TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
130uncu
Birleşim
2
Temmuz 2012 Pazartesi
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Niğde Milletvekili Doğan Şafakın, Niğde İnönü İlköğretim Okulunun adının kaldırılmasına ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Konya Milletvekili Mustafa Kalaycının, şehit yakınları ve gazilerin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Salih Fıratın, Sivas katliamının 19uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
2.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Burdurun Çavdır ve Ağlasun ilçelerinin adliyelerinin kapatılmasına ilişkin açıklaması
3.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Sivas katliamına ve Mersin ili Tarsus ilçesi Yenice beldesinde cemevine kin dolu yazılar yazılmasına ilişkin açıklaması
4.- İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebinin, Sivas katliamının 19uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas katliamına ve Genel Kurulun uzun çalışma saatleri sonrasında basına yansıyan görüntülere ilişkin açıklaması
6.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, Sivas katliamına ve AK PARTİ Grubunun bu konuda sessiz kaldığına ilişkin açıklaması
7.- Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceerin, Sivas katliamına ve Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğramasına ilişkin açıklaması
8.- Sivas Milletvekili Nursuna Memecanın, Madımak olaylarının bölücü bir olay olarak hatırlanmaması ve istismar edilmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Osman Poyrazın, Sivasta on dokuz yıl önce yaşanan olayların Sivaslılar tarafından tasvip edilmediğine ve bundan rant sağlanmaması gerektiğine ilişkin açıklaması
10.- Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, Alevilerin bu coğrafyada kardeşçe yaşamak istediklerine ilişkin açıklaması
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı Güvençin, bu coğrafyada yaşayan Alevi - Sünni, Kürt - Türk vatandaşların birbiriyle problemi olmadığına ve Kahramanmaraşta ve Sivasta yaşanan olayların ara dönem özlemi içinde olan derin güçlerin tezgâhı olduğuna ilişkin açıklaması
12.- Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin, Sivasta meydana gelen olayları kınadığına ve Sivasta meydana gelen olayların kardeşçe yaşayan insanları birbirine düşürmek isteyen karanlık güçlerin eylemi olduğuna ilişkin açıklaması
13.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, avukatlık mesleğinin kutsallığına ve Genel Kurulda yaşanan gerginliğe ilişkin açıklaması
14.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Sivasta yapılanın bir katliam olduğuna ve bir daha böyle olayların yaşanmamasına ilişkin açıklaması
15.- Sivas Milletvekili Ali Turanın, Sivas Madımak Otelinde öldürülenleri rahmetle andığına, bu olayı kınadığına ve AK PARTİ Hükûmetinin Alevi - Sünni ayrımı yapmadan Sivasa hizmet götürdüğüne ilişkin açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, Tokat ilinin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/346)
2.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan ve 20 milletvekilinin, yaşlıların sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/347)
3.- Eskişehir Milletvekili Bedii Süheyl Batum ve 30 milletvekilinin, TRT yayınlarının tarafsızlığının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/348)
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Hülya Güven ve arkadaşları tarafından, 29/3/2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına "Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Sivas davasında mahkemenin verdiği zamanaşımı kararından sonra yaptığı hayırlı olsun açıklamasının ülkemizde bazı kesimlerin diğer bazı kesimlere karşı cesaretlendirildiği izleniminin bazı son olaylarla birlikte incelenmesi" hakkında vermiş olduğu Meclis Araştırması Önergesinin, Genel Kurulun 2/7/2012 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunması ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi
2.- AK PARTİ Grubunun, Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 3 Temmuz 2012 Salı ve 4 Temmuz 2012 Çarşamba günkü birleşimlerde sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine;Türkiye Büyük Millet Meclisinin, gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler kısmında yer alan 10 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan işlerin görüşülmesinin tamamlanmasından itibaren 1 Ekim 2012 Pazartesi günü saat 15.00'te toplanmak üzere tatile girmesine ilişkin önerisi
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahinin, CHP Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
IX.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S. Sayısı: 156)
2.- Manisa Milletvekili Recai Berber ve Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Balıkesir Milletvekili Namık Havutça'nın; Atanamayan Öğretmenlerin Boş Bulunan Kadrolara Atanması ve Devlet Memurları Kanunu ile Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunlarının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin; Öğretmen İhtiyacının ve Eğitim Programlarının Planlanması ve Uygulanması Hakkında Kanun Teklifi, Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/679, 2/47, 2/73, 2/219, 2/566) (S. Sayısı: 302)
3.- Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
4.- Sağlık Bakanlığı ve
Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Ankara Milletvekili Cevdet Erdölün; Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (1/637, 2/700) (S.
Sayısı: 301)
X.- YAZILI SORULAR
VE CEVAPLARI
1.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, TBMMde çalışan ve emekli olan personele ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı (7/7915)
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde meydana gelen ayaklanmalar nedeniyle Türk şirketlerinin karşılaştıkları sorunlara ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayanın cevabı (7/8062)
3.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın, SGK Yönetim Kurulunda esnaf ve sanatkârların temsil edilmemesine ilişkin sorusu ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcının cevabı (7/8074)
02 Temmuz 2012 Pazartesi
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN
(Ankara), Mustafa HAMARAT (Ordu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130'uncu Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç
sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Niğde İnönü İlköğretim
Okulunun adının kaldırılması hakkında söz isteyen
Niğde Milletvekili Doğan Şafaka aittir.
Buyurunuz Sayın
Şafak. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Niğde Milletvekili Doğan Şafakın,
Niğde İnönü İlköğretim Okulunun adının
kaldırılmasına ilişkin gündem dışı
konuşması
DOĞAN ŞAFAK
(Niğde) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Niğde İnönü İlköğretim
Okulunun adının kaldırılması nedeniyle,
şahsım adına gündem dışı söz almış
bulunmaktayım.
AKP Hükûmetinin
cumhuriyetle, Türkiye tarihini yazan Atatürk ve İsmet İnönüyle
nasıl uğraştığını örneklerle
anlatacağım.
Millî Eğitim
Bakanlığı yetkilileri, Atatürk ve İnönü
adının okullardan kaldırılması konusunda Bakanlık
olarak resmî bir emirlerinin olmadığını, her ilde hangi
okulun imam-hatip okuluna dönüştürüleceğine o ilin valiliğinin
karar verdiğini söylediler.
Bakanlık
yetkililerinin Bizim ilgimiz yok. demelerine rağmen, İl Millî
Eğitim Müdürlüğünün yetkilileri ise imam hatip ortaokullarına
dönüştürülecek okullarla ilgili düzenlemenin Bakanlık Özel Kalem
Müdürlüğünün 9 Mayıs 2012 tarihli Genelgesine göre
yapıldığını belirttiler.
Ülkemizde her il ve
ilçede tarihî özellikleri olan okullar, Atatürk ve İnönü ismini
taşımaktadır. Bakanlık, Niğdede Atatürk
adını taşıyan ilköğretim okulunu imam-hatip
ortaokuluna dönüştürmüştür. Niğde İnönü
İlköğretim Okulunu, velilerin ve halkın tepkilerine rağmen
tamamen ortadan kaldırmıştır.
İnönü, Birinci Dünya
Savaşını vermiş, cumhuriyeti kurmuş, Atatürkün
yanında yer almış, yeniden inşa etmiş, emperyalizme
meydan okumuş, ardından İkinci Dünya Savaşını
ustalıkla atlatmıştır.
O dönemde Alman
işgali ihtimaline karşı, 1943 yılında Arkeoloji
Müzesindeki hazineleri Niğde Alaaddin Camisinde saklamış, Tarsusta
Churchillle görüşmeye giderken hazineleri yerinde kontrol etmiş,
çalmamış, çırpmamıştır. Tarihin bu gerçeklerine
rağmen, devletin, hazinesini sakladığı bu cami İnönü
tarafından cami ibadete kapatıldı. yalanlarına maruz
kalmıştır.
Bugün ismini okullardan
silmeye çalıştığınız büyük devlet adamı
İsmet İnönünün on binlerce hizmetinden birkaçını
tarihleriyle saymak isterim:
1938: Gemlik Suni
İpek Fabrikası açıldı. İzmir Telefon Şirketi
yabancılardan satın alındı. Divriği demir madenleri
üretime başladı. Bursa Merinos Fabrikası açıldı.
Murgul Bakır İşletmeleri yabancılardan satın
alındı. Eskişehir İspirto Fabrikası açıldı.
İstanbul Elektrik Şirketi yabancılardan satın
alındı. Sivas-Erzincan Demir Yolu açıldı.
1939: Ergani Bakır İşletmesi
hizmete girdi. Karabük Demir-Çelik Boru Fabrikaları hizmete girdi.
İlk Türk denizaltısı Haliçte denize indirildi.
1940: Ereğli Kömür
İşletmesi kuruldu.
1941: Niğde Gebere
Barajı açıldı.
1944: İzmitte
gazete ve sigara kâğıdı fabrikası açıldı. Mersin
Limanı hizmete açıldı. Gaziantep Havaalanı
açıldı.
1945: İskenderun
Limanı hizmete açıldı.
1946: Ankara Üniversitesi
kuruldu.
1947: Rize Çay
Fabrikası hizmete girdi.
1949: Porsuk Barajı
açıldı. Sümerbank Ateş Tuğla Fabrikası Kilyosta
açıldı.
Bu hizmetleri
yapanların ismini silmeye çalışanların on yılda neler
sattıklarını sadece birkaç örnek vererek açıklamak
istiyorum:
2003: SEKA Balıkesir İşletmesi
satıldı. Tekel Çankırı Kaya Tuzlası satıldı,
Sümerbank Nazilli Fabrikası satıldı. Kuşadası Limanı
satıldı. Trabzon-Dikili Limanı satıldı.
2004: Eti Bakır
İşletmeleri satıldı. Sümer Holding Bakırköy
İşletmesi satıldı. Kütahya Şeker Fabrikası
satıldı. Sümerbank Diyarbakır İşletmesi
satıldı. TÜGSAŞa ait Gemlik Gübre Sanayii satıldı.
2005: Sümerbank Manisa
Pamuklu Mensucat satıldı. SEKA İzmit işletmeleri
satıldı, Eti Seydişehir Alüminyum satıldı.
2006: Erdemir
satıldı.
2008: Petkim
satıldı.
Bunlar, sadece birkaç
tanesi.
Değerli
milletvekilleri, ülkesini satmadan bunca hizmetleri yapmış tarihî
dehaların isminin silinmesi, ismini taşıyan okulların
kapatılması son derece art niyetli, sinsice yapılmış,
utanç verici bir davranıştır. Tarihinize saygınız yok
ise size dilimin söyleyeceği bir söz yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
DOĞAN ŞAFAK
(Devamla) Bir gün gelecek biz, bu isimleri, silinen yerlere altın
harflerle tekrar yazacağız. Bu ülkede satılan devlet
mallarının üstünde kimlerin ismini ne şekilde
yazacağımızı çok iyi biliyoruz.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şafak.
Gündem
dışı ikinci söz, şehit yakınları ve gazilerin
haklarıyla ilgili söz isteyen Konya Milletvekili Mustafa Kalaycıya
aittir.
Buyurunuz Sayın
Kalaycı.
2.- Konya Milletvekili Mustafa
Kalaycının, şehit yakınları ve gazilerin
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA KALAYCI (Konya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Türk milleti, tarihin her
döneminde istiklal ve istikbalinin muhafazası için hiçbir
fedakârlıktan kaçınmamış, bağrından
çıkardığı şehit ve gazilerle kutlu
varlığını bu zamana kadar devam ettirebilmiştir.
Şehitlerimiz ve gazilerimiz, milletimizin asırlarca dimdik ayakta
durmasının yegâne dayanakları ve ikamesi olmayan güçleridir.
Türk milletinin yaşaması için canını feda eden
şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum, kahraman gazilerimizi minnet ve
şükran hislerimle anıyorum.
Türk vatanını
bölmeye çalışan hainlere karşı
bayrağımızın yere düşmemesi ve melanetin
başarıya ulaşmaması için şehadet şerbetini içen,
uzvunu kaybeden, taşın, toprağın ve barutun arasında
gençlik hayallerini hiç pişmanlık emareleri göstermeden bırakan
şehit ve gazilerimiz, Türk milletine emanet edilmiş manevi
değerler olarak her zaman var olacaklardır.
Dün ile bugün
arasında kurulabilecek kopmaz maddi ve manevi bağın
geleceğe vereceği güç, ancak şehit ve gazilerimizin
kıymetinin bilinmesiyle sağlanabilecektir.
Değerli milletvekilleri, şehit
yakınları ile gazilerimizin yıllardır çözüm bekleyen
sorunları bulunmaktadır. Özlük haklarının
iyileştirilmesi, haklarının genişletilmesi ve
aralarındaki adaletsiz ve ayrımcı uygulamaların giderilmesi
gerekmektedir. Şehitlerimizin yakınları ile gazilerimizin geçim
sıkıntısı içinde bulunmaları asla kabul edilemez.
Şehitlerimizin bizlere emaneti olan aileleri ve gazilerimiz namerde muhtaç
edilmemelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak
şehit yakını ve gazilerin sorunlarına çözüm getirilmesi
için onlarca kanun teklifi ve önergeler verdik, sürekli çağrılarda
bulunduk ancak AKP Hükûmeti sözler de vermiş olmasına rağmen,
bugüne kadar hep duyarsız kalmıştır. Çok gecikmiş ve
yetersiz de olsa AKP Hükûmeti tarafından hazırlanan tasarı,
nihayet cuma günü itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulmuştur. Tasarıda uygulamadaki bazı eksiklikler giderilmekle
birlikte beklentileri karşılamamaktadır. Şehit
yakını ve gazilerin aylıklarında hiçbir artış
yapılmamakta, 2nci iş imkânı çok sınırlı olarak
verilmektedir. Şehitlerimizin yüzde 68ini oluşturan bekâr şehit
ailelerine 2nci iş hakkı verilmemekte, ayrım
yapılmaktadır.
Bu tasarının komisyonlarda
görüşülüp Genel Kurula gelmesi zaman alacak, görülen o ki tatil
sonrasına bırakılacak. Bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak
teklifimiz, daha önce de açıkladığımız üzere, bugün
görüşmelerine devam edeceğimiz torba kanun teklifinde verilecek ortak
önergelerle, hiç olmazsa, öncelikli olarak beklenen konuların kabul
edilerek uygulamaya hemen konulmasıdır.
Bu kapsamda, şehit yakınları
ile gazilerin aylıklarının iyileştirilmesi, maluliyet zam
oranlarının artırılması, şehit
yakınları ile gazilerin tamamına 2nci iş imkânı ve
feragat hakkı verilmesi, şehitlerin ve vefatı hâlinde gazilerin
anne ve babasına ayrı ayrı olmak üzere en az asgari ücret
tutarında aylık bağlanması, Devlet Övünç Madalyası
verilenlere şeref aylığı bağlanması, malul
gazilerimizden çalışanlara üç bin altı yüz gün prim gün
sayısının doldurmaları hâlinde yaşlılık
aylığı bağlanması; vazife ve harp malullerinin
kullandıkları her türlü ortez, protez, araç gereç ile ilaç ve
tıbbi malzemenin hiçbir kısıtlama olmaksızın ve
katılım payı alınmaksızın
karşılanması; şeref aylığının hiçbir
şarta bağlı olmaksızın eksiksiz ve tam olarak
ödenmesi, vazife malullerine de faizsiz konut kredisi hakkı
tanınması gibi belli başlı hususların torba kanuna
konulması mümkündür. Diğer eksiklik ve sorunları da Meclis
açıldığında görüşülecek tasarıyla çözüme kavuşturabiliriz.
Gelin, oy birliğiyle bu konuları
bugün torba kanuna dâhil edelim, bu onuru hep birlikte yaşayalım.
Şehitlerimizin emanetlerine ve gazilerimize hep beraber sahip
çıkalım. Gazisini tanımayan, şehidini hatırlamayan,
tarihini bilmeyen ve millî kimliğini terk eden bir milletin
bağımsız ve şerefli bir hayatı olduğuna tarih
denen ibretlik süreç henüz tanıklık etmemiştir.
Teşekkür ediyor,
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kalaycı.
Gündeme geçmeden önce,
sisteme girmiş sayın milletvekillerimize İç Tüzük 60a göre
birer dakika söz vereceğim.
Sayın Fırat,
buyurunuz.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Adıyaman Milletvekili Salih
Fıratın, Sivas katliamının 19uncu yıl dönümüne
ilişkin açıklaması
SALİH FIRAT
(Adıyaman) Sayın Başkan, bugün Sivas katliamının
19uncu yıl dönümü. Katliamı yapanları lanetle
kınıyorum, aynı zamanda katliamın üstünü kapatanları
da lanetle kınıyorum.
Adıyamanın
Yenimahallesinde 700 öğrencinin okuduğu Tekel İlköğretim
Okulu imam-hatip ortaokuluna dönüştürülmüştür. Adıyamanın
Yenimahallesi ağırlıklı olarak Alevi yurttaşlarımızın
oturduğu bir mahalledir. Dolayısıyla, bu kararın tekrar
düzeltilmesini istiyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Fırat.
Sayın Özkan
2.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim
Özkanın, Burdurun Çavdır ve Ağlasun ilçelerinin adliyelerinin
kapatılmasına ilişkin açıklaması
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kapatılan yüz iki
ilçe adliyesi arasında Burdurun Çavdır ve Ağlasun ilçeleri de
vardır. Tasarruf tedbirleri söyleniyor, hâkim ve savcıların
performansı bahane ediliyor. Bakan yardımcıları
atanırken, şaşaalı açılışlar,
kapanışlar yapılırken, sıfır makam arabaları
alınırken tasarruf tedbirleri akla gelmiyor. Hani nerede kaldı
yerinden yönetim, nerede kaldı vatandaşa hizmet? Bir ilçe,
kaymakamlığı, adliyesi, mal müdürlüğü, emniyeti, ilçe
tarım müdürlüğü, nüfus müdürlüğü ve jandarmasıyla bir
bütündür. Âdeta şu anda yapılan işlemle Hamamı var
kurnası yok, davulu var zurnası yok. hâle getirildi ilçeler.Bunu
kınıyor, bu karardan bir an önce vazgeçilmesini talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özkan.
Sayın
Atıcı
3.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Sivas katliamına ve Mersin ili Tarsus ilçesi
Yenice beldesinde cemevine kin dolu yazılar yazılmasına
ilişkin açıklaması
AYTUĞ ATICI (Mersin)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
bugün Sivas katliamının yıl dönümüdür. Biz hâlâ Sivasın
ateşini hissederken, hâlâ acıyı yüreğimizden
silmemişken, Başbakanın yaratmaya
çalıştığı kindar insanlar, Mersin ili Tarsus ilçesi
Yenice beldesinde Alevi yurttaşlarımızın ibadetlerini
gerçekleştirdiği cemevinin üzerine kin dolu yazılar
yazmışlardır. İçişleri Bakanlığını
derhâl göreve davet ediyorum, bu olaya el koymasını istiyorum ve
Başbakanı da kin ve nefret dolu söylemlerden uzak durmaya davet
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Atıcı.
Sayın Çelebi
4.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, Sivas katliamının 19uncu yıl dönümüne ilişkin
açıklaması
SÜLEYMAN ÇELEBİ
(İstanbul) Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün Sivas
katliamının 19uncu yıl dönümü. Hâlen, on dokuz yıl boyunca
bu sorun çözülememiştir ve hukuk katledilmiştir. Bir insanlık
suçu vardır. Orada eğer bir menü varsa Madımak menüsü,
insanlık suçudur, katliamdır, cehalettir, hoşgörüsüzlüktür,
hukuksuzluktur, adaletsizliktir. Dün burada adaletsizlik adına
yapılanlar bir kez daha bu adaletsizliği körükleyecektir.
Bunların açığa çıkartılmamasını protesto
ediyoruz. Sivası unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Teşekkürler.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.
Sayın Özel
5.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Sivas
katliamına ve Genel Kurulun uzun çalışma saatleri
sonrasında basına yansıyan görüntülere ilişkin
açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de sözlerime, on
dokuz yıl önce yaşanan büyük katliamı, orada kaybettiğimiz
35 canı ve 2 görevliyi saygıyla ve rahmetle anarak başlamak
istiyorum.
Yirmi altı saat,
yirmi yedi saattir Genel Kurul salonundayız biz. Çok zorlu bir yasama
sürecinin içinden çıktık. Sinirler çok gerildi zaman zaman ama dün
gördüğümüz ve bugün gazetelere yansıyan bir tablo beni ziyadesiyle
üzdü. Özellikle bir tanesi, çok sevdiğim ve şu anda da Divan Kâtipliği
görevini yürüten bir arkadaşımın inanılmaz fevri
tavırları ve tehdit dilini kullanıyor olması. Bir
diğeri, Konya Gençlik Kollarından gelmiş bir AKP milletvekili
arkadaşımın inanılmaz bir kin ve nefretle bir
milletvekiline arkasından yumruk atarkenki görüntüleri, genç bir
milletvekili olarak beni son derece üzmüştür.
Bunların tekrarlanmaması
için gençlerin biraz daha sorumlu ve biraz daha şiddet dilinden ve
şiddetten uzak durmalarını diliyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Özel.
Sayın Gök
6.- Ankara Milletvekili Levent Gökün, Sivas
katliamına ve AK PARTİ Grubunun bu konuda sessiz
kaldığına ilişkin açıklaması
LEVENT GÖK (Ankara)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de bundan tam on
dokuz yıl önce Sivasta Cumhuriyet burada kuruldu, burada
yıkılacak!,Kahrolsun laiklik, yaşasın şeriat!
sloganları ve haykırışları arasında 33
aydınımızı yakan ve hâlâ yakalanamayan ve pek çok
sanığı aranmasına rağmen, zaman
aşımından dolayı yargılanmaktan kurtulan Sivas
davasındaki katliam sanıklarını lanetliyorum ancak
böylesine önemli bir günde İktidarın -bir bakan tarafından-
sözlü sorularımıza cevap verecek cesareti bulup da
karşımıza oturmamasını da ayrıca
kınıyorum. Yine AKP Grubundan bir tek kişinin bu konuda söz
etmemesini de ayrıca kınadığımı belirtiyor,
hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Gök.
Sayın Yüceer
7.- Tekirdağ Milletvekili Candan
Yüceerin, Sivas katliamına ve Sivas katliamı davasının
zaman aşımına uğramasına ilişkin
açıklaması
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) Ben de teşekkür ediyorum Başkan.
Bugün 2 Temmuz. Bugün,
tarihimize kara bir leke olarak geçen, suçu, günahı olmayan, ilerici,
aydın 35 insanımızın köşede
sıkıştırılarak, pusuya düşürülerek diri diri
yakılışının, katledilişinin, her ne kadar unutturulmak
istense de bizlerin asla unutmayacağı, unutturmayacağı
Sivas katliamının yıl dönümü.
Evet, Sivas katliamı
gerçekten karanlık bir gündü ama bu Sivas davasının süreci ve
sonucu o günlerden daha karanlık oldu. Bildiğiniz gibi, 13 Mart günü
Sivas davası zaman aşımına uğradı. Bu karar bütün
mağdur yakınlarında ve gerçekten bu acıyı yüreklerinde
hisseden, adalet beklentisi duyan tüm yurttaşlarımızda derin
üzüntüye sebep olmuştur.
Ben o gün sekiz saat
boyunca diri diri yakılan yurttaşlarımızı izleyen,
müdahale etmeyen hükûmet görevlilerine, bugün, bu sanıkları
yakalayıp yargının önüne getirmeyen, getirilen
sanıkları tutuklamayıp serbest bırakan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) -
ve maalesef zaman aşımına uğratanlara
Yazıklar olsun! diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Yüceer.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum.
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğru ve 22 milletvekilinin, Tokat ilinin
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/346)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Tokat ili ve ilçelerinde
göçün artması ve son verilere göre ilk sırada yer alması, Tokat
ilinin her geçen gün küçülmesine neden olmaktadır. Göçün nedenlerinin
araştırılarak, alınması gereken tedbirler konusunda,
Anayasanın 98. Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104 ve
105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Oktay Vural (İzmir)
3) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
4) Emin Çınar (Kastamonu)
5) Mustafa Erdem (Ankara)
6) Seyfettin Yılmaz (Adana)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Ali Uzunırmak (Aydın)
9) Atila Kaya (İstanbul)
10) Muharrem Varlı (Adana)
11) Celal Adan (İstanbul)
12) Sümer Oral (Manisa)
13) Ruhsar Demirel (Eskişehir)
14) Enver Erdem (Elâzığ)
15) Adnan Şefik
Çirkin (Hatay)
16) Ali Öz (Mersin)
17) Mehmet Erdoğan (Muğla)
18) Hasan Hüseyin
Türkoğlu (Osmaniye)
19) Bülent Belen (Tekirdağ)
20) Mustafa Kalaycı (Konya)
21) Süleyman Nevzat
Korkmaz (Isparta)
22) Mehmet Günal (Antalya)
23) Özcan Yeniçeri (Ankara)
Gerekçe:
Tokat ili İç Anadolu
bölgesinin en güzel illerinden biridir. Ancak her yıl Tokat nüfus
kaybediyor. Kan kaybediyor. Son yapılan TÜİK
araştırmaları ve raporlarında ülkemizde göç veren illerin
başında maalesef Tokat ili geliyor.
5 yıl öncesinde
sekiz yüz binlerde olan nüfus, altı yüz binlere düşmüş ve 7
milletvekilliğinden beş milletvekilliğine inmiştir.
Bunun başlıca
nedenlerden birisi işsizlik, yoksulluk ve fakirliktir. Tarımla
uğraşan insanlar zarar etmektedir. Mazot, ilaç, gübre fiyatları
katlanılamayacak durumda çok yüksektir. Bunun yanında ürün
fiyatları da masrafı karşılamamakta ve köylü, çiftçi
tarımdan vazgeçmektedir.
Tokat ilinin bütün
ilçelerinde köylerinde hızlı bir göç başlamıştır.
İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere her gün göç olmakta
insanlar ata toprağını terk edip yad ellere gitmektedir.
Ancak Tokat ili AKP
iktidarının her üç döneminde de bu siyasi partiye çok büyük destek
vererek, oyunu artırıp ona güvenmiştir. Bundan dolayı Tokat
ili ile ilgili sorunların acil çözülmesini ve göçün bitirilmesini istemektedir.
Tokat'ta çiftçi, hayvan
üreticisi ve esnaf çok zor durumdadır. Ülke genelinde olduğu gibi
mazot, gübre ilaç fiyatları düşürülmeli çiftçiye reel manada destek
olunmalıdır. Hayvan üreticisi zor şartlarda üretim yapmış
olmasına rağmen, üretimi değerlendirilmemiştir. Hayvan
ithalatından vazgeçilmeli, üretici desteklenmelidir.
Tokat'ta küçük esnaf
dükkânını, işyerini kapatır konuma gelmiştir.
Süpermarketler kanunu küçük esnafın lehine acilen TBMMde
yasalaşmalı, bu insanlar da işsizlik ortamından kurtulmalıdır.
Genç işsizler için Niksar ve Erbaa belediyelerinin öncülüğünde
yapılan sokak atölyeleri, bayanlara yönelik üretimi teşvik edici
çalışmalar Tokat ilinin her tarafında yapılmalı
desteklenmelidir.
Tokat merkezde ana
yollarda yoğun trafik sorunu vardır. Çevre yolu acilen bitirilmeli,
şehir içi ana yolları gidiş ve geliş diye ikiye
ayrılmalıdır. Tokat-Çamlıbel, Niksar-Tokat, Niksar ve
Reşadiye'yi Ordu iline bağlayan yollar, Zile-Sungurlu arası yol
Erbaa, Amasya yolları acilen bitirilmelidir.
Tokat merkezdeki
hastanelerin hepsi kapanmamalı, eski Recep Yazıcıoğlu
hastanesi tam teşekküllü hastane olarak tekrar açılmalı,
diş hastanesi acilen bitirilmelidir.
Son ekonomik krizle
beraber Tokat'ta birçok işyeri kapanmıştır. Teşvik
uygulama sıralamasında 3. Bölge olan ilimiz kara, deniz ve havayolu
ulaşımı olan illerle aynı gruptadır. Ayrıca
yüksek teşvik ve çok yüksek teşvik uygulama kapsamında
bulunmayan ilimize yatırımcılar gerekli ilgiyi göstermemektedir.
Ayrıca Tokat havaalanı da kapanma durumu ile karşı karşıyadır.
İstanbul bağlantısı olmadığından büyük
yatırımcılar gelmemektedir.
Başta Niksar,
Turhal, Zile Organize Sanayileri olmak üzere Reşadiye ve Yeşilyurt
Küçük Sanayi sitelerinin alt yapısı tamamlanıp,
yatırımlara açılmalıdır.
Teşvik sistemi
ülkemizin birçok yeri gibi Tokat için de acil değiştirilmelidir.
Büyük göç veren ilimiz, herhalde teşvik sisteminde gerekli yeri
alması gerekir.
Tokat Sigara
Fabrikası satılmış ve kapatılmıştır.
Turhal Şeker Fabrikası da aynı akıbete
uğramamalıdır. Turhal Şeker Fabrikasını
kapatmayalım. Araştırıp yeni bir sistem bularak açık,
faal halde kalmasını sağlayalım.
Turhal Şeker
Fabrikası özelleştirme kapsamından ya
çıkarılmalı, ya da Tokatlılara açık kalmak,
çalıştırmak kaydıyla devredilmelidir.
İlimiz kültür,
turizm yönünden zengin bir bölgededir. Tokat merkez, Danişmentlilerin
başkenti Niksar, Sulusaray Sebastapolis, Pazar Ballıca
mağarası, Zile kalesi çok iyi değerlendirilmeli, teşvik
sistemine geçirilmelidir.
Tokat GOP Üniversitesine
özel ilgi gösterilmeli ve öğrencilere yeni imkânlar
tanımalıyız. Okulunu bitiren, binlerce işsiz gencimize
iş sahibi yapacak, yeni yeni projeler gündeme gelmelidir.
Tokatta HES projelerinde
çok sıkıntı vardır. Irmaklar üstüne kurulan HESler çevreyi
bozmakta, çiftçiyi mağdur bırakmaktadır. Bu konu geniş
katılımla araştırma yapılması gereken çok önemli
konudur.
Tokat ili ayrıca
ağır bir deprem kuşağında bulunmaktadır. Kuzey
Anadolu fay hattı buradan geçiyor. Geçmiş tarihlerde ağır
depremler olduğu görüldüğünden başta resmî binalar olmak üzere bütün
yerleşim yerleri incelemeden geçirilmeli, depremle ilgili önlemler acilen
alınmalıdır.
Bina yapımında
belediyelerden alınan ruhsatlarda bürokrasi çok fazladır. Köyleri
başta olmak üzere her yerde ruhsatlı binalar yapılması
teşvik edilmeli ruhsatsız yapılara kesinlikle izin
verilmemelidir.
Tokat'a
sahip çıkmanın zamanı geçmektedir. Daha fazla gecikmeden
TBMM'nin sahip çıkacağına inanıyoruz. Tüm bu gerekçelerle
araştırma önergemiz hazırlanmıştır.
2.- Denizli Milletvekili
Emin Haluk Ayhan ve 20 milletvekilinin, yaşlıların
sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/347)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Gelecekte
etkili sonuçları olacak bir demografik değişim içindeyiz. Bu
değişim dünya nüfusunun yaş yapısında önemli
değişikliklere neden oluyor. Nüfusun yaşlanması 21.
yüzyılda ön plana çıkan en önemli demografik olgulardan biridir.
Türkiye'de de kentleşme ve sanayileşme özellikle büyük kentlerde,
aile yapılarında önemli değişikliklere neden olmuştur.
Çekirdek aile yapısına çok hızlı bir geçişin
sürdüğü ülkemizde bu değişimden en çok etkilenen gruplardan
birisi yaşlılardır. Türk kültürü ve toplum hayatı
açısından da yaşlılar büyük önem arz etmektedir.
Ülkemizdeki yaşlı nüfusun mevcut sorunları ile bu
sorunların çözüm yollarının incelenmesi ve ülkemizdeki
yaşlı nüfusun gelecekte karşılaşacağı
sorunların araştırılması amacıyla
Anayasa'nın 98'inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
gereğince ekte yer alan gerekçe doğrultusunda Meclis
Araştırması açılmasını arz ederiz. 29.11.2011
1)
Emin Haluk Ayhan (Denizli)
2)
Atila Kaya (İstanbul)
3) Mustafa Kalaycı (Konya)
4)
Ruhsar Demirel (Eskişehir)
5)
Bahattin Şeker (Bilecik)
6)
Sümer Oral (Manisa)
7)
Oktay Vural (İzmir)
8)
Reşat Doğru (Tokat)
9)
Ali Uzunırmak (Aydın)
10)
Muharrem Varlı (Adana)
11)
Bülent Belen (Tekirdağ)
12)
Hasan Hüseyin Türkoğlu (Osmaniye)
13)
Enver Erdem (Elâzığ)
14)
Özcan Yeniçeri (Ankara)
15)
Sadir Durmaz (Yozgat)
16)
Ali Öz (Mersin)
17)
Emin Çınar (Kastamonu)
18)
Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
19)
Seyfettin Yılmaz (Adana)
20)
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri)
21)
Celal Adan (İstanbul)
Gerekçe:
Dünya,
sonuçları gelecekte bir hayli etkili olan bir demografik dönüşüm
içinde. Nüfusun en önemli özelliklerinden birisi dünya nüfusunun yaş
yapısında ortaya çıkıyor. Nüfusun yaşlanması 21.
yüzyılda ön plana çıkan en önemli demografik olgulardan biri. Bu
değişimin parametreleri, doğum oranlarının
azalması, yaşam süreleri ve yaşlı nüfusun
artmasıdır. Nüfusun yaşlanması sağlıktan sosyal
güvenliğe, çevreden eğitime, iş imkânlarına, sosyal
kültürel faaliyetlere, aile hayatına kadar toplumun bütünlüğünü
etkileyecek şekilde devam ediyor.
Hızlanan
teknolojik gelişmelerle beraber daha sağlıklı yaşam
koşullarının oluşması, antibiyotiklerin keşfiyle
enfeksiyon hastalıklarının etkinliğini yitirmesi,
insanların eğitim düzeylerinin yükselmesi ve sağlık
hizmetlerinin gelişmesiyle toplumun sağlık durumunda olumlu gelişmeler
sağlanması sonucunda tüm dünyada yaşlı nüfus giderek artmaktadır.
Ölüm hızlarında meydana gelen azalmayla birlikte insanlar daha çok
yaşamakta, doğumda yaşama beklentisi tüm ülkelerde
artmaktadır. Buna ilave olarak birçok ülkede doğum
hızlarında genel bir düşüş olması toplumda
yaşlı kesimin oranını giderek arttırmaktadır.
Kadının aile dışında çalışması da
doğum oranını azaltmakta, bu da yaşlı nüfus
oranını arttırmaktadır. Ortalama yaşam
beklentilerindeki artış aile yapısını etkilemekte,
nüfus hareketleri aile üyelerini ayırmaktadır. Aile içindeki
yaşa bağlı aile rolleri ve sorumlulukları değil
aynı zamanda geleneksel roller de değişebilmektedir.
Gelişmekte
olan ülkeler için henüz büyük bir sorun olarak kabul edilmese bile bu ülkelerin
çok yakın gelecekte yaşlılık sorunlarıyla
karşılaşması kaçınılmazdır. Çünkü demografik,
ekonomik ve teknolojik gelişmeler konunun gündeme daha yoğun bir
şekilde gelmesine neden olacaktır.
Yaşlılık
problemlerini gelişmekte olan ülkelerin giderek artan oranda daha çok
hissetmesi doğaldır. Bu problemle daha önce karşılaşan
gelişmekte olan ülkeler bazı çözüm yolları
geliştirmişlerdir. Yaşlı sorunlarını büyük ölçüde
geleneksel aile yapısı içinde çözen gelişmekte olan ülkelerin
daha çok problemle karşılaşması beklenebilir. Ekonomik
sorunlar yaşlıların artışı ile hem ülkeye hem
bireye yansımaktadır. Ülkeler, sosyal güvenlik sisteminin finansman
güçlüğü ile karşılaşmakta, yaşlılar da düşük
emekli ücreti ile geçinmek zorunda kalmaktadır.
Türkiye'de kentleşme
ve sanayileşme özellikle büyük kentlerde, aile yapılarında
önemli değişikliklere neden olmuştur. Çekirdek aile
yapısına hızlı bir geçişin sürdüğü ülkemizde bu
durumdan en çok etkilenen gruplardan birisi yaşlılardır.
Yaşlının,
bakımı, konut, sağlık, eğitim, dinlenme
ihtiyaçlarının karşılanması ve ailenin yaşlı
bakımında desteklenmesi gerekir. Çağdaş toplumlarda
yaşlı sorunları gelir, sağlık, barınma,
ulaşım ve beslenme olarak özetlenebilir. Yaşlıların bu
temel sorunlarından başka çalışma, güvenlik, eğitim, serbest
zamanı kullanma ve psikososyal sorunlar vardır. Yaşlılar
üzerine yapılan araştırmalar daha çok yaşam süresini uzatma
üzerine odaklanmış; bağımsız ve kaliteli yaşam
sürdürebilmelerine yönelik çalışmaların önemi yeni
anlaşılmaya başlamıştır. Oysa yaşlıların
fiziksel ve zihinsel gerilemelerinin kaçınılmaz olmasına
karşılık, onların varolan kapasitelerinin
geliştirilmesi, sosyal ve ekonomik açıdan faal bir sürdürmelerinin
sağlanması temel amaç olmalıdır.
Yukarıda belirtilen
nedenlerle, yaşlıların sorunlarına kalıcı bir
iyileşme sağlanabilmesi için bu sorunların
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.
3.- Eskişehir
Milletvekili Bedii Süheyl Batum ve 30 milletvekilinin, TRT
yayınlarının tarafsızlığının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/348)
TBMM Başkanlığına
Siyasi iktidarın tüm
etkinliklerinin, hatta siyasi açıdan sadece parti içini ilgilendiren
etkinliklerinin dahi, yazılı ve görsel medya organlarında,
özellikle devlet televizyonu olan TRTde çok geniş bir şekilde yer
almasının, yürürlükteki Anayasa ve yasalar çerçevesinde,
uyulması zorunlu eşitlik ve tarafsızlık ilkelerine
aykırı olup olmadığı hakkında;
Anayasanın 98/3,
İçtüzüğün 104. ve 105. Maddeleri gereğince işlem yapılması
ve gerekli inceleme için komisyon kurularak sonuçlarının kamuoyu ile
paylaşılması amacı ile Meclis Araştırması
istemimizin kabulü ile gereğinin yapılmasını arz ederiz.
1) Bedii Süheyl Batum (Eskişehir)
2) Kadir Gökmen Öğüt (İstanbul)
3) Ali Özgündüz (İstanbul)
4) Veli Ağbaba (Malatya)
5) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
6) Ali Demirçalı (Adana)
7) Ahmet İhsan
Kalkavan (Samsun)
8) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
9) Mustafa
Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
10)Haluk
Ahmet Gümüş (Balıkesir)
11) Durdu
Özbolat (Kahramanmaraş)
12) Emre
Köprülü (Tekirdağ)
13)
Namık Havutça (Balıkesir)
14) Ali
Sarıbaş (Çanakkale)
15)
Selahattin Karaahmetoğlu (Giresun)
16) Haluk
Eyidoğan (İstanbul)
17) Erdal
Aksünger (İzmir)
18)
Doğan Şafak (Niğde)
19) Ahmet
Toptaş (Afyonkarahisar)
20) Faik
Tunay (İstanbul)
21) Mahmut
Tanal (İstanbul)
22) Bülent
Tezcan (Aydın)
23) Ali
Haydar Öner (Isparta)
24) Mehmet
Şeker (Gaziantep)
25)
Muharrem Işık (Erzincan)
26) Mehmet
Ali Ediboğlu (Hatay)
27) Mevlüt
Dudu (Hatay)
28) Osman
Kaptan (Antalya)
29)
Yıldıray Sapan (Antalya)
30) Metin
Lütfi Baydar (Aydın)
31) Ali
Serindağ (Gaziantep)
Gerekçe:
Anayasamızın
2. Maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik bir hukuk devleti"
olduğunu vurgulamaktadır. Hiç kuşkusuz demokrasinin en önemli unsurlarından
biri çoğulculuk ilkesidir. Çoğulculuk ilkesi, ülke içinde tüm siyasal
görüşlerin ve bu görüşleri yansıtan siyasal partilerin tam bir
eşitlik ve özgürlük içinde görüşlerini ifade edebilmelerini ve yine eşit
bir şekilde yan yana faaliyet gösterebilmelerini güvence altına alan
ilkedir. Bu görüşlerden ya da siyasal partilerden birine veya
birkaçına diğerlerinden çok daha geniş avantajlar sağlama
durumu hiç kuşkusuz çoğulculuk ilkesinin tamamen ihlali anlamına
gelir. Bu nedenle demokratik bir hukuk devletinde çoğulculuk ilkesini
pekiştirten güvencelerden biri de "Halkın serbestçe haber alma
hakkı" ve bu hakkın kullanılmasını
gerçekleştiren "Yazılı ve görsel basın araçlarının
özgürlüğüdür."
Uzun bir
dönemden beri Türkiye'de, iktidar partisinin basın yayın
araçları üzerinde mutlak bir hakimiyeti olduğu
tartışmasızdır. Buna karşılık Meclis
faaliyetlerinin yayınının dahi sınırlanmış
olması, bu mutlak hakimiyeti pekiştiren bir unsur olmuştur.
18.11.2011
tarihinde, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP Bitlis İl
Gençlik Kolları Kongresi Konuşması, Ulusal ve Yerel düzeyde
yayın yapan, başta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını
vergileri ile faaliyetlerini idame ettiren TRT olmak üzere, hemen hemen tüm
yayın organlarında canlı olarak ve naklen
yayınlanmıştır. Siyasi İktidarın açık
açık siyasi propagandasını yapmasına rağmen 47 dakika
43 saniye bu yayın gerçekleştirilmiştir. Uzun süreden beri bu
türden ihlal ve eşitsizliklerin varlığının kamuoyunda
derin bir rahatsızlık yarattığı
tartışmasızken, son olarak söz konusu yayının
gerçekleştirilmesi, konunun Meclis tarafından
araştırılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu
durumun kaynağının, medya kuruluşlarının kendi
tasarrufu mu olduğu yoksa siyasi iktidarın baskısından
mı kaynaklandığının, araştırmanın
konusu yapılması gerektiği de ortadadır.
Ana Muhalefet ve
diğer muhalefet partilerinin, kamuoyuna yönelik faaliyetlerine saniyelerle
ifade edilecek süreler layık görülürken, Siyasi İktidarın,
özellikle Ana Muhalefet partisine yönelik, haksız ve hakaretamiz
ifadelerini barındıran konuşmaya bu kadar geniş ve uzun bir
zaman ayırması düşündürücü ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının,
133/son, 2954 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kanununun 5. Maddesinin
(m) fıkrasına, 6122 sayılı Radyo ve Televizyonların
Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanunun, 8. Maddesinin (c),
(ı), (k), (o) fıkralarına ve 37. Maddesine açık bir
aykırılık teşkil etmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki
yerlerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Şimdi, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- CHP Grubunun, İzmir
Milletvekili Hülya Güven ve arkadaşları tarafından, 29/3/2012
tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Sivas
davasında mahkemenin verdiği zamanaşımı
kararından sonra yaptığı hayırlı olsun
açıklamasının ülkemizde bazı kesimlerin diğer
bazı kesimlere karşı cesaretlendirildiği izleniminin
bazı son olaylarla birlikte incelenmesi" hakkında vermiş
olduğu Meclis Araştırması Önergesinin, Genel Kurulun
2/7/2012 Pazartesi günkü birleşiminde sunuşlarda okunması ve ön
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına
ilişkin önergesi
Sayı:294
02.07.2012
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu;
02.07.2012 Pazartesi günü (Bugün) toplanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Emine
Ülker Tarhan
Ankara
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
İzmir Milletvekili
Hülya Güven ve arkadaşları tarafından, 29.03.2012 tarihinde,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
"Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Sivas
davasında mahkemenin verdiği zamanaşımı
kararından sonra yaptığı "hayırlı
olsun" açıklamasının ülkemizde bazı kesimlerin
diğer bazı kesimlere karşı cesaretlendirildiği
izleniminin bazı son olaylarla
birlikte incelenmesi" hakkında verilmiş olan Meclis
Araştırma Önergesinin, (336 sıra nolu) Genel Kurul'un bilgisine
sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 02.07.2012
Pazartesi günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve
görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu önerisinin lehinde İzmir Milletvekili Hülya Güven.
Buyurunuz Sayın
Güven. (CHP sıralarından alkışlar)
HÜLYA GÜVEN (İzmir)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; zaman zaman ülkemizde, özellikle Alevi
vatandaşlarımızın evlerinin işaretlenmesi sonucunda
ortaya çıkan huzursuzluklar nedeniyle, bu konunun kimler tarafından
nasıl yapıldığının
araştırılması için vermiş olduğumuz
araştırma komisyonu kurulma isteği için söz almış
bulunuyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bugün 2
Temmuz 2012. Bundan on dokuz yıl önce Sivasta ülke tarihine kara bir leke
olarak geçecek bir katliam yaşandı. Pir Sultan Abdal
şenliklerine katılmak için giden ve Aziz Nesinin de içinde
bulunduğu yazar, şair ve sanatçıların, Kahrolsun laiklik!
sloganı ile Madımak Oteline saldırarak orada 35 kişinin
diri diri yanarak katledilmeleriyle sonuçlanan bir katliama yol açtılar.
Bu 35 kişi kimlerdi, biliyor musunuz? Yaşları on iki ile
altmış yedi arasında çocuk, yaşlı ve gençlerdi; bunlar
pırıl pırıl insanlardı.
Bugün iktidar partisi
Laikiz. diyor ama Kahrolsun laiklik! diyerek katliam yapanları
koruyor, hatta onların avukatlığını yaparak
davalarının da düşmesine yol açıyor.
Dava, tabii ki sizin
iktidarınızda zaman aşımı nedeniyle düştü ve ceza
alması gereken kişiler ceza alamadılar. 13 Mart 2012 tarihinde
yapılan duruşmada, davanın zaman aşımı talebi
karara bağlandığı gün, katliamın
sorumlularının cezalandırılacaklarını umarak
Ankarada toplanan binlerce kişiye ise polis müdahale etti. Bu mudur
adalet? Burada, bu davayı yürüten avukatlar ise, katliama yol açan
kişilerin avukatları ise ödüllendirildiler. Aziz Nesin o arada
kurtulmaya çalışırken linç ediliyordu. Zaten, nedense,
teknolojide çok ileri olduğunu, her türlü güvenlik önlemlerinin
alındığını iddia eden Hükûmetimiz insan yakma
konusunda uzmanlaştı. Cezaevinde ve cezaevi arabasında
mahkûmları yakıyoruz, çocuk yuvalarında çocukları,
çadırda işçileri, depremzedeleri de çadırlarında
yakıyoruz. Gelecekte de nükleer santrallerle şehirde
yaşayanları yakacağız herhâlde. Bir Çernobil örneği,
bir Japonya örneği varken, bir deprem ülkesi olan ülkemizde, yine bir
kazayla -adı kaza olacak tabii- orada bulunan, yakında bulunan
kişileri diri diri yakacağız. Bunların, mahkûm olsun, ne
olursa olsun, bu yanan insanların, çukura düşen insanların,
işçilerimizin insan olduklarını unutmayalım. Tüm
vatandaşların yaşamları ve sağlıkları
devlete teslim edilmiştir ve devletin sorumluluğundadır. Devlet,
dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmamalıdır.
İktidarımız Biz yapmıyoruz. derken sonuca bakın.
Geride yüzlerce gözü yaşlı aileler bırakılıyor.
Uluderede de yurttaşlarımızı yakıyoruz.
Çığlık atan bedenlerde yükselen dumanlar ve yanık et
kokularını düşünebiliyor musunuz? Ben sizlerin bir gözünüzün
önüne getirmenizi istiyorum. Bu yanarak öldürülmenin acısını
sizler, bizler nasıl anlayabiliriz? Bu yananlar, Sivasta yananlar sizin
çocuklarınız olabilir, babalarınız olabilir, bizim de
çocuklarımız ve babalarımız olabilir, annelerimiz,
kardeşlerimiz olabilirdi. Katliamlar aslında insanlık suçudur.
Sizler de zamanaşımına uğratarak aslında bu
suça ortak oluyorsunuz.
Başka
bir konu da zaman aşımına uğradığı zaman
mahkemenin verdiği karara Hayırlı olsun. açıklaması
yapan Sayın Başbakanımızdan sonra, bazı kesimlerin
heveslenerek bazı Alevilerin evlerinin kapılarına,
duvarlarına işaret koymalarıdır. Adıyaman, İzmir,
Gaziantep; bunlar sadece başlangıçta olan üç ilimiz ve çeşitli
mahalleleri. Zaman zaman başka illerimizde de görüldü ve bu illerimizde
neden olduğu polise sorulduğu zaman alınan cevaplar
anlamsızdı. Polis bazılarına su ve kanalizasyon
çalışmaları için konulduğu söylemiş ama
araştırdıklarında öyle bir çalışma yok,
olmadığı ortaya çıkmış. Bazılarında
Çocuklar yaptı. demişler, ama öyleyse bu konunun tabii ki
araştırılması lazım.
Bizim
Madımak acısını hiçbir zaman unutmamız gerekiyor,
diğerlerini de unutmamalıyız. Bundan sonraki
adımlarımızı hep bu konuda ve bununla ilgili olarak
İnsanlara nasıl yararlı olabiliriz? diye düşünerek
atmamız lazım.
Madımak
Otelinin altında kebapçı açılmış. Acaba o insanlar
orada, o kebapları yerken ne düşünüyorlardı? Tepki koyan
insanları da anlamamışlar. Sizler yiyebilir misiniz orada kebap?
O yanan insan eti kokuları burnunuza gelmez mi? Çığlık
çığlığa bağıran, yanan insanların
çığlıklarını duymaz mısınız? Bu Madımak Türkiyenin bir kara lekesi
olarak hep kalacaktır.
Birlikte
yaşama kültürünü bozacak etkenlerden biri olarak görülen bu
işaretleme olayının -ki nelere yol açacağını
bilmiyoruz, nerelere gideceğini bilmiyoruz- hedefine ulaşmaması
için, ayrımcılığı ortaya çıkarmaması için,
insanların dost olmasını sağlaması için iç yüzünün
ortaya çıkarılması ve bunu yapan gerçekten çocuk mudur
erişkin midir, kasıtlı mıdır değil midir, hangi
amaçla yapılmıştır, tüm bu soruların
cevaplarını bulmamız gerekiyor ve bunun için de, bu faillerin
ortaya çıkması için araştırma yapmamız gerekiyor.
Ben bir Madımak
menüsü göstermek istiyorum. Bir insanlık suçu, evet, bir insanlık
suçudur her şeyden önce. Katliam, değil mi? Sadece o değil,
diğerleri de öyle, yanan insanlar. Cehalet, tabii, cehalet var.
Hoşgörüsüzlük, hukuksuzluk ve adaletsizlik. Eğer adalet yerini
almış olsaydı yerini bulmuş olsaydı hiçbir zaman,
ondan sonra bu işaretleme gibi insanların içinde korku yaratacak,
insanlara ayrımcılığı yaşatacak durumlar ortaya
çıkmazdı. Adalet her zaman için hepimize lazım ve hepimiz bunu
yaşatmalı, bulmalıyız.
Bu geçirdiğimiz
yirmi iki saat
Biraz önce medyadan soranlar oldu, Yirmi iki saat nasıl
dayandınız? dediler. Evet, bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
dayandık çünkü biz yaptığımız işin doğru
olduğunu, adaleti savunduğumuzu ve bunun için de her türlü
çabayı göstereceğimizi söyleyerek, biz aslında yorulmadık,
uyuyan bizler değildik.
Ben tekrar bu konunun
araştırılarak, barışı getirmesini
sağlamanızı diliyor, yüce Meclise saygılarımı
sunuyorum.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Güven.
Aleyhte, İzmir
Milletvekili Ali Aşlık.
Buyurunuz Sayın
Aşlık.
ALİ AŞLIK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Lehte mi aleyhte mi?
ALİ AŞLIK
(Devamla) Önergede belirtilen hususlar hakkında kısaca bilgi vermek
istiyorum.
İzmirde yaşanan olaylarla
alakalı
LEVENT GÖK (Ankara) Ali
Bey, siz avukatlık yaptınız mı Sivas davasındaki
sanıkların lehinde?
BAŞKAN Devam edin
Sayın Aşlık, buyurun.
ALİ AŞLIK
(Devamla) Ben gerekli cevapları veririm arkadaşlar, siz merak
etmeyin. Bizim gizli saklı hiçbir şeyimiz olmaz, merak etmeyin,
gerekli cevapları da veririm.
LEVENT GÖK (Ankara)
Yaptınız mı?
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Lehte mi konuşuyorsunuz, aleyhte mi konuşuyorsunuz?
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayınız lütfen.
LEVENT GÖK (Ankara)
Yani çıkartacak başka kişi bulamadınız mı
şuraya ya?
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) İnadına yapıyorsunuz.
ALİ AŞLIK
(Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar, Çiğlide
yaşanan olayda, bir apartmanda bildiri dağıtılmış
ve bu apartmanda yaşayan kişilere, Sünnisine de, Alevisine de
aynı broşür dağıtılmış.
LEVENT GÖK (Ankara)
Senin hiç konuşmaya hakkın yok!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Ben burada tek tek isim olarak sayabilirim ama burada
kayıtlara girmesinin vatandaşlarımız açısından
bir faydası olmadığını düşünüyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Yahu, Hayırlı olsun diyen bir Başbakan var, ne
anlatacaksın sen şimdi?
ALİ AŞLIK
(Devamla) Dolayısıyla arkadaşlar, onun dışında
Menemende olan hadiseyle alakalı da, orada da aynı şekilde
apartmanda işaret yapılanlar içinde, o apartmanda Alevi de var, Sünni
de var.
Diğer,
Karabağlarda yaşanan konuda da, aynı aile içinde yaşanan
sorunlardan kaynaklanan bir şey, orada ailenin ismini söylemiyorum.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu konular
abartılacak konular değildir.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Yazıklar olsun sana!
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) Nasıl abartmayacağız?
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Nasıl yani? Yakın, yıkın, yok edin
ALİ AŞLIK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bakınız, Hoca Ahmet
Yesevinin talebeleri Anadoluya geldiğinde Türkler daha Anadoluda devlet
kurmamışlardı.
LEVENT GÖK (Ankara)
İnsan utanır oraya çıkmaktan, utanır, utanır!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Anadoluyu yurt yapan anlayış sufi
anlayıştır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) O
sizin anlayışınız değil, Hacı Bektaşilik
anlayışıdır. O size tamamen uzak, ne alakası var
sizinle? Sizinki Bedevi anlayışı, Bedevi!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Anadolu erenleri Anadoluda yaşayan Sünnilerin de, Alevilerin
de dedeleridir.
LEVENT GÖK (Ankara)
Konuşmaya hakkın yok orada, hakkın yok!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Dolayısıyla, bizim Türkiyeye dayatılan gündemlerin
peşinde koşmamız yanlıştır.
LEVENT GÖK (Ankara)
Utanmaz, otur yerine! Otur yerine, otur!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Sivas olayları da Türkiye'ye dayatılan gündemdir,
Türkiye'nin gündemi değildir.
TUFAN KÖSE (Çorum)
Utanmayı da bıraktın, utanmayı!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, ben orada yapılan
yanlışlığı en az sizin kadar kınıyorum ama
şunu bilesiniz ki orada yargılananların büyük bir
kısmı, orada yananlar kadar masumdur.
LEVENT GÖK (Ankara)
Yazık sana!
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Yuh be! Ayıp, ayıp!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Dolayısıyla, biz gerçekten adaletin tesisini istiyorsak,
orada toplanan deliller çerçevesinde yeniden yargılanma istememiz
lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Allah senin başına da versin!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Bakınız, ben size ifade edeyim, ben o gün için yeni bir
avukatım, yeni bir avukat. Gittim, dosyanın bir fotokopisini
aldım.
LEVENT GÖK (Ankara) Sen
nasıl adamsın? Hiç olmazsa bugün çıkma buraya!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Dosyayı okuduktan sonra adaletin tesis edilemeyeceğini
gördüğüm için, dayatılan birtakım senaryoları gördüğüm
için ikinci duruşmadan sonra duruşmaya gitmedim.
CANDAN YÜCEER
(Tekirdağ) Kim dayattı?
CELAL DİNÇER
(İstanbul) O insanlar kendi kendilerini mi yaktılar?
ALİ AŞLIK
(Devamla) Oraya giden arkadaşlarımız belki adaletin tesisine katkı
sağlamak için gittiler ama benim anlayışıma göre -ben
onları da saygıyla anıyorum- bir nevi figüranlık
yapmış oldular, dayatılan, oynanan oyunlara bir nevi
figüranlık yapmış oldular. Ben o figüranlığa Ali
Aşlık olarak yapmadım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Kabul edersiniz araştırma önergesini! Hadi bakalım, kabul ediyor
musunuz?
ALİ AŞLIK
(Devamla) Dolayısıyla, arkadaşlar, Türkiye'de olup biten her
şeyi yeniden ele almamız lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Araştıralım; darbeleri araştırıyorsunuz, her
şeyi araştırıyorsunuz, bunu da araştıralım.
ALİ AŞLIK
(Devamla) Keşke rahmetli Mumcu aramızda olsaydı da
vicdanlı bir gazeteci olarak, Sivas olaylarını bir de o gazeteci
gözüyle inceleyebilmiş olsaydı. Biz ne söylersek söyleyelim siz
şartlı bakacaksınız, taraflı bakacaksınız.
Keşke sosyal demokrat vicdanlı gazeteci arkadaşlarımız
gerçekten dosyayı karşılarına alsalar da, acaba bu
yargılananlar gerçekten bu cürmü işlediler mi işlemediler mi,
bir de onların gözünden bunu dinleyebilsek.
LEVENT GÖK (Ankara)
Senin yatacak yerin yok!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Onun için, değerli arkadaşlar, Türkiye'ye birçok
şeyler dayatılıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sizden başka kim, ne dayatıyor? Konuşuyorsun bir de orada ya!
ALİ AŞLIK
(Devamla) Biz dayatılan gündemin değil, Türkiye'nin gerçek
gündemlerinin peşinde koşmalıyız. Türkiye'de Kürt meselesi
dayatılan meseledir, Türkiye'de Alevi-Sünni meselesi dayatılan
meseledir.
Biz önerge hakkında
aleyhte oy kullanacağız.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aşlık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Yuh be sana! Yuh be! Utanmadan çıkmış konuşuyorsun oraya!
Utan ya, utan, utan! 35 kişi yanmış
BAŞKAN Önerinin
lehinde Çorum Milletvekili Tufan Köse.
Buyurunuz Sayın
Köse.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Haydi
bakalım, araştıralım haydi. Sen de o komisyonda ol haydi,
gel araştıralım. (AK PARTİ ve CHP sıraları
arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
BAŞKAN Sakin olun
sayın milletvekilleri, lütfen
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Haydi bakalım araştıralım, haydi. Haydi
araştıralım, haydi.
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Canikli, başka insanınız yok muydu siz
çıkardınız bunu? Yok muydu başka insanınız?
İnsanları yakanların avukatlığını yapanları
konuşturuyorsunuz burada.
BAŞKAN - Sayın
Gök, lütfen
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Lehte oy kullanın, araştıralım. (CHP ve AK PARTİ
sıralarından karşılıklı laf atmalar, gürültüler)
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Siz vardınız. İktidarda kim vardı? Erdal
İnönü ne iş yapıyordu o zaman?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Niye kabalaşıyorsunuz ya, niye kabalaşıyorsunuz? Niye
susmuyorsunuz?
HAMZA DAĞ
(İzmir) Niye susalım? Sen susmuyorsun, sabahtan beri Otur yerine!
diyorsun.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Haydi araştıralım.
BAŞKAN - Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.
Konuşmacı kürsüye geldi, lütfen
Sayın Köse,
buyurunuz efendim.
TUFAN KÖSE (Çorum) - Arkadaşlar, gericilik, yobazlık,
nefret, kin Adalet ve Kalkınma Partisi ve ondan öncekilerin
DNAlarına, genlerine işlemiş.
HAMZA DAĞ
(İzmir) Ayıp! Ayıp!
TUFAN KÖSE (Devamla)
Bugün, buraya çıkardığınız
.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Aynaya bakın.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Aynaya bakarsanız, siz kendinizi
görürsünüz. Siz kendinizi iyi görürsünüz. Genlerine işlemiş. (CHP
sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Aynen öyle!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, böyle konuşma olmaz.
O lafı kendisine aynen, misliyle
iade ediyoruz. Kendisine aittir o genetik yapı. Lafını geriye
alsın, güzel konuşsun Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.
TUFAN KÖSE (Devamla) Bugün
buraya çıkardığı, kürsüye çıkardığı
Hatip Sivas davasının katliamcılarının avukatı.
Ne güzel, ödülünü de almış, milletvekili de olmuş, milletvekili
de olmuş. Olmuşsunuz milletvekili de. Bugün de yakarsınız
siz, bugün de yakarsınız.
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Samimi değilsin.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Samimiyim.
Bugün de yakarsanız.
Çorumda da yaktınız siz, Çorumda da. Çocuktum, benim kardeşim
de vuruldu Çorumda, on iki yaşında, on bir yaşında.
HAMZA DAĞ
(İzmir) O zaman iktidarda kim vardı?
TUFAN KÖSE (Devamla)
Siz, bakın, burada var isimleri; bakın, burada var. On iki
yaşında, on beş yaşında. Koray Kaya, Menekşe
Kaya; bu çocukları da yaktınız siz. On beş
yaşında çocukları da yaktınız. Yakarsınız
Yakarsınız
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAMZA DAĞ
(İzmir) İktidarda kim vardı, onun cevabını ver.
Başbakan Yardımcısı kimdi?
TUFAN KÖSE (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, zihniyet aynı zihniyet; zihniyet
değişmemiş. Dün akşam da burada yaşadık aynı
zihniyeti. Dün akşam da burada yaşadık aynı zihniyeti.
Gazetelerde çıkmış bugün aynı zihniyet. (CHP ve AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.
TUFAN KÖSE (Devamla) Bu
zihniyetin Sivas ne ilk yaktığı yer ne de son olacak.
Değerli
arkadaşlarım, önce sözlerime aslında bir şiirle
başlamak istiyordum ama böyle bir Hatip çıkınca Adalet ve
Kalkınma Partisi sıralarından
Yiğitlik midir
emanet cana kıymak?
Yiğitlik midir bir
tutam ışığı kör bıçakla,
Güneşten
koparıp karanlığa kurban etmek?
Söyle, hangi kitapta
vardır elleri kolları bağlıyı yakmak?
2 Temmuz 1993te yani
bundan tam on dokuz yıl önce halk ozanımız Pir Sultan Abdalı anmak için ve onun
adına düzenlenen şenliğe katılmak için, zalimin zulmüne ve
adaletsizliğine karşı durmak için Sivasa gelen, Türkiyenin yüz
akları aydınlar, şairler, sanatçılar, yazarlar, gençler,
yaşlılar, kadınlar, erkekler, semah dönenler, kalmakta
oldukları otelde gerici, yobaz bir güruh tarafından
saldırıya uğradı ve orada, kaldıkları otelde
yakılarak, dumandan boğularak, 33ü giden sanatçılar, 2si
yabancı gazeteci ve 2si de otel görevlisi olmak üzere 37 insan
yakılarak katledildi.
Olayın burası
çok önemli. Az evvel de söyledim, bu ne gerici, yobaz güruhun ilk eylemiydi,
katliamıydı ne de sonu olacak ama 93ten sonra yaşananlar bu
insanların yüreğini daha çok dağladı, daha çok yaktı.
Ne oldu biliyor musunuz 93ten sonra değerli arkadaşlarım? Belki
sizin ilginizi çekmiyor, ben hiçbir AKP hatibinden, hiçbir AKP temsilcisinden
Sivas katliamına dönük bir açıklama duymadım.
MUSTAFA ŞAHİN (Malatya) Sivastan
başka bir şey bilmez misiniz?
TUFAN KÖSE (Devamla)
Ama Başbakandan duydum; zaman aşımı kararından sonra
Hayırlı olmuş sözünü duydum Başbakandan. 93teki Belediye
Başkanı, ödüllendiren Temel Karamollaoğlundan da Gazanız
mübarek olsun. lafını duydum. Başka bir laf duymadım ben
sizden orada ölen canların anılması üzerine. Nedir bu kininiz
ya? Nedir bu kininiz? Ne istiyorsunuz?
HAMZA DAĞ
(İzmir) Yani sizin kininiz nedir?
TUFAN KÖSE (Devamla)
- Sizin gibi düşünmeyen, size biat
etmeyen aydınlık yüzlü insanlardan ne istiyorsunuz?
Öldüremediğinizi cezaevine tıkıyorsunuz; yüzlerce
yıldır böyle.
Değerli
arkadaşlarım, ne olmuş daha sonra, bakın ne olmuş?
Zaman aşımına uğrandığı, kararını
açıklandığı davada kararı izlemeye gelen, kararı
izlemeye gelen o yaşlı canlar, yaşlı insanlar,
evlatlarını kaybetmiş insanlar biber gazı yediler
polislerden mikrofonu eline alıp konuşmak istediklerinde;
hatırlıyor musunuz bunu? Çok olmadı, 13 Martta. Bizim Cumhuriyet
Halk Partili milletvekilleri de biber gazı yedi. Artık
alışkanlık oldu haksızlığa tepki gösterme
ihtiyacı duyan insanların tepkilerini biber gazıyla
bastırmak.
HAMZA DAĞ
(İzmir)- 28 Şubatta çok iyiydi!
TUFAN KÖSE (Devamla)
Peki, başka ne oldu arkadaşlar, başka ne oldu? Polonyadan Vahit
Kaynar isimli sanık niye getirilemedi biliyor musunuz? Niye gelmedi, niye
iade edilemedi? Adalet Bakanlığı, bilinçli olarak Polonyadan
iade için göndermesi gereken evrakları geç gönderdiği için
getirilemedi.
Peki -Bunu bilirsiniz artık, çünkü Sivasta
saklanmamış bu adam, Sivasta saklanmamış; emniyet
müdürlüğüne
YILMAZ TUNÇ (Bartın) On yıl sen
sakladın, on yıl sen sakladın.
TUFAN KÖSE (Devamla) On sekiz yıl
saklanmadı bu adam, saklanmadı. Saklanmadı, yaşadı bu
adam.
HAMZA DAĞ (İzmir) On yıl
kim vardı? Kim vardı on yıl?
TUFAN KÖSE (Devamla) - Siz bunları
biliyorsunuz. Vallahi siz kamufle etmişsinizdir. Başka kim kamufle
edecek?
HAMZA DAĞ (İzmir) Delilleri
niye toplamadınız? Valiyi kim atadı?
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bakın,
değerli arkadaşlarım, bizler, Sivasta yananlar, Çorumda
yakılanlar, Maraşta yakılanlar, Maraşta öldürülen
çocuklar
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul)
Erzincan Başbağlardaki katliamlar, onu da söyle.
TUFAN KÖSE (Devamla) Bakın,
Başbağlarda öldürülenler de, Başbağlarda öldürülenler de
Çok doğru söylüyorsun. Var notumda, biraz sonra geleceğim
Başbağlara da. Başbağlar Sivasın
karşılığı değildir, Başbağlar Sivasla
ilgisi olan bir şey değildir.
Bakın, bizler, Sivasta
yakılanlar, Maraşta öldürülenler, Çorumda fırınlarda
yakılanlar bu ülkenin aydınlık yüzleri ve bu ülkenin
aydınlık yüzü insanlar sizlere benzemek istemiyorlar. Eğer
birisi benzeyecekse, zalimin bu adaletsiz düzenine binlerce yıldır
karşı duran bizlere siz benzeyeceksiniz, birisi benzeyecekse
eğer. Biz kin duymuyoruz ama sizden de duyarlılık bekliyoruz
arkadaşlar, duyarlılık bekliyoruz. Bir günden bir güne bir
temsilciniz çıksın da Sivas katliamını, Maraş
katliamını
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Meclise
hakaret ediyorsun.
TUFAN KÖSE (Devamla) Bugün burada
çıkardığınız Hatip, bu davanın avukatı ya.
Bu kadar bir kasıt olur mu, bu kadar insanların yürekleri
yaralanır mı ya? Ayıp ya, günah ya! Hangi kitapta yazıyor
bu? 330 kişiden başka kimse yok muydu? Burada ilahiyat profesörleri
var, çok olgun insanlar var grubunuzun içerisinde. Niye onlardan birisi
çıkmıyor? Niye onlardan birisi çıkmıyor da Sivas
davasının avukatı çıkıyor ya?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Tarihe geçecek de
ondan.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Sivas
davasının avukatları bakan oldular, milletvekili oldular,
yönetim kurulu üyesi oldular KİTlerde son on yıldır. Yazık
ya bu memlekete!
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Belediye başkanı da oldular.
TUFAN KÖSE (Devamla) - Bu memlekette
yaşayan 20 milyon Alevi var, hepsini yüreklerini Sivas katliamından
daha çok bugünkü çıkardığınız hatibin
konuşması yaralamıştır, hatibin kimliği
yaralamıştır. Yazılar olsun! Yazıklar olsun
arkadaşlar, yazıklar olsun!
Bakın, bugün de
Sivasta bir kültür evi açtınız, Sivasta bir kültür evi
açtınız. Sivasta açtığınız kültür evinin
içerisine asılan fotoğraflarda olaya karışan ve ölen 2
kişinin de fotoğrafları var ya. Bu, bizim
insanlarımızın yüreklerini dağlıyor biliyor musunuz,
yüreklerini dağlıyor. Sivasta biz kültür evi istemiyoruz; Sivasta
biz utanç müzesi istiyoruz, Sivasta utanç müzesi istiyoruz, katliam müzesi
istiyoruz. Bunu da böyle bilin. Diliyorum, Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında Sivastaki o kültür evi adı altında
açtığınız mezbeleliği biz intikam evi, utanç müzesi
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAMZA DAĞ
(İzmir) Tek parti fotoğraflarını koyarsınız,
utanç müzesi olur.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Utanç müzesi yapacağız.
Değerli
arkadaşlarım, bu zihniyet değişmeli.
Şimdi, bakın,
biraz önce çıkan Hatipten dolayı yüreğimiz dağlandı
ama şunu kabul etmeniz lazım
(AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Bakın, şunu kabul etmeniz lazım: Mezhep
ayrımcılığıyla bu ülkede kardeşliği
yaşatamazsınız, kardeşliği getiremezsiniz. Bu ülke
mezhep
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Biz hayatımızda
mezhep ayrımcılığı yapmadık. Bakın, mezhep
ayrımcılığını gidin Alevi köylerinin
yollarında bulun; eğer bir köyün yolu asfalt değilse, asfalt
kesiliyorsa bir yerinde o köy Alevi köyüdür. Mezhep ayrımcılığını
siz kendinizde bulun.
SAĞLIK BAKANI RECEP
AKDAĞ (Erzurum) Yalan, yalan!
İSMAİL AYDIN
(Bursa) Hiç almadığı hizmeti aldı.
TUFAN KÖSE (Devamla) -
Bakın, arkadaşlar, sözlerimi şöyle bağlamak istiyorum:
Sivasta karanlık katiller insanlığı ateşe verdi,
canlar bir gün yandı, katiller sonsuza kadar yanacak.
BÜLENT TURAN (İstanbul)
Hepimizin canı yandı.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Hepinizin canı yandıysa Hayırlı olsun, hayırlı
oldu. demeyin, Gazanız mübarek oldu. demeyin.
BÜLENT TURAN
(İstanbul) Babanın malı mı Sivas? Ajitasyon
yapıyorsun.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, sözlerimde Sivastaki kültür evini utanç
müzesine çevireceğimizi söyledim ama
BÜLENT TURAN
(İstanbul) On yıl daha sen onu çeviremezsin.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Çevireceğiz onu, çevireceğiz. Utanç evine çevireceğimizi
söyledim. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Onlar utançları ortaya çıkmasın diye konuşuyorlar.
TUFAN KÖSE (Devamla)
Beni saygıyla dinlemediğiniz için sizlere teşekkür etmiyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederiz Sayın Köse.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sataşmadan söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz
efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, Çorum Milletvekili Tufan Kösenin, Adalet ve Kalkınma
Partisine sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İnsaf"
kelimesi gerçekten son derece önemli bir kelime ve insan her zaman arıyor
bunu. İnsaf... İnsaflı olmak gerekir konuşurken,
değerlendirirken insaflı olmak gerekir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Doğru söylüyorsun.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Önce şunu söyleyeyim: Yetkili
arkadaşlarımız defalarca bunun bir katliam olduğunu,
Başbağların bir katliam olduğunu, Maraşın,
Çorumun, hepsinin bir katliam olduğunu defalarca ifade ettiler, söylediler.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Başbakan yetkili değil galiba.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Bakın, AK PARTİ 2001 yılında
kurulmuş olan bir partidir.
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Adalet istiyoruz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) İzin verin
Bahsettiğimiz olay,
Sivas, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşmiştir. Bir şekilde, doğrudan
ya da dolaylı olarak AK PARTİye en ufak bir suçlama yöneltilmesi,
ihmal ya da buna benzer, insafla bağdaşır mı değerli
arkadaşlar? O yüzden insaf kelimesi son derece önemli.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
On yıldır her şeyi yönetiyor devlet.
HÜLYA GÜVEN (İzmir)
Davalar niye sürdü?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bakın, bunların katliam olduğuna
biz inanıyoruz.
HALUK EYİDOĞAN
(İstanbul) Ama bir şey yapmıyorsunuz.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Biz şuna da inanıyoruz
Yaptığımızı biraz sonra söyleyeceğim. Biz
boşa çalışmıyoruz. Sadece zevahiri kurtarmak için,
birilerine mesaj göndermek için, çalışıyor gözükmek için iş
yapmıyoruz; gerçek anlamda faillerinin bulunması için
çalışıyoruz. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar (!)]
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bravo! On yıldır
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Gerçek anlamda, evet
Bunların hepsi derin
mahfiller tarafından gerçekleştirilmiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bırakın da biz bulalım. Bırak, bırak!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bunu artık bugün hepimiz biliyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Allah aşkına ya, milletin gözünün içine baka baka yalan söylemeyin!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Derin yapılar tarafından bu katliamlar
işlenmiştir, bu zemin hazırlanmıştır. Bunu bugün
çok net biliyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Ya yapma, gözünü seveyim ya!
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bakın, darbelerin
araştırılması için komisyon kuruldu ve bu
çalışmalarla çok yakın bağlantılı, ilişkili
olduğu görülecektir. Biz samimi olarak çalışıyoruz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Tamam, araştırma önergesini kabul edin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Gerçek anlamda samimiyseniz, bu
çalışmalara katkı sağlarsınız.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Samimiyseniz kabul edin.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Bunların nasıl kesiştiğini önümüzdeki dönemde
hep birlikte göreceksiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Samimiyseniz kabul edin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Biz gerçeği yakalamaya
çalışıyoruz, perde arkasını kavramaya
çalışıyoruz, onu ortaya çıkarmaya
çalışıyoruz; yaptığımız budur.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Kalk, milletin gözünün içine baka baka söyle. Samimiysen kabul edersin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Aradaki fark şu: Biz samimiyiz. Samimi
olarak bu katliamı yapanları ortaya çıkarmaya
çalışıyoruz, çıkaracağız ve söylediklerinizi size
aynen iade edeceğiz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Canikli.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Tamam, haydi, kabul edelim araştırma önergesini.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- CHP Grubunun, İzmir
Milletvekili Hülya Güven ve arkadaşları tarafından,
BAŞKAN Önerinin
aleyhinde Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz Sayın
Şahin.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) - Çok
Kıymetli Başkanım, çok değerli arkadaşlar; Cumhuriyet
Halk Partisinin araştırma önergesinin aleyhinde söz almış
bulunmaktayım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Lehinde mi dedin?
HÜSEYİN
ŞAHİN (Devamla) - Aleyhinde
ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Kürsüye çıkan
arkadaşlarımızdan bir tanesi intikam evi diye, hiç de bize
yakışmayan
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Düzeltti onu, düzeltti.
HASAN ÖREN (Manisa)
Düzeltti, düzeltti, kayıtlarda var. Kayıtlara geçti, düzeltti.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Devamla) -
.özellikle bizim inancımıza ve
anlayışımıza yakışmayan bir cümle sarf etti.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) O
intikamı sizinkiler alır ancak.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Devamla) - Bakınız, biz, yaratılanı
Yaradandan ötürü seviyoruz. Yani severken kimseyi de birbirinden
ayırmıyoruz. Asla ve asla, inanç yapımızda da böyle bir
anlayış yok. Bin yıldır bu topraklarda kardeş kardeş
yaşıyoruz ve birbirimize öğrettiğimiz ve birbirimizden
bundan sonra da öğreneceğimiz çok şey var.
Bakınız, Yunus
Emreyi, Pir Sultan Abdalı, Hacı Bektaş Veliyi,
Mevlânâyı, hepimiz ortak değer olarak kabul etmiyor muyuz? Gelin
canlar bir olalım. diyen Pir Sultan Abdal, Diri olalım. diyen
Hacı Bektaş Veli hepimizin ortak değeri değil mi? (CHP
sıralarından gürültüler)
Bakınız, biz bu
manada ve bu yaşam anlayışıyla yaşarken asla ve asla
bin yıldır bu topraklarda Sünni-Alevi, inanan-inanmayan, Müslim-gayrimüslim
anlayışı içerisinde olmadık.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Bravo!
HÜSEYİN
ŞAHİN (Devamla) - Herkese aynı mesafede, eşit mesafede
durduk ve bu topraklarda insanlar inançlarını istedikleri gibi
yaşadılar, yaşamaya da devam edecekler. Bunun en büyük garantisi
de, işte AK PARTİ kitlesidir, AK PARTİlilerdir. Çünkü (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) bizim bulunduğumuz
hükûmet döneminde, bakınız, siz bundan iki ay önce eğitimde
reform adı altında bizim getirdiğimiz 4+4+4 eğitim
sistemine çok ciddi muhalefet ettiniz, komisyon salonunda nümayişler
yaptınız ama gelecek yıldan sonra biz, eğitim
programına Aleviliğin de devlet eliyle doğru ve düzgün bir
şekilde öğretilmesi için programa konmasını sağlamadık
mı?
Bakınız,
eğer birbirimizden uzaklaşırsak, birbirimizi sevmezsek,
birbirimize saygı duymazsak asla ve asla adım atamayız,
birbirimize yakınlaşamayız. Bizim temel felsefemiz birbirimizi
sevmek olmalı. Yani biz, birbirimizi sevmek zorundayız.
Bakınız, Zülfü
Livanelinin bir sözüyle cümlelerimi bitirmek istiyorum: Dünyayı sevgi
kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey. Asla ve asla
intikam duygularıyla yaşamadık, yaşamayacağız
da.
Çok değerli
milletvekili arkadaşlarım, gündemimiz çok yoğun. Bugün ve
yarın, yarım kalan devlet sırrı kanununu ve torba kanunu
inşallah çıkartacağız ve Sağlık
Bakanlığının Teşkilat Kanununu da
çıkarttıktan sonra inşallah yeni döneme daha dingin, ruhen ve
bedenen de dinlenmiş olarak gelmek üzere hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Şahin.
Sisteme girmiş
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, konuşmacılar
zevahiri kurtarıyorsunuz diyerek Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
sataşmada bulunmuştur. Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Buyurunuz
Sayın Hamzaçebi. (CHP sıralarından alkışlar)
VIII.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, Bursa Milletvekili Hüseyin Şahinin, CHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bugün 2 Temmuz, yani Sivas Madımak katliamının
yıl dönümü. Ben, iktidar partisi sözcülerinin bu konudaki samimiyetlerine
inanmayı tercih ederim, bunu arzu ederim.
Şimdi, Sivasta bu
katliamın yıl dönümü olması nedeniyle bulunan Cumhuriyet Halk
Partili milletvekili arkadaşlarımı aradım, Adalet ve
Kalkınma Partisinden herhangi bir bakan veya milletvekili bu anma gününde
orada mıydı? diye sordum, bana verdikleri cevap: Herhangi bir kimse
yok. oldu.
Şimdi bakın,
eğer siz gerçekten Sivas Madımakın bir katliam olduğunu ve
bunun bizim tarihimize bir acı olay olarak geçtiğini
içselleştirmiş olsaydınız, o acıyı orada
vatandaşlarımızla bugün paylaşırdınız. Bunu
ifade etmek istedim.
Bir de Sayın Tufan
Köse, burada konuşmasını yaparken intikam evi kelimesini
kullandıktan sonra bir el işaretini de yapmak suretiyle bir dil
sürçmesi olduğunu ifade ederek onun bir utanç müzesi olduğunu
söyledi. Konuşmasının bitiminde de bunun böyle olduğunu ifade
etti. Bu Utanç müzesine dönüştüreceğiz. cümlesini, bir dil
sürçmesini oturup başka taraflara çekmeye, böyle bir acı olayın
yıl dönümünde hiç gerek yok.
Teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Hamzaçebi.
Sisteme girmiş
sayın milletvekillerimiz var. Çok kısa söz hakkı
tanıyacağım.
Buyurunuz Sayın
Memecan.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
8.- Sivas Milletvekili Nursuna
Memecanın, Madımak olaylarının bölücü bir olay olarak
hatırlanmaması ve istismar edilmemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
NURSUNA MEMECAN (Sivas)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sivas Milletvekili ve bir
Sivaslı olarak öncelikle Madımakla ilgili duyduğumuz -bütün
Sivaslılar adına söylüyorum- acıyı anlatmak istiyorum. Ama
Sivas, bu olayın Sivastaki Sünni ve Alevileri bölücü bir olay olarak
hatırlanmasını da hiç istemiyor, ne Alevi
vatandaşlarımız istiyor ne Sünni vatandaşlarımız
istiyor. Bunun buralarda istismar edilmemesini istiyorum. Bunlar istismar
edildikçe Sivastaki hem Alevi insanlar hem Sünni insanlar çok üzülüyorlar.
Sivasta Alevi ve Sünni topluluklar kardeşçe, komşu olarak gayet iyi
ilişkiler içerisindeler ve bu acıyla değil bu kardeşlikle
ve farklı renkleriyle tanınmak istiyorlar, bilinmek istiyorlar. Bizim
bu acıyı paylaştığımızı söylüyorum ama
buradan bunun üstüne inşa edip iyilikler, güzellikler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Memecan.
Sayın Boyraz
9.- İstanbul Milletvekili Osman
Poyrazın, Sivasta on dokuz yıl önce yaşanan olayların
Sivaslılar tarafından tasvip
edilmediğine ve bundan rant sağlanmaması gerektiğine
ilişkin açıklaması
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, Sivas
denildiği zaman, sözünde kelam, elinde kalem olan bir
coğrafyadır. Bin yıldır birlikte yaşamanın en
güzel örneklerinin yaşandığı, cumhuriyetin temellerinin
atıldığı güzide bir şehrimizde, maalesef, bundan on
dokuz yıl önce istenmeyen, acı hadiseler
yaşanmıştır. Tabii, hiçbir Sivaslının da tasvip
etmediği bir hadisedir ve bundan da kimsenin rant sağlamaması
gerekiyor. Şöyle bir dörtlükle ifade etmek istiyorum:
Alevi, Sünni kardeş;
kardeşliği biliriz.
Vatan için yaşarız, vatan için
ölürüz.
Provoke etmeyin, bir araya geliriz.
Ali benim imamım, Osmana da
bağlıyım.
Bozkırın ortasında medeniyet
beşiği,
Buradan arşa çıkar evliyanın
ışığı.
Saymakla tükenir mi ozanları,
aşığı?
Veyselle aşka geldim, Ruhsatiyle
doluyum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Boyraz.
Sayın Köse
10.- Çorum Milletvekili Tufan
Kösenin, Alevilerin bu coğrafyada kardeşçe yaşamak
istediklerine ilişkin açıklaması
TUFAN KÖSE (Çorum) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Tabii, bugün Sivas katliamının
19uncu yılı dolayısıyla konuşuyoruz.
Değerli arkadaşlar, Aleviler de
kardeşçe yaşamak istiyor, kardeş olmak istiyor ve bin
yıldır ellerini uzatıyorlar ama uzatılan eller hep geri
çevriliyor, hep geri çevriliyor. Bakın, hepiniz biliyorsunuz bunu, hepiniz
biliyorsunuz; bunları biliyorsunuz ama ben bir kez daha hatırlatmak
istiyorum.
Dün bir avukat arkadaşımla sohbet
ediyoruz, kahvaltı yapıyoruz beraberce, eşi başı
bağlı, ikisi de benim avukat arkadaşım, Ankarada. Dedi ki:
Tufan, maalesef, Hristiyanlıktan Müslümanlığa geçmek var ama
Alevilikten Müslümanlığa geçmek yok, Sünni mezhebine geçmek yok.
İnanır mısınız? Şimdi, siz buna itiraz
edeceksinizdir eminim, itiraz edeceksinizdir, tabii, itiraz edeceksiniz. Kendi
içinizde ne konuştuğunuzu ben söylüyorum, bunları bilmiyor
zannetmeyin. Bizim elimiz yine size uzanıyor, biz bu coğrafyada
kardeşçe yaşamak istiyoruz, korkuyla yaşamak istemiyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Köse.
Sayın Güvenç
11.- Kahramanmaraş Milletvekili Sıtkı
Güvençin, bu coğrafyada yaşayan Alevi - Sünni, Kürt - Türk
vatandaşların birbiriyle problemi olmadığına ve
Kahramanmaraşta ve Sivasta yaşanan olayların ara dönem özlemi
içinde olan derin güçlerin tezgâhı olduğuna ilişkin
açıklaması
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) Evet,
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir Kahramanmaraş
Milletvekili olarak, Kahramanmaraşın adı geçince ben de
açıklama yapma ihtiyacı duydum.
Bu coğrafyada, gerek Sivasta gerek
Kahramanmaraşta gerekse Çorumda yüzyıllardır birlikte
yaşayan Alevi, Sünni, Kürt, Türk vatandaşların asla birbiriyle
problemi yoktur, birlikte barış içinde yaşamaya devam
etmektedirler. Bu tip şeyleri gündeme getirerek Sünnileri Alevilerin
katledicisi gibi göstermek son derece yanlıştır. Asla, ne
Sünniler Alevileri katleder ne de Aleviler Sünnileri katleder. Böyle bir
yaklaşım son derece tehlikeli ve yanlıştır.
Maraşta ve Sivasta olan olaylar, ara dönem özlemi içerisinde olan derin
güçlerin tezgâhlarıdır, bunu böyle görmek lazım. Asla
Sünnileri
Alevilerin katliamcısı görmek son derece yanlıştır.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Güvenç.
Sayın Bilgin,
buyurun.
12.- Sivas Milletvekili Hilmi Bilginin, Sivasta
meydana gelen olayları kınadığına ve Sivasta meydana
gelen olayların kardeşçe yaşayan insanları birbirine
düşürmek isteyen karanlık güçlerin eylemi olduğuna ilişkin
açıklaması
HİLMİ
BİLGİN (Sivas) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Öncelikle Sivaslı ve
Sivas Milletvekili olarak Sivasta meydana gelen olayları
kınıyoruz ancak bunu söylerken şunu da açıkça söylüyoruz:
Sivasta meydana gelen olaylar hiçbir zaman Sivasta bir Alevi ve Sünni
çatışmasından kaynaklanan olaylar değildir. Sivasta
meydana gelen olaylar, kardeşçe yaşayan insanları birbirine
düşürmek isteyen ve bugün de bu çabalarını devam ettirmek
isteyen karanlık güçlerin bir eylemidir. Bunu, Sivasta yaşayan tüm
Alevi ve Sünni kardeşlerimiz bilmektedir. Bugün maalesef burada,
Sivasın yolunu bilmeyen, Sivası 2 Temmuzda sadece siyaset malzemesi
yapmak için Sivastaki Aleviyi, Sünniyi bilmeyen ve bu insanların
kardeşliğini, maalesef farklı nedenlerle kardeşçe
yaşadıklarını bilmeyen insanlar sadece 2 Temmuzda Sivas
üzerinden siyaset yapmaktadır. Sivasta yaşayan Aleviler ve
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bilgin. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Sayın Özel
13.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin,
avukatlık mesleğinin kutsallığına ve Genel Kurulda
yaşanan gerginliğe ilişkin açıklaması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Avukatlık çok kutsal
bir meslek. Herkesin en kutsal hakkı olan savunma hakkının
kullanılması gibi çok onurlu bir görevi yapıyorlar. Bir avukat
bir hırsızı savundu diye asla hırsız olmaz ama belli
davalarda, siyasi davalarda ve özellikle soykırım, katliam gibi
davalarda avukatlık bir yöndeşlik tarif eder.
Srebrenica
katliamının bir avukatına veya diğer tarafın
avukatına nasıl baktığınızı düşünerek
bir empati yapın.
Ben,
kesinlikle arkadaşımı o anlamda suçlamak istemem ama bugün
yapılan iş, AKP Grubunun bu önergeye karşı
çıkardığı simgesel bir isim, tamamen bir grup yönetim
zafiyetinden kaynaklanan ve hiç istemediğimiz bir tartışma
noktasına getirdi hepimizi.
Keşke,
buradaki birkaç tane sağduyulu sesten herhangi bir tanesi çıksaydı
o konuşmalardan bir tanesini yapsaydı da, keşke bu yıl
dönümünde böylesine bir gerginliği yaşamasaydık. Gerçekten, bu
konuda ciddi rahatsızlık duydum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Özel.
Sayın
milletvekilleri, 2 sayın milletvekilimize daha söz vereceğim ve bu
konuyu kapatacağım.
Sayın
Erdoğdu
14.- İstanbul Milletvekili Aykut
Erdoğdunun, Sivasta yapılanın bir katliam olduğuna ve bir
daha böyle olayların yaşanmamasına ilişkin
açıklaması
AYKUT
ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Başkan, değerli üyeler; biz
isteriz ki iktidar partisi bu konularında samimi olsun. Bugün bu
katliamın yıl dönümünde onların söylediklerine
inanmayı çok isteriz ama biz biliriz ki iktidar partisinin başı
seçim meydanında etnik kimlikler üzerinden etnik kimlikleri
yuhalatmıştır. Biz biliriz ki iktidar partisi, Suriyedeki
mazlum halkların üzerine Amerika ve İsrailin kinini kusmak için
etnik kimlikleri kullanmıştır ve biz biliriz ki, eğer bu topraklarda Alevi kardeşlerimiz
olmasaydı, bugün bu
şiirlerimizin, bugün bu türkülerimizin, bu kardeşliğimizin
birçoğu olmayacaktı.
Sivasta
yapılan bir katliamdır ve umuyorum ki hep birlikte daha
anlayışlı siyaset ötesi düşünürüz ve ne Alevilere ne
Sünnilere ne Kürtlere ne Türklere bir daha
böyle bir şey olmaz ve bu toprak hak ettiği barışa
kavuşur diyorum.
Çok
teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın
Erdoğdu.
Son
olarak, Sayın Turan
15.- Sivas Milletvekili Ali Turanın, Sivas
Madımak Otelinde öldürülenleri rahmetle andığına, bu
olayı kınadığına ve AK PARTİ Hükûmetinin Alevi -
Sünni ayrımı yapmadan Sivasa hizmet götürdüğüne ilişkin
açıklaması
ALİ
TURAN (Sivas) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben Sivas
Milletvekiliyim. Bugün Sivas gündemde. Bu 93te Sivas Madımak Otelinde
yakılarak öldürülen kardeşlerimizi biz de rahmetle anıyoruz. Bu
olayı biz de kınıyoruz.
Arkadaşımız
dedi ki: Sivas milletvekilleri orada yoktur. veya AK PARTİli
milletvekilleri yoktur. dedi. Bugün burada
çalıştığımızı siz de biliyorsunuz ama biz
her gittiğimizde o kardeşlerimizle özellikle bayramlarda, normal
günlerde Alevi kardeşlerimizi ziyaret ediyoruz ve hiçbir sorunumuz da
yoktur.
Diğer
taraftan Eğer asfaltı olmayan köy yolu görüyorsanız, mutlaka
gidin o köy Alevi köyüdür. dedi. Asla bunu kabul etmiyoruz. Sivasın bir
ucundan bir ucu
BAŞKAN Teşekkür ediyoruz
Sayın Turan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisini
oylarınıza sunacağım...
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Yoklama
talebi vardır, yerine getiriyorum.
Sayın Hamzaçebi,
Sayın Aslanoğlu, Sayın Özel, Sayın Ören, Sayın Çelebi,
Sayın Akar, Sayın Güven, Sayın Çıray, Sayın
Fırat, Sayın Serter, Sayın Kurt, Sayın Eyidoğan,
Sayın Dinçer, Sayın Gök, Sayın Çam, Sayın Erdoğdu,
Sayın Türeli, Sayın Keskin, Sayın Ayata, Sayın
Atıcı, Sayın Moroğlu.
İki dakika süre
veriyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- CHP Grubunun, İzmir Milletvekili Hülya Güven ve arkadaşları
tarafından, 29/3/2012 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına "Başbakan Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'ın Sivas davasında mahkemenin verdiği
zamanaşımı kararından sonra yaptığı
hayırlı olsun açıklamasının ülkemizde bazı
kesimlerin diğer bazı kesimlere karşı
cesaretlendirildiği izleniminin bazı son olaylarla birlikte
incelenmesi" hakkında vermiş olduğu Meclis
Araştırması Önergesinin, Genel Kurulun 2/7/2012 Pazartesi günkü
birleşiminde sunuşlarda okunması ve ön görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin önergesi
(Devam)
BAŞKAN - Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir. [CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar(!)]
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve daha sonra
oylarınıza sunacağım.
2.- AK PARTİ Grubunun,
Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; 3 Temmuz
2012 Salı ve 4 Temmuz 2012 Çarşamba günkü birleşimlerde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine;Türkiye Büyük Millet Meclisinin, gündemin kanun tasarı
ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler kısmında
yer alan 10 sıra sayılı Kanun Tasarısına kadar olan
işlerin görüşülmesinin tamamlanmasından itibaren 1 Ekim 2012
Pazartesi günü saat 15.00'te toplanmak üzere tatile girmesine ilişkin
önerisi
Sayı: 451 2/7/2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu
2.7.2012 Pazartesi günü (bugün) toplanamadığından,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını
arz ederim.
Nurettin Canikli
(Giresun)
AK PARTİ Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Genel Kurulun;
3 Temmuz 2012 Salı
günü saat 13:00'te toplanarak bu birleşimde sözlü sorular ve diğer
denetim konularının görüşülmeyerek gündemin "Kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler"
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi ve 10 sıra
sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
3 Temmuz 2012 Salı
günkü birleşiminde 10 sıra sayılı kanun
tasarısına kadar olan işlerin görüşmelerinin
tamamlanamaması halinde 4 Temmuz 2012 Çarşamba günü saat 14:00'te
toplanarak bu birleşimde sözlü soruların görüşülmeyerek 10
sıra sayılı kanun tasarısına kadar olan işlerin
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar;
Yukarıda belirtilen birleşimlerde
gece 24:00'de günlük programların tamamlanamaması halinde günlük
programların tamamlanmasına kadar;
çalışmalarını
sürdürmesi,
Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, gündemin kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işler kısmında yer alan 10 sıra sayılı
kanun tasarısına kadar olan işlerin görüşülmesinin
tamamlanmasından itibaren başlamak ve 1 Ekim 2012 Pazartesi günü saat
15.00'te toplanmak üzere tatile girmesi,
önerilmiştir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.25
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran
Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatih ŞAHİN
(Ankara), Mustafa HAMARAT (Ordu)
-----0-----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 130'uncu Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubu önerisi üzerinde lehte İstanbul Milletvekili Mehmet
Doğan Kubat. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Kubat.
MEHMET DOĞAN KUBAT
(İstanbul) Sayın Başkanım, çok değerli
milletvekilleri; grubumuzun vermiş olduğu öneri hakkında söz
almış bulunuyoruz. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli
arkadaşlar, hepinizin malumu, dünden beri yoğun bir çalışma
tempomuz var, fiziken de ruhen de çok yorulduğumuzu hissediyorum.
Getirilen öneriyle
yarınki çalışma programımız düzenlenmekte. Buna göre
yarın saat birde çalışmalara başlanması, denetim ve
sözlü soruların atlanarak yarım kalan 302 sıra sayılı
torba kanun dediğimiz altmış iki maddeydi biliyorsunuz, onun
yarısını görüşmüştük- o kanunla birlikte 301 sıra
sayılı, oldukça önemli düzenlemeler getiren ve bir an önce
yürürlüğe girmesinde büyük faydalar olan Sağlık
Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun -bu da bir temel kanun, yirmi
altı madde, iki bölüm hâlinde görüşülecek- yarın saat 13.00ten
itibaren, bunun, bu iki kanunun tamamlanmasına kadar görüşmelerinin
sürdürülmesi, tamamlanamaması hâlinde çarşamba günü saat 14.00te
tekrar görüşmelere devam edilmesi -ama yarın inşallah geç
saatlerde de olsa biteceğini ümit ediyoruz- ve ondan sonra da 1 Ekim 2012
tarihine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatile girmesi öngörülmektedir.
Ben öneriye
desteklerinizi bekler, hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kubat.
Önerinin aleyhine,
İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu. (CHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA MOROĞLU
(İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Herhâlde hepimiz
hafızalarımızda, bir saattir
yaşadığımız hiç de AKP grubu milletvekillerine ve
Meclise yakışmayan tartışmaları, bugünün
yorgunluğuna verir, unuturuz.
FAHRETTİN POYRAZ
(Bilecik) Ve de CHPye
CHPyi unutma.
MUSTAFA MOROĞLU
(Devamla) Ve bir dahaki yıl, umarım hep beraber, 2 Temmuzun
insanlık için, sadece Sivas için, sadece Türkiye için değil,
insanlık için hepimizin lanetlemesi gereken bir olay olduğunu
anımsar ve ona göre davranırız.
Şimdi
çalışma saatlerini konuşuyoruz. Daha önceki günlerde de, dün de
ısrarlarımıza rağmen
Arkadaşlar, gelin bu
yasayı yarın görüşmeye devam edelim, öbür gün
çalışalım, ondan sonraki gün de çalışalım. Bunca
hem kendi bedenlerinize hem de bizim bedenlerimize ıstırap vermeyin,
doğru yapmıyoruz. dedik, bu kabul edilmedi. Şimdi, bugün böyle
bir önergeyle geliniyor.
Yani, aslında bütün
yaşadığımız olayların temelinde yatan şeyin,
bu çoğunluk içgüdüsüyle davranma biçiminin olduğunu bir kez daha
hatırlatmak istiyorum. Yani sizden başka sanki Mecliste bir grup yok,
başka milletvekilleri yok, her istediğinizi çoğunluk
anlayışınızla kabul ediyorsunuz, bize de ettirmeye
çalışıyorsunuz ve bize de, bizim de tasvip etmediğimiz
bazı davranışları yapmaktan başka bir çare
bırakmıyorsunuz. Bu sadece çalışma saatleri biçimine
yansımıyor değerli arkadaşlarım. Bakın, biraz
önce AKP Grubu adına arkadaşımız çıktı, dedi ki:
İşte, yarım bıraktığımız bir torba
yasadan sonra bir yasa tasarısını daha görüşeceğiz.
Niye yarım bıraktık? Niye bitirmedik? İstediğiniz
zaman yarım bırakıyorsunuz, istediğiniz zaman saatleri uzatıyorsunuz,
istediğiniz kadar çalıştırıyorsunuz. Böyle bir
anlayış demokrasiye ve demokrat olanlara yakışmıyor
değerleri arkadaşlarım sadece buradaki milletvekili
gruplarına değil.
Örneğin 2 Temmuzla
ilgili inanın ilk başta tavır alması gereken, devleti
temsil eden, Hükûmet olan bir grup bu işe öncülük etseydi. Dün Kocaelide
yine Sivas katliamını protesto eden ve o ölenlerin
anılarını yaşatmak ve hafızalarda onu unutturmamak
-bunun nedeni de şu- bir daha böyle katliamlar olmasın inancıyla
hafızalarımızı, belleklerimizi tazelemek için yapılan
gösterilere yine biber gazıyla, yine copla, yine barikatlarla engel
olunmaya çalışılmasaydı bu tür istemediğimiz
davranış biçimleriyle ve tartışmalarla karşılaşmazdık.
Bunu sadece milletvekili grubu olarak bize yapmıyorsunuz çünkü öyle bir
psikoloji içerisine girmişiz ki güçlü olmanın içgüdüsünü hep
zayıf olana karşı kullanmak gibi bir davranış içine
giriyoruz.
2 Temmuza ilişkin
yapılan gösterilere karşı gösterdiğiniz
davranışlar da bundan ötürü, bu olayı toplumsal belleğimize
unutturmamak için bizim çabalarımıza karşı
takındığınız davranışlar da bundan ötürü.
Sadece bize mi? Hayır, biraz önce Grup Başkan Vekilimiz Sayın
Nurettin Canikli, İnsaf kelimesi gerçekten doğru bir kelime. dedi.
Gerçekten insaf! Daha, sanırım üç gün ya da dört gün önce -bu kadar
çalışma saati içinde zamanı da hatırlamıyorum- torba
yasa görüşülürken engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarına
erişebilirliğini sağlamak için, engellilerle kamu kurum ve
kuruluşlarının görevlerini sağlamasına ilişkin
verilen süreyi önergelerinizle bir yıl ertelemediniz mi? İnsaf
denilecekse bunlara denilecek! Hak arayan herkese ve az olan herkese
karşısınız çünkü çoğunluksunuz. Gençlere
karşısınız, engellilerin taleplerine karşı
duruyorsunuz, bugüne kadar kadınlara, kadınların hak
arayışına, kadınların kendi haklarını
kullanmalarına karşısınız. Bir yıl bir yasama
görevi yaptık burada, bir yıldır hiç
Ben hep bekledim, acaba
ben mi yanılıyorum dedim. MHP Grubunun getirdiği herhangi bir
araştırma önergesine, BDP Grubunun getirdiği herhangi bir
araştırma önergesine, Cumhuriyet Halk Partisinin getirdiği
herhangi bir araştırma önergesine ya da önerisine acaba hakikaten bu
da doğru bir şey deyip çoğunluk olarak AKP Grubu onay verecek
mi? Hiçbirine vermediniz. Çok olanın haklarını korumakla yükümlü
değildir demokrat olanların görevi, demokrasi de böyle bir
şeydir. Zaten çoğunluk, iktidarı temsil ediyordur,
haklarının korunması önünde herhangi bir engel yoktur, asıl
engel az olanların, azınlık olanların, haklarını
korumaktır ama bununla ilgili en ufak bir çaba göstermedik. Umarım bu
Meclis yasama yılı bunun için son bir milat olur ve bizim önümüze
istediğiniz önergeleri istediğiniz zaman getiren, istediğiniz
zaman yarıda kesen, istediğiniz zaman yirmi dört saat
çalıştıran bir davranış içinde olmaktan vazgeçeriz
çünkü ancak o zaman, sizin de bu kürsüden defalarca belirttiğiniz gibi,
Türkiye'nin ağır sorunlarını çözmek için bir irade
gösterebiliriz. Gösteremediğimiz zaman bu ne size yarar ne bize yarar ne
de Türkiyeye yarar ve bugüne kadar yapılan uygulamalar göstermiştir
ki bir yıl içinde biz Türkiye'nin temel sorunlarıyla ilgili en ufak
bir çözüm atan bir Meclis kararı alamadık değerli
arkadaşlarım. Bu size çok yadırgayıcı gelebilir. Varsa
yoksa yargı. Varsa yoksa yargı. Varsa yoksa yargı.
Yargının sizin istekleriniz doğrultusunda hareket etmesini
engelleyecek en ufak bir girişime dahi müsaade etmeyecek bütün
kırıntıları temizlemek için bütün bunlarla
uğraştık. Ne Ödemişteki patates üreticilerinin
sorunlarıyla uğraştık ne 6 bin liraya aldığı
ineği 2 bin liraya satmak zorunda kalan köylülerin sorunlarıyla
uğraştık ne gençlerin kredi ve yurt taleplerine cevap bulduk ne
de yüzde 1.400 artan kadın cinayetlerinin önüne geçebildik.
Bakın, iş
cinayetleriyle ilgili on yılda 13 bin insan kaybetmişiz. Burada,
bizim Genel Başkanımızın önderliğinde yürütülen, bir
acı sorunu yani terör meselesini çözmek için -en temel meselelerimizden
biri- artık insanlar ölmesin diye çabaladığımız konu
ama iş cinayetlerinde de 13 bin kişiyi kaybediyoruz. Bununla ilgili,
bunu azaltan bir çözüm bulabildik mi? Hayır. İşsizliği
azaltan bir çözüm bulabildik mi? Hayır.
Değerli
arkadaşlarım, o nedenle, eğer bu tür davranışlardan
vazgeçer de, orada bir de muhalefet var, ana muhalefet var, bir orta muhalefet
var, bir küçük muhalefet var, bunlar da sizin aldığınız
yüzde 50nin karşısındaki yüzde 50 oyu temsil ediyorlar.
Bunların da söylediklerine, bunların da seçmenlerinin bunlara
ilettiği taleplere kulak verelim, beraberce bir çözüm bulalım
anlayışına gelmenin yolu ilk önce Meclisin çalışma
düzenini, çalışma saatlerini beraberce oluşturmaktan geçiyor.
Bunu başarmak için, herhâlde bütün arkadaşların -dün gece
konuşmamda da söyledim- sadece bunun için bile bir karşı duruşu
sergilemeye başlarsanız, inanın bizi mutlu eder. Mutlu olmak
bizim isteklerimizin yerine gelmesi anlamında değil, demokrasimizin
işleyişini doğru bir yola koymaya çalışırız.
O nedenle, bu getirilen öneriye karşı olduğumuzu ve
çalışmaya devam etmek istediğimizi belirtmek istiyoruz. Çünkü
bizim ne zaman nasıl çalışacağımızı
beraberce belirleyelim, sizlerin oylarıyla değil.
Size 2 Temmuzla ilgili
bir şey daha söylemek istiyorum değerli arkadaşlarım: Hani
az olandan yana olmak devletin görevidir düşüncesinden kalkarak
söylüyorum. Ben Denizlinin Güney ilçesinde doğan bir
arkadaşınızım. Herhangi bir Alevi mezhebiyle falan da
ilişkim yok, Alevi inancıyla ilişkim yok ama bugüne kadar hiçbir
Alevinin hiçbir Sünniye dokunduğunu görmedim, insana dokunduğunu
görmedim.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Sünni de dokunmaz!
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Moroğlu.
MUSTAFA MOROĞLU
(Devamla) Sayın Başkan, bitirmek istiyorum.
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız, düzeltin.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Bu tip konuşmalar bu oyunları
oynayanların işine yarar.
MUSTAFA MOROĞLU
(Devamla) Cümlemin sonunu beklerseniz ne demek istediğimi
anlarsınız; zamanım yetmedi.
Burada iki inanca sahip
insanların birbirine kırdırılması ve birbirine
düşman oldurulması için bazı oyunların oynandığını
siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz ama bu oyunların engellenmesi
iktidarın ve çoğunluğum diyen inancın görevidir. Bu görevi
hep beraber yapmaya davet ediyorum.
SITKI GÜVENÇ
(Kahramanmaraş) Bu oyunları oynayanlara karşı mücadeleyi
hep beraber yapalım.
MUSTAFA MOROĞLU
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Moroğlu.
Öneri lehine Isparta
Milletvekili Recep Özel.
Buyurunuz Sayın
Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta)
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; AK PARTİ Grubumuzun grup
önerisi lehinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygı ve
sevgiyle selamlıyorum.
Dün gece 55 kez, karar
yeter sayısı hariç, yoklama istendi ve bütün
arkadaşlarımız yirmi saniye gibi bir sürede sisteme girerek bir
rekor kırdık, bize bu mahareti kazandırdıkları için
CHP Grubuna teşekkür ediyoruz [CHP sıralarından
alkışlar(!)]
AYTUĞ ATICI (Mersin) Daha
öğreneceğiniz çok şey var.
RECEP ÖZEL (Devamla) Yarınki
çalışma takvimimizde iki yasayı bitirip, inşallah öbür güne
kalmadan bir an önce tatile girip verimli güzel bir dönemi bitireceğiz.
Bugün iyi bir dinlenir, yarın zinde bir şekilde Meclise gelirsek,
bütün verimliliğimizle de katkıda bulunursak, CHP de iyi bir
muhalefet yaparsa bütün vatan, millet bizden şükran duyar diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum efendim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Özel.
Aleyhte İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebi. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; tabii, dün
akşam
HAMZA DAĞ (İzmir) Dünkü gibi
olsaydı.
SÜLEYMAN ÇELEBİ
(Devamla) Dün akşamki gibi olamaz. Dün akşamki gibi olabilmesi
için
Dün sustum iyi bir şeyler yaparsınız diye, iyi bir
şeyler yapılmadığını görünce, AKPnin
yaptığı iyi bir şey de olmadığı için bugün
susmak değil, konuşmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yirmi altı saattir çalışılıyor
ve bu yirmi altı saatlik çalışma içinde burada en sakin olan, bu
konuda belki hiç tepki koymayan arkadaşlarımız bir
tahammülsüzlük içinde, bir stres içinde burada, Meclisin usulüne uymayacak
birçok uygulamalara, yöntemlere başvurma durumunda oluyorlar. Burası
yasama yeri. Yasama, yasaları çıkarırken sakin,
sağlıklı, birbirimizi anlayan, dinleyen ve anlattıklarımızı
anlayan bir düzeyde Meclis çalışmalarının yürütülmesi gerekiyor.
Oysa şurada görüyoruz ki Meclis çalışmalarının
bütününde, kalabalığın büyük bir bölümü, Mecliste
oturanların büyük bir bölümü tamamen, oylamaya, neye oy verilip
verilmediği bilinmeden, bir bilinç yapısıyla değil, bir
işaretle iradeler konulduğunu artık herkes biliyor. Oysa yasama
sürecinde bu konuları sağlıklı tartışarak,
birbirimizi anlayarak bu sorunları aşabiliriz.
Değerli
arkadaşlar, biz isterdik ki bugün burada olan arkadaşlar, burada
kalmak zorunda olan Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri, biz de Sivas
katliamının yıl dönümünde hep beraber orada olmak isterdik.
Oradaki arkadaşlarımızı bir kez daha selamlıyorum,
oradaki katliamı bir kez daha bu kürsüden protesto ediyorum ama gönül
isterdi ki biz de bütün arkadaşlarımızla o katliamın
yıl dönümünde orada olabilseydik, onların acılarını
paylaşma imkânını keşke bize verebilseydiniz; bundan mahrum
bırakıldık.
Değerli
arkadaşlar, geçenlerde bu kürsüden yine konuştum. O zaman Sayın
Canikli Böyle bir şey yok. dedi; buradaki stenograflar için
söylemiştim, Aralıksız çalışıyorlar.
demiştim; Yok, dinleniyorlar; onlar vardiyalı
çalışıyorlar, dinleniyorlar. dedi. Oysa yirmi altı saattir
bu arkadaşlar hata yapsalar suçlu olacaklar, eksik yapsalar suçlu
olacaklar. Oysa yirmi altı saat, yirmi yedi saat, insan onuruna
yakışmayacak bir koşulda Meclisteki insanları,
kavasları, Kanun ve Kararlarda çalışan arkadaşları
burada tutuyoruz.
Ayrıca, bu
arkadaşlarımıza Genel Sekreterlik bir uygulama daha
yapmış. Yemekhane bir başka yerde
Buradaki Meclis
lokantasında yemek yemeleri bile engelleniyor. Buraya gidip gelme,
koşuşturma içerisinde niye bu ayrımcılık
yapılıyor? En azından burada bizim bütün
sırlarımızı, bütün sürecimizi bilen arkadaşların
Meclisin lokantasında bizimle yemek yemesinin ne engeli var?
Dolayısıyla,
değerli arkadaşlar, şimdi soruyorum: Bu kadar aceleye getirilen
birçok önemli yasayı, saatlerce konuştuğumuz ama saatler
sonucunda yine doğru çözüm üretemediğimiz bu tip yasal düzenlemeleri,
sağlıklı bir şekilde, çok da uzatmadan, diğer günleri
de doğru dürüst sıralandırarak sağlıklı bir
tartışma yapsak bize daha yakışan olmaz mı? Biz de
insanız sonuçta. Biz de hatalar yapmamamız açısından
sağlıklı, verimli bir çalışmayı Meclisin gündemine
oturtmak durumundayız.
Bu bir yılın
bütün süreci böylesi bir tempoda geçti. Umuyorum ve diliyorum, bundan sonraki
dönemde, özellikle belirli saatler dışında, gerekiyorsa hafta
sonu da çalışma koşuluyla diğer yasaları sağlıklı
bir şekilde, bir oldubittiye getirmeden tartışabilmeliyiz. Çünkü
dünkü tartışmalardan da biliyoruz ki burada birbirimizi dinlemeden,
anlamadan, yalnız grup önerisi diye, grupta birkaç kişinin imza
atması sonucunda burada o kararlara uyma noktasının ötesine
gitmeyen
Esas yapmamız gereken, gerçekten örnek teşkil edecek yasama
görevimizi yerine getirmede diğer komisyonlardaki
çalışmalarımızı sağlıklı yapabilmemiz
için
Komisyonlarda birçok görevimiz var. Bir tarafta Darbeler Komisyonu, bir
tarafta ihtisas komisyonları, Anayasa Komisyonu
Buralara zaman
ayırıyoruz. Oradan koşturmaca
Yoklamalar yapılıyor,
buralara koşuyoruz. Bunun yerine bunların da düzene sokulduğu
bir Meclis çalışmasını hepimizin hak ettiğine inanıyorum.
Onun için, gelin, bu
süreleri insan onuruna yakışan bir şekilde,
sağlıklı bir atmosferde ve vizyonla, milletvekilliğinin vizyonuna
yakışan bir noktada bu tartışmaları yürütelim ve bize
yakışan yasama yıllarını böyle yürütelim diye
düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yine burada birçok kanun çıkarılıyor.
Önemli olan, buradan yasama olarak çıkarılan yasaların
uygulanması ama uygulamada, yürütme, yasamanın birçok kararının
tam tersi uygulamalarla ve mahkeme kararlarını -tam tersi
uygulamalarla- reddeden noktadadır. Onun için, yalnız kanun yapmak
değil, onun gereğini yerine getirmek hepimizin görevi olmalı
diye düşünüyorum.
Bu nedenle önergenin
aleyhinde oy kullanacağımızı ifade ediyor, hepinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Çelebi.
Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmiştir.
Şimdi, alınan
karar gereğince gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer
alan, 156 sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
IX.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan, 302 sıra sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Manisa Milletvekili Recai Berber ve
Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ile 6 Milletvekilinin; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebi'nin; Milli Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, Balıkesir Milletvekili
Namık Havutça'nın; Atanamayan Öğretmenlerin Boş Bulunan
Kadrolara Atanması ve Devlet Memurları Kanunu ile Milli Eğitim
Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunlarının
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 2 Milletvekilinin;
Öğretmen İhtiyacının ve Eğitim Programlarının
Planlanması ve Uygulanması Hakkında Kanun Teklifi, Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya'nın; Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/679, 2/47, 2/73, 2/219, 2/566) (S.
Sayısı: 302)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, 287 sıra sayılı Devlet
Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu
ile Adalet Komisyonu raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Devlet Sırrı Kanunu
Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu
raporları (1/484) (S. Sayısı: 287)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, 301 sıra sayılı
Sağlık Bakanlığı ve Bağlı
Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Sağlık
Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Ankara Milletvekili
Cevdet Erdölün; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/637, 2/700) (S. Sayısı: 301)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Böylece, çalışamayacağımız
anlaşıldığından, alınan karar gereğince
kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri
sırasıyla görüşmek için, 3 Temmuz 2012 Salı günü, saat
13.00te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 16.00