TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
52nci
Birleşim
17
Ocak 2012 Salı
(TBMM Tutanak
Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu
Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş
bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade
edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler
aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER
1.- Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaşın vefatı nedeniyle bir dakikalık saygı
duruşu
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Oturum Başkanı Sadık Yakutun, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Kazak-Kırgız Türklerinin göç liderlerinden Delilhan Canaltay
ile Millî Takıma ve Türk futboluna büyük emeği geçen Lefter
Küçükandonyadisin vefatları nedeniyle
konuşması
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
2.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına
ilişkin açıklaması
3.- Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhanın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
5.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına ilişkin
açıklaması
6.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun görüşmeleri
sırasında 16ncı madde üzerine verilen önergelerde bütün grup
temsilcilerinin imzası bulunduğuna ilişkin açıklaması
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, 23/12/2011
Tarihli ve 6262 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanuna hayır oyu verdiğine ilişkin
açıklaması
8.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun üzerinde verilen
önergelerin tamamında bütün grupların mutabakatı olduğuna
ilişkin açıklaması
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Manisa
Milletvekili Selçuk Özdağın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına
ilişkin gündem dışı konuşması ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
2.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Ankara ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına
ilişkin gündem dışı konuşması
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, yolcu
taşımacılığı ve uluslararası
taşımacılık yapan şoför esnafının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/103)
2.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, seçim ve partiler rejiminin yol
açtığı sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/104)
3.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, dışa bağımlı hâle
gelen enerji politikalarının; enerji ve güvenlik konuları ile çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/105)
B) Duyurular
1.- Tunceli
Ağır Ceza Mahkemesince, Denizli Milletvekili İlhan Cihaner
hakkında soruşturma açılmasına karar verildiğine dair
dosyanın Anayasanın 83üncü maddesinin 2nci fıkrası
gereğince Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgisine sunulmasına ilişkin duyuru (3/721)
C) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru'nun, (2/15) esas numaralı 2547
Sayılı Yükseköğretim Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin, İç Tüzükün 37nci
maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/20)
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 138 sıra sayılı Kanun Tasarısının
İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler hâlinde görüşülmesine
ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Posof- Türkgözü Sınır Kapısının işlerliğinin
artırılmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/10) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, elektrik ve doğal gaza yapılan zamma
ilişkin sözlü soru önergesi (6/213) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, elektrik ve doğal gazdaki fiyat
artışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/228) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acarın,
Oymapınar HESin bedelsiz devrine ilişkin sözlü soru önergesi (6/247)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
5.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Esenyurttaki yüksek gerilim
hatlarının yer altına alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
6.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, özelleştirilen ve devredilen enerji
dağıtım şirketlerinin ihtiyaç duydukları malzeme, araç
ve gerece ilişkin sözlü soru önergesi (6/269) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
7.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, boru hatlarına yönelik hırsızlık
girişimlerine ve bunlara karşı alınacak önlemlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/279) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
8.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, özelleştirilen ve devredilen enerji dağıtım
şirketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/285) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
9.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, İstanbul-Esenyurtun bazı mahallelerindeki yüksek gerilim
hatlarının yeraltına alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/293) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
10.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Bağcılara BEDAŞ
şubesinin açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/304) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
11.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
doğal gazdaki fiyat artışına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/331) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
12.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın, Rusya doğal gazına ve ülkemizdeki enerji üretimine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
13.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurtun, bazı vatandaşların istemediği hâlde elektrik
sayaçlarını değiştirmek zorunda kalmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/390) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
14.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Adana ili 2012 yılı yatırım programına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/415) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
denizciliğe verilen öneme ve Piri Reis Araştırma Gemisine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/423) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
16.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Başakşehirden geçen yüksek gerilim
hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/437) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
17.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, İstanbul-Başakşehirden geçen yüksek gerilim
hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/442) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
18.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/526) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraşta yürütülen Doğu Akdeniz Jeotermal
Enerji Aramaları Projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/533) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesinin elektrik
tarife bedelinin düşürülmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/536) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Pazarcıka doğal gaz bağlanmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/538) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Kılavuzlu Trafo Merkezinin
kapasitesinin artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/540) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Küçük Sanayi Sitesine doğal gaz
bağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/541) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
24.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlunun, Andırına yeni bir trafo merkezi inşa
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/542) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Çağlayan Havza Trafo Merkezinin hizmete
açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/544) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Klavuzlu Barajının elektrik üretimi ihalesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/573) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, TEİAŞın Kahramanmaraş İşletme
ve Bakım Müdürlüğünün grup müdürlüğü yapılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/575) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
28.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesine doğal gaz
bağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/576) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
29.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Doğu Akdenizde yürütülen petrol ve doğal gaz
arama çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/580) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
30.- İstanbul Milletvekili Haluk
Eyidoğanın, jeotermal elektrik üretilen sahaların izlenmesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/587) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
31.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, TPAOnun petrol sondaj çalışmalarında
kullanmak üzere satın alacağı gemiye ilişkin sözlü soru
önergesi (6/594) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
32.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı kamu
binalarında elektrik sayacı bulunmamasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/605) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
33.- Ankara Milletvekili Zühal Topcunun,
Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/641) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
34.- Ankara Milletvekili Zühal Topcunun,
elektrik faturalarındaki tüketim dışı maliyet
unsurlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/654) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Afşin-Elbistan Termik Santralinin bacalarına
filtre takılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/658) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Afşin-Elbistan Termik Santralindeki
sıcak suyun kullanılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/673) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
37.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, yenilenebilir enerji kaynakları
yatırımcılarının desteklenmesi amacıyla verilen
yerli ürün desteğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/737) (Cevaplanmadı)
38.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğanın, Muğladaki sokak lambalarının
bakım nedeniyle toplatılmasından kaynaklanan sorunlara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/741) (Cevaplanmadı)
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin
İşleyişine Dair Anlaşma ile 22 Ekim 2009 Tarihli Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca Ahmet
Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine
Dair Anlaşmaya Değişiklikler Getirilmesi Hakkında
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/440) (S.
Sayısı: 32)
2.- 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve
Anayasanın 89uncu ve 104üncü Maddeleri Gereğince
Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/537) (S. Sayısı: 122)
XI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
2.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
XII.- OYLAMALAR
1.- 23/12/2011
Tarihli ve 6262 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın 89uncu ve 104üncü
Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek
Üzere Geri Gönderme Tezkeresinin oylaması
XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ankara Milletvekili Zühal Topcunun,
uzman yardımcılığı mülakat sınavlarına ve bu
sınavlara yapılan itirazlara ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/1276)
2.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan
Tanrıkulunun, İzmire yönelik yatırım ve harcamalara
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/1546)
3.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkesin, Diyanet İşleri Başkanlığında
çalışan Tunceli doğumluların sayısına ve
unvanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı (7/1562)
4.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkesin, Diyanet İşleri Başkanlığı personeliyle
ilgili disiplin işlemlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın cevabı
(7/1564)
5.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Bakanlık merkez teşkilatı birimlerinin hizmet
binalarına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/1695)
6.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkesin, Diyanet İşleri Başkanlığınca 2010
yılında düzenlenen etkinliklere ilişkin Başbakandan sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın
cevabı (7/1716)
7.- İstanbul Milletvekili İhsan
Özkesin, camilerdeki görevli sayısına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın
cevabı (7/1717)
8.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal
Kaplanın, bir açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu
ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin cevabı
(7/1719)
9.- Bartın Milletvekili Muhammet
Rıza Yalçınkayanın, bir milletvekilinin TBMM Genel Kurulunda
yaptığı bir konuşmaya ilişkin Başbakandan sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın
cevabı (7/1770)
10.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, 2010 KPSS sonuçlarına göre TRTye alınan
personele ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/1805)
11.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, Bulgaristandan geliş sebebi zorunlu göç
görülmeyenlerin borçlanma hakkından yararlandırılmamasına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/1817)
12.- Bursa Milletvekili İsmet
Büyükatamanın, Formula 1 pistinin maliyetine ve ülkemizin 2012
yarışlarından çıkarılmasıyla yaşanılan
mağduriyete ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıçın cevabı (7/1838)
13.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Bakanlığın Mersindeki bazı
yapım işlerinin ihalelerinde usulsüzlük yapıldığı
iddiasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/1839)
14.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, futbolda şike ile ilgili bazı iddialara
ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıçın
cevabı (7/1840)
15.- Mersin Milletvekili Aytuğ
Atıcının, Bingölde güçlendirilmesi gereken kamu
binalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/1913)
16.- Tekirdağ Milletvekili Bülent
Belenin, 2011 yılı hac ve umre kontenjanına ilişkin sorusu
ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın
cevabı (7/1916)
17.- Tekirdağ Milletvekili Emre
Köprülünün, Çorluda yapılması planlanan Katı Atık
Bertaraf Tesisinin çevreye ve insan sağlığına
verebileceği zararlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik
Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/1927)
18.- Ankara Milletvekili İzzet Çetinin,
Ankarada hava kirliliğinin önlenmesine yönelik çalışmalara
ilişkin sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/1929)
19.- İstanbul Milletvekili Emre
Köprülünün, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa göre
yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/1937)
20.- Bursa Milletvekili İlhan
Demirözün, Bakanlıktaki bazı kadroların uzman kadrosunda
birleştirilmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Mehmet
Şimşekin cevabı (7/1959)
21.- Kocaeli Milletvekili Lütfü
Türkkanın, Ankarada hava kirliliğinde uyarı eşiğinin
aşıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın
cevabı (7/1984)
22.- Adana Milletvekili Ali
Demirçalının, bankalara olan borçlara ilişkin sorusu ve
Başbakan Yardımcısı Ali Babacanın cevabı
(7/2003)
23.- Bilecik Milletvekili Bahattin
Şekerin, Bozüyük Toprak AŞ fabrikalarının
kapanmasıyla yaşanan mağduriyete ve Bilecikin seramik ve mermer
sanayindeki potansiyeline ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Ali Babacanın cevabı (7/2005)
24.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin, Riva Deresindeki kirliliğin önlenmesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktarın cevabı (7/2099)
25.- Iğdır Milletvekili Pervin
Buldanın, Ankaranın hava kirliliğine ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/2102)
26.- Malatya Milletvekili Veli
Ağbabanın, teknik hizmetler sınıfı kadrolarında
görev yapanların özlük haklarındaki farklılığın
giderilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı (7/2107)
27.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Ağrı merkez ve ilçelerinde turizmin geliştirilmesine
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı (7/2109)
28.- Şırnak Milletvekili Hasip
Kaplanın, Ağrıdan Bilecike göç eden bazı ailelere odun
yardımı yapılmamasına ilişkin sorusu ve Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/2125)
29.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşinin, göreve başlayamadan üyeliği sona eren
milletvekillerinin kendileri veya aile fertlerinin yararlandığı
hak ve imkânlara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Mehmet Sağlamın cevabı (7/2131)
30.- Kırklareli Milletvekili Turgut
Dibekin, bir gazetede çıkan köşe yazısındaki iddiaya
ilişkin Başbakandan sorusu ve Başbakan Yardımcısı
Bekir Bozdağın cevabı (7/2145)
31.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
cemaat vakıflarının mallarının iadesine ilişkin
sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçın
cevabı (7/2147)
32.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
İzmir Musevi Cemaatinin İzmir Musevi Cemaati Vakfı olarak
tescillenmesine ve bazı iddialara ilişkin sorusu ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı (7/2148)
33.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran
Bulutun, bankaların bazı işlemlerden talep ettiği
bedellere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Ali
Babacanın cevabı (7/2154)
34.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Adanadaki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/2191)
35.- Bursa Milletvekili Turhan Tayanın,
Doğanbey Kentsel Dönüşüm Projesine ilişkin sorusu ve Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/2194)
36.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Sezgin Tanrıkulunun, Etiyopyada faaliyet gösteren Türk firmalarına
ilişkin sorusu ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayanın
cevabı (7/2204)
37.- Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki
Kulkuloğlunun, 2012 yılı elektrik enerjisi ihtiyacına ve
bunun sağlanacağı kaynaklara ilişkin sorusu ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı (7/2208)
38.- Manisa Milletvekili Erkan Akçayın,
Kıbrısda Rumların elinde bulunan Türk vakıflarına ait
arazilere ilişkin sorusu ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınçın cevabı (7/2310)
39.- İstanbul Milletvekili Osman Oktay
Ekşinin, Ayamama Deresi kenarına inşa edilen yakıt
tankları nedeniyle yaşanabilecek felakete ilişkin sorusu ve
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı (7/2313)
40.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Tavşanlıda yapılması planlanan
MESS Entegre Geri Kazanım ve Enerji Üretim Tesisinin çevreye ve insan
sağlığına vereceği zarara ilişkin sorusu ve Çevre
ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktarın cevabı
(7/2314)
17 Ocak 2012
Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
15.02
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Mustafa HAMARAT (Ordu), Tanju ÖZCAN (Bolu)
-----0-----
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 52nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter
sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
III.-
ÖLÜM, SAYGI DURUŞU VE TAZİYELER
1.- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatı nedeniyle
bir dakikalık saygı duruşu
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Başkanlık Divanınca alınan
karar gereğince, yüce heyetinizi, vefat eden Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın aziz
hatırası önünde bir dakikalık saygı duruşuna davet
ediyorum.
(Saygı
duruşunda bulunuldu)
BAŞKAN Allah
rahmet eylesin, ruhu şad olsun.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Oturum Başkanı Sadık Yakutun, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, Kazak-Kırgız Türklerinin göç liderlerinden Delilhan Canaltay
ile Millî Takıma ve Türk futboluna büyük emeği geçen Lefter
Küçükandonyadisin vefatları nedeniyle
konuşması
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, geçen hafta içerisinde, yalnız
Kıbrıs Türklerinin değil, ana vatan Türkleri ve Türk
dünyasının çok değerli bir evladını, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu lideri ve ilk
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşı kaybettik. Acımız
derin, üzüntümüz büyüktür.
Tarihin her
döneminde büyük liderler, milletlerin, toplumların en meşakkatli
dönemlerinde ortaya çıkmış ve görevlerini en iyi şekilde
yerine getirerek tarihin şanlı sayfalarında hak ettikleri yeri
almışlardır. Rahmetli Denktaş da Kıbrıs
Türklerinin en buhranlı döneminde ortaya çıkmış bir millî
kahraman ve büyük bir Türk lideridir.
Rauf Denktaş,
başta Enosis ideolojisinin hain maşası EOKA olmak üzere,
Rumların Kıbrıs Türklerine yönelik insanlık
dışı saldırılarına, Kıbrıs Türkünü
Adadan ve dünya sahnesinden silecek şekilde küçük büyük demeden
katletmeye başladığı bir süreçte, bir avuç Kıbrıs
Türkü ve ana vatanın kahraman evlatlarıyla birlikte kurduğu
Türk Mukavemet Teşkilatıyla şanlı bir direnişe
imzasını atmış yiğit bir vatan evladıdır.
Arkadaşlarıyla
birlikte çıktığı millî mücadelesini,
inandığı ve yürekten bağlı olduğu millî
Kıbrıs ve Türklük davasını hayatı boyunca
sürdürmüş, hiçbir zorluk ve engellemelere aldırmadan, tavizsiz bir
şekilde, şerefli görevini ifa etmiş, şanlı
direniş ve mücadelesini en büyük miras olarak Kıbrıs Türklerine
ve Türk dünyasına bırakarak aramızdan
ayrılmıştır.
Sayın milletvekilleri,
büyük devlet adamı Denktaşın yaktığı özgürlük
ateşi Türk dünyasının aydınlatılmasında da önemli
bir meşale olmuştur. Buradan diyorum ki: Türk dünyasının
yiğit lideri, tarihî mirasın ve Kıbrıs Türklüğünün
bağımsızlık ülküsü bizlere bıraktığın
en büyük emanettir. Necip bir milletin evlatları olarak
bağımsız Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mutlaka tarih
sahnesinde hak ettiği yeri ve rolü alacak, bunda en büyük pay senin
olacaktır. Mücahitliğinle, hatipliğinle,
teşkilatçılığınla uluslararası diplomasideki manevra
kabiliyetinle, sabrın ve en önemlisi Baba Denktaş, bilge
dedeliğinle her zaman gönlümüzde yaşayacak ve
yaşatılacaksın. Kimileri Bir tarih göçtü. derken, bizler seni
Kıbrıs Türklerinin tarihini yazan, direnişin ve
bağımsızlık mücadelesinin yılmaz savunucusu olarak
hatırlayacağız. Son nefesinden önce bile Burası
bağımsız bir cumhuriyettir. diyecek kadar Kıbrıs
Türkünün millî davasına bağlılığın,
direnişin ve kararlı kişiliğinle fani olan hayatına
veda etsen de bıraktığın fikirler, yazdığın
eserler yeni nesillere tarih boyunca ışık tutacak, yol
gösterecek ve ilham kaynağı olarak ilelebet gönüllerde
abideleşecektir.
Sayın
milletvekilleri, o, Kıbrıs Türkünün var oluş mücadelesinde
bayrağı göğe çekmiş bir vatan evladıydı ve o
bayrak ilelebet Kıbrıs semalarında şanla, şerefle
dalgalanacak ve dalgalandırılacaktır.
Bilge Denktaş,
bugün adları ve öyküleri anlatılamayan ve isimleri alt alta
sıralanan binlerce mücahit ve şehitlerimizle buluşma günün;
başın dik, alnın ak bir şekilde Torosların yalçın
kayalıklarından Kıbrıs semalarına süzülen bir kartal misali
vuslata erme günün. Makamın cennet olsun, Allah rahmet eylesin.
Sayın
milletvekilleri, Türk dünyası değerli bir evladını daha
kaybetti. Kazak Türklerinin göç liderlerinden Delilhan Canaltay doksan
yıllık yaşamını Altaylarda Kazak-Kırgız
Türklerinin mücadelesi ve göçmen Kazak Türklerinin teşkilatlanmasına
adayarak ana vatanda Hakkın rahmetine kavuştu. Delilhan
Canaltayı da rahmetle ve minnetle anıyor; başta Kazakistan,
Doğu Türkistan ve Kırgızistan olmak üzere Türk dünyasına
başsağlığı diliyor, onların da
acılarını paylaşıyoruz.
Sayın
milletvekilleri, acısını paylaştığımız,
milletçe büyük üzüntü duyduğumuz, Millî Takım ve Türk futboluna büyük
emeği geçen Lefteri de kaybettik. Beyefendiliği, Türk milletine ve
Türk futboluna olan katkısı, katıksız Türk
sevdalısı oluşu ile Türk gençliğine örnek olan Ordinaryüs
mahlaslı Küçükandonyadisi
de saygıyla ve minnetle anıyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (Alkışlar)
Sayın milletvekilleri, grup
başkan vekilleri söz istemişlerdir. Yerinden, sırasıyla,
talep hâlinde söz vereceğim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Kürsüden
efendim.
BAŞKAN Sayın
Şandır, biliyorsunuz İç Tüzük 59a göre
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkan, bugün özel bir gün.
BAŞKAN Konunun önemi nedeniyle,
buyurun Sayın Şandır.
Kaçar dakikada
anlaştınız?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Süre
koymayalım, herkesin kendi takdirine bırakın.
BAŞKAN Beşer dakika süre
veriyorum.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; doğrusu bugün özel
bir gün. Arzu ederdim ki tüm milletvekilleri bu duyarlılığı
göstermeli, sohbetlerini bırakıp Sayın Başkanı
dinlemeliydiler ama çok sıradanlaştırdınız,
üzüntülerimi ifade ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Rauf
Denktaş Hakkın rahmetine yürümüştür. Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu ve camiası adına, merhum Denktaşa yüce Allahtan
rahmetler diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun. Onu anlatmaya
kelimeler yetmez. Aslında, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Denktaşla ilgili bir oturum başlatmalıydı. Onu hem biz
anlamalıydık, anlatmalıydık hem de onun mücadelesini bu
milletin tüm dünyaya bir anlamda meydan okuması olarak burada
sahiplenmeliydik; ama gündem dışı bir hadise olarak değerlendiriyoruz.
Arzu ederdim ki, Sayın Başbakan Yardımcısı buraya
çıkıp bu konuyla ilgili bir konuşma yapmalı ve gruplar onar
dakika konuşmalıydılar. Dolayısıyla, bu özel günleri,
bu özel fırsatları harcamamalıydık değerli
arkadaşlar çünkü Türk milleti veya tarih devlet adamını kolay
yetiştirmiyor.
Sayın Rauf
Denktaş, hepinizin bildiği gibi, bir devlet kurucusuydu. 20nci yüzyılda,
millî mücadele sonrası, yani dış konjonktürün, uluslararası
konjonktürün getirdiği bir sonuç olarak değil, bedelini kanla ödeyerek
bir devlet kuran büyük bir kahramandı, bir Türk büyüğüydü, bir dava
adamıydı, aynen Atatürk gibi. Milletin istiklal ve istikbalini
milletin azim ve kararı kurtaracaktır, kuracaktır diyen Büyük
Atatürk gibi rahmetli Rauf Denktaş da, bütün olumsuz şartlara, her
şarta rağmen, hatta bazen Türkiyeye rağmen, Kuzey
Kıbrısta veya Kıbrıs adasındaki Türk
varlığını bağımsız bir devlete
ulaştırmak mücadelesini, seksen sekiz yıllık ömrünün en az
yetmiş yılında bilfiil içinde bulunarak, liderliğini
yaparak, sözcülüğünü yaparak vermiş ve başarmış bir
Türk evladıdır.
Değerli
arkadaşlar, bu devirde devlet kurmak kolay bir hadise değil. 1960da
Londra Konferansına giderken devrin Dışişleri Bakanı
Fatin Rüştü Zorlu rahmetli, rahmetle anıyorum, kurulan
Kıbrıs devletinde eşit statüde, eşit siyasi statüde iki
halklı bir devlet kurulmasını çok önemsemiş ve kurulacak
devlete anayasa hazırlamak için Rauf Denktaşı yanına
danışman olarak almıştı ama o gün bile Rauf
Denktaş Bunlara güvenilmez, bunlar Enosis iddiasından asla vazgeçmezler,
bizi ancak bağımsızlık kurtarır. demişti ve bu
fikrini elli yıldan bu yana her şeye, herkese, Annan Planına,
Annan Planı destekçilerine rağmen sonuna kadar savundu. Bir tek
kelime söylemiştir: Direneceğiz. Aynen Atatürk gibi. Atatürkün de en
yakın arkadaşları Amerikan mandacılığı veya İngiliz muhipliğini isteyerek
Sivas Kongresinde ayak diremişlerdi ama Atatürk, bu devletin Türk
milletine dayalı, bu topraklarda yaşayan halka dayalı bir millî
devlet olarak, bağımsız bir devlet olarak ama milletin azmiyle
ve gücüyle kurulacağını ısrarla ifade etmiştir,
direnmiştir, başarmıştır ve bugün biz burada varsak
işte o direncin, o kararın eseriyiz.
Rauf Denktaş
rahmete yürümüştür ama geride bize bir emanet
bırakmıştır. Bu emaneti Sayın Başkan çok güzel
ifade etti: Bağımsız Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kurmak
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Şandır. Lütfen sözlerinizi toparlayın.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Bu bize emanet edilmiş, bu bize tevdi edilmiş bir
görevdir, bir sorumluluktur.
Üç yıldan bu
yana Sayın Hükûmet ısrarla ve iyi niyetle toplumlar arasındaki
görüşmelerde bir sonuç almaya çalışıyor ama
alınamayacağı ortaya çıktı. Dün Annan Planına
verilen desteğin bir sonuç getirmeyeceğini Rauf Denktaş
söylerken bu ülkede birçok kesim, birçok
insan Denktaşı Türkiye'nin önünü tıkamakla, Avrupa Birliği
yolunda önünü tıkamakla suçlamışlardı ama bugün Sayın
Başbakan başta olmak üzere, zannediyorum, Türkiyeyi yöneten tüm
insanlar Rauf Denktaşın çizgisine geldiler. Bu görüşmelerden de
bir sonuç çıkmayacak, üç ay sonra Kıbrıs Rum Yönetiminin
başkanlığında bir Avrupa Birliği sürecine Türkiyeyi
mecbur edecekler. Sayın rahmetli Denktaşın son nefesinde bir
vasiyet olarak ifade ettiği, Burası bağımsız bir
cumhuriyettir Hristofyas. diye son nefesinde kızına ifade
ettiği o beyan aslında hepimizedir ve bu Meclis olarak hepimizin
Kıbrıstaki Türk varlığının
bağımsız bir Türk cumhuriyetine dönüşmesini bir millî görev
olarak görmemiz, bilmemiz gerekmektedir. Bunu bir anlamda bir namus borcu
olarak üzerimize bir görev olarak almalıyız ve gereğini
yapmalıyız.
Değerli
milletvekilleri, başta da ifade ettiğim gibi, rahmetli
Denktaşı anlatmak için gerçekten bizim gücümüz de yetmez, sözümüz de
yetmez. Ona dualarımız
Şimdi dua zamanı. O,
başarmış kahramanlara kavuştu, sevdiklerine kavuştu.
Geride de bağımsızlık bilincine ulaşmış bir
topluluk, bir millet ve inşallah dünya tarafından tanınacak bir
devlet bıraktı. Onu rahmetle anıyorum, şükranla
anıyorum, geride kalanlara sabır diliyorum. Milletimizin
başı sağ olsun.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
Buyurun Sayın
Aydın. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
2.- Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına
ilişkin açıklaması
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün gerçekten önemli ve özel bir
gün. Önemli bir devlet adamının, aynı zamanda siyaset
adamının defnedildiği bir gün ve bu defin törenine Sayın
Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Meclis
Başkanımız, üst düzeyde temsilciler katıldılar,
katılıyorlar, oradalar şu anda. Yine bugün burada, Parlamentoda
grubumuz adına bir arkadaşımız gündem dışı
konuşacak. Aynı şekilde gündem dışına cevap
olarak Sayın Başbakan Yardımcımız burada sizlere hitap
edeceklerdir.
Kıbrıs
davamızın en önemli isimlerinden biri olan Rauf Denktaş,
Hakkın rahmetine yürüyor. Merhuma Allahtan rahmet, yakınlarına
başsağlığı ve sevenlerine sabır diliyorum.
27 Kasım 1948
tarihinde, Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde, Doktor
Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yapmış olan merhum
Denktaş, ömrünü Kıbrıs Türklüğü ve Kıbrısın
Türklüğüne adamış bir adamdır. Başından beri,
problemleri uzlaşma yoluyla ancak başı dik bir şekilde
çözme yanlısı olan, ufku geniş bir hareket adamıydı, o
kadar ki kendisini ilk hissettirdiği konuların başında,
Kıbrıs Türk Cemaatinin 2 önemli ismi Faiz Kaymak ve Doktor Fazıl
Küçük arasında ara bulucu rolünü üstlenmesi ve toplumun
çıkarlarının takipçisi olması gelmektedir.
Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958te Türk Mukavemet
Teşkilatını kurarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine
giden yolun ilk taşlarını döşemiştir.
Bildiğiniz
gibi, 1958 yılında Rumlar Türk köylerine saldırınca,
Türkler bu olayları protesto etmiş, Zürih ve Londra
Antlaşması öncesinde, Doktor Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş,
Ankaraya, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorluyla
görüşmeye gitmiştir. Bu görüşmede, Denktaş, Adaya Türk
askeri gönderilmesi teklifini dile getirmiş ve bugünkü yapıyı
aşağı yukarı kompoze etmiştir.
1959 Zürih ve
Londra antlaşmaları ile 1960 antlaşmalarının,
Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hazırlanmasında
hiç unutulmayacak bir emek hissesi vardır. 16 Ağustos 1960 tarihinde,
650 kişilik Türk alayı Magosa Limanına ayak
bastığında, merhum Denktaş, Türk Cemaat Meclisinin
Başkanlığını yapıyordu.
1963
olaylarından sonra, Denktaş, temaslarda bulunmak üzere Ankaraya
geldi. Temaslarını tamamlayan Denktaş, bir sandalla
Kıbrısa geçmiş ve Türk direnişini örgütlemeye
başlamıştır. 13 Şubat 1975te Kıbrıs Türk
Federe Devletinin ilan edilmesi, şayanı takdir olan mücadelesinin en
kıymetli birinci ödülüdür. Merhum, Anayasa uyarınca 1976da
yapılan ilk genel seçimlerde Devlet Başkanlığına
seçilmiş ve 81 yılında 2nci kez yine Devlet
Başkanlığı yapmıştır. 15 Kasım 1983te
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin ilanı, mücadelesinin en
kıymetli ikinci ödülüdür. Bu kutlu ilandan sonra tekrar
Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. 2005te, 24 Nisanda
görevi Mehmet Ali Talata devretmiştir.
Merhum
Denktaş, politika hayatı yanı sıra aynı zamanda yazar
kimliğiyle de önemli bir şahsiyetti. Denktaşın Gençlere
Öğütler isimli kitabını bir kuşak üzerinde de ciddi bir
hukuku vardır. Merhumun mücadeleci kimliğinin ve mücadele
hayatının sahici bir fotoğrafının çekilip genç
nesillere aktarılması, herhâlde hak ettiği bir armağan
olacaktır.
Değerli
arkadaşlar, 8 Ocak gecesi, organ yetmezliği teşhisiyle maalesef
merhum Denktaşı kaybettik. Her fâni gibi ölümü o da tattı ama
güzel bir şekilde yâd ediyoruz, yaptıklarıyla yâd ediyoruz,
eserleriyle de kalıcı olmaya devam edecektir.
Tekrardan, grubumuz
adına merhum Denktaşa Cenabıhaktan rahmet diliyor, tüm
milletimizin başı sağ olsun diyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Aydın.
Buyurun Sayın
Tarhan.
3.- Ankara
Milletvekili Emine Ülker Tarhanın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
EMİNE ÜLKER
TARHAN (Ankara) Değerli milletvekilleri, bugün olağan bir kürsü
konuşması yapmayacağım, niyetim o değil, bugün Rauf
Denktaş ve Kıbrısı konuşacağım izninizle ve
küçük bir kızın hatıralarından yola çıkarak
konuşacağım.
Hepimizin bir ana
yurdu var değerli arkadaşlar. Aslında ana yurdumuz
çocukluğumuz, hepimizin çocukluğu. Bu ülkenin kuzeyinden güneyine, doğusundan
batısına efsanesini aslında hepimiz genlerimizde
taşıyoruz bu ülkenin ve çocukluğumuzda taşıyoruz.
Bu ana kara kadar,
inanın, suyun öte yanı da bizim aslında; kokusu, dokusuyla bizim
suyun öte yanı, biraz bizden oralar da. Biraz güneyden bahsedeceğim
sizlere; sardunya kokar, yasemin kokar, portakal çiçeği ve fesleğen
kokulu çocukluk günlerimiz Güneyin
Kıbrısın Bayrak Radyosu
vardı o zamanlar. Bayrak Radyosunun neşeli tınıları
süslerdi çocukluğumuzu. O acı ve dirençle dolu günlerde EOKA-Bnin
Yunan cuntası adına köylerde, dağlarda insan avına
çıktığı günlerdi o günler. Arap ve Rum
radyolarının arasından hışırtılı sesini
çocuksu bir kucaklamayla dinlerdik. O çocuksu sevinçle kucaklar ve en çok
şu şarkıyı severdik ve hep o şarkının
neşeli sesini duymak isterdik. Raif Denktaş adlı bir
delikanlının, tatlı, şiveli sesinden, bir adım
ötemizdeki bizden kopmuş ama bizden, suyun öte yanında ama bizden,
bir yerlerden o ses gelirdi ve şöyle derdi bize:
Kıbrıs
bir ada mıdır, cennetten parça
mıdır? /Kıbrısın güzel kızı,
yanakları kırmızı /Akdenizin yıldızı/ Ah Kıbrısım,
Kıbrısım!
Büyüyünce
anladık ki Akdenizin yıldızı Kıbrısta gece
sahip olduğunuz her şeyi ama her şeyi gündüz yitirdiğiniz
günlermiş aslında o günler, meğerse öyle günlermiş. Koca
bir Türk var. derledi o günlerde bize. Tatlı şiveli Raifin
babasıydı. O zamanlar öyleydi. Düşmana direnen koca bir adam
var. derlerdi, namı diğer Toros. Hem Toros hem Beşparmak
Dağları gibi koskoca bir adam ama sevimli, sempatik, insan mı
insandı, baba mı baba, bizim babamız gibiydi çocuklarına
düşkün. Ve şöyle dediğini duyardık, Girit gibi
olmasın Kıbrıs. dediğini duyardık onun. Bizim için
çok acılar yaşamış, suyun öte yanından
kopartılıp gelmişler için belki biraz daha anlamlı olurdu
söyledikleri. Çok dikkatli dinlerdik.
Sonra bir gün
Mersine katar katar limana doğru taşınan asker trenleri,
istasyonda postal kokulu günler geldi ardından. Mehmetçik Mehmeti o gün
tam anlamıyla tanıdık ve karbon kâğıdına
sarılmış ampullerden karartma geceleri geldi ardından. TRT
paket yayını haberleri bile geç verirken bize, her yerde
Karaoğlan, her yerde o koca Türk Toros vardı. Rahmet olsun ve
ışıklar içinde yatsınlar.
Bu koca Türk hep
direndi. Belki bir buçuk yaşında annesiz kalmanın verdiği,
belki sonra, birden çok çocuğunu yitirmenin verdiği dirençle hep
direndi. Yaşadığı ve gördüğü, insanın insana
yaptığı kötülüklerle ancak ve ancak bu güçle direnebildi.
Mücadele etti. Emperyalizm destekli toplu mezarlar, kan, ateş, göç, sürgün
ve gözyaşlarından sonra bir devlet kurmanın onurunu halkına
böyle yaşattı. Başta kendisinden bile habersiz o yoksul
topraklara aitti ve o toprakların kendisini ifşa etmesine, kendisini
ilan etmesine ve isyan etmesine, kartondan bir kimliği reddedip kendi
kimliğini, kendi sesini dünyaya duyurmasına bu dehşetli mücadele
ve müzakere adamı neden oldu; tıpkı örnek aldığı
ve izinden gittiği, tıpkı onun gibi doğduğu şehre
bir daha hiç dönemeyen o büyük Türk gibi.
Pek çok
acının ve ölümün sonunda, güzellikler karşısında
sevinme gücünü, o alametifarikası fotoğraf makinesiyle hayata
bağlanma ve her müzakerede yeniden ve yeniden doğma ve kendisini
arkadan bıçaklayan alçaklara karşı her daim öfkelenme
yeteneğini kaybetmeyen bu koca Türke ne demeli? O, onca acının
ardından sanki aforoz edilmiş gibi yurtsuz olmaya zorlanan ve
yalnız bırakılan halkına hiç ama hiç ihanet etmedi. Hep
yanında, hep bağımsız ve özgür Kıbrısın
tarafında oldu. Egemen cellatlar bir emir verdi, dinlemedi. Bir emir daha
verdi, dinlemedi. Egemenler yalnız bıraktı, aç, susuz kılmaya
çalıştı, yılmadı. Bazı uluslararası metinlerin,
adı ne olursa olsun kuralların, yurttaşlık
hakkını, yasama ve var olma hakkını sadece satın
alabilenlere, zengin olanlara, güçlü olanlara, egemenleri arkasına
alanlara bahşetme, geri kalanları ise görünmez kılma
hakkını kesinlikle reddetti.
Sayesindedir ki
orada bir ada var, uzakta değil. Orada bu topraklara ana vatan diyen
birileri var, Kıbrıs Türk halkı var. Önce cemaat dediler,
ardından toplum dediler ama artık Kıbrıs Türk
halkı, Kıbrıs Türk ulusu var yoktan var edilmiş.
Toprağının adınaysa biz yavru vatan diyoruz. Onlar bizden
ama sakın, sakın bir daha onlara sakın ha Ben olmasam
yoksulluktan, açlıktan ölürsünüz. böyle incitici, zehirli sözler lütfen
söylemeyin onlara. Onlar onurlu bir halkın dirençli ve özgün temsilcileri.
Şu günden itibaren inciteceğiniz, sızlatacağınız
bir halk değil sadece ve o koca Türkün kemikleri.
Doğum günün
ne zaman? diye soranlara 19 Mayıs. diyen en büyük Türk gibi eminim Rauf
Denktaş da Doğum günün ne gün? diye soranlara 20 Temmuz.
diyecekti ve birileri yasaklamaya da kalksa, birileri için yas günü de olsa
inadına kutlayacağız biz bu yaş günlerini.
Bugün
gömdüğümüz bu koca Türk inandı ve söyledi ki, dünyadaki ve ana
karadaki iktidarların efendileri için bile tarih
yıkıcıdır, inanın yıkıcıdır,
değişkendir. Bu kötü rüzgârlar bir gün değiştiğinde,
tersine estiğinde onu arkasından vuranlar gün gelir nedamet duyar.
Aradan yıllar, yıllar geçer, haklı olduğu ortaya
çıkar. Artık o bitmiştir. diyen ama bugün mezarının
yanında sıra sıra dizilenler bir kez daha düşünürler ama bu
da bir şeydir inanın, bu da bir şeydir.
Son söz
değerli milletvekilleri: Yaşamını Kıbrıs Türk
halkının egemenlik ve var oluş mücadelesine adayan ve son
nefesinde bile kurduğu son Türk devletine olan inancıyla tarihimize
damga vuran Rauf Denktaşın yaşamı, direnişi,
anısı bize ve tüm ezilenlere, tutsaklara, acı çekenlere
ışık olsun. Ruhu şad olsun. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Tarhan.
Buyurun Sayın
Kaplan.
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın
vefatına ilişkin açıklaması
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve
Demokrasi Partisi Grubu olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin
kurucusu, eski Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşa Allahtan
rahmet diliyoruz; ailesine, yakınlarına, Kıbrıs
halkına Başınız sağ olsun. diyoruz.
Şunu çok iyi biliyoruz:
Altmış yıllık bir döneme damga vurulduğu zaman tarih
her zaman artılarını da eksilerini de toplumların,
liderlerin, hepsinin değerlendirmesini yapar. Ancak şunu açık
bir şekilde ifade etmek istiyoruz ki: Bundan sonra da
Kıbrısı tartıştığımızda, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetini, altmış yıldır süren
bu politikalarla sürekli Denktaş ismini burada telaffuz edeceğiz
çünkü bir dönemi burada beş dakikaya sığdırmak, hele böyle
bir günde konuşmak mümkün değil.
Elbette ki enosisi de megalo
birleşme iradelerini de Çözümsüzlük çözümdür. düşüncelerinden
Avrupa Birliği süreçlerine, ABD süreçlerine, İngiliz oyunlarına
ve dahası Annan Planına ve dahası günümüze kadar
değişen dünyaya, kriz dönemi sonrası yeni günlere, her şeyi
konuştuğumuzda tarih daima bizi 1960lardan önceye götürecek.
Umarım, umarız ve inanıyoruz ki bir gün Kıbrıs
halkının özgürce iradesini belirlediği, kendi demokrasisini,
demokratik anayasasını özgürce belirlediği, eşit ve özgürce
yaşadığı ve doğduğu topraklarda herkesin özgürce
yaşadığı günler yakın olsun. Çünkü aynı gün,
tarihe bir not düşercesine Fenerbahçe ve millî takımın
kaptanı Lefter Küçükandonyadis de vefat etmişti. Rum
vatandaşımız Büyükadada doğmuştu ve bütün renkler onu
Büyükadada son yolculuğuna uğurladı. Bu bir gerçek, bu coğrafyanın
bir gerçeği, tarihin bir gerçeği,
yaşadıklarımızın gerçeği.
Ama bir başka
gerçek de vardır, Sayın Denktaş Baf doğumlu ve bugün
sınırlar, coğrafyalar farklı şekilde
şekilleniyor, farklı biçimde sınırlar çiziliyor,
farklı gelişmeler var.
Son olarak da,
inanıyorum ki Kıbrısta çok daha önemli gelişmelerin
olacağı süreçlerde bunları konuşacağız. Bunun
için tekrar Allahtan rahmet diliyoruz. Umuyorum ve inanıyoruz ki bir gün
Mecliste bu konuları kendimiz, kendi aramızda, çok daha rahat bir zamanda,
özgürce tartışır, konuşuruz.
Yine de ailesine,
yakınlarına, Kıbrıs halkına Başınız
sağ olsun. diyoruz. (BDP, CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kaplan.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
İlk söz, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaşın vefatı nedeniyle söz isteyen Manisa Milletvekili
Selçuk Özdağa aittir.
Buyurun Sayın
Özdağ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Manisa
Milletvekili Selçuk Özdağın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına
ilişkin gündem dışı konuşması ve Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınçın cevabı
SELÇUK ÖZDAĞ
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin banisi Rauf Denktaşın ölümü
nedeniyle AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün tarihî bir
şahsiyeti uğurluyoruz. Kıbrıs mücadelesinin tarihi bir
anlamda Denktaşın hayatı demektir. Denktaş
altmış yıldır sahnede olan önemli bir liderdi. Mücadeleler,
kahırlar, acılar, üzüntülerle geçen bir ömür. Bir davaya adanmak,
ömür boyu o davanın peşinde koşmayı gerektirir.
1571
yılında Kaptanıderya Piyale Paşa tarafından
Osmanlı topraklarına katılan Kıbrıs, 1950li
yıllardan itibaren Rumların taşkınlıklarıyla
elimizden çıkmak durumuyla karşı karşıya kaldı.
Rahmetli Başbakan Adnan Menderes ve rahmetli Dışişleri
Bakanı Fatin Rüştü Zorlunun büyük gayretleriyle 11 Şubat 1960
günü imzalanan Türkiye'nin Kıbrıs garantörlüğü, Kıbrıs
Türklerinin bağımsızlığa giden yolunda ilk adım
olmuştur. Bu istiklal mücadelesinin bayrağını önce Merhum
Dr. Fazıl Küçük, sonra da Merhum Rauf Denktaş beraber kurdukları
Türk Mukavemet Teşkilatıyla burçlara dikmiştir.
Dr. Fazıl
Küçük ve Rauf Denktaş, Kıbrısın Yunan adası
olması yolundaki Atina siyasetine karşı verdikleri bu
mücadeleyle Yunanistana ilhakını engellemişlerdir. Denktaş,
1974 Kıbrıs Barış Harekâtının davetçisi olarak,
Türkiye Cumhuriyetinin müdahalesine vesile olmuştur. O gün
Kıbrıs Türklerinin davetine Türk devletinin icabetini sağlayan
merhum başbakanlarımızdan Bülent Ecevit ve Necmettin
Erbakanı da bu vesileyle minnet ve rahmetle anıyoruz.
Adı Kıbrıs
Türklüğüyle özdeşleşmiş olmakla birlikte, Rauf
Denktaşı Kıbrıs Adası sınırları içinde
düşünmek ve bununla sınırlamak ona biraz haksızlık
olur. Denktaş, Kıbrıs Türkünün meselelerini dert ve dava
edinmiş bir insandı, hem cephede hem de siyaset alanında bunun
hakkını sonuna kadar verdi. Denktaş Kıbrısta
boğulmak istenen bir milletin neferi ve nefesi olmakla birlikte, Türk
dünyası gerçeğini dünyaya haykıran bir sesti aynı zamanda,
tıpkı Türkistanda İsa Yusuf Alptekin ve Baymirza Hayit,
Kırımda Mustafa Cemil Kırımoğlu, Batı Trakyada
Sadık Ahmet, Azerbaycanda Resulzade ve Ebülfez Elçibey, Kerkükte Dr.
Nejat Koçak, Çeçenistanda Cevher Dudayev, Bosnada Aliya İzzetbegoviçin
yaptığı gibi.
Denktaş
isteseydi İngilterede tahsil görmüş bir avukat olarak hayatını
refah ve zenginlik içinde sürdürebilirdi ama o böyle yapmadı,
Kıbrısa girişi yasaklanmasına rağmen gizlice
Kıbrısa girmeye çalıştı ve tutuklandı ama
yılmadı. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu mücadelenin
çocuğudur. Kıbrısta hâlâ Enosise direnen bir topluluk varsa
iki önemli liderin, Küçük ve Denktaşın
başlattığı mücadele ve yüzlerce mücahidin emeklerinin bir
neticesidir. Denktaşın Kıbrıs mücadelesi doğruydu.
Mücadele boyunca gerçek bir lider ve kahraman gibi davranmış,
dolayısıyla ismini tarihe yazdırmayı hak etmiştir.
Türkler, savaş
meydanında kazandıklarını yıllar boyunca masa
başında kaybetmişlerdir. Rauf Denktaş çetin bir siyasi
müzakereci olarak uzlaşmaz, inatçı bir tavır sergiliyor gibi
görülmekle birlikte, masa başında kaybeden Türklerin bu
geleneğinin bozulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Cephede kazandıklarını masada kaybetmemek ve
bağımsızlık ülküsü onun şiarıydı. Siyasi
mücadele hayatında Kıbrıs Rum Kesiminden başbakanlar,
cumhurbaşkanları, Birleşmiş Milletler temsilcilerini eskitmiştir.
Denktaş ismi Kıbrıs Türklüğünün geleceği için
yapılan her uluslararası görüşmede lehimize bir koz
olmuştur.
Dönem dönem
milletler bayrak insanlar çıkarır, onlar hep önde yürür, her türlü
iftiraya, saldırıya önce onlar mukavemet ederler, onlar bir ülkeyi,
bir davayı, bir milleti temsil ederler. Denktaş hep önde yürüyen
böyle bir liderdi, bugün de naaşı önümüzde yürüyor, onu hep minnetle,
rahmetle anacağız.
Tarihte bazı
insanların gölgesi, bazı insanların kendisi büyüktür.
Denktaş, kendisi gölgesinden büyük olan bir şahsiyetti. Denktaş
yenilgilerinden zafer çıkartmış bir şahsiyetti. O, Türklük
ile Rumluk arasında sınırların kaybolmasına müsaade
etmeyen bir adamdı. O, Türkün devlet kurma iradesinin 20nci
yüzyıldaki son temsilcisidir. O, Kıbrıs Türklüğünün,
Türkiye de onun lideriydi.
Bugün
Kıbrısta bir Türklük davası varsa -ki vardır- bunu Rauf
Denktaşa borçluyuz. Her lider gibi tarih onu da yargılayacak ve
objektif hükmünü bir gün mutlaka verecektir. Onun siyasi mücadelesinde ümitsizlik
kelimesine yer yoktu. Herkesin ümitsizliğe kapıldığı
demlerde ayağa kalkabilen insanlar liderdir. Dünya tarihinde devamlı
direnenler kazanır ve Rauf Denktaş da direnmiş ve
kazanmıştır.
Onu sadece
Kıbrıslı bir politikacı olarak değil, hitabet yeteneği
güçlü, zeki bir avukat, bir yazar ve düşünce adamı olarak da
biliyoruz. Elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle bugün
çekilen her Kıbrıs fotoğrafında onun ruhu da görünecektir.
Dr. Fazıl Küçük ile başlayan ve Rauf Denktaş ile devam eden
mücadele boşa gitmeyecek, Türkiye Cumhuriyeti devleti demokrasisini
ileriye götürdüğü sürece, ekonomisini büyüttüğü sürece, bölgesinde ve
dünyada
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ
(Devamla) -
güçlü bir devlet olma yolunda emin adımlarla yürüdüğü
sürece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini dünya bir gün mutlaka
tanıyacaktır ve tanıyacağı gün de yakındır.
Kahramanlık
ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de
yıldızlar gibi parlayıp sönmektir,
Bunun için ölüme
bir atılış gerektir,
Atıldıktan
sonra bir daha geri dönmemektir.
Şimdi, çok
sevdiği dava arkadaşı Doktor Fazıl Küçük ve şehit
mücahitlerle beraber olan merhum Rauf Denktaşı bu dörtlükle
anıyor, ruhunun şad, mekânının cennet olmasını
Yüce Yaradandan niyaz ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. Allaha emanet olunuz. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özdağ.
Gündem
dışı konuşmaya Hükûmet adına Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın
Bakanım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞBAKAN
YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Sayın
Rauf Denktaşın vefatı münasebetiyle gündem dışı
söz alan Değerli Arkadaşımız Selçuk Özdağa ve tüm
partilerin sayın grup başkan vekillerine çok teşekkür ediyorum.
Acı hepimizin
acısıdır. Sayın Denktaş için söylenecek elbette çok
güzel sözler var. Bunları ifade eden arkadaşlarım bir görevi ifa
ettiler. Ben de merhum Denktaşa Allahtan rahmet diliyorum. Kuzey
Kıbrıstaki soydaşlarımıza, Anadolu
halkımıza, milletimize, bütün İslam dünyasına ve Türklük
dünyasına başsağlığı dileklerimi iletiyorum.
Cenabıhak cennetine koysun.
Değerli
dostlar, şu sıralarda merhum Rauf Denktaşın son yolculuğuna
uğurlandığı saatlerdeyiz. Sabahtan bu yana devam eden
törenlere şüphesiz Kıbrısın tüm halkı büyük bir
istekle katıldı. Cenaze törenine Türkiyeden de Sayın
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanımız Sayın Cemil Çiçek, Başbakanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ana Muhalefet Partisi Liderimiz
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Milliyetçi Hareket Partisi Genel
Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli katılmış oldular.
Ayrıca, Başbakan Yardımcılarımız Beşir
Atalay, Sayın Bekir Bozdağ, Dışişleri
Bakanımız Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanımız Fatma Şahin, Millî Savunma Bakanımız
İsmet Yılmaz, Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek
katıldılar. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanımız
Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanımız
Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanımız Orgeneral Hayri
Kıvrıkoğlu, İslam İşbirliği
Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu
katıldılar. Ayrıca, Cumhuriyet Halk Partisi önceki genel
başkanları Sayın Deniz Baykal, Sayın Hikmet Çetin,
Sayın Altan Öymen katıldılar. Milliyetçi Hareket Partisi Genel
Başkanı Sayın Bahçeli ile birlikte partilerini temsilen
milletvekili arkadaşlarımız, grup başkan vekillerimiz
katıldılar. Demokrat Parti Genel Başkanı Sayın
Namık Kemal Zeybek, Demokratik Sol Parti
Genel Başkanı Masum Türker, AK PARTİ Genel Başkan
Yardımcısı Ömer Çelik, merhum Başbakan Bülent Ecevit'in
eşleri Sayın Rahşan Ecevit, Saadet Partisi Genel
Başkanı Mustafa Kamalak, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı
Sayın Mustafa Destici katıldılar ve şüphesiz, rahmetli
Alparslan Türkeşin evlatları, değerli milletvekili
arkadaşlarımız Sayın Tuğrul Türkeş ve Ahmet
Kutalmış Türkeşle çok sayıda milletvekili
arkadaşımız katıldılar. Aynı zamanda, TOBB Başkanı
Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu, özel sektör
kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının
değerli temsilcileri de cenaze törenine hepimizi temsilen
katıldılar. Törende ayrıca, Kırım Tatar Millî Meclis
Başkanı Sayın Mustafa Cemiloğlu, Kosova'dan Kosova
Demokratik Türk Partisi milletvekilleri Enis Kervan, Müferra Sinik, Kosova
Demokratik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Rifat Krasnic,
Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Partisi milletvekilleri Remzi Osman, Ruşen
Rıza, Necmi Ali, Afganistan Eğitim Bakanı, Katar
Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, Makedonya Devlet
Bakanı Hadi Nezir, Makedonya Millî Birlik Hareketi Başkanı ve
Milletvekili Erdoğan Saraç, İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, Gümülcine
Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, pek çok sayıda
büyükelçiler, ülkemizden Gazeteciler Cemiyeti heyetleri ve Türk Musevi Cemaati
Hahambaşı İsak Haleva ve Cemaat Başkanı Sami
Ermanın da içlerinde bulunduğu çok sayıda
yurttaşımız cenaze törenlerine katılmış oldular.
Değerli
dostlar, Sayın Rauf Denktaşla ilgili,
arkadaşlarımızın güzel sözlerine aynen
katılıyorum. O, her şeyden önce bir vatanseverdi,
yaşadığı Adaya yani ülkesine, milletine düşkün bir
liderdi. Milleti de büyük bir vefa göstererek, tek vücut olarak son kez onun
için bugün meydanlardaydı. Eminim ki Kıbrıs Adası, bugüne
kadar böylesine kalabalık, böylesine büyük bir sevgi seline şahit
olmamıştır. Tarihte iz bırakan liderler böyledir,
yalnızca yaşadıkları ve muktedir oldukları dönemlerde
değil her zaman saygıyla anılırlar. Rauf Denktaş böyle
bir liderdir. O, verdiği mücadele ile daha yaşadığı
dönemde tarihe damgasını vurmuş bir liderdir. Onun mücadele ile
geçen hayatı, daha bir buçuk yaşında annesini kaybettiği
gün başladı, son nefesini verene kadar devam etti.
Rauf Denktaş,
baskı ve asimilasyon politikalarıyla yok edilmeye
çalışılan bir toplumun içerisinden çıkmış, o
ezilen toplumun sesi olmuştur. Savcılık cübbesini bir tarafa
bırakıp halkının arasına dönmüş,
Kıbrısta Rumların yapmış olduğu baskı ve
zulmü tüm dünyaya duyurmak için âdeta seferber olmuştur.
Halkının haklı davası için kimi zaman Toros kod adlı
bir mukavemetçi, kimi zaman uluslararası arenada çetin ceviz olarak
mücadele veren bir diplomat, kimi zaman da usta siyasetçi kimliğiyle
ortaya çıkmıştır. Sürgünler, yasaklar, hapis cezaları,
üzerine doğrultulan silahlar, onun sesini susturamamıştır
çünkü o milletinin sesiydi.
Sonunda her
haklı talep gibi o ses de karşılık buldu ve
Kıbrıs Türk halkı devletlerine kavuştu. 1983
yılında kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bugün bütün
dünyaya rağmen, bütün haksız ambargolara rağmen, yirmi dokuz
yılı geride bıraktı. Bütün bir ömrünü halkının
özgürlük ve eşitlik mücadelesine adamış olan Rauf Denktaş,
dünyadaki tüm mazlum milletlerin de âdeta umudu olmuştur çünkü o,
direnmenin, mücadele etmenin ve dava adamı olmanın sembolüydü. Ona bu
özellikleriyle bütün bir dünya saygıyla bakmaktadır.
Rauf
Denktaşın bizim ülkemizde ve milletimizdeki yeri daha
başkadır. Milletimiz onu kendisinden bir parça olarak görür,
Kıbrıslı Türkleri kendi evlatları olarak bilir, onların
verdiği özgürlük ve
bağımsızlık mücadelesini kendi varlık mücadelesine
eş sayar.
Rauf Denktaş, imkânsızlıklar içerisinde bir var oluş
destanı yazmıştır. En büyük amacı, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kurmak ve yaşatmaktı. Sonunda
bunu da başardı.
O,
devlet adamlığının yanı sıra renkli bir
kişiliğe de sahipti. Esprili üslubu, halka yakın duruşuyla
bir halk adamıydı. Eşine, ailesine düşkün, 3 çocuğunu
kendi elleriyle toprağa vermiş
acılı bir babaydı. Sergiler açacak kadar profesyonel
fotoğraf sanatçısıydı. Sonunda bu gök kubbe altında
hoş bir seda bırakarak aramızdan ayrıldı.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisimizi
ziyaret ederek Genel Kurulda konuşma yapmış devlet
başkanları, cumhurbaşkanları listesine baktım, şu
ana kadar en son Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek
Atambayev olmak üzere 50'ye yakın devlet ve parlamento başkanı
Genel Kurulumuzu şereflendirmişler ve burada konuşmalar
yapmışlar. Bunların içerisinde en çok Genel Kurulumuza gelip Kıbrıs
davasını anlatan rahmetli Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tı. Meclisimizi 1993'te,
1997'de, 1998'de, 1999'da, 2001, 2003 ve 2004 tarihlerinde ziyaret ederek Genel
Kurul konuşmalarını yapmışlardır.
Meclis
Başkanlığım döneminde kendisi iki defa Genel Kurula hitap
etme fırsatı buldu. Daha sonra da Genel Kurulumuza gelemedi, 2005
yılından itibaren Cumhurbaşkanlığından da
ayrılmıştı. Genel Kurulumuzda yaptığı
konuşmaların tutanak özetlerini çıkartmıştım,
bunları tekrarlamayacağım ama Kıbrıs
davasını ta başlangıcından bugüne kadar en güzel
şekliyle tahlil eden, çekilen sıkıntıları,
acıları, mücadeleleri birinci ağızdan
konuşmasıyla ortaya koyan rahmetli Rauf Denktaş'tı.
Dolayısıyla arkadaşlarımızın Genel Kurulumuzda
yaptığı konuşmaların tarihlerini vermek suretiyle
bunları tutanaklardan çıkartıp okuyabilir ve
inceleyebilirlerse çok faydalı olacağını düşünüyorum.
Bunlardan birincisi 6 Mart 2003te Perşembe günü yaptığı
konuşmadır, bir diğeri de 15 Nisan 2004te -takriben bir
yıl sonra- yaptığı konuşmadır. Özellikle
bunlardan birinci konuşma Annan Planı öncesine aittir, bir
diğeri, son konuşması da Annan Planından on gün önce
Türkiyede yaptığı konuşmalardır. Bunun içerisinden
sadece bir paragrafı okuyarak Türkiye Büyük Millet Meclisimizde
Kıbrısla ilgili alınmış kararlara ilişkin bir
konuyu arz etmek, sözlerime son vermek istiyorum.
Kıbrıs meselesi, çeşitli dönemlerde Yüce
Meclisinizi meşgul etmiştir. Sayın Denktaş söylüyor-
Kıbrıs'la ilgili hayatî kararlar Yüce Meclisinizden
çıkmış, şanlı Barış Harekâtı, Meclisin
kararı ve milletin arzusuyla gerçekleşmiştir. Kıbrıs
meselesinin halli için, Türk Ulusunun Kıbrıs konusundaki
parametrelerini vurgulayarak bize yön veren, ulusal çizgiyi belirleyen, Yüce
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararları olmuştur. Yıllardır,
millî dava bildiğimiz Kıbrıs'ta bizi mutlak yok edilmekten
şehitler pahasına kurtarmış olan Türk Silahlı
Kuvvetleriyle birlikte, otuz yıldır, halkımız ve
mücahitlerimizle hudut bekçiliği yapmaktayız. Yıllardır
masa başında, bu Yüce Meclisin de onayladığı prensipler
dâhilinde, Türk hükûmetlerinin de katkısına ve yol
göstericiliğine dayanarak, millî kabul ettiğimiz müşterek
müdafaamızı sürdürmüş bulunuyoruz.
Malumlarınız
olduğu üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu konudaki kararları
1955'lere dayanır. Son zamanlarda 1997, 1999 ve en son 6 Mart 2003
tarihlerinde alınmış olan kararlar, görüşmelerde bize güç
vermiş, yol gösterici olmuştur. Yüksek müsaadenizle, bu kararlar
arasından en sonuncusu olan 6 Mart 2003 tarihli, oybirliğiyle
alınmış olan Meclisteki kararınızı okuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21 Ocak 1997 ve 15 Temmuz 1999 tarihlerinde
aldığı kararlara atıfta bulunarak, bu millî davada Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve Türk Milletinin tam bir birlik ve beraberlik içinde
bulunduğu gerçeğini bütün dünyaya bir kere daha ilan eder.
Konuşmanın tamamını özellikle arzu
eden arkadaşlarımızın tutanaklardan indirebileceğini
düşünüyorum.
Merhum Rauf
Denktaşın bugüne kadar vermiş olduğu mücadelesinden
dolayı aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla
eğiliyor, Türkiye Cumhuriyeti olarak bıraktığı emanete
sonsuza kadar sahip çıkacağımızı bildiriyorum.
Allahtan rahmet, acılı eşine, çocuklarına,
Kıbrıs Türk halkına ve milletimize baş
sağlığı dileklerimi iletiyorum.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan. (AK PARTİ, CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündem
dışı ikinci söz, Ankara ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Ankara Milletvekili Levent Göke aittir.
Buyurun Sayın
Gök. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Ankara
Milletvekili Levent Gökün, Ankara ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
LEVENT GÖK (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum. Bugün son yolculuğuna
uğurladığımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşı saygıyla
anıyorum. Rauf Denktaşın mücadelesi tüm siyasetçilere örnek
olmalıdır. Ruhu şad olsun.
Sayın
milletvekilleri, bugün size Ankaranın sorunlarını ifade etmek
için söz aldım. Ankaranın ne zaman biteceği belli olmayan
metrosunu, giderek artan hava kirliliğini, Büyükşehir Belediyesinin
Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ve kendisine oy vermeyen semtlere
karşı hasmane tutumunu, Polatlının, Haymananın, Balânın,
Koçhisarın, Evrenin sorunlarını anlatacaktım ancak
geçtiğimiz cuma günü Dikmen Vadisinde
yaşadığımız yıkım olayı,
Ankaranın en önemli sorununun Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne
sermiştir.
Değerli
milletvekilleri, geçtiğimiz cuma günü Dikmen Vadisinde çevik kuvvet
eşliğinde yıkım yapılacağı haberini
alınca olay yerine gittim ve bundan sonra anlatacaklarımı da
sizlerin insafına, insani değerlerinize ve vicdanlarınıza
terk ediyorum. Burada
yaklaşık 600 hane, 1.200 kişi, 1970li yıllardan bu yana
yaşamaktadır değerli milletvekilleri. Yoksul ve emekçi kesimi
oluşturan halk, alın teriyle, binbir güçlükle ancak ayakta kalma
mücadelesi vermektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesi yıllardır
bu insanları buradan çıkartmak istemekte, onlara
katlanamayacakları koşullar dayatmaktadır.
Belediye Başkanı halka limon
satıp para kazanmalarını önermekte, bu şekilde belediyeye
para ödemelerini istemektedir. Dikmen Vadisi halkı adil ve
katlanılabilir bir çözümden yanadır ancak oturdukları yerlerin Kentsel
dönüşüm adı altında rant uğruna yağmalanmasına
ve mağdur edilmelerine de karşıdırlar.
Değerli milletvekilleri, Dikmen
Vadisi halkı, sizin, Meclisin dışında Ankarada
hissettiğiniz havanın soğukluğunu 4-5 derece daha fazla
soğuk hisseden bir halktır. Dikmen Vadisine gittiğimizde,
emniyet ve büyükşehir görevlileri ve diğer yetkililerle
yaptığım görüşmede Bu soğuk havada insanları
mağdur etmeyelim, üç dört gün süre tanıyalım. Bu insanlara bir
yer bulabilirim. çözümünü ilettim. Bu arada, bir anda panzerler üzerime su sıktı
ve ortam büyük ölçüde gerginleşti. Yine soğukkanlılığımızı
kaybetmeden soruna çare bulma yönünde gayretlerimizi sürdürdük. Belediye
görevlileri Melih Gökçekle görüştüler, o da benim orada olduğumu
öğrenince yıkıma devam kararını büyük bir
kararlılıkla verdi. Tam o sırada arayan İçişleri
Bakanımızla bir görüşmem oldu, kendilerine durumu arz ettim.
İnsani ve vicdani açıdan üç gün süre tanındığında
sorunu çözebileceğimi ifade ettim. Sayın Bakanımız da makul
karşıladı ve yıkımı durdurdu. Kendisine buradan
teşekkür ederim.
Sayın Gökçek ertesi gün
katıldığı televizyon programında, kendisini
aradığımızı ama bana yüz verilmediğini, bunun
üzerine İçişleri Bakanının devreye girdiğini,
İçişleri Bakanının durumu bilmediğini ve yıkımı
durdurduğunu açık bir şekilde ifade etmiştir. Değerli
arkadaşlarım, vicdan sahibi değerli AK PARTİli
arkadaşlarım, biz Somaliye yardım ederken, biz Van
depremzedelerine yardımcı olurken o acıları içimizde
hissetmedik mi? Ankarada, burnumuzun dibinde insanları karda
kışta soğuğa teslim etmek hangi vicdana, akla hizmet
edebilir? Ancak bir tek kişinin, o da Melih Gökçekin. Melik Gökçek, ben
kendisini güya gönlünü almak için aramışım ama o da diyor ki:
Biz ona yüz vermedik. Değerli arkadaşlarım, ben Melih Gökçeki
ararken kendisinde acaba insani bir değer kalmış mıdır
diye aradım, bir de vicdanlarında en ufak bir kırıntı
kalmış mıdır diye aradım ama Sayın İçişleri
Bakanımız devreye girmeseydi bu insanlarımız bugün
dışarıda kalacaklardı.
Ne yazık ki bu
üzücü olay meydana geldi. Bu insanlar sonuçta bugün müdahalemizle evlerinden
çıktılar ve kendi elleriyle evlerini yıktılar,
Ankaranın ayazına dün gece eksi 15 derecede çadır kurdular.
Melih Gökçek dün yine sıcak yatağında yattı ama geceyi
çadırda titreyerek donma tehlikesi içinde geçiren bir yaşındaki
Eyüpün, üç yaşındaki Oyanın, dokuz yaşındaki
Aydının ağlamalarını duymadı, otuz
yaşındaki engelli Mahmutun çaresizliğine tanık
olmadı, anne ve babaların ıstırabını hissetmedi,
o sadece sıcak yatağında yattı.
Değerli
arkadaşlarım, sorum burada şöyledir: Karda ve kışta
insanların soğuğa terk edilmesini acaba AKPli milletvekili
arkadaşlarımız ve sayın bakanlarımız
onaylıyorlar mı? Bu tehdit Dikmen Vadisi halkı üzerinde şu
anda da devam etmektedir ve Melih Gökçek Dikmen Vadisini yıkacağını,
birkaç gün içinde yıkacağını beyan etmektedir.
Hepinizi
sorumluluğa davet ediyorum. Sorumluluk sadece muhalefet milletvekilleri
üzerinde değildir, hepimiz insani değerlerden ve vicdani
değerlerden nasibimizi almışsak bu yıkımları
durdurmalıyız.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Gök, sözlerinizi lütfen tamamlayınız.
Sayın
Özdağın süresi kadar uzattım. Buyurun, iki dakika
uzatıyorum.
LEVENT GÖK
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu soruna dikkat
çekmek için söz almış bulunuyorum, hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Gök.
Gündem
dışı üçüncü söz, banka kartlarının
kullanımında tüketicinin gelmiş olduğu ekonomik durum ve bu
durumun doğuracağı sıkıntılar hakkında söz
isteyen Tokat Milletvekili Reşat Doğruya aittir.
Buyurun Sayın
Doğru. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına ilişkin
gündem dışı konuşması
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; banka
kartları kullanımında tüketicinin gelmiş olduğu
ekonomik durum ve doğacak sorunlarla ilgili Sayın
Başkanımızdan söz istemiştim, ancak malumun olduğunuz
şekliyle bugün Türk dünyasının önemli liderlerinden bir tanesi
Rauf Denktaş Hakkın rahmetine kavuşmuştur, Sayın
Başkanın da hoşgörüsüne sığınarak bu konuyla
ilgili konuşmak istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, Kuzey Kıbrıs Türk devletinin Birinci
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşa Allahtan rahmet diliyorum. O çok
büyük bir insan, büyük bir kahramandı. Hayatının her döneminde, biraz önce
konuşmacıların da ifade etmiş olduğu gibi, Türklük
davasına kendini adamış ve her noktasında da bu yönlü
olarak hayatını ortaya koyarak mücadele vermiş birisidir.
7 Kasım 1948 tarihinden itibaren
Kıbrıs Türklerinin düzenlemiş olduğu ilk mitinglerden olan
Fazıl Küçükle beraber oraya, kürsüye çıkmış, çok
heyecanlı şekilde konuşmalar yaparak Kıbrıs Türk'ünü
hem uyarma noktasında hem de bütün dünyanın her tarafına çok
önemli mesajlar verme noktasında çalışmalarını
başlatmıştır.
1955te terörist bir hüviyeti bulunan
Enosisle mücadele ve EOKBnin karşısında Kıbrıs Türklerinin
direnişine yön veren isim Rauf Denktaş olmuş.
1958 yılında da bu kahraman
insan Türk Mukavemet Teşkilatını kurmuştur. Türk Mukavemet
Teşkilatını kurduktan sonra da bunun teşkilatlanması
noktasında Adanın her tarafında yoğun çalışmalar
yapmış olduğunu, çok büyük fedakârlıklar yapmış
olduğunu da o dönemlerden ve daha sonraki hatıralardan hep beraber
görüyoruz.
1958 yılında Rum teröristler
Türk köylerine saldırınca onlara direniş göstermiş, bundan
sonra Adaya Türk askerlerinin görevlendirilmesini de o bizzat isteyerek
dünyanın her tarafına duyurmuştur.
1963 yılında
Kıbrısta Türk direnişini örgütleyerek halkına sahip
çıkmasını da o başlatmıştır.
1964 yılında Makarios
tarafından istenmeyen adam ilan edildikten sonra kendisi
Kıbrısa girmesi noktasında yasaklama içerisine konulmuş
ancak o, yine, çeşitli yollardan Kıbrıs Türkünü yalnız
bırakmamış, Kıbrısa gitmiş, Güzelyurtta,
diğer yerlerde yiğitçe mücadele vermiş ve Kıbrıs
Türkünü hiçbir zaman bırakmamıştır. Ada
dışına sürülmesine rağmen Ada dışında bile
mücadelesini hiç bırakmadığını hep beraber görüyoruz.
Yine, Denktaş, 1974teki
Barış Harekâtını izleyen süreçte Kıbrıs
Türklerinin yanında olmuş, onların koruyucusu olmuş. Toros
adlı o kahraman insan Adanın her tarafında yine yiğitçe
bir Kürşad şeklinde mücadelesini vermiştir.
13 Şubat 1975 Kıbrıs Türk
Federe Devletinin ilanından sonra Meclis
Başkanlığını yönetmiş ve 1983te de Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan eden merhum Denktaş, 1985 ile
2005 yılları arasında aralıksız,
Cumhurbaşkanlığı görevini yürütmüştür.
17 Nisan 2005teki seçimlerde kendi
isteğiyle aday olmamıştır ama gerçek bir vatansever, cesur bir kahramandır.
Her zaman Adadaki varlığımız, Türkiye ve Türk milletinin
geleceği için çok önemlidir. demiştir. Son altmış
yılda kendini halkına adamış bir dava adamıdır. O
sadece Kıbrısın değil, Türkiye'nin, Türk
dünyasının da lideridir. Sahip olduğu unvanlarından daha
büyük adamdır. Geçmişteki Kürşadın vermiş olduğu
mücadelenin bir benzerini aynı şekilde Denktaş vermiştir.
Denktaş, nasıl
Kürşad o Çin Seddine tek başına saldırıp da o 40
yiğidiyle beraber
Kim derdi ki
Kürşad kemikle etti,
O bir kişi
değil, o bir devletti.
Bayraktı,
vatandı,
Tepeden
tırnağa kıpkızıl kandı.
Diye bir dörtlük
vardır ya, aynı o dörtlüğe uyan ve sığan da
Denktaş olmuştur.
Bu büyük insan
tarihin soylu sayfalarında şimdiden yerini almıştır.
Mekânı cennet olsun. Ama söylemiş olduğu Allah kimseyi
bayraksız, egemenliksiz, devletsiz bırakmasın. demesi de
hepimizin kulaklarına bir küpe olmalıdır.
Bakınız,
Annan Planıyla ilgili, 2004 tarihinde Annan Planına hayır
kampanyasıyla ilgili olarak bizler de Genel Başkanımız
Doktor Devlet Bahçeliyle beraber o kampanyaya katılmıştık.
O kampanyada aşağı yukarı yaklaşık bir hafta
süreyle Kıbrısta kalarak, Kıbrıs Türküne Annan
Planının ne manaya gelmesi noktasındaki
anlatımımızı onlara sunmuş ve Annan Planını
gerçek yönden anlatmaya çalışmıştık.
O ziyaretimiz
esnasında Cumhurbaşkanlığı Köşküne gitmiş
olduğumuz zaman, Sayın Denktaşın bizleri gördüğü
zaman gözlerinin parlamış olduğunu, nasıl
parladığını şu anda bile hatırlıyorum ve
daha sonraki zamanda da yine Annan Planının oylamasının
bir öncesi gün yapılan, Lefkoşada yapılan mitingde, o büyük
mitingde nasıl haykırdığını, bir
Kürşadın haykırması şeklinde nasıl
haykırdığını hep beraber gördük. Orada Türk
bayrakları vardı, al bayrak Türk bayraklarımız vardı
ve yine Kıbrıs Türk devletinin bayrakları vardı. O büyük
bayraklar altında Türkün gücünü dünyaya anlatıyordu
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Doğru.
REŞAT
DOĞRU (Devamla)
ancak birkaç kilometre ileride ise Mehmet Ali
Talatın yapmış olduğu mitingde, yani Annan Planına
evetçilerin mitinginde ise sadece Avrupa Birliği bayrakları
vardı. Bu bile büyük insan Rauf Denktaşın nasıl bir
mücadele vermiş olduğunun bariz bir göstergesidir.
Mekânı cennet
olsun. Onu hiçbir zaman Türk milleti unutmayacaktır diyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Sayın Özensoy,
bu konuyla ilgili mi?
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Evet Sayın Başkan, bir dakika.
BAŞKAN
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoyun, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kurucu
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın vefatına ilişkin
açıklaması
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Merhum Denktaş
Cumhurbaşkanıyken bir yıl Lefkoşada kalma
fırsatını buldum. Sayın Denktaş, gerçekten çok
farklı bir lider profili çizen bir Cumhurbaşkanıydı. Onu,
elinde pazar çantasıyla pazarda tek başına
alışveriş yaparken, herkesle sohbet ederken, bir ramazanda
teravih namazına, camiye evinden yürüyerek gelip, camide vatandaşlarla
birlikte sohbet ederken görme fırsatını buldum. Gerçekten, böyle
liderler az gelir. Elinde fotoğraf makinesiyle vatandaşın
fotoğrafını çekip, onlara hediye ettiklerini de herkes bilir.
Merhum Sayın
Denktaş, Türk tarihinde unutulmazlar arasında yerini alacaktır.
Allahtan rahmet diliyorum.
Bütün Türk
milletinin başı sağ olsun.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özensoy.
Gündeme geçiyoruz.
Sayın
milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız, gündemin Sözlü sorular kısmında yer alan
sorulardan 1, 136, 147, 162, 175, 178, 186, 191, 198, 207, 232, 259, 286, 305,
311, 322, 327, 403, 408, 410, 412, 414, 415, 416, 418, 447, 449, 450, 458, 464,
474, 508, 521, 525, 536, 594 ve 598inci sıralarındaki soruları
birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu
istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, yolcu
taşımacılığı ve uluslararası
taşımacılık yapan şoför esnafının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/103)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Yolcu
taşımacılığından uluslararası nakliyat
sektörüne kadar ülkemizde faaliyet gösteren yüz binlerce şoför
esnafının çalışma koşullarından ve ekonomik kriz
ortamından kaynaklı olarak yaşadığı
sorunların araştırılması ve alınacak önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98'nci, İçtüzük'ün 104 ve
105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması için
gereğini arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan
Grup
Başkanvekili
Gerekçe:
Trafik
kazalarının, acı haberlerin gündemden düşmediği
ülkemizde; "şoförler", malımızı
canımızı emanet ettiğimiz en önemli meslek
gruplarından birisi. Taksi şoförlerinden, Tır şoförlerine,
turizm şoförlerinden, şehir
taşımacılığında görev yapan minibüs, otobüs
şoförlerine, ambulans şoförlerinden, otobüs firmalarına yüz
binlerce şoför esnafı, milyonlarca aileleri, kriz ortamında
sosyal güvenceden yoksun, ölümle karşı karşıya, zor bir
görev yapıyorlar.
Uluslararası
taşımacılıkta büyük risklerle karşı
karşıya olan, Irak'ta, Avrupa'da binlerce sıkıntı
yaşayan, ailelerinden haftalarca uzak; yollarda olan şoförlerimiz,
iş dünyasının, fabrikaların, madenlerin, barajların,
ormanların, hayatın her alanında vazgeçilmez emekçileri büyük
sorunlar yaşıyor.
Sadece
İstanbul'da 18.000 taksici esnafı var. Güvenlik güçlerinden sonra en
fazla kayıp verenler onlar. Korsan taksilerin, haksız rekabetin,
vergilerin, cezaların cenderesinde olanlar onlar. Büyük şehirlerde
taksiciler aynı sorunları yaşıyor. 140 meslek grubu içinde
en fazla kayıp verenler taksiciler, günlük çalışma saatleri,
kiralık taksilerdeki keyfi uygulamalar, durak sorunları, servis
araçlarının, minibüsçülerin hat sorunları, denetimsizlik,
yaşanan kavgalar artık yeni bir düzen ihtiyacını
dayatıyor.
Can güvenliği
için kamera sisteminden başka teknik önlemlere neler yapılabilir?
Şoför esnafı ile vatandaş arasında yerel yönetimler,
merkezi yönetim ne yapmalı? Uluslararası yollara düşen
şoför esnafı neler yaşıyor, kazalar soruşturmalar,
araçlara el koymalar, Irak'ta haraç kesmeler, kuralsız vergiler,
öldürmeleri haksızlıklar nasıl önlenir?
Otomobilciler,
şoförler odaları, meslek örgütleri, güvenlik güçleri ilgili
bakanlıklar arasında neden düzenli bir koordinasyon yok, neden bu
kadar dağınık ve çok sorumlu var? Ticari taşıt
alımlarında ağır vergiler alınması şart
mı? İthal araçlara bir kez olsun vergi muafiyeti getirilemez mi?
TIR ve kamyon
şoförlerinin, "1973-1988 model TIR'lara yurtdışına yük
taşımaları için gerekli olan C2 belgesinin verilmemesi nedeniyle
sorunlar yaşanıyor, yurtdışına çıkış
izni verilmeyen 3 bin 579 TIR bulunmaktadır.
Şoför
esnafının yasal ve uygulama problemlerinin ele alınarak, çözüm
bulunması için; bir meclis araştırması açılması
ve "araştırma komisyonu" kurulmasında yarar
bulunmaktadır.
2.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, seçim ve partiler rejiminin yol
açtığı sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/104)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı'na
Seçim ve partiler
rejiminin yol açtığı sorunların
araştırılması ve yapılması gereken düzenlemelerin
belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 104 ve
105'inci Maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
Hasip
Kaplan
Grup
Başkan vekili
Gerekçe:
Türkiye'de seçim
sistemi, 12 Eylül askerî darbesi sonrası şekillendi. Siyasi Partiler,
seçim kütükleri yasaları ve anayasal düzenlemelerle halkın adil
temsili engellendi. 1983 ve sonrası yıllarda siyasi iktidarlar
işlerine gelen seçim ve hazine barajlarını korudu.
Partilerde genel
başkanlar değişemiyor, kadroları da. Lider sultası devam ediyor.
Yaşlılar çok, gençler az, erkekler çok, kadınlar az. Parti içi
demokrasi üye hukuku işlemiyor. Adaylar önseçim yerine merkezî yoklama ve
tayin sistemi ile belirleniyor.
Kongreler,
toplantılar sadece genel başkanların konuştuğu
mitinglere dönüşüyor. Tartışmasız,
katılımsız, eleştirisiz, üretimsiz geçiyor. Parti örgütleri
tembelleşiyor, her şeyi merkez belirliyor.
Bunun sonucu olarak
merkez statükocu, resmî söylemci, tabucu, tembel oluyor. Projeler ortaya
çıkmıyor, değişim dönüşümün önü kesiliyor. Parti
tüzükleri rakip aday çıkmasını engelliyor, demokratik bir
yarış olmuyor.
Yasal düzenlemeler
çelişkilerle dolu. 1961 Anayasası'nda yer alan ilke, bugünkü
Anayasamızda da vardır: "Siyasi partiler, demokratik
hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır" (Madde 68). Oysa
düşünce ve örgütlenme özgürlüğü
sınırlandırılarak, cezalara bağlanarak, partiler
kapatılarak suskun bir toplum isteniyor.
Siyasi partilere
Devletin yeterli düzeyde ve hakça mali yardım yapması da, bu
ilkelerin gereğidir. (Md. 68). Emeği, farklı kesimleri ve ezilen
halkları savunan partilerin hazine yardımı alması
engellenmekte, uluslararası sermayenin destek verdiği partiler
güçlendirilmektedir.
Siyasi partilerin
de kendi iç düzenlerinde şu ilkeye uymaları, gene Anayasa'nın
gereğidir. Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve
çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur." Ayrıca:
Anayasa bir yana, siyasi partilerin daha akılcı, katılımcı
ve etkili faaliyette bulunmalarının yolu da, parti içi demokrasinin
iyi işlemesidir. Ne yazık ki parti içi demokrasi işlemiyor.
Seçimlerde yüzde on
baraj konularak halkın kendi adaylarını özgürce seçmesi
engelleniyor, az oyla çok milletvekili çıkarma devam ediyor. Hazine
yardımına yüzde yedi barajı konularak mecliste grubu olan
partilerin dahi, yardım alması engelleniyor. Parti kapatma,
adaylık yasaklama mevzuatın ayrılmaz parçası hâline
getiriliyor.
Türkiye'de
kırk yılda liderler, aynı partiler değişmiyorsa bunun
neden seçim sistemi, yasaları ve antidemokratik mevzuattır.
"Egemenlik
Kayıtsız Şartsız Ulusundur" deniliyorsa, adil temsilin
önü açılmalıdır.
Ülkemizde
yaşanan ve giderek, merkezde sürekli "yönetememe" krizine dönen
sorunların aşılması için; çağdaş demokrasilerde
demokratik toplum olmanın gereklerinin yerine getirilmesi, bunun önündeki
engellerin kaldırılması şarttır. Bu nedenle;
Meclis
araştırması açılması sorunların tespit ve çözüm
önerileri için bir Araştırma Komisyonu kurulması yararlı
olacaktır.
3.- Barış
ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplanın, dışa bağımlı hâle
gelen enerji politikalarının; enerji ve güvenlik konuları ile
çevreye etkilerinin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/105)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizde sık
sık tartışılan, dışa bağımlı hâle
gelen enerji politikalarının araştırılması,
enerji ve güvenlik konularında gerekli çalışmaların
yapılması, çevreye etkileri için Anayasanın 98'nci, İç Tüzük'ün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
için gereğini arz ve talep ederiz.
Hasip
Kaplan
Grup
Başkan Vekili
Gerekçe:
Ülkelerin toplumsal
ve ekonomik gelişimlerinin sürükleyici unsurlarının
başında enerji gelmektedir. Enerji, günlük
yaşamımızın ve üretimimizin en önemli girdilerden
birisidir. Bu nedenle, ülkenin ve enerji sektörünün yönetimini üstlenenler
toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu enerjiyi yeterli, kaliteli,
sürekli, düşük maliyetli ve çevre ile uyumlu bir şekilde sunmak
yükümlülüğündedirler. Ayrıca, ülkenin enerji arz güvenliği
açısından da bu kaynakları çeşitlendirmek
zorundadırlar.
Ülkemizde öncelikli
bütün yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları tespit edilerek, (çevre
koşulları da göz önünde bulundurularak) tüketime
sunulmasını amaçlayan, enerji kaynağı ve kaynak ülke
çeşitlemesi özelliğini gözeten, dışa
bağımlılığının sakıncalarını
ülke içi önlemlerle ve stratejilerle en aza indirgeyen bir politikanın
benimsenmesinde yarar vardır.
Enerjinin kaliteli,
ucuz, yeterli ve çevreyle uyumlu bir şekilde temini, tüm dünya ülkelerinin
gündeminde olan bir konudur. Ülkemizde ise sürdürülebilir kalkınma ve
enerji konusunda uzun soluklu bir politika
oluşturulamamıştır. Çağdaş medeniyetleri yakalama
hedefi olan ve sürdürülebilir bir gelişme ve büyüme
politikalarını benimseyen ülkemiz, doğru verilerden hareket
ederek, ülkenin içinde bulunduğu koşulları dikkate alarak, yerli
ve yenilenebilir kaynaklara öncelik vererek, teknolojik-ekonomik-sosyal-çevresel
faktörleri optimize eden bir enerji stratejisi, politikası ve enerji
arz-talep dengesi oluşturmak durumundadır.
Ülkemiz, toplam
enerji tüketiminin yaklaşık dörtte birini kendi öz
kaynaklarından kalan kısmını ise ithalat yoluyla
karşılamaktadır. Enerji açığı ve dışa
bağımlılık 50 milyar doları aşmış
bulunmaktadır. Ülkemiz çok çeşitli birincil enerji kaynaklarına
sahip bir ülkedir. Ülkemizde taşkömürü, linyit, bor, ham petrol,
doğal gaz, uranyum ve toryum gibi fosil kaynak rezervleri ile hidroelektrik,
jeotermal, güneş, rüzgâr, dalga enerjisi gibi tükenmez kaynak
potansiyelleri bulunmaktadır.
Zengin
kaynakları olan ülkemizde yerli üretime geçilmediği sürece,
"geçiş enerjisi" politikaları dışa
bağımlılık ve doğu batı arasında boru
hatlarının geçtiği bir köprü olma yaklaşımı
enerji açığını her geçen gün arttırmaktadır.
Doğal gaz piyasasında çalışan şirketlerin dizayn
edilmesi enerji üretimi, kaçağı, kullanımı konusunda
sağlıklı bir politikayı geliştirmemenin sonucu olarak
2008 yılında doğal gaz, petrol ve elektriğe defalarca
yapılan ve yüzde yüzlere varan zamlarla ekonomi olumsuz etkilenmiş
2009 kışını soğukta geçirme tehlikeleri baş
göstermiştir.
59 ve 60ncı
AK PARTİ Hükûmetleri ithal enerji üzerinde durarak ve enerjisinin büyük
çoğunluğunu İran, Bakü-Ceyhan veya Kerkük'ten petrol boru
hatlarıyla alarak ülkemiz risk altına sokulmuştur. Bir gün bu
vanaların kapanabileceğinin hesabı
yapılmamıştır.
Hükûmet bir yandan
ithal enerji ile dışa bağımlılığı
geliştirirken, diğer yandan "yenilenebilir enerji
kaynakları" yerine geçiş coğrafyası politikası
uyguluyor. Öte yandan enerji açığını kapatmak için de
nükleer enerji santrallerine başvuruluyor. Hâlbuki nükleer enerji
santrallerinin Türkiye'deki payı enerji üretiminde % 2'yi geçmiyor.
Çevrecilerin duyarlılığı karşısında
Başbakan "Ben çevrecilerin daniskasıyım" dese de
Sinop, Mersin, Fırtına vadisi, Şırnak ve Allione'de birçok
yerde nükleer ve kömüre dayalı santralar yaşam hakkını ve
çevreyi tehdit ediyor.
Yapılacak
llısu barajı ile tarihi Hasankeyf, Cizre barajıyla da Alo Dino
kalesi, Fındık harabeleri, Fekayi Tayran camisi, Timur Pençeleri,
Asur kuleleri gibi tarihi yerler sular altında kalacak, doğal çevre
binlerce yıllık tarih sulara gömülecek, ekolojik dengeler
sarsılacaktır.
İran'ın
zaman zaman vanaları kapatmasıyla karşılaşılan
durum, Ortadoğu da süren savaş ve Kafkaslarda patlak veren
gerilimler; her an boru hatlarının kapatılma riski olduğunu
gösteriyor. Enerjinin ülke güvenliğiyle bağlantısı dikkate
alındığı zaman, önümüzdeki yıllarda kültürel
değerlerimizi ve çevreyi de koruyan enerji kaynaklarına yönelme
konusunda yeni politikaların geliştirilmesi
kaçınılmazdır.
Kuzey Irak Kürt
yönetimi ile iyi ilişkiler, yapılacak petrol aramaları,
Kerkük'te barışçıl ve tarafsız bir politika Kürt sorunun
barışçıl demokratik çözümü, enerji sorununu da çözmeye
katkı sunacaktır.
Enerji konusunda
araştırma yapılarak, yeni bir planlamaya gidilmesi, ithal ve
geçiş enerjisi yerine, kaynak enerjisi sağlanması, ülkemizin
doğal zenginliklerinin değerlendirilmesi, çevreye duyarlı bir
yaklaşım; riskleri azaltacak, enerji açıklarını
kapatacak, ülkenin ekonomisine ve güvenliğine ciddi katkılar
sunacaktır. Bu nedenle Meclis araştırma komisyonu
kurulmasının yararlı olacağını düşünüyoruz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
B) Duyurular
1.- Tunceli
Ağır Ceza Mahkemesince, Denizli Milletvekili İlhan Cihaner
hakkında soruşturma açılmasına karar verildiğine dair
dosyanın Anayasanın 83üncü maddesinin 2nci fıkrası
gereğince Türkiye Büyük Millet
Meclisinin bilgisine sunulmasına ilişkin duyuru (3/721)
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Tunceli Ağır Ceza Mahkemesinin 6/1/2012
tarihli ve 2011/72 dosya numaralı yazısıyla, 30/12/2011
tarihinde 2011/94 sayılı karar ile Denizli Milletvekili İlhan
Cihaner hakkında soruşturma açılmasına karar verildiği
Anayasanın 83üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği
bildirilmiştir.
Bilgilerinize
sunulur.
Şimdi, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VIII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti
Grubu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralama ile Genel Kurulun çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine; 138 sıra sayılı Kanun
Tasarısının İç Tüzükün 91inci maddesine göre temel kanun
olarak ve bölümler hâlinde
görüşülmesine ilişkin AK PARTİ Grubu önerisi
17/1/2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma
Kurulu 17.01.2012 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda
siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Ahmet
Aydın
Adıyaman Milletvekili
AK PARTİ Grup Başkan Vekili
ÖNERİ:
122 Sıra
Sayılı Cumhurbaşkanınca bir daha görüşülmek üzere geri
gönderme tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun gündemin Kanun Tasarısı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
Kısmının 2 nci sırasına, bastırılarak
dağıtılan 138 ve 137 sıra sayılı kanun
tasarıları ile 136 sıra sayılı kanun teklifinin ise 48
saat geçmeden bu kısmın 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci
sıralarına, 76 ve 14 sıra sayılı kanun
tasarılarının bu kısmın 6 ıncı ve 7 inci
sıralarına, 3 ve 4 sıra sayılı kanun
tasarılarının da yine bu kısmın son sırasına
alınmaları ve diğer işlerin sırasının buna
göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun; 17
Ocak 2012 Salı günkü (bugün) birleşiminde 122 sıra
sayılı geri gönderme tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun
görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
19 Ocak 2012
Perşembe günkü birleşiminde ise 138 sıra sayılı kanun
tasarısının görüşmelerinin tamamlanmasına kadar,
çalışmalarını
sürdürmesi,
138 sıra
sayılı kanun tasarısının İçtüzüğün 91.
maddesine göre Temel Kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki
cetveldeki şekliyle olması
Önerilmiştir.
138 Sıra
Sayılı Cumhurbaşkanı
Seçimi Kanunu Tasarısı (1/487) |
|
BÖLÜMLER |
BÖLÜM MADDELERİ |
BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI |
|
1.BÖLÜM |
1 ila 14 üncü maddeler |
14 |
|
2. BÖLÜM |
15 ila 24 üncü maddeler(geçici 1 inci madde dahil) |
11 |
|
|
TOPLAM MADDE SAYISI |
25 |
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Ramazan Can,
Kırıkkale Milletvekili.
Buyurun Sayın
Can. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RAMAZAN CAN
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Grup önerimizle,
122 sıra sayılı Cumhurbaşkanının geri gönderme
tezkeresi
Yani 6262 sayılı Emekli Sandığı Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Meclise geri
gönderilmiştir. Cumhurbaşkanımızın geri gönderme
tezkeresi doğrultusunda Plan ve Bütçe Komisyonu yeniden düzenleme yaparak
Genel Kurula indirmiştir. Bir maddeliktir. Bugün görüşmeyi
planlıyoruz. Bugün görüşmeler bitinceye dek Meclis Genel Kurulunu
çalıştırmayı düşünüyoruz ve gündemin 2nci
sırasına alıyoruz.
Yine, gündemin
3üncü sırasına 138 sıra sayılı
Cumhurbaşkanlığı Kanun Tasarısı
Cumhurbaşkanlığı Kanun Tasarısı Anayasa
Komisyonunda görüşülerek kabul edildi, rapor hâline getirilip Genel Kurula
indirildi. Cumhurbaşkanlığı Kanun
Tasarısını temel kanun şeklinde görüşmeyi öneriyoruz.
Bunu da gündemin 3üncü sırasına alıyoruz.
Yine, 137 sıra
sayılı Çek Kanunu Tasarısı Adalet Komisyonunda
görüşüldü ve Genel Kurula bir rapor hâlinde indirildi. Çek Kanunu
Tasarısı, biliyorsunuz, ticari hayatı düzenleyen, tacirlerimizi
ilgilendiren bir tasarı. Ekonomik suça ekonomik ceza prensibinden
dolayı Çek Kanununda hürriyeti bağlayıcı cezalar ve
diğer cezalar kaldırılmıştır. Buna
karşılık alacaklı-borçlu dengesini sağlamak için de
çek karnesi kesme yasağı getirilmiştir ihlal hâlinde.
Diğer
taraftan, 136 sıra sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Kanun
Tasarısı
Bu kanun teklifleri birleştirilerek Adalet
Komisyonunda görüşülmüş ve insani duygularla hazırlanan bu
teklif de hükümlü ve tutukluların ağır hastalık ve ölüm
hâlinde yakınlarına verilecek izinlerle ilgili bir düzenlemedir.
İnsani duygularla hazırlanmış olan bu teklifler de Genel
Kurula indirilmiştir. Bunu da gündemin 5inci sırasına
almayı düşünüyoruz.
Diğer
taraftan, 76 ve 14 sıra sayılı Kore ve nükleer terörizmle ilgili
sözleşmeleri de gündemin 6 ve 7nci sıralarına almayı
düşünüyoruz.
Gündemin son
sırasına 3 ve 4 sıra sayılı Irakla ilgili
sözleşmeleri almayı düşünüyoruz.
Netice
itibarıyla, Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin bir madde
görüşülerek bugün tamamlanmasını düşünüyoruz. Perşembe
günü de Cumhurbaşkanlığı Kanun Tasarısını
görüşmeyi düşünüyoruz ve temel kanun olarak görüşmeyi
düşünüyoruz.
Grup önerimizin
kabulünü genel merkeze arz ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Can.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Genel Kurula arz!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Genel Kurul var Genel Kurul!
BAŞKAN
Adalet ve Kalkınma Partisi grup önerisi aleyhinde söz isteyen Gürkut Acar,
Antalya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Acar. (CHP sıralarından alkışlar)
GÜRKUT ACAR
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKPnin
getirdiği grup önerisinin aleyhinde söz aldım. Sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaşı saygıyla, şükranla anıyorum.
Kıbrıslı Türklerin ve tüm Türk dünyasının
başı sağ olsun.
Büyük bir devlet
adamını, bir büyük müzakere adamını yitirdik. Üç gündür
dökülen gözyaşları, bugünkü cenaze töreninin görkemi, Sayın
Denktaşın iyi şeyler yaptığının, doğru
şeyler yaptığının kanıtıdır.
Bu konuda, Haberdar
gazetesinde yazar Doktor Nazım Beratlının birkaç cümlesini,
burada sizlere okumadan geçemeyeceğim. Şöyle diyor:
Bu insanın
-yani Rauf Denktaşın- bir buçuk yaşında annesini, on sekiz
yaşında da babasını kaybederek hayatı tek başına
göğüslemiş bir adam olduğunu hiç unutmamak lazımdır.
Onun yaşamını değerlendirmeye çalışırken
Karkot Deresinde anlattıklarını unutmamak gereklidir.
Babasının
ölümünün ardından neyi var neyi yoksa satıldığını
ve kendisinin dımdızlak ortada kaldığını,
nasıl kendi gayretiyle Magosada adliye memurluğu
yaptığını, bitirdiği okula nasıl öğretmen
girdiğini, Londraya hukuk okumaya gideceğinde nasıl kefil
aradığını
Babasının
bir Rum dostu kefil olmuş sonunda
Kendisini
tanıyanlar, hiç kimseye hiçbir zafiyetini anlatacak kadar
yaklaşmadığını ve hep tek başına
kaldığını da anlatırlar.
Çocukluktan
kalmış bir duruştu belki de ve belki de lider olabilmenin gerçek
şartlarından biriydi yalnızlığı.
İngiliz
İmparatorluğunun Hong Kong Başsavcılığı
görevini reddederek, KTKF Başkanlığını seçmesi, birkaç
ay içinde TMTyi kurması, iki ay sonra Ocak 1958de İngiliz yönetimi,
altı ay sonra Haziran 1958de EOKA ile hesaplaşmaya girmesi,
doğrusu benim diyen babayiğidin göze alacağı riskler
değildi.
Bir tarafta,
Britanya Lordlar Kamarasına doğru giden bir yol,
karşısında sonu ne olacağı belirsiz bir kavga yolu;
ikincisini seçti, sürgüne yürüdü. Belki de psikolojisinde, yalnız
babası ve onun arkadaşlarına karşı kendini borçlu
görmenin verdiği bir cesaretti.
Temmuz 1958de
neredeyse tutuklanacaktı ve o olayı atlatır atlatmaz Ankaraya
koşup Fatin Rüştü Zorludan destek talep etmekteydi.
Arkasından
gelişen olayları şöyle anlatmıştı bir
sohbetimizde: 1958 Haziran, bir baskındı. Baskın basanın
olduğundan biz kazançlı çıkmıştık ama darbeye
yanıt veremezdik çünkü gücümüz meydana çıkmıştı ve
öyle, aman aman bir güç de değildi. Profesyonel bir örgütlenme ve ikmal
sistemi kurmazsak karşı darbe bizi süpürüp götürecekti.
Rauf Denktaş,
1948den başlayarak bizim tarihimizin önemli bir ögesidir. 1958den sonra
ise neredeyse tarihin kendisi. Doğrusuyla yanlışıyla her ne
varsa tarihimizde, Denktaş adını silerseniz anlamını
yitirir.
Başladığı
yere bakınız: Türk İşleri Komitesi, Belediye Meclisi
üyeliği için adaylık, Kıbrıs adası Türk
Azınlığı Kurumu. Bir de bitirdiği yere bakın:
Kendisi karşı olsa bile Birleşmiş Milletlerin
düzenlediği bir referandumda kendi geleceğini belirlemek için iradesini
kullanan bir halk, dünya tanısa tanımasa, uluslararası hukukun
içine girmek için kavga veren bir devlet.
Benim
görüşlerim hiç saklı değil ama bir azınlık cemaat
aldı, bize bir halk bıraktı. diyor Doktor Nazım
Beratlı.
Kendisini bir kez
daha saygıyla ve şükranla anıyorum ve Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetine ve Türkiyeye başsağlığı
diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, bugün, çok zaman olduğu gibi, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin gündemi yine AKP tarafından yeniden belirlenecek. Gündemin
tartışmalı maddesi ise Cumhurbaşkanınca iade edilen
kanunla ilgili 122 sıra sayılı Tasarı olacak. Bu kanun
tasarısının en tartışmalı maddesi de emekli
milletvekillerinin maaşının düzenlenmesi oldu. Türkiye bu konuyu
hep tartıştı, tartışmaya da devam edecek ancak bu
konunun da bir netliğe kavuşturulması gerektiği de
açıktır, bunun doğru bir yöntemle yapılmasının
gerektiği de açıktır. Vatandaşlardan 3-5 lira ilaç
katılım payı alınmasını öngören bir tasarıya
bir önergeyle ekleme yapılarak bu konunun düzenlenmesi şık
değildir, doğru da değildir. Gelen tepkiler, yöntemin doğru
olmadığını ortaya koymuştur. Şekil, esası
bazen belirler. Şekilde bir yanlışlık
yaptığınızda doğruyu bulmak mümkün değildir.
Değerli
milletvekilleri, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu
Cumhurbaşkanını son yolculuğuna uğurladık. Derin
bir üzüntünün yaşandığı bir gündeyiz, bir yas günündeyiz.
Bugünün gündeminin yine milletvekili maaşıyla, emekli milletvekili
maaşıyla anılması şık olmayacaktır,
doğru olmayacaktır. Bu konunun bugün görüşülmesini gerektiren
acil bir durum da söz konusu değildir. Bugün Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti halkının acısını, yasını
paylaşma günüdür, böyle olmalıdır. Ben, en azından, böyle
düşünüyorum. Bir devlet kurmuş, azınlık cemaatinden bir
halk yaratmış devlet adamına saygının günü olsun.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, böyle bir günde de yine tartışmalarla,
tepki çekecek bir düzenlemeyle anılmasına gerek yoktur. Türkiye Büyük
Millet Meclisinin milletvekillerinin yine hedef tahtası hâline
getirilmesine gerek yoktur. Temel düşüncem budur.
Değerli
milletvekilleri, bu kanun Cumhurbaşkanınca iade edildi.
Cumhurbaşkanı diyor ki: Kamu vicdanında
rahatsızlığa yol açtığı görülmektedir. Bu nedenle
de yeniden değerlendirilmesinde yarar görülmektedir. Sayın
Cumhurbaşkanı kamu vicdanı konusunda titizlik gösteriyorsa bu
konuda kendisini tutarlı olmaya davet ediyorum. Türkiye Büyük Millet
Meclisinin yaptığı işlemlerde gösterdiği tutumu kendi
icraatlarında da göstermelidir. Atatürkçülüğü bağnazlık
olarak niteleyen kişileri Atatürkün kurumlarının başına
atamak da vicdanları sızlatmıştır, vicdanları
yaralamıştır. Kamu vicdanı konusundaki titizlik bu
kişiyi istifa ettirmek değil, bu kişiyi Atatürkün kurumlarına
atamamayı gerektirir; Atatürk karşıtlarını,
Atatürkçülük karşıtlarını Atatürkün kurumlarına
atamamayı gerektirir. Sayın Cumhurbaşkanına bir
çağrım daha olacak: Kamu vicdanı yanında ölçüt almanız
gereken bir de Anayasa vardır. Anayasaya aykırı kanun hükmünde
kararnameler, bırakın vicdanları Türkiye Cumhuriyetini
yaralamaktadır. Sabah imzaladığınız kanun hükmünde
kararnameyi değiştiren kanun hükmünde kararnameyi de öğleden
sonra imzalıyorsunuz. Böyle bir garabet olur mu? Sayın
Cumhurbaşkanına çağrım, kamu vicdanını da,
Türkiye Cumhuriyetini de, Anayasayı da yaralayan uygulamalara geçit
vermemesidir.
Değerli
milletvekilleri, milletvekillerinin intibakı konusunda bir sorun
olduğu açıktır. Ben SSK emeklisi bir milletvekiliyim. Bu
düzenleme yapılmasa SSK emeklisi olmaya devam edecektim. Ama düzenlemenin
yapılması konusunda kimsenin itirazı yok fakat bunu yaparken
sekiz yıl için yüksek bir artış belirlenmesinin gerekçesini anlamak
da çok güç. Neden sekiz yıl; on yıl değil ya da beş
yıl değil?
Milletvekillerinin
kendi maaşlarını belirlemesi belki şık bir durum
değil ancak bunu belirleyecek başka bir makam da yok. Bir düzenleme
yapılacaksa -yapılması da gerekiyor- bunun gizlenmeden,
saklanmadan, açık bir şekilde yapılmasında fayda
vardır. Gece yarısı önerge ile bir düzenleme yapmak yerine,
şeffaf bir düzenleme yapmakta ve herkesin savunabileceği bir
düzenleme yapmakta yarar vardır.
Bakın, 15
milyona yakın vatandaşımızın yoksulluk
sınırının altında olduğu, açlık
sınırının altında olduğu da dikkate alınarak
bu düzenlemenin yapılması gerekmektedir. Anayasamıza göre milletvekilleri ile
ilgili bir yasa çıkartılması gerekirken bugüne kadar bu
yapılmamıştır. O zaman, bu düzenleme derli toplu bir
şekilde gelsin. Bu konu bir defa tartışılsın ve
çözümlensin; Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve milletvekillerinin
saygınlığını zedeleyen bu tartışmaların
sürekli gündemde kalmasının da önüne geçilsin.
Değerli
milletvekilleri, Komisyon görüşmeleri sırasında
arkadaşlarımız muhalefet şerhi yazmışlar. Ben de
gündeme getirilen gerekçeleri paylaşıyorum. Yurttaşların
TÜFE farklarının ödenmesi, emekli yurttaşlarımızın
intibaklarının yapılması da gerekli ve zorunludur. Bu
tasarının yalnızca milletvekilleri ile ilgili bölümüne
değil, yurttaşların ilaçlarından 2-3 lira ilaç
katılım payı alınmasına da karşı
çıkıyoruz, buna da muhalefet ettiğimizi bildiriyorum.
Ek olarak, bu
konunun böylesi bir yas gününde gündeme getirilmesine de muhalefet ettiğimizi
belirtmek istiyorum. Ben de kürsüden şerh koyuyorum. AKPnin grup
önerisine hayır diyorum.
Büyük devlet
adamı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucusu Rauf
Denktaşı bir kez daha saygıyla anıyor; ailesine, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına ve tüm Türk milletine
başsağlığı diliyorum.
Bu
düşüncelerle yüce heyetinizi selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Acar.
Adalet ve
Kalkınma Partisi grup önerisi lehinde söz isteyen Recep Özel, Isparta
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özel. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL
(Isparta) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de
konuşmamın başında Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşa
ebediyete intikal etmesinden dolayı Allahtan rahmet diliyorum, ülkemizin
başı sağ olsun diyorum.
Bugünkü grup
önerimizle Meclisimizin gündemini tekrar düzenledik. Bu getirmiş
olduğumuz grup önerisiyle 23/12/2011 tarihli ve 6262 sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Anayasanın
89uncu ve 104üncü maddeleri gereğince bir daha görüşülmek üzere
geri gönderme tezkeresini gündemin 2nci maddesine alıyoruz.
Biraz önce burada
aleyhine konuşan arkadaşımız, sanki bunun, milletvekili
maaşlarına dönük bir düzenlemenin Kuzey Kıbrıs
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın ölüm gününde burada yeri mi
gibi bir cümle sarf etti. Bu düzenlemenin sanki milletvekili emekli
maaşlarına endekslenmesini çok doğru kabul etmiyoruz. Bu
düzenlemenin içerisinde Van depreminde hayatını kaybedenlerin sosyal
güvenlik primi yetmeyenlerin emekli edilmesi, çocuklarına, eşlerine
maaş bağlanması gibi düzenlemeler bulunmakta. Yeşil kart
uygulamasının Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmesiyle ilgili
düzenleme bulunmakta. Bir diğeri de yurt dışından gelen,
özellikle Türki cumhuriyetlerden gelen öğrencilerin sosyal güvenlikten
faydalanmaları için ödeyecekleri primin 1/3e kadar, 112 lira ödeyecekleri
yerde 34 liraya kadar düşecek şekilde çok çeşitli düzenlemeler
var. Bunların bir an önce de yasalaşması gerekiyor. Öncelikle
Van depreminde hayatını kaybedenlerin yakınlarına maaş
bağlanması gerçekten çok önemli, aciliyeti bulunmakta. Bir an önce
gündeme alınıp yürürlüğe girmeli ki bu kardeşlerimiz, bu
vatandaşlarımız da bundan istifade edebilsinler.
Bir diğer
gündeme alacağımız konu da, Cumhurbaşkanlığı
Kanun Tasarısını gündemin 3üncü maddesine alıyoruz. Çek
Kanun Tasarısını gündemimizin 4üncü sırasına, Ceza
ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanun Teklifini gündemin 5inci
sırasına, Kore Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında
Yapılmış Olan Gümrük Konularındaki İşbirliği
ve Karşılıklı Yardım Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısını 6ncı
sıraya, Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası
Sözleşmenin Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısını
da 7nci sıraya alıyoruz.
Çalışma
saatlerimiz de, bugün bu geri gönderme tezkeresinin bitimine kadar -yarın
çalışma saatlerimizde herhangi bir değişiklik yok-
perşembe günü de Cumhurbaşkanlığı seçim usullerini
belirten kanun tasarısının görüşülmesinin bitimine kadar
çalışma saatlerimizi uzatıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili kanun
tasarısının iki bölüm hâlinde görüşülmesi, temel yasa
olarak görüşülmesi de grup önerimizde yer almakta.
Grup
önerimizin lehinde oy kullanacağımızı bildiriyor, hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Özel.
Adalet ve Kalkınma Partisi grup
önerisi aleyhinde söz isteyen Sırrı Sakık, Muş Milletvekili.
Buyurun Sayın Sakık. (BDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun
önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım çünkü bizim
gündemimizle Adalet ve Kalkınma Partisinin gündemi arasında bir türlü
bir uyum sağlayamadık. Ya biz bu ülkede yaşamıyoruz veyahut
da Adalet ve Kalkınma Partisi güllük gülistanlık bir ülkede
yaşıyor, bizim bundan haberimiz yok.
Sevgili arkadaşlar, iki gün önce
meslektaşlarınız olan milletvekillerine geceleyin, ansız,
İstanbuldan özel güvenlik birimlerinin, savcılarının emri
ve talimatıyla bir operasyon düzenleniyor. Zaten KCK dendiği zaman
hiçbir noktada bir hukuk yok. Gece Ankarada Leyla Zananın evinin gidip
polisler tarafından kapısı açılıyor ve Leyla evde
yokken ev aranıyor. Yıl 1994
Hiç olmazsa o dönemlerde, aradan uzun
yıllar geçti, -bu Parlamento onu kaldırırdı- şeklen de
olsa bir dokunulmazlık zırhı vardı, ondan sonra
işlemler başlardı ama bugün artık buna bile ihtiyaç
duyulmuyor. Yani dokunulmazlık zırhı ayaklar altında ve
özel yetkili savcılar bunu yok hükmünde sayıyorlar ve geceleyin
operasyonlar yapılıyor ve bir dönem, 23üncü Dönem burada,
Parlamentoda görev yapmış Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve bir
dönem Grup Başkan Vekilliğimizi yapan bir arkadaşımız
geceleyin apar topar alınıyor ve yine, bir dönem DEHAP Genel
Başkanlığı yapmış Tuncer Bakırhan, eften
püften gerekçelerle gece baskınlar düzenleniyor ve bunlar alınıp
götürülüyor.
O dönemde Cumhurbaşkanı aynen şöyle
diyordu
Çünkü bizi alıp buradan götürdüklerinde polis burayı
ablukaya almıştı. Kapıdan, daha
dokunulmazlıklarımız kaldırılmadan -Genel Kurulda
görüşmeler yapılıyordu-rahmetli Orhan Doğanı hemen
şu Çankaya Kapısında, nizamiyenin oradan
almışlardı. Dönemin Cumhurbaşkanı Çok şık
olmadı. diyordu. Bunu yapın, ama hiç olmazsa kitabına
uydurun. diyordu.
Yıl 2012, aynı şeyle karşı
karşıyayız; aynı açıklama, aynı devletin dili.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı yine açıklamalarında
Ya, bunları yaparken biraz böyle nizama, intizama, hukuka uyun. diyor.
İşte muhaliflerinize uyguladığınız politika bu,
işte ne yapmak istediğiniz açık ve net ortada. Siz
muhaliflerinize hayat hakkı tanımıyorsunuz. Siz dünün
mağdurlarıydınız, ama bugün bizim için zalim oldunuz. Bugün
siz muhalifleri yok etmeye çalışıyorsunuz ve siz, gece
Orhan
Doğan, yaşamını yitirmiş. Beş yıl önce
yaşamını yitiren eski bir milletvekilinin evine baskın
düzenleniyor ve geceleyin evinde terör estiriliyor. Ne yapılmak isteniyor?
Siz ölseniz bile biz sizin ensenizdeyiz, kurtulamazsanız. diyorsunuz.
Böyle bir demokrasi olur mu, böyle bir hukuk olur mu Allah aşkına? 12
Eylül döneminde bunlar uygulanmıyordu. 12 Eylül döneminde bile
gözaltına alınıp tutuklananların yüzde 70i, beraatle
sonuçlanırdı davalar. Ama yıl 2012, Kürt siyasetçileri içeride,
hâlâ üç yıldır mahkemelerde ifade veremiyorlar ve siz özgürlüklerden
ve demokrasiden bahsediyorsunuz.
Bugün Beşiktaşta bir dava görülüyor o dava
Hrant Dink davası. Ayın 19unda da beşinci yılı bitiyor,
altıncı yıla giriyor. Hâlen failler yok ortada, hâlâ bu
işin arkasında kimler var, kimler tetikledi, o tetiği çekenler
değil, o tetiği çektirenler kimler
Bugün orada, işte, karar
aşamasında bir davayı akşamleyin birlikte izleyeceğiz.
Yine dün akşam Beşiktaşta,
orada 31 tane BDPli eski milletvekili, eski genel başkan ve yöneticiler
neden tutuklandılar? Yapılan polis tutanaklarında aynen
şöyle söyleniyor, diyor ki: Bunlar Sayın Öcalandan,
İmralıdan gelen talimatları maillerinde okudular.
Şimdi, ben de
buradan -Hükûmetin yetkili kurumları oturuyorlar- soruyorum: Allah
rızası için, siz hukukçuları, siz gazetecileri, siz siyaset
dünyasını tutukluyorsunuz. İmralıdan gelen
görüşmeler, daha avukatlar İmralıdan karaya çıkmadan o
görüşmelerin bir kısmı MİTe, bir kısmı bir bütün
olarak Genelkurmaya, Başbakanlığa,
Cumhurbaşkanlığına, Adalet Bakanlığına
gelmiyor mu? Siz bu notları okumuyor musunuz? Bu notları
okumuyorsanız siz siyasetçi değilsiniz. Eğer biz de bu
notları okumuyorsak biz de siyasetçi değiliz ve bu ülkede eğer
bu notlar eğer bir infaz için yeterli nedense iç
barışımıza nasıl bir katkı sunacağız,
ne yapacağız? Ve 31 arkadaşımızın dün akşam
tutuklanmasının tek nedeni budur. Gelen notları okudunuz
Ben size daha
açıkça söyleyeyim; gelen birçok notları biz Hükûmetin yetkili
birimleriyle ortaklaşa oturduk, okuduk, tartıştık ne
yapabiliriz
Siz bunları okuduğunuzda görevinizi yapıyorsunuz,
biz halkın temsilcileri olarak bu notları okuduğumuzda acaba ne
yapmak istiyoruz? Biz de iç barışımızı birlikte
sağlamak istiyoruz. Eğer bir sorunumuz varsa bu sorunu oturup
konuşarak çözebiliriz ve çözmeliyiz diyoruz ama ne yazık ki
bunların hiçbiri bizim için yani bir hak değil, tam tersine
yargılanmamız için yeterli bir nedendir.
Türkiye'nin gündemi
emin olunuz o kadar farklı ki. Siz belki bire bir cezaevlerine
gitmiyorsunuz ama Cumhuriyet Halk Partisinden giden
arkadaşlarımız vardı, ben onları da izledim. Biz bir
grup milletvekili olarak Türkiyenin birçok cezaevini birlikte
dolaştık; Mardinden Diyarbakıra, Kandıraya,
Kandıradan İstanbula ve Edirneye kadar birçok cezaevine gittik,
Muş cezaevine gittik. Oralara gittik, gördük, emin olunuz 8 kişilik
yerde 28 tutuklu ve hükümlü kalıyor. Bizim Şırnak
Milletvekilimiz Selma Irmakın kaldığı yer 8 kişilik
bir yer, kadın koğuşunda tam 20 kişi kalıyor. Yüzlerce
hasta artık yataklarından kalkamıyorlar, adli tıp
kurumlarının raporlarına göre derhâl özgürleşmeleri gerekir
ama kimsenin sesi çıkmıyor. Ne iktidar partisinin ne de
Cumhurbaşkanının bu konuda yetkileri var. Bu yetkilerini bir an
önce hayata geçirmiyor.
Oradaki
insanları açlıkla terbiye ediyorsunuz. İaşe parası 4
lira, 4,5 lira ve bununla dört öğün yemek
Ya, böyle bir hukuk devleti
olur mu, böyle bir sosyal devlet olabilir mi? Yani 20 kişilik yerde 40
kişi kalabilir mi? Hatta, mutfaklara gece yataklar seriliyor ve bu
mutfaklarda bu insanlar geceleri sabahlıyorlar. Bir ranzada 3 kişinin
yattığını
Bunu Adalet Bakanıyla da
paylaştık. Asıl gündemimizin bu olması gerekirken, bizim
hep birlikte bunlara bir çare bulmamız gerekirken ne yazık ki sizin
yeni bir cezaevi projeniz var. Yani biz ne kadar özgürlüklerden ne kadar
demokrasiden bahsetsek de siz yeni, daha modern cezaevlerini bu halka reva
görüyorsunuz.
Şimdi
bakın, eğer çare yoksa yol çaredir. Biz Türkiye demokrasi güçleri
çare bulmadığımız için Yol çaredir. dedik, Cezaevi
çaredir. dedik, Direnmek çaredir. dedik. Kendimizi alanlara vurmak çaredir,
bu despot yönetime karşı direnmek bir çaredir, kendimizi dağlara
vurmak bir çaredir. Çaresizlikten dolayıdır ki kendimizi alanlara
vurmuşuz ve acılar yaşıyoruz. Bunu bize yaşatmaya
hakkınız yok. Hiç kimsenin bunu bu halka yaşatmaya hakkı
yoktur. Onun için çarenin sadece yollar olmadığını, dağlar
olmadığını, zindanlar olmadığını
artık sizin de bilmeniz gerekir. Çare demokrasidir, sigorta demokrasidir,
sigorta hukuktur, çare hukuktur; sizi hukuka, çareye ve demokrasiye davet
ediyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmiştir.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır. Okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru'nun, (2/15) esas numaralı 2547
Sayılı Yükseköğretim Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin, İç Tüzükün 37nci
maddesine göre doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/20)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Vermiş
olduğum 2/15 esas nolu 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifimin
İçtüzüğün 37. maddesine göre 45 gün içerisinde komisyonda ele
alınmadığından doğrudan gündeme
alınmasını arz ve talep ederim.
Saygılarımla.
02/12/2011
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
BAŞKAN - Teklif sahibi Reşat Doğru, Tokat
milletvekili.
Buyurun Sayın
Doğru. (MHP sıralarından alkışlar)
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2547
sayılı Yükseköğretim Kanununda değişiklik
yapılmasına dair vermiş olduğumuz kanun teklifinin
komisyonlarda zamanında görüşülmemesi üzerine İç Tüzükün 37nci
maddesi gereği söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, yine, Türk dünyasının liderlerinden birisi olan
Kıbrıs Türk Devletinin kurucusu Rauf Denktaşa Allahtan rahmet
diliyorum, mekânı cennet olsun diyorum. O, kahraman bir insandır,
onun bırakmış olduğu Kıbrıs davası, yine
Türk milleti tarafından her zaman takip edilecek ve de hiçbir zaman
bırakılmayacaktır diyorum.
Sayın
milletvekilleri, bu kanun teklifimiz, üniversite hastanelerinde 4/b statüsünde
çalışan personele de döner sermaye verilmesiyle ilgilidir. Malumunuz
olduğu şekliyle, ülkemizde 4/B, 4/C statüsünde sözleşmeli
personel olarak çalışan birçok grup vardır. Söylemimiz odur ki,
4/B olsun, 4/C olsun, sözleşmeliler olsun bunların hepsinin bir
çatı altında birleştirilmesinin zamanı gelmiştir.
Bunların hepsini belli bir çatı altında birleştirip artık
bu tür kavramlardan tamamen sıyrılmak gerekmektedir çünkü 4/Cyle
ilgili olarak da ülkemizde şu anda Tekel çalışanları olsun,
TEDAŞ çalışanları olsun -tahmin ediyorum önümüzdeki zaman
diliminde şeker fabrikası çalışanları da
olacaktır, o çalışanlar da mağduriyet içerisindedir-
onların hepsinin bir statü içerisine alınması ve bu
insanların sesinin duyularak da bir noktada mağduriyetlerinin
giderilmesi gerekmektedir. İnanıyorum ki en kısa zamanda
mağduriyetleri giderilir ve psikolojileri de bozulmakta olan bu
insanların dertlerine, problemlerine çözüm bulunabilir.
Bunların
içinden bir tanesi de üniversite hastanelerinde çalışan, tıp
fakültesi hastanelerinde çalışan, 4/B statüsünde çalışan
insanlarla ilgilidir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa
göre, istihdam edilen sözleşmeli personelin de aynı işi yapan,
aynı eğitimi almış olan kadrolu personeller gibi döner
sermayeden faydalanması gerekir. Şu andaki mevcut durum
haksızlık yaratmakta, personel arasında da huzursuzluk
oluşturmaktadır. Bu durum da çalışma
barışını bozmakta ve de çalışan insanların
büyük bir kısmının performansını düşürmektedir.
Sayın
milletvekilleri, kanun teklifimiz, üniversite hastanelerinde 4/B statüsünde
çalışan personele de döner sermayeden yeterli ödeme
yapılması ile eşitlik kuruluna uyulması ve başka
sağlık kuruluşlarına geçmek için uğraşmamalarını
amaçlamaktadır. Üniversite hastaneleri dışında
çalışanlar döner sermayeden faydalanmaktadır ancak kendi
hastanelerinde bundan faydalanmamaları huzursuzluk kaynağı
olmakta, fırsat bulunca da başka yerlere geçmelerine sebep
olmaktadır. Bu da personel açığı oluşturarak
tıbbi hizmeti aksatmaktadır.
Sağlık
personeline ödenen döner sermayeyle ilgili kanunlarda çeşitli
değişiklikler yapılması zamanı gelmiştir.
Sağlık personeli emekli olunca kendisine ödenen döner sermaye ile
ilgili gelirden de faydalanmak istemektedirler. Döner sermaye gelirlerinden
vergiler kesilmektedir ancak personele ödenen bu katkı payları
emekliliğe tam olarak yansımamaktadır. Emekli olan
sağlık personeli de döner sermaye gelirlerinden mahrum olunca çok az
bir emekli maaşı ile karşı karşıya
kalmaktadır. Bundan dolayı da çok az bir emekli maaşı ile
geçinme durumunda kalan sağlık personeli de tekrar çalışma
ihtiyacı duymaktadır. Bu yönlü olarak da şu anda birçok arkadaşımız,
neredeyse yıllarca çalışmış olmasına rağmen,
emekliliklerine son vermekte ve beraberinde de başka bir kurumda
çalışarak veyahut da tekrar memurluğa dönerek emeklilikte
almış oldukları paranın üzerine katkı sağlamaya
çalışmaktadırlar. Bu, böyle süratli bir şekilde, bu yönlü
olarak, emekli olmakta olan bu insanlara bir noktada destek olunması
babından da bir yardım niteliği taşıyabilir ve bir an
önce de bunlara destek olmak mecburiyetinde olduğumuzu ifade etmek
istiyorum. İşte, bu insanlara bu yönlü de destek olmak,
sorunlarını çözmek Türkiye Büyük Millet Meclisinin de görevleri
arasındadır dememiz gerekmektedir.
Getirdiğimiz bu
kanunla, sağlık personelinin döner sermayeyle ilgili bir sorununun
çözümü amaçlanmaktadır. Esasında, bu sorunların birçoğu
şu anda karşımızda durmaktadır, döner sermaye
gelirlerinden tutun da diğer sağlık çalışanlarına
kadar. Şu anda üniversite hastanelerindeki hekim
arkadaşlarımızın çok büyük bir kısmının
büyük sıkıntıları vardır, o sıkıntıların
dile getirilmesi ve çözüm önerilerinin sunulması gerekmektedir.
Umarım ki bu getirmiş
olduğumuz kanuna Türkiye Büyük Millet Meclisi destek olur da bundan sonra
bir başlangıç teşkil etmiş olur diyor, bu kanuna hepinizden
destek beklediğimi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Doğru.
Bir milletvekili
adına söz isteyen Aytuğ Atıcı, Mersin Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2547
sayılı YÖK Kanununda değişiklik yapılması
hakkındaki kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
Sayın Rauf Denktaşın vefatından duyduğum üzüntüyü
paylaşıyorum. Kendisiyle şahsen görüşme şansım da
olmuştu, anısı önünde saygıyla eğiliyorum, Allahtan
rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun.
Değerli
milletvekilleri, bir süre önce, biz burada, hep beraber günlerce eşit
işe eşit ücret kavramını tartıştık. Sizler
AKPli milletvekilleri çıktınız Eşit iş yapan
insanlar eşit ücret almalılar. dediniz. Alelacele
çıkardığınız kanun hükmünde kararnameyle
yaptığınız yanlışları düzeltmek üzere burada
ciddi çabalar sarf ettiniz, yine gündemi değiştirdiniz ve kanun
hükmünde kararnamelerinizde bazı değişiklikler yapmaya çalıştınız
ama yine beceremediniz çünkü eşit işe eşit ücreti bir türlü
sağlayamadınız. İşte, üzerine söz
aldığım teklif de, bu 4/Byle ilgili teklif de sizin bu işi
nasıl beceremediğinizi çok net bir şekilde gösteriyor. Bu teklif
aslında eşit işe eşit ücret savınızın birazcık
desteklenmesi amacıyla getirilmişti. Bakalım, birazdan
ellerinizi göreceğim, kabul edecek misiniz, etmeyecek misiniz.
Aslında sizlerin, 4/Blilere döner sermayenin verilmesi, hak ettikleri
döner sermayenin verilmesi ile biraz vicdanınız rahatlayacaktı.
Aslında sizler buna Evet. deseniz bile 4/Blilerin hakkını
verememiş olacaktınız çünkü siz onları farklı
kadrolarda istihdam ediyorsunuz. Olayın ekonomik boyutu böyle.
Paralarını verseniz bile bu insanlar farklı kadrolarda istihdam
edildikleri için bir eziklik yaşıyorlar. Bir tarafta memur, bir
tarafta 4/Bli, bir tarafta taşeron. Bir hemşire düşünün, bir
sağlık çalışanı düşünün, çok farklı
kadrolarda aynı işi yapıyor ve eşit ücret alamıyor.
Bakalım, sizler birazdan bu tablo karşısında nasıl bir
tavır takınacaksınız ve Evet. mi diyeceksiniz,
Hayır. mı diyeceksiniz? Ben müneccim değilim ama sizlerin
maalesef bu tasarıya Hayır. diyeceğinizi adım gibi
biliyorum. Ben de buradan söz veriyorum, sizin Hayır. deyişinizin
videosunu alacağım, 4/Bli bütün sağlık
çalışanlarına göstermek üzere kendi web sitemden
yayınlayacağım, diyeceğim ki: İşte AKPnin hâli
budur. Size söz veriyor, Eşit işe eşit ücret. diyor, biz
teklif getirince de kalkıp Hayır. diyor.
Sayın
milletvekilleri, Evet. deyin o zaman, eğer bu duruma düşmek
istemiyorsanız 4/Blilere, lütfen, döner sermayeden hak ettikleri
payı almaları için Evet. deyin.
Bakın, birçok
temel konuda yanlışlık yapıyorsunuz, temel konularda, sonra
kalkıyor muhalefet, sizin yaptığınız bu temel
yanlışları düzeltmek için bazı çalışmalar
yapıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Her zaman olduğu gibi muhalefetin
sesine kulak tıkıyorsunuz. Sizler Muhalefetin
konuşmasını istiyoruz. diyorsunuz Belki bizim
göremediğimiz şeyleri bize söylerler. diyorsunuz.
Çıkıyoruz, size bunları söylüyoruz ama kulaklarınız
bizleri maalesef, maalesef duymuyor. Biz size bunu sunarak ve bir başka
muhalefet partisi CHP olarak desteklerken sizler ne diyeceksiniz? Eşit
işe eşit ücret almasınlar. diyeceksiniz. Ne diyeceksiniz?
4/Bli çalışanlar hak ettikleri parayı almasınlar.
diyeceksiniz 4/Bli çalışanlar hak ettikleri döner sermayeyi
almasınlar. diyeceksiniz.
Bakın, biz
sadece bu tasarıya destek vermek için söz almadık. Aslında, bir
de bu tasarıya çok daha önemli bir desteği vermek üzere bir kanun
teklifi hazırlamıştık. Bu kanun teklifinde demiştik ki:
4/Bliler kaldırılsın, bu insanlar doğrudan kadroya
alınsın. Yine demiştik ki: 4/Blileri hiçbir şekilde
ezdirmeyelim ve 4/Blilerin döner sermayelerini tamamen kaldıralım
çünkü döner sermayeler emekliliğe yansımıyor. Emekliliğe
yansıtacak şekilde bir ücret politikası yapalım.
demiştim.
Bakın, sizin
bu ekonomik anlayışınız, sizin bu döner sermaye ve kâr
anlayışınız bizi nerelere götürüyor biliyor musunuz? Dün,
Bingölün Kiğı ilçesine gitmiştim. Bingölün Kiğı
ilçesinin yolu da kapalıydı, elektriği de kesikti ve siz
oranın hastanesini de kapatmıştınız ve orada bir
kadın, doğum yapmaya çalışıyordu büyük
sıkıntılar içerisinde. İşte, ekonomik
anlayışınız sizin bu kadardır. Tıbba bunu
bulaştırmayın.
Çok teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Atıcı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati : 16.59
İKİNCİ
OTURUM
Açılma Saati:
17.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER:
Mustafa HAMARAT (Ordu), Tanju ÖZCAN (Bolu)
----- 0 -----
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 52nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmına geçiyoruz.
Sayın
milletvekilleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldızın birlikte cevaplandırmak istediğini
sunuşlar kısmında belirttiğim sözlü soru önergelerini
okutuyorum.
IX.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
Posof- Türkgözü Sınır Kapısının işlerliğinin
artırılmasına ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanından
sözlü soru önergesi (6/10) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Gümrük ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 14.7.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
Ardahan Posofta
bulunan kapının açılmış olması ve istenilen
düzeyde çalışmaması nedeniyle başta ilçe halkı olmak
üzere bütün Ardahanlılar tarafından daha işler
çalışması istenmektedir. Hemen yanımızda Sarp
sınır kapısının işlediği gibi
işlemesini istemektedirler. Türkgözü sınır
kapısının Sarp sınır kapısı gibi
çalıştığında ticaret hacmi gelişecek, göç duracak
ve hizmet Ardahan'a gelecektir.
1- Ardahan Posof
Türkgözü sınır kapısının Sarp sınır
kapısı gibi çalışması için Ardahan'da ticaretin
gelişmesi ve göçün önüne geçilmesi için bir çalışmanız
olacak mı?
2.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, elektrik ve doğal gaza yapılan zamma
ilişkin sözlü soru önergesi (6/213) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
07.10.2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof. Dr. Alim Işık
Kütahya
Elektrik ve
doğalgaza zam yapılmayacağı yönündeki
açıklamalarınıza rağmen, Ekim ayı başı
itibarıyla önce elektriğe yaklaşık %10 oranında,
ardından da doğalgaza konutta % 12,2-14,3; sanayide ise % 13,7-14,3
arasında değişen oranlarda zam yapılmıştır.
Vatandaşlarımızın ciddi ölçüde tepkisine ve
mağduriyetine yol açan bu zamlarla ilgili olarak;
1) Elektrik ve doğalgaza yapılan yüksek
oranlardaki bu zamların gerekçesi nedir?
2) Bakan olarak "elektrik ve doğalgaza
zam yapılmayacağı" yönündeki
açıklamalarınıza rağmen zam yapılmasını
nasıl değerlendirebilirsiniz?
3) Bu durum, "siyasetçilerin söylediğinin
tersi yapıldığı" yönündeki kamuoyunda yaygın olan
görüşü doğrulamakta mıdır?
4) Sabit ve dar gelirli
vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan son
doğalgaz ve elektrik zamlarının geri alınması
konusunda Bakanlığınızın görüşü nedir? Bu konuda
bir çalışmanız var mıdır?
3.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, elektrik ve doğal gazdaki fiyat
artışlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/228) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
10.10.2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen somlarımın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.Dr.Alim
Işık
Kütahya
Konut ve sanayide
kullanılan elektrik ve doğalgaza yapılacak zamlarla ilgili bir
soruya "...Fiyatlar doğalgazda her ay, elektrikte de üç ayda bir
kendi içinde dengelenir.'' şeklindeki cevabınız kamuoyunda
"zamların devam edeceği" yorumlarına yol açmıştır.
Bu açıklamayla ilgili olarak:
1. Ekim ayı başında yapılan
yüksek zamdan sonra tarafınızdan yapılan açıklama,
belirtilen süreler içinde doğalgaz ve elektriğin periyodik olarak
zamlanacağı anlamına mı gelmektedir?
2. Herkese eşit düzeyde yansıtılan
bu zamları ne derecede adil buluyorsunuz?
3. Bakanlığınızca 2011 ve
2012 yılları için planlanan toplam doğalgaz ve elektrik zam
oranları nasıldır?
4. Ülkemizde açlık veya yoksulluk
sınırının altında bir gelirle yaşayan milyonlarca
vatandaşımızın bu zamlara karşı desteklenmesine
yönelik bir projeniz var mıdır?
4.- Antalya Milletvekili Gürkut Acarın,
Oymapınar HESin bedelsiz devrine ilişkin sözlü soru önergesi (6/247)
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanması için
gereğini arz ederim.
Av.Gürkut
Acar
Antalya
1- Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş.
özelleştirmesi kapsamında, şirketin bünyesinde bedelsiz olarak
devredilen Oymapınar Hidroelektrik Santralinden yıllara göre sisteme
ne kadar elektrik satılmıştır? Bu satışların
parasal tutarı ne kadardır?
2- Özelleştirme İdaresinin
ilanından sonra HES'ler için verilen teklifler dikkate
alındığında yaklaşık değeri 2 milyar dolar
düzeyinde hesaplanan Oymapınar HES'in bedelsiz devri, enerji
politikanızla örtüşmekte midir?
3- Türkiye, 305 milyon dolarlık
özelleştirme kapsamında, 2 milyar dolarlık bir barajı
bedelsiz devredebilecek ve bedava verdiği santralden parayla elektrik
alabilecek kadar zengin bir ülke midir?
5.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Esenyurttaki yüksek gerilim
hatlarının yer altına alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/265) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
İstanbul,
Esenyurt ilçemiz, Fatih, Saadetdere, İncirtepe mahalleleri üzerinden geçen
yüksek gerilim hatları bölgede yaşayanların
yaşamını olumsuz yönde etkilemekte, insan
sağlığını tehdit etmektedir. Üç mahallemiz üzerinde
yer alan hat, binalarımızın yaklaşık 20 metre
üzerinden geçmektedir. Ayrıca, bu mahallelerimizin yüksek gerilim
hattı geçmeyen kısımlarında çok katlı binalar
olmasına karşın, yüksek gerilim hatlarına yakın
kısımlarda imar izni verilmemekte ve vatandaşlarımızın
mülkiyet hakları yok edilmektedir.
Bu nedenle:
Bu bölgeden geçen
yüksek gerilim hatlarının yeraltına alınmasıyla ilgili
bir çözüm geliştirilmesi konusunda Bakanlığınızın
acilen bir önlem alması gerekmektedir. Bu konuda yapılan bir çalışma
var mıdır? Yoksa ne gibi bir çözüm düşünüyorsunuz?
6.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, özelleştirilen ve devredilen enerji
dağıtım şirketlerinin ihtiyaç duydukları malzeme, araç
ve gerece ilişkin sözlü soru önergesi (6/269) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
Özelleştirilen
ve devredilen enerji dağıtım şirketleri tarafından
ihtiyaç duyulan malzeme, araç ve gereçlerin, enerji dağıtım
şirketleri tarafından direkt temin edilemediği, bu
ihtiyaçların ilgili şirketler tarafından kurulan iki veya üç
farklı şirketten birbirine fatura edildiği, sonuçta üçüncü
şirket tarafından dağıtım şirketlerine fatura
edildiği belirtilmektedir.
Bu nedenle;
1. Devredilen
şirketlerde bu uygulama var mıdır?
2. Bu uygulama var
ise kamunun zararı oluşmakta mıdır?
7.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, boru hatlarına yönelik hırsızlık
girişimlerine ve bunlara karşı alınacak önlemlere
ilişkin sözlü soru önergesi (6/279) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
1 - Ülkemizdeki tüm
boru hatlarına son 5 yılda kaç adet hırsızlık
girişimi olmuştur?
2 - Bu girişimler neticesinde ne
kadarlık bir mali zarar olmuştur?
3 - Bu tür olayları önlemek için güvenlik
sisteminde bir değişiklik ya da güvenliği arttırma yoluna
gitmeyi düşünüyor musunuz?
8.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, özelleştirilen ve devredilen enerji dağıtım
şirketlerine ilişkin sözlü soru önergesi (6/285) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
Özelleştirilen
ve devredilen enerji dağıtım şirketleri tarafından
ihtiyaç duyulan malzeme, araç ve gereçlerin, enerji dağıtım
şirketleri tarafından direkt temin edilemediği, bu
ihtiyaçların ilgili şirketler tarafından kurulan iki veya üç
farklı şirketten birbirine fatura edildiği, sonuçta üçüncü
şirket tarafından dağıtım şirketlerine fatura
edildiği belirtilmektedir.
Bu nedenle;
1. Devredilen
şirketlerde bu uygulama var mıdır?
2. Bu uygulama var
ise kamunun zararı oluşmakta mıdır?
9.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, İstanbul-Esenyurtun bazı mahallelerindeki yüksek gerilim
hatlarının yeraltına alınmasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/293) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
İstanbul,
Esenyurt ilçemiz, Fatih, Saadetdere, İncirtepe mahalleleri üzerinden geçen
yüksek gerilim hatları bölgede yaşayanların
yaşamını olumsuz yönde etkilemekte, insan
sağlığını tehdit etmektedir. Üç mahalle üzerinde yer
alan hat, binalarımızın yaklaşık 20 metre üzerinden
geçmektedir. Ayrıca, bu mahallelerimizin yüksek gerilim hattı
geçmeyen kısımlarında çok katlı binalar olmasına
karşın, yüksek gerilim hatlarına yakın kısımlarda
imar izni verilmemekte ve vatandaşlarımızın mülkiyet
hakları yok edilmektedir.
Bu nedenle;
Bu bölgeden geçen
yüksek gerilim hatlarının yeraltına alınmasıyla ilgili
bir çözüm geliştirilmesi konusunda Bakanlığınızın
acilen bir önlem alması gerekmektedir. Bu konuda yapılan bir
çalışma var mıdır? Yoksa ne gibi bir çözüm
düşünüyorsunuz?
10.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Bağcılara BEDAŞ
şubesinin açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/304) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
Bağcılar, İstanbul'un nüfus
yoğunluğuna sahip en büyük ilçelerinden birisidir. Bu Bölge'deki
elektrik hizmetleri BEDAŞ tarafından yapılmaktadır. Ancak
nüfusu 1 milyona yaklaşan bu ilçemizde BEDAŞ'ta işi olan
vatandaşlarımızın bir kısmı Bayrampaşa'ya
bir kısmı ise Sefaköy'deki BEDAŞ' a gitmek zorunda
kalmaktadır.
Bu ilçemizden,
Bayrampaşa ve Sefaköy'e direkt ulaşım aracı
olmadığı için birkaç araç değiştirerek ilgili kuruma
gitmek zorunda kalınmaktadır. Bağcılar'daki
vatandaşlarımız elektrik faturaları
dışındaki diğer tüm hizmetleri Bayrampaşa ve
Sefaköy'deki BEDAŞ şubelerinden almak zorunda kalmaktadırlar.
Bu nedenle;
BEDAŞ
tarafından Bağcılar'da vatandaşlara hizmet verecek bir
merkezin açılması elzemdir. Bakanlığınızca
vatandaşlarımız açısından çok önemli olan bu sorunun
çözülmesi yönünde acil önlem alacak mısınız?
11.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
doğal gazdaki fiyat artışına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/331) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.10.10.2011
Ali
Halaman
Adana
1. Son yapılan doğalgazdaki fiat
artışı neden kaynaklanmaktadır?
2. Bu yapılan zamlardan dolayı
vatandaş çok mağdur olmuştur. Vatandaşların
mağduriyeti nasıl giderilecektir?
3.Bakanlık
olarak ne gibi çalışmalarınız vardır?
12.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali
Susamın, Rusya doğal gazına ve ülkemizdeki enerji üretimine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/360) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim. Saygılarımla, 25.10.2011
Mehmet
Ali Susam
İzmir
Rusya'dan Batı
Hattı yoluyla yılda ithal edilen doğalgaz anlaşması
iptal edildi. Yapılan açıklamada iptal nedeni olarak ilgili devletin
indirim yapmak istememesi gösterildi. Ancak özel sektörün bu hatla gelmekte olan
6 milyar metreküp doğalgazı alabileceği belirtildi. Bu bilgilere
göre:
1. Kamu açısından pahalı olan
doğalgazı özel sektör nasıl satın alacaktır? Eğer
özel sektör daha ucuza alacaksa, devlet gerekli pazarlığı
yapmamış mıdır?
2. Ürettiğimiz elektriğin ne kadarı
doğalgaz çevrim santralleriyle üretilmektedir?
3. Türkiye'de bulunmayan doğalgazla üretilen
enerji payını azaltmak amacıyla hangi çalışmalar
yapılmaktadır?
4. Türkiye'de enerji fiyatları, OECD ve AB
ülkelerine kıyasla Euro bazında pahalı mıdır?
Eğer öyleyse ne kadar pahalıdır?
13.- Eskişehir Milletvekili Kazım
Kurtun, bazı vatandaşların istemediği hâlde elektrik
sayaçlarını değiştirmek zorunda kalmalarına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/390) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Ankara
Aşağıdaki
sorularımın Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96.
maddesine uygun olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına
iletilmesi ve Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından
sözlü olarak yanıtlanması için gereğinin
yapılmasını arz ederim. 20.10.2011
Kazım
Kurt
Eskişehir
Eskişehir' in pek çok köyünde
vatandaşların istemi olmadığı halde elektrik
sayaçlarının değiştirilmeye başlandığı
görülmektedir. Bu durum karşısında;
1) Kendisi istemediği halde
elektrik sayaçlarını değiştirmek zorunda kalan
vatandaşların sayaç paralarını neden tüketiciler
ödemektedir?
2) Sayaçlarda herhangi bir bozukluk
bulunmadığı halde değiştirilmesinin nedeni nedir?
3) Özelleştirilen elektrik
dağıtım şirketlerinin tüketicisi sayılan
vatandaşların sağlam olan sayaçlarını
değiştirmeye zorlama yetkileri var mıdır?
4) Bu sayaçların
değiştirilmesi nedeniyle elektrik sayacı üreten firmalar
dolaylı olarak desteklenmiş olmuyor mu?
14.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Adana ili 2012 yılı yatırım programına ilişkin
sözlü soru önergesi (6/415) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Enerji Bakanı Sayın Taner Yıldız
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.26.10.2011
Ali
Halaman
Adana
1. Bakanlığınızca
2012 yılı Adana ili yatırım programın'da ne tür
yatırımlar vardır? Bu yatırımlara ne kadar ödenek
ayrılacaktır.?
2. Bu yatırımların
ilçelere göre dağılımı nedir.?
3. Adana iline yapılan
yatırım programının diğer illere göre oranı nedir
?
15.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün,
denizciliğe verilen öneme ve Piri Reis Araştırma Gemisine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/423) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. 24.10.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
1978 yılında
yapımına başlanan ve denizlerimizde araştırma yapan
Piri Reis gemisi 33 yıl olmuş, bunun yanına bir gemi daha
koyamamışız. Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde
araştırmaya verilen önemin göstergesidir. Denizciliğe önem veren
ülkeler 25 yaşın üzerinde gemi bulundurmuyor. Bazı ülkeler de
bulundurmamakla kalmıyor, limanlarına girmesine dahi izin vermiyor.
Ciddi sorun çıkarma riskini göze almıyor.
1-
Denizciliğe önem veren ülkeler envanterinde 25 yaşın üzerinde
gemi bulundurmuyor, bizde Piri Reis gemisi 33 yıldır hizmet
etmektedir. Ne zaman yeni araştırma gemisi yapılacak,
yapılacaksa ne zaman yapılacak?
2-
Değişen teknolojik bilgiler ve cihazlar Piri Reis gemisine monte
edildi mi, edildiyse ne zaman bu cihazlar monte edildi?
16.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlunun, İstanbul-Başakşehirden geçen yüksek gerilim
hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/437) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
İstanbul
İstanbul,
Başakşehir, Güvercintepe Mahallesinden geçen yüksek gerilim
hatları nedeni ile bu bölgede yıllardır imar uygulamasına
izin verilmemekte, arsa sahipleri mülkiyet hakları kullanılamaz hale
gelmektedir. Bölgenin tüm çevresinde her türlü imar izni olmasına
karşın bu bölge mağdur edilmektedir.
Enerji nakil hatları
bu bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımızın yaşam
koşullarını olumsuz etkilemektedir. Bölge halkı son derece
mutsuz ve endişelidir.
Bu nedenle;
İstanbul
Başakşehir ilçesi mahalleleri üzerinden geçen yüksek gerilim
hatları ile ilgili Bakanlığınızca alınmış
ve alınacak olan önlemler nelerdir?
17.- İstanbul Milletvekili Süleyman
Çelebinin, İstanbul-Başakşehirden geçen yüksek gerilim
hatlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/442) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman
Çelebi
İstanbul
İstanbul,
Başakşehir, Güvercintepe Mahallesinden geçen yüksek gerilim
hatları nedeni ile bu bölgede yıllardır imar uygulamasına
izin verilmemekte, arsa sahipleri mülkiyet hakları kullanılamaz hale
gelmektedir. Bölgenin tüm çevresinde her türlü imar izni olmasına
karşın bu bölge mağdur edilmektedir.
Enerji nakil
hatları bu bölgede yaşayan tüm vatandaşlarımızın
yaşam koşullarını olumsuz etkilemektedir. Bölge halkı
son derece mutsuz ve endişelidir.
Bu nedenle;
İstanbul
Başakşehir İlçesi mahalleleri üzerinden geçen yüksek gerilim
hatları ile ilgili Bakanlığınızca alınmış
ve alınacak olan önlemler nelerdir?
18.- Adana Milletvekili Ali Halamanın,
Adana ve ilçelerinde yürütülen proje ve yatırımlara ilişkin
sözlü soru önergesi (6/526) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim. 21.11.2011
Ali
Halaman
Adana
1.
Bakanlığınıza bağlı ve ilgili kuruluşlar
tarafından Adana ili ve ilçelerinde yürütülen proje ve
yatırımlarınız nelerdir?
2.
Bakanlığınızın Adana ilinin sorunları konusunda
yürütülen çalışmalar var mıdır? Varsa nelerdir?
3. Adana ilinde
yapılacak kamu hizmetleriyle ilgili olarak, 2012 mali yılı
bütçesinden ayrılan ödenek ne kadardır?
4. Adana personel
açığı var mıdır? Varsa personel
açığını nasıl gidereceksiniz?
5. Görev alanınızla
ilgili olarak, Adana iline götürdüğünüz kamu hizmetlerini, bölgesel
dengeler açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraşta yürütülen Doğu Akdeniz Jeotermal
Enerji Aramaları Projesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/533) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Maden Tetkik ve Arama Genel
Müdürlüğü tarafından yürütülen Doğu Akdeniz Jeotermal Enerji
Aramaları Projesi kapsamına Kahramanmaraş ilimiz de
alınmıştır.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Bu proje kapsamında,
Kahramanmaraş Kapıçam mevkii ve Pazarcık ilçesinde yürütülen
çalışmaları ne zaman tamamlamayı planlıyorsunuz? Bu
konuda bir araştırmanız var mıdır?
20.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesinin elektrik
tarife bedelinin düşürülmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/536) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş Organize Sanayi
Bölgesi, uygun bir elektrik tarifesi konusunda AKEDAŞ ve TEAİŞ
kurumuna müracaatta bulunmuştur.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Bölge olarak tüm enerji nakil
hattı donanımlarını ve tüm elektrik dağıtım
giderlerini karşılayan Organize Sanayi Bölgesi'ne uygun elektrik
tarifesi konusunda yardımcı olmayı düşünüyor musunuz? Bu
konuda bir çalışanız var mıdır?
21.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Pazarcıka doğal gaz bağlanmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/538) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş ilimizin
Pazarcık İlçesi gerek 74.259 nüfusu, gerekse 75 adet imalat
firmasıyla sanayinin yoğun olduğu ilçelerimizden birisidir.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Milli ekonomiye önemli katkılar
sağlayan bu ilçemize, sanayi ve konutlarda kullanılmak üzere
doğalgaz bağlantısı yapmayı düşünüyor musunuz?
2. Bu konuda bir
çalışmanız var mıdır?
22.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Kılavuzlu Trafo Merkezinin
kapasitesinin artırılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/540) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş ilimizde şehir
merkezinin önemli bir kısmı ile organize sanayi bölgesi Kılavuzlu
Trafo Merkezi'nden beslenmektedir. Bu nedenle, zamanında 2X100 olarak
planlanarak kurulan trafonun kapasitesi dolmak üzeredir.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Bu
trafonun kapasitesini ne
zaman artırmayı
düşünüyor musunuz? Bu konuda çalışmanız var mıdır?
23.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Küçük Sanayi Sitesine doğal gaz
bağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/541) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut Dedeoğlu
Kahramanmaraş
1.868 esnafın
faaliyette bulunduğu Kahramanmaraş ilimizde Küçük Sanayi Sitesi'ne
1.000 adet yeni iş yerinin daha eklenmesi planlanmaktadır.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Küçük Sanayi
Sitesi'ne doğalgaz bağlantısı yapmayı düşünüyor
musunuz? Bu konuda bir çalışmanız var mıdır?
24.- Kahramanmaraş Milletvekili
Mesut Dedeoğlunun, Andırına yeni bir trafo merkezi inşa
edilmesine ilişkin sözlü soru önergesi (6/542) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
ilimizin Andırın bölgesindeki çok sayıdaki HES
yatırımlarından dolayı, mevcut güç trafoları
kapasitesini doldurmuş durumdadır.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Devam eden
yatırımları göz önünde bulundurarak, bu bölgeye acil yeni bir
trafo merkezi yapmayı düşünüyor musunuz?
2- Bu konuda bir
çalışmanız var mıdır?
25.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Çağlayan Havza Trafo Merkezinin hizmete
açılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/544) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
ilimizde, Çağlayan Havza TM'ye yönlendirilmiş 12 adet üretim santrali
bulunmaktadır. Bu santrallerde 3 adedi faaliyette olup, diğerleri
yapım aşamasındadır. Bu nedenle, enerji üretiminin sisteme
aktarılması açısından kalıcı trafo merkezinin
hızlandırılarak tamamlanması gerekiyor.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Kalıcı
olarak hizmet verecek olan Çağlayan Havza Trafo Merkezini hizmete
açmayı düşünüyor musunuz?
2- Hizmete açmayı düşünüyorsanız,
ne zaman hizmete açmayı düşünüyorsunuz?
26.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Klavuzlu Barajının elektrik üretimi ihalesine
ilişkin sözlü soru önergesi (6/573) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
ilimizde, Kılavuzlu Barajı'nın gövde kısmının
tamamlanmasından bu yana elektrik üretimi konusunda yapılan ihale
gecikmiştir.
Bu bilgiler ışığında;
1- İhale konusunda yaşanan gecikmenin nedenleri
nelerdir?
2- HES elektromekanik
teçhizatı ihalede meydana gelen gecikme nedeniyle mi
tamamlanamamıştır?
3- Bu gecikme,
millî ekonomiyi toplam ne kadar zarara uğratmıştır?
27.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, TEİAŞın Kahramanmaraş İşletme
ve Bakım Müdürlüğünün grup müdürlüğü yapılmasına
ilişkin sözlü soru önergesi (6/575) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş ilimizde, Afşin-Elbistan Termik
Santrali ile faaliyete geçmiş 21 HES ve yapımı devam eden 12 HES
yatırımı yer almaktadır.
Bu bilgiler ışığında;
1- İletim
sisteminde yaşanan sorunlara hızlı müdahale edilmesi ve köklü
çözümler getirilmesi amacıyla, TEİAŞ Kahramanmaraş
İşletme ve Bakım Müdürlüğünün Grup Müdürlüğü benzeri
bir yapıya kavuşturulması konusunda çalışmanız
var mıdır? Bu konuda çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
28.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Organize Sanayi Bölgesine doğal gaz
bağlanmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/576) ve Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Kahramanmaraş
Organize Sanayi Bölgesi'nde 42 iş yerinde üretime geçilmiş, 12 iş
yeri de inşaat ve proje aşamasındadır. Bölgede; tekstil,
madeni mutfak eşyası, alüminyum levha, oluklu mukavva, salça,
baharat, bulgur ve mısır cipsi gibi iş kollarında üretim
yapılmaktadır.
Bu bilgiler
ışığında;
1- Bölgenin enerji
ihtiyacını karşılamak amacıyla, bu bölgeye
doğalgaz hattı bağlamayı düşünüyor musunuz? Bu konuda
bir çalışmanız var mıdır?
29.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, Doğu Akdenizde yürütülen petrol ve doğal gaz
arama çalışmalarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/580) ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof.
Dr. Alim Işık
Kütahya
Bilindiği
gibi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) tarafından Akdeniz'de
başlatılan petrol ve doğal gaz aramalarına misilleme olarak
sismik araştırmalar yapması için Kıbrıs'ın
güneyine yollanan Piri Reis gemisinin beraberinde yer alan savaş
gemileriyle birlikte Rumların sondaj yaptıkları platformun çok
yakınına kadar gittiği yönündeki haberler medyada da
yayınlanmıştır. Bu konuyla ilgili olarak;
1- Piri Reis
gemisiyle yapılan sismik araştırma çalışmaları
sonucunda ne tür veriler elde edilmiştir?
2- Bu veriler TPAO
tarafından değerlendirilmiş midir? Değerlendirmeler
sonucunda nasıl bir sonuca varılmıştır?
3- Anılan bölgede petrol ya da doğalgaz
rezervlerine rastlanmış mıdır?
4 - Anılan
gemi ile yapılan çalışmalar sırasında herhangi bir
sorunla karşılaşılmış mıdır?
5 - Anılan bölgede GKRY tarafından
yapılan petrol ve doğal gaz arama çalışmaları ne
aşamaya gelmiştir? Bu konuda ülkemiz tarafından ne tür önlemler
alınmıştır?
30.- İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğanın, jeotermal
elektrik üretilen sahaların izlenmesine ilişkin sözlü soru önergesi
(6/587) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Jeotermal elektrik
üretiminde yoğun buhar çekimi ve kullanılan suyu geri basmanın
yarattığı "tetiklenmiş depremsellik" dünyada
önemli bir konu durumuna gelmiştir. Sayısı ve üretim hacmi artan
jeotermal atanlarda hasar yapıcı ve rahatsız edici tetiklenmiş
deprem faaliyetleri oluştuğunu gözlemekteyiz.
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanması için
gereğini arz ederim.
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan
İstanbul
Türkiye'de
sayısı ve üretim hacmi artan jeotermal elektrik santral
sahalarında tetiklenmiş deprem
fırtınalarını izleme ve inceleme ağları var
mıdır? Hangi jeotermal alanlarda bu tür incelemeler yapılmaktadır?
İnceleme amaçlı kullanılan araç ve yöntemler nelerdir?
31.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, TPAOnun petrol sondaj çalışmalarında
kullanmak üzere satın alacağı gemiye ilişkin sözlü soru
önergesi (6/594) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
30.11.2011
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına,
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Akdeniz'de
Rum-İsrail ittifakının petrol sondaj
çalışmalarına karşı Piri Reis sismik gemisiyle
Akdeniz'e inen Türkiye'nin, Hükümetin kararı üzerine milli petrol
şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) üç
boyutlu sismik çalışma yapabilecek "yeni bir sismik gemi
satın alma yetkisi verdiği" yönünde medyada çıkan
haberlerle ilgili olarak;
1) Yeni
alınacak sismik geminin teknik özellikleri nasıl olacaktır?
2) Üç boyutlu
sismik araştırma yapabileceği belirtilen yeni gemi hangi ülkeler
tarafından üretilmektedir?
3) Anılan geminin hangi ülkeden ve hangi
şartlarla satın alınması düşünülmektedir.
4) Türkiye'nin yaklaşık 100 milyon
Euro'ya inşa ettirdiği 90 metre uzunluğundaki dev sismik geminin
2013te çalışmalara başlamasının beklendiği
haberleri doğru mudur? Bu konuda ülkemizin geldiği nokta nedir?
32.- Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı kamu
binalarında elektrik sayacı bulunmamasına ilişkin sözlü
soru önergesi (6/605) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz
ederim. 30.11.2011
Ensar
Öğüt
Ardahan
Doğu Ve
Güneydoğu'da kamu binalarında elektrik sayacı bulunmamaktadır.
Bölgede idari kayıpların bir kısmı, idari olarak birçok
meskende sayaç okuma cihazının olmamasıdır. Durum böyle
olunca bölgedeki vatandaşımız kaçak elektrik kullanıyor
gerekçesiyle zan altında kalmasından dolayı çok
sıkıntıdadır.
1) Doğu ve Güneydoğudaki
il, ilçe ve köylerde bulunan kamu kurumlarından kaç tanesinde elektrik
sayacı bulunmamaktadır?
2) Kamu kurum ve kuruluşlarında hangi
tarihten beri elektrik sayacı bulunmuyor?
3) Elektrik
sayacı bulunmayan kamu kurumlarına elektrik sayacı takılacak
mı, takılacaksa ne zaman takılacak?
33.- Ankara Milletvekili Zühal Topcunun,
Bakanlıkta ve Bakanlığa bağlı kurum ve
kuruluşlarda özürlü personel istihdamına ilişkin sözlü soru
önergesi (6/641) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularınım Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.
Prf.
Dr.Zühal Topcu
Ankara
Kamu kurum ve
kuruluşlarının 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'na göre çalıştırdıkları personele ait
kadrolarda, ilgili kurum veya kuruluşun toplam dolu kadrosunun % 3'ü
oranında özürlü çalıştırma zorunluluğu
bulunmaktadır.
Bu çerçevede;
1- Bakanlığınız ve
Bakanlığınıza bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve
kuruluşların 2010 ve 2011 yıllarında; 657 sayılı
Kanun'a göre çalıştırmış olduğu personel sayısı
ve çalıştırması gereken özürlü personel sayısı
ile çalışan özürlü personel sayısı kaçtır?
2- 657 sayılı Kanun uyarınca özürlü
personel çalıştırma yükümlüğü çerçevesinde
Bakanlığınız ve Bakanlığınıza
bağlı-ilgili-ilişkili kurum ve kuruluşların özürlü
açığı bulunmakta mıdır? Varsa eğer eksiklik ne
kadardır ve bu eksikliğin giderilmesine yönelik talepler Devlet
Personel Başkanlığına iletilmiş midir?
34.- Ankara Milletvekili Zühal Topcunun,
elektrik faturalarındaki tüketim dışı maliyet
unsurlarına ilişkin sözlü soru önergesi (6/654) ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen sorularınım Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygıyla arz ederim.
02/12/2011
Prf.Dr.Zühal
Topcu
Ankara
Elektrik tüketimine
bağlı olarak düzenlenen faturalarda tüketim dışı
birçok maliyet unsurunun vatandaşlarımıza fatura edildiği
görülmektedir. Bu durumun vatandaşların tepkisini çektiği
bilinmekte ve vatandaşlardan bu uygulamaya son verilmesi beklenerek, nedeninin
de merak edildiği görülmektedir.
Bu çerçevede;
1- Günümüzde, elektrik faturalarında maliyet
unsuru olarak yer alan kalemler nelerdir? Bunların
oranları/tutarları nasıl ve neye göre hesaplanmaktadır? Söz
konusu unsurlardan hangileri 2002 yılından sonra faturalarda yer
almaya başlamıştır?
2- Faturalarda yer alan maliyet
unsurlarının tamamı ülkemizin her yerinde uygulanmakta
mıdır? Herhangi bir farklılık varsa eğer bu
farklılıklar ve sebepleri nelerdir?
3- 100 TL'lik
elektrik faturasının ne kadarı sarf elektrik tüketim bedelidir?
35.- Kahramanmaraş Milletvekili Mesut
Dedeoğlunun, Afşin-Elbistan Termik Santralinin bacalarına
filtre takılmasına ilişkin sözlü soru önergesi (6/658) ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Afşin Termik
Santralinin bacalarına filtre takılması, Afşinli hemşehrilerimiz
açısından hayati önem taşımaktadır.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Termik santralin
bacalarına filtre takmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda
çalışmanız var mıdır?
36.- Kahramanmaraş
Milletvekili Mesut Dedeoğlunun, Afşin-Elbistan Termik Santralindeki
sıcak suyun kullanılmasına ilişkin sözlü soru önergesi
(6/673) ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldızın
cevabı
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mesut
Dedeoğlu
Kahramanmaraş
Afşin Termik
Santrali soğutma kulelerinde meydana gelen sıcak suyun Afşin
ilçesinin ısınmasında kullanılması istenmektedir.
Bu bilgiler
ışığında;
1. Santraldeki
sıcak suyun, Afşin ilçemizin ısınmasında
kullanılması konusunda bir çalışmanız var
mıdır? Bu konuda bir çalışma yapmayı düşünüyor
musunuz?
37.- Kütahya Milletvekili Alim
Işıkın, yenilenebilir enerji kaynakları
yatırımcılarının desteklenmesi amacıyla verilen
yerli ürün desteğine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/737) (Cevaplanmadı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına,
Aşağıda
belirtilen sorularımın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Sayın Taner Yıldız tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Alim
Işık
Kütahya
Bilindiği
gibi, mevcut YEK destekleme mekanizmasındaki yerli imalat desteği;
yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi
amacıyla mekanik ya da elektro-mekanik yerli ürün kullanılması
hâlinde verilmektedir. Ancak bir ürünün ne derecede yerli olup
olmadığının belirlenmesine yönelik ikincil mevzuat henüz
çıkarılamamıştır. Bu konuyla ilgili olarak;
1. YEK yatırımcılarının
desteklenmesi amacıyla verilecek yerli ürün desteğinin nasıl
belirleneceği ve ödeneceğine yönelik yönetmelik
çalışmaları ne aşamadadır? Çalışmalar ne
zamana kadar tamamlanabilecektir?
2. Yerli ürün tanımının
yapılmasında maliyet unsurlarının en az ne
kadarının yurt içinden sağlanması esas
alınacaktır?
3. YEK yatırımları yerli ürün
desteği, ilgili Kanunun II sayılı Cetvelinde belirtilen destek
miktarları ile kullanılan üründeki yerli katkı payının
çarpımından elde edilen miktar olarak kullanılabilir mi?
38.- Muğla Milletvekili
Mehmet Erdoğanın, Muğladaki sokak lambalarının
bakım nedeniyle toplatılmasından kaynaklanan sorunlara
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/741) (Cevaplanmadı)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner
Yıldız tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Erdoğan
Muğla
Muğla ilimizin
köylerinde ve bazı mahallelerinde sokak aydınlatma
lambalarının, bakım yapılacağı mazeretiyle
toplatılması durumu söz konusudur. Sokak lambalarının
toplatılması sebebiyle vatandaşlarımız âdeta
karanlığa mahkum edilmiştir.
Buna göre:
1. Şimdiye kadar Muğla ili, köy ve
mahallerinde kaç tane sokak lambası "bakım" gerekçesiyle
toplatılmıştır?
2. Toplatılan sokak lambalarından kaç
tanesi bakımı yapıldıktan sonra tekrar kullanıma
sunulmuştur?
3. Sözde bakım mazeretiyle sokak
lambalarının toplatılmasında,
vatandaşlarımızı karanlığa mahkûm etmek gibi bir
gayeniz bulunmakta mıdır?
4. Vatandaşlarımızın sokak
lambalarının toplatılması sebebiyle
yaşadığı mağduriyet ne zaman son bulacaktır?
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Gümrük ve Ticaret
Bakanlığına ait (6/10) esas numaralı sözlü soru önergesiyle
Bakanlığımıza ait farklı esas numaralı soru
önergelerini Hükûmetimiz adına cevaplandırmak için
huzurlarınızdayım. Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Öncelikle, CHP
Milletvekili Sayın Ensar Öğütün, Posof Türközü Sınır
Kapısının işlerliğinin artırılmasıyla
ilgili verdiği soru: Tabii, gümrük kapılarının yeniden
yapılandırılması, 3996 sayılı Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre
yürütülmektedir. O açıdan, gümrük idaresinin hâlihazırda hizmet
verdiği bina genel bütçe imkânlarıyla yaptırılmış
olup, ihtiyaçları genel bütçeden karşılanmaktadır. Söz konusu
hizmet binasının yapım aşamasında oluşan
ihtilaflar nedeniyle konu yargıya intikal etmiş ve henüz
sonuçlanmamıştır. Yargı sürecinin bitmesi akabinde
yap-işlet-devret kapsamında işlemlerin yürütülmesi
planlanmaktadır.
Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işıkın verdiği (6/213) esas
numaralı soru önergesi: Öncelikle, zaman zaman kamuoyunda yapmış
olduğum açıklamaların farklı anlamlar yüklenerek
iletilmesini şahsen doğru bulmuyorum. Ben, belli dönemler içerisinde
bunun mekanizmasını anlattım; doğal gaz fiyatlarının
hangi mekanizma içerisinde kontrol edildiğini, elektrik fiyatlarının
hangi mekanizma içerisinde kontrol edildiğini anlattım. Ve bunun için
de tabii ki 14 Şubat 2008 tarih ve 2008 sayılı Yüksek Planlama
Kurulu Kararı ile 1 Temmuz 2008 tarihinden itibaren enerji KİTlerinde
maliyet bazlı fiyatlandırma mekanizmasına geçmiştik. Söz
konusu karar gereğince, maliyet ve döviz kurlarındaki
değişimler fiyatlara yansıtılmakta ve satış
fiyatları bu karar uyarınca belirlenmekte ve uygulanmaktadır.
Tabii ki bu karar gereğince, 01/10/2011 tarihinden geçerli olmak üzere
elektrik fiyatlarında konutlar için yüzde 9,57 ve sanayi için de yüzde
9,26 oranında artış yapılmıştı. Doğal
gaz satış fiyatları ise iki yılı aşkın bir
süredir artmadığı gibi, 2009 yılının Şubat
ve Mayıs aylarında sırasıyla yüzde 17 ve yüzde 25
oranında indirim yapılmıştı. Ancak BOTAŞ Genel
Müdürlüğü, uluslararası ham petrol ve petrol ürün fiyatlarıyla
döviz kurlarındaki artışlara bağlı olarak 1/10/2011
tarihinden geçerli olmak üzere de doğal gaz nihai tüketici
fiyatlarında, konutlar için yüzde 12,28 ve yüzde 14,35; sanayi için de
yüzde 13,17 ve yüzde 14,30 oranında artış yapmak durumunda
kalmıştır.
Tabii ki
bunların hangi gerekçelerle yapıldığını, döviz
fiyatları açısından baktığımızda da
rahatlıkla görebiliriz.
Kütahya
Milletvekili, yine, Sayın Alim Işıkın (228) esas
numarasıyla sorduğu soru için de; (213) sayılı sözlü soru
önergenize verilen cevabımda belirttiğim gibi yine aynı
şekilde bunu da cevaplamak mümkün, tekrara girmemek açısından
bunu geçiyorum.
Antalya
Milletvekili Sayın Gürkut Acarın (247) esas numaralı sözlü soru
önergesinde Seydişehir Eti Alüminyum AŞ ile alakalı sorular
sorulmaktadır.
Burada, sisteme
satılan toplam elektrik miktarı 2,8 milyar kilovat saat
civarındadır. Bu elektrik satışının toplam
parasal karşılığı ise KDV dâhil 553 milyon 893 bin 680
TLdir.
Söz konusu
Oymapınar HES ile ilgili olarak da, yapılan devir işlemlerinin
mevzuata uygun olarak yapıldığı hususunu da ifade etmekle
beraber, konunun Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca
detaylı olarak da cevaplanması uygun olacaktır.
Tabii ki burada,
2009 yılında, şirketin, yüzde 50lik EPDK kurul kararı
limitin üzerinde yaptığı 452 milyon kilovatsaatlik, yani yüzde
28 oranındaki limiti aşan enerjiye karşılık gelen
bedel olarak 74 milyon 815 bin 122 TLlik paranın şirket
tarafından EÜAŞ Genel Müdürlüğüne iade edildiğini de bu
arada hatırlatmak isterim.
Eti Alüminyum AŞ
sermayesinde bulunan Özelleştirme İdaresine ait yüzde 100
oranındaki kamu payının satışına ilişkin
29/7/2005 tarihli sözleşmesine bir kısım maddeler konmuştu.
Tabii ki, 1969 yılında yapılan bu fabrikanın, özellikle 1
ton alüminyum üretiminin
yapılabilmesi için toplam maliyetin 4/5lik kadar kısmının
enerji gerektirdiği o zamanki fizibilitelerde yazıyor. Tabii ki Rus
teknolojisi montajına başladı ve 1977 yılında
inşasını da tamamlamış oldu ve bu baraj, hidroelektrik
santral ancak bunun üretimiyle beraber, o anki hazırlanan fizibilitelerde
de alüminyumun üretiminde özellikle boksit madeninden alüminyum üretilmesinin
en önemli şartı kendi özel enerjisine sahip olmasıyla
alakalı söylenen cümlelerdir.
İstanbul
Milletvekili Sayın Mevlüt Aslanoğlunun (6/265) esas numaralı
sözlü soru önergesine vereceğimiz cevap ise bir kısım
bölgelerden geçen yüksek gerilim hatlarının yer altına
alınmasıyla alakalı husustu. 380 kilovolt Ambarlı
İkitelli, 154 kilovolt Ambarlı İkitelli enerji iletim
hatları ile 154 kilovoltluk Ambarlı Hadımköy enerji iletim
hattından bahsediliyor. Tabii ki bunları özellikle enerji sektörünün
dışındaki arkadaşlar için söylüyorum, bir nevi ülkenin
otobanları bunlar. Orada gerek duble yollar gerekse farklı yollar
içinde diğer AG hatları kullanılıyor veya OG hatları
kullanılıyor. Tabii ki bunların kamulaştırma
tarihlerine bakarsak hangisinin hangisinden daha önce olduğunu çok daha
iyi tespit edebiliriz.
Esenyurt ilçesinde
Saadetdere Mahallesinden geçen 154 kilovoltluk enerji nakil hatları,
Ambarlı Hadımköy enerji nakil hatları 1964 yılında,
değerli arkadaşlar, kamulaştırması yapılarak
servise alınmıştı. Yine, Ambarlı Yıldıztepe
1969 yılında ve bu hatlar mutlaka kendisine tanınan o mesafeler
çerçevesinde kamulaştırılıyor, oraya bina
yapılması kesinlikle yasak, mutlaka gecekondu tarzında
zamanında yapılmış binalar oluyor. O yüzden, o
binaların oradan yıkılması ancak o bedellerin ödenmesinden
sonra yapılabilecek işlemlerdir ama biz buna rağmen, eğer
Türkiye'nin ilerlemesi, büyümesi ve genişlemesi adına yapılacak
yeni yatırımlardan arta kalan bir ödenek olursa bunların da yer
altına alınmasıyla da alakalı tabii ki ödenek tahsis
ediyoruz.
Yine, İstanbul
Milletvekili Sayın Mevlüt Aslanoğlunun 269 esas numaralı sözlü
soru önergesine cevap olarak da
Elektrik Piyasasında
Dağıtım Sistemi Yatırımlarının Düzenlenmesi
ve Planlardaki Gerçekleştirmelerin Denetlenmesi Hakkında Yönetmelikin
ilgili maddeleri dağıtım tesisleri unsurlarıyla alakalı
dağılımları belirlemektedir. Hizmetin fiyatlandırma
esaslarıyla alakalı yönetmelikler de mutlaka
yayımlanmış durumdadır. O yüzden, birim bedeli belirlenen
malzeme birçok faktör dikkate alınarak belirlenmiş, her bir
yatırım unsuru yirmi bir dağıtım şirketi için de
sabittir. Ancak, belirlenmeyenler, neydi bunlar: ATT, SCADA,
kamulaştırma, bina, araç, temizlik işleri. Doğrudan
dağıtım hizmetlerini ilgilendirmeyen hususlarla alakalı
hususlarda ise 100 birimlik bir bütçenin en fazla yüzde 20lik
kısmını bunlar kaplayabiliyor. Transfer
fiyatlandırmalarıyla beraber de bunlar değerlendirilebiliyor.
Sayın
Reşat Doğrunun (279) esas numaralı sözlü soru önergesine
cevaben de şunları söyleyebilirim: Ülkemizde beş yılda
toplam 238 adet hırsızlık girişimi meydana gelmiştir
tüm boru hatlarında. Bu olaylar normalde 3,1 milyon ABD doları gibi
bir hasar oluşturmuştur. Tabii, Jandarma Genel
Komutanlığının Koruma Protokolüne göre, kolluk kuvvetleri
ve özel güvenlik sistemleriyle beraber emniyet ve asayiş kuvvetlerince de
bunların korumaları yapılmaktadır. Tabii ki Irak-Türkiye
ham petrol boru hattı, Ceyhan-Kırıkkale, Batman-Dörtyol, Shell-Mo-Batman,
BTC-BIL gibi, aslında birçok boru hatlarından farklı zamanlarda
farklı hırsızlık girişimleri
yapılmıştır.
İstanbul
Milletvekili Sayın Süleyman Çelebinin (285) esas numaralı sözlü soru
önergesinde ise özelleştirmelerle alakalı bir kısım konular
vardır ki, bunların elektrik piyasasındaki
dağıtım sistemleriyle alakalı yine benzer bir şekilde,
bunların ihtiyaçlarının karşılanması ve
yatırımlarının düzenlenmesiyle alakalı da benzer bir
cevap verebilirim. Tabii ki burada birim bedeli belirlenen ve belirlenmeyenlerin
kural ve esasları biraz önce anlattığım şekilde
olmuştur.
Yine Sayın
Süleyman Çelebinin (293) esas numaralı sözlü soru önergesinde
verdiği
İstanbulun Esenyurt, Fatih, Saadetdere, İncirtepe
mahalleleriyle alakalı, yüksek gerilim hatlarıyla alakalı
verdiğim cevap biraz öncekinde olduğu gibidir.
Sayın Mevlüt
Aslanoğlu, yine Bağcılarda bulunan ve nüfusu 1 milyonu
aşan bir kısım yerlerde BEDAŞın hizmetleriyle
alakalı bir soru sormuştu. Tabii ki burada, Bağcılar
ilçesine hizmet veren Sefaköy İşletme Müdürlüğünün, özellikle
ulaşımı kolay olduğu gerekçesiyle, her türlü diğer
işlemleri yapılmaktadır yalnızca abonelik sistemi
dışında. Sistem Koordinasyon Müdürlüğü bünyesinde
oluşturulan Alo 186 çağrı merkeziyle bütün bu
müşterilerimize, bu manada hizmetler verilebilmektedir.
Adana Milletvekili
Sayın Ali Halamanın (331) esas numaralı sözlü soru önergesinde,
doğal gaz fiyatlarının artışlarının nereden
kaynaklandığı yine sorulmaktadır. Benzer bir soru ama
tekrara girmemek açısından
2009 Şubat ayında bizim indirim
yaptığımız zamanda ve yine mayıs ayında ki
biliyorsunuz o zaman da yüzde 25ler civarında ve yüzde 17ler
civarında indirim yaptığımızda ham petrolün varili
45,45 dolar, bugün itibarıyla 111 dolar. Aradaki farkın gaz
formülasyonuna tesir eden kısmını dikkatlerinize arz etmek
isterim.
Bu arada, döviz
fiyatlarıyla alakalı, yine eylül sonu itibarıyla doların
paritesi 1,68ler civarında, bugün itibarıyla ise 1,86lar
civarında. Buradaki gelen farkın mutlaka bu konuyu izah etmekte
yararlı olacağı kanaatindeyim.
Tabii, kurulu
güçleri itibarıyla ülkemizde birincil enerji arzı, yerli arz, brüt
elektrik enerjisi üretimiyle alakalı konularla alakalı
sormuşlardı. Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen miktar
ne kadardı? 34 milyar kilovatsaat 2002 yılında, şu anda ise
57,9 milyar kilovatsaatlik bir rakama çıkmış bulunuyor.
Sayın Mehmet
Ali Susamın (360) esas numarasıyla sorduğu soru önergesinde ise
Rusyadan batı hattıyla gelen anlaşma niçin iptal edildi, bunun
gerekçeleri neydi? ve diğer detaylı sorularını sordular.
Bu konuda tabii ki
bizim, 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanununun gereği
özel sektöre devretmeyle alakalı alınmış kararlar
vardı. Bunlar için, 6 bcmlik -6 milyar metreküplük-
kısmını özel sektörün kontrat yapması için biz kontratları
sonlandırdık. Yalnızca Batı Hattından üç temel hat
geliyordu, bir tanesiyle alakalı
sonlandırdığımızı, birisinin de daha önceden
gittiğini, diğerinin de kamuda kaldığını bu
vesileyle söylemek isterim.
Ürettiğimiz
elektrikte doğal gazın payı ne kadardır? diye
sormuşlardı. Yüzde 44,7lik kısmının, 2011
yılında doğal gaz kaynaklı enerji üretiminde
kullanıldığını söyleyebilirim.
Tabii, biz bu arada
yaptığımız zeyilnameyle yeni bir kontrat yapmadık.
Bütün al ya da ödelerle alakalı eski dönemden kalan al ya da ödeleri,
2012 yılı içerisinde, içinde bulunduğumuz yıl içerisinde
bunları bitireceğiz ve inşallah, diğer make up
dediğimiz konuları da bu yıl içerisinde bitirmiş
olacağız. Dolayısıyla, Rusya Federasyonuyla geriye dönük
herhangi bir aksama kalmamış olacak. Bu da Türkiye adına bir
kazanımdır diye düşünüyorum.
Tabii ki oradaki
aldığımız indirimlerin yine gaz piyasası adına
sevindirici olduğunu söyleyebilirim fakat döviz fiyatlarındaki
artışların yine belli oranda belli indirimleri
karşıladığını da belirtmek zorundayım.
Türkiyede biz bu
doğal gazın payını azaltmak istiyor muyuz? Evet, azaltmak
istiyoruz. Doğal gazın payını, özellikle enerji üretim
santrallerinde azaltmak istiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarından
kaynaklarımızı -neydi onlar? İşte, su, jeotermal,
rüzgâr, güneş gibi enerji kaynaklarını, yerli kömür gibi de
yerli kaynakları- bunun yerine ikame etmek istiyoruz.
Tabii
Bunların fiyatları hangi orandadır, şu anda elektrik
fiyatları ve doğal gaz fiyatları? diye sorarsak,
Eurostatın yayınladığı ve TLye bugün itibarıyla
çevrilen rakamlarda 2002 tarihi itibarıyla sondan en pahalı dört ülke
arasındayken şu anda en ucuz beş ülke arasında hem
doğalgaz hem de sanayi elektriğiyle alakalı, mesken
elektriğiyle alakalı bunu söyleyebilirim. Doğalgazda şu anki fiyatlar -cari
fiyatlarla- 27 tane Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında şu
anda en ucuz doğal gazın satıldığını
söyleyebilirim.
Sayın
Kazım Kurtun, Eskişehir Milletvekili, (390) esas sayılı
sözlü soru önergesine cevaben de şunları söyleyebilirim: Tabii ki
-elektrik sayaçlarının değiştirilmesiyle alakalı-
Eskişehirde 442.045 tane abonemiz var, 7.046lık bir kayıp
kaçak oranı var, 9.191 kilometrelik bir havai hattımız ve
diğer teknik spektler var. Bunlarla alakalı Elektrik, su ve gaz
sayaçlarının periyodik muayenelerinin on yılda bir
yapılması zorunludur. diye Ölçüler ve Ayarlar Kanununun -3516
sayılı- muayene ve damgalama yasaklar başlıklı ikinci bölümünde
bunlar yer almaktadır. Bunlarla da alakalı bir hazırlığımız
vardır ki kayıp kaçakların azaltılmasına dönük.
Sayın Ali
Halamanın, Adana Milletvekilinin, (6/415) esas sayılı sözlü
soru önergesinde bahsettiği: Adana İliyle alakalı
yatırımlar nelerdir? Ben bunları kendilerine yazılı
olarak da arz edeceğim. Ama bununla alakalı şunu söyleyebilirim:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 3,9 milyar TLlik
2012 yılında toplam bir yatırım tutarı var. Bundan
tabii ki Adanaya düşen paylar var, BOTAŞ açısından
yapılabilecek, TKİ açısından yapılabilecek, EPDK
tarafından, TPAO tarafından, EÜAŞ tarafından sayfalar
dolusu, bu TEİAŞ tarafından yapılacak yatırımlar
var. Orada MTAnın bölge müdürlüğü bulunmaktadır. Maden
işleriyle beraber orada inşallah geniş bir yatırım
tabii ki 2012 içerisinde düşünülüyor.
Sayın Ensar
Öğütün (6/423) esas no.lu verdiği sözlü soru önergesinde, kendisi
Tabii ki, yirmi beş yaşın üzerinde gemilerimiz var, bunlar ne
yapıyorlar? Bunların arasında bir sıkıntı
olabilir mi Piri Reisin yaptığı işlemlerle alakalı?
diye
Değerli
arkadaşlar, tabii, burada, geniş bir alanı bilgilendirmemiz
lazım. Araştırma gemilerinin ortalama elli altmış
yıl, ticaret gemilerinin ise otuz kırk yıl civarında
çalıştığını biliyoruz ve araştırma
gemilerinde geminin önemi, ölçüm ve örnekleme ekipmanlarıyla oranı
toplam geminin yüzde 7si kadardır ve araştırma gemilerinde
gemi, üzerindeki ekipmanların taşıyıcısı
durumundadır.
Piri Reis otuz üç
yaşındadır. Teknolojisi son derece dikkatli takip edilerek
cihazları sürekli yenilenmiştir. Yenilenen cihaz toplam geminin yüzde
7si kadardır. Yalnızca sismik değil, diğer
araştırma cihazları arasından da, jeoloji, biyoloji, kimya,
fiziksel, oşinografi, deniz mühendisliği, arkeoloji gibi en son model
cihazlarla donatılmış durumdadır. Bu yalnızca
Türkiyede değil değerli arkadaşlar, Gazprom tarafından ve
BP tarafından da zaman zaman kiralanmaktadır. O yüzden gözümüzde küçültmeyelim.
Piri Reis Akdenizdeki fonksiyonlarını yerine getirmiştir ve
bugün TPAOnun Norveçten kiraladığı Bergen Surveyor isimli
sismik gemi de kırk yaşındadır ve Titanici bulan ABD
araştırma gemisi Knorr da kırk üç yaşındadır. O
yüzden bu çalışmalarda bizim, kendisine hangi görevleri verdiysek o
görevleri de iki boyutlu sismik aramalarını belli ölçümler içerisinde
yapmıştır.
On iki saat
içerisinde normal güvertesinde 10 ton civarındaki biyolojik bir
çalışma ekipmanları üzerinden kaldırılıp yerine
sismik ekipmanlar monte edilebilmektedir. O yüzden, biz, yalnızca, tabii
ki Piri Reisle değil aynı zamanda diğer gemilerle de çalışmaya
devam ediyoruz ve 2 Kasımda verilen tüm hatlar, yaklaşık 3.679
kilometrelik hat başarıyla bitirilmiştir ve TPAOya
verilmiştir. Biz de özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetiyle
aramızdaki anlaşma gereği Balıkçı
Barınaklarını İyileştirme Projesi kapsamında da
çalışmalarına tabii ki devam etmektedir. Aslında bu konuyla
alakalı çok fazla anlatacak şey var ama süremin de
daraldığını görüyorum.
Sayın Mevlüt
Aslanoğlunun (6/437) esas numaralı sözlü soru önergesinde
verdiği soru şudur: Yer altına alınmasıyla
alakalı, yine İstanbul Başakşehir, Güvercintepe mahalleleriyle
alakalı da benzer cevapları verebiliyorum.
Sayın Süleyman
Çelebinin (6/442) esas numarayla verdiği sözlü soru önergesinde, yine,
yer altına alınacak belli bölgeler tekrarlanmıştır.
Benzer şey, benzer sorularla yine birkaç milletvekili arkadaşımız
tarafından sorulmuştur.
Sayın Ali
Halamanın, Adana Milletvekilinin (6/526) esas numaralı sözlü soru
önergesinde sorduğu Adana ili ve ilçesindeki yürütülen projelerle
alakalı, biraz önce açıkladım. 2012 yılındaki yine
yapılacak yatırımlarla alakalı, biraz önce
açıkladım. Kendilerine de, inşallah, yazılı olarak,
yaklaşık sekiz sayfada sunduğumuz bütün cevapları da arz
edeceğim.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Milletvekilinin (6/533) esas numarayla
verdiği sözlü soru önergesinde bahsettiği MTA tarafından
Doğu Akdenizdeki jeotermal aramalarıyla alakalı
Kahramanmaraş ilinde neler yapılmıştır? diye
sordular. Tabii ki, bizim 2 adet jeotermal kaynak arama ruhsatında MTA
Genel Müdürlüğünce yürütülen Doğu Akdeniz Jeotermal Enerji
Aramaları Projesi kapsamında yapılan detaylı jeotermal etüt
sonucunda herhangi bir jeotermal emareye rastlanmamıştır.
Kapıçam mevkisindeki MTA Genel Müdürlüğü adına tescilli
jeotermal kaynak arama ruhsatları bulunmadığından da bu
bölgede çalışma yapılmamıştır.
Sayın Mesut Dedeoğlunun,
Kahramanmaraş Milletvekilinin Kahramanmaraş Organize Sanayisiyle
alakalı, elektrik tarifeleriyle alakalı sorduğu bir soru var.
Tabii ki, bunun AKEDAŞ tarafından belli kanun ve mevzuatlara dönük
yapılan bir cevaplaması var. 2013 yılı itibarıyla
mesken hariç tüm tüketiciler, 2015 yılı itibarıyla da tüm
tüketicilerin serbest tüketici olacağı hususu kanun ve
mevzuatlarımızda yer almıştır. Geçiş dönemi
sonrasında abone grupları arasında mevcut sübvansiyonların
tamamen sona ereceği ve tüketicilerin sistemde müsebbibi oldukları
maliyetlere katlanmak zorunda kalacakları bir esastır. 2013 tarihi
itibarıyla çapraz sübvansiyonların da ya da tüketicilerin
desteklenmesine düşük fiyat uygulamalarının da bir düzenlemeye
muhtaç olduğunu söylemem yeterlidir diye düşünüyorum.
Yine, Sayın
Mesut Dedeoğlunun, Kahramanmaraş Milletvekilinin (6/538) esas
numaralı sözlü soru önergesinde sorduğu Pazarcık ilçesiyle
alakalı. Yine enerjiyle alakalı bir, doğal gazla alakalı
bir talebi vardır. Doğal gazla alakalı da, tabii ki
dağıtım şirketinin ARMADAŞ, Arsan Maraş
Doğalgaz Dağıtım Şirketine ait bunlarla alakalı
görüşmeler yapılmıştır ve tabii ki lisans sahibi
şirketin yazılı talebi aranıyor, EPDKya müracaatları
yapılıyor. Bu talebin olması hâlinde lisans sahibi
dağıtım şirketince Pazarcık ilçesine ilişkin
olarak hazırlanacak fizibilite çalışmalarıyla
yapılacak yatırımlar teknik ve ekonomik kriterler
açısından da değerlendirilecektir.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun (6/540) esas numaralı verdiği sözlü soru
önergesinde, yine, Kılavuzlu Trafo Merkezinden bahsedilmektedir organize
sanayisinde. Önceki hafta pazar günü Kahramanmaraşta bir bölge
toplantısı yaptık ve orada Sayın Valinin
başkanlığında bulunan bütün Kahramanmaraş bürokrasisiyle
de beraber yaptığımız toplantılarda bir yol haritasını
belirledik. Daha önceki hafta Malatyada, geçtiğimiz hafta Kocaelide,
bölgede yaptığımız toplantılar gibiydi.
Kılavuzlu
Trafo Merkezinde 154/34 kilovatlık ve 2x100 mvalık trafolar
işletmededir ve bunlarla alakalı da arz güvenliği
açısından sorun teşkil etmeyecek şekilde bu
çalışmalara devam etmekteyiz. Aynı zamanda TEİAŞ Genel
Müdürlüğümüz bununla alakalı yük analizini takip etmektedir ve yük
artışlarını da gerektiği gibi değerlendirmektedir.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun (6/541) esas numaralı sözlü soru önergesinde
bahsettiği, küçük sanayi sitesine ait bin adet yeni iş yerinin
ihtiyaçlarıyla alakalı doğal gaz bağlantısı
konusu vardır. Ben kendileriyle de görüştüm. Bu konudaki kendilerine
yazılı olarak da verdiğimiz cevapta, doğal gaz
dağıtım şirketine bildirecekler ve söz konusu talep
doğal gaz arz sağlamasıyla alakalı, 2012 yatırım
planlarında yer almasıyla da alakalı, ki
arkadaşlarımızla da konuşmuş bulunuyoruz.
24üncü soru olarak
da Sayın Mesut Dedeoğlunun yine (6/542) esas numaralı sözlü
soru önergesinde, Andırın bölgesindeki çok sayıdaki HES
yatırımlarıyla alakalı bilgi istemişlerdir. Trafolar
kapasitelerini doldurmuş mudur ve biz burada
yatırımlarımıza devam edecek miyiz? Tabii ki
Andırın Trafo Merkezi Tevziat Projesi yer almakta olup söz konusu projenin
2012 yılı içerisindeki yatırımlarda yer almasını
biz de takip ediyoruz.
Yine Sayın
Mesut Dedeoğlunun, (6/544) esas numarayla verdiği sözlü soru
önergesinde, Kahramanmaraş ilindeki Çağlayan Havza Trafo Merkezine
yönlendirilmiş üretim santralleri vardır ve bunları
Çağlayan Havza Trafo Merkezindeki hizmete açmayı düşünüyor muyuz
kalıcı olarak dediğimizde, tabii ki ihale edildi TEİAŞ
tarafından ve 2012 sonu itibarıyla da tesisler inşallah
tamamlanmış olacaktır.
Yine Sayın
Mesut Dedeoğlunun, (6/573) esas sayılı sözlü soru önergesinde
bahsettiği, Kılavuzlu Barajındaki gövde kısmının
tamamlanmasından bu yana elektrik üretiminin aksamasıyla alakalı
soruları var. Tabii ki burada TEMSANdan kaynaklanan
aksaklığın, onun da ihale sürecindeki
aksaklıklarını arkadaşlarımızla en son
toplandık ve geçen hafta Su ve Orman Bakanlığıyla
yaptığımız toplantıda bunların yol
haritalarını belirledik. HES elektromekanik tesisatın gecikmesiyle
alakalı da bundan sonraki takvimimizi belirlemiş olduk.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun, (6/573) esas sayılı verdiği yine bu soruda,
aynı soruda, biz hangi takvimlerde bitirileceğini de bu manada
açıkladık. İnşallah, 1/4/2012 tarihinde bununla
alakalı elektromekanik kısmın montajının
yapılmasını ben de ümit ediyorum.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun, (6/575) esas sayılı sözlü soru önergesinde
bahsettiği Afşin-Elbistan Termik Santralinin, 21 HES ve
yapımı devam eden 12 HES yatırımıyla beraber
değerlendirilmesini istemişler ve bir grup müdürlüğü burada
kurulacak mıdır diye. Biz, burada grup müdürlüğü
kurmayacağız ama şu anda ihtiyaç olarak röle müdürlüğünün
kurulması esas ve bunun da doğru olduğuna inanıyoruz. Bir
röle müdürlüğü eklenecek ve Kahramanmaraşın ihtiyaçları
karşılanmış olacak.
Sayın Mesut
Dedeoğlunun, yine (6/576) esas numaralı sözlü soru önergesinde,
organize sanayideki yeni iş yerlerine doğal gaz bağlanıp
bağlanmayacağıyla alakalı konusuydu. Burada da organize
sanayinin talep yazısı 11
Ekim 2011 tarihinde ARMADAŞa verildiğini görüyoruz. Bölgenin
haritası, kalite üzerindeki işletmelerin tüketim noktaları ve
değerleri, gaz arzı sağlamak üzere yatırım
programına da bu dâhil edilmiş olacaktır.
Sayın Alim Işıkın
(6/580) esas numarasıyla sorduğu sözlü soru önergesinde Güney
Kıbrıs Rum Yönetimiyle o bölgede başlatılan doğal gaz
ve petrolle alakalı aramaların ne tür sonuçlar verdiği, Piri
Reis Gemisi ile yapılan sismik aramalarda ne tür sonuçlar verdiği
sorulmuştur. Biraz önce anlatmaya çalıştım ama yine de
şunu eklemem doğru olur: TPAO bu aldığı verileri,
3.680 kilometrekare üzerindeki iki boyutlu sismik aramaları proses ediyor
ve toplanan veriler üzerinde ham dataları yorumlanabilir hâle getirmek
için bilgisayar programlarıyla birleştiriyor. Bunun üzerinde de biz
herhangi bir sorunla karşılaşmadık ve
aldığımız verilerden de son derece tatmin olduk.
Sayın Doktor Haluk
Eyidoğanın, İstanbul Milletvekilinin (6/587) esas numarayla
verdiği sözlü soru önergesinde jeotermal kaynaklarıyla alakalı
reenjeksiyonun herhangi bir problem doğurup doğurmayacağı
soruldu. Bununla alakalı, dünya jeotermal sahalarında gerektiği
zaman uygulanmakta olan bu çalışmalar ülkemizde de bilimsel olarak
yürütülmekte ve akademik çalışmalarla da işletmeciler
desteklenmektedir. O açıdan bununla alakalı herhangi bir problem yaşayacağımızı
tahmin etmiyoruz.
Sayın Alim Işıkın
(6/594) esas numaralı verdiği sözlü soru önergesinde Akdenizle
ilgili, yine, Sismik geminin teknik özellikleri nasıl olacaktır?
diye söylenmiş. Bunların navigasyonunun, pozisyonlama sistemlerinin,
sismik enerji üretim sistemlerinin, veri işleme sistemlerinin, mühendislik
sistemlerinin, kompresörlerin, güverte ekipmanlarının, helikopter
pistinden tutun ki birçok konuda bizler, bu konuda Norveç, Hollanda,
İspanya, Dubai ve Singapur gibi ülkelerden bunların nasıl
tedarik edildiğini yine aynı şekilde kamuoyuyla
paylaştık. Sayın Profesör Doktor Alim Işıkın
yine (6/594) esas numaralı verdiği sözlü soru önergesinde,
alınan geminin şartlarıyla alakalı söylendi. Bunu tekrar
etmiş oldum.
Sayın Ensar Öğütün (6/605)
esas numarayla verdiği sözlü soru önergesinde doğu ve
güneydoğudaki kamu binalarında sayacın bulunup
bulunmadığına dair, hatta bulunmadığını
söylüyorlar. Varsa bu konuda, lütfen bize isimlerini verin. Bizim
tespitlerimizde bu konuda herhangi bir kamu kuruluşunda aboneliğe
ait, aboneliğin aleyhinde herhangi bir durum tespit edilmemiştir.
Elektrik sayaçları bulunmaktadır. Teknik arıza sonucunda bir
kısım sayacın değiştirildiğini de tabii
görmekteyiz.
Ankara Milletvekili
Sayın Zühal Topcu, (6/641) esas numaralı verdiği soru
önergesinde, kamu kurum ve kuruluşlarıyla alakalı özürlü
kadrolarında soru sormuşlardır.
BAŞKAN
Sayın Bakan, süreniz tamamlandı, lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Sayın
Başkanım, son üç sorum kaldı. Eğer müsaade ederseniz hepsini
bitireyim tamamını bitirmek açısından. Şu anda 32nci
soruyu tamamlıyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Bakanlığımızda 2011 yılı sonu itibarıyla,
TEDAŞ hariç, 53.540 personel ve 1.499 tane de özürlü personel vardır.
Bunların tamamlanmasıyla da alakalı
çalışmalarımız devam etmektedir.
Yine Sayın
Profesör Doktor Zühal Topcunun (6/654) esas numaralı verdiği sözlü
soru önergesinde: Elektrik faturalarında hangi kalemler vardır? Bu
kalemlerin içerisindeki ayrıntılar nelerdir? Tabii bununla
alakalı, net enerji bedeli, kayıp enerji bedeli, sayaç okuma bedeli,
sayaç okuma dışındaki perakende satış hizmet bedeli,
dağıtım faaliyetleri kapsamında. Dağıtım ve
iletim bedelleri de ayrıca bulunmaktadır. Bunların haricinde
enerji fonu, belediye tüketim fonu vergisi, TRT payı, katma değer
vergisi gibi bir kısım vergiler de bulunmaktadır.
Bunların
içerisindeki ne paylar nedir? dersek, özellikle ticarethanelerde perakendede
yüzde 58ler civarında esas enerji bedeli, bunların haricinde, biraz
önce bahsettiğimiz gibi, perakende satışla alakalı oranlar,
kayıp kaçak oranları, okumayla alakalı oranlar,
dağıtım, iletim, KDV, TRT, BTV ve enerji fonu gibi bazı
fonlar bulunmaktadır. Bunun yüzde 55 ila 58ler civarında çıplak
enerji maliyetlerinin olduğunu söyleyebilirim. Sanayide ise yüzde 63ler
civarında enerji payının, sanayi AGde ise yüzde 58ler
civarında bir payının olduğunu söyleyebilirim.
Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Mesut Dedeoğlu (6/658) esas sayılı sözlü
soru önergesinde Afşin Termik Santralinin bacalarına filtre
takılmasını soruyor Takmayı düşünüyor musunuz? diye.
Afşin Elbistan A Termik Santral üniteleri elektrostatik filtreleri de
içerecek şekilde montajı yapılarak, 1984, 1985, 1986 ve 1987
yıllarında dört ayrı ünite devreye alınarak devam
etmiştir. O tarihten beri de elektrostatik filtreleri olduğu hâlde
çalışmaktadır ve bununla alakalı da özellikle baca
gazı arıtma tesisleriyle de alakalı işlemler bu manada işletilmektedir.
Sayın Mesut
Dedeoğlu (6/673) esas numaralı sözlü soru önergesinde soğutma
kulelerinde meydana gelebilecek olan buharın, sıcak suyun Afşin
ilçesinin ısınmasında kullanılıp
kullanılmayacağını soruyor. Evet, bu çok doğru bir
yaklaşım. Biz de hazırlıklarımızı
yaptık, Afşin Elbistan B Termik Santralinden bölge ısıtma
sistemine ısı vermek üzere dönüşüm yapılmasına dair
EÜAŞın 2012 taslak programında, yatırım
programında bununla alakalı kararımızı aldık ve
TÜBİTAK MAMla da fizibilite raporu hazırlatıp bununla
alakalı inşallah biz de o ilçenin bundan yararlanmasını
istiyoruz.
Profesör Doktor
Sayın Alim Işıkın
BAŞKAN
Sayın Bakanım, lütfen
Teşekkür
ediyorum çünkü süreyi çok aştık.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Peki, teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Şimdi, Sayın Bakandan açıklama istemek için Sayın Akar,
Sayın Eyidoğan, Sayın Karaahmetoğlu, Sayın
Dedeoğlu, Sayın Işık ve Sayın Aslanoğlu sisteme
girdiler ancak Sayın Akar ve Sayın Karaahmetoğlu, soru önergeniz
olmadığı için size söz veremiyorum.
Sayın
Eyidoğan, buyurun.
HALUK
EYİDOĞAN (İstanbul) Teşekkür ederim Başkan.
Sayın
Bakanın benim sorduğum sözlü soruya -jeotermal sahalarla ilgili
tetiklenmiş depremlerin incelenmesi, araştırılması,
izlenmesi konusunda- verdiği cevap tatmin edici değildir.
Özellikle
Türkiyede elektrik üretimine yönelik derin jeotermal enjeksiyonlar ve
reenjeksiyonlar yapılmaktadır. Elektrik üretimi için yapılan bu
tür büyük jeotermal faaliyetler ciddi sayıda deprem
fırtınaları üretmektedir. Biz bunu uzak deprem
istasyonlarında dahi görüyoruz. Ancak -bilgimiz dâhilinde- bölgede
elektrik üretimi yapan firmalar bu deprem fırtınalarını
özel cihazlarla izlememektedirler. Bu, dünyada gittikçe önem kazanan bir
konudur. Depremselliği yüksek olan bu ülkede derin jeotermal faaliyetlerin
mutlaka yakın deprem istasyonlarınca incelenmesi gerekmektedir.
Avrupada bunun için yönetmelikler hazırlanmaktadır. Yüce Meclisin
dikkatini özellikle bu konuya çekmek istiyorum. Aldığım cevaplar
tatmin edici değildir.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Dedeoğlu
MESUT DEDEOĞLU
(Kahramanmaraş) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım Kahramanmaraşla ilgili vermiş olduğum
soruların birçoğuna cevap verdiniz, teşekkür ediyorum.
Kahramanmaraş üreten bir şehirdir sanayisiyle. Bu bağlamda
Kahramanmaraşın elektriği ve doğal gazı çok
önemlidir. Bu konudaki çalışmalarınıza çok teşekkür
ediyorum.
Yalnız,
Afşin, Elbistandaki hava kirliliğiyle ilgili olarak, o bölge
yaşanılamaz durumda. Bahsetmiş olduğunuz tarihlerdeki daha
önce takılan filtreler geçerliliğini yitirmiştir. Temenni
ediyorum ki en kısa süre içerisinde termik santrallerimize tekrar
filtreler takılır, o bölge yaşanılır bir hâle gelir
diye düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık
ALİM IŞIK
(Kütahya) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, ben de Sayın Bakana verdiği cevaplar nedeniyle
teşekkür ediyorum. Özellikle elektrik ve doğal gaz
zamlarının döviz fiyatlarındaki artışa
endekslenmiş olması doğru bir açıklama olabilir ama yeterli
değildir. Vatandaşın maaşına aynı oranda niye zam
yapılmadı o zaman? O da döviz fiyatlarına endekslenirse
Bu
vatandaş bu fiyatlarla bu elektriği ve doğal gazı
kullanmaya nasıl devam edebilecektir?
Özellikle Piri Reis
Gemisi ile yapılan çalışmaların analizlerinin devam
ettiğini, sorunla
karşılaşılmadığını ve verilerden tatmin
olunduğunu ifade etmiştir. Biz zaten o tatmin olunan verilerin ne
olduğunu sorduk. Kamuoyunun ve yüce Meclisin bu konuda daha detaylı
bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir de, yeni gemi
ne zaman alınacak, nereden alınacak ve nasıl bir gemi
olduğunun da mutlaka kamuoyuna sunulması gerektiğini
düşünüyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın
Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Sayın Bakan, sizi yanıltıyorlar.
1 milyon nüfuslu Bağcılar, 250 bin ev var, oradan Sefaköye gitmek
hiç basit değil: Önce Bahçelievlere gidecek, Bahçelievlerden metroya
binecek, Sefaköye oradan bir minibüs daha, üç araçla gidecek! 1 milyon nüfuslu
bir yere üç araçla gidilmesi yerine, Bağcılarda bir tane kira
kontratlarından elektrik sayaçlarını devralma istasyonu
açamıyorsak, hakikaten ben çok üzüntülerimi ifade ediyorum Sayın
Bakanım. 1 milyon nüfuslu bir ilçe! 3 bin nüfuslu bir ilçede TEDAŞ
açabiliyorsa böyle bir merkez, 1 milyon nüfuslu bir ilçede BEDAŞın
bir merkez açamamasını hakikaten üzüntüyle
karşılıyorum. Bir kısmı Bayrampaşaya gidiyor,
bir kısmı Sefaköye gidiyor. Buralarla direkt ilintisi yok, Bahçelievler
deseniz haklısınız. Bu nedenle, sizi yanıltıyorlar.
İki, yüksek
gerilim hatları: Sayın Bakan, burada yaşayan insanlar bir kere
sağlık olarak risk altında. Buraya hep zamanında iskân
verilmiş, bunlar gecekondu değil, imarlı bunlar, hepsi
imarlı yapılmış, iskân verilmiş bunlara. Buradaki
Saadetderede, Başakşehirde, Güvercintepede, Esenyurttaki hepsi
iskânlı. Bu insanlar bir risk altında. Bu nedenle, bu yüksek
gerilimin kalkması gerekiyor Sayın Bakan. Ben bir kez daha
dikkatlerinize sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın
Aslanoğlu.
Sayın Susam,
buyurun.
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Sayın Bakan, sorularımıza verdiğiniz
cevaplarla ilgili olarak teşekkür ederim ama şunun altını
çizmek istiyorum ki, özellikle batı hattının iptal edilmesinden
sonra 6 milyar metreküp doğal gaz yerine özel sektörün bir anlaşma
yaparak bu doğal gazı temin edememiş olduğu açık bir
gerçekliktir. Bu konuyu belki zaman sıkıntısı nedeniyle
burada ayrıntılı bir şekilde açıklama
fırsatınız olmamış olabilir ancak Enerji Komisyonu
olarak bu konuda daha ayrıntılı bilgiye ihtiyacımız
olduğunu ve hem kamuoyunun hem Meclisin bu konuda
aydınlatılmasına ihtiyaç olduğunu, hele son dönemdeki
kış şartlarında, özellikle de santrallerde meydana gelen
arızalarla ortaya çıkan enerji ihtiyacının ne kadar hayati
olduğu gündeme geldiğinde bu açık bir gerçekliktir, bu konuya
dikkatinizi çekiyorum.
İkinci acil
bir konu: İzmir Çeşme yarımadasında on yedi tane rüzgâr
santral tesislerini üretim noktasında ulusal şebekeye
taşıyacak hatlarla ilgili olarak, bu işi yapmış olan
girişimcilerin hat yapılmasıyla ilgili olarak, TEİAŞa
istenilen teminat mektubunu ve yüzde 10 peşinatı vermiş
olmalarına rağmen ihale tıkanmış noktada ve bu hatlar,
ulusal şebekeye iletim hatları bir türlü yapılamamaktadır.
Bu ihale sürecinin niye tıkandığını, neden bu ihalenin
yapılamadığını ve İzmirdeki bu
girişimcilerin ürettikleri elektrikle ilgili olarak ulusal şebekeye
giriş için ne zaman önlerinin açılacağını da sizden
cevaplamanızı rica ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
açıklama yapacak mısınız?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Evet,
yapacağım.
BAŞKAN
Kürsüye buyurun.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle
Profesör Doktor Sayın Haluk Eyidoğanın sorusuyla alakalı
tekrar bir cevap verme ihtiyacı hissettik.
Şimdi, tabii,
jeotermal sahalarda mikro sismik yöntemle sismik ağı kurarak, mikro
sismik aktivite, mikro deprem gözlem çalışması, jeotermal
rezervuar işletmelerinde rezervuarın geçirgenliğini, sınırlarını
ve geri basılan akışkanın rezervuar içerisinde nereye
gittiğini izleme, vesair amaçlı kullanılan yöntemlerden bir
tanesi. Bu çalışmalar, işletme sırasında
sürdürülebilir üretim ve geri basmayı sağlamak için sürekli
sıcaklık, basınç, kimyasal parametrenin izlenmesinin
yanında, gerekmesi hâlinde de uygulanabiliyor. Dünyada jeotermal sahalarda
gerektiği zaman uygulanmakta olan bu çalışmalar ülkemizde de
bilimsel amaçlı, üniversitelerce akademik çalışmalar -ki sizler
de onların arasındasınız- ve işletmecilerin
yapmış olduğu çalışmalar şeklinde
gerçekleşmektedir. Örneğin Aydın Salavatlı jeotermal
sahasında 7,95 ve 9,5 megavatlık kurulu güçte iki santral
çalışıyor. Bu çalışma, işletmeci tarafından
geri basılan akışkanın nereye gittiğinin izlenmesi
amacıyla gerçekleştiriliyor.
Ben, tabii,
yaklaşık 32 dakikada 37 tane sorunun 34 tanesine cevap vermek zorunda
kaldım. Bunlarla alakalı, her birisiyle alakalı otuz dakika
konuşacak kadar da MTAnın verdiği bilgiler var. Aydın
Germencikte -biliyorsunuz
aslında dünyanın en seçkin projelerinden bir tanesi- 48,5
megavatlık bir jeotermal santral kuruldu oraya, reenjeksiyonla
alakalı da herhangi bir problem yaşamadan
çalışmalarına devam ediyor. Bildiğiniz gibi, MTA aynı
zamanda, şu anda deprem haritalarını güncelleyecek. En son 98
yılında, aktif hâlde çalışan yaklaşık 15 bin tane
fay hattının son yapılan çalışmalarla 25 bin
civarında olduğunu biliyoruz. O yüzden, bu konudaki hassas çalışmalarımız
da devam edecek.
Kahramanmaraş
Milletvekilimiz Sayın Mesut Dedeoğlunun
Tabii ki Maraş için ve
bütün illerimiz için uğraşmamız gerekiyor. Dediğim gibi,
orada bölge toplantısını da yaptık, birçok konuyu da ele
aldık, iletim hatlarından tutun ki dağıtım
hatlarına varıncaya kadar. Tabii, Maraşta sevindirici bir durum
var. Üretim hem sanayide hem de organize sanayide çok ciddi şekilde
ilerliyor, müthiş bir güç talebi var. Bunların her birisi ülkemiz
için, özellikle Maraş için sevindirici şeyler.
Kahramanmaraşın özellikle Afşin Elbistan -ben de gittim,
gördüm- ağının şu anda hukuki işlemleri bitirildi ve
bir müktesep hakkı bulunan şirketle bir noktaya kadar gelindi. Onlar
hem yeni santral kurma hem rehabilite etme hem de bütün baca gazlarıyla
alakalı hassasiyetimizi aynı şekilde, anlaşma gereği
paylaşacaklar. Bildiğiniz gibi, oradaki çiftçilerimizin,
köylülerimizin, vatandaşlarımızın açtığı
dava EÜAŞın aleyhine sonuçlanmıştır ve 21 milyon
TLlik ödeme de taraflarına yapılmıştır. Bu da şunu
gösteriyor: Hepimizin hukuka saygısı var, orada EÜAŞın o
baca gazı analizlerinde bir aksama olduğu aşikârdır ve
bunun da giderilmesiyle alakalı da ben arkadaşlarıma talimat
verdim.
Sayın Profesör
Doktor Alim Işık Yalnızca bu zamlarla açıklanabilir mi?
dedi.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, ham petrol ve doğal gazın fiyat
artışları Türkiye'nin içerisindeki mekanizmadan daha farklı
ilerledi, 22 dolar/varilden şu anda 111 dolara geldi. Şimdi, hemen
hemen 5 katlık bir artış, 5 kat, yüzde 500lük bir
artış. Biz bunu yüzde 500 olarak aktarmadık tabii ki onun bir
formülasyonu var ama döviz fiyatlarındaki pariteden bahsettim. 2009
yılının Şubat ayında parite 1,45,45ti ama şu
anki geldiğimiz nokta 1,84-1,86 hatta 1,88leri bulmuştu.
Bunların özellikle vatandaşımızın lehine, enerji
sektörüyle alakalı bütün fiyatlamaları, maliyetleri o şekilde
değerlendirmeye çalışıyoruz ama ham petrol artarken bizim
buradaki maaş artışlarına bakarak da yapmıyorlar,
kendi piyasası var, o şekilde gidiyor.
Piri Reisle
alakalı, eğer müsaade ederseniz, o zaman biraz daha geniş bilgi
vermek isterim çünkü Piri Reis hak etmediği şekilde tahfif edildi
arkadaşlar. Siz, yalnızca Türkiye'nin elindeyken bunun değersiz
olduğunu söyleyebilirsiniz ama bu, BPnin ve Gazpromun özellikle güney
akımla alakalı sismiklerinde dahi kullanıldı, üç tane
gemiden bir tanesi olarak kullanıldı. Yani onlar da bu verilere
dikkat ederek yaptılar. Ben onunla alakalı, size biraz detaylı
bilgi vermek isterim. Nasıl bir gemi biz dizayn ediyoruz, bununla
alakalı nasıl bir çalışma yapıyoruz, bunu da sizlere anlatmak
isterim. Şimdi, tabii, söz konusu G ruhsat alanında, adanın
güneyinde iddia edildiği ruhsat alanlarını kapsamakla birlikte,
sondaj yapılan alanın kuzey kesimlerini aslında temsil
etmektedir.
Bu veriler TPAO
tarafından değerlendirildi ve bunun içerisinde sismik
çalışmaların üç önemli aşaması var. Birincisi sismik
veri toplama ve doğrudan sahada yürütülen bu çalışmaların,
ikinci aşamada sismik verilerin bilgisayar programlarıyla beraber
işlenmesi, anlamlandırılması ve yorumlanması esas alınıyor.
Üçüncü aşamada da belli bir zaman sürecine bağlı olarak da TPAO
Genel Müdürlüğü toplanan veriler üzerinde hem datayı yorumlayabilir
hâle geliyor, bilgisayar programları üzerinde verinin işlenmesi
aşamasında da bu çalışmalara devam ediyor.
Tabii,
dış etmenlerle alakalı, Piri Reis herhangi bir sorunla karşılaşmış
mıdır dersek herhangi bir sorunla da bu manada
karşılaşmadı. Peki, biz nasıl bir şey
hedefliyoruz? Biz, yeni alınması planlanan sismik geminin üç boyutlu,
iki boyutlu sismik veri toplama çalışmalarını yapmak
amacıyla, 80 ila 110 metre boyunda, 20 ila 30 metre eninde, 6 ila 10 metre
draftında, 2B ve 3B konvansiyonel sismik veri toplama
çalışmaları için uyumlu ve birçok daha sinyal alıcı
kablosuyla beraber, işte streamer dediğimiz alıcı
kabloların bulunduğu, 6 kilometrelik bir hattın olduğu,
desteklenen bir çalışma.
Gemide olması
gereken diğer teknik ve destek ekipmanlarıyla da alakalı,
navigasyon ve pozisyonlama sistemleri, sismik enerji üretim sistem ve
ekipmanları, sismik sistem kayıt ve ekipmanları, veri
işleme sistem ekipmanları, mühendislik sistem ve ekipmanları,
elektrik sistem ve ekipmanları, kompresörler, güverte ekipmanları,
yemek servisleri, helikopter pistleri gibi birçok, en modern olacak
şekilde bunlar yapılabiliyor.
Hangi ülkelerde
üretiliyor? diye sormuşlardı. Şartlarına ve teknolojisine
göre, Norveç, Hollanda, İspanya, Dubai, Singapur gibi ülkelerde, geminin
inşası ve üretimi de bu manada yapılabilmektedir.
Diğer bir
soru, Sayın Aslanoğlunun dediği. Evet, Bağcılarda
özellikle dağıtım hizmetleriyle alakalı, abone bilgi
yönetim sistemleri veya müşteri hizmetleriyle alakalı birçok
çalışmalar yapılabilir -arkadaşlarım, bunu tekrar
söyleyeceğim- ama yüksek gerilim hatlarıyla alakalı, 1964te,
68de, 69da kamulaştırmaları yapılmış,
inşaları 73 yılından 74 yılına kadar
bitirilmiş
Yüksek gerilim hatları, tabiri caizse, o ülkenin
otobanları gibi. Bunların altında herhangi bir bina
yapılması, şu veya bu gerekçeyle, Sayın Aslanoğlu,
mümkün değil. Yapılıyorsa onun mutlaka imara ve ruhsata
aykırı yapıldığını söyleyebilirim.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, lütfen sözlerinizi toparlayınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla) Sayın
Eyidoğan yazılı olarak da cevaplanması talebinde
bulunmuş. Hayhay, bunu ben kendilerine yazılı olarak da
vereceğim.
Batı
hattıyla alakalı -önemli olduğu için Sayın
Başkanım, müsaade ederseniz, bununla alakalı bir şey
söylemek isterim- değerli arkadaşlar, kontrat süresi 31/12/2011de
biten 6 milyar metreküplük bir doğal gaz anlaşması var, AK PARTİ
hükûmetlerinden önce yapılmış. Biz istediğimiz indirimlerin
yapılmadığı gerekçesiyle ve gene 4646 sayılı
Kanun gerekçesiyle özel sektörün kontrat yapmasını istedik.
Şimdi, Özel sektör daha ucuz yapabilir mi, yapamaz mı?
tartışmaları oldu. Bize göre, daha ucuz kontrat yapar ama
şu veya bu gerekçeyle, uzun bir müzakere döneminden sonra, Gazprom
şirketi, bu kontratları özel sektörle anlaşamadılar. Bizim
istediğimiz şuydu
Batı hattından, bundan üç yıl önce,
beş yıl önce olduğu gibi, gaz miktarı aynı
şekilde akıyor. Ben zaman zaman kamuoyuyla
paylaştığım söylemlerde şunu söyledim: Bu batı
hattından ister kamu eliyle ister kontrat eliyle isterse zeyilname eliyle,
bir şekliyle buradan gaz akacak; Türkiyenin büyümesine
karşılık gelecek doğal gazdaki arz güvenliği sağlanmış
olacak. Nitekim doğal gaz akıyor, orada da herhangi bir aksama yok
ama bu, al ya da ödeden biriken 3,1 milyar metreküplük gazın
anlaşmalarını da bunun içerisine aldı. Biz, BOTAŞ
olarak, kamu olarak yeni bir kontrat yapmayacağız. Bu manada
batı hattından yeni bir kontrat yapmayacağız, özel sektör eliyle
bu kontratların devamının olacağına
inanıyorum.
Şu veya bu
şekliyle özel sektör kontratları bir fiyatta buluşacaklar. O
fiyat da şu anda kamunun aldığı fiyattan daha
aşağı olmak durumunda. Ben bunların böyle
olacağına bu işlerin içerisindeki birisi olarak da
inanıyorum. Özel sektör, hangi firmalar yapar
Hani bazen zaman zaman ithamlarda bulunuldu:
Siz, A, B, C firmalarına bunu herhangi bir şekilde adreslediniz mi?
Değerli
arkadaşlar, bizim bu konuda herhangi bir müdahalemiz söz konusu olamaz.
Firmalar giderler, yirmi altı tane firma müracaat etmiştir, bu
firmalar müracaatları sonucunda, kim kontrat getirirse EPDK onunla lisans
anlaşmasını yapar. Sonuçta Türkiyeye girecek, toplam havuza
girecek gazın hem miktarının artması hem de
fiyatının ucuzlaması esastır. Bizim hedefimiz budur ve
müzakereleri yürüttüğümüz bu üç aylık dönem içerisinde Türkiye önceki
kontrata göre indirim almıştır ve doğal gazı daha
indirimli fiyatla Türkiyede şu anda kullanıma sokmuştur.
Yalnızca batı hattını ihtiva etmemektedir, aynı
zamanda Mavi Akımı da ihtiva etmektedir.
BAŞKAN Sayın Bakan
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ
(Devamla) Son soru Sayın Başkanım
BAŞKAN Lütfen Sayın Bakan, kısa bir
açıklama
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Devamla)
Sayın Susamın sorduğu on yedi tane Çeşme bölgesinde
bulunan RESlerle alakalı: Tevafuken söylüyorum, bugün saat 14.00te
RESçilerle bir toplantı yaptık yaklaşık 40 tane
yatırımcıyla beraber. Ben o toplantıdan buraya geldim.
Tabii ki Çeşmeden, Alaçatıdan da
yatırımcılarımız vardı. Onların özellikle
radar sistemleriyle alakalı problemleri çözüldü biliyorsunuz, iletim
hatlarıyla alakalı problemleri de tabii ki çözülecek ve biz 11 bin megavatlık
yalnızca rüzgâr santralarının 2015 yılına kadar inşasını
tamamlamış ve devreye almış olacağız.
Ben bütün bu duygu ve düşüncelerle
heyetinizi selamlıyorum. Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
Alınan karar
gereğince diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına
geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin
İşleyişine Dair Anlaşma ile 22 Ekim 2009 Tarihli Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin
İşleyişine Dair Anlaşmaya Değişiklikler
Getirilmesi Hakkında Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin
İşleyişine Dair Anlaşma ile 22 Ekim 2009 Tarihli Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hoca
Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin
İşleyişine Dair Anlaşmaya Değişiklikler
Getirilmesi Hakkında Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/440) (S. Sayısı: 32)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 2nci
sırasına alınan 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve
Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca
Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
2.- 23/12/2011 Tarihli ve 6262
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve
Anayasanın 89uncu ve 104üncü Maddeleri Gereğince
Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/537) (S. Sayısı: 122)
(x)(xx)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 122
sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 16ncı maddesi
Cumhurbaşkanınca uygun bulunmayarak bir daha görüşülmek üzere,
bu hususta gösterilen gerekçeyle birlikte,
Başkanlığımıza geri gönderilmiştir.
Anayasa'nın
89'uncu maddesinin ikinci fıkrasında "Cumhurbaşkanınca
kısmen uygun bulunmama durumunda, Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece
uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir." İç Tüzük'ün 81'inci
maddesinin son fıkrasında ise "Cumhurbaşkanınca
yayımlanması kısmen uygun bulunmayan ve bir daha görüşülmek
üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderilen kanunların sadece
uygun bulunmayan maddelerinin görüşülmesine kanunun görüşmelerine
başlamadan önce Genel Kurulca
görüşmesiz karar verilebilir. Bu durumda, sadece uygun bulunmayan
maddelerle ilgili görüşme açılır. Kanunun tümünün oylaması
her halde yapılır." hükümleri yer almaktadır.
Bu hükümlere göre,
geri gönderilen Kanun'un tümünün veya sadece Cumhurbaşkanınca uygun
bulunmayan maddelerinin görüşülmesi Genel Kurulun kararına bağlıdır.
Bu nedenlerle, söz
konusu Kanun'un sadece Cumhurbaşkanınca uygun bulunmayan 16ncı
maddesinin görüşülmesini Genel Kurulun onayına sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
16ncı maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
MADDE 16-
5510 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde
eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE
38- Bu Kanunun 43 üncü maddesindeki % 42 oranı yeni bir yasal düzenleme
yapılıncaya kadar % 45 olarak uygulanır.
Bu maddenin yürürlük
tarihinden önce bu Kanunun 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında
sayılan görevlerde bulunmuş olanlardan herhangi bir sebeple bu
görevleri sona erenler ile Büyük Millet Meclisi, Millet Meclisi, Cumhuriyet
Senatosu, Temsilciler Meclisi ve Danışma Meclisi Başkanları
da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
aybaşından itibaren bu Kanunun 43 üncü maddesi hükmünden
yararlanır.
Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibariyle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği görevi
devam edenler ile daha önce yasama organı üyeliği görevi sona
ermiş olanlardan veya dışarıdan bakanlığa
atanmış olanlardan halen milletvekilliği esas alınarak
emekli aylığı ödenenlerin, bu Kanunun 43 üncü maddesine göre
aylığa hak kazanabilmesinde, aynı maddenin altıncı
fıkrasının birinci cümlesinde belirtilen 2 yıllık süre
şartı aranmaz.
Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten önce Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği ile
dışarıdan atandığı bakanlık görevi sona
erdiği halde, malullük, yaşlılık veya emeklilik aylığı
bağlanmasına hak kazanamayanlardan, bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
sigortalılık ilişkisi devam edenlerin veya bu kapsamda
sigortalılık ilişkisi kurmaları gerekenlerin bu
sigortalılık ilişkisinden kaynaklanan emekli kesenekleri ve
kurum karşılıkları, bu Kanunun ek 7 nci maddesi ile
belirlenmiş olan esas ve usuller çerçevesinde ve bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün içinde Kuruma
başvurmaları halinde, başvurularını izleyen
aybaşından başlayarak 4 yıl süreyle Türkiye Büyük Millet
Meclisi bütçesinden karşılanır.
Bu madde esas alınarak
geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaz ve geriye dönük hak talep
edilemez."
BAŞKAN Madde
üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen
Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kaplan.
BDP GRUBU ADINA
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 122 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde söz
aldım. Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Biz parti olarak daha önce ret oyu
kullandığımız bu teklif hakkında yine aynı
şekilde ret oyu kullanacağız çünkü Türkiyede sosyal adalet,
sosyal eşitlik konularına geldiğimiz zaman -intibak
yasasını da Bakanlık hazırlamış, gelecek- emekli
memurların durumu, asgari ücretin saptanması, bütün bunların
hengâmesi içinde adaletsizlik başını almış gidiyor,
sosyal alanda, ekonomi alanında, her alanda. Ama bir adaletsizlik var ki
insanın yüreğini acıtıyor, insanlığından
utandırıyor.
Bugün Hrant Dinkin kararı
açıklandı. Hrant Dinkin kararında, otuz yıldan fazla ceza
avukatlığı yapmış, uluslararası hukuk
çalışmış bir hukukçu olarak, beş yıl
yargılamanın sonunda, örgüt yok, azmettiren yok, devlet içinde
yönlendiren yok, bilmem ne eden yok deyip, 19 sanıktan sadece 1ine ceza
verip diğerlerinin hepsini aklamak cinayetleri aklamaktan başka bir
şey değil. Hrant Dink sıradan bir insan değildi ülkemizde.
Hrant Dinkin bugünkü kararı sonrası yapılan açıklamalara
baktığımız zaman, hepimizi, Meclisi, bütün
milletvekillerini düşündüren sözleri duyarsınız. Ne diyorlar?
Olayın üzerinden beş yıl geçti. Beş yılda bizimle
dalga geçildi, meğer dalganın büyüğünü de sona
saklamışlar. Üç beş kendini bilmez çoluk çocuk böyle bir cinayet
işlemiş. diye karar vermişler. Sonra bu kararın bir
geleneği hiç değiştirmediği ortaya çıktı, devlet
siyasi cinayet işliyor ve bir kısım
vatandaşlarını ötekileştirme geleneği devam ediyor. Bu
devletin katil, halkını bombalayan imajı- suikastçı olarak
anılmasından çok rahatsız olanlar devleti bu sıfatlardan
arındırmak için hiçbir şey yapmadılar ve bir büyük
fırsatı ellerinin tersiyle teptiler. Böyle cinayetlere bir daha Hayır.
demek için bu dava eşsiz bir fırsattı, Türkiye'nin ve
dünyanın kamuoyundaydı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde
Türkiye mahkûm olmuştu ama bugün baktık ki dün hedefte olanlar ve
bugün iktidarda olanlar kendilerini ötekileştirenlerle ittifaklar
kurmuşlar. Tarihte bu gelenek önce geçici müttefiklerini yiyerek ve yok
ederek yoluna devam edebilmiştir.
Bugün bir ilk sayfa
kapandı. Bu safha biten bir komedinin dosyası, oysaki her şey
yeni başlıyor. Yine, bugün mahkemenin önünde, özel yetkili
mahkemenin, olağanüstü mahkemenin, adalet dağıtmayan bu
mahkemelerin, milletvekillerini tutuklayan bu mahkemelerin, milletvekillerinin
tutukluluğunu sürdüren bu mahkemelerin, siyasetçileri, belediye
başkanlarını, seçilmişleri hiçbir şeyi yokken bir söz
nedeniyle örgüt üyeliğinden yargılayan bu mahkemelerin,
iktidarın siyasi hasımlarına karşı giyotin gibi
işleyen bu mahkemelerin önünde toplananlar şunu söylüyordu karar
açıklanmadan önce: Bu karar devletin kararıdır.
Emniyetiyle,
jandarmasıyla, istihbaratıyla, yargısıyla, medyasıyla,
Hükûmetiyle, muhalefetiyle beş yıl önce Hrantı aramızdan
almaya karar vermiş olanlar, şimdi adalet saraylarında bir kez
daha bir karar daha verecekler. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek.
Burada, bu özel
ağır ceza mahkemelerinin kapanması için,
kaldırılması için kanun teklifleri verdik. Türkiye'nin kaderi
değil, Türkiye'nin kaderi istiklal mahkemeleri, örfi mahkemeler,
sıkıyönetim mahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri, özel ağır ceza mahkemeleri ve
siyasallaşan yargı ve adaletsizlik ve zulüm ve
ayrımcılık değildi bu ülkede.
Bakın, savcı bile isyan
etmiş verilen karara, öyle deniyor. Kimler neler söylemiş, bugün
yarın bütün bunları göreceksiniz. Ama aynı adalet, aynı
mahkemenin savcıları, aynı mahkeme Leyla Zananın evine
arama kararı çıkartıyor. Deniliyor ki: Leyla Zananın
bildirimi yok. Başbakanın üç tane evini biliyor bütün kamuoyu;
Üsküdarda var, Pursaklarda var, Başbakanlık konutunda var. Her
üçünü muhtarlığa bildirdi mi acaba? Kaç muhtarlığa bildirir
insan adresini? Bir taneye bildirir, bir tane, bir, bir tane resmî bildirme
olur. Peki, Başbakanlık konutunda Başbakan oturmuyor mu?
Polisler gidip orayı basacak, Pursakları mı basacak,
Üsküdarı mı basacak? Sonra, ölen Orhan Doğanın evini ve bırakın
onu, milletvekillerimizi, eski milletvekilimizi, eski parti genel
başkanlarını, Adalet Bakanının aynı gün
okuduğu görüşme notlarını, Genelkurmayın aynı gün
okuduğu görüşme notlarından, aynı gün Başbakanın
okuduğu görüşme notları nedeniyle 32 tanesini tutukluyorlar ve
bir tek soru soruluyor dün emniyette ve savcılıkta: Siz bu
görüşme notlarını okudunuz mu? E, siyasetçi olup da bunu
okumayanın aklına şaşılır. Siyasetçinin görevi,
Türkiyede siyaseti etkileyen her aktörün ve unsurun görüşlerini okumak ve
dinlemektir.
Şimdi buradan bir örgüt yaratan
özel ağır ceza mahkemeleri, Hrant Dink davasında bir örgüt
bulamamış, azmettiricileri bulamamış,
saldırganları, koruyanları bulamamış, telefon
kayıtları teslim edilmemiş ve 74 milyon insanımızla
dalga geçilircesine 1 kişiye mahkûmiyet, hepsine de serbestsin, beraat,
üstelik tahliye kararı veriliyor. Hangi çağda yaşıyoruz?
21inci yüzyılda yaşıyoruz. Şu mor kitapçıkları
dağıtmayın, adil yargılanmayla ilgili yok Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi varmış, yok Anayasa 90ıncı
madde varmış, yok iç hukukta uygulanırmış, yok iddia ve
savunma eşitmiş, yok adalet böyle işlermiş. Adalet böyle
işlemiyor arkadaşlar.
Adalet nasıl
işliyor biliyor musunuz? Bu kansere yenik düşen Evrim
Alataşı bilir misiniz? Yazar, gazeteci ve iki yıl önce
aramızdan ayrıldı. KCK davasından, Sarmaşık
Derneği kurucusu olarak hakkında arama kararı
çıkarılmış, iki yıl önce aramızdan
ayrıldı.
Peki, bu
Sarmaşık Derneğini -nerede Diyarbakırın
milletvekilleri- AKPliler var, CHPden şu an milletvekili olan
arkadaşlar var, BDPden var, hepsi birlikte kurmuşlar, iş
adamları, tanınmış aydınlar, hukukçular, meslek
kuruluşları başkanları. Ayıp değil mi? Şimdi
bu ölen insana ev arama kararı KCKden çıkartmak zulüm değil
midir? Bu nasıl adalet arkadaşlar? Bu nasıl anlayış,
bu nasıl işleyiş?
KCK, Kürtleri
cezaevine koyma operasyonları. K Kürtleri, C cezaevine, K koyma
operasyonu. Bunun adı bu.
Ondan sonra
gidiyorsunuz Avrupa mahkemesine. Bugün kaç mahkûmiyet
aldığınızı biliyor musunuz? Hiçbiriniz
aldığınız maaşı hak etmiyorsunuz aslında,
size hiç maaş verilmemesi lazım. Buraya geliyorsunuz, el
kaldırıp gidiyorsunuz.
MUHYETTİN
AKSAK (Erzurum) Ayıptır ya!
HASİP KAPLAN
(Devamla) Bak, açık söyleyeyim, bugün beş davadan mahkûmiyet
kararı çıkmış, inanç özgürlüğünden
çıkmış, düşünce özgürlüğünden çıkmış.
Bakın, hepsinden çıkmış. Din özgürlüğünden de
çıkmış üstelik, hepsinden mahkûmiyet çıkmış.
Bırakın
onu, JİTEMin genel merkezinde 15 tane kafatası bulundu, biliyor
musunuz? Buluyor musunuz? Sizi titretmiyor mu,
insanlığınızı titretmiyor mu bu kemikler, bu
kafatasları? Biliyor musunuz Musa Anteri öldürenler o JİTEM
merkezinde oturuyordu.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN
(Devamla) O JİTEM merkezi Diyarbakırın merkezindeydi.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN
(Devamla) Adınız adalet, Allah size de adalet versin.
Bir şey
demiyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
HAMZA DAĞ
(İzmir) Size de versin.
BAŞKAN Madde
üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kalaycı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 122 sıra
sayılı 6262 sayılı Kanuna dair
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sayın
Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması uygun bulunmayan
6262 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanunun 16ncı maddesinin bir kez daha görüşülmesi için
Anayasanın 89 ve 104üncü maddeleri uyarınca Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına geri gönderilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi üzerine, Plan ve Bütçe Komisyonunda yeniden görüşülen
16ncı maddede, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve
dışarıdan bakanlık görevlerinde bulunanlara veya bu
görevleri herhangi bir sebeple sona erenlere ödenecek emekli
aylığının belirlenmesine esas yüzde 42 oranının
yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yüzde 45 olarak
uygulanması AKP milletvekillerinin teklifi ve oylarıyla kabul
edilmiştir.
Son duruma göre,
6262 sayılı Kanunda yapılan düzenlemeler sonucunda eski ve yeni
milletvekili emeklilerinin aylıkları arasındaki eşitsizlik
giderilmektedir. Hâlen milletvekili ve emekli olanlara emekli
aylığının tamamının ödenmesi söz konusu
olmaktadır. Mevcut emekli aylıklarına 2012 yılında en
azından enflasyon düzeyinde verilecek artıştan sonra
oluşacak emekli aylığı ile bu Kanunla belirlenecek emekli
aylığı yaklaşık aynı düzeyde bulunmaktadır
hatta hizmet yılı fazla olanlar için bu Kanuna göre belirlenecek
aylık daha düşük durumda olacaktır.
Memurların
emekli hukukunda yer alan ve eskiden beri bu hukuka tabi tutulduğu için
milletvekilleri için de uygulanmakta olan iki yıl milletvekilliği
yapma şartının kapsamı genişletilerek, önceki
sigortalılık statüsü ne olursa olsun herkese uygulanması
öngörülmektedir.
Mevcut uygulamada,
memuriyet görevi esnasında makam tazminatı öngörülen görevlerde iki
yıl çalışmış olanlar milletvekili seçildiğinde
ilk ay itibarıyla milletvekilliğinin haklarından
yararlanabilmekteydi. Artık, herkes için iki yıl şartı
aranacaktır.
Görüşmekte
olduğumuz maddede yer alan üçüncü fıkrayla, daha önce kamuda makam
tazminatı görevlerde iki yıl çalışmış ve
emeklilik şartlarını tamamlamış olup, Haziran 2011
seçimlerinde milletvekili seçilenlere mevcut mevzuat çerçevesinde emekli
aylığı bağlanmış olduğu gerekçesiyle, bu
durumda olanlar için iki yıl milletvekilliği şartı
aranmamaktadır.
SSK ve BAĞ-KUR
hizmetleri dolayısıyla emekli olan ve Haziran 2011 seçimlerinde
milletvekili seçilenler ise milletvekilliği emekli
aylığını alabilmeleri için iki yıl görev yapmak
zorunda olup, bu iki yıllık süre de bu Kanunun yürürlük tarihinden
itibaren başlayacaktır. Kendi ellerinde olmayan nedenlerle
oluşan bu durumun gözden geçirilmesinde fayda görülmektedir.
Milliyetçi Hareket
Partisi olarak, 6262 sayılı Kanuna esas teşkil eden Plan ve
Bütçe Komisyonunda kabul edilen metinle ilgili muhalefet şerhimizde
belirtilen görüşlerimizi aynen muhafaza ediyoruz. Zira bu Kanun ile
geçmişte Emekli Sandığı iştirakçiliği
bulunanların büyük çoğunluğunun emekli ikramiyesi
alabilmelerinin önü kapanmakta, alma imkânı olanlara da çok cüzi ödemeler
yapılması öngörülmektedir. Yeşil kartlıların,
altmış beş yaş aylığı alanların,
muhtaç, engelli aylığı alanların ve geçici köy
korucularının özel sağlık kuruluşlarından hizmet
almaları engellenmektedir.
Deprem
aylığı bağlanması olumlu olmakla birlikte, 2011
yılı öncesi yaşananlar ile bundan sonra yaşanabilecek
deprem ve doğal afetleri kapsamamaktadır. İş Kanununda yer
alan idari para cezaları artırılmaktadır. Sigortalılar
ile emekli, dul ve yetimlerine ek mali yük getirilmekte, reçetelerinde yer alan
üç kutuya kadar ilaçlar için 3 Türk lirası, ilave her bir kutu ilaç için 1
Türk lirası olmak üzere, ilave katılım payı ödemeleri ve
yatarak tedavide katılım payı alınması
öngörülmektedir. Bu saydığım düzenlemelere Milliyetçi Hareket
Partisi olarak tümüyle karşı olduğumuzu bir daha ifade ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, AKP hükûmetlerince, yıllardır, emekli
aylıkları arasındaki adaletsizlik ve eşitsizliğin
giderileceği sözü verilmiş ancak emekli, dul ve yetimlerimiz hep
hüsrana uğramış, beklentileri boşa çıkmış,
umutları ve hayalleri yıkılmıştır. AKP Hükûmeti,
2009 yılında altından kalkılamadığı
gerekçesiyle rafa kaldırdıklarını
açıkladıkları intibak düzenlemesinin, Haziran 2011 genel
seçimleri sürecinde, tekrar yapılacağı sözünü vermiş, son
günlerde yine emekliler umutlandırılmış, ancak bunun da hem
kapsamı dar tutulmuş hem de ödemelerinin 2013 yılında
yapılacağı açıklanmıştır. Dün toplanan
Bakanlar Kurulunun ardından Başbakan Yardımcısı ve
Hükûmet Sözcüsü Bülent Arınç, intibak düzenlenmesinin kabul edildiğini,
refah payından emeklilere yüzde 75 pay verileceğini, 1 milyon 913 bin
emeklinin maaşlarında artış olacağını ve
artışların 10 ile 290 lira arasında emekli
maaşlarına yansıyacağını
açıklamıştır.
Esasen, tüm SSK ve
BAĞ-KUR emeklilerinin intibak sorunu bulunmaktadır. 1978
yılından 2000 yılına kadar SSK, BAĞ-KUR ve memurlar
için, memur maaş katsayısıyla belli edilen bir sistem
uygulanmıştır. 2000 yılından itibaren SSK ve
BAĞ-KUR çalışanlarının emekli
aylığının hesaplanmasında memur maaş
katsayısının kullanılmasına son verilmiş, bu
nedenle SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin, eşitleri arasında, emekli
oldukları yılların farklılığı ne kadar çoksa
o kadar farklı emekli aylığı ortaya çıkmıştır.
Ayrıca, gerek
1997 gerek 2003 yıllarında BAĞ-KUR basamak satın alma
uygulamaları getirilmiş ve kişilere geriye dönük basamak fark
paraları ödettirilerek basamak satılmıştır fakat
iş emekli aylığına gelince geriye doğru basamak
farkı peşin alındığı hâlde, geçmiş
yıllar basamaklar arttırılmadığından basamak
satın alanlar da alması gereken emekli aylığından çok
düşük rakamlı aylık almaktadırlar.
Hükûmetin
yaptığı açıklamalara göre sadece 2000 öncesinde emekli
olmuş olan SSK emeklilerinden bir kısmına intibak
uygulanacaktır. Ekim 2011 itibarıyla sadece SSKlı emekli dul ve
yetim sayısı 5 milyon 727 bin kişidir yani SSK emeklilerinin
sadece üçte 1i bu düzenlemeden yararlanabilecektir.
AKP Hükûmetinin
kabul ettiği intibak düzenlemesi BAĞ-KUR emeklilerini
kapsamamaktadır. 2 milyon 345 bin esnaf BAĞ-KUR, 1 milyon 811 bin
tarım BAĞ-KUR emeklisi olmak üzere toplam 4 milyon 157 bin BAĞ-KUR emeklisinin hiçbiri bu
düzenlemeden yararlanamayacaktır.
BAĞ-KUR emeklilerine haksızlık yapılmaktadır.
1999
yılında SSK ve BAĞ-KURlular için emekli aylığı
hesabı değiştirilmiş ve emekli aylıklarının
TÜFE oranı ile gelişme hızı oranı dikkate
alınarak hesaplanmasına geçilmiştir. Aylık hesabında
TÜFE ve gelişme hızı dikkate alınırken, emekli
aylıklarına sadece TÜFE oranının dikkate alınması
öngörülmüştür. 1/10/2008 tarihinden sonraki uygulamada ise emekli
aylıklarında tam bir çöküş öngörülmüştür. Zira, 1 Ekim 2008
günü yürürlüğe konulan 5510 sayılı Kanun ile bu tarihten sonraki
hizmetler için emekli aylığının hesaplanmasında
aylık bağlama oranı her yıl için ortalama yüzde 2,6dan
yüzde 2ye çekilmiş, gayrisafi yurt içi hasıla gelişme
hızının yüzde 100ü yerine, yüzde 30unun esas
alınması öngörülmüş yani refah payı iyice
düşürülmüş, emekli olanlara sadece TÜFE oranı kadar zam
yapılması uygulaması devam ettirilmiştir. Bakanlar
Kurulunda kabul edildiği söylenen düzenleme bu eşitsizliği hiç
kapsamamaktadır. Dolayısıyla, yıllardır yılan
hikâyesine dönen intibak konusunda yapılacağı açıklanan
düzenleme, dar kapsamlı, günü kurtarmaya yönelik bir düzenleme
olacaktır. Kısmi bir eşitsizlik giderilmektedir. Önümüzdeki
yıllarda emekli aylıkları arasında çok daha büyük
eşitsizlikler ortaya çıkacak olup, intibak konusu gündemde kalmaya
devam edecektir.
Ben, teklifin
tekrar hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kalaycı.
Madde üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Bülent Kuşoğlu,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın
Kuşoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kuzey
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşı
toprağa verdiğimiz bu günde ailesine, Kıbrıs halkına
ve Türk milletine başsağlığı diliyorum, kendisine
Allahtan rahmet diliyorum.
Ben sağlığında
Sayın Denktaşı tanıma onuruna eriştim, kendisini
tanırdım; çok saygın, itibarlı bir insandı. Hatta bir
dönem Türkiyede iktidar kendisini etkisizleştirmeye, saygınlığını
gidermeye çalıştığı zaman bile itibarını
korumasını bilmişti.
İtibar çok
önemli bir kavram değerli arkadaşlarım. Çünkü itibar
kavramı içerisinde ahlak, onur, dürüstlük, güç gibi çok önemli
kavramlar var; itibar bunlardan oluşuyor. İtibar Türkiye Büyük
Millet Meclisi için de çok önemli bir kavram. Genel olarak baktığımızda
milletvekilleri olarak itibar ile ilgili
sıkıntılarımız var. Tek tek, çok şükür, sorunumuz
yok itibarımızla ama genel olarak milletvekili kavramı
içerisinde maalesef büyük bir sorun var itibar konusunda. Bunun da birçok
sebebi var ama en önemli sebebi, maalesef milletvekili aylıkları.
Sık sık gündeme gelen milletvekili aylıkları ya da
milletvekili emeklisi aylıkları nedeniyle itibarla ilgili bir
sıkıntı yaşıyoruz hiç gereği yokken.
Biliyorsunuz, geçen
hafta, ondan önceki hafta da, birkaç haftadan beri bu 666 Sayılı
Kararname, 375i değiştiren kararnameyle uğraştık.
TOKİ Başkanının geçen hafta aylığı gündeme
geldi, birçoğunuz fark etmemiştir bile. Cumhurbaşkanlığı
Genel Sekreteri ya da BDDK Başkanı gibi devletin en üst düzeyinde
maaş alanların aylık grubuyla eşleştirildiği için
hak kaybı söz konusu oldu TOKİ Başkan ve
yardımcılarında. Önemli ölçüde de, yüzde 40, 50 oranında da
aylığı düştü, kimse fark etmedi dahi. Basın, medya
bununla ilgili hiçbir haber yapmadı, geçildi. Ama milletvekili söz konusu
olduğu zaman, milletvekilliği konusunda herkes hassas, herkes bu
konuyla ilgili en ufak bir toplu iğne başı kadar olan sorunu
görüyor, dillendiriyor maalesef. Çünkü, milletvekilliği doğrudan
doğruya vatandaşla ilgili, halkla ilgili çok önemli bir koltuk, o
nedenle tabii ki hep beraber önemsememiz lazım. Aynı zamanda halkla
bütünleşmiş bir görev milletvekilliği çünkü.
Anayasanın
86ncı maddesini biliyorsunuz, Anayasanın 86ncı maddesine göre
milletvekillerinin bir yasaya kavuşması lazım, milletvekillerinin
bir yasası olması lazım. Bu, hem statüleriyle ilgili hem de
özlük haklarıyla ilgili mevcut durumu, sıkıntıyı
ortadan kaldıracak bir durum, Anayasa da emretmiş.
Dolayısıyla, bizim, bu amir hükme göre bir yasa çıkarmamız
lazım, yapmamız gereken bu, bizim de söylediğimiz en başta
bu. Bizim, milletvekilleri olarak Anayasanın hükmü gereği bir kanun
çıkması ve biraz önce bahsettiğim itibarla ilgili bu
sıkıntıdan bir an önce kurtulmamız lazım, sorun bu.
Hazır bu konu gündeme gelmişken bununla ilgili bir çalışma
yapmamız, bu konuyu toptan halletmemiz gerekiyor.
Şimdi,
demokrasinin siyasi partiler vazgeçilmez unsurudur. diyoruz. Evet,
demokrasinin siyasi partiler vazgeçilmez unsurudur da milletvekilleri nedir?
Milletvekilleri siyasi partilerin vazgeçilmez unsurudur aynı zamanda,
dolayısıyla milletvekilleri de demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.
Milletvekillerinin durumuyla ilgili, itibarıyla ilgili hep beraber bu
konuyu önemseyen bir çalışma yapmamız gerekmez mi? Siyaset
hizmet için yapılır, hizmet de milletvekilliği yoluyla
yapılır en başta, devlete hizmet, dolayısıyla bu
konunun halledilmesi lazım.
Milletvekilleri,
hepiniz biliyorsunuzdur, biz toplumsal bir psikoloji merkezi gibi
çalışıyoruz, akşama kadar Türkiye'nin çok değişik
taraflarından gelen giden, sorunlarını bizlere aktaran, bizimle
paylaşan bir yığın insan var, bunlarla
uğraşıyoruz. Milletvekili seçilirken hepiniz bir
yığın sıkıntı yaşadınız, harcama
yaptınız, bunlarla ilgili sorunlarımız var,
sıkıntılarımız var. Milletvekilliği süresi
içerisinde temsilden, bir bayramda temsilden ya da herhangi bir toplulukta
temsilden emekli olduğumuzda yine aynı şekilde temsile kadar,
ücrete kadar birçok sorunumuz var. Onun
için 86ncı maddeye göre bir yasa çıkarmamız ve bu yasaya göre
bu sorunları, bu sıkıntılı konuyu halletmemiz gerekir
diye düşünüyoruz biz parti olarak.
Kimse buraya zengin
olmak için gelmedi, hiç kimse zengin olmak için milletvekili olmadı,
aramızda Buradan güç edineyim ben, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi
olayım, milletvekili olayım, oradan edindiğim güçle de
ticaretimi devam ettireyim daha güçlü bir şekilde. diyenler varsa da
onları Allaha havale ediyorum. Fakat milletvekilliği öncelikle
itibarla değerlendirilmesi, çalışmasıyla değerlendirilmesi
gereken bir meslektir, buna böyle bakılması lazım. Zor bir
iştir, milletvekilinin ücretinin, yaptığı işin
bedelinin takdiri kolay değildir. Biz de Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak bu takdiri yapmakta zorlanıyoruz, zorlanırız, kolay değildir
ama ikide bir de kendi aylıklarımızı değiştiren
yasayı gündeme getirmemiz, halk nezdinde itibarımızı
lüzumsuz yere ayaklar altına almamızın da bir anlamı yoktur
değerli milletvekilleri, bunu yapmamamız lazım.
Keşke bu onore
görevi hep beraber bilabedel yapsak ama bizler de halk içerisinden
geldiğimiz için bilabedel yapmanın da çok anlamı yok. Bunun
gereği neyse, hakkı neyse yapılmalı, o ücret
alınmalıdır diye düşünüyoruz.
Geçen sefer bu konu
gündeme geldiği zaman, ben ret oyu veren milletvekilleri
arasındaydım, bu ret oyunu verdim diye bazı medyada, kamuoyunda
kahraman olarak yorumlandı. Kahraman olmamak gerekir, böyle bir şey
dolayısıyla kahraman olmak istemem ama bundan dolayı da O
parayı almayacak mısın? Kuzu kuzu gidip alacaksın. gibi
sözlerle de karşılaşmak istemem. Bunlar hepimizin
itibarını zedeleyen sözlerdir, doğru değildir, güzel
değildir; bunlarla karşılaşmamak lazım.
Bizim, kamuoyu
tepkisini görmezlikten gelmemiz mümkün değildir. Bakın, bu konuyla
ilgili konuşma yapacaktım, yargıdan benzeri tepkiler geldi.
Dediler ki: Siz, Cumhurbaşkanı aylığına
bağlıyorsunuz. Eğer bir ülkede erkler
ayrılığı söz konusuysa, yasama, yürütme ve yargı
erkleri, farklı güç ayrılığı var ise, farklı
çalışıyorsa bu erkler, o zaman yargının da
maaşının Cumhurbaşkanlığı
aylığına, devletin başının
aylığına bağlanması daha doğrudur. diye tepkiler
geldi. Ben de hak verdim, hakikaten de öyle olması lazım. Niye
yürütme erkinin en tepesindeki bürokratının, Başbakanlık
Müsteşarının aylığına bağlansın ki?
Doğrusu odur.
Ayrıca, daha
bu yasa çıkmadan değerli arkadaşlarım, bazı sorunlar
da intikal etti. Mesela, bu yasayla biz, eski Türkiye Büyük Millet Meclisi
başkanlarının arasındaki farklılıkları da
gideriyoruz ama şöyle bir sorum var, Sayın Bakanım belki onunla
ilgili bize de bilgi verebilir: Dava açmış olan eski
başkanlarımız var, bunlar davayı da kazandılar, üst
mahkemede de kazanmak üzereler ve geçmişe dönük tazminat da alacaklar.
Acaba bunlarla ilgili olarak ne yapılacak? Bize bilgi verebilirseniz çok
memnun oluruz.
Bunlarla ilgili
buna benzer birçok sıkıntı var. Komisyonda bunlar çok
ayrıntılı olarak da görüşülemedi. Sıkıntı
var.
Değerli
arkadaşlarım, Maddi yoksunluk oranı diye bir oranı
biliyorsunuzdur herhâlde. Maddi yoksunluk oranı, bazı şeyleri
isteyip de maddi sıkıntı sebebiyle alamamaktır. TÜİK
verilerine göre Türkiyede maddi yoksunluk oranı yüzde 63,5tur. Her
yıl da bu artıyor. Yani 45 milyon vatandaşımız maddi
yoksunluk sınırları içerisinde yaşıyor.
Şimdi, bu
şartlar altında bizim bu konuları böyle ikide bir
görüşmemiz, bu konuyu gündeme getirmemiz tabii ki yanlıştır.
Bunu söylemek istiyoruz. Onun için, bir yasa, milletvekilliği yasası
çıkmalı, bu konu halledilmelidir. Üç haftadır bu ücret
konularıyla uğraşıyoruz.
MEHMET ÖNTÜRK
(Hatay) Grup adına mı konuşuyorsunuz?
BÜLENT
KUŞOĞLU (Devamla) Grup adına konuşuyorum, şahıs
olarak da katılıyorum, doğru söylediğime de
inanıyorum. Zannediyorum, sizler de herhâlde bana
katılıyorsunuzdur.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT
KUŞOĞLU (Devamla) Sonuç olarak, değerli
arkadaşlarım, konu kamuoyuna mal olmuştur. Bu kanunu hep beraber
çıkarmamızı öneriyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Madde
üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz isteyen Ekrem Çelebi,
Ağrı Milletvekili.
Buyurun Sayın
Çelebi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU
ADINA EKREM ÇELEBİ (Ağrı) Teşekkür ediyorum
Başkanım.
Ben öncelikle,
geçtiğimiz hafta sonu vefat eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
eski Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşa Cenabı
Allahtan rahmet diliyor, kederli ailesine başsağlığı
dileklerimi sunuyorum.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan (1/536)
esas numaralı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
23/12/2011
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen 6262
Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun,
6/1/2012 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanınca yeniden
görüşülmek üzere geri gönderilmiştir. Kanunun 16ncı maddesi,
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile dışarıdan atanan
bakanlara ödenecek aylık oranının 2020 yılına kadar yüzde
60 olarak uygulanmasını öngörmekteydi. Ancak 6/1/2012 tarihinde Plan
ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmeler sonucunda bu oran yüzde 45
olarak belirlenmiştir. Yapılan düzenleme sonucu 5510 sayılı
Kanunun 43üncü maddesiyle düzenlenen milletvekilleri ve
dışarıdan bakanlık yapanların emekli
aylıklarının alt sınırı, yeni bir yasal düzenleme
yapılıncaya kadar Cumhurbaşkanının emeklilik
aylığının yüzde 42si oranında değil yüzde 45i
oranı esas alınarak ödenecektir. Bu değişiklik
Cumhurbaşkanının geri gönderme gerekçesi dikkate alınarak
yapılmıştır. Bununla birlikte, emekli milletvekillerinin
aktif olarak milletvekilliği yapmaları hâlinde temsil tazminatı
alamamaları uygulamasına da son verilmiştir. Bu durumda, emekli
bir milletvekillinin alacağı emekli aylığı aktif
olmadığına bakılmaksızın aynı oranda
belirlenmiş, böylece emekli aylıkları arasındaki
farklılıklar giderilmiştir.
Yeni sistemde
emekli aylığı bağlanması birtakım şartlara
bağlanmıştır. Bunu, özellikle şurada bir parantez
açarak belirtmek istiyorum, özellikle vatandaşta, seçim bölgelerinde veya
dışarıda basında bu çok dile getiriliyor. Bir
milletvekiline, sadece iki yıl milletvekilliği yaptıktan sonra
herhangi bir şart aranmadan emekli milletvekilliği
aylığı bağlanıyormuş. gibi bir bilgi basında
da yer almaktadır. Toplumda yanlış anlaşılmaya neden
olan bu durumu düzeltmekte de fayda vardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeliği ve bakanlık görevinde bulunanlara emekli
aylığı, kanunun, yani 5435 sayılı Yasaya göre kanunun
aradığı yaş ve hizmet sürelerini doldurmalarıyla
mümkündür. Dolayısıyla, milletvekilleriyle diğer kamu
görevlileri, asker, sivil, hâkim, savcı dâhil tüm memurlar hakkında
emeklilik yönünden uygulanan sistem ne ise milletvekillerinde de aynıdır.
Bunu özellikle yüce Meclise de arz etmek istiyordum.
Öte yandan, Plan ve
Bütçe Komisyonunda kabul edilen metne göre, kanunun yürürlüğe girdiği
tarih itibarıyla milletvekili emekli aylığı ödenenlerden
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği devam edenler, daha önce üyelik görevi
sona erenler ve dışarıdan bakanlığa atananlar söz
konusu iki yıl süreyle görev yapmış olma ve emekli
keseneğiyle kurum karşılığı ödeme
şartından muaf tutulacaktır. Bunun sonucunda 23 ve daha önceki
dönemlerde milletvekilliği yapmış olanlardan emekli
aylığı bağlananların aylık tutarı 1/1/2012
tarihinde geçerli olarak Mart 2012den itibaren, ilk kez 24üncü Dönemde
seçilen milletvekillerinden emekli aylığı bağlanacak
olanların aylık tutarı ise 1/1/2012 tarihinden itibaren söz
konusu şartlar aranmaksızın yükseltilecektir.
Ayrıca,
24üncü Dönem sonunda seçilemeyen veya aday gösterilemeyenler hakkında
uygulanması söz konusu olabilecek hükümler 12nci maddeyle de
düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanuna eklenen ek 7nci maddeye
göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleriyle dışarıdan
bakanlığa atananlardan, bu görevleri sona erdiği hâlde
yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı
bağlanmasına hak kazanamayanlardan 5510 sayılı Kanuna göre
uzun vadeli sigorta kolları yönünden sigortalı olmayı gerektiren
bir işte çalışamayanların dört yıl süreyle primlerinin
Başbakanlık müsteşarının prime esas kazancı esas
alınarak Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinden
karşılanmasına imkân tanınmaktadır.
Bununla birlikte,
bir işte çalışanların kendi sigortalılık
statüleri kapsamında belirlenecek sigorta primine esas kazanç tutarı
ile Başbakanlık müsteşarının prime esas kazancı
esas alınarak ortaya çıkan prim veya kesenek farkının
Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçesinden karşılanması
öngörülmektedir.
Bu düzenlemelerin
yanı sıra, ilk kez 5510 sayılı Kanunun 43üncü maddesiyle
farklı olarak düzenlenmiş olan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı görevinde bulunmuş olanlara ödenecek emekli
aylığının miktarını belirleyen düzenlemelerden
yararlanamayan Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosu, Temsilciler Meclisi ve
Danışma Meclisi başkanlarına ödenmekte olan aylık
tutarı Cumhurbaşkanlığı aylığının
yüzde 75 oranına
Buna göre, bu kapsamda ödenecek aylık tutar için
maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından
itibaren gerekli işlemler yapılacaktır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Çelebi.
Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Mehmet Şandır, Mersin
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Şandır. (MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, daha önce konuşan arkadaşların da ifade
ettiği gibi, milletvekillerinin, hepimizin çok temel bir sorunu var:
Adına vekillik yaptığımız halkımız
nezdindeki itibar meselemiz. Yani üzülerek ifade etmek istiyorum, milletin
oylarıyla seçilmiş, buraya gelmiş ve milletin adına hukuk
kurmakla ve denetim yapmakla görevli olan milletvekilleri kendilerini
halkın nezdinde savunmakta zora giriyorlar, sıkıntıya
düşüyorlar. Bu, doğru bir hadise değil. Bunu
sonlandırmamız lazım. Milletvekiline itibar kazandırmadan
Türkiye Büyük Millet Meclisine itibar kazandırmamız, siyaset kurumuna
itibar kazandırmamız ve dolayısıyla burada
yaptığımızın, burada kurduğumuz hukukun, adalet
duygusuna katkı vermesini temin etmemiz mümkün değil. Ama
inanınız ki burada, aramızda çok eski milletvekillerimiz var,
bizler de, işte, 10uncu yıllarımızı dolduruyoruz,
yirmi yıldır milletvekilliği yapan arkadaşlarımız
var, tarihini de biliyoruz bu işin- her dönemde bu konu konuşulur,
sanki suç işleniliyormuş gibi, gecenin bir yarısında,
ilgili ilgisiz bir kanunun peşinde bir önerge vererek milletvekili
maaşlarına veya milletvekili emeklilerinin maaşlarına bir
düzenleme yapmak için bir gayrete girilir. Yani bir sonuç olarak vatandaş
nezdindeki tenkite bir anlamda biz zemin hazırlıyoruz. Hâlbuki
Anayasanın 86ncı maddesi gayet açık, diyor ki:
Milletvekillerinin özlük hakları kanunla düzenlenir. Yani Türkiyenin
her meselesine, toplumun her kesimi için hukuk kuran Türkiye Büyük Millet
Meclisi kendi milletvekillerinin özlük hakları için bir kanun
çıkartamıyor. Bu sözüm siyasi iktidara.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Neler yaşadığımızı
biliyorsun Mehmet Bey.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, daha önceki iktidarlara da sözüm.
Şimdi, çok
haklı taleplerle ve bir mutabakatla bir düzenleme yapıldı. Bu
dönem daha önceki dönemlerden farklı olarak Sayın Meclis
Başkanı da Sizin oluşturacağınız
mutabakatın arkasında ben durur, savunurum. dedi. Bu da çok önemli
bir imkân ve avantajdı. Daha önce bunu temin edememiştik. Gerçekten
bürokrasi, aramızdaki teknokratlar yani bu konuyu bilen
arkadaşlarımız bir düzenleme yaptılar, makuldü veya makul
değildi ama gerekli bir düzenlemeydi. Sonuç itibarıyla, burada, yine
bizim kararımızla, gruplarımızı Divanda temsil eden
arkadaşlarımıza imza attırarak, bizler de arkasında
durarak, bu düzenlemeyi yaptık ama ondan sonra kıyamet koptu. Herkes
bir gerekçe geliştirerek birilerinin milletvekilleri, milletvekilleri
üzerinden Türkiye Büyük Millet Meclisini ve siyaset kurumunu suçlamalarına
odun taşıdık.
Değerli
arkadaşlar, bu doğru değil. Ben tabii öncelikle siyasi
iktidardan, Hükûmetten -yani Sayın Başbakanın hassasiyetine,
duyarlılığına saygı gösteriyorum ama- iktidar olarak,
sayısal çoğunluk olarak doğru olanının bu
olduğuna inanıyorsanız, yapılması gerektiğine
inanıyorsanız bir mutabakat aramadan bunu buraya getirmeniz ve
çıkartmanız gerekirdi ama maalesef herkes, yani bir oyun, üç oyun,
beş oyun, lafın arkasında bir şeyin içerisinde.
Bakın,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak söylüyorum, biz, baştan bu yana
-Sayın Bakan biliyor, arkadaşlarımız biliyor- oluşacak
mutabakatın yanında olacağımızı, karşı
çıkmayacağımızı ısrarla ifade ettik. Bir de
mutabakat oluştu. Sonra bu mutabakatın böyle basının
ağzında sakıza dönüşmesini ve bunun üzerinden Meclisin
suçlanmasını gerçekten çok yadırgadık. Kamuoyunda
oluşan baskıları, kamuoyunda oluşturulan tepkileri yok
saymak da mümkün değildi. Bizim hayır oyumuzu da söyleyeyim. Biz bu
kanunun bu önergeler dışındakilere
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) ...Hayır. diyeceğimizi ta başta ifade
etmiştik; muhalefet şerhimiz var, Hayır. dedik.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Önergelere değil, doğru.
MEHMET ŞANDIR
(Devamla) Ama geliniz, gereken düzenlemeyi yapalım. Anayasa 86ya göre
BAŞKAN
Sayın Şandır, lütfen
MEHMET ŞANDIR
(Devamla)
milletvekillerinin özlük haklarını bir kanuna
dönüştürelim. Hepinize teşekkür ederim. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Madde
üzerinde şahsı adına söz isteyen Bursa Milletvekili Hüseyin
Şahin.
Buyurun Sayın
Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Öncelikle ben de
bugün Hakkın rahmetine kavuşan Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaşa Allahtan
rahmet, ailesine de başsağlığı diliyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 23 Aralık 2011 tarihli ve 6262
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
16ncı maddesi üzerinde şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 6262 sayılı Kanun ile
geçmişte 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununa
tabi hizmeti bulunanlardan kanunda yer verilen şartları
taşıyanlara emekli ikramiyesi ödemesi, yeşil kart sahiplerinin
genel sağlık sigortası sistemine dâhil edilmesi, Kütahya ve Van
illerinde meydana gelen depremde mağdur olanların mağduriyetinin
giderilmesi ve yabancı
uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortası sistemine dâhil
olabilmek için ödedikleri primlerin düşürülmesi gibi sosyal güvenlik
sistemine ilişkin ve toplumun bütününü etkileyen geniş kapsamlı
düzenlemeler gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca
Anayasanın 86ncı maddesinde 2001 yılında yapılan bir
değişiklikle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk
ve emekliliklerine ilişkin hususların kanunla düzenlenmesi
öngörülmüş ancak 2001 yılından bugüne kadar Türkiye Büyük Millet
Meclisi üyelerinin ödenek, yolluk ve emekliliklerine ilişkin herhangi bir
kanuni düzenleme yapılmamıştır. 6262 sayılı
Kanunda yer verilen hususların genel itibarıyla sosyal güvenlik ve emeklilik
sistemine ilişkin düzenlemeler içermesinden dolayı Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin emekliliklerine ilişkin bir düzenleme olarak bu,
kanuna ilave edilmiş ve geç kalınmış olsa da sorunun
çözülmesi amaçlanmıştır.
Bilindiği
üzere siyaset kurumu uzun soluklu bir süreç içermekte ve bu süreçte
milletvekillerinin saygınlıklarının korunması önem arz
etmektedir. Milletvekillerinin saygınlıklarının
korunmasının yanı sıra milletvekillerinin toplumsal
konumları gereği görevden ayrıldıktan sonra da
birtakım sosyal sorumlulukları devam etmektedir. Bu gerekçeler göz
önüne alındığında milletvekilleri ve emeklilerinin özlük
hakları ile ilgili bir düzenlemenin ele alınması gereklilik arz
etmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasanın 86ncı
maddesinde yer alan hususlara da uygun olarak Büyük Millet Meclisi üyelerinin
ve dışarıdan bakanlık yapanların emeklilikleriyle
ilgili hususlarda yapılmak istenen bu düzenleme ile emekli
aylıklarında var olan farkların giderilmesi
amaçlanmıştır. Milletvekillerinin emekli aylıkları
kişilerin geçmiş sigortalılıkları dikkate
alınarak hesaplanmakta ancak uygulamada birbirinden çok farklı emekli
aylıkları ödenmektedir. 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile eski sistemden tamamen
farklı bir aylık hesaplama yöntemine geçilmiş ancak bu sistem
milletvekili emekli aylıkları ile hâlihazırda ödenen emekli
aylıklarındaki farklılığı daha da
artırmıştır. 6262 sayılı Kanun ile getirilen yeni sistem
çerçevesinde, hâlihazırda milletvekili olan ve milletvekili emekli
aylığı almakta olan milletvekillerine emekli
aylığı ödenmesi hususunda iki yıl milletvekilliği
görevinde bulunmuş olma şartına açıklık
kazandırılması amacıyla, 5510 sayılı Kanuna
geçici bir düzenlemenin eklenebileceği ve böylelikle uygulamada
yaşanması muhtemel sakıncaların önüne geçilebilmesi
sağlanmıştır.
Ayrıca, emekli
aylığı bağlanması için gerekli şartların
taşınmaması nedeniyle milletvekili emekli aylığı
alamayan emekli milletvekillerinin ödeyeceği primlerin başlangıç
tarihinin genel seçimlerin yapıldığı tarih olarak kabul
edilmesi, yani aktif milletvekillerinden emekli aylığına hak
kazanamayanların ödemeleri gereken primlerin kanunun yürürlük tarihinden
itibaren değil, milletvekilliğinin başladığı
tarihten itibaren ödeneceği hususunda netlik
kazandırılmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yapılacak düzenlemede, Kanunun
16ncı maddesiyle 5510 sayılı Kanunun 43üncü maddesine
eklenmesi öngörülen geçici 38inci maddede, maddenin birinci
fıkrasında yer almakta olan milletvekili emekli
aylığının hesaplanmasında esas alınan yüzde
42lik oranın yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yüzde
45 olarak uygulanmasını temin edecek şekilde
değiştirilmesi uygun görülmüştür.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu düzenlemenin
kanunlaşmasının memleketimiz adına hayırlı,
uğurlu olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.
Sayın Durmaz,
buyurun.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, aracılığınızla sormak isterim Sayın
Bakana.
Kendi hukukunu
tanzim edemeyen Meclis, vatandaşın hukukunu tanzim edebilir mi?
Milletvekilleri
arasında bir statü farkı olmalı mıdır?
Yirmi dokuz
yıl yüksek prim ödeyerek emeklilik hakkını elde etmiş
olmamız dikkate alınmadan iki yıl daha beklememizin ne gibi bir
faydası vardır?
Milletvekillerinin
intibakını kim yapacak?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan,
buyurun.
MEHMET ŞANDIR
(Mersin) Sayın Bakan, SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Teşekkür ediyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin hem milletimizin hem kendi itibarını koruma gibi
bir sorumluluğu var. Milletimizin itibarını koruma konusunda bir
endişe olduğu kanaatinde değilim. Hepimiz o amaçla
buradayız, o gayretle burada çalışıyoruz. Kendi
itibarımızla ilgili eğer emekli milletvekili
maaşlarıyla ilgili yaşanan süreci kastediyorsanız, o
süreçle ilgili, o süreci hep birlikte burada yaşadık. Şöyle bir
anlayış olamaz: Birileri bir düzenleme yapsın, benim imkânlarım
gelişsin. gibi bir yaklaşım doğru değil. Bu konuda
siyasi parti gruplarının görüşleri açıktır. Bir
mutabakat oluşmalı ve dört grup var burada, dört grup eğer bir
şeye karar veriyorsa o burada olur ve bunun izah edilebiliyor olması
gerekiyor, kamuoyuyla paylaşılıyor olması gerekiyor çünkü
biz kamuoyuyla, halkla hepimiz iç içeyiz. Bundan dolayı
başkasını suçlamaya bence hiç gerek yok.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) Suçlama yok.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Olayı
itibar tartışmalarına da getirmeye hiç gerek yok çünkü o süreci
hep birlikte burada yaşadık. Kim ne dedi, kim ne söyledi, daha sonra
ne söylendi, bunları birlikte yaşadık. Bunun için, kimseyi
suçlamak için de bunu ifade etmiyorum.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) SSKlı olmak suç mu Sayın Bakanım?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Statü
farkı var mı? Statü farkını ve intibakı
gerçekleştirmek için zaten burada bir çalışma yapıldı.
Bildiğiniz gibi, eski SSK ve BAĞ-KUR -anlaşılsın diye
söylüyorum- 4/A ve 4/Bli olarak Parlamentoya gelen
arkadaşlarımız ile Parlamentoda bulunan ve burada
bulunmayıp, emekli olup şu anda Parlamentoda bulunmayan
arkadaşlar arasında farklılıklar söz konusu idi. Aynı
şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanları arasında da
bir farklılık söz konusu idi. Bu düzenleme ile Meclis
başkanları arasındaki farklılık giderilmiş oldu.
Burada yine farklı statülerde emekli olarak Parlamentoya gelen
arkadaşlarımız arasındaki farklılık da
giderilmiş oldu.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) Hayır, giderilmiyor, kamudan gelenler bir ayda emekli oluyor,
Emekli Sandığından gelenler bir ayda
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Hayır, bahse konu iki yıllık bir süreyle ilgili iki yıl
bekleme şartı şu anda da var yani bu yeni icat edilen bir durum
değil, onu da belirtmek istiyorum.
SADİR DURMAZ
(Yozgat) Evet, şu anda bir ay sonra intibakları yapılacak.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Soru-cevap
işlemi tamamlanmıştır.
Madde üzerinde bir
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 122 sıra sayılı 23.12.2011 tarihli ve 6262 sayılı
Kanun'un Çerçeve 16 ncı Maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenmesi
öngörülen Geçici 38 inci Maddenin "Bu Kanunun 43üncü maddesindeki % 42
oranı yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar % 45 olarak
uygulanır." şeklindeki birinci fıkrasının Kanun
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet Akif Hamzaçebi Emine Ülker Tarhan
İstanbul Ankara
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Özgür Özel
İstanbul Manisa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) Komisyon
katılmıyor Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Şanlıurfa)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özel. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Grubumuz
tarafından verilen önergenin lehinde söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, bugün
toprağa verdiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kurucu
Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaşa Allahtan rahmet ve
onunla birlikte Kıbrıs davasında mücadele etmiş ve
hayatını kaybetmiş olan tüm yol arkadaşlarına, tüm
mücahitlere de bir kez daha rahmet diliyorum, nur içinde yatsın hepsi.
Bugün burada, 23
Aralık günü akşam geç saatlerde iktidar partisinin ciddi şekilde
ortaya koyduğu bir iradeyle ve diğer muhalefet partileriyle de ilk
başta görünüşte bir mutabakat arayarak ama daha sonra devam eden
önergelerle de bu mutabakatları aşan, bizlerin sadece farklı
farklı kurumlardan gelen emekli milletvekillerinin arasındaki
eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik, kamu
vicdanını rahatsız etmeyecek ve seçim bölgelerimize
gittiğimizde seçmenlerimizin yüzüne bakamayacak hâle bizi getirmeyen
birtakım önergelere Evet. demişken ve bununla ilgili bir
çalışma yapılması beklenirken ilerleyen saatlerde
Cumhuriyet Halk Partisinin Grubunda 20 civarında milletvekili, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubunda 15 civarında milletvekili ve BDP Grubunda 2 milletvekili varken iktidar partisinin
toplantıya çağırdığı, Genel Kurula
çağırdığı çok sayıda milletvekilinin, 200lü
rakamların 250li rakamlara ulaşan SMS mesajlarından sonra
gelmesi sonucunda ortaya koydukları bir önergeyle ki grubumuz tarafından,
bu Grup Başkan Vekilimiz tarafından şaşkınlıkla
karşılanıp Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) İmzanız var, imzanız! İmzanız var,
ayıp ediyorsunuz! Ayıp! Ayıp!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
yüzde 42 olan bu
oranın
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Devam etmeyin bu ayıba!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
yüzde 60a
çıkarılmasına burada bulunan, grubumuzda bulunan milletvekilleri
tarafından Hayır. oyu kullanıldı. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bugün, burada, Cumhuriyet Halk Partili
milletvekillerinin o günkü Hayır. oylarının arkasında
durduklarını
RECEP ÖZEL (Isparta) Ne
Hayırı ya, ne Hayırı?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Ayıp, ayıp gerçekten!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
bu yüzde 60
oranındaki artışa karşı olduklarını, hem
Komisyonda hem de burada ifade ettikleri o görüşlerinin bulundukları
noktada olduğunu tarihe not düşmek için buradayız.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Tarihe yanlış not düşüyorsunuz, tarihe devamlı
yanlış not düşüyorsunuz. Türkiye sizin bu tutumunuzdan
dolayı hiç istenmeyen durumlara düştü.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Zaten bu
görüşmelerin yarattığı sıkıntı, bu
görüşmelerin yarattığı rahatsızlık bunun,
tarafınızdan, saat yediden sonra
(AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) -
yayın
yapılmadığı bir saatte bunun görüşülmüş, o gün de
görüştürülmüş olması bugün de bu noktaya
taşınmış olmasındandır.
İktidar partisinin üzerine
düşen, Anayasanın kendisine vermiş olduğu, 86ncı
maddenin vermiş olduğu görevi yerine getirmesi ve milletvekilleriyle
ilgili bir kanuni düzenleme yapılmasıdır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Ancak bu düzenlemeyi yapmayan iktidar Bir
mutabakat arıyoruz. diye ortaya koyup daha sonra bizlerin yüzde 42den
yüzde 60a çıkarılmasına karşı çıkmamıza
rağmen, hâlâ daha burada bile kendi önergenizi, sanki Cumhuriyet Halk
Partisi desteklemiş gibi ortaya koyuyorsunuz. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Cumhuriyet Halk
Partisinin bir tek mutabakatı vardır; o da işçilerle,
emeklilerle, emekçilerle, seçim meydanlarında yapmış olduğu
mutabakattır. Burada intibak yasası çıkmadan, tüm kurumlardan
emekli olmuş emeklilerin Emekli Kemal dedikleri 9 milyon emekliye meydanlardan verdiğimiz
söz ve onlarda yarattığı umut dalgasını
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Grup başkan vekillerine soracaksın, bu
lafları onlara söyle.
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla)
seçime sadece birkaç gün kala parti temsilcileriniz
tarafından sahiplenilip Bu intibakı biz de yapacağız.
dediğiniz noktada, daha sonra o intibak yasasını Sayın
Bakanın açıklamalarıyla 2013 yılına atmış
olmanızdan, o emeklilerin o beklentilerini boşa çıkarıp
onların gururlarını incitiyor oluşunuzdan ve o intibak
yasasında âdeta dağın bir fare doğuracağını
gözler önünden kaçıraraktan ve bir de diyorsunuz ki o günlerde Bunun
bugün çıkması lazım çünkü Vandaki depremzedenin otuz gün de
primi varsa kalanlara emekli maaşı bağlanması lazım,
bunun bekleyecek tarafı yok. dediniz. Alt komisyona sevkle ilgili bir
sürü şart şurt koydunuz, cumartesi pazar günü oturup hızla
çalışmak zorunda kaldık, pazartesi günü yine bunu
yetiştirdiniz. Ama o son gün yaptığınız ilavelerle
ayın 23ü nerede 16 Ocak nerede?
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZGÜR ÖZEL
(Devamla) Vandaki depremzede hâlâ daha bekliyor, hâlâ
gerçekleştirilmiyor.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özel.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, konuşmacı
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Arkadaşlar, buradan yalan söyleyen arkadaşı
huzurunuzda tebrik ediyorum, Bravo! (AK PARTİ sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar)
KEMALETTİN
AYDIN (Gümüşhane) Tanju, sen delikanlı adamsın, helal olsun
sana! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Canikli
anlaşılamıyor.
Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, bu süreçle ilgili
olarak, bu sürecin yürütülmesiyle ilgili olarak bu dönemde, yani bu önergelerin
hazırlanmasıyla ilgili dönemde grubumuzun yöntemini eleştirdi ve
sözümüzde durmadığımız şeklinde hakarette bulundu.
Sataşmadan
BAŞKAN Ama
eleştirdi diyorsunuz, eleştirecek tabii Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Aynen böyle Sayın Başkan, çok net
olarak
Sataşmadan söz istiyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Nasıl bir sataşma, ne söyledi de sataştı size?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Efendim, AK PARTİ Grubunun bu
çalışmalar sırasında sözünde
durmadığını ve kamuoyunu yanıltmaya
çalıştığını
BAŞKAN
Sayın Canikli, iki dakika süre veriyorum.
Yeni bir
sataşmaya mahal vermeden, lütfen
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Üç dakika Sayın Başkan, önemli bir
konu.
BAŞKAN
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Manisa Milletvekili Özgür Özelin, grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle Sayın Şandıra
teşekkür ediyorum. Neden teşekkür ediyorum? Çünkü bu süreçle ilgili
olarak o çalışmalarda sözlerinin ve imzasının, grup olarak
arkasında durduğu ve bunu da buradan çok net bir şekilde ifade
ettiği için Sayın Şandıra teşekkür ediyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Kaplanı dinleyemedim,
yoktum, bilemiyorum, yani bu konuyla ilgili herhangi bir görüşü, kanaati
olup olmadığını bilemiyorum. Yani onun için...
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Biz ret oyu verdik o Yasaya, yine ret oyu vereceğiz.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Evet.
Bakın, itibar gerçekten çok önemli.
Bir arkadaşımız çıktı burada itibardan bahsetti. Bana
göre itibarın en önemli göstergelerinden bir tanesi odur. Doğru
yapmış olabilirsiniz, yanlış yapmış olabilirsiniz
ama bir imza atmış iseniz, yetkili olarak görevlendirdiğiniz
kişi bir imza atmış ise arkasında durmanız gerekir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İtibarsızlık esas bu şekilde ortaya çıkar değerli
arkadaşlar. Olabilir, yanlış da yapmış olabiliriz,
hata da yapmış olabiliriz, vatandaşımızın
hoşuna gitmemiş olabilir, bunlar olabilir. Tekrar konuşabiliriz,
tartışabiliriz ama bakın, biz, bu süreçte hiç
konuşmadık değerli arkadaşlar. Bazı
arkadaşlarımızın rencide olmasını engellemek için
özellikle hassas davrandık bu konuda. Ama şu konuşmaya ne gerek
vardı biraz önce? Konuşuldu; herkes, gruplar kanaatlerini söylediler.
Gerçek dışı bir şekilde, ısrarlı bir
şekilde, tamamen dışındaymış gibi göstermeye
çalışan bir
konuşmanın ne gereği vardı? Bütün grupların
mutabakatı vardı, çok net olarak söylüyorum, bütün grupların
mutabakatı vardı.
Bakın, tekrar çok dikkatli
seçiyorum, imza atmaya yetkili... (CHP sıralarından gürültüler)
Bakın, neden bunu söylüyorum? İmza atmaya yetkili olarak
grupların görevlendirdiği kişiler tarafından bütün
önergelere imzalar onlar tarafından atılmadı mı? (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Yani bütün
grupların...
Şunu söyleyebilir misiniz: Orada
imzaları bulunan arkadaşların gruplar tarafından
görevlendirilmediğini, yetkilendirilmediğini çıkıp
söyleyebilir misiniz, hiçbir grup söyleyebilir mi? Biz söylemiyoruz, hiçbir
grup söylemiyor. Çıkın siz de söyleyin. Böyle bir şey olabilir
mi değerli arkadaşlar? (CHP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) Yok
öyle şey, yok, yok, yok...
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Lütfen imzanızın arkasında durun.
BAŞKAN Sayın Canikli,
teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Türkiye Büyük Millet Meclisini itibarsızlaştırma
eğer söz konusuysa yöntemlerden bir tanesi budur.
EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara)
5inci maddenin arkasındayız. dedik. Diğerlerinin
arkasında değiliz. dedik.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Herkesin
attığı imzanın, söylediği sözlerin arkasında
durması gerekir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli. (CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan...
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, bir saniye
Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Canikli açıklamalarında,
22 Aralık tarihinde kabul edilen yasayla ilgili olarak, daha doğrusu
o yasadaki yüzde 60lık oranın yer aldığı maddeye ilişkin
olarak, o önergeye ilişkin olarak, tüm grupların
mutabakatının olduğu şeklinde bizim grubumuzu da ilzam eden
bir açıklamada bulundu.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, yetkili, görevlendirilen
arkadaşları tarafından, onu söylesin lütfen.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) İzin verir misiniz
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yani yetkili miydi, değil miydi o
arkadaş, imzalayan kişi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben o günkü görüşmeleri yürüten Grup
Başkan Vekili olarak açıklamada bulunmak istiyorum, Sayın
Caniklinin açıklamaları doğruyu yansıtmıyor çünkü.
BAŞKAN Yani
Sayın Canikli sataştı mı Sayın Hamzaçebi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim, 69uncu
BAŞKAN Ne
söyleyerek sataştı, Grubunuza ne söyledi de sataştı?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Efendim Tüm grupların mutabakatı
vardı. demek suretiyle
BAŞKAN Ha,
mutabakat yok muydu diyorsunuz?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Evet, mutabakat yoktu tabii ki.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi, iki dakika.
Yeni bir
sataşmaya mahal vermeden lütfen.
2.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; herkesin gerçeği gayet iyi bilmesi gerekiyor, tamamen o
gün ne yaşanmışsa burada onu ifade edeceğim.
Sayın Canikli
ve diğer arkadaşlar, hepiniz, lütfen dinlemenizi rica ediyorum.
Milletvekili
maaşlarına, özlük haklarına ilişkin olarak yapılacak
düzenleme konusunda, en son Başkanlık Divanının
arkasında, Sayın Başkanımız Cemil Çiçekin gelmesiyle
bir toplantı yapıldı, saat 15.30 sularıydı.
Sayın Canikli
iktidar partisi grubunu temsilen, sanıyorum Sayın Şandır
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunu temsilen katıldılar. BDPden kimse
var mıydı hatırlayamıyorum, belki de yoktu.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Biz yoktuk. Bizi yok sayıyorsunuz zaten!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Ben de Cumhuriyet Halk Partisi Grubunu temsilen
katıldım.
Söylediğim
açıklıkla şudur: Milletvekili maaşlarının
Cumhurbaşkanı maaşlarına endekslenmesi
ALİ
ŞAHİN (Gaziantep) Milletvekili emekli maaşları!
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Dinler misiniz değerli arkadaşım,
açıklıyorum.
BAŞKAN
Lütfen sayın milletvekilleri
ALİ ŞAHİN
(Gaziantep) Emekli maaşlar, milletvekili maaşı değil.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Beni dinlemiyorsunuz ama.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) Siz beni dinlerseniz daha iyi anlayacaksınız.
Milletvekili maaşlarının Cumhurbaşkanı
maaşına endekslenmesi ama bu endeksleme yapılırken hiçbir
artış yapılmaması
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Öyle değil ki yanlış söylüyorsun.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla)
yani yüzde 42lik düzenlemeye Evet., onun
dışında artış getiren düzenlemeye Hayır. dedim.
Eski ve yeni Meclis Başkanları arasındaki maaş
farkının giderilmesine Evet. ve yine eski ve yeni milletvekilleri
maaş farkının giderilmesine Evet. Söylediğim
açıktır.
Sayın Canikli,
bunun dışındakilerin hepsine Evet dedim.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Kim imzaladı? Önergeleri kim imzaladı?
Yetki verdiniz mi, vermediniz mi?
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Eğer Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan
Vekili Akif Hamzaçebi olarak benim mutabakatım dışında bir
başka mutabakat var ise ben sizden bunu açıklamanızı rica
ediyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yetkilendirdiğiniz kişi imzaladı.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (Devamla) - Hiçbir kimseye ben bunun dışında
hiçbir talimat vermedim, hiçbir söz söylemedim. Eğer size bunu ifade eden
bir arkadaş varsa lütfen, siz çıkıp konuşun.
Teşekkür
ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Niye aleyhinde konuşmadınız o zaman?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, bakın, bahsedilen
madde yeni bir madde ihdası şeklinde
BAŞKAN
Sayın Canikli, Sayın Hamzaçebi Açıklama yapın.
dediği için söz veriyorum.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) İzin verin Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun,
lütfen bir dakikada izah edin.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, bakın, yeni bir
madde ihdası şeklinde gerçekleştiriliyor o madde. Yeni bir madde
ihdası ve Başkan diyor ki: Yeni bir madde olarak görüşmeyi
açıyorum.
BAŞKAN
Oturun, yerinizden izah edin lütfen.
Sayın Canikli,
yerinizden. Mikrofon açacağım.
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sayın Hamzaçebi, ben konuştum. Tanju
Bey o teklifi sizden almış. Allah, Allah! İzin vermişsiniz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Siz bunu paslaşmışsınız,
yapmışsınız. Lütfen!
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Tanju Bey sizin milletvekilinizdir. Gazetelere ve
basına sizden teklif aldığını beyan etti.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Lütfen
Lütfen
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Beyan etti.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, Söyleyeceklerim var.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Canikli.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
görüşmeleri sırasında 16ncı madde üzerine verilen
önergelerde bütün grup temsilcilerinin imzası bulunduğuna ilişkin
açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, bakın, önemli olan
şu: Biraz önce Sayın Şandır da ifade etti.
Başkanlık Divanındaki arkadaşlardan her partiden bir
kişinin imzalaması şeklinde karar çıktı ve gruplar da
bir kişiyi görevlendirdi, bütün gruplar. Biraz önce onu sordum. Cumhuriyet
Halk Partisinin görevlendirdiği isim imzaladı bütün önergeleri. Bu
çok önemli, bakın. Kendisini de
tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum o arkadaşımıza da. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca, bu madde
Genel Kurulda madde ihdası şeklinde gerçekleştirildi. Yeni bir
madde ihdası oldu. Orada Başkan
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bitiriyorum Sayın Başkan.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Başkan, önergeyi oylat, uzatıp duruyorsunuz.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ben de söz istiyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Daha uzatmaya gerek var mı?
BAŞKAN Var
Sayın Genç. Öyle uygun görüyorum efendim.
Sayın Canikli,
buyurun.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bu madde, yani yüzde 60a çıkaran bu madde,
yeni madde ihdası şeklinde görüşmeleri gerçekleştiriliyor.
Başkan Söz isteyen var mı? diyor. Hiç kimse konuşmuyor ve
cevap vermiyor, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu da dâhil olmak üzere. Bu nedir?
Burada herhangi bir madde görüşülürken, hele itiraz, kabul edilmeyen bir
madde görüşülürken tüm gruplar kanaatlerini, görüşlerini ortaya
koymuyorlar mı? Bu bile bu konuda bütün grupların kabul ettiğini
çok net olarak göstermektedir ve tutanakta kayıtlıdır. Bütün
bunları tutanaklardan okudum şu anda değerli arkadaşlar.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Bakın ben, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
kabul ettiğini şuradan ifade ediyorum.
BAŞKAN
Anlaşıldı konu Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) O arkadaş yetkili midir değil midir? O
soruya cevap versinler. Yetkili ise o zaman grup adına
imzalanmıştır, grubun bilgisi vardır.
Teşekkür
ederim.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın Başkan, ben de yerimden söz
istiyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
7.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Cumhuriyet Halk Partisinin, 23/12/2011
Tarihli ve 6262 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanuna hayır oyu verdiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu o gün o yasaya hayır oyu vermiştir.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Ya bırak!..
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Ben o gün, o akşam Adalet ve
Kalkınma Partisinden hangi Grup Başkan Vekili hangi telefon
görüşmelerini yapmıştır da bu önergeler
hazırlanmıştır, imzalanmıştır onun
açıklanmasını istiyorum.
Teşekkür
ediyorum.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Niye çıkıp karşı
çıkmadınız? Niye konuşmadınız?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Açıklamak istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sisteme girin Sayın Canikli.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Sayın Başkan, kürsüden konuşsunlar.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, Genel Kurulda görüşüldü, yasa çıktı,
Sayın Cumhurbaşkanı iade etti; Türkiye konuştu. Sadece bir
madde görüşülecek, 16ncı madde. Genel Kurulda bu da görüşüldü.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, gerçek dışı
ifadelerde bulunuluyor, uzlaşmaların dışında
şeyler söyleniyor.
BAŞKAN
Sayın Canikli, sisteme girer misiniz.
Buyurun.
8.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun üzerinde
verilen önergelerin tamamında bütün grupların mutabakatı
olduğuna ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, Sayın Hamzaçebi bir
soru yöneltti. Çok net olarak paylaşıyorum sizlerle. Bu müzakereler
uzun sürdü. Hatta bu dönemle sınırlı değil, geçen dönemden
sürekli devam eden görüşmeler bunlar. Bazı siyasi partiler daha önce
hiçbirine katılmıyordu, biz de bir dönem hiçbirine
katılmadık ya da bazı maddelerine rezervlerimiz vardı ama
sonunda, en sonunda -hangi aşamada- önergelerin imzalanması
aşamasında iradeler çakıştı, birleşti,
örtüştü; tüm siyasi parti gruplarının iradeleri örtüştü.
İrade örtüşmesi nasıl tahakkuk eder, nasıl realize edilir?
Yetkili kılınan arkadaşlarının o önergelere
imzalarını atmasıyla sonuçlanır ve ortaya çıkar.
Dolayısıyla, o görevlendirilen kişi imza atmış ise
bunun anlamı şudur: Beni grubum görevlendirdi, ben bu imzayı
grubum adına atıyorum ve bu imzam grubumu bağlar. anlamına
gelir ve bu, dört grup için de gerçekleşmiştir. Dört grubun
görevlendirdiği arkadaşlarımız, yetkili
arkadaşlarımız -dördü de Başkanlık Divanı üyesi-
bu önergelerin tamamına, tamamına imza atmış yani yüzde
60a çıkaran önerge de dâhil atmışlardır.
BAŞKAN
Sayın Canikli, teşekkür ediyorum, konu anlaşıldı.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Dolayısıyla, bütün grupları
bağlayan, bütün grupların tam bir mutabakatıyla ortaya
çıkmış bir düzenlemedir.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
2.- 23/12/2011 Tarihli ve 6262 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve
Anayasanın 89uncu ve 104üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca
Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/537) (S. Sayısı: 122) (Devam)
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Kanunun tümü
açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için iki
dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla
oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, açık oy sonucunu ilan ediyorum:
Kullanılan oy sayısı |
: |
293 |
|
Kabul |
: |
238 |
|
Ret |
: |
55 |
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Tanju
Özcan Mustafa Hamarat
Bolu Ordu
Böylece
kanun kabul edilmiştir.
Alınan
karar gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 18 Ocak 2012
Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 20.02