevlerinin
bir caydırıcılığı mı kaldı? Hayır,
kalmadı. Bugün eğer doluluk oranı yüzde 300lere vurduysa, her
toplumsal olayda, her demokratik eylemde gözaltıların
sayısı günbegün artıyorsa ve buna rağmen insanlar
demokratik hak ve özgürlüklerini talep etmekten bir adım geri noktaya
gelmiyorsa bugün bizim tartışmış olduğumuz ve
değiştirilmesini arzu etmiş olduğumuz hükümlerin,
düzenlemelerin toplumsal yaşamda, toplumda bir karşılığı
olmadığını gösterir. Toplum bu yasalara rağmen
susmuyor, toplum bu yasalara rağmen hak ve özgürlük talebinden
vazgeçmiyor, toplum bu yasalara rağmen demokratik eylem inisiyatifinden
vazgeçmiyor. Hâlâ sokakta. Niye? Çünkü haklı. Evet, sizin 326
milletvekiliniz var; evet, sizin elinizde her toplumsal eylemde
kullandığınız tazyikli su var, coplar var, yine biber
gazları var ve bunlar insanların yaşamlarına mal oluyor ama
sokağa çıkan insanların da arkasında oldukları tek
şey var, o da haklı olduklarıdır. Bu haklılıktır
ki cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 300lere varmıştır
ama hâlâ kendilerini ifade edebilecekleri kanalların açık olması
için mücadele etmektedirler. İşte ayın 14ünde
Diyarbakırda yine bir dev miting yapılacak. Biliyoruz ki bu etkinlik
de -en demokratik eylem, etkinliktir miting- bunlar da yine antidemokratik
yasalarla, kararlarla engellenebilir ki bugün, bir siyasi partinin
aldığı karardır ama yarın bir bakacağız,
yine Diyarbakırın Valisi bunu engelleme, bunun yasaklama
kararını alma gücünü kendinde bulacak. İşte sorun tam da
buradadır arkadaşlar. Ne bu yasalarla ne de yereldeki idarecilerin
vermiş olduğu yasaklama kararlarıyla, toplum evinde oturmuyor,
sokağa çıkmaktan vazgeçmiyor, demokratik hak ve özgürlüklerini
haykırmaktan vazgeçmiyor çünkü haklı. İşte bu haklılık
noktasında ortak zeminde tartışmak, işte bu Parlamento
çatısı altında çözüm bulmak durumundayız.
Değerli
arkadaşlar, bizim sadece cumhuriyet tarihine dayanan bir geçmişimiz
yok. Cumhuriyet tarihinin öncesine dayanan, ta 1071lerden bugüne gelen bir
birlikteliğimiz var Türk ve Kürt toplumu olarak. Ancak şu da bir
gerçek ki: II. Mahmut döneminde başlayan merkezîleşme
eğilimleriyle beraber Kürtler isyan etmeye başladılar. Ve
29uncu isyanın sonuçlarını tartışıyoruz.
Eğer
bugün cezaevlerindeki doluluk oranı buysa, evet, bu isyanın bir
sonucudur. Ve yine altını çizmek gerekiyor: Son otuz
yıllık savaş nerede başladı? sorusuna cevap
aradığımızda direkt Diyarbakır Cezaevine dönüyoruz,
diyoruz ki: Orada yapılan zulüm, orada yapılan işkence, evet,
bugünleri beraberinde getirdi.
Peki,
biz niye geçmişte denenmiş ama sonuç alınamamış bir
yöntemde ısrar ediyoruz? Madem Diyarbakır Cezaevindeki zulüm,
işkence bugünü getirdiyse son otuz yıllık savaşı,
maddi, manevi kayıpları getirdiyse, peki, biz neden bunda ısrar
ediyoruz? Niye bölgedeki cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 300e
varıyor? Bu insanların birer ailesi yok mu, yakınları yok
mu? Sadece cezaevindeki kişi sayısıyla mı
çarpıyorsunuz? Hayır, cezaevindeki kişi sayısı
değildir; bunların her birinin bir ailesi, akrabası,
tanıdığı var ve hepsi o cezaevi kapılarında
politikleşiyorlar. Ben 1980de dört yaşındaydım, cezaevi
kapısına sadece ağabeyim için gittim ama bugün cezaevi
kapısında bekleyenlerin arzu ve isteği benim otuz yıl
önceki durumum gibi değildir, böyle bir gerçeklik yok. Otuz iki yıl
öncesi gibi değildir, çok daha tehlikeli bir durumla karşı
karşıya Türkiye ve şimdi bunun önlemini almak durumundayız.
İşte
bu yasalarla alacağız diye düşündük; bu yasalarla, işte
yargı paketleriyle en azından düşünce, ifade özgürlüğünün
önünü açacağız, örgütlenme özgürlüğünün önünü
açacağız, insanlar hak ve özgürlük mücadelesine inanacaklar,
siyaseten sonuç alabiliyoruz diye buna inanacaklar, arzu edecekler diye
düşündük ama gördük ki bu tasarıda böyle bir şey yok. Eğer
bizim, topluma vereceğimiz güven buysa, toplumda, var olan siyasete güveni artırmak için yöntemimiz
buysa, ciddi bir yanlış ve yanılgı içerisindeyiz.
Burada bugün yaşananlar, bu
akşam yaşananlar için, en azından, Sayın Grup Başkan
Vekilinin -Sayın Caniklinin- bu kürsüden iki kelime söylemesi gerekirdi.
Çoğunluğun adaleti eğer buysa, Türkiyedeki yönetimin şekli
de buysa, bizim bir adım mesafe almamız mümkün değil, ama
yarın karşı karşıya olduğumuz tehditleri,
yarın karşı karşıya olduğumuz gerçekliği
bugünden görebilip sonuç almak durumundayız.
İki şey söyleyeceğim,
birincisi şu: Geçmişini bilmeyenler daima çocuk kalmaya mahkûmdurlar
ama bizde bir söz var, Türkçeye çevirince ne kadar anlam kaybeder bilmiyorum
ama, şöyle der: Kulağından tutup seni bütün dünyayı
gezdiririm. Öbürü de ona der ki: Ama sen de benimle birlikte gezersin. Bu
yolun hep beraber ortak yolcusuyuz. O yüzden, yapılan muamelenin, yapılan
uygulamanın sadece bölgede Kürt toplumunda bir sonucu olmayacak, aynı
zamanda Türkiye için bir sonucu olacak.
Saygılar sunuyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunacağım, ancak yoklama talebi var, yerine
getireceğim: Sayın Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın
Fırat, Sayın Öztürk, Sayın Dibek, Sayın Serindağ, Sayın
Güven, Sayın Özel, Sayın Yüceer, Sayın Çam, Sayın
Gümüş, Sayın Ekinci, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Köse, Sayın
Öz, Sayın Özkes, Sayın Oran.
İki dakika süre veriyorum ve
yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
76ncı madde üzerinde üç adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı kanun
tasarısının 76 ncı maddesinde geçen altı ay
ibaresinin madde metninden çıkarılarak yerine beş ay ibaresine
yer verilmesini arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman Şanlıurfa
Erol Dora Nazmi
Gür
Mardin Van
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, diğer iki önerge aynı mahiyettedir, okutup birlikte
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı Tasarının 53. maddesinin (Adalet Komisyonu raporunun
76. maddesi) aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Madde 76- 9/6/2004 tarihli 5187
sayılı Basın Kanununun 26. maddesinin birinci fıkrasına
ceza davalarının ibaresinden sonra gelmek üzere bir muhakeme
şartı olarak ibaresi eklenmiş, fıkrada yer alan iki ay
ibaresi, altı ay; dört ay ibaresi, bir yıl ve maddenin
altıncı fıkrasında yer alan iki ayı ibaresi,
altı ayı şeklinde değiştirilmiştir.
Ali Rıza Öztürk Ali İhsan
Köktürk Atilla
Kart
Mersin Zonguldak Konya
Turgut Dibek Mahmut Tanal Gürkut Acar
Kırklareli İstanbul Antalya
Dilek Akagün Yılmaz Tufan Köse Mevlüt Dudu
Uşak Çorum Hatay
Ali Özgündüz Mustafa Sezgin
Tanrıkulu
İstanbul İstanbul
Diğer önerge sahipleri:
Faruk Bal Oktay
Vural Muharrem
Varlı
Konya İzmir Adana
Hasan Hüseyin Türkoğlu Ali
Öz Alim
Işık
Osmaniye Mersin Kütahya
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Türk milletinin
saygıdeğer milletvekilleri; 278 sıra sayılı
Tasarının 76ncı maddesini değiştirmek amacıyla
vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben 24üncü Dönem Milletvekiliyim, ilk
defa milletvekili oluyorum, bu Parlamentoda bu şerefi ilk defa
taşıyorum ve bir yıldır gözlemliyorum Parlamentoyu. Bu
gözlemlerim sonucunda geldiğim nokta şu: İktidar partisinin
ezici bir çoğunluğu var ve bu ezici çoğunluğun içerisinde
ezici çoğunlukta olan meslek grubu hukukçular ve hukukun bu kadar ayaklar
altına alındığı, kanunların, İç Tüzükün ve
Anayasanın bu kadar rahatça çiğnendiği ve bu işlemlerin
de, bu hareketlerin, bu davranışların da iktidar partisinin
içinden gelmiş olduğunu ibretle izliyorum. Demek ki hukuk,
hukukçulara teslim edilmeyecek kadar kıymetli bir şey. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
Tabii, hukuk deyince hukuk
devletinden bahsetmek lazım. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
insanların tereddütsüz güvenebileceği, adalet duygusunun zihinlerde
ve kalplerde yer ettiği bir yapıda yargı sistemi istiyoruz.
Adalet, temel hak ve hürriyetlerin güvencesi, devletin temeli olmalıdır
diyoruz. Hâkim ve savcılar liyakat ve vicdan sahibi olmalı, kanaat
adaletinin tesisi yargıya olan güvenin teminatı olarak
değerlendirilmelidir diyoruz. Suçun işlenmesinin önlenmesi, suçun
işlenmesinden sonra olaya ait delil ve bilgilerin sağlıklı
biçimde mahkemelere intikali, mahkemelerin bağımsız,
hızlı ve doğru karar vermesine ilişkin düzenlemelerin
yapılması, bu sürecin etkin kılınması, bilgi
teknolojilerinin kullanılması, iyi yetişmiş hâkim ve
savcıların istihdamı adalet politikası olmalıdır
diye düşünüyoruz. Bu çerçevede, Anayasanın lafzında ruhunu
bulan hukuk devletinin temel ilkelerine gönülden bağlıyız.
Peki, hukuk devleti nedir? Bunu iktidar
partisindeki arkadaşlarımızın çok daha iyi dinlemesi ve
anlaması gerektiğini düşünüyorum. Hukuk devletinin belli
ilkeleri vardır. Hukuk devletiyle polis devletini birbirinden ayıran
en önemli özellik, hukuk devletinin takdirî kaidelere değil, hukuk
kaidelerine tabi olmasıdır. Hukuk devletinin ilkelerinden en
önemlisi, temel hakların güvenliğidir. Dünyada modern toplum
ilerledikçe, bu ilke çerçevesinde yeni yaklaşımlar benimsenmekteyse
de Türkiyede son yıllarda gördüğümüz manzara, adil yargılanma
hakkı, haberleşme hürriyeti ve benzer hâllerin ziyadesiyle ihlal
edildiğidir.
Bir başka hukuk devleti ilkesi ise
anayasaya uygunluğun yargısal denetimidir. Yasama organı olarak
yapmış olduğumuz düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi
tarafından denetlenmesi hukuk devletinin temel özelliklerinden birisidir.
Bu ilkenin uygulanmasından rahatsız olan iktidar partisi çoğunluğu,
Anayasa Mahkemesinin yapısını değiştirmek suretiyle,
artık Anayasa Mahkemesini iktidarın, Hükûmetin bir bürosu hâline
getirmiştir.
Kanunların
genelliği ilkesine ise hiç girmeyelim. On yıllık
iktidarınızda, CHP-AKP iş birliğiyle başlayan, Tayyip
Erdoğanın sabıkasını kaldırma ve seçilme yeterliliğini
kazandırmayla başlayan zincir, rahmetli Necmettin Erbakanın
kayıp trilyon davasından uygun cezayla
cezalandırılması, MİT Müsteşarının
yargıdan kaçırılması ve bugün de bu tasarının
içinde bulunan gazeteci bir milletvekilinin cezasının ertelenmesine
ilişkin düzenleme. Bu da hukuk devletinin çiğnenen ilkelerinden
birisidir.
Peki, yönetimin
yargısal denetimi? 2/Bde, afet riskiyle ilgili arazi düzenlemesinde ve
yine bu tasarının 56ncı maddesinde, Anayasanın açık
bir biçimde yürütmenin durdurulması kararlarının engellenmesi,
yönetimin yargısal denetimi ilkesinin çiğnenmesine en güzel örnektir.
Ya mahkemelerin
bağımsızlığı ve yargıç güvencesi? Bununla
ilgili onlarca örnek var ama sadece Deniz Fenerini size hatırlatmamız
yetebilir.
Kuvvetler
ayrılığı ilkesi de tek adam olarak yönetme, sultan olma
hevesiyle yanıp tutuşan birinin siz o birinin kim olduğunu çok
iyi biliyorsunuz- ona çanak tutan Meclisteki çoğunluğunuzun
katkılarıyla hâk ile yeksan olmuştur.
Saygıdeğer
milletvekilleri, işte hukuk ve adalet kavramı çerçevesinde Türk
devletini getirdiğiniz nokta budur. Ancak bir bölümünü sayabildiğim
bu tablonun tek sorumlusu sizsiniz. On yıldır iktidarda bulunan AKP,
Türk milletinin kendisine verdiği, bugüne kadar hiç kimseye vermediği
bu kadar uzun ve bu kadar güçlü yönetme hakkını israf etmiştir.
AKP, başta yargı olmak üzere tüm devlet kurumlarını
fethedilecek bir kale olarak görmüştür. Kurumları önce
itibarsızlaştırmış, sonra ele geçirmiş ve
hükmetmeye başlamıştır.
Hatırlatmamız
ve AKPnin de hatırlaması gereken şey, bu devlet çadır
devleti değildir. Türk milleti de güruh değildir, necip bir
millettir, buna asla razı olmaz. Bu tablo AKPyi de yutar, tarihe gömer,
bundan emin olunuz.
Türk milletinin
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki
önerge üzerinde başka söz sahibi?
Tufan Köse, Çorum
Milletvekili.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Değerli arkadaşlarım, demin sözlerimi şöyle
bağlamıştım: Tutuklama zorunlu
haksızlıktır. diye. Yani birisinin hürriyetinden birisinin hürriyetini tahdit
ediyorsanız, sınırlıyorsanız, buna çok özen göstermek
zorundasınız.
Peki, özel yetkili mahkemeler,
tutuklamalar için konulan kriterlerin hiçbirisine uyuyor mu? Hiçbirisine
uymuyor, az evvel söyledim hiçbirisine uymuyor. Peki, nedir bu uzun
tutukluluklardan, hemen tutuklamalardan umduğunuz fayda? Yoksa hedef
ulusal Kurtuluş Savaşımızın tam
bağımsızlık felsefesi mi, tam
bağımsızlık niteliği mi? Hedef, bu
amacınızın önünde engel olarak gördüğünüz yurtsever
aydınlarımızın, gazetecilerin, politikacıların
susturulması ve uluslararası kapitalizmin, onların iş
birlikçi sürüngenlerinin sömürülerinin pekiştirilmesi midir? Eğer
sizin hedefiniz bunlar değilse, yurtsever aydınlara gücü yeten özel
görevli mahkemelerinizin haksızlıklara, yolsuzluklara, soygunlara
niçin gücü yetmiyor, hiç düşündünüz mü bunları?
Cumhuriyet Halk Partili belediyelere
gücü yeten özel görevli mahkemelerinizin gücü niçin AKPli belediyelere
ulaşmıyor? Geçen hafta burada söyledim Çorum Belediye
Başkanı ve 2 tane Belediye Meclisi üyesi hakkında açılan
davayı, bir günden bir güne evlerinde arama yapılmadı, sabah kör
vakitlerde evlerinden alınıp götürülmediler.
Vergi daireleriniz biat etmeyen iş
adamlarına rahatlıkla ulaşırken Adalet ve Kalkınma
Partili iş adamı milletvekillerine verilen para cezaları niye
tahsil edilmiyor, biliyor musunuz bunları ve bunları ortaya
çıkaran Sayıştayın yetkilerini niye
tırpanlıyorsunuz? 40 trilyon, Kütahya Şeker Fabrikası
Değerli arkadaşlarım,
bugün burada yapılan, yargı eliyle darbedir demiştim. Her zaman
tankla, tüfekle olmaz devleti ele geçirmek, hatta çoğu zaman böyle olmaz.
Devlet bürokrasisinin içerisinde, adli bürokrasinin içerisinde, MİT ve
emniyet bürokrasisinin içinde önemli köprü başlarının
tutulması, karar organlarında egemenlik kurulması, bir
bakıma devletin ele geçirilmesidir, işgalidir. Bugün de olan budur.
İleri demokrasi diye
övünüyorsunuz her ağzınızı açtığınızda.
Özel görevli mahkemeler ne zaman kuruldu biliyor musunuz? 12 Mart faşist
diktası döneminde kuruldu. Biliyor muydunuz bunu? 1971de darbe döneminde
kurulan mahkemelerden ileri demokrasiyi kurmak da herhâlde
Adalet ve
Kalkınma Partisine nasip olacak. Ne kadar samimiyetsiz değil mi?
Son olarak, sözlerime başlarken
söylediğim şeye dönüyorum, gerçi Adalet Bakanı gitti, herhangi
bir hukuk devletinde kendisine Adalet Bakanı denmeyecek Adalet
Bakanı. Hukuk bir gün herkese lazım olacak, bir gün Adalet
Bakanına da lazım olacak, bir gün AKP Grubuna da lazım olacak. Kısas
da kıyamete kalmıyor değerli dostlar. Hukuksuzluklara,
adaletsizliklere, uzun tutukluluklara, haksız tutukluluklara, adaletsiz ve
zalim düzenin devamına kulaklarını tıkayıp siyaseten
konumunu korumaya çalışan Adalet Bakanı da bir gün gelecek bu
Meclisin önünde hesap verecek, bu Meclisin önünde hesap vermekle de kalmayacak;
yine, yoksul halkımız adına, Türk milleti adına karar
verecek bağımsız Türk yargısının önünde de bir
gün gelecek hesap verecek, yargılanacak, hepsinden de önemlisi tarih
önünde yargılanacak.
Cumhuriyet Halk Partisi de bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonra da haksızlığa uğrayan
insanların, tüm namuslu insanların özlemlerini dile getirmeye devam
edecek.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 76 ncı maddesinde geçen altı ay
ibaresinin madde metninden çıkarılarak yerine beş ay ibaresine
yer verilmesini arz ve teklif ederiz.
Adil Kurt (Hakkâri) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Adil Kurt, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
ADİL KURT (Hakkâri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, biraz
önce Sayın Nurettin Canikli burada uzlaşmaya dönük bir konuşma
yaptı. Aslında burada uzlaşmaya dönük sarf edilen her söze önem
atfetmek gerekiyor, uzlaşmaya dönük sarf edilen her sözün
altının çizilmesi gerekiyor ama bunu herkes söylüyorken bu Mecliste,
herkes uzlaşmanın önemini ifade ediyorken, burada hiç
uzlaşmanın olmamasının sebeplerinin sorgulanması
gerekir ve iktidar partisinin öncelikle kendisini bu noktada sorgulaması
gerekir.
Bir üzümcü hikâyesini sizinle
paylaşacağım. Sanırım Sayın Canikli burada
değildir ama mutlaka kendisi de bu hikâyeyi bir vesileyle duyar ya da yüz
yüze gelirsek kendisiyle de paylaşırım. Maksadım zaten
Sayın Canikli değil, yani iktidar partisinin şu anda ekseninde
hareket ettiği fikriyatın kendisine hitap etmeye
çalışıyorum.
Adamın biri köyünde üzümünü
toplamış, komşu köye satmaya götürüyor. Yolda
karşılaştığı başka bir yolcu kendisine diyor
ki: Esselamünaleyküm. Köylü, üzümünü satmaya götüren vatandaş Yok
cevabını veriyor. Selam veren şaşırıyor. Ben
sana Allahın selamını verdim, sen niye bana Yok diyorsun?
Diyor ki: Sebebini çok merak ediyorsan seninle paylaşayım. Ben
Aleykümselam diyeceğim, arkasından sen diyeceksin Yükün nedir?
Üzüm diyeceğim, Ağzım kurudu, bir salkım ver, yiyeyim.
diyeceksin, ben de sana Yok diyeceğim. Mesele bu kadar basit.
Biz uzlaşmadan kaçmıyoruz
değerli arkadaşlar, uzlaşma aramayan, uzlaşma istemeyen
muhalefet değil, muhalefet, iktidar partisinin işini
zorlaştırma göreviyle kendini sorumlu kılmıyor bu Mecliste.
Selama Yok cevabı veren bir iktidar mantığıyla
karşı karşıya olduğumuz için uzlaşma
çıkmıyor buradan. Bu akşam olanlar olmayabilirdi. Çok
aklıselim, yerinde öneriler yapıldı burada. Bu önerilere maalesef cepheden Yok cevabı
verildiği için bu akşam yaşananlar bu duruma geldi.
Basınla ilgili bir madde
konuşuluyor, devam edeceğim bunun üzerine. Türkiyede basın
suçlarının affı ya da ötelenmesini dahi konuşmak
ayıptır. Sıra buraya gelene kadar yapılması gereken
çok şey vardır. Basının her dönem iktidar partisi ve
hükûmet tarafından dizayn edildiği bir ülkede basın
suçlarının ertelenmesi, ötelenmesi ya da konuşuluyor
olması, hiç şık değildir. Kaç tane gazeteci şu anda
cezaevinde?
Değerli arkadaşlar,
yaptığınız bu düzenlemeden dolayı cezaevinden bir tek
gazeteci çıkmayacaktır çünkü bu ülkede gazeteciler Basın
Kanunundan dolayı yargılanmıyor, ucube Terörle Mücadele
Kanunundan yargılanıyorlar. Gazeteci, yazdığı
haberinden, yazdığı yazısından dolayı
yargılanmıyor, maalesef, yazdığı yazısından
dolayı terörist muamelesi gördüğü için şu anda cezaevinde ve bu
yasal düzenlemeyle, bugün, bu maddede getirdiğiniz düzenlemeden bu ülkede
şu anda cezaevinde bulunan 110 civarında gazetecinin bir teki dahi
yararlanmayacaktır. Yarın bunu nasıl anlatacağız ya da
ne diyeceksiniz? Gazetecileri cezaevinden çıkardık mı
diyeceksiniz? Hayır. Bu düzenlemenin onunla hiçbir alakası yok.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ADİL KURT (Devamla) Altı
boş bir düzenlemedir ve bu şekilde sorunu özü itibarıyla
tartışmayan bir Meclis yapısı içerisinde
sorunlarımıza köklü çözüm bulmak maalesef pek mümkün görünmüyor.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
lll.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunacağım, ancak yoklama talebi var yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Çelebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Demirçalı, Sayın
Serindağ, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın Ören,
Sayın Yüceer, Sayın Kuşoğlu, Sayın Batum, Sayın
Öz, Sayın Özkes, Sayın Tamaylıgil, Sayın Erdemir,
Sayın Acar, Sayın Aydın, Sayın Kurt, Sayın Gök, Sayın
Güven.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine
İlişkin Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Adalet Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322,
2/326) (S. Sayısı:
278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
77nci madde üzerinde dört adet önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı"nın çerçeve 77 nci
maddesiyle 5187 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 3 üncü
maddenin birinci cümlesinde yer alan "mahkemelerce" ibaresinin,
"mahkemeler, yetkili mülki idare amirlikleri ve diğer makamlarca"
olarak değiştirilmesini ve ikinci cümlesinde yer alan "bilgi ve
deliller" ibaresinden önce gelmek üzere "mevcut" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal Ahmet
Aydın Osman
Aşkın Bak
Kahramanmaraş Adıyaman İstanbul
Akif Çağatay Kılıç Ahmet Berat Çonkar Salih Koca
Samsun İstanbul Eskişehir
Mihrimah Belma Satır Zeynep Karahan Uslu Mehmet Doğan Kubat
İstanbul Şanlıurfa İstanbul
Mine Lök Beyaz Mustafa
Akış
Diyarbakır Konya
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 77. maddesiyle eklenen geçici
3. maddedeki 31.12.2011 tarihinin, 30.06.2012 olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Turgut
Dibek M.
Akif Hamzaçebi Bülent
Tezcan
Kırklareli
İstanbul
Aydın
Engin
Özkoç Ahmet
Toptaş Mahmut
Tanal
Sakarya
Afyonkarahisar
İstanbul
Süleyman
Çelebi
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 77 nci maddesi ile 5187 sıra sayılı
Kanuna eklenen Geçici Maddede yer alan altı ay ibaresinin madde
metninden çıkarılarak yerine dört ay ibaresine yer verilmesini arz
ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman
Şanlıurfa
Nazmi Gür Erol Dora
Sırrı
Sakık
Van Mardin
Muş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 77. maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Oktay
Vural Muharrem
Varlı
Konya İzmir
Adana
Ali Öz Alim
Işık Mehmet
Erdoğan
Mersin Kütahya
Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde
OKTAY VURAL (İzmir) Mehmet
Erdoğan
BAŞKAN Mehmet Erdoğan, Muğla
Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN (Muğla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278 sıra
sayılı Teklifin 77nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, 77nci maddeyle, çok ciddi,
ucu açık bir af geliyor; ne zamandan başladığı belli
değil. 2011 yılına kadar verilmiş olan bütün toplatma
kararları, basınla ilgili, ortadan kaldırılıyor.
Bunlar, zaten iş yükü altında bunalmış olan hâkim ve
savcılar, bu kadar arşivi yeniden tarayıp ya yeniden karar
alacaklar ya da karar almazlarsa altı ay içerisinde bütün bu konudaki
şimdiye kadar verilmiş olan yasaklama kararları ortadan
kalkacak.
Şimdi, bu, çok ucu açık bir
af. Bunların içerisinde, bu yasaklamaların içerisinde, örgüt
propagandasından yasaklananlar var, pornodan yasaklananlar var, bir sürü
aklımıza gelen gelmeyen konulardan yasaklananlar var. Madem, illa ki
bir af getireceksiniz hiç olmazsa bunlara yeniden bir müracaat hakkı getirseydiniz.
Bu kadar ne idüğü belirsiz matbuatın serbest
bırakılmasından yarın topluma karşı nasıl
hesap vereceksiniz, işin doğrusu bunu anlamış değiliz,
bunun muhakkak metinden çıkarılması lazım. Şimdi,
tabii, bunların içerisinde 12 Eylülde, 12 Martta vesairede uygunsuz
şekilde yasaklananlar da vardır ama bunlara keşke topyekûn bir
af yerine, yeniden müracaat hakkı sağlamış
olsaydınız.
Şimdi, biliyorsunuz, bu adalet paketi içeriğini
konuşuyoruz ama adalet sisteminin, aşağı yukarı
adliyelerin yüzde 10undan fazlasının kapatıldığı
bir haftada bu konuyu konuşuyoruz. Dün burada Adalet Bakanı
sorularımıza cevap verirken dedi ki: Üç kritere göre kapattık:
15 kilometreden yakında bir adliye varsa, bin iki yüzden daha az
dosyası varsa, bir de merkez ilçe nüfusu 12 bin, toplam nüfusu 30 binin
altındaysa.
Şimdi, Muğlada iki adliye kapatıldı:
Bunlardan bir tanesi Dalaman, bir tanesi Ula adliyesi. Bu kriterlere göre belki
Ula adliyesi su götürebilir ama Dalaman adliyesinin kapatılmaması
lazım. Eğer Adalet Bakanlığı kendi koyduğu
kuralları adaletle uygulayacaksa Dalaman ilçesinin merkez nüfusu 25 bin,
toplam nüfusu 35 bin. Bu ne biçim bir mantık? Yani burada niye bizi
kandırıyorlar, niye milletini kandırıyorlar, niye
Dalamandaki 35 bin insanı kandırıyorlar? Bunu anlamak gerçekten
zor.
Açılımla saçılımla
uğraşanların, o seyyar mahkemeleri kuranların ve Gerekirse
yine kurarız. diyenlerin de, tabii, buradan kulaklarına küpe olsun,
bugün Tunceli Ovacıkta jandarma karakoluna ekmek taşıyan
aracın şoförü Murat Varlıel PKK tarafından
kaçırıldı. Yine bugün güpegündüz, saat 14.30da o sizin
açılımınızdan saçılımınızdan,
Gerekirse Haburda yeniden mahkeme kurarız. fikrinizden cesaret alanlar,
Çukurcada sınır birliğine havanlı saldırıda
bulundular. Bundan hiçbirinizin haberi yok herhâlde. Yine 1
kaymakamımız, 2 polisimiz, 2 öğretmenimiz ve burada ismini
bilmediğimiz başka bir sürü onlarca insan yaklaşık bir
yıldır PKKnın elinde; Adalet Bakanı da, İçişleri
Bakanı da maalesef bunlardan habersiz. Şimdi, Habura seyyar mahkeme kurarken,
Habura gerekirse yeniden seyyar mahkeme kuracağınıza söz
verirken bunları da lütfen bir defa daha hatırlayın.
Kapattığınız adliyelerle sadece oralarda yaşayan
insanların adalete ulaştırmasını
zorlaştırmadınız, oralarda görev yapan adalet
çalışanlarının hepsinin yuvasını
dağıttınız; herkesin okulda okuyan çoluğu çocuğu
var, hepsinin düzenini talan ettiniz; hepsini yeniden bir tayinle, yeniden bir
göçle, yeniden bir yeni düzen kurmakla baş başa
bıraktınız. Yine, o ilçelerde görev yapan yüzlerce avukat,
mecburen bürolarını adliyelerin olduğu yerlere
taşıyacak. O avukatların kurulu düzenlerini bozdunuz. Bu
yaptığınız değişiklikler bir gün sizin de
düzeninizi bozar inşallah.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278. sıra sayılı kanun
tasarısının 77 nci maddesi ile 5187 sıra sayılı
kanuna eklenen Geçici Maddede yer alan altı ay ibaresinin madde
metninden çıkarılarak yerine dört ay ibaresine yer verilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ayla Akat (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, sevgili arkadaşlar; bizim irademize,
halkımızın iradesine saygı gösteren herkese saygılarla
sözüme başlamak istiyorum.
Evet, nahoş şeyler
yaşıyoruz. Yani biz muhalefet partisiyiz, yani iktidarın
getirdiği her şeyi onaylamak gibi bir durumumuz yok ama biraz önce
burada tartışmalara, kavgaya neden olan o 74üncü maddede, açık
ve net olarak, yıllardır bu işin mağduru olanlar yine
savcıların insafına terk edilmiştir ve ben eminim, bu
yasayı getiren başta Sayın Bakan, çünkü ben iyi tanıyorum
ve biliyorum, vicdanen bazı konularda nasıl hassas
davrandığını da bilirim ama bu yasanın kendi
vicdanında da mahkûm olduğuna inanıyorum ve birçok
arkadaşla da konuşuyoruz ama nedir Allah aşkına, yani bir
Parlamento kendi hukukunu oluşturamıyor, bir ülke kendi hukukunu
oluşturamıyor, korkunun kuşattığı bir
coğrafya ve bir Parlamentoda yasa çıkarıyoruz. Buradan huzur
çıkar mı, buradan kardeşlik çıkar mı? Buradan
işte kavga çıkar. Yani zaten böyle bir kültür var bu ülkede,
çoğunluk sürekli azınlığa hükmeder, yok eder, linç eder,
öldürür; sokakta da öyledir, hayatın her alanında da öyledir,
cumhuriyetin kuruluşunda da öyledir, cumhuriyet neredeyse yüz
yaşına geliyor, yine aynı şekilde
Şimdi, benim hayatım boyunca
hep hayat felsefem şu olmuştur: İyimserlik. İdeolojim de
odur ama ben bile bu iyimserliğimi yitiriyorsam
Bir arada
yaşayabilme şansımızın olmadığını
görüyorum yani kardeşlik hukuku yok. E, kardeşlik hukuku yoksa
komşuluk hukuku olur, komşuluk hukuku da yok, Zorba bir hukukla bu
ülke yönetilemez. Şimdi, o zaman sizin ne yapmanız lazım? 12
Eylüllerden hesap soracağını söyleyenler, 12 Eylül
Anayasasından, Siyasi Partiler Yasasından, Seçim Kanunundan
nemalanarak iktidar oluyor. 12 Eylülün getirdiği, işte daha önce 12
Martlar ve 12 Eylül, askerî mahkemeler, devlet güvenlik mahkemeleri ve
arkasından özel yetkili mahkemeler, bugün de yeni bir mahkeme türü.
Nereden? 12 Eylülün ürünüdür, askerlerin ürünüdür.
O zaman sizin şunu yapmanız
lazım; hani şimdi Kenan Evreni yargılıyorsunuz ya, onunla
da övünüyorsunuz, sizin yapacağınız tek bir şey var: Bu
Mecliste her yıl üstün hizmet ödül törenleri düzenlenir, bu ülkede
demokrasiye, iş alanına kim ki çok büyük katkılar sunmuşsa
onlara bu Meclis ödüller verir. Bu sene, önerimdir size, çünkü sizin
varlık nedeniniz eğer 12 Eylülün yasaları ve Anayasası ise
siz Kenan Evreni yargılamayın, getirin buraya, bu Meclis
geçmişte nasıl cezaevlerinde operasyonlar yapıp onları
katledenlere plaketler verdiyse, bu sefer siz de Kenan Evrene dönün, böyle bir
plaket verin. Yoksa gerisi inandırıcı olamazsınız.
Gerisi sizin bir taraftan onlarla hesaplaşıp bir taraftan
onların getirdiği Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu, yüzde
10luk barajla bu iktidarı oluşturmanız
Yani sizin dokuz
yıllık iktidarınız ve artı üç yıl daha
yaşayacağınız, bu Kenan Evrenin sayesinde oluşan bir
iktidardır. Sizin ona bir diyet borcunuz var. Ona, dönün, bir plaket verin
ve o zaman biz de size teşekkür edelim. Başka türlü bunun bir yolu
yöntemi yok. Ama bunu yapmayacaksanız ve gerçekten demokrasinin
taşlarını yerli yerine oturtacaksanız bundan geri adım
atmalısınız.
Bu gece sizin geçirdiğiniz bu
yasa, emin olun ki çocuklarımız için, geleceğimiz için, ülkemiz
için, iç barışımız için kötü bir yasaydı, Türkiye için
kötü bir yasaydı ve siz bu yasaların mağduru oldunuz.
Ne kadar erken unuttunuz Allah
aşkına, ne kadar erken unuttunuz yani halkın iradesiyle
gelenlerin yok hükmünde sayıldığını ve ne oldu biliyor
musunuz? Siz Ankaralılaştınız, siz devletleştiniz.
Sizden umudumuz vardı, Anadoluluydunuz, o zaman beklentilerimiz
vardı, şimdi o umudumuzu yitirdik. Siz, Ankaranın emrine
girdiniz ve devletin tekeline girdiniz. Size devlet ve Ankara hayırlı
olsun ama biz halkımızla bunları yeneceğiz.
Hepinize selam.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
lll.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Tarhan, Sayın Özel, Sayın Çelebi, Sayın Demirçalı,
Sayın Atıcı, Sayın Nazlıaka, Sayın Yılmaz,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Köktürk, Sayın Fırat,
Sayın Kaplan, Sayın Çam, Sayın Değirmendereli, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Yüceer, Sayın Dibek, Sayın Ören,
Sayın Güven, Sayın Tezcan, Sayın Özkes, Sayın Erdemir,
Sayın Acar.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk
Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
T.B.M.M.
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 77. maddesiyle eklenen Geçici
3. maddedeki 31.12.2011 Tarihinin, 30.06.2012 olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Çelebi (İstanbul)
ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU
(Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Süleyman Çelebi, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, AKP dönemindeki önemli demokratik gelişmeleri
şimdi anlatmaya başlayacağım.
(Hatip kürsüde susarak bekledi)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye susuyorsun?
Ya, hiç mi iyi bir şey yok?
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Yok.
(CHP sıralarından sürekli alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hiç iyi bir
şey yok mu? Anlatacak bir şey yok demokrasiyle ilgili!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, anlat bir
şeyler, vardır iyi bir şey!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) Yok.
(CHP sıralarından sürekli alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Bekir
Bozdağa anlat!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Koskoca
milletvekilisin, anlatacak hiç bir şey bulamıyor musun?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Dili tutuldu.
BAŞKAN Sayın Çelebi,
lütfen, Meclise, Genel Kurula hitap eder misiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Konuşmacı
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
olmaz böyle bir usul. Sayın Çelebinin süresi bitecek, ondan sonra
ABDULLAH ÇALIŞKAN
(Kırşehir) Konuşma özürlü!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Çelebi, bu demokrasi konusunda hiç mi iyileşme yok? Anlatacak bir tek
şey
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, niye rahatsız oluyorsunuz, anlaşılmadı
yani. Sayın Çelebi bir şey söylemiyor zaten. Lütfen
[AK
PARTİ sıralarından
alkışlar (!)]
BEDİİ SÜHEYL BATUM
(Eskişehir) Sayın Başkan, çok şey söylüyor,
anlarsanız
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Anlayana çok
şey söylüyor Sayın Başkan. Ben çok şey anladım
söylediklerinden.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani
Anlayana sivrisinek saz. diyorsunuz.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sükût ikrardan gelir.
BAŞKAN Tabii, bir de sükût
ikrardan gelirmiş Sayın Çelebi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkan, tarafsızlığınızı kaybetme
noktasına gelmeyin yalnız.
BAŞKAN Lütfen Sayın Özel.
Sayın Çelebi kürsüde konuşuyor, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Ama
Sayın Başkan da AKPnin hukuksuzluğunu ikrar ediyor, kabul
ediyor yani.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen, Sayın Çelebiyi dinleyelim. [AK PARTİ sıralarından alkışlar
(!)]
OKTAY VURAL (İzmir) Bekir Bey bu
sataşmaya ne diyecek acaba? Sayın Başkan, Hatip Bekir Beye
sataştı, sataşmadan dolayı söz verin bari.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Aslında hep böyle yapsalar çok
güzel Sayın Başkan.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Çok fazla
bağırıyorsunuz!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Mustafa Bey, muhalefeti böyle istiyorsunuz
değil mi hep? Ne güzel demokrasi!
OKTAY VURAL (İzmir) Kendileri de konuşmadığı
için zaten
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, Hatibi sükûnete davet
edin, çok bağırıyor.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ek süre
verecek misiniz?
BAŞKAN Sayın Çelebi, isterseniz konuşmanızı
toparlayınız. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler,
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, ek süre de verin.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, isterseniz
ek süre vermeyi oylarımıza sunun. Güzel konuşuyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, ilave bir dakika verin.
OKTAY VURAL (İzmir) İktidar amacına ulaşıyor;
milleti susturdu,milletvekilleri susturuluyor. [CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
BAŞKAN Buyurun Sayın Çelebi, bir dakika veriyorum.
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Devamla) AKP demokrasisini anlattım
arkadaşlar. İleri demokrasinin Türkiyeyi nereye getirdiğini
anlattım. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Çelebi, bu güzel konuşmadan dolayı
teşekkür ediyorum.
lll.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak
yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın
Tarhan, Sayın Özel, Sayın Öztürk, Sayın
Demirçalı, Sayın Atıcı, Sayın Nazlıaka,
Sayın Sarıbaş, Sayın Kaplan, Sayın Fırat,
Sayın Türeli, Sayın Aslanoğlu, Sayın Yılmaz,
Sayın Güven, Sayın Ören, Sayın Dibek, Sayın Yüceer,
Sayın Çam, Sayın Çelebi, Sayın Değirmendereli, Sayın
Kuşoğlu.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında
Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713
Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin
Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın çerçeve 77 nci maddesiyle 5187
sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 3 üncü maddenin birinci
cümlesinde yer alan "mahkemelerce" ibaresinin, "mahkemeler,
yetkili mülki idare amirlikleri ve diğer makamlarca" olarak
değiştirilmesini ve ikinci cümlesinde yer alan "bilgi ve
deliller" ibaresinden önce gelmek üzere "mevcut" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir
Ünal (Kahramanmaraş) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut uygulamada, mahkemeler dışında mülki
idare amirlik ve idari makamlar tarafından da kanuna dayanarak
verilmiş toplatma, yasaklama, dağıtım ve
satışın engellenmesi kararları bulunması nedeniyle, bu tür kararların
da bu madde kapsamına alınması amacıyla
değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım
lll.-
Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Ören, Sayın Öztürk, Sayın
Demirçalı, Sayın Dibek, Sayın Nazlıaka, Sayın
Sarıbaş, Sayın Kaplan, Sayın Fırat, Sayın Türeli,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Yılmaz, Sayın Oyan, Sayın
Yüceer, Sayın Çam, Sayın Çelebi, Sayın Değirmendereli,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Öner, Sayın Güven.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 02.49
ON
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 03.08
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin On Birinci Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge var. Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun
komisyon metninde bulunmayan ancak tasarı veya teklif ile çok yakın
ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzükün 87nci
maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. İç Tüzükün 91inci
maddesine göre yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt
çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde görüşme
açılır ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir. Bu
nedenle, önergeyi okutup, Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt
çoğunlukla -14 üyesiyle- katılırsa önerge üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi,
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısına 77. maddeden sonra gelmek üzere yeni bir madde ihdas
edilerek ve sonraki maddeler buna göre teselsül ettirilerek; 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 51. maddesinin 1. fıkrasındaki
"iki" yıl ibaresinin "üç" yıl olarak
değiştirilmesini ve "Bu sürenin üst sınırı, fiili
işlediği sırada onsekiz yaşını
doldurmamış veya altmışbeş yaşını
bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır"
ibaresinin madde metninden karılmasını arz ve teklif ederiz.
30.06.2012 i
Ömer
Süha Aldan Ali
Rıza Öztürk Gürkut
Acar
Muğla Mersin Antalya
Mahmut
Tanal Atilla
Kart Dilek
Akagün Yılmaz
İstanbul Konya Uşak
Musa
Çam
İzmir
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Salt çoğunlumuz yoktur,
katılamıyoruz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
78inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 78.
maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
132 nci maddesinin 2 nci fıkrasına Hukuka uygun olarak elde
edilmiş olsa bile, kişiler arasındaki haberleşme
içeriklerinin kişinin özel hayat hakkı ve masumiyet karinesi ihlal
edilecek şekilde ifşa edilmesi halinde de aynı cezaya
hükmolunur. ibaresinin eklenmesinin arz ve teklif ederiz.
Faruk
Bal Oktay
Vural Muharrem
Varlı
Konya İzmir Adana
Ali
Öz Alim
Işık
Mersin Kütahya
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 78 inci maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 132 nci
maddesinin d bendinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ederiz.
Pervin
Buldan Ayla
Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman Şanlıurfa
Nazmi
Gür Erol
Dora
Van Mardin
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 78.
maddesinin (c) bendinde yazılı hukuka aykırı olarak
ibaresi ile (d) bendinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Özgür
Özel Ali
Özgündüz Levent
Gök
Muğla İstanbul Ankara
Turgut
Dibek Ömer
Süha Aldan Osman
Oktay Ekşi
Kırklareli Muğla İstanbul
Ali
Rıza Öztürk
Mersin
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Oğuz Oyan, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
OĞUZ
OYAN (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
efendim, biraz önce 74üncü madde dolayısıyla burada yeni bir hukuk
cinayeti işlendi. Her gün Türkiyede Meclisimizin marifetiyle hukuk
devletinden biraz daha fazla uzaklaşılmaktadır ne yazık ki.
Burada muhalefete yeni eylem türleri denemek dışında hiçbir
çıkış yolu bırakılmamaktadır.
Bakınız,
burada yasamanın olağan süreçleri artık
dışlanmıştır. Burada normal yasa düzeni bitti, temel
yasa olarak her şey görüşülüyor. Maddeler üzerinde sadece
görüşme imkânı var. Bu bazen torba yasa biçiminde oluyor,
dolayısıyla tam anlamıyla bir çorba yasa. Aslında bu
yetmiyor, İç Tüzükü değiştirmek istediniz. Biraz önce
Sayın İyimayayı dinledik, gündemden kalkmamış
anlaşılan, yeniden bu İç Tüzük meselesini gündeme getirdi.
AHMET
İYİMAYA (Ankara) Genel reform anlamında söyledim.
OĞUZ
OYAN (Devamla) Bunlar da yetmiyor, bu Mecliste çoğunluk iktidara ait
olduğu hâlde kanun hükmünde kararnamelerle Türkiyede yasama süreçleri
çalıştırılmak isteniyor. Bütün bunlar hukuk devletinden
uzaklaşılmanın mekanizmaları. Yetmiyor, gece
yarısı önergesi getiriliyor.
Bugün
burada tartıştığımız tasarının can
damarı neresiydi? Can damarı, özel yetkili mahkemelerdi. Bunun bu
yasa içinde düzenlenmesi gerekmez miydi? Hayır, temel düzenleme, bilmem
kaç maddelik düzenleme buraya bir gece yarısı önergesiyle getiriliyor.
Bu, hukuk adına utanç verici bir durum gerçekten. Bu, iktidarın
böylesine bir çoğunluğu olmasına rağmen ne kadar korkak bir
politika götürdüğünü de gösteriyor aslında. Bu çok korkak bir
politika çünkü cesareti olsa, kendi iç muhalefetinden çekinmese en azından
-bizden çekindiğini görmüyoruz- bunu koyar yasasının içine, öyle
getirir. Bunu bile yapmaya yüreği, cesareti olmayan bir iktidarla
karşı karşıyayız. Tamamen kaçak güreşme ve
kamufle ederek birtakım şeyler arkasına bir yeni özel yetkili
mahkeme ihdas etmek.
Aslında, muhalefete
başka bir kanalı daha tıkamış durumdasınız,
o da nedir? Anayasal denetimdir. Buradaki yasama sürecini biz nerede,
nasıl denetleyeceğiz, eğer burada başaramıyorsak?
Anayasal denetim sürecinde. O yolu da tıkadınız. Anayasa Mahkemesini,
bütün üst yargı için olduğu gibi yürütmenin emrine soktunuz. Peki,
muhalefet nasıl direnecek? Muhalefet tabii ki kapakları vuracak,
tabii ki alkış yapacak, tabii ki gelip burada susma eylemi yapacak.
Başka hangi kanalı bıraktınız? Çünkü bugün Türkiyede
tam bir teokratik totalitarizm inşası sürecini yaşıyoruz,
buna karşı sessiz kalmamız beklenemez. Adaletin siyasi gücü
sınırlandırmasına izin verilmeyen sistemler demokrasi
olamaz.
Burada 1973-1983, her
ikisi de askerî rejim dönemlerinde var olan bir devlet güvenlik mahkemesini
2005 yılında özel yetkili mahkemeye çevirdiniz. Şimdi 2012de
bunun adını değiştirerek aslında bir anlamda bölgesel
görevli mahkemeler ihdas etmiş oluyorsunuz ama özü aynı.
Bakın, Türkiyede
inceleme yapan, rapor sunan bir kuruluş var: Demokrasi ve Özgürlük
İçin Avrupalı Yargıçlar Birliği, MEDEL, raporunda şunu
söylüyor... Hükûmet, kendi yandaşları eğer
yargılanıyorsa onları yargılamadan muaf tutuyor. Deniz Feneri
örneğini veriyor, MİT Müsteşarı örneğini veriyor.
Kendi yandaşları yargılanmıyor ama kim
yargılanıyor? O yargılamayı yapanlar ya da onun
savcıları yargılanıyor ve bir korku imparatorluğunun
bizzat hukuk camiası içinde nasıl örüldüğünü, nasıl
inşa edildiğini anlatıyor. Bunu kim söylüyor? Avrupalı
demokrat yargıçlar söylüyor. Yani Türkiyede ileri demokrasi denilen,
Türkiyede, AB üyeliği üzerinden karşımıza bu tür makyaj
yasalar, adalet paketleri getiren bir iktidar hakkında Batıdaki
yargı budur ne yazık ki. Dolayısıyla buradan bir şey
çıkmaz, buradan özgürlükçü bir anayasa tartışması
çıkmaz, özgürlükçü bir anayasanın taşları örülmez
değerli arkadaşlar. Burada örülen taşlar - biraz önce
dediğim gibi- bir teokratik diktatörlüğün taşlarıdır
ve bu, bir uzlaşmacı rejimin adı değildir. AKP
kendi rejimini inşa etmektedir, bu bir karşı devrim rejimidir.
Burada sıkıyönetim mahkemelerinden, yani ÖYMlerden karşı
devrim mahkemelerine gidişin süreci yaşanmaktadır.
Bu
yasanın Türkiyeye hayırlı olmayacağını
düşünüyorum, umarım size de hayırlı olmaz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım.
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Çelebi, Sayın Öztürk, Sayın Çam, Sayın
Özkes, Sayın Dibek, Sayın Kesimoğlu, Sayın Köktürk,
Sayın Tezcan, Sayın Demirçalı, Sayın Acar, Sayın
Özkan, Sayın Oran, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Özel, Sayın Öner, Sayın Moroğlu,
Sayın Tanal, Sayın Yılmaz, Sayın Türmen.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 78 inci maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 132 nci
maddesinin d bendinin tasarı metninden çıkarılmasını
arz ederiz.
Sebahat
Tuncel (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun.
SEBAHAT
TUNCEL (İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Doğrusu,
ne kadar sağlıklı bir çalışma koşulu, herkesin
takdiri. Bu kadar yoğun ve yorucu bir çalışmada doğal
olarak çok sağlıklı bir tartışma da yürütülmüyor.
Sayın
milletvekilleri, bu önergemiz daha çok telefon dinlemelerine ilişkin.
Özellikle son dönemlerde KCK adı altında yürütülen siyasi
soykırım davalarında en çok kullanılan yöntemlerden birisi
bu telefon dinlemeleri. Hukuka aykırı olarak da dinlenen ya da bütün
dosyalar neredeyse ana dava diye ifade ettiğimiz Diyarbakırdaki 2009
yılında başlayan dava da, yarın 2 Temmuz vesilesiyle
İstanbulda başlayacak ve 193 arkadaşımızın
yargılanacağı -Profesör Büşra Ersanlı, Ragıp
Zarakolu arkadaşlarımızın yine İstanbul il, ilçe
yöneticileri, gençlik kadın meclisi
çalışanlarımızın yargılandığı, 195
kişinin yargılandığı- davada da benzer bir durum var.
Birçoğu telefon dinlemesi, telefon dinlemelerini bir gerekçe yaparak
aslında suç delili saymış durumda. İlginçtir, sadece
telefon kullanmak değil aslında bu yargı istediğinde
kullanmamayı da suç hâline getiriyor. Niye telefon kullanmıyorsun?
Demek ki çok iyi bir şey yapıyorsun. O zaman telefon kullanmamak da
suç, telefon kullanmak da suç. Telefonda konuştuğunuz her kelimeyi,
her cümleyi kendine göre yorumlayan bir anlayış var.
Türkiye'nin
demokrasisi tam da bu yani özel hayatın gizliliği diye bir durum
kalmadı. İnsanlar artık telefonla birbiriyle konuşamaz hâle
geldi, Acaba dinleniyor muyuz ya da bu dinlendiklerimiz bizim
karşımıza nasıl çıkacak? diye şüphelenir hâle
geldi. Eminim ki iktidar partisindeki milletvekilleri de benzer bir durumu
yaşıyordur, yaşamıyorsanız ileriki dönemde zaten
önünüze çıkacak diye düşünüyoruz.
Dolayısıyla,
böylesi bir yöntemle geliştirilen bu hukuk sistemi, ne yazık ki
Türkiye'de yargının da tartışılmasını
beraberinde getiriyor birçok yerde. Kaldı ki şöyle de bir durum var,
tabii, bu KCK davalarında, dava devam da edemiyor, kişi kendisini
savunamıyor ana dilinde savunma hakkı verilmediği için.
Şimdi,
dolayısıyla, iddianame okunuyor, iddianamede, işte, yoklama
yapılıyor, burada mısınız, değil misiniz diye
(*) dediklerinde, diyor otur. Kürtçe
konuşmaya çalıştığında diyor ki: Kürtçe
konuşamazsın. Sırasını başkasına veriyor.
Diyarbakır davası özellikle üç yıldır sürüyor ve üç yıldır
bir tane arkadaşımız kendisini savunamadı yani. Bir tane
arkadaşımız bu kendilerine isnat edilen suçlar hakkında
görüş bildiremedi, muhtemel ki yarınki davada da benzer bir sorun
olacak, çünkü ana dilde savunma hakkı konusunda ciddi bir şey var,
dolayısıyla, aslında bu telefon dinlemeleriyle dolan dosyaya
karşı bir cevap da veremiyorsunuz.
O
kadar ilginç bir durum ki sayın milletvekilleri, muhtemelen bu
iddianameleri siz de okuyorsunuzdur, okumuyorsanız okuyun, bunlar tarihe
geçecek çünkü, ne kadar komik duruma düştüğümüzü, gerçekten hukuk
açısından ne büyük şeylere imza
attığımızı bir kez daha sizler de görün.
Mesela,
bu ülkede, işte, telefonda ketçap ve mayonez dediği için, bunu
örgütsel delil olarak sayan bir yaklaşım var ya da Avon
markasını örgütsel bir delil olarak kullanan bir zihniyet var ya da
mesela Şırnak davasında Akşam eve amcam gelecek. diyor,
Ne demek istiyorsun sen, amcam derken polislerden mi bahsediyorsun? diye
kodlayan bir yaklaşım var. Yani o kadar ilginç bir dosya şeyi
var ki insanlar artık espri yaparken, birbiriyle konuşurken,
bunların hepsi zorlama bir yorumla, örgütsel faaliyet hâline
getirilmiş durumda.
Ben,
buradaki özellikle AKPli milletvekillerine öneririm, bu dosyaların
hepsini bir okuyun yani, gerçekten rezalet denilebilecek bir durum söz konusu,
o zaman anlaşılır aslında bu davaların tam da siyasi
soykırım davası olduğu, Kürtlere karşı siyaseten
etnik temizliğe gidebilecek bir dava olduğu.
En
son KESK davasında, ilginç, soruyorlar, diyorlar ki:
(*) demek
ne demek?
(*)
Kürtçede arkadaş demek. Vay, sen
(*) dediysen o zaman bu örgütsel bir
terimdir. Dolayısıyla, sen örgüt adına suç
işlemişsin. Böyle bir şey olabilir mi? Yani, bunlar bizim
yaşadığımız şeyler. Biz, her gün
yaşıyoruz tabii. Dolayısıyla, bunların, bir defa,
artık bizim yaşamımızdan çıkması gerekiyor gerçek
anlamda hukuka inanıyorsak, adalete inanıyorsak. Kaldı ki,
adalete yönelik bizim ne yazık ki güvenimiz kalmadı çünkü yeterince
olumsuz örnek gördük. Bugün gazeteciler, öğrenciler, çocuklar,
siyasetçiler, akademisyenler, aydınlar; hepsi bu tip bahanelerle
tutuklanıyor, zindanda. Dolayısıyla, adalete yeniden güven
sağlanabilmesinin temel şeyi hazırlanan kanunlar olmalı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEBAHAT
TUNCEL (Devamla) Bugün, burada gördük ki, adalete güven olmuyor.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 78.
maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun
132 nci maddesinin 2 nci fıkrasına Hukuka uygun olarak elde
edilmiş olsa bile, kişiler arasındaki haberleşme
içeriklerinin kişinin özel hayat hakkı ve masumiyet karinesi ihlal
edilecek şekilde ifşa edilmesi halinde de aynı cezaya
hükmolunur. ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli)- Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Ali Öz, Mersin Milletvekili. (MHP sıralarından alkışlar)
ALİ
ÖZ (Mersin) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı kanunun 78inci maddesi üzerindeki önerge hakkında
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, gergin bir ortamda, aylar öncesinde millete söz verilen 3üncü
yargı paketini bu ortamda milletin beklentilerini karşılama ve
adaletsizlikleri düzeltme adına yasalaştırmaya
çalışıyoruz.
Bu
yargı paketinde dünü aratan yeni düzenlemeler, adresi
değiştirilen gecekondu maddeler olduğu açıktır. Biz,
bu ortamda adaleti tesis etmekten oldukça uzaklaşmış
bulunuyoruz.
Özel
yetkili mahkemeler konusunda Sayın Başbakanın açıklamaları,
Sayın Başbakan Yardımcısının
açıklamaları, Sayın Adalet Bakanının
açıklamaları maalesef askıda kalmadı mı? Toplumda
yaratılan üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğüne böyle mi
geçeceğiz?
Bu
paket, Türkiyede adaleti sağlamayacak, yeni adaletsizliklere kapı
aralayacaktır. Ülkemizde yargı
bağımsızlığı hepimizin beklentisidir. Ancak
yargıçları talimatla yeni görevlere atamakla bu
bağımsızlığı nasıl tesis edeceğiz? Bu
konularda duyarlı olmadan adaleti sağlayamayız. Adaleti
sağlamak adalete inanmaktan geçer. Dün birilerine göre Hukuk,
hukuksuzluklarla dolu. derken, bugün yeni hukuksuzluklara yol açmayacak
adaleti nasıl tesis edeceğiz? Adalet, bu dönemde en az güvenilen ve
adil yargılanma konusunda en az güvenilen bir kurum hâline geldiyse,
burada bir sorumlu aramak gerekmez mi?
Değerli
milletvekilleri, partinizin adındaki adalet sadece yazıda kalırsa
inandırıcı olamazsınız. Adaletin terazisi doğru
tartmalıdır. Bu yargı paketiyle, savunma hakkının
doğrudan ortadan kaldırılacağı madde getirilmiştir.
Türk hukuk sistemi içinde ihlal edildiği aşikâr olan savunma
hakkıyla ilgili düzenleme olmuştur. Bu düzenlemeler, eşitlik
ilkesine, hukuk sisteminin temelini oluşturan adil yargılanma
hakkına, uluslararası sözleşmelerle düzenlenen suçla ilgili
bilgi alma hakkına doğrudan aykırıdır.
Bu
yasama dönemi içerisinde grev yasaklarının
yasalaştığı, iradesi tutuklu Meclise önlem
alınmadığı ve tutukluluğun devam ettiği,
örgütlenme haklarının sınırlandırıldığı,
demokratik eylemlerin cezalandırıldığı, adalete
ulaşmanın başka ilçelere havale edildiği, kamu ihalelerinin
şeffaflıktan uzaklaştırıldığı,
kişilere özel kanunların çıkarıldığı,
tutukluluk sürelerinin kısaltılmadığı ve mücadelesinin
verilmediği, Özel yetkili mahkemeler kaldırılacak. derken
başka mahkemelerin oluşturulduğu, evrensel hukuk
normlarından giderek uzaklaşıldığı, en önemlisi
de Demokrasinin ilerisi var. derken sadece çoğunluğun demokrasisi
olarak dayatıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kendisine
göre bir hukuk sistemi yaratıp, bu hukuk sistemi içerisinde sizden
olmayanlara yaşama hakkı tanımayan bir düzenleme yapmak
istiyorsanız, kendinize en büyük kötülüğü yapmış
sayılırsınız. Milletine karşı tutarlı
olmayan, karakolda doğru söyleyip mahkemede şaşan bir adalet
sistemi kurmak istiyorsanız bu sistem en çok size zarar verecektir. Bu
paket maalesef yeni bir iyileşme getirmeyecek, malumun ilanından
ibaret olacaktır.
Özellikle,
özel yetkili mahkemeler konusunda açıklama yapan herkesin, bundan sonraki
süreçte, bu mahkemelerin adresinin ne olacağı konusunda da millete
söyleyeceği çok şey olduğu düşüncesiyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı arayacağım.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk,
Sayın Dibek, Sayın Ekşi, Sayın Nazlıaka, Sayın
Kesimoğlu, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Çam,
Sayın Batum, Sayın Acar, Sayın Öner, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Moroğlu, Sayın Özel, Sayın
Öğüt, Sayın Tamaylıgil, Sayın Oran, Sayın Yılmaz.
Evet,
iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı Milletvekili
Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
79uncu madde üzerinde üç
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 79. Maddesi ile
değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 133 nci
maddesine 4 üncü fıkra olarak "Hukuka uygun olarak elde edilmiş
olsa bile, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşma içeriklerini
kişilerin özel hayat haklarını ve masumiyet karinesini ihlal
edecek şekilde ifşa eden kimse 3 üncü fıkra hükümleri
uyarınca cezalandırılır." ibaresinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Faruk Bal Ali
Öz Alim
Işık
Konya Mersin Kütahya
Oktay Vural Muharrem
Varlı Özcan
Yeniçeri
İzmir Adana Ankara
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 79 uncu maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 132 inci
maddesinin 3 üncü fıkrasının 1 inci cümlesinde yer alan
"hukuka aykırı olarak" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla
Akat İbrahim
Binici
Iğdır Batman Şanlıurfa
Nazmi Gür Erol
Dora
Van Mardin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının 79'uncu
maddesiyle düzenlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 133'üncü
maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"iki
yıldan beş yıla kadar hapis" şeklindeki ibarenin,
"iki aydan altı aya kadar hapis" şeklinde
muhafazasını;
İkinci
fıkrasında yer alan
"altı
aydan iki yıla kadar hapis" ibaresinin "altı aya kadar
hapis veya beşyüz günden az olmamak üzere adli para cezası ile
cezalandırılır"
Üçüncü
fıkrasında yer alan
"iki
yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adli para
cezası" ibaresinin, "iki bin güne kadar hapis veya iki bin güne
kadar adli para cezası" şeklinde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Kemal
Değirmendereli Orhan
Düzgün
Mersin Edirne Tokat
Ali Özgündüz M.
Volkan Canalioğlu Atilla
Kart
İstanbul Trabzon Konya
Sakine Öz Ali
Demirçalı Oktay
Ekşi
Manisa Adana İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) - Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Oktay Ekşi.
BAŞKAN
Oktay Ekşi, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN
OKTAY EKŞİ (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan
tasarının 79uncu maddesi ama esas itibarıyla Türk Ceza
Yasasının 133üncü maddesi konusunda huzurunuza çıktım.
Getirilen
bu öneri, aslında Adalet ve Kalkınma Partisinin savunduğu tüm
temel iddialarla, görüşlerle çelişen hükümler içeriyor. Şunu
demek istiyorum: Adalet ve Kalkınma Partisi hep demokrasiyi
geliştirmekten, özgürlüklerin yanında ve onun savunucusu olmaktan söz
ediyor. Oysa getirilen bu tasarının içerdiği hükümler, özellikle
132, 133, 134 gibi genellikle basını ilgilendiren hükümler cezaların
artırıldığını gösteren yeni bir düzenlemeyle
karşımıza çıktı. Cezaları artıran, mesela
altı ayı bir seneye veya bir seneyi üç seneye çıkaran bu öneri,
Adalet ve Kalkınma Partisinin, İktidarınızın
zihniyetini ve çelişkisini ortaya koyduğu gibi, onun yanında
basın dünyasını çok ilgilendiren bu meselede tüm Batı
dünyasının ve genellikle ifade ve basın özgürlüğüyle
ilgilenen herkesin gözlemlediği bir gerçeği reddeder gibidir. O da
Türkiyede pek çok gazeteci içerideyken bir yandan onları ilgilendiren bu
meselelerde, bu hükümlerde cezaları artırarak sanki içeridekiler
azmış gibi bir yaklaşım sergilemektesiniz.
Aziz
dostlarım, bu anlayış, Adalet ve Kalkınma Partisinin ne
kadar çelişkilerle dolu bir yönetim anlayışı içinde
olduğunu ortaya koymaktadır. Şöyle: Bir Anayasa getirdiniz
hatırlayacağınız gibi, 12 Eylül 2010 yılında
referandumdan geçen Anayasa tadilinden söz ediyorum, tüm Batı
dünyasına ve kamuoyumuza sanki demokratikleşmeyi geliştiren bir
düzenleme getirmiş gibi takdim ettiniz ama altından Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu gibi, Anayasa Mahkemesinin yapısını
değiştirme gibi, yüksek mahkemelerin yapısıyla oynama gibi
yargı sisteminin bağımsızlığını
külliyen elinden alan bir Çapanoğlu çıktı. Bunda da
karşımıza aynı şey çıkmaktadır. Pek çok
gazetecinin hapiste bulunduğunu söyledim. Onlar içeride iken getirmekte
olduğunuz yeni bir hükümle de bazılarını affetmeyi, daha
doğrusu cezalarını ertelemeyi öneriyorsunuz. Ertelemesini
önerdiğiniz kişiler esasta cemaat savcıları tarafından
yasayı çiğnemeleri için kendilerine bilgi verilen
meslektaşlarımızdır. Onlar tahkikatın
gizliliğini, yargının etkilenmemesine ilişkin hükümleri
çiğneyen meslektaşlarımızdır yani doğrudan
doğruya bu yoldan yasaları çiğnemeye teşvik edilmiş
arkadaşlarımızdır, onları affetmeyi ama görevini
doğru dürüst yapmaya karar vermiş, bunu yerine getirmek isteyenleri
daha fazla cezalandırmayı öngörüyorsunuz. Böyle bir
anlayış, tekrar ediyorum, İktidarınızın
çelişkilerle dolu politikalarının somut örneğini
teşkil etmektedir. Bununla doğru bir adrese gideceğinizi
düşünmüyorum ama sizleri doğru bir adrese gitmek için demokrasiyi
savunmaya davet ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Yılmaz, Sayın Dibek, Sayın Nazlıaka Sayın
Kesimoğlu, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Ekşi,
Sayın Güven, Sayın Batum, Sayın Oran, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Öztürk, Sayın Tanrıkulu, Sayın Özel,
Sayın Acar, Sayın Öner, Sayın Kuşoğlu.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 79 uncu maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 132 inci maddesinin
3 üncü fıkrasının 1 inci cümlesinde yer alan "hukuka
aykırı olarak" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ayla
Akat (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kişiler arasında geçen ve aleni olmayan konuşmaların
ifşasının "hukuka aykırılık" unsuruna
bağlanmış olması kişinin özel hayatının
dokunulmazlığı ve evrensel hukuk kaideleri açısından
sakıncalıdır. Bu nedenle bahse konu ifadenin madde metninden
çıkarılması, kişilerin özel yaşamına dair
hususların toplum nezdinde yaygınlaşmasının hatta
basın yolu ile işlenmesi ile toplumun daha da geniş kesimleri
nazarında da bilinirliğinin artmasını engelleyici bir rol
oynayacağı kuşkusuzdur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278
Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 79. Maddesi ile
değiştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 133 nci
maddesine 4 üncü fıkra olarak "Hukuka uygun olarak elde edilmiş
olsa bile, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşma içeriklerini
kişilerin özel hayat haklarını ve masumiyet karinesini ihlal
edecek şekilde ifşa eden kimse 3 üncü fıkra hükümleri
uyarınca cezalandırılır." ibaresinin eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Özcan
Yeniçeri (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Yeniçeri
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN
YENİÇERİ (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan yasanın 79uncu maddesi üzerinde
söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi,
aslında şu Meclisten başlamak lazım; yüzde 20si uyuyor,
yüzde 60ının hafızası dağılmış,
algı üçüncü sınıfa düşmüş, ailesi evde bekliyor,
yataklar hazır, çocuklar kapıda ve siz buradasınız. Kendi
hukukumuzu koruyamadığımız bir yerde milletin hukuku
nasıl korunacaktır ayrı bir şey. Ben, aileden sorumlu
Sayın Bakan burada mı, ona bakıyorum, o da burada yok.
Şimdi,
bakın, şunu özellikle ifade etmek istiyorum: Burada, 1876
yılında Teşkilatı Esasiye Kanununda yani bundan yüz küsur
yıl önce angaryanın yasak olduğu ifade edilmiş. Siz,
milleti elden ayaktan düşürüp, mecalsiz hâle getirip,
hafızasını zayıflatıp, burada herhangi bir maddeyi
görüşüp o maddeyi geçirmeniz ne kadar yasaldır, ne kadar sosyolojiye,
psikolojiye, kültüre uygun, takdirlerinize bırakıyorum.
Şimdi,
şunu bilelim ki hücre biyolojinin, atom fiziğin, aile de toplumun
temel yapı taşıdır. Sizin bu yaptığınız
toplumun yapı taşına müdahaledir ve öyle zannediyorum ki -Allah
eksiltsin ama- yüzde 20 boşanma davasıyla sonuçlanabilir. Aile
faciaları yaratacaksınız ve ben araştırıyorum.
Kimi bu konuda sorumlu tutacağız ve ondan bunun hesabını
soracağız? Onu bulduğumuz zaman sizin önünüze getireceğiz.
RECEP
ÖZEL (Isparta) Hocam, aileyle aranızda bir sıkıntı var
herhâlde!
ÖZCAN
YENİÇERİ (Devamla) - Şimdi, efendim, başka bir mesele var.
Buraya çıkanların bazılarının nutku tutulmuş,
bazıları çok farklı bir boyutta konuyu ele alıyor ve çok
değişik bir hareket var. Bu da
bir sindirilmişliği gösteriyor. Bunun da değerlendirilmesi
lazım geldiğini söylemek istiyorum ama bu arada başka bir
şeyin daha altını çiziyorum.
Buradan, bir
arkadaş Ankaralılaşmaktan söz ediyor. Ankaralılaşmak
bir şereftir, Ankaralılaşmak bir egemenlik ve
bağımsızlık onurunu yaşamaktır,
Ankaralılaşmak adam olmaktır. Ankaralılaşmaktan da
şeref duyuyoruz. Herkesin de şeref duymasını öneririm. (MHP
sıralarından alkışlar) Onun için, Ankara birtakım
negatif sıfatlara addedilip alaya alınacak bir kavram ya da bir
düşünce değildir. Haddimizi bilelim, kelimeleri yerli yerine
koyalım ve öyle değerlendirelim. Türkiye Büyük Millet Meclisi
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Yahya Kemalin öbür
şiirlerini de ezberleyin. Türkiye Büyük Millet Meclisi elbette dikensiz
gül bahçesi değildir ve olmayacaktır. Muhalefetsiz iktidar ancak
totaliter bir iktidar olabilir. O da, tarihe gömdüğümüz iktidarlar
arasındadır. Demokrasi iktidar ve muhalefet
dengesinin kurulabildiği yerde vardır. Hem toplum hem de kainat
kozmosa yöneliktir, kaos geçicidir. Dolayısıyla da, kozmos düzen,
kaos kargaşa olduğuna göre, kargaşayı düzene çevirmek ise
iktidarın görevidir, çoğunluğun görevidir. Ancak çoğunluk
yangına körükle koşuyor. İktidar-muhalefet ilişkisinde de
bu parametrenin dikkatle ele alınmasını istiyorum.
Parlamento fiziklerin değil, fikirlerin kavga ettiği yerler
olmalıdır. Kimse demokrasiyi, barışı ve
kardeşliği duygu ve sinirlerinin esiri yapmamalıdır.
Hoşgörü, tolerans, kardeşlik duygusunun tartışmalara egemen
olmasını diliyorum.
Muhalefeti küçümsemek, köşeye sıkıştırmak
doğru değildir. Bazen bir kişi bir devlettir, bazen bir devlet
bir kişi etmez. Önemli olan sayı değil niteliktir. (MHP
sıralarından alkışlar) Tek kelimeyle söylüyorum ve bu
konuda da meydan okuyacak konumda ve durumda olduğumuzun altını
özellikle çiziyorum. Burada hiç tevazulu davranmayacağım.
Hukuk bir sistemdir. Sistem parçalardan meydana gelen ve parçaların
birbirleriyle ilişkisi ve dış çevreyle ilişkisi olan bir
bütündür. Dolayısıyla, sistem girdileri vardır, bir de sistemde
bir çıktı vardır. Hukukun sistemi, girdisi yasalardır,
mahkemelerdir, geleneklerdir, hapishanelerdir, yargılamalardır,
şunlardır bunlardır. Çıktısı da adalettir, barıştır,
huzurdur, insanlarda topluma ve hukuk devletine olan güveni anlatır.
Hukuk sisteminde bu ifade ettiğimiz çıktılarda neler var,
biraz ona bakalım. Ağzına kadar dolu hapishaneler,
sayısı 120 bini aşmış tutuklu kişiler, tutuklu
gazeteciler, tutuklu milletvekilleri, yangın çıkaran hapishaneler,
tecavüz içinde kıvranan birtakım mahkemeler. Bunlar bize gösteriyor
ki hukukta bir problem var, adalette bir problem var ve dolayısıyla
çıktısı bu denli bozuk olan bir sistemin girdisi de bozuktur.
Girdi nedir? İşte bu yasadır, burada
yaptığımız yasadır. Bu yasayı alelacele,
yangından kaçırırmış gibi gelirseniz, böyle, tecavüze
uğrayan hapishaneler, çığlık içerisinde inleyen insanlar
ülkesi hâline Türkiyeyi getirirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Yahu nerede? Bitti mi?
(Alkışlar) Bir beş dakika olmuyor mu?
BAŞKAN Buyurun, bir dakika ek süre veriyorum.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Peki, teşekkür ediyorum.
Şimdi,
yasanın doğruluğu kadar, yapılan işin
doğruluğu kadar yöntemi de mekânı da üslubunun da doğru
olması gerekir. Daha önce de ifade ettiğim gibi bir şey
söylemiştik, demiştik ki: Edebe, adaba, etiğe, estetiğe
uygun olmayan davranışın ve sözün anlamı yoktur.
Söylenmemesi daha evladır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu yönüyle anlam
ortaklığı yaratmak ve bu bağlamdan da insanları bu
çerçeve içerisinde el birliğiyle düşünmek gibi bir durumumuz söz
konusudur. Hukukun ya da adaletin kalitesi onu uygulayanların çapıyla
yakından alakalıdır. Onun için, yasalarla beraber
uygulayıcıların çapını da dikkate almadan
getireceğimiz hiçbir muamele ve hiçbir işlem bizi istediğimiz
sonuca getiremeyecektir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. [MHP sıralarından alkışlar, AKP
sıralarından alkışlar(!)]
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
80inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı kanun tasarısının
80. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı kanunun 134.
Maddesinin " hukuka aykırı olarak" ibaresinden gelmek üzere
"kişilerin rızası olmaksızın " ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek Akagün Yılmaz Bülent Tezcan Ali Rıza
Öztürk
Uşak Aydın Mersin
Tufan Köse Levent
Gök Rıza
Türmen
Çorum Ankara
İzmir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
278
sıra sayılı kanun tasarısının 80 inci maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134 üncü
maddesinin 2 inci fıkrasının 1 inci cümlesinde yer alan
"hukuka aykırı olarak" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla Akat Nazmi Gür
Iğdır Batman Van
İbrahim Binici
Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 80. Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Öztürk
Oktay
Vural Mehmet
Erdoğan
Erzurum İzmir
Muğla
Yusuf Halaçoğlu Nevzat
Korkmaz
Kayseri Isparta
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz, Kuvvetler Ayrılığı prensibine göre
tanzim edilmiş, Devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki
ve sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
Ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
Hukuk Devleti ilkeleridir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir Hukuk Devletinden bahsedilmesi için de,
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının siyasallaşması gibi iddialar Hukuk Devleti
görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu erozyonun
farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için Yargı reformu paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. Yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Tasarıdan
beklenen esas amaç, yargının hızlandırılması ve
biriken ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak bu
hedefleri gerçekleştirmek üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut
öneri içermediği görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi
ölü doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne icra ve
iflas Kanununda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan değişiklikler,
yargının güvenli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımızın mahkeme
kapılarında yıllarca beklemesinin devamına vesile
olacaktır. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkum edilen kararlar olacaktır.
10
yılda, tek başına hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de meclise getirdiği tasarı ile yıllardır süregelen kronik
yargı problemini çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi
davranarak yine kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte yandan
Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere
hukuk sistemimizde vatandaşların yargı önünde eşit
olduğu, yargının, tüm erkleri ve kişileri
bağlayıcı olduğu prensiplerine de aykırı bir
biçimde bazı kamu görevlilerinin soruşturulması ve
yargılanması konusunda ayrıcalıklar ve eşitsizlikler
getiren tasarı mecliste temsil olunan siyasal partilerin görüş ve
katkılarını da almamış, son dakika önergesi ile yeterince
müzakere edilmesine fırsat vermeden yasallaştırılmak
istenmiştir.
Tasarı
AKP tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 80 inci maddesi ile
değiştirilen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 134 üncü
maddesinin 2 inci fıkrasının 1 inci cümlesinde yer alan
"hukuka aykırı olarak" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ayla
Akat (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kişiler
arasında geçen ve aleni olmayan konuşmaların
ifşasının "hukuka aykırılık" unsuruna
bağlanmış olması kişinin özel hayatının
dokunulmazlığı ve evrensel hukuk kaideleri açısından
sakıncalıdır. Zira kişinin rızası
dışında olması o işlemi zaten hukuka aykırı
kılar. Bu genel doğrunun ışığında bu ifade
yasal mevzuat gerekçe gösterilerek fiilin suç kapsamından
çıkarılmasına neden olabilir. Bu nedenle bahse konu ifadenin
madde metninden çıkarılması, kişilerin özel yaşamına
dair hususların toplum nezdinde yaygınlaşmasının hatta
basın yolu ile işlenmesi ile toplumun daha da geniş kesimleri
nazarında da bilinirliğinin artmasını engelleyici bir rol
oynayacağı kuşkusuzdur.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı kanun tasarısının
80 . maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı kanunun 134.
Maddesinin " hukuka aykırı olarak " ibaresinden gelmek
üzere "kişilerin rızası olmaksızın "
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Rıza Türmen
BAŞKAN
Rıza Türmen, İzmir Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
Buyurun.
RIZA
TÜRMEN (İzmir) Değerli milletvekilleri, bu gece burada olup
bitenlerden fazla bir şey anlamadığımı itiraf etmem
lazım. Bir kere, gecenin 4ünde niye bunu görüşüyoruz, onu pek
anlamadım.
İkincisi:
Elimde bir şey var, yargı hizmetlerinin etkinleştirilmesi
amacıyla kanunlarda değişiklik yapılmasıyla ilgili 278
sıra sayılı bir kitap var. Bunun önünde birtakım kanun
teklifleri var; Sayın Oktay Ekşinin, bendenizin de dâhil olmak
üzere, Sayın Emine Ülker Tarhanın, Sayın Ali Rıza
Öztürkün bu konuda yaptıkları kanun teklifleri var. Bu kanun teklifleriyle
ilgili, ne komisyon görüşmelerinde ne alt komisyon görüşmelerinde ne
bunlarla ilgili raporlarda tek bir kelime bulamıyorsunuz. Peki, bu kanun
teklifleri ne oldu, neden görüşülmedi, bunu da pek anlayabilmiş
değilim. Yani sadece başına yazılmak için mi bu kanun
teklifleri vardı? Herhâlde öyleydi.
Şunu
da anlayabilmiş değilim: Şimdi, bu özel yetkili mahkemeler ve
bunların doğurduğu sakıncalar her zaman vardı,
yıllardır bu sakıncalar devam ediyordu. Neden şu
sırada İktidarın aklına bu sakıncalar geldi de bununla
ilgili yeni bir düzenleme ihtiyacını hissetti, bunu da pek
anlayabilmiş değilim.
Bir
de, tabii, mademki böyle bir yeni düzenleme yapılma ihtiyacı
hissediliyor, demek ki özel yetkili mahkemelerden memnun değil
İktidar, özel yetkili mahkemelerle ilgili başka bir şey getirmek
istiyor. Bazı işler iyi gitmiyor, düzeltilmesi gereken bir durum var
demek ki. O zaman bunu düzeltmek lazım diye düşünüyorsunuz,
düzeltecek diye düşünüyorsunuz. Zaten duyduklarımız da o
yöndeydi kaldırılacak dendi. Fakat bakıyorsunuz, yapılan
nedir? Yapılan şudur: Bir taraftan özel yetkili mahkemeler
kaldırılmıyor, görülmekte olan davalar bakımından özel
yetkili mahkemeler devam edecek. O davaların ne zaman biteceği belli
olmadığı için yıllarca yıllarca özel yetkili
mahkemeler kalacak. Öte yandan, bu yeni getirilen kanun teklifiyle, bu gece
getirilen teklifle özel yetkili mahkemeler yanında yeni bir şey daha
kuruluyor: Özel yetkili mahkemelerin yetkileri ağır ceza
mahkemelerine devredilecek. Böylelikle ikili bir sistem ortaya
çıkıyor. Mademki özel yetkili mahkemelerden bir şikâyet var,
peki, bu niçin kaldırılmıyor, neden böyle özel yetkili
mahkemelerin yetkilerini aynen muhafaza eden başka bir sistem kuruluyor
onun yanında, bunu da anlamak mümkün değil. Fakat sonra anladım
bunu yani gazetelerden, basından, televizyonlardan ve buradaki
konuşmalardan. Anlaşılıyor ki iktidarla cemaat
arasında yargının böyle bir bölüşülmesi programı var.
İşte, özel yetkili mahkemeler iktidarda kalacak, yeni kurulan sistem
de cemaatin olacak. Aslında Türkiyede yargının
bağımsızlığı diye bir sorun yok. Türkiyede
yargının kime bağımlı olacağı meselesi var,
onunla ilgili bir çekişme var. Bu kanun da bu sorunu halletmeye
yardımcı olacak galiba.
Özel
yetkili mahkemelerin bu şekilde ortaya çıkarılması sistemin
sakıncalarını bertaraf etmiyor. Sistemin sakıncaları
olduğu gibi devam ediyor yani katalog suçlar bakımından sistemin
sakıncaları devam ediyor. Her iki sistemde de aynı
sakıncaları görüyorsunuz şimdi, her iki sistemde de katalog
suçları görüyorsunuz, her iki sistemde de gizlilik kararlarıyla
ilgili problemleri görüyorsunuz.
Bunun
yanında birtakım belirsizlikler var. Bugün dağıtılan
tasarıda ve kanun gerekçesinde 250, 251 ve 252nci maddelerin yürürlükten
kaldırılacağından söz ediliyor.
Baktığınız zaman metinlere, böyle bir şey yok. 250,
251 ve 252nci maddelerden metinlerde bahis yok. Kaldırılacak
mı, kaldırılmayacak mı bunlar?
Kaldırılıyorsa, o zaman bunu açıkça söylemek lazım.
Kaldırılmıyorsa, gerekçede niye söyleniyor? Bu da böyle bir soru
işareti.
Tabii,
bir de şöyle bir sakınca ortaya çıkıyor yani iki ayrı
sistem tıpatıp birbirinin üstüne oturmuyor. İki ayrı
sistemde farklı yürütmeler, farklı farklı uygulamalar ortaya
çıkacak yani baktığınız zaman, işte, bu 74üncü
maddenin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIZA
TÜRMEN (Devamla)
4üncü
fıkrasının 3/a bendinde farklı farklı uygulamalar
ortaya çıkıyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
RIZA TÜRMEN (Devamla) -
Yani mevcut özel yetkili mahkemelerde usule uygun yapılan şeyler
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın Başkanım, bir dakika
versene. Özcan Beye verdiniz, Beyefendiye de versenize.
BAŞKAN Veririz
efendim, veririz.
RIZA TÜRMEN (Devamla) -
Yani böyle bir ikili farklı sistem ortaya çıkıyor.
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) Sayın Başkan, niye ek süre vermiyorsunuz, sesi açmıyorsunuz?
BAŞKAN Verelim
efendim, buyurun.
RIZA TÜRMEN (Devamla)
İletişimin dinlenmesi örneğin ya da gizli soruşturmalar ya
da teknik araçlarla izleme ve görüntü kaydı, sadece ve sadece örgütlü
olmayan suçlar için geçerli olacaktır ama örgütlü olan suçlar için geçerli
olmayacak yeni kurulan mahkeme. Eski sistemde, mevcut özel yetkili mahkemelerde
ise bunlar da diğer suçlar için geçerli olacaktır. Böylelikle yani
her iki sistemin bütün sakıncaları muhafaza edilmektedir, iki sistemde
de hem de iki sistem birbirinin tam da paraleli değildir, farklı
uygulamalar ortaya çıkacaktır. Tabii ki bunun yaratacağı
yargı bağımsızlığı bakımından,
adil yargılama bakımından ve özel yetkili mahkemelerin insan
haklarının güvencesi olmaktan çok insan haklarının
ihlalcisi olması bakımından bu sorunlar bundan sonra da devam
edecektir bu kanunla.
Çok teşekkür
ederim.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
81inci madde üzerinde
iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı kanun tasarısının
81. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı kanunun 142.
Maddesinin F bendi yürürlükten kaldırılmış ibaresinin f
bendi yürürlükten kaldırılmıştır olarak
değiştirilmesini ondan sonra gelen ibarelerin ise madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Bülent
Tezcan Dilek
Akagün Yılmaz
Mersin Aydın Uşak
Levent
Gök Tufan
Köse
Ankara Çorum
TBMM Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 81. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Öztürk Mehmet
Erdoğan Oktay
Vural
Erzurum Muğla İzmir
Nevzat
Korkmaz Yusuf
Halaçoğlu
Isparta Kayseri
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz kuvvetler ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, devlet organlarında da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
hukuk devleti ilkesidir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir hukuk devletinden bahsedilmesi için de
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının
siyasallaşması gibi iddialar, hukuk devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için yargı reform paketleri birbiri ardına
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmüştür.
Ana
gerekçe yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasının hedeflenmesidir.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere tasarının hiçbir somut öneri
içermediği, 3. yargı reform paketinin de ölü doğmasına
sebep olduğu görülmüştür.
Ne
İcra ve İflas Kanunu'nda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının süratli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımız mahkeme kapılarında yıllarca beklemeye
devam edeceklerdir. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
On
yıldır tek başına hükümet eden Adalet ve Kalkınma
Partisi ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana, kendisine
millet tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de Meclise getirdiği tasarı ile yıllardır kronikleşen
problemi çözmek bir tarafa çözermiş, yaparmış gibi davranarak
yine kamuoyunu oyalama yolu seçmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum.
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Arayacağım.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tezcan, Sayın
Özel, Sayın Nazlıaka, Sayın Dibek, Sayın Yılmaz,
Sayın Köktürk, Sayın Kesimoğlu, Sayın Köprülü, Sayın
Çam, Sayın Kuşoğlu, Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın
Havutça, Sayın Güven, Sayın Tamaylıgil, Sayın
Oran, Sayın Tanrıkulu, Sayın Erdoğdu.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmekte
olduğumuz 278 sıra sayılı kanun tasarısının
81. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı kanunun 142.
Maddesinin F bendi yürürlükten kaldırılmış ibaresinin f
bendi yürürlükten kaldırılmıştır olarak
değiştirilmesini ondan sonra gelen ibarelerin ise madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili.
(CHP sıralarından alkışlar)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri
Sayın
Başkanım, uyuyarak herhâlde Genel Kurul çalışmaları
olmaz değil mi? Sayın Başkanım, uyuyan
arkadaşlarımız var, bir uyarırsanız, böyle bir Genel
Kurul çalışması olmaz zannederim değil mi? (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Yılmaz, uyumak gayet insani bir hareket.
OKTAY
VURAL (İzmir) Ama öyle Sayın Başkan, burası uyuma yeri
değil. Genel Kurul salonuna hakarettir uyumak. Tabii, hakarettir.
Uyarın, uyandırın!
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Evet, biraz uyandırmak lazım
arkadaşları. Yani burada Sabaha kadar direneceğiz, sabaha kadar
kalacağız. demek öyle kolay değil arkadaşlar. Onun için
inanmışlık lazım, onun için biraz direnç lazım, böyle
kolayca olmaz o işler.
Sayın
milletvekilleri, bugün 2 Temmuz 1993ün üzerinden on dokuz yıl geçti. 33
aydın Sivasta Madımak Otelinde yakıldı arkadaşlar. 2
tane de otel görevlisi yakıldı. Bu insanların o gün
yakılmalarında, o günkü pek çok yanlış insan buna neden
oldu, pek çok yanlışlık ya da ihmal buna neden oldu. O 33 tane
insanımızın, aydınımızın, gazetecimizin,
yazarımızın yüreğimizde hâlen yeri taptaze, onların
acısı hâlen daha yüreğimizde taptaze. Onları saygıyla
ve sevgiyle anıyorum, anıları önünde saygıyla
eğiliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Biraz
önce Kültür Bakanımız da vardı burada, daha önce söz
vermişti, Madımak Oteli müze olacak. diye, ama ne yazık ki
Madımak Oteli müze olmadı, sadece bir kültür merkezi hâline getirildi
ve bu kültür merkezine insan odaklı denilerek, 33 aydının
isminin yanında 2 tane otel görevlisi yazıldı, bir de orada
saldıran, o insanları yakan, o insanları yakmak için ve hatta
Aziz Nesini de öldürmek için uğraşan 2 tane daha katilin ismi oraya
yazıldı. Öylesine bir yaklaşım biçimi insan odaklıyla
falan olmaz. Oradaki insanların, yanan insanların
acılarına, geride kalanların acılarına eğer
saygı gösteriyorsak, onların isimleri katilleriyle beraber aynı
yere yazılmaz. Bunu, oradaki insanlarımız da, Sivastaki
insanlar da, yarın, yani bugün orada olacak insanlar da protesto
edecekler, ben de bu Meclis kürsüsünden protesto ediyorum. Sayın Kültür
Bakanımız Ertuğrul Günayı bu
yanlışlığı düzeltme konusunda
çağırıyorum, çağrı yapıyorum arkadaşlar.
Bugün,
yine çok berbat bir gün geçirdik yani hepimizin yüreği gerçekten
yandı. Burada bir Meclis faaliyeti mi yapıyoruz yoksa talimat üzerine
verilen bazı kanunları mı geçiriyoruz, bazı önergeleri mi
geçiriyoruz? Onu hep beraber gördük arkadaşlar.
Ben
Adalet Komisyonundayım. Biz, üç dört aydır bu yargı paketiyle
ilgili çalıştık; hem alt komisyonda çalıştık hem
de normal komisyonda çalıştık. Önerilerde bulunduk,
önerilerimizin bir kısmı kabul edildi, büyük bir kısmı
kabul edilmedi ama böylesine bir rezaletin olabileceğini inanın
aklımıza getirmemiştik. Yani sadece bir önergeyle değil
temel bir kanun olarak getirilmesi gereken, komisyonlarda
tartışılması gereken, uzmanlarıyla
tartışılması gereken, özel mahkemeler, özel yetkili
mahkemeler, terör mahkemeleri ya da siz İhtisas mahkemeleri diyorsunuz,
böyle bir yasa geliyorsa eğer, bunun kesinlikle yasal düzenleme
şeklinde, yasayla olması gerekiyor. Önergeyle böyle bir düzenleme yapılamaz arkadaşlar.
Bunun o kadar çok sakıncası var ki, belki sizler de farkında
değilsiniz ya da getiren insanlar da farkında değil.
Arkadaşlar,
hukukçu olmanıza falan gerek yok, ben size şunu soruyorum: Deniyor ki
burada: Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlükten kaldırılan 250nci
maddesinin birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelere
açılmış olan davalara kesin hükümle sonuçlandırılıncaya
kadar bu mahkemelerce bakılmaya devam olunur. Böyle bir şey olabilir
mi arkadaşlar? Yani siz o mahkemeleri lağvediyorsunuz, başka
mahkemeleri kuruyorsunuz ama orada yargılananlar orada devam edecek
diyorsunuz. Böylesine bir çifte hukukluluk olabilir mi? Bunu kime
anlatabilirsiniz? Bunu, siz sokaktaki insanlara anlatamazsınız,
çocuklara bile anlatamazsınız, Avrupaya hiç
anlatamazsınız, bizim insanlarımıza hiç
anlatamayacaksınız. Böyle bir düzenleme olmaz arkadaşlar yani bu
kadar ciddiyetsizlik, bu kadar rezalet bir düzenleme asla olamaz.
Bunun
yanında şunu söylüyorsunuz, bunu kimin için getiriyorsunuz, onu
bilemiyorum: Açılmış olan davalarda sanığın
taşıdığı kamu görevlisi sıfatı
dolayısıyla hakkında soruşturma yapılabilmesi için
izin veya karar alınması gerekliliğinden bahisle Durma veya
düşme kararı verilemez. diyorsunuz. Diyorsunuz ki: Siz, o
içeridekiler, yatanlar, kim olursanız olun sizin için artık bu
iş bitmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Ama yeni açılacak davalar için
Bunlar kimdir,
Dolmabahçede görüştükleriniz midir? Onlar için bir izin
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Sayın Başkan, bana da bir dakika süre
verebilirseniz
BAŞKAN
Hayır, lütfen...
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Ama diğer arkadaşlara verdiniz.
BAŞKAN
Verdim efendim, biraz önce Sayın Türmene verdim. Eğer eşitlik
aranıyorsa sadece Barış ve Demokrasi Partisine bir dakika
vereceğim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Gecenin bu saatinde Hanımefendiye söz verin
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Verdim efendim.
Teşekkür
ederim efendim.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım:
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Arayacağım efendim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tezcan,
Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz, Sayın Dibek, Sayın
Nazlıaka, Sayın Köprülü, Sayın Köktürk, Sayın Tanal,
Sayın Havutça, Sayın Güven, Sayın Batum, Sayın Acar,
Sayın Tanrıkulu, Sayın Demirçalı, Sayın Öner,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Kesimoğlu, Sayın
Moroğlu.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklamaya başlandı)
GÜRKUT
ACAR (Antalya)- Sayın Başkan, saat dördü çeyrek geçiyor. İnsaf
edin ya! Böyle bir çalışma düzeni olur mu! Yazıktır ya!
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, tabii sizin yedeğiniz
var değil mi? Yedek hakemi hemen
devreye sokabiliyorsunuz.
GÜRKUT
ACAR (Antalya) Böyle bir çalışma olmaz!
OKTAY
VURAL (İzmir) Milletvekilinin yedeği yok ama!
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Tayyip kızmaz, kızmaz! Sorun, vallahi
kızmaz!
OKTAY
VURAL (İzmir) Büyük saygısızlık yani!
(Elektronik
cihazla yoklamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil
Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223,
2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Üçüncü
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi,
dördüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Dördüncü
bölüm, geçici madde 1, 2 ve 3 dâhil 82 ila 106ncı maddeleri
kapsamaktadır.
Dördüncü
bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Bülent
Tezcan, Aydın Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP
GRUBU ADINA BÜLENT TEZCAN (Aydın) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkan, milletvekillerinin
dışarı çıkması için birkaç dakika izin verin.
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, terk etmeseydiniz ya! Yoklama
korkusu olmayınca salonda oturma zorunluluğu da olmuyor demek ki.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, özel yetkili mahkemelerle ilgili yargı paketi
daha önce Adalet Komisyonunda görüşülürken ısrarla bu konuların
gündeme alınmasını istememize rağmen AKP milletvekili
arkadaşlar ısrarla konuyu gündeme getirmediler. Şimdi,
Komisyonda dört aya yakın bu konu görüşüldü, yargı paketi.
Komisyondan bu konuyu kaçıran iktidar milletvekilleri, bugün Genel Kurul
görüşmeleri sırasında bir önergeyle, biraz önce, gerilimli,
tartışmalara neden olan bir önergeyle alelacele bu konuyu geçirdi.
Değerli
arkadaşlar, bakın, neyi yaşıyoruz? Özel yetkili
mahkemelerin kaldırılacağı konusunda Başbakandan
tutun, başbakan yardımcılarına ve AKP yetkililerine,
bakanlara kadar, yaklaşık bir hafta, on günden bu yana, söylenmedik
şey bırakılmadı. Oysa bugün önümüze getirilen teklifte,
önergede, özel yetkili mahkemeleri kaldırmak yerine Ceza Muhakemesi
Kanununun içerisinden alıp Terörle Mücadele Kanununun içerisine monte
ettiniz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bakın, sevgili milletvekilleri, Adalet ve
Kalkınma Partisi mensubu milletvekilleri, biliyorum ki, sizler, bu teklif
gelirken bizim gibi, tıpkı bizim gibi, bu tekliften habersizdiniz,
hatta buna oy verirken de bilgi sahibi değildiniz, çünkü burada okunurken
de dinleme imkânı bulamadınız.
ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) Onların hâlâ haberleri yok.
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
Şimdi, işin aslına bakarsanız, sizin
dışınızda bir AKP daha var, bir derin AKP var.
Değerli
milletvekilleri, bir derin AKP var, bu işleri arka planda kurgulayan, bu
önergeleri hazırlayan, sistemi kuran ve sizin sorgulama yapmanıza
dahi imkân vermeyen ve maalesef sizler de sorgulama yapma ihtiyacı dahi duymadan,
o derin AKPnin getirdiği teklifi burada tartışmadan
geçiriyorsunuz. Şimdi, derin AKPnin yanı sıra bir başka
derin ilişki daha var, o da derin cemaat.
Değerli
arkadaşlar, bu teklifin görüşülmesi süreci doğrudan doğruya
derin AKPyle derin cemaat arasındaki rekabettir. Bakın, şimdi,
öyle bir rekabet ki Sayın Başbakan çıkıp özel yetkili
mahkemeler için Ölçüyü kaçırdılar. diyor, zapturapt altına
alınmaları gerektiğini söylüyor ve böyle bir süreç içerisinde
özel yetkili mahkemeleri kaldıracağını ifade ediyor. Ama
her ne hikmetse aynı süreç içerisinde bilinen malum bazı televizyon
kanallarında günlerden bu yana özel yetkili mahkemelerin
kaldırılmasına karşı çok ciddi bir kampanya yürütüldü.
Daha dün sabah Meclise gelmeden önce hukuka aykırı, yasa dışı
dinlenmiş ses kayıtları belirli kişilere aitmiş gibi
özel yetkili mahkemeler kaldırılırsa neler olacağı
konusunda tehdit eder bir şekilde yayınlanmaya başladı. O
özel kanalların hangi kanallar olduğunu herkes biliyor. Yani derin
cemaat derin AKPnin özel yetkili mahkemeleri kaldırmasına müsaade
etmemek için elinden geleni yaptı. Ve şimdi, görüyoruz ki, bu
gerilimin içerisinde buraya gelirken bir uzlaşma sağlanmış,
bir anlaşma yapmışsınız. Yapılan anlaşma
şu: Cemaat bugüne kadar özel yetkili mahkemelerde etkili ve yetkili
olduğunu gösterdi ve bunun kaldırılmasına karşı
da etkili ve yetkili bir kampanya yürüttü. Sonuçta, bu noktada bir iktidar
paylaşımı yaşandı, iktidarı
paylaştınız.
Değerli
arkadaşlar, biz bu zamana kadar hep şunu söylemiştik:
Yargının siyasallaşması noktasındaki tehlikeye
işaret etmiştik, siyasetin yargıyı doğrudan
doğruya kontrol etmesinin yarattığı tehlikeyi
anlatmıştık ve siyasetin Türkiyede yargıyı teslim
almaya başladığını ifade etmiştik ama maalesef
şunu itiraf edeyim ki, birazcık yanılmışız, hatta
resmi biraz eksik görmüşüz. Türkiyede yaşanan, siyasetin
yargıyı kontrol etmesinin ötesinde bir şeymiş; Türkiyede
yaşanan gerçek, doğrudan doğruya yargının iktidar
paylaşımının bir aktörü hâline gelmesiymiş; bunu
gördük arkadaşlar. Artık Türkiyede yargı, iktidar
paylaşımının, siyasal iktidarı paylaşma sürecinin
bir parçası hâline gelmiş ve özel yetkili mahkemeler
tartışmasında bu iktidar paylaşımını bütün çıplaklığıyla
görmeye başlıyoruz.
Değerli
arkadaşlar, iktidar paylaşımı nasıl çözülmüş, ne
olmuş çok net; şimdi gördük, bu teklifle gördük. Artık
Türkiyede derin cemaatin kontrolü altındaki özel yetkili mahkemeler oraya
terk edilmiş, Siz elinizdeki mevcut davalara bakmaya devam edin.
denmiş; böyle söylediniz. Derin AKP de iktidar paylaşımı
sürecinde kendi yandaşları için yeni özel yetkili mahkemeler kurma
kanunu getirdi. Bu kanunla yeni özel yetkili mahkemeler kuracaksınız.
Anlaştınız, yani oturdunuz Arkadaş, biz sizin kontrolünüz
altındaki mevcut Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalara bakan özel yetkili
mahkemelere dokunmayacağız, anlaşıldı. Siz orada
yapmak istediğinizi yapın, orada sorgulamak istediklerinizi
sorgulayın, orada hukuksuzluğun daniskasını yapın, biz
bu iktidar alanını size bıraktık. dediniz derin cemaate ve
şimdi döndünüz, onlardan da şunu istediniz: Ama bundan sonra bize
artık elinizi uzatmayın, MİT Kanununda olduğu gibi,
Başbakana kadar uzanabilecek soruşturma yapma yetkisini de size
bırakmayacağız. dediniz, Kendimiz için artık yeni özel
yetkili mahkemeler kuracağız. dediniz. Bu kanun odur değerli
milletvekilleri, bu kanun odur. Artık bu saatten sonra iktidara
yakın, AKPye yakın kadrolar, bürokraside, siyasette, devlet
kademelerinde, hatta MİT Kanununun 26ncı maddesine göre sadece
MİT Müsteşarında değil, Recep Tayyip Erdoğan, özel
örgütüne bağlı olarak görevlendireceği kişilerde dahi
OKTAY
VURAL (İzmir) Aynen, aynen, devleti yıkmak için bir örgüt
kurmuş!
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) -
derin cemaate bağlı özel yetkili mahkemelerin
yetkilerini kaldırdınız, bir muafiyet zırhı getirdiniz
ve derin AKPye bağlı yeni bir özel yetkili mahkeme zırhı
kurdunuz, yapılan budur. Bütün Türkiyeye ilan ediyorum. Burada özel
yetkili mahkemeler kaldırılmamıştır, yargı
doğrudan doğruya iktidar paylaşımının aktif bir
aktörü olarak sürecin içine çekilmiştir ve maalesef Türkiyede derin
cemaat ile derin AKP yargı sürecinde iktidarı yeniden
paylaşmıştır. Yazıklar olsun diyorum, başka
hiçbir söyleyemiyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm
üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına Nazmi Gür, Van
Milletvekili.
BDP
GRUBU ADINA NAZMİ GÜR (Van) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, grubum adına söz almış bulunuyorum. On dakika
da olsa görüşlerimizi sizlerle paylaşacağız.
Kaç
gün ve kaç gecedir 3üncü yargı paketini tartışıyoruz.
Sadece bize, Türkiye kamuoyuna değil ve fakat dışarıya,
Avrupa Birliğine de bu yargı paketi bir ilerleme, bir reform olarak
anlatıldı, inanmaları istendi. Bizim de inanmamızı
istiyor AKP ve şimdi, biraz önce zorla da olsa bilek zoruyla da olsa
geçirdikleri 74üncü maddeyle, aslında Sayın Başbakanın
talimatıyla kaldırılması ilan edilen özel yetkili
mahkemeler başka bir yöntemle çifte kavrulmuş, özel yetkilendirilmiş
mahkemeler hâlinde sunuldu ve bizler, bundan sonra, bu özel AKP yetkili
mahkemeleriyle karşı karşıya kalacağız.
Türkiye'nin ezilenleri, Türkiye'nin hak talep edenleri, Türkiye'nin gerçek
muhalefet odakları, muhalif dinamikleri, demokratik muhalefeti bu
yargı kıskacının, çifte yargı
kıskacının altında inim inim inleyecek ama şurası
çok açık; bütün bu baskı mekanizmaları, bütün bu baskı
girişimleri Türkiye'de ne özgürlük mücadelesini ne demokrasi mücadelesini
ne de insan hakları mücadelesini durdurmaya yetmeyecek.
Bu
yeni yasa, bu yeni ihdas edilen olağanüstü rejime ait bu özel yetkili
mahkemeler, göreceksiniz ki Türkiye'nin muhalefet dinamiklerini, demokratik
muhalefet dinamiklerini bir araya getirecek ve bu mahkemeler, belki AKP eliyle
değil ama halkın gücüyle, demokrasinin gücüyle tarihin çöplüğüne
gömülecekler.
Bakın,
değerli arkadaşlar, KPK Başkanının ve heyetinin
Sayın Cumhurbaşkanını ziyaretinde, 1 Temmuz tarihli Vatan
gazetesindeki haber,
küçük bir haber, size okumak istiyorum, paylaşmak
istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı iki ilden örnek veriyor, Van ve
İzmir örneklerini söylüyor. Ve Sayın Cumhurbaşkanı
şöyle söylüyor: Yargıda uygulamalar büyük sorun. İzmir
Belediyesine bakın. Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen
uyuşturucu ticareti, ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü, bir de
terör suçu deyip ÖYMye sokuyorlar. Daha suçun var olup olmadığı
belli olmadan her şeyi buraya sokuyorlar. Sonuç olarak bir de belediye
başkanını, incelemeden, suçun vasfını belirlemeden
buraya sokuyorlar, büyük bir operasyona dönüştürüyorlar. Hâlbuki burada
cebir, şiddet yok. Van ÖYMde -yani Van özel yetkilendirilmiş
mahkemede, sizin kaldırdığınızı iddia
ettiğiniz mahkemede- 100ün üzerinde dosyayı inceledim Sayın
Cumhurbaşkanı bizzat incelemiş ve söylüyor ki- sadece
bunların 2si -yanlış duymadınız sadece 2si- bu
kapsama giriyor. Yani Van özel yetkili ağır ceza mahkemesinin
açtığı her iki davanın, soruşturmanın,
dosyanın sadece 2 tanesi kendi yetki alanına ya da kapsamına
giriyor. Geri kalan 98 dosya, 98 dava, yüzlerce insanın, belki de binlerce
insanın yargılandığı onca dosya hukuksuz bir
şekilde, adaletsiz bir şekilde açılmış keyfî dosyalar.
Ve siz şimdi burada adaletten söz ediyorsunuz, adaletin tecellisinden söz
ediyorsunuz.
Devam
ediyor Sayın Cumhurbaşkanım: Baktığınız
zaman 98i görevi kötüye kullanma. Bunu biz söylemiyoruz, Sayın
Cumhurbaşkanı söylüyor. Yani sizin biraz önce
kaldırdığınızı iddia ettiğiniz, başka
bir yöntemle başka bir yerde kurdurduğunuz özel yetkili mahkemelerin
98i görevini kötüye kullanmış değerli arkadaşlar. Adalet
Bakanı burada, umarım bu kötüye kullanma konusuna bir
açıklık getirir.
Bu
3üncü yargı paketinde nasıl değişecek bilmiyorum ama her
şey yasayla değişmez. O genel çizgileri koyar. Bu zihniyet
meselesi. Yani Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: Zihniyet
değişmeden, bu zihniyeti değiştirmeden, dönüştürmeden
siz istediğiniz kadar mahkeme ilga edin, kaldırın,
istediğiniz kadar yeni mahkeme kurun sonuç değişmez. Sonuç, yine
aynı zihniyetle, farklı biçimlerde, farklı yöntemlerle,
farklı isimler adı altında yargıyı
siyasallaştırma, yargıyı siyasal iktidarların
amaçları doğrultusunda kullanma anlamı çıkıyor.
Değerli
arkadaşlar, bu 98 yani yüzde 2lik ve yüzde 98lik oranı gerçekten
herkesin bir yere yazması lazım ve
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan, herkes uyuyor. Böyle
yasama çalışması olur mu?
Uyurken mi oy kullanacaklar? Yani yazıktır yahu bu
Parlamentoya!
AHMET
AYDIN (Adıyaman) - Dinliyoruz, dinliyoruz.
BAŞKAN
Gereği yapılıyor Sayın Köktürk, merak etmeyin.
Buyurun.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Ve gerçekten bu yüzde 2lik ve yüzde 98lik oranları
hepimizin aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.
Değerli
arkadaşlar, binlerce, on binlerce oyla seçilen Van Belediye
Başkanımız Sayın Bekir Kaya büyük bir operasyonla, AKPnin
büyük bir operasyonuyla, yine, Sayın Cumhurbaşkanının keyfî
bir şekilde yargılama yaptığını iddia ettiği
mahkemeler eliyle tutuklandılar. 10 arkadaşımız cezaevine
gönderildi.
Değerli
arkadaşlar, eminim ki bu dosya da, Sayın Bekir Kayanın
dosyası da ve belediye başkanlarımızın
yargılandığı, arkadaşlarımızın
yargılandığı dosyaların tamamı da AKP Hükûmetinin
talimatıyla, AKP Hükûmeti eliyle sürdürülen siyasi operasyonlarla
BİHLUN
TAMAYLIGİL (İstanbul) Herkes uyuyor Sayın Başkan.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Sayın Başkan, lütfen şeyi sağlar
mısınız
BAŞKAN
Ama lütfen
Kendi arkadaşlarınız, kendi grubunuz yani.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Benim arkadaşlarım 3 kişi ve
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Buyurun
Sayın Milletvekili.
NAZMİ
GÜR (Devamla) Sizin arkadaşlarınız uyuyor.
UMUT
ORAN (İstanbul) Sayın Başkan, kimse yok burada. Niye biz
toplantıya devam ediyoruz?
BAŞKAN
Lütfen Sayın Oran
Böyle bir usulümüz yok Sayın Oran.
UMUT
ORAN (İstanbul) Yani bu nedir? Bunun ne anlamı var? Bu
toplantının ne anlamı var şu anda?
BAŞKAN Sayın Milletvekilim, buyurun lütfen.
NAZMİ GÜR (Devamla) Tabii, bu manzarayı görünce
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) Bence hiç
konuşmayın.
NAZMİ GÜR (Devamla)
rahmetli Ecevitin
başkanlığındaki koalisyon hükûmeti aklıma geldi. O
dönemde biliyorsunuz Türkiye IMFnin ve Dünya Bankasının dikte
ettiği yasaları gece çıkarıyordu. Gece çıkarırken
de aynı manzaraları görüyorduk. Bütün milletvekilleri, sayın
milletvekilleri koltuklarda uyuyordu. Böylece bu pratiği AKP şimdi
sürdürüyor. Milletvekilleri uyurken yasaları geçiriyor. Bu çok iyi
gerçekten. Bunu da not etmek gerekir, tarihe yazmak gerekir, tarihe geçmek
lazım. Herhâlde gecenin yarısından başlayıp
sabahın beşine, altısına kadar yasa yapan başka bir
parlamento yoktur dünyada.
Değerli arkadaşlar, bu paket, esasında, bir taraftan
Sayın Başbakan içeride şöyle diyecek: Bakın, ben DGMleri
kaldırdım, özel yetkili mahkemeleri de ben kaldırdım. Onun
bakanı da Avrupada şöyle diyecek muhtemelen, Egemen
Bağış:Bakın, biz özel yetkili mahkemeleri
kaldırdık ey Avrupa Birliği. Bak, ne kadar büyük bir ilerleme
sağladık. İşte siz de bunu not edin. Ve muhtemelen
Brükselde şöyle bir haber duyacaksınız yarın bu
çıkardığınız yasayla birlikte: İşte yetmez
ama olumlu bir adım. Türkiye yavaş yavaş ilerliyor diyecek. Ama
aldatmacanın büyüğünü, ama yutturmacanın büyüğünü de
görmeyecekler, duymayacaklar sanıyorsunuz.
Bizim görevimiz olacak, boynumuzun borcu olacak. Bugün 74üncü maddede
ihdas ettiğiniz özel yetkilendirilmiş mahkemeleri yani AKPnin özel
yetkilendirdiği mahkemeleri anlatmak, onun hukuksuzluğunu anlatmak
bizim boynumuzun borcu olacak. Sadece Brükselde değil, her yerde,
dünyanın her yerinde bu hukuksuzluğu anlatacağız.
Siz
artık cevabını nasıl verirsiniz, bilmiyorum ama sizin
biliyorsunuz- bir standart listeniz var. Şunu şunu yaptık, bunu
bunu gerçekleştirdik, Kürtler için şunu yaptık, demokrasi için
bunu yaptık, şu reformları gerçekleştirdik diye bunu da
sonuna eklersiniz. Ama bu, sizin son yalanınız olacak, bu sizin son
değişikliğiniz olacak. Bu değişiklikle sizler
aslında reformu değil, büyük bir aldatmaca ve yutturmacayla şunu
söylüyorsunuz topluma: Evet, biz iktidar partisi olarak hiçbir şeyi
değiştirmemek için her şeyi değiştiriyoruz. Bravo
size! (BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN-
Teşekkür ediyorum.
Bölüm
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Yusuf
Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU
ADINA YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Muhterem Başkan, değerli
milletvekilleri; sabah saat dört buçuk. Hepinize iyi sabahlar diliyorum,
saygılar sunuyorum.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) İyi uykular dileyin Hocam.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Yok, uykular dilemiyorum. Uyuyan uyuyabilir tabii
ki.
Adalet
mülkün temelidir diyor. Bütün mahkemelerde yazıyor: Adalet mülkün
temelidir. Evet, mülk, devlettir, ülkedir, yani ülkenin devamı ve ülkenin
mevcudiyeti adaletle sağlanır ve tabii ki içinde yaşayan
halkın birbiriyle dayanışması ve barış içerisinde
bulunması da adaletle mümkündür. Adalet, iktidarla veya muhalefetle
değişiklik göstermez. Adalet, her alanda herkes tarafından
geçerlidir. Hatta devletler tarafından bile, farklı devletler olsa
bile, hukuk değişse bile adalet değişmez çünkü adalet
gerçekten hem insanlığı hem de hukuku içerisinde bulundurur.
Adil olmayan hukuk sistemleri devletleri ayakta tutamaz. Dikkat ederseniz, en
büyük imparatorluklar, hem hukuka saygılı olan hem de adil olan
devletlerdir, tıpkı Roma İmparatorluğu gibi, Osmanlı
İmparatorluğu gibi. Nitekim Osmanlı İmparatorluğuna
baktığınız zaman -belki dikkatinizi çekmemiştir-
Topkapı Sarayı içerisindeki en yüksek kule Kasrı Adl olarak
tanınan Divanıhümayunun toplandığı adalet kulesidir
ve Osmanlı Devletinin buradaki insanlara verdiği mesaj Adalet her
şeyin üstündedir.
Değerli
milletvekilleri, geçmişten örnekler aldığımız zaman
geleceğe daha sıhhatli bakma imkânımız vardır.
Yıldırım Bayezid kadıların rüşvet
aldığını ve suistimalde bulunduğunu öğrenince
bütün kadıları Yenişehirde bir konağa toplatmış
ve yakılması emrini vermiş. Bunu Cihânnümâda Neşrî anlatıyor.
Fakat Sadrazam Halil Paşa kadıların yanması hâlinde
hukuksuz kalacak, hukuk adamı olmayan bir devletin ayakta
kalamayacağını Padişaha söyleyerek Bizansa gitmenin, hiç
olmazsa ehlikitaptan, İncile de mensup olsa, oradan keşişler
getirerek hukukun devamının sağlanmasının iznini
istemiş. Bunun üzerine Yıldırım Bayezid demiş ki: Bir
Müslüman ülkede Hristiyan hukuku geçerli olur mu? Peki, niçin bunlar
suistimalde bulundular, bunu araştıralım. demişler.
Yapılan araştırmada, çok az ücret verildiği için
kadıların suistimalde bulundukları tespit edilmiş ve ona
uygun olarak da onların ücretleri artırılmış.
Yine,
Yıldırım Bayezid döneminin en önemli olaylarından bir
tanesi de ilme ve kadılara, hukukçulara verilen önemdir. Hepinizin
bildiği, Bursadaki Ulu Camiyi yaptırmış
Yıldırım Bayezid. Ulu Camiyi bitirdikten sonra
açılışına gitmişler. O dönemin hem âlimi hem de en
önemli Bursa Kadısı olan Emir Sultan var. Emir Sultanla birlikte caminin
açılışını yapmışlar. Padişah gururla
Lala, nasıl buldun camimi? demiş Kadıya.
Yıldırım Bayezid o sıralarda içki içermiş. O da
şöyle söylemiş: Hünkârım, çok güzel, muhteşem
yapılmış ama eksiği vardır. Nedir eksiği?
demiş. Onun üzerine Emir Sultan Padişahım, dört köşesinde
dört meyhane eksiktir. demiş. Demiş ki Yıldırım
Bayezid: Cami yanında meyhane mi olur?
NEVZAT
PAKDİL (Kahramanmaraş) Hocam, tarihî kaynakları var mı
bunun?
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Neşrîde yazar, açın, okuyabilirsiniz
evet, sayfasını da veririm.
Onun
üzerine Yıldırım demiş ki: Cami köşesinde meyhane mi
olur? Onun üzerine, Emir Sultan demiş ki: Hiç olmazsa,
Padişahım, bu vesileyle camiye gelirsiniz. Onun üzerine,
Yıldırım Bayezid,
başını önüne eğmiş, yüzü kızarmış ve
ondan sonra içkiyi terk etmiş.
Fatih
Sultan Mehmet dönemine geldiğinizde de buna benzer birtakım olaylar
görürsünüz. Fatih Camisinin yapımında usta olarak çalışan
2 Ermeninin Fatih Camisinden birtakım hırsızlık
yaptığı haberini almış ve Fatih Sultan Mehmet her iki
kişinin de ellerini kestirtmiş. Onun üzerine, kişiler suçsuz
olduklarını beyan ederek mahkemeye çıkmışlar,
kadının huzuruna çıkmışlar. Kadı, Fatih Sultan
Mehmeti Murat oğlu Mehmet diye çağırmış ve
kadının huzuruna Fatih çıktıktan sonra dava görülmüş,
Fatihin haksız olduğu anlaşılmış ve bunun
üzerine kısasa kısas hükmü vermiş. Padişah, bildiğiniz
gibi, Fatih Sultan Mehmet İstanbulun fatihi ve büyük bir hükümdar ama
kadının onun elini kesme cezası vermesi kısasa kısas
olarak, birdenbire hem Ermeniler tarafından -o 2 Ermeni usta
tarafından- hem de diğer devlet adamları tarafından büyük
bir taaccüple karşılanmış. Bunun üzerine araya giren
aracılar, Ermenileri ikna etmişler, diyet ödenmek kaydıyla
Fatihin ellerinin kesilmesinden vazgeçilmiş. Diyet olarak da Ermenilerin
çocuklarına ömürlerinin sonuna kadar bakmak, eğitmek, okutmak ve
onların bütün ihtiyaçlarını gidermek şeklinde olmuş.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Aynı bugünkü gibi, aynen öyle
OKTAY
VURAL (İzmir) Şimdi, biz onların çocuklarına bakmak
zorundayız.
YUSUF
HALAÇOĞLU (Devamla) Şimdi, aynı değişik hükümdarlar
döneminde bunlar devam etmiş.
Değerli
milletvekilleri, bakın, ayrıca, yine enteresan, yine tarih
kitaplarında yazan bir hikâye anlatacağım ama bunların her
biri nasıl adaletle hükmedildiğini ve o devletin bu sebeple 624
yıl ayakta kaldığının birer örnekleridir.
Diyarbakır
Vilayetinin Mardin Sancağında
-200 numaralı Tapu Tahrir Defteri, numarasını da vereyim,
sayfasını şu an hatırımda tutamıyorum- İslam
hukukuna göre gayrimüslimlerin Müslümanlara göre ticaret alanında
farklılıkları vardır. Müslümanlar içki
satışı, naklî ve üretimi yapamazlar. Ama gayrimüslimlerin hem
içki yapma hem de satma hakları vardır İslam hukukuna göre ve
rüsumu hamr denir buna. Şimdi, buradaki gayrimüslimler Osmanlı idaresine
girdikten sonra, geçmiş dönemde burada çok yüksek miktarda vergi
verdiklerini ve bu vergiye mukabil üzüm şıralarının
ellerinden alındığını ortaya koyuyor ve devlete
başvuruyorlar. Bunlar Biz, at ve katır yüküne 34er akçe, merkep
yüküne 22 akçe vergi verelim. diye Osmanlı Devletine başvuruyorlar.
Osmanlı Devletinin verdiği cevap şöyle: Bu size açık
zulümdür. Diğer Osmanlı ülkelerinde olduğu gibi, siz, at ve
katır yüküne 17 akçe, merkep yüküne 12 akçe vergi vereceksiniz.
Bakın, halkın talebinin çok yüksek olmasına rağmen,
diğer Osmanlı ülkelerindeki duruma uygun olarak bir vergi
verilmiştir. Dolayısıyla, buradaki değerlendirmeyi şu
şekilde yapabiliriz:
Değerli
milletvekilleri, bir ülkeyi ayakta tutmak istiyorsanız ve uzun ömürlü hâle
getirmek istiyorsanız, muhakkak ki sadece hukukla yönetmeyeceksiniz
devleti, devleti adaletle yöneteceksiniz. Adaletli olmayan hukuk hukuk
değildir. Dolayısıyla, hem hukuku adil hâle getireceksiniz hem
de onu uygulayanları iyi yetiştireceksiniz, liyakat sahibi yapacaksınız.
Çünkü sadece kanun olarak çıkarılan oradaki hükümler yeterli gelmez.
Bir kadı, bir hukukçu, aynı zamanda vicdanına da dayanarak bu
kararı vermek zorundadır. Çünkü vicdan dediğimiz, sadece
insanlarda bulunur. İyiye veya kötüye kullanmak da yetişmeye bağlıdır.
Dolayısıyla, adil bir devlet ayakta kalır, toplum içerisinde
barış sağlanır, huzur sağlanır ve Osmanlı
Devletinde olduğu gibi Roma İmparatorluğunda olduğu gibi
yüzyıllarca ayakta kalır ve altın oranı yakalar.
Tabii
ki bu çerçeve içerisinde şunu söyleyeyim: Osmanlı Devletinde idari
yapıda da kadılık kazanın
karşılığıdır yani her kazada bir
kadılık, bir mahkeme vardır. Dolayısıyla, Osmanlı
devlet idari sistemi Osmanlı hukuk sistemiyle eş değerdir.
Sürem
sona erdi.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 04.48
ON
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 05.01
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin On İkinci Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
Şimdi
bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen Sezgin Tanrıkulu,
Diyarbakır Milletvekili.
Buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) İstanbul Milletvekili.
SIRRI
SAKIK (Muş) Önümüzdeki dönem
BAŞKAN
Düzeltiyorum, İstanbul Milletvekili. Ama burada Diyarbakır
Milletvekili yazdığı için öyle söyledim. Ancak uyku zamanı
bu kadar, kusura kalmayın.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bizi bir türlü İstanbula ait
algılayamadınız.
BAŞKAN
Sayın Tanrıkulu, aslını inkâr eden haramzadedir.
İstanbul
Milletvekili, buyurun.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Bu Meclis -dışarıda,
içeride- Sezgin Tanrıkulunun İstanbul Milletvekili olabileceği
algısı olamadı maalesef. Alınmayın Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Buyurun.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yani insan haklarıyla ilgili bir yasa
tasarısını sabahın beşinde burada
konuşacağım benim aklıma gelmemişti, yani
düşünmemiştim ama, evet konuşuyoruz. Gerçekten
İSMAİL
AYDIN (Bursa) İnsan haklarının saati olmaz.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Olmaz değil mi? Evet. Yani, burada
yaşayanların, sizlerin falan yok. Yani, bunu, gerçekten
Sayın
Bakan, değerli arkadaşlar; Türkiye normalleşemiyor, maalesef
normalleşemiyor. Yani, biz hiçbir meseleyi normal koşullar
altında konuşma becerisi gösteremiyoruz, normal koşullar
altında yapamıyoruz. Bu Meclis çatısı altında da
yapmamız gereken, doğru yapmamız gereken bir yasayı da
normal koşullar altında yapma becerisi gösteremiyoruz.
Şimdi,
3üncü yargı paketi denildi, hani gerçekten de ocaktan beri Türkiyede bir
heyecan yarattı Acaba ne olacak? falan dendi. Dört ay, beş ay
Komisyonda kaldı, tartışıldı. Ne oldu? Tam Meclis
kapanacak, işte sabaha yakın saatlerde bunları görüşüyoruz.
Ya,
üç gün daha çalışsak Sayın Bakan, dört gün daha
çalışsak, normal koşullarda çalışsak ne olacak,
dünyanın sonu mu olacak? Ne olacak, yani gerçekten ne olacak? Yani normal
koşullar altında çalışsak ne olacak, bu görüntüleri
yaratmasak.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Isparta) Hanımefendiden korkuyorlar, bir Hanımefendi
Başkandan.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Türkiyede normalleşmeyi neden bu Meclis
çatısı altında sağlayamıyoruz?
Şimdi,
biz geçenlerde bir süreç başlattık, gerçekten bu tabloyu görünce -bu
tabloyu görünce Sayın Bakan- umudum azaldı. Üç tane muhalefet partisi
var burada, biz mutabakat arıyoruz ve Meclis odaklı süreçlerin
başlatılmasını istiyoruz, açık ve net. Açık
söyledik, siz doğru yaptığınız için biz size gelmedik,
doğru yaptığınız için. On yılda Türkiye'nin en
temel meselesini içinden çıkılmaz hâle getirdiğiniz için sizin
yanınıza geldik, dedik ki: Bu işi yapamadınız,
çözemediniz, Meclisi bir çözüm meclisi hâline getiremediniz. Gelin Mecliste bir
araya gelelim, Türkiye'nin en temel meselelerini burada konuşalım.
Bunun için geldik sizlere, görüşlerimizi söyledik ve Meclis odaklı
dört siyasi partiden oluşan bir süreç başlatalım. dedik. Tamam,
geldik. Siz de Tamam dediniz falan ama iki siyasi parti daha var. Şimdi,
üç siyasi partinin en azından çeşitli yönleriyle veya getiriliş
biçimiyle Bu geri çekilsin. dediği bir yasa var, Geri çekilsin. diyor
üç tane siyasi parti. Ya, buna bari itibar edin yani bir süreci buradan
başlatalım. Niye bu küçük jestleri yapmaktan kaçınıyorsunuz?
Ne var yani sabaha ne var, yarına ne var, üç gün sonrasına ne var?
Kaçan ne yani kaçan ne? Bu jestlerden kaçınıyorsunuz, büyük
mutabakatlar bekliyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar,
yanlış yapmaya da devam ediyorsunuz. On yılda Türkiye'nin en
temel meselelerini yanlış noktaya getirdiniz, Türkiyeyi
kutuplaştırdınız, Türkiyeyi
ayrıştırdınız, bu mesele konusunda da gecenin bu
saatinde yanlış yapıyorsunuz.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sabah oldu, sabah.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Sabahın bu saatinde yanlış
yapıyorsunuz, gerçekten yanlış yapıyorsunuz. Yani özel
yetkili mahkemeler bahsi bu vesileyle, bu şekilde bizim önümüze
gelmemeliydi. Yani okuduğunu anlayan insanlarız, biliyoruz ve
yaşadık, hepinizden çok daha yaşadık. Diyarbakırdaki
bütün mahkemelerde bulundum, hangi mahkemelerin hangi zihniyetle hareket
ettiğini biliyorum. Şimdi, başka bir anlaşmayla bu
yasayı bizim karşımıza getiriyorsunuz, bu saatte
getiriyorsunuz. Bir kısmınızın içi de razı değil,
onu da biliyoruz. Ee, ne peki bu? Yani Türkiyeyi nereye götürmeye
çalışıyorsunuz?
Biz
Türkiyeyi bütünleştirmeye, toplumu bütünleştirmeye
çalışıyoruz, İnsanlarımız ölmesin. diyoruz,
Ölmesin. diyoruz, en azından bu noktadan sonra diyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) En azından bu noktadan sonra diyoruz.
Ama ne bu hâl? Bu Türkiye'nin tablosu mu gerçekten?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Yani gerçekten bu tablo Türkiye
açısından üzüntü verici bir tablodur. Özel yetkili mahkemeleri
başka bir adla getiriyorsunuz, kurumsallaştırıyorsunuz,
yaygınlaştırıyorsunuz.
Bunda
gülünecek bir şey yok, bunda gülünecek bir şey yok.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sen kendi söylediklerine bak.
BAŞKAN
Sayın Tanrıkulu, teşekkür ediyorum.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Bunda gülünecek bir şey yok, hiçbir
biçimde yok. Ağlanacak hâline gülüyorsun.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Benimle ilgilenme sen, mikrofonla ilgilen.
MUSTAFA
SEZGİN TANRIKULU (Devamla) Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Bölüm
üzerinde şahsı adına söz isteyen Adil Kurt, Hakkâri
Milletvekili.
ADİL
KURT (Hakkâri) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
milletvekili arkadaşlar, günaydın demek istiyorum, artık sabah
oldu ezan okundu, hayırlısıyla yeni bir güne başladık,
ama bu başladığımız gün, maalesef tarihin acı
hatıralarını da bizlere anımsatan bir gün, umarım
böyle bir günü biz bir daha yaşamayız, bu karanlık
hatıraları da hafızalarımızdan silme olanağı
buluruz.
Şimdi,
iki gündür tartıştığımız bu paket, işin
açıkçası Türkiye'de bir dönüşüme vesile olabilirdi, yani
gerçekten içi doldurularak, Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevaz veren,
karşılık veren bir paket hazırlanmış
olsaydı, biz, bugün, evet, kırk sekiz saat çalıştık,
yorulduk ama iyi bir şey yaptık diyebilirdik; ama bu iki günlük
çalışmanın sonunda, ne iktidar partisi milletvekillerinin
tamamı ne de muhalefet partisi milletvekillerinin tamamı, maalesef
içleri rahat değildir, iyi bir iş çıkmadı buradan.
Şimdi,
bu özel yargılamalar konusuna hep değinildi, ben sizlere günün bu
saatinde bir veri açıklamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, geçtiğimiz dönem içerisinde İçişleri
Bakanlığı, Türkiye'de 980 civarında belediyeye
soruşturma izni vermiş. Bu 980 civarında belediyenin, yani
soruşturma izni verilen belediyenin 406 tanesi iktidar partisi belediyesi.
Bizim gruba ait, bizim partiye ait belediyelerin yani 98 belediyenin
tamamına soruşturma izni verilmiş. Geriye kalan soruşturma
izni verilen belediyelerin bir kısmı CHP, bir kısmı MHP,
bir kısmı da bağımsız belediyeler.
Bizim
ile sizin aranızdaki farkı izah etmek için çarpıcı bir
veridir: Bizim belediyelerimizin tamamına özel yetkili mahkemelerin
açtıkları davaların tamamı siyasidir. Bütün belediye
başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, il genel meclisi
üyelerimizin tamamı cezaevinde ve siyasi nedenlerle cezaevlerindeler.
Sizin belediyelere neden soruşturma açılmış, biliyor
musunuz? Yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma,
vesair sebeplerden dolayı soruşturma izni verilmiş ve
soruşturma geçirmişler. Aramızdaki fark bu. Bizler kendi
yağımızda kavruluruz, imkânlarımız doğrultusunda
hizmet üretmeye çalışırız. Çok şükür ki, hiçbirimizin
alnında yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak, fakir
fukaranın ekmeğini çalmak gibi bir leke durmuyor. Öyle zannediyorum
ki, bu, bizim farkımızı iyi bir şekilde izah ediyor.
Buradaki
bu paketin üzerinde, bu paket değerlendirmelerinde de öyle zannediyorum, günün birinde Meclis
arşivleri incelendiğinde, bizlerin ifade ettiği ve sizlerin
durduğu nokta bu kadar bariz bir şekilde birbirinden ayırt
edilecektir, bir tarafta beyaz görecekler, bir tarafta kara görecekler.
Umut
ediyorum, bu başlayan yeni gün Türkiye açısından
aydınlık bir geleceğe vesile olsun.
Hepinizi
günün bu saatinde yeniden selamlıyorum, günaydın diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde
üzerinde İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilmiş bir önerge
vardır; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İçtüzüğünün
72. maddesi uyarınca, görüşülmekte olan 278 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının 4. bölümü üzerindeki
görüşmelerin devam ettirilmesini arz ve talep ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Levent
Gök İlhan
Cihaner
Mersin Ankara Denizli
Ali
Sarıbaş Malik
Ecder Özdemir Gürkut
Acar
Gaziantep Sivas Antalya
Gerekçe:
Yargı
uygulamalarında, ceza muhakemesi kanunda, tutuklama ve diğer koruma
önlemleri yönünden yaşanan sorunlar, ülkemizin gündemini sürekli
meşgul etmektedir. Özel Yetkili Mahkemelere ilişkin
tartışmalar, yoğun bir şekilde sürmektedir. AİHM'nin
çok sayıdaki kararı, Türkiye'de tutukluluk kurumunun iyi çalışmadığını,
insanların haksız yere özgürlüklerinden yoksun
bırakıldıklarına vurgu yapmaktadır. Türkiye'de
Tutukluluk, ceza muhakemesinin amacına ulaşmasını
sağlamak için başvurulan geçici bir önlem olmaktan
çıkarılmış, peşin bir cezalandırma halini
almış ve fiili mahkûmiyete dönüşmüştür. AİHM'si,
Türkiye'de yargılama sisteminden ve yasadan kaynaklanan "yaygın
ve sistematik" bir sorun olduğunu ve bu sorunun, mahkemelerin
tutuklama ya da tutukluluğun devamına karar verirken "..suçun
niteliği, kanıtların durumu, dosyanın içeriği.. "
şeklinde soyut, klişe bir gerekçe kullanmalarından;
tutukluluğun hukuka uygunluğunu incelerken çekişmeli bir
duruşma yapmamalarından kaynaklandığını
belirterek Türk Hükümeti'nden bu durumun düzeltilmesi için gerekli önlemleri
almasını istemektedir. Ancak hükümet bu sorunu çözmemiş, sadece
çözermiş gibi gözükmeye devam etmektedir.
Tutuklamaya,
ancak yasada aranan tüm koşullar gerçekleştiği ve başka
önlemlerle tutuklamadan beklenen sonuca ulaşılması mümkün
olmadığı hallerde başvurulabilinir. Oysa Ülkemiz
uygulamasında tutukluluk; geçici bir önlem olmaktan çıkmış,
fiili mahkûmiyete dönüşmüştür. Tutuklama, amacı
dışında ve kötüye kullanılan bir kurum haline
gelmiştir.
Ceza
Muhakemesi Kanunu'nun 100. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; katalog
suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin
varlığı halinde tutuklama nedeni var sayılabilir
düzenlemesi, adeta otomatik bir tutuklama hükmü gibi anlaşılmaya ve
uygulanmaya başlanılmıştır. Herhangi bir suç,
fıkradaki katalog suçlar arasında kalmasa bile, ikiden fazla
kişinin mevcudiyeti örgüt olarak nitelenerek durum fıkraya sokulmakta
ve tutuklamaya gidilmektedir Ülkemizdeki uygulama, yasal düzenlemelerin aksine,
-olağan dışı hukuk rejimlerinde dahi çiğnenemez olan-
"suçsuzluk karinesi"ni ortadan kaldırmaktadır. Bu konuda,
bizde tutuklama süresi, İHAS uygulaması
ışığında çok uzun kabul edilmektedir. Türkiye'de
yargı mekanizması, adaleti gerçekleştirmeye elverişli bir
işleyişe sahip değildir. Ülkemizde adaletin tecellisi, hem
nicelik, hem nitelik yönünden sorunludur. Bu güne kadar açıklanan yargı
paketleri, yargısal karar sürecinin hızlandırılması
için somut ve ciddi adımlar getirmemiştir. Hiçbir sorun
çözülmemiştir.
Ülkemiz
uygulamasında karşılaşılan tutuklama nedenleri ve uzun
tutukluluk süreleri, keyfi tutuklama ve özel yetkili mahkemelerle ilgili
sorunların çözüleceğine yönelik beklenti yaratılmış,
ancak öncekilerde olduğu gibi bu paket ile de sorun çözülmemiştir.
Sorunun çözümüne yönelik CHP milletvekillerinin CMK'da değişiklik
yapılmasına dair kanun teklifi,
bu tasarısı ile birleştirildiği hâlde
görüşmelerde dikkate bile alınmamıştır.
Ceza
Muhakemesi Kanununun 100. maddesinin 3. fıkrasında yer alan; katalog
suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin
varlığı hâlinde tutuklama nedeni var sayılabilir
düzenlemesi, âdeta otomatik bir tutuklama hükmü gibi anlaşılmaya ve
uygulanmaya başlanılmıştır. Herhangi bir suç,
fıkradaki katalog suçlar arasında kalmasa bile, ikiden fazla
kişinin mevcudiyeti örgüt olarak nitelenerek durum fıkraya sokulmakta
ve tutuklamaya gidilmektedir Ülkemizdeki uygulama, yasal düzenlemelerin aksine,
-olağan dışı hukuk rejimlerinde dahi çiğnenemez olan-
"suçsuzluk karinesi"ni ortadan kaldırmaktadır. Bu konuda,
bizde tutuklama süresi, İHAS uygulaması ışığında
çok uzun kabul edilmektedir. Türkiye'de yargı mekanizması, adaleti
gerçekleştirmeye elverişli bir işleyişe sahip
değildir, ülkemizde adaletin tecellisi, hem nicelik, hem nitelik yönünden
sorunludur. Bu güne kadar açıklanan yargı paketleri, yargısal
karar sürecinin hızlandırılması için somut ve ciddi
adımlar getirmemiştir. Hiçbir sorun çözülmemiştir,
bekletilmektedir.
Bu
gerekçelerle, Tasarının 4. bölümü üzerindeki görüşmelere devam
edilmesi büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
lll.- Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Tarhan, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tezcan, Sayın Serindağ,
Sayın Dibek, Sayın Yılmaz, Sayın Aldan, Sayın Tanal,
Sayın Köktürk, Sayın Kesimoğlu, Sayın Çam, Sayın Öner
Sayın Köprülü, Sayın Güven, Sayın Demirçalı, Sayın
Öztürk, Sayın Oran, Sayın Tamaylıgil, Sayın Acar,
Sayın Moroğlu ve Sayın Kuşoğlu.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının
6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında
Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Bölüm
üzerinde on beş dakika süreyle soru-cevap işlemi
yapılacaktır.
Şimdi
isimlerini okuyacağım sayın milletvekilleri yeniden sisteme
girerlerse söz vereceğim.
Sayın
Tanal, Sayın Akçay, Sayın Özel, Sayın Türkoğlu, Sayın
Yılmaz, Sayın Kuşoğlu, Sayın Halaçoğlu ve
Sayın Vural.
FERİT
MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın Havutça da vardı
efendim. Sayın Havutça da vardı, o silinmiş.
BAŞKAN
Sayın Tanal, buyurun.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
Uzun
tutukluluk aynı zamanda bir ihsası rey sayılır mı?
Soru
2) Türkiye dışında, dünyada cezaevinde bir yargılama
yapılan başka bir yer var mı?
Soru
3) Türkiye dışında, bir avukatın bir duruşmaya
katılması için önce cezaevine girmesi gereken bir başka yer var
mı?
Soru
4) Türkiyede tutuklama bakımından büyük sorun var, bu sistematik ve
yaygın bir sorun. Şimdiye kadar Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine kaç tane Türkiye aleyhine dava sonuçlandı?
Soru
5) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bekleyen kaç tane başvuru
var?
Soru
6) Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde görülen bu
sistematik ve yaygın problem nereden kaynaklanıyor?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Türkoğlu
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Bakan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27nci
maddesini değiştirerek, sadece Anayasa Mahkemesinde dava
açılmış olma sebebiyle yürütmenin durdurulması kararı
verilemeyeceği şeklinde düzenleme yapıldı. Bu düzenleme
Anayasanın 152nci maddesine aykırı değil midir?
Diğer
taraftan, biliyorsunuz ki Başbakanın özel temsilcisi
sıfatıyla Osloda PKKyla yapılan müzakereler çerçevesinde
MİT görevlileri hakkında soruşturma istendi. Meclis yirmi dört
saatte bir düzenleme yaptı ve Kadına Şiddet Yasasını
on dört günde onaylayan Çankayadaki görevli bu yasayı dört buçuk saatte
onayladı. Yasa çıktı ancak savcı MİT
Müsteşarıyla alakalı olarak soruşturma izni istemişti.
Bu izin talebine Başbakan cevap verdi mi, cevap olumlu mudur;
verilmişse ne zaman verilmiştir, verilmemişse olumsuz mudur;
olumsuz cevap vermişse savcı kamu adına itirazda bulunmuş
mudur, itiraz etmemiş ise sebebi nedir, Genel Kurula açıklar
mısınız? Sonuç olarak, savcının önündeki mevcut
soruşturma dosyasının akıbeti ne olmuştur?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Akçay
ERKAN
AKÇAY (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan
evvel Sayın Bakana yönelttiğimiz sorulara genellikle cevap vermemeyi
ve polemik yapmayı tercih etti. Ben ısrarla sorumun bir
kısmını yineleyerek ve cevabını da isteyerek
soruyorum:
Hukuk
Muhakemeleri Kanuna göre, her türlü tebligat, bilirkişi, tanık
ücretleri ile keşif giderlerini karşılayacak tutarda avans
olarak davacı tarafından dava açılırken peşinen
yatırılmak zorundadır. Mahkeme giderlerinin avans şeklinde
peşin alınmasıyla dar gelirlilerin dava açma hakkı,
yargı yoluyla arama hakkı engellenmektedir. Bununla dava açmanın
maliyeti eskisine göre katbekat artmıştır. Bu durumu düzeltmeyi
düşünüyor musunuz?
İkinci
olarak, adliye yazı işleri müdürlerinin ek göstergesi 2.200dür. Oysa
emsal müdürlerin ek gösteresi 3.000 veya 3.600dür. Bu ek göstergeleri
yükseltmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Özel
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, 12 Haziran tarihinde Aliağa Şakran Cezaevinde yapmış
olduğumuz, partimiz adına, incelemeler sırasında kadın
hükümlüler, nakillerinde, hapishaneye kabullerinde zorla kendilerine çıplak
arama yaptırıldığını, buna itiraz ettiklerinde
bir A takımı, özel tim gibi iri yarı hazırlanmış
özel bir grubun, üzerlerine çullanarak bunu zorla yaptığını
ve kendilerini civardaki askerlere de teşhir ettiğini
söylemişti. Bu konuda bir basın açıklaması yaparak hiçbir
cezaevinde A takımı, Robocop. diye bir uygulama
olmadığını ifade ettiniz. Osmaniye Cezaevinin Müdürü bu
takıma kendisi Robocop diyor, bu çocuklar da kendilerine A
takımı diyorlar. Siz bu basın açıklamanızın
arkasında mısınız? Siz bu arkadaşlara ne diyorsunuz?
Osmaniye Cezaevinin Eğitimleriyle bizzat ilgileniyorum. dediği bu
resmi daha önce kürsüden gösterdim ama bana hiçbir cevap
ulaştırmadınız. Bu cevabı bugün buradan vermeyi
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Sayın
Yılmaz
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakan, Adalet Komisyonunda sizinle çalıştık, Sayın
Başkanımızla orada hep beraber çalıştık ve bu
süreç içerisinde özel yetkili mahkemelerle ilgili herhangi bir düzenleme
getirmediniz. Yani bir yerlerden sesi duyuluyordu ama herhangi bir düzenleme
Adalet Komisyonuna getirilmedi, herhangi bir şekilde
tartışılmadı, şimdi hem Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesinde defalarca bizim tazminata mahkûm edildiğimiz hem de Türkiye
kamuoyunda bu kadar tepki çeken bir konuda böylesi bir düzenlemede, önemli bir
düzenlemede bir günde beşer dakika konuşmayla ne kadar bu
konuşulabilir? Bunu çok uygun görüyor musunuz?
Ayrıca
250nci maddeye göre kurulmuş olan mahkemelerin görevlerinin devam
edeceği gibi bir uygulamayı bir hukukçu olarak nasıl
değerlendiriyorsunuz? Bu hukukun evrensel ilkelerine uygun mudur? Bunun
yanında yargıçların ekonomik konuda çok ciddi problemleri var,
biliyorsunuz Anayasa Mahkemesi raportörleri bile Yargıtaydaki, Yüksek
Mahkemedeki yargıçlardan daha yüksek bir para alıyorlar
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Kuşoğlu
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, dün
İmralıyla ilgili sorulara önce İsteyen gitsin baksın. daha
sonra ise Benim Bakanlığımın bilgisi yok. diye cevap
vermiştiniz. Sizin ve Bakanlığınızın resmî
bilgisi olmadan, resmen bilgisi olmadan Abdullah Öcalanın
İmralıdan başka bir tarafa gitmesi mümkün müdür? Bir başka
kurum tarafından, kuruluş tarafından çıkarılması
mümkün müdür?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, mahkemelerde
verilen hemen her karar Yargıtaya temyize gönderilmektedir. Bu da
halkın, aslında mahkemelere güven duymadıklarının en
önemli göstergelerinden bir tanesidir. Mahkemelerde bununla ilgili bir güven
sağlayacak önlem düşünüyor musunuz? Bununla ilgili bugüne kadar
herhangi bir çalışma yaptınız mı?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Daha önceki Haburla ilgili
sorularımıza, Sayın Bakanım, bunun normal bir düzenleme
olduğunu ifade etmiştiniz. Şu
(Hatip, tablet bilgisayardan bir ses
kaydı dinletti)
Burada, Osloda Başbakanın
özel temsilcisiyle yapılan müzakerede Haburda hukuk ihlal edildi, her
şey yok edildi. diyor Sayın Bakan. Ve PKKyla yapılan
görüşmelerde, mahkemelerin onların isteği üzerine hukukun ihlal
edilmesi karşısında hukukun üstünlüğünü nasıl
koruyacağız?
İkinci sualim de, yine Sayın
Başbakanın konuşması var
(Hatip, tablet bilgisayardan bir ses
kaydı dinletti)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, Dokunulmazlıkların hepsi kalksın,
bürokratik dokunulmazlıkların hepsi kalksın. derken,
şimdi, bürokrasiye, bürokratik oligarşiye dokunulmazlık
getirmenizi nasıl karşılıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın Vural, lütfen.
Sayın Sakık
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Dün gece Ankarada bir mekânda
Sayın Öcalanın da bulunduğuna dair biz de haberler aldık,
acaba doğru mudur? Bizi de aydınlatırsanız çok seviniriz.
BAŞKAN Sayın Bakan,
buyurun.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Tanalın soruları
çok sayıda peş peşe geldi, not alabildiklerimi yanıtlamaya
çalışacağım ama kaçırdıklarımı da
yazılı olarak, Sayın Tanal, cevaplamaya
çalışacağım.
Uzun tutukluluk bir ihsası rey
sayılır mı? Tabii, buna ilişkin tartışmalar
yapılıyor. Soruşturma aşamasında tedbir
kararlarını alan hâkim, daha sonra iddianamenin düştüğü ve
davanın açıldığı mahkemenin üyesi ise bu anlamda
ihsası rey noktasında birtakım tartışmalar
yapılıyor. Şimdi, bu tasarıda öngörmüş olduğumuz
tedbir ile de soruşturma aşamasında ihtiyaç duyulan hâkim
kararlarının mahkeme üyesi olmayan hâkimler tarafından
verilmesini sağlayan ve işi sadece bu olan hâkimlerce bu
kararların alınmasını sağlayan bir düzenleme
öngörülüyor. Bahsettiğiniz sorun ve endişe, tereddüt bu uygulamayla
giderilir diye düşünüyorum.
Türkiye dışında, cezaevinde
yargılama yapan ülke var mı? Bilmiyorum. Bununla ilgili
araştıralım, varsa size bilgi verelim.
Uzun tutuklamayla ilgili ihlal
kararlarının sayısı
Evet, bu Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinde Türkiyeden yapılmış başvurular
açısından uzun tutukluluktan ziyade uzun yargılamalardan
yapılmış 2.500ün üzerinde başvuru var. Bu uzun
yargılamaların bir kısmı içerisinde tutukluluk
itirazları, şikâyetleri de var. Tam sayısını
yazılı olarak verelim ama iç hukuk yolu oluşturma
noktasındaki girişimimiz ve tasarımız Parlamentoya
gelmiştir. İnşallah, ekim ayının ilk günlerinde bu
tasarı yasalaşmakla beraber iç hukuk yolu oluşturulmak suretiyle
AİHMde bekleyen ve o tarihe kadar 3 bin civarına ulaşmasını
öngördüğümüz uzun tutukluluk şikâyetlerinin Türkiyede çözülmesi için
adım atılmış olacaktır.
AİHMde bekleyen kaç dava var?
dediniz. 15 bin civarında Türkiyeden gidip görüşülmeyi bekleyen
dosya var ama bu sayı değişken, sürekli Türkiyeden giden
dosyalarla değişebiliyor.
Sayın Türkoğlunun sorusuna
geliyorum. Anayasanın 152nci maddesine dayalı olarak bir soru
sordu, buranın ihlal edilip edilmediğini
Bu tasarı içerisinde
Danıştayın ya da idare mahkemelerinin Anayasaya
aykırılık iddiasıyla bir yasa metnini Anayasa Mahkemesine
götürmesi hâlinde sadece buna dayalı olarak yürütmeyi durdurma kararı
veremeyeceğine dair bir düzenleme var bu tasarıda. "Bu,
Anayasanın 152nci maddesini ihlal etmez mi? diye sordunuz. Sayın
Türkoğlu, uygulamada Danıştayın ve idare mahkemelerinin
sadece idari işlemin dayanağı olan kanun hükmünün iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurması sebebiyle Anayasa Mahkemesinin
kararını beklemeksizin idari işlem hakkında yürütmeyi
durdurma kararı verdiklerine tanık olmaktayız. Burada bizim bu
tasarıda engellemeye çalıştığımız şey,
yürütmeyi durdurma kararı verilmesi değil, Anayasanın 125inci
maddesinde yer alan hukuka açıkça aykırı olan ve telafisi
imkânsız zararlar doğurması ihtimali bulunan işlemlerde
elbette ki idare mahkemesi ya da Danıştay yürütmeyi durdurma
kararı verebilecektir, bunda herhangi bir engel yoktur. Ancak 125inci
maddedeki şartları tartışmadan ve bu gerekçelere
dayanmaksızın sadece Anayasa Mahkemesine iptal için gittiğinden
bahisle yürütmeyi durdurma kararı verilmesi tarafları mağdur
edebilmektedir. Çünkü bu şekilde yürütmeyi durdurma verdikten sonra iki
yıl ya da üç yıl sürebilmektedir davalar ve sonucunda başvuru
reddedilirse davanın tarafları mağdur olabilmektedir.
Tasarıyla getirilen düzenleme sadece budur.
Bahsettiğiniz Anayasa Mahkemesi kararı 6ya 5 verilmiş
bir karardır ve 5 üye de bunun doğru olmadığını
savunmuşlardır. Dolayısıyla biz bu düzenlemeyi
yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi yeniden aykırı görür ise elbette ki
hepimizi bağlayıcı bir karar oluşacaktır.
Sayın Türkoğlunun bir diğer sorusu: MİT
soruşturmasına bağlı olarak Başbakandan istenen
soruşturma izninin akıbeti nedir? Şu ana kadar buna
ilişkin bir karar verilmediği yönünde bende bilgi var. Bu inceleme,
dosya kapsamlı bir dosya. İncelemeler devam ediyor diye biliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Süresi yok mu onun Sayın Bakan?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) 4483ten ayrı nevi
şahsına münhasır bir düzenleme olduğu için
olmadığı düşüncesindeyiz.
Sayın Akçayın sorusu
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasında
yapılan değişiklik ile yargılama harçlarının
avanslarının peşin alınmasına dair uygulamadan dar
gelirli vatandaşlarımız mağdur olabilmektedir. Bu konuda
bir yeni düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz? mealinde bir soru
sordunuz.
Değerli arkadaşlar, bu düzenleme yakın tarihte
yapıldı. Yaklaşık bir yıl kadar oluyor. Düzenlemenin
amacı da yargılamada avans masraf ödemelerinden kaynaklanan
gecikmeleri önleyebilmek için getirilmiş bir tedbirdir bu madde. Ve burada
kesinlikle tarafların dosyada ödeyecekleri masrafa herhangi ilave bir yük
gelmemektedir. Süreç içerisinde belli aralıklarla ödemeleri gereken
masraflar peşin alınmaktadır ve bu şekilde tarafları
masraf ödemeye davet eden zaman kayıplarını önlemek amaçlanmıştır.
Türkiyede yargıdan yapılan en büyük şikâyetlerin
başında uzun süren yargılamalar, makul sürede dosyaların
sonuçlandırılamaması şikâyeti vardır. Bu,
şikâyetin sona erdirilebilmesi için alınan tedbirlerden bir
tanesidir. Davaları makul sürede sonuçlandırabilmek için bu tür
tedbirleri almamız zarureti vardır Sayın Akçay.
Adliye yazı işleri müdürlerinin ek göstergesinin
düzeltilmesine ilişkin bir çalışmanız var mı? diye
sordunuz. Bu konuda, Başbakanlıkta, kamu personeli arasında
eşitsizlikler, dengesizliklere dönük genel bir çalışma var. Gene
Başbakanlığın almış olduğu bir prensip
kararıyla, kurumlar, artık her biri ayrı ayrı kendi
personelinin bu tür özlük düzenlemelerini yapmasınlar. Tüm kamu
personelinin çalışma şartlarını ve ücret
politikalarını adil bir şekilde belirlemeye dönük
çalışmaya bağlı olarak biz de sonuç bekliyoruz.
SIRRI SAKIK
(Muş) Bizim sorumuza da cevap verin.
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Özel, kadın cezaevindeki
uygulamalara ilişkin bir soru sordular.
Sayın
Özel, buna ilişkin ayrıca özel tim, A takımı ya da Robocop
diye adlandırılan bir birim bizde bulunmamaktadır ancak
kurumların iç yönetmeliğiyle oluşturulan, kurum içinde meydana
gelen olaylara acil müdahale etmek üzere hazırlanmış infaz
koruma memurlarının kendi içerisinden silahsız ani müdahale grupları
söz konusudur. Bunlar diğer personele göre daha atletik, daha bu konularda
başarılı elemanlardan seçilen infaz koruma
memurlarımızdır. Özel bir misyonu, özel bir mevzuatı söz
konusu değildir.
Kadınlara
dönük kötü muameleye ilişkin iddialara dönük olarak da daha önce de bu
iddialar gündeme getirildi. Buna ilişkin incelemeler yapıldı. Bu
tür iddiaların tamamı tarafımızdan ciddiyetle
incelenmektedir ve bu konuda gerçekten kötü muamele yapan personel varsa
bunlarla ilgili de işlemler kesinlikle tavizsiz şekilde
yapılmaktadır ancak bu tür iddiaların çok az bir kısmı
doğru çıkmakla beraber önemli bir kısmı da kamuoyu
oluşturma ya da sesini duyurma maksatlı yapılmış
birtakım değerlendirmeler olarak sonuçlanıyor.
Şakran
Cezaeviyle ilgili olarak şu ana kadar yaptığımız
incelemelerde bahsettiğiniz manada bir uygulamaya
rastlanmamıştır.
Sayın
Kuşoğlu, İmralıyla ilgili
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen toparlayınız.
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Son olarak bunu söyleyeyim Sayın
Başkanım.
İmralıyla ilgili, isteyen gitsin baksın,
bizde bilgi yok dediniz. Aslında benim ilk cevabım Sayın
Vuralın sorusu üzerine kürsüden yapılmıştır ve bu
iddialar temelsizdir, külliyen yanlıştır diye reddettiğimiz
bir iddiadır bu. Şu an da aynı şeyleri söylüyoruz. Bizim
bilgimiz olmaksızın, Adalet Bakanlığının bilgisi
olmaksızın o kampüsten dışarıya
çıkartılması imkân dâhilinde değildir, bunu da ifade
edeyim.
Diğer
sorulara da yazılı olarak cevap vereyim Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Dördüncü
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Şimdi dördüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki
önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylarınıza sunacağım.
Buyurun
Sayın Vural.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, yaklaşık on
beş buçuk saati aşkın bir süredir çalışıyoruz
tabiatıyla. Tabii, yasama kalitesi açısından bu
çalışmaların ne fayda getirdiği ya da getirmediği
hususu elbette tartışılabilir bir konu.
Ben
burada grup başkan vekillerine huzurlarınızda bir öneride
bulunmak istiyorum. Bir fayda çıkartalım bundan. Siz de Meclisi
yöneten bir Meclis Başkan Vekili olarak
Bütün gündemdeki kanunları
non-stop olarak bitirerek hiç olmazsa Guinness Rekorlar Kitabına girmeyle
ilgili bu çalışmalarınız kayda girer. Dolayısıyla
hiç olmazsa buradan bir fayda çıkar. Böylelikle Sonuna kadar non-stop
gidelim. diyorum.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gidelim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Buyurun, hodri meydan. Dolayısıyla, böylelikle
şerefle Türkiye Büyük Millet Meclisini bu kadar uzun süre
çalıştırmayla ilgili grup başkan vekilleri olarak da bizler
tarihe geçeriz sayenizde.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Tarihe geçeriz tamam.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hiç olmazsa böyle bir fayda olsun; hukuk için bir şey
olmuyor da hiç olmazsa rekor için yapmış olursunuz vallahi. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Uygundur efendim.
BAŞKAN
Sayın Vural, iktidar partisine bu yardımlarınızdan
dolayı teşekkür ediyorum.
82nci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve
82. maddesindeki bir yıldan üç yıla kadar ibaresinin 6 aydan 2
yıla kadar şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent Tezcan Ali İhsan
Köktürk Turgut
Dibek
Aydın Zonguldak
Kırklareli
Özgür Özel Celal Dinçer
Ali
Rıza Öztürk
Manisa İstanbul
Mersin
Aykut
Erdoğdu
İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 82. Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Öztürk Oktay Vural Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir
Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu Özcan
Yeniçeri
Muğla Kayseri Ankara
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yani Türkiyede bu hükûmetler devlet
gibi kuruluyor. Türkiyede her iktidar, maalesef, kendi kimlik
algısını, millet algısını, eğitim
anlayışını, din telakkisini ve tarihe
bakışını halka doğrudan doğruya dayatıyor.
AKP İktidarının bunlara bir de yargı dayatması, kendi
hukukunu üreten, inşa eden bir dayatma içerisine girdiğini görüyoruz.
Özel yetkili, genel yetkili çok da fark etmiyor aslında; sorun kökten
yargıçlar temelinde çözülmek isteniyor ve yoğunlaşma da bu
noktada söz konusu oluyor. Türkiyede her hükûmet, bu nedenle, kendisinden
öncekini âdeta yok sayan, tasfiye eden bir anlayışın ürünü
olarak ortaya çıkıyor. İktidara geldiği tarihi milat sayan,
her defasında, sözüm ona, her konuyla ilgili beyaz sayfa açanlar,
aslında, bu zihniyetin dışa yansımaları olarak
görülebilir. Hükûmetler kendilerini büyük bir tarihî sürecin halkasından
ibaret ve onun devamı gibi görecek yerde tarihî zincirin hikmeti hükûmeti,
ontolojik bir sonucu, bir varlık
nedeni olarak görmektedirler. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. Bu
bakış açısı yanlış.
Değerli milletvekilleri, sürekli
devrim gibi, sürekli mahkeme kurmak, mahkeme kaldırmak, aslında temel
itibarıyla, bir yönü itibarıyla da kurumsallaşmayı önemli
ölçüde engellemektedir. İnsanlar, nereye, ne biçimde hangi geleneklerle
yaklaşacaklarını, maalesef, bu sayede bilemiyorlar,
anlayamıyorlar. Toplumların olduğu kadar kurumların da bir
tarihleri vardır. Sonuç itibarıyla, her kurum, geleneği,
göreneği, kuralı ve kaidesiyle var olur. Her yapı özünde
tarihsel bir muhassaladır. Hepimizin de öyle birer muhassala
olduğumuzu söyleyebiliriz. Köklü milletlerin köklü hukukları,
töreleri, gelenekleri ve yasaları vardır. Bu nedenle de köklü
gelenekleri, yapıları ve kurumları olan milletler sık
sık yasalarını, kurallarını, kaidelerini
değiştirmezler. Tabii, gecekondu yasası, korsan önerge söz
konusu olduğunda bunları bir süre sonra değiştirmek de
mukadder oluyor. Milletler için değişerek devam eden, devam ederek de
değişen bir tanım veya bir sosyolojik vaka olarak ifade edilir.
Devam ve değişme aslında birbirine bağlıdır ama
milleti millet yapan, değişen tarafı değil devam eden
yanıdır. Her gelişme ve değişme, daha ileri seviyede
bilinç ve aidiyet üreterek toplumları birbirine bağlar.
Unutmamak gerekir ki bugünün
sorunlarına ancak bugünün cevapları verilebilir, dünkü cevaplar
verilemez. Milletlerin gelecekleri planlanabilir ama geçmişleri
planlanamaz ve yönetilemez. Bu nedenle, milletlerin geçmişlerinin
yargılanmaya değil, algılanmaya ihtiyacı vardır. Bir
milletin olduğu gibi bir kurumun da geçmişini yok saymak, onu çocuk
yerine koymak anlamına gelmektedir. Milletleri çocuk yerine koymakla
tarihi çocuk yerine koymak aynı şeydir ve her ikisi de
yanlıştır. Yasa çıkarmak, yasa değiştirmek sorun
çözmüyor.
Geçmiş -hâl- gelecek arasında
bağlantı olmayan uygulamalar başarısızlığa
mahkûmdur. Geçmişin yanlış, yanlı ve kötü
uygulamalarından ibret alınarak gelecek planlanmalıdır. Geçmişin
kötülüklerini ve yanlışlıklarını tekrar etmek toplumu
ileriye değil geriye götürür. Bu bakımdan, aşağıdaki
uygulamalar acilen terk edilmelidir.
Temel hak ve özgürlükler
bağlamında, bireyler bir yana siyasi partiler bile izlenme, dinlenme
ve kayıt altına alınma gibi bir muameleye tabi
tutulmaktadır, bunlar reddedilmelidir. Görülmekte olan davaların
savcılarını, yargıçlarını değiştirmek
bir kenara bırakılmalıdır. Hükûmet yargı
organlarını siyasallaştırma politikasını süratle
terk etmelidir. Diğer yandan, muhalefetteki siyasi parti yöneticilerinin,
Genelkurmay başkanlarının ve yargı mensuplarının
yasa dışı yollarla tespit edilmiş ses
kayıtlarının yayınlanmasına bir son verilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları yasal ya da yasa dışı
dinlenme, izlenme ve takibat altına alınma tehdidi algısından
kendisini kurtarmalıdır. Türkiyede yayınlanmamış
kitapların suç unsuru olarak nitelendirilmesine bir son verilmelidir.
Devleti kostüm, demokrasiyi basit bir çoğunluk sistemi görmek
anlayışı yanlıştır, terk edilmelidir.
Saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve
82. maddesindeki bir yıldan üç yıla kadar ibaresinin 6 aydan 2
yıla kadar şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Bülent
Tezcan (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Özgür Özel, Manisa Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Yargı hizmetlerinin
etkinleştirilmesi amacıyla bazı kanunlarda değişiklik
öngören torba kanunun 82nci maddesinde vermiş olduğumuz önerge
üzerinde söz almış bulunuyorum.
Vicdan ki evrenin en
hassas terazisidir, var olduğu yerde hakkaniyet, yok olduğu yerde de
zulüm getirir. Bu meseleyi bu temelde ele almak için burada birazcık
vicdanlara seslenmek ve birazcık vicdanları sızlatan, bizim
duyduğumuzda yüreğimizin sızladığı ve bugün
üzerinde tartıştığımız, o
kaldırmadığımız özel yetkili mahkemelerin
yarattığı tahribatlardan bir küçük manzarayı sayın
milletvekillerinin bilgisine sunmak istiyorum.
Manisalı bir
astsubay, bir teknik astsubay, ömrü gemilerde geçmiş, adı Bülent
Akalın. Balyoz davasındaki tutuklu tek astsubay, kendisi teknisyen.
Eşi Figen Hanımla evleniyorlar. 1994 yılında bir ev sahibi
olalım diye kredi çekiyorlar, emlakzede oluyorlar. 1999da kendisi gemi
görevindeyken Gölcükte lojman yıkılıyor. Bir gün içinde
seferden hızla dönüyorlar. Kendi
elleriyle o eşini ve toprağın altında kalan çocuğunu
çıkaran, çocuğunu kurtaramayan, eşini yaralı çıkaran
astsubay işte o astsubay.
Eşi Figen Hanım çok ciddi bir
psikolojik rahatsızlığa giriyor ve bu depremzedelikten sonra,
bunu atlatması için 2001 yılında yeni bir çocuk dünya getirmeyi
öneriyor doktorları ve bunun üzerine tekrar hamile kalıyor. 94ün
emlakzedesi, 99un depremzedesinin doğan çocuğu maalesef Down
sendromlu olarak doğuyor ve çocuğu doğduktan bugüne kadar o
çocuğu hayata tutundurmayla ilgili bir mücadeleyi veriyor. Kendisi gemi
görevlerinde ama Ankara Gülten Kösemen İlköğretim Okulu,
birleştirilmiş eğitim yapan bu okul çocuğa sahip
çıkıyor, birinci sınıftan itibaren alıyor o
birleştirilmiş okul ve böyle gidiyor ama 2011 yılında
Balyoz davasında bu sefer de Balyozzede oluyor Bülent Akalın. Bülent
Akalın şununla suçlanıyor: Hani o üç ay, dört aylık bir
süre 1.500 tane evde istihbarat yaptığı iddia edilen
astsubaylardan bir tanesi. Ama, Bülent Akalın mahkemeye en son şu
delili sunuyor: O söylenen tarih aralığında gemisi sadece on gün
süreyle seferde değil. On günde 1.500 evde istihbarati çalışma
yaptığı iddia ediliyor, hiç böyle bir eğitimi olmayan bir
teknik astsubayın. Hâlâ daha tutuklu.
Bu bizim emlakzede, depremzede, Down
sendromlu çocuğun babası ve Balyozzede astsubayımızın
başına ne geliyor, biliyor musunuz? En sonunda 4+4+4zede çünkü
çocuğunun kabul edildiği okul, tamda o içerideyken, şu anda
4+4ten dolayı onun çocuğunu gelecek sene kabul edemeyecek. Ve
şunu söylüyor Bülent Astsubay: Benim dışarıya çıkmam
mesele değil. Beni burada niye tuttuklarını da bilmiyorum, ne
zaman çıkaracaklarını da. Konuyla ilgim yok. Denizde
olduğum sürede 1.500 tane evde istihbarat çalışması
yaptığım söyleniyor. Şu çocuğumun okul bulamama meselesine
bir çare bulun, bir vicdan sahibi dinlesin -hani o var olduğu yerde
hakkaniyet, yok olduğu yerde zulüm getiriyor ya bu- bunu burada duyan
birileri varsa bu işe bir çözüm bulsunlar. Ben bu ülke için yıllarca
gemide, tabut gibi yerlerde yattım kalktım yirmi sene, gerekirse
burada da bir on sene daha yatarım. diyor. Bunu sizin
vicdanlarınıza söylüyorum.
İçerilerden buraya seslenmek
isteyen bir diğer kişi de Mustafa Balbay. Balbay diyor ki: Yahu,
Deniz Feneri de dava, bizimki de dava. Deniz Fenerinde Üç dört ay uzun
tutukluluk süresi. dediniz, rahatsız oldunuz, bizim davada Üç dört
yıla olağan tutukluluk süresi. diyorsunuz. Deniz Fenerinde masumiyet
karinesi var, herkes dikkat ediyor, bizimkinde mahkûmiyet karinesi var. Balbay diyor ki: Deniz Fenerinde
savcılar yargılanmaya başladı, bizimkinde avukatları
yargılıyorsunuz. Balbay diyor ki: Deniz Fenerinde olan örgütü yok
ettiniz, bizimkinde olmayan bir örgütü var ettiniz. Balbayın bu
serzenişini, bu ifadelerini de onun adına buraya
taşımış olayım.
Son olarak da Sayın Bakanın
ilk kez burada kabul ettiği, defalarca yalanladığı,
Robocop A Takımı ismini Osmaniyedeki müdürün koyduğu
Bunu ne
mevzuata göre yapıyorsun? Bu ekip firar olursa, sayım vermeyen
olursa müdahale edecek. Çıplak aramada kullandırıyor. Onları
ben bizzat eğitiyorum, onlar benim A Takımım, Robocoplarım.
diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sayın
Bakan, defalarca inkâr etti ama ilk kez İri yarı çocuklardan
seçiyoruz. dedi ya
Bakın, Sayın Bakanın iri yarı
çocukları, silahsız ekip.
Saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
82nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
83üncü maddede iki adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve 83. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(5) Karşılıksız
yararlanma suçunda fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık
göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin
uğradığı zararı tazmin etmesi halinde, soruşturma
aşamasında kamu davası açılmaz, kovuşturma
aşamasında ceza davası düşer. Hükmün kesinleşmesinden
sonra tazmin halinde verilen ceza tüm neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
Ali İhsan Köktürk Namık Havutça Ali
Sarıbaş
Zonguldak Balıkesir Çanakkale
Özgür Özel Turgut
Dibek Bülent
Tezcan
Manisa Kırklareli Aydın
Celal Dinçer Ali Rıza
Öztürk
İstanbul Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 83. Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Vural Nevzat Korkmaz Yusuf
Halaçoğlu
İzmir Isparta Kayseri
Mehmet Erdoğan Oktay Öztürk
Muğla Erzurum
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz, Kuvvetler
Ayrılığı prensibine göre tanzim edilmiş, Devlet
organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve sorumluluklar
verilmiştir.
Kuvvetler Ayrılığı
prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da Hukuk Devleti ilkeleridir.
Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam anlamıyla bir Hukuk
Devletinden bahsedilmesi için de, bağımsız ve tarafsız bir
yargı şarttır. Yargının siyasallaşması gibi
iddialar Hukuk Devleti görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu erozyonun farkında olan,
kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan kaldırmak için
Yargı reformu paketleri bir bir ardınca açılmakta ve böylece
kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda büyük beklentiler yaratan 3.
Yargı reformu paketinin de bu beklentileri karşılamaktan uzak
olduğu görülmektedir.
Tasarıdan beklenen esas amaç,
yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak bu hedefleri gerçekleştirmek
üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut öneri içermediği
görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi ölü
doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne İcra ve İflas Kanununda ne
İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de
diğer kanunlarda yapılan değişiklikler, yargının
güvenli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımızın mahkeme
kapılarında yıllarca beklemesinin devamına vesile
olacaktır. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
10 yılda, tek başına
hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi ülkedeki kronikleşmiş
problemleri çözmek bir yana kendisine millet tarafından verilen gücü hep
istismar amacıyla kullanmıştır.
Bugün de meclise getirdiği
tasarı ile yıllardır süregelen kronik yargı problemini
çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi davranarak yine
kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte yandan Anayasanın 10.
Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere hukuk sistemimizde
vatandaşların yargı önünde eşit olduğu,
yargının, tüm erkleri ve kişileri bağlayıcı
olduğu prensiplerine de aykırı bir biçimde bazı kamu
görevlilerinin soruşturulması ve yargılanması konusunda
ayrıcalıklar ve eşitsizlikler getiren tasarı mecliste
temsil olunan siyasal partilerin görüş ve katkılarını da
almamış, son dakika önergesi ile yeterince müzakere edilmesine
fırsat vermeden yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı AKP
tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve 83. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
(5) Karşılıksız
yararlanma suçunda fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık
göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin
uğradığı zararı tazmin etmesi halinde, soruşturma
aşamasında kamu davası açılmaz, kovuşturma
aşamasında ceza davası düşer. Hükmün kesinleşmesinden
sonra tazmin halinde verilen ceza tüm neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
Ali
İhsan Köktürk (Zonguldak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN
(Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
Önerge üzerinde söz isteyen Namık
Havutça, Balıkesir Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkese günaydın
diyorum.
Değerli Başkan,
milletvekillerine iyi bir avukat lazım bu Mecliste yani insan
haklarının bu kadar çiğnendiği, insan onurunun bu kadar
örselendiği bir Meclis acaba Avrupada nerede var diye ben merak ediyorum.
Gerçekten, burada, bakıldığında şöyle, arkada
arkadaşlarımız uyuyor, herkes büyük bir ıstırap
içerisinde.
BAŞKAN Sayın Havutça, uyku
saati, uyumakta bir anormallik yok yani.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi işkenceyi sadece insanlara eziyet olarak
görmüyor, aynı zamanda şunları da kötü muamele olarak görüyor.
Sayın Bakan, kapatalım bu
Meclisi, AKPli arkadaşlar alsın kararlarını, gidelim biz
de memlekette işimize gücümüze bakalım. Böyle bir Meclis olur mu
arkadaşlar ya? Yani, neden bu Meclis sabah sekiz-akşam sekiz
çalışmıyor? Böyle bir çalışma düzeni nerede var?
Sayın Hocam, nerede var böyle bir
çalışma düzeni? Var mı? Söyleyin biz de bilelim.
Şimdi, Sayın Adalet Bakanımıza ben
buradan sormak istiyorum: Siz, bakın, ileri demokrasinizde -Ben örnekler
vermek istiyorum size- dünya demokrasi endeksinde 167 ülke arasında
89uncu sıradayız.
İHSAN ŞENER (Ordu) Kim
yapmış, hangi ülke?
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Uluslararası
kurumların yaptığı araştırma.
Dünya özgürlük sıralamasında,
194 ülke arasında 112nci sıradayız. Rejimin rengi, melez ülke;
yani yarı özgür ülke. Basın
özgürlüğünde, 196 ülke arasında 138inci sıradayız. Küresel
barışta, 140 ülke arasında 127nci sıradayız.
Eğitimde eşitsizlikte, 169 ülke arasında 102nci
sıradayız.
Melez ülkenin de özelliklerini
söylüyorum, bizim ülkemizin tanımını: Kuralların sık
sık seçimlerin özgür ve adil yapılmasına engel olduğu,
iktidarın muhalefet üzerinde baskısının belirgin
olduğu, politik kültür ve Hükûmet icraatlarının siyasal
katılımının daha vahim ve kalıcı olduğu,
yolsuzlukların yaygınlaşma eğilimi, hukuk devleti
kavramının kâğıt üzerinde kaldığı,
gazeteciler üzerinde baskı ve tacizlerin medyanın
bağımsızlığını zedeleyecek ölçüde
olduğu ve yargı bağımsızlığının
yok olduğu ülkelere melez ülkeler deniliyor. Yani Türkiye, böyle bir
ülke; tam da bizi tarif ediyor.
Şimdi, gazeteciler üzerinde
baskıya gerek yok, zaten milletvekili üzerinde de yeterince baskı
oluşturulmuş.
Şimdi Sayın Bakan, adliyeleri
kapatıyorsunuz ve kapatırken de Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu şöyle bir kriter getiriyor: Derdest dosya sayısı 1.200ün
altında olan ilçe adliyelerini kapattınız.
Şimdi, buradan sormak gerekiyor;
benim Gömeçteki, Havrandaki yurttaşlarım suç mu işlesinler?
Yani derdest dosya sayısını azalttığı için, orada
insanlar dürüst olduğu için, icra takibe düşmediği için, cinayet
işlemediği için, hırsızlık yapmadığı
için Havranı cezalandırıyor musunuz? Böyle bir hukuk
mantığı, böyle bir yargı mantığı
dünyanın neresinde var Sayın Bakan? Yine, adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Türkiye, şu anda,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, Rusyayla birlikte en büyük
tazminatı ödeyen ülke. Buna bir çare düşündünüz mü? Yani, siz ne
yapıyorsunuz? Adalet Bakanı mısınız, Türkiyeyi
dağıtma bakanı mısınız siz? Merak ediyorum, acaba
size Avrupada sordular mı? Ey Adalet Bakanı, Türkiye'nin
Bakanı, dünyanın başka hangi ülkesinde halkın seçtiği
milletvekilleri tutuklu olarak yargılanıyor? Bu soruyu sordular
mı Sayın Bakan size hiç?
UMUT ORAN (İstanbul) Soruyorlar,
soruyorlar.
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Yani,
böylesine bir
Arkadaşlarım demin ifade etti, adil yargılanma
hakkının Avrupadaki kriteri, beş yılı geçen
yargılamaların hepsinde adil yargılanma ihlali vardır.
Türkiyede, üç yıldan beri arkadaşlarımız cezaevinde, daha
deliller toplanmadı, Ergenekon davasında. Yine aynı şekilde,
özel hukuk davalarında da ağır bir insan hakları ihlali ve
adil yargılanma ihlalleri var. Sayın Adalet Bakanımız,
bizim, gelmiş, burada, yargı reformu paketi getiriyor, Türkiyede
yargı ayaklar altında, yargıçlarımızın
bağımsızlığını almış gitmiş,
bütün yargıçlarımız, savcılarımız, baskı
altında olduklarını açıkça ifade ediyorlar. Böyle bir
ülkede, demokrasi, insan hakları, yargı
bağımsızlığı, hukuk devletinden söz edilebilir
mi? Ama, bunun hesabını bu millet size mutlaka soracak ve şu
sıralarda -inşallah, Allah o günleri de bize gösterecek- bugün bize
gülenler burada
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İHSAN ŞENER (Ordu) Çok zor,
çok zor!
NAMUK HAVUTÇA (Devamla)
küçümseyenler, bunun hesabını bu millete mutlaka verecekler. (CHP
sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul)
Millet işini bilir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunacağım
III. Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Tarhan, Sayın Öztürk,
Sayın Köktürk, Sayın Aslanoğlu, Sayın Serindağ,
Sayın Dibek, Sayın Yılmaz, Sayın Aldan, Sayın Tanal,
Sayın Kesimoğlu, Sayın Köprülü, Sayın Çam, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Erdoğdu, Sayın Güven,
Sayın Demirçalı, Sayın Havutça, Sayın Tamaylıgil ve
Sayın Oran.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
84üncü madde üzerinde iki önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278. sıra sayılı Kanun
Tasarısının 84 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında yer
alan "üye olmak" ibaresinden sonra gelmek üzere "suçunun alt
sınırından" ibaresinin eklenmesini,
2
nci fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "indirilebilir"
ifadesinin "indirilir" şeklinde değiştirilmesini ve
"indirilir" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve bağlı
diğer suçlar hakkında da uygulanır" ibaresinin eklenmesini,
3
üncü fıkrasının "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya
dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden
kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Verilecek ceza, yapılan yardımın niteliğine göre üçte
birine kadar indirilir ve indirim hükümleri bağlı diğer suçlar
hakkında da uygulanır." şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin
Buldan Ayla
Akat Adil
Kurt
Iğdır Batman Hakkâri
Hasip
Kaplan Demir
Çelik Sırrı
Sakık
Şırnak Muş Muş
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte 278 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 84. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 84- 5237 sayılı
Kanunun 22nci maddesinin 6ncı ve 7nci fıkraları yürürlükten
kaldırılmış, takip eden 8nci fıkra 6ncı
fıkra olarak numaralandırılmıştır.
Ali
İhsan Köktürk Özgür
Özel Turgut
Dibek
Zonguldak Manisa Kırklareli
Bülent
Tezcan Celal
Dinçer Ömer
Süha Aldan
Aydın İstanbul Muğla
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Ömer Süha
Aldan, Muğla Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar
)
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize günaydın.
Aslında Türk Ceza Kanununun
220nci maddesinin 6 ve 7nci fıkraları bir hukuk garabetidir. Yeni
TCKyla gündemimize girdi. Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleyen ve de yine üye olmamakla birlikte terör örgütüne
yardım edenlerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmaları
şeklinde sistem getirildi. Son derece adaletsiz cezalar söz konusu oldu. Biz,
öneri olarak bu fıkraların yürürlükten
kaldırılmasını istiyoruz.
Buradan başka bir noktaya geçmek
istiyorum. Size üç tane olay anlatacağım, nereden nereye
gelindiğinin bence çok güzel bir örneğidir.
Yıl 2002, Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi. Bir savcı arkadaş, Recep Tayyip Erdoğanı
Augsburg ve Rizede yaptığı konuşmalar nedeniyle sorguya
davet etti, yapılan sorgusu sonrasında Recep Tayyip
Erdoğanı tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Şimdi
muhalefeti alaya almak için değil de ortamı yumuşatmak için
espriler patlatan, patlattığını düşündüğüm
Sayın Meclis Başkan Vekilimizin yüzündeki endişeyi dün gibi
hatırlıyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan serbest
bırakıldı sorgusunu müteakiben.
İkinci olay: Yıl 2003, Ankara
Devlet Güvenlik Mahkemesinin hâkim ve savcıları Adalet Bakanı
Sayın Cemil Çiçeke hayırlı olsun ziyaretinde bulundular.
Sayın Cemil Çiçeke mahkemenin kapatılıp
kapatılmayacağını sordular. Cemil Çiçek dedi ki: Bunca
olandan sonra Sayın Başbakan, kesinlikle Devlet Güvenlik Mahkemesi
gibi, öyle özel yetkili mahkemeler gibi şeylere karşıyım,
derhâl bu mahkemeyi kapatacağız. dedi. Bugün bu Meclis kürsüsünde
konuşurken bugün yaşananları gözden geçiriyorum ve Recep Tayyip
Erdoğanın deyimiyle Nereden nereye! diyorum.
O zamanki anlayışın
bugün nasıl bir yapıya dönüştüğünü belirgin bir
şekilde gördük. Böyle özel yetkili mahkemelerin rejim muhafızı
hâline dönüştüğünü görüp, onun birtakım olanaklarından
nemalanmak hoşa gitti anlaşılan ama son vermek istediğim
örnek Yaser Arafattan.
İsrailde seçim var ve seçimde
aşırı sağcılar ile liberal nitelikteki İşçi
Partisi yarışıyor, Yaser Arafata şu soruyu soruyorlar.
Diyorlar ki: İşçi Partisinin iktidara gelmesini sanıyorum
istersiniz çünkü bir barış ortamı doğar ve Filistin sorunu
çözülür. Yaser Arafat diyor ki: Biz, kesinlikle aşırı
sağcıların iktidara gelmesini istiyoruz çünkü aldatmacı
tavırlarla bu halkımız çok ezildi ama aşırı
sağcıların neler yapabileceğini biliyoruz. Benim
halkım böyle bir iktidarda daha da keskinleşir. Kıssadan hisse,
baskıcı yöntemler mutlaka antitezini doğurur ve mutlaka
muhalefet kendisine her zamankinden daha fazla çekidüzen verir.
Baskıcı yöntemlere karşı direnç gücü de artar ve gün gelir
bundan bu baskıcı yöntemleri uygulayanlar daha çok zarar görürler.
Şuna dikkat çekmek isterim:
Kontrolsüz güç güç değildir. diye bir reklam vardır. Üstün bir gücü
bünyesinde tutan insanlar ya da gruplar bir gün o gücün altında ezilirler.
Hepinize saygılar sunarım.
İyi sabahlar. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Tarhan, Sayın Öztürk,
Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Yılmaz, Sayın
Dibek, Sayın Serindağ, Sayın Aslanoğlu, Sayın Köprülü,
Sayın Tanal, Sayın Aldan, Sayın Güven, Sayın Özel,
Sayın Erdoğdu, Sayın Çam, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Tamaylıgil ve Sayın
Oran.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in;
Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine
İlişkin Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker
Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Adalet Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322,
2/326) (S. Sayısı: 278)
(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
84üncü madde üzerinde iki önerge
olduğunu söylemiştik ama Milliyetçi Hareket Partisinin de bir
önergesinin olduğu anlaşıldı ve okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Dağıtılmadı önerge. Önergeler okunmaya başlanmadan
dağıtılır.
BAŞKAN Sayın Kaplan,
biliyorum da
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, kaybedilen önerge
Bakın, geçen
başlangıçta da biz önerge sunduk; önergeler okunmaya
başlandıktan sonra alınmadı. Şimdi, eğer MHP
Grubu önerge vermişse, bu kaybedilmişse bu vahim bir hatadır.
Ayrı bir konudur, ayrıca sorgulanması gereken bir durum. Ama bir
konuşmacı
BAŞKAN Söylediklerinizi kabul
ediyorum Sayın Kaplan da
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Bundan sonra bunun nereden kaynaklandığının tespiti
gerekir. Neden işleme konulmamış, neden
dağıtılmadı? Önce o önergeyi bir dağıtın,
bir görelim.
BAŞKAN Önergeler
dağıtılıyor efendim.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Yani bu şekilde bir çalışma tarzı olur mu?
BAŞKAN Şimdi, sizin
önergenizi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278. sıra sayılı Kanun
Tasarısının 84 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında yer
alan "üye olmak" ibaresinden sonra gelmek üzere "suçunun alt
sınırından" ibaresinin eklenmesini,
2
nci fıkranın ikinci cümlesinde yer alan "indirilebilir"
ifadesinin "indirilir" şeklinde değiştirilmesini ve
"indirilir" ibaresinden sonra gelmek üzere "ve bağlı
diğer suçlar hakkında da uygulanır" ibaresinin eklenmesini,
3
üncü fıkrasının "Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya
dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden
kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Verilecek ceza, yapılan yardımın
niteliğine göre üçte birine kadar indirilir ve indirim hükümleri
bağlı diğer suçlar hakkında da uygulanır."
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; olağanüstü
mahkemelerin en karakteristik özellikleri, bir, bağımsız
değiller; iki, tarafsız değiller; üç, iktidarın güdümündedirler.
Bunlarda savunma yoktur, savunma hakkı yoktur; suç isnadı belirsizdir,
itham mahkemeleridir. Silahların eşitliği de yoktur iddia ve
savunma arasında. Avrupa Mahkemesinin Campbell ve Fell kararında çok
güzel bir tespitle, yürütmeden bağımsız mahkemeler değildir
bu mahkemeler. Bunlarda avukata erişim hakkı yoktur. Delilleri
toplama, sanık hakları diye bir kural yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti tarihi istiklal
mahkemelerinden bugüne kadar olağanüstü mahkemelerle idare ediliyor.
Olağanüstü mahkemeler Türkiyede adaleti ortadan kaldıran, Türkiyede
muhalefete yönelik kullanılan bir aygıta dönüşüyor. Kim ki bu
olağanüstü mahkemelerden yanadır, tarih ve halk elbette bir gün
bunların yargılamasını yapacaktır. Bundan hiç kimse
kaçamaz. İnanıyorum ki şu an AK PARTİ sıralarında
milletvekillerinin yüzde 50si olağanüstü mahkemelere yürekten
karşıdır, inanarak karşıdır ama bugün bir
tavır gösteremiyor.
Bakın, size basit bir örnek olsun
diye bir kıyaslama yapacağım. İktidara geldiniz 2002
yılında. Bakın, sizin zamanınızda çıkan yasalarda
Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt
üyesi gibi cezalandırılır. diye bir yasa çıktı. Bu
yasayla ilgili bir önerge. 2002de basın açıklamalarının
cezası üç aydı, 2012de sekiz yıla çıkardınız.
Toplantı gösteri yürüyüşleri üç aydı, on iki yıl hapis
cezasına çıkardınız. Zılgıt cezası yoktu,
şimdi 2012de yedi yıla cezasını çıkardınız.
Sloganın cezası yoktu, sekiz yıla çıkardınız.
Pankartın cezası yoktu, sekiz yıla çıkardınız
cezasını. Poşunun cezası yoktu, on üç yıla
çıkardınız cezasını. Bırakın onu, sizin
Başbakanınız bir şiir okudu diye belediye
başkanlığından alındı, zulüm
gördü, cezaevlerinde yattı. O günlerden de ders almadınız. O gün
size yapılanları bugün siz muhalefete yapıyorsunuz.
Bakın, bir şarkı söyledi diye kendi dilinde, insanlara,
propagandadan yedi yıl ceza verir oldunuz bu mahkemeler kanalıyla.
Yine, izinsiz gösteri olayı, eskiden üç ila altı ay arasıyken
bunun on sekiz yıla kadar cezasını yükselttiniz.
Bunun sonucudur ki bugün 58 bin tutuklu ve hükümlüyle
devraldığınız cezaevlerinde 133 bin kişi yatıyor.
Bir ranzada 4 kişiye bile yer düşmüyor. Ve insan onuruna
yakışmayacak bir ortamda, bugün özel yetkili mahkemeleri
kaldıracağım dediniz, daha da sınırını
genişlettiniz, savunma hakkını sınırladınız,
gözaltı sürelerini kaldırdınız. Tutukluluk durumu en büyük
yarayken Türkiyede, bu cezaevlerinin insan onurunu ayaklar altına alan
13 kişinin yanarak can verdiği Şanlıurfadan Sivas
katliamında yananlara kadar ne fark ediyor, Allah aşkına söyler
misiniz? Bu zulmü yargılamada zaman aşımına uğratan
zulüm, bugün de İstanbulda 200 kişiyi KCK soruşturması
adı altında yargılıyor. Bir tek müşteki yok bu
dosyada, bir tek delil yok, bir tek eylem yok, bir tek şikâyetçisinin
olmadığı ve böyle bir dosyada, bu zulümde, bizim Anayasa
Komisyonu danışmanımız Sayın Profesör Büşra
Ersanlı dâhil olmak üzere aydınlar, yazarlar, çizerler ve 100ün
üzerinde kadın tutuklu bulunuyor. Bu zulümdür, zulüm, zulüm
Bakın, arkadaşlar, Afganistan Kralının
Celal Bayara çok değerli, hediye ettiği tazıyı
hatırlatırım size, tazıyı. O tazı var ya köpek
davası olarak yargılama konusu olmuştu. 2012de bunun
aynısının kapısını açtınız, yolunu
açtınız. Bunun da elbette ki siyaseten sorumluluğu vardır.
Sizi biraz da vicdanınızla baş başa bırakırken
linç ve kaba kuvvetle de
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP
KAPLAN (Devamla)
bu mahkemelerle de hiç kimse bir yere varamaz. Bunu çok iyi
bilmenizi istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Maddede arayacağım şimdi.
Kabul
edenler diye sorduktan sonra söyledi. Şimdi maddede
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın Başkan, daha önce kalktı, siz fark
etmediniz.
BAŞKAN
Lütfen yani. Bu tartışılacak bir konu değil ki.
Şimdi maddede arıyorum.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum
III. Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Dibek, Sayın Serindağ, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Kesimoğlu, Sayın Köprülü, Sayın
Tanal, Sayın Güven, Sayın Demirçalı, Sayın Oran, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Havutça, Sayın Öner, Sayın
Kuşoğlu, Sayın Çam ve Sayın Özkoç.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında
Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili
Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı
İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278)
(Devam)
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Madde kabul edilmiştir.
85inci
madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının çerçeve
85. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Madde
85 5237 sayılı kanunun 250 nci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
(4)
İrtikâp edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz
önünde bulundurularak yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarısına kadar indirilebilir.
Bülent Tezcan Ali İhsan
Köktürk Turgut
Dibek
Aydın Zonguldak
Kırklareli
Özgür Özel Celal Dinçer
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Manisa İstanbul
İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 85. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Öztürk Oktay Vural Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir
Isparta
Mehmet
Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla
Kayseri
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Oktay Öztürk, Erzurum Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
OKTAY
ÖZTÜRK (Erzurum) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinize hayırlı sabahlar diliyorum. Biraz önce oylanan maddedeki
önergemiz kayboldu ama o konudaki düşüncelerimizi ifade etmek istiyorum.
Konuyla
ilgili araştırma yaparken, bir İnternet sitesinde hukuk
devleti kavramıyla ilgili bir açıklama ve bu açıklamaya yönelik
bir vatandaş yorumu gördüm. Günümüzde hâlimizi çok güzel özetlediği
için de sizinle paylaşmak istiyorum.
Hukuk
devletini tarif ediyor: Hukuk devleti
nedir? Hukuk devleti ilkesi, insan haklarına saygılı ve bu
hakları koruyucu, adil bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmekle
kendini yükümlü sayan, hukukun üstünlüğünü şiar edinen, hukuk
kurallarına ve anayasaya uygun davranan, bütün eylem ve işlemleri
yargı denetimine bağlı olan devlet demektir. Hukuk devletinde
yasama organını da kapsayacak biçimde devletin bütün organları
üzerinde hukukun ve anayasanın mutlak egemenliği vardır. Kanun
koyucu, her zaman hukukun ve anayasanın üstün kurallarıyla
bağlıdır. Hukuk kurallarına bağlı olmayan ve
yargı denetimine de tabi olmayan devlet, hiçbir zaman adaleti
gerçekleştiremez çünkü hukuk güvenliğini sağlayamaz. Yargı
denetimine açık olan yasaların üstünde kanun koyucunun da
bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve anayasanın bulunduğu
bilincinden uzaklaşıldığında, geçersiz
kalacağını bilen devlettir. Bu nedenle, devletin üç temel kurumu
da -yani yasama, yürütme ve yargı da- hukuka uygun olmalıdır.
Gelelim vatandaşın yorumuna:
Şu anda iktidarda bulunan partinin yargıya ve hukuka
saygısı var mı? diye soruyor. Kendisi cevap veriyor: Bence
yok. Kararlar lehlerine olunca iyi, olmayınca kötü. Bu şartlar
altında, demek ki, şu anda geçerli olan yasaları kabul
etmemektedirler. Bu, gerçekten, içimizi acıtmaktadır. Bazı özel
durumlar, siyasi atraksiyonlar, devlete karşı kalkışma
provaları yapılırken suç işleyenlere karşı özel
düzenlemeler yapıldığı endişesini taşıyoruz.
Kader mahkûmu dediğimiz hayatında bir daha aynı duruma
düşmeyecek insanlara karşı bu kadar cömert davranamıyoruz.
Bizler bunu hak etmiyoruz. İktidarda olan parti Türkiye'nin bir hukuk
devleti olduğunu hemen hatırlamalı ve buna uygun
davranmalıdır. diyor.
Gelin, vatandaşın sesine
kulak verelim ve AKP klasiklerinden vazgeçelim. Bu çerçevede, biraz önce
görüştüğümüz 278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 84üncü maddesi neler getiriyor ona bir
bakalım.
Yürürlükteki 3713 sayılı
Terörle Mücadele Kanununun 2nci maddesinin 2nci fıkrası ile 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun 220nci maddesinin 2nci ve 7nci
fıkraları uyarınca, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya
dâhil olmamakla birlikte, bir örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden
bir kişinin bir yıldan üç
yıla kadar cezalandırılması, ayrıca örgüt silahlı
ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220nci maddesinin 3üncü
fıkrası uyarınca, verilecek cezanın dörtte 1den
yarısına kadar artırılması öngörülmekte iken,
tasarı yasalaştığında, bu cezanın üçte 2ye kadar
oranında indirimi söz konusu olabilecektir.
Buna göre, tasarı
yasalaştığı takdirde, terör örgütünün talimatıyla
düzenlenen bir gösteriye katılıp güvenlik güçlerini yaralayan,
molotofkokteyli atarak ortalığı yakıp yıkan bir
kişinin örgüte üye olduğu tespit edilemezse, bu kişi örgüt
adına suç işlediği hâlde, yürürlükteki düzenlemenin aksine, daha
az bir ceza almak durumunda kalacak ki bu düzenlemenin kısmi örtülü af
olduğunu düşünmekteyiz.
Ayrıca, bu maddede tanımlanan
suçu işleyen ve hüküm giymiş olan kişiler hakkındaki
dosyalar, lehe kanun uygulaması sebebiyle, Yargıtay
Başsavcılığında veya ilgili dairesinde olan dosyalar bozularak
ilk derece mahkemesine gönderilecektir.
Daha önemlisi şu: Zaman zaman
televizyonlarda seyrediyoruz; sokakları ateşe veren, insanları
evlerine hapseden, millî serveti ortadan kaldırmak için elinden gelen her
şeyi yapan, aslında bir örgütün üyesi değil ama örgütün
yönlendirmesiyle
Ki zaten hiçbir örgüt üyesi sokaklara inmiyor, sadece
maşalarını ortaya koyuyorlar, şimdi bunlara af getiriyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
OKTAY ÖZTÜRK (Devamla) Biz
bunları affettikçe bunlar da vurmaya devam edecekler, nasıl olsa her
defasında da kazanıyorlar!
Bunu takdirlerinize sunmak istedim.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve
85. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Madde
85 5237 sayılı kanunun 250 nci maddesine aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
(4)
İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz
önünde bulundurularak yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza
yarısına kadar indirilebilir.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA
BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu, İstanbul Milletvekili.
(CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize günaydın.
Sayın
Başkanım uygun görürse, benim misafirim olarak hepinizi çorba içmeye
davet ediyorum. Açılırsınız, biraz enerji
alırsınız, sonra yarın sabaha kadar devam ederiz.
Yarın sabaha kadar
biz hazırız ama Sayın Başkan, özellikle iktidar partisi
grup başkan vekillerine söylüyorum. Muhtemelen onda on birde kapanacak
bugünkü oturum, ikide tekrar yeni oturum açılacak. Ama eğer
kafanızda ikide açmama gibi bir prensip varsa -açıp kapama gibi-
sizin arkadaşlara söyleyip bizim arkadaşların haberi olmazsa
Bize haksızlık yapmayın. Böyle bir karar alacaksanız
şimdiden bize de söyleyin. O zaman hakikaten büyük bir haksızlık
yaparsınız. Biz yarın sabaha kadar
çalışırız, hiç bundan kuşkumuz yok.
OKTAY VURAL (İzmir)
Devam, sonuna kadar
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ben hukukçu
değilim ama Türkiyede adalet deyince Adalet Bakanlığı
aklıma ilk gelen kurum olur. Şimdi, -hiç kimse- birbirimizi
kandırmayalım. HSYK özerk bir kurum değildir; Başkanı
Sayın Bakan, Sayın Müsteşar. Şimdi aynı kişiler,
Türkiyede 146 adliyenin kapatılmasına imza koyuyorlar. Daha sonra
-bunu bilin- Sayın
Bakanın imzasıyla seksen adliyenin açılması teklifi
yapılıyor.
Sayın Müsteşarım,
Sayın Bakanım
Sayın Bakanım yok galiba burada.
OKTAY VURAL (İzmir) O biraz
dinlenmeye çekildi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Buradakileri neden kapattınız, objektif kriteriniz neydi?
Siz adalet dağıtan bir kurumsunuz. Adil oldunuz mu? Eğer Adalet
Bakanlığı adil değilse bu ülkede adaletten bahsetmek
hiçbirimize yakışmaz. Bir kere, siz adil değilsiniz. Niçin
kapattınız, kapatma kriteriniz neydi, neden buna imza
attınız, imza atarken bir kriter ortaya koydunuz mu? Ve Türkiyede
ilk defa bir ile bağlı bir ilçeyi başka bir ilin ilçesine adli
hizmetlerin görülmesine bağladılar. İlk defa
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) İlk değil, Armutlu var.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) İyi ki, maşallah, bir tane varmış.
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Yalan söylüyorsunuz, doğruyu söyleyin.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Efendim? Ne dediniz, yalan mı söylüyor dediniz?
OKTAY VURAL (İzmir) Yalan
söylüyor dedi, evet.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Hayır, Sayın Başkan
Bu ifadeyi kullanmaktan dolayı
sizi kınıyorum!
BAŞKAN Sayın milletvekili
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Ben yalan söylemiyorum, ben bildiğimi söylüyorum. Bu
kararnamede üç tane adliye başka bir ile bağlandı.
OKTAY VURAL (İzmir) Şimdi
kim yalan söylüyor?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) En az sizin kadar ben de biliyorum ama orada oturup da ahkâm kesmek
size yakışmıyor. Yalan söylüyor. demek size hiç
yakışmıyor!
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, Genel Kurula hitap edin lütfen.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Sayın Başkan, önce onu kınayın, beni
değil.
BAŞKAN Doğru.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, Komisyonu temsilen oturan biri Komisyonu temsil eder.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Oradan Yalan söylüyorsun. diyen bir insana tek kelime
etmiyorsunuz
BAŞKAN O cümleyi kullanan
Sayın Milletvekilini kınıyorum, kınıyorum Sayın
Aslanoğlu.
OKTAY VURAL (İzmir) Geri
alsın sözünü, geri alsın.
ERKAN AKÇAY (Manisa) Deminden beri
yılışık yılışık sırıtıyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Ayıp oluyor Sayın Başkan, ayıp oluyor.
BAŞKAN Evet.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Sayın Başkan, oraya müdahale edin. Ayıptır!
Ve ondan sonra aynı Bakan,
aynı Müsteşar 80 adliyenin açılması yönünde HSYKya mektup
yazıyor. Her ne hikmetse, o torbadan 44 tanesi çıkıyor. Neden 44
tane, nedir kriteriniz? 2 bin nüfuslu yeri açtınız, 2 bin nüfuslu
2
bin nüfuslu yeri açtınız. Adalet midir, hak mıdır?
OKTAY VURAL (İzmir) Bunlarda ne
adalet, ne zihniyet
Allahını seversen ya!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Objektiflik bu mudur? Eğer Adalet Bakanlığı
Türkiyede bunu yapıyorsa ben bu ülkede ne adaletten ne haktan hiçbir
şeye inanmıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım, yoklama talebi var.
Sayın Tarhan, Sayın Dibek,
Sayın Köktürk, Sayın Özel, Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz,
Sayın Serindağ, Sayın Tezcan, Sayın Köprülü, Sayın
Tanal, Sayın Kesimoğlu, Sayın Aldan, Sayın Güven,
Sayın Demirçalı, Sayın Oran, Sayın Tamaylıgil,
Sayın Havutça, Sayın Erdoğdu, Sayın Acar, Sayın Öner,
Sayın Kuşoğlu.
Evet, iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
86ncı madde üzerinde aynı
mahiyette iki önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 86. maddesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Ali İhsan
Köktürk Turgut
Dibek
Mersin Zonguldak Kırklareli
Mevlüt Dudu Dilek Akagün
Yılmaz İlhan
Cihaner
Hatay Uşak Denizli
Ali Özgündüz Mahmut Tanal Mustafa Sezgin
Tanrıkulu
İstanbul İstanbul İstanbul
Atilla Kart Gürkut
Acar
Konya Antalya
Diğer önerge sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay Vural Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Yusuf Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen
Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili.
BÜLENT TEZCAN (Aydın)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün 2 Temmuz sabahı. Çalışmaya
aralıksız devam ederek 2 Temmuz sabahını
karşıladık.
2 Temmuz 1993 yılı
tarihimizde kara bir leke olarak yer alıyor. 1993 yılında, bir
ülkede gericiliğin, yobazlığın, inançlar adına,
inançları kullanarak, insanları hunharca, acımadan,
vicdansızca nasıl yakabileceğini maalesef gördük. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Vicdanlı mı? Vicdanlı
mı? Vicdanlı mı? Sivasta 35 tane insanın katledilmesi
vicdanlı mı? Ona vicdanlı diyecek hiçbir vicdan
tanımıyorum. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Tabii rahatsız olursunuz! Tabii
rahatsız olursunuz çünkü Sivas katillerini mahkeme kapılarında
sizler savundunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Tabii
rahatsız olursunuz! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Tezcan
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Sivas
cinayetinin ortaklarını Bakanlar Kuruluna sizler
taşıdınız, tabii rahatsız olursunuz! Hiç olmazsa,
birazcık vicdan kırıntınız kaldıysa, yıllar
sonra bile insanların bu acıyı anmalarına müsaade edecek
kadar vicdanınız olsun. Bu acıyı hatırlamalarına
müsaade edecek kadar vicdanınız olsun! Hiç olmazsa susun, susun!
ALİ ŞAHİN (Gaziantep)
Başbağlardan bahsetsene!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Neden
bahsedeceğim!
ALİ ŞAHİN (Gaziantep)
Başbağlardan bahsetsene! Hadi bakalım!
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Ya, bağırma kardeşim, bağırma! Çık orada
konuş!
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
İnsanları yakan, hunharca katleden her cinayetin
karşısındayız.
Değerli arkadaşlar
(AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Milletvekili bir şey diyor Sayın Başkan.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Sayın Başkan, cevap verecek olanlar kürsüden cevap versin, yerinden
değil.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Tabii ki,
gericilik ve yobazlığın, yıllar sonra,
yaktığı insanları anmasına dahi müsaade edemeyecek
kadar ortağısınız bu cinayetin,
ortağısınız bu cinayetin! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sözünü geri al. Ne diyorsun sen!
ALİ ŞAHİN (Gaziantep)
Başbağlardan bahsetsene!
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Ne
ortağı be! Ne ortağından bahsediyorsun!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, biliyorsunuz, cezaevlerinde Madımak canilerini kimlerin
ziyaret ettiği gazete arşivlerinde var, dönün gidin bakın, dönün
gidin bakın. (CHP sıralarından alkışlar) Dönün
Duruşma salonlarında Madımak canilerinin
avukatlığını kimin yaptığı gazete
arşivlerinde var, dönün gidin bakın. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ALİ ŞAHİN (Gaziantep)
Başbağları kimlerin yaptığından bahset!
UMUT ORAN (İstanbul) Sayın
Başkan, müdahale edin.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Siz savunuyorsunuz
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, susun, susun, suçunuzla oturun, suskunluğunuzla
insanların acılarını yaşamasına müsaade edin. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Tezcan,
lütfen! Sayın Tezcan
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, sakin olun
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hadi oradan
be!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Sakin olun,
sakin olun.
MEHMET DANİŞ (Çanakkale)
Dersim gibi mi! Ahlaklı ol!
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Niye rahatsız oluyorsunuz?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Bu ülkede
insanları, dini kullanarak, insanların inançlarına saygı
göstermeden, kendi inancınızdan, meşrebinizden olmayan herkesi
yakabileceğinizi mi sanıyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından
Yuh! sesleri)
Size yuh olsun!
BAŞKAN Sayın Tezcan,
lütfen
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Şurada,
bir katliamı kınamamıza dahi müsaade edemediniz. Şurada,
bir katliamı kınamaya dahi müsaade edemediniz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Ayıp ya!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, susun, susun, susun, susun!
BAŞKAN Sayın Tezcan
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Sayın
Başkan
BAŞKAN Lütfen önerge üzerinde
konuşun Sayın Tezcan.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) Sayın
Başkan, önerge üzerinde giriş yapmaya fırsat dahi bırakmadılar.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) Hatibi
duyamıyoruz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan, niye rahatsız oluyorlar?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, özel yetkili mahkemeleri
tartıştığımız bu günde, görüyorum ki, özel
yetkili milletvekilleri, istemedikleri, kabul etmedikleri muhalif
düşünceleri susturmak için özel yetkilerini kullanmaya hazırlar.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul)
Üsluba bak!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Ama bu Meclis size teslim olmayacak.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale)
Ayıp!
CUMA İÇTEN (Diyarbakır)
Başbağları anlat!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Olmayacak
size teslim. (AK PARTİ sıralarından Yürü sesi, gürültüler; CHP
sıralarından alkışlar)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Sayın Başkan 2 Temmuz 1993 bizim de esefle
kınadığımız bir gündür. Fakat o gün iktidarda SHP
vardı ve oradaki provokasyonların kimler tarafından
yapıldığı bugün bilinmektedir. O katliamın bizimle
ilgisi yoktur.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Hepsi bugün Silivride!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) -
Dolayısıyla Hatibin söylediklerini kendisine iade ediyorum.
Sabahın bu saatinde bu
provokasyonu da kınıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Ünal.
Aynı mahiyette diğer önerge
üzerinde söz sahibi...
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz, Kuvvetler
Ayrılığı prensibine göre tanzim edilmiş, Devlet
organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve sorumluluklar
verilmiştir.
Kuvvetler Ayrılığı
prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da Hukuk Devleti ilkeleridir.
Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam anlamıyla bir Hukuk
Devletinden bahsedilmesi için de, bağımsız ve tarafsız bir
yargı şarttır. Yargının siyasallaşması gibi
iddialar Hukuk Devleti görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu erozyonun farkında olan,
kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan kaldırmak için
Yargı reformu paketleri bir bir ardınca açılmakta ve böylece
kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda büyük beklentiler yaratan 3.
Yargı reformu paketinin de bu beklentileri karşılamaktan uzak
olduğu görülmektedir.
Tasarıdan beklenen esas amaç,
yargının hızlandırılması ve biriken
ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak bu hedefleri gerçekleştirmek
üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut öneri içermediği
görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi ölü
doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne İcra ve İflas Kanununda ne
İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de
diğer kanunlarda yapılan değişiklikler, yargının
güvenli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımızın mahkeme
kapılarında yıllarca beklemesinin devamına vesile
olacaktır. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
10 yılda, tek başına
hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi ülkedeki kronikleşmiş
problemleri çözmek bir yana kendisine millet tarafından verilen gücü hep
istismar amacıyla kullanmıştır.
Öte yandan Anayasanın 10.
Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere hukuk sistemimizde
vatandaşların yargı önünde eşit olduğu,
yargının, tüm erkleri ve kişileri bağlayıcı olduğu
prensiplerine de aykırı bir biçimde bazı kamu görevlilerinin
soruşturulması ve yargılanması konusunda
ayrıcalıklar ve eşitsizlikler getiren tasarı mecliste
temsil olunan siyasal partilerin görüş ve katkılarını da
almamış, son dakika önergesi ile yeterince müzakere edilmesine
fırsat vermeden yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı AKP
tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
XI.- OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun,
Sivas olaylarının da, Başbağlar olaylarının da
bir katliam olduğuna ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, Sivas olaylarının da, Başbağlar
olaylarının da bir katliam olduğunu ve her ikisini de
kınadığımızı belirtiyoruz. Ancak, bir olayın
diğerinin karşılığı
olmadığını ve hiçbir insanımızın da bu
olaylara karışacağına ihtimal vermediğimizi,
dış güçlerin, dış istihbarat örgütlerinin Türkiye
üzerindeki oyunlarının, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, sanki bizim
insanımız tarafından yapıldığının dile
getirilmesini de çok doğru bulmuyorum.
Birleşime yarım saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 06.47
ON ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 07.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu Birleşiminin On
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk
Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
87nci madde üzerinde aynı
mahiyette iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 87. Maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Nevzat
Korkmaz
Erzurum İzmir Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
Diğer önerge sahipleri:
Ali İhsan Köktürk Turgut Dibek Bülent Tezcan
Zonguldak Kırklareli Aydın
Özgür
Özel Celal
Dinçer Gürkut
Acar
Manisa İstanbul Antalya
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN
ÇAVUŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET
YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Gürkut Acar, Antalya Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
GÜRKUT ACAR (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; evet, bir gece
sabaha kadar uyumadan burada görev yaptık ve şimdi sabah saat yediyi
yirmi geçe yine birlikteyiz. Bu çalışma koşullarını
buradan kınamak istiyorum. Bu, sağlıksız bir
çalışmadır. Değerli arkadaşlarım, bu ülkeye bir
şeyler vereceksek öncelikle çalışma koşullarını
düzenlememiz gerekiyor. Buradaki bu gidiş iyi bir gidiş değil.
Buradan defalarca söylüyoruz ama maalesef, bütün sözlerimiz bir duvara
çarpıp geri geliyor gibi hiçbir şekilde dikkate alınmıyor
ve AKP bizimle hiçbir konuda uzlaşmıyor, uzlaşmamayı da bir
ilke olarak götürüyor.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiyede temel sorunlarımızdan bir tanesi adalet sorunudur. Adalet,
ekmek gibidir, eğer fırında fazla kalırsa yanar,
fırından çabuk çıkarsa ekmek gibi çiğ kalır.
Şimdi, birikmiş olan dosyaların Adalet Bakanlığı
tarafından hızla eritileceğine ilişkin bir sevinç
çığlığını duyuyoruz. Bu doğru değildir,
bu gidiş iyi bir gidiş değildir. Sadece dosyaları eksiltmek
yeterli değildir, adaletin sağlanması lazım. Adaletin
sağlanması için de yargıçların tarafsız, güvenlik
içerisinde, adil olmaları lazım ama ne yazık ki Türkiyede
adalet gittikçe bozuluyor.
Değerli arkadaşlarım,
özellikle Silivri Cezaevinde kurulmuş olan mahkemelerin
yargılamasının artık bir işkence hâline geldiğini
görmekteyiz. Cezaevinde güvenlik bir yana, fakat insanlar eşya gibi muamele
görüyor, burada korkunç bir yalnızlaştırma var ve şunu
söylüyor oradakiler: Hani biliyorsunuz bir deyim var Allah kimseyi
açlıkla terbiye etmesin. diye ve onlar da şöyle diyorlar: Allah
hiçbir ülkeyi yargıyla terbiye etmesin.
Değerli arkadaşlarım,
sanıklardan Yalçın Küçük soru soruyor, soru sorma hakkı
yargıç tarafından tanınmıyor, Benden korkuyorsunuz
Sayın Yargıç, bana söz vermiyorsunuz. diyor, yargıç bu sözleri
üzerine kendisini on altı oturum oturuma gelmeme cezasıyla
cezalandırıyor. Bunun üzerine diyor ki: Burası infaz
mangası gibi oldu. Bunun üzerine yargılamanın sonuna kadar tüm
oturumlardan men cezası alıyor.
Değerli arkadaşlarım,
Burada artık adalet yok ve işkence ede ede verilmiş bir hükmün
infazı var. diyor oradaki sanıklar.
Değerli arkadaşlarım,
Mustafa Balbayın size birkaç sözünü ileteyim: Gizli tanıklar, sanki
duruşmada değiliz ve gizli bir yerden sürekli üzerimize ateş
ediliyor gibi. İtiraz ediyoruz, mahkeme Durun bakalım, isabet
ettiğine daha sonra bakarız, edip etmediğini bir görelim.
diyor. İddianame çarkıfelek gibi, kimi vuracağı belli
değil. İddianame bir gün sizi de vurabilir. diyor.
Değerli arkadaşlarım,
mahkemeler kendisi usul üretiyor, kendisine yetki verilmesine Yetkili
mahkemeler bunlar. diyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
bir sanığın kendisini suçlayan kişiyi tanıma
hakkı vardır. İngiltere de bu ilkeyi getirmiştir. Burada
gizli tanıklık sistemi artık adaletsizliğin en uç
boyutudur. Maalesef Silivride görülen davalarda artık hukukun,
yargının olduğunu söylemek mümkün değildir. Türkiye gerçekten
hukuk devleti olmaktan tamamen çıkmış durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
GÜRKUT ACAR (Devamla) Bugün kabul
ettiğimiz bu özel yetkili mahkemelerde de buraya, artık iyice dip
noktasına doğru geldik. Diliyorum ki Türkiye bu adaletsizlikten en
kısa zamanda kurtulur.
Hepinize saygılar sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Vural, aynı mahiyetteki
önerge üzerinde söz talebiniz var mı?
OKTAY VURAL (İzmir) Geri
çekiyorum efendim.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
III. YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
TURGUT DİBEK (Kırklareli)
Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Tarhan, Sayın Dibek,
Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Özel, Sayın Serindağ, Sayın Öztürk, Sayın Yılmaz,
Sayın Aldan, Sayın Tanal, Sayın Kesimoğlu, Sayın
Köprülü, Sayın Çam, Sayın Moroğlu, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Özkoç, Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Güven,
Sayın Demirçalı.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel
Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer
Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278)(Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
88inci madde üzerinde aynı
mahiyette iki önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının 88.
maddesinin, metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Ali İhsan
Köktürk Turgut
Dibek
Mersin Zonguldak
Kırklareli
Mahmut Tanal Gürkut Acar Atilla
Kart
İstanbul Antalya
Konya
İlhan Cihaner Dilek Akagün
Yılmaz Ali
Özgündüz
Denizli Uşak İstanbul
Mevlüt Dudu Sezgin
Tanrıkulu
Hatay İstanbul
Diğer
önergenin imza sahipleri:
Oktay Öztürk Oktay Vural Nevzat Korkmaz
Erzurum İzmir
Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Anayasal
sistemimiz, Kuvvetler Ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, Devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluk verilmiştir.
Kuvvetler
Ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
Hukuk Devleti ilkeleridir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir Hukuk Devletinden bahsedilmesi için de,
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının siyasallaşması gibi iddialar Hukuk Devleti
görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu erozyonun
farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için Yargı reformu paketleri bir bir ardınca
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. Yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Tasarıdan
beklenen esas amaç, yargının hızlandırılması ve
biriken ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak bu
hedefleri gerçekleştirmek üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut
öneri içermediği görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi
ölü doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne icra ve
iflas Kanununda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan değişiklikler,
yargının güvenli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımızın mahkeme
kapılarında yıllarca beklemesinin devamına vesile
olacaktır. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkum edilen kararlar olacaktır.
10
yılda, tek başına hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de meclise getirdiği tasarı ile yıllardır süregelen kronik
yargı problemini çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi
davranarak yine kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte yandan
Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere
hukuk sistemimizde vatandaşların yargı önünde eşit
olduğu, yargının, tüm erkleri ve kişileri
bağlayıcı olduğu prensiplerine de aykırı bir
biçimde bazı kamu görevlilerinin soruşturulması ve
yargılanması konusunda ayrıcalıklar ve eşitsizlikler
getiren tasarı mecliste temsil olunan siyasal partilerin görüş ve
katkılarını da almamış, son dakika önergesi ile
yeterince müzakere edilmesine fırsat vermeden
yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı
AKP tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN
Diğer önerge üzerinde söz isteyen?
TURGUT
DİBEK (Kırklareli) Ali Haydar Öner konuşacak Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Ali Haydar Öner, Isparta Milletvekili
(CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Sayın Başkanım,
değerli milletvekillerimiz; zurnanın bib dediği yere geldik.
Türk Ceza Kanunu 255inci maddesi yeni şekliyle nüfuz ticareti
başlığını taşıyor. 278 sıra
sayılı yasa tasarı ve tekliflerinin kabulü hâlinde bundan böyle
kimse Ali Diboluk yapamayacak.
Buradan uyarıyorum, AKPnin hukuksuz uygulamalarına destek
verenler bu maddeyi iyice okuyup anlamadan parmak kaldırmasınlar,
aksi takdirde Bozkırın Tezenesi gibi türkü çığırmak
zorunda kalabilirler. Kendim ettim, kendim buldum. Eyvah, eyvah, eyvah ki,
eyvah!
Daha önceki mevzuata göre nüfuz ticareti peşinde olanlar pek de
işletilmeyen Türk Ceza Kanunu 255inci maddesi uyarınca bir
yıldan beş yıla kadar hapis ve adli para cezası ile
cezalandırılabiliyorlardı. Bundan böyle işletilmesini
temenni ettiğimiz değişikle iki yıldan beş yıla
kadar yaptırım uygulanacak. Umarız bu yaptırımlardan
korkanlar Ali Diboluk yapamayacak. Kimse kimseye hamili kart yakinimdir diye
kart veremeyecek.
Sahi kim bu Ali Dibo? Googlea Ali Dibo yazınca niye Sayın
Adalet Bakanımızın adı ve resmi çıkıyor? Evet
aynı resim, aynı şahıs. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
TRT radyolarının kadrolu parazitleri misiniz siz, her
çıkışımda laf atıyorsunuz.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Parazit sensin!
RECEP ÖZEL (Isparta) Muhbir!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Oturun oturduğunuz yerde,
doğru dürüst dinleyin. Burada gerçekleri söylüyoruz.
BAŞKAN Sayın Haydar, lütfen
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Kızsanız da gocunsanız
da gerçekleri söylemeye devam edeceğiz.
BAŞKAN Sayın Öner, lütfen
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Genel Kurula zaman zaman
yanlış bilgi veren Sayın Bakan, bari bu konuda doğru bilgi
versin. Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın üyeleri gerçekleri
öğrenme hakkını kullanabilsin.
Sayın Bakan kurnaz taktiklerle gerçekleri saklama becerisine sahip olabilir ama sayın
milletvekilleri ve yüce Türk milletini yanıltma
anlayışından vazgeçmelidir. Hatay İlaç Limitet
Şirketinin avukatı kim? Ali Dibo şirketinin en çok ihale alan
şirketi Hatay İlaç Şirketinin sayın avukatı kimlere,
hangi hizmetlerinin karşılığında adaletsiz düzenin
Adalet Bakanlığına atandı.
DURDU MEHMET
KASTAL (Osmaniye) Hiç valiliğe yakışıyor mu?
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Efendim, biz eskiden de gerçekleri konuşuyorduk.
Yakıştırsanız da
DURDU MEHMET
KASTAL (Osmaniye) Valiliğe yakışıyor mu?
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Sana yakışıyor mu?
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) Ne bağırıyorsun!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Laf atmak yakışıyor
mu?
BAŞKAN Sayın Öner, lütfen
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Bağırmayın arkadaşlar,
kürsüye çıkın, konuşun.
ADEM
YEŞİLDAL (Hatay) Var mı ispatın? İspat etmezsen
müfterisin.
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Evet, ispatı var. Aksini söylesin, gör ispatını.
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) Belgeyle konuş!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Aksini söylesin
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Bütün Ali Dibolara, ihaleye fesat
karıştıranlara, intihalcilere, emlak ve otomotiv
tacirliğinden haksız kazanç peşinde koşanlara tavsiyem,
4+4+4le zorunlu seçmeli dersler kapsamına giren Kuran-ı Kerim ve
siyer derslerine katılmalarıdır. Yeter ki okuduklarını
anlasınlar, anladıklarını dürüstçe uygulama erdemine
ulaşsınlar.
Değerli
arkadaşlar, bu ülkede Adalet Bakanı mı var; adaletsizliğe
bakan, adaletsizliği seyreden biri mi var?
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Sayın Başkan, nasıl konuşuyor!
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Kesin kanıya varabilene aşk olsun. Allah
kimseyi muhterislerin, emellerine alet olanların durumuna düşürmesin.
Son söz.
Bugün çok fazla konuşmayacağım, kısa keseceğim. (AK
PARTİ sıralarından gülüşmeler)
Son söz:
Adalet mülkün temelidir; mülk, Allahtan, yalan söylemekten ve haram yemekten
korkmayan Ali Diboların gayrimeşru emelidir.
BAŞKAN
Sayın Öner, lütfen
ALİ
HAYDAR ÖNER (Devamla) Hak edenlere saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Sayın Başkan, 69a göre söz
istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, İç Tüzükün 69uncu maddesi gereği sataşma nedeniyle
söz istediniz.
Buyurun. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
İki
dakika süre veriyorum.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
3.- Adalet
Bakanı Sadullah Erginin, Isparta Milletvekili Ali Haydar Önerin
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli
milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sabahın bu
saatinde böyle konularla huzurlarınızda olmayı arzu etmezdim
ancak -geçmiş dönemde milletvekilliği yapmış
arkadaşlarımız bu öyküyü bilirler- bu dönem milletvekili
olmuş olanlar için bir defa bunu buradan anlatmak ihtiyacı var.
2006
yılında Hatayda ihalelere müdahale ettiğimiz yönünde
gazetelerde haberler çıktı. Yerel siyasetten kaynaklanan
birtakım haberler bunlar.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Partinizin milletvekili söyledi
efendim. (AK PARTİ sıralarından Dinle! sesleri)
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) Bunun üzerine, bu haberler
yayınlandıktan sonra
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Adam istifa etti partinizden.
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) Önce bir dinleyin ya, dinleyin ya, sabırlı
olun.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Bakan cevap veriyor.
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) Bu haberler üzerine, bu haberleri yapan
gazeteler mahkeme kararıyla bunların yalan olduğu
ispatlanınca tekzip kararlarını yayınlamak zorunda
kaldılar. Haberi yapan her iki gazetemiz de tekziplerimizi
yayınladılar ve bu tekzipler kesinleşmiş durumda.
Onun
dışında, savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.
Savcılık yapmış olduğu tahkikat sonucunda
kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Yetmedi,
Sayın Kılıçdaroğlu, Plan Bütçe Üyesi; Sayıştay
Başkanlığına müracaat etti. Sayıştay
Başkanlığının yaptığı incelemede Bu
şekilde bir tespitimiz yoktur. diye Sayıştay Başkanlığının
cevabı var. Yetmedi, Sayın Ahmet Necdet Sezer,
Cumhurbaşkanı; Devlet Denetleme Kurulunu faaliyete soktular, devreye
soktular. O inceleme yaptı, oradan herhangi bir sonuç çıkmadı.
Ve 2006 yılında
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Kamu İhale Kurumu suç duyurusunda
bulundu mu Sayın Bakan?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) Kamu İhale Kurumunun incelemeleri
sonucunda yolsuzluk tespiti yoktur ama mevzuat eksikliği vardır.
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) El yazınızla
dağıtım yaptınız mı ihalelere, el
yazınızla?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) Sadullah Erginin bir tek delikli
kuruş alışverişi yoktur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) AK PARTİ Hatay
teşkilatlarından falanca üye alışveriş
yapmış; bir usulsüzlük, yolsuzluk var mı? Hayır.
Değerli
arkadaşlar, 2006 yılından bugüne kadar tekzip edilmiş
gazete haberlerine, mahkemelerin vermiş olduğu, soruşturma
makamlarının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmayan
kararlara rağmen, hiçbir şey bulamayanlar tekzip edilmiş
haberlerle altı yıldan beri amel ediyorlar.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı
mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
89 uncu madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278. sıra sayılı kanun
tasarısının 89 uncu Maddesi ile değiştirilen 5237
sayılı Kanunun 277 inci maddesinin
başlığının Yargı görevi yapan hâkim, savcı,
avukat ile bilirkişiyi veya tanığı etkileme şeklinde,
maddenin 1 inci fıkrasında yer alan etkilemeye teşebbüs eden
kişi ibaresinin etkileyen kişi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin Buldan Ayla Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Demir Çelik Adil
Kurt Hasip
Kaplan
Muş Hakkâri Şırnak
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, diğer iki
önerge aynı mahiyettedir, okutup birlikte işleme alacağım:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı kanun tasarının çerçeve 89. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali İhsan Köktürk Turgut Dibek Özgür Özel
Zonguldak Kırlareli Manisa
Celal Dinçer Emre Köprülü
Bülent
Tezcan
İstanbul Tekirdağ Aydın
Diğer önergenin sahipleri:
Oktay Vural Oktay Öztürk Mehmet
Erdoğan
İzmir Erzurum Muğla
Nevzat Korkmaz Yusuf
Halaçoğlu
Isparta Kayseri
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
OKTAY VURAL (İzmir)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Anayasal sistemimiz,
Kuvvetler Ayrılığı prensibine göre tanzim edilmiş,
Devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve sorumluluk
verilmiştir.
Kuvvetler
Ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
Hukuk Devleti ilkeleridir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir Hukuk Devletinden bahsedilmesi için de,
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının siyasallaşması gibi iddialar Hukuk Devleti
görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu erozyonun
farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi ortadan
kaldırmak için Yargı reformu paketleri birbiri ardınca
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. Yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Tasarıdan
beklenen esas amaç, yargının hızlandırılması ve
biriken ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak bu
hedefleri gerçekleştirmek üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut
öneri içermediği görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu
paketi
ölü doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne icra ve
iflas Kanununda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan değişiklikler,
yargının güvenli, adil ve etkin gerçekleşmesine katkı veren
değişiklikler olmayıp, insanlarımızın mahkeme
kapılarında yıllarca beklemesinin devamına vesile
olacaktır. Verilen yargı kararları ise adalet terazisinde
tartıldığında, hep tartışmalı ve kamu
vicdanında mahkûm edilen kararlar olacaktır.
10
yılda, tek başına hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de meclise getirdiği tasarı ile yıllardır süregelen kronik
yargı problemini çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi
davranarak yine kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte yandan
Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere
hukuk sistemimizde vatandaşların yargı önünde eşit
olduğu, yargının, tüm erkleri ve kişileri
bağlayıcı olduğu prensiplerine de aykırı bir
biçimde bazı kamu görevlilerinin soruşturulması ve
yargılanması konusunda ayrıcalıklar ve eşitsizlikler
getiren tasarı Mecliste temsil olunan siyasal partilerin görüş ve
katkılarını da almamış, son dakika önergesi ile
yeterince müzakere edilmesine fırsat vermeden
yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı
AKP tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN Diğer önerge
üzerinde söz isteyen Emre Köprülü, Tekirdağ Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının
89uncu maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önergeyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla
selamlarım.
Tabii, bu saatte önergenin içeriği
hakkında sağlıklı konuşmak ve sonuç almak pek
sağlıklı değil ama gene de milletvekili olmanın,
hukukçu olmanın ya da tarihe bir not düşmenin sorumluluğuyla
bundan bahsetmek istiyorum.
Tasarının 89uncu maddesiyle
Türk Ceza Kanununun 277nci maddesinde bir değişiklik öngörülüyor.
Değişiklik, mevcut yasada, yargı görevini yapanları
etkileme suçu olarak düzenlenen bir metin. Bu metne, yargı görevi
yapanı, ona dâhil olarak bilirkişiyi veya tanığı
etkilemeyi teşebbüs olarak değiştirilmiş bir madde
başlığı var.
Maddenin isminde de olduğu gibi,
suç, fiil yönünden, tasarıda, teşebbüs yoluyla bir tehlike suçu
olarak düzenlenmiş. Ancak, düzenleme, uygulamada birçok sorunu da beraberinde
getirecek gibi görünüyor. Çünkü bu madde gereğince birçok içi boş
davalar açılacaktır. Çünkü düzenleme suçun failini, suça konu fiili
ve suçun şekli yönünden objektif değil de subjektif birçok
değerlendirmeye yol açabilecek bir şekilde, suçun maddi unsuru, suçun
hareket unsuru tam olarak belli olmadığı için, bilfiil bir
savcı ya da hâkim tarafından suç olarak nitelendirilirken, aynı
fiil başka bir hâkim ya da savcı tarafından hukuka uygun olarak
görülebilecek bir hâlde. Yani keyfî uygulamaların son derece önü
açılacak gibi gözüküyor.
Değerli
milletvekilleri, mevcut uygulama dahi bu bağlamda ifade özgürlüğü ve
hürriyeti başta olmak üzere, özgürlükler ve temel haklar yönünden
kısıtlayıcı ve korkuyu, daha da doğrusu
baskıyı artırıcı bir nitelikte.
Tasarıdaki madde
metnine göre, tanığa merhaba demek, bilirkişiye selam vermek,
bir savcı tarafından bir avukata dava açılabilmesi için yeterli
olabilir. Yani çok açık bir şekilde, subjektif bir
değerlendirmeyle savunma bir dosyada baskı altına alınabilir.
Gerekçede şu
şekilde belirtiliyor: İddia ve savunma hakkının
kullanımı hukuka uygunluk nedeni olarak gösterilse de uygulama bunun
tam aksini söylüyor. Zira savunma görevini yapan avukatların yüz yüze
kaldığı soruşturmaları ve devamında takiben
açılan kovuşturmaları inkâr edemeyiz.
Bizce, söz konusu
tasarı metninde yer almayan ancak uygulamada bu yaşanacak
sıkıntıları giderecek olan usul, savcılar ve tabii ki
savunma görevini yapan avukatlar için bu suçun işlenemez olduğu madde
metnine ilave edilmeli ve savunmanın bu kapsamda baskı altına
alınmasına engel olunmalı.
Değerli
milletvekilleri, bakın, burası çok ilginç. Bu tasarının
gerekçesinde, daha doğrusu tasarının maddeyle ilgili olan
gerekçesinde aynen şöyle diyor: Yargılamanın veya soruşturmanın
doğruluk, dürüstlük ve gerçeğe ulaşma ilkelerine uygun olarak
işlemesi yönündeki toplumsal beklentiyi karşılamak olarak
belirlenmiş maddenin tasarıdaki gerekçesi. Yani, hukuka
uygunluğu sağlamak için bizim bu düzenlemeyi yapmamız gerekiyor.
Buradan şunu anlıyoruz -bu tasarının gerekçesini yazan AKP-
AKP şunu diyor: Toplumda ve kamuoyunda yargılamaların
doğruluk ve dürüstlükle yürümediğine dair bir kanaat var. Bu
gerekçede aynen yazan bu.
Şimdi, bu kanaati AKP de kabul
ediyor, ancak bu kanaati değiştirmek, ortadan kaldırmak için
yapılan düzenleme hiçbir şekilde amaca ulaşacak bir düzenleme
değil. Eğer, sizlerin de kabul ettiği gibi, toplumda gerekçede
olduğu gibi bir kanaat varsa -ki var- bunu ortadan kaldırmanın
en birinci yolu bu maddede düzenleme yapmak değil, özel yetkili
mahkemeleri kaldırmak. Yenilerini kurmak, isimlerini
değiştirmek, bu kanaati, toplumdaki bu düşünceyi ortadan
kaldırmaz; bu düşünceyi daha derinleştirir, bu sorunu daha da
kronik bir hâle getirir diyor, bu saatte değerli milletvekillerine bir kez
daha günaydın diyerek sözlerimi bitiriyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki önergeleri
oylarınıza sunuyorum:
III. Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak)
Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk,
Sayın Tezcan, Sayın Köprülü,Sayın Serindağ, Sayın
Öztürk, Sayın Dibek, Sayın Yılmaz, Sayın Aldan, Sayın
Tanal, Sayın Öner, Sayın Kesimoğlu, Sayın Çam, Sayın
Moroğlu, Sayın Özkoç, Sayın Güven, Sayın Acar, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Alim Işık
[AK
PARTİ sıralarından alkışlar(!)]
OKTAY
VURAL (İzmir) Ne oldu ya? Siz Oslodakileri alkışlayın
ya, Allahını seversen, aynı sudan içtiklerinizi
alkışlayın, Leyla ile Mecnunun buluşmasını
alkışlayın siz.
BAŞKAN
Sayın Vural.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278)(Devam)
BAŞKAN
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 89 uncu Maddesi ile
değiştirilen 5237 sayılı Kanunun 277 inci maddesinin
başlığının Yargı görevi yapan hâkim, savcı,
avukat ile bilirkişiyi veya tanığı etkileme şeklinde,
maddenin 1 inci fıkrasında yer alan etkilemeye teşebbüs eden
kişi ibaresinin etkileyen kişi şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Sırrı
Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.
SIRRI SAKIK (Muş)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; hepinize günaydın ve
(X)
Şimdi, biraz önce
medyaya baktık medyamız, sağ olsun, epeyce bir geniş yer
vermiş- bu özel yetkili mahkemelerin tarih olduğunu söylüyor. Oysaki katbekat
daha ağır bir koşulda bunun mağdurlarının bu
işin bedelini ödeyeceğini de bildiği hâlde, Terörle Mücadele
Yasası da duruyor.
Şimdi,
sözün para etmediğini biliyoruz. Şaire soruyorlar, diyorlar ki:
Kimlik? Diyor ki: Her sokak başında bana kimlik sordular, ben de
yaralarımı açtım ve gösterdim.
Biz
de hep size yaralarımızı açıp gösteriyoruz. Biz bu
işin mağdurlarıyız ve yaralarımız var ve biz
bunları bire bir yaşadık ve sizlerle paylaştık ve sizi
vicdan sahibi olmaya davet ettik ama siz gerçekten,
vicdanlarınızı nasırlaştırdınız.
Yine
bir hayat hikâyemizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Gözaltındayız. 4 tane özel yetkili savcı ve başsavcı
on beş gün bizim soruşturmalarımızı sürdürdüler, en
son gece başsavcı ve 4 tane savcıyla birlikte oturduk,
içlerinde, bunların dışında, MİTten, Genelkurmaydan
ve Ankara Emniyet Müdürünün de bulunduğu bir toplantıda. Sabahleyin
mahkemeye gideceğiz. Bir milletvekili arkadaşım daha vardı,
Sayın Alınak, bana şunu söylediler: Biz sizi haksız bir
şekilde getirdik. Tekrar oturduk, konuştuk, Kürt sorunu nasıl çözülür,
ne yapılır? Biz 6 kişiydik, 4 kişi tutuklanacak, daha
mahkemeye çıkmadan, 2miz de sabahleyin serbest
bırakılacağız ama gittik DGMye, akşama kadar, bu,
bizim özgür olacağımızı, serbest
kalacağımızı söyleyen savcılar bir türlü karar
veremiyorlar, çünkü Genelkurmay talimat vermişti, bizim de
tutuklanmamızı istediler. Tekrar Terörle Mücadeleye gittik,
sabahleyin tekrar geldik, tutuklanmayacaksınız diyen savcılar,
125inci maddeden dava açtılar ve bizi tutukladılar.
Biz
cezaevine gittiğimizde cezaevi savcısı ve müdür bizi
karşıladı. Ya, on gün önce buradan 4 kişilik yer
ayrıldı -biz tatile gidiyoruz ya oraya- ama siz 6 kişi geldiniz,
biz size nasıl 2 kişilik yer bulalım? dediler. Yani o özel
yetkili mahkemeler ve devlet güvenlik mahkemeleri budur. Kim ki iktidarsa, askerler iktidarsa askerlerin
borazanlığını yaparlar veyahut da herhangi bir iktidar
varsa onlar
Çünkü bizi aldıklarında Çiller Başbakandı ve
çıkıp açıkça -çünkü cahil bir kadındı yani bu
işin cehaletini bile saklayamayacak düzeyde cahildi- Ben gittim,
yargıyla görüştüm, bunların işini bitirin dedim. ve
gerçekten de öyleydi, gidip görüşmüştü ve bizim de işimizi
bitirmişti.
Bugün
de aynı mantıkla bu yargıçlar görevlerini sürdürüyorlar ve biz
bağırıyoruz, diyoruz ki: Bakın, bizim kadrolarımızdan
8 bin insan tutuklandı ama bazı bakanlar çıkıyor
açıklama yapıyor, diyor ki: Hayır öyle değil.
Dün
bir gazetede, Sabah gazetesinde bunu teyit eden
Evet, 8 bin kadronun
cezaevinde olduğunu söylüyor, 10 bin kadronun dağda olduğunu
söylüyor. Bundan etkilenen 300 bin, dolaylı yollardan da 3 milyon
insanın bu KCK operasyonu adı altında mağdur olduğunu
ve bu mağduriyetin sebebi de özel yetkili mahkemelerdir ve talimatlarla,
gerçekten, alınan talimatlar sonucu bu kitleyi mağdur
etmişlerdir.
Şimdi,
sizlere bunları anlatıyoruz ama siz ilgilenmiyorsunuz. Size
anlatıyoruz, siz -eminim ki birçoğunuzun vicdanında bunlar
mahkûmdur ama- nereden, nasıl bir talimat aldınız, nasıl
vicdanlarınızın sesine bu kadar kulak vermeden, hangi huzurla
evinize gideceksiniz? On üç, on beş yaşındaki çocuklara on
yıl ceza veriyor bu mahkemeler ve siz bunları biliyorsunuz ama ne
hikmetse, bu konuda bir duyarlılık, bir sorumluluk yoktur.
Sizi
Allahınızla baş başa bırakıyorum, başka
söylenecek bir şey yok.
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
OYA
ERONAT (Diyarbakır) On beş yaşındaki çocuklar
SIRRI
SAKIK (Muş) Konuşma be!
OYA
ERONAT (Diyarbakır) Sen konuşma!
SIRRI
SAKIK (Muş) Konuşma be! İşgal ettin. Utan be! Utan be!
Sen orayı işgal etmişsin be! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Sen
biyolojik annesin, sen anne değilsin, istismar etme bu kadar.
BAŞKAN
Önergeyi kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
SIRRI
SAKIK (Muş) Ayıp ya! Hepimizin evinde onlarca ölen insan var,
onlarca; hiçbirini istismar etmedik. Acını biliyoruz ama sen
ayıp ediyorsun. Acını bu kadar acımasız silah gibi
kullanamazsın be!
BAŞKAN
Sayın Sakık, lütfen
90ncı
madde üzerinde üç adet önerge vardır; okutup işleme
alacağım.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 90
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde
90 5237 sayılı Kanunun 278. nci maddesine aşağıdaki
4. ncü fıkra eklenmiştir.
(4)
Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından
cezaya hükmolunamaz.
Ali İhsan Köktürk Turgut
Dibek Bülent
Tezcan
Zonguldak Kırklareli Aydın
Özgür Özel Celal
Dinçer
Manisa İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
278
sıra sayılı kanun tasarısının 90 ıncı
Maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun'un 278 inci
maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 inci cümlesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin Buldan Ayla
Akat Adil
Kurt
Iğdır Batman Hakkâri
Sırrı Sakık Hasip Kaplan Demir Çelik
Muş Şırnak Muş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 90. Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay Vural Oktay
Öztürk Mehmet
Erdoğan
İzmir Erzurum Muğla
Yusuf Halaçoğlu Nevzat
Korkmaz
Kayseri Isparta
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) -
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasal sistemimiz, Kuvvetler Ayrılığı prensibine göre
tanzim edilmiş, Devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki
ve sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
Ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
Hukuk Devleti ilkeleridir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir Hukuk Devletinden bahsedilmesi için de,
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır. Yargının
siyasallaşması gibi iddialar Hukuk Devleti görüntüsünü ortadan
kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi
ortadan kaldırmak için Yargı reformu paketleri bir bir ardınca
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. Yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Tasarıdan
beklenen esas amaç, yargının
hızlandırılması ve biriken ağır iş yükünün
azaltılmasıdır.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut
öneri içermediği görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi
ölü doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne İdare Hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının güvenli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımızın mahkeme kapılarında yıllarca
beklemesinin devamına vesile olacaktır. Verilen yargı
kararları ise adalet terazisinde tartıldığında, hep
tartışmalı ve kamu vicdanında mahkûm edilen kararlar
olacaktır.
10
yılda, tek başına hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de meclise getirdiği tasarı ile yıllardır süregelen kronik
yargı problemini çözmek bir tarafa, çözermiş, yaparmış gibi
davranarak yine kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte
yandan Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak
üzere hukuk sistemimizde vatandaşların yargı önünde eşit
olduğu, yargının, tüm erkleri ve kişileri
bağlayıcı olduğu prensiplerine de aykırı bir
biçimde bazı kamu görevlilerinin soruşturulması ve
yargılanması konusunda ayrıcalıklar ve eşitsizlikler
getiren tasarı mecliste temsil olunan siyasal partilerin görüş ve
katkılarını da almamış, son dakika önergesi ile
yeterince müzakere edilmesine fırsat vermeden
yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı
AKP tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Milet Meclisi
Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 90 ıncı
Maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı Kanun'un 278 nci
maddesinin 4 üncü fıkrasının 2 inci cümlesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Ayla
Akat (Batman) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Şu önergede CMK 250, 251, 252nin
kaldırılması yok; bunun gerekçesinde var. Bakın,
Türkiyenin, 75 milyon insanını kandırmanın gereği
yok. Medyayı, istediğiniz gibi, rehin ve ipotek altına
alabilirsiniz ama Özel yetkileri mahkemeleri kaldırdık. diye hiç
kimseye hava atamazsınız. Sadece alanını
genişlettiniz. Yirmi dokuz bölgeye yayacaksınız. Yirmi dokuz
bölgeye yaymakla kalmıyorsunuz, bunun kapsamını,
cezalarını, tutukluluk sürelerini de artırıyorsunuz. Çünkü,
özel yetkili mahkeme isminin, DGMden özel yetkili mahkemelere
Özel yetkili
mahkemenin özelinin kalkması ile bir şey değişmiyor. Bu,
bal gibi devletin güvenliğini koruyan Mussolininin olağanüstü
mahkemelerinin perçinleşmiş, şiddetlendirilmiş hâlidir. Bu,
apaçık güvenlik mahkemesi olarak da bir uzmanlık mahkemesi
değil. Uzmanlık ve ihtisas konusunda yargılama usulü ve
yargıladığı suçlar önemlidir. Sizler istediğiniz kadar
ihtisas mahkemesi deyin. İhtisas belli bir konuda olur,
bankacılıkta olur, kaçakçılıkta olur, vergi işlerinde
olur ama siyasi suçları yargılayan, demokratik hak ve özgürlüklerin
korunması konusunda getirilen bir mahkeme asla ve asla ihtisas mahkemesi
değil, bu özel AKP mahkemesidir. Bundan sonraki adını, markasını,
patentini AKP özel mahkemesi olarak koyacağız. Ve kamuoyunu
istediğiniz kadar kandırın, istediğiniz kadar medyada Özel
mahkemeler tarih oldu. diye manşetler atılsın, tarih
olmadı.
Bakın, tarih
değil, yakın süreçte, zamanda bizim çocuklarımız, bu
mahkemelere karşı olanların çocukları babalarıyla,
analarıyla övüneceklerdir ama sizin çocuklarınız bu mahkemeleri
savunduğunuz için sizinle onur duymayacaklardır; bunu not düşün
tarihe. Bunu sizin on yıllık İktidarınızın,
ustalık döneminizin en acemi, en berbat, en lüzumsuz ve adaleti en
çıkmaza sokan, adaleti en çok yaralayacak olan ve adaleti
olağanüstüleştiren, siyasallaştıran mahkemeler olarak
yazacaktır. Bu üç seçimde sizin önünüze gelecektir. Halkın takdiri
büyüktür, size yüzde 50 oy da verir, yüzde 50yi yüzde 5lere de indirir, belki
65lere de kaldırır. Onu yakın zamanda göreceğiz, çok uzak
bir tarih değil, bir sene sonra.
Bakın, devletin
korunması için kurulan, 12 Eylül darbesinden önce 60 ihtilaline
bakın, aynı mantıkla kuruldu. 12 Eylül darbesine bakın,
aynı mantıkla kurulmuştur depolitizasyon politikası
uygulayarak sendikaları, emek meslek örgütlerini, üniversite
öğrencilerini, dernekleri, ne kadar muhalif varsa içeri
atmıştır. Hiçbir iktidar her tarafı asker, polis
doldurarak, silah harcamalarını artırarak, 30 kişinin
başına silahlı 1 kişi vererek ve herkesin başına
da özel güvenlik mahkemeleri kurarak, yaygınlaştırarak ne
adaleti getirebilir ne bu ülkeye özgürlüğü getirebilir ne de hukuku
getirebilir. Bunun gerçekten bu saatte vicdanınızda muhasebesini
yapma şansınız yok.
Saat
ikiden beri çalışıyoruz, ikiden beri çalışıyoruz,
şu an sabahın sekizi; çalışacağız belki
yarın, belki öbür gün de ama bir şeyi öğreneceksiniz: Siz Köpek
Davasını okuyunuz, tekrar tekrar söylüyorum. Celal Bayarın,
hakkında açılan Köpek Davasında, Afganistan Kralı
kendisine çok değerli bir tazı hediye ettikten sonra o
olağanüstü mahkemelerde, özel mahkemelerde nasıl
yargılandığını göreceksiniz. Yassıada
yargılamalarını hatırlayın; Yassıada
yargılamalarından bugüne gelin, bugünkü ağır ceza
mahkemelerine, özel güvenlik mahkemelerine gelin, hiçbir şey
değişmemiş kırk beş yılda, hiçbir şey!
Savunma sınırlanmış, savunma hakkı yok
sayılmış, deliller tek taraflı toplanmış,
yargıçlar Sizi buraya tıhan guvvet bunu istiyor. diyor hâlâ 21inci
yüzyılda.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
HASİP
KAPLAN (Devamla) Bizim buna saygımız var, bizim uyarma görevimiz
var. Birileri tahammül etmeyebilir ama inanın ki bunlar hepinizi de çok
yakından ilgilendirecek, çok yakından.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 90
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde
90 5237 sayılı Kanunun 278. nci maddesine aşağıdaki
4. ncü fıkra eklenmiştir.
(4)
Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından
cezaya hükmolunamaz.
Ali İhsan Köktürk (Zonguldak) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
TURGUT
DİBEK (Kırklareli) Değerli arkadaşlar, bugün 2 Temmuz,
aslında çok yoğun bir çalışma yürütüyoruz ama on dokuz
yıl önceki olayı hatırlamamamız mümkün değil. Benden
önce de arkadaşlarımız aslında onunla ilgili birkaç
şey söyledi, sizlerden de tepkiler geldi, Mahir Bey de bir şeyler
söyledi.
SÜREYYA
SADİ BİLGİÇ (Isparta) Vali kimin valisi? Kim atadı?
Kimin danışmanı? diye sordum.
TURGUT
DİBEK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, yani orada 33
aydın yandı, yakıldı. Kimlerin yaktığı
belli, niçin yakıldıkları belli. Sayın Ünal, az önce burada
arkadaşlarımız -Tezcan- bu konuda düşüncelerini dile
getirirken kalktı Silivrideki davadan, işte oradaki
yargılamalardan bahsederek sanki bundan on dokuz yıl önceki o
olayı oraya bağlamaya çalışan veya ima eden birtakım
beyanları oldu. Ben iddianamelerde hiç öyle bir şey görmedim
Sayın Ünal, var mı o yargılama iddianamelerinde Sivastaki
1993teki olayla ilgili olarak böyle bir şey? Yani şimdi, bakın,
oradaki sanıkların kim olduğu belli, yakalananlar
yakalandı, yargılandılar, mahkûm oldular, kararları
kesinleşti; bir kısmı firariydi, kaçaktı, kaçak olanlarla
ilgili de geçtiğimiz günlerde zaman aşımına
uğradı dosya yani şurada mahkûm olanlar, daha doğrusu
davada yargılananların avukatlarıyla ilgili Kimdir
avukatları? diye baktığımızda değerli
arkadaşlar, bu sıralarda kimse yok. Yani sanıkların
avukatlığını yapan şu sıralarda bir kişi var
mı? Ama sizin ben şunu söylemek istiyorum, bunu bilerek
konuşmanız gerekir. O sanıkları tanıyorsunuz,
biliyorsunuz, ki o insanların avukatlığını üstlendi.
Belki şu anda burada bu sıralarda oturan arkadaşlarımız
da olabilir ama girelim bakalım, 30dan fazla avukatın
AKPnin eski
milletvekili, bakanı, il başkanı, şu an Bakan da var,
Hayati Yazıcı Bey de var, daha önce Şevket Kazan da var,
milletvekili arkadaşlarımız var. Yani şimdi o davada
yargılanan insanlar sizlerin vekilleri, daha doğrusu içinizde olan
arkadaşlarınız onların avukatlığını
üstlenmiş. Bir de kalkıyorsunuz burada bizlere laf
yetiştiriyorsunuz değerli arkadaşlar. Önce bunları bir
düşünmeniz, görmeniz lazım. Ergenekona bağlıyor
Madem
Ergenekonla alakaları var, onların avukatlığını
niye üstlendiniz, öyle değil mi?
MUZAFFER
BAŞTOPÇU (Kocaeli) Savunma hakkı kutsaldır.
TURGUT
DİBEK (Devamla) Yani bakın, hiç öyle değil.
SITKI
GÜVENÇ (Kahramanmaraş) Tahrik edenlere bak sen!
TURGUT
DİBEK (Devamla) Arkadaşlar, her şey net, her şey belli.
Bunları bilerek konuşun.
Şimdi,
birkaç söz söylemek isterim bu özel yetkili mahkemelerle ilgili olarak.
Basına baktık bugün gazetelere, vay vay vay vay, aynı Suriye
olayı gibi. NTVye bakıyorsunuz veya işte isim vermeyelim,
Suriye olayındaki uçağımız düşürüldükten sonra,
efendim kriz mükemmel yürütülüyormuş, işte efendim, Hükûmet bu konuda
çok büyük bir sınav veriyormuş haberleri vardı. Şimdi
bakıyorum, bugünkü gazetelerde -daha önergeyi biz görmemiştik-
işte Özel yetkili mahkemeler kaldırılıyor, Türkiye'de
büyük bir reform. falan! Arkadaşlar, biz de okuma yazma biliyoruz, siz de
biliyorsunuz. Zannediyorum onlar bugünkü haberleri ya da yarınki haberleri
farklı vereceklerdir diye düşünüyorum. Ne değişti? Ne
kalktı? Ne gitti? Yani nur topu gibi ikinci bir özel yetkili mahkememiz
oldu. Bir tanesi var zaten, şimdi burada önergede var, yazıyor.
Mevcut davalar devam edecek. Arkasından belki de onun 3-4 katı
ağır ceza mahkemesini yine özel yetkiyle, yok terör mahkemesi, darbe
mahkemesi olarak görevlendiriyorsunuz.
Yani
bunun açılımını şöyle yapmak istiyorum aslında.
Süreye de bakıyorum. Çok net konuşmak lazım, açık açık
konuşmak lazım. Yani bu cemaatle aranızdaki sorunu şöyle
çözmüşsünüz: Alın size özel yetkili mahkemeler, bak orada Silivride
Ergenekona bakan bir mahkeme var. Zaman zaman gidiyoruz, davaları biz de
takip ediyoruz. İşte Balyoz var. Siz onlarla ilgilenin. Bak, sizin
mahkemenize dokunmuyoruz ama biz de kendi mahkemelerimizi kuruyoruz. Şu
MİT olayında bir kapıştınız, Bizimle de
uğraşmayın. diyorsunuz onlara. Bak, biz kendi mahkemelerimizi
kuruyoruz, otuz civarı mahkememiz olacak. Bundan sonra
ayağınızı denk alın. Tamam, sizin mahkemelerinize
dokunmuyoruz. Cemaatle böyle bir kardeş kardeş iki tane özel yetkili
mahkemeyi paylaşmışsınız. Bunun tek
açılımı budur, bunun başka bir açılımı
olamaz.
Arkadaşlar,
süreç her şeyi gösterecek. Orada 17 tane dava Ergenekon dosyası
içerisinde toplandı. Hatta şunu diyorsunuz: Canınız
sıkılırsa, isterseniz 19, 20, 21
İlave edin. Siz
işinize bakın ama bundan sonra biz kendi mahkemelerimizi de
kuruyoruz. Bu işin açılımı bu, bunun başka bir
anlatımı olamaz.
Diğer
önergelerde de aslında söyleyeceklerim var.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var.
Sayın
Tarhan, Sayın Dibek, Sayın Yılmaz, Sayın Öztürk, Sayın
Serindağ, Sayın Tanal, Sayın Özel, Sayın Kesimoğlu,
Sayın Köprülü, Sayın Tezcan, Sayın Çam, Sayın Moroğlu,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Özkoç, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Öner, Sayın Acar, Sayın Güven, Sayın Havutça,
Sayın Işık.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278)(Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
91inci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 91.
maddesinin 1. fıkrasında bulunan veya adlî para ibaresinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk
Bal Oktay
Vural Ali
Öz
Konya İzmir Mersin
Alim
Işık Muharrem
Varlı Seyfettin
Yılmaz
Kütahya Adana Adana
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 91 inci Maddesi ile
değiştirilen 5237 sayılı Kanun'un 285 inci maddesinin 2
inci fıkrasında yer alan "soruşturmanın tarafı
olan kişilere karşı" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını, "bir yıldan üç yıla
kadar" ibaresinin "iki yıldan beş yıla kadar"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin
Buldan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Demir
Çelik Adil
Kurt Hasip
Kaplan
Muş Hakkâri
Şırnak
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının 73.(Adalet
Komisyonu raporunun 91 .)maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Mahmut
Tanal Atilla
Kart
Mersin İstanbul
Konya
Ali
İhsan Köktürk Gürkut
Acar Turgut
Dibek
Zonguldak Antalya Kırklareli
Sezgin
Tanrıkulu Mevlüt
Dudu Ali
Özgündüz
İstanbul Hatay İstanbul
İlhan
Cihaner Dilek Akagün
Yılmaz
Denizli Uşak
Madde
91- 5237 sayılı Kanunun 285.inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde
285- (1) Soruşturmanın gizliliğini ihlâl eden kamu görevlisi
veya yargı görevi yapan kişi, fiili daha ağır cezayı
gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, bir
yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(2)
Birinci fıkrada
tanımlanmış suçun işlenişine iştirak etmeksizin,
soruşturmaya ilişkin belgelerin içeriğini kısmen veya
tamamen alenileştiren kişi iki yıla kadar hapis cezasıyla
cezalandırılır.
(3) Soruşturma evresinde alınan ve
soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli
tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak
yapılan işlemlerin gizliliğini ihlâl eden kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4)
Kanuna göre kapalı
yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar
verilen duruşmadaki açıklama veya görüntülerin gizliliğini
alenen ihlâl eden kamu görevlisi veya yargı görevi yapan birinci
fıkra hükmüne diğer kişiler ikinci fıkra hükmüne göre
cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için,
tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan
gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin
gerçekleşmesi aranmaz.
(5)
Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak
algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin
yayınlanması hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(6)
Yetkili makamlarca görevin gereği olarak yapılan açıklamalarla
ilgili olarak bu madde hükümleri uygulanmaz
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum, günaydın
diyorum.
278 sıra sayılı tasarının içerisinde İcra
İflas Kanunu değişikliği var, Ceza Muhakemesi Kanunu var,
Ceza Kanunu var, İş Kanunu var. Tabii, hepsi bir arada olunca
rahmetli Sayın Uğur Mumcunun Türk vatandaşı
tanımıyla başlamak isterim.
Rahmetli Uğur Mumcu der ki: Türk vatandaşı kime denilir?
İsviçre Medeni Kanununa göre doğan, Almanya Ceza Muhakeme Kanununa
göre yargılanan, İtalya Ceza Kanununa göre cezalandırılan,
Fransa idare hukukuna göre idare edilen, İslam hukukuna göre gömülen
kişiye Türk vatandaşı denilir.
Tabii, bugünkü görüştüğümüz konuda gerçekten idare hukukunu
görüştük, Ceza Muhakeme Kanununu şu anda görüşüyoruz. Ceza
Muhakeme Kanununda özel yetkili mahkemelere baktığımız
zaman, Değerli Profesör Doktor Burhan Kuzu Hocam -biz Anayasayı
kendisinden ve Selçuk Özçelikten okumuştuk- derlerdi ki: Efendim, iki
türlü mahkeme vardır: Bunların biri olağan mahkeme, biri
olağanüstü mahkeme. Olağan mahkemeler normal, bizim bildiğimiz
genel mahkemelerdir. Olağanüstü mahkemeler olağanüstü dönemin
koşullarına göre olağanüstü dönemi yargılamak için kurulan
mahkemelerdir.
Şimdi,
tabii, burada baktığımız zaman bu çerçevede, olağan
mahkeme bizim Anayasamızın, aynı zamanda Sayın Kuzu
Hocamızın, 1982 Anayasasının getirdiği yenilikler
arasında sayılırdı. Anayasanın 142nci maddesi, tam
dayanağını bizim normal, genel mahkemelerde buluyor, ancak
olağanüstü mahkemelerin dayanağı ise Anayasa 143tür.
Anayasanın 143üncü maddesi 2004 yılında ilga edilince, onunla
birlikte devlet güvenlik mahkemelerinin anayasal dayanağı
kalmadığı için onlar da ilga edildi ancak o arada bir geçiş
süreci, bir boşluk yaşandı, 2005 yılında 5271
sayılı -işte şu anda üzerinde konuştuğumuz 250,
251, 252- Ceza Muhakemesi Kanunu getirildi ve onunla birlikte özel yetkili
mahkemeler geldi.
Şimdi,
bu özel yetkili mahkemelerin mevcut olan Anayasamızda şu
aşamada bir hukuksal dayanağı yok değerli milletvekilleri.
Nedir bu? Objektif olarak düşünürsek, bilim ahlakı
açısından düşünürsek gerçekten Anayasaya
aykırılık söz konusu. Tabii herkes burada özel yetkili
mahkemeler ne getiriyor, ne götürüyor, bilimsel açıdan, tabii kısmen
bilginiz olabilir, işin uzmanı olmayan arkadaşlarımız
bilmeyebilir. Bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinin Kütüphanesinde Türkiye
Barolar Birliğinin özel mahkemelerle ilgili küçücük bir
kitapçığı var değerli milletvekilleri veyahut da Türkiye
Barolar Birliğinden temin edilebilir.
Ben,
kısaca bunların özellikleri nedir, bunları size izah etmeye
çalışayım. Geri kalan bilgileri eğer merak eden
milletvekilleri olursa, oradan edinirlerse gerçekten fevkalade yararlı
olur. Normal cumhuriyet savcıları anca kendi bölgesinde olan
olaylarla ilgili soruşturma yapabilir, orada delilleri toplayabilir, orada
keşif mahalline gidilebilir, özel yetkili cumhuriyet savcıları,
yani özel yetkili mahkemelerin bulunduğu savcılar olayın
olduğu yere de gidebilir, kendi sınırlarının
dışında her tarafa gidebilir, herkesi dinleyebilir, o anlamda
sınırsız bir güç var.
Gözaltı
süresi normal genel mahkemelerde yirmi dört saat iken bunlarda kırk sekiz
saat. Yine Anayasamızın 120nci maddesi uyarınca dört günden
yedi güne kadar çıkmış durumda. Aynı şekilde bunlarda
duruşmayla ilgili, tebligatla ilgili, tutuklamayla ilgili süreler var.
Tebligatı, aynen, devlet güvenlik mahkemelerinde kitle iletişim
araçları derdi. Kitle iletişim araçlarındaki tebligat radyo
idi. Bunda da aynı şekilde mesaj ve cep telefonuyla arama kitle
iletişim araçlarının içerisine girmiş durumda.
Bununla
birlikte, tutuklama süresinden bahsettik. Duruşmada uygulanacak hükümler
bu
Aynı zamanda Adli tatilde süreler işlemez, acil
işlerdendir. denilir. Netice itibarıyla toplu davalarda hepsinin
dinlenmesi gerekmez. Yani bu açıdan, normal, bizim olağan
mahkemelerden farklı çünkü olağan mahkemelerin
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT
TANAL (Devamla) Biraz önce Sayın Hasip Kaplan Bey bahsetti, gerek
bankacılık hukukunda, kaçakçılık hukukunda, orada özel bir
usul tatbik edilmiyor, Ceza Muhakemeleri Kanununda aynen tüm usuller,
ağır cezalarda olan usuller orada uygulanıyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tanal.
MAHMUT
TANAL (Devamla) Burada usul farklılığı var. Yani ihtisas
mahkemelerinin hiçbirinde farklı bir usul uygulanmıyor.
BAŞKAN
Sayın Tanal, lütfen
MAHMUT
TANAL (Devamla) Sabrınız için teşekkür ederim Sayın Başkan.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 91 inci Maddesi ile
değiştirilen 5237 sayılı Kanun'un 285 nci maddesinin 2 inci
fıkrasında yer alan "soruşturmanın tarafı olan
kişilere karşı" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını, "bir yıldan üç yıla
kadar" ibaresinin "iki yıldan beş yıla kadar"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
burada öyle bir önerge sunuldu ki Meclise, özel yetkili mahkemelerin
kaldırıldığını ifade eden ama Eski özel yetkili
mahkemelerdeki davalar da burada sürecek. diye. Eski özel yetkili mahkemeler
mevcut davaları sürdürecek. On yıl, yirmi yıl, otuz yıl
Otuz
yıl süren hâlâ davalar var, Kemal Türklerin davasını yeni zaman
aşımına uğrattılar bu özel yetkili mahkemeler. Yani
şu an sadece KCK davasından
-bakın, tutuklu sayısını demiyorum, Sayın
Adalet Bakanı burada, doğru rakamları açıklasın- 200
bin soruşturma var; 60 bin tane açılan soruşturma var, 8 binin
üstünde tutuklu var. Bunlar sürecek, bunlar sürecek ve bunlar sürdüğü
zaman bu özel yetkili mahkemeler kalkmış olacak. Şimdi, bu özel
yetkili mahkemeler bu hâliyle sürerken, bu yasayla da ağır ceza
mahkemelerine yetki vereceksiniz. Sonra yirmi dokuz büyükşehir kararı
alacaksınız, yirmi dokuz büyükşehirdeki ağır ceza
mahkemelerini bölge mahkemesi yapacaksınız, bir yandan AKPnin yeni
model özel mahkemeleri olacak -gerçi özel güvenlik mahkemesini de AKP
çıkardı, onun da patenti ona ait, 2005ten sonra 2006da, eskisinin
de size ait patenti- hem eskisi yürüyecek hem yenisi yürüyecek. Sonra da
kamuoyunun karşısına çıkacaksınız, vatandaş
sanki anlamıyor, sanki cahil cühela, sanki hiç yaşamıyor, sanki
hiçbir şey bilmiyormuş gibi yutturmaya
çalışacaksınız ve yutacaklar zannediyorsunuz. Bu makyaj
yaklaşımlarınızla, bu kozmetik tekliflerinizle de Avrupa
Birliğini kandıracağınızı zannediyorsunuz.
Hayır. Bakın, çok samimi olarak söyleyeceğim: 12 Eylül
yargılamalarını başından sonuna kadar otuz yıl
ceza avukatlığımda takip ettim, sıkıyönetimleri,
DGMleri özel yetkili mahkemeler dâhil. Şimdi, soruyorum: Ne
değişti? On yıllık iktidarınızda ne
değişti? Tutuklu sayısı çoğaldı, mahkeme
sayıları çoğaldı, burada da çoğaltıyordunuz,
Diyarbakır bir taneydi üç tane özel yetkili oldu, İstanbul altı
yedi tane oldu, yetmedi, altı yedi tane daha eklediniz.
Bakın,
siyaseti kirleten bazı konulardan size söz açmak istiyorum. Siyasetin
etiği açısından bu gerekli. Bu siyaseti kirleten şeyler
nelerdir biliyor musunuz? Siyasi partilere ve adaylara yapılan
bağışlar; holdingler, tekeller bu konuda pek aktif.
Dış ihaleler, silah tüccarları, mafya, bankalar, darbeci
destekleri, kontra faaliyetleri ilişkisi. Lobilerin faaliyetleri, seks,
rüşvet, borsa, finans, piyasa
oyunları, kentsel dönüşüm ve istihbarat faaliyetleri, dikkat edin.
İstihbarat faaliyetleri, dikkat edin, sır kapsamına
alınıyor. Küresel krizle beraber Arap Baharıyla gelen kara para
aklama. IMF, NATO, Birleşmiş Milletler finans ilişkileri, örtülü
ödenek ve transferler, madencilik, ruhsat, enerji alanı alım satımları.
Eğitim ve sağlıkta rant, askerî harcamalar ve dikkatinizi
çekerim, olağanüstü yargılamalar. Siyaseti en çok kirletenlerin
Çünkü, olağanüstü yargılamalar bu çarkları korumak için
aslında devletin güvenliğini değil, o devlet
aygıtını elinde tutan bir avuç zümrenin kendi
çıkarlarını korumak için siyaseten kullandığı
kurumlardır. Bunlarda hukuk yoktur, insan süje olarak yoktur,
eşitlik, adalet yoktur. Bunun için, siyaseti en çok kirletenlerin
başında olağanüstü mahkemeler geliyor. Siz hem eskisiyle yürüyorsunuz
hem yenisiyle yürüyorsunuz. Bu yol çıkmaz yoldur, ben size söyleyeyim.
III.- YOKLAMA
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, ancak yoklama talebi var.
Sayın
Tarhan, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Köktürk, Sayın
Yılmaz, Sayın Güven, Sayın Serindağ, Sayın Köprülü,
Sayın Kesimoğlu, Sayın Özel, Sayın Çam, Sayın Öztürk,
Sayın Aldan, Sayın Tanal, Sayın Acar, Sayın Öner,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Moroğlu, Sayın Özkoç,
Sayın Aslanoğlu.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.-
Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların
Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 91.
maddesinin 1. fıkrasında bulunan veya adlî para ibaresinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal (Konya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
SEYFETTİN
YILMAZ (Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 278 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 91inci maddesiyle ilgili vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Evet,
278 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam ediyoruz ama 278 sıra sayılı Kanun
Tasarısından ziyade, özellikle özel yetkili mahkemeler son bir
buçuk, iki aydır milletin gündeminde ve sizler de özellikle Cumhuriyet
Halk Partisi ve Barış ve Demokrasi Partisinde bir beklenti
oluştu. Bu beklenti de kendiliğinden oluşmadı, özel yetkili
mahkemelerle ilgili, Sayın Başbakan başta olmak üzere,
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın, hatta Ahmet
İyimayanın yanlış anlaşıldı yönünde ifadesi
oldu ama, yine de özel yetkili hâkim ve savcıların
uygulamalarıyla ilgili rahatsızlıklarını dile
getirdiği ifadeleri oldu. Hatta Bülent Arınçın Yok böyle bir
şey. dendiği ortamda, onun söylemlerinin yanlış
anlaşıldığı noktasında birtakım ifadelerin
oluştuğu bir süreci yaşıyoruz ve bu süreç
yaşanırken aynı zamanda Leyla Zana ile Başbakanın bir
görüşmesi oldu ve Hükûmetin yetkililerinin ifadelerinden Kürt
açılımının devam edeceği ve devam ettiği ifade
edildi ve netice itibarıyla bu ülkede bizim görüşümüze göre bir Kürt
sorunu yoktur, bir PKK ve terör sorunu vardır ama Kürt sorununun
görüşmelerinin devam ettiği ve çözüleceği noktasında bir
algı oluştu. Tabii, bu algıların oluşmasıyla
beraber, bu ifadeler Sayın Başbakan, Başbakan
Yardımcısı, parti yetkililerinin ve Hükûmet yetkililerinin
açıklamalarıyla beraber Cumhuriyet Halk Partisi ve Barış ve
Demokrasi Partisinde ciddi beklentiler oluştu fakat
atladığımız bir şey vardı; kerameti kendinde
sananlar sukutuhayale uğrayınca bu sefer Cumhuriyet Halk Partisi ve
Barış ve Demokrasi Partisi de sukutuhayale uğradı.
Sukutuhayale uğrayan üç parti grubunun bu kanun tasarısıyla
ilgili sıkıntısını ne yazık ki Meclis çekiyor.
Gece
bahçeye gidiyoruz, bahçede uyuyan insanlar, dışarıya
çıkıyoruz dışarıda uyuyan insanlar ve burada arka taraflara
bakarsanız bir sürü uyuyan insanlar mevcut ve iki gündür bu yasa
tasarısını çıkarmanın sıkıntısı
yine bu vekillere geldi yani birileri taleplerini ve isteklerini
gerçekleştiremeyince bunun sıkıntısını
yaşamak ne yazık ki burada alın teri döken ve çalışmaya
gayret gösteren milletvekillerine düştü. Yani bu konuşmaları
yaparken bunların iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Siz,
ifadelerinizle, söylemlerinizle belirli kesimleri belli bir umuda ve belli bir
beklentiye iterseniz işte, burada birtakım tatsız olayların
yaşanması da kaçınılmaz oluyor. Ama sonuç itibarıyla
siz de gördünüz ki son dakikaya kadar saklanan yani bu gelecek şey kanun
tasarısının içinde de gelirdi ama hepimiz biliyoruz ki bu Adalet
Bakanlığında da değil -basına yansıyan
kısmıyla söylüyorum- Başbakanlıkta, Bekir
Bozdağın başkanlığında özel bir ekipçe
hazırlandı.
Yani
özel ekipçe hazırlanan olayda ne var? Gördük ne olduğunu. Ama
söylemler neydi, ifadeler neydi, Cumhuriyet Halk Partisini ve Barış
ve Demokrasi Partisini beklentiye sokan neydi? Başta Sayın
Başbakan, Cumhurbaşkanının dün ifadesi var, artık özel
yetkili mahkemelerin uygulamalarının çok ciddi toplumda
rahatsızlık yarattığıyla ilgili. Cumhurbaşkanı
dâhil olmak üzere, Başbakan, bakanlar, Başbakan
yardımcıları ve parti yetkililerinin ifadeleri, Cumhuriyet Halk
Partisinde, Barış ve Demokrasi Partisinde beklentiye neden oldu, ama
kerameti kendinizde sanmak bazen insanları sukutuhayale
uğratıyor, ne olduğu belli olmayan bir şekilde bu 74üncü
madde de bir önergeyle değiştirildi, ama Allahtan her şeyin
hayırlısını diliyorum, Mevlam neylerse güzel eyler.
Ben
hepinize hayırlı sabahlar diliyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
92nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 92
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Madde
92- 5237 sayılı Kanunun 288 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde
288- (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir
soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir
işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda
bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya
tanığı hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla
alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az
olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılır.
(2)
Tanıklıktan çekinebilecek kişiler ile iddia veya savunma
mesleğini icra edenlerin görevin ifası sırasında sarf
ettikleri beyanlardan dolayı ceza verilemez.
Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek Bülent
Tezcan
Zonguldak Kırklareli Aydın
Celal
Dinçer Özgür
Özel
İstanbul Manisa
BAŞKAN Diğer
iki önerge aynı mahiyette olup, birlikte işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278 sıra
sayılı kanun tasarısının 92 inci Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Adil Kurt Demir
Çelik Hasip
Kaplan
Hakkâri Muş Şırnak
Diğer
önerge sahipleri:
Oktay Vural Oktay
Öztürk Nevzat
Korkmaz
İzmir Erzurum Isparta
Mehmet Erdoğan Yusuf
Halaçoğlu
Muğla Kayseri
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?..
OKTAY VURAL
(İzmir) Gerekçe efendim.
Gerekçe:
Anayasal
sistemimiz, Kuvvetler Ayrılığı prensibine göre tanzim
edilmiş, Devlet organlarına da bu prensip çerçevesinde yetki ve
sorumluluklar verilmiştir.
Kuvvetler
Ayrılığı prensibini hayata geçiren, onu ayakta tutan da
Hukuk Devleti ilkeleridir. Meşruiyet içinde olunması gerekir.
Tam
anlamıyla bir Hukuk Devletinden bahsedilmesi için de,
bağımsız ve tarafsız bir yargı şarttır.
Yargının siyasallaşması gibi iddialar Hukuk Devleti
görüntüsünü ortadan kaldırmaktadır.
Bu
erozyonun farkında olan, kamuoyu tepkileri ile bu olumsuz atmosferi
ortadan kaldırmak için Yargı reformu paketleri bir bir ardınca
açılmakta ve böylece kamuoyu oyalanmaktadır.
Toplumda
büyük beklentiler yaratan 3. Yargı reformu paketinin de bu beklentileri
karşılamaktan uzak olduğu görülmektedir.
Tasarıdan
beklenen esas amaç, yargının
hızlandırılması ve biriken ağır iş yükünün azaltılmasıdır.
Ancak
bu hedefleri gerçekleştirmek üzere elle tutulan gözle görülen hiçbir somut
öneri içermediği görülmektedir ve böylece üçüncü yargı reformu paketi
ölü doğmuştur. Büyük hayal kırıklıkları
yaşatmıştır.
Ne
İcra ve İflas Kanununda ne idare hukukunda ne Ceza ve Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununda ve ne de diğer kanunlarda yapılan
değişiklikler, yargının güvenli, adil ve etkin
gerçekleşmesine katkı veren değişiklikler olmayıp,
insanlarımızın mahkeme kapılarında yıllarca
beklemesinin devamına vesile olacaktır. Verilen yargı
kararları ise adalet terazisinde tartıldığında, hep
tartışmalı ve kamu vicdanında mahkûm edilen kararlar
olacaktır.
10
yılda, tek başına hükümet eden, Adalet ve Kalkınma Partisi
ülkedeki kronikleşmiş problemleri çözmek bir yana kendisine millet
tarafından verilen gücü hep istismar amacıyla
kullanmıştır.
Bugün
de meclise getirdiği tasarı ile yıllardır süregelen kronik
yargı problemini çözmek bir tarafa, çözermiş, gibi davranarak yine
kamuoyunu oyalama yolunu seçmiştir.
Öte yandan
Anayasanın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesi başta olmak üzere
hukuk sistemimizde vatandaşların yargı önünde eşit
olduğu, yargının, tüm erkleri ve kişileri
bağlayıcı olduğu prensiplerine de aykırı bir
biçimde bazı kamu görevlilerinin soruşturulması ve yargılanması konusunda
ayrıcalıklar ve eşitsizlikler getiren tasarı mecliste
temsil olunan siyasal partilerin görüş ve katkılarını da
almamış, son dakika önergesi ile yeterince müzakere edilmesine fırsat
vermeden yasallaştırılmak istenmiştir.
Tasarı
AKP tasarısıdır. Üzerinde mutabakat arayışı,
kaygısı taşımamaktadır. Bir dayatmadır. Kanun
yapma tekniğine aykırı ifade ve düzenlemeler
taşımaktadır.
BAŞKAN
Sayın Kaplan, gerekçe mi?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe:
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılan önerge değişikliği ile adil
yargılamanın etkilenmesine dair yaptırımın suçun
niteliği ile orantılı olmasının sağlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
OKTAY
VURAL (İzmir) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
Elektronik
cihazla oylama yapacağız kâtip üyeler arasında
anlaşmazlık var.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır.
Aynı mahiyetteki önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 92
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Madde
92- 5237 sayılı Kanunun 288 inci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Madde
288- (1) Görülmekte olan bir davada veya yapılmakta olan bir
soruşturmada, hukuka aykırı bir karar vermesi veya bir
işlem tesis etmesi ya da gerçeğe aykırı beyanda
bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı
hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla alenen sözlü veya
yazılı beyanda bulunan kişi, elli günden az olmamak üzere adli
para cezası ile cezalandırılır.
(2)
Tanıklıktan çekinebilecek kişiler ile iddia veya savunma
mesleğini icra edenlerin görevin ifası sırasında sarf
ettikleri beyanlardan dolayı ceza verilemez.
Bülent
Tezcan (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLİ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, yargı reformu paketini konuşuyoruz. Tabii, burada,
yargı organlarında çalışan personellerin problemleri de
önemle üzerinde durulması gereken problemler, özellikle mübaşirler.
Değerli
milletvekili arkadaşlar, hepinize, sanıyorum bize gelen mailler
gelmiştir veya özellikle Adalet Komisyonu üyesi olan milletvekili
arkadaşlarımıza bu paket görüşülmeye başlandıktan
itibaren adliyede çalışan mübaşirler ısrarla genel idare
hizmetlerine geçirilme taleplerini ilettiler.
Şimdi, Adalet
Komisyonundaki arkadaşlarımızdan büyük çoğunluğu
milletvekili. Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin
RECEP ÖZEL (Isparta)
Hepsi milletvekili.
BÜLENT TEZCAN (Devamla)
Affedersiniz. Tabii, bu saate kadar sabahlayınca dil dolaşıyor.
Adalet Komisyonundaki arkadaşlarımızdan büyük
çoğunluğu avukat, düzeltiyorum. Adalet Bakanımız Sayın
Sadullah Ergin de avukatlık mesleğinden gelme.
Değerli
arkadaşlarım, avukatlık mesleği yapan, mesleğini icra
etmiş olan arkadaşlarımız mübaşirlerin
sorunlarını yakından bilirler. Adliyelerde mübaşirler bir
anlamda joker personeldir. Hepimiz biliyoruz. Yıllardan bu yana zaman
gelmiştir, adliyenin temizlik işini yapmak için onlar
görevlendirilmiştir, çoğu zaman mübaşir kadrosunda
oldukları hâlde kâtip olarak çalıştırılmışlardır.
Hatta yıllardır aslında mübaşir olan personeli,
arkadaşlarımızı ben uzun zaman kâtip olarak
düşünmüştüm, kâtiplik görevi yaptıkları için fiilen.
Şimdi, bu arkadaşlarımız haklı olarak bizden bir
talepte bulundular, statülerine yakışan
Kâtipler genel idare
hizmetleri sınıfında, diğer adliye çalışanları
genel idare hizmetleri sınıfında ama mübaşirlere hem o
hizmeti gördürüyoruz hem de onları genel idare hizmetleri
sınıfına almıyoruz, bu bir haksızlık. Bu konuda
bu yanlışlığın düzeltilmesini Komisyonda dile getirdik
ama başaramadık, çünkü bunun Adalet Bakanlığı
dışında bir de Maliye Bakanlığı ayağı
var sanıyorum. Bunun bir an önce çözülmesi lazım. Mübaşirler
genel idare hizmetleri statüsüne geçmeyi hak ediyorlar. Bunu Genel Kurulla, Türkiye
Büyük Millet Meclisiyle paylaşma ihtiyacı duydum.
Bu konu da daha bitmedi.
Bununla ilgili madde gelecek. Bu konuda da bir değişiklik önergesi
verip çok rahat bunu geçirebiliriz, çünkü özel yetkili mahkemelerle ilgili hem
de hiç de usule uygun olmadan bir önergeyi verdiniz ve geçirdiniz. Genel idare
hizmetlerini bu noktada mutabakatla geçirebileceğimize inanıyorum. Bu
önergeyi birlikte hazırlayalım, verelim ve
arkadaşlarımızın mağduriyetini önleyelim.
Değerli
arkadaşlar, burada verdiğimiz önergeyle ilgili 92nci madde
değişikliğinde aslında maddenin birinci
fıkrasında hiçbir değişiklik önermiyoruz, sadece ikinci bir
fıkra ilavesini istiyoruz. Bakın, daha önce, bu konuda avukatlar
savunma mesleğini yaptıkları için adil yargılamayı
etkileme iddiasıyla sanık oldular. Hatırlarsanız
RECEP
ÖZEL (Isparta) Âdil mi, adil mi?
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) Adil yargılama
Hatırlarsanız,
Turgut Kazan müvekkilini savunduğu için ve müvekkilini savunurken
basına açıklama yapmak zorunda kaldığı için sanık
durumuna düştü.
Değerli
arkadaşlar, bu maddenin ikinci fıkrası, muhtemel böyle bir tehlikeyi
önlemek amacıyla konulmuştur. Özellikle sav, savunma, iddia görevini
yapanlar bu görev çerçevesindeki beyanları nedeniyle bu çerçevede
soruşturulmasınlar, bu noktada bu suçu işlediği
iddiasıyla, ithamıyla karşı karşıya
kalmasınlar diye. Yoksa birinci fıkrayla ilgili bir
değişiklik talebimiz yok, sadece ikinci bir fıkra ekledik. Bu
nedenle, değişiklik önergesine desteğinizi bekliyoruz.
Değerli
arkadaşlar, günün gazeteleri geldi, yine yandaş basına
bakıyoruz, Özel yetkili mahkemeler ortadan kalktı. diye utanmadan,
sıkılmadan yayın yapmış gazeteler.
Değerli
arkadaşlar, özel yetkili mahkemeler kalkmadı, kürtaj
hastalığınız depreşti sizin, özel yetkili mahkemeleri
Ceza Muhakemeleri Kanunundan aldınız kürtajla, getirdiniz, Terörle
Mücadele Kanununun içine monte ettiniz; yapılan budur.
Hepinize
teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
reddedilmiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 08.52
ON DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 08.58
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu
Birleşiminin On Dördüncü Oturumunu açıyorum.
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon
ve Hükûmet yerinde.
93üncü
madde üzerinde aynı mahiyette üç önerge vardır, okutup birlikte
işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 93 üncü maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Pervin
Buldan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Adil Kurt
Demir Çelik Hasip
Kaplan
Muğla
Muş
Şırnak
Diğer
önerge sahipleri:
Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk Ömer
Süha Aldan
Mersin Zonguldak Muğla
Turgut
Dibek İlhan
Cihaner Ali
Serindağ
Kırklareli Denizli Gaziantep
Diğer önerge sahipleri:
Oktay
Vural Faruk
Bal Ali
Öz
İzmir Konya Mersin
Muharrem
Varlı Alim
Işık Mehmet
Erdoğan
Adana Kütahya Muğla
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Mehmet Erdoğan, Muğla Milletvekili.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET
ERDOĞAN (Muğla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 278 sıra sayılı Kanun Teklifinin 93üncü
maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle
Sayın Başkan, böylesi yoğun çalışma günlerinde
arkadaşlarımızın rahat uyuması için bir misafirhane
ayarlasanız, hiç olmazsa bir-iki saat kestirir gelirler. Şuna
bakın, yani arkadaşların çoğunluğu dökülmüş
vaziyette ya da bu şartlarda çalışmak istemiyorsanız bu
çalışmaya ara verelim.
Şimdi,
bu görüşmekte olduğumuz madde bir defa Anayasa'ya aykırı.
RIFAT
SAİT (İzmir) Sizin arkadaşlar nerede?
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Efendim?
RIFAT
SAİT (İzmir) Arkadaşlarınız nerede?
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Buradayız, burada ama burası otel değil
yani burası Genel Kurul. Genel Kurulda uyunmaz.
RIFAT
SAİT (İzmir) 2-3 kişiye Uyuyor. diyorsun yani.
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Olanlar uyumuyor yani uyuyacak olanlar
dışarı çıksın, burası otel değil.
Bir
defa bu görüştüğümüz madde Anayasa'ya aykırı, şu
bakımdan aykırı: Bizim Anayasa'mızda açık hüküm var:
Yasama, yargı ve yürütme, güçler ayrılığı prensibi
var. Şimdi, siz, burada yargının yürütmekte olduğu birçok
işi alıp yürütmenin eline veriyorsunuz. Bu, bir defa bizim
Anayasa'mız bakımından uygun bir durum değil. Tabii, bunu
niye yapıyorsunuz? Birçok yerde adliyeyi kapattınız ve adliyeyi
kapatma operasyonuna devam etmeyi düşünüyorsunuz. Şimdi, artık
idarecileri de kadı hâline getirmeye çalışıyorsunuz. Sanki
idarecilerin başka işi gücü yok, bundan sonra hâkimlerin,
savcıların işlerine de onların olmadığı
yerlerde onlar, idareciler bakacak.
Tabii,
şimdi kanunu yazarken de garip bir yazım var, Mülki amir ifadesi kullanılmış.
Mülki amir kim? İlde vali, ilçede kaymakam. Şimdi, siz, bir ilçeye
birden fazla hâkim, savcı atayabiliyorsunuz ama birden fazla kaymakam
atama şansınız yok. Bu yükün altından o ilçedeki kaymakamlar
nasıl kalkacak, bu bir tartışma konusu. Ayrıca, ildeki
mülki amir vali olduğuna göre, siz bunu, vali ya da görevlendireceği
vali yardımcısı ibaresini bu metne
koymadığınız için, dolayısıyla valiler bu yükün
altında ezilecekler, bu yetkilerini devretmesinde de hukuki bakımdan
sıkıntı çıkabilir. İdarenin bu yük altından
nasıl kalkacağı belli değil.
Tabii,
burada başka bir konu daha var: İdarenin her işlemi yargı
denetimine tabii. Şimdi, siz, adli yargının yükünü
hafiflettiğinizi zannederek böyle bir düzenleme yapıyorsunuz ama yeni
yaptığınız düzenlemeyle hem idareyi hem de idari
yargıyı meşgul edeceksiniz. İdarenin yaptığı
her işlem idari yargının denetimine tabii olduğuna göre,
idarenin yaptığı her işlemi de vatandaş idari
yargının önüne götürecek. Yani siz, bir taraftan bu yükü hafifletelim
derken vatandaşa yeni yeni sıkıntılar getireceksiniz, adli
yargı herkesin ilinde ilçesinde varken idari yargı
yapılanmamız biliyorsunuz her ilde yok, ilçelerde zaten yok.
Vatandaş açısından bu biraz daha külfet getirecek. (AK
PARTİ sıralarından Her ilde var. sesi)
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Efendim?
RECEP
ÖZEL (Isparta) Yargılamada
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Her ilde idare mahkemesi yok arkadaşlar yani bunu
bilmiyorsanız Sayın Bakanınıza sorabilirsiniz
RECEP
ÖZEL (Isparta) Doğru söylüyorsun.
BAŞKAN
Sayın Özel, lütfen.
Sayın
Erdoğan, Genel Kurula hitap edin lütfen.
OKTAY
VURAL (İzmir) Sayın milletvekili görüşlerini kürsüde
belirtsin.
MEHMET
ERDOĞAN (Devamla) Yani bu yapılanmayı bilmiyorsanız bunu
da öğreneceksiniz. Yani siz yaptığınız bu işle
vatandaşa iyilik etmiyorsunuz, idarecilere iyilik etmiyorsunuz, idari
yargıya iyilik etmiyorsunuz.
Şimdi,
sıkıntı, adli yargıda hâkim, savcı
açığı varsa bugün torba kanunu görüşmeye devam
edeceğiz, oraya yeteri kadar hâkim kadrosunu da ilave ederiz, yeteri kadar
hâkim alır atarsınız. Yani iş yapıyoruz diye
ortalığı karıştırmanın, devletin, milletin
şu ana kadar alıştığı düzeni bozmanın bir
mantığı, bir anlamı yok. Bunları bilmiyorsanız
öğrenecekseniz, bunun başka çaresi yok.
Hepinize
iyi bir hafta diliyoruz. İnşallah bu hafta, Parlamentomuz,
milletimiz, vatanımız için verimli olur. Hepinize hayırlı
sabahlar, hayırlı günler, saygılar. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Erdoğan.
Sayın
Erdoğan, misafirhane talebiniz değerlendirilecektir.
Evet,
önergeler üzerinde başka söz talebi
TURGUT
DİBEK (Kırklareli) Ali Serindağ
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Sayın Başkan, özür dilerim.
Şimdi,
hukukta rızayı bozan sebepler var.
BAŞKAN
Sayın Tanal, böyle bir usulümüz yok ki ama, söz verdim.
Ali
Serindağ, Gaziantep.
Buyurun,
Sayın Serindağ.
MAHMUT
TANAL (İstanbul) Hata, hile, ikrâh; yorgun, bitkin düşme. Yani bu
kararlar bence sakat kararlar. Sizden istirham ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Tanal, Sayın Serindağa söz verdim, lütfen.
Sayın
Serindağ, buyurun.
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Meclisimizin
çalışma düzeniyle ilgili çok şey söylendi. Benim o konuda ilave
edecek bir şeyim yok. Milletimiz bunu takdir ediyor, bunu görüyor, bunu
değerlendirecektir.
Değerli
arkadaşlarım, bugün 2 Temmuz, Sivas katliamının yıl
dönümü. Biraz evvel Bülent Tezcan arkadaşımız konuşurken bu
konudan bahsetti ve tepki gösterdiniz. Niçin tepki gösterdiğinizi anlayamadım.
RAMAZAN
CAN (Kırıkkale) Hayır
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Biz, hem
Sivas katliamını lanetliyoruz. Sivas katliamı bahsini duyunca
hemen Başbağlar. dediniz. Biz, hem Sivas katliamını
lanetliyoruz hem Başbağları lanetliyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, biz, bu katliamları lanetliyoruz ama siz niye
tepki gösteriyorsunuz? Şimdi, değerli arkadaşlarım, elinizi
vicdanınıza koyun, insanlar diri diri yakılırken biz onu
hoşgörüyle mi karşılayalım? Lanetliyoruz.
Sayın
milletvekilleri, bugün
İSMAİL
AYDIN (Bursa) İktidarda kim vardı o dönemde?
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Ne diyorsun? Şimdi benim söylediğimde
ne var, bir söyler misiniz? Her ikisini de lanetliyorum. Daha ne diyorsunuz? Ne
istiyorsunuz daha?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Sivas katliamının, Başbağlar
katliamının lanetlenmesinden, kınanmasından kim, niye
rahatsız olur? Lütfen
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Niye rahatsız oluyor? Niye rahatsız
oluyorlar?
İSMAİL
AYDIN (Bursa) Niye rahatsız olayım?
OSMAN
AŞKIN BAK (İstanbul) Rahatsız falan olmuyoruz.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Sayın milletvekilleri, Sayın
Başkanın bunu sadece dış güçlere bağlamasını
da doğrusu pek yeterli görmedim.
Şimdi,
dış güçler Türkiyenin zayıflamasını isteyebilirler.
Bizim, peki, dış güçlere karşı koyacak aklımız,
izanımız yok mu?
İSMAİL
AYDIN (Bursa) CHP iktidardaydı, niye aydınlatmadı?
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bunu
milletimiz takdir edecektir.
Şimdi,
getirdiğiniz bu tasarının 93üncü maddesinde, cumhuriyet
savcılarına ait olan bir yetkiyi mülki idare amirine
tanıyorsunuz. Demin benden önce konuşan Mehmet Erdoğan
arkadaşım da açıkladı, bunu biz de uygun görmüyoruz ve
tasarı metninden çıkarılmasını istiyoruz. Ayrıca,
diyorsunuz ki: Mülki amir, kullanır.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, vali ve kaymakamlar mülki amirdir. Yasaya
bakarsanız onların mülki idare amiri olduğunu görürüz hepimiz.
Peki, valinin yetkileri il sınırlarını kapsar.
Kaymakamın yetkileri ilçe sınırlarını kapsıyor.
Atıyorum, herhangi bir ilimizin bir ilçesinde o ilçenin de mülki idare
amiridir vali aynı zamanda. Yasalar düzenlenirken daha önce şöyle bir
deyim kullanılırdı: Mahallin en büyük mülki amiri deyimi
kullanılırdı. Bunu arkadaşlarımız bilirler. O
nedenle, bu düzenlemenin de ilerde sakıncalı sonuçlar
çıkaracağını, uygulayıcıları zorda
bırakacağını söylemek istiyorum değerli
arkadaşlarım.
Şimdi, kanun çıkarıyorsunuz,
uygulayıcıların o kanunu nasıl
yorumlayacağını hiç düşünmüyorsunuz. Esasında
kanunların ihtiyaçtan doğması lazım. Siz ihtiyaca göre yasa
düzenlemesi değil, kendi düşüncenize göre düzenliyorsunuz
değerli arkadaşlarım. Ve idari para cezalarını verme
yetkisini mülki amire tanıyorsunuz.
Şimdi, bu idare üzerinde de biraz durmak lazım. Geçen
konuşmamda da belirttim, bir Danıştay Başkanımız
var. Gene, söylediklerinden bir alıntı yapıyorum.
Danıştay üyeleriyle ilgili değerlendirme yaptıktan sonra
diyor ki: Başarısız olanı da görevden alırım.
Ben dik duruşlu bir adamım. Biz zannediyorduk ki yüksek yargı
mensupları bağımsız yargıçlardır, hâlâ da öyle
biliyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) O ne yaptığını biliyor
mu?
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) Ama Sayın
Danıştay Başkanı zannediyorum Danıştay üyelerini
kendi memuru gibi görüyor.
Gene o günkü konuşmamda da ifade ettim. Türkiyenin mutlaka
halletmesi gereken ve kurtulması gereken bir ayıp vardır. O da
eski Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özalın ölümüyle ilgili
şüphelerin ortadan kaldırılması hususudur.
Değerli arkadaşlarım, Devlet Denetleme Kurulu
raporları Sayın Cumhurbaşkanının uygun görüşünden
sonra Başbakanlığa gönderilir ve Başbakanlıktan da
ilgili birimlere gereği yapılmak üzere gönderilir. Tahkikat
yapılıyorsa tahkikat, soruşturma yapılıyorsa
soruşturma, başka bir işlem yapılması gerekiyorsa o.
Sayın Başbakan kendisine intikal eden raporları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
ALİ
SERİNDAĞ (Devamla) -
yetkili cumhuriyet
başsavcılığına mutlaka intikal ettirmeli ve Türkiye
devletini, Türkiyenin kendi Cumhurbaşkanını zehirlediği
iddiasından kurtarmalıdır. Türkiye bu ithamın altında
kalamaz. Türkiyenin bu ithamdan kurtulması lazım.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL
(Manisa) Karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım ancak karar yeter
sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Düzeltiyorum.
Aynı mahiyette iki önerge varmış, diğerini okutuyorum:
Sayın
Kaplan, gerekçe mi?
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Erkler
ayrılığı ilkesinin sağlıklı işlemesi bu
erklerin alanlarının sınırlarının belirgin bir
şekilde çizilmesine bağlıdır. Eğer bu
sınırlarda belirsizlik söz konusu olursa işleyiş içinden
çıkılmaz hale gelmektedir. Bu anlamda özellikle yargının
alanına giren konularda diğer organlar etkili
kılınırsa yargının güvenilirliği sorgulanmaya
başlanır. Yargının bağımsız olması
demokrasinin vazgeçilmezlerinden ilkelerindendir. Tasarıda önerilen
düzenleme yargının alanına giren bir konuda mülki amiri yetkili
kılmaktadır. Bu Anayasanın 9. Maddesine
aykırılık içermektedir. Önergemiz bu açık
aykırılığı gidermeyi amaçlamaktadır.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım:
Karar yeter sayısı arayacağım: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için
elektronik sistemle oylama yapacağız.
Bir dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı vardır,
önergeler kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
94üncü
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 278 Sıra
Sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın
çerçeve 94 üncü maddesiyle 5271 sayılı
Kanuna eklenmesi öngörülen 38/A maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir
Ünal Ahmet
Aydın Hilmi
Bilgin
Kahramanmaraş
Adıyaman
Sivas
Tülay Kaynarca Zeynep Karahan
Uslu
İstanbul Şanlıurfa
"MADDE
38/A- (1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı
Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu
işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP
vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2)
Kanunlarda
gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, dosyalar güvenli elektronik imza
kullanılarak UYAP'tan incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi
işlemi yapılabilir.
(3)
Bu
Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen her türlü
belge ve karar elektronik ortamda düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir
ve güvenli elektronik imza ile imzalanabilir.
(4)
Güvenli
elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlar diğer kişi veya
kurumlara elektronik ortamda
gönderilir. Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya
kararlar, gerekmedikçe fizikî olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve
kişilere gönderilmez.
(5)
Elektronik
imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi
hâlinde UYAP'ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge
geçerli kabul edilir.
(6)
Güvenli
elektronik imza ile imzalanan belge ve kararlarda, mühürleme işlemi ile
kanunlarda birden fazla nüshanın düzenlenmesini öngören hükümler
uygulanmaz.
(6) Zorunlu nedenlerle fizikî olarak
düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP'a
aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda
gönderilir.
(7)
Elektronik ortamdan fizikî örnek
çıkartılması gereken hâllerde tutanak veya belgenin
aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim, Cumhuriyet
savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi tarafından
imzalanır ve mühürlenir.
(8)
Elektronik ortamda yapılan
işlemlerde süre gün sonunda biter.
(9) Yargı birimlerinin ihtiyaç duyduğu
nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim
sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve
kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fizikî olarak istenilmez.
UYAP'tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler
ayrıca zorunlu olmadıkça fizikî ortamda gönderilmez.
(10) Ceza muhakemesi işlemlerinin UYAP'ta
yapılmasına dair usûl ve esaslar, Adalet Bakanlığı
tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
Aynı
mahiyetteki iki önergeyi okutup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısına ait Adalet
Komisyonu raporunun 94. maddesinin, metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk Atilla
Kart
Mersin Zonguldak Konya
Turgut
Dibek Sezgin
Tanrıkulu Gürkut
Acar
Kırlareli İstanbul
Antalya
Mevlüt
Dudu Mahmut
Tanal Ali
Özgündüz
Hatay İstanbul İstanbul
İlhan
Cihaner Dilek
Akagün Yılmaz
Denizli Uşak
Diğer
önerge sahipleri:
Oktay
Vural Faruk
Bal
İzmir
Konya
OKTAY VURAL (İzmir)
Çektik önergemizi.
BAŞKAN
- Önergelerini çektiler.
Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen?
Bülent
Kuşoğlu, Ankara. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT
KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce,
hiçbirimizin, hiçbir milletvekilinin bu şekilde bir
çalışmayı tasvip etmediği hâlde, vekili olduğumuz
milletin de böyle bir çalışmayı tasvip etmediğini
bildiğimiz hâlde, bunun mantıklı olmadığını
bildiğimiz hâlde, bu şekilde bir çalışma yapmamızda
bizi zorlayan iradenin ne olduğu konusunda herkesin düşünmesini
özellikle rica ediyorum, ondan sonra da size bir hikâye anlatmak istiyorum.
Çünkü, bu saatte, hukukla ilgili çok şey konuşulmaz bu kadar
yorgunluktan sonra. Sayın İyimaya bile çıksa kürsüye, herhâlde
bu saatte hukuk konuşmazdı. Onun için bir hikâye anlatayım
Sayın İyimaya, müsaade ederseniz. Hukukçularla ilgili bir hikâye,
muhtemelen birçoğunuz da biliyorsunuzdur.
BAŞKAN
Uykusuz uykusuz iyi gider, buyurun.
BÜLENT
KUŞOĞLU (Devamla) İyi gider evet, bu saatte.
Şimdi,
İngilterede -hikâye bu ya- yargıçların açık çekle
maaş alması söz konusuymuş. Açık çekle istediğini çeke
yazıyor, maaşını alabiliyormuş. Uzun yıllar bu
böyle devam etmiş. Bir gün bir tanesi bunu sınamaya karar
vermiş, 1 milyon poundluk bir çek yazmış, bankaya
göndermiş. 1 milyon pound tabii çok büyük para, ödeyememişler.
Sormuşlar Londraya. Londra ödeyin demiş. Bir süre sonra
ödemişler -hikâyeye göre- ertesi gün ödemişler. Bir çanta dolusu, 1
milyon pound. Ertesi gün de hâkim o çantayı geri getirmiş, bankaya
parayı iade etmiş. Ama Londra merkez, hâkimi işten el
çektirmiş. Çünkü, majestelerinin hükûmetine güvenmeyen hâkime biz de
güvenmeyiz. Güvenmeyip devleti sınayan kişiye biz de güvenmeyiz. O
sebeple el çektiriyoruz. demiş.
Şimdi,
devlet adalet üzerine kuruludur. Devletler güçlü olmak zorundadır. Sadece
adaletle güçlü olabilirler ve çok fazla sınanmaya gelmezler. Onun için,
bizim, adalet konusunda çok hassas olmamız lazım. Devletlerin
devamlılığı ancak adaletle mümkün. Bu konuda çok hassas
davranmamız lazım. Böyle, bütün gün çalışıp, sabaha
kadar, yorgun argın, maddeler geçirip kanun çıkarmamamız
lazım.
Bir
de devletler itaat ister, muhakkak ki itaat ister, bütün devletler itaat ister.
Ama itaat toplumsal konularda olur. Trafik kurallarıdır, toplumun
iyiliğidir, düzenidir; bunlarla ilgili olur ama kişi hak ve
hürriyetleri konusunda hiçbir devlet itaat isteyemez. İtaat isteyen devlet
özgürlük istemiyor demektir, hukuk istemiyor demektir, adalet istemiyor
demektir. Onun için, bu tür konuları çok daha hassas bir şekilde ele
almamız, düşünmemiz lazım.
Ben,
özel yetkili mahkemelerle ilgili olarak Sayın Bakanın, Sayın
Başbakanın ve Sayın Cumhurbaşkanının demeçlerini
görünce bu konularla ilgili olarak daha adil, daha düzgün bir devletimiz
olacağını düşünmüştüm ama şu geceden sonra
hakikaten üzüldüm, samimi olarak üzüldüm çünkü dağ fare doğurdu, öyle
bir netice söz konusu olmadı. Şimdi, ya bunları yasal
görmezsiniz, doğru görmezsiniz, mantıklı görmezsiniz,
kaldırırsınız ya da Kaldırıyorum ama bu
şekilde de devam etsin, eskiler de devam etsin
Yani bir taraf için,
vatandaşlarınızın bir tarafı için Devam etsin. ama
bu taraftan da Kaldırıyorum
Böyle bir mantık yoktur, hukukta
da yoktur. Hukukta hiç olmaz, mümkün değil. Onun için, bu büyük bir
skandaldır, sıkıntıdır ülkemiz için. Bundan sonra da
bunun sıkıntılarını çok fazla
yaşayacağız, inanın yaşayacağız. Ama bunun
sorumluluğu da bizdedir, bu dönemde görev yapan milletvekillerindedir,
bunu da unutmamamız lazım.
Böyle
bir şeyin olmaması lazımdı, böyle bir düzenleme
yapılmaması lazımdı. Çok güzel, 106 maddelik bir düzenleme
yapıyoruz ama maalesef hiçbirimizi tatmin edecek, Evet, doğru bir
iş yaptık, çok güzel oldu. diyeceğimiz bir durum da değil
maalesef.
Çok
değerli arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı'nın çerçeve 94 üncü maddesiyle 5271 sayılı
Kanuna eklenmesi öngörülen 38/A maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tülay
Kaynarca (İstanbul) ve arkadaşları
"Madde
38/A- (1) Her türlü ceza muhakemesi işlemlerinde Ulusal Yargı
Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) kullanılır. Bu
işlemlere ilişkin her türlü veri, bilgi, belge ve karar, UYAP
vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.
(2) Kanunlarda gösterilen istisnalar hariç olmak
üzere, dosyalar güvenli elektronik imza kullanılarak UYAP'tan
incelenebilir ve her türlü ceza muhakemesi işlemi yapılabilir.
(3)
Bu Kanun kapsamında fizikî olarak
hazırlanması öngörülen her türlü belge ve karar elektronik ortamda
düzenlenebilir, işlenebilir, saklanabilir ve güvenli elektronik imza ile
imzalanabilir.
(4) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve
kararlar diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilir.
Güvenli elektronik imza ile imzalanarak gönderilen belge veya kararlar,
gerekmedikçe fizikî olarak ayrıca düzenlenmez ve ilgili kurum ve
kişilere gönderilmez.
(5) Elektronik imzalı belgenin elle
atılan imzalı belgeyle çelişmesi hâlinde UYAP'ta
kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul
edilir.
(6) Güvenli elektronik imza ile imzalanan belge ve
kararlarda, mühürleme işlemi ile kanunlarda birden fazla nüshanın
düzenlenmesini öngören hükümler uygulanmaz.
(7) Zorunlu nedenlerle fizikî olarak
düzenlenmiş belge veya kararlar, yetkili kişilerce taranarak UYAP'a
aktarılır ve gerektiğinde ilgili birimlere elektronik ortamda
gönderilir.
(8)
Elektronik ortamdan fizikî örnek çıkartılması gereken hâllerde
tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek
hâkim, Cumhuriyet savcısı veya görevlendirilen yetkili kişi
tarafından imzalanır ve mühürlenir.
(9) Elektronik ortamda yapılan
işlemlerde süre gün sonunda biter.
(10)
Yargı birimlerinin ihtiyaç
duyduğu nüfus, tapu, adlî sicil kaydı gibi dış bilişim
sistemlerinden UYAP vasıtasıyla temin edilen bilgi, belge ve
kayıtlar, zorunlu olmadıkça ayrıca fizikî olarak istenilmez.
UYAP'tan dış bilişim sistemlerine gönderilen bilgi ve belgeler
ayrıca zorunlu olmadıkça fizikî ortamda gönderilmez.
(11) Ceza muhakemesi işlemlerinin UYAP'ta yapılmasına
dair usul ve esaslar, Adalet Bakanlığı tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MAHİR ÜNAL
(Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum
Gerekçe:
Kanuna eklenen 38/A maddesinin ilk fıkrasına
göre, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 295/A maddesinde
mevcut olan; usûlüne göre güvenli elektronik imza ile oluşturulan
elektronik verilerin senet hükmünde sayılacağı ve bu verilerin
aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılacağı hükmüne
paralel bir düzenlenme yapılmıştır. Bu düzenleme
yapılırken 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5
inci maddesinde düzenlenen; güvenli elektronik imzanın, elle atılan
imza ile aynı hukuki sonucu doğuracağı hükmü ile paralellik
kurulmuştur. Böylece 5070 sayılı Kanunun 22 nci maddesi ile
Borçlar Kanununun 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına ikinci cümle
olarak eklenen, "Güvenli elektronik imza elle atılan imza ile
aynı ispat gücünü haizdir" cümlesi ile aynı sonucu doğurucu
bir hüküm olarak Ceza Muhakemesi Kanununa ekleme yapılmıştır.
Ancak bu düzenlemede sadece güvenli elektronik imzanın elle atılan
imza ile aynı ispat gücünü haiz olduğu hüküm altına
alınmamış, ilave olarak elektronik ortamda yapılan iş
ve işlemlerde güvenli elektronik imzanın fizikî ortamda kullanılan
ıslak imzanın yerine kullanılabileceği de açıkça
belirtilmiştir.
Komisyondan geçen gerekçe 1. fıkra için
yazılmış olup elektronik imza ile ilgili düzenleme maddeden
çıkarılmıştır. Bu fıkra 5070 sayılı
kanunda ve 6100 sayılı yasada düzenlendiği için ayrıca
burada tekrarına gerek görülmemiştir.
6100 sayılı HMK 445 maddesine paralel düzenleme
yapılmış olup bu maddede görülen eksikliklere ilişkin
ayrıntılı düzenleme yapılmıştır.
İkinci fıkrada (Eski 3. Fıkra), UYAP
Portallar (Vatandaş Portal, Avukat Portal, Kurum Portal ve Bilirkişi
Portal) aracılığı ile vatandaşların,
avukatların, şirket\kurumların ve bilirkişilerin UYAP'ta
kayıtlı dosyalarına erişimlerinin ve işlem
yapmalarının yasal dayanağı
sağlanmıştır.
Üçüncü fıkrada halen CMK'da fiziki olarak belgelerin
hazırlanması ve imzalanarak mühürlenmesine ilişkin maddeler
nedeniyle bu evrakların UYAP'ta hazırlanması veya
onaylanması işlemlerinin yapılmasında yasal zemin
bulunmadığından tereddütler hâsıl olmaktadır. Bu
tereddütlerin ortadan kaldırılması amacıyla bu fıkra
yazılmıştır.
Beşinci fıkrada, elektronik imza ile ıslak
imza aynı mahiyette olması nedeniyle hangi belgeye itibar
edileceği konusunda oluşan tereddütler giderilmiştir. UYAP'ta
hazırlanan evraklar elektronik imza ile imzalandığında tüm
aşamalarının tespit edilebilmesi ve sahtecilik iddiaları
karşısında UYAP'ın daha güvenilir olması nedeniyle bu
evrakların daha üstün tutulmasının sağlanması için bu
düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur. Elle atılan imzada, imza atan
kişinin belgeyi ibraz eden kişi olmadığı, imzanın
sahte olduğu iddiası bilirkişi incelemesi ile uzun bir süreç
sonucunda gerçekliği tespit edilebilir iken UYAP'ta elektronik imza ile
imzalanan belgede imzanın kime ait olduğunun tereddüte yol
açmaksızın tespit edilmesi nedeniyle UYAP'ta elektronik imza ile
imzalanan evraka üstünlük verilmesi yargılamanın hızlandırılması
ve uyuşmazlığın çözümü bakımından önemlidir.
Sekizinci Fıkra (eski 9. fıkra) uyarınca
sürenin, eski gerekçede 23:00'te biteceği tespit edilmiş ise de yeni
tasarıda gün sonu olarak tespit edilmiştir. Belirtilen nedenlerle bu
önerge verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
95inci madde üzerinde üç önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278. sıra sayılı kanun
tasarısının 95 inci maddesinde yer alan üst
sınırı iki yıldan fazla olmayan ibaresinin üst
sınırı beş yıldan fazla olmayan şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin
Buldan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Adil
Kurt Demir
Çelik Hasip
Kaplan
Hakkâri Muş Şırnak
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Kanun tasarısının 95.
Maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk Atilla
Kart
Mersin Zonguldak Konya
Turgut
Dibek Mevlüt
Dudu
Kırklareli
Hatay
Madde
95- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesinin üçüncü
fıkrası yürürlükten kaldırılmış, birinci ve
dördüncü fıkralar aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
1-
Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut
olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde şüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin
önemi, verilmesi, beklenen ceza veya güvenlik tedbiriyle ölçülü olmaması
halinde tutuklama kararı verilemez.
4-
Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının
üst sınırı üç yıldan fazla olmayan suçlarda ve
ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri hariç olmak üzere
milletvekilleri hakkında tutuklama kararı verilemez. Milletvekili
seçilen tutuklu kişinin tutukluluk haline derhal son verilir.
Yargılamanın sanığın mahkûmiyetiyle
sonuçlandığı takdirde verilen cezanın yerine getirilmesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelik sıfatının sona ermesine
bırakılır.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı kanun tasarısının 95. maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Öztürk Oktay
Vural Yusuf
Halaçoğlu
Erzurum İzmir Kayseri
Hasan Hüseyin Türkoğlu Nevzat
Korkmaz Mehmet
Erdoğan
Osmaniye Isparta Muğla
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ BİLAL UÇAR (Denizli) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Hasan Hüseyin Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN
HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, Türk milletinin saygıdeğer milletvekilleri; 278
sıra sayılı Tasarının 95inci maddesinde
değişiklik yapan önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında
94üncü maddeyle ilgili de bir değerlendirme yapmak istiyorum müsaade
ederseniz.
Tasarının
94üncü maddesi, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 38inci
maddesine Elektronik işlemler başlıklı bir madde
eklemekte, maddeyle ceza muhakemeleri iş ve işlemlerinde elektronik
imza kullanılabilmesine imkân tanınmaktadır ancak elektronik
imzanın Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemine
kayıtlı olması gerekmektedir. Bir yanda elle atılan imza,
bir yanda güvenli elektronik imza. Tasarı metninde güvenli elektronik
imzayla imzalanmış belgenin elle atılan imzalı suretiyle
çelişmesi hâlinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminde
kayıtlı olan güvenli elektronik imza nüshasının geçerli
kabul edileceği düzenlenmiştir.
Bu
düzenleme, ceza muhakemesindeki delillerin serbestliği ve hâkimin
delilleri serbestçe takdir ilkesine aykırılık teşkil
etmektedir çünkü elektronik imzayla imzalanmış bir belgeyle elle
atılan imzalı belgenin çelişmesi, ikisinden birinin tahrif
edildiğine veya üzerinde sahtecilik yapıldığına
işaret etmektedir. Eğer tahrifat ya da sahtecilik elektronik imzayla
imzalanmış belgeyle yapılmış ise bu madde
yasalaştığı takdirde hâkim elektronik imzayla
imzalanmış ve tahrif edilmiş veya üzerinde sahtecilik
yapılmış belgeyi geçerli kabul edecek, adalet bu kanunla tecelli
etmemiş, edememiş olacaktır. Bu sebeple tasarının bu
maddesi yanlış olarak düzenlenmiştir.
Bu
tasarıda Toplumun beklentileri karşılanacak. düşüncesiyle
ortak olduğumuz bazı noktalar muhakkak vardır ancak Hükûmet ve
içinden çıktığı Meclis AKP çoğunluğu, dile
getirerek düzeltmeye çalıştığımız eksik ve
yanlışları burnundan kıl aldırmayan bir
anlayışla hep reddetmektedir.
Bu
tasarıda daha evvel de dile getirdiğimiz hususların
düzeltilmeden buraya kadar gelmiş olması, bundan sonra da devam
edeceğine işaret etmektedir. Tasarı içindeki Terörle Mücadele
Kanunuyla bağlantılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddeleri,
terör örgütüne destek verenleri, terör örgütü adına eylem yapanları
affeden örtülü bir düzenlemedir.
Danıştay
üyeliğine seçilecek kişilerin bir yandan memuriyet, kıdem ve
tecrübelerinin daha az olmasına, diğer yandan seçimi yapılacak
meslek gruplarını genişletmektedir. Danıştaya üye
seçilecek kişilerin devlet tecrübesinin yeteri kadar uzun olması
şüphesiz hepimiz için önem arz etmektedir çünkü Türk milleti adına
karar verenler, konusunda uzman, tecrübeli ve kâmil olmalıdırlar.
Aksi takdirde yargı, hukuka temayüz etmemişlerin elinde sığ
kararlara imza atacaktır.
Danıştay
üyeliği için hem hizmet süresi hem de farklı mesleklerin de dâhil
edilmesine olan güvensizliğimizle beraber düşünüldüğünde Acaba
aklınızın saklı bölümlerinde bir şey mi
planlıyorsunuz? sorusunu getirmektedir. Daha evvel, kişiyi özel
kanun çıkarmak suretiyle Anayasa ve hukuk devletine, ilkelerine
aykırı olarak yaptığınız işi şimdi
yineliyorsunuz.
Basın
Kanununda yapılan değişiklikle basın alanında suç
işlemiş bir milletvekilini cezadan kurtarmak amacınız
herkesçe malum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, partinizin içinden çıkan hükûmetler yaptıkları
yolsuzlukları yargılanmadan kurtarmak için yargıyla
oynamayı, yolsuzluk olan hususları kanunlarla yasal hâle getirmeye
çalışan bir yapıya sahiptir. Bu hükûmetler
yaptığı yanlışları, yolsuzlukları,
haksızlıkları ve adaletsizlikleri kapatmak için bu Meclisi alet
olarak kullanmaktadır. Kamu İhale Yasasında yapılan
değişiklikler, 4+4+4 Yasası, Mit Yasası, 2/B Yasası,
Afet Yasası, birçok torba yasa, Devlet Sırları Yasası,
bütün bu düzenlemeler suçtan ve suçun delillerinden kurtulmak için
yapılmış düzenlemelerdir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, sadece ihale mevzuatı dışına
çıkardığınız devlet alımları, rekabet ve
şeffaflığın olmamasından dolayı tüyü
bitmemiş yetimlerin hakkının yenmesine sebep olacaktır.
Mübarek üç aylar, Şaban Ayı ve müteakip Ramazan Ayı üzerinizdeki
bu hakkın ne olduğunu düşünmeniz için iyi bir fırsat olacaktır.
Bu tatili, yazı ve mübarek ayları bu açıdan değerlendirmenizde
fayda olduğunu düşünüyorum.
Müsaade
ederseniz, size bir olay anlatmak istiyorum: Aranızdaki birçok
arkadaşım gibi ben Çukurova çocuğuyum. Bizim çocukluğumuz
Çukurovada sineklerin bol olduğu bir ortamda geçti. Çocukken
arkadaşlarımızla, akrabalarımızla aramızda
oynadığınız en güzel oyun, evin tavanında
asılı bulunan ampul, floresan ya da lüks, gaz lambası gibi
ışık kaynaklarına sineklerin çoğalması,
sineklerin gelip üşüşmesiydi. Çocuklar olarak hep bunları
seyrederdik. Sinekler şöyle bir hareket yolu izlerlerdi: Geniş
daireler çizerek ışık kaynağına doğru
yaklaşırlar, ışık kaynağına
yaklaştıkça hızları, hareketleri, dönel hareketleri
artardı çünkü ışık kaynağı onların gözlerini
kamaştırırdı. En sonunda ışık
kaynağına temas eden sinekler ışığın dibine
düşmek suretiyle ölürlerdi. İşte, muhalefet olarak biz de sizin
gözlerinizin kamaştığını, gerçekleri ve
doğruları görmediğinizi hissediyoruz. O sinekleri kurtarmak için
çocuk olarak ışıkları kapatmak suretiyle
ışık kaynağından uzaklaştırmaya
çalıştığımız gibi, muhalefet olarak
yaptığımız şey de kamaşmış olan
gözlerinizi açmak üzere ışığı kapatmaya
çalışmaktır.
Bu
duygu ve düşüncelerle Türk milletinin milletvekillerini saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra sayılı kanun tasarısının 95.
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Ali
Rıza Öztürk (Mersin) ve arkadaşları
MADDE
95- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100. maddesinin 3.
Fıkrası yürürlükten kaldırılmış, 1. ve 4.
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(1)
Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut
olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli
veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin
önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması
halinde, tutuklama kararı verilemez.
(4)
Sadece Adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının
üst sınırı üç yıldan fazla olmayan suçlarda ve
ağır cezayı gerektiren suçüstü halleri hariç olmak üzere;
milletvekilleri hakkında tutuklama kararı verilemez. Milletvekili
seçilen tutuklu kişinin, tutukluluk haline derhal son verilir.
Yargılamanın, sanığın mahkûmiyetiyle
sonuçlandığı takdirde; verilen cezanın yerine getirilmesi,
TBMM üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Rıza Öztürk Mersin Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ
RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının
95inci maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanununun tutuklama nedenlerini
tanımlayan 100üncü maddesinde değişiklik öngörülüyor. Ceza
Muhakemesi 100üncü maddesi tutuklama nedenlerini sayıyor. Bunun için bir
kuvvetli suç şüphesinin varlığını, kaçma ya da
delilleri karartma tehlikesinin varlığını esas olarak genel
tutuklama nedeni olarak kabul ediyor. Buna ilave olarak da suçun katalog
suçlardan olması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3üncü
fıkrasında katalog suçlarıyla soruşturma
yapılmış olması hâlinde o genel tutuklama nedeni
dediğimiz kaçma ve delilleri karartma tehlikesinin
varsayılabileceğini bu nedenle de tutuklanabileceğini öngörüyor.
Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi tutuklama için her şeyden önce kuvvetli suç
şüphesinin yeterli olmadığını, aynı zamanda
kuvvetli suç şüphesi gösteren somut olguların
varlığını şart koşuyor. Bu nedenle de bizim
birinci değişiklik önerimiz, kuvvetli suç şüphesini gösteren
somut olguların varlığı hâlinde, soruşturulan
kişiyle ilgili olmak üzere, somut olguların eklenmesi.
İkincisi: Suçun
vasıf ve mahiyeti, ağırlığı ya da hafifliği
tutuklama ile ilgili bir sorun değil, yargılama sonunda verilecek
ceza miktarıyla ilgili bir sorun olduğunu belirtiyor. O nedenle, suç
hangi cezayla müeyyidelendirilirse müeyyidelendirilsin vasıf ve
mahiyetinin tutuklama nedeni olamayacağını söylüyor. Bu nedenle
de biz, Ceza Muhakemesi Kanununun 100/3üncü maddesinde otomatik tutuklama
nedeni hâline gelmiş olan maddenin madde metninden
çıkarılmasını talep ediyoruz.
Yine, 100üncü maddede
arkadaşlar tutuklama yasağı tanımlanıyor.
Tasarıyla da adli para cezasını gerektiren veya hapis
cezasının üst sınırı iki yılı aşmayan
suçlar için tutuklama yasağı öngörülüyor. Bu, doğru bir
düzenlemedir ancak bu yetmez değerli arkadaşlarım.
Burada, aynı
zamanda milletvekili seçilen kişilerin, tutuklu kişilerin
milletvekili seçildikleri anda tutukluluk hâllerinin sona erdirilmesine
ilişkin bizim bir önerimiz vardır. 24üncü Dönem Parlamentosu
açılırken 8 milletvekili arkadaşımızın tutuklu
olması nedeniyle bir ayıpla açıldı ve bu Parlamento kendi
üyesi olan milletvekilleriyle ilgili uygulamadan kaynaklanan bir sorunu bir
türlü çözemedi. Hep çözermiş gibi yapıldı, bu sorun çözülemedi.
Şimdi birinci yasama yılını tamamladık ve tatile
çıkacağız. Yine bu Parlamento kendi üyelerinin tutuklu
olması ayıbıyla tatile çıkacak. Değerli
arkadaşlarım, bu ayıptan kurtulmamız lazım. Bu
ayıptan kurtulmak için birinci görev de iktidar partisine
düşüyor. Aslında bu konuda iktidar partisi 24üncü Yasama
Yılı başlarken muhalefetin bu konuda bir önerisi olup
olmadığını ısrarla söylemişti Muhalefet bir
öneri getirsin. demişti. Hâlbuki sorunları çözme görevi
iktidarındır. Buna rağmen bir öneri getirildi, tarafımdan
Ceza Muhakemesi Kanununda değişiklik yapılmasına
ilişkin kanun teklifi verildi. Burada genel olarak tutukluluk müessesinin
sorunlarının çözümü, özel olarak da tutuklu milletvekillerinin
sorununun çözümü var idi ama her nedense bu öneri kabul görmedi. Muhalefet
anlaşsın. denildi, onda da anlaşıldı, yine kabul
görmedi. Demek ki iktidar partisi istediği önerileri, istediği
düzenlemeleri buradan önergeyle de olsa, Anayasaya aykırı da olsa
geçiriyor ama bu konuda bu sorunu çözmekten kaçındı.
97nci
maddede yine bu konuda milletvekillerinin tutuklu olmasının
Anayasanın 83üncü maddesinin ikinci fıkrasıyla
açıklanamayacağını belirteceğim. Bu nedenle,
Parlamentonun bu ayıptan kurtulması için, öncelikle iktidar partisi
üstüne düşen görevi yerine getirmelidir.
Önergemize
bu nedenle destek istiyorum.
Teşekkürler.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
278. sıra sayılı kanun
tasarısının 95 inci maddesinde yer alan üst
sınırı iki yıldan fazla olmayan ibaresinin üst
sınırı beş yıldan fazla olmayan şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Hasip Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen, Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; olağanüstü mahkemelerin, özel mahkemelerin en büyük
özelliği uzun süre tutuklu bırakarak tutuklamayı bir tedbir
olmaktan çıkarıp bir cezalandırmaya dönüştürmesidir. Bu
özelliği itibarıyla, kamu vicdanında, son beş
yılın yargılamaları dikkate alındığı
zaman, mahkûm olunmuştur. Bu kürsüde Cumhurbaşkanı da ifade
etmiştir, Avrupa Birliğinin bütün ilerleme raporlarında vardır
ve bu uzun tutukluluk süresinin bir cezaya dönüşmeden makul bir surette
dikkate alınması ve tedbir olan tutuklamadan öte kısa sürede
yargılamanın yapılmasıdır.
Türk
Ceza Kanununun 2005 yılında değişiklikleri
yapılırken temel bir felsefe vardı, bu şuydu:
Hazırlık tahkikatları tamamen yapıldıktan sonra çok
hızlı ve seri yargılama yapılacaktı. Oysaki şu an
özel yetkili mahkemelerde bu seri, hızlı yargılama yok; tutuklu
olanlar için üç ay, beş ay, altı ay sonrasına gün veriliyor.
Şimdi,
burada gelen önergede de gördük: Özel yetkili mahkemeler tarih oldu.
Hayır. Ne tarihi? Tarih olan hiçbir şey yok ortada. Özel yetkili
mahkemeler aynen, yine devam ediyor. Şimdi ben soruyorum, Sayın Bakan
burada: Ankara 11, 12 özel güvenlik mahkemesi, İstanbul 10dan 16ya kadar
özel güvenlik mahkemesi, Diyarbakır 4, 5, 6, 7 özel güvenlik mahkemesi,
İzmir Özel Güvenlik Mahkemesi aynı yargıç, aynı personel,
aynı kadroyla devam edecek mi, etmeyecek mi? Bunun cevabını
versin. Eğer Gerçekten özel yetkili mahkemeleri kaldırdık.
diyorsa, bu mahkemelerin yargıçları, dosyaları
kaldırılacak mı, değiştirilecek mi? Bunun cevabı
çok kısa. Kamuoyunu da yanıltmanın bir anlamı yok.
Bizim
burada getirdiğimiz -önergede
getirdiğimiz- üst sınırın beş yıldan fazla
olmaması durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
içtihatları çerçevesinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin
kişi güvenliği ve özgürlüğü çerçevesinde, adil yargılama
hakkının çerçevesinde ve Türkiye'nin yüzlerce değil, binlerce
kez mahkûm olduğu adil yargılanma hakkının çerçevesinde bir
gereklilik ama gelin görün ki önergede 2 katı uygulaması getiriliyor.
Neye 2 katı? Kitap yazana 2 kat, şiir yazana 2 kat, düşüncesini açıklayana 2 kat çünkü
terörist anlayışı, terör tanımı, Birleşmiş
Milletlerde 165 tanımı vardır ve
uzlaşılmamıştır. Türkiyedeki tanım ise tamamen
bunların dışında bir tanımdır. Bu tanıma göre
herkes terörist olabilir; şiir yazan, resim çizen, şarkı
söyleyen, heykel yapan, tiyatro yapan, müzik yapan, sinema yapan, belgesel
çeviren, demokratik hakları için eğitim isteyen, ücretsiz eğitim
isteyen, işte, protesto eyleminde bulunan herkes bu yasaya göre terörist.
Vatandaşına terörist gözüyle bakan bir başka devlet felsefesi bu
kadar yok, bir tek örneği yok. Şu an Arap Baharında devrilen
diktatörlerin kendi halklarına karşı bunu kullandıklarını
görüyoruz, aynı tanımı, aynı yöntemi.
Şimdi,
şuradan soruyoruz: Bu uzun tutukluluk süresi genel bir olay; biz öyle
kişiye özel olarak da bunu önermiyoruz. Bu, AK PARTİ
İktidarının, Hükûmetin de vicdanını
sızlatıyor mu sızlatmıyor mu? Memnun musunuz? Memnun
değilseniz aynen devam, aynen devam eğer gençlerin
Vicdanen
rahatsızsanız, mademki doğru dürüst bir şey yapmak
istiyorsunuz, bu konuda da adım atacaksınız. Yoksa onun ötesinde
çıkıp sağda solda cilalı laflar edip Biz uzun tutuklamaya
karşıyız, adil yargılanmadan yanayız. İşte,
özel yetkilileri kaldırıyoruz. Bunlar boş laflar hepsi.
Bu
konuda önergemizin kapsamı budur. Bu konudaki hassasiyetimizi tekrar
huzura getirdik.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR
ÖZEL (Manisa) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı arayacağım.
Sayın
Tarhan, Sayın Dibek, Sayın Köktürk, Sayın Özel, Sayın
Güven, Sayın Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Aslanoğlu,
Sayın Tanal, Sayın Çam, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Moroğlu, Sayın Özkoç, Sayın Toptaş, Sayın Aldan, Sayın
Öztürk, Sayın Havutça, Sayın Yüceer, Sayın Atıcı ve
Sayın Köprülü.
İki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
4.-Yargı
Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla
İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış
ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278)(Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
96ncı
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının 96 ncı Maddesi
ile değiştirilen 5271 sayılı Kanun'un 101 inci maddesinin 2
nci fıkrasının "c" bendinin 2 inci cümlesinde yer alan
"şüpheli veya sanığa" ibaresinden sonra gelmek üzere
"ve müdafine" ibaresinin; aynı cümlede yer alan "bu husus
kararda" ibaresinden sonra gelmek üzere "açıkça" ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.01.07.2012
Pervin
Buldan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Iğdır Batman Muş
Adil
Kurt Demir
Çelik Hasip
Kaplan
Hakkâri
Muş Şırnak
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra sayılı kanun tasarısının Adalet
Komisyonu Raporunun 96, maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek
Mersin Zonguldak Kırklareli
Mevlüt
Dudu Gürkut
Acar Ali
Özgündüz
Hatay Antalya İstanbul
Dilek
Akagün Yılmaz İlhan
Cihaner Mahmut
Tanal
Uşak Denizli İstanbul
Atilla
Kart Sezgin
Tanrıkulu
Konya İstanbul
MADDE 96- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 101. Maddesinin 2. Fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"(2)" Tutuklamaya tutuklamanın devamına veya bu
husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;
a) Kuvvetli
suç şüphesini,
b) Tutuklama
nedenlerin varlığını,
c) Tutuklama
tedbirinin ölçülü olduğunu,
d) Adli
Kontrol sisteminin uygulanmama nedenlerini,
gösteren deliller somut olgularla
gerekçelendirilerek, kararda açıkça gösterilir. Kararın içeriği,
şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir. Ayrıca bir
örneği kendilerine verilir. Bu husus, kararda belirtilir. İleride
yeni kanıtların ortaya
çıkması olasılığı tutukluluğun devamı
nedeni olamaz.
e) Tutukluluk ve
tutuklamanın devamı kararları, çekişmeli bir duruşma
sonucunda verilir.
BAŞKAN Sayın
Vural, önergeyi geri mi çekiyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir)
Evet, çekiyoruz.
BAŞKAN Komisyon
Cumhuriyet Halk Partisinin önergesine katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet,
önerge üzerinde söz isteyen?
Ali İhsan Köktürk, Zonguldak
Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
önceki gün aralıksız on altı saat, dünden bu yana da
aralıksız yirmi saat her türlü insani şartları zorlayarak
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının, bu Yargı
reformu diye nitelendirdiğimiz yasa tasarısının Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulduğu tarihe
baktığımızda, gerçekten bugünkü görüşmeleri
anlamdırmanın pek mümkün olmadığını görüyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarı, 16/01/2012 tarihinde Bakanlar Kurulunda
görüşülmüş ve Türkiye Büyük Millet Meclisine arzına karar
verilmiş. Birinci ayın 30unda Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına gelen tasarı, Adalet Komisyonuna
gönderilmiş ve Adalet Komisyonunun ikinci ayın 15inde
yaptığı toplantıda bir alt komisyon oluşturulmuş.
Yaklaşık dört buçuk ay arkadaşlar, yaklaşık dört buçuk
ay bu tasarı Adalet Komisyonunda ve adalet alt komisyonunda Milliyetçi Hareket
Partili, Cumhuriyet Halk Partili ve Adalet ve Kalkınma Partili Adalet
Komisyonu üyelerince detaylı olarak tartışılmış.
Ancak değerli milletvekilleri, insafınıza sunuyorum. Bakın,
bugün uzun süren tutuklamalar da dâhil olmak üzere, özel yetkili mahkeme
sorunları da dâhil olmak üzere bütün sorunlar alt komisyonda ve Adalet
Komisyonunda tartışılmasına rağmen, maalesef Adalet ve
Kalkınma Partisi grubundan ve Adalet Bakanlığından bugün
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine sunulan önergeler Adalet Komisyonu
gündemine getirilmemiş. Yani aradan geçen dört buçuk ay zarfında
Adalet Komisyonu üyeleri her türlü iyi niyetiyle çaba göstermesine rağmen,
sorunun çözümüne katkı sağlamak için olağanüstü bir çaba
göstermesine rağmen, maalesef Adalet Bakanlığı ve Adalet ve
Kalkınma Partisi İktidarı bu soruna duyarsız
kalmış. Ancak, son dakika önergeleriyle, muhalefetle
paylaşmadıkları, hukuk çevreleriyle
paylaşmadıkları bir önergeyle yine, hukuk sistemimizde âdeta bir
skandal yaratan bir düzenlemeyi, Adalet Bakanlığı, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Genel Kuruluna getirmiş. Değerli arkadaşlar,
usul hükümlerinin derhâl yürürlüğe girmesinin, evrensel hukuk ilkesi
olmasına rağmen, mevcut yargılanmalar için özel yetkili
mahkemelerin muhafaza edildiğini ancak bundan sonra açılacak davalar
için yeni mahkemelerin oluşturulduğuna dair ikili bir
yapının, skandal bir yapının önergeyle Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulmasını, gerçekten, milletvekillerimizin
vicdanlarına sunuyorum.
Şimdi, ben burada
sormak istiyorum: Değerli arkadaşlar, hukuk, MİT Yasası
örneğinde olduğu gibi, sadece bu ülkenin Başbakanını,
özel yetkili mahkemelerden, özel yetkili savcılardan kurtarma aracı
mıdır yoksa hukuk, bütün insanlar için, bütün sanıklar için,
bütün şüpheliler için, evrensel hukuktan doğan olağan
mahkemelerde yargılanma, mutlak ve eşit hakkı mıdır?
Değerli arkadaşlar, bu ülkede sadece özel yetkili mahkemelerden ve
özel yetkili savcılardan mustarip olan Sayın Başbakan
mıdır? Neden sadece Sayın Başbakanı koruyan, Adalet ve
Kalkınma Partisinin bürokratlarını koruyan bu tür düzenlemeleri,
eşitliğe ve evrensel hukuka aykırı olarak Türkiye Büyük
Millet Meclisi gündemine getiriyorsunuz.
Şimdi, ben burada
Sayın Bakana bir örnek vermek istiyorum, Adalet Komisyonu
Başkanımızın da dinlemesini istiyorum: Bakın,
geçtiğimiz günlerde, 13. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin
özel yetkili mahkemesinin bir yargılamasından örnek verdim.
Sanıkların avukatlarıyla görüşmesinin engellenmesi için,
avukatlık sıraları birleştirilmiş, avukatların
müvekkillerine ulaşmaları engellenmiş. Avukatlar müvekkilleriyle
görüşmek istediklerini duruşma hâkimine, duruşma
başkanına bildirmelerine rağmen duruşma başkanı
Burada görüşmeyin, gidin cezaevinde görüşün. demiş.
Değerli arkadaşlar, Ceza Muhakemeleri
Kanununun 149uncu maddesinin hükmü açık, avukatların
sanıklarıyla, müvekkilleriyle görüşmeleri, ifadelerinin
alınması sırasında, yargılanması
sırasında yanlarında bulundurulmaları hiçbir şekilde
engellenemez. Bu açık hükme rağmen, özel yetkili mahkeme
başkanı avukatların bu talebini reddetmiş. Şimdi, siz
bu tür yargılamalarda özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin
korunmasını ve bu insanların o hâkimlerin insafına
bırakılmasını, burada el kaldırıyorsunuz, burada
oyluyorsunuz ve burada yasalaştırıyorsunuz. Ben insaf diyorum,
insaf! Başka bir şey söylemiyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
278. sıra
sayılı kanun tasarısının 96 ıncı Maddesi ile
değiştirilen 5271 sayılı Kanun'un 101 inci maddesinin 2
inci fıkrasının "c" bendinin 2 inci cümlesinde yer
alan "şüpheli veya sanığa" ibaresinden sonra gelmek
üzere "ve müdafine" ibaresinin; aynı cümlede yer alan "bu
husus kararda" ibaresinden sonra gelmek üzere "açıkça"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz. 01.07.2012
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONI
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Mevcut düzenleme 'Bu
istemlerde gerekçe mutlaka gösterilir ve adli kontrol uygulamasının
yetersiz kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer
verilir.' ibaresini haiz olduğu hâlde düzenleme kararların gerekçeli
olması hususu sağlanamamıştır. Zira asıl sorunun
özü, CMK Madde 100'de belirtilen katalog suçların işlendiğine
ilişkin kuvvetli şüphe durumunda, tutuklama nedenlerinin var
sayılabileceğini ifade eden hükümdür. Bu hüküm nedeniyle hâkimler
kendi sübjektif kanılarına yahut kolluk birimlerinin taleplerine
dayanarak kuvvetli şüphenin varlığına inandıkları
takdirde yukarıda anılan gerekçeleri göstermek zorunda
kalmaksızın, tutuklama kararı verebilmekte, serbest
bırakılma taleplerini reddedebilmektedirler. Anılan bu hüküm
değişmeksizin somut bir iyileşme mümkün görülmemektedir.
Yapılan önerge değişikliği ile madde metninin uygulamada
yaratacağı sorunların önlenmesi öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır.
Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun
komisyon metninde bulunmayan ancak tasarı veya teklif ile çok yakın
ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun
salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir
madde olarak görüşme açılacağı, İç Tüzük 87nci
maddenin dördüncü fıkrası hükmüdür.
İç Tüzükün 91inci
maddesine göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt
çoğunlukla katıldığı önerge üzerinde görüşme
açılır ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir.
Bu nedenle, önergeyi
okutup komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla,
14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 96. maddesinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki "97." maddenin
eklenmesini ve madde numaralarının buna göre teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk Turgut
Dibek
Mersin Zonguldak Kırklareli
Mevlüt Dudu Atilla
Kart Gürkut
Acar
Hatay Konya Antalya
Sezgin Tanrıkulu Ali Özgündüz Dilek Akagün Yılmaz
İstanbul İstanbul Uşak
İlhan
Cihaner Mahmut
Tanal
Denizli
İstanbul
MADDE 97- 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 102. Maddesinin 2.
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(2) Ağır Ceza
Mahkemelerinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi; en çok iki yıldır.
Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri somut şekilde gösterilerek en
çok 1 yıl daha uzatılabilir."
BAŞKAN Sayın
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) İştirak
nisabımız olamadığından katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan
önergeyi işlemden kaldırıyorum.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan, önce Komisyon üyelerinin Komisyon sıralarına
davet edilmesi usulden değil midir?
BAŞKAN 97nci
madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 97. maddesinin
(1.) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz
ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Turgut
Dibek Bülent
Tezcan
İstanbul Kırklareli Aydın
Emine
Ülker Tarhan Ali
Rıza Öztürk Hasan
Ören
Ankara Mersin
Manisa
Mahmut
Tanal Ahmet
Toptaş Engin
Özkoç
İstanbul Afyonkarahisar Sakarya
" (I) Bir suç
sebebiyle yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada, 100 üncü maddede
belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde,
şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına
alınmasına karar verilebilir. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan
tutuklu milletvekilleri tutuksuz yargılanmak üzere
salıverilir..."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 97. maddesinin
(1.) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz
ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Erol
Dora Sırrı
Sakık
Şırnak
Mardin Muş
Nazmi
Gür İbrahim
Binici Adil
Kurt
Van Şanlıurfa Hakkâri
Murat
Bozlak
Adana
" (I) Bir suç
sebebiyle yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada, 100 üncü maddede
belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde,
şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına
alınmasına karar verilebilir. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan
tutuklu milletvekilleri tutuksuz yargılanmak üzere
salıverilir..."
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 97. maddesinin
(1.) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz
ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Yusuf
Halaçoğlu
Alim Işık
İzmir
Kayseri
Kütahya
Mehmet
Erdoğan Muharrem
Varlı Ali
Öz
Muğla Adana
Mersin
Nevzat
Korkmaz Seyfettin
Yılmaz Erkan
Akçay
Isparta
Adana
Manisa
Özcan
Yeniçeri Ali
Uzunırmak Mustafa
Kalaycı
Ankara
Aydın
Konya
Ahmet
Duran Bulut Hasan
Hüseyin Türkoğlu Sinan
Oğan
Balıkesir
Osmaniye Iğdır
"(1) " Bir suç
sebebiyle yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada, 100'üncü maddede
belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde,
şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına
alınmasına karar verilebilir. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan
tutuklu milletvekilleri tutuksuz yargılanmak üzere salıverilir."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının 97.
maddesiyle CMK'nın 109 maddesindeki değişikliklerle adli kontrol
için öngörülen ceza üst sınırının
kaldırılması ve adli kontrol tedbirlerinin genişletilmesi
yerinde olmuştur. Ancak tutuklama, sadece soruşturma sürecinde
değil, aynı zamanda kovuşturma sırasında da
yapılabilmektedir. O nedenle "kovuşturmada" ibaresi
eklenmiştir.
Anayasanın 19.
maddesi hükmüne göre tutuklanan kişilerin; makul süre içinde
yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma
sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları
vardır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre bir suç
işlediği hakkında geçerli şüphe bulunan veya suç
işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak
zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin
bulunması dolayısıyla yakalanan veya tutuklu durumda bulunan
herkesin, makul bir süre içinde yargılanmaya veya adli kovuşturma
sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır.
Ülkemiz
uygulamasında tutukluluk; geçici bir önlem olmaktan çıkmış,
fiili mahkûmiyete dönüşmüştür. Tutuklama, amacı
dışında ve kötüye kullanılan bir kurum haline
gelmiştir.
Kaldı ki; milli
iradenin temsilcisi olan milletvekili hakkında, suç işlediğine
dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmaksızın tutuklu
bulunması; milletvekillerinin, Anayasanın 7. maddesi uyarınca
egemenlik kapsamında sahip oldukları yasama hakkını
kullanamaz, yasama görevini yapamaz hale getirmektedir.
Anayasanın 83.
maddesinde tanınan yasama dokunulmazlığı, milletvekilinin
hakkında soruşturma ve kovuşturma
yapılamayacağına ilişkin olup, 2. fıkrası ile
Anayasanın 14.maddesi durumlar yönünden getirilen istisna, milletvekilleri
hakkındaki soruşturma ve kovuşturmanın devam edeceğine
ilişkin olup, milletvekilinin tutuklu kalmasını
gerektirmemektedir.
Bir kişinin
tutuklanması ya da tutuklu yargılanması, sonunda o kişinin
mahkûm olacağını göstermez, Aynı şekilde tutuksuz olarak
yargılanmak da o davanın beraatla sonuçlanacağını
göstermez. Bir kişinin hakkında soruşturma ya da
kovuşturmanın devam ötmesi, o kişinin tutukluluk halinin
devamını gerektirmez. O nedenle yasama
dokunulmazlığının istisnasını düzenleyen 83/2.
maddesi hükmü milletvekillerinin tutukluluğunun dayanağı olamaz.
Cezalar şahsidir.
Tutuklu milletvekillerin kefaretini de millet ödemiştir. Milletvekilleri
milleti temsil etmekte ve milletvekillerinin tutukluluk hallerinin devam ediyor
olması da millî iradenin temsil edilememesi, millet iradesine engel
olunması ve bu iradenin tutukluluğu anlamına gelmektedir. Mevcut
durum millet iradesine ipotek koymaktır. Bilindiği gibi
İstanbul'dan seçilen MHP Milletvekili Engin Alan da bir süredir tutuklu
olarak yargılanmaktadır. Engin Alan'ın tutukluluğunun, bir
tören sırasında başbakan geldiğinde ayağa
kalkmadığı için başbakanın ifadesiyle "bedelini
ödemek" gibi bir siyasi husumete de konu olduğu düşünülürse, söz
konusu tutuklu yargılamaların bu tarz amaçlara da hizmet ettiği
gibi bir vahim bir sonuç da millî iradeye halel getirmesi bakımından
dikkate değerdir.
Milletvekillerinin
kaçacağını ya da delilleri karartacağını
varsaymak millî iradeye saygı duymamaktır. Aynı davada tutusuz
yargılanan birinin milletvekili olarak TBMM'de görev yapması fakat
tutuklandığı için TBMM'de milleti temsil görevini
yapamayanların cezaevinde tutulması bu
çarpıklığın bir göstergesidir. Bu durumda mesela cezaevinde
sırf tutuklu olduğu için TBMM'de görev yapamayan kişi
hakkında tutuksuz yargılama kararı çıktığında
TBMM görevi yapabilmesi fiilen görevinin engellenmesi anlamına
gelmektedir.
Bu önerge ile millet
egemenliğini temsil ederek, millet iradesini kullanan milletvekillerinin
tutuksuz yargılanmalarının temini amaçlanmıştır.
Böylece millet iradesinin kullanılması yanında adaletin temini
açısından davaların devamı sağlanarak hukukun
üstünlüğü sağlanmış olacaktır.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, bir konuyu sözlü olarak ifade etmek istiyorum.
Bu milletvekilleri
Türkiye Büyük Millet Meclisinin manevi şahsiyetinin ayrılmaz bir
parçasıdır. Dolayısıyla, burada kalkacak ellerin bu
şahsiyetlerin tutuksuz yargılanmasına imkân vererek onların
arkasındaki milletin iradesinin burada tecelli etmesini desteklemelerini
istiyoruz. Birtakım bürokratlar için kalkan ellerin umarım,
milletvekilleri için de aynı eller, aynı vicdanlar kalkar diye umut
ediyorum.
Bunu ifade etmek
istedim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Tutanaklara geçti.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. [MHP ve CHP sıralarından alkışlar (!)]
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 97. maddesinin
(1.) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz
ve teklif ederiz.
Hasip Kaplan (Şırnak) ve
arkadaşları
"(I) Bir suç
"Sebebiyle yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada, 100 üncü
maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde,
şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına
alınmasına karar verilebilir. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan
tutuklu milletvekilleri tutuksuz yargılanmak üzere
salıverilir..."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Önerge
üzerinde söz isteyen Nazmi Gür, Van Milletvekili.
NAZMİ GÜR (Van)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
arkadaşlar, tıpkı bizim gibi seçimlerde yani 12 Haziran 2011
seçimlerinde halkın oylarıyla, halkın desteğiyle seçilen
2si kadın 8 milletvekili şu anda tutuklu, cezaevlerinde. Tabii,
tutukluların, aslında, olağanüstü rejimlere ait mahkemelerin
yani özel yetkilendirilmiş mahkemelerin eliyle
tutuklandıklarını hepiniz biliyorsunuz. Güya
kaldırdınız ve biraz önce de basının
tamamını taradığımızda, bütün basın bu özel
yetkili mahkemelerin artık tarihe
karıştığını söyledi. Şimdi, bunun ilk
pratiğini de burada bu Meclis göstermek zorundadır. Haksız bir
şekilde tutuklanan, hukuksuz bir şekilde, neredeyse üç yılı
aşan bir süredir cezaevinde olan bu Parlamentonun üyelerinin derhâl
serbest bırakılması için verdiğimiz önergenin desteklenmesi
için sizlerin, özellikle AKP sıralarında oturan
arkadaşlarımızın el kaldırması, onay vermesi
gerekiyor. Neden? Çünkü biraz önce Sayın Vuralın da dile
getirdiği gibi, 8 arkadaşımızın tamamı, bu
Parlamentonun ayrılmaz birer parçası. Onlar bu Parlamentoda
oturmadığı sürece bu Parlamento eksik sayılır ve
lütfen, biz, Parlamentoyu kapatmadan ve bu Parlamento tatile girmeden,
arkadaşlarımızın aramıza katılabilmesi için
gerekli bütün çalışmayı, bütün çabayı gösterin. Bunu niçin
yapalım? Bunu bu Parlamentonun onuru için yapalım. Bunu niçin
yapalım? Bunu parlamenter demokrasinin onuru için yapalım. Bunu niçin
yapalım? Bir haksızlığı gidermek üzere yapalım.
Değerli arkadaşlar, hepinizin de
bildiği gibi, Türkiye'nin Strasburgda en çok mahkûm olduğu
konulardan birisi uzun tutukluluk süreleridir. Bu Parlamentonun kendi üyeleri
için uzun tutukluluk sürelerine sırtını dönmesi,
kulaklarını kapaması, gözlerini kapaması kabul edilemez. Bu
Parlamentonun, üyelerinin, 8 üyesinin cezaevinde tutuklu kalmasına göz
yumması kabul edilemez; hiçbir vicdana, hiçbir insani vicdana
sığamaz. Onlar seçildikten beri bir yıldır cezaevindeler.
Bir yıl sonra yine bu şeyleri tartışmamak için, bir
yıl sonra yine arkadaşlarımızın durumunu
tartışmamak için, gerçekten, bu fırsat varken, önümüzde
dururken, sunduğumuz bu önergeyle arkadaşlarımızın
tamamının serbest kalması için hepinizin el kaldırması
ve destek vermesi gerekiyor çünkü arkadaşlarımız
açısından, bu uzun tutukluluk süresi âdeta bir cezaya dönüştü.
Kuşkusuz, adil yargılanma hakkı, hukukun üstünlüğü
tanınsaydı, özel yetkili mahkemelerde yargılanmamış
olsalardı o arkadaşlarımız belki de şu anda
aramızda olacaklardı. Bu nedenle, çağdaş hukuk
sistemlerinin, modern hukuk sistemlerinin gereğini burada biz parlamenterler
olarak da yerine getirelim lütfen.
Değerli arkadaşlar, millî iradenin
tecelli edebilmesi için milletvekili arkadaşlarımızın
mutlaka aramıza katılması gerekiyor.
Yine, değerli arkadaşlar, yasama
dokunulmazlığının istisnası olan Anayasanın 83/2
maddesi de milletvekillerimizin tutukluluğunun dayanağı
yapılıyor ama milletvekilinin kaçacağı ya da delilleri
karartacağı yolundaki varsayımdan hareketle onların
cezaevinde kalmasına göz yumamayız.
Bu nedenle, bir an önce
bu arkadaşlarımızın da aramıza katılabilmesi için
hepinizi bu önergeye destek vermeye davet ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum.
Teşekkür ederim.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra sayılı kanun tasarısının 97. maddesinin
(1.) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmesi arz
ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk (Mersin) ve arkadaşları
" (I) Bir suç
sebebiyle yürütülen soruşturmada ve kovuşturmada, 100 üncü maddede
belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde,
şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına
alınmasına karar verilebilir. 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan
milletvekili Genel Seçimlerinde milletvekili seçilen ve halen TBMM üyesi olan
tutuklu milletvekilleri tutuksuz yargılanmak üzere
salıverilir..."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Turgut Dibek, Kırklareli Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Değerli arkadaşlar, bilmiyorum ne kadar
dikkatinizi toplayabildiniz ama üç ayrı önerge verildi 97nci maddeyle
ilgili olarak, iki tanesini reddettiniz. Üç ayrı grup; Cumhuriyet Halk
Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Barış ve Demokrasi Partisinin
önergeleri. Aslında üçü de aynı mahiyette. Her birimizin çözmeyi
istediğimiz bir sorun tutuklu milletvekillerinin burada olması. Yani
burada, eğer okuduysanız, dinlediyseniz daha doğrusu
Efendim
daha önce birtakım kaygılar dile getirildi AKPnin grup başkan
vekillerince. Yok efendim şu gelir, bunlar gelir, onların önü
açılır, işte aday olabilirler, köprü olur, tünel olur
Değil mi, böyle açıklamalar yaptı Elitaş ve diğer
arkadaşlar. Bunların hiçbiri söz konusu değil. Üç grup da
aynı önergeyi aynı önergeyi, aynı taleple verdi ve talepler
belli. Yani burada bir yılı aşkın süredir 8 milletvekili
cezaevinde.
Değerli
arkadaşlar, üç yılı aşkın süre bizim
arkadaşlarımız cezaevinde. Üç yıl, üç yılı
geçmiş olan bir süre, dile kolay. Niye Hayır diyorsunuz ben onu
anlamıyorum? Vatandaşlarımız gerçi şu anda bizi
televizyonlardan izleyemiyorlar, İnternetten izleyebiliyorlar. Bakın
şunu söylüyoruz: 12 Haziran 2011 seçimlerine atıf yapıyoruz yani
o seçimlerde milletvekili olarak seçilmiş olan ve şu anda cezaevinde
tutuklu olan kişilere yönelik bir
düzenleme yani daha sonraki seçimleri kapsamıyor, adaylıklarla ilgili
herhangi bir düzenleme değil. Burada ne var onu anlayamadım ben, yani
çekince nedir? Şu mu var? Hayır, bu arkadaşlarımız
cezaevinde yatmaya devam etsin. Yani bizi herhâlde vatandaşlarımız
burada izleyemiyorlarsa da yarın basın yoluyla veya yazılı
basın yoluyla da takip edecekler. Yani bu sizin aynanız bence,
turnusol kağıdı, niyetinizi de ortaya koyuyor. Üç ayrı grup
uzlaşmış durumda. Zamanında Sayın Meclis Başkanı Çiçek, Sayın
Başbakan, arkadaşlarımız İşte
uzlaşsınlar bakalım partiler, muhalefet partileri diye
söylüyorlardı, işte uzlaştık arkadaşlar, başka da
bir sakınca yok. Bu 8 milletvekilini -gelip burada aramızda-
vatandaşımızı temsil etmek üzere onları buraya davet
etmeye, daha doğrusu onların burada görev yapmasını
sağlayacak olan bir düzenleme. Tabii, bunu anlamak çok zor, bu da
aslında sizin niyetinizin üzüm yemek olmadığını ortaya
koyuyor. Sizin niyetiniz başka arkadaşlar.
Bu 97nci maddeyle
ilgili olarak da bir iki şey söylemek isterim: Belki Bu pakette, yani 110
maddelik pakette iyi bir şey yok mu? diye sorulduğunda, iyi bir
şey bu, belki, bir bu var. Yani şimdi, başka neler var? Yani bir
kısmı tamamen bence görüntü, makyaj, işte rahmetli
Erbakanın tabiriyle pansuman dahi değil ama biraz bir şeyler
var bu maddede. Yani burada Ceza Muhakemesi Kanununun 109uncu maddesindeki
adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasıyla ilgili bir sınır
vardı, üç yıla kadar olan suçlarda ancak söz konusuydu. Bu
sınır kaldırıldı. Şimdi, bu gerçekten iyi bir
şey. Artı, ilave olarak da ek
birtakım yeni adli kontrol tedbirleri ilave edildi yani biraz
genişletildi. Bunun bir yararı olacak mıdır diye
düşündüğümüzde, olabilir. Gerçi uygulamadaki hâkim ve savcılar,
özellikle mahkemelerde devam eden yani kovuşturma aşamasında
olan davalarda mahkemeler bu hüküm olmasa da mevcut duruma göre, tutuklamalarla
ilgili davalarda, işte milletvekili
arkadaşlarımız için de aynı şey geçerli, diğer
davalarda da geçerli, kanaatlerine göre,
vicdanlarına göre zaten karar verebilirlerdi ama onların önünde bu
değişiklik belki dar da olsa, kısa da olsa bir yol açacak diye
düşünüyorum yani olumlu anlamda.
Yani bu paketin
içerisinde benim önemsediğim, bunu buradan işte
açıklıklı söyleyebilirim, önemli gördüğüm
Evet, önümüzdeki
süreci dikkatle takip edeceğim, bakalım bu değişiklikten
sonra mahkemeler ne kadar bu adli kontrol tedbirlerini uygulayacaklar diye ben
de merak ediyorum, bunu izleyeceğim. O yüzden yararlı görüyorum.
Süre doluyor, şunu
belirtmek isterim tekrar: Değerli arkadaşlar, tutuklu
milletvekilleriyle ilgili burada
kaldırmış olduğunuz hayır oyları, ret
oyları vatandaşlarımız tarafından mutlaka değerlendirilecektir.
Bana göre, bu konuda sizin bundan sonra söyleyecek bir tek sözünüz dahi olamaz
diye düşünüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
lll.YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, yoklama talep ediyoruz.
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Tarhan,
Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Moroğlu, Sayın Güven,
Sayın Yüceer, Sayın Serter, Sayın Yılmaz, Sayın Özel,
Sayın Köktürk, Sayın Öztürk, Sayın Çetin, Sayın Çam, Sayın
Özkoç, Sayın Yıldız, Sayın Toptaş, Sayın Aldan,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tanal.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Yeni madde ihdasına
dair bir önerge vardır. Önergeyi okutup Komisyonun salt
çoğunluğunu arayacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
97nci maddeden sonra gelmek üzere yeni bir madde ihdas edilerek ve sonraki maddeler
buna göre teselsül ettirilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
231. maddesinin 5. fıkrasında yer alan iki yıl ibaresinin üç
yıl şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
30.06.2012
Ömer Süha
Aldan Ali Rıza Öztürk Gürkut Acar
Muğla Mersin Antalya
Dilek Akagün
Yılmaz Atilla Kart Mahmut Tanal
Uşak Konya İstanbul
Musa
Çam Sezgin
Tanrıkulu
İzmir İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, önce davet etsinler Komisyon üyelerini, belki
salt çoğunluk oluşacak.
BAŞKAN Sayın
Komisyon, salt çoğunluğu, üyelerinizi davet eder misiniz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Arkadaşlar, Komisyon üyesi
arkadaşlarım; İç Tüzükün 87nci maddesindeki özel durum
sebebiyle Komisyonun sarih iradesini yüksek makama arz etmek üzere
gelmeleriniz, takdirine rica olunur. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, Sayın
Başkan, salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Nisap koşulu sebebiyle
katılma iradesi teşekkül etmedi efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan, önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
98inci madde üzerinde
iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sıra sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın
Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve
Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının 98.
maddesiyle 5271 sayılı Yasanın 308. maddesine eklenen 2.
fıkrasının "İtiraz üzerine dosya kararına itiraz
edilen daireye derhâl gönderilir şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer Süha
Aldan Mahmut Tanal Ali Rıza Öztürk
Muğla İstanbul Mersin
Ali
Rıza Köktürk Turgut
Dibek İlhan Cihaner
Zonguldak Kırklareli Denizli
BAŞKAN Bir
saniye
Sayın Vural,
önergeyi çekmiştir.
Sayın Komisyon,
Cumhuriyet Halk Partisinin önergesine katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge üzerinde
söz isteyen Mahmut Tanal, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Değerli Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hukuk, ekmek, su, hava
gibi hepimizin ihtiyaç duyduğu bir husus. Tabii, tutuklu
milletvekilleriyle ilgili çok bahsedildi, çok konuşuldu. Öncelikle
iğneyi kendimize batırmak lazım çuvaldızı
başkasına. Çok güzel bir söz var Kendiniz için ne istiyorsanız
başkasına da aynı şeyi isteyiniz.
Sayın
Başbakan, 2002 seçimlerinde İstanbulda 1inci bölgede milletvekili
adayıydı. O dönemde Diyarbakır
Bugün
tartıştığımız özel yetkili mahkemelerin muadili,
eş anlamlısı olan Devlet Güvenlik Mahkemesindeki almış
olduğu ceza nedeniyle seçilemiyordu yani milletvekili seçilmesine engel
idi. Tabii, lideri olmuş olduğu siyasi parti iktidarda, Genel
Başkanı milletvekili olamıyor; bu hakikaten demokrasi
açısından da büyük bir ayıp idi. Peki, bu demokrasi
açısından büyük bir ayıp ise demokrasiyi özümsemiş olan
siyasi parti temsilcilerinin bu ayıbı ortadan kaldırmak bu
partilerin görevi. O dönemde, önceki Genel Başkanımız Sayın
Deniz Baykalla birlikte destek verildi ve grubumuz, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak, Sayın Başbakanın milletvekili seçilme engeli olan
Anayasa değişikliğinin yapılması sağlandı.
Tabii, bu Anayasa değişikliği olunca, o anlamda, o sırada
eş güdümlü olarak Siirtte seçimler iptal edildi, iptal edilen seçimler
nedeniyle Sayın Başbakan Siirtten aday olarak milletvekili seçildi
ve Parlamentoya geldi.
Bu örneği niçin
anlatıyorum? Yani bir farklılığı anlatmaya
çalışıyorum, inşallah, aynı olgunluğa, aynı
seviyeye, aynı düşünceye sizler de ulaşırsınız,
benim temennim bu.
Tabii, şu anda
içeride bulunan milletvekilleri için aslında yasal anlamda bir yasa veya
Anayasa değişikliğine ihtiyaç yok, ama zorlamalar var. Neden
ihtiyaç yok? Bir milletvekili arkadaşımız, o dönemde de yine
cezaevinde tutukluyken, milletvekili seçildikten sonra tutuksuz olarak
yargılanıyor ve serbest bırakıldı, aslında emsal
bir karar, bir örnek var. Ancak ne yapılabilir? Hukuki zorlamaları,
Ceza Muhakemesi Kanunu 108 veya 109a ilave edilebilir, Soruşturması
ve kovuşturması devam eden kişi milletvekili seçilir ise
tutuksuz olarak yargılanır. şeklindeki bir hükümle, gayet rahat
millî iradenin önünde olan bu engel de kaldırılmış olur.
Bunu söylerken, belki
sizi rahatsız ediyor ama vicdanlarınıza şimdi sesleniyorum.
Torba yasası, yarısı geçti, yarısı geçmedi.
Tasarının geçen 24üncü maddesini söylüyorum ben. 24üncü maddede, değerli
milletvekilleri, emekliye ayrılmamış olan bir milletvekili,
milletvekili seçilmez ise iki aylık, altmış günlük süre
içerisinde de milletvekili priminin, sigorta priminin Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından dört yıl içerisinde, dört yıl boyunca ödenmesi
için altmış gün içinde müracaat etmesi gerekiyor. Ancak bu
altmış günlük süre içerisinde müracaat etmeyen Adalet ve
Kalkınma Partisinden 3 tane milletvekili var.
Bakın, 3 tane
milletvekili için torba tasarısındaki 24üncü maddeyi düzelttiniz
orada. Ne yaptınız? Müracaat edemeyenler için altmış günlük
bu süreye ek bir süre daha getirdiniz. Hani biz şunu söylerdik hep hukuk
fakültesinin 1inci sınıfında: Yasalar özel olmaz. Yasalar genel
olur, eşit olur, herkese uygulanabilir olur, olaya özgü yasa düzenlenmez.
İşte emsal, örneğin bir tanesinde bu örneği veriyorum.
Kaldı ki, 8 tane
milletvekili aynı zamanda, bunlar, millî irade şu anda tutsak, millî
irade şu anda cezaevinde, sizin en azından gerçekten
Başbakana yapılan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (Devamla) -
milletvekillerince yapılan o duyguyu bu milletvekilleri için de
göstermenizi istirham ediyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
99uncu madde üzerinde
iki adet önerge
OKTAY VURAL (İzmir)
Bizimkini çekiyoruz efendim.
BAŞKAN -
bir adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
99. maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz. 30/6/2012
Ömer Süha
Aldan Ali Rıza Öztürk Ali İhsan Köktürk
Muğla Mersin Zonguldak
Turgut
Dibek İlhan Cihaner Musa Çam
Kırklareli Denizli İzmir
MADDE 99- 5271
sayılı Kanunun 324. maddesinin 4. fıkrasına
aşağıdaki cümle eklenmiştir.
Devlete ait
yargılama giderlerinin, 100 TLden az olması hâlinde bu giderin
Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen?
Engin Özkoç, Sakarya
Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, biz, bu ülkenin çocuklarıyız. Biz, az önce,
Sayın Komisyon Başkanının Arkadaşlar, muhalefet
milletvekilleri de gelsin. dediği zaman, aynı yürekle oturan bu
ülkenin çocuklarıyız. Ama bakın, bu akşam olanlara sebep
veren duruma nasıl geldik ve siz hangi noktadasınız; bunu ifade
edeyim.
Bu emperyalizm,
kapitalizm falan bunları bir köşeye bırakalım. Amerika
Birleşik Devletleri gibi, İngiltere gibi ülkeler daha çok kazanmak,
daha çok kazanmak, daha çok kazanmak için pazar alanlarını
sınırlarlar. Pazar alanları yok olunca yeni pazar alanları
yaratmak isterler. Bunun için bir pazar alanı buldular; üstelik de bizim sınır
komşularımız olan, üstelik de bizim bölgemizde olan, üstelik de
Müslüman kardeşlerimiz olan, üstelik de birlikte aynı coğrafyada
bulunduğumuz Orta Doğuyu seçtiler. Orta Doğuyu seçtikten sonra
da kocaman bir yalan söylediler. Dediler ki Irakta nükleer silah var.
Irakta nükleer silah olmadığını bile bile Iraka girdiler.
1,5 milyon Iraklı Müslümanı öldürdüler; çocukları öldürdüler,
kadınları öldürdüler. Onları çırılçıplak soyup,
üst üste koyup köpeklere kirletip, dünyaya resimlerini
dağıttılar. Daha sonra ne oldu? Daha sonra, sanki
Mısırdakiler, sanki Libyadakiler oturdular da
facebooklarının başına Hadi şu Mübareki devirelim.
Şu Libya liderini devirelim. demişler gibi birden düğmeye
dokundular, on binlerce, binlerce insan sokağa çıktı,
kardeş kanı döktüler. Libya Liderini, Allahuekber sesleriyle
aynı Müslümanlar, aynı kardeşler katlettiler ve öldürdüler. O
sırada Ben ülkeyi, Müslümanları bombalatmam. diyen Sayın
Başbakan, NATO üssünü açtı ve çoluk çocuk demeden
insanlarımızı bombalattı. Şimdi, bütün bunları
biliyoruz. Daha sonra, Biz dostuz. denilen Suriyeyle düşman hâle
geldik. Yani onlar şunu yapıyorlar arkadaşlar: Kardeşi
kardeşe, Müslümanı Müslümana, aynı coğrafyadaki
komşuyu komşuya düşürerek elde etmek istedikleri pazar
alanını elde ediyorlar, ondan sonra da sırtlarını
dönüyorlar. Dünyada bir tane mi örneği var, beş tane mi örneği
var, on tane mi var? Binlerce örneği var. Emperyalizm böyle
çalışıyor.
Benim en çok ne
ağrıma gider biliyor musunuz? Almanyada Yahudiler
yakılırken onları yakan o insanlar, o zihniyet çok ağrıma
gitmiyor; elbette ki ağrıma gidiyor, elbette ki onların o
faşizan anlayışına ben karşıyım ama benim en
çok içimi acıtan nedir biliyor musunuz? Sadece üç günlük, dört günlük, on
günlük hayatları için, sadece bir lokma ekmekleri için o kardeşlerini
ölüm fırınlarına götüren Yahudilerdir benim ağrıma
giden. Kendi kardeşlerinin başında bekçilik yapıp da sadece
kendi çıkarları için, hayatları için, bir lokma ekmek için
onları fırınlara taşıyan Yahudilerdir benim
ağrıma giden. Şimdi, Türkiyedeki rol sizin rolünüzdür. Siz de
kendi kardeşlerinizi aynı şekilde ölüme gönderiyorsunuz,
aynı şekilde öldürülmelerine izin veriyorsunuz, aynı
coğrafyada yok edilmelerine izin veriyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Özkoç, lütfen
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla)
Onun için, değerli arkadaşlarım, kardeşin kardeşi
olan düşmanını bırakmadan bu yasaları
çıkarmayı bırakmazsınız. Siz sadece kendi
kardeşlerinizi değil, ülkede yaşayan kardeşlerinizi de
cezaevlerine atıyorsunuz, onların da yok olmalarını
sağlıyorsunuz, onlara karşı da düşmanca tutum
sergiliyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Bu yüzden değerli
arkadaşlarım, coğrafyaya bakın ve kendinize şunu
sorun: Değer mi? Yani Sadece içimizde
yaşattığımız kendi çıkarlarımız ve
beklentilerimiz için değer mi? diye sorun.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Karar yeter sayısı
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 10.41
ON
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 10.54
BAŞKAN: Başkan
Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Tanju ÖZCAN (Bolu)
---0---
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129uncu Birleşiminin On
Beşinci Oturumunu açıyorum.
99uncu madde üzerinde
Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ve arkadaşlarının verdiği
önergenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi
tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
278 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Şimdi, 100üncü
madde üzerinde aynı mahiyette iki önerge vardır, birlikte işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
100. maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer Süha
Aldan Ali Rıza Öztürk Ali İhsan Köktürk
Muğla Mersin Zonguldak
Musa
Çam Turgut Dibek İlhan Cihaner
İzmir Kırklareli Denizli
BAŞKAN Sayın
Vural diğer önergeyi geri çekti.
Sayın Komisyon?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmamaktayız
efendim.
BAŞKAN Hükûmet?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Musa Çam, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, hepinizi saygıyla selamlıyorum ve
günaydın diyorum.
Yoğun bir
çalışmanın arkasından, yaklaşık yirmi saatlik bir
çalışmanın arkasından konuşuyoruz. Bir defa, on
yıllık AKP Hükûmeti döneminde, ne zaman Sayın Başbakan,
bakanlar ve AKP yöneticileri reform deseler, şahsen beni bir korku ve
bir titreme alıyor çünkü o reformun bize iyilikler getirmeyeceği ve o
reform adı altında birtakım gizli hesapların olduğu
açık ve net bir şekilde ortaya çıkıyor. İşte
yargı reformu diye getirilen reformun arkasında da yine özel
mahkemeler ve özel mahkemelerin ele geçirilmesiyle,
kuşatılmasıyla ilgili birtakım hesapların olduğu
açık ve net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Şimdi, değerli
arkadaşlar, cuma günü, Fransanın en itibarlı, en prestijli
gazetesi Le Mondeun manşetinde aynen şöyle söyleniyor: Mösyö
Erdoğan, Sevil Sevimlinin suçu nedir? diye soruyor. Fransanın Le
Monde gazetesinin manşeti: Mösyö Erdoğan, Sevil Sevimlinin suçu
nedir? diye soruyor.
Sevil Sevimli, Fransada
doğmuş ve Fransada öğrenimini gören bir Türk
vatandaşı ama orada doğmuş ve aynı zamanda
Fransız pasaportu olan bir Türk ailesinin kızı. Fransada Lyon
Üniversitesinde okuyor, iletişim okuyor ve son sınıf
öğrencisi ve Erasmus bursu nedeniyle Vatanıma gideyim, ülkemde, bir
yıl da orada okuyayım ve orada hem Türkçemi geliştireyim hem de
köklerimi araştırayım, ailelerimle buluşayım. diye
Türkiyeye geliyor ve Eskişehir Anadolu Üniversitesinde İletişim
Fakültesinde öğrenim görmeye başlıyor.
Bu öğrencinin,
Sevil Sevimlinin yaptığı iş: Paralı eğitime
hayır. diye öğrenci arkadaşlarıyla beraber üniversitede ve
Eskişehirde döviz ve pankart açıyor arkadaşlar. Ne yapıyor
Sevil Sevimli? Bu 1 Mayısta İstanbula öğrenci
arkadaşlarıyla birlikte gidiyor, 1 Mayısa katılıyor,
öğrenci kolektifleriyle birlikte piknik yapıyor ve Parasız
eğitim sloganı atıyor. diye 9 Mayıstan beri tutuklu,
arkadaşlar, Eskişehir H tipinde tutuklu ve özel mahkemede
yargılanacak. Le Monde gazetesi manşet atmış, diyor ki:
Nasıl bir ülke ki Türkiye, bir üniversite öğrencisi parasız
eğitim istediği için, 1 Mayısa katıldığı
için ve öğrenci arkadaşlarıyla pikniğe gittiği için
bir örgüt üyesi kategorisine koyularak on iki yıl cezayla
yargılanmaya başlanıyor?
Şimdi,
arkadaşlar, bir öğrenci, doğru dürüst Türkçeyi bile
konuşamayan, aksanlı olarak konuşan bir öğrenci,
Türkiyeye, vatanına gelip eğitim görmesinin sonucunda bugün tutuklu
ve özel mahkemede. Dosyasının ne zaman tanzim edileceği ve
davanın ne zaman açılacağı belli değil. En az
altı ay cezaevinde yatacak ve biz şimdi, Fransız dergilerinde ve
gazetelerinde ve üniversitelerinde Türkiyede bir öğrencinin
tutuklandığını her gün manşetlerde
okuyacağız. Dün, Fransanın değişik üniversitelerinde,
Lyonda, Pariste, Sorbonnede, Strasbourg Üniversitesinde, Mulhause
Üniversitesinde, Belford Üniversitesinde ve
Montpellier Üniversitesinde öğrenciler, Sevil Sevimliyle
dayanışma için forumlar düzenliyorlar ve orada eylemler
yapıyorlar. Türkiye'nin itibarını ve prestijini bu kadar yerle
bir etmeye hakkınız var mı arkadaşlar?
Yine, 3 ve 9 Haziranda
Ankaraya gelen, kısa adı MEDEL olan Demokrasi ve Özgürlük İçin
Avrupalı Yargıçlar Birliğinin yayınlamış
olduğu bir manifesto var arkadaşlar. Bakın, bu MEDEL Komisyonu
Türkiyeye geliyor, Adalet Bakanı, yüksek yargı
organlarının başkanları, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu üyeleri, baro başkanları, bir dizi yargı mensubuyla
görüşüyor ve yayınladıkları metin de aynen şudur
arkadaşlar:
Raporda, Deniz Feneri,
şike, MİT,KCK soruşturmaları örnek gösterildi.
Soruşturma yargılamanın, politik gücü elinde tutanların
çevreleri için tehlikeli boyut kazandığından ilk tepki olarak
savcı ya da hâkimin dosyadan el çektirildiği, haklarında
soruşturma açıldığına dikkat çekildi. Raporda,
Böylesi bir korku hâkim ve savcıların kişisel ve kurumsal
bağımsızlıklarına bir tehdittir tespiti
yapıldı. deniyor.
Yine
Soruşturmalarda, yabancıların, politik gücü elinde
tutanların çevreleri açısından tehlikeli boyut kazanmaya
başladığında, ilk tepkileri ilgili savcıya veya hâkime
dosyadan el çektirmek, görevini ya da görev yaptığı şehri
değiştirmek
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
MUSA ÇAM (Devamla)
yine, savcı veyahut da hâkim hakkında disiplin ya da ceza
soruşturması başlatmak ve kanun değişikliği
yaparak iktidar yandaşlarını yargıdan muaf tutmaktır.
deniyor.
BAŞKAN Sayın
Çam
MUSA ÇAM (Devamla)
Prensip olarak adaletin üç işlevi vardır: Birincisi
uyuşmazlık yönetimi, ikincisi düzen sağlamak, üçüncüsü ise
siyasi gücün sınırlandırılmasıdır.
BAŞKAN Sayın
Çam, lütfen
MUSA ÇAM (Devamla)
Türkiye'de yargı siyasi gücün emrine verilmiştir ve
yargının kontrol ve sınırlandırma işlevlerini
yapmasına izin verilmemektedir. deniyor değerli arkadaşlar.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
101inci madde üzerinde
bir önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçla İlişkin Dava ve
Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının 101.
maddesiyle 5326 sayılı Kabahatler Kanununa eklenen 43/B maddesinde
yer alan bin Türk Lirası ibaresinin, iki bin Türk Lirası
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer Süha
Aldan Ali Rıza Öztürk Ali İhsan Köktürk
Muğla Mersin Zonguldak
Musa
Çam Turgut Dibek İlhan Cihaner
İzmir Kırklareli Denizli
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Musa Çam, İzmir Milletvekili.
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muhlis Akarsu, Muhibe
Akarsu, Gülender Akça, Metin Altıok, Mehmet Atay, Seher Ateş, Behçet
Sefa Aysan, Erdal Ayrancı, Asım Bezirci, Belkıs Çakır,
Serpil Canik, Muammer Çiçek, Nesimi Çimen, Carina Cuanna Thuijs, Serkan
Doğan, Hasret Gültekin, Murat Gündüz, Gülsüm Karababa, Uğur Kaynar,
Emin Buğdaycı, Asaf Koçak, Koray Kaya, Menekşe Kaya, Handan
Metin, Sait Metin, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Ahmet Özyurt, Nurcan
Şahin, Özlem Şahin, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Edibe Sulari,
İnci Türk. Bundan on dokuz yıl önce Sivasta Madımak Otelinin
önünde Laiklik gidecek, şeriat gelecek., Hizbullah geliyor, laik düzen
yıkılacak., Kanımız aksa da zafer İslamın.,
Yaşasın Hizbullah., Şeriat gelecek, yüzler gülecek.,
Şeriat isteriz., Şeriatın ordusu, laiklerin korkusu. diye
Madımak Otelini yakan ve demin isimlerini saydığımız
kardeşlerimizi yitirmemizin 19uncu yıl dönümü. Onları bir kez
daha hasretle ve özlemle anıyor ve katillerin zaman aşımına
uğramasını şiddetle protesto ediyoruz. Biz
Başbağları da, Kahramanmaraşı da, Sivası da,
Çorumu da, 1 Mayıs 1977de Taksimde şehit olanları öldürenleri
de, Gazidekileri öldürenleri de protesto ediyoruz ve onların
anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. Ama şunu bilmeniz
gerekir: On yıllık hükûmetiniz döneminde bunların katilleri
bulunamadı ve geçtiğimiz günlerde zaman aşımına
uğradı. Şunu unutmamanız gerekir ki, Sivas davasının
zaman aşımına uğraması mümkün değildir.
Burada benden önce
konuşan arkadaşlarımıza tepki gösterdiniz ama bakın
arkadaşlar, Sivas davasının avukatlarına bakıyoruz:
Avukat Şevket
Kazan, Refah Partisi eski milletvekili ve Adalet Bakanlığı
yapmış bir insan ve bu davanın avukatları.
Yine Avukat Celal Mümtaz
Akıncı, Afyon Barosu Başkanı ve sizin oylarınızla
geçtiğimiz dönemde Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı.
Yine Avukat Hayati
Yazıcı, şimdi bakan ve milletvekili.
Avukat Haydar Kemal
Kurt, 23üncü Dönem AKP Isparta Milletvekili.
Avukat Zeyid Aslan, AKP
Tokat Milletvekili şu anda ve Sayın Başbakan
Erdoğanın da avukatı.
Avukat Hüsnü Tuna,
23üncü Dönem Konya Milletvekiliniz arkadaşlar.
Avukat Burhanettin
Çoban, Afyonkarahisar AKP Belediye Başkanı, hâlen belediye
başkanı arkadaşlar.
Avukat İbrahim
Hakkı Aşkar, 22nci Dönem AKP Afyon Milletvekili.
Avukat Mehmet Ali Bulut,
22nci Dönem AKP Kahramanmaraş Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi.
Avukat Bülent Tüfenkçi,
AKP Malatya İl Başkanı ve hâlen il başkanı.
Avukat Halil Ürün, Refah
Partisi kayıp trilyon davası sanığı, hâlen AKP Afyon
Milletvekili.
Avukat Mevlüt Uysal, AKP
İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı, hâlen Belediye
Başkanı.
Avukat Nevzat Er, eski
AKP Eminönü Belediye Başkanı.
Avukat Suat
Altınsoy, AKP Konya İl Başkanı Yardımcısı.
Avukat Tayfun Karaali,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürü.
Avukat Ali
Aşlık, İzmir Milletvekili.
Avukat Bedrettin
İskender, AKP Ümraniye belediye başkan adayı.
Avukat Ekrem Bedir,
Sakarya AKP Hendek Belediye Meclis üyesi.
Avukat Eyüb Karagülle,
eski Saadet Partisi ilçe başkanı.
Avukat Faruk
Gökkuş, AKP Kâğıthane belediye başkanı adayı.
Avukat Reşat Yazak,
Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi.
Şimdi
baktığımızda bütün bu isimlerin hiçbirisi tesadüf
değil. Sizin partinizin üyesi, ya belediye başkanı, ya
milletvekili, ya belediye meclis üyesi ve sizin arkadaşınız
arkadaşlar.
Bunları
söylediğimizde hiç kızmamanız gerekiyor,
yadırgamamanız gerekiyor ve bunda suçlusunuz ve biz de bir kez daha
bu kürsüde bu yaşadığımız sürecin ya
tanığı olacağız yahut da sanığı
olacağız. Biz tanığız -bunu burada, kürsüde söylüyoruz-
ve sizler sanıksınız, sanık
sandalyesinde oturacaksınız.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
lll.-YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunacağım, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Tarhan,
Sayın Dibek, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Çetin, Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın
Çam, Sayın Aslanoğlu, Sayın Tanal, Sayın Aldan, Sayın
Türeli, Sayın Atıcı, Sayın Türmen, Sayın
Yıldız.
Yoklama için iki dakika
süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A)
Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
102nci madde üzerinde
bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısının 102. maddesiyle 5352 sayılı Adli Sicil
Kanununun 6. maddesine eklenen 2. fıkradaki On beş ibaresinin On
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ali İhsan Köktürk Ali Rıza Öztürk
Ömer Süha Aldan
Zonguldak Mersin Muğla
Mustafa Moroğlu Turgut Dibek İlhan Cihaner
İzmir Kırklareli Denizli
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Mustafa Moroğlu, İzmir. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA MOROĞLU
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hem 2
Temmuzda yitirdiğimiz aydınlarımızın,
şairlerimizin, ozanlarımızın anısına yarar diye
hem yirmi saatlik çalışma sonucu sizlerin uyanmasına yarar diye
hem de bizim görevlerimizi ve mücadelemizi daha iyi yapmamıza yarar
düşüncesiyle Yunus Emreden
esinlenen bir şairimizin dörtlükleriyle akıllarda belki kalır
diye size seslenmek istiyorum:
Kıran vurdu
memleketi
Zalimler hakan
olmuştur.
Yedikleri yoksul eti
İçtikleri kan
olmuştur.
Kula kulluk etmeyenin
Haram lokma
yutmayanın
Vatanını
satmayanın
Mekânı zindan
olmuştur.
Emeksiz zengin
olanın
Kitapsız bilgin
olanın
Sermayesi din
olanın
Rehberi şeytan
olmuştur.
Korkan varsa
konuşmaya
Anlam yükleyip susmaya
Gerek kalmadı
korkmaya
Çünkü korkulan
olmuştur.
Sesime kulak ver gülüm
Tutsaklığa
yeğdir ölüm
Nerede varsa böyle zulüm
Çaresi isyan
olmuştur.
Bizim isyan
edeceğimiz şeyler farklı, sizin isyan edeceğiniz şeyler
farklı olabilir ama her insanın isyan edeceği, karşı
duracağı bir şey vardır. En azından beklerdim ki yirmi
bir saattir bedenimizin horlanmasına isyan etmeliydik hep beraber. Siyasal
iktidarınızın çıkarları için
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Biz çalışkan insanlarız ya!
MUSTAFA MOROĞLU
(Devamla) Çalışkan olmaya devam edin.
Siyasal
iktidarınızın çıkarları için getirilen yasalara
Evet. diyebilirsiniz, çok itirazımız olmaz ama bedeninizin
horlanmasına isyan etmemenize, Ya bir gün daha çalışsak ne
olur? demenize bir anlam yüklemiş değilim. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Şimdi, bu
görüştüğümüz yasaların kalbini özel yetkili mahkemeler
oluşturuyor değerli arkadaşlar. Özel yetkili mahkemelerle ilgili
hepinizin, grup başkan vekillerinin ve sizlerin 74üncü maddeye
verdiğiniz önergeyi saklamanızı ve gerekçe bölümüne
bakmanızı önemle, bir arkadaşınız olarak rica
ediyorum. Belki bugün lazım olmayabilir ama gelecek zamanlarda, belki
biraz daha isyan edeceğiniz zamanlar gelir, tutar, belki bu yerler
değişir, o zaman bir kanun maddesine bir önerge verirken bunun
gerekçe başlığının altına verdiğiniz
önergeler yazılmaz.
En azından
Cumhurbaşkanının söylediklerini yazabilirdiniz özel yetkili
mahkemelerle ilgili -daha iki gün önce bu İzmir Büyükşehir Belediyesi
davasında adamı çete reisi ilan ediyorlar, atıyorlar içeriye-
Buradan bir şey çıkmaz. demesini, Özel yetkili mahkemeler
artık sınırı aştı. diyen Başbakanın
sözlerini ve bir aydır umut verdiğiniz, neden değişmesi
gerektiğine ilişkin söylenen sözleri yazabilirdiniz. Yani sizin niye
özel yetkili mahkemeleri kaldırdığınıza ilişkin
bir gerekçe olurdu ama o gerekçeyi bile yazamayışınız
gösteriyor ki özel yetkili mahkemeleri kaldırmak gibi bir niyetiniz yoktu,
halka ve bu mahkemelerden azap çeken, zulüm gören insanlara umut verdiniz.
Kendi iktidarınız içindeki kavgaları halkın ve
aydınların, yurtseverlerin umutlarına alet etmeniz doğru
değil. Bunu değiştirmeyecekseniz değiştirmeyecektiniz.
Yani bazı şeylerin itibarı kayboldu diye cemaatin
adını hizmet, özel yetkili mahkemelerin adını özel idare
mahkemeleri yaparak onların itibarlarını tekrar
kazanmalarını sağlayamazsınız. O nedenle yapılan
iş doğru bir iş olmamıştır ve özel yetkili mahkemelerle
ilgili yaptığınız düzenleme ömür boyu boynunuzda halka
yalan söylemenin, halka umut vermenin ve aldatmanın bir madalyası
olarak asılı kalacaktır ve her zaman da karşısına
çıkacaktır ama sizin itibarınız gittiği zaman AKPnin
adını neyle değiştireceğinizi çok merak ediyorum
doğrusu.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
103üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
104üncü madde üzerinde
dört önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın çerçeve 104 üncü maddesinin 3 numaralı
bendindeki "b) 13 üncü maddesi," ibaresinin "b) 9 ve 13 üncü
maddeleri," şeklinde, 7 numaralı bendinin "4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252 nci
maddeleri," şeklinde değiştirilmesini ve 1 numaralı
bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
Mahir Ünal Hilmi Bilgin İlknur Denizli
Kahramanmaraş Sivas İzmir
Ayşe Nur
Bahçekapılı Tülay
Kaynarca Ahmet Aydın
İstanbul İstanbul Adıyaman
Zeynep Karahan Uslu
Şanlıurfa
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Sayın Başkan, bu madde ile örgüt üyeliğine bir
indirim öngörülmektedir. İçinde yaşadığımız terör
ve bölücülük meselesi dolayısıyla ülkemizin güvenli geleceği açısından
ciddi riskler içermektedir. Dolayısıyla, bu düşüncemizin
özellikle kayıtlara geçirilmesini istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Diğer önergeleri de
okuyalım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 104. maddesinin
(2). fıkrasının sonuna ile 340 ıncı maddesi
ibaresinin eklenmesini ve 3. Fıkrasının b bendinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Faruk Bal Ali Öz Oktay Vural
Konya Mersin İzmir
Muharrem Varlı Alim Işık
Adana Kütahya
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
kanun tasarısının 104. maddesinin (3/b) bendinin; "10. ve
13. maddeleri" olarak ve (7) no'lu bendinin aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz re teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk Bülent Tezcan Mahmut Tanal
Mersin Aydın İstanbul
Engin Özkoç Emine Ülker Tarhan Mehmet Akif Hamzaçebi
Sakarya Ankara İstanbul
Madde 104
7-) 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252 nci maddeleri
yürürlükten kaldırılmıştır.
1) (1) CMK 250, 251, 252
maddeleri uyarınca kurulmuş Özel Yetkili Ağır Ceza
Mahkemeleri ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri
Savcılıklarının yetki ve görevleri, bu kanun yürürlüğe
girdiği tarihte sona erer.
(2) Bu kanunla yetki ve
görevleri sona eren Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin yargıç
ve savcıları, kadroları ile birlikte Ağır Ceza
Mahkemeleri kadrolarına devredilmiştir. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte görevde bulunan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi
başkanı, asıl ve yedek üyeleri ile; Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemeleri Cumhuriyet savcıları da, adli yargı ilk derece
ağır ceza mahkemeleri statüsünde görevlerine devam ederler ve
başka bir göreve atanmalarına Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca karar verilebilir.
(3) Özel Yetkili
Ağır Ceza Mahkemeleri görevli hâkim ve savcılar
dışında kalan personel, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra, adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemeleri ve
bu mahkemelerin bulunduğu il Cumhuriyet
Başsavcılıkları nezdinde, bu mahkemelerin görev
alanına giren suçları soruşturmak ve kovuşturmakla
görevlendirilen Cumhuriyet Savcılığı birimlerinde
başka bir işleme gerek kalmaksızın ve bulundukları
kadro ve özlük hakları da saklı kalmak şartıyla görevlerine
devam ederler. Bu personel hakkında, anılan ağır ceza
mahkemesi başkanı veya ilgili Cumhuriyet savcısının
yazılı muvafakati olmadıkça adlî yargı adalet komisyonunca
başka bir yere veya göreve atama veya görevlendirme işlemi
yapılamaz.
(4) Kaldırılan
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin araç ve gereçleri, bu
mahkemelerin bulundukları adli yargı merkezlerindeki adliyelere
devredilmiştir.
(5) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte özel görev ve yetkileri sona eren Özel
Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ve Özel Yetkili Ağır Ceza
Mahkemeleri Cumhuriyet savcılıklarındaki mevcut soruşturma
ve dava dosyalarının yargılama ve soruşturmasına,
ayrıca bir karar verilmesine gerek kalmaksızın,
durumlarına, mahiyetlerine ve kanun hükümlerine göre, bulundukları
aşamadan itibaren bu mahkemelerin bulunduğu adli kaza merkezlerindeki
adliyelerde görev yapan Ağır Ceza Mahkemelerine ve Cumhuriyet
Başsavcılıklarına derhal intikal ettirilir.
(6) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, daha önce özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemelerince karara bağlanan dava dosyaları, hangi
aşamada olursa olsun başkaca bir işlem yapılmasına ve
karar verilmesine gerek olmaksızın bulundukları aşamada
adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemelerinin statüsüne ve
hükümlerine bağlı olarak incelenmeye devam olunur.
İncelemesi sona
eren dava dosyaları, ilk kararı veren yetkili ve görevli
ağır ceza mahkemelerine gönderilir.
(7) Bu Kanunun
yürürlüğe girmesinden önce, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri
ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Cumhuriyet
Savcılıkları nezdinde bulunan arşiv, kalem, emanet ve
diğer birimleri ayrıca başka bir işleme gerek
olmaksızın adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemesine
ve Cumhuriyet başsavcılığına devredilir.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı'na
278. sıra
sayılı kanun tasarısının 104 üncü Maddesinin;
3 üncü
fıkrasının
"a) 2 nci maddesi,
b) 5 inci maddesi,
c) 6 ncı maddesi,
d) 7 nci maddesi,
e) 10 uncu maddesinin
"d" bendi,
f) 13 üncü maddesi
şeklinde değiştirilmesini,
5 inci
fıkrasında yer alan "19 uncu maddesi" ibaresinden sonra
gelmek üzere "25 inci maddesi" ibaresinin eklenmesini,
6 ncı
fıkrasının "b" bendinden sonra gelmek üzere,
"c) 215 inci
maddesi,
d) 220 nci maddesinin 4
üncü, 6 ncı ve 8 inci maddesi,
e) 302 nci maddenin 2
nci fıkrası,
f) 314 üncü maddesinin 2
nci fıkrası" ibarelerinin eklenmesini,
7 nci
fıkrasının
"a) 250 nci
maddesi,
b) 251 inci maddesi,
c) 252 nci maddesi"
şeklinde değiştirilmesini,
9 uncu fıkradan
sonra gelmek üzere
"10) 2911
Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun 32 nci
maddesinin 1 inci fıkrasının 2 nci cümlesi ile 32 nci maddesinin
2 nci fıkrası,
yürürlükten
kaldırılmıştır" ibaresinin eklenmesini arz ve
teklif ederiz.01.07.2012
Pervin
Buldan Ayla Akat Sırrı Sakık
Iğdır Batman Muş
Demir
Çelik Hasip Kaplan Adil Kurt
Muş Şırnak Hakkâri
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmamaktayız
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
GIDA, TARIM VE
HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Türk Ceza Kanunun 220.
ile 314. Madde hükümleri; toplumda adalet duygusunu sarsacak düzeyde
hukuksuzluklara yol açmaktadır. Yargı organlarının bu
hükümleri tatbik biçimiyle uygulamada; sıradan bir gösteri veya
yürüyüşe katılmak, bir basın açıklaması yapmak yahut
katılmak ya da atılan sloganlara eşlik etmek kişilerin
ağır cezalara maruz kalmalarına neden olmaktadır.
Bilindiği üzere
"İfade Özgürlüğü" sorunu yıllarca ülkemizin en temel
sorunlarından biri olagelmiştir. Türkiye'de yargı
organlarının ifade ve düşünce özgürlüğünü
değerlendirme ve bu konudaki davaları takdir etme durumu peşi
sıra uluslararası hukuk yollarını da doğuran bir hukuk
mücadelesinin doğmasına sebebiyet vermiştir. Nitekim Türkiye
AİHM önünde ilk defa 10. Maddeden -İfade Özgürlüğü- mahkûm
olmuş, devam eden davalarda ise aynı maddeden en fazla mahkûm olan
ülke konumuna gelmiştir. AİHM'e taşınan davalar neticesinde
ifade ve düşünce özgürlüğü hakkı ile ilgili oluşan birikim
ve bu davalarla ortaya çıkan zengin içtihat ne yazık ki bu sorunun
hâlâ günümüze kadar gelmesine mâni olamamıştır.
1990 tarihli Yeni Bir
Avrupa İçin Paris Şartı'nın, İnsan Hakları
Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü bölümünde de "İnsan Hakları
ve temel özgürlüklere her insan doğduğu anda sahip olur, bunlardan
feragat edilemez ve hukukun güvencesi altındadır. Devletin birincil
sorumluluğu bunları korumak ve geliştirmektir. Bunlara
saygı, aşırı güçlü bir devlete karşı asli bir
güvencedir" denilerek, devlet gücüne karşı, özgürlüklerin
güvence altına alınmasının önemine dikkat çekilmiştir.
Daha birçok
uluslararası belgede, düşünce ve ifade özgürlüğü, temel insan
haklan arasında yerini almakta, bu özgürlüklerin geliştirilmesi ve
genişletilmesi, demokratik toplumun gereği olarak savunulmaktadır.
Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi de ifade özgürlüğüne dair aldığı çok
sayıda kararda "Bu hürriyetler sayesinde ancak kişiler kendi
düşüncelerinin doğru veya yanlış olduğunu test
edebilme imkânına sahip olacaklardır. Demokratik bir toplumda ifade özgürlüğü,
yöneticilerin veya kamu makamlarının hoşuna gidecek şeyleri
söyleyebilme değil, her türlü düşünceyi serbestçe
açıklamayı ifade eder" diyerek, özgürlükleri daha kapsamlı
değerlendirmek gerektiğine dikkat çekmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
kanun tasarısının 104. maddesinin (3/b) bendinin; "10. ve
13. maddeleri" olarak ve (7) no'lu bendinin aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Rıza Öztürk
(Mersin) ve arkadaşları
Madde 104
7-) 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252 nci maddeleri
yürürlükten kaldırılmıştır.
1) (1) CMK 250, 251, 252
maddeleri uyarınca kurulmuş Özel Yetkili Ağır Ceza
Mahkemeleri ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri
Savcılıklarının yetki ve görevleri, bu kanun yürürlüğe
girdiği tarihte sona erer.
(2) Bu kanunla yetki ve
görevleri sona eren Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin yargıç
ve savcıları, kadroları ile birlikte Ağır Ceza
Mahkemeleri kadrolarına devredilmiştir. Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte görevde bulunan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi
başkanı, asıl ve yedek üyeleri ile; Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemeleri Cumhuriyet savcıları da, adli yargı ilk derece
ağır ceza mahkemeleri statüsünde görevlerine devam ederler ve
başka bir göreve atanmalarına Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca karar verilebilir.
(3) Özel Yetkili
Ağır Ceza Mahkemeleri görevli hâkim ve savcılar
dışında kalan personel, bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten sonra, adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemeleri ve
bu mahkemelerin bulunduğu il Cumhuriyet
Başsavcılıkları nezdinde, bu mahkemelerin görev alanına
giren suçları soruşturmak ve kovuşturmakla görevlendirilen
Cumhuriyet Savcılığı birimlerinde başka bir
işleme gerek kalmaksızın ve bulundukları kadro ve özlük
hakları da saklı kalmak şartıyla görevlerine devam ederler.
Bu personel hakkında, anılan ağır ceza mahkemesi
başkanı veya ilgili Cumhuriyet savcısının
yazılı muvafakati olmadıkça adlî yargı adalet komisyonunca
başka bir yere veya göreve atama veya görevlendirme işlemi
yapılamaz.
(4) Kaldırılan
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin araç ve gereçleri, bu
mahkemelerin bulundukları adli yargı merkezlerindeki adliyelere
devredilmiştir.
(5) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte özel görev ve yetkileri sona eren Özel
Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ve Özel Yetkili Ağır Ceza
Mahkemeleri Cumhuriyet savcılıklarındaki mevcut soruşturma
ve dava dosyalarının yargılama ve soruşturmasına,
ayrıca bir karar verilmesine gerek kalmaksızın,
durumlarına, mahiyetlerine ve kanun hükümlerine göre, bulundukları
aşamadan itibaren bu mahkemelerin bulunduğu adli kaza merkezlerindeki
adliyelerde görev yapan Ağır Ceza Mahkemelerine ve Cumhuriyet
Başsavcılıklarına derhâl intikal ettirilir.
(6) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, daha önce özel Yetkili
Ağır Ceza Mahkemelerince karara bağlanan dava dosyaları,
hangi aşamada olursa olsun başkaca bir işlem
yapılmasına ve karar verilmesine gerek olmaksızın
bulundukları aşamada adli yargı ilk derece ağır ceza
mahkemelerinin statüsüne ve hükümlerine bağlı olarak incelenmeye
devam olunur.
İncelemesi sona
eren dava dosyaları, ilk kararı veren yetkili ve görevli
ağır ceza mahkemelerine gönderilir.
(7) Bu Kanunun
yürürlüğe girmesinden önce, özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri
ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri Cumhuriyet
Savcılıkları nezdinde bulunan arşiv, kalem, emanet ve
diğer birimleri ayrıca başka bir işleme gerek
olmaksızın adli yargı ilk derece ağır ceza mahkemesine
ve Cumhuriyet başsavcılığına devredilir."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Ali Rıza Öztürk, Mersin Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önergemiz
okunurken aslında AKP milletvekili arkadaşımın
söylediği gibi, hiç de önergelerimiz içeriksiz değilmiş yani ben
gerçekten bizim önergeler içerikli mi içeriksiz mi diye kendi kendimi de
sorguladım bu arada. Ama baktım ki, önergelerimiz aslında içeriksiz
falan değil çünkü o önergeler böyle ayaküstü
yazdığımız önergeler değil. Gerçekten sorunun çözümüne
katkı sağlamak adına hazırladığımız
önergeler ve aylarca, yıllarca üstünde
çalıştığımız önergeler.
Değerli
arkadaşlarım, bugün, aslında burada devlet güvenlik
mahkemelerine ikame edilmiş olan Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251, ve
252nci maddelerine göre faaliyet gösteren özel yetkili mahkemelerin güya
kaldırılması ana ekseninde bir kanun görüştük. Bunun
gelişi zaten sakattı, önergelerle getirildi.
Nedir özel yetkili
mahkemeler? Özel yetkili mahkemeler devlet güvenlik mahkemeleri yerine
kurulmuş ve Ceza Muhakemesi Kanunundaki soruşturma ve
kovuşturmalarda öngörülen usullerin dışında özel yetkinin
tanındığı mahkemelerdir.
Şimdi, bu
mahkemeler devlet güvenlik mahkemelerinin devamı olduğuna göre, özel
yetkili mahkemelerin kaldırılmasından hedeflenen amaç ne
olmalıdır? Devlet güvenlik mahkemelerinin
kaldırılmasında güdülen amaç ve girişilen çaba burada da
geçerlidir
Şimdi, devlet
güvenlik mahkemeleri kaldırılırken gerekçesinde diyor ki:
Demokratik ve çağdaş hukuk devletinin bir gereği olarak insan
haklarını temel alan bir yargılama usulünün suçun
işleniş şekli ve nevi ne olursa olsun benimsenmesi, adil ve
çağdaş hukuk normlarının ihdası suretiyle mahkemelerin
yapılandırılması, bu ilkelere uymayan düzenlemelerin
pozitif hukuk düzenimizden çıkartılması devletimiz ve toplumumuz
için bir beklenti ve ihtiyaç hâline gelmiştir. Bu konuda atılacak
adımlardan biri de geçmişte kamuoyunu ve Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesinin gündemini uzun süre meşgul eden ve yargılama
usulleri itibarıyla devletimizin tazminatla mahkûm edilmesi sonucunu
doğuran devlet güvenlik mahkemeleriyle ilgili düzenlemelerdir.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, devlet güvenlik mahkemelerinin
kaldırılmasının altında yatan, gerekçesinde belirtilen
bu nedenler devlet güvenlik mahkemelerinin devamı olan özel yetkili
mahkemeler için neden geçerli değil? Aynısı onlar için de
geçerli. Eğer özel yetkili mahkemeler Başbakanın ifade
ettiği gibi devlet güvenlik mahkemelerinin yerine ikame edilmiş,
aynı soruşturma ve kovuşturma usullerini uygulayan mahkemeler
ise aynı nedenler bunun için de geçerlidir. Peki öyle mi olmuştur?
Ceza Muhakemesi Kanunundaki 250, 251, 252nci maddesindeki hükümler
alınmıştır başka yere
taşınmıştır. Nereye
taşınmıştır? Terörle Mücadele Kanununa
taşınmıştır.
İşte onun için
değerli arkadaşlarım, biz bu önergemizde, Ceza Muhakemesi
Kanununun 250, 251, 252nci maddelerinin kaldırılmasını
istiyoruz ve bunun başka yere taşınmasına da karşıyız.
Onun için, aynı maddede Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin de
kaldırılmasını istiyoruz. Şimdi anladım AKPnin
Terörle Mücadele Kanununu niye kaldırmadığını;
kamuoyunda Taş Atan Çocuklar Yasası olarak bilinen yasa görüşülürken
aslında biz Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri olarak, o tarihte,
Terörle Mücadele Kanununun esas olarak kaldırılması
gerektiğini savunduk. Türkiyede demokratikleşmenin,
özgürleşmenin birinci hedefinin böyle özel kanunlar olmaması
gerektiğini söyledik. Ama İktidar, iktidar olduğu için hep
özellerden medet umdu, özel kanunlardan medet umdu; o yetmedi, özel
aygıtlardan, özel mahkemelerden medet umdu. Onun için, özel mahkemeler
İktidarı besleyen mahkemeler hâline geldi. Biz, Terörle Mücadele
Kanununun 10uncu maddesinin demokratik hukuk devletine aykırı olduğunu
düşünüyoruz, aslında Terörle Mücadele Kanununa aykırı
olduğunu düşünüyoruz. Özgürleşme ve demokrasi adına bu iki
maddenin de kaldırılması lazım öncelikle. Eğer
demokrasiden ve özgürlüklerden yanaysanız, devletin kutsal hukuku yerine
yurttaşın, bireyin özgür hukukunu inşa etmek istiyorsanız,
Terörle Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin kaldırılmasında
da, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasında da Evet. oyu
kullanırsınız.
Bu önergelerin reddi
demek, kapalı olarak Özel yetkili mahkemeler devam etsin. demektir,
Terörle Mücadele Kanunu devam etsin. demektir, Parasız eğitim
isteyen çocuklar terör örgütü olsun. demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) - Zaten Ahmet Aydın Arkadaşımız söyledi, Vatan
hainliği, Adalet ve Kalkınma Partisinin uygulamalarına,
onların icraatlarına karşı çıkmaktır. dedi.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Devamla) - O zaman yapılacak bir tek şey kaldı arkadaşlar,
-sizlere önerim- bir tek şey kaldı, bir kanun
çıkaracaksınız, Sayın Başbakanın
düşündüklerini yapmayan ve onu övmeyen kişiler, herkes vatan
hainidir, teröristtir. diyeceksiniz, onları da
yargılayacaksınız. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım
lll.-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım. Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Güven, Sayın Yüceer, Sayın
Ediboğlu, Sayın Özel, Sayın Çetin, Sayın Gök, Sayın
Çam, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Aldan, Sayın Dibek,
Sayın Moroğlu, Sayın Aslanoğlu, Sayın Özkoç.
Yoklama için iki dakika
süre veriyorum.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 104. maddesinin
(2). fıkrasının sonuna ile 340 ıncı maddesi
ibaresinin eklenmesini ve 3. Fıkrasının b bendinin metinden çıkarılmasını
arz ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Alim
Işık, Kütahya Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM IŞIK
(Kütahya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sabahçı kahvesine
dönen Türkiye Büyük Millet Meclisinin böyle bir saatinde konuşmaktan
dolayı hicap duyduğumu ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Böyle bir insanlık dışı
çalışma ortamını hazırlayan AKP yönetimine ve Meclis
Başkanlık Divanıma da teessüflerimi bildiriyorum. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Değerli milletvekilleri,
konuşmak en doğal hakkımız. Siz de gelin konuşun ama
bu şartlarda değil. Burası insanlara örnek olacak bir yer ama bu
örnek iyi bir örnek değil.
Değerli
milletvekilleri, bu kanunun, sözde yargı reform paketi kanununun bu
maddesinde neye oy vereceksiniz, onu size bir hatırlatayım. Bu
kanunun bu maddesinde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında suç
işleyenlerin cezalarının ertelenmesini sağlıyorsunuz
dolayısıyla geriye yönelik bir örtülü af çıkarıyorsunuz.
Terörle Mücadele Kanununun 13üncü maddesi aynen şöyle diyor: Bu kanun
kapsamına giren suçlarla ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununun 231inci
maddesine göre hükmün açıklanmasının geri
bırakılması kararı verilemez. Verilen hapis cezası
seçenek yaptırımlara çevrilemez ve ertelenemez. Ancak bu hükümler
çocuklar hakkında uygulanamaz. demektedir. Şimdi, siz, bu maddeyle, bu Kanunun bu
13üncü maddesini kaldırıyorsunuz. Değerli milletvekilleri,
böylece, iki yıldan az hapis cezası almış tüm terör örgütü
üyelerini ve teröre hizmet edenleri affediyorsunuz. Bunu
evlatlarınıza açıklayacaksınız sonra.
Dolayısıyla, bu önerge bunun kaldırılmasını
söylüyor.
İkinci konu: Bu
önergemiz, ayrıca 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununun 340ıncı
maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öneriyor. Nedir bu
340ıncı madde derseniz, borçlunun ödeme şartını ihlal
hâlinde cezayla ilgili üç aya kadar, tazyik cezası olarak bilinen veya
taahhüdü ihlal ettiği için hapse tıkılan insanların
ıstırabına son verme maddesi. Eğer buna, bu feryada kulak
verir de 18 bin dolayında hapiste olan, 250 bin dolayında da hapse
girmemek için evinden kaçan, çocuğunu görmeyen, hanımını
görmeyen insanların feryadına belki bir çözüm bulursunuz diyorum.
Dolayısıyla, bu maddenin çok önemli bir madde olduğunu sizlere
bir kez daha hatırlatıyorum. Özellikle de bu hem Terörle Mücadele
Kanununun 13üncü maddesinin yeniden devreye sokulması hem de İcra
ve İflas Kanunundaki 340ıncı maddenin yürürlükten
kaldırılması talebinin yerinde bir talep olduğunu sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Başbakanın sözünü size bir kez daha
hatırlatıyorum -çünkü Sayın Başbakanın sözü sizler
için emir olduğundan- televizyon kanalında 2012 Ocak ayında
Sayın Başbakan şöyle bir kahramanlık gösterisinde
bulunmuştu: Artık, benim ülkemde kimse borcundan dolayı hapis
yatmayacak. demişti. Dedi mi bunu? Dedi, hem de Ulusa Sesleniş
konuşmasında dedi. Şimdi, gelin, Sayın Başbakanın
bu talimatını burada yerine getirelim. Bu talimat, biraz sonra
vereceğiniz oylarla yerine gelmiş olacak ve o zaman, eminim ki
Sayın Başbakanın aldığı yoklamalara ilave olarak
sizin verdiğiniz bu parmak oyları da artı olarak hanenize
geçecektir. Bu, gerçekten bu Meclise yakışmayan bir ortamda
yapılan müzakerelerle ilgili, bizlerin söyleyebileceği, en hafif
ifadeyle, gönlünüzü kırmadan sizlere derdimizi anlatabileceğimiz bir
cümleydi ama maalesef, burada yaşananlar artık bundan sonra hukuk
devleti ilkesinin falan kalmadığını hepimize gösteriyor.
Değerli
milletvekilleri, bu ertelenen cezalar bir örtülü aftır, geriye yönelik de
birçok mahkemede yeniden iş çıkaracaktır. Sözde, mahkemelerin
yükünü azaltmak için reform yaptığını iddia eden Adalet ve
Kalkınma Partisi, şimdi birçok mahkemede yeniden iş yükünün
artmasına ama daha da önemlisi, terör örgütü mensuplarının
affına yol açan bir maddeyi geçireceksiniz biraz sonra.
Bunu
hatırlatıyor, önergemize desteğinizi bekliyor, hepinize tekrar
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanın
bir açıklama talebi var.
Buyurun Sayın
Bakan.
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kürsüden hitap eden
Değerli Hatip, bu madde ile birlikte terör örgütü üyelerinin
affedileceğine dair bir bilgi verdi Genel Kurula.
Değerli
arkadaşlar, bu bilginin içeriği doğru değil. Şöyle
ifade edeyim: Bu düzenleme ile ceza limiti bir ila iki yıl olan fiiller
için alternatif ceza verme yetkisi veriyor hâkime. Bu düzenleme zaten genel
hükümler için var ama terör suçlarından yargılananlar için böyle bir
seçenek, yaptırım yok idi. Bizim getirdiğimiz düzenleme, bir
yıla kadar hürriyeti bağlayıcı ceza alanlar için paraya
çevirme, iki yıla kadar hürriyeti bağlayıcı ceza alanlar
için ise cezayı erteleme ya da hükmün açıklanmasının geriye
bırakılması. Terör örgütü üyeliğinin cezası yedi buçuk
yılla on beş yıl hapisten başlıyor. O açıdan, bu
verilen bilgide bir yanlışlık var. Oylama öncesinde bunu tavzih
etme ihtiyacı duydum.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
HASAN HÜSEYİN
TÜRKOĞLU (Osmaniye) Terörle Mücadele Kanununun 13üncü maddesini
kaldırıyorsunuz Sayın Bakan.
ALİM IŞIK
(Kütahya) 13üncü madde neyle ilgili Sayın Bakan, bunu da
açıklayın.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
lll.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN Ancak
yoklama talebi var, onu yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Yılmaz, Sayın
Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın Ediboğlu,
Sayın Gök, Sayın Çam, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın
Aldan, Sayın Moroğlu, Sayın Ören, Sayın Toptaş,
Sayın Özel, Sayın Bulut, Sayın Atıcı, Sayın
Halıcı.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın
Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004
Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı:
278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın çerçeve 104 üncü maddesinin 3 numaralı
bendindeki "b) 13 üncü maddesi," ibaresinin "b) 9 ve 13 üncü
maddeleri," şeklinde, 7 numaralı bendinin "4/12/2004
tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252 nci
maddeleri," şeklinde değiştirilmesini ve 1 numaralı
bendinin madde metninden çıkartılmasını arz ve teklif
ederiz.
Tülay Kaynarca
(İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
1632 sayılı
Askeri Ceza Kanununun ek 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer
alan düzenleme uyarınca Askeri Ceza Kanununda yazılı suçlarla
ilgili olarak 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun 231 inci maddesinin beş ilâ on dördüncü fıkraları
uygulanmamaktadır. Söz konusu düzenleme askeri disiplinin
sağlanması ve birtakım askeri gerekliliklerden
kaynaklanmaktadır. Bu gerekçelerle Tasarıda yer alan düzenlemenin
tasarıdan çıkartılması gerekmektedir.
Terörle Mücadele
Kanununun 10 uncu maddesinde yapılan yeni düzenleme sebebiyle de,
aynı Kanunun 9 uncu maddesi ile Ceza Muhakemesi Kanununun 250, 251 ve 252
nci maddelerinin yürürlükten kaldırılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen
sebeplerle bu değişiklik önergesi verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde üzerinde yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Açık
oylama talebi var zaten Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Tamam, açık oylama.
BAŞKAN Kabul
edilen önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza
sunacağım. Ancak, 104üncü maddenin oylamasının açık
oylama şeklinde yapılmasına dair bir istem vardır.
Şimdi, istem sahibi sayın milletvekillerinin adlarını
tespit ettireceğim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, orada on beş imza
var, yirmi imza olması lazım. Bunu bir sonraki maddede
isteyeceğiz.
BAŞKAN Açık
oylamadan vazgeçildi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Hayır, bir sonraki maddede açık
oylama istemimiz var.
lll.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN Yoklama
talebi var, onu yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Yılmaz, Sayın Serter, Sayın
Yüceer, Sayın Güven, Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın Çam,
Sayın Dinçer, Sayın Ediboğlu, Sayın Aldan, Sayın Ören,
Sayın Halıcı, Sayın Türmen, Sayın Toptaş,
Sayın Atıcı, Sayın Bulut, Sayın Soydan, Sayın
Şafak.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı var.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk
Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Maddeyi,
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici Madde 1de dört
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278. sıra
sayılı kanun tasarısının Geçici 1 inci Maddesinin ilk
cümlesinde yer alan 31.12.2011 ibaresinin 30.06.2012 şeklinde, üst
sınırı beş yıldan ibaresinin üst
sınırı on yıldan şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Ayla Akat Sırrı Sakık
Iğdır Batman Muş
Hasip
Kaplan Demir Çelik Ahmet Türk
Şırnak Muş Mardin
Adil
Kurt
Hakkâri
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sıra sayılı Kanun Tasarısının Geçici 1.
maddesinin 2. ve 3. fıkrasında geçen birinci fıkra
kapsamına giren yeni ibarelerinin yerine kasten işlenen ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz. 30.0602012
Ali Özgündüz Dilek Akagün Yılmaz Ali İhsan Köktürk
İstanbul Uşak Zonguldak
Oktay Ekşi Mahmut Tanal Turgut Dibek
İstanbul İstanbul Kırklareli
Ali Rıza Öztürk
Mersin
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendinde yer alan "hükümlerindeki hapis ve adli para
cezalarının" ibaresinin hükmünün" şeklinde ve üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif deriz.
(3) Mahkumiyet hükmünün
infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkumiyete bağlı
olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin,
erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl
içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlemesi
hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm
olunduğu takdirde, ertelenen mahkumiyet hükmüne bağlı hukuki
sonuçlar kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur.
Mahir Ünal Ayşe Nur Bahçekapılı Hilmi Bilgin
Kahramanmaraş İstanbul Sivas
Nurdan Şanlı Tülay
Kaynarca Ahmet Aydın
Ankara İstanbul Adıyaman
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278 sıra
sayılı Kanun Tasarısının Geçici 1. Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Nevzat Korkmaz Yusuf Halaçoğlu Oktay Vural
Isparta Kayseri İzmir
Oktay Öztürk Mehmet Erdoğan Ali Öz
Erzurum Muğla Mersin
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Ali Öz, Mersin Milletvekili.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Müsaade ederseniz efendim, bir şey söyleyeceğim.
Şimdi, bu madde
üzerinde verilen önergelerin görüşülmesine geçilmeden önce Dava ve
cezaların ertelenmesi başlığını
taşıyan bu maddenin, kamu davalarının
açılmasının ertelenmesi, kovuşturmanın ertelenmesi,
hapis ve adli para cezalarının infazının ertelenmesi gibi
örtülü af şeklinde düzenlemeler içerdiğini görüyoruz ve bunun
oylamasında da nitelikli çoğunluk aranması gerektiğini
söylüyoruz, sizden de bunu beklediğimizi ifade ediyoruz efendim.
BAŞKAN O konu kararlaştırıldı
Sayın Korkmaz.
Buyurun Sayın Öz.
ALİ ÖZ (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 278 sıra
sayılı kanunun geçici 1inci
maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Geçici madde 1le
getirilen düzenleme, soruşturmanın, kovuşturmanın ve
kesinleşmiş cezanın infazının ertelenmesini içermekte
ise de sonuçları itibarıyla af niteliği
taşımaktadır. Üç yıllık süre içerisinde birinci
fıkra kapsamında suç işlenmediği takdirde soruşturma
aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına,
kovuşturma aşamasında düşmeye karar verilecek, infaz
aşamasında ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacaktır.
Madde metnindeki
basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama
yöntemleriyle ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından eşitlik
ilkesine aykırılık nedeniyle iptal edilmesi sonucu üst
sınırı beş yıl olan bütün suçlara uygulanacak
olması yanında, belirtilen ibareyle kastedilen suçların neler
olduğu belirtilmemek suretiyle belirsizlik oluşturulmaktadır.
Kamuoyunda Rahşan
affı olarak bilinen 4616 sayılı Yasayla getirilen düzenlemede
de benzer belirsizlikler ve eşitsizlikler bulunması nedeniyle Anayasa
Mahkemesi bir kısım iptal kararıyla yasa kapsamını
genişletmiş ve çok büyük kargaşalıklara sebep
olunmuştur ve anılan Yasanın oluşturduğu
sıkıntılar hâlen yargı camiamızda
yaşanmaktadır.
Geçici madde 1le
ertelenmek suretiyle ve sonuçları itibarıyla getirilmek istenen af
kapsamındaki suçların neler olduğu belirtilmemiştir.
Maddenin bu hâliyle Türk Ceza Kanununun 299uncu maddesindeki
Cumhurbaşkanına hakaret, 300üncü maddesindeki devletin egemenlik
alametlerini aşağılama ve 301inci maddedeki Türk milletini,
Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama
suçlarını kapsama almaktadır. Bu suçlar kapsama alınmak
istenmekte midir? Terörle Mücadele Kanununun 6ncı maddesinde düzenlenen
terörle mücadelede görev alanları hedef gösterme suçu da bu kapsama dâhil
edilecek midir? Belirtilen suçlarla ilgili olarak erteleme kararları ve
sonuçları itibarıyla af getirilmektedir.
En önemlisi, madde
metninde temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da
üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis
cezasını gerektiren bir suçtan dolayı demek suretiyle Terörle
Mücadele Kanununun 7nci maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen
terör örgütü propagandası yapmak suçuyla ilgili olarak erteleme ve
sonuçları itibarıyla af getirilmektedir. Eğer amaçlanan bu ise
bunun Genel Kurula ve kamuoyuna açıklanması gerekmektedir. Madde
metninin içerisine gizlenmek suretiyle terör örgütü propagandası suçu
affedilmek istenmektedir.
Değerli
milletvekilleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen
basın ve yayın yoluyla işlenen suçlar şunlardan
oluşmaktadır: Hakaret, haberleşmenin gizliliğini ihlal,
kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda
alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka
aykırı olarak verme veya ele geçirme, halk arasında korku ve
panik yaratmak amacıyla tehdit, suç işlemeye tahrik, kanunlara uymamaya
tahrik, müstehcenlik, fiyatları etkileme, göreve ilişkin
sırrın açıklanması, gizliliğin ihlali, ses veya
görüntülerin kayda alınması, adil yargılamayı etkilemeye
teşebbüs, devletin egemenlik alametlerini aşağılama, Türk
milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve
organlarını aşağılama, halkı askerlikten
soğutma gibi suçlar bu kapsama girmektedir. Yine, 5187 sayılı
Basın Kanununda düzenlenen basın ve yayın yoluyla işlenen
suçlar arasında ise zorunlu bilgileri göstermeme, durdurulan yayının
yayımına devam etme, teslim yükümlülüğüne uymama, düzeltme ve
cevabın yayımlanmaması, yargıyı etkileme, yeniden
yayım
Yani, değerli
arkadaşlar, bu maddenin kabulü hâlinde nelerin suç olmaktan
çıkacağını bilerek oy vermenizi,
vicdanınızın sesini dinlemenizi öneriyor, yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
lll.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine getiriyorum.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Güven,
Sayın Yüceer, Sayın Serter, Sayın Yılmaz, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Çetin, Sayın Tanal,
Sayın Dinçer, Sayın Özel, Sayın Çam, Sayın Moroğlu,
Sayın Şafak, Sayın Ören, Sayın Bulut, Sayın
Atıcı, Sayın Halıcı, Sayın Türmen.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında
Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713
Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın geçici 1 inci maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan "hükümlerindeki hapis ve
adli para cezalarının" ibaresinin hükmünün" şeklinde
ve üçüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif deriz.
(3) Mahkumiyet hükmünün
infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkumiyete bağlı
olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin,
erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde
birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlemesi hâlinde, bu
suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu
takdirde, ertelenen mahkumiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar
kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur.
Nurdan
Şanlı (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın Başkan.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş)
Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bir suça bağlı
hapis veya adli para cezasının infazının ertelenmiş
olması durumunda, buna bağlı hak yoksunluğu
doğmaması gerektiğine ilişkin Hükümet Tasarısında
yer alan genel yaklaşımın hukukun temel ilkeleri
bakımından daha doğru olduğu gerekçesiyle bu önerge
verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza
lll.-YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Özel, Sayın Çam, Sayın
Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Çetin, Sayın Ören, Sayın Toptaş,
Sayın Ekinci, Sayın Halıcı, Sayın Türmen, Sayın
Atıcı.
Bir dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER(Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri(Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı:
278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
278 sıra sayılı Kanun Tasarısının Geçici 1.
maddesinin 2. ve 3. fıkrasında geçen birinci fıkra
kapsamına giren yeni ibarelerinin yerine kasten işlenen ibaresinin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Dilek
Akagün Yılmaz (Uşak) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Dilek Akagün Yılmaz, Uşak Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
DİLEK AKAGÜN YILMAZ
(Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tam yirmi iki
saat oldu, yirmi iki saattir hep beraber buradayız. Dün saat 14.00te
başladık arkadaşlar, onun için yirmi iki saat oldu. Yani,
ailelerimizle beraber olmadığımız kadar burada beraber
oluyoruz ama ne yazık ki bir aile gibi birbirimize gereken özeni ve
saygıyı bir türlü gösteremiyoruz sevgili arkadaşlar.
Burada, bu yirmi iki
saatlik çalışmanın sonucunda, yani böylesine
sağlıksız bir ortamda aslında bir irade fesadı
oluştuğu kanaatindeyim ben, çünkü biliyorsunuz irade fesadı,
hata, hile ve ikrahla oluşur ve bununla oluşan işlemler
geçersizdir. Şimdi siz de nereden geldiği belli olan bir korkuyla bu
kadar zaman bu Genel Kurulu sürdürmek durumunda kaldınız
arkadaşlar, onun için ikrah altında yapılmış olan bu
işlemlerin aslında geçersiz olması gerekir diyorum. Bunu da
tarih yazacak. (CHP sıralarından alkışlar)
Böyle bir
çalışma yöntemi olmaz arkadaşlar. Ne
oyladığınızı dahi bilmeden oyluyorsunuz ve böylesine
bir çalışmayı götürüyorsunuz.
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Kendi adına konuş.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Aslında ben şunu söyleyeceğim size, bu
Meclisi kapatın arkadaşlar siz, lağvedin bu Meclisi, çünkü sizin
bu Meclise ihtiyacınız yok! Çoğunluk sayısı sizde ya,
yüzde 50 oy aldınız, daha fazla da milletvekili
sayınız var, o zaman lağvedin bu Meclisi! Bakanlar Kurulu hatta
tek başına Tayyip Erdoğan bu ülkeyi yönetiyor zaten. Tek
başına oyunu onun yönetmesi nedeniyle başkaca bir şeye ihtiyaç
yok, diğer muhalefet partilerine ihtiyaç yok, sizlere ihtiyaç yok! Tek
başına Tayyip Erdoğan bu ülkeyi yönetiyor arkadaşlar.
Kapatın bu Meclisi o zaman, bu Meclis kalksın ortadan!
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Siz kendinizle ilgilenin, bize laf
atmayın.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Yani yaptığınız, fiilen
yaptığınız bu arkadaşlar.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Haddiniz değil bize laf atmak. Kimsiniz
siz?
BAŞKAN
Sayın Bahçekapılı
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Ne yazık ki, hoşunuza gitmese de fiilen
yaptığınız bu.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Duymuyorum, duymuyorum, duymak istemiyorum.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Devamla) Duyuyorsunuz, gayet de iyi duyuyorsunuz.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, bu Geçici Madde 1le ilgili ben söz almış
bulunuyorum. Geçici Madde 1de neyi düzenliyoruz? Şöyle söyleyelim, ben
onu okuyorum size: 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla
ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenen
suçlar
Arkadaşlar, basın yayın yoluyla işlenen suçları
anladım ama sair kanaat bildirme yöntemleriyle dediğiniz zaman, o
zaman ne oluyor arkadaşlar? Bu sıradan bir hakaret de bu af
kapsamına girebilir mi, bu ertelemeye girebilir mi? Biz bunu Komisyonda da
konuştuk ama bu sair düşünce ve kanaat konusunu ne yazık ki çıkartamadık.
İşte, bu nedenle bizim bu maddede bazı çekincelerimiz var.
Bir
de vermiş olduğunuz önergeyle şunu diyorsunuz Geçici 1de: Şimdi, mahkûmiyet hükmü infazı
ertelenen kişilerle ilgili hak yoksunluğunu baştan
getiriyorsunuz. Yani bu, benim gördüğüm kadarıyla, her türlü
ertelemede bir kere hak yoksunluğu baştan olmaz. O süre içerisinde
eğer suç işlenmezse o zaman tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan
kalkar. Siz bunu getiriyorsunuz, bizim basından da öğrendiğimiz
kadarıyla BDP Milletvekili Kemal Aktaş için geliyormuş bu.
Gelsin arkadaşlar, arkadaşımız buraya eğer seçilerek
geldiyse burada kendi iradesini dile getirsin ama diğer milletvekillerimiz
ne olacak arkadaşlar? Şimdi, böyle bir tasarıda yani bir
milletvekili için yapıyorsanız böylesi bir düzenlemeyi diğer
milletvekillerimiz için neden yapılmıyor? Biz burada pek çok önerge
verdik, hatta madde ihdası istedik. Ama diğer milletvekillerimiz
hâlen daha cezaevinde, milletvekili olmalarına rağmen cezaevinde ve
daha ne kadar da duracakları belli değil. Bu 250nci maddeyle
oluşturulan mahkemeler sonsuza kadar sürecek herhâlde, o
arkadaşlarımızın oralarda ne kadar daha kalacağı
belli değil.
Şimdi,
arkadaşlar, bir önceki maddeyle, 104üncü maddeyle dediniz ki: Ceza
Muhakemesi Kanunu 250, 251, 252yi kaldırdık. Bunu
kaldırıyoruz. Ama ondan sonra da dediniz ki 250nci maddeden
oluşan mahkemeler devam edecek.
Böyle
bir mantık olabilir mi arkadaşlar? Nasıl bunu yapabilirsiniz?
Herhâlde, biz şuna kanaat getirdik, cemaatle kendi aranızdaki
kavgayı çözemediğiniz için, Nasıl olsa bu Anayasa Mahkemesine
gidecek, Anayasa Mahkemesi çözsün bu işi. dediniz, oraya
attınız üzerinizden, çünkü bugün gazetelerde çıkan bir olayda,
AKP geriledi, cemaate karşı geriledi. sözleri var. Yani bunu
üzerinizden attınız, çünkü açıkça Anayasaya aykırı bu
maddeyi Anayasa Mahkemesinin iptal etmesi lazım, ama artık Anayasa
Mahkemesinin de yapısı değiştiği için, kimden emir
aldığını bilemediğimiz için, orada da ne
olacağını bilmiyoruz, ancak 250nci madde devam ettiği
sürece, bu sizin boynunuzda asılı bir şey olarak kalacaktır
arkadaşlar, yani bir rezalet belgesi olarak kalacaktır, bunu
boynunuzdan çıkartamayacaksınız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan
ADİL
KURT (Hakkâri) Sayın Başkan, kayıtlara geçmesi
açısından, Sayın Hatibin bu beyanından dolayı bir
yanlış anlaşılma olur diye izah etmem gerekiyor.
Sayın
Hatibin beyanına göre, milletvekili arkadaşımız Sayın
Kemal Aktaş, bu yasal düzenlemeyle sanki cezaevinden çıkıp
yarın Meclise gelecekmiş gibi bir intiba yaratıldı. Bu
yasal düzenlemeye göre Kemal Aktaş cezaevinden çıkmıyor.
Şimdi, burada söylenen doğru yanlış her beyan
dışarıda insanlarda umut yaratıyor.
BAŞKAN
Sayın Kurt, kesin hükümden dolayı faydalanmıyor mu bu yasayla?
Bu yasadan dolayı aldığı kesin hükümden faydalanmıyor
mu? Onu kastetti Sayın Hatip.
ADİL
KURT (Hakkâri) Sayın Kemal Aktaş bu yasa hükmünden dolayı
cezaevinden çıkmıyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Cezaevinden
çıkacağını söylemedi zaten Sayın Kurt.
AYŞE
NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) Hayır, öyle dedi.
ADİL
KURT (Hakkâri) Öyle söyledi.
Keşke öyle bir şey olsa.
DİLEK
AKAGÜN YILMAZ (Uşak) Cezaevine girmeyecek, onun için bir düzenleme.
dedim.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sayın Başkan, biraz önce Hatibin iddia
ettiği o Kemal Aktaşın dışarı çıkma
hadisesinin Sayın Bakan tarafından
cevaplandırılmasını ve Genel Kurulu bilgilendirmesini
istiyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakan gerektiği zaman açıklamayı yapar.
S.
NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Efendim, bilgi sahibi olmak istiyoruz, ona göre oy
kullanacağız.
BAŞKAN
Böyle bir usul yok.
lll
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama isteyenleri tespit ediyorum:
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın
Çam, Sayın Moroğlu, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın
Çetin, Sayın Ören, Sayın Batum, Sayın Toptaş, Sayın
Ekinci, Sayın Atıcı.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278.
sıra sayılı kanun tasarısının Geçici 1 inci
Maddesinin ilk cümlesinde yer alan "31.12.2011" ibaresinin
"30.06.2012" şeklinde, "üst sınırı beş
yıldan" ibaresinin "üst sınırı on
yıldan" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.01.07.2012
Ayla Akat (Batman) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
ADİL
KURT (Hakkâri) Gerekçe.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bilindiği üzere demokrasilerin asgari sınırı evrensel
ölçütlerde de temel insan hakları olarak görülen düşünce ve ifade
özgürlüğü düşünceyi açıklama yayma serbestisi hukuki mevzuatta
açılan alanla ifade edilir. Ülkemiz bu noktalarda hala
aşılması gereken yasakçı zihniyetle maluldür.
Yurttaşlarımızın bu özgürlüklerini
kullanımlarından kaynaklanan mağduriyetlerde ülkemiz ne
yazık ki dünyada sicili kötü olan ülkeler arasında yer
almaktadır. Her ne kadar bu mevzuatın tamamen değişmesi
gerekse de önergemizde ileri sürdüğümüz düzenleme ile bir nebze de olsa
bir iyileşme sağlanacaktır.
Teklif
edilen değişiklik ile maddenin yürürlük tarihinin hakkaniyete uygun
hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Yine, cezanın üst
sınırının değiştirilmesi ile düşünce ve
ifade hürriyetinden doğan hak ihlallerinin giderilmesinin
sağlanması öngörülmektedir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım:
lll
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN
Yoklama talebi var; yerine getireceğim:
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Yılmaz, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Özer, Sayın Çam, Sayın
Gök, Sayın Dinçer, Sayın Çetin, Sayın Tanal, Sayın
Toptaş, Sayın Ören, Sayın Ekici, Sayın Aydın.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı
Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 1i
oylarınıza sunacağım.
lll-
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN
Arayacağım Sayın Hamzaçebi.
Sayın
milletvekilleri, tasarıda yer alan af niteliği
taşıdığı öne sürülen düzenleme, içeriğine
bakıldığında, ceza indirim ve cezanın genel olarak
affı gibi bir durumun olmadığı, şarta bağlı
bir ertelemenin söz konusu olduğu, ceza veya suça dair kesin ve doğrudan
ortadan kaldırıcı sonuç doğuran bir hükmün yer
almadığı görülmektedir. Komisyon raporunda da geçici 1inci
maddeye ilişkin değerlendirme bu yöndedir. Bu nedenle,
Anayasanın 87nci ve İç Tüzükün 92nci maddelerinde öngörülen
nitelikli çoğunlukla kabul şartına gerek görülmemektedir.
OKTAY
VURAL (İzmir) Şarta bağlı da olsa aftır.
BAŞKAN
- İç Tüzükün 81inci maddesi uyarınca maddeler için açık oylama
isteminin her zaman mümkün olduğunu da hatırlatmak isterim.
OKTAY
VURAL (İzmir) Başkanlığın resen yapması gerekir
bunu, beşte 3 çoğunluğu.
BAŞKAN
- Geçici madde 1i oylarınıza sunuyorum ve yoklama talebini yerine
getiriyorum.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan
(AK PARTİ sıralarından
Kalksınlar sesleri)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Kalktık, kalktık, siz de
kalkın. Tamam kalktık, ne bağırıyorsunuz? Size mi
soracak Başkanlık Divanı, sizin talimatınızla mı
hareket edecek? Saygılı olun biraz, terbiyeli olun.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın
Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Yılmaz, Sayın Serter, Sayın
Yüceer, Sayın Güven, Sayın Ediboğlu, Sayın Soydan,
Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın Aygün, Sayın Çam, Sayın
Moroğlu, Sayın Yıldız, Sayın Şafak, Sayın
Dinçer, Sayın Ekinci, Sayın Toptaş.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin
Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili Mehmet Şandır'ın;
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Barış ve Demokrasi Partisi Grup Başkanvekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve
Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan
Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Geçici
madde 2 üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
GEÇİCİ MADDE 2. maddesinin 2. fıkrasında yer alan
"altı ay içinde" ibaresinin, "bir yıl içinde"
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ömer
Süha Aldan Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk
Muğla Mersin Zonguldak
Bülent Tezcan Turgut
Dibek İlhan
Cihaner
Aydın Kırklareli Denizli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı "Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın geçici 2 nci maddesine aşağıdaki
fıkraların eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal Ahmet
Aydın Mehmet
Doğan Kubat
Kahramanmaraş Adıyaman İstanbul
Hüseyin
Filiz Zülfü
Demirbağ Mine
Lök Beyaz
Çankırı Elâzığ Diyarbakır
Salih
Koca Osman
Aşkın Bak Mustafa
Gökhan Gülşen
Eskişehir İstanbul Kastamonu
(3)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla koşullu
salıverilmelerine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz
kurumunda bulunan iyi halli hükümlülerin talepleri halinde,
cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan
kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle
infazına karar verilebilir.
(4)
Ceza Muhakemesi Kanununun yürürlükten kaldırılan 250 nci maddesinin
birinci fıkrasına göre görevlendirilen mahkemelerde
açılmış olan davalara, kesin hükümle sonuçlandırılıncaya
kadar bu mahkemelerce bakmaya devam olunur. Bu davalarda, yetkisizlik veya
görevsizlik kararı verilemez. Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu
maddesinin kovuşturmaya ilişkin hükümleri bu davalarda da uygulanır.
(5) Ceza Muhakemesi Kanununun 251 inci maddesinin
birinci fıkrasına göre görevlendirilen Cumhuriyet savcıları
yürütmekte oldukları soruşturmalara, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi uyarınca görevlendirilen
Cumhuriyet savcıları göreve başlayıncaya kadar devam
ederler.
(6) Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesi
kapsamına giren suçlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla açılmış olan davalarda,
sanığın taşıdığı kamu görevlisi
sıfatı dolayısıyla hakkında soruşturma
yapılabilmesi için izin veya karar alınması gerektiğinden
bahisle durma veya düşme kararı verilemez.
(7) Mevzuatta Ceza Muhakemesi Kanununun 250 nci
maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza
mahkemelerine yapılmış olan atıflar, Terörle Mücadele
Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen
ağır ceza mahkemelerine yapılmış
sayılır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Genel Kurulun
takdirine
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın
Başkanım.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
kanunlaştığı tarih itibarıyla koşullu
salıverilmesine bir yıldan az süre kalan ve açlık ceza infaz
kurumunda bulunan iyi halli hükümlülerin talepleri halinde,
cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan
kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle
infazına imkan sağlanmaktadır.
Öte
yandan, Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu maddesinde yapılan
değişiklikler uyarınca düzenlenmesi gereken geçiş
hükümlerine yer verilmektedir.
lll Y O K L A M A
CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım. Yoklama talebi var.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Öztürk, Sayın Köktürk, Sayın
Tezcan, Sayın Aslanoğlu, Sayın Güven, Sayın Yüceer,
Sayın Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Ekinci, Sayın
Özel, Sayın Gök, Sayın Aygün, Sayın Çam, Sayın
Moroğlu, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın Toptaş,
Sayın Batum.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin Milletvekili
Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra ve İflas
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi Partisi Grup
Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın; Türk Ceza
Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Kanununda Yer Alan Maddelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve
Yalova Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271
Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman
Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza Yasasının Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili
Osman Oktay Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele
Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda Bazı Maddelerin
Değiştirilmesine İlişkin Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli Sicil Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ağrı
Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu Raporu (1/565,
2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326) (S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sayılı "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı"nın GEÇİCİ MADDE 2. maddesinin 2.
fıkrasında yer alan altı ay içinde ibaresinin, bir yıl
içinde şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
30.06.2012
Ömer Süha Aldan
(Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Bülent Tezcan
konuşacak.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Bülent Tezcan, Aydın Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT
TEZCAN (Aydın) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yargı paketi hakkındaki
görüşmelerin hemen hemen sonuna geldik. Yirmi iki buçuk saatten bu yana
görüşmelerimiz devam ediyor ve sanıyorum bugün, yarın,
önümüzdeki günlerde -106 madde, 3 geçici madde- toplam 109 maddeyi içeren bu
yargı paketinin en çok konuşulan konusu özel yetkili mahkemelere
ilişkin burada teklifle getirilen düzenlemesi olacak.
Değerli
arkadaşlar, neden böyle? Çünkü özel yetkili mahkemeler bizim hukuk ve
siyaset yaşamımızda etkileri çok büyük, çok ağır, çok
ciddi sonuçları olan mahkemeler.
Değerli
arkadaşlar, özel yetkili mahkemeler, bir operasyon mahkemesi, hukuki
anlamda kişi hak ve özgürlüklerini güvence altına alan,
kişilerin hukuk güvenliğini sağlayan mahkemeler olmanın
ötesinde, yargı organı olmanın ötesinde, operasyon mahkemeleri
olarak düzenlenmiş. Aslına bakarsanız, bu mahkemeler,
sıkıyönetim mahkemelerinden başlayan, daha sonra devlet güvenlik
mahkemeleriyle devam eden bir sürecin özellikle AKP döneminde, AKP sivil
darbesinin operasyonlarını yürütmekle görevli olduğu mahkemeler
şekline dönüştü ve hukuk yaşamamızda çok
tartışılan kararlara imza attı.
Değerli
arkadaşlar, bakın, Türkiye'nin tutuklu milletvekilleri sorunu var.
Türkiye Büyük Millet Meclisi bir yıllık çalışma dönemini
tamamladı, bir yıldan bu yana 8 milletvekili tutuklu. Bu
milletvekillerinin tutuklu olmasının tek bir sebebi var, Sayın
Başbakana boyun eğmemesi, Recep Tayyip Erdoğana boyun
eğmemesi, AKP baskılarına teslim olmaması.
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Ne alakası var?
BÜLENT
TEZCAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, bakın, bu mahkemelerin
yargılama şekline bakın, özel yetkili mahkemelerde masumiyet
karinesi yoktur, mahkûmiyet karinesi vardır. Özel yetkili mahkemelerde
sanıklara savunma yaptıkları için otuz yıldan fazla ceza
verilir. İşte, Doğu Perinçek, bir siyasi parti genel
başkanı, yaptığı savunma nedeniyle otuz
yılın üzerinde cezaya mahkûm edildi. Özel yetkili mahkemelerde
sanıklara ve sanık avukatlarına duruşmaya girme
yasağı verilir. Özel yetkili mahkemelerde sanık
avukatlarının savunma yapmasına engel konur.
Değerli
arkadaşlar, özel yetkili mahkemeler, terör suçunu öyle bir genişlikle
yorumlar ki
NİHAT
ZEYBEKCİ (Denizli) Aynı senin gibi!
BÜLENT
TEZCAN (Devamla)
masum gençler, üniversite öğrencileri parasız
eğitim gibi en insani, en doğal hakkını istedikleri için
onlara on bir yıl hapis cezası verebilecek vicdana sahip
mahkemelerdir.
Değerli
arkadaşlar, özel yetkili mahkemeler, sendikal mücadele veren, sendikal
muhalefetle işçi sınıfının hakkını savunan
sendikacıları terör örgütü üyesi diye sabaha karşı
operasyonlarla alıp, toparlayıp yarısını tutuklayan
mahkemelerdir. Bunları çoğaltabiliriz. Bugün, HESlere
karşı direnen, suyunu, toprağını, ekmeğini,
geleceğini savunan insanları yaka paça toplayıp örgüt suçundan
terörist diye içeri atan mahkemelerdir.
Böyle
bir mahkemeler süreci, Türk hukuk tarihinin maalesef özellikle son beş
yıl içerisinde doğrudan doğruya AKP diktatörlüğünün
yerleştirilmesinin aracı hâline gelmişlerdir. Özel yetkili
mahkemeler, Türk hukuk ve siyaset yaşamının birer
ayıbıdır. Şimdi, bu ayıbın giderilmesi gerekiyor
ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerekiyordu ama
maalesef, özel yetkili mahkemeler kalkmıyor. Özel yetkili mahkemeleri,
Ceza Muhakemeleri Kanunundan çıkardınız, bu teklifle, Terörle
Mücadele Kanununun 10uncu maddesinin içine eklediniz. Özel yetkili
mahkemeler, adı değişerek, bölge mahkemeleri olarak ve
önümüzdeki dönemde sayılarını da çoğaltacaksınız,
sayıları çoğalarak, AKPnin önümüzdeki süreçte
dokunulmazlığını garanti altına alacak şiddet
mahkemeleri hâline gelecek. Böyle bir kanunu bugün çıkarmanın
ayıbını yaşayacaksınız.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım
lll
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Öztürk, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Ekinci, Sayın Özel,
Sayın Gök, Sayın Aslanoğlu, Sayın Çam, Sayın Türeli,
Sayın Moroğlu, Sayın Dinçer, Sayın Tanal, Sayın
Toptaş.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
lll
YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Madde üzerinde yoklama istiyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Kabul edilen
önerge doğrultusunda geçici madde 2yi oylarınıza
sunacağım. Ancak, yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın Öztürk,
Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Ekinci, Sayın Özel,
Sayın Gök, Sayın Aslanoğlu, Sayın Çam, Sayın Türeli,
Sayın Dinçer, Sayın Toptaş, Sayın Tanal ve Sayın
Bulut.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili
Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova Milletvekili Muharrem
İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Geçici madde 3te dört
önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına,
278 Sıra
sayılı kanun teklifinin geçici 3. maddesinde geçen sonuç ceza
ibaresinin birleştirilerek sonuçceza olarak yazılmasını
ayrıca, 2nci cümlede geçen ceza ibaresinden sonra , (virgül)
işaretinin konmasını arz ederiz.
Ali
Uzunırmak Oktay
Vural Yusuf
Halaçoğlu
Aydın İzmir Kayseri
Alim
Işık Erkan
Akçay
Kütahya Manisa
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının geçici 3 üncü maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir
Ünal Tülay
Kaynarca Ayşe
Nur Bahçekapılı
Kahramanmaraş İstanbul İstanbul
Nurdan
Şanlı Ahmet
Aydın Hilmi
Bilgin
Ankara Adıyaman Sivas
(2)
Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile
cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak
üzere;
a)
Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına
mahkûm olanların,
b)
Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis
cezasına mahkûm olanların,
c)
Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi
tutulanların,
Cezaları
doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir. Bu
fıkra hükümleri 31.12.2017 tarihine kadar uygulanır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge
aynı mahiyette olup, birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı kanun tasarısının geçici
madde 3ün tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Musa
Çam Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk
İzmir Mersin Zonguldak
Turgut
Dibek Atilla
Kart Dilek
Akagün Yılmaz
Kırklareli Konya Uşak
Ali
Özgündüz İlhan
Cihaner Mahmut
Tanal
İstanbul Denizli İstanbul
Gürkut
Acar
Antalya
Diğer
önerge sahipleri:
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan Ayla
Akat
Şırnak Iğdır Batman
Adil
Kurt İbrahim
Binici Erol
Dora
Hakkâri Şanlıurfa Mardin
Murat
Bozlak Sırrı
Sakık Demir
Çelik
Adana Muş Muş
Sebahat
Tuncel Nazmi
Gür Ahmet
Türk
İstanbul Van Mardin
BAŞKAN
Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
ADİL
KURT (Hakkâri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3.
Yargı paketinde Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması
amaçlandığı açıklanmışken, yeni bir düzenleme ile
ihtisas mahkemesi adı altında devamı sağlanmaktadır.
Hükümet
olağanüstü yargının sürdürülmesinden yana karar
almıştır. AİHS ne, BM Medeni ve Siyasi Haklar
Sözleşmesine ve Anayasa 36 ve 90 ncı maddeye
aykırıdır.
Söz
konusu kanun maddesi temel kanun hükümlerine ve içtüzük 91 nci maddeye
aykırı olduğundan çıkarılmalıdır.
BAŞKAN
Aynı
mahiyetteki önerge üzerinde söz isteyen Musa Çam, İzmir Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
106 madde esas ve 3
geçici maddeyle birlikte kanunu burada yirmi dört saat
çalıştıktan sonra çıkartıyoruz ama bunun ülkemize
büyük sıkıntılar yaratacağının ve büyük
problemler yaşayacağımızın şimdiden
altını çizmek istiyorum.
Bu geçici 3üncü
maddenin hangi nedenle ve kim ya da kimler için getirildiğini anlamak
mümkün değildir. Kişiye özel, lehe kanun yapılıyor. Maddenin
kapsamına 12 Eylül 1980 öncesinde işlenen suçlar alınıyor.
Bu, eşitlik ilkesine aykırıdır. Anayasa Mahkemesinin
vereceği olası bir iptal
kararıyla 2005 yılına kadar olan cezalar da bunun içine girecek.
Şimdi
arkadaşlar, 12 Eylül 1980 öncesi Türkiye Devrimci İşçi
Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Kemal Türkler
öldürüldü. Bunun katili uzun yıllar bulunamadı. Sonra,
Kuşadasında Millî Parkta Ünal Osmanağaoğlu adında bir
katil yakalandı, tutuklandı ve bugün tutuklu. Ankarada 7 tane
öğrenci Haluk Kırcı tarafından boğularak öldürüldü.
Bu getirilen madde
değişikliği, bu katillerin dışarıya
çıkartılması için özel olarak düzenlenmiş olan bir
maddedir. Türkiye işçi sınıfına önemli hizmetler
yapmış bir konfederasyon genel başkanının
tanımadığı, bilmediği, sipariş üzerine gönderilen
bir katil tarafından öldürülmesi ve uzun yıllar devam etmesi ve
şimdi de zaman aşımına uğratılması
ortadayken şimdi bir kanun düzenlemesiyle beraber af getiriliyor. Lehte bir
kanun ve bununla beraber erken tahliye getiriliyor.
Bunu kabul etmek mümkün
değildir. Vicdanlarınıza sesleniyorum, yapmayın, bir
katilin erken tahliyesine oy vermeyin ve karar vermeyin arkadaşlar.
SELÇUK ÖZDAĞ
(Manisa) Eşit suça eşit ceza.
MUSA ÇAM (Devamla)
Ankarada 7 tane öğrenci, aileleri Anadolunun değişik
yerlerinden göndermişler çocuklarına üniversite okutuyorlar ama o
üniversite okuyan çocukları, tanımadıkları, bilmedikleri,
hiç ilişkisi olmayan Haluk Kırcı tarafından giriliyor,
evleri basılıyor, tellerle öldürülüyor arkadaşlar.
Şimdi,
siz vereceğiniz bu oyla o insanların erken tahliyesine karar
vereceksiniz. Yapmayın! Sizin çocuklarınıza yapılabilirdi
bunlar. Bunları yapmayın ve bu çok tehlikeli bir iştir
arkadaşlar. Bu insanların acılarını bir kez daha
kanatmayın. Yanlış yapıyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti
devletinin Parlamentosunda cinayet işleyen insanlara böyle lehte kararlar
veremezsiniz, erken tahliye kararlarını onaylayamazsınız,
bunlara parmak kaldıramazsınız arkadaşlar. Bu çok
yanlıştır ve sizi bir kez daha burada bir milletvekili olarak uyarıyorum,
bir işçi olarak, bir sendikacı olarak sizleri uyarıyorum.
Bakın,
Sayın Başkan, Komisyon Başkanımız gitti. Burada
içinizde hekim olan arkadaşlar var. Şimdi, ne yapıyoruz bizler
milletvekilleri olarak? Sekreterimize veyahut da
danışmanımıza diyoruz ki: Tabiplikten bize şu
ilacı yazdırın. Yazdırıyorlar arkadaşlar, sonra
bu ilacı veren eczane sahtekârlık yapıyor ama reçeteyi yazan
doktor, yazdığı için, yargılanıyor arkadaşlar.
Önerge getirdik burada. Bugün Türkiyede 40 tane, 50 tane, 60 tane hekim bundan
dolayı yargılanıyor ve cezaevine girecek. O önergeyi reddettiniz
ama iki tane katil ve bunlara bağlı olan arkadaşlarıyla
birlikte, şimdi lehte bir düzenleme yaparak, onların erken
tahliyesine oy vermiş olacaksınız arkadaşlar. Bu,
vicdanları kanatır, bu insanların ailelerini bir kez daha
öldürür, çoluğunu çocuğunu bir kez daha öldürür. Bunu yapmayın
arkadaşlar, bu doğru bir iş değildir arkadaşlar, bunu
yapmayın. 7 tane öğrencinin annelerinin babalarının,
yakınlarının çektiği acıyı ve
ıstırabı siz düşünebiliyor musunuz? Kemal Türklerin
karısının, çocuklarının ve torunlarının
hangi acılarla o duruşmalara geldiğini sizler bilebiliyor
musunuz arkadaşlar? Bunu yapmayın, bu doğru bir iş
değildir arkadaşlar.
Size
tarih önünde bir kez daha, 24üncü Dönem Parlamentosunda, burada bir kez daha
altını çizerek söylüyorum: Vereceğiniz bu oy, yarın öbür
gün sizlere bir başka şekilde dönecektir arkadaşlar. O
insanların beddualarını, o insanların intizarlarını
almayın. Yanlış yaparsınız ve hukuku
çiğnemiş olursunuz ve bu Anayasa Mahkemesinden geri dönerse 2005
yılına kadar olan bütün cezaları da bu kapsam içerisine girer
arkadaşlar. Yanlış yaparsınız, kişiye özel
düzenleme olmaz. Eğer bir düzenleme olacaksa genel anlamda bir
düzenlemenin yapılması gerekiyor. Biz, idam cezalarına
karşıyız, insanların hapishanelerde çürümesine
karşıyız ama özel sipariş üzerine böyle bir lehte tahliye
kararına karar verilmesini doğru bulmuyoruz arkadaşlar.
Bir
kez daha vicdanlarınıza sesleniyoruz arkadaşlar:
Yanlış yapmayın. Öldürülen 7 tane o TİPli öğrencinin,
üniversiteli öğrencilerin ve Kemal Türklerin karısının ve
çocuklarının acılarını lütfen hissetmenizi diliyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
lll YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunacağım.
Yoklama
talebi vardır, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Köktürk, Sayın Tezcan, Sayın
Öztürk, Sayın Serter, Sayın Yüceer, Sayın Güven, Sayın
Ediboğlu, Sayın Soydan, Sayın Özel, Sayın Gök, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Çam, Sayın Yılmaz, Sayın Kurt,
Sayın Türeli, Sayın Moroğlu, Sayın Toptaş, Sayın
Halıcı, Sayın Bulut.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının geçici 3 üncü maddesine aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Nur
Bahçekapılı (İstanbul) ve arkadaşları
(2)
Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile
cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak
üzere;
a)
Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına
mahkûm olanların,
b)
Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis
cezasına mahkûm olanların,
c)
Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi
tutulanların,
Cezaları
doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir. Bu
fıkra hükümleri 31.12.2017 tarihine kadar uygulanır.
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Yüksek Genel
Kurulun takdirine efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Açık
ceza infaz kurumuna alınma koşullarında iyileştirme yapılması
amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına,
278 Sıra
sayılı kanun teklifinin geçici 3. maddesinde geçen sonuç ceza
ibaresinin birleştirilerek sonuçceza olarak yazılmasını
ayrıca, 2nci cümlede geçen ceza ibaresinden sonra , (virgül)
işaretinin konmasını arz ederiz.
Ali
Uzunırmak (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN
- Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
Önerge
üzerinde söz isteyen Ali Uzunırmak, Aydın Milletvekili.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan tasarıyla ilgili geçici 3üncü maddede önerge
üzerinde söz aldım, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, her şeyden önce bu maddeye destek verecek olan bütün
milletvekillerine çok teşekkür ediyorum. Bugüne kadar bu maddenin bu
şekle gelmesinde emeği geçen başta Sayın Bakan olmak üzere
komisyon üyelerine, imza koyan bütün arkadaşlara ve bilhassa bir
eşitsizliğin, bir adaletsizliğin giderilmesi için tavır
koyan başta Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet
Bahçeli olmak üzere Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğana çok
teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buradaki maksat nedir
değerli arkadaşlar? Elbette Türkiye çok acılar yaşadı.
Siyaset insanları, yaşanan acılardan ders çıkaran, gelecek
nesillere acıları değil barışı miras bırakan
siyasetçiler olmalıdır.
Elbette 12 Eylülde
sadece Kemal Türkler rahmetlinin- ve diğerlerinin aileleri acılar
yaşamadı değerli arkadaşlar, sadece Bahçelievlerde
acılar yaşanmadı. Ben size bazı örnekler vereceğim
şimdi. Bahçelievlerin veya Kemal Türklerin katillerinin ne olduğu
her yerde konuşuluyor ama şu sayacaklarımın katillerinin
veya faillerinin ne iş yaptığını, ne kadar ceza
yattığını ve nerede olduklarını acaba kamuoyu
biliyor mu?
Bakın, Ümraniyede
17 Mart 1978de 5 işçi kahveden alınarak katlediliyor. Adanada 18
Eylül 1979da 6 öğretmen lojmandan alınıyor, katlediliyor.
Gaziosmanpaşa İstanbulda, Milliyetçi Hareket Partisi İlçe
Başkanı Ali Rıza Altınok, eşi ve çocuğuyla
beraber, evi basılıyor ve öldürülüyor. Milliyetçi Hareket Partisi
Genel Merkezi 30 Haziran 1979da basılıyor ve taranıyor. Genel
Merkezin önünde kim varsa hedef onlar, 2 kişi orada katlediliyor.
Ankarada Ziraat Mühendisleri Birliği basılıyor
-Mithatpaşadaki- ve 3 insan orada katlediliyor taranarak. Hedef, bütün
kitle.
Peki, şimdi Genel
Kurulun ve konuşan arkadaşlarımın ben vicdanlarına
sesleniyorum: Bu katiller, bu failler ne kadar ceza yattı, neredeler, ne
iş yapıyorlar, biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Bunlar
yedi ile on sene arasında ceza yattı. Ben buradan konuşuyorum
ama diline dolanan o birtakım olaylarla ilgili on sekiz senedir içeride
yatanlar var, avurtları çökmüş. İşte burada bir
eşitlik meydana getiriliyor. Değerli arkadaşlar, biz kimse
affedilsin istemiyoruz veya suçsuzdur, şudur budur demiyoruz ama söylediğimiz
bir şey var: Eğer kanun devletinden hukuk devletine, hukuk
devletinden ileri demokrasi ve daha öteye hukukun üstünlüğünü kabullenen
bir devleti savunuyorsanız, o zaman hukukun üstünlüğünün
gereklerini yapacaksınız. Eğer söylemlerinizi eylemlerinize döküp
içselleştirmiyorsanız, gelecek nesillere sadece kin
bırakıyorsanız, o zaman bundan ders çıkmaz. Ders
çıkmayan hiçbir ülkede mantık inşa edilmez ve barış
inşa edilmez.
Değerli
milletvekilleri, dolayısıyla, burada hiçbir vicdan sahibinin
vicdanına veremeyeceği bir hesap yoktur. Burada bir eşitlik
meydana getiriliyor, bu eşitliğin meydana gelmesi için emek sarf
eden, ismini saydığım ve sayamayacağım bütün
emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum ve inşallah, hukukun
üstünlüğünü savunan bir Türkiyeyi sizlerle, özlem olarak değil,
yaşanan bir Türkiye'nin olmasını temenni ediyorum.
Hepinize
saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
lll Y O K L A M A
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Kabul
edilen önerge doğrultusunda geçici madde 3ü oylarınıza sunacağım,
ancak yoklama talebi var, yerine getireceğim.
Sayın
Hamzaçebi, Sayın Tarhan, Sayın Tezcan, Sayın Köktürk, Sayın
Öztürk, Sayın Serter, Sayın Özkan, Sayın Ediboğlu,
Sayın Soydan, Sayın Gök, Sayın Aslanoğlu, Sayın Çam,
Sayın Özel, Sayın Kurt, Sayın Türeli, Sayın Moroğlu,
Sayın Özkoç, Sayın Tanal, Sayın Toptaş, Sayın
Yılmaz.
Bir
dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşi'nin; 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve
7'nci Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa
Teklifi; İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele
Kanununda Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin
Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk
Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın;
Adli Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN
Geçici Madde 3ü kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yeni
geçici madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutup işlem
yapacağım, salt çoğunluğu arayacağım.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan Kerim Özkan Ali
Sarıbaş Ali
Özgündüz
Burdur Çanakkale İstanbul Ali İhsan Köktürk Malik Ecder Özdemir Kazım Kurt
Zonguldak Sivas Eskişehir
Adnan Keskin Salih
Fırat Recep
Gürkan
Denizli Adıyaman Edirne
Mustafa Serdar Soydan Ali
Rıza Öztürk
Çanakkale Mersin
"Geçici
Madde 4- Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte ilçelerde kurulu bulunan hukuk ve ceza mahkemeleri, söz
konusu Kanunun 7 ve 15 inci maddeleri uyarınca kaldırılamaz.
1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar
kaldırılmış bulunan ilçelerde kurulu hukuk ve ceza
mahkemeleri ise tekrar kurulur."
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Değerli
arkadaşlar, teşrif ederlerse nisap
BAŞKAN
Evet, Sayın Komisyon üyeleri
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Görünür bir
geliş yok, nisap şartı yerine gelmedi, 87ye göre işlem
yaparsanız
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Komisyon
önergeye salt çoğunlukla katılmamış olduğundan
önergeyi işlemden kaldırıyorum.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Başkan, bir dakika, acele etme, geliyor
arkadaşlar.
BAŞKAN
Yeni geçici madde ihdasına dair bir önerge daha vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısına
aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Mustafa
Kalaycı Ali
Öz
İzmir Konya Mersin
Erkan
Akçay Alim
Işık Mehmet
Erdoğan
Manisa Kütahya Muğla
Geçici
Madde 4- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ilçelerde kurulu
bulunan adliyeler kaldırılamaz, 1/1/2012 tarihinden bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihe kadar kaldırılmış
bulunan adliyeler ise ilgili ilçelerde tekrar kurulur.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor
musunuz?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Yeter sayı
yok, irade yok, katılamıyoruz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmamış
olduğundan önergeyi işlemden kaldırıyorum.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, yerinden yönetim ne oldu?
Yerinden yönetim ne oldu? Hani yerinden yönetim yapacaktık, yerel yetki
verecektik!
BAŞKAN
Madde 105te üç adet önerge vardır, okutuyorum:
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Sayın Başkan, bu konuda ben görüşmek istiyorum. Bir
ilçenin hamamı var, kurnası yok, davulu var, zurnası yok! Bu
şekilde bir anlayış olmaz! Bu şekilde olmaz! Bir ilçe
adliyesiyle
BAŞKAN Lütfen,
lütfen, Sayın Özkan.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
105. maddesinde yer alan altı ay sonra ibaresinin bir yıl sonra
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer
Süha Aldan Ali
Rıza Öztürk Ali
İhsan Köktürk
Muğla Mersin Zonguldak
Turgut
Dibek Aytuğ
Atıcı İlhan
Cihaner
Kırklareli Mersin
Denizli
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
çerçeve 105 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Doğan Kubat Hilmi
Bilgin
Kayseri İstanbul Sivas
Şuay
Alpay İdris
Şahin Muzaffer
Aslan
Elâzığ Çankırı Kırşehir
Yusuf
Başer
Yozgat
"a)
3 üncü, 4 üncü, 8 inci, 9 uncu, 16 ncı, 20 nci, 22 nci ila 32 nci
maddeleri ile 35 inci ve 36 ncı maddeleri, 17 nci maddesiyle
değiştirilen 2004 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin yedinci
fıkrası, 37 nci maddesiyle 2004 sayılı Kanuna eklenen
geçici 9 ve geçici 11 inci maddeleri ile 104 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendi yayımı tarihinden
altı ay sonra,"
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı yasa tasarısı ve teklifinin 105
maddesinin (a) fıkrasının maddeden
çıkarılmasını arz ederiz.
Hasip Kaplan Ayla
Akat Sırrı
Sakık
Şırnak Batman Muş
Adil Kurt İbrahim
Binici Nazmi
Gür
Hakkâri Şanlıurfa Van
Sebahat
Tuncel
İstanbul
BAŞKAN
Sayın Komisyon katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) -
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 3üncü Uyum Paketi, bir torba kanun. Bu torba kanunda bizim de
teklifimiz var, bilişim suçlarıyla ilgili, gizli dinlemeyle ilgili,
şantaj kasetleriyle ilgili, siyasi etikle bağdaşmayan seçimlerde
kullanılan, İnternet sitelerine verilen ahlak dışı görüntülerle
ilgili ve gizli telefon dinlemeleriyle ilgili; bütün bunlarla ilgili bizim de
bunun içinde teklifimiz var ve bu teklifimiz Genel Kurulda
tartışılmadan kabul edilen tek tekliftir. Ancak, buradan
şunu açıklıkla ilan edeceğiz: Bir iki rötuş geçici maddeyle buna uyum paketi deyip Avrupa
Birliğinin 23-24üncü fasıllarının kapısının
açılacağını zannediyorsanız, hepiniz
yanılıyorsunuz. Bu birincisi.
İkincisi
şu: Özel yetkili mahkemeler tarih oldu. diyorsanız halkı
kandırıyorsunuz. Tarih olmadı, özel yetkili mahkemeler aynen
devam ediyor; aynı dosyalara bakacak, aynı suçları devam
ettirecek. Ankaranın 11, 12si, İstanbulun 10dan 16ya kadar olan
6 tane özel yetkili mahkemesi, Diyarbakırın 4ten 7ye kadar olan 3
tane özel yetkili mahkemesi aynı dosyalara bakacak, sınırsız
sorumsuz yirmi sene, beş sene, on sene mi kaç sene belli değil.
Siz
buradan bir söz verdiniz; Başbakan, başbakan
yardımcıları, bakan, bütün Türkiyeye dediniz ki: Özel yetkili
mahkemeleri kaldıracağız. Siz kaldırmadınız.
Kandırıyorsunuz, kandırıyorsunuz
Buradan
ilan ediyorum: Siz sözünüzde durmadınız. Sizi sözünüzde durdurmayan
güç nedir? Son dakikada, son dakika önergeleriyle gelen nedir? Gerçekten bu
tartışılır bir olaydır.
Yine
bir şey daha söyleyeceğim: Bu yasa teklifi ile AK PARTİnin
ağır yetkili mahkemelerini oluşturma önergesi verildi.
Gözaltı süreleri yine 2 kat, tutukluluk süreleri yine 2 katına,
savunma hakkı yine sınırlanıyor ve bu, AK PARTİnin
ağır yetkili mahkemeleri 29 bölgede büyükşehir esasına göre
çalışmaya başlayacak. Yani şu an Türkiyenin, birinden
kurtulayım derken iki tane mahkemesi oldu. Eküri mahkemeler bunlar; biri
özel yetkili mahkeme, birisi de AK PARTİnin ağır yetkili
mahkemesi. Atbaşı ikisi çalışacak ve bunlar, siyasi
mahkemelerdir. Bunlar tarafsız değil, bunlar bağımsız
değil, bunlar ihtisas mahkemesi değil. Bunlar, bal gibi siyasi
mahkemelerdir. Bunlar, sadece ve sadece muhalefeti susturmak için, demokratik
siyaseti susturmak için, insan temel hak ve özgürlüklerini, düşünce ve
örgütlenme özgürlüğünü, Toplantı ve Gösteri Yasasını, en
temel hak ve hürriyetlerle ilgili kullanılacak bütün hakların
güvenlik devleti anlayışıyla, Mussolininin güvenlik mahkemeleri
anlayışıyla bu şekilde dizayn edilmiştir. Bu konuda,
on yıllık iktidarın sonunda, biz şunu beklerdik: Tarihin
önünde bu özel yetkili mahkemelerin, bu ağır mahkemelerin, bu
olağanüstü mahkemelerin, bu insanlara acı veren, insanları
siyasi düşünceleriyle, inançları nedeniyle yargılayan bu
mahkemelerin tarihin çöplüğüne atılmasını beklerdik ama bu
bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Bizim
mücadelemiz bu konuda adil, bağımsız mahkemeler kurulana kadar
sürecektir.
Biz, Barış ve
Demokrasi Partisiyle bu inançla bunun mücadelesini verdik ve biz doğru
bildiğimiz yolda doğru gittik. Kimseyi kandırmayın, özel
yetkili mahkemelerle AK PARTİnin ağır yetkili mahkemeleri eküri
olarak artık çalışacaklar, eküri vaziyetinde, bir oradan bir
buradan. Böyle bir anlayışla adaleti, vicdanı, insan
haklarını ipotek altına alan bir duruş
karşısındayız. Bunu ifade etmek için söz aldım. Zaten
önergeleriniz sizin kendinizin istediği gibi geçiyor. Bunu da not
düşmek için söz aldım.
Saygılarımla.
(BDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 Sıra Sayılı Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısının çerçeve 105 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Doğan Kubat (İstanbul) ve
arkadaşları
"a)
3 üncü, 4 üncü, 8 inci, 9 uncu, 16 ncı, 20 nci, 22 nci ila 32 nci
maddeleri ile 35 inci ve 36 ncı maddeleri, 17 nci maddesiyle
değiştirilen 2004 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin yedinci
fıkrası, 37 nci maddesiyle 2004 sayılı Kanuna eklenen
geçici 9 ve geçici 11 inci maddeleri ile 104 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendi yayımı tarihinden
altı ay sonra,"
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Takdire tevdi
ediyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
MAHİR
ÜNAL (Kahramanmaraş) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
2004
sayılı Kanunun 89 uncu maddesinde yapılan değişiklik
gereğince alt yapının hazırlanabilmesi için belirli bir
süreye ihtiyaç duyulduğundan bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve
Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava
ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
105. maddesinde yer alan altı ay sonra ibaresinin bir yıl sonra
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. 30.06.2012
Ömer Süha Aldan
(Muğla) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ADALET
BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Aytuğ
Atıcı.
BAŞKAN
Aytuğ Atıcı, Mersin Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYTUĞ
ATICI (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 278
sıra sayılı Tasarının 105inci maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum. Özgür iradesine ipotek konmamış tüm
milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün 2 Temmuz 2012; Sivas katliamının 19uncu
yıl dönümü, 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi 35
canımızın yakıldığı kara günün yıl
dönümü. Ayrıca, milyonlarca insanın canını yakan diğer
bir olay ise aydınlarla birlikte, aydınları yakan
yobazların aynı listede yer almasıdır. Sivasta
yakılan bu insanlar değil, insanlık olmuştur.
İnsanlık yakılmaya devam ediliyor. Dün Mersinin Yenice
beldesinde cemevinin üzerine yine nefret, kin dolu yazılar
yazılmış ve kindar insanların kin tohumları bir kere
daha buralara ekilmiştir.
Ben,
Sivasta yakılan canlarımız için, onların anısına
milletin kürsüsünde bir dakikalık saygı duruşunda
bulunacağım, sonra konuşmama devam edeceğim.
(Hatip,
bir dakika saygı duruşunda bulundu; CHP sıralarından
sürekli alkışlar)
Ruhları
şad olsun. Madımak, utanç müzesi olana kadar mücadelemiz devam
edecektir.
Değerli
arkadaşlar, konuştuğumuz konu hukuk. Elbette ki hukukçu
arkadaşlarımız uzun uzun konuştular. Elbette ki hukuk
sadece hukukçuları ilgilendirmiyor, hepimizi ilgilendiriyor. Neler oluyor
diye baktığımız zaman benim biraz kafam
karıştı. Şöyle bir baktım. Hükûmet niye acaba Özel
yetkili mahkemeleri kaldıracağım. dedi? Bir düşündüm
şöyle. Ya, özel yetkili mahkemeler zaten cemaatin elinde. HSYK zaten
cemaatin, AKPnin de elinde. Acaba ne oldu da bir değişiklik
ihtiyacı hissedildi? Bir kere Başbakanın ve bakanların
ağzından çıktı: Özel yetkili mahkemeleri
değiştirmemiz gerekiyor. dendi. Yola çıkıldı ancak
bir yerlerden itiraz geldi; Hayır, değiştiremezsiniz. dediler.
Bu olayda Hükûmetimiz maalesef kaybetmiştir.
Bakın,
ilk defa Hükûmetimiz -çok nadirdir bir muhalefet partisinin hükûmetin
kaybına üzülmesi- cemaat karşısında kaybetmiştir.
Cemaat bunların değiştirilmesini istemediği için, kimsenin
de gücü değiştirmeye yetmemiştir. (CHP sıralarından
alkışlar) Siz ancak ve de ancak adını değiştirdiniz.
Ne yaptınız? Adını değiştirmeye
çalıştınız ama ruhunu değiştiremediniz. Bölgesel
ağır ceza mahkemesi aynı yetkileriyle
Yetkileri bir taraftan
diğer tarafa zıplatarak, aynı yetkileri özel yetkili
mahkemelerden alıp bölgesel ağır ceza mahkemelerine vererek
milleti kandırmaya çalıştınız.
Kandıramıyorsunuz. Sosyal medya patladı, size gülüyorlar, yemin
ederim ki size gülüyorlar. Hani derler ya, birisi küfretmiş de ceza
yemiş, ondan sonra her gördüğünde Anlarsın ya! diyor.
Anlarsın ya! diyorlar size. Medya, sosyal medya patlıyor ve
kırılıyor, haberiniz olsun! Bizi de küçük duruma düşürdünüz
ülke olarak, siz zaten o duruma düşmüşsünüz. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Kabul
edilen önerge doğrultusunda madde 105i oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Madde
106da iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısının 106.
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Madde
106: Bu Kanun hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Musa
Çam Levent
Gök
İstanbul İzmir Ankara
Celal
Dinçer Mustafa
Moroğlu Mahmut
Tanal
İstanbul İzmir İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
278
sıra sayılı Kanun Tasarısının 106. Maddesinin
tasarı metninden çıkarılmasını arz ederiz.
Oktay
Vural Oktay
Öztürk Nevzat
Korkmaz
İzmir Erzurum Isparta
Yusuf
Halaçoğlu Mehmet
Erdoğan
Kayseri Muğla
OKTAY
VURAL (İzmir) Önergeyi geri çekiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Komisyon diğer önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKANI AHMET İYİMAYA (Ankara) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Levent Gök
konuşacak.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Levent Gök, Ankara Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
LEVENT
GÖK (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
gerekçesinde yargının hızlandırılmasından, adalet
hizmetlerinin etkin bir şekilde kullanılmasından bahsedilerek
gerekçe oluşturulan bir yasayı tartışıyoruz saatlerce,
uykusuzca.
Hangi
adaletten bahsediyorsunuz değerli milletvekilleri? Hangi adaletten
bahsetme hakkını kendinizde bulabiliyorsunuz? Bugün, tam on dokuz
yıl önce laik cumhuriyete kalkışma hareketini
gerçekleştirip 33 aydını yakan bir zihniyetin temsilcilerini
himaye eden bir iktidarın adaletten söz etmeye hakkı yoktur. (AKP
sıralarından gürültüler, CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET
AYDIN (Adıyaman) Çok ayıp ya!
BAŞKAN
Sayın Gök, lütfen, Sayın Gök
Sayın
milletvekilleri
LEVENT
GÖK (Devamla) 33 aydını yakan, mahkemenin verdiği
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
rağmen, Polonyada yakalandığı hâlde, Polonya
makamlarının Adalet Bakanına bildirdiği hâlde yakalamayan
bir Adalet Bakanının bulunduğu bir yerde adaletten söz
edemezsiniz sizler. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP
sıralarından alkışlar)
Sizler
neden bahsediyorsunuz? Pozantı Cezaevinde çocukların cinsel tacize
uğradığını bildiği hâlde işlem yapmayan bir
Adalet Bakanının koltuğunda oturduğu bir ülkede adaletten
bahsedemezsiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP
sıralarından alkışlar)
DURDU
MEHMET KASTAL (Osmaniye) Şov yapma!
LEVENT
GÖK (Devamla) Sizler, Urfada cayır cayır yanan mahkûmların
bulunduğu bir ülkede koltuğunda oturmaya devam eden bir Adalet
Bakanının bulunduğu bir ülkede adaletten söz edemezsiniz. Adalet
kim, siz kim? (AK PARTİ sıralarından gürültüler, CHP
sıralarından alkışlar)
DURDU
MEHMET KASTAL (Osmaniye) Yürü!
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Başbağlardan bahset, Başbağlardan.
LEVENT
GÖK (Devamla) Sizler, Ankaranın göbeğinde metro çukurunda ölüp
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Başbağlardan bahset.
DURDU
MEHMET KASTAL (Osmaniye) Yürü!
LEVENT
GÖK (Devamla) Sizler, Hamamönünde önce danışmanına evi
aldırıp, ucuza kapatıp, bu ortaya çıktığı hâlde
hâlâ Bakanlar Kurulunda oturan bir Spor Bakanına sahip olduğunuz için
adaletten söz edemezsiniz! (CHP sıralarından alkışlar)
Sizler
-Deniz Feneri davasının savcılarının daha cuma günü
ikinci duruşması yapıldı- Deniz Feneri davasından ne
bahsediyorsunuz? Ne zaman bunun duruşmaları? Başladı
mı bu duruşmalar? Başlamadı. Sizler, o yüzden, Deniz
Fenerinden sınıfta kaldınız. Deniz Feneri yolsuzluğu
sizi dibinize kadar çekecektir. O yüzden sizlerin adaletten bahsetmeye
hakkınız yoktur.
Değerli
arkadaşlarım, ne yaptığınızı bilmiyorsunuz.
Daha önceki gün, Başkentgazın tümünün özelleştirmesine imza
attınız. Farkında mısınız bunların?
Farkında mısınız? (AK PARTİ sıralarından
Evet. sesleri) Yüzde 100ünü özelleştirdiniz. Peki, o anda gelen bir
önergeyle on yıldır sabit olan ücretin sekiz yıla
indirildiğinin farkında mısınız?
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Biz her şeyin farkındayız.
LEVENT
GÖK (Devamla) - Ankaralıları tam on yıl korumuş olan, hâlen
yüksek olmasına rağmen korumuş olan doğal gaz ücretini
sekiz yıla indirdiniz, iki yıl Ankaralılardan
çaldınız. Nerede Ankara milletvekilleri? Kimse tek laf etmedi bu
konuda ama ben her yerde anlatacağım bunu. (AK PARTİ
sıralarından Anlat, anlat! sesleri) Ankara milletvekillerini her
toplantıda karşımda mahkûm edeceğim. Ankaralıları
pahalı gaz kullanmaya mahkûm ettiğiniz için sizin adaletten
bahsetmeye hakkınız yoktur, hakkınız yoktur!
Peki,
değerli arkadaşlarım, bundan tam altı ay önce, Uluderede
34 yurttaşımız öldürüldü, 34 yurttaşımız
öldürüldü. Aileler adalet istiyor.
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Başbağlardan haberin var mı?
LEVENT
GÖK (Devamla) Ailelerin çocukları öldü, daha Başbakanınız
oraya gidemedi. Başbakanınız gitti mi oraya? Gidemedi.
Başbakan eşini gönderdi, ağladı eşi ama adalet yok.
Uludereliler adalet istiyor, 34 yurttaşımızın
hakkını istiyor, adalet istiyor.
Başbakan
Yardımcımız Sayın Bülent Arınç, siz duygusal bir
insansınız, kimi zaman ağlarsınız. Siz, Uluderede
öldürülen Mehmet Ali Tosun için hiç gözyaşı döktünüz mü? Hiç Nevzat
Encü için gözyaşı döktünüz mü? Şervan Encü için
gözyaşı döktünüz mü? Sizin gözyaşlarınız sahtedir,
timsahın gözyaşlarıdır. (CHP sıralarından
alkışlar) O yüzden, sizin adaletten bahsetmeye hakkınız
yoktur. Sizler bugün ve daha önceki günlerde aldığınız kararlarla
tuzu kokuttunuz. Türkiyede adaletteki tuz kokulu, tuzu kokuttunuz; bunun da
altında kalacaksınız. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
106ncı maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, dördüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları
tamamlanmıştır.
Tasarının
görüşmeleri de tamamlanmıştır.
Tasarının tümünü
oylamadan önce, İç Tüzükün 86ncı maddesi gereğince, oyunun
rengini belli etmek ve lehte olduğunu açıklamak üzere Ramazan Can,
Kırıkkale Milletvekili söz istemişlerdir. (AK PARTİ
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkanım, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ Grubu tarih
yazdı, gerçekten tarih yazdı. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Tarih yazdı! Tarih yazdı!
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) Nasıl bir tarih bu?
RAMAZAN CAN (Devamla) AK
PARTİ Grubu, hakareti üslup edinen hatiplerin burada
Başbakanımıza
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Tarih yazdı, halka ihanetin tarihini yazdı.
RAMAZAN CAN (Devamla)
bakanlarımıza, milletvekillerimize ve aziz Türk milletine hakaretine
dahi burada sebat etti, sabretti; Allah razı olsun sizden arkadaşlar.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Yahu, sen kimsin, Türk milleti kim; Ramazan bırak bu
edebiyatı!
RAMAZAN CAN (Devamla)
Çok değerli milletvekilleri, dün burada gözden kaçan bir husus oldu, bunu
sizlerle paylaşmak istiyorum. Bak, diyor ki: Bir parti yargısı
yaratacağınızı söylemiştik. Evet, bir parti
yargısı yarattınız ve yargıçlardan oluşan, kendi
yargıçlarınızdan oluşan, bir çadır tiyatrosunu bile
yönetemeyen bir yapı yarattınız ve asıl önemlisi
-affedersiniz, özür diliyorum- bir eşeği bile seçebilecek nitelikte
bir yargı yarattınız. Bunu kim söylüyor? (CHP
sıralarından gürültüler)
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Sizin destekçiniz söylüyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Demokrat Yargı Derneği Başkanı söylüyor.
RAMAZAN CAN (Devamla)
Bunu söyleyen kim, biliyor musunuz? Büyük Türk hukukçusu, Türk hukuk
kadını bir hanımefendi söylüyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK
(Mersin) Demokrat Yargı Derneği Başkanından
alıntı yapıyor, alıntı.
RAMAZAN CAN (Devamla)
Bir hanımefendinin ağzına bu kelimeler yakışır
mı?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Osman Can söylüyor onu, Osman Can.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Osman Can söylüyor onu.
RAMAZAN CAN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, gerçekten, siz bu üsluba sabrettiniz, sebat
ettiniz, metanet ettiniz; Allah sizden razı olsun diyorum tekrar. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Osman Can söylüyor onu.
RAMAZAN
CAN (Devamla) - Evet, evet, evet
Çok yoğun bir çalışma dönemini
tamamlamak üzereyiz. Buraya çıkan her hatip, hakaret, sövme, hakaretle
sövme arasında gidip gelme
(AK PARTİ sıralarından
gülüşmeler)
Saygıdeğer
milletvekilleri, bizler de insanız, etten kemikten yaratıldık.
Bizim de bir sabrımız var, sabrımızı
zorladınız.
Evet,
burada dünkü konuşma yapan hanımefendi diyor ki: İki tam günlük
yoğun bir mesai sonucu tasarı yasalaşmak üzere. Cevaben
söylüyorum, demek ki neymiş? Bu Genel Kurul iki tam gün
çalışabilirmiş. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Bizim sayemizde sizin değil, siz sadece
el kaldırıyorsunuz.
RAMAZAN
CAN (Devamla) Demek ki neymiş? İktidar, muhalefetin trajediye varan
engellemelerine rağmen, özellikle ana muhalefetin yoğun
engellemelerine rağmen üstün bir performans ile tasarıyı
kanunlaştıracak inşallah.
Demek
ki neymiş? Ana muhalefet bazı hatiplerinin hakarete varan, hatta
sövmelerine rağmen iktidar sabır ve metanetle bu tasarıyı
kanunlaştırabilirmiş.
Demek
ki neymiş? Her şeye rağmen Cumhuriyet Halk Partisi,
Barış ve Demokrasi Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve AK
PARTİ Grubu, memlekete, vatandaşımıza hizmet etmek için
kanun çıkarabilirmiş diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın Başkan
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
Buyurun
Sayın Tarhan.
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın Başkan, sataşma var.
BAŞKAN
Sayın Tarhan, ne için söz istediniz, anlaşılmadı ki.
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Sayın Başkan, çok açık ve net bir
sataşma var.
BAŞKAN
Sayın Tarhan, iki dakika söz veriyorum; buyurun.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
4.- Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhanın, Kırıkkale
Milletvekili Ramazan Canın CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Ankara) Bir kez daha anladım ki eğitim cehalete engel
olmuyor. Hiç engel değil. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
CEVDET
ERDÖL (Ankara) Ne kadar ayıp!
EMİNE
ÜLKER TARHAN (Devamla) HSYK seçim sürecinde Adalet
Bakanlığıyla yaptıkları pazarlıktan sonuç almayan
Demokrat
Yargı Derneği ki, kendileri toplum manipülasyonu için Anayasa
referandumu sürecinde kurdurulmuş bir dernektir.
CEVDET ERDÖL (Ankara)
Ayıp, çok ayıp! Milletvekillerine Eşek denilir mi ya? Ne kadar
ayıp bir şey.
EMİNE ÜLKER TARHAN
(Devamla) O süreçte yaşadıklarını ve Adalet
Bakanıyla yaptıkları pazarlıklardan sonuç almamaları
nedeniyle yaşadıkları hayal kırıklığı
sonucu yazdıkları çok ünlü bir kitaptır bu. Bir kitabın
adıydı ama -Siz hukukçu musunuz? Bilmiyorum ama- o konudaki
cehaletinizi ortaya koydunuz.
Evet Eşeği
koysalar eşeğe oy veririm. diyen Adalet Bakanlığına
yandaş yargıçların sözüydü, bu bir simgeydi aslında. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Ama siz elbette, kitap
okumadığınız için, hiç kitap
okumadığınız için bunun ne anlama geldiğini
çözememişsiniz.
Bakın, son söz
CEVDET ERDÖL (Ankara)
Çok ayıp, çok ayıp! Özür dileyiniz!
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul)
Kitabı da siz okuyorsunuz, tiyatroya da siz gidiyorsunuz, sinemaya
da siz gidiyorsunuz, biz cahiliz siz entelektüel insanlarsınız. Bu
yüzden orada oturuyorsunuz.
EMİNE ÜLKER TARHAN
(Devamla) Dinlemeyi lütfen öğrenin, ben bunu öğrenmenizi öneriyorum.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Son söz: Sizin
yargılamadan anladığınız şey aslında nedir
biliyor musunuz? Haburdur ve çadır tiyatrolarıdır. Yönetemeyen
yargıçlar tarafından yönetilmeye çalışılan çadır
tiyatrolarıdır.
Keşke böyle
yapmasaydınız, bu hâle getirmeseydiniz. İnanın
aslında, inanın çok üzgünüm yargıyı bu hâle
getirdiğiniz için.
CEVDET ERDÖL (Ankara)
Ayıp
Yazık
EMİNE ÜLKER TARHAN
(Devamla) Ben ise yargıçlıktan ne anlarım biliyor musunuz?
Şunu anlarım: Adalet Bakanının rozetini dahi yakasına
takmamayı, yargı bağımsızlığını
savunmayı ve salt bu nedenle vatan haini ve terörist olmayı dahi göze
almayı, bunu ben bilirim,
yargıçlıktan bunu
anlarım. (CHP sıralarından alkışlar; AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
Siz ise sadece, bir
eşeğe oy verebilecek yargıçları anlarsınız,
sadece bunu anlarsınız.
CEVDET ERDÖL (Ankara)
Yakıştı mı o laf size? Yakışıyorsa alın
gidin onu, sizin olsun!
EMİNE ÜLKER TARHAN
(Devamla) Beyefendi, aramızdaki temel fark bu ama bunu da
anlayacağınızı sanmıyorum. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Yargı Hizmetlerinin
Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara
İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır'ın; 2004 Sayılı İcra
ve İflas Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Barış ve Demokrasi
Partisi Grup Başkanvekili Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplan'ın; Türk Ceza Kanunun Özel Hayata ve Hayatın Gizli
Alanına Karşı Suçlar Kanununda Yer Alan Maddelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan ve Yalova
Milletvekili Muharrem İnce ile 34 Milletvekilinin; 5271 Sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin; Türk Ceza
Yasasının Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Yasa Teklifi; İstanbul Milletvekili Osman Oktay Ekşi'nin;
3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 6 ve 7'nci Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Yasa Teklifi;
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in; Terörle Mücadele Kanununda
Bazı Maddelerin Değiştirilmesine İlişkin Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın; Adli
Sicil Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ağrı Milletvekili Halil Aksoy'un; Ceza Muhakemesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Adalet
Komisyonu Raporu (1/565, 2/90, 2/120, 2/223, 2/257, 2/268, 2/292, 2/322, 2/326)
(S. Sayısı: 278) (Devam)
BAŞKAN İç Tüzükün 86ncı maddesi
gereğince oyunun rengini belli
etmek ve aleyhte olmak üzere söz isteyen Akif Hamzaçebi, İstanbul
Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına buraya
çıkan sayın konuşmacı bu kanunu AKPnin bir zaferi olarak
ilan etti, tarihe böyle geçeceğini söyledi.
Evet,
ortada bir zafer vardır sizin açınızdan. Bu, tarihe Pirus
zaferi olarak geçecektir! (CHP sıralarından alkışlar)
Yıktıklarınızın altında kalacaksınız
bir gün. Bunu yaşayacağız ve göreceğiz.
1979
yılında Ayetullah Humeyni sürgünde olduğu Paristen İrana
döner. Şah karşıtları, Şah döneminin zulmünden
bıkmış olan İran halkı, özgürlük isteyen
İranlılar, demokrasi isteyen İranlılar, Humeyniyi büyük
bir coşkuyla karşılar. Herkes demokrasi ve özgürlük bekliyordur.
İslam devrimi adına yola çıkanlar, daha sonra özgürlük ve
demokrasi adına hiçbir şey yapmadılar. Ayetullah Humeyniyle
birlikte yola çıkanlar, Humeyniye muhalefet etmeye başladılar.
Şah döneminin işkenceleriyle, zulümleriyle ünlü Evin Hapishanesi,
devrimin on birinci yılında rejim karşıtı, Humeyni
rejimi karşıtı binlerce insanın kurşuna dizilerek idam
edilmesine sahne oldu ve bir başka Ayetullah, Munteziri, Humeyniye isyan
eder.
MUSTAFA
ŞAHİN (Malatya) Türkiyeye gel Türkiyeye!
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Saygısız, biraz dinle! (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ŞAHİN (Malatya) Düzgün konuş!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Kılıç,
yakışıyor mu size? Sizin babanızla o kadar dostluğumuz
vardır, siyasette genç bir insansınız, yakışıyor
mu size?
İzin
verirseniz Sayın Başkan, tamamlayacağım.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Ayetullah Munteziri şöyle der: Senin
zulmün, senin adamlarının zulmü, Şahın zulmünü geçti. Hani
adalet devletini kuracaktık?
On
bir yıl önce siz AKPyi kurduğunuzda ve 2002de iktidar
olduğunuzda adalet devletini kurmak için yola
çıkmıştınız. Bugün geldiğimiz noktada siz zulmün,
işkencenin, baskının devletini kurdunuz. Sizin o Humeyninin
yaptığı yönetimden, o zulüm, işkence yönetiminden hiçbir
farkınız yoktur. Zamanın ruhu değişti; zaman, eski
zaman değil artık. 90ların mazlumları, 90ların
ezilenleri olarak kendilerini ilan edenler, bugün, artık zalim
sınıfına geçmiştir. Hiç şaşırmıyorum.
Mazlumla zalim aynı kökten gelir, her ikisi de aynı kökten gelir.
O mazlum olan, kendisini mazlum olarak tanıtanların ruhunda,
yüreğinde bir zalimlik varmış, zulüm duygusu varmış,
bugün onları yaşıyoruz.
Zamanın
ruhu değişti çünkü muhalefetteyken adalet isteyenlerin
mantığı, gücü ele geçirince gücün, zulmün
mantığına teslim oldu.
Zamanın
ruhu değişti çünkü artık isyan, fetih, ele geçirme dönemi bitti.
Zamanın
ruhu değişti. Ele geçen ele geçti, kaleler fethedildi, devrilen
devrildi.
Zamanın
ruhu değişti. Şimdi, artık abdestli tâgutlar var, tespihli
monşerler var.
Zamanın
ruhu değişti. Şimdi, artık vahşi kapitalizme abdest
aldırarak onu ehlîleştirmek isteyen, kendini onunla
özdeşleştiren bir ekip var Türkiyede yönetimde. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Zamanın
ruhu değişti beş parasız Kuddusi Okkırı
hapishanede öldürdüğünüzden beri. Beş parasız Kuddusi
Okkırın cenazesini belediye kaldırdığından beri
zamanın ruhu değişti.
Zamanın
ruhu değişti, pankart açıp Parasız eğitim istiyoruz.
diyen öğrencileri dokuz yıl hapse mahkûm eden mahkemeleriniz
olduğundan beri.
Zamanın
ruhu değişti, dindar vatandaşlarımızın dinî
duygularını istismar edenleri soruşturan Deniz Feneri
savcılarını görevden alıp bu paraları iç edenleri,
ceplerine atanları serbest bıraktığınızdan beri.
Zamanın
ruhu değişti çünkü mazlumken yüreklerde hissedilen adalet duygusu
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Herkese söz verdiniz, söz istiyorum.
BAŞKAN
Herkese eşit şekilde verdim Sayın Hamzaçebi.
Teşekkür
ediyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başkan, sözümü
tamamlamadan buradan inmeyeceğim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
İnmeyebilirsiniz Sayın Hamzaçebi. Lütfen
Sayın Hamzaçebi,
kime ne yaptıysam bugün herkese eşit muamele yaptım.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sayın Başkan, mikrofonu
açın, sözümü tamamlamak istiyorum. Daha evvelki görüşmelerde ben
buradaydım. Siz söz talep edenlere ilave süre verdiniz.
BAŞKAN
Maksadınız başkaysa ona bir sözüm yok Sayın Hamzaçebi.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz daha önce ilave süre verdiniz.
OKTAY
VURAL (İzmir) - Sayın Başkan, lütfen
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Bir tek kişiye süre vermeden
bırakmadınız. Hepsine söz verdiniz.
BAŞKAN
- Hareket yapmayın, hareket yapmayın, herkese verdim.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Sözlerimi tamamlamadan inmeyeceğim
Sayın Yakut.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Tamamlasın.
OKTAY
VURAL (İzmir) Hiç kimse rahatsızlık duymaz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
- Sizin isteğinizle değil, grupların birlikte isteği
üzerine vereceğim.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) Herkese birer dakika ek süre verdiniz.
BAŞKAN
- Lütfen yerinize oturun.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Böyle bir şey olabilir mi!
BAŞKAN
Olabilir tabii. Sizden de soracak değilim ben.
BEDİİ
SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Sayın Başkan, herkese verdiniz sözü
bir dakika, bizim Grup Başkan Vekilimize vermiyorsunuz!
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi, bir dakika veriyorum.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz Meclis Başkan Vekilisiniz,
orayı yönetmek için grupların, iktidar partisi grubunun
işaretine bakmak durumunda değilsiniz.
BAŞKAN
- İşaretine bakarak değil. Siz konuşmanıza bakın.
MEHMET
AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Zamanın ruhu değişti Meclis
başkan vekilleri Meclisi iktidar partisi grup başkanvekillerinin
gözlerine bakarak yönettiğinden beri. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, Sayın Başkan
Sayın Başkan, son
cümlelerimi söylüyorum. Mazlumken yüreklerde hissedilen adalet duygusu güce,
mülke, rahata, konfora kavuşunca bitti, sona erdi ancak şunu
söyleyeyim size: Dindar olduğunu söyleyenler, dini siyasete alet edenler
gücü ele geçirince statüko için yalan söylemeye ve devlet de zalimleşmeye
başlayınca yolun sonuna gelmişiz demektir. Sizin zulmünüz,
Silivrideki zulmünüz İran Evin Hapishanesindeki zulmü geçmiştir.
Yaptığınız, kurduğunuz zulüm yargısı bir gün
dönüp sizi de yargılayacaktır. O Silivri hapishanelerinde sizler de
olacaksınız.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır. (AK
PARTİ sıralarından
alkışlar)
Adalet Bakanı
Sadullah Ergin teşekkür için söz istemişlerdir. (CHP
milletvekillerinin Genel Kurul salonunu terk etmesi; AK PARTİ
sıralarından Nezaket! Ana muhalefet, nereye gidiyorsun? sesleri)
Buyurun Sayın
Bakan. (AK PARTİ sıralarından ayakta alkışlar )
ADALET BAKANI SADULLAH
ERGİN (Hatay) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Değerli
milletvekilleri, uzunca bir süredir hazırlıkları
yapılmış olan ve 16 Ocak 2012 tarihinde Bakanlar Kuruluna, 30
Ocak 2012 tarihinde Parlamentoya sevk edilen ve yargı hizmetlerini
hızlandırma amacıyla hazırlanmış bulunan 3üncü
yargı paketini şu anda katkılarınızla
yasalaştırmış bulunuyorsunuz. Bu yasama faaliyeti
esnasında gerçekten fedakârca uzun mesai harcadınız. Bu mesai
harcanır iken Komisyon aşamasında katkı sunan iktidar
muhalefet, uzman, Komisyon Başkanı, tüm emeği geçenlere
ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ayrıca, Genel Kurul
aşamasında, yasamızın iki tam gün çalışılmak
suretiyle kesintisiz şekilde çalışılarak
yasalaşmasına katkı sunan değerli milletvekillerimize
teşekkürü bir borç biliyorum.
Bu anlamda, her ne kadar
bu kürsüde hilafı hakikat sözlerle de olsa incitici, kırıcı
laflar, sözler söyleyenlere, ben teşekkür konuşmasında cevap
verme gereği hissetmiyorum.
Buradan, bir yasama
faaliyetinin sonunda bu faaliyete emeği geçenlere ayrı ayrı
teşekkür ediyorum ve bu yasanın Türk yargısında müzmin
sorun hâline gelen uzun süren yargılamaların
kısaltılmasında, makul noktaya çekilmesinde önemli hizmetler
vereceğine inanıyorum ve tekraren her birinize ayrı ayrı teşekkürlerimle
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
XI.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)
2.- Oturum Başkanı, TBMM Başkan Vekili
Sadık Yakutun, 24üncü Dönem İkinci Yasama Yılının
sonuna yaklaşılmış olması nedeniyle teşekkür konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 24üncü Dönemin İkinci Yasama
Yılının sonuna yaklaşmış bulunmaktayız.
Yasama yılının bu son mesai günlerinde millet iradesini temsil
ve yansıtma adına gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerde
birlikte çalışma fırsatı bulduğumuz tüm
milletvekillerine, parti gruplarının başkan vekillerine,
birleşimi yöneten başkan vekillerine, kâtip üyelere, idare amirlerine;
bizlerle bire bir çalışan sekreter, danışman ve
yardımcı personelimize; çalışmalarımızı
görüntülemek ve kamuoyuna aktarmak üzere bizleri takip eden Meclis Televizyonu
ile yazılı ve görüntülü basınımızın
mensuplarına; Genel Kurulda bizlerle birlikte uzun mesailer yapan Kanunlar
ve Kararlar Başkanlığı bürokrat ve uzmanlarına,
stenograf arkadaşlarımıza, Genel Kurul teknik personeline ve
kavas arkadaşlarımıza; çaycısından garsonuna, güvenlik
görevlilerinden Genel Sekreterine kadar bizlere destek veren tüm Meclis çalışanlarına,
hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 2 Temmuz 2012
Pazartesi günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 13.37
(x) 278 S. Sayılı Basmayazı 30/06/2012 tarihli 128inci Birleşim Tutanağına eklidir.
(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(*) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(*) Bu bölümlerde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(X) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.