TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
85inci
Birleşim
29
Mart 2012 Perşembe
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan bu Tutanak Dergisinde yer alan ve kâtip üyeler tarafından
okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından
ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı
sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın, Türk halk ozanı
Âşık Veysel Şatıroğlunun 39uncu ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- İzmir Milletvekili Aytun Çırayın, son yaşanan
terör olaylarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Mardin Milletvekili Ahmet Türkün, Batmanda nevruz kutlamaları
sırasında meydana gelen olaylara ilişkin gündem
dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
gönderilen dosyada adı geçen Mustafa Öztürk'ün hâlen görev yapan Bursa
Milletvekili olmadığı, görevi sona eren Hatay Milletvekili
olduğu anlaşıldığından, ilgili dosyanın
yeniden değerlendirilmek üzere iade edilmesine ve Karma Komisyonda bulunan
dosyanın Hükûmete geri verildiğine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/804)
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin,
Saros Körfezi'nin doğal yapısını tehdit eden
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/212)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, 4/C
mağdurları arasında son yıllarda artan intihar
olaylarının, içinde bulundukları sorunların ve çözüm
yollarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/213)
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin,
işsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/214)
C) Gensoru Önergeleri
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Iğdır
Milletvekili Pervin Buldanın, Nevruz Bayramı kutlamaları ile
eğitim sistemine ilişkin kanun teklifine karşı yapılan
protesto gösterilerinin yasaklandığı ve bu gösterilere
katılanlara yönelik polisin orantısız güç
kullandığı iddiasıyla İçişleri Bakanı
İdris Naim Şahin hakkında gensoru açılmasına ilişkin
önergesi (11/10)
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Basın özgürlüğünün sağlanması konusunda
alınması gereken önlemlerin araştırılması
amacıyla verilmiş olan (10/76) esas numaralı Meclis
araştırma önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP
Grubu önerisi
2.- Bor madenciliğinin sorunlarının ve çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/205)
esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
3.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının
SGK'da bulunmayan emeklilik verilerini, emeklilik prim ödemede süresini
tamamladığı hâlde emekli aylığı için
yaşının dolmasını bekleyenlerin
sayısını, sorunlarını, çözüm alternatiflerini tespit
etmek, SGK için bir veri tabanı oluşturmak amacıyla vermiş
olduğu (10/315) esas numaralı Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
VII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağın, 28 Mart 2012 tarihli
84üncü Birleşim tutanağında yer alan ifadesini
düzelttiğine ilişkin konuşması
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, 1 Nisan
2012 Pazar günü Meclis Genel Kurulunun çalışması nedeniyle
aynı gün yapılacak olan öğrenci seçme sınavında
yakınlarının yanında olamayacaklarına ilişkin açıklaması
2.- Muş Milletvekili Sırrı Sakıkın,
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin ifadeleri
nedeniyle kendilerinden özür dilemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının ifadelerine ilişkin açıklaması
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcının
konuşmasına ilişkin açıklaması
5.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, imza sahibi
olduğu bu kanun teklifinin görüşmelerinde Meclis Genel Kurulunu
yönetmemesi gerektiğine ilişkin açıklaması
6.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Meclis Genel Kurulunda
yaşanan olaylara ve sorumluları kınadıklarına
ilişkin açıklaması
7.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylara ve
sorumluları kınadıklarına ilişkin açıklaması
8.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Meclis Genel Kurulunda
yaşanan olaylara ve sorumluları kınadıklarına
ilişkin açıklaması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Meclis Genel Kurulunda
yaşanan olaylar ve gergin ortam nedeniyle İç Tüzük madde 68e göre
birleşimin kapatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Kütahya
Milletvekili Soner Aksoyun şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Milletvekili
Soner Aksoyun şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına ve MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
5.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının AK PARTİ Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
7.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçerin CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
8.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Isparta
Milletvekili Ali Haydar Önerin AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
11.- Isparta Milletvekili Ali Haydar Önerin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
12.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcının şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
13.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi
Avcının CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
14.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
15.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
16.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin şahsına sataşması nedeniyle konuşması
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydının; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi ile
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80) (S.
Sayısı: 156)
2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S.
Sayısı: 180)
3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin
Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199)
XI.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.-
Adıyaman Milletvekili Mehmet Metinere yapmış olduğu
davranış nedeniyle İç Tüzükün 160ıncı maddesinin dördüncü fıkrası
gereğince kınama cezası verilmesi yapılan oylama sonucu
kabul edilmedi
XII.- OYLAMALAR
1.- İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 9. Maddesinin oylaması
XIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirelin, kadınların
istihdam edildiği iş kolları ve bunların illere göre
dağılımına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/3667) Ek cevap
2.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlunun, İstanbul Sosyal
Güvenlik İl Müdür Yardımcılıklarına yapılan
atamalara ve Antalya Sosyal Güvenlik Müdürü hakkındaki müfettiş
raporuna ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/4520)
3.- Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlunun, üst düzey yönetici
kadrolarında vekaleten görev yapan sigorta müfettişleri ve denetmenlere
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/4521)
4.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, 2010-2011
yıllarında BAĞ-KUR ve SSKlı çalışan
sayısına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/4524)
5.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, SGK bünyesinde
GİH sınıfında çalışan personelin ek ödemelerine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/4704)
6.- Ankara Milletvekili Sinan Aydın Aygünün, İşsizlik
Sigortası Fonunun varlıklarının değerlendirilmesine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/5029)
29 Mart 2012 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur),Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 85inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır.
Görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın
milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Türk halk ozanı Âşık Veysel Şatıroğlunun 39uncu
ölüm yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen, İstanbul Milletvekili
Osman Boyraza aittir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Buyurun Sayın Boyraz.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Osman Boyrazın, Türk halk ozanı
Âşık Veysel Şatıroğlunun 39uncu ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
OSMAN BOYRAZ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; büyük halk ozanı Âşık
Veyselin ölümünün 39uncu yılı münasebetiyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Hiç şüphesiz Anadolu
halkının sanat yapıtlarının en özgün örneği halk
edebiyatıdır. Edebiyatın seçkin ustaları olan halk
ozanlarımız, halk âşıklarımızın dünden
bugüne kültürel kimliğimizin korunması ve gelişmesinde
sayısız katkıları ve hizmetleri olmuştur.
Âşıklık geleneğinin
unutulmaya yüz tuttuğu 20nci yüzyıl Türk halk şiirinin önde
gelen sanatçısı olarak kendini kabul ettiren Âşık Veysel,
1894 yılında, Sivas ili Şarkışla ilçesinin Sivrialan
köyünde doğmuştur. Doğduğu yörede Veysel Karaniye duyulan
sevgi ve saygıdan dolayı adını "Veysel" koymuşlardır.
Asıl adı Veysel Şatıroğlu'dur. Avşar boyunun
Şatırlı obasına mensuptur. Yaşadığı
yıllar, bulunduğu koşullar nedeniyle herhangi bir öğrenim
görmemiş, daha da önemlisi dünyayı görememiş olmasına
rağmen içinde yaşadığı kültür onun yetişmesinde,
hayata bakış açısında ve felsefesinde önemli bir yer
tutmuştur. Yedi yaşında geçirdiği çiçek
hastalığı sonucunda bir gözünü, bir kaza sonucunda da diğer
gözünü kaybetmiştir. Bir şiirinde Âşık Veysel, bu durumu,
Genç yaşımda felek vurdu
başıma,
Aldırdım elimden iki gözümü.
Yeni değmiş idim yedi
yaşına,
Kayıp ettim baharımı
yazımı. diye ifade ediyordu.
Babasının, Âşık
Veysel'e oyalanması için, aldığı sazla önce başka
ozanların türkülerini çalmaya başladı. Ömrü yoksulluk ve çileler
içinde geçen Veysel, köyünden ilk ayrıldığında, 1933
yılında, Sivas Âşıklar Bayramına katılır;
"Türkiye'nin İhyası Hazreti Gazi" şiiriyle dikkatleri
üzerine toplar. Ahmet Kutsi Tecer Bey'in ilgisine mazhar olan Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak köy köy saz
öğretmenliği yapar. Veysel, bu yıllarda da hasret
şiirlerinin altyapısını oluşturur.
Sayın milletvekilleri, 1965
yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, ana dilimize,
millî birliğimize katkılarından dolayı özel bir kanunla
kendisine maaş bağlanmıştır. Şarkışla
ilçemizde her yıl adına şenlikler düzenlenmektedir. Türkçesi
yalındır, Türkçeyi ustalıkla kullanır. İnsan
sevgisini, hoşgörüyü her şeyin üstünde tutan bir felsefeyle
yoğrulmuştur. Âşık Veysel derin bir felsefeye sahiptir.
Hepimizin bildiği gibi,
Uzun ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim,
Gidiyorum gündüz gece.
Dünyaya geldiğim anda,
Yürüdüm aynı zamanda.
İki kapılı bir handa,
Gidiyorum gündüz gece. şiiriyle
gönüllere yer edinmiştir.
Dizelerinde inkâr edilemez bir gerçek
vardır. Daima birleştirici, kaynaştırıcı bir
tutum sergiler. O, bu toprakların inanç bütünlüğüne samimi, içten,
yürekten bağlı bir sanatçıdır.
Kim okurdu, kim yazardı?
Veysel adın kim sezerdi?
Koyun kurt ile gezerdi,
Fikir başka başka olmasa. sözleriyle
fikir farklılıklarının olabileceğini, fakat bunun bir ayrışma
sebebi olmaması gerektiğine vurgu yapmıştır.
Âşık Veysel Anadolu
kültürüyle yetişmiş, şiirlerinde hoşgörü vardır.
Allah birdir, Peygamber hak,
Rabbül âlemindir mutlak.
Senlik benlik nedir bırak,
Söyleyeyim geldi sırası.
Kürt'ü, Türk'ü, Çerkez'i,
Hep Adem'in oğlu kızı,
Beraberce şehit gazi,
Hakikatte yüz karası. diyerek
ayrımcılığa karşı olmuştur.
Âşık Veysel, yine bir
şiirinde yıllar öncesinden,
Yezit nedir? Ne
Kızılbaş?
Değil miyiz hep bir gardaş.
Bizi yakar bizim ataş,
Söndürmektir tek çaresi. mısralarıyla
da bizlere hoşgörü, sevgi, insanlık dersi vermiştir.
Şiirlerinde birlik ve bütünlük
mesajları veren, bilim, teknolojiyi önemseyip benimseyen Veysel, özünde,
sözünde birdir. Karanlıklar arasından aydınlık
çıkarabilen bir kişiliğe sahiptir. Samimidir, doludur.
Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşamıştır,
fakat karanlık sadece gözlerinde kalmıştır, yüreği de
şiirleri gibi aydınlıktır.
Beni hor görme gardaşım,
Sen altınsın, ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz,
Sen gümüşsün ben sac
mıyım? sözleriyle, insanların birbirleriyle eşit
olduğunu, bundan dolayı insanlar arasında ayrım
gözetilmemesi gerektiğini ısrarla vurgulamıştır.
Tabii, yine bir vatan şiirini çok
güzel ifade etmiştir.
Vatan bizim, ülke bizim, el bizim,
Emin ol ki her çalışan kol
bizim.
Ay yıldızlı bayrak
bizim, mal bizim,
Söyle Veysel övünerek, överek.
Evet, zaman yetersiz, keşke biz Âşık
Veyseli bu toprakların her santimetrekaresine ilmik ilmik,
nakış nakış işleyebilseydik, onu anlatabilseydik, onun
öğretilerini, felsefesini anlatabilseydik, bugün belki de yüreğimizi
dağlayan olaylar olmayacaktı, belki de anneler
ağlamayacaktı.
Bu duygu ve düşüncelerle bir kez
daha yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Boyraz.
Gündem dışı ikinci söz,
son yaşanan terör olayları hakkında söz isteyen İzmir
Milletvekili Aytun Çıraya aittir.
Buyurun Sayın Çıray.
2.- İzmir Milletvekili Aytun Çırayın, son yaşanan
terör olaylarına ilişkin gündem dışı
konuşması
AYTUN ÇIRAY (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sonunda şehitlik
makamını da tartışılır hâle getirdi AKP.
İktidar olarak, AKP olarak
kendinizi olduğunuzdan farklı göstererek tek parti devleti
kurmayı başardınız. Aslında,
başardığınız şey bir zorbalık ve korku
imparatorluğudur. Rövanş şehvetiyle,
aldığınız hazla belki bunu unutmuş olabilirsiniz ama
gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.
Estirdiğiniz endişe ve korkunun aynısı sizi bekliyor çünkü
Sayın Başbakanın çok sevdiği bir Arapça deyimle men dakka
dukka, eden bulacak, ettiniz, günü geldiğinde bulacaksınız.
Biliyoruz, 4,4,4lük sosyal formatlama
projenizin amacı, hesap vermenizi geciktirecek kendi nesillerinizi
yetiştirmek ama bunu başaramayacaksınız. Kininiz
uğruna çocuklarımızı ateşe
attığınız çok yakında anlaşılacak. Gün
gelecek mızrak çuvala sığmayacak, adını anmaktan
kaçındığınız, sadece adına Bu millet
dediğiniz Türk milleti gördükleriyle irkilecek Hay ellerim
kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim. sözü, belki de ilk kez bu
kadar içtenlikle söylenecek çünkü boğazınıza kadar günaha
gömüldünüz. Hepinizi şehit kanları tutacak, ikiyüzlü siyasetler,
takiyeler bu kez kör kuruş etmeyecek.
Değerli milletvekilleri, AKP
Hükûmeti, 2002 Kasımında terör örgütünün bitirildiği bir ülke devralmıştı.
Güneydoğudaki Kürt vatandaşlarımız siyasi
ayrılıkçılığın etki alanından çıkmaya
başlamıştı. Bir de bugün AKP İktidarının
getirdiği hâlimize bakın: Artık, ruhen Türkiyeden kopmak üzere
olan genç kuşaklarla korkutulur hâle geldik ama sizler ne yaptınız?
Kendi ideolojik inançlarınızı doğrulamak için
ayrılıkçı terör organizasyonunun toparlanmasına göz
yumdunuz. Siyasi ayrılıkçılığın motive
ettiği terörün bedelini bile Atatürk ve arkadaşlarına fatura
etmeye kalktınız. Aklınızca bir taşla birçok kuş vuracaktınız.
Elhak vurdunuz. Şehitler pahasına kazanılan bir zaferi âdeta
yenilgiye çevirdiniz. Millî moral ve motivasyonu kırdınız.
Şimdi, bu tabloya Helal olsun. diyenler var tabii. Bunları dinleyin
ve bence şimdilik kulaklarınıza bayram ettirin vakit varken.
Çünkü bugün size Helal olsun. diyen bu yalaka takımı, yarın da
size İhanet ettiler. diyecekler. Yapılanların tümü
Vatana
ihanet etti. diye sizi suçlayacaklar. Bu ithamları
duyacaksınız. O zaman geldiğinde, ayrılıkçı
teröristlerin ayağına mahkeme götürdüğünüz hatırlanacak.
Mahkemeyi teröristlerin ayağına götürenler hesap verecek.
SIRRI SAKIK (Muş) Sen hâlâ orada
mısın ya?
AYTUN ÇIRAY (Devamla) Hukuk varsa ve
yaşayacaksa hesap verilecek.
Sonra, bu devletin egemenliğine
koca bir yara açan, bölücülere cesaret veren içi boş
açılımın perde arkası sorulacak, sorgulanacak. Sayın
Başbakanın bilgisi dâhilinde, Oslo görüşmelerinde,
Anayasanın en temel, değiştirilmesi dahi teklif edilemez
maddelerinin pazarlık masasına sürüldükleri, Anayasanın tağyir,
tebdil ve ilgaya teşebbüs edildiğini herkes öğrenecek. O zaman,
kişiye özel MİT Yasasını aslında Başbakanı
korumak için çıkarttığınız anlaşılacak.
Sahte dijital belgeler değil, savcıların elinde bulunan gerçek
belgeler konuşacak. Bir zamanlar Hazreti Ömer adaletinden ve
asrısaadetten bahsedenler, şimdi ne yazık ki sessiz. Şimdi
iktidarın tadını çıkarın.
Değerli AKP milletvekilleri, 4,4,4
çeker cip gibi görüyorsunuz ama bu cip, sizi yarattığınız
bataktan çıkartmaz. Sizi, kurduğu devletin İnternet sitelerinden
resmini çıkardığınız Atatürkün aziz
hatırası boğacak. Kadir bilmezliğiniz, vefasızlığınız,
sadakatsizliğiniz kötü bir efsane olarak gelecek kuşaklara anlatılacak
ama akıllarda en çok kindarlığınız kalacak. Bu millet,
terör örgütüne karşı kazandığı zaferin bozuk para gibi
harcandığını anlayacak ve sırf hedeflerinizi
gerçekleştirmek için Müslümanlara dair komplolar kurduğunuzu
hatırlayacak.
Onun için, tavsiyemi
tekrarlıyorum: Biraz daha iktidarın tadını
çıkarın çünkü yarın, hesabınızda, boşuna akıtılan
şehit kanlarının, pazarladığınız
şehitlik makamının utancı kalacak.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AYTUN ÇIRAY (Devamla) Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Çıray.
Gündem dışı üçüncü söz,
Batmanda nevruz kutlamaları sırasında meydana gelen olaylar
hakkında söz isteyen Mardin Milletvekili Ahmet Türke aittir.
Buyurun Sayın Türk. (BDP
sıralarından alkışlar)
3.- Mardin Milletvekili Ahmet Türkün, Batmanda nevruz kutlamaları
sırasında meydana gelen olaylara ilişkin gündem
dışı konuşması
AHMET TÜRK (Mardin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi, 18 Mart
nevroz kutlamalarında gerçekten Türkiyeye yakışmayan
görüntülerle karşı karşıya kaldık.
Bugün, bu Meclise yaşananları
aktarmak için bana imkân veren Sayın Başkana da teşekkür
ediyorum.
Batmana gittiğimizde, gerçekten,
bütün sokaklar tutulmuş, Diyarbakırdan, Elâzığdan
getirilen polislerle bütün mahalleler kontrol altına
alınmıştı. Bu durumu görünce Belediye Konuk Evine
çekilerek arkadaşlarımızla bir durum değerlendirmesi
yaptık. Tabii, hem kalp pili olduğu için hem de akciğerlerimde
sorun olduğu için, arkadaşlarımla şakalaşarak Gazın
olduğu yere gelmem, siz gidin, mümkün olduğu kadar nevrozun kutlanması
konusunda halka kolaylık sağlayın
Tabii ki bulunduğumuz
yer, yüksek bir yer. Batman Konuk Evini bilen arkadaşlarımız
çok iyi bilir, Batmana hâkim bir tepe ve orada her taraftan bir gaz bulutu,
şehir gaz bulutu altında. Aradan saatler geçtikten sonra
arkadaşlarım telefonla aradılar, durumun çok iyi
olmadığını, oraya gitmem hâlinde belki bu sorunu
sancısız bir şekilde çözebileceklerini söylediler, bunun üzerine
gittim. Otobüsümüz bir tarlaya çekilmiş, bir dakikada on tane gaz
bombası düşüyor, o gençler, düşen gaz bombalarını
bizden uzaklaştırmak için hemen düştüğü gibi oraya
yöneliyor ve farklı, boş alanlara atıyor. Bu arada, Milletvekili
Arkadaşımız Nursel Aydoğan Vali Beyi aradı. Ben
telefonu kendisinden aldım, durumun çok hassas olduğunu söyledim,
eğer nevroz alanına girersek beş on dakikalık bir
konuşmayla kitleyi sakinleştirebileceğimizi ifade ettim. Tabii
ki Sayın Vali bir daha dönmedi ve gittikçe yoğun gaz
başladı. O tarlanın içinde artık boğulma
noktasındayız. Bunun üzerine, nevroz alanına doğru
gittik. Nevroz alanına giderken otobüsle, tabii ki alana
girdiğimizde 40-50 polis, parti otobüsünü taşlarla, gaz
bombalarıyla taşlamaya başladı, kırılan camlardan
gaz bombaları içeri düştü. Nefes alacak hâlimiz yok, kendimizi
dışarı attık. Sonuç olarak, iner inmez -zaten yarı
baygın bir hâldeyim- tıknaz, orta boylu bir polis yaklaştı -ben
böyle bir şey beklemiyordum- ve birdenbire sol gözüme yumruklar indirdi.
Tabii, o hâl de Valinin açıkladığı gibi değil. Biz,
oradaki bir polis arabasına yöneldik, çünkü orada bir tek sivil yok, bir
tek insan yok, sadece polisler var, biz varız. Yöneldik, o polis bizi
götürüp götürmemekte tereddüt geçirdi. Üç yıldızlı bir komiser
işaret verdi: Götürün. Çünkü vahim bir durum ortada, bir
arkadaşımız baygınlık geçiriyor, hepimiz o hâldeyiz.
Şimdi, tabii, bir polis öfkesine yenilebilir, faşist biri olabilir,
provokatör olabilir; bunun hepsini anlıyoruz biz ama bir Valinin bu
olayı örtbas etmek için âdeta bizi yalancı çıkarmaya
çalışması gerçekten demokrasimiz açısından vahim bir
durumdur.
Bakınız sayın
milletvekilleri, otobüs alana geliyor, görüntüler mevcut; polisler
taşlarla otobüsü taşladığı zaman görüntüler kesiliyor,
ben orada yumruklanıyorum görüntü yok ama yumruklamadan sonra, 2 metre sonra
arabaya geçtiğimizde görüntüler yine başlıyor. Şimdi,
Sayın Vali diyor ki: Kimin elinde görüntü varsa getirsin. veya diyor ki:
Araba gelirken tarladan geçtiğinde sarsıntı yapmış,
bir yere çarpmış olabilir. Oysaki yüzlerce insan orada, hastaneye
gittiğimizde doktorlar, hem gözcü hem kardiyolog
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET TÜRK (Devamla) Sayın
Başkan, biraz izin verir misiniz?
(CHP sıralarından Ver
Başkan, ver; önemli bir konu konuşuyor. sesleri)
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Bir dakika verebilirseniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Efendim, yumruk yemiş bir insan bırakın da
derdini anlatsın.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, ondan sonra da O partiye verdiniz, bu partiye vermediniz.
diyorsunuz. Lütfen ama
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Ama hayır, Sayın Başkan, bu başka bir
konu, hoşgörü gösterin.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Sayın Başkan, sadece Sayın Türke verin diyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) Bir
milletvekili meslektaşınız saldırıya
uğramış, bu konunun aydınlanması lazım.
AHMET TÜRK (Devamla) Burada bir
milletvekili bir olayla karşı karşıya kalıyor, bu
Meclisin bunu bilmesi gerekiyor.
BAŞKAN Sayın Türk,
sayın grup başkan vekilleri BDPye söz verdiniz, bize
vermiyorsunuz. demesinler, söz versinler kendi aralarında, vereyim. Benim
meselem değil.
MUHARREM İNCE (Yalova) Tamam,
demeyeceğiz.
BAŞKAN Buyurun Sayın Türk.
AHMET TÜRK (Devamla) Tabii durum
vahim.
Ben burada birilerinin yumruk
atmasını önemsemiyorum. Bir Valinin olayı örtbas etmeye
çalışması ve bütün şahitlere rağmen, ki milletvekili
arkadaşlarımız o yumruğu atan polisleri de tanıyor,
yine bizi arabasıyla götüren polis belli, üç yıldızlı,
orada görev yapmış olan komiser belli. Eğer bu Hükûmet isterse
bunu çıkarır ama bunu örtbas ederse biz bunun peşini
bırakmayacağız, bunun çok iyi anlaşılması
gerekiyor. Öyle birileri de rahat gelip o bölgede dolaşamayacak.
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) Senin
babanın çiftliği mi orası?
AHMET TÜRK (Devamla) - Burada hiçbir
zaman öfkeye kapılmadım ama inanın ki eğer meydanlarda
yumruk yersek bu alışkanlık her tarafa yayılacak. Lütfen bu
konuda, bu suçu işleyenler, valinin bu aymazlığını
giderecek tedbirler alın ve bu olayı ortaya çıkarın. Ben,
bir polisin ceza almasını önemsemiyorum; ben, hiç kimsenin
mağdur olmasını da istemem ama gerçekten biz burada bu
Parlamentoda demokratik değerleri, demokratik bir Türkiyeyi, yaşanan
olumsuzlukları ortadan kaldıracak bir sorumlulukla mı hareket
edeceğiz, yoksa siyasileri, kendi ideolojilerine, kendi
anlayışlarına yakın olmadığı için,
farklı baktığı için onları tehditle mi terbiye
edeceğiz? Aslında bu Parlamentonun bunun üzerinde durması
lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AHMET TÜRK (Devamla) - Ben Sayın
Valimize uzun ömürler diliyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Türk. Tekrar geçmiş olsun diyorum.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Başbakanlığın bir
tezkeresi vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen
dosyada adı geçen Mustafa Öztürk'ün hâlen görev yapan Bursa Milletvekili
olmadığı, görevi sona eren Hatay Milletvekili olduğu
anlaşıldığından, ilgili dosyanın yeniden
değerlendirilmek üzere iade edilmesine ve Karma Komisyonda bulunan
dosyanın Hükûmete geri verildiğine ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/804)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Başkanlığınıza
ilgi (b) yazı ekinde gönderilen listede yer alan ilgi (a) yazı ve eki
dosyada adı geçen Mustafa Öztürk'ün; halen görev yapan Bursa Milletvekili
olmadığı, görevi sona eren Hatay Milletvekili olduğu
anlaşıldığından ilgi (a) yazı eki dosyanın
yeniden değerlendirilmek üzere iade edilmesine dair Adalet
Bakanlığından alınan ilgi (c) yazı sureti
ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
Bekir
Bozdağ
Başbakan Yardımcısı
BAŞKAN Anayasa ve Adalet Komisyonları
üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan dosya Hükûmete geri
verilmiştir.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin üç önerge vardır, okutuyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkanım, birer dakikalık söz
istemiştik.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, benim uygulamalarımı biliyorsunuz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Efendim?
BAŞKAN Her toplantıda
açıklama yapmak durumunda değilim. Ben, gündem dışı
konuşmalarda, sayın milletvekillerine, gündem dışı üç
konuşmacının haricinde söz vermiyorum.
Teşekkür ederim.
Önergeleri okutuyorum:
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin,
Saros Körfezi'nin doğal yapısını tehdit eden
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/212)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Saros Körfezi hem turizm hem de
balıkçılık sektörü açısından son derece önemli bir
değerimizdir. Konumu itibariyle Ege denizinin kuzey doğusunda yer
alan körfez yurt içi ve yurtdışından çok kolay
ulaşılabilecek durumdadır. Tertemiz kumsallarla kaplı
kıyı şeridine sahip olan körfezin kendi kendini temizleme
özelliği ve çok yoğun yerleşimlerin bulunmaması ayrıca
dikkat çekicidir.
Bu kadar önemli olan bu doğal
güzelliğin son zamanlarda her geçen gün katledildiği,
balıkçılığın her geçen gün stokları
bitirdiği, pek çok balık türünün tükenme noktasına geldiği
basında ve diğer platformlarda giderek daha yüksek sesle dile
getirilmektedir.
Gerekçesini ekte arz ettiğimiz
Saros Körfezinin koruma altına alınması, ticari
balıkçılığın yasaklanarak amatör
balıkçılığa dönüştürülmesi deniz milli park
yapılması amacıyla Anayasanın 98 inci Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
Gerekçe:
Trakya topraklarının Ege
Denizindeki kıyısı Saros Körfezi, tertemiz kumsallarla
kaplı bir kıyı şerididir. Saros körfezi su sirkülasyonunun
yüksek olması ve sanayileşmemiş olmasından dolayı
Ege'nin belki de en temiz denizine sahiptir. Saros Körfezi dünya üzerinde kendi
kendini temizleyen 3 denizden birisidir. Saros Körfezi, bir körfez
olmasına rağmen kendi kendini temizlemesi ve etrafında
yoğun yerleşimlerin bulunmaması ile uzun yıllar belki de
hiçbir zaman kirlenmeyecek nadir denizlerden birisi, Yılda üç defa ve
aynı zamanda olmak üzere, şubat, nisan ve temmuz aylarının
15 veya 18. günü başlayıp, 25 veya 28. günü sona eren körfezin kendi
kendini temizlemesi işleminde tabanda soğuk su ve yüzeyde sıcak
suyun yarattığı akıntılar körfezi içine atılan
tüm artık ve atık maddelerden kurtarmaktadır.
Bu sularda mevsimine göre hem tuzlu Ege
sularının, hem daha az tuzlu Marmara'nın bütün
balıklarını burada bulmak mümkündür. Bu sularda mevsimine göre
çipura, lüfer, barbunya, mercan, karagöz, levrek, kefal, ahtapot ve ülkemizde
sadece bu yörede bulunan yılan balığı bol miktarda
mevcuttur. 144 çeşit balık yetiştiriliyor. Dolayısıyla
buranın bu özelliklerinin yaşatılması lazım. Ama
bilinçsiz avcılık, özellikle balıkçılık yönüyle bir
gün bitecek. Ticari ölçekte, büyük ölçekte balıkçılık ve
avcılık yasaklanarak sadece olta balıkçılığı
ve amatör balıkçılık olarak geliştirilebilirse, inanın
bir cazibe merkezi olarak çok dikkat çekecektir ve belki de dünyanın dört
bir tarafından insanlar buraya gelecektir. Bu spor yönüyle de mutlaka
buradaki ticari imkânlar da gelişecektir. O anlamda belki de Saros
Körfezini Türkiye'de ve dünya üzerinde de bir önemli merkez olmasını
sağlamış olacağız.
Diğer taraftan, Saros Körfezine
sınırı olan yerlere, küçük balıkçı ve
balıkçılık kooperatifleri üyelerine sınırlı izin
verilerek, sahanın korunması ve gözetilmesi için doğal ortak ve
kontrol mekanizması sağlanmış olacaktır.
Ege Denizi'nin kuzey doğusunda yer
alan Saros Körfezini güney ve doğusundan Çanakkale ilinin Gelibolu ve
Ecebat ilçeleri, kuzeyini ise Edirne ilinin Keşan ve Enez ilçeleri
çevreler. Körfezin Gelibolu yarımadası tarafından olan güney
bölgeleri yerleşime olanak vermez. Çoğunlukla yerleşim doğu
ve kuzey bölgelerinde yer almaktadır. Saros Körfezi İstanbul'a göre,
baktığınızda 250 km. mesafede yaklaşık iki iki
buçuk saatte varılabilecek bir yer ama Avrupa'ya açılan Kapıkule'ye
200 km mesafede. Yani yurtdışından ülkemize gelen turistlerin
varabileceği, gidebileceği bir yer. Kara yoluyla gelen turistlere de
çok uygun bir yer.
Saros Körfezi 2006 yılında
kültür ve turizm gelişim bölgesi olarak ilan edildi ama o günden bugüne
herhangi bir çalışma henüz yapılmadı. Dolayısıyla
buraya bir el atılması lazım. Yeterince ilgilenildiğini
söylemek mümkün değildir.
Kısa dönemde bitmesi beklenen
Kınalı-Tekirdağ-Keşan duble yol çalışmaları
sonucu İstanbul'dan Saros Körfezine ulaşım 2,5 saate inmiş
olacak. Keşan üzerinden ulaşım Saros Körfezi yerleşim
bölgeleri içinde en çok konaklanan bölgeler ise Enez, Erikli ve Yayla olarak
göze çarpmakta. Enez sadece sahili ile değil, binlerce yıllık
yerleşim bölgesi olmasından dolayı antik bölgeleri ve arkeolojik
kazı alanları ve ayrıca Manyas Gölünden sonra Türkiyenin en
geniş kuş barınma alanı olan Gala Gölü ile ilgi
çekmektedir.
Yukarıda sunulan ve
araştırma sırasında belirlenecek nedenlerle Anayasanın
98 ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105'nci
maddeleri uyarınca "Saros Körfezinin koruma altına
alınması, ticari balıkçılığın yasaklanarak
amatör balıkçılığa dönüştürülmesi, deniz milli park
yapılması" için bir Meclis araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elâzığ)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Ali Halaman (Adana)
8) Seyfettin Yılmaz (Adana)
9) Mehmet Günal (Antalya)
10) Mustafa Kalaycı (Konya)
11) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
12) Oktay Öztürk (Erzurum)
13) D. Ali Torlak (İstanbul)
14) Celal Adan (İstanbul)
15) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
16) Erkan Akçay (Manisa)
17) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
18) Atila Kaya (İstanbul)
19) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
20) Emin Çınar (Kastamonu)
2.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin, 4/C
mağdurları arasında son yıllarda artan intihar
olaylarının, içinde bulundukları sorunların ve çözüm
yollarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/213)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
2004/7898 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile 657 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi (C)
fıkrası kapsamında çalıştırılan ve
kamuoyunda 4/C mağduru olarak bilinen vatandaşlarımız
arasında; son yıllarda artan intihar olaylarının
araştırılması, sorunlarının tespiti ve çözüm
yollarının belirlenmesi, gereken tedbirlerin alınması
amacıyla, Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma Komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
Gerekçe:
Özelleştirilen veya kapatılan
Kamu İktisadi Teşebbüslerinde işçi olarak
çalışanlardan emekliliği dolmamış olanlar, 2004/7898
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 657 sayılı Kanunun 4
üncü maddesi (C) fıkrası kapsamında başka kamu
kurumlarına geçici personel statüsü ile yerleştirilmişlerdir.
Bu statüde olup emekli olanların
haricinde şu an sayıları 8 bin 500'e kadar düşen 4/C
çalışanlarının; gerek sendikal haklar, gerekse
çalıştığı kurumun takdiri ile aldığı
ikramiyeleri ortadan kalkmış, sosyal hakları elinden
alınmıştır.
Gönderildikleri kurumlarda verilen
işleri yaparken, gittikleri bu yerlerde, kendileri ile aynı işi
yapan kişinin aldığı ücretin yarısını almakta,
bir mali yılda 10 ay çalıştırılıp, 2 ay
çıkış verilmektedir. Hal böyle olunca, aldıkları
yıllık ücret daha da azalmakta, asgari ücretin de altına
düşmektedir.
Ücret alamadıkları 2 ay
içinde geçimlerini temin edemeyen ve borçlanmak zorunda kalan 4/C'lilerin
biriken borçları, ücret aldıkları 10 ayı da ipotek
altına almaktadır. Gelirlerinin düşmesi nedeniyle
mağdurların çocukları üniversite eğitimlerini dondurarak,
eğitimlerine ara vermişlerdir.
4 ay için en fazla 2 gün ücretli
hastalık izni alabilen 4/C'lilerin, kelimenin tam anlamıyla, hasta
olmaları bile yasaklanmıştır.
Tüm bunlar, 4-C
mağdurlarını psikolojik ve sosyal yönden etkilerken, devlete
olan saygıyı, yöneticilere olan güveni de zaafa
uğratmaktadır. İçine düştükleri geçim
sıkıntısı nedeniyle aile düzenleri ve ruh
sağlıkları bozulan mağdurlardan son 3 yılda 10
kişi intihar etmiştir.
4/C mağdurlarının
çalıştıkları yerlerde konum ve statülerinin yeniden
belirlenerek, günün koşullarında eşit işe eşit ücret
verilmesi ve yılda 12 ay çalıştırılmaları,
sağlık güvencelerinin bir zemine oturtulması, hastalık
izinlerinin yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
Sürekli kanayan ve toplumsal bir yara
haline gelen 4/C mağdurlarının içinde bulundukları
sorunlarının tespiti ve çözüm yollarının belirlenmesi,
mağdurlar arasında son yıllarda artan intihar
olaylarının araştırılması ve gereken tedbirlerin
alınması amacıyla, Anayasamızın 98 ve
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırma
Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elâzığ)
5) Alim Işık (Kütahya)
6) Ali Öz (Mersin)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Mehmet Günal (Antalya)
9) Mustafa Kalaycı (Konya)
10) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
11) Oktay Öztürk (Erzurum)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Celal Adan (İstanbul)
14) Erkan Akçay (Manisa)
15) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
16) Emin Çınar (Kastamonu)
17) Atila Kaya (İstanbul)
18) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
19) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Ali Halaman (Adana)
3.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve 19 milletvekilinin,
işsizlik ve buna bağlı olarak gelişen iç göç sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/214)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizdeki işsizlik
sorunlarının ve buna bağlı gelişen iç göçün
araştırılarak, insanlarımızın
sıkıntılarının giderilmesine, yönelik çözümlerin
geliştirilmesi, alınması gereken tedbirlerin tespit edilmesi ve
bunlara ilişkin yapılacak düzenlemelerin ele alınabilmesi için
Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzük'ün 104 ve 105'nci maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
Gerekçe:
Ülkemiz ile aynı kategoride olan
ülkelere baktığımız zaman, işsizlik oranının
bizde çok daha yüksek olduğu görülmektedir. Sürekli nüfus
artışıyla beraber, son yıllarda uygulanan yanlış
ekonomik politikalar sonucu, işsizlik çığ gibi büyüyerek, birçok
sosyal olayı da tetiklemektedir. Genç işsizlerimiz iş
peşinde koşarken işini kaybeden insan sayısı da
hızla artmaktadır. Son dönemlerde TÜİK tarafından
yayınlanan istatistiklerde işsizlik oranlarının sürekli
artarak çift haneli rakamlara ulaştığı görülmektedir.
Yükselmekte olan işsizlik oranları, aynı zamanda hem kamu
sektöründe hem de özel sektörde, işverenler tarafından daha
"esnek" çalışma koşullan talep etmek için
kullanılabilir. Bu da, ücretlerin ve çalışma koşullarının
daha da fazla erozyona uğramasına ve daha fazla sayıda işçinin
kayıt dışı istihdam edilmesine neden olabilir.
Ülkemizin içinde bulunduğu
şartlarda, işsizlik acil çözüm bekleyen en önemli sosyal sorun olarak
karşımızda durmaktadır. Bu sorunun ciddiye
alınmaması ya da ertelenmesi toplumun tüm dengelerini alt-üst edecek
boyuttadır. Son yıllardaki yüksek oranda büyümeye rağmen
ülkemizde işsizlik artmaktadır. Bugün ekonomide gelinen noktada ise,
işsizlerin iş bulma şansı olmadığı gibi
çalışan insanlarımızın birçoğu da işini
kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Halen en büyük
istihdam kaynağımız olan tarım kesiminden işgücü
kopmaları yüksek oranda devam etmektedir. Köyünü, toprağını
terk etmek zorunda kalan çiftçilerimiz bir umutla büyük şehirlerimize
akın etmektedir. Kısaca işsizlik ve iç göç hareketinin, planlanamaması
ve yönetilememesi, Türkiye'nin istihdam kapasitesinin çok üzerinde bir nüfusun
büyük şehirlerde toplanmasına yol açmıştır. Ülkemiz
insanının yerinde hayatını sürdürebilmesi için gerekli
ekonomik altyapı tedbirleri bir an önce alınmadığı
takdirde, gelecekte ülkemizi çok daha ciddi sosyal tehlikelerin beklediği
bilinmelidir.
Ülkemizde, son dönemde uygulanan
politikalar sonucu vatandaşlarımız, tarımsal üretimden de
kaçırılmaya çalışılmakta, ancak bu insanlara
alternatif iş gücü yaratılmadığı için, istihdam
sorunları yaratmakta, işsizliği büyütmekte, özellikle batı
bölgelerine olan iç göçü hızlandırarak sosyal sorunların
yoğunluğunu artırmaktadır. Ülke ekonomisinin
yıllardır büyüdüğü söylense de, ne garip çelişkidir ki,
işsizlik de büyümekte ve bugün ülkemizin en önemli sorunu olarak çözüm
beklemektedir.
Devletimizin, özel sektör ve
çalışanların temsilcisi olan sendikaların, ortak bir masa
etrafında toplanıp, nasıl daha çok üretilebilineceği,
nasıl daha çok insana iş imkânı sağlanacağı ve
ürettiklerimizin dünyada aranan markalı ürünler hâline gelmesi için
nelerin yapılması gerektiğinin planlanarak gerekli stratejinin
oluşturulması elzemdir.
Üretim ve istihdamı
arttırarak, ülkemizin en önemli sorunu olan işsizliğe ve buna
bağlı olarak gelişen iç göç sorunlarına yönelik tedbirlerin
zaman kaybedilmeden alınması gerekmektedir.
1) Mehmet Şandır (Mersin)
2) Ali Uzunırmak (Aydın)
3) Mehmet Erdoğan (Muğla)
4) Enver Erdem (Elâzığ)
5) Ali Öz (Mersin)
6) Alim Işık (Kütahya)
7) Seyfettin Yılmaz (Adana)
8) Mehmet Günal (Antalya)
9) Kemalettin Yılmaz (Afyonkarahisar)
10) Mustafa Kalaycı (Konya)
11) Oktay Öztürk (Erzurum)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Mesut Dedeoğlu (Kahramanmaraş)
14) Celal Adan (İstanbul)
15) Erkan Akçay (Manisa)
16) Atila Kaya (İstanbul)
17) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
18) Emin Çınar (Kastamonu)
19) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
20) Ali Halaman (Adana)
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler sırası geldiğinde yapılacaktır.
Bir gensoru önergesi vardır.
Önerge daha önce
bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
C) Gensoru Önergeleri
1.- Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve Iğdır
Milletvekili Pervin Buldanın, Nevruz Bayramı kutlamaları ile
eğitim sistemine ilişkin kanun teklifine karşı yapılan
protesto gösterilerinin yasaklandığı ve bu gösterilere
katılanlara yönelik polisin orantısız güç
kullandığı iddiasıyla İçişleri Bakanı
İdris Naim Şahin hakkında gensoru açılmasına
ilişkin önergesi (11/10)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İçişleri Bakanı
İdris Naim Şahin'in Newroz bayramı kutlamaları ile KESK'in
eğitim yasasını protesto etkinliklerini genelgeyle
yasaklaması, talimatları sonucu güvenlik güçlerinin birçok ilde
aşırı şiddet kullanması, iki kişinin ölmesi,
yüzlerce kişinin yaralanması ve bini aşkın kişinin
gözaltına alınması nedeniyle; Anayasanın 99 uncu maddesi İçtüzüğün
106 ncı maddeleri uyarınca gensoru açılmasını arz ve
teklif ederiz.
Hasip
Kaplan Pervin
Buldan
Şırnak
Iğdır
Gerekçe
Newroz bayramı binlerce
yıldır başta Orta Doğu halkları olmak üzere Doğu
Türkistan'dan Balkanlara kadar, başta Kürt ve Türk halkı olmak üzere
halkların ortak kutladığı bir bayramdır.
Ülkemizde 90'lı yıllardan bu
yana başta Kürt halkı olmak üzere her yıl kitlesel etkinliklerle
kutlanmaktadır. 1992-93 yıllarda OHAL bölgesinde Cizre,
Şırnak, Nusaybin başta olmak üzere Jitemin, karanlık
güçlerin darbecilerin, çetelerin halka saldırısı sonucu yüzlerce
yurttaşımız yaşamını yitirmiştir.
Baskıcı katliamcı bu konsept döneminde binlerce köy
yakılmış, binlerce faili meçhul cinayet, suç örgütleri
tarafından devlet adına işlenmiştir.
Son on yılda izin verilen ve
coşku ile kutlanan Newroz bayramlarının hiçbirinde olaylar yaşanmamıştır.
BDP yirmi yıllık siyasi geleneği sürdürmüş milyonlar Newroz
meydanlarında bayramını kutlamıştır.
Anayasanın 34 ve 90 ıncı
maddeleri ile AİHS nin 10 ve 11 inci maddeleri uyarınca önceden izin
almadan toplantı ve gösteri hakkı, AB uyum yasaları ve
reformları çerçevesinde temel hak ve hürriyetlerdendir.
AK Parti iktidarlarının 10
yılı boyunca, 21 mart ve haftası içinde partimiz Newroz
bayramını kutlamıştır. 2012 yılında da 138
yerde kutlama kararı alarak planlamasını yapmış ve
birçok yerde izin almıştır. Ancak kutlamalara iki gün kala
İçişleri Bakanı tüm illere bir genelge göndererek 21 mart
dışındaki tüm kutlamaların izinlerinin iptal
edildiğini ve yasaklandığını bir genelge ile
duyurmuştur. Ancak;
Yasak genelgeye
rağmen AKP nin Eyüp Belediyesi 19 martta, bakanları 18 martta izin
almadan kutlamalar yapmış, geçen yıl Kültür
Bakanlığı bir hafta boyunca Resmi Newroz programı ile
kutlama yapmış hükümet izin konusunda çifte standart
uygulamıştır.
Newroz
bayramı halkların bayramıdır, tarihsel kültürel boyutu
vardır. Devletin bayramı olmadığı için de izne tabi
değildir ve yasaklanması da anayasa ihlalidir.
Aynı uygulama
4+4+4 eğitim sistemine karşı demokratik tepkisini ortaya koyan
KESK üyelerine uygulanmıştır. Seyahat özgürlüğünü ihlal
eden, hürriyeti tahdit suçu işleyen, demokratik tepkilerini gösterenlere
kötü muamelede bulunan işkence eden, gözaltına alan bir
anlayış sistematik hale gelmiştir.
İçişleri
Bakanlığının aldığı yasadışı
kararla başta İstanbul ve Diyarbakır olmak üzere birçok ilde
yollar kesilmiş, kitlelere güvenlik güçleri saldırıda
bulunmuş aşırı ve orantısız güç
kullanmıştır. Saldırı esnasında helikopterlerden
gaz bombaları atılmış, caddeler, sokaklar güvenlik
güçlerinin halka saldırısı sonucu tahrip edilmiş kötü
muamele işkence olayları yaşanmıştır.
Saldırılar
sonucu İstanbul'da BDP Arnavutköy yöneticisi Hacı Zengin
yaşamını yitirmiş, Cizre'de bayram kutlayan kitleye
saldırıda bulunulmuş, zırhlı araçlar, Tomalar,
panzerler eşliğinde gaz bombaları ve uzun namlulu silahlarla
parti binasına yapılan saldırı sonucu binanın beş
katı tahrip edilmiş, başta ilçe başkanı olmak üzere
onu aşkın kişi saldırı sonucu ölüm tehlikesi
geçirmiş, yüzlerce masun insan
aralarında çocuk kadınlar gözaltına
alınmıştır. Cizre'de Gazze görüntüleri medyaya
yansımıştır.
Batman ilinde
resmi güvenlik güçleri milletvekili Ahmet Türk'e saldırmış
yaralamıştır. Birçok ilde aynı şekilde
milletvekillerine saldırılar olmuştur. Sıkıyönetim,
OHAL ilan edilmemesine rağmen, fiili "Savaş Hali"
uygulaması yapılmaktadır.
Yaşanan olayların
ölümlerin sorumlusu genelge ile yasak kararı alan saldırı emri
veren İçişleri Bakanıdır. Toplumsal barışı
tehlikeye koyan, muhaliflere şiddet uygulayan, totaliter bir rejimin
faşizan baskıların sorumlusu olan Taksim meydanında izinsiz
gösteri yapıp ırkçılık, kin, nefret söyleminde bulunan
Kürt-Türk çatışması tetikleyen, sivil toplum örgütlerine
saldıran, suç işleyen amirleri terfi ettiren kontrolsüz güce
dönüşen "kamu tehlikesi" arz eden, üslubu ve
kullandığı dil ile devlet adamı ciddiyetinden uzak,
sorumsuz;
İçişleri
Bakanı İdris Naim Şahin hakkında Anayasanın 98 ve 99
uncu ve İçtüzüğün 106 ncı maddesi uyarınca gensoru
açılması uygun olacaktır.
BAŞKAN Bilgilerinize
sunulmuştur.
Gensorunun gündeme alınıp
alınmayacağı hususundaki görüşme günü Danışma
Kurulunca daha sonra belirlenerek oylarınıza sunulacaktır.
Barış ve Demokrasi Partisi
Grubunun, İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
Okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Basın özgürlüğünün sağlanması konusunda
alınması gereken önlemlerin araştırılması
amacıyla verilmiş olan (10/76) esas numaralı Meclis
araştırma önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP
Grubu önerisi
29.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 29.03.2012
Perşembe günü (Bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği
sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki
önerisini, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Hasip
Kaplan
Şırnak
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Ön Görüşmeler Kısmının 76
ncı sırasında yer alan 10/76 Basın özgürlüğünün
sağlanması konusunda alınması gereken önlemlerin
araştırılarak bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergelerin görüşülmesini, Genel Kurulun 29.03.2012
Perşembe günlü birleşiminde birlikte yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Öneri lehinde söz isteyen
Adil Kurt, Hakkâri Milletvekili.
Buyurun. (BDP sıralarından
alkışlar)
ADİL KURT (Hakkâri) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Grubumuz adına verilmiş olan Meclis
araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, cezaevinde bulunan ve
sayısı 100ün üzerinde olan gazeteci arkadaşlarımıza
Meclis kürsüsünden selamlarımı ileterek konuşmama başlamak
istiyorum.
Türkiyede basın özgürlüğü
sürekli olarak tartışma konusudur, sürekli olarak üzerinde
konuşulan bir konudur ve hiçbir zaman da zerre kadar adım atılan
bir konu olmamıştır. Kim iktidara gelmişse, kim
iktidardaysa basını kendisine göre dizayn etmeye
çalışmıştır, bu dizaynın dışında kalanlara
da baskıyı reva görmüştür. Biz bu baskıları
tanıyoruz. 90lı yıllardan bu yana 80 dolayında basın
mensubu arkadaşımız sokak ortasında katledildiler, faili
meçhule götürüldüler. Bugün de bunun benzeri yaşanıyor; 90lı
yıllarda, 93te, 94te olan neyse bugün de benzer şeyler oluyor. Son
üç yıl içerisinde bu ülkede kapatılan gazete sayısı
yetmişin üzerindedir. Bu gazetelerin her biri kendi yayın
politikasını sürdürmek için farklı adlar altında yeniden
yayınını sürdürme gayreti içerisinde oldu. En son üç gün önce
Özgür Gündem gazetesi bir aylığına kapatıldı, yerine
şu anda Günlük gazetesi çıkıyor. Yani alınmış
olunan karar, savcılığın, mahkemenin verdiği kapatma
kararı aslında bir gündür, bir gün sürelidir. Ertesi gün yine bir
gazete çıkabiliyor, yerini dolduran bir gazete çıkabiliyor.
Bakınız, bu gelenekten gelen
ve Türkçe yayın yapan gazetelerin tamamı ki şu ana kadar
yirminin üzerinde isim değiştirdiler, bu gazetelerin okurları
bayiye gidip gazete alacakları zaman, dağıtımcıdan
gazetesini alacakları zaman, gazetenin adı ne olursa olsun Gündem
gazetesini istiyorum diyor. Yani aslında gazetenin logosu o gazetenin
okurları açısından artık çok bir şey ifade etmiyor.
Ama bu kapatmaların bir esprisi var, bu kapatmaların nedeni şu:
Kürtlere Siz kendinizle ilgili hiç konuşmayın. Kendinizle ilgili,
kendinizi iyi ifade etme gibi bir sorununuz var, siz kendinizi iyi ifade
edemiyorsunuz, Kürtler hakkında eğer konuşulacaksa da biz
konuşalım
Kürte Kendini ifade etme, sen kendini ifade edeceksen
de seni ben ifade ederim, gerek yok...
Yaygın televizyon kanallarına
bakın, ekranlara çıkıp konuşan uzmanların Kürtler
hakkındaki ahkâm kesmelerine bir bakın. Bir Kürt kendini ifade
edemeyecek mi, edemeyecek durumda mıdır? Pekâlâ kendilerini ifade
ederler ama Kürtler kendini ifade etmeye başladığı andan
itibaren iktidar ve resmî ideoloji jargonunun dışında
kendilerini ifade ettikleri için konuşmamaları gerekir. Kürtler resmî
ideolojinin jargonu içerisinde kalırlarsa kendilerini ifade edebilirler,
basın yayın faaliyeti yapabilirler. Kürtçe yayıncılık
yapan gazete, Günlük gazete, bu ülkede son dört yıl içerisinde 9 defa
kapatıldı. Bu ülkede özgür basın çalışanlarına
1990lı yıllardan bugüne kadar reva görülen hapis cezaları yirmi
bin yılın üzerindedir. İnanmıyorsanız mahkeme
ilamlarına başvurabilirsiniz, pekâlâ bu rakamı önünüze
koyabilirler.
Tabii ki biz
bunları burada söylerken sadece kendimizi düşündüğümüz için
söylemiyoruz. Basının sansürlü olması bu ülkenin imajı
açısından problemdir. Hükûmet yetkililerinin gittikleri her yerde
karşılarına çıkıyor. En son, BBC televizyonunda bu
ülkenin bakanına tutuklu gazetecilerin ve gazetelerin, basın
yayının üzerindeki sansür soruluyor. Söylediği şu:
Tutuklanan gazeteciler aslında gazeteci değil, içlerinde tecavüzcüsü
var, gaspçısı var, katili var, terör örgütü üyesi olan var.
Soruyoruz Sayın Bakana: Kim bunlar? Bunlar içerisinde gaspçı olan
kim? Tecavüzcü olan kim? Adam öldürmeye kasteden kim? Çıkın tek tek
açıklayın. Yoksa, tutukladığınız yüz küsur
gazetecinin hepsini bu töhmet altında bırakamazsınız.
Bakın, bir tecavüzcü gazeteci
hikâyesini sizinle paylaşabilirim aslında. Sizin durumunuza
düşmemek için isim vermeyeceğim ama o tecavüzcü gazeteci adli
tıp raporuyla aklanmak istendi; özgür basının, alternatif
basının bastırması, ısrarlı haberciliği
sonucunda cezaevine tekrar konuldu. Siz de onun kim olduğunu çok iyi
biliyorsunuz. O nedenle, bugün sırf gazetecilik yaptıkları için
cezaevinde olan arkadaşlarımızın tamamını bu
şekilde itham etmek kelimenin en basit anlamıyla, en basit ifadesiyle
vicdansızlıktır.
Bakınız arkadaşlar,
Pozantı rezaletini kamuoyuna duyuran Özlem Ağuş ismindeki
gazeteci arkadaşımız, Dicle Haber Ajansı muhabiri,
Pozantı rezaletini kamuoyuna duyurduğu için bir hafta sonra tutuklandı.
Tutuklanma gerekçesine bakın: Terör örgütü üyesiymiş! Ya, bir hafta
önce terör örgütü üyesi değildi, Pozantı rezaletini
yazdığı için mi terör örgütü üyesi oldu? Terör örgütü adına
faaliyette bulunmuş.
Eğer Pozantı rezaletini,
cezaevlerindeki baskıları kamuoyuna açıklamak gazetecilik
açısından teröristlikse ben de o meslekten gelen bir
arkadaşınız olarak, evet, ben olsam ben de yazarım. Bana da
terörist diyorsanız bu da sizin bileceğiniz iştir, hiç
kimsenin bundan gocunacağı bir şey yok.
Değerli arkadaşlar, Kürt
basını, Özgür Gündem gazetesi Roboski katliamını, nevroz
vahşetini kamuoyuyla paylaştığı için, yaygın
medyanın baktığı pencereden bakmadığı için,
o vahşeti kamuoyuna duyurduğu için hedef seçildiler. Özgür Gündem
gazetesi Roboski katliamıyla ilgili haberlerinden dolayı kapatıldı,
nevroz vahşetindeki haberlerinden dolayı kapatıldı. Bir
ifade daha var: Tutuklanan gazetecilerin hiçbirisi sarı basın
kartı sahibi değil ya da 1-2 tanesi sarı basın kartı
sahibi. Değerli arkadaşlar, bu ülkede yaygın medyada
çalışan gazetecilerin kaç tanesi sarı basın kartı
sahibi? Ki akıbetlerine
Hemen, bir an önce bulunup sağ salim
ülkelerine dönmesini arzuladığım Adem Özköse ve Hamit
Coşkun, biliyorsunuz Suriyede kayıplar. Bir an önce, sağ salim,
ailelerine, ülkelerine dönmelerini en içtenlikle arzuluyorum. Bu 2
arkadaşımız da sarı basın kartı sahibi
değil. Bunların sarı basın kartı sahibi
olmamış olmaları bu ülke yöneticilerinin onlara sahip
çıkmasını engelleyecek bir durum mudur?
Adem Özköse, Gerçek Hayat dergisinin
Orta Doğu temsilcisi. Bir gazetecinin sarı basın kartı
kalemidir, fotoğraf makinesidir, kamerasıdır; bunun
dışındaki hiçbir belge gazeteciyi gazeteci yapmaz. Bu tutuklanan
gazetecilerin hiçbiri çok şükür sarı basın kartı sahibi
değiller, sarı basın kartını kullanarak da kimsenin
ihalesine rant sağlama, rant devşirme gayreti içerisinde
olmadılar. Öyle sarı basın kartı sahibi olmaktansa
cezaevinde olmayı elbette ki tercih ederiz.
Basın özgürlüğü bu ülkenin
alnındaki kara lekedir, bu lekeyi derhâl silmek lazım, bunun için de
bu Meclise görev düşüyor. Bu Meclisin bir araştırma önergesiyle
bir araştırma komisyonu kurarak bunun önüne geçmesi gerekir diye
düşünüyorum.
Hepinizi selamlıyoruz. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kurt.
Öneri aleyhinde söz isteyen Rıfat
Sait, İzmir Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
RIFAT SAİT (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiyede basın
özgürlüğü konusunda söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
AK PARTİ Hükûmeti olarak,
fikirlere karşı değiliz, herkes fikrini söyleyebilmeli ve
yazabilmelidir ancak bu fikirler nefrete, şiddete ve kana
dönüşmemeli, birlik ve beraberliğimizi bozmamalıdır. Ay
yıldızlı bayrağımızın ortak paydasında
bir araya gelmek istiyoruz. Bu aziz vatanın şehit kanlarıyla
sulanmış her bir köşesi bizim için kutsaldır, önemlidir. Bu
birliği bozucu sakat düşünceler, fikirden öte fesat, fitnelerdir.
Sayın Başbakanımız şiir okuduğu için mahkûm
edildi.
Basın özgürlüğü ve ifade
özgürlüğünün değerini en iyi bilen AK PARTİdir. Adalet
Bakanımız Sayın Sadullah Ergin iki gün önce bir açıklama
yaptı. Türkiyede gazete kapanması evet, doğru bir şey
değildir, ben de buna katılmıyorum. Biraz önce Sayın Hatip
Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasıyla ilgili bir açıklama
yaptı ve bu Özgür Gündem gazetesi örgüt propagandası yapmak suçundan,
teröre muavenet vermekten dolayı kapatılmıştı ancak
bunun dahi kapatılmasının doğru
olmadığını düşünüyorum, gazetelerin kapatılmasının
doğru olmadığını düşünüyorum ve Sadullah Ergin
Bakanımın açıklamasında da buna yer verilmiştir.
Şu anda, Adalet Komisyonunun alt komisyonunda 3üncü yargı paketi de
görüşülmektedir ve bu düzenleme Meclise gelecektir, Genel Kurulda
görüşülecektir ve şunu söyleyebilirim ki artık gazeteler
Türkiyede kapanmayacaktır.
Değerli milletvekilleri,
Türkiyede basın alanında daha özgürlükçü, demokratik ve başta
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere, uluslararası
hukuk kuralları ile uyumlu hâle getirilen Basın Kanunu bizim Hükûmetimiz
döneminde, 26 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde
basın özgürlüğü, öncelikle Anayasanın 28 ile 32nci maddeleri
arasında düzenlenmiş olup Anayasanın bu düzenlemesinde
Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak için izin alma ve
malî teminat yatırma şartına bağlanamaz. ifadesi yer
almaktadır. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır. hükmüyle basın özgürlüğü
Anayasada güvence altına alınmıştır.
Basın özgürlüğü konusunda
Avrupa Birliği normlarına ve gelişmiş demokratik ülkelerin
standartlarına ulaşılabilmesi için, 15 Temmuz 1950 tarihli ve
5680 sayılı Basın Kanununun yürürlükten kaldırılarak
9 Haziran 2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu
yürürlüğe konulmuştur. Kanunun hazırlık
aşamasında 20-21 Şubat 2003 tarihlerinde basın sektörünün
bütün temsilcileri bir araya getirilerek İletişim Şûrası
toplanmış, basının sorunları ve ihtiyaçları her
boyutuyla tartışılarak önerilen çözümler bu kanunun
hazırlanmasına kaynaklık etmiştir. Katılımcı
bir anlayışla hazırlanan ve basın camiası
tarafından takdirle karşılanan söz konusu kanun, ifade ve
basın özgürlüğünün sağlanması bakımından Avrupa
Birliği standartlarını yakalayan bir kanun olmuştur. 5187
sayılı Kanun, Basın özgürlüğü başlıklı
3üncü maddesinde Basın özgürdür; bu özgürlük bilgi edinme, yayma,
eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. diyor.
Bu Basın Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 28inci
maddesindeki düzenlemeye paralel olarak basının özgür olduğu bir
kez daha vurgulanmış, bu özgürlüğün kullanılmasına
getirilen sınırlamaların demokratik bir toplumun gereklerine
aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır.
Hürriyeti bağlayıcı cezalara yer verilmemiştir. Para
cezaları, caydırıcılık ilkesi dikkate alınarak
makul seviyelerde belirlenmiş ve bu cezaların hürriyeti
bağlayıcı cezaya çevrilemeyeceği öngörülmüştür; tek istisnası,
hâkim kararına rağmen düzeltme ve cevabın
yayınlanmaması hâlinde verilen para cezalarının
ödenmediği takdirde hürriyeti bağlayıcı cezaya
çevrilmesidir.
Süreli yayınlar yayın alanlarına göre
yerel, bölgesel ve yaygın olmak üzere üç gruba ayrılmış ve
yaptırımlar bu çerçevede belirlenmiştir. Sorumlu müdür olabilmek
için Türk vatandaşı olmak yerine Türkiyede yerleşik olma
koşulu getirilmiştir. Süreli yayın sahipleri açısından
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları paralelinde yerli ve
yabancı ayrımı kaldırılmıştır.
Basılmış eserler yoluyla işlenen
suçlardan esas itibarıyla eser sorumlu tutulmuş,
başkasının fiilinden sorumluluk ve objektif sorumluluk hâllerine
de yer verilmemiştir. Süreli yayın sahibinin, sorumlu müdürün ve eser
sahibinin haber kaynaklarının tanıklık yapmaya
zorlanamayacağı hükme bağlanmıştır. Düzeltme ve
cevap hakkına işlerlik ve etkinlik
kazandırılmıştır. Dağıtımının
önlenmesi veya dağıtılması -ekipmanlarının-
yayın kapatma gibi yaptırımlara yer verilmemiştir.
Cumhuriyet başsavcılığı, gecikmesinde sakınca
bulunan hâllerde, kolluk kuvvetleri tarafından, basılmış
eserlerin ancak 3 adedine el konulabileceğini, hâkim tarafından basılmış
eserlerin tamamına el konulabilmesi içinse soruşturma veya kovuşturmanın
olması ve basılmış eserin kanunda sayılan suçları
içerdiğine dair kuvvetli delil bulunması şartlarını
öngörmüştür.
Bir süredir, gazetecilerin
yazdıkları yazılar sebebiyle tutuklu ve hükümlü olduklarına
dair iddialar sergileniyor. Bunlar, Türkiyede son dönemde basın
özgürlüğünün kısıtlandığı yolundaki iddialarla
paralel gidiyor. Cezaevlerindeki basın mensubu tutuklu ve hükümlü
sayısı konusunda sağlıklı verilere dayanmayan çeşitli
rakamlar verilmektedir. Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin hangi
nedenlerle cezaevinde oldukları Adalet Bakanlığımızca
tek tek incelenmiştir. Sivil toplum örgütlerince tutuklu ve hükümlü
olduğu belirtilen 72 isimden 3ünün cezaevinde kaydına dahi
rastlanmamıştır, 6sının ise tahliye edildiği
tespit edilmiştir. Listede yer alan isimlerden 63ü hâlen cezaevindedir.
Bu 63 isimden 36sı hakkında dava açılmış ve
bunların 18iyle ilgili mahkûmiyet kararı verilmiştir. 27
kişi hakkında soruşturmalar devam etmektedir. Burası
önemli, cezaevlerindeki 63 kişiden 18inin sarı basın kartı
vardır, 45inin sarı basın kartı yoktur. Hakkında dava
açılan veya mahkûmiyet kararı verilen 36 kişiden sadece 4ü,
basın yoluyla işlenen suçlar arasında sayılabilecek olan
terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı
cezaevindedir. Diğer 32 tutuklu ve hükümlünün cezaevinde
bulunmalarının gazetecilik faaliyetleriyle hiçbir ilgisi yoktur.
Bunu, Sayın Başbakanımız da defaatle belirtmiştir.
Yine, sonuç olarak şunu
söyleyebiliriz ki cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü 63 kişi, basın
yoluyla işledikleri iddia olunan suçlardan yani yazdıkları
yazılardan ve gazetecilik faaliyetlerinden dolayı değil,
basınla ilgisi olmayan suçlardan dolayı tutuklanmış ve
mahkûm edilmişlerdir. Bu nedenle, tutuklu ve hükümlü gazeteciler konusunda
Cezaevlerinde 70 kadar gazeteci var. şeklinde sadece rakamsal olarak
değil, işlenen ya da işlendiği iddia edilen suçların
gazetecilik faaliyeti kapsamında olup olmadığı
sorgulanmalı ve bu konuda konuşulmalıdır. Ayrıca,
bağımsız yargı organlarınca alınan
soruşturma ve davalar ile yapılan tutuklamalar, verilen mahkûmiyet
kararlarının, Hükûmetin basına baskı yaptığı
şeklinde değerlendirilmesi de doğru bir yaklaşım
değildir. Türkiyede basın ve ifade özgürlüğünün daha ileriye
taşınması için son yıllarda önemli yasal düzenlemeler
yapılmıştır ve bu yöndeki çalışmalar özgürlükçü
bir anlayışla sürdürülmektedir.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneri lehinde söz isteyen Turgay
Develi, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Develi. (CHP
sıralarından alkışlar)
TURGAY DEVELİ (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Az önce, benden önce konuşan
sayın milletvekilleri, AK PARTİ ve BDP temsilcileri, ikisi de kendi
hayat felsefelerinden basın özgürlüğüne bakıyorlar. Aslında
basın özgürlüğü, çok daha kapasitesi yüksek bir alandan
değerlendirilmesi gereken bir konu. Bugün
yaşadıklarımız, Meclisin kapısında 4+4+4
yasasını protesto için bekleyen eğitim emekçileri, Adanadan bu
eyleme destek vermek için yola çıkan EĞİTİM SEN üyesi 74
arkadaşımızın Adana çıkışında polis
tarafından alıkonulması olayları, geçtiğimiz günlerde
bu kürsüde burada yaşanan İç Tüzük tartışmaları,
önümüzdeki günlerde gelmesi muhtemel olan Anayasa tartışmaları,
kanun hükmündeki kararnameler; bütün bunlar arkadaşlar, Adalet ve
Kalkınma Partisinin zorla, şiddetle, ceberutlukla, baskıyla
toplumu belli bir yöne sokma girişimleri.
Basın özgürlüğünü, sadece,
benden önce konuşan arkadaşımızın Basın
Yasasından örnekler vererek anlattığı gibi, içerideki
gazetecilerin sarı basın kartlı olup
olmadığını, isteyen gazetecilerin istediği haberleri
yazıp yazmaması perspektifinden bakarak değerlendirmek son
derece yanlıştır ya da AK PARTİnin Türkiyede miladı
2002, kendilerinin iktidara geldiği günden başlattıkları
gibi, BDPli arkadaşımızın da Türkiyede basın
özgürlüğü kavramını ve şiddet olaylarını,
gazetecilere uygulanan şiddeti sadece 1990 yılından başlatması gibi. Tabii kendileri açısından her 2
arkadaşımız da olaya bu açıdan yaklaşmakta
haklılar.
Şimdi, Türkiyede
bütün bu sorunların neden yaşandığının önce temel
altını çizmemiz gerekiyor. Burjuva demokratik devrimini
tamamlayamamış milletler, uluslar, bütün bu
yaşadıklarımızı yaşamaya mecbur kalırlar
çünkü kendi iç devinimlerini tamamlamadıkları için,
tamamlayamadıkları için kendilerine, kendi uluslarının,
kendi halklarının yaşam standartlarını ve özgürlük
alanlarını genişletmek yerine kendilerine dayatılan gündemi
yaşarlar; buna mecburdurlar.
Asıl konuya
geçmeden önce birkaç örnek vereceğim: Mahmut Tanal arkadaşımıza
cezaevindeki gazetecileri 2 tanesinden mektup gelmiş -1 tanesini ben de
tanırım sosyalist bir gazetecidir- Mehmet Yeşiltepe ile Erdal
Süsem. Ben şu anda burada
başka bir konuşma hazırladığım için bu konuyu,
mektupları burada uzun uzun anlatamayacağım ama Mahmut arkadaşımızın
bu konuda gerekli çabayı göstereceğine inanıyorum.
Şimdi, bütün bu
tartışmalar içerisinde devletin demokratikleşmesi
gerçekleşmedikten sonra, devletin bütün kurum ve kuruluşları ile
burjuva demokratik devrimini tamamladıktan sonra, devletin
demokratikleşmesi tamamlanmadıktan sonra arkadaşlar, biz sadece
burada bize dayatılan sonuçlar üzerinden tartışmalar
yaparız, gündemimizi kendimiz belirleyemeyiz.
Türkiyede önemli bir
milat olan 1980 askerî darbesinin
yapılış gerekçesini bilmeden, bu darbeden sonra yaşananlara
tanıklığımızı -hafızamızı
zorlamadan- unutmadan
Unutursak eğer bugün sonuçlarını
yaşadığımız sorunlara doğru çözümler
bulamayız. 24 Ocak kararları neden uygulandı? 24 Ocak
kararlarının uygulanması
için bu ülkede neden darbe yapıldı? Şimdi, bu Mecliste İç
Tüzük neden değiştirilmeye çalışılıyor? Anayasa
neden yeniden yazılmaya çalışılıyor? Neden
dışarıda bu 4+4+4 yasası değiştirilmek isteniyor,
Millî Eğitim Yasası değiştirilmek isteniyor, toplumun
omurgası yeniden şekillendirilmeye çalışılıyor?
Bütün bunların içerisinde
basın özgürlüğünü bunların dışında tutmamız,
düşünmemiz mümkün değil. Basın özgürlüğü sadece bir
muhabirin bir haberi bir gazeteye koyması, o gazetenin o haberi yayınlayıp
yayınlamaması meselesi değil ya da bir gazetecinin
yazdığı bir yazıdan dolayı köşesinin
kapatılması, işsiz kalması da değil. Bir gazetenin
kapatılması, birden çok defa kapatılıp yeniden
açılması, bu da değil basın özgürlüğü. Basın
özgürlüğü bir kavram, bu ülkede anayasa gibi, yürütme organı gibi,
yasama organı gibi bir kavram. Eğer sizin, bu ülkede yaşayan
insanların özgür düşünebilmeleri için, bu ülkenin geleceğini
doğru tartışabilmeleri için beyinlerine herkesin
sağlıklı oksijen gitmiyorsa, zihin arkasında sağlıklı
bir mayalanma olmuyorsa işte burada bir sorun var demektir. Basın
özgürlüğü de aslında tam da bu demektir.
Yıllardır bu ülkede, az önce
söylediğim tanımlar içerisinde, devletin resmî ideolojisi üzerinden
siyaset yapan, Kemalizmin, kurucu iradenin resmî ideoloji kapsamından
çıkarılmasını söyleyen bu ülkedeki muhalifler, şimdi
aslında kendi resmî ideolojilerini dayatırken elbette özgürlük
alanlarını her aşamada tıkamaya, kapatmaya özen gösteriyorlar.
Aslında yaşadıklarımızın tamamı,
basının susturulması, gazetelerin kapatılması,
gazetecilerin cezaevine sokulması, İç Tüzükün
değiştirilmesi, Anayasanın değiştirilmeye
çalışılması, kanun hükmünde kararnamelerle Parlamentonun
devre dışı bırakılmaya
çalışılmasının özünde tam da bu yatıyor. AK
PARTİ kendi resmî ideolojisini dayatmaya çalışıyor.
Şimdi, yıllar önce Ömer Çelik,
AK PARTİ milletvekili, daha 2003 yılında bir gazeteci olarak resmî
ideoloji ve demokrasi arasındaki
doğru orantı yazısında şunu söylemişti.
Şimdi hiçbir AK PARTİli bu düşünceyi savunmuyor,
savunamıyor. Resmî ideoloji bizde uygulama yüzünden demokrasi konusundaki
aksaklıkların sebebi gibi gösterilir. Resmî ideoloji olmazsa siyasi
pratiklerin daha iyi gerçekleşeceği ileri sürülür. Kuşkusuz,
resmî ideolojiden esinlenen kimi uygulamalar sebebiyle ciddi
sıkıntılar ortaya çıkmıştır. Bundan yola
çıkarak resmî ideoloji kavramının gereksiz olduğu sonucuna
ulaşılabilir mi? Hayır. Dar kapsamlı ve katı bir resmî
ideoloji tanımına yaslanarak demokrasiyi
kısırlaştırmak ne kadar yanlışsa, resmî ideolojinin
bu tür kullanımından yola çıkarak resmî ideolojiden
boşalmış bir siyasi tablo üretmek de yanlıştır.
Aslında resmî ideoloji kavramı demokrasinin teminatıdır. Bu
kavram, toplumsal olarak yaşamın kodlarını
belirginleştirir, kamusal alanın mimari çizgilerini ortaya
çıkarır, resmî ideolojiden yoksun bir ortamda siyasal gücün
yanlış şekilde kullanılmasını engelleyecek
ideolojik baraj ortadan kalkmış olur. Çok hazindir, o dönemde Ömer
Çelikle aynı çizgide düşünen, şimdi düşündüklerini
yazdığından dolayı işsiz kalan Nuray Mert de
şöyle demiş: Bir ülkede siyasete yön veren kurucu bir ideolojiden
hiçbir şekilde bahsedilemeyeceği görüşünün kendisi ideolojiktir
ve adı neoliberalizmdir. Demokrasiler, her seçimle toplumun bütün temel
kabullerini yeniden ortaya sunulmasının mümkün olduğu rejimler
değildir. Hiçbir toplumsal, siyasal sistem bu kadar sürekli ve kökten
yenilenmeyi taşıyamaz. Dolayısıyla her toplumda, ülkede,
sistemde kurucu ideolojiler vardır. Neymiş? Her sistemde kurucu
ideolojiler varmış. Şimdi 24 Ocak kararlarıyla
başlayan süreçten sonra yeni Anayasa tartışmalarıyla
beraber, daraltılan
özgürlük alanlarıyla beraber AK PARTİ kendi resmî ideolojisini
dayatmaya çalışıyor; basın özgürlüğünü de bu kapsamda
değerlendirmek gerekiyor. Sadece basın özgürlüğü
kapsamından olaylara bakarsak sorunların bütününü
algılayamayız.
Hepinize teşekkür
ediyorum. (CHP ve BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Develi.
Aleyhte söz isteyen
Hüseyin Şahin, Bursa Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
ALİ
SERİNDAĞ (Gaziantep) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Serindağ, söz verdim; Sayın Şahin konuşmasını
bitirsin, ondan sonra.
Buyurun.
HÜSEYİN
ŞAHİN (Bursa) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, basın özgürlüğü ve basınımızın
Türkiyedeki sorunları hakkındaki araştırma önergesi ve
Barış ve Demokrasi Partisinin Danışma Kurulu önerisi
hakkında söz almış bulunmaktayım.
Katılımcı
bir demokrasinin vazgeçilmez unsuru, bağımsız ve
gelişmiş bir basındır. Bağımsız bir medya da
gelişmiş bir demokrasinin temel direklerindendir. Bu iki durum da
birbiriyle örtüşmektedir. Bu doğrultuda, özgürlükleri her alanda
teminat altına alan AK PARTİ hükûmetleri, sadece lafta değil,
icraatta da çeşitli düzenlemelerle basınımızın
özgürlüğünü teminat altına almakta ve basın
mensuplarının gelişmesi ve reform olarak da düşünce
yapılarının da gerçekleştirilmesi için çalışmalar
yapmaktadır.
Yine, Hükûmetimiz,
Avrupa Birliği katılımı yolunda ve Türk demokrasisinin
sağlamlaştırılması için bu konuya daha fazla enerji ve
kaynak tahsis etmektedir. Basınımız, bu anlamda,
Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğü, Basın İlan Kurumu, KOSGEB ve Türk Tanıtma
Fonundan aktarılan kaynaklarla desteklenmektedir.
Yine, basın
mensuplarının 2008 yılındaki sosyal güvenlik düzenlemesiyle
ellerinden alındığı söylenen yıpranma hakları ve
özlük haklarıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanımız bir çalışma yapmaktadır.
Yeni bir çalışma da dünyada
yeniden şekillenen medyanın İnternet medyası adı
altında günümüzde insanlara sunulması ve bunun da Basın
Kanununda yer alması için Hükûmetimizin çalışmaları devam
etmektedir.
Ayrıca, yerel ve bölgesel TVler
için Yerel ve Bölgesel TVler Birliği kurularak, Türkiyemizde
çeşitli illerde ve ilçelerde kurulan yerel kanalların bir çatı
altında toplanması ve bunlar adına TRTnin bir
kanalının tahsis edilerek, TRT Anadolunun, bu basın
mensuplarının, yerel TV sahiplerinin ve mensuplarının
Türkiye çapında seslerini duyurması, aynı şekilde TRTnin
bilgisinden, birikiminden, tecrübesinden istifade etmeleri ve TRTnin şu
ana kadar oluşturduğu kaynaklardan da istifade etmeleri
sağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
basın özgürlüğü konusunda da özgürlükler de bir yere kadardır.
Basın mensupları da mutlaka kamuyu aydınlatmak, kamuyu bilgilendirmek
için çalışmaktadırlar ama temelde şunu asla unutmamak
gerekir ki, Türkiye Cumhuriyeti 780 bin kilometrekareden oluşan, üniter
devlet yapısına sahip bağımsız bir ülkedir; eğer
bu konuda bir açmaza girmezseniz hiçbir sorun yaşamazsınız.
Türkiye Cumhuriyeti devleti vatandaşları Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içerisinde özgürce yaşamaktadırlar ve bunu
da teminat olarak son seçimlerde AK PARTİye yüzde 50 oy vererek AK
PARTİ Hükümetinden sağlamak istediklerini göstermişlerdir.
Biz AK PARTİ olarak,
Barış ve Demokrasi Partisinin önergesine
katılmadığımızı bildirir,
saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Şahin.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Serindağ.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkanım, dünkü oturumda bana ait bir ifadeyi düzeltmek
istiyorum. Dünkü oturumda söz aldığım vakit bana ait olan bir
ifadeyi düzeltmek istiyorum; o nedenle 58inci maddeye göre söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Serindağ.
İki dakika söz veriyorum.
VII.- GEÇEN TUTANAK HAKKINDA KONUŞMALAR
1.- Gaziantep Milletvekili Ali Serindağın, 28 Mart 2012 tarihli
84üncü Birleşim tutanağında yer alan ifadesini
düzelttiğine ilişkin konuşması (x)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkanım,
sayın milletvekilleri; 28 Mart 2012 Çarşamba günkü Üçüncü Oturumda
şöyle bir beyanım var, tutanaklardan aktarıyorum: 28
Şubatın esamisi yok, Refahyol Hükûmeti işbaşında, 1996
yılının Mayıs ayı. demişim. 1996
yılının Mayıs ayında Millî Eğitim
Şûrası toplandığı vakit, iktidarda Refahyol Hükûmeti
yok, onu düzeltiyorum, Anayol Hükûmeti var, çünkü burası Parlamento, her
şeyin doğru konuşulması lazım. Bu nedenle, düzeltmek
için söz aldım, ama şunun da o zaman düzeltilmesi lazım:
İktidarda Anayol Hükûmeti olduğuna göre, gerçekten 28
Şubatın esamisi yok. O nedenle 96 yılındaki Millî
Eğitim Şûrası Anayol Hükûmeti döneminde toplanmış.
Bir konu daha -düzeltmeme gerek yok-
Sayın Sağlam iki ay sonra bakan olmuş, burada da öyle
söylemişim zaten, Sayın Sağlamla ilgili söylediklerimde
herhangi bir yanlışlık yok.
Teşekkür ediyorum
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Serindağ.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- Basın özgürlüğünün sağlanması konusunda alınması
gereken önlemlerin araştırılması amacıyla
verilmiş olan (10/76) esas numaralı Meclis araştırma
önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
Sayın Aslanoğlu, Sayın
Karaahmetoğlu, Sayın Öz, Sayın Şeker, Sayın
Ayaydın, Sayın Tanal, Sayın Öner, Sayın Serindağ,
Sayın Çetin, Sayın Ediboğlu, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Çam, Sayın Kurt, Sayın Toprak, Sayın Nazlıaka,
Sayın Küçük, Sayın Danışoğlu, Sayın Kaleli, Sayın
Eyidoğan, Sayın Özkoç.
Üç dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- Basın özgürlüğünün sağlanması konusunda
alınması gereken önlemlerin araştırılması
amacıyla verilmiş olan (10/76) esas numaralı Meclis
araştırma önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012
Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin BDP
Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN Barış ve
Demokrasi Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın Aslanoğlu, söz
talebiniz vardı.
VIII.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, 1 Nisan
2012 Pazar günü Meclis Genel Kurulunun çalışması nedeniyle
aynı gün yapılacak olan öğrenci seçme sınavında
yakınlarının yanında olamayacaklarına ilişkin
açıklaması
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkanım, Pazar günü üniversite
sınavı var; tüm gençlere başarılar diliyorum. Yalnız,
bir sitemlerini iletiyorum başta Meclis Başkanımıza,
şahsınıza, tüm grup başkan vekillerine ve başta
iktidar partisi grup başkan vekillerine: Biz sınava gireceğiz.
Biz yanımızda annemizi, babamızı, dedemizi görmek istiyoruz
ama bize çok gördünüz. Ömrümüzde bir defa bir sınava gireceğiz.
Moralman yanımızda annemizin, babamızın
olmadığı bir sınava, biz moralsiz girmek istemiyoruz.
Meclis çalışmalarını bahane ederek gelmiyorsunuz.
diyorlar. Bu nedenle, gençlerin bu sitemini bana iletmek görevi
verilmiştir. Başta iktidar partisine, gençlere saygımız
gereği, Pazar günü en azından, çocukların yanında olmak
görevimizdir. Bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum, zatıaliniz dâhil.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Başta Sayın Meclis
Başkanı, başkan vekilleri ve grup başkan vekilleri olmak
üzere herkes konuyu dinledi.
Şimdi, Milliyetçi Hareket Partisi
Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- Bor madenciliğinin sorunlarının ve çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/205)
esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi
Tarih:
29.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulunun 29.03.2012
Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantısında,
Siyasi Parti Grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından Grubumuzun aşağıdaki
önerisini İçtüzüğün 19 uncu Maddesi gereğince Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Şandır
Mersin
MHP
Grup Başkan Vekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Gündeminin, Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler Kısmında yer alan 10/205
Esas numaralı, Bor madenciliğinin sorunlarının ve çözüm
yollarının Belirlenmesi Amacıyla verdiğimiz Meclis
Araştırma önergemizin 29.03.2012 Perşembe günü (bugün) Genel
Kurulda okunarak görüşmelerinin bugünkü Birleşimde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN Öneri lehinde söz isteyen
Alim Işık, Kütahya Milletvekili.
Buyurun Sayın Işık. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
vermiş olduğu bor madenciliğinin sorunları ve
alınması gereken tedbirlerin araştırılmasıyla
ilgili Meclis araştırması hakkında söz aldım. Bu
vesileyle, şimdiye kadar madencilik sektöründe çalışan ve Türk
ekonomisine önemli katkılarda bulunan tüm çalışanları
saygıyla selamlıyorum. Maden sektöründe kaybettiğimiz
vatandaşlarımıza da yine Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi
bu konuyu niçin Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine taşımayı
uygun gördü? sorusunu son günlerde yaşanan gelişmelerle
açıklamak daha doğru olacaktır. Nedir bu gelişmeler?
derseniz, Sayın Başbakanın 20 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisine -Meclis Başkanlığına- sevk ettiği Bor
Tuzları Trona ve Asfaltit Madenleri ile Nükleer Enerji Hammaddelerinin
İşletilmesini, Linyit ve Demir Sahalarının
Bazılarının İadesini Düzenleyen Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Türkiye'nin gündemine ve kamuoyunun gündemine getirilen bir konudan dolayı
bunu sizlerle ve değerli vatandaşlarımızla paylaşmak
istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 2840 sayılı ve 10
Haziran 1983 tarihli mevcut Kanunun 2nci maddesi aynen şöyle diyor: Bor
tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi
Devlet eliyle yapılır. Bu madenler için 6309 sayılı Maden
Kanunu gereğince gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerine verilmiş
olan ruhsatlar iptal edilmiştir. Peki, -biraz önce ifade ettiğim-
Yeni tasarıda ne deniyor? derseniz, buraya bir fıkra eklenmiş,
bu fıkrayı da sizlerle paylaşıyorum, dikkatle: Bu
madenlerin üretim ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik
sebeplerle, ürünün mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere, 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri çerçevesinde ihale edilmek
suretiyle üçüncü şahıslara gördürülebilirler. -Cümle düşük ama- Ancak
üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin ihale süresinin 3
yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler, Yüksek
Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır.
Değerli milletvekilleri, acı
olan, bu kanun tasarısının gerekçesinde yer alan ifadelerdir.
Gerekçede yer alan ifadeyi aynen söylüyorum: 2840 sayılı Kanunun
2nci maddesinde yer alan devlet eliyle işletme kavramından ne
anlaşılması gerektiği konusunda tartışmaların
yaşanmaya başlanması ve farklı görüşlerin ortaya
çıkması sonucu, çok önemli yeraltı zenginliklerimizden olan
anılan kanun kapsamındaki madenlerden beklenen gelirin
sağlanamaması riski ortaya çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, devlet
eliyle işletmenin ne olacağı, yine 1999-2000
yıllarında böyle bir konu gündeme geldiğinde o günün Enerji
Bakanlığının Danıştay 1. Dairesine resmî
başvurusu üzerine Danıştayın görüşünde ifade
edilmiş. Danıştayca, 2840 sayılı Yasanın
değişik 2nci maddesi uyarınca bor tuzlarının
aranması ve işletilmesinin devlet eliyle yapılması
zorunluluğunun bu madenin zenginleştirilmesini, rafinasyonunu ve
pazarlanmasını da kapsadığı ifade edilmiştir.
Şimdi, bu gerekçeyi
hazırlayan değerli bürokratlara ve imzası bulunan Bakanlar
Kurulu sayın üyelerine buradan seslenmek istiyorum: Devlet eliyle
işletmenin ne anlama geldiğini anlayamayacak kadar bu alanda bilgi
birikimine sahip değilseniz, lütfen, o imzalarınızı geri çekiniz.
Bu tasarıyla, artık borun da
zenginleştirme ve rafinasyon dâhil olmak üzere, bugüne kadar hizmet
alımı yöntemiyle birçok taşeron işçiyle zaten yürütülmekte
olan işlemlerin artık yetmediği, bunun yerine bor üretim
tesislerinin bor rezervlerinin bulunduğu alanlarda üçüncü kişilere
devredilerek yaptırılması ve böylece, özelleştirmenin
önünün açılması amaçlanmaktadır. Bunu şimdiden kamuoyunun
ve sizlerin dikkatine sunmayı uygun buluyorum. Özellikle Meclis gündemine
geldiğinde zaten bu konuyla ilgili daha yoğun
tartışmaların yaşanacağını da şimdiden
tahmin ediyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün bu
alanlarda yapılan üretim ve sağlanan istihdam açısından
değerlendirildiğinde bor üretimi çok önemli bir üretim dalı.
Bugünkü rakamlara göre söylüyorum, Eti Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğünün Bandırma, Emet Eti Bor, Kırka ve Bigadiç
tesislerindeki toplam kadrolu çalışan sayısı 2.251,
taşeron işçiliğiyle çalıştırılan
sayısı 1.779 ve genel toplam 4.030 kişi, merkezde de bine
yakın kişinin çalıştığını dikkate alırsak
5 bin ailenin geleceğinin yine ne olacağının belirsiz hâle
sokulacağı bir uygulamaya doğru gitmek üzereyiz.
Dolayısıyla, bu kanunun bu gerekçeyle Meclis gündemine getirilmesinin
çok doğru olmayacağını düşünüyorum. Kaldı ki hem
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün resmî İnternet
sayfasında yayınlanan tüm bugüne kadarki gelişmeleri gösteren
resmî istatistikler hem de Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanımızın 2012 yılı bütçe sunumundaki kendisinin
verdiği değerlerden gerekçenin hiç de böyle olmadığı,
bor pazarında daralmanın bulunmadığı ve
gelişmelerin çok da yolunda gittiği ifade edilmektedir.
Şimdi, bir taraftan dünyanın
en fazla rezerv sahibi -yüzde 72 payla- ülkesi olacaksınız, pazardaki
payınız yüzde 40lara kadar artmış olacak, ondan sonra da
bu rezervlerin ve ürünlerin doğru ve istenilen şekilde değerlendirilememe
riskinden yola çıkarak böyle bir kanunu gündeme getireceksiniz. Bu kabul
edilebilir bir şey değildir ve bu kanun hem Anayasanın ilgili
maddelerine hem de şu andaki mevzuattaki diğer kanunlardaki hükümlere
aykırı olacaktır, dolayısıyla bu endişeyi
paylaşmadan geçemeyeceğim.
Bakınız, Sayın Enerji
Bakanımız ne diyor: Bor ihracatında konsantre ürünlerin
payı azalırken bor kimyasalları ve enerji ürünlerinin payı
katma değerinin yüksek olması nedeniyle
artırılmaktadır. Şu anda yüzde 95 oranıyla bor
kimyasalları ve eş değeri ürünler, yüzde 5 oranında da
konsantre bor şekline dönüşmüştür ihracattaki payımız.
2002den 2011e kadar ciddi artışların olduğunu ve 2011
yılı sonu itibarıyla 875 milyon dolar bor satışı
gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini ifade etmektedir.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, bugün bir ıstırap yaşanıyor. Bu
işletmeler ve diğer maden işletmelerinde taşeron
işçiliği adı altında Türkiye'nin gündemine AKP
iktidarlarıyla beraber yoğun olarak getirilen işçilikte ıstıraplar
yaşanıyor. İnsanlar iki ay, üç ay
çalıştıklarının karşılığını
alamayıp kapının önüne bırakılıyorlar ve yeni bir
şirketin sahibi geliyor Önce bu sözleşmeye bir imza atın.
Geçmişten herhangi bir alacağın bulunmamaktadır. deyip bu
insanları köle gibi kullanmaya devam ediyor.
Eti Bor Emet İşletmelerinin,
örneğin Hisarcık ve Espey konsantratör yani ana üretim merkezi
ünitelerinde kadrolu olarak çalışan elemanların 1 Mart
itibarıyla hiçbiri kadrolu değildir, sadece çavuşlar
kalmıştır. Tüm çalışanlar taşeron işçiliğine
sevk edilmişler ve bunların maaşlarındaki düşmeler bir
tarafa, yaşadıkları birçok ıstırap, birçok ilimizde de
birçok maden işletmemizde artarak devam etmektedir.
Böyle bir konuda çözülmesi gereken
birçok sorun varken, yeniden, konuya yeni bir boyut kazandırıp,
özelleştirmenin önünü açacak ve yurt dışı yabancı
şirketlere bu kaynakları peşkeş çekecek bir konunun
Türkiye'deki kamuoyu gündemine taşınmış olması ıstırap
vericidir.
İktidar partisinin değerli
milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum: Ellerinizi
vicdanlarınıza koyunuz, ellerini cüzdanlara koyanlara örnek olunuz. diyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Işık.
Önerinin aleyhinde söz isteyen Tülay
Selamoğlu, Ankara Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
TÜLAY SELAMOĞLU (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bor mineralleri ve rafine
bor üretimi alanındaki sorunlar ve çözüm yollarını belirlemek
amacıyla Milliyetçi Hareket Partisinin bu hususta Meclis
araştırması açılması isteği aleyhine partim
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; AK PARTİ Hükûmeti olarak iktidara
geldiğimiz günden itibaren bor madeninin değerini ve önemini bilerek,
gerek üretim miktarı ve buna bağlı olarak oransal kapasite kullanımında
ve gerekse bu konudaki ARGE çalışmalarıyla bor üretimi,
işlenmesi ve ihracatında 2005ten bu yana dünya lideri olarak
çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Dünya bor rezervinin yüzde 72sini
Türkiye karşılamaktadır. Onun arkasından yüzde 8le Rusya,
yüzde 7yle ABD, yüzde 4le Çin, yüzde 3le Şili, yüzde 2yle Peru ve
Bolivya, yüzde 1lik oranlarla da Arjantin ve Kazakistan gelmektedir.
Bor kimyasalları üretim
miktarının 2002de Türkiyedeki miktarı 436 bin ton, 2011deki
miktarımız 1 milyon 780 bin tona ulaşmıştır.
Yurt dışı bor
bileşikleri satışımız 2002de 186 milyon dolarken
2011de 829 milyon dolara ulaşmıştır.
Bor ürünleri ihracatının
yüzde 59,3ünü Asyaya, yüzde 25,3ünü Avrupaya, yüzde 13,7sini Amerikaya,
yüzde 1,5unu Orta Doğuya, yüzde 0,2 yani binde 2lik bir oranı da
Afrikaya yapmaktayız.
Dünya bor ürünleri tüketiminde dünyada
2002deki bor tüketimi 2,7 milyon tonken 2011de 4,3 milyon tona
ulaştı. Türkiyenin pazar payı içerisindeki alanı da
2002de yüzde 29 iken 2011de -tüketimin artması oranından daha fazla-
yüzde 47lere ulaştı.
Biz, özellikle Eti Madenle birlikte
Türkiye, son yıllarda izlediği yatırım politikaları ve
etkin bir şekilde yürüttüğü teknik ve proaktif pazarlama
anlayışı ile pazar payını kademeli olarak
arttırarak 2005 yılı itibarıyla borda dünya lideri konumuna
gelmiştir. Eti Maden yüzde 47lik oranla yani Türkiye yüzde 47lik oranla
dünya lideriyken onun arkasındaki yüzde 29luk pasta Rusya, Çin ve Güney
Amerikadaki ülkeler arasında paylaşılmaktadır.
Biz Türkiye olarak kâr ettiğini
bildiğimiz bir şirket olarak biliyoruz Eti Madeni. Brüt kâr
oranı dolar üzerinden 2002de 146 milyon dolarken 2011de 488 milyon dolar
olmuştur. Bunun Türk lirası karşılığı da
2002de 228 milyon Türk lirası iken 2011de 842 milyon Türk
lirasıdır. Eti Maden, borla, sadece borla 2010 yılında
Türkiyenin en büyük bin ihracatçı firma sıralamasında
kârlılıkta 2nci sırada, ihracatta 16ncı sırada,
üretici-ihracatçı firmalar sıralamasında ise 10uncu sırada
yer almaktadır.
2003-2011 arasında borla ilgili
yirmi bir proje tamamlanmış, bu tamamlanan projelerin tesislerinin
yatırım tutarı 508,7 milyon dolar olmuştur. Devam eden ve
onay aşamasında olan iki projeyle beraber yeni yatırım
tutarımız 530 milyon dolar olacaktır.
Bor üzerindeki ARGE
çalışmalarımızda Türkiye olarak amacımız, daha
ekonomik üretim, yeni kullanım alanları, yeni ürün, teknolojik bilgi
birikimidir. ARGE çalışmamızdaki stratejimiz de bor ürünleri
pazarının büyümesini beklemek yerine, yeni bor ürünleri ve yeni
kullanım alanları bulmaktır.
ARGE çalışmalarıyla
sodyum perborat, trimetil borat, zirai bor ve çinko borat, bor oksit, kalsine
tinkal, susuz boraks tamamlanan projelerdir. Sodyum bor hidrür, kalsine
kolemanit, borlu soda devam eden projelerimizdir.
2013 stratejik plan hedefimizde bor ve
şu anki gerçekleşen tesislerin yaptığı üretimlerle bor
kimyasalları üretim kapasitesi 2,2 milyon tona ulaşacaktır ve
2013te satış geliri olarak 1 milyar dolar hedeflenmiştir. 2023
hedefimiz ise, bor kimyasallarının üretim kapasitesini 5,5 milyon
tona ulaştırmak ve satış gelirini 2,5 milyar dolara
ulaştırmaktır.
Kamuoyundaki bazı bilinmeden
yapılan yorumlar ki bunları şöyle söyleyebiliriz. Kamuoyu diyor
ki: Eti Maden 40 milyon dolar ile yabancı bir firmaya
satılacaktır. Başka bir dedikodu da Bor yurt
dışına ham madde olarak satılıp işlenmiş
olarak geri alındığı. şeklindeki iddialardır.
Biz biliyoruz ki Eti Maden ham bor satışı yapmamaktadır.
Eti Madenin öz sermayesi 2011 yılı itibarıyla 1,1 milyar Türk
liraya ulaşmış durumdadır. Bu boyutta bir kuruluşun 40
milyon dolara satılması mümkün değildir.
Biraz önce konuşan vekilimiz 2004
yılındaki 5177 sayılı Kanunla yapılan 3213
sayılı Maden Kanununun 49uncu maddesinin birinci
fıkrasını okumamış. Bu madde 2840 sayılı
Kanun hükümleri saklıdır. Bu kanunun yürürlük tarihinden önce
bulunmuş ve sonra bulunacak bor madenlerinin aranması ve
işletilmesi 2840 sayılı Kanun hükümlerine tabidir. Bunların
ihracatına ait usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca tespit edilir. der. Bu
şekilde değiştirilen madde, tüm bor tuzlarının devlet
tarafından aranması ve işletilmesini güvence altına
almıştır.
Değerli milletvekilleri, bugün de
görüşmelerine devam edeceğimiz 222 sayılı
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin hayata
geçirilmesi ile bilgi ve yeteneklerini geliştirecek yeni nesillerimiz bor
alanında lider olduğu gibi birçok alanda da ülkemizi dünya lideri
yapacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneri lehinde söz isteyen Aykut
Erdoğdu, İstanbul Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında bor üzerine,
Türkiyenin en stratejik madeni bor üzerine, burada metin üzerine ve teknolojik
ufuklar üzerine bir konuşma yapacaktım ama biraz önce konuşan Sayın
Hanımefendiye verilen metinde okuduklarını gördüğümde ve
bunun Hükûmetin fikirlerini yansıttığını
gördüğümde, teknolojik kısımla alakalı kısmı daha
dar tutup, asıl, Hükûmetin madenlerimiz üzerindeki politikaları ve
bakış açısı üzerine konuşacağım.
Değerli arkadaşlar, bir
halkın kaderi stratejik ham maddelere ve teknolojiye sahip olup
olmadığıyla ölçülür. Stratejik ham maddeler arzı kıt
ham maddelerdir ve alternatifi olmayan ürünlerdir. Bor bu madenlerden biridir.
Tarihe baktığımızda
bir zamanlar demir, çelik ve kömür stratejik madenlerdi ancak teknolojik
gelişmeye paralel olarak petrol stratejik bir maden hâline geldi. Petrolün
stratejik maden hâline gelmesinden önce gaz yağı vardı. O dönemler
gaz yağı stratejik bir madendi ve bugün bildiğimiz bir çok aile,
mesela Nobel ailesi Bakûdeki gaz yağı kaynaklarını
sömürerek zenginleşti. Bugün bor madenleri bize aynı ufukları
açıyor arkadaşlar.
Bor madenleri gıda
teknolojilerinde, iletişim teknolojilerinde ve uzay teknolojilerinde
stratejik bir madendir. Bor madenleri element seviyesinde en yüksek enerjiye
sahip elementtir. Bugün bize söylenen, bor madeninin çok az
kullanıldığı ama şunu unutmayalım ki mevcut teknolojilerde
bor madenleri çok az kullanılıyor değerli arkadaşlar ve bu
bor madenlerinde Türkiye Cumhuriyeti hemen hemen tekeldir çünkü bor
madenlerinin yüzde 72sine sahibiz.
Bor madenleri süper iletken
teknolojisinde açtığı ufuklarla sürtünmesiz hareket
sağlayabilir değerli arkadaşlar. Bu ne demek? Bu, sizin de
hepimizin çok yakından takip ettiği havada ilerleyen trenler, havada
ilerleyen arabalar demek. Eğer bu teknolojiyi geliştirebilseydik biz,
bugün İstanbul ile Ankara arasındaki hızlı tren rüyalarımız
daha rasyonel bir çizgiye ulaşmış olabilirdi. Bu süper iletken
teknolojisinin en önemli elementinin bor madeni olduğu bugün bilim
dünyasında konuşuluyor.
Bor madenlerinin bir diğer
özelliği, yanma ve itme gücünü en yükseğe çıkartan element
olduğu söylenmektedir. Bu konuda çeşitli bilimsel makaleler
vardır. Bu ne demektir arkadaşlar? Bu, özellikle askerî
teknolojilerde, uzay teknolojilerinde alüminyum yakıt yerine bor
yakıtı kullanıldığında, bugün en yüksek hız
olarak bilinen sesin 2 katı hızının 4 katına
çıkarılmasıdır. Bu ne demektir? Mevcut radar teknolojileri
bildiğiniz üzere ses dalgaları sistematiği üzerine
çalışmaktadır. Sesten daha hızlı hareket eden bir
roketin mevcut radar teknolojisi tarafından algılanması mümkün
değildir. Bunun da stratejik ham maddesi olan bor bu ülkenin kaynağıdır
değerli arkadaşlar.
Bor ile ilgili, Bor Araştırma
Enstitüsünde çok kıymetli uzmanlar çok kıymetli deneyler yaptı
arkadaşlar ama ne yazık ki Hükûmetiniz döneminde bunların
birçoğu görevden alındı. Yerine getirilen kıymetli
yöneticilerin bor ile ilgili hiçbir çalışması yok. Bu, ülkemiz
açısından, az sonra anlatacağım yolsuzluk ve
suistimallerden daha önemli bir konudur ama önümüze kanun geldiğinde bunu
anlatmaya devam edeceğim.
Şimdi, buradaki Sayın
Konuşmacı dedi ki: Hükûmetimiz bor madenlerine çok önem
vermektedir. Değerli arkadaşlar, bor madenlerini Eti Madenleri
işletmektedir. Eti Madenlerinin açtığı dekapaj ihalesi
Fernas şirketine verilmiştir. Peki, biz bu Fernas şirketini
nereden tanıyoruz? 2005 yılında, şu an tutuklu bulunan
Hanefi Avcı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire
Başkanıyken bir soruşturma başlattı ve bu
soruşturma sonucunda Enerji Bakanlığında organize
yolsuzluklar yapıldığı tespit edildi. Organize yolsuzluklar
yaptığı tespit edilen Fernas şirketi bu organize
yolsuzluğun aktörlerinden biriydi ve 2 yöneticisi ihaleye fesat
karıştırma ve çeşitli suçlardan hüküm giydi
arkadaşlar, Enerji Bakanlığında yapılan ihalelerde,
BOTAŞta yapılan ihalelerde ihaleye fesat karıştırma
suçundan bu şahıslar hüküm giydi.
Peki, Fernas şirketi daha sonra ne yaptı? Eti
Maden İşletmelerinin bor, boraks, boksit madenleriyle alakalı
dekapaj ihalesine başvurdu değerli arkadaşlar. Türkiye'nin,
dünyanın en stratejik madenlerinden biri olan bor madenlerinin dekapaj
ihalesine bu firma başvurdu ve bu firma bu ihaleyi aldı değerli
arkadaşlar. İşte Hükûmetin bor madenlerine bakışı
budur: İhaleye fesat karıştırmaktan hükümlü bir
şirkete bor madenlerinin dekapaj ihalesinin verilmesidir. Yarın
önümüze gelecek kanun zaten fiilen gerçekleşmişti arkadaşlar,
bor madenlerinin fiilen dekapaj işinin işletilmesi işi zaten
verildi. Yani kamu işçilerinin ekmeğine göz dikilerek bunlar
işten çıkarılırken, iş verilen şirket ihaleye
fesat karıştırmıştır.
Peki, Enerji Bakanlığı bunu engelleyemez
miydi? Enerji Bakanlığı elbette ki bunu engelleyebilirdi çünkü
kendi Bakanlığında hüküm giymişti bu şirket, kendi
Bakanlığında ihaleye fesat karıştırmaktan hüküm
giymişti. Ben bu şirketi suçlamıyorum, ben Hükûmeti suçluyorum,
ben Enerji Bakanlığını suçluyorum çünkü Kamu İhale
Kanununa göre ihaleye katılmaktan yasaklama kararı verilmesi
gerekirdi. Değil hüküm giydiğinde, soruşturmanın emareleri
ciddi olduğunda bile bu kararın verilmesi gerekiyordu değerli
arkadaşlar ve bu karar verilmedi. Ben eminim, şimdi Hükûmetin
yetkilileri telefonda bunu soracaklar, ben belgelerini onlara getirip
göstereceğim, belgesiz hiçbir zaman konuşmadım çünkü ben.
Biz en stratejik madenlerimizi bu şekilde
değerlendirirsek sonu nereye gider arkadaşlar? Bor madenleri, belki
siz görmüyorsunuz ama Rothschild ailesinin peşinde olduğu madenler,
Amerikadaki Rio Tinto şirketinin peşinde olduğu madenler. Siz,
Bor Araştırma Enstitüsünde gerekli araştırmaları
yapmış olsaydınız, bu teknolojileri geliştirmiş
olsaydınız belki bizim torunlarımız, olacak millî gelirin
10 katı millî gelire sahip olacaktı. Belki bu ülkenin
bayındırlığını biz borla finanse ediyor
olacaktık.
Benzer süreç kömür madenleri için de
geçerli değerli arkadaşlar. Biz, kömür madenlerini 2003
yılında verimsiz olduğu gerekçesiyle kapattık, Bu kömür
madenleri verimsizdir. denildi. Kapatılan madenler, daha sonra, bir
kısmı ihalesiz -söylüyorum, bir kısmı ihalesiz- sizin
partinize yakın birtakım iş adamlarına verildi. İhale
yapılmasında zorlanan bir madenden bahsetmek istiyorum: Çorum Dodurga
madeni. Çorum Dodurga madeni, ihale yapılırken
Redevans denilen
ihale şu şekilde yapılır: Firmalar gelir, ton
başına teklif verir değerli arkadaşlar, Ben üreteceğim
ton başına devlete şu kadar para vereceğim. teklifinde
bulunur ve o sırada, ihale sırasında -Bunların CD
kayıtları var. Ben bürokrasideyken Türkiye Kömür
İşletmelerinde bu kaydı izledim- ihaleye katılan
şirketler soruyor: İki tane saha var, birinin üstü
açılmış ve temizlenmiş, diğeri ise kapalı.
Kapalı yerde kömür çıkarmak çok pahalı bir şey
arkadaşlar. Açık yerde dekapaj yapıldığı için çok
ucuz, firma için çok kazançlı. Kapalı yer diye ihaleye
çıkılıyor yani buraya giren, buradan pahalı kömür üretecek.
Firmalar soruyor, diyor ki: Açık yer buraya dâhil mi? Orada, ihale
komisyonu yetkilileri Hayır, dâhil değil. diyorlar. Firmalar inanmıyor,
tekrar yazıyla soruyor değerli arkadaşlar Bu ihaleye bu
açık yer dâhil midir? diye. Yazıyla cevap veriyorlar Dâhil
değildir. diye. İhaleden bir yıl sonra, şirket Türkiye
Kömür İşletmelerine başvuruyor, diyor ki: Buranın üzeri
açık yerinin işletmesini istiyorum ben. Önce diyorlar ki:
Hayır, veremeyiz çünkü ihaleyi buna göre yapmadık. Ama sonra,
siyasi bir sihirli çubuk dokunuyor ve bu maden -üstü açık maden- çok daha
ucuz olan maden, bu şirkete veriliyor. Bu şirketin adı Çelikler
değerli arkadaşlar. Şu Meclisin karşısındaki
otelin sahibi, Emekli Sandığından o lüks oteli alan şirket
Çelikler, bu şekilde bu madeni alıyor. Peki, bu madeni aldıktan sonra ne
yapıyor? Bu sevilen şirketin pazarlamayla
uğraşmasını istemez tabii Hükûmet. Fakir ailelere kömür
dağıtılıyor ya arkadaşlar, hani, fakir, küçücük
ellerini sobanın karşısında ısıtacaktı ya bu
çocuklar. Benim, fakire giden her kuruş başımla birlikte ama
fakire giderken parasını hazineden alıyorsanız ve siz bu
kömürü fahiş fiyatlarla, normal piyasa fiyatının çok üstünde
fiyatlarla ihalesiz alıyorsanız burada ahlaki bir problem vardır
arkadaşlar. Bunu hiçbir şekilde vicdanlarımıza yediremeyiz.
Buraya Enerji Bakanı gelsin, Cumhuriyet Halk Partisinden Aykut
Erdoğdunun söylediği şeyler gerçeği
yansıtmıyor. desin ben hepinizden özür dileyeceğim. Ama ben
buraya belgeleriyle bu konuyu getirdiğimde, bu ihalenin bu şekilde
yapıldığını, ihalesiz olarak kömür
alındığını, bu kömürün rayiç bedelinin çok daha yüksek
olduğunu Sayıştay raporlarıyla, Hazine raporlarıyla
ispat edersem, sizden tek ricam var, on yıllık
iktidarınızda bir kez yolsuzlukla mücadele edin ve bu Enerji
Bakanını gensoruyla düşürün.
Saygılarımı arz
ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneri aleyhinde söz isteyen Soner
Aksoy, Kütahya Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
SONER AKSOY (Kütahya) Muhterem
Başkanım, çok kıymetli arkadaşlarım; biliyorsunuz,
konumuz bor. Bor üzerine verilmiş olan araştırma önergesinin
aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Bor deyince aklımıza Kütahya
gelir biliyorsunuz, özellikle Kütahyanın Emet yöresi gelir. Türkiyedeki
rezervin çok büyük bir kısmı, yüzde 70 civarında olan bir
kısmı Kütahyada, Emette bulunmaktadır.
Hakikaten bor kıymetli bir
madendir. Biz 2003ün ilk aylarında Maden Yasasıyla ilgili, Sanayi,
Ticaret, Enerji Komisyonunda yasa üzerinde çalışmaları yaparken
-özellikle Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımızın
desteğiyle o yasayı çıkartmıştık- bütün
madenlerin özel sektör tarafından çok rahat bir şekilde işletilmesini,
çıkartılmasını ve ekonomiye katılmasını,
ancak bor madeninin devlette kalmasını teklif ettiler Komisyonda, bu
teklif de Cumhuriyet Halk Partisinden gelmişti. Bizim grup
arkadaşlarımız da bunu kabul ettiler ve o gün yasamızda bor
madeni devletin tekelinde kalmak koşuluyla Madencilik Yasası
gerçekleşti. O gün bugün Yasamızda bor madeni devlete aittir,
dolayısıyla yatırımlarını devlet yapar ve
gelişmeler o istikamete göre cereyan eder. Bütün bunlara rağmen,
devletin madencilik üzerinde daha önce daha büyük hâkimiyeti varken bu noktada
sadece borun üzerine devletin hâkimiyeti konulmuştur.
Bildiğiniz gibi, diğer kömür
madenlerini ve diğer madenleri Enerji Bakanlığı veya
diğer, TKİ vesaire özelleştirmekte, mülkiyetini başka özel
firmalara devretmektedir ama bor için böyle bir şey şu ana kadar
olmamıştır. Bor yataklarının mülkiyeti ve
istihracıyla alakalı olan ruhsatların devriyle alakalı
hiçbir olay cereyan etmemiştir çünkü Yasa buna aykırıdır
yani müsaade etmemektedir. Dolayısıyla, böyle bir işlemin
olması mümkün değildir. Şu anda Bununla alakalı bir
işlem yapılacak, bor madenleri özelleştiriliyor. şeklinde
bir gayretin, feryat figanın veya herhangi bir çağrının
hiçbir anlamı yoktur çünkü Yasada bu hüküm çok açık bir şekilde
durmaktadır ancak madencilikte maden kaynaklarının
çıkartılmasında ve işletilmesinde çeşitli metotlar
olabilir, çeşitli metotlar geliştirilmiş de olabilir çünkü biz
konuyu ele aldıktan sonra borda çok büyük üretim artışı
olmuştur. Daha önce Türkiyede çok az miktarda üretilen bor madeni,
takriben 2003 yıllarında hızlandırılmış,
özellikle sadece Emetteki tesis 150 bin ton borik asit üreten tesis hâline
getirilmiştir. Bugün 500 bin ton üreten bir tesis konumundadır ve
önümüzdeki birkaç yıl içerisinde de 750 bin ton borik asit üreten bir
tesis hâline getirilecektir Emetteki borik asit işleme tesisi. Bunu
devlet yapacak ama bu arada devlet birtakım taşeronlar kullanabilir.
Zaten Sayın Alim Işık da konuşurken mülkiyeti kendisinde
kalmak şartıyla dedi, Bu tür bir yasa değişikliği
söz konusudur. dedi. Yani mülkiyeti devlette kalmak şartıyla bu
işletmeye, gelişen bu işletmenin hem teknolojisine hem de
istihracına destek veren özel sektörden birtakım unsurlar
almanın ne mahzuru olabilir? Bunun ne Emette bizim çalışan
arkadaşlarımıza bir zararı olabilir
Zaten oradan, Emet ve
civarından gerekli işçiler alınmaktadır. Bu noktada ne
istihdam yönüyle ne de herhangi bir şekilde devletin elinden
çıkması şeklinde bir hadise söz konusu değildir.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Bor
işletmeleri özelleşirse ne yapacaksınız?
SONER AKSOY (Devamla) - Bilakis daha
prodüktif, daha verimli, daha etkin ve daha çok üreten
Çünkü bordan elde
edeceğimiz ürünleri, art ürünleri, türevleri ve onlardan da yeni
teknolojik gelişmeleri yapabilmek için, biliyorsunuz, yine aynı
yıllarda, 2003, 2004 yıllarında Bor Enstitüsünü kurmuştuk.
Orta Doğu Teknik Üniversitesinde kurduğumuz bu Bor Enstitüsü de yine
bir yasayla kurulmuştu ve orada hakikaten bilimsel çalışmalar
yapılmakta
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
AK PARTİ döneminde mi?
SONER AKSOY (Devamla) İşte,
2004, 2005, o yıllarda kurulduğu için AK PARTİ dönemi zaten,
başka bir dönem yok.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Altını çizmen lazım yani AK PARTİ dönemi diye çizin
altını!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Ama asıl, bilim adamları sizin döneminizde görevden alındı.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Arkadaşlar anlayamadı da!
SONER AKSOY (Devamla) Yani başka
bir dönem yok zaten, 2002den beri AK PARTİ iktidar. Daha bir on sene daha
AK PARTİ Allahın izniyle devam edecek. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar) Bu gidişle, bu muhalefetle yani
gerçekleri çarpıtarak olmayan bir şeyi oluyormuş gibi göstermek
uygun değildir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Beyefendi, kimse gerçekleri çarpıtmıyor, bakan gelsin onunla
konuşalım, siz konuyu bilmiyorsunuz efendim.
SONER AKSOY (Devamla) Mesela, bir
arkadaşımız, daha önce, 12 Hazirandan önce Çavdarhisarda
havaalanı yaparken geldi, dedi ki: 13 Haziranda bu yapılan
havaalanıyla ilgili şu şantiye kalkacaktır
arkadaşlar. Biz de gittik, dedik ki oraya: Eğer kalkacak olursa 14
Haziranda biz de istifa ederiz. Nitekim, havaalanı şu anda
yapılıyor, bu senenin sonunda havaalanı açılacak.
Arkadaşlar, bir gerçeği çarpıtmak
veyahut da yalanla örtbas etmek ne fayda getirebilir yani? Kime ne fayda
getirebilir?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bora ne oldu,
bora?
SONER AKSOY (Devamla) Muhalefete hiç
fayda getirmez.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Ben mi yalan söylüyorum?
SONER AKSOY (Devamla) Kim söylüyorsa
yani
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Hayır, bakan
SONER AKSOY (Devamla) Hakikat
eğer örtülüyorsa onun adı yalandır. Arapçada yalan
kelimesinin anlamı hakikatin örtülmesidir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Tamam. Sayın Bakan, burada
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bak, herkese laf
atıyorsun arkadan, gazete okuyorsun orada devamlı. Biz sana
saygı duyduk yaşından. Tuttun döndün, bir de yalancı
dedin arkadaşımıza. Böyle bir şey olur mu ya!
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen
SONER AKSOY (Devamla) Ben
yalancı demiyorum kimseye.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen orada bütün
gün gazete oku
SONER AKSOY (Devamla) Ben ne okursam
okurum, o seni ilgilendirmez, sen işine bak!
BAŞKAN Sayın Aksoy, lütfen
Genel Kurula hitap edin, karşılıklı konuşmayın.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazık ya,
niye yalancı diyorsun arkadaşımıza?
SONER AKSOY (Devamla) Sen işine
bak, karışma!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ayıp ya,
ayıp!
SONER AKSOY (Devamla) Karışma,
önce bir dinlemesini öğren.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen dinlemesini
biliyor musun! Bütün gün laf atıyorsun oradan!
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Oraya
oturmuşsun bütün gün laf atıyorsun!
VURAL KAVUNCU (Kütahya)
Nöbetleşe geliyorsunuz Meclise.
SONER AKSOY (Devamla)
Arkadaşlar, bor meselesinin sahibi biziz.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Ya ne
sahibi
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Ne demek sizsiniz, biz değil miyiz!
SONER AKSOY (Devamla) Bor meselesi
bize ait olan bir meseledir.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen devamlı
laf atıp duruyorsun oradan, ne kadar ayıp ya!
SONER AKSOY (Devamla) - Bora sahip
olmuşuz, devlet de sahip olmuş ve ülkemizde bor bugün 1 milyar dolar
ihracata gidiyor.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Borun ne
olduğunu bilmiyorsun!
SONER AKSOY (Devamla) Madencilik
sektörü ihracatını artırmıştır.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Günde beş
tane gazete okuyorsun orada, laf atıyorsun.
BAŞKAN Sayın Özel, lütfen
SONER AKSOY (Devamla) Daha önce her
şeye uyulurdu, herkes sakindi
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Niye tahrik
ediyorsun sen bizim grubu ya!
SONER AKSOY (Devamla) -
kimsenin hiç
yaptığı bir şey yoktu.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Üstat, sen
boruyla boru karıştırmışsın!
SONER AKSOY (Devamla)
Arkadaşlar, bu şekilde gerçekleri değiştirecek
konuşmalar yapmayalım, doğru olan neyse onu söyleyelim, ben
gerçekleri söylüyorum. Yasada Bor devlete aittir. derken Efendim,
özelleştiriyor. demenin ne anlamı var? Fol yok, yumurta yok!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
İşletmeler özelleşiyor, işletmeler.
SONER AKSOY (Devamla) Neyin
işletmesinden, neyin özelleşmesinden bahsediyorsun? Mülkiyeti
devlette kalmak şartıyla kendisi taşeron kullanabilir, bunu
herkes kullanıyor.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Telekomun da mülkiyeti devlette.
SONER AKSOY (Devamla) Taşeron
kullanmak yanlış mı? Taşeron da kullanmayın.
derseniz o da artık yani devletçiliğin allame-i zûfünûnu olur.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Telekomun da mülkiyeti devlette? Ne oluyor peki? Kim işletiyor?
SONER AKSOY (Devamla)
Arkadaşlar, biz serbest pazar ekonomisinden yanayız, özel sektörden
yanayız.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Özelleştirmeyle peşkeşi
karıştırmayacaksınız ama!
SONER AKSOY (Devamla) Özel sektör her
meseleye girecektir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli)
Özelleştirmeyle peşkeşi karıştırıyorsunuz!
SONER AKSOY (Devamla) Bakın,
sizin hiç ilgilenmediğiniz bor türevlerinden şu anda üniversiteler
kesici aletler yapıyorlar, üniversiteler yanmaz malzemeler üretiyorlar.
Bor Enstitüsünde kurduğumuz çalışmanın sonunda, 15 adet
geliştirilmiş proje üzerinde çalışan üniversitemizde
şu anda yüzlerce arkadaşımız var. Daha önce böyle bir
şey yoktu. Bu, tamamen AK PARTİnin meydana getirmiş olduğu
bir çalışmanın sonucudur. AK PARTİ bu işe sahip
olmuştur ve büyütmüştür. Sizin belki daha önce bordan haberiniz bile
yoktu.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Aksoy.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Erdoğdu.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkanım, sayın konuşmacı
konuşması sırasında şahsıma tekrar etmek
istemediğim sözler söyledi. Mümkünse, kürsüden bu konuya açıklık
getirmek istiyorum.
BAŞKAN Ama konuşmayı
dinledik, sizin şahsınızdan
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Yalancı dedi Başkanım, yapmayın etmeyin ya!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Yalan söylüyorsunuz. dedi Sayın Başkan. Yalan
söylüyorsunuz. dedi.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Yalancı dedi.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, Erdoğdu kendisini ifade ediyor, dinliyoruz,
karşılıklı konuşuyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yalancı
dedi, şahidiz.
VELİ AĞBABA (Malatya) Ben
de şahidim Başkan, dedi.
BAŞKAN Ne söyledi peki
Sayın Erdoğdu?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Yalancı dedi Başkanım, daha ne desin!
BAŞKAN Zikretti mi isminizi?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Efendim?
BAŞKAN İsminizi zikretti mi
sizin?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Yalancı dedi konuşurken, burada bütün insanlar boşuna panik
olmadı.
BAŞKAN Ne söyledi?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Konuşmacı yalan söylüyor. dedi.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Konuşmacı yalan söylüyor. dedi.
BAŞKAN Tekrarlamak istemiyorum
dediniz. Ne söyledi? Madem Sayın Vekil söylediyse siz de tekrarlayın.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Konuşmacı yalan söylüyor. dedi Sayın Başkanım.
Lütfen
Sayın Başkan, gerçekten bu sizde hoş durmuyor yani.
BAŞKAN - Sayın Erdoğdu,
iki dakika süre veriyorum.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdunun, Kütahya
Milletvekili Soner Aksoyun şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, bu
konuşmayı germek üzere buraya gelmedim. Ben, bir
haksızlığa dur demek için buraya geldim.
Şimdi, bu arkadaşımız
MEHMET ERDEM (Aydın) Ah yavrum!
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) Ah
yavrum! yok kardeşim! Tamam mı? Ben yetimin hakkını
savunuyorum, o yavruların hakkını savunuyorum. Tamam mı?
Benim canımı sıkma Ah yavrumla Vah yavrumla! Ben seni iyi
tanıyorum. Senin beynin yetmez onlara!
Buraya gelecek Enerji Bakanı,
bürokratlarıyla
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Hatip boru anlattı, başka bir şey yapmadı.
AYKUT ERDOĞDU (Devamla) - Bu herkesin parası,
bu halkın parası. Buradaki
550 kişinin parası değil, 75 milyon insanın parası.
Ben muhalefet milletvekiliyim, benim görevim bu hesabı sormak. O belgeler
hepimizin belgesi. O belgeler açılacak, biz de belgelerimizi
açacağız. Eğer ben yalan söylemişsem, eğer ben gerçek
dışı bir şey söylemişsem, yani ihalede olmayan bir
alan ihaleye dâhil edilmemişse, eğer ihalesiz mal
alınmamışsa, eğer bu şirkete, ihaleye fesat
karıştıran şirkete 110 trilyonluk, artı 130 trilyonluk
yani 230 trilyonluk bir iş verilmemişse ben çıkar bu kürsüden özür
dilerim. Benim için özür dilemek büyüklüktür ama ben bunların gerçek
olduğunu biliyorum. Onun için, bu mücadeleye yalancı demek sadece
ve sadece bu mücadelenin karşısında olanların yanında
yer almaktır. Şunu hepinize hatırlatıyorum:
Haksızlık karşısında, yolsuzluk karşısında susan dilsiz
şeytandır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Erdoğdu.
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkanım
BAŞKAN - Evet, Sayın Işık, sizin için
ne söyledi efendim?
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkanım, Sayın Konuşmacı özelleştirmeyle ilgili
aslı astarı olmayan ifadelerde bulundu.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın
Başkanım, böyle bir usul var mı?
BAŞKAN Nedir o ifadeler?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Ya,
çıkacak yalancı diyecek, Ahmet Bey.
BAŞKAN Bir saniye, sayın milletvekilim
lütfen
Sayın Işık ön tarafa çıktı, konuşuyor,
konuşuyoruz karşılıklı. Hepinizin müdahil olması
gerekmez ki.
MEHMET GÜNAL (Antalya) Biz duyduk, siz duymuyorsunuz.
Siz dinlemiyorsunuz, ondan sonra bağırıyorsunuz.
ALİM IŞIK (Kütahya) Bor madenlerinin
özelleştirileceği yönünde bir tasarının hazırlık
çalışmalarından bahsettim, böyle bir şeyin
olmadığını söyledi. Benim düzeltme yapmam lazım.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Beni de duydu.
BAŞKAN Buyurun Sayın Işık. (MHP
sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Sayın Başkan,
böyle bir usul olmaz ya!
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Nasıl bir usul
olur?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Konuşmacıya
sataşmadan dolayı mı söz verdiniz? Herhangi bir sataşma var
mı yok mu?
2.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya Milletvekili
Soner Aksoyun şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ALİM IŞIK (Kütahya) Değerli
milletvekilleri, tekrar saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki teşekkür ediyorum Sayın
Milletvekilimize bazı açıklamalarda bulundu.
Sayın Milletvekilim böyle bir şeyin
özelleştirmeyle alakası olmadığından bahsetti,
saygı duyarım, o onun görüşü ancak bu tasarısının
genel gerekçesindeki, biraz önce okumadığım bir ifadeyi ve madde
gerekçesini sizlere okuyacağım, ne anlama geldiğine siz karar
veriniz: Tasarıyla kamu iktisadi teşebbüslerine yetkili
organların alacakları gerekçeli karar üzerine cevher mülkiyetini
üçüncü şahıslara devretmemek kaydıyla üretim ve zenginleştirme
aşamalarında hizmet alımı yöntemi kullanabilme imkânı
tanınmıştır. Madde gerekçesine
bakıldığında
SONER AKSOY (Kütahya) Hayır, yok.
ALİM IŞIK (Devamla) - Ne olduğunu
görürsün. Senin Kütahyada borun nasıl üretildiğinden haberin var
mı Değerli Kardeşim veya Türkiyede? Madde gerekçesi
Uygulamadaki birtakım farklılıkları, tereddütleri
gidermek, bir kısım işlerin hizmet alımı yoluyla
gerçekleştirilebilmesine olanak tanınmaktadır. Nedir bu bir
kısım işler? Şu anda memleket çalışanları
feryat ederken özelleştirilmeyeceğini ifade etmek
Bunun orada
hazırlık yapan birkaç özel sektör temsilcisine önayak olma adına
hazırlanmış bir tasarı olduğunu, Sayın
Milletvekilim, siz de benden iyi biliyorsunuz ama o zaman
görüşeceğiz.
SONER AKSOY (Kütahya) Yok Mecliste!
ALİM IŞIK (Devamla) O zaman
görüşeceğiz. Şu anda, maden işletmelerinde, çok ciddi
anlamda, bu taşeron sisteminden dolayı feryat eden insanların
olduğunu siz benden daha iyi biliyorsunuz. Daha bir ay önce, Tunçbilekte,
200 kişi meydanda bırakıldı, ortalıktan kaçtı
gitti taşeron.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Devlet
parasını ödedi.
ALİM IŞIK (Devamla) Burada
da taşeron işlemi.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Devlet
parasını ödedi.
ALİM IŞIK (Devamla)
Sayın Vekilim, siz de söz hakkı alıp buradan konuşursanız
iyi olur. Devlet taşerona ödedi ama işçiye ödemedi.
Sayın Milletvekilim, gidin,
Kütahyada Valiliği ve İl
Başkanlığınızı basan taşeron
işçilerinin ne durumda olduğunu siz bir onlardan öğrenin.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Devlet ödedi
parasını.
ALİM IŞIK (Devamla)
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Öneriyi oylarınıza
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Yoklama talebi var,
yerine getireceğim.
Sayın Aslanoğlu, Sayın
Öz, Sayın Şeker, Sayın Öner, Sayın Tanal, Sayın
Ediboğlu, Sayın Çetin, Sayın Köktürk, Sayın Özel,
Sayın Ağbaba, Sayın Ekinci, Sayın Dibek, Sayın Tayan,
Sayın Çam, Sayın Aksünger, Sayın Toptaş, Sayın Kurt,
Sayın Kuşoğlu, Sayın Akar, Sayın Özkan.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- Bor madenciliğinin sorunlarının ve çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla verilmiş olan (10/205)
esas numaralı Meclis araştırması önergesinin ön
görüşmelerinin Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü
birleşiminde yapılmasına ilişkin MHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - Milliyetçi Hareket
Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Öneri kabul edilmemiştir.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun, İç Tüzükün 19uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi
vardır; okutup işleme alacağım ve oylarınıza
sunacağım, okutuyorum:
3.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının
SGK'da bulunmayan emeklilik verilerini, emeklilik prim ödemede süresini
tamamladığı hâlde emekli aylığı için
yaşının dolmasını bekleyenlerin
sayısını, sorunlarını, çözüm alternatiflerini tespit
etmek, SGK için bir veri tabanı oluşturmak amacıyla vermiş
olduğu (10/315) esas numaralı Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi
29.03.2012
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun,
29.03.2012 Perşembe günü (Bugün) yaptığı
toplantısında, siyasi parti grupları arasında oy
birliği sağlanamadığından, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi
gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Muharrem
İnce
Yalova
Grup
Başkan Vekili
Öneri:
Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve
arkadaşları tarafından, 21.03.2012 tarihinde, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına "SGK'da bulunmayan
emeklilik verilerini, emeklilik prim ödemede süresini
tamamladığı halde emekli aylığı için
yaşının dolmasını bekleyenlerin
sayısını, sorunlarını, çözüm alternatiflerini tespit
etmek, SGK için bir veri tabanı oluşturmak" amacıyla verilmiş olan Meclis
Araştırma Önergesinin, (315 sıra nolu) Genel Kurul'un bilgisine sunulmak üzere
bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, 29.03.2012 Perşembe
günlü birleşimde sunuşlarda okunması ve görüşmelerinin
aynı tarihli birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN Önerinin lehinde söz isteyen İzzet Çetin, Ankara
Milletvekili.
Buyurun Sayın Çetin. (CHP
sıralarından alkışlar)
İZZET ÇETİN (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet
Halk Partisi grup önerimiz üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Arkadaşlar, bugün gündeme
getirmeye çalıştığımız konu, sizin de seçim
sırasında meydanlarda ve bugün milletvekili olarak hepinize
telgrafla, telefonla veya sosyal medya aracılığıyla
iletilen bir konu. Herkes yakından biliyor, kamuoyunda emeklilikte
yaşa takılanlar olarak bilinen bu kesim, bugün oldukça mağdur,
hatta mağdurdan öte perişan konumda. Bunların mağduriyetleri
ve perişanlıkları iş bilmezliklerinden, iş göremezliklerinden
değil, bunların perişanlığı, bu Mecliste
tıpkı AKP Grubunun yaptığı gibi sonuçlarını
düşünmeden Çoğunluğumuz vardır. mantığıyla
çıkarılan bir yasa sonucu. Bu Yasa, kamuoyunda 4447 sayılı
Yasa olarak bilinen ve kısa adı İşsizlik Sigortası olarak
anılan ama uzun adını
söylemeyeceğim neredeyse bir dakikadan fazla zamanımı
alır, emeklilikte yaşı kademeli olarak yükselten bir kanun.
Kanunun görüşmeleri 12 Ağustos 1999 tarihinde
başlamıştı ve 25 Ağustos 1999 tarihinde sona
ermişti. Daha sonra bu kanun 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe girdi.
Adı her ne kadar İşsizlik Sigortası Kanunu olarak
başlıyorsa da yasa, çalışanların emeklilik
yaşlarını, emekli olma koşullarını yeniden
düzenleyen bir yasaydı. O gün getirilen düzenlemeyle emeklilik
yaşı, çalışma süresi ve prim ödeme gün sayısı
arttırılmıştı. O günlerde ana muhalefet görevi sizin
devamı niteliğinde olduğunuz Fazilet Partisindeydi ve o günlerde
bugünkü Çalışma Bakanımızın, yine bugünkü Genel
Başkan Yardımcınız Salih Kapusuzun ve o günlerdeki Genel
Başkanınız, Fazilet Partisi Genel Başkanı olan Recai
Kutanın konuşmaları var ve bu kanun tarafınızdan
Anayasa Mahkemesine götürüldü. Anayasa Mahkemesi de 2001 yılı
Şubat ayında bu kanunun kademeli geçişlerini Anayasanın
eşitlik ilkesine aykırı bularak iptal etti ve altı
aylık bir geçiş süreci tanıyarak o geçiş sürecinde
yasanın yeniden düzenlenmesine imkân tanıdı ancak o günkü
iktidar bu yasayı yeniden Mayıs 2002de düzenleyerek kademeler arasındaki
geçişleri daraltarak getirdi ve Meclisten geçerek yürürlüğe girdi.
Tabii çalışanları tedirgin eden bir yasaydı. Pek çok
çalışan, işçi olsun memur olsun devlete, özellikle devleti
yönetenlere güveni kalmadığı için emeklilikte buldu çareyi, pek
çoğu emekliye ayrıldı. Pek çok insan da o günkü ekonomik krizlerden
ve sosyal güvenlik sisteminde sık sık yapılan
değişikliklerden kaçarcasına emeklilik hakkını
doldurdu ya da doldurmadan ayrılmak zorunda kaldı. Tabii, yasadan önce,
biliyorsunuz, emeklilikte yirmi beş yıl hizmet süresi kadınlar
için otuz sekiz, erkekler için kırk üç yaşında emekli
olmayı olanaklı kılıyor idi. Bu doğru muydu,
değil miydi, o ayrı bir konu. Elbette, bugünün koşullarında
bunu savunmak pek mümkün değil. Ama o günkü yasa, emeklilik
yaşını elli sekiz kadınlar için, altmış erkekler
için yürürlüğe koyduğunda, demin sözünü ettiğim, bugünkü
Çalışma Bakanı dâhil hepiniz Mezarda emeklilik. diye feryat
ettiniz, çalışanlar da böyleydi. Fakat döneminizde -unutmayın-
bunu da istismar edercesine, o görüşünüzü tekzip edercesine, emeklilik
yaşını altmış beş yaşa
çıkarttınız, bu ayrı bir konu.
Benim esas söylemek
istediğim, biz bir kanun çıkartmışız bu Mecliste,
bugün on binlerce aile perişan konumda. Yani bir yandan sosyal güvenlik
sisteminde yapılan, sıklıkla gerçekleştirilen
değişiklikler, öbür taraftan ülkemizde ekonomideki daralmaların
sonucu yaşanan ekonomik krizler çalışanları her seferinde
vuran bir konuma geldi.
O yasanın
içerisinde, yirmi beş yıllık hizmet süresini doldurup prim ödeme
gün sayısını tamamlayanlar, işçi ise kıdem
tazminatını alarak iş yerlerinden ayrılma, emekli olma hakları
doğduğu için ayrıldılar devlete ve yönetenlere güveni
kalmadığı için; memurlar da emekli ikramiyelerini
alamadılar ama iş yerlerinden, prim ödeme gün sayısını
ve çalışma süresini doldurdukları için onlar da ayrıldı.
Bugün, işçi olarak ayrılanlar, kıdem tazminatlarını da
yediler, yaşları da belli bir düzeye geldi ve o aldıkları
tazminatı da bitirdiler, herhangi bir iş de bulamadılar,
çocuklarının eğitim, sağlık, vesair
ihtiyaçlarını gideremez konumdalar. Memur olarak ayrılanlar da
hem ikramiye alamadılar, iş bulamadılar hem de sağlık
haklarından faydalanamaz konumdalar, çocuklarını bile tedavi
ettiremiyorlar.
Bu konu gerçekten
ülkemizde sadece Cumhuriyet Halk Partisinin veya muhalefet partisinin sorunu
değil, hepimizin ortak sorunu,
hepimizin yakınları var. Ben bu konuyu gündeme getirmek için 26 Ekim
tarihinde Meclis Başkanlığına bir kanun teklifi vererek
konunun çözüme kavuşturulmasını istedim, tabii pek oralı
olan olmadı. Bu sefer, sosyal medya aracılığıyla, bu emeklilikte
yaşa takılan yurttaşlarımız sıklıkla bizi
sonuçtan bilgi sahibi olmak için arar konuma gelince, Çalışma
Bakanımıza bir soru yönelttim. Soruları ocak ayında
yönelttim. Mevzuatın öngördüğü hizmet yılı ve prim ödeme
gün sayısını doldurarak emekli olan, ancak emekli
aylığı bağlanabilmesi için yaş
koşullarını sağlamayı bekleyen kaç kişi
vardır? Bunların bağlı oldukları sosyal güvenlik
mevzuatı açısından 5434, 506, 1479, 2925 ve 2926
sayılı kanunlar kapsamına göre dağılımları
nedir? diye Bakanlığa soru sordum.
Arkadaşlar,
Bakanlığın verdiği cevabı sizlere okutuyorum,
Bakanlık verdiği cevapta diyor ki: Mevzuatın öngördüğü
hizmet yılı ve prim ödeme gün sayısını doldurarak
emekliliği hak eden, ancak emekli aylığı
bağlanabilmesi için yaş şartını yerine getirmeyi
bekleyen kişi sayısal dağılımıyla ilgili olarak
Sosyal Güvenlik Kurumu bilgi işlem veri tabanında herhangi bir veri
bulunmamaktadır.
Şimdi, sormak gerekir
arkadaşlar: SGK bu görevlerini el yordamıyla mı yapıyor?
Yani, SGK kayıtları tutmuyor, aktüeryal hesaplarını
yapmıyor, çalışanların sayısını bilmiyor,
emekli olacakların sayısını bilmiyor da bu işleri
nasıl götürüyor? Çalışma Bakanlığı ne güne
duruyor, ne iş yapıyor, bunu sormak gerekmez mi?
Şimdi, biz dedik ki:
Çalışma Bakanlığı veri tabanı yok, SGKnın
veri tabanı yok, bu işin mali portesini sorduk cevap veremiyor, o
hâlde bu görev yasama organına düşer. Yasamı organı 1999
yılında bir kanun çıkarmış, yurttaşını
perişan etmiş, açlığa, yoksulluğa, sefalete mahkûm
etmiş. O mahkûmiyeti giderecek organ yine yasama organıdır. O
nedenle SGKnın elinde veri tabanı olmadığına göre,
Çalışma Bakanlığı bu konuda bilgi sahibi
olmadığına göre bir araştırma komisyonu kuralım.
Meclisten, içimizden bu işleri bilen arkadaşlardan oluşacak bir
komisyon hem SGKya bir veri tabanı hazırlamış olur hem
Çalışma Bakanlığına çalışmaların
nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda yol göstericilik ödevini yerine
getirir hem de mağdur olan, perişan konumda olan
yurttaşlarımızın sorunlarına çözüm bulur. O nedenle bu
komisyon kurulması önerimiz gerçekten bir çıkar sağlamadan öte,
bir sorunu çözmeye yöneliktir.
Bu konuyla ilgili olarak ben Sayın
Çalışma Bakanını ziyaret ettim, dedim ki: Cumhuriyet Halk
Partisinin ya da diğer muhalefet partilerinden birisinin vereceği bir
yasa teklifini veya araştırma önergesini dikkate almayabilirsiniz. O
nedenle AKPden bir milletvekiline bu konuyla ilgili iki satır bir önerge
verdirin, bu sorunu çözelim. Bir bakalım, bir baktıralım.
dedi ama Sayın Bakandan o günden bugüne ses çıkmadı.
Değerli arkadaşlar, yani ben
polemik yapmak istemiyorum. Sayın Kutanın da Sayın
Çalışma Bakanının da bu yasa çıkarkenki
konuşmaları burada. Sayın Bakanın bir cümlesini
okuyayım. Değerli milletvekilleri, bu tasarı Türkiye
gerçeklerine aykırı bir tasarıdır, bu tasarı bilimsel
analizin ürünü değildir, bu tasarı kâr ve zarar
mantığına göre hazırlanmış bir
tasarıdır, bu tasarı sosyal kaygıları dikkate
almamaktadır, vatandaşın durumunu incelemeden
yapılmıştır. diyor. Ne zaman söylüyor? 21inci Dönem,
Birinci Yasama Yılı, 16 Ağustos 1999 Pazartesi günü,
Çalışma Bakanı söylüyor değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İZZET ÇETİN (Devamla) Otuz
saniye Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Çetin, lütfen.
İZZET ÇETİN (Devamla) Bir
cümle mesaj vereceğim, ayrılacağım.
BAŞKAN Buyurun.
İZZET ÇETİN (Devamla)
Değerli arkadaşlar, bu sorun gerçekten hepimizin ilgilenmesi gereken
bir sorun, reddedilecek bir sorun değil. Bir komisyon
kurulmasını öneriyoruz. Bu komisyonun kurulması yurttaşlarımızın
beklentilerine, sorunlarına cevap bulacak bir komisyon
olacağından olumlu oy kullanmanızı rica ediyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Çetin.
Öneri aleyhinde söz isteyen İdris
Baluken, Bingöl Milletvekili. (BDP sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN (Bingöl) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. Tabii usulen önerinin aleyhine söz almış olduk ama
konuşmamı ben önerinin lehine sürdüreceğim.
Öncelikle, konuşmama geçmeden
önce, emeklilerle ilgili bir düzenlemeyi görüştüğümüz bu saatlerde
Tandoğan Meydanında emekçilere gaz bombası, cop ve tazyikli
suyla müdahale yapılıyor. Emekçilere saygısı olmayan bir
iktidar anlayışının emeklilerle ilgili ne kadar düzenleme
yapabileceğinin takdirini ben sizlere bırakıyorum.
Bu yapılan saldırı
sırasında alanda milletvekilleri var, bu Parlamentonun
mensupları var ve müdahale yapılırken özellikle
milletvekillerinin de içinde bulunduğu gruba yönelik polisin
orantısız şiddet uygulaması var. Şu anda, burada
bulunan 2 milletvekili arkadaşımız üstleri başları
sırılsıklam olmuş bir şekilde bu Parlamento
sıralarında oturarak kendi görevlerini yapmaya çalışıyorlar.
Ben öncelikle size bir öneride bulunmak
istiyorum: Böyle yasaklamalarla, birtakım aldığınız
yasakçı kararlarla polisin arkasına sığınmaktan
vazgeçin. Siz de madem politika yapıyorsunuz, madem bu
politikalarınızın arkasında duruyorsunuz, bu almış
olduğunuz politikaların gereği olarak o alanlara gidin. Yani
örneğin nevrozu yasaklıyorsunuz, Diyarbakırda yüzde 70 oy
alan bir partinin Genel Başkanı Diyarbakırdaki alanda önüne
polis memuru konularak bir şekilde engellenmeye
çalışılıyorsa, buradaki muhatabiyet ilişkisi
yanlıştır. Polis memurunu milletvekiliyle ya da genel
başkanla muhatap etmeyin, AKPnin bölge milletvekillerini getirin, orada
bizim önümüze, milletvekillerinin, halkın seçilmiş iradesinin önüne
gelip sizin belirlemiş olduğunuz yasakçı politikaları
sahiplensinler ya da Tandoğan Meydanında emekçilere gaz ve bomba
yağdırmadan önce bu yasakçı kararı alan ve bunu destekleyen milletvekili
arkadaşlarımız oraya gelsinler, orada bulunan milletvekilleriyle
beraber kendi politikalarını halka anlatsınlar. Bu önerimizi
dikkate almanızı temenni ediyorum.
Tabii, bu verilen önergeyle ilgili her
şeyden önce şunu belirtmek gerekiyor ki: Hepimizin, dört grubun da
üzerinde mutabık olduğu en önemli anayasal ilkelerden birisi, bu
devletin sosyal devlet olma ilkesidir.
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne
kadar Anayasanın 2nci maddesinde belirtilen bu ilkenin, aslında
toplumsal düzeyde ete kemiğe bürünmesinde, somutlaşmasında çok
ciddi sıkıntılar var. Bugüne kadar gelen hükûmetlerin pek
çoğu, bu sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirme
noktasında, toplumun ezilen kesimlerinin, yaşlıların,
kadınların, gençlerin, çocukların, işçilerin, emekçilerin
haklarını savunma noktasında maalesef Anayasanın
göstermiş olduğu duyarlılığı yeterli bir
şekilde yerine getirememişlerdir.
Son on yıldır iktidarda
bulunan AKPnin uyguladığı politikalarda ise genel olarak
sermaye ve emek ilişkisi üzerinde sermayeye avantaj sağlayan, ucuz
iş gücü şeklinde emek sömürüsünü önceleyen birtakım
uygulamaların olduğunu görüyoruz.
Defalarca birtakım sorunları,
sosyal düzeyde, toplumsal düzeyde yaşanan birtakım sorunları
çözülmesi maksadıyla buraya getirdik. Buraya getirirken de ülkenin bu
anlamda yaşamış olduğu, içinde bulunduğu birtakım
fotoğrafları ve tabloları mümkün olduğunca açığa
çıkarmaya çalıştık. Ancak her getirdiğimizde, AKPnin
almış olduğu oy oranı üzerinden sosyal güvenlikle ilgili ya
da sosyal politikalarla ilgili herhangi bir sorunun
olmadığını buraya gelen arkadaşlar dillendirdi.
Şimdi bakın, bu sosyal
güvenlikle ilgili işlerin iyi gitmediğinin en açık göstergesi,
kara delik olarak nitelendirdiğimiz sosyal güvenlik
açığında objektif olarak ortaya çıkıyor. 2003
yılında 20,2 milyar olan sosyal güvenlik açığı, 2010
yılında tam yüzde 52 artışla 54,6 milyara çıkmış.
Sadece 2010 yılı verilerini ele aldığımızda bütçe
açığının 39,6 milyar, sosyal güvenlik
açığının 54,6 milyar olduğunu göz önünde
bulundurursak, bu sosyal güvenlik politikasının ya da bununla ilgili
ekonomik uygulamaların ne kadar başarılı olduğu
konusunda bir fikir sahibi olabiliriz.
Şimdi, uygulanan politikalarda
tabii, bir eksi yönde bir de artı yönde değerlendirmemiz gereken
birtakım unsurlar var. Ekonomik politikaların eksi yönünde ulusal
ekonominin kendisi ve toplumun ezilen kesimleri varken artı yönünde de
-inkâr etmiyoruz- ciddi düzeyde, her geçen gün makası açılan bir
zenginler kulübü var. Bakın, AKP Hükûmeti döneminde ultra zengin
sayısı yüzde 400 artmış, eski para birimiyle söyleyeyim,
trilyoner sayısı 8den 32ye çıkmıştır yani
ezilen kesimlerin, emekçi kesimlerin bütçeden aldığı pay, genel
gelir payından almış olduğu oran her geçen gün
düşerken bir kesimin de, bir zenginler kulübü kesiminin de her geçen gün
servetini artıracak şekilde bir politika yürütülmesi içerisindeyiz.
Değerli arkadaşlar, gelir
dağılımı adaleti açısından, şu anda, dünyada
son beş sıradayız. Özellikle nüfusun yüzde 20lik en zengin
kesimi, şu anda, ortalama gelirlerin yüzde 47,6sına hükmediyor, en
yoksul olan yüzde 20lik kesim ise bu tüm gelirlerin yüzde 5,6sına
hükmediyor yani aradaki makas, artık 10 kat gibi, neredeyse dudak uçuklatacak
bir düzeye gelmiş durumda. Bakın, sadece TÜİKin verilerini bu
TÜİKin vermiş olduğu hiçbir rakamın güvenilir
olmadığını, Hükûmeti memnun etmeye yönelik, formüllere
takla attırma olduğunu her defa söyledik ama- sadece TÜİKin bu
güvenilmez rakamlarını bile buraya getirirsek, şu anda, ülkede
13 milyon kişi yoksulluk sınırının altında
yaşıyor.
Tabii, bütün bu örnekleri
çoğaltabiliriz ancak bugün tabii, emeklilerle ilgili birkaç somut
yaşanan sorunu, burada çözüm bulmak amacıyla sizlerle paylaşmak
istiyoruz. Emeklilerimizin şu anda içinde bulunduğu sosyoekonomik
durumu burada defalarca dile getirdik. Sizin belirtmiş olduğunuz
enflasyon rakamlarının hiçbir şekilde gerçeği
yansıtmayan birtakım göstergelerini, verilerini emeklilerin
almış olduğu paralar üzerinden değerlendirdik. Bu ülkede
emekli olan doktorların, öğretmenlerin, işçilerin emekli
olduktan sonra yüzde kaçının bir ek iş yapma gereği
hissettiğini defalarca burada paylaştık. Bu tablo bile
emeklilerimizin bugün yaşamış olduğu sorunları en
açık şekilde aslında ifade etmeye yetiyordu. Ancak CHP Grubunun
vermiş olduğu önergede özellikle ön plana çıkan üç temel sorun
var, çözüm bekleyen üç temel sorun var. Bu üç temel sorunla ilgili bizim de
daha önce vermiş olduğumuz kanun teklifleri vardı:
Bunlardan birincisi, prim gününü doldurup yaştan
dolayı emekli olamayanların durumuydu.
İkincisi, yaşını doldurup prim gününü
doldurmadığı için emekli olamayanların durumuydu.
Üçüncüsü de hem prim hem yaşını doldurup
AKPnin devreye sokmuş olduğu yeni yasadan dolayı emekli olamayanların
durumuydu.
Bahsetmiş olduğumuz bu her üç durum da çok
büyük bir yüzdedeki emekli kesimini yakından ilgilendiriyor. Özellikle
toplumda mezarda emeklilik olarak adlandırılan bu emekliliğe
getirilen yaşla ilgili düzenlemenin çok ciddi mağduriyetler getirdiğini
biliyoruz. Bununla ilgili bir an önce birtakım düzenlemelerin
yapılması ve bu emeklilerimizin mağduriyetinin giderilmesi
noktasında biz Meclisin tümünden bir duyarlılık bekliyoruz. Bu
nedenle, bu öneriye de lehte oy kullanacağımızı belirtmek
istiyoruz. Sosyal devlet ilkesinin her geçen gün paralı sağlık,
paralı eğitim, verilmesi gereken en temel kamusal hizmetlerin
paralı hâle getirilmesiyle yok edildiği bir dönemde en azından
bu emeklilerimizin durumunun düzeltilmesine yönelik birtakım palyatif adımların
atılması bu Meclisin önündeki önemli görevlerden biridir diye buradan
belirtmek istiyorum.
Şunu özellikle belirtmek istiyorum: Bizim
çocukluğumuzda TRTde yayınlanan bir reklam vardı. Bu reklamda
Ödediğiniz vergiler size
-vatandaşa- yol, su, elektrik olarak geri döner. deniyordu, ancak
maalesef AKPnin politikalarıyla, sürdürülen neoliberal politikalarla
artık ödediğimiz vergiler, ödenen vergiler sermaye sahiplerinin ve
savaş baronlarının cebine geri gidiyor, artakalan
kırıntılar ise yoksulları ve emekçileri susturmak için
sosyal yardım olarak, sus payı olarak bir şekilde
dağıtılıyor. Bu tablonun düzeltilmesi umudu ile özellikle
emeklilerimizle ilgili bu mağduriyet için verilen bu önerinin
desteklenmesini ben de Meclisten bekliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Devamla)
Teşekkürlerimi sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önerinin lehinde söz isteyen Mustafa
Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Kalaycı. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sosyal güvenlik
politikalarının en önemli amaçlarından birisi, insanlar
arasında oluşturduğu güvenlik ağları ile toplumsal
eşitsizlikle mücadeleyi desteklemektir. Bu anlamda, devlet, tüm bireyler
için eşit hak ve yükümlülükler içeren bir sosyal güvenlik sistemi
kurgulamakla yükümlüdür. Ülkemizde de sosyal güvenlik hakkı Anayasa ile
teminata bağlanmış olup, devletin yükümlülüğü altında
bulunmaktadır. Ancak birçok vatandaşımız sosyal güvenlik
uygulamaları nedeniyle sorunlar yaşamaktadır. İşe
başladıkları tarihte yürürlükte olan mevzuata göre emeklilik
için gerekli prim ödeme gün sayısı ve sigortalılık süresini
tamamladıkları hâlde, bir başka ifadeyle emekli olma
hakkını elde ettikleri hâlde bir de yaş şartına tabi
tutulmaları birçok vatandaşımızı mağdur
etmiştir. Kazanılmış hakları ellerinden alınan,
emeklilikte yaşı bekleyen vatandaşlarımız
haklarını aramakta, Türkiye Büyük Millet Meclisinden çözüm
beklemekte, bu mağduriyetlerinin giderilmesini sağlayacak düzenleme
yapılmasını istemektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi, emeklilik
hakkını elde ettiği hâlde emeklilik için yaşı
bekleyenlere emeklilik hakkının verilmesi gerektiği
görüşündedir. Bu konuda söz konusu mağduriyeti gidermeye yönelik
olarak gerekli kanun teklifi ve önergeler de vermiştir. Hatta daha bu
ayın başında Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen ve
kamuoyunda İntibak Yasası diye adlandırılan kanunun
görüşmeleri esnasında verdiğimiz teklif ile 2000
yılından önce sigortalı olanlardan sigortalı oldukları
tarihte yürürlükte olan mevzuata göre emeklilik için gerekli prim gün
sayısı ve hizmet yılı şartlarını tamamlamış
olanlara yaş şartı aranmaksızın emekli
aylığı bağlanması önerilmiş, ancak AKP Grubunun
oylarıyla reddedilmiştir. Bugün de CHP tarafından verilen Meclis
araştırma önergesini destekliyoruz, emeklilikte yaşa
takılanların sorunları hakkında mutlaka Meclis araştırması
açılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, sosyal
güvenlik sisteminin iki temel sorunu aktif-pasif dengesindeki bozulma ve bütçe
açıklarındaki artıştır. 1992 yılında
emeklilik yaş haddinin kaldırılarak erken emekliliğin
yolunun açılması, sosyal güvenlik sisteminin aktif-pasif dengesinin
hızla bozulmasında en başta gelen etkenlerden biri
olmuştur. Sosyal güvenlik sisteminin aktif-pasif oranındaki
düşüş, açıklarındaki artış yıllardır
devam etmekte olup, bu olumsuz yapının düzeltilmesine yönelik olarak
birçok hükûmet tarafından çeşitli uygulamalar yürürlüğe
konulmuştur. Bunlardan biri de emeklilikte yaş şartı
getirilmesidir. Esas olarak otuz sekiz-kırk üç yaşında
emekliliğin getirdiği yükü, dünyada hiçbir ülkenin sosyal güvenlik
sisteminin kaldırması mümkün değildir. Dünyanın hiçbir
ülkesinde de böyle bir uygulama yoktur. Bu bir gerçektir, bu herkesçe kabul
edilmelidir. Ancak kazanılmış hakların vatandaşın
elinden alınması da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz,
hiçbir hukuk devletinde böylesi bir uygulama söz konusu olamaz. Bu da kabul
edilmesi gereken bir başka gerçektir. Bu konuda geçmişte
yapılanlara takılıp kalmamak gerekmektedir, buradan bir yere
varamayız, bir sonuç alamayız, geçmişte yapılan
düzenlemeleri o günün şartlarında değerlendirmek gerekir.
Eğer geçmişte bir yanlış yapıldı ise bu
yanlışı bile bile bugüne kadar düzeltmemiş olmak da
aynı derecede yanlıştır. O nedenle geleceğe
bakmalı ve mevcut haksızlıkları giderebilmenin yolunu
bulmalıyız.
İşe girdiği tarihte tabi
olduğu mevzuata göre emeklilik için gerekli sigortalılık süresi
ve prim ödeme gün sayılarını tamamlayan
vatandaşlarımız, emekli aylığı
alamadığı gibi bir de sağlık sigortası primi
ödemekle karşı karşıya kalmışlardır. Kanunla
aranan prim ödeme gün sayısını dolduran, dolayısıyla
yıllarca gerekli primleri ödemiş olan
vatandaşlarımızdan Sen yaşı doldurmadın,
sağlık sigortası primini vermezsen sağlık
yardımından yararlanamazsın. demek
insafsızlıktır, vicdansızlıktır. Bu itibarla,
emeklilikte yaşı bekleyen vatandaşlarımızın
yaşadığı sorunların ve mağduriyetlerin
belirlenmesi ve çözüm yollarının tespit edilmesi için Meclis
araştırması yapılmalıdır. Bu durumda olan
vatandaşlarımıza yaş şartını beklemeksizin
emeklilik hakkı verilmelidir, zira bu onların
kazanılmış haklarıdır.
Değerli milletvekilleri, bir
önemli konuyu daha burada gündeme getirmek istiyorum. 2012
yılının üçüncü ayının sonuna gelmemize rağmen,
sayıları 6 milyonu bulan kamu çalışanı, 4/C
mağdurları, memur emeklileri, altmış beş yaş
aylığı alanlar, engelliler, gaziler, şehit
yakınları, köy korucuları ve muhtarların 2012
yılı maaş artışları henüz verilmemiştir. AKP
Hükûmeti, bu kesimleri ilk defa zamsız maaşa mahkûm eden Hükûmet olma
unvanını elde etmiştir. İstediği kanunu bir gün içinde
Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçiren AKP Hükûmeti, aileleriyle birlikte 20
milyona yakın vatandaşımızın sorununu çözecek, yüzünü
güldürecek bir düzenlemeyi henüz becerememiştir.
Böylesine gecikme ve acil durum söz
konusu iken, bugün için aciliyeti olmayan, beş-altı ay sonra
yürürlüğe girecek olan yasaya hâlâ öncelik verilmesi, AKP Hükûmetinin
nasıl rant peşinde koştuğunu da açıkça ortaya
koymaktadır. Eğer bir tasarı veya teklifte rant varsa Mecliste
öncelikle onlar görüşülmektedir. Kamu görevlilerine toplu sözleşme
hakkı tanıyan tasarının gündemin 5inci sırasına
alınmasının, hâlâ görüşülmemesinin sizce başka bir izahı
olabilir mi?
AKP Hükûmeti, önümüzdeki ayın
15inde bir rekora daha imza atacak ve Tam dört ay boyunca memuruna,
emeklisine zam vermeyip inim inim inleten Hükûmet olarak tarihe geçecektir.
Böyle giderse kendi rekorlarını da kırmaya devam edecektir.
AKP Hükûmeti, 2012 maaş
artışlarını vermediği gibi, uygulamaya koyduğu
zamlarla dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın
aylıklarının erimesine yol açmaktadır. AKP Hükûmeti, yüksek
oranlı zamlarla milletimize âdeta zulüm uygulamaktadır. Vatandaş
her gün yeni bir zam haberiyle karşı karşıya
kalmaktadır. Çalışanların ve emeklilerin sağlık
yardımı alırken karşılaştıkları
muayene, reçete, ilaç, kutu, katılım payı adı
altında yaptıkları ödemeler, artık
aylıklarının önemli bir kısmına
karşılık gelir hâle gelmiştir.
Kamu çalışanları, 4/C
mağdurları, memur emeklileri, altmış beş yaş
aylığı alanlar, engelliler, gaziler, şehit
yakınları, köy korucuları ve muhtarlar, daha 2012 maaş
farklarını alamadan alacakları maaş zammından çok daha
fazlasını ödemekle karşı karşıya bırakılmıştır.
TÜRK-İŞ tarafından
yapılan Açlık ve Yoksulluk Sınırı
Araştırmasının 2012 Mart ayı sonuçlarına göre, 4
kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli
beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı
yani açlık sınırı 954,40 lira. Gıda harcamasıyla
birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve
benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların
toplam tutarı yani yoksulluk sınırı ise 3.108, 78
liradır.
Bu verilere göre, emekli, dul ve
yetimlerin tamamı yoksulluk sınırının altında,
tamamına yakını da açlık sınırının
altında aylık almaktadır. AKP Hükûmeti emeklilere hep umut
vermiştir ancak emeklileri sürekli aldatmış ve hayal
kırıklığına uğratmıştır.
Emeklilere banka promosyonu verileceğini söylemiş ancak bunu da
vermemiştir. Emekliler arasındaki maaş adaletsizliğini
gidereceğini vadetmesine karşın intibak konusunda da
emeklilerimiz aldatmacaya konu edilmiştir. Çıkarılan kanun, 2000
yılı sonrası SSK emeklilerini, BAĞ-KUR emeklileri
kapsamamış, Emekli Sandığı ile SSK ve BAĞ-KUR
emekli aylıkları arasındaki eşitsizlikleri hiç dikkate
almamıştır. Kanunun kapsadığı emeklilerin
hakkının da 2013 yılında verilmesi öngörülmüş,
haklarına bir yıl daha el konulmuştur.
Meclis araştırmasına
destek verdiğimizi belirtiyorum, tekrar saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kalaycı.
Şimdi, aleyhte söz isteyen Süreyya
Sadi Bilgiç, Isparta Milletvekili, buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Aç insanlara çözüm bulmak bu Meclisin görevidir.
Bunların hepsi aç.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu tarafından Başkanlığa verilen
araştırma önergesinin aleyhinde söz almış
bulunmaktayım ve hepinizi saygıyla selamlıyorum.
CHP tarafından gündeme
alınması teklif edilen araştırma önergesi, konusu
itibarıyla emeklilik sistemi ve bu sistemin kurumsal aktörlerinden birisi
olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığıyla ilişkilidir.
Önerge sahipleri, esas olarak emeklilik yaşının yıllar
itibarıyla arttığından ve bu süreçte prim ödeme gün
sayısını tamamlayan ancak yaş şartını
tamamlayamayan vatandaşların sağlık sisteminden
yararlanamadığını ifade etmekte, emeklilik sistemine
ilişkin verilerin üretilmesiyle ilgili bazı sorunlardan ve bu
sorunların çözümüne yönelik bir ihtiyaçtan bahsetmektedirler.
Ben, şimdi sözlerime, sizlere,
İktidarımız döneminde emeklilik rejiminde yapılan
değişiklikleri kısaca anlatarak devam etmek istiyorum. Hepinizin
bildiği gibi, emeklilik sisteminde emeklilik yaşının
uzatılmasına ilişkin esas düzenleme 1999 yılında
57nci Hükûmet devri zamanında kabul edilen 4447 sayılı Kanun
ile yapılmıştır. Bu kanun ile emeklilik yaşı da
kadınlarda elli sekiz, erkeklerde ise altmışa
çıkarılmıştır. Kanun ile ayrıca sosyal güvenlik
sistemine ilişkin diğer birçok düzenleme de beraberinde
yapılmıştır. Önergenin de veriliş gerekçelerinden
birini oluşturan emeklilikte yaş şartı ilk defa bu kanunla
getirilen bir düzenleme değildir.
Konunun geçmişine bakarsak,
yaş şartının ilk olarak 1987 yılında kabul edilen
3395 sayılı Kanunla getirildiğini görüyoruz. Yaş
şartına ilişkin düzenleme daha sonra 1992 yılında
kabul edilen 3774 sayılı Kanun ile uygulamadan
kaldırılmıştır. Böylece, prim ödeme gün süresini
dolduranlara emeklilik hakkı tanınmış, kadınlar otuz
sekiz, erkeklerimiz ise kırk üç yaşında emekli edilmiştir.
Az önce de belirttiğim gibi, 1999
yılında koalisyon hükûmeti döneminde yasal düzenlemeyle tekrar
yaş şartı getirilmiş ve mevcut çalışanlar için
ise kademe sistemi öngörülmüştür. Kademe sistemi dediğim husus,
özet olarak, 1999 öncesi hizmeti olan vatandaşların emekliliklerinde
beklemek zorunda oldukları yaşa vurgu yapmaktadır.
İktidarımız öncesinde yapılan bu düzenleme Anayasa
Mahkemesine götürülmüş ve tabi olunan kurum göz önünde bulundurularak
bazı kademeler mahkeme tarafından 2002 yılında iptal
edilmiştir. Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca iptal edilen
kanunun yerine Anayasa Mahkemesi kararlarını da dikkate alan yeni bir
kanun yapılması ihtiyacı doğmuş ve böylece, aynı
yıl 4759 sayılı Kanun kabul edilmiştir. Eski kanunun iptal
edilmesi üzerine Anayasa Mahkemesinin konuyla ilgili verdiği kararlar
dikkate alınmış ve 4759 sayılı Kanun kabul
edilmiştir. Bu kanun ile emeklilik yaşı 1999 yılı baz
alınarak ikiye ayrılmış ve 99 yılından önce
işe giren vatandaşlar için emeklilik yaşı kadınlarda
kırk ile elli sekiz, erkeklerde ise kırk dört ile altmış
olarak kademelendirilmiştir. 1999 yılından sonra işe
başlayanlar için ise kadınlarda elli sekiz, erkeklerde
altmış olarak belirleme yapılmıştır. Bu
düzenlemeyle geçmiş yıllarda emeklilik yaşında yapılan
değişiklikler dikkate alınmış ve kişinin hizmet
süresi ve tabi olduğu mevzuata göre değişecek şekilde
emeklilik yaşı belirlenmesi uygulamasına geçilmiştir.
Konuşmamın başından
itibaren sadece emeklilik yaşı üzerinde durdum. Ancak emeklilik
yaşı dediğimiz kavram sosyal güvenlik sisteminde yer alan
unsurlardan sadece bir tanesidir. Her konuda olduğu gibi, sosyal
güvenlikle de ilgili olarak İktidarımız döneminde konuya
bütüncül bir bakış açısıyla bakılmış ve
sosyal güvenlik reformu olarak adlandırılan reform
çalışmaları başlatılmıştır. Sosyal güvenlik
reformu ülkemizin sadece bugününü ve geçmişini değil,
yarınlarını da ilgilendiren çok geniş kapsamlı mevzuat
düzenlemelerini içeren bir süreçtir.
Şimdi sizlere bu geniş sürece
ilişkin sadece genel çerçeveyi kısaca çizmek istiyorum. Reform
çalışmalarının esas çerçevesini 2008 yılında
kabul edilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu oluşturmaktadır. Bu Kanun ile daha önce
-vatandaşın bildiği tabir ile söylüyorum- SSK, BAĞ-KUR ve
Emekli Sandığı olmak üzere üç ayrı başlık
altında düzenlenen emeklilik rejimi tek bir başlık altında
toplanmıştır. Yeni sistemde farklı mevzuat için farklı
sigortalılık koşullarının yerine bütün
vatandaşları kapsayan genel sağlık sigortası modeli
benimsenmiş ve belirlenen bir geçiş süresinin ardından bugün
sistemin uygulanmasına tam olarak başlanmıştır.
Sosyal güvenlik reformu süreci
hazırlık aşamasından kanunun kabulüne kadar sivil toplum
örgütlerinin ve geniş halk kitlelerinin katılımıyla
müzakere yöntemiyle tamamlanan bir süreç olmuştur.
Muhalefete mensup
arkadaşlarımız tarafından 5510 sayılı Kanun ile
getirilen sistemin en çok eleştirilen noktası, emeklilik
yaşına ilişkin hükümler olmuştur. Kanun ile emeklilik
yaşı erkek ve kadınlar için altmış beş yaş
olarak belirlenmiştir ancak bu konuda bir hususun çok iyi
anlaşılması lazım: Sosyal güvenlik sistemi uzun
yılları kapsayan ve geniş projeksiyonlarla
hazırlanması gereken bir süreçtir. Bu sistemde seçim vaadi
amacıyla belirli kesimlere fayda sağlayacak şekilde
değişiklik yapılması ileride telafisi mümkün olmayan ve
devletin bütününü etkileyen kamu zararlarına yol açmaktadır.
Geldiğimiz nokta da bu sürecin en iyi göstergesidir.
90lı yıllarda
kadınların otuz sekiz, erkeklerin ise kırk üç yaşında
emekli olmasına ilişkin yapılan düzenlemeler ile sosyal güvenlik
sistemi sürekli açık veren ve sürdürülebilirlik vasfını kaybeden
bir sistem hâline gelmiştir. 2008 yılında yapılan reform
ile özellikle emeklilik yaşına ilişkin altmış beş
yaş sınırı çok detaylı hesaplamalar sonucunda tespit
edilmiştir. Bu kapsamda, özellikle Türkiyenin sosyal güvenlik sisteminin
ihtiyaçları ve bu alanda var olan uluslararası standartlar dikkate
alınmıştır.
Tekrar altını çizmek
istiyorum, İktidarımız zamanında getirilen altmış
beş yaş sınırı popülist söylemlere değil,
bürokratların ve bu alandaki teknik uzmanların
çalışmalarıyla oluşturulan bir sınır
olmuştur. Bu sınır, sistemin tekrar sürdürülebilir bir
yapıya kavuşturulması açısından gerekli ve önemlidir.
Değerli milletvekilleri, sosyal
güvenlik reformunun kurumsal ayağı ise 2006 yılında kabul
edilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile
gerçekleştirilmiştir. Bu kanun ile kurulan Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı, daha önce üç kurumun yerine getirdiği
faaliyetleri artık tek bir çatı altında yerine getirmektedir
ancak bu noktada, Sosyal Güvenlik Kurumunun 2006 yılında
oluşturulan yeni bir yapı olduğu gibi bir yanılgıya
düşmemek gerekir. Bu kurum, daha önceki yıllarda hizmet veren ve
alanlarında uzmanlaşmış SSK, BAĞ-KUR ve Emekli
Sandığı Genel Müdürlüklerinin geçmiş birikimlerinin SGKda
toplanması suretiyle oluşturulmuştur.
Araştırma önergesinde
belirtildiği gibi, Sosyal Güvenlik Kurumunun veri ve istatistik
üretmesinde herhangi bir aksaklık yaşandığına
katılmıyorum. Herhangi bir veri olmadığı ifadesine
katılmıyorum. SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı
kapsamındaki ilişkilerin, hizmet ve emeklilik bilgilerinin, 2000
yılından sonra elektronik ortamda toplanmaya
başladığını biliyoruz. Dolayısıyla, bu
tarihten önceki hizmet bilgileri mevcuttur ancak elektronik ortamda
değildir. Uygulamada, herhangi bir vatandaş emekli olmak için
başvurduğunda, vatandaşın dosyası kurum personeli
tarafından incelenmekte ve böylece bireyin hizmet süresi ve prim ödeme gün
sayısı hesaplanmaktadır. Dolayısıyla önergede iddia
edildiğinin tersine, SGKda söz konusu veriler mevcuttur ancak henüz
tamamı dijital ortamda değildir.
Sosyal Güvenlik Kurumu, bu konuda Sosyal
Güvenlik Entegrasyon Projesi adı altında bir proje yürütmekte ve
bütün sosyal güvenlik verilerinin tek bir havuzda toplanmasını
amaçlamaktadır. Bu projeyle amaçlanan faaliyetlere çok kısaca bakacak
olursak, mevcut sosyal sigortalar uygulamalarının belirlenecek
kurumsal standartlara uyumlu olarak birbirleriyle, diğer kurum içi
uygulamalarla entegre yapacak şekilde tasarlanması; devredilen
kurumların veri tabanlarındaki kayıtlarda bulunan problemlerin
giderilmesi ve her kurumun veri tabanının yapısal ve içerik
olarak diğerlerinden farklılıklarının tespiti ve veri
entegrasyonunun sağlanması; kurum bünyesinde ve dış
paydaşlar tarafından ihtiyaç duyulan bilgi
paylaşımının sağlanması; genel sağlık
sigortası primlerinin belirlenmesi ve yönetiminin sağlanması
için otomasyon yapılarının hazırlanması; SSK,
BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı kapsamında
çalışan, çalışan yakını, emekli ve diğer hak
sahipliği durumlarına göre yapılan farklı provizyon
sorgulamalarının entegre edilerek birleştirilmesi ve tek bir
sistem üzerinden yönetiminin yapılabilmesinin sağlanması;
entegre sosyal sigortalar uygulamalarının geliştirilmesine
paralel olarak kurumsal kapasite oluşturulmasına yönelik SGKnın
ihtiyaç duyduğu yazılım proje modelinin geliştirilmesi ve
hayata geçirilmesi; hizmet sunumunda performansta iyileşme
sağlanması, kayıp kaçakların azaltılması. Bunu,
bu Sosyal Güvenlik Entegrasyon Projesinin detaylarını
sürdürebiliriz, sadece uzatmak istemiyorum, sürem de kalmadı. Projenin
Nisan 2012 tarihi sonunda başlatılması hedeflenmiştir ve
proje süresi de iki yıl olarak öngörülmüş olup yatırım
ödeneği de sağlanmış bulunmaktadır. Tabii, bu noktaya
gelene kadar da sadece Sosyal Güvenlik Kurumunun bünyesinde şu ana kadar
yüz ellinin üzerinde otomasyona dayalı proje, altyapı
oluşturulması amacıyla yapılmıştır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bilgiç.
Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini
oylarınıza sunacağım
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan,
yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın İnce, Sayın Serter,
Sayın Gümüş, Sayın Gürkan, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Ayaydın, Sayın Serindağ, Sayın Çetin, Sayın Genç,
Sayın Sarıbaş, Sayın Dibek, Sayın Tayan, Sayın
Çam, Sayın Ekinci, Sayın Toprak, Sayın Akar, Sayın Küçük,
Sayın Danışoğlu, Sayın Aksünger.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
(Devam)
3.- Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve arkadaşlarının
SGK'da bulunmayan emeklilik verilerini, emeklilik prim ödemede süresini
tamamladığı hâlde emekli aylığı için
yaşının dolmasını bekleyenlerin
sayısını, sorunlarını, çözüm alternatiflerini tespit
etmek, SGK için bir veri tabanı oluşturmak amacıyla vermiş
olduğu (10/315) esas numaralı Meclis araştırması
önergesinin, Genel Kurulun 29/3/2012 Perşembe günkü birleşiminde
sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli
birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN - Öneriyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Gündemin "Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler"
kısmına geçiyoruz.
1'inci sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına
Dair İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair
İçtüzük Teklifi ile Tunceli Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/242, 2/80)
(S. Sayısı: 156)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (1/569) (S.
Sayısı: 180)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Kars
Milletvekili Sayın Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Sayın Hüseyin
Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.- Kars Milletvekili Ahmet Arslan ve Bursa Milletvekili Hüseyin
Şahin ile 7 Milletvekilinin; Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (2/387) (S. Sayısı: 194)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4üncü sırada yer alan, Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet
Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından
Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (X)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet?
Yerinde.
Geçen birleşimde İç Tüzükün
91inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen teklifin birinci
bölümünde yer alan 8inci madde kabul edilmişti. Şimdi bölümde yer
alan diğer maddeleri, varsa önerge işlemlerini yaptıktan sonra
oylarınıza sunacağım.
9uncu madde üzerinde dört adet önerge
vardır. Önergeleri geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 9 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli Ayşe Nur
Bahçekapılı Mustafa
Elitaş
Giresun İstanbul Kayseri
Mahir Ünal Ahmet
Aydın Hilmi
Bilgin
Kahramanmaraş Adıyaman Sivas
Ramazan Can Mustafa
Ataş Bayram
Özçelik
Kırıkkale İstanbul Burdur
Madde 9- 1739 sayılı Kanunun
25 inci maddesinin mülga birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
İlköğretim kurumları;
dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve
farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile
imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında
lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek,
gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokul
ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı,
isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur. Bu okullarda okutulacak
diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer
ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça
belirlenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, AKPnin bu önergesi
Görüşülmekte olan 199 Sıra
sayılı Kanun Teklifinin
KAMER GENÇ (Tunceli)
Anayasanın 24üncü maddesine aykırıdır, işleme
koyamazsınız.
9 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu önergeyle
laik cumhuriyet tamamen sona erdiriliyor, din devleti kuruluyor.
Oktay Vural Mehmet
Şandır İsmet
Büyükataman
İzmir Mersin Bursa
KAMER GENÇ (Tunceli) - Orada, bu
kürsüye gelirken yemin ettiniz Anayasaya, laikliğe sadakat
göstereceğinize.
Alim Işık Ali
Uzunırmak Bülent
Belen
Kütahya Aydın Tekirdağ
Nevzat Korkmaz Özcan Yeniçeri Yusuf
Halaçoğlu
Isparta Ankara
Kayseri
Necati Özensoy Ali Halaman Zühal
Topcu
Bursa Adana
Ankara
Lütfü Türkkan Celal Adan Ali
Öz
Kocaeli İstanbul Mersin
Hasan Hüseyin Türkoğlu Mehmet Günal Enver Erdem
Osmaniye Antalya Elâzığ
Faruk Bal Sümer
Oral Ahmet
Duran Bulut
Konya Manisa
Balıkesir
Kemalettin Yılmaz Meral
Akşener Ruhsar
Demirel
Afyonkarahisar İstanbul Eskişehir
Madde 9- 1739 sayılı Kanunun 25 inci maddesinin
mülga birinci fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir
KAMER GENÇ (Tunceli) - AKPnin
getirdiği bu önerge cumhuriyete rahmet okutuyor, cumhuriyetin boynuna idam
sehpası kuruluyor, laik cumhuriyete
Lütfen, bu önergeyi işleme
koymayın.
BAŞKAN Önergeyi işleme
alırken dikkate alacağım Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama işleme
koymamanız lazım. Bakın, ben size bir şeyler söylüyorum,
hâlâ önerge okutuyorsunuz.
İlköğretim kurumları;
beş yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile üç yıl süreli, zorunlu
ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ve
imam-hatip ortaokullarından oluşur
KAMER GENÇ (Tunceli) Bakın, bu,
Anayasaya çok açıkça aykırı. Anayasanın 24üncü maddesine
göre din kültürü ve ahlak dersi var, bunun getirdiğinde ise din devleti
esası var.
Ortaokullarda lise eğitimini
destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve
tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur
KAMER GENÇ (Tunceli)
Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti de bir din devleti hâline gelemez.
Ayrıca tüm öğrencilerin
tercihlerine açık, Kur'an-ı Kerim ve Meali, Peygamber Efendimizin
Hayatından Örnekler ve İlmihal Bilgileri dersleri de verilir.
Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri ise bakanlıkça
belirlenir.
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman, laik
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yani 29 Ekimde kurulan cumhuriyetin sonu
demektir bu.
...TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
teklifinin çerçeve 9uncu Maddesiyle değiştirilen 1739
sayılı Kanunun 25. maddesinin mülga birinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmesini arz ve teklif
ederiz
KAMER GENÇ (Tunceli) Buna nasıl
müsaade ediyorsunuz? Siz Anayasada, yaptığınız
milletvekili yemininin çalışma düsturunu göstermek
zorundasınız. Böyle bir şey olmaz ya! Biz bir şeyler söylüyoruz
sen hâlâ devam ediyorsun.
Sırrı Süreyya Önder Pervin Buldan Mülkiye
Birtane
İstanbul Iğdır
Kars
Hasip Kaplan Aysel
Tuğluk Adil
Kurt
Şırnak Van Hakkâri
Nursel
Aydoğan İdris
Baluken Emine
Ayna
Diyarbakır
Bingöl Diyarbakır
Halil
Aksoy Levent
Tüzel Hüsamettin
Zenderlioğlu
Ağrı İstanbul Bitlis
İlköğretim ve ortaöğretim bütün yaş
grubu çocuklar için zorunludur.
Bu okullarda, eğitim
öğrencinin anadilinde yapılır. Eğitim dili Türkçe
dışındaki dillerden biri olan öğrencilere Türkçeyi yeterli
seviyede öğrenmelerini sağlayacak dersler oluşturulur. Okullarda
Türkçe dışında hangi anadillerde eğitim
yapılacağı yerel yönetimler ile bakanlığın ortak
yürüteceği çalışmalar ile ihtiyaca ve talebe göre belirlenir.
Ayrıca ilk ve ortaöğretim
eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek,
gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler de oluşturulur.
Öğrencilere verilecek hiçbir ders
bir inanç, kültür, ırk, etnik köken, dil, cinsiyet, sınıf ve
zümreye ayrımcılık içeren bir içeriğe sahip olamaz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 9.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Fatma Nur Serter Sedef Küçük Dilek Akagün
Yılmaz
İstanbul İstanbul Uşak
Aylin Nazlıaka Ayşe Eser
Danışoğlu Muharrem
İnce
Ankara İstanbul Yalova
M. Akif Hamzaçebi
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Akif Hamzaçebi, İstanbul Milletvekili.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, bakın, tutumunuz hakkında söz istiyorum.
Biz, burada diyoruz ki getirilen önerge
laik Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırıyor. 29 Ekimde
kurulan bu Meclis ortadan kaldırılıyor ve dolayısıyla
bu önerge Anayasanın 24üncü maddesine aykırı.
BAŞKAN Sayın Genç, o önerge
gündeme geldiğinde söz vereceğim efendim, konuşulacak konu.
Tamam.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir dakika
efendim
Siz, burada göreve başlarken
Anayasaya sadakat yemini ettiniz ama burada, AKP oy uğruna cumhuriyeti
yıkıyor.
BAŞKAN O önerge gündeme
geldiğinde söz vereceğim Anayasaya aykırılık
iddiasında olanlara.
Sayın Hamzaçebi, buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Laik cumhuriyeti
yıkıyor. Önerge veriyor, din devletini getiriyor ve siz bu önergeyi
işleme koyuyorsunuz. Bu devleti kim müdafaa edecek Sayın Başkan?
Böyle şey mi olur mu ya!
BAŞKAN Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Biraz önce dağıtılan
önerge seti içerisinde iki önerge gördüm. Bu önergeler ile Türkiye Cumhuriyeti
tarihinde ilk defa okullarda ders müfredatının hangi derslerden
oluşacağına yönelik olarak bir düzenleme
yapılmaktadır. Belki bazılarınız çıkıp 1982
Anayasasıyla da bazı dersler uygulamaya konuldu. diyebilirsiniz
ancak o Anayasanın bir darbe dönemi anayasası olduğunu
unutmayalım. Yüce dinimizin kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim
bugün ibret verici bir şekilde oy uğruna siyasete alet edilmektedir.
Öyle anlaşılıyor ki Adalet ve Kalkınma Partisi ile onun
takipçileri artık bundan sonra toplumda dinlerin kutsal kitapları
etrafında bir kutuplaşmayı yaratmak istemektedirler.
Değerli milletvekilleri, devlet,
vatandaşları, dinleri, inançları itibarıyla bir ayrıma
tabi tutmaz. Yönetimler, hükûmetler bütün vatandaşları eşit
şekilde kucaklarlar; bütün inançlara, bütün dinlere karşı eşit mesafede
dururlar. Devletin görevi, vatandaşların inançlarını,
dinlerini özgürce yaşamalarının önündeki engelleri kaldırmaktır.
Bu sadece, bir laik devlet tanımı değildir; bu aynı zamanda
özgürlükçü, demokratik devletin tanımıdır. Bugün, AKP ortaya
koymuş olduğu tavırla özgürlükçü ve demokrat bir hükûmet
olmadığını, böyle bir anlayışa sahip
olmadığını, vatandaşların inançları
arasında, onların kutsal kitapları arasında bir ayrım
yapacağını ilan etmektedir.
Değerli milletvekilleri, bütün dinler doğruluk,
dürüstlük, adalet gibi kavramlardan hareket ederler. Bütün dinler
haksızlığa karşı hakkın isyanını ifade
ederler. Dinlerin bütün kuralları, ibadetler, ritüeller, ahlaki olarak iyi
olanı, doğru olanı bulmak içindir. Esasen, doğru olan, iyi
olan sadece dinlere mahsus da değildir ancak dinler bu kavramları
alarak bunları ruhun ölümsüzlüğü ve tanrı gibi iki kavrama
bağlamak suretiyle daha uyulması gereken, toplum tarafından daha
riayet edilmesi gereken kurallar hâline dönüştürürler ancak
yapılmaması gereken, dini siyasete alet etmektir. Sayın
Başbakan 4+4+4ün bir pazarlama stratejisi olarak dershanelerin
kapatılacağını ifade etmişti. Sayın Bülent
Arınç ertesi gün onu tekzip etti, Dershaneler kapatılmayacak. dedi.
Şimdi, Sayın Başbakan bir başka stratejiye başvuruyor,
yüce dinimizin kutsal kitabı olan Kur'an-ı Kerim üzerinden, bu
teklife karşı oluşan toplumsal muhalefeti susturmak
istemektedir. Bu, tarihten bana bir örneği hatırlattı: İslam
tarihinde, yapmış oldukları haksızlıkları ve
zulümleri kader kavramı üzerinden İslam dinine dayandırarak
meşrulaştırmak isteyen bir kötü dönem vardır, Emevî devleti
dönemi. Emevî Sultanı Muaviye, Hazreti Aliyle giriştiği
mücadelede, o Sıffin Savaşında, savaşı kaybedeceğini
anlayınca onun komutanı olan Amr Bin El-Âs, mızrakların
ucuna Kur'an-ı Kerimin sayfalarını geçirir ve savaşı
öyle kazanır. Sizin şimdi yaptığınız budur. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, buna hiç
kimsenin hakkı yok. Gelin, toplumun, öğrencilerimizin hangi noktada
din eğitimi ihtiyacı var, bunu hep birlikte konuşalım,
bunun düzenlemesini yapalım. Böyle, uzlaşma aramayan, hemen biraz
önce, beş dakika önce muhalefet partilerine dağıtmış
olduğunuz önergelerle, öğrencilerimize din eğitimi yönünde,
vatandaşları ayıracak şekilde bir çerçeve çizmeye
çalışmak son derece yanlıştır. Bu, bizim dinimizin
esasına da aykırıdır. İslamın esası, tevhit
ilkesi çerçevesinde haksızlığı ortadan
kaldırmaktır, mülk ilişkilerini düzenlemektir yani mülkiyet ve
egemenlik ilişkilerini düzenlemektir, bunların halka ait
olduğunu ortaya koymaktır. Siz, bütün bunları bir kenara
bırakıyorsunuz, bu tasarıda olmaması gereken
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUHARREM İNCE (Yalova)
Başkan, önemli bir konuyu konuşuyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Sayın Başkan, konunun önemi nedeniyle, bir dakika ek süre
talep ediyorum. Ek süre talep ediyorum Sayın Başkan. (CHP, MHP ve BDP
sıralarından Verin, verin sesleri)
BAŞKAN Lütfen Sayın
Hamzaçebi, lütfen
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Sayın milletvekilleri, o zaman sözlerimi izninizle burada
tamamlamak istiyorum. Bakın, yapmış olduğunuz
İslamiyete uygun bir düzenleme değildir. Bunu din adına buraya
getiriyorsunuz ama gerçekten İslama inanmış olan kişilerin
bu tasarıya koymaması gereken bir madde var. 20 milyar dolarlık
bir ihale maddesi var.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi
teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) 20 milyar dolarlık bir ihale maddesi
İhalesiz AKP
yandaşlarına 20 milyar dolarlık bir paketi verme maddesi.
Kuran-ı Kerim gibi helal kavramının olduğu bir yüce
kitapla bir haram ihaleyi yan yana getiriyorsunuz. (CHP sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
lütfen
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum:
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Bir saniye Sayın Başkan!
BAŞKAN Ama çok oldu Sayın
Hamzaçebi, lütfen buyurun.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Başkanım, duyulmadıysa söyleyeyim: Kuranla haramı yan
yana getirdiler. dedi. Kuranla haram aynı kanunun içinde. dedi, duyulmamıştır
diye tekrar edeyim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın Başkan, benim burada
uzun süre kaldığımı gördünüz mü hiç?
BAŞKAN Hayır.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Son cümlelerimi söyleyeceğim.
BAŞKAN Hayır, ama sonuna
kadar bekledim ben Sayın Hamzaçebi, siz teşekkür ettiniz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Şöyle bir uyumsuzluk oluyor; on saniyelik bir zaman
anlaşmazlığımız oluyor.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Karar yeter
sayısı istiyorum.
BAŞKAN Arayacağım
sayın milletvekilim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kâtip Üyeler arasında
anlaşmazlık olduğu için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı vardır, önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
BAŞKANLIĞINA
199 sıra
sayılı kanun teklifinin Çerçeve 9uncu maddesiyle
değiştirilen 1739 sayılı Kanunun 25. maddesinin mülga
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmesini arz ve teklif ederiz.
Sırrı
Süreyya Önder (İstanbul) ve arkadaşları
İlköğretim ve
ortaöğretim bütün yaş grubu çocukları için zorunludur.
Bu okullarda,
eğitim öğrencinin anadilinde yapılır. Eğitim dili
Türkçe dışındaki dillerden biri olan öğrencilere Türkçeyi
yeterli seviyede öğrenmelerini sağlayacak dersler oluşturulur. Okullarda
Türkçe dışında hangi anadillerde eğitim
yapılacağı yerel yönetimler ile bakanlığın ortak
yürüteceği çalışmalar ile ihtiyaca ve talebe göre belirlenir.
Ayrıca ilk ve ortaöğretim
eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek,
gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler de oluşturulur.
Öğrencilere verilecek hiçbir ders
bir inanç, kültür, ırk, etnik köken, dil, cinsiyet, sınıf ve
zümreye ayrımcılık içeren bir içeriğe sahip olamaz
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Sırrı Süreyya
Önder, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Önder. (BDP
sıralarından alkışlar)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önce bir hususu düzeltmem
gerekiyor. Evvelsi gün burada Haydar Arkadaşımızla ilgili bir
latife, amacını aşan yerlere çekildi ve Sevgili
Arkadaşımızı üzen bir noktaya getirildi. Böyle bir
kastımın olmadığını belirtir, üzüntüsüne vesile
olduğum için özür dilerim. (BDP ve CHP sıralarından
alkışlar)
(X)
MUHARREM İNCE (Yalova) Ne
diyorsun ya?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Bilmiyorsan konuşma kardeşim, bilen konuşsun, bilen.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla)
(x)
MUHARREM İNCE (Yalova) Tiki Tiki
Tempo Noserembo Çari Bari Ruçi Titaritempo!
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla)
(x)
MUHARREM İNCE (Yalova)
Estağfurullah!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Ya
düz konuş, düz, düzelt de konuş.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Aynen iade.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla)
(x)
Daha fazla devam etmeyeyim.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) Yani?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Bu kadar
zulüm yeter bize ya.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Yanisi
şu: Bu ülkede yüz binlerce Kürt çocuğu,
yüz binlerce Arap çocuğu ilkokula ilk gittikleri gün
karşılaştıkları şey sizin bundan
anladığınız kadardır. Gidiyorlar, bilmedikleri bir
dilde
MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Sen zor
okuyorsun.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) Ya ben
zor okuyorum çünkü bilmiyorum, sen nasıl anlayacaksın? Kürtün
çocuğu için de böyle işte.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hepsi
biliyor. Senden daha iyi biliyor.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Hiç
bilmediği bir evrenin içine giriyor ve size bu ne kadar tanıdık
geliyorsa Türkçe de o çocuğa o kadar tanıdık geliyor.
Sevgili vekiller, bu meselede
Osmanlıdan geri gitmeye hakkınız yok, atalarınızdan
geri gitmeye hakkınız yok. Onlar her çocuğun kendi ana dilinde
eğitim görmesinin bütün olanaklarını sağladıkları
için bu ülkenin manevi iklimini sağlayan bir sürü müçtehit hep Kürtlerin
arasından çıktı. Hemen milliyetçi arka plan zihniniz ayağa
kalkıyor ama şunu unutuyorsunuz işte: Bugün sövdüğünüz bir
sürü Kürtün dedesi vaktinde sizin bugünkü manevi ikliminizi
oluşturmuş ana diliyle eğitim görmesine izin verildiği
için.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) Hiçbir Kürte
sövmüyoruz. O yanlış bir ifade.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Devamla) - Bugün
Kim laf atarsa ona söylüyorum, siz de dönün sayın vekilinize deyin ki iki
dakika sabretsin.
Ne anladınız bundan? Hiçbir
şey. Latince bir şiirdi bu, Latince. Bir çocuğu böyle bir
yarılmaya atıp atmama meselesidir ana dil meselesi. Ne olur, ne
eksilir izzeti deryanızdan, himmetinizden? Siz Allahın
verdiğini gasp etmeye muktedir misiniz? Kendinizi bununla nasıl
ruhsatlandırırsınız? Bize
bakıp söylemeyin. diyorsunuz. O zaman, ana dilinde eğitimine
herkesin cevaz verecek bir şeyi oy birliğiyle kabul edelim, ben de
döneyim, kendi sıramıza bakayım. (BDP sıralarından
alkışlar) Siz bunu
Allahın verdiğini gasp etmektir. Hele
hele medeni mi, değil mi falan gibi gereksiz ve incitici şeylere
girmiyorum bile, antitezi barbarlıktır. Hiçbirimizin hakkı yok,
bir halkın dilini, medeniyet terazisinde başka bir halkın dilini
tartmaya.
Tekraren söylüyorum,
birazcık empati yapmanızı bütün Genel Kuruldan: Bir Kürt
çocuğu, ilkokula ilk başladığı gün -dönün, kendi Kürt
vekillerinize sorun- ilkokula ilk gittikleri gün, öğretmen Hoş
geldiniz çocuklar. dediğinde, işte burada
(*)
gibi bir şeyi anlıyorlar onlar da. Ondan sonra, o Kürt çocuğunu,
doğuştan ana dili Türkçe olanla yarışa sokuyorsun ve ondan
başarı bekliyorsun.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) Kalkınmanızı bilmem ama adalet meselesi hiç uymuyor.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Önder.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(Devamla) Ben de size teşekkür ederim.
Kalkınma bir yana
isminizdeki, ama adalete bu hiçbir şekilde uymaz. İki dakika tefekkür
edin, anlarsınız.
Teşekkür ederim.
(BDP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, efendim, hiç kimsenin, evinde,
ocağında kullandığı dille ilgili bir problemi yoktur
ama eğitim dili Türkçedir, resmî dil Türkçedir, dolayısıyla
Anayasada da belirtilmiştir. Bu bakımdan, insanlarımızı
ve çocuklarımızı sıralarında etnik kimliklere göre
ayırmak doğru değildir. Hepimiz, hep beraber, herkesin ana
diline saygı gösteririz ama Türkiyede eğitim dili ve resmî dil
Türkçedir. Bununla ilgili bir önergenin de işleme alınması,
doğrusu Anayasanın amir hükmü varken ne derece
bağdaşır, takdirlerinize sunuyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Ama İngilizce okullar var bu memlekette, bu sizin
hassasiyetinize
OKTAY VURAL (İzmir)
Ana dili değil o.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER
(İstanbul) Fransızca olan
OKTAY VURAL (İzmir)
Ana dili Fransızca olan yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) 12 Eylül darbesi yapıldığı zaman,
generaller, Kenan Evren, ilk defa, bu Anayasada, ilk defa 2932
sayılı Yasa ile ana dilleri
yasakladı ve hiçbir devletin tarihinde böyle bir yasa yoktur ana dili
yasaklayan.
Şimdi, darbecilerin
yasakladığı ana dilleri ve milyonların konuştuğu,
milyonların talep ettiği kendi dilinde eğitimi, Bu Kenan Evren
Anayasasına aykırıdır. diye, bu darbecilerin, bu
generallerin, 4 Nisanda yargı önüne çıkacak darbecilerin ve
işkencecilerin, sağcıları da solcuları da idam
edenlerin yasakladıklarını bu Meclis yasaklayamaz; Türkiyeye
yakışmaz.
BAŞKAN Sayın Kaplan, sakin
olun, dinliyoruz, sakin olun.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Osmanlıdan bu yana bütün dillerde tarih, edebiyat, şiir, roman her
dilde eserler verilmiştir. İşte, Kültür
Bakanlığının Mem u Zini basması, Ahmedi Hani, Fakih
Tayran, Melaye Ciziri, Yaşar Kemalin yazdıkları ve sadece
cumhuriyet tarihinde iki yüz kırk tane Kürtçe ana dilde roman
yazılmıştır.
Şimdi, bu Meclis ya Ben
yasakçıyım, dilleri yasaklıyorum. ya da Ben çok kültürlü, çok
dilli bir Türkiyeyim. kararını verecek.
BAŞKAN Sayın Kaplan, niye
bağırıyorsunuz ki? Dinliyoruz, Meclis sizi dinliyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Ya bu Meclis burada Kürtler de vardır, Çerkezler de vardır, Araplar
da vardır, farklı diller de vardır, onun kararını
verecek ya da Ben tekçiyim, benim dışımdakileri reddediyorum.
diyecek.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan, konu anlaşılmıştır.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Bugün alacağınız karar tarihîdir.
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen
oturur musunuz, konu anlaşıldı.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Ya ortak vatanın ortak Meclisinde ortaklaşacağız ya da
ayrışacağız. (Gürültüler)
BAŞKAN Sayın Kaplan, böyle
bir usul yok yani!
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Ya ortaklaşırız ya da ayrışırız Sayın
Başkan, böyle tartışmalara zemin vermeyiz.
BAŞKAN Ne yapalım
şimdi Sayın Kaplan? Lütfen oturur musunuz yerinize.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Bakın, iki tane önerge var, iki tane önerge de din eğitimiyle ilgili.
Din eğitimiyle ilgili önergeler var.
BAŞKAN
Tartışacağız, onları da
tartışacağız.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Şimdi soruyorum: Hanefi mezhebinde mi
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen
oturur musunuz yerinize!
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Şafii mezhebinde mi, Hanbeli mezhebinde mi
(Gürültüler)
BAŞKAN Lütfen diyorum, oturur
musun!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Yeter!
BAŞKAN Sayın Kaplan, siz
grup başkan vekilisiniz, söyleyeceklerinizi söylediniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Bu konu tartışılacak bir konu değildir bu kadar!
BAŞKAN Sayın Kaplan,
oturun, biz de söyleyeceğiz! Lütfen
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Kafadan atıyorlar! Osmanlıda öyle bir şey yok bir defa. Kimi
kandırıyorsunuz siz!
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
milletin bölünmesine izin vermeyeceğiz, oylamaya koyun.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Sayın Vuralın talebiyle ilgili, Genel Kurul,
Anayasaya aykırılığı ileri sürülen bir önergeyi
Anayasaya aykırılık yönünden değerlendirir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Hasip Beye
rağmen bu millet ayrılmayacak.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Yani sen dilini konuşacaksın, başkasını
yasaklayacaksın, olur mu öyle şey?
BAŞKAN Bu değerlendirme
sonunda Anayasaya aykırılık görürse yapılacak oylamayla
düzenlemeyi reddedebilir. Bunun dışında
Başkanlığımızın Anayasaya
aykırılığı ileri sürülen bir önergeyi işleme
koymama yetkisi bulunmamaktadır. Anayasaya aykırılıkla
ilgili kararı verecek yüce kuruldur. Düzenleme kanunlaştıktan
sonra Anayasa Mahkemesine de Anayasaya aykırılık gerekçesiyle
iptal davası açılması ve düzenlemenin iptal ettirilmesi
mümkündür. Bu nedenle Başkanlığımızın bu konudaki
tutumu değişmemiştir.
MEHMET GÜNAL (Antalya) İç
Tüzüke aykırı olanı bile koymuyorsun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Efendim,
Tüzükün 38inci maddesi var.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. [BDP
sıralarından alkışlar(!)]
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Alkışlıyoruz sizi, bravo, bravo size,
alkışlıyoruz!
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
sayılı Kanun Teklifinin 9 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır (Mersin) ve
arkadaşları
Madde 9- 1739 sayılı Kanunun
25 inci maddesinin mülga birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
İlköğretim kurumları;
beş yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile üç yıl süreli, zorunlu
ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ve
imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullarda lise eğitimini
destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve
tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ayrıca tüm
öğrencilerin tercihlerine açık, Kur'an-ı Kerim ve Meali,
Peygamber Efendimizin Hayatından Örnekler ve İlmihal Bilgileri
dersleri de verilir. Ortaokullarda oluşturulacak program seçenekleri ise
bakanlıkça belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Mehmet Şandır, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Şandır.
(MHP sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, herkes
bilmelidir ki bu topraklarda yaşayan halkın adı Türk milletidir.
(MHP sıralarından alkışlar) Bu devlete
vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin adı
Türk milletidir. Türk milletinin dili Türkçedir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin
resmî dili Türkçedir; bundan hiç kimse rahatsız olmamalıdır, bu
bizim ortak paydamızdır, bu ortak paydada herkesi kucaklıyoruz.
Kendisini bunun dışında sayanlar kendi sorunlarıdır.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Kimse Türk milletine laf atmıyor zaten Sayın Şandır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) Türk
milletine bir şey diyen yok da siz diğer milletleri niye inkâr
ediyorsunuz, mesele burada yani.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Türk milletiyle hiçbir sorunumuz yok bizim.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Değerli milletvekilleri, bakınız, bugün, burada
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Niye diğerlerini inkâr ediyorsunuz!
BAŞKAN Sayın Kaplan,
lütfen
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
çok
hayırlı bir iş yapıyoruz. Cumhuriyet tarihinin bana göre en
önemli, Türkiye büyük Millet Meclisinin en önemli
Geleceğe kalacak,
çocuklarımızın bizi rahmetle anacağı çok önemli ve çok
değerli, hayırlı bir iş yapıyoruz. Buna
katkısı olan herkesten Allah razı olsun.
Yaptığımız iş
şudur: Yüzde 99u Müslüman olan bir milletin, bir ülkenin çocuklarına
kendi inanç değerlerinin kaynaklarının eğitiminin
verilmesini bir hukuk hâline getiriyoruz. Artık milletimiz ile
cumhuriyetimizi barıştırmanın zamanıdır. Bu
cumhuriyet de, bu Meclis de, bu devlet de, bu hukuk da bu millet için
vardır. Siz, bu milletin değerlerini, inanç değerlerini yok
sayarak ne geleceği tanzim edebilirsiniz ne de bu küreselleşen
dünyada kendinizi koruyabilirsiniz.
Gerçekten yıllardır ağza
almaya bile korktuğumuz inanç değerlerimizin temel kaynağı
olan Kur'an-ı Kerimin ve onun en güzel uygulayıcısı olan
Hazreti Peygamber'in hayatının ve bunların her
anlayışa göre uygulama alanı olan -AKPnin eksiği burada-
ilmihâl bilgileri öğretilmeli. Temel ve ortak payda Kur'an-ı Kerim ve
Hazreti Peygamber'in hayatı, ama bunun uygulanmasıyla ilgili,
mezheplere göre, anlayışlara göre ilmihâl
farklılığının da okutulması bir imkân hâline
getirmeliydi.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, biz,
1999 yılından bu yana, işte, size daha önce de ifade
ettiğim bu kitapta, bunun gerekli olduğunu, bunun
okullarımızda okutulması gerektiğini ısrarla
vurguluyoruz. Her seçim beyannamesinde, her programımızda bunu söylüyoruz,
ama iktidar olan sizsiniz ve on yıldan bu yana iktidarsınız.
Dün Sayın Celal Adanın
söylediği gibi, imam-hatiplerin isyanını, onların
mazlumiyetini kullanarak iktidar olup, on yıl sonra böyle bir düzenlemeyi
yapmaya cesaret edebilmiş olmanızı bile bir kazanç olarak
görüyorum ama bu, Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Genel
Başkanı Doktor Devlet Bahçelinin eseridir. Onun bu meselenin
arkasında durmasından sonra, biz sözcüleri olarak bunu telaffuz ettik
ve siz de gerçekten bu konuyu gerçekleştirmek noktasında cesaret
gösterdiniz.
İnanıyorum ki, biraz sonra
Adalet ve Kalkınma Partisinin önergesi okunacak, o önerge -Tabii bizim
önergemize destek vermenizi arzu ederiz çünkü bizimki daha mütekâmil, ilmihâl
bilgileri okutulmalı- eksik kalır. Farklı inançlardaki
insanların dinî hassasiyetlerinin eğitilmesine imkân verilmiş
olacak, bir fırsat verilmiş olacak. Dolayısıyla, biz sizin
önergenize, bu konuyla ilgili maddenin oylanmasına Milliyetçi Hareket
Partisi olarak evet oyu vereceğiz ve korkuların kuşatmasında,
korkuların kuşatılmasında, bu milletle, bu milletin
değerleriyle Türkiye Büyük Millet Meclisini, hukukumuzu ve cumhuriyetimizi
kavuşturacak, kucaklaştıracağız.
Hiçbir şekilde, hiç kimse bu
düzenlemenin cumhuriyete karşı olduğunu düşünmemeli, Atatürke
karşı olduğunu düşünmemeli. Büyük Atatürk bile diyor ki:
Dini mekteplerde öğretiniz. İşte şimdi, dini mekteplerde
öğreteceğiz. Bu ülkenin insanlarının yüzde 99u Müslüman.
Müslümanlığın kaynaklarını çocuklarımıza
okutmanın hiçbir şekilde ne cumhuriyete ne laikliğe ne de
Atatürk ilkelerine aykırılığı yoktur.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Laikliğe aykırı. Yok öyle bir şey.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Bu
sebeple, ben Cumhuriyet Halk Partisinin de bu önergeye destek vermesi ve bu
şerefi paylaşmasını temenni ediyorum, talep ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar) Bu, bir ortak paydadır. Bu,
hepimizin eseri olacaktır. Bu, bu Meclisin eseri olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) - Ben,
hepinize çok teşekkür ediyorum. Çok heyecan duyuyorum, çok sevinç
duyuyorum, hayırlı olmasını diliyorum. Önergemizi
desteklemenizi bekliyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Şandır.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
orada el kaldıran vardı.
Sayın Başkan, el
kaldıran, kaldırmayanların tespitini istiyorum.
BAŞKAN Önerge kabul
edilmemiştir.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Anlamadılar galiba neyin oylandığını!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, Sayın Başkanım
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Hayret bir şeysiniz ya!
OKTAY VURAL (İzmir)
Tekrarlayın
Özellikle ayağa kalkarak, açık
O oylamanın
tekrarını istiyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın Vural, önergeleri
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) O
oylamanın tekrarını
Tek tek okuyarak tekrarlayın.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
milletvekillerinin bir kısmı belki evet oyu verecek.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Kelimeişehadet buradan gelince hayır, oradan gelince evet mi
denilecek?
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Hayret bir şey ya!
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, ben şunu müşahede ettim: AKP Grubu içerisinde bazı
sayın milletvekilleri bizim önergemizin lehinde el kaldırdılar,
bazı milletvekilleri kaldırmadı. Dolayısıyla
BAŞKAN Sayın Vural,
önergeler, sadece işaret oyuyla yapılıyor. Başka türlü bir
usulümüz olsaydı, siz de talep etmiş olsaydınız
yapardık.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, tekrarlamanız gerekiyor. Çünkü
BAŞKAN Ama burada...
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır,
siz, kalkan parmaklara bakmadınız.
BAŞKAN Ben değil, kâtip
üyeler baktılar. İşte kâtip üyeler burada; birisi iktidar
partisinden, birisi muhalefet partisinden.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim.
BAŞKAN - Kâtip üyeler arasında
bir uyuşmazlık, anlaşmazlık söz konusu olsa, ben
dediğinizi yapacağım Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani
Sayın Başkan, ne var milletvekillerinin burada el
kaldırdığının tespit edilmesinde?
BAŞKAN Anladım da, bakan
ben değilim, sayan ben değilim, kâtip üyeler burada.
OKTAY VURAL (İzmir) Niye grup
engelliyor, bilmiyorum ki?
BAŞKAN Kâtip üyeler burada.
Evet, sayın milletvekilleri,
önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 9 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin Canikli (Giresun) ve arkadaşları
Madde 9- 1739 sayılı Kanunun
25 inci maddesinin mülga birinci fıkrası aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
İlköğretim kurumları;
dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve
farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile
imam-hatip okullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip
okullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde
öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler
oluşturulur. Ortaokul ve liselerde, Kuran-ı Kerim ve Hz.
Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak
okutulur. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip
ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program
seçenekleri Bakanlıkça belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Uygun görüşle takdirinize arz ediyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Nurettin Canikli, Giresun Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, bu önergeyle gerçekten,
milletimizin uzun zamandan beri beklediği, istediği, arzu ettiği
bir talebi, inşallah, biraz sonra yüce Meclisin takdirleriyle
gerçekleşmiş olacaktır. Bu itibarla bugün gerçekten tarihî bir
gündür. Bugün bir gurur günüdür, bir onur günüdür. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Yazıklar olsun!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Değerli arkadaşlar
KAMER GENÇ (Tunceli) Türkiye
Cumhuriyeti devletini yıktığınız için tarihî bir gün!
OKTAY VURAL (İzmir) Önergenizin
nasıl boş olduğunu gördük!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Değerli arkadaşlar, bu sadece milletimizin talimatı
değildir, milletimizin emri değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Önergeniz
nasıl boş!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Aynı zamanda, Anayasanın 24üncü maddesinin de emridir
değerli arkadaşlar.
OKTAY VURAL (İzmir)
İşte böyle! Böyle getiririz!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Anayasamızın 24üncü maddesi çok açık bir
şekilde, herkesin anlayabileceği ve algılayacağı bir
şekilde diyor ki
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Canikli, niye tek başınıza yapıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Din ve ahlâk eğitimi ve öğretimi Devletin gözetim ve
denetimi altında yapılır
OKTAY VURAL (İzmir) - Milliyetçi Hareketin
gücü bu!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Madem
milletin ortak değeri niye tek başınıza yapıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Din kültürü ve ahlâk
eğitimi
OKTAY VURAL (İzmir) Milliyetçi Hareketin
gücü bu! Böyle getirtirler!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu
dersler arasında yer alır. Bunun
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Niye
tek başınıza yapıyorsunuz Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Çok açık değil mi değerli arkadaşlar?
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle
getirtirler, böyle!
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Niye
tek başınıza yapıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Altından, üstünden çekmeye gerek var mı?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Madem
milletin ortak değeri niye tek başınıza yapıyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Böyle
getirtirler, böyle!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Anayasanın amir hükmüdür. Anayasanın amir hükmüdür.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Niye
tek başınıza...
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
- Hayır ne oluyor ya! Allah aşkına, biraz önce Sayın
Şandır destek vereceğinizi söyledi
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Madem
milletin ortak değeri, niye tek başınıza yapıyorsunuz?
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak
OKTAY VURAL (İzmir) Komisyonda
keşke engellemeseydiniz!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Milliyetçi Hareket Partisi biraz önce destek vereceğini
söyledi, vaz mı geçti Milliyetçi Hareket Partisi; bilemiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Komisyonda
keşke engellemeseydiniz!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Vaz mı geçtiniz? Sayın Şandır söyledi biraz
önce, vaz mı geçtiniz? Önemli değil.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Niye tek
başınıza?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, lütfen
Sayın Hatibi dinleyelim.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) AK PARTİ
Grubunun desteğiyle, inşallah, milletimizin bu talimatı yerine
getirilecektir, ondan hiç kuşku duymayın. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Yani 28 Şubattan
ne farkı var şimdi buranın?
OKTAY VURAL (İzmir) Önergenizin nasıl içi
boş olduğu ortaya çıktı.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Buranın 28
Şubattan ne farkı var? Tek başınızasınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Milliyetçi Hareket
olmasaydı kılınız bile kıpırdamazdı.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Ne farkı var 28
Şubattan?
BAŞKAN Sayın Uzunırmak
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bakın, burada hiçbir şekilde hiçbir kişiye,
zümreye karşı bir dayatma söz konusu değildir. Çok açık bir
şekilde
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Dün askerlerin
sivilleri vardı, bugün sivillerin askerleri var. Ne farkı var 28
Şubattan?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Allah
aşkına! Niye konuşturmamaya çalışıyorsunuz beni?
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) Konuşturmamaya
çalışmıyorum, bir şeyi protesto ediyorum.
Konuşturmamak değil, protesto ediyorum.
BAŞKAN Sayın Uzunırmak, lütfen
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sizin destek
verdiğiniz, vereceğinizi söylediğiniz önerge üzerinde
konuşuyorum. Allah aşkına yapmayın ya! Hiç kimseye en ufak
bir dayatma söz konusu değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) İkili siyaseti görün.
Neredeydi teklifiniz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Çünkü önerge
metnine baktığınız zaman, isteğe bağlı ve
seçimlik olarak okutulacağı çok açık bir şekilde ifade
ediliyor değerli arkadaşlar. Niye bundan çekiniyorsunuz?
OKTAY VURAL (İzmir) Teklifinizde neredeydi? Hani
vardı içinde?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bu imkândan
herkes faydalanabilir, herkes bu imkândan faydalanabilir.
OKTAY VURAL (İzmir) Kaçamazsınız,
kaçamazsınız.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Düşüncesi, inancı ne olursa olsun herkes bundan faydalanabilir
zorunlu olmadığı sürece, bir dayatma olmadığı
sürece.
OKTAY VURAL (İzmir) Kaçamazsınız böyle.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Tıpkı 1997de uygulamaya konulan kesintisiz sekiz yıllık
eğitim dayatması gibi bir dayatma olmadığı sürece,
tercihe dayalı, isteğe dayalı bir sistemin neresi
yanlış?
OKTAY VURAL (İzmir) - Nurettin Bey, böyle
getirtiriz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bir de
bakın arkadaşlar, isteğe bağlı olarak okutulan nedir,
okutulmak istenen nedir? Kur'an-ı Kerimdir, Hazreti Peygamberimizin
hayatıdır. Bunun neresi yanlış?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Yanlışları dile getirmeye devam ediyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) İsteyen
vatandaşımız çocuklarına eğer Kur'an-ı Kerim
okutmak istiyorsa devlet bunu sağlasın, devlet bu imkânı versin.
Bundan niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Sadece bu değil, başka
hangi dinden olursa olsun
OKTAY VURAL (İzmir) Niye bizimkine hayır
diyorsunuz? MHP olmasaydı ne yapacaktınız siz?
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Hani bu darbe
anayasasıydı? Hani darbe anayasasıydı?
BAŞKAN Sayın Serindağ
Sayın
Serindağ, lütfen oturun. Sayın Hatibi sükûnetle dinleyelim.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Hangi dinden
olursa olsun çocuklarına kendi dininin eğitimini vermek istiyorsa
sistem buna müsait, seçmeli ders olarak bunlar getirilebilir. Orijinal metninde
de bu çok açık bir şekilde ifade ediliyor.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Yeni mi
aklınıza geldi?
OKTAY VURAL (İzmir) Yoktu, hayır. Doğru
demiyor. Öyleyse niye değiştiriyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bakın,
bu son derece demokratik, son derece çoğulcu, son derece
vatandaşın düşüncelerini dikkate alan bir uygulamadır. Buna
hiç kimsenin bir itirazı olmaması gerekir.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) On sene sonra
aklınıza geldi. Dünya işi bitti, ahiret işi on sene sonra
başladı. Önce dünya işi, sonra ahiret işi!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Demokrat
olduğunu, çoğulculuğa destek verdiğini söyleyen hiç kimse
bu öneriye itiraz edemez değerli arkadaşlar, çünkü dayatma yok,
zorlama yok, tamamen istek var. Bu milletimizin
Bakın,
bazılarının milletin iradesiyle, milletle sorunu olduğunu
biliyoruz, biliyoruz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Sizin sorununuz
var, sizin!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) O nedenle, zaten milletimiz kırk yıldan beri, elli
yıldan beri, bilemiyorum kaç yıldan beri, güvenmiyor; onu biliyoruz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sizin cumhuriyetle sorununuz var, cumhuriyetle!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Ama bu millete hizmet etmek üzere millet bu kadrolara görev verdi
değerli arkadaşlar, bu kadrolara görev verdi; bunu unutmayın.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hangi hizmet?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu kadrolar milletimizin kendisine verdiği görevi sonuna kadar
yerine getirecektir. Onda kararlıdır, hiç kimse bunu engelleyemez.
(AK PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir)
Engelleyemezsiniz, tıpış tıpış getireceksiniz.
dedim, bak nasıl kuzu gibi getirdiniz.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, bu iki ders örnek olarak konulmuştur.
OKTAY VURAL (İzmir) Daha neler
var, neler!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bunun dışında, Bakanlık, talebe göre seçimlik
derslerin sayısını artırabilir, buna bütün dinî gruplar
dâhildir.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu konuda
maskeli siyaseti bitireceğiz, maskeli siyasetinizi bitireceğiz!
İç yüzünüzü millet görsün.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bütün dinî gruplar dâhildir; evet, aynen öyle. Yani, belki siz bunu
algılayamayabilirsiniz, kabul etmek istemeyebilirsiniz ama bizim demokrat
anlayışımız budur, çoğulculuk anlayışımız
budur ve maddenin orijinal metninde de açık olarak belirtiliyor. Yani, bir
tarafta sekiz yıllık kesintisiz eğitim dayatmasını,
diğer tarafta milletimizin emrinde olan
(Gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Bu cumhuriyeti yıkamayacaksınız, yıkamayacaksınız!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
Bir saniye lütfen
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Sayın Canikli -doğrusu hayretler içindeyim- diyor ki: Bundan
öncekinde vardı. Elinizi vicdanınıza koyun, bundan önce
aklınıza gelmedi, yoktu içinde ya, yoktu! Milliyetçi Hareketin
isteğiyle yaptık. deme cesaretini niye gösteremiyorsunuz? Yürekli
olun ya, yürekli olun; teşekkür edin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bakın, metnin içerisinde açık bir şekilde var,
maddede var.
OKTAY VURAL (İzmir) Yoktu,
imam-hatip ortaokulları da yoktu, biz önerdik.
BAŞKAN Sayın Vural,
sözleriniz tutanaklara geçti, buyurun.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, bir de bilemiyorum, bu önergelerde önerge kabul edildiği
zaman gerekçesi kanunun maddesi mi oluyor, olmuyor mu çok bilmiyorum ama bu
gerekçe o kadar zayıf ki. İmam-hatip ortaokulları açılıyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Orada
izah etti gerekçeyi.
OKTAY VURAL (İzmir)
Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hayatı
Diyor ki,
gerekçeye bakın
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Orada gerekçeyi şifahi olarak ifade ettim.
OKTAY VURAL (İzmir) Okutulacak
BAŞKAN Sayın Vural,
yerinizden veya buyurun kürsüden ifade edin.
OKTAY VURAL (İzmir) Okutulacak
seçmeli derslerle ilgili kamuoyundaki yanlış bilgilendirmelere
açıklık getirmek amacıyla önerilmiştir. Yani Bizim
niyetimiz yoktu buna. Niyetinizin olmadığını
belirtiyorsunuz burada.
BAŞKAN Sayın Vural,
teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın İnce.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Niye destek
vermediniz demin? On sene dünya malıyla uğraştınız,
aklınıza ahiret gelmedi!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir müsaade edin, Sayın İnce söz istiyor.
Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Canikli milletin değerleriyle sorunlu olduğumuzu söyledi,
açıkça bir sataşmada bulundu, iki dakika söz istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ben CHPye sataşmada bulunmadım.
BAŞKAN Hayır,
tutanakları isteyelim bakalım Sayın İnce, isterseniz.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkanım, siz o anda konuşuyordunuz kâtip üyeyle,
yalan söyleyecek hâlim yok, bana inanın.
BAŞKAN Hayır, lütfen
Lütfen
MUHARREM İNCE (Yalova) Ama öyle
dedi. İki dakikada
BAŞKAN Ya, bu kelimeleri niye
kendi kendinize hemen telaffuz ediyorsunuz çok çabuk, yalan kelimesi, iftira
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hayır, bizim
grubu işaret ederek konuştu, Bazıları
dedi, böyle
gösterdi.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Peki, çok
teşekkür ederim.
BAŞKAN Ama lütfen, Grup
Başkan Vekilisiniz, hemen yalan kelimesi, iftira, hakaret, gasp
Buyurun.
MUHARREM İNCE (Yalova) Yüksek
perdeden başlamazsak söz vermiyorsunuz.
BAŞKAN Ben, sayın grup
başkan vekillerine yakıştıramıyorum doğrusu.
MUHARREM İNCE (Yalova) Peki.
BAŞKAN Buyurun.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim
tartışmasının içinde bilgisayar
tartışılır, İnternet
tartışılır; dinimiz, kitabımız sıcak
siyasetin konusu olabilir mi?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Yazıklar
olsun!
MUHARREM İNCE (Devamla) Ne kadar
ayıp! Ne kadar ayıp! Yani biz burada İnternet, bilgisayar,
okulları tartışacağımıza, Sen mi daha iyi
Müslümansın, ben mi daha iyi Müslümanım?.. Böyle bir tartışma
olur mu? Yazıktır ya, günahtır, günah; günahtır. (CHP
sıralarından alkışlar)
HİLMİ BİLGİN
(Sivas) Biz tartışmıyoruz ki!
MUHARREM İNCE (Devamla)
Bakın, değerli arkadaşlarım, yani siz o dinî eğitimden
geçmiş insanlarsınız çoğunuz, ben de geçtim o
eğitimden merak etmeyin, ben kendime yakıştıramıyorum
bu tartışmaları, siz nasıl
yakıştırıyorsunuz anlamıyorum. Bu kanunda bu iki
önergenin ikisi de olmasa bile zaten bu dersleri koymak mümkün.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Buyurun!
MUHARREM İNCE (Devamla) Mümkün
bu. Sırf bunları ne için koyuyorsunuz biliyor musunuz? Oy almak için
Kur'an-ı Kerimi kullanıyorsunuz, oy almak için! (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Yapmayın bunu.
Kur'an-ı Kerimle ilgili bir
düzenlemede ben burada 550 milletvekilinin 550sinin de oy vermesini isterim.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bunu birlikte
yapmalıyız. Sizin işiniz, gücünüz, o milyar dolarlar var ya
bilgisayarlarla ilgili, onları Kur'anla kapatmaya
çalışıyorsunuz, haramı Kur'anla kapatmaya
çalışıyorsunuz! (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, yapmayın bunu. Bunu yapmayın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Bu
olmadı, olmadı.
MUHARREM İNCE (Devamla) Dinimiz,
Kuran-ı Kerim, sıcak siyasetin tartışma alanı
değildir.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Tartışma yok.
MUHARREM İNCE (Devamla) Siz
Müslümansınız, ben değil miyim?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Öyle bir şey söylemiyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla) Sizin
içinizden buradan seçerim, halkın huzurunda
tartışırım, eğer onlara yenilirsem siyaseti
bırakırım. Bırakın bu işleri siz.
Bırakın bu işleri. [AK PARTİ sıralarından
alkışlar(!)]
Bakın, bunu sıcak siyasetin
tartışma konusu olmaktan çıkarın.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUHARREM İNCE (Devamla) Son
maddelerde göreceksiniz Cumhuriyet Halk Partisinin direncini. Size o yetimin
hakkını yedirmeyeceğiz.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, efendim, bizim de önergemiz var. Sayın Muharrem
İnce oy almak için Kuran-ı Kerimle ilgili önerge verildiğini
ifade etti, teeddüp ederim. Bu değerlerimiz oy için istismar edilecek
değerler değildir. Bunlar hepimizin, hep beraber, birlikte sahiplenmesi
gereken değerlerdir. Dolayısıyla, böyle bir değerlendirmeyi
kabul etmemiz mümkün değildir. Böyle bir şey olmaz. (MHP ve AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, Sayın Canikli benim konuşmamdan sonra
bir konuşma yaptı, beni de grubumuzu da ilzam edecek şekilde
beyanlarda bulundu.
BAŞKAN Ne söyledi grubunuzu
ilzam edecek şekilde?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ben bir şey söylemedim.
ENVER ERDEM (Elâzığ) - Siz hiçbir şeyi dinlemiyorsunuz
Başkanım ya.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yani
bizim önergemizin kabul edilmeyişinin gerekçesini anlatırken, bizi
bir anlamda bu konuyu istismar etmekle suçladı. Müsaade ederseniz düzeltme
yapmak istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Şandır, sataşma nedeniyle, yeni bir sataşmaya mahal
vermemek şartıyla. (MHP
sıralarından alkışlar)
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkanım, on dakikadır işaret ediyorum, meramımı
sormadınız.
BAŞKAN Sayın Altay, Grup
Başkan Vekiline
ENGİN ALTAY (Sinop) Efendim,
grup başkan vekilleriyle mi yöneteceksiniz bu Meclisi?
BAŞKAN Ama Sayın Altay,
böyle bir usulümüz yok ki efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Efendim,
sizin göreviniz, bana -on dakikadır bunu yakmışım-
meramımı sormaktır, söz verirsiniz, vermezsiniz, ayrı bir
iş. Lütfen. Meramımı sormaya bile
BAŞKAN Grup başkan
vekillerine
ENGİN ALTAY (Sinop) Efendim,
siz, bana
BAŞKAN
söz verdim, bir
dinleyelim, ondan sonra Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Hayır,
hayır ama Siz oturun, vermeyeceğim. diyorsunuz. Bana
meramımı sormaya mecbursunuz.
BAŞKAN Sayın Grup
Başkan Vekilini kürsüde bekletemeyiz efendim.
ENGİN ALTAY (Sinop) Olabilir,
benim meramımı dinlemek zorundasınız.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Şandır.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ya, burada
milletvekilleri de var. Grup başkan vekili ne demek? Yani burada
milletvekilleri kişiliksiz mi? Böyle bir tutumunuz var ya! Burada her
milletvekili eşit.
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına ve MHP Grubuna
sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Değerli arkadaşlar, hiç olmazsa
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle bir saçma
sapan düşüncelerle
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
şu
konuştuğumuz konunun kutsiyetinde birbirimize hoşgörülü
olalım. Lütfen.
Bizim itirazımız şudur
Sayın Canikli: Eğer Komisyonda bizi konuştursaydınız,
biz bu önergeyi orada verecektik ve bu tartışma orada bitecekti ama
müsaade etmediniz. Yani bir Sayın Bakanınız çıktı
-Sayın Başbakanınız bir ayrı- Milliyetçi Hareket
Partisini bu konuyu istismar etmekle suçladınız. Buna
hakkınız yok. Yani biz size kendimizi ispat etmek mecburiyetinde
değiliz.
OKTAY VURAL (İzmir) Siz kimsiniz
ya?
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
İşte söylüyoruz, 99dan bu yana, ayrıca on yıldır
iktidarsınız ve bu mazlumların oyunu alarak iktidar oldunuz ama
bugüne kadar getirmeyişiniz
Getirdiğiniz kanunda buna imkân yok.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Var.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Getirdiğiniz önerge de açıkta.
Değerli milletvekilleri, suçlamak
için söylemiyorum. Önünüzde Milliyetçi Hareket Partisinin önergesi var.
Beş yüz kelimelik gerekçe var. Aranızda ilim adamları var, din
adamları var. Okuyun gerekçeyi, göreceksiniz. Adalet ve Kalkınma
Partisinin gerekçesini okuyunuz, bir satır.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ben konuştum
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Yani
değerli arkadaşlar, yani bu konuda bizim ciddiyetimizi sorgulamak
hakkınız değil.
OKTAY VURAL (İzmir)
Hazırlıksızsınız,
çalışmamışsınız. Niyetiniz hayır değil.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Hakkınız değil ve ben tekrar ifade ediyorum: Yani hangi
gerekçeyle Milliyetçi Hareket Partisinin önergesine hayır oyu verdiniz
arkadaşlar?
OKTAY VURAL (İzmir) Hangi?
Taassup, parti taassubu
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Biz
şimdi sizin önergenize evet oyu vereceğiz. Utanmayacak
mıyız arkadaşlar? (AK PARTİ sıralarından
gürültüler) Evet, utanmayacak mıyız? Olur mu böyle bir şey? Yani
Kur'an-ı Kerim konusunda bile biz sizinle anlaşamıyorsak, siz
bizimle anlaşamıyorsanız nasıl olacak bu iş?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ben konuşurken konuşturmadılar Sayın
Şandır. Yapmayın Allah aşkına.
OKTAY VURAL (İzmir)
Allahını seversen, ne var destekleseniz?
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Allah
aşkına. Ama orada, hemen bizim önergemize hayır oyunu, elini
kaldırdın, bu grubun iradesini gasbettin.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne var
destekleseniz? Yürek yok, yürek yok.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Yanlış, teknik olarak
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Niye
yanlış olsun? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Şandır, teşekkür ediyorum.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, kendinizi gözden geçirmenizi istirham
ediyorum
OKTAY VURAL (İzmir)
İşte, sizin önceki önergeniz de burada. Rezalet.
BAŞKAN Sayın Altay,
buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
keskin
sirke küpüne zarardır
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye
Sayın
Altaya söz verdim
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Kendi
değerlerimize sahip çıkalım
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Altaya söz
verdim, bir saniye Sayın Kaplan.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Hepinize
saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu
(2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199)
(Devam)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Sinop) Sayın
Başkanım, Talim Terbiye Kurulu Başkanının ya da
temsilcisinin o sıralardan derhâl kalkıp Genel Kurul salonunu terk
etmesi gerekir. Bunu talep ediyorum çünkü ilköğretime müfredat koymak,
ders koymak Talim Terbiyenin işidir; bir. Bunu biz üstlenmişsek Talim
Terbiye Kurulu Başkanının ya da temsilcisinin orada işi
yok. Orayı derhâl terk etmelidir ve bu teklifi, gerek MHPninkini gerek
AKPnin teklifini siz burada Anayasaya aykırılık önergelerine
rağmen işleme alarak da bir Anayasa suçu işlediniz. Bunu da
belirtmek istiyorum ve Türkiye Büyük Millet Meclisi laik, demokratik
cumhuriyetin dinamitleneceği yer değildir. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Altay,
teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) Aynen,
doğru söylüyor, Talim Terbiyenin görevini biz yapıyoruz.
BAŞKAN - Lütfen,
konuşmalarınızda bürokratları hedef almayınız.
İkincisi: Anayasaya aykırılıkla ilgili burada
Başkanlık olarak görüşümüzü bildirdik.
Buyurun Sayın Özdemir.
MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu getirilen önerge, biraz önce kabul
edilen önerge açıkça Anayasanın laiklik ilkesine
aykırıdır. Hazır AKPnin çoğunluğu var, Mecliste
başka destek de bulduklarına göre -Grup Başkan Vekili söylüyor:
Bence bugün tarihî bir gün. diyor. Evet, tarihî bir gün.- Cumhuriyeti
kaldırdık, halifeliği yeniden ilan ettik. desinler, daha dürüst
davranmış olurlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Kaplanın söz talebi
vardır.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Gerçekten, burada üzülerek bir tartışmaya tanık olduk çünkü
Kuran, din, peygamber gibi kutsal değerleri gerçekten siyaset konusu
yapmak üzmüştür bizi. On yıldır iktidar AK PARTİ
hükûmetleri ve Sayın Bakan ve Müsteşar, ilgililer burada. Din
dersleri vardı müfredatta. Siz bu din derslerinde bugüne kadar
Kuran-ı Kerim, Hazreti Peygamberin hayatını, mealini, hiç ders
olarak okutmadınız mı? Okuttunuz mu, okutmadınız
mı? Bu konuda Meclisi bilgilendirseniz sevinirim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Doğru tavır budur.
OKTAY VURAL (İzmir) Yürek
olacak, yürek! Aferin size aferin! Böyle tıpış
tıpış getireceksiniz. dedim değil mi? Nasıl?
Sıktı değil mi?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kabul edilen
(CHP sıralarından gürültüler)
KAMER GENÇ (Tunceli) O zaman
halifeliği, saltanatı da ilan edelim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
kabul edilen önerge doğrultusunda 9uncu maddeyi oylarınıza
sunacağım. Ancak 9uncu maddenin oylamasının açık
oylama şeklinde yapılmasına dair bir önerge vardır.
Önergeyi okutup imza sahiplerini arayacağım.
Önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanunun
9. Maddesinin oylamasının açık oylama ile yapılmasına
müsaadelerinizi arz ederiz.
BAŞKAN - Mehmet Şandır?
Burada.
Oktay Vural? Burada.
Mehmet Günal? Burada.
Özcan Yeniçeri? Burada.
D. Ali Torlak? Burada.
Mustafa Erdem? Burada.
Lütfü Türkkan? Burada.
Alim Işık? Burada.
Zühal Topcu? Burada.
Yusuf Halaçoğlu? Burada.
Ahmet Duran Bulut? Burada.
Seyfettin Yılmaz? Burada.
Münir Kutluata? Burada.
Ruhsar Demirel? Burada.
Meral Akşener? Burada.
Murat Başesgioğlu? Burada.
Celal Adan? Burada.
Mehmet Erdoğan? Burada.
Mesut Dedeoğlu? Burada.
Muharrem Varlı? Burada.
Mustafa Kalaycı? Burada.
Sinan Oğan? Burada.
Ali Uzunırmak? Burada.
Ali Halaman? Burada.
Reşat Doğru? Burada.
Cemalettin Şimşek? Burada.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 199 sıra sayılı Kanun Teklifinin
9uncu maddesinin açık oylama sonucu:
Kullanılan oy
sayısı |
: |
391 |
|
Kabul |
: |
306 |
|
Ret |
: |
85 |
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Bayram Özçelik Muhammet Rıza
Yalçınkaya
Burdur Bartın
Böylece 9uncu madde kabul edilmiştir. (AK PARTİ
ve MHP sıralarından alkışlar)
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.03
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.22
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
10uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır,
geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına
göre işleme alacağım:
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 10'uncu maddesinde yer alan "veya
yaygın" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane
Muş Iğdır Kars
Hasip Kaplan İdris
Baluken Adil
Kurt
Şırnak Bingöl Hakkâri
Nursel Aydoğan Levent Tüzel Halil
Aksoy
Diyarbakır İstanbul Ağrı
Emine Ayna Aysel
Tuğluk Hüsamettin
Zenderlioğlu
Diyarbakır Van Bitlis
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Binnaz Toprak Turgut Dibek Ali İhsan
Köktürk
İstanbul Kırklareli Zonguldak
Ayşe Eser Danışoğlu Aylin
Nazlıaka
İstanbul Ankara
MADDE 10- 1739 sayılı Kanunun
26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"MADDE 26- Ortaöğretim,
ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu öğrenim veren
genel, meslekî ve teknik öğretim kurumları ile açık lise öğrenimini
kapsar. Bu okulları bitirenlere ortaöğretim diploması
verilir."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Oktay Vural Özcan
Yeniçeri
Mersin İzmir Ankara
Zühal
Topcu Lütfü
Türkkan Alim
Işık
Ankara Kocaeli Kütahya
Engin Çınar Ahmet Duran
Bulut Mustafa
Erdem
Kastamonu Balıkesir Ankara
Madde 10- 1739 sayılı
Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Madde 26- Ortaöğretim,
ilköğretime dayalı, üç yıllık zorunlu, örgün veya
yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim
kurumlarının tümünü kapsar. Bu okulları bitirenlere
ortaöğretim diploması verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Mustafa Erdem, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Erdem. (MHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ERDEM (Ankara) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin
önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Aynı dinin mensupları olarak
üzerimizdeki bir görev ve sorumluluğun ifası için buradayız.
Yüce dinimiz İslamın herhangi bir alanının istismara
müsaade etmediği ve bir Müslümanın dinî duygularının
sömürüye araç olmaması gerektiği hususlarını dikkatlerinize
arz etmek istiyorum.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak
bu dinin bu milletin kaderi ve ideali olduğu, o dinin yaşanması
hâlinde bu milletin selamete ereceği duygularıyla, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak eğitim kurumlarımızda din derslerinin
verilmesini, Kuranın öğretilmesini, imam-hatip
okullarının orta kısımlarının
açılmasını önerdiğimiz hâlde bu milletin dinî
duygularını istismar ederek oy toplayan AKP milletvekillerinin bu
grup önerisine destek vermemelerini kınıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bir
başka hususa daha dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Milliyetçi Hareket
Partisi önerge sunmazdan önce, Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Genel
Başkanı ve grup yöneticileri Kuran-ı Kerimin, Peygamberimizin
hayatının, ilmihâl bilgilerinin bu milletin çocuklarına
öğretilmesi gerektiğini, imam-hatip okullarının orta
kısımlarının açılması gerektiğini
söyleyinceye kadar program metninde veya kanun metninde böyle bir şeyiniz
vardı da niye daha önceden bize bildirmediniz?
İki tane önerge sundunuz ve bu iki
önergenin birincisinde imam-hatip okullarının orta
kısımları da yok idi ama kamuoyuna Sayın Bakanın
Türkiyeden, Sayın Başbakanın Seulden verdiği mesajlarda
bu programın içerisine Kürtçenin eğitim dili olarak
konulacağı, Heybeliada Ruhban Okulunun da bu program çerçevesinde
açılacağı dost Obamaya bildirilmiş idi.
O zaman şunu burada dikkatlerinize
sunmak istiyorum aziz milletvekilleri: Din, Yüce Kitabımızın
30uncu Suresinin 30uncu Ayetinde bildirildiğine göre, Allahın
insanın içerisine yerleştirdiği, değiştirilmesi mümkün
olmayan bir değerler bütünüdür. İnanmıyorum. diyen
insanların yapmış olduğu uygulama veya ifadeler
bastırılmış dinî duyguların ifadesinden başka bir
şey de değildir.
Bundan on beş sene kadar önce
Kırgızistanda bulunduğum bir sürede Rusyanın
Komsomolskaya Pravda gazetesine vermiş olduğum mülakatı burada
sizlerin vicdanına, aklına hitaben yeniden arz etmek istiyorum: Bu
surede ifade edilen husus; inanma duygusu insanın içerisine
yerleştirilmişse o zaman bu duygunun legal yollardan reel bir
şekilde mutlaka insana öğretilmesi ve onun zararlı
taraflarının bertaraf edilmesi lazım gelir. Eğer siz
yaygın ve örgün eğitim kurumlarınızda din derslerini
insanlara öğretmezseniz, bu legal ve reel bir şekilde olmaz ise bu
duyguyu tatminden başka seçeneği olmayan insanların bunu illegal
yollardan irreel bilgiler şeklinde tatmin etme zarureti vardır ki o
zaman ülkemizde yaşanan din sömürüsünün, din istismarının veya
yanlış dinî bilgilenmenin manzarası ortaya çıkar.
Dolayısıyla, burada şunu açıkça ifade etmek istiyorum:
Gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda çeşitli cinsiyet ve yaş gruplarına
mensup olan insanların dinle ilgili çok ilkel bazda bile bir soru sorma
ihtiyacı oluyor, din bezirgânları bu sorulara karşı kendi
duygularını ve beceriksizliklerini ortaya koyarak yanlış
yönlendirme yapabiliyorsa, bu yaradılıştan gelen olgunun yanlış
yöne yönlendirilmesinden başka bir şey değildir.
Dolayısıyla, asırlardır dinî eğitim tecrübesine sahip
olan ülkemizin, dinle özdeşleşmiş ve Müslüman Türk milleti
vasfını kazanmış olan bu milletin dinî değerleriyle,
kültürel değerleriyle yaygın ve örgün eğitim kurumlarında
tanışması ve milletimizin bekası noktasında ideal bir
ruha kavuşması lazım gelir diyor, hepinizi sevgi ve
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili
Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından
benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 10. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Binnaz Toprak (İstanbul) ve
arkadaşları
Madde 10- 1739
sayılı Kanunun 26 ncı maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 26-
Ortaöğretim, ilköğretime dayalı, dört yıllık zorunlu
öğrenim veren genel, meslekî ve teknik öğretim kurumları ile
açık lise öğrenimini kapsar. Bu okulları bitirenlere
ortaöğretim diploması verilir."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Binnaz Toprak, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın
Toprak.
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; ben buraya gelmeden önce iki televizyonda konuşma
yaptım. Bana sorulan soru şuydu: CHP bu yasaya neden itiraz ediyor?
Ben de şunu söyledim, dedim ki: İtirazlarımızın
dinle, imam-hatip okullarıyla, laiklikle hiçbir ilişkisi yok. Hatta
Sayın Başbakan ve diğer AKPli yetkililer verdikleri demeçlerde
CHP milletvekillerinin Komisyonda bu tartışılırken sadece
ve sadece imam-hatip liselerinin orta kısımlarının
açılmaması doğrultusunda konuştuklarını
söylediler. Bu doğru değil, hiçbir arkadaşımız bu
konuyu gündeme getirmedi. Bizim asıl üstünde önemle durduğumuz
mesele, eğitim felsefesi ve bu yasanın içeriğiyle ilgiliydi
çünkü bu yasayla ilgili ciddi endişelerimiz var. Endişelerimizin kaynağında
da özellikle yoksul aile çocuklarına ilişkin tereddütlerimiz var.
Şimdi, bunu
söyledikten sonra şunu söyleyeyim: Gerçekten de demin burada yaşanan
sahneyi esefle karşılıyorum. MHPli bir milletvekili
arkadaşımız AKPyi suçlayarak biraz önce dedi ki: Efendim, dini alet ediyorlar siyasete.
Maalesef, bugün kendileri de aynı şeyi yapmış durumda.
Burada biz, MHP ve AKPnin, kim daha fazla dindar gözükecek ve
dolayısıyla, bundan rant sağlayıp daha fazla oy alacak
münazarasına sahne olduk. Bunu şiddetle kınıyorum. Zaten bu
Meclisin çalışma şekli, aslında bizim bu yasaya
itirazlarımızın en önemli nedenlerinden bir tanesi. Bakın
ben, Komisyon toplantılarının birçoğuna katıldım
iki günü hariç, 7nci maddeye kadar tartışıldı ve 7 madde Komisyondan
geçti. Geriye kalan maddeler Komisyonda güya tartışıldı ve
güya oylamaya sunuldu ve güya kabul edildi. Eğer bu memlekette adil
yargı varsa, bağımsız yargı varsa, bu yasanın
Anayasa Mahkemesinde usulden bozulması lazım çünkü hiçbir parlamenter
sistemde, bir yasa tartışılmadan, ortak akıl üretmeye
çalışılmadan, mutabakat aranmadan, bu şekilde geçirilmeye
çalışılmaz. Bu, gerçekten de esef verici bir durumdur ve bir AKP
klasiği hâline gelmiştir. Bunu daha önce de yaşadık, bu
Meclis çalışmıyor, çalıştırılmıyor
çünkü bu Meclis, sadece ve sadece, böyle, bir yere imzasını basan
veya mührünü basan insanlar topluluğundan oluşuyor, hiçbir şeyi
burada tartışamıyoruz.
Bakın, buraya
Kürt sorunu geldi, kapalı oturum olduğu için bunu şimdi
açıklayamayacağım ama şu kadarını söyleyebilirim
ki iki gün boyunca konuya değinmedik bile.
Aynı
şekilde, buraya, defalarca hem bizim milletvekili
arkadaşlarımız hem BDPli arkadaşlar, ırkçı
söylemlere karşı yasa çıkarılması için teklif
verdiler, bu dahi reddedildi.
Şimdi, dolayısıyla,
burada biz, aslına bakarsanız bir tiyatro oynuyoruz, demokrasicilik
oynuyoruz tıpkı demin oynandığı gibi. Hiçbir şeyi
tartışmıyoruz, hiçbir konuya çözüm aramaya
çalışmıyoruz. Şimdi, demin dedim ki
Dolayısıyla, şunu
söyleyeyim: Başbakan ve AKP yetkililerinin umdukları şöyle bir
şeydi zannediyorum: CHP nasıl olsa buna laiklik temelinde
karşı çıkacak, biz de yükleneceğiz. Bu böyle
olmadığı içindir ki bugünkü sahne yaşandı diye
düşünüyorum. Çünkü, zaten bizim grup başkan vekilimizin de
söylediği gibi, yasanın içeriğinde bu vardı. Yani, din
eğitimi bir paket hâlinde verilecek deniyor yasanın içeriğinde.
Dolayısıyla, bu paketin içinde Kuran-ı Kerim de
öğretilebilirdi, Peygamberin hayatı da öğretilebilirdi,
İslamiyet hakkında bilgi de verilebilirdi. Hiçbir yasada, şu
ders okutulacak, bu ders okutulacak diye ayrıntıya girilmez.
Şunu söyleyeyim: Dedim ya, bu,
yoksul çocukları vuracak bir yasadır. Bakın,
baktığınızda aslında seçmeli dersler veriliyor gibi
gözüküyor. Çok güzel, biz de zaten seçmeli ders taraftarıyız. Yani öğrencilere
bu şans tanınmalı, kendi kabiliyetlerini, yeteneklerini
keşfetmeleri için ama burada şöyle bir kandırmaca var:
Aslında seçmeli ders verilmiyor
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BİNNAZ TOPRAK (Devamla) -
seçmeli
ders paketleri veriliyor. Dolayısıyla da bundan zarar görecek olanlar
yoksul aile çocuklarıdır.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Toprak.
BİNNAZ TOPRAK (Devamla) -
Aynı şekilde, okul öncesi eğitim, yoksul aile çocuklarıyla
daha varlıklı aile çocuklarının eşit şartlarda
ilkokula başlamaları için çok önemli bir çabadır. Dolayısıyla,
bakın Sayın Bakan, bu bir reform değildir. Ama asıl
yapılması gereken burada reform yasası çıkarmaktır.
BAŞKAN Sayın Toprak,
lütfen
BİNNAZ TOPRAK (Devamla)
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, Hatip, biraz önce 9uncu maddede kabul edilen bir önerge
çerçevesinde Milliyetçi Hareket Partisinin de din istismarı
yaptığı gibi, haksız, mesnetsiz ifadelerde
bulunmuştur. Din,
bizi millet yapan değerlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak din
istismarcılığı adı altında
tavrımızın eleştirilmesinin ayrıca ayrı bir
istismar konusu olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ben inanıyorum ki
Cumhuriyet Halk Partisine oy veren insanlar da bu milletin dinini
kaynaklarından öğrenme ve anlama ve Atatürkün dediği gibi
mekteplerde öğrenmeyi, tercihlerini ilk sırasına ortaya koyar
diye düşünüyorum.
BİNNAZ TOPRAK
(İstanbul) - Konu o değil efendim, mekteplerde zaten
öğretiliyor.
OKTAY VURAL (İzmir)
Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi olarak din gibi konular bir
istismar alanı değildir, hepimizi beraber, birlikte getiren
hususlardır. Ne hazindir ki Sayın Hatip, maalesef, etnik meseleleri
istismar etmekle ilgili düşüncelerini ifade ederken bunu istismar
ettiğinin farkında olmadığını esefle ifade etmek
durumundayım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Vural,
tutanaklara geçmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum önergeyi
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Yoklama
talebi vardır.
Sayın
Aslanoğlu, Sayın Seçer, Sayın Öğüt, Sayın Çıray,
Sayın Özgümüş, Sayın Köktürk, Sayın Yüceer, Sayın
Ayaydın, Sayın Dibek, Sayın Kurt, Sayın Toptaş,
Sayın Aksünger, Sayın Toprak, Sayın Özkan, Sayın
Nazlıaka, Sayın Danışoğlu, Sayın Öz, Sayın
Işık, Sayın Kaptan, Sayın Susam.
Sayın
milletvekilleri, iki dakika süre veriyorum, buyurun.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN İstanbul
Milletvekili Binnaz Toprak ve arkadaşlarının önergesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 10'uncu maddesinde yer alan "veya
yaygın" ibaresinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık (Muş) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ertuğrul Kürkcü, Mersin Milletvekili.
Buyurun Sayın Kürkcü. (BDP
sıralarından alkışlar)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin)
Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; aslında bu önerge, bugün
İçişleri Bakanı Naim Şahinin emirleriyle
Kızılayda, Tandoğanda, Ankaranın her yerinde
basınçlı suyla, zehirli gazla, dövülen, sürülen, yerlerde sürüklenen,
horlanan öğretmenlerin talebiydi. O öğretmenlerin fikrini
sormadınız, onların hiçbir zaman düşüncelerine
başvurmadınız ama onların verdikleri eğitimin
nasıl şekilleneceğine dair bir gece yarısı
baskınıyla bize bir yasa dayattınız. Unutmayın
Kızılayda, Tandoğanda, Türkiyenin her yerinde dayaktan
geçirdiğiniz öğretmenlerden herhangi biri sizin
çocuklarınızın öğretmeni olabilir. Hanginiz yarın veli
toplantısına gittiğinizde o öğretmenlerin yüzüne
bakabileceksiniz? Sizi biz dövdürdük. diyebilecek misiniz? Yazıklar
olsun size! (AK PARTİ sıralarından Bağırma sesleri)
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Bağırmadan konuş.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Devamla) Bu
yola daha önce başvuranlar da oldu. Sayın İçişleri
Bakanımızın ifrazat yoluyla insanları cezalandırma
çağrısı yani sadece ve ancak vahşi hayvanların
yaptığı bir yolu halka teklif etmesi unutulmadı ama bugün
başka bir ifrazatla, tazyikli suyla, zehirli gazla
karşılaştık. Ne oldu? Gene buradayız, gene
düşündüğümüzü söylüyoruz. Tıpkı bundan kırk yıl önce
zalimlerin karşısında dimdik duranların durduğu gibi.
(BDP sıralarından alkışlar) Onların kendi idealleri
için hayatlarını verdikleri gibi. Onları ortadan
kaldıranlar, katiller, zalimler, cellatlar unutuldu ama onlar asla
unutulmayacak tıpkı bugün Kızılayda kendi amaçları ve
kendi inançları için direnen öğretmenler gibi, tıpkı onlar
gibi direnen mahkûmlar cezaevinde. İşte faksları. Otuzuncu
günündeler açlık grevinin, Osmaniye Cezaevinde. Tek iyileşme o günden
beri, heyetin gittiğinden beri, şikâyetlerini faks yoluyla bize
iletebilmeleri oldu. Bu Hükûmetin emekçilere, siyasetçilere, cezaevinde
yatanlara, kadınlara, erkeklere reva gördüğü bu muamele, işte
onların siyaseti hakkında bize bir fikir veriyor.
Bu eğitim
yasası
Eski eğitim yasası bir matah değildi. O da
barışın okulunu bize vermiyordu, o da erkek olmayanların
okulunu vermiyordu; o da emekçilerin, yoksulların okulu değildi;
engellilerin, halkların okulu değildi; inananların,
inanmayanların, hiçbirimizin okulu değildi; ne özgürlüğün ne
eşitliğin ne kardeşliğin okuluydu; baskının,
asimilasyonun, zulmün okuluydu ama bugün, bundan da katmerlisini bize
dayatıyorsunuz.
Ana dilde eğitim
talebini reddediyorsunuz. Kız çocukları aleyhine var olan
ortaöğretimdeki eşitsizlikleri geliştiriyorsunuz. Dokuz yaşındaki
öğrencilerin belli alanlara yönlendirilmesi on üç yaş sonrası
eğitim seçeneklerini kısıtlıyor. Mukaddesatçı,
milliyetçi, cinsiyetçi, neoliberal, küresel sermaye düzeninin
ihtiyaçlarını gözetiyorsunuz.
Bu tasarı, eski
deyimle milleti hâkimenin talebi, Türkiyenin ne emekçilerine ne Alevilerine
ne Hristiyanlarına ne inanmayan yurttaşlarına ne de Diyanet
İslamı dışında kalan İslami yorumlara sahip
insanlara hitap ediyor. Çok geç olmadan sizlere sesleniyoruz arkadaşlar:
Çocuk işçiler, itaatkâr, dindar nesiller ülkesine Hayır. deyin.
Hiçbir ayrım yapmadan, herkese nitelikli ve parasız eğitim
sağlayan demokratik cumhuriyetin okullarını konuşmaya,
hayata geçirmeye çalışalım.
Bu yasayı geri
çekebilirsiniz, hâlâ böyle bir şansınız var. Ama inanın, bu
yasayı geçirdikten sonra, bu yasayı kanunlaştırdıktan
ve halka, millî eğitime maruz kalacak çocuklarımıza
dayattıktan sonra, her gün, her gün, eğitim, siyasi bir
tartışmanın konusu olacak. Kaçınılmaz olarak bu yola
girdiniz, buradan geri dönebilirsiniz. Üzerinde ortaklaşabileceğimiz,
sizin de temsil ettiğiniz kesimlerin ihtiyaçlarını gözeten bir
yeni eğitim yasası üzerinde anlaşabiliriz. Ama ben öyle
anlıyorum ki biz öyle anlıyoruz ki siz sadece bir eğitim
yasası peşinde değilsiniz, siz toplumu yeniden şekillendirmeye,
bir toplum mühendisliği yapmaya yani şimdiye kadar eleştirdiğiniz merkezî devlet
siyasetinin bir simetriğini kurmaya niyetlisiniz. Bu niyetinizin nelere
mal olduğunu yasanızı uyguladığınız zaman
göreceksiniz çünkü Türkiye halkları itaatkâr koyun değildir, boynunu
hiçbir zaman kendisini cahil bırakmak için düzenlenmiş bir
eğitim sisteminin çarklarına uzatmayacaktır.
Görüşlerinizi gözden geçirmeye
sizi davet ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
10uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
11inci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, geliş sırasına göre okutup aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı
ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 11. Maddesiyle eklenen Geçici Madde 3de geçen 2012-
Ali
Uzunırmak Alim
Işık Zühal
Topcu
Aydın Kütahya Ankara
Mustafa
Erdem Mehmet
Şandır Lütfü
Türkkan
Ankara Mersin Kocaeli
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 11. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Namık Havutça Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Hasan
Ören
Balıkesir İstanbul Manisa
Kamer Genç Dr. Aytun
Çıray
Tunceli İzmir
MADDE 11- 1739 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 3- Zorunlu
ortaöğretim 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren
uygulanmaya başlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi uygulamayı
bir eğitim-öğretim yılı ertelemeye yetkilidir."
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 11'inci Maddesinin ikinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
GEÇİCİ MADDE 3- Zorunlu
ortaöğretime, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından,
çağ nüfusundaki öğrencilerin tamamına nitelikli bir eğitim
verilebilecek şekilde öğretmen, okul, sınıf, fiziki ve
donanımsal ihtiyaçlar belirlenip karşılandıktan sonra
Bakanlar Kurulunun kararı ile geçilir."
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Hasip
Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Altan Tan Ertuğrul
Kürkcü Adil
Kurt
Diyarbakır Mersin Hakkâri
Nursel Aydoğan
Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eskiden bugünlerde bahar
gelirdi, Kızılay Meydanı parfüm kokardı ama şimdilik
Kızılay Meydanı gaz kokuyor. Gazdan sorumlu Bakan burada şu
an. Çünkü Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.
demişti Hazreti Ali, bizde de Bakan diyor ki: Bana bir harf öğreteni
gazlarım, bombalarım, biberli, tazyikli su sıkarım,
coplarım, genelge gönderir seyahat özgürlüğünü
kısıtlarım, hürriyetini tahdit ederim, perişan ederim bu
öğretmenleri. İmza, Hazreti İdris Naim Şahin.
Şimdi, bakın, böyle bir ileri
demokrasiyi Allah kimseye vermesin! Öğretmenler geliyor, Mecliste
görüşülen bir yasa için tepki koyuyorlar, düşüncelerini
açıklıyorlar. Niye korkuyorsunuz bunlardan? Öğretmen bunlar,
öğretmen bunlar, öğretmen arkadaşlar! Buraya gelip, Meclisin önünde
bir basın açıklaması yapıp, kendi dosyalarını
bütün gruplara verseler, milletvekilleri de orada, kıyamet mi kopacak?
İlla o zırhlıları, o çelik TOMAları, o biber
gazlarını, kendi polisini, o polisin çocuğunun öğretmeninin
karşısına polisini sürmenin ahlakı nedir, hukuku nedir,
insanlığı nedir, vicdanı nedir? Allah aşkına
bunun dinde yeri nedir, ahlakta yeri nedir, insanlıkta yeri nedir, söyler
misiniz? Ha, burası Başkent, şuracıkta oluyor bunlar.
Bakın, eğer sizler buna
gözünüzü kapatırsanız -gözünüzün önünde, Başkentte, Meclisin
Şimdi, burada
tartışmalar oluyor. Elbette ki farklı fikirler
yarışacak. Farklı fikirlerin yarışmasından daha
doğru bir şey var mı? Neden fikirlerin
yarışmasından korkuyoruz? Neden yasak? 12 Eylül darbecileri 4
Nisanda yargılanacak. Onların zihniyetiyle, yönetim
anlayışıyla, darbecilerin, çetecilerin yönetim anlayışıyla,
zihniyetiyle bu ülkeyi yönetmek nereye kadar götürür? Bunu böyle yapıp
rant alanlarını açacaksınız, rant yasalarını
getireceksiniz. Soygun, talan, ihale, yap-işlet-devret, özelleştirme,
limanlarını, dağlarını, ormanlarını,
madenlerini ülkenin bire bir satışa çıkaracaksınız. Bu
yürümez arkadaşlar. Biraz vicdan sınırlarını zorlamak
gerekiyor.
Bakın, Cizre Belediye
Başkanımız Aydın Budak bir konuşmasından
dolayı iki sene altı ay ceza aldı; kesinleşti.
Düşüncesini açıkladığı için Belediye
Başkanlığı düşürüldü. Hodri meydan
Sayın Bakan
burada, eski Cizre Kaymakamıdır. Cizrede kaymakamdı,
öğretmen tokatlamıştı 1987 yılında Artukoğlu
İlkokulunda. Artukoğlu İlkokulunda tokatlama işini oradan
alışkanlık yapmış, Kızılayda da tokatlama
işini sürdürüyor.
Buyurun hodri meydan, Cizrede seçim
kararı alın. İktidarınızı, istediğinizi
getirin; yarışalım bakalım sandıkta gücünüz var
mı? Buyurun, hodri meydan. Demokrasi budur.
Bakın, Şerafettin Halis
burada milletvekiliydi. Beş sene burada yaptığı
konuşmalar yüzünden on altı sene yedi ay ceza aldı. Bir
milletvekili arkadaşınız konuştuğu için
Susturamazsınız bu ülkeyi arkadaş ya! Yazık, yazık bu
ülkeye. Bu, demokrasi değildir.
(Mikrofon otomatik cihazlar
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kaplan.
VURAL KAVUNCU (Kütahya)- Terörist
ağzıyla konuşma!
HASİP KAPLAN (Devamla) Hepiniz
terörist diyorsun değil mi? Devlet terörü estireceksiniz, bu size kalacak
değil mi?
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Terörist
ağzıyla konuşma!
BAŞKAN Sayın Milletvekili,
lütfen.
HASİP KAPLAN (Devamla) Korkaklar
ancak panzerlerin arkasına sığınır.
BAŞKAN Sayın Kaplan
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Tehdit etme!
HASİP KAPLAN (Devamla) - Korkaklar
ancak zırhlıların arkasına
sığınır. Korkaklar
ancak darbecilerin arkasına sığınır. Siz,
korkmuyorsanız fikirlerinizle sandığa gidersiniz. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Kaplan lütfen
Lütfen Sayın Milletvekilleri.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 11. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 11- 1739 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 3 -
Zorunlu ortaöğretim 2012-2013 eğitim-öğretim yılından
itibaren uygulanmaya başlanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi
uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı ertelemeye
yetkilidir."
Namık
Havutça (Balıkesir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Namık Havutça, Balıkesir Milletvekili, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
yirmi altı yıl yaşamını eğitime vermiş bir
öğretmen arkadaşınız olarak, ileri demokrasinizde bugün
Kızılayda üzerlerine gaz bombası atılan, göz
yaşartıcı bomba atılan, tazyikli su sıkılan ileri
demokrasinizi burada Türk milletine, Türk halkına şikâyet ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Arkasında
bunlar var! Bunlar gazı atıyorlar, bunlar! Bunlar gaz atıyorlar!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Sensin bunlar!
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) Şimdi,
biz, sendikaları ilk kurduğumuzda da Kızılay
meydanlarında üzerimize gaz bombaları atıldı ama
Türkiye'nin demokrasisi, öğretmenlerin mücadelesiyle demokrasiyi
sınıflarda öğrete öğrete bugünlere geldi.
Değerli arkadaşlarım, ünlü bir atasözüdür,
bilirsiniz: Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız
buğday ekin, on yıl sonrasını düşünüyorsanız
ağaç ekin, yüz yıl sonrasını düşünüyorsanız insan
yetiştirin, bin yıl sonrasını düşünüyorsanız
sanatçı yetiştirin. Burada vurgulanan şudur: Yani bu ülkenin
evlatları bilime, özgürlüğe, özgür düşünceye, üretime yönelik
yetiştirilsin ve çağdaş dünya içerisinde diğer insanlarla
yarışabilsin. Anayasamızın 2nci maddesinde nasıl bir
insan yetiştireceğimiz tanımlanmış. Atatürk ilke ve
devrimlerine bağlı, insan haklarına saygılı,
demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin bu
niteliklerine uygun insan yetiştirmek zorundayız, Anayasamız
böyle tanımlıyor ve biz yıllarca okullarımızda bu
niteliklere uygun arkadaşlarımızı, öğrencilerimizi
yetiştirdik. Dindarlar da, hoşgörülüler de, bilime
saygılılar da bu okullarda yetişti, hepimiz bu okullarda
yetiştik.
Bakın, biz, yıllarca öğretmenler
odalarında sağcısı solcusu, inançlısı
inançsızı tüm arkadaşlarımızla o öğretmenler
masasının etrafında yan yana olabilmeyi başardık.
Yani hatırlayın, 12 Eylül 1980den önce
aynı köyden çıkmış biri sığırtmacın
çocuğu, biri köylünün çocuğu birbirini yok etmedi mi bu ülkede, oluk
oluk kan akmadı mı, Uğur Mumcular, nice aydınlarımız
ölmedi mi, sağdan soldan nice insanlarımızı kaybetmedik mi
değerli arkadaşlarım? O nedenle, şimdi, biz diyoruz ki:
Türkiye bu filmi daha önce seyretti. Bakın Çorumda, Maraşta,
Sivasta nice insanlarımız değişik ayrımlar yüzünden
birbirlerine girdiler ve bu ülkenin insanlarını kaybettik. O nedenle,
gelin, bu ülkede kinin değil barışın tohumlarını
okullarımızda yeşertelim; özgürlüğün, bilimin,
aydınlığın, dayanışmanın, hoşgörünün
tohumlarını ekelim.
Değerli arkadaşlarım,
Değerli Millî Eğitim Bakanına ben sormak istiyorum buradan:
Öğretmenlerimiz sokaklara mı düştü, 4+
O nedenle, biz sizlerden
Evet,
çoğunluğunuz var, her şeyi yapmaya muktedirsiniz. Hatta deniyor
ya bu Meclisle ilgili: Bu Meclis bir tek şey yapamaz: Kadını
erkek, erkeği kadın yapamaz. Onun dışında her
şeyi yapar. Doğrudur, ama demokrasilerde
Kral bile diyor: Ben kral
olmasına kralım ama aklımdan geçen her şeyi de yapamam ki.
Değerli arkadaşlarım,
demokrasinin en önemli niteliklerinden bir tanesi elbette ki
çoğulculuktur, çoğunluktur ama onun kriterlerini Fransız
Devriminden itibaren belirleyen kriterler vardır, bunları biz icat
etmedik.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NAMIK HAVUTÇA (Devamla)
Yapmayın, bu ülkenin geleceğine ihanet etmeyelim; barışa,
sevgiye, onura, dayanışmaya gidelim.
Teşekkür ediyorum, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bunların
gözü dönmüş, gözü dönmüş. Tayyip Beyin emirlerine karşı
çıkmıyorlar, çocukları yok edecekler.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 11. Maddesiyle eklenen Geçici Madde 3de geçen 2012-
Ali Uzunırmak
(Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI
CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ali Uzunırmak, Aydın Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİ UZUNIRMAK (Aydın)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra
sayılı Teklifin 11inci maddesinde söz aldım. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Çok değerli arkadaşlar,
hepimiz, öncelikle siyaset kurumunun ve onun en üst organı olan Türkiye
Büyük Millet Meclisinin mensuplarıyız. Ben hemen bir soruyla
konuşmama başlamak istiyorum: Her şeyden önce Meclisin
geldiği bugünkü konumda acaba kendinden beklentilere usul ve
esaslarına uygun olarak cevap verebiliyor mu? Bunu kendimize
sormamızı istiyorum.
İkincisi:
Fonksiyonlarını acaba usul ve esaslara uygun olarak yerine
getirebiliyor mu?
Eğer bu sorulara vicdan
rahatlığı içerisinde Evet. diye bu kurumun mensubu olan sizler
cevap verebiliyorsanız, benim diyebileceğim hiçbir şey yok. Ben,
bu sorulara Hayır. cevabını veriyorum.
Çok değerli milletvekilleri,
iktidarlar, ülke yönetimleri millî birlik konusunda hassas
olmalıdırlar. Millî birliğin sağlanmasının en
önemli safahatı ise ortak değerlerin büyütülmesi,
farklılıkların küçültülmesidir. Dolayısıyla, bilhassa
yönetimler, iktidar çoğunlukları ortak değerleri büyüten, farklılıkları
küçülten politikalar üretmelidirler.
Peki, bugün, şurada, dünden bugüne
yaşadığımız, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu
döneminde dikkatle izlediğinizde acaba ortak değerleri
birleştiren, yücelten, büyüten politikalar mı gelişiyor,
tavırlar mı gelişiyor yoksa ayrıştıran,
ayrılıkları büyüten, farklılıkları büyüten
politikalar mı gelişiyor? Bugün üzerinde görüştüğümüz bu
teklifte bile olan davranışlar maalesef bizim ortak değerlerimizi
küçülten, birilerini dışlayan ve izlenen siyasette
farklılıklar yaratan, siyasette tekelleşmeye giden bir
anlayışı temsil etmektedir.
Siyasetçi sadece yol, su götüren,
elektrik hizmetlerini veren bir birey, insan, kurum değildir, mantık
inşa eden bir kurumdur. Dolayısıyla, bugün Türkiye'de doğru
mantık inşa edilmemektedir değerli arkadaşlar.
Dünden bugüne
baktığımızda, teklif, her şeyden önce, teklif
edildiğinde, içerisinde olmayan, milletin ortak değerlerini
yükseltecek hatta dışarıda kalmış olanların da
ikna edilerek bütüncül hâle getirilmesi gereken bir konu olmasına
rağmen, teklifte olmayan bir madde burada önergeyle ihdas edildi, bir
fıkra ihdas edildi ama teklifte yoktu. Ne zaman ortaya çıktı? Ne
zaman ki Komisyondaki görüşmelerden, gerilimden sonra Milliyetçi Hareket
Partisi Genel Başkanı Sayın Doktor Devlet Bahçeli grup
konuşmasında, yıllarca öncesinden seçim beyannamelerinde ve
parti programlarında olan bir maddeyi yani bugünkü fıkrayı
gündeme getirdi, ondan sonra burada, AKP tarafından diğerleri
dışlanarak tek başına çıkartılmaya
çalışıldı.
Ben burada Millî diyemeyeceğim
ama Eğitim Bakanını kutluyorum, taltif edilmiş ve yerine
iyi getirilmiş. Tabii ki intihalcilik de bir eğitim.
Hırsızlık sadece camiden halı çalmak değil
değerli arkadaşlar, düşünce hırsızlığı
da çok büyük bir hırsızlık yani bir faaliyet hırsızlığı
da emek hırsızlığı da çok büyük bir
hırsızlık. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Kaç defa
açıkladı, öyle bir şey yok.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Dolayısıyla, burada AKPnin, Milliyetçi Hareket Partisinin
VURAL KAVUNCU (Kütahya)
Saygılı ol.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Önce siz
saygılı olacaksınız, saygılı olmayı ondan
sonra bizden isteyeceksiniz.
VURAL KAVUNCU (Kütahya) Benzetme ya.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Hırsızlık yapacaksınız, ondan sonra mağdur olana
diyeceksin ki: Saygılı ol. Bunun neresinde saygı var? Bunun
neresine inanıyorsunuz siz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Defalarca
dile getirdi, böyle bir şeyin olmadığını defalarca
açıkladı.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Hırsızlığı yapan sizsiniz değerli arkadaşlar
yani dışlayan sizsiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ayıp
ama, çok ayıp!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Çok ayıp!
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, dün 28 Şubatı
eleştirerek, dün Askerlerin sivilleri var. diyerek 28 Şubatı
eleştirenlerin bugün sivillerin kurşun askerleri olduğunu
görüyoruz. Siz, mantıksız, bilgisiz, kurşun askerler durumuna
gelmişsiniz. (MHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın) Hadi
oradan!
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Aranızda çok saygı duyduğumuz arkadaşlar var ama bu
kurşun askerlik Türkiyeye de fayda getirmeyecek, sizlere de fayda
getirmeyecek değerli arkadaşlar.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başkan, hiç kimse milletvekiline böyle hakaret edemez.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Onun
için, dün zulme uğradıklarını iddia edenler
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Uzunırmak.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
dün
zulümden şikâyet edenler bugün zalim koltuğuna oturmuş bu zulme
devam ediyorlar ama bu bizi yıldıramayacak. Bundan emin olun.
BAŞKAN Sayın
Uzunırmak, teşekkür ediyorum.
ALİ UZUNIRMAK (Devamla) -
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın Sakık, bir söz
talebiniz var, buyurun.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- Muş Milletvekili Sırrı Sakıkın,
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahinin ifadeleri
nedeniyle kendilerinden özür dilemesi gerektiğine ilişkin
açıklaması
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın
Başkan, geçmişten bugüne kadar gaflarıyla bilinen, tanınan
bir adet bakan iki gün önce halkımıza hakaret ederek, 75 bin
insanı tükürükle boğarız
Şimdi, buradan sormak istiyorum:
Siz 75 bin sayısını nasıl tespit ettiniz? Bir halka
nasıl böyle hakaret etme hakkını buluyorsunuz kendinizde? Bu
coğrafyada 20 milyona yakın Kürt yaşıyor. Eli
vicdanında olan demokrasi güçleri var. Bu insanların tükürüğü
onların iradesiyle
Kimin yüzüne tükürüğünü salacaklarını o
irade belirler, siz belirleyemezsiniz. Onun için, bizden ve
halkımızdan özür dilemelisiniz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Sakık.
Yalnız, Sayın Bakanın kastettiği,
benim anladığım kadarıyla, oradaki herhangi bir halk
değil yani.
Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Cevap versin
kendisi.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Kendisi cevap versin.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(İstanbul) Sayın Bakan burada.
BAŞKAN - Sayın Bakanım,
cevap verecek misiniz? Yok.
Sayın milletvekilleri,
birleşime saat 20.00ye kadar ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.21
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Mustafa HAMARAT (Ordu)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin
Üçüncü Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet
yerinde.
12nci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, geliş sırasına göre okutup,
aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
199 Sıra Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 12. Maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Toptaş Hasan
Ören Dr.
Aytun Çıray
Afyonkarahisar
Manisa
İzmir
R.
Kerim Özkan Ali
Sarıbaş Kemal
Değirmendereli
Burdur
Çanakkale
Edirne
MADDE 12- 5/6/1986
tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 18 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan yüzde onundan fazla ibaresi
yüzde yirmisinden fazla olarak değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunuda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
MADDE 12- 5/6/1986 tarihli ve 3308
sayılı Mesleki eğitim Kanununun 18 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yirmi ve daha fazla personel
çalıştıran işletmeler,
çalıştırdıkları personel sayısının
yüzde onundan az olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu
öğrencilerine beceri eğitimi yaptırır. Öğrenci
sayısının tespitinde kesirler tama iblağ olunur."
Zühal
Topcu Alim
Işık Mehmet
Şandır
Ankara Kütahya Mersin
Mehmet
Günal Mustafa Erdem Lütfü Türkkan
Antalya Ankara Kocaeli
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 12nci Maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Mülkiye Birtane Nursel Aydoğan
Iğdır Kars Diyarbakır
Emine
Ayna Aysel Tuğluk Sebahat Tuncel
Diyarbakır Van İstanbul
Adil
Kurt Hasip Kaplan İdris Baluken
Hakkâri
Şırnak Bingöl
Levent
Tüzel Halil Aksoy Hüsamettin Zenderlioğlu
İstanbul
Ağrı Bitlis
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Batman) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen Sebahat Tuncel, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Tuncel. (BDP sıralarından alkışlar)
SEBAHAT TUNCEL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Son söyleyeceğimi başta söyleyeyim:
Aslında bugün bu kanun tasarısı geri çekilmelidir. Hâlâ bu
konuda şans var. AKP Hükûmeti zorla, dayatarak, emekçilerin, Türkiye
halklarının sesini dinlemeden bir kanun teklifi çıkartıyor.
Dün de ifade etmiştik: Bu, 2013-2014 yılında en erken
uygulanabilir, dolayısıyla hâlâ zaman var, hâlâ
tartışılabilecek zaman var. Dolayısıyla bunu çekip
gerçekten sağlıklı bir tartışma yürütmek gerekiyor.
Çünkü bizim meselemiz sadece 4+4+4 değil; bizim meselemiz, bu ülkede
eğitim sistemi; bizim meselemiz, bu ülkede barış, bu ülkede
özgürlük. Yani biz yeni anayasa tartışmaları yapıyoruz,
Türkiye'yi yeni baştan, tamamen değiştirmeyi düşünüyoruz
eğitim sisteminden sağlık sistemine, ekonomik sisteme
karşı ama burada bu yasanın değiştirilmesinin
kavgasını veriyoruz. Ne uğruna? AKP dedi, yaptık.
uğruna.
Burada bu yasanın başlığı bile
problemli; 4+4+4 yani sadece bölüyoruz, binalar yapmaya
çalışıyoruz, ilköğretimi, ortaöğretimi, liseyi
bölüyoruz. Yani burada bile ticari bir yaklaşım var; yeni binalar
yapacağız, yeni eğitim kurumları kuracağız,
buradan nasıl daha çok kâr elde edeceğiz?
İçeriğine baktığımızda,
mesela parasız eğitim talebi burada yok. Parasız eğitim
talebini değil, aksine Dershaneleri kaldıracağız.,
Sınav sistemini kaldıracağız. deyip süslü sözler
altında Türkiye'de eğitim sisteminin nasıl
ticarileştirildiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönem göreceğiz, özel
okullar açılacak. Zaten yoksul, emekçi insanların çocukları zar
zor okula gidiyor, şimdi özel okullar aracılığıyla bu
meseleyi, diyelim ki zenginlerin eğitim alabileceği noktaya
getireceğiz.
İkincisi: Hep bu kürsüde söyledik, neoliberal
politikalar doğrultusunda ara eleman yetiştirilecek.
Sınıfsal noktada baktığınızda bile bu problemdir
yani yine zenginlerin çocukları okuyacak, akademik kariyer yapacak,
yoksullar ara eleman olarak çalışacak. Bunun bile yani bu eğitim
sisteminin kendisinin ne kadar problemli olduğunu ve
tartışılması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
Yine, ana dilde eğitim meselesi hiç gündeme bile
alınmıyor. Biraz önce burada yapılan tartışmaları
gerçekten büyük bir hayretle izliyoruz.
Şimdi, kültürel
farklılıklardan, zenginliğimizden bahsediliyor ama bu ülkede
yaşayan milyonlarca Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Ermeni, Gürcü -burada hep
sayıyoruz- halkların hak ve özgürlükleri, eğitim talepleri
burada yok. O zaman, ona gelince, burada, onların ortak değerleri,
burada nasıl yaşayacağı meselesi olmuyor, daha çok,
işte, güncel politika üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Ana
dilde eğitimi olmayan, düzenlemeyen bir yasanın Türkiyeye bir
faydası yok. Gelin, baştan bu yasayı geri çekin çünkü buradan
sorunları çözemeyeceğiz.
Bu ülkenin temel sorunlarından
birisi olan çatışmalı sürecin ortadan kalkmasının temel
şeyi de, barış meselesi de bununla
bağlantılıdır. Eğer siz birlikte
yaşadığınız halkın ana dilinde eğitim yapmasına
bile tahammül edemiyorsanız nasıl birlikte bir gelecek
kuracağız? Bunları düşünmeden bir eğitim sistemi
yapmak mümkün değil. Kaldı ki burada yaptığımız
konuşmalar sadece kamuoyuna bir şey oluyor. Biraz önce Sayın
Binnaz Toprak söyledi, bir tiyatro meydanınızdayız çünkü AKP
Hükûmeti el kaldır, indir
Hatta izliyorum, bazı milletvekilleriniz
iki elini kaldırıyor, dün bir sayın bakan da iki elini
kaldırıyordu, herhâlde zafer edasıyla
Burada bir zafer falan
meselesi yok, burada bir hezimet var yani halkının, emekçilerinin,
muhalefetin sesini dinlemeden nasıl bastırabiliriz meselesi
üzerinden bir yaklaşım. Bu kabul edilebilir mi? Neden korkuyorsunuz,
neden çekiniyorsunuz?
Biraz önce milletvekillerimiz söyledi,
yanı başımızda, Kızılayda emekçileri,
öğretmenleri, gazla, copla yaralıyorsunuz. Bir öğretmen
arkadaşımız şu an hastanede. Bundan çok mu memnunsunuz?
Bakın, yarın 30 Mart,
Kızıldere katliamının yıl dönümü. Otuz yıl önce
de bu sistem farklı düşünenleri, bu ülkede demokrasiden, devrimden,
sosyalizmden bahsedenleri yok etmek istedi. Sadece 30 Mart 1972de değil,
aslında, Dersimde, Zilanda, Sivasta, Madımakta, biz her yerde
gördük bunu. Ama bu zihniyet başarılı olamadı, yok
edemezsiniz. Şimdi, bugün oradakiler direniyor. Şimdi,
Milletvekilimiz Sayın Ertuğrul Kürkcü, bugün, burada, bu kürsüde
konuşuyor.
Siz gelişecek olan mücadelenin
önünde engel olamazsınız, bu mümkün değil. Tek sizden ibaret
değil bu dünya. Dolayısıyla, bunun karşısında
yapmanız gereken şey, farklılıkları dinlemek. En
farklı olduğunuzu söylüyorsunuz, en farklı açılımlar
yapıyorsunuz. Açılımlar yaptığınız yerde
yani nasıl bir politika yürüttüğünüzü en iyi biz biliyoruz.
Şimdi, bunu kabul etmeden burada yapacağınız bir
değişikliğin hiçbir anlamı yok sayın milletvekilleri.
Biz biliyoruz ki 4+4+4 bu ülkenin gündemlerini kapatmak için kurulmuş,
bizi de burada oyalayan, bu tiyatroya alet eden bir yaklaşımdan
başka bir şey değildir yani. Gerçekten eğitim sistemini
değiştiriyor olsaydık, köklü olarak bu ülkenin eğitim
sisteminde yaşanan sorunları, üniversitelerdeki ırkçı,
faşist saldırıları, üniversite yönetimlerinin daha,
öğrenciler bir eyleme katıldılar diye, basın açıklamasına
katıldılar diye, mahkemelerde bir sonuç almadan kendilerinin hemen
karar verip okuldan atılmasını tartışabilirdik.
İlkokullardaki milliyetçiliği, ırkçılığı
tartışabilirdik. Kürt çocukları ile Türk çocuklarının
artık bir arada nasıl duygu kırılması yaşadığını,
bir arada yaşayamaz hâle geldiğini, özellikle batıda,
İstanbulda, Edirnede, Trakyada, onları konuşup buradan bu
konu üzerinde nasıl çözüm bulacağımızı
tartışabilirdik. Ama yok burada sadece Eğitimi böleceğiz,
bunun üzerinde istediğimizi yapacağız ve bu sistemle de biz
dedik oldu, olacak
Dolayısıyla bunun hiç kimseye hayrı yok,
yani AKPye de hayrı yok. Bugün AKP kendi hayrına kullanabilir bunu
ama hiç kimseye hayrı yok diyorum, önergemizi desteklemenizi istiyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tuncel.
Sayın Tuncel, sayın
bakanların iki elini kaldırmasıyla ilgili açıklama yapmak
istiyorum. Sebebi; Anayasanın 96ncı maddesinin ikinci
fıkrası: Bakanlar Kurulu üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
katılamadıkları oturumlarında, kendileri yerine oy
kullanmak üzere bir bakana yetki verebilirler. Ancak bir bakan kendi oyu ile
birlikte en çok iki oy kullanabilir.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 12. maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Madde 12- 5/6/1986 tarihli ve 3308
sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 18 inci maddesinin birinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yirmi ve daha fazla personel
çalıştıran işletmeler,
çalıştırdıkları personel sayısının
yüzde onundan az olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu
öğrencilerine beceri eğitimi yaptırır. Öğrenci
sayısının tespitinde kesirler tama iblağ olunur."
Muharrem
Varlı (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Batman) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Adana Milletvekili Muharrem Varlı.
Buyurun Sayın Varlı.
MUHARREM VARLI (Adana) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 12nci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge üzerinde
söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu kanunla yeni bir eğitim sistemi
getiriliyor. Hükûmetiniz döneminde o kadar çok değişikliğe
uğradı ki eğitim sistemi hangisini aklımızda
tutacağız, öğrencileri hangisine göre yetiştireceğiz,
öğrencileri, çocuklarımızı neye göre
yetiştireceğiz, şaşırdık doğrusu.
Eğitimin bu kadar çok problemi varken, bu kadar çok
sıkıntısı varken siz, her bakan döneminde yeni bir sistem
uygulamaya başladınız ve bu sistemi uygularken de demokrasinin
gereği olan uzlaşma kültüründen uzak, Ben bilirim, ben yaptım
oldu. tavrıyla bir kanun teklifi getiriyorsunuz ve burada parmak
çoğunluğuyla bu kanun teklifini yasalaştırıyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım,
demokrasinin gereği uzlaşmaktır. Komisyonda 7nci maddeden sonra
ne yazık ki ne önergeleri ne de söz almak isteyen, konuşmak isteyen
arkadaşlarımızı dinlediniz, önergelerin hiçbirisi
görüşülmedi. Bu teklifte bizim vermiş olduğumuz önerge, sizin
vermiş olduğunuz önergeden çok daha kapsamlı olmasına
rağmen, işte, okullarda Peygamber Efendimizin (sallallahü aleyhi ve
sellem) hayatının anlatılması, hadislerinin
anlatılması, okutulması, yine Kur'an-ı Kerimle
alakalı derslerin verilmesi, imam-hatiplerin orta
kısımlarının açılmasıyla alakalı bizim
önergemizi reddettiniz ama kendiniz buna benzer, buna yakın, hatta
bizimkinden daha dar kapsamlı bir önergeyi burada kabul ettiniz, biz de
size destek verdik. Bu, demokrasinin gereği değildir arkadaşlar.
Demokraside önemli olan uzlaşmaktır. Eğer uzlaşarak bir
şeyi başarabiliyorsanız bu en doğrusudur. Yani Türkiyede
her şeyi tekeliniz altına aldınız, özerkleştirilen
kurumları yasa değişikliğiyle özerklikten
çıkarttınız, tekeliniz altına aldınız,
yargıyı tekeliniz altına aldınız, basını,
medyayı tekeliniz altına aldınız. Şimdi din eğitimini
de mi tekeliniz altına almak istiyorsunuz? Yani burada neden bizim
verdiğimiz önergeyi reddettiniz de siz, kendinize göre yeniden bir önerge
düzenleyip burada onu kabul ettirmek zorunda bıraktınız?
Şimdi, değerli
arkadaşlar, demokraside birçok şey vardır ki insanlar
uzlaşarak, anlaşarak bunu başarmak mecburiyetindedir. Mesela
eğitim ülkenin en önemli meselesidir. Eğitim konusunda eğer siz,
sizinle aynı şeyleri düşünen, aynı konuları paylaşanlarla
bile uzlaşamıyorsanız hangi konuda uzlaşacağız
sizinle? Hangi konuları beraber çözeceğiz burada? Ben yaparım,
olur., Ben derim, olur., Benim parmak çokluğum var, olur. Bu
demokrasi demek değildir değerli arkadaşlarım.
İşte, bugün ne yazık ki burada sizin
yaptığınız bundan farklı bir şey değildir.
Onun için bunu da esefle karşıladığımı belirtmek
istiyorum.
Yine, gelin, öğretmenlerin
maaşlarıyla alakalı bir sürü problemi var, bunları hep
beraber çözelim.
Yine, öğretmenlerin sendikal
haklarıyla ilgili bir sürü problemi var, sendikaların bir sürü
problemi var, sıkıntıları var. Baskıyla,
yıldırmayla sendikaları âdeta çalışamaz hâle
getirdiniz. Orada bir başka sendika eğer sizin görüşünüzde
değilse, sizin dışınızda bir sendikaysa -oradaki
üyelere şeflik, müdürlük- oradaki müdürlerin baskısıyla oradaki
diğer sendikaların üyelerini yıldırıp istifa ettirip
kendi sendikalarınıza, yandaş sendikalarınıza
kaydettirerek sendikacılığı da işlemez hâle
getirdiniz.
Demokrasi kültürü bu değildir,
demokrasi kültürü hazmetmektir, demokrasi kültürü kabullenebilmektir. Ne yazık
ki sizde müthiş bir hazımsızlık var ve kabul etmeme var
arkadaşlar. Lütfen bu huyunuzdan vazgeçin, ülkenin önemli meselelerinde,
hepimizi ilgilendiren meselelerde hep beraber ortak kararlar alalım ve bu
ülkeye hep birlikte doğru hizmetleri yapmış olalım.
Bu vesileyle, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Varlı.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 12. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet
Toptaş (Afyonkarahisar) ve arkadaşları
MADDE 12- 5/6/1986
tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununun 18 inci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan yüzde onundan fazla ibaresi
yüzde yirmisinden fazla olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Batman) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ahmet Toptaş, Afyonkarahisar Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Toptaş.
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 199
sıra sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifinin 12nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
teklifin Anayasaya, İç Tüzüke, Parlamento geleneklerine uymayan
yöntemlerle yüce Meclisin Genel Kuruluna getirilmiş olmasını
üzüntüyle karşıladığımı belirtmek isterim. Bu
teklif mutlak butlanla malul bir tekliftir, aslında görüşülmesi bu
Meclis açısından hiç de hoş olmamıştır.
İktidar partisi grup başkan
vekili arkadaşlarımın getirdiği teklifle hangi sorunu
çözüyoruz? Bu teklifle getirilen eğitimdeki düzenlemelerle özgür insan
mı yetiştireceğiz, sorgulayan insan mı
yetiştireceğiz, demokrasiyi içselleştirmiş insan mı
yetiştireceğiz? Bu teklif öğretmenlerimizin sorununu çözüyor mu,
öğretmenlerimizin özlük sorunlarını çözüyor mu? Bu teklif
öğretmenlerimizin örgütlenme sorunlarını çözüyor mu? Bu teklif
hiçbir sorunu çözmüyor. Bu teklif neyi çözüyor? Bu teklif, dokuz
yaşındaki çocuklarımızı kız-erkek çocuklar diye
okullarda ayrı sınıflarda okutmayı getiriyor, ayrı
okul alanlarında oynamalarını getiriyor.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Hani
nerede?
AHMET TOPTAŞ (Devamla) -
Göreceğiz, bunu yaşayacağız birlikte.
Bu teklif neyi getiriyor? Bu teklif 100
milyar liraya varan bir rant paylaşımını getiriyor, bunun
dışında hiçbir şey getirmiyor.
Değerli arkadaşlar,
Anayasadan bile önemli saydığımız eğitim
yasalarının teklif olarak getirilmesinin
yakışıksız olduğunu defalarca anlattık. Bu
sorunun ülkemizin otuz, kırk yılında
uygulanacağını ve bu otuz, kırk yıl içerisinde
yetişecek çocuklarımızı, ülkemizin geleceğini
düzenleyeceğini, ya çocuklarımızın geleceğini
karartacağını ya ülkemizin yararına
olacağını ya da ülkemize hiçbir yararı
olmayacağını söyledik, inandıramadık, devam ettiniz. Mecliste
uyguladığınız zorbalıkla ve baskıyla bu
yasayı çıkarmaya çalışıyorsunuz. Aynı zorbalığı
alanlarda uyguluyorsunuz.
Şimdi 28 Şubatın
arkasına sığınmışsınız,
çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki Tankların gölgesinde yapılan,
çıkarılan sekiz yıllık kesintisiz eğitimi biz halkın
iradesiyle 4+4+4 olarak getiriyoruz. Siz Tankların gölgesinde gelen teklif.
dediğiniz teklife karşı direnen eğitimcileri, velileri bu
teklifin daha demokratikleştirilmesi, daha
çağdaşlaştırılması için taleplerini dile getirmek
isteyenleri
Değerli arkadaşlar, siz alkışlarla
zafer ilan ediyorsunuz, Devrimi devirdik. diye
alkışlıyorsunuz, bir zafer kazanmış gibi göstermeye
çalışıyorsunuz kendinizi. Devrimi deviremeyeceksiniz. Biz, 12
Martların işkencelerinden geldik, 12 Eylüllerin işkencelerini
çektik. Siz o zaman kuzu kuzu oturuyordunuz ya da daha çocuktu çoğunuz. O
darbelere biz direndik, o darbelerin çıkardığı yasalara
karşı biz direndik, o darbelere karşı demokrasi talebini
meydanlarda biz dile getirdik, o darbelere karşı biz mücadele ettik.
Şimdi, sizin polisinizin copu, bombası, biber gazı
yıldıracak mı sanıyorsunuz, o alkışlarla
başarıya ulaştığınızı mı
sanıyorsunuz?
Cumhuriyetin temellerini kimseye
kazıtmayacağız. Değerli arkadaşlar, bunu bilin, tarihe
not olsun diye kaydediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) Siz kazımayın
yeter!
AHMET TOPTAŞ (Devamla) Cumhuriyetin
kazanımlarını, Mustafa Kemalin aydınlanma devriminin
izlerini silemeyeceksiniz. O gün 12 Martta nasıl direndiysek, 12 Eylülde
nasıl direndiysek 11 Mart darbenize böyle direneceğiz.
İnanın, bu memlekette, bu ülkede demokrasiyi, bu ülkede
çağdaş düşünceyi, bu ülkede Mustafa Kemalin aydınlık
dönemini, aydınlık devriminin kazanımlarını savunacak
insanlar var.
Siz, halkı bir zaman kandırabilirsiniz ama
hiçbir zaman bütün halkı kandırmak mümkün değildir. Biz, yüzde
50 oyla iktidara geldik istediğimizi yaparız. diyorsunuz. Kenan
Evren de Yüzde 92,5la iktidara geldim. diyordu, şimdi, kendi
çıkardığı yasalarla yargılanıyor. Size Kenan
Evrenin durumunu örnek olarak vermek isterim. Allah başınıza
getirmesin.
AHMET YENİ (Samsun) Hadi oradan ya!
AHMET TOPTAŞ (Devamla) Hepimizin kafasına,
beynine ve kalbine demokrasi ihsan eylesin diye söylüyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Toptaş.
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı
altında hiçbir sayın milletvekilinin cumhuriyetin
kazanımlarıyla ilgili hiçbir probleminin olmadığı
kanaatindeyim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) - Bravo Sayın Başkan, bravo!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum
Kabul edenler
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) Sen bunu önerge
konuşulurken söyleyecektin.
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
İZZET ÇETİN (Ankara) Böyle
ortalığı düzeltmeye kalkarak kurtaramazsınız.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Siz bu önerge verilirken söyleyecektiniz.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkanım, İç Tüzüke göre tarafsız
davranmanız gerekirken Meclisin içindeki tartışmalara
katılmakla tarafsızlığınızı yitiriyorsunuz
siz.
BAŞKAN - 13üncü madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13. Maddesinde geçen ilköğretim ve ortaöğretim
ibaresinin zorunlu ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde
değiştirilmesini arz ederiz.
Seyfettin Yılmaz Alim
Işık Mehmet
Günal
Adana Kütahya Antalya
Zühal Topcu Celal
Adan Bahattin
Şeker
Ankara İstanbul Bilecik
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 13. Maddesinin Teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Aytuğ Atıcı Dr. Candan Yüceer Haluk
Eyidoğan
Mersin Tekirdağ İstanbul
Vahap
Seçer Hülya
Güven
Mersin İzmir
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 13üncü maddesinin teklif metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Hasip
Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Nursel Aydoğan Adil Kurt Ertuğrul
Kürkcü
Diyarbakır Hakkâri Mersin
Altan
Tan
Diyarbakır
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Pervin Buldan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun Sayın Buldan. (BDP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, son iki
önergenin aynı mahiyette olduğunu belirtiyorum, aynı
şekilde işleme alacağım.
Buyurun Sayın Buldan.
PERVİN BULDAN (Iğdır)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 199
sıra sayılı tartışmalı kanun teklifinin tartışmalı
maddelerini konuşuyoruz burada. Çocuklarımızın,
yavrularımızın geleceğini, aydınlık
yarınlarını karartmaya hiç kimsenin hakkı
olmadığını buradan ifade etmek istiyorum, ama AKP
Hükûmetinin yaptığı tek şey, işçinin, emekçinin,
kadının, gencin, çocukların hayatını karartmak
olmuştur. Bu kanunla çocuklarımızın geleceğiyle
oynuyorsunuz sayın milletvekilleri, ama siz, bu ülkede çocuk yaşta
toprağın altına girenleri de çok iyi bilirsiniz. Devlet ihmali
ya da kasti tutumu sonucu yaşamını yitiren çocuklar. Bu ülkede
eğitimden ve eğitimin niteliğinden bahsederken ilk
bakılması gereken gösterge, o ülkede insan yaşamına ne
kadar önem verildiğidir. Yaşam hakkı kutsaldır değerli
vekiller ve hiçbir gerekçeyle devlet dâhil hiçbir güç tarafından müdahale
edilemez. Hele bir ülkede, devletin ihmali ya da kasti tutumu sonucu suç
ehliyeti olmayan çocukların yaşam hakkına müdahale ediliyorsa o
ülkede eğitimde yapılmak istenen her türlü değişiklik
anlamsızlaşmaktadır.
Tarih 27 Aralık
2011, yer Şırnak Uludere Roboski.
Bu köyün yakınlarında, İsrail yapımı
Heronlardan edinilen istihbaratla F-16'lar, aralarında çocukların da
bulunduğu 34 sivil yurttaşımızı bombalayarak katletti.
34 sivil yurttaşın 19'u çocuktu. Özcan Uysal on sekiz
yaşındaydı, Mehmet Encü on beş yaşında, Şervan Encü on altı
yaşında, Cemal Encü on altı yaşında, Şıvan
Encü on dört yaşında, Bilal Encü on beş yaşında,
Mahsum Encü on altı yaşında, Salih Encü on yedi yaşında,
Adem And on beş yaşında,
Çetin Encü on iki yaşında, Berdan Encü on iki
yaşında, Aslan Encü on
beş yaşında, Cihan Encü on altı yaşında.
Katledilen çocuklardan 4ü ilkokul çağındaydı.
Devletin ihmali ya da
kasti tutumu sonucu yaşamını yitiren yalnızca Uludere'de
katledilen çocuklar değildi sayın vekiller. Son altı yıl
içerisinde 59 çocuk, devletin ihmali ya
da kasti tutumu sonucu nedeniyle yaşamlarını yitirdiler. Evet,
bunlardan Uğur Kaymaz on iki yaşında Mardinde
katledilmişti. Şilan Demir altı yaşında
Diyarbakırda katledildi. Abdullah Duran dokuz yaşında yine
Diyarbakırda, Ceylan Önkol on iki yaşında Licede
katledildiler.
Bu çocuklar okula
gidemediler ve bu çocuklar bu dünyada sizlere bir şey yapamadılar ama
şundan emin olun sayın vekiller, bu çocukların öbür dünyada iki
eli hepinizin yakasında olacak.
Saygılar sunuyorum.
(BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Aynı mahiyetteki
diğer önergeyle ilgili söz isteyen Aytuğ Atıcı, Mersin
Milletvekili.
Buyurun Sayın
Atıcı. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 13üncü maddesiyle ilgili vermiş
olduğumuz önergeyle ilgili söz
almış bulunuyorum. Tüm özgür iradeli milletvekillerini saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından Ooo sesleri)
Ben, özgür iradeli milletvekillerine
selam verdim. Siz değilseniz size selamım yoktur.
Sayın milletvekilleri, önergemizde
ne diyoruz? 13üncü maddeyi metinden çıkarın. diyoruz. Ne diyor
13üncü madde?
sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim ibaresi
ilköğretim ve ortaöğretim şeklinde değiştirilmiş
ve maddede yer alan sekiz yıllık kesintisiz ibareleri madde
metninden çıkarılmıştır. diyor.
Şimdi hatırlayın Komisyonda
o bir dönemki insani boyutunun hâlâ yüksek olduğu dönemleri, o zaman
konuşabiliyorduk. Size dedik ki teklifin ilk hâlinde, alt komisyona gitmedenki
ilk hâlinde ne vardı? İkinci 4
yılda açık öğretim vardı. Gittik alt komisyona, geldi,
kaldırdık. İkinci 4 yılda meslek okulları vardı,
gitti geldi, kaldırdık. Dedim ki size, yahu, her şey bitti, niye
hâlâ bölmek istiyorsunuz, artık bölmenin bir dayanağı
kalmadı, niye bölüyorsunuz? Dediniz ki: Seçmeli ders
koyacağız. Yahu, başımız üstüne, koyun, bölmeden
koyun. dedik, cevap vermediniz, veremediniz ama bugün gerçek yüzünüz ortaya
çıktı. O günlerde de bu soruların cevaplarını
biliyordunuz, sustunuz, sinsi davrandınız.
Ne istiyorsunuz, yiğitçe
söylemeniz lazım. Yiğitçe söyleyin, yaptığınız bu
manevralarla cemaat okullarını bitirmek mi istiyorsunuz?
Çıkın söyleyin, Biz, cemaat okullarını bitirmek için bütün
dinî manevraları kullanıyoruz. deyin. Ne istiyorsunuz,
çıkın açıkça söyleyin, yiğitçe söyleyin eğer varsa
yiğitliğiniz. Çıkın 5inci sınıfa başlayan,
ergenliğe yeni adım atan kızlara başörtüsünü serbest
bırakacağız. deyin, çıkın söyleyin yiğitçe,
erkekçe, hanımefendice söyleyin, niye söyleyemiyorsunuz, çıkın
söyleyin. Sinsi sinsi davranıp, arkasından lafı geveleyip, daha
sonra üç beş tane önergeyle bunu el altından götürmeye
çalışmayın.
Bakın, işin esası
şudur: Siz, bu teklif ile aslında üç şey yapıyorsunuz
sayın milletvekilleri. Bir, kutsal dinimizi siyasete alet ediyorsunuz.
Cümle âlem bugün gördü. (CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta)
Estağfurullah ya!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Cümle âlem
gördü. İki, eğitimi de siyasete yem ediyorsunuz. Üç,
çocuklarımızın üzerinden malı götürüyorsunuz.
Şimdi dini siyasete alet
ettiğiniz için bunun hesabını Allah sizden soracak, onu biz
soramayız. İki ve üçü yaptığınız için yani
eğitimi siyasete yem ettiğiniz için ve çocuklar üzerinden malı
götürdüğünüz için bunun hesabını sizden Cumhuriyet Halk Partisi
soracak. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu da bir kenara
yazın.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) -
Halk soruyor, halk.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Cumhuriyet
Halk Partisi halkın eliyle soracak hiç merak etmeyin, halkın eliyle
soracak.
Bakın malı nasıl
götürüyorsunuz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Ne oldu?
Dokundu değil mi? Malı götürüyorsunuz deyince dokundu. Nasıl
malı götürüyorsunuz bakın: Komisyonda size dedik ki Kardeşim,
bu eğitim işine niye tablet ihalesini
bulaştırdınız? Bir Allah kulu çıkıp cevap verdi
mi? Çıkın cevap verin, daha kürsü, sizi bekliyor. Eğitimde ne
işi var, malı buradan götürüyorsunuz. dedik. Bir Allah kulu
çıkıp da bize cevap veremedi. Bakın, malı ikinci
şekilde nasıl götürüyorsunuz: Bakın, iki kademeye
ayırdığınız okullarda altmış beş bin
yeni dersliğe ihtiyacınız var. TOKİnin hesaplarına
baktığınız zaman 20 milyar Türk lirası para gerekiyor.
Nasıl, iyi para değil mi? Kışkırtıcı
değil mi?
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Onu
biz yaparız. Sizin aklınız ermez.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Tabii siz
yapacaksınız Sayın Vekilim. Tabii götüreceksiniz, helal olsun
ama çok daha vahim bir şey var. Para gider gelir. Ne olur? Yersiniz,
tekrar kazanır bu memleket ama hepsinden daha vahim olmak üzere bütün bu
pislikleri Kuran-ı Kerimle örtmeye çalıştınız,
Kuran-ı Kerimle bu pislikleri örtmeye çalıştınız,
bunun hesabını da yine halkımız sizden soracak. (CHP
sıralarından alkışlar) Bakın, para yok diye hiç
üzülmeyin, yap-işlet-devret modeliniz var; özel okulları, efendim,
eğitimi satın almak yoluyla yap-işlet-devretle yapabilirsiniz,
akıl veriyoruz. Daha da olmadı KDVyi de
çıkarırsınız, oradan da bir rant elde edersiniz.
İşte sizin gerçek yüzünüz bu, sizin gerçek niyetiniz bu, dinle imanla
uzaktan yakından hiçbir alakanız yok, hiçbir alakanız yok. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ben yine özgür iradeli
milletvekillerini saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun
Sayın Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Biraz önce konuşmacı, aklının
fikrinin her yerinde yer etmiş olan bir düşünceyi, kanaati, hakareti
grubumuza yöneltti.
BAŞKAN Ne söyledi
de hakaret etti?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkanım, o kadar çok
hakaret etti ki
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, kusura kalmayın, ben size sormadım, Sayın
Canikliye sordum, cevap vermek durumunda.
Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Malı götürmekten başka hiçbir
düşüncesi olmayan, her yere, her şeye o gözle bakan
(CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Canikli, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki dakika söz
veriyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM İNCE
(Yalova) Şu tablet bilgisayar alımı Kamu İhale Kanunu
dışına niye çıkartılıyor? Bunu bir anlatın.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
5.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Mersin Milletvekili
Aytuğ Atıcının AK PARTİ Grubuna sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Anlatacağız, anlatacağız,
acele etmeyin, hepsini anlatacağız.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Kaç paralık mama var orada, onu anlatın.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Tabii, hizmet nasıl yapılır,
hizmet nasıl yerine getirilir, sonuçlandırılır
MUHARREM İNCE
(Yalova) Hangi hizmetten yüzde kaç alınır?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
buradan nasibini almamış,
hayatında hiç buna kafa yormamış, böyle bir husus için de millet
tarafından kendisine görev verilmemiş bir kadro için başka bir
şekilde düşünmek, başka bir şekilde algılamak zaten
şaşılacak bir iş olur. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Sen Giresunsporu anlat biraz da, Giresunsporu
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Bakın arkadaşlar, şimdi, bazı
arkadaşların -kusura bakmasınlar- akılları, fikirleri,
her şeye götürme olarak bakıyorlar, her şeye suistimal gözüyle
bakıyorlar.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Geç onu, geç
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Ya, sizin başka bir şeye
aklınız çalışmaz mı?
MUHARREM İNCE
(Yalova) Kamu İhale Kanununun içine alalım, ya niye
dışarı çıkarıyorsunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Siz başka bir şey düşünmez
misiniz? Sizin hayatınızda sadece götürmek, suistimal mi var?
Başka bir şeye kafanız çalışmıyor mu? Kusura
bakmayın ama bunları söylemek zorundayız. Hiçbir belgesi yok
elinde, hiç somut olarak herhangi bir elinde delili yok ama çıkıyor
burada, saçma sapan konuşuyor. Kusura bakmayın, varsa deliliniz,
belgeniz söyleyin. (CHP sıralarından Var, var. sesleri, gürültüler)
Yani, demek ki siz, her hizmete, her ihaleye, her alışverişe,
devletin her icraatına, devletin her para harcamasına suistimal
gözüyle bakıyorsunuz
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Bakın, arkanızda bulunan Bakana belgeyi sorar
mısınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) -
acaba bunu nasıl iç edebiliriz gözüyle
bakıyorsunuz, bunu nasıl götürebiliriz gözüyle bakıyorsunuz.
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Kalkınma Bakanına belgeyi sorar
mısınız, iki gün önceki gazetede manşetteydi.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) - Eğer öyle olmasa, bunların gerçekten
hizmet amacıyla, sonuçlandırmak amacıyla, bir problemi çözmek
amacıyla yapıldığını ve onun için
getirildiğini görürsünüz. Lütfen
aklınızı temizleyin, beyninizi temizleyin, lütfen
Böyle bir
şey yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Bakana
sorun, Kalkınma Bakanına sorun bunu.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) En ufak bir belgeniz, bilginiz var mı? Sadece iftira
atıyorsunuz, sadece hakaret ediyorsunuz ve sadece müfterisiniz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
İZZET ÇETİN (Ankara) Sensin
müfteri!
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Canikli.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan, Sayın Canikli Beyninizi temizleyin. dedi. Bizim
beynimiz de, yüreğimiz de, vicdanımız da temiz.
Bakın, cümlem net,
anlamadıysa bir daha söyleyeyim: Bu kanunun içinde Kuran da var, haram da
var. Kurana haram karıştırdınız. diyoruz, bu kadar
net.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Nerede, nerede?
MUHARREM İNCE (Yalova) Gel,
çık, cevap ver. Kamu İhale Kanununun niye dışına
çıkarıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Zamanı gelince açıklayacağız, cevap
vereceğiz.
MUHARREM İNCE (Yalova) Niye,
neden? Açıkla bunu.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Söyleyeceğiz.
MUHARREM İNCE (Yalova) Kurana
haram karıştırıyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Söyleyeceğiz.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Bu noktaya kadar söylemedin, şimdi mi söyleyeceksin!
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Madde gelsin söyleyeceğiz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkanım, Sayın Grup Başkan Vekili ben Malı
götürüyorsunuz. dediğim için sizden sataşma nedeniyle söz istedi.
Çıktı, aynı lafları bize söyledi, beni kastederek
Başka bir şeye kafanız çalışmıyor mu? Nasıl
götürürüz diye bakıyorsunuz. Beyninizi temizleyin. dedi.
BAŞKAN Grup adına
Sayın İnce cevapladı zaten, gereken açıklamayı
yaptı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Efendim,
grupla alakası yok.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Atıcının şahsına söyledi.
AYTUĞ ATICI (Mersin)
İçinizden bazıları diyerek benim yaptığım
konuşmaya cevaben söyledi.
BAŞKAN Hayır, lütfen
Sayın Vekilim ama grup adına Sayın İnce
açıklamayı yaptı.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkanım, Sayın İnce grubumuz adına
açıklamayı yaptı ama benim şahsıma yöneltilen konuya
BAŞKAN Hayır,
şahsınıza değil, grup adına söyledi, dinledik sözleri.
Grup adına da Sayın İnce açıklamayı yaptı.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Hayır efendim, şahsına söyledi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Hayır,
lütfen
Yani, benim ona söylediğimin aynısını bana söyledi,
ona izin verdiniz, bana da vereceksiniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
6.- Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcının, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
AYTUĞ ATICI (Mersin) Allah
aşkına, buraya çıktığınız zaman, koskoca
Grup Başkan Vekilisiniz, size dedim ki
BAŞKAN Lütfen, yeni
sataşmaya mahal vermeyelim.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Bakın, bir şey yönelttim, dedim ki: Çıkın, şu tablet
işini açıklayın. Bir Allah kulu açıklamadı. dedim.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Madde gelince açıklayacağız, madde gelince
konuşacağız, madde gelsin.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Çıkıp açıklayacağınıza bana buradan Yok efendim,
götürüyor
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Madde gelsin
AYTUĞ ATICI (Devamla) Yahu! Bu
götürmek değil de nedir Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Var mı elinde belge? Elinde belge var mı, neye dayanarak
söylüyorsun?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Bu
götürmek değil de nedir? Niye çıkıp burada
açıklamadın.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Neye dayanarak söylüyorsun; var mı bir belgen, bir bilgin?
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Değerli arkadaşlar, burada, millî eğitimimizi
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Kim neyi götürmüş? Ayıp ya, ayıp!
AYTUĞ ATICI (Devamla) Ayıp
mı?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ayıp tabii. Kim, nerede götürmüş söyleyin, isim verin.
Kim neyi götürmüş?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Bu tablet
ihalesi nedir Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Kim, neyi götürmüş ya?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Bu tablet
ihalesini niye çıkardınız?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Elinde belge, bilgi var mı, söyle; kim götürmüş, söyle.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
İşte, sen kendi elinle kanuna yazdın, sen kanunu teklif
edenlerden birisisin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bomboş konuşuyorsun.
AYTUĞ ATICI (Devamla)
Bunları, tabletleri sen çıkardın, ihalenin dışına
sen çıkardın. Bunu yazan da sensin, teklif eden de sensin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Bilgin, belgen var mı? Neye dayanarak söylüyorsun?
AYTUĞ ATICI (Devamla) Hadi, Ben
teklif etmedim. de. Sen kendi imzanla bunu teklif ettin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Neye dayanarak söylüyorsun? Bir iddiada bulun da biz de cevap
verelim.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Senin
yazdığın kanun teklifine dayanarak söylüyorum Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Şu kişi götürmüş. de, söyle.
MUHARREM İNCE (Yalova)
İhale Kanununun içine alalım o zaman. Niye korkuyorsunuz? Hadi bir
önerge verelim.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Sen kendi
imzana sahip çık, sen kendi imzana sahip çık önce, önce kendi
yaptığına bir bak.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Ben sahip çıkıyorum, sen ne konuştuğunun
farkına var, sen ne konuştuğunu bil.
AYTUĞ ATICI (Devamla) Bu kanunu
sen teklif ettin, Bu tabletleri ihale dışı
bırakacağım. dedin. Din, iman, Kur'an, kitap hepsi bahane,
sizin bir tek isteğiniz var; Malı nasıl götürürüm?, başka
hiç bir şey değil. (CHP sıralarından alkışlar, AK
PARTİ sıralarından Hadi oradan be! sesleri)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Sayın Bakan çıksın açıklasın. Telekoma ihalesiz para
ödendi mi, ödenmedi mi?
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın
Başkan, bu ihalede Caniklinin de payı var mıdır, yok
mudur, onu öğrenmek istiyorum. Yani Caniklinin müşavirlik
yaptığı şirketler de bu ihaleye giriyor mu, girmiyor mu,
onu açıkla Canikli.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumlan Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve
Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 13. Maddesinde geçen "ilköğretim ve ortaöğretim"
ibaresinin "zorunlu ilköğretim ve ortaöğretim"
şeklinde değiştirilmesini arz ederiz.
Seyfettin Yılmaz (Adana) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Seyfettin Yılmaz, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Yılmaz. (MHP
sıralarından alkışlar)
SEYFETTİN YILMAZ (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bir eğitim sisteminin
yapısına müdahale toplumun geleceğini şekillendirmeye
yöneliktir. Her dönemle birlikte sistemin yeniden kurulmak istenmesi milletin
sürekliliği açısından tehlikelidir. Toplumlar geçicilikleri
üzerinden değil süreklilikleri üzerinden geleceğe tutunurlar. Tarihi
olmayan kurumlar tarih olmaya mahkûmdur. Türk milleti her hükûmet ya da bakana
göre bir kimlik, bir eğitim, bir
tarih, bir inanç ya da bir değerler sistemi edinmeye zorlanması gibi
tavırla karşı karşıya kalıyor. Hükûmetler gelir
hükûmetler gider, eğitim sistemleri eskir, değerler
değişir, teknolojiler yenilenir, güncel eğilimler gelir geçer
fakat kimlik ve idealler bir kılavuz ve esin kaynağı olarak
kalmaya devam eder. Sürekli değiştirilen, kaldırılan,
yenilenen ya da ekseni kayan bir eğitim sistemiyle kimlik ve şahsiyet
sahibi nesiller yetiştirilemez. Manevi, millî, insani ve moral değeri
olmayan bir eğitim sistemi, hangi yapı ve aracı kullanırsa
kullansın, toplumsal ihtiyaçların değil nefsinin
ihtiyaçlarının peşinde koşan bencil insanı
yetiştirir. Eğitim, toplumun geleceği bakımından
hayati bir konudur ve asla hırsların, tutkuların,
saplantıların ve intikam duygularının aracı olarak
kullanılamaz. İnsanı nesne yerine koyan, eğitimi rant aracı
olarak gören, eğitimi rövanş almanın aracına indirgeyen her
anlayış, yalnız sakat değil aynı zamanda tehlikelidir
de.
Her şeyi herkesten çok iyi bilen
Sayın Başbakan emretti ve bu yasa tasarısı AKP Grubu
tarafından uygulamaya sokuluyor. Türkiye, yeni uygulamanın sebep
olacağı sorunları ise yaşayarak öğrenecektir. Millî
Eğitim Bakanının bile eğitimci olmadığı bir
ülkede, eğitimle ilgili yasa tasarısının eğitimci
olmayanlar tarafından hazırlanmasının sıradan bir
iş olduğu düşünülebilir ama öyle değildir.
Sekiz yıllık zorunlu
eğitimden on iki yıllık kesintili eğitime geçiş için
düzenlenmiş çalıştaylar, paneller, konferanslar
olmalıydı, onlar orta yerde yok. Konuyla ilgili akademik çevrelerin,
eğitimle ilgili sivil toplum örgütlerinin çalışma ve
düşünceleri de orta yerde yok. Eğitimde kökten değişiklik
yapacak bu yasa tasarısı üzerinde konulmuş kitap, dergi, makale
de orta yerde görünmüyor.
AKPnin kâğıt üstüne
yazılmış üç sayfalık bir gerekçeyle bir ülkenin eğitim
sistemini kökten değiştirme talebi antidemokratik ve tepeden
inmecidir. Daha açıkçası, bu tavır tam da 28
Şubatçılara özgüdür. İktidarın kudret elitleri, bu çok
eleştirdikleri ve dönüştürmek istedikleri 28
Şubatçıların tavrını bizzat kendileri uygulamaya
koymuşlardır.
Meselenin aşırı
siyasallaşması, üstelik hınç ve intikam duygularıyla
hareket edilmesi, millî eğitimde umut ettiğimiz değişim ve
reform hamlelerinin yapılamayacağını göstermektedir.
AKPnin uzlaşmaz, bencil, diyaloğa ve iş birliğine
kapalı siyaseti, eğitim hayatımızı yeni ve daha büyük
sorunların ortasına sürükleyecektir.
Üzülerek ifade etmek isterim ki
milyonlarca evladımız ve ailesi AKPnin neden olduğu kavga ve
gerginlik hâlinden dolayı bezgin ve kaygı içindedir.
Başbakanın akşam yatıp sabah kalkmasıyla şekil
bulan, 4+4+
Eğitim sistemiyle ilgili
görüşlerin 28 Şubatla ilişkilendirilmesi ve imam-hatipler
özelinde yürütülmesi, tabiatıyla AKP istismarının başka bir
sonucudur. Parti olarak 28 Şubatın tarafgir ve dikte ettirici
yaklaşımını ne kadar çirkin ve kabul edilemez buluyorsak
AKPnin de siyasi uygulamalarını aynı ölçü ve ayarda
değerlendiriyoruz. AKP zihniyeti açıkça kendi 28
Şubatını oluşturmakta ve bunu da insafsızca
sürdürmektedir. Dün demokrasinin kafasında tank geziyordu, bugün AKPnin
balyozu durmaktadır. İmam-hatipler dün hedefti, bugün de
istismarın merkezindedir. İmam-hatiplerin varlığı
memnuniyet vericidir. Genel Başkanımız net bir şekilde
ifade ediyor: Samimiyseniz, içtenseniz gelin imam-hatip liselerinin orta
kısmını hep birlikte açalım, Kur'an-ı Kerimi
okullarda okutalım, yükseköğretimde kız öğrencilerin
başörtüsünü çözelim.
AHMET YENİ (Samsun) Açtık,
açtık.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Evet
Açtık diye laf atıyorsunuz, ama bunlar getirdiğiniz kanun
teklifinde yoktu.
AHMET YENİ (Samsun) Vardı,
siz anlayamadınız.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Ne
zaman Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı ve Milliyetçi
Hareket Partisinin kadroları bunu gündeme getirdi, istismar
edeceğiniz kesimlerin avantajları elinizden
alındığı için dört elle sarılarak bu teklifi
getirdiniz. Biz daha kapsamlısını getirmemize rağmen, buna
ret verdiniz.
Şimdi, milletin beklentilerini
Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman yapmaya hazırız, her
zaman varız.
AHMET YENİ (Samsun) - İktidardayken niye yapmadınız?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) Bu
kadar ulvi işler yaparken, rant kokan tablet ihalesinin Kamu İhale
Yasasından çıkarılması helale haram
karıştırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Tek
başına mı iktidardaydık Ahmet Yeni?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) -
Bakın, Şeyh Edebalinin Osman Gaziye lafını her zaman
söylüyorsunuz ama Cenabı Allah
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) -
söylediklerini
uygulamayan kullarından eylemesin.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) On
yıl oldu, on yıl. On yıl oldu, hâlâ çözmediniz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Yılmaz.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
13üncü maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Böylece, birinci bölümde yer alan
maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün
görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 14 ila 27nci
maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına söz isteyen Ahmet Duran Bulut, Balıkesir
Milletvekili.
Buyurun Sayın Bulut. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, ilgili yasanın ikinci bölümü
üzerine konuşmak istiyorum, düşüncelerimi açıklıyorum.
Değerli milletvekilleri, tam
yeterince hazırlanmadan, ilgili uzmanların görüşü
alınmadan, birçoğunuzun bile Genel Kurulda öğrendiği, size
dağıtılan kitapçıklarda öğrendiği bu yasa
tasarısını değerlendirmeye başlarsak; bu zamana kadar
yapılan değerlendirmelerde hiçe saydığınız, fikirlerine
değer vermediğiniz muhalefetin bu yasa tasarısı içerisinde
önemle üzerinde durduğu noktaları, böyle birkaç tanesini
belirlerseniz, bu noktalarda uzlaşmaya, anlaşmaya gitmeden inatla,
illa dediğim dedik noktasında, grup başkan vekillerinin
önerisini Komisyondaki uzlaşma ortamını bile daha sonra
Sayın Başbakanın direktifleriyle geri alıp, silerek okula
başlama yaşını değiştirip,
anlaşmazlığı körüklemeye çalışmanızla,
eğitim gibi geleceğimizi ilgilendiren bir konuda, gençlerimizin
geleceğini ciddi tehditlerle baş başa bırakmış
oluyorsunuz.
Değerli milletvekilleri,
Türkiyede üstün zekâlı çocuk dediğimiz, sistemin bugüne kadar tespit
edebildiği yaklaşık 400 bine yakın üstün zekâlı çocuk
vardır. Bu çocukların sadece yüzde 10u okullarda değil, bilim,
sanat merkezi adı verilen ve Türkiyede sayıları çok az bulunan
yerlerde, okul dışlarında bilgileri, becerileri, yetenekleri
geliştirilmeye çalışılmaktadır. Amerika, Rusya gibi
büyük ülkelerde, güçlü ülkelerde, süper devletlerde üstün zekâlı
çocukların tespiti, bunların değerlendirilmesi eğitimin en
önemli unsurudur. Sistemimiz bunları yok saymakta. Özel eğitime
muhtaç çocuklara devlet destek verirken gerçekten özel eğitime ve
desteğe ihtiyacı olan bu çocuklara, bu sistem, getirilen tasarı
hiçbir yer vermemektedir.
Okul öncesi eğitim zorunlu
olması gerekirken bunu sistemin dışında bırakıp
yine, 4+4+4 şeklinde, kim ortaya çıkarmış, neden 4, 4;
neden farklı değil; hangi bilimsel veriler, bilgiler, bulgular size
böyle bir tasarı, böyle bir sayı, böyle bir rakam, böyle bir süreç
getirtmeye zorunlu kıldı bilemiyorum. Bildiğim bir büyüğüm,
60 ihtilalinden sonra, Millî Eğitim Bakanlığına
gittiğinde, Millî Eğitim Bakanlığında yabancı
birilerini gördüm, sordum: Bunlar kim? diye dediğimde, Amerikalı
uzmanlar. dediler bana. Ne işi var bu Amerikalı uzmanların
Millî Eğitim Bakanlığında? dediğimde, Yeni
eğitim sistemini oluşturuyorlar. diye ifade ettiler
Hükûmetimizin örnek
aldığı, dünyada yüz yetmiş yedi ülkede okula başlama
yaşı altı ve yedi yaş olmasına rağmen, örnek
aldığı hangi ülke ise bunu beş yaşına
indirgemektedir. Bütün bilimsel veriler bir çocuğun el
kaslarının gelişimini yetmiş iki ay belirlemesine
rağmen, inatla altmış ayda ısrar ediyorsunuz.
Altmış aylık çocuklar, gelişmiş ülkelerde,
çocukların sağlıklı beslenmelerinin
sağlandığı, her çocuğun tek tek takip edilerek
ekonomik seviyelerinin zaten kalkınmış olması sebebiyle bu
çocukların zekâ gelişimlerinin, fiziki gelişimlerinin
sağlandığı o ülkelerde uygulanması -oralarda- uygun
olabilir ama Türkiyede açlık sınırının altında
yaşayan 20 milyon köylünün, 10 milyon emeklinin, 2 milyon memurun,
sayıları 6 milyona yaklaşan işsizin bulunduğu bir
ortamda çocuklarını geçindirmekte zorluk çeken bu ailelerin
çocuklarını nasıl oyun çağında, beş
yaşında eğitime alırsınız? Bu çocuklara ne
verebilirsiniz bu okulda? Büyük çocuklarla aynı ortamda eğitime
sokmaya çalıştığınız, eğitim vermeye
çalıştığınız bu çocuklara hangi öğretmen, ne
verebilecek? Yaşayarak göreceksiniz, belki burada olmayacaksınız
o zaman ama dışarıda göreceksiniz. Bu
yaptığınız, Türkiyede, millî eğitimde Türk millî
eğitimine bir kayıp nesil olarak geçecek, birkaç yıl sonra -on
yılı bulmaz- yeniden bunu değiştirmeye
çalışacaksınız. Aklın yolu bir. Daha önce uygulanan,
Vehbi Dinçerler zamanında uygulanan bu sistemin ne kadar yanlış
sonuçlar verdiğini bilmemize rağmen inatla döndük tekrar oraya. Kim
dayatıyor bunu; anlamış değilim.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede hâlihazırda
zaten eğitimin çok büyük eksikleri var. Biz birleştirilmiş
sınıf dediğimiz yani şubelerin birleşmesi değil,
1inci, 2nci, 3üncü sınıfların birleştiği, 1
öğretmenin bu sınıflara ders verdiği
Türkiyedeki okul
sayısına baktığımızda, 10.413 derslik var, 8.437
okulda ikili eğitim yapıyoruz. Biz mevcudu götüremiyoruz, mevcudun
üstüne sanki yeni, farklı bir şey ekliyormuşçasına yeni bir
sistem getiriyorsunuz. Mevcudu düzeltmek değil, temelli kargaşaya
sokmak için bunu yapıyorsunuz. Mevcut Millî Eğitim
Bakanlığının verilerine göre 108 bin öğretmene ihtiyaç
var sistemde. 63 bin ücretli öğretmenle, yani açlık
sınırının altında para alan, ücret alan ama öğretmenim
diye o okullara giden, ailesinden aldığı yardımlarla okula
giden, neredeyse eğitimin ırgatları dediğimiz insanlarla,
ucuz işçilikle eğitimi götürmeye çalışırken hangi planı,
hangi programı, hangi metodu getirirseniz getirin bunun
başarılı olması mümkün değildir.
Sayın Bakan yenilikçi,
Bakanlıkta birtakım yenilikler yapıyor. Faydalı olan
yönleri de var, yaptığı faydalı işler de var ama
eğitimin hafızasını kaybediyoruz, dünden tecrübe
almıyoruz ve bilinmez bir meçhule doğru geleceğimizi sürüklemeye
çalışıyoruz. Bunun yanlışlığını
ifade ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her ortamda, komisyonlarda bu
tasarıyı olgunlaştırmaya çalıştık, ana
muhalefet partisi aynı duygularla olgunlaştırmaya
çalıştı ama Hükûmet nasıl bir inat içerisindeyse
muhalefetin hiçbir teklifini, tenkidini, eleştirisini dikkate almadan,
inatla Genel Kurula getirdi. Buradan çıkacak. Evet, belki eğitime
faydalı olacak birçok konunun içerisine eleştirileri dikkate almadan
bu kanunun çıkmasıyla, sonunda yeniden düzeltilmesi, yeniden buraya
getirilerek değiştirilmesi mecburiyeti olacak.
Üniversite sınavlarını
kaldıracağız. diyor Başbakan. Tasarı
getirmişsiniz, neden kaldırmıyorsunuz? Pazar günü
çocuklarımız üniversite sınavına girecekler. Aileler,
çocuklar büyük heyecan içerisinde. Buradan onlara başarılar
diliyorum. Onlar işsizliklerini dört veya beş yıl ertelemek için
üniversiteye giriyorlar. 300 bin öğretmenin iş beklediği gibi,
bu çocuklarımız üniversiteye girecekler, bu sistemin içerisinde yine
meçhule doğru gidecekler. Bir iş yapacaksak düzgün yapalım,
tarihe burada not düşülüyor. 24üncü Dönem milletvekilleri olarak,
iktidarıyla, muhalefetiyle ortaklaşa bir şey çıkması
gerekirken bunu siz zora soktunuz, bunu çıkmaza soktunuz iktidar
milletvekilleri. Kendi iradenizle karar verdiğinize inanamıyorum.
Tasarının ülkemize
hayırlar getirmesini yine diliyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bulut.
Şimdi, söz sırası
Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz isteyen Adil Kurtta,
Hakkâri Milletvekili.
Buyurun Sayın Kurt.
BDP GRUBU ADINA ADİL KURT
(Hakkâri) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinizi selamlıyorum.
Öncelikle ben sizlerle bazı
veriler paylaşmak istiyorum, sonra bu verileri kendi cenahımdan
değerlendirmeye çalışacağım.
8 milyonluk Azerbaycanda bir
kitabın basılış tirajı 100 bindir, 75 milyonluk
Türkiyede bir kitabın basılış tirajı 2 bin ile 4 bin
arasındadır. 75 milyonluk Türkiyede sadece 70 bin kişi sürekli
düzenli kitap okuyucusudur. Bizdeki düzenli gazete okur sayısı
oranı yüzde 22. Japonyada bir yılda bir kişi 25 kitap okuyor,
İsviçrede 10 kitap okuyor, Fransada 7 kitap okuyor. 75 milyonluk
Türkiyede bir kişi yılda kaç kitap okuyor, onu da sizinle
paylaşayım. Ortalama, on yılda 1 kitap okunuyor.
Verileri devam ettireceğim:
Japonyada halkın yüzde 14ü düzenli kitap okuyucusu, Amerika
Birleşik Devletlerinde yüzde 12 düzenli kitap okuyucusu, İngiltere
ve Fransada yüzde 21 düzenli kitap okuyucusu, Türkiyede on binde 1 düzenli
kitap okuyucusu!
MUHARREM İNCE (Yalova) Bir de
Meclisi söyle istersen, milletvekillerini.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani
kütüphaneden kitap alıyorlar mı, almıyorlar mı?
ADİL KURT (Devamla) Şimdi,
bu veriler sekiz ay öncesinin verileri yani güncel veriler aslında,
Türkiye'nin güncel verileri.
Bu tasarıda -Millî Eğitim
Bakanlığımızın bürokratları aslında bu
verilerden haberdarlar. Hepimizin malumu bu veriler- sanırım şöyle
bir kanıya vardılar: Nasılsa bizim ülkemizde kalem işe
yaramıyor, nasılsa kalem, kullanılan bir aygıt olmaktan
çıkmış, işimize yaramıyor,
çocuklarımızın çantasında iyisi mi kalem
olacağına başka şeyler koyalım çantaya. Ne
koyalım? dediler, kalemin yerine tornavidayı koydular, penseyi
koydular, levyeyi koyuyorlar. Bu tasarı kabul edildiği zaman,
çocuklarımızın çantalarına kalem yerine bunları
koymuş olacağız.
Bu veriler, aslında, Türkiye'de,
Sayın Bakanın dediği gibi eğitim sisteminde bir düzeltmeye
değil, köklü bir reforma ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor. Köklü bir
reform gerekiyor ama köklü bir reform da getirilen bu kanun teklifiyle mümkün
görünmüyor. Çünkü üç gündür üzerinde tartışıyoruz ve bu kanun
teklifinin, maalesef, içeriğini, müfredat boyutunu zenginleştirmeye
dönük fikir beyan etmek yerine, şeklî değişim üzerine burada
alabildiğine tartışmalar götürülüyor, alabildiğine seçmene
selam gönderilmeye çalışılıyor.
Eğer gerçekten, eğitim
sistemimizin çağdaş, demokratik, laik bir eğitim sistemi olmasını
arzuluyorsak, o zaman eğitim sistemimizdeki tekçi mantaliteyi bir tarafa
bırakacağız, tekçiliği bir tarafa
bırakacağız; eğitim sistemimizde asimilasyonu
reddedeceğiz, asimilasyonun olmaması gerektiğini ifade
edeceğiz; Bunların olması gerekir. diyeceğiz.
Eğitim sistemimizde,
çocukları, öğrencileri bilgi deposu durumuna getirmek,
ezberciliği dayatacak bir sistem olmaktan çıkarıp yol gösterici,
eğitici yanlarının olması gerektiğini ya da bunun
üzerinde durulması gerektiğini savunmak durumunda olmamız gerekiyor
ama biz burada Çocuklarımız zaten dünyayı
algılayamıyorlar, onlar dünyadan bir şey anlamazlar, onlar
yerine en iyisini de biz düşünürüz, onların ne olacaklarına da
biz karar veririz. mantığıyla hareket ederek onların
iradesine de geleceğine de ipotek koyma arayışı
içerisindeyiz.
Mesele 4+4+4 değildir. Bu sistemin
getiriliş biçimi, tartışılış biçimi, kesinlikle
Türkiyede eğitim sisteminin sorunlarına çözüm bulma konusunda derman
olmayacaktır, hiçbir şeye ilaç olmayacaktır.
Eğitim sisteminin gizemini,
rakamları peş peşe dizmekte aramaktan vazgeçmek gerekir. Çözüm,
eğitim sisteminde köklü zihniyet değişimine gitmektir. Bu
zihniyet değişimini yakalamamız gerekiyor.
Türkiyede, değerli milletvekili
arkadaşlarım, asimilasyon politikaları üzerine bugüne kadar
söylenmiş çok şey var, asimilasyon üzerine, asimilasyonun
yarattığı mağduriyet üzerine söylenmiş çok şey
var. Hepinizin çocukları var, çoğunuzun torunları da var. Bir
Kürt olarak buradan sizlere şunu soruyorum: Eğer ki okullarda
sizlerin çocuklarına her sabah şunu dedirtmiş olsaydık
kabul eder miydiniz, Varlığım Kürt varlığına
armağan olsun. dedirtmiş olsaydık gerçekten kabul eder
miydiniz? Bu zulümden niye vazgeçilmiyor? Neden benim çocuğum, neden Kürt
çocuğu her gün, her sabah bu zulme maruz kalsın, kendi
varlığını sizin çocuklarınızın
varlığına armağan etsin?
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ayrımcılık
yapıyorsun, ayrımcılık. Irkçılığı sen
kendin yapıyorsun.
İSMAİL SAFİ
(İstanbul) O başka bir şey
ADİL KURT (Devamla) Ben Türk
değilim efendim, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürtüm.
Siz kendinizi öyle görebiliyorsanız o sizin sorununuz. Ben Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürtüm. Böyle kabul etmek
durumundasınız ve benim çocuğum senin çocuğuna
varlığını armağan edemez. Bu zulmü benim çocuğuma
yapamazsınız. Bu zulümdür, bu vicdansızlıktır. Bunun
önüne geçmemiz gerekiyor.
Eğer gerçekten eğitim
sisteminde bir reforma ihtiyaç duyuyorsanız, gerçekten bir daha yapboz
tahtasına dönüştürülecek bir sistem kurgulamak istemiyorsanız
bunu bu şekilde, özgürlükçü, demokratik bir mantaliteyle çözmemiz
gerekirdi. Böyle oldubittiye getirmemek gerekirdi. Ne oluyor bunu bu
şekilde tartışıyorsunuz, sorunu çözmüş mü oluyorsunuz?
Hayır, çözmüş olmuyorsunuz.
Esasında şu anda, bu sistemin
bu şekilde getirilmesiyle birlikte siz yeni anayasa
çalışmalarına da ipotek koymuş oluyorsunuz. Bu, yeni anayasa
çalışmalarının içeriğine de ilişkin bir
müdahaledir. Demokratik eğitim sistemini gerçekten inşa etmek
istiyorduysanız, o zaman önümüzde anayasa çalışmaları var,
yeni anayasa çalışması var, o anayasa çalışmaları
yapıldıktan sonra getirirdiniz bu sistemi, en azından
Anayasayı tartıştığımız kadar eğitim
sistemini de tartışma fırsatını bulurduk. Bu yöntemle,
bu yolla biz bir daha, her bakan değiştiğinde ya da her iktidar
değiştiğinde eğitim sistemini yeniden düzenlemek ya da
restorasyondan geçirmek durumunda kalmazdık. Bunu yapmakla
çocuklarımızın geleceğini çalıyoruz.
Bakınız, diğer teferruat
konuların hiç birine girmiyoruz. Ama içeriği
tartışılmayan, içeriği bilinmeyen, bu ülkenin
geleceğine, geleceğini nereye taşıyacağına,
rotayı nereye çevireceğine kani olmadan böylesi önemli bir konuyu
oldubittiye getirmek, bu Meclisin görevi değildir. En başta sizlerin
buna müdahale etmesi gerekiyor. Bunun bu şekilde olmaması gerekiyor.
İçinizde eğitimciler var. Bu sistemin bu şekilde
işlemeyeceğini, problem yaratacağını sizler de çok iyi
biliyorsunuz. Ama tartışma imkânı
bulamadığınız için, tartışma imkânı
bulunmadığı için bu şekilde bir oldubittiye getirildi ve
şimdi, sakat bir kanun çıkarmış oluyoruz. Sakat bir sistemi
çocuklarımızın önüne koymuş oluyoruz.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kurt.
Bölüm üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz isteyen Metin Lütfi Baydar, Aydın Milletvekili.
Buyurun Sayın Baydar. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA METİN LÜTFİ
BAYDAR (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiyenin sokaklarında seslerini iktidara duyurmak isteyen
öğretmenlerimize biber gazı ve copu reva gören Hükûmete ve emri veren
bakanı kınayarak sözlerime başlamak istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar) Öğretmenlerimize, eylem
gerçekleştiren öğretmenlerimize bir şiirle destek vermek
istiyorum:
Onlar ümidin
düşmanıdır, sevgilim,
Akar suyun,
Meyve çağında ağacın,
Serpilip gelişen hayatın
düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını
alınlarına:
-çürüyen diş, dökülen et-
bir daha geri gelmemek üzere yok olup
gidecekler.
ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu
sallaya sallaya,
dolaşacaktır en
şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet... (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, hayatı
algılamanız nereden baktığınıza
bağlıdır. Siz hayata iyi bir yerden bakmıyorsunuz. Büyük
ölçüde mesleki eğitim gerekçesine dayandırdığınız
bu tasarı, toplumun ihtiyaçlarını düşünmeden ve yeterince
tartışma ortamı yaratılmadan
hazırlanmıştır. Bunu, burada yapılan birçok eleştiride
de yerinde izleme fırsatı bulduk.
Getirdiğinizi ifade
ettiğiniz çözümler, mesleki eğitimde ve temel eğitimde
kalabalık sınıflar, mesleki eğitimin ciddi düzeyde
cinsiyetçi olarak yapılanmış olması, kız
öğrencilerin mesleki eğitime katılımlarının ciddi
oranda düşük olması, mesleki eğitimde uygulama ve staj
eksikleri, istihdam ihtiyaçlarıyla bağlantı kurulamaması,
müfredatın meslek odalarıyla tartışılmadan
hazırlanması gibi sorunlara çözüm beklentilerini
karşılamaktan uzaktır.
On iki yıllık
kademeli zorunlu eğitimi meşrulaştırmak için çocukları
mesleğe yöneltme gibi bir gerekçenin ileri sürülmesi, yapılmak
istenen asıl değişikliklerin üstünü örtme amacı
taşımaktadır. Türkiyedeki mevcut eğitim sisteminin
yapısı ve niteliği göz önüne alındığında, on
yaşına gelmiş bir çocuğu mesleki alanlarda tercih yapmaya
zorlamanın hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Soyut
düşüncenin henüz oturmadığı, ilgi ve yeteneklerin yeterince
belirlenmediği bu yaş grubunda mesleğe yönlendirme
çocuklarımızın geleceğine konulan kaldırılamaz
bir ipotektir. Öğrencilerin hayatlarını tümüyle etkileyecek
böyle bir kararı bireysel olarak alamayacakları bir yaşta
yönlendirmeye tabi tutulmaları otoriter faşist bir uygulamadan
başka bir şey değildir.
Bu yasada dert, mesleki
eğitimi güçlendirmek ve çekici hâle getirmek değildir, dert
başkadır. Yasa gerekçesinde de, 8inci sayfa 4üncü paragrafta,
çocukluk ve ergenlik dönemlerini insanın değer
yapısının henüz oturmadığı, temel ahlaki
normları ve sosyal davranış kurallarını özümseme
aşaması olarak belirtmenize
rağmen sekiz yıllık eğitim 4+4 olarak bölünmekte, mesleki
ve din eğitimi daha da küçük yaşlara indirgenmeye
çalışılmaktadır. Derdiniz yalnızca din eğitimi
olsaydı Gelin, sekiz yıllık eğitimin
kazanımlarına dokunmayın, din eğitimini
konuşalım, nasıl istiyorsanız tartışalım,
düzenleyelim. dediğimizde gelirdiniz, yanaşmadınız.
Buradaki esas amaç, dindar nesil yetiştirme vaadiyle -vaadiyle,
esasıyla değil- mutedil ve mütedeyyin
vatandaşlarımızı kandırıp kendinize seçmen
yetiştirmektir.
Ülkemizin yeterince din insanı
yetiştirecek okulu mevcuttur ama bu okullardan Ankara ve birkaç
gelişmiş il dışındakilerin ciddi öğretmen ve
kaynak sorunları var. Sokaklar işsiz öğretmen kaynıyor.
Sen, bu okullarda bilim ve fen derslerine, yabancı dil derslerine sokacak
öğretmen bulamıyorsun. Bunu görmek için herhangi bir ilin, herhangi
bir ilçenin imam-hatip lisesini ziyaret etmeniz yeterlidir. İmam-hatip
liselerinde okuyan öğrenciler, sizin on yıldır
uyguladığınız politikalar yüzünden kendilerini diğer
yaşıtlarından ayrışmış ve
dışlanmış hissediyorlar. Yanınızdan
ayrılmasınlar diye bunu bilerek yapıyorsunuz. Konuyu mesleki
eğitimi geliştirmek diye cilalıyorsunuz ama alttan alta da
kindar nesil ve kendinize seçmen yetiştirme projenizi hayata geçirmeye
çalışıyorsunuz. Milleti uyutuyorsunuz.
Ayrıca izlediğiniz sözde
muhafazakâr demokrat politikalarla kızlara da
ayrımcılığı meşrulaştırdınız.
Cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle kız
öğrenciler liseye devam etmiyorlar. 4+4 formülüyle sizin sayenizde
ilköğretim 2nci kademeye de devam edemeyecekler. Bu yasa büyük emeklerle
kurulan sekiz yıllık eğitimi bozan bir uygulamayı
öngörmektedir.
Mesleki eğitimi toplumun
ihtiyaçlarına göre belirleyelim, gelin tartışalım. dedik,
yine yanaşmadınız. Türkiyede mesleki eğitim,
yükseköğretimden ve istihdam piyasasından kopuk bir şekilde, sadece
bir kademelendirme aracı olarak ele alınamaz. Mesleki eğitim
yüksekokullarla örtüşecek bir sürekliliğe
kavuşmalıdır. Bölgesel kalkınmayı güçlendirecek ve
yerinden yönetime derinlik kazandıracak tematik bölge üniversiteleri
açılmalıdır. Organize sanayilerin içerisinde mesleki
eğitimle birlikte kümelenmeler yaratılmalıdır. Günümüz
toplumlarının ihtiyaç duyduğu insan gücü sadece meslek lisesi
mantığı ile oluşturulamaz. Bu nedenle, tematik bölge
üniversitelerinin açılması için, on yıldır
söylediğiniz ama yapmadığınız, YÖK Yasası
kaldırılarak yeni bir düzenleme yapılmalı, ülkemizde bir
eğitim seferberliği başlatılmalıdır.
Eğer sekiz yıllık eğitimi ikiye
bölerseniz dershaneciliği de 3üncü sınıfa kadar indirirsiniz.
İlköğretim 2nci kademede farklı okul türleri bulunduğundan
merkezî sınav sistemi kaçınılmaz olacak, çocuklar 2nci, 3üncü
sınıftan itibaren dershaneye gidecekler. TEDin
araştırmasına göre, ailelerin lise ve üniversitelere giriş
sınavlarına hazırlık için 2010 yılında
ödediği 16,7 milyar, yükseköğretim ve üniversiteler bütçesini ikiye katlamıştır.
On yıldır iktidardasınız,
iktidarınız süresince yabancı dil sorununa yönelik en ufak bir
çözüm adımı atılmamıştır. En fazla yabancı
dil eğitimi verip hâlâ dil öğretemeyen sistem sayesinde yabancı
dil kursları devasa bir sektöre dönüşmüştür.
AKP, eğitimde, mesleki eğitimi imam-hatipler
üzerinden çözmek gibi bir hata yapmaktadır. Mesleki eğitim, ulusal
kalkınma ve artan ara eleman ihtiyacını karşılamak
için tabii ki çok önemlidir.
Sizin 9uncu maddede verdiğiniz önergeyle
yaptığınız değişiklikteki derdiniz din
eğitimi değil. Dindar nesil de sizin umurunuzda değil. Siz,
yaşamı sizin gibi algılayan, klonlanmış gençler
istiyorsunuz; siz, kendinize klonlanmış seçmen istiyorsunuz. (CHP
sıralarından alkışlar) Tevhidi tedrisatı
kaldırıp hilafeti getirecek, laik cumhuriyeti dinamitleyecek bir
eğitim istiyorsunuz ama bu yasa halktan dönecektir. Laik Türkiye
Cumhuriyetinin adını değiştirmeden yıkmak üzere
getirdiğiniz eğitim yasasının altında kalacaksınız.
AKP, eğitimde, mesleki eğitimi sadece
Avrupayı Orta Çağ karanlığına götüren,
Osmanlıyı çöküşe sürükleyen mantık, bilimsel toplumun ve
ekonominin ihtiyaç duyduğu akılcı bir eğitimden
uzaklaşmak değil midir? Fatih, İstanbulu fethettiğinde,
kendisiyle birlikte İstanbula ilk getirdiği, bilim insanları ve
kütüphaneler olmamış mıdır? Fatih, Avrupanın
skolastik ve din temelli eğitim anlayışına mahkûm
olduğu dönemde bilimsel düşünceyi öne çıkararak
Osmanlıyı dünya devleti yapmamış mıdır? Bu kadar
Osmanlıcıyız diyorsunuz ama Osmanlının kötü
uygulamalarını örnek alıyorsunuz. Bu nedenle, dikkat edin, siz
de çökersiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli) Zaten çökmüşler.
METİN LÜTFİ BAYDAR (Devamla) - Sizin
mantığınız hep aynı. Kanunları ihale
yolsuzluklarında nasıl yakalanmam düşüncesiyle
yapıyorsunuz. Harun gibi gelip Karun olmakla, Rab deyip cebini
doldurmakla, kelimeişehadet getirip
ihale kapmakla, ulus açken tok yatmakla dindar olunmuyor değerli
arkadaşlar.
Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen
Naci Bostancı, Amasya Milletvekili. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Grup adına
benim söz isteğim vardı. Sayın Başkanım, AK PARTİ
Grubu adına söz isteğim vardı.
BAŞKAN Grup adına söz talebi yok.
Naci Bey, buyurun.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben şu arka tarafta oturuyorum. Aslında, arka
tarafta oturmak bu müzakereleri izlemek bakımından oldukça
fonksiyonel bir yer, çünkü müzakerelerin bir parçası olan Genel Kuruldaki
bu konuşmalar sırasında kullanılan dil, ön taraftakilere
sabır dileyeceğimiz bir dil. Bu dilin içinde neler var derseniz: Ahlaksızlık,
vicdansızlık, yüzsüzlük, utanmazlık, kurşun askerlik,
ceberutluk, totaliterlik
Bütün bunları dinlerken
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) Hangi dilden
anlıyorsanız o!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
İletişim bilimlerinde söylem analizi diye bir yöntem vardır;
kim, ne konuşuyor, hangi kavramlarla konuşuyor; buna ilişkin bir
analiz. Hakikaten, şu Meclis tutanaklarına ilişkin bir akademik
çalışma yapılsa, iktidarın ve muhalefetin dili bu
açıdan değerlendirilse hepimiz için zannediyorum çok öğretici
olur.
Değerli arkadaşlar, müzakere
her yerde sürer, müzakere her şekilde sürer. Müzakere yapılmıyor.
denilirken bile aslında yapılan, müzakeredir. İktidar
ilişkilerine müdahil olmak için insan, dilin çok çeşitli
imkânlarını kullanır. Hakaretler de müzakerenin bir
parçasıdır, ama nasıl konuşursanız, hangi dille
konuşursanız onunla şekillenir müzakere, o çerçevede yol
alınır.
ORHAN DÜZGÜN (Tokat) O tarafa anlat
Hoca, öğrendik biz, o tarafa anlat!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Bu müzakereler tabii ki kimi konularda uzlaşmaya, kimi konularda da
anlaşmamaya varacaktır. Uzlaşma dediğimiz, esasen,
bazı konularda uzlaşmak, bazı konularda da
uzlaşamadığımızı kabul etmek demektir. Her konuda
anlaşacak olsak ayrı partiler olmazdı, ayrı söylemler,
ayrı yaklaşımlar, ayrı politik ve toplumsal çevreler
olmazdı.
Uzlaştığımız
konular esasen üç aşağı beş yukarı belli. Mesela 2nci
dört yıla ilişkin açık öğretim durumu ortadan
kalkmış oldu, bunu muhalefetten de söylediler. Başka
uzlaştığımız konular da var.
Elbette
uzlaşamadığımız hususlar da var. Bunlardan birisi
kesintili ve kesintisiz kavramlarına ilişkin.
MUSA ÇAM (İzmir) Biber gazı
uzlaşma mı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Eğer metne bakacak olursanız, buradaki kesintisiz vurgusunun
kaldırılmasından bahseder. Esasen bu kesintisiz sözünün
çağrıştırdığı bir politik repertuar
vardır. İşin bilimsel ve pedagojik yanları kadar,
çağrıştırdığı o siyasal repertuvar
dolayısıyla bugün iktidar kesintisiz ifadesini oradan
kaldırmaktadır. Bunu böyle bir bağlam içerisinde okumak gerekir.
Değerli arkadaşlar,
kullandığımız dil gerçekten müzakereler bakımından
önemlidir. Ben Meclise ilk geldiğim sıralarda burada CHPnin bir
sayın sözcüsü Habermastan bahsetmişti. Ben de Meclisin
çatısı altında Haberması duyunca dedim ki: Onun
iletişim bilimlerine ve müzakereye çok önemli katkılarından
birisi olan iletişimsel eylem kuramından da herhâlde bu
arkadaşlar haberdarlar ve bu çerçevede muhalefetten çok, rafine ve estetik
bir dille o müzakerelerin geçeceği bir Meclise geleceğim ama gördüm
ki böyle bir rafine ve estetik dil ne yazık ki yok, keşke olsa. (CHP
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen hep böyle
anlatıyorsun da senin adamların tekme atıyor bize, tekme!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Şunu söyleyeceğim, bir örnek: Naziler döneminde Nazilerin çok
meşhur bir marşı vardır arkadaşlar. Bir de Nazilerin,
sizlerin de çok iyi bildiği
(CHP sıralarından gürültüler)
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Hocam,
utanacağın laflar etme bak!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Komisyonda tekme
yedik biz, tekme attı bunlar bize!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Lili
Marleen diye bir şarkısı vardır. Lili Marleen
şarkısı Zagreb radyosunda -Ahmet Kayanın
şarkılarında da vardır- her akşam
(CHP
sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hocam, sen
Komisyonda da bunları söyledin ama senin adamların tekme attı
bize, tekme yedik biz, tekme!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
09.55te savaş boyunca çalınmıştır. Nazilerin
çıkarttığı bu şarkı
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Komisyona gel, Komisyona!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) -
daha sonra müttefiklerin tarafına geçmiştir, hem Naziler
söylemiştir Lili Marleeni hem müttefikler. Lili Marleende, savaşa
giden bir askerin bir karakolun önünde geceleyin lambanın altında
sevgilisinden ayrılışı anlatılır. Nazi
marşında ise
(CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Ya, ne
anlatıyorsun sen ya! Sen bunları anlatıyorsun da tekme
atıyor bunlar ya!
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Hocam, iyi ahlaktan bahsediyorsan Komisyona gel, Komisyona!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen bunlardan
bahsediyorsun, senin adamlar tekme atıyor, nasıl olacak bu iş?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Neyi anlatıyorsun sen ya!
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Ne anlattığımı anlayacaksınız.
Nazi marşında ise Ben
düşersem eğer
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Hocam, iyi ahlaktan bahsediyorsan Komisyona gel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen felsefe
diyorsun, bunlar tekme atıyor! Nasıl olacak Hocam, nasıl olacak?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Ortak dili kullananlar sınırları aşar, tıpkı AK
PARTİnin aştığı gibi, yüzde 50nin arkasında bu
vardır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bostancı,
teşekkür ediyorum.
FATMA NUR SERTER (İstanbul)
Komisyonda döverken mi?
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) AK
PARTİnin yeni ortak dili tehdit mi?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla)
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bostancı,
teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
İnce.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Hocam, bak,
akıllı olacak! Telefon açtı, özür diledi. (CHP
sıralarından Özgür
, Özgür
sesleri) Telefon açtı, Kusura
bakma. dedi, Yanlışlıkla yaptım. dedi.
BAŞKAN Sayın İnce,
lütfen sayın milletvekillerini bir oturtun. Bir oturtun lütfen
MUHARREM İNCE (Yalova) Ben bir
şey söyleyeceğim
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen tekme
attın!
FATMA NUR SERTER (İstanbul) Çok
zariftiniz Komisyonda!
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sen bana tekme
attın, tekme!
(CHP ve AK PARTİ
sıraları arasında karşılıklı laf atmalar,
gürültüler ve birbirleri üzerine yürümeler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.33
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 21.46
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Muhammet Bilal
MACİT (İstanbul), Tanju ÖZCAN (Bolu)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin
Dördüncü Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Az önce,
ara vermeden önce
Aynen söylüyorum: Burada kullanılan dil için ön
sıralardaki arkadaşlara sabır diliyorum çünkü bu dil
ahlaksız, ceberut, kurşun asker dilidir, muhalefetin dili böyledir.
Çok açık
OKTAY VURAL (İzmir) O kendisine
konuşmuş herhâlde. Öyle atıfta bulunan kendisini tarif
etmiş, olsa olsa kendi grubunu tarif etmiştir.
BAŞKAN Buyurun Sayın
İnce.
Lütfen, yeni bir sataşmaya mahal
vermeyelim.
İki dakika süre veriyorum.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
3.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Amasya Milletvekili Mehmet
Naci Bostancının ifadelerine ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ahlak dersi kimseden alacak hâlimiz yok
ama bizim ahlak anlayışımız da şu: Ahlak yetim
hakkı yememektir. Ahlak ihale takip etmemektir. Ahlak bir kanun
çıkarırken çocuklara verilecek bilgisayarların
alımını Kamu İhale Kanunu dışına
çıkarmamaktır. Ahlak haram, helal bilmektir. Ahlak Twitterda
ahlaksız mesaj atmamaktır. (CHP sıralarından
alkışlar) Ahlak kimsenin telefonlarını dinlememektir. Ahlak
sahte delillerle insanları hapishanelerde çürütmemektir. Ahlak iktidar
gücünü kötüye kullanarak muhalefeti, kendisine muhalif olan bütün
kurumları ezmemektir. Ahlak kısa yoldan zengin olmamaktır. Ahlak
fakir fukaranın fitre ve zekât paralarına göz dikmemektir. Ahlak
Deniz Feneriyle fakir fukaranın parasını iç etmemektir. Ahlak
Bosna paralarını yememektir. (CHP sıralarından
alkışlar)
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
İSKİ!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Sizden
alacak ahlak dersimiz yok. Sizden alacak ahlak dersimiz yok!
NUREDDİN NEBATİ
(İstanbul) Bizim de verecek dersimiz yok.
MUHARREM İNCE (Devamla) Bence
sizin iyi bir ders almaya ihtiyacınız var. Çok iyi bir ders almaya
ihtiyacınız var.
Bakın, az önce söyledi Aytuğ
Atıcı Arkadaşımız. Hiç merak etmeyin, bu dünyanın
hesabını öbür dünyaya bırakacak hâlimiz falan yok. Onun
hesabını Allaha verirsiniz, o ayrı.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) Veriyoruz zaten.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ama siz
bu millete hesap vereceksiniz.
Şimdiden sonra, her maddede
çıkan arkadaşım
Siz, neden, bu alınacak malzemeleri Kamu
İhale Kanunu kapsamı dışına çıkarıyorsunuz,
neden? Neden, ta on beş yılı da hesaplıyorsunuz?
Milyarlarca dolar para yapıyor. Neden bunu kaçırıyorsunuz? Madem
böyle bir niyetiniz yok, getirin önergeyi, Kamu İhale Kanunu içine dâhil
edelim bunu. Niye alamıyorsunuz? Bunu alamayanlar bize ahlak dersi
veriyor!
Teşekkür ederim Sayın
Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın İnce.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, o maddeler, bahsedilen maddeler teklifin 24
ve 25inci maddeleri. Orada konuşacağız ama çıkan
arkadaşlarımız bir şekilde
OKTAY VURAL (İzmir) Maddede
konuşma yok.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) İzin verin.
OKTAY VURAL (İzmir) Maddeler
üzerinde konuşma yok.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Önergemiz var Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Maddede
konuşacağız. dediniz de, yok. Temel kanun olduğu için
bölümler üzerinde konuşma var.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Arkadaşlar
eğer istiyorlarsa neden o düzenlemenin önerildiğini ben
açıklayayım Sayın Başkanım.
BAŞKAN Anlaşılmadı Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Yani neden
FATİH Projesiyle ilgili alımların 2015 sonuna kadar özel
alım yöntemlerine dönüştürüldüğünü ve İhale Kanunu
kapsamı dışına
çıkartıldığının gerekçesini ben
açıklayayım Sayın Başkanım.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) 2015 değil
2030.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Soruyorlar
çözümü, çok merak ediyorlar.
BAŞKAN Madde gelince konuşulacak Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Hayır,
onu söylüyorum, madde gelince konuşacağız ama gelmeden
BAŞKAN Hayır, Sayın Canikli, lütfen,
sataşma nedeniyle çıktıysanız o ayrı bir konu.
Şimdi, bölüm üzerinde Komisyon adına Komisyon
Sözcüsü
OKTAY VURAL (İzmir) İhaleyi kime
verdiğinizi açıklayın.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Sayın
Başkan, çok kısa bir
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Ne diye açıklama
yapacaksınız Sayın Bostancı?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Biraz önce
Sayın İncenin yapmış olduğu açıklamaya
katkı mahiyetinde.
BAŞKAN Katkı mahiyetinde açıklama olmaz
ki, lütfen Sayın Bostancı
MAHMUT TANAL (İstanbul) Böyle bir usul yok
Sayın Başkan, öyle bir usul yok ki. Katkı diye bir usul mü
var?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Kısa bir
açıklama
BAŞKAN Sayın Bostancı,
karşılıklı açıklamalar olmaz. Eğer Sayın
İncenin sizinle ilgili sataşma iddianız varsa onu söylersiniz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Benim ahlak dersi
verdiğimi ima eden bir yaklaşımla konuştu. Ben de buna
ilişkin
Burada bir sataşma var.
OKTAY VURAL (İzmir) Nerede sataşma var ya?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) Bu çerçevede çok
kısa bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN Bölümü görüşüyoruz Sayın
Bostancı lütfen
Teşekkür ediyorum.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Komisyon adına Komisyon Sözcüsü
Kocaeli Milletvekili Fikri Işık söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Işık. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 199 sıra sayılı Kanun
Teklifi üzerine Komisyon adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, gerçekten Türkiyede zorunlu eğitimi on
iki yıla çıkaran, eğitimi ilkokul, ortaokul ve lise olarak üç
ana kademeye ayıran ve her kademede -ısrarla üzerinde vurgulayarak
söylüyorum- program bütünlüğünü esas alan ve -belki ikinci bölümün en
önemli maddelerinden biri olan- yavrularımızın hiçbir
aşamada yaptıkları tercihten dolayı ayaklarına pranga,
ellerine kelepçe vurulmasını engelleyen, bunu kanuni teminat
altına alan kat sayı adaletsizliğinin ortadan
kaldırılmasını hükme bağlayan kat sayı
düzenlemesi bu kanun metnine giriyor.
Bakınız, Türkiyede 28
Şubatın, maalesef, sadece ve sadece, imam- hatip liselerine olan
talebi kırmak için meslek liselerine kat sayı barikatı, kat sayı
duvarı getirdiğini ve bundan dolayı meslek liselerinin
perişan olduğunu, meslek liselerine olan talebin dip
yaptığını ve o gün 28 Şubat sürecine hararetle destek
veren gerçekten birtakım çevrelerin bunun ülkeye ne kadar pahalıya
mal olduğunu görüp
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Neye mal oldu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) -
Meslek lisesi memleket meselesi sloganıyla bir proje
başlattıklarını ve yapılan yanlıştan
döndüklerini biliyoruz. Bugün, meslek liselerinden kat sayının
kaldırılmış olması haberi bile gerçekten meslek
liselerine olan talebi patlattı
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Nerede?
Yapmayın Allah aşkına!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) -
ve şu anda, 28 Şubat öncesinin meslek liseli olarak
rakamlarına ulaştık.
Haydar Bey, bunu senin
arkadaşların biliyorlar, sen onlardan öğren.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ben de
biliyorum, ben de!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, burada, bir
konunun özellikle ve ısrarla, bu ülkenin bir evladı olarak
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Senden fazla
biliyorum.
BAŞKAN Sayın Akar
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) -
bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir üyesi olarak
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Şu ihale meselesini açın, ihale meselesini!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Zorla
yolluyorsunuz çocukları oraya, çocuklar okulu bırakıyorlar.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) -
FATİH Projesiyle ilgili konuyu müsaade ederseniz sizinle
paylaşmak istiyorum ve bu kadar önemli bir konunun Meclis
kayıtlarına özellikle girmesini arzu ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
biz, bırakın geçmişi, yakın tarihte pek çok
fırsatı, eften püften meselelerle veya iç siyasi meselelerle
kaçırmış ve ondan sonra da ah edip, vah edip Keşke
şöyle olsaydı, keşke böyle olsaydı, keşke şunu
yapmasaydık. diye kendi kendimize dövünmüş bir milletin evlatlarıyız.
Bakın, 1930ların sonu, dünyada uçak sanayisi hızla
gelişiyor ve -uçak sanayisi ki teknolojik gelişimin motoru-
Türkiye'nin de maalesef devlet bütçesinden uçak alacak parası yok. O
zamanın zengin iş adamları
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Niye?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) - Niye olduğunu siz biliyorsunuz.
Zengin iş adamları
geliyorlar, zengin iş adamlarına, devlet yetkilileri Ne olur, bir
uçak alın, devlete bağışlayın diyor. Nuri
Demirağ diye, bugün torunu bizim milletvekilimiz olan Nuri Demirağa
da geliyorlar. Diyorlar ki; Ya bir uçak alıp devlete
bağışlar mısınız? Ya ne demek, biz niye uçak
yapmıyoruz diyor ve projeyi başlatıyor. O projenin sonunda Nuri
Demirağ, bildiğim kadarıyla on iki tane uçak yapıyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim
kapattı o fabrikaları söylesene?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) İstanbuldan Sivasa uçuyor.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim
kapattı o fabrikaları?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) İstanbuldan Eskişehire uçuyor ve Türkiyenin ilk uçak
sanayisini kuruyor hem de İstanbulda Beşiktaşta kuruyor.
Maalesef, maalesef
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim
kapattı o fabrikaları?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK (Devamla)
Söyleyeyim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Söyle, söyle
kim kapattı uçak fabrikalarını Türkiyede.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Nuri Demirağ bir hata yapıyor, yaptığı
hata şu: Millî Kalkınma Partisi diye Türkiyenin ilk muhalefet
partisini kuruyor. Sen misin parti kuran; üzerine gidiliyor, dünyadan sekiz
tane sipariş alınmış, dünyadaki siparişler iptal
ediliyor, Türk Hava Kurumunun aldığı siparişler iptal
ediliyor ve Nuri Demirağ batırılıyor.
Bakın değerli
hemşehrilerim
OKTAY VURAL (İzmir)
Hemşehriler mi? Aziz hemşehrileri, size sesleniyor!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
bugün bir Amerika, savunma sanayisine verdiği destekle,
devlet ihtiyaçlarını savunma sanayisi
aracılığıyla karşıladığı için
bugün süper güç hâline geldi, bunu sizler çok iyi biliyorsunuz.
Daha sonra, bugün her zaman örnek
aldığımız Güney Kore bu modelle bir teknoloji devi hâline
geldi ve biz, o gün
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Bu, çok yanlış, çok eksik bir bilgi ya!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
eğer devlet olarak bıraksaydık dünyadan
sipariş alınanları iptal etmeyi
OKTAY VURAL (İzmir) Aziz
hemşehrim, yanlış bilgi veriyorsun!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
biraz daha biz sipariş verseydik bugün belki Türkiye uçak
sanayisinde dünyanın en önemli ülkelerinden biri olacaktı. Biraz daha
yakın tarihe gelelim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kim
kapattı o fabrikaları söyler misin, kim kapattı?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki değerli
arkadaşlarım, hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki 1960ların
başında Devrim otomobili hikâyemiz var bizim değil mi, Devrim
otomobili. O dönemde gerçekten çalışmışlar, gayret
etmişler, çok kısa bir sürede Devrim otomobilini yapıyorlar.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teklife gel teklife!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Efendim, ilk gösteride benzin konulması unutuldu, Türk
aklıyla otomobil yapılır mı gibi bir safsatayla, hiç
doğru olmayan
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Sayın Başkan, teklifle ilgili konuşsun. Teklife gelsin
teklife.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Çünkü ikinci otomobille Cemal Gürselin Anıtkabire gittiğini
biliyoruz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Fikri Bey, bu şekilde teknoloji geliştirilmez, yanlış ve
eksik bir bilgi bu.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Bakın, ne oldu biliyor musunuz? Siz niye
uğraşıyorsunuz otomobil yapmakla, biz size ucuza veririz, niye
yapıyorsunuz denildi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Tamam
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Yazık, halka yazık ya!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
ve
Türkiye'nin, 1960lı yıllarda o dünyada otomobilin seri üretimi
hızla ilerlerken Türkiye'nin bir yerli otomobil markasına
kavuşması engellendi.
Şimdi, konunun
bizim bu FATİH Projesiyle ne ilgisi var? Değerli milletvekilleri,
evet, bununla çok ilgisi var. Bakın, burada FATİH Projesinde
özellikle şu anda dünya bir dijital çağı yaşıyor.
Dijital çağda çok önemli teknolojik devrimler oluyor. Eğer Türkiye
olarak biz geçmişte uçakta ve otomobilde olduğu gibi dijital
çağı da mı acaba ıskalayacağız, uzaktan
bakacağız, yoksa dijital çağın efendilerinden biri mi
olacağız? Temel soru budur. Bu bir millî davadır. Eğer
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Bunun yolu yolsuzluklara yol vermek değil ama,
yazık!
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Yolsuzluk yapılarak efendi olunmaz!
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK (Devamla)
Anlatıyorum,
müsaade edin, bakın
Sayın
milletvekilleri, bari şu konuda laf atmayın da bir dinleyin Allah
aşkına.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Kendi çocuğunun üzerinden mal götürülerek dijital
dünyanın efendisi falan olunmaz. O, dünyaya karşı
yapılır.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Bakın, Cumhuriyet Halk Partisinden şunu rica ediyorum: Bakın, üç
dakika, ne olur üç dakika dinleyin. Ya üç dakika dinleyin
Allahınızı severseniz.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Sen sübyanların üstünden malı götürmeye
kalkıyorsun!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Bakın, Allah dediniz, Peygamber dediniz, rant dediniz, söylüyorum
Şimdi, değerli
hemşehrilerim, Türkiye'nin tablet bilgisayara ihtiyacı var mı?
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Alışırız,
alışırız, tüm Türkiyeyi Tayyip Erdoğanın
çiftliği yapacaksın.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin tablet bilgisayara ihtiyacı var
mı? Var. Türkiye'nin tablet bilgisayar markasına, yerli bir tablet
markasına ihtiyacı var mı?
OKTAY VURAL (İzmir)
Var.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Muhalefete bu kadar saygı duyuyorsunuz
işte. Muhalefete bu kadar bu kadar saygı duyuyorsunuz.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Bu Mecliste yok diyen var mı? Herhangi bir itiraz eden yok. O zaman gelin,
eğer
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Tayyip Erdoğanın çiftliği
yapacaksın her yeri.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
biz yavrularımıza bu tableti vereceksek bunu bir yerli malı olarak üretelim ve
verelim.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yerli telefon için niye yapmıyorsun?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Peki, niye çıkarıyoruz? Niye çıkarıyoruz?
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Yahu, gel kanuna gel sen, kanuna. Kime vereceksin
onu söyle? Hangi tarikattan? Hangi yandaşın? Nasıl
arkadaşın?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Bir dakika
Ya sizin derdiniz anlamak değil var ya
Sizin derdiniz anlamak
olsa dinlersiniz.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, eğer bir ihalede, Kamu İhale
Kanununa tabi ise yerli malıyla, yerli üretim ile yabancı üretim
arasındaki fiyat marjı en fazla yüzde 15 olabiliyor.
MEHMET ŞEVKİ
KULKULOĞLU (Kayseri) Yalan
Yalan
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Yüzde 15i geçtiği zaman siz mecburen yabancıyı dikkate almak
zorundasınız.
AYKUT ERDOĞDU
(İstanbul) Fikri Bey, sizi aldatmışlar, samimi söylüyorum
aldatmışlar.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Şimdi değerli arkadaşlarım
Ne olur, Allah
aşkına
OKTAY VURAL (İzmir)
Senin tablet bilgisayarın var mı ya? Tablet bilgisayarın var
mı senin?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
Sayın Başkan, süreme ilave edecek misiniz?
Bakın, değerli
milletvekilleri, bakın bu bir millî davadır. Ne olur şunu
dinleyin bari ya, Allahınızı
severseniz şunu bir dinleyin.
OKTAY VURAL (İzmir) Bilmiyorsun
ya!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar, eğer
bugün Türkiyede
OKTAY VURAL (İzmir) - Bilmiyor ya!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Siz
bilmiyorsunuz
BAŞKAN Sayın Akar
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
biz devlet olarak ihtiyacımızı bir yerli firmadan
karşılamak ve Türkiye'nin yerli bir tablet markası
oluşturmasını istiyorsak
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Yok mu ki şimdi? Var.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
bunu Kamu İhale Kanunu
kapsamının dışında tutmak zorundayız.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Zaten var!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Bunun için geçmişte otomobilde olduğu gibi
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Onu biraz daha palazlandıracaksın, onu biraz daha
devletin kaynaklarından zenginleştireceksin!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
geçmişte uçakta olduğu gibi Türkiye'nin bu sektöre
girmesini istemeyen, Türkiye'nin
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ne alakası
var be?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Bakın, açıklıyorum, niye
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Nerede
üretiyor?
OKTAY VURAL (İzmir)
İnanmayın sayın milletvekilleri, vallahi yok bir şey,
vallahi yok!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin bu sektöre girmesini
istemeyen yabancı firmalar, bu yüzde 15 avantajını çok daha
fazla aşarak
OKTAY VURAL (İzmir) Vallahi yok
ya, inanın ki yok böyle bir şey, yok ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
çok daha fazla aşarak çok daha ucuz teklif verirler.
OKTAY VURAL (İzmir) Külliyen
yalan ya!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Siz niye uğraşıyorsunuz, biz sizin tabletinizi
sağlarız. derler ve Türkiye tarihî bir fırsatı, dijital
çağa hükmeden, dijital çağın efendisi olması
fırsatını kaçırır
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Kanunda bir tek yandaşın adı yazmıyor!
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
ve bizim çocuklarımız o zaman işte bizi hiç de
hayırla anmaz.
Gelin, milletvekilleri olarak
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Yapmayın ya!
HAYDAR AKAR (Kocaeli)
Milletvekilliğini bırakma iddiasına gireceğim.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Sayın Başkanım, süreme ilave ederseniz sevinirim.
Gelin, milletvekilleri olarak,
bakın, bu Kamu İhale Kanununun dışına
çıkarılıyor ancak
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Niye çıkıyor?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Müsaade edin
Ancak
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Niye ancak?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla)
bunun, ihalenin usulünü
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme,
Bakanlığının
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yok mu orada?
BAŞKAN Sayın
Işık, teşekkür ediyorum.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Sayın Başkanım, bir dakika istiyorum.
BAŞKAN Hiç de öyle bir çabam yok
benim.
Teşekkür ediyorum.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Çok laf attılar.
BAŞKAN Sizin sorununuz efendim.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Sözümü kestiler.
BAŞKAN Sizin sorununuz. On
dakikayı biliyorsunuz efendim, kimseye de vermiyorum, biliyorsunuz bunu.
Teşekkür ediyorum.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Devamla) Değerli arkadaşlar, kararın çok doğru
olduğunu ve ülkemizde bunu yapanların ileride alkışlanacağını
ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
OKTAY VURAL (İzmir) Geç, geç!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) İddiaya
girerim milletvekilliğini bırakma pahasına!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim,
Türkiye Büyük Millet Meclisi saygın bir kurumdur. Bu kurumda olan
milletvekillerini hemşehriler sıfatıyla hitap edip
yanlış bilgilerle yönlendirmek doğru değildir.
BAŞKAN Dil sürçmesi zannediyorum
Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Elini
vicdanına koy. Sana soruyorum: Buranın neresinde yerli üretim var?
Bunu getirmezsen bütün bu söylediklerinle ilgili tutanakları yersin. Getir
bakalım. Var mı? Bir tane yerli üretim var mı? Var mı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan
OKTAY VURAL (İzmir) Yalan,
yalan, kandırıyorsun.
BAŞKAN Sayın Vural,
lütfen
Lütfen Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir)
Ekranları, hepsini kandırıyorsun. Yerli üretim yok. Bakın,
Sayın Başkan
BAŞKAN Sözleriniz tutanaklara
geçti Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkan, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili alımlarda
yerli üretimi teşvik amacıyla hükmü birlikte koyduk ama burada yok,
burada yok.
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ FİKRİ IŞIK
(Kocaeli) - Var var. Oktay Bey, birinci cümleyi okuyun.
OKTAY VURAL (İzmir) İhaleyi
ayarlamış herhâlde. Sen ihaleyi ayarlamışsın galiba.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa)
Keşke yapabilsen.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Millî Eğitim Bakanı Ömer
Dinçer söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; aslında ilgili madde geldiği zaman bu konuyu
açıklamak istiyordum ama mademki konu bu kadar erken bir vakitte
tartışmaya açıldı. Ben bu vesileyle sizlere gerçekten de
Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına niçin
çıkarıyoruz bununla ilgili kısaca bilgi sunmak istiyorum.
(CHP grubuna mensup bir kısım
milletvekili salonu terk etti)
(AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bir başka parti grubunun dışarı
çıkıp çıkmamasıyla ilgili niye bu kadar
ilgileniyorsunuz? Lütfen
Lütfen
ama
Sayın Bakan konuşuyor,
süresi devam ediyor.
NUREDDİN NEBATİ
(İstanbul) Gene bekleriz. diyoruz sadece.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) Arkadaşlar, ben, gerçekten niçin Kamu
İhale Kanunu dışına çıkılması konusunda bir
talebimiz var, onu merak ediyorsanız açıklamak üzere buradayım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Maddeye
koyun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) Lütfen izin verin, izin verin, ben size o konuları
açıklayayım.
Çok değerli
arkadaşlar, FATİH Projesi, bizim ülkemizde bugüne kadar
karşı karşıya kaldığımız en
kapsamlı ve en büyük projelerden birisidir ve üstelik de bu proje, içinde
bulunduğu teknolojik özellikler sebebiyle, bu ülkede henüz oluşmamış
sektörleri teşvik edebilecek ve onlar için bir alan yaratabilecek
potansiyele sahip bir projedir. Bir başka ifadeyle, aslında
FATİH Projesi bizim eğitim sistemimizde bir fırsat
eşitliği yaratma yanında, en az onun kadar bizim ülkemizde bir
bilişim teknolojisi yaratma gücüne de sahip bir muhteva taşıyor,
bu açıdan hakikaten bizim için çok önemli. Sadece Millî Eğitim
Bakanlığı için değil, bu ülkenin bütün alanları için
çok önemli bir proje. Bu açıdan bakıldığında, tablet
bilgisayarlar ve akıllı tahtalarla birlikte e-içeriklerin yönetim ve
güvenlik yazılımlarının oluşturulması sadece mal
ve hizmet alımı olarak düşünülemez ve düşünülmemelidir.
Biz, tablet bilgisayarları, akıllı tahtaları, e-içerikleri
ve yönetim ve güvenlik yazılımlarının hepsini birlikte stratejik
birer öge olarak tasarlıyoruz, bunun altını çizerek söylemek
istiyorum.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) İyi de donanımı üretecek kimse var mı?
Yazılımı yaparlar zaten.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) Lütfen
İzin
verdiğiniz zaman açıklayacağım.
Peki, Türkiyede bugün
akıllı tahta üretilebiliyor mu, Türkiyede tablet bilgisayar
üretilebiliyor mu, yerli firma var mı? Önce buna bir cevap verelim.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Yok.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) - Türkiyede tablet
üretiliyor arkadaşlar, yerli firma var ama yerli ürün yok, bunun ikisini
ayıralım birbirinden. Yani yerli firma var ve bunların hemen
hemen pek çoğu, özellikle de Çinden ve Tayvandan getirdikleri ürünleri
Türkiyede monte ederek satıyorlar.
NECATİ ÖZENSOY
(Bursa) Bu yerli üretim mi?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (Devamla) -
Dolayısıyla, yerli firma olmakla birlikte yerli ürün yok, bunun
tespitini bir yapalım.
İkincisi,
akıllı tahta üretiliyor mu? Akıllı tahtayı şu ana
kadar, akıllı tahtanın bazı ögelerini bizim ülkemizdeki
elektrik, elektronik sanayisinde çalışan firmalar, Vestel gibi,
Arçelik gibi, Beko gibi firmalar bazı ögelerini üretiyorlar ama komple bir
akıllı tahta üretimiyle ilgili henüz bir altyapı yok ve nisan ayının 15inden itibaren
üretime geçebilecek şekilde bizden ihaleyi alan firmanın
hazırlıkları var. Ama bizim için önemli olan firmanın yerli
olması değil sadece, aynı zamanda ürünün yerli olması,
çünkü katma değer yaratmanın ve sektör oluşturmanın en
önemli ağırlık tarafı burada oluşuyor.
Yerli ürün için ise biz
yaptığımız hazırlıklarla, bakınız
arkadaşlar, biz bu işin tek başına altından
kalkabilecek bir durumda değiliz Bakanlık olarak, onun için
Ulaştırma Bakanlığı ve Türksat, TÜBİTAK, Sanayi
Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi
Bakanlığı birlikte çalışıyoruz. Bu yapılan
hazırlığın arkasında bütün bu bakanlıkların
birlikte çalışması var.
Biz yerli ürünün
sağlanmasıyla ilgili, 2014 yılına kadar tablet
bilgisayarlarda en az yüzde 55 yerlilik oranına çıkmayı,
akıllı tahtada ise en az yüzde 79 yerlilik oranına
çıkmayı hedefleyen bir strateji belirledik. Tablet bilgisayarlarla
alakalı olarak şunu arzu etmez miyiz hep birlikte: Bu ülkede
üretilsinler ve biz onları alalım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Ya, bu
kanunun neresinde yazıyor? Allah Allah!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) Bu zamana kadar Kamu İhale Kanununda yerli
firmaları teşvik eden bir düzenleme var. Yerli firmaların
teşvikiyle alakalı yüzde 15e kadar fiyat avantajı sağlama
imkânı getiriliyor, ancak yüzde 15ten daha farklı, daha yüksek fiyat
avantajları olduğunda yabancı firmalar ihaleyi alabiliyorlar.
Başka bir ifadeyle, 100 liralık bir ürün için bir yerli firma 85
liraya kadar fiyat verirse şayet ihaleyi alma avantajına sahip
olabiliyor ama 84 liraya bir fiyat veren yabancı bir firma varsa o ihaleyi
almak zorunda.
Bu açıdan
bakıldığında, bu zamana kadar yapılan düzenlemeleri
biz inceledik, Türkiyede yerli firmaların bu tip ihaleleri alma
oranı yüzde 2 maalesef. Şimdi, biz yerlilik oranlarını her
yıl artıran şekilde, Türkiyede imalatı şart
koşan bir hazırlık yaptık, bu açıdan, esas
sebeplerimizden birisi bu.
Bakın, hangi ürünleri Türkiyede
ürettirecek bir altyapı hazırlığı yapıyoruz:
Batarya, Türkiyede üretilmiyor bu anlamda. Dokunmatik sensör. LCD open cell
diyorlar, büyük yatırım gerektiren bir ürün. LCM modül, bunu
Türkiyede şu anda Arçelik ve Vestel üretebiliyorlar. İçerikler; Z
kitap, oyun, interaktif eğitim modelleri ve programları,
yazılım, içerik dağıtımı, ağ kontrolü,
makineden makineye veri akışı ve benzeri düzenlemeler ve nihayet
ağ cihazları, switch, router, access point gibi ürünler Türkiyede
üretilecek ve bir sektör doğacak. Bu açıdan
bakıldığında ürün sadece mal alma meselesi değil,
aynı zamanda bir strateji meselesidir.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Başka bir kanun çıkartın,
teşvik verin. Bununla ne alakası var?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) İkincisi: Özellikle İnternet
hizmetleriyle alakalı, biz bütün okullarımızda özellikle
çocuklarımız da radyasyonlardan korunsunlar, SAR değeri düşük
bir yapı içerisinde bilişim hizmetlerinden yararlansınlar
düşüncesiyle sınıflarımıza kabloyla İnternet
hizmeti götüreceğiz. Bu çok ciddi bir yatırım gerektirmektedir.
Sadece İnternet hizmetleri için zaten şu anda biz yılda 90
milyon Türk liraya yakın İnternet hizmeti için bedel ödüyoruz ama tüm
Türkiyede 42 bin okula ve 503 bin dersliğimize İnternet hizmeti
gitmeye başladığında bunlar için alacağımız
İnternet hizmetleriyle beraber altyapıları için çok ciddi bir
kaynak gerektirmektedir. Biz bu kaynağı İnternet hizmeti
üretecek olan firmalara devretmek ve tabiri caizse yap-işlet-devret modeli
üzerinden almak istiyoruz ama İnternet hizmetleri cari hizmetlerken
diğeri yatırım hizmetleri. Bugüne kadarki yani 5018
sayılı Kanunda normal şartlarda ancak üç yıllık
süreyle bizim ihaleye çıkma şansımız var. Hâlbuki
yatırımın da içine girmesi hâlinde hiçbir firmanın bunun üç
yıllık sözleşmeyle işin içerisine girebileceğini
düşünmüyoruz. O yüzden de on beş yıla kadar sözleşme
yapabilecek bir yetki talep ediyoruz.
Yine, yapılan bu projede,
FATİH Projesinde ARGE hizmetlerinin teşvik edilmesiyle ilgili
imkânlar ve düzenlemeler de var. Bu açıdan
bakıldığında, FATİH Projesi bizatihi kendisi bir ARGE
projesi ve bu açıdan ARGE projelerinde zaten Türkiyede HAVELSANda, TÜBİTAKta,
Türksatta pek çok düzenlemeyle Kamu İhale Kanununun
dışına çıkan uygulamalar yapılmıştır,
yapılmaktadır. Öyleyse bizatihi kendisi bir ARGE projesi olan bu
projenin mevcut Kamu İhale Kanunu süreçlerine tabi olarak
yapılması bizim bu süreçleri yönetmemize engel bir sonuç
doğuracaktır.
Ve nihayet son olarak şunu
söylemek istiyorum: Kamu İhale Kanununun dışına
çıkması -lütfen bakın Kamu İhale Kanununun 3üncü
maddesine, istisnalara, çok sayıda istisna göreceksiniz- bunun hukuksuz ve
Millî Eğitim Bakanlığının tek başına
istediği işi istediği kişiye vereceği anlamına
gelmez.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) 3 tane istisna vardı, şimdi 25 tane istisna var!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) Bu açıdan bakıldığında,
Ulaştırma Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu, Maliye
Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı bunun
hukukunu birlikte düzenleyecekler ve yaptıkları bu düzenlemeler
çerçevesinde ihaleye çıkacaklar ve bütün bunları da açıkça siz
de takip edebileceksiniz çünkü çok şeffaf, çok açık bir şekilde
bunu koyacağız.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Hiç
inandırıcı değil Sayın Bakan!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (Devamla) Ben özellikle muhalefet partilerimizden şunu
rica ediyorum: Bizim ülkemizde şöyle bir atasözü var Öküzün altında
buzağı aramak diye. Henüz ortada öküz bile yokken buzağı
aramanın bence hiçbir manası yok arkadaşlar. Lütfen, daha
soğukkanlı, daha rasyonel analizler yapalım.
Yaptığımız
düzenlemede hakikaten ikaz edeceğiniz hususlar varsa bize o konularda
ikazlarınızı yapın ama lütfen, daha ortada bir şey
yokken belirli bir kurumu ve kişileri töhmet altında bırakacak
açıklamalar ve konuşmalardan da kaçınalım.
Ben bu vesileyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum, ama bir konuda hatırlatma yapıyorum. Bu geçici
maddenin ilk cümlesi şöyle başlıyor: Yurt içi üretimin ve katma
değerin artırılması -virgül-
Lütfen devamını
siz okuyun.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) FATİH Projesi kapsamında yapılacak mal ve
hizmet alımlarının Kamu İhale Kanunu kapsamı
dışına çıkarılmasına ilişkin olarak
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak eleştirilerde bulunduk, Sayın
Bakan bu eleştirilere cevap verdi. Verdiği cevaplara ilişkin
tabii ki katılmadığımız yönleri vardır, ama bir
cümlesiyle sataşmada bulunmuştur grubumuza
BAŞKAN Ne diye
sataştı, ne söyledi?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Öküz altında buzağı arıyor muhalefet
diyerek grubumuza sataşmada bulunmuştur. Söz istiyorum efendim.
BAŞKAN Şimdi, onu misal
olarak verdi, sataşma olarak değerlendirmiyorum ama buyurun
Sayın Hamzaçebi.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
7.- İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin, Millî Eğitim Bakanı Ömer Dinçerin CHP
Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Bakan o kadar güzel anlatıyor ki bu projeyi, yerli sanayi teşvik edilecek, yerli
katma değer artacak. O kadar güzel anlatıyor ki, öküz altında
buzağı arıyormuşuz.
Sayın Bakan, size sormak
istiyorum: Madem öyle, niye buraya Rekabete açık bir şekilde bu
ihale yapılır. diyemiyorsunuz? Bunu demekten neden
kaçınıyorsunuz?
2030 yılına kadar
yapılacak mal ve hizmet alımları, İnternet erişim
hizmetleri, Kamu İhale Kanunundan muaf olarak yapılacak.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) 2015
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) - Niye kaçıyorsunuz rekabetten? Yerli sanayiyi teşvik
cümlelerini koyun buraya. Yerli tableti teşvik edelim. ARGE
Yasasında değişiklik yapalım. Gelin, yerli sanayiyi
teşvik için ARGE Yasasında vergi teşvikleri verelim o
teşvikler yetmiyor ise.
Burada da bir şeyler
yapabilirsiniz ama gelin en sonuna deyin ki: Kamu İhale Kanununa tabi
olmaksızın ancak rekabete açık bir şekilde
yapılır. Bunu demekten kaçınıyorsunuz çünkü burada
-hesabı yapılmıştır tarafımızdan- 20 milyar
dolarlık bir alım vardır. Bu alımın bir bölümünü
devlet yapacaktır, önemli bir bölümünü aileler, öğrenciler
yapacaktır. 20 milyar dolara göz dikmiş olan bir Hükûmet vardır.
Niye kaçıyorsunuz? Neden karanlık alanlar yaratıyorsunuz?
Niyetiniz açık olsa, samimi olsa, dürüst olsanız buraya Rekabete açık
bir şekilde
diye yazmaktan kaçınmazsınız. Eğer
buraya Rekabete açık şekilde
diye bir ibareyi eklemeyecekseniz 20
milyar doları AKP Hükûmeti kendi yandaşlarına
paylaştıracak demektir. Bunun açıklaması budur.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sataştı Sayın Başkanım. Üç defa
sataştı Sayın Başkan. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Ne diye sataştı
Sayın Canikli? Bilmiyoruz ki. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım 20 milyar dolara göz dikiyorsunuz.
diyor. Daha ne olacak?
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri ve Sayın Canikli, niye kızıyorsunuz? Ben İç
Tüzük gereği sormak zorundayım, herkese soruyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun)
Efendim, kendisine sataşma olmadığı hâlde söz verdiniz,
bize sataşma var.
BAŞKAN Ama sataşan bir grup
başkan vekili, sataşılan sizsiniz, kızılan biziz.
Lütfen yani
Ne dedi de sataştı? Tekrar
edin lütfen.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) 20 milyar dolara göz koydunuz. diyor Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) O
sataşma değil ki, gerçek.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Gerçek, gerçek!
8.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili
Mehmet Akif Hamzaçebinin Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması
nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şu anda ihale mevzuatını
hiç değiştirmeden, bahsedilen proje ihale mevzuatı, kamu ihale
mevzuatı çerçevesinde rekabete açık bir şekilde ihaleye
çıkıldığı zaman ne olur?
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Ne olur?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Vereceğim cevabını.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) - Yandaş alamayabilir!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) 63üncü maddedeki yüzde 15 yerli payı avantajı da dâhil
olmak üzere, mevcut şartlara göre ihaleye
çıkıldığı zaman bu ihaleyi kim alır?
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Yandaşa gitmeyebilir!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu ihaleyi ya Iphone
alır ya da Samsung alır. Bir yerli firmanın, bir yerli
firmanın
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Ya
şartnameyi ona göre yazarsın!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, şartnameye -problem
o zaten- şartnameye hüküm koyamıyorsunuz. Şartnamede konulacak
bir tane hüküm var.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Kaç tane örneği var ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) İzin verin
Bakın, yerli firmalara yüzde 15e
kadar avantaj sağlayabiliyorsunuz; koyabileceğiniz tek bu.
Şu anda, biraz önce, Sayın
Bakanımız da söyledi, yerli üretim yok. Bu işin yerli üretimi
yok.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Kendi kendini yalanlıyorsun ya!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Böyle bir ihale yaptığınız zaman, ihaleyi
uluslararası yabancı bir firma alacaktır kesinlikle. Ya Samsung
alacaktır ya Iphone alacaktır; başka firma yok çünkü.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Nasıl alacak? Nasıl alacaklar ama?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Türkiyede üreten, yerli ürün, yerli firma değil, ürünü
Türkiyede üreten yerli firma yok.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Yerli firmanın ucuz olduğunu söyleyen Komisyon üyen var
biraz evvel. Biraz evvel Yerli ürün yüzde 15 ucuz olur. diyen Komisyon üyen
var. O zaman Komisyon üyen yalan söylüyor.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Demek ki, şu andaki şartlara göre ihale
yapılırsa, bu ihaleyi yabancı, ya İngiliz firması
alacak ya Amerikan firması alacak, belki İsrail firması alacak.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Kendi aranızda anlaşın Sayın Başkan,
anlattıklarınız farklı farklı.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Peki, şimdi soruyorum: Siz bu sistemi savunarak yabancı
firmaların avukatlığını mı yapıyorsunuz
değerli arkadaşlarım? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Hayır da yani
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Neden? Neden?.. Şu andaki şartlara göre, elbette şu
andaki şartlara göre ihale yapıldığında hiçbir yerli
firmanın alma şansı yok, sıfır. Var mı?
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Ya o zaman Sayın Işık yalan söylüyor. Sen mi
doğruyu söylüyorsun, o mu doğruyu söylüyor?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Hayır, Sayın
Bakan yerli üründen bahsediyor, yerli firma değil.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU
(Kayseri) Ayıp ya! Birbirinizi yalanlıyorsunuz. Birbirinizle
çelişmeyin.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Yani Türkiyede üretilmiş, Türkiyeye mal olmuş yerli
ürün üretilmediği için ihaleyi bu yabancılar alacaklar.
Dolayısıyla, siz yabancıları savunuyorsunuz; aradaki fark
bu.
Teşekkürler. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Canikli,
teşekkür ediyorum.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) Sayın
Canikli, Cem Yılmaz telefon açtı, Benden daha fazla güldürüyor
Sayın Canikli bizi. diyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) İzin verir misiniz bana.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Canikli konuşmasında, beni kastederek,
yabancı şirketlerin avukatlığına benim
soyunduğumu ifade ediyor.
BAŞKAN Şimdi
anlaşıldı.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
NURETTİN CANİKLİ
(İstanbul) Yok, yok, yok
Ben öyle bir şey söylemedim.
BAŞKAN Böyle, önceden
açıklayacaksınız ne söylediğini, söz vereceğim.
Buyurun.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
İhtimalen diyor, beni de kastetmiş olabilir!
BAŞKAN Yalnız, yeni bir
sataşmaya mahal vermeden, lütfen
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Sayın Canikli, benim dediğimi gayet iyi anladınız ama
nedense benim söylediğime cevap vermediniz, başka bir şey
söylüyorsunuz. Ben sizin yazdığınız bu metni aldım.
Diyorum ki: Kamu İhale Kanunundan bunu muaf tutuyorsunuz. Peki, güzel,
yerli sanayiyi, katma değeri teşvik edeceksiniz. Çerçeve bu. Bu
çerçevede Yerli sermaye arasında rekabete açık bir şekilde bu
ihale yapılırı niye buraya yazamıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) İhale yönetmeliğinde olacak.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Söylediğim bu.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) İhale yönetmeliğinde olacak o.
OKTAY VURAL (İzmir) Kanunda
belirleyin.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Nasıl? Yönetmelikte bunu yazacağız
Niye kanuna
yazmıyorsunuz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Rekabete
açık olmak zorunda.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Tam on
yedi kere kanun değiştirdin ya, on yedi kere!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Yani siz, millî eğitim müfredatı kapsamında
Kur'an-ı Kerim dersini getirip kanuna yazarken, buraya rekabete açık
bir şekilde ibaresini koymaktan neden kaçıyorsunuz?
Kaçınıyorsunuz değil bak, kaçıyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) 24üncü maddenin son fıkrasına bakın
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Kaçıyorsunuz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Tamam, önerge verelim, açık ihale
olsun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Rekabet istemiyorsunuz çünkü. Benim sorumun cevabı yok.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Önerge verelim, açık ihale olsun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Ben size sormak istiyorum: Sayın Canikli ve sizin Hükûmetiniz
hangi yerli sermaye grubunun burada temsilcisidir? Siz buna cevap verin.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Söyleyin, siz söyleyin! Ben çok net olarak söylüyorum
OKTAY VURAL (İzmir) - Hakikaten,
kimin adına konuşuyorsunuz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Bölüm üzerinde
şahsı adına söz isteyen Özcan Yeniçeri.
Buyurun Sayın Yeniçeri. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Sataşma var, doğrudan sataşma
BAŞKAN Lütfen Sayın
Yeniçeri
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) -
Sataşmayla beraber 5+2 konuşacağım.
BAŞKAN Hayır, hayır
efendim.
Buyurun.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Önce Sayın Başkana teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şimdi, şunu söylemek lazım: Yani acaba, bu
iktidarın, yerli malı üretme, yerli sanayiyi geliştirme diye bir
derdi var mı? (AK PARTİ sıralarından Var, var. sesleri)
Doktoru ithal edersiniz, öğretmeni ithal edersiniz, hemşireyi ithal
edersiniz
(MHP sıralarından Bravo sesleri, CHP
sıralarından alkışlar) 2011 yılının ilk on
bir ayında 27 milyar dolarlık gıda maddesi ithal edersiniz,
Yerli için -buraya geldiğimizde- teknolojiyi yerli yapmak için bunu ithal
edeceğiz
Bunun savunması yok. 24 ve 25inci maddelerin Eğitim Komisyonuyla
ilgisi yok, Eğitim Komisyonunun eğitime getirip ya da eğitim
yasasının içerisine bunu koymanın da mantığı yok.
Bu, sözünü ettiğimiz iki tanesinin de behemahâl çıkarılması
gerekiyor. Ne anlatırsanız anlatın anlatamazsınız,
bunun özellikle altını çizmek istiyorum.
Arkadaşlar, burada herkes konuşuyor, hiç kimse
dinlemiyor. Şunu söylemek lazım, şu söylediğimi lütfen
dikkatle dinleyin: Ya birlikte kazanacağız ya ayrı ayrı hep
beraber kaybedeceğiz. Bunun üçüncü yolu yok.
SIRRI SAKIK (Muş) Bu bize ait.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Özcan Yeniçeriye
ait, siz de üstlenmeyin.
Birikimlerinden, değerlerinden, müktesebatından
korkanların geleceği olamaz. Kur'an-ı Kerimden bahsederken
-herkesin dikkatini çekiyorum- yüce bir kitaptan bahsediyoruz. Bu kitabı oraya,
sıradan derslerin içerisine, seçmeli derslerin içerisine hiç kimse
koyamaz, onu biz ifade ettik. Kur'an-ı Kerim ve diğer seçmeli
dersler
Bundan kimse başka bir anlam çıkarmasın, bunun özellikle
altını şöyle kalın çizgilerle çiziyorum ve şu Adalet ve
Kalkınma Partili çok değerli arkadaşlarıma bir iki şey
söylemek istiyorum. Siz, demin biz önerge verdiğimizde neyi
reddettiğinizin farkında mısınız? Ya, biz ne dedik de
siz reddediyorsunuz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) 5+3 demiştiniz siz
önergede.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Şunu diyoruz
ekselansları, bir dinler misin.
Diyoruz ki: Tüm öğrencilerin tercihlerine açık
Kur'an-ı Kerim ve meali, Peygamber Efendimizin hayatından örnekler ve
ilmihâl bilgileri dersleri de verilir. Ortaokullarda oluşturulacak program
seçenekleri ise Bakanlıkça belirlenir. Buna siz nasıl olur da
Hayır. dersiniz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) Başını
okusana, başını.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) İlk
cümleyi oku, önergenin ilk cümlesini oku.
OKTAY VURAL (İzmir) İlmihâli niye reddediyorsunuz,
ilmihâli?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Sizi aklıselime
davet ediyorum ve gerçekten herhangi bir yerden gelen bir doğru, bir
hakikat varsa bundan yararlanın.
OKTAY VURAL (İzmir) İlmihâlden niye
korkuyorsunuz?
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Bakın, siz de
devlet şuuru yok, tarih şuuru yok, bazı toplumsal yapılar
bakımından bazı değerler yok.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) 5+3
diyorsunuz orada.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Bunu size birileri
hatırlatıyorsa lütfen onlardan yararlanın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) Önergenin
tamamını oku. Tamamını oku.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla) Korkmayın,
farklı düşünceler ve farklı yaklaşım biçimleri size
zarar vermez. Hepimizin değerlerine hepimiz sahip
çıkmalıyız. Biz sizin getirdiğiniz önergelere Evet.
derken
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ya
tamamını oku, tamamını.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI
(İstanbul) Birinci cümleyi oku.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Ya, tamam, neresini okursan oku bu bize ait. Komisyonda da söyledik, ilk defa
biz ifade ettik, anlattık size. Ve öyle bir hata yaptınız ki
sizi tarih affetmeyecek, tarih! Onu söyleyeyim. Biz buna rağmen, bu konuyu
içine alan yasayı getirdiğiniz için ona Evet. dedik, onurla Evet.
dedik. Getirmenizi de kutluyoruz, onun da altını çizeyim.
MURAT YILDIRIM (Çorum) Teşekkür
ederiz, iyi yaptınız.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Şimdi, bilimi nakilden, İslamı şekilden ibaret sananlar
her ikisine de ihanet edenlerdir. Fesi takmak için de, çıkarmak için de
kellenin kesildiği yerde başın değeri yoktur, fesin
değeri vardır.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) Fes
değil, sarık o.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Tehlikeli olan, başın şu veya bu biçimde bağlanması
değil, başın nereye bağlı olduğudur. Biz baş
bağlamasıyla uğraşırken birileri başını
birtakım tekellere ve birtakım küresel güç odaklarının
mekanizmalarına bağladılar; ona bakın. (MHP
sıralarından alkışlar)
Düşünce ya da inançlar
müntesiplerinin marjinal davranışlarıyla değerlendirilemez.
Aşırı, istisnai ve radikal unsurlar hangi düşünce ve
inançta olursa olsunlar değerlerini değil, kendilerini temsil
ederler. Bugün Türkiyede her anlamda kutuplaşmış bir yapı
söz konusu: Modern-geleneksel, üst kültür-alt kültür, Batı-Doğu,
bilim-din, laik-dindar, Alevi-Sünni, Kürt-Türk bölünmüşlüğü daha da
giderek derinleştirilmektedir. Bölünmüşlükte fayda yoktur. Bölünüp
çatıştırırsanız güçleri düşürürsünüz, kuvvetten
düşersiniz. Kim kuvvetten düşer? Hep kendiniz düşer, ister mitoz
bölün, ister mayoz bölün aynı yere gelirsiniz. Bugün Türkiyede kelimeleri
böldüler, bugün Türkiyede tarihi böldüler, bugün Türkiyede kimliği
böldüler, bugün Türkiyede insanlar aslında kendilerinin
bastıkları yerin, tabir yerindeyse, tahribatını bizzat
kendi elleriyle yaptılar. Bunları bizim topyekûn, hep birlikte
aşmamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Yeniçeri.
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Bir dakikasını verin Sayın Başkan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sataşma vardı efendim.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Sayın Başkan
BAŞKAN Böyle bir usulümüz yok
Sayın Yeniçeri, lütfen
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Çok acayip bir usul.
BAŞKAN Usul bende değil,
usul burada Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
İç Tüzükü ben mi yazdım? Yok, siz yazdınız.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Söyleyeceklerimi sonra söylerim artık.
Saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Bölüm üzerinde İç
Tüzükün 72nci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İç Tüzükün 72. maddesi
uyarınca, görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver
Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 2. bölümü üzerindeki görüşmelerin devam
ettirilmesini arz ve talep ederiz.
Muharrem İnce M. Akif Hamzaçebi Sena Kaleli
Yalova İstanbul Bursa
Ayşe Nedret Akova Sakine Öz
Balıkesir Manisa
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum
şimdi:
Gerekçe:
Teklif Anayasa ve İçtüzüğün
bir teklifin Genel Kurulda görüşülecek hale gelmesine ilişkin
öngördüğü aşamaları tamamlamamıştır. Komisyon
Başkanı tarafından "görüşme" olarak
nitelendirilen anılan toplantıda İçtüzükte yer alan hükümler
ihlal edilmiştir. Bu nedenle Komisyon tarafından düzenlenmesi
muhtemel Komisyon Raporunun Sıra Sayısı haline getirilerek TBMM
Gündemine getirilmesi Anayasa ve İçtüzük hükümlerine aykırı
olacaktır. Şöyle ki;
1.
Komisyon Başkanı Sayın Nabi Avcı siyasi iktidar grubuyla
anlaşmalı bir şekilde, toplantı saatinden çok önceki bir
zaman diliminde Komisyon salonunu açtırarak, komisyon
çalışmalarının sürdürülemeyeceği bir şekilde
iktidar partisi milletvekilleri tarafından komisyon salonunun
işgaline olanak sağlamıştır.
2.
Zorbalıkla fiili durum yaratılmasına göz yumulmuştur. Bu
durum Anayasanın 87 nci maddesine de aykırıdır.
Anayasanın 87 nci maddesinin yasama organına dolayısıyla
milletvekillerine verdiği yasama görevini yerine getirme görevi fiili güç
kullanılarak engellenmiştir. Böylece Türkiye Büyük Millet Meclisinin
görev ve yetkilerinin kullanılması engellenerek Anayasa ihlal
edilmiştir.
3.
TBMM İçtüzüğünün 29 uncu maddesinde "Komisyonlarda istem
sırasına göre söz verilir" hükmü yer almaktadır. Komisyon
toplantısının açılmasının ardından CHP'li
komisyon üyeleri, grup başkanvekilleri ve milletvekillerinin Sayın
Muharrem İnce tarafından Komisyon Divanına teslim edilmesine karşın,
işleme konulmamış ve milletvekillerinin söz hakkı ihlal
edilmiştir. Komisyonda CHP'li bir tek milletvekili bile
konuşmamıştır. 29 uncu madde söz hakkının
verilmesi konusunda takdir hakkı vermemektedir. Bu durum aynı zamanda
yukarıda belirtilen gerekçelerle Anayasanın 87 nci maddesine de
aykırıdır.
4.
TBMM İçtüzüğünün 42 nci maddesinde "Komisyonlar, karara
bağladıkları işler için birer rapor düzenler." hükmü
yer almaktadır. Bu açıdan anılan teklif, görüşmeler
sırasında söz talepleri ile değişiklik önergeleri
işleme konulmadığından, karara bağlanamamış
durumdadır. Bu gerekçelerle, Teklifin tümü üzerindeki görüşmelere
devam edilmesi büyük önem taşımaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başkanım, bir konuyu Genel Kurulun bilgisine arz etmek istiyorum.
Biraz önce, bu tablet bilgisayarla
ilgili, 4734 sayılı Kanunda, yerli ürünlerin tercih
edilemeyeceğine ilişkin bir beyanı Sayın Bakan ifade
etmişti.
Bakın, Resmî Gazete 6 Eylül 2011
Salı günü, 28046:
Genelge: 2011/13
İmza: Recep Tayyip Erdoğan,
Başbakan.
4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisinden
gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiyede üretilen
ürünlerin tercih edilmesini
Madem tercih edilebiliyor da bugün
burada Tercih edilemediği için kanunu getiriyoruz. demelerinin ne
anlamı var? (MHP sıralarından alkışlar)
İşte, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, genelgesi var. Dolayısıyla bu kanun, başka
bir amaç için düzenlenmiş bir kanun olduğunu ortaya koyuyor, yoksa
Başbakanın bu görüşü hilafına 4734 sayılı
Kanunda değişiklik yapan bir iradeyi buraya getirmezdiniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Bakan buna cevap
versin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Vural.
Bölüm üzerinde on beş dakika
süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Tanal, Sayın
Doğru, Sayın Işık, Sayın Halaçoğlu, Sayın
Türkoğlu, Sayın Serindağ, Sayın Çınar, Sayın Öz,
Sayın Topcu, Sayın Erdemir, Sayın Demiröz, Sayın Erdem,
Sayın Dinçer, Sayın Aslanoğlu, Sayın Nazlıaka,
Sayın Çetin, Sayın Kuşoğlu, Sayın Kurt, Sayın
Yüksel, Sayın Erdoğan, Sayın Halaman ve Sayın Demirel
sisteme girmişlerdir.
Sayın Tanal, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Teşekkür ederim Başkan.
1) Okul öncesi eğitim
kaldırıldığına göre, Avrupa Birliğinden okul
öncesi eğitim için aldığınız fonları geri
ödeyecek misiniz? Okul öncesi eğitim Avrupa Birliği raporlarına
göre önerildiğine göre ve bu kaldırıldığına göre
Avrupa Birliğinden vaz mı geçtiniz?
2) Kesintisiz eğitimle birlikte
kızlarda okuma yazma oranı arttı mı, azaldı mı?
Arttıysa ne kadar artmıştır?
3) Okuma yazma oranı arttı
mı yani tüm okullarda, karma okullarda? Artmışsa ne
kadardır?
4) Türkiyede ilköğretim birinci
sınıfa düşen ortalama öğrenci sayısı nedir?
5) Türkiyede bir öğretmene
düşen ortalama öğrenci sayısı nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakana sormak istiyorum:
Ortaokullarda verilecek olan seçmeli dersler hangi branştaki öğretmenler
tarafından verilecektir? Seçmeli derslerin alınması neye göre
belirlenecektir?
İkinci soru olarak: Ülkemizdeki
öğrencilerin başarısızlığının en önemli
sebeplerinden birisi güvenliksiz İnternet kullanımıdır. Bu
da karşımıza bilgisayar oyunları olarak çıkmaktadır.
Bu kanunla her öğrenciye tablet bilgisayar
dağıtılacaktır. Güvenli İnternet kullanımı
eğitimi almayan bu çocuklar çok büyük bir tehlike içerisinde değil
midir? Millî Eğitim Bakanlığı olarak Türk örf, âdetlerini
anlatan Türkçe yazılımlı bilgisayar oyunları
yaptırmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, kamu ihale
kapsamı dışına bırakılan tablet bilgisayar,
yazılım ve diğer araç gereçler için gelecek on sekiz yıl
boyunca ne kadar bir kaynak ayrılması planlanmıştır?
İki: Millî Eğitim
Bakanlığından ihale alan hangi firma nisan ayından itibaren
yerli üretime hazırlanmaktadır?
Üç: Taşımalı eğitim
uygulaması nedeniyle kapatılan on altı bin dolayındaki
ilköğretim okulu bu uygulamadan sonra devreye alınabilecek midir?
Dört: Bu teklifte niçin
öğretmenler, eğitim fakülteleri ve ücretli öğretmen
uygulamasına bir çözüm bulunmamaktadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Halaçoğlu
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakınım, 3üncü
kere soruyorum bunu, maalesef bir türlü sıra gelmiyor cevabına.
Şimdi, halkın en alt
kademesine kadar inebilen iki meslek vardır; birisi öğretmenler,
birisi de imamlar. İmamların tayini lise mezunlarından genelde
yapılıyor. Şimdi, bunun için iyi eğitilmiş imamlara
ihtiyacımız var. Bunun için bir yüksekokul açmayı, imam
yetiştiren bir yüksekokul açmayı planlıyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Türkoğlu
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
anlaşıldığı kadarıyla bu kanunun, bu teklifin
adı 4, 4,
Bu çerçevede, birkaç gün evvel
ataması yapılamayan bir kısım öğretmen beni ziyarete
geldi: Dilek, Recep, Feryal, Ayşegül, Berra, Hasan, İnan ve Adil.
Aslında biraz daha gelecek arkadaşları da varmış ama
intihar ettikleri için gelememişler! Benden size selam söylememi
istediler. Öğretmenlik yapmak istediklerini, eşit işe eşit
ücret yalanından vazgeçmenizi, kendilerine dershanelerin 150, 200, 300
lira gibi ücretler önerdiklerini, 55 bin öğretmen atayacağını
söyleyip de sonra bunu inkâr eden Sayın Bakana -eski Bakana- da selam
söylememi; ayrıca, kendilerine şahsiyet verdiğini ifade eden
Sayın Bakana Bizim şahsiyetimizin olduğunu iletin, bu sorunun
kendisine ait olduğunu iletin. dediler ve KPSSde kopya çekerek öğretmen
olarak atanan öğretmenlerden olmaktansa, onurlu olarak işsiz
kalmayı tercih edeceklerini ifade ettiler.
Bu konudaki düşüncelerinizi
istiyorum.
BAŞKAN Sayın Serindağ
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, 1996 yılı
Mayıs ayında toplanan 15inci Millî Eğitim Şûrasında
sekiz yıllık zorunlu kesintisiz eğitim karar altına
alınmıştır. Bu tarihte iktidarda Anayol Hükûmeti
bulunmaktadır, 28 Şubatın emaresi bile yoktur. Bu durumda, sekiz
yıllık zorunlu kesintisiz eğitimin 28 Şubatın
dayatması olduğu ve topla, tankla dayatıldığı
söyleminizden vazgeçecek misiniz? Bu konuda halkı doğru
bilgilendirecek misiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Çınar
EMİN ÇINAR (Kastamonu)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, yöneticilere
uyguladığınız rotasyonla ilgili herhangi bir
çalışma yaptınız mı? Bu uygulamanın faydası
ve zararı ne olmuştur? Ne kadar yönetici emekli olmuştur?
Okullarımız bugün sizin verdiğiniz destekle hizmetlerini
sürdürebiliyor mu? Yoksa, yöneticilerimiz, çevrelerinde bulunan esnaflardan
destek almakta mıdırlar?
BAŞKAN Sayın Öz
ALİ ÖZ (Mersin) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan, Türkiyede son on
yılda dershane sayısı ne kadar artmıştır? Bu
artışın ana sebebi nedir? On yıllık döneminizde bu
kadar artan dershanede eğitim sistemindeki yetersizlik etkili
olmamış mıdır? Bu bağlamda, geçmişle ilgili bir
sorumluluğunuz olduğunu düşünüyor musunuz?
Bir diğer sorum da
Üniversite
giriş sınavını kaldırmadan önce Sayın
Başbakanın da seçim meydanlarında söz verdiği gibi
öğretmen atamalarının önündeki sınavı kaldırma
çalışmalarınız var mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Topcu
ZÜHAL TOPCU (Ankara) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan, daha önceki günlerde
sorduğum sorulara cevap almadım. Ben, aynen, tekrar sormak istiyorum.
Yeni sistemin bütçeye getireceği
yük nedir? Seçmeli dersler konusunda ne düşünüyorsunuz? Nasıl
ayarlayacaksınız seçmeli dersleri ve aynı zamanda bu seçmeli
derslere hocaları nasıl yetiştireceksiniz?
Bir diğeri geçen gün
verdiğiniz cevapla ilgili. Özellikle bilgisayar derslerini seçmeli hâle
getirdiniz. Biraz önceki konuşmanızda özellikle akıllı
sınıflardan, akıllı tahtalardan, akıllı
teknolojiden bahsettiniz ve çocukların bilgisayarı bilerek geldikleri
için bu dersleri seçmeli hâle getirdiğinizi söylediniz. Bunların ben
mantıklı bir çözüm üretmediğini düşünüyorum ve çocuklar
Türkçeyi de bilerek geliyor ama mutlaka eğitim sisteminin katması
gereken bir değer var. O değeri hiçbir zaman unutmamak lazım.
Acaba bunlara nasıl bir çözüm üreteceksiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Erdemir
AYKAN ERDEMİR (Bursa) Sayın
Bakan, Anadoluda bir deyiş vardır: Zulmün artsın ki tez
yıkılasın. Bu eğitim yasası da zulmün artsın
yasası olmuştur. Bir eğitim yasası düşünün ki temeli
komisyonda CHPli milletvekilleri dövülerek atıldı, iskeleti
Kızılayda KESKli öğretmenlere sopayla copla çakıldı,
son olarak çatısı ODTÜde öğrencilere
sıktığınız gazla ve suyla çatıldı. Bu
yasanın uygulanması aşamasında çocuklarımız
üzerinde kullanmayı öngördüğünüz şiddet yöntemleri neler
olacaktır?
BAŞKAN Sayın Bakan,
buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; doğrusu bu sefer, izin verirseniz, Yusuf Beyin
sorusundan başlamak istiyorum. Hakikaten birkaç kez sordu, cevap verme
fırsatı bulamadım.
Biliyorsunuz, şu anda imam
yetiştiren müesseseler olarak imam-hatip okullarımız var. Zaten
dört yıllık sürede de doğru dürüst dinî eğitim
alamadıkları konusunda sürekli şikâyetler vardı ama daha
sonra iki yıllık yüksekokullar kuruldu, var şu anda, eğitim
görüyor ve ilahiyat fakülteleri var. Bu açıdan
bakıldığında, yani siz nasıl bir başka
eğitim sistemi düşünüyorsunuz onu bilemiyorum ama, varsa teklifinizi
alalım. Şu anda mevcut okulların aslında bu tip eğitim
için, imam yetiştirmek için yeterli olacağı kanaatindeyim ben ve
bir hazırlığımız da yok.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) Dört
yıllık
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Onu sonra bana bildirirseniz memnun olurum.
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman
imam-hatip ortaokullarına gerek yok muydu demek istiyorsunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Hayır, imam-hatip okullarındaki
dört yıllık eğitim yetersiz olduğu için ortaokulları
açma ihtiyacı da çıkmıştı diyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Ama dediniz
ki: İkiyi çıkarttık kâfidir bugünkü durum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Hayır, öyle bir şey demedim.
OKTAY VURAL (İzmir) Bugünkü
durum kâfidir. dediniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Okul öncesi eğitimin
kaldırılmasıyla alakalı kanaate nereden
vardığınızı bilmiyorum ama hiçbir yerde, hiçbir
surette ve hiçbir açıklamada Türkiyede okul öncesi eğitimin
kaldırıldığına dair bir cümleyi ben görmedim,
rastlamadım. Dolayısıyla böyle bir yargının
gerekçesini de bilmek istiyorum ama bu vesileyle tekrar
açıklamalıyız ki Türkiyede okul öncesi eğitimle ilgili en
büyük performansı AK PARTİ İktidarı göstermiştir. 2002
yılından bu zamana kadar var olan yüzde 11lik okul öncesi, 60 ila 72
ay arasındaki çocukların okul öncesi eğitimlerini biz şu
anda yüzde 67ye çıkartmaya muvaffak olduk. Temel hedefimiz de yüzde 100e
ulaşmaktır. Bu açıdan bakıldığında, bundan
sonra da yine okul öncesi eğitimde yüzde 100e ulaşmak için çaba sarf
edeceğiz.
Yine ayrıca kızların
okullaşmasıyla ilgili çok ciddi performans da gösterdik biz. 2002
yılında 100 erkek öğrenciye karşın
aşağı yukarı 87-88 civarında kız öğrencimiz
okullaşmışken, bugün ilköğretimde 100 erkek öğrenciye
karşın 100,4 kız öğrencimiz okullaşmıştır.
Bu vesileyle bunu tekrar söylemek istiyorum.
Derslik başına öğrenci
sayımız şu anda ilköğretimde 30, ortaöğretimde 31,
genel ortaöğretimde 28, mesleki ortaöğretimde ise 35tir.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayımız
ilköğretimde 20, ortaöğretimde 16, genel ve mesleki eğitimde de
16 civarındadır.
Çok değerli milletvekilleri,
özellikle seçmeli derslerde hangi branş öğretmenlerin gireceği
soruluyor. Biliyorsunuz bizim alan öğretmen uygulamamız var. Seçmeli
dersler de alan öğretmenleri ve o eksikliği giderebilecek
eğitime sahip diğer öğretmenler tarafından
karşılanacaktır.
Kimlerin, nasıl öğretmen
olacağının da Türkiyede şartları çok açıkça
bellidir. Öğretmen atamasıyla ilgili sınav kalkacak mı?
diye bir soru sorulmuştu. Hayır, kalkmayacak. Tam aksine alan
sınavları da yapmaya başlayacağız. Onu da bu vesileyle
söylemek istiyorum sizlere.
Akıllı tahtayla ilgili hangi
firmanın ihale aldığı soruldu. Akıllı tahtayla
ilgili çok açık bir ihale yapılmıştır. Ben bu
vesileyle söyleyeyim: İhale demek serbest rekabet şartlarında
mal ve hizmet alımı demektir zaten. Bu vesileyle kanunda ihaleyle
ilgili hususlar düzenleniyorken serbestçe rekabete dayalı bir düzenden
bahsedilir.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Şartnameye
patent koyduğunuzda serbest olmaz Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Bu açıdan da çok açıkça da bir şey söyleyeyim
hiç gocunmadan: Sayın Hamzaçebinin teklifine de burada Evet. diyorum.
Orada son cümlede
düzenlenir. lafından önce
serbest ihale
şartlarınca düzenlenir. lafını koymaya da hemen
hazırım ama tekrardan ibaret bir ifadedir, tekit ifade edecektir. O
tekide de ben razıyım zaten. Ama başka bir şekilde
şunu söylemeliyim ki: Açıkça ihalesi yapıldı,
Ulaştırma Bakanlığı bu ihaleyi yaptı, Vestel
firması aldı ve Vestel firması da bu
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ama Vestelin zaten
patenti vardı, başkasının şansı yoktu ki!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Hayır arkadaşlar, o konuda da yanlış
bilgi biliyorsunuz.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Yargıda dosya!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Ben izah ettim ama tekrar söyleyeyim: Bir kere, her
şeyden önce, ürünün geliştirilmesiyle ilgili olarak sadece Millî
Eğitim Bakanlığı uzmanları çalışmadı
arkadaşlar; bunu Komisyonda söyledim, bir daha söyleyeyim, çok açık,
içimizde ne varsa aynısını da dışarıya
yansıtıyoruz en şeffaf şekliyle. Millî Eğitim Bakanlığı
uzmanları, Vestelin uzmanları, özel sektörden bu konuda katkı
sağlayacak uzmanlar bu ürünün geliştirilmesinde katkı
yaptılar.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ama bu, Vestelle
çalışmanız haksız rekabet değil mi? Bu ülkede sadece
Vestel yok çalışmak için Sayın Bakanım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) O firmalar patent için müracaat ettiklerinde biz müdahale
ettik, Millî Eğitim Bakanlığının
olacağını söyledik, onlar feragat ettiler ve ihaleye de üç firma
girdi.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın Bakanım,
siz Vestelle çalıştığınızda rekabet bozuldu
zaten. Siz Vestelle çalışıyorsunuz, diğerlerinin ne
şansı var?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Sadece Vestel firması girmedi ihaleye de, Vestel
firması, Arçelik firması, Atmaca Elektronik ihaleye girdiler ve en
düşük fiyatı veren de aldı. Dolayısıyla bütün, her
türlü bilginize açıktır; lütfen ihale dosyalarına,
şartnamelere, ihaleye teklif veren firmalara ve fiyatlarına
bakınız. O zaman göreceksiniz ki, içine düştüğünüz
şüpheler sadece bir vehimden ibaret.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Sayın
Bakanım, kötü bir şeyi bilmek bize bir şey
kazandırmıyor.
MEHMET ŞEVKİ KULKULOĞLU (Kayseri) Ama bu
doğru bir yol değil Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Dershane sayısı ne kadar arttı? diyorlar.
Şu anda, dershane sayısıyla ilgili, yıllar itibarıyla
size bilgileri kısaca sunmak istiyorum ama çok belirgin bir şekilde şunu
söylemeliyim ki: Aslında son yıllarda dershane sayısı sizin
bildiğinizin aksine düştü. 2001-2002 yılında Türkiyede
2.002 tane dershane var -lütfen kaydedin- ve en yüksek -oran itibarıyla-
2008-2009 yılında bir sayıya çıktı, sayı 4.260,
2ye katlandı yani. Ama o tarihten sonra yeniden alınan tedbirlerle
giderek sayı düşmeye başladı, şu anda 3.961 dershane
Türkiyede hizmet sunuyor.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Kaç öğrenci var Sayın Bakan?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Öğrenci sayısını da
söyleyeyim size: Toplam şu anda 1 milyon 219 bin 472 öğrenci
gözüküyor elimizde.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) 2002de kaç öğrenciydi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) 2002de 588 bin 637.
Bir başka husus: 1996 yılındaki
Millî Eğitim Şûrasında kesintisiz eğitimle ilgili tavsiye
kararından bahsedildi. Evet, doğru, kesintisiz eğitim fikri
sadece o şûrada vardır zaten. Onun dışında, 1981
yılından itibaren Türkiyede eğitim süresinin
uzatılmasıyla ilgili tavsiye kararlarının hiçbirisinde
eğitimin kesintisiz olacağına dair bir ifade yoktur, sadece 96
yılında ne tesadüftür ki 97 yılındaki
değişikliğe altyapı hazırlamıştır.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep)
Çünkü o tarihe kadar pilot uygulamalar yapıldı, siz de
biliyorsunuz.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) 5+3 içindi onlar.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Başka bir husus, yine, Zühal
Hanımın sorusuna cevap, bütçeye getireceği yük: Bunu birçok kez
söyledim. Bizim, şu anda, toplam yüzde 100 eğitime
çıktığımız zaman, yaklaşık olarak 130 bin ila
160 bin arasında dersliğe ihtiyacımız var. Derslik
başına yaklaşık 140 bin liradan hesaplayabilirsiniz bugünkü
fiyatlarla. Bizim -bütün bunların maliyeti, toplam, hep bütün dersliklerin
tamamının yapıldığını varsayarsanız-
aşağı yukarı 30 milyar Türk lirası derslik için
kaynağa ihtiyacımız var. Derslik başına 30 öğrenciden
hesaplayarak bu noktaya geldik ama zaten bu bizim ihtiyacımız. Bu
kanun sebebiyle ortaya çıkan fazlalık sadece yüzde 15
civarındadır, onun dışındakiler zaten şu anda da
ihtiyaç duyduğumuz bir husustur ve stratejik planlarımızda
sadece yüzde 10luk, yüzde 15lik bir değişiklik yapmakla bu sorun
için Türkiye, kaynaklarını kullanma imkânına sahip olacak.
Ayrıca tablet bilgisayarlar ve
akıllı tahtaların kullanımıyla alakalı çok
açık ve net, Sevgili Hocam, bir öğrenci bir tableti hiç bilmiyorsa
bile iki saat sonra kullanabilecek noktaya geliyor. Bilgisayar
kullanımıyla alakalı yanlış bilgi biliyorsunuz. Biz
bilgisayar derslerini seçimlik yapmadık, bilgisayar derslerini
kaldırdık, onun yerine Bilişim Teknolojileri ve Tasarım
diye seçimlik ders koyduk. Şunu tekrar söylüyorum: Türkiyede
çocuklarımızın bilgisayar öğrenmeye ihtiyacı yok.
Tasarım dersini aldıkları zaman bile birkaç saatte bunu
kullanabilecek noktaya geliyorlar artık. Bu açıdan bakıldığında,
esas eğitim bilgisayar kullanmak, okumak yazmak değil, bilgisayardan
sonra nasıl bir girişimci ruhuyla bir şey üretmek fikrini
aşılamaktır, bu da ancak tasarım dersleriyle olur ve bu da
ancak ilgi duyan öğrencilerimizle olur. Bu açıdan bakıldığında
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Bakan, Türkçeyi öğreniyorlar ama Türkçe öğretmenlerini
kaldırmıyorsunuz. Türkçeyi bilerek okullara geliyorlar ama
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Eğer aynı şeyse ben onun
sizin mantığınıza ve düşünme
mantığınıza bağlıyorum, aynı şeyse
şayet.
OKTAY VURAL (İzmir) Sizin
mantığınıza göre aynı!
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Bilgisayar öğretmenliği sadece bilgisayar öğretmekten ibaret
değil ki! Yani ne kadar sığ düşünüyorsunuz. Öyle şey
olur mu? Böyle bir şey olur mu ya!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Bakınız, çok açık ve net:
Bizim
OKTAY VURAL (İzmir) Sizin
mantığınız, sizin!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Bakınız sevgili milletvekilleri,
şunu açıkça söyleyeyim: Bugün Millî Eğitim
Bakanlığının web sitesinden kursiyerNet programına girin,
değil bilgisayar öğrenmeyi, ben size bilgisayar programı
yapmayı öğreteceğimize dair söz veriyorum.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) Sadece
kullanmak değildir bilgisayar öğrenmek
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Sadece kursiyerNet programına lütfen
girin, size
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Rehberlik yapacak, bilgisayarın zararlarını,
faydalarını anlatacak. Ne kadar sığ düşünüyorsunuz
Sayın Bakan!
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Onlar için bizim medya
okuryazarlığı dersimiz var, merak etmeyin onları da orada
öğretiyoruz, bilgisayarın zararlarını öğretiyoruz, hiç
endişe etmeyiniz.
ZÜHAL TOPCU (Ankara) Sayın
Bakan, medya okuryazarlığında
OKTAY VURAL (İzmir) Medya sizi
okuyor, sizi yazıyor ya!
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli)
Sayın Bakan, Tunay Alkan kimdir?
OKTAY VURAL (İzmir) Ya medya
zaten AKPyi okuyor, AKPyi yazıyor, gerek yok ki okur
yazarlığa!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Peki, teşekkür ediyorum, sağ olun.
ZÜHAL TOPCU (Ankara) Bakın,
yanlış yapıyorsunuz Sayın Bakan!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, ikinci
bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli)
Tunay Alkan, patenti alan, kimdir bu, genel müdür mü, grup başkan vekili
mi?
BAŞKAN Şimdi, ikinci
bölümde yer alan maddeleri, varsa o maddeler üzerindeki önerge işlemlerini
yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Böyle bir görevlimiz o birimde yok. Siz
merak etmeyin orada böyle bir yönetici yok.
BAŞKAN 14üncü madde üzerinde
dört adet önerge vardır.
Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutup, aykırılıklarına göre
işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 14 üncü maddesi ile değiştirilen 2547 sayılı
Kanunun birinci fıkrası (b) bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b. Yükseköğretim kurumlarına
esasları Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim
Kurulu tarafından belirlenen bütüncül değerlendirme sistemi ile
girilir. Bu sistem, öğrencinin akademik performansı ile birlikte
sosyal, sanatsal ve alan yeterliklerinin tamamını hesaplayan ve ona
göre değerlendiren bir sistemdir. Öğrenciler bu yeterliklerinin
tamamında aldığı puan ortalamasıyla sınavsız
olarak üniversiteye geçebileceklerdir.
Oktay Vural
Mehmet
Şandır Özcan
Yeniçeri
İzmir Mersin Ankara
Zühal Topcu Lütfü
Türkkan Ahmet
Duran Bulut
Ankara Kocaeli Balıkesir
Alim Işık
Kütahya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun teklifinin çerçeve 14 üncü maddesinin (d) bendinin madde
metninden çıkartılmasını, diğer bentlerin de buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin Canikli Ahmet
Aydın Ünal
Kacır
Giresun Adıyaman İstanbul
İlhan Yerlikaya Murat
Yıldırım Mustafa
Ataş
Konya Çorum İstanbul
Osman Aşkın Bak Ekrem Çelebi Mahir
Ünal
İstanbul Ağrı Kahramanmaraş
Ramazan Can Ayşe Nur
Bahçekapılı Mehmet
Doğan Kubat
Kırıkkale İstanbul İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 14. Maddesinin g bendinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem İnce Hasan Ören Dr. Aytun
Çıray
Yalova Manisa İzmir
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Kamer Genç Osman Faruk
Loğoğlu
İstanbul Tunceli Adana
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 14üncü maddesinin b, c ve d bentlerinin madde
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Hasip
Kaplan
Iğdır
Kars Şırnak
Altan
Tan Nursel
Aydoğan Ertuğrul
Kürkcü
Diyarbakır
Diyarbakır
Mersin
Adil
Kurt
Hakkâri
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım, çok hızlı okunuyor, anlayamıyoruz. Ben
anlamazsam nasıl karar vereceğim milletim adına?
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Sırrı
Sakık, Muş Milletvekili.
SIRRI SAKIK (Muş) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, birkaç saat önce 199 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 9uncu maddesi değiştirilirken aslında burada
sorun inançlara özgürlük değildi. Bakın, biz de orada olumlu oy
kullandık ama burada bir rant kavgası vardı, Biz ne kadar bunun
üzerinden bir mesaj vermeye çalışırız! Aslında
hepimizin bundan kurtulması gerekir. Yani sonsuz özgürlüğü bütün
inançlara istemeliyiz ama ne yazık ki bu konuda çok fazla demokrat
olmadığınızı, bu işi sadece siyasal olarak ranta
devşirmek gibi iki parti arasındaki bir kavgayı gördük. Oysaki
hepimiz inançlarımıza ne kadar özgürlük istiyorsak dilimize ve
kültürümüze, kimliğimize de bir o kadar özgürlük istemeliyiz ama sizin
kendi inançlarınızın dışında başka inançlara
hayat hakkı yoktur.
Ne yazık ki Türkiyede uzun yıllardır
siyasetin bir kısmı cami avlusundan bir kısmı
kışladan çıkmıyor ama kışlada olanları halk
bir noktaya getirdi, emin olunuz ki cami avlusunda da siyaset yapanları
halk bir yere getirecek. Kimse inançlar üzerinden ne olur siyasal bir rant
devşirmeye kalkışmasın. Eğer yüreğiniz yetiyorsa
-hani birlikte ortak vatandan bahsediyorsunuz- ortak vatanı
şekillendirirken dilini, kültürünü yok saydığınız o
halkın dilini, kültürünü özgürleştirmek gibi bir göreviniz yok mudur?
Var ama bunu yapmıyorsunuz, yüreğiniz buna yetmiyor. Bir muhalefet
partisi şunu söylüyor: Köşede, bucakta dillerini konuşsunlar.
Ya köşede, bucakta bir dil konuşulur mu? Yani bir dile bu kadar
haksızlık edilir mi? Bu bir dil köşe bucak dili değildir.
Mesela, tersten alalım. Cumhuriyet oluştuğu dönemlerde Türkiye
Cumhuriyeti değil de Kürt cumhuriyeti olmuş olsaydı ve o günkü
koşullarda cumhuriyet Kürtlerin kültürü, kimliği üzerinde
şekillenmiş olsaydı ve Türk kimliğine haksızlık
etmiş olsaydı ve biz, bugün, burada, Kürtçe kimlikle, Kürt
kimliğiyle ilgili yasal bir düzenleme yapsaydık, burada Kürt bir
bakan oturmuş olsaydı ve dönüp bize de şunu söyleseydi: Türk
dili de evde, bucakta, köşede kendisini ifade etsin. Burada ne kadar
hakkaniyet varsa, Kürtlerle ilgili taleplerde de bunu ileri sürmek bu kadar
haksızlıktır, bu kadar vicdansızlıktır. Onun
için, sizin, bu ülkede özgür bir eğitim sistemi, herkesin içinde
olacağı bir dile, bir kimliğe gerçekten saygı
duyduğunuzu söyleyemeyiz. İşte, ortadayız.
Bakın, uzun süredir, bu ülkede
ırkçı bir ant var. Her sabah çocuklarımıza yalan
yanlış bilgiler aktarırız. Bir Millî Eğitim
Bakanımız, daha önce çıktı Bunu kaldıralım. Bu
ırkçıdır. dedi. Kıyametler koptu, geri adım
attınız çünkü Türkiyedeki ırkçı, milliyetçi dalgalardan
nemalanıyorsunuz. Siz o dalgalardan oy alabilir misiniz? Siz döndünüz,
bundan bile geri adım attınız ve her sabah okula giden
çocuklarımız yalan yanlış bilgilerle Türküz,
doğruyuz, çalışkanız
Ee vallahi ne Türküz
Yani Türk
olmayanlar doğru olamaz mı, çalışkan olamaz mı? Yani
bu coğrafyada farklı halklar da yaşıyor, o halklara neden
saygı duymuyorsunuz? Neden o halkların diline, kimliğine doksan
yıldır gem vuruyorsunuz, yok hükmünde sayıyorsunuz ve bir
taraftan da demokratikleşme ve özgürlüklerden bahsediyorsunuz. Vallahi, ne
halkımız size inanıyor ne de vicdan muhasebesi
yaptığınızda, gece başınızı
yastığa koyduğunuzda doğru işler
yaptığınıza eminim ki siz de inanmıyorsunuz çünkü siz
gerçekten tekçisiniz, ırkçısınız, asimilasyoncusunuz,
diğer halklara zulmediyorsunuz, diğer inançlara zulmediyorsunuz.
Bizim gibi hiç böyle inançlara zulmetmeden inançlara saygılı
olacaksınız ve ben halk
diliyle diyorum ki: Biraz önce o Kur'an-ı Kerimle, Peygamber
Efendimizle ilgili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SIRRI SAKIK (Devamla) -
bir yasa geçti. Her kim ki
siyaseten o Kur'ana ihanet ediyorsa o Kur'an -bu Anadolu tabiriyle-
onların hakkından gelsin.
Saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Sakık.
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Yoklama
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
Yoklama talebi var, onu yerine getireceğim.
Sayın İnce, Sayın Hamzaçebi, Sayın
Nazlıaka, Sayın Tezcan, Sayın Kesimoğlu, Sayın Serindağ,
Sayın Kulkuloğlu, Sayın Tanal, Sayın Ediboğlu,
Sayın Özel, Sayın Yüceer, Sayın Köktürk, Sayın Özkan,
Sayın Çam, Sayın Dibek, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Özgündüz, Sayın Aksünger, Sayın Bayraktutan, Sayın Soydan.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN 14üncü madde üzerindeki,
Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve
arkadaşlarının önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım, çok hızlı okunuyor. Gerçekten, istirham ediyorum,
ben seçmenlerim adına nasıl karar vereceğim
anlamadığım bu önergelere?
Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın
Başkanım, istirham ediyorum, lütfen
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, sizin grubun önergesi, yavaş okuyor. Sizin grubun
önergesi diyorum, önergeyi biliyorsunuz, onun için anlarsınız.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Biliyorsak o zaman hiç okunmasın Sayın Başkan.
Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir,
Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver
Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 14. Maddesinin g bendinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Muharrem
İnce (Yalova) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Osman Faruk Loğoğlu, Adana Milletvekili.
Buyurun Sayın Loğoğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gündemimizdeki yasa teklifiyle
Türkiye'nin geleceği karanlığa mahkûm edilmeye
çalışılıyor. Bilinmelidir ki, Cumhuriyet Halk Partisi buna
izin vermeyecektir. Cumhuriyet Halk Partisi, ayrıca, Türkiye'nin
geleceğini geçmişte arayan bir ülkeye dönüşmesine de izin
vermeyecektir. Fakat ben burada bir başka alandaki eğitim noksanlığından
söz etmek istiyorum. Dış politika, diplomasi alanındaki
eğitim noksanlığından bahsetmek istiyorum. Bunun en son
örneğini de Sayın Başbakanın İran ziyareti vesilesiyle
yaşadık, o konuya kısaca değinmek istiyorum:
Sayın
Başbakanın İran ziyareti sonuçları itibarıyla tam bir
fiyaskodur. Bir ortak bildiri dahi bu ziyaret neticesinde
yayımlanamamıştır. Üstelik bu ziyaret sırasında Türkiye küçük
düşürülmeye çalışılmış ve İran
tarafından Türkiyeye butik devlet muamelesi
yapılmıştır. Takip etmişsinizdir, Ahmedinejad, dün
sağlık gerekçesiyle Sayın Başbakanla görüşmesini
ertelemiştir. Sayın Başbakan da bu nedenle İranda bir gün
daha fazla kalmak durumunda kalmıştır. Fakat aynı
Ahmedinejad, aynı gün, yani hasta olduğunu beyan ettiği gün
Türkmenistandan bir heyeti kabul etmiş ve bunun fotoğraflarını,
resimlerini boy boy İnternette yayınlamıştır. Fakat bu
da yetmemiştir dinî lider Hamaney, Sayın Başbakanı
ayağına çağırarak Meşete davet etmiştir. Laik
bir devlet olan, en azından Anayasamıza göre hâlâ laik bir devlet
olan Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı kalkıp Tahrandan bir
ülkenin dinî liderinin ayağına gitmiştir. Bunu nasıl izah
edersiniz Türkiye Cumhuriyetinin bir Başbakanının
davranışı olarak? Bunu sizin takdirlerinize
bırakıyorum.
Tabii bu
davranış çok şaşırtıcı da değildir
çünkü aynı ülkenin Dışişleri Bakanı Güney Korede bir
devlet başkanının, Amerika Birleşik Devletleri
Başkanının parmak işaretiyle yanına
çağırılan bir ülkenin Bakanıdır. Dolayısıyla
hem Başbakan hem
Dışişleri Bakanı demek ki bu davranışlara
alışık hareket etmektedirler.
Şimdi, bunları şöyle
bilelim: İranın bu davranışlarının hiçbiri
tesadüfi değildir. İran fevkalade ince bir diplomasi uygulamakta ve
Türk Başbakanını önce bekletmekte, sonra İran içinde
dolaştırmakta, sonra da hiçbir açıklama yapmayarak ziyaretin
sonuçsuz kaldığını bütün dünyaya ilan etmektedir.
Burada, her yerde sesini yükseltmesini
gayet iyi bilen Sayın Başbakandan hiçbir ses
çıkmamıştır. Her yerde gürleyen Sayın Başbakan bu
konuda sessiz kalmıştır. Oysa yapması gereken Sayın
Başbakanın bu konuda, Türkiyeye dönmesiydi fakat bunu da
yapmamıştır, buna da cesaret edilmemiştir.
İran bu
davranışlarıyla diyor ki Türkiyeye: Suriye konusunda
yanlış yapıyorsun. Suriye konusunda Kofi Annan Planı bütün
uluslararası toplumdan destek görürken sen bu girişimin içini
boşaltmaya çalışıyorsun. Ayrıca diyor ki İran:
Kürecikteki radar istasyonuyla sen benim güvenliğimi tehlikeye
atıyorsun, İsraille iş birliği yapıyorsun. Biz bunu
kabul etmiyoruz. Mesajlar İran tarafından budur.
Sonuç olarak, Sayın Başbakan
Erdoğan, İrandan eli boş dönmekte ve hiçbir tepki vermeden
oradan dönmekte. Bu konunun eğitimle ne ilgisi var? diyeceksiniz. Ben,
tekrar bunu eğitime bağlayacağım. AKPnin dış
politikası, daha önce bütün durumlarda olduğu gibi, bu İran
ziyareti vesilesiyle yine sınıfta kalmıştır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Loğoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun teklifinin çerçeve 14 üncü maddesinin (d) bendinin madde
metninden çıkartılmasını, diğer bentlerin de buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Aydın (Adıyaman) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Uygun görüşle takdire arz ediyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ahmet Aydın, Adıyaman Milletvekili. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Çok
teşekkür ediyorum Başkanım.
Değerli Başkanım, çok
değerli milletvekili arkadaşlarım; tabii, gecenin bu vaktinde
çok daha hayırlı, çok güzel işler yapıyoruz. Bu önerge de
gerçekten son derece hayırlı, son derece güzel işler getirecek
olan bir önerge. Biz bu önergeyle eğitimde fırsat
eşitliğini sağlamaya çalışıyoruz.
Değerli arkadaşlar,
bildiğiniz gibi şu anda mevcut olan Yüksek Öğretim Kanununun
45inci maddesinin bir (d) bendi var ve bu (d) bendine göre de bir mesleğe
yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumları mezunlarına
diğer bölümlerin, diğer liselerin mezunlarına oranla kendi
alanını seçtiği takdirde ilave puan getiren -ki teklifte de bu
yüzde 4e kadar düşürülmüştür- yüzde 4 oranında ilave puan
sağlayan bir düzenleme var Yüksek
Öğretim Kanununun 45inci maddesinde. Şimdi biz, tabii, özellikle
diğer bentlerine de baktığımızda, (e) bendinde, zaten
bu okuldan mezun olanların sınavsız bir şekilde ön lisans
programlara kaydolma hakkı var, getiriliyor. Yine aynı şekilde
bir sonraki (f) bendinden de ön lisans mezunları için de yüzde 10luk
barajı aşmamak üzere lisans programlarına kaydolma
şartı, imkânı getiriyoruz. Tabii birçok okul var,
sağlık meslek liseleri, çok programlı liseler, endüstri meslek
liseleri, meteoroloji liselerinden tutun da turizm otelcilik meslek liselerine
kadar, imam-hatip liselerine kadar birçok meslek okulu var ve bu meslek
okullarından mezun olanların kendilerine ayrıca ilave bir puan
tahsis ediliyor mevcut düzenlemede. Biz şunu diyoruz: Bütün bu okullarda
okuyanlar -düz liseler, kolejler, meslek liseleri bütün bu okulların
mezunları- zaten temel eğitimi görüyorlar, zaten temel dersleri
görüyorlar, ilave meslek dersleri görüyor olabiliyorlar ve mezun oldukları
zaman da hepsi aynı sınava tabi tutuluyor. Aynı sınava tabi
tutulduğuna göre de hiçbirinin lehine öbürünün aleyhine hak vermeyelim ya
da öbürünün aleyhine imkân tanımayalım, fırsat vermeyelim diye
eğitimde bir fırsat eşitliği olsun diyoruz ve bütün bu
mezunlar sınava girdiğinde eşit, adil bir şekilde bir yarışma
usulü olsun, sınav sonucu aldığı puanlara göre hak
ettikleri alanlara girebilsin. Farklı alanlara da girebilme imkânı
getirebilelim yani sadece meslek
liselerinden mezun olana sadece kendi alanlarına değil o alanlara da
girebildiği gibi, başka alanlara da bir puan kaybı da olmadan
girebilsin diye bütün meslek liseleri arasında bir eşitlik, sadece
meslek liseleri arasında değil tüm liseler arasında ciddi bir
eşitlik getiriyoruz ve bu manada da çok güzel, çok hayırlı bir
iş görüyoruz.
Yine, aynı
şekilde, değerli arkadaşlar, tabii dış politikayla
ilgili birtakım laflar söylendi bu kürsüde. Değerli arkadaşlar,
Türkiye içeride istikrarın, itibarın, dışarıda da son
derece dış politikada yükselişin adresi oldu.
Bakın, değerli
arkadaşlar, Türkiye, AK PARTİ İktidarı döneminde, 151
ülkenin oyuyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin geçici üyesi
oldu. Yine Türkiye, aynı Türkiye, AK PARTİ İktidarı
döneminde ilk kez İslam Konferansı Örgütünün Genel Sekreteri oldu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) -
Oldu da ne oldu?
AHMET AYDIN (Devamla)
Yine ilk kez, yine AK PARTİ döneminde, Avrupa Konseyi Parlamenterler
Meclisinin Başkanı bir Türk oldu ve bir milletvekilimiz oldu. Bundan
hepimizin gurur duyması gerekmez mi? (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
Türkiyenin
dış politikada geldiği nokta ortada. Bugün, Türkiyede,
dış politikada gündem belirlenen bir ülke değil, eskiden kendi
gündemini belirlemeyen bir ülke vardı.
ALİM IŞIK
(Kütahya) BOP Eş Başkanı, onu da söyle.
AHMET AYDIN (Devamla)
Ama, şimdi, dünyanın gündemini belirleyen bir Türkiye var artık.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
Değerli
arkadaşlar, Türkiye artık dünya liderinin iki dudağı
arasına bakıyor. Acaba Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı bu konuda ne düşünüyor, onun reyi bu konuda nedir?
diye merakla bakıyor ve artık Türkiyeyle herkes dost geçinmek
zorunda.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ahmedinejadı da arasana!
AHMET AYDIN (Devamla)
Türkiye, bu dış politikayla birlikte, emin olun, sizin hayal
edemeyeceğiniz alanlara da gelecek.
MUHARREM İNCE
(Yalova) Ahmedinejaddan haberin var mı?
AHMET AYDIN (Devamla) -
Siz bunları düşünemezsiniz değerli arkadaşlar. Türkiyenin
itibarını biz bundan on sene önce de biliyorduk. Türkiye hangi
uluslararası müsabakada, yarışmada vardı? (CHP sıralarından
gürültüler) Türkiye hangi uluslararası arenada bir varlık
gösterebiliyordu? Hangi uluslararası gündemle alakalı Türkiye bir
fikir beyan edebiliyordu? İşte şimdi Türkiye güçlü bir Türkiye,
güçlü bir lideri olduğu için ve milletinin de desteğini
aldığı için çok daha iyi noktada, daha da ileriye doğru bu
halkın desteğiyle birlikte devam edecek diyorum.
Teşekkür ediyorum.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Buyurun Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) Bu önergeyle
ilgili, ben aslında sadece teknik olarak öğrenmek istiyorum, bu
teklifte adaletsizlik yarattığı için mi çekiyorlar? Teklifin
içerisinde vardı değil mi? Evet.
Efendim, tabii Sayın Aydın
gerçekten dış politikayla ilgili şeyi söyledi ama gerçekten
Sayın Başbakanın BOP Eş Başkanı gibi bir
sıfata sahip olmasını da burada onurla söylemesini isterdim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
AHMET AYDIN (Adıyaman)
Sayın Başbakan Medeniyetler İttifakının Eş
Başkanıdır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 14 üncü
maddesi ile değiştirilen 2547 sayılı Kanunun birinci
fıkrası (b) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b. Yükseköğretim kurumlarına
esasları Millî Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim
Kurulu tarafından belirlenen bütüncül değerlendirme sistemi ile
girilir. Bu sistem, öğrencinin akademik performansı ile birlikte
sosyal, sanatsal ve alan yeterliklerinin tamamını hesaplayan ve ona
göre değerlendiren bir sistemdir. Öğrenciler bu yeterliklerinin
tamamında aldığı puan ortalamasıyla sınavsız
olarak üniversiteye geçebileceklerdir.
Alim Işık (Kütahya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR,
GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Alim Işık, Kütahya Milletvekili, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
199 sıra sayılı Kanun Teklifinin 14üncü maddesinde
verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu kanun teklifiyle, iki
olumlu konuya değinmek istiyorum.
Birincisi: Sekiz yıllık
kesintisiz eğitimin -süresi tartışılabilir, her ne kadar
dediğimiz gibi olmasa da- ikiye bölünüp 1inci sınıfa giden ile
8inci sınıfa giden yedi yaş farklı 2 çocuğun
aynı ortamdan ayrılmasını getirmesi nedeniyle
Ancak
maalesef bunu ortadan kaldıracak düzenlemeyi yapamadık; ilkokul ile
ortaokul ihtiyaçlara göre beraber olabilecek veya ortaokul ile lise yine,
ihtiyaçlara göre beraber olabilecek. Dolayısıyla bu olumlu
düşünce de maalesef uygulamada gerçekleşmeyecek.
İkincisi de, sekiz yılın
on iki yıl zorunlu eğitime dönüştürülmesi.
Değerli milletvekilleri,
şimdi sizlere samimiyetle bir şey söylüyorum. Sayın
Başbakan Güney Koreye giderken uçakta Sınavsız bir
üniversiteye geçiş sistemi düşünüyoruz. diye söyledi.
İşte, size bir fırsat, gelin, bu önergeye destek verin.
Sayın Başbakanın her ne kadar bu kanun teklifi
hazırlanırken aklına gelmeyen, ama sonradan bir
şekilde bunun olabileceğine inandığı için bu
beyanatı veren açıklamasından sonra buna evet deyiniz. Aksi
takdirde, bugün sınav sistemine odaklanmış hem öğrenciler
hem aileler, yine neyi değiştirirseniz değiştirin
ıstırap çekmeye devam edecekler.
Değerli milletvekilleri, AKP
iktidarları dönemiyle ÖSYM kirlenmiştir. Üniversite giriş
sınavlarında hırsızlık yapılmıştır,
sorular çalınmıştır; KPSS sınavlarında
hırsızlık yapılmıştır, sorular
çalınmıştır; öğretmen atamalarında
hırsızlık yapılmıştır, sorular
çalınmıştır, ama bunların sorumluları
bulunamamıştır.
Yarından sonra, yani 1 Nisanda
yapılacak üniversiteye giriş sınavında, YGS
sınavında yine milyonlarca öğrenci aynı endişeyle bu
sınava girecekler. Dolayısıyla, acaba benim hakkımı
hangi hırsız çalacak, hangi yandaş çalacak ve iktidar yine bunu
takipsiz bırakacak diye endişeyle bu sınava
hazırlanmaktadırlar. Dolayısıyla, bunun mutlaka
çözümlenmesi gerekiyor. Sayın Bakan burada değil, biraz önce sordum.
Değerli milletvekilleri,
Sayın Bakanın döneminde ve önceki millî eğitim
bakanlarınız döneminde, bu ülkede Taşımalı
İlköğretim Yönetmeliğinin bir maddesine takılmasından
dolayı ülkenin 16 bin okulu kapatıldı, 160 bin derslik boş,
çürümeye terk edildi.
Şimdi sordum, bu sistemde bunlar
ne olacak? Cevap yok. Kaç milyar dolarlık bir ödenek ayırmak
gerekiyor? On sekiz yıl boyunca tablet bilgisayar ve donanımları
için bir madde getirdiniz. Buradan ne kadar sisteme para aktarılacak? Cevapsız
kaldı.
Şimdi, öğrencilerin bütüncül
bir değerlendirme sistemiyle ortaöğretim başarı
puanlarına dayandırılan ve doğrudan sınavsız
üniversiteye girişini sağlayan bir önergemiz var, buna evet demeniz
gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, biraz
önce Sayın Grup Başkan Vekili ilklerden bahsetti. Sayın
Başbakana haksızlık yapmaması lazım, BOP eş
başkanlığını söyleyecek.
Bu teklifle bakınız hangi
hakları alıyorsunuz? Şu anda mesleki eğitimde, mevcut 2547
sayılı Yasanın 45inci maddesinde yüzde 10undan az olmamak
üzere dikey geçiş kontenjanı veriyor, siz en fazla yüzde 10la
sınırlıyorsunuz. Yine bu 45inci maddede üstün yetenekli, sanat
ve sporda başarı almış, TÜBİTAK tarafından
olimpiyatlara katılmış öğrencilerin sınavsız
olarak üniversiteye yerleştirme hakkını ellerinden
alıyorsunuz. Bunları söyleyin. Bunları söylemezseniz
haksızlık yaparsınız, kendi çocuklarınıza ve
ülkemizin o değerli beyinlerine haksızlık yaparsınız.
Bu teklifle bu sakıncaları
ortadan kaldıramıyorsunuz. Bakınız, biraz önce
bahsettiğim konular çok önemli. Geliniz, bunların hepsini
kaldıralım ve tüm öğrencilerimizin on iki yıl boyunca
zorunlu olarak aldıkları eğitim sisteminin gereği olarak
ortaöğretim başarı puanlarına dayalı bir sınavsız
geçişi bu sayede gerçekleştirelim. Milliyetçi Hareket Partisi, 2007,
2011 ve 1999 seçimlerinden bu yana bu sistemi savunan ve her türlü
hazırlığını yapmış ve buna göre de
milletimize böyle bir alternatif sunan partidir.
Önergemize desteğinizi bekliyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sınavsız üniversite
.
Sayın Canikli, Başbakan
söyledi.
BAŞKAN - Komisyonun bir düzeltme
talebi vardır, söz veriyorum.
MİLLİ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Sayın Başkanım, teklifin
14üncü maddesinde
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Başbakan Sınavsız üniversite dedi, getiriyoruz, reddediyorlar
Sayın Başkan. Nasıl olacak?
BAŞKAN Genel Kurulun takdiri
efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) - Türkiyeyi
Başbakan yönetmiyor mu? Gizli kuvvetler mi var? Allah, Allah
Koalisyonun
diğer ortakları Hayır mı diyor?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik
Araştırma Kurumunun adı sehven Türkiye Bilimsel ve Teknik
Araştırma Kurumu şeklinde yazılmıştır.
Düzeltilmesi uygun olacaktır Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
14üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.30
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 23.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu
açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
15inci madde üzerinde iki önerge vardır; okutup, geliş
sırasına göre işleme alacağım:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
çerçeve 15 inci maddesi ile değiştirilen 2547 sayılı
Kanunun 56 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafında yer alan
"gelirlerinin en az dörtte üçünü" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Zühal
Topcu Yusuf
Halaçoğlu Lütfü
Türkkan
Ankara
Kayseri
Kocaeli
Oktay
Vural Alim
Işık D.
Ali Torlak
İzmir
Kütahya
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe "Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş
ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili
Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 15. Maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tufan
Köse Mehmet
Hilal Kaplan Gürkut
Acar
Çorum
Kocaeli
Antalya
Turhan
Tayan Engin
Özkoç
Bursa
Sakarya
MADDE 15- 2547 sayılı Kanunun
56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci
paragrafı aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Gelir veya kurumlar vergisi
mükellefleri tarafından üniversitelere, yüksek teknoloji enstitüleri ile
gelirlerinin en az dörtte üçünü münhasıran devlet üniversitelerinin
faaliyetlerinin devam ettirilmesi ve desteklenmesini amaç edinmek üzere kurulan
ve fiilen bu çerçevede faaliyette bulunan vakıflardan Bakanlar Kurulunca
vergi muafiyeti tanınanlara makbuz karşılığında
yapılan bağışlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları
hükümlerine göre yıllık beyanname ile bildirilecek gelirden ve kurum
kazancından indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MALİYE BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Batman) - Katılamıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Tufan Köse, Çorum Milletvekili.
Buyurun Sayın Köse. (CHP
sıralarından alkışlar)
TUFAN KÖSE (Çorum) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bize ne Komisyon Başkanı Nabi
Avcının yüzüne karşı ne de Bakanın yüzüne
karşı konuşmak nasip olmadı bu Komisyon
toplantılarında; beş gün, altı gün takip ettik Komisyon
toplantılarını.
Değerli arkadaşlarım, buradaki Bakan
Arkadaşımızı tenzih ediyorum ama Sayın Bakana
inanmıyoruz biz. Bir kere, öyle teknoloji günübirlik üretilebilecek bir
olgu değil. Yılların birikimiyle üretilmiş bir teknoloji,
onlarca yıllık birikimle üretilmiş bir teknolojiyi
Yerli
üretim yapacağım. diye kimseyi kandırmasınlar, böyle bir
olay yok. Büyük ihtimal kendisi olsaydı soracaktım ben. Hangi
firmayla anlaştınız siz yandaş firmalardan? Bunu
soracaktım kendisine.
Bakın, bundan üç yıl evvel, dört yıl evvel
bugün kullandığımız telefonların hiçbirisi var
mıydı? Yani Ericsson vardı, Nokia vardı ama bugün
kullandığımız telefonlar çok farklı telefonlar. O
anlamda, Yerli üretim yaptıracağız. diye kimseyi
aldatmasınlar. Kaldı ki bugün en büyük sorunumuz ne bizim? Cari
açık. Cari açığın sebebi ne? İthalat. Yani biz
buğdayın tohumunu bile ithal ederken nasıl tablet bilgisayar
veya devamındaki muadillerini üreteceğiz, bunu anlamak mümkün
değil, bu anlamda inanmıyoruz.
Şimdi, Nabi Beyi doğru yoldan
çıkardılar, nasıl bir güç varsa bu gecekondu kanunun
altında. Altmış yıllık yaşı var, kırk
yıllık birikimi var, entelektüel bir kişiliği var;
entelektüel kişiliğini ayaklar altına aldırdılar Nabi
Beyin. Vallahi, ben kendisi adına üzülüyorum, herhâlde beş on
yaş yaşlanmıştır, birçok da rahatsızlık
geçirecektir.
Değerli arkadaşlarım, az
evvel bir önergeyle kat sayıları kaldırdınız. Peki, bu
meslek liselerinin başarılı öğrencilerinin kendi
branşları ile ilgili üniversitelere gitme hakkını siz
kaldırmış olmuyor musunuz böylelikle? Nasıl bir
adaletsizliktir bu, neresinde bunun adalet?
Şimdi şeye geleceğim,
komisyonlarda bizi konuşturmadınız. Bu kanun teklifi,
tasarı olarak gelmedi, teklif olarak geldi. Ne olduğu belirsiz,
arkasında kim var o da belli değil. Bunları bize
yaptınız ama dün bu konunun birinci elden muhatapları Kamu
Emekçileri Sendikalarına bağlı öğretmenleri niye
konuşturmadınız, ne vardı?
Şimdi, nereye gittiğimizi,
nereye gittiğinizi büyük ihtimal Adalet ve Kalkınma Partili
milletvekillerinin de birçoğu bilmiyor arkadaşlar.
Ben uyarıcı olması
bakımından geçtiğimiz günlerde Çorumda
yaşadığımız bir olayı sizlerle paylaşmak
istiyorum. Bakın, 26 Mart 2012 tarih ve 06.325 sayılı Valilik
onayı, bu onay ile Çorum İl Millî Eğitim Müdürlüğü bir
toplantı düzenliyor ve bu toplantıya imza
karşılığı okul müdürlerinin tamamını, ilçe
millî eğitim müdürlerini çağırıyor ve burada Hitit
Üniversitesinden bir Hoca, ismini de vereyim Doçent Doktor Hasan Yücel
Başdemir bir seminer veriyor bu okul müdürlerine. Ne demiş mealen
Doçent Doktorumuz -seminerimizin ismi de Eğitimde Değişim
Kaçınılmazdır- Eğitimde Değişim
Kaçınılmazdır isimli seminerde? Eğitimi devlet
müfredatıyla sınırlamak ulus devlet anlayışından
kaynaklanmaktadır. Ulus devlet anlayışıyla bir problemimiz
var bizim, nereden çıkıyorsa bu problemimiz? Cemaat örgütleri
devletin eğitimdeki yükünü alacak yetkinlikte kuruluşlardır.
Sayın Başbakanın açıklamalarıyla örtüşüyor
artık bunlar. Eğitimde değişim için devlet okulları
özelleşmeli ve bu okullar sivil toplum örgütleri eliyle yönetilmelidir,
zira devlet okulları şu anki yapısıyla eğitimin
önündeki en büyük engeldir.
Değerli arkadaşlarım, bu
görüşleri içinizde paylaşanlar olabilir ancak ben bir gerçeği söylemek
istiyorum diğer arkadaşlarımdan farklı olarak. Zaman zaman
bu gecekondu yasa teklifinin 28 Şubatla hesaplaşmak adına
yapıldığı söyleniyor. Hâlbuki bu yanlış, 28
Şubatla hiç ilgisi yok.
Bakın, cumhuriyetin kurulduğu
1923 yılından beri bizim ülkemizde ilkokul beş yıldır.
Bu beş yılın son bir yılı acaba kimleri nasıl
rahatsız etti ki de 4+4+4e döndük yani burada hesaplaşma
yapılıyorsa Mustafa Kemal Atatürkün binlerce yıllık Türk
tarihinde açmış olduğu bir parantezli dönem var, onunla
hesaplaşma yapılmaktadır.
Hepinizi bu anlamda, özellikle Adalet
ve Kalkınma Partili milletvekillerini uyarıcı olmak istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve 15 inci
maddesi ile değiştirilen 2547 sayılı Kanunun 56 ncı
maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci paragrafında yer alan
"gelirlerinin en az dörtte üçünü" ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yusuf Halaçoğlu (Kayseri) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Milletvekili, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri)
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 2547 sayılı
Kanunun 56ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
ikinci paragrafı üzerinde söz almış bulunuyorum.
Ben, bundan önce şunu söylemek
isterim: Ülkenin en elit tabakası olan üniversitelerin önce kendi
rektörlerini seçmelerinin sağlanması birinci derece önemlidir. Yani
bir düşünün ki bir üniversitenin kendi rektörünü seçemediğini; 6
kişi seçip, 3 kişi, oradan 1 kişi seçtiğini düşünecek
olursanız, o zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde buna benzer bir
şekilde uygulamanız gerekir. Dolayısıyla öncelikle YÖK
Kanununun da bu maddesinin değişmesi gerekir.
Değerli milletvekilleri,
eğitimle ilgili çok ciddi bir kanun tasarısı önümüzde. 2010-2011
öğretim yılında ortaöğretimde toplam 110 bin derslik
olduğu Sayın Bakan Dinçer tarafından ortaya konuluyor,
ortaöğretimin zorunlu olması durumunda da bu sayının 160
bine çıkacağı belirtiliyor. Bu sebeple yaklaşık 50 bin
dersliğe ihtiyaç var. Bugün İç Anadoluda bile, Kayseride,
Niğdede, diğer başka illerimizde henüz sekiz yıllık
öğrenim durumunda bile, birleştirilmiş iki sınıfta
ders gören öğrencilerimiz var ve öğretmenlerin eksikleri var.
Şimdi bu şekilde düşünürseniz, ihtiyaç duyulan 50 bin derslik
için 15 milyar TLye ihtiyacınız var. Yine ilköğretim için de 65
bin dersliğe ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Bunun için de 20 milyar
TLye ihtiyacınız var. TOKİ tarafından, en iyi
yaklaşımla, 32 derslikli bir ilköğretim okulu kuracak
olursanız 3 milyon TLye ancak inşa edilebiliyor.
Dolayısıyla, ilköğretim için de 20 milyar TL gerekiyor. Toplam
35 milyara ihtiyacınız var.
Hadi bunu buldunuz diyelim, altı,
yedi ay içerisinde, sekiz ay içerisinde bunu inşa etme imkânınız
yok. Nitekim, bu sebeple gerek Bakan gerekse Başbakan, hizmet
alımı şeklinde özel okullar kurulmasından, dershanelerin de
liselere veya eğitim kurumları hâline çevrilmesinden söz ediyor.
Değerli milletvekilleri,
bakın, şu an ihtiyaç duyulan 126 bin öğretmeni de bunun
içerisine katacak olursak kesinlikle önümüzdeki yıl eğitim-
öğretim süresi içerisinde büyük bir sıkıntı
yaşanacağı malumdur.
Diğer taraftan, siz eğer özel
okullarda bunun standardını iyi belirlemediğiniz takdirde ortaya
çıkacak durum şudur: Bakın, Osmanlı İmparatorluğu
döneminde yine aynı biçimde birtakım özel okullar kuruldu.
Bunların çoğu da misyoner okullarıydı. 1914
yılında İngiltere, Fransa, Almanya ve Amerika Birleşik
Devletlerinin Osmanlı topraklarında kurduğu okul
sayısı 1.244tü. Öğrenci sayısı kaçtı? 85 bindi. Osmanlı
devletinin açtığı resmî iki okul vardı: İdadi ve
rüştiyeler. Bunların öğrenci sayısı ne kadardı?
35 bindi. Yani bakın, misyonerlerin kurduğu okulun öğrenci
sayısı 85 bin, devletin kurduğu okulun öğrenci
sayısı 35 bin. Osmanlı devleti, biliyorsunuz,
yıkıldı ama burada en acı olanı
Mesela Robert Kolej,
bir misyoner okuluydu. 1863 yılında kuruldu, 68 yılında ilk
mezunlarını verdi ve ilk verdiği mezunlar Bulgar
isyanının elebaşılarıydı.
Değerli milletvekilleri, ne
yaptığımızın farkına varalım. Şimdi, bırakın
diğer yönlerini, burada siz çocuklarınızı
okutacaksınız, torunlarınızı okutacaksınız,
bir düşünün. Önümüzdeki yıl bunlarla karşı
karşıya geleceksiniz, karşı karşıya
kalacaksınız. Neler yapacağınızı bir
düşünün, ne duruma düşeceğinizi de düşünün. Burada çok
önemli bir karar veriyorsunuz. Türkiyenin geleceğine karar veriyorsunuz.
Nasıldı biliyor musunuz?
Amerika Birleşik Devletleri 1845te 37 misyonerini gönderdi Osmanlı
Devletine, 37 misyoner. Sonra, bunlara yardımcı olan 17 kişi
vardı, yüzyıl sonunda bu misyoner sayısı 170e
çıktı fakat onlara yerli iş birlikçi 1.075e çıktı.
Öğrenci sayısı 73 bindi, sadece Amerikanın kurduğu
okulların. Bunun iyi düşünmenizi rica ediyorum. Nerelere
gideceğini iyi düşünmek lazım ve ona göre karar vermek
lazım.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
15inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni ek
madde ihdasına dair bir önerge vardır.
Malumları olduğu üzere,
görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun komisyon metninde
bulunmayan ancak tasarı veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılacağı, İç Tüzük'ün 87'nci maddesinin
4'üncü fıkrası hükmüdür.
İç Tüzükün 91inci maddesine
göre, yeni bir madde olarak görüşülmesine komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde görüşme açılır
ve bu maddede belirtilen sayıda önerge verilebilir.
Bu nedenle önergeye okutup komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle
katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme
açacağım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Komisyon
Başkanı üyeleri çağırmalı ama.
OKTAY VURAL (İzmir) Bürokrat
arkadaşlar, lütfen burada şey yapacağız
Sayın
Başkan, komisyon üyelerimizin komisyon sıralarında
oturmaları için lütfen imkân tanıyın.
BAŞKAN Sayın bürokratlardan
rica ediyorum
Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bir
dakika. Komisyon üyelerimiz yerini alsın da
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım, önergeyi okutmadan önce
Böyle bir
önergenin işleme alınması mümkün değil Sayın
Başkanım. İç Tüzükün 87 ve 91inci maddelerine göre
OKTAY VURAL (İzmir) İç Tüzüke
uygundur efendim.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) -
bu da genel kurallar çerçevesinde hesaba katılması
gereken bir önergedir. Bir başka ifadeyle
OKTAY VURAL (İzmir) Özellikle
baş örtüsüyle ilgili bir önerge sırasında AKP Grup Başkan
Vekilinin itiraz etmesini çok yadırgadığımı ifade
etmek istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) İzin verirseniz Sayın Vural.
BAŞKAN Sayın Vural, bir
saniye
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Şu anda temel yasa olarak görüştüğümüz bir yasa var.
Burada da verilecek önerge sayısı bellidir. Her grup her madde için
en fazla bir önerge verebilir. Dolayısıyla buna ek madde ihdası
da dâhildir Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim, doğru değil.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Geçici madde ihdası da dâhildir. Dolayısıyla bu
usul, böyle bir uygulama
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkan
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Vural, bir
saniye, Sayın Caniklinin sözleri tutanaklara geçsin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) -
İç Tüzükün 87 ve 91inci maddelerine ve uygulamalara çok
açık bir şekilde aykırılık teşkil etmektedir.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
OKTAY VURAL (İzmir) Hayır
efendim. Sayın Başkan, aykırı değildir çünkü İç
Tüzüke göre bizim ek madde verme hakkımız vardır. Bu
hakkımızı çoğunluk iradesiyle kimsenin gasbetmesi mümkün
değildir.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Olmayan bir şeyin gasbı olmaz Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir) Ayrıca,
yükseköğrenimde baş örtüsünden dolayı eğitim alamayan
insanların önünü açacak bir ek madde önergesi sırasında AKP Grup
Başkan Vekilinin bu itirazı yapmasını doğrusu
yanlış gördüğümü özellikle ifade etmek istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkan, Türkiyede baş örtüsü problemi yok
üniversitelerde.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
Baş örtüsü yasağı yok, fiilî durum vardı,
kaldırıldı.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 15 inci maddesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin
buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay Vural Mehmet
Şandır Zühal
Topcu
İzmir Mersin Ankara
Özcan Yeniçeri Alim
Işık Mustafa
Erdem
Ankara Kütahya Ankara
"Madde 16- 2547 sayılı
Kanunun ek 17 nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
"Hiç kimse başının
örtülü olması sebebiyle yükseköğrenim hakkından yoksun
bırakılamaz ve bu yönde uygulama ve düzenleme yapılamaz."
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkanım, biz bu
önergeyi daha önce AKP grup başkan vekillerinin imzalarıyla Türkiye
Büyük Millet Meclisine göndermiştik. Burada ıslak imzaları olan
Bekir Bozdağ, Sayın Cemil Çiçek
BAŞKAN Sayın Vural,
önergeyi okuttum, Komisyona soracağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın
Sadullah Ergin, Burhan Kuzunun da imzaları vardır.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Sayın Başkanım, şu anda Türkiyede
üniversitelerde başörtü yasağı yoktur.
BAŞKAN Ama önce biriniz
konuşun. Lütfen
OKTAY VURAL (İzmir)
Dolayısıyla AKP Grubunun Komisyon üyelerinin imza namusuna sahip
çıkarak burada olmalarını istirham ediyorum. Buyurun.
İmzanın namusu varsa bu burada gösterilsin.
NURETTİN CANİKLİ
(Giresun) Zaten Anayasamızda da öğrenim ve eğitim güvence
altındadır ve sorun yoktur.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın Komisyon, önergeye salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Salt çoğunluğumuz
olmadığı için katılamıyoruz Sayın
Başkanım. [MHP sıralarından alkışlar(!)]
OKTAY VURAL (İzmir) Nerede AKP
üyeleri? Nerede?
BAŞKAN Komisyon önergeye salt
çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi
işlemden kaldırıyorum. [MHP sıralarından
alkışlar(!)]
OKTAY VURAL (İzmir) Bravo size!
Bravo size! Oynayın bakalım.
BAŞKAN 16ncı madde
üzerinde üç adet önerge vardır
OKTAY VURAL (İzmir)
İmzanızın namusu nerede! Baş örtüsü konusunda önerge vermedik
mi orada? Yürek olacak sizde, yürek!
BAŞKAN -
geliş
sırasına göre okutup aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi ile 2547
sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 61'in aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Mehmet
Doğan Kubat Ünal
Kacır
Giresun
İstanbul
İstanbul
Bayram
Özçelik Ahmet
Aydın Murat
Yıldırım
Burdur
Adıyaman
Çorum
Mustafa
Ataş Bülent
Turan
İstanbul
İstanbul
GEÇİCİ MADDE: 61 - Bu
maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bir mesleğe yönelik
program uygulayan ortaöğretim kurumlarında öğrenim görmekte olan
öğrenciler bakımından, bu kurumların mezunlarının
Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen aynı meslek
dalında yer alan yükseköğretim programlarına
yerleşmelerinde merkezi sınavlardan almış olduğu
puanlara ilave edilecek orta öğretim başarı puanı hesaplanmasında,
bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümleri uygulanır."
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Önerge sahiplerinin de istemi hâlinde kendilerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili
Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 16. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Hasan
Ören Aytun Çıray
Emre Köprülü
Manisa
İzmir Tekirdağ
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Kamer
Genç
İstanbul
Tunceli
Diğer önerge sahipleri:
Pervin Buldan Mülkiye Birtane Hasip
Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Levent Tüzel Emine
Ayna Aysel Tuğluk İstanbul Diyarbakır Van
Nursel
Aydoğan İdris
Baluken Adil Kurt
Diyarbakır Bingöl Hakkâri
Halil
Aksoy Hüsamettin
Zenderlioğlu
Ağrı Bitlis
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN
VEKİLİ AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Önerge
üzerinde söz isteyen İdris Baluken, Bingöl Milletvekili.
Buyurun. (BDP
sıralarından alkışlar)
İDRİS BALUKEN
(Bingöl) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii burada,
aslında, ülkenin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir sorunu
konuşuyoruz, eğitim sorununu konuşuyoruz. Gönül isterdi ki
eğitimin var olan sorunlarını, bugün, güncel yaşanan
tıkanıklıkları burada etraflıca konuşup geleceği
ona göre planlamak ve geleceği ona göre ortak bir tartışmayla
birlikte toplumun diğer kesimleriyle, bütün kesimleriyle ortaklaştırarak
bir zemine oturtalım ancak görüyoruz
ki
Bugün yargı ve polis kıskacına almış
olduğumuz eğitim emekçilerinin durumunu gündüz konuşmuştuk.
Eğitim sistemiyle ilgili temel yaklaşımların da
bahsetmiş olduğumuz sorunları çözmekten çok uzak bir
şekilde ele alındığını ve Edirneden Ardahana
kadar bütün halkın, bütün toplumun eğitimle ilgili beklentilerini
karşılayacak bir kaygının bulunmadığını
buradan belirtmek istiyorum.
Bakın, yaşanan güncel sorunlara ilişkin
ben size birkaç örnek vereyim: Diyarbakırda öğrenim gören ve ana
dilinde eğitim görme hakkını yani kendi varoluş
hakkını isteyen Hasan Basri Boztemir ve Yasemin Acer adlı öğrenciler
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinin cevabı ile yirmi bir
yıl iki ay hapis cezasına
çarptırılmışlardır. Şimdi, hepinize tek tek birey
olarak sorarsak sırf ana dilde eğitim istediği için yirmi bir
yıl hapis alan öğrencilerin durumuyla ilgili hepinizin
vicdanında bir kanaatin oluşacağına eminiz. Ancak bu vicdan
muhasebesini, getirip burada bizden beklenti içerisinde olan kesimlerin
sorunlarını çözmek yerine, bir şekilde, var olan sorunları
görmezlikten gelerek mevcut sorunları tam olarak yansıtmayan
birtakım tartışmalara hapsetmek gerçekten bu Meclisin, en
azından halkın beklentisini karşılayacak bir çıta
olmasa gerek.
Bakın, buradan, telefonla Kürtçe konuşurken
Türkçe anlamı arkadaş olan
(x) kelimesini kullanan öğrencilerin
hâlâ Sincan Cezaevinde tutulduğunun örneğini yine sizlere vermek
istiyorum. Sadece poşu taktığı için üniversite
öğrencisinin yirmi beş ay cezaevinde haksız tutulduğu
örneğini çok yakın tarihte gördük. Bakın, yirmi beş ay
haksız yere bir öğrenciyi sadece poşu taktığı
için hâlâ cezaevine gönderen bir zihniyeti burada tartışmıyorsak
gelecekle ilgili planlamalarımızın ne kadar
sağlıklı olduğunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Bakana yumurta attığı için hemen bulunup
cezalandırılan, dört yıl ceza alan öğrencilerin dramı
yine bu kürsüden dile getirildi. Ancak, okul harçlığını
çıkarmak üzere sınırın diğer tarafına kaçak mazot
almaya giden yoksul Kürt köylüsü öğrencilerinin parçalanmış
cesetlerinin, parçalanmış cenazelerinin hâlâ faillerinin
bulunmadığı gibi bir sorunla da karşı
karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, sinemada
çok önemli bir çalışma vardı, İki Dil Bir Bavul diye bir
film vardı, eğer izlememişseniz ben hepinize o filmi izlemenizi
tavsiye ediyorum. Kürtçe bilmeyen bir öğretmen ile Türkçe bilmeyen
öğrencilerin yaşadığı sıkıntı,
yaşadığı zulüm, işte, bugün, Mecliste, maalesef,
sürdürmüş olduğumuz tartışmanın ta kendisidir.
Zülküf adı hitap edilirken bile o hitabın fonetik ses tonundan ve
vurgusundan kendi adını anlayamayan bir Kürt öğrencisinin
dramını, ben, hepinizin o filmi izleyerek bir şekilde bir
vicdani muhasebeyle değerlendirmenizi istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii,
burada, tartışılan -genel olarak- eğitim sistemiyle ilgili
belirtilecek çok fazla nokta var. Ancak, eğer, biz, Edirneden Ardahana
kadar bu ülkede yaşayan 75 milyonun eğitimle ilgili
sorunlarını eğer burada çözüme ulaştıracaksak, bu
söylediklerimizi, bu çırpınışlarımızı
artık bir şekilde dikkate almanızı bekliyoruz.
Ben, bu vesileyle, bu eğitim
sistemi tartışmalarının çok sığ bir çerçevede
geçtiğini ve halkın beklentisini
karşılamadığını tekrar belirtmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Diğer konuşmacı Emre
Köprülü, Tekirdağ Milletvekili.
Buyurun Sayın Köprülü. (CHP
sıralarından alkışlar)
EMRE KÖPRÜLÜ (Tekirdağ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyanın hiçbir
ülkesinde eğitim sistemleri, AKP İktidarında olduğu gibi
yangından mal kaçırırcasına yapılmamakta ya da
değiştirilmemektedir. Sistemlerde başarının ölçüsü her
zaman için doğru planlama yapmak ve hazırlık sürecini mümkün
olduğu kadar uzun tutabilmektir.
Sayın milletvekilleri, bu yasa
teklifinde bırakalım hazırlık sürecini, bu teklifin Genel
Kurula geliş şekli bile her açıdan yanlıştır.
Eğitim sistemleri öyle zorbalıkla, komisyon işgal ederek, vekil
tekmeleyerek ya da gerçek dışı komisyon raporları tanzim
edilerek değiştirilmemiştir. Bu bakımdan AKP ve AKP
İktidarı maalesef ki tarihe geçmiştir. Bu yasa
görüşmelerinde hukuksuzluk hukuk, kanunsuzluk ise kanun olmuştur.
Söylemeye utanıyorum ama hukuk devletinin merkezi olması gereken
Mecliste, iş buraya gelene kadar her türlü hukuksuzluk, her türlü
kanunsuzluk yaşanmıştır. Bu bakımdan da AKPli
komisyon üyeleri ve AKPli Sayın Komisyon Başkanı da bu
hukuksuzluğu ve kanunsuzluğu yaşatan kişiler olarak tarihe
geçmişlerdir.
Şimdi ise teklif Genel Kurula
geldi. Ben AKP milletvekillerine seslenmek istiyorum: Şimdi siz tarihe
geçin. Nasıl mı? Bu hukuksuzluğa, bu kanunsuzluğa dur
diyen, ret oyu veren milletvekilleri olarak sizler tarihe geçin. Tüm Türkiye
sizi alkışlasın, biz de sizi alkışlayalım.
Bakın, siz bu kanunu çıkarmak isteyebilirsiniz. Tabii ki bizler
yanlış olduğuna inanıyoruz, bu kanunun halka değil,
ranta hizmet ettiğine inanıyoruz. Ama benim seçilip de gelen
milletvekiline saygım var. Bunu gelin en baştan yapın, en
baştan komisyona getirin ve bu kanunsuzluğu, hukuksuzluğu
ortadan hep birlikte kaldırın. Aksi durumda, bunu çok iyi
bilmelisiniz ki Türk demokrasi tarihinde bu olay kara bir leke olarak her zaman
anılacak ve sizler de bu olayın kahramanları olarak halkın,
milletin ve çocuklarımızın vicdanında her zaman için mahkûm
olacaksınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
4+4+4ün en baş muhataplarından bir tanesi de tabii ki
öğretmenlerimiz. Sonuçta eğitim kanunu değişiyor ama
eğitimciler ya da öğretmenler maalesef ki muhatap olarak
alınmıyorlar. Bırakın muhatap olarak alınmayı,
öğretmenlerin Ankaraya gelişlerine bile izin verilmiyor,
öğretmenleri taşıyan otobüsler durduruluyor, konuşmak
isteyenler, sesini duyurmak isteyen insanlar copla, biber gazıyla,
tazyikli suyla karşılanıyor. Nasıl milletvekilleri Komisyona
sokulmuyorsa aynı şekilde eğitimciler de, öğretmenler de
Ankaraya sokulmuyor. Nasıl milletvekilleri Komisyonda şiddete maruz
kalıyorsa aynı şekilde bu işin muhatabı olan
öğretmenler de şiddete maruz kalıyor. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bir ülkenin
geleceğini ilgilendiren konular parmak hesabıyla değil, bilimsel
verilere göre yapılır. Bu kapsamdaki yasalar oy çokluğuna
güvenerek Ben yaptım, oldu. anlayışıyla, İki günde
geçiririz. diyen bir anlayışla yapılmaz. Şahsi
kinlerimizi, ihtiraslarımızı, hırslarımızı
tatmin etmek için çocuklarımız araç olarak kullanılamaz.
İntikam alıyoruz. diye küçücük bedenler bu işe alet edilemez.
Koca bir ulusun, koca bir milletin geleceği bilinmez bir noktaya çekilemez
ya da FATİH Projesiyle birilerini zengin edeceğiz derken
çocuklarımızın geleceği karartılamaz.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sekiz yıllık kesintisiz eğitimin okullaşma
oranlarına, kız çocuklarının eğitimine, çocuk
gelinlerin azalmasına katkıları tartışmasız. Bunu
Sayın Bakan da açık olarak kabul ediyor. Bu sistemden vazgeçmek için
akla, mantığa, bilime uygun gerekçeler bulunmalıdır.
Gösterilen nedenlerin, gerekçelerin hiçbir tanesi sekiz yıllık
kesintisiz eğitimin bölünmesi için makul bir sebep
sayılmamaktadır. Bu nedenle bu yasa devletin ve milletin temeline
dinamit koyan, sonuçları çok ağır olacak olan bir yasadır,
reddedilmesi de mutlak olarak zorunludur.
Ben bu duygu ve düşüncelerle yüce
Meclisinizi saygılarımla bir kez daha selamlıyorum,
teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Öneriyi
oylarınıza sunacağım ancak yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Tarhan,
Sayın Baydar, Sayın Ören, Sayın Serindağ, Sayın
Ediboğlu, Sayın Tanal, Sayın Köktürk, Sayın Özkan,
Sayın Çam, Sayın Çelebi, Sayın Şeker, Sayın Özkoç,
Sayın Akar, Sayın Dibek, Sayın Tezcan, Sayın Özbolat,
Sayın Toptaş, Sayın Kuşoğlu, Sayın
Işık.
Bir dakika süre
veriyorum sayın milletvekilleri.
Yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla
yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Kanun Teklifinin çerçeve 16 ncı maddesi ile 2547
sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde 61'in aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
GEÇİCİ MADDE 61 - Bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bir mesleğe yönelik program
uygulayan ortaöğretim kurumlarında öğrenim görmekte olan
öğrenciler bakımından, bu kurumların mezunlarının
Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen aynı meslek
dalında yer alan yükseköğretim programlarına yerleşmelerinde
merkezi sınavlardan almış olduğu puanlara ilave edilecek
orta öğretim başarı puanı hesaplanmasında, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten önceki mevzuat hükümleri
uygulanır."
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Uygun görüşle takdire bırakıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu Kanunla değiştirilen
hükümlerden önceki kurallar çerçevesinde bir mesleğe yönelik program
uygulayan ortaöğretim kurumlarına girmiş ve okuyan
öğrencilerin kazanılmış haklarını korumak
amacıyla bu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde iki önerge
vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin çerçeve
17 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zuhal Topçu Reşat
Doğru Faruk
Bal
Ankara Tokat Konya
Alim Işık Muharrem
Varlı Yusuf
Halaçoğlu
Kütahya Adana Kayseri
Mustafa Kalaycı
Konya
MADDE 17- 2547 sayılı
Kanunun ek 21 inci maddesinde yer alan merkezi sınavla almış
oldukları puanlarına ibaresinin ortaöğretim başarı
puanlarına şeklinde; % 40ından ibaresinin % 20sinden
şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddede yer alan bir
yüksekokul veya ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 199 Sıra Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve
Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim ve
Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumlan Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 17.
maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Engin Özkoç Bülent
Kuşoğlu Ümit
Özgümüş
Sakarya Ankara Adana
Gökhan Günaydın Nurettin Demir İhsan
Özkes
Ankara Muğla İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen İhsan Özkes, İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın
Özkes. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN ÖZKES
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
kısa bir süre de olsa din ve ahlak bilgisi öğretmenliği
yaptım. Bu derste Kur'an'dan sureler, açıklamalar, Hazreti
Muhammed'in hayatı ve 32 farz gibi İslam ilmihâli bilgileri
vardı.
Zorunlu olarak o kutulan din ve ahlak bilgisinde bu yasa ile
getirilen hükümler kısmen de olsa vardır. Sizin
yaptığınızı, ürünü olduğunuz Sayın Kenan
Evren 1980 yılında zaten önemli ölçüde getirmişti.
AHMET YENİ
(Samsun) Terbiyeli konuş, terbiyeli!
İHSAN ÖZKES
(Devamla) - CHP olarak, Sayın Genel Başkanımız Kemal
Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Din görevlisi
yetiştirecek imam-hatip lisesi ve Kur'an kursları
programlarının yoğunlaştırılması için
varız. diye ta baştan beri açıkladık.
Türkiye'deki imam-hatip
okullarının hepsi bugünkü iktidar zihniyeti dışındaki
partiler tarafından açılmıştır. Cumhuriyet Halk
Partisi, en çok imam-hatip okulları açan partilerdendir. Ancak siyasi
tarihinde tek bir imam-hatip dahi açmayan din istismarcıları, imam-hatip
üzerinden siyaset yapmayı sürdürmüşlerdir. (CHP
sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiyede siyaset hep din, iman üzerinden yürütülmeye
başlanmış, dini siyasete alet etmekten kaçınan Cumhuriyet
Halk Partisi ise din istismarcıları tarafından suçlanır
olmuştur. Hâlbuki biz, bir kimseye dokunmayı ibadet saymıyoruz,
ikinci peygamber gibi görmüyoruz, şükür namazı istemiyoruz ve kimseyi
de Hazreti Musaya, Hazreti Eyyuba benzetmiyoruz. Avrupa Birliği istedi
diye hutbelerden ayeti kerimeyi çıkartmıyoruz, kelimei tevhidden
Hazreti Muhammedi çıkartmıyoruz.
Mayınlı araziyi kırk
dört yıllığına İsraile biz vermedik, biz vermek
istemedik. (CHP sıralarından alkışlar) Yahudi Üstün Cesaret
Ödülünü biz almadık. Hazreti Muhammedi terörist gösteren karikatüre
destek veren Rasmusseni NATO Genel Sekreteri biz seçmedik. (CHP
sıralarından alkışlar) Afganistanda Kur'an-ı
Kerimleri yakan NATO askerlerini biz kınadık. Büyük Orta Doğu
Eş Başkanı biz değiliz.
Irakta camileri yakan, Müslümanların
ırzına geçen, kanını akıtan, çocukları yetim
koyan Amerikan askerlerine biz dua etmedik. (CHP sıralarından
alkışlar) Afganistan'da öldürdükleri Müslümanların üzerlerine
tuvaletlerini yapan Amerikan askerlerini biz kınadık. İsrail'in
her düşman olduğu İslam ülkesine asla düşman olmadık.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; peki, neden din istismarı ülkemizin gündeminden
düşmüyor? Çünkü malı götürmek, saltanatı sürmek isteyenler din
üzerinden gerginlik oluşturuyor.
Bin dört yüz yıl önce
savaşı kaybetmek üzere iken Kur'an'ı mızrak ucuna takan
zihniyet, bugün de sıkıştığında Kur'an'ın
arkasına saklanıyor ve hak olan yüce Kur'an'ı
haksızlıklarına alet ediyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul)
Yazıklar olsun size!
İHSAN ÖZKES (Devamla) Dün,
Hazreti Ali, bunun bir oyun, hile, entrika olduğunu söyledi ama çevresine
anlatamadı fakat bugün, Hazreti Alinin haklılığı,
Kuranı istismar edenlerin de haksızlığı, tüm
Müslümanlar tarafından kabul görüyor.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; din siyaset üstüdür; din siyasete alet edilirse o dinin
sadeliği, samimiyeti kalmaz, dinî hayat gösterişten ibaret
kalır. Bu durumda da din de, siyaset de zarar görür. Ancak din üzerinden
siyaset yapanlar saltanat, mal mülk sahibi olurlar; yani halka din iman,
kendilerine han hamam kalır. (CHP sıralarından
alkışlar)
Cumhuriyet Halk Partisi Diyanet
İşleri Başkanlığını kurmuştur. İlk
defa bu ülkede imam-hatip okullarını açmıştır,
ilahiyat fakültesini açmıştır. Hak Dini Kuran Dili
adıyla Kuran tefsirini yaptırmıştır. Sahih-i Buhârî
tercümesini yaptırmıştır.
Kimse İslamiyeti Allahla
kandıran partilerden öğrenmedi. Türkiye, bugünkü iktidardan önce de
bin yıldır Müslümandı, bu iktidardan sonra da kıyamete
kadar Müslüman kalacaktır.
AKP on yıldır vardır, Cumhuriyet
Halk Partisi seksen dokuz yıldır vardır. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) CHPliler siz
siyasi tarihte yokken de Müslümandılar, yarın siz iktidardan
düştüğünüzde de Müslüman kalacaklardır. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Kaldı ki siz,
Müslüman olmayı da önce Allaha, sonra Cumhuriyet Halk Partisine
borçlusunuz. (CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Şunu da biliniz ki meyhaneye kendi parasıyla gideni Allah affeder ama
kul hakkı yiyeni Allah asla affetmez. (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 74 milyonu ilgilendiren, yarının büyükleri
çocuklarımızın eğitimi ve öğretimini siyasi alana
çekmek yanlıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İHSAN ÖZKES (Devamla) Özellikle
böylesine önem arz eden bir konuyu din perdeli sömürü malzemesi yapmak ise
telafisi mümkün olmayan yanlıştır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Özkes.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin çerçeve 17 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 17- 2547 sayılı
Kanunun ek 21 inci maddesinde yer alan merkezi sınavla almış
oldukları puanlarına ibaresinin ortaöğretim başarı
puanlarına şeklinde; % 40ından ibaresinin % 20sinden
şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddede yer alan bir
yüksekokul veya ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
Reşat
Doğru (Tokat) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üstünde söz isteyen Reşat
Doğru, Tokat Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
REŞAT DOĞRU (Tokat)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 199 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 17nci maddesi üzerinde vermiş
olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Çok önemli bir kanunu görüşüyoruz.
Millî eğitim, tabii, ülkemizin geleceği, gençlerimizin
geleceğiyle ilgili; her noktasıyla, her bölümüyle çok
özel bir kanun olması gerekir. Böyle önemli bir kanunun tabii büyük bir
mutabakat içerisinde çıkartılması,
bütün tarafların, hepsinin hep beraber dinlenmesiyle beraber
çıkartılması ideal olanıydı ancak görüldüğü
kadarıyla, palas pandıras getirilen bir kanunla karşı
karşıyayız.
Sayın milletvekilleri, tabii, böyle acele
getirildiği zaman Acaba neden bu kanun bu kadar süratli bir şekilde
getirildi? diye herkesin aklına
çok değişik konular ve sorular geliyor. Tabii, bizler de bu noktada,
arkadaşlarımızla, kendi grubumuzla düşündüğümüz zaman,
çok çeşitli noktalarda bunun değerlendirmesini yaptık.
Milliyetçi Hareket Partisi, millî eğitimle ilgili
kanunu çok önemsemiştir, 1999 seçimleri öncesinde yaklaşık
olarak 175 sayfayı tutan çok önemli bir çalışmayı o seçim
beyannamesine koymuş, daha sonraki dönemlerde, 2007de ve 2011de de
bunları güncelleştirerek en önemli yapılması gereken
konular içerisinde bunu kamuoyuna sunmuştur. Ancak tabii şu anda
getirilen kanunu -yani getirilmesinin- şöyle bir bakılmış
olduğu zaman, neleri kapsadığı, neleri
kapsamadığı şeklinde değerlendiriyoruz. Milliyetçi
Hareket Partisi bunu değerlendirirken özellikle tabii millî eğitimin
çok önemli olduğunu ve millî eğitim sorunlarının hepsinin
çözümlenmesini amaçlamıştı.
Sayın milletvekilleri, tabii, bu kanuna
bakmış olduğumuz zaman, özellikle bunun içerisine bizim için
Kuran-ı Kerim derslerinin, ilmihâl derslerinin konulması çok
önemliydi ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın
Doktor Devlet Bahçelinin söylemlerinden
sonra ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun da ısrarlı
tutumuyla beraber, önergelerle, bu daha sonrasında AKPnin de
önergeleriyle beraber kabul edilmiş oldu. Ancak şurası gerçektir
ki Milliyetçi Hareket Partisi Grubu burada olmasaydı ve şiddetli bir
ısrar içerisinde olmasıydı belki de bu kanun içerisine
bunların hiçbirisi konmayacaktı.
Tabii, konulmayanların bir tanesini de burada hep
beraber gördük. Yine, biraz önce baş örtüsüyle ilgili de bir önerge
sunulmaya çalışıldı ve AKPnin oylarıyla bu
reddedildi. Bunu ben nasıl kamuoyuna
açıklayacağınızı merak ediyorum. Yıllardan beri söylenen veyahut da beklenen konu
bu değil miydi? Hatta 1999 seçimleri esnasında özellikle AKPnin
halka söylemleri içerisinde ne söyleniyordu? Diyorlardı ki, işte
yoksullukla mücadele edeceğiz, yasaklarla mücadele edeceğiz ve
ülkemizin demokratikleşmesiyle ilgili her türlü konunun üzerine
gideceğiz diye söylemleri vardı. Peki, yasaklarla mücadele içerisinde acaba baş örtüsüyle
ilgili konu yok muydu? Niçin baş örtüsüyle ilgili konuyu tam önümüze
gelmişken, çözme aşamasında bırakmış
durumdayız? Tabii, halkımızın da bu konuyu yakından
takip etmekte olduğunu da söylemek
istiyorum.
Tabii, burada bu kanun getirilirken -biraz
önce de çeşitli konuşmacılar tarafından gündeme
getirilmiştir- bilgisayar alımı yani tablet bilgisayar
alımıyla ilgili insanların zihninde çok ciddi soru
işaretleri vardır. Bakın, bunu kalktınız Kamu
İhale Kanunu dışarısına çıkarttınız ve
yaklaşık olarak 10 milyar doların üzerinde yani 20 milyar
civarında çok büyük bir rantın da karşısında
bulunuyoruz ve bununla ilgili de ne kadar söylerseniz söyleyin ama kamuoyunun
ben tatmin olduğu kanaatinde değilim ve bununla ilgili de şüphe
üzerinizdedir.
Ayrıca, tabii, beraberinde,
değerli milletvekilleri, tablet bilgisayarlar deyince, şu anda
ülkemizin bence en önemli sorunlarının başında
bağımlılıklar gelmektedir. 21inci yüzyılın da en
önemli konularından birisi bu olmaktadır.
Bağımlılık dendiği zaman bunun içerisine madde
bağımlılığı girer, İnternet
bağımlılığı girer.
Bakın, şu anda ülkemizdeki
okulların hepsinde madde bağımlığıyla ilgili çok
ciddi sorunlar vardır değerli milletvekilleri. Bakınız,
Türk Eğitim-Senin yapmış olduğu, 1.370 öğretmen
üzerinde bir çalışması vardır. Bu çalışma
içerisine şöyle bakmış olduğumuz zaman öğrencilerin
yüzde 79,2si zararlı madde kullanımıyla ilgili sıkıntılarla
karşı karşıyadır. Bunların içerisinde yine yüzde
79u sigara kullanımı, yüzde 6,4ü alkol kullanımı, yüzde
2si de uyuşturucu kullanımıyla karşı
karşıyadır. Yani okullarımız neredeyse
batmaktadır ve Millî Eğitim Bakanlığı bu yönlü olarak
da bir çaba içerisinde değildir.
Bakın, ESPAD Projesi diye bir
proje vardır. Ben buradan Sayın Başbakana sesleniyorum: 4 tane
Millî Eğitim Bakanı geçmiştir, ESPAD Projesini bir türlü
uygulamaya koyamamışlardır. Dolayısıyla da mutlaka
bunun konulması gerekmektedir. Türk gençliğine, Türk çocuklarına
yapılan çok büyük bir haksızlıktır.
Bunun yanında İnternet
bağımlılığı. Bakınız, daha İnternet
bağımlılığıyla ilgili olarak, güvenli İnternet
kullanımıyla ilgili önümüzde kanuni müeyyideler yokken,
çalışmalar yokken, biz kalkıyoruz, çocuklarımızın
hepsine bir anda tablet bilgisayarlar vermeye çalışıyoruz. Tabii,
ben bilgisayara karşı değilim, bilgisayarlar verilsin ama
önümüzde çok ciddi sorun olarak bulunmaktadır.
Şu anda hepimizin çocukları
var, hepimizin torunları var. Değerli milletvekilleri, eve
gittiğiniz zaman o çocukların hepsinin oyun
oynadığını görürsünüz, hepsi oyun oynuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
REŞAT DOĞRU (Devamla)
Dolayısıyla bunun vebalinin de herhâlde Millî Eğitim
Bakanlığının üzerinde olması gerektiğini
düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunarım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Doğru.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
17nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır, okutup işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili
Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini ve müteakip maddelerin
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Şandır Oktay
Vural Özcan
Yeniçeri
Mersin İzmir Ankara
Zühal
Topcu Lütfü
Türkkan Alim
Işık
Ankara Kocaeli Kütahya
Ahmet
Duran Bulut
Balıkesir
"MADDE 18- 28/3/1983 tarihli ve 2809 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununun 25 inci
maddesinin başlığı ile birinci fıkrasında yer
alan "Erciyes Üniversitesi" ibareleri "Alparslan Türkeş
Üniversitesi" şeklinde değiştirilmiştir."
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkan, Komisyon
üyelerimiz burada. Lütfen Sayın Başkan arasın Komisyon üyelerini.
BAŞKAN Sayın Başkan, Komisyon üyelerini
arar mısınız.
Ayrıca Komisyona soracağım, Komisyon önergeye
salt çoğunlukla katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açacağım.
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Alparslan Türkeş
Üniversitesi ismi inşallah AKP Grubu tarafından reddedilmez, onu
umut ediyoruz.
BAŞKAN - Komisyonun salt çoğunlukla
katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Salt çoğunluğumuz olmadığı için
katılamıyoruz Sayın Başkanım.
OKTAY VURAL (İzmir) Aradınız mı?
Milletvekillerimiz burada.
BAŞKAN Sayın Başkan, salt
çoğunluğunuz var mı?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ AVNİ ERDEMİR
(Amasya) Salt çoğunluğumuz olmadığı için
katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum, önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Maalesef, salt çoğunluk AKP
tarafından sağlanamadı. Alparslan Türkeş ismi bu kadar
AKP tarafından reddediliyor.
BAŞKAN Sayın Vural, 18inci madde üzerinde
önergeniz var mı?
OKTAY VURAL (İzmir) Önergemiz var efendim.
BAŞKAN 18inci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
TBMM
Başkanlığına,
Görüşülmekte olan 199 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 18. maddesinde geçen Bülent Ecevit
Üniversitesi ibaresinin Bülent Ecevit Karaelmas Üniversitesi olarak
değiştirilmesini arz ederiz.
Alim
Işık Mehmet
Şandır Lütfü
Türkkan
Kütahya
Mersin Kocaeli
Bülent
Belen Erkan
Akçay Özcan
Yeniçeri
Tekirdağ Manisa Ankara
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım,
önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 18inci Maddesinin kanun tasarısı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Halil
Aksoy
Iğdır Kars Ağrı
Hasip
Kaplan Sırrı
S. Önder Ertuğrul
Kürkcü
Şırnak İstanbul Mersin
Hüsamettin
Zenderlioğlu Adil
Kurt Nursel
Aydoğan
Bitlis Hakkâri Diyarbakır
İdris
Baluken Levent
Tüzel Emine
Ayna
Bingöl İstanbul Diyarbakır
Aysel
Tuğluk
Van
Diğer önerge sahipleri:
Recep
Gürkan Bülent
Kuşoğlu Gökhan
Günaydın
Edirne Ankara Ankara
Fatma
Nur Serter İhsan
Özkes Osman
Aydın
İstanbul İstanbul Aydın
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katlıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen İhsan Özkes, İstanbul Milletvekili. (CHP
sıralarından alkışlar)
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
Hocam, dolmuşa binme!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
İHSAN ÖZKES (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa
tasarısı zorbalıkla ve kabadayılıkla bu yüce Meclise
gelmiştir. Millî Eğitim Komisyonunda altı maddeye kadar görüşmeler
oldu, Sayın Başbakan Mardinde yaptığı konuşmada
Bu kanun çıkacak. dedi, sonrasında iktidar partisi
milletvekillerinin akıl almaz bir şiddet ve dayatmasıyla
karşılaştık. İtişip kakışmalar,
bağırıp çağrışmalar, tekmeler, tokatlar, hiddet
ve şiddet ortamında 20 kadar madde güya oylandı ve Komisyonda
güya kabul edildi. Kimsenin kimseyi duymadığı,
anlamadığı bir ortamda, bir oldubittiyle eğitim
öğretim yasa teklifi nasıl kabul edilmiş sayılabilir?
Olmayan bir şeyi oldu kabul etmek, yok olan bir şeyi var kabul etmek,
bırakınız bir milletin vekilini, dünyanın en ücra yerinde
uygarlıktan nasip almayan bir insana bile ağır gelir. Dağ
başında bile böyle bir karar alınamaz. İnsanlığa
yakışmayan bir ortamda ve metotla karar alınamaz. Maalesef, bu
komik, tuhaf ve kabul edilemez uygulama bu Mecliste yaşanıyor.
Görüşülmeyen, konuşulmayan,
tartışılmayan bu yasa teklifinin bir dayatmayla bu yüce Meclise
getirilip görüşülmeye başlanması yakışık
almıyor. Hukuka aykırı bir uygulamayla 74 milyonun geleceğine
karar veriliyor. Kargaşa ortamında kabak bile yetişmezken bu
yüce Mecliste kargaşa ve dayatmayla geleceğimizin
insanlarını yetiştirecek olan eğitim öğretim
yasası çıkartılıyor. Bir hırs, intikam, rövanş havasında
milletin ve memleketin geleceğiyle oynanamaz, Sayın
Başbakanın buna hakkı yoktur. Nitekim, Sayın
Cumhurbaşkanı da rövanş şeklinde uygulamaların
doğru olmayacağına işaret etme gereği duymuştur.
İslam tarihinin ilk dindar genci ve ilim şehrinin kapısı
olan Hazreti Ali Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre
değil, onları kendi zamanlarına göre yetiştiriniz.
demiştir.
Sayın milletvekilleri, bu kadar
hayati bir yasanın diretme, dayatma ve meydan okumayla
çıkarılması ülkemiz için telafisi zor yaralar açacaktır.
Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu
defalarca uzlaşı elini uzatmasına rağmen Sayın
Başbakan mağrur bir edayla uzlaşmaya yaklaşmamaktadır.
Padişahlara bile her gün Mağrurlanma Padişahım, senden
büyük Allah var. deniliyordu. (CHP sıralarından alkışlar)
Meşverete, uzlaşıya mesafeli kalarak demokrasi olur mu?
Şûra ve meşveret insanca yaşamanın gereğidir.
Uzlaşısız bir demokrasi kuru bir laftır. Sevgi, saygı,
huzur ve bereket ancak uzlaşılarla mümkündür.
İlk Mecliste de yazılı
olan Onların işi şûra iledir. düsturunu sizlere
hatırlatmak isterim. Biz iktidarız, muktediriz ve
çoğunluğuz, istediğimiz yasayı istediğimiz
şekilde geçiririz. anlayışı doğru değildir.
Sadece size oy verenler hakkında değil, size oy vermeyenlerin de
hakkında karar veriyorsunuz ve bu kararı alırken de size oy
verenlerin fikrini de almıyorsunuz. Buna hakkınız yoktur, yapamazsınız.
dediğimizde diyorsunuz ki: Biz sizi dövelim ama size vururken elimiz
acımasın ve sizin de sesiniz çıkmasın. Bu yapılanlar
ne insanidir ne de ahlakidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bin dört yüz yıl önce Hazreti Muhammed bir karar
aldığında o günün insanları diyordu ki: Bu size
Allahın emri mi, yoksa kendi fikriniz mi? Eğer Sevgili
Peygamberimiz Benim görüşüm. derse, bu defa Sizin görüşünüzün
şöyle şöyle mahzurları var, görüşünüz
yanlıştır, şöyle şöyle olsa daha iyidir.
diyorlardı, Hazreti Muhammed de genellikle kendi görüşünün
yanlışlığını kabul edip onların
görüşlerine tabi oluyordu. Bu konuda onlarca örnek vardır. Bin dört
yüz yıl önce Hazreti Muhammed bile eleştirilebilirken, 2012
yılında eleştirilemez bir Sayın Başbakan nasıl
izah edilebilir?
Sayın Başbakan şimdi de
acilen bu yasanın çıkması talimatını veriyor. Türkiye
Büyük Millet Meclisi AKPnin çiftliği değildir, Sayın
Başbakan da bu çiftliğin ağası değildir, bizler de
onun marabası değiliz. Sayın Başbakan ulu değildir,
bizler de onun kulu değiliz. (CHP sıralarından
alkışlar)
Milletin geleceği, istikbalimizin
teminatı çocuklarımızla ilgili bu yasa kabala usulüyle
alınmış ve istenilen sürede bitirilecek sıradan bir iş
olarak görülemez. Bu tarz uygulamalardan ancak kindar nesil yetişir.
Hâlbuki kindarlık dinimizle örtüşmez.
Bakınız, Yunus Emre ne diyor:
Giderdim gönülden kini,
Kin tutanın yoktur dini.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
İHSAN ÖZKES (Devamla) Hepinizi
saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Özkes.
Önerge üzerinde söz isteyen diğer
konuşmacı Hasip Kaplan, Şırnak Milletvekili.
Buyurun Sayın Kaplan.
HASİP KAPLAN (Şırnak)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birisi din, inanç,
diğeri dil, kültür; bunlarda yasak olmaz. Yasak varsa o rejim demokrasi
değildir; ya tiranlıktır ya diktatörlüktür ya da derebeyliktir. Bunun
isimlerini artırmak mümkün ama gelin görün ki hâlâ YÖK Türkiyede, gizli
genelgeyle, üniversitelerde Kürtçe eğitim isteyen öğrencileri izliyor
ve dört ayda bir raporları Hükûmete geliyor.
Şimdi sormak istiyorum, Hükûmet
üyelerinden 2 Başbakan Yardımcısı burada: Siz ne zaman bu
istihbari fişleme, takip etme, hak arayanları gazlama, kelepçeleme,
zindanlama, sonra da terörist ilan etme
alışkanlığından vazgeçeceksiniz? Ne zaman
özgürlüklerin yanında olacaksınız? Ne zaman çok kültürlü, çok
dilli bir gerçekliğimiz olduğuyla yüzleşeceksiniz?
Bakın, Türkiyede gerçek rakamlar
yaşayan 75 milyon nüfusun üçte 1inin ana dilinin Türkçe
olmadığını, yaygın konuşulan 8-9 farklı dil
olduğunu koyuyor ortaya, 8-9 bakın.
Yine, dünyada, yeryüzünde, Kore gibi
homojen ülkeler dışında, genellikle çok kültürlülüğün
olduğu biliniyor. Orta Asyadan yola çıkan Türki cumhuriyetlerin yedi tanesi bir araya geliyor, kendi
aralarında Rusça konuşuyor devlet başkanları çünkü
farklılaşıyor şiveler, kültürler
farklılaşıyor.
Şimdi, siz birçok çağdaş
ülkeyi örnek alıyorsunuz. Dil varlıktır, kimliktir; bunu hepiniz
biliyorsunuz. Güneş kadar gerçektir bu ve bunu bildiğiniz hâlde
yasakçı bir zihniyeti, statükocu bir zihniyeti devralıp, aynen
sürdürüyorsunuz.
Fransanın idari yapısını
alıyorsunuz ama diksiyon, dil yasasını almıyorsunuz.
Dillere özgürlük tanımıyorsunuz. Indian Yerel Halklar Bildirgesini
biliyorsunuz, uluslararası sözleşmeleri imzalıyorsunuz; hepsinde
çekince koyuyorsunuz. Çocuk Hakları Sözleşmesine, Medeni ve Siyasi
Haklar Sözleşmesine, Ekonomik ve Sosyal Sözleşmeye ve geliyorsunuz
Avrupa Birliğinde Çerçeve Sözleşmesini imzalamıyorsunuz. Çünkü
20 milyonun üstünde Kürt yurttaşınızın kendi diliyle
konuşması sizi korkutuyor kendi kültürünü, kendi kimliğini
yaşaması. Zaten bu nevrozu, bayramını yasaklamanın
nedeni de o. Kendi türküleri, kendi halayı, kendi giysileri, kendi
folkloruyla, kendi coşkusuyla çıktığı zaman alanlara
farklılığını gösterdiği zaman tahammülsüzlük
başlayıp panzerler, zırhlılar, gaz bombaları üstlerine
gidiyor ve size şu gerçeği daha da söyleyeyim: Sayın
Başbakan Almanyaya gidiyor, orada azınlık statüsünden
bahsediyor; orada yaşayan 1 milyonun üstündeki
yurttaşımızın dil ve kültür konusu gündeme geliyor.
Türkiyeye geliyor, 20 milyon Kürt yurttaşını görmüyor. Bu
nasıl adalettir? Bu nasıl vicdandır? Bu nasıl
ahlaktır? Bu nasıl demokrasidir? Bu nasıl insanlıktır?
Bu nasıl kardeşliktir? Bu nasıl eşitliktir? Bu nasıl
yönetimdir? Lanet olsun bu ayrımcılığa, lanet olsun! (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Lanet olsun bu
ayrımcılığa; bu baskıya, bu zulme, bu
diktatörlüğe, bu yasağa, bunu savunanlara
BAŞKAN Sayın Kaplan, lütfen
temiz bir dille konuşunuz. Sayın Kaplan
HASİP KAPLAN (Devamla) Hepsini
lanetliyorum. (BDP sıralarından alkışlar) Bu ayrımcılığı
sürdürenlerin hepsini lanetliyorum ve protesto ediyorum.
Buyurun, kendi yasanızı
yapın. Zaten herhâlde Başbakan gelecek; geleceği için hepiniz
buradasınız. Bu yasayı da çıkarmak zorundasınız.
Buyurun çıkarın.
Bu ayrımcılık
giderilmediği sürece ayağınıza dolanacak. Bu ülkede huzur
istiyorsanız, barış ve demokrasi istiyorsanız bunu çözmek
zorundayız, çözmek zorundayız. Biz siyasetçilerin önünde başka
bir yol yok. Ya çözeceğiz ya her gün gelip burada kavga edeceğiz.
Bunun başka çaresi yok. Gerçekleri konuşunca zorunuza gidiyor.
Zorunuza gidiyor, zorunuza.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Ama
unutmayın, haklı olanlar kazanır, daima, haklı olanlar
kazanır. Zafer haklı olanlarındır. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Bunu kabul edeceksiniz.
BAŞKAN Sayın Kaplan,
lütfen
HASİP KAPLAN (Devamla)
İnanın bir gün bugünleri size hatırlatacak, yüzünüze
bakacağız yani.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Önergeleri
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Aynı mahiyetteki
önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına,
Görüşülmekte olan 199 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 18. maddesinde geçen Bülent Ecevit
Üniversitesi ibaresinin Bülent Ecevit Karaelmas Üniversitesi olarak
değiştirilmesini arz ederiz.
Özcan
Yeniçeri (Ankara) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Komisyon sürekli olarak katılmamaya devam ediyor.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Özcan Yeniçeri, Ankara Milletvekili. (MHP sıralarından
alkışlar)
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; büyük milletler, büyük
müsamahası olan milletlerdir. 1944 tabutluk davasından 1982 12 Eylül
cuntasına kadar
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Buraya bakmayacaksın, sen oraya bakacaksın!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) Ne
söyleyeceğimi biliyor musun?
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Oraya bakarak söyle!
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara)
Sana bakacağım! Otur yerine!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, niye müdahale ediyorsunuz? Lütfen
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
1944 tabutluk davasından 1982 12 Eylül davasına kadar, ne kadar
antidemokratik ve ne kadar despotik rejim varsa, doğrudan doğruya
onun muhatabı olmuş ve Türk milletinin yüreğinde gerektiği
yeri almış büyük bir insandır Alparslan Türkeş. (MHP
sıralarından alkışlar) Alparslan Türkeş Barajlar
yıkılmak için, engeller aşılmak için, sorunlar çözülmek
için vardır. derdi ve Alparslan Türkeş Her Türk genci bir
bayraktır, nasıl ki bayrak lekesiz ve gölgesiz olursa siz de öyle
lekesiz ve gölgesiz olmalısınız. derdi ve o, üzerine basarak
söyleyelim ki, Türkiye'nin en buhranlı dönemlerinde, Türkiye'nin gerçekten
içeriden ve dışarıdan zorlandığı en belalı
günlerinde yüreğinden sızarak ve beyninden bu milletin emrine girecek
ve bu milletin emrinde olabilecek vatan evlatlarını yetiştirebilmek
için gecesini gündüzüne katmış bir insandır ve o, bu hareketiyle
bu milleti kendisine muhatap olan birtakım ideolojik saplantılardan
kurtarmış ve dolayısıyla da bugünkü sahip olduğumuz
birtakım değerler onun mücadelesi sonunda şekillenmiştir.
Ben şuna vicdanım kadar eminim ki: Şimdi,
bu tasarının oradan kabul görmemesi, burada kabul görmediği
anlamına gelmiyor. Burada temel problem insanların
inandıklarıyla, gerçek yüreklerinden geçenle ortaya koydukları
tavır arasındaki farklılıktır. Bu farklılık,
aslında, belki yeni bir kavram olacak ama ben bunu söyleyeyim, bunun
adına psikolojik kirlenme denir.
İnsanı insan yapan bel kemiğidir, çünkü
aklıyla insan yalnızca bir ruh, iştahıyla ise yalnızca
bir hayvandır. Daha açık bir ifadeyle, sürüngen insan modern
toplumların bir çeşit dayattıkları insan tipidir.
İşte böyle bir toplumda bireylerin yapabileceği en kolay iş
onurlarını konforlarına ya da siyasetlerine feda etmektir.
Onurdan yapılacak fedakârlık düzeyine göre de bireylerin
konforları artar. Bir kez, onur konfora endekslendi mi, artık süreçte
bir süreklilik gözlenir. Konfora endeksli bir hayata karar verenlerin
işleri kolaydır. Psikolojik kirlenme
(AK PARTİ sıralarından Ne
anlatıyorsun? sesi)
Vaziyeti anlatıyorum, vaziyeti. 19
Mayıs 1919da umumi manzara neydi, ben de bu Meclisin manzarası ne
onu anlatmaya çalışıyorum.
Psikolojik kirlenme, temelde zihinde
kendi aleyhine işleyen bir mekanizmaya sahip olmasıyla belirir. Birey,
sahip olduğu şahsiyetinden ve düşüncelerinden şu veya bu
sebeple vazgeçebiliyorsa, kendine düşman olan bir süreçle mutabık ise
gönüllü kul hâline gelmiş demektir. Böyle bir fert bir bakıma
zihinsel süreçlerini maddi çıkarlar karşısında veya siyasi
çıkarlar karşısında pasifleştirmiş demektir. Onun
için, bizim getirdiğimiz ve ifade ettiğimiz, sözünü ettiğimiz
tasarılara yürekten katılıyorsunuz ama reddediyorsunuz; Evet,
olması gerekir. diyorsunuz ama karşı çıkıyorsunuz.
Ee, niye? Sizin kendiniz getirmediğiniz için, sizin kendiniz bunu ifade
etmediğiniz için. Şimdi, işte demokrasi aslında,
zannedildiği gibi, kişilerin kendi kendilerine
tanıdıkları veya kendi yandaşlarına
tanıdıkları özgürlük değildir; demokrasi doğrunun,
namuslunun, aklı başında olanın, açıklayıcı
olanın hakkını vermektir. Yani o meşhur söylemle, herkese
hakkını iade etme, herkese hakkını teslim etme olgusuna biz
demokrasi diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Eğer bu demokrasi gerçek bir şekilde teşekkül etseydi şu
anda azınlık çoğunluk olurdu, çoğunluk da azınlık
olurdu.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Yeniçeri.
ÖZCAN YENİÇERİ (Devamla)
Ben de teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
18inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
19uncu maddeyle ilgili üç adet önerge
aynı mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme
alacağım ve önerge sahiplerine de istemleri hâlinde ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 19uncu Maddesinin kanun tasarısı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Adil
Kurt
Iğdır Kars Hakkâri
Hasip Kaplan Nursel
Aydoğan Sırrı
Süreyya Önder
Şırnak Diyarbakır İstanbul
İdris Baluken Levent
Tüzel Ertuğrul
Kürkcü
Bingöl İstanbul Mersin
Emine Ayna Aysel
Tuğluk Halil
Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
Diğer önerge sahipleri:
Ali Haydar Öner Turgut Dibek Ali İhsan
Köktürk
Isparta Kırklareli Zonguldak
Aylin Nazlıaka Osman Kaptan
Ankara Antalya
Diğer önerge sahipleri:
Oktay Vural Mehmet
Şandır Alim
Işık
İzmir Mersin Kütahya
Zühal Topcu Lütfü
Türkkan Özcan
Yeniçeri
Ankara Kocaeli Ankara
Ahmet Duran Bulut
Balıkesir
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Önergenin
başlığını niye okumadınız? Olur mu ama yani!
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki üç önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önerge üzerinde söz isteyen Ali Haydar Öner, Isparta Milletvekili.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ HAYDAR
ÖNER (Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
memleketimizin bunca önemli sorunu varken gecenin bu vaktinde nelerle
uğraşıyoruz. Sağduyunun sesi olmak, gerçekleri hiç kimseden
korkmadan, çekinmeden dile getirmek üzere, geçersiz bir metin olmasına karşın,
huzurlarınızdayım.
MUZAFFER
YURTTAŞ (Manisa) Uğraşma! Uğraşma!
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) Memleketin tutuklu milletvekilleri var, millî iradeyle
seçilmişler, hâlâ içerideler. Sayın Başbakan mutabakat metnini
onayladığı hâlde gereğini yerine getirmedi.
AHMET YENİ
(Samsun) Yanlış kâğıt almışsın,
yanlış!
ALİ HAYDAR
ÖNER (Devamla) Memlekette tutuklu gazeteciler var, beton ve küf kokuyorlar.
Akademisyenler içeride. Deniz Fenerinden haram yeme şüphesiyle
yargılananlar yargıdan kaçırılıyorlar, savcılar
yargılanmakta. Öğrenciler tutuklu. İntibak Yasası düş
kırıklığı yaratmış, dereye su gelene kadar
kurbağanın gözü çıkacak. Çiftçiler, traktör depolarını
dolduramıyorlar, üretim sürecinden geri kalıyorlar. Depremzedeler perişan.
Yoksullar sadakaya muhtaç. Atanmayan, intihar eden öğretmenler her gün
Bakanlık kapısını çalıyor, verilen sözlerin yerine
getirilmesini bekliyorlar ve üzerinde ideolojik kumar oynanmak istenen masum
çocuklarımız, bütün bu oyunların masum özneleri.
Rize Üniversitesine adı verilmek
istenen Recep Tayyip Erdoğan kim? Şehide kelle diyen Başbakan!
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) Hadi oradan
be!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Evet.
Hepiniz biliyorsunuz. Teröristbaşına da sayın diyen
Başbakan! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun)
Saygılı ol! Valilik yapmışsın sen.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla)
Onların temsilcilerine adam gönderip Memnun
kalmadığınız vali, emniyet müdürü varsa alalım. diyen
adam!
AHMET YENİ (Samsun) Valiyken
öyle demiyordun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Esas duruşta bekliyordun bundan altı ay önce.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Ben
çok dik durdum, size cevap vermiyorum.
Çiftçinin anasına hakaret eden
Başbakan! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Şifreli
sınavlarla hakları yenen gençleri tehdit eden yetkili; kibrinden
geçilmeyen, orduyu, yargıyı, basını, yasamayı
İnhisarlar İdaresi Başkanı gibi kontrol altına alan
Simav konuşmasında,
depremzedeler yardım beklerken, depremzedelerin içinde her kesimden
insanların bulunduğunu düşünmeden, Başbakanlık
otobüsünün üzerinde Onlar tükürdüklerini yalayacak. diye millet iradesiyle
seçilen milletvekillerine hakaret eden Başbakan! (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Buna karşın Libyada NATOnun ne
işi var? deyip İzmiri NATOya üs yapıp kendi tükürdüğünü
yalayan Başbakan! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın Öner, lütfen
Sayın Öner, lütfen temiz dille konuşunuz.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla)
Aynı şekilde, CHPli belediyelere iftira edip CHPli belediyeler
PKKya kaynak aktarıyor. dedikten sonra unutan, kendi tükürdüğünü iç
politikada da yalayan Başbakan!
Süleymaniye Camiin kapısına
otobüsü dayayıp dini alet eden ve cemaatle bayramlaşma hakkından
Diyanet İşleri Başkanını mahrum eden Başbakan!
İyi hatırlayınız, camide Sayın Başbakan ve
yardımcıları cemaatle bayramlaştı, Diyanet
İşleri Başkanı bayramlaşma hakkından mahrum
bırakıldı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Fazla kibirlenmeyin; bu millet sizi
vezir ettiği gibi, engin sağduyusuyla rezil etmesini de bilir,
unutmayın. Aldatmaca, kandırmaca, korkutmaca günleri biter, gün gelir
sizi kamyondan düşmüş karpuza çevirir.
İyi akşamlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın
Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkanım, Sayın Konuşmacı Grup
Başkanımızı itham eden, ilzam eden bir konuşma
yaptı. İzin verirseniz cevap vermek istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Elitaş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İki dakika; yalnız, yeni bir
sataşmaya mahal vermeden.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
10.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın, Isparta
Milletvekili Ali Haydar Önerin AK PARTİ Grup Başkanına
sataşması nedeniyle konuşması
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Demokrasi, erdemin olduğu bir
sistemdir; demokrasi, insanların özgürce konuşabildiği bir
sistemdir ama özgürce konuşurken insanlıktan
çıkmadığı bir sistemdir. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
Bundan bir sene önce, itiraz
ettiği, burada eleştirdiği, farklı farklı
şekillerde ifade ettiği Sayın Başbakanın
karşısında Emredersin Başbakanım. deyip
yalakalık yapanlar, bugün burada o Başbakana hakaret etmeyi
kendilerine hak görüyorlar. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Hayır
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Bir sene önce yalakalık yaparken şimdi geliyorsun
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Oraya bak!
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar)
Oraya bak, oraya!
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
burada, milletvekilliğinin verdiği özgürlükle istediğin
şeyi konuşuyorsun ama demokrasi, hiç kimseye hakaret
hakkını vermemiştir.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Kendini tarif
ediyorsun.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Bakın, Tükürdüğünü yalamak. ifadesi
Sayın Başbakan
bugüne kadar, on yıldır bu iktidarda
UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) Aynaya
bakarak konuş.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Aynaya bakarsan kimin ne olduğunu görürsün sen.
otuz yıldır siyasettedir,
hem Türkiyede hem dünyada sözüne itibar edilen en önemli liderlerden biridir.
(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Ha, bunu kendi liderinde
göremeyebilirsin ama bu ülkenin benimsediği, bağrına
bastığı, kalbinde yerini ettiği, çok önemli bir
köşesinde önemli bir mevkiye getirdiği Başbakana kimsenin
hakaret etmeye hakkı yoktur.
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Hakaret etmiyorum, gerçekleri söylüyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) -
Olabilir, kıskanabilirsiniz ama çalışırsanız sizin de
olur. (CHP sıralarından gürültüler)
Bakın, değerli
milletvekilleri, beş seçimdir partisini zirveye taşıyan tek
lider Sayın Recep Tayyip Erdoğandır.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Efendim yalakalık tabiri kullanılmıştır,
sataşma nedeniyle söz almak istiyorum.
TÜLİN ERKAL KARA (Bursa) - Ne
söyledi?
BAŞKAN Bir saniye Sayın Milletvekili,
lütfen ya!
Ne diye sataştı, ne söyledi?
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Yalakalık tabiri kullanılmıştır.
BAŞKAN Buyurun Sayın Öner.
Yalnız, lütfen yeni sataşmaya
mahal vermeden.
Sataşma nedeniyle iki dakika.
11.- Isparta Milletvekili Ali Haydar Önerin, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaşın şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Arkadaşlar, sicilim dosyada.
NUREDDİN NEBATİ
(İstanbul) Biz senin arkadaşın değiliz. Ne
arkadaşı ya!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Hiçbir
gün Allahtan başka hiç kimseden korkmadım. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler) Kimseye yalakalık yapmadım.
Yalakalık yaptığımı ispat etmeyen şerefsizdir.
(CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Emret Başbakanım. diyen sendin.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Ben,
kendi kravatımı kendim çıkararak geldim. Sağduyunun sesi
olmak, hiç kimseden korkmadan, çekinmeden gerçekleri dile getirmek üzere
buradayım. Seçim sabahı, ikinci 12 Eylül vakasında, referandum
mitinginde Sayın Başbakanın Ispartada afişlerini
kaldırttım diye Bileydim ona göre gelirdim. deyip beni
Kırklareline gönderdi, merkeze almaya bile cesaret edemedi. Tamam
mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
NUREDDİN NEBATİ
(İstanbul) Hadi, hadi!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Sadece
o kadar değil, o kadar değil. Sayın Beşir Atalay Niye bize
danışmadın? dedi. Soruldu, cevap benim uygulamamın
doğru olduğu şeklindeydi. 12 Eylülde referandum
yapıldı, cevap 18 Ekimde verildi.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) O
zaman başkasına yalakalık yaptın aday olmak için.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) Ben
hiç kimseden bugüne kadar korkmadım, çekinmedim. Sayın Başbakan
da, bunun kendisi tanığıdır. Bir tek gün
yağcılık yaptığımı ispat eden varsa, eğildiğimi
ispat eden varsa ben milletvekilliğinden ayrılırım, sizler
de ayrılabilir misiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Öner.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN - Diğer önergeyle
ilgili gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yaşayan Devlet Büyüklerinin
isimlerinin kurum ve kuruluşlara verilmesinin etik olmayacağı
düşünülmektedir. Bu değişiklikle; üniversitenin bugün yürürlükte
kullanılan Rize Üniversitesi adının muhafaza edilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Barış ve
Demokrasi Partisiyle ilgili de gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bugün ülkemizde son yıllarda yeni
açılan üniversiteler ile birlikte 103'ü devlet 62'si vakıf olmak
üzere toplam 165 üniversite bulunmaktadır. Üniversiteler isimleri ile
anılmaktadır. Ulusal ve uluslararası arenada üniversite
taşıdığı isim ile tanınmaktadır. Ayrıca
bu isim adı altında her üniversite kendi kültürünü
yaratmaktadır. Üniversitelerin isimleri maalesef o üniversitede görev
yapan bilim emekçilerinin, öğrenim gören öğrencilerin ve
üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşların
görüşleri alınarak belirlenmemekte merkezi olarak belirlenmektedir.
Üniversite isimlerinin merkezi olarak siyasal iktidarların politik ve
ideolojik manevralarına uygun belirleme ya da değiştirme
yaklaşımı doğru değildir. Üniversite isimleri ilgili
üniversitedeki bilim emekçileri, öğrenim gören öğrenciler ve
üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşlar
tarafından, üniversitenin bulunduğu kentin dokusuna uygun olacak
şekilde belirlenmelidir. Bir devlet başkanının görevinin
başındayken isminin herhangi bir kuruma, caddeye, sokağa vb. bir
yere verilmesi etik bir davranış değildir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki üç
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
19uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde
ihdasına dair bir önerge vardır, okutup buna göre işlem
yapacağım
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan, Sayın Başbakan gitmiş, arkadaşlar
gidebilirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı Kanun
Teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini ve müteakip maddelerin
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Şandır Oktay Vural Özcan Yeniçeri
Mersin İzmir
Ankara
Nurettin Canikli Zühal
Topcu Lütfü
Türkkan
Giresun Ankara
Kocaeli
Ahmet Duran Bulut Bahattin
Şeker Fahrettin
Poyraz
Balıkesir Bilecik Bilecik
Bayram Özçelik
Burdur
"MADDE 20- 2809 sayılı
Kanunun ek 86 ncı maddesinin başlığı ile birinci
fıkrasında yer alan "Bilecik Üniversitesi ibareleri Şeyh
Edebali Üniversitesi şeklinde değiştirilmiştir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, Komisyon üyelerini lütfen
çağırın.
BAŞKAN Şimdi Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa
önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun
salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden
kaldıracağım.
Sayın Komisyon, salt
çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Sayın Başkan, salt çoğunluğumuz
olmadığından katılamıyoruz.
BAŞKAN Önergeyi işlemden
kaldırıyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bu
ayıp da size yakışır. Şeyh Edebali adına bir
üniversite kurulmasına yüreğiniz yetmiyor arkadaşlar.
Yazık! Yazık!
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) Biz
kurarız merak etme.
BAŞKAN 20nci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin çerçeve 20nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Zühal
Topcu Özcan Yeniçeri Alim Işık
Ankara Ankara Kütahya Muharrem
Varlı Mustafa
Kalaycı
Adana Konya
MADDE 20- 2809 sayılı
Kanunun ek 129 uncu maddesinin başlığı ile birinci
fıkrasında yer alan "Konya Üniversitesi" ismi
"Necmettin Erbakan Üniversitesi" şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir, buna göre işlem yapacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra Sayılı
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut
ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 20. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Özgür Özel Hasan Ören
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Manisa Manisa
İstanbul
Dr.
Aytun Çıray Kamer
Genç
İzmir
Tunceli
Diğer önergenin imza sahipleri:
Pervin Buldan Mülkiye Birtane
Adil
Kurt
Iğdır Kars
Hakkâri
Hüsamettin Zenderlioğlu Hasip Kaplan Nursel
Aydoğan
Bitlis Şırnak
Diyarbakır
Sırrı Süreyya Önder İdris Baluken
Levent
Tüzel
İstanbul Bingöl
İstanbul
Ertuğrul Kürkcü Emine Ayna Aysel
Tuğluk
Mersin Diyarbakır
Van
Halil
Aksoy
Ağrı
BAŞKAN Sayın Komisyon, aynı mahiyetteki
iki önergeye katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Sakık
SIRRI SAKIK (Muş) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bugün ülkemizde son yıllarda yeni
açılan üniversiteler ile birlikte 103'ü devlet 62si vakıf olmak
üzere toplam 165 üniversite bulunmaktadır. Üniversiteler isimleri ile
anılmaktadır. Ulusal ve uluslararası arenada üniversite
taşıdığı isim ile tanınmaktadır. Ayrıca
bu isim adı altında her üniversite kendi kültürünü yaratmaktadır.
Üniversitelerin isimleri maalesef o üniversitede görev yapan bilim
emekçilerinin, öğrenim gören öğrencilerin ve üniversitenin
bulunduğu kentte yaşayan yurttaşların görüşleri
alınarak belirlenmemekte merkezi olarak belirlenmektedir. Üniversite isimlerinin
merkezi olarak siyasal iktidarların politik ve ideolojik
manevralarına uygun belirleme ya da değiştirme
yaklaşımı doğru değildir. Üniversite isimleri ilgili
üniversitedeki bilim emekçileri, öğrenim gören öğrenciler ve
üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşlar
tarafından, üniversitenin bulunduğu kentin dokusuna uygun olacak
şekilde belirlenmelidir.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Özgür Özel,
Manisa Milletvekili. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Sayın Başkan, çok
teşekkür ediyorum ve değerli milletvekillerini saygıyla
selamlıyorum.
Bugün burada yapmaya
çalıştığımız kanun baştan
aşağıya kusurlarla dolu bir şekilde gidiyor çünkü Komisyonda
ilk 7 maddeden sonraki maddeler üzerinde asla görüşlerimizi bildiremedik
ve konuşamadık. Bunun üzerine, beklerdik ki maddeler üzerinde
görüşmenin mümkün olduğu şekilde gelsin ama yine bir oldubittiye
getirmek için 27 maddelik kanunu temel kanun olarak getirdiniz ve 7nci
maddeden sonraki maddeler hem Komisyonda hem de burada teker teker
konuşulamamış oldu.
O kadar sakıncalı bir
şey var ki bir önerge veriliyor ama önergenin üzerinde, İç Tüzük
gereği, sadece verenler konuşabiliyor. Bu yüzden, bugün öyle bir hata
yaptınız, öyle bir eksiklik yaptınız ki bunu ifade etme,
yüce Meclisi bu yanlıştan arındırma, uzak tutma
şansımız bile olmadı. Bugün verdiğiniz önergede ve
kabul edilen önergede Kuran-ı Kerim ve Hazreti Peygamberimizin
hayatı seçmeli ders olarak okutulacaktır. ifadesi var. Ben
Kuran-ı Kerime inanıyorum, iman ediyorum.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Aferin!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Hazreti Muhammed
benim de peygamberim, ben de Müslümanım ama bu bir kanun metni. Kanun
metninde, bir devletin bütün vatandaşlarını kapsayacak olan bir
kanun metninde, bir peygambere Peygamberimizin derseniz o ülkede
yaşayan diğer dinlere mensup olan tüm vatandaşlarınıza
karşı çok büyük bir eksiklik ve kusur işlemiş olursunuz. Bu
çok önemli bir hatadır ve çok yanlış bir iştir. Bugün
yapılan iş, dini siyasete alet etmektir. Bunun hesabını
öbür dünyada her biriniz teker teker verirsiniz. (CHP sıralarından
alkışlar) Ama öğrencilerin geleceğini Kamu İhale
Kurumu Kanunu dışına çıkarıp 20 milyar dolarlık
bir rantın peşine düşen sizler, bunun hesabını en
kısa zamanda, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, yüce yargı
önünde vereceksiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) Hayal
görüyorsun.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sayın Nabi
Avcı, tonton yanaklı, beyaz bıyıklı, ak saçlı,
dışarıdan bakıldığında insana güven veren
VELİ AĞBABA (Malatya) Yalan,
yalan.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla)
Komisyondaki üyelerimizin ifadeleriyle
ortalama bir AKPliden daha demokrat bir anlayışa sahip olan bir
kişi. Biz de o Komisyona bu anlayışla gittik.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Sahteymiş, maske varmış yüzünde.
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Ve ilk 7 madde boyunca, hakkını
teslim edelim, ufak tefek müdahaleleri oldu ama oradaki konuşma
imkânlarını kısıtlamadı.
Cumartesi gecesi o Komisyondan biz
ayrılırken o güne kadar her gün bir madde geçiyordu. Cuma gecesi çok
yorgunduk, sayın grup başkan vekillerimiz Komisyonun
sağlığını ve doktorların önerilerini
düşünerek bir jest yaptılar, erken gitti. Sayın Başkan
ertesi gün teşekkürle açtı. Cumartesi gecesi iki madde birden
geçirdik ve dedi ki: Bu çok önemli bir jest oldu. İnşallah
yarın da çok daha güzel bir gün yaşayacağız birlikte. Biz
o yarın dediğiniz gün bir gittik oraya ki o Komisyonda Sayın
Komisyon Başkanı Nabi Avcının eliyle, âdeta bir
vahşet ve bir kara demokrasi günüydü o gün. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Nabi Avcıya şunu
söylüyorum; burada bütün savunmasını şunun üzerine kurdu,
televizyonlarda ve burada: İlk yedi maddede doksan saat konuşuldu,
ilk yedi maddede herkese söz verdim. Sayın Nabi Avcı, siz
öğretmensiniz. Size şunu sorayım: 27 tane öğrenciniz olsa, bunların
7 tanesine çok iyi davransanız ve çok iyi yetiştirseniz, çok
şefkatli olsanız, 20sini dayaktan kırıp geçirseniz siz
şefkatli öğretmen mi olacaksınız? (CHP sıralarından
alkışlar)
Başbakanın kimselere emanet
edemediği o 2 tane koyunu değil -bize 2 koyun bile güdemezler.
diyor ya- sizi çok seviyor, çok güveniyor, size 27 tane koyun verse, siz o 27
koyunun 7sini güzelce otlatsanız, semirse, büyüse bunlar, sonra da
diğer 20 tanesini kaybetseniz,
Sayın Başbakana Ben ilk 7sine çok iyi baktım. mı
diyeceksiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Nabi Avcı, siz bir
devlet memurluğu yapsanız, yirmi yedi yıl sürse bu görev.
İlk yedi yılında çok namuslu, çok dürüst davransanız, kalan
yirmi yıl hamuduyla götürseniz, siz namuslu bir bürokrat mı
olacaksınız? (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Sayın Nabi Avcı,
Eskişehir Maarif Koleji mezunusunuz, ben de İzmir Maarif Koleji
mezunuyum. Size öğretmeniniz Mehmet öğretmenden gelen mektubu okudum.
Ben şu kadarını söyleyeyim: İnşallah, bana böyle bir
mektup öğretmenlerimden gelmez ama eğer öyle bir mektup gelecek olsa,
ne komisyon başkanlığı ne makam odası ne makam otosu
ne milletvekilliği, bunların hepsi, öyle bir mektup alırsam bir
öğretmenimden, bana da haram olsun! (CHP sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
Saygılar sunuyorum.
Ulaşmaması ihtimaline
karşı bu mektubu size teslim ediyorum Sayın Nabi Avcı.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Avcı.
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Komisyonda nasıl bir süreç yaşadığımızı
HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU
(Osmaniye) Hocam, mektubu oku, mektubu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Mektubu oku
Hocam, mektubu.
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir)
11 Mart Pazar günü Mecliste yaptığımız
basın açıklamasında bütün safahatıyla anlattık. (CHP
ve MHP sıralarından gürültüler)
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Ya Hocam,
söyleyemiyorsun bile mikrofondan, söyleyemiyorsun!
OKTAY VURAL (İzmir) Kara bir
gün, kara bir gün!
VELİ AĞBABA (Malatya)
Saçların beyaz Hocam, saçların beyaz!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen dinleyelim.
OKTAY VURAL (İzmir) Dinlenecek
bir şey yok efendim, ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Ama ondan önce 8 Mart Kadınlar Günü münasebetiyle
yaptığımız toplantıda yaşananlardan sonra size ne
yapılması gerektiğini söylemiştim.
VELİ AĞBABA (Malatya)
Doğruyu söylememek yakışmaz size Hocam, saçlarınız
beyaz!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Nabi Hocam, size yakışmadı, vallahi yakışmadı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani
Allah rızası için doğruyu söyleyin, Allah rızası için
doğruyu söyleyin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) Öğretmen
Ben seni böyle yapasın diye mi yetiştirdim Nabi. diye
yazmış. (AK PARTİ sıralarından Dinleyin. sesleri)
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ
(Isparta) Kapatın çenenizi de dinleyin!
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Niye kapatacakmışız? Yapma Sadi Bey, Kapat çeneni. laf mı
ya!
BAŞKAN Lütfen dinleme zahmetinde
bulunalım.
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) O da yetmedi, size Komisyon toplantısında, 8 Mart
günkü toplantıda kürsüyü işgal ettiğinizde, kürsüye gelip
Buradan kan çıkacak. dediğinizde
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul)
Kim Kan çıkacak. dedi ya?
VELİ AĞBABA (Malatya)
Saçların beyaz Nabi Hoca!
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir)
size dedim ki: Nezaketimizi acziyet kabul etmeyin. (AK
PARTİ sıralarından Bravo sesleri, alkışlar) Bunu
müteaddit defalar size söyledim, dinlemediniz
VELİ AĞBABA (Malatya)
Saçların beyaz Hocam, doğruyu söylememek sana
yakışıyor mu?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Ne
yapacaktınız Nabi Hocam?
OKTAY VURAL (İzmir) Bu ne biçim
üslup ya!
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir)
sık sık Başkanlık Divanını
işgal etmeye teşebbüs ettiniz.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Ne zaman oldu bu ya?
VELİ AĞBABA (Malatya)
Bodyguardlar vardı.
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Genel Başkanınızın talimatıyla 11
Mart Pazar günü Başkanlık Divanını çalıştırmamaya,
Komisyonu felç etmeye teşebbüs ettiniz. (CHP sıralarından
gürültüler)
MAHMUT TANAL (İstanbul) Gerçek
dışı beyanda bulunuyorsunuz, doğru konuşmuyorsunuz!
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak)
Ayıp ya, ayıp!
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta)
Ayıp, ayıp!
MİLLÎ EĞİTİM,
GENÇLİK, KÜLTÜR VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Grup başkan vekiliniz
BAŞKAN Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız Sayın Başkan.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, eleştirdiklerinizi kendiniz yaptınız
yaşınıza başınıza bakmadan.
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir)
saldırıların
başını çekti, bugüne kadar hiçbiriniz kalkıp özür
dilemediniz. (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ İHSAN
KÖKTÜRK (Zonguldak) Kim özür dileyecek?
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Özür dileyecek sizsiniz, siz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) İntikam mı aldın Hoca!
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir) Şimdi, bana, kendi özel sitesinde
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Öğretmenin dinliyor seni, öğretmenin. Öğretmenin
kınıyor seni!
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir)
Kılıçdaroğlu için övgü
şiirleri yazan bir emekli öğretmenin
(CHP sıralarından O
sizin öğretmeniniz sesleri) Benim de öğretmenim, evet. Haydi
Kılıçdaroğlu! filan diye şiirler yazan emekli bir
öğretmenimizin mektubunu bana getiriyorsunuz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Öğretmenin Bazı derslere girmemiş öğrencim.
diyor, Bazı şeyleri öğretememişim. diyor.
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir) Önce yaptıklarınızdan ötürü
özür dileyeceksiniz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Özür dileyecek olan sizsiniz.
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir) O özrü dilemeden söylediğiniz hiçbir
şeyi ciddiye alıp cevap vermeyeceğim. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL
(İstanbul) Hakikate aykırı belge düzenleyen sizsiniz.
VELİ AĞBABA
(Malatya) Özür dilesin tekme atanlar!
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, Komisyonun
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir
saniye, sırasıyla Sayın Özel.
OKTAY VURAL (İzmir)
Sayın Başkan, Komisyon Başkanının uygulamaları,
fiilî engelleme dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisinin önerge
vermesi, Komisyon üyelerinin konuşması, kendi daha önce verdikleri
önerge üzerindeki konuşması bile despot anlayışla
engellenmiştir. Gerçekten utanç verici, Türk demokrasisinde ve parlamenter
demokraside komisyonlarda hiç yaşanmayan bu kara leke Sayın
Başkanın Komisyonunda yaşanmıştır.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Vural, tutanaklara geçti.
OKTAY VURAL (İzmir)
Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisini hiçbir gücün
engelleyemeyeceğini de Genel Kurul gördü.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özel.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Komisyon Başkanı
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) CHPye böyle bir mazeretin var da Milliyetçi Hareket Partisine
mazeretin ne Hoca? Bir de onu açıkla. Bir de onu açıkla. Cumhuriyet
Halk Partisine mazeretin var, bize mazeretin nedir?
BAŞKAN Evet
Sayın Özel
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Sayın Komisyon Başkanı konuşmama cevaben
yaptığı konuşmasında, konuşmamda sarf
etmediğim ve daha önce Komisyonda asla yapmadığım
şeyleri bana atfen söylemiştir. Bu konuda cevap hakkımı
İç Tüzüke göre kullanmak istiyorum. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Size
değil, grubunuza söyledi, eğer
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Hayır, şahsıma da
Bana veriyorsunuz. diyor.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Özel.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
12.- Manisa Milletvekili Özgür Özelin, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi Avcının şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa)
Şimdi, Sayın Nabi Avcı öyle bir şey yaptı ki özrü
kabahatinden büyük. Ama Sayın Nabi Avcıya şunu söyleyeyim:
Biraz önce ifade etme
OSMAN AŞKIN BAK
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri
demedi. (CHP sıralarından gürültüler)
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bakın, ben biraz önce bir yerde
laf attığımda Sayın Grup Başkan Vekiliniz Ahmet
Aydın Beyefendi bana döndü, dedi ki: Özgür, on beş gündür
devamlı laf atıyorsun, daha önce böyle yapmazdın. Ben kendisine
cevap verecektim ama o cevabı vermek burada nasipmiş. Siz o gün Nabi
Avcının eliyle Komisyonda yaşattığınız o
olaylardan sonra benim ve diğer milletvekili arkadaşlarımın
adalet duygusunu zedelediniz. (CHP sıralarından alkışlar,
AK PARTİ sıralarından gürültüler) Siz bu despotik
tavrınızla parlamenter demokrasiye olan inancımızı
ortadan kaldırdınız, bu konuda bizi şüpheye
düşürdünüz. Parlamenter demokrasinin yüz karası bir gün
yaşattınız.
AHMET YENİ (Samsun) Özür dile,
özür!
ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) Ve
eşkıyanın Komisyona ve Meclise hâkim olmasıyla beraber
benim de nezaket ve sabrım ortadan kalktı. Benim oradan buraya
attığım her laf, her verdiğim cevap, sizin, Cumhuriyet Halk
Partililerin ve hepimizin geleceğini etkileyecek, hepimizin
çocuklarının geleceğini etkileyecek olan bu yasa
tasarısını dikkatle izlemeye çalışan herkesin gelecek
umutlarıyla oynadığınız için ve
yaptığınız vicdansızlık için, oradaki despotluk
için, apaçık faşizm için gösterdiğimiz tepkidir, bu tepkiyi
misliyle görmeye devam edeceksiniz. (CHP sıralarından
alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeleri oylarınıza
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Komisyon Başkanı o pazar günkü Millî
Eğitim Komisyonundaki görüşmelerle ilgili olarak Cumhuriyet Halk
Partisi Grubuna sataşmada bulunmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi
Grubunun o gün Komisyonu işgal etmeye teşebbüs ettiği
şeklinde gerçek dışı bir açıklamada bulunmak suretiyle
grubumuza sataşmıştır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Başka
var mı CHPden konuşacak? Bilelim de ona göre.
BAŞKAN Buyun Sayın
Hamzaçebi, size de iki dakika söz veriyorum.
13.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi
Avcının CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sayın Komisyon Başkanı o pazar günü Komisyonda büyük bir
hukuksuzluğun altına imza atmıştır. Birçok
konuştuğumuz şeyi tekrar etmeyeceğim ama Sayın
Komisyon Başkanı söz isteyen milletvekillerine tutanaklara geçmiş
olmasına rağmen söz vermeyerek
Söz isteyen var mı? diyor.
Sayın Muharrem İnce Söz istiyorum. diyor 7 kez, tutanaklara
geçiyor. Sonra Yok diyor. Kabul edenler
Etmeyenler
diyerek, maddeyi
oylayarak büyük bir hukuksuzluğu yaratmıştır.
MEHMET YÜKSEL (Denizli) Öncesini
anlat, öncesini.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) - Sayın Avcı, değer miydi? Kendi koyduğunuz
kurala bile uymadınız; dediniz ki: Komisyon üyesi 5 kişi
konuşsun, onar dakika konuşsun. Üye olmayan milletvekillerinden üçer
kişi beşer dakika konuşsun. O koyduğunuz kurala bile
uysanız, o gün bitmez, ertesi gün biterdi. Değer miydi bu?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Değer
miydi bu duruma düşmeye?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın
Avcı o pazar günkü yaşananlarla ilgili olarak Basın
toplantısında anlattım. dedi. Eline bir bant aparatını
aldı, çıktı dedi ki: Hamzaçebi bunu bana attı,
başımın kenarından geçti.
OSMAN ÇAKIR (Düzce) Görüntüler var,
görüntüler.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Attın mı atmadın mı?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, Sayın Avcının 19 Mart
tarihinde Star gazetesine vermiş olduğu röportajdaki kendi cümleleriyle
bunun cevabını veriyorum.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Attın mı atmadın mı?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Sen laf atmaya...
Sayın Avcı diyor ki bu
röportajda: Görüntüleri izledim, olay şöyle olmuştur: Hamzaçebi bana
doğrudan atamıyor, Divanın önünde AKPli milletvekilleri var,
onların üzerinden atıyor. Ne zaman gördünüz? diyor gazeteci,
Birden önüme düştüğünde gördüm. diyor.
İBRAHİM KORKMAZ (Düzce)
Attın mı atmadın mı?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Sayın Avcı, yakıştı mı size?
Hamzaçebi attı, başımın yanından geçti
Size
söylüyorum: Şu röportajınızı kamuoyuyla,Türkiye Büyük
Millet Meclisiyle paylaşmayacak mısınız? Bir özür borcunuz
yok mudur?
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın
Şandır, buyurun, söz istediniz.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
4.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın, Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Nabi
Avcının konuşmasına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, tutanaklara geçmesi açısından bir
katkı yapmak istiyorum Sayın Komisyon Başkanı Nabi
Avcı Beyin yaptığı konuşma üzerine.
Evet, 11 Martta Millî Eğitim
Komisyonunda -tarafları kimlerse, onu milletimiz biliyor- yaşanan olaylar
asla kabul edilemez, Meclisimize, Türk demokrasisine yakışmaz
olaylardır. Bunun müsebbipleri bellidir. O müsebbiplerin burada
kalkıp milletin huzurunda birlikte özür dilemeleri lazım. Sayın
Nabi Avcı yalnız bir tarafı suçlayarak bu meseleyi geçiştiremez.
İkinci husus şu: Benim grubumdan bir sayın
milletvekilinin de ifade ettiği gibi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun
kusuru neydi? Nedir o orada? Bizim, 3 Komisyon üyesiyle konuşma talebimiz
var, sesli talebimiz var, yanımızda AKP grup başkan vekili var,
bizim talebimizden haberdardır ve önergemiz var. Önergemiz bugün sizin de
getirdiğiniz, Meclis Genel Kurulunun kabul ettiği ve
hayırlı bir sonuç diye nitelediğimiz güzel önergeler,
doğru önergeler ama bunları da dikkate almadınız.
Dolayısıyla, sebep ve müsebbip kim olursa olsun, 11 Mart 2012
tarihinde Millî Eğitim Komisyonunda yapılan müzakere İç Tüzükün
ilgili maddelerine aykırı bir müzakeredir. Bunun ötesinde,
yakışmamıştır ve Milliyetçi Hareket Partisine herkesin
bir özür borcu bulunmaktadır, haksızlık
yapılmıştır. Tutanaklara geçmesi açısından ifade
ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın
Şandır.
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) Soralım
Başkana.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım
BAŞKAN Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Biraz önce
konuşmacı, grubumuza yönelik olarak despotlukla
suçlamıştır. Sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Canikli, ama lütfen yeni bir
sataşmaya mahal vermeyin, yoksa sonu gelmeyecek.
Buyurun, iki dakika, sataşma nedeniyle
(AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
14.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Manisa Milletvekili Özgür
Özelin AK PARTİ Grubuna sataşması nedeniyle konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu teklifin Komisyonda görüşülme sürecinde ilk
beş gün Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşlarımız
çoğunlukla Komisyona geldiler kendi ifadeleriyle, bu bizim
tanımlamamız değil- işgal ettiler, beş gün boyunca.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) Kim söyledi, kimin
ifadesi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ben
söylemiyorum, siz söylüyorsunuz.
Eğer son gün, AK PARTİli, grubumuza mensup
milletvekili arkadaşlarımızın, sizin beş gün
yaptığınızı, yani erkenden gelip Komisyon sıralarında
oturmak fiilini, eylemini işgal olarak nitelendiriyorsanız, siz onu
beş gün boyunca yaptınız değerli arkadaşlar.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Biz kimseyi
engellemedik Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Beş gün boyunca Komisyonu işgal ettiniz. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) Kimi
engelledik?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bakın, dokuz yıldan beri milletvekilliği
yapıyorum, bugüne kadarki komisyon çalışmalarında, hiçbir
komisyonda, bu süreçte Sayın Avcının gösterdiği tolerans
kesinlikle gösterilmemiştir. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) 97 yılındaki komisyonu hatırlamıyor
musunuz Sayın Canikli?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Hiçbir komisyonda on iki saatlik bir konuşma ya da saatlerce
süren bir konuşma örneği yoktur. Bu açıdan
bakıldığında, en hafif ifadeyle çok büyük
haksızlık yapılmaktadır Sayın Nabi Avcıya.
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul)
Siz orada yoktunuz bir kere, nereden biliyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Yani, karar alınıyor, oylanıyor ama şiddet
kullanılarak uygulatılmıyor. Defalarca tesis edildi
arkadaşlar, bunları niye görmüyorsunuz, niye unutuyorsunuz?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Neyi görmedik? Sen
orada yoktun.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Beş gün boyunca bu gerçekleşti kaç defa, Komisyon karar
aldı ama uygulatmadınız, kürsüyü işgal ettiniz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Sen yoktun
orada Canikli!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Şiddet kullandınız, cebir kullandınız,
Allah aşkına!
VELİ AĞBABA (Malatya)
Doğru değil!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Sadece bir gün AK PARTİli milletvekilleri sizin beş gün
yaptığınızı, geldi, erkenden Komisyona oturdu
HAYDAR AKAR (Kocaeli) AK
PARTİliler oturuyordu, biz yerde oturuyorduk, yalan mı?
AYTUĞ ATICI (Mersin) Yalan
söylüyorsun!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla)
ve CHPli Komisyon üyesi milletvekillerine yer verdi, grup
başkan vekillerine de yer verdi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) Bizler yerde
oturduk, AK PARTİliler oturuyordu!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Bu nezaketi de gösterdi, bu hassasiyeti de gösterdi değerli
arkadaşlar. Ha bunların, tabii şunu kabul ediyorum
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul)
Siz orada yoktunuz!
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan, Sayın Canikli kürsüyü işgal ettiğimizi
söyledi. Bu tamamen
BAŞKAN Sayın İnce
buyurun, anlaşılan bu sabaha kadar devam edecek.
15.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Giresun Milletvekili
Nurettin Caniklinin CHP Grubuna sataşması nedeniyle
konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova) Çok
teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, Sayın
Arınçın burada olmasına çok sevindim. Bakınız,
zorbalık, işgal 97de nasıl olmuş, gazete manşeti.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
Bırak gazeteleri!
MUHARREM İNCE (Devamla)
Bakın, o zaman temel yasa görüşülürken, Sayın Arınç
muhalefet milletvekiliyken: Bu temel yasa görüşmeleri ham hum
şaralop kanunudur. Bu, beş dakikada Beşiktaş kanunudur.
diyor. Mecliste zorbalık. Ne demokrasi ne ahlak, sekiz yıllık
eğitime karşı çıkan Refah Partisi, Plan ve Bütçe
Komisyonunu savaş alanına çevirdi. Refah Partililer Millî Eğitim
Bakanının konuşmasını mikrofonunu keserek engellediler. ve
İlginç bir eylem. diyor. Parlamento tarihinde ilk kez olan bir eylem.
Milletvekillerini Genel Kurula davet etmek için dışarıdaki olan
gongu, zili kâğıtla tıkamışlar. Refah Partisi
milletvekillerinin zil oyunu. diyor. (AK PARTİ sıralarından
gürültüler)
Daha mı neler
olmuş? Bakın, daha mı neler olmuş? Çirkin yorumlar
O
zamanlar Sayın Gül, Sayın Arınç, Sayın Kapusuz
Milletvekili Sayın Kapusuz da Grup Başkan Vekili, bakın ne
diyor: Bir Refah Partili borsa başkanı 30 trilyon
bağışladı, öldü. Güzelin ifadesini alan başkomiser de
öldü, sıra Bakanda. Hocalarımız şimdi Bakana üflüyorlar.
Konuşma tutanaklarından
bunlar.
O yıllarda yine
gazetecilere ağza alınmayacak kötü sözler söylenmiş, gazeteciler
dövülmüş. İşgal sizin geleneğinizde var. Biz sadece İç
Tüzükte burada milletin kürsüsünü koruduk. İç Tüzükü gene getirin, gene
burayı koruruz.
Teşekkür ederim.
(CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) Ama Sayın Başkanım bir dakika
Sayın Başkanım
BAŞKAN Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Sayın Başkanım, on iki saatle ilgili, konuşan
vekil benim. Burada anlatan kişi, Sayın Grup Başkan Vekili, bu
konuda sanki bir suistimal edilmiş gibi izah ediyor. Bu konuda bir dakika
rica ediyorum.
BAŞKAN Hayır, ne söyledi? On iki saat
konuştuğunuzu söyledi. Başka?
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Suistimal etmişim gibi anlatıyor.
BAŞKAN Buyurun Sayın Vekilim.
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
16.- Sakarya Milletvekili Engin Özkoçun, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ENGİN ÖZKOÇ
(Sakarya) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Bir dakika istediniz, buyurun. (CHP
sıralarından iki, iki sesleri)
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın
Başkan, neye göre söz verdiniz?
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla)
Niye bu kadar rahatsızsınız? On iki saat madem dinledin de,
bir dakika dinlemeye niye tahammül edemiyorsun?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Bir dakika değil,
on iki saat dinledik.
ENGİN ÖZKOÇ
(Devamla) Nedir bu tahammülsüzlük? (CHP sıralarından
alkışlar) Ne var yani? On iki saat dinledin ya, ne var bir dakika
daha dinlesen? Niye bu kadar rahatsızsın?
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Dinliyoruz ama İç
Tüzükün neresinde var?
ENGİN ÖZKOÇ
(Devamla) Dinle
Senin İç Tüzükünü Meclis Başkanı bilmiyor da
sen mi biliyorsun Grup Başkan Vekili olarak yani? Bravo yani sana!
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Ben biliyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Grup Başkan Vekili
bilir.
ENGİN ÖZKOÇ
(Devamla) Değerli arkadaşlarım, on iki saat konuştum.
Konuşmadan önce, Sevgili Başkan burada, kendisine dedim ki bakın yirmi dört
tane sivil toplum örgütü ve meslek odası içeride dinlendi ama üst
komisyona onları neden reddettiklerini açıklamıyorsunuz. Burada
bir dakika dahi konuşmayacağız. Bir tek şey istiyoruz,
Türkiye bunu sadece bir hafta tartışsın. Bilim adamları,
ilim adamları, pedagoglar, sivil toplum örgütleri ne diyorlar,
bunları dinleyelim. Biz burada hiç konuşmadan kalkacağız.
Bu yasa onların istediği doğrultuda buraya gelirse Evet.
vereceğiz dedik. Nasıl bizim burada bir dakikalık
konuşmamıza tahammül edemiyorsanız
AHMET AYDIN (Adıyaman) Tahammül
ediyoruz.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla)
geçmişte
yaptıklarınızı ve geçmişte yapılanları
nasıl burada büyük bir, müstehzi bir gülümsemeyle dinliyorsanız, ne
söylersek söyleyelim, kalbiniz mühürlü, gözünüz kapalı,
kulağınız tıkalıysa biz diyoruz ki bu millet bir gün
size bunun cevabını on iki saat değil, ömür boyu
cezalandırarak verecektir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın diyoruz.
(AK PARTİ sıralarından gürültüler)
AHMET AYDIN (Adıyaman) Ömür boyu
cezalandırdı sizi millet, bir daha iktidar olamayacaksınız!
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) Tamam
mı arkadaşlar?
Benim söyleyeceklerim bu kadardır.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak değil, MHP olarak değil, BDP olarak
değil
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özkoç,
teşekkür ediyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla)
bu ülkede
yaşayan, çocuğu olan herkes hesap soracak. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Özkoç.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydının; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin çerçeve 20nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 20- 2809 sayılı
Kanunun ek 129 uncu maddesinin başlığı ile birinci
fıkrasında yer alan "Konya Üniversitesi" ismi
"Necmettin Erbakan Üniversitesi" şeklinde
değiştirilmiştir.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI
(Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Mustafa Kalaycı, Konya Milletvekili.
Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Bu maddeyle Konya Üniversitesinin
adı Necmettin Erbakan üniversitesi olarak değiştirilmektedir.
Teklifi Kayserili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz hazırlamış
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli de savunmuştur. Gerçi AKP Konya
Milletvekili arkadaşlarım da imza vermiştir ancak dikkat
ederseniz kanun teklifinin adının sayılmasında isimleri geçmiyor
çünkü
teklifi hazırlayan Sayın Salih Kapusuz. Yani buradan şuraya
geleceğim, karşı çıktığımız için
değil: Yani Konya Üniversitesine isim verilecekse önceliği
Konyalıların olmalı, Necmettin Erbakan olmalı, ona bir
itirazımız yok.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Kayseri Erciyes Üniversitesine adını veren de Ankara
Milletvekiliydi.
MUSTAFA KALAYCI
(Devamla) Kabul etmediniz ama.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Önergeyi veren de Ankara Milletvekiliydi.
MUSTAFA KALAYCI
(Devamla) Keşke kabul etseydiniz.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Keşke Hocam verseydi, Halaçoğlu verseydi.
MUSTAFA KALAYCI
(Devamla) Ben şunu diyeceğim: Madem çok kıymetli Konya milletvekili
arkadaşlarım bu konuya dâhil oldular, samimi olarak söylüyorum,
keşke bizi de dâhil etselerdi ve Konyaya yeni bir üniversite, hatta
Konyaya teknik üniversite kurulması yönünde bu teklifi
dönüştürebilseydik. Sizler de kabul edersiniz ki rahmetli Necmettin
Erbakan Hocama teknik üniversitenin adı daha da
yakışırdı.
Sayın Elitaş,
ayrıca hatırlattığın için teşekkür ediyorum. Biz,
rahmete kavuşmuş büyüklerimizin üniversitelere adının
verilmesine hiçbir zaman karşı değiliz, oyu da veriyoruz ama
Bilecik Üniversitesine Şeyh Edebalinin isminin verilmesi, Kayseri Erciyes
Üniversitesine Alparslan Türkeş isminin verilmemesinin gerekçesini bir
türlü kabul edemiyoruz. Yani gelip burada izah ederseniz, neden bu
ayrımcılık, neden bu çifte standart, gelin, lütfen burada
anlatın, zabıtlara da girsin. Bana böyle anlatmayın, gelin
burada anlatın, zabıtlara da girsin.
Değerli
milletvekilleri, bu arada, Sayın Millî Eğitim Bakanına da bir
çift sözüm olacak. Kendisinin, Anayasanın 42nci maddesi hilafına
beyanı, üstelik de Ne mahzuru var? diye diklenişi olmuştur.
Sayın Bakan, Hoca Mevlânâ Ârızı ve dil ile ilgili şu
sözlerini bilirsiniz: Milliyet, bir milletin maddi vücududur. Din ve dil, bir
milletin ruhudur. Tarih boyunca ne dinsiz ne de dilsiz bir millet
olmamıştır.
Sayın Bakan, millet
olarak yaşamanın ilk şartı olarak dil birliğinin
sağlanması gerektiğini söyleyen Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277 tarihli
meşhur fermanında "Şimden girü hiç kimesne kapuda ve
dîvânda ve mecâlis ve seyrânda Türkî dilinden gayrı dil söylemeye."
diyor. Bundan yaklaşık yedi yüz kırk yıl sonra, bir
Karamanlı Bakan millî eğitim sisteminde "Türkçeden başka
ana dillerde eğitim yapıla." diyor. (MHP sıralarından
alkışlar)
Yazık, çok yazık, gerçekten
çok yazık! Ecdadımızı incittin Sayın Bakan,
Karamanoğlu Mehmet Beyin kemiklerini sızlattın.
Sayın Bakan, bugüne kadar PKK
açılımını destekler bir beyanatınız
olmamıştı. Siz de mi açıldınız, siz de mi
açılımcı oldunuz, siz de mi BOP'çu oldunuz?
Değerli milletvekilleri, bir
milleti tarih sahnesinden indirmek isteyen güçler, ilk önce o milletin dilini
hedef alır. İhanete uğrayan milletler ilk önce dilini,
kimliğini, sonra da bütünlüğünü kaybeder. Milletlerin sonsuza dek
varlıklarını sürdürebilmelerinin can damarı olan dilleri
tahrip edilince, nesiller arasında milletin devamı için vazgeçilmez
olan değerlerin nakli imkânsız hâle gelir; bir kuşak sonra
kültürel iletişim kesilir, millî kimlik yeni kuşaklara
ulaştırılamaz; sonra o milletin bütünlüğü ve kültürünün tüm
sembolleri tarihten silinip gider çünkü bir milletin
varlığının temel unsuru, onun kültürü ve sesi olan dilidir.
Yaptığın
açıklamaları düzelteceğine olan inancımı belirtiyorum,
Necmettin Erbakan Üniversitesinin Konyamıza hayırlar getirmesini
diliyorum, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza
III.- Y O K L A M
A
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunacağım, ancak yoklama talebi var, yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Tanal,
Sayın Nazlıaka, Sayın Köktürk, Sayın Özkan, Sayın
Öğüt, Sayın Çam, Sayın Tezcan, Sayın Hasan Ören, Sayın
Kesimoğlu, Sayın Işık,
Sayın Özkes, Sayın Köprülü, Sayın Dibek, Sayın Öz,
Sayın Bayraktutan, Sayın Türmen, Sayın Akar, Sayın
Özgündüz, Sayın Öğüt.
Bir dakika süre veriyorum sayın
milletvekilleri.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili
Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
20nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.04
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 02.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Bir saniye Sayın
Tanal, açılış yapalım.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Mahmut, otur yerine ya!
BAŞKAN - 21inci madde üzerinde üç
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değerli Başkanım, ben usul hakkında söz istemiştim.
Usulün konusu şu: Bu kanun teklifi
sizin imzanızla gelmiş durumda. Siz burada Divan
Başkanısınız. Anayasamızın 94üncü maddesi
altıncı fıkrası uyarınca Meclis Başkan Vekili ve
Meclis Başkanının objektif ve tarafsız olması gerekir.
Şekli görülür anlamda sizin bunda imzanız vardır, imzanız
olan bir kanun teklifinde siz orada Meclis Başkan Vekili olarak görev
yapamazsınız. Sizin yerinize bir başka başkan vekilinin
görev yapması gerekir. Bu, şeklî anlamda objektiflik ilkelerine de
aykırı.
Eğer kaynak istiyorsanız, ben
size kaynak da vereyim. Özür dilerim, gerçi Meclis memurları
yanınızdalar ama ben vereyim de hiç olmazsa yardımcı olma
açısından. Anayasa Mahkemesi kararı da var, onu da ben size
takdim edeyim.
CEVDET ERDÖL (Ankara) 20nci maddeye
geldik, yeni mi geldi aklınıza?
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Beyefendi, 21inci maddede, sizin bilmediğinizi ben de size öğretmeye
çalışıyorum. Sayın Başkan Vekilinin bunda imzası
var, diğerlerinde imzası yok.
BAŞKAN Sayın Tanal, Büyük
Millet Meclisi Başkan ve başkan vekilleri kanun teklifi verebilirler,
şimdiye kadarki uygulamalarda da
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Verebilirler, engel yok. Aynen katılıyorum ancak orada görev yapamaz
yani.
BAŞKAN Aynı zamanda
yönetebilirler, engel yok efendim.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Değil ama bakın Anayasa Mahkemesinin kararı var, ben size
vereyim. Özür dilerim, izin verirseniz, ben size onu vereyim, okuyun.
BAŞKAN Fotokopisini çektirip
gönderin efendim, inceleyelim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili
Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 21 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Mehmet
Şandır Zühal
Topcu
İzmir Mersin Ankara
Lütfü
Türkkan Alim
Işık Özcan
Yeniçeri
Kocaeli Kütahya Ankara
Ahmet
Duran Bulut
Balıkesir
MADDE 21 2809 sayılı
Kanunun ek 130 uncu maddesinin başlığı ile birinci
fıkrasında yer alan Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi ibareleri
Kayseri Üniversitesi şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir; bu önergeleri okutup, birlikte işleme alacağım.
Önerge sahiplerinin istemi hâlinde de kendilerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 199 Sıra
Sayılı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri
Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 21. maddesinin Teklif metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
R.
Kerim Özkan Kemal
Değirmendereli Engin
Altay
Burdur
Edirne
Sinop
Ali
Sarıbaş Adnan
Keskin
Çanakkale
Denizli
Diğer önerge sahipleri:
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Adil
Kurt
Iğdır
Kars
Hakkâri
Hasip
Kaplan Nursel
Aydoğan Sırrı
Süreyya Önder
Şırnak
Diyarbakır
İstanbul
İdris
Baluken Levent
Tüzel Ertuğrul
Kürkcü
Bingöl
İstanbul
Mersin
Emine
Ayna Aysel
Tuğluk Hüsamettin
Zenderlioğlu
Diyarbakır Van
Bitlis
Halil
Aksoy
Ağrı
BAŞKAN Komisyon aynı mahiyetteki önergelere
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Başkan, özür dilerim, talebimle ilgili bir karar verir misiniz?
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Ramazan Kerim Özkan, Burdur Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Verdiğimiz önergeyle,
üniversitelere politik isimlerin verilmesi yeni tartışmalara yol
açacağı için karşı olduğumuzu değerlendiriyorum
ancak önergeyi kabul etmeyeceğinizi de biliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
yaklaşık, haziran seçimlerinden bugüne dokuz ay geçti. Ben on
yıldır milletvekiliyim. Bu süreçte, bu eğitimle ilgili, hiçbir
vatandaşımızdan kesintisiz sekiz yıllık temel
eğitimle ilgili, 4+4+4le ilgili hiçbir talep gelmedi. Millî eğitimle
ilgili gelen talepler: Bizden öğretmen yönünde talepler oldu,
okulların onarımı yönünde talepler oldu, 4/Bli
öğretmenlerin sorunları oldu, atanamayan öğretmenlerin
sorunları oldu ama bununla ilgili, Eğitim kesintili mi olsun,
kesintisiz mi olsun? şeklinde bir talep ne size geldi ne bize geldi.
Türkiye'nin gündemi
MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) Bize geldi.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) Gelmedi değerli
arkadaşlar, bunları biliyorum.
Gittiğiniz zaman, Türkiye'nin gündemi şu anda
Gülüyor vatandaş bize, çünkü havanda su dövüyoruz. Bakın, bu saatte
keşke şu topluluk Türk çiftçisinin mazot sorununu
tartışsaydı, şu topluluk şu besicilerin
sorunlarını tartışsaydı, gübreyi
tartışsaydı, benzini tartışsaydı, emeklilerin
sorunlarını tartışsaydı. Bu kadar gündür bu Meclisi
işgal ediyoruz ama millet hakkını bize helal etmiyor, yetim
hakkı yiyoruz.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - İşgal yok, işgal
yok. Mecliste biz görev yapıyoruz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) İşgal gibi
bir durum söz konusu, çünkü şu enerjinin parasını bu yetim
vatandaşlar veriyor. Buraya Fakir fukaranın, garip gurebanın
hakkını koruyacağız. diye geldik ama ne fakir
fukaranın hakkı korunuyor ne garip gurebanın hakkı
korunuyor. Bir çıkmaz içindeyiz değerli arkadaşlarım.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş) - Önerge vermeyin,
önerge verince uzuyor. Önerge az verirsen uzamaz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bakın, özrünüz kabahatinizden büyük. Girdik biz o
komisyonlara konuşulsa ne olurdu? Sivil toplum örgütleri dinlense ne
olurdu? Yine bu kanun çıkardı, sayısal çoğunluğunuz
var. Bu çoğunlukla yapamayacağınız herhangi bir şey de
yok. Ama şu anda eğitimi üçe bölüyoruz, ülkeyi ikiye bölüyoruz.
Yazık değil mi oradaki öğretmenlerimize? O öğretmenleri, elleri
öpülesi öğretmenlerimizi -Bir harf öğretenin bin yıl kölesi
oluruz. diyoruz- onları biber gazıyla, gazla, polis copuyla
sokaklarda süründürdük. Bu, Türkiye'nin bütün kentlerinde oldu.
Yazıktır, günahtır bu öğretmenlerimize. O
öğretmenlerimizin ellerini Öğretmenler Gününde öpmek istiyoruz,
vecizler diziyoruz buralarda ama ne yazık ki Ankara sokakları,
İzmir sokakları, Adana sokakları, büyük kentlerimizin
sokakları öğretmenlerin ıslanmış portreleriyle doldu.
Bunlardan hep beraber üzüntü duymamız gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, isim veriyoruz.
Sayın Rahşan Ecevit kesinlikle eşinin isminin Karaelmas Üniversitesine
verilmesini istemiyor. Ama Zonguldakta yeni bir üniversite oluşumu olursa
eşinin isminin verilmesini, gerek Zonguldak merkezde gerekse ilçelerinde
verilmesini istiyor, ancak Karaelmas Üniversitesinin isminin
değiştirilip rahmetli Bülent Ecevitin isminin verilmesini istemiyor,
kesinlikle böyle bir talebi yok. Onun eşi bugün hayatta. Yine aynı
şekilde, Zonguldakta kırka yakın sivil toplum örgütü de bu
talepleri iletiyor. Hani Sayın Başbakan diyordu: STKların
sözlerine değer vereceğiz, onların dediklerini yerine
getireceğiz. İşte bir istek, sivil toplum örgütlerinin
Zonguldak ayağa kalkmış, Karaelmas Üniversitemize
dokunmayın. diyor. Biz daha önce Burdurda Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesinin önüne Burdur eklemek istedik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
MAKÜ olarak geçiyor, MAKÜ neresi? diye soruyorlar. Bir Burduru
ekleyemedik ama şimdi isim eklemeye çalışıyoruz. Bu ne
perhiz, bu ne lahana turşusu!
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Ecevit konusunda haklısınız.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Ecevit konusunda, evet, haklılığımızı o zaman
burada tespit edin değerli arkadaşlarım. İstemiyor, yani
niye vermek istiyorsunuz?
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Hiç vermemek lazım yani.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Hiç vermemek diye
O kahraman Kıbrıs fatihine o isim
yakışıyor, o Kıbrıs fatihi, o bizim namusumuzu
korumuş bir lider; neden yakışmasın?
Yani bizde bir laf vardır, laf
atanlara Yoğurt kesesi gibi ağızdan eskiyecek. derler. Öyle
laf atmaya gerek yok.
MEHMET METİNER (Adıyaman)
Yakışmıyor. demedim, Vermemek lazım. dedim.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Yani değerli arkadaşlarım, daha önce söyledim: Bir sözde, biri
hocayı oyuna kaldırmak istiyor, hoca cüppesine kazık
çakıyor ama zorla kaldırıyorlar, hoca oynarken dile geliyor,
Vatandaşa dokunmasın kazıklar, bize de olsun yazıklar.
diyor. Bu gece saatinde Türkiye'nin gerçek gündemini
konuşmadığımız için bizlere olsun yazıklar diyor,
tümünüze saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Tanal, önerge
hakkında işlem yapayım, cevap vereceğim sizin konunuza.
Barış ve Demokrasi Partisinin
önergesinin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Bir devlet başkanının
görevinin başındayken isminin herhangi bir kuruma, caddeye,
sokağa vb. bir yere verilmesi etik bir davranış değildir.
Kaldı ki zaten üniversitenin adı önceden etik değerler hiçe
sayılarak belirlenmiş durumdadır.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, Sayın
Tanalın iddiasıyla ilgili olarak, başkan vekillerinin kanun
teklifi sunabilmesi her zaman mümkündür. Anayasa Mahkemesi bunu kabul
etmektedir. Şu anda görüşülen Millî Eğitim Komisyonunun metnidir
ve (2/358) esas numaralı AK PARTİ grup başkan vekillerinin
teklifi ele alınmıştır. Başkan vekilleri Meclisteki
tartışmalara katılamamaktadır. Uygulamalar da
Anayasanın 94üncü maddesi gereğince bu yöndedir.
Buyurun Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, yani bu konuyla ilgili 63üncü maddeye göre usul
tartışması açılmasını talep ediyorum. Nedeni
şu: Evet, teklif verebilir, açık ve net. Ben de Anayasa Mahkemesinin
kararını okuyayım size.
BAŞKAN Sayın Tanal,
yerinize oturun, yerinizden söz vereceğim.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Peki.
BAŞKAN Buyurun.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Mahmut Tanalın, Oturum Başkanı
TBMM Başkan Vekili Sadık Yakutun, imza sahibi olduğu bu kanun
teklifinin görüşmelerinde Meclis Genel Kurulunu yönetmemesi
gerektiğine ilişkin açıklaması
MAHMUT TANAL (İstanbul)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinize günaydın
diyeceğim artık bu saatte.
İç Tüzük, başkan vekilinin
tarafsızlıklarıyla ilgili kural içermemektedir. Ancak hem 1961
Anayasası hem 1982 Anayasası başkan vekilinin
tarafsızlığıyla ilgili kurallar içermektedir. Bu konuda iki
Anayasa arasında farklılık vardır. İki Anayasa,
başkan vekilinin üyesi bulunduğu siyasi partinin veya parti grubunun
Meclis içinde veya dışındaki faaliyetlerine ve Meclis
tartışmalarına katılamayacağını
belirtmektedir. Ancak 1961 Anayasası başkan vekilinin oy
kullanmasını yasaklamamış iken, 1982 Anayasası oturumu
yöneten başkan vekilinin oy kullanamayacağını
öngörmektedir, Anayasa 94/6. Başkan vekilleri,
tarafsızlığını sağlamak için, görevlerini yerine
getirmesini gerektiren hâller dışında, Meclis
tartışmalarına katılamazlar. Bütün
açıklığına rağmen geçmişteki iptal
davasının konusu yapılarak Anayasa Mahkemesinin önüne
getirilmiş, daha ilginci Anayasa Mahkemesinin bu kuralını sadece
başkan vekilinin oturumu yönettikleri zaman geçerli olduğu
Bu ne
demek? Sizin tarafınızdan verilen yasa teklifi var. Bu yasa
teklifinde, şu anda siz Başkan Vekili olarak oturumu idare
etmektesiniz. Objektif, görünürdeki tarafsızlık açısından,
hukukun evrensel ilkeleri açısından bu, bu şekildedir. Anayasa
Mahkemesinin dosya numarasını da söylüyorum ben. Esası: 1970/32.
Karar numarası: 1971/22. 23/02/1971 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani bu
açıdan, usul açısından sizin yerinize bir başka Meclis
başkan vekilinin görev yapması gerekir.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tanal.
MAHMUT TANAL (İstanbul) Aksi
takdirde
BAŞKAN Sayın Tanal,
Anayasa'nın 94üncü maddesinin son fıkrası: Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı, Başkanvekilleri, üyesi bulundukları
siyasî partinin veya parti grubunun Meclis içinde veya dışındaki
faaliyetlerine; görevlerinin gereği olan haller dışında,
Meclis tartışmalarına katılamazlar; Başkan ve oturumu
yöneten Başkanvekili oy kullanamazlar.
MAHMUT TANAL (İstanbul) O, oyla
sınırlı değil Sayın Başkanım.
BAŞKAN Bu hüküm
karşısında, tarafsızlık burada başka nasıl
yorumlanır Sayın Tanal?
MAHMUT TANAL (İstanbul) Yani
burada, en azından orada oturmanız yönüyle bir işaret
anlamındadır.
Bakın, siz teklifi kendiniz
veriyorsunuz, kendiniz oturumu idare ediyorsunuz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Lütfen
MAHMUT TANAL (İstanbul) Oy
kullanamayan bir başkan vekili, öncelikle orada da onu idare etmemesi
gerekir. Yani siz dar yorumluyorsunuz o şekilde Sayın Başkan
Vekilim.
BAŞKAN Eğer idare
edemeyeceğimiz burada belirtilmiş olsaydı idare etmezdik
Sayın Tanal.
Teşekkür ediyorum.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı,
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 21inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Lütfü
Türkkan (Kocaeli) ve arkadaşları
MADDE 21.- 2809 sayılı
Kanunun ek 130 uncu maddesinin başlığı ile birinci
fıkrasında yer alan "Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi"
ibareleri "Kayseri Üniversitesi" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Komisyon önergeye
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM,
KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ
AVNİ ERDEMİR (Amasya) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet
katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
ÖMER DİNÇER (İstanbul) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Yaşayan Devlet Büyüklerinin
isimlerinin kurum ve kuruluşlara verilmesinin etik olmayacağı
düşünülmektedir. Bu değişiklikle; üniversitenin bugün yürürlükte
kullanılan "Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi" adının
"Kayseri Üniversitesi" değiştirilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
21inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde üç adet önerge
vardır, geliş sırasına göre okutup
aykırılıklarına göre işleme alacağım:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın; İlköğretim
ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize Milletvekili Hayati
Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık Yakut ile 5
Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifi;
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş, Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş
Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun teklifi; Amasya
Milletvekili Avni Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin
Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas
Numaralı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin 22 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
D. Ali Torlak Oktay Vural Zühal
Topcu
İstanbul İzmir Ankara
Mehmet Şandır Lütfü Türkkan
Alim
Işık
Mersin Kocaeli Kütahya
Özcan Yeniçeri Ahmet Duran Bulut
Ankara Balıkesir
"MADDE 22- 10/12/2003 tarihli ve
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol kanununun eki (II)
sayılı cetvelin Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler ve Yüksek
Teknoloji Enstitüleri" bölümünün 21, 53, 80, 102 ve 103 üncü sıraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
"21) Alparslan Türkeş
Üniversitesi
53) Bülent Ecevit Üniversitesi
80) Şeyh Edebali Üniversitesi
102) Necmettin Erbakan Üniversitesi
103) Kayseri Üniversitesi
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önerge aynı
mahiyettedir. Bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim isterlerse.
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 22'inci Maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin Buldan Mülkiye
Birtane Adil
Kurt
Iğdır Kars Hakkâri
Hasip Kaplan Nursel
Aydoğan Sırrı
Süreyya Önder
Şırnak Diyarbakır İstanbul
İdris Baluken Levent
Tüzel Hüsamettin
Zenderlioğlu
Bingöl İstanbul Bitlis
Emine Ayna Aysel
Tuğluk Halil
Aksoy
Diyarbakır Van Ağrı
Diğer önerge sahipleri:
Faik Öztrak Recep
Gürkan Mehmet
S. Kesimoğlu
Tekirdağ Edirne Kırklareli
Faik Tunay Mevlüt
Dudu
İstanbul Hatay
BAŞKAN Komisyon aynı
mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI
NABİ AVCI (Eskişehir) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER (İstanbul) -
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET AKİF
HAMZAÇEBİ (İstanbul) Faik Öztrak konuşacak.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz
isteyen Faik Öztrak, Tekirdağ Milletvekili. (CHP sıralarından
alkışlar)
FAİK ÖZTRAK (Tekirdağ)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum ve hemen, bu yasayla ilgili
aklımdaki bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum: 7 Şubatta
MİT Müsteşarı Hakan Fidan savcılığa
çağrıldı ifade vermek üzere. Ciddi bir kriz başladı. O
kriz sürecinde, 20 Şubatta bu yasa Meclise geldi. Bu ikisi arasında
bir illiyet bağı var mıdır, yok mudur? Neden bu yasa, 7
Şubatta böyle bir kriz yaşarken Hükûmet, hemen onun ardından
Meclis gündemine getirilmiştir? Bu soru benim aklımda duruyor.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Türk millî eğitimiyle ilgili elimizdeki en son rapor Dünya
Bankasının raporu ve öyle anlaşılıyor ki bunda Millî
Eğitim Bakanlığının da onayı var. Çünkü bu rapor
30 Haziranda tamamlanmış, yayımlanmasına 20 Ocakta izin
verilmiş ve bu raporda şu söyleniyor: Türk millî eğitiminin 2
tane sorunu vardır: Kalite, bir de eşitsizlik. Yani yetiştirme
sisteminde eşitsizlik yaratması.
Şimdi, bu getirilen yasayla kalite
sorununu çözebiliyor muyuz? Hayır, kalite sorununu çözemiyoruz çünkü
yepyeni bir yaş grubunu eğitim sistemine dâhil ediyoruz.
TEPAVın yaptığı çalışmaya göre bunun maliyeti
5,5 milyar. Yine, zorunlu lisenin maliyeti 13 milyar, bununla ilgili öğretmen
harcamaları 2,1 milyar, 24 kişilik ve toplam maliyet 20,1 milyar.
Şimdi, ilkokulda kaliteyi artırmanın yani 24 kişilik
sınıflara inmenin maliyeti ise 6,9 milyar. Bu yasayla
yarattığımız ilave maliyetlerle ilköğretimde kaliteyi
artırmamız imkânsız hâle geliyor.
Peki, bu yasayla Türk millî eğitim
sistemindeki eşitsizlik yaratma meselesini çözebiliyor muyuz? Hayır.
Bakın, Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatının raporuna göre bir eğitim
sisteminde eşitsizliği çözmenin temel yollarından bir tanesi,
seçmeyi, akademik yerleştirmeyi mümkün olduğu kadar ertelemek
gerekiyor ve başlangıçta anaokulu meselesini yani zorunlu okul öncesi
eğitim meselesini de çözmek gerekiyor. Bunları yaparsanız
çocuğun, gencin ailesinden gelen sosyoekonomik mirasın etkisini
asgariye indirmek mümkün.
Değerli milletvekilleri,
bakınız, ben şunu söyleyeyim: Bu yasa geldi, burada bu yasaya
kabul oyu veriyorsunuz. Bu verdiğiniz kabul oylarıyla ne
yapıyorsunuz biliyor musunuz? Adanada çocuklarını
ısıtamadığı için o çocukların baş ucuna
kurutma makinesini koyup intihar eden Emine Akçayın yavrularıyla bu
ülkenin başbakanları ve bakanlarının torunlarının
hayata eşit bir biçimde başlamasının önüne geçiyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, yine, bu
maddede diyoruz ki, üniversitelere konan bu isimler kaldırılsın
ve temel itiraz ettiğimiz nokta, bugün yaşayan insanların
Şimdi, ebediyete intikal etmiş olan Sayın Bülent Ecevit var,
Sayın Necmettin Erbakan var. Tabii bunların isimlerinin üniversiteye
verilmesi bir kadirşinaslık ama bugün hâlâ daha görevinin
başında olan ve görevleri bittikten sonra onların
yaptıkları değerlendirilecek olan Başbakanın ve
Sayın Cumhurbaşkanının isimlerinin üniversitelere veriliyor
olması çok etik bir yaklaşım değil ve ben açık
söyleyeyim: Bunun, böyle bir yasa, yani çocuklarımızın
geleceğini karartacak bir yasa içinde yapılıyor olması,
maalesef, bizlere, sanki alıp da kaçılıyormuş gibi bir
izlenim veriyor. Ama şunu unutmayın değerli arkadaşlarım:
Bugün, dünyada yanlış iş yapanların isimleri, heykelleri, diktatörlerin
isimleri, heykelleri indiriliyor. Korkarım ki geleceğini
kararttığımız bu çocuklar bu isimleri üniversitelerin
levhalarından en kısa sürede indireceklerdir.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Öztrak.
Barış ve Demokrasi Partisinin
gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Ulusal ve uluslararası arenada üniversite
taşıdığı isim ile tanınmaktadır. Ayrıca
bu isim adı altında her üniversite kendi kültürünü
yaratmaktadır. Üniversitelerin isimleri maalesef o üniversitede görev
yapan bilim emekçilerinin, öğrenim gören öğrencilerin ve
üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşların
görüşleri alınarak belirlenmemekte, merkezi olarak belirlenmektedir.
Üniversite isimlerinin merkezi olarak siyasal iktidarların politik ve
ideolojik manevralarına uygun belirleme ya da değiştirme
yaklaşımı doğru değildir. Üniversite isimleri ilgili
üniversitedeki bilim emekçileri, öğrenim gören öğrenciler ve
üniversitenin bulunduğu kentte yaşayan yurttaşlar
tarafından, üniversitenin bulunduğu kentin dokusuna uygun olacak
şekilde belirlenmelidir. Ayrıca bir devlet adamı görevinin
başındayken isminin herhangi bir kuruma, caddeye, sokağa vb. bir
yere verilmesi etik bir davranış değildir.
BAŞKAN Aynı mahiyetteki
önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
199 sıra sayılı Kanun
Teklifinin 22 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
MADDE 22- 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (II)
sayılı cetvelin Yükseköğretim Kurulu, Üniversiteler ve Yüksek
Teknoloji Enstitüleri bölümünün 21, 53, 80, 102 ve 103 üncü sıraları
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
21) Alparslan Türkeş Üniversitesi
53) Bülent Ecevit Üniversitesi
80) Şeyh Edebali Üniversitesi
102) Necmettin Erbakan Üniversitesi
103) Kayseri Üniversitesi
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde Enver Erdem, Elâzığ
Milletvekili, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ENVER ERDEM (Elâzığ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İlköğretim Kanunu ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Teklifinin 22nci maddesi üzerinde verilen önerge için söz almış
bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli milletvekilleri, bugün
çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren önemli bir konuda
görüşmeler yapıyoruz ancak maalesef eğitimin niteliği
üzerinde tartışmıyoruz, tablet bilgisayarlar ve bunların
alımıyla ilgili hususlar üzerinde tartışmalar
yapıyoruz. Tabii, millî eğitim çok önemli ama yine maalesef
sayın bakanlarımız, şu ana kadar AK PARTİnin 4 tane
Millî Eğitim Bakanı geldi geçti, bunların her biri
geldiğinde millî eğitimle ilgili kendilerinin sistemlerinden
bahsetti, bunu getirdiler, Türkiye'deki millî eğitimin sorunlarına
kendi sistemlerinin çare olacağını düşündüler ancak bu
sistemlerinin soruna çare olmadığını gördüler. Bugün yine benzer
bir düzenlemeyle ilgili, Türkiye'de yeni bir sistemle ilgili konuları
tartışıyoruz.
Bu tasarının olumlu tarafları var,
eksikleri var, yanlışlıkları var. Olumlu taraflarına
baktığımız zaman, zorunlu eğitimi on iki yıla
çıkarmış olması sadece sayı olarak yeterli olmasa da
önemli olarak değerlendirilebilir. Yine Milliyetçi Hareket Partisinin
9uncu madde üzerinde vermiş olduğu önergeye benzer bir önergenin
kabul edilmiş olması önemli.
Bu tasarının eksiklerine
baktığımız zaman, öncelikli olarak bilim çevrelerinde
tartışıldıktan sonra, üniversitelerde tartışıldıktan
sonra gelmesi gerekiyordu, bu yapılmadı. Yine bu uygulama pilot
uygulama olarak başlatıldıktan sonra, aksaklıkları
görülüp giderildikten sonra Türkiye geneline yaygınlaştırılması
gerekiyordu, maalesef buna da uyulmadı çünkü -Sayın Bakan, biraz önce
söylemişti- yaklaşık 160 bin civarında yeni derslik
ihtiyacı var, 35 milyar lira gibi bir parasal ihtiyaç söz konusu. Bütün
bunların hepsi olsa bile, bunların önümüzdeki yıl hemen hayata
geçirilmesi mümkün değil. Dolayısıyla, bu da bu teklifin eksikliklerinden
birisi olarak görülmekte.
Değerli milletvekilleri, okul
öncesi eğitimin bu zorunlu eğitim programı içerisinde
değerlendirilmemiş olması da en önemli eksikliktir çünkü
çocukların kabiliyet ve kapasitelerinin yüzde 80inin ilk altı
yaş içerisinde belirginleştiği göz önünde bulundurulacak olursa,
bu okul öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunu ve bunun mutlaka
zorunlu eğitim içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini görmüş
olacaktık. Okul öncesi eğitim hem daha ucuz hem de çok daha etkili
bir eğitim olduğu hâlde bunun göz ardı edilmesini de gerçekten
ben yadırgıyorum.
Bu teklifte, yine
yanlışlıklar var. Bu yanlışlıklardan bir tanesi,
üniversitelerin isimlerinin değişikliği konusu; yani fiilen
görevlerinin başında bulunan ve siyasetin içerisinde bulunan
insanların isimlerinin üniversitelere verilmesinin ne kadar ahlaki
olduğunu ben sizlerin takdirlerine sunuyorum. Siz, ilelebet bu iktidarda
kalmayacaksınız. Gittikten sonra da o isimlerin oradan
kaldırılması gibi yanlış bir uygulamanın
yaşanmaması için bunun, bir defa, hiç gündeme getirilmemiş
olmasını ben arzu ederdim.
Yine, FATİH Projesinin İhale
Kanunu kapsamı dışına çıkarılması da burada,
yine sizlerin vicdanlarına havale edilecek önemli konulardan birisi. Bu
benzer düzenlemeleri sadece FATİH Projesinde değil, aynı
zamanda kentsel dönüşüm projelerinde vesairede de gördük.
Yani, özet olarak şunu
söyleyebiliriz değerli milletvekilleri: Önümüzdeki on beş, yirmi
yılda bu ülkenin bütün kaynaklarını, bütün ihalelerini
şekillendirerek, bunların adreslerini belirleyerek Türkiye'nin
gündeminden çekip gitmeyi düşünüyorsunuz gibi bir algıyı
oluşturuyorsunuz.
Bütün bu şartlara rağmen,
yapılan bu düzenlemenin hayırlara vesile olmasını
diliyorum.
Sizlere de iyi akşamlar temenni
ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Erdem.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
III.-
YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup
milletvekili ayağa kalktı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN Arayacağım.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Ögüt,
Sayın Tanrıkulu, Sayın Baydar, Sayın Öner, Sayın
Nazlıaka, Sayın Özel, Sayın Köktürk, Sayın Erdoğdu,
Sayın Öğüt, Sayın Eryılmaz, Sayın Çam, Sayın Kuşoğlu,
Sayın Ağbaba, Sayın Şeker, Sayın Toptaş,
Sayın Aksünger, Sayın Özkan, Sayın Özgündüz, Sayın Akar.
Bir dakika süre veriyorum sayın
milletvekilleri.
(Elektronik cihazla yoklama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni
Erdemir, Uşak Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem
Münevver Ökten Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup
Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve İzmir
Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/358, 2/305,
2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S. Sayısı:199) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
22nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
23üncü madde üzerinde üç adet önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun Milletvekili Nurettin
Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, İstanbul Milletvekili
Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal'ın;
İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Rize
Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri Milletvekili Sadık
Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve 12 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve
İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin 23 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Oktay
Vural Mehmet
Şandır Alim
Işık
İzmir Mersin Kütahya
D.
Ali Torlak Özcan
Yeniçeri Zühal
Topcu
İstanbul Ankara Ankara
Lütfü Türkkan Ahmet Duran
Bulut
Kocaeli
Balıkesir
MADDE 23- 21/12/2011 tarihli ve 6260 sayılı
2012 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu, 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 13/12/1983 tarihli ve
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede; Erciyes, Zonguldak Karaelmas, Bilecik, Konya ve Kayseri Abdullah
Gül Üniversitelerine yapılmış olan atıflar Alparslan
Türkeş, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Kayseri Üniversitelerine
yapılmış olarak sayılır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım iki önerge aynı mahiyette.
Okutup işleme alıyorum:
TBMM Başkanlığına
199 sıra sayılı kanun
tasarısının 23üncü maddesinin kanun teklifi metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Pervin
Buldan Mülkiye
Birtane Hasip
Kaplan
Iğdır Kars Şırnak
Sırrı
S. Önder İdris Baluken Nursel
Aydoğan
İstanbul Bingöl Diyarbakır
Levent
Tüzel Adil Kurt Emine
Ayna
İstanbul Hakkâri
Diyarbakır
Hüsamettin
Zenderlioğlu Aysel
Tuğluk Halil
Aksoy
Bitlis Van Ağrı
Diğer önerge sahipleri:
Recep
Gürkan Emre
Köprülü Mehmet
S. Kesimoğlu
Edirne Tekirdağ Kırklareli
Mevlüt
Dudu Veli
Ağbaba Faik
Tunay
Hatay Malatya İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, GENÇLİK, KÜLTÜR VE
SPOR KOMİSYONU BAŞKANI NABİ AVCI (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI ÖMER DİNÇER
(İstanbul) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge üzerinde söz isteyen Malatya
Milletvekili Veli Ağbaba.
Buyurun Sayın Ağbaba. (CHP
sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA
(Malatya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Demokrasiler sadece
siyasi partilerin olduğu bir şey değildir, demokrasilerin
olmazsa olmaz kurumları vardır. Sivil toplum kuruluşları,
sendikalar, meslek örgütleri, üniversiteler, bilim adamları demokrasilerde
konuşur, düşüncelerini söylerler ama siz buna izin vermediniz.
TÜSİAD
konuştu, zaman zaman sizin değirmeninize su taşıyan
TÜSİADı tehdit ettiniz, aba altından sopa gösterdiniz.
Öğretmenler
konuştu, gaz bombası attınız, su sıktınız.
İnsanların
şehirlerden çıkmalarına izin vermediniz.
Öğrencileri
dövdünüz, bugün ODTÜde Ulaş isminde bir öğrencinin
ayağını kırdınız.
Milletvekilleri
konuştu, konuşmaya çalıştı daha doğrusu,
saldırdınız, dövdünüz.
Bunun adı
faşizmdir, bunu yapanlara da faşist denir arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
AYŞE NUR
BAHÇEKAPILI (İstanbul) Sensin faşist!
VELİ AĞBABA
(Devamla) Kavga demişken bir şeyi anlatmak istiyorum: Çok
sevdiğim Özgür Özel arkadaşım sakin kişiliğiyle
terbiyeli, nazik bir arkadaşımızdır. Geçtiğimiz
günlerde Komisyonda yaşadığımız bir olayı
anlatayım: İsmini vermeyeceğim -geçen Komisyonda aynı
hataya düştüm, ismini vermeyeceğim- HK isminde sakallı bir milletvekili,
daha önce o sakalı rahmani sanırdım ama onun sakalı
şeytaniymiş, şeytani sakallı bir milletvekili Özgür
arkadaşımıza hunharca
BAŞKAN Sayın
Ağbaba, lütfen
Lütfen Sayın Ağbaba, temiz bir dille
konuşun. Lütfen
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Saygılı ol lan!
VELİ AĞBABA
(Devamla) Lan sensin!
MEHMET METİNER
(Adıyaman) Terbiyesiz herif!
(Adıyaman
Milletvekili Mehmet Metinerin kürsüye yürümesi)
VELİ AĞBABA
(Devamla) Terbiyesiz sensin! Gel
Gel
Sen kime
saldırıyorsun şerefsiz! (AK PARTİ ve CHP
sıralarından kürsü önünde toplanmalar, gürültüler)
BAŞKAN
Birleşime beş dakika ara veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma
Saati: 02.59
YEDİNCİ OTURUM
Açılma
Saati: 03.19
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi sırasıyla sayın grup başkan
vekillerine söz vereceğim.
Sayın İnce, buyurun, üç dakika lütfen.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
6.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, Meclis Genel Kurulunda
yaşanan olaylara ve sorumluları kınadıklarına
ilişkin açıklaması
MUHARREM İNCE (Yalova) Teşekkür ederim
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri.
Değerli arkadaşlarım, on yıldır bu Meclisteyim
fakat ne 22nci Dönemde ne 23üncü Dönemde böyle bir milletvekili görmedim.
İlk kez, bu 24üncü Dönem Parlamentosunda Mecliste çıkan her 3
olaydan 1isi Metinerle ilgilidir; sürekli olarak ön sıraya
konuşlanmıştır, sürekli olarak laf atmaktadır, sürekli
olarak tahrik etmektedir ve işin ilginci, geçmişte Sayın Kamer
Gençe yaşanmıştı, orada İdare Amiri Yok, yanlış
anladım, benim görevimdi bu, gittim. demesine rağmen, böyle
savunmalar yapmanıza rağmen, bugün bunun neyini
savunacaksınız, doğrusu merak ediyorum? Buna ne diyeceksiniz?
Yani göz göre göre, oradan kalktı
Lafları da Lanla
başlamış zaten. Tutanaklara baktık az önce. Oradan Lan!
diye laf atıyor. Sus lan! diyor, devamı geliyor. Kürsüye geliyor,
bir milletvekiline, kürsüdeki milletvekiline saldırıyor.
Şimdi, bakın, birincisi,
Metiner gelecek, buradan bir özür dileyecek. İkincisi, İç Tüzük 160/4
çok açık. Bakın 4üncü maddeyi okuyorum: Kınama
cezasını gerektiren hâller
O da nedir? Saldırıda
bulunmak. Bu bir kınamayı gerektiriyor. Bu tabii Genel Kurulun
onayına bağlı. Siz şunu diyebilirsiniz: Bu bizim
arkadaşımız. Biz burada CHPlileri öldürsek de bizim
arkadaşımızı kınamayız. Ben size
vicdanımdan geçeni söyleyeyim: Bu kürsüde bir AKPli milletvekiline bir
CHPli milletvekili gelsin saldırsın, söz veriyorum, Genel Kurulun
onayına sunulsun, ben kınanması yönünde oy kullanırım.
Benim vicdanım bunu gerektirir. (CHP sıralarından
alkışlar) Ne takıma bakarım ne partiye bakarım ne
ambleme bakarım; ben İç Tüzüke bakarım, hukuka bakarım,
burada yaşanana bakarım.
Şimdi, bakın, değerli
arkadaşlarım, siz yakında bizim
dokunulmazlıklarımızı da kaldırırsınız.
Yani bize bir tek şans bırakıyorsunuz biliyor musunuz; o da
şu: İç Tüzük 165e uymamak. Biz 1sek siz 3sünüz. Fiziksel gücünüzü
Hep aynı iri yarılar hemen kümeleniyorlar buraya. Bakın, buna
devam ederseniz, Genel Kurula silahla gireriz başka
şansımız kalmıyor, kalmıyor, kalmıyor. (AK
PARTİ sıralarından yuh sesleri, gürültüler)
YILMAZ TUNÇ (Bartın)
Yazıklar olsun sana!
BAŞKAN Lütfen Sayın
İnce, lütfen
MUHARREM İNCE (Devamla)
Bakın, başka bir şans bırakmıyorsunuz. Her seferinde
Bakın, ben kimseyi tehdit etmiyorum, ben size bir gerçeği
anlatıyorum. Bu, arkadaşlarım arasında dillendiriliyor, bu
konuşuluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MUHARREM İNCE (Devamla) Dayak
mı yiyeceğim böyle bir yaştan sonra? Ne yapacağız. Her
seferinde saldırıyorsunuz.
BAŞKAN Sayın İnce,
teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Devamla) Ben
burada, Mehmet Metinerin kınanmasını istiyorum.
HAMZA DAĞ (İzmir) Bir
kelime de arkadaşın için etseydin.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın İnce.
MUHARREM İNCE (Devamla) -
Vicdanınızın sesine göre oy verin. Şimdi sizde vicdan var
mı hep birlikte göreceğiz. (CHP sıralarından
alkışlar)
EMRULLAH İŞLER (Ankara)
Asıl kınanması gereken sizsiniz.
BAŞKAN Sayın İnce,
konu anlaşıldı.
Teşekkür ediyorum.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Ben size
anlatıyorum durumun vahametini, siz anlayın anlamayın.
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli)
Bundan sonra silahla gelmezsen adam değilsin! (x)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen
Sayın Şandır, buyurun.
7.- Mersin Milletvekili Mehmet Şandırın,
Meclis Genel Kurulunda yaşanan olaylara ve sorumluları
kınadıklarına ilişkin açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Değerli arkadaşlar, işin farkında mısınız
bilmiyorum. Siyaset adamının, devlet adamının, olgun bir
insanın özelliği, bir adım sonrasını öngörebilmesidir.
Eğer, burnumuzun ucunu görmüyorsak alnımız sürekli duvara
çarpacaktır. Bunu denemenin anlamı yok. Beraber yaşıyoruz,
siz deneyebilirsiniz ama burada birlikte yaşıyoruz ne size layık
görürüm bunu ne de kendimize haksızlık görürüm.
Değerli arkadaşlar, bu
kürsüye saldırılmasını, yani nezaketiyle, en ağır
tabirlerle kınıyorum Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Eğer
burayı koruyamazsak hiçbir şeyi koruyamayız, biri bu. (AK
PARTİ sıralarından anlaşılamayan bir müdahale)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Kardeşim, her şeye bir cevap verme, bir sus ya!
MEHMET ŞANDIR (Devamla) -
İkincisi: Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri;
bakın, ne Sayın Metiner
Metinerde bir arıza var, kusura
bakmasın. Yani arkadaşlar, kendi grup başkan vekilinin gücü
yetmiyor. Yani, ilzam etmek, hakaret etmek değil kastım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler) Dinle sayın milletvekili,
kendi grup başkan vekillerinin gücü yetmiyor Sayın Metinere. Lütfen
laf atma, sus diyor ama yapıyor.
Şimdi ben Metineri suçlamak için
söylemiyorum, olayı suçlamak için yapıyorum. Gecenin saat iki
buçuğunda, üç buçuğunda bu görüşmeyi yaparsanız,
inanınız ki içimizdeki en sakin insanımız bile kontrol
edilemeyen davranışların içine girer. İşin mahiyeti
yanlış. Yani, iki gündür, üç gündür on saat
çalışıyoruz. Eğer diğer işlerimizi de
yapıyorsak günde on beş, on altı saat
çalışıyoruz. Fizik buna müsaade etmez. Ne olur bunu yarın
cumadan sonra devam etsek de kimse kimseyi kırmasa, bu türlü laflar etmek
mecburiyetinde kalmasak. Ne olur değerli arkadaşlar?
Değerli arkadaşlar, tekrar
dikkatinizi çekmek istiyorum; bindik bir alamete
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
Kürsüden hakaret edeni de bahsedin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Onları da kınayalım kardeşim, onları da
kınayalım.
SITKI GÜVENÇ (Kahramanmaraş)
Onları da kınayın tabii.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Onları da kınayalım ama eğer bu kürsüyü
koruyamazsanız, bu kürsüyü koruyamaz, sürekli buradan
Ben size bir olay
anlatırım, olayın sahibi burada, utanır. Onun için, yani
konuşmayın, konuşturmayın bizi.
Bu sebeple söylüyorum, işin
mahiyeti yanlış. Gecenin bu saatinde bu milletvekillerini burada
çalışmaya mecbur eden kimse, sebebi neyse o yanlış ve
olanlardan da sorumlu olacak. Hiç mi akil adam yok aranızda
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Hiç mi
yani sayın bakanlardan, Sayın Meclis Başkanı, bunu
yarın görüşelim, devam edelim demiyor.
Değerli arkadaşlar,
yanlış yapıyoruz, yanlış yapıyoruz.
Teşekkür ederim. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın
Şandır teşekkür ediyorum.
Sayın Canikli buyurun.
8.- Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin, Meclis Genel Kurulunda
yaşanan olaylara ve sorumluları kınadıklarına
ilişkin açıklaması
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle buna benzer
olayların hepimizi üzdüğünü görüyorum, bizi de üzüyor elbette.
Konuşmamın başında şunu söyleyeyim: Hiç kuşkusuz,
nereden gelirse gelsin, kim olursa olsun kürsüye yürümek gibi bir fiilin kabul
edilmesi mümkün değil. Yani kürsüye
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) - Yürümek değil
Yürümek değil
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Neyse yani bakın bir şeyi,
düşüncemizi, kanaatimizi paylaşıyoruz. Yani, söylüyoruz
açık olarak. (Gürültüler)
BAŞKAN Lütfen sabredin
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Nereden gelirse gelsin, kim olursa olsun
açıkça söylüyoruz: Bu kürsü açık tutulmalıdır, burası
milletin kürsüsüdür. Saldırı, işgal, ne olursa olsun fark etmez.
Yani sonuç itibarıyla buranın çalıştırılamaz
hâle, milletvekillerinin, hatiplerin konuşturulamaz hâle gelmesi
Kim
olursa olsun, elbette kınayacağız yani aksi düşünülemez.
Kınıyoruz da zaten.
Değerli
arkadaşlar, tabii bunu yaparken -biraz önce, Sayın Şandır
da ifade etti- burada konuşmalarda da saldıran, hakaret eden arkadaşlar
varsa onları da kınamamız gerekiyor.
VELİ
AĞBABA (Malatya)
Kınayalım
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Hep birlikte onları da kınamamız
gerekiyor. Yani ben şimdi burada bir muhasebe, bir
karşılaştırma, o onu yaptı, bu bunu yaptı falan
gibi bir döngüye girmek istemiyorum, öyle bir niyetim yok ama bütünüyle
olayın fotoğrafının tamamını görmek lazım.
Yani, kürsüye yürüyen bir arkadaşımızı, yürümek isteyen
veya, her neyse kınıyoruz ama aynı şekilde burada
gerçekten
HASAN ÖREN (Manisa)
Kürsü dokunulmazlığı var. O, ayrı bir şey.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Söylüyoruz, söylüyoruz, bakın söylüyoruz.
HASAN ÖREN (Manisa)
Ayrı bir şey.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Onu ayırdık, söyledik, kanaatimizi
söyledik.
HASAN ÖREN (Manisa) -
Özür diler oradan. Başka bir şey
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Ama burada yapılan
yanlışları da görmemizi engellememeli, onu da söylemeliyiz. (CHP
sıralarından gürültüler)
HASAN ÖREN (Manisa) - O
yanlışı oradan arkadaşınız hepsini düzeltsin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Onu söylüyorum ben yani. Ayırdık onu,
söyledik, onu da söylüyoruz. Yani bakın, hakikaten
HASAN ÖREN (Manisa)
Kınama cezası verilecek
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Onu söyledim diyorum, biraz önce söyledim ama
şunu da söylememiz lazım yani Sakallı bir milletvekili, daha
önce o sakalı rahmani sanırdım, şeytaniymiş. Yani
bunu da kınamalıyız, bunu da eleştirmeliyiz.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Kürsüye çıkar eleştirir.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Onu söylemeye çalışıyorum
değerli arkadaşlar.
AHMET TOPTAŞ
(Afyonkarahisar) Çıksın sakallı arkadaş eleştirsin.
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Dolayısıyla yani hepiniz, hepimiz bütün hareketlerimize,
konuşmalarımıza
Eleştiri tamam, ağır
eleştiri tamam ama hakaret olmasın. Yani gerilmemesi gerekiyor bu Meclisin.
MUSA ÇAM (İzmir)
Bu saatte çalışmak mecburiyetinde miyiz Başkan?
NURETTİN
CANİKLİ (Devamla) Şimdi tabii biraz önce Sayın İnce
bir ifade ortaya koydu, sanıyorum belki içinde bulunulan ortamın da
etkisiyle, yoksa
kastettiğinin o olduğunu düşünmüyorum yani böyle silah milah
falan, öyle şeyler bu Mecliste olmaz, olmaması gerekir. Yani zaman
zaman tatsızlıklar oluyor, geçmişte de oldu,
olmamasını temenni ediyoruz, oluyor maalesef
MUSA ÇAM (İzmir) Sayın Grup
Başkan Vekili, bu saatte çalışmak mecburiyetinde miyiz söyle
Allah aşkına?
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Ama bunun çözüm yöntemi bir araya gelerek, sakinleştirerek, o
ortamı oluşturan hâletiruhiyeyi ortadan kaldırmaya
çalışarak, özellikle bizlerin, grup başkan vekillerinin başta
olmak üzere, doğal olarak, sakinleştirmeye çalışmak; olması
gereken doğru yöntem budur yani aksi bir tavır ya da
tırmandırma şeklinde, tırmandırmaya yol açacak,
nereden gelirse gelsin, silah ya da başka bir şey
Yani bunu da bence
kayıtlardan çıkarmak lazım değerli arkadaşlar.
AHMET DURAN BULUT (Balıkesir)
Saat üç buçuk, Meclisi amele yerine koyuyorsunuz! Olur mu? Herkes geriliyor.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - Bu ifadeyi kayıtlardan çıkarmak lazım çünkü onun
kastedilmediğini de biliyorum, o niyetle söylemediğini biliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ
(Devamla) - İnşallah sakin bir şekilde
çalışmalarımızı sürdürürüz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova)
Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın
İnce.
MUHARREM İNCE (Yalova) Çok
kısa bir açıklama yapayım.
Kayıtlardan falan çıkmaz. Ben
ne dediğimin farkındayım.
BAŞKAN Hayır,
kayıtlardan çıkmaz zaten; öyle bir şey söz konusu değil.
MUHARREM İNCE (Yalova) Birincisi
şu: Bir kere, ben silah taşımıyorum yani bu bir.
İkincisi, bir nefsi müdafaadan söz
ettim ben. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bir dakika
Derdimi
anlatırsam
Ben bir nefsi müdafaadan söz ettim.
Sürekli olarak şöyle bir psikoloji içinde AKP milletvekilleri: Biz
çoğunluğuz, biz döveriz. mantığında. (AK PARTİ
sıralarından gürültüler)
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep)
Hayır, hayır!
MUHARREM İNCE (Yalova)
Bakın, bu psikolojiden çıkın. Biz size kendimizi dövdürmeyiz,
biz size kendimizi dövdürmeyiz, ne gerekiyorsa onu yaparız ama
dövdürmeyiz. Bu psikolojiden çıkın! (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın İnce,
müsterih olun, burada hiçbir sayın milletvekili dövülmez.
MUHARREM İNCE (Yalova) Buradan
çıkmanızı istiyorum. Ne gerekirse onu yaparım. (AK
PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Evet, sayın milletvekilleri, biz
de Başkanlık Divanı olarak biraz önceki yaşanan üzücü
hadiseyi kınıyoruz.
XI.- DİSİPLİN CEZASI İŞLEMLERİ
1.- Adıyaman Milletvekili Mehmet Metinere yapmış
olduğu davranış nedeniyle İç Tüzükün 160ıncı
maddesinin dördüncü fıkrası gereğince kınama cezası
verilmesi yapılan oylama sonucu kabul edilmedi
BAŞKAN Adıyaman
Milletvekili Sayın Mehmet Metinerin davranışı kınama
cezasını gerektiren bir fiildir. Bu nedenle Adıyaman
Milletvekili Sayın Mehmet Metinere İç Tüzükün 163üncü maddesi
uyarınca kınama cezası verilmesini teklif edeceğim ancak
Sayın Metiner buradaysa savunma yapabilir.
Sayın Metiner? Yok.
Şimdi, 163/4üncü madde
gereğince Sayın Metinere kınama cezası verilmesini teklif
ediyorum: Kabul edenler
MUHARREM İNCE (Yalova)
Olmadı
Hakikaten olmadı!
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir. (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM İNCE (Yalova) İşte,
adaletiniz bu sizin! Adalete bak! Yazıklar olsun!
BAŞKAN Sayın İnce
Lütfen.
MUHARREM İNCE (Yalova) Vicdana
bak, Müslümanlığa bak, adalete bak!
BAŞKAN - Ama Sayın
Ağbaba, biraz önceki olayı da dikkate alarak lütfen
Lütfen önerge
üzerinde konuşalım. Lütfen
Buyurun Sayın Ağbaba.
X.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
4.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş,
İstanbul Milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, Adıyaman
Milletvekili Ahmet Aydın ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir
Ünal'ın; İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile
Rize Milletvekili Hayati Yazıcı ve 2 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Kayseri Milletvekili Mustafa
Elitaş ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Sadık Yakut ile 5 Milletvekilinin; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili Ayşe Nur
Bahçekapılı, Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal ve
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; Amasya Milletvekili Avni Erdemir, Uşak
Milletvekili Mehmet Altay ve Mersin Milletvekili Çiğdem Münevver Ökten
Tarafından Benimsenen (2/312) Esas Numaralı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Salih Kapusuz ve
12 Milletvekilinin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri ve
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve İzmir Milletvekili Oktay Vural ile 21 Milletvekilinin;
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Kamu Mali
Yönetim ve Kontrol Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (2/358, 2/305, 2/306, 2/307, 2/312, 2/384, 2/385) (S.
Sayısı:199) (Devam)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Değerli arkadaşlar, benim
yaşım
MUHARREM İNCE (Yalova) CHPli
biri yapsa hiç kimse bana o CHPliye ret oyu verdiremez, o CHPliye ceza
verdiririm, parmağımı kaldırırım! (AK PARTİ
sıralarından Sus! Sus!sesi)
(AK PARTİ ve CHP milletvekilleri
arasında karşılıklı laf atmalar, birbirlerinin üzerine
yürümeler ve yumruklaşmalar)
VELİ AĞBABA (Devamla) - Değerli milletvekilleri
MEHMET ŞANDIR (Mersin)
Sayın Başkanım, kapatın şunu ya!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 03.33
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 03.56
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK
(Burdur),Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
----- 0 -----
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 85inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
199 sıra sayılı Kanun Teklifinin
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi söz sırası Sayın Ağbabada
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Başkan, yeter
artık ya! Herkes laçka olmuş, hâlâ daha
Ayıp!
Grup başkan vekilleri, ne oldu ya? Ne yapmaya
çalışıyorsunuz?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın
Başkan
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, buyurun
(CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
HASAN ÖREN (Manisa) Nedir niyetiniz? Birbirimizi mi
öldürelim ya!
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Yani bu çalışma
şartları hukukun neresinde yazıyor?
AHMET TOPTAŞ (Afyonkarahisar) Esir miyiz burada?
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sabaha kadar
çalışmaya mecbur mu bu milletvekilleri, arkadaşlar?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) Sayın
Başkan
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Başkanım,
bu çalışma şartları
BAŞKAN Yerinize oturun, söz vereyim.
Bir saniye Sayın Şandır
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Söz meselesi değil
kardeşim ya! Ne sözü ya!
HASAN ÖREN (Manisa) Sayın Başkan, hiçbir kavgada
şu alanda olmadım, yerimde oturdum. Yeter artık, sinirlerimiz
gitti ya! Sayın Başkanım
Müdahale edin grup
başkan vekilleri, müdahale edin ya! Ayıptır ya! Ne olacak
birbirini vursa insanlar, hoşunuza mı gidecek!
BAŞKAN Sayın Ören, kavganın sebebi Başkanlık Divanı
değil ki!
HASAN ÖREN (Manisa) Yapmayın ya!
Ortaya çıkan bir insan değilim, atışmalarda olan bir insan
değilim ama ayıptır ya, sinir diye bir şey kalmadı!
Yarın çıksa ölür müsünüz!
Niye gülüyorsun arkadaş,
yanlış bir şey mi söylüyorum? Ne oldu da
İnsanlar
birbirini kırarsa sevinir misin?
BAŞKAN Buyurun Sayın
Hamzaçebi.
VIII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
9.- İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Meclis Genel
Kurulunda yaşanan olaylar ve gergin ortam nedeniyle İç Tüzük madde
68e göre birleşimin kapatılması gerektiğine ilişkin
açıklaması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepimizin tanık olduğu gibi ortada gergin bir atmosfer var. Böyle bir
atmosferde görüşmeye devam etmek, Bu yasayı bugün sabaha kadar
sonuçlandırayım. demek yeni gerginliklere neden olacak bir
davranışta bulunmak demektir; ben bunu tavsiye etmiyorum.
Görüyorsunuz, her yeni başlayan oturumda, bir şekilde bir önceki
ortamın, bir önceki oturumun gerginliği giderilemediği için yeni
bir gerginlik başlıyor.
Kürsüde konuşan hatibe
yapılan bir saldırı nedeniyle sizin Genel Kurulun takdirine
sunduğunuz kınama cezasının arkasında AKP Grubunun
durmamış olması nedeniyle böyle bir hukuksuzluğun
yaşandığı bir ortamda Görüşmeye devam edelim. demek
gerginliklere ortam hazırlamak demektir. Bunu tavsiye etmiyorum.
İkincisi, Sayın Başkan,
İç Tüzükün 68inci maddesi açıktır, gürültü ve kavga hâlinde
sizin oturuma ara vereceğinizi söyler, tekrar oturumu
açtığınızda yeni bir gürültü ve kavga ortamı var ise, devam
ediyor ise oturumu kapatmanız gerektiğini söyler. Siz iki kere
oturumu kapatmak zorunda kaldınız, tekrar bir daha gerginliğe,
kavgaya meydan vermemek amacıyla 68inci maddeye göre sizin oturumu
kapatmanız gerekiyor Sayın Başkanım. Lütfen, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu olarak sizden İç Tüzüke uymanızı ve oturumu
kapatmanızı bekliyoruz.
Bakın, burada bizler sabahlara
kadar çalışabiliriz, çalışmadan yılan milletvekilleri
değiliz, sizler bir tasarı, teklif getirebilirsiniz, biz yirmi dört
saat, otuz altı saat bütün bunların hepsine karşı
görüşlerimizi ifade edebiliriz ama burada bayan milletvekillerimiz var.
Bakın, stenograflara bakalım. Bakın, şu insanlık
dışı bir tablo değil midir? Şurada, şu anda 6
stenografımız var
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, teşekkür ediyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) 5i bayan
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Bir saniye Sayın Başkan ama
ENGİN ALTAY (Sinop) Bir Grup
Başkan Vekilinin sözü böyle kesilir mi ya?
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi,
hemen itiraz etmeyin, ben kesmedim, kendiliğinden kesildi. (CHP
sıralarından gürültüler)
AYLİN NAZLIAKA (Ankara) Bizim
hakkımızı savunuyordu, açın Başkan.
BAŞKAN Ben parmağımla
kesmiş değilim ki
Her şeye itiraz ediyorsunuz ya. Böyle bir
şey olmaz ki
Buyurun şimdi.
AYTUĞ ATICI (Mersin) Sayın
Başkan, sinirlerin ne kadar gergin olduğunu görün, bakın.
BAŞKAN Anladım
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Sayın Başkan, cümlemi bitireyim. Bakın, tabii
ki bu ortamda siz de geriliyorsunuz.
BAŞKAN Ben gergin değilim
ama siz hemen itiraz ediyorsunuz, bir şeyi dinlemiyorsunuz ki.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Bakın, siz de geriliyorsunuz. Sayın Başkan,
kürsüde konuşurken bana otuz saniyeyi bile vermeyi esirgediniz. Ben o
kürsüde konuşma hakkını
BAŞKAN Kuralları uyguladım
efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(İstanbul) Hayır, otuz saniye derken, en son selamlama
konuşmamı yapıp inecektim, onu dahi esirgediniz, bunu da bu
gergin ortama bağlıyorum, neyse.
Şu son cümlemi tamamlayayım:
Sayı değişti şimdi burada, demin 5 bayan stenograf
arkadaşımız vardı, 6 bayan stenograf
arkadaşımız var, 1 tane erkek stenograf
arkadaşımız var, pozitif ayrımcılık bu olsa
gerek!
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, İç
Tüzükün 68in son fıkrası gereğince birleşimi
kapatıyorum.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Bu kadar
Başta yapsaydınız ne olurdu yani!
BAŞKAN Alınan karar
gereğince, kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen
diğer işleri sırasıyla görüşmek için 30 Mart 2012 Cuma
günü saat 14.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 04.01
(x) Bu açıklamaya ilişkin ifade 28/12/2012 tarihli 84üncü Birleşim Tutanak Dergisinin 258inci sayfasında yer almıştır.
(X) 199 S. Sayılı Basmayazı 27/03/2012 tarihli 83üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
(X) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(*) Bu bölümde, Hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
(x) Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa eklidir.
(x) Bu bölümde Hatip tarafından Türkçe olmayan bir kelime ifade edildi.
(x) Bu ifadelere ilişkin düzeltme 30/3/2012 tarihli 86ncı Birleşim Tutanak Dergisinin 33üncü sayfasında yer almaktadır.